dolabın kapağını açmakla alakalı biraz. gündüzleri mesela evde kimse olmuyor kapak hiç açılmıyor ısı kaybı olmuyorsa normal, kolay bozulan yiyecekler varsa normal değil, gibi

dolapta az miktarda yiyecek var kapağıda sık sık açmıyorum

gazı azalmıştır.

termostatı bozulmuş olabilir

Zaten ben yazılım üstüne çalışmak istemiyorum. Donanım ilgilimi çekiyor daha çok. O yüzden yazdığım kodun satılması gibi bir amacım yok. Donanım ile ilgilendiğim için doğal olarak analiz üstüne kullanacağım matlabı.

mesela makine müh. için konuşursam simulink denen zımbırtı sayesinde dinamik sistem ve mekanizma anallizi yapabiliyosun . Bence işe girdiğin firma ne ister değilde bu programı kullanmayı bilirsem mesleğimde fark yaratırmıyım diye bak derim .

@terelelli , hayir online bir oyun degil. setup usulu isleyen bir uyun.

(bkz: hearts of iron)

Rutubet işte. Nem. Ha illa biyolojik açıklama istiyorsan, bakteri mantar arası bir kümelenme olabilir. Su sızıntısı olduğunu sen de demişsin zaten.

küf o bi' çeşit, o sarkan şey de yarı sıvı yarı katıymış bakteri artışından dolayı gelişmiş(babamın dediğini aktarıyorum). kuru bişiyle kabasını alıp sonra çamaşır suyuyla silmek lazımmış orayı. tamamen kurtulmak istiyorsan su akıtma problemini halledicekmişsin ya da ara ara kireçle karıştırılmış çamaşır suyuyla badana yapıcakmışsın.

bibirinden güzel cıvık mantarlarınız olmuş. güle güle kullanın (:

sporlu oldukları için kurtulmanız zor olur. kazıyın, saç kurutma makinesiyle kurutuni tekrar kazıyın. bol çamaşır suyuyla silin, tekrar kurutun.

eğer tekrar canlılar çıkarsa hiç üşenmeden tekrarlayın.

www.biltek.tubitak.gov.tr

yeni ev arkadaşın oluşmaya başlamış hayırlı olsun, yakında kirayı bölüşebilirsiniz.. şaka bi yana equbia'nın dediklerini uygula..

sızıntının kaynağını bulmadığın sürece var olacaktır
geçici çözüm arkadaşların yazdığı gibi

Üst komşuya gidip durumu anlatın, su sızdıran yeri yaptırsın, sizin tavanı boyatsın. Zararınızı ödemek zorunda. Keşke başladığında hemen gitseydiniz ama zararın neresinden dönseniz kârdır.

sormayın ya allahın belası bi kadın var karşı çaprazda üst komşuyu kolluyo. lanet insanlar ya. en sonunda şikayet etcem bin kere söyledik kavga ettik yüzyüze bakıyoruz diye şikayet etmiyoruz. tuvalet banyo yatak odası hepsinin tavan komple küf.

edit: benim sayemde ev ortamında cıvık mantarda gördünüz (:
bilimsel araştırma için gelmek istiyen varsa mesaj atsın :D

aklıma prison break abruzzi ye gözüken isa geldi valla. çağrışım işte.

Yöneticiye söyleyin, yaptırmak zorunda olduklarını o söylesin. Yüzyüze bakma düşüncesi onlar gibi çok saygısızı kurtardı şimdiye kadar, yüzlerine bakmasanız ne kaybedeceksiniz ki? Komşuluk saygıları olsa bu duruma gelmezdi orası.

Biraz da siz cazgır olun, emin olun daha çok saygı görürsünüz bağırırsanız. Denedim, oradan biliyorum :)

2 farklı fungus üremiş hocam orada. Tebrikler nur topu gibi funguslarınız olmuş. o kök şeklinde olan yapı rizomorf. diğeri küçük toplu olanın üstünde ki siyah noktalar da Siklerotti , artık tohuma kaçmışlar yani :D
oluşmalarının yegane sebebi nemdir.

benim de aklıma lahmacun geldi? olabilir başka bi hali tabi. ciğ köfte de var onun içinde ama

bir avukatla irtibata geç. 300-500 liralık şey, bir kaç bin liraya malolsun. eşşek gibi de ödesin.

genel görünüm itibariyle anne karnındaki embriyo ya benziyor :)

Bence sürreal bir çalışma olmuş

burokratik, sikici, fazla resmi

işlerin tıntıntın ve suratsız bir biçimde yürüdüğü(!) yer olarak düşünebilirsin.

fazla teferrüat onay cok az serbestlik düsünceye yer tanımamak robot gibi calısmak vs ..

sabah 9 akşam 5 çalışılır, fazla mesaisi olmaz, haftasonu çalışılmaz...

sigorta, maaş, emeklilik ve yılda iki takım elbise anlamı da çıkabilir.*

genelde pozitif anlamda kullanılır. maaşklar tıkır tıkır ödenir. kıdem ihbar gibi konularda sorun çıkmaz,fazla mesailer ödenir, doğum izni yıllık maaş artışı falan vardır gibi...

arayuzu en sevimli olanı bence solidworks ama motion isi 3dsmax de daha rahat

3ds max.i kullanmış biri olarak onu öneriririm. belirtildiği üzere hareketlendirme konusunda da yetenekli bir program 3ds max. kullanımı kolay mı bilmiyorum fakat şöyle diyebilirim, sıfırdan başlayıp profesyonel olabileceğiniz kadar fazla döküman, video dersler mevcut internette.

bu tür programların arayüzleri ve izometrik perspektif mevzusuna hakimiyetiniz nediri belirtmeniz de, yol gösterenlere yardımcı olabilir. sketchup hangi noksanlığıyla yetmedi bilemem tabiyi ama, cinema 4d ayrı zbrush bi ayrı, poser daha bi tuhaf mevzu :))
ne bildiğinizi yazın öncelikle :)

@yapacakbirşeyyok, ne bildiğimi bilmiyorum açıkcası. 3ds max i deniyim, olmadı iletişime geçerim seninle =)

3dmax yerine cinema 4d tavsiyemdir :)
şu heyecanlandırır ihtimâl :)
www.tutorialsworld.com

aslında sketch up iyidir ama biraz alışmak ister.en başta bu ne ya çizgifilm gibi deyip burun kıvıran ben bugun profesyonel işlerde bile bunu kullanmaktayım.youtube daki tutorialların öğrenmemde çok faydası oldugunu söyleyebilirim.

hareketten kastım 2 dikdörtgeni birbiri üstünde ray (ya da dişli çark vs)üstünde hareket ettirmek gibi. ayrıca görselinde değilim, objeleri istediğim gibi yönetebileyim yeter bana.

ZBrush'ı da bir dene bence

paint?

fractal design painter 1 2 3 4 şeklinde giden seri olabilir mi ?

artrage?

bencede artrage bütün deliller onu gösteriyor

evet oy çokluğuyla artrage.

e photoshop?

hangi program?

farketmez sadece yapıp atması lazım.

ne yapılacağını yaz ki millet de inansın 10 dklık olduğuna.

