hekate
evet bu eseri hangi yayınevinden okumalıyım sizce?iş bankası yayınları nasıl olur? teşekkürler..
evet bu eseri hangi yayınevinden okumalıyım sizce?iş bankası yayınları nasıl olur? teşekkürler..
0
selahattin eyyüpoğlu çeviri - iş bankası yayınları ile istediğiniz anlam hazzına ulaşabilirsiniz. ne bu ya şarap mı tattırıyorsun deme. :p
0
selahattin eyyüpoğlu değil, sabahattin eyüboğlu o :) evet, sabahattin eyüboğlu çevirisi iyidir, güzeldir ancak denemelerin tamamı yer almaz o çeviride. sadece içlerinden bir seçme yapılmıştır. cem yayınları denemelerin tamamını yayımladı. tamamını okumak istiyorsanız onu öneririm. yok bana içinde bir seçme yeter diyorsanız iş bankası da iyidir.
0
money money money
Insane'i alabilen var mı? :)
Insane'i alabilen var mı? :)
0
en fazla FFA (8 oyunculu herkes tek başına) very hard yapabildim. insane denedim ama olmuyor :)
0
biraz dayanmaya çalıştım ama yok. insane gerçekten insane :)
hatta dün gece de 3 arkadaş oynarken vs. AI yapalım dedik 3v3. Ben oyunu kurarken son anda hepsini insane yaptım heyecan olsun diye. Oyun başladı tabii bunların haberi yok, hard diye bekliyolar. 3-5 dakka sonra 3 tabur askeri karşılarında görünce ben eğlendim tabii de, onlar bayağı bi küfür ettiler :) insane çok çok zor. Yalnız geçenlerde 1v1 lig maçları yaparken karşıma insane yapmış biri çıkmıştı (avatardan belli)..
hatta dün gece de 3 arkadaş oynarken vs. AI yapalım dedik 3v3. Ben oyunu kurarken son anda hepsini insane yaptım heyecan olsun diye. Oyun başladı tabii bunların haberi yok, hard diye bekliyolar. 3-5 dakka sonra 3 tabur askeri karşılarında görünce ben eğlendim tabii de, onlar bayağı bi küfür ettiler :) insane çok çok zor. Yalnız geçenlerde 1v1 lig maçları yaparken karşıma insane yapmış biri çıkmıştı (avatardan belli)..
0
money money money
Bu akşamki maçta içimi kemirdi durdu, bu adam birisine (muhtemelen ünlü birisine) acaip benziyor ama bir türlü çıkaramıyorum.Nando De Colohttp://www.google.com/images?q=Nando%20De%20Colo&um=1&ie=UTF-8&source=og&sa=N&hl=en&tab=wi&biw=1280&bih=897
Bu akşamki maçta içimi kemirdi durdu, bu adam birisine (muhtemelen ünlü birisine) acaip benziyor ama bir türlü çıkaramıyorum.
Nando De Colo
www.google.com
Nando De Colo
www.google.com
0
la haine'in başrolündeki kele benziyor bence. maçı izlerken bana da tanıdık gelmişti.
benim dediğim de vincent cassel'miş.
benim dediğim de vincent cassel'miş.
0
vinny parçalar bunu ya..
evet, vincent cassel'e de benziyor, fransız erkeklerinin yarısı birbirine benziyor galiba..
ama maçı izlerken bendeki ampülü yakan benzema'ya olan benzerliğiydi. özellikle şu sakal ile...
evet, vincent cassel'e de benziyor, fransız erkeklerinin yarısı birbirine benziyor galiba..
ama maçı izlerken bendeki ampülü yakan benzema'ya olan benzerliğiydi. özellikle şu sakal ile...
0
money money money
Mutfaktan uzak tutmak için neler yapılabilir? :)Hayvanların karnı tok, sırtı pek, mutfakta herhangi bir şey pişmediği zaman bile masanın, tezgahın üstünde gezinmek gibi süper bir hobileri var.Hele bir şeyler pişirmeye kalkarsam kapı sürekli kapalı durmak zorunda kalıyor.Önerileri olan varsa beri gel
Mutfaktan uzak tutmak için neler yapılabilir? :)
Hayvanların karnı tok, sırtı pek, mutfakta herhangi bir şey pişmediği zaman bile masanın, tezgahın üstünde gezinmek gibi süper bir hobileri var.
Hele bir şeyler pişirmeye kalkarsam kapı sürekli kapalı durmak zorunda kalıyor.
Önerileri olan varsa beri gelsin lütfen.
Hayvanların karnı tok, sırtı pek, mutfakta herhangi bir şey pişmediği zaman bile masanın, tezgahın üstünde gezinmek gibi süper bir hobileri var.
Hele bir şeyler pişirmeye kalkarsam kapı sürekli kapalı durmak zorunda kalıyor.
Önerileri olan varsa beri gelsin lütfen.
0
valla bizimki masaya çıktığı zaman dövüyordum ben bi güzel. çıkmıyor artık. bence güzel yöntem :)
0
Yok, asla vurmak gibi bir seçeneği düşünmüyorum..
Bunların hoşlanmadığı bir koku bir ses ne biliyim illa ki bir şey vardır. Daha yeni tanımaya çalışıyorum bu hayvanları, expertleri bilir diye düşünüyorum.
Bunların hoşlanmadığı bir koku bir ses ne biliyim illa ki bir şey vardır. Daha yeni tanımaya çalışıyorum bu hayvanları, expertleri bilir diye düşünüyorum.
0
kedim her masaya atlamaya teşebbüs ettiği zaman 'hayır' deyip yere koyuyordum. şimdi masaya çıkacağı zamann hayır diyorum, kendi iniyor.
ayrıca kesinlikle kedinize vurmayın. bu onu daha da hırçın yapacaktır.
ayrıca kesinlikle kedinize vurmayın. bu onu daha da hırçın yapacaktır.
0
anlıyorlar zaten kızdığını, hayır diye bağırıp üstüne atılırsan da öğrenecektir.
bu çıkmasına engel olmaz ama, sen yokken çıkarlar en iyi ihtimalle.
bu çıkmasına engel olmaz ama, sen yokken çıkarlar en iyi ihtimalle.
0
maalesef... maalesef.. bu yazılanların tümünü denedim. bugün yemek yaparken azmettim, sabırda baya ileri gittim, belki 15 defa elimle tutup aşağı indirdim, bağırdım çağırdım. hatta müsaade ettim, gelip koklasın da merakı geçsin diye, yine olmadı. tezgahın-masanın üstüne oturup beni izliyor manyak ya.
0
kedi ve köpekler için bir tasma var boynuna takıyorsunuz ve giremeyeceği yerin kapısınada ufak bi cihaz koyuyorsunuz kedi yada köpek buraya gitmeye çalıştığı zaman ufak elektirik sinyalleri yayılıyor tasmadan ve giremeyeceğini anlıyor bir nevi sanal duvar gibi ama türkiyede varmı böyle birşey onu bilmiyorum.
0
çok tatlı yaa :) kaç yaşında kediniz? küçükken alıştırmak gerekiyor böyle şeylere.
@buffy de vampir sayilir, benim eski komşumun köpeğinde öyle elektrikli bir tasma vardı. her elektrik verdiğinde hayvan acı içinde inliyordu. hayvana eziyetten başka bir şey değil, yasaklansa yeri var.
@buffy de vampir sayilir, benim eski komşumun köpeğinde öyle elektrikli bir tasma vardı. her elektrik verdiğinde hayvan acı içinde inliyordu. hayvana eziyetten başka bir şey değil, yasaklansa yeri var.
0
o tasmanın bi süre sonra pavlov etkisi yaptığı için çıkartılması gerekiyor zaten sürekli boynunda durmayacak. aksi taktirde eziyete döner dediğiniz gibi.
0
yok, acı çektirerek yapamam ben o işi.
bugün mesela farkettim soğan doğrarken, burnunu sokup kokladıktan sonra salona kaçtı, hapşırdı içerde. bir müddet gelmedi. sağa sola soğan koyamam tabi ama belki hoşlarına gitmeyecek başka bir koku - ses bir şey vardır diye düşünüyorum.
4 aylık daha arkadaşlar :)
bugün mesela farkettim soğan doğrarken, burnunu sokup kokladıktan sonra salona kaçtı, hapşırdı içerde. bir müddet gelmedi. sağa sola soğan koyamam tabi ama belki hoşlarına gitmeyecek başka bir koku - ses bir şey vardır diye düşünüyorum.
4 aylık daha arkadaşlar :)
0
4 aylıksa tam zamanıdır bence. :)
kediden kediye değişiyor neyi sevip neyi sevmediği. mesela benim bir kedim içi su dolu kovadan korkarken, diğeri poşet hışırtısından korkuyor. önemli olan bunu keşfetmek.
elinizi ıslatıp kedi masaya atladığında hafiften elinizi ona doğru silkeleyebilirsiniz. her atladığında böyle yaparsanız bir süre sonra öğreniyor. :)
kediden kediye değişiyor neyi sevip neyi sevmediği. mesela benim bir kedim içi su dolu kovadan korkarken, diğeri poşet hışırtısından korkuyor. önemli olan bunu keşfetmek.
elinizi ıslatıp kedi masaya atladığında hafiften elinizi ona doğru silkeleyebilirsiniz. her atladığında böyle yaparsanız bir süre sonra öğreniyor. :)
0
Kediler mutfak kapısının eşiğini geçer geçmez eline tencere ve bir adet kaşık alıyorsun, master of puppets'ın girişini çalıyorsun. Bir korka iki korka vazgeçiyorlar, ama bunu başardıktan sonra hayvanları aç bırakmaman lazım ki mecbruen dalmasınlar içeri.
0
efenim onları da denedik :)
ikisi de poşet manyağı, saatlerce bir tane poşetle oynayabiliyor?!
ıslatınca hemen içeriye kaçıyordu ilk başlarda ama artık ıslatma eşiği epey yükseldi (havaların sıcak olmasıyla alakalı olabilir) resmen sırılsıklam yapınca çıkıyor mutfaktan, yalanıp temizlenip yine geliyor.
dediğiniz doğrudur evet, önemli olan hoşlanmadığı şeyleri bulmak ama benim seçeneklerim hızla tükeniyor artık :)
içi su dolu kova demişken, geçen gün içine düştü :D incelerken, ondan da pek korktuğu söylenemez yani : )
ikisi de poşet manyağı, saatlerce bir tane poşetle oynayabiliyor?!
ıslatınca hemen içeriye kaçıyordu ilk başlarda ama artık ıslatma eşiği epey yükseldi (havaların sıcak olmasıyla alakalı olabilir) resmen sırılsıklam yapınca çıkıyor mutfaktan, yalanıp temizlenip yine geliyor.
dediğiniz doğrudur evet, önemli olan hoşlanmadığı şeyleri bulmak ama benim seçeneklerim hızla tükeniyor artık :)
içi su dolu kova demişken, geçen gün içine düştü :D incelerken, ondan da pek korktuğu söylenemez yani : )
0
hmm tencere tava yöntemi güzelmiş : ) bunu deneyeceğim. mamaları zaten mutfakta yani, mutfakta onları çeken hiç bir şey yok aslında ama... anlayamadım işte.
0
Mamaları, hatta sevdikleri diğer aburcuburları mutfak dışında vermen yavru panterleri soğutur mutfaktan bence, zaten 4 aylıkmış yav yanında hapşırsan altına eder onlar :) Gürültüyle korkutma yöntemi emaneten 1 ay kadar baktığım 1.5 yaşında kedide işe yaramıştı.
0
hmm... o zaman kullandığım bir diğer yöntem: şarjlı el süpürgesini yemek yaparken mutfağın kapısına koyuyorum. kedim mutfağa girecekken onu çalıştırıyorum, sesinden korkup uzaklaşıyor. sonra kendince pusu kurup saldırıyor falan, böylece oyalanmış oluyor.
0
off yanlış yazmışım,
mamaları mutfakta değil olacaktı :) o yüzden arkadaşları mutfağa çeken hiç bir şey yok.
bu süpürge kozunu bir müddet kullandık ama artık süpürgenin üzerinde falan geziyorlar..
korktukları bir şey var ama, mutfakta uygulamak imkansız. böyle 3-4 metre mesafeden koşarak gelince üstüne köşe bucak kaçıp saklanıyor koltuk altı - dolap arkası gibi. bunu da tesadüfen buldum, telefona koşarken :D
mamaları mutfakta değil olacaktı :) o yüzden arkadaşları mutfağa çeken hiç bir şey yok.
bu süpürge kozunu bir müddet kullandık ama artık süpürgenin üzerinde falan geziyorlar..
korktukları bir şey var ama, mutfakta uygulamak imkansız. böyle 3-4 metre mesafeden koşarak gelince üstüne köşe bucak kaçıp saklanıyor koltuk altı - dolap arkası gibi. bunu da tesadüfen buldum, telefona koşarken :D
0
kediye trip at komik geliyo kulağa ama cidden işe yarıyor bir süre sonra. mutfağa girdiğinde bağır çağır (mümkünse aynı kelimeleri yada sesi kullanarak) tınlamazsa at mutfaktan dışarı, 10-15 dakka sonrada yanına gidip ay canım kedim benim diye sevme en az 2-3 saat kendinden uzak tut sevme konuşma yüz verme hiç. koklasın falan gibi bir mevzuya hiç girme iyice yüzsüzlüğe vuruyorlar işi. bi müddet böyle inatlaştıktan sonra genelde yola geliyorlar (bakınız terlik artık kendini köpek sanıyor gel-gel git-git aşağı atla de soluğu arka odada alır:p)
0
sprey vardı birtane eşiğine sıkınca girmiyordu kedi, yani en azından jimmy girmiyordu sizinkini nasıl etkiler bilemem.
0
ben iki yöntem kullanıyorum. ilki suyu bir sprey şişesine koymak ve istemediğiniz bir şey yaptığında yüzünde püskürtmek.
ikincisi, kedilerin yapışkanı sevmemesinden yararlanmak. mutfak kapısının eşiğine bir gazete yapıştırıyoruz, gazetenin üstüne de çitf taraflı bantlardan döşüyoruz. bir insanın üzerinden atlayabileceği kadar olması kafi. kedi içeri girmeye çalışırken yapışkana basıyor ve patilerinin yapışması hissinden nefret edip oraya bir daha girmiyor. (inşallah : )
ikincisi, kedilerin yapışkanı sevmemesinden yararlanmak. mutfak kapısının eşiğine bir gazete yapıştırıyoruz, gazetenin üstüne de çitf taraflı bantlardan döşüyoruz. bir insanın üzerinden atlayabileceği kadar olması kafi. kedi içeri girmeye çalışırken yapışkana basıyor ve patilerinin yapışması hissinden nefret edip oraya bir daha girmiyor. (inşallah : )
0
Müthiş bir yöntem buldum, buraya yazıyorum ki belki bu sorundan muzdarip olan başkaları da varsa uygulasın :)
Bir sprey şişesine kolonya dolduruyoruz. Kedimiz istenmeyen bölgeye yaklaştığı zaman havaya (hayvanın yüzüne gözüne gelmeyecek fakat kokusunu alabileceği bir mesafeye) fıslıyoruz.
Sonra 10-15 dakika kadar rahatız :))
Bir sprey şişesine kolonya dolduruyoruz. Kedimiz istenmeyen bölgeye yaklaştığı zaman havaya (hayvanın yüzüne gözüne gelmeyecek fakat kokusunu alabileceği bir mesafeye) fıslıyoruz.
Sonra 10-15 dakika kadar rahatız :))
0
daddy
1.5 aydan beri haftada 4 gün spor yapıyorum. Bunun yanında yediklerimede dikkat ediyorum. 5-6 kilo verdim. Son birkaç gündür farkettim de eskisine oranla daha az uyku yetmeye başladı bana. Kalktığımdada kendimi daha dinç hissediyorum. Uyku şapşallığı olmuyor üzerimde hiç. Bunların sporla alakası var
1.5 aydan beri haftada 4 gün spor yapıyorum. Bunun yanında yediklerimede dikkat ediyorum. 5-6 kilo verdim. Son birkaç gündür farkettim de eskisine oranla daha az uyku yetmeye başladı bana. Kalktığımdada kendimi daha dinç hissediyorum. Uyku şapşallığı olmuyor üzerimde hiç. Bunların sporla alakası var mı? Ona göre gaz vercem kendime (:
0
sporumsu bişiler yaparken bende öyleydim kendime şaşıyodum o tempoma rağmen zınk diye kalkıyodum erkenden. ama şimdi uyuyamıyorum sanırım tekrar bişeylere başlamam gerek..spor güzel şey herşey onla ilgili uyku şapşallığı yok..durmak yok yola devam :p
0
sporla alakası var elbet, spor sayesinde iskeletini ayakta tutan kasların (sırt, boyun, bacak vs.) güçleniyor dolayısıyla gün içinde vücudun daha az yoruluyor. diğer bir yandan spor yapmak aynı şekilde seni zihinsel olarak da rahatlatıyor, uyumakta zorluk çekmiyorsun. bedenin ve kafan rahat olduğu için de gece yatınca kafanda kırk tilki gezmiyor, bir o yana bir bu yana dönmek için fazladan enerji harcamıyorsun süper sağlıklı bir uyku çekip bedeninin dinlenmesini sağlıyorsun. sağlam kafalı, sağlam vücutlu, mutlu bir insanevladı olup çıkıyorsun. oh mis.
