erken yatarak.

edit:şimdi telefonu uzak bir yere koy falan yazacaklar ama hikaye o da.insanın önemli bir işi yoksa ve cidden uykusu varsa uyur abi o adam.

havanın güzel olduğu 2 gün arka arkaya kalkabilirsen gerisi geliyo.

sabahın köründe değil 10 gibi çıkabilirsin. Kilo vermek istiyorsan akşamları çıkabilirsin. İllaki erken kalkacam diyorsan telefonu kolay kolay alamayacağın bir yere koy. Ben kanepenin altına atıyorum. Sonra iki saat uğraşıyorum onu çıkarmaya. Ama uyumak istiyorsam telefona ulaştıktan sonra yine uyuyorum...

o tarz insanlardansın, kalkamazsın.

evet ben de o tarz insanlardanım.

kendine bir sorumluluk yukle mesela.

erken kalkan bir arkadas bul, hatta sevgilinse daha da makbul olur. ona de ki: seni ben uyandiracagim bundan sonra sabahlari 6'da. onun uyanma sorumlulugu sende olsun, uzerinde bu yukle kalkabilecegine inaniyorum ben.

Kesinlikle, rahat bir ortamda,evime yakın bir iş yerinde, az sorumluluk ile kafa rahat çalışmak ... Para her şey değil ki zaten yol olayı durumu zora sokuyor diğer şıkta.
Ayrıca işlerin çok yoğun olması bedenini ve zihnini yorar;
teknik anlamda bir şeyler öğrensen dahi çok da verimli olacağını sanmam.
Umarım doğru zıplayışı yaparsın, bol şans...

1

para gercekten her sey degil, kimileri tarafindan gozumuze o sekilde sokulmaya calisilsa da. 1 numara agir basiyor gibi bu nedenle.

ama 'teknik olarak' cok sey katacaksa ve sevdiginiz, gucunuz yettigince yapmaya calisacaginiz bir meslekse bu eger, 2.yi secin derim. hele ki evli ve cocuklu degilseniz secmelisiniz, 2-3 sene kadar da olsa zorlamalisiniz derim.

ozetlemek gerekirse, oradaki isinizi sevecek misiniz? cevabi evet ise bence secin 2.yi gitsin.

Evliyim ancak çocuk yok. Kasacaksam şu an kasmalıyım. Ya da sertifikasyon v.s kasmalıyım yoksa paslanacağımı hissediyorum. Feci kararsızım.

madem evlisiniz, direkt esinize sorun derim ben.

cunku daha yogun olacaksiniz, evinizden uzak oldugu icin eve daha gec doneceksiniz vesaire. buradan degil de, kendisinden tavsiye almak daha mantikli gibi geldi bana:)

not: ben 2'yi secerdim cocugum olana dek (eger dusunuyorsaniz elbet), cocugum olana dek gelistirir dururdum kendimi. sonrasinda ise firsatim varsa eger daha rahat bir ise gecmeye calisirdim. evet boktan, karisik isler bunlar hep...

ben 1i seçerim.
diğeri zaman sonra insanı bezdiriyor.
para her şey değil+1
para var ama zaman ve istek yok(yorgunluk ve huzursuzluktan)

2.

hedefiniz zıpladığınız yerde durmak değil zıplaya zıplaya ilerlemekse ve yaptığınız işi seviyorsanız bence de 2

1

hemen hemen ayni durumdayiz. ben 1i sectim ve memnunum.

cocugunuz yoksa kasin kasabildiginizce, teknik olarak donanimi bileyip yeniden 1. secenekteki gibi is arayabilirsiniz 5 sene sonra.

hem daha cok para lazim olacaktir ilerleyen senelerde. 2 diyorum.

sektöre bağlı aslında. ama bence de 2. hele bilişimse kesinlikle 2. bugünlerin yarını da var.

bence de 1. hatta benim durumumla neredeyse aynı. az biraz alacağını para o kadar yol çekmenize, fiziksel ve psikolojik olarak yorgunluğunuza değecek mi?

1

cevaplar için çok teşekkürler. Sektör bilişim sektörü evet..buna göre değerlendiriyorum.