75 cmlik bir sistemde 15e 15 bir arabanın üstünden bir top atılacak ve basket olacak o kadar.

goturecegin yer ya enriko aliberti olacak ya da sanayide ahmet mehmet. sadece yağ diyosan 100-150 tl civarinda olması lazım.

yağ degişimine para verme ya cok basit bisey gir arabanın altına ac karterin tapasını bosalt yagı sonra doldur

yağ değişimini hemen her yer ücretsiz olarak yapıyor; fakat yağ ve filtresi için araştırma yap.

kamilinsan kime gitsen 10 liraya değiştirmez ama sanayide ucuza değiştirirler. yağını değiştirceksen filitreni de değiştirceksin.tabi hava filitrene de baktır o arada. fren balataların ne alemde? polen değişmesi gerek? yakıt filitreni en son ne zaman değiştirttin?

sadece yağ değişimi değildir gerekli olan.

bu islerden anlamiyorsan ve sanayi de saglam bir tanidigin yoksa yetkili servise git. bir sorun ciktiginda karsinda muhattap bulabilirsin en azindan.

speedy' de değiştirtmiştim, yağ ve diğer tüm filtreler dahil 130 tl tutmuştu...

galvaniz bir element değil. kastınız galvanize çelik ise aluminyumdan daha ağır.

galvaniz kaplama türü eğer galvanize çelikse aluminyumdan daha agır olacaktır şasiyi alimünyumdan yapınız Al aktifliği demir kadar yüksek olan bir element değildir dolayısıyla daha zor korozyona ugrar çeliğin ısı ve yük dayanımı alimunyuma göre daha yüksektir

galvaniz çelik evet.. Çok teşekkürler arkadaşlar

mail adresini yaz istersen ,yadımcı olmaya çalısırım.

yardımlarından dolayı enron'a teşekkürlerimi iletmekle beraber eğer elinde bu konularla ilgili kaynak olan başka arkadaşlarda varsa onların yardımları da çok faydalı olabilir.

sciencedirect.com a bak pdflere erişimin yoksa istediğin makaleyi soyle ben okuldan indireyim

gecen sene üniversiteye türk havacılık tarihi üzerine çalışmalar yapmış 15 seneden beride TAI de çalışan bir mühendis konu ile alakalı sunum toplantı tarzında birşey vermişti ordan aklımda kaldığı kadarıyla anlatayım: Nuri demirağ cumhuriyet döneminde kurulan neredeyse tüm demir yolu hatlarının yapımını üstlenmiş bir kişi ve bu sayede zengin oluyor zaten soyadıda buradan geliyor THK zamanında alınıp orduya bağışlanmak üzere uçak için iş adamlarından para topluyor demirağ ise uçak parası yerine uçak fabrikası kurmayı öneriyor ve tüm birikimini buna yatırıyor THK dan da sipariş alıyor bunun üzerine uçakları üretmeye başlıyor ancak deneme uçusu sırasında pilotluk eğtimi olmayan bir mühendisin uçağı uçurmaya çalışması nedeniyle uçak çakılıyor ve kamuoyunda bu uçaklar hakkında karalama kampanyaları başlatılıyor bunun üzerine THK siparişleri kabul etmiyor ve uçaklara uçuş lisansı vermiyor böylece tüm mal varlığını bu işe yatıran Nuri demirağ iflas bayrağını çekmek zorunda kalıyor..

"Devrim Arabaları"nda anekdot olarak geçer, elinizde olmayan bir bilgi değildir herhalde ancak ne olur ne olmaz diye bakmakta yarar var.

ülkemizdeki ülke yönetimindeki bireylerin kendi bireysel çıkarlarını kamu menfaati önünde tutmalarının sonuçlarından biridir. pırpır uçak yapan bir abinin söylediğine göre uçağın çakılması fırsat bilinip yabancı sermayenin lobisiyle uçak siparişleri iptal ettirilmiş. aynı sona bursa'da başka bir kişi tarafından kurulan helikopter fabrikası da uğruyor, onu da araştırıp belki ödevine eklersin.

(bkz: kayseri tayyare fabrikası)

ntvblm'in yanılmıyorsam şubat sayısında ayrıntılı olarak anlatıyordu ilk uçağın hikayesini. bulabilirseniz ona da bakın

sözlükteki tüm başlıklara baktım nerdeyse hocam teşekkürler:)

hadi ya.. nasıl bulabilirim ki geçmiş sayıyı:/ internete düşmüş olabilir mi acaba?

29 liraya 1mb sınırsız + kablo tv ancak sozlesmesi 2 yılllık ve modemleri biraz tuzluca 150 tl kadar flan yanlıs hatırlamıyorsam ben kullanıyorum oldukca memnunum bir defa bile telefon acıp sorun bildirdigim olmadı

kullandığım süre boyunca ttnetten bi artısını görmedim, üstelik statik ip. şimdiki aklım olsa ttnette kalırdım. (1 mb lik tarife için konuşuyorum)

bu uydunet hiç iyi tanıtım yapamıyor arkadaş. bulunduğunuz semtte kablo tv varsa kesinlikle ilk tercih olmalı. bu ara 2 yıllık sözleşme yapınca kablosuz modem hediye ediyorlar, sitesini bi kurcalayın. kullanıyoruz, memnunuz.

biz de memnunuz :) 29 liraya tv+sinirsiz internet...

gayet memnunum.. turktelekom un sacmalıklarının hicbiri yok. ustelik cok daha da ucuz

Teşekkür ederim. modem var iki yıl kullanmayınca ne yapıyorlar verdikleri modemi mi alıyorlar. modem var fazladan alsınlar varsın o zaman ben üye olayım başka bir katakullisi yoksa bu işin.

Modem bildiğiniz modemlerden değil yalnız! Docsis 2.0 ve üstü uyumlu olmalı. Uydu net modem aratın Google'da.

www.hepsiburada.com
Buradakilere göre parçası fazla üstelik fiyatı yüksek değil daha az. Bilmiyorum belki Hb'nın kazıkçılığıdır.

elektronik devre plakalarına delik acmak icin el matkapları var elektronikcilere sor bi istersen isini gorurmu bilmiyorum ama

bence dremel al
www.hirdavat.com
ayrıca aynı o ikinci linkteki parçaların olduğu 200 parçalık setler var aleti olmadan 15-20 liraya satıyorlar bauhausta vs.

sahteyazar peki o setleri dremelde kullanabilecek miyim? Yani normal matkap ucları gibi bunlarınki de standart mı?

evet standart. yalnız dremel gibi kaliteli olmuyorlar tabi, ama iş görür.

Bende ikinci linktekinin aynısı var memnunum, Gerçi aparatları çok sağlam değil, baya uç kırdım şimdiye kadar.

Devre kartı delmek için kullandığım küçük 9v bir matkabım da var ama 1 ya da 2 mm çapında küçük ve derin olmayan delikler açmak için kullanıyorum.

Siz ne için kullanacaksınız?

bilen eder çıkar elbette...

dikkat edilecek fazla bir şey yok aslında bunlarda. dremel tipi ürünlerin makinesi değil uçları önemli. ben metal işleri için 60 TL'ye aldığım 200+ uçlu bir ürünü kullanıyorum, pişman olmadım. sanırım ikinci linktekine benziyordu.
en ucuz motor + iyi uçlar alarak uzun süre kullanabilirsiniz bence...

bir gun oleceksiniz... hayatinizi kaybedeceksiniz... hic yasamamis olmaktan iyi degil midir yasamak?...

hiç bulmamış olmak daha iyidir. "cahillik mutluluktur" gibi.

bir seyden kastınız nedir? bu oyle felsefik genelleme yapılamayacak kadar geniş birsey hayatı kaybetme pahasına yasamak var ama birde evlat acısı biye birsey var ..

aşk, para, kadın, kariyer, statü, itibar, itimat vb.

Bir şeyi bulup kaybetmek daha sonra ona özlem duymaya yol açabilir. Ama hiç tatmadığın bir şey ise insan için pek ifade etmez. Örneğin hiç ananas yememiş bir insan sanmıyorum ki ölmeden önce "lan bir ananas yeseydik bari" diye düşünsün.

hiç bulmamış olmak +1

bulmak o konuda tecrübe getirir, hiç bulmamış olmak onun tadını tarif edememektir.

bulmak yaşamaktır

daha önce alışık olduğun birşeymiş gibi kazan, değişiklikten zevk alıyormuş gibi kaybet.

