IP çakışması olabilir. Bazen farklı cihazlara aynı IP adresi atanıyor ve iki cihaz da internete giremiyor. Modem arayüzünden IP kontrolü yapabilirsiniz.

Her ne kadar teorik limit 255 olsa da, TTNET muhtemelen en dandik router'ı kullandığı için aletin ya ram'i azdır, ya işlemcisi yetmiyordur ya da firmware dandiktir, bu yüzden 10 tane cihazın bağlantısını kaldıramıyordur.

Modem arayüzünde "max device limit" gibi bir ayar olabilir, onu deneyebilirsiniz. Modem yazılımını güncelleyebilirsiniz. Ama muhtemelen sorun donanımda. "Önceden olmuyordu şimdi oluyor" demişsiniz ama bunun bir sürü sebebi olabilir, garanti çözüm kaliteli router almakta gibi görünüyor.

Bir de aklıma şu geldi, eğer tüm cihazlar 5GHz üzerinden bağlanıyorsa o da sorun olabillir. Bir kısmını 2.4GHz üzerine kaydırmayı deneyebilirsiniz.

IP leri kontrol ettim çalışma yok.
5GHz üzerinden bağlanan cihazları nasıl tespit edebilirim?

@a dost, hocam hiç bilmiyorum, modem arayüzünden kurcalamanız lazım :/

Farklı bir modem deneyin, farklı modemle sorun yoksa yeni modem almanın zamanı gelmiş.

radyo dinliyorum. radyo ilef, radio garden.

spotalike diye bir site var benzer şarkılar buluyor.

bazen "1980 summer hits" gibi arama kelimeleriyle arıyorum.

sözlükte, kitaplarda denk gelen şarkı isimlerini arıyorum.

sözlükte "şarkılar" kelimesini "dolu dolu" modunda arayıp başlıklardan seçme yapıyorum.

Everynoiseatonce

Oradaki sarki stillerini dinliyorum, beğendim varsa uzerine tikliyorum ve o tarzda müzik yapan butun gruplar şarkıcılar çıkıyor

Keşfedemiyorum ya, büyük sıkıntı.

YouTube'da tüm beğendiğim şarkıcıların kanallarına aboneyim. Onların yeni videolarını izlerken önerilerde çıkanlara bakıyorum

eskiden türler üzerinden gidiyordum ben.

atıyorum; pink floyd'u dinledim beğendim. Pink Floyd'un türüne bakıyorum, 70ler, 80ler progresif, psychedelic. O zaman 70ler ve 80lerin progresif ve psychedelic gruplarına bakıyorum. Karşıma King Crimson, The Doors, Camel, Rush, Jefferson Airplane, Jim Hendrix vs. çıkıyor ve ben de yolumu buluyorum. Saydıklarım tabii Pink Floyd kadar ünlü gruplar ama Alan Parsons Project, Van Der Graaf Generator, Wishbone Ash gibi gruplar da var. Ehm, öyle işte, biraz araştırmak gerekiyor böylece yeni sanatçı / grup keşfedince dinlerken alınan keyif de artıyor.

valla spotifyda keşfediyorum genellikle. hazır playlistler üzerinden ilerliyorum.

spotify ve apple müzik gibi online platformlar, sponsorluk alıyorlar. bir müzisyen ne kadar çok para verirse, listelerde o kadar çok adı geçiyor. bazı listelerde aynı grubun 3-4 şarkısı çıkınca anlıyorsunuz ne kadar kolpa olduklarını.

üniversite radyolarının bazı programları (pop hariç) iyidir. trt radyo 3 güzel.

o iş için belli bir mesai harcaman lazım çer çöp 100 şarkıdan 1 şarkı falan bulabiliyorsun sözlükte bile başlığı olmayan.

Spotify haftalık keşif

sorunun altına ''şunları dinliyorum ne tavsiye edersiniz?'' diye sorarak olabilirdi. takip edilen müzik sitelerinin listelerinden.

Radyo Eksen

Sayfayı yenilememistir bu yüzden önceki cevabı görememiş olabilir

bazen verilen cevapları okumadan cevap yazılabiliyor olabilir normal bir durum

"ben daha iyi biliyorum" gibi sidik yarıştıranların sayısı da az değil.

yaniti görmemiş olabilir :)))

Bana çok oldu bu, siteyi ilk açtın, duyurulara göz gezdirirken birkaç dakika geçer, hatta belki başka sekmeye gider geri gelirsin, sonra birisine yanıt yazarsın, gönderirsin ve seninkinin üstünde yeni bir yanıt belirir. Yani sitenin ilk açılışıyla yanıtı gönderme arasındaki zaman içinde birisi daha yanıt eklemiştir ama senin ekranında ancak yenile yaparsan veya yanıt gönderdikten sonra görünür olur. Bundan kaçınmak için yanıtı bir yere kopyalayıp göndermeden hemen önce sayfayı yeniden yüklemek gibi garip bir şey yapmak gerek.

aynısı olsa ne olacak? insanlar zamanlarını ayırmış, bir soru için cevap vermişler. ben de kopyala-yapıştır aynısı zannettim.

