merhaba duyuru sakinleri.kimimizin okulunu bitirmesi,kimimizin de yazın boş duran eve para ödememek istemesi sebebiyle.dün öğrenci evimizi boşaltıp evden ayrıldık.zaten 1 tane ev arkadaşımızın taşınırken,arkasından evin içinde onlarca kullanmadığı eşyasını bırakıp kaçması ve emlakçının bu eşyaları çöpleri bize temizlettirmesi sebebiyle.1 gün sürecek olan taşınma/evi boşaltma işi 3 gün sürdü deli gibi yorulduk ve sinirlerimiz altüst oldu.üstüne bir de izmirin sıcağı eklenince cinnet mode on kıvamına geldik.

herneyse.dün artık sonunda evi boşaltabildik ve bir güzel valizlerimizi hazırlayıp ailelerimizin yanına dönmek üzere evden ayrıldık.diğer ev arkadaşımla aynı saatlere otobüs bileti aldık ve yola çıktık.çok fazla valizimiz olduğu ve bunları minibüsle yada belediye otobüsüyle taşıyamıyacağımız için ve tasarruf yaparız diye ortak taksi tuttuk.zaten ikimizinde cebinde taş çatlasa 30-40 lira ya var ya yok.neyse taksiyi tuttuk ve garaja geldik.

taksi bizi yazıhanelere uzak biryere bıraktı ve daha önce de söylediğim gibi ikimizin de çok fazla valizi vardı 5 valiz bende 4 valiz de onda vardı.ve otobüslerin kalkmasına da 15 dakika felan kalmıştı.zaten ev taşıma temizleme davasına tüm gücümüz tükenmiş üzerine birde izmirin öğle sıcağını yemişiz.herhangi bir zaman olsa birisi valizlerin başında beklemek suretiyle 2-3 posta yaparak halledebilirdik.zaten birkaç dakika nasıl taşırız diye düşünmekle geçti.birde arkadaşım otobüsü kaçırıcağı için iyice paniklemeye başladı.çünkü diğer otobüs tam 4 saat sonraydı.ben nispeten daha rahattım gideceği yere her saat başı otobüs vardı.sonunda şu garajlarda el arabası gibi aletlerle valiz taşıyan adamlardan birine taşıtmaya karar verdik.

arkadaşıma sen bekle burada ben bulup geleyim bi tane dedim ve garajın içinde aramaya başladım.ben buluncaya kadar 3-4 dakika geçtiği için arkadaş panik yapıp bir kaç tane valizle birlikte kendi otobüsüne koşup kaptan 3-4 dakika bekleyebilirmisin gibisinden şoförle konuşmaya gitmiş.neyse biz adamla beraber kalan tüm eşyaları alıp onun otobüsüne yetişrirdik.vedalaşmaya bile zaman bulamadan muavin tüm valizleri bagaja attı ve otobüs yola çıktı.sonra benim otobüsümün oldugu perona gittik ama otobüs kalkmıştı.neyse ne olduysa bundan sonra oldu.

