maden suyu ile

ice tea - aromalı şekerli maden suyu ve en son sade maden suyu şeklinde kurtulabilirsin aşama aşama.

maden suyu tadından kaybediyor
çayın her türlüsünden nefret ediyorum

@Adramelekh_ deneyeceğim

miden delindiği zaman bırakırsın.
aceleye mahal yok panpa.
sonra işerken kanlı işersin.
sonra doktor sana miden delindiği zaman sadece su der.
yess baby.
işte o zaman koladan nefret edersin.

@kredi....
o olayın aslı astarı yok panpa
mide asidinin ph'ı çok daha düşük
ayrıca mide kendi iç tabakasını yeniliyor
tek besinim kola olsa belki dediğinin olma olasılığı olurdu ama diğer besinlerle bir miktar nötralize oluyor
zaten genellikle yemeklerde tükettiğimi belirttim

kola gibi güzel içecek var mı,abartmadan içmeye devam

esso 1 yıl kadar bırakmıştım ama haftada bir içiyordum sadece
şimdi yine bağımlı oldum

ben de özellikle yazın çok tüketiyorum.içindeki su, şeker, kafein ve asit yüzünden sanırım.bir de soğuk içimi çok hoş ve boğazı yakarak gitmesi bizi cezbeden kısmı sanırım.çünkü;ılık bir kola içiminde aynı zevki alamıyoruz.
yeğenim tam bağımlısıdır.ölümüne,sabah kalkar kalkmaz ilk kola içer.
ben de bırakmak istedim ve alternatifleri denedim fakat hiçbir şey yerini tutmadı.sadece kahve ve bira yaklaşabildi o kadar.ama azalttım.

koladaki börtü böcek geyiği nedir ozaman varmıdır aslı ?

ben yaptım bunu. deli gibi bağımlı değildim ama yine de yemeklerin yanında içerdim. sonra azalta azalta hakikaten bıraktım.. yemeklerin yanında ayran içiyorum genelde ya da limonata.. yemek sonrasında da çay falan işte.. hiç eksiklik hissetmiyorum bile.. zaten bi süre sonra içemiyorsunuz isteseniz bile.. ben şimdi içmeye kalkınca bi su bardağının üçte birini anca içebiliyorum. anahtar kelime azaltmak burada. şekeri de böyle bıraktım mesela çayda. şimdi de tuza yöneldim. vücudumu noluyoruz yaa şokuna sokmadan adım adım gidiyorum ben, tavsiye ederim.

azaltmaktan başka çare yok
@nooisy tiksinmedim
çikolatada da varmış

ice tea iç, ayran iç. zamanla unutursun. son 1 ayda çok az içtim, ki her gün bir litre içen adam idim.

ama ara ara ister yine canın, o zamanlar da iç bence.

günde 2.5 litre içen ben bıraktıysam herkes bırakır.

Yerine Sek Ananas suyu içiyorum. on numara

günde 3 litreye yakın kola içiyodum. sonra sodaya döndüm bi süre soda içtim daha sonra kestim tamamen bu dediğim 5-6 sene oluyo o zamandır kola içmiyorum ki tadı bile iğrenç geliyo. tamamen irade meselesi yani artık içmicem diyeceksiniz.

Niye kurtulmak istiyorsun kola guzeldir.

coca cola seni bekliyordum ben de :D
sağlığa zararlı diye kısa ve net bir açıklama yapıyorum

İçindeki glikoz şurubunun öncelikli olarak metabolik sendroma sonra da bu yolla kansere yol açtığı konusundaki pek çok yayını okursanız bu kadar çok kola içmezsiniz sanırım. Glikoz şuruplu içeceklerden haftada 2+ bardak içmek pankreas kanseri riskini ikiye katlıyor mesela...

ben de öyleydim, yok kansermiş bilmem ne düşünmeyle olmadı ama bi süre içmeyince unutuyosun zaten. çok nadir canım çekiyor, kızartma yemeği falan olunca alıp 1 2 bardak içiyorum. geçen sene günde 1 litreden fazla içerdim. almayarak alıştırırsın kendini.
tadını ben de çok seviyorum, boğazdaki hissi falan ama artık cidden canım çok az çekiyor.

euro 1 ay once 2.30du hatırlatayım.

hayal görüorsun net

@ykyt hocam şimdi de 2,2055.fazla düştü denilmez.9 kuruş düşmüş.9 kuruşla sakız bile alamazsın bu devirde. :D

geçen sene bu zamanlar 2.55di be neredeyse. insaf edin bence.

türkiye ekonomisi gelişiyor amerika ve avrupa krizde o yüzden türk parası değer kaybediyor bu iki para birimi değer kazanıyor
yersen

cem yılmaz - ozan güven

www.bakiniz.com

(bkz: yönetmenler ve favori oyuncuları)

martin scorsese - leonardo di caprio

(bkz: Jean-Pierre Jeunet) - (bkz: Dominique Pinon)

coen brothers için :

Frances McDormand
Steve Buscemi
John Goodman
George Clooney
Jeff Bridges

alejandro gonzalez inarritu - gael garcia bernal

ferzan özpetek-serra yılmaz var.

edgar wright - simon pegg, nick frost

james l. brooks - jack nicholson.

çağan ırmak- şerif sezer, hümeyra

aylik 3600 maas ile haftada 7 gun calismak.

2800 tl panpa.
çalışmaktan bir zarar gelmez.

sana bağlı
paraya ihtiyacın yoksa 2000
paraya ihtiyacın varsa 2800

duruma göre değişir. ev kredisi ödüyorsam, yüksek lisans için para biriktiriyorsam, kira durumum varsa 2800.

yoksa 2000, o 2000'den daha iyi bir koşula ve maaşa geçmeyi hedeflerdim.

boş vaktini nasıl geçirdiğine bağlı olarak değişir. 2 gün boş boş evde oturup zaman öldüreceksen 6 gün çalış daha fazla para kazan.

bu arada 5 günlük iş için günde 100 tl diğeri için 116 lira kazanmış olacaksın. ben olsam 6 gün çalışırdım ki zaten öyle yapıyorum :)

iş nedir ve servis yemek gibi ekstraları bilemedim ama 2000 lira düşük bir ücret gibime geldi.

kira mira varsa 2.800 yoksa 2 bini tercih ederdim.

bende de aynı durum var benimki 1850ye 6 gün mü 1500e 5 gün mü sorunu . benim durumda 5 gün seçilmeli ama sende rakam büyük 2800 kesinlikle

2800 düşünme bile.

