Giriş
(13)

erkek saç traşı 80 lira

galandar kostumu
normal mi?
normal mi?
0
galandar kostumu
(16.07.21)
değil. 30 liraya oluyorum
0
diffarentiationation
(16.07.21)
Ben de 30 veriyorum. 80 çok
0
mj23
(16.07.21)
çok pahalı.
ama işini çok iyi bilen biriyse ve böyle 1-2 ayda 1 traş oluyorsanız verilir.
0
alt4y
(16.07.21)
Antalayda 30 ila 40 ama daha çok 40
0
denizmaniaherif
(16.07.21)
bence çok. hoş ben saç kestirmeyi en son 10 lirayken bırakmıştım, bilemedim. ama denildiği gibi en fazla 50 olsun bence.
0
not sure if serious
(16.07.21)
Hocam burada berber ve erkek kuaförü ayrımı önemli. Mahalledeki berbere gidersen 20 TL'ye de saç tıraşı olabilirsin. Berbere göre 80 çok. Ama bazı erkek kuaförleri için 80 kabul edilebilir çünkü kuaför daha teknik yaklaşıyor. Berber gibi makineyle saça dalmıyor.
0
dissendium
(16.07.21)
saç, sakal 50, kadıköy istanbul (:
0
mestre
(16.07.21)
Ben de 70 veriyorum. Bana da çok geliyor.
10 yıldır aynı berbere gidiyorum. Ne istersem yapıyor falan ama yine çok. Öyle çok şekilli model de değil yani dümdüz saç tıraşı.
Bir keresinde başka berbere gittim memnun kalmadım. Sonra tövbe ettim kendi berberimde devam ediyorum. Ama iyisini ve ucuzunu bulursam bırakırım
0
dafuq
(16.07.21)
saç traşı + sakal düzeltme 80 liraya oluyorum. yaklaşık 2 sene önce aynı işlemler 40 lira idi.

bence çok. artış da çok. evimin tam karşısında olduğu için ve berberin traşı iyi olduğu için değiştirmedim, ama Çanakkale'de 25 yıldır gittiğim berber de aynı işe aynı parayı istiyor.

biraz daha uygun fiyatlı, eli düzgün berber bulsam eve yakın doğrudan bırakırım bu berberi.
0
co2s2
(16.07.21)
Türkiye'nin bir çok şehrinde saç+sakal 50 tl.
0
etna
(16.07.21)
luks bi semt ya da kuafor lukse okay dicem de ben 25 ila 30 veriyorum o yüzden 80 çok ne yapıo 80 lira istio
0
all girls dream
(17.07.21)
Pahalı net. Suraya gore normal buraya gore normal falan olayi değil, soru sac tirasina 80tl pahali mi, evet pahali.
Ben en son 50tl ye oldum sadece sac, o da pahali.
0
stavro
(17.07.21)
(3)

itü'yi kazanıp gitmeyen akp'li kimdi?

senzafine
itü müydü boğaziçi miydi tam hatırlamıyorum ama böyle biri vardı.kazanmış, kampüsü gezmiş babasıyla, sonra 'oranın ona göre olmadığını' anlamış ve vazgeçmiş.kimdi bu siyasi?
itü müydü boğaziçi miydi tam hatırlamıyorum ama böyle biri vardı.
kazanmış, kampüsü gezmiş babasıyla, sonra 'oranın ona göre olmadığını' anlamış ve vazgeçmiş.
kimdi bu siyasi?
0
senzafine
(16.07.21)
Boğaziçi kazanıp gitmeyen Binali Yıldırım sanırım. Sonra İtü'de okudu.

www.hurriyet.com.tr
0
ırene adler
(16.07.21)
Binali'dir. Çok fazla kadın erkek kaynaşması var diye istememiş.
0
mj23
(16.07.21)
Muhtemelen o zamanlar İngilizce sınavını geçememiştir Binali
O yüzden direkt itü'ye yazılmıştır
0
hoot
(16.07.21)
(17)

Para kazanmam lazım ?

grid
Aldığım maaşla hayat standartımı devam ettiremez duruma geldim. Borcum vs yok. Ama gelen para kredi kartına kiraya faturalara gidiyor. 150 bin nakit param var. Ne yapsam nerden başlasam bilemiyorum. Ne üzerine odaklansam bilmiyorum. Ama para kazanmam şart. Böyle ne ev alabiliyorum ne araba alabiliyo
Aldığım maaşla hayat standartımı devam ettiremez duruma geldim. Borcum vs yok. Ama gelen para kredi kartına kiraya faturalara gidiyor. 150 bin nakit param var. Ne yapsam nerden başlasam bilemiyorum. Ne üzerine odaklansam bilmiyorum. Ama para kazanmam şart. Böyle ne ev alabiliyorum ne araba alabiliyorum. İstediğim doktora muayene olmak için bile para biriktirmem gerekiyor.
Ne önerirsiniz. Bu konularda girişimciler için bazı kuruluşlar varmış yön gösteren. Sizler ne önerirsiniz?
0
grid
(06.07.21)
Risk alıp ticarete girsen elinde patlama ihtimali oldukça yüksek. İnsanlar para harcamıyor çünkü. Türkiye'de iyi yaşamak için 20 bin üstü kazanmak lazım.
0
mj23
(06.07.21)
Ticarete girmedim diyelim başka ne yapabilirim
0
🌸grid
(06.07.21)
Finansal okur yazarlığını arttırman lazım. Finans enstrümanları ile pasif gelir sağlayabilirsin. Yatırım tavsiyesi değildir.
0
1917
(06.07.21)
@1917 onu yapıyorum zaten ama. Bir yerden gelirse öteki yerden gidiyor. Gerçek kazanç imkanı gerekli
0
🌸grid
(06.07.21)
burada cevabini bilen adam zaten o isi yapiyordur soylemez.
Dunyada bile cevabi olmayan bir soruyu soruyorsun.
0
divit
(06.07.21)
Hocam ticarete girmem diyorsun, yatırım falan pek fayda etmiyor diyorsun. O zaman geriye ek iş bulup çalışman kalıyor. Öyle başka bir yolu yok ki parayı arttırmanın.
0
j r r tolkien hayrani
(06.07.21)
Yatirimdan Kazanc var, maasiniz var, hayat standardinizi karsilamiyor.

Hayat standardiniz gelirinize oranla yüksek olabilir mi?
Çünkü 150 bin lira öyle çok da bir para değil artik. Sıfır araba bile alamazsiniz.
Yatırım dışında ki bence öyle kısa dönemli islere girerseniz sifira gitmeniz de olasi ticaret disinda birşey yok.
0
logisticsmanager
(06.07.21)
bilmediğin-çıraklığını yapmadığın işin ticareti yapılmaz batarsın. başka bir işte full time çalışırken gene ticaret yapılmaz yetişemezsin-kontrol edemezsin.

eldeki tek seçenek uzun vadeli yatırımlar kalıyor. bunlar da seni 3-5 senede zengin etmez paran değerini korur belki üstüne senelik %10-15 kazanırsın.

bence daha iyi bir iş bakmalısın.
0
orpheus
(06.07.21)
Ticaret yapmam demedim. mj23 ticarete girersen elinde patlama ihtimali yüksek demiş. Ben de ticaret yapmadım diyelim başka ne yapabilirim diye soruyorum.
İşin kilit noktası ticaret de esas soru o. Ticaret tek bir şey değil neyle uğraşayım ki tutsun. Yoksa ticaret yap demesi kolay. Ben burda fikir istiyorum.
Ha birisi demiş o fikir olsa kendisi yapar diye. Belki fikir veren çıkar diye yazdım. Duyurunun amacı da bu değil mi
0
🌸grid
(06.07.21)
ufak çaplı bir e-ticaret sitesi aç bu sitenin n11 vs plaformlarında da mağazası olsun. daha sonra yurrdışından kolay satılır karlı basit ürünler getir. çok çeşit var laptop altlığı, dekoratif ürünler vs. vs. n11-trendyol gibi platformları gezerek bu tip ürünleri keşfetmelisin. linkini verdiğim adamın youtube kanalında e-tciaret konusunda epey bilgi var izlersennasıl yapılacağı konusunu çözersin. ancak günün sonunda bu iş ciddi bir emek ve çok sıkı takip etmeyi gerektiriyor. ikinci iş olarak yapılmaz.

