www.sinelive.net

video.google.com

online-dizi-film-izle.com

div-x li bir program kurduruyor ama zararsız, hoş...

www.indirmedenfilmizle.net

www.baglanbize.com

www.baglanbize.com

gerçekten iyidir.

eski açık, yeni açık, kapalı'da içiyo millet çok rahat. numaralıyı bilemicem.

kadıköy'de pazartesi akşamı pöfür pöfür içiliyodu valla sigara.. gerçi öyle bi kural varsa da o ortamda "beyler sigara yasak, al sana ceza" diyebilecek bi güvenlik de yoktur herhalde..

Yok öyle bi şey merak etmeyin :)

iç hacım ya. kim ne dicek.

sigara yasağının en saçma noktası. açık hava la işte. kimse bir şey demediğinden içiliyor, ama yassah aslında.

Merhabalar. Şöyle ki, 3 boyutlu olarak düşündünüz mü bilmiyorum ama, elips daha doğrusu jeoittir dünyanın şekli.(tinyurl.com) Yani genişliği de var. Ek olarak, uzaya gönderilen uydular yıllardır oralarda sabit durabildiğine göre deliğin içinden de düşmeyiz galiba =))

Açıkçası fiziğim falan hep kötüdür. Ama harita mühendisliği okuyan birisinin mantığıyla azıcık düşünmeye çalıştım. Ama öbür yönünden kafamızı çıkaracağımızı düşünüyorum. En azından magmaya yaklaştıkça artan sıcaklık bunu engelleyecektir :)

gittikçe sönümlenen bir adet sinüzoidal hareket olur o, zıt noktadaki delikten kafanızı çıkaramazsınız ilk seferde, yakın bi yerlerde geri gitmeye başlarsınız. bir süre sonra da merkezde sabitlenirsiniz.

sürtünmeyi ihmal edersek:

gittikçe hızlanarak çekirdeğe kadar geliriz. çekirdekten sonra hızımız düşmeye başlar, çıkış deliğindeki arkadaşa nanik yapıp geri ineriz. sonsuza kadar böyle devam eder.

ihmal etmezsek:

yukardaki sürece benzer azıcık ama her seferinde daha az yol alırız. en sonunda çekirdekte oturur kalırız.

dipnot: fizik bilgim yoktur ama lüzumsuz bilgiler ansiklopedisi'nde veya başka bir yerde böyle okumuştum.

Arkadaşın cevabına bir düzeltme yapayım sadece. "Asya'da harem otogarı var."

Ayrıca şöyle ki, ulusoy, varan gibi firmalar harem'e pek girmiyorlar, kendi terminallerini açtılar yine her iki yakada da. Oralarda duruyorlar. Fakat gece uygun saatte otobüsü varsa Kadıköy'den %99 servisi vardır. Bileti alırken servise de bineceğini eklemeyi unutma, ona göre servisleri ayarlıyorlar.

Bvt live indirerek izleyebilirsiniz ;)

www.bvtlivetv.com

only btv'de kanal d yok. kendi sitesinde takılıp duruyor. yok mu bir yol?

webtv.ttnet.com.tr

(bkz: readon tv)

halit ziya usakligil - ask-i memnu

Tam uyuyor muydu hatırlamıyorum ama bendekilere bakınca aklıma "Vicky Cristina Barcelona" geldi.
www.imdb.com

gerçi bu filmde aldatan ve pişman olan taraf kadın ama yine de belki ilgini çeker. güzel bi film.

www.imdb.com

Belki he's just not that into you'da olabilir.

fatih akından geliyor, im juli.

çalıkuşu =)

reşat nuri güntekin'den bir kadın düşmanı.

www.imdb.com

gülüm okan bayülgen/rutkay aziz
iklimler nuri bilge ceylan bu filmi izle mutlaka izle evet iklimler...

Sipru ile ntv - cnbc-e - e2 falan güzel çalışıyor.

Bvt live var bir de, onda da çoğu kanal var ve izleyebilirsin, fena değil.

"Roundball rock" - "John Tesh" => www.youtube.com
veya
"Heart of a Champion" olabilir mi ki?

Ayrıca kesinlikle çok uğraştığınız kesin, çabanızı takdir ediyorum, gülünecek falan da bir şey yok =) Hepimizin başına geliyor... Olmadı Abdi İpekçi'de falan Kaan Kural'a falan sormak lazım, ciddiyim :)

o adresi goremeyiz biz. printscreen e basip bir ekran goruntusu alip buraya atabilirsin.
ayrica wirelesstan biri dadaniyor gibi. ya da biri adsl sifreni hekmis.

modem kablolu demis erich,

şifren paylaşılıyor da olabilir ama sen bence harddiski, varsa bölümlerini de sıklıkla kontrol et, internet bağlıyken kapasitesi azalıyor mu falan. arkaplanda torrent çalıştıran virüs bile duydum.

Ben bi ay oldukça aşırmıştım kotayı, nasıl olur diyordum, şaşırıyordum. Sonradan anladım. O ay ntvmsnbc ve cnnturk'un sitelerini gün boyu açık bırakmıştım, takip ediyordum ve açıp kapatmaya üşeniyordum. Meğer bu haber siteleri sık sık otomatik sayfa yenileme yaptığından uçuruyormuş kotamı. Bir sonraki ay tüm gün açık tutmadığım halde sık sık baktığım için kotayı ancak kurtarmıştım. O gün bugündür giremez oldum o sitelere adam gibi. Seninki de böyle bir durum olabilir mi?

linkten airties adsl modem kullandığınızı anlıyorum. evet orası modemin arayüzüne giriş şifresi. kablolu demişsiniz, o zaman wirelesstan birinin dadanması mümkün değil. varsayalım kablosuz modem o zaman sol menüden kablosuz > kablosuz ayarları sayfasından kablosuz ağı etkinleştir yazısının yanındaki tiki kaldırın.

adsl kullanıcı adı ve şifresi hatta özel olması lazım yani sizin kullanıcı adınız ve şifreniz ile başkasının girmesi mümkün olmamalı.

bilgi için söylüyorum. film indirmek kotadan yer ama internetten online izlemek kotadan yemez olayı yalandır. bilgisayarımız istediğimiz veriyi önce belleğine indirir sonra görüntüler.

Eğer bağlantı hızınız eskiden 512 kbps - 1 mbps falan olup da, şimdi 8 mbps cıvarı bir şeylere geçtiyseniz, ondan size çok hızlı geliyor da olabilir lakin hızlıdır da. Bu yüzden kota da hızlı dolar. Örneğin eskiden bir sayfayı açtığımızda, diğerine geçene kadar henüz yarısını yüklemişken biz değiştiriyorduk, artık tıkladığımız anda ne var ne yok indiriyor her sayfada. Yani sörf bile hızlı internet sebebiyle bence daha fazla kota yemeye başladı.

Ama durum böyle değil, bağlantı hızınız aynıysa eskisiyle, resmini koyduğunuz modem arayüz sayfasına giriş yaptığınızda ( kullanıcı adı admin şifresi ttnet, password gibi şeylerdir denersiniz ya da boş bırakırsınız giremediyseniz ) orada bağlantınızı kullanan varsa bir yerlerde onun göründüğünü biliyorum ama tam nerede olduğunu inanın ki bilmiyorum.

Hiç olmadı, bir kaç gün çok az internet kullanmayı deneyin, anti-virüsü falan bile kapayıp bir şey indirmeyin, bu günlerde ne kadar arttığına bakın. 2 tane internet sayfası açıyorsanız ve 2 gb gidiyorsa birisinin kullandığı veya virüs olduğu kesinleşir. He virüsten de şüpheleniyorsanız artık kaç gün isterseniz, 1-2 gün yine, modemi falan her şeyi kapatın bekleyin, 2 gün sonra çok küçük bir güncelleme artışı olmuş olması gerekir sadece.

Kolay gelsin!

uyarayim eski bir sarkidir

rush - the spirt of radio

son bir sene içinde üretilen şarkılar anlaşılmasın tabi :)

Infected Mushroom – Ballerium.
infected mushroom dışında,
The Dandy Warhols – Now you love me

reamoon-supergirl natalie imbruglia-torn lady gaga-bad romance kings of leon-use somebody çok şeşitli oldu ama...

radiohead - karma police (duyunca başka parça dinlettirmiyor meret)

travis - flowers in the window

ensiferum - smoking ruins

Pearl Jam-Black
Pink Floyd-Hey you
Empyrium-Lover's Grief

Sadece son 1-2 ayda aklıma gelenleri söylüyorum; halbuki çok çok fazla vardır çok dinlediğim şarkı ama;
Guns N Roses - Estranged
Skid Row - Youth Gone Wild
Skid Row - 18 And Life
Scorpions - No One Like You
Scorpions - Rock You Like A Hurricane
Scorpions - Send Me An Angel
Rolling Stones - You Can't Always Get What You Want
Judas Priest - Rocka Rolla

Biraz daha eskiye gidersek,
Terry Callier - Ordinary Joe :) Çok güzeldir.
Don Thomas - Come On Train
Blue Öyster Cult - Astronomy
Blue Öyster Cult - Don't Fear The Reaper

Boney M - Daddy Cool!
Patti Smith - Smells Like Teen Spirit (Nirvana cover)

Mavi Sakal - İki Yol
Bir sürü vardır da, bunları yazasım geldi, metal ağırlıklı.

Müzik güzel bi' şeydir ya.

Ana Gabriel - Historia De Un Amor
Ana Gabriel - Eres Todo En Me

Bu aralar niye bilmem, bu iki şarkıyı çok dinliyorum.

Her zaman hüzünlü anlarımda dinlediğim ve her şeyi arkamda bırakabileceğimi hissettiren ve garip bir şekilde bana iyi gelen bir şarkıyı da yazamadan geçemeyeceğim. Kendimi Sezen Cumhur Önal gibi hissettim bir an.