@perrin aynisi olsa ne olacak diye bişey yok. "insanlar zamanlarini ayirmis" mantikli bir gerekce degil. hepimiz zamanimizi ayiriyoruz, konu o degil.

yukaridaki arkadaslar mantikli gerekceler sundular. ben ikna oldum.

perrin +1

soru sahibini daha cok ikna etmek icin cogu zaman.

Aynı yanıt çok sayıda gelince daha inandırıcı oluyor. Bak yukarda da fazla sayıda “görmemiştir, okumamıştır” var ve hepsi yazdığında bir öncekini görmüştü. Yine de seni ikna etmek için yazdılar, sen de ikna oldun.

Binance üzerinden Ethereum veya USDT al, Ailenden birisi Btcturk'te hesap açsın. Sen BTCturke gönder, gönderdiğini TRY'ye çevir ve hesaba çek.

not: Btcturk hesabı sadece hangi isme açıldıysa o ismin hesabına gönderim yapar.

transferwise oneririm ben bu durum icin, siz kendi currency'nizde yukleme yaparsiniz alici da kendi currency'sinden alir direkt banka hesabina. kripto aile icin ideal olmayabilir, ben anama babama btcturk'ten vs para cekmeyi ogretmeye cesaret edemezdim :)

marlonbranda +1, bir tc bankasında hesabınız varsa btcturk hesabını da kendi adınıza açıp oraya tl göndererek (oradan da aile hesaplarına düz havale/eft yaparak) aileyi kriptoya hiç bulaştırmayabilirsiniz.

transferwise +1.

bulunduğunuz ülkenin para birimi ile gönderim yaparsınız, karşı taraf try ile ödemeyi alır. 500 gbp'ye kadar ilk ödemenizde gönderim ücreti ödememek için ref linkimi atabilirim. mesaj atabilirsiniz.

@marlonbranda ve @engelbert humperdinck tesekkur ederim, oyle yapacagim.

@hjarteblod ve @perrin arkadaslar tesekkur ederim, fakat bulundugum ulkede maalesef transferwise kullanilamiyor. Transfewise ile bu ulkede islem yapamiyoruz. Filipinler'de yasiyorum. Yoksa bu tabii ki en kolay cozum olurdu.

Sag olun arkadaslar.

giriş için binance'yi öneririm. bitcoin denince akla gelen 1. sıralamadaki dünyanın en büyük kripto para borsasıdır. alım satım yaparken %0.1 komisyon ücreti var. üye olurken (referans kimliği) bölümüne "19916261" bu kupon kodunu girerseniz komisyon ücreti %0.08'e düşüyor. veyahut
bu " accounts.binance.com " kupon linkinden üye olursanız alım satımlarda %20 indirim oranından faydalanabilirsiniz.

Uygulama olarak Binance kullanıyorum. Site olarakta şu sitedeki bilgileri takip etmekteyim. koinsaati.com

www.kriptofoni.com

üzerinden takip edebilirsiniz.

xbox series x
en yeni çıkanı en iyisi.

en yeniler series x ve series s. bütçeniz hangisine yetiyorsa.

x olan sanırım pro olan versiyon oluyor. türkiye ye geldi mi?
hepsiburada da göremedim.

X olan 9.500₺, S olan 5.500₺ civarı. sanırım S alacağım, aşırı pahalı X.

ne farkı var biraz araştıracağım. fikri olan yazabilir.

Hocam konuya o kadar uzak oldugunuz icin soruyorum neden ps5 dusunmuyorsunuz ki?

biraz bekleyin de önce çıksın tabi.
sonra her yerde görürsünüz.

s de disk yeri az ve sadece dijital. ayrıca 4k yok.
x de disk yeri 1 tb, fiziksel oyun ve bluray falan çalıştırabiliyor ve 4 kat daha güçlü. 4k 60 fps standart.

paranız varsa no brainer yani. 4k tv yoksa s alınabilir.

- ps oyunları aşırı pahalı diyorlar. xpass gamepass için xboxa yöneldim.
- ben çıktı sanıyordum xbox, daha gelmemiş haklısın.

Abi evet gamepass var da bak siimdi ac googlei xbox gamepss library yaz kendi sitesinde konsol icin olanlari filtrele cunku bazilari sadece pcde var ve bak bakalim kac tane ilgini ceken oyun bulacaksin? Ps5te pahali ama mesela ps4 yoksa ps4 oyunlari oynarsin ben oyle yapacagim ucuz cunku. Bir de diskli alirsan diskleri takas ede ede cok ucuza oynarsin yine

konsol alacak olsaydım kesinlikle gamepass ayrıcalığından dolayı xbox alırdım, bence doğru karar.

girip bakarsanız konsol için 250 tane oyun olduğunu görürsünüz. www.xbox.com

elbet aralarından oynamaya değecek çok sayıda oyun vardır. ayrıca ea play de gamepass bünyesine dahil edilecek. düşünün artık ps plus ile arasındaki farkı.