0
money money money
Merhaba,Adres çubuğunun altında yer imleri simgelerinin doluştuğu bir çubuk var bildiğiniz üzre. Bu çubuğu 2 veya 3 satır yapmanın yahut ekranın soluna veya sağına yaslamanın bir yolu var mı acaba?Tüm yer imleri gözümün önünde derli toplu dursun istiyorum :)Teşekkürler,
Merhaba,
Adres çubuğunun altında yer imleri simgelerinin doluştuğu bir çubuk var bildiğiniz üzre. Bu çubuğu 2 veya 3 satır yapmanın yahut ekranın soluna veya sağına yaslamanın bir yolu var mı acaba?
Tüm yer imleri gözümün önünde derli toplu dursun istiyorum :)
Teşekkürler,
Adres çubuğunun altında yer imleri simgelerinin doluştuğu bir çubuk var bildiğiniz üzre. Bu çubuğu 2 veya 3 satır yapmanın yahut ekranın soluna veya sağına yaslamanın bir yolu var mı acaba?
Tüm yer imleri gözümün önünde derli toplu dursun istiyorum :)
Teşekkürler,
0
çubuktaki yer imlerinin isimlerini tamamen silin ve sadece ikonları kalsın. Bu sayede yaklaşık 60-70 tane yer imi sığmış oluyor o cubuğa ve bu şekilde hepsi olmasa bile çoğu gözünüzün önünde olmuş olur
0
obi
ey pek muhterem ahali,gecenlerde animsadim, bi arkadasimin bana anlattigi bi olay vardi, knee test diye. o anlatinca gulup gectim, ama daha sonra bi aklima takildi ulan dogru olabilir mi acaba diye, konuyla ilgili fikirlerinizi paylasabilirseniz mutlu olurum.olay su: knee test denen mesele, orneklem
ey pek muhterem ahali,
gecenlerde animsadim, bi arkadasimin bana anlattigi bi olay vardi, knee test diye. o anlatinca gulup gectim, ama daha sonra bi aklima takildi ulan dogru olabilir mi acaba diye, konuyla ilgili fikirlerinizi paylasabilirseniz mutlu olurum.
olay su: knee test denen mesele, orneklemek gerekirse bir er kisisinin hosladigi bir bayanla arasinin ne durumda oldugunu anlamak icin bir yol. yapmasi cok kolay. diyelim ki siz bir masada yan yana oturuyorsunuz, sohbet muhabbet falan, ve kazara(!) diziniz yaninizdaki kisinin dizine temas ediyor. iste bu anda yaninizdaki kisi dizini geri cekmezse, anliyoruz ki durumlar guzel. geri cekiyorsa hala bilmiyoruz tam olarak durumu. olay bundan ibaret.
gecenlerde animsadim, bi arkadasimin bana anlattigi bi olay vardi, knee test diye. o anlatinca gulup gectim, ama daha sonra bi aklima takildi ulan dogru olabilir mi acaba diye, konuyla ilgili fikirlerinizi paylasabilirseniz mutlu olurum.
olay su: knee test denen mesele, orneklemek gerekirse bir er kisisinin hosladigi bir bayanla arasinin ne durumda oldugunu anlamak icin bir yol. yapmasi cok kolay. diyelim ki siz bir masada yan yana oturuyorsunuz, sohbet muhabbet falan, ve kazara(!) diziniz yaninizdaki kisinin dizine temas ediyor. iste bu anda yaninizdaki kisi dizini geri cekmezse, anliyoruz ki durumlar guzel. geri cekiyorsa hala bilmiyoruz tam olarak durumu. olay bundan ibaret.
0
Belki utangaç birisidir, çok hoşlanmasına rağmen utandığı için dizini çekebilir, nasıl bilebilirsin?
O yüzden bence dize dirseğe gerek yok böyle şeyleri anlamak için, muhabbeti, tavırları, özellikle de bakışları daha makul araştırma sahaları.
O yüzden bence dize dirseğe gerek yok böyle şeyleri anlamak için, muhabbeti, tavırları, özellikle de bakışları daha makul araştırma sahaları.
0
kanma bunlara obi!! belki kiz senden hoslaniyor da diz degdirince soguyacak. demedi deme, yok yere sarkintilik yapan hanzo durumuna dusme
0
chainreaction
şimdi buzdolabındaki bazı ürünler hemen bozulur bazıları bozulmaz küflenemz. mesela reçel, bal neden genelde bozulmaz?salça bile küfleniyor ekşiyor. ama reçel aynen duruyor. reçelin içeriği karbonhidrattır. e bu bakteri hayvanı karbonhidratı daha fazla sevmez mi? neden küfletemiyor? yağ da genelde g
şimdi buzdolabındaki bazı ürünler hemen bozulur bazıları bozulmaz küflenemz. mesela reçel, bal neden genelde bozulmaz?salça bile küfleniyor ekşiyor. ama reçel aynen duruyor. reçelin içeriği karbonhidrattır. e bu bakteri hayvanı karbonhidratı daha fazla sevmez mi? neden küfletemiyor? yağ da genelde geç bozulur. yani yağı da sevmiyor mikroorganizmalar. neden? neden meyve ve sebzedeki karbonhidratı seviyorlar? hemen çürütüyorlar. neler oluyor. biraz önce dolaptan 1 yıldır bekleyen reçeli çıkardım yedim. hiç bozulmamış. ordan danketti bana.
0
ortamdaki su yoğunluğu ile alakalı. belirli bir seviyenin altında enzimler faaliyet göstermiyor diye aklımda kalmış.
0
ilk yoruma katılmakla beraber bir diğer etkisinin de reçelin kaynatılarak yapılmasından sebep meyvelerin üzerinde halihazırda olan m.o.ların ölmesi de gösterilebilir. reçel yapıldıktan sonra dışarıdan bi bakteri-küf bulaşması olmadığı takdirde bişi olmaz. konservede de benzer mantık var.
bulaştığı durumda da su devreye giriyo zaten. su yoksa hayat yok. su hayattır, hayat güzel.
ZebZe meyvA dediğin şey zaten taze taze sulu mulu o yüzden falan. filan.
bulaştığı durumda da su devreye giriyo zaten. su yoksa hayat yok. su hayattır, hayat güzel.
ZebZe meyvA dediğin şey zaten taze taze sulu mulu o yüzden falan. filan.
0
reçelle balın bozulmaması yoğunluklarından dolayı. besinin bozulması dediğimiz şey zaten bakterilerin o besin üzerinde çoğalmaya başlaması.
bal ve reçelde şeker miktarı çok olduğundan, çok yoğun bir ortam olur. reçele gelen bakteriler, dış ortamın yoğunluğunun oluşturduğu ozmotik basınç dolayısıyla bünyelerindeki suları kaybeder, çünkü su az yoğun ortamdan çok yoğun ortama akar. dolayısıyla bakteriler için de hayati olan su bünyelerinde bulunmadığı zaman bakteriler ölür, bal ve reçel bozulmaz. hatta bal ve reçel çok çok bekletilirse bozulmasa bile sulanır, bu sulanmanın sebebi ölen bakterilerin bünyelerindeki suların birikmesidir.
bal ve reçelde şeker miktarı çok olduğundan, çok yoğun bir ortam olur. reçele gelen bakteriler, dış ortamın yoğunluğunun oluşturduğu ozmotik basınç dolayısıyla bünyelerindeki suları kaybeder, çünkü su az yoğun ortamdan çok yoğun ortama akar. dolayısıyla bakteriler için de hayati olan su bünyelerinde bulunmadığı zaman bakteriler ölür, bal ve reçel bozulmaz. hatta bal ve reçel çok çok bekletilirse bozulmasa bile sulanır, bu sulanmanın sebebi ölen bakterilerin bünyelerindeki suların birikmesidir.
0
reçel, turşu gibi şeyler zaten uzun süre saklanmak için yapılmıştır. ikisinde de osmotik basınç sebebiyle mikroorganizmalar yaşayamaz. reçelde su oranı çok az olduğu mikroorganizma en basit anlamda su kaybeder ve canlılığını kaybeder.
0
sarı keçeli
aşağıda da benzer soru gördüm, biraz farklı gireceğim.24/kadınben iri kemikli sayılıyorum galiba. hep zayıf olduğum söylenmiştir ama bunu vücudumun üst tarafına borçlu olabilirim. bacaklarım ince olmadı hiç. lanet olası ince deriliyim bir de. şimdi de cıvık afedersin. ben onları incelteceğim, ama ön
aşağıda da benzer soru gördüm, biraz farklı gireceğim.
24/kadın
ben iri kemikli sayılıyorum galiba. hep zayıf olduğum söylenmiştir ama bunu vücudumun üst tarafına borçlu olabilirim. bacaklarım ince olmadı hiç. lanet olası ince deriliyim bir de. şimdi de cıvık afedersin. ben onları incelteceğim, ama önce cıvıklık geçsin, sonra incelsin, en son kas ile sıkılaşsın istiyorum. yani ters bir spor yapıp cumburlop kaslanma istemiyorum.
yaptıklarım şunlar: sabah su ve yoğurt. ısınma egsersizleri, 20 dakika yerinde koşmak ve daha sonra vücudu yere dik koyarak bacakları yukarı aşağı açıp kapamak.
yanlış bir şey yapıyor muyum? ve daha etkili önerileriniz nedir. ben kafaya koydum. sütun gibi bacak yapacağım kendime.
24/kadın
ben iri kemikli sayılıyorum galiba. hep zayıf olduğum söylenmiştir ama bunu vücudumun üst tarafına borçlu olabilirim. bacaklarım ince olmadı hiç. lanet olası ince deriliyim bir de. şimdi de cıvık afedersin. ben onları incelteceğim, ama önce cıvıklık geçsin, sonra incelsin, en son kas ile sıkılaşsın istiyorum. yani ters bir spor yapıp cumburlop kaslanma istemiyorum.
yaptıklarım şunlar: sabah su ve yoğurt. ısınma egsersizleri, 20 dakika yerinde koşmak ve daha sonra vücudu yere dik koyarak bacakları yukarı aşağı açıp kapamak.
yanlış bir şey yapıyor muyum? ve daha etkili önerileriniz nedir. ben kafaya koydum. sütun gibi bacak yapacağım kendime.
0
yüzmen gerek ama öyle rastgele değil tekniğiyle yüzeceksin. Özellikle serbest ve sırt yüzme bacakları iyi toparlar
0
pardon ama bacaklarınızı doğal ve sağlıklı yollarla inceltmeniz mümkün değil. sürekli çaıştıkları için onları ancak düzgün şekle sokmanız mümkün. koşmak kas yapar ve hoş olmayan bir görüntü oluşturur. yüzmeyi bi şekilde dahil edin ve ip atlayın. düzgün görünümlü bacaklar için.
0
bir tane daha koşmak kas yapar diyen birisi olursa kırarım bu ekşi duyuruyu.
KOŞMAK BACAK KASI YAPMAZ!!!
KOŞMAK BACAK KASI YAPMAZ!!!
0
ency'e katılıyorum.Koşmak kas yapmaz.Aksine güzel,sıkı bir poponuz ve ince, biçimli bacaklarınız olur.
Fakat yürümek kalınlaştıracaktır.Kendimden biliyorum.Küçüklüğümden beri sırf zevkine 1-2 saatlik tempolu yürüyüşler yaparım ve bacaklarım gayet sıkı fakat kalın.Yürümeyi bırakıp koşmaya çalıştığım bir 3-4 ayda incelmişlerdi.
Benim aksime 4 yıldır yağmur çamur dinlemeden gün aşırı koşan bir babaya sahibim.Kendisinin incelik bakımından hayranlık verici bacakları oldu bu 4 yılda.
Koşmak bacak kası yapmıyor inanın bana.
Hem şöyle düşünün,hızlı koşan herhangi bir hayvanda enine genişlemiş büyük bacak kası gördünüz mü siz hiç?ama yerinde sağlam duran,yavaş hareket eden hayvanların bacakları hep kalın ve belirgin derecede iri kaslıdır.
Yüzmek işe yarayacaktır tabii ama sıra alt vücudunuza gelene kadar üst vücudunuza yarayacaktır daha çok.
Fakat yürümek kalınlaştıracaktır.Kendimden biliyorum.Küçüklüğümden beri sırf zevkine 1-2 saatlik tempolu yürüyüşler yaparım ve bacaklarım gayet sıkı fakat kalın.Yürümeyi bırakıp koşmaya çalıştığım bir 3-4 ayda incelmişlerdi.
Benim aksime 4 yıldır yağmur çamur dinlemeden gün aşırı koşan bir babaya sahibim.Kendisinin incelik bakımından hayranlık verici bacakları oldu bu 4 yılda.
Koşmak bacak kası yapmıyor inanın bana.
Hem şöyle düşünün,hızlı koşan herhangi bir hayvanda enine genişlemiş büyük bacak kası gördünüz mü siz hiç?ama yerinde sağlam duran,yavaş hareket eden hayvanların bacakları hep kalın ve belirgin derecede iri kaslıdır.
Yüzmek işe yarayacaktır tabii ama sıra alt vücudunuza gelene kadar üst vücudunuza yarayacaktır daha çok.
0
sürekli topuklu ayakkabı giy. evin içinde bile giyebilirsin hatta. :)
gözlemlerim sonucunda vardığım kanaate göre bir bacağı sütun kıvamına getirmede çok büyük rol oynuyor topuklu ayakkabı kullanımı.
gözlemlerim sonucunda vardığım kanaate göre bir bacağı sütun kıvamına getirmede çok büyük rol oynuyor topuklu ayakkabı kullanımı.
0
kadın hormonları kas yapmaya uygun değil diyenler için gelsin.
www.yogadork.com
kendi vücut ağırlığını denge ile kaldırabilmek, kemik erimesi yaşındaki bir kadının bunu yapabilmesi filan... hehehe değişik tabi. bu kadın 50-55 kilo olsa, o kadar bir ağırlık kaldırmış sayılır.
kemiklerine iyi bakıyosan ancak topuklu ile gezebilirsin. yoksa dizler bilekler haşat olur zaten spor da yapamazsın.
yerinden iki adım kıpırdamadan çok güzel ve sağlıklı bacakların olabilir. işte sırrı
www.yogatic.com
başka videolar da var tabi anasayfadan bulabilirsin. hiç yapmadıysan eğitmen gözetiminde başlaman iyi olur.
çoğu insan doğru koşamıyor, özellikle hiç spora alışık olmayanlar. doğru koşmayı, nefes almayı bilmiyosan faydadan çok zarar edebilirsin.
yoğurduna kuru meyveler de katabilirsin, yaban mersini, altın çilek, kırmızı renkli şeyler. hem lezzetli oluyor hem iyi geliyor. hatta kuru üzüm, müsli veya yulaf. bana iyi geliyor.
yüzme üst vücudu çalıştırır diyenlere gelsin.
elinde köpük alıp bacak çırparak gidersen omuz kola çok abanmadan bacak egzersizi yapmış olursun. su içinde biraz jimnastik hareketleri ile suyun ağırlığına karşı geldiğin için hiçbir yanını incitmeyeceğin veya eklemlere yük binmeyen bir ortamda kaslarını çalıştırmış olursun...
yine maydonoz oluyorum di mi
ama bunlar gerçek napam
www.yogadork.com
kendi vücut ağırlığını denge ile kaldırabilmek, kemik erimesi yaşındaki bir kadının bunu yapabilmesi filan... hehehe değişik tabi. bu kadın 50-55 kilo olsa, o kadar bir ağırlık kaldırmış sayılır.
kemiklerine iyi bakıyosan ancak topuklu ile gezebilirsin. yoksa dizler bilekler haşat olur zaten spor da yapamazsın.
yerinden iki adım kıpırdamadan çok güzel ve sağlıklı bacakların olabilir. işte sırrı
www.yogatic.com
başka videolar da var tabi anasayfadan bulabilirsin. hiç yapmadıysan eğitmen gözetiminde başlaman iyi olur.
çoğu insan doğru koşamıyor, özellikle hiç spora alışık olmayanlar. doğru koşmayı, nefes almayı bilmiyosan faydadan çok zarar edebilirsin.
yoğurduna kuru meyveler de katabilirsin, yaban mersini, altın çilek, kırmızı renkli şeyler. hem lezzetli oluyor hem iyi geliyor. hatta kuru üzüm, müsli veya yulaf. bana iyi geliyor.
yüzme üst vücudu çalıştırır diyenlere gelsin.
elinde köpük alıp bacak çırparak gidersen omuz kola çok abanmadan bacak egzersizi yapmış olursun. su içinde biraz jimnastik hareketleri ile suyun ağırlığına karşı geldiğin için hiçbir yanını incitmeyeceğin veya eklemlere yük binmeyen bir ortamda kaslarını çalıştırmış olursun...
yine maydonoz oluyorum di mi
ama bunlar gerçek napam
0
@kediebesi
o biraz da denge ile alakalı bir şey. o kadından çok daha güçlü (daha da kaslı) olmama rağmen yaptığı hareketleri ben yapamam.
o biraz da denge ile alakalı bir şey. o kadından çok daha güçlü (daha da kaslı) olmama rağmen yaptığı hareketleri ben yapamam.
0
@sarı keçeli
hamlığın üzerine gitmelisin. biraz ısındıktan sonra acı hissi azalacaktır. eğer hamlık geçsin diye beklersen, bir sonraki çalışmada tekrar hamlar ve kısır bir döngüye girersin.
hamlığın üzerine gitmelisin. biraz ısındıktan sonra acı hissi azalacaktır. eğer hamlık geçsin diye beklersen, bir sonraki çalışmada tekrar hamlar ve kısır bir döngüye girersin.
0
money money money
Günaydın,6-7 aydır sorunsuz kullandığım (update'lerını tıkır tıkır yapan) bir w7 ultimate kopyam vardı. fakat bu sabah microsoft durumu çark etmiş gözüküyor, duvar kağıdımı simsiyah yapmış, ve zırt pırt uyarı alıyorum, This copy of windows is not genuine diye.. Buna benzer bir sorun yaşayan var mı?