Zorunda kalmadıkça Cumartesi çalışmam. Sektöre de bağlı tabii ki ama eğer sektörde bazı firmalar cumartesi çalışmıyor fakat bazıları çalışıyor ise, çalıştıran firmalar sömürüye daha açık bence.

Paraya ihtiyacın yoksa elbette 2000 lirayı al ve keyfine bak. Tatili parayla almak çok zor, çoğu kez imkansız.

800 lira fark için değer. orada tecrübelen daha sonra mesela haftada 5 gün olan maaşı da 3500 olmasa bile 3000 ya da 2800 olan bir yere geçmeye çalış.

2000/22 is gunu = 90.9 TL/gun
2800/26 is gunu = 107.7 TL/gun

sites.eksiduyuru.com

aha anketini de açtım :)

arkadaşın 2000 liraya 5 gün çalışsın, 2800 liraya 6 gün çalışılacak işi de bana ayarlasın. olma mı?

duyuru açtığına göre 2000 lik iş işini görür. 2800 lük işe de ben girerim artık.


haha.

4 gün 800 tl, iyi para. 2800 hacı hiç düşünmesin.

ya tamam 4 gün 800 lira ama belli bir zaman sonra o cumartesi günü çok kıymete biniyor. cuma gecesi erken yatmak, cts günü arkadaşlarla çıkamamak falan. zor olmaz mı belli bir süre sonra. birçok kişi var böyle cumartesi günü çalıştığı için şikayet eden.

Bırak bu açgözlüleri. Çok para ihtiyacın yoksa cumartesi candır. Pazar günüyle yetinilir mi? Üzerinde lanet var o günün. 5 güne 2000 iyi.

@Laplacee +1

çok merak ettim cumartesi akşama kadar mı yoksa cumartesi öğlen 1e kadar mı? bence bunun da önemi var?

cumartesi yarım gün diye geçiyor kağıt üzerinde ama 3 ya da 4e kadar. bildiğimiz yarım değil :)

erkek kişisine koymuyor ctesi çalışmak ama bayanlar için büyük sorun gerçekten. arkadaşın erkek ise çalışsın, kapsın 2800ü. bayan olsaydı 5 gün yeter dicektim çünkü nasılsa 6. günde de evdi temizlikti alışverişti onlarla uğraşacaktı.

yüksek lisans yapıyor demişsin. yüksek lisansı haftaiçleri mi? ben de yüksek yapıyorum ama haftasonu da dersim oluyo =) bu açıdan bakınca da zaten haftasonu çalışamaz gibi duruyor =/

bu para net mi brüt mü?

@esek sipasi, arkadaş erkek. dersleri hafta 2 gün sadece.

@gormemisin oglu, net ücret.

müthiş bir şey :)

www.youtube.com

günde 12-24 saat arası oturmadan zaman zaman ağır iş yaparak geçiren biriyim pharmaton kullanıyorum zaman zaman. düzenli olarak kullandıktan sonra çok yardımı oldu tavsiye ederim ama spor konusuna gelince dünyanın en zor şeyini istiyorsun gibi geldi bana :)

Vallahi böyle bir tempoda spor yapmak fiziksel olarak adamı bitirir, ki spor yapmadan bile pek iyi sayılmaz durumun görünüşe göre. Kendine biraz zaman açmadıkça zor görünüyor, spor yapmak ciddi zaman ayırmanı gerektiren bir şey. L- carnitin de biraz hikaye.

isyerine ya da evine yakin bi spor salonu olursa yapabilirsin gibi.

ben de ortalama gunde 10 saat calisiyorum ama bilgisayar basinda, fiziksel yorgunluk olmuyor cok fazla. isyerime 5dk mesafede spro salonu. iki gunde bir spora gidebiliyorum. sporu bokunu cikarmadan yapiyorum, iyi bile geliyor is sonrasi yorgunluguna.

ben de aynı duurmdayım. Ne olursa olun kasıp haftada 4 gün spor yapıyorum, 2 hafta içi, iki hafta sonu genelde.

arada bir saat 11 olmadan uyuya kalabiliyorsun evet, bu benim hoşuma gidiyor aslında, sabah çooook erken kalktığımdan uykumu almış olyuroum en azından bir miktar.

ayrıca sporunu da tempona göre ayarlar. ben 40 dakika yapıyorum, çok yorgun olduğumda tempoyu pek yükseltmiyorum.

işin en keyifli tarafı o deli yorgunluk üzerine duş alıp rahatlamak :) bir kere rutine bağlarsan arkası gelir, ben de senin gibi hissediyordum, hayatta içimden gelmiyordu ama oluyor yapınca.

ayrıca altını çizmekte fayda var, her allah'ın günü bu tempoda yaparsan bıkarsın. hafta içi 2 gün spor, 3 gün dinlenme hafta sonu da 2 gün spor güzeldir.

ben de kuja ile benzer şeyleri söyleyecektim. şu an için derdiniz üşenmek. üşenmeyi atlattığınız zaman, keyifli bir aktivite olacak spor.

ilk birkaç gün ölmüş vaziyette işe gidersiniz, sonra zaman içinde spor daha dinç hissettirmeye başlar. gün aşırı koşmak güzel olabilir. 2 hafta sıkın dişinizi, yorgunluktan ölün bitin ama mutlaka koşun. sonra hala aynı üşengeçlik olursa ve yorgunluğun üstesinden gelemiyorsanız başka bir iş arayın derim.

bogaziçi iktisat co

boğaziçi. kesinlikle pişman olmazsın.

nedeni de bir insana mesleki eğitimden çok vizyon ve kültür kazandırması. hani galatasaray lisesi gibi düşün. başka bir üni de böylesini bulamazsın.

Sebepleriyle +'larıyla -'lerin yazarsanız güzel olacak böyle çok havada kalıyor çünkü anket gibi

boun'un bi eksisini görmedim. benm arkadaşım bilkent tam burslu iken yatayla boun'a geldi. adam o kadar memnun ki hayatından bilkent'i hatırlamak bile istemiyor. bi kere bilkent ankara'da boun istanbulda.

bilkent iktisat mezunuyum kesinlikle boğaziçi diyorum!

bölüm olarak iktisat. ancak boğaziçi iktisat insanı canından bezdirir, alman gereken dersi açmaz, kredisiz dersi alman gerekir vermez, abuk subuk derslere ön koşul koyar, ingilizce alman gerektiği halde zorla dersi türkçe veren hocadan ders aldırır, saçma sapan okul uzattırır.

şu anki aklım olsa ya sabancıya giderdim ekonomi okumak için ya da bilkent'e.

boun akar, herkes bakar. not: ytüdenim ulan.

istanbul'da olduğu gerçeği, kampüsünün manzarası ve isminin forsundan ötürü boğaziçi.