EA play de game pass e dahil edilecek +1 Şuan ayda 50 liraya yakın bir para ödeyerek red dead redamption 2 den fifa20 pes20 sine, forza 4 horizonundan battlefield 1'ine kadar bedava oynuyorum. 1 oyun parası fiyatına yüzlerce oyuna online modları dahil erişimim var.

Xbox alın, takasıymış cd'siymiş boşuna uğraşmayın. One x var bende çok memnunum. Karantina başları ikinci el olarak 2000'e almıştım. Sıfırı 2800 falandı. Şimdi çok artmış fiyatlar ama series x/s e gerek yok bence one x yeterli olacaktır. Çıkış sıralama şu şekilde;

xbox 360
xbox one
xbox one s
xbox one x
xbox series s (one x bundan iyi diye biliyorum)
xbox series x

xbox yeni nesil için bence de doğru karar. casual gamer için zaten biçilmiş kaftan. euro kurunun bu seviyesinde türkiye'de ps5 almak ciddi ciddi çılgınlık. diyelim ki takasla falan bir şekilde gideceğini ön görüyorsun. bu şekilde sadece ana akım oyunlara hapsolmak durumundasın çünkü popüler olmayan bir oyun alırsan takas yapmak oldukça zorlayacaktır veya üstüne ödemen gereken tutar da fazlalaşacaktır. ayrıca oyunların fiyatları 700-800 TL civarına geldiğinden takaslar da eskisi gibi 15-20 liraya yapılamayacaktır. ps5 bence şu ekonomik durumda oyun oynayacak pc'si olup da ps5 oyunlarını da görmek isteyen ve buna para harcamaktan çekinmeyen insanlar için bir lüks tüketim aracı oldu. pcsi olmayan bir insan için gamepass fazla fazla yeterli. xbox'ın konsol gamepass kütüphanesi zaten pc'dekinden çok daha geniş. esas eleştirilmesi gereken kütüphane pc gamepass olanı. bethesda oyunları da gelecek kısa süre içerisinde. bence mükemmel.

arada sırada yeni çıkan ve hoşunuza giden oyunları da alırsınız takas edersiniz vs. (2020 yılında elinde bir adet diskle takasla oyun oynamaya çalışmak bana fazlasıyla komik geliyor ama illa en yeni oyunu ucuza oynayacağım diyorsanız konsollarda başka çareniz yok galiba)


gelelim sorunuzun cevabına. iki adet xbox gelecek bu ay içerisinde türkiyeye. birisi series x, diğeri series s. hiç bilmediğiniz için uyarıyorum one x ve one s ile karıştırmayın. onlar bir önceki nesilin konsolları. alırken hata yapmayın yani.


en iyisi olan series x 9300 liradan gelecek türkiyeye. yurtdışından almak isterseniz 500 euro. 4k 60fps oyun oynamayı vaad ediyor. bir şekilde de oynatacaktır iyi kötü. (son dönemlerinde 4k 60 fps 'i göremeyeceğini düşünüyorum ben ama o başka bir konu)

ikinci seçenek de series s 5500 liraya çıkıyor. yurtdışında 300 euro. bu da 2k 60fps oyun vaad ediyor. (bunun da 2k 60 fps veremeyeceğini düşünüyorum kısa süre içerisinde. siz onu 1080p 60fps olarak düşünün) ikisine de aynı oyunlar çıkacak. birinin görüntü ve grafikleri daha iyi olacak. eğer sizin için önemli değilse series s alın. ama ben daha iyi görselleri başka bir yerde görürsem üzülürüm, grafikler ve performans benim için önemli diyorsanız series x alın.


not: bana kalırsa ikisini de türkiye'den almayın. %110 civarı vergi ödeyeceksiniz çünkü. ya amazon'dan almaya çalışın veya yurtdışından gelecek birinden getirmesini rica edin. hatta gidin vize istemeyen bir ülkeye kendiniz satın alın gelin yine daha ucuza mal edersiniz.


edit: @ananiyimioguz one x series s'den daha iyi bir cihaz değil. oldukça yakınlar ama series s daha iyi performans verecek. üstelik rtx de olacak.

frekanslar uyarsa, cok aykiri goruslerden, cevrelerden kisilerle bile olabilir.
gunluk ortamda baskiyla, stresle alay edebilmeye baslarsaniz, is ortami gercekten keyif verir.
benim deneyimimde bu, gercekten yogun, sikintili, zorlu calisma ortamlarindaydi. yer yer canimiz bile tehdit altindayken eglenebildik.
kelli felli agir abi tipleri (yeni goreve gelenler) kentin meshur bir lokantasinda kizarmis muz yemeye gotururduk (yanina iki top dondurmayla geiyor, gelir gelmez ne manaya geldigini anlayip suratlari degistigi anda deklansore basip olumsuzlestiriyorduk)

bu arkadaslarin coguyla aramiza hayat girdi. koptuk. zaten normal sartlarda olsa hic yan yana gelmeyi tercih etmeyebilirdik.
ama bunlari yasadigima, gordugume minnet duyuyorum.