benim valizlerimi indirdik.sıra para ödemeye geldi.daha önce de 1 kez o abilere taşıttıgım için anlaşılan paranın 3-4 lira fazlasını istediklerini biliyordum ve hesaba katmıştım.neyse.5 liraydı demi abi dedim.çünkü ona en başta kaça taşırsın abi diye sorduğumda 5 liranı alırım demişti.benim cebimde de taş çatlasa 15 lira felan çıkardı.onunla da en kıytırıgından bir tost poaça felan alıp.belki molada tuvalete girerim.ve indiğimde 3 lira dolmuşa veririm diye hesaplamıştım.neyse.5 liraydı demi abi dedim.evet ama o kadar taşıdım ( abartmıyorum en fazla 200 metre felan taşıdı ve yol dümdüzdü onu zorlayacak birşey yoktu yolda) otobüse yetiştirdim bak sizi sen yine de oradan bi çorba parası felan verirsin dedi.tamam abi dedim önce 5 lirayı uzattım sonra da 3 lira daha verdim.bu ne burda 1 lira ya var ya yok noapçam ben bunu felan dedi.1 lira daha vermeye karar verdim ama adam paraları çıkarırken cebimdeki diğer paraları da gördü.yok yok daha ver olmaz bu kadar diyip kağıt 5 lirayı da çekti aldı elimden.yani toplamda 13 lirayı patlattı orospunun evladı.bana kalansa 2-3 lira gibi bişeydi.zaten taşınma derdi koşuşturma ve sıcaktan sinirlerim gerilmiş.abi 5 liraya anlaşmadık mı napıyosun lan sen gibisinden normalde götümün yemiyeceği lafları söyledim.ama adam sürekli helal et helal et bak diyip duruyordu beni dinlemiyordu bile.helal olmasın amına koyayım haram olsun diyince o beni dinlemeyen adam birden dünyanın en dürüst en ahlaklı en işini hakkıyla yapmış da sanki hakkı yenilmiş adamı kesildi.ne dedin sen.bak öyle deme vs vs birsürü konuştu durdu.bi yandan da aynı işi yapan diğer adamlar yavaştan toplaşmaya başladı.baktım cıngar çıkacak.adamın sesi de yükselmeye başladı.al abi al kahretsin ya helal olsun felan dedim.yok dinlemiyo bile anlatıyo da anlatıyor.sonunda şansa bindiğim firmanın çalışanlarından teki oradan geçiyordu.sürekli aynı firmaya bindiğim için beni tanımış.yanıma geldi noldu yeğen sorun ne felan diye sordu.anlattım bi güzel.abi böyle böyle tek kelime bile yalan söylemiyorum diye.bu sefer adam mazlum ayağına yattı ve diğer arkadaşları da destekledi.ben ise şaşkınlıktan ağzım 5 karış açık izliyorum.inanın değme tiyatroculara taş çıkartacak cinsten ayaküstü öyle güzel performans sergilediler ki az kalsın ben bile inanıcaktım.

neyse abi çok uzattım farkındayım.sonra bir şekilde çözüldü iş.bana yardıma gelen abi verin çocugun parasını yoksa hemen çağırıyorum şefinizi felan dedi.yok abi kalsın para sikimde değil.adamın tavrı enayi yerine konulmak sinirimi bozdu inat ettim dedim.tamam sorun değil felan felan dedim ve sonra bi şekilde çzöüldü iş.adamlar dağıldı.

şimdi abi sorum şu.çoğu zaman ben de yapmışımdır hatta.bu olayı dışarıdan izleyen birinin gözünden, büyük ihtimalle adama bak lan 1-2 kuruşun hesabını yapıyor.paran yoksa neden tutuyorsun.adam hakkıyla kazanmış gibisinden düşünüyorlardır.alnının teriyle gerçekten hakederek ağır işler yaparak para kazanan adamlara benim de saygım sonsuz.fakat nedir bu adamların dokunulmazlığı her koşulda sırf beden gücüyle para kazanıyoruz,işimiz çok zor,hakkımız yeniliyor bahanelerine sığınarak kendilerini haklı çıkarmaya çalışmaları.bu adamın yaptığı şerefsizlik, orospu çocukluğu değilmidir.

sabah aynı duyuruyu açtım ancak akşam vakti daha fazla insanın duyuruda olması dolayısıyla arkalarda kaynadı gitti diye yeniden açmak istedim. bir öncekini de merak eden başka yazarlar olduğu için şimdilik silmiyorum. cevap bulabilirsek onlara da iletecek ve sileceğim. şöyle ki;

yıllar önce izlediğim bir kısa filmdi. sanki norveç, isveç öyle iskandinav ülkelerine ait bir şeydi. ama emin değilim.

bir kadın bir akşam evde yalnız... kocasıyla birlikte çıktığı en son tatilin fotoğraflarına bakıyor. derken baktığı her fotoğrafta arka planda kırmızı kazaklı bir adamın olduğunu görüyor. adam fotoğrafta nerede olursa olsun sürekli objektife bakıyor. yani bunları takip ediyor gibi. sonra kadın kalkıp gidiyor eski foto albümlerinden birini alıyor ve bakıyor ki aynı dalyarak oradaki fotoğraflarda da var. uzun bir süre önce çekilmiş fotoğraflarda bile yine aynı kazağıyla sürekli fotoğrafı çeken kişiye bakıyor yani piç. tam bu sırada elektrikler kesiliyordu evin içinde ve ben de buraya kadar izleyebildim filmi.

(üniversite etkinliği gibi bir şeyde gösteriliyordu ve program sarktı diye yarısında kestiler.)

bi bulduralım be...

Şu ara bunlara sardım var mı önerısı olan?