Günaydın,
6-7 aydır sorunsuz kullandığım (update'lerını tıkır tıkır yapan) bir w7 ultimate kopyam vardı.
fakat bu sabah microsoft durumu çark etmiş gözüküyor, duvar kağıdımı simsiyah yapmış, ve zırt pırt uyarı alıyorum, This copy of windows is not genuine diye..
Buna benzer bir sorun yaşayan var mı? Format dışında bir çaresi var mı merak ediyorum.
Sevgiler,
6-7 aydır sorunsuz kullandığım (update'lerını tıkır tıkır yapan) bir w7 ultimate kopyam vardı.
fakat bu sabah microsoft durumu çark etmiş gözüküyor, duvar kağıdımı simsiyah yapmış, ve zırt pırt uyarı alıyorum, This copy of windows is not genuine diye..
Buna benzer bir sorun yaşayan var mı? Format dışında bir çaresi var mı merak ediyorum.
Sevgiler,
0
madagaskar
doğru mu?
doğru mu?
0
yanlış bence. ama son yıllarda doğu avrupa ve balkan ülkeleri daha çok önemsiyor gibi.
0
elde edebilecekleri en buyuk basari bu olacak, kenarda kosede kalmis ulkeler onemsiyordur.
0
bi dostunla bir de düşmanınla tavla oynadığını düşün. dostunla oynadığın eğlenceli geçer, yenip yenmemen önemli değildir. ama karşında sinir olduğun biri varsa hırs yaparsın, tavla gibi bir oyunda bile kazanmak sana büyük haz vericektir.
onlar kendi aralarında yaptıkları eğlenceli bir oyun gözüyle bakıyorlar, kazanıp kazanmamak dert değil. ama biz ezikliğimiz yüzünden, boş yere, onlara bir şeyler kanıtlama amacı güdüyoruz. gündemi meşgul etmesine, hakkında konuşmamıza bile değmez aslında.
bir de onlar hangi sanatçıları gönderiyor, biz kimleri gönderiyoruz. cevap burda.
onlar kendi aralarında yaptıkları eğlenceli bir oyun gözüyle bakıyorlar, kazanıp kazanmamak dert değil. ama biz ezikliğimiz yüzünden, boş yere, onlara bir şeyler kanıtlama amacı güdüyoruz. gündemi meşgul etmesine, hakkında konuşmamıza bile değmez aslında.
bir de onlar hangi sanatçıları gönderiyor, biz kimleri gönderiyoruz. cevap burda.
0
birbiri ile sidik yarıştıran ülkeler tınlıyor. yoksa britanya tınlasa gayet de babalar gibi kazanırlar.
0
Türkiye'de ne kadar tınlayan varsa Avrupa'da da o kadar var, eksik de değil fazla da.
Eurovision kaç gündür twitter'da trending topic
the Independent ana sayfasında haber var www.independent.co.uk
Guardian'ın TV sayfasında yine ilk haber www.guardian.co.uk
vesaire vesaire
Kimse tınlamıyorsa twitter'da kim yazıyor, bu gazeteler kimlere yazıyor bu haberleri belli değil, sonuçta okur ilgisi olmasa haber de olmaz, hürriyet'te american idol haberi çıkmıyor, ben hiç görmedim
Yıllarca kazanamadığımız, dereceye bile giremediğimiz dönemlerde ortaya çıkmış bir züğürt tesellisiydi "Avrupa'da kimse eurovision'u tınlamıyor" muhabbeti.
Eskisine göre daha az ciddiye alındığı doğrudur, kimse heyecanla, tek işi buymuş gibi beklemiyor ama kimse tınlamıyor, kimsenin haberi yok demek de bariz abartılı yani
Eurovision kaç gündür twitter'da trending topic
the Independent ana sayfasında haber var www.independent.co.uk
Guardian'ın TV sayfasında yine ilk haber www.guardian.co.uk
vesaire vesaire
Kimse tınlamıyorsa twitter'da kim yazıyor, bu gazeteler kimlere yazıyor bu haberleri belli değil, sonuçta okur ilgisi olmasa haber de olmaz, hürriyet'te american idol haberi çıkmıyor, ben hiç görmedim
Yıllarca kazanamadığımız, dereceye bile giremediğimiz dönemlerde ortaya çıkmış bir züğürt tesellisiydi "Avrupa'da kimse eurovision'u tınlamıyor" muhabbeti.
Eskisine göre daha az ciddiye alındığı doğrudur, kimse heyecanla, tek işi buymuş gibi beklemiyor ama kimse tınlamıyor, kimsenin haberi yok demek de bariz abartılı yani
0
hayir izleyen cok kisi var aslinda, bir utbol musabakasi kadar ilgi cekmiyor ama yine de var. ingliliz forumlarinda falan hadise'ye deli olan herifler vardi gecen sene.
0
yahu şu kanıya nasıl varıldı aklım almıyor ...
Açıkçası, eğer müzik ile içli dışlı bir insan isen avrupa'da ki grupları yada farklı müzik kültürleri konusunda bir fikir sahibi olmak gibi çok temiz ve saf duygular besliyorsan eurovision şarkı yarışması bu kapsamda avrupanın en büyük '' siz nasıl diyor ? international'' yarışmasıdır. ister türk ol ister yabancı.
aman efendim türkler çok önemsiyor bık.. bık.. yok öyle birşey! mesela bak bizim meydancı rıza abi. sor ne olduğunu bilmez çünkü adam bununla ilgilenmiyor onun için hayatında ki müzik kavramı şu ''tıngırtı'' aha bu kadar.
avrupa'da bizimle aynı durumda. ilgilenen var ilgilenmeyende. işin özü sadece bizim türk medyasının olayı biraz abartmasından ibaret.
şimdiye kadar ne the sun, ne lemonde, ne de der spiegel, açıp okumuşluğum yok fakat onların bu yarışmayı bu kadar çok önemsemediğine eminim.
Açıkçası, eğer müzik ile içli dışlı bir insan isen avrupa'da ki grupları yada farklı müzik kültürleri konusunda bir fikir sahibi olmak gibi çok temiz ve saf duygular besliyorsan eurovision şarkı yarışması bu kapsamda avrupanın en büyük '' siz nasıl diyor ? international'' yarışmasıdır. ister türk ol ister yabancı.
aman efendim türkler çok önemsiyor bık.. bık.. yok öyle birşey! mesela bak bizim meydancı rıza abi. sor ne olduğunu bilmez çünkü adam bununla ilgilenmiyor onun için hayatında ki müzik kavramı şu ''tıngırtı'' aha bu kadar.
avrupa'da bizimle aynı durumda. ilgilenen var ilgilenmeyende. işin özü sadece bizim türk medyasının olayı biraz abartmasından ibaret.
şimdiye kadar ne the sun, ne lemonde, ne de der spiegel, açıp okumuşluğum yok fakat onların bu yarışmayı bu kadar çok önemsemediğine eminim.
0
geçen sene litvanyalı bir grupla izlemiştik örövizyonu.
onlar bayağı ciddiye almışlardı, litvanya sonlarda kaldığı için içlerinden birisi ağlamıştı.
onlar bayağı ciddiye almışlardı, litvanya sonlarda kaldığı için içlerinden birisi ağlamıştı.
0
hoot
merhaba arkadaşlar bisiklet sporcusu değilim ama bazen bisiklete binince kendimi yorduğumu düşünüyorum, havalar da iyiyken biraz antrenman yapıp uzun turlarda kasmayayım diyorum. 22 yaşındaki birinin daha önce hiç sportif faaliyeti olmadığını düşünerek ne tavsiye edersiniz? yüksek kadans ya da başka
merhaba arkadaşlar bisiklet sporcusu değilim ama bazen bisiklete binince kendimi yorduğumu düşünüyorum, havalar da iyiyken biraz antrenman yapıp uzun turlarda kasmayayım diyorum. 22 yaşındaki birinin daha önce hiç sportif faaliyeti olmadığını düşünerek ne tavsiye edersiniz? yüksek kadans ya da başka türlü çalışma olarak ne yapılabilir? özellikle yazın uzun turlara çıkmayı düşünüyorum.
teşekkürler.
teşekkürler.
0
bisiklet olarak değilde genel olarak sporda boyle seyler denenirken kendinizi adım adım geliştirmenizde fayda olur
mesela anadolu yakasında oturuyosanız sahil kesiminde bisiklete binerek basladınız diyelim
ilk zamanlarda fenerbahce - caddebostan arasını gidin
sonra bostancı,dragos belki tuzlaya kadar
ama zamanla antremanla
daha da uzun turlar daha once sportif faaliyetiniz olmadıgı icin kondisyonunuzu geliştirmeniz en onemli etken bence
umarım birazcık yardımcı olabilmişimdir
mesela anadolu yakasında oturuyosanız sahil kesiminde bisiklete binerek basladınız diyelim
ilk zamanlarda fenerbahce - caddebostan arasını gidin
sonra bostancı,dragos belki tuzlaya kadar
ama zamanla antremanla
daha da uzun turlar daha once sportif faaliyetiniz olmadıgı icin kondisyonunuzu geliştirmeniz en onemli etken bence
umarım birazcık yardımcı olabilmişimdir
0
Ne tür bir yorgunluk? Kaslarda mı yoksa, nefeste mi? Selenizi yükselterek başlayabilirsiniz bence, bacaklarınızı bisiklete binerken uzanıp gevşeyecek yüksekliğe getirin derim.
form tutmak istiyorsanız tırmanış parkurlarını öneririm size.
eğer istanbul'da iseniz yarın critical mess'e de katılabilirsiniz :)
form tutmak istiyorsanız tırmanış parkurlarını öneririm size.
eğer istanbul'da iseniz yarın critical mess'e de katılabilirsiniz :)
0
ilk önce selenizi ayarlamakla başlayın. pedal aşağıdayken bacağınız tam düz konumda olacak kadar uzun tutun sele boyunu. düşü sele boşa efor sarfettirir.
daha sonra tempo ayarını iyi yapın. kendinizi aşırı yorarak tempo falan kazanamazsınız. anadolu yakası örneğinden yola çıkarsak mesela bir seferde bostancı-caddebostan düz bir parkur ve yeni başlıyorsanız burayı 2 kere gidip gelin. 12km gibi bir şeye tekabul ediyor sanırım ve orta tempoda yapın bunu. hergün yapıyorsanız 1 hafta sürekli bunu yapın, 2. hafta bunu tempoyu arttırıp azaltark yapmaya başlayın daha sonra tur sayısını arttırmaya başlayın. bu gidiş dönüş olayını 3e 4e çıkarınca adaya gidin, bayır olduğundan daha zorlayıcı bir parkurdur. böyle böyle bir kondisyona ulaşırsınız.
daha sonra tempo ayarını iyi yapın. kendinizi aşırı yorarak tempo falan kazanamazsınız. anadolu yakası örneğinden yola çıkarsak mesela bir seferde bostancı-caddebostan düz bir parkur ve yeni başlıyorsanız burayı 2 kere gidip gelin. 12km gibi bir şeye tekabul ediyor sanırım ve orta tempoda yapın bunu. hergün yapıyorsanız 1 hafta sürekli bunu yapın, 2. hafta bunu tempoyu arttırıp azaltark yapmaya başlayın daha sonra tur sayısını arttırmaya başlayın. bu gidiş dönüş olayını 3e 4e çıkarınca adaya gidin, bayır olduğundan daha zorlayıcı bir parkurdur. böyle böyle bir kondisyona ulaşırsınız.
0
öncelikle konya da oturuyorum. sele boyunda problem yok, bacak boyuma uygun, özellikle kısa mesafelerde(okula gidince) uzun ama(2 km) hafif meyilli rampayı çıkarken zorlanıyorum.(aslında çıkarken sorun yok, derse girince nefes nefese kalmış gibi hissediyorum kendimi)
genelde nefes problemim var, ama bugün 30 km gittim geldim ve dönüşün meyilli olmasından kaslarda da ağrı hissettim. benim istediğim, herkes klavye kullanır ama bu işin bir de on parmak öğrenilerek yapılanı vardır işte bisikleti bu şekilde kullanmak istiyorum. yani biraz tekniğini öğrenmek.
genelde nefes problemim var, ama bugün 30 km gittim geldim ve dönüşün meyilli olmasından kaslarda da ağrı hissettim. benim istediğim, herkes klavye kullanır ama bu işin bir de on parmak öğrenilerek yapılanı vardır işte bisikleti bu şekilde kullanmak istiyorum. yani biraz tekniğini öğrenmek.
0
bayırın derecesi ne kadar az olursa olsun yorar. sahilde saatlerce binsem de gücümün yarısını eve dönüşteki 1kmlik bayıra saklıyorum. yani bayır konusunda yorulman normal. şu kondisyon işine biraz giriş kas ağrın devam ederse o zaman bir doktora görünürsün. Nefes nefese kalma olayın da şu durumda normal.
profesyonellik konusunda belki şu adamlar sana yardımcı olabilir www.bisikletforum.com
profesyonellik konusunda belki şu adamlar sana yardımcı olabilir www.bisikletforum.com
0
guzellige inancimi sarsan simgeler var
selamlar, 4 gündür yeni bir işe başladım, ortamda ki insanlarda çok fena kişiler seğiller fakat ne iş arkadaşlarımla ne müşterilerle doğru düzgün iletişim kuramıyorum, cümlemi zar zor bitiriyorum veya kendimi aptalca bi tepki vermiş gibi hissediyorum.. neden böyle olmuştur sizce?
selamlar, 4 gündür yeni bir işe başladım, ortamda ki insanlarda çok fena kişiler seğiller fakat ne iş arkadaşlarımla ne müşterilerle doğru düzgün iletişim kuramıyorum, cümlemi zar zor bitiriyorum veya kendimi aptalca bi tepki vermiş gibi hissediyorum.. neden böyle olmuştur sizce?
0
normaldir, heyecandan elbette ki. ama 4 gün sürmesi biraz uzunca olmuş.
naçizane tavsiyem iş yerindeki statü farklarından bağımsız olarak düşünün, herkes en nihayetinde insan, ve sizin yaptığınız heyecanı hepsi yapmıştır ilk günlerinde.
mümkün olduğu kadar rahat olmaya çalışın, en fazla kovulursunuz yani, bunu tekrarlayın kendinize.
naçizane tavsiyem iş yerindeki statü farklarından bağımsız olarak düşünün, herkes en nihayetinde insan, ve sizin yaptığınız heyecanı hepsi yapmıştır ilk günlerinde.
mümkün olduğu kadar rahat olmaya çalışın, en fazla kovulursunuz yani, bunu tekrarlayın kendinize.
0
murqx
Merhabalar. YGS ve LYS için hazırlandığımız şu aylarda okuldaki fizik öğretmenimiz ile ilginç bir tartışma yaşadık. Olayın ilginç olması ise şu yüzden: Fizik zümresi bizlere iyilik olsun diye ilk sınavın test şeklinde ve YGS(ilk bölüm) müfredatına uygun olarak yapılmasına karar verdi. Neyse olay şu
Merhabalar. YGS ve LYS için hazırlandığımız şu aylarda okuldaki fizik öğretmenimiz ile ilginç bir tartışma yaşadık. Olayın ilginç olması ise şu yüzden: Fizik zümresi bizlere iyilik olsun diye ilk sınavın test şeklinde ve YGS(ilk bölüm) müfredatına uygun olarak yapılmasına karar verdi. Neyse olay şu ki, sınavda bir soru vardı ve hocalar sorunun cevabını kendileri bile bilmiyor! Toplamda 8 kere karar değiştirdikten sonra bir şıkta karar kıldılar ama ne doğru düzgün bir açıklama yapılıyor ne de itirazlarımız dikkate alınıyor. Benim takıldığım nokta şu; öncelikle bu soruyu doğru ya da yanlış yapmış olmanın benim için çok büyük bir artı veya eksisi yok zira bu soru haricindeki sorularımın hepsi doğru.
Ancak şöyle şeyler de var;
1) YGS'ye çok az bir süre kaldı ve bu soruyu sorduğum her öğretmen bana farklı bir cevap veriyor, kafam acayip karışmış durumda.
2) Ortada bir haksızlık söz konusu. İlk dönemdeki bir fizik sınavında bir soru tamamen dikkat ölçmek için sorulmuş gibiydi (örneğin soruda 1-2-3 şeklinde tanımladığı değerleri şıklarda 1-3-2 diye istiyordu), bu soruda tuzağa düşüp de yanlış yapan arkadaşların soruları doğru kabul edildi ancak bize en ufak bir açıklama bile yapılmıyor. Bu arada yanlış anlaşılmak da istemiyorum, arkadaşların sorularının kabul edilmesi bana göre kötü bir şey olmamakla birlikte normalde hırslı ya da inatçı birisi değilim. Ama durum karşısında sessiz kalmak da hiç içime sinmedi.
Sizlerden istediğimse:
1) Öncelikle soruyu iç güdülerinizle değil de bilimsel kanıtlara dayalı olarak yorumlayabilir misiniz? (Çünkü cevaplar Artar veya Azalır gibi yoruma dayalı seçeneklerden birisi olacak)
2) Akademik açıdan bağlantı kurup da yazılı bir açıklama alabileceğim herhangi bir öğretim görevlisi veya profesör ile iletişime geçmemi sağlayabilir misiniz? Çünkü eğer böyle bişey yapabilirsem okuldaki fizik zümresinin kabul etmeme gibi bir şansı olmayacaktır.
