eyvah ki ne eyvah. bilirkişi raporu isteyin.

ne eyvahı ya arkadşaım korkma o işler öyle gönderildi ağzına sıçıldı durumu olmaz. sen eğer emin isen gönderilmediğinden zaten bir şey olmaz bilirkişi istemene gerek yok zaten savcılık hotmail e yazı gönderecek bunun cevabını isteyecek gerçekten bu adresten gitmişmi die sahtme mail ise zaten cıkar ortaya ama birileri mail sifreni biliorda öyle gönderdiler ise o zaman kötğ

peki sana nasıl ulaştılar ki, yani mail gönderilen kişiye gelen maillerin ip sinden ulaştılarsa o maili sen göndermişsin demektir bu. bu durumda sahte mail değil, senin mail hesabın hacklenmiş ve senden gönderilmiş. Bu durumda hotmail den hesabına yapılan girişlerin ip lerini istemek daha mantıklı gibi, özellikle maillerin gönderildiği gün yapılan girişler. Bence bürokrasinin ağırlığına takılmamak için girişimi sen yap. hotmail e ip activity on account tarzı bir mail gönder , maillerin gönderildiği tarihteki hesabına yaptığın ip girişlerini iste.

ya arkadaşlar ne demek savcının kendi başına karar alabileceği bir konu değildir savcı ulan bu istediği bir bilgiyi istediği yerden talep eder ediyorda savcı hotmail e yazı yazacak gönderecek gelen cevaba göre bilirkişilere durumu inceletecek sonra kararını verecek yoksa savcı hacker değil tabi bence acele etme istanbul anadolu yakasında ise yardımcı olabilirim bu konuda.

ulan eyvah dedik de durun bi sakin olun.
siz daha teknolojiye ayak uyduramamış bir hukuk sistemimize nasıl bu konuda bu kadar çok güveniyorsunuz olum? Çok zor değil açın bakın, II. ergenekon iddianemesi, savunmalarda o kadar gülünç şeyler söylenmişki; Tübitak'ın teknik incelemesinde gözaltından sonra dosyaların harddiske eklendiğini bildirmesine rağmen götü kurtaramıyorlar halen.
Siz şimdi böyle yoz beyinlere sahte mail adresi ile benden gönderilmiş gibi gösteriyorlar efenim mi diyeceksiniz? Güldürmeyin beni.
Eybah dememin sebebi budur, aile filtrelemerinin, hukuğu mastürbasyon ve ego aracı olarak kullananların ben ta amına koyayim. Hukuğa güven mi kaldı ki rahat ol kardeşim, sen yazmadıysan elbette yazanı bulurlar diyebilelim!?. Bırakın onu rimednac spesifik bi komplonun altına yatırmış da olabilirler. Neyse çok teferruatlı düşündüm bi an ama amınoğulları kızdırdı gene beni, insan düşünmeden de edemiyor.

Öncelikle cevaplarınız için çok teşekkür ederim. Soruşturma aşamasından savcılıktan delil tayin talebi aklıma yattı. Mail hesabıma başkasının giriş yapmadığından ve benim mail hesabımdan gönderilmediğinden eminim. Soruşturma evrakları ekinde Türk Telekomdan alınan yazı vardı. Bu yazıda da sadece mail hesabıma giriş yaptığım saatler yazıyordu. Zaten son bir yıl içinde sadece 2 kez giriş yapmışım. Maillerin benim hesabımdan gönderildiğine dair bir delil göremedim dosyada da. Benim tek istediğim mail adresimden oturum açılıp mail gönderilmediğinin ispatını sağlamak. Umarım savcılığa delil toplanması için başvuruda bulunmak yeterli olur.

çalışmıyorlar bildiğim kadarıyla..

calısmaz.

pazar günü kargo çalışmaz.

duruma göre değişir.

Katmanlarıyla yani layerlı olarak demek. Flatten edilmemiş

Yani resim(logo) birden fazla layerdan olusabilir. Final halini (yani resmin kendisini) degil, layerlari ile birlikte calismanin tamamini gonderin demis abiler...

logonuzunun düzleştirilmemiş halini (flatten image yapılmamış) istiyorlar yani layerlı halini.

logonun layerli halini istiyorlar. sdfjlsdf

böyle katman katman işte

www.eksiduyuru.com

8 ya da 12 saat kapalı şekilde. sen şimdi koy şarj'a sabah alırsın işte. mümkünse doldur boşalt şeklinde yapılması daha makbül olur.

ilki kesinlikle kapalı ve uzun olmalı.kitapçığında yazmıyorsa 12 saat kesintisiz takın.sonraki dolumlarda eğer pilin uzun ömürlü olması isteniyorsa bitmeden takılmamalı ve dolarken kapalı olmalı.

şahsen aynı telefondan 2 3 ay önce bende aldım ilk şarjını bitirdim. sonra bir kere doldurdum. bir daha normal kullandım hiç şarjını bitirmedim. 5 6 gün kadar gidiyor.

Kullanım kitapçığında şarj edildikten sonra şarj cihazına bağlı tutulmaması yönünde bir uyarı yer alıyor.

(bkz: doom 3)

F.E.A.R 2: Project Origin

(bkz: clive barker's undying)

(bkz: silent hill 4 the room)

biz 3 kişi oynuyorduk, yalnızken oturamıyordum başına. baya bi eskidi gerçi oyun o ayrı..

doom 3 oynadım gerçekten güzel öbür oyunları oynamadım bugünden başlıyorum oynamaya sabahlar olmasın:)

doom 3 + gece + yalnız + kulaklık ile orta üzeri seste
ses çok önemli. zira korkudan ilerleyemeyince sesi kapatıp bitirmiştim

condemned. oyunda ateşli silah kıtlığı var taş, sopa allah ne verdiyse girişiyorsun yaratıklara. yani yakın dövüş ön planda, yaratıklar aniden beliriyor çünkü karanlık bir atmosfer var. kulaklıkla ve karanlıkta oynarsan alacağın zevki 2 katına çıkarırsın.

cryostasis.

aradığın oyun, jericho

sonuçlar açıklanmadı. yalnızca belge gönderilmesini istenen kişiler için o.

yani başvuru yaparken öğrenim ve burs istemişsin. burs kazanıp kazanmadığın belli değil henüz.

bana da aynısını diyor.

3-YUKARIDA ÖNCELİK BELGESİ KISMI DOLU OYSA SİZİN BÖYLE BİR DURUMUNUZ YOK SEHVEN İŞARETLEMİŞ İSENİZ HER HANGİ BİRŞEY YAPMANIZA GEREK YOKTUR. KURUMUMUZ ÖNCELİK BELGESİ ALANI DOLU OLUP DA BELGESİNİ GÖNDERMEYENLERİN ÖNCELİĞİNİ OTOMATİKMAN SİLECEKTİR. BUNUN İÇİN DİLEKÇE YAZMANIZA GEREK YOKTUR..


bir müslüman evladı şunu tercüme edebilir mi? bu ne lan.

nhl, şu an bekleme aşamasındasın. Ailenle ilgili her hangi bir gelir beyanında bulunmayacaksın.

karacoğlan, başvuru yaparken öncelikli bir durumun olduğunu beyan etmişsin sanırım ama kurumun resen araştırması sonucu böyle bir durumun olmadığına kanaat etmişler. Eğer yanlışlıkla öncelikli durum beyan ettiysen bir şey yapmana gerek yok öncelikli bir durumun olmadığını kabul edecekler. Fakat varsa dilekçe ve ekinde öncelikli durum belgenle başvurabilirsin.

@karacoğlan der ki

eğer başvuru yaparken , örneğin ; öncelik belgen olmadığı halde öncelik belgem varı işaretlediysen öncelik belgenin olmadığına dair dilekçe yollamana gerek yok. belgeni yollayamadığın için onlar otomatikman öncelik belgesine sahip olmayanlar statüsüne koyucaklar seni

@karacaoğlan der ki!
başvuru yaparken öncelikli(engelli,şehit gazi yakını vs.) olan kısma yanlışlıkla işaret koyduysan bişi yapma,senin yaptığın hatayı biz senin yerine hallederiz.
yok böle bi önceliğim var diyo isen,bunun belgelerini bize göndermen gerekiyo!
diyo....

ha bu arada kredi almak isteyenlere benden bi önemli uyarı;
alırken çok güzel ama öderken çok kazık şöyle söliim 2007 de mezun oldum şimdi 8 bin lira borcum var. 3 ayda bir 800 küsür ödemem gerekiyor. gerisini siz düşünün artık. aman diyim burs alabiliyosanız alın ama kredi sakın. keşke birileri de beni zamanında uyarsaydı gittik mal gbi bisürü de uğraşıp kredi aldık peeh.

