dostum biznıs ortamlarında şöyle çok güzel bir tespit var: core business'in ne ise onu tespit et, yalnızca ona odaklan, geri kalan her şeyi outsource et. türkçesi şöyle, senin fark yaratmayı planladığın asıl amacın ne? yazacağın blog yazıları. yalnızca yazacağın blog yazılarına odaklan, hostingi, html'i, css'i salla bi kenara, onlarla vakit kaybetme başkasına yaptır. nasıl olacak bu? google da squarespace diye aratacaksın, çıkan sayfaya bakacaksın biraz. paraya biraz kıyıp olaya gireceksin. nacizane tavsiyem budur. aksi takdirde mesela aklına çok güzel yazı fikri gelecek ama html ile, dosya upload ile uğraşmaya üşeneceğin için yazmayacaksın, bazen de süper tasarım fikirleri gelecek ama yazı yazma işin arka planda kalacak, vesaire vesaire.

Ben yanlış mı ifade ettim acaba? Ben işin kodlama ve tasarım kısmına odaklanmak istiyorum, sonra da bunları yayınlamak. Hazır kodlanmış, tasarımı yapılmış, CMS olan bir sistem istesem wordpress de bana aynı şeyi veriyor zaten. Ya da cevabı mı yanlış anlıyorum?

Yapmak istediğim kısaca şu: yaptığım şeyi (kendim için değil, başkası için üreteceğim) nerde yayınlayacağım? daha sonra bunu nasıl güncelleyeceğim? yazı filan yazmıyorum artık, eskide kaldı o.

geocities günlerinde web statikti, artık her şey dinamik. html yetmez, illa kod öğreneceksen php falan öğreneceksin. sonra da kendi backend'ini yazacaksın, oradan siteyi güncelleyeceksin. ama işte wordpress bu işi sana sıfırdan yapmadan halletme imkanı sunuyor, backend'i zaten hazır. wordpress'i kurcalayarak, temayı modifiye ederek falan da çok şey öğrenebilirsin. ama sana kalmış tabii.

hosting için aysima'yı tavsiye ederim, ben memnunum.

evet birden fazla adresi tek hosting hesabında barındırırsın. bunun için reseller hesabı alacaksın.

wordpress abi. zibilyon tane eklenti var. themeforest'tan falan urun inceleme temasi ararsan direkt urun karsilastirma vb ozellikleri olan temalar gorursun zaten.

ha ben hosting ve domain kismini gormemisim. domain dedigin yillik 10$, hosting de aylik 30$ bisey, bence gayet makul fiyat.

WP de yeter bana hosting yerine de, aslında ben content management system olan bi platformdan bahsetmiştim. :) weebly, wix filan var, sevmedim. fazla zamanı olan biri değilim, içerik güncelletmekle upraştırmasın. WP güzel bir alternatif de, daha iyisi yok mu mesela?

bu da wp zaten www.elmadergisi.com

wordpress zaten cms, siz wordpress.com'dan bahsediyorsunuz sanırım? wordpress her türlü gider.

WP gibi CMS demek istemiştim. :) eyvallah, demek ki WP her şeye yeter.

www.netinternet.com.tr burada yıllık hosting ücreti 39 tl mesela. alan adı kaydı da 22 tl, ki o da normal zaten namecheap'te falan da 9$. yani yıllık 60 tl'ye halledebilirsin. üstelik otomatik wordpress kurulumu da yapabiliyosun. buranın aylık bandwith limiti 15gb. yetmez dersen de bu var mesela, aylık limiti 50 gb ve fiyatı yıllık 46 tl. www.aysima.com ben 2 firmayı da kullanıyorum, ikisinden de memnunum.

söylenildiği üzere wp aynı zamanda cms. joomla falan var tam cms olarak, ama wp kadar kullanıcı dostu değiller. zaten milyon tane tema ve eklenti var, ama istersen yine söylenildiği üzere themeforest.net'ten 60$'a falan bir de premium tema alabilirsin.

sarıyer börekcisi

Karakoy gulluoglununki de guzeldir

Saray Muhallebicisi'nin su böreğini denemeni öneririm.

Bilice Borekcisi

dilim börek- buranın su böreği iyi. zeytinburnu demirciler sanayi sitesinin oradaki yerinden almıştım.

dilim börek +1
E-5 ten görünen merter şubesinden bir bayram bir tepsi almıştık evde uğraşılmasın diye. Benim hoşuma gitmişti.

asu börek, göztepe

Açılmamışsın. Kaybedecek bir şey mi var, neden konuşmuyorsun? Derdini anlat, dalga geçerse de geçsin.

Ay neden soyleyip acilma geregi duyuyorsun ki? Kizla bulusmaya birlikte bir seyler yapmaya devam et. Hoslaniyorsa seninle zaman gecirmek ister o da zaten. Ve yine zamanla el ele tutusmalar vs de olur ilerler, rayina girer.

Kizdan emin degilim o yuzden aslinda. Reddederse arkadaslarla da ortamimiz bozulacak.

Bişey olmaz, kızdan hoşlanmışsan, iyi biri de olduğunu biliyorsan sen biraz bozulursun sadece. ama ya reddetmezse?

Bi kaç kere daha elini yakala, sonra bş sessizlik anında hiç bırakmasam keşke elinş falan dihe girizgah eyle, gelişme sonuç allah kerim

Earthangel +1

Illa ki "ben seni seviyom hadi cikalim" demeye gerek yok. Demeyin de zaten. Bulusup gorusmeye devam edin, zamanla olacagi varsa samimiyet artar ve olur. Kendiliginden gelisir yani. Ama gorusmeye devam etmenin yolunu bulmalisin. Ben sahsen pattadanak bana acilan birisindense birlikte vakit gecirdigim birisinden daha cok etkilenirim.

bu iş böyle devam ederse friendzone a gider bana göre.

Zarf at

olum senin daha çok çalışman gerek :) Sevgilisini kendisine sorma çevresindeki arklarından öğren.Bide ne sıkıntı ediyosun anlamadım.Gayet net ve açık ol.Ondan sonrada Gelirse işime gelmezse s**me de .

bunca yıllık kadınım, bu sinsi sinsi el tutmalar, ağız yoklamalar kadar tiksindiğim bir şey yok. bana böylesi tavırlar korkaklık gibi geliyor, hoşlandığım adamdan görünce bile soğuyorum. ne var yani kaybedecek? illa söyle demiyorum, ama daha net ol. biri bana yaptığında nasıl rahatsız olduğum geldi okuyunca. net ol kardeş.

Dedi birileri +1

Kız da sana karı boş değil ise, anlamıştır.
Kız sana karşı bir şey hissetmiyorsa, yarın öbür gün "e ben sana belli etmiştim" dediğinde, cevaben "aa ben hiç öyle anlamamıştım" ayaklarına yatacaktır.

özetle evet anlamışsın. karşıdan adım gelirse yürü. yoksa ne kendi ne de kızın zamanını alma.

Beraber geçirdiğin zamanı arttır. Biraz ufak fiziksel temasla yokla. Olumlu yanıt alırsan ilerlersin. Dümdüz "benle çıkar mısın?" gibi liselilik yapma.

Bu zamana kadar ayrılıklarda rahat rahat birbirinize sarılırken, senin bu hareketlerinden sonra mesafe koyarmışçasına elini sıkıp yanağını öperek ayrılması, bu yolun sonuna geldiğinizi işaret ediyor.

r a salvatore

O pek epik değil sanki?

ölüm kapısı serisi

ejderha mızrağı serisi. (orijinal ilk üç roman. güz alaca karanlığı, kış gecesi, ilkbahar şafağı)

gediksavaşlarını atlamayın (Raymond e. fesit)

bir de tabi ki belgariad serisi var.

Ejderha Mizragi Serisi cok unlu ve ununu hak ediyor. Zaten Weiss ve Hickman bu isi cozmus.
Kara Elf Uclemesi de cok basarili.

Yenilerden Rothfuss ve Sanderson var galiba. Hep eskileri saydınız, yenilerde başka başarılı bildiğiniz var mı? Yerlilerden Barış Müstecaplıoğlu'yu sayabilir miyiz? Başka kimi sayabiliriz?

Kesinlikle Robert Jordan ve veliahtı Brandon Sanderson'dur bana göre. George R.R. Martin ve eserleri ayağa düştüğünden ve bu nedenle George R.R. Martin'in edebi kimliği bırakıp ticari bir kimlik edindiğinden saygım gittikçe azalmakta kendisine.

Robert Jordan donunda sallar kendisini.