2-3 haftada bir gitmek gerekli bana kalirsa. ben oyle yapmaya calisiyorum, yoksa enseydi, favori kisimlariydi falan hemen goze batiyor. 2 hafta ideal.

60 liraya moser marka traş makinesi al, 2 haftada bir 5 dakikada kes saçını. hiç berbere gidip 10 lira bayılmaya gerek yok bence.

2 hatada bir berbere gitmek ve berbere 10 lira bayılma yorumlarına şoktayım :)
bir bir buçuk ay sonra git bence, 10 liralık berber mi olur birde

berber kaç lira seçilmiş arkadaş ya da sen nerede oturuyon

ankara'da 10 lira. tabii bazen köprü altlarında sakal 2, saç 4'e kesiyorlar, 2 ye vurduracaksan 4 e kestirebilirsin gerçi. ama yine kendi makinenin olmasını savunuyorum ben. :)

şekilli futbolcu saçı yaptırayım denmiyor burda. ayrıca berber dediğin yıkamasız 10 liradır ankara için, kuaför 25'ten başlar 70'e kadar gider. benim hem berberimin kullandığı makineden var, hem de 4-5 haftada bir berbere gidiyorum ://

Adidas ve Nike datası biraz daha zor ulaşılabilir olur ama İSO ya da Forbes raporlarından Türkiye'deki büyük şirketlerin datalarına ulaşabilirsin.

edit : Ben Türkiye özelinde düşündüm nedense. Dünya çapında bu bilgilere ulaşmak kolay dendiği gibi.

Tam aksine Adidas ya da Nike in kendi sitesinden raporlara çok çok detaylı olarak ulaşabilirsin. Bilmeden sallamayalim.

savci hakli.

bilhassa buyuk firmalar 'annual report' basligi altinda paylasirlar senelik durumlarini. hisse sahipleri de takip eder iste, ne olmus neler donmus diye.

balık tutmayı öğretmeyi değil balık vermeyi tercih ederek :)

www.adidas-group.com

investors.nikeinc.com

yahoo finance

trafik gibi bişi olmasın. ne kadar çok araba kullanan olursa o kadar sıkışık oluyor ya hani :)

aynı santralden bağlanan internet kullanıcıları olabilir mesela, kullanıcı sayısı ne kadar çoksa altyapının verimi o kadar düşüyor.

ama bence en uygunu hipsterlık :)

Bir malı kullanmak için daha fazla kişiye izin vermenin Fırsat maliyeti veya o malı daha önce kullananların faydalarındaki azalmaya... ?

iyi güzel de önce kullananların faydası azalıyor ise fiyat düşer niye telekom fiyat düşürmüyor o zaman tam rekabet piyasasında değil miyiz nerde bu devlet :)))

eger kamu uretmiyor olsa, talebin artmasi sebebiyle fiyatin da artacagini dolayisiyla eskiden ucuza kullandiklarini daha pahaliya alacaklarini diyebilirdik. ama isin icine kamu giriyor, kamu dendigine gore de, 'fiyat hep sabit haci' demek istenmis bana kalirsa. serbest piyasa bokumu yesin demisler.

o nedenle biraz daha fantastik olan bir secenege gidelim. 'eskiden istanbul cok guzeldi' derler mesela, bu kadar kalabalik olmadan evvel. sonra kullanan sayisi artti ve boku cikti. e kamu da yeterli yatirimlari yapmadigi icin insanlarin istanbul'dan aldiklari zevk zamanla azaldi da azaldi...

serbest piyasaya girersek, bu ornek tamamen mantigini yitirir. internet de serbest piyasa degil benim bildigim kadariyla, fiyatlari turktelekom belirliyor, digerleri onun uzerinden deger biciyorlar. (distributor mantigi hani hemen hemen)

ryanair, easyjet,germanwings bunlara bak.

www.mitfahrgelegenheit.de

bir goz at derim

wizzair

eurolines da olabilir

yağmurluğunu unutmamanı söylememize gerek yok sanırım. su geçirmeyen botun da olsun.

edit: bir de kışın en sert döneminin geçip gittiğini söylüyor arkadaşlarım. bundan sonra kar olmaz diye ümit ediyorlar.