www.youtube.com
0
orpheus
(06.07.21)
O paraya esnaflık yapılır, Büfe olur, küçük bi kahveci olur
0
olaylar olaylar
(06.07.21)
@orpheus aradığım fikirlerden biri bu gibi
0
🌸grid
(06.07.21)
şu anda ne iş yaparsın?
0
etna
(06.07.21)
5 bin lirayı gözden çıkar ve kripto paraların işleyişini öğren. Al-sat yap. Ücretsiz eğitim veren bir sürü kanal var. Al eğitimini. 5 bin lirayla gir bu işe. İstersen bin lirayla gir ama bir yerinden gir. Piştiğini hissettiğinde 50 bin lirayı sok bu işe. Kalan parayı da döviz altın vs sepet yap. Senin yerinde olsam ben böyle yapardım -ki yaptım da. Adettendir. Yatırım tavsiyesi değildir. Kendi yaptığımdır.
0
adwokat
(06.07.21)
adwokat 'a ek olarak söylüyorum, o bin lira hiç geri gelmeyebilir de. bu yüzden elini güçlendirmek adına sadece bitcoin almanı öneririm. bunu da her hafta umursamayacağın bir miktarda parayla alım yapmanı şiddetle tavsiye ederim.
lütfen mehmet hamdi bol'un ücretli/ücretsiz eğitimlerini inceleyin
0
rakicandir
(06.07.21)
Bitcoin alacağız da hangi siteye güveneceğiz
0
🌸grid
(06.07.21)
Binance şu anda en güveniliri. İşin mantığını kavramak için 200 lira at paribuda biraz vakit geçir. Sonra binance’a geç.
0
adwokat
(06.07.21)
(13)

hayatta adaleti sorguluyor musunuz?

Kittie
mesela bu bos beles insan dururken neden hastalanan/olen/kaza geciren vs bu kisi oldu diye dusunuyor musunuz?neden bazi kotucul insanlar cok guzel hayatlar yasiyorlar simdi?bunlari dusunuyorum ve sinir oluyorum bu adaletsizlige.ayni sekilde sakat doganlara da uzuluyorum, neyin cezasini cekmeye dogmu
mesela bu bos beles insan dururken neden hastalanan/olen/kaza geciren vs bu kisi oldu diye dusunuyor musunuz?

neden bazi kotucul insanlar cok guzel hayatlar yasiyorlar simdi?

bunlari dusunuyorum ve sinir oluyorum bu adaletsizlige.

ayni sekilde sakat doganlara da uzuluyorum, neyin cezasini cekmeye dogmuslar diyorum? neden diger insanlarin standardindan mahrum dogmuslar anlayamiyorum.

boyle seyler dusunuyor musunuz ve yorumunuz nedir?
0
Kittie
(04.07.21)
Yok, hic.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(04.07.21)
evet, çok, adalet yok. milyon dolarlık hastalıklara asgari maaş alan kişilerin çocukları yakalanıyor.
0
gelmeistemem
(04.07.21)
Hayir cunku yok.
0
thesomberlain
(04.07.21)
hayır
0
dafuq
(04.07.21)
Valla ben sorguluyorum ancak oyle romantik bir sekilde "hayat neden adil degil?" ya da "Niye x kisi hasta oldu" seklinde degil. Bu olay adaleti falan sorgulamak degil bana gore. Hayat denilen kavrama sanki canli bir varlikms ya da daha dogrusu sanki bir insanmis gibi sifatlar yukleyip onun adil olmasini beklemek bana cok sacma geliyor. Hayat dedigin seyi olusturan sensin, benim, bizleriz. Yani o adaletsiz olarak gorulen seylerin sebebi su ya da bu sebepten dolayi bizim yaptigimiz ya da yapmadigimiz hareketler.

Hayat oyle rastgele 'dur bugun kimi hasta edeyim' diye dusunmuyor cunku dusunen bir hayat yok. Hasta olan kisi ya yasamin kosullari(kendisinin, ailesinin vs) ya genetigi ya da yanlis zamanda yanlis yerde vs olmasi yuzunden hastaligi geciriyor.

Bazi kisilerin iyi hayatlar yasamasi da yine hayatin 'dur bir sunu zengin edeyim de sevinsin' sekli yuzunden olmuyor. Ya ozel mulkiyet olayinin abartilip baskasinin emeginin su ya da bu sebeple nesiller boyu somurulmesi sonucu ya da bisekilde ugrasip didiip biseylerin elde edilmesi sonucu bazi kisiler bunlari elde ediyorlar. Yani ortada yine insan etkisi var.

Sakat dogma olaylari falan da oyle. Ya genetik oluyor, ya anne karnindayken bir etki olusuyor ya da dogum aninda vs bir olay oluyor. Yani oyle 'dur su da sakat dogsun' tarzi gorunmez bir olay yok.

Uzun oldu ancak hep adalet olayina sanki kendiliginden var olacak biseymis gibi bakilmasi canimi siktigi icin yazmak istedim. Boyle romantik bir bakis acisinin adaletle vs alakasi yok bence. Bunlar bisekil etki-tepki ya da karmasik olasiliksal hesaplama sonuclari. Adalet cok daha degisik bisey, senin insa edecegin ve senin katki saglayacagin biseydir bana gore adalet.
0
j r r tolkien hayrani
(04.07.21)
Hayatin adaletsiz oldugunu düşünüyorum. Ama bunun rastgele olduğunu düşünüyorum.
Bu kisim sebebiyle silinebilir bilmiyorum ama kendi düşüncelerim; Bu sebepten herhangi bir yüce vs güce inanmıyorum komik geliyor. Varsa da dünyadaki herşeyden daha zalim olduğunu dusunurum. Ha ona boyun egmisim ha diktatör. O yüzden zerre umrumda değil o tanrı bu tanrı.

Fakir olecegime zengin oleyim. En azindan olmeden bir sise single malt ile iki cuban içer ölürüm.
0
logisticsmanager
(04.07.21)
Hayır sorgulamıyorum. Adaletsizliğe itiraz ediyor, yapabileceğim bir şey varsa düzeltmeye ya da kendi adıma adil olmaya çalışıyorum ama dünyada neden adalet yok diye kafaya takmıyorum. Çünkü saçma geliyor. Adaletsiz durumlara üzülmek, üzerinde düşünmek değil bunu sorgulamak, yargılamak, bana/bize göre kötünün iyi durumda gözükmesi gibi durumlara takılı kalmıyorum. Çünkü adaletin aranacağı yer burası olamaz. Bu şuna benziyor, oyun bitmeden sonucu belirlemek gibi. Ya da bir filmin ortasında neden her şey çözümlenmiyor diye kızmak gibi, halbuki sonunu beklemek zorundayız. Düşünsenize 400 bölümlük bir dizide ne olaylar dönecek ama finali beklemek zorundayız.

Hayat da bunun gibi, dünyada gerçek bir adaletin sağlanması asla mümkün olamaz. Benim istediğim başka, karşıdakinin ki başka, diğerinin ki hepsinden başka olacak. Birimize adil gibi gelen ötekine gelmeyecek. Durumu etkileyen bir çok bileşen var, herkes için adaleti sağlamak mümkün olamaz. En sonunda oyun bittiğinde, kozlar paylaşıldığında adalet terazisi kurulduğunda herkes için gerçek bir adil yargılama başlayacak ve herkes hakkını alabilecek. Zaten ahiretin olmasının amacı bu. Çünkü oyun devam ederken, skor belli olmaz, hakem son düdüğü çalmadan maç bitmiş sayılmaz.