Ejderha mızrağı serisinin dibi yok. İşi gücü olan biriysen bulaşma derim.
Seri olarak vereyim önce;
Revenloft efsaneleri
Unutulmuş Diyarlar
Bunlar büyük seriler içlerinden tavsiyem olacak ama istediğini de seçenilirsin.
Birde 6 kitaplık kara büyücü serisi var, onu mutlaka bir yere sıkıştır, oku.


Daha özele indirgersek, başlangıç olarak sırasıyla;
-Revenloft efsaneleri
Ben Strahd, bir vampirin anıları
Ben Strahd, Azalin'le görüşme
Sislerin Vampiri

-Unutulmuş Diyarlar
Drizzt efsanesi, kara elf serisi 1, 2, 3

-Kara Büyücü Serisi
Büyücüler Loncası 1,2
Çırak 1,2 (3,4 aslında)
Yüce Lord 1,2 (5,6)

Bunları oku, sonu gelmeyecek zaten.

edit: ingilizcen varsa

blood of elves (andrzej sapkowski)
times of contempt (andrzej sapkowski)

kitaplarını okuyabilirsin. henüz bütün kitapları ingilizceye çevrilmedi.

Yalnız benim için değil, genel için oldukça iyi bir okuma listesi oldu. teşekkürler herkese.

size satış bilgilerini eposta ile göndermişlerdir. elinizdeki rezervasyon numarası ile siteye girip check in yapabilirsiniz. ödeme alınmış olmalı, satın almayı yaptığınızı düşünüyorum. şüpheniz varsa arayın çağrı merkezini, doğrulattırın.

evet mail geldi bu durumda ben de acaba satın aldım mı diye düşündüm ama rezervasyon kelimesine takıldım. evet o daha kesin bilgi olur teşekkür ederim.

mailınıza bileti göndermişlerdir, kontrol eder misiniz? ödeme yaptıysanız almışsınızdır zaten rezervasyon diyor genelde pegasus biletlemeye de. rez no dediği şey bilet alsanız da öyle geçiyor.

bilet bilgileri şu şekilde geldi? (git: tinypic.com

Ankara'da drum, old holborn, golden virginia falan satılıyordu. kaçaktı tabi.

yav onları biliyorum kaçak değil kağıdı fotokopi yapıp içine basıolar sahte tütünü tadından ve ambalajından çok rahat anlaşılıyor

öncelikle: www.alomaliye.com

satılan ürünün tekel bandrollü olması şart. bu yüzden yasal olarak her yerde satılamıyor.

onun dışında sahteleri kadar orjinalleri de tabii ki satılıyor etrafta.

purolar da satılmıyor, tütüne ve çaya özel gümrük kanunlarımız var sanırım, kalite çaylar da gelmiyor.

castro'nun bir belgeselinde izlemiştim. Biz puroyu en ucuz size yolluyoruz ama en pahalıya siz satıyorsunuz gibi birşey. sanırım vergilerle alakalı bir durum, ya da ithalat rejimi ve kanunuyla da alakalı olabilir. yerli tütün üreticisini korumak bla bla bla

ithaki yayınlarının web sitesinde vakıf serisi %40 indirimli satılıyordu bir yıl kadar önce. idefix gibi belki ara ara tekrar set halinde satıyor olabilirler, sonradan kontrol etmedim. alırsan yayınevinden al, çok daha kolay bulursun ve hesaplı olur.

maalesef orda da satışı yok.

Kabalcı dune basımı ve satımı yapıyor

ilk kitaplar yok sitesinde. dükkana gidip sorarım artık.

Star Trek daha eski. İlk bölüm 1966'da yayınlanmış.

star trek film değil dizi. yapılan filmler dizilerin tamamlayıcısı zaten.

kaldı ki star trek daha eski dendiği gibi.

ayrıca star wars'ın ilk filminin bütçesi 11 milyon dolar, ikinci film 33 milyon, üçüncü film ise 32,5 milyon dolar iken bahsettiğin star trek filminin bütçesi 2 milyon dolarmış. arada uçurum var.

Star Trek gerçek sci-fi oluyor, star wars sci-fi aromalı popülizm ve efekt karnavalı. : ) Star Trek'i direkt ifade eden yapım 60'larda çekilen şu seri: www.imdb.com Star trek tam olarak bu yani, filmler biraz daha fasa fiso.

yaratıcılık da etken tabii.

bu arada stargate serisine de bir göz atmak isteyebilirsin. firefly, battlestar galactica..

Star Trek dizi ve oldukça düşük bütçeli. Filmleri de dizi bölümünden daha yüksek bütçeyle yapılmadı. Kaptan Kirk'ü oynan Shatner demiş ki "şimdiki dizilerin yemek servisine harcadığı parayla biz tam bir bölüm çekerdik"

Buna rağmen derinliği çok fazladır, kültürler, diller, fizik kanunlarının kullanımı, bilim adamlarından danışmanlık alınması(isaac asimov dahil) falan filan. Adamlar efektlere para harcamamak, çekimleri uzatmamak için ışınlanmayı icat etmiş.

İmza: Bir Star Wars hayranı.

herkese cevaplar için teşekkür ederim, izlediğim filmin kaynağında problem varmış o zaman, tarihler yanlış girilmiş.

SG-1 ve galactica'yı izledim çok önceden zaten ama bir batım daha izlenebilirler tabii.

star trek sanki dram gibi çekilmiş, uzun sahneler sabit sahneler ile ve kimi sahnelerde olayın gerçekleşmesinde detay işlenmesi ilginç geldi bana. daha öncede izlemiştim ama dikkat etmemişim pek çok ayrıntıya.

yine star trek'de dikkatimi çeken diğer ırklardan (klington mu neydi) hem kendi diliyle hemde ingilizce konuşması (kendi halkı ile tabii) bu tür şeyler bana kopukluk hissi veriyor.

Kapaklılardan kalmadı artık. Zaten bildiğim kadarıyla kapaklılar daha çabuk bozuluyor. Samsung'un ve Nokia'nın dediğiniz gibi tuşlu modelleri var.

www.gold.com.tr
www.vatanbilgisayar.com

eyvallah, henüz kapaklı olmayan konusunda ikna edemedim kendisini, edersem bunlara bakarım.

şundan kullanıyo benim bi arkadaşım baya sağlam sıkıntısız bir telefon.

www.cimri.com

anneye kapaklı telefon budur. benim annem yıllarca kullandı, hala da sağlam. ucuz, özelliksiz, şık.

www.backoffice.be

solucanin dedigi telefonu senelerce abim kullandi. son bikac senedir annem kullaniyordu. bir suredir benim ikinci hattim takili icinde. gercekten canavar gibi.

sağolun arkadaşlar, öneriler çok iyi de piyasada yok sanırım maalesef. bu kadar eski üretim telefonlar için ikinci ele pek sıcak değilim, ki o bile bulunmıyor zaten.

Kanyak elbette

edit: İnternete bakınca yerli kanyak üretiminin yasaklandığı ile ilgili bir-iki haber vardı. Uzun zamandır bakmadım ama yerli kanyak yok demektir o zaman. Konyak alırsanız da pahalı olur, gerçi kolay bulunur :)

kanyak +1

alkol oranı yüksek içkileri sek tüketince ellerin alev alev olur.

kanyak üretilmiyor diyorlar. nerede bulurum ki ? marketlerde migros, karfur vs olur mu ?

tabii ki jagermeister.

jager+1 derdine birebir.

salep. harama tevessül etmeyin, zinhar çarpılırsınız.

jägertee

en.wikipedia.org

kanyak direkt.

jageri kamp ateşi başında olmadan içemeyen bir insanım, ama iç ısıtır o da.

Faiz düşünüyorsan enpara 11.75 veriyor aynı süre için. Gerçi pek bir işe yaramaz tabii ama harcamazsın en azından.

o yıllık faiz haberin olsun, yani ayda 10 lira falan getirir bu şekilde.

evet 10 lira civari. faiz disinda ne olabilir?

Çok çok küçük düzeyde ticaret. Bir şeyler getirtip satma.

1200 lira'ya en iyi borsa olur. alirsin bir hisse ohh miss.

ticaret yapmayacaksan ya faize koy kafan rahat olsun ya da ye içinde durmasın.

en guzeli harcamak. yatirim yapilip da beklenecek bir para degil. bir sey alip da deger kazandirabilecek bir gucu de yok. siz harcamazsaniz, borsada baskasi sizin icin harcar :)

oyle buyuk sirketlerin, holdinglerin kagitlarina dadanip da 1 yil bekleyip 3-5 lira kazanip cikmayin bosuna.

en guzeli harcayin.

iddaa. galatasaray beşiktaş maçına üst oyna.

rulet...
ancak 1500tl gerek, sabit renk oynuyorsun.