ben kasım'da gittim amsterdam'a, hayatımda ilk defa gidip içlik giymek zorunda kaldım. inanılmaz bir rüzgar vardı. kalın giyinip penguen gibi gezmek yerine, düzgün montlar içlikler vs. alın derim

ben amsterdam'da ağustos'ta 15 derece gördüm. yani soğuk!

yahu ne olur ne olmaz kalin seyler alin siz yaniniza. amsterdam her zamanki gibi yagmurlu olacaktir muhtemelen, idare edilir kesinlikle. ama prag affetmez gibime geliyor. belirttiginiz iki yerin hemen hemen tam ortasinda yasiyorum, havalar isindi (isindi dedigim 5-10 derece en fazla) ama guvenemiyor insan yine de.

your flight ticket will be paid by ...

we are going to cover your flight tickets.

will değil going to olur bencede tarifeli uçak sonuçta

going to olmaz will olur, promise var neticede.

we will cover your flight tickets. denir.

eğer resmi bi konuşmaysa uçak biletinizi karşlıyacağız demek öküzlük olur. ulaşımınızı karşılayacağız demek daha kibardır. yani transportation kullanmanız daha makbül olur

your transportation expenses will be covered by our company.

diyeyim ben de. ayarinda ve resmi.

-hiçbir sıkıntı doğurmaz.
-sorun olmaz. kalır.
-3 aylık iyidir. mümkünse tuvalet eğitimi olan bir kedi edin.
-kedi 101 hakkında bilgim yok :)

ben memurum, kedimden memnunum :) yalnız yaşıyorum. bazı haftasonları evde kendi başına kalıyor. il dışına gidiyorum vsvs.

- iş saatlerinde evde kalması bir sorun yaratmaz. zamanının çoğunu uyuyarak geçirir zaten.
- doğrudur. yeter ki temiz kum, su ve maması olsun.
- 3 aylık civarı iyidir. tuvalet eğitimi kediler için sorun değil. bir kere kumunu gösterseniz yeter. eğitim gibi bir durumları yok. kum dışında başka bir yere yapmak istemezler zaten. kum çok kirliyse durum değişir.
- sahipleneceğiniz kediyi uzun yıllar bakabilecek durumdaysanız alın. İlerde hastalandığı zaman her gün ilgilenmeyi, her gün veteriner kliniğine veya fakülteye götürmeyi ve cebinizden yüksek miktarlarda para çıkmasını göze alıyorsanız sahiplenin.
not: pet shop'tan değilde sokaktan kedi sahiplenmenizi tavsiye ederim.

- eğer tek kediyse sıkılır,
- depresyona girebilir,
- bu kadar yalnız bırakacaksanız sahiplenmemeniz daha sağlıklı olur.

- az sıkılır sadece sorun olmaz gelınce oynarsın
- sorun olmaz
kum alıskanlıgını cok cabuk kazanıyor sorun olmaz.6 aya kadar cıkabılırsın bence. benımkı 4-5 aylıktı geldıgınde.
-lazer al mutlaka
-uzerı kapalı kumluktan al. sılıkon kum kullanma. mumkunse dogal taslı olanalrı tercıh et.
-kalorıferın uzerıne bır kutu koy orda yatar tum gun.
-tuylerı cok dokulurse kestır. hayvana da ıyı gelıyor.
-elımdekı cızıklerı bıle sevıyorum genelde :)