King Crimson - Epitaph

depeche mode-walking in my shoes
metallica-enter sandman
gary moore-walking by myself
the doors-people are strange
guns'n roses-don't cry en cok dinlediklerim

fahir atakoğlu- hayatın içinden
shadows in silence- enigma
tenderly- louis armstrong & ella fitzgerald

augustana - boston - slow seviyorsan -
alice in chains - sea of sorrow
eddie vedder - rise
Rise against - paper wings, prayer of the refugee
blind guardian - another holy war
johnny cash - hurt

(bkz: #18223052)

Evet arkadaşım okuyor orada. İstanbul Formula 1 pistinin tam yanında. Otobüs numarasını bilmiyorum fakat var, servisleri de düzenli olarak kalkıyor. Kadıköy, Taksim ve bir yerden daha. En az 6-7 lira gibi ücretleri oluyor bu servislerin.

www.okan.edu.tr

Söylemeyi unutmayayım, İstanbul merkezine göre Kocaeli'ye daha yakın sanırım.

Nerden baksan bi' 40 milyon tutar sanırım. Daha da artabilir. Özel durum varsa bilemem ama tek otobüs gidiyor oraya 2.5 liraya :) 96t

Hiç olmadı 10-15 liraya havaş.

havaşı bir dene istersen 12 tl...

valiz falan olduğundan otobus düşünmedim bide iki kişiyiz. havaş 10 lira yazıyo sitesinde. en mantıklısı o galiba. teşekkürler.

zamdan once 40 civari tutuyordu, simdi biraz daha fazladir

en rahatı 96t. bomboş oluyor, havaş kadar da hızlı gidiyor, hatta daha hızlı. vakitlice çıkarsanız en mantıklısı havaş. tek kusuru iç hatlar gelişte bırakıyor. öte yandan bu kusur hiç kimsenin kullanmadığı kapıyı kullandığınız için birden bire artı oluveriyor, baya bir sıra varken herkesten önce dış hatlar terminalinin içinde oluyorsunuz.

inin aşağı bi taksi çevirin yoldan, 30a havaalanına götürür müsün havaşla uğraşmayalım deyin, birincisi değilse ikinci taksi götürür.

yakındaki bir durağı arayarak da yapabilirsiniz bunu.

var tabi yetkisi. ev sizin olması birşeyi değiştirmez. komşuların olması gerekenden fazla gürültü yapılıp rahatsız edilmesi kanunen yasak.

bizim de başımıza böyle bir olay gelmişti. ev kalabalık oldğundan dolayı normalden biraz fazla ses çıkabiliyordu bazen, ama hiç bir zaman çok rahatsız edici olmadı. adam bi gün kapımızı tekmeledi ve zilimizi de kırdı. utanmadan bir de polise şikayete gitmiş. biz de karşı savunmamızı verdik ve dava açıldı. şimdi burda ayrıntılara girmeye gerek yok, ama objektif olarak seslerinizi inceleyip, gerçekten anormal bir ses çıkarmadığınız kanısına varırsanız, adam bir adım daha ileri gittiği an (kapıyı yumruklamak, hakaret, bağrış çağrış gibi) direk siz polise şikayet edebilirsiniz.
evinize polis gelirse, şu gün şu saatte karakola gelip ifade vermeniz gerekmektedir der. yetkisi vardır.

(bkz: alo 176 gürültü hattı)

Gece 12'den sonra pek ses yapmamaya bakın. Yanlış hatırlamıyorsam 12'den sonra olunca gürültü olayı polis müdahale edebiliyordu. Öbür türlü de eder gerçi ama en azından işinize yarar. Öğrenci evi falansa dediğim zor elbet, inadına yapıyordur adam.

ben de üst komşumdan çok çekiyorum ama şimdilik bir şey demiyorum, birgün çok pis dalıcam ama ha. cidden daha az ses yapmaya çalışın en azından, alttakiler de insan, yaşadım ondan konuşuyorum böyle.

bende alt kattakinden şikatetciyim bütün gün işteyiz akşamda 3-4 saat ne gürültüsü oluyorsa ikiye bir kapıda... en son ben kadını bir güzel haşladım yeter be gitmiyorum da seste yapıyorum naparsan yap falan diye o gün bugündür ses seda yok. bu da bir yöntem :)

capsler kurbaga olmus.

no country for old men.

başkalarının hayatı.

gemide.

gemide.

into the wild çok güzeldir, olmazsa pulp fiction görüyorum orda bir yerde sanki.

dead man's shoes'un ismi güzelmiş.

diary of a sex addict

wrestler
the life of david gale

beautiful mind

gerçek bi' dram izlemek istersen hotel ruanda'yı izle derim

diary of a sex addict adını haketmeyen bi film. gayet sıradan.

inglourious basterds en iyisidir..hotel rwanda bayar bu saatte.

daha önce seyretmediysen pulp fiction
mystic river da olur.

gemide superdir.
knocked up da birkac cok iyi espri var onun disinda o kadar da iyi bir film degil.
pulp fiction.


bu ucunden sec begen al :)

into the wild kesinlikle

National Treasure'ları boşver öncelik sırası var ise diğerlerinden herhangi birini seçebilirsin(dim). Ama into the wild

zodiac ile das leben der anderen-başkalarının hayatı da iyidir

başkalarının hayatı yazınca onu fark etmemişim bile. evet onu da izlemeli.

başkalarının hayatı ve I am sam.

Jacket da olabilir, hastasıyım o filmin bilmem kaç kere izledim. Kelebek etkisi tadında bir film.

mazeretli geç kayıt olayı var, dilekçe yazıp durumu kurtarabilir yani.

harcı cezalı oder, kayıtları da baya bi uğraşıp yaptırır.

1 hafta sonrasında faizli ödeniyor Yıldız Teknik'te. Çok aşırı bir faiz değil bildiğim kadarıyla. Ders ekle sil haftası da olduğu için onda seçiyor sanırım.

Hangi üniversite olduğunu yazarsan daha kolay yardımcı olunur sanırım.

6 saniyede 3 cevap da iyiymiş :D

pamukkale üniversitesi. bu söyledikleriniz üniversiteden ünivversiteye fark eder mi. yoksa genel mi.

Farkedebilir. Telefonla Pamukkale Üniversitesi Öğrenci İşleri'ni falan arayıp sormak en mantıklısıdır bence?

benim bildigim %80 cezalı oduyorsun. harc kredisi varsa bisey farketmıyor da yosa giriyor baya.

erasmuscular icin ilanlar oluyor da siteyi bilmiyorum oyle arat bi de.

www.craigslist.org

www.emlak.net

ağızda kuruma.
geceleri tuvalete kalkma.

aşırı su içmek.

cevaplardan anladığım kadarıyla ben de şeker hastasıyım sanırım. ben de çok çiş yapmaya gitmek diye biliyorum.

Bu cevaplara göre ben de 3/3 gidiyorum. Tırsmaya başladım iyice.

Şöyle bir site var. En kesin olarak tek bir belirti vermek yerine buraya bir göz gezdir bence. Öneri falan da yazmışlar:
www.sekerhastaligi.info

aklimda agiz kokusunun aseton gibi kokmasi kalmis.

basit bir kan tahlili ?

şöyle bir anımı anlatayım;
şirket doktoruna gittim sorunlarımı anlattım işte halsizlik, ağız kuruluğu, aşırı terleme v.s. doktor şeker hastalığı yada hipetriodi olabileceğimi söyledi. belirtiler ikisinede uyuyordu. test yaptırmam gerektiğini söyledi. bir telaş test yaptırdım. domuz gibi sağlamsın psikolojik sorunlarından kaynaklı olabilir psikaytra gözük dediler.
kıssadan hisse şeker'in tüm belirtileri olsa da şeker hastası olmayabilirsin test yaptır.

çok su içme, tuvalate çıkma, iştah açıklığı.

ama kesin testi. 8 saatlik bir açlık sonrası kan şekerinin 126 olmasıdır.

üstteki cevaba ithafen ; ama kesin testi. 8 saatlik bir açlık sonrası kan şekerinin 126 ve üstü değerde olmasıdır. bu daha doğru :)

doğru ya sanki 127 olunca şeker değilmiş gibi olmuş:)

Yaşlı teyzeye gidip oldu mu diye bir sorun bence. Olmadıysa oldurmaya çalışın. Modem şifresini kaldırdığın için seninki de sorunsuz çalışmış sanırım. Ama teyze üzülmesin ya =)

zaten modemin arayuzunden baglanan insanlari gorebilirsiniz. sizinki disinda bi mac adresi varsa baglanabilmislerdir.

Ben de göremedim ama indivx.net'te veya başka sitelerde forumlarda istek yaparsanız iyi niyetle yaklaşıp, gönüllü çevirmenler çevirebiliyorlar. Bir deneyin derim :)

www.turkcealtyazi.org

ingilişçe

dostum sen odanda bir varil petrol varken mi hayatını sürdürebilirsin, yoksa o bir varil petrolü yaktığın zaman mı?

haklısın ama denizin üstünde yanacağı için denizin içerisindeki canlılara bir şey olmuyor? belki petrole bulanmış kuşlara zararı olabilir ama zaten petrole bulanmış kuşlara insanlar yardım etmezse zaten ölüyorlar. baska zarar görecek canlı gelmedi hiç aklıma. deniz anası olabilir birde sanki. ama onlarda suyun altında takılabiliyor.

o kadar dumani nereye sokcan. tum sehir karbonmonoksitten zehirlenir.