Baska yorum var mi

ken mi ryu mu tarşısmasının akademik sürümüne hoşgeldiniz!
cevap; boğaziçi.
neden? çünkü, bir yakınım okuyor orada ve kendisi çok memnun okulundan.

bilkent iktisat bence

zencefil kafe.

www.plusistanbul.com

parsifal ve zencefil'i önerebilirim.

etsiz olsun diyorsan patsocular var diyeceğim ama istediğin bu değil sanırım :))

hint lokantası var. taksim talimhane crystal hotel yanı ''müsafir''

govindaistanbul.com

bilgi.

Bilgi Ad School diye bir aratmanı tavsiye ederim o zaman.
Gerçi bu dönem için başvurular bitti.

boğaziçi iyi olsa gerek.

yeditepedeyim, gayet mutluyum. avrupa yakasında çalışıyor olsaydım kesinlikle bilgiyi tercih ederdim.

kesinlikle tezSİZ yüksek lisans yap.
başka bir diyeceğim yok..

hiçbir katkısı olmaz diye düşünüyorum. eğer olursa kampanya başlatıp bu uygulamayı bitirmelerini istiycem.

sen değilsin şimdi bir başka herif vardı benim oda arkadaşı. spoiler küfür geliyor.

orospu çocuğunun evladı paso sınıfta yok ben şu şu puanla şu sıralamadan girdim, finans bölümünden 1. girmiş oluyorum. öyle böyle ben farklıyım. ben aslında boğaziçine gidecektim ama burada birinci giriyordum bölüme diye burayı seçtim. sana yemin ediyorum orospu çocuğu varya odada kalan 6 kişinin beynine kazıdı bölüme birinci olarak girdiğini. gelmeseydin aq bu kadar kafa şişirecek olsaydın. ananı siktigimin çocuğu sanki össde ilkokul lise bilgileri ile kıytırık boktan bir sınavdan aldıgın siktiriboktan bir puanın önemi varmış gibi. allahaşkına bu öss de aldıgın puanın sana kattıgı nesi var amk ? oh rahatladım. sağol duyuruyu açtıgın için.

omuzlarda girersin bölüme, ayrıca sadece birincilerin kullanabildiği odalar ve tesisler var. bir de sana bir inci verirler...

"Ayrıca sadece birincilerin kullanabildiği odalar ve tesisler var"

Kayseri erciyes üni de hakkaten böle bişey vardı. 1 sene kullanabiliyordun ama öyle hatırlıyorum.

Cevap: birinci yada sonuncu girmen hiçbirşeyi değiştirmiyor.

boğaziçinde bölüme giren ilk 5'e burs çıkıyordu sanırım. odtü'de de o tarz bi şey olabilir araştır.

vizelerde ve finallerde diğer rakiplerinden +10 puan averajıyla başlarsın. yıl sonunda rakiplerinin puanı yarıya indirilir, seninki ikiyle çarpılır. nasıl girdiysen öyle çıkarsın bölümden. bir inci gibi...

Mezun olunca ozel sirketlere ya da yuksek lisansa basvururken cv'nizde bir satir yer tutar, o isinize yarar. Ama o zaman bile kacinci girdiginizden ziyade kacinci ciktiginiza dikkat ederler...

birincilikle girmen değil, çıkman önemli. sen o puanla, girebileceğin en iyi okulun, en çok istediğin bölümüne git.

@cilgin fantezilerin adami
Hah sağolasın, zaten tek derdim bu durumda bir burs felan oluyor mu onu öğrenmek idi, başka bir yararının olmayacağını bende biliyorum :)

hiç faydasımı görmezsin diye bir şey yok. Bazı burs veren kurumlar giriş sıralamasına bakabiliyor. Örnek; Türk Eğitim Vakfı. Sınıf sıralamasında ilk yarıda olman gerekiyor gibi bir şartları var.

odtü bölümüne göre bi uygulama yapıyordu zamanında, şu bölümlere ilk bilmem kaçta(öss sırası olarak) girersen şöyle burslar diye. ayrıca bölümün ilk üçünde diye arkadaşa parasını ödemek koşuluyla istediği yurdu seçme hakkı vermişlerdi.

Ben de kayıt esnasında şampanya patlatıyorlar diye duydum.

kayıt sırasında hurma veriyorlar :) şaka bir yana tübitaktan burs alma şansın artar herhalde. bu bursa mutlaka başvur.

yok hacı onların stili öyle.

zaten her bölümde film gibi, sınırları zorlayan mantık kullanılıyor her filmde. normal bence her sezonda 3 bölüm. akasya durağı senaristi değil bunlar sonuçta.

izledikten sonra "bir sezon neden üç bölümcük yea" dedirtmeyecek kadar iyi iş çıkardıkları için üç bölüm.

Bir de bir bölümün çekilmesinin&yazılmasının çok uzun zaman alması da var.

kalite abi işte, gidip 20-30 bölüm hatta türk dizileri gibi yazın sonuna kadar her hafta bölüm yayımlamaktansa kısa ve öz tutuyorlar. En güzeli..

Sherlock, Wallander şimdi aklıma getiremediğim birkaç dizi daha böyle strateji uyguluyor.

ya şöyle bir şey var, senaryoları çok uzun sürede yazılıyor onların. mesela steven moffat(sherlock ve doctor who'nun baş yazarı), doctor who 50. yıl özel bölümünü 2 sene önce yazmaya başladığını söylemişti yavaş yavaş. yine ocak gibi çekim varken aralıktaki bölümün senaryosunu yazıyordu adam.

kimlik-identity

oldboy

ama filmi sürpriz sonlu diye izleyince pek de sürprizi kalmıyor...
yine de; (bkz: he was a quiet man).

yetimhane
memento
sihirbaz
prestij
falan filan.

6. his, oeh :)

shutter island
the usual suspects

american beauty

the village
lucky number slevin

harry potter

bruce willis ölüyo

saam gaang'daki going home u öneriyorum.

the machinist

(bkz: takva)

yüzüklerin efendisi 3 lemesi

takva istediğiniz gibi bir film değil.

(bkz: sherlock holmes)

(bkz: sherlock holmes a game of shadows)

çağrı.

@geven kafa biliyorum aslında seyrettim ama arkadaş yardımcı olmaya çalışmış, tik atmak olmazdı.


aslında benim aradığım Intouchables veya bucket list gibi böyle dostluk, vefa gibi şeyleri anlatan filmler..

korku filmleri de olur, çok azında sevişme sahnesi vardır sanırım.

o zaman : (bkz: good will hunting)

Sizin istediğiniz film kesinlikle İntouchables
m.imdb.com

toy story üçlemesi. Dostluk, macera, komiklikler şakalar ne ararsan var.