100 tl ile başla, kazan ya da kaybet 200 koy, sonra 400, en sonda da 800.

kaybedersen tecrübe, kazanırsan adrenalin.

ha bir de kumarhane bulman gerek, elbet;)

dogecoin al bir yıl bekle

o paraya yatirimi kendine yap. 2 tane rus (son fiyatlari bilmiyorum, pahaliysa 1 tane al ama en kalitelisinden), 1 sise guzel scotch, 3 gram da kokain. o paraya en guzel yatirim bu olur.

kimlik fotokobini gönder sıçsınlar.

inceleme isteğiyle beraber kimlik kartının, hatta daha iyisi varsa pasaportunun imajını gönder.

isminiz ''hakkı hakkı'' şeklindeyse, hakkı hakki şeklinde denediniz mi

Adım Hakkı değil. Türkçe-İngilizce karakter değişimi yapabileceğim bir adım yok. Ben başka herhangi biri gibi bu hizmetlerden yararlanmak için kimlik bilgilerimi paylaşmak zorunda mıyım? Sizce de çok can sıkıcı değil mi?

sen de onu kabul etme kullanma onu :)

TC Kimlik Numaramı, anamın babamın adını sansürleyip kimlik fotoğrafımı göndersem işe yarar mı sizce?

Suya gireyim ama ıslanmayayım diyorsun. Adamlar senin hakkında her şeyi biliyor zaten, istediğini gizle, nasılsa öğrenirler.

Türkçe derdimi anlatıp mail atabileceğim bir bağlantısı var mı Google'ın? Yoğusa derdimi birisi uygun ve Google'ı uyarır, titreyip kendisine gelmesini salık verir bir dille İngilizce'ye çevirebilir mi lütfen?

@protothyas, adamlar biliyor da çaycısından ceosu hepsi mi biliyor? Google Office'te panoya mı asıyorlar dünya vatandaşlarının kişisel bilgilerini? Ben şu derdimle ilgilenecek şahsa bari alenen kimlik numaramı vermemeyeyim diyorum. Madem her şeyimi biliyorlar, neden bana adın yanlış diyorlar?

Tabiki tc kimlik numaran ve cilt no falan gizleyebilirsin ve bence üstüne Google kimlik doğrulama içindir diye bir not düş n'olur n'olmaz.

google dilini degistirip de alabiliyorsun. tr vermiyorsa de veriyor mesela.

bizde süper kaliteli hannover-stutgart maçının bile özeti izlenmezken, senin kıytırık liginin kıytırık takımlarının maçını kim izlesin? cevap olarak; hiç sanmıyorum.

Almanya'da veriliyor.

düzenli olmasa da bir çok ülkede veriliyor. elazığ-sivas konusunda şüpheliyim ama büyüklerin maçları veriliyordur.

İş bankası beni de çıldırtıyor... Mesela kredi kartı şifresi belirleyemiyorsun internetten ya da SMS'le falan. Dün uğraştım, Bedaş faturası da ödenmiyor anlık, illa otomatik talimat vermen lazım.

Ve kayıt süreci de acayip uzun... Müşteri no + parola + şifre + anlık şifre falan giriyorsun...

İçimi döktüm resmen...

BDDK rules 'em all. Şubeye faks çekmek yeterli oluyor böyle talimatlar için, genellikle. İnternet şubesi güvenli olarak kabul edilmiyor. Sadece iş bankası için de geçerli değil, çoğu bankada var bu düzen.

prototyhas yav BDDK falan OK de. Normalde o talimatlar şubede default alınır. Hadi biri eşeklik etti almadı, adam internete login olduktan sonra çıkartırsın bi pop-up, hacı bunu bunu onaylıyor musun diye sorarsın, geçersin. Bi sürü banka böyle KMH açıyor, sigorta satıyor, kredi kullandırıyor...

Risk değerlendirme yöntemi bankadan bankaya değişiyor. Bunlar riski pek sevmiyor anlaşılan. Default alırken müşteri vermemiş de olabilir. Bir de tabii büyük bankalardaki aşırı bürokrası, Garanti filan da böyle.

casual denen ayakkabı tipleri. spora benzeyen ama spor olmayan, klasik de sayılmayan..

www.camper.com
www.thefryecompany.com
www.stonefly.it
www.clarks.co.uk

model olarak da bence en çok oxfordlar.

digiturk play iyidir. apple tv alırsan bir de tabletle televizyondan pc'yi meşgul etmeden izleyebilirsin. ama zaten pc'ye çok yük bindiren bir şey değil, çift ekran kullan, hdmi aile izle derim.

Son zamanlarda izlediğim normallerden
Last Vegas
The Family

Romantik komedi
About Tİme

Biraz daha düzeyi düşük ama baya komik
We're the Millers

absürt komedi seviyorsan seth rogen filmlerine bakabilirsin... simon pegg'in filmleri de olabilir. son filmi the world's end güzeldi

simon pegg filmlerine bayılırım ben.

wo ist fred. ciddi komik bir alman filmi. bulabilirseniz tavsiye ederim :)

The World's End kazandı... teşekkürler

Office space diyorm baska bisey demiyorum

led var snki üstünde. kasanın parçasıdır heralde. sorun anakartta gibi biosu göremiyorsan eğer. işlemcide sorun yoktur. bi kaçtane anakrt yaktım işlemci ekran kartı falan sağ kaldı hep.

Valla bu o dit sesini çıkartan minik hoparlör sanırım muhtarım. BIOS'un hiç tepki vermemesi ise anakarta işaret ediyor bence. Gerçi şu çıkıntı parça dıt sesinden mahrum bıraktığı için BIOS'un boot mesajlarını da duyamıyor olabilirsin. Normalde o dıtlarla hataları bildiriyor.

Çok ilginç biçimde az önce biosa girebildim, ama daha saati ayarlamadan bilgisayar yine kapandı. Böyle olmasa tüm suçu anakarta yıkacaktım ama psu da olabilir gibi geldi şimdi. :(

parça ledse eğer olmaması sorun yaratmaz muhtemelen.

Muhtemelen o minik hoparlor, dıt sesi gelmeden bios açıldı. Ama yine saati ayarlayamadan kapanıverdi.

Dıt sesi çıkartan arkadaş da olmasa olur. Zırt diye kapanıyor olması = PSU bence de.

O zaman kasayı yenileyeyim ben. Yeni kasada da sistem çalışmazsa anakart ve CPU'yu da yenileyeyim. Değil mi? Bi de fiyatlar dolar cinsinden olmayaydı ne iyi olur du, bir de bu kadar yüksek olmasaydı. Bi de 18 taksitle alışveriş yapabilseydik.. Maaşın yarısı gidecek şimdi.

Valla PSU değişmeden bi deneyebilsen güzel olur aslında. Başka bişiyse sorun boşa gitmesin mayışın yarısı.

e açılmıyor meret. fazla kasa da yok ki deneyecek :) gidip bilgisayarcıya böyle basit bir şeyi yapması için de 50-100 lira veremem.

psu nun arkasında onn off anahtarı OFF ta kaldıysa pcu açılır gibi yapar ama pc açılıp kapanır bazen . o anahtar ON konumunda mı?

@illegalstar abi anakartı söktüm diyorum, tamam uzmanı değilim de o kadar da değil. bios geliyor diyorum. :) yine de eyvallah. bu kadar basit şeylerin bile farkına varılamıyor bazen.

doğrudan değil de dolaylı. bi etiketi yırtmak tabii ki garantiyi bozmaz ama servise götürmeden cihazın içini açmak garantiyi bozar. etiketin yırtılması da cihazın içinin açıldığı anlamına gelir. bunu servis yapınca yerine yeni etiket yapıştırıyor. ama mesela apple bilgisayarlarda yok bu, bilgisauarın içini kendin açabiliyorsun, garanti bozulmuyor.

o etiket birsey ifade etmez. bilgi guvenligi geregi cihazin diskini sokmeniz gerekebilir (tabi hdd arizasi icin gondermiyorsaniz). yetkili servise genelde hdd siz makine gonderiyoruz.

ayfon 5 veya 5c alabilirsin

nexus 5

samsung, htc, lg ve ericson kullanmış biri olarak.

lg g2


edit: yukarıda önerilmiş fiyatlarını bilmiyorum ama iphone 5 ya da 5c de olabilir.

görünüş önemli diyorsan nexus 5
pil ömrü önemli diyorsan lg g2

htc one direk ve net-muhteşem ve klas bir alet.

ios rahatlığı bir başkadır. iphone 5 veya 5c derim ben de.

g2 ya da nexus 5.

htc dayanıklı olur diğerlerine göre ikinci eli zayıf. gerçi hepsinin öyledir muhtemelen.