çok duman çıkar di mi? evet bak bu sorun olabilir.

ya ben de düşündüm bir şey bulamadım pek o yüzden size soruyorum romalılar =)

kontrol edilemeyecek bir yangın, kaynayacak sıcaklıklara gelen su olabilir.

yaklaşım güzel ama, insanlar böyle takır takır sora sora fiziği kimyayı öğrenebilirler ancak. kitap ezberlemek son aşama.

böyle bi' şey dediğime bakma, ben de bilmiyorum ama o yanacak petrol de hayvanlara zarar verebilebilir. etraftaki gemiler vs. de aynı şekilde. bir de herhangi bir kötü senaryoda direk "niye yaktınız lan kalsaydı" diyenler çıkacağı için kimse yanaşmıyor sanırım =)

petrol öyle yaktın bitti gitti bir şey değil.
Senin benim araçlarda orada burada kullandığımız fosil yakıtlar; ham petrolün rafine edilmesiyle oluşan yakıtlar. ancak ham petrolde parafininden, ziftine her bi bok var. Yani öyle yakıp kurtulmak gibi bir çözümü yok.

benzer bir şey de radyasyonlu çaylar için söylenir; bu çaylar olduğu gibi saklanmak yerine yakılmış dolayasıyla radyasyonlu duman tüm şehre yayılmış.

demek istediğim bu tür felaketlerde zararlı şeyin hacmi küçük kalsın istenir ki kontrol edilebilsin.

dayı tıpcı deilim ama 1-2 ay önce banada olmustu.gittim doktora gece yanığı baslangıcı fln dedi.bi krem var sarı bişey onu sur gecer dedi gecti 1 haftaya.

(bkz: ürtiker)

pek benimkine benzemiyo ama bilgi olsun diye söylüyom.ani hareket edince yada heycanlanınca bende de oluyor.doktor'a gitmiştim.tedavisi yok demişti.sadece yavaş hareket edeceksin demişti...

bende stressden ötürü kasıntı vardı, özellikle öss döneminde çok dert yandım bundan aylarca. tüm testleri yaptırdım, tüm kan değerlerimi incelettim. bi bok çıkmadı afedersiniz.

aerus vermişlerdi, ilaç, ucuz bi şey. geçirdiydi meret. kısa süre kullanabilirsiniz. kafana bi şey takma.

başlığı kıskanıyorum uleyn diye okuyorum
bu saatte normal mi acaba noluyor bana ne bu dikkatsizlik

eve gelip pantolonu çorabı neyi çıkarıp rahatlayınca oluyorsa son derece normal bir şey bu.

evdeki bir şeye karşı alerjin olabilir? yorgan, yastık kılıfının kumaşı, ve bunları yıkadığın deterjan ya da yumuşatıcı, odandaki halı, belki perdenin kumaşı(kadife v.b. olabilir),tütsü, oda spreyi, hatta yer sildiğin sıvı deterjan... pek çok şey -özellikle bağışıklığının düştüğü zamanlarda- alerjiyi tetikleyebilir. kaldı ki akşam eve geldiğinde büyük ihtimalle yorgun oluyorsundur, dolayısıyla normalde tepki vermeyeceğin şeyler alerjik sorunlara yol açabiliyor olabilir.

onu bunu bilmem de
sen sen ol ulu orta yerde ne kaşınıyorum de ne de kaşın bence.
ışık seninle olsun

gece kaşınması çok afedersiniz uyuz nedeniyle de olabilir. evet.

windows tusu+D

Ayrıca Windows tuşu + M

o işaretler için:

start'a sağ tıkla - properties - sol üstten task bar - burdan show quick launch'ın yanına tik at. tamam. xp için böyle. aryrıca ben hiç hoşlanmıyorum o tuşlardan, iyi olmuş gittiği aslında bence :)

kalorisini bilmiyorum ama yulaflı şeyler (kurabiye vb.) çok tok tutuyor. imkanınız varsa öğlen yulaf ezmesi yapın (hazır bulunuyor), hem sıcak birşey yemiş olursunuz hem de akşama kadar götürür.

Aksine, metobolizmayı hareketli tutabilmek için 6 öğün yemek yenmesi gerektiği ve bu nedenle özellikle ana öğünlerin (kahvaltı+öğle yemeği+akşam yemeği) atlanmaması gerektiği herkes tarafından şiddetle tavsiye edilir. Atlamaya kalkışmayın, dengeli besleneilmek adına, sebze, yoğurt, ekmek hepsinden yiyin.

ara öğünlerde kalorileri sıfıra yakın sayılan salatalık, domates, marul tarzı şeyler tüketebilirsiniz.

ekmek ve turevlerınden uzak dur, pilav makarna vs vs. corba vardır oglen buyuk ihtimal. corba + az yemek + salata seklinde dene. tatlı yıne pek yeme. fln fln. kahvaltı muhım tabi.

Bir arkadaşım çok yavaş yemek yiyerek başarırdı bunu. Ben pek denemediğim için bilmiyorum işe yarar mı ama 1 tabak yemeği yarım saat bi' saatte yerdi. Askerî okuldan okumuştu, orada mecburen hızlı yiyormuş. Sonra kendini iyice yavaş yemeye alıştırmıştı.

Pirinc Portlegi

(bkz: Haşlanmış yumurta).

daha yeni belgeselini izledim hehe. deneklere sabahleyin birebir aynı kaloride ama biri protein ağırlıklı biri karbonhidrat ağırlıklı kahvaltı verdiler. saldılar denekleri inşaatta çalışmaya. karbonhidrat yiyenler hemen acıktı içleri kazındı. protein yiyenler bana mısın demedi saatlerce.

bir de öğle yemeğinde deney yaptılar. yemekten evvel kıvamlıca bir çorba içen grup yine çok geç acıktı. yemekle beraber de su içirdiler adamlara. demek ki tok tutuyor bunlar.

ilk kez duyoyorum doğrusu, internet tarayıcınıza birileri tarafından eklenti falan yüklenmiş olabilir... ayrıca her ne kadar alakasız görünsede denetim masasından windows ses efektleri düzenini Windows Varsayılan haline getirmeyide bir deneyin...

Denetim masası'ndan Ses ayarlarına girerseniz, orada sesleri dinleyerek buna benzer seslerin eklenip eklenmediğini görebilirsiniz biraz arayıp. Ya da "default"a dön gibi bir şey var ise ona tıklayabilirsiniz isterseniz.

muhtemelen windows xp kullanıyorsunuz, denetim masasından temaları kurcalayın bi.

ejderha dişi gıcırdaması nasıl oluyor çok merak ettim??
yeni bir browser indirin, belki sadece bir eklentidir..mesela chrome iyidir:
www.google.com

windows 7 nin temalarıyla değişen bir ses efekti düzeniymiş kendisi, çözüm olarak önceki cevabımda yazdığım gibi denetim masasından ses efektlerini "Windows Varsayılan" olarak değiştirmek işe yarıyormuş...

Valla ben de google'daki çoğu sonuca baktım ama bir şey yok gibi. www.sortitoutsi.net şeklinde güzel bir fm sitesi var. İngilizcen iyiyse orada bir sor istersen. Güzel bir site, kurduktan sonra da güzel şeyler indirirsin, "background picture"tu, "kitti" vs.

Compatibility mode'ı doğru yapınca çalışmış birisinde ama sen yaptım yaramadı demişsin. Belki ona tekrar bakmanda fayda olabilir. Bir de 32-bit 64-bit olayının bir etkisi belki olabilir diye düşünüyorum. benimki 64 mesela çalışıyor, hani 32'de de çalışıyordur ama belki dedim.

Kolay gelsin.

çektiğin iso dosyasında sıkıntı olabilir. başka bir iso dosyası çekmeyi dene. ya da yeniden indir.

olmayacak sanirim. tekrar indiriyorum iso'yu...

Evet geçen ben de şaşırdım. Sisteme karşıt olanlardan da yararlandıkları mantığını hatırlayın. Cnbc-e'nin tnt'nin e2'nin vs. reklam gelirlerinden falan alacaklarını alıyorlar nasılsa, daha fazla kazanmak varken niye vazgeçsinler ki :)

Ayrıca marketlerin içki satabilecekken satmayıp mahalleye yaranma anlayışına benziyor biraz.

başta uyarı falan yapıyorlar ya +16 gibi. belki o uyarılar sansür mecburiyetini ortadan kaldırıyordur.

5-6 ay önce aldıysanız biraz fiyat farkı ödeyerek win7'ye geçiş imkanı sunulmuş olma ihtimali var, araştırdınız mı?

recovery disc'i zaten yazdırmanız lazım, işletim sistemi göçerse hatırı sayılır bir para istiyorlar vista diski için. 7 isteyen eş-dost için bir aktivator kullanıyorum, güncellemeleri de yapıyor.

@sanaluyku,

ya araştırdım, onu da sorayım bari, 44 dolar karşılığında geçebiliyorum win7'ye, değer mi? win7 kullanmadım hiç çünkü. ve mesela korsan win7 yüklesem tekrar orijinal vistama dönebilir miyim asıl mesele bu. ya da diğer taraftan, korsan win7 orijinal vistadan vazgeçmeye değer mi?

@togi,

recoverylerim hazır zaten çok önceden beri. ama işte o recoveryler beni ne kadar recover edecek onu diyorum ben, win7'den vistaya dönebilecek miyim onlarla tekrar.

o recovery ile istediğin zaman vista'ya dönersin. recovery disklerini de kopyalamanı tavsiye ederim, bozulma riskine karşı. eğer bilgisayarında bir yavaşlık hissediyorsan win7'ye geçmeye değer.

Not: yedek almayı unutma :)

teşekkür ettim togi. yalnız hala cevap aradığım sorular var.

*korsan win7 ne kadar sağlıklı olur, dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmayalım? hiç korsan işletim sistemi kullanmadım o yüzden soruyorum. güncellemeler falan nasıl olcak mesela.
*bu "activated" denen win7 benden cd key falan istemeyecek mi? isteyecekse bulmam ne kadar zor olur?

Cd key olayını çözmen çok kolay. RTM activator olsun, 7600 vs. olsun, google'a windows 7 activator yazdığın anda küçücük bu programları bulup cd-key olayını halledebilirsin ;)

ayrıca windows 7'yi kesinlikle ve kesinlikle tavsiye ederim, aşırı memnunum valla. Çok düzenli, şişmiyor. İlk başlarda alışamayabilirsiniz ama sonraları kontrolün sizde olduğunu çok güzel hissediyorsunuz.