Sarma sigara dünyasına giriş yapıyorum. Öncesinde hep en light sigaraları tükettim, Winston One, Marlboro Red One gibi. Bu ayarda, içimi güzel, kaliteli bir yabancı tütün arıyorum. Samson içtim, fena değil ama başka tavsiyelere de açığım.

Şimdi ukalalık gibi olmasın, illa ki olmamasının bir sebebi vardır diye düşünüyorum ama ekşiduyuru butonlarında cursor neden yok? Bir duyuruya cevap verirken butona basıp basmadığımızı anlayamıyoruz. Öylece bekledikten birkaç saniye sonra onaylıyor ya da hata veriyor butonlar.

Bir cursor eklense de, böylece bilsek butona basıp basmadığımızı. Daha iyi olmaz mı?

Var da ben de mi çalışmıyor diyorum ama bugüne dek birçok makinadan girdim, hep aynı.

bir türlü uygun soru başlığı bulamadım.biraz komik oldu gibi.neysem, 5-10 gündür sesini duydugum bi kuş var.böyle bet ve yüksek sesiyle her sabah 2-3 saat aralıksız çığırıyor sonra öğlene doğru kayboluyor.ağacın o kadar ücra köşelerine konuyor ki fotoğraf çekme imkanını yakalıyamadım..bugün üşenmedim kahvemi ve sigaramı aldım yanıma,belki görürüm umuduyla balkonda beklemeye başladım bu mahlukatı.ve sonunda görmeyi başardım.betimlemek gerekirse ağaçta yatmiiişş böyle güneşleniyorrr,yeşill,büyükk bana dedi sen kimsiniz? vay amısına koyyim dedim.neyse şaka bi yana gördüğüm kadarıyla açık ve canlı yeşille sarı arası bi rengi var kumrudan biraz daha büyük çok hızlı uçuyor.sesine gelince hani muhabbet kuşları bazen delirir sinirli bi tonla öter ya bazı zamanlar işte aynen o tonlarda ama çok daha yüksek sesle ve 4-5 saniye aralıksız ötüp susuyor.4-5 dakika sonra yine başlıyor ötmeye bu kadarını tarif edebileceğim.şimdi sorum şu türkiye de doğal ortamda papağan yaşar mı bu gördüğüm papağan mı.çünkü çok benziyor şekil şimal itibariyle.LOKASYON izmir bornova özkanlar

4gb 40 tl normal tarife
bizimkisi 8-9 gb oldu sanırım
Sizce şemsiye ne kadar açılır?

Arkadaşlar dili İspanyolca olan güzel bir film biliyor musunuz ?

Uzun yıllardır arkadaş(!) olduğum, ama kendime sorduğumda pek sevmediğim ve yanındayken gergin hissettiğim, çok yargılayıcı ve dedikoducu olduğunu düşündüğüm bi insan var. Çok tramvatik küskünlükler de yaşadık bu yıllar içinde ve ben bu zamanların üstesinden gelemedim, unutmuşuz gibi davransak da ben unutamadım.

Artık hiç birebir vakit geçirmiyoruz ama birsürü ortak arkadaşımız var (ikimizin de yakın arkadaşları) ister istemez biraraya geliyoruz. Ben karşılaşmamak için özel bir çaba gösteriyorum, onun da benden pek hazzetmediğini biliyorum ama o böyle bi çaba içinde değil çünkü ne zaman bu ortak arkadaşlarla bi program ayarlasam onun da dahil olduğunu öğreniyorum.

Yaşım küçük değil 26 yaşındayım, bu yaşa kadar bissürü tecrübe edindiğimi, insan ilişkilerini ve kendime dair bir sürü şeyi öğrendiğimi düşüyorum ama 16 yıldır hayatımda olan bu kadınla ilgili bişey yapamadım, açıkçası şu zamana kadar belirgin bi şekilde aksiyona da geçmeyip zamana bıraktım ama artık bişeyler yapmak istiyorum.

Naapmak gerekiyor ki bu durumda?

Teşekkürler

sabahtan beri kar kar kar diye tutturdunuz, atatürk mahallesinde, yani izmir'in rakımı yüksek bir yerinde oturuyorum. NERDE ULAN KAR?