Soru ekte, bunları okuyup da yardım etme zahmetine katlandığınız için herkese teşekkür ederim. (Soruyu yeniden yazarken herhangi bir bilgi eksikliği olmamasına özellikle dikkat ettim.)
Ancak şöyle şeyler de var;
1) YGS'ye çok az bir süre kaldı ve bu soruyu sorduğum her öğretmen bana farklı bir cevap veriyor, kafam acayip karışmış durumda.
2) Ortada bir haksızlık söz konusu. İlk dönemdeki bir fizik sınavında bir soru tamamen dikkat ölçmek için sorulmuş gibiydi (örneğin soruda 1-2-3 şeklinde tanımladığı değerleri şıklarda 1-3-2 diye istiyordu), bu soruda tuzağa düşüp de yanlış yapan arkadaşların soruları doğru kabul edildi ancak bize en ufak bir açıklama bile yapılmıyor. Bu arada yanlış anlaşılmak da istemiyorum, arkadaşların sorularının kabul edilmesi bana göre kötü bir şey olmamakla birlikte normalde hırslı ya da inatçı birisi değilim. Ama durum karşısında sessiz kalmak da hiç içime sinmedi.
Sizlerden istediğimse:
1) Öncelikle soruyu iç güdülerinizle değil de bilimsel kanıtlara dayalı olarak yorumlayabilir misiniz? (Çünkü cevaplar Artar veya Azalır gibi yoruma dayalı seçeneklerden birisi olacak)
2) Akademik açıdan bağlantı kurup da yazılı bir açıklama alabileceğim herhangi bir öğretim görevlisi veya profesör ile iletişime geçmemi sağlayabilir misiniz? Çünkü eğer böyle bişey yapabilirsem okuldaki fizik zümresinin kabul etmeme gibi bir şansı olmayacaktır.
Soru ekte, bunları okuyup da yardım etme zahmetine katlandığınız için herkese teşekkür ederim. (Soruyu yeniden yazarken herhangi bir bilgi eksikliği olmamasına özellikle dikkat ettim.)
0
K noktası nerede, sistem dengede mi, pistonun ağırlığı var mı... "şekildeki sistem" şeklinde başlayan bir girizgahı yok mu acaba sorunun?
0
K noktası neresi? :) Buz eriyince mi nasıl değişir demek istiyorsun? Bir eksikli var galiba 1. soru kısmında.
Eğer K noktası pistonun üzerinde ise, buz eriyince suyun yüksekliği azalacaktır, doğal olarak bu noktadaki toplam sıvı basıncı da düşer. Diğer taraftan buz eriyince pistona uyguladığı kaldırma kuvveti etkisi azalacak, suyun kütlesi artacaktır, bunu dengelemek için piston aşağı hareket eder. hava basıncı artar, balon da buna mukabil basıncını dengelemek niyetiyle hacmini daraltır.
Eğer K noktası pistonun üzerinde ise, buz eriyince suyun yüksekliği azalacaktır, doğal olarak bu noktadaki toplam sıvı basıncı da düşer. Diğer taraftan buz eriyince pistona uyguladığı kaldırma kuvveti etkisi azalacak, suyun kütlesi artacaktır, bunu dengelemek için piston aşağı hareket eder. hava basıncı artar, balon da buna mukabil basıncını dengelemek niyetiyle hacmini daraltır.
0
Piston ağırlığı önemsiz. Sorunun girizgahı ise şöyle; "Şekildeki sistem ağırlığı önemsiz sürtünmesiz piston ile dengededir."
K noktasını yazmayı unutmuşum hazırlarken özür dilerim.
K noktasını yazmayı unutmuşum hazırlarken özür dilerim.
0
Sorunun iki tane esprisi var: (bu espri lafı da üniversite hazırlık döneminden kalma)
1- Buz eğer yüzer konumda olsaydı sıvı seviyesi değişmezdi. Ancak batık olduğu için su seviyesi azalır. Bundan dolayı da su seviyesi düşer ve K noktasındaki basınç azalır.
2- Buz eridiği zaman ortadan kalkacak olan kaldırma kuvveti, buzun erimesiyle oluşacak suyun kütlesinden fazla. Yüzer konumda olsaydı kaldırma kuvveti ile buzun erimesi sonucu açığa çıkan suyun kütlesi eşit olacaktı. Ama buzun tamamı batırıldığı için kaldırma kuvveti daha fazla ve sonuç olarak buzun erimesi sonucunda pistonu yukarı çeken kaldırma kuvveti yerine pistonun üzerine daha az sıvı ağırlığı dahil olacak. Bu da pistonu aşağı doğru hareket ettirecek ve balon hacmi daralır.
1- Buz eğer yüzer konumda olsaydı sıvı seviyesi değişmezdi. Ancak batık olduğu için su seviyesi azalır. Bundan dolayı da su seviyesi düşer ve K noktasındaki basınç azalır.
2- Buz eridiği zaman ortadan kalkacak olan kaldırma kuvveti, buzun erimesiyle oluşacak suyun kütlesinden fazla. Yüzer konumda olsaydı kaldırma kuvveti ile buzun erimesi sonucu açığa çıkan suyun kütlesi eşit olacaktı. Ama buzun tamamı batırıldığı için kaldırma kuvveti daha fazla ve sonuç olarak buzun erimesi sonucunda pistonu yukarı çeken kaldırma kuvveti yerine pistonun üzerine daha az sıvı ağırlığı dahil olacak. Bu da pistonu aşağı doğru hareket ettirecek ve balon hacmi daralır.
0
bence o kadar abartmamalısın. benim dönemimde onlarca deneme sınavına girdim ve onlarca hata vardı.
neyse bu sorunun aynısını çözdük, tatıştık. yanıtlamaya çalışayım.
k noktasındaki basınç azalır, bu bariz bir şekilde belli. çünkü buz parçası eridiği zaman suyun yüksekliği azalır ve basınç azalır.
2. şık ise karışık:
a) k noktasındaki basınç azaldığı için alt tarafa yapılan basınç azalır ve balon hacmi artar.
b) suyun kütlesi değişmediği için birşey değişmez.
c) buz orda dururken pistonu yukarıya doğru çeker ve bu yüzden buz eridiği zaman alta yapılan kuvvet artar ve balon hacmi küçülür.
vay anasını ne yapcaz 2. şıkta :D
neyse bu sorunun aynısını çözdük, tatıştık. yanıtlamaya çalışayım.
k noktasındaki basınç azalır, bu bariz bir şekilde belli. çünkü buz parçası eridiği zaman suyun yüksekliği azalır ve basınç azalır.
2. şık ise karışık:
a) k noktasındaki basınç azaldığı için alt tarafa yapılan basınç azalır ve balon hacmi artar.
b) suyun kütlesi değişmediği için birşey değişmez.
c) buz orda dururken pistonu yukarıya doğru çeker ve bu yüzden buz eridiği zaman alta yapılan kuvvet artar ve balon hacmi küçülür.
vay anasını ne yapcaz 2. şıkta :D
0
Evet, zaten K noktasındaki basıncın azalacağında herkes hemfikir. 2. şık üzerinde ise bir türlü fikir birliğine varılamıyor.
0
2) buzu sistemden çekip çıkarsaydık öylece, k.kuvveti sayesinde pistona uygulanan çekme kuvveti[(k.kuvveti)-(m_buz*g)] kaybolacaktı ve sıvı ağırlığı değişmeyecekti(buzun pistona uyguladığı bir ağırlık kuvveti yok zaten). bu durumda piston aşağı inecekti. daha sonra buzu sistem dışında eritip kaba koyarsak sıvı ağırlığı artar(m_buz*g) ve piston biraz daha aşağı iner. yani balon küçülür.
0
@jangara,
buzun pistona uyguladığı bir kuvvet var elbette, yoksa ipteki gerilim olmaz.
benim cevabım ki büyük ihtimalle doğru olduğunu düşünüyorum:
1. sıvı basıncı azalır, sıvı basınç kuvveti azalır, bileşke basınç kuvveti değişmez.
2. basınç kuvveti değişmediğinden piston kaymaz. balona da bir şey olmaz.
buzun pistona uyguladığı bir kuvvet var elbette, yoksa ipteki gerilim olmaz.
benim cevabım ki büyük ihtimalle doğru olduğunu düşünüyorum:
1. sıvı basıncı azalır, sıvı basınç kuvveti azalır, bileşke basınç kuvveti değişmez.
2. basınç kuvveti değişmediğinden piston kaymaz. balona da bir şey olmaz.
0
1. soru) bu eridiğinde su yüksekliği azalacaktır. su yüksekliğini azalması ama ağırlık değişimine sebep olmayacaktır fakat formüldeki h etkisiyle. k noktasındaki basınç azalır.
2. soru)yukarıda bir ağırlık azalması yok fakat k noktasında bir basınç kuvveti azalması var bu da demek oluyor ki erime tamamlandığında piston yukarı biraz daha çıkacak. gaz basıncı da azalır.
dolayışıyla 1.de azalır 2. azalır bence.
2.ye edit yaptım (:
2. soru)yukarıda bir ağırlık azalması yok fakat k noktasında bir basınç kuvveti azalması var bu da demek oluyor ki erime tamamlandığında piston yukarı biraz daha çıkacak. gaz basıncı da azalır.
dolayışıyla 1.de azalır 2. azalır bence.
2.ye edit yaptım (:
0
Kendi sıvısı içerisinde eriyen katılar sıvı yüksekliğini düşürür. sıvı basıncı yüksekliğe bağlı olduğu için, sıvı seviyesinde düşme basıncı azaltacaktır.
Pistonun hareketi ancak yukarıdan uygulanacak kuvvetle sağlandığı için (ve buz erimesi de ekstra bir kuvvet uygulamadığı için) balonun hacmi değişmez. Zira buz eriyince ağırlığında bir değişim olmamakta.
Azalır - Değişmez.
Pistonun hareketi ancak yukarıdan uygulanacak kuvvetle sağlandığı için (ve buz erimesi de ekstra bir kuvvet uygulamadığı için) balonun hacmi değişmez. Zira buz eriyince ağırlığında bir değişim olmamakta.
Azalır - Değişmez.
0
1) P=hdg den hesaplanır, buz eriyince h azalır, sonuç olarak "azalır"
2) su olan kısmın ağırlığı değişmeyeceği için elastik balona hiç bi etki olmaz yani "değişmez"
bence budur.ben böyle yapardım.
2) su olan kısmın ağırlığı değişmeyeceği için elastik balona hiç bi etki olmaz yani "değişmez"
bence budur.ben böyle yapardım.
0
money money money
Değerli duyuru sakinleri,Kafayı yedim yiyecem.. Visual c++ nedir bilen beri gelsin lütfen. Format atmadan önce tıkır tıkır çalışan pes 2010 şimdi oyunu açar açmaz "visual c++ runtime library error" isimli bir hata veriyor. microsoft'un sitesinden 2008 sürümünü indirip kurdum bu nalet olası şeyin ama
Değerli duyuru sakinleri,
Kafayı yedim yiyecem.. Visual c++ nedir bilen beri gelsin lütfen. Format atmadan önce tıkır tıkır çalışan pes 2010 şimdi oyunu açar açmaz "visual c++ runtime library error" isimli bir hata veriyor. microsoft'un sitesinden 2008 sürümünü indirip kurdum bu nalet olası şeyin ama bir türlü düzelmiyor... format atarak düzeleceğini bilsem bir sn durmayacağım ama formattan sonra böyle oldu zaten -.-
el çare lütfen..
Kafayı yedim yiyecem.. Visual c++ nedir bilen beri gelsin lütfen. Format atmadan önce tıkır tıkır çalışan pes 2010 şimdi oyunu açar açmaz "visual c++ runtime library error" isimli bir hata veriyor. microsoft'un sitesinden 2008 sürümünü indirip kurdum bu nalet olası şeyin ama bir türlü düzelmiyor... format atarak düzeleceğini bilsem bir sn durmayacağım ama formattan sonra böyle oldu zaten -.-
el çare lütfen..
0
oyunun yazıldıgı platform o. tek 1 sebepten oluşmaz o hata; en iyisi save dosyalarını saklayıp oyunu yeniden kurmak. ha o save olayı pes 2010'da yiyo mu bilmiyorum.
0
Oyunu n defa silip baştan kurdum :) Anlayamadığım tek nokta formattan önce tıkır tıkır çalışan oyun formattan sonra ne oldu da çalışmıyor?
Save dosyaları umrumda bile değil açıkçası :)
Save dosyaları umrumda bile değil açıkçası :)
0
xcl, defalarca kurup kaldırıp denedim önceden, maalesef... aklıma şey geliyor, belki hatalı bir kurulum yapmış olabilirim çok önceden, program add or remove tool'u aracılığı ile de kaldıramadığım bazı dosyalar kalmış olabilir belki windows klasörünün içinde. (program files içinde kalmıştı bazı, el ile sildim ama windows'un içinde nerede olabilir bilmiyorum..)
0
pardon yav soruda yazmışsın yüklediğini, erroru görünce yapıştırdım direkt:)
işletim sistemi win7 ise compatibility ayarı ile oynanması tavsiye ediliyor.
social.answers.microsoft.com
runtime paketinin 2005 sürümünü yüklemeyi de deneyebilirsin.
www.microsoft.com
işletim sistemi win7 ise compatibility ayarı ile oynanması tavsiye ediliyor.
social.answers.microsoft.com
runtime paketinin 2005 sürümünü yüklemeyi de deneyebilirsin.
www.microsoft.com
0
estağfirullah xcl, çok teşekkürler zahmetlerin için :) o linkte yazanları da denemiştim, compatibility ayarları para etmedi, 2008'den önce 2005 yüklüydü zaten o şekilde de aynı hatayı alıyordum. aslında 1 hafta kadar uğraştım bununla webte bulduğum her şeyi denedim diyebilirim : )) duyuru son çaremdi. şimdi formata gidiyorum.. bakalım merak içindeyim.
0
turkishjohndoe
Sorum başlıkta ?edit: yazar burda alta sıçırtmak kelimesini yardıran filmler olarak kullandı korkup kaçmayın lütfen.*pipim var.
Sorum başlıkta ?
edit: yazar burda alta sıçırtmak kelimesini yardıran filmler olarak kullandı korkup kaçmayın lütfen.
*pipim var.
edit: yazar burda alta sıçırtmak kelimesini yardıran filmler olarak kullandı korkup kaçmayın lütfen.
*pipim var.
0
valla "ada: zombilerin düğünü" gayet güzel bir film... tavsiye edilir.
0
hangover'ı kaçırma.
benim pipim yok, ama pipisi olanlar kadar güldüm--belki daha çok.
benim pipim yok, ama pipisi olanlar kadar güldüm--belki daha çok.
0
ya film değil de biz en son bütün mr bean leri izledik. aşırı bir gülme oldu kapatmak zorunda kaldık, dayanamadık. ölüyorum sandım. little britain da iyi, tnt de göstermeye başlamışlar.
bir de harold and kumar gibi cheech and chong serisi var eskilerden. yetmişlerin eğlencesi.
bir de harold and kumar gibi cheech and chong serisi var eskilerden. yetmişlerin eğlencesi.
0
Mortadelo ve Filemon'un Büyük Macerası
La gran aventura de Mortadelo y Filemón
www.imdb.com
Her anı gülmekten sıçırtıcı bir film, şukela ötesi :)
La gran aventura de Mortadelo y Filemón
www.imdb.com
Her anı gülmekten sıçırtıcı bir film, şukela ötesi :)
0
money money money
kapakların %20'sinde hediye olan gazozlardan 5 tane aldığım zaman bunun beklenen değerinin 1 olduğunu tahmin ediyorum? peki varyansı nedir? aslında varyans nedir, onu da bir söylerseniz iyi olur. :) çok teşekkürler şimdiden.
kapakların %20'sinde hediye olan gazozlardan 5 tane aldığım zaman bunun beklenen değerinin 1 olduğunu tahmin ediyorum? peki varyansı nedir? aslında varyans nedir, onu da bir söylerseniz iyi olur. :) çok teşekkürler şimdiden.
0
bahsettiğin örnekte varyans olmuyo aslında. değerler lazım varyans bulmak için. varyans standart sapmanın karesidir.
diyelimki iki tane çubuk kraker üreten makinen var. ve ortalama 40 gram paketler yapman lazım. bi makinen 38-40-41-37-39 üretti 5 seferde. diğer makinen 30-45-34-42-48 üretti. ikisinin ortalaması aynı. ama ilk makinenin varyansı daha düşük. yani populasyondaki dengesizlik daha düşük.
diyelimki iki tane çubuk kraker üreten makinen var. ve ortalama 40 gram paketler yapman lazım. bi makinen 38-40-41-37-39 üretti 5 seferde. diğer makinen 30-45-34-42-48 üretti. ikisinin ortalaması aynı. ama ilk makinenin varyansı daha düşük. yani populasyondaki dengesizlik daha düşük.
0
evet aslında ben de biraz araştırdıktan sonra bunu buldum lakin elimdeki örneğe uymuyor, hocanın vize'de sorduğu sorulardan bir tanesi aynen böyle. çok garip.. çok teşekkürler tekrardan.
0
july14
Yeğenim odamda mahsur kaldı. Epey de korktu. Bu yüzden biraz da aceleyle, kapıyı açmaya çalışırken, epey bir hasar verdik. Kapı kolunun olduğu yeri kesici bir aletle, kartla filan zorladık işte. Bir kaç parça ahşap kalktı, tamamen kopmadan. Kıymık gibi şeyler de var. Şimdilik bantladık onları, gelen
Yeğenim odamda mahsur kaldı. Epey de korktu. Bu yüzden biraz da aceleyle, kapıyı açmaya çalışırken, epey bir hasar verdik. Kapı kolunun olduğu yeri kesici bir aletle, kartla filan zorladık işte. Bir kaç parça ahşap kalktı, tamamen kopmadan. Kıymık gibi şeyler de var. Şimdilik bantladık onları, gelene geçene takılmasın diye. Biz bu kapıyı kendimiz onarabilir miyiz? Ne yapmalıyız? Kapı kolunun her şeyi ile yenisini alacağız da, onu takmada sorun yaşamayız. Kapının ahşap kısmına, ne yapmamız gerek? Yardımcı olursanız, sevinirim.
