Giriş
(5)

Bir sağlık sorunu

clones
Bu şehir hastanelerinde ssk ameliyat ücretini karşılarken cerrah ücretini karşılamıyor mu? Sırf para bulunamadığı için bi tanıdığın pil takma ameliyatını yapmıyorlarmış durumu ciddi olmasına rağmen. Bu hasta genç biri aynı zamanda. Cidden kafayı yiyeceğim bu durumdan dolayı. Para verebilecek bir hay
Bu şehir hastanelerinde ssk ameliyat ücretini karşılarken cerrah ücretini karşılamıyor mu? Sırf para bulunamadığı için bi tanıdığın pil takma ameliyatını yapmıyorlarmış durumu ciddi olmasına rağmen. Bu hasta genç biri aynı zamanda. Cidden kafayı yiyeceğim bu durumdan dolayı. Para verebilecek bir hayırsever de bulamıyoruz. Göz göre göre ölümüne sebep olucaklar
0
clones
(13.09.25)
imkani olan hastaneye gidebilirsiniz.

Gecmis zaman oldu,

izmir yesilyurt devlet hastanesi

yapiyordu sanirim.
0
designer
(13.09.25)
maalesef buna imkan yok şu an yoğun bakımda
0
🌸clones
(13.09.25)
bir şeyi yanlış ya da eksik biliyorsunuz muhtemelen. kullanılacak malzeme için fark ücreti falan isteniyor olabilir ama cerrah ücreti diye bir şey istenmez. öğretim üyesi yapacaksa yine bir fark ödemek gerekiyor olabilir. el altından istenen bir ücretse de 184’ü arayıp durumu aktarın.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(13.09.25)
184'e şikayet kaydı oluşturuldu ama nafile
0
🌸clones
(13.09.25)
Hasta hakları birimi ile konuşun bir yam olarak ne isteniyor, bu ücretin resmi adı nedir ona göre hareket edin. Bir sonuç alınamazsa başhekimle falan konuşmaya çalışın. Üniversite hastanelerinde ek ücret istenebiliyor ama şehir hastanelerinde istenmiyordu diye biliyorum ben de üstteki kullanıcı gibi. Bir de şehir hastanelerinde hastanede hangi alet veya cihaz varsa o kullanılıyor dışarıdan alım yapılamıyor farkı verseniz dahi.
0
playing star again
(14.09.25)
(14)

hiç iyi değilim, okunacak bir şey önerir misiniz

gadlemler
çok ama çok zor zamanlardayım, birkaç gün ayırdım kendime. fiziksel ve zihinsel takatim yok, kafamı dağıtmam lazım. bana akıcı olan, çok kafa yormak gerektirmeyecen çok kalın olmayan roman ya da biyografi oto biyografi kitap ya da yazı vb şey önerebilir misiniz? İlk 5 dakika sarmıyorsa hemen bırakan
çok ama çok zor zamanlardayım, birkaç gün ayırdım kendime. fiziksel ve zihinsel takatim yok, kafamı dağıtmam lazım.
bana akıcı olan, çok kafa yormak gerektirmeyecen çok kalın olmayan roman ya da biyografi oto biyografi kitap ya da yazı vb şey önerebilir misiniz? İlk 5 dakika sarmıyorsa hemen bırakan bir insanım o yüzden akıcılık önemli.
of, çok zor zamanlardayım.
0
gadlemler
(05.09.25)
Benimde söyleyeceklerim vars seri2
0
bepicolombo
(05.09.25)
www.kitapyurdu.com

Bir solukta okur, kendine de uyarlarsın.
0
Mirket
(05.09.25)
oğullar ve rencide ruhlar
0
herzan
(05.09.25)
Satranç-Stefan Zweig
0
gnosis
(05.09.25)
martin eden böyle zamanlarda iyi gider.
0
adivar
(05.09.25)
Benim de soyleyecekldrim var demeye gelmistim
0
abuzer
(05.09.25)
Hic aklima gelmemisti ama benim de soyleyeceklerim var +1000 kesinlikle. Her serisi ayri guzel. Umut sarikaya'nin yazilarinin akiciligi ve gundelik hayata dair yaptigi gozlemler muhtesem.
0
sey mi dostum
(05.09.25)
Alper Canıgüz kitapları
Polisiye seversen Grange kitapları
Tess Geritsen kitapları da olur
0
mor oje
(05.09.25)
bence martin eden okuma, için daha da kararır.
mor oje +1 beni gerilim kitapları iyi topluyor. grange biraz ağır ve kalın. tess gerritsen olabilir +1
0
deartheodosia
(05.09.25)
Ben genelde acayip beni baska diyarlara goturen kitaplari seviyorum bu donemlerde
Hem cocuklar hem buyukler icin harika olan Michael Ende, Momo ya da never ending story. Bir de Simyaci'yi tavsiye ederim
0
kassiopeia
(05.09.25)
Milan Kundera.
0
encokbenisevinnolur
(06.09.25)
Hatta bi ust versiyonu icin "kendimi kandiracak degilim" ama piyasada biraz zor bulunuyor galiba artik
0
abuzer
(06.09.25)
Bülbülü öldürmek akıcı idi. Kalınlık korkutmazsa monte kristo kontu'nun akıcı olduğu söyleniyor.
0
playing star again
(06.09.25)
Ayrıca martin eden tavsiye edilir mi bu durumdaki birine naptınız, füze atın böyle ölmez...
0
playing star again
(06.09.25)
(8)

son durumum

isimsiz uye
çok iddialı bir başlık oldu ama kendimi ifade edecek başka bir başlık bulamadım. bununla alakalı en son şubat ortalarında bir başlık açmıştım yanılmıyorsam. (başlığı sildiğim için tam tarihi hatırlamıyorum, büyük ihtimalle bu açtığımı da bir süre sonra silerim ama fikirlerinize ihtiyacım var. başlık
çok iddialı bir başlık oldu ama kendimi ifade edecek başka bir başlık bulamadım. bununla alakalı en son şubat ortalarında bir başlık açmıştım yanılmıyorsam. (başlığı sildiğim için tam tarihi hatırlamıyorum, büyük ihtimalle bu açtığımı da bir süre sonra silerim ama fikirlerinize ihtiyacım var. başlık yanlış veya eksikse silinmeden önce uyarı yapılırsa çok sevinirim. bir de, agresif yorumlarınızı özel mesaj aracılığıyla yaparsanız yine çok sevinirim. gittikçe daha fazla bunalmış duruma giriyorum zira. en azından öyle zamanlarda bir süre bu başlığı okumak istiyorum. gerçekçi, objektif yorumlarınızı dibine kadar yazın. zaten en çok bu bakış açısıyla yazılmış mesajları okumak istiyorum.)

neyse, yine çok kısa ve öz yazmaya çalışacağım. 1 milyon tl civarı borcum var, hepsi kumar kaynaklı. (şubatta 1,5 milyon idi) annemin, babamın emekli maaşı ve babamın çalıştığının hemen hepsi borçlara gidiyor. bense 5 aydır bir pastanede asgari ücrete çalışarak destek olmaya çalışıyorum.

üniversitemi geçtiğimiz ay bitirdim, artık işsiz üniv. mezunları arasına ben de katıldım ancak sektörümden umutluydum açıkçası. (lojistik) en fazla birkaç hafta iş ararım diye düşünüyordum ama yok, onlarca yere cv bıraktım hiçbirinden dönüş olmadı.

2025 başından bu yana -askerlik- yoklama kaçağı durumundaydım. yaşımdan dolayı (30) tecil ettiremiyordum ancak mezuniyetim sebebiyle tecil ettirebildim. (üniv. mezunu için sınır 32 imiş) şu anda askerlik sorunum kalmadı.

babamın sağlık durumu biraz sınırda. ayaklarından çok rahatsız varis sebebiyle. varisin sebebi ise kalp yetmezliği ve 3 kapakçığının değişmesi (20 senedir böyle, en son kontrole gittiğinde 'ciddi - sınırda' notu düşülmüş. ameliyat önerilmiş ama yaşından ve sağlık durumundan dolayı kaldıramaz deniyor. bu haliyle benim yüzümden 1 seneden fazladır çalışıyor, ve hala çalışması gerek.

en çok annemin canı sıkılıyor bence. ama hiç hissettirmiyor. 100 lira hala çok büyük para onun için, "sağlık olsun, size bir şey olmasın yeter" kafasında ama elbette bu mahçup hayattan o da yorulup sıkılıyor. onun için yanında ben ve babam olsun, bir de annemin babasından miras kalmış evimiz elimizde kalsın yeter.

kuzenimden (yine annemin yeğeni) birçok defa (bir defasında yüklü miktarda) borç istemiştim geçen sene. benim için kredi çekti, 400 bine yakın geri ödemesi vardı ve ben o parayı geri gönderemedim. (kumar için istememiştim ama kumar için kullanmıştım). hiçbir zaman "neden ödemedim, ne zaman ödeyeceksin" demedi. sadece, hiçbir tepki vermedi. öz abim gibiydi ve ben artık onu kaybettim.

geçen sene sonbaharda mahalleden tanıdık bir abi ile ortak dükkan açıp tüm bu sıkıntıları halledecektim sözde. dükkanı tuttuk, kira sözleşmesine kefil oldum ama yarı yolda fikir değiştirdi. ben kefil olduğumla kaldım. işleri o kadar kötü ki tefeciye bulaşmış. kira sözleşmesi 1 yıllık idi ve kasım veya aralık ayında yenilenecek. ekimde emlakçısına uğrayıp ismimi tamamen sildircem sözleşmeden ama hala korkuyorum birkaç yıl sonra tefeciye ödeyemeyip tefeci "bu adam kimlerle iş yapmış" diye araştırıp eski kira sözleşmesinden ismimi bulursa diye. bu bana ait bir kaygı bozukluğu da olabilir, çünkü dükkanın başka hiçbir şeyine ortak olmadım.

kaygı bozukluğu demişken, marttan bu yana bu sebep yüzünden bilinçsizce ilaç kullanıyorum doktora gitmeden (paxil 20 mg) aslında 10 seneden fazladır kullandığım ilaç (yine doktor tavsiyesiz şekilde) ama son başladığımdan bu yana çok iyi geldiğini düşünmüyorum. mutlaka kullanmasam daha rahatsız hissederdim ama beklediğim verimliliği de alamıyorum. psikiyatra dünya kadar para vermek de istemiyorum bunca sıkışıklığın içindeyken.

kaygılarım bir türlü geçmiyor ve günden güne daha da sıkışmış hissediyorum. bu kadar kumar borcunu hep iban transferleri aracılığıyla yaptım mesela. bu kadar büyük meblağlar hep iban ile gerçekleşti ve bahsettiğim tutar sadece net zararım. kazançları da sayarsak çok büyük paralar döndü. 8 aydır oynamıyorum ama geçmişe dönük inceleme yapılırsa mahkeme, ceza vs. durumlarından dolayı çok tedirginim.

ayrıca 3-4 sene evvel hiç ama hiç tekin olmayan bir tip (bu kişi ayrıca mevcut iktidara yakın birisi) bana 1000 tl gelecek banka hesabına gelsin çekip bana verir misin dediğinde kabul etmiştim. paranın nereden geldiğini bilmiyorum kesinlikle. bu da çok rahatsız ediyor, iktidar değişirse kesin hapis yatarım gibi bir düşünce içindeyim. internetten "ibanına gelen parayı çekti hapse girdi" türevli haberler ve yorumlar çok tetikliyor. sağlıklı düşünmüyor olabilirim.

yaşıtlarımın birçoğu evlendi ve hatta çocuk sahibi. 30 yaş bunalımı bir yana, bu sorunlarla boğuşmaktan yıllar sonra bile düzenli bir hayata zor erişebileceğimin bilinci çok zor. henüz bu yaşta bile pastanede çalışan çocuklar yaşımla alay ediyor "yaşlı, dede" vs diye. hayatımın geri dönülmez şekilde akıp gittiğini düşünüyorum.

tüm bunların farkındalığı fiziksel ve mental sağlığımı etkiler oldu. son aylarda çok yorgun ve halsiz hissediyorum, ayrıca kalbimde çarpıntı (dinlenirken dkda 90-100 arası atım -hep böyle-), tekleme, sıkışma gibi belirtiler yaşar oldum. eskiden de böyleydi ama son zamanlarda çok arttı.

yazdıklarımın bazıları saçma, kuruntu, tuhaf vs. gelebilir ama her biri beni çok etkiliyor ve belki de birisi diğer saçma düşünceyi tetikliyor. ama bence en azından yazdıklarımın çoğu gerçek sorunlar ve en azından anlayış gerektiriyor. müthiş bir sıkışmışlık ve baskıyla günlerimi geçiriyorum ve artık bu donukluğa alışmak değil hayata dair ümitli olmak istiyorum.
0
isimsiz uye
(19.08.25)
Bu darboğazdan nasıl kurtulursun bilmiyorum ama bundan sonra hayatına güvenilir, işinde gücünde insanlar al. Aldıklarını da kaybetme.
0
sekizdokuzon
(19.08.25)
Şu iki söz aklında olsun hep:
- beleş peynir fare kapaninda olur.
- gökten kırmızı elma sadece masallarda düşer.

Bu borçların kumar kaynaklı olmamış olsaydı da, borçlu olmak ve bir yandan kısa vadede nasıl odeyebilecegini hayal edememek insani daha kandırılabilir bir ruh haline sokuyor, aynı zamanda "kandirabilir" ruh haline de sokuyor. O tamam dediğin 1000 TL olayında kandirilabilir, kuzeninle olan olayda kandirabilir olmuşsun. Sen bir kere kandırıldın ya (kumar oynarken kendi hayallerin tarafindan); vampirlik gibi o, sen farkında olmasan da bekliyor orada. Basta buna dikkat et.

Sana kumar oynatan şey de buydu bunu da unutma.

Diğer tarafı, riskli ve yüklü para getirme ihtimali olan işler de tatlı gelir gözüne, sakın aşırı yatırımlar yapma bir süre.

Genel olarak, şu videodaki adamlar gibi hissettiğin anlarda sakın para harcama:

youtu.be

Borç alma borç verme kredi çekme bir sey sana videodaki gibi gözükürse. Once bir dur kafanı topla sonra bak.

Bir de, yazdığın genel halini temsil ediyorsa, birçok kumarbazin çıktığı yerden çıkmaya yaklasmissin bence. Mağdur psikolojisinde olmamak da önemli bana kalırsa.

Pastanedeki p*cleri de sktir et. Akranlarinla da kıyaslayip durarak daha aşağı çekme kendini.

Anlattıklarından anladığım, o borç 4-5 seneye o da maksimum biter gibi. 35 yas da o kacirdigini dusundugun seylerin hicbiri icin gec degil. Dunyada bir suru insan var o yasta cesitli sebeplerle henuz evlenmemis, cocuk yapmamis, duzen kuramamis. Dunyamizi yasamimizi mahalledeki ahmet amcanin yasam akisina gore ayarlamadik diye kimseye ozur borclu degiliz. İs başvurusu, varsa ek iş fırsatı vs de kovala ya da denk gelirse kaçırma. Meziyetlerini bir gözden geçir ufak da olsa neyi paraya donusturebilirsin bir bak.

Borç bittiğinde de annen babanla mesrebinize göre bir rakı sofrası kurar, bir pasta keser kutlarsıniz. Unutmazsan ve ikimiz de buralarda olursak, fotoğrafını bana da atar, selam verirsen memnun olurum :)
0
encokbenisevinnolur
(19.08.25)
@encokbenisevinnolur, beni anladığın, en azından anlamaya çalıştığın için çok teşekkür ederim.

2012 etiketli ekşi sözlük yazarıyım ama 20 entry'm vardır ya da yoktur, daha çok okurum burada yaptığım gibi. başlığı silecek olursam silmeden yazarım mutlaka ve o gün gelirse kutlarız :) teşekkürler
0
🌸isimsiz uye
(19.08.25)
Gelir gelir, 6 ayda ucte ikisi gitmis kendin söylemişsin :) buralardayım ben o gün geldiğinde. Rica ederim.
0
encokbenisevinnolur
(19.08.25)
İnsan beşer elbet şaşar demişler. Çok hatalar yapmışsınız ama en azından şubattan beri telafi ediyorsunuz, borcun 3te biri bitmiş. Bir sene daha dişinizi sıkın, sonra babanızdaki yükü alırsınız. Yalnız unutmayın bundan sonra hata yapma lüksünüz yok. Saçma sapan insanlarla saçma sapan işlere girmeyin, sadece çalışmaya odaklanın.

Size kaygı veren konuları da şu an için düşünmeyin zira düşünseniz de çözebileceğini şeyler değil. Büyük ihtimalle bişi çıkmaz çıkarsa da o zaman düşünürsünüz. Gerekirse bir psikiyatra gidin. Kaygı nasıl azaltılır videolar podcastler dinleyin.

Umarım bir an önce borç biter ve anne babanız sağlıkla uzun ve sakin bir ömür sürer.
0
playing star again
(20.08.25)
bence icinizi ferah tutun, yukarda yazmislar 6ayda 1/3unu halletmissiniz borcunuzun, ne kadar guzel. ayrica ne kadar iyi insanlar da girmis hayatiniza ki hala size destekler (aileniz), abiniz dediginiz kisi elbette uzaklasmistir ama durumunuzu toparladiginizda bir gider konusursunuz, o donem icinde bulundugunuz durumu ictenlikle anlatir ozur dilersiniz, duzelmez belki ama kendinize olan sayginizi ve inancinizi arttirir bu davranisiniz.

ayrica borcunuzu odedikce kendinize olan sayginiz ve inanciniz geri gelecek emin olun, insanin kendine verdigi sozu tutmasi kadar onu yukselten cok az sey var. sonra yavas yavas kirdiginiz kalplerden ozur dilersiniz, dedigim gibi bu demek degil ki hemen herkesle tekrar eskisi gibi olacaksiniz ama iciniz rahat olur.
ayrica size tavsiyem izlediginiz ve dinlediginiz icerikleri bu donemde sinirlayin, haberleri ve surekli korku ve kotu seyler pompalayan seyleri dinlemeyin, baskalariyla kendinizi kiyaslamamak icin sosyal medya kullaniminizi (varsa) minimuma indirin, kendi yolunuza bakin. sadece o gune odaklanin, gun be gun, yavas yavas olacak ama duzelecek her sey.
endiselendiginiz ve henuz gerceklesmemis seyleri de dusunmemeye calisin, bir sey olmaz muhtemelen ama olursa ona da o zaman bakarsiniz.
is basvurularina devam, iki uc hafta hicbir sey degil.
kisisel bakiminizi aksatmayin, ne kadar kotu hissetseniz de temizliginizi, dusunuzu trasinizi vs. imkaniniz oldukca yuruyus yapin acik havada gezin, bunlar kucuk gozuken ancak insani ayakta tutan, kendisine olan sevgisini ve saygisini yukselten seyler, su anda buyuk bir seye ihtiyaciniz yok zaten, bir odeme planiniz var ve o plana uygun gidiyor her sey, sizin ayakta kalmaya ve kendinize olan sayginizi ve inancinizi tekrar kazanmaya ihtiyaciniz var onun icin de bu kucuk adimlar cok onemli.
0
kassiopeia
(20.08.25)
alışkanlıkların gücü kitabını oku. bu sokuk kumar alışkanlığını anlarsın.

1 m bi şekilde biter. lojistikte 10+ yıl tecrübeli olunca iyi de kazanılıyor.

üzme olm ananı babanı.

hayat güzel. o paraları keyfine harcarsın inş kurtulunca.
0
gurur
(20.08.25)
Öncelikle ne olursa olsun umudunu kaybetme. Bak paranın epeyce bir kısmını ödemişsiniz zaten. Bir anda bir kapı açılır sen ne olduğunu anlamadan borcun harcın da biter, elin de bollaşır. Sakin olmaya ve ana odaklanmaya çalış. Sen elinden geleni yap. Ödeme ritmini bozma. Yarını düşünme. Bugüne kadar nasıl ödediysen o şekilde ödemeye devam edin. Yarını düşünmeden, ana odaklanarak, sakince ritmik bir şekilde ufak ufak da olsa ödemeye devam et.

Kuzenini de kaybetmedin merak etme. Sana koşulsuz şartsız o kadar destek olan biri hemen vazgeçmez senden. Şu anda biraz bozuk olabilir, normaldir. Ona odaklanma.

Öncelikle banka borçlarını kapat. Bütün borcun harcın bitince kuzeninden aldığın paranın aldığın zamanki altın kuruna göre kaç tam altın ettiğini hesaplayıp ona göre günümüzdeki altın fiyatından hesapla ve ufak ufak biriktirip ödemeye başla. Adamın parasını değer kaybını da üzerine koyarak ödemiş olursun. Sana olan güvenini boşa çıkarmamış olursun böylece.

Ama en önemlisi PAKSİL mevzusu. Asla ama asla düzenli olarak en azından ayda bir defa psikiyatriye görünmeden ilacı bırakma ya da değiştirme. Kendi başına hareket etme. Muhakkak doktor kontrolüne git devlet hastanesinde.

Ben 7 yıl boyunca kullandığım paksili 3 ay içinde doktora gitmeden ufak ufak bırakmaya kalktım ve tam anlamıyla ağzıma sıçıldı. Sonunda bıraktım ama yıllarca kendime gelemedim.

Devlet hastanesinde iyi bir prikiyatrist bul ve onun kontrolünde hareket et. Belki ilacını değiştirir. En az ayda bir defa muhakkak kontrole git.

Zor biliyorum ama yarına odaklanma. Bu hayatta öyle ya da böyle hiçbir dert, endişe sonsuza kadar sürmüyor. Her şey iyi ya da kötü bir şekilde düzeliyor.

Sakin olmaya çalış, yarını düşünme. Bugüne odaklan. Bak ne güzel çalışıyorsun. Annen ve baban da destek oluyor. Ufak ufak ödemeye devam et. Ritmini bozma ve kendini de kasma.

Ve en önemlisi bir daha asla KUMARA bulaşma. İç sesin ne derse desin, canın ne kadar çekerse çeksin, kazanacağından adın kadar emin olsan da BULAŞMA.
0
anaphylacticshock
(20.08.25)
(17)

İş yapanların bir adım öteyi görmemesi

Shepard
İnsanların bir adım öteyi düşünememesinin sebebi nedir arkadaşlar? Bizim insanımız mal diyebilirsiniz ama bu kadarı da fazla...Örneklerle geldim. Hepsi birbirine benziyor bu sebeple meraklı değilseniz hepsini okumanıza gerek olmayabilir. Örneklerdeki gibi değil uslubum, güzelce yazıyor veya söylüyor
İnsanların bir adım öteyi düşünememesinin sebebi nedir arkadaşlar? Bizim insanımız mal diyebilirsiniz ama bu kadarı da fazla...

Örneklerle geldim. Hepsi birbirine benziyor bu sebeple meraklı değilseniz hepsini okumanıza gerek olmayabilir. Örneklerdeki gibi değil uslubum, güzelce yazıyor veya söylüyorum. Olm, lan lun vs. yok.

Siz söylemeden söyleyeyim eğitimini veriyoruz, bir adım öteyi görmek diye anlatıyoruz, sürekli yapılan tekrarı yüksek bir iş. Bir işi yapıyorsan neler olabilir, neler lazım bunları öngörmece.

Şikayet geliyor, şirketten ilgilenen arkadaş ilgili servisi arıyor.
-Şu cihazda bu bozukmuş, bunun tamiri gerekliymiş.
Tamam da kaç para, ne zamana gelir, kaç güne biter bunlar niye sorulmadı diyorum hemen soruyorum diyorlar.

Hayati bir makine bozuk. Makine yoksa oradaki 4 duvar bir hiç.
-Şu makine bozukmuş istersek servis gidecekmiş.
Ulan yaptırmak zorundayız. Yaptırmazsak iş yok, iş yoksa biz yokuz. Elektrik gibi, internet gibi, su gibi. Ne demek istersek gidecekmiş?

Toplantı notlarını almayı unutmayın, bak sorulacak sorular şunlar olmalı eğer ki sorulmazsa, sorun bu soruları.
Sonuç:45 dakika toplantı toplamda 3 cümle ile anlatıyorlar. Sonra gönül hatır toplantıya katılan başka kişilerden özet istiyorum.

Eşyalar taşınacak, bak fotoları bunlar, bulunduğu katlar şunlar.
Başına adam dikiyoruz, tek tek anlatıyoruz ve fotoğrafları gösterip ayrıca unutursa bakması için yazıyoruz. Sonuç 30 dakikada biz bitirdik işi, olm nasıl bitiyor dedim, efendim ben işimi iyi takip ederim arkadaşları da verimli çalıştırdım. Burayı yaptınız mı? Hayır. Ya burası? NoooooOOOOooo. Ulan 1 kat yapılmış işin yüzde 20'si. Yani ne diyeyim bilemedim.

Birini müdür vasfı ile bir işyerine 1 haftalığına gönderiyoruz. Kapısını kilitliyor, müşterilere kapıyı açmıyor. Niye kilitledin? Yemek yiyorum. Bok ye.

Usta yönlendiriyorsun, saatler sonra işin yapılmadığından şüpheleniyorum. Abi seni aradım açmadın, dediğin yere gittim kimse yoktu. Olm sana numara verdik ya, onu ara dedim. Abi başka güne bakarız. Geberrrr.

Büyük bir şantiye işi, şirketle anlaştık. Bak bizi uyar önceden ona göre tedbir alalım varsa bir durum dedik. Bam güm işleri yapıyor, şikayet geldi arabaların üstü boya, harç. E hani file demiştin dedim, abi asansörlü iskeleye ne filesi dedi. Ya kardeşim file gercez dedin, alman iskeleye olur buraya olmaz. Elektrik ve su gider, e çalışma yapıyoruz. Olm uyardık sizi önce bize haber verin diye. Abi ne olacak bundan sonra haber veririz. Hop gece bir şeyi eksik yapıyorlar, sonraki gün akşama kadar elektrik, su yok. Lan olm gece yapmayın diye kesinlikle size söyledim niye yaptınız? Görevli izin verdi. Görevliye carladım, abi bana ustalar iş yapcaz dedi ben de siz izin vermişsinizdir sandım dedi. Öl köpek.

Bak git şurayı temizle ama etrafına bak, etrafında şunlar bunlar var onları da temizle, arkasında bak bu var bunu da temizle. Abi iş bitti, şu dediklerimi yaptın mı? Bunları da yaptın mı? Abi onlar da mı dahildi...

Personel iş yaptırıyor mesela, 2 saat elektrikler gidecek. Bak işi yapan kişi bunu söylemeyebilir ona alıştık artık. Ama sordun mu diyorum? Hayır. Kaç paraya yapacak, hemen sorayım. Ya olm ne marka kullanacaklar, öğreneceğim.

Kısaca abi insanlar niye böyleler? Benim çevremdeki işverenler de aynı şeylerden şikayetçi...
0
Shepard
(14.08.25)
Türkiyede insanlarda sorumluluk alma duygusu yok, çünkü biri sorumluluk alıp sonuç iyi çıkınca aferim alır fakat sorumluluk sonucunda istenmeyen olaylar da yaşanabilir bu durumda insanların üzeri çok kolay çiziliyor hakarete uğruyor

Kar edince iyi zarar edince fırça olmaz, bunun bir prensibi olmalı ki insanlar sorumluluk almaktan çekinmesin, o yüzden her alanda "bana denileni yaparım gerisine karışmam" fikri ve hareketi var, işte böyle her şeyin peşinden tek tek koşturmak kontrol etmek gerekiyor

Sen böyle yapıyorsun demiyorum genel olarak böyle bir hava var
0
grimavi
(14.08.25)
@substituent kesinlikle referans ile işe alım yapmıyorum. Referans olanla aramız bozulur, gelen adam refere olana güvenir diye.

@grimavi bu yazdıklarım sorumluluk alanlarında, fırça da yok. Daha fazla iş yapana direkt zam da yapıyorum. Buradaki duyurular gibi düşün arkadaşlar f/p cep telefonu lazım tamam da android mi ios mu veya daha basiti bütçen kaç para ulan? Bir adım öteyi düşünmeden soruyorlar. Aynı şey gibi "merhabalar" gibi selam verenler, selama dönmeden ne iş çıkacağını yazmayanlar gibi.
0
🌸Shepard
(14.08.25)
Çünkü herkes kısa dönem bakıyor. Bunda yanlış bir şey yok çünkü toplum buna evrildi.
alışkanlık dışına çık diyorsun insanlara. Adam sen sorunca gidip öğreneyim diyor. Bunun adama bir zararı var mı? Vadeli zarar değil, anında bir zarar görüyor mu? Hayır. Demek ki öğrenmeyecek. Rahatı kaçıyor mu? Hayır.
Şimdi şunu deme, bunu doğru yaparsa Maaşı artar. Bu yine vadeli bir şey. Mevcut şartlara alışmış, hayatını devam ettiriyor ve ekstra bir şeye bulaşmıyor, riske girmiyor (evet kendi açısından risk)
Yapacak bir şey yok. İnsanların yüzde 90 i böyle. Oturup sinirden mermer yersin (sinirden mermer yediğim günler oldu-google-) egitilmek istemeyeni egitemezsin.
Şimdi sana desem ki, bu arkadaşın üç aylık maaşını yüzde 50 zamlı ver, iki tane de eğitmen tut. Kafasında başka bir şey olmasın, üç ay boyunca eğitim görüp yanına adam ver, 3 ay da pozisyonu yüksek gibi çalışsın. Böylece ne elde edebileceğini görsün, yapmadıkça elindekileri al. Bunu yapabilir misin?
çözüm bu olsa bile yapamazsın, bu sana yapılamaz gibi gelirken evet o çok basit şeyler de onlara yapılabilir gelmiyor.
0
kisa
(14.08.25)
işi yapan son halkanin asgari ücretli olmasindan dolayi..
0
designer
(14.08.25)
@arbre lan yok ağlama hemen, çevremdekiler de yaşıyor. Senin işleri yetiştirememen gibi düşün xd. Sen de bu arkadaşlar gibisin.

@kisa abi işi bu zaten diyorum. Satın almacı düşün, ithalatçı olanından.
Mal geliyor mu? Evet.
Kaç adet? Bilmiyorum sorayım.
Hangi ülkeden geliyor bu arada? Hemen öğreniyorum.
Kaç para demiştin? Sorup öğreneceğim.
Ya abi bunlar zaten senin görevlerin. Bunların hepsi senin elinden geçti, geçmeli.

Taksici düşün, abi geldik mi Sultanahmet'e. Bilemiyorum. Abi el freni çekili gelmişin ha, onu da mı indirecektik...

Pilot, aaa tekerleri de mi kapatacaktık uçarken...

@designer son halka işi tertip ve takip eden ve her soruma bakayım edeyim diyenler 45k alıyor, sikiz saat çalışıyor. Hafta sonu yok. Eşya taşıyan adam 4 saate 3.5k alıyor. Ustalar işe göre çok iyi para alıyorlar(çok iş kolu var örneklemedim). İşi denetleyen freelance, 4 güne 50k alıyor. Gibi gibi.
0
🌸Shepard
(14.08.25)
Evet işi bu
Taksiciye suktanahmet E geldik mi dedin? Bilmiyorum ama sorayım dedi, sordu evet gelmişiz dedi. Parasını aldı sen de gittin

Adam mevcut iş yapış tarzıyla bir zarar görmüyor ki?
Üç dakika sonra gidip öğrenip geleceğini düşünmeyen adam anında zarar görmediği müddetçe işini tam yapmayı öğrenemez. Yuzde 90 böyledir.
çünkü o iş oluyor, gidip sorup gelse de oluyor on kez gitse de oluyor.
Tek seferde tüm cevabı verince işini tam yapınca bir şey değişmiyor adamın kafasında.
Ben haklı demiyorum, anlıyorum ama. Böyle.
0
kisa
(14.08.25)
@arbre dedi, fabrikanın bakım takipçisi xd. Makineler bana bakıyor, bence benden hoşlanıyorlar. Hem istersem sevgili olabilirim aHAHAHAHahhahaha. Yöneticisi de aynı bu arada, Albay emeklisi aklıma geldi. Daha ilk işten patlamıştı.

@kısa abi ufkum açıldı, doğru diyorsun o konuda ha. Caydırıcılık diyorsun, ama kırbaç vurma devri bitti. Mayıştan kesersen faşist patron olursun. E ne yapılabilir?
0
🌸Shepard
(14.08.25)
:) hiç bir şey. Bir yolu varsa da ben bilmiyorum.
Bizim ofiste bir avukat var, kadın süper anlatamam.
şirketi üzerine yap git, kendi yeri gibi davranır.
Böyle tanıdığım insanlar oldu ama hiç biri şirket içi eğitimle olmadi:) karakterleri kendileri öyleydi.
0
kisa
(14.08.25)
@shepherd olayı kişisel alma diyorum ben şunu yapıyorum diyorsun, bu ülkenin kültüründe çocukluktan gençlikten gelen kodlar var. Bazısı bunlardan kurtuluyor, bu kişinin kafası çalışıyor diyorsun, çoğu ise sürdürüyor. Konu seninle ilgili değil bence
0
grimavi
(14.08.25)
@kisa öyle birini bulursam hisse vermeye hazırım o derece arayıştayım.

@grimavi ama ben bazen düşüNÜYOrum ve diyorum ki ulan koç, ülker gibi büyük şirketler de niye böyle şeyler yok? Adamlar takır takır işlerini yapıyorlar. Fark nerede? Bankalar mesela. Ben afedersin mecazi olarak malları mı toplamışım bu şirkete?
0
🌸Shepard
(14.08.25)
Kocta da var bu. Daha çok insanın olduğu yerde sistemiyle birlikte sorun olmaktan çıkıyor.
Koctaki adam icabında yıl sonu primini de performans notunu da düşünüyor.
Ya da ekipte üç kişi var birisin açığı diğer ikisinin çabasıyla kapanabiliyor.
Ek olarak orada bir kurum kültürü oluştu uzun zamanla birlikte, sen daha ne zaman kurdun mi işini?
0
kisa
(14.08.25)
@arbre ya abi sulandırma ortalığı, özelden "it" yazıp engellemişin bir de xd. Sakin ol. Bence sen daha zeki ve erkeksin, tüm samimiyetimle yazıyorum bunu. Üstünlüğünü kabul ediyorum.
0
🌸Shepard
(14.08.25)
Örneklerden anladığım, bir adım öteyi gormeme sorunu değil ki bunlar, bir adım öteye bakmama ya da aman karismayayim sorunu.

Isyeri, sektör vs değil kültürel bir problem de gibi geliyor bana, inisiyatif alanı iyi sonuç verse de ya cezalandiriyoruz, ya da diğer yapmayanlarla aynı ücreti vs vererek görmezden geliyoruz.
0
encokbenisevinnolur
(14.08.25)
Kötü kalpli, fırsatçı, aklı melekeleri varla yok arası bir insansın. İnsanlar senin şirketin büyüsün serpilsin diye neden uğraşsın? Elbette günü kurtarmaya çalışacaklar.
0
sekizdokuzon
(14.08.25)
düşünmüyor işte doğu toplumlarının genel bir sorunu bu. sadece "olduğu kadar" yapıyor. yapmış olmak için yapıyor. benden çıksın yeter mantığı.
0
orpheus
(14.08.25)
Bence bu tam bir adım önünü görememe değil disiplin sorunu. Maalesef kültürümüzde genel bir disiplin sorunu var. Her iş "amann bir şey olmaz" kafasında yürüyor. Çoğu iş yerinde işleri sorumluluk hissi yüksek üç beş kişi sırtlanıyor, geri kalanlar sadece mesai dolduruyor. İşini ciddiye alanların da bir şeyleri abarttığı düşünülüyor. Tabi herkes öyle değil ama kültürel olarak çocukluktan itibaren çok disiplinsiz yetiştiriliyoruz.
0
playing star again
(14.08.25)
Ben size bir cümle ile özetleyeyim; yapılan iş umurlarında değil. Akıllarda bir cümle var;
"bitse de gitsek!"
0
strawberry first
(14.08.25)
(9)

İnstagram böyle hesaplara neden izin veriyor?

ya ben lan neyse
benim instagram hesabım yoktu. bir kuruma ulaşabilmek için fake bir hesap açtım. videolarda gezerken şöyle bir adam profili çıktı karşıma-sapıkça yazı uyarısı-https://www.instagram.com/duygusalhaliyikamaresmi/-salak-sapık yazı uyarısı-ya bunu komik olarak yapan adama da bir yere kadar güler geçersin
benim instagram hesabım yoktu. bir kuruma ulaşabilmek için fake bir hesap açtım. videolarda gezerken şöyle bir adam profili çıktı karşıma

-sapıkça yazı uyarısı-

www.instagram.com

-salak-sapık yazı uyarısı-

ya bunu komik olarak yapan adama da bir yere kadar güler geçersin de otobüste görsen yer verirsin, adamın yazdığı şeylere bak.


bir de korkmadan fotoğraflarını paylaşmış.

bir insan bunu neden yapar? para için mi, ünlü olmak için mi, yoksa biri dayının hesabını ele geçirmiş de fotoşopluyor mu?

instagram buna neden izin veriyor? instagram'da squatlı kalça fotoları olduğunu biliyordum da bu nedir arkadaş.
0
ya ben lan neyse
(04.07.25)
bunlar zaten kafaları bir 25-30 yıldır gidik adamlar.
belgeselleri falan da var.
0
sanal hayvan
(04.07.25)
ana haber bültenlerine çıkıyordu bu ikisi bi ara :D

o zaman da kırıktılar, iyice kırmışlar kafayı demek ki.
0
brkylmz
(04.07.25)
bu sapiklik degil. eger buna sapiklik diyorsan, dudagini buzup, kicini, memesini sergileyen kadinlar 10 kat daha sapik. ota boka magduriyet yaratan kadinlarin pornocu gibi takilip biraz yasli ve libidosu yuksek erkek gorunce sapik ilan etmesi komik.
0
dokunmakalbime
(04.07.25)
@dokunma: ne alakası var? konu kimin daha sapık olduğu mu? niye whataboutizm yapıyorsun?
0
🌸ya ben lan neyse
(04.07.25)
konunun ne oldugu umurumda degil. sacma sapan cinsiyetci ornekler vererek asagilayan sensin. ben de bu soylemine katilmiyor ve elestiriyorum.
0
dokunmakalbime
(04.07.25)
Bunlar red pillci değil dümdüz deli.
0
sekizdokuzon
(04.07.25)
Anaa ekşi'de sayfalarca bu adamları övmüşlerdi zamanında. Şimdi komple balatayı sıyırmışlar..

eksisozluk.com
0
playing star again
(04.07.25)
yasak, daha çok yasak, hep yasak olmalı her şey. gerekmedikçe nefes almak bile yasak olmalı...
0
yurtsuz john
(04.07.25)
Ulan asıl şaşırdığım vedatozan takip ediyor çıktı sjsjs
0
ekimoloji
(04.07.25)
(14)

ev satışında başka hesaba para yatırma?

contavolta
merhabalar,pazartesi evimi satacağım. 12,5 milyona satıyoruz normalde ama alıcı 9 milyon gösterelim dedi. kalan 3,5 milyonu 3. bir kişinin hesabına yatırırlar dedi emlakçı. şimdi bu 3,5 milyonu kayınvalidemin hesabına yatırsam, sonra onun hesabından kendi hesabıma geçirsem, bi denetimde falan yakala
merhabalar,

pazartesi evimi satacağım. 12,5 milyona satıyoruz normalde ama alıcı 9 milyon gösterelim dedi. kalan 3,5 milyonu 3. bir kişinin hesabına yatırırlar dedi emlakçı. şimdi bu 3,5 milyonu kayınvalidemin hesabına yatırsam, sonra onun hesabından kendi hesabıma geçirsem, bi denetimde falan yakalanır mıyız? bi sıkıntı olur mu?

başka nasıl yapabiliriz?
0
contavolta
(27.06.25)
çok büyük paralar.. aman diyim. satılan ev şahsın üzerine.. alınan ev şahsın üzerine paralar da aynı şekilde olmalı.. aksi halde adam yanlışlıkla attım bu parayı diyip geri isteme hakkına sahip.
0
denizmaniaherif
(27.06.25)
peki kalanını elden almak mantıklı mı?
0
🌸contavolta
(27.06.25)
biz alirken de satici dusuk gostermek istedi maalesef ve elden vermek zorunda kaldik buyuk kismini, ama herkesin beni uyardigi tapuda gosterilen miktarin direkt o kisinin hesabina yatmasi kalaninin elden olmasiydi, siz de tutarlar da cok yuksek,3. Kisinin hesabi da olsa bir miktar risk var bence.
0
tuborg yesili
(27.06.25)
Boyle bir ise girecekseniz elden almak lazim. elden sonra bankaya giderseniz size de sorarlar tabii.
baskasina transferde takilir takilmaz kimse bir sey diyemez yani.3.5 milyon tek seferde yatarsa maliye soru sorabilir.