"Aran Kazan Kampanyası 31 Mayıs'ta sona ermiştir. Mayıs ayına ait çağrılar ile kazanılan kontörler Haziran ayının ilk 10 gününde müşterilerimizin hatlarına yüklenmiştir."

www.turkcell.com.tr

onu biliyorum üstadım, sağolasın. bana mesaj daha geçen hafta geldi. olaya o yüzden adapte olamadım. (:

forum.donanimhaber.com

kartınızın visa veya mastercard olduğuna emin misiniz?
tam olarak ne diyor bir de?

acaba kart numarası yerine hesap numarası ya da iban istiyor filan olmasın. paypal kullanmıyorum, sallıyorum.

farklı kart deneyin. başıma gelmişti.

Mastercard, uyarı kart numarası geçerli değil gibi bir şey, başka kartım yok ama mutlaka paypal kullanmam lazım ne yapsam acana? Kartım internet kullanımına da açık.

Geçersiz veya eksik bir kredi kartı veya banka kartı numarası girdiniz. Lütfen girişinizi kontrol edin ve tekrar deneyin. diye bir uyarı.

Arayıp bankanızla görüşseniz bu durumu?

aradım, hesabım açıkmış, bi sorun yokmuş anlamadım gitti.

öncelikle geçmiş olsun, shopto.net sitesinde bu tür güvenlik sorunları sıklıkla yaşanmakta. büyük ihtimal soğuk su içecek gibi gözüküyorsunuz. ama umarım böyle bir durum olmaz da 700 tl cebinizde kalır. fakat uğraşırım diyorsanız mahkemeye verebilirsiniz şirketi kimin bilet aldığını vs. öğrenebilirsiniz.

dogrudan hava yolu sirketi ile baglantiya gecin. rezervasyon yapilirken isim verilmis olabilir. veya en azindan mail adresi verilmistir bir sekilde takip etmenizi saglayacak bir bilgiye ulasma ihtimaliniz var.

Olan olmuş ama netten her bir alışveriş için farklı limitler belirleyebileceğiniz sanal kartları kullanmanızı tavsiye ederim.

700 * 3 gitmiş galiba, 700 tl degil.bence shopto ile görüşün

2000 yılında amcamın kredi kartımdan 15000$ çekilmişti. Hatta satışı yapan görevlinin adı da Michael bilmemneydi. Bizim banka (ykb) bizden önce işi uyanıp bize bu harcama bana ait değildir Michael bilmemneyi tanımıyorum gibisinden bi dilekçe yazdırıp olayı çözmüştü.Zaten harcamanın sana ait olduğunu da kanıtlayamazlar. Kredi kartları zaten bu gibi olaylara karşı belirli limitlere kadar sigortalı oluyorlar.

ne soğuk suyu yahu? harcama itirazı yapın bankanıza, birkaç ay içinde olay çözülüyor. siz yapmadıysanız neden ödeyeceksiniz?

gerekli itirazlarla o parayı geri alırsınız merak etmeyin.

Selamlar..
Dün bankaya anında dilekçe ile başvurmuştum. Bugün kendilerine danıştığımda olayın araştırma aşamasını başlattıklarını, işlemin ABD'de ki bir bankadan yapıldığını söylediler. Kesin olarak shopto.net'ten dolayı olup olmadığı ise şu anda bilinmiyor. Kart tabii donduruldu şu anlık, banka da şimdilik parayı kendisi ödeyecekmiş araştırma bitene kadar. ABD deki banka ile iletişime geçtikten sonra hangi şahıs yada şahısların bu işlemi yaptığını bulup yasal işlem başlatacaklarmış. Bu da 30-45 gün arasında sürer dedi kadın.
Araştırma sonuçlanıp durum çözümlendikten sonra sonucu bildiririm isteyen arkadaşlara.
Hepinize teşekkürler,

Tam olarak senin sorununla mı alakalı bilmiyorum ama.sayısını hatırlayamadıgım(52/b gibi birseydi) bir yasa cıktı.Ceki kestikten sonra bankaya basvuruyosun.Ben ceki keserken suurum yerinde değildi diyosun.Onun gibi birşey işte.Çekin kısa bir surede iptal oluyor.Son gunlerde cok populer bu yasa.Tum banka calısanlarından geniş bilgi alabalirsin.

Çeki karşılıksız çıkan kişi direkt olarak hapis cezasıyla karşı karşıya kalmaz. Öncelikle adli para cezası uygulanır. Suçun tekerrür etmesi durumunda 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası uygulanır.

Karşılıksız çekte hapis cezası kanunda var olsa bile biraz usul hükümlerini bilenler için yoktur. Bu nedenle birazcık kafası çalışan bir avukat'a danışırsanız isterse 50 tane karşılıksız çekiniz olsun hiç bir para ve hapis cezası almazsınız. Daha fazla detay veremiyorum, kimsenin ekmeğini engellemeyeyim. Avukata müracat edin ve şu anahtar kelimeleri unutmayın temyiz, yargıtay dosya yükü, zaman aşımı....

bilgisizbilgi yanlış söylemiş, bu son bahsedilen yasadan önce, çek sahipleri bankaya gidip, çek rızam dışında elimden çıkmıştır deyip işin içinden sıyrılıyordu, ama artık öyle yapamıyorlar, devlet artık onlara kör mü gözün sahip çıksaydın diyor artık...evet bu yasa baya bi populer oldu herkes bunu konuşuyor, bu yasaya göre çek konusunda 1 değişiklik daha var, ona göre de artık çeklerde bildiğin senet gibi bir vade sözkonusu, yani çeki elinde bulunduran arkadaş, sözzkonusu tarihten önce bankaya gidip çeki paraya çeeviremiyor. eskiden böyle bir hakları vardı ve çeki kesen kişinin başına oluyordu bu durum.

yani anlayacağınız, 2 tane değişiklik var çekle ilgili, biri çeki kesenin lehine(2. söylediğim). diğeri ise aleyhine.

asıl soruya gelirsek; şimdi sen çek kesmiş ama parayı ödeyemediği için hapse girenlerin tarafındasın anlaşılan, bu konuda sana yardım etmeyi gerçekten istemiyorum, çünkü bahsettiğin adamlar yüzünden nice işletme batıyor her sene (ben3-4 yıldır banka icra işi yapıyorum, türkiyenin hemen her yerine gidiyorum esnafla konuşuyorum -aslında o esnafa hacze gidiyorum ama laf lafı açıyor falan- kuzenlerin hepsi bankacı, akrabalar esnaf vs. bu yüzden bu işleri bildiğimi düşünüyorum) yanlış anlama senin çevrendekilere dolandırıcı falan demiyorum mutlaka senin bahsettiklerin iyi insandır belki annen baban, amcan, komşun falandır, ama bende çekini ödemeyenlere karşı bir önyargı var, iyi insan da olsalar gıcık oluyorum, bahaneler de hep kriz oluyor, dolar düşer onu bahane ederler, dolar çıkar yine bahane ederler, her zaman kriz var derler, arabayı çocuğunun adına kaydeder, evi de karısının üzerine yapar, sonra ben uğraşırım icrasıyla hacziyle.
diğer soruya gelirsek de, hukuki olarak ortadan kalkmış olsaydı, uygulamaya çoktaan yansırdı, hatta genelde önce uygulamaya yansır, sonra hukuki olarak ortadan kalkar diyeyim ben sana. kısacası yok öyle bir şey.

karsiliksizcek.wordpress.com
"Sonuç olarak karşılıksız çek keşide etmek suçu için 368 sayılı yasada öngörülen yapıtırımda,31.12.2008 tarihine kadar TCK’nın genel hükümlerine uygun düzenleme yapılmadığından 3167 sayılı yasadaki mevcut yasadaki yaptırımı fiilen uygulama imkanının kalmadığı,ayrıca ceza miktarını TCK’nın 52.maddesine göre tayin imkanı da olmadığı,dolayısıla çek yasasındaki mevcut yaptırımın zımmen yürürlükten kalktığı sonucuna varılmış,yaptırımı kalmayan bir eylemi de suç olarak kabul etmek mümkün olmadığı için aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir."

@hasanikisalakosmandört: bahsettiğiniz kararı sakarya 1. ağır ceza mı vermiş? peki yargıtayın bu yönde kararı var mı? varsa onun da linkini yazar mısınız, çünkü çalıştığım avukatın elinde karşılıksız çekle ilgili pek çok dosya var ama sanırım o, bu karardan habersiz. ben zaten habersizim.
bu arada neslishin sorusunu unutup kendi derdime düştüm, ama ne yapayım, yeni soru yazıp da siteyi bulandırmak istemedim.
verdiğiniz linkteki yargıtay kararlarını gördüm ama hepsi vadesinden önce yazılmış çek diyor vadesidolanlar için de mahkumiyet kararının bozulduğu bir dosya var mı? bu arada daha 1 yıl önce bize okulda çekde vade olmaz derlerdi, çek konusunda vade diyen, fahiş hata yaptı diye dersten kalırdı.

cevaplar için teşekkür ederim.