3 idiots. 3 saat seyret seyret gül.

(bkz: shawshank redemption)

(bkz: stardust)

in time

3 idiots +1

zamanın nasıl geçtiğini anlamazsın bile.

ikisi de gelmez.

she is a succesfull GIRL in the class.
ya da

she is a succesfull STUDENT in the class.

olabilir belki.

zorlarsan the gelir. önceden konuşmuşsan onla ilgili ve sınıfta başarılı olan o şeklinde bir şey demek istiyorsan. Ama yine de hafif saçma durur tabi.

şu da önemli ki "succesfull" değil "successful".

she is so successful veya she is very successful tarzı şeyler olabilir ama dikkat et tek l iki s var.

a veya the olması için isim veya isim tamlaması olması lazım.

seçeneklerde

a , an , the , may vardı?

o zaman @noluyo yaa'nın işaret ettiği kullanım dolayısıya "the" gelmesi gerekir. yani önceki cümlede o sıfatı kullanmışsınızdır bir isimle, sonra da sadece o sıfatı kullanırsınız ismi kullanmadan aynı şeye gönderme yapmak için.

türkçede de var bu: "En çok kırmızı kalemimi severim. Çantamda fazlasıyla kalem var ancak bugün kırmızıyı okula getirmemişim."deki "kırmızı"nın kullanımı gibi.

ancak şunu da belirteyim ki bir türk tarafından hazırlanmış bir kitaptan ya da sorulardan çalıştığınıza da kalıbımı basarım.

a gelebilmesi için successful kelimesinden sonra bir isim gelmeli. a/an isimleri tanımlar, dolayısıyla kendinden sonra gelen sıfat değil isim özelliği taşımalı. burada successful ile bir isim tamlaması yapabiliriz a kullanmak için.
"She is a successful student in the class."

Boşluğa the konabilir elbette, ancak anlamın sınırlı olacağı kesindir. Yani "She is the successful in the class" dediğimizde sınıfta başarılı olan odur (ona sorun) gibi bir anlam oluşuyor.

Eğer "sınıfta başarılıdır" anlamında kullanacaksak "She is successful in the class" dememiz yeterli, boşluğa bir sözcük getirmeye gerek kalmıyor.

the nası gelecek bilader?

en azından succesful'dan sonra bi "one" getirilirse olur belki.

she is THE succesfull ONE in the class.

anca böyle the gelir.

Oraya so gelecek dostum

she is the most successful girl in the class nası olur?

"very" veya "quite" gelebilir

"-the successful-" olabilir

sınıftaki -başarılı- idi şeklinde. velhasıl saçma olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

@elifi mertek görse..
az da olsa öyle bir kullanım bulunuyor, başına the alan adjective ya bir grubu kast ediyor ya da buradaki gibi spesifik bir tanımlama belirtiyor.

doğru.

burada 2 opsiyonun var

1- Polis senin bu pasaportunu alıyor, sana 6 aylık geçici pasaport veriyor, onunla irana gidip geliyorsun, sonra iade edip normal pasaportunu alıyorsun.

2- İsrail konsoloslugu rica üzerine vizeyi kagıda yapıştırıyor, damgalar da kagıda vuruluyor böylece gümrükte, o kagıdı atınca, pasaportunda israile dair bir iz görünmüyor. Belki iran için de bunu yapabilirsin, iran vize istemiyorsa, biletine vururlar damgayı, çıkışta da o bilete vururlar.

@cruseo o geçici pasaport nasıl alınıyor?

pasaport veren bir emniyet müdürlügüne git, oraya sor tam detay verirler.

iki pasaport sadece israile gitme durumunda geçerlidir arkadaşlar. Iran a gidicem, sonra da avrupaya gidicem diye polise giderseniz size ikinci pasaportu vermezler. Bu uygulamanın esas amacı, arap ülkelerinin israil damgalı, israilin de arap ülkeleri damgalı pasaportlara giriş izni vermemesi..

Esas soruya gelecek olursak: irana gidip ertesi gün abd ye giden arkadaşlarım var, hiç bişey olmuyor.. schengen almakta da hiç sorun yaşamadılar..

Dogru degil babam da amcam da sik sik hem avrupa'ya hem de iran'a gidiyorlar.

abi neden dolayı gittiler arkadaşlar? keyfi gidilince sorun oluyor diye biliyorum. iş için vs daha farklı değerlendiriliyordur.

irana gidersen abd vizesi alman imkansiza yakin

ben iran a da gittim, sonrasında schengen de aldım. bişey olmaz.

gereksiz.

olabilir, mantıklı. denemeye değer.

başka hiç film izlememek değil de, mesela ben colin farrell' i cassandra's dream ve in bruges' ta çok beğendim. diğer filmlerine de baktım. micheal c hall ü dexter' dan bilirim, imdb.com dan bakıyorum onun filmlerine veya dizilerine. Josh Radnor mesela ( ted mosby- himym) 2 tane film yaptı henüz 2.sini seyredemedim ama bir ara izleyeceğim. böyle izlediğiniz film veya dizilerden gözünüze çarpan oyuncuları arattırın ve onların filmlerini izleyin. yoksa bu ay kendime angelina jolie ' i seçtim onu izlemeliyim derseniz, sıkılırsınız.

Yönetmene göre ya da oyuncuya göre gitmek iyi oluyor.

Misal Angelina Jolie filmlerini arka arkaya izlemek zevkli oluyor.
Ya da Tim burton filmlerini izlemek keyiflidir.
M.Night Shyamalan da sırayla izleyince keyif veriyor.
Ülke ve tarz olayına girmek biraz zorlayabilir.

Oyunculuk izlemek istiyorsan kesinlikle oyuncuya göre seç, mesela normalde sıkıntıdan patlayacağım filmleri jack nicholson'ın sayesinde akıcı şekilde izlediğimi bilirim.

oyuncu benzer türlerde geziniyorsa oyuncuya göre olabilir(ör: jason statham, will ferrell)
yönetmenin belli bir çizgisi varsa yönetmene göre gidilebilir(ör: tim burton, woody allen)
ya da tamamen özel ilgi(ör: angelina jolie*)
ara ara hepsini yaptım, o an içinden hangisi geliyorsa onu yap. ama dediğim gibi ara ara yani bir maratonu bitirip diğerine başlama.