Motivasyon emlak vergisiyse %2 gibi hatirliyorum fakr 70000 oluyor yani. 1 lira da para ama degmez sanki. Ustune dusuk gostermek alici icin negatif, 5 sene kurali degisebilir. TR ye has bir kural zaten.
0
wallcan
(27.06.25)
elden alabilirsiniz de bildiginiz iki buyuk valiz para, sonra ona nasil sahip cikacaksiniz? Elden almanin da baska zorluklari var, cok iyi planlayin.

Araciliginizla bir kez daha trde boyle sacma sapan isleyen duzene sovecegim, boyle malca bir sistem olamaz.
0
tuborg yesili
(27.06.25)
9 milyon ile 12.5 milyon arasında harç açısından 120 bin lira civarı fark var. 12 milyon ödeyen 120 bini de ödeyebilmeli. Ben bu riski almazdım, ne olacağı belli olmuyor. Sizin için miktar çok değilse belki bu miktarda indirim teklif edebilirsiniz.
0
playing star again
(27.06.25)
benim gayrimenkul değer artışı vergisi ödememem için 10,5 milyon gösterebiliriz en fazla demiştik. tapu harcı ve emlak vergisini de düşündüğünden olsa gerek 9 milyon olsun istedi alıcı.

şimdi ben elden alsam bankaya para yatırırken ne parası bu derler mi? altın sattım vs. desem sıkıntı olmaz bence. ama iki meblağ da aynı gün hesabıma gireceği için sıkıntı olur mu bilemedim. farklı bankadaki hesaplarıma atabilirim belki.
0
🌸contavolta
(27.06.25)
su ulkenin yoneticileri sacma sapan harclari kaldirsalar veya oranlari indirseler daha fazla gelir elde edeceklerini, milleti daha az vergi kacinmaya, kilifina uydurma gibi absurd yollara iteceklerini ne zaman anlayacaklar acaba?

playing star arti 1. adam 12,5 milyon oduyor, 120 bin az odemek icin seni de riske atiyor.
0
baldur2
(27.06.25)
Bunun tam tersini biri sormuştu (arkadaşının satacağı evin parasının bir kısmını onun hesabına mı yatıracaklardı, neydi) burada. O zaman da mantıksız ve gereksiz risk gibi gelmişti, dışarıdan bakınca hâlâ öyle geliyor.

Edit: (git: 1605248)
0
kobuzchu kiz
(27.06.25)
Yıllar önce ev alırken ben de bir kısmını nakit vermiştim, satıcı öyle istemişti. Daha küçük bir paraydı, 3 milyondan çok daha azdır.

Emlakçıya sorduğumda o nakit parayı birkaç ay saklayacaklar sonra parça parça dikkat çekmeden bankaya yatıracaklar demişti.

Bence biraz korkun bu işten ve işi bilen birini bulun.

Benim verdiğim nakit para bir damacana sudan bira küçük bir şeydi. Adamın sayması imkansızdı bence. Sizin bahsettiğiniz nakit para çok daha büyük. Nasıl yapılır bilemedim.

Aklıma gelen bir yöntem siz alıcı ile bankaya gidin. Bankadan 3,5 milyon parayı alsın. Siz de bankanın parayı o tutarda verdiğini görün. Nakiti alın. Alıcıya 3,5 milyonluk senet imzalayın. Satış gerçekleşince senedinizi alış yırtın.

Bu dediğim çok hatalı bir yol olabilir siz doğrusunu öğrenin derim.
0
michael_knight
(27.06.25)
Elden alın düşündüğünüz kadar büyük bir mesele değil.
0
cay koy geliyorum
(27.06.25)
1- satış sözleşmesi yapın, sözleşmede 12.5 m görünsün; olurda aksilikte elinizde imzalı belge olur
2- elden alın diyeceğim ama çok risk. satış öncesi bankaya gidin hesabınıza yatırın parayı. bu miktarda parayı banka hemen kabul de etmeyebilir, kaynağı ne vs. diyerekten. teyit etmek lazım.
3- tapuda görünen miktarı muhakkak banka üzerinden alın

hayırlı olsun
0
gurur
(27.06.25)
alıcıdan elden alıp başka banka hesabıma yatırmam sorun olur değil mi? aynı gün 2 farklı bankadaki hesabıma yüklü para girmiş olacak.
0
🌸contavolta
(28.06.25)
sen ya da bir yakının farketmez, bir incelemede heps gorunur; sen evi satmissin kisa surede yuklu para girisi oluyor, her turlu belli olur
0
sweetoffice
(28.06.25)
(16)

Ben nasıl ev alabilirim?

yenibirgüzelnick
Ev alanlar nasıl alabiliyor ya ben de almak istiyorum ama yok yani mümkün görünmüyor. Aylık 70-80 taksit ödeyebilirim. Ankara’da üç kişilik ailemle oturacağım düzgün bir ev ve düzgün bir mahalle yok bu fiyatlara. 5-6-7 milyona ihtiyacım var. Evler o civarda. Elimde bir araba var 1.6 milyona satılır
Ev alanlar nasıl alabiliyor ya ben de almak istiyorum ama yok yani mümkün görünmüyor.
Aylık 70-80 taksit ödeyebilirim. Ankara’da üç kişilik ailemle oturacağım düzgün bir ev ve düzgün bir mahalle yok bu fiyatlara.
5-6-7 milyona ihtiyacım var. Evler o civarda. Elimde bir araba var 1.6 milyona satılır max.

Nasıl alırım? Kredi çıkmıyor sanırım bu fiyatlara?
0
yenibirgüzelnick
(13.05.25)
aynı anda kira da ödeyebilecek durumdaysanız arabayı satıp proje lansmanından alıp 2-3 yıl zorlamanız lazım. ya da önce 2-3 milyon arası bir ev alacaksınız sonra onu satıp istediğiniz klasmanda bir eve yöneleceksiniz.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(13.05.25)
Konut almak neredeyse imkansız hale geldi. Öte yandan insan tabi semtiyle, evin içiyle, ulaşımıyla, sosyal imkanı ile en iyisini istiyor ancak ilk evi alırken bütçe yeterli değilse "bir yerden başlamak" en iyisi. Sıfırdan "iyi" bir ev almak imkansız veya çok zor ancak elinde bir konut olduğunda satıp "iyi" eve geçmek daha kolay oluyor.

Bu bütçeyle nasıl konut alınabilir? Konum olarak çok beğenilen bir yer değil ama örnek olarak Yapracık, Turkuaz tarafı gelişiyor. Konut fiyatları makul. 1.6M peşinatın olursa üzerini kredi ile tamamlayabilirsin, birkaç yıl sonra satıp o bahsettiğin 5-6M seviyelerindeki evleri almak en azından şimdiki gibi imkansız olmaz.

Kredi çıkıyor ancak şartlar biraz karmaşık hale getirildi. Yani üzerine ev olup olmamasına göre, evin değerine göre, enerji sınıfına göre çıkabilecek maksimum konut kredisi değişkenlik gösteriyor. Bunu internet araştırması veya bir banka şubesi ile görüşerek öğrenebilirsin. Hatta öncelikle bunu yapıp, aylık taksitlere göre bütçeni neleştirip öyle arayışa geçersen sağlıklı olur.
0
Lethe
(13.05.25)
Konudan bağımsız olacak ozur dilerim,
Zamanında millet bilmiş gibi ev alanlara 10 senemi ipotek ettiremem diyerek kredi ile ev alanlarla dalga geçiyorlardı. Sanki 10 senesini ultra verimli geçiriyormuş gibi üstten üstten milletle alay ediyorlardı.

Ortahalli vatandaşın peşin parayla ev almasının mümkün olmadigi, kredi ile ev sahibi olunan zamanlarda maalesef bu tip insanlar ve onları yönlendiren kişiler yüzünden artık tren kaçtı.

Şimdi ki krediler ve oranlarla ev almak mümkün değil.
0
tahirkemalbozoglu
(13.05.25)
Elinizde biraz da birikmiş olması lazım 1-2 milyon kadar. Ya da aileler yardım edecek.
0
playing star again
(13.05.25)
banka kredisi ile olmaz ancak yeni projelerde finansmanı firmanın kendisi yaptığı için oralardan yapabilirsiniz. yani sahibinden değil de sıfır ev projelerine bakmanız lazım.
0
kisa
(13.05.25)
@tahirkemalbozoglu %100 katılıyorum. Özellikle beyaz yaka bu propagandaya çok maruz kaldı. 10 sene borçlanılır mı (gelişmiş ülkelerde mortgage'lar 30 yıla uzanıyor), dört duvara o kadar para mı verilir (şu anki şartlara göre hiç zor değilmiş diyoruz), müteahhitleri zengin mi edelim, ömür boyu kirada kalırım daha iyi vs vs.

"Orada oturmam, burayı beğenmem" diye diye insanlar evsiz kaldı ve şu an almak imkansızlaştı veya çok zorlaştı. O nedenle "bir yerden başlamak lazım" diye önerdim. 70-80 bin taksit ödenebiliyorsa 10 yıl vadede yaklaşık 2.5M çekilebiliyor. TL her zaman değer kaybeden bir para birimi, emin olun bu ödemeler 2-3 sene sonra çok makul seviyelere düşecek. 1-1,5M peşinat varsa sıfır proje de olur, ikinci el de alınır. Sıfır konutlara kredi oranları daha yüksek. Ara ödemelerle vadeyi kısaltma veya taksit tutarını azaltma imkanı her zaman var. Ankara'da ev bakmak da avantaj, İstanbul daha sorunlu.

Yarın kiranı düzgün ödesen bile ev sahibin ekstra zam & çıkma baskısı yaptığında, evine sürekli müşteri ve emlakçı geldiğinde pişmanlık çok büyük oluyor. O nedenle özellikle evli ve çocuklu çiftler imkan varsa mutlaka kendi evlerinde oturmalı.
0
Lethe
(13.05.25)
kriterlerinizi düşürün. daha düşük bütçeyle başlayın kademeli olarak ilerlersinizç.
0
iwillsee
(13.05.25)
Ev fiyatları düşmüşken alınır bence. Araştırırsanız uygun fiyatlı bir ev düşebilir, evler kolay sstılmıyor çünkü.

Bir miktar banka kredisi de gözünüzü kotkutmasın, 2-3 yıldan sonra ödeyeceğiniz taksit enflasyon karşısında eriyeceği için sonraki yıllarda çok küçük kalıyor.
0
hebanon
(13.05.25)
Üzerinize ilk ev olacak ise ve ayrıca 2 milyon civarında paran varsa nakit+araba+kredi ile şu an alabiliyorsun. Onun dışında söylemek istediğim maddi durumuna göre pahalı bir araba kullanıyor gibisin, yani az birikim yapıyor gibisin. Kolay gelsin.
0
osssy
(13.05.25)
@tahir, @lethe +1

aylık 70 biriktirebiliyorsan -2bin dolara yakın bir para eder- bir iki sene boyunca peşinat yapmak alacağın evin yarı parasını hazırlar. bir yandan kira ödeyip bir yandan peşinat biriktirmek her yiğidin harcı değil ama bu mümkünse, arabayı da satarak büyük kısmı tamamlanır. görünüşe göre geliriniz iyi.

kredi oranı alacağınız evin özelliklerinden sizin daha önce ev sahibi olup olmamanıza göre değişiyor.

sigortalı çalışansanız, ilk evinizse, findeksiniz iyiyse, alacağınız ev 0 ise yüzde seksen'e kadar kredi çıkıyor.

bir sene para biriktirseniz (enflasyona ezdirmeden, hatta fon-hisse vs alarak arttırabilirseniz (piyasa kötü bu günlerde ama yine de fırsatlar var), üstüne bir de arabayı satarak 1-1buçuk senede 3milyondan fazla para birikir. aradaki farkı kredi ile kapatabilirsiniz.

gençler ev alma, arabayı satma gez-toz diyorlar da, o iş öyle değil.
şimdi kira ödeyemiyor insanlar, eski de olsa bir ev sahibi olmak kirada olmaktan iyi. önceden ben de aptalca düşünüyordum "eve para bağlamaktansa kirada otur, beğenmezsen semti değiştirirsin, istediğin yere taşınırsın, oh ne ala" derdim. bu fikir neredeyse herkesin durumu için aptalca. belki binde birlik bir kesim için makuldur sadece.
0
biseysorcaktim
(13.05.25)
tapu harcı, emlakçı komisyonu dahil etmeden düz hesapla 3.5 milyona ihtiyacınız var. 10 yıllık kredinin aylık ödemesi 110.000 çıkıyor şu an. zaten ödeyemiyorsunuz şu an. daha düşük fiyatlı evlere bakmanız lazım.
0
elorelia
(13.05.25)
@elorelia, yani maaşım 110 ödemeye de yeter ama ucu ucuna yaşamış oluruz rahat harcayamayız.
bilmiyorum ya ev alanlar üç beş sene böyle tasarruflu mu yaşıyorlar cidden? ne tatile gidebilirim ne rahatça harcayabilirim 100ün üstüne çıkınca.
0
🌸yenibirgüzelnick
(13.05.25)
zam oranını öngörebiliyor musun? senin net gelirini bilmiyorum ama ocakta alacağın zam biraz daha rahatlatır diyorsan risk alınabilir. ya da dediğim gibi evde standartları düşüreceksiniz. biz öyle yaptık. yoksa başka türlü olmuyor.

bir de siz ödeyebiliyoruz deseniz bile banka kabul edecek mi o var.

bu arada bizim iş bankasında süreç şöyle oldu. fikir vermesi açısından anlatayım. önce elimizdeki birikmişi hesapladık. sonra çıkabileceğimiz maksimum rakamı belirledik evde. bankaya gittik biz şu kadarlık bi ev almayı planlıyoruz dedik. ben evi bulduktan sonra tapu vs ile bankaya gidiyoruz sanıyordum ama öyle olmadı. biz evi bulmuştuk da belgeleri vs almadık sadece eşim bankaya başvurdu şu kadar kredi istiyoruz diye. benden bi belge de istenmedi mesela gelir konusunda. bankadan onay geldi kredi tutarına. bu sefer tapuyu verdik, bu ev olacak diye. eksper gitti. eksper değer biçti. evin enerji sınıfına göre eksper değerinin yüzde kaçına kredi veriliyor, bunu öğrendik. krediye başvurduk.

evin eksper değeri 5 ama enerji sınıfı d ise sanıyorum yüzde ellisine kredi çıkıyor. bu durumda sizin çekebileceğiniz maks kredi 2,5 milyon. e yine yetmiyor.

yani bir sürü şartın bi araya gelmesi lazım bi yandan da. üstüne bir de emlakçı komisyonu, tapu harcı var. 1,6 milyon peşinatınızın ucundan bu ikisini kesmeniz lazım mesela. yani sizin 5 milyonluk evde bile 3,5 milyondan daha fazla krediye ihtiyacınız var.

ama kredi ödemesi olarak o tutarlara çıkabiliyorsanız ben olsam iyi kötü demem bir ev alırım.
0
elorelia
(13.05.25)
aylık 100bine kadar kredi ödeyebilecek durumdaysanız ev alabilirsiniz. hem de istediğiniz evi alırsınız, bahsettiğiniz 6milyon civarındakileri.

kredi oranı yüzde elli olsa, sizin üç milyona ihtiyacınız var.
bir buçuk sene kredi ödercesine para biriktirseniz sadece bir buçuk milyon olacak aşağı yukarı.
sonra arabanızı satsanız 3 milyon peşinat olacak.

(bi buçuk sene sonra evler artacaksa, sizin aracın değeri de artacak. parayı tl'de tutmadığınız sürece onun da alım gücü bugüne yakın olacak)

dikkat etmeniz nokta para biriktirirken tl olarak biriktirmemek, bir şekilde yatırıma yönlendirmek (yatırıma yönlendirecek bilginiz yoksa en azından altın/dolar gibi birimde tutarak az değer kaybına maruz kalırsınız, gerçi altın ya da diğer mevduatların gelecek durumunu bilmiyoruz ama karma bir şekilde biriktirirsiniz)

geliriniz piyasanın üstündeyse ve enflasyona rağmen alım gücünüzü muhafaza edebiliyorsanın, en fazla iki-üç sene sonra kredi ödemeleri düşük gelecek. yani krediniz yüksekse bile bu bahsettiğiniz ucu ucuna yaşama 2-3 sene sürer en kötü ihtimalle.

bir tanıdığım 2bin beş lira ev kredisi ödüyor. Bin küsür lira ödeyen arkadaşlarım vardı. zamanında bu paralar da büyüktü kredi için.


bu arada dediğim gibi, şartlar uygunsa yüzde 80e kadar kredi çıkıyor.
olmaz diye kestirip atmayın. uydurmaya çalışınca oluyor bi şekilde.
0
biseysorcaktim
(13.05.25)
ayda 70-80 bin kenara koyabilen biri de ev alamam diye üzülüyorsa asgari ücretle geçinmeye çalışanlar ne yapsın. gayet de alırsınız, ben şunu anlamadım neden araba dışında birikmiş paranız yok şu an tüm kazancınızı harcıyorsunuz demek ki. öncelikle yatırım yapmayı ve para biriktirmeyi, paradan para kazanmayı öğrenmelisiniz.
1 hazirandan itibaren vadeli hesaba koysan şöyle olur;
1 haziran: 70 bin
1 temmuz: 70+70+önceki aydan gelen 2 bin tl faiz = 142 bin
1 ağustos: 142 bin + önceki aydan gelen 4 bin TL faiz + 70 birikim= 216 bin küsür

yani böylece sen 1 sene sonunda 1 milyon civarı para biriktirmiş oluyorsun. sadece vadeye bile koysan. ki bunun dışında başka yatırım araçları da var.

neyse öncelikle peşinat için bu yöntemle para biriktirmen lazım. hatta kendiniz zorlayıp ayda 70 binden fazla biriktirmen lazım. bu arada maaşına zam alırsan zaten biraz daha fazla biriktirmen kolaylaşır.

onun dışında da bu kadar yüksek fiyata bakmazdım ben olsam, 4 milyon civarı bir yere bakardım. ilk evin sonuçta. biraz daha biriktirirsen sonra istediğin muhitten alırsın.
0
turuncu tonlarda
(13.05.25)
@yenibirgüzelnick Türkiye'deki enflasyonun neredeyse tek avantajı konut kredilerinde yaşanıyor. Çok değil 3 sene önce çekilen ve 1 kıdemli mühendis maaşı seviyesinde olan ödeme tutarı, bugün asgari ücretin altında kalıyor. İnanılması güç ama öyle arkadaşım var ki 2020'de aldığı konuta şu an 1400 TL taksit ödüyor. Bunlar tabi pandemi dönemi ve sonrası enflasyonun aşırı hızlı olduğu dönemler. Şimdi bu süreç yavaşlamış olmakla beraber bitti diyemeyiz.

Krediyi aldığın ilk sene daha doğrusu ilk maaş zammına kadar harcamanı dikkatli yapman gerekecektir ancak sonrasında şirketin enflasyon üstü zam veriyorsa epey rahatlarsın. 2. yıldan sonra ödemek daha da kolaylaşıyor.
0
Lethe
(13.05.25)
(11)

Çiçeklerle aranız nasıl?

bugisme
Görmekten en çok zevk aldığınız çiçekler nelerdir?Şöyle müstakil bir eviniz olsa; içini ve dışını hangi çiçek veya ağaçlarla dekore ederdiniz?
Görmekten en çok zevk aldığınız çiçekler nelerdir?

Şöyle müstakil bir eviniz olsa; içini ve dışını hangi çiçek veya ağaçlarla dekore ederdiniz?
0
bugisme
(09.05.25)
Çiçekleri, ağaçları çok severim. Gül en sevdiğim çiçek. Limon ağacım vardı, böceklendi ve bozuldu. Çok seviyordum onu.
0
rock n roll
(09.05.25)
Devetabani <3
0
Amaranta ursula
(09.05.25)
Papatya
Sakayik
Menekse
0
sonsuz
(09.05.25)
çiçekler geldi aklıma her nedense
gelincikler kaktüsler fulyalar
İstanbul'da Kadıköy'de Fulya tarlasında öptüm Marika'yı
ağzı acıbadem kokuyoryaşım on yedi
kolan vurdu yüreğim salıncak buluklara girdi çıktı
çiçekleri severmişim meğer
0
uşak tezgahlarının halı dokuyanları
(09.05.25)
Bahçe kapım varsa üstüne bir kemer yaptırıp yanına begonvil dikerdim. Büyüyüp kemeri ve bahçe duvarını sarınca dışarıdan bakan için Ege kasaba evi görüntüsü verirdi. Tabi bahçe duvarı beyaz kireç, kapı da mavi çivit boya olmalı.

İçerde ön bahçe neredeyse duvardan duvara çim olmalı. Çamın muhtelif çeşitlerinden bol miktarda olmasını isterdim ama, ceviz gibi çamın altında da çim olmuyor maalesef. Ama balkona yakın bir köşede illa ki bir mavi ladin olmalı. Uzak köşede dikenlerine rağmen iki iğdem, bir ıhlamurum ve her yere yayılmış turunç ağaçlarım olmalı çiçek açma mevsiminde koklayan kendinden geçebilsin.

Arka bahçemde yüksek yastık sebze bahçemin yanında birkaç üzüm omcası olmalı ki şarabımı yapabileyim.

Minik bir süs havuzunda renkli japon balıkları arasında nilüfer çiçekleri olmalı.

Tüm çevre çit boyu sık mazı çevrili olmalı ki mahremiyeti sağlasın. Çitin içi amerikan sarmaşığı ile kaplanmalı ki yaprakları Yılın her mevsimi kırmızıdan yeşile ışıldamalı.

Duvar dipleri taş bordürler arkasında her renk sardunyalar arasında mevsim çiçekleriyle kaplı olmalı.

Ek: @ pembediken'in cevabını görünce aklıma geldi.

Yasemen ve Melissa olmazsa olmaz.
0
Mirket
(09.05.25)
Gül, papatya, kadife, zurna çiçeği
0
playing star again
(09.05.25)
Çiçek sevgim pandemide başladı. Belkide 200 den fazla çiçeğim vardır. Bir iki tane salon çiçeği, üç tanede orkidem var, diğerleri sukulent ve kaktüs. Sanırım her yeri sukulentlerle doldurabilirim. Bahçem olsa begonvil kesin olurdu.
0
icimdekipollyannatinerebasladi
(09.05.25)
Yasemin. Evde menekşe
0
pembediken
(10.05.25)
ev bitkisi olarak palmiye, muz ağacı ve devetabanı.
0
sir gawain
(10.05.25)
Evdeki eşşek kadar saksılar içindeki çiçekleri attım dışarı bugün rahatladım. Apartmanın girişindeki ıhlamur kokusunu seviyorum ama

Ben lavanta leylak falan olsun isterdim bahçem olsaydı
0
vedatchilipeppers
(10.05.25)
Hepinize teşekkürler, özrllikle @mirket'in cevabı benim de hayallerimi süslüyor. Erguvan ve hanımeli de eklemek isterdim bunlara.
0
🌸bugisme
(10.05.25)
(14)

Bu işçilik çok mu kötü?

hadi ya la
Annem fayansları yenilemek istedi, babam da ucuza bir çözüm bulmuş. Fayans görünümlü kaplama yapan bir yerle anlaşıp bir gün içinde bitecek şekilde usta bulup yaptırdı banyoları. Eve geldim, annem ağlıyor. İşçilik çok kötü olmuş. Mahvettiler banyomu diyor. Ben pek anlamıyorum bu işlerden, evet bence
Annem fayansları yenilemek istedi, babam da ucuza bir çözüm bulmuş. Fayans görünümlü kaplama yapan bir yerle anlaşıp bir gün içinde bitecek şekilde usta bulup yaptırdı banyoları. Eve geldim, annem ağlıyor. İşçilik çok kötü olmuş. Mahvettiler banyomu diyor. Ben pek anlamıyorum bu işlerden, evet bence de kötü gözüküyor ama buna bir şey diyemez miyiz? Kabul edilebilir işçiliğin dışında mı olmuş?

Fotoğraflar:
ibb.co
ibb.co
ibb.co
ibb.co
ibb.co
ibb.co
ibb.co
ibb.co
ibb.co
ibb.co
ibb.co
ibb.co
0
hadi ya la
(03.05.25)
baya kötü evet. bir şey demeniz lazımdı usta gitmeden para vermişseniz işiniz zor
yine de arayın söyleyin
0
jelly bear
(03.05.25)
İşçilik derken? Şu görüntü yıllardır eline sadece çekiç alıp çivi çakmış benim yapacağım kaplamadan bile kötü. Sallayıp geçmişler hocam, bu işçilik kabul edilemez bir seviyede.

O açık kalan yerlerde su birikecek, o sular zamanla küfe dönüşüp koku yapmaya başlayacak ve temizliği çoook ama çok zor.
0
en bi orijinal
(03.05.25)
benim 9 yasindaki cocuk bundan daha iyi doser..
0
cooperr
(03.05.25)
Çok kötü.
Bazen babalar böyle saçma işler yapabiliyorlar maalesef.
0
logisticsmanager
(03.05.25)
Malzeme ve söküm parası talep edin.
0
Mirket
(03.05.25)
Akıntıyı da ayarlamamıştır muhtemelen, epey kötü. Çırak işi.
0
antihero
(03.05.25)
Bu kadar kötü beklemiyordum açıkçası, anne detaylara takmıştır diye düşünmüştüm ama maalesef anneniz haklı, siz kendiniz de yapsanız böyle olurdu zaten hiç anlamayan biri yapmış gibi.
0
playing star again
(03.05.25)
Ustanın dükkan Google'da kayıtlıysa, yorumlarda yorumsuz olarak bu fotoğrafları yükle.
Ertesi gün hatasını telafi için ayağınıza gelecektir.
0
Mirket
(03.05.25)
Anne haklı. Yaparken ustaya carlanmalıydı. Babaya ağlaşmasın belli ki beta bir adam. Ustanın ağzına sıçsın. Bu nasıl iş.
0
sanal hayvan
(03.05.25)
Fayans görünümlü sallama
olmuş maalesef.
0
diyecevaplandı
(03.05.25)
evet.. sanırım "hiçbir şey olamadım bari fayansçı olayım" diyenlerden kendisi. ahlaklı biriyse gelir eksikleri tamamlar ama parasının tamamını aldıktan sonra zor. iyi bir usta bulup eksikleri yaptırın. biraz daha fazla paranız gider ama annenizin istediği gibi olur.
0
jepa
(03.05.25)
Berbat. Abartıyor herhalde dedim ama ben o ustayı evden çıkarmazdım bile. Resmen mala zarar vermek bu.
O fayanslarda su da birikecek nem de. Olmaz.
0
denizgonen
(04.05.25)
Gordugum en kotu isciliklerden. Anneniz hakli
0
oscar
(04.05.25)
Geçmiş olsun. Baba kendi yapmış olsa elinden bu kadar gelmiş derdik de usta olunca gerçekten kötü olduğu söyleniyor. Gerçekten kötü ama bu işler böyle maalesef. Keşke parayı peşin vermeseydiniz. Pahalı olsa da aynı şey başınıza gelebilirdi. Ustalar dinlemiyor. Ustayı çağırıp döve döve yeniden yaptırsanız yine aynısını yapacak. Onu düzeltecek adam zaten ilk başta öyle yapmazdı.

Anneniniz canı sağolsun. Teselli edin kadını. En azından eskisinden iyidir. Temiz görünür. Gözünüz alışır zaten.
0
nickini vermek istemeyen uye
(04.05.25)
(17)

Psikoloji / Bu nasıl oluyor?

muhayyer divan
SelamBir insan düşünün, hem kendisini heyecanlandıran bir ilgi alanında eğitim almak istiyor, deli gibi merak ediyor öğrenmek istiyor, hem de eğitime başladığında kesinlikle öğrenmiyor, uzak duruyor, zihnen öğrenmeyi reddediyor. Belki bilinçaltı reddediyor, bilemiyorum. Ben bunu birçok alanda yaşıyo
Selam

Bir insan düşünün, hem kendisini heyecanlandıran bir ilgi alanında eğitim almak istiyor, deli gibi merak ediyor öğrenmek istiyor, hem de eğitime başladığında kesinlikle öğrenmiyor, uzak duruyor, zihnen öğrenmeyi reddediyor. Belki bilinçaltı reddediyor, bilemiyorum.

Ben bunu birçok alanda yaşıyorum. Özellikle yabancı dil konusunda ama bu aralar öğrenmek istediğimi bildiğim bazı bilgisayar programları hakkında da yaşıyorum. Meslekî alanda da yaşadığım noktalar var.

Bu neden olur?
0
muhayyer divan
(01.05.25)
Gunumuzun en buyuk sorunlarindan, sizin sebebiniz farkli olabilir tabii ama benim icin ozetle telefona bakiyorum, "eglenceli" seyler var surekli, kaydiriyorum yenisi geliyor vs. beynimiz fazla fazla enerji kullanmak istemiyor zaten. Bu kaydirmalarin da etkisiyle dikkat suresini iyice kaybediyoruz. Mesela birseye bakmak icin telefonu elinize alip neye bakacaginizi unuttugunuz oluyor mu saniyeler icinde? O da ayni sebepten.

Yabanci dil konusunda da birsey farkettim. Ozel olarak ilgili kisiler icin heyecan verici olabilir ama soyle bir surece baktigimda, cok bariz sikici bir aktivite, uzun vadede baska bir dilde iletisim kurabilme fikri heyecan verici ama arada cok uzun bir pratik yapma donemi var.
0
mbond
(01.05.25)
Söylendiği gibi, sosyal medya kullanma alışkanlığının bize bahşettiği çağımız hastalığı,
Odaklanamama problemi,
Çabuk ilgi dağılması ve ilgi kaybolur kaybolmaz yana kaydırma isteği.

Çaresi sosyal medya kullanımını bırakmak.
0
Mirket
(01.05.25)
Söylediğiniz şey çok özel bir şey değil; Bir şeyi (Örneğin yabancı dilde konuşmak) düşündüğümüzde o nitelik ya da yeteneğe sahip olduğumuzu hayal edip belli bir motivasyon hissediyoruz, yani kısacası heves ediyoruz. Ancak buna dair bir adım atıp gerçekten o niteliği edinmenin ne kadar vakit, para, özveri gerektiren bir şey olduğu gerçeğiyle yüzleşince o heves etmenin motivasyonu eriyip gidiyor.
0
salihdt
(01.05.25)
Aşırı ilgi duyduğun bayıldığın şeyleri öğrenmek de disiplin istiyor. Biz istiyoruz ki çabucak öğrenelim ya da öğrenme sürecinin her evresi haz versin. Amma lakin ki öyle olmuyor.
0
sekizdokuzon
(01.05.25)
@sekizdokuzon

Haz alamamaktan değil de, özellikle karışık bulduğum (gerçekten çok karışık diyor hoca da, yani sadece bana karışık gelen bir şey değil gerçekten çok karışık) ders esnasında çok ciddi bir sis oluşuyor, bunu hissediyorum. Sanki gözlerimle baktığım ekran arasına tül perde geriyorlar, kulaklarımla gelen sesin arasına bir şey koyuyorlar ve anlamak algılamak özellikle zorlaşıyor gibi. Gibi değil özellikle zorlaşıyor. Niye anlamadım.

Bu bir travma tepkisi olabilir mi? Başaramama korkusu kadar başarma korkusu da vardır deniyordu, bu o olabilir mi?
0
🌸muhayyer divan
(01.05.25)
Bir şeye heves etmek kolay o şeyi yapmak zordur. Öğrenmek çaba ister, devamlılık ister, pratik ister. Heves işi başlatmaya fayda sağlasa da öğrenme disiplin ve pratikle ilgilidir. Disiplin ve pratik için de irade gerekir. Rahatınız iyi, keyfiniz yerinde ve sizi değişime iten bir sebep (parasızlık, hastalık, büyük bir motivasyon) yoksa iradenizi zorlamamanız anlaşılır. Öok az insan iradesi üzerinde yüksek kontrole sahip.
0
playing star again
(01.05.25)
tembellik.
0
deartheodosia
(01.05.25)
@muhayyer: o olur, öğrenmeye başladığının, geliştiğinin işareti. Haz duyamiyorsun dediğim o, zihnin allak bullak oluyor, sinaniyor. Öğrenmek böyle bir şey, acılı ama sonu güzel.
0
sekizdokuzon
(01.05.25)
Dikenli yollardan yıldızlara yani, acı önce geliyor.
0
sekizdokuzon
(01.05.25)
öğrenme çok yavaş bir süreçtir. yaş ilerledikçe giderek daha da yavaşlar. istek ise öyle değil, tarihin bu döneminde istekliliğin artma hızı çok daha yüksek. ikisi birbiri ile örtüşmüyor, beklenti ile gerçeklik senkron ilerlemiyor. yavaşlığı ve bunu kabul etmeyi öğrenmek lazım. bir de disiplin denen bir şeytan icadı var, asıl mesele onu öğrenebilmek. onu öğrenmekle başlayabilirsiniz.
0
ahmet oturum cerezi
(01.05.25)
Mükemmelliyetçi olabilir misin?

Öğreneceksem ya çok iyi öğrenmeliyim ya da hiç öğrenmesem de olur mu diyorsun acaba? :)
0
rock n roll
(01.05.25)
@rock n roll

Mükemmeliyetçilik de var evet ama galiba ben eski öğrenme hızımı kaybettiğimi yeni fark ediyorum, onu anladım. Yaş itibariyle gayet de yavaşlamışım. Zaten artık yakını görme görmeme meselesi de çıktı... Hadi bakalım. Yaşlandık iyi mi.

Teşekkürler gençler. Evet yavaşlamışım ben.
0
🌸muhayyer divan
(01.05.25)
birbirinize ahkam kesmeyin ..

anlattiginiz sey bahar aylarinda alevnen, duygulari uçta yaşamak gibi...öyle mi?
0
designer
(01.05.25)
Kursa yazilirsin,
devam ettiremezsin,
Spora başlarsin,
iki hafta sonra bakmışsin kendine bahaneler uydurup gitmezsin,
sevgili edinirsin,
sen kendin secmissin,sen onu ikna etmissin ama hemen vazgecersin gibi... degil mi
0
designer
(02.05.25)
@designer

Öyle de değil.

Kursa yazılıyorum, dersler başlıyor ve benim zihnim algılarım sanki nöronların arasına yalıtkan plaka koymuşlar gibi sekteye uğruyor. Anlayamıyorum, çözemiyorum, "ders" yahut bir şekilde "sorumluluk" olmayan bir anda gösterilse, bir an o konuyu konuşsak rahatlıkla öğreneceğim şeyi, adı "ders" ise, bir sorumluluk halindeyse öğrenmem çok fazla zorlaşıyor. Çocuk yaşta enstrüman öğrenmekle 45 yaşında öğrenmek arasındaki fark gibi. Ama daha şiddetlisi.

Keşke arada yazdıklarımı okusaydın.
0
🌸muhayyer divan
(02.05.25)
moderasyonu uyarıyorum. bir grup var, duyuruyu terapi odası olarak kullanıyor. saracak yer arıyorlar. bu gruba dikkat. son 6 aydır. millete sarıp sürekli kendi ruhsal sıkıntılarını tedavi ettirmeye çalışıyorlar.
0
mikahakkinen
(02.05.25)
@mikahakkinen

Buraya gelme. Benim duyurularıma cevap yazma. Uğrama benim duyurularıma. Rahatsız oluyorsan gelmezsin. Emin ol ben de senin duyurularına uğramam. Çek git şurdan.
0
🌸muhayyer divan
(02.05.25)
(2)

Erkek neden swis made saat kullanmalı?

komando kani var bende
Geçen hafta debe'ye giren bir entry vardı. Swiss made saat takın diyordu. Neden swiss made? onu anlamadım.
Geçen hafta debe'ye giren bir entry vardı. Swiss made saat takın diyordu. Neden swiss made? onu anlamadım.
0
komando kani var bende
(15.03.25)
Statü göstergesi işte, lüks tüketim aracı.
0
playing star again
(15.03.25)
Kayısıyı Malatya'dan
Cag kebabını Erzurum'dan
Zeytini egeden
Otomobili Almanlardan
Kahveyi Brezilya'dan neden almaliysak o yüzden.
0
etna
(15.03.25)
(8)

38 yaşından sonra yarım yamalak ingilizcemi nasıl geliştirebilirim?

mikahakkinen
ortaokulda saçma sapan bir eğitimle liseye kadar anlamadan ingilizce öğrendim. daha sonra yüzde yüz ingilizce bir bölüm kazandım. hazırlığı 1.5 senede kaktırmayla zor geçtim. üniversitede de ezberle iyi kötü okulu bitirdim. ingilizceyi hiç içselleştiremedim. İngilizceyi sadece günlük hayatta çıkıp k
ortaokulda saçma sapan bir eğitimle liseye kadar anlamadan ingilizce öğrendim. daha sonra yüzde yüz ingilizce bir bölüm kazandım. hazırlığı 1.5 senede kaktırmayla zor geçtim. üniversitede de ezberle iyi kötü okulu bitirdim. ingilizceyi hiç içselleştiremedim. İngilizceyi sadece günlük hayatta çıkıp konuşmak istiyorum. avrupaya çıktığımda azıcık sohbet etmek beni mutlu eder. beklentim yüksek değil kendimi anlatabilmek. 38 senelik hayatımın 25 senesinde hep olan ingilizceyi iyi kullanamıyor, tam anlayamıyor ve konuşamıyor. bu hayatta kendimi tamamlamam için bu dili öğrenmem lazım.

online dil uygulamalarında yüzyüze konuşmak için daha özgüvenim yok. bana şuradan başla şöyle devam et. şunu takip et, şu kaynağı oku vb. salağa anlatır gibi akıl verirseniz çok mutlu olurum. tek amacım yurt dışında çıktığımda konuşabilmek.
0
mikahakkinen
(28.02.25)
konuşma için pek işe yaramaz ama, dizi film izliyorsanız ingilizce, ingilizce altyazı ile izleyin. ingilizce sesli kitap dinleyin.
0
inheritance
(28.02.25)
Sizin senaryonuzda dili cok agir olmayan amerikan dizileri izlemek faydali olur gibi gorunuyor. Konusmaya da faydasi oluyor, illa gercek konusmayla pratik yapmak sart degil. Kafanizda bazi konusmalari tekrar edebilir, hatta isterseniz kendi kendinize soyleyebilirsiniz.
0
mbond
(28.02.25)
Amacınız konuşmak ise dil uygulamarından daha iyi bir seçenek yok aslında. Şu an yapamam diyorsanız, önce okuma anlamayı biraz geliştirin. bir reading kitabı alın ve her gün birkaç reading yapın ve bilmediğiniz kelimeleri not alın bir kelime defterine. Bunları yaparken kendi kendinize yaptığınız günlük işleri İngilizce söyleyin içinizde. "now, i am going to work" gibi. Gününüzü kendinize İngilizce anlatmaya çalışın. Böyle böyle zihni İngilizce düşünmeye alıştırın. Birkaç ay içinde belli bir noktaya gelirsiniz sonra da uygulamalara geçersiniz.
0
playing star again
(28.02.25)
daha ortada internetin olmadığı yıllarda yaptığımı anlatayım.
alıyorsunuz hoşunuza giden ve seviyenize uygun bir text ve sesli özet çıkartıyorsunuz.
hazırlığı derece ile bitirip amerikalı hocanın verdiği bir derste apışıp kalmıştım ama bir ay sonra hazırlıkta bir senede kaydettiğim gelişmenin üstüne geçmiştim.
bir dili konuşabilmek aynı şoförlük gibi. kurstan ehliyeti alınca değil kilometre yaptıkça araba sürebiliyorum diyor insan. dili aktif olarak düzenli şekilde kullanmak şart.
0
lazpalle
(28.02.25)
aslında hedefin seviyeden ziyade yetenekleri geliştirmek. a2 seviyesine kadar bütün skill'leri geliştirirsen istediğin yere ulaşabilirsin. basit ama anlaşılır, akıcı, gündelik bir dil.
0
blackkmamba
(28.02.25)
Hocam şu anda Avrupa' ya gitseniz anlaşırsınız, bizim İngilizce ile bi' kompleksimiz var milletçe buna inanıyorum artık - benim de vardı -

Anadolu Lisesi çıkışlıyım, sonrasında sınava dilden girdim kazandım, mezun oldum, uzun lafın kısası hayvan gibi İngilizce eğitim aldım :) Eğitimin dışında da ilgiliyim de dile.