98'i de xp'yi de korsan kullandım, laptop olduğu için vista'yı orjinal almak zorunda kaldım. herhangi bir sorun olmuyor. 7'de de olmaz herhalde. güncelleme yapmıyor tabi ama onu da ek programlarla yapılabilir hale getirmek mümkün oluyor. yine de şu anda fiyat farkıyla geçiş imkanı verseler onu da tercih edebilirim ama 44 dolar da çok gibi.

o 44 dolar işi bana çok gerçekçi gelmedi. 26 haziran'dan sonra alınan vista lisansları ücretsiz olarak win7'ye upgrade edilebiliyor. bence hp sizi yemeye çalışmış.

www.microsoft.com
h41112.www4.hp.com

@brainfour,
yani kısmen yiyor aslında evet, win7 paketi ücretsiz geliyor ama ota boka ek masraf istiyor onlar da 44 doları buluyor işte.

paketi al kaç, kendin kur olmuyor mu?

paket nereden yollanıyor bilmiyorum ki, sipariş veriyorsun biz sana bi ara göndericez diyor adam. elden alma şansım olduğunu sanmıyorum. kaldı ki bunlar en düşük masraflar, hp bilmemne kodun var mı diyor mesela, yok diyorum olsun üzülme biz sana bilmem kaç dolar karşılığında veriyoruz diyor falan.

Yürüme mesafesindedir. Aslında Mecidiyeköy'den de hemen hemen aynı mesafede.

aslında yürüme mesafesinde ama bu yağmurda yürüyemem derseniz metroyla taksim'e gidip gezi pastanesi önünden kalkan teşvikiye dolmuşlarına binebilirsiniz.

abi en yakın yol metrodan çıkıp yürümek. rumeli çıkışından çıkıcaksın. rumeli çıkışında sağa sapıp yine sağ tarafta kalan çıkıştan çıkacaksın. caddeye çıktığında zaten 4yol ağzında olacaksın. soldaki rumeli caddesine gidip dümdüz yürü. 5 dk anca sürer. yavaşsan 8 dk olsun.

Evet yürüme mesafesindedir ama ilk cevaptaki arkadaşın dediği doğru değil, Mecidiyeköy ile aynı mesafede olan Şişli Camii :)

Teşvikiye Camii'ne gitmek için Nişantaşı'na doğru inerken görebilirsin kendisini. Maçka İtü Kampüsü / Abdi İpekçi Yurdu'na gelmeden 500 metre falan geride.

Ayrıca bir klasik olarak; (bkz: kime sorsan gösterir) ( özellikle esnaflar için %100'lük bir oran verebilirim sanırım o cıvardaki )

en mantıklısı mecidiyeköyde indiğiniz an metroya bineceğinize mecidiyeköyden osmanbey tafafına giden bir otobüse binin Teşvikiye Camii'nin önünde inin efenim.

www.softpedia.com

Mesela total video converter'da böyle bir özellik var. dönüştürürken vs, altta advanced'a tıklayıp seçiyorsun altyazını, dönüştürüyorsun ve altyazı gömülmüş oluyor. buraya kadar her şey çok güzel gözüküyor ama işte şöyle bir sorun var ki o altyazı videoda olmuyor, bu küçük sorunu biraz programı inceleyip halledersin bence :)

ayrıca programı ücretsiz tabiî ki indirebilirsin, fakat çevirdiği videoların üzerinde kocaman total video converter yazmasını istemiyorsan, google'dan serial bularak bundan kurtulabilirsin. ( moderatör arkadaşlara: eğer serialı google'dan bulmak falan yasak şeyler ise o kısmı kırpabilirsiniz, bilemedim. )

creative sanırım en iyisi olacaktır.

50 liraya kadar iyi bişi bulman mümkn diil ancak markası ii bişi bulablrsin yani bi performans vermez. creative ya da logitech iidir. o fiyata alcağın hoparlörde pek dikkat edilcek bi özellik olmuyo.

valla o fiyata diana marka 2+1 ya da 4+1 bulabilirsen kaçırma. Dandik durur ama iyidir performansı.

Kız arkadaşım bana creative 2+1 hoparlör aldı doğumgünü hediyesi. Gayet de memnunum valla :) gold'dan almışlardı galiba, bir bakabilirsin netten falan.

cerative 2+1 kullanıyorum tepe tepe işini görür. fiyat kalite oranında fazlasıyla tatmin edici. gümbür gümbür...

foxytunes diye bi firefox eklentisi var. istediğiniz bi yere yerleştirip istediğiniz player'ı seçiyorsunuz, ses, başlat-durdur, sonraki-önceki şarkı vs vs mümkün oluyor.

hatta buyrun: addons.mozilla.org

edit: aa link olmadı https olunca. getir.net budur.

edit 2: aa yine link olmadı. bende mi sorun var :(

word ve diğer istekleriniz için bi bilgim yok.

winamp'ın bir yerlerinden kısayol ekliyorsunuz ve winamp arka planda olsa bile durdurup başlatmak gibi her türlü işlemi yapabiliyorsunuz. arkadaşım yapmıştı, mesela ctrl+alt+c durduruyordu ne açık olursa olsun.

biraz incelerseiniz bulursunuz sanırım. mozilla'yla falan ilgisi yoktur sanırsam.

KMplayer'da yeni altyazıyı atınca öncekini iptal edip yenisini gösterebiliyor bazen. ama her zaman yapar mı bilmiyorum.

MKVtoolnix programı ile son derece basit tabi gömülü alt yazı diyince mkv olduğunu varsaydım.

mkv ise yapılır (ama zaman alır) yok eski vcd lerdeki gibi hardsub yapılmışsa, olmaz o iş.

öyle bir yol yok mkv ise de o altyazı gömülü değildir zaten.

bir yolu yok, allta japonca, ortada çince üstte ingilizce idare edeceksin artık.

Destekli atmak gerekirse 60-70 lira civaridir.

securedrive'a bir danışın, shuttle hizmeti veriyorlar. ayrıca anlaşmalı kredi kartı sahiplerine indirimli fiyatları var.

www.securedrive.com.tr

Broşür falan dağıtırlardı aslında genelde evlere vs. Olmadı esnaf bilebilir civarda oturan.

Bir de 18 tane xbox'tan birisine talip olsak olmaz mı :D

hehe. aferin aferin ama taksici var burda. karşının taksisiyim ben. araç kiralamayı düşünün. bir arkadaşınızdan ödünç alın (artık kimse kimseye güvenip araba vermiyor ama yine de şansınızı deneyin.)

evet taksicilik baba mesleği, kendi taksisi var arada şoför çalışmazsa çıkıyorum sefere ama pederin deyimiyle benim becerebileceğim bir iş değilmiş yumuşak yüzlüymüşüm. bu arada izmir taksisiyim.

@ref tesekkur ederim, bu cok iyiymis ya :) korsan taksiden daha guvenli olur sanirim :)

@only alcoholica, hepsi gitti be :D

@phonex, ehe mehe, peder beye saygilar :D

genelde arkanda oturanın bacaklarına yaslanıyorsun.

Disko kralı'na gittim geçen aylarda. Ondan önce de makina'ya gitmiştim. Birçok televizyon programına daha gittim seyirci olarak para amaçlı:)

Gelelim tavsiyelere, oturduğunuz yer çok rahat olmayacak büyük ihtimalle, çok şanslı değilseniz. Eğreti bir portatif tribünümsü şeylerde oturmanız ve oturduğunuz pozisyonda saatlerce kalmanız çok çok olası. Üstelik reklamlar dışında ayağa da kalkıp sağa sola gidemezsiniz. Atarlar valla dışarı =)

Sigara bağımlısı iseniz yandınız. Biz disko kralı'nda yandaki dekorların arasında içmiştik püfür püfür. Güvenlik gelince hemen söndürmüştük :D Okan Bayülgen stüdyonun ortasında suratına baka baka tüttürecek boş anlarda.

Reklam televizyondan izlerken çok geliyor ama içindeyken öyle değil. 1 veya 2 kere reklam arası veriliyormuş meğer yahu, bizi kandırıyorlar sanki :) En önemlisi reklam 6-7 dakikadan uzun değilse yerinden bile kaldıramıyorlar. Tuvalete falan bile çok zor gidiyorsun.

Değer mi dersen, ben kesinlikle değmez derim. Zaten stüdyo göründüğünün 10 katı daha küçük. Büyük bir evin salonu kadar falan bir yer.

Her seferinde niye gittik yaaa diyoruz. Şahsen bence, sizin için çok büyük bir anlamı yoksa değmez :)

Çok da hevesinizi kırmış olmadım inşallah :) O kadar da kötü değil canım, güzel yönleri de var, canlı canlı görmek vs. vs. Ayrıca programın tüm "bug"larını öğreneceksiniz. Bundan sonra televizyonda izlerken bambaşka bir gözle bakacaksınız vs.

gitmiş o geçmiş olsun.

yapma ya ulan 10 günümü sadece bu oyuna harcamış idim olanlara bak şimdi.

Sistem geri yüklemede mi geri getiremez onu?

fm 2009 için şunu yapınca halloluyordu:

Masaüstünde duran fm kısayoluna :

1-Sağ klikleyin
2-Menüden "özellikler" i seçin.
3-"Hedef" alanına,"fm.exe" den sonra --reset preferences verisini yazın.Şu şekilde görünecek:
"C:\Program Files\Sports Interactive\Football Manager 2009\fm.exe" --reset_preferences

4- "Tamam" a basın ve oyunu tekrar kısayoldan çalıştırın.

Fakat oyunu 2. kere çalıştıracağınız zaman --reset_preferences yazısını silin çünkü silmezseniz oyuna her girdiğinizde resetler.

fm 2010 için çalışır mı bilemiyorum, bi' denemekte fayda var.

gitmiş o

@ only alcoholica

denedim onu, olmadı malesef.