lg g2

Lg g2

Samsung galaxy s4 de iyidir ama iphone 5 ya da 5c tercih edin derim. Htc one da olabilir...

yeni işletim sistemi için uygun olan sürücüyü yüklemen sorunu çözer. belki bir de firmware yüklemen gerekebilir.

firmware? tahminimce bu ürünler için ikisi aynı şey driver ile. ve dediğini zaten yaptım.

tamamen farklı şeyler.
driver eklediğin parçanın çalışması için gerekli dosyalar. firmware ise içinde yer alan flash romlardaki kayıtlı dosyalar.
ikisi bir birinden bağımsız.
örneğin çalıştığım yerdeki eski bir printer hem driver hem de firmware yüklemesinden sonra çalıştı.

bu ürün için dedim zaten sadece. ayrı bir firmware bulamıyorum. sadece driver var. ama sorun zaten ekran kartının çalışması değil. ekran kartı çalışıyor, driver kurunca sorun oluyor.

göz bozukluğu değil de migren olabilir. serin ve karanlık ortam ağrıyı hafifletiyorsa, ağrı olduğu zaman başın tamamı değil de bir bölümü ağrıyorsa migren ihtimali artıyor. f.lux kullan bilgisayarda, odanın ampülünü de sarı ışık veren ampülle değiştir. söylediklerinle göz bozukluğunun bir bağlantısını ben görmüyorum ama astigmat da baş ağrısına sebep olur. ayrıca gece uykusunu iyi al, uykusuz kalma.
kaynak: miyop, astigmat ve migren hastası biri.

şimdi biri gelecek ve "breaking bad izlemedin mi yoksa? yuh" diyecek.

elementary, sherlock.

aa breaking bad izlememiş.

downton abbey.
newsroom.
orange is the new black.
THE BIG C!

Kızmayın hemen indirmeye başlıyorum breaking bad'i:) Diğer öneriler için teşekkürler.

Friends

hunted , vikings.

Abi breaking bed indirirsen pornoya denkgelebilirsin sen gel breaking bad indir :)

lie to me ve friends izle. two and a half man izle.

utopia
suits
black books

parks and recreation

blue mountain state baya eğlencelidir

hannibal.

carnivale böyle 10 numara süper hiper bir dizi ama iptal etti şerefsizler çok pahalıya geldiği ve rome a bütçe ayırmaları gerektiği için. bence izle, üzüleceksin yarıda kesilince fakat yine de izlemek lazım.

lost room'u zaten 2 günde bitirirsiniz, ikisi de izlenmeye değer

lost room! carnivale da güzeldir ama daha iç bunaltıcıdır

Lost roomla başla. Başka mini seri olarak black mirror, into the west iyidir.

ben çok iyi bilmem ama bu ikisinin yanına genellikle new amsterdam ve black mirror da koyarlar. sadece new amsterdam izledim. 8 bölüm zaten, polisiye, çok az fantastik, güzel.

lost room tek geçerim.

aradaki mesafenin 325 km olması seni yanıltmasın otobüsler son derece eski ve yavaş hareket ediyor o yol yaklaşık 6 saat sürer ister otobüsle gidersin ister küçük panelvan tarzı minübüslerle, 20-30 euro civarı bir rakam ödersin tek yön gidiş için, bence uçakla vs uğraşma yolculuk uzun da sürse havaaalanına git bekle şehir merkezi vs aynı hesap ve daha pahalıya gelecek...

tek yön bilet alamamımızın sebep yapılan vize muafiyet anlaşmasına göre biletler gidiş dönüş alınmalı. belgrade'a gittim bi süre önce dış işleri bakanlığı böyle diyor. soruna gelince saraybosnaya otobüs 4 saat demişlerdi bize trende yapabilirsin.

ben pegasustan tek yön bileti almıştım belgrad için.. evet dediğin gibi vize durumu nedeniyle uyarı veriyo baştan ama alabiliyosun.. Zaten uçağa binmeden görevli tüm yolcuları inceliyo dönüş bileti var mı yok mu diye. Belgrada indiğinde de pasaport kontrolunden önce uçaktan iner inmez türk yolcularına ince bir sorgu çekiyolar.. Ne bok yemeye geldin vs diye..

Sen gidişi belgrad olarak al sonra gelişide sarajevo al.. pass kontrolnde sorarlarsa sarajevodan dönüş yapıcam dersin. Gerçi şöylede yapabilirsin eğer ucuz bilet bulabilirsen gidiş dönüşü belgradtan al.. belgradı gezdikten sonra sarajevoya geçersin bir süreliğine.

Hatırladığım kadarıyla belgrad-sarajevo arası tren seferleri hala yok direk olarak. Zagrep üzerinden var anca.. Tek seçenek otobüs. Googledan biraz bakarsan bulabilirsin bilgiler. Otobüsler, tren garının hemen yanından kalkıyordu belgradtan.
www.geatours.rs

En uygun yol araç kiralamak. İkinci seçeneğin otobüs olmalı. Saraybosna-Belgrad arası otobüsle 7-8 saat sürüyor. Tren ise maalesef yok (Hırvatistan üzerinden giden var ancak hem vize problemi var hem de gereksiz uzatır yolculuğu)

Saraybosna'da 2 otobüs terminali var. Ana terminalden belgrada giden sadece bir otobüs var, o da saat sabah 6'da kalkıyor. Ancak Saraybosna'nın sırp kısmındaki terminalden (Istocno Sarajevo) daha sık seferler var. Istocno sarajevo için otobüs firması: centrotrans-ad.com

Tek yön uçak bileti almak yerine, THY'nin sitesinden çoklu uçuş seçeneğini seçerek İstanbul-Belgrad, Saraybosna-İstanbul uçuşlarını ekleyip, bileti alabilirsin.

Saraybosnaya gitmişken Mostar'a da uğramanı tavsiye ederim.

Alternatif olarak,Belgrad'tan Saraybosna'ya gitmek yerine Belgrad'dan Karadağ'a da geçebilirsin. Tivat veya Podgrica'ya uçak biletlerinin 100 TL civarında olduğunu hatırlıyorum. Karadağ'da Kotor ve Budva'ya gidebilirsin.

herkese çok teşekkürler. aslında ana durak saraybosna, belgrad sonradan girdi plana, uçak biletlerinin daha ucuz olmasının da payı var. araç kiralamak maalesef benim için bir seçenek değil çünkü ehliyetim olsa da arabayı yerinden kaldırmayı bile beceremem. gea torus'a e-posta gönderip ayrıntıları sordum ama sanırım cevap gelmez. :) bakalım..

teoride çalışsa bile güvenilir değil. skyscannerda bile aylık fiyatları çıkardığımızda sorgulanmamış günler oluyor.

skyscanner ülke bazında arama yapacaksanız işinize yarayabilir. gidiş yeri olarak herhangi bir ülkeyi seçerek o ülkedeki tüm havayollarından istanbul'a kalkacak tüm uçuşları ucuzdan pahalıya göre sıralayabilirsiniz.

Aslında durum şu, elimde Ljubljana'dan herhangi bir avrupa kentine gidebileceğim bir tren bileti var, gideceğim yeri İstanbul'a ucuz uçabilmek adına seçeceğim. Yani uçağın kalkacağı yer hiç belli değil :) İstanbul a en ucuz nereden uçuluyorsa oraya gideceğim.

belgrad olabilir, jat epey ucuz bildiğim kadarıyla.

budapeşteye wizz air ile 69€ ya git. ordan trenle 25-30 € ya ljubljana'ya geç

selin her dile gidiyor.

celine falan şeklinde

tuna (unisex bir isim gerci)

elif de kolay soylenebilir bence

leyla mükemmeldir bence bunun için

yunan mitolojisi bu anlamda işe yarayabilir. melise, selen filan geliyor benim aklıma. eda, seden, azra, nur, vs..

mira

Teşekkürler herkese.. çok güzel önerileriniz oldu. Devamı gelirse tabi ki bekleriz..

arya olabilir pih. cocuk türklerin arasinda büyüyecekse elisa sikinti cikarabilir ama bence de güzel isim.

irene, irem

maya

gayet normal. tarıyıcı geçmişini silip bir daha deneyin.

bilgisayar macbook ise sık rastlanılan bir sorun, html 5 deneme sayfasına bakıp, açıksa kapat, kapalıysa aç.

(bkz: sabahattin ali)

işe yarar mı bilmem ama barış bıçakçı öyküleri oldukça sadedir, dili de.

Modem ayarlarından firewall'u kapa bi de böyle dene.

bilgisayar macbook olabilir, macbook'larda var öyle bi sorun.

migren olabilir. lodos gelmiş yine, lodos migreni tetikliyor.

bildiğim kadarıyla doğalgaz alevi renk bile vermiyor ama güvenlik gerekçesiyle renk vermesi ve koku çıkarması için bir şeyler ekliyorlar.

