bizim evde kiraladigimizda vardi 2 senedir kullaniyoruz hic sorun yasamadik, tavsiye ederim

Bizim balkon kapisi da iki kapili baya geniş sineklik de iki taraflı oldugu icin sorun olmuyo ortada birlesiyo. Kaç yıldır bi sorun çıkarmadi.

3 sene önce yaptırdım. hiç memnun değilim tavsiye etmem. çok fazla takılma yapıyor. açıp kapatması bazen inanılmaz derecede rahatsız edici olabiliyor. daha önce oturduğum evde yukarıdan aşağı inen makaralı olanlardan vardı o çok daha kullanışlıydı.

Sanırım ordan raylı sistem ile fahrettin Altay a ordan direkt olarak çeşme arabaları kalkıyor.

Havaalanından banliyö treni geçiyor, o da F. Altay'dan geçmez. Halkapınar'dan ya da Hilal durağından metroya geçip o şekilde F. Altay'a gidebilirsiniz.

202 numaralı otobüse binip "Üçkuyular Pazaryeri" durağında inin. Oradan Çeşme otobüsüne. İzban'la uzatırsınız işi.

simay turizm diye shuttle hizmeti veren bir şirket var. ben onu kullanıyorum. gayet de memnunum. en son geçen sene 30 tl'ye gitmiştim.

www.simayturizm.com

Sünneti dini bir vecibe olarak düşünmeden yaptırabilirler. Sağlık için ve ilerde yaşayacağı cinsel ilişkilerde cinsel yolla bulaşan hastalıklar için bulaşma oranını gerçek anlamda azalttığı kanıtlanmış. 2-3 hafta sonra bir oğlum olacak oradan biliyorum. bende yaptırıp yaptırmama ikileminde kalmıştım. artıları eksilerinden daha fazla diye bir kanıya vardım.

ucursunlar gitsin.

sünnetsiz pipi çok çirkin görünüyor.

bknz nip/tuck s01e01 / yanılmıyorsam.

çirkin görünüyor diye vücuttan parça kesilmez.
belli ki dini bir motivasyonları da yok sünnet ettirmek için.
adam olmadığım için bilmiyorum ancak bugüne kadar sadece cinsel hassasiyeti azalttığını okudum hep sünnet hakkında, aksini hiç görmedim. cinsel yolla bulaşan hastalık riski konusunda da mesela; korunmayı öğrenebilir. genel hastalık konusunda hijyenik yaşamayı öğrenebilir.
çocukta sağlık problemi oluşursa doktorlar öneriyor zaten, herhangi bir problem yoksa ettirmesinler. kendisi ileride isterse ettirir. kendi irademizle çocuklarımızın vücutlarından durduk yerde parça aldığımıza inanamıyorum ben.

eğer cinsel hastalıktan korunuyormuş diye sünnet ettireceklerse ettirmesinler, ben kadınım ama oğlum olursa asla sünnet ettirmem ileride. çocuğun bedeni, belki istemeyecek. sünnet olmak için bir yaş sınırı yok.

ergenliğe girer, cinsel yolla bulaşıcı hastalıklar, bilinçli seks eğitimi sırasında, sünnet gibi bir alternatifi olduğunu ve kendi sağlığı için isterse böyle bir operasyon geçirebileceğini söylerim, istiyorsa gider sünnet ettiririz o zaman.

sünnet dinden bağımsız düşünüldüğünde benim şimdiye kadar okuduklarıma göre:

cinsel hastalıkların bulaşma ihtimalini yarı yarıya azaltıyor

seksten alınan keyfi artırıyor

dezavantajı seksten alınan keyif arttığı için sünnetsiz pipiye göre bi tık daha erken boşalma oluyor.

artı estetik olarak sünnetli pipi daha güzel gözüküyor.

bence yaptırsınlar.

erkeğim sünnetliyim. bana sorsalar sünnet olmazdım.

Yahu dünyada milyarlarca sünnetli ve sünnetsiz erkek var. Yok sünnet cinsel hastlığa karşı koruyormuş, yok sünnetsizler daha geç boşalıyormuş vs.. bu kadar önemi olan bir et parçası değil yahu abartmayın.

Özellikle Türkiye gibi müslüman ağırlıklı bir toplumda “ben çocuğumu sünnet ettirmeyeceğim, kendi kararı” gibi laflar söyleyenleri de samimi bulmuyorum. Altında islam karşıtlığı ve ben farklıyım yea düşüncesi yatıyor. Çocuğunun otuna bokuna, giydiğine, okuduğuna her şeyine karışır ama sünent kendi kararı.

Sağlık açısından öyle aman aman bir fark yarattığına da inanmıyorum kesinlikle. Arkadaşlarının da kendi kararı, ne diyelim yani. Benim oğlum olsa doğduktan hemen sonra sünnet ettiririm. İnançı bir müslüman falan da değilim. Toplum geleneği diyelim.

eksiduyu.ru
bayağı bir tartışmıştık.

Hastalık riski olayı sadece korunmasız ilişki sırasında olur. Onu düşnerek sünnet edilmez, korunmayı öğretirsin.

cinsellikten alınan keyfi bilmem ama boşalma süresini kesinlikle etkilemiyor. Kapsamlı araştırmalarda sünnetli-sünnetsiz farkı çıkmamış.

Çocuk yurtdışında büyüyecek ve cinsel hayatı muhtemelen oralarda geçecekse hiç kurcalamasınlar. Türkiye'ye dönecekse düşünülebilir, ama sonuçta sonradan da yapılabilen bişey. Ama sonradan geri alınamıyor. Bu kadar tek yönlü bir olayda kararı kişiye bırakmak gerek.

Dini ya da tıbbi tarafları hakkında bilgim ve ilgim yok ama küçükken falan arkadaşları arasında ezik hissedebilir ya da dalga geçilebilir.

Eşim 8 aylık hamile ve ben de eşimle şu an sünnet ettirmemeyi tartışıyorum.
Ben istemiyorum kesinlikle,eşim de kesinlikle istiyor.

Çocuğun psikolojisi nasıl etkilenir konusundayım ben.Çocuğun psikolojisinin etkilenmeyeceğine kannat getirdiğim an kimseye izin vermem.

Sünnet çok gerekli bir şey olsa sünnetli doğardık.

Turkiye de yasayacak askere gidecekse bebe binbir turlu sikintiyla karsilasacak. Vallahi turkiye de olmasam kestirmemeyi daha ciddi savunabilirdim. Bilemiyorum altan bilemiyorum. Dinen bi sakincasi yok. Tibbi gerekliliginin de neo islamci zirvasi oldugunu dusunuyorum. Cocugun cigerlerini aldirin akciger kanseri riski 0 olur. Boyle mantik mi var? Memleket niye gelismiyor? Memleketin tamaminin akli fikri kuku pipi. Sonra bu erkekler niye boyle? El kadar bebenin pipisiyle bu kadar ugrasilmaz.

Ruh sağlığı açısından ilk 1-2 ay içinde sünnet yapılmayan çocuk için 6 yaşın bitirilmesini öneriyor psikologlar.
(git: eksisozluk.com)

Erkeğim. Ben sünnet edilmeyi istemezdim. Eksileri şöyle:

-derideki kesi sonrası kısalma yüzünden penis yeteri kadar uzayamayıp bükülebilir. Estetik olarak çirkin bir görüntü oluşabilir.
-penis başı mukozasız kalacağı için başın hassasiyeti kaybolur ve haz azalır.
-ayrıca kesilen bölgenin içindeki (özellikle alt bölgede) yoğun sinirler kayba uğradığı için haz azalır.(kadınlardaki klitoris sünneti gibi)
-dinsel olarak bunun yapılmasının nedeni kesinlikle hijyen falan değildi. Yahudi adetinden gelen bir şey ve cinsel hazzı azaltarak dinsel hazza yönlendirmekti amaç.
-iyi yanı bulaşıcı cinsel hastalıklar dense de korunarak bu aşılabilir. Ayrıca sünnetli pipi aids frengi vs. Olmaz diye bir şey yok. İhtimali düşürür belki o kadar.