Kaybettiğini bilmezsen, kaybetmiş sayılmazsın..

biraz temel bilgi edinmeniz lazim, en azindan internetteki ornekleri alip birlestirecek kadar. tabii bunun isigi var kamerasi var kaplamasi var, var da var. animasyon ise butun bunlarin bir kademe ustu oluyor. kuzenimin 3d meraki vardi, tek kare renderlarda basariliydi ama animasyonu cozemedi. tabii azimle yapilmayacak sey yok. ama bir haftada falan yapabileceginiz birsey degil.
2- tanimlamalar var, yer cekimi, insan modelleri icin eklem yerleri, mekanik modeller icin surtunme esneklik vs. daha bircok ayrinti. bu konuda benim de cok tecrubem yok, ama kuzenim bir animasyon yapmisti; tepeden bir masaortusu masanin kenarina dusuyor. yercekiminin etkisiyle once kenardan tasan yerler sallaniyor, sonra agarligin fazla oldugu tarafa dogru kayarak masadan dusuyordu. bunu yapmak icin ortunun fiziksel ozelliklerini ve yercekimini tanimladigini gerisini programin yaptigini soylemisti.

3d studio max i indirip biraz kurcalayın internette neyin nasıl yapılacagına dair videolar var hareketler temel olarak zaman cizelgesi uzerinde key pointler olusturarak yapılıyor mesela bir kol tasarladınız 0. dakikada kolun konumu 0 noktasında belirliyorsunuz sonra 30. saniyedeki halini belirliyorsunuz program bu iki konum arasında belirlediginiz zaman aralıgı icinde hareket ettiriyor gibi gibi cok basitce mantık boyle .

e süpermiş o zaman, flash'tan alışığın timeline olayına.

yanlış hatırlamıyorsam airbag ve roketlerin uzaya çıkarken kıçını başını dağıtarak düşürmesi türk bir bilimadamının eseriydi ama buişi amerikada yapmıştı

bildiğim kadarıyla arabalı vapurlar. 1871de ilk tasarlanan örnekleri bir mühendislik şaheseri olarak nitelenmiş. bir de haliçteki atatürk köprüsü var. çok iyi tasarlandığından inşaat fakültelerinde ders olarak okutuluyor.

arçelik vestelin falan zırt pırt iddia ettikleri mühendislik başarıları var ama sikko olabilir çoğu. biri dayrek dırayv teknolojisi.

(bkz: devrim arabaları)

krank-biyel mekanizması türk icadı galba

ayrıca sahil güvenliğin kullandığı kaan sınıfı botlar.

arsiv.sabah.com.tr

(bkz: necmettin erbakan)

dalga geçmiyorum. alman ordusuna tank tasarlamışlığı var.

aynı zamanda eski planör rekortmeni de olan ali yıldız diye bir amca var. bu amca dikine havalanabilen ilk uçakların tasarlayıcısıymış.

not: işinize yarayan yanıtların yanına tik atınız.

Borg-Warner'a aktarma organi tasarlamis [diferansiyel] bi' amca vardi ama yamuluyor da olabilirim...

toplamda 3 oyun var diyebilmekteyim. 3ünü de alıp başlayabilirsin, tek tekte(sırasıyla tabi ki) gidebilirsin. oyunları 1 tane alman yeterli hatta sağdan soldan bulsan bile olur. sadece account alman gerekli ve onu upgrade etmen gerekli -oyunları sağdan soldan edinirsen upgradeler de nerdeyse 1 oyun parası veriyorsun-. aylık ücretleri account a ödüyorsun. ablanla aynı anda oynacağınızı düşünerekten 2 adet account almanız gerekmekte. aylık ücreti 20$ olması lazım. ben çok kısa bir süre oynadım son durum bu şekilde diyebilmekteyim.

Selam 4 seneden fazladır oynuyorum oyunu şöyle anlatayım.

1- Oyunun 1 ana oyunu 2 tanede patch'i wardir (orjinal wow - the burning crusade - wrath of the lich king ) bu üç tanesinide almanız gerekiyor oyunu 80 level olarak oynamak için.
2- bunlar çoğu sitede zaten satılıyor keyler halinde,
3- ister oyunun DVDlerini alırsınız, ister oyunun keylerini alırsınız (20GBlik oyunu netten indiririm derseniz keyleri alabilirsiniz) zaten oyunun DVDlerinide alsanız uzunca bir DL süreciniz olacak.
4- oyunun 2 aylık ücreti 42tl en uygunu budur yani gamecard olarak alıp ekliyoruz www.battle.net adresinden
5- ablanız ile oynayacaksanız aynı anda mecburen 2 farklı account 2 farklı harcama gerekmektedir.

filan fistan istediğiniz bilgiyi verebilirim oyun ile ilgili.

yahu nereye para vereyim diye dusuneceginize deneme yapsaniza
www.wow-europe.com

buradan deneme surumu indirip kasabilirsin ablanla, begenip parasini da verdin midvd almayada gerek kalmaz....

oynama bu oyunu boku cıktı

Herkese çok teşekkür ederim...

friends

düşündüklerinden dexter oldukça güzel hiç çekinmeden başlıyabilirsin, ayrıca uzun soluklu bi dizi istersen stargate sg-1 i kesinlikle tavsiye ederim hiç sıkmadan su gibi akıyo.. daha kısa bi dizi istersen castle oldukça güzel bi dizi

komedi istersen (bkz: coupling) (uk olani)

hala izlemediysen ; six feet under

aslında pek komedi izleyesim de yok*.

fringe iyidir. bide aksiyon istersen human target var. o da güzel.

ben mini series denen şeyleri pek seviyorum. öyle sakız çiğner gibi uzamıyor, hop üç bölümde olay tamam.
iki tane var bilip sevdiğim
lost room
masters of science fiction

bir de komediler var (ingiliz tabi - o yüzden izlediğine pişman olmazsın bence)
little britain
mighty boosh

ingiliz dizilerini hiç sevmesemde, ingiliz komedisi istersen The IT Crowd u kesinlikle tavsiye ederim bi çok espri güldümesede özünde süper

İzlemediysen kesinlikle 24...Yazın nasıl geçtiğini anlamazsın. Haftada bir sezon devirsen iki ay götürür seni nerdeyse.

iki saattir konuşuyoruz bir kere prison break demedik.

sırf prison break diyebilmek için giriş yaptım. bitirdikten sonra " daha iyi ne izleyebilirim ki ?" gibi bi' soruyla karşılaşabilirsin.

hiç kuşkusuz dexter derim bu düşündüklerin arasında.

true blood, hem 3. sezonu da haziranda başlıyor. bir de breaking bad gayet güzel.

erkeksen ve sırf gülmeye ihtiyacın varsa ötesi yok : (bkz: blue mountain state)

kesinlikle, özellikle, ısrarla, zorlamayla, teşvik primiyle

(bkz: black books)

gerilim teori detay vs uğraşmak istemem iyi vakit geçirtsin diyosan (bkz: entourage)

opellerin genelinde var bu. su içinde buharlaşıyor sözlükçü. haftada bir radyatöre su ilave edeceksin. kışın problem olmaz ama yazın mutlaka kontrol edeceksin.

ne olursa olsun 2000km de bir yeniden su ilave etmek zorunda kalman normal değil. tüm devirdaim sistemini kontrol ettir (genleşme kabından tüm boruların bağlantılarına kadar), orda sorun çıkmazsa silindir kapak contasına baktır. otomobil lpgliyse o kısımda yapılan bağlantılar sırasında da bir sorun çıkmış olabilir.

bi yerden kacırıyor mudur baksa izahı yok bunun.

suyun dolasımını saglayan devri daim pompasında bir arıza olabilir aracı bu halde kullanırken gözünüz hararet ibresinde olsun arıza daha buyuk sorunlara yol acabilir

karlı kayın ormanı

mfö - benim hala umudum var

illa türkçe mi istersin bilemiyorum ama:

"bana göre" çok fazla umut barındıran bir parça: Coldplay - Lost

huzur için de ilk aklıma gelen: Kings of Convenience - Cayman Islands (aşırı huzur hatta)

sen hepsini bir arada barındıran parça/albüm istedin gerçi ama...