Geçen gün benim de gitti 1 sezon sonunda, tam çıldırıyordum ki, baktım sezon bittikten sonra temmuz 14-15 gibi galiba, hatırlamıyorum tarihi, tottenham(backup) şeklinde yedeğini almış oyun kendiliğinden. ilk defa fm 2010'da gördüm bu özelliği. ben de şimdi oradan devam ediyorum.

Şimdi söylemenin anlamı yok ama arada bir "save game as" deyip 10 saniye beklemek, sezonda 3-5 kere bile olsa bu tür durumları azaltıyor işte.

Seni telafi edebilecek şeyler:

1. 2015'teki oyunum gitti öyle, hiç yedek almamışım.
2. Geçen godfather part 1'in 1080p'sini indireyim dedim, %99.9'da 2 haftaya yakın bekledim, sonunda izlenemiyordu adam gibi ve sildim 12 küsür gb'ı. 2-3 mb kalmıştı.

şimdi bu oyunların save edildiği klasör olur. o klasörden son save edilen şeyi silersen olabilir belki. çok pis sallamışta olabilirim.

toplu alım oldu birkaç gün önce o yüzden sıran ilerlemiştir. entry'lerini buraya yazabilirsin tecrübeli yazarlar görüşlerini paylaşır. yazmadan da sürekli 10 entry bulundurursan bir sorun olmaz..

Daha önce de sorulmuştu ararsan bulabilirsin ama şuna benzer bir yanıt vardı:

"yeni güzel entry'lerini yaz, sayın 10'un üzerine çıksın, 10'un altına düşmeyecek şekilde istediklerini temizle" gibi bir şeydi. tam bilgim yok, duyuruyu araştır bulabilirsin.

bobiler.örg

208. yeni tasarımıyla iyice sıçmış site. eskisi en azından basitti, güzeldi.

author

1192. kendisiyle am göt muhabbetinden tutun kürt açılımına kadar geniş bir yelpazede sohbet edilebilecek kişilik.

geniş aile

688. sözlüklerde adına açılan başlıklar ve girilen entryler yüzünden daha önce hiç izlemeyenlerde büyük bir beklenti oluşturan dizi.

memo tembelçizer

116. iddia ediyorum köşesini uzun zamandır çizmeyen karikatürist. özletti. onun yerine makul koca memoşko diye bir köşe çiziyor şu sıralar.

uykusuzdergi.com

18. çok seyrek güncellenen site. eskiden ersin karabulut memo tembelçizer'in komik fotoğraflarını falan çeker koyardı. şu sıralar çok durgun site.

evrim teorisi

1457. bu çağda hala hakkında ''yok öyle bir şey'' diyenlerin aklından şüphe edilendir.

firefox

837. sırf eklentileri için kullananların büyük çoğunluğu oluşturduğu browser. hız isteyenler genellikle google chrome'u tercih ediyor.

els

16. fiyatlarının gerçekten dudak uçuklattığı dergi.

www.elsyayin.com.tr

uludağ sözlük

330. geçen hafta acun ılıca'nın reklamlarıyla online yazar sayısı 540 civarı olmuş sözlük.

img148.imageshack.us

nokia 3310

emekli öğretmenler tarafından büyük ilgi gören mütevazı cep telefonu.

bunları yazmışım. idare eder mi ki bunlar?

evrim teorisi entry'nde edilendir yerine ettirendir yazman gerekli. els entry'si de fiyatları gerçekten dudak uçuklatan dergi şeklinde olsa daha hoş olur gibi. ama yazar arkadaşlar daha iyi anlar tabii.

hepsi güzel, hepsi legal. uçuklattığı uçuklattırdığı, edilen ettiren falan değiştirmenize gerek yok. önemli olan tanımın oluğ olmadığı. sonundaki ekin ne olduğu önemli değil.

bobiler belki gge'dir. burası sözlük, her şey götümüze girebilir.

evrim teorisi başlıkla uyumlu değil. silinmez ama taşınır. çaylak entry'lerinde bu durum nasıl değerlendiriliyor bilmiyorum. moderatörler cevap vermeli buna.

Bütün araba kiralamacılar sizi havada kaparlar zaten. Uzun vadeden aksine, kısa vadede kiralamıyor hiçbiri. Mesela 1-2 gün kiralamak için her seferinde 1 saat geziyoruz biz. Bahçelievler'de oturuyorum ben, İzzettin Çalışlar caddesi boyunca, hatta caddeye girmeden bile onlarca oto kiralama var. Diğer caddelerde de var. Gerçi ben bu adamların hiçbirisini sevmiyorum, çoğu sıkıyor.

Ama şuraya bakarsanız, hem otomobilleri netten görüp seçme şansınız da olur. www.fkaturizm.com.tr (buradan hiç kiralamadım, fikir olsun diye söylüyorum.)

avis
intercity
dogus oto fln zibilyon tane yer var.

mutlaka büyük ve kurumsal firmalardan kiralayın. mutlaka. hertz de olabilir.

benzer bir şeyi yaşıyorum iş yerinde. modemi kapatıp açınca düzeliyor. bir garip telekom...

Msn plus'ın veya eğer kullanıyorsanız başka bir eklentinin bir özelliği, ayarı olabilir belki?

valla herşeyi kapattım açtım. hala aynı.

bende de benzer bir dert var, ben kendimi meşgul görürken yazdığım kişiler "aaa sen niye çevrimdışısın" gibi tepkiler veriyorlar, neden niye anlamadım.

duyuruya ek olayım dedim =/

@damlanin
bende de var o sorun. durumunu uygun yap sonra tekrar meşgul yap düzeliyor.

telekom'un günahını aldık(ama iş yerinde öyle hakkaten). şu an bende aynı problemi yaşıyorum.

xenophob'un dediği an itibari ile sorunumu çözmemiş durumda. teknoloji bu ya, ileri gitmesi lazım, nerede msn 6.0

re install çözdü olayı.

anketcilik yapin, sokaklarda el brosuru dagitin?

Sakat olmayan bir bara girerseniz günlük en az 30-40 alırsınız. Haftasonu bahşişler de artar birazcık. 300-400 alırsınız muhtemelen. Ama çok yorulursunuz ve çat diye işe alacak barların da vereceği para az olur. Belki terslik bile çıkarabilirler. O yüzden daha bilinen yerlere bakın, tanıdık varsa onları devreye sokun.

Hatırı sayılır süre anketörlük yapmış birisi olarak söyleyeyim ki, berbat bir iş. Koklatırlar ama fiziken ve ruhen çok çekersiniz.

Dilencilikte iyi para var

(bkz: sinyalcilik)

o anketörlüğü sakın yapma hanedan aklın varsa yapma:)

Frets on Fire. (Yanına da "Alarian Mod" eklenirse tadından yenmez).
Son 1 senedir beni esir alan oyundur.

Bilgisayarınıza Guitar Hero da yükleyebilirsiniz. Gerçeğini oynayın, ortalamanın birazcık üstüyse kaldırır, kalabalığı falan filan kapatırsınız. Uzun süre kasmaz. Ben de bir ara rock riot'a saracaktım ki, dedim aslını oynayalım madem.

Ben de hep merak ederim fakat yalnızca Rıdvan'ı duymuştum ben de. Bira içerken meyhanede bir abi söylemişti, bu ses sistemlerini falan döşüyorlarmış maçların vs. Kaç para alıyorlar bilgin var mı demiştin ilerleyen dakikalarda, eliyle 5 işareti yapmıştı. Hmm demiştim.

yıllık 5 milyon dolar verseler, ntv binasının tuvaletlerini bile rıdvan dilmen'e temizletirlerdi herhalde. selçuk yula, erdoğan şenay, ercan güven tarzı kişiler 4-5 milyar falandır bence, bir arkadaşıma daha sordum o da öyle dedi. ama sergen ve rıdvan dilmen gibi daha popüler isimler daha çok alıyordur.

rıdvan antrönörlük yapsa maksimum 100bin tl falan kazanır herhalde aylık. çok daha zahmetsiz ve stressiz bir işte bu paranın yarısını bile alsa çok iyi. kaldı ki ntv'ye 5 milyon kazandırmaz rıdvan dilmen'in oradaki varlığı.

5 milyon abartı ama bende rıdvanın yıllık 1 milyon dolar aldığını duymuştum.
hatta hakan şükürde trt ye çıkmak için"bende rıdvanın aldığı kadar istiyorum"diyodu.
sonra hadi lan deyip kovdular heralde.

Migros'u bilemem fakat Tansaş'ta litreliği 10,75 TL'ydi. Dün baktım.

31 aralık'ta 7.95 mi neydi ama 70cl lik de olabilir. Küçüğü de 4-5 lira cıvarı bir şeydi.

migros bilmiyorum fakat ben diasadan 1 litrelik avanos vadisi aliyorum 7.5 lira. fiyat performans acisindan gayet şukela. tavsiye ederim. özellikle spaghetti bolognese ile süpper oluyor :)

yılbaşı indirimi sırasında 70cl'lik olanı 6.80'di, 1lt'den daha ucuza geliyordu

www.acer.com.tr


Burada var. Notebook > Aspire > 5930g > Applications sekmesinden indirebilrsiniz.

Teşekkürler indirdim ama vista içinmiş zaten. Windows 7 için ben de görememiştim orada. Az önce gri ekran çıkıyordu kamerada görüntü yerine, şimdi hiç açılmıyor program =) Uninstallımsı bir şey vardı onu yaptım o yüzden galiba ama yükledikten sonra da açmadı, neyse :)

win7de bende farklı webcam icin aynı sorunu yaşadım. Wista driveri win7ye uyuyor. biraz kurcalayın yaparsınız muhtemelen

Wise disk cleaner tarzı programlarla silebilirsiniz. Bir sürü var google'a yazarsanız çıkar. Dün de arkadaşın flash disk boştu ama dolu gözüküyordu 3.66 gb. Onu silmek için kullandım mesela. Güzel temizledi.

Mesela: tinyurl.com

surece genel olarak wipe denir.

virüs yok diyosam bi bildiğim var. işe yarar bi çözüm arıyorum.

bende de herşey kapalıyken 1200 civarı ram yiyor merak ettim simdi neden acaba ?