Her şeyin dünyada çözülmesini nasıl bekleyebiliriz? Basit bir örnekle diyelim ki adam 10 kişiye zarar verdi. Bu 10 kişinin adalet beklentisi aynı olur mu? Hayır. Biri şu yapılsa tamam der, öteki hayır bunu adil bulmuyorum şöyle olmasını istiyorum der, beriki başka bir şey... Dolayısıyla adalet böyle sağlanamaz.

Ancak tabi ki de dünyanın adaletli olmasına çalışmak, bunun için mücadele etmek gerekiyor. Bu başka bir durum. Zengin ultra zengin olup fakir aşırı fakir olmamalı, gelir dağılımı daha adil olmalı, insanlar emeğinin karşılığını alabilmeli, yaşam koşulları herkes iyileştirilmeli vs vs. Zaten iyi insanın bu dünyadaki varlık amaçlarından birisi de bunun için mücadele etmektir. İnsanlar kendi güçlerinin yetebildiği konularda adaleti sağlamakla yükümlüdür, yoksa kimin ölüp kimin yaşayacağına karar vermekle değil. Ben de sağlam bir ahiret inancı olmayanların bu konuya takıldığını düşünüyorum.
0
epitaf
(04.07.21)
Evet kolay kolay değiştirilemeyecek şeyler adaletsizliklerin çoğu ve bazıları değişmesi imkansız. Ahirette görüşürüz deyip kestirip atanlara imreniyorum mesela ama ben inanmadığımdan böyle düşünenlere de üzülüyorum. Hepimiz nasılsa öleceğiz’i avuntu olarak görüyorum e ölecez de bir kere geldiğimiz bu dünyada yaşayamadıktan sonra ne anladım bu işten, kötü kötülüğünü yaptıktan ve yanına kâr kaldıktan sonra. insan eliyle yapılan haksızlıkları kastediyorum tabi. Ölümden sonrasını kesinkes bilen olmadığına göre tüm bu şeyler dünyada hallolmalı fakat yüz yıllardır bir değişim yok. Hayat bu dengesizliğin üzerine kurulmuş anlaşılan. Müdahale edemediğine kapıl git yıllarını harca derken ömür böyle bitiyor.
0
heathen
(05.07.21)
Sağlık sorunları, kazalar dışında seçimlerin rolünün olduğunu düşünüyorum. Mesela akraba evliliği kaynaklı doğumsal kusurlar ana babanın tercihlerinin sonucu. Askerde bunu anlattığım kişiler Allah'ın işine karışma dediler.
0
mj23
(05.07.21)
sorgulamıyorum dünya böyle bir yer. hep vahşi doğa şartlarını düşünürüm bu durumlarda. insanlığında çok farkı yok. güçlü olan şanslı olan zeki olan yolunu buluyor bir şekilde. diğerleri için yapacak bir şey yok. rip.
0
xrated
(05.07.21)
tanrıya inanmama konusundaki en büyük motivasyonlarımdan biri bu söylediklerin.
0
reanarchy
(05.07.21)
hayır, sorgulamıyorum çünkü herkesin hayatı kendine, herkesin sınavı ayrı.
buna sakat doğanlar da dahil.

zaten "güzel hayat" ne demek?
bu çok subjektif bir şey.

kaldı ki, güzel hayat olarak nitelediğiniz şeyin nasıl bir hayat olduğunu içinde olmadan bilemezsiniz.
insanlar paralı pullu rahat yaşantıların bedelinin olmadığını sanıyor.
hayatta her şeyin bedeli var.
bazısı bu bedeli ödemeyi namuslu, şerefli bir şekilde gerçekleştiriyor, bazısı da tam tersi.
ama o da bir bedel.

yani kerimcan durmaz'ın kazandığı paranın da bir bedeli var, sokaktaki seks işçisinin de.
bunların hepsi, kişilerin kabullendikleri, hayatın kendilerine getirdiği ve cesaret edebildikleri bedeller.
hayatın insanları bazı şeylere mecbur bırakması, çok zorlaması da etken olmakla birlikte, herkesin kendi içinde kendine göre yaşadığı acılar, travmalar, üzüntüler var.

evet bazılarınınki daha zor, ama "en zor" diye bir şey de yok.
hayatta zorlukların sınırı yok, ölçüsü olan ya da karşılaştırılabilir bir şey değil bu.
her şeyin iki yönü var.
herkesin hayatına, herkesin küçük ya da büyük sınavına saygı duyarak yaşamak gerek, görüntünün iyi olması her şey demek değil.
o yüzden önemli olan insanın kendi potansiyelinin maksimumunda yaşamak için gayret göstermesi.

bu tür sorgulamaları zaman kaybı ve motivasyon eksilmesi olarak görüyorum.
başkasının hayatına bakıp kendininkinden şikayet etmek yetişkin bilincine ait bir şey değil.
şikayet ettiğin şeyleri kabullenirsen onları en azından belli ölçüde değiştirebilir, bazı şeyleri kendi lehine dönüştürebilirsin.
intiharın eşiğinde, depresyonda yaşayan sakat da var, olimpiyat şampiyonu olan da, ayağıyla resim yapan da.
buradaki fark bakış açısında ve bilinçte.
"başkasının kolu var da, benim niye yok?" diye soran, ayağıyla resim yapamayan olur.
o yüzden bana göre hayatta her şeyin başı, bazı şeyleri kabullenebilmek.
bunun için de olgunlaşmak lazım.
şikayet etmenin olgun bir yanı yok.

aynı zamanda insanları yaşadıkları hayat için o hayat hakkında, o insan olmak hakkında hiçbir şey bilmeden yargılamak hakkaniyetli bir şey değil.
herkes kendi bildiği şekilde hayata tutunmaya çalışıyor.
dünyada kimle konuşsanız, herkesin anlatacağı bir hikâyesi var sonuçta.
bu sebeplerle, insanın derdi kendiyle olmalı.
0
blatta hiberna
(05.07.21)
Sıklıkla sorguluyorum.
0
Hallegadola
(05.07.21)
(10)

Tavuk Dünyası fiyatları

yamuhu
Menü fiyatları bir tık pahalı geldi banaMenüde; şefin tavsiyesi Kekiklim Vs. vs diye gidiyor genel olarak 35 TLYalnız tabak içeriğine baktığımda genel manada doyuracak kadar tavuk var, e makarna var üç beşte yeşillik falan.Tamam da makarnayı ve salatayı para olarak saymasak o kadarcık tavuk 35 lira
Menü fiyatları bir tık pahalı geldi bana

Menüde;

şefin tavsiyesi
Kekiklim
Vs. vs diye gidiyor genel olarak 35 TL

Yalnız tabak içeriğine baktığımda genel manada doyuracak kadar tavuk var, e makarna var üç beşte yeşillik falan.

Tamam da makarnayı ve salatayı para olarak saymasak o kadarcık tavuk 35 lira eder mi? Şahsen bir daha gitmem 5 tabak içecekler 225 lira tuttu
0
yamuhu
(10.06.21)
Pek gittiğim bi yer değildi, dün gittim bir daha da gitmem. Bana tavuk porsiyonu çok çok az geldi.

Fiyat arttırmalarını anlayabiliyorum fakat kuş kadaryiyecek vermeleri hoş değil.

35 tl bence de çok kuş kadar tavuğa.
0
zimbirik
(10.06.21)
Porsiyonları az. Ben burger falan gibi fast foodlara göre sağlıklı olduğu için tercih ediyorum bazen.
0
mj23
(10.06.21)
35 lira tavuk için, hem de zincir bir restoranda, bana fazla geldi.
0
co2s2
(10.06.21)
bence de fazla. işin ironik yanı bunun moda olması, benzer bir sürü zincir açıldı hepsi de kuş kadar tavuk yemeğini fahiş fiyatlara satıyor
0
amugochi
(10.06.21)
Fazla
0
kablelvuku
(10.06.21)
eskiden hiç de fena olmayan porsiyonları vardı ve avm gibi yerlerde sağlıklı ve doyurucu denebilecek yemek yiyebiliyordun.