Mekiğe aban

spor+düzenli diyet.

ebru şallı ile süper bir karın
denedim %75 çalışıyor..
www.ebrulipilates.com

olmaz. gönder.

kurye yüzünden geciktiyse kuryeye etkisi olur tabi. E o zaman da bi zahmet olsun. Kuryeye olmazsa oradaki siparişi geç ileten aracı adama olabilir. işini kötü yapanı biraz azarlasınlar zaten.

ben olsam direkt geri yollardım. sıcaksa bile.

olmaz gönder tabikisi

illaki sıcak yenmesi gerekmiyorsa, yani tadı çok bozulmayacaksa bu seferlik uyarın bence, bir dahaki sefere aynı şeyi yapmaya götleri yemeyecektir. bir sorun olmuş olabilir, hiçbir restoran keyfinden 1 saat gezmez.

bence bu seferlik uyarın. ya da geri gönder ya zamanında getirseymiş ibne.

valla ben nota aynen şöyle yazıyorum yemeksepetinde " yemeğin geç gelmesi sorun değil ama soğuk gelirse almam." genelde soğuk gelmiyor ama gelince de elemana notu okutup yolluyorum.

N'aptın?

ben bir kez yolladım öyle.
öncesinde 2 kere telefonla burger kingi aradım, "şimdi çıktı" banko yalanını söylediler. mobilyaları kemirmektense misler gibi bıçakarası sipariş ettim, geldi ve yedim. bu sırada kapı çaldı ve siparişten 1 buçuk saat sonra siparişim gelmiş oldu. üzgünüm ama ben yemeğimi yedim diyerek kapıyı kapattım. kuryenin bir kabahati yok, şube sallamıyor.

geldi sipariş, dedim çok geciktiniz bi bakıcam, çocuk da tabi efendim hakkınız, soğumuşsa geri götüreyim dedi. ben de iki defa sordum, size bi etkisi yok di mi? diye, yok kesinlikle dedi. sonra işte sipariş çıkınca zaten 15 dakika bekliyor, akşam 3 motor kalıyor sadece falan filan dedi.

baktım hamburger sıcaktı, patates zaten yemiyorum o yüzden umursamadım, aldım, mis gibi yedim.

klasik müzik.

bence şarkı dikkat dağıtır, değiştirme ihtiyacı hissedersin, onun yerine radyo deneyebilirsin.

www.youtube.com

@nemtersis ensturmantel olabilir mi? (yanlış yazmış olabilirim)

explosions in the sky, god is an astranout gibi post-rock tarzi seyler super gidiyor.

Yok öyle bir müzik. Kitap okurken kitap oku, müzik dinlerken müzik dinle müdürüm. Piç etme ikisini de...

ders çalışırken (sayısal ağırlıklı) müziği anlarımda kitap okurken şarkı dinlemek bana çok saçma geliyor. kafan bir yandan kitabı anlamaya çalışırken bir yandan müziğimi algılamaya çalışacak allasen.

bence sadece kitap oku

öncelikle baya bi dalga konusu olacaksın o açıdan kolay gelsin, ben bunu yazdığım sırada henüz cevap veren yoktu.

ilk aşamada türkçe meal okumanız çok faydalı olmayacak onu söyliyeyim, açıklamalı bir kitap bulursanız daha faydalı olur. diyanet vakfı yayınlarının öneririm. ayrıca yaşar nuri öztürk'ün kitapları da olabilir, ben yine en çağdaş şekilde cevapları bu kitaplarda buldum. kitaba inanıp inanmama konusunda yorum yapamam, eğer varlığına inanıyorsanız zaten inanıyorsunuzdur. yoksa soru "Allah'a neye göre inanıyorsunuz ki ?" gibi bir anlam kazanıyor. umarım faydalı bir araştırma olur, önemli bir noktadasınız zira. son olarak şunu söyliyim, inandığınız (veya inanmamak üzere olduğunuz) kitabın emrettiklerinde (söz gelimi ibadetlerde) kanunda boşluk arama misali kaçacak noktalar bulmaya çalışmadan okumanız faydalı olacaktır.

kolay gelsin.

tanrı konsepti pek bi tarafımda değil. tanrı varlığını umursamasam da oturup tartışabilirim, ama umursamadığım bir şeyin varlığı umrumda değilse onun çıkarttığı din veya dinlere de inanmamam normal. çıkarttıysa bana mı çıkarttı arkadaş?

inanmıyorum. mantık çok basit: islama inanıyor olmamızın en temel nedeni müslüman bir aile ve çevrede doğup büyümek. tamamen tesadüfi, rastgele bir şekilde bu dinle büyüdüm ve buna inandırıldım. yaşım 19, 20 olunca sorguladığım ilk şey, dünyada yüzlerce din varken neden buna inanıyorum oldu. bunca din bana acayip saçma gelirken islamdaki mantıksızlıkları neden "allah'ın işi" olarak yorumluyorum, bunu sordum kendime. insanlar dünyanın dört bi yanında saçmasapan şeylere inanıyor ve ben oralarda doğup onlara inanıp islamı aynı şekilde saçma bulabilirdim örneğin.

benim islam ve diğer 2 dinle ilgili en büyük takıntım tanrı algısı. evreni yarattığı iddia edilen bir tanrının benim kendisine inanmamı neden bu kadar sorun ettiğini hiçbir zaman çözemicem. beni bunun için cehennemde cayır cayır yakmakla tehdit edecek kadar inanmama muhtaçsa, benim öyle bir tanrıyla çok bir alakam olmaz açıkçası.

kuran'ın eşcinselleri, kadınları dışladığını düşünüyorum. zekat sistemiyle fakir ve zenginliği normalleştirdiğini düşünüyorum. kuran'daki birçok hikayenin gerçekdışı, olanaksız ve komik olduğunu düşünüyorum. kısacası islam ve diğer dinlere inanmam için bir neden bulamıyorum. zira bu dinler, bu kitaplar dünyaya güzellik getirmiyor, getirmeyecek. umarım bir gün tüm dünya dinlerden kurtulur.

inanmiyorum, neye dayanarak? dayanilacak bir sey yok. zaten o yuzden inanmiyorum. daha dogrusu inanmak konseptine karsiyim kendi adima. bilinemeyen seyi var kabul edecek kadar dandik bulmuyorum kendimi.

inanmıyorum. çok falzla din var 3 tane 5 tane değil. mitoloji bilfdiğimizde mesela, araştırdığımızda görüyoruz ki dünyada 4398759 tane din oluşmuş ve sürekli de oluşmaya devam ediyor. ve hiçbiri birbirinde daha gerçek ya da birbirinden daha yalan değil. genel olarak dinlere inanmama sebebim bu.