İş hayatına atıldıktan yaklaşık 5-6 sene sonra bir Kobide ihracat departmanında işe başladım ama yabancı müşterilerle konuşmaya çekiniyorum, patron şu müşteriyi arar mısın diyor ben mail atıyorum fax çekiyorum falan asdkasdkaskdaksd efsane hareketler :) sonra yavaş yavaş şirkete gelen müşterilerle konuşmaya başladım, bi' baktım ki elin Yunanı İtalyanı benden çok daha kötü durumda aama kafa göz yara yara konuşuyor, tam nerde hatırlamıyorum ama bi' özgüven geldi. Sonra arkama hiç bakmadım, şimdi 20 sene sonra portföyümün yarısı Amerikalı ve konuşurken hiç zorlanmıyorum, hatta çok samimi olduklarım laf arasında çok iyi konuştuğumu söylediler bir kaç defa.

Beklentinizin yüksek olmadığını söylemişsiniz, sizi tanımıyorum ama verdiğiniz bilgiler doğrultusunda İngilizcenizin Avrupaa' ya çıktığınızda azcık sohbet etmeye hayli yeteceğine yemin edebilirim ama ispatlayamam :)
0
kumandanim
(28.02.25)
Babam 60 yaşında, A0 dan A2 ye geldi son birkaç yılda.

Köyde kendi çalışıyor ne yaptığı hakkında hiçbir fikrim yok :D
0
ananiyimioguz
(28.02.25)
online da konuşamayan adam real de nasıl konuşsun hocam senin konu en başından falso almış.

italki programına gir oradan hoca sec konusmaya basla zaten herkes hede hödö yaparak kekeleye kekeleye konusmaya calısıyor bizde böyle basladık utanılacak bısey yok hocanın gorevı zaten senın gıbı ınsanlarla ugrasmak sımdı sag ustten X ısaretıne bas eksıyısozlugu kapat yenı pencere ac italki yaz oradan hoca secıp randevu al basla... gecmıs olsun.
0
Zetnikov
(28.02.25)
(12)

Apartmanın en üst katı satın alınır mı

adwokat
Merhaba arkadaşlar, çok güzel bir konumda güzel bir apartman dairesi buldum. Kira ödemesi fiyata göre avantajlı. Apartmanın en üst katında, sizce en üst kat olmasının ne gibi bir dezavantajı olur.Apartman görseli;https://ibb.co/kTVm76d
Merhaba arkadaşlar, çok güzel bir konumda güzel bir apartman dairesi buldum. Kira ödemesi fiyata göre avantajlı. Apartmanın en üst katında, sizce en üst kat olmasının ne gibi bir dezavantajı olur.


Apartman görseli;

ibb.co
0
adwokat
(31.01.25)
Yazın çatı sıcağı, kışın çatı soğuğu iner eve. Yalıtım yoksa yazın çok sıcak, kışın çok soğuk olur. Etrafta aynı seviyede bina yoksa rüzgar vs direkt evi etkiler.
0
mor oje
(31.01.25)
Yazın sıcak kışın soğuk olur, su akabilir, baska eksi gelmedi aklıma
0
mirty
(31.01.25)
Kuşlar çatıyı yuva bellediyse çok ses de olabilir.
0
orient blue
(31.01.25)
sıcak soğuk para ile kolay çözülür de (yazın klima kışın fazla doğalgaz) sızdırma varsa sıkıntı. gidip görmek mümkünse komşulara/eski oturana sormak lazım.
0
jülsezar
(31.01.25)
eski bina ise pek önerilmez. görseldeki bina eskiye benzemiyor, ama tabi bilemeyiz. kaplama yapıldığında 0 gibi oluyor.

* izolasyon eksikse sıcak soğuk problem olur.
* almandan önce bir çatı aralığına girin bakın, benim daha önce yaşadığım yerde üst katta tadilat yapılmış çuval çuval cürufu aşağa indirmek zor olunca çatıya çıkarmayı ya da orada bırakmayı uygun görmüşler. üst katımda yarım evlik inşaat atığı, yangında çıra gibi yanacak bir sürü çöp (depo gibi kullanmışlar ama çöpe dönmüş) ve kullanılmayan inşaat malzemeleri vardı (yağmurda çimento beton olmuş)
rastlantı ile farkettim çünkü normalde çatıya çıkılmıyordu.
* mal bi komşum sık sık çatıya çıkıp kiremitlerin yanındaki kapağı açıyor ve çatı yağmurla doluyordu. oradan da benim eve geliyordu. en sonunda merdiveni aldım sakladım. bir iki yıl sonra çıkardım ortaya.
* oluklar tıkanmış ve duvardan akan su alt kata iniyordu. alt kat insanı bana geldi. sizin çatıdan bizim eve su akıyor, yaptırın onu dedi. la havle demez başka ne dersin.
* asansörlü bina değilse gelen paketçilere bahşiş vermeyince utanıyordum ben. bazı kargocular da yukarı çıkmıyordu.

bunlara dikkat, aklınızda olsun. ben en üst katta yaşamayı seviyorum. bu kriterlere dikkat etmek kaydıyla almayı düşünürüm.
0
biseysorcaktim
(31.01.25)
2 defa en üst katta oturdum apartmanda. Birinde hiç bir sıkıntı yoktu bu attığınız gibi ortalık açıklık yerdeydi ama ne piştik ne donduk. İkincisi ise bayağı sıkıntıydı hem manyakça sıcak soğuk yapıyordu hem de kışın aktı falan bildiğiniz kova koyduk salonun ortasına.

İkisi de kiremit düzeltme ve izolasyon ile hallolur şeyler aslında ama ara kat daha iyi oluyor gibi sanki.
0
hedep
(31.01.25)
-Yurdum müteahhitleri henüz akmayan çatı yapmayı öğrenemediler. Yeni binalarda bile çatı akıntısı olabiliyor. Onarımı tüm apartmanın katılımıyla olması gerekirken, bu husus her öküze anlatılamıyor.
-Isı izolasyonu konusu da yurdum müteahhitlerini aşan bir husus olduğu için, yazın sıcak, kışın soğuk olabilir.
-Çatı arasını ambar olarak kullanma eğiliminde olan ve kafa yapısı olarak henüz kente göç edememiş sakinler olabiliyor.
-Devlet hayvansever popülasyonundaki artışa çözüm bulmadığı ve bu durum da güvercinlere yaradığı için, çatı araları güvercin sesi ve pisliğine ev sahipliği yapabiliyor. Üst katlarda ağla kaplı balkonlar görebilirsin. Evi güvercin biti sarması sıklıkla görülebilen bir problem ve mücadelesi epey zor.
-Üst katlarda asansör sesi problem olabiliyor.
-Asansörsüz binalarda merdinem tırmanmak sağlıklı insanlar için zor, sağlıksız insanlar için işkence olabiliyor.
-Konan malzeme, güvercin pisliği, elektrik tesisatı, ahşap çatı gibi hususlar çatı yangınına zemin oluşturuyor.
-Bazı çatılarda su deposu veya imbisat tankı bulunabiliyor. Bakımsızlık, taşıntıya ve su basmalarına neden olabiliyor.
-Bitişik nizam apartman yapımı ve merdiven boşluğundan çatıya çıkış kolaylığı en üst katları hırsızlar için cazip hale getirebiliyor.
0
Mirket
(31.01.25)
Üstünde tepinen bir obez komşu çocuğu olmaz, bence bu bile en üst katta oturmak için bir tercih nedeni olabilir.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(31.01.25)
senelerce farklı farklı üst katlarda yaşamış biri olarak diğer herkes gibi yalıtım diyor ve ekliyorum. hangi cephe ve hangi şehir?

evde her daim cepheye bakarım ve güneyden vazgeçmem Ege, Akdeniz bile olsa.

çatı yalıtım meseleleri tüm binaya ait. bina sıfır gibi görünüyor ama bunu yönetimden sorgulamak ve bina içinde köşelere, banyo tavanına vs dikkatli bakmak gerekiyor. yeni boyandıysa daha dikkatli bakın.

kışın ve yazın güneşi ne kadar alır? boşuna dememişler güneş girmeyen eve doktor girmez diye.

gelelim gürültüye.
sahilde ise martılar, asansör makine dairesi gürültüsüne de bakabilirsiniz. normal insanların da şikayet edebildiği sesler bunlar neticede.
0
mathilda.may
(31.01.25)
Manzarası yoksa yukarıda bahsedilen sebeplerden dolayı değmez. İçinde yaşayacaksan kira ise olmaz da, satın alırsan paraya kıyıp izolasyon yapabilirsin tabii.
0
nawar
(31.01.25)
En üst katlardaki en büyük sıkını çatı akması. O yoksa ve ev eski değilse bence ara katta oturmaktan daha iyi özellikle de sese hassassanız. Biz şu an en üstteyiz ve arada olsak kafayı yerdik sanırım. Alt kattaki komşular üstte olsa çekilmezdi ama üstte olunca az ses geliyor. Ha komşulara kıyasla daha fazla yakıt ödüyoruz ama çatısı akmayan bir evde en üstte oturmayı ederim her zaman. Tabi bir de deprem korkusu da var, ara kat o yüzden de korkutuyor beni.
0
playing star again
(31.01.25)
Eğer çatı katı dediğimiz 'tavan eğimleri' olan bir en üst kat değilse öyle sıcak/soğuk problemleri yaşamanız pek mümkün değil.

bahsettiğim tür bir çatı katında yaşadım evet yazın sıcak kışın soğuk olur doğrudur. Ancak düz bir en üst katın bu problemleri yaşaması için cidden aşırı kötü bir izolasyon gerekir.

Üst kat komşu gürültüsü olmaması en sevilesi sebep bence. ev alacak olsam şahsen ara kat almazdım. Hele hele dediğim gibi gürültücü bir üst komşu denk gelirse aldığınıza alacağınıza pişman eder.

bunlar benim görüşlerim/tecrübelerim elbette. kesinlik belirten bir cevap değil :)
0
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(01.02.25)
(13)

iş yerinde böyle aptallıklarla nasıl başa çıkıyorsunuz?

m e b
selamlar.böyle durumlarda ne yapıyorsunuz, nasıl yatıştırıyorsunuz kendinizi?-bilgisayarımda whatsapp web açık, tüm ciddiyetimle gelen mesaja cevap yazıyorum. yanımdaki arkadaş sandalyesini yanıma çekerek MESAJ YAZDIĞIMI GÖRMESİNE RAĞMEN çok alakasız ve yeryüzünün en boş bir yorumunu yapıyor.-telefo
selamlar.

böyle durumlarda ne yapıyorsunuz, nasıl yatıştırıyorsunuz kendinizi?

-bilgisayarımda whatsapp web açık, tüm ciddiyetimle gelen mesaja cevap yazıyorum. yanımdaki arkadaş sandalyesini yanıma çekerek MESAJ YAZDIĞIMI GÖRMESİNE RAĞMEN çok alakasız ve yeryüzünün en boş bir yorumunu yapıyor.

-telefondayım, işle alakalı hararetli bir şekilde bir konuyu izah ediyorum, zamanla yarışıyorum, o sırada çalışanlardan biri TELEFONLA KONUŞTUĞUMU GÖRMESİNE RAĞMEN dibime kadar gelip hiç ama hiç aciliyeti olmayan bir şey için bana el kol işareti yapıp "abi, geçen hafta ürünle alakalı istediğin bir broşür vardı ya, onu masana bırakıyorum, haberin olsun" diyor.

-yöneticimle önemli bir şeyi konuşuyorum, bir karar vermemiz gerekiyor, iki yol var ve ikisinin de artı ve eksilerini izah ediyorum, açık ofis olduğu için ne konuştuğumuz zaten duyuluyor, yan masadaki çalışan TÜM BUNLARI DUYMASINA RAĞMEN dan diye lafımı bölüyor ve "x bey, geçen hafta müşteri geldi ve bana hangi ürünleri istediğine dair listeyi iletti. size mail olarak ileteyim mi, masanıza bırakayım mı?" diyerek konuyu çok alakasız sebeple dağıtıp gidiyor.

-bir üründen ilk defa getireceğiz, malzemelerin tüm özelliklerini yazılı ve sözlü izah etmeme, daha önceden getirdiğimiz ürünün daha gelişmiş ve farklı prensipte çalışan hali olduğunu DEFALARCA SÖYLEMEME RAĞMEN gümrükçü gidiyor, daha önceden getirdiğimiz o ürünmüş gibi farklı beyan ediyor ve ben defalarca bu hatanın düzeltilmesi adına ek belgelerle uğraşmak, o istenilenleri zamana karşı yarışarak temin etmekle, yurt dışına günlerce izahat yapmakla uğraşıyorum.

buna benzer tonlarca örnek verebilirim herhalde. ya ben çok yumuşağım ve insanların salaklıklarını ben çekmek zorunda kalıyorum ya da bunlar olağan şeyler herhalde. siz ne yapıyorsunuz böyle durumlarda?
0
m e b
(23.01.25)
profesyonellik, dogru iletisim ve birazcik da empati ile cozulebilecek seyler. sanki gecmiste travmatik biseyler yasamissin o yuzden herseyi kisisel tehdit, saygisizlik olarak goruyorsun gibi. (bkz: If you are always the victim, maybe you are the problem)
0
buenosdias
(23.01.25)
@buenosdias +1 konu kilit.

Abi çok alınıyorsun gibi görünüyor. İnsanlar hata yapabilir, kim bilir sen neleri doğru sanıp başkalarına yanlış gelen şeyler yapmışsındır.
0
Shepard
(23.01.25)
Buna aptallık denemez bence. Herkesin önünde yığınla iş var, seni görünce birini aradan çıkarıyor işte insanlar. Seni beklesin, onu beklesin, ötekini beklesin dersen işleri bitmez. Veya gayri ihtiyarı aklına gelen bir şeyi söyleyebilir insan. Konuşacağımız şeyleri sürekli düşünerek akşamı yapamayız iş yerinde. Böyle şeylere hoşgörülü olmak gerekli.

Sanemk biraz sert ifade etse de haklılık payı var. Kendinize acımasız davrandığınız ve çıtayı çok yukarı koyduğunuz gibi diğer insanlara da bunu yapıyorsunuz.
0
playing star again
(23.01.25)
1. Şikayet: O arkadaşa o davranışı yapabilme hakkını sen vermişsin, eğer sergilediği hareket sonrasında bir tepki vermiyorsan geçmiş olsun.
2. Şikayet: Sana haber veriyor, koyayım mı diye soru cümlesi yöneltip senden cevap beklemiyor.
3. Şikayet : O kadar önemli toplantılar açık ofiste yapılmaz, açık ofiste yapılıyorsa o sadece bir toplantı değildir, araya daldığında sen veya yöneticin 'Bi dakka kardeş bak burada başla iş yapıyoruz' minvalinde dönüş yapmıyorsanız geçmiş olsun.
4. Şikayet: E iş dünyası böyle bi yer zaten, birileri işini yapmayacak birileri o işler için daha fazla zaman harcayacak, teorik olarak haklısın ama teoriğin iş dünyasında hiçbir önemi yok.

Ben böyle durumlarda ne yapıyorum,
1- Hocam görmüyor musun özel bişey yazıyorum ayıp ama az geriye gider misin diyorum.
2-Eyvallah kanka sağol anlamına gelecek bir onaylama hareketi ya da mimiği yapıyorum.
3- Hocam şu an bir toplantı yapıyoruz şu işi bir çözelim x bey eminim sana da zaman ayıracaktır diyorum.
4- Sorun kimden kaynaklandıysa sorun kaynaklandığı andan itibaren sorunu yaratan kişiyi ve ilgili kişileri cc ye alıp anında mail çakıyorum.

İnsanlar kesinlikle salak değil, sen yumuşak değilsin sadece iş dünyasının kurallarını bilmiyorsun
0
ebeş
(23.01.25)
@sanemkk: bu ağır oldu ya :( normalde kibir ve hırsızlık en çok korktuğum iki şey. tam tersine kendimi öyle ahım şahım görmem hiç, etrafımdakiler de kendi potansiyelimi hafife aldığımı ve kendime hep haksızlık ettiğimi söyler. ama burada verdiğim izlenim böyleyse dikkat etmem lazım demek ki. etrafımdakilere rahatsızlık vermeyecek şekilde yaşamak için elimden geleni yapıyorum, saygısızlık da yapmıyorum. aynı şekilde saygı görmek istemiştim hep...

@playing star again: sorun salt iş değil ki. evrensel davranışları yok saymaları. birisi telefonda konuşurken veya iki kişi konuşurken araya pat diye girmek işten bağımsız bir saygısızlık değil mi?
0
🌸m e b
(23.01.25)
konu sanki sende bitiyor.

emeğinin ve çabanın karşılığını alamıyor olma hissi ile tüm insanlara karşı bilenmişsin. klasik bir beni anlamıyorlar - her şey beni buluyor durumu oluşmuş.

muhtemelen haklısındır da ama değiştiremeyeceğin konularda içinde biriktirmek de boşuna.
bir tatil ya da kafa dinlemek iyi gelebilir.
0
orpheus
(23.01.25)
diğerleri neyse de buna da kızılmaz ki. alt tarafı masana bir şey bırakıp gidecek. ne zaman biteceği belli olmayan bir telefon konusmasını beklemesi saçma olurdu. adam yapılması gerekeni yapmış. buna bile sinirlenmişsin.

-telefondayım, işle alakalı hararetli bir şekilde bir konuyu izah ediyorum, zamanla yarışıyorum, o sırada çalışanlardan biri TELEFONLA KONUŞTUĞUMU GÖRMESİNE RAĞMEN dibime kadar gelip hiç ama hiç aciliyeti olmayan bir şey için bana el kol işareti yapıp "abi, geçen hafta ürünle alakalı istediğin bir broşür vardı ya, onu masana bırakıyorum, haberin olsun" diyor.
0
abelardo
(23.01.25)
2. ve 3. maddede bir hata göremedim. İki kişi konuşurken kutsal bir koruma çemberi devreye girip dünyadaki diğer tüm insanları sessize almıyor. Çok kısa cevapla hallolabilecek şeyler anlattıklarınız. Günlük hayatta da, işte de iki kişi konuşurken üçüncüsünün kısa bir iş için sohbetin bitmesini beklemesi saçma yani.

İlk maddede, kişisel gizlilik söz konusu. Kibarca uyarabilir ya da aşşşırı acil değilse sekme değiştirebilirsiniz belki ama uyarmak daha mantıklı bu biraz izansızlık.

Son madde pek hakim olmadığım bir mevzu ama sehven bir hata da olabilir yani, bir uyarı maili falan atılabilir.
0
nundu
(23.01.25)
sana kötü bir haberim var bu tip insanlar sadece işyerinde değil her yerdeler. günümüz insan profili böyle. başkalarının kişisel alanına saygı duymak kimsenin aklına gelmiyor. yapacak fazla bişey yok belki sus işareti yapan hemşire gibi parmak göstermek faydalı olabilir. ben böyle tipleri bir süreliğine görmezden gelerek işin içinden çıkıyorum. başka yolu var mı onu da bilmiyorum. iş hayatında başarılar (biraz da sabır) dilerim.
0
izole
(23.01.25)
Dünya sizin etrafınızda dönüyor gibi hissettim.
0
kimlanbu
(23.01.25)
gümrükçü ile alakalı olarak, önden taslak beyanname isteyin.
0
lazpalle
(24.01.25)
kendimi yatıştırmak için ben bunu kimlere, nerede yapıyorum diye sorarım.

birazcık agresif bir tavrın varsa törpülemen için bunlar geliyor olabilir. buna bakarım. insanlarla iletişimime.

ha hiçbiri yok, yanlış işteyim derim.
0
mathilda.may
(24.01.25)
Bence buradaki maddelerde sorunlar birbirinden farklı. Temel sorunlar:

1. İnsanlar multitasking yapıyorlar, siz daha odaklanarak çalışmayı seviyorsunuz, aynı anda iki işi idare etmek dikkatinizi dağıtıyor.
2. İnsanların kişisel alanınıza girdiğinizi düşünüyor veya hissediyorsunuz. İnsanlar sınırlarınızı ihlal ediyor olabilir. Burada ifade etmeye çalıştığınız şey o olabilir: İnsanların sıklıkla bireysel alanınızı ihlal etmesi ve bunun dikkatinizi dağıtarak işlerinize de engel olması.
3. Sonuncu madde ise çok farklı. Burada işini doğru yapmayan bir insan var gibi duruyor ve sorun siz değilsiniz. Sizin kızmanız da gayet normal.
0
silverleaf
(24.01.25)
(2)

odada duyulan damlama veya tık tık sesı

deepness
degerlı arkadaslar, son uc dort gundur duymaya basladıgım sesın kaynagını bulamıyorum, tıktık veya tıp, tıp, tıp sesı var, yaklasık kırk sanıye kesılıyor, sonra bır dakıka oyunca tekrar gelmeye baslıyor, odanın ıcınde dus ve klozet de var, buralarda ortada bır su sızması gorunurde yok, banyo batarya
degerlı arkadaslar, son uc dort gundur duymaya basladıgım sesın kaynagını bulamıyorum, tıktık veya tıp, tıp, tıp sesı var, yaklasık kırk sanıye kesılıyor, sonra bır dakıka oyunca tekrar gelmeye baslıyor, odanın ıcınde dus ve klozet de var, buralarda ortada bır su sızması gorunurde yok, banyo bataryası da kuru, gomme bır rezervuar var , orası gızlı goremıyorum tabıı. asma tavan var fakat bır su akması da yok, dogalgaz panelının baglantı yerlerı de kuru , ne olabılır, fıkrı olan var mı? tesekkurler sımdıden.
0
deepness
(11.01.25)
-Üst kattakinin duşakabin teknesine damlama sesi
-Üst kattan sana sızıntı var, asma tavana damlıyor ve şimdilik alçıpan absorbe ediyor ve veya gizliyor.
-Rezervuar musluk kaçağı
-Radyatör genleşme sesi
0
Mirket
(11.01.25)
Petekten geliyordur yüksek ihtimal, bizim de oradan damlama sesi geliyordu doğalgazı yeni açmaya başladığımızda.
0
playing star again
(11.01.25)
(6)

en çok puan kazandıran kredi kartları?

elite crew
hangilerini önerirsiniz?
hangilerini önerirsiniz?
0
elite crew
(03.01.25)
puanı bilmiyorum ama bonus her daim kampanya yapıyor.
0
mikahakkinen
(03.01.25)
bonus axess fena değil. world hakkında bilgim yok.
0
archmeister8
(03.01.25)
Üst gelir grubu için Maximiles Black

Diğerleri için Paraf kartı tavsiye ederim.
0
Mirket
(03.01.25)
word, paraf ve bonus var (hatta maksimum da var ama onu pek kullanmıyoruz). En çok kampanya bonus'ta var gibi görünüyor. Ayrıca çoğu yerde paraf ve word'e çok az taksit imkanı çıkıyor. Mesela word'de aktif olarak kullanmama rağmen bir yılda eh miktarda puan birikmemiş. O yüzden word'u bırakıp bonusa geçtim ben bu ay, bir süre de bunu deneyeceğim, kampanyalar kısmında çok fazla seçenek çıkıyor.
0
playing star again
(03.01.25)
Şubat 2023'ten beri Ziraat bankasının bankkart goldunu kullanıyorum kampanyaları da takip ederek bugüne kadar 6900tl civarında puan kazanmışım ama son zamanlarda hem puanları kıstılar hem de kampanyalar sınırlandırılmaya başlandı. Ben de alternatif bir kredi kartı arıyorum.
0
EkimBebesi
(03.01.25)
artık bankalar kendilerinde hatırı sayılı miktarda para yatırmaz, mevduat koymaz ya da kredi limiti açmazsanız kredi kartlarının faydalarından yararlandırtmıyor. bahsedilen miktarlar da az değil 3 milyon tl falan
0
iwillsee
(04.01.25)
(15)

Takıntılıyım ama haksız mıyım? (Dişçi hijyeni)

ya ben lan neyse
devlet hastanesinde dişçi sırası beklerken benden önce yaşlı bir teyze girdi. dişçi arkadaş elinde eldivenle teyzenin ağzının içine parmaklarını soktu. bir şeyler yaptı. sonra eldiveni çıkarmadan eldiven kutusundan yeni bir eldiven alıp eskisinin üstüne taktı.eldiven kutusundaki temiz eldivenlere sa
devlet hastanesinde dişçi sırası beklerken benden önce yaşlı bir teyze girdi. dişçi arkadaş elinde eldivenle teyzenin ağzının içine parmaklarını soktu. bir şeyler yaptı. sonra eldiveni çıkarmadan eldiven kutusundan yeni bir eldiven alıp eskisinin üstüne taktı.

eldiven kutusundaki temiz eldivenlere salya bulaşmadı mı? birine söylediğimde sen çok takıyorsun diyorlar. tamam da orası dişçi pastane değil ki. haksız mıyım?

bir de bu tip duyurularımda "git tedavi ol" falan yazan birkaç arkadaş var. tamam ben hastayım da soruma cevap vermeyecekseniz bir ....rin gidin be abi. size mi kaldı benim hastalığım. hastayım diye düşündüğüm her şey mi hatalı. sizin yüzünüzden soru sormaya çekinir oldum.
0
ya ben lan neyse
(28.12.24)
Haklısın. Girmezdim muayeneye.

Üstüne taktığı eldiven delikse ve o hastada bi semptom var ise senin ağzına taşınacaktı. Sıvı yoluyla hoş geldin bilinmezlik. Direkt temas üstelik. O doktor da kendini sorgulamalı.
0
baldan kaymak
(28.12.24)
Tiksinmekte haklısın ama teknik olarak bakarsak salya eldivenin alt kısmına bulaştı, sana temas eden kısmına değil.

Aslında o olaya o an şahit olmasan bu durum umrunda bile olmayacaktı.
0
feastofthedamned
(29.12.24)
Kesinlikle haklısınız. Ben olsam doktoru uyarırdım ve tedavi olmazdım.
0
bakur basur rojava rojhilat
(29.12.24)
Kesinlikle haklısın
0
primetime
(29.12.24)
Okurken tiksindim yeminle bu olay için laf edene aynen yazdıklarınızı iletiyorum
0
gilbeys
(29.12.24)
Bu sefer haklısınız
0
playing star again
(29.12.24)
haklısın böyle hijyen olmaz olsun
0
respect
(29.12.24)
Haklısın, doktora söylemek, lütfen elinize sıfır eldiven giyin demek problem teşkil ederse iyice haklısın. Bunu söylemek sorun olmamalı.
0
muhayyer divan
(29.12.24)
Haklısın. Dişçi de niye öyle yaptıysa, çıkartıp yenisini takmak daha kolay.
0
bisorumvardı
(29.12.24)
Haklısın.

Bu arada fırınlardan ekmek falan alma bence veya dışarıda bir şey yeme.
0
wd40
(29.12.24)
Diğerlerini bilmiyorum bu haklı bir itiraz. Eldiven kirletince üst üste takmak gibi bir protokol yok. Değiştirilir.
0
sibertenik
(29.12.24)
Haklisin fakat seni etkileyen bir durumda yok aslinda
0
Zetnikov
(29.12.24)
Çok haklısın hem de
0
Dudarmon
(29.12.24)
Haklısın.
0
morca
(29.12.24)
acaba hep çift kat eldiven kullanıyor da, ilk katmanı çıkarırken sen mi görmedin
0
ala09
(29.12.24)
(6)

tek muhabbet kusu almak hayvana eziyet mi?

fevzi123
selamlar,tek 1 muhabbet kusu alip evde kafeste beslemek istiyorum. ama bu hayvan kucucuk kafesin icinde 15-20 saat yalniz kalacak gun icinde. sonucta biz uyuyorken ve disarida isteyken hayvana eziyet olmuyor mu? yeri gelecek gunde 10 dakika ben yaninda olacagim.bu normal mi?onun yerine 2 tane muhabb
selamlar,

tek 1 muhabbet kusu alip evde kafeste beslemek istiyorum. ama bu hayvan kucucuk kafesin icinde 15-20 saat yalniz kalacak gun icinde. sonucta biz uyuyorken ve disarida isteyken hayvana eziyet olmuyor mu? yeri gelecek gunde 10 dakika ben yaninda olacagim.

bu normal mi?

onun yerine 2 tane muhabbet kusu alsam nasil olur? 2 kus alinca onlar eglenip gidiyor denebilir mi? yoksa yine de eziyet mi sayiliyor?

tesekkurler.
0
fevzi123
(19.12.24)
1 tane muhabbet kuşu belgeseli izleyin. Vicdanli birisiniz zaten; nasıl muhteşem, özgür, sosyal canlılar olduklarını gördükten sonra eminim bu pis vahşi kirli piyasaya destek olmaktan vazgececeksinizdir..
0
makbur
(19.12.24)
tek alacaksan çok ilgilenmek lazım. bu hayvana en güzel ismi biz koymuşuz, hayvan gerçekten "muhabbet" kuşu. muhabbetsizlik öldürüyor hayvanı

annemlerin var, 10 yaşını geçti namussuz. tam emekli çocuğu, çok ilgi delisi. anamdan babamdan benim görmediğim ilgi alakayla büyüdü xD her gün çıkaramayacaksan, ilgilenmeyeceksen başka kuş gerek. ama bu hayvanın da pisliği var onu göz önünde bulundur. yumurtlayınca falan dehşet pislik yapıyor
0
titanyum22
(19.12.24)
tek muhabbet kuşumuz var ona tüm konforu sağlıyoruz ve günde en az iki kere kafesten çıkarıp onunla zaman geçiriyoruz. Ben mutlu olduğunu düşünüyorum
ek olarak çift olan kuşlar sizinle muhattap olmazlar. Sadece ikisi iletişim kurarlar.
0
alaimisema
(19.12.24)
Hiç almayın. Hele ki kafeste 20 saat kafeste tutmayı düşünüyorsanız, evde serbest dolaşmayacaksa hiç hiç yapmayın. Ayağı olan insanı sandalyeye 20 saat bağlamak gibi bir şey bu. Kedi sahiplenin onlar yalnızlığı bu kadar takmıyor hem de kafese kapatmak zorunda kalmıyorsunuz.
0
playing star again
(19.12.24)
Al besle arkadaşım.
O kadar ince düşünme.
En azından kısırlaştırmıyorsun hayvanı.
Evde, parkta beslenen kedi de, bu sayede neslini kuruttuğumuz serçelere eziyet değil mi?
Sahi eskiden serçe sesleriyle uyanırdık biz.
Bir tane bile bırakmadık.
0
Mirket
(19.12.24)
valla ya, serçe bülbül saksağan hiçbiri kalmadı. eskiden İstanbulun sesiymiş bülbüller. hepsini kediler hakladı. abdde kediyi sokağa salmak yasakken bizde sokak bildiğin jungle.
0
titanyum22
(19.12.24)
(2)

muhtarlık seçim sonuçları

zemberek
merhabalar,ysk'nın sitesinde yerel seçimlere, genel seçimlere dair sonuçlar var ancak köy/mahalle muhtarlığı seçimlerine dair sonuçları göremedim.bunlar online olarak paylaşılıyor mu? istanbul x ilçesi y mahallesi muhtar adayları ve oy oran/sayılarını görmek mümkün mü bir şekilde.teşekkür ederim.
merhabalar,

ysk'nın sitesinde yerel seçimlere, genel seçimlere dair sonuçlar var ancak köy/mahalle muhtarlığı seçimlerine dair sonuçları göremedim.

bunlar online olarak paylaşılıyor mu? istanbul x ilçesi y mahallesi muhtar adayları ve oy oran/sayılarını görmek mümkün mü bir şekilde.

teşekkür ederim.
0
zemberek
(13.12.24)
Muhtarlıkta adaylık sistemi yok. Kağıda isim yazıp bile sandığa atabilirsiniz, geçerli olur. O yüzden yayınlanmıyor olabilir.
0
playing star again
(13.12.24)
çok teşekkür ederim. ben bunu bilmiyordum. seçim öncesi etraf muhtar adayı kaynadığından adaylık var sanıyordum. teşekkür ederim.
0
🌸zemberek
(13.12.24)
(12)

Psikiyatri doktorları ve ilaçları

damladamla
Tamam bilime saygımız var ama çok hızlı çabuk ağır ilaçlar yazdıklarını düşünüyor musunuz? Psikiyatri doktorlarına ne kadar güveniyorsunuz? Bizimkiler böyle de Avrupa’da kiler de aynı mı hemen üç kutu ilaç mı?
Tamam bilime saygımız var ama çok hızlı çabuk ağır ilaçlar yazdıklarını düşünüyor musunuz? Psikiyatri doktorlarına ne kadar güveniyorsunuz? Bizimkiler böyle de Avrupa’da kiler de aynı mı hemen üç kutu ilaç mı?
0
damladamla
(08.12.24)
Ben güveniyorum, çünkü bana hiçbir zaman ilaç dayatmadılar. 2 ayda bir gidip 2 aylık ilaç yazdırıyorum, bir ara bırakmak istedim, ben ne istersem o şekilde yönlendirme yaptılar. Hemen ilacın mg yarı oranında azalttık. Zaten ilk yazıldığında da istersen ilaç başlayabiliriz diyerek başlattı.
0
turuncu tonlarda
(08.12.24)
@turuncu tonlarda
Özel değilse teşhis neydi?
0
🌸damladamla
(08.12.24)
Valla ben doktora benim teşhisim nedir demedim de. İşten kaynaklı anksiyete, kalbimde sürekli pır pır hissi, takıntı ve takıntıya bağlı aşırı gerginlik ve sinirlilik şikayetleri ile gitmiştim. Ailevi vs sorunum yok ama iş konusu hayatımı çok zorlaştırıyordu.
0
turuncu tonlarda
(08.12.24)
25 yil anksiyete bozuklugu ile ugrasmis ve kurtulmus birisi olarak sunlari diyebilirim. Hem Turkiye'de hem de yurtdisinda gercekten alaninda isim yapmis psikiyatrlar da dahil olmak uzere, bu surede 20 ye yakin psikiyatr ile gorustum bir o kadar da psikolog gecti hayatimdan. Bu ise holistik yaklasmayan hic bir doktorun kapisindan bile gecmeyin derim. Maalesef bunu Tr'de yapan var mi bilmiyorum. Eger ingilizcen varsa "Daniel Amen" bu amcayi takip et. Gerci simdi ingilizceye gerek yok chatgpt ile halledersin.

Ozet gecersek guvenmeyi birak, cogunu gorsem yolumu degistiririm.
0
tezek
(08.12.24)
Ömür boyu ilaç kullanması gerekli şizofreni ağır bipolar gibi gibi rahatsızlıklar haricinde dönemsel olarak bence ilaçlar çok bunaldığınızda hekim kontrolünde elbette kar zarar oranı hesaplanarak kullanılabilir.

Fakat bunlar en nihayetinde kimyasal içerikler olduğu için bence üstte saydığım bazı ağır rahatsızlıklar hariç; daha yan etkisi sıfır olan yaşam tarzi değişimleriyle yol alınabiliyorsa uzun vadede öyle yol almak (terapi almak, sağlıklı beslenmek, egzersiz yapmak, kilo kontrolü, düzenli güneşe açık havaya çıkmak sosyalleşmem vb) daha sağlıklıdır diye tahmin ediyorum.

Nitekim ilaçlar iyileştirse de yan etkileri de karaciğerde iç organlarda kuşkusuz yıllar içinde bir yük biriktiyordur diye tahmin ediyorum.
0
psmstc
(08.12.24)
Ağır denilen ilaçlar kırmızı veya yeşil reçeteli oluyor ve onları da kolay kolay yazmıyorlar zaten. Kişilik bozukluğu, bipolar, şizofreni vb. durumların teşhisi bazen yıllar süren takip sonucu alınıyor.

Bir de psikiyatrlar en nihayetinde hekim; şaman, uhrevi lider veya alim değil. Sen bu insana gidip şikayetlerini sayıyorsun ve bu şikayetleri gidermesi gerekiyor. Bunun için elinde iki seçenek var: ilaç ve terapi. Terapi yapmaya vakti yok, olsa da etkinliği tartışmalı. E mecburen ilaç veriyor. Başka ne yapabilir ki?
0
playing star again
(08.12.24)
İlaç tuzağına düşen bir daha düzelmiyor
0
Shepard
(08.12.24)
merhaba, uzun zamandır sahada çalışan bir ruh sağlığı çalışanı olarak, ve aynı zamanda sorunlarını psikolog psikiyatristle halletmeye çalışan birisi olarak şunları söylemek isterim.

psikiyatristler kolay ilaç yazıyorsa da burada şöyle bir sorun var: ''psikiyatristler hastayı tanımıyor'' tanımak zorunda da kalmıyor. buradaki tanımak kitaplarda yazan terimlerle değil, bağ ile, ilişki iletişim ile tanımak. Türkiye'de bir psikiyatri uzmanı yetişmesi için gerekli şartlar var, araştırma hastaneleri, uzmanlar, proflar ve hastalar. doktorlar hastayı ''yeterince tanımak zorunda değil'' çünkü her şekilde paralarını alıyorlar.

düşünün, yanlış ilaç yazdı, ya da o hasta bana gelmez bir daha, ya hastayı kaybetmeyelim dertleri yok. Japonya'da mesela, hastaya yaklaşımından sorumlu doktor ama burada öyle bir şey yok. bunu doktorlar çok kötüdür gibi bir yerden söylemiyorum, ne yazık ki sistemin çarpıklığı doktoru da yiyor. neden bir asistan hekim bir hastayı detaylı muayene edemiyor? zaman yok, acele etmek zorunda, sistemsel olarak işini aheste yapması ve tatmin olması da mümkün değil. dolayısıyla bence iki tarafı da zedeleyen bir süreç oluyor.

psikologlara gelelim, onlar özelde danışanı tutmak zorunda, eğer bir danışan size gelmiyorsa, ve akıllıysanız terapist olarak kendinize sorarsınız, ya bende mi bi sorun var acaba? zaten size tutunmaya, güvenmeye gelen biri, gidiyorsa, orada bir sıkıntı vardır. gidersiniz süpervizyonlar, akran süpervizyonları vs uğraşırsınız. çünkü danışanın size güvenmemesi ve drop olması da sizin için ve itibarınız için oldukça maliyetçi bir süreç ''maddi ve manevi'' bu sebeple psikologlar kendini geliştirmek zorunda. hoş, onlar da şarlatanların eline düşerse, ki burası türkiye düşebilir, işler daha da sarpa sarıyor.