@zubundy; haklısınız bahsettiğim kişiler yakın çevremden ve bu yüzden objektif olmam zor ancak yine de aynı örnek üzerinden konuşmak gerekirse 30 yıl aktif ticari hayatı olmuş bir insanın, yüzlerce çeki kesip ödediği halde küresel bir kriz varlığında çalıştığı banka kullandırdığı krediyi geri çektiği için hayatı bir anda tepetaklak olduysa ve elinde olmayan sebeplerle çeklerini ödeyemeyecek hale geldiyse, üstelik 'çeki kestiğimde bilincim yerinde değildi, ya da imza benim değil' gibi bahanelere sığınmadıysa yani dolandırma kastı olmadığı ve iyi niyeti açık bi şekilde ortadaysa, onu bu eylemi insanları dolandırmak için yapanlarla aynı kefeye koyarak yargılamayı ve kişiyi borcunu istese de ödeyemeyecek şekilde yıllarca hapse mahkum etmeyi, hukuki yönünü bir kenara bırakın akli ve vicdani olarak hiç doğru bulmuyorum. ancak insanlara zarar vermek için bu yolu kullananların da mutlaka cezalandırılması gerektiği konusunda sizinle kesinlikle hemfikirim. bir insanın canını almanın müeyyidesinde dahi 'kasıt' önemliyse hürriyeti bağlayıcı bir ceza öngörülen bu suçta da mutlaka yaşla kuruyu ayıran bir yapılandırılma yapılmalı kanımca.
bir de sanırım avukatsınız,yanlış anlamayın işinizi öğretmek gibi olmasın ama ufak bir araştırmayla aldığım duyumları destekleyen şu haberlere ulaştım. sonuçta her değişiklikten anında haberdar olamazsınız, belki bir göz atmak istersiniz.

www.tumgazeteler.com

hayır av. değilim, öğrenciyim, avukat olmama daha 2 sene var.
şunu söylemek istiyorum, verdiğiniz linlerde sadece prof.sözüer'in söyledikleri yazıyor ki bunlar da 3 ay önce söylenmiş sözler, sözüer dışında hiç bir hukukçunun bu konuda bir beyanının olmaması size de garip gelmiyor mu?
ayrıca ben hala konuyla ilgili bir yargıtay kararına rastlayamadım, sakaryadaki bir hakimin beraat kararı vermiş olması bu suçtan yargılanan herkesin beraat edeceği anlamına gelmiyor malesef. hatta ben de size ankaradan verilmiş mahkumiyet kararları bulabilirim karşılıksız çekle ilgili.
bir de ortada af veya yasa değişikliği falan yok; bizim yasama organımız, gazetede söylendiğine göre, yapması gereken bir değişikliği yapmayı unutmuş, yahu koskoca mecliste bunu akıl edebilecek 1tane bile adam yok mu? hiç mi hukukçu danışman yok bu mecliste, e hadi unutmadılar, ama zaman yetmedği için yeni kanunu yetiştiremediler desek, o da mantıksız çünkü git tckyı değşitir, 31.12.08 kısmını 31.12.09'a kadar yap, 1 yıl kazanırsın gerekli değişiklikler için.
neyse, bu konular beni aşıyor, centeller, sözüerler falan tartışsın bunları.
ama ben hala bir yorum farkı olduğunu umuyorum, böyle bir konunun gözden kaçmış olabileceğini sanmıyorum. zaten gözden kaçmış dahi olsa sözüer tee ocakta bahsetmiş konudan, aradan 3 ay gecti, bu süre zarfında da gerekli değişiklikler yapılıp, sorun halledilirdi, ama bir değişiklik yapılmıyor, bunun da nedeni ortada bir sorunun olmaması olsa gerek.
bu arada yazdıklarım yanlış anlaşılmaya müsait şeylerdi, ama doğru anlamışsınız, teşekkür ederim. yakınınızın gerçekten de bahsettiğiniz gibi biri olduğuna inanıyorum, umarım parasal sıkıntılarını halleder de kurtulur.

yukardan pofile tıkla orda yazdığın ismin sağında mavi çarpı işaretine tıkla ve onayla.

@edip
evet şimdi o dediğini yaptım bu yazdığımı yarın kimse görmemiş olcak öyle mi?

hesabını dondurursan gözükmez diye düşününoyorum.

zannımca kimse görmeyecek, tabi risk her zaman var. :)

kız arkadaşın varsa ve bir kız arattıysan büyük sorun. ama sağdaki çarpıya tıklarsan ya da oradan delete falan dersen görünmez.

o mavi çarpılara bakarak ancak kendi profilinizden silersiniz. yeni bir status yazdığınız arkadaşlarınızın news feed sekmesinde gözükecektir. onu değiştiremezsiniz.

status'unu değiştirdiğin zaman zönk diye senin news feed'ine ekleniyor ama diğerlerinde de aynı hızda göründüğünü pek sanmıyorum. Zira ~150 milyon üyesi olan bir sitede kısa sürede yapoılabilecek milyarlarca değişikliği hesaba katarsak anında tepki verebilme ihtimali de biraz zayıf gözüküyor.
tam emin değilim ama yaklaşık bi 2 saat rötar yaptığı bile oluyor sanırım..

bundan kesin emin olmak için hemen ulaşabileceğin bi arkadaşına facebook'unda senin yazdığın statusun görünüp görünmediğini de sorabilirsin..?

bol şans.. ;)

(bkz: enflasyon)

forum.memurlar.net

(bkz: para basınca enflasyonun artması)

bir de şunu düşünmek gerek, para basma maliyetli bir iştir, yani para astıkça paranın da değerini düşürmüş olursunuz çünkü onu basmak için harcadığınız maliyet yüzünden bastığınız para kendi değerini koruyamaz.

işin biraz daha incelemek isteyip de temellerini araştırmak isterseniz, şurası iyi bir başlangıç olabilir:

en.wikipedia.org

edit: la traviata'nıın verdiği linkte ne de güzel tartışmışlar :) ama sonucu söyleyeyim, o borç kapanmayacak, kapanamayacak. en azından alışageldiğimiz ekonomik sistem içerisinde.

diyelim hükümet işi gücü bıraktı, darphanelere eşşek gibi para basmasını emretti. darphane de milyonlarca tl para bastı. ne olur? piyasa parayla dolar ve bunun bir sonucu olarak para değer kaybeder. piyasada bol bulunan ürünün ucuz olması gibi. sonra kaçınılmaz olarak enflasyon yükselir. 10 liralık ürün 100 lira olur. bir şekilde ekonomi kendini dengelemeye başlar. her şeyin fiyatı artar. buna oranla maaşlar çok az bir miktarda artar. millet ay sonunu zor görür vesaire vesaire..

ekonomist değilim, yanıldığım noktalar olabilir.

Para basılmamasının en önemli sebebi enflasyondur. Zira basılan para bir şekilde piyasada tüketicilerin varlığına katılacak ve tüketicilerin talepleri artacaktır. Artan talep sonucu sınırlı olan arz talebi karşılamakta yetersiz kalacak ve ürün fiyatları yükselme eğilimine girecektir. Dolayısıyla fiyatlar sürekli olarak bir yükselme eğilimine girecek ve allah muhafaza bu işin sonu dört nala enflasyona kadar gider.

her para bir girdinin, bir üretimin göstergesi/değeri olarak basılıyor. karşılığı olmayan para basmak bir şekilde açık vereceğinizin resmidir.

bildiğim kadarıyla ne kadar bastığınız önemli değil. devletin paranın değerine eş miktarda hazinesi var. altından. altın sabit kaldığı sürece ne kadar kağıdınızın olduğu önemli değil.
ancak amerika bu duruma istisna. parası dünyanın her yerinde değerli olduğu için basıp gönderebiliyor(du) borcunu kapatmak için. bir söylentiye göre saddam petrolünü dolar değil euro ile satmak istediği için devrildi deniliyor. falan da filan...

gerekenden cok para basılırsa sayet millette balya balya para olur, ancak o balyalarla alacak seyler cok azdır. cunku o balyalardan baskalarında da mevcuttur. sizin iki balya onerdiginiz mala beriki 3 balya onerir, boylelikle enflasyon alır basını gider. oyle gider ki sabah aldıgınız ekmegin fiyatı ile aksam aldıgınız ekmegin fiyatında oynamalar olur. paranın degeri o kadar duser ki 5-10 balya parayla yarım ekmek alacagınıza yakıp ısınmak yeg tutulur. ikinci dunya savası oncesi ve sonrasında almanyada olan da budur. insanlar bir cuval parayla yarım kilo bulgur almak yerine banknotları sobalarda yakıp ısınmayı tercih etmislerdir.