Kendi istersen büyüyünce yaptırsın +1

istanbuldaysan zeytinburnu.

zeytinburnu +1

giderken burnuna mandal almayı da unutma

Kadikoy'de bahariyeden modaya dogru olan caddede sag tarafta bi pasaj var. pasajde 1 tane derici var. ustune gore dikim de yapiyor

kesinlikle zeytinburnu

Zeytinburnu'nda ucuz mudur?

laleli

merchant of venice

best of youth

los lunes al sol

(bkz: il ciclone)
(bkz: le fate ignoranti)
(bkz: la finestra di fronte)
(bkz: mine vaganti)
(bkz: nuovo cinema paradiso)
(bkz: mediterraneo)

la vita e bella, biutiful, el laberinto del fauno, nuovo cinema paradiso.

mar adentro
amores perros
Le scaphandre et le papillon
dog day afternoon

kimse yazmamış bari ben yazayım. melekler ve şeytanlar.. bir de hable con ella var ne kadar dış mekan görüntüsü olduğu tartışılır tabii..

bir de aklıma geldi dont look now var bol venediklisinden.

federico fellini ve ferzan özpetek filmleri italya için yeterli olur.

gombrich'in sanatın öyküsü her kitapçıda bulabilirsin, kütüphanelerde de vardır.
ntv yayınlarından çıkan julian bell'in sanatın yeni tarihi var yine kitapçılarda rahat bulunabilicek.
adnan turani dünya sanat tarihi var.
ingilizce kaynak istersen pdf olarak library.nu da bulabileceğin Gardner's Art Through Ages var; görseli bol anlatımı güzel.

binlerce kaynak var bununla ilgili. özel bir alan var mı; resim, mimari, heykel, batı sanatı, islam sanatı?

haklısınız. daha çok resim ve heykel. işte bu dali, picasso, modigliani, miro zamanları. ve dahil oldukları akımlar falan. sürrealizm, empresyonizm, kübizm vs. yakın tarih yani daha çok.

20. yüzyıl sanatıyla ilgili sanatın öyküsü'ne alternatif olarak; ahu antmen'in "20. yy batı sanatı'nda akımlar" ve "A'dan Z'ye XX. Yy Sanatı"; semra germaner'in "1960 sonrası sanat: akımlar, eğilimler, gruplar" (kısa kısa anlatıyor ve sıkmıyor bu kitap. tek sorun zor bulunması); enis batur'un "modernizmin serüveni"; amy dempsey "modern çağda sanat, üsluplar, ekoller" önerilen kaynaklardır.

randevu al. harcını yatır. nüfus cüzdanınla beraber 2 tanede biometrik foto götür. parmak izi ver. başvurunu yap. bekle.

www.e-pasaport.gov.tr

burada bütün bilgiler var.

eger sistemde parmak izin görünüyorsa parmak izi vermene gerek yok. parmak izi sırasına girmeden gişedekimemurdan kontrol ettir.

kalp hastası anneanne rahatsız olduktan sonra ister kokusu ister dumanı gitsin ne farkeder ki. kadın rahatsız olmuş bi kere.

haklısın tabi, zaten şimdi balkonda fln içiyorum bana söyledikten sonra. Beni delirten asıl konu "koku mu duman mı olayı". işin içinden çıkamadım, buraya taşıdım.

ben gunde 1,5 paket sigara iciyorum, evde calisiyorum. Annem kalp ve akciger hastasi. Hava nasil olursa olsun sigarami balkonda iciyorum uzerime giydigim hirkayi da balkonda birakiyorum. Baska bir yontem yok oda degil evde dahi sigara icirmemeniz gerekli.

bebekli ailelerle ilgili bir çalışma duymuştum. evin neresinde içilirse içilsin, zararlı maddelerin tüm eve ulaştığını söylüyorlar. yani kokudan kurtulunsa bile (havalandırma vs) bebek için zarar devam edebiliyormuş. açık balkon olması güzel bir şey.

eger 23 yasinda sapasaglam bir insan olsaydi "takil kafana gore" derdim ama kalp hastasi bir yaslidan bahsediyorsun.

bencil olma!

not:ben de sigara iciyorum

duman gidiyor. zira koku dediğin şey gaz molekülleriyle taşınır. duman da bi nevi gaz işte.

gaz molekülleri her tarafa homojen olarak dağılma eğiliminde olduklarından duman bulduğu her alana dağılacaktır. balkonda içeceksiniz tek çözüm budur.

uluslararası uçuşlarda yanınızda tüm itinerarynin bir dökümü olması faydalıdır. ingilizce bilmeyen personele veya başkalarına derdinizi anlatmak için gerekebilir. ancak yurt içinde pnr numarası bile gerekmiyor. ancak kimlik şart. kimliksiz ne check in yapabilir ne de boarding yapabilirsiniz. ama huysuz bi adamım, bütün sorunlar beni bulur diyorsanız pnr'ı cep telefonunuza falan yazın. kağıda dökmeye gerek yok. bu arada grup uçuşları gibi özel durumlarda bu geçersiz olabilir. bunu da dikkate alın ve grup uçuşlarda grup liderinin veya rehberin yönlendirmelerine uyun mutlaka.

yazın pegasus airlines ile hataya gittim, bileti internetten almıştım ve de bilet için kodu bilmem yeterliydi. uluslararası uçuşsa bastırmanı tavsiye ederim ama.

sadece kimliğiniz de yeterli. kontuara gidip kimliğinizi verin tamamdır.

Karkay Otel'e bir bakın. ama bildiğimiz dandiktir.

support.dell.com

maalesef dell logosu gözüktüğünde f8 tuşuyla o menüye bir türlü giriş yapamadım.

"function" açık kalmış olabilir. "As the computer starts, press <F8> on the keyboard until the Advanced Boot Options menu appears on the screen" bilgisayarın açılınca basacaksın. logo gözüktüğünde değil.

yine olmazsa windowsta denetim masasında perfonmans ve bakım "System and Maintenance"da bir şey olması lazım. aynı şeyi windows üzerinden yapabilmen lazım yani. en azından burada öyle yazıyor.

bu arada bu işlem tüm verini silecektir, haberin vardır umarım.

verilerin gideceğinden haberdarım yedeklemeleri yaptım. uyarın için teşekkür ederim. yardımların içinde. deneyeyim.

format atildiginda baslangicdaki f8'e basarak yada ctrl f11 ise yaramiyor. bunun icin yapabileceginiz sey bir cd ile kurulum ekranina gelmek. ordan repair seceneginden komut istemi(command prompt)u bulmak. command prompt kullanarak windows\system32\tools dan PCRestore yi calistirmaniz lazim. ondan sonrasi bildiginiz yukleme. bu program tam dedigim yerde olmayabilir ama dos bilginiz varsa bakinmaniz gerekebilir.

daha önce hiç format atmadım bu laptopa. ilk format atıcam. o zaman bu durumda f8 veya f11 halen işlevselliğini koruyor olmalıdır değil mi?

bir de kurulum için herhangi bir cd yok elimde. duyuruda belirtmiştim.

evet, hala çalışıyor olmaları gerek, kurulumu yarıda bıraksan çalışmayabilir diye tahmin ediyorum. cdye ihtiyacın yok, kurulum için ayrı bir bölüm var. oradan sürücülerle beraber kurması lazım.

rehber yedekleme yapmış olsaydınız keşke.
aynı problemi bende yaşadım. backuplar la geri dönmeyi başaramamıştım. daha sonra aklıma turkcell yedeklemeyi kullandığım gelmişti. bu şekilde hallolmuştu.

özel araba ile mi toplu tasima ile mi?

en makul yol, havaalanindan belediye otobusu ile f.altay meydanına gelmek ve oradan cesme alacati arabalarina binmek olabilir. ya da yine belediye otobusu ile otogar a gider oradan binersiniz otobuslere.

bir ihtimal de shuttle kullanmanızdır. size belli bir saat söylerler genelde yarım saatlerde gider. ben öyle yapıyorum. simay turizm var 0232 712 15 01. 40 tl idi yazın. yalnız kullanacaksanız uçmadan evvel arayın sonra dımdızlak kalmayın.

toplu taşıma ile gitcem..peki simay turizm bu mevsimde hizmete devam ediyomudur..