valla Turkiye sartlarinda benzer bir ortamda calistim, insan sayisi daha azdi ama ofis muduru en az michael scott kadar cringe oglu cringe biriydi. tabi ki the office dizi yani senaryoda binbir turlu gariplik var hepsi olmuyordu ama ben kendime adima bir sure the office'de calistim diyeblirim.

askerliğim benzer bir ortamda geçti. istanbul'da askeri kantin ve marketlerin denetçisiydim. muhasebede 3 kişi çalışıyordu, onları da kontrol ediyordum. efsane bir başçavuşumuz vardı, michael'a çok yakındı karakteri. tek farkı çok fazla bel altı espri yapardı, that's what she said gibi değil, am göt memeli. leş. bir tane asteğmen vardı, o da michael'ın patronu david wallace tarzında bir gençti. boyu 2 m. cool bir adam.

muhasebedeki gençler gerçekten her biri kendine has bir karakter. askerliğim çok güzel geçti benim ya, özledim bak şimdi.

şimdi deseler ki askere bu ortama gideceksin (ama en baştaki işi öğrenme dönemi değil, direkt en güzel zamanlarına) giderim herhalde.

çok güzel cevaplar, teşekkür ederim. :)

Er olarak Afganistan a giden arkadaşım var. Ama Libya ya da idlib üstelik NATO görevi dahi değilken inanamadım.

Sadece Bosna ve Afganistan'a gidenleri duydum.

Boylu poslu yakışıklı bir arkadaşım belçika (sanırım, avrupa kesin) nato karargahına gitmişti, er olarak.
O kadar para kazandı ki (hem de alım gücü o kadar iyiydi ki)
Belçikada kendine araba aldı, haftasonları geziyordu.
Er olarak.
18 ay
yıl 2003

Hiç duymadım. Oralara göndermiyorlar bu arada. Arkadaşım demişti. Astegmenleri yormuyorlar. Karakolda, alayda gorevlendiriyorlar.

onceden evet, artik hayir.

teşekkürler herkese.

belli bi sure katlanilir da yakin zamanda birlesilemeyecekse olmaz degil de cok yorucu olur. bittiginde degmedigi hissi de cok yipratir.

Bence çok beyhude bi çaba değil ya ama yoğunluğunuza bağlı. Mesela ikiniz de işinizde çok yoğun insanlarsiniz bu duruma çok takilmazsiniz hatta işinize bile yarayabilir :) ama işten arta kalan zaman çok fazla ise bu sorun yaratabilir.

tamamen beyhude. uzak mesafe ilişkisi yaşamak hayatını boşa harcamaktan fazlası değil. sağlam bir ilişki vardır, şartlar gereği belirlenmiş bir süre ayrı kalınır, bunlar tamam. hele ki ne zaman bir araya gelineceği belli değilse dünyanın en acınası şeyi. bunu yaşayanlar yapay zekalara da aşık olur mesela, görmüyor dokunmuyor ama sevgilim diyor.

20li yaşların başında, o heyecanla insanın gözü mesafe falan görmüyor ama yine de hep bi eksiklik oluyor. benden 1000 km uzakta, üstelik parasız dönemimde bi kız arkadaşım vardı. çok dertli iş. özellikle seviyorsan. şimdi çekemem valla, kediyle oturuyoruz işte bi başımıza. napalım.

* şarkı güzelmiş.

Şöyle oluyor bence, değer mi diye düşünmeye başlıyosun. Çünkü hayat akıyor, sen yalnız geçiriyorsun. Sonunda ne olacağı belli olmayan bir ilişki için belirsiz bir bekleyiş, kendini kısıtlama, hayatın tadını yeterince alamama...
Halbuki o gün kafan bozuktur, tek ihtiyacın biraz sarılmak ve sakince oturmaktır. Diziyi onun sıcaklığını hissederek izlemek istiyorsundur. Yeni açılan mekana hemen duyduğun an birlikte gitmek istiyosundur. Lüks mü bu isteklerin? Kesinlikle değil, normal bir ilişkide normal bir hayatta sahip olunması gereken şeyler bunlar. Yalnızken keyif aldığın şeylerde “‘keşke o da olsaydı” düşüncesi sıkmıştır artık.
Yani gerek var mı bilmiyorum... bence yok.

buradaki olumsuz yorumlara bakıp karar verme. bu durum herkes için farklı seyrediyor, herkesin farklı bir hikayesi var.

benim kız arkadaşım ingiltere'de yaşıyor. en son bir sene önce görüşebildik. ama gelecekte ben oraya gideceğim ve orada yaşamayı planlıyoruz, her şeyi bizim için planlı durumda.

uğruna değecek insan için uzun-yakın fark etmez.

herkesin yapısı, her ilişkinin dinamikleri farklı. bazı insanlar için altı ay uzaktan uzağa yürütmek imkansızken bazı insanlar altı sene uzak mesafe ilişkisi yürüttükten sonra evleniyor. ben sana "beyhude çaba" derim, altına dört sene uzaktan uzağa yaşamış birisi "biz şu an birlikteyiz, mutluyuz" diye cevap verir, senin kafan yine karışır.