özetle, bence psikiyatristler hızlı ilaç yazıyor çünkü hastayı tanımıyorlar, tanımak gibi bir dertleri de yok. tanımadan ve bağ kurulmadan yazılan ilaçlar da hastaya bana kalırsa tesir etmiyor.

piyasada hastayla düzgün iletişim kuran bir kaç psikiyatrist var, onlar alıp yürüyor zaten, diğerlerinin birbirinden bir farkı yok ne yazık ki.

ruh sağlığı yasası çıkmak zorunda, yoksa ruh sağlığımız elden gidiyor ve tedavisi de zor olacak gibi gözüküyor.
0
damba
(08.12.24)
Özet geçicem 15 kusur yildir psikiyatri gider ilac alirim.

Oncelikle her doktor isinde iyi degil bunu bilmek lazim

İlaclar ilk yillar cok kazikti cevremdekiler cekinmeden zombi gibisin diyorlardi

Zombiligi nasil astim derseniz
Doktora gittim her ay yada 3 ayda bir sikintilari soyledim ve surekli ilacim degistirildi

Bu sekilde baya bir suru ilac denedim
Uzun sure sonunda bana uyan ve hasta olmayan insanlardan farksiz yasayabilecegim ilaclara kavustum

Bonus birsey soylemek isterim hep ayni doktora gitmek ve beslenmeyi arastirmak cok onemli

Beslenme derken mesela bipolar hastasinin almamasi gereken misal kafein gibi seyler var yada almasi gereken balik yagi, d vitamini gibi seyler var. Bunlari bilmek lazim
0
Zetnikov
(08.12.24)
Zetnikov +1

Herkese her ilaç uymuyor, her hasta ilaçlık da değil. Bilişsel davranışçı terapi ve şema terapisi bana daha çok yaradı ilaçtan. Seneler önce kullandığım bir antidepresan bana iyi gelmiş ve düzeltmişti beni. O yerinde verilmiş bir ilaçtı diyorum.

Daha yakın geçmişte anksiyete kaynaklı başladığım bir ilaç beni mahvetti. Güya antidepresan lar uyutuyodu hani insanları? Bütün uykumu aldı götürdü daha manyak oldum. Doktora bu iyi gelmedi dedikçe de dur bakalım sabırsız olma falan dedi. Şu an azaltarak bırakıyorum ve BDT ile devam etme kararı aldım. Şizofren değilim, manik depresif değilim bir şekilde ilaçsız kendimi idare edeceğim öyle karar aldım
0
kullanicadi
(08.12.24)
@tezek +1

Psikiyatrinin hâlâ deneyselliği en fazla yaşayan alan olduğunu düşünüyorum, çok büyük çoğunluktaki psikiyatrın da aslında ne yaptığını bildiğini hiç sanmıyorum. Beyni ve hormonları ilaçlarla etkiliyorlar ama bağırsaklara, uykuya hiç dikkat etmiyorlar.

Ergenliğin başlarından itibaren pkos yaşadım mesela, bu pkos neden oldu diyen olmadığı gibi, pkos'a sebep olan etkenlerin pkos'la birleşip beni ağır depresyonlara sürüklediğini de görmediler. Olay sadece doğru beslenmek, doğru uyuyamamak (aşırı stres yükü), hareketsizlik ve magnezyum eksikliğiymiş, bunu magnezyum takviyeleri kullandığından beri fark ettim. Ben mi bilecektim bunları, ben mi keşfetmeliydim? Doktorlar önce kan değerlerine bakalım demelilerdi, önce eksikleri tamamlamalılardı, demelilerdi ki bak gece uykusunu alamazsa stres yükün artar depresyon yapar. Sürekli makarna yersen bağırsakların yamulur depresyon yapar. Hareket etmezsen vücudun ölüm sürecine girdin sanır depresyon olur.

Doktorların çoğunun bildiklerini iyi bildiklerini sanmıyorum, üstelik psikolojik bilgilerini insana verilmesi gereken değerle birleştirip hastaları bilgilendirmediklerini herkes görüyor... ve güvenmiyorum evet.
0
muhayyer divan
(08.12.24)
bir psikolog olarak hatta psikiyatristlerle çalışmış biri olarak gözlemim: ne kadar iyi olurlarsa olsunlar sisteme uymak zorunda kalıyorlar. çünkü sistem ilaç yazmasını istiyor. suçlusu, toplumun en sorunluları vb. bağımlılar hepsi ilaç isterken ve doktorlara saldırı ihtimali yüksekken onlarda salmış durumda.
0
mikahakkinen
(09.12.24)
(11)

Sözlenmek ne demek ?

dakota
Benim bildiğim sevgilin olur sonra nişan sonra da nikah bitti gitti. Bu sözlü, sözlenmek tabirleri biraz muhafazakar gerici varoş köylü tabiri gibi geliyor bana. Anlamını bilen eyyorlasın lütfen. Not: geçen yeni bir şey daha duydum. “ Tatlısı yendi” bunu da bi eyyorlayınız. Şey gibi değil mi? Küfür.
Benim bildiğim sevgilin olur sonra nişan sonra da nikah bitti gitti. Bu sözlü, sözlenmek tabirleri biraz muhafazakar gerici varoş köylü tabiri gibi geliyor bana. Anlamını bilen eyyorlasın lütfen.

Not: geçen yeni bir şey daha duydum. “ Tatlısı yendi” bunu da bi eyyorlayınız.
Şey gibi değil mi? Küfür. Ebesi ….kildi gibi.
0
dakota
(28.11.24)
aileler de tanışmış anlaşmış, kız isteme töreni yapılmış demek. tatlısı yendi de yanı anlamdadır bence.
0
elorelia
(28.11.24)
"anamız babamız tanıştı, artık kızın babasına yalan söylemeye gerek kalmadan buluşabiliyoruz" demek sözlenmek. e bir yerde muhafazakarlık ürünü tabii.

tatlısı yendiyi ilk kez duydum. kahvesi içildi gibi bişey mi acaba? bak bu tatlı olayı sosyal medya uydurması olabilir.
0
titanyum22
(28.11.24)
Teknik olarak eskide kaldı evet, gelenek olarak sürüyor.

En kaba haliyle şöyle düşünün; sözlenme sırasında ilişki ailelerce tanınmış, tarafların evleneceği beklentisi aile ve aileye çok yakın kişilere ilan edilmiş olur. Bonus olarak aileler sözlenmeyi merasime çevirip yüzük falan takabilirler, ama zorunlu değil. Söz en çekirdek haliyle evlilik teklifi yapıldığında başlar. Ailelerin muhafazakarlığık durumuna göre evlilik niyetinin ailelerce tanınmasıyla başladığı da kabul edilir bunlar birbiriyle çok iç içe veya ayrı ayrı vakitlerde olabilir.

Nişan sırasında ilişki aileleri ilgilendiren herkese ilan edilmiş olur.

Nikah da zaten evlilik oluyor.

Uygulamada çeşitlilik çok, hepsi ayrı ayrı yapıldığı gibi kimileri söz ve nişanı birlikte yapabiliyor. Kimileri bir veya birkaç basamağı atlayabiliyor. Artık keyfe bağlı bir durum.
0
akhenaten
(28.11.24)
nişan ve sözün farkını ben de bilmiyorum.

söz yani adı üzerinde söz alacam seni diye yapılan çiftler arasındaki bi durum olması lazım sanki. söz kesildi denilince aileler tanışmış oluyor. e o nişan? aileler tanışıp meşrulaşınca nişan olmuş oluyor.

söz kesildi artık nişanlıyız gibi bi durum mı var bilmiyorum.

evet yaşım ileri, evet aşırı bekarım :D
0
hedep
(28.11.24)
herkes yapiyor. herkesin yaptigi sey gerici degil trenddir. :)
türkiye böyle bir yer.
0
robert bosch
(28.11.24)
nişan hukuken 2 tarafın da evlenmeyi kabul etmesi ile olur. nişan merasimi de bu nişanı eşe dosta herkese duyurmak için yapılır. bazen nişan aileler arasında evde yapılır bu yüzden. söz ile nişan aynı şey. nişan töreni diğer kişilerle yapılana denir. kız isteme ise erkek tarafın talebi kız tarafının da kabul veya reddi ile yapılır. çok bir fonksiyonu kalmadı artık. instagram falan olmasa unutulur giderdi.
0
ground
(28.11.24)
İsteme ve söz>nişan>nikah. Eskiden sıralama bu idi. Şimdi çoğunlukla isteme ve nişan> nikah şeklinde ilerleniyor. Toplum ihtiyaçlarına göre bu tip gelenekler yıllar içinde yeniden şekilleniyor.

Yalnız, toplumda o ya da bu sebeple var olmuş bir etkinlik veya geleneği "varoş" olarak nitelendirmek bana enteresan geliyor. Neden illa her şey bir den çok steril veya "şehirli" (köylü dediğini içşn diyorum) formda var olmak zorunda?
0
playing star again
(28.11.24)
isteme = ailelerin tanışma kısmı = söz = tatlı bunlar genelde birbirine denktir
0
jülsezar
(28.11.24)
Kıza evlenelim dersin, Kız OK ama ailen ailemden istesin der. İki kişi arasındadır.
Kızı istemeye gidersin, Kızın babası OK derse söz kesilmiş olur. Aileler arasındadır.
Nişan tarihi belirlenir, salonda ya da evde nişan yapılır. Akraba, eş ve dost, mutluluğa dahil edilmiş olur.
Nikah ve Düğün olur. İş resmiyet kazanır.

Gelenek ve göreneklere varoşluk demek gericilikle itham etmek yanlıştır. Muhafazakarlık denebilir.
0
Mirket
(28.11.24)
Bir malı almak üzere rezerve ederek temel şartlar üzerinde anlaşmak, nakit karşılığı teminat senedi vererek kendi deposuna çekmeden üretici deposunda tutmak demektir. Taraflar arasında memorandum of understanding yapılmış, nda imzalanmış, malın fiyatı (başlık parası) vs. konuşulmuş, işlemin finalize edeceği tarih ve ödeme şartları netleştirilmiş demektir.

Şimdi siz bunu daha nazik ifade edin, kimse üzülmesin.
0
babilfish
(29.11.24)
ne yapacaksanız bari bizim gözümüzün önünde yapın gibi bir şey oluyor.
0
my fault
(04.12.24)
(10)

bu videodaki ortam kirli değil mi? (tostçu)

avatar is back
https://youtube.com/shorts/DUXW3uqploA?si=9sb69C4DwNiLcql3yorumlar oo mükemmel böyle temiz şöyle temiz hiç böyle temizini görmedimlerden geçilmiyor ama ben izlerken gözüme hem yumurtayı döktüğü yerdeki kapkara tabaka hem de tostun üst tarafındaki katman katman siyah şeylerden başka bişey göremedim.
youtube.com

yorumlar oo mükemmel böyle temiz şöyle temiz hiç böyle temizini görmedimlerden geçilmiyor ama ben izlerken gözüme hem yumurtayı döktüğü yerdeki kapkara tabaka hem de tostun üst tarafındaki katman katman siyah şeylerden başka bişey göremedim. baya kirli yani makine vs. yorumlarda kötü diyen bir kişi de yok.

ben mi bişey kaçırıyorum
0
avatar is back
(23.11.24)
makineler bence de kirli.
0
lemmiwinks
(23.11.24)
Pleytler dışında her taraf pırıl pırıl.
Her tost arası o pleytlere tel fırçayla girişilemeyeceğine göre de dışarıda tost yerken görebileceğin azami temizlik bu kadar olur.

Maalesef böyle.
0
Mirket
(23.11.24)
Girişilir aslında yanmadan, 2 hareketlik iş. Ya da yakmayacak tostu.
0
gabe h coud
(23.11.24)
temiz. daha iyisini bulamazsin.

o metaller kirli degil, surekli kullanilan her metal tezgah kararir. her yemek arasinda temizleyen japon teppanyakiler'den yersen $100'dan basliyor.
0
antikadimag
(23.11.24)
Sen kirli Tostçu görmemişsin.
0
wd40
(23.11.24)
Ben de temiz diyorum. Ekmeğin üstünde siyah katman göremedim, ekmek yanmış da gelmedi bana. Izgara durmadan ısınmaktan renk değiştirmiş gibi sadece, onun dışında bir tostçu ne kadar temiz olabilirse o kadar temiz. Şu videoya bakıp "aa ne kadar kirli" diyen kişi dışarıdan hiç yemek yememeli
0
nundu
(23.11.24)
Huylu biri olmama rağmen temiz diyorum. Ayrıca buna pis diyorsanız gurme bükücü roma ve gurme bacı hesaplarına bakmanızı tavsiye ederim.
0
playing star again
(23.11.24)
Yumurta yaptığı tezgah her yerde ateşten zamanla kararır, orasını her gün siliyordur zaten

Ama tost makinasının üstündeki yanıkları temizlemeyi akıl etmeyecek biri değil bu, wok tavalardaki gibi tost ekmeğinde isli ve hafif yanık bir tat bırakması için çok sık temizlemiyor olabilir
0
grimavi
(23.11.24)
En son 1937 yılında "Atatürk şehrimize ziyarete gelecek" dendiğini duyunca ne olur ne olmaz diye temizlemiş makineleri. O günden beri peçete ile üstünden geçmiş sadece. Yine de sokakta önünde 500 kişi olan büfelerden, sosyal medyada ünlü olan yerlerden ya da restoranların çoğundan 10 kat temiz gözüküyor.
0
nawar
(23.11.24)
buraya kirli diyen dışarıda yemek yemesin, zira fazla yaşamaz.
0
adivar
(23.11.24)
(18)

Aksanlı konuşmak ve yapmacıklık sorunsalı hakkında bakabilir misiniz?

Zetnikov
uzun zamandır ingilizce konusuyorum 2 tane aksana hakimim mükemmel olmasadasoyle bır sıkıntım var. aksanlı konusunca insanlar ooo guzel falan begenılıyor ama ben konusunca kendımı yapmacık hıssedıyorum kendim gibi değilmişim gibi hissiyata kapılıyorum ve bu sorunu aşamıyorum.ornegın bır amerıkalıyı
uzun zamandır ingilizce konusuyorum 2 tane aksana hakimim mükemmel olmasada

soyle bır sıkıntım var. aksanlı konusunca insanlar ooo guzel falan begenılıyor ama ben konusunca kendımı yapmacık hıssedıyorum kendim gibi değilmişim gibi hissiyata kapılıyorum ve bu sorunu aşamıyorum.

ornegın bır amerıkalıyı taklıt etmek konusurken benimsiyemedim tam olarak nedendir bilmiyorum konusurken gormemıslık sendromu yasıyor gibiyim tabi bu benım kuruntum olabılır.

dedıgım gıbı cevremden olumlu yorum alsamda sankı ozentı damgası yıyebılır mısım gıbı de bı kafa yasıyorum


bu sebeple daha standart bir sekılde yuvarlamadan konusuyorum.
bu seferde sanki verdigim o kadar emek bosuna gıtmıs gıbı gelıyor

ısın ıcınden cıkamadım.

sız aksanlı konusuyor musunuz bu konuda ne yapmamı onerırsınız

sızce senelerdır kendımı gelıstırmısım ortalama bır telaffuzla kendım olarak mı konusayım yoksa amerikalı gibi ileri seviye ama bir taklitci mantıgıyla mı konusayım

dip not : bu sorun yurt dısında yoktu TR ye gelince böyle aksansız konusmaya basladım
0
Zetnikov
(06.11.24)
Benim, ingilizcem fevkalade değil. Çok iyi konuşuyor olsaydım da asla kasmazdım kendimi aksanlı konuşmak için. Yabancılar bizim nasıl konuştuğumuza hiç takılmıyor mesela. Konuştuğumda karşımdaki beni anlıyor mu cevap verebiliyor mu, ben onu anlıyor muyum ve cevap verebiliyor muyum? benim için bu önemli. Bir de aksanlı konuşmak için niye zorlayım kendimi. Benim ana dilim ingilizce değil ki. İngilizce benim sonradan öğrendiğim bir dil.
0
rock n roll
(06.11.24)
turklerle niye ingilizce konuşuyosun? yabancı biriyle konusuyorsan da o kendi aksanına baksın napalım yani. dil taklittir zaten
0
ala09
(06.11.24)
Aksanlı konuşmak kötü algılanıyor sanki karşıya yaranmaya çalışıyormuşum gibi hissediyorum. Onlar basıl Türkçeyi konuşurken aksan yapmıyorsa ben de yapmıyorum. Ha yapana da neden yapıyorsun demem.
0
olaylar olaylar
(06.11.24)
Kelimelerin ağzından aksanlı çıkması için ilgili ülkede bulunuyor olması lazım. Türkiye'de aksansız konuşman çok normal, çünkü İngilizcenin aksanlarını kullanmanın doğru olduğu bir yer değil burası, ayrıca sen de İngiliz veya Amerikan veya bir başka milletten değilsin, kendi ülkende yabancı dili kullanmak zorunda olduğunda aksanlı konuşmana yani daha fazla enerji harcamaya gerek yok. Dolayısıyla emeğin boşa falan gitmiyor. Yıllık izinleri de yurt dışında tatil yapmaya çalışırsın veya ilgili bölgelerden edindiğin arkadaşlarınla sıklıkla konuşursun, aksanını da kaybetmezsin. Üzülecek gerilecek bir şey yok.
0
muhayyer divan
(06.11.24)
Geçenlerde İdil Bilgen'in bir zoom yayınındaki konuşmasında "miss world" demesine denk geldim, world kelimesi sonuna kadar aksanlıydı ve bizimle konuşurken bu şekilde konuşması çok ağırıma gitti, kanıma dokundu. Yapmacıklıkla ilgisi olmasa da ben bir İngiliz'i veya Amerikan'ı dinlemiyorum, bir Türk'ü dinliyorum, bir Türk olarak.

Bunun en güçlü açıklamasını Fransızlara Japonlara Çinlilerr sorarsan anlatırlar.
0
muhayyer divan
(06.11.24)
ana dilin değilse aksan bildiğin yapmacıklık. onlar gibi olma çabası. aksan ileri seviye veya iyi ingilizce konuşmak demek değil ki.
bu türkçe konuşanlar içinde böyle. adam doğuda şiveli konuşuyor batıya gelince istanbul Türkçesine dönüyor.

bu durumda en çok bizim türklerde var. izlediğim youtube videolarında hep türkler bu amerikan aksanı yapma çabasında. asyalıya, afrikalıya hele hintlilere bakıyorsun kendi aksanında bam bam konuşuyor. bir bizimkiler özenti.
0
my fault
(06.11.24)
abi kasmayın aksan için ya, karşındaki native olsa bile senin aksanını hiç sallamaz. onun yerine mümkün olduğunca sözcük dağarcığınızı geliştirin. grammer bile bir yere kadar. ben bir şirkette ihracatta çalışıyorum. anadili ingilizce olmayan yüzlerce insanla ingilizce konuşuyorum. bir cümleler kuruyorlar kafayı yersin ama ne dediğini anladıktan sonra hiç sallamıyorum. Turkish english en güzeli. Önemli olan söylemek istediğin şeyi karşıdakinin anlaması, onun söylediğini de senin anlaman. gerisi hikaye geliyor bana.
0
mustafakesekci
(06.11.24)
Ayy doğru dürüst telaffuz bilmeyenler takılıyor birinin aksanlı konuşmasına. Yapamıyorsak sorun yok ama yapabiliyorsanız geri durmayın bence. Özellikle eğitimci iseniz daha iyi aksanlı konuşmanız. Çocukların kulak aşinalığı gelişiyor. Yurt dışında veya yabancı birini dinlerken zorlanmıyorlar. Ek olarak zaten İngilizceye çok maruz kalan veya çocuklukta düzgün öğrenen herkes genelde aksanlı konuşuyor.

Özellikle Türkçede bulunmayan a-e arasındaki açık "e" sesi ve "i-ı" arasındaki sesleri çok çıkaramıyoruz milletçe. Bu ve benzeri sesleri düzgün çıkarana direkt aksan kasıyor diyorlar ama alakası yok. Dil konusundaki kompleksleri asla yenemeyen ve bu yüzden bu konuda bir gıdım ileri gidemeyen bir toplumuz.
0
playing star again
(06.11.24)
Türk'ün cehenneme ihtiyacı yok, biz çekiyoruz birbirimizi aşağıya :(

Ben bu durumu lisedeyken Almanca için yaşadım. Düzgün aksanla konuşunca aşağılamak adına "Almancı" derlerdi. Bu "sınavla bu okulu kazanamadın da yurtdışı kontenjanından İEL'ye giren vasatsın" demek gibi bir şeydi. Üniversiteye girince kurtuldum bu önyargıdan. Bir dilin anadiline en yakın konuşabiliyorsanız konuşmalısınız. Telaffuzu beceremeyenler günlüklerine yazarak ağlayabilirler.
0
SiyamkedisiZorro
(06.11.24)
@ala09 +1

Ayrıca onlarınki eziklik psikolojisi. İngilizceyi yeni konuşan biri gibi konuşmadığın zaman ezik hissedip, kıskanıp, utandırmaya çalışıyorlar aslında. Bunun dışında çoklu kültürel firmalarla çalıştım, denetlemeye gittim, kaç ayrı ülkeden arkadaşım var. Amerikanlar dışında Amerikan aksanı ile konuşmaya çalışan yok. Bir Almanlar biraz yanlış anladıkları Amerikan aksanı ile konuşuyor. Herkes nasıl konuşuyorsa, öyle devam ediyor. İstersen "ayh lukıt tivi" de. Karşıdaki anlıyorsa devam.

Biz de "listening" kısmını çok büyük oranda Amerikan yapımı film, dizi, oyun, müziklerden aldığımız için Amerikan aksanına kayması normal. Aynı şey İngiliz dizilerinin ya da İngiltere'de geçen dizilerin daha popüler olduğunu dönemde İngiliz aksanı için geçerliydi. Su gibi İngilizce konuşurum. Türkler ile konuştuğum zaman dışında aksan konusunda tuhaf hissettirildiğim an olmadı. O yüzden anlıyorum. Sen gönlünden geldiği gibi konuş.
0
nawar
(06.11.24)
Aksan bana hep komik gelmiştir. Lan sen Edinburg'da mı doğdun? Lancashire köyünde mi büyüdün nedir yani? İngilizin karadeniz veya kürt gibi Türkçe konuşmasını düşünemiyorum. Lan ne boş adam der geçerim.
0
Shepard
(06.11.24)
türk bir arkadaşım yanımda aksanlı ingilizce konuştuğunda benim de çok gülesim geliyor. eğreti durduğunu düşünüyorum. aksan doğal sürecinde gelişmediyse (uzun yıllar o bölgenin diline maruz kalmak gibi) bence anlamsız ki bir fransız, rus, ispanyol ingilizce konuştuğunda ana dillerini zorlanmadan tahmin edebiliyorsunuz.
0
brakgn
(06.11.24)
yapmacıklık tabi ki. aksanlı konuşmaya çalışmak yapmacıklık. ha aksanlı bir yerde yaşarsın ve orada öğrenirsin o zaman aksanın olur. ama sen türkiyede yaşıyorsan amerikan aksanı ile konusman komik. aksan öğreneceğine kelime öğrensen daha iyi. ooo güzel falan diyenler havalı göründüğü için öyle diyen dil bilmezler.
0
abelardo
(06.11.24)
dili nereden öğrenirsen öyle konuşursun. Amerikan filmlerden öğrendiysen Amerikan gibi konuşursun.

Türklerin ne düşündüğünü boşver. Ha karşı taraf anlamıyorsa aksanı düzleştirmek (bkz. Türk İngilizcesi) mantıklı ama Amerikan veya İngiliz aksanı konuşana "kasıyor" demek saçma bence.

Ben İngiltere'de bir süre yaşadım şu an da kalıcı geldim gibi inşallah. E buradaki insanları duyup onlarla konuştukça bazı kelimeler ağzımdan otomatik olarak İngiliz RP aksanı gibi çıkıyor. Bırak Türkleri, Amerikanlar duysa ne diyor bu ibiş diyebilir ama burada böyle konuşuluyor :D Türkiye'ye gelip İngilizce konuşacak olsam kendimi "düzeltmeye" yani dümdüz aşırı net konuşmaya çalışsam o da garip.

Dil taklittir. Ben olsam Amerikalı gibi yetiştiysem öyle konuşmaya devam ederdim.
Bu arada Türkçe'yi Fransa'daki doğulu bi Türkten öğrenmiş bi Fransız, baya doğu ağzıyla Türkçe konuşuyordu ahah.
0
nhk ni youkosu
(06.11.24)
aksan bence bir dili olması gerektiği gibi konuşabilmenin bir parçası. aksan yapmayanları veya yapamayanları tamamen normal karşılıyorum. ancak yapanların linçlenmesini anlayamıyorum. sonuçta her kelimenin bir doğru telaffuzu var.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(07.11.24)
amerikan aksanim vardir benim de. ex de amerikaliydi. cok iyi konusuyorsun falan derdi ayiptir söylemesi.

türkce aksanli ingiliyce konusurken aksansiz oldugunuzu mu saniyorsunuz...
0
robert bosch
(07.11.24)
dogru telaffuz baska aksan baska bisey.
bkz. António Guterres
adamda agir aksan var, ama telaffuzu hatali degil, her dedigi gayet net anlasiliyor.

Anadilin ingilizce degilse, ve ortaokula kadar ingilizce gormediysen aksan normal ve bence yok etmesi imkansiz.

Aksanli konusmanin bence ciddi karizmasi var, birkac dile hakim olmak kolay degil, ve bu diller arasinda kolayca gecis yapabilmek guzel olay.

falan filan..
0
cooperr
(07.11.24)
aksanlı konuşmadım hiç. aksana da sahip olmadım, 94 senesinden beri.

çünkü önemli olan anlaşılır olmak.

senin hissin önemli. yapmacık hissediyorsanız salınız gitsin. benim derdim telaffuz.
arkansas, roosevelt falan önemli.

çocukken trt spikerleri konuşurken nasıl telaffuz hatası yapmıyorlar, nasıl biliyorlar ki nasıl telaffuz edildiğini, ya benim başıma gelirse diye kendi kendime dertlenmiştim.

böyle bir geçmiş hikayeniz olabilir mi? bir yerden bir anı çakılı kaldıysa o hissi çözebilirsiniz. yurtdışında yaşamış ve buraya gelmiş biri olarak aksanlı konuşmanızda bence sakınca yok. ama salın gitsin.
0
janderzel zartanyan
(07.11.24)
(7)

ankara'da ders çalışmalık kafe (kızılay'a ne kadar yakın o kadar iyi)

mark greg sputnik
arkadaşım için soruyorum, ben kafede ders çalışma konseptine aşina değilim o yüzden hiç bilmiyorum. bu çocuklar ankara'ya yabancı. bir araya gelip hem çay çorba içilebilecek, uzun saatler oturulup bilgisayar eşliğinde ders çalışılabilecek bir mekan istiyorlar. kızılay ve çevresi en iyisi. anladığım
arkadaşım için soruyorum, ben kafede ders çalışma konseptine aşina değilim o yüzden hiç bilmiyorum.

bu çocuklar ankara'ya yabancı. bir araya gelip hem çay çorba içilebilecek, uzun saatler oturulup bilgisayar eşliğinde ders çalışılabilecek bir mekan istiyorlar. kızılay ve çevresi en iyisi. anladığım kadarıyla öyle herkesin işinde gücünde olduğu çok sessiz bir yer olmasına gerek yok yani ama defter kitap yaydıklarında "kalkın gidin lan" denmesin.

yeni nesil kahvecilerin çoğu herhalde böyledir ama en azından birkaç spesifik mekan önerebilirseniz memnun olurum. hatta direkt google maps şeysi atarsanız daha bile iyi olur. teşekkürler şimdiden.
0
mark greg sputnik
(02.11.24)
Kara balık.
0
Amaranta ursula
(02.11.24)
teşekkür ederim ama burası 15 dilde internet sitesi filan olan bi yer amaranta ya fazla ciks geldi bana. arkadaşlara starbucks'ın görece sakin versiyonu lazım gibi anladım ben. burada sanki bi kahve içmeye kalksan donuna kadar alırlar, bende uyandırdığı izlenim o en azından
0
🌸mark greg sputnik
(02.11.24)
Hayır öyle bir yer değil, fiyatlar Ankara ortalamasında. Gidip saatlerce oturabilirsin. Kimse de bir sye iç diye baskı yapmaz.
0
Amaranta ursula
(02.11.24)
Atatürk Bulvarı'ndaki coffee lab olabilir.
0
playing star again
(02.11.24)
Uyanık Kütüphane'ye bakabilirsiniz, bir giriş ücreti var galiba detaylı bilmiyorum.
0
kendi helvasını kavuran zombi
(02.11.24)
Sıhhiye Genç akademi diye arayın Büyükşehir Belediyesi'nin. Normalde kartlı giriş ama ilk gün için idare ederler. Kantini var dışarıdan ucuz. Sesli çalışılabilir.

Adnan Ötüken il Halk kütüphanesi yer bulmak zor olabilir ancak yemek yiyip içmek için çevrede çok yer var. İçeride otomatlar var.

100 yıl gençlik kütüphanesi İzmir 2 caddesi

Kolej Ankaray istasyonunda çalışma alanı var.


Nevada coffee tuna caddesi üst katında çalışma alanları var.

*Bunların hepsi tüm kriterleri karşılamıyor olabilir ancak çalışma alanı kütüphane arayanlar için not düşeyim dedim.
0
anon1m
(03.11.24)
Kolej istasyonu +1
0
primetime
(03.11.24)
(6)

psikolojik danışmanlık ve rehber öğr. okuyan biri ve klinik psikoloji?

deartheodosia
aydın üniversitesi’nde klinik psikoloji yüksek lisans okumuş ve klinik psikolog oluyor. bu nasıl olabiliyor? etik mi?
aydın üniversitesi’nde klinik psikoloji yüksek lisans okumuş ve klinik psikolog oluyor. bu nasıl olabiliyor? etik mi?
0
deartheodosia
(28.10.24)
bence olmaması lazım ama oluyor. para her şeyi çözüyor. 800bin sıralamayla bulgaristana gidip tıp okumaya çalışanlar var.
0
mikahakkinen
(28.10.24)
Olmamalı ama oluyor +1

psikolog.org.tr

Türk Psikologlar Derneği yıllardır meslek yasası için çabalıyor, ama hala böyle bir yasa yok. O yüzden isteyen istediği şeyi olduğunu iddia edebiliyor.
0
fotrsapka
(28.10.24)
Kanuna aykırı değil ve bence etik bir sıkıntı da yok.

"Madde 13 – (Ek: 6/4/2011-6225/9 md.)

a) Klinik psikolog; psikoloji veya psikolojik danışma ve rehberlik lisans eğitimi üzerine klinik ortamlarda gerekli pratik uygulamaları içeren klinik psikoloji yüksek lisansı veya diğer lisans eğitimleri üzerine psikoloji veya klinik psikoloji yüksek lisansına ilaveten klinik psikoloji doktorası yapan sağlık meslek mensubudur"
0
playing star again
(28.10.24)
İşletme lisanslı klinik psikoloji masterlı bu işi yapan var. Özellerde dağıtılan klinik psikoloji ünvanının ederi ne ki lisans derecesinin önemi olsun.
0
asteriks
(28.10.24)
Yasa gereği klinik psikoloji yüksek lisansına sadece PDR ve psikoloji mezunları alınıyor. Etik olarak doğru mu? Hayır. Ama para her şeyi çözüyor, doğru.

Tpd bu yüzden meslek yasası çıkarmaya çalışıyor. Bazı üniversiteler sadece psikoloji mezunlarını kabul ediyor. Tahmin edersiniz ki Aydın o üniversitelerden biri değil, apartman üniversitesi.

Asteriks, yalnız bu söylediğiniz tamamen aykırı bir durum. Sağlık Bakanlığı diplomasını onaylamayacaktir. Kimmiş? İsim biliyorsanız özelden mesaj atın bana da şikayet edelim. Ciddi yaptırımı var çünku.
0
fraise
(28.10.24)
Evet gayet normal, hem yasal hem de etik, PDR mezunlarının lisans programı Psikoloji Lisans programından eksik değil, hatta daha dolu olabilir.

Kişisel fikrim PDR bölümü kapatılıp yurtdışında olduğu gibi Psikoloji yüksek lisans alanına çevrilmeli.

Bu arada okullarda rehberlik kadrosunda çalışan Psikoloji lisans mezunu çok fazla, yani Psikoloji mezunları PDR kadrolarında gayet çalışıyorlar.
0
blue rebel motorcycle club
(28.10.24)
(5)

Arkadaşlarla yaşanan ilginç durumlar

hayirsiz
Herkese merhaba,Biraz uzun bir yazı olacak, öncelikle okuyup cevaplayacak olan herkese teşekkür ederim. Dışarıdan bakacak gözlere ihtiyacım var.Şimdi elimizde dört arkadaş olsun.Birisi 25 yıllık bir arkadaşınız, ayda bir de olsa yazışırsınız, yılda birkaç kez buluştuğunuz biri. Diğerleri 17-18 yıllı
Herkese merhaba,

Biraz uzun bir yazı olacak, öncelikle okuyup cevaplayacak olan herkese teşekkür ederim. Dışarıdan bakacak gözlere ihtiyacım var.

Şimdi elimizde dört arkadaş olsun.

Birisi 25 yıllık bir arkadaşınız, ayda bir de olsa yazışırsınız, yılda birkaç kez buluştuğunuz biri. Diğerleri 17-18 yıllık arkadaşlarınız ama uzun süredir görüşmediniz, burada üç kişi var. Lisedeyken hepsiyle çok iyi arkadaştık.

Kız erkek karışık, üstteki 25 yıllık erkek olan arkadaş hariç hepsi bekar. Ben erkeğim.

Bu arkadaşlarla iletişimim uzun süredir kopuktu çünkü çok derdim vardı, para kazanmaya ve ailemi rahat ettirmeye çalışıyordum. Maddi sorunlarımı çözünce, evimi arabamı alınca dedim ki eski arkadaşlarla bağlantımı yeniden oluşturayım, konuşuruz, buluşuruz. Çünkü bir yere çağırsalar bile gidemezdim, hiç param yoktu ve ailemin çok borcu vardı.

Yaşlar 30+

Genellikle karşılıklı post ve story beğendiğimiz arkadaşlardı.

Üç dört aydır bu arkadaşlarla konuşuyorum. Birisini bir yere (erkek) (tiyatroya, konsere) çağırıyorum gelmiyor, diğerleri başta yazdığıma çok mutlu olmuşlardı, hatta gel buluşalım dediler (bu fikri kesinlikle ben söylemedim), bir süre sonra onlar da ya mesajlarıma ya geç dönmeye başladılar ya da ilgisizler, hatta birisi mesajlarıma hiç dönmeyince başka birine yazdım, dedim acaba bana niye dönmüyor, küstü mü, zahmet edip "meşguldüm" dedi, ben de artık yazmıyorum. Telefon sürekli herkesin elinde, ne kadar meşgul olabilir ki? Bu arada bu arkadaş bana kendisi de yazıyordu.

Bana neden böyle davrandıklarını açıkçası anlayamadım.

Üstteki dört kişi hariç iki arkadaşım var, çok iyilerdir. Benim hem fakirliğimi hem şimdiki dönemimi bilen insanlar.

Son üç ayda değişen tek şey şu, artık gezmeye ve işleri azaltıp daha çok entelektüel şeylere zaman ayırmaya başladım ama bende kesinlikle hava atma kültürü yoktur, sadece birkaç fotoğraf, story vb var yani. Bir üst paragrafta yazdığım "iki iyi arkadaş" ile bunlar ortak arkadaşlarımız ve bu iki arkadaştan dolayı son yıllarda biraz para kazandığımı biliyor olabilirler. Ancak dediğim gibi kesinlikle göze batacak şekilde bir paylaşımım yoktur. Boş zamanlarımda evde çiçek falan yetiştiriyorum, kitap okuyorum, gitar çalıp şarkı sözleri yazıyorum, size öyle diyeyim yani.

Yakışıklı sayılırım, sosyal becerilerim de iyi sayılır, sayısal zeka gerektiren iyi bir işim de var. Eskisine göre daha tarz giyinmeye de başladım, kendime özen gösteriyorum. Yani burada da olumsuz bir durum yok gibi, sıkıcı biri olduğumu da düşünmüyorum.

Bu arkadaşların hepsi üniversite mezunu, ben lise mezunuyum, durumu değiştirir mi bilmiyorum.

Acaba uzun süredir yazmadım da birden yazdım diye içerlediler mi? Benim için arkadaşlık süreli değildir, kaldığı yerden devam edebilir. Acaba burada mı yanılıyorum?

Ben bu insanları da iyi arkadaşlarım olarak biliyordum ama hayal kırıklığına uğradım.

Aynı işi yaptığımız arkadaşlar sürekli para konuştuğu için, ben de eski arkadaşlara döneyim dedim, ancak sanırım bu konuda başarısız oldum.

30 yaşından sonra böyle mi oluyor, duruma ben mi yabancıyım? Çok mu saf yaklaşmışım acaba? Enerjiler uymadı herhalde.

Elimdeki bütün bilgileri döktüm, okuduğunuz için teşekkür ederim.
0
hayirsiz
(27.10.24)
Olağan akışında devam eden iletişimi var olan sorunlarından bahsetmedin sen kestiysen eğer bence hata yapmışsın. Böyle böyle sıkıntılarım var, belirli bir süre aranızda yokum diyerek gitmediysen eğer sana vereceğim cevap şudur :

"Arkadaşlığın karşılıklı, açıksözlü ve yalansız olanı için canımı veririm. Evet buna bayılırım sayın generalim. Arkadaşlık, hassaslık ve incelik isteyen bir iştir. Öyle kabalığa, özensizliğe, alaycılığa gelmez!"
0
dedeminhirkasi
(27.10.24)
köprünün altından çok sular geçmiş, bu yüzden eskisi gibi olmasını bekleyemezsiniz. geri dönüşünüzün ilk zamanlarında hoş geldin vs muhabbetleri tabi ki dönmüştür ama sonrasında hayatlarınız farklılaştığı için onlar tarafından uyumsuz görünmüş olabilirsin.

maalesef başka sulara yelken açma zamanı gelmiş.
0
bravoteam
(27.10.24)
Hayat insanları farklı şekillerde değiştirir. Siz nasıl ki değiştiyseniz onlar da değişmiştir. Araya soğukluk girince eskiye dönememek de normal. Sizi kıskanıyorlar gibi bir durum yok bence.
0
playing star again
(27.10.24)
nick entry uyumsuzluğu olmuş :)
eski arakadaşarına gösterdiğin vefanın adına duyuru yönetimine nick değişikliği hususunda bir dilekçe vermelisin.