çok olan her şey değersizdir. parasız bir ekonomi düşün. çocukların oynadığı bilyeli oyunlarda en benzersiz misketin en değerli olması gibi. az bulunan değerlidir, çok bulunan değersizdir.
Türk Lirası basılırsa, paranın alım gücü düşer, değersizleşir yani daha az şey alınmaya başlar aynı miktar parayla, yine aynı şekilde daha az Dolar eder Türk Lirası. Buna "Dolar yükseldi" de diyoruz aslında bazen :)

Para basarak borç ödenemez de, bütçe denkleştirmesi yapanları da gördü bu ülke :))

paramızın uluslararası arenada bir değeri olsaydı, altınımıza karşılık olmadan da para basabilirdik ama paramız o kadar değerli değil malesef. para basarsak, kısa sürede sıfırlar artar, afrika'da, afganistan'da olduğu gibi insanlar balya'yla para verip bir ekmek alır.

İnanmayacaksın ama para ekmek, bilgisayar, masa gibi bir üründür. Piyasaya fazla miktarda arz edilen her ürün gibi, onun fazlası da değersizleşir. Giderek değerini yitiren para konseptine enflasyon diyoruz.

ekonomist ağızlarını bırakıp çok basit bir şekilde şöyle yorumlarım ben hep.

çift kefeli terazi düşün. bir kefesinde para var, bir kefesinde de piyasadaki parayla alınabilen şeyler var. bu terazi sürekli dengede olmak zorunda. şimdi bir para basarsak, yani para olan kefeyi ağırlaştırırsak ne olur, para tarafı ağır çeker. nasıl dengeleriz? parayla alınabilen şeylerin değerini de öteki kefeye koyduğumuz para kadar arttırırız ki dengelensin. ne oldu? parayla alınacak şeylerin fiyatı, koyduğumuz para kadar arttı.

işte buna enflasyon diyoruz.

para basıp piyasaya sürmeden, sadece borçlarımızı ödemek için kullansak ? saçmaladım mı ne ?

@sarere
amerika uzun süre bunu yaptı, parasının uluslararası arenada geçerliliği olduğu için, ama o da bir yerden sonra patladı, taşıma suyuyla değirmen dönmüyor.

gitme sürecindeki mesajlar için. varlığını ben de hep sorgulamışımdır.

pc suite gibi bir ucubeyi yazan, ve utanmadan güncelleyen adamlar bunlar, şaşırmamak lazım.

onlar henuz belli sebeplerle gonderilmemis, gonderilme islemini bekleyen mesajlari kapsiyor olmali.

gönderilmekte olan ya da gönderilememiş mesajların yer aldığı bölüm.

gönderilmekte olan ya da gönderilememiş mesajlar da gönderilmiş öğeler'de duruyor.
fakat mesajların sol tarafında bi simge var, o değişik oluyor. gönderilemediği anlaşılıyor. tekrar gönderme girişimi falan diyor. ondan sonra o simge normal hale geliyor.

gönderilmekte olan veya gönderilmesi ertelenen mesajlar orada duruyor. denemek için bir mesajı 4-5 kişiye aynı anda yollamayı deneyebilirsiniz.

en iyi maillerde anlasiliyor o. diyelim ki mail atiyorsunuz telefondan ama mail ayarlarinizda ben gprs e bagliyken gonder secenegi aktif. o zaman o mailler giden kutusunda duruyor. bir de gonderilemeyen mesajlar birkac dakika sonra gonderilmek uzere yine orada bekletilirler.

e zaten 2. msn de aynı adresi açmayacağına göre problem nedir :)?

Discovery kullanmayı dene.

Once bir tane msn acip "beni hatirla" diyerek giris yap ve cik. sonra ayni yerden diger adresinden "beni hatirla" diyerek tekrar giris yap ve cik. ondan sonra çoklu msn ile iki tane program acip kontrol et.

messenger plus ile aynı anda iki farklı hesabını da "beni hatırla" seçeneği aktif şekildeyken kullanabilirsin.

bizzat istediğiniz gibi kullanıyorum ben. msgplus.net gidin indirin kurun ayarlayın iki messenger aynı anda açılmasını seçeneklerden, olsun.

vallaha akla karayı seçtik biz bağlayana kadar hala da nasıl yaptık bilmem :)
ama sürekli bir dosya paylaşımı yapmayacaksanız msn'den de gayet hızlı dosya transferi olur aynı ağda.

sadece dosya alışverişi için kullanacaksanız teamviewer'ı öneririm size. ağ bağlantısına bile ihtiyaç duymaz.

iki bilgisayarda aynı modem üzerinden bağlıysa. ağ bağlantılarından "ev veya küçük iş yeri bağlantısı kur" seçeneği ile dosya alışverişi yapabilirsiniz.

ocanal, ag baglantisi olmadan iki bilgisayar nasil haberlesiyor? telepati ile mi?

etna, bana soylenen, iki bilgisayar da aga bagli iken ip adresi uzerinden diger bilgisayara ulasabilecegin. ama teamviewer gibi bir programla is senin icin daha kolay olabilir.

ağ bağlantısından kastım aynı modeme bağlı olmaması yani istediğiniz yerden bilgisayarı kontrol ettiğiniz aynı modeme bağlı olmak zorunda değil bilgisayarlar.

teamviewer iyidir.

sosyete tayfası otantik şeyleri sevdiği için
"urba" diyorum.

hem urban gibi bir yandan.

türkbük style? çok atmasyon oldu, dur az daha düşüneyim ben. :)

Jakost

(bkz: Giy-inn)

Biliyorum çok iğrencim.

kahvegibi: bak bu biraz değişik geldi hem giysi demekmiş bilmiyordum.
havipeyra: türkbük style olmaz çünkü kısa, net, sade ve dikkat cekici olması lazım.
ataturkiye: ya giy-inn gerçekten basit duruyor gibi =)
rimednac: bir anlamı varmı jakost'un ?

kardeşler haute couture
şekil şemal giyim
materyalist elbise

başka amaçlı olsa isminin türkçe olması konusunda ısrar ederdim ama ne yazıkki züppelerimiz olsa olsa italyanca bi ismi beğenir, destekli şekilde sallayın bişiler.

ikon ya da icon

garabato ispanyolca seksapel demekmiş ama bilemedim...

nicin ben: evet türkçe hiç ilgi çekmez bu durum da ben de bunun zorlugunu yaşıyorum.

alkolikfedai : icon ve ikon bu sektör için patent altında onu düşünmüştük ama olmadı

havipeyra: bunu da aldım listeye sağol

shojo mu orası?

-carnelian

akik taşı demek.

maaza :D

aks-i endaz ve sopiro : böyle bir çırpıda söylenecek tek heceli gibi olan isimler daha makul. çünkü nedense bunlar daha cok akılda kalıyor ve genelde orada mağazaların isimleri bu tip.

artikbenimdebirvolvomvar: bunu da düşünmüştük ama kabul görmedi vallahi =)

cedilla : mesaj olarak attım cevabı.

for ikoncan :)

türkdükü

magnetismo italyanca' da çekicilik gibi bir anlama geliyor. fonetiği hoş gibi sanki. zaten italyanca' nın fonetiği hep güzel gelir bana... :)

dur kelime oyunlu çok iğrenç bir espri yapıcam.

avatar: son türkbükücü

ribera veya costa (: ispanyolca sahil demek.

"sibelius" hem basinda sibel var, hem de sibel diil....sibelius- finlandiyali bir besteci, cok ünlü bi keman koncertosu var. özenti sosyete bayilir böyle seylere.

Vien
Ronda
Fiesta
Poz
Kosta
imaj
toledo
liparis
verona

ruby
agate

Ekleme: modem

arkadaşlar hepinize çoooook teşekkür ederim.

biz bir taneye saplanıp kalmıstık hiç alternatif çıkmıyordu. ama şimdi 1 yerine 5-6 isim var.

iğrenç olanları da yazdım bi kenara hesabını soracağım sonra :P

bitanesiniz siz.

istanbul'da capacity'de var, gayet orijinaller ve bir o kadar da pahalılar. dükkanın adını unuttum, ancak zemin katta sony'nin karşısındaki koridorda.

internetten alışverişe karşı değilsen :

www.bunlardanistiyorum.com

casus kamera hepsiburada.com'da var.