Ben Dünyanın Gözü ile başladım. Bildiğim kadarıyla Yeni Bahar seriden bir kitap değil, istediğin zaman okuyabilirsin yani sanırım. Bence seriden git ama sen bilirsin. Neticede okuma zevkinin çok da değişeceğini sanmıyorum.

Edit: Üçüncü ciltteyim, Yeni Bahar'ı hala okumadım.

ilkini okudum ( dünyanın gözü) pek sevmedim.
bi ortadan başladı gibi de hissettirmedi değil ama hangi kitapta yok ki bu :)her zamanki gibi yerleşti zamanla.

ikinci ciltteyim. seriden ayrılmam

Sahadan bildirilen son gelişmelere göre Dünyanın Gözü ile başlanması gerekiyormuş. Yeni Bahar'ı da on birinci ciltten sonra yani yayın sırasına göre okumam şiddetle tavsiye edildi. Bunu yazdıktan sonra Perg Efsanelerine başlamıştım, yakın zamanda bunları devirince o diyarlara girişeceğim. Var olun homo fantastikuslar.

Edit: Daha başlamadım lan, havanız kime? :D

ne yapacaksın bilgisayarla onu söyle çok über önerilerde bulunabilirim :)

Ya evet, benden öneri isteyenlere de ben aynısını sorardım. :) Şöyle söyleyeyim, masaüstü bilgisayarım var, yani torrent, vs. gibi uygulamalar kullanmam büyük olasılıkla. Oyun zaten oynamıyorum ama belki FM filan kurarım en fazla. Onun dışında büyük ölçüde internet ama geride kalan ne varsa aklına gelen, hepsinden yaparım muhtemelen. (Eski bilgisayarımda zorlanan uygulamalar var, onları çalıştırırken aynı zamanda müzik dinlemek, film izlerken aynı zamanda veri aktarımı, editing hatta belki programlama bile.)

Belirteyim, internet derken facebook chat yapan tiplerden değilim, performans kullanıcısı sayılırım, en az yirmi sekme açık olur.

valla o internetin hepsini macbook air hayli hayli kaldırır, ama mesela grafik taasarım, 3d max, vray render falan işlerin varsa pro almanı öneririm. vaio bende var o da kaldırıyor ama biraz ısınma problemi var macbook'dan daha çok memnun kalırsın büyük ihtimalle, vaio'dan kurtulsam da bir mac alsam diyorum bende bu aralar, arkadaşta gördüm aşık oldum valla kendisine, ssd al bi de bence performanslı hdd nasıl olur bilemedim ama ssd her türlü geçer.

ek: arada epey fiyat farkı olduğu için söylüyorum, macbook air'e o kadar para vermek istemiyorsan vaio e serisi var bende, örneğin skyrim'i yüksek kalitede oynayabiliyorum i5 işlemcisi var, autocad'de falan çizimde yapabiliyorum ama ağır çizimlerde takılıyor biraz.

oyun falan oynamayacaksan 1700-1800'e i/ işlemcili bir dell veya asus al. onu da 5 yıl kullanırsın.

Macbook Air al diyorsun o halde? Asus'un bi ultrabook var, ona sulandım biraz ama bendeki biraz da teknofillik galiba. Grafik tasarım, 3d filan işim olmaz sanırım ama, kes biç falan oluyor. Yani aslında ekran kartından ziyade işlemciye yükleneceğim ben. Macbook Pro'larda SSD yok.

@lancelot, hafif de olsun istiyorum, evde zaten masaüstü var, bunu mobil kullanacağım ve elimde taşıyacağım çok zaman. Evde de ufak tefek işler için boynumu ağrıtmak istemediğimden performansı da yüksek olsun istiyorum. Dell ve Asus'un spesifik bir modeli var mı önerebileceğin?

öyle şeylerle işin olmazsa direk air al zaten, macbook pro o ssd açığını çogzel kapatıyor gerçi ekstra ücret verince olması lazım ya, sana gerek yok ama o kadarına air kes biç falan hayli hayli yapar. şimdiki ultrabookları hiç görmedim kalitelerini kullanımlarını bilemem ama air al bence sen, çogzel. 13 inch almanı öneririm bi de, 11 ler çok ufak.

13 inç macbook air alabilirsin. (bkz: macbook air/@roket adam)

ha bu arada 20 sekme açıkken kasıyo. orası net.

11 almam zaten ya, 15 de taşınabilir için büyük, 13 iyi. SSD seçeneği olsa da Türkiye'de o seçeneği sunan yok.

Bir de söylemeyi unutmuşum ama pil de çok önemli, o konuda da avantajlı Macbook'lar.

www.tekmarshop.com.tr

en az 4-5 yıl bütün saydıklarını yapar

@lancelot, şimdiye dek genellikle dönemin en performanslı makinelerine para yatırdım ama 4-5 yıl ana bilgisayarım olarak duranı hiç olmadı, iki yıl sonra çoğu eskiyor, macbook ömrü de bu kadardır, windows pc de. bir de önerdiğin bilgisayar benim bileğimi elime verir bir ayda. iki kilodan ağır olmamalı mümkünse benim alacağım. Yine de öneri için teşekkürler.

Son olarak, Bimeks Apple ürünlerini distribütör garantili mi satar? Darty'de Apple PC'lerde indirim var ama 256 GB Air yok.

@protothyas

valla ben macbook'a 3000 tl vereceğime, dell alıp kalan paraya da 256 gb ssd alırım :)) performans olarak da macbook'un gözüne veririm :) sadece ağırlık için 2 katı para vermek pek mantıklı gelmedi bana.

www.bimeks.com.tr

Ağırlık sorun olmasa gidip MSI alırdım zaten. :) Ya da Dell, Lenovo ve dediğin gibi Asus'un söylediğinden çok daha iyi makineleri var, Samsung 7 serisi filan var ama bileğim sorunlu ve 1000 liradan da fazla ediyor. En başından beri "Ultrabook mu Macbook Air mi" demem bundandır. Ana bigisayar olarak kullanacaklar için önerin son derece yerinde bence de ama benim zaten masaüstüm var, neden bir de dizüstü alırken ağır alayım ki? Asus'un, Samsung'un da daha ucuz ve hafif bilgisayarları var ama onlarda da işlemci sorunu var maalesef.

ben de moruk. ben mesela hiçbi bok yapmadan evde oturuyorum. işe yaramıyor, bunu yapma yani.

balik yagi ic spor yap terle

şarkı dinleme
bi süre sözlük okuma.
spor iyidir.

gerçi bende mutsuzum bu dediklerimi yapmıyorum sen de yapmayacaksın.

ben de bir haftadır psikiyatra gitmeyi düşünüyorum. yıllardır geçmeyen bu mutsuz ruh halinden çıkabilecek gibi değilim tek başıma. geceleri falan uyuyamaz oluyorum amk.

kesinlikle spor yap hem bahar dönemide yaklaşıyor hormonların çoşar, düzelirsin :)

Eyvallah canlar. Bu da bişey.

bol bol spor
sağlıklı beslenmeye çalış arada da kendini ödüllendirmek bağlamında çikolata, dondurma falan ye
seks yap imkanın varsa bol bol hatta
gazlı içeceklerden özellikle uzak dur, su iç bol bol
müze, tarihi eser, sergi tarzı yerleri gez ,güzelliklerin tadını çıkar
uyku düzeni önemli erken yatıp erken kalkmaya çalış 7 saat civarı uyu
sigara ve alkolden uzak durmaya çalış
her gün duş almaya çalış, imkanın varsa banyo-hamam-yüzme suyla haşır neşir ol

bisiklet kullan. evden çıkmak için güzel bir sebep. ilkbahar'da geliyor oturduğun yerde deniz kıyısı varsa kombo.

Tek topla ilgili birşey duymadım ancak bir futbol karşılaşmasında sahada 2 top varsa 1 tanesi sahadışına çıkartılana kadar karşılaşma başlamaz yada çıkartılana kadar maç duraksar...

sozluk.sourtimes.org

topa sadece bir kere dokunarak pas vermek (hizli oynamak)

budur

bildiğim kadarıyla bir maçın oynanması için biri oynanacak, diğeri yedek olmak üzere en az iki top gerekli. bunu da evsahibi takımlar sağlıyor. ancak amatör liglerde ya da çok fakir takımların maçlarında (eskidn olurdu bu, şimdilerde pek yok) hakem tek topla oynanmasına izin verebiliyor.

bir de maç esnasında (profesyonel maçlarda 5-6 top olabiliyor ama) toplar patlayabiliyor, saha dışına çıkabiliyor filan, oynanacak tek top kalıyor. bu da antrenman maçlarında filan olur tahminim. süper ligde bir maçta tek top kalması gibi bir durum olamaz, skandaldır.