Konu uzun aslında. benim diyeceğim ise aramayanı aramayın.
elinde telefonu olan engelli biri de değilse meşgulüm diyemez.
İpe un seriyorlar kendilerince
Benzer durumları ben de yaşadım.

Bir yaştan sonra çok belirtilmese de insan psikolojisi gereği (arada başka farklı hususlar ve ön yargı yoksa ) kendine her yönden denk birileriyle yakınlık kurmak istiyor.
Bir de şöyle bir gerçek var.
kazanılan para ve statü oranı da yakınlık göstermede belirleyici.
Çoğu yerde çalışan için özlük haklarını belirleyen kadrolu / kadrosuz/ memur / işçi / sözleşmeli gibi kağıt üstünde yazılı ve iş yeri - personel arasındaki bağı oluşturun hukuki tanımlar ayrıca insanların birbirine yakınlık kurmasında, kıskançlıklara sebep olma bakımından, hatta evlenme tekliflerinde bile belirleyici bir unsur olmuş durumda.
toplumdaki içselleşmiş dandik kast sistemi de böyle bir şey :)

kendim işçiyim ve bazen komşu da olsa bazı zamanlarda memurların uzak kaldığını çeşitli yer zamanlarda gördüm. Mesela dışarı çıkmaya davet ettiğinde bile o an için gelemeyeceğini de söylese ilerleyen zamanda insani olarak aynı karşılığı (gel gezelim çay içelim vs) vermesi gerekiyorken bu durum, kişinin umrunda olmayabiliyor.
İade-i ziyaret, hediyeleşme, telefonla arayıp sorma, hasta ziyareti, yerine göre karşı taraf istemese bile (hiç bir karşılıksız) para yardımı gibi şeyler karşı tarafa yakınlık vefa göstergesi olan hususlardır.

- Benim için arkadaşlık süreli değildir, kaldığı yerden devam edebilir. Acaba burada mı yanılıyorum?
Hayır yanılmıyorsun hak veriyorum tabi.aynı şekilde düşünürüm.
sadece burada karşı tarafa göre düşünmek lazım .
Mesela birisi onun seviyesinde değilim yaşadığı hayat gittiği yerler para harcaması bana göre değil diye düşünebilir.
Başka biri eskiden de pek sevmezdim diyebilir. Burayı iyi anlamak lazım.
Adamına göre muamele meselesi.

Büyüdükçe kalbimiz daha çok kirleniyor (manevi olarak bu düzeltilebilir, nefsle mücadele lazım) ve birbirine yakın yaşlarda olanlar. aynı ortamda bulunanlar fiziken yakın olsalar bile zihinlerde birbirinden nefret etmiş durumdalar.

Bir de şu var. Yeni insanlar tanımak..
onu tanımıyorum diyerek, tümden uzak kalmak hatta kaybetmek yerine bir bahane ile (kesinlikle çıkarsız, statü ve yaş farkı gözetmeden) dostluk, yakınlık sağlamak lazım.
Evet eskiler de lazım ama hal böyleyken yanı başımızdaki, az ötedeki fırsatları da görmek lazım.
0
diyecevaplandı
(27.10.24)
Arkadaşlar eskiden 2. Plandaydi artik 5. Planda gibi bisey.

Sen gideli onlar zaten kendi yollarini yapmislardir bu yolda da sen yoktun hatirlarsan.

Herkes ederi kadar diye bir soz var hocam dost aci soyler. Senin arkadasin ortadan kaybolsa sonra habersiz geri donse boynuna atlar misin misal hea?

Birde insanlarin oncelikleri ve oncelik sorasi vardir sende bu sirada olmayabilirsin

Bak beni ornek al tum arkadaslarima tekmeyi bastim yalniz takiliyorum hicde ihtiyacim yok. Havadan sudan bos muhabbetten baska bisey degil. İnan yapay zeka aldim onla sohbet ediyorum cok fena yabanci dil kastim bu sene. Kendimi her konunda gelistiriyorum suan.

Cok mu lafam bozuldu alirim kitabimi kahvemi sahile giderim zaten insanlar gelip benle konusmaya calisiyorlar ben lomseye gitmiyorum ihtiyacim yok.

Entel takilcam yazmissin benden sana bindost tavsiyesi entel takilcaksan zaten yalniz takilman lazim.

Sen desen ki arkadasina gel spor salonina gidelim gel tiyatroya onlar seni ekecek gelmiceklerdir seninde hevesin kirilir sende baslayamazsin.

Neyse ozet geciyorum arkadas .... Yaz benzer cok okşarsan kalkar. Yalnizlik en iyisi
0
Zetnikov
(27.10.24)
(11)

Çocukken transa geçmek ve aura görebilmek mümkün mü? Başınıza geldi mi?

anaphylacticshock
Merhaba, Çocukken bazen okula giderken ya da okuldan dönerken yolda yürürken bazı insanların etrafında beyaz ve mor tonlarında (daha çok beyaz) bir ışık haresi görürdüm. (Bu durum hep olmazdı, yani hep görmezdim. Arada sırada sadece) İnsanların vücut hatlarını kapsayan, onların kontürünü çizer gibi
Merhaba,

Çocukken bazen okula giderken ya da okuldan dönerken yolda yürürken bazı insanların etrafında beyaz ve mor tonlarında (daha çok beyaz) bir ışık haresi görürdüm. (Bu durum hep olmazdı, yani hep görmezdim. Arada sırada sadece)

İnsanların vücut hatlarını kapsayan, onların kontürünü çizer gibi vücutları etrafında çizilmiş gibi duran, hafifçe ışıldayan bir hare.

Ve işin ilginç yanı bazen bu hareyi eşyaların etrafında da görürdüm. Yani evdeki sehpanın ya da sokaktaki bir tezgahın etrafında vs.

Bu durum genellikle istemsizce, kendiliğinden gerçekleşirdi ama bazen bu hareyi görebilmek için özellikle odaklanmaya, konsantre olmaya çalıştığımı da hatırlıyorum. Nadiren de olsa bu konsantrasyon hali de işe yarardı.

Bu durumun herhangi bir göz yanılsaması olmadığına eminim. Çok net hatırlıyorum. O zaman da bu durumun normal olmadığının farkındaydım.

Neyse bu durum ilkokul sonlarına kadar devam etti. Ve sonra yavaş yavaş tamamen geçti.

Çocukluğunuzda ya da hayatınızın herhangi bir döneminde böyle bir olay yaşadınız mı?

Bu durumun açıklaması bir çeşit trans haline geçmek olabilir mi?

İnternette biraz araştırdım, bu durumun beynin theta frekansına geçmesiyle alakalı olabileceği ve çocukken yaşanabileceği yazıyor.

Sizin bu konudaki fikirleriniz neler?

Daha önce böyle bir şey yaşadınız mı ya da duydunuz mu?
0
anaphylacticshock
(17.10.24)
Duymadım ama şimdi bakınca şunu buldum:

www.reddit.com
0
playing star again
(17.10.24)
ben bazen etrafımdaki hadiselerin çok yavaş yaşandığına dair bir şeyler hatırlıyorum. sanki ben quiksilver gibiyim de etrafımdaki olaylar çok yavaş yaşanıyor.
bence bunlar çocukluk sanrıları. hayal gücünü yüksek olması ile alakalı.
o da bir şey mi, hayali arkadaşı olanlar falan var.
seninkisi de böyle psikolojik bir şey olsa gerek
0
abelardo
(17.10.24)
Ben birkaç kez yaşadım. Görsel olarak, lars von trier'in nymphomaniac filminde kızın küçükken çayırda yaşadığı deneyim gibi bir şeydi. Annem elimden tutarken bir yere gidiyorduk ve anlattığı şeyden ne etki aldım bilmiyorum ama ucuyormusum göğe yukseliyormusum gibi hissetmiştim.
0
encokbenisevinnolur
(17.10.24)
Bir an benim hanım eksiduyuruya girdi sandım soruyu görünce,hemen öbür duyurularına baktım.sonra da duyurunu ona gosterdim güldü.hafifmiş onun ki dedi.

Ne olduğuna dair bir fikri yok ama çocukluğunda çokça yaşadığı bir durummuş bu.şimdi de fantastik rüyalar görmekle meşgul
0
duptıs
(17.10.24)
Sinestezi, astigmat, tümör ya da hayal gücü.

Benim oyum hayal gücünden yana. Beynin işlevi ve özellikle görme olayı bizim bir şeyi kamera ile kaydedip başka zaman izlememiz gibi değil. Görme işinde çok fazla tahmin ve "tamamlama" var. O yüzden anlık birine benzetme, okuma hataları, bulutları bir şeylere benzetme vs. gibi şeyler yapıyoruz.
0
nawar
(17.10.24)
mümkün.
belirli bir yaştan sonra bu yetenek köreliyor.

burada yazılanlarla dalga geçen bir tayfa olduğu için detay vermiyorum. her bilgi herkese verilmez.
0
janderzel zartanyan
(17.10.24)
Bu değil de sizin durumdan daha farklı olarak bazı insanlara baktığında onların başının çeşitli hayvanların başı olarak gören kimseler olabiliyor.
Dine yakın, manevi olarak kalbi daha saf olan kimselerde ortaya çıkıyor bu durum.

Tabi burada belitmek gerekir ki insana bakarken onda bir hayvan başını görmekten kasıt, insanın hangi huyunun daha ağır bastığı ile ilgilidir.

Mesela (gerçek mana olarak karşılıklarını bilmiyorum)
at için aceleci, sığır için tembel, aslan için cesaret gibi.
0
diyecevaplandı
(18.10.24)
Sinestezi olabilir. Çocukken nöronlar arası bağlantılar yeni kurulduğu için saçma durumlar yaşanabiliyor. Mistik, uhrevi ya da psişik bir durum yok.

Ben de küçükken her gece uyumadan önce odanın içinde peri tozu gibi şeylerin uçuştuğunu görürdüm. Her gece de farklı bir şekilde olurdu bunlar. Büyüdükçe geçti.
0
nundu
(18.10.24)
astigmat olduğumu öğrendikten sonra gözlükle geçti.
0
Hallegadola
(18.10.24)
yoğun yoga meditasyon yapan insanlarda da renkli çakraları gördüğünü iddia edenler var ama bu gerçek olabilir mi emin değilim çünkü beyin bazen çok yoğunlaşıldığında kişiye bir şeylerin olduğuna inandırabiliyor o şey olmadığı halde, bazen küçükken rüyanızda gördüğünüz bir şeyi büyüdüğünüzde yaşamışsınız hissi gibi durumlar da olabiliyor aynı şekilde tamamı ile gerçek bir şekilde beynin
termal göz gibi kızılötesi renkleri de görmüş olabilir. Burada bence bu konuda bilimsel çalışmalar var mı kontrol edin varsa sizinki de öyle olabilir
0
gezegen olan pluton
(18.10.24)
zorlarsan her şeyi görebilirsin. beynin kendini her şeye adapte edebilir, görebilir, yanlış anı oluşturabilir vs.
0
deartheodosia
(18.10.24)
(5)

Telefonda google hesabını açamıyorum

kibritsuyu
Teyzemin telefona reklam virüsü mü ne girmiş, dedim sıfırlayalım kurtulalım. Sıfırladım. Şimdi google hesabını kuramıyorum. Google güvenlik için güya bildirim gönderiyor onay istiyor ama aynı telefona gönderiyor. Lan zaten o cihazda açmaya çalışıyorum, başka cihaz da yok. Başka yöntem de sunmuyor, s
Teyzemin telefona reklam virüsü mü ne girmiş, dedim sıfırlayalım kurtulalım. Sıfırladım. Şimdi google hesabını kuramıyorum. Google güvenlik için güya bildirim gönderiyor onay istiyor ama aynı telefona gönderiyor. Lan zaten o cihazda açmaya çalışıyorum, başka cihaz da yok. Başka yöntem de sunmuyor, sms, arama, mail falan.

Bu nasıl bir mallık yahu? Yeni bir cihaza kuruyorsun tanımıyorum diyor ama kurduğum cihaza güya bildirim atıyor. E tanıyorsun demek ki. Ama kuramadığım için bildirim de gelmiyor.

Hayır tanıyorsan yeni cihaz deme direkt kur. Tanımıyorsan başka şekilde doğrula. Bilgisayardan oturum açayım dedim, yine telefonuna bildirim gelecek diyor. Telefon bir şekilde silindiyse sıçtın yani.

Ne halt yiyeceğim yahu?
0
kibritsuyu
(07.10.24)
Daha önce girdiği bir cihazdan giriş yapacaksınız ancak öyle.
Basit bir güvenlik sistemi, google eminimki sık sık farklı yedek yntemler eklenmesi konusunda uyarmıştır normalde ama eklenmmemiş belliki. PC'den denerken telefon numarası falan istediği bir yönteme geçemiyor musunuz?
0
atom karincanin torunu
(07.10.24)
Yahu yaşlı başlı kadın, başka cihaz yok, daha önce oturum açılmış cihaz yine telefonun kendisi. Kendi bilgisayarımdan deniyorum, yine telefona bildirim atıyor.

Google hesabıyla da işi yok aslında, sadece rehberi lazım. Ne mail kullanır, ne başka şey. Uyarmışsa da mail okumayı falan bilmez ki.
0
🌸kibritsuyu
(07.10.24)
format attığın için onu yeni telefon gibi görüyor.
0
jelly bear
(07.10.24)
support.google.com

şunu bir deneyin
0
playing star again
(07.10.24)
format attığım için yeni telefon gibi görüyorsa heaptan da çıkış yapmış olması lazım, bana niye hala "samsung galaxy a05 cihazına gönderdiğim bildirimi onayla" diyor. iki aşamalı güvenlik böyle bir şey değil, herkesin de çift cihazı olma zorunluluğu yok. şifre denen bir şey var, hesabımı cihaza tıklamak ile doğrulayacaksan şifre ne zkime yarıyor affedersin ya? eve hırsız girmesin diye anahtarı içeride bırakıp çıkmak gibi. hırsız girmiyor, ama kendin de giremiyorsun. eve girmek için anahtara ulaşman lazım diyor.

çözdüm ama nasıl? şifresini bildiğim halde şifremi unuttum dedim, telefon numarasıyla doğrulama seçeneği çıktı, meğer ben böyle durumlar için telefon numarasını falan tanımlamışım zaten ilk kurarken, ama pek zeki google arkadaşımız şifreyi doğru girerken cihazı telefon numarasıyla değil hesabı kendi kendisiyle doğrulamaya çalıştığı için onu çıkarmazmış, şifremi unuttum diyince aaa o da ne, telefon numarası kayıtlıymış, onunla doğrulayalım.

şifremle giremediğim hesaba, şifremi unuttum diyince telefon numarasıyla şifre değiştirip girdim. yani şifresini bilirken kendim giremedim, telefonu elinde bulunduran üçüncü bir kişi (mesela hırsız), şifremi unuttum diyince telefon numarasından doğrulanarak, şifreyi de değiştirerek girebildi, direkt hesabı ele geçirdi yani şu durumda.

bunun adı da güvenlik oluyor.
0
🌸kibritsuyu
(08.10.24)
(22)

Bu kısa muhabbeti yorumlar mısınız? Bu talep normal mi?

Amaranta ursula
Merhaba arkadaşlar,Konuşma aşağıdaki gibi. Ön bilgi vermek gerekirse Ahmet Ayşe'nin müdürü. Ayşe iş yeri iletişim uygulamasından her mesaj attığında karşıdaki kişiye "Adı selamlar" diye girizgah yapıyor. Bu Ahmet ile de aynı. Sizce aşağıdaki talep normal bir talep mi? Yoksa müdürlük böyle mi? Ayşe:
Merhaba arkadaşlar,

Konuşma aşağıdaki gibi. Ön bilgi vermek gerekirse Ahmet Ayşe'nin müdürü. Ayşe iş yeri iletişim uygulamasından her mesaj attığında karşıdaki kişiye "Adı selamlar" diye girizgah yapıyor. Bu Ahmet ile de aynı. Sizce aşağıdaki talep normal bir talep mi? Yoksa müdürlük böyle mi?

Ayşe: Ahmet selamlar
Ahmet: Ayşe, senden bir şey isteyeceğim
Ayşe: X'e work plan template'i göndereceğim. Göndermeden önce bakmak ister misin?
Ayşe: Tabii-->> "Ayşe senden bir şey isteyeceğim"

Ahmet: Yazacağın talebi komple yazıp gönderir misin? Ahmet selamlar diye giriş mesajı atmadan. illa yazacaksan Ahmet selamlar, xxxxx, diye bir mesaj at lütfen. (Ayşe buraya onaylar emojisi koyar)
Ahmet: Olur bakarım. --->>"Z'ye work plan template'i göndereceğim. Göndermeden önce bakmak ister misin?"
0
Amaranta ursula
(03.10.24)
Ahmet haklı. İşyeri mesajlaşmaları ve mailleşmeleri taraflar için çok sıkıcı formaliteler genelde, içerikten ziyade mesaj formatını ayarlamak sıkıcı. Sonsuza kadar "merhabalar, yeniden merhabalar, iyi çalışmalar dilerim" vs döngüsü yoruyor herkesi. Dolayısıyla selamlaşma ve iyi dilekler kısmını minimumda tutmak en mantıklısı çünkü birisi size "Xxx selamlar" yazınca sizin de bunu cevaplamanız gerekiyor, gereksiz bir mesajlaşma girizgahı oluyor, kim ister ki bunu? Orada iş yapmak için bulunuyorsunuz. "xxx selamlar, yyy konusu hakkındaki dokümanı ekte paylaşıyorum iyi çalışmalar" mis gibi tertemiz bir mesaj/mail.

Yani bu sadece Ahmetin müdür olmasıyla ilgili değil, iş ortamındaki herkes bundan yorulur bir yerden sonra.
0
@stubborn inferno
(03.10.24)
ben de ahmet gibi düşünüyorum genelde ama ahmet gibi yüzleşmeci biri olmadığımdan yazmıyorum :D

birisi selamlar yazıyor, ben görüp cevap verene kadar ya da yaptığım işi bitirene kadar 15-30 dk. geçmiş oluyor. ben selam deyince karşımdaki başka bir şeye dalmış oluyor o görüp cevap verene kadar yine bir yarım saat geçiyor. böyle muhabbet çok oldu. halbuki ilk mesajda istedikleri şeyi yazsalar benim ilk cevabımda konu 15 dakikada kapanacak.
0
king lizard
(03.10.24)
King lizard +1 benim anlatmak istediğimi güzel bir örnekle daha net anlatmış eline sağlık
0
@stubborn inferno
(03.10.24)
Dünyanın en haklı isteği bu biliyor musun fakat sen yine "Ahmet selamlar" mesajı attıktan sonra karşılık beklemeden 2. mesajla derdini anlatıyorsun ben bazen "selamlar amk selamlar" demeden 2. mesaj gelmiyor, keşke tüm mesajlaşmalar sıfır selamlama ile hal hatır vs sormadan direkt konuya giriş şeklinde olsa bu kabalık değil çünkü, selamlaşma ritüeli bazen öyle bir kısır döngüye giriyor ki mesajın içeriğini bulmak için zaman harcamak zorunda kalıyoruz :(
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(03.10.24)
Aslında Ayşe selam verirken karşılık beklemeden veriyor ve akabinde diğer mesajda direkt konuya giriyor, karşı taraf cevap versin ya da vermesin. Biz arkadaş grubu olarak nezaketten maraz doğar diye yorumlanmıştık ama sormak iyi oldu karşıt görüşü görmüş olduk.
0
🌸Amaranta ursula
(03.10.24)
Ahmet abi gibi düşünüyorum ama yuzlesmem +7 açıkça soylemek kabalık gibi gelir

Merhaba sonrası asıl içeriği yazmak için cevap almayi bekliyor musun?
0
abuzer
(03.10.24)
Heh yazmışsın, selamina cevap beklemiyorsan çok da şey diil yeaa
0
abuzer
(03.10.24)
Biraz kaba bir tavır. Ben de direkt sadede gelinsin isterim ama karşıdakinin selam verme tercihine müdahale etmek pek nezaketli bir davranış değil.
0
playing star again
(03.10.24)
Ben de eskiden Ayşe gibi yapıyordum.
Sonra yabancı bir şirkette çalışmaya başladım, sadece iki türktük. Bir gün diğer türk arkadaşım yöneticisine sadece “hi maria” yazmış göndermiş ve başka da bişey yazmamış. Maria bana geldi ve dedi ki “bu ne demek oluyor?? hep böyle hello yazıp gönderiyor başka da bişey demiyor, bu çocuk pek normal değil galiba” :D Senin de ona selam vermeni bekliyor ki müsaitsen, okuyorsan lafa girecek dedim. O ne saçma şey öyle filan diye sinirlendi asdmsls. Ben de yabancılarla çalışma deneyimi sayesinde bu huydan vazgeçtim.

Ayşe’nin yaptığı aynı şey değil ama ben Ahmet’i anlıyorum. Bir mesaj bildirimi geliyor, belki o anda başka bir şey yaparken dikkati dağılıyor ve mesajı okuyor “Ahmet selamlar”, bekle ki diğer mesaj gelsin. Beklemeyip yaptığı işe geri dönse 1 dakika içinde yine dağılacak, ne yapsın oturup mesajlaşma ekranına bakarak üç noktayı mı izlesin?
Umarım ülkece bu alışkanlıktan vazgeçeriz.
0
sanxis
(03.10.24)
Selam melam boş iş. İş yapıyoruz, sade ve düz olmak zor olmamalı. Bir de nasılsınız diyeni var bunların. Cevap vermeden işi de söylemezler. En sıkıcı ve düşüncesiz iş insanı derim.

Bunu yap desen ve yapsak ne güzel. Böyle bizi rolantide bırakmasanız keşke
0
Shepard
(04.10.24)
is yeri icin normal. Bunun icin site bile var:

www.nohello.com
0
sertac akin
(04.10.24)
Ayşe, selam mesajından sonra cevabı beklemek yerine yazmak istediği şeyi yazıyorsa sorun yok. Ahmet'ten selam cevabı bekliyorsa, Ahmet +1.
0
nawar
(04.10.24)
nawar+1
0
Bruce
(04.10.24)
Eğer her seferinde konuşmanın devamını getirmek için selamınıza cevap beklemiyorsanız (ki buradan beklemediğiniz anlaşılıyor) çok gereksiz bir istek olmuş. Çünkü temelde tek seferde göndermekle aynı şey zaten bu.

Arkadaş sinrliymiş, morali bozukmuş, bunalmış. Sonra da bunu size yansıtmış.

Her seferinde merhaba yazıp daha fazla şey yazmadan merhabasına cevap bekleyen insanlarla ilgili konuşuluyor böyle şeyler. Sizin müdür de burdan temel alarak olayı ileriye taşımış. Sinirli bir zamanda, ezberden iş yapmış

Sizin durumunuzda hepsini tek seferde yazmanız daha mı işlevsel? Belki... Ancak bu şeylerin sonu yok. Her şeyi müdürün keyfine uyarlayamayız. Birinden bunu istemek yanlış bence. Beğenmesi gerekmiyor. Bu müdahale etmek için çok detay bir konu, sonu yok bunun.
0
akhenaten
(04.10.24)
Ahmet,bence, yerden göğe kadar haklı.

Ciddi odaklanma gerektiren işlerde, bu iletişim penceresi hop diye açılıyor, ne diye bakıyorsun 'Ahmet selam' .
Bir de altında " Ayşe yazıyor " ibaresi yanıp sönüyorsa bizdeki gibi, yalan yok, içimden ağır küfür ederek beklerim..

Yaz gönder kardeşim, 'Ahmet selam, template hazır göndermeden bakmak ister misin ?'.

Ben olsam Ahmet gibi girizgah da yapmam, "Ayşe lütfen selam mesajını ayırma, tek bir mesajda tamamını gönder."
0
latchet
(04.10.24)
buradaki aşırı profesyonel ve selam vermeyerek kazandığı 3-5 dk ile dünyayı kurtarmaya devam eden arkadaşlar gibi düşünmüyorum. her şeyi bir kenara bırakarak selam vermek, merhaba demek gibi insani hareketlerin devam etmesi gerektiğini düşünüyorum yoksa hayvanlardan bir farkımız kalmıyor gibi, onlar da kendi çıkardığı sesler veya fiziksel hareketler ile bir şekilde anlaşıyorlar.

çoğu zaman mailde, mesajda, aramada eğer o gün daha önce iletişimde bulunmadıysam selam veya merhaba nasılsın diyerek cümleye başlarım.

bu arada bir zamanlar ben de diğer arkadaşlar gibi bunu boş muhabbet olarak görürdüm. iyiyim desem veya kötüyüm desem ne değişecek gibi, yada zaman öldürme selam sabahla vs. vs. sonrasında bu lafların aşırı sanatsal veya mesaj kaygısı içeren 2. sınıf film ve dizilerde gözümüze sokulan ve ilk duyduğumuzda vay arkadaş haklı galiba dedirten, sonrasında ise insanlığın gereği selam vermenin var olduğunu düşünmeye başladım. böyle düşünmemde bir diğer etken de yaşadığım büyük şehirden daha sakin bir yere geçmemle oldu.
0
bravoteam
(04.10.24)
Bence hayvanlardan farkımızın bir yolu da insanların seçimlerine ve düşüncelerine saygılı olup 12 iq seviyesinde bir zeka göstergesiyle laf sokmamaya çalışmaktan da geçebilir, merhabaya selamlamaya bu kadar hassas olan ve eksikliğinde hayvanlardan bir farkının kalmayacağını düşünen insanlar medeniyetin girişi olan başkalarının fikirlerini önemseme konusunda da hassas olmalı zira belki de bizi hayvanlardan ayıran en önemli özelliklik selamlaşma ve hal hatır sormak değil birbirlerinin doğru ya da yanlış düşüncelerine saygı göstermektir diye düşünüyorum, yoksa hoşuna gitmeyen bir konuda anında leşe hücum eden bir sırtlan gibi hücum edersen hayvandan ne farkın kalır.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(04.10.24)
mobilden bakinca bildirimde benim mesaj icergini gorebiliyor olmam lazim. selam yazip gonderince ve bekleyince olmaz. hepsini yaz, is araligima alayim. is arasinda konusuruz istersen halimizi hatrimizi sorariz ama is istiyorsan direkt gondermelisin
0
mizore
(04.10.24)
selamına cevap beklemiyorsa ikinci önerideki formülü de öneriyorsa fazla bildirim almak istemediğindendir. bazı insanlar cümle cümle mesaj atıyor biliyorsunuz, çok tat kaçırıcı. bir de bu selamlar sanki gün içinde ilk kullanımında okey olabilir ama gün içinde her mesaj böyle başlıyorsa bayar bence de gereksiz bi nezaket.
0
red g
(04.10.24)
Ahmet'te kendimi gördüm, gün içinde yoğun bir yazışma oluyorsa bu şekilde yapılmasında benim açından bir sorun yok, hatta tercih sebebimdir. Gün içinde ki ilk mesajda nezaketen bir selamlaşma yapılsa yeterlidir. Mesai saatleri dışında ise ekstra bir selamlaşma yazılabilir.

Selam yazıp, karşıdan cevap gelmeden birşey yazmayanların durumu daha can sıkıcı. Çalışma hayatında bir sorun, talep varsa bunun direkt yazılmasını tercih ederim ki ilk mesajda konu neymiş öğreneyim, müsaitlik durumuna & işin önceliğine göre cevap yazayım.
0
sealth
(04.10.24)
ahmet yüzde bir milyon haklı ya. ben normal arkadaşlarımın ya da akrabalarımın bile "turuncu merhaba" diye attığı mesajlara gıcık olan biriyim. iş arkadaşım neden bana "turuncu selamlar" diye mesaj atsın ne münasebet. hepimiz burda para kazanmak için bir araya gelmiş zorunlu ortam arkadaşıyız :) ne bu selam melam.
0
turuncu tonlarda
(04.10.24)
üst ast farketmeksizin tek kalıp mesaj yazma taraftırıyım.

Ayşe: "Ahmet selam, kolay gelsin; X'e work plan template'i göndereceğim. Göndermeden önce bakmak istersen ektedir. iyi çalışmalar."

Ahmet: "Ayşe, bakıp dönüş yaparım. kolay gelsin" ya da "senin için tamamsa gönder gitsin. kolay gelsin"

yazılabilir ya da doğrudan selamlama ya da iyi dilek çıkarılabilir. bu durum mesajlaşan tarafların anlaşmasına bağlı bir durum.

tüm mecalini sayfalarca da olsa tek kalıp mesajda göndermesini isterim açıkçası.
0
phonex
(05.10.24)
(7)

t-shirt yakası neden bu kadar erken bozuluyor?

tabudeviren
https://prnt.sc/12t94T4QBT6_resimdeki t-shirt maks. beş kez falan yıkanmıştır.toplamda sekiz-on gün giyilmiş bir şey. ama yaka bu durumda neden böyle oluyor?terden dolayı mı? terimde özel kimyasallar mı var :Ddeterjandan dolayı mı? ariel renkliler için kullanıyorum.makineden dolayı mı?sizde böyle ol
prnt.sc

resimdeki t-shirt maks. beş kez falan yıkanmıştır.
toplamda sekiz-on gün giyilmiş bir şey. ama yaka bu durumda
neden böyle oluyor?
terden dolayı mı? terimde özel kimyasallar mı var :D
deterjandan dolayı mı? ariel renkliler için kullanıyorum.
makineden dolayı mı?
sizde böyle oluyor mu?

sadece bunda değil, diğerlerinde de böyle.
yeni aldığım t-shirt yakası hızla sararıyor.
0
tabudeviren
(22.09.24)
Deodorant kullanıyor musunuz?
0
psipsipsi
(22.09.24)
Asit mi fiskiriyor ensenden.bes kere mumkun degil,mumkun olmusa da aldigin yere gotur tshirt u.usenmedim koyu renklilere baktim ,icinde bir kac senelik olanlar bile var,hicbirisinde boyle bir sey yok.
0
duptıs
(22.09.24)
Koyu renk polo yakalar güneşte giyilince böyle oluyor hep.
0
playing star again
(22.09.24)
@psipsipsi

roll-on kullanıyorum. anti persperant.
0
🌸tabudeviren
(22.09.24)
terden oluyor olabilir, tuzdan aşındığı için. yani öyle tahmin ediyorum.
banyo yaparken enseyi keselemek bir çözüm olabilir.
0
neira
(22.09.24)
Bir kaç sebebi var;
1) kumaşlar eskisi gibi kaliteli değil.
2) bir kıyafeti üstüste 2 gün giymeyin. Yani kiyafet size fazla maruz kalmasın. 1 gün giydim, havalandırdım, dolaba koydum gibi.
3) her gün duş alıyor muyum diye kendinize sorun.
4) kese, hamam, sauna yapın. Her türlü faydasını görürsünüz.
0
ya volna
(23.09.24)
2) bir gün giyiyorum. en az bir gün geçmeden tekrar giymiyorum.
3) spor yaparken her gün, değilse iki günde bir duş alırım.
4) t-shirt yakası için sauna, hamam mı? hiç bana göre değil :)
0
🌸tabudeviren
(24.09.24)
(8)

Airfryerın içine pişirme kağıdı koysak olmaz mı

regina phalange
Benim tefalinki kılavuzunda kağıtla ilgili bişey demiyor. Her seferinde hazneyi yıkamak da zor geliyor. Airfryerlr için özel kağıtları koysam yanmaz herhalde değil mi
Benim tefalinki kılavuzunda kağıtla ilgili bişey demiyor. Her seferinde hazneyi yıkamak da zor geliyor. Airfryerlr için özel kağıtları koysam yanmaz herhalde değil mi
0
regina phalange
(21.09.24)
Olur ama yanıyor, çok dayanmıyor.
0
prole
(21.09.24)
yanmaz. o yüzden var o kağıtlar. random fırın kağıdı bile yanmaz da airfryer kağıtları yanmıyor.
0
wallcan
(21.09.24)
Ben kullanıyorum. Gayet de işe yarıyor.

www.trendyol.com
0
Mirket
(21.09.24)
alttan hava zor geçiyor
0
bir soru sorcam
(21.09.24)
olur olmasına da, airfryer'ın olayı içinde sıcak hava dolaştırması değil mi? o yüzden içine yiyecek koyduğunuz haznenin altı delikli. onun altındaki haznenin deseni de pervane gibi. yani yukarıdan üfürdüğü hava aşağıda girdap yapıp alttan pişirsin diye. siz orayı kağıtla tıkarsanız yine bir şekilde pişirir de amaca hizmet etmez ki.
0
kibritsuyu
(21.09.24)
ben marketten yağlı kağıt alıyorum ve 1 tanesinden 4 adet airfryer haznesinin boyutunda kağıt çıkıyor. sonra bu kağıtları katlayabildiğim kadar katlayıp ofis delgeçiyle bir sürü delik açıyorum. hem hava akışını kesmemiş oluyorum hem de yiyecekler yapışmıyor.

ama şimdi başka bir yönteme geçeceğim. ikeadan yanmaz silikon fırın matı alıcam. normal fırında kullandığım memnun olduğum bir ürün. yenisini airfryera göre kesicem ve delikler açıcam. sürekli kağıt masrafı da olmayacak.

www.ikea.com.tr
0
xrated
(21.09.24)
Ben de kağıt kullanıyorum patates pişirirken ama dikkat edin üstteki rezistanslara değerse yanıyor kağıt, başınıza iş açarsınız. Bir de altı da iyi pişmesi gereken ve karıştıramayacağım bir şey yapıyorsam kağıt koymuyorum, dedikleri gibi altta hava sürkülasyonu olmayınca iyi pişmiyor.
0
playing star again
(21.09.24)
Ben az önce denedim soruma cevap olmuş da olsun. Cook’un airfryer için özel kağıtlarından aldım. Buzluktan çıkardığım tavukları önce grilsiz düz kağıdın üstüne koyup verdim içeri sonra çözülünce yeni bir kağıt ile bu sefer en alta kağıt üstüne grill kevhasını koydum o şekil ızgara yaptım gayet de güzel oldu.
0
🌸regina phalange
(25.09.24)
(3)

Sevgilinize son doğum gününde ne hediye aldınız

benoyledemekistemedim
Sb. Erkek arkadaşlar ne alınmasını isterdiniz doğum gününüzde?
Sb. Erkek arkadaşlar ne alınmasını isterdiniz doğum gününüzde?
0
benoyledemekistemedim
(20.09.24)
Konser bileti, tatil planı, güzel bir mekanda yemek, Boğaz tekne turu, Ege’de özel tekne gezisi.
Doğum günü partisi.
0
gabe h coud
(20.09.24)
Top, ayakkabı, şort aldım.
0
playing star again
(20.09.24)
Ayakkabi ve gözlük aldim bu sene ama bence en guzeli tatil, sana da hediye olur.
0
passive aggressive
(22.09.24)
(7)

Youtube kanalı fikri ; ortaya karışık videolar atmak sizce mantıksız mı?

Zetnikov
ornegın ınsanlar araba kanalı acıp full arabalardan bahsedıyorlar yada yemek kanalı falanben aklıma estıkce kafama ne gelırse vıdeo cekıp atmak ıstıyorumbu neden yanlıs? boyle kanallar yok mu herkes tek bır konuya mı saldırmıs?bı kac kısı den duydum "bır kanalı takıp edeceksem ne oldugu bellı olsun
ornegın ınsanlar araba kanalı acıp full arabalardan bahsedıyorlar
yada yemek kanalı falan

ben aklıma estıkce kafama ne gelırse vıdeo cekıp atmak ıstıyorum

bu neden yanlıs? boyle kanallar yok mu herkes tek bır konuya mı saldırmıs?

bı kac kısı den duydum "bır kanalı takıp edeceksem ne oldugu bellı olsun kelebeklerse kelebek gormek ısterım" gıbı seyler

bu ne kadar dogru?

ben bılgılı oldugum alanlarda mesela yabancı dıl, bilgisayar, psikoloji , yemek , spor boyle alanları tek bı yerde toplamak ıstıyorum

artılarıyla eksılerıyle yorumlayabılır mısınız?
0
Zetnikov
(20.09.24)
Spesifik bir kanal açman dikkat çekmek için her zaman daha islevseldir.
0
Yourcousinmarvinberry
(20.09.24)
@Yourcousinmarvinberry

hocam spesifik kanalda hadi 40 video attım 41 yi nasıl bulacagım bilmiyorum
0
🌸Zetnikov
(20.09.24)
izlenmezsiniz. ayrıca bu biraz herbokologluğa kaçıyor, itici de duruyor.

mesela felsefe, dinler tarihi hakkında dinlediğim birisi yemek videosu çekse ne alaka derim ve izlemem.
aynı şekilde yemek tariflerini izlediğim birisinin siyaset hakkındaki görüşleri umrumda olmaz.
bu dediğinizin olması için size gerçekten "hayran" olan insanların olması lazım ki "aa x spor yapıyor izliyeyim", "x şu dizi hakkında ne söylemiş yav" desinler. bunun için de sizi ve hayatınızı gerçekten merak etmeleri lazım.

aslında böyle konsepti olan var ama sayıları çok az ve zaten belli bir takipçi sayısına ulaştıktan sonra yapıyorlar.

özetle yapıp tutunabilmeniz için önce belli bir üne kavuşmanız lazım. ondan sonra kafanıza göre takılabilirsiniz, ama yine 3-5 konu etrafında. çok değil.
0
candide
(20.09.24)
ortaya karışık videolar atan bir kanala asla abone olmam
0
abelardo
(20.09.24)
Yputube algoritması zaten videolarınızı öne çıkarmaz
0
olaylar olaylar
(20.09.24)
Tanımadığım bir insanın ilgi alanlarını dinlemek ilgimi çekmez, kendi ilgi alanımla ilgili şeyler dinlemek isterim.
0
playing star again
(20.09.24)
Candide +1

Hayatınız merak unsuruysa ancak o zaman izlenir farklı içeriklere sahip kanalınız. Böyle bir hayatım var derseniz deneyin :)

Ben şahsen bir konuda fikirlerini ve deneyimlerini beğendiğim, ilgi çekici bulduğum birilerinin hayatın diğer kulvarlarında neler yaptığını bilmeyi isterim çünkü insanları genel olarak merak ediyorum ve sıkılana ya da mesela kırmızı çizgim diyebileceğim bir konuda çok zıt ve üstelik temelsiz bir görüşle karşılaşana dek de takip ediyorum ama sonuçta bana değil çoğunluğa hitap edeceksiniz.