(bkz: şarkhan)

4 gb hafızalı kalem kamera var konyada 99 tl'ye :)

www.hediyeyarat.com geçen bir entryde görmüştüm, enteresan şeyler var. Ama enteresanlık arttıkça fiyat da artıyor.

by retro taksimde modada ...şubeleri var eski 1900 lü yılların elbiselerini entersan kıyafetleri kiralayabilir veya satın alabilirsiniz.

www.amedya.com

dealextreme'de de var bu tarz seyler. kargo masrafi olmadigindan gayet uyguna geliyor.

hocam bu markayı bilmiyorum ama çok bilinmedikse alma derim. ben kamasonic marka dvd çalarlı, direksiyondan kumandalı teyp almıştım. aynı gün dinlerken takılmaya başladı hemen götürdüm verdim. aynı fiyata pioneer'in bi modelini aldım çok memnunum.

bu paraya pioneer veya panasonic de bulursun. benzer özelliklerde hem de. üç büyük şehir için istikamet de vereyim:

istanbul: doğubank
ankara: ulus
izmir: çankaya

bunlar işini görüyor da 1 sene sonra ses tekeri gibi kısımları eskidiinden bozulabiliyor. tamir etmesi de zor oluyor küçük olduğundan.

bulunduğun yerdeki nüfus ve vatandaşlık müdürlüğüne gitmen gerekir.

buyrunuz:
(git: 37428)

(bkz: #13023963)

Generic Host Process For Win32 ile ilgili bir hata ile de karşılaşıyorsanız şöyle bir çözümü var: forum.donanimhaber.com

ben de internet kafeden hat çekmiştim eve aynı sorunlar oluyordu fakat böyle çözdük.

avg 8.0 ı kullanırsan vıruslerı sıler kesın olarak sıler emınım yazıcı olayıda yazı yazmayı denemeye kalkmıssınızdır ılk basta yazmamıstır kapatsanız bıle hafızasında yazıları saklar sonradan yazmaya baslamıstır kesın cozum ıstıyorsan avg 8.0 nette var mutlaka dene olmazsa yaz

rise of nations

(bkz: diablo 2)
(bkz: lord of destruction)

(bkz: worms world party)

generals oynayın annem, süper oluyor.

1- sc * hey gidi be!
2- red alert 2 ve tüm expansion packleri.

(bkz: monopoly tycoon)
accaip zevkli oluyor hem de öğrenmesi falan çok basit hemen başlıyorsunuz oynamaya

4 kişi az gerçi ama

(bkz: dota)

quake 2

emniyet müdürlüklerinin internet sitelerinde gerekli bilgiyi bulabilirsiniz.

www.ankara.pol.tr

***google aramada: emniyet müdürlügü bilisim suclari diye aratirsaniz daha cok bilgiye ulasabilirsiniz.

bilisimsuclari.iem.gov.tr

www.bilisimsuclari.com

mevzuat.basbakanlik.gov.tr

www.hukukmarket.com

www.bilisimvehukuk.com

ankara barosunun konuyla ilgili dergisidir.

mantıken, bursun krediye döndüyse, evet yeni senet imzalaman gerekir. senetin üstünde oynayacak halleri yok ya.

ama izinsiz de öyle bir dönüşüm yapamazlar sanırım.. zorla mı lan? atıyorum kaldın, bursun krediye döndü, almak istemiyorum ben bunu deme şansı yok mudur?

Sanırım o hala burs fakat mesela senette 5 yıllık para alacağın yazıyorsa o kadar alcaksın yani son senende bursun kesilecek. Okulu uzatayım daha fazla para alayım yok yani. Emin değilim tabi.

kac lira için senet imzaladıysan o miktarı düzenli olarak alacaksın. sonra da burs bittikten (1 ya da 2 şimdi hatırlamıorum) sene sonra geri ödemesi baslayacak. yani sen kalmamıs gibi almaya devam edeceksin.

www.kyk.gov.tr

kullanabilirsiniz tabiki. ben yaptim oldu.

cafeden gelen kabloyu modeme, modemden bir kabloyu kendi bilgisayariniza baglayin.
arkadasinizda kablosuzdan yararlansin.

bunu denediniz mi?

Modeminiz zaten 4port ethernete sahip ayrıca kablosuzda var, @trimpot dediğin yaptığınızda çalışır ise ki sanmıyorum çalışacağını, diğer portlara da kendi bilgisayarınızın kablolarını takabilirsiniz ya da kablosuz bağlanabilirsiniz. Ama dediğim gibi modemin router özelliği olsa da bu sadece kendi internet bağlantısını dağıtır, eğer internet kafeden gelen kablo bil bilgisayardan gelseydi o bilgisayarda diğer kullanıcılar bu bilgisayarın internet bağlantısını kullanır özelliği ile bağlanabilirdi ama modemden gelen kablonun böyle bir paylaşım sağlayacağını pek düşünmüyorum. En iyisi 15-25 ytlarasına 4-8 portlu bir swith alıp neti paylaştırmak.

elbette denedim. kablo değiştirmeyle bitmiyor ki. aslında benimki de oldu şimdi "bridge" filan vardı kurcaladım. kablosuz bağlantı bile açık şu an ama aşırı yavaş bunun sebebi ne olabilir?

evet ,gayet acık ve net bir sorun !

geçer gider rahat olun. ne olursa olsun 13-14 yaşındaki kızlara , hatta 17nin altındakilere yanaşmayın yeter.

biraz da buyuklerini deneyin.. hem seneye de... neyse vazgectim, susuyorum.. :p

Eğer bu durum seni rahatsız ediyorsa -ki etmeli- aynı yaşlarda kız kardeşinin olduğunu ve kendisinden büyüklerin, onun vücuduyla ilgilendiğini düşün derim.

ortaokul yıllarında çok ilgi duyduğun, sevdiğin ama bu sevgini karşılıksız bırakan birisi olabilir mi? ve sen de bunu saplantıya dönüştürmüş olabilir misin? önceki yıllarını boşa geçirmiş olduğunu söylemenden çıkarıyorum bunları.

sevgili mustafa sandal, troll değilsen, açık ve net bir şekilde yazayım ki aklında yer etsin.

18 yaşından küçüklerle cinsel ilişkiye girmenin kanunlara aykırı olduğunu ve cezai uygulaması olduğunu biliyor muydun?

dodocan, sorun olduğunu aslında biliyorum ancak çözüm önerileri beklemiştim ben.
want2die, evet savunulacak bir yanı olmadığını biliyorum ancak ne yapayım elimde değil, içgüdüler, hormonlar vs, engel olamıyorum.
mrtksn, yok yahu, o kadar da değil. saplantı haline gelmedi tabii ki de, içten içe bir şeyler oluyor ancak akranlarıma yöneliyorum tabi hep.
rimednac, biraz yüzeysel bir çözüm önerisi ama işe yarayabilir, teşekkürler.
krasotkin, muhtemelen. çok sayıda bu tür durumla karşılaştım. daha doğrusu karşılık alamamanın sebebi ilişki kurmak için hiçbir gayrette bulunmamamdı.
mea maxima culpa, troll'ün gerçek anlamı nedir bilmiyorum ama sözlükte kullanılan şekli ile ortalığı karıştıran, tabuları yıkmaya çalışan, milleti kızdırarak galeyana getiren kişi demek galiba. kesinlikle öyle bir amacım yok. sadece bir sorunumu paylaşıp çözüm önerileri almak istedim.

ayrıca, www.tbmm.gov.tr

"Reşit olmayanla cinsel ilişki

MADDE 104. - (1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."

sanırım burada 15 yaş diyor alt sınır için, yanlış anlamadıysam tabi. o da şikayet üzerine. 15 yaşından küçük biri ile beraber olmadım şu ana kadar, olmam da mümkün değil gibi görünüyor. 17 yaşında biri ile ilişkiye girmiştim en küçük.

bu konuda şunları söyleyebilirim. işin cezai hukuki yönünü filan bırak. önce insani yönüne bak. şu anda 21 yaşındasın, 17 yaşında biri ile birlikte olman normal gibi görünebilir.

ama 31 yaşında olduğunu düşün. hatta 41 yaşında olduğunu düşün. o zaman 17 yaşında biri ile birlikte olmak normal olabilir mi?
eğer böyle yapmaya devam edersen, zamanla, güneydoğuda torunu yaşındaki kızlarla evlenen dedelerden farkın kalmayacak çünkü.
sorun aranızdaki yaş farkı da değil. kadın ve erkek arasında yaş farkı olabilir. 30 yaşındaki biriyle 60 yaşındaki biri de birlikte olabilir ama ikisi de yetişkin insanlardır.
sorun; sen yetişkin bir insanken, karşıdakinin henüz yetişkin olmaması ve hayatında doğru kararları verecek yaşa ulaşmamamış olması.

normal şartlarda üniversiteye giden bir insanın, 17 yaşındaki bir kızı çocuk olarak görmesi gerekir. her halükarda, hareketleri vs çocuk ve olgun olmayan nitelikte bulman lazım. çünkü bu yaşlar insanların en az olgun oldukları, en çalkantılı yaşları.

ve ayrıca 13-14'lü yaşlardan bahsediyorsun. bence durum tehlike arz ediyor.

bu tarz fikirler beynimize ekilen ayrık otları gibidir. eğer önlemini almazsan tüm benliğinizi sarar ve sonunda hem kendine hem de henüz hayatının baharında olan bir çocuğa (çocuk diyorum dikkat ettiysen) zarar verir.

lütfen bu sözlerimi yanlış anlamayın ve acilen bir psikiyatrla görüşün.

17 yaşında birisine aşık olsan problem değil de, anlattığına göre sen hepsini elden geçirme niyetindesin. Evet bu bir sorun.