guzel sey evde bır arkadas. sevın onu yeter

süper bir karar öncelikle! 2 buçuk senedir bir kedim var. kendisini sokaktan kurtardım. eve aldığımda 1 aylık bile değildi. kaybolmuş bir şekilde yolun ortasındaydı. eve getirdiğim gün bir kez kuma çişini yaptırttım ve 2 buçuk senedir başka hiçbir yere çiş-kaka yapmadı. küçük almanız bu sebepten dolayı avantajlı ama küçük kedi biraz daha ele geldiği zaman daha rahat yalnız kalacaktır evde. 3-4 aylık olunca yani. o yüzden 2-3 aylık bir tosun sahiplenmeniz bence daha iyi olabilir.
biz luna'yı herkes çalıştığı ya da okula gittiği için evde yalnız bırakıyoruz. işte sabah 8-9'dan akşam 7'ye kadar çoğunlukla yalnız oluyor. bazı kediler onu yalnız bıraktığınız için tepki olarak kakasını ortalık bir yerlere yapabiliyor ama bizimki biraz ketum olsa gerek pek sorun etmedi şimdiye kadar. :) maması, suyu, temiz kumu olduğu müddetçe hiçbir sorun teşkil etmeyecektir.
ben dişi kedi almanız taraftarıyım. erkek tosuncuklar kızgınlık döneminde etrafı işaretliyorlar ve çalıştığınız için temizlemesi size biraz yorucu gelebilir o yüzden. dişi kediler kızgınlıkta fiziksel hareketlerle, bağırarak falan dışa vuruyor enerjisini. bir de çok çiş yapıyorlar o dönemde, bir kez yetişemediğinden işedi benimki yatağa. o yüzden bilgisayardı elektronik eşyaydı falan pek ortalıkta bırakmazsanız kızgınlık döneminde herhangi bir problem olmayacaktır.
tüy konusu herkesi caydıran bir olay. elbette tüyü dökülecek hayvanın. bir de uzun tüylü ise yapısal olarak 2 kat fazla dökecektir. bunun da önüne 2-3 günde bir evi süpürerek çok rahat geçersiniz. bir yazları tüylerini kestiriyoruz mesela. hayvan da inanılmaz rahatlıyor, tüylerden de yaklaşık 3 ay kadar kurtulmuş oluyorsunuz. kışın ise zaten çok fazla tüy dökmüyor. ama zaptedemeyecek gibi olursanız kasım gibi kestirip ocağa doğru biraz daha orta tüylere sahip olmasını sağlayıp üşümesini de engelleyebilirsiniz.
ama en en en önemli konu aşıları. mutlaka en temel aşılarını yaptırmalısınız. bu hem sizin hem de kediciğinizin sağlığı için çok önemli. iç-dış parazit aşıları, kuduz, lösemi aşısı gibi bir sürü aşısı var. küçükken bunlar biraz sık oluyor ama büyüdükçe seyrekleşiyor. mesela kuduz aşısı senede bir oluyor falan. karmalar 5-6 ayda bir gibi. benim bütçem yok diyorsanız en azından iç-dış parazitlerini mutlaka yaptırmanızı öneririm. tüy yutmanız durumunda sizi iç parazit aşısı koruyacaktır, pireleri dış parazit damlası engelleyecektir. ve not olarak ev kedisi dışarı çıkmasa da pirelenebiliyor. aklınızda olsun.

valla şimdilik bu kadar. anlatmayı çok sevdiğim bir konudur. bir sorunuz olursa seve seve yardım etmek isterim. bir de sahiplenecekseniz akıl vermek gibi olmasın ama barınaklardan sahiplenseniz pek de güzel olur. umarım yardımı dokunur. şimdiden mutluluklar küçük pisinizle. :)

yanıtlar için teşekkür ediyorum, hepsini ayrı ayrı okudum. değerlendirme aşamasında olduğumdan her türlü yorum benim için önemli :)

-kedi 101 bilgisi olmayanların tavsiyelerini dinlemeyin.
-kedilerin tuvalet eğitimi yoktur. kediler sadece bir kez kumunu gösterdiğinizde artık oraya yapar. kum dışına yapan kedinin bir sorunu vardı (kumu bulamamak da bu sorunlardan biridir ancak kum dışına yapan kedi hastadır, sorunludur, kumunda sorun vardır vs vs.)
-kediler uzun süre yalnız kalabilir. ama uzun süreden kasıt 30 saat kadar. bundan sonra yemek ve/veya su sıkıntısı olabilir. suyu çok koyarsınız birden fazla yere koyarsınız. ama yemeğe alışkın değilse hızlı yiyerek sonra aç kalabilir. 2 günden uzun yalnızlıklarda her gün birisi eve uğrayıp su tuvalet ve yemeğine bakmalı.
-3 aylıktan küçük kediyi annesinden ayırmayın zaten. sokakta da görseniz. çünkü sokakta annesinden ayrı gibi olsa da annesini yanına dönüyor olabilir.
-kedi satın almayın. sokaktan rastgele bir kedi de kapıp gelmeyin. bakın burada bile sahiplendirme duyuruları var. onları alın. kedi iyi hayvandır. ona iyi davranırsanız 10 yaşında bile olsa sizi sever.
-tüy döker tabi. siz hiç tüy ve saç dökmüyor musunuz :)
-aşılarını yaptırın. mutlaka. zaten yasal olarak kuduzu yaptırmak zorundasınız.
-yiyecek ve kum'u petburada.com 'dan alabilirsiniz. ekonomik ve çeşit çoktur. market maması kullanmayın.. whiskas vs gibi.
-tırnaklarını kesmeye hemen başlamayın. biraz öğrenin alışın sonra. çünkü yanlış keserseniz hem canı yanar hem kanar ve durmaz kanaması.
-kısırlaştırın. (veterineriniz doğru zamanı söyler)
-oynayın. koşturun. oyuncaklar alın. sağlığı için gerekli bunlar. obez olmasın. "aam istiyooor" diyerek saçma salak şeylerle beslemeyin (sebze vs anlamında demiyorum.. uyduruk kalitesiz mamalar vs)
-sebze meyve yemesinde sakınca yok. rafine şeker ve çikolata vs vermeyin. kesinlikle.