O yüzden bir konu seçin, onun üzerinden yürüyüp sadık bir kitle oluşturun, sonra deneysel takılırsınız dilerseniz ve kim ne kadar takip ediyor umursuyor o zaman görebilirsiniz. Ama önce kitle oluşturmanız lazım, onun için de bir konuya kanalize olmanız lazım.
0
@stubborn inferno
(21.09.24)
(22)

erkekler duyarsiz mi

robert bosch
almanya'da bir sey fark ettim. tanidigim cogu erkek mesela "organik" yazili ürünlerin yalan olduguna ve fiyat artisina degmeyecegini düsünüyorlar. tuvalet kagitlari, kagit havlularin geri dönüstürülmüs olanlari daha pahali. erkekler yine bunu umursamayip normallerinden aliyorlar. kadinlarsa kiyafetl
almanya'da bir sey fark ettim. tanidigim cogu erkek mesela "organik" yazili ürünlerin yalan olduguna ve fiyat artisina degmeyecegini düsünüyorlar.

tuvalet kagitlari, kagit havlularin geri dönüstürülmüs olanlari daha pahali. erkekler yine bunu umursamayip normallerinden aliyorlar.

kadinlarsa kiyafetlerin bile organik pamugunu, fair tradeini falan ariyorlar. araba degil de bisiklete biniyorlar diye birbirlerine cevrecilik üzerinden hava yapiyorlar, et yememek, kahvecide inek sütü yerine yulah sütü koydurmak daha cool falan filan...
hep birlikte cafede oturuyoruz mesela. kadinlar yulah sütlü olsun, soya sütlü olsun diyorlar. erkekler birbirlerine bakip benimki normal sütlü olsun diye gülüyorlar... wtf

niye böyle sizce?
0
robert bosch
(19.09.24)
Almanya'yı bilmiyorum ama Türkiye'de "organik" etiketiyle satılan ürünlerin büyük bir kısmı dandik sertifikalar sayesinde organik olduğunu iddia edip kitleme yapan ürünler, yani organikliği bozan x ilacını değil de y ilacını kullanınca organik oluyor, halbuki o da kimyasal, %100 organik bir ürünü piyasaya veremezsin, verirsen talep edeceğin parayı kimse veremez ürünlerin elinde patlar batarsın. O nedenle organiklik aramak bana saçma geliyor ama bunun erkek olmamla ilgisinin olduğunu çok düşünmüyorum ben.

Onun dışında verdiğin tüm örneklerin nedeni erkeklerin "Düz" olmasından kaynaklanıyor olabilir, süt kullanan bir erkek çok nadir olarak yulaf sütü ister çünkü düzlük güzeldir kolaydır konforludur gereksiz egzotikliğe girmeyi engeller.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(19.09.24)
Çünkü erkekler akilci ve mantikci.
0
Yourcousinmarvinberry
(19.09.24)
bu türkiye'de de, birçok yerde de böyle. kıdınlır dıhı kılıy itkiliniyir falan değil, bu konuyla ilgili dümdüz kısırdöngü var. bu gibi "duyarlı" veya mevcut normun dışındaki hareketler/yenilikler feminen görüldüğü için erkekler mazallah pipileri düşmesin diye tepkiyle yaklaşıyorlar, "saçma buluyorlar" falan filan.

sermaye/piyasa/devlet olduğu gibi erkek kontrolünde, hem ekolojiye ilişkin hem başka bir sürü normu erkekler belirliyor. erkek adamın et yemesi de, erkek adamın gürültülü motoru olan ve cayır cayır yakıt tüketen araç kullanması da, erkek adamın kadınları kandırıyorlar instagram pinterest falan demesi de hep aynı hikaye. "cinsiyetçi küfür etmesene, cinsiyetçi şaka yapmasana dalyarak" diyince "ne alakası var ya, sanki ciddi söylüyoruz" diyen de aynı adam, gelsin sana havuç gibi "fiminist" desin sonra.



--
ps. yulaf sütü kadar yavan çok az şey var şu hayatta ya.
0
harfitarif
(20.09.24)
Erkekler olarak konuda haklıyız. Marketing taktiklerine çok kaptırmayın kendinizi. Dilencisinden milyon dolarlık şirketine kadar temelde hep aynı şekilde, duygulara oynamak var.

Tıpkı petrol ile çalışan araçlaro yeterince sattıktan sonra doymaya başlayacağı işaretini veren piyasaya elektrikli araç gibi çevreci(!) alternatif ürünler sunmak gibi çakallıklar var. Aynısı güneş enerjisi panelleri, badem sütü, glutensiz ve bazı geri dönüşüm muhabbetlerindeki gibi. Starbucks'taki kağıt pipet komedisi de aynı şekilde.

Doğayı koruyorum ayağına sağlığınıza zarar da vermeyin, enayi yerine de konmayın. Örneğin tavukta ve hindide Banvit ve Lezita'nın iyi tarım; yumurta ve ette Migros'un da organik ürünlerini alırım. İmalatını görüp onaylamadığım markanın sertifikasına inanmıyorum. Parayla pardon bağışla helal sertifikası verenler bile var. @Kaleci +1

(bkz: yeşil kapitalizm)
0
nawar
(20.09.24)
Erkekler duyarsız değiller, daha çok alışkın olmadıkları şeye rağbet etmiyorlar bence. Merak edip bilgi edindikleri konularda gereğini yapıyorlar çünkü. Nasıl ki bir etin kokuşmuş olanını almazlar, bir kıyafetin yırtık olanını almazlar, bilgi sahibi oldukları takdirde ve önem de veriyorlarsa bahsettiğin konularda da kendilerine uygun hassasiyetleri gösterecek ve ona göre alışveriş edeceklerdir.

Ama herkesten vegan vejetaryen vs olmasını beklemek yanlış, buna göre değerlendirmek çok daha yanlış.
0
muhayyer divan
(20.09.24)
Az içerim, istediğimden içerim ya da hiç içmem daha iyi. Bilmem ne bilmem ne sütü içmek istemiyorum ki ben.

Sektörün içinden bilgi vereyim, organik ürünler bildiğimiz anlamda organik değil. İsteyen ürününe organik diyebiliyor.
0
gabe h coud
(20.09.24)
bu erkeklerin duyarsizligindan ziyade kadinlarin safligini gosteriyor.

free range yumurta da mesela tavuklar dagda bayirda gezmiyor, sadece 2 metrekare daha fazla alanlari var ashdahsdauhda
0
baldur2
(20.09.24)
kadınların her gördüğüne özellikle inandığını gösterir, özellikle sosyal medyadan çok etkileniyorlar.
zaten marketingin %80i kadınlar üzerine yapıylıyor.
0
nuisance2
(20.09.24)
hic aklima gelmemisti ama yorumlari okuyunca dogru oldugunu goruyorum. 2 m2 yi kadin onemserken erkek fark goremiyor. zaten siddet egilimleri de daha yuksek oldugu icin gelismeleri zaman alabilir. veganlik da kadinlarda daha cok gibi gozukuyor

kendi cevrendeki duyarsizliktan eglenenler secmece gibi geldi. hicbi sey demeyedebilirdi
0
ala09
(20.09.24)
Geçenlerde siyasi görüş ile ilgili Almanya'da yapılan bir araştırma gördüm. Erkeklerin yıllar içinde, özellikle son nesile doğru, daha çok muhafazakarlaştığını ve sağ görüşe kaydıklarını, kadınların ise daha özgürlükçü ve sol görüşe kaydığını söylüyordu. Bu söylediklerinizle tam uyuşuyor. Sadece Almanya'da da değil kadınlar genelde çevreye, diğer canlılara, diğer insanlara karşı daha duyarlı. Erkekler yukarıda da görüldüğü gibi kendilerini daha üst bir konuma alıp bu çabaların gereksiz olduğunu ve kadınların kandırıldığını düşünüyor.
0
playing star again
(20.09.24)
marketingden daha çok etkileniyorlar +1
nawar+1


diğer sütler vegan olduğu için mi duyarlı oluyorlar, vegan olmayan herkesi duyarsız kategorisine mi dahil ediyoruz ?

ben biraz da kendini kandırma olduğuna inanıyorum bu kadar "duyarın"


bir de geri dönüştürülmüş ürünler kullanma bisiklete binme gibi şeylerin çevreye etkisi büyük şirketlerin yaptığı zararın yanında tartışmaya açık bile değil

elbette 1>0 ama bu ömürde kafa yormaya değer mi hele türkiyede takdir sizin
0
jülsezar
(20.09.24)
@ala09

2 m2'yi onemsememe sebebimiz 2 kati fiyat farkina degmemesi.

hem niye butun duyar tuketicilerden bekleniyor, ureticiler de duyar kassin ve hepsini "free range" uretsin o zaman.

sen konuyu anlamamissin belli ki. konu duyar ayagina, kaziklanmak ve firmalarin bunu kullanmasi.
0
baldur2
(20.09.24)
pakatlenmiş ürün gıda ya da bilmem ne organik değildir zaten
0
koela
(20.09.24)
playing star again +1

yeşil kapitalizm, greenwashing ve benzeri meselelere katılmakla ve herkesin vegan olmasıyla ilgili bir beklentim ya da çabam olmamakla birlikte, bence "ya hayvan sömürmeden de mis gibi yaşarız aslında ha" deyince ortalama bir erkeğin ve kadının tepkisinin farklı olması bence bir şeyler anlatıyor. ilk sorudaki mesele de tam olarak o.

"sen mi kurtaracaksın dünyayı" da buram buram erkek kokan bir argüman, "erkekler akılcı, mantıklı ve haklı olduğu için böyle" de aynı şekilde. e bu kadar katı olarak doğru olduğuna inanılan argümanların sorgulanmasını bekleyemeyeceğimiz gibi, benzer şekilde diğer statüko değişikliklerine itiraz gelmesini de bekleyemeyiz bir bakıma.

ayrıca pazarlamadan bahsederken neden erkeklere pazarlanan güçlü/büyük/zengin gösterir diye pazarlanan şeylerden bahsedip erkekler kolay kanıyor, bir motor patırtısına akılları gidiyor denmiyor da kadınlar kolay kandırılır oluyor?

"duyarlılık" kendiliğinden üstün bir şey olmayabilir ama ezenlerin ezilenlere yapıştırdığı bir "ponçiklik" etiketi olduğu için var bu tartışma bir yandan da.
0
harfitarif
(20.09.24)
duyarsızlık değil bu mantıklı davranmak.

havada aynı anda 2500 tane yolcu uçağı gezerken benim binmediğim 1.4 motorlu arabamın egzozunun çevreye vereceği zararı umursamıyorum mesela.

ya da geri dönüştürülmüş diye adam niye daha pahalı satıyor, hammaddeye para vereceğine çöpten toplamış, yine de bana pahalı satıyor, niye onu alayım? cüzdanıma bakar ucuzunu alırım.

fosur fosur sigara içip domatesim organik olsun diyenleri hele hiç ciddiye almıyorum.

2015 yılında yazlığa tadilat yaptırdım. aynı dönem tadilat yaptıranların hepsi sıcak su için çatıya güneş enerjisi koydu, bedava temiz enerji diye. ben elektrikli termosifon koydum.

termosifon 500 lira, güneş enerjisi kurulumu 5000 lira idi. yazın maksimum 2 ay kullanıyoruz, gelen elektrik faturası aylık 200 lira (her şey dahil). yaz günü sıcak su kullanılmıyor bile ama hadi o elektriği sırf termosifon harcıyor desek bile 22,5 ay, yani güneş enerjisi neredeyse 10 yılda ancak amorti ediyor.

ayrıca her yaz başında gittiğinde mutlaka ya çekvalfi bozuluyor, ya şamandırası kaçırıyor, ya kollektörü kırılıyor, illa gider gitmez sıcak su kullanabilmek için usta çağırıp tamir ettirmen gerekiyor, senede neredeyse 200-300 lira (bugünün fiyatıyla 1000-2000 olmuştur) tamirata vermen gerekiyor. ne o? temiz enerji bedava sıcak su kullandık.

şimdi ben elektrikli termosifon seçtim diye duyarsız mı oldum?
0
kibritsuyu
(20.09.24)
erkeklerin de kandığı şeyler vardır muhakkak ama duyuruda organiklik ve veganlıktan bahsedilmiş yanlış yorumlamadıysam. salt kandırılmak da değil bu.

dünyanın kirlenmesi, kaynakların tükenmesi, sanayi devrimi ve teknolojinin gelişmesi ile artan ivmeli bir tüketim toplumu olmamız ile gelmedi mi , aynı şekilde tedavilerin ilaçların aşıların çıkması ile. dünya doğal haliyle bu kadar nüfusu beslemeye yetmez. o zaman dünyanın geleceği için bazı insanları tedavi etmememiz gerekir.

Medeniyetlerin tarihi 10-12 bin yıla kadar gidiyor , 150 yıl öncesine kadar herkes organik besleniyordu.

Ben kendimi rahat hissediyorum açıklaması dışında, ufak tefek şeyler ile organik doğal çevreci olduğunu söyleyen insanlara katılamıyorum. evet damlaya damlaya göl olur ancak kısa ömrümüzde onlara enerji ve para harcamak beni yoruyor.

Telefon bilgisayar herhangi üretilmiş bir teknolojik ürün üretimi esnasında çevreye o kadar çok zarar veriyor ki. hele bataryaları. otobüse dahi binmeyin bisiklete binin ama bisiklet üretilirken de çevreye zarar veriyor fabrikalar.

o kadar da değil bisiklete binelim dediğimizde o sınırı kim çizecek ?
0
jülsezar
(20.09.24)
+1 bu erkeklerin duyarsizligindan ziyade kadinlarin safligini gosteriyor.

organik ürünlerin çoğu kandırmaca. diğerleri de hem marketing icatları.
yulaf sütü ne ayrıca? erkeklerin kalori ihtiyacını karşılamaz ki
0
abelardo
(20.09.24)
önemsemiyorlar. kadınlar gerçekten çoğu konuda çok daha duyarlı ve bu her reklamdan etkileniyoruz anlamına gelmiyor. ben temiz içerikli ürünler yemek ve yedirmek istiyorum, bu yuzden yumurtayı alırken bile detaylı bakıyorum seçeneklere. üzerinde "organik" yazması hemen sepete atmam için sebep değil; lakin gerçekten organik olanları aradığım da doğru misal. "organik" yazanlar bi noktaya kadar organik olabilir (belli standartları karşılıyordur yani) ama genelde gerçekten iyi araştırmak ve bulmak gerekiyor kafamızdaki gerçek organik tanımına girebilmesi için ürünlerin. özellikle organik denen yumurtalar genelde "1" ile başlıyor ama esas organik tanımı "0" olanları içeriyor gibi gibi...
0
anna sun
(20.09.24)
Modern dunya insani gittikce gerizekalilastigi icin bunlar oluyo hocam. Flynn effect tersine dondu. Keske benim de tokatlicagim fabrikalarim olaydi. Somururdum halki
0
lapaz
(20.09.24)
Sonra somurdugum parayi hookerslarla harcardim
0
lapaz
(20.09.24)
erkekler analitiktir. sebep-sonuç ilişkisi üzerine düşünür aklına yatmazsa inanmaz. kadınlar daha duygusal heyecan verici - iyiymiş gibi görünen şeylere analiz etmeden inanma eğiliminde.
0
orpheus
(20.09.24)
Düşünceli olmak, hassas olmak, duyarlı olmak daha çok kadınsı davranışlar olarak görülüyor. Bir erkek bu özelliklere sahipse en başta hemcinsleri tarafından dışlanıyor. Hatta bazı erkekler hep der ya " biz erkekler mantikliyız, siz kadınlar duygusalsiniz" diye. Mesela erkeklerin mantıklı olduklarını iddia etmeleri ve bu yüzden hep en doğru kararları verdiklerini iddia ettikleri komediden hallice bir durumları var.

Veganlarla kendi çaplarında dalga geçmeye çalışırlar özellikle vegan olan hemcinsleriyse daha da rahatsız ederler. Bir de erkeklerin çevreye olan duyarsizliklari, hayvanları sömürmeleri falan cinsiyet ile bağlantılı çok yönleri var. Bu konuda yazılmış makaleler mevcut inceleyebilirler.

Son olarak yanlış anlama, duyurulara verdiğin cevapları beğeniyorum, aklı başında biri olduğunu düşünüyorum ama " çevrecilik üzerinden hava yapıyorlar, et yememek, inek sütü yerine yulaf sütü koydurmak daha cool" lafına kızdım :) Çünkü veganlik bir moda, bir trend değil, cool görünmek için seçilmiş bir şey de değil bir etik meselesi. Vegan beslenmek daha fit görünmek için değil etik sebeplerle seçilen bir şey. Bir vegan olarak en büyük hayalim vegan bir dünya.
0
rock n roll
(21.09.24)
(6)

Adil kirayi beraber bulalim

turkuaz
Duyuru kendi adima degil.Benden fikir istendigi icin buraya da sorayim dedim.Ev Istanbula komsu bir ilde.Bir kiraci 2021 Eylulde bu 1+1 eve 1.650 TL aylik kira ile giris yapmis.Son bir senedir en son 4.500-5.000 TL veren bu kiracinin Eylul 2024'de belirlenecek adil guncel kirasi ne yapilmali? Ilgili
Duyuru kendi adima degil.Benden fikir istendigi icin buraya da sorayim dedim.

Ev Istanbula komsu bir ilde.Bir kiraci 2021 Eylulde bu 1+1 eve 1.650 TL aylik kira ile giris yapmis.Son bir senedir en son 4.500-5.000 TL veren bu kiracinin Eylul 2024'de belirlenecek adil guncel kirasi ne yapilmali? Ilgili bina universite ve hastanenin oldugu bir lokasyonda.Bina nispeten yeni, 6-7 yillik olmali ve esyali.Kiracinin meslegi farketmez ama muhtac biri olmadigini belirtmek adina ekleyeyim doktormus.

Ilgili binada Agustos ayi boyunca yeni giren kiracilar 20.000-22.000 araligindan giris yapmis.Bunlar teorik rakamlar degil.Gerceklesen kiralamalar.
Eski kiracidan rayicin istenmesine katilmiyorum ancak referans olsun diye yaziyorum bunu.

Bu bilgiler isiginda kiraci 8.000TL'ye cikartmak istiyor ancak ev sahibine de bana da bir hayli dusuk geldi. Sizce iki tarafin da hukukunu koruyan adil kira rakami ne olmali?

Kiraci 8.000 TL gibi asiri dusuk rakamlarda israr ederse adil rakamda bulusmak icin strateji ne olmali?
0
turkuaz
(17.09.24)
selam , 2021 de asgari ücret 3-5 bin gibi bir rakamdı .şimdi kira bence 15 den aşağı olmamalı . internetten ilanlardan o bölgede benzer evler ne kadar kiralanıyor bakılabilir .
0
devilone
(17.09.24)
devilone, internetten bakmaya gerek yok bence cunku bizzat yeni kiralamalari yapan kisiyle teyid edildi.20-22 bin TL arasinda bir cok yeni kiralama yaptim diyor.

Peki bu kiraci adil bir rakamda uzlasmazsa 5. yili bekleyip rayic belirleme davasi acmak disinda bir yol yok mudur? 3 yil doldu.Bu durumda iki sene beklemek zorunda kalir ev sahibi
0
🌸turkuaz
(17.09.24)
rayiç bedelin bir önemi yok çok düşükten kiralanmış. belli ki extra da değerlenmiş muhit. 1650tl'ye her sene 100% zam hesaplansa 13.200tl gibi bir rakam yapıyor. bunun üstünü düşünme ihtimali olmaz bence. kiracı için 10.000tl makul olur diye yorumlarım. ev sahibi bunu 12-12.500tl seviyesine çıkarabiliyorsa öpüp başına koymalı. bugün kiracı %60 zam yapıp paşa paşa oturabilir maalesef.

rayiç belirleme davası 5. yıl bittikten sonra, yani 6. yıl açılabiliyor diye biliyorum.
0
awlmi
(17.09.24)
siz adil olduğunu düşünürsünüz de kiracı kabul eder mi?
yeni kiralar 20-22 ise, kiracıdan 10-15 arası bir rakam rica edin. Rica edin diyorum çünkü kabul etmezse üfe ortalamasını alıp ödeyip geçer.
Tahliye taahhütnamesi yoksa başka yol yok. İhtiyaçtan falan dava açılsa zaten 2 sene sürecek.

kiracı kabul etmese, kira 8bin olsa yıllık 96bin tl eder.

siz kiracıyı evden çıkarsanız 20bin tl'den kiraya verseniz 240bin tl eder.
aradaki fark 145bintl.

ben olsam çıkması için önce 50bin, kabul etmezse 100bin teklif ederim gönderirim evden.
0
artci sarsinti
(17.09.24)
15.000-20.000 arası. Hadi eski kiracı diyelim 15.000 olsun. Tabi kiracı kabul eder mi orası tartışmalı. Enflasyon üzerinde zam istemiş oluyorsunuz. Ama hakkı minimum 15.000 bence
0
playing star again
(17.09.24)
13-15 arası bence adil.
0
kimlanbu
(17.09.24)
(25)

Sevgilimden gizli bi iş çevireyim mi?

diyojenimtırak
kız arkadaşım satmam için fotoğraf makinesini bana verdi. hafıza kartı boş fakat öncesinde neler çekmiş vs deli gibi merak etmeye başladım. ilişkinin başında(7aylığız) kendisini fazla merak ettiğim ve araştırdığım(derin sıtolk) ayar olmuştu. karttan silinen fotoğrafları geri getirirsem neyle karşıla
kız arkadaşım satmam için fotoğraf makinesini bana verdi. hafıza kartı boş fakat öncesinde neler çekmiş vs deli gibi merak etmeye başladım. ilişkinin başında(7aylığız) kendisini fazla merak ettiğim ve araştırdığım(derin sıtolk) ayar olmuştu. karttan silinen fotoğrafları geri getirirsem neyle karşılaşırım, ona söyler miyim, söylemeli miyim, merakımı gidermesem de olur mu kararsız kaldım.

önerilerinizi alırım.

kadınlardan ise eğer böyle bi şey başlarına gelseydi tepkilerini alırım
0
diyojenimtırak
(16.09.24)
Yapmayın. Özel hayatın ihlali bu. Lamı cimi olan, oturup tartışmamız gereken bir şey değil. Y a p m a y ı n.
0
@stubborn inferno
(16.09.24)
Etik degil belki ama Bak bence, sorarak edinemeyecegin bir çok deneyimi kısa surede edinerek. Kiz arkadasini daha iyi tanirsin.
0
egokalp
(16.09.24)
Yapma. Şüphe zehirli bir his. Aldatildigini dusunuyorsan şayet zaten karşına çıkar.
Sevgilim böyle bir şey yapsa kendimi çok rahatsız güveni zedelenmiş hissederdim.
0
Amaranta ursula
(16.09.24)
Yap ]:->
0
anon1m
(16.09.24)
baksan da bişey çıkmaz bununla manzara kedi çocuk bişeyler çekmiştir, heyecan verecek bişey varsa o zaten telefonla çekilmiştir.

Burada olayı tersine çevirip bir şey diyeceğim, hafıza kartını satma veya illa satacaksan düzgün bir yazılımla tam wipe yap. Üstüne 3-5 kere veri yazıp silsin. Çünkü senin yapmayı planladığın şeyi alan kişi de yapabilir.
0
nhk ni youkosu
(16.09.24)
"kadınlardan ise eğer böyle bi şey başlarına gelseydi tepkilerini alırım"

Valla çok hoşumuza gider bu hareket gibi cevaplar mı bekliyorsun
0
grimavi
(16.09.24)
Ben bişey çıkmayacağını düşünmüyorum, profesyonel makinesi olan illa bir seks kasedi çekmiştir. Bak belki kıyas yaparsın.
0
Bruce
(16.09.24)
kadından cevap vereyim. yerinde olsam ben bakardım valla ne yalan söyleyeyim. o yüzden bakma diyemiyorum.
0
titanyum22
(16.09.24)
Bak
0
nuisance2
(17.09.24)
Yapma çok ayıp. Sana güvenip vermiş ne gerek var?

Ayrıca prof makineden seni tatmim edecek bir malzeme çıkması çok düşük ihtimal. Aynı manzaranın 100 farklı açı ve enstantane ile çekilmiş versiyonlarını bulup geri getirdiğine pişman olursun.
0
playing star again
(17.09.24)
Ben dayanamaz bakardım ne yalan söyleyeyim.
0
kimlanbu
(17.09.24)
Bakıp bir şey bulamazsan ne olur?
Bakıp bir şey bulursan ne olur?
0
kisa
(17.09.24)
Kadın erkek farketmez, bu güveni kötüye kullanmak. Bana yapıldığını öğrensem o insanı silerim, arkanı döndüğünde neler karıştıracağını bilemezsin sonuçta.
0
sibertenik
(17.09.24)
yapmaaa
0
jelly bear
(17.09.24)
stalk bu degil ya, asiri fazla caba var isin icinde. merak veya kiskanclik degil boyle baska bir sey var bu hareketin altinda kontrolculuk veya güvensizlik gibi.
7. ayda boyleysen sonrasinda kendine de iliskine de zarar verirsin muhtemelen. krndi sınırını aşma derim

ulan ben manitamin mailine baktim diye utancimdan mahvolmustum
0
ala09
(17.09.24)
valla telefonu sifresiz unutmus acip bakayim mi'dan cok daha agir cunku isin icinde ugras var. planlayarak adam oldurmek gibi yani anlik bir sinirle degil.

bu fikir senin aklina geldi ve sen burada ahlaksizligi yayarak sorumluluktan kurtulmaya calisiyorsun.

ben sadece aldatildigima dair ciddi bir suphem varsa yapardim bunu. onun disinda kiz arkadasimin guvenini kotuye kullanmis olurum. zaten fotograf makinesi ile en en fazla kendi ciplak veya mustehcen fotosunu cekmistir. buyuk ihtimalle bir sey cikmayacak ve sen vicdan azabi kazanacaksin.
0
antikadimag
(17.09.24)
Kadınlar olarak böyle gizli işler bizi errkeğimize daha çok bağlar. Öğrenirsek de kendisine, bizi hep izleyen birinin olduğu ve hizada tutacağının mesajını verdiği için teşekkür ederiz.
0
bu ne bilimsizlik
(17.09.24)
Nasıl cevaplar almayı beklediniz bu soru ile cidden çok merak ettim
0
jülsezar
(17.09.24)
Bildiğim kadarıyla kameralardaki SD karttan silinen şeyler geri getirilemiyor.

Ayrıca self nude veya ev pornosu çekmiş olsa dahi bunu telefonuyla yapardı. Kamerasını sana verdiğine göre demek ki onunla bişi yapmamış.
0
Yourcousinmarvinberry
(17.09.24)
Bacılarım erkekler bizim profesyonel fotoğraf makinesi ile çektiğimiz s.k fotolarını falan her şeyi öğrendi yandık. Bundan sonra gün yüzü yok bize.

Hocam özgüven için ders mers al bir şey yap. Hayatı kendine zindan etme.
0
ruhen hastayim ben
(17.09.24)
bu soru sadece bana korkunç gelmiş olamaz değil mi? bu nasıl bir sapkınlık?
0
rallied
(17.09.24)
Bence yapma cunku etik konusunun yaninda gorduklerin bosu bosuna seni rahatsiz da edebilir.Kafani bulandirma hic
0
turkuaz
(17.09.24)
yap gitsin, içinde kalmasın. belki sonradan öğrenip çok uzulecegin bir şeyi öğrenmiş olursun.
0
tabudeviren
(17.09.24)
üzülen sen olursun ve ilişkiniz zarar görür. yapma.
yaptın diyelim ki, sakın söyleme.

velev ki yaptın ve eski sevgilisi ile olan fotoğraflarını buldun. x kafede, y yerinde tatilde, z kişilerle birlikte falan normal fotoğraflar olsun bunlar, özel değil yani. yine de o kişiyi merak edecek, eski defterleri kurcalayacak x kafeye gidince ya da z kişileri görünce farkında olarak ya da olmayarak laf edeceksin.
0
biseysorcaktim
(17.09.24)
Bakma. Sevgiline bu şekilde silinen fotoğrafların bir kısmının geri yüklenebileceğini söyle. Tamamen silmesi için yapması gereken bir şey varsa yapsın.
0
nawar
(17.09.24)
(18)

"Görev" kelimesine takılan hatun kişisi

winston insani
MerhabalarPartnerim özel okulda öğretmen, pazartesileri en yoğun günü, teneffüsler dışında akşama kadar molası yok nerdeyse, ben de her teneffüste seni arayıp 5 dakika modunu yukarı çekerim dedim haftasonu.Sabah mesaj attım "günaydın, bugünkü görevim aklımda ;)" diye, burada "görev" kelimesine takıl
Merhabalar

Partnerim özel okulda öğretmen, pazartesileri en yoğun günü, teneffüsler dışında akşama kadar molası yok nerdeyse, ben de her teneffüste seni arayıp 5 dakika modunu yukarı çekerim dedim haftasonu.

Sabah mesaj attım "günaydın, bugünkü görevim aklımda ;)" diye, burada "görev" kelimesine takıldı, "görev dediğin zorunlu yapılan bir şey değil mi" vs. fln dedi, ben de daha fazla uzatmamak ve ortamı yumuşatmak için "senin modunu yükseltip mutlu etmek benim görevim :)" desem de hala aynı şekilde devam etti.

Mizah anlayışı fena değildir aslında ama ne var ki bunda takılacak? Ben kendimi kötü hissettim böyle davranınca.

Zaten bir çok şeyin problem olduğu bir ülkede yaşıyoruz, bu kadar küçük şeylere takılıp probleme çevirme bana çok saçma geliyor.
0
winston insani
(16.09.24)
Gününün kötü geçeceğine o kadar odaklanmış ya da güne o kadar kötü başlamış ki bahane bulmuş gibi geldi. Çok tatlı bir şey yapmaya çalışmışsınız, inşallah gün bitmeden buna sahip olmanın kıymetini anlayabilir.
0
silverleaf
(16.09.24)
görev kelimesi pek hoş olmamış ama aynı şekilde devam etmeye gerek yok
0
jülsezar
(16.09.24)
Gergin uyanmış biraz :)
0
black holes in the sky
(16.09.24)
:( kolaylıklar diliyorum. hanımdan önceki iliskilerimi hatirladim.
0
logisticsmanager
(16.09.24)
Bahaneye sarilmaya gerek yok. Görev kelimesine bu kadar takilan biri biraz sonrasinda da hayati sana zindan eder.
0
Yourcousinmarvinberry
(16.09.24)
"İlişkide bir şeyi görev olarak görmemek, içinden geldiği için yapmak lazım" gibi bir prensip var. Anlatmak istediği konuda haklı bir yaklaşım.

Partneriniz de bunla bağdaştırmış ezberden. Alakası yok tabi, siz bunu bir etkinlik olarak yapıyorsunuz, ancak o üstüne çok kafa yormamış. "Benimle konuşmayı görev olarak görüyor" diye düşünmüş dümdüz.

Bunu açık açık böyle konuşup, bunun o durumla alakası olmadığını, içinizden gelen ufak bir oyun gibi yaptığınızı, o görevin bu görev olmadığını söyleyip kafasındaki bu bağlantıyı koparın.

Olur böyle bazen, her şeyi kronik problem gibi görmeye gerek yok bence. İnsanlar bazen yanlış düşünebilir, saçmalayabilir. Sorunu tespit edip çözersiniz.
0
akhenaten
(16.09.24)
Görev zorunu olarak yapılan iş+1

incelikler yaparken kelimeler üzerine biraz daha düşünmeli dikkat etmelisin

Dil hayatta önemli bir araç, en temel iletişim yöntemi, ifade becerilerin düşük olabilir ama ne var canım bunda takılınacak diye düşünmek yerine bu becerimi nasıl geliştirebilirim diye düşünürüm, sadece romantik ilişkilerde değil her türlü kendini daha doğru ifade etmek etkili olur

Sen iyi bişey yapmışsın ne var bunda takılınacak diye düşünenler bu beceriye ihtiyacı olmadığını düşünenler ya da bu konuda hiç düşünmemiş kişiler oluyor genelde :)
0
grimavi
(16.09.24)
Her tenefüste aramanı istemiyor olabilir mi peki? Yani bu biraz zorlama bi romantiklik ya sanki. Kızın başka işleri olabilir, kafasını dinlemek istiyor olabilir. Kendisi istediğinde arasa daha makul değil mi?
0
nundu
(16.09.24)
Abi bence göz kırpma emojisi başlı başına fail bir hareket kusura bakma ya, ikincisi de önceden böyle bir bilgi vermek biraz gereksiz bir hareket gibi olmuş sanki. Geçmiş olsun.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(16.09.24)
Bir şeyleri yanlış anlayasi ve alinasi var, o da sana patlamış.

Denklem şu, şimdi biraz kendini geri çeksen (tamamen değil biraz) hani gorevindi aramiyorsun diyebilir, beni niye ghostluyorsun diyebilir... görev kelimesine de takılma, bu algılama biçimiyle ayni tartışmayı başka bir şekilde yasayacaktin zaten.
0
encokbenisevinnolur
(16.09.24)
görev kelimesi hiç hoş olmamış bence de.
içinden gelerek yapmıyormuşsun gibi olmuş.
ayrıca fazlaca hanımcı ve ezik bir kelime olmuş.
kadınlara niçin böyle ezik davranıyorsunuz anlamıyorum.
0
abelardo
(16.09.24)
Güzel bir şey yapmak istemişsin ama kelimeyi yanlış seçmişsin. Bir de ne zamandır birliktesiniz? Eğer ilişkiniz yeni başladıysa ve sen ilk heyecanla bu kadar ilgi gösterip sonra hiçbir şey yapmamaya başlarsan iyi değil. Hep böyle ince olmak lazım, hep özen göstermek gerekiyor.

@abelardo; bu tarz davranışlar, karşındaki insanla ilgilenmek, özen göstermek eziklik değil, zerafettir. Kadın ya da erkek farketmez herkes birbirine karşı özenli olmalıdır. Bu kelimeden rahatsızlık duyunca, soru sahibi arkadaş kendini kötü hissetmiş bu da çok ince bir insan olduğunu gösterir.
0
rock n roll
(16.09.24)
Gereksiz gergin uyanmış ve saçma bir tepki vermiş. Kötü hissetmeyi gerektirecek bir şey yok. Düzenli olarak bu triplere giriyorsa da kolay gelsin. Sabır diliyorum, ne diyelim.
0
nawar
(16.09.24)
Merhaba.

Anlattıklarınızdan anladığım ya sınıf öğretmeni, ya da ingilizce.

Okulun ilk günleri bunlar. Sınıf oturmamıştır daha veya sınıf yönetimi çok iyi değildir. Kötü bir ders geçirmiştir ya da müdürle belki olumsuz bir şey olmuştur.

Kolejler bu ara tam bir köle sistemi. Ben de geçen sene bıraktım.

Bu seferlik çok kafaya takmamaya çalışın. Anlık bir şey olabilir.
0
la traviata
(16.09.24)
Çatacak yer arıyor diye okumladım.
0
playing star again
(16.09.24)
@rock n roll
sence ben özen gösterdiği için mi bu cevabı verdim? özen göstermesine bir şey demişim gibi konuyu çarpıtıyorsun. "görevim" dediği için bu cevabı verdim. ikisinin arasında dağlar kadar fark olduğunu biliyorsun ama çarpıtıyorsun.
0
abelardo
(16.09.24)
hepimiz yaşadığımız olaylara göre bazı şeylere takılıyoruz, gereksiz atar yapabiliyoruz o anki modumuza göre, sürekli olmuyorsa idare edip geç, takma
0
gezegen olan pluton
(16.09.24)
abi senin yaşın başın var diye biliyoruz. 20lik kızlarla takılırsan tek kelimede adamı yamulturlar böyle. bari 25 falan olsaydı
0
titanyum22
(16.09.24)
(21)

Sevgili & Buluşma

sumuklurakun
Diyelim ki kız arkadaşınız 25 siz 30 yaşındasınız. Kız arkadaşınız teyzesi gilde kalıyor ve aynı şirkette çalışıyorsunuz. Kız arkadaşınızla buluşmalarınız ve saatler sürekli olay oluyor. En geç 22:30da evde olmasına tamam diyorsunuz ancak bu sefer de buluşacak gün ayarlamak için uğraşıyorsunuz. Art
Diyelim ki kız arkadaşınız 25 siz 30 yaşındasınız. Kız arkadaşınız teyzesi gilde kalıyor ve aynı şirkette çalışıyorsunuz.
Kız arkadaşınızla buluşmalarınız ve saatler sürekli olay oluyor. En geç 22:30da evde olmasına tamam diyorsunuz ancak bu sefer de buluşacak gün ayarlamak için uğraşıyorsunuz. Art arda iki gün çıkmak istemiyor, önceden size pazartesi buluşalım demişken pazar günü “ya filanca kuzenim yemeğe gelecek sonra buluşalım” diyor. Cumartesi çıktınız eskaza pazara da tamam demişken pazar günü akşam 7 olunca “dün de çıktık bugün eve erken gideyim” diyor.
Bunlara sebep olarak da başkasının yanında kalıyor olmasını gösteriyor. Başkası laf etmesin diye her şeyi yapabilecek birisi. “Aman elalem ne der” kafası.
Saate de okeysiniz ancak sürekli ertelenen buluşmalardan, onun hayatında sığıntı gibi hissetmekten de yoruldunuz.
Bu durumda siz haksız mısınız?
0
sumuklurakun
(10.09.24)
Haftada max 2 gün buluşabiliyorsunuz
0
🌸sumuklurakun
(10.09.24)
Bunu söyleyince de “iş yerinde her gün görüşüyoruz zaten birbirini uzun süre göremeyen ilişkiler de var” diye savunma geliyor.
0
🌸sumuklurakun
(10.09.24)
Yıl olmuş 2024, sevgili ayağı mı kalmış.
Yakın zamanda evlilik teklifi etmezsen senden ayrılacak, bunu bilmiş ol. Gelir başkası alır kızı haberin olsun kanka
0
füt
(10.09.24)
Bu elalem ne der kafasi degil. Kiz baya teyzesinde kaliyor. Hani apartmandan goren olur falan demiyor ki. Kizi hakli buldum. Ayrica ayni is yerindesiniz kismina da katiliyorum. Kizi asiri hakli buldum
0
Kittie
(10.09.24)
25 yaşındaki kızdan 30 yaşındaki kadın serbestliği bekliyorsun. ikisi bir arada olmaz.
0
titanyum22
(10.09.24)
Haklısınız ama o da haklı olabilir kendince kısacası birbirinize uygun değilsiniz

Bu arada iş yerinde görüşüyoruz kısmına katılmıyorum aynı şey mi ?
0
jülsezar
(10.09.24)
ben bu olayların 2. dk sında ayrılmayı tercih ediyorum.

iyi bir benchmark olmam sizin için. bence oturup konuşun.
0
baldan kaymak
(10.09.24)
Senin gerçekliğin ile onun gerçekliği farklı, birine ekonomik olarak bağlıysan yani kendi başına eve çıkacak imkanın yoksa öyle ben istediğim zaman çıkarım istediğim zaman dönerim diyemeyebilirsin, işin içine hareket ederken düşünülecek bir sürü parametre giriyor
0
grimavi
(10.09.24)
Evlen ya da ayril
0
yuvarlanantencereninkapagi
(10.09.24)
Ben kızı kendine göre haklı buldum. Daha rahat gorusebileceginiz bir iliski isteyebilirsiniz o açıdan sizi de hakli buldum. Ama ya kıza uyum sağlayacaksınız ya da ayrilacaksiniz. Bu kızdan istediginiz serbestliği bulmaniz biraz zor. Belki eve haftasonu arkadasimda kalicam falan diyerek arada birlikte tatile giderek vs idare edebilirsiniz.
0
passive aggressive
(10.09.24)
Kittie ve grimavi +1

Bu ülkede bazıları deneyimlemediği veya şahit olmadığı için pek inanmasa da hala pek çok kadın aile ve akrabalarından ötürü hayatını istediği gibi yaşayamıyor. Bu el alemin görüşlerini önemsemek değil, kendi hayat kalitesi biraz daha düşmesin diye birtakım baskılara boyun eğmek mecburiyetinde kalmak. Aileden, baskıcı ortamdan yana yarası olmayan kolay kolay anlamaz bu zoraki kabullenişi ama ben bu his ve davranış kalıbını benzer bir çevreden geldiğim için iyi tanıyorum.