Ayrıca kızı sinirlendirdin diyelim, "bu bana şöyle şöyle yaptı" diye şikayette bulunursa kaba tabirle sıçarsın. Belki sonuçta paçayı kurtarırsın ama çekeceğin rezillik oldukça büyük olur.

Yaş farkı aslında çok da abartı değil, "alayını elden geçirmem lazım" yaklaşımından kurtulsan yeter.

adamın götünden kal alırlar. seninki gibi kalp kırmazlar yani. sen daha 21 yaşında böyleysen, 30'unda lise önünde bekleyen adamlardan olursun. bak koskoca roman polanski bile topuklayıp fransa'ya kaçtı. seni kimse kurtaramaz yani. bir şikayete bakar, sonra doğru l tipine. orda da bir güzel rektal tuse yaparlar karşılama niyetine. neyse, gözün korkmuştur umarım. rahat bırak elin sübyanını.

bu çok ciddi bir sorun. geçer gider, hevestir falan demeyin. zaten böyle bir hevesinizin olması bile yeterince sorundur. tedavi olmazsanız ileride dönüşeceğiniz şeyi hayal edin. umarım bu durumu ciddiye alır ve çözmek için bir şeyler yaparsınız.

hüseyin üzmez ile bağdaştırmayın diyorsun ama gidişin o gidiş.

tedavi olman gerekir, ama sorun şurada ki sen tedavi olmak istiyor musun? bu yaşadıkların sana normal geliyor ve gittikçe abartıyorsun.

elimden geldiğince sık sevgili değiştirmeye çalışıyorum lafına ne desem bilemiyorum. oha desem ayıp olacak.

ilerde hüseyin üzmez gibi olmak istemiyorsan tedavi ol derim. çünkü o adama da soru sorduklarında yaptığı ve yaşadığı şeyler çok normalmiş gibi anlatıyor. çünkü onun için bunlar normal :((

ha arkadaşlar biraz yazmışlar ben de biraz daha açıklayayım. tutmuş kanun maddesi filan kopyalamışsın ama olay öyle internetten kanun maddesi kopyalamaya benzemez. bir şekilde bu olaylar yüzünden tutuklanırsan cezaevinde ilk iş olarak seni (yani sübyancı olan seni) bir güzel şişlerler. gardiyanlar da göz yumar. kim vurduya gidersin. ya seni kimin öldürdüğü anlaşılamaz, ya da müebbetlik bir arkadaş bir sevaba girer.

cezaevinde bulunan bir arkadaşım anlattı ki cezaevinde gardiyanlar çok ciddi ve ayrıntılı bir şekilde gazeteleri okuyorlarmış, ve oraya gelen tutuklu ve mahkumun kim olduğunu-suçunu dakikasında çıkarıyorlarmış. cezaevi yönetimi saklasa bile bir şekilde açığa çıkar, yani saklayamazsın bunu.

yahu bi düşün allah aşkına 17 yaşındaki kızın senin cinselliğini doyurmasını doğru buluyor musun sen neyseki şimdi 21 yaşındasın ama ya 30 u gecinde nolacak ha eğer diyosan 30 umda 26 lıklardan hoşlancam diyosan taam hiç sorun yok bence ama sorunun bu olduğunu sanmıyorum buraya yazdığına göre br sorunun olduğunu kabul etmişssin git yardım al

Valla bence de Hüseyin Üzmez'e doğru bir kayış var aman dikkat. İlla kendinden küçük kızlarla ilgilenicem diyorsan bunu kendinden en fazla 2-3 yaş küçük kızlara karşı yapsan iyi olur. O kadar küçük kızları boşver, düşünmemeye çalış, aklına başka şeyler getir. Bir gün kafan güzel olduğu bir zamanda Üzmezleşebilirsin, aman dikkat.

Lise son zamanları orta son olan bi kıza ilgi duyuyordum ama sadece beğeniydi hissettiğim. Şimdi kendimden çok utanıyorum, rahatlamak amacıyla bir iki arkadaşıma söylemiştim. Ama sadece bununla kaldı, çıktıklarım normal olarak kendimden ufaklar ama 13-14 nedir abi... Bunun ismi pedofili. Acil tedavi olmalısın bence. Her zaman söylerim bir çocuğa karşı cinsel ilgi duyarsam intihar ederim.

Mediko'dan faydalanacaksan yeterli olur.Fakat hala o okulun öğrencisiysen emekli sandığından faydalandığın kişiden devam etmesi gerekir ve böylece mediko kapsamı dışı kalır.

hem sosyal sigorta hem de bağ-kur için ssk'dan alabilirsin. emekli sandığı için ise emekli sandığı müdürlüğünden alabilirsin. bulunduğun ilde emekli sandığı müdürlüğü yoksa valilikte yardımcı olurlar dilekçeyle başvurursan.

okul kabul ediyorsa internetten de t.c. kimlik numaranızla alabilirsiniz.

www.sgk.gov.tr!ut/p/c1/04_SB8K8xLLM9MSSzPy8xBz9CP0os_gAS-PAAE8TIwMLNw9zAyNjw1AjVxdjQwMDU_3gkiJ9P4_83FT9gmxHRQBH8zIN/dl2/d1/L2dJQSEvUUt3QS9ZQnB3LzZfUDkzUVBJNDIwOEZINzAyMzFVMkVEMzEwODM!/

e-hizmet bölümündeki "sigortalılık tescil kaydı tespiti" kısmından yapacaksınız her üçü için de.

seçenekler>bağlantı burada "ağ" kısmında kad'in işaretli olduğundan emin ol. belki budur sebebi.

www.hepsiburada.com

www.hepsiburada.com

www.hepsiburada.com

bence en iyisi bu.

ses konusunda creative'e güvenim sonsuz. bence creative'in herhangi bir modeli yeterli olur. hatta +1'e ihtiyaç yoksa sadece 2 de alınabilir daha ucuza. :)

benden de LOGITECH X230 için +1. Kullanmaktayım ve gayet memnunum

getir.net

ben mesela bunu kullanıyorum. o kadar memnunum ki anlatamam hülagücan. kısık seste olsun, yüksek seste olsun.. 80-90 ytl verecek kadar da ucuzcu olma. hiç yakıştıramadım sana

muratcım tamamda o ekrana nasıl erişiyoruz

aynı şekilde bilgisayarıma sağ tıklayıp özellikler değil miydi?benim aklımda öyle kalmış.

başlat>ayarlar>denetim masası>sistem

fazla düşünmeye gerek yok avermedia daha nolsun

iyi güzel de analog kart mı lazım?

kart girişini kontrol et sıkıntı olmasın. uygun olanını al.

onların istediklerini yapman koşuluyla ders çalıştırıyorlar.maddi deestek derken o kadar fazla bi destek verdiklerini sanmıyorum.

feto cemaatinin var böyle abilik mevzuları. genelde dini duyguları güçlü olan insanları bir takım maddi manevi destek sağlamak suretiyle himayelerine(!) alıyorlar. bir "abi" tuuttuğu bir eve şakirt dediğimiz üç beş kişi alabiliyor. evde de genelde dini muhabbet döner, herkes namazında niyazındadır. bu abiler, şakirtlerinin her türlü dersini filan takip eder, çalıştırır vs.. üç gün kalmıştım kabustu, kabus.

@szqnn: ders çalıştırmak derken? öğretmen mi bunlar? kafam karıştı.

geneli üniversite öğrencisi ya da yeni mezun olmuşlar falan.ben hiç gitmedim ama giden çok arkadaşım oldu ve söylediklerine göre gerçekten çok iyi ders çalışıtırıyorlarmış.

ortaokul yıllarımdayken böyle bir "abi" ile tanışmıştım ben. okulda arkadaşlarla
benim şöyle bir "abi" olayım var:

basketbol oynarken yanımıza gelmişti. üniversite öğrencisiymiş. basketbol oynadı bizimle. kendisinden ve ev ortamından bahsetmişti. sonra bizi ders çalıştırabileceğini söyledi. bizlerden izin isteyip ailelerimizle görüşmeye geldiler. evlerine filan gittik bizim gibi öğrenciler gelip gidiyorlardı. ders çalışır etli pilav yerdik. sonra cemaatten olduğunu filan anlatti bize. namaz filan kılmaya başladık sarmayınca ayrıldım.

cemaat evlerinde erkek gruplarında "abi" kız gruplarında da "abla" denilen insanlar oluyor. bu evlerin ihtiyaçları esnaflar ve cemaat yurtları tarafından karşılanıyor. her hangi bir maddi destek söz konusu değil sadece kendilerini güdecek birisine ihtiyaç duyuyorlar o da "abi" oluyor işte.

bence cuvaldizi biraz da kendimize batirmak lazim bu durumda; genclerin kitap okumanin yaygin olmadigi ulkemizde kendilerine yol yordam gosterecek abi/ablalara ihtiyaci var. siz de bu durumdan yakinmak yerine karanliga bir mum yakmak istiyorsaniz, buyurun buradan yakin:
(bkz: kardesinisec)

reklam gibi cevap yazdigim icin ayrica ozur dilerim :D

Bizim bir arkadas var. Liseden, Halil diye bir arkadas.