Clint Mansell - Death is the Road to Awe

vangelis - conquest of paradise

ali rıza binboga - yarınlar :)

Jeff Van Dyck - Divinitus (huzur)

Aslında çok. Ama gevur milleti "Bunu Türklerden arakladık" demediğinden, bizimkiler de çok fazla sallamadığından kimin icad ettiği belli olmayan birçok şey var. Kağıt, barut, matbaa bu rivayetler arasında. Eşarp, şal gibi aksesuarlar da var...

nazar boncuğu, çaydanlık, ince belli bardak, türk kahvesi fincanı, nargile(bundan emin değilim)

@ samterk ve tungur eezi

Cevaplar icin cok tesekkuler. Bunlardan yurtdisinda yaygin olarak kullanilanlar esarp ve sal, yeni yeni de Turk kahvesi fincani galiba. Bizdeki demlikli caydanlik ve ince belli bardak henuz o kadar yayginlasmadi galiba.

bir şey eklemeyeceğim ama kağıt, barut, matbaa ve nargileyi rahatlıkla çıkartırım buradan.

kağıt ; mısırlılar
barut; çinliler
matbaa; gutenberg. Yani bunları Türklerin bulduğu şeyler listesinden çıkarmak lazım.

Atın ağzına vurulan gem, at ile en haşır neşir olan millet tarafından bulunmuş olmalıdır.

Her hangi bir milletin folklorunda kaşığın tuttuğu yer, Türk folklorundan fazla olamaz. Buradan hareketle "kaşığı türkler bulmuş" denemez ama ne arapların ne uzak doğululuların ne de batı dünyasının kaşıkla fazla işi olmamıştır, son zamanlara kadar.

nazar boncugu mısırdan geldi bu arada

kaşık da onbinlerce yıldır tüm dünyada kullanılan bir şey. merak ediyorum buraya bunları yazanlar aynı zamanda "kültürümüzün üstüne konuyorlar" diyerek yunanlara çemkirenler mi..

üzengi

@ :/

kaşığın mucidinin bulunamayacağı açık ancak, herhangi bir kültürel ürünün o milletin folklorunde ne kadar yer tuttuğu önemli bir detaydır. bizim kültürümüzde penguenlerle ilgili bir atasözü söyleyebilirmisin?

oysa kaşıkla ilgili pek çok atasözü pek çok deyim hatta bir de halk oyunumuz vardır.
kültürün üzerine konmak, olabilecek her durumda kendilerine pay çıkarmayı bilmek demek değil mi? o halde, bizim de "kaşık" konusunda kendimize pay çıkarmamız gerekmez mi?

"kaşığı türkler bulmuştur" denemez ama kaşığın semeresini görecek bir millet varsa biz olmalıyız..

kaşık, tekerlek ve ateş gibi şeyler üzerinde herhangi bir ulusun hak iddia etmesi biraz komik kaçabilir.

Yorumlar için teşekkürler.

Kahve zarfını buldum ben de, henüz çürütebilmiş değilim. :)

kordondaki çorbacı seboyu öneririm.

özdilek iyi

senin kulaklar ve beyin isyan bayrağını çekmiş artık. elektronik müzik dinle.

ben de inanıyorum eğlenceli rock diye bir müzik türü olduğuna :)
jet ve the fratellis bu kategoriye koyduğum gruplardan.

şu adreste de benzer bir soruya cevap verilmiş.
getir.net

bir de bol bol radyo eksen dinlemeni tavsiye ederim bu tür şarkıları keşfetmek için :)

gogol bordello

parça olarak kaiser chiefs'in ruby isimli parçasını önerebilirim.

greenday-holiday dans etme garantili.

(bkz: belle and sebastian) slow'a yakın parçaları da var ama şarkılarının çoğu eğlenceli. Yukarıda (bkz: kaiser chiefs)'in Ruby'si önerilmiş ama diğer şarkılarını da dene mutlaka. eğlenceli rock grubu deyince ilk aklıma gelen grup Kaiser Chiefs'tir benim.

Beirut
The Last Shadow Puppets
Arcade Fire
David Bowie'nin Ziggy Stardust şalalalalala albümü
Frank Zappa'nın Hot Rats'i
Bu arada The Gossip ayarındaysa dance-punk denen olay var, orada artık erken dönem Happy Mondays'den tut LCD Soundsystem'a kadar gideri var.
Bir de The Prodigy'nin Invaders Must Die albümü de tepiklettirir, sonra diğer albümlerine de geçersin.
Bulabilirsen Infected Mushroom'un The Doors remiksleri yaptığı bi bootleg'i var başka insanlarla beraber, bunu belki beğenmeyebilirsin ama yine de dene derim.

e tabi ki. yani mantıken diyorum :)

benim kafamda şöyle bir bilgi var. annemin bir dişi çekilmişti. yerine yeni bişi de yapılmamıştı ve zamanla o aralık kendiliğinden kapandığı için takma diş yapacakları sırada biraz sorun olmuştu. birbirinin üstüne binmiş dişleri ayırabilmek için çenede yeterli boşluk olması lazım. eh sizin öyle bir sorununuz olmadığına göre dişler kısa zamanda birbirine yanaşır. ama ortodonti tedavileri bildiğim kadar kısa süreli olamıyor, 6-18 ay filan diye tahmin ediyorum.

min 1 sene

evet. kalıcılığı ve süresi yaşınıza, gelişiminize bağlı. benim için ilk durum geçerliydi, iki yılı geçti, tamamlanmadan bıraktım. devam etseydim bir iki yıl daha sürerdi. 25 yaş için bir yıla çıkmaz, ama tekrarlanmayacağının garantisini kimse veremez.

estetik bi kaygınız varsa, artık dişlerin arkasından da yapıyorlar görunmeden. tom cruise mu ne yaptırmıstı :)

bir de soyle bir sey var; (bkz: laminate veneer)

selam , abim barcelonada yükseklisans eğtimi görüyor vize alma sürecinde hic bi sıkıntı olmadı hemen halletti 1 senedir orda vizenin sorunsuz alınabilmesi için eğtim göreceğiniz okulun vs referans mektubu göndermesi işleri kolaylaştırıyor sanırım, daha detaylı bilgi isterseniz konuştuktan sonra birşeyler yazabilirim

Evet kabul mektubu ve kalacak yerin gosterilmesinin ise yarayacagini elcilikten de soylediler, benim takildigim nokta kalacagimiz ay basina iki bin euro istemeleri. misal on ay icin yirmi bin euroluk bir banka hesabi. bu bir sehir efsanesi de olabilir, bilemiyorum.

warcraft 1-2-3 hoşuna gidebilir. yüzüklerin efendisi tadında bişi

ursula le guin, tüm kitapları olur. yanılsamalar kenti mesela. seri halinde bazı kitapları, ona dikkat ederek alırsınız.

tabikide öncelik warcraft ve LOTR ama Ejderha Mızrağı Destanı "aradağım şey bu usta" dedirtiyo.

he bi de momo.
michael ende'nin kitabı.
küçük prens ayarındadır ve çok fantastiktir bana göre.

Forgotten realms i tavsiye edebilirim Legend of Drizzt den basla 2 tane 3leme yanlıs hatırlamıyorsam ilk kitabının adıda anayurt olmasu lazım . birde the dark tower var stephen kingden onuda siddetle tavsiye ederim ama ilk kitaba katlanmak biraz zor olabiliyor..

dragonlance iidir.

bi de h.p lovecraft da pek hoş.

edebi ve daha derinlikli bir şeyler arıyorsan le guin'in yerdeniz'ine, neil gaiman ın amerikan tanrılarına(sanırım baskısı tükenmiş) veya mezarlık kitabına bakmanı tavsiye ederim. hem fantastik hem de komedi dersen terry pratchett al. yok ben büyük savaşçıların kılıçlarını nasıl hamlelerle savurduklarının sayfalarca anlatıldığı kitapalrı okuyacağım diyorsan salvatore yi veya dragonlance i oku. hmm bir de david eddingsden elenium üçlemesi var o da fena değildir. aklıma ilk bunlar geldi.

neil gaimann'ı tavsiye ederim, anansi boys ve american gods iyi bir başlangıç olur. gerçi tüm kitapları iyidir, bir de tabi Terry Pratchett ile beraber yazdıkları Good Omens var o da iyidir.

türk olsun fantastik mitoloji olsun türkiye sınırları içinde geçsin dersen zeus un şifresi kitabını önerebilirim.