Fakat 2 sene önce mi 3 sene önce mi çılgın bir büyümeye geçtiler o ara da porsiyonları çok fazla azaldı. O zamandan beri de oraya gitmeyi anlamsız buluyorum.
0
denizgonen
(10.06.21)
kısmen sağlıklı yiyecek gibi durduğu için değer bence. Onun olduğu yerde diğer alternatif McDonalds'a 30-35 lira vermek mi? Tavuk alırım şahsen. Son zamanlarda porsiyonu azaldı mı bilmiyorum ama.
0
nhk ni youkosu
(10.06.21)
tavuk göğüsün kilosu 30-35 lira arasında artık. bence normal. ha ben dışarda yemem o ayrı. geçen evde yaptım kekiklim. youtube da biri orda çalışan birinden aldığını söylüyordu tarifi. baya iyi oldu ama aynısı oldu mu şüpheli. link isteyen olursa yeşillendirsin.
0
xrated
(10.06.21)
Tavuk fiyatları uçtu, Burger King ile McDonald's menüleri de pahalandi dikkat ettiyseniz.
0
essoist
(10.06.21)
normal diyeceğim ama bunu derken pahalılık normal değil, pahalılık artık yeni normal olacak hayatımızda.

Yavuk pahalanıyor, makarna pahalanıyor ki bu önümüzdeki 8 ayda %25ten fazla zam bekliyorum makarnaya, işçilik dahi pahalanıyor aslında.

2 Sene önce midpointte, happy moonsta 35 liraya porsiyon yemek satıyorlardı çok kısa sürede her şey kötü gitmeye başladı.

Tek soru var sorulacak bence, aynı fiyata daha iyisini, aynısını daha ucuza veren var mı? Ulaşılabilirliği ne seviyede?
0
atom karincanin torunu
(11.06.21)
(16)

Ev sahibi evi satiyorum dedi

foster
selam kiradostlari,pazar gunu ev sahibi bir anda aradi. evi satmaya karar verdik dedi. istemeye istemeye satiyor olabilir, tam anlamadim.eve tasinali daha 3 ay oldu. 1 senelik sozlesme var. yarinda eksper gelecekmis gormeye. cok canim sikildi.su durumda ne yapmaliyim, tam kestiremiyorum. daha once b
selam kiradostlari,

pazar gunu ev sahibi bir anda aradi. evi satmaya karar verdik dedi. istemeye istemeye satiyor olabilir, tam anlamadim.

eve tasinali daha 3 ay oldu. 1 senelik sozlesme var. yarinda eksper gelecekmis gormeye. cok canim sikildi.

su durumda ne yapmaliyim, tam kestiremiyorum. daha once buna benzer deneyimleri ya da konu hakkinda bilgisi olan birileri varsa cok sevinirim.
0
foster
(08.06.21)
Şu anda o evi alan kişinin yerindeyim tam olarak. Evi satın alan kişi kira sözleşmesini de kabul ederek almış sayılıyor. Çıkmanı istiyorsa satın aldıgı tarihi takiben 1 ay içinde tahliye için ihtar çekmesi gerekir. Sonrasında sözleşmenin bitimine 6 aydan fazla zaman varsa (ki bu durumda öyle olacak) ihtarnameyi sldıktan sonra 6 ay güle oynaya oturabiliyorsun.
0
haksizfil
(08.06.21)
Teori ile pratik farklı oluyor bu işlerde. İsterse alan kişi her türlü çıkarır.

Ters biriyse tadilata sokuyorum evi der, ortalığı kırıp döker.
0
mj23
(08.06.21)
Burada kiracıyı koruyan bir şey olması gerekli. Taşınmak için masraf yapıyorsun, abonelikler için ayrı uğraşıyorsun, şu an oturduğun ev için emlakçıya komisyon veriyorsun. 1 sene sonra seni yeni ev sahibi zorla çıkartınca aynı masrafları tekrarlayacaksın. Sanki 12 ay oturup, 15 ay kira ödemiş gibi oluyor

Yani en azından 2 veya 3 sene oturmalı ki kiracı, o yaptığı masraflar bir nevi amorti etmiş olsun.
0
malheiros
(08.06.21)
Ev sahibi önce sana teklif etmek zorunda. Gelen alıcılara dersin sözleşmem var yıl sonuna kadar çıkmam ama alan kişi taşınma masrafı vs karşılar ise çıkarım dersin.
0
1917
(08.06.21)
Tam olarak öyle oldu, bir sürü masraf yaptım. Ev sahibi kötü adam değil ama benim de bi daha taşınacak takaatim yok
Hem maddi hem manevi :(

@haksizfil, hayırlı olsun hocam. Ama 6 ayda çok kurtarmayacak gibi beni :(

@mj23 nasıl öyle bi şey yapabilir ki ?

Bundan sonra kira ödemesim mi acaba :(
0
🌸foster
(08.06.21)
Sizin o evden çıkmak için harekete geçmeniz gerekiyor. En iyi ihtimalle kontrat bitince zaten çıkma durumu olacak.

Alan kişi kendi mi oturacak bunu öğrenin. Eğer kendi oturacaksa ev aramaya başlayın.
0
mj23
(08.06.21)
kirayı ödemezsen kontratı haklı fesih yapabilir ve seni tahliye için dava açabilir.


* Kanun gereğince yeni mülk sahibi, eğer kira kontratına istinaden tapuda şerh yoksa, tapu devri yapıldıktan sonra bir ay içinde kiracıya ihtarname göndermelidir.
* İhtarname gönderildikten sonra eğer kira sözleşmesinin bitimi 6 aydan uzun süreli ise kiracı 6 ay içinde evi boşaltmalıdır. Kiracı evden çıkmayı kabul etmiyorsa dava yoluyla tahliye edilebilir.
* Tapu devri yapıldıktan sonra 1 ay içinde ihtarname yollanmazsa yeni ev sahibi, kirayı verene ait kira sözleşmesinin şartlarını kabul etmiş sayılır.
* Kiracı bu süreç dahilinde kira sözleşmesi şartlarını bozarsa -örnek olarak kira bedelini belirli sürede ödemezse- daha erken sürede tahliye edilebilir.
0
Northern Mariner
(08.06.21)
@northern hocam bu değerli bilgi için çok teşekkürler ben o Zaman öyle bi hamle yapmayayım

@mj23 eve aracı olan emlakçı istiyorsan seni hemen iki arka sokağa taşıyayım dedi ama acele etmemek için bi şey demedim :(

Ev sahibi bana evi teklif etti. Ama çok uçuk rakamlardan bahsediyor. O fiyata kendi de satamaz

Yarın eve eksper gelecek, niye gelecek onu da anlamadım
0
🌸foster
(08.06.21)
Eksper evin fiyat bedelini belirler, bankalarda ona göre kredi verir.

Zaten bugün satışa koysa bile hemen birkaç ay içerisinde satması zor, krediler epey yüksek. İstediği fiyatta yüksekse satış süreci bir seneyi bile bulabilir. Tek problem evi görmeye gelecekler için ev sahibiyle gün belirlemen gerekir. Misal 2 haftada 1 gün cumartesi gibi.
0
Northern Mariner
(08.06.21)
Ev sahibi ilk sana teklif etmek zorunda falan değl. Mülkiyet hakkı kirwcıya sormadan kullanılabilir bir haktır sizin tapuda buna yönelik bir şerhiniz yoksa.

Ayrıca ev sahibi her istediğinde girip öyle eve şstediğini yapamaz. Uygulamada farklı oluyor diyrn arkadaşlar bana detay anlatırsa iyi olur zira benim kiracı da çıkmayacak gibi:) ev sahibinin eli kolu baglı.