lakin islam'a inanmama sebebim. ben kadınlara taparken islam kadınları 5. sınıf olarak görüyor. aynı şekilde şairleri de öyle görüyor. kuran'da yazıyor bunlar üstelik. sevdiğim kadını benden daha aşağı konumda gören bir dine nasıl inanırım

edit: bunlar benim düşüncelerim. belki çoğunun gözünde haksız olabilirim. ama ne mutlu ki bu dünyada inanan ve düşüncelerim saygılı şekilde yaklaşan insanlar var. ben de aynı şekilde onları selamlıyorum :)

Ben de bunu dusundum uzun zaman. Ama gozumle gordugum seylerin olmasi, Allah var, islam var ama bugunki seklinde degil diye dusunuyorum. Siğillerin okunarak gecmesinin, kardesimin "ayak bagi" duasindan sonra yere dusme sayisinin baya azalmasi, nazar duasi okurken esneme, hapsirma, burnu kanayacak kadar hapsirma. Bunlar bana din ve allah olduguna inandiriyor.

dampire haklı biraz.. ortada sadece carptırılmıs seyler var bence. kuranın degıstırılmeyen tek kıtap oldugunu nerden bılıyoruz? bunu neye gore soyluyorlar. bır ıspatı vardır belkı ama ben bılmıyorum. muslumanlıkta hayatta ınsana zevk eglence veren hersey haram. ya bız bu hayata ne ıcın geldık o zaman? ruh hastası olmak ıcın mı ot gıbı yasamak ıcın mı? belkı eskı zamanlarda daha agırlıktaydı dın olayları.. sonucta gelısmıslık yoktu.. sımdı hersey gelıstı. hayat globallestı ve bırseyler eskı kafayla gıdıldıgınce gelısılmedıgı ve mal duruma dusurdugunu goruluyor. bırazda ınsan kendı refahı ıcın yasamalı. nasıl mutlu hıssedıyorsa beynınde oyle yasamalı. ben kendı beynımı dusuncemı kolaylıkla yonetemıyorum. ınsan gordugu seylerle hayatada o derece aynı bakıyor. bu durumda ınsan dıyelım kı namaz kılmayı ıstemıyor. allah kıl dıyor.. allah ınsanı yarattıysa kendı hıssettıgı gıbı yasamasınada saygı gosteren bır tanrı olmalı bence. ınsan ıradesının dısında zorla bırsey yaptıran allah nasıl zıhnıyette oluyor?

bakın dunyaya musluman ulkelerın hepsı gerı ve kapalı dusunup gelısemıyor. ateistler ıse hep bırseylerın pesıne dusup dunyaya yararlı olacak seyler sunmuslar. ateıst degılım bu arada. ama bazı seylerı cok sorgulmaya basladım.

sureklı ıslerımın ters gıttıgı zamanlarda ınsanların bana dınınden uzaklasırsan oyle olur demesıde benı bıraz sınır etmıyor degıl

değişir sanırım ayın dünya etrafındaki dolanımına göre. sabit bir yer yoktur da yılın belli zamanlarında belli yerlerde daha büyük olabilir.

daha önce de soruldu bikaç kere:
en.wikipedia.org
en.wikipedia.org

online hiç oynamadım o oyunu ama 2k13 çıkmasına 2 ay kalmışken bence normal kimsenin olmaması.

2000 küsür kişi var gözüküyor.

ağır sanat filmi istiyorsun demek sen, birazdan üşüşürler bekle biraz.

ya çok da ağır değil saydığım filmler, o kıvamda olsun kafi.

A Dangerous Method vardı. Çok hafif değilse de fotoğraf karesi gibi manzara sahnesi var bolca.

@ theherbaliser, midnight in paris ve barcelona barcelona mı ağır film? aksine bu ikisi gayet akıcı ve rahat filmlerdir.

film önerisine gelirsek before sunset ve before sunrise önerilerine katılmakla beraber 2 days in paris filmini de öneririm.

in bruges

drive

@dragon1653 isimleri çok sofistike geldi :)

paris i love you, ny i love you, vicky christina barcelona aklima ilk gelenler. sonra aklima baska gelen olursa eklerim..

Whatever works ve organize işler geliyor ilk olarak aklıma.

batı ataşehirdir en yaşanılası ama o paraya stüdyo falan bulursunuz anca herhalde.

küçükbakkalköy.

göztepe sahil falansa toplu taşıma benim bildiğim hiçbir yerinden yok ataşehirin.

küçübakkalköy-inönü-hatta kayışdağı da şimdi güzel
ana cddeye yürüdünmü heryere otobüs var.
kayışdağındaki evlerin çoğu yeni, yerinizde olsam gidip bakardım.

o paraya göztepeden de ev bulunmaz mı?

göztepenin çoğu eski ev, yeniler de o paraya zor bulunur.
kayışdağına bakın hocam siz, oranın hepsi yeni. adına bakmayın mahallenin yeri dağ mağ değil, gümrüğün alt tarafı gayet merkezi.

kayışdağı'nı sevdim. az katlı apartmanlar, küçük bahçeler ve yeni evler vardı. kira da nispeten makul gibiydi.

2007 yapımı blue state isimli bir film alıyorum ben de, doğru-düzgün hiçbir sitede denk gelemedim. iyi bir siteye benim de ihtiyacım var.

diziler için tvtorrents, film için torrentleech veya piratebay.

torrentz=torrent'in google'ı yok direk google alayım dersen filetype: .torrent (dosyadı) ama birincisini öneririm.

her ayın ilk haftası 850 kb/s sonraki 3 hafta 120 kb/s hız.

arena-tr kullanıyorum. ratio oranını koruman gerekiyor.

davetiye istiyorsanız e-posta adresi veriniz.

2,5 mb/s ile. 10 seed üzeri her dosyada.

yemek mi kaliteli olsun, yoksa böyle güzel güzel oturup yiyelim de tadı çok önemli değil mi?

olm nie sallıosunuz mis gibi yaşıyoruz biz burda.

net ve nokta atışı yapıyorum : erasmus cafe.

www.facebook.com

Dexter eksik bence.

boardwalk empire
dexter
mad men

Sherlock da iyi bence.

luther'i atlamisim.

Doctor Who (kozmos kadar yıldız)
Once Upon A Time (inanılmaz iyi hikaye, inanılmaz iyi bir senaryo)
Lie to Me (asıl karakter dizisi)
White Collar (çok tatlı referanslar var)
Freaks and Geeks (çok önemli)
Shameless - US versiyonu

Sen bırakmışssın ama ben bırakmam komedileri
Peep Show (bin yıldız)
Black Books (bin yıldız)
The Office - US versiyonu
Community (human being başlıbaşına bir ilham perisi)
30 ROCK (tina fey çok zeki kadın)
Weeds (ilk sezon)

en yenilerden continuum'u sevebilirsin bu arada.
heroes'u çoğumuz evlatlıktan reddettik ama fringe gibi yarım bırakabilirsin de. emin olamıyorum.