bunu çözmenin tek yolu önce kendinle, sonra sevgilinle konuşmak. sen bu yola girdin mi? ne kadar fedakarlık etmeye, ne kadar beklemeye razısın? bunu yaptın diyelim, karşı taraf buna değecek mi? ondan bu sinyali alabiliyor musun? bu konularda biz ne söylesek boş maalesef. sen kendini ve sevgilini inandırmak/ikna etmek zorundasın. bunu yap(a)mıyorsan biz "yürür" desek de yürümez.

sevgilimle benim aramda ülkeler var. bir hafta sonra üç ay olacak görüşmeyeli. şu an yaşadığım yerin karantina koşulları dolayısıyla bahar aylarına kadar hiç görüşememe ihtimalimiz oldukça yüksek görünüyor. sonrasında da eğer kafayı yemeyip mezun olabilirsem planımız benim haziran 2022'de mezun olmam, işsiz güçsüz taze mezun olarak (alanım öyle mühendislik, maliye vb. spesifik, "bu bölümün mezunu genelde şu işi yapar" tarzı bir bölüm de değil haha) evlenmemiz ve böylelikle onun ülkesinde bir araya gelmemiz şeklinde... olur mu? doğrusunu istersen bana makul gelmiyor, kimsenin bu yaşta o kadar uzaktan uzağa kahrımı çekeceğini zannetmiyorum ama şu an için "seviyoruz ya nabalım durduk yere ayrılalım mı aq" dediğimiz için düşe kalka devam ediyoruz.

dediğim gibi biz ne desek boş. benim sevgilim beni terk eder, ben "değmiyor kanka boşver" derim. başkası üç sene yürütür, "çok zordu ama değdi" der... bu sizin ilişkiniz, hayat senin hayatın. o kadınla/adamla yaşayacak, yaşlanacak olan sensin. biz ne diyebiliriz ki?

11 bin km mesafe ile 6 sene dayandım. tek cevabım: azalarak bitmesindense yol yakınken bitmeli.

*Eğer 6 ay 1 sene içinde aynı şehre taşınıp yaşama şansınız yoksa illa ki biter, burda pozitif konuşanlarınki de biter, seninki de..

%3'le bu iş gitmez. Ayrılmadığın her gün için ilerde pişman olursun.

Çok verimsiz.

kişilere göre değişir. "Sonunda ne olacağı belli olmayan bir ilişki için belirsiz bir bekleyiş" falan denilmiş yorumlarda. sanki aynı şehirde sık görüşen çiftler için "sonu belirli olabilirmiş" gibi. ilişki sürecin ta kendisidir. sonu falan yoktur. gideceği bir yer yoktur. nedir mesela sonu? evlenmek mi? aynı evde yaşamak mı? çocuk yapmak mı? bunlara erişince ne olacak mesela? tatmin olmuşluk ile bu defter kapatılacak mı? bırakın uzak ilişkileri, yakın ilişkiler bile "sonuç odaklı" ise, o ilişkilerden bir cacık olmaz. süreçten alınan hislerin, tatminine bakın. gerisi teferruat. kimisi her hafta buluşur ama kankasıyla buluşmuş gibi sıradan bir gün geçirir, kimi de sizin gibi nadir buluşur ama "öz" bir buluşma yaşar.

öte yandan tüm ilişkiler abartılacak şeyler değildir. sadece biriyle ilişkin olmuş oluyor. o kadar. hayat yine senin hayatın. kimse birbiriyle göbekten bağlanmıyor ve bağlanmamalı da. ilişkiye hayatın içindeki ritüellerden biri gibi bakmak lazım. her şeyini adamak falan yanlış hallerdir.

Gelir testi filan yapılıyor kaymakamlıklarda tam ayrıntısını bilmiyorum da gss gelir testi diye yazsana bi google üşendim ben şimdi. Aylık az bi ücrete sigortalı oluyordun sanırım.

aynı durumdaydım. gelir testi için kaymakamlığa gittim, gelir testi yaptırmama gerek yokmuş. aylık 88 tl gss otomatik olarak tanımlandı. ödüyorum şu an.

Hiçbir geliriniz olmadığı zaman yine 88 lira mı ödeniyor? @perrin

Hiçbir gelirin olmasa da ailenin gelirine falan bakiliyor bu sefer.
Kisacasi kacis yok illa bir yerden para odetecekler malesef...

Ailem bana bakmakla yükümlü değil ki? Zaten sigorta kapsamından çıkmamın sebebi de bu değil mi? Neden aile gelirine bakılıyor anlamadım.

Hocam çok mantıklı da en son ne zaman mantıklı bir şey oldu bu ülkede? Sistem bu işte.
Isterlerse yarin herkese 200 tl derler, paşa gönülleri nasıl isterse...
Eger ailenizin durumu çok kötüyse yeşil kart falan olur belki ama başka da yöntem yok.