Eve eksper geliyorsa ve bu eksperi ev sahibi yollamadıysa ki niye yollasın, zaten alıcı buşöuş alıcı da bankaya başvurmuş demektir. Benim ekspertiz başvurum geçen haftaydı, bugün rapor geldi. Yarın kredi işi bitiyor 1-2 gin içinde de tapuda gün verilir en geç cuöa ya da ptesi biter deniyor yani söylendiği gibi bikaç ay satması zor olmayabilir.

Diğer yandan ihtarnameden sınraki 6 ayda çıkmazsan da tahliye davasına konu olur o da uzun sürer. Ben karşı tarafın avukat masrafını mahkeme masrafını çder mahkemelik olurum diyorsan bugünden itibaren bir yıl da oturabilirsin:)
0
haksizfil
(08.06.21)
ben tam rakam bilmiyorum ama aldigim duyuma gore eve 1.5 milyon lira istiyormus. ayni cadde de 7+1 super luks ev var. 1.4 milyon lira.

cok cok cok cok ucuk bi fiyat. bana kimse oyle bi para vermez gibi geliyor. ama tabii bolge itibariyle belki birileri almak isteyebilir.

ev sahibi iyi adam diye dusunuyordum :( tasinirken cok yardimci oldu. bizde genctik filan dedi.

hatta benim oglumda yazilimci. ilk yatirimini ben yaptim. ilerde bi projen olursa sana da yatirim yaparim filan dedi.

ulan dedim ne iyi insanlar var :( adam zaten bana evi satacagini kekeleyerek soyledi filan.

cok moralim bozuk. isten kovulmusum ya da sinifta kalmisim gibi hissediyorum. tabii bide bunu esime yansitmamaya calisiyorum vs.


herkese cok tesekkur ederim, zaman ayirdiginiz icin. 6 ay konusunu iyi degerlendirip ilk firsatta gitmek icin bi yol bulayim o zaman
0
🌸foster
(08.06.21)
2 türlüsünü de yaşadım. arkadaşlar yazmışlar zaten tüm detayları, adam kendi ya da ailesiyle oturmak için alıyorsa evet karşılıklı anlaşıp çıkıyorsun. yoksa kontrat bitimine kadar bekleme durumu var. ama her halükarda tatsız ve keyifsiz bi durum, şimdi eve ıvır zıvır adamlar gelecek, hepsini gezdireceksin, gelen herkes sana çıkacak mısın diye soracak, tadilat falan soracaklar depozito alabilecek misin derdin olacak bir sürü tantana vs kişisel hayatına baya müdahale ediyor yani bu durum. kendi oturmak istemeyecekse de kirana laf edecek, etrafta şu kadar kira veriliyor sen bu kadar veriyorsun diye pazarlığa girişecekler, ihtar falan çekip korkutacaklar vs

sakın bu noktada yokuş yapma, hele kirayı ödememezlik sakın yapma. kirayı ödemediğin an adam haklı olarak sana dava açıp tüm ücretler, faizler vs ile birlikte borcunu alıp, üstüne seni evden atabilir, hiç gerek yok. kiracı olarak üstüne düşen yasal görevleri yapacaksın yani, başkasının evi, gereksiz diyaloglara girip kendini germe sakın. bazı kiracılar "ben müsait değilim" diye evi göstermemeye çalışıyor ama bu da yasal olarak haksız bi durum.

ben bu tarz bi senaryodan sonra bu olaydan nefret edip alelacele ev almıştım öyle etki etti bana yani düşün.
0
roket adam
(08.06.21)
kasimda tasindigim evi nisan'da satmislardi. oyle birden kapiya emlakciyla geldi okuz ev sahibi evi satiyom dedi; cekti gitti. sonra da hemen satilmisti ama ben sansliydim; yeni ev sahibi hazir kiraci varken duzen bozulmasin dedi; ben orda 3.5 yil daha oturdum.

yani duruma gore degisir; yeni ev sahibinin niyeti ne o onemli. muhit yatirimlik mi yoksa orta-ust mevki [bir kere olsun guzel olsun] mi?
0
nefertarii
(08.06.21)
Bence biraz fazla olumsuz düşüncelere girmişsin, alıcının yatırım amaçlı alması da gayet yüksek ihtimal, o zaman hiçbir şey fark etmeden aynı kirayı ödeyerek oturmaya devam edersin. Ben olsam bu aşamada evden çıkmaya çalışmazdım.
0
mikro patlama
(08.06.21)
Tekrar herkese teşekkür ederim
Kirayı aksatmadan devam edeyim, gelenlere de evi düzgün göstereyim o zaman

Evden erken çıkmak durumunda kalırsamda ev sahibine bi sitem ederim ama :(

Semtin tek numarası; merkezde olması. Yeni stil siyasetçilerin oturmaya çalışması. Yoksa üç yüz bin bile etmez ev.
0
🌸foster
(09.06.21)
Eğer evi görmeye gelen olmadan ev satıldıysa fotoğraf üzerinden o zaman bence alan yatırımlık alıyordur. Çünkü kimse oturacağı evi görmeden almaz.

Bu durumda seni evden çıkarmama ihtimali daha yüksek. Belki sözleşmede revizyon teklif eder.
0
zimbirik
(09.06.21)
(5)

evrimsel olarak kıllarımız azalıyor mu ?

ishak77
bundan bin yıl sonra koltuk altı ve genital kılları yok olur mu ? sonuçta ne işe yarıyorlarsa artık önemini kaybetmedi mi ? 1980lerde ki insanlara göre daha az kıllıyız sanki
bundan bin yıl sonra koltuk altı ve genital kılları yok olur mu ? sonuçta ne işe yarıyorlarsa artık önemini kaybetmedi mi ? 1980lerde ki insanlara göre daha az kıllıyız sanki
0
ishak77
(04.06.21)
1980'lere göre bence daha çok kıllanma var.
0
mj23
(04.06.21)
10-20 yıl öncesine göre daha çok kıllanma var gibi geliyor bana da
hormonal ürün içeren katkı maddelerine bağlıyorum
0
noxell
(05.06.21)
evrim... 1980'deki insanlarla kıyaslama... önemini kabetme...

kusura bakmayın ama soru çelişkilerle dolu.

bin yıl sonrası için hiç kimse rasyonel bir projeksiyon ortaya koyamaz. geçmişten günümüzebkıllar bir yere gitmiyor. hala çok kıllı insanlar olduğu gibi çok seyrek kıllı insanlarda aramızda. cro magnondan daha fazla kıllı binlerce adam var bizim ülkede.
0
pardus
(05.06.21)
Evrim 50-1₺₺ yılda oluşmaz
0
Denton
(05.06.21)
Gelişmiş toplumlardaki beslenme ve giyinme imkanlarını düşününce, fazla kılın harcayacağı enerjinin bir dezavantajı kalmadı diyebiliriz. Aynı şekilde az kılın dezavantajı da yok gibi, kıyafet imkanları çok olduğu için.

Yani çok kıllılar veya az kıllılar bu sebepten dolayı hayatta kalamayacak, çocukları olamadan ölecekler ve bu genlerin tükenecek gibi bir tehlike bence yok.

O yüzden kıllar adına evrim neredeyse durmuştur diyebilirim (kaynak, tamamen ben).
0
burfak
(05.06.21)
(6)

hacılar, şeyhler, tekkelerin modası geçecek mi

roket adam
şimdi düşünüyorum şu anda bir sürü grubun aşırı mübarek kabul ettiği malum hacı hocaların bir kısmı zaten ölmüş, bir kısmı da cidden yaşlı. bugün mesela Abdülkadir geylani'ye millet niye bu kadar tapıyor diye okuyordum, türlü türlü mucizesi varmış adamın onlara göre, ama mucizeler hep adam gençken,
şimdi düşünüyorum şu anda bir sürü grubun aşırı mübarek kabul ettiği malum hacı hocaların bir kısmı zaten ölmüş, bir kısmı da cidden yaşlı. bugün mesela Abdülkadir geylani'ye millet niye bu kadar tapıyor diye okuyordum, türlü türlü mucizesi varmış adamın onlara göre, ama mucizeler hep adam gençken, bundan 50-70 yıl önce falan. dolayısıyla tabii kanıtlama şansı yok.