0
Yakınlarında Marangoz Varsa Onlara Sorsan Daha İyi Onlar Ne Yapılcağını İyi Bilir Oraya Uygun Birça Bulabilirsin
0
anladığım kadarıyla dilin girdiği oyuğu güzel yapmışsınız =)) tamamiyle haşat olduysa duruma göre ek parça eklenebilir üzerine tabi kapının açılıp kapanmasını engellemesi lazım bunun doğal olarak. yok sadece yontulduysa önce zımparalayıp ardından belki vernik belki ahşap boyası ile üzerinden geçilerek perfecto sonuçlar elde edilebilir.
0
parca kopmadiysa azicik bi tutkal surdukten sonra camcilardan veya nalburlardan isteyebileceginiz cam çivisi cakabilirsiniz. yalnız dikkat edin, cekici umarsizca savurmayin. ufak ufak sokun çiviyi. sonra da civinin basinin oldugu yere kapinin rengine gore bi sey surun de belli olmasin.
0
aslında adı dilimin ucunda ama bir türlü gelmiyor. bu tip ahşap üzerinde küçük ve orta çaplı hasarları gidermek için repair kit'ler satılıyor. türkiye'de de mevcut. bir kaç ay önce astoria'da stand kurmuşlardı hatta ve detaylı olarak incelemiştim ürünlerini, neredeyse yenisi gibi onarabiliyorsun, inanılmaz ürünleri var ama adını bir türlü hatırlayamıyorum.
marangoza onarttırmakta bir çözüm elbette ama evde kendiniz de yapabilirsiniz.
wood repair pen diye bir aratın isterseniz..
www.carpentersofyork.com
marangoza onarttırmakta bir çözüm elbette ama evde kendiniz de yapabilirsiniz.
wood repair pen diye bir aratın isterseniz..
www.carpentersofyork.com
0
formika tutkalı ile birleştirin parçalar tamsa. değil se kalıp gibi dökebilirsiniz tutkalı donunca plastik gibi olur tutar her şeyi
0
şirig
nargile içtik arkadaşlarla bana çok fena dokundu bu şey 4 kere kustum şimdide başım acayip agrıyor...?ne yapmalıyım?
nargile içtik arkadaşlarla bana çok fena dokundu bu şey 4 kere kustum şimdide başım acayip agrıyor...?ne yapmalıyım?
0
eğer ki, nargilenin tütünü falan yanmış közü de kömürleşmiş ise zehirlenmiş olabilirsiniz. bi acile gidin, serum versinler. bişeyiniz kalmaz.
0
Açıkçası ilk defa içiyorsanız biraz çarpması normal ama bu kadar ağır tepki vermeniz biraz sınırın ötesinde. Yanmış tütünden yahut yanlış kömürden zehirlenmiş olma ihtimaliniz de var ancak anlardınız diye tahmin ediyorum içerken? Yanmış tütün hemen belli eder kendisini.
Eğer zehirlenme söz konusu değilse, açık hava iyi gelecektir.
Eğer zehirlenme söz konusu değilse, açık hava iyi gelecektir.
0
her şekilde 1-2 saate geçer
nargilenin üstüne közleri büyük parçalar halinde koymayın mümkün oldugunca küçük ve etrafına koymaya çalışın ortası açık kalsın
tütünden çok közün dumanını içmiş olabilirsiniz zehirleme olabilir baş ağrısı tütün yapmaz
nargilenin üstüne közleri büyük parçalar halinde koymayın mümkün oldugunca küçük ve etrafına koymaya çalışın ortası açık kalsın
tütünden çok közün dumanını içmiş olabilirsiniz zehirleme olabilir baş ağrısı tütün yapmaz
0
money money money
Pek sevgili bilgisayar üstadları, lafı çok fazla uzatıp sizi sıkmadan hemen derdimi anlatmak istiyorum.w7'nin iso dosyasını indim. magiciso üzerinden açıp, windows vista vasıtası ile boş bir dvd ye yazdım. bu dvd üzerinden, kurulum windows üzerinden başlamakta ancak ben upgrade yapmak istemiyorum (z
Pek sevgili bilgisayar üstadları, lafı çok fazla uzatıp sizi sıkmadan hemen derdimi anlatmak istiyorum.
w7'nin iso dosyasını indim. magiciso üzerinden açıp, windows vista vasıtası ile boş bir dvd ye yazdım. bu dvd üzerinden, kurulum windows üzerinden başlamakta ancak ben upgrade yapmak istemiyorum (zaten yapamıyorum da, dil uyuşmazlığı yüzünden ama yapabilsem dahi istemezdim :) format lazım) yeni bir kurulum yapmak istiyorum.
bios'tan gerekli ayarları yaptıktan sonra w7 dvd'si ile boot etmeyi denedim maamafih başarılı olamadım. dvd rom'un ışığı bir iki yandıktan sonra direk geçti. azmettim, başlangıç disketi oluşturdum, bununla boot ettikten sonra, setup'a geçmeye çalıştım lakin bu sefer de,
cdrom not high sierra or iso 9660 format reading drive e
hatasını almaktayım. 2 tane dvd rom'um var, ikisinde de aynı hatayı alıyorum. farklı markla boş dvd'lere 2 defa tekrar w7'i yazdım lakin değişen bir şey olmadı.
şu anda tek aklıma gelen sebep dvd leri yazarken windows kullanmış olmam, öneri, yardım ve düşüncelerinizi paylaşmanızı rica ediyorum. :)
w7'nin iso dosyasını indim. magiciso üzerinden açıp, windows vista vasıtası ile boş bir dvd ye yazdım. bu dvd üzerinden, kurulum windows üzerinden başlamakta ancak ben upgrade yapmak istemiyorum (zaten yapamıyorum da, dil uyuşmazlığı yüzünden ama yapabilsem dahi istemezdim :) format lazım) yeni bir kurulum yapmak istiyorum.
bios'tan gerekli ayarları yaptıktan sonra w7 dvd'si ile boot etmeyi denedim maamafih başarılı olamadım. dvd rom'un ışığı bir iki yandıktan sonra direk geçti. azmettim, başlangıç disketi oluşturdum, bununla boot ettikten sonra, setup'a geçmeye çalıştım lakin bu sefer de,
cdrom not high sierra or iso 9660 format reading drive e
hatasını almaktayım. 2 tane dvd rom'um var, ikisinde de aynı hatayı alıyorum. farklı markla boş dvd'lere 2 defa tekrar w7'i yazdım lakin değişen bir şey olmadı.
şu anda tek aklıma gelen sebep dvd leri yazarken windows kullanmış olmam, öneri, yardım ve düşüncelerinizi paylaşmanızı rica ediyorum. :)
0
bence burda yavşaklık magiciso'da olabilir. muhtemelen bootable şeklinde yazmamakta. "magiciso üzerinden açıp" demişsiniz ya açmak yerine magiciso da "kalıp yazdır" olsun "burn image" olsun o tarz bi bölümü bulup orada iso dosyasını gösterir yazdır derseniz bence düzelebilir.
0
software.lsoft.net
sitesi bu www.ntfs.com
iso burner ile dvdye yaz ve boot et, denildiği gibi dvd'yi bootable olarak yazamamısın, ya da magic iso yazamamış.
sitesi bu www.ntfs.com
iso burner ile dvdye yaz ve boot et, denildiği gibi dvd'yi bootable olarak yazamamısın, ya da magic iso yazamamış.
0
stbl
1 dönem boyunca universitede fazla derslere gitmedim.haliyle dersleri konuları falanda tam bilmiyorum.elimde ne ders notu var ne başka bişe.haftaya sınavlar var.bu belirsizlik bana kafayı yedirecek.ders çalışıyım diyorum neye çalışacam ne yapacağımı bilmiyorum.naapıyım ne ediyim.birinden not bulsam
1 dönem boyunca universitede fazla derslere gitmedim.haliyle dersleri konuları falanda tam bilmiyorum.elimde ne ders notu var ne başka bişe.haftaya sınavlar var.bu belirsizlik bana kafayı yedirecek.ders çalışıyım diyorum neye çalışacam ne yapacağımı bilmiyorum.naapıyım ne ediyim.birinden not bulsam desem cogu dersi alttan aldıgımdan tanımıyorum sınıftakileri bulupta not alıyım.hadi bulmaya çalısıyım desem kimse kalmadı okulda finallerden sonra.benim gireceğim finallerin telafi sınavları.öylesine yazıyım dedim
beynimi sikim
beynimi sikim
0
bölümün facebook duvarına yazabilirsin. senle aynı sınavlara gircek olan birilerinden ulaşabilirsin notlara, bi ihtimal. öylesine yazıyım dedim:)
0
hocaların derste gösterdiği slaytlar falan oluyor. onları edinebilirsin. hocanın kendi sayfasında olabilir. ya da arkadaşlarından birine sor, önlar biliyordur. salma bence, 1 ders geçsen bile faydasını görürsün.
0
Mercan
Aradım taradım ne yapacağımı bulamadım. Dışarıdan verdiğim yemek siparişlerinde özellikle getirmeyin diye belirtmiş olsam da torbanın içinden çıkan plastik çatal bıçakları yazık olmasın diye atmadım. Şimdi ufak bir dağ oldular mutfakta. Ne yapsam ki bunları? Kimin işine yarar?
Aradım taradım ne yapacağımı bulamadım.
Dışarıdan verdiğim yemek siparişlerinde özellikle getirmeyin diye belirtmiş olsam da torbanın içinden çıkan plastik çatal bıçakları yazık olmasın diye atmadım. Şimdi ufak bir dağ oldular mutfakta. Ne yapsam ki bunları? Kimin işine yarar?
Dışarıdan verdiğim yemek siparişlerinde özellikle getirmeyin diye belirtmiş olsam da torbanın içinden çıkan plastik çatal bıçakları yazık olmasın diye atmadım. Şimdi ufak bir dağ oldular mutfakta. Ne yapsam ki bunları? Kimin işine yarar?
0
civarda paket servis yapan bufevari bir yer varsa onlara verebilirsiniz ya da borekcilere.
0
@pyro clustic flow
genelde paketlerin içinde üzerinde restoranın adı basılmış olan kolonyalı mendiller var ve çatal bıçaklar birbirlerinden farklı. ben tek tek paketleri açıp ayırmakla uğraşamam bu haliyle versem acaba büfeci bu durumdan alınır mı?
genelde paketlerin içinde üzerinde restoranın adı basılmış olan kolonyalı mendiller var ve çatal bıçaklar birbirlerinden farklı. ben tek tek paketleri açıp ayırmakla uğraşamam bu haliyle versem acaba büfeci bu durumdan alınır mı?
0
o yuzden bufe ya da borekci dedim, kurumsal tripleri olmaz diye. onlar mendilleri ayiklar, kalanlari kullanirlar. alinmazlar canim, aksine sevinirler :)
0
büfecilerde bunlardan ziyadesiyle vardır zaten. toptan alıyorlar.
bence işine yarayacak birisine vermeniz daha uygun olabilir.
bence işine yarayacak birisine vermeniz daha uygun olabilir.
0
joehigashi
Sağ ayak baş parmağımda tırnak batmasını işaret eden bazı durumlar oluştu.. Baş parmağımın sağ tarafı şişti ve felaket derecede bir ağrı yaparak yürümemi zorlaştırıyor.. Aradım taradım araştırdım ufak bir cerrahi operasyon gerektiriyormuş.. Şu aralar bazı sebeplerden ötürü bunu gerçekleştiremem.. Ac
Sağ ayak baş parmağımda tırnak batmasını işaret eden bazı durumlar oluştu.. Baş parmağımın sağ tarafı şişti ve felaket derecede bir ağrı yaparak yürümemi zorlaştırıyor.. Aradım taradım araştırdım ufak bir cerrahi operasyon gerektiriyormuş.. Şu aralar bazı sebeplerden ötürü bunu gerçekleştiremem.. Acaba bu tırnak batmasının şişikliğini ağrısını hafifletecek bir merhem, ilaç ya da tavsiye edeceğiniz birşey var mıdır ?
0
gazli bezle sarip ayakkabiya carpmasini engelleyebilirsin. bende dort-bes yildir var, tembellikten ve got korkusundan ameliyat olmadim daha.
0
eğer çok ileri boyutta değilse bir manikürcüye de gidebilirsin, onlar belli bir yere kadar müdahale edip iyileştirebiliyolar...
0
bende gazlı beze bepanthene sürüp baş parmağımı sarıyorum ama hiçbir işe yaramadı 2 gündür.. Manikürcü zor zira bizim nahiyede erkeğin gidebileceği manikürcü tarzı bi yer yok :)
0
öyle sadece baticon sürüp bekleyerek geçmez, sorunu ortadan kaldırmalısın. güzelinden bi tırnak makası alıp iyice dezenfekte ettikten sonra batan kısmı bulup yeniden batmayacak şekilde keser (burası bir miktar cerrahi müdahale sayılır), üstüne de yarayı temizleyip baticonlarsan 3-4 güne kendi kendine iyileşirsin. dikkat etmen gereken tek şey tırnağa yeni şeklini verirken sivri uçların tümünü yok edip o batan kısmı kavisli olacak şekilde kesmek ki üstüne bastığın zaman o henüz kapanmamış yaraya yeniden batmasın.
0
bepanten yarayı sulandırır. operasyon dışıdna verebileceğim tek tavsiye manikürcü. ya da sen yapabiliyorsan yap, ki bende de eskiden vardı batma, ama ileri boyuttaydı, yani öyle kolay değil orayı kendin yapman.
bu arada tabi ki batikon tek başına yetmez.
bu arada tabi ki batikon tek başına yetmez.
0
aynı şeyi ben de yaşadım ve şöyle kurtuldum. bir kova sıcak su alıyosun ayağını komple suyun içine sokuyosun. ayağın buruşana kadar bekleyebildiğin kadar bekliyosun. sonra ayağını çıkardığında o turnak batması olan yer zaten halihazırda deforme olmuş olduğu için iyice yumuşuyor. bundan sonrası tamamen senin ustalığına kalmış. küçük bir tırnak makasıyla derinin altına doğru tırnağın battığı yere kadar ilerleyip o küçük tırnakçığı kesmeye çalışacaksın. bunu yaparken biraz canın yanabilir ama tırnak batmasından kurtulduğun o an hissedeceklerin yanında lafı bile olmaz. ilaç milaç arama bi işe yaramıyor. cerrahi operasyona da gerek yok tırnağı komple söküyorlar zangoçlar.
0
tırnağı komple sökmüyolar. ya da benimkini sökmediler. sadece batan kısmın kemikteki uzantısı bulunup kazınıyor ve çok ufak bir noktadan kemik çıkışı engelleniyor.
tırnağıs akın çektirme bu arada. trınak yolları mı ne bozluyormuş daha da beter olurmuş. aşırı iltihaplanma olduğudna arkadaşların dediği kendin yaparsın olayı olmuyor işte, boşuna kendine acı çektirirsin ya.
tırnağıs akın çektirme bu arada. trınak yolları mı ne bozluyormuş daha da beter olurmuş. aşırı iltihaplanma olduğudna arkadaşların dediği kendin yaparsın olayı olmuyor işte, boşuna kendine acı çektirirsin ya.
0
Tırnaklarını hatalı kesiyorsun büyük ihtimalle. Ayak tırnaklarını düz kesmelisin öncelikle. Özellikle baş parmağının tırnağına çok dikkat ederek kes. Şu an problemli zaten de, her zaman için batma tehlikesi olan bir tırnak. Parmağının et hizasından düz bir şekilde kes. Yanlarını da alma batmasın diye. Oraya et doldurur ve daha çok batar. İstanbul da ayak bakım merkezleri var. Sen küçük bir yerdesin. Bunu geçelim. Orayı rahatlanman lazım. Pedikürle ve batmış tırnaklarla ilgili bir iki şey seyret önce. Sonra biraz bilgin olunca, yine yaz. Öyle yardımcı olmaya çalışayım.
0
batma başladıysa geçmez. uğraşmayın. en kısa sürede doktora gidin. ne kadar geç giderseniz iltihaplanma o kadar artar. iltihap artınca operasyon sırasında bölgenin uyuşması zorlaşır, acı çekersiniz. erkenden giderseniz anlamazsınız bile, 5 dakikalık iş. doktora gidin.
0
yıllar önce benim de iki ayağımın başparmağımda yaşadığım bir problem idi, daha sonra öğredik ki tırnağımızı yanlış kesiyormuşuz, neyse.