@atmacaged doğru söylemiş

hiç kasmayın shuttle filan diye,
havaalanından 10-15 dk da bir belediye otobüsü kalkar. (havaş değil)
2 seçeneğiniz var, fahrettin altay meydanı (üçkuyular) ya da otogar'dan geçen otobüse binersiniz.
otogar'dan çeşmeye otobüs kalkar
fahrettin altay'da ise ufak bir otogar daha vardır, ordan da çeşme dahil çevre ilçelere otobüs/minibüsler kalkar.

blue mountain state
how not to live your life

it is always sunny in philadelphia

(bkz: coupling) (uk olan)
eglenceli. kisa bolumler. ve sezon bolumleri de kisa. 4 sezon.

misler gibi. olsa da yesem su an

office tabii ki

black books (30 dk)
bored to death

kesinlikle coupling.

little britain 40 dk da olabilir bilmiyorum şimdi.

office+1

the it crowd

meshur olmasin derken kime gore meshur? ornegin cogu kisi the it crowd'u bilmez ama bilmesi gereken herkes bilir. ayrica super dizidir hafiz.

spaced

better with you
melissa and joey
modern family

spaced +1

psychoville

the big c

louie, 30 rock, parks and recreation, extras

cougar town

(bkz: entourage)

yukarıdaki arkadaslara katılıyorum kesinlikle blue mountain state ve coupling

Dr.house güzel bi dizi

the big bang theory

(bkz: outsourced)

semt yazmalısın

semt çok önemli değil iyi olsun gider tuzlada bile kesitiririm(geçmişte berber teröründen baya acı çektim) ama genede yazıyım bahçelievlerde oturuyorum okulum hisarüstünde buralarda olursa süper olur tabi

bahçelievlerde ramazan berber var ferit selim paşa cad.si üzerinde yayla kuruyemiş sokağından bi sokak önce 10 lira alıyo 10 numara saç kesiyo 10 numara muhabbeti var

bence gir herhangi bir berbere, 3 numara kestir. ben 2.5 seneden sonra denedim, çok eğlenceli oluyor.

hemen bahçelievlerde eski yurdaerdoğulu'nun karşısında (yani jfk hastanesinin orada) sinan eligüzel var. saç sakal 30 verirsin. çok adam gönderdim hiç şikayet almadım.

diklensen de,polise de gitsen,başkalarını da tutsan hepsinde de bir huzursuzluk olacak içinde.hele birde evliysen çocuğun falan varsa hiç bulaşma.yok mu tası tarağı toplayıp sakin bir yere gitme ihtimalin?yok işim gücüm yerinde kıpırdayamam diyorsan polis en mantıklısı

direk savcılığa verin.

babamın bir tanıdığı zamanında çözümü yurt dışına kaçmakta bulmuştu.

bi tehdit, zor kullanma vs. gibi bariz durumlar yokken para verilmisse polise, savciya ne denebilir ki? ha birsey olur elbet ama bence boyle bi durumda serbest kalma ihtimalleri cok yuksek ve sonrasi da muamma. bunun haricinde onlarin dilinden anlayacak birileri ile birseyler yapmak nereden baksan suca azmettirmek, kan alirlar bence, hic gerenk yok.

adamlar zaten devamlı içeri girip çıkan adamlarsa biri girince öteki, öteki girince diğeri geliyorsa savcılık bir çözüm gibi gelemiyor. onların dilinden anlayacaktan kastım suça azmettirmekten ziyade onlardan daha taşaklı daha sözü geçer birileri ile dur artık dedirtmek.
ve ne yazık ki kaçmak şu an için ne insanın kendine yedirebileceği ne de mümkünatı olan birşey.

ha bu arada bu adamlarla daha önce ortak bir iş yapılmışlığı veya herhangi bir alışveriş falan suç teşkil edecek hiç bişey yoktur. adamlar damdan düşer gibi gökten iner gibi çıkıverdiler ortaya.

polise güvenmiyorum.
son seçeneği seçerdim.

bence adalete güvenin. ailenizi güvene alıp (bir yakına, şehir dışına vs gönderip) hukuk savaşına başlayın. bazen sanıldıgı kadar güçlü olmayabilir bu köpekler. tırsabilirler hukuku görünce

is turunu ve ilgili organizasyonun buyuklugunu bilmiyorum ama bazi sektorlerde bu bahsettigin karanlik tipler konsolide ve buyuktur. bu gibi bir durum soz konusu ise polise gitmek pek bir ise yaramaz, hatta polise gittigin icin basina is de acilabilir, polislik kurumu guzel ve iyi bir kurum olsa da icinde calisan kisiler de memurlar, bazi memurlarin amaci ve etigi kurumunkiyle ayni olmayabilir. (gg olmadan anlatmak uzun surdu heh)

ayni durumda hatirinin gectigi karanlik tipler eger bunlarin rakibi ise tartismanin ortasinda kalabilirsin. yani restoranin var diyelim, bir kac hafta para kazaniyor musun ona bakilir, sonra bir gun karanlik bir tip gelip sizin vale servisine ihtiyaciniz var, bizden alacaksiniz diyebilir, ve sen evet dersin, ucreti de ne ise verirsin. uc hafta sonra baska bir tip gelir ve "onlardan almayacaksiniz, bizden alacaksiniz" diyebilir, simdi ona hayir dersen ve ikinci gelen birincisinden guclu ise ertesi gun restoranin onune uc tane is makinasi park ederler, cektiremezsin ve efektif olarak restoranina arac ile gelinemez. bunun sonu o iki karanlik tipler grubu arasinda bir guc savasina donusurse sana olan tehditler de buyur, ve bazi barlarda goruldugu gibi mekan onunde kursunlamalara kadar giden bir yola girersin.

demek istedigim, ilgili karanlik tiplerin guclerinin buyuklugunu kestirebiliyorsan, ve bunu polisin halledebilecegini dusunuyorsan polise gidebilirsin. bunu da cevrendeki benzer isletmelerin sahiplerine sorarak ogrenebilirsin, onlar ne yapiyor?

eger konsolide edilmis sektorlerden birindeysen ve polisin basa cikamayacagi, hatta bazi memurlarin da dahil olma ihtimalinin oldugu bir karanlik tipler grubu ile karsi karsiya oldugunu dusunuyorsan, en guclusu kim ise ona siginman gerekir, ama eninde sonunda onlara da para vermek durumunda kalacaksin, cunku sonucta onlar da sana bir hizmet veriyor olacak. artisi var, en azindan bir sure talep stabil ve ayni kisiler tarafindan olacak. eksisi ise hala para veriyor olman. ve evet su anda hatir geciyor gibi olabilir ama gelecekte oyle olup olmayacagi belli olmaz. bence yalnizca bu riski aliyor iseniz ikinci karanlik tipler grubuna basvurabilirsiniz.

benim onerecegim sey sudur, bu sizinle direk temasa gecen karanlik tiplerin mutlaka bir patronu vesairesi vardir. bu tarz organizasyonlar uzum yemek isterler ama bagciyi dovmek yalnizca son raddede digerlerine ornek olmasi icin olur. eger odeyemeyeceginiz bir miktar talep ediliyorsa ilgili patron ile direkt gorusmeyi sertce isteyip onunla acik ve secik olarak maddi durumunuzu, hangi miktar odemeyi kaldirip kaldiramayacaginizi ve neyin mantikli oldugunu konusabilirsiniz. ortada bir kar varsa, karanlik gucler organizasyonlari bu kardan ufak pay ister, size buyuk rahatsizlik verip is yapmayi birakmanizi istemez. merkezi otoritenin zerre duzen saglama kuvvetinin olmadigi ortamlarda bu tur karanlik tiplerin olmasi dogaldir, birisini engelleseniz bire bir digeri baska bir gun gelecektir, bu durumda en iyi diger secenek stabilite olduguna gore stabiliteyi mantik ile saglamanizi oneriyorum. yine de yakindaki isletme sahipleri ile bir konusun, onlar ne yapiyor onu ogrenin..

eger bir kurum degilseniz ve sadece gelirinizin yuksek oldugunu dusunuyorlar da kisi olarak sizden para talep ediyorlarsa o zaman durum degisir. olmayan parayi alamazlar, yani zaten "gelirim eskisi gibi degil" seklinde bir yalan soylemeyi dusunmussunuzdur, bunun tutmadigini dusunerek size minimum zarari verebilecek ikinci sey olan tasinmayi oneririm.

ve bundan bir kurtulus yok, philadelphia'da bir barin gece 2 de kapanmak yerine 3.30 da kapanabilmesi icin mayor john street e verilen paradan ve o para verilene kadar onde bekleyip hasilattan pay alan polis memurlarindan tutun da dc de baska bir mekan para vermeyi reddettigi icin alkol ruhsati basvuru cevabi gelmeden alkol satildigini ihbar edip mekana buyuk ceza yazdiran karanlik tipler bile var. en kral ulkede bile onlarla yasamayi ogrenmek gerekiyor, ama bir savas cikarip ortasinda kalmak yersiz..

normalde tiklemek yetiyor gibi ama ben zaman ayırıp cevap yazan fikrini paylaşan herkese teşekkür etmek istedim yinede. teşekkürler arkadaşlar.

etrafında bu karanlık tiplerin başedemeyeceği ağır abilerin olması lazım.

bu ağır abiler senden para pul istemezler. arada bir ufak tefek hatır gönül işleri olur mesleğin, yeteneğin itibariyle.

mekana gizli kameralar kurup, internette bir servera kayıt edilse(mafya durumu çakozladığında kasetteki görüntüleri sildirmemesi için) ve siz diklendiğinizde bunlarda ortalığı dağıtıp çekse silahları falan.. sonrada o görüntüleri show tv, star vb. yayın kuruluşlarına yollasanız türkiye sallanır diye umuyorum.

kaçıncı forma olduğunu belirten numara sanırım

forma derken?

bi sayfa matbaada tek sayfa olarak basılmaz, büyükçene bir kağıda 4-8-16-32 sayfa aynı anda basılıp katlanıp kesilip kitap haline geitirilir. adı forma mı bilmiyorum ama onu numarası olabilir.