Anladım hocam teşekkürler

evet hiçbir gelirim yok. ailemin geliri var diye gelir testi yapmadılar bile :)

ailenle yaşıyorsan ve evde kişi başına düşen gelir asgari ücretin 1/3'ünden fazla ise ayda 88tl prim ile gss'ye dahil olursun. yalnız yaşıyorsan veya geliriniz düşükse ücretsiz olarak da faydalanabilirsin gelir testi yaptırıp. eve giren para/evdeki kişi sayısını hesaplayıp ona göre bak duruma.

Aslında ücretsiz faydalanabilirsin, yeşil kart denilen olay bu. Ama önce gelir testi muhabbeti var.

evde kac tane tv vs var diye bakiyorlar şaka gibi

okuldan okula değişiyor o iş, yabancı diller bölümünü arayıp sorman daha sağlıklı olur

benim iki hafta önce girdiğim muafiyet sınavında kamera+mikrofon açıktı ve zorunluydu.

Ayda 2 gram demek

ayda 0,2 gram gibi bir faizi olur,

2 gram olmaz

0.5/12

üzücü. tl olarak tutup enflasyona karşı erimesinden iyidir yine de.

0,2 gr

bunu ben de sormuştum: eksiduyu.ru

binde 5 demiş.

1000 gram olsa 5 gram verir.

yarısı 2,5 gram eder.

binde 5 diyor. nasıl 0,2 olur?

ayrıca ayda nasıl binde 5 veriyor. altın hesabı bu. bence yıllık falan olmalı bu hesap.

stopaj filan da dahil mi 0.5e

"Faiz tutarı üzerinden %15 oranında stopaj (MSİGV) kesintisine tabidir." yazıyor

Ayda 0.177 gram faiz gelirin olur. Çünkü yıllık binde 5 faiz veriyor. 500x0.005=2.5 gr
2.5/12=0.208 gr
Stopaj yuzde 15. 0.208x0.85=0.177 gr faiz oluyor.

oldu olacak, eli kulağında veya
oldu anlamı var bence.

enerjik veya kararlı bir şekilde bir işe başlamak anlamında kullanılır.

dictionary.cambridge.org

be set to do = be likely to do olarak dusunun. Buyuk ihtimal olacak, olmasi bekleniyor.

Ya da set'i adjective olarak dusun set=ready bilmemne yapmaya hazir seklinde.

Her yerden kurtariyor. 3 harfli ingilizce kelimeler zaten ayri bir fenomen zaten.

@perrin sizin dediginiz farkli, burada phrasal verb degil

1 gb/sa gibi hatırlıyorum. zoom'un sitesinde yazıyor.
kalitesi tamamen bölgeye göre değişir. 4.5 g bağlıysanız ve hız iyiyse sıkıntı yaşanmaz. 3g de fena olmaz ama 4.5 g ye göre kötü olur. 2g falan bağlantı kalmamıştır herhalde ama mesela onunla video vs çalışmaz bile.

Ben geçen dönem epey bir süre öyle yaptım kendi evim dışında bir yerde kaldığımdan, Vodafone kullanıyorum hiç kesilme yaşamadım, üstelik internet hızım da vasattı. Bir saatte 1 GB gidiyor ama rahatlıkla. Ek paket almıştım mecburen. Planınızı ona göre yapabilirsiniz.

yukarıdaki cevaba ek olarak, grup konuşmaları ne kadar kalabalıksa o kadar fazla veri kullanılıyor. 1080p kalitede yapılacak bir grup konuşması saatte 2.4GB kadar veri tüketebilir. eğer bulunduğunuz bölgede 4.5G ile ilgili bir kapsama sorunu yoksa bir problem yaşamazsınız bence de.

Gruplar ortalama 18-20 kisi oluyor, tesekkur ederim

Preferences - Video kısmında "enable hd" tikini kaldırırsanız internet kullanımı düşük olur bu arada.

Tesekkur ederim tekrar

e-imza kullanamassın ama bence çok mantıklı eğer sörf ve sosyal medya için kullanılcaksa.hele kalem + klavye ile başka bir seviyeye geçiyor.

Sürekli kullanacaksan 64gb olanı al. 32gb olanı hemen doluyor. Bizim evde aktif kullanılıyoruz. Herkes ayrı bir uygulama için kullanıyor diyebilirim. Tamamen keyif amaçlı ama. İş konusunu bilemiyorum ama sıkıntı yaşatabilir sana.

Benzer İşler için 2017'de iPad pro aldım. Üç yıldır laptopun kapağını açtığım sayılıdır. Söyleyeceklerim bu kadar.

@bir fican kahve
Uyap kullanabiliyor musunuz? Flash bellek takılması mümkün mü ara kabloyla vs?

flaş bellek için şöyle bir şeye ihtiyacınız olacak. www.apple.com

@adwokat; uyap kullanmıyorum maalesef, o yüzden bilgim yok.
Flaş bellek içinse normal flash belleklere göre uçuk da olsa bazı markaların ürettiği bellekler var ipad için. Hepsiburada'dan bakabilirsiniz.
Örneğin: www.hepsiburada.com

Ben flash bellek ihtiyacı duymadım. Eski laptopumu ipad'a veri aktarmak için kullanıyorum çoğunlukla. O yüzden çok matah bir ihtiyaç olmadı benim için.