Bende şu an 4 tane net sayfası(chrome), bi' kaç tane de program(msn, google talk, daemon vs.) açık olduğu şekliyle 1218 mb cached diyor, 1715mb da available, 500-600mb da free . karşılaştırma yaparsınız diye yazıyorum.

ya arkadaş hala çkmış bana virüs falan diosunuz. bunun derdi başka diorum. virüs dicekler boşuna zahmet etmesn.

mesela az önce superfetch i kapadım %30 a düştü ram kullanımı.

bende de 4 gb hep %40larda. stabil olması için eğer rami bol görürse kullanıyo diye okumuştum

sanırım olay superfetch le alakalı.

windows 7 in orjinal mi yoksa bir yerlerden mi indirdin?

sistem bostayken windows(vista ve 7) harddiskten okudugu seyleri ram'e aktarir. boylece cok daha hizli bir sekilde calisabilir. sen ram'e yuklenmeye basladikca windows bunlari tekrar harddiske atmaya baslar. ram miktarina, windows'un ayarlarina ve arka planda servislere gore kullandigi miktar degisir. sen bir takilma, yavaslama hissetmiosan sorun yok. hem madem windows'a kullandirtmayacan, o kadar ram'i niye aldin. 2gb alsan da olurdu. birak kullansin windows :)

yea bi de bu zamazingo surekli defrag yapıyor sanırım arka planda, ondan dolayı da olaiblir. bi ara kitledımdı ben de, defrag ı yapan exe kapanmıs error restart fln ded.

@exordinary
win 7 orjinal.
@crucio
merak etme boşa diil 6gb. 6 nın bile yetmediği zamanlar oluyo keşke 12 olsaymış falan diyorum. o senin dediğin olayın adı superfetch işte. hiç gerek yok benm ram imden çalıp hızlı açmasına programları. ben onsuz da iyiyim. herkese de tavsye ederim kapamasını.

bence bir insan biraz da karşındakini eleştirmeden önce aynada bir kendisine bakmalı. kesinlikle kızların çok çok güzelsin safsatasına inanmayın bence, tamamen yalan ve sizi kırmamak için söylüyorlar. sonuçta mesela 90 küsür kilo kız arkadaşımıza biz de aslında şişman durmuyorsun giydiklerin kapatıyor diyoruz. senin arkadaşların da kibarlık olsun istiyor olabilirler. ayrıca bir kadının bir kadına bakışıyla bir erkeğin bakışı aynı değildir, samimi olduğunuz eski sevgililerinizin görüşlerini düşünün bence. artı sürekli kot pantolon, kazak, bot üçlüsü çok antipatik ve paçoz. dağınık bence o yaş grubu için. hani liseli, üniversiteli olsanız bir nebze. bence biraz daha kendi seviyenizdeki erkeklere ilgi gösterirseniz sizin için daha hayırlı olur, hem yaş hem dış güzellik olarak pek manken kıvamındaki erkeklerin ilk bakacağı kız olacağınızı sanmıyorum. sonuçta erkekler ne kadar doğal güzellik dese de, tamamen fason. hiçbir erkek de görmedim ki birlikte oturulurken makyajsız dağınık saçlı falan birine baksın, en çirkini dahi süslü püslü makyajlı, barbie bebek konseptli kızlara bakar. bence imkan olarak da kota, bota harcadığınız parayla ufaktan yenilikler yapın, kot alacaksanız skinny falan alın, botunuz yerine çizme, topuklu bot vs tercih edin imkansızlık bence geçerli değil bu hususta bir tane alıyorsanız yine bir tane ama farklı tarzda edinebilirsiniz. bu herkesin size bakışını değiştirir bence.

@ilse: kiz arkadaslar konusunda haklisiniz, ama beni tanimayan, rastgele karsilasmis erkek-bayan farketmez, insanlardan da ayni methiyeleri duydum- gecmisteki erkek arkadaslarima gore dunyanin en guzeliydim, ne kadar ciddiye alinir bilemiyorum...Samimi olduguna inandigim bir cok gorus varken durumun bu hal olmasi zaten temel sorun. Bir erkegin kaplamaya bu kadar ciddi deger yuklemesini kabullenmemem, kabul edememem...Cizmeyle de sevisilmez ki, silikon katkili sutyenler cikinca ne gorecekler merak etmiyor mu erkekler?

sağda solda biseksüel olduğunu ima et. faydasını göreceksin.

kot kazak bota fazla takma.yeri geldiğinde sende giyersin onları(yerine göre tabiiki).ama senin tam ne beklediğini anlamadım ??!

mali durumun ne olursa olsun,kıyafet (ve saç%50) herşey.başkasının fikrini almadan içinde mutlu olacağın sade ve şık bir kıyafet kendine beğen.pahalı marka olsun önemli değil ama sadece bir tane elinde bulunsun derim.gardrop oluşturmaya gerek yok.kadınlar bizlere göre daha şanslı giyim konusunda (ucuzluk ve çeşit için söylüyorum)

ilişkilerde ise herşey sende bitiyor.hoşlandığın kişilere samimi ol ve mükkemmeli arama(yoksa kadın/erkek bir anda antipati kazanırsın).erkek bir vakitten sonra seçebilir.kararlarına saygı duymalısın.

mesajınızda ne yazmış olursanız olun, her cümlenizin altında gizli egoist yatıyor. bence önce onu törpülemeye bakın. erkek doğal "güzellik" kadar doğal kişiliğe de bakar. hakaret olarak algılamayın, objektif görüşüm.

ayrıca biz güzeli değil seksiyi severiz. arada büyük fark var.

eğer amacınız ortalama değil de o %80 in beğendiği pürüzsüz ciltli erkeği elde etmek ise, boşverin. %80'lik erkek elde edilmez, elde eder. piyasanın %80'ine siz de hakim olsanız, siz de köpek çekme taktiklerini yemezdiniz emin olun.

ne kadar yardımcı olur bilemiyorum ama bende 22 yaşında bir erkek olarak düşündüklerimi ve bildiklerimi paylaşayım.. erkekler genetik olarak kadında ilk güzelliğe bakar. bununda sebebi doğacak çocuğu için en uygun geni aramasından kaynaklanır. kadınlar ise yakışıklılık ve geniş omuzdan ziyade çocuğuma iyi bir yaşam sunabiliyim diyü erkeğin statüsü, gücü (yat,kat,para,şöhret vb) ile ilgilenir.

Örneğin okan bayulgen 1.6 boy ve düşük omuzla o kadar mankenle birliktelik yaşayabildiyse bu onun şöhreti ve toplumdaki yeri sayesindedir ve imkanı olduğu sürece hiçbir zaman çirkin bulduğu bir kadınla sırf ruhu güzel diye birliktelik kurmaz. Mümkünse hem ruh hem vücut güzelliğini aynı anda arar.. nitekim öyle birini buldu ve evlendi.. Malesef bunu doğanın kuralı olarak kabul etmemiz gerekiyor. (bkz: doğal seleksiyon)

Gelelim güzellik kavramına.. vücut güzelliği ve bakımı ilk etki için çok önemli evet. Yani bir erkeği kadına yaklaştıran en önemli faktör. Sonuçta sizde kavunu koklamadan önce görüp seçiyosunuz eğri büğrüyse koklamazsınız bile(kötü bir örnek oldu kabul ediyorum).. zurnanın zırt dediği yerde burası bence.. eğer saçım boyalıysa, tırnaklarım ojeliyse, ayağımda ugg varsa tamam çok güzelim başka bir şeye gerek yok tavrı.. kadınların önce kendini sex objesi olarak görmeyi bırakması gerekiyor bence. öbür türlü orgazm dan sonra şişme kadından bir farkı kalmıyor..

Demek istediğim kadının daha çekici olabilmesi için birazda erkeği hali-tavrıyla etkilemesi lazım.. ben mesela bir kadının saçını kulağının arkasına atma şeklinden etkilenebiliyorum veya gülüşünden, başım sıkıştığı zaman süprizleriyle ve tatlı diliyle omzumdan yük almasından.. ancak bu gibi farktörlerle desteklenen ilişki uzun sürebilir diye düşünüyorum..

Zaten belli bir zamandan sonra dünya güzelide olsanız erkeğin ilgisini oraya çekemiyorsunuz.. davranışlardan doğan eksiler güzelliği bastırmaya başlıyor.. (bkz: hülya avşar) kısacası birlikteliğin getirisi, götürüsünü geçince hakem maçı bitiriveriyor.

düüüt

umarım derdimi anlatabilmişimdir..

geniş omuzlu, pürüzsüz tenli, uzun boylu bir erkek olarak yazıyorum;
öncelikle kendini bayan diye adlandırmayan, kadın olduğunun bilincinde olup kendine güvenen (kesinlikle kendini beğenmiş değil) bireyler ister. fiziksel güzelliktense zekaya, kültüre önem verilmesini ister (hem kendi hem karşıdaki için). makyaj yapıp içinde binlerce ton olan doğal rengini bir boya tabakasıyla kapatmayan, kot pantolonla duru ve sade bir güzelliğe sahip olan kadınları ister.

yazdıklarınız göründüğü kadar yüzeysel ise, çekici ama boş erkeklerle sizi çok çok güzel bulan kadınlara hava atmak, kendileriyle yalnızca seks yapmak gibi niyetleriniz varsa dedikleriniz doğru tabi; erkekler mini etekli, dekolteli ve makyajlı kadınlar ister, seksini yapıp yenisini bulduğu anda bir kenara atar.

şimdi gördüm: "Bir erkegin kaplamaya bu kadar ciddi deger yuklemesini kabullenmemem, kabul edememem" yorum yapmıyorum, egoizmden biraz uzaklaştığınızda ikiyüzlülüğünüzü görürsünüz muhtemelen.