Eski kitaplarda, kutuphane kitaplarinda filan gorebilirsiniz formalari.

2 sene önce 1 gece kaldım ben orada. güvenli olmasına güvenli, ama kesinlikle iğrenç bir yer. odaları ve ortak alanlar kötü (ya da bize öyle denk geldi). kesinlikle tavsiye etmiyorum.

ama konumu gayet iyidir.

teşekkür ederim. önerebileceğiniz başka bir yer var mı?

Bütçen yerindeyse Kilim Otel var

www.kilimotel.com.tr

Basmane civarında ise Blue Hotel, Anemon, Blanca, Palmiye var. Basmane civarındakilerden millet korksa da Gündüz bir şey olmaz, gece de taksiye atlar alsancaktan 5-6Tl ye otelinizin kapısına kadar ulaşırsınız.

Tek olsanız kamu kuruluşlarının misafirhanelerini önerecektim ama evlilik cüzdanı problemi çıkarıyorlar.

bu soruya kaçıncı kez cevap verdim hatırlamıyorum...
cevap basit ama gıcıklığına sizi aramaya yöneltmek için söylemiyorum, hatta benim açtığım bir duyuru idi...

@kardanadam ısrarla senden cevap isteyen mı oldu da "bu soruya kaçıncı kez cevap verdim hatırlamıyorum" diye serzenişte bulunuyosun. sana yönelik bir duyuru da değil.dikkat et duyuruda senin adın geçmiyor. bilen bilir yardımcı olmaya çalışan olur. istersen cevap yazarsın istersen yazmazsın. bir duyuruya cevam verme konusunda değil ama kendine gıcık etme konusunda gerçekten başarılısın.

kamil rahat hat iyiydi. ulusoy varan da iyidir zaten.

Gideceğiniz seferlerin otobüslerinin türü bileti alırken belli olur. Rahat hat alırsanız tekli koltukta hiçbirinde sorun çıkmaz ama normal hatlarda yoğun sezonda bazen kötü otobüs de olabiliyor. Şikayetler de bu tutarsızlıktan kaynaklanıyor. Yazdığım gibi alırken sorun.

teşekkürler rahat hatları gördüm ama içeriği hakkında (internet vs) bilgi yazmamışlar, ne var ne yok belli değil.

kessinlikle ulusoy. bu aralar sık sık gidip geldiğim için ulusoyu tercih ediyorum tekli koltuk. priz mriz herşey var. pişman olmazsın.

aradığnız var mı bilmiyorum ama bol bol e-kitap barındıran bir site.

www.iskenderiyekutuphanesi.com

iyi okumalar.

bu kartlar yurtici ucuslari pahali milpuandan satiyor. ancak bayramda seyranda ucuk fiyatlarla alacaginiz biletlerde anlam kazaniyor. peki neden wings aldim ben? yurtdisinda, uzak yerlere cok avantajli hale geliyor. ornek: 50 bin liralik ekstre ile 2 bin liralik Amerika bileti alabiliyorum. veya 2 tane yurtici bilet alabiliyorum!! bayramda bile alsam bu 500 lira demek en fazla. benim gozumde 200 TL ederi var. 200/50000=%0.4 harcama geri donusum orani berbat. uzak mesafe yurtdisi icinse bu oran 10 kati olan %4...

yurtici bilet amacli alacaksaniz kredi kartindan medet ummayin; tarihlerinizi erken belirleyip erken almaya calisin... baska yol gozukmuyor.

genelde yurtiçi için kullanıcam evet ama ben akmasa da damlar görüşünü benimsedim biraz. hangisi en iyi damlar onun peşindeyim :)

yaklasik olarak her 30 bin liralik harcamana 1 bilet alabileceksin. ugrastigima deger diyorsan sen bilirsin... bu site yardimci olur:

www.milkartlari.com

tam cevap değil ama bu bileklikler alaçatı da satılıyor. giden bi yakınınız arkadaşınız varsa onlara sipariş verebilirsiniz. kalitesine göre 10 ile 35 arasında değişiyor fiyatları.

evet aynen solipsist in dediği gibi alaçatı'da gördüm ben de sadece bu bilekliklerden, ki ben de çok beğenmiş olmama rağmen pahalı geldiği için alamamıştım:/ benim sorduklarım genelde 20tl idi.

istanbul kadıköy'de her yerde var, tanıdığınız varsa istetin.

simay turizm çeşmeye shuttle ları var. ben devamlı bunu kullanıyorum çok da memnunum. 40 tlye götürüyor.
0232 712 15 01

1. çanakkale eceabat arası akıntı ve trafik durumuna göre 20 - 25 dk. karşıya yaya olarak da geçebiliyorsunuz. o çok daha ucuz. 1-2 lira. kilitbahir feribotuyla yaya olarak karşıya geçip kilitbahir kalesini ve namazgah tabyasını gezdikten sonra yine çanakkaleye dönmek düşünülebilir.

2. çanakkale merkezde "çimenlik kale" var, askeri müze, orasını MUTLAKA görün. saat beşte kapanmış olacaktır. SAKKIN ihmal etmeyin.

eceabatta bişey yok, akşamları çanakkalenin sahili izmiri aratmaz.

3.merkezde kaybolmanın yolu yok, bkz. wishes in yanıtı

4. pansiyon değil 2 yıldızlı oteller var, bolca var.

5. kilitbahir, namazgah tabyası, seyyid onbaşı, seddülbahir, abide, alçıtepe, kabatepe tanıtım müzesi, anzak koyu, 57. alay şehitliği, kocaçimen tepe. bu sırayla geziniz...

6. servis olayı9nı bilmiyorum, arabasız gezmeyi düşünmüyorsunuz değil mi?

eklemek istediğim: troia'yı görmeseniz de olur. arabanız varsa ve izmir istikametinden gidip geliyorsanız, Assos ve Yeşilyurt köyü derim.

arabamız yok maalesef. öğrenci adamız :)
dolmuş, otobüs, vapur... artık ne bulursak..

o halde karşıyı gezmeyi unutun.

tüh..
peki aklımı kurcalayan şey; 5. soruma verilen cevaplardaki yerlerin hepsine yürüyerek gidebilir miyiz? yakın mıdır? yoksa arada minibüse falan binmek gerekir mi?

5. soruya yanıt. hemen hemen hiçbirine yürüyerek gidemezsiniz. hatta bi çoğuna öyle otobüs minibüs bile bulamazsınız.
araba şart.

hadi ya :/
-uzak bir ihtimal ama- araba kiralasak diyelim.. yollar nasıl? en son hatırladığımda uçurum kenarındaydı gezilecek yerler..

yollar gayet müsait, uçurumla yolun alakası yok ama rampalı yollar var o da az, yine de deneyimli bir sürücüye ihtiyaç var.

zati bu sıcaklarda gezilmez oralar.
alternatif gezi, izmirde iseniz: ayvalık, tahta kuşlar etnografya müzesi (anayola 2 km mesafede, ararsanız belki gelip alabilirler) yeşilyurt köyü, assos

istanbulda iseniz: edirne.

bol gezmeler..

gerçekten beyazlatıyor. macun reklamlarındaki sincaplara benzetmişti bi arkadaşım beni :))) ancak yıllar önce yaptırmıştım, tam rakam veremicem. astronomik bir rakam değildi.

ekstra satılan diş beyazlatma tozlarını kullanma sakın.
dişinde hassasiyet oluşuyor ve şekerli birşeyler yediğin zaman acıdan ölüyorsun.

diş tozlarından denesene ama toz dişleri çiziyor yani fazla yapmayacaksın bendeki lekeleri temizlemişti 1 kere dene

evet tam tahmin ettiğim gibi yanıtlar karışık :) yok çiziyor, yok zarar veriyor...

adam boşuna dünyanın parasını istememiş...

sensodyne kullan normal diş macunlarına göre çok daha pahalı ama gerçekten çok etkili, bi de diş fırçasına normalden daha az koyduğum için -yeterli oluyo çünkü- daha uzun süre gidiyo. çok çeşidi de var jel şeklinde olanları bile:)

çok sık olmamakla birlikte arada bir karbonat kullanabilirsin. evet bildiğimiz annelerimizin kullandığı karbonatlardan. fırcana bi bez parçası sar azıcık ıslat sonra karbonata batırıp fırçala.