öncelikli tercih elbette doktor olmalı, doktor tamamını çekmeye kalkışmayacaktır zaten hiç bir şekilde böyle bir sorundan ötürü ama olur da kalkışırsa sakın müsaade etmeyin. doktora gidemiyorsanız diğer seçeneğe geçiyoruz.
cerrahi müdahaleyi kendiniz de yapabilirsiniz. tırnak makası kullanabilen bir insan olduğunuzu varsayarak söylüyorum ki bu aslında tamamen acıya tahammül ile ilgili. eğer imkanınız varsa bir hafta kadar sadece batticon ile müdahale ederek ayağı dinlendirin ve bu süre zarfında antibiyotik kullanın, darbelerden kaçının. bu sayede iltihap biraz dağılacaktır.
eğer dinlendirme şansınız yoksa yine antibiyotik kullanmanızı öneririm, iltihap ile müdahale çok sancılı oluyor nitekim, neyse.
bu süreçten sonra diğer arkadaşların da yazdığı üzere ayağı sıcak su içerisinde öncelikle bir güzel bekletiniz, bu iyice yumuşatacaktır eti ve tırnağı lakin duyacağınız sancıyı da bir miktar arttıracaktır. sonra bir güzel dezenfekte ediniz. daha sonra batan kısmı, ete yarım santimlik bir mesafeden, 'tırnağın dibine kadar' kesip çıkarmanız gerekiyor. üstten yapacağınız müdahaleler ne yazık ki hiç bir işe yaramıyor.
insanın canını oldukça yakıyor açıkçası ama sonrasında yaşanan rahatlama hissi bunu rahatçana kompanse eder.
öncelikli tercih elbette doktor olmalı, doktor tamamını çekmeye kalkışmayacaktır zaten hiç bir şekilde böyle bir sorundan ötürü ama olur da kalkışırsa sakın müsaade etmeyin. doktora gidemiyorsanız diğer seçeneğe geçiyoruz.
cerrahi müdahaleyi kendiniz de yapabilirsiniz. tırnak makası kullanabilen bir insan olduğunuzu varsayarak söylüyorum ki bu aslında tamamen acıya tahammül ile ilgili. eğer imkanınız varsa bir hafta kadar sadece batticon ile müdahale ederek ayağı dinlendirin ve bu süre zarfında antibiyotik kullanın, darbelerden kaçının. bu sayede iltihap biraz dağılacaktır.
eğer dinlendirme şansınız yoksa yine antibiyotik kullanmanızı öneririm, iltihap ile müdahale çok sancılı oluyor nitekim, neyse.
bu süreçten sonra diğer arkadaşların da yazdığı üzere ayağı sıcak su içerisinde öncelikle bir güzel bekletiniz, bu iyice yumuşatacaktır eti ve tırnağı lakin duyacağınız sancıyı da bir miktar arttıracaktır. sonra bir güzel dezenfekte ediniz. daha sonra batan kısmı, ete yarım santimlik bir mesafeden, 'tırnağın dibine kadar' kesip çıkarmanız gerekiyor. üstten yapacağınız müdahaleler ne yazık ki hiç bir işe yaramıyor.
insanın canını oldukça yakıyor açıkçası ama sonrasında yaşanan rahatlama hissi bunu rahatçana kompanse eder.
0
benim de aynen ayak baş parmağımda olmuştu. komple tırnağı çektirdim anca öyle düzeldi. ama çok kötü olmuştu benimki, ileriydi bir hayli. antibiyotik, bepanthen, baticon, sıcak su filan işe yaramaz pek, hepsini denedim. çok ileri değilse tırnağın batan kısmını cımbız gibi bir şeyle biraz kaldırıp tırnakla et arasına peçete, pamuk gibi bir şey sıkıştırabilirsin bir süre, bunu yaparken korkma mümkün olduğunca kenardan geniş yüzeye sıkıştırmaya çalış, öyle kalsın, gerçekten rahatlatıcı oluyor, iltihabın ilerlemesini de önlüyor, kurutuyor. çok ilerlememişse tam düzelme bile sağlayabilir :) hem tıp okuyorum hem de bizzat tecrübe ettiğim bir şey.
çok geçmiş olsun.
çok geçmiş olsun.
0
quasm
İlk Resident Evil filminde özel tim "hive"a girerken çalan gaz bir şarkı vardı. Adını hatırlayan??
İlk Resident Evil filminde özel tim "hive"a girerken çalan gaz bir şarkı vardı. Adını hatırlayan??
0
fuckocalyptica
uyandığım saatle ilgili olduğuna kesinlikle eminim. yarım saat sonra uyandığımda aynısı olmuyor çünkü. sorun şu: 7'de uyanıyorum ve hava hala karanlık oluyor. çok sinirli oluyorum. bulutlara bile küfür edesim geliyor. uyandığımda önceki gün bugün için yaptığım planları iptal etme isteği doğuyor içim
uyandığım saatle ilgili olduğuna kesinlikle eminim. yarım saat sonra uyandığımda aynısı olmuyor çünkü. sorun şu: 7'de uyanıyorum ve hava hala karanlık oluyor. çok sinirli oluyorum. bulutlara bile küfür edesim geliyor. uyandığımda önceki gün bugün için yaptığım planları iptal etme isteği doğuyor içimde. ayrıca giymeye karar verdiğim bi şeyi ''aman siktir et bok gibi bu'' diyip giymiyorum. zar zor kahvaltı yapıyorum. canım hiçbir şey istemiyor. tek istediğim şey okuldan çıkınca eve gelip uyumak. ama okuldan çıkınca asla böyle olmuyor. sadece sabahın hışmı. evrensel mi yoksa sadece bana özgü bir durum mu? önlemek ya da hafifletmek için yapabileceğim bir şey var mı?
not: yarım saat sonra uyanamam illa 7 olacak.
not: yarım saat sonra uyanamam illa 7 olacak.
0
Muhtemelen uyku döngünüzü tamamlayamadan uyanıyorsunuz. Bildiğim kadarıyla yetişkinlerin uyku döngüleri 1.5 saat sürüyor, biri bittiğinde öbürüne geçiyoruz, bu arada hafifçe uyanıyor ve tekrar uykuya geri dönüyoruz (Şu ara bebek uykularıyla ilgili olarak başım dertte olduğundan uyku meselesine sarmış durumdayım). Neyse, bu döngüyü tamamlamadan kalktığınızda -ki muhtemelen derin uyku evresinde uyandırıldığınızda- çok yorgun hissetmeniz ve ana avrat düz gitmeniz normal yani.
Çözüm: Madem saat 7de uyanmak zorundasınız, yarım saat erken yatın.
Çözüm: Madem saat 7de uyanmak zorundasınız, yarım saat erken yatın.
0
Sorunun nedeni tamamen psikolojik, fizyolojik olduğunu zannetmiyorum nitekim 4-5 saat uyku ile bile çok neşeli uyanışlara imza atmak mümkün.
Problemin büyük olasılıkla 'karanlıkta uyanmak'la alakalı olduğunu düşünüyorum. Nitekim 5-6 sene evvel ben de aynı sorundan muzdarip idim. Ancak sizin durumunuzda farklı bir etken daha var, uyandığınız saat yani, tam 7.00 güneşin doğmasına 15-20 dakikalık bir süre kalan vakit. Aslında ne tam karanlık, ne de tam aydınlık, günün en önemli saati bence. Eğer bu zaman dilimini 'zoraki' işler ile geçirmek yerine tamamen kendinize ayırırsanız daha rahat edebilirsiniz diye düşünüyorum.
Problemin büyük olasılıkla 'karanlıkta uyanmak'la alakalı olduğunu düşünüyorum. Nitekim 5-6 sene evvel ben de aynı sorundan muzdarip idim. Ancak sizin durumunuzda farklı bir etken daha var, uyandığınız saat yani, tam 7.00 güneşin doğmasına 15-20 dakikalık bir süre kalan vakit. Aslında ne tam karanlık, ne de tam aydınlık, günün en önemli saati bence. Eğer bu zaman dilimini 'zoraki' işler ile geçirmek yerine tamamen kendinize ayırırsanız daha rahat edebilirsiniz diye düşünüyorum.
0
he be dostum ben 7 ye de razıyım.. sabah 06:30 daki derse yetişmek için hafta içi her gün 5 gibi kalkıyorum. en geç 05:30...
biz ölelim o zaman... zevk almaya bak, beterin beteri var.
belki merak edersin: burası güneydoğu... iş dönüşü yenilen gazları falan anlatmama gerek yok heralde..
biz ölelim o zaman... zevk almaya bak, beterin beteri var.
belki merak edersin: burası güneydoğu... iş dönüşü yenilen gazları falan anlatmama gerek yok heralde..
0
@thehole:
pipime bile küfür ediyorum sabah ben. hatta yarım saat erken kalksam, o sinirle versen bıçağı keserim kökünden hiç düşünmeden.
@beni böyle sev seveceksen:
beterin beteri var diyemiyorum malesef. insan doğuştan bencildir.
pipime bile küfür ediyorum sabah ben. hatta yarım saat erken kalksam, o sinirle versen bıçağı keserim kökünden hiç düşünmeden.
@beni böyle sev seveceksen:
beterin beteri var diyemiyorum malesef. insan doğuştan bencildir.
0
Geyik bir yana; gene tam 7'de uyansan, bir yüzünü falan yıkayıp sonra tekrar yatsan. kendine böyle bir tatil verip o gün dilediğince uyusan. Geçebilitesi var gibi. Ben öyle yapıyorum en azından=)
0
sos
arkadaşlar biri gerizekalıya anlatır gibi şu olayı anlatsın nolur. birde tarih olayımı varmıs bunda su tarıhler arasında doldurmak lazımmıs falan?
arkadaşlar biri gerizekalıya anlatır gibi şu olayı anlatsın nolur. birde tarih olayımı varmıs bunda su tarıhler arasında doldurmak lazımmıs falan?
0
160 tane akbil basma şansın oluyor, öğrenciysen aylık 55 TL, normal 110, ayın 4'ünde sıfırlanıyorlar bildiğim kadarıyla, o yüzden en iyisi 4'ünden 4'üne doldurmak. aktarma yapamıyorsun, öyle işte.
0
Kullanmayalı epey oldu eğer değiştirmedilerse mekanizma şu şekilde işliyor. Her ayın 5'inde bu zamanzingo reset atıyor. Diyelim ki yarın gittin doldurdun, şubat 5'e kadar kullanabilirsin, sonra tekrar doldurman lazım.
Dolum ücreti öğrenci için 55-60 lira gibi bir şey, normal vatandaş için de bunun iki katı. Bu ücret karşılığında 200 kontör gibi bir şey yüklüyorlar akbile. Her bastığında 1'er 1'er veya bastığın zamazingo 2'de çekebilir böyle düşüyor. Metrobüse zam gelmişti mesela, metrobüs 2 çekebilir.
Her bindiğin taşıtta bir kere basabiliyorsun yani ben basim, arkadaşım için de tekrar basim gibi bir durum yok bu halde eğer para yüklüyse para çekiyor, yüklü değilse 'dararant' diye ötüyor.
Ayrı taşıtlarda zaman farkı olmadan istediğin kadar basabiliyrsun, istersen bir günde istanbul'un altını üstüne getirip hepsini bitirebilirsin.
Ay sonunda kullanmadığın kontörler uçuyor, ben bu ay az kullandım ama bir dahaki ay çok gezerim gibi bir tasarruf yapamıyorsun.
Böyle bir şey işte.
Dolum ücreti öğrenci için 55-60 lira gibi bir şey, normal vatandaş için de bunun iki katı. Bu ücret karşılığında 200 kontör gibi bir şey yüklüyorlar akbile. Her bastığında 1'er 1'er veya bastığın zamazingo 2'de çekebilir böyle düşüyor. Metrobüse zam gelmişti mesela, metrobüs 2 çekebilir.
Her bindiğin taşıtta bir kere basabiliyorsun yani ben basim, arkadaşım için de tekrar basim gibi bir durum yok bu halde eğer para yüklüyse para çekiyor, yüklü değilse 'dararant' diye ötüyor.
Ayrı taşıtlarda zaman farkı olmadan istediğin kadar basabiliyrsun, istersen bir günde istanbul'un altını üstüne getirip hepsini bitirebilirsin.
Ay sonunda kullanmadığın kontörler uçuyor, ben bu ay az kullandım ama bir dahaki ay çok gezerim gibi bir tasarruf yapamıyorsun.
Böyle bir şey işte.
0
AYLIK AKBİL
Aylık Akbil, bir ay süreli özel bir Akbil türüdür. 1,00 TL Aylık kart bedeline ilave olarak 6,00 TL depozito bedeli ödeyerek sahip olabileceğiniz Aylık Akbilinize, İstanbul il genelinde yaklaşık 80 adet noktada bulunan İETT Akbil gişelerinde yükleme yaptırabilirsiniz. Yükleme fiyatları şu şekildedir:
· Tam Aylık Akbil: 110,00 TL
· İndirimli Aylık Akbil: 55,00 TL
UYGULAMA ESASLARI
Aylık Akbil yüklemesi ile 160 kontörlük biniş hakkına sahip olunacaktır. Seyahatler esnasında yapılan araç değişikliklerinde hattın tarifesine göre kontör sayısı azalacaktır. Araç tek biletli ise 1, çift biletli ise 2 ve Metrobüs hatlarında 2 kontör toplam kontörden düşecektir.
Yanınızda seyahat edecek kişiler için kullanmak üzere Aylık Akbile normal Akbil yüklemesi de yapılabilmektedir. Bu şekilde; araçtaki ilk dokunuşta Aylık Akbil kontörünüzden, aynı araçta yapılan ardışık diğer dokunuşlar ise normal kontörünüzden düşecektir.
Aylık Akbil geçişlerinde ve bilgilendirme soketine yapılacak dokunuşlar ile kalan kontör mikarı Akbil Geçiş Cihazı’nın ekranından takip edilebilecektir.
KISITLAMALAR
1. Çift Katlı otobüs hatlarında (16D, 76D, 76E, 145M, 145T, 202 vb.)
2. Gece hatlarında (15F, 112, 25T, 40, 85)
3. 2 biletten fazla ilk kademe belediye hatlarında (139, 139A, 303, 401, 336A, 336D vb.)
4. E-3, E-10 gibi diğer ekspres hatlardan farklı uygulamalardan dolayı Mavi Kart geçerli değildir.
www.iett.gov.tr
tarih de ayın beşine kadar olması lazım sonra sıfırlanıyor.
Aylık Akbil, bir ay süreli özel bir Akbil türüdür. 1,00 TL Aylık kart bedeline ilave olarak 6,00 TL depozito bedeli ödeyerek sahip olabileceğiniz Aylık Akbilinize, İstanbul il genelinde yaklaşık 80 adet noktada bulunan İETT Akbil gişelerinde yükleme yaptırabilirsiniz. Yükleme fiyatları şu şekildedir:
· Tam Aylık Akbil: 110,00 TL
· İndirimli Aylık Akbil: 55,00 TL
UYGULAMA ESASLARI
Aylık Akbil yüklemesi ile 160 kontörlük biniş hakkına sahip olunacaktır. Seyahatler esnasında yapılan araç değişikliklerinde hattın tarifesine göre kontör sayısı azalacaktır. Araç tek biletli ise 1, çift biletli ise 2 ve Metrobüs hatlarında 2 kontör toplam kontörden düşecektir.
Yanınızda seyahat edecek kişiler için kullanmak üzere Aylık Akbile normal Akbil yüklemesi de yapılabilmektedir. Bu şekilde; araçtaki ilk dokunuşta Aylık Akbil kontörünüzden, aynı araçta yapılan ardışık diğer dokunuşlar ise normal kontörünüzden düşecektir.
Aylık Akbil geçişlerinde ve bilgilendirme soketine yapılacak dokunuşlar ile kalan kontör mikarı Akbil Geçiş Cihazı’nın ekranından takip edilebilecektir.
KISITLAMALAR
1. Çift Katlı otobüs hatlarında (16D, 76D, 76E, 145M, 145T, 202 vb.)
2. Gece hatlarında (15F, 112, 25T, 40, 85)
3. 2 biletten fazla ilk kademe belediye hatlarında (139, 139A, 303, 401, 336A, 336D vb.)
4. E-3, E-10 gibi diğer ekspres hatlardan farklı uygulamalardan dolayı Mavi Kart geçerli değildir.
www.iett.gov.tr
tarih de ayın beşine kadar olması lazım sonra sıfırlanıyor.
0
lucy in the sky with diamonds
1) Bi powerpoint sunumunda gördüğüm bi resmi kopyaladım, ama sadece word dokümanına yapıştırabiliyorum, masa üstüne ya da pictures klasörüne koymak istesem paste seçeneği gölge halinde kalıyor. "set as background" seçeneği de çıkmıyor. Bi görseniz öyle de güzel ki, becerebilsem buraya da koyucam ama
1) Bi powerpoint sunumunda gördüğüm bi resmi kopyaladım, ama sadece word dokümanına yapıştırabiliyorum, masa üstüne ya da pictures klasörüne koymak istesem paste seçeneği gölge halinde kalıyor. "set as background" seçeneği de çıkmıyor. Bi görseniz öyle de güzel ki, becerebilsem buraya da koyucam ama yapamıyorun işte.
2)Facebook'tan alıp pictures klasörüne kopyaladığım bazı resimleri daha sonra açmak isteyince bit kadar bişey olarak açılıyor. Teknik olarak söyleyemiyorum ama anladınız siz onu. Niye öyle oluyo ve engellemenin yolu var mıdır?
Sağolun şimdiden..
2)Facebook'tan alıp pictures klasörüne kopyaladığım bazı resimleri daha sonra açmak isteyince bit kadar bişey olarak açılıyor. Teknik olarak söyleyemiyorum ama anladınız siz onu. Niye öyle oluyo ve engellemenin yolu var mıdır?
Sağolun şimdiden..
0
1. Word dokümanına yapıştırabildiysen, resmin üzerine sağ tıklayıp farklı bir yere kaydedebilirsin.
2. yanlış kopyalıyorsun büyük ihtimalle.
2. yanlış kopyalıyorsun büyük ihtimalle.
0
Vallaha da billaha da başka yere yapışmıyor, copy oluyor paste olmuyor.
Bi de nasıl doğru kopyalicam? Kaç türlü kopyalama var ki zaten?