hepinize üşenmeyip uzun uzun anlattığınız için çok teşekkür ederim:) maddi sıkıntı yaşamıyorum ama öyle bir ağaoğlu da değilim:) alacağım 3 aylık bir kaplanın ne sıklıkla aşı olması gerekir? bana maliyeti(ay bazında - aşı dönemi bazında) ne civarda olur?

ilk yıl baya bır asısı var.
ondan sonra azallıyor. asıları ortalama 40 tl (adet) dusunebılırsın.

hafta içi işte oluyorum, hafta sonları müsaitim. aşıyı özel bir klinikte de yaptırsam sanırım fiyat aralığı aynı olacak. Her ay yalnızca bana aşı maliyeti ortalama 40 TL civarında olacak manasını çıkardım yazdığınızdan.

Edit: şurada konu daha önce incelenmiş, aşı ve aylık masraf konusunda bilgi burada mevcut: www.eksiduyuru.com

Edit2: Mama konusunda da bilgi verebilirseniz sevinirim.( şu sıklık ile şu mama, şu marka vb.)

şu an kucağımda uyumakta olan tosuncuktan öğrendiklerim:

-bana geldiğinde 2 aylıktı, anne altından ayrılmak için gereken minimum süre 2 ay yanılmıyorsam.

-tek başına kalabilir ancak yeterli suyu ve mamasını koysanız dahi, sonuçta hayvanı sıcak evde bırakacaksınız, su buharlaşabilir. sürekli devinim yapan su kapları var onlardan edinebilirsiniz.

-iki kedi birden alsanız hem sıkılmazlar hem etrafı hırpalayacaklarına birbirlerini yorarlar. ben yavruyken 2 kedi birden almadığıma pişmanım, 2. kediyi de alamıyorum bizim hanfendi bütün kedilerden nefret edio. bunun yanına başka kedi koysam ağzını yüzünü dağıtır.

-iş saatlerinde yalnız olması sıkıntı doğurmaz da işte iki tane olsalar süper olur. sanki iki kedi bakmak zormuş gibi gelio dimi, ama öyle değil işte. :) edindiğiniz zaman ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.

-bizim kız bembeyaz bir ankara kedisi. beyaz tenli insanlar gibi, beyaz hayvanlar da hassas oluyorlarmış,aklınızda bulunsun. cilt ve mide hassasiyeti var mesela baya da sıkıntı çektik özellikle mideden. (serumlar,ilaçlar... vs. ucundan yırttı resmen)

-mama olarak hassasiyetten dolayı "proplan delicate kitten" kullandık yalnız üretimden kalktı ve bulmak çok zor. şimdi de Hill's İ.D. mama kullanıyoruz, hassas mideli kediler için olanından. severek yediğini söyleyemem ama baya kaliteli bir mama, mecburen de hassas olduğu için yiyor. genel olarak lezzet/sağlık oranına bakılarak proplan'ın mamalarının iyi olduğu söyleniyor.

- iyi mamayla beslemek, tüy dökümünü de önemli ölçüde azaltır, aklınızda bulunsun.