şimdi düşünüyorum bu adamlar öldükten sonra, mesela 1990 doğumlu biri abi benim böyle mucizelerim var diyemez çünkü teknoloji çağındayız, millet çıkar göster diyebilir. dolayısıyla bu tarz irrasyonel tapınışların modası geçer mi sizce? yoksa insanoğlu zayıftır ve her zaman bir dal arar, o dal da bazen bu şeyhler olur mu diyebiliriz?
0
roket adam
(12.05.21)
aslında bunlar eskiden bu kadar popüler değildi. 1923-2000 yılı arası dönemde şeyhçilik falan yoktu bu kadar. mevcut iktidarla ilgili. bunlar eğitim sisteminde bile çocuklara anlatılıyor şimdi.

eski türkiye ortamına dönülürse hepsi unutulur.
0
mj23
(12.05.21)
Geçmez geçmeyecek.
Şekil değiştirir belki ya da eskiye inanmaya devam ederler.
Bilmem kimin soyundan geliyor bu zat derler olur biter.
Düz dünyaya inananlar var roket ne diyorsun.
0
kisa
(12.05.21)
Aslında bu teknoloji olayının onların zararına değil yararına da olabileceğini düşünüyorum. Şimdi oturup photoshop, efekt vs kasıp aksine yepyeni mucizeler oluşturup milleti kandirabilirler. Eskiden bu böyle kolay değildi, şimdi mucize bekleyen adama saçma sapan bir video servis edip inandirabilirler.

Bunun dışında insanoğlu evet gerçekten zayıf ve manipülasyona, beynin yıkanmasına çok müsait. Ölüm gibi bir gerçek olduğu sürece -ki her zaman olacak- dinler, şeyhler vs de olacak çünkü insan yok olup gitme düşüncesini kabul etmek istemiyor.
0
j r r tolkien hayrani
(12.05.21)
Abdülkadir Geylani ve "bundan 50-70 yıl önce" mi? Bu kısmı anlayamadım, taaa 1000 yıl önce yaşamış biri çünkü...

Sorunun cevabı şu:

Sorun şeyhler tekkecilik tarikatçılık değil, çünkü bu yapıların hiçbiri ilk ortaya çıktığında bugünkü halinde değildi, tıpkı din gibi. Her şey bir ihtiyaçtan kaynaklanır, dünyanın en baba gerçeği, her yere uygularsan önüne her kapıyı açar.

Sorun insanların kafalarına göre her şeyi tanrılaştırmaları ve fena halde çıkarcı davranacak kadar kötü yetiştirilmeleri. Saygı anlayışları çok kötü. Sevgi anlayışları çok hastalıklı. Hür kafalarla yetişmiyorlar. Düşünmeyi bilmeyen analar babalar tarafından yetiştirildiklerinden düşünmek diye bir şey olduğundan haberleri yok. Şekilciliğin şahikası bile yetmiyor onlara. Sorun bunlar. Sorun yetiştirilme.

Yoksa bu bahsettiğin yapıların hepsi, aynen dediğim gibi o günün ve ortamım ihtiyaçları doğrultusunda kendiliğinden oluşmuş şeyler. Her şey iyilikle oluşur, onu kirleten ve kötü hale getiren insandır. Bıçakla elma kesmek veya insan kesmek seçimi örneğindeki gibi.
0
1bir1bir1
(13.05.21)
Söylemey unuttum. Bunlardan kurtulunmaz, daha doğrusu bunlardan değil insanın bu sorunlarından kurtulunmaz. Ne zaman ki insana insan değeri verilen bir kültür oluşturup bu değerleri yaşatır ve bunu en birinci kırmızı çizgi haline getiririz, anca o zaman kurtulmaya başlarız bu sorundan. Yok eğitime bilgiye insan olmanın çeşitli hallerine sevgiye saygıya ve samimiyete değer vermezsek bu iş aynen böyle hatta daha da kötüleşerek devam eder.
0
1bir1bir1
(13.05.21)
Hacılar şeyhler tekke ler İslam'dan çok apayrı bir yapı veya oluşumlar değil.
Hani bizler gözümüzü maddi anlamda hep bakan, genel müdür, ceo gibi konumlara dikeriz ya, işte manevi anlamda makamı dereceleri yüksek olan insanlar vardır. Mucize değil Kerametleri olur (Mucizeyi peygamberler gösterir.)

Devlet dediğimiz aygıtı biz her zaman diğer kendisine bağlı kurumlarla tanırız biliriz oysa devletin kuruluşunda, yeni yerlerin fethinde ise işte kendisini ömrü boyunca dine adayan bu insanlar dualarıyla vardır. Yine Selçuklu da Osmanlı'da her daim böyledir.
İstanbul'un fethi sadece top atışlarıyla mümkün olmadı. Manevi fatihi Akşemseddindir. Hayatını araştırabilirsiniz.
Bir müslüman asla şahsa tapmaz ibadet etmez.
Ama dualarda istiğase tevessül olarak adları söylenir saygı ve sevgi gösterilir. Allah celle celaluhu'n da sevdiği bir kul olarak bilinirler.

Teknoloji çağında olsakta İslam kanunlarıyla hala geçerli.
Yabancı insanlar da araştırıyor ve İslam'ı kabul ediyorlar.
Ozaman anlıyoruz ki coğrafya kaderdir derken nasibi unutuyoruz.

Bir de şuna dikkatinizi çekmek isterim ki malum bir çok müslüman ülke var. İşte tekkeyi,şeyhi,dervişi,kerameti, hadisleri (kısmen ya da tamamen) vs. kabul etmeyenin yönetiminde her daim batı özellikle söz sahibi olmuştur.

İran mı? Şu yaşanan son olaylarda sesi çıkıyor mu Filistinliler için.
İsrail'le belli yerlerde ortaktırlar.
Suudi Arabistan mı? İpleri Abd elinde olduğu için sesi asla çıkmaz.
Tuhaf olan Abd zaten kendi halkını unutmuş bir şekilde yıllardır İsrail için uğraşır durur.

Gerçek anlamda yaşanan bir İslam karşısında hiç beklenmedik yerden bile itiraf gelebilir. Mesela
Ayasofya'nın açılışından sonra konuşan yunan papaz (sadece ilk birinci dakikasını dinleyebilirsiniz)
streamable.com

Tabi bir de özellikle dini kavramları farklı anlamlandırma söz konusu ülkemizde.
Din ve şeriat manaları aynıdır.
Ama şeriat kelimesi özellikle maalesef asma ve kesme, kan dökme ile birlikte aynı manaya kasıtlı olarak getirilmiştir. Ve yıllardır örnek olarakta Suudi Arabistan, İran ve Afganistan'dan bazı görüntülerle tekrar tekrar insanların aklına kazınmıştır bu yeni anlamlandırma.
Daha eskiden "millet " kelimesi de din ile aynı anlamda kullanılırdı.
Kaynaklara bakılabilir.
Yine mesela bu topraklarda milliyetçilik kelimesi kullanan kesim başka ulusalcılık kelimesini kullanan başka kesim.

Konu uzun.Ama soruya gelirsek kıyamete kadar sürecektir insanoğlunun bu ikili mücadelesi.
Yine ilerideki zamanda olacakları bildiren bir çok dini kaynak var.