25 henüz çok genç bir yaş, kendi hayatını dilediğince yaşamak için gerekli maddi ve manevi refaha ulaşamamış olmaması çok normal. Kız başkalarına o sınırları esnetiyor veya esnetecek de seni yarı yolda bırakıyor ya da bunlardan seni mahrum ediyor değil, o yüzden bunu kişisel algılayıp incinme. Eminim o da kendisini kötü hissediyordur çünkü çevresindekiler ona kendilerinin bir uzantısıymış gibi davranıyor, belli bir kalıp içinde yaşamayı dikte ediyor. Düşünürken onun hesap vermesi gerekenleri, maruz kaldıklarını ve mecburiyetlerini de hesaba kat lütfen. Bir de kendi hayatında eski sevgilisini ölümle tehdit eden birinden ilişki tavsiyesi alma allasen.
0
moonie
(10.09.24)
@grimavi+1

Bir de iki gün üst üste buluşunca sıkılır insan zaten işte de birliktesiniz. Belki de bir yaştan sonra kafa kaldırmıyor bilemiyorum. Sorardım; senin arkadaşların falan yok mu halı sahaya falan gidin, çay, kahve içmeye gidin derdim :))
0
rock n roll
(10.09.24)
haftaici 5 gün ayni is yerinde calisiyorsunuz.
cumartesi günü görüsmüssünüz.
pazar günü de görüsmüs ve aksam 7de eve gitmek istedi diye elalem ne derci mi olmus kiz? dogru mu duydum?

aileden kalmadan bagimsiz herkes bu kadar dip dibe zaman gecirmek istemez sürekli.
0
robert bosch
(10.09.24)
Gil mi?
0
rewlack
(10.09.24)
Ben de kıza hak verdim ve üzüldüm. Bazı kız çocuklarının nasıl baskılar altında yetiştiğini bilmeyen ve bu kişilerin yetişkinliklerinde bir erkek rahatlığı ile sosyal hayata karışmasını bekleyen insanlar var. Yaşadığınız topluma bu kadar gözünüz kapalı olmayın. Eminim sizinle buluşmak için kendince epey riskler alıp buluşuyor ama buna rağmen karşında memnuniyetsiz biri var. Durum size göre olmayabilir ama bunun suçlusu o değil emin olun. Uygun değilse ayrılın uzatmadan onu da uğraştırmayın.
0
playing star again
(11.09.24)
@playing star again Kız o kadar haklı ki onun adına üzüldüm ben de... Siz sığıntı hissedecek en son insansınız bu durumda.

Sizinle görüşmek istemesine rağmen görüşememesi, iki taraftan da baskı altında olması ve bunu idare etmeye çalışması vs vs derken kız için üzüldüm.
0
silverleaf
(11.09.24)
Bu elalem ne der kafası değil, evdeki huzurla ilgili bir durum +1

Kız haklı, 25 yaş artık belli karakter düzeninin oturduğubir yaş, o yaşta aileye kafa tutmak zor bir şey. Alıştıkları davranış düzeni birden değişince aileler hemen sorgulamaya başlıyor. Teyzesinin yanında kalan bir genç için de sevgilisi olduğunun ve onunla vakit geçirdiğinin bilinmesinin neden sorun olabileceğini 30 yaşında ve hep bu ülkede yaşamış birine anlatmak gerekmese diye düşünüyorum. Bariz değil mi şartlar sizce de?

Bu durumda siz bizim aile yapılarımız çok farklı diye düşünüp ayrılabilirsiniz. Eğer ayrılmak istemiyorsanız da böyle kabul etmeniz gerekir. Bu görülmemiş bir durum değil, hatta genelde karşılaşılan şey bu zaten.
0
akhenaten
(11.09.24)
sen kendi hayatına bak, onsuz vakitleri ona ilham olacak kadar huzurlu ve neşeli geçir. katılmak istiyorsa katılır istemiyosa da ancak böyle anlarsın. davetle olmaz.
0
Etanglement
(11.09.24)
Allahaskina su gil tabirini kullanmayin.COk köylü isi gözüküyor :)

Bence kiz arkadasin seninle vakit gecirmekten cok hoslanmiyor. Her iliskide daha cok seven, daha cok bulusmak isteyen bir taraf vardir ama iliskinizde bu kisi kiz arkadasiniz degil gibi gözüküyor
0
turkuaz
(11.09.24)
İlişkilerde haklı-haksız olmak hiç önemli değildir. Haklı olduğunuza sizi temin etsek ve madalya taksak da hiçbir işinize yaramaz.
İlişkide mutlu, huzurlu olmak gerek.

Karşınızdaki kişinin sizinle görüşmek için zaman yaratmak isteyip istemediğini takip etmenizi öneririm. Bence hiç ısrar etmeyin.
Görüşmek için ne kız arkadaş ne de normal arkadaşa ısrar etmeyi hiç sevmem, etmemeye çalışırım.
0
michael_knight
(12.09.24)
harika bir kiz arkadasi bence. devamli onu yapalim bunu yapalim demesinden iyidir. bosver kral devam bence. ciddiyim.
0
baldur2
(12.09.24)
(4)

Üzüntü ve kaygı sizce bulaşıcı mı?

psmstc
Üzgün gözleri dolu kaygılı bir insan ortama girdi iletişime geçtiniz. Sizce bulaşıcı mı? Ve ne kadar oranda bulaşır?
Üzgün gözleri dolu kaygılı bir insan ortama girdi iletişime geçtiniz. Sizce bulaşıcı mı? Ve ne kadar oranda bulaşır?
0
psmstc
(10.09.24)
Olumlu/olumsuz çevresel etkenler sizin de ruh halinizi etkileyebilir ama bunu "bulaşıcılık" olarak değerlendiremeyiz.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(10.09.24)
Empatlık düzeyinize göre etkilenme seviyeniz artar. Bazı insanlar daha hassas ve duygular onlara daha fazla nüfuz ediyor.

Ben çok kötü etkilenirim hemen modum düşer. Çok fazla dram türü de izleyemiyorum hatta
0
kullanicadi
(10.09.24)
Buna bir oran belirleyemeyiz tabii ki. Karsidaki insanin hassasiyeti ve yasadigi tecrubeleri ile alakali tamamen. Hic evcil hayvani olmamis birinin evcil hayvanini kaybetmis birinin hisleri karsisinda his bulasi yasamasini beklemek zor. Anlamayabilir. Nadir olarak anlayan hassas insanlar cikar.

Her gun baya tereddut etmeden canlilari olduren, gomen, atan, sokenlerin oldugunu okudugumuz bu toplumda oran moran bos.

Cogunlugun kili kimildamaz, gozu dolmusmus, karsisindaki endiselenmismis.
0
a perfect lie
(10.09.24)
Giren kişi ailemdense veya çok sevdiğim biriyse benim de gözlerim doluyor genelde.
0
playing star again
(10.09.24)
(19)

"üşütme" diye bir şey var mı?

green eyed penguin
üşütmeden kastım : sıcaktan soğuya çıkıp üşütmeksoğuk bir şey içip üşütmek vs. yani birine hasta mısın öksürüyorsun hapırıyorsun dedigimde “üşütmüşüm ya bir şey yok” dediginde tilt oluyorum. öksürük hapşırma vs. bana viral bir şey oldugunu söylüyor. ama sıcaktan soguya çıkınca öksürük hapşırma geldi
üşütmeden kastım :

sıcaktan soğuya çıkıp üşütmek

soğuk bir şey içip üşütmek vs.

yani birine hasta mısın öksürüyorsun hapırıyorsun dedigimde “üşütmüşüm ya bir şey yok” dediginde tilt oluyorum. öksürük hapşırma vs. bana viral bir şey oldugunu söylüyor. ama sıcaktan soguya çıkınca öksürük hapşırma geldigini iddia edenler var.
0
green eyed penguin
(10.09.24)
Virüslere düşündüğümüzden çok daha fazla muhatap haldeyiz.
Hatta bazı virüsler o an hsta etmeden bünyemizde yaşar ve anı kollar. (örn: Herpes)
Bazen hasta oluruz da farkına varmayız. Bilmeden grip geçirdiğimiz çok olmuştur. 'Ben covid olmuşum, tesadüfen test yaptırdım da öğrendim ama hiç hissetmedim diyeni duymuşsundur.
Hani üşüyünce burnun kızarır ya, burun içindeki mukozada da benzer durum olur. O zaman da bekleşen ya da hastalık yeter sayısı kadar üreyemeyen influanzeye gün doğar.
Doğru yani onların dedikleri.
0
Mirket
(10.09.24)
Soğuk havaya maruz kalmanın ya da soğuk bir şey içmenin bir hastalığa "doğrudan" neden olduğunu gösteren kanıt bazlı herhangi bir araştırma yok, hastalıklara neden olan etken mikrobik organizmalardır, soğuk ya da sıcak gibi "fiziksel" bir unsur hastalığa doğrudan etki edemez, haliyle sıcak/soğuk bir ortamda bulunmak ya da soğuk bir şey içmek de hastalığa doğrudan etki etmez, aslında dolaylı olarak da etki etmez ama bazı virüslerin hayatta kalabilmesi için gerekli olan ortam sıcaklığı nedeniyle böyle bir algı oluşuyor ama aslında o da küçük bir etki sayılır.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(10.09.24)
soğukta bağışıklık sistemi yavaşlıyor ve evet, mikroorganizmaları yenemeyip grip falan oluyor yani "üşütüyoruz". dile bu şekilde oturması bu yüzden. bir de benim gibi soğuktan sıcağa geçince burnundaki etler büzüşüp genişlediği için burnu akan, hapşıran kronik tıkanıklar var o ayrı.
0
nolmus yani
(10.09.24)
hic hasta degilken vucudumun bir noktasi sicaklayip, oraya azcik bir esinti geldiginde defalarca hapsuruyorum. yani var oyle bir sey.
0
lemmiwinks
(10.09.24)
Üşütme diye bir durum yok.
Hastalıkları yapan virüsler ve bakteriler. Cam açık kaldı üşüdüm veya klima açıktı üşüttüm demek hata. Demekki klima temizliği yapılmamış içinde bakteri oluşmuş o sizi hasta etti.
Bir diğer yanlış bilinende boğaz ağrısında soğuk bişey içilmemesi. Aksine boğaz ağrısında soğuk birşeyler yiyip içilecekki oradaki yangı giderildin.
0
my fault
(10.09.24)
o da bir şey mi ben sıcaktan soğuya çıkınca da, soğuktan sıcağa çıkınca da hapşırıyorum. hapşırmam için hasta olmama gerek yok yani

bunun yanında evet üşütmek diye bir şey var. soğuk bağısıklık sistemini zayıflatır, virüsler ve bakteriler vücudunda daha rahat top oynar ve üşütürsün. cam açık kalınca veya klima çarpınca da üşütürsün, klima ne kadar temiz olsa da üşütürsün. çünkü vücudumuzda her daim virüs ve bakteriler var. zayıf anı kolluyorlar.
0
abelardo
(10.09.24)
su ile ilgili olanı değil de hava ile ilgili olanı doktora sormuştum. sürekli sıcak soğuk hava değişimine giriş çıkmak, terlemek, o terin üzerinde soğuması hasta eder dedi.
0
elorelia
(10.09.24)
tabi ki var ya kim diyorsa yok diyo kışın incecik kıyafetle dışarı da 1 saat dolaşsınlar bakalım.
0
sizofren06
(10.09.24)
soğuk, hipotermi ve hipertermi dışında herhangi bir hastalığa sebep olmaz.
0
NowWeAreFree
(10.09.24)
Kışın soğukta 1 saat incecik kıyafetle dolaşırsan hastalanmasınız hipotermi olursunuz, hipotermi de bir hastalıktır değildir.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(10.09.24)
Hastalanmanızın nedeni d vitamini düşüklüğü olabilir. Normali 50 100 arasında olmalı. Test yaptırın 50 altı ise ondan sık hastalanıyor olabilirsiniz.

Takviye ile 50 100 arası bir değere getirebilirseniz hayat standardınızın ne kadar yükseldiğine inanamayacaksınız. Alerjik bünyelerde de d vitamini yükselince semptomların şiddeti azalıyor
0
kullanicadi
(10.09.24)
var.

boyle toplumsal olarak duydugunuz ancak bilimsel olarak dogrulayamadiginiz her sey nominal bir farkliliktir. yani isimsel farklilik.

'usutmek' denen seyle tabir edilen de immun sistemin zayiflamasi oluyor.
0
antikadimag
(10.09.24)
Soğuk havalar immun sistemi zayıflatsaydı soğuk iklimde yaşayan insanların hastalıktan kırılıp ölmeleri ve soylarının kuruması gerekirdi.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(10.09.24)
butun dunyada herkesin ekseriyetle kisin hasta olmasi tesaduf olmadigina gore ya bakteriler kisi seviyor ya da kisin cok sogukta bunye zayifliyor.
0
bohr atom modeli
(10.09.24)
Soğuk hava nötrofil hareketliligini etkiliyor deniyor
0
yuvarlanantencereninkapagi
(10.09.24)
@kaleci; adaptasyon diye bir sey var.

bunun yaninda her toplumda kisin hastaliklar ve olumler artar. ilgilenen arastirabilir.
0
antikadimag
(11.09.24)
Adaptasyon her insan topluluğu için geçerli ama adaptasyonla da bir alakası yok bugün buzul çağı başlasa canlılar soğuktan hastalanıp ölmezdi hipotermiden ya da yemek bulamadığı için ölürdü yemek işini çözebilirse hayatta kalırdı çünkü insan soğuk-sucak gibi fiziki nedenlerle değil mikrop-bakteri-virüs gibi nedenlerle hastalanır, adaptasyon buna bir çözüm olsaydı bu iklimlerde yaşayan hiç kimse hastalık kaynaklı ölmezdi ya da hastalanmazdı ama sanırım burada yaşayan insanlar da grip oluyor nezle oluyor zatürre oluyor.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(11.09.24)
Şimdi birkaç makaleye baktım (ama sadece özetlere), nedensellik olmasa da ilişki var gibi soğuk ve hastalık arasında:

"Weather factors have been shown to influence the manifestation of influenza-like symptoms."

www.sciencedirect.com

"We found a statistically significant (p = 0.003) association between periods of low dew point temperature and above normal pneumonia and influenza"

journals.plos.org mortality 17 days later
0
playing star again
(11.09.24)
Ben soğuk hava ve hastalık ilişkisini herkesin rahatlıkla anlayabileceği bir örnekle açıklayayım: Dünyamıza Teksas büyüklüğünde bir göktaşının düştüğünü ve çarpışmanın etkisiyle oluşan bazı kimyasal reaksiyonlarla bazı mikropların mutasyona uğrayıp büyüyüp zombiye dönüştüğünü ayrıca yükselen toz bulutunun Güneş'i kapattıp havanın soğumasına neden olduğunu ve zombilerin de sadece -1 ila +7 derecede hayatta kalabildiğini, hava sıcaklığının da ortalama +3 derece olduğunu, Zombilerin sadece bu yaşam şartlarında hayatta kaldıklarını ve beslenmek için de insanları yemek zorunda olduklarını düşünelim.

Bu senaryoya göre havanın ortalama +3 derecede ve zombilerin hayatta kalmasına imkan verecek kadar soğuk olması mı insanların ölümüne neden olabilir yoksa zombilerin hayatta kalmak için isanları ısırıp yemesi mi insanların ölümüne neden olabilir?

Yukarıdaki senaryoda insanların ölümüne neden olan şeyin soğuk hava olduğunu düşünüyorsanız günümüz dünyasında soğuk havanın hastalığa neden olduğunu düşünmenizi anlarım ama insanların ölümüne zombilerin neden olduğunu düşünüyorsanız günümüz dünyasında insanların hastalanmasına neden olan etkenin mikroplar değil de soğuk hava olduğunu düşünmenizi anlayamam çünkü soğuk hava ve hastalık ilgisinin yukarıdaki senaryodan öte bir ilişkisi yok.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(11.09.24)
(6)

Yüz bakımı (özellikle siyah noktalar) için önerileriniz

sekizdokuzon
Selamlar;Fiyat/performans diye tabir ettiğimiz, her yerde bulunabilecek ve özellikle günlük cilt bakımında kullanabileceğim ürün önerilerinize açığım. Ciddi bir siyah nokta problemim var. Bunun dışında dişler için de rutinlerinizi alırım.Teşekkür ederim.
Selamlar;

Fiyat/performans diye tabir ettiğimiz, her yerde bulunabilecek ve özellikle günlük cilt bakımında kullanabileceğim ürün önerilerinize açığım. Ciddi bir siyah nokta problemim var. Bunun dışında dişler için de rutinlerinizi alırım.

Teşekkür ederim.
0
sekizdokuzon
(04.09.24)
dis rutinim her gece yatmadan once dis ipi, gunde iki defa dis fircalama (braun/oral-b elektrikli firca). yilda iki doktor kontrolu & dis temizligi.

elektrikli firca ozellikle ic kesimlerin ve arka dislerin temizligi icin cok kritik. dis ipi de dis etlerinin sagligi icin gerekli. (ip fircalamadan once kullanilir)

cok uzun suredir cilt bakimi isinin icindeyim ve acikcasi gercekten siyah noktalari yok eden bir cozume rastlamadim. bir de farkli farkli siyah nokta tipleri var, o yuzden bir sey demek guc. cok kotuyse kozmetik odakli bir dematologa gorunulebilir. asit falan (AHA/BHA falan diye kisaltmalari var) tavsiye eden olacaktir. o tarz urunleri kullanirsan cildini iyi nemlendirmeye calis ve gunesten koru (gunes kremi + gunese cikmamak)
0
hot potato
(04.09.24)
Siyah noktalar için; BHA içerikli yüz temizleme jeliyle sabah akşam cildi temizleme, haftada 2 defa da AHA-BHA serumla derin bakım. Gece ya da gündüz günlük kullanım için de Niacinamide serum.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(04.09.24)
Cilt bakımıyla az da olsa ilgiliyim ve siyah noktalara f/p bir çare ben de bulamadım. Düzenli kil maskesi peeling etkisi ile yüzeydekileri pürüzleri alıyor ama bir süre sonra yeniden beliriyorlar.
0
playing star again
(04.09.24)
siyah nokta icin ultrasonik spatulayla temizlik. bazi bantlar da guzel olabiliyo haftada 1-2 temizlemek lazim
0
ala09
(04.09.24)
Bantlar mekanik bir işlem yapıp siyah noktalarla birlikte cilt bariyerini de aldığı için gözenekleri daha büyük hale getirip daha fazla siyah noktaya neden olabiliyor.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(04.09.24)
Yağ bazlı temizleyiciler siyah noktalar için faydalı deniyor. Tabi düzenli yapmak lazım. Rossmann'in yağ bazlı temizleyicisini kullaniyorum cildi yumuşacık yapıyor. 5 dk falan masaj yaparak uygulamak lazım ama
0
yuvarlanantencereninkapagi
(05.09.24)
(15)

Serpme kahvaltı neden bu kadar seviliyor abartılmış bişi değil mi?

kullanicadi
Bazen kahvaltı buluşmaları yapılıyor sırf çıkıntılık olmasın diye gidiyorum zerre zevk alamıyorum. Bir kere ben sadece menemenden yumurta türevlerinden çok yiyorum. Reçel, zeytin ve peynirin yarısı komple masada kalıyor. İsraf ettik diye de rahatsız oluyorum, bu kalanı başkasına vermezler inşallah v
Bazen kahvaltı buluşmaları yapılıyor sırf çıkıntılık olmasın diye gidiyorum zerre zevk alamıyorum. Bir kere ben sadece menemenden yumurta türevlerinden çok yiyorum. Reçel, zeytin ve peynirin yarısı komple masada kalıyor. İsraf ettik diye de rahatsız oluyorum, bu kalanı başkasına vermezler inşallah ve hatta bize gelen de başkasından kalmamıştır umarım diye düşünceler içinde kalıyorum. Birkaç belli başlı yer hariç peynir kalitesi falan iyi değil. Ya da bir insanın belli bir kapasitesi olur, 50 60 çeşitten istesen de ne kadar yiyeceksin.
Kaç kere dedim. Maybe ye gidelim mesela fenerbahçedeki. Herkes ne yiyecekse söylesin ayrı ayrı yiyelim. Monte kristo tostu isteyen onu yesin, pancake isteyen onu seçsin. E ama fiyat yine neredeyse aynı oluyor diye reddettiler. En azından özenli kaliteli bişi yiyorsun, ihtiyacın olanı bir tabakta alıp bitiriyorsun. Omleti peyniri zeytini ben evde de yiyorum zaten. Bari güzel farklı değişik bişi yiyelim de dışarı çıktığımıza değsin

Benim göremediğim bi güzelliği falan mı var açık büfe ve serpmenin? Çok da zamlandı ve bu zamma göre malzeme kalitesi aynı oranda artış gösteremiyor
0
kullanicadi
(04.09.24)
terbiyesizlik, görmememislik tamamen.
o kadar cöpe giden ürün...

her sey dahil otele kim gidiyorsa serpme kahvaltiya, acik büfeye de o tipler gidiyor.
0
robert bosch
(04.09.24)
güzel bir sey cünkü.
biz evde de serpme kahvalti yapariz ama disarida cayi baskasi servis ederken sohbet muhabbet daha güzel oluyor.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(04.09.24)
Hijyenik olmaması tercih etmemek için bile yeterli bir sebep.
0
rock n roll
(04.09.24)
Serpme kahvaltıyı ben de pek sevmem ama ben bir açık büfe sevdalısıyım maalesef ki. Ben yemekleri türüne göre çok seçen ama sevdiğim yemeğin aşşşşırı kötüsü olmadıkça afiyetle yiyen biriyim. Dünyada en iyi taze fasulye yapan kişi gelse yapsa yemem ama 5/10 bi musakkayı afiyetle gömerim gibi.

Açık büfede evet ürünler çok kaliteli olmuyor ama sevdiğim çeşitlerden alıp israf etmeden yeme özgürlüğüm olduğu için seviyorum. Serpmede mesela reçel sevmem ve o reçeller hep kalır yani hiçbir ekip 5 çeşit reçeli bitiremez. Bal vd nutella bile bitmeden kalıyor genelde. O yüzden açık büfe daha insani geliyor bana. Az yemek isteyen az alır, o gün canı çektiğince yemek isteyen 3 tabak doldurur, herkes mutlu olur :D
0
nundu
(04.09.24)
hayatı bu kadar kendime dert etmediğim için seviyorum. hazırlamak ve toplamak için enerji harcamak istemiyorum. eşimle çocuğumla gidip keyif yapıp dönüyorum. pahalı mı, evet pahalı ama sonuçta ben o an için o parayı gözden çıkarabiliyorum. israf mı, ona da evet. ama bireysel olarak israfı önlemek gibi bir amacım yok. kalite konusunda da dışarıda yenen her yemekte aynı problem var zaten.

sizin durumda da serpme kahvaltıya katılmak zorunda değilsiniz. yine bireysel olarak sipariş verebilirsiniz. bunun önündeki engel ne anlayamadım.
0
elorelia
(04.09.24)
Arkadaşlar masanızda bulunan hiçbir şey israf olmuyor bunu bilin :(
0
rock n roll
(04.09.24)
Göz doyurma işi biraz, evde kahvaltı yapmayan hazırlamayan üşenen tipler için göze hitap ediyor bence. Her şeyden olsun kafası. Kalite de düşük çoğunda.

Bu arada Maybe <3
0
Bruce
(04.09.24)
Yenmeyen ürünler israf oluyor, çöpe gidiyor diye üzülen arkadaşlar böyle kötü bir dünyada bu kadar temiz, masum kalmayı başarabildiğiniz için tebrik ediyorum sizi.
0
rock n roll
(04.09.24)
Ben seviyorum valla. Haftasonları geç Kahvaltı etmeyi severim ve öğün olarak çok çeşitli kahvaltılık olması hoşuma gider. Kendimiz kahvaltı hazırladığımızda da menemen, patates, ekmeğe sürmelik soslar, birkaç çeşit zeytin, yeşillik, sebzeler, ekmeğe sürmelik tatlı şeyler vs derken dolduruyoruz masayı özel bir beslenme şeklimiz olmasına rağmen.
0
playing star again
(04.09.24)
oburum Allah affetsin, o yüzden seviyorum. hem gözüm hem midem doyuyor. anacığımı kapıp doğa falan olan yerlere gidiyoruz güzel oluyor
0
titanyum22
(04.09.24)
hayatta en sevdiğim şey kahvaltı olduğu için serpmeymiş, dürmeymiş, her türlü çeşidi bol kahvaltıyı severim.

bahsettiğiniz o çöpe gitme olayından ben de rahatsız oluyorum ve bu yüzden öyle yerlere gittiğimizde kahvaltı içeriğini kontrol ettikten sonra sipariş verirken "kimse reçel yemeyecek, onun yerine zeytini daha fazla koyabilirsiniz. x'ten de kimse yemeyecek, onun yerine y koyun lütfen" diye kahvaltıyı şekillendiriyor veya seçeneğini azaltıyoruz. böylece çoğunlukla o kahvaltıyı bitirmiş oluyoruz.

ayrıca gittiğim hiçbir yerde ben peynirin güzel olduğunu görmedim (kırsal kesimler hariç). zaten aynı tatsızlığın farklı formları resmen. top peynir koymuş adam, yanına da şerit peynir, onun da yanına örgü peynir. tatları aynı zaten, sadece şekilleri farklı oysa.
0
m e b
(04.09.24)
Ben çok seviyorum çünkü kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmali... Peynir zeytin gibi standart şeyler dışında da çok bişi kalmaz hayvan gibi yerim
0
abuzer
(04.09.24)
Tamamen beyaz yaka ve Instagram işleri işte. Birazı görgüsüzlük/açlık (açlık derken karnın aç olması değil), kalanı tamamen gösteriş işi. Açık büfede sevdiğim tek şey çeşit olması konusu. Onda da tabii insanların, insan olması ve yemeyeceğini masasına almaması lazım. Açık büfede daha az olsa da serpme kahvaltıda masalarda kirlenip ya israf olarak çöpe ya da bir sonraki tabak ile tekrar birinin sofrasına dönüyor. Hijyen 0 değil, -100 falan.

Kahvaltı güzel şey. Hafta sonları genelde ailemle geniş menü ile geniş geniş yaparım ama kahvaltı etkinliklerinden nefret ederim.
0
nawar
(05.09.24)
bu tip yerlerde çalışan çok fazla öğrencim var. hepsi de israf olmadığını, mutfakta bir bölümde ayıklanarak tekrar müşterilere verildiğini söyledi. en lüks mekan bile bunu yapıyor.
kahvaltıya gitmiyorum. en güzel kahvaltı evde yapılan.
0
adivar
(05.09.24)
O kadar haklısınız ki. Böyle durumlarda ben serpmeye katılmam ve kendime ayrı menemen ve çay söylerim genelde.
0
inawen
(05.09.24)
(15)

İçki içmeyi sevmeyen insan

Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
Bu kişi benim, yani içki içmesini sevmiyorum, özel günlerde içmesini de sevmiyorum içki içmek benim için zevkli bir şey değil çünkü tadını lezzetini vs hiçbir şeyini sevmiyorum, bana yaşattığı ruh halini de sevmiyorum sarhoşluk çakırkeyif hali benim için hoş bir şey değil, ayrıca herhangi bir dini i
Bu kişi benim, yani içki içmesini sevmiyorum, özel günlerde içmesini de sevmiyorum içki içmek benim için zevkli bir şey değil çünkü tadını lezzetini vs hiçbir şeyini sevmiyorum, bana yaşattığı ruh halini de sevmiyorum sarhoşluk çakırkeyif hali benim için hoş bir şey değil, ayrıca herhangi bir dini inancım da yok yani beni engelleyen bir durumum da yok tek neden içkiyi sevmiyor oluşum. Tamam hiç içmiyor değilim kardeşimle falan bir araya geldiğimizde birkaç bira içerim ama 2-3 sene hiç içki içmediğim de oluyor ama insanların bunu anlamlandıramamasını anlamıyorum, neden oluyor bu?

Mesela arkadaşlarla dışarı çıkıyoruz, ben 1 tane bira alıp 10 saatte içiyorum bazen onu bile yapmıyorum, bana tip tip bakıyorlar içmiyorum diye, ulan beni 40 senedir tanıyan insanlar bunlar birader rahatsız oluyorsanız çağırmayın beni diyorum ertesi hafta yine çağırıyorlar yine aynı muhabbet kardeşim neden içmiyorsun derdin ne diye soruyorlar bana, böyle bir soru olabilir mi ya sanki su içmiyorum diyormuşum gibi bir tavır, neredeyse içki içmediğim için özür dileyecek hale geliyorum, bakın ben neredeyse 100 yaşında bir insanım ve içki sigara vs kullanmıyor oluşumun tek nedeni bunları sevmemek ve bu sosyal ortamda acayip tepki gören bir hale gelmiş, kardeşim bırakın ben de maden suyu içeyim hem böylelikle arabayı kullanacak ayık biri de oluyor herkes mutlu olacak ama "yok lan al sen de şunu iç" deyip burnuma dayıyorlar bira şişesini, sırf bu nedenle arkadaşlığımı bile kestim ama yine hayatımdan çıkaramadım bu insanları, niye böyle oluyor?
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(28.08.24)
Bizim insanların bir alkol iki mangal muhabbeti hiç çekilmiyor.

Her alkol alındığında, her mangal yapıldığında bıkmadan usanmadan aynı muhabbetler yapılır, etraftaki insanlara aynı davranılır. Adet. Alkol içilen bir ortamda içmeyen tek kişiyseniz buna maruz kalırsınız. Başka nasıl davranılması gerektiğini bilmiyor insanlar.
0
akhenaten
(28.08.24)
Çoğunluk içiyorsa şaşırıyorlardır. Ben de alkol kullanmıyorum, sigara da içmiyorum. İş yerimde sigara içmeyen tek bendim, şaşıran olmuştu biliyor musun? :))
0
rock n roll
(28.08.24)
Reis parti kur, üye olalım kalabalikmisiz

Ama bı de gürcü şarabı denesen efso bisi? Zaaa xd
0
abuzer
(28.08.24)
içki içilen ortamda içmeyen olursa hoş olmuyor bence. herkes saçmalarken aklı başında bir kişi ortamı geriyor. ama evet arabayı kullanacak ayık birisi iyi bir şey.

sigara olayı hepten saçmalık. sigara kafa yapmayan bir şey sonuçta, içen de aynı içmeyen de aynı oluyor ortamda. sigara içmeyene garip davranmak mallık
0
abelardo
(28.08.24)
Aynı şeyi yaşıyoruz. İçki içenlerin yanında sırf eşlik etmek için biraz bişiler içiyorum o bile batıyor niyeyse o kadar mı içtin niye az içtin diye. Zaten bira, rakı, viski bunları içmem mümkün bile değil zehir gibi geliyor. Sevdiklerim baya kız içkisi denilen şekerli şeyler onlar da artık dokunuyor gereksiz kalori gibi geliyor bana. Yemekle beraber de hiçbir şey içmem. Bir diğer linç de oradan geliyor. Yemeğin yanına hiçbir şey mi istemiyorsun. Hadi asitli bişi içmiyorsun ayran da mı içmezsin, bari. Bir soda iç vs.

Lisedeyken arkadaşıma ver bakayım şu sigara nasıl bişimiş dedim iki kez çektim öksürmekten ölüyordum. Bunu içenin var ya gram aklı yok demiştim de küsmüştü. Ama öyle yani Bi insanın ona bağımlı olması için epey uğraşması lazım. Çalışma hayatındayken de sigara içenlerden nefret etmeye başladım. Zart sigara molası, zurt sigara molası. Bir de sen sigara içmiyorsan o muhabbetten de geri kalırsın.
0
kullanicadi
(28.08.24)
Dini sebepli ya da değil, içki içmeyen kişiye saygım var tabii ki önden belirteyim.

Ama şimdi içki çok geniş kültüre sahip bir mevzu. Şarabı ayrı viskisi ayrı kokteyli apayrı, bira desen en "ucuz" içki onun bile apayrı tarihi kültürü var antik mısıra kadar giden. Yani cine vodkaya ve bilimum başka içkiye girmedim de. Bu kültürün bir ucundan dahil olmak ve bu konuda meraklı olmak kaliteli bir zevk. Ama gidip barda şişe efes içerken "sen niye içmiyosun" demek saçma bence. Hiç ulaşılmayan bi şey değil sonuçta, canın istemiyorsa içmezsin. İçmiş olmak için içmek belli bi yaşta bitmeli de ülkemizde hem içkinin hâlâ sosyal ortamda tabu olmasına bağlı cool olarak görülmesi hem de gereksiz pahalı olmasından dolayı "gelmişken içelim" fikri yaygın oluyor.

Tadını sevmeme olayı bana biraz tuhaf geliyor ama ya. Her içkinin apayrı tadı var. Neyin tadını sevmiyorsunuz? Bira desek bin çeşit bira var, şarap zaten apayrı işte yukarıda saydım çeşitleri. Hepsinin tadı çok farklı, kendi içlerindeki çeşitleri de farklı. İnsanlar o yüzden "bunu dene seversin" demek istiyor olabilir. Bi yandan da @abelardo +1 herkes çakırkeyifken ayık insan olsun istenmiyor genelde. Yine de tabii ki arabalı ortamlarda içmeyen bir kişi olması gerekiyor :D

Mobilden yazdığım için çok karman çorman oldu da temel düşüncemi anlatabildim umarım
0
nundu
(28.08.24)
İçki içmeyi 25 yaşımda bıraktım. Müzisyenim ve barlarda da çalıyorum.
Neden içmiyorsun sorusu o kadar fazla geliyor ki ben de inanamıyorum. İnanılmaz kaba bir soru bu içki içmenin ön tanımlı gelmesini geçtim alkolizm atlatmış olabilirim, dindar olabilirim, böbreklerim rahatsız olabilir, bambaşka bir sağlık problemim olabilir bunları kimseye açıklamak zorunda olmamam lazım.

Hoş hiçbiri de değil bu sebeplerin iyi bir şey değil bu, sağlıklı da değil zaten deyip bırakmıştım sigarayla birlikte yıllar evvel.

Sakallarım bi dönem uzundu, içki de içmediğimi görenler fena halde mümin olduğumu varsayıyordu :D Ezbere yaşıyoruz.
0
hedep
(28.08.24)
dini sebep olunca ortada tartışmaya açık olmayan bir konu oluyor. dini sebebi yoksa da kişi biraz asosyaldir veya öyle olmasa bile bar, meyhane tarzı ortamlarda sosyalleşmeyi sevmiyordur başka yerlerdir onun ortamı. o zaman zaten tam tersi o kişinini içmemesine değil içmesine şaşırırsın. ama öyle sebepler, durumlar olmayınca barlarda marlarda arkadaşlarıyla takılan ve sağlık durumları, inanç vs. gibi net bir engeli olmayan bir kişinin içmemesi biraz garip bunu da kabul etmek gerek sanki. çok içmeyi sevmiyorum max 2 bira ya da 2 cin tonik falan der anlarım da sık sık barlı ortamda takılan veya öyle bir çevresi olan birinin içmemesini ben de garipserdim. insanlarda ufaktan alkol belirtileri başlayınca içmeyen için zor bir ortam oluyor bir kere ama sen de içersen tam tersi normalinden daha da keyifli bir ortam oluyor. bir nevi grup etkinliği aslında o yüzden öyle takılan birinin içmemesini garipserdim.
0
semaforo de medianoche
(28.08.24)
Aynıyız valla. 31 yaşındayım, sigarayı ilk kez geçen piknikte içtim:) Babamın en sevdiği şey içki olmasına rağmen ben ona hiç çekmemişim. Ne bileyim hayatta çok daha güzel şeyler var bana göre. Bunların tadını hiç merak etmedim, etmem de. Dindar da değilim.
0
nothing in my way
(28.08.24)
Ben de böyleyim. İçki içmek sanki bir sekülerlik veya kafa insan olma nişanesi gibi algılanıyor. İçki içilmediğinde direkt muhafazakar gibi kodluyor insanlar, uyuz oluyorum bu duruma. Ayrıca velev ki muhafazakarım sana ne..

Şimdiye kadar denediğim içkilerin tadını pek sevemedim, güzelleri vardır muhakkak ama hiç karşıma çıkmasa ölene kadar içki aramam. Hafif sarhoş olmak keyifli olabilir ama benim bedenimi genelde fiziksel olarak çok kötü etkiliyor. Midem ilk yudumdan itibaren cayır cayır yanıyor, belli bir süre sonra kendimi hasta ve yorgun gibi hissediyorum, başım dönüyor, midem bulanıyor, yer yer istifra ediyorum. Ertesi gün de bu etkilerin geçmesi çok zaman alıyor. Vücudum resmen bu maddeyi istemiyor ve derhal dışarı atmaya çalışıyor. İnsanlar bu etkileri nasıl tolere edebiliyor hayret ediyorum.
0
playing star again
(28.08.24)
Geçenlerde teyzemin tanıdığı benim hiç tanımadığım hiç görmediğim yaşlı bir karı koca teyzemi ziyarete geldi, teyzem istedi diye ben de ağırladım onları. Birkaç gün sonra doğum günümü kutlamaya gelmişler, hediye de almışlar. Sırf bir kez görüştük diye. Biraz menfaatperestlik de var çünkü teyzem statü olarak onların üstünde, teyzeme bir bağları var bu anlamda. Dolayısıyla ufak bir yaltaklanma söz konusu.

Kimse bana sormadı doğum günü kutlamak ister misin, ister isen bu insanlarla kutlamak ister misin, burada kutlamak ister misin vs. Bi alışmışlar doğum günü olan kişi doğum günü kutlar, biz de gidelim biz de kutlayalım. Bildiğin tepeden inme emrivaki şeklinde kutlama yapmaya kalkıştılar.

Teyzeme dedim ki ben istemiyorum, doğum günü kutlamayacağım, neden böyle bir şey yapılıyor ki? Teyzem de gitmiş konuşmuş, istemiyor vs. Kös kös geri dönmüşler.

Kabalık gibi duruyor ama o hareket bir hatır ve saygı hareketi değildi, bir göz boyama ve elde etme hareketiydi. Beni kullanmaya kalkıştılar kendimi kullandırmadım.

Senin durumla ortak tarafı, herkesin kafasındaki kemikleşmiş önyargılar, peşin hükümler. Bir şeyler içmek sevilir düşüncesi, dışarı çıkınca veya özel günlerde içilir yargısı. Sebep?? Sevmeme hakkım yok mu benim diye birkaç kişiye üzerine geldikleri takdirde çıkışıversen rahat edersin aslında. Tamam kırmamak hatır saymak vs iyi ama sevmediğin istemediğin hem de tamamen keyif ve hatta yerine göre lüks sayılabilecek şeyleri yapmaya da mecbur kılınmamalısın. Üstelik beden sana aitken.
0
muhayyer divan
(28.08.24)
yalnız değilsin. kırk yaşında adamım, dini inancım yok ve bir sene içki içmesem aklıma bile gelmez. tamamen sosyal içiciyim, sırf yanımdakilere eşlik etmek için içerim kendimi bildim bileli. hele rakı votka gibi ağır şeylerde hiç yokum, anca bir iki bira, şarap ya da kokteyl.