-uzmantv 'de kedi bakımıyla ilgili videolar güzel bayaa, izlerseniz faydası olur.

bir de aşılarına baktım;
3 ayda bir iç+dış parazit
yavruyken senede:
2 doz karma
2 doz lösemi
1 doz kuduz aşısı var, her sene bu aşılar birer kere olmak üzere tekrarlanmakta.

yeterince guzel ozetlenilmis, tek bir sey eklemek istiyorum:

gun icerisinde yalniz kaldiginda, genelde uyuyor olacak. dolayisiyla siz eve dondugunuzde, cin gibi bir picle karsi karsiya kalacaksiniz. o sebeple eve geldiginizde, ona zaman ayirip oyun oynayin ki yorulsun biraz kerata. aksi takdirde gece uyutmaz vallahi miymiy :)

tüm cevaplar birbirinden şahane:) hepinize teşekkür ederim, çok yardımcı oldunuz:)

ilk önce genelleme yapmaktan nefret ettiğimi söylemem gerek ama geçen hafta bir arkadaşım iş gezisi için fransa'ya gitti ve tecrübelerini paylaşmıştı benimle. onlar ağır sanayi makinaları satın almaya gittiler, anlaşmayı yaptılar falan. daha sonra fransız patron yemeğe çıkartmış bunları. anlaşmayı yapmadan önce arabayı çok çok yavaş kullandığını fakat sonrasında inanılmaz dikkatsiz olduğunu söyledi. tesadüf olduğuna yordum şahsen. tabii yorucu araba sürüşünden sonra bizim arkadaşta yemek yiyecek mide kalmamış. oysa her şey çok güzeldi, şarabımı yudumlamak istiyordum ama midem çok bulanıyordu falan dedi. ayıp olmasın diye de dişinin ağrıdığını falan söylemiş. yemek tabii boşta kalınca bizim fransız patron sen yemeyeceksen ben yiyeyim mi senin yemeğini de demiş. e tabii hay hay demekten başka bir şey yapmamış arkadaş da. tabağı olduğu gibi karşısından almış bir güzelce yemiş. :) yemekte özel hayatından bahsetmiş falan. lafı getirmeye çalıştığım nokta rahat oldukları. en azından arkadaşımın karşılaştıkları öyleymiş.
bol şans. :)

Fransızca bir iki kelime söyle derim, dil olayında aşırı milliyetçiler genelde. En azından benim gözlemim böyle.

elbette genelleme yapmak yanlis, ama yapacagim.

tanidigim, hatta calistigim birkac fransiz uzerinden edindigim tek bir tecrube var. kafalarimiz kesinlikle ayni calismiyor, bir sonuca ulasmaya calisirken o kadar farkli yollardan gidiyorduk ki, bu kadar olur.

detayci olduklarini, normalde kolay olan isleri oldugundan daha fazla zorlastirdiklarini soyleyebilirim. yani uzerine dusunmeden bir yorum yapilacak olursa, kafalari calismiyora kadar bile varabiliriz. ama oyle degil elbette. suna varacagim, onlarla calismasi gercekten de zor (kiytirik bir dersin projesinde dahi)

gorusmede nasil olurlar hic bilemiyorum, ama ortamin sessiz oldugundan ve hattin sesinin temiz oldugundan emin olmaya calis. kuvvetle muhtemel aksanli konusacaklar ve ilk basta ambale olacaksin (daha once bir fransizla konusmadiysan elbet). ha gorusme fransizca olacaksa eger, bu paragrafi toptan unutabilirsin :)

@meles'in arkadasi bence bir yavsaga denk gelmis, genelleme yapacak olursak yine, oyle degiller. latin asilli olmasindan suphelendim ben o patronun:)

hahaha, çok iyimiş.

"Haydi, birlikte el ele, cennete!"
"Cennet hakkımız, söke sökse alırız!"
"Cennete doğru omuz omuza!"

hahaha cennete girmemiz engellenemez de neymis canim? olmaz oyle sey, sagda solda dalga gecerler vallahi. allah'a sirk kostu derler. biraz daha supheci yaklasilmasi lazim bana kalirsa.

cennet'e giden yol gibi hani.

"şan allah'a özgüdür. benim olan tek şey ise günahlarımdır."

malcolm x

ikisini de çok yapmacık buldum.