Bildigin nurcu bu. Fethullah icin kendini parcalar, olume gider yani o derece.

Bunu gecen gun abi yapmislar. Kirikkale'de okuyor, universite ogrencisi. Bildigin isik evlerinde kaliyorlar. Yanlarina okuldan ogrenci cekip "gel baba bizde kal ya birak yurdu filan" diyip adam topluyorlar ve bu adamlari degistirmeye kastiriyorlar. Bunlarin amaci ogrenci egitmek degil, ogrenci evriltmek.

Gecen gun geldi, ballandira ballandira anlatti. Kupeli, siyah tisort giyen, metal muzik dinleyen uzun sacli bir cocugu evine almis. 2 ay icinde cocukla birlikte namaz kilmaya baslamislar falan.

Ulan esek herif sigigit diyerek kovacaktim bunu cay bahcesinden ama ortam musait degildi, yarrak gibi bir adam olmussun dedim gectim.

Sevgiler efem.

(bkz: benim agabeylerim vardı)

ortaokulda yasadim bu olayi.

kolejde okuyordum, gittikce agirlasmisti derslerim ve ozel ders almak istiyordum. bu sirada arkadaslarimdan birisinin bu buyuk abilerden yardim aldigini ve cok yararli oldugunu duymustum. bu abiler arkadasim vasitasiyla beni de davet etmislerdi.

etli pilav olaylari ve diger seyler bire bir ayni ali87nin dedikleri ile (yoksa ayni ev mi : )

bilgisayar oyunlariydi, yemeklerdi, topluca iste maclara vs. lere gitmeklerdi derken onceleri cok guzeldi her sey. sonradan baktim garip muhabbetler donmeye basladi. namaz kilmak, oruc tutmak, dersler oncesi sonrasi dini sohbetler vs. bir "zorunluluk" halini almaya baslamisti. aslinda tam olarak zorunluluk degildi ama bir sekilde kendinizi kotu hissedeceginiz bir ortam oluyordu ters davranirsaniz.

yine de tanri sahidimdir ki o kisa donem icin ders anlamidna cok faydasini gordum fakat uzun sureli tamamen farkli bir "siz" olarak gelismenize neden olabilecek dolayisiyla uzak durmaniz gereken yerler ve kisiler.

tabii bunda sizin karakteriniz + yaşınız da cok onemli. universitede okurken "abi"lerin yaklasimlarini degerlendirmek, ortaokulda degerlendirmekten daha saglikli ve kolay.

son laf:
ebeveynlerin cok ciddi anlamda cocuklarinin girdigi ortamlari bilmesi ve onlari kollamasi gerekiyor.

(bkz: abiler)

@mrtksn: kimseyi bir tarafa çekmek istediğim yok. herkes kendi hayatından sorumludur. ama rimednac'in dediği gibi insanların ne olursa olsun 'güdülme' ihtiyaçlarını anlamıyorum.

vicdanına, iradesine, benliğine sahip bir birey olsunda ne olursa olsun.
hey gidi günler.

hangi bölümden mezunsunuz?

barlarda otopark görevlisi ya da müşteri karşılama işlerini bi' düşün derim.

ingilizce ya da diğer herhangi bir dilde seviyeniz iyiyse çeviri yapabilirmişsiniz gibi geldi bana.

Rus dili ve edebiyatı bölümü mezunuyum.

İngilizcem ve Rusçam gayet iyi aslında. Ama çevirecek metni nereden bulacağım? Geçenlerde bi siteye utana sıkıla ilan verdim. Hiç talep olmadı. Bu gibi işlerin gelirinin istikrarlı olacağına pek inancım da yok. Bir de çalıştığım iş zihinsel açıdan azıcık yoruyor, elbette çeviri işi alsam yaparım da kas gücü gerektiren beni fiziksel olarak yoracak bişeyler bulsam da fena olmaz diyorum. Tabi her şeyin başı sağlık :))çok da abartmamak lazım.

web-grafik tasarım. freelance olarak fena bir iş olmaz. kendinizi geliştirebileceğiniz bir alan.

Web tasarım- design olayından biraz anlasam güzel olurdu. Şimdi oturup bu işte uzmanlaşmaya çalışmak da benim için zor olur. Bahsi geçen ek kazanca yakın zamanda ulaşmalıyım.

şuraya bir bak istersen.
www.isvar.com

ajanslara kaydolun. bir sürü iş çıkıyor.
ayrıca palyaçoluk var mesela. 3-4 saat için 70 milyor para alıyorlar.

virtualdub var. adam gibi kayıt yapar. ancak efektleri kaydın üzerine yapar daha sonradan.

www.webcammax.com

güzel ama ben bu izlediklerim "ayarında" dizi tavsiyesi istedim, yani orda bir ton dizi var farklı tazlarda. mesela komedi, sitcom sevmem, yukardakilerde bunu gösteriyor. bu arada unuttum, 4400 ü de izledim.

dexter o zaman.

(bkz: carnivale)

csi, 4400 ve yaninda cerez olarak hastasi oldugum dizi how i met your mother

kesinlikle how i met your mother derim, bide siddetle (bkz: weeds ) tavsiye ederim.

carnivale sizi biraz sikabilir, malum 1930 larda geciyor ama kesinlikle izlenesi.

avatar the last airbender ve dexter ve çerez niteliğinde my name is earl olabilir

"the unit" bence tavsiye ederim fakat "prison break" i de bırakma

the office

pek aynı ayarda sayılmaz ama, house md

THE SOPRANOS!!

kesinlikle dexter ve full metal alchemist.

dexter ve six feet under.. gerçi bu sonuncusu biraz farklı sanki ama pişman olmazsın

THE SOPRANOS , hoş. 22:15 e-2 de.

www.natro.com

ben kullanıyorum süfer

www.vit.com.tr hiç bir yanlışlarını görmedim.

javascript window.open fonksiyonunu ararsan istedigine ula$irsin. ayarlayabilecegin parametleri de yazar zaten tutoriallar.

www.javascriptindir.com

super oldu cok sagolun. ozellikle rimednac'in verdigi linkteki bilgi $ahane oldu.

albumlerine gir.sağ üstte album privacy var..
oraya tıkla.istedigin albumun yanında cıkan kutucuk var.orada some friends diyo.oraya tıklayıp arkadaslarının adını yazıyosun diye biliyorum sanırım da boyle oluyor..

hayır ben onu demiyorum tam olarak..

benim resimlerimi başkaları ekliyor ya onu misal 1 kişinin görmesini istemiyorum..

örnek veriyorum;
arkadaşlarımın eklediği resimleri facebook listemde olan annem göremesin istiyorum..
gibi

sağ üstteki privacy kısmından profile'a girerseniz alt seçeneklerden "photos tagged of you" kısmından en azından arkadaşlarınızın sizi taglediği fotoğrafları belli kişilere göstermemeyi seçebilirsiniz..

kendi koyduğunuz fotoğrafları da albümlerin içine koyup, albümler için kullanılan privacy ayarlarını kullnrdığınızda bu fotoğraflarla ilgili kontrol de sizde olacaktır..

bunlar dışında tek tek fotoğraflar için "bu görsün, bu görmesin" diye bir ayarlama yapmak söz konusu değil.

albüm sayfasındayken > edit photos > edit info (üstteki sekmelerde) sonra orada acilan "who can see this photos" un seceneklerinde "customize" den "except this people" kısmına görmesini istemediklerini ekleyebilirsin.

Limited profile özelliği kalktı artık. Onun yerine arkadaş listeleri (friend lists) var. Görmesini istemediğiniz kişileri bir listeye ekledikten sonra gizlilik ayarlarından o grubun erişimine kapatabilirsiniz kolayca.

1. fotoğrafını ekleyenlerin gizlilik ayarlarindan olabilir. (sadece görmesini istenilen kişiler seçilebiliyor.)

2. senin de bulunduğun fotoğrafları etiketleyenler listende olmayabilir.

3. anlık olarak logout olmuş olabilirsin.

ayni fotografta oldugun birisi kendi privacy ayarlarinda fotograflarimi kimse gormesin diye miziyo olabilir

fotoğraflarımın bazılarını ekleyen kişi, o benim fotoğraflarımı gören kişiyi tanımıyor. ona rağmen arkadaşlarım görebiliyor o fotoğrafları. hatta bir tanıdığımın privacy ayarlarının ne olduğunu bilmedğinden bile eminim. facebook support ile halledicem sanırım.

emlak vergisi ile hiç işim olmadı ama en iyi ihtimalle gecikme zammı ödersiniz. alacağa %2,5 tutarında uygulanır. ay kesirleri tam kabul edilir yani 35 gün geçirseniz bile 2 aylık ödersiniz.