Kimse sana neden kitap getirdin diye sormaz ama acemilkte kitap okuyacak vakit bulurmusun iste orasini kimse bilmez...

kitapları ilk girişte toplarlar. aralarında yasaklı yayın var mı diye kontrol ederler. sonra bölük komutanı ya da bölük astsubayı tarafından imzalanıp sahiplerine dağıtırlar. sen götür acemilikte de ben 28 gün acemilikte 3-4 kitap bitirmiştim.

çok değerli veya az bulunan kitapları götürme bence. ben 5 götürdüm 3 kaldı elimde, 4ü romandı, 1i kişisel eğitim, gidenler roman olanlardı, zararsız, ziyansız kitaplardı. denetlemeden geçtikten sonra bi de ordaki senden önce gelen askerlerin beğenisine çıkıyo çünkü anladığım kadarıyla, beğenilenler uçuyo, bi daha da göremiyosun.

benim kitaplari gorduler almadilar.
ama acemiligin 2inci haftasinda komutanin emriyle biz ictimadayken askerin biri tum bavullari karistirip kitaplari almisti.
tabii benimkileri bulamadi eheh

biraz yere gore degisiyor sanirim.

kitap askerligi gecirmek icin de sahane bir seydir.

soruya kaynak olucam ama usta birliğinde nasıl oluyor peki? çarşı izninde dışarıdan alınan kitabı sokarken yine toplanıyor mu?

yerine gore degisir... kimi yerde ister acemi ister usta olsun sorun yapmazlar kimi yerde tamamen yasak olur... askerligin kurali bu zaten homojenlik yok :)

Nerede askerlik yapacağın belli olduktan sonra orada askerlik yapanlardan (varsa sözlükte,burada vs..) bilgi alman daha doğru olur...

Aynı alayın içindeki bölüklerde hatta nöbetçi subayında bile uygulamalar farklılık gösterebiliyor...

@leylek sarabi

yaptigin yere gore degisir. ben 18 kisilik bir karakoldaydim misal.
karakolun kutuphanesini kitapla dolduruyoduk.
bazilarinin iceriginde (konusunda) siddet-savas-olum gibi seyler vardi ama pek komutanlar bilmiyordu.

bir gun paşa geldi karakola (olcak is degil normalde, yuh, şansimiza bak) o yuzden sakincali oldugunu dusunduklerimi kaldirmistim.

--

yapcagin yer boyle karakol gibi minik bi yer olursa, her seyi yaparsin istedigin.
ama farkli bir yer olursa, basina her is gelebilir.

duruma bagli ozetle. yapcagin yeri soyle, o zaman daha net konusabiliriz.

ytü'de hazırlık zorunlu, nasıl olacak ?

yönetmeliğe göre türkçe bölüme gönderiyolar.ytü de bölüm türkçe sadece hazırlık var.daha önce itüden atılıp ytü ye giden matematik mühendisliği okuyanda bi arkadasım var.acaba ne olacak.

benim de bir arkadaşim atilmak üzere itü hazirliktan. bugun maçkada yabanci dillerin idare amiriyle konustuk.arkadaşim inşaat mühendisliğinde ve itüden sadece teknik universtelerin inşaat muhendisliğine geçiliyomus yani ktü ve ya ytü.amirin söylediğine göre itüden atilip ytüye gecen öğrenci ordaki hazirliği 90 la geçmiş.ayrica başka bir yolu varmidir diye sordum torpil filan adamin kendi yeğinide kalmak üzereymiş son hakkiymiş geçemez ise oda atilicakmiş.torpil yok dedi işin özü

tabi itü'den atılan ytü'ye. ytü'den atılan ktü'ye geçiyor.ktü'den atılan babayı alıyor.
hayatımda bu kadar saçmasapan bişey duymadım.

cevap veren tüm arkadaşlara çok teşekkürler.
karma ya inanın dostlar.

yalnız divit hariç

(bkz: seni bulacam oğlum) :)

'delirttiniz lan beni'valla ben de delirdim arkadaş göz göre gitti çocukluğumun ağaçları zabıta geldi demin orman ve park müdürlüğüne şikayeti iletti.Artık onlarla uğraşsınlar ben çekildim aradan.

Allah belasını versin o kesenlerin. Bir çam ne kadar zor büyür biliyor musunuz? Ağaçları da nakletmek mümkün, kesmek yerine daha uygun bir yere kaydırabilirlerdi...

Peşlerini bırakmayın.

ne yazık ki müteahhitlere belediyenin dişi geçmiyor. benzerini biz de yaşadık. müteahhitin teki küçük bir arsaya apartman dikicem diye 250 (ikiyüzelli) yaşındaki bir köknarı kesti. şikayet ettiğim onca yer ise hiç ilgilenmedi bile. bence yapılabilecek tek şey kanuni sınırları aşmadan o müteahhite o apartmanı yaptırmamaya çalışmak. böyle bir kaç apartmandan cüzdanları yanarsa (dinleri imanları para çünkü onların) belki bu huylarından vazgeçerler.

istanbulda bir ilçe belediyesinde çalışıyorum. imar müdürlüğüne veya ilgili belediyenin çözüm masasına dilekçe ile başvuruda bulunduğunuz taktirde size 15 gün içinde cevap vermek zorundalar. yasal süreci bu. ayrıca müteahhit belediye ye istikamet ve kot-kesit için başvuru yaptığında muhtemelen ağaç rölevesi de alınmıştır ya da daha önceden vardır. hiç olmadı ağaçların köklerinden gerekli tespitler yapılabilir. çam ağaçları eğer mezarlık çamı değilse korunması gerekli ağaçlardandır. müteahhit hakkında yasal işlem başlatılabilir. ya da inşaatın başlaması geciktirilerek adamın bir nebze olsun zarara uğratılması sağlanabilir. peşini bırakmayın.

Biz bahçemizdeki küçücük ağacın kuruduğu için kesilmesi için bile onay almak zorunda kaldık belediyeden ve tutanak tutturduk. nerede yaşıyorsunuz öyle?

bu kesilmiş hali mi? hiç kestirmeden uzatmış gibi duruyo ?

bilmiyorum ama bu şekli verecek işinin ehli bir kuaför arıyorum.

surf spray denen şeyler var, saçın denize girip çıktıktan sonraki haline benzer bir görüntü vermek için kullanılıyor, bu fotodaki gibi kıvırcıkları tek tek ayırmada işe yarayabilir. gugıla yazınca çeşitli markalar çıkıyor. saçınıza surf spray uyguladıktan sonra saç kurutma makinesini soğuk ayarda kullanarak saçı kurutuyosunuz.

hatta evde yapılan beleş versiyonu şöyle oluyormuş:
www.ehow.com

o sekil verilmez, dogulur.

var şırnakta cumhuriyet caddesinde semih kuaför.
arkadaşım biz ne bilelim senin hangi civarda ki kuaförlere güvenmediğini.

İki üç sene önce ılıcada sheraton otelin yakınlarında villa kiralamıştık. Fiyat olarak ta çok yüksek bir şey ödemedik.

merkeze yakın bi otele yerleştik. ama yine de teşekkür ederiz :)

Umarım güzel bir tatil geçirirsiniz.

aya yorgi taraflarına gidin hem gündüz plaj hemde gece kulübü.babylon ve paparazzi.

var. aynen devam.

ilk 15 gün mü ilk bir ay mı? hiç param yok da ayın 7 sini bekleyeceğim bir aysa:)

sadece ilk 15 gün.

çok teşekkürler.

eee ?

herhalde şarkının orjinalini soracaktı

evet çok doğru.güzel tespit.

çok şakacısınız gençler.

bir filmdeki şarkıları bulmak kolay. eğer burdan nokta atışı yapıcak birileri çıkmazsa torrente "vanilla sky soundtrack" yazıp albümü indirebilirsiniz. ordan rahatlıkla bulursunuz. filmin soundtrack albümü oldukça başarılı, hepsini indirdiğinize pişman olmazsınız. sigur ros rem radiohead şarkıları var mesela. ben anımsayamadım hangisi olduğunu.

Bence, Joan Osborne-What if god was one uf us'dan bahsediliyor.