öyle olmasaydı maymundan ne farkımız kalırdı ?

oyle oldugu icin maymundan farkimiz yok.

insan bencildir.

bir rivayete göre, insanın hayatta en büyük korkusu ölmektir. bu korkuyu yenmek için en basit yol, çocuk yapmak. böylece sen olmasan bile soyadın olmadı genlerin kalıyor.

bunu yapamayan veya bununla yetinmeyenlerin seçtiği yoldur senin bahsettiğin.

@nawres aynen katılıyorum. insan sanıyor ki büyük hedef koyunca hayvansal tarafımızdan uzaklaşıyoruz. aksine hayvansal güdülerimizi kullanıyoruz daha çok. 100 kadınla birlikte olma hedefi koymuş adam. war bunu yapan cidden. al sana tipik alfa erkekliği. sonra iş dünyası bildiğin vahşi hayat. kim kimden kaynak gizliyor, kim kimin ayağaını kaydırmaya uğraşıyor. keza siyaset, akademi ortamı.

kogan'ın dedikleri:
1) belki akademi dünyasında vardır ama diğer dünyalarda böyle bişi yok.
2) kendine hedef koyan ilk insansan sıradanlık rahatsız eder. ama senin yapmaya uğraştıklarını millet yıllardır yüzyıllardır yapıyor.
3) çocuk sevmiyorsa yapmaz. eşi ile yaşar gider.
4) tek başına yaşar gider.
5) şu dünyadan milyonlarca sanatçı, işadamı, politikacı vardı. hepsi bir iz bıraktı. %99 silindi. politika marx, sanat van gogh ekonomi keynes falan filan. bir avuç adam iz bıraktı şu ana kadar. ileride onların da devam edeceği şaibeli.
6) hangimiz yaşayıp gitmiyoruz. ben kafam rahat yaşarken sen saçma hedefler peşinde koşuyorsun bence. benim basiretim kapalı ise senin de algın kapalı.
7) tipik ilkel insan hareketi bu. kibir. sen zaten soyunu devam ettirme.
8) yedinin aynısı.
9) 3ve 4'ün cevabı.
10) işte buna gülerim. inandığı gerçeği tüm dünyaya yaymak artık mümkün bişi değil. bilim bile bugün çatır çutur yıkılıp kendini yeniliyor. dün doğru denilene bugün ya yanlışmış diyorlar. mutlak doğrunun olmadığı bu yerde hangi gerçekten bahsediyoruz.

kendi fikrim ise insanın hedefleri olmalı. ama gerçekçi basit hedefler. ancak o zaman mutlu olur. hedefsizlik amaçsızlık olur hayattan zevk alamazsın. büyük hedef ise o hedefin peşinde koşup ne zaman biteceği belli olmayan hayatını büyük hedefe odaklanıp yok etmek olur. niye iz bırakmak. babam olsa ahirete inanmayan insan böyle yapar yok olup gideceğini düşünür ondan derdi. bense kafasına sokulan iz bırakma zorunluluğundan kaynaklanıyor derim. iz bırakabilirsin ama o iz 10 yıllık da olabilir, 100 yıllık da 1000 yıllık da. eninde sonunda yok olacak o iz. yok olacak birşey içinse ömrünü heba etmek saçma. ben yok olacaksam, izim yok olacaksa neden uğraşayım. günümü yaşarım.

@kogan yazını izin almadan baz aldım kusura bakma. tartışma çıkarmak gibi bir amacım da yok.

yani ben de öyle yaşayıp gitmek yerine başka şeyler yapmak istiyorum ama bu herhangi bir iz bırakmak değil kesinlikle. ama yalnızca yaşayıp gitmek istemem doğrusu, her an, her şeyin doğasını, akışını hissederek, dibine kadar her nefesimle yaşamak isterim canlılar aleminde. yoksa zaten sonsuzum ben. bir iz bırakmama lüzum yok, hep buradaydım, hep burada olacağım.

şu hedef koymak işine bir anlam veremiyorum ben. her an hedefimi yaşıyorum zaten. hedef nedir? hedef belirleyip insan öylece oturur mu, sanki bir gün varılacak bir durakmış gibi, ya da o kadar yaşacağım ne malum? böyle hedefler için çalışmaktansa, yaşadığımın farkına varmak istiyorum. mutluluğum daim olsun diye, neden koşullara bağlı olsun benim mutluluğum? bir iş görüşmesinde hedefimi sordular. "ölmeden önce huzurlu hissetmek istiyorum, dolayısıyla öyle bir yaşam sürmek isterim" dedim, tabi işe almadılar. benim hedefim o şirketin sahibi olmak olsa işe alırlardı. ama hedef nasıl bu olabilir? de ki oldun şirket sahibi eee sonra, yeni hedef bul şimdi işin yoksa. öyle hayat bana çekilmez geliyor. insanımsı'nın cevabına da aynen katılıyorum.

insanın kişiliğinin bir kısmı daha doğmadan, bir kısmı da doğduktan sonra oluşur. doğmadan önce oluşan karakter yapısı itibariyle (genetik karakter diyelim) bazı insanlar daha atılgan, daha kabına sığmaz, daha geniş olur. doğduktan sonra oluşan karakter ise 30 yaşlara kadar gelişimini sürdürür ve bu süre içerisinde yaşadığı olaylar, çevresinden aldığı tepkiler vs. ile diğer insanlardan ayrı bir beyin ve ego yapısına sahip olur.

aslında sorunu görünce şaşırdım. ben kendime sürekli tam aksi soruyu yöneltiyorum. insanlar nasıl bir rutine girip yaşayabiliyorlar? adamlar tanıyorum 25-30 yıl bir iş yerinde aynı statüde çalışıyorlar. macera yok, değişiklik yok, ruh yok (olsa bile derinlerde)... bence asıl bunu araştırmak lazım.

hem bunun iz bırakmayla, ego tatminiyle, şununla bununla da bir alakası yok. bu tam olarak dünyayı nasıl görmek istediğinle alakalı. eğer her gün televizyonda, yolda, belde sana açık şekilde yanlış gelen şeyler görüp umursamadan yoluna devam edebiliyorsan, ''dünyayı ben mi değiştireceğim?'' diyorsan asıl sen normal değilsin. dünyayı değiştiren insandır. maceraya atılan, risk alan, idealleri olan insan.

benim gibi ilerde dünya starı olmak istiyorsan bunların hiçbiri aklının ucundan bile geçmez, en azından çok uzun süre dahilinde. ayrıca her insanın idealleri, görüşleri farklıdır.

egoistlik/eziklik/aç gözlülük bence tamamen.
ayrıca aile kurup da yükselen insanlar da var. aile kurmamakla alakası yok bence olayın.

kabablanka'ın ifade ettikleri bir rivayet değil neredeyse varoluşçu psikoterapinin temelidir
insan hayatını yaşamak üzerine değil nerdeyse ölmemek üzerine kurar( dı demek belki artık daha doğru zira, modern dünya koşulları
yaşamı kutsallaştırırken ölüme de iyice yabancılaştırıyor insanı mevzu derin dalmayacağım) ama bilir öleceğini, etrafına, bedenine her baktığında bunu anlar
ve bu nedenlerle de bi dolu şey yapar
onlardan biri de ölümsüzlük çabalarıdır, neredeyse her alanda rastlanır buna sanat, bilim, siyaset, spor, günlük hayat
ama ölümsüz adledilen herkes ölmüştür bu geride kalanaların bence biraz da avuntusudur
yoksa bir insan her biri 3 ila 5 dakika arasında süren şarkılardan 1000 tanesini hep yanında istesin, taşısın

immortal ölümsüz demek undead öldükten sonra canlanmış demek zombi yani.