Bi de nasıl doğru kopyalicam? Kaç türlü kopyalama var ki zaten?
0
mavvi
arkadaşlar, ufak sayılabilcek bir şirkette çalışıyorum. 9 aralık çarşamba günü işe gitmeyip, arkadaşlara beni idare etmelerini söylemiştim. ancak dün, o gün işe gitmediğim patronlar tarafından tespit edilmiş. ben de o gün için raporum var, getiririm diyerek olayı geçiştirdim. şimdiyse, işten kovulma
arkadaşlar, ufak sayılabilcek bir şirkette çalışıyorum. 9 aralık çarşamba günü işe gitmeyip, arkadaşlara beni idare etmelerini söylemiştim. ancak dün, o gün işe gitmediğim patronlar tarafından tespit edilmiş. ben de o gün için raporum var, getiririm diyerek olayı geçiştirdim. şimdiyse, işten kovulmamak için 9aralık tarihine rapor yazdırmam gerekiyor. sizce, tanıdıkla filan geçmiş güne dair rapor yazdırabilir miyim?.
0
eh diyelim ki buldun. senin böyle katakulli işlerle uğraştığını bilen patronla daha ne kadar çalışabilirsin orası meçhul.
0
Rodin
Bi arkadaşım liseden mezun oluyor ve yıllığına bişeyler yazmamı istedi ama yıllık yazımı hakkında en ufak bi bilgim yok.Bana örnek bir yazı veya kendi yazdığınız bi yıllık yazısı bulursanız çok sevinirim.Mesela siz arkadaşınıza ne yazmıştınız lütfen bi kalıba ihtiyacım var?
Bi arkadaşım liseden mezun oluyor ve yıllığına bişeyler yazmamı istedi ama yıllık yazımı hakkında en ufak bi bilgim yok.Bana örnek bir yazı veya kendi yazdığınız bi yıllık yazısı bulursanız çok sevinirim.Mesela siz arkadaşınıza ne yazmıştınız lütfen bi kalıba ihtiyacım var?
0
"öncelikle bana kalbin kadar temiz bu sayfayı ayırdığın için teşekkür ederim" diye başla, gerisi gelir.
0
kalıp degil de yaşadıgınız ozel bir anınızı sadece ikinizin anlayacağı dilden yazabilirsin.
mesela biz biraraya gelince ben hep bişeyler kırardım.arkadaşım onu oyle bir dille yazmıştı ki hem her okuyan gülüyordu hem de ne kadar iyi arkadaş oldugumuzu tasdikliyorlardı.
bence kalıp şeylerden uzak kal ya.
ama yok illa kalıp falan dersen yıllıgımı cıkarıp bakabilirim.
mesela biz biraraya gelince ben hep bişeyler kırardım.arkadaşım onu oyle bir dille yazmıştı ki hem her okuyan gülüyordu hem de ne kadar iyi arkadaş oldugumuzu tasdikliyorlardı.
bence kalıp şeylerden uzak kal ya.
ama yok illa kalıp falan dersen yıllıgımı cıkarıp bakabilirim.
0
bir kalıp arayarak yanlış yapıyorsun bence. içinden geldiği gibi yazmalısın, hakkında ne düşünüyorsan açık açık yaz..
0
money money money
Çözünürlüğü 800*600, Kaliteyi 'low' seviyesine çekmeme rağmen oyun hala pürüzsüz bir şekilde oynamıyor. Yer yer donmalar, frame atlamaları vesaire yaşıyorum. PS3'te de oynadım, tıkır tıkır çalışıyor onda. Sistemim biraz eskidi ama bu ayarlarda bile performans alamayacak kadar kötü olmadığını düşünüy
Çözünürlüğü 800*600, Kaliteyi 'low' seviyesine çekmeme rağmen oyun hala pürüzsüz bir şekilde oynamıyor. Yer yer donmalar, frame atlamaları vesaire yaşıyorum. PS3'te de oynadım, tıkır tıkır çalışıyor onda. Sistemim biraz eskidi ama bu ayarlarda bile performans alamayacak kadar kötü olmadığını düşünüyorum, MW2'yi son ayarlarda tıkır tıkır oynamıştım mesela.
P4 3,6 işlemci,
2gb ram,
palit 512mb ekran kartı,
var mıdır bunun şifasını bilen?
P4 3,6 işlemci,
2gb ram,
palit 512mb ekran kartı,
var mıdır bunun şifasını bilen?
0
bence yeni bilgisayar değil virüs olabilir. seninki en azından 1024*768 orta ayarda hatta tam ayarda çalıştırması lazım. ekran kartı sürücüsünü güncelle, diğer programları kapat,bilgisayarı tarat.
sonuç: bi yolunu bul, çünkü senin bilgisayarın daha iyisine layık
sonuç: bi yolunu bul, çünkü senin bilgisayarın daha iyisine layık
0
benimkinden çok farkı yok ben tıkır tıkır oynuyorum. büyük ihtimal sistemin kaldırmamasından çok başka bir etken vardır o sorunu çıkartan.
0
ekran kartı için yeni sürücüyü indiriyorum şimdi, virüs yok makinada, düzenli taratıyorum. bakalım düzelir inşaallah.
0
vsync default olarak aktif.
dün gece 3'e kadar çeşitli ayarlarda sürekli denedim durdum, anlam veremediğim 1280-1024 çözünürlükte (monitörün orj çözünürlüğü) 2x aa ile, 800-600 low quality'de aynı fps'yi alıyorum.
dün gece 3'e kadar çeşitli ayarlarda sürekli denedim durdum, anlam veremediğim 1280-1024 çözünürlükte (monitörün orj çözünürlüğü) 2x aa ile, 800-600 low quality'de aynı fps'yi alıyorum.
0
Önce ekran kartının panelinden refresh rate'i 60'a kilitleyin. Düzelme var mı bakın, olmazsa settings'den frame skipping yanındaki işareti kaldırın. Bir de öyle deneyin. Büyük ihtimalle düzelecektir.(Monitörün LCD olduğunu varsayıyorum)
0
money money money
arkadaşlar, bu şarkının girişi, ünlü bir şarkının girişine acaip şekilde benzemekte, hatta mp3 arşivimde olduğuna yemin edebilirim lakin bir sürü şarkı içerisinde bulamıyorum tabi ki.bilen birisi varsa tam süper olur, bir kaç gündür inanılmaz kafamı kurcalıyor her dinlediğimde.http://www.youtube.com
arkadaşlar, bu şarkının girişi, ünlü bir şarkının girişine acaip şekilde benzemekte, hatta mp3 arşivimde olduğuna yemin edebilirim lakin bir sürü şarkı içerisinde bulamıyorum tabi ki.
bilen birisi varsa tam süper olur, bir kaç gündür inanılmaz kafamı kurcalıyor her dinlediğimde.
www.youtube.com
bilen birisi varsa tam süper olur, bir kaç gündür inanılmaz kafamı kurcalıyor her dinlediğimde.
www.youtube.com
0
money money money
Arkadaşlar merhaba,Şimdilerde 8 yaşında olan bir muhabbet kuşum 2-3 gündür inliyor ancak her zaman değil.. Durup dururken birden sanki gırtlağına düdük kaçmış gibi hızlı hızlı nefes alıp vererek inleyen nameler çıkarıyor. Ses oldukça gırtlaktan geliyor.. 10-15 dakika bu şekilde inledikten sonra kesi
Arkadaşlar merhaba,
Şimdilerde 8 yaşında olan bir muhabbet kuşum 2-3 gündür inliyor ancak her zaman değil.. Durup dururken birden sanki gırtlağına düdük kaçmış gibi hızlı hızlı nefes alıp vererek inleyen nameler çıkarıyor. Ses oldukça gırtlaktan geliyor.. 10-15 dakika bu şekilde inledikten sonra kesiliyor, normal şekilde devam ediyor daha sonra. Uçup kaçması sırasında olmuyor, durup dururken inlemeye başlıyor, yarım saat sürdüğü bile oldu, sonra kesiliyor.
Bir bilen var mıdır sebebini aceb?
Şimdilerde 8 yaşında olan bir muhabbet kuşum 2-3 gündür inliyor ancak her zaman değil.. Durup dururken birden sanki gırtlağına düdük kaçmış gibi hızlı hızlı nefes alıp vererek inleyen nameler çıkarıyor. Ses oldukça gırtlaktan geliyor.. 10-15 dakika bu şekilde inledikten sonra kesiliyor, normal şekilde devam ediyor daha sonra. Uçup kaçması sırasında olmuyor, durup dururken inlemeye başlıyor, yarım saat sürdüğü bile oldu, sonra kesiliyor.
Bir bilen var mıdır sebebini aceb?
0
kusunuzla dalga gecmis gibi oldum ozur dilerim. 8 yas bi muhabbet kusu icin az buz diil baya dede olmus o. nefes almakta gucluk cekiyor olabilir, benzetmek gibi olmasin benimki de 6bucuk yasindayken bu tur seyler yapip olmustu.. bi veterinere goturun isterseniz. ama tabii yasliligin onune gecilemiyor..
0
dostum felaket tellallığı yapmayayım ama çok bile yaşamış... bizimkisi 7 yaşındayken sabaha karşı ebediyete intikal etmişti...
eli kulağındadır...
eli kulağındadır...
0
:/ üzüldüm şimdi ya.. 10 sene civarı yaşıyor diye biliyordum ben bunları. takdir-i ilahi yapacak bir şey yok tabi.. alışmıştık bunca sene kerataya. teşekkürler yorumlar için.
0
Struttin
Insanların söylüyor olduklarını kayda değer bulmalı mı bulmamalı mı? Her insanın bulunduğu çevre, yaşam biçimine göre belirli karakteristikleri mevcut... Veli'nin vurdumduymazlığı Ali'nin beyninde son derece yanlış bir davranış biçimi olarak yankılanıyorsa bu tamamen onun bakış açısının eseri... Bu
Insanların söylüyor olduklarını kayda değer bulmalı mı bulmamalı mı? Her insanın bulunduğu çevre, yaşam biçimine göre belirli karakteristikleri mevcut... Veli'nin vurdumduymazlığı Ali'nin beyninde son derece yanlış bir davranış biçimi olarak yankılanıyorsa bu tamamen onun bakış açısının eseri... Bu durumda, "diğerleri" kavramını dikkate almamak mı gerekiyor yapacaklarımız doğrultusunda?
Birilerinin sürekli "tecrübe" dayatmasıyla bana yönelttikleri fikir boşalımlarından nefret ediyorum... Falanca insanın yaşamı boyunca beyninde dönen binbir soru işaretinden ötürü gerçekleştiremeyeceği herhangi şeyi gözüm kapalı yapıyor olmam tamamiyle opsiyonel... Eh o zaman şu zırva advicelar neden?
Birilerinin sürekli "tecrübe" dayatmasıyla bana yönelttikleri fikir boşalımlarından nefret ediyorum... Falanca insanın yaşamı boyunca beyninde dönen binbir soru işaretinden ötürü gerçekleştiremeyeceği herhangi şeyi gözüm kapalı yapıyor olmam tamamiyle opsiyonel... Eh o zaman şu zırva advicelar neden?
0
cevaba geçmeden söyleyeyim, umarım kafanın ne kadar dolu ve karışık olduğundan haberin vardır. bu durumdan kurtulmaya çalış, çok basit yaşa zira hayat basit gördüğün kadar basittir..
doğru bir tanedir, ulaşmaya çalışır buna insanlar. herkes farklı bir yol denemeyi seçer ve o labirente girer. çoğu labirentte kaybolur ve doğrunun ne olduğunu karıştırır. doğruyu ararken yanlışı savunur bulurlar kendilerini. tavsiye alma ama tavsiyeleri dinle. tüm o tavsiyeler o tek doğruyu bulmanda yardımcı olur. doğru böyle bir şey zaten, tek başına ulaşman imkansız. her zaman ne yaptığının farkında ol, kimsenin görüşüne körü körüne inanıp onun boyunduruğuna girme.
bak bunlar da birer tavsiye olmuş..
doğru bir tanedir, ulaşmaya çalışır buna insanlar. herkes farklı bir yol denemeyi seçer ve o labirente girer. çoğu labirentte kaybolur ve doğrunun ne olduğunu karıştırır. doğruyu ararken yanlışı savunur bulurlar kendilerini. tavsiye alma ama tavsiyeleri dinle. tüm o tavsiyeler o tek doğruyu bulmanda yardımcı olur. doğru böyle bir şey zaten, tek başına ulaşman imkansız. her zaman ne yaptığının farkında ol, kimsenin görüşüne körü körüne inanıp onun boyunduruğuna girme.
bak bunlar da birer tavsiye olmuş..
0
İnsanların hakkında ne söylediği önemli değil, senin bunları ne kadar taktığın önemli. Hakkında iyi ve güzel söylenenler seni sevindirmemeli ki kötü söyleyenler olduğu zaman da üzmesin. Sen ne yaptığından emin değilsen, bunu isteyerek yapmıyorsan problem işte oradadır. Unutma ki sana tavsiye veren herkes bir zamanlar edindikleri tecrübelere yani yaptıkları hatalara göre konuşuyorlar, (bunları yazan mmm kişisi de) yani herkesin söylediği aslında kendi gerçekliği içinde doğru ama bu senin gerçekliğin ile örtüşecek diye bir kavram yok, anladın? hata yapmadan neyin senin için doğru, neyin yanlış olduğunu öğrenemezsin, bu yüzden bilfiil tecrübe etmen ve yaptıklarının sonuçları üzerine tefekkür etmen, tecrübe dediğimiz kavramın sende de oluşmasını sağlayacaktır. sevgiyle,
0
doğru söylüyorsun, herkesin bir şekilde aklına takılan birşeydir o.
19 yaşındayken bir seçim yapmıştım o zaman çevremdeki nerdeyse herkes o seçimi yapmamam konusunda beni uyarmıştı şimdi nerdeyse 10 yıl geçti, hatalı bir seçim yaptığımı görebiliyorum ama yine de "keşke onları dinleseydim" değil "bir tesadüf olsaydı da beni o seçimi yapmaktan alıkoysaydı" diyorum. belki bu seçimin çok trajik, geri dönülmez sonuçları olsaydı "keşke dinleseydim" derdim ama bu birşey değiştirmez çünkü çok iyi biliyorum ki beni 19 yaşındayken o seçimi yapmaktan alıkoyabilecek bir argüman yoktu.
üstelik de hatalara değer vermek gerekiyor, hayattaki becerilerimizi arttıran şeyler yanlış seçimler. sorun ve kriz yoksa çözüm ve gelişim de olmuyor.
tabi ki her zaman en doğru kararı almayacaksınız ama yine de kendiniz için en doğru kararı kendiniz alacaksınız. kimsenin hiçbir dediğine kulak asmayın demiyorum, sizi ikna etmiyorsa kimseye üzerinizde bir hak tanımayın.
19 yaşındayken bir seçim yapmıştım o zaman çevremdeki nerdeyse herkes o seçimi yapmamam konusunda beni uyarmıştı şimdi nerdeyse 10 yıl geçti, hatalı bir seçim yaptığımı görebiliyorum ama yine de "keşke onları dinleseydim" değil "bir tesadüf olsaydı da beni o seçimi yapmaktan alıkoysaydı" diyorum. belki bu seçimin çok trajik, geri dönülmez sonuçları olsaydı "keşke dinleseydim" derdim ama bu birşey değiştirmez çünkü çok iyi biliyorum ki beni 19 yaşındayken o seçimi yapmaktan alıkoyabilecek bir argüman yoktu.
üstelik de hatalara değer vermek gerekiyor, hayattaki becerilerimizi arttıran şeyler yanlış seçimler. sorun ve kriz yoksa çözüm ve gelişim de olmuyor.
tabi ki her zaman en doğru kararı almayacaksınız ama yine de kendiniz için en doğru kararı kendiniz alacaksınız. kimsenin hiçbir dediğine kulak asmayın demiyorum, sizi ikna etmiyorsa kimseye üzerinizde bir hak tanımayın.