şu dağlardan rüzgarla savrulan minnacık noktaları kar diye bize mi yutturuyorsunuz allasen? yok biri büyük park'taki evinde, parkın karla kaplanmasını eline aldığı kahveyle izliyormuş. yok öbürü bembeyaz izmire bakıyormuş.

ne beyazı lan ben mi başka bir zamanda yaşıyorum diye şaşırdım şimdi. 7. kattan bi bardak su atsalar izmiri sel bastı diye sözlüğü ayağa kaldıracaksınız.

Soru aynen basliktadir...

Bu oyun benim hayatımı alt üst etti çok severdim ama bir internet cafede tanıştığım için irdeleyemedim.Böyle ana karakteri yönetmek aynı gta tarzı hafif üstten bakış kendini geriden görme,ikinci olarak elinde genelde taramalı silah olan bir arkadaşımız var,ayriyetten sağ tuşa basınca belli olmayan bir uzvundan disk fırlatıyor bu diskte kah adamlara kah duvarlara yapışıp onları patlatıyordu,oyun sanki bir dağ veya karlı bir mekanda geçiyor,bazı evlere girip çeşitli silahlar alabiliyor,hp'nizi tazeleyebiliyordunuz,karşınızdaki düşmanlar insan değil gibiydi lord of the rings orclarını hatırlatıyorlardı bana.Evet bu oyunun adını hatırlarsanız öyle minnettar olurum ki.

Ton balığı en kolay ve en güzel nasıl yenir?

Normalde şu teneke kutuların içinde olan hiç bir şeyi yemeyen bir insanım ancak şimdi gerekiyor. Nasıl yapalım bunu, üzerine ne sıkalım bilmem. Ekmeğin arasına mı koyalım.

Ciddi soruyorum ya.

Arkadaşlar öss için İzmir'e geldim fakat sınav vakti giyebileceğim rahat bişey getirmemişim burdada eşyam yok pantolonla sınava girmekte sıkıntı yaratıyor bu kadar bahane bulmuşken 1 tane alt eşofman alıyım diyorum ama sezon ürünleri 100 liradan aşşağı değil. İzmir'de nike ,adidas seri sonu outlet mağazaları nerde var acaba?? Konak'ta ki barçına baktım bişey bulamadım varsa bildiginiz yarın bi koşu gidip alıyım.

Birkaç gün içinde 7'sine basacak erkek yeğen için orijinal hediye ne tavsiye edersiniz. Bütçe için 50 TL diyelim ama değeceğine inanırsam saçarım paraları :)

Teşekkürler.

Sayıları epeyce arttı içinde aradığımı bulmak zor oluyor içinde arama yapmayı sağlayan bi eklenti var mı?

ya simdi cay kahve bilimum sicak su ihtiyacini karsilamak icin kettle almistim. ama bu arkadasin reziztansi suyumuz cok kirecli oldugu icin kirec tuttu. bu kettle in kirecini nasil temizleriz.

Merhaba soylu İngilizler;

İnternet üzerinde ya da başka bir bilgisayar platformunda İngilizce kelimelerin telafuzlarını öğrenebileceğim bir site, program vs var mıdır? Özellikle sesli olursa çok daha makbule geçer.

Hayır soyum İngiliz Kraliyet ailesinden 4. Mahmud'a dayanmakta olsa da bazen ben de şaşırabiliyorum.

Evet fena halde sıkıldım, artık hakkaten çıldırmak üzereyim.

belki 10yüzbinmilyon kere sorulmuştur ama tatmin olamadım eski duyurularlan.

bana öyle bir tavsiyede bulunun ki sıkıntım geçsin, moralim tavan yapsın, hatta kahkahalara boğuluyim.

tavsiyeleriniz yerli-yabancı film, dizi, animasyon, belgesel, şov.... ne olursa olsun.
evden çıkamam, acilen bişeyler izlemem lazım.

of.

Karşıdaki dükkan kapatıyor olsa gerek, 3 tane monitörü dışarı çıkartıp "15 lira, SAĞLAM" yazmış adam. Gideri var mıdır? Emin olamadım.

aldıgım duyumlara göre gençler arasında geek nerd tarzı moda olmuş. hakikaten böyle birşey var mı? bana çok saçma geldi.

en son 10 sene önce falan görmüştüm ben bunu, normal gofretlerden daha iriceydi, lacivert bir ambalajı vardı ve ucuzdu, ismi de kısa birşeydi coco, choc falan gibi ama hatırlayamadım (bir de bu gofret bakkallarda, kuruyemişçilerde falan hep dükkanın önüne dışarıya dizilirdi)