Ben anlatamadım ya da siz anlamadınız demek istediğim statta sadece 1 top var, top taca,auta çıktığında falan o topun gelmesi bekleniyor ve hep o top kullanılıyor. Türkiye liginde böyle birşey yok ve olamaz da zaten, İspanya ligi maçlarında falan duymuştum böyle bir şey hatta bugünkü Hollanda - Japonya dünya kupası maçında da duydum aynı şeyi.

öyle şey mi olur patlarsa ne olacak hakem gidip dükkandan top mu alıp gelecek. yanlış anlamışsın gibi geliyor bana...

bence de yanlış anlamışsındır. hadi top tribünlere gitti, e adamlar vermez haliyle. nasıl yapacaklar?

"tek top oynama" diye bişey var ama, yukarda açıklanmış. sanırsam ondan bahsediyorsun.

ben de duydum ya, ciddi ciddi de tek top var sanırım. top dışarı çıkınca herkes topu geri bekliyor. öyle çok sayıda top toplayıcı da göremedim ben yanlarda. topun üzerinde tarih, takımlar falan var herhalde onları da satacaklar anı diye, kopyası olmasın diye de tek üretmişler. başka bir neden gelmiyor aklıma.

olur öyle şey. ayaklar sürekli yeni topa alışmak zorunda olmasın diye. şu anki dünya kupası da tek topla oynanıyor.

ingiltere liginde var bu durum. sahaya yanlışlıkla atılan ikinci toplardan ve scolari gibi uyanıkların bunu lehlerine kullanmasından sakınma amacı ile uygulanıyor.

1500 TL'ye 3 5 sene içinde çıkacak tüm oyunları oynatacak bir oyun laptop'ı bulamazsınız.

Şuradan fikir edinebilirsiniz teknik özellikler ve fiyatlar hakkında: www.fokusbilgisayar.com

Hiçbir laptop önümüzdeki 3-5 yıl içinde çıkabilecek tüm oyunları oynatabilecek özelliklere sahip değil. 6000 TL'lik Alienware bile 2 sene sonra cortlar.

Şu an piyasadaki oyunları adam gibi oynamak için bile 1500 lira yeterli bir fiyat değil. 2000 lira civarı bir notebook bakman gerekiyor.

1500 TL'ye ancak i3 işlemcili bir notebook alabilirsin.

Marka olarak ise Samsung öneririm.

1500 tl'ye önümüzdeki 3-5 yıl içinde çıkacak oyunları oynatacak masaüstü bile bulamazsın. zaten o işi görecek işlemciler en az 700-800 lira, ekran kartları da o civarda. bunun ram'i var, anakartı var, varoğlu var.

i7 işlemcili, harici ekran kartlı bir model almalısın, ram en az 4 gb (mümkünse 1600 ve üstü frekans değerli) olmalı. ama bütçeni arttırmalısın.

izlediğim kadarıyla bu aralar lenovo ve acerlar uygun gidiyor, bazen dell'de de ucuzlama oluyor.

tamam biraz uzun vadeli birşeyler alayım dedim ama biraz bokunu çıkarmışım sanırım :d
o zaman 2000'e çıksam. gerekli ram, ekran kartı falan nasıl olmalı? yani bir mağazaya gittiğimde hangi özellikleri aradığımı söylemeliyim?

Hiç kasma bence şunu al direkt:
vatanbilgisayar.com

gt330 directx11 desteklemiyor olabilir. olsa da
vatanbilgisayar.com şunun ekran kartı daha iyi. işlemcisi bir versiyon düşük.
kendim aldım biliyorum, güzel de ses çıkarıyor. özellikle ses kalitesi için uğraşmış adamlar hep öyle yazıyor. usb3 de var ne işe yarayacaksa :P. 16" olması da bir artı oyun ve medya için.

daha ucuza ati hd5650(hd5730dan daha güçsüz)li i5li packard bell veya acer bulabilirsiniz. ama genel olarak kasa ve kalite olarak pek önerilmez.

bir de lg ucuzlamış. atilerden daha iyi değil ama samsungdan daha iyi ekran kartlı. işlemci de eşdeğer samsungla.lg seviyorsanız hani.

vatanbilgisayar.com

anasını satayım geçen hafta aldım yok doları aşağıya çektik,süper fiyatlar diye 1680e asusu. şimdi 1550 olmuş

ATI ekran kartlarından tiksindiğim için asla ATI tercih etmiyorum artık.

laptop'ta deliler gibi oyun olmuyor üstad. sağlam bir de soğutucu alacaksın o zaman. yoksa 1 hafta sürmez yanar o makine.

vallaha bencede kasa almak en temizi. ama laptop ihtiyacımız var. anneye bağlı bir şekilde yaşayan birey olduğum için kasaya karşı çıkıyor. yer kaplıyormuş bıdı bıdı ikisi birden olmazmış. yahu yanar alet diyorum anlamıyor. bende bilemedim napacağımı bir araştırmaya başlayayım dedim. yani gözüken laptop alacağız bari şöyle güncel oyunları oynayabilelim. belki sonrasında piyango bizede vurur da evi teknolojiyle donatırız.

oyun konusunda, benchmarklar konusunda ati bu sıralar nvidia'dan daha ileride. ne gibi sorunlarla karşılaştınız bilemiyorum tabi, eminim vardır sebepleriniz.

ben bahsettiğim asusu izmir sıcağında oyun oynatıyorum. pes2010 ve crysis oynadım en yüksek ayarlarda, bilgisayar çok az ısınıyor ama fanı hızlandırmaya bile gerek duymuyor makine. daha yeni oyunlarda iş değişebilir tabi.

temiz baktığınız takdirde(yumuşak/lifli yerlere koymadığınız, yanında sigara içmediğiniz vs) ısınma problemi çok baş göstermez. Ama masaüstündeki performansı da alamazsınız tabi.

world wide web consortium, çok kısaca anlatmak gerekir web standartları oluşturan, düzenleyen bir organizasyon, bi sürü üyesi var. html standartlarını filan bunlar düzenliyor.

kısaca internet sitelerinin farklı tarayıcılarda (internet explorer, firefox vs.) değişik görünmesini engellemeye yarıyor diyebiliriz. web geliştiricilerini ilgilendiren bir şey yani, ziyaretçiler bilmese de olur :)

internetin altyapısıyla alakalı standartları belirleyen ve belli başlı bütün firmaların üyesi olduğu bir dernek-oluşum gibi bişey. iso ve tse tarzı bir şey yani.

edward said

(bkz: anthony giddens)

(bkz: eric hobsbawm )

Anayasa m.109/2;
Başbakan, Cumhurbaşkanınca, TBMM üyeleri arasından atanır.

doğru cevap c şıkkı. cumhurbaşkanı herhangi bir üyeye görev verir bu görev gel sen başbakan ol manasından çok şu şekildedir kabineni ( bakanlar kurulunu ) kur meclisten güvenoyu al gel anlamındadır. ama etik olması açısından en çok oyu alan partinin başkanına bu görev verilir. ama ülkemizde 2. en çok oyu alan partiye bu görevin verildiği olmuştur. galiba demirel vermişti 2. partiye.
neyse aklını karıştırmayayım durum bu yani.


not: bu soru çıkacak bence bak yazıyorum bana teşekkür edeceksin.

soru: hükümet bütçe görüşmelerinde güvenoyu alamaz ise ne olur.

cevap : hükümet düşer

seyduna'nın dediğine ek: demirel vermişti en çok oy alan ikinci partinin genel başkanına görevi. hatta 28 şubat süreci dedikleri olayla doğrudan alakalı.

Evet, doğru cevap c şıkkı. demek ki başbakan adayı olmak diye bir durum söz konusu değil bizim sistemimizde.

2 yıl geçerli diye biliyorum.

gayet tabi kullanabilirsin puanını..en az 2 yıl geçerliliği var kesin..hatta 3 seneye çıktı gerçerliliği diye duymuştum ama bundan emin değilim..ama kesin 2 sene gerçerliliği var.