Gecikme faiziyle ödersiniz bişi olmaz.

@sui, gecikme faizi, tahakkuk aşamasında ödenir.

(bkz: memur masalarinin altindaki ayak koyacak yukselti)

bunu arıyorum 25 dakikadır... :)

(bkz: memur masalarinin altindaki ayak koyacak yukselti)

not: içinde yanıt yoktur.

ayaklık??

vitrin mankenin yerle temas etmemesi icin konulan tahta ya toblerone denir ve ben ne kadar böyle bir şey için gerekli bir düzenek gördüysem marangozler hep toblerone der.belki bunada öyle deniyodur..

marangoza gidip ayaklık istiyorum diyorsun yapıp veriyorlar, kışın çok işe yarıyor.

bir de ayarlısı var efenim bunların buyrun : www.hipernex.com

almak icin degil tiksindigim icin sormustum. tesekkurler...

iron man

smokin' aces

crank

shoot 'em up

aklıma ilk gelenler yazılmış
crank hem aksiyon hem komedi baya izlettiyor kendini, four rooms diyecektim bi de o da absürd komedi dalında süpper :)
bir de lord of war geldi aklıma, silah kaçakçılığı falan aksiyonu var, biraz komiklik de var.

hot fuzz

Aksiyon: Bourne Identitiy, Bourne Supremacy, Bourne Ultimatom
Komedi: Ice Age 1 & 2

ilk aklıma gelenler:

aksiyon: death proof
eğlencelik: shaolin soccer
hem aksiyon hem eğlence: kung fu hustle.

Aklıma gelenler niyeyse;

Lock, Stock and Two Smoking Barrels
Snatch

(bkz: ying xiong)
(bkz: unleashed)

underground da ve most wanted da belgelerim klasöründe oluyordu oraya bir bak istersen.

save diye klasor olur ea games bilmem ne altında ya da app data altına bak. ikisinden birindedir kesin.

C:\Documents and Settings\cruelstroke\Belgelerim\NFS ProStreet\ALIAS_CRUELSTROKE

benim bilgisayarımda bu şekilde kayıtlı

virtual dub ile yabilirsin. pluginin adını hatırlamıyorum ama virtual dub subtitle plugin yazarsan ilgili sonuca ulaşırsın

(git: 18303)

PocketDivXEncoder

forum.donanimhaber.com

1 ayi ben hep "30 gun boyunca gunduz kullanim" diye dusundum. Yani sabah kalktiktan sonra tak, aksam yatmadan cikar. Oyle otuz kere yap. Genelde de oyle yapinca zamanin sonuna dogru aksamlari rahatsiz ediyor. Gunde 2-3 saat takiyorsan cok daha uzun kullanabilirsin tabi.

iste "o oyle degilde 30 gunde bitiyor kullanim suresi, istersen hic takma 30 gun boyunca" diyenler var, arada kaldim ben....

Hic oyle bir sey duymadim ben kimseden. Lens solusyonu icinde, normal sartlar altinda saklarsaniz uzun sure dayaniyor lensler. Yiyecek maddesi gibi bozulmasi soz konusu degil.

30 günlük lensi 6 ay kullandım ben. hiç bir şey olmaz.

Ben 12 senedir bir aylığı 4-5 ay kullanıyorum, rahatsız etmeye başladığı an atıyorum. Henüz kör olmadım. O son kullanma olayı yalan gibi geliyor bana.

Not: Gece çıkarıyorum uyurken.

yırtılana kadar gider, iyi bir solüsyon seçerseniz rahatsız da etmez. şu an gözümdeki bir aylığa başlayalı, herhalde bir 7-8 ay oluyor. lensle uyumak da, lense birşey yapar mı yapmaz mı bilmem ama göze zarar.

o değil de, bitince nereye atıyorsunuz, tuvalete atıp sifonu çekiyorum ben, ama sonradan da içim sızlıyor, benim gördüğüm herşeyi gördüler, şimdi neleri seyrediyor gariplerim diye..

Yukarıdaki sabit duyuruda da dendiği gibi bu sitedeki sağlıkla ilgili bilgilere asla güvenmemek lazım. Şu yorumlar inanılır gibi değil. Ne demek hiç bişey olmaz istediğin kadar beklet, ne demek 1 aylık lensi 6 ay kullandım, 2.5 sene kullandım falan?! Radyasyonlu çay içip "Bakın bişey olmadı!" demekle aynı şey bu. GÖZ bu GÖZ, başka şeye benzemez. Hakikaten sinirlendim ya. Allah hepinize akıl fikir versin.

kiz arkadasim da bi aylik lensi 3 aylik kullandi kullandi sonra gozunde manyak manyak kirmizi damarlar falan olustu. birakin gunesi, evdeki sari ampule bile hassasiyet basladi. drakula gibi geziyo simdi. bence zamanini gecirmemek lazim. ya zaten lens de neymis ya. gozluk en temizi.

yani simdi "su kadar kullandim bir sey olmadi" gibi degilde, bunlarin suresi paket acilinca 1 ay mi yoksa gunluk 8 saat kullanim uzerinden 1 ay mi ona hala net bir cevap alabilmis degilim....

yok mu bu bir goz doktoru yahu....

"sabah takıp akşam çıkarmak kaydı ile bir ay" dır kastedilen; yani ikinci dediğiniz.
Yoksa, "ayın 1'inde tak, 31'inde çıkar" değildir, öyle yaparsanız, kedi kukusu gibi olur gözleriniz, ayıptır söylemesi.

öte yandan, yani sabah takıp akşam çıkarmak sureti ile, yırtılana veya matlaşana kadar kullanabilirsiniz. göz bu, tamam da; şubat da ay, ağustos da. hangisinin uzunluğuna inanacaksınız sayın 386 dx? dis macunu reklamlarında da kolum kadar sürüyorlar fırçaya, çok tüketilsin hesabı..o nedenle, 32. (veya 29.) günde bakteri üremeye başlamaz efendi gibi dezenfekte ediyorsanız, iyi bir solüsyon kullanıyorsanız.

ön belleği öğrenmek için sabit diskin üzerine ters tıklayıp özelliklere tıklarsın sonra üstteki sekmelerden donanıma gelince sabit diskin modelini görebilirsin. geri kalan bilgileri de google buluyor zaten aratınca. ide sabit disk alırsan kullanabilirsin tabi.

everest veya aida32 kullan.

dekorasyon.gittigidiyor.com

bi çay yada tatlı kaşıgı toz şekeri agzına al(yutma) üzerine yine aynı mıktarda kahve al(yutma) karıstır ağzında. sonra bi yudum(tercihen shot olarak) votkayla yut bunları. üzerine de bi dilim limon ısır. süfer oluyo.

meyve

tuzlu fistik seviyorum ben.

çıbık kraker

kesinlikle kiraz - cikti cikacak zaten piyasaya..

@rurouni; ben de ilk gördüğümde böyle demiştim ama ıkı tane atınca insan bı hoş oluyo :)

(bkz: arnavut votkamla erigi calistir ulan)

Cips yeme de, ne yersen ye.. Çünkü cips-votka mideyi felce yaklaştırıyor..

votkayla en iyi meyve oluyor bence. kokteyl yapacaksanız da yüzde yüz nar suyunu tavsiye ederim.

seviyorsanız jelibon?? hem sempatik bi tavır katıyor fiiliyata.

yaprak sarması, çubuk kraker, çiğ sucuk, meyve, kuruyemiş.

fındık

Lakerda.

offff offfffff!
dünya bi yana votka - napolyon kiraz bi yana hatta markette satılan adi limon sularıda votkanın içine 1 tane kirazıda unutmıyalım

turşuyla götürüyorum, havalara uçuyorum

www.pcnet.com.tr

goldwave

laptopun express değil. card type 2 yaziyor.

bence şunu da düşünebilirsin fiyatı da uygun:

www.birbilgisayaral.com

onu bilmem de kendilerini balkondan atabiliyorlar, haberiniz olsun. based on a true story =)

karpuzu çok seviyorlar, mevsimi de geliyor, özellikle karpuz vermeni tavsiye ederim. onun dışında da pilav başta olmak üzere her türlü kalan yemeğe razı oluyorlar. yemleri var, tahıl karışımı gibi bir şeydi.

diğer soruları bilemedim :)

su içmeli, civciv yemi yemeli.
ördek hapşurmaz. ağzına karbonat sür geçer. bir de sıcak yerde tutmaya özen göster.
tek olarak yaşıyorsa o yüzden çılgın atıyordur.
ulus'ta kuşçular çarşısı var oradan temin edebilirsin.

okuldan arkadaşım iki ay besledi sonra kesip yemiştik eti de lezzetlidir.

ek: ördekler süt içmez bildiğim kadarıyla.

Gaza gelip leğende yüzdürmeye kalkmayın. Boğuluyorlar. Yeminlen.