Doctor who ve sherlock en başa yazılmalı zaten. entourage diyeceğim, californication beğenmediysen beğenmeme ihtimalin var. Suits var, boardwalk empire var, dexter var.

var da var.

Yuh. Yoksa sen hala Rome'u izlemedin mi? Cık cık cık. Hemen izle de gel bakiim.

Dexter
Rome

The Borgias'a bir bak derim.

3. filmle benzer:

hot tub time machine

2. için supernatural var. ama dizi :) 4. sezondan itibaren bir melek bolluğudur gidiyor.

dizi istemiyorum ya, film. böyle 2 saatte bitsin gitsin :P

modern family

20 dakika değil ama knedisi mini dizidir. filmiyle paralel: sherlock

edit: yabancidiziizle.com

weeds

hiç düşünmeden death note dal derim. bölüm başı 20 dakika.

gerçi süre sıkıntın varmış, bir bölüm bitince diğerine geçmemek sağlam yürek ister baştan uyarayım. hepi topu 37 bölüm zaten.

new girl
2 broken girls

izlemediysen friends

+new girl

7 bölümlük 'feyyaz' diye bir internet dizi var.20'şer dakikalık bölümlerden oluşuyor.Disko Kralı kadrosunda geçen yıl yer alan Feyyaz Yiğit'in dizisi,bence çok eğlenceli.Mynet Sebastiyan üzerinden yayınlanıyor.
Bir de Black Books var.2000'lerin başında çekilmiş ve 6şar bölümlük 3 sezondan oluşan adam akıllı bir komedi dizisi.olaydı da izleyeydik...

death note +1

1. friends
2. friends
3. friends

eğer hala izlemediysen the big bang theory.

it's always sunny in philadelphia

en eğlencelisi........ coupling

friends, coupling, modern family, seinfeld, flight of the conchords, episodes, entourage(28 dakika falan genelde), scrubs....

the IT crowd. geek, nerd dizisi. big bang theorynin british versiyonnu bir nevi.

ÇAn olduğuna emin misin?

Çan olsa böyle olmamalı değil mi?

Nerde kesti ne yaptı bilemem ama biraz insafsızlık gibi, Çan olsa rahat geçersin, ya bu hocalara akıl sır ermez, tam katalog da yapmamıştır da karışık işte...

finalden 27 alanı ben de geçirmem

FD nasıl bir nottur öncelikle :p?

çana f verirse f bile gelir bu notlarla, normal. çan olması yüksek not demek değildir, çana ne verdiği hocanın önemlidir.

finale baraj uygulamış olabilir. atıyorum 35 altı alan otomatikman kalmıştır.

bizim okulda standart 45 puan barajı var final için. çan olmasına rağmen finalden 44 aldığın an kalıyorsun, çana giremiyorsun 45 alsan rahatlıkla CB falan gelebilecek durumda.

ilk iki notun %25'i ve son notun %50'si ise dersin,

sınıf ortalaması 49
senin ortalaman 43.75

yani fd olması normal yanlış anlamadıysam. dd mi gelmesi gerekirdi diyorsun?

hoca dd sınırını 45 yapmış, benim de 44, yani 1 puanla kalmışım. Çan olayı anlamadığım için burdan sormak istedim

çan eğrisinde sınıf ortalamasının altında kalırsan dersten kalırsın. çoğu hoca oynar notlarla, sınırı istediği yere çeker. senin hoca insaflı değilmiş, bırakmış. fd olması normal yani.

kartı kaybettiysen belirli bir kart ücretini garanti bankasına yatırman lazım ama ücreti çok değildi diye hatırlıyorum (10 tl olabılır)

sonra makbuzu burs ofisinin ordaki öğrenci işlerine götür 2 3 haftaya çıkar

2-3 hafta mı? başka yolu yok mu? kombine bilet almak istiyorum, öğrenci kimliği istiyorlar. 2-3 haftaya rahat rahat biter.

şu an ters bir zaman ayrıca umarım tatile girmezler bi de benimki o kadar sürdu işte o yuzden o sureyı soledım sana.

ayrıca ogrencı belgenı gotursen olmuyor mu

ya oluyor biliyordum ama, www.galatasaray.org burada Kombine alımında resimli öğrenci kimliği ibraz etmek mecburidir diyor. bilemedim o yüzden..

pazartesi bi arayacağım..

öğrenci işlerini niye kapatsınlar ki? her zaman açık olması gerekli orasının.

vizeyi nerden aldysan ilk o ülkeye giriş yapman lazm. sora istediğin yere gidebilirsin. çok girişli verebiliyolar ama neye göre veriyolar emin diilim.

schengen olduğu sürece istediğin yerden alıp istediğin yerden girebilirsin. ancak ilk giriş yapacağın ülkeden almanı tavsiye ederim. yani atıyorum ispanyadan alıp portekizden girersen, ispanyadan bi daha istediğinde lan hırbo sana veriyoruz da bizim ülkeye mi giriyon sanki? diyebilirler.

ilk giriş yaptığın önemli değil, en çok kalacağın ülke önemli. En çok gün hangi ülkede kalacaksan o ülkeden alman gerekir.

bence almanyadan al, önce almanyaya gideceksen sıkıntı yok. eğer önce italyaya giriş yaparsan italyanlar zaten sesini çıkarmıyorlar.bi sıkıntı olmaz yani.tersi durumda sıkıntı çıkarabilir almanlar.

ak-taç spor kadıköy'de.

ak-taç'ta çok az çeşit oluyor ya. bir tane falan şey ayağıma oluyordu en son gittiğimde.

Halep Pasajı' nda özel üretim ayakkabbı yapan bir yer var ama klasik ayakkabılar yapıyor, spor hiç görmedim.

aktaçın ümraniye de bildiğim kadarıyla 2-3 tane mağazası var git bak.

haklısın az çeşit var ama istanbul içinde daha fazla çeşit satanı yok. ben 49 numara giyiyorum, ebay'den alıyorum genelde 5-7 gün içerisinde geliyor. ebay ile uğraşamam dersen, taksim de ki adidas ve nike mağazalarında bir kaç model oluyor, sportive'de 1-2 model oluyor. onun dışında bildiğim spor ayakkabısı satan yer yok.

snatch
v for vendetta
kick-ass

detektif filmerine de bakabilirsin...