"hayri gülle ile 2023'te cennet'e el ele"

slogan yerine kısa bir hadisi, umut aşılayan bir ayeti ya da bir mütefekkirin sözünü koyabilirsiniz. Hatta bu hep aynı kalmasın, haftada/ayda bir değiştirin daha hoş olur.
mesela:
"cahil kafalarda bütün esrarını kaybeden İslam, entellektüel bir kafada ne kadar da güzeldir"
Turgut Cansever

"cennet var dediler geldik"

ben ilk girişimde 6,5 aldım her modulden ayrı ayrı. zaten genelde okullar her birinden en az 6 ortalama 6,5 istiyorlar, tabi master seviyesi için konuşuyorum. daha ayrıntılı ve faydalı bilgileri sözlükten bulabilirsin. yine de kişisel bir sorunuz olursa yardımcı olabilirim.

sinav bildigimiz sinav. oyle spesifik aciklamalari kimse yapamayacaktir muhtemelen cunku her sinavda farkli olabilir. simdi ben reading cok kolaydi haci desem, baskasi da zordu diyebilir.

6.5 ideal bir pu an bana kalirsa, yani avrupa'da egitim alinmak isteniyorsa siniri bu bile olabilir. onun disinda, kesinlikle IELTS'i tavsiye ederim secme sansiniz varsa. en onemli sebebi ise 'speaking' kismi. bilgisayara degil, insana konusuyorsunuz ielts'te, mis.

Speaking kısmında ortada pisuvar yandan gec arkadaşın söylediği çok doğru bir nokta. Bence de bu sınavın Toefl'a göre en büyük avantajı bu.

6,5 yüksek bir puan değil. İngilizce seviyeni bilmiyorum ama düzenli bir çalışmayla rahat alınabilecek bir puan.

Başıma geldiği için söylüyorum, writing bölümünde kullandığın kelime sayısına dikkat etmelisin. Ben ilk kısımda 250 kelimeden az yazdım, dikkatimden kaçmış. Bundan dolayı puanım beklediğimden düşük geldi.

Başarılar

düzenli kullanırsan başka bir şeye ihtiyacın yok ielts-simon.com

Lise son sinifta toefl ibt den 85, universite sonda ielts ten 7.5 aldim. (toefl'da 100 e tekabul ediyor). Bu dort senede ne degisti dersen ingilizce ogrenim gordum, oyun oynadim, film izledim, kitap okudum. Onun haricinde iki sinava da ozel olarak oturup calismadim. Kendi deneyimlerinden yoka cikarak tavsiye verecek olursam, sansin varsa gozu kapali ielts tercih et derim. Birinci sebebi bariz olarak daha kolay olmasi, ikincisi hep bahsedilen speaking mevzusu. Bir de bunlarin haricinde ielts konu ve kapsam bakimindan daha dar bir sinav gibi geldi. Calismak icin onunde bir sure varsa bu da mutlaka avantajina olacaktir.

yahu ikinci ogretimden guzeli mi var? hem bu sene bitiriyormussunuz, derslere gidip kapabileceginiz kadar kapin derim; madem hocalar on numara. bir ikinci ogretim avantaji olan part time is olasiliklarini da gozden gecirmenizde fayda var. tekrar bir heyecan getirebilir, teoride ogrendiklerinizi pratikte gordukten sonre, derslere daha bir siki sarilabilirsiniz.

evet evet, en iyisi mi girin bir yere siz, para vermseler dahi gidin gorun.

ezgi asaroğlu en iyisiydi bence.

melis birkan > ezgi başaroğlu > zeynep çamcı

dayanamadim cevapliyorum.

ezgi basaroglu tur bindirir, can yakar.

ezgi asaroğlu olmasın o?

haa ezgi asarogluysa eger isler cok degisir.

fikrimi degistirdim, haluk levent diyorum.

Guzellik
Ezgi asaroglu>melis birkan>zeynep camci

Oyunculuk
Melis birkan>zeynep camci>ezgi asaroglu

Sirinlik
Zeynep camci>ezgi asaroglu>melis birkan

Ezgi Asaroğlu > Melis Birkan

ezgide ne tip ne de oyunculuk vardı
melis hem güzel hem de iyi bir oyuncu
zeynep ise sadece sempatik (yalnızca lm'de)

Ezgi asaroglu > zeynep camci> melis birkan

Ezgi başaroğlu değil yalnız Ezgi Asaroğlu ve diğerlerini onun yanına yazmak, kıyaslamak ayıptır. Salavat getirilmeden yazılmaması gerekir.