Hacı, başına bişey mi geldi yoksa? Bak meraklardayız burada ona göre.

dtb nickli arkadaşa en derin saygı ve sevgilerimi sunarım :)
ayrıca special thanks emraah :)

belki havale ile olur.

belli bi limitin altında kapıda ödeme olmuyo genelde ! vede kitap gibi çok pahalı olmıycak ürünlerde de bu geçerli olmuyo,maliyet kurtarmıyo !

bazi siteler havale kabul ediyor, bazilari da kapida odeme kabul ediyor. hepsine bakarsan isine geleni bulursun.

kapida ödeme ile kabul eden siteler hangileri bildiklerinizi söyleyiverseydiniz...

hepsiburada.com kapıda ödeme alıyor. kredi kartı kullanmak istemiyorsanız, sanal kredi kartı kullanabilirsiniz. içine ne kadar para internetten yüklerseniz, o kadarlık kullanabilirsiniz, temiz iştir.

hepsiburada.com da kapıda ödeme seçeneği var da 100 tl alt sınırı var o kötü..

Vıp dükkan yapıyor diye biliyorum...

VIP Dükkan : proad.directtrack.com

en donanimlisi elite, sonra sport.
fun ve joy yeniler; fun joy'dan daha donanimli.
es sunroofluyken elite sunroofsuz olabiliyor cunku es eski modellerde de var ve eskiden standartken yanilmiyorsam 2004-2005 gibi opsiyonel oldu sunroof. mesela sunrooflu bir es'in sis fari olmayabiliyor ancak elite'de sis fari, usb gibi seyler standart donanim. soyleyeceklerim bu kadar, bir kadin surucuye daha fazla yuklenmeyelim bence :)

honda jazzla ilgili tüm sorularınız için sözlükten ventolin' e ulaşın. size inciğine cinciğine kadar her konuda doğru bilgi verebilir. hatta şöyle de bir blogu mevcut kendisinin tamamen jazz üzerine;

hondajazz.blogspot.com

www.ilicamarinasuites.com

apart şeklinde bi otel.yaz sezonu fiyatları biraz tuzlu gibi geldi bana. belki de pansiyonlara da bakmalısınız.

o kadar önem arz edecek kadar bağlı değil. çok canını sıkarsa bu durum, bi önceki sezonun son bölümünü izle. bauer o ara nerelerdeymiş fikri oluşur en azından

her sezon kendi içinde bir olayı anlatıyor ve bitiyor. ancak ilk sezondan başlayan ve devam eden bir hikaye de söz konusu. atıyorum ilk iki sezonu izlemeden 3. sezondan başlasan, ilk sezonları izleyen birinin oha diyeceği bir olayı sen fark etmezsin bile. kısaca ilk sezondan başlamalısın.

birbirine bağlı değil ama bence ilk önce ilk sezonu izle. sonra sırayla git.
hem dizinin geçirdiği değişimi görebilirsin, hemde daha önce dizide olan ama başka bir bölümde ölen karakterlerin (mesela başkan david palmer) sözü geçtiğinde "ulan bu kimdi" demezsin.

Kesinlikle sırayla gitmeni tavsiye ederim. Her sezonun kendine göre senaryosu bağımsız olsa da Jack Bauer ve çevresindekilerin hikayeleri de bir o kadar önemli bence. Atıyorum, 7. sezondaki saçma sapan bir hareketi, daha önceki sezonlarda yaşadığı bir olaydan kaynaklanıyor olabilir ve anlamaz, mal gibi kalırsın. Her sezonu ayrı güzeldir. Gel beni dinle, ilk sezondan başla...

@ etna yahu spoiler die bişey var biliyorsun değil mi???

ben kullanmadim iphone um da yok zaten lakin google da bunu buldum belki isinize yarar.

www.ultimake.com

macintoshlarda ical diye bir sey var, o tarz bir veri olunca ical'a aktar diyorsun ve ajandaya aktariyor o olaylari. belki aynisinin iphone versiyonu da vardir.

fex die bi app var onu indir.

barbaros bulvarına çık. ister minibüse bin ister taksim-karaköy-kabataş-eminönü otobüsüne bin istersen yürü. denize doğru.

metrobüs seni bir köprünün altında bırakacak. o köprünün üstüne çıkacaksın. 2 yön var tabi; levent yönü ve beşiktaş yönü. beşiktaş yönünü gösteren merdivenlerden çıkacaksın. çıkınca aşağıya(deniz tarafına) 20m yürüyünce bir otobüs durağı göreceksin. oradan geçen otobüslerden birine atlayacaksın.

izmir i biliyor musunuz? izmir in en güzel zamanlarındayız aslında. bence izmir içi değerlendirilebilir. eğer ki düşünürseniz ve izmir i bilmiyorsanız editleyin, tavsiyeler verelim.

kız arkadaşım izmirli ama ben daha önce hiç gelmedim. aslında merak ettiğim gezmeyi çok istediği bir şehir. pazar gününü de dönmeden önce izmirde geçirmeyi düşünüyoruz.

isterseniz kız arkadaşınıza da sorun tabi, sonuçta izmirli belki başka bir şey yapmak ister.

ama; izmirden uzakta bir izmirli olarak bu mevsim süperdir. hava yeterince güzelse balçovadaki aquapark a gidebilirsiniz mesela, ya da hemen yanıbaşındaki sıcak su havuzlarına falan gidersiniz gündüzden. hatta bunu yapmadan önce belki de ormanda güzel bir yürüyüşe çıkarsınız hemen oralarda. akşam topçuda (bkz: topçunun yeri)yenecek çöpşiş ve raki, üstüne kordonda geçirilecek güzel bir gece mesela. bir akşam bornova ya gidebilirsiniz.

alsancakta mesela sardunya da, sokaktaki masalarında oturup biranızı yudumlarsınız. (bkz: sardunya)

gündüz yine kemeraltına girer, deli gibi alışveriş yaparsınız. acıkınca hisarönü nde iskender yer, kahvenizi de kızlarağası hanında içersiniz.

aslında bunlar izmir i seven ve özleyen bir adamın sözleri neticede. bilmiyorum uyar mı size ama içimi dökmüş oldum ben de.

kaportadan değişen parça (çamurluk, kaput ..vs) yok demek istiyorlar öle. bu, otomobilin orjinal parçaları darbe almış sonra düzeltilip boyanmış olabilir demek aynı zamanda.

arabam olmadı ilanlarla falan da ilgilenmiyorum ve sallıyorum; dış parçalarından değişme olmadı anlamında olabilir. kaporta, tampon v.s

Değişen, genellikle kaporta parçaları için kullanılan bir terim. Çamurluk, kapı, bagaj vs. gibi.

e değişsin ne var ki bunda. tamam darbe almış, sonra da yepyenisiyle değişmiş işte bunun nesi kötü? değişmeyip çekiçle düzeltilip macunlanmışı daha mı iyi?

64 model bi araba satıyordu birisi, sanayide kaporta ustası bi abiyle oturuyorduk..malum arabayı gorduk uzaktan..ulan, dedi abi, arabada boya kalmamış, çürümedik yer yok hala full orjinal diye yazıyor y...... (okkalı bir kufur)...
bir anı daha;
yakın bir arkadasım araba aldı..araba full değişen:)...kaza yapmıs vakti zamanında, takla makla...3000liraya pertten alınmıs, 7-8 bin liraya servisinde 3 ayda adam edilmiş(her sey yeni orj parcalar) sonra da 12bin lira gibi geldi bize...her şeyi değişen ama her şeyi orjinal...ve hiç kimse bakarak inceleyerek ayırt edemez....

bir parçanın komple değişmesi demek o parçanın düzeltilemeyecek derecede büyük bir hasar almış olması demektir. yani dolayısıyla bir parçanın değişmesindense işlem görüp düzeltilmiş olması daha makbuldur. tabi en makbulude değişen parçası ve boyanmış, işlem görmüş parçasının olmamasıdır.
şöyle de bir durum vardır bir parça orjinaliyle değişmiş olsa bile yeniden boyanacağından değişmemiş arabanın kendi orjinal parçasıyla bazen gözle görülebilecek şekilde renk farkı olabilir.

büyük hasar almış parçanın değişmesindense, işlem görüp düzeltilmesi mi makbüldür? şaka mı yapıyorsunuz, ters mi yazdınız? kapıya araba çarpacak, kapı göçüp yamulacak, yenisiyle değiştirmek yerine çekiçle macunla düzeltilecek ve bu daha mı makbul olacak.

ben arabamı önden kaldırıma çarptım seneler önce. ön tampon kırıldı. servisinde cillop gibi yeni tampon alındı, orijinal boyasıyla boyanıp takıldı.

bunun yerine kırık tamponu kırık yerinden yapıştırıp taksak daha mı iyiydi diyorsunuz?

bir arabanın değişeni olmaması demek, o aracın ciddi bir kaza yapmadığı anlamına gelir. en basit ve net izahı budur aslında bu ifadenin.