Son yapılan değişikliğe göre 3 yıl geçerli.

les iki yıl geçerliydi, ales üç yıl geçerli. hatta o ales puanıyla yüksek lisansı bitirdiğin yıl doktora için başvurursan hala geçerli.

araba vaat edin. babam öyle kandırmıştı beni :p

ya sonuçlarını anlatın, getirilerini belki araba değil de başka ödüllerden bahsederseniz bu belki ona bir teşvik olacaktır. onun dışında gelmiyor aklıma.

teşvikle kandırılamayan bir insan olarak, kazanmazsa cekecegi zorlukları anlatmaya calışın varsa ki vardır herhalde cevrenizde örnek gösterin.

tabi araba büyük bir şey tabi de böyle cok istediği bir şey varsa onu vaat etmek işe yarayabilir(çoğu bünyede böyledir) bana ferrari vaad etseler yine çalışmazdım, ama işte hayat zor bunun farkına vardırın.

iyi bi üniversiteye girerse yurt dışına gitme imkanı olacağı ve istediği kadar gezip tozabileceğini

sıradan bi üniversiteye girerse farklı şehirlerde gezip tozabileceğini

hiç biyere giremezse bunların hiçbirini yapamayacağını

söyleyebilirsiniz.

(bkz: yeni baslayanlar icin depresyon/@compadrito)

burada yazanlar kardesinizde var mi bi bakin. varsa caresi orada yaziyo zaten.

ergenlik cagini Ingilizce'deki "teenager" donemi ile karsilayacak olursak, kardesinizin ergenlik cagindan cikmis olmasi gerekiyor.

bazen insanlar laftan anlamadiklarinda, bi sure kendi hallerine birakip, burnunun biraz surtulmesi icin sans vermek lazim oluyo.

hani cocuk elini muma uzatiyor, sen "elleme yanarsin" diyosun, ama o bu uyariya ragmen, elini yaklastirmaya devam ediyor ve sen mudahale etmiyosun, cunku o aci ona daha iyi ogretiyor ellememesi gerektigini.

sinavda iyi bir puan almadigi takdirde, hayatinin bir garantisi var mi kardesinizin?

cok guvendigi bi sey mi var yani? lise mezunu olarak kalsa bile, elaleme muhtac olmadan yasayabilecegi bi mal varliginiz mi var?

boyle bi durum varsa, kasmiyor da olabilir.

ya da gercekten duvara toslamak istiyodur. ondan sonra akli basina gelecektir mesela?

hayır, lise mezunu olarak kalırsa yapabileceği hiç bir şey,bir mal varlığı vs. yok.

...ve 20 yaşında ama össye ilk defa giriyor. iş biraz zor yani.

Bence konuşmakta fayda etmez.İçinden gelmeli.Siz dil dökersiniz,calışıyormuş gibi görünür ama aslında görevlerini yerine getirmez.Jandarma,jandarıcam durumları.Öss sonucları geldiğinde sevdiği arkadaşları yerleşirse şayet bi yerlere o zaman anlar bazı şeyleri.

yakınınızdaki üniversiteler birine götürün. tercihen istanbul için boğaziçi güney kampüs veya itü taşkışla olabilir. mümkünse ders saatleri dahilinde götürün. götüreceğiniz okulda arkadaşıınız varsa çok daha verimli olur. gezdirin. arkadaş ortamlarını, klüpleri, etkinlikleri görsün. elbet bir hobisinden yada ilgisinden bir nokta yakalayacaktır kendine. sosyalleşmeyi seven dışa dönük bir insansa bu büyük ölçüde işi nihayete erdirecektir. denenmiş ve onaylanmıştır. :) yoksa çalış bak şöyle ol böyle ol. şöyle olma böyle olma. lafları kesmiyor. söz uçuyor gidiyor.

her ne kadar özen göstermiyor olsa da mutlaka kafasından geçen bir bölüm vardır. en azından küçüklükten beri hayalini kurduğu bir meslek. onun aklına bir şekilde bunları getir, gerekirse bi yerlere götür görmesini sağla, eğer o işi elde ederse mutlu olabileceğini gözleriyle görsün. kendi kendini motive etmesini sağla.

20 yaşında biri ergen değildir bir kere, henüz karakteri yeterince oturmamış olabilir ama adamdır. bence yapılması gereken onu üniversite okumadan da hayatta başarılı olabileceği yerlere yönlendirmek olmalı. bazı insanlar çok çalışmadan da başarılı olabiliyorlar sınavlarda bir de.

ille de sınava çalışma konusunda motive etmek istiyorsanız hayata dair hedeflerini bir kağıda yazıdırn, kocaman bir poster de olur bu, her an görebileceği bir yere asın. gaza getirir bu. buna benzer yöntemlerle etkilediğim insan sayısı epey vardır, ama sürekliliğini sağlamalısınız, benim o konuda tecrübem yok.

20 yasinda oss'ye giriyor olmak icin bir gecikme soz konusu olmali.

o gecikmenin sebebiyle, kardesinin ders calismamasi arasinda dogrudan bi baglanti var mi?

durum şöyle ki o meslek lisesinde okuyordu(bilgisayar) ve ilk sınıfta tüm sınıf(evet hepsi) sınıfta kaldı ve aynı yıl liseler 4 yıla çıkartıldı, 2 sene geriye gitmiş oldu tekrar 1. sınıfı okuyunca.

tamamen ergenlik deliliğine sahip değil evet; ama artık ergenlik çağı bitmiş de kesinlikle diyemeyiz. eşek herifin kafası çok iyi çalışıyor, karakteri de iyi...yani çalışmama sebebi ergenlik çağındaki herkesle aynı.

ya bu sene mi girecek seneye mi anlamadım ? :/

meslek lisesinde okuduysa 2 yillik bir yere yerlesebilir yine de. kendimi ornek vereyim cunku muhtemelen benim kafada. ben hayatim boyunca ders calismaktan nefret ettim, lisede her yil butunlemeye kaldim (kafa basmamasindan degil). arkadaslarim iyi yerlere gecti hic tinlamadim bile. ha noldu, iki sene sonra (bu sene) gittim ydsde 98% yaptim istanbul ici yerlestim bu sene oyle lay lay lom gittim oyle not ortalamam 3.68. dedigim gibi ingilizce ya da 2 yillik bilgisayarla ilgili bolumlere rahatlikla gecebilir. benim gibi derslerden nefret ediyorsa illa mat-2 puanli bir yere yerlesmesi gerekmiyor ki muhtemelen ikna edemezsiniz de.

Bulunduğunuz şehirdeki en iyi kampüsü olan üniversitelere birlikte gidin, gezdirin onu, görsün kampüs hayatını... Üniversitenin sosyal olanaklarını anlatın ona...

elimizde 4 onemli bilgi var simdi. sorunuzun orijinalinde bu bilgiler olmadigi icin fikir yurutemiyordum.

ailenin mal varligi yok. kardesiniz ac kalmamak icin kendi gotune guvenmek zorunda.
duz lise mezunu degil. meslek lisesi bilgisayar bolumu mezunu.
kafasi cok iyi calisiyo herifin.
karakteri iyi

gelelim spekulasyonlara:

kafasi cok iyi calisan adamin kafasi dogru yonde calisacak diye bir kaide yok.
(bkz: yalcin dogan/3)
(bkz: yalcin dogan/6)

karakteri iyi demis oldugunuz icin, boyle bir gelismeye ihtimal vermiyorum.

Turkiye sartlarinda kafasi cok iyi calisan bir genc 20 yasinda ve hayatinin daha basinda olsa bile, soyle bi etrafina baktiginda bazi seyleri goruyor, algiliyor ve bazi hukumlere variyor olabilir.

Mesela ben gecenlerde bi haber gordum, 4 endustri muhendisi istihdam etmek icin ilan vermisler, 326 kisi muracaat etmis. Ustelik maas kac liraymis biliyo musunuz? 600 lira.

Efendime soyleyeyim, gecenlerde burada bi duyuru vardi. Cocuk endustri muhendisi ve MBA yapmis. Aylardir is bulamadigindan bahsediyor.

Simdi sizin o kafasi calisan kardesiniz bu ve benzeri seyleri gordugunde ne dusunuyodur acaba? "Siktir lan, universite icin kasmak salakca, ne kasacaam" diyo mudur mesela? En azindan bunun verdigi bi demotivasyon var midir? Etrafindan ve arkadaslarindan ne duyup nasil etkilendigini asla bilemeyebilirsiniz. Ayni evde yasiyor olsalar dahi, insanlarin kafasi kapali birer kutu oldugu icin bilmek cok zor. Insanlar bu tur konularda da gayet ketum olabiliyolar.

Ayrica ayni kafasi calisan cocuk, "Lan ben bilgisayari gozum kapali bilirim, takarim, sokerim, iki de pantalon dikerim, cok darlanirsam, ekmegimi tastan cikaririm, zaten sektorde ara eleman acigi var" diyo mudur mesela?

Eger bu cocuk depresyonda degilse, ve bu tur tilkiler geziniyosa kafasinda, etkilemeniz zor olur.

Bana sorarsaniz, aileden birinin surekli olarak kafasinda bik bik bik bik etmesindense, onun cok saygi duydugu bi "Abi"nin caktirmadan ona rol modeli olmasi yontemi denenebilir.