İrrasyonel bir moda söz konusu değil. İman etme söz konusu.
Farklı internet gruplarında ise dikkatimi çeken şey, dini irrasyonel bulduğu için ondan uzak duranların, astrolojiye ve mitolojiye özellikle yunan mitolojisine rağbet etmeleridir.
Sadece bir hobi olarak nitelendirmek mümkün değil çünkü onların tercihine bırakılsa
Din mi mitoloji mi? diye, herhalde mitolojiyi seçenlerin oranı yüksek çıkar. Din ise bu topraklarda araştırmadan çoğu kez kan dökmek olarak algılandığı ölçüde biliniyor.
Karşıtı bile olunsa dini, samimi olarak araştıran nadirdir.
Ama mitoloji her zaman bazı batı yanlıları tarafından ilgi alanı olabiliyor. Karısı olan tanrı, yarı insan yarı at varlıklar, diğer tanrılar arası gerilimler savaşlar irrasyonel görülmüyor nedense.

Yeniden ilk manasıyla yorumlanacak çok kelime ve kurum var.
Dolayısıyla bu kadar yanlış bilgi ve algı içerisinde "din" kelimesinin hurafe kelimesi ile eş değer görülmesi çok zor olmuyor.
0
Erva
(13.05.21)
(3)

a101 açılış saati

taha1907
selamlar, a101'lerin açılış saati kaç acaba ? google a sordum hep farklı yanıtlar aldım
selamlar, a101'lerin açılış saati kaç acaba ? google a sordum hep farklı yanıtlar aldım
0
taha1907
(17.03.21)
Sabah 7:30 diyebiliyorum.
0
sonadam
(17.03.21)
9 da açılıyor
0
mj23
(17.03.21)
Dükkanımın tam karşısında A101 var. Ben 8’de açıyorum, açtığımda içeride müşteri oluyor hep.
0
captainimsi
(17.03.21)
(11)

Fikirtepe'de neden ev almamaliyim

mhmtt
ev almamak gibi bir secenek yok. ev alinacak, zorunlu gibi dusunun bunu sorgulamayin pls.Fikirtepe residance yapiliyor bir suru, istanbulun merkezi, 5-10 yila bu insaatlar biter yasam oturur gibi. fiyatlarda abarti degil. istanbulda ev alinacak en mantikli yer gibi. ne diyusunuz?
ev almamak gibi bir secenek yok. ev alinacak, zorunlu gibi dusunun bunu sorgulamayin pls.

Fikirtepe residance yapiliyor bir suru, istanbulun merkezi, 5-10 yila bu insaatlar biter yasam oturur gibi. fiyatlarda abarti degil. istanbulda ev alinacak en mantikli yer gibi. ne diyusunuz?
0
mhmtt
(05.03.21)
Neden almayasiniz ki? Bence gayet güzel.
0
allah yazdiysa bozsun
(05.03.21)
Bıçaklanmak istemiyorsan Fikirtepe'den ev almamalısın.
0
rahibeler terasa
(05.03.21)
Ev ararken baktım o tarafa (baktığım siteler istanbul 216, kentplus, concorde vs) sonra Ataşehir'de karar kıldım. Nedenlerini şöyle sıralayayım:

İnanılmaz bir trafik ve gürültü kaynağı olacak bir bölge, bir sürü blok ufacık bir alanda sıkışmış durumda.
Henüz daha sitelerin hiç birinin yönetimi oturmuş durumda değil, ödeme disiplini olmadığı için acayip aidat paraları ödeniyor.
Site sakinleri kentsel dönüşümden ev sahibi olan toprak sahiplerinden de oluşuyor, onlar aidat ödemek istemiyorlar sıkıntı yaratıyorlar, oturuyorlarsa da site yaşamına alışkın değiller.
Binalar dipdibe, sadece e5'e bakan cepheler biraz daha ferah, onda da gürültü sıkıntısı var yine.
Bazı binalarda halen kat irtifakı tapusu veriliyor, gerçek tapular çıkmış durumda değil. Koca koca binalar şantiye elektriği kullanıyor.

Konforlu bir bölge değil yani maalesef. Bi 10 seneye falan her şey yerli yerine oturur ama trafik ve gürültü çok büyük problem oluyor şimdiden, binalar çok dip dibe maalesef. Rezidans sevmeme rağmen bu dipdibelik ve kalabalık yüzünden rezidans konforundan uzak bir yer yani, o yüzden o bölgede fiyatların bu saatten sonra aşırı artacağını düşünmüyorum. (bkz: #113786465)
0
roket adam
(05.03.21)
Fikirtepe ghetto oldu. Bir dönem Brooklyn Park’da oturma gafletinde bulunduk aman diyim.
0
suicides underground
(05.03.21)
Fikirtepedeki rezidanslardan ev almadan önce yorumlara bak. Ben kentplusta kiralamayı düşünüyordum, biraz araştırdım pek iç açıcı değil. Ekşide kentplus başlıklarına bakabilirsin
0
mg3929
(05.03.21)
etraf güvensiz.
ooo residans falan diyip daire alan genellikle -görece- düşük gelirli kesim. yani bu noktada da residansta yaşamanızın bir anlamı kalmıyor.
trafik berbat ama 5-10 seneye o bölge daha berbat olacak.
gürültü, hava kirliliği, her türlü toplu taşımaya (ve bu toplu taşıma araçlarıyla taşınan her türlü insana) açık bir yer.
kentin karanlık yüzü olarak kaldı fikirtepe yani bir subcultre gibi, güvenliğin huzurun daha az oluduğu tekinsiz imajını koruyor.
bizde kentsel dönüşüm sadece inşaat yapmaktan ibaret olduğu, sosyal bir dönüşüm sunulmadığı için fikirtepe varoştu hala varoş. sadece gökdelenli bir varoş mahalle oldu.
yeni yapılan binaların (deprem açısından demiyorum) ince işçiliği, tesisatı vs de şüpheli.
aynı bütçeye anadolu yakası sahil hattından veya ataşehirde en azından yukarıda sayılanları bir kaçının olumlu olacağı seçenekler mevcut.
0
rewlack
(05.03.21)
Daha geçenlerde tv'de gördüm koskoca residans ama imarı yok, su-elektrik-asansör çalışmıyor.
5-10 sene diyorsunuz ama kendi kendine oturmayacak bu yaşam. O zaman kadar ben kiracı olsam oturmam - yani ev sahibinin onca aidatı aylık masraf gibi düşünmesi lazım. İlave masraf illa ki çıkacak. Kendiniz otursanız komşularınız eski gecekondu sahipleri olacak.

Roket adam ne dediyse+1
0
SiyamkedisiZorro
(05.03.21)
Ben gittim dolaştım, pırlanta'dan deniz gören daireler alınır.

O paraya o evler alınır mı bilemem ama illa alınacaksa elbette alınır.

e5 yanı teknik yapı o civar değil de pırlanta hem içeri çok ta girmeden güzel daireleri var, banyoları küçük.
0
liberal
(05.03.21)
çok ayakaltı bir yer. uzun vadede trafik, kalabalık ve gürültü yorar.
0
mj23
(05.03.21)
Birkaç sene sonra trafikten vb eve girip çıkmak dert oluyor.
Benzer bir bölgede oturuyorum bak akşam köprüden çıkıp eve yaklaşıyorum son 2-3 km 20 dakika sürüyor:)

Çünkü bu bölgelere yol, altyapı sokak genişletme vb yapılmadan eski nüfusunu katlayacak büyüklükte binalar yapılıyor. O yüzden korkunç bir kaos oluşuyor birkaç sene sonra yaşam oturunca.

Çok daha iyi seçenekler var bence anadolu yakası'nda.

Bir de bu bölgelerin demografik yapısı öyle kolay değişmiyor.

Araban yoksa dert sıkıntı. Gece geç saatte rahat gidip gelemezsin. Huzursuz olursun.

Araban olsa bile eşin, dostun, çoluğun çocuğun, kız arkadaşların vb için rahat gidip gelecekleri bir ev olmuyor. Ben ataşehir'deyim. Oturduğum yer güzel mesela. Ama çevresi sıkıntı. Ana caddeler pırıl pırıl, 3-4 sokak aşağı iniyorsun dert.