şimdi seni az daha bilgilendireyim. kimilerinde "değişeni var ama kazası yok" falan derler. bu da ilgili parçanın kaza harici bir sebepten değiştiğini belirtmek için kullanılır. yani atıyorum, adam otoparktan çıkarken kapıyı sürtmüştür ve kapı sacı yırtılmıştır. aracı kaskolu olduğu için yırtığa macun çektirip boyatmak yerine kapıyı değiştirmiştir.

aracın kazalı olmamasındaki en önemli kriter ise aracın şasesinde kayıklık olmadığını söylemektir. ya da ağır kaza sebebiyle başka sıkıntılar doğurmayacağını anlatabilmektir. özellikle eski araçlar ağır darbe aldıktan sonra kolay kolay toparlanamazdı.

neyse işte, sen bi arabaya karar verirsen bana linkini yolla fikrimi söylerim sana. bu aralar ben de incelemedeyim genellikle. yardımcı olurum. :))

Tamponların değişmesi biraz daha istisnai bir konudur. Tamponların daha rahat takıp çıkarılabilen parçalar oldukları için orijinaliyle değiştirilmiş olması hem farkedilemez hemde sac parçalar olmadıkları için çamurluk, kapı sacı, bagaj kapağı ya da kaput gözüyle bakmazlar bunlara. PArça değişmesi -isterseniz orjinl parçasını taktırın- doğrulmuş ve boyanmış bir araba parçasından daha kötü bir itibardır araç için (Orijinallik bozulmuştur ve doğrultmayla hallolamaycak kadar sert ve büyük bir darbe almıştır araç. Kısaca kazası büyüktür)

ufak vakalarımız oldu, darbe aldık, sürttürdük ama takla atmadık yeğen demek.

sedef falan olmasın ?

annem çok bulaşık yıkadığı zaman olurdu bunlar. ama bence sizinki gerçekten ciddi bir durum. iyi bir doktorun görmesi gerek diye düşünüyorum. sürekli yaptığınız işleri iyi gözden geçirin. konuyla ilgili bişiler gördüğüme eminim. yahoo answers da tiroid olabilir demişler mesela, ne kadar doğru bilemem. ama bir tür "deficiency" gibi geldi bana, bişeyiniz eksik, yediğiniz, içtiğiniz, ya da yemediğiniz, içmediğiniz :)
en çok elleri kullandığımız için elde beliriyor olabilir.
ayrıca parmağınız gereğinden fazla bükülüyor. kuru bir cilt rahatlıkla çatlar bu hareketlerde. yaranızın yönü de buna işaret ediyor ayrıca.

mesela annemin parmaklarında oluşan yarıklar parmağın ucunda dikine oluyordu.

dikey de çıkıyor. şu anda en büyük olanını çektim. o yatay. sol işaret parmağımdakilerin ikisi de dikey. ve evet parmaklarım resimlerde de görüldüğü gibi çok kuru. gün içinde krem kullanamıyorum ama yatarken varsa vazelin, yoksa eşimin nemlendirici cilt kremlerinden, el kremlerinden falan sürüyorum.rahatlatıroyr ama kredim etkisi geçince yine aynı.

yani bu şey gibi. işlemciyi overclock yaparsın ısınır, üstüne soğutucu takarsın. soğutucu ne kadar iyiyse işlemci o kadar iyidir. ama ısınmasının asıl sebebi içindedir. o içindeki sorunu çözmeden ısınma sorunu çözülmez. onun gibi. nemlendir nemlendir rahatlat. ama içeride ne sorun varsa onu çözmeden olmuyor. kuru ciltli bir adam değilim. başka yerimde böyle bir sıkıntı yok. sadece parmaklarda.

su içiyo musun? d vitamini eksikliği olabilir mi? bir tür vitamin eksikliği bu bence. eğer kimyasal kaynaklı diilse son sözüm budur :) istersen krem içinde yüz geçmez.

aynı tip yaralar bir arkadaşımda daha var ellerinde. ama onun ensesinde falanda pul pul dökülmeler oluyor. ve kaşıntıda yapıyor. onun ki kesinlikle sedefmiş. bence sedefin üstünde durun. ama o da kaç senedir kurtulamadı illetten.

eğer sedefse tedavisi için küçüklüğümden hatırladığım bişey var,faydası olur mu bilemiyorum...sivas'ta balıklıgöl diye biyer vardı(adını yanlış hatırlıyor olabilirim) sedef hastaları falan giderdi genelde...kaplıca türü yerler var,balıkların olduğu havuzlara giriyor insanlar,balıklar ciltteki kuru deri tabakasını yiyorlar...bikaç kişiden duymuştum işe yaradığını ama araştırmakta fayda var...
çok geçmiş olsun bu arada...

edit: doğru hatırlıyormuşum.aha bu da linki
www.cennetturkiye.org

bende de çikiyordu bunlardan.egzama dedi bana doktor.kortizonlu da bir krem verdi cutivate.sizinki de aynı krem mi bilmiyorum ama.neyse sonuç olarak aynı benim elimdekilere benziyor bunlar.sanki bıçakla kesilmiş gibi değil mi?kanar manar bi de zırt pırt.allah kolaylık versin :/

sedef gibi durmuyor. çok atipik bir şekli falan değilse sedef olma olasılığı çok çok düşük. cildiye uzmanı değilim ama uroderm kullanmayı deneyebilirsiniz. belki cildinizde bir kuruma problemi olabilir.

444 48 48 numarali telefondan, Gazi Universitesi hasta danisma hattini arayin ve mumkunse, dermatolojiden Prof. Dr. Mehmet Ali Gurer'den, mumkun degilse, baska bir hocadan nasil randevu alabileceginizi ogrenin. Onun bunun dediklerini degil, bu hocalarin dediklerini yapin.

bunun için o bölgenin imar durumuna bakman lazım.

1- sanırım süpürgelik deniyor
3- elektrikcilerde

1- süpürgelik

2- eşik altı çıtası deniyor olabilir.

3- kablo tutturmak için C harfi gibi, tek taraftan süpürgeliklere çakılan plastik parçalardan satılıyor, ucuz ama kalitesiz olabiliyor, illa ondan alıcaksan kalitelisini al. yoksa tek bir kablo geçiriceksen süpürgeliğin renginde kutu bulabilirsen uzuun ve dar bi kutu al (bunlar da kablo geçirmek için elektrikçilerde olur). bir fikir daha, evinde fare ya da böcek fln varsa kutuyu tavsiye etmem çünkü fareler kablo kemirebiliyorlar. birden ışık sönerse bi gün, noldu diye arar durursun :)

3- süpürgeliklerle aynı renkte kablo kanalı al. kablo dolaştırıcam diye haybeye orayı burayı delme.

edit: en şahanesi bauhaus, praktiker, koçtaş gibi yerler. içlerine dalıp 1 tur atarken evinin binbir eksiğinin de farkına varabiliyorsun hem. :)

3 - kablo kanalı almayacaksan C şeklindeki zamazingoya kroşe deniyor.

1. Akşam 5'e kadar teslim olma hakkınız saklı. Ancak tavsiyem 2 gibi teslim olmanız yönünde. Birkaç saatlik az askerlik yapayım diye uyanık davranarak mesai bitimine doğru giriş yapanların katılış işlemlerini bitirmesi 11'e kadar sürer, sizin için sıkıntılı olur. 2'de girerseniz 6-7 civarı hazırlanıp rahatça yerleşirsiniz.

2- Sabah 8:30'de çıkar gidersiniz.

3- Herkesi ebadına göre kuşandırmak gibi bir niyetleri olsa da bol-dar sorunları çok sık yaşanıyor. Esas mesele botlarda, kaç numara giyiyorsanız bir fazlasını isteyin.

4- Geri alıyorlar. Ama dışarıya çıkartmak isterseniz her türlü çıkartırsınız. Bu biraz da sizin bölük astsubayının nasıl birisi olduğuna bakar. Ben parkayı verdikleri gün kalitesini beğenmiştim ve sivile götürülür lan bu diye birkaç arkadaşla geyik yapıyorduk, dönerken ise her şeyi arkamızda bırakmak istedik.

5- Çamaşırhane var, torba içerisinde veriyorsunuz yıkanıyor. Acemilik sonrasında ise kıyafletimizi çarşı izninde çamaşırcıya götürüp yıkattık.