Rezarvuar Köpekleri
Eğlencelik olarak Kick-Ass +1
Saf aksiyon olarak "Crank 1-2"
Türk filmi olarak iyi-izlememiş olabileceğin "İnşaat"
Mission Impossible 4: Ghost Protocol (ben Imax izledim beğendim, evde nasıl olur bilmiyorum, ama yine güzel aksiyon işte)

sherlock 2'yi henüz izlemedim, maşallah 39gb olduğu için daha inemedi...

snatch , v, rezarvuar köpeklerini izledim. Crank'a bakacağım şimdi teşekkür ederim.

sherlock'un dizisini izle izlemediysen. film gibidir, 1.5 saat. 6 bölümü var toplam.

bourne serisi iyidir

hem host olmuş hem surf yapmış çok arkadaşım var. mallar da denk gelmiş tabii ama geneli memnun. ben 1 kişiye host oldum. o da kendini profilde isveçliyim diye tanıtmış, ama meğer bilmemkaçıncı nesilden dedesi zamanında güney afrikaya kaçmış, sülalesi orda doğma büyüme yani. isveçle tek alakası sarışın olması. bir de ben evde yokken "ben gideceğim ama param yok" demiş, ev arkadaşımdan para istemiş. ama o bende de yok diyince benim odama girmek istemiş belki bende vardır diyerek. böyle garip tipler de yok değil. o yüzden o tırsış haklı bir tırsış olabilir.

birkaç yıldır kullanıyorum, sadece bir kere kötü bir olayla karşılaştım, ama zaten yaşadığım 30 kadar deneyim arasında 1 tanesinin nahoş olması az bile. türkiye'de de, yurtdışında da defalarca kullandım, host oldum, surfer oldum, buluşmalara gittim, yemeklere gittim ve hayatımda başıma gelen en güzel şeylerden biridir.

kıstas olarak aldığınız şeyler neler oluyor. sizi biri davet ederken aldıkları kıstaslar ne oluyor peki tahminen?

profilin dolu olması çok önemli. mesela kendini tanıtma kısmını "beni tanımak isteyen msj atsın;)" ya da "uff çok uzun şimdi, buluşunca anlatırım" tarzında şeyler yazmayın. oraya yazdığınız filmler, kitaplar bile önemli, çünkü ben seçerken onlar bile etkili oluyordu. bir de referanslarını okuyorum kişilerin, ama siz yeni başladığınız için pek referansınız olduğunu sanmıyorum. hiç yoksa da önemli değil, dolu bir profil ve birkaç fotoğraf yeterli olacaktır başlangıç olarak. yüzünüzün net olduğu fotolar olursa ve 7-8 tane foto koyarsanız daha güven verici olur.

bir de referans sayısı değil, niteliği önemli. yani kankalarınızı toplayıp "çok kral adamdır on numara" yazdırmanın bir faydası yok. hostlardan ya da surfer'lardan gelen referanslar çok daha önemli. o da zamanla olur zaten.

ben henüz surfing işine girişmediğim için bilmiyorum davet ederken ne gibi kıstaslar arıyorlar. bu yaz göreceğiz bakalım :) deneyimliler devreye girerse bu soru için daha uygun olur tabii. ben surfer olmak isteyenlerde referanslara bakıyorum, kimler ne yazmış hakkında diye. şimdilik sadece 1 kişi için uygun vaktim ve ortamım oldu, onun referanslarında da kimse dememişti bu adam isveçli falan değil, güney afrikalı diye :) zaten negatif referans yazan hiç görmedim ben daha.

evet, genellikle negatif referans yazmamaya çalışıyorlar, ama ben birkaç tane karşılaştım. genelde "çok sarhoş oldu, eve kustu." ya da "çok pisti, evi bok gibi bıraktı, gitti.", "sarhoş oldu, bana sarkıntılık yaptı.", "gece 4'te geldi, beni uyandırdı.", "gelmeyeceğini söylemedi, akşama kadar bekledim, aradım, açmadı." vb. şeyler gördüm, ama gördüm yani. hiç yok değil. davet etme ve edilme kıstasları da aşağı yukarı aynı zaten. zevklerine, hobilerine bakarsın. bildiği dillere, gittiği ülkelere falan bakarsın. resimlerine bakarsın. referanslarına bakarsın. başka da bir şey yok zaten. :D maksat ortak noktan olduğu insanları evine al ki, hem muhabbet konusu olur, hem de birbirinize bir şeyler katarsınız. ben öyle yapıyorum yani.

bir de bazı insanlar yalnızca uyuyacak yer arıyor, birinin onları gezdirmesini istemiyor, kendi keşfetmek istiyor. bazıları da hem gezdirsin, hem braber kalalım, istiyor. onu da konuşun önceden. adam gezmek ister, senin zamanın uymaz ya da adam gezdirilmek istemez, sen illa seni şuraya da götüreyim, dersin, falan.

couchsurfing'den onlarca kişiyi evimde ağırladım. arada birkaç olumsuz deneyim oldu ama çok ufak tefek şeyler. samimiyetsizlik, söylediğinden daha geç saatte gelme, banyoyu ıslak bırakma, vs.. bu olumsuz deneyimlerin hepsi de doğru dürüst referansı olmadığı halde öylesine kabul ettiğim tiplerdi.

konakladığı ve ağırladığı kişilerden olumlu referanslar almış, profilini özene bezene doldurmuş ve sizinle de doğru dürüst yazışan kişileri kabul ederseniz sorun yaşama ihtimaliniz son derece düşük.

bir de öncesinde ve geldiklerinde tabi beklentilerinizi iyi ifade edin. örneğin kimisi uzun uzun muhabbet edecek, beraber takılıp gezecek birilerini arıyor, kimisi de yalnızca gelip çok rahatsızlık vermeden geceyi geçirmek istiyor, kimi yemek yapıyor, kimi partiye götürüyor...

yav bu soru kaç defa soruldu. biraz arayıp baksanız...

cevap: referansları iyiyse hiç bi şey olmaz.

cs'de bir kere misafir ağırladım.
hiç referansı yoktu. hemcinsim olduğu için güvendim.
hiç bir sıkıntı olmadı, çok da eğlendik.
ancak yeni bir ülke/şehirde oldukları için (ki benim misafir bir kongreye gelmişti, toplantıdaydı tüm gün) kesinlikle yaptığınız program şaşar. bunu kabul edin.
ya eve gelirken bir yere takılır, ya bir şekilde tanıştığı biri ona gezmeyi teklif eder onunla kalır. genelde cep telefonları olmadığı için iletişim sorun olur, evde beklemek zorunda kalırsınız. bu yüzden program yaparken esnek olun.