Ki Ataşehir artık epey oturmuş bir lokasyon.

Bir de tam anlamıyla bitmemiş projelerden ev almak Türkiye'de hep dert. Çok çok iyi güvenilir bir inşaat şirketi olması lazım (ki onlar 1-2 tane Türkiye'de).

Daha geçen ay karda kışta bir sitenin gazı kesildi. iskan miskan yuzunden.
0
anten
(05.03.21)
gecenlerde tv de gördüm diyen +1. baya kışın ortasında kombi falan çalışmamış. Fikirtepe'de bir siteden bahsediyorlardı.
0
camene87
(19.03.21)
(6)

istanbul trafiğindeki anormal yoğunluk...

msb
Evde calisiyorum. Son bir senedir cok fazla disari cikmiyorum. Fakat son zamanlarda oldu da ciktim. Boyle bi trafik boyle bi yogunluk hayatimda gormedim. Gun icinde olabilecek en sakin saatlerde, 14:00-15:00 gibi ciksam bile inanilmaz bir trafik, her caddede her sokakta nerdeyse. Aksam 18:00 gibi ci
Evde calisiyorum. Son bir senedir cok fazla disari cikmiyorum. Fakat son zamanlarda oldu da ciktim. Boyle bi trafik boyle bi yogunluk hayatimda gormedim. Gun icinde olabilecek en sakin saatlerde, 14:00-15:00 gibi ciksam bile inanilmaz bir trafik, her caddede her sokakta nerdeyse. Aksam 18:00 gibi cikmak ayri bi sabir sinavi zaten.

Yahu bu okullar universiteler vb kapali degil mi? Bircok firmada beyaz yakali arkadaslar evden calismiyor mu? Ne oldu kacirdigim bi sey mi var?

Arac satislarindan mi boyle oldu? Herkes arac aldi ondan mi boyle? Benzinlige bile gitsem kuyruk var resmen.

N'olacak bu isin sonu...
0
msb
(25.02.21)
istanbulda kaos var, tek derdim mustakil ev yaptirmak su an, onla ugrasiyorum, dayanamiyorum bu kaosa. hareket edemiyorum, istanbulda yasamak hayat degil.
0
müptezel dostoyevski
(25.02.21)
nezih denilebilecek bir semtteyim. 17.30 sonrasında bulunduğum semtte ara sokaklar bile dolu olabiliyor.
0
mj23
(25.02.21)
Evet inanılmaz sıkışık trafik, tespitin doğru. Ne olacak bu işin sonu --> trafik artmaya devam edecek. istanbulda trafiğin azaldığı bir dönem olmadı ki hiç. insanların %50'sinin başka şehre taşınması lazım :)

hafta içi gündüz bile trafik oluyor artık, hem de ara sokaklarda oluyor ana yolları geçtim.
0
roket adam
(25.02.21)
gözlemlerim ve çevreden duyduklarım şu şekilde:

1 - pandemi sebebiyle imkanı olanlar kişisel aracıyla çıkmaya başladı

2 - akşam 21.00 yasağına yakalanmamak için koşuşturmaca erkenden başlıyor
0
noxell
(25.02.21)
Son dönemlerdeki yoğunluklara göre İstanbul genelinde trafik yoğunluğunda kritik eşiğin aşıldığı ve bundan sonra İstanbul'da her saat herhangi bir noktada trafik sıkışıklığı olabileceği tescillendi.
0
desdenova34
(25.02.21)
20 yıldan fazladır bu trafiğin kar topu gibi büyüdüğünü çok yakından gözlemledim. kademe kademe her anına şahit oldum. üniversite başka şehirde okurken her gelişimde biraz daha sıkışık oluyordu.

zamanla iş çıkışı trafiği denen bir şey kalmadı. 3te bile e5te trafik olabiliyordu. başlarda garip geliyordu öğle saatlerindeki sıkışıklık. ama o da olağan bir durum haline geldi.

sonra bizim burda çok ana cadde bir yere pazar kurulur. pazarın olduğu gün o civar kitlenirdi. daha sonra o trafik 7 güne yayıldı.

akşam bizim buralarda kaldırımda kenarında park yeri bulmak zordu. herkes tek sıra park ederdi. artık insanlar kaldırım köşesine arabanın kıçı dışarda kalacak şekilde çapraz koymaya, garaj karşısındaki kaldırıma park etmeye falan başladılar.

sanırım artan nüfusla birlikte orantılı olarak araba sahibi sayısı da arttı istanbulda. "ekonomi kötü diyolla ama herkesin evinde 2 araba var yigenim" muhabbetine girmeden en mantıklı bu şekilde açıklanabilir. valla nereye gideceğini ben de merakla bekliyorum. Bi şekilde su yolunu bulur ama istanbulda araba sahibi olmak biraz külfet gibi. işlek yerlere giderken önceden park edebileceğim bir yer var mı civarda diye araştırmak gerekiyor artık. giderkenki trafik çilesinden bahsetmiyorum bile.
0
olutaklidi
(25.02.21)
(16)

moda'nın abartılmış bir balon olması

roket adam
selamlar arkadaşlar, 31 yıllık istanbulluyum, son 3-4 senedir de Kadıköy'e arabayla 10 dk mesafede bi ilçedeyim, e-scooterla da 15 dk falan sürüyor. tüm duyurularda bir moda övgüsü görüyorum da bu bölgenin neden yaşamak için bu kadar övüldüğünü anlayamıyorum. şöyle ki:- evlerin geneli çok eski, sade
selamlar arkadaşlar, 31 yıllık istanbulluyum, son 3-4 senedir de Kadıköy'e arabayla 10 dk mesafede bi ilçedeyim, e-scooterla da 15 dk falan sürüyor.

tüm duyurularda bir moda övgüsü görüyorum da bu bölgenin neden yaşamak için bu kadar övüldüğünü anlayamıyorum. şöyle ki:

- evlerin geneli çok eski, sadece deprem riski değil yapısal problemli bitişik nizam binalar var
- inanılmaz bir otopark sorunu var
- özellikle haftasonları inanılmaz bir yaya kalabalığı oluyor, sokak aralarında içen sıçan bağıran bir sürü garip tip var
- yine haftasonları arabanızı dışarı çıkarmanız olanaksız, ayrıca sokak aralarındaki trafik aşırı gürültü yapıyor. millet son ses müzik açıp geziyor. alkollü araç kullanan çok.
- mekan olarak öyle kendine özgü diyebileceğimiz ilginç pek bir mekanı da yok
- sahili suriyeliler tarafından ele geçirilmiş durumda, sahil desen o da kullanılabilir durumda değil -bence-, çekirdek çitleyip yerlere atan, çimlerde yiyişen, sağda solda bira şişesi kıran tekin olmayan tipler var hep.

yani hem gezilecek görülecek pek bir şey yok, hem de ufacık bi bölge, bütün istanbulun buraya akmak istemesi bana çok ilginç geliyor. bazen Kadıköy'e gidiyorum metroyla falan, bakıyorum millet giyinmiş süslenmiş bi saat isparkta otopark sırası bekliyor. ya da 50 yıllık her tarafı dökülen bitişik nizam karanlık binaya 3 bin tl kira ödüyor insanlar falan. bi tek bana mı ilginç geliyor bu. havalı diye mi acaba diyeceğim bir havası da yok, mütevazi bir semt yani. neyse sizin yorumlarınızı merak ettim, bu huzursuz semtte neden yaşamak istiyorsunuz genel olarak?
0
roket adam
(21.02.21)
yaklaşık 10 senedir moda'da oturuyorum. arabam olmadığı için arabayla ilgili yazdıklarını geçiyorum. ama bu zaten genel olarak istanbul'un bir sorunu olsa gerek.

moda'nın da sakin sokakları var, ben de onlardan birinde oturuyorum. özellikle