0
kibritsuyu
arkadaşlar ticaret lisesi muhasebe bölümü son sınıf öğrencisi, bu sene üniversite sınavına girecek bir stajyerim var ofisimde çalışan. bu kız ticaret lisesi muhasebe bölümünün son sınıfına gelmiş ama bırak muhasebeyi, daha dört basamaklı sayıları okumayı bilmiyor. 1052 yazıyorum kağıda, oku diyorum
arkadaşlar ticaret lisesi muhasebe bölümü son sınıf öğrencisi, bu sene üniversite sınavına girecek bir stajyerim var ofisimde çalışan. bu kız ticaret lisesi muhasebe bölümünün son sınıfına gelmiş ama bırak muhasebeyi, daha dört basamaklı sayıları okumayı bilmiyor. 1052 yazıyorum kağıda, oku diyorum kilitleniyor. ondalıklı sayıları hesap makinesiyle toplayamıyor. anlaması, zekası, kavraması falan çok düşük. basit zeka soruları soruyorum ("elimizde dokuz tane top var, sekizinin ağırlığı aynı, birisi daha ağır. çift kefeli teraziyle en az kaç tartıda ağır topu bulursun" şeklinde), sorunun cevabını bilmeyi bırak, soruyu yorumlayamıyor, anlamıyor bile, "ağırlıklarını ölçer bulurum" diyor. "nasıl ölçersin" diyince "işte tek tek tartarım hepsini" diyor. yani cevabı bulmayı bırak, mantık bile kuramıyor. insan cevabı bilemese bile azıcık düşünüp "dörder dörder tartarım, yok olmadı üçer üçer tartarım" gibi bir cevap bekliyor, düşünsün, bulamasa bile azıcık düşünsün istiyor.
hiç muhasebe bilmese, ama söyleneni aklında tutup anlamaya çalışsa, anlasa zehir gibi yetiştiririm ama onu da yapamıyor. kavraması çok basit şeyleri bile kavrayamıyor. şu evrakları tarih sırasına diz diyorum dizemiyor. tarihleri sıraya koyamıyor. her ay aynı işi yaptırıyorum, her ay ilk defa yapıyor gibi sıfırdan anlatıyorum, yoksa yapamıyor. evrakları sıraya dizsin gruplasın diye önüne koyup anlatıyorum, kağıdı kalemi de al yaz diyorum, not tuttuğu halde ertesi ay yine yapamıyor. zor şer sıraya dizdirttiğim evrakları ertesi gün bilgisayara işleyip masasına koyuyorum dosyaya taksın diye. hepsi köşelerinden zımbalı, düzenli şekilde. (geçen ay da aynısını yaptım, sıraya dizdirtip ertesi gün de geri verdim, dosyaya tak dedim, takacağı dosyayı gösterdim, delgeçle düzgünce evrak delmeyi öğrettim). bir saat sonra bakıyorum zımbaları sökmüş, hepsini dağıtmış tekrar sıraya dizmeye çalışıyor. yani öyle teyp gibi ki "masana konan evrağı sıraya diz" diye son kaydı almış, ne koyarsan koy söküp sıraya dizecek. "geçen ay önce dizdim sonra taktım, bu ay da dizdim, demek ki takmam lazım" demiyor. üstüne basa basa gösterdiğim evrağı "lan bunu daha dün dizdim niye geri gelmiş masama" diye düşünmüyor. dosyalayacağını bilmese bile gelip sorsa "dosyaya mı takıcam bunları" diye ona da eyvallah. ki bize evrak müşteriden naylon torba içinde karman çorman saçma sapan gelir, sıraya dizilip işlenen evrak ise köşelerden zımbalı, düzgün kitap gibi olur sonuçta. yani en andaval adam bile sıraya dizilecek karman çorman evrak yığını ile işlenmiş dosyaya takılmayı bekleyen üst üste düzgünce dizili evrakların farkını ilk bakışta anlar. anaokulu çocuğu bile anlar o derece. bu anlamıyor. lise sonda bu haliyle üniversiye sınavına girip ne yapacak, çok merak ediyorum.
daha fazla uzatmadan soruma geleyim. ben buna nasıl yol gösterebilirim. "boşver sınavı falan sen bu halinle yapamazsın" diye moralini bozarak gaz versem yanlış bir davranış mı olur? o da gaza gelip "yapabiliriiimmm" diye dört elle sarılsa, kafayı kullanmayı öğrense falan. hiç sanmıyorum işe yarayacağının ama başka önerisi olan varsa sevinirim. "zekisin ama çalışmıyorsun" demek istemiyorum. zeki falan değil çünkü. kırıntısı yok.
hiç muhasebe bilmese, ama söyleneni aklında tutup anlamaya çalışsa, anlasa zehir gibi yetiştiririm ama onu da yapamıyor. kavraması çok basit şeyleri bile kavrayamıyor. şu evrakları tarih sırasına diz diyorum dizemiyor. tarihleri sıraya koyamıyor. her ay aynı işi yaptırıyorum, her ay ilk defa yapıyor gibi sıfırdan anlatıyorum, yoksa yapamıyor. evrakları sıraya dizsin gruplasın diye önüne koyup anlatıyorum, kağıdı kalemi de al yaz diyorum, not tuttuğu halde ertesi ay yine yapamıyor. zor şer sıraya dizdirttiğim evrakları ertesi gün bilgisayara işleyip masasına koyuyorum dosyaya taksın diye. hepsi köşelerinden zımbalı, düzenli şekilde. (geçen ay da aynısını yaptım, sıraya dizdirtip ertesi gün de geri verdim, dosyaya tak dedim, takacağı dosyayı gösterdim, delgeçle düzgünce evrak delmeyi öğrettim). bir saat sonra bakıyorum zımbaları sökmüş, hepsini dağıtmış tekrar sıraya dizmeye çalışıyor. yani öyle teyp gibi ki "masana konan evrağı sıraya diz" diye son kaydı almış, ne koyarsan koy söküp sıraya dizecek. "geçen ay önce dizdim sonra taktım, bu ay da dizdim, demek ki takmam lazım" demiyor. üstüne basa basa gösterdiğim evrağı "lan bunu daha dün dizdim niye geri gelmiş masama" diye düşünmüyor. dosyalayacağını bilmese bile gelip sorsa "dosyaya mı takıcam bunları" diye ona da eyvallah. ki bize evrak müşteriden naylon torba içinde karman çorman saçma sapan gelir, sıraya dizilip işlenen evrak ise köşelerden zımbalı, düzgün kitap gibi olur sonuçta. yani en andaval adam bile sıraya dizilecek karman çorman evrak yığını ile işlenmiş dosyaya takılmayı bekleyen üst üste düzgünce dizili evrakların farkını ilk bakışta anlar. anaokulu çocuğu bile anlar o derece. bu anlamıyor. lise sonda bu haliyle üniversiye sınavına girip ne yapacak, çok merak ediyorum.
daha fazla uzatmadan soruma geleyim. ben buna nasıl yol gösterebilirim. "boşver sınavı falan sen bu halinle yapamazsın" diye moralini bozarak gaz versem yanlış bir davranış mı olur? o da gaza gelip "yapabiliriiimmm" diye dört elle sarılsa, kafayı kullanmayı öğrense falan. hiç sanmıyorum işe yarayacağının ama başka önerisi olan varsa sevinirim. "zekisin ama çalışmıyorsun" demek istemiyorum. zeki falan değil çünkü. kırıntısı yok.
0
bence moral bozarak gaz vermeye çalışmayın, çevresindeki herkesten aynı lafları duyuyor olabilir, yazık. belki gerçekten pes etmesine sebep olur çünkü öğrenme hırsı olan birine de benzemiyor.
0
Moralini bozarak gaz vermek mümkün mü bilmiyorum, ters de tepebilir. Ama gaza geldiğini varsaysak bile mucivezi sonuç alması çok zor, hatta imkansız olabilir. Stres altında beceriksizlik sözkonusu olabilir; evinde bir sorunu olup olmadığını sorabilirsiniz, yoksa sizden çekinip çekinmediğini/korkup korkmadığını öğrenebilirsiniz. Öyle ise, onu rahatlatmaya çalışın, onu tedirgin edecek tavırlarınız olmasa bile. (Gerçi bu koşullar altında bile kendisiyle ilgilendiğinize ve ne yapmanız gerektiğini düşündüğünüze göre, o tarz tavırlar içinde olacak biri değilsinizdir zaten.) Tabii evdeki sorunlar veya kişisel problemleri, bu derece sonuçlara yola açar mı, bilemiyorum. Böyle sorunları varsa sizin bunları sizin gidermeniz düşünülemez.
Açıkça konuşsanız, kırılmasına yol açmadan, giderilebilecek bir sorun olup olmadığını sorsanız ve bu durumunun kendisini değil ÖSS'de, bütün hayatında olumsuz etkileyebileceğini, iyi niyetle yardımcı olmak istediğinizi söyleseniz bir ipucu elde edebilirsiniz belki. Uzaktan konuşmak kolay tabii, ben olsam iki-üç kez söylediğimin anlaşılmaması (sebebi ben olmadığım takdirde) çıldırmama neden olabilirdi.
Umarım çaresini bulursunuz, kolay gelsin.
Açıkça konuşsanız, kırılmasına yol açmadan, giderilebilecek bir sorun olup olmadığını sorsanız ve bu durumunun kendisini değil ÖSS'de, bütün hayatında olumsuz etkileyebileceğini, iyi niyetle yardımcı olmak istediğinizi söyleseniz bir ipucu elde edebilirsiniz belki. Uzaktan konuşmak kolay tabii, ben olsam iki-üç kez söylediğimin anlaşılmaması (sebebi ben olmadığım takdirde) çıldırmama neden olabilirdi.
Umarım çaresini bulursunuz, kolay gelsin.
0
gerçekten zor bir durum. dikkat eksikliği de olabilir bu arkadaşta. aslına bakarsanız sizin üstünüze düşen bir vazife olmamasına rağmen bunu görev bilmeniz bile fazlasıyla önemli bir davranış. eminim şu yaptığınızın birazcığını yapmayan insanlarla dolu bir çevresi vardır. aşağılamak veya pohpohlamanın bir faydası olmaz şu gibi bir durumda. ödev verseniz eğer yaparsa bilin ki sizin ayırdığınız zamanı önemsiyor. yoksa işim mi lan bu deyip çıkabilir de işin içinden. ama bunu ödev gibi değil de, iş gibi verirseniz belki daha iyi olur. mesela illa sizin elinizde rakamlar bulunan bir excel dosyası vardır; onun rakamlarının yanına türk lirası değerlerinin okunuşunu yazdırın. kuruşlu falan olması daha sıkı bir çalışmaa sebep olacaktır. bu gibi bir durumda yine sizin göreviniz değil ama ailesinin bir profesyonele başvurması gerektiğini bilmesi gerekir diyeceğim. ama ailesi de belli ki sallamıyor. öss ile ilgili bir yönlendirme yapmanızın bir faydası yoktur. hatta şu şartlar altında yönlenmemesi daha iyi. çünkü eğer bu vakte kadar aile ittirmesiyle, torpille geçiyorsa gerçekle yüzleşmek zorunda kalacaktır. yok öyle değilse zaten barajı geçecek puanı yapabilir. ki zaten onlar össye girmeden yüksek okula gidebiliyorlar diye biliyorum. yani siz sadece gösterdiğiniz özveriyi göstermeye devam edin. stajyer olduğu için, ekstra bir özveri göstermeniz staj sonunda karşılıklı kırıklığa yol açabilir.
0
bu neki, sen bir de yurtdışına okumaya giden öss den ancak özel kazanabilen elemanları gör, bırak okumayı yazmayı bile zor sökmüşler.
açık açık söyle, gerçeğinde farkında değildir o.
açık açık söyle, gerçeğinde farkında değildir o.
0
lise sona nasil gelmis? ailesi ne durumda? saglik problemleri var mi? hayatinda zor donem mi geciriyor? heyecanla ilgili bir sorunu olabilir gibi geldi. unutkanlik da var. bir hastaligin semptomlari bile olabilir.
0
aha...bunun aynısından bende de var:)kendisiyle geçen 10 aydan sonra söyleyeceğim şudur ki,olmuyor...siz ne kadar öğretmeye,kafasını kullanmasını,düşümesini sağlamaya çalışsanız da olmuyor...kafa onu almıyor.kendinizi de onu da fazla zorlamayın.kağıtlar zımbalanıp dosyalanacaksa,şu kağıtları zımbala sonra da dosyala diyceksiniz.ne eksik,ne fazla.çünkü siz söylemediğiniz sürece,söylemediğiniz ama yapılmasını beklediğiniz şeyleri yapmayacaktır.
eğer ki illa eğiticem ben bunu diyorsanız,3 yaşındaki bir çocuğa herşeyi nasıl sıfırdan öğretiyorsanız,ona da herşeyi sıfırdan öğretmeyi göze almanız lazım ki,bunun da iş hayatında mümkün olduğunu düşünmüyorum açıkçası.
ben benimkinden umudu kestim en azından.
eğer ki illa eğiticem ben bunu diyorsanız,3 yaşındaki bir çocuğa herşeyi nasıl sıfırdan öğretiyorsanız,ona da herşeyi sıfırdan öğretmeyi göze almanız lazım ki,bunun da iş hayatında mümkün olduğunu düşünmüyorum açıkçası.
ben benimkinden umudu kestim en azından.
0
bi arkadaşım vardı. alfabeyi bile sayamazdı. hayatımda gördüğüm zeka özürlü olmayan ama zekası en düşük insandı. bu kız benimle beraber liseyi bitirdi. ilk sene üniversite kazanamadı. bilgileri ezberleyerek çalışırdı. hiçbi şeyi anlamazdı. ezberlediği kadarıyla ikinci seferde barajı geçip özel bir üniversiteye girip, iki yıllık, onu da bitirdi. üniversiteye girip bitirmiş sonuçta, ne kadar aptal olabilir ki diye düşünüyor insan di mi?
kız düyanın içinde yaşadığımızı, bebeklerin anüsten çıktığını ve çarpmayla toplamanın aynı şey olduğunu sanıyodu.
bi kere sınıfta bişey satılıyordu. öğretmen ona verdi satış görevini. 10 liralık bişey. satın almak için 20 tl verene önce bozuk yok mu yaa diye ağlayıp sonra 10 tl para üstü veriyor ve toplam paradan 10tl eksildi diye kendi cebinden tekrar 10 tl koyuyordu. sonunda öğretmene gidip hocam para üstü vere vere bende para kalmadı, 5 kere para ödedim bi kere almak için dedi. lise sondaydı. bir hatasını düzelttiğinde ha öyle mi der ve beş dakika sonra aynı hatayı tekrar yapardı. yani öğrenmiyordu.
bu kız hiç de öyle sosyal fobili, psikolojik sorunlu bir kız değildi. bir dediğini iki etmeyen bir ailesi ve çok geniş bi çevresi vardı. sürekli de sevgilileri olurdu. ailesinden dolaylı, her yerde el üstünde tutulurdu ve ailesi bu kızı sen müthiş bi insansın diye diye büyüttü. aynı zamanda biraz peltekti bu kız ve ne zaman söylediği bir şeyde bir hataya dikkat çekilse, hemen trip yapar ve peltekliğini öne sürerdi. halbuki bu hataların pelteklikle hiç bir alakası yoktu. ama o bunu öne sürünce akan sular durur ve onu rencide etmemek için kimse bişey diyemezdi.
bu kız bu şekilde krallar gibi yaşadı. ailesinin tanıdığı olan okullar onu mezun etti, ailesinin tanıdığı olan yerler ona iş verdi. bu kız hiçbi zaman kendini eksik hissetmedi. çok sağlam bi özgüveni vardı.
diyeceğim odur ki, kendisini eksik hissetmesini sağlayın. varsın rencide olsun. böyle olmanın kabul gördüğünü sakın sanmasın.
kız düyanın içinde yaşadığımızı, bebeklerin anüsten çıktığını ve çarpmayla toplamanın aynı şey olduğunu sanıyodu.
bi kere sınıfta bişey satılıyordu. öğretmen ona verdi satış görevini. 10 liralık bişey. satın almak için 20 tl verene önce bozuk yok mu yaa diye ağlayıp sonra 10 tl para üstü veriyor ve toplam paradan 10tl eksildi diye kendi cebinden tekrar 10 tl koyuyordu. sonunda öğretmene gidip hocam para üstü vere vere bende para kalmadı, 5 kere para ödedim bi kere almak için dedi. lise sondaydı. bir hatasını düzelttiğinde ha öyle mi der ve beş dakika sonra aynı hatayı tekrar yapardı. yani öğrenmiyordu.
bu kız hiç de öyle sosyal fobili, psikolojik sorunlu bir kız değildi. bir dediğini iki etmeyen bir ailesi ve çok geniş bi çevresi vardı. sürekli de sevgilileri olurdu. ailesinden dolaylı, her yerde el üstünde tutulurdu ve ailesi bu kızı sen müthiş bi insansın diye diye büyüttü. aynı zamanda biraz peltekti bu kız ve ne zaman söylediği bir şeyde bir hataya dikkat çekilse, hemen trip yapar ve peltekliğini öne sürerdi. halbuki bu hataların pelteklikle hiç bir alakası yoktu. ama o bunu öne sürünce akan sular durur ve onu rencide etmemek için kimse bişey diyemezdi.
bu kız bu şekilde krallar gibi yaşadı. ailesinin tanıdığı olan okullar onu mezun etti, ailesinin tanıdığı olan yerler ona iş verdi. bu kız hiçbi zaman kendini eksik hissetmedi. çok sağlam bi özgüveni vardı.
diyeceğim odur ki, kendisini eksik hissetmesini sağlayın. varsın rencide olsun. böyle olmanın kabul gördüğünü sakın sanmasın.
0
averaj zekalı insanlar hayatınız boyunca her yerde karşınıza çıkabilir arkadaşlar. bu kişilere destek olmak hepimizin görevidir (bir üstteki durumdan bahsetmiyorum algısı gerçekten düşün olan insanlardan bahsediyorum). zira kullanılmaya sizden çok daha fazla yatkındırlar. kibritsuyu'nu bir şeyler yapmaya çalıştığı için tebrik ediyorum. yalnız bir gerçek var... bugüne kadar çevresindeki insanlar destek olmadıysa yaşı 18 olan bir kişiyi 5-6'ayda normal insan seviyesine çekemezsiniz. bu çok uzun ve meşakkatli bir iş olacaktır. eğer çabaladığını ve olduğundan daha iyi bir şeyler yapmak istediğini gözlemliyorsanız öncelikle anlayabileceği basit işlerle başlayın sonra yavaş yavaş komplike hale sokun. siz konuşurken not almasını ve istediğiniz işleri aldığı notlara bakıp eksiksiz yapması gerektiğini söyleyin. ödül verin, mutlu edin. ama dediğim gibi çok uzun bir süreç bu sizin yapabileceğiniz bir şey değil ailesinin yapması gerekli. sizin yapabileceğiniz en iyi şey hayırlı bir kısmet bakmak olur kendisine. =)
0
bu egitim sistemi ile bu kizin lise okuyor, muhasebe okuyor olmasi hic de imkansiz degil. üniversite de kazanabilir ve hatta bitirebilir de. bana psikolojik destege de ihtiyaci varmis gibi geldi.
0