İlk ipad çıktığından beri laptopa el sürmedim,evde hala 2010 da aldığım laptop duruyor.uyap hakkında fikrim yok,bunun dışında bütün işimi gücümü bunun üzerinden görüyorum.flash bellek kullanmayalıda aşağı yukarı aynı süredir.hiç birisine ihtiyacım kalmadı.klavye bile çok lazım değil,

Ipad’den mobil imzayla UYAP’a girebilirsiniz. Mobil imzayla, e-imza ile yaptığım her işi yapabiliyorum bilgisayardan fakat mesele o değil. UYAP Editör’ü Ipad’de kullanamıyorsunuz. Adalet Bakanlığının bir UYAP Editör aplikasyonu var fakat yalnızca UDF görüntüleme için. Ki o işi bile düzgün yapamıyor. Yoksa onun dışında UYAP’a girme dahil her işinizi yaparsınız Ipad’le (Ben yapıyorum) ama belge yazıp gönderemiyorsunuz.

Flash bellek takmak vs istiyorsanız, daha rahat ve daha özgür kullanım sunan Android bir modele bakabilirsiniz.

IPad şartsa bişey diyemem.

Yarın baktir tabi ki turbo. Aman diyeyim

ben de geçen gün spordan sonra yaşadım bel ağrısı. araştırdığım kadarıyla fıtık kalça, bacak, ayak gibi bölgelerde uyuşma ve ağrı gibi belirtilere sebep oluyor. benimki iki gün sonra geçti. ayrıca belinizi bükecek hareketler yapmayın diyorlar. ama evde yapabileceğiniz güzel hareketler var, onları deneyebilirsiniz.

sizinki fıtık ağrısı değil. beliniz tutulmuş. sıcak koyun, birkaç gün sert yatakta istirahat edin geçer. çok ağrı yaparsa aile hekimine gidip belim tutuldu diyin, voltaren+muscoril iğne yapsın, bir de hapını yazsın.

bel fıtığı değil gibi geldi bana. yine de dikkat edin diskleri yerinden oynatmış olabilirsiniz. eğer ağrı bacağa atar, güçsüzlük ya da uyuşma hisssederseniz mutlaka bir beyin sinir cerrahına gidin, o da mr'a gönderir sizi. şu zamanda gidilir mi tabi orası size kalmış

%100 puanı varsa sıkıntı çıkma olasılığı azdır n11 yalan dolan bir site değil sürekli alışveriş yapıyorum ben.

Intel Hd Graphics mi? Bu fiyata satılan bir bilgisayarda gerçekten sadece dahili ekran kartı mı var?

onu alacağına bit.ly şunu al derim. 6.500'lere falan iniyor arada. takipte kal. en azından ekran kartı var ve işlemcisi daha iyi.

satıcı yorumları iyi, puan %100. Satıcıdan ve N11 sisteminden sorun olacağını sanmam, bir tek kargoya dikkat edin.

Ürün kargolanma tarihini ve teslimatı takip edin. Başka işlere dalar da teslimatı ve onay süresini atlarsanız ve de "yanlışlıkla başka yere teslim edilirse" süre sonunda para otomatik onaylanır.

Kargoyu takip edip 3 gün içinde gelmezse iptal/iade işlemi başlatıp kargonun gelmediğini bildirin.

kefil nasıl buldunuz? ben bulamadığım için gidememiştim

kefil nasıl buldunuz +1

tazminat olayı üzerinizde bir baskı oluşturuyor mu? eğer hocanızla aranızda bir sorun çıkarsa veya allah korusun sağlık durumunuzla alakalı bir sorun yaşarsanız ne gibi bir planınız var? meb'in bu konularda bursiyerlerin gözünün yaşına bakmadığını duyuyorum. ve son olarak, akademik olarak yurt dışı çok daha mı zor türkiye'ye göre?

Üstteki arkadaşların sorularına ilaveten; yl için mi doktora için mi kabul aldınız?
kabul aldıktan sonra üniversitelerden yüksek lisans/doktora bulmak için ne kadar süreniz oluyor? Mesela atıyorum doktora için başvurup kabul aldım. İki yıl sonra, Türkiye'de yl bitirdikten sonra bunu kullanabilir miyim?

Başvururken ingilizce seviyeniz neydi? İngilizce kurs desteği de varmış sanırım, bilginiz varsa kısaca değinirseniz sevinirim
Teşekkürler

Mehraba,
Kefil aile bireyleri dışında birini bulmak tahmin ettğiniz gibi kolay değil, belirli şartları da olduğundan ötürü herkes olamıyor. Abim şartları sağladığı için ilk kefilim o oldu. İkincisi biraz uğraştırdı zira annem çalışmıyor babam da emekli ve emekli kefil kabul edilmiyor. Kuzenim önce tamam dedi sonra vazgeçti, rahmetli teyzemin eşi hiç ikiletmeden tamam dedi ve oldu. Aile, amca, dayı, teyze dışında bulmak sahiden zor ama bir şekilde de bulunuyor kefil bana kalırsa.