henüz ölmemiş diye cümle kurarken undead kullanılmaz ama
bu adam henüz özlemiş derken undead kullanılmıyor. öyleyse oyum zombiye :)

bildigin kadarıyla immortallar fiziksel darbe dısında ( boyunu koparan kılıc darbesi gibi) hastalıktan yaslılıktan olmezler elfler gibi yani undeadler ise olup cesedinden bir baska guc (necromancer) tarafından o gucun kontrolunde olmak uzere kaldırılanlardır (reanimate- dirilmek degil )birde eternaller vardır onlarda tanrı klasmanına girerler ezeli ve ebedi dirler

immortalların kılıç darbesiyle öldürünü bilmiyordum karsılasırsam diye bi kryss alayım heheh :)

immortal olanlar ölümsüz olanlar adı üstünde ölmüyor adam spesifik bir etkisi belirtilmediyse. undead ise zombi, mumya falan oluyor garip bi tip oluyor böyle ecüş bücüş bir şey işte o da kolay kolay ölmüyor baya bir şeye immune takılıyorlar ama yine de ölüyor işte. bir de lvl 20 bir monk dnd3.5 dünyasında 20den sonra outsider olup ortalığın kökünü kazıyabiliyor o da ölmüyor.

prova yapmana gerek yok direk 80 olup ortamlara akmıyorsun ztn level atlarken ogrenıyorsun herseyı

trial account aç, bedava oynama süresi bitene kadar alışırsın zaten. free server denilen şeyler berbat, oyundan soğutur seni.

başlangıç için bunun yanına bir de ucuz yollu bir efekt prosesör alırsan güzel olur. zoom 505 II falan...

pc de efekt vermeyi denemedim hiç ama delay olma ihtimali yüksek.

mutlak delay olacaktır pc cıkısında saglam ses kartın yoksa bulasma 10w lık uzerinde distortionı olan amfıler vardı ucuz yollu onlardan al sımdılık riffleri calmayı ogrendıkce alırsın pahalı bisiler gitarıda eline almadan tonlarını duymadan alm kaldı k bu bir fender bir gibson degil berbat bisey cıkabilebilir

the end of dreams, iste calmayi hic bilmedigimden notalari iyi mi kotu mu cikartir anlayamam herhalde, ne yapacam ben yahu?

bir de pcde distortion olayi gume gittigine gore sunu alirim herhalde, ogrenci dostu gozukuyor: www.sahibinden.com

Bu gitarı alma dostum. Bence biriktir paranı acele de etme. Ve Ibanez grg170dx tavsiye ederim. Sonra gitarı PC ye bağlayıp çalış. Amfiyi de 1-2 ay ertele.

PC'de efekt için amplitube kullanabilirsin (azıcık pahalı gerçi ;)). Delay konusunda ise haklılar ama standart ses kartı sürücüleri için. ASIO4ALL diye aratıp google'dan indirip kurarsan, amplitube'un ayarını da uygunca yaparsan delay falan kalmadığını göreceksin.

hepinize cevaplariniz icin tesekkur ederim. biraz bekleyip daha iyi bir gitar ve bir creative ses karti alip pcden calisacagim.

artı yeni başlayacaksan floyd rose u olan bir gitar da almanı tavsiye etmem. (yani şu altta eğme bükme kolu olanlardan)

1200 e kurtarmaz kesinlikle.
en az 1700 olmalı üzülerek söylemeliyim. tabi bunlar şahsi kanaatim.
samsung r-620, internetten araştırırsanız en iyi fiyat/performans bilgisayarıdır.

17 Ocak'ta yeni işlemcili bilgisayarlar rafta olacak ve beklediğimizden ucuza geliyorlar. 32nm Core i5 işlemcili bir bilgisayar işinizi fazlasıyla görür.

macbook

www.eksenbilgisayar.com

bende grafik tasarım son sınıftayım aynı sekılde benımde almam gerekıyodu ve 2 senedir "TOSHİBA TECRA S5" kullanıyorum.butun saydıgın tum programlarda pcmde mevcut hepsınıde kullanabılıyorum gayet memnunum tavsıye ederim.Fakat 2 sene önce 1.800e almıştım onun altında bi fiyata bulabilir misin bilmiyorum.araştırmalarıma ragmen grafik işi için tam donanımlı ve ucuzunu bulamamıştım ben

sol yan orada "göğsün sol yanı" değil mi?

o şarkıda nesne kalp evet. fakat avuçlarım kanıyor?

acıyı tarif etmke icin galıba avuc cok hassas bi yer dusunsene boyle avuclarım yarılmıs oluk gibi kanıyor ııy dusunmesı bile kotu iste oyle bir duuuyguuuu buuu.

Avuç neresinde kanıyor şarkının?

yumruklarını sıkmakla, ızdırapla ilgili olabilir.

Efendim el ve ayak ayaları insanın en sert bölgeleri e bunu kanatacak kadar zorlayan bi insanın varın derdini siz düşünün.

sorunun cevabı şarkının başında bence.

"avuçlarımda tuttuğum sevgiydi sadece
öyle korkmadan, incitmeden birşeyleri"

yani kanayan avucunun içindeki sevgisi, sanırım.yada gerçekten stigmata!

Yahu benim bildiğim "avuçlarım kanıyor" İzel'in bir şarkısıydı. Bahsettiğiniz şarkının sözlerinde bu kelimelerin geçtiğinden emin misiniz?

merak ettiğim şarkı da (izel'inki) o zaten. sorunun başında kendi dalgınlığımdan bahsediyordum. başka bir şarkının sözlerinde ne demek istediğini yıllar sonra farkettiğim falan filan. avuçlarım kanıyor'u da yıllardır dinliyorum da şimdi merak ediyorum ne anlama geldiğini bilmediğimi.

15 minutes var ama entel sayılmaz.

gerçi pek kahraman sayılmaz ama burn after reading'de brad pitt filmin ortalarında ölüyor. spoiler yazmadım, umarım birileri sövmez şimdi. :)

children of men'de direk başrol olmasada önemli bi rolü olan julianne moore hemen öliye. daha biraz geçmeden de yine taşaklı roldeki michael caine'i cortlatıyo yönetmen.

gandalf moria da düşüyor sonra ak gandalf olarak geri geliyor saylanırmı bilmiyorum birde aynı ekolden ghost filminde patrick swayze oluyor gibi gibi

aynı ayakkabıdan bende kullanıyorum halı sahada dedigin olay bendede oldu diger maca biraz daha kalın bir corap giydim ole gittim bisey olmadı ozman

herhangi bir internet kafeye gidip aleti bilgisayara tak, 10 saniye sonra çıkar.

limewire ve türevi paylaşım programlarına dosya indir usb'ye kopyala.

kendin kontrol edebildigin trojanlar var internette trojan yapma flan diye ara resimle paketleyip usb ye koy en kotu ihtimal usb ye trojan bulastırmıs olursun kasperky siler iyi ihtimal ise alıcı trojanı yerse bilgisayarını ele gecirirsin ..

bataklı damın kızı aysel filminden sonra da aysel ismi furyası başlamıştır. hatta gösterildiği 1934 yılından önce doğmuş bir tane aysel yoktur. aysel ismi film üzerine çıkmıştır.

Genç Werther'in Acıları, Avrupa'da birçok intihara yol açmış. Buna Werther Etkisi denmiş.

pek edebi değil ama deli yürek'ten sonra "uzun siyah palto" modası başlamıştı, valla bak. ıssız adam'la birlikte yaşanan akım da malum.
ama ciddi olmak gerekirse çalıkuşu'ndan sonra feride ismi kadar "öğretmen olup ücra yerlere gitme" akımı da başlamış.

atlas shrugged

(bkz: kapital) edebi eser degeri bicermisiniz onu bilemiycem

$öyle bir cevap yazabilirim:

$u çılgın türkler kitabı çok satmaya ba$layınca birçok ki$inin elinde tuğla gibi bu kitap görülmeye ba$lanmı$tır.

orhan pamuk'un nobel almasından sonra birçok entelimiz ellerinde orhan pamuk kitaplarıyla sokaklarda otobüslerde ws. görülmü$tür. Devamında masumiyet müzesi kitabı için aynı durumla kar$ıla$ılmı$tır.

yine aynı durum, elif $afak'ın a$k kitabıyla tekerrür etmi$tir.

ws.ws.