şunu anlamadım ben, her şeyi dış görünüşe bağlamışsınız. hayatta her şey güzellik değil ki. estetik ihtiyacı ve buna bağlı olarak seks de önemli bir gereksinim tamam ama hayatta her şey güzellik değil. okuyun edin ne bileyim sinemayla, sporla, tiyatroyla ilgilenin. kendinize ilgi alanlarınıza, kafanıza uyan karakterdeki kişiye göre birilerini bulmaya çalışın. yok güzel olayım, sevgilim güzel olsun, ikimiz de birbirimizi beğenelim falan bunlar kısa süreli zevkler için. bu kadar da ilişkiden bahsetmişsiniz ama. ne bileyim benim düşüncem bu en azından.

dikakt ettim de herseye dıs güzellik olarak bakmıssın..daha ordan kaybediyorsun, kayıpsa tabiii.

bence güzellik algısında hem sizde hem toplumda sorun var.

birinci olarak sizin isteğinizi ele alalım.
anladığım kadarıyla beğendiğiniz erkekler, "daş" ya da "taş" olarak tabir ettiğimiz tipler. ya elbette, hepimiz biret pit'i görünce "vay babanın kemiğine" diyoruz. bir imirzalıoğlu olsun vs beğendiğimiz insanlar ama ilişki yaşamaya gelince bir erkeğin güzel ya da yakışıklı olmasından daha önemli faktörler de giriyor devreye. bir kişinin sadece yakışıklı olması (önemli bir faktör olsa da) belirleyici olmuyor. hz muhammed, erkeğin güzelliği dilindedir demiş. Konuşması, sosyal statüsü, hayat tarzı, mali durumu, tahsili vs bunların hepsi ayrı ayrı bir rol oynuyor. siz tüm bunları es geçip, "ben çok yakışıklı bir adamla birlikte olacağım" diye bir hedef belirlerseniz kendinize sonuç hüsran olur. yanlış anlamayın, size böyle biriyle birlikte olamazsınız demiyorum, olabilirsiniz ama sonuç hüsran olur.

gelelim size. seksapel ya da kadınsılık kıyafet işi değildir. evet bizim kafalarımıza kazınmış kalıplar var. file çorap seksi olur, jartiyer şöyledir böyledir. ama bu kalıpların dışında insanlar da var. nasıl, çok şişman kadınlardan hoşlananlar varsa çok zayıf kadınlardan hoşlananlar da var. ama tabi günümüzde zayıflık pomplandığı için bunu güzellik kriteri olarak addediyoruz. bu kıyafetler için de geçerli. örneğin bir erkek eşofman giymiş kadınları da seksi bulabilir. örneğin ne zaman kot pantolon tişört giysem sevgilim deliriyor.

ama tabi sizin açınızdan bakarsak, siz kotla erkeksi olmayı ya da çirkin olmayı özdeşleştirmişsiniz. oysa dediğim gibi bu seksapel meselesi. üzerinde salaş bi kot ve ağzı kaymış bir tişörtle çok seksi olan kadınlar da var. bu biraz kendinizi nasıl hissettiğiniz ile ilgili.

eğer diyorsanız ki, kadınsı giyinmeden seksi hissetmeyeceğim. o zaman mali durum engelini aşmanın kolay yolları var. eğer istanbuldaysanız zaten çok şanslısınız. terkos, atlas, beyoğlu iş merkezi. buralarda üç otuz paralara elbiseler vs bulma şansınız var. eğer başka bir şehirdeyseniz, gidin adil ışık ya da collezione gibi bir mağazaya. alacağınız çok temel parçaları bir alın, deneyin kendinizi. bir kalem etek, bir tane dar beyaz gömlekbir siyah pantolon ve bir saten bluza bakar bu iş.

sıkmayın canınızı. rasyonel olun, kalıpları kırın.
daha iyi hissedeceksiniz.

Merhaba. Kesinlikle yanlış düşünüyorsunuz bence. Geçen başka bir duyuruda da bahsettim ve farkettim ki kadınlar hayatlarının herhangi bir evresinde kesinlikle "daha fazla süslenmeli miyim? daha fazla mı güzel gözükmeliyim?" şeklinde meraklara giriyorlar. Bu da genelde dişlerine göre bi' şey bulamadıklarında veya sıkıldıklarında oluyor :)

Yahu, biraz farklı uğraşlarla oyalanın, ne bileyim felsefeye verin kendinizi, ciddiyim, atıyorum tiyatro kurslarına gidin, bi' şeyler seyretmeye gidin. müzik falan yapmaya çalışın arada. siyasete verin kendinizi devrim kitapları okuyun :) kısaca beyniniz ne kadar derinlerde düşünmeye başlarsa, güzelliğe bakış açınızın ne kadar da dengesiz bir şey olduğunu görürsünüz. Belki size çok çok anlamsız gelecek, ki bence öyle.

Şahsen mesela barbie bebek gibi kızlardan nefret üstüne nefret ediyorum. İğrenç geliyorlar bana makyajlı kadınlar. Hatta kız arkadaşım bu aralar makyaj yapmaya başladı, makyaj dediğim de kalem mi ne sürüyor sadece, ama ben gerçekten nefret ediyorum bundan yahu. Yani dışarıdan herhangi bir boyayı surata sürünce nasıl güzel olduğunu düşünebilir insan? Bu kozmetik firmalarının son asırdaki başarısı değil de nedir? Aklı yerinde bir insan suratını boya içinde bıraktığında nasıl güzel olduğunu düşünür ve nasıl güzel bulunabilir? Bu tamamen insanın bakış açılarının körelmesi ve belli bir noktaya yoğunlaştırılması sonucu olmuş.

Ayrıca var olan güzelliğe diye bir şey yok ki. Güzellik herhalde en göreceli kavramlardan birisidir lugattaki. Sonuçta sizi beğenmesini istediğiniz kişinin de bakış açılarının törpülenmiş, saçmalanmış ve klişeleşmiş bir şey olmasını istiyorsanız, siz de süslenip makyaj yaparsınız, belki sizi bulan olur. Ben sanmasam da :)

Kolay gelsin.

muhtemelen karakterinizle ilgili bir sorun var ortada.

mesela sizin notunuz 8 olsun. 8 ve üstü adamlar da sizin beğeneceğiniz, iç geçireceğiniz adamlar. bu adam sizle tanışıyor, fiziksel olarak beğeniyor, ama biraz daha tanıyınca "bunla mı uğraşıcam ulan, bana kız mı yok" diyerek uzaklaşıyor.

ama 8den düşük notlu adamlar (sizin beğenmedikleriniz) kendi alım gücünün üstünde bir hatun bulduğu için seviniyor, karakterinizde olabilecek sorunları görmezden geliyor.

sen öylesini bulsan da senden daha güzeline kaçar o. veya sen daha güzelini buldun mu ona kaçarsın. kasma kendini fazla. kişilik problemlerin var muhtemelen. onlara yoğunlaş.

en başında belirteyim @kahvegibi'ye çok fazla katılıyorum :))

şimdi "seksapel", kadınlık denilen şey insanın içindedir. kıyafet, makyaj, dekolte, oje ile edinilmez, bunları yapmayınca da gitmez. sağlıklı bir kadın "kadın" gibi hisseder, kadın gibi davranır ve bu şekilde erkekleri cezbeder.

medyadaki klişelerden arınarak etrafınıza, gerçek hayata bakarsanız sade giyinen, pantalon giyinen, çirkin denilebilecek, epey kilosu olan bir sürü kadının gayet güzel ilişkileri ve evlilikleri olduğunu gözlemlersiniz.

o zaman bu erkekler dekolteye bakar, yatmak için kadın arar önyargısından çıkalım bir öncelikle. elbette erkekler de çeşitlidir, çeşitli amaçları vardır. arkadaş isteyen, sevgili isteyen, sadece yatacak kadın arayan, iki kalem boyaya kananlar vardır.

bir de insanın (özellikler kadınların) kendine bakması, güzel giyinmesi, makyaj yapması kötü bir şey değildir ki. siz bunları hep erkekleri kandırmak için yapılan şeyler olarak algılıyorsunuz. halbuki bakımlı ve kendine özen gösteren insan öncelikle kendisine saygısı olan, çevresine saygılı olan insandır.

öncelikle kafanızdaki klişeleri bir kırın, fiziksel görünüşün önceliğinden çıkın. siz bile bir erkekte manken özellikleri arıyormuşsunuz. buna epey güldüm.

benim istediklerimi "her kadın" ister demişsiniz ya. hayatta öyle fiziksel şeyler istemem. tamam eli yüzü düzgün olsun, yüzünde hoş bir ifade olsun bu yeterlidir. inşallah fiziksel özelliklerin değersiz olduğunu yiyeceğiniz kazıklarla öğrenmezsiniz diyebiliyorum ancak.

siz birlikte olmak istediğiniz erkeği, geniş omuzları, pürüzsüz teni vsvs ile tanımlamakta sakınca görmüyorsunuz da, erkeğin yanında daha gösterişli, daha bakımlı bir kız isteyebileceğine neden isyan ediyorsunuz ki.
o pürüzsüz tenli erkekler, pürüzsüz tenli kızlarla gemilere bindi gittiler ablacım, geçmiş olsun :)

öncelikle sex sales.

bir şekilde ilk bakışta artı puan kazanmak avantajdır. he içiniz boşsa bu öteye gitmez ama iyi bir paketleme en azından içinizi sunma şansı verir size. burdaki iç, karakter anlamında oluyor. bu seksi kıyafet de olur, şirin bir yüz de, tatlı ısırmalık bir yüz ifadesi de. hangisi varsa veya olabiliyorsa artık.
teknoloji devri, herşey hızlı. kimse maalesef dur lan bi tanıyalım, şimdi tiksindim ama belki iyi biridir demiyor, az der.

son olarak da; bilemem yeğen armudu soymadan içini bilemem.