Cevap veriyorum, Ezgi Asaroğlu

Ve ayrıca Müge Boz unutulmuş ama onunda rolü 'leyla' idi.

eşlerin birbirine saygısı.

klişe olacak ama sevgi ve saygı.

Ortak heyecanlar bulmak.

üç s kuralı..

sevgi, sabır... diğerini de sen bul. .)

sahane bir baslik olacak sozlukte. yazar: ex manto

okuyup feyz ve ibret alinabilir.

arkadas olma, geyik yapabilme, kafa yapisi vs

birlikte gülebilmek

Asıl sır ne biliyor musun? Karşılıklı birbirini idare edebilme alttan alma. Bir de sorunları çözmenin yolunu bulmak. Mesela biz bir konuda tartışıyorsak susarız olmamış gibi davranırız :)

Uzun yıllardır da mutluyuz :)

white35, peygamber misiniz siz:D
kafa yapısı, huy, karakter, hayata bakış açısı bence ve bunlar doğrultusunda anlaşabilmek. klişe ama napıyım gerçek bu.

çok mutlu olduğun an kavga edeceğin anı düşün, sevgini belli et.
kavga edince çok mutlu olacağın anı düşün.

bu böyle sürekli devrederek gider.

bir de, anlamsız yere bağrışmayın, çığrışmayın... yutun... anahtar kelime; içten gelenleri "yut" ve "duymazdan gel".

zira, insan sinirlenince, normalde demeyecek oldukları şeyler bir anda ağzından çıkar. dikkat et, ağzından; düşünmeden, hesap etmeden... o da pişman olur, sen de...

o yüzden, kavga anlarında, söyleyeceklerini yut ve sağır ol. karşı tarafta öyle yaparsa, nice mutluluklar sizin olur. ;)

sevgi, sadakat, fedakarlık

hem içi hem dışı güzel olacak o zaman yürür gider bence

açıklıyım bunu ben yüzeysel kaldı saldırmasınlar. zamanla ne başka kadınlara erkeklere yönelir karşıdaki tipini seviyorsa vs. içi de iyiyse karşıdakini çekilir kılar bu alttan alınır güvenilir naparsan değer vs. ondan hem iç hem dış iyiyse yeterliyse gidiyor evlilik.

isim soyad yazıp alırlar ama bence gerek yok, yürür gider falan

tavsiyem sim kartinizi cuzdaniniza koyup oyle giris yapmaniz ama telefonu almayin ilk etapta. ne zaman ve nerede cep telefonu bulacaginiz hic belli olmaz.

bildiğim kadarıyla turist olarak 3 aya kadar kullanabiliyorsunuz. bunu aşan sürelerde oranın ehliyetine sahip olmanız gerekiyor.

(bkz: uluslararası sürücü belgesi)

almasan da pek dert olmuyor, aa bilmiyodum, yeni geldim diyosun polis taam taam diyo gönderiyo ya da hiç siklemiyo bile

Almanya'da ve bildigim kadariyla diger Avrupa ulkelerinde 6 ay gecerli. 6 ayi gecen sureler durumunda yenileme gerekiyor (sinav vs.) yaklasik 1000€ Almanya icin bu miktar da.

www.eksisozluk.com

bu istatistige gore 480 kisi var. ben bonn dayim mesela. size yakin degil malesef.

ah benim ev arkadasimin memleketi bonn. cok bati oldu sizinki :)

Munih'te ben varim. Benim disimda bildigim 4 sozluk yazari daha var Munih icinde olmasa da yakinlarinda.

bayagi bi dogudaymis hakikaten ve tabi bana da uzak :/

www.last.fm

orada en popüler şarkılarının listesi var. başla onlardan derim ben.

as I went out one morning

biraz geç kalmışsın be hacı

blowing in the wind !

tavsiye edebileceğin ilk üç albümü ne diye sorarsan;

Highway 61 Revisited
blood on tracks
slow train coming

derim.

bonus olarak bir de Desire