8 den sonra yemek yememende fayda var uzmanların ve hocamın söylediği bir şey bu.

besinler vücudda yağ olarak depolanır eğer vücudda anabolik reaksiyon varsa ancak proteinler kllanılır amacın göbek yapmak değilse yağdan uzak dur kas gelistirmek icin vücuduna onceden besin takviyesi yapma spor yaparken de düzenli olarak protein agırlıklı beslen (kesinlikle yağdan uzak dur ) piyasada muhtelif protein tozları var onlaı kullanabilirsin ancak sana tavsiyem dogaldan sasma mesela haslanmıs tavuk yagsız ızagara gibi seylerle beslen

yarın bi bankanın sınavına giricem, onun için şöyle bi konulara göz atıyorum... o değil de babamın bi lafı geldi aklıma sen canım sıkılıyo diyince :))

danalar gibi uyumuşum, sanırım çıkıp gezicem.
siz de otur otur sıkılmayın azizim, çıkın şöyle bi yürüyün..

iyidir babs, sen naptın?

sex

İnsanları yönetiyorum.

işyerimde tuzlu fıstık yiyip youtube'da klip izliyorum. ah bir de sigara içebilsem şurda..

ben yarın toefl'a giricem, bi tavsiyesi olan?

melekler korusun u izleyip bebe biskuvisi yiyoruz kocamla beraber

dudağımın içi yara olmuş, sırf bu yüzden sigarayı tekrar bırakıcam galiba
neyse..
senden naber

pes oynuyorm

ingilizce cv hazırlıyorum iş arıyorum sıkılıyorum bla bla..

totc 10man heroic deniyoz

sıkıntıdan geberiyorum

8m range in dısından zaten pek ekranı goremeyecegın ıcın bi sorun cıkmaz mesafeden.

bluetooth pek tat vermiyor, bendeki bt mouse atil vaziyette duruyor. ayrica bt acikken sarj da daha hizli aktigindan bence tercih edilmemeli.

Bende Logitech'in bt'li basit bir modeli var. Gayet memnunum. HErkese tavsiye ederim. Teknosadan 30 ya da 40TL'ye almıştım 4 ay önce. Tek tuşlu.

Yalnız sizin verdiğiniz link bluetooth değil, usb bağlantılı. Yani usb işgal ediyor. Zaten teknosanın sitesinde gördüğüm kadarıyla bluetoothlu herhangi bi logitech fare yok.

Size şunu öneririm:

www.hepsiburada.com

yok bu v470 bluetooth baglantılı sanırım orada hatalı bir ifade var teknosa bayinde gordum kendısını logitech linkide su
:www.logitech.com&cl=roeu,en zaten bu sizin gosterdiginiz mouse la arasında sadece renk farkı var sanırım

i phone de ne war bilmiyorum ama . 2 el den de uzak durun. bilhakis iphone den. onun yerine ne sony ericssonlar var.

abim 600 tl ye 2.el iphone aldı 5 ay dan beri kullanıyor arada sapıtıyor yeniden baslatmak gerekıyor ama nadir yani sureklı olmuyor onun dısında bir problemi yok yinede alıcaksan sıfır al derim mumkunse yurt dısından getir daha hesaplı oluyor...

giriş için kesinlikle rumeli hisarı'nın yapılışı

(bkz: düğünde ilk dans için en nefis şarkılar)

zeki müren'den arım balım peteğim. inan bana muhteşem bir seçim oluyor.

alyazmalım veya gülbakışlım

"seninle herşeye varım ben" (şarkı böyle başlıyo, adı da bu heralde) ipek açar- kayahan söylüyo. kuzenim ve eşi bu şarkı eşliğinde salona girmişlerdi, o biçim ağlamıştım, tüylerim diken diken olmuştu. şarkı çok duygulandırıyo insanı. sözleri fln. aman duygulandım yine hatırlayınca. giriş şarkısı için kesinlikle olabilecek en iyi seçim bence. denenip onaylanmıştır :)

Zuhal Olcay-Pervane

duydum güzeldi.

frank sinatra - Can't Take My Eyes Of You

bundan önce çıkan modeli (xso4-tr) kardeşime aldık. bayaa araştırmıştım forumlardan falan. fiyat performans oranı oldukça iyi bir makina. yani ben anlamam ama forumlarda öyle diyorlardı. hiç bir sorunu yok ve oldukça verimli makina. birader hayvan gibi oyunları rahat rahat oynayabiliyormuş.

not: biz en ucuza aşağıdaki adresten bulup, yerlerine gidip teslim almıştık. senin makina stoklarında kalmamış ama gene de bi sorup öğren istersen. bayaa fiyat farkı var çünkü.

www.pcdepo.com

gayet iyi makine.

teşekkür ederim yorumlara

makina özellikleri baya iyi, fiyatını bilemedim.

özellikleri gayet iyi özellikle işlemcisi ve ekran kartısı sağlam. diğerleri zaten pek fiyat fark ettirmiyor. samsung kalitesiyle de birleşmiş, e kaçırma o zaman.

edit: fiyat da iyi.

uçmayı hak ettiğini düşündüren entry hangisi?

(bkz: dördüncü nesil teşhirci) diye yazdığı entry.

o konunun değerlendirilmesi için storm'un başvuru yapmış olması lazımdı. o bıraktığı için herhangi bir yazar şikayet edebilir.

:p -> gg -> yolla

bunun genel yolu. birileri denemiştir, denememiştir onu da bilmiyorum :/

hee yazar değilmişsiniz, yine de şikayet edebiliyordunuz sanki panelden..

bana da hiç enteresan gelmedi nedense silinmemiş olması. ama senin soru enteresan geldi biraz.

(bkz: dördüncü nesil teşhirci) yazması niye gg olsun ki? nasıl bir mantıktır bu?

bu ug tek i anlmadım gitti zaten bu mantıkla herkesın maile dusen her enlarge your penis reklamını dava etmesi gerekıyor ne yani bu kadar abartılacak anlamadım engelle olsun bitsin reklam kokan hareketler bunlar mayk

tamamen farklı ama anlamadıgım şey tacizin sekli..
erkek olan arkadaslarım sıze dıyorum.
birisi mailinize memeleri açık bir kız resmi gonderse taciz edildim mi dersiniz?

ya bırakın allesen. taciz varsa verirsin mahkemeye adalet ne yaparsa yapar.
herkes facebook'u acıyor. sağ tarafta reklamlarda ne yazıyor baksanıza. ''kadınlar büyük sever'', ''tıkla ilişkiye gir'', vs. vs. bunun gıbı hatta bundan daha beteri herkesin günlük hayatta girdiği sitelerde yazmıyor mu?
herkesin bildigi bi chat programına giriyosunuz ve kız nickiniz varsa zaten onlarca penis resmi yolluyolar. bu kadar tantana niye. varsa sorun savcıya gidersin. suç duyurusunda bulunursun.
sinirlendim bak yine (:

@deckard: (bkz: şöyle ki) manyağın teki gelip "bu herif teşhirci, tacizci" diye afişe edilen kişiyi vursa, şiddet eyleminde bulunsa iyi mi olur? adalet yerini mi bulmuş olur?

ug tek'in girdiği o entry, böyle bir olayın yaşanma ihtimalinin artmasına yol açmıştır ve durduğu her saniye de bu ihtimali artırmaktadır.

ayrıca, mağdur eden kişi, ug tek'in entry'si yüzünden aynı zamanda mağdur durumuna düşmüş olduğundan, gidip "suçum varsa bile henüz sabit değil, ama bu kişi, beni suçlu gibi göstererek toplum içinde teşhir ediyor - özel mesajlaşmaların içeriğini benim rızam olmaksızın açıklıyor" diye dava açsa, davayı kazanma ihtimali yok mu?

hani gg ihtimali olan her türlü entry siliniyordu? ihtimal yok mu diyeceksiniz?