1. erken saatte teslim olmak geç saatte teslim olmaktan çok daha iyi. en azından işleriniz sıra oluşmadan hemen biter. traş sırası(traş olmuş olsanız bile sıraya sokarlar seni), banyo sırası, kamuflaj sırası, bot sırası gibi sıralara takılmadan işleriniz bitiverir. ilk gün oturursun muhtemelen. geç gelirsen sıraya takılır, işlerin millet yattıktan sonra anca biter.
2. sabah saat 8:30 gibi çıkarsın.
3. ilk gün. evet bedenine göre verilir.
4.geri alıyorlar, şapkanı bile. ne verirlerse geri veriyorsun. zaten bir daha görmek istemeyeceksin.
5. leğen :)) büyükşehire düşersen çamaşırhanelere verirsin bir günde üteleyip gerir verirler. ben askerliği ist. da yapmış idim ve kadıköyde inanılmaz çoktu bu yerler. eğer düştüğünüz yerde bunlardan yok ise; elde sabun musluğun altında yıkamaktan başka çaren yok. ben nisan celbinde askere gitmiştim, yazın özellikle kamuflaj berbat oluyor, iç çamaşırları elde halletsemde kamuflajın musluk altında yıkanması çok zor, ayrıca kırş kırış oluyor bu da bir dert. dediğim gibi sor soruştur çamaşırhane varsa hiç düşünme hemen ver. zaten nisan celbinde asker olan adam her türlü pisliğe alışıyor. kafan toz toprak olacak kamuflajın leş gibi ter kokacak ve sen buna alışacaksın. çünkü herkes böyle.

1. teslim olacağınız birlik çok önemli bu konuda. ufak bir yere düşerseniz 5te teslim olsanız bile saat 7 gibi filan biter işiniz. ben sinop'ta yaptım askerliğimi, saat 7'de kalmak üzere gönderildiğim karakola varmıştım.

2. yine birlik önemli. usta birliğimi(kısa dönemdim) sinop-dikmen'de yaptım ve sabah 6da çıktım karakoldan. diğer karakollarda terhis tarihi -atıyorum- 20 ocak olup da 19'u akşamı çıkan arkadaşlarım da vardı. ama genelde sabah çıkartırlar.

3. teslim olduğunuz gün sizi giydirirler bir güzel. boy konusunda sıkıntı yaşamazsınız ama beden konusunda sıkıntılarınız olabilir. özellikle eğer ayağınız büyükse(benim 47) ufak bot vermeye(45) çalışırlar. kabul etmeyin, değiştirin bir şekilde. ama sakın ayağınızdan büyük numara da almayın. zira bu botlar açılıyor bir müddet sonra, ayağınız içinde yüzmesin.

4. kamuflajlarını getirmek isteyen hiçbir kısa dönem görmedim. ha olur da illa istiyorsan her şekilde çıkarabilirsin dışarı. uzun dönem arkadaşlar çıkarıyorlardı.

5. eğer jandarma olup da ufak bir karakola düşersen çok şanslı olursun bu konuda. çamaşırcıyla aranı iyi tutarsan, istediğin vakit yıkatırsın. ben her hafta yıkatıyordum.

son olarak gözünde büyütme. akıllı olduğun sürece kimse sana bir şey yapamaz.

1. Erken teslim olursanız stres yaşamadan işlerinizi halledersiniz. Siz ortama alışmışken geç gelenler size tavşan gibi bakarlar.
2. Sabah yoklamasından hemen sonra çıkarsınız, 8:00-8:30 arası gibi.
3. İlk gün. Eğer ellerinde sizin bedeniniz yoksa birkaç gün bekletebilirler, siz de sivillerle katılırsınız eğitimlere.
4. Genelde geri alırlar.
5. Siz fileye koyup veriyorsunuz, onlar yıkıyor. CD kalemi falan götürürseniz içlerine ve fileye adınızı yazarsınız, kaybolmazlar.

4- o kıyafetlerden öyle bir bıkacaksın ki bırak kamuflajları askeriyeden dışarı çıkarmayı bir süre yeşil olan herşeye karşı içinde bir tiksinti olacak.

Florya'da bir karavan parkı vardı ama sanırım yeni inşaatlar vs dolayısıyla kaldırıldı.

ataköyde gallerianın sağ tarafındaydı karavan parkı fakat tamamiyle kaldırıldı.

amazon ve idefix

ilknokta.com u kapıda ödeme için tercih etmiştim. hergün mail geliyor. bazı kitaplarda %70 e vasran indirimler oluyor. yüzde 90lık indirim görmedim de değil. indirimler dışında da normal fiyat denilebilir.

birde kitapyurdu.com var.

www.kitapyurdu.com

piyasa fiyatından her zaman ucuza kitap bulabilirsin.

çok ilginç olacak ama dr'nin internet sitesi diğerlerine göre oldukça uygun. bir bakın derim.

sınavlar yedek subaylığı, erliği belirliyor. sınav sonucuna göre atama yapıldığı söyleniyor. samsun sadece sınava gireceğin yer. sınav sonucu 8-9 nisan gibi açıklanacak. benim bildiklerim de bu kadar.

valla o sınavlar bana zeka ve kişilik testi gibi geldi tabi psikoloji mezunu arkadaşlar cevaplarsa daha doğru olacaktır ama kesin o tarz testler içeren bir sınav.

adamalar soruyor şu şekilden sonra hangi şekil gelmeli? ne bilim kızlarlamı erkeklerlemi arkadaşlık yapmak hoşunuza gider? ve benzer tip sorular.

kısa ve uzun olmanın sınavla bi alakası olduğunu sanmıyorum (bilmiyorum ama sadece sanmıyorum) büyük ihtimal okuduğun bölümle alakalı o durum. yani tıp okuduysan dokyora her birlikte ihtiyaç var o nedenle doğrudan asteğmen olarak gidersin. ama bence dua et kısa dönem olasın.

yok tıp okumadım ama sıhhiyeci çıktık bizim işimiz de tıpla ilgili bir nevi. cevaplar için teşekkürler. ben de kısa için dua ediyorum ama iş biraz da şansa kalıyor. ne çıkarsa bahtımıza artık

askerliğin uzun dönem/kısa dönem çıkacağı önceden de birçok defa söylendiği gibi sınavın sonucuna bağlı değildir. kişinin mesleğine, yaşına, siciline, boy/kilo oranına, sağlık durumuna ve daha başka birkaç sebebe daha bağlıdır. sınavın sonucu ve kişinin tercihi bu kriterlerin en sonunda gelmektedir. sınavı tam doğru yapıp kısa dönem de çıkabilir, sınavdaki tüm soruları kasten yanlış yapıp kısa dönem de çıkabilir.

(benim dönemimde [331. dönem] uzun dönem çıkan yaklaşık 400 kişiyle konuştuğumda en az 300 kişinin sınavı yanlış yaptığını ve kısa dönem tercih ettiğini gördüm.)

kesinlikle sıhhiyeci değilsin.en azından henüz belli olmadı.samsun sahra sıhhiye okulunda sadece sınava gireceksin.

o sarı zarfın üzerinde yazan sınava gireceğin yer.askerliğini yapacağın yer değil.
kısa mı uzun mu olduğun, sınıfın (piyade,denizci,topcu cart curt) 12sinde birliğine teslim olacaksan 10u gecesi öğrenebileceksin nereye gideceğini ve ne olduğunu.

blues brothers soundtrack leri diyeceğim ama çok basit olacak :)
ama yine de benim en sevdiğim şarkı how blue can you get'tir.
bir de jonny lang diye bir arkadaş vardır, ilk albümünü beğenerek dinledim uzun yıllar. lie to me parçası ile çıkış yapmıştı o yıllarda daha 17 yaşında filandı,(15miş pardon) üstelik de beyaz. ama nasılsa 60 yaşında cenci amca sesine sahip bir zat.
mesela: www.jonnylang.com (sitede çalıyor bir şarkısı, sesi açınız.)

müzikli filmler hoşunuza gidiyorsa american pop'ı bir araştırın derim. oradaki blues da çok kaliteliydi.

bi de ben harper...

blues brothers ve crossroads filmlerini biliyorum ama aradığım şey daa çok bilindik filmlerde falan çalan blues şarkılar elbet vardır, roantik komedi olsun, dram olsun, bunları bulmak istiyorum.

(bkz: black snake moan)

george thorogood - bad to the bone
ram jam - black betty

(bkz: cadillac records) filmi izlemediyseniz edinin... mutlaka!

(git: 128767)

mp3trim diye bi program kullanıyorum ben. kullanışlı.

adobe audition 2.0 programı 100 mb dan küçük bir program kullanabilirsiniz rahatlıkla.

love seat diye geçiyor, fiyat farkı yok

peki her salonda varmı bu "love seat" lerden? birde hangi sırada bunlar?

hepsinde var sanırım.ve en arka sırada diye hatırlıyorum.