üstelik içki cenneti bir ülkede yaşıyorum, marketlerde uygun fiyata alabileceğim yüzlerce çeşit içki var, benim yerimde başkası olsa delirirdi herhalde. markete girdiğimde içki reyonunu direkt pas geçiyorum, bakmıyorum bile.
0
sir gawain
(28.08.24)
Kimse sevmek, içmek zorunda değil. Ama insanlar genelde içince gevşiyor, daha rahat bir ortam oluyor. İçmeyen biri o ortamı kaldıramayıp sohbete uyum sağlamayabiliyor. Böyle birini ben de içki masasında tercih etmem. Bu tarz bir uyumsuzluk yoksa içmemen sorun olmamalı, kime ne.
0
asteriks
(28.08.24)
Abi o yaslarda da böyle olması garip. Bizim bir grup var, 6 kişi falan. Bir kişi dininden, bir kişi çok icmediginden, biri de spordan icmiyor. Geri kalan 3 kişi iciyoruz. Vallaha bir farkini göremedim pek.

Alkol güzel şey misal bir old fashioned. Ama icmek öyle çok da önemli değil yani. Yas ilerledikce daha az iciyorum ama senin arkadaş grubunda öyle değil gibi :/
0
logisticsmanager
(28.08.24)
vay bee
bu yaşta alkol almayanlar da varmış. alkol sosyalleşmenin mesneti oldu.
tebrikler.

valla parti kurarsan ben de gelirim :)

ben üstelik çay, kahve de içmiyorum. bıktım insanlara sevmiyorum demekten.
0
janderzel zartanyan
(29.08.24)
(5)

aile hekimine gitmedim ama gitmiş görünüyorum

abelardo
bugün enabıza girdim ve aile hekiminin dün saat 17.25te bilgilerime erişim sağladığını gördüm. beni şaşırtmadı, çünkü daha önce başka doktora gidince onun da aynı gün baktıgını görmüştüm.ama ziyaretlerime girince yine dün iki defa 17.25 ve 17.26da aile hekimimi ziyaret ettiğim görünüyor. detay veya
bugün enabıza girdim ve aile hekiminin dün saat 17.25te bilgilerime erişim sağladığını gördüm. beni şaşırtmadı, çünkü daha önce başka doktora gidince onun da aynı gün baktıgını görmüştüm.

ama ziyaretlerime girince yine dün iki defa 17.25 ve 17.26da aile hekimimi ziyaret ettiğim görünüyor. detay veya herhangi bir not yok.

bu normal mi?
0
abelardo
(27.08.24)
Bana da oluyor. Ben de merak ediyorum

Hatta hiç alakam olmayan başka bı il ve ilçeden muayenem görünüyodu. Biraz aradim vs. Ugrasamadm daha
0
abuzer
(27.08.24)
Bazen kontrol amaçlı rutin işlemler yapılıyor diye biliyorum aile hekimleri tarafından.

Edit: hatta şimdi baktım şöyle yazıyor: BELİRLENMİŞ ALT NÜFUSUN RUTİN GENEL SAĞLIK KONTROLÜ
0
playing star again
(27.08.24)
E nabızda o ziyaretin üzerini tıklayıp detay görüntüle deyin. Konan teşhise bakın. Sizinle ilgili olmadığından eminseniz il sağlık müdürlüğüne durumu mail ile bildirin.

En azından ilerde tamamlayıcı sağlık sigortası yaptırırsanız o muayeneler karşınıza çıkacak.
0
Mirket
(27.08.24)
Konuyu iyi bilmiyorum ama üstteki yorumdan yola çıkarak, konan bir teşhis varsa ilaç vs. de yazılmış mı diye araştırın.
0
diyecevaplandı
(28.08.24)
@mirket @diyecevaplandı sorarken yazmıştım. tekrar yazıyorum. detay veya herhangi bir not yok. boş.
0
🌸abelardo
(28.08.24)
(9)

İki kişi ortak ev/dükkan vs almak

nundu
Geçen sene ev alırken tanıştığım bir emlakçı vardı. Al-sat tarzı işler de yapıyordu. Evi de ondan aldığım için muhabbetimiz de oluştu kiracı bulurken falan. Arada mesaj atıyor "şu evi beraber alalım" tarzı da şimdiye kadar pek yanaşmamıştım. Şimdi bi tane dükkan dedi hazır alıcısı da var şimdi alsak
Geçen sene ev alırken tanıştığım bir emlakçı vardı. Al-sat tarzı işler de yapıyordu. Evi de ondan aldığım için muhabbetimiz de oluştu kiracı bulurken falan. Arada mesaj atıyor "şu evi beraber alalım" tarzı da şimdiye kadar pek yanaşmamıştım. Şimdi bi tane dükkan dedi hazır alıcısı da var şimdi alsak 2 ay sonra biraz fazlasına satarız, istersen dükkanı üstüne de yaparız dedi.

Yani niye hazır alıcısı varsa sana ucuza satıyor diye sorunca da o kişiyle başka işler de yaptığımız için elinden çıkaracağında bana satıyor hemen alacağımı bildiği için, ben de başka alıcı bulup satıyorum gibi cevap verdi.

Yani geçen sene aldığım evle ilgili bir sorun yaşamadık, böyle şeylerde güvenilebilir mi ne diyorsunuz? Evet demedim ve hâlâ şüpheliyim de mantıklı yanı varsa bi düşüneceğim tekrardan.
0
nundu
(27.08.24)
1 senedir tanıdığınız (aslında tanımadığınız) biri ile ortaklık eğer meblağ küçük ise belki değerlendirilebilir ama bence hayır hele de emlakçılar ile no no.
her ne konu olursa olsun biri üstüne çok düşüyor ve ısrar ediyorsa orda bir pürüz ararım. daha önce teklif etmiş yanaşmamışsınız halen teklif edip ısrarcı olması "var demek ki bir çıkarı" dedirtiyor. madem bu kadar hazır iş neden karını bölüşsün ki?
ya finansal olarak sıkıntılı biri kredi alamıyor bankadan, ya da alımda değil ama satışta 3e anlaşıp 2ye satabildim ancak diyecek. az sermaye ile maksimum kar peşinde. tapuda hala asıl satış bedelleri yazılmıyor mülklerin. o dükkanı kaça sattığını hiçbir zaman bilemeyeceksiniz. size belki para kazandıracak ama kendisi daha fazla kazanacak sizin kapital ile.


ben güvenmezdim.
0
nwnd
(27.08.24)
Onlarca yıldır tanıdığımız insanların bile bizi dolandırabileceğini düşünürsek 1 yıldır tanıdığımız biri hayli hayli dolandırabilir. Şimdiye kadar tanıdığım emlakçılara bakarak da ben olsam güvenmezdim.

Bu konu da bana pek güven vermedi ayrıca. Hadi kesin bir satış olmasa elimde kalırsa benden az para çıksın diye düşünerek yapıyor desek, madem satışı kesin neden kârını düşürmek istesin ki ?
0
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(27.08.24)
Olay bana hiç mantıklı gelmedi. Yanlış bilmiyorsam doktordunuz, bunda para vardır diye ayak yapıyor olabilir. Ben olsam bırak bir yıldır tanıdığım kişiyi kök ailem ve eşim dışında kimseyle böyle bir olaya girmem. Dolandırıcılık olmasa bile aklına yatmayan bir durum olduğunda itiraz etmek anlaşmak zorlaşır.
0
playing star again
(27.08.24)
Beleş peynir fare kapanında olur derler ya o hesap sizinkisi.
0
encokbenisevinnolur
(27.08.24)
Adamın teklifi direkt bana değil de annemeydi daha çok çünkü evi alırken de annemle ortak almıştık ve şu an hazırda parası olan da annem, annem bana sordu alalım mı diye. Ben de çok yanaşmıyordum ama bi burada da sorayım dedim ve düşündüğüm gibi cevaplar geldi. Hatta tam annemle telefonda konuşurken anneme boşver bedava peynir fare kapanında olur dedim ve o sırada @encokbenisevin'in cevabını gördüm ahahah

Cevaplar için teşekkürler, reddettik teklifi tekrardan ki zaten ilk görüşümüz de o yöndeydi sadece bilmediğimiz bi iş olunca oluru var mıdır diye fikir almak için sordum
0
🌸nundu
(27.08.24)
Hocam bu tür insanlar (bu konu özelinde emlakci) hayır demekte zorlanan insanların bu zaafını kullanmayı bir şekilde iyi biliyorlar. Varsayım olarak, siz 30-40 yaşlarında olsanız, anneniz 55-70 aralığındadir, o nesilde nedense resmi unvani/işi olanlara karşı hayir demeye dair böyle bir durum oluyor. Ben sizsiniz sandım ama annenizse sozkonusu olan kesin yani beleş peynir meselesi.
0
encokbenisevinnolur
(27.08.24)
Türkiye'de en güvenilmez meslek grupları diye bir araştırma yapılsa, ilk üçe hangileri girerdi acaba :)
0
Mirket
(27.08.24)
Dükkanın yeri sit olmuştur, yıkılacaktır, yıkım kararı çıkmıştır, mallıktan hayrı yoktur vs vs
İnsanın aklına binbir film geliyor. Cazip bir plansa bir eksper yaptırılabilir ama iki ay sonra 'abi piyasa durgun, naaparsın, kaldı elde dükkan. Ama du bakalım, hele şu seçimler :) bi geçsin, hareketlenir' de diyebilir.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(27.08.24)
siz kendi bulduğunuz bir yer için 'gel ortak alalım' diyin bakalım ne diyecek?

muhtemelen dükkan sahibiyle iş tutuyor.
0
brkylmz
(27.08.24)
(8)

toksik anne baba ilişkisine psikiyatri doktoru çözüm olur mu?

elorelia
en kısa hali ile özet geçmeye çalışacağım. annem babam senelerdir asla anlaşamıyorlar. babam çabuk sinirlenen biri. annem de zamanla o hale geldi gibi bir şey. çok çok basit bi konu üzerinde sürekli birbirlerinin üstüne laf söyleyerek kavga ederler. ikisi de karşı tarafı birbirini dinlememekle suçla
en kısa hali ile özet geçmeye çalışacağım.

annem babam senelerdir asla anlaşamıyorlar. babam çabuk sinirlenen biri. annem de zamanla o hale geldi gibi bir şey. çok çok basit bi konu üzerinde sürekli birbirlerinin üstüne laf söyleyerek kavga ederler. ikisi de karşı tarafı birbirini dinlememekle suçlar vs.

daha önce konuştum, ama asla faydası olmuyor. yanlarına gitmek istemiyorum bazen çünkü gereksiz kavgalarından ben yoruluyorum.

annemin mide rahatsızlığı var bi de, doktor stres yapma demiş. kadın stres küpü.

malum engelli kardeşim var 30 yaşında ve ağır bakım gerektiriyor. senelerce ona bakmak vs annemi aşırı yıprattı ki tek baktı sayılır.

devlet hastanesi psikiyatri doktorundan fayda görür mü sizce? ilçede yaşıyorlar, bir doktor var sadece. özelde düzenli terapi alabilecek durumda değil.

antidepresan ya da başka bir ilacın bu duruma çözümü var mıdır?
0
elorelia
(23.08.24)
Çözüm dediğiniz tamamen bitmesi ise olmaz. Ama ilaç başlanması ile kısmen rahatlayabilir. Evde engelli ve bakım verdiği bir çocuğu olduğunu da belirtirse çok uyku yapmayan bir ilaç başlar doktor.
0
master of ceremonies
(23.08.24)
rahatlama olur, mucize olmaz

ilçede psikolog varsa psikolog desteği de alsın
0
jülsezar
(23.08.24)
Mucize yaratmaz ama hiç yoktan iyidir. İlaç lullananlardan bildiklerim daha gamsız oldu mesela eskiye kıyasla. Sorunlar bitmedi ama en azından kendilerini eskisi kadar çok yıpratmıyor.
0
playing star again
(23.08.24)
doktora mutlaka konuşmak gerekir. bazı ilaçlar bazı bünyelerde uyuşukluk uyku vs yapabilir. Kardeş durumundan dolayı anne üzerindeki sorumluluk fazla olduğundan böyle bir durum başka şekilde yıpratıcı olabilir. doktor ila konuşurken bu durumu da özenle belirtmek lazım ki ilaç/doz ayarlamasına ona göre dikkat etsin.
0
kisa
(23.08.24)
ek olarak, özelde de psikiyatriste gitse (evet psikologlar kadar olmasa da daha uzun dinliyorlar devlete göre) ilaç açısından çok bir şey değişmeyecek.

çoğu ilaç 2-3 hafta sonrasında etki göstermeye başlıyor ve tamamen etki göstermesi doz ayarlanması daha uzun sürüyor. hatta her ilaç herkeste aynı etkiyi yapmıyor vs

anneniz de destek almak istiyorsa, bir an önce deneyin derim
0
jülsezar
(23.08.24)
Ciddi konu. Evde engelli bakımı zor iş. Yıpratıcı anlaşılıyor bu kadar stres.

Aile danışmanları var bu konuda ikisi birlikte destek alabilir.

Onların da tavsiyeleri olur psikiyatri ile birlikte onlara da danışılabilir eş zamanlı.
0
anten
(23.08.24)
Stres küpü olması annenin işini kolaylaştırır. Serotonin geri alım inhibitörü (ssri) grubundan bir ilaç verirler, çok yüksek ihtimalle prozac verirler, bence versinler (çünkü en eski en stabil ilaç o şu anda) ve annenin hayata bakışı bile değişir, hiçbir şey olmasa stres faktörlerine karşı hissizleşir.

Eşzamanlı olarak psikoterapi alması da çok iyi olur, bu da iyi gelecektir fakat ilaçla bir yere kadar bu konfor devam eder çünkü bazı beyinler bağışıklık geliştirebilir, daha fazla ilaç gerekebilir, onu bilemiyoruz mutlaka doktor gözetiminde kalması gerek. Keşke imkan olsa psikoterapiye de gitse, ayda bir bile olur aslında.
0
muhayyer divan
(23.08.24)
Bosansinlar annen durumu soylesin
Evi alsin babaya tekmeyi bassin nafakada alsin hic bir sikintiniz kalmaz
0
Zetnikov
(23.08.24)
(4)

Temizlik malzemeleri ve temizlik "trick"leri

ermanen
Yani genel anlamiyla temizlik biliyorum tabii ama daha ayrintili temizlik yapmak gerekecek.Temizlik malzemeleri ve trick'leri, puf noktalari soyler misiniz? Detayli ev temizligi icin daha cok. Ana malzemeleri de ekleyebilirsiniz. Az bilindik seyler de. Bezler de.Bir de mumkun oldugunca hipoalerjenik
Yani genel anlamiyla temizlik biliyorum tabii ama daha ayrintili temizlik yapmak gerekecek.

Temizlik malzemeleri ve trick'leri, puf noktalari soyler misiniz? Detayli ev temizligi icin daha cok. Ana malzemeleri de ekleyebilirsiniz. Az bilindik seyler de. Bezler de.
Bir de mumkun oldugunca hipoalerjenik olsun istiyorum. Tabii detayli temizlikte pek olmayabilir...

Mesela duvarlar ve banyo duvar fayanslari icin.
Yuzeyler icin.
Dusakabin ici icin.
Koltuklar icin. Yatak bazasi icin (Arap sabunu spreyi iyi mi ve yeterli olur mu bunlar icin?)
Supurme, toz alma trick'leri..
Bi temizligi once, sonra yapma vs.

Tesekkur.
0
ermanen
(22.08.24)
Sirke, karbonat gibi doğal temizleyiciler kullanmanı öneririm. Bir de yüzey temizleyici mendiller var onlar da pratik oluyor. Doğada çözünebilen, vegan ve cruelty free olanları kullanıyorum.
0
rock n roll
(22.08.24)
Klozet: Benimki gibi aşşırı kireçten muzdaripseniz, porçöz, süngerin yeşil tarafı ve çift kat ameliyat eldiveni, kireç izleri için yeterli.
Normal zamanda iç temizlik domestos beyaz kapak ve tuvalet fırçasıyla.
Su haznesi için bir miktar çamaşır suyu döküp fırçayı da içinde bekletip sonra fırçayla temizlemek hem fırçayı hem klozetin su haznesini temizlemek için yeterli.
Klozetin kapakları ve dışı için Asperox sarı güç ve sarı bez.

Duşa kabin içi, Yine kireç sorunundan Asperox mavi güç ve süngerin yeşil tarafı. Kullanırken de maske. Her duş sonrası da el çekçekiyle temizlik.

Benyoda duşakabin, klozet içi ve lavabo içi dışında bir yere su değmez. Lavabo içi dışı, dolap iç ve kapakları, duvar fayansları için sarı güç ve sarı bez. Az vahim hallerde HighGenic silikonlu ile sihirli bez. Daha az vahim hallerde ıslak mendil.

Cam, ayna, dolap, sehpa, çerçeve, silikonlu temizleyici ve sihirli bez.

Mutfak eviye, ocak, fırın dolap, davlumbaz vs.: sarı güç ile bulaşık süngeri, yetmezse sihirli sünger, Ocakta sihirli sünger yetmezse ve fırın içinde ve davlumbaz filtresinde HighGenic fırın temizleyici

Anlık temizliklerde: Islak mendil.

Zemin için, Robot süpürge, üstüne parex tornado ile iki kapak Asperpx zemin temizleyici, üstüne sihirli mob

robotu temizlemek için ve koltuklar için normal elektrikli süpürge
0
Mirket
(22.08.24)
Koltuk silmek için: www.rossmann.com.tr

Tuvalet için: www.rossmann.com.tr

Cam silme için: www.rossmann.com.tr

Ocak ve yağlı yüzey için: www.rossmann.com.tr

Mutfak lavabo ve tezgahı dezenfekte etmek için: www.carrefoursa.com

Lavabo ve musluk ovalama için: www.rossmann.com.tr

Banyo için: www.hepsiburada.com
0
playing star again
(22.08.24)
duş kabini için eğer düz yüzeyse her duş sonrası minik silgeç ile duvarlar dahil suyu alırsanız uzun süre temizlik ihtiyacı olmuyor.
olduğunda da mikrofiber bir beze az miktarda kireç çözücü döküp sıkıp, siliyorum. kendi kendine kurumakla birlikte iz bırakmıyor. şu an için bulduğum en başarılı çözüm bu oldu.

koltuklarda mikrofiber bezi kapatacak büyüklükte tencere kapağı kullanıyorum. sıcak suda erittiğim bulaşık mak deterjanı ile koltukları siliyorum. su kapkara çıkıyor. şaşırtıcı. elle silince bu kadar olmuyor nedense.

çok iyi silen ve üzerine klorak dökülmüş bir el havlusunun ortasını geldim ve büyük silgeçe geçirerek duvar, dolap üstleri ve zeminleri siliyorum.
tabi ele alıp sıkmak ve takmak gerekiyor ancak bu temizlik kalitesinde epey level atlattırdı benim için. arap sabunu kullanıyorum. eğer koku isterseniz esansiyel yağ ekleyebilirsiniz. lavanta yağı önermem. çünkü insanı yalnızlaştırıyor.

en muhteşem temizlik malzemesi olarak da meşe külünü tavsiye ediyorum. sözlükte bile var nasıl elde edildiği. tüm yağlı yüzeyler, fırın tepsileri ilk alındığı hale dönüyor. ocağı ve davlumbazı ilk sildiğimde şaşırdım, yeni bir eve taşınmışlık hissi gelmişti.

camları da önce temiz su ile bezle siliyor ardından alaman üsulü yine silgeçle tamamlıyorum. neredeyse iki haftada bir sildiğim için de çok sıkıntı olmuyor. işte o rahatlıkla da camlardan sonra tozları alıyorum. beyaz sirkeli bez ile silince geç tozlanıyor diyorlar.

yine de eve gelen yardımcının temizliği bana daha iyi görünüyor. sürece dahil olmadık diye mi bilmiyorum ama çözemedim de.

saçlarımı çabuk uzatsın diye biberiye kaynatıp duştan sonra döktüğüm için giderin etrafı sararmıştı. bunun için de going zeero'nun beyazlatıcısını kullandım duş zemininde. çok başarılı.
0
janderzel zartanyan
(23.08.24)
(12)

ben gidiyorum

konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
geçen aylarda isviçre'de çok duraklı bir dağ yürüyüşü/kampı planladığımı ve içme suyunun sıkıntı olabileceğiyle ilgili bir duyuru açmıştım. rotam üstünde kasaba, köy, hatta akan su bile olmadığından, sadece buzul gölü olduğundan bahsetmiş, çözüm aramıştım. belki duyuruma yanıt vermiş olanlar hatırla
geçen aylarda isviçre'de çok duraklı bir dağ yürüyüşü/kampı planladığımı ve içme suyunun sıkıntı olabileceğiyle ilgili bir duyuru açmıştım. rotam üstünde kasaba, köy, hatta akan su bile olmadığından, sadece buzul gölü olduğundan bahsetmiş, çözüm aramıştım. belki duyuruma yanıt vermiş olanlar hatırlar.
neyse, ben eşyaları topladım, şimdi yataklı vagonla gidiyorum. ambiyans ışığımı da açtım :) pasteboard.co
içme suyuna da çözüm buldum. giardia falan kapmam diye düşünüyorum. yani kapmam herhalde galiba sanırsam.
bir hafta yokum. inşalla sağ kalırsak bir haftaya görüşmek üzere duyuru ahalisi. öpt. kib. by.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(22.08.24)
bundan bize ne olması
0
mcsword
(22.08.24)
mcsword'e katilmadan edemiyorum. Soru nerede? Neden bunu burada okuyoruz?
0
quaker
(22.08.24)
Güle güle git, güle güle gel biz ismail gibi hep buradayız.

Ayrıca o ayaklar ne öyle? fırıncı küreği gibi bunu yazmazsam uyuyamazdım affet :)
0
respect
(22.08.24)
sen bu toksik insanların verdiği cevaplara aldanıp kendine dert yüklenme. sağlıcakla git, umarım hayallerini gerçekleştirmiş biçimde sağ salim dönersin.
0
rakicandir
(22.08.24)
İyi yolculuklar, iyi eğlenceler o halde :)
0
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(22.08.24)
yolun açık olsun paşam (:

paylaşacağın bir yer varsa linkle.
0
anon1m
(22.08.24)
Duvardaki ne öyle ?
iPhone wall edition mu ?
0
diyecevaplandı
(22.08.24)
Ay hadi sağlıcakla. Dönünce haber ver :)
0
kobuzchu kiz
(22.08.24)
logisticsmanager
(22.08.24)
Ne acayip insanlar var ya.

İyi yolculuklar. Kaza bela senden uzak olsun. İsteğin her şey yolunda gider ve bol bol anı ve elbette görsel şölen biriktirirsin umarım.

Bizimle de paylaşırsan ne güzel olur hatta birkaçını :)

Hatta yolculuğuna dair detayları da uzun uzun yazsan o daha da iyi olur :)
0
an engineer
(23.08.24)
ben geldim. hayattayim :) güzel gecti.
günde 10km yürüyüp yaklasik 800 metre tirmanis yaptim, sirtimda 14 kg canta ile ve önceki günkü yorgunlukla her zaman cok kolay gecmedi ama basardim. geceleri 5 derece civarindaydi hava. o da sorun olmadi, ekipmanim iyiydi.

tabii ki size ne ama gezi öncesi yardim aramak icin actigim duyuruya cok güzel cevaplar gelmisti. bir nevi onlara haber verme, verdikleri cevaplarin ise yaradigini gösterme amaciyla acilmis bir duyuruydu bu da. ilginizi cekmiyorduysa baska duyurulara gecebilirdiniz yani.
@respect öyle deme ayaklar 37 numara ya :)
@diyecevaplandi o bu sekilde dururken ayna, öne dogru egersen bir tür tepsi oluyor. Laptop icin falan.
0
🌸konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(29.08.24)
Hoş geldin:) keşke bende de böyle bir cesaret olsa
0
playing star again
(29.08.24)
(18)

hayata karşı önde başlayanlar

tuborg yesili
Olduğunu gördüğünüzde ne hissediyorsunuz ve bu sizin motivasyonunuzu nasıl etkiliyor?Evet hayat adil değil vs.kimisi başkasının elde etmek için deli gibi çaba sarf ettiğine zaten sahip olarak doğuyor.Bu gerçeğe dair tutumunuzu merak ediyorum aslında.
Olduğunu gördüğünüzde ne hissediyorsunuz ve bu sizin motivasyonunuzu nasıl etkiliyor?

Evet hayat adil değil vs.

kimisi başkasının elde etmek için deli gibi çaba sarf ettiğine zaten sahip olarak doğuyor.

Bu gerçeğe dair tutumunuzu merak ediyorum aslında.
0
tuborg yesili
(21.08.24)
Dediğin gibi hayat adil bir yer değil. Ben hayat standartlarımı elimden geldiği kadar yükseltmeye çalışıyorum. Belki bir başkasının hiç zahmet etmeden elde ettiği bir şey için ben mücadele ediyorum. Asla kurban rolüne girmiyorum. Hayat bana örnek veriyorum 1 birim bir şey verdiyse ben onu 2 birim yapmaya çalışıyorum.

Bir de diğer taraftan benim de bazı kişilerden daha şanslı olduğum gerçeği var. Bana imrenen, ne kadar şanslı diyenler olabilir.
0
rock n roll
(21.08.24)
Hayatta sadece kendi isteklerimin pesindeyim. Benim olmam gereken yerde bir baskasi sirf aile sayesinde olmussa bu benim hevesimi baltalar evet.

Ama annesinden apartman kalmis birini de asla sallamam.
0
Yourcousinmarvinberry
(21.08.24)
Sahip olduklarımla ve olabilme potansiyelim olanlarla mutlu olmasını öğrendiğim, hiçbir zaman sahip olmayacağım bir konuma doğuştan sahip olanları düşünerek delirmenin bana bir faydası yok, onlar yokmuş gibi hayatıma devam ediyorum gördüğüm zaman da kafamı başka yere çeviriyorum telefonuma bakıyormuş gibi falan yapıyorum.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(21.08.24)
Bilmiyorum beni etkilemiyor. Sadece morbid obez olduğum için incecik çıtı pıtı insanların bu hallerinden ne kadar habersiz oldukları beni şaşırtıyor. Ayaklarının acımaması, bellerinin sırtlarının iki yürüyünce yamulmaması, güzel ve çeşitli giyinebilmeleri, ucuz ucuz kıyafet ayakkabı bulabilmeleri ve bunun farkında olmamaları çok hayret ettiriyor o kadar.
0
muhayyer divan
(21.08.24)
Olumluya odaklanmak gerekir. Hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi toz pembe değil.
Kimseyi kıskanmamaya çalışıyorum. Özenmiyorum. Halime şükrediyorum.
0
Cezcez
(21.08.24)
Sınıf kinim yoktur.
0
Amaranta ursula
(21.08.24)
hirslandiriyor beni, motive ediyor.
0
cooperr
(21.08.24)
Hayatta farklılıklar olacak.
ben olaya daha çok inanç yönünden bakıyorum.
fakirin sabrı, zenginin cömertliğine denk geliyor sanırım.

Ve tabi şuna dikkat etmek gerekir ki; en bedbaht kişi kibirli olan fakirdir.. denir eskilerde.
0
diyecevaplandı
(21.08.24)
Evet, hayat adil değil ama bu dMek değil ki kendi yolunda ilerleyemezsin. Herkesin farklı bir hikayesi var. Belki ben daha çok çaba sarf etmek zorundayım, ama bu da beni güçlü kılıyor. Kendi başarımı görmek zorlukları aşmak beni daha da motive ediyor.

Başkalarının avantajlarına fazla odaklanmamaya çalışıyorum. Sonuçta neyi değiştirebilirim? Kendi hayatımı. Kendi şartlarımı en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyorum. Evet, bazen sinir bozucu olabilir ama bu da beni daha da azimli yapıyor.

Yani, hayatın adil olmadığını kabul etmek bir başlangıç noktası. Orada takılıp kalmaktansa kendi hikayemi yazmaya devam ediyorum.
0
goodz
(21.08.24)
eğer böyle bir değerlendirme yapmaya kalkarsam çocukluğumdan sonra tanıdığım herkes benim önümde olmuş oluyor, her tanıdığım insana ne güzel hayat be, demem lazım,
ben gölcükte doğdum büyüdüm ve tam on yaşına geliyorken depremde her şeyimizi kaybettik, aylarca evimiz yoktu, ev bulunca da aylarca ve hatta yıllarca, bir çok basit şeyimiz bile olamadı, en baştan başladık, uğraştık, 25 yıl geçmiş şimdi her şeyimiz var, yani hayatta her şey olur, geçer, gelir gider,

sporcu ya da sanatçı insanlar gördüğümde sadece belki ben de olabilirdim diyorum geçiyorum ama o kadar yani,

Kimseyi kıskanmıyorum, hırslanmıyorum da hiç beni iyi anlamda motive eden bir şeye de dönüşmedi, insanlara da o şekilde bakmak aklıma gelmiyor, volvosu olanlara bazen diyor olabilirim hdsfvhjd,

yukarıda yazılanlar gibi sadece kendime bakıyorum,
0
a perfect lie
(21.08.24)
hayata onden baslayanlar umrumda degil. ancak ben hayata geriden basladim. malesef ne yaparsam yapayim bunun telafisi olmayacak ve olene kadar eksik kalacagim.
0
arakaali
(21.08.24)
saglikla ilgili degilse cok sacma bir dusunce oldugunu dusunuyorum. boyle bir kiyas yapan kisi de birine gore onde sayilir. ali koc bile birine gore geridedir.

mal mulk onemli degil. gerekirse arkadaslarinla kaldirimda oturur skol bira icersin gene mutlu olursun. ali koc olursun her seye sahip olursun ama mutsuzluktan geberirsin. bir seyin sahibi olduktan sonra o sey onemini yitiriyor. degerli olan seyler hep sahip olmadiklarimiz.
0
bohr atom modeli
(21.08.24)
Benim motivasyonumu hiç etkilemiyor.
Şanslılık sıralamasında genelde ortalara yakın olduğumu düşünüyorum.

Bir de mesela birinin ailesi zengin olduğu için şanslılık listesinde en yükseklerde olduğunu düşünüyoruz ama babasıyla iletişimi çok kötü mesela o yüzden şanslılıkta ortalara doğru geriliyor.
Yani gördüğüm şeyin sadece gördüğüm şeyden ibaret olmadığını öğrendim.
0
michael_knight
(21.08.24)
Kötü etkiliyordu ama bunu düzeltmeye çalışıyorum. Herkesin hayat yolculuğu kendine, onlar belli konularda önde başlamıştır, siz ise başka konularda. Hayat herkesi farklı yollardan yürütüyor ve herkesin bambaşka hikayesi var, herkesin hayatta öğrenmesi gerekenler bambaşka. Belki benim, sizin ve x kişisinin bu hayatta çabalamayı ve vazgeçmemeyi öğrenmesi gerekiyor, avantajlı gördünüz kişilerin ise bambaşka şeyleri.
0
playing star again
(21.08.24)
Ben kendi kulvarımdayım
0
gabe h coud
(22.08.24)
beni hirslandiriyor ve 0'dan gelip su anda ulastigim yerdeysem biraz da bunun sayesindedir. kendim icin degil cunku ben kendimi kurtardim sayilir ama yasama firsati olmayan %80'lik bir grup varken %3-5'in asiri refah ve bolluk icinde yasamasina ayar oluyorum. millette sinif bilinci de yok maalesef ses cikarmiyorlar. yani 10 kisilik bir grupta 1 kisinin her seye sahip oldugunu 7 kisinin sefalet icinde yasadigini dusun. o en zengin 1 kisi 2 kisiyi secip onlara da iyi yasam hakki taniyor ve boylece diger 7 kisinin ustune basarak yasiyorlar.

maalesef cogunlugun bir sansi bile yok. amerika'da dunyanin onde gelen teknoloji sirketlerinden birinde calisiyorum ve buralara gelebilmis turklerin %90'i cankaya, besiktas, kadikoy'de dogmus ve ozel okullarda okumuslar. adam ozel lisede okumus, sonra peder bey amerika'da ozel okula yollamis. bu adamin basarisiz olma sansi var mi simdi.

aynisi amerika'nin zengin sinifinda da var. basariyi satin alabiliyorsun maalesef. yani adam iyi bir liseye gidiyor, prep denilen. sonra oradan sirf buna hazirlandigi icin iyi bir universiteye gidiyor, sonra iyi universite diye iyi sirket bunu ise aliyor. iyi sirkete girdikten sonra tutunamasa bile cv'de oldugu icin alip yuruyor bir sekilde su ustunde kaliyor. cok mal olmadigi surece ailesi iyi bir hayati satin aliyor.

toplumsal devrimi bir sekilde yapmamiz lazim cunku kaynaklari verimli dagitamayinca butun toplumun verimi dusuyor. bastaki zengin cocuklari koko cekerken geri kalan herkes stres ve sefillik icerisinde yasamaya calisiyor. ve isin ilginci kimse de buna sesini cikarmiyor mesela bu duyuruda bile stoaci takiliyorlar masallah.
0
antikadimag
(22.08.24)
hayati kazanılması gereken bir yarış olarak algılarsan evet bazıları onde başlıyor.
ama hayati bir yarış degil de keyif alınması gereken kisisel bir yolculuk olarak algılarsan, kimin nerden basladiginin bir onemi yok.
0
tekdir ile uslanmayan kiz
(22.08.24)
Önde başladıklarım, önde başlayanlardan binlerce kat fazla. Olaya böyle bakınca hayatın hiç adil olmadığını, bana karşı çok bonkör davrandığını düşünüyorum.

Çocukluğumdan bu yana eşitlerimi düşününce, hepsinden fersah fersah ilerde olduğumu görüyorum.

Bence önemli olan da bu.
0
Mirket
(22.08.24)
(14)

Ekşi Duyuru'nun son dönemde niteliksizleştiğini düşünüyor musunuz?

duygusalatasi
Bazen bir sorunun altında gerçek cevaptan fazla troll veya tamamen alakasız cevaplar oluyor. Bazıları sebepsizce duyuru sahibine hakaret etmekten, soruya cevap vermeden dalga geçmekten zevk alıyor. Derdine derman olunan var mı pek görmüyorum. Birine cevap veriyorsun ama duyurusunda saygılı görünüp c
Bazen bir sorunun altında gerçek cevaptan fazla troll veya tamamen alakasız cevaplar oluyor. Bazıları sebepsizce duyuru sahibine hakaret etmekten, soruya cevap vermeden dalga geçmekten zevk alıyor. Derdine derman olunan var mı pek görmüyorum.

Birine cevap veriyorsun ama duyurusunda saygılı görünüp cevabı beğenmediği için arka arkaya birçok küfürlü mesaj atıyor. Bazılarının iki üç hesabı var ve kendi sorularının altını diğer hesaplarla bariz şekilde dolduruyorlar.

Bazıları haftanın beş altı günü aynı soruyu soruyor ve aynı kişilerden aynı cevapları alyor. Soru soruyor gibi şarkıcı öven, takı markası tanıtan, maç bileti bahanesiyle dolandırıcılık yapmaya çalışan vs. de gırla.

Bunlara rağmen sitedeki etkileşim ilginç şekilde (?) çok düşük. Burası da Ekşi Sözlük'e dönüştü sanırım.
0
duygusalatasi
(15.08.24)
Evet, internet artık bana uyduruk şeyler çöplüğü gibi geliyor.
0
pavlis
(15.08.24)
Ekşisözlük yazarlarınında bazı duyuru kullanıcılarınında problemleri var bazısının ruh sağlığı bozuk. Eğer dikkatli okursan bazıları dertlerini paylaşıyor.
Onun için miletle dalga geçiyorlar küfür ediyorlar. şahsi algılamaycaksınız aslında dertleri kendileriyle.
0
komando kani var bende
(15.08.24)
Reelde ezik olanlar ego tatmini yapiyor.

Gecen de telegram kavgasi vardi. Hem herkes gelsin diye link vermis, hem de burasi benim grubum begenmedigimi cikaririm diyor.
0
Kahvedesu
(15.08.24)
Ekşi duyuru ne belli bir seviyenin üzerine çıkıyor, ne de belli bir seviyenin altına düşüyor bence. Uzun zamandır saldım çayıra mevlam kayıra şeklinde yönetiliyor, yine de sözlükten her türlü iyidir.
0
montreal
(15.08.24)
aha tam da denk geldi. dün duyuruda bir soru sordum. Tanıdığım bir kadın, internet bağımlısı olmuş kızından bahsedip dert yanmıştı. Ben de bir faydası olur belki diye gelip buraya sordum. fakat gelen cevapların yarısı direkt bana hakaret idi. Olumsuz olabilecek her ihtimali gerçek farzedip saydırmışlar. Bazılarını mod silmiş. Cevaplar içinde :
- sana ne ?
- madem olayda etkin yok niye soruyorsun?
- sen kendi işine bak.neden başkalarının ailesine burnunu sokuyorsun?
- sen bu kişileri niye gözetliyorsun ?
- cinsiyetçisin. (konudaki) tabaklar kafanda kırılsın.
0
parka
(15.08.24)
Sokaktaki (ve internetteki) insanların çoğunun ruh sağlığı bozuk. Her yer böyle artık. Yıllardır takip ettiğim birinin son tweetini gördüm bu sabah. Tahammülsüz, sağa sola saldıran bir insan haline gelmiş. Eskiden yaşama enerjisine ve sabrına imrenirdim.
0
gnosis
(15.08.24)
sözlük gibi tamamen ego tatmin yeri oldu.
0
nothing in my way
(15.08.24)
Sözlük olsun duyuru olsun eskiden daha iyiydi. Kullanıcılar daha düzgündü. Artık o kişilerin çoğu yok. Belki farklı nicklerle buradalarsa bilmiyorum. Keşke geri gelseler de duyuru eski günlerine geri dönse.

Düşüncene katılıyorum.
0
rock n roll
(15.08.24)
modlar çalışıyor, şikayet ttiğim bir kaç yanıt silinmişti, şikayet ettiniz mi hiç?
0
eja
(15.08.24)
Her yer böyle. Buradan bir şey ummak sizin için hayal kırıklığı olacaktır sadece.

Normalde görsen selam vermeyeceğin garip gurup fikirlere/kültürlere/adetlere sahip insanlar ile iletişime giriyorsun. Bu gerçeği görmüş insanlar da artık buradaki kimliği ile gerçek kimliğinin bütünüyle örtüşmesi için çaba göstermekten vazgeçiyor ve dan dun o anki keyfine göre canı nasıl isterse yazıyor. Hatta ben bir ara imla ve yazım kurallarını da koyverecektim o dereceye gelmiştim. Çünkü ederi bu kadar.


Siz de he deyin geçin. Hatta eğlenin.
0
ruhen hastayim ben
(15.08.24)
Benden sonra seviye yerlere düştü.
0
numlock
(15.08.24)
her şeye rağmen küfür edilmeyen bir yer.
reddit bile +18 küfürlü.

bir de güncel haber başlıkları olsa başka site aramam sanırım.
olumsuz özelliklerine de sabrederim.
0
WithWorth
(15.08.24)
Başarısız birkaç troll haricinde fena değil bence. Nerede o eski troller!
0
auroraaurora
(15.08.24)
Buradan çok daha kötü yerler var, küfür, hakaret ve agresyonun yüksek olduğu. Burası fena değil her şeye rağmen. Tabi eskiden daha eğlenceli ve aktifti burası, onu inkar edemem.
0
playing star again
(16.08.24)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.