Haberleşmenin gizliliğini ihlâl

Madde 132 - (1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlâl eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlâli haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(2) Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın alenen ifşa eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.

(4) Kişiler arasındaki haberleşmelerin içeriğinin basın ve yayın yolu ile yayınlanması hâlinde, ceza yarı oranında artırılır.

Yani, ben şu an, o söz konusu penis fotoğraflarının kime ait olduğunu biliyorsam, bunun sebebi, o entry'dir.

Benim normal şartlarda o fotoğrafların kime ait olduğunu bilmemem gerekiyordu kişiler arası haberleşmenin gizliliği ilkesine dayanarak...

ahah..yazdıklarım yanlıs anlasıldı sanırım.. demek ıstedıgım yapılan bır suc olabılır kabul edıyorum ancak cozum basıt. savcılıgın yolunu tutmak dıyorum. neyse..

Yahu bu adam pipisinin resmini çekip bu kıza atacak kadar cesurdu da neden şimdi ekşiden kendini uçurdu?
Bir insan tanımadığı birinden neden resim alır?

Sanki aralarında bir cilveleşme durumu varken fırsatı elegeçirince çocuğu rezil etme durumu yaşanmış gibi geldi.

ben bu binayı izmitten biliyorum sanki...

alan değil de satan yatar benim bildiğim. alan hakkında pek bir bilgim yok.

bildigim kadarıyla uyusturucuyu bulundurmak suc yani uyusturucuyla yakalınırsa isterse ısınmak icin yakıyor olsun gene iceri alıyorlar mesela birinin kan tahlılınden uyusturucu cıktı onu iceri almıyorlar yani bulunduran kısının satma ihtimalide oluyor sanırım o yuzden

bu izmitteki efe turun kantar denilen ofisinin yanındaki altına tüp kamyonlarının, akaryakıt tankerlerinin parkettiği muhteşem bina değil mi?

uyuşturucu alanı tutarlar bir süre içerde sonra tutuksuz yargılanmak üzere bırakırlar.

Yok ya sakarya da ama şu an çok değişti pencere falan kalmadı kırdılar,söktüler onları.
www.arkitera.com

(bkz: ramen)

lider ramen diye bir marka olacaktı. tavuklusu hoş.

leader ramen

o lastik gibi makarnayı nası yiyosunuz ya resmen plastik tadı var neyse zevkler ve renkler meselesi :P

fangbian mian.

mahallenin muhtarları değildir. önce güzel olmayanlardan başlayalım diye dedim. uyy siz benden şikayetçimisinuz, oysa ben sizi çok seviyorum daa.

çemberimde gül oya nın müzikleri süper.

kara melek, sanırsam herkesin aklına kolayca geleni bu..

Zerda

gülbeyaz fena değildi.

(bkz: ikinci bahar) ve (bkz: ay ışığında saklıdır )

yeditepe istanbul

kurtlar vadisi tabikide cendere melodisi flan degilde o türküler cok guzel

asmalı konak fragman müziğide iyiydi, bumbaleyyoo diye giriyordu böyle, tüylerim diken diken olurdu o zaman çocuktuk tabii.

süper baba en güzeli. babaevi var sonra. kavak yelleri müzikleri iyidir. rüya gibi diye bi dizi vardı 2 bölüm falan yayınlandı. onun müziği güzeldi- (funda arar yorumuyla ikili delilik). hatırla sevgili müzikleri baya popülerdi geçen sene. daha aklıma gelirse yazarım.

incesaz'ın yaptıkları, aria grubu da iyiydi. yeditepe istanbul(cengiz onural filan bi nevi incesaz), ikinci bahar, babaevi

7 numara

ferhat güzel.

türk olarak aklıma ilk müzeyyen senar geldi

bob dylan, leonard cohen, jerry lee lewis ve chuck berry. özellikle bob dylan gibi pop müziği yoktan var etmiş bir adam hala hayatta. kıymetini bilelim.

paul oakenfold, vincent de moor

şöhret bakımından düşünürsen tabi ki madonna.
Bununla birlikte sayılan isimlerin dışında ABBA üyelerinden herhangi birinin başına bir iş gelmesi de çok ses getirecektir(Amerika olmasa da Avrupa'da). Aynı şekilde Paul Mccartney...

eric clapton ölse yemin ediyorum depresyona girerim, günlerce evden çıkmam. mj kadar popüler değil kendisi ama tüm dünya yasını tutar yine eminim.

bob dylan ve paul mccartney isimleri yazılmış, ben de vurgulamış olayım.

james hetfield diyorum ayrıca.

(bkz: peter gabriel)

(bkz: iggy pop)

eric amca ve mark knopfler... allah gecinden versin.

baba söylemişler ama Stevie Wonder harbiden ölmesin..

en çok üzüleceğim james hetfield olur kesinlikle.

mj gibi büyük sanatçılar yukarıda da belirtildiği gibi mevcut ama popülerlikleriyle bu büyüklükte kitleleri ayaklandıracak biri kalmadı sanırım, ne madonna ne dylan ne de diğerleri...

ayrıca james hetfield'ı bilemem de dave mustaine'in daha bağlı bir kitlesi olduğuna inanıyorum. (aslında şüpheliyim bu konuda tekrar düşününce, hepimiz orta okul metalikacısıyız allasen!)

ama bu güzel insanlar ölmesin, bu diyarlarda konser de verebilsin...
bi de iron maiden gelsin artık yetti ulan!

david gilmour
düşüncesi bile ürpertiyo.

paul simon i gördüm gecenlerde televizyonda. yaşlanmış ama hala döktürüyordu. sen hep yaşa dedim adamcagiza. mümkün degil tabii.

thom yorke. ölse herkes ağlar ölmese de ağlar öle işte

sarkıcı degil ama al pacino olurse buyuk olay olur

b.b. king, tori amos.

mick jagger, elton john, ritchie blackmore, roger waters, john williams falan geldi benim aklıma da.

edit: phil collins, jon bon jovi ve axl rose da var.

"michael jackson'ın madonna ile arasında en az madonna kadar fark vardır." (t.e.k.)

paul mccartney adamı hâlâ hayatta mesela. johnny rotten gibi punk müziğin babası da buralarda. rob halford var, ve tabi ki james hetfield var. daha ne olsun.

edit: axl rose diyeceğidim yazılmış. mick mars diyeyim o zaman. eddie vedder var onu nasıl unuturum.

tabii ki alvaro recoba.

dave gahan olabiliir.

bu sayılan isimlerin %90'ı mj kadar ses getirmez, bu da bir gerçek.

painkiller diye bi oyun vardı diye hatırlıyom. internet kafede oynamıştım bundan 4-5 sene önce. zombileri filan öldürüodun. bilmem bilir misin.

aha buda ofişıl sitesi; www.painkillergame.com

(bkz: undying) << cok fazla zombi olmasa da atmosferi sicittirir
(bkz: resident evil) << ps emulasyon gerektirir
(bkz: the house of the dead) bir de the type of the dead var klavyeyi de geli$tirir.

ben de painkiller diyorum. hem oldukça zor hem de ambiyansı hageden korkutucu.

doom3 oynamadıysan oyna derim klasıktır flan iste ..

eğer ps2'in varsa forbidden siren serisini oynamanı öneririm , yada oynamadıysan resident evil 3 : nemesis ...

realtek audio manager'da microphone şeysine gelip set default device'a tıklayın.

microphone kısmında set default device diye birsey yok :S

img24.imageshack.us

eğer bu ekran yoksa kontrol panelinde ses ayalarından recording kısmına gelip mikrofona sağ tıklayıp default yapabilmeniz lazım.