Tazminatın baskısını hiç hissetmedim. Zira işin sonunda 150 ila 200 bin arası euro bir borcum olacak. Kendi master programımın mezunları %95 oranında 3 ay içerisinde iş buluyorlar genellikle akademide asistanlık alarak. En kötü olasılıkta Hollanda’da kalıp bu borcu ödeyebilirim diye düşünüyorum. Doktora sürecine henüz geçmediğim için hocayla ilgili sorunlar orada belki daha etkili olabilir diye düşünüyorum. Fakat doktora tez danışmanı değiştirenleri görüyorum bu tarz durumlarda. Sağlık durumuyla ilgili ya kanun ya da yönetmelik maddesi olarak bir madde var. Bu sebepten dolayı raporlu bir şekilde sağlık durumunuzun eğitimi devam ettiremeyeceğini belgelerseniz tazminata düşmüyorsunuz. Akademik olarak bursiyer olmadan önce de yurtdışında bulunmuştum. Kendi alanım olan psikoloji için konuşacak olursam çok daha temel bilimsel çalışıldığı için istatistik ve yöntem bilgisi eksikliği hissedilebiliyor. Yani sizden çok iyi derecede istatistik bilgisi, Python/Matlab ve R’da programlama bilgisi ve sıkı bir disiplin bekleniyor. Bilkent, Koç vs mezunu iseniz çok zorlanacağınızı düşünmüyorum yl seviyesinde. Doktorada ise her yıl en az 1 yayın zorunluluğu var bu bir baskı unsuru olabilir sanırım.

Yl ve doktora için bursiyerliğe hak kazandım. İngilizce seviyem Toefl 74 alacak kadardı burs öncesi. Süreci özetleyecek olursam bursiyer olduktan sonra öğrenim dilinize ve dil seviyenize göre dil kursuna başlıyorsunuz. İngilizce için Toefl 70 veya Ielts’ten 6 alırsanız yurtdışı dil öğrenimine gitme hakkınız oluyor. Yurtiçi de maksimum 12 ay dil desteği alabiliyorsunuz. Yurtiçi genellikle üniversitelerle anlaşma yapılıyor. Yurtdışında ise eğer ülkeniz UK değilse Abd’ye gidiyorsunuz. Ben de Missouri’de dil eğitimi aldım. Toefl 74 ile gittim iki ay sonra tekrar sınavı aldım ve puanım 92’ye çıktı. Dil şartı 100 olan bir programa başvuru yapmıştım. Mülakatta dil seviyemi yeterli buldukları için doğrudan kabul verdiler ve tekrar sınava girmem gerekmedi. Dil kursu sonrası sisteme kabul belgesi yüklemek için 1 yıl maksimum süreniz oluyor. Yani yl’ye başlamak için 1,5 yıl diyebiliriz. Şunu yapabilirsiniz: doktora için başvurup dil kursunalma sürecinde Türkiye’de yl bitirip devam yurtdışında doktora ile devam edebilirsiniz.

teşekkürler.

Ben bir frostpunk oynamak isterdim

BioShock Infinite store.steampowered.com

kaldirirsa skyrim.

world of tanks

World of tanks

Bioshock Serisi (3 oyun birden)
Portal 2

en sevdiğim 2 seridir bunlar.

portal 2

Borderlands de fena değil

Civilization V, assasin's creed (hangilerini kaldırır bilmiyorum, eskiler olur sanırım), gta

- Spec Ops: The Line: Bunun hikayesi güzeldi. İlerlemeli oyun ilgini çeker mi bilmiyorum ama dediğim gibi hikayesi/senaryosu güzeldi. Sonunda birkaç seçeneğiniz var bitirmekten için.


- Life is Strange: Bu oyunun da hikayesi güzel. Bundan karşınıza sürekli seçenekler çıkıyor ve hikayesi buna göre gelişiyor.

Skolyoz olmadığından emin misin? Bir hekim kontrolünden geç bence.

Yukarıda kalan omuza bağlı trapez gergin de olabilir.

Omurga bozukluğudur. Skolyoz, boyun düzleşmesi vesaire

Kardeşimde var bu omuzların denk olmama sorunu. Doktor hafif skolyoz dedi ve yüzmeyi tavsiye etti.

yaş kaç? belirli bir yaştan sonra omurga düzelmiyor, bunun yerine omurgayı destekleyici kasları güçlendirerek dik duruş sağlanabiliyor. yüzmek, bel/sırt/boyun kaslarını gçlendirici egzersizler yapmak iyi gelir.

Teşekkür ederim hepinize doktora gittim, hafif skolyozum ve birkaç sorunum daha varmış. Fizik tedaviye başladım.