erkekler ne ister değil de ben ne istiyorum olmuş biraz. aslında öyle dekolteymiş şaşaaymış o kadar önemli değil ama giyim tarzınız biraz soluk,cansız kalıyorsa onu değiştirebilirsiniz hanım dediğin biraz renkli olmalı, göze batmalı, günlük giyiminizden vazgeçmeye o kadar da gerek yok.ki dekolte giyerseniz mini etek falan hedef şaşırtıp abazan kesimin ilgisini kazanabilirsiniz. giyimden de önemlisi davranışınızı, duruşunuzu değiştirin. daha samimi (adamına göre), daha cilveli (ortalama bi bayan kadar,fazlası zarar), daha sevimli olun. ve de en önemlisi beklentilerinizi yüksek tutmayın, eğer bu mantaliteyle bakıyorsanız model gibi olcak falan unutmayın ki o kişi de sizi o şekilde değerlendirir.yetinmeyi bilin.tabi yanınızdaki adamı biblo gibi taşımayı düşünmüyorsanız...

karşı cinsten beklentilerini değiştirmelisin. ne zaman ki erkeklerin geniş omuz-pürüzsüz tenden ibaret olmadığını anlarsın o zaman daha iyi birlikteliklerin olur. bu kafayla ömür boyu sap kalırsın.

arkadaslar cok tesekkurler cevaplar icin. Sunu anliyorum: O zaman mobilya felan begenirken de en guzelini en sekillisini istemek kisilik bozuklugu...Akil, kultur, guzellik hepsi de bir ozellik. Sevgilim akilli olsun demek de kotu o zaman, en az guzel guzel degil gibi ayrim kadar. her ayrim kotu. Sorun suydu: Evet her seyi fiziksel guzellige bagliyorum, iliskilerin temelinde bu yatiyor, daha onceki iliskilerimde bunu yenmek istedigim icin basladi ve bittiler. Bahsettigim guruh harici kimseyi begenmiyorum ne kadar kulturlu akilli sevecen olursa olsun...Bu degismiyor, sorun bu. Ben de isterdim citayi dusurebilmek, ama yok. Aslinda soylenenlerin cogununu da daha once denedim, ama begendiklerimi kendime cekmekten baska bir cozum yok

"... arkadaslar cok tesekkurler cevaplar icin. Sunu anliyorum: O zaman mobilya felan begenirken de en guzelini en sekillisini istemek kisilik bozuklugu ..."

sonra "ben neden sevgili bulamıyorum"...

nargilecim, sen sorunu yanlis anlamissin, sevgili bulamiyor degil yazar, model gibi sevgili bulamiyor. Model gibi bir sevgili bulabilme cabasi icindeki bir sahsin da dis gorunume bictigi deger maximum olacak...Neden bu ikiyuzluluk? Neden bu asagilama cabasi? Insani esya yerine koymus aa aa aa lar

ya ne 245 i bırak allasen ps2 mi kalmş da bize 245 den kakalayacaklar. sen salla onnarı sahbnden.com dan al bi tane chipli falan 100 liraya.

yazıcıoğlu civarından da daha ucuza alabilirsiniz.

100 lira civarı

Ya playstation 2'leri çok ucuza veriyor artık her yer. Nokta atışı yap desen yapamam ama şöyle gez bi' etrafı çok ucuza bulursun yani.

Ee o şekilde de isim soyisimden belli olmaz mı ? Yoksa öğrencilerden falan bulursun belki.

Sirketinle konus, otobiz parasi kadarini versinler, uzerini sen tamamla... :)

Eğer resmi bir kurumsa neyle giderseniz gidin güncel rayiç bedel üzerinden otobüs ücreti ödenir ve karşılığında bilet ibraz etme zorunluluğu yoktur.

Eğer çok seyahat ediyorsan al otobüs biletini sonra bileti kaybettim diye bi daha bastırt, sonra da git bileti açığa aldır...

44 haklı.
www.otogaristanbul.com
www.otogaristanbul.com
bu listenin geçerlilik süresi uzamıştı ama son zamlardan sonra yenisi eklenir herhalde...

sen ucak biletini ibraz edersin, onlar ne kadar harcırahın varsa o kadarını öderler. bilet bulmaya çalısmaya gerek yok gibi geldi bana.

(bkz: laiklik)

sorumun laiklik ile ilgisi yok. sanırım anlatamadım.

imam nikahı yaptıranlar boşandıklarında "ya inan nikahını da bozsak iyi olur" diye düşünüyor mu?" hiç denk gelmedim de, arkadaşlarla da geyiğini çevirdik. net bir fikir birliğine varamadık.

imam nikahını bozmak iş değil ki, 3 kere "boş ol boş ol boş ol" diyorsun bozuluyor.

ahahah evet boş ol boş ol boş ol diyorsun. erkek diyor tabiî sadece ahah. kadının ne boşanmak istemek ne bilmem ne gibi bir hakkı yok. boşanması bu şekilde olan bir nikahı yaptırmak... ben olsam şahsen muhabbeti falan keserim =))

götümüzden sallamayalım arkadaşlar.
öncelikle imam nikahı diye bir şey yk, islama göre nikahın şartı bu evliliği insanların bilmesi, yani zina için uydruk bir bahane değildir ya da boşanma işi sadece erkeğe ait hak değildir, çünkü belediye nikahı da islama göre geçerlidir, çünkü eş-dost evliliği biliyor, gizli saklı bir şey değil.
imam nikahına değer verilmesinin nedeni ise, dindar ailelerde resmi nikahtan kısa bir süre önce gençlerin buluşmasında sakınca görülmemesi için yapılır. bir anlamda, ailelerin onaylamadısır,normal nikah şartlarını bir süre önce yerine getirmek.

belediye nikahı islama göre geçerliyse insanlar neden sadece imam nikahlı oluyor gibi sorular da gelmiyor değil insanın aklına.

ilahiyat mezunu teyzeme sormusutm benzer bi soru, resmi nikahın da dinen tamamen geçerli olduğunu hatta resmi nikah yaptırmayıp sadece 4 şahit bulup yalandan imam nikahı yaptırmanın yanlıs olduğunu söylemisti. nedeni de nikahın olayının evliliği ilan etmek, çevreye duyurmak olmasıymıs

ben yine ifade edemedim sorumu.

aranızda imam nikahı yaptıran var mı? farkettim ki farklı kesimlerden bir çok kişi imam nikahına da büyük önem veriyor. ama mesela bu insanlar boşanırken dinen boşanmaya gerek görmüyor. ikinci kere evlenirken de mesela yine imam nikahı yaptırıyorlar. bu da bana komik geliyor. evlenirken allah katında da evlenelim, günah olmasın diyip boşanırken bu meseleyi önemsememek.

yani ben daha çok boşanma aşamasında takıldım kaldım.

dini nikah, allah katında da evliliği gerçekleştirmek ve eşlerin birbirlerine helal olmaları yani yapılan işin zina olmaması için yapılır. inanç budur.

resmi nikah olmadan da dini nikah yapılamaz. yasaktır. bu da laiklik ilkesinin sonucudur.

boşanırken mahkeme kararıyla boşanırlar. birbirlerine de boş ol, boş ol diyerek yaparlar.

Evet, resmi nikah biterse mahkemede, dini nikahın da geçerliliği kalmaz. Sanırım sorduğunuz bu:)

nikah tektir, şartları 3 tür :)
kabul, şahit, ve ilan

imam kıydırdığı için imam nikahı belediye kıydırdığı için belediye nikahı.

resmi nikah biterse nikah biter haliyle imam nikahı da biter.

bazı ilkel birlikteliklerde özellikle kadının isteğiyle mahkemenin bitirdiği evliliklerde erkek kadını cezalandırmak için dini nikahı boşamıyorum. kimseyle evlenemeyesin diye kadını korkutsa da ve ilkel kadınlar buna itibar etse de aslı yok.

nikah bitmişse bitmiştir resmi dini farketmez

kimse cevaplamamıs arkadasın sorusunu, yuhh ya.

sevgili arkadasım; nikahın bir hukuku, kuralı, kaidesi oldugu gibi, bosanmaın da aynı sekilde kuralları ve kaideleri var, ancak senin de dediğin gibi, evlenirken dini nikah kıyılıyor ama bosanırken dini boşanma kısmı es geçiliyor.

halbuki, boşanırken mehir verme, iddet bekleme gibi bir takım kuralların da gözetilmesi gerekir. yani "ben Allah'ın huzurunda da evlenicem" diyen adam boşanırken de Allah'ın kurallarına riayet etmeli tabi ki.

www.suleymaniyevakfi.org
www.suleymaniyevakfi.org
www.suleymaniyevakfi.org

şu linkler olayı daha iyi anlatır.

Soru üzerine kaç aydır arayıp sormadığım halamı aradım ve de sordum. Kendisi zamanında epeyce dindar bi beyle evliydi. Yamulmuyorsam 15 sene önce falan boşandılar. Evlenirken imam nikahı kıydırmışlar bittabi. Ancak boşanırken bunu bozma gibi bir eyleme girişmemişler. Zaten halam hafiften dinsiz, aklına bile gelmemiş böyle bir şey. Ex-enişte de gitti başka biriyle evlendi, halam da kenarda dursun diye mi şeyaptı, bilemiyorum. Bi de görüşüyorlar arada bir, cık cık cık cık.

"aşk, arkadaşlığın tutuşmuş halidir" gibi birşey denmek istenmiş..

eminim daha iyi çeviriler gelecektir

"aşk, ateş üzerine kurulmuş bir arkadaşlıktır." tehlikeli bir ilişki anlamına da gelebilir ya da şehvet gibi bişey de olabilir heralde burdaki ateşin anlamı.

Şıpsevdi'den çıkmış gibi duruyor =)

Aşk, ateş* üstündeki arkadaşlıktır. Bana böyle geldi. Yani aşk bitince arkadaşlığınız da bozulur demek istemiş hani.

Bence burada aşkın, arkadaşlığın tutkulu ve şehvetli bir versiyonu olduğu söylenmeye çalışılmış.

"Aşk, alevlenmiş (tutuşturulmuş) arkadaşlıktır" gibi bir çeviri yaptım ben de.