Ben kendimden misal vereyim, "Hadi oglum kalk biraz ders calis" dendiginde, damarlarimda adrenalinin kopurdugunu hisseder ve calisagim varsa da inadina calismazdim.

Siz cok gec kalmis gibi endise ediyor olsaniz da, daha hayatinin basinda. Biraz daha sabirli olun, ustune varmayin. Sizinle ayni genleri tasiyor, kafasi cok calisiyor ve karakteri saglamsa ve elinde de iyi kotu bir bilezigi varsa, nasil olsa ac kalmaz. Hatta Turkiye sartlarinda sizin ve benim imrenerek bakacagimiz bi is bile kurabilir. Biraz daha sure taniyin ona.

Eger oyle rol modeli olabilecek, icmeye goturup, ince ince, caktirmadan tohumlari ekecek ve aile disindan olan bi "Abi" bulursaniz ne ala. Ama o abinin de insan sarrafina yakin derecede hayat tecrubesinin, ikna kabiliyetinin ve daha tilki bi zekasinin olmasi lazim ki, kardesiniz duruma uyanmasin. Bu bir seansta olmak zorunda da degil, bir kac aylik fasilalarla da bulusabilirler.

Ama merak etmeyin. Sezgilerim, "su akar yolunu bulur diyor" sizin durumunuzda.

@compadrito çok sağol ben de seninle aynı düşünceye sahibim bu konuda, ama verdiğin fikirleri uygulama imkanı pek yok ve etrafındaki insanlar full "tembel takımının dandik meslek bulmuş hali", iyi meslek sahibi olanlar şehir dışına gidiyor, orada yaşıyor. (safranbolu bulunduğu yer)

zahmet edip uzunca cevap yazmışsın, rahatladım cevabını okuyunca, tekrar teşekkür ederim; ama şöyle bir düşününce yine de diyorum ki "ne b.k yiyecek bu çocuk..."

"Ayrica ayni kafasi calisan cocuk, "Lan ben bilgisayari gozum kapali bilirim, takarim, sokerim, iki de pantalon dikerim, cok darlanirsam, ekmegimi tastan cikaririm, zaten sektorde ara eleman acigi var" diyo mudur mesela?" demişsin hocam aynen öyle oluyor (maalesef)

duygusala bağlamak istemem ama ben çok seviyorum bu herifi :) babasının umurunda değil gibi bu işler, diyor ki "s.çınca anlar çalışması gerektiğini, iş işten geçmiş olursa da bilemem...vs." çocuk da "babam beni umursamıyo, teşekkür getiriyorum takmıyo...ne çalışacam!" modunda, saçmalık yani...



17 tane cevap geldi açtığım başlığa farklı daha da farklı başka cevap gelmez herhalde herkese taşekkürler hocam ilgilendiğiniz için.

www.google.com

@wanxpy baktım hocam baktım...hiç bi halt bulamadım internette...
sağol yine de.

kaça kaçlık olucak?

www.armoredpenguin.com biraz ingilizcen varsa bu siteden yapabilirsin. hadi bakalim

kolay. önce dört beş tane uzun kelime bulup uygun biçimde eyrleştireceksin, aynı amiral battı gibi. sonra geri kalan boşluklara ufak kelimeleri yerleştireceksin. boşta kalan yerleri siyaha boyayıp daha sonra aynı kareden boş bi tane çizeceksin ve bulmacandaki sözcüklerin tanımını yazıp sıralayacaksın. tabii güçlü bir kelime haznesi gerekiyor.

örneğin, 8*8 olsun karemiz, iki tane sözcüğü (7 ve 8 harflik olsun) sağdan sola koyup daha sonra bunlara uygun uzun sözcükleri (ille de 8 şart değil, 4-5 de olur) yukardan aşağı dizersin. daha sonra da onlara uygun kelimeleri yine sağdan sola yazarsın. kalan boşluklara da sb, sn, md, un vs. gibi sözcükler kalabilir, ufakların tanımı kolay, ille bir şey bulursun.

fight club :)

Banka soygunu filmleri işinizi görür.

örgütsel davranış hocamız "12 angry men" filmini önermişti ama hangi konuyla ilgiliydi unuttum.

izlemedim ama john depp'in bir filmi vardı. yeniydi yav. hatırlayamadım tam. o da banka soygunu felan içeriyordu.

twelve monkeys
equilibrium
the island
gattaca

www.imdb.com

şirinler

(ciddiyim)

madem şirinler girdi işin içine ben de sponge bob ve rocko's modern life diyorum o zaman :P hatta simpsons.

peacemaker

- Devrim arabaları -

Bir tanede türk filmi olsun aranan fikir açısından biraz saçma ama izlenesi

liderlik konusunda en iyi örneklerden biri star trek the next generation serisidir. etkili bir liderliğin nasıl yapılacağı konusunda saçma sapan kişisel gelişim kitapları yerine bu seride çok daha ufuk açıcı örnekleri bulabilirsiniz. bir öğretim üyesi olsaydım öğrencilerime bu seriyi mutlaka izlemelerini önerirdim.

bi de hayvan çiftliği geldi aklıma.
ohh ayrı ayrı cevap bi sürü tik. eheheh

pursuit of happyness, y ile evet.

nexus one uzerinde catir catir indiriyoruz marketten?

nexus one da resmi olarak satılmıyor ki türkiye'de.. yurtdışından gelen telefonlarla mümkün sanırım, türkiye'de satılanlarda değil.

samsung telefon aldin herhalde. android market icin rom yukseltmen lazim diye hatirliyorum. tabi bu senin aradigin cozum degil...

samsung değil de ne olduğu da çok önemli değil zaten. android market kapalı türkiye'ye ve evet rom ile filan uğraşmak istemiyorum. zaten onları kurcalayacak yeterince vaktim de yok.

nexus gold da satıliii

sozluk.sourtimes.org

neşet ertaş kırıkkaleli değil, için rahat olsun. :) arada kızılırmak'a gidebilirsin, hasandede'ye giden dolmuşlar geçer ordan. bi de sıkılınca ankara 1 saat. :) başka da bir şey bulamadım.

hattuşaş'da bir saat.

sinema vardır heralde gidin bi film izleyin, çıkşta bi meyhane bulun için sora uyursunuz misler gibi?

15-20 dkyı bulur diye tahmin ediyorum

atıyorum ama ağrı kesiciler yarım saatte etki göstermeye başlıyor. herhalde o da en geç yarım saat civarında kana karışmaya başlar...

sütün kana karışmadan midede sindirilmesi gerekir. ağrı kesiciler ağrıyı hızlı kessin diye yapıtaşı halinde veriliyordur herhalde ki sindirilmeden kana geçsin.

şırıngayla doğrudan verirsen 1 saniye sürmez. ama içtiğin sütün kana karışmasından bahsediyorsan öyle bir şey mümkün değil. kana süt karışmaz, süt önce ağızda biraz sindirilir, sonra midede sindirilir, sonra yağı, proteini filan nereye gerekiyorsa oraya gider. süt kana karışmaz yani, kana sütteki protein, kalsiyum filan karışabilir bir ihtimal. süt ne kadar sürede hazmedilir demeliydin belki de.

sutteki protein acisindan konusursak; casein denilen protein cinsi icermekte ve bu protein uzun surede sindirilmekte. mesela vucut gelistirme yapanlar yatmadan once tavuk ya da ton baligi degil de casein proteini iceren sutlu gidalardan ki ozellikle de sut tuketiriler ki gece boyunca kaslari proteinsiz kalmasin, o protein salinsin dursun tum gece boyunca beslesin vucudu

El porompompero ispanyol galiba, bu da enrico macias yorumu: www.youtube.com

teşekkürler.

arayuz 2007 ile tamamen aynı. bi kac sey var ben de kullanmadım işime yaramdı hıc.

2007'ye dönmeyeye çalışmanı şiddetle tavsiye ederim. 2007'de sevilmeyecek hiçbir şey yok, 1 hafta kullandıktan sonra asla 2003'e dönemeyeceğini düşünüyorum.

@desdinova. şu az aşağıdaki mal sorunuma çözüm bulursan ben de dönmeyi düşünmeyeceğim 2003'e. madde numaralamak, im koymak, paragraf yapmak eziyet oldu.

2010 için henuz mathtype yok ama o da onemli bi konu.

2003'ü sevip 2007'yi sevemediysen (alışmadığındandır diye tahmin ediyorum, başka bir sebebi olamaz zira) 2010'u hayatta sevmezsin. zamanla alışıyor insan. 2003 hiç kullanıcı dostu değil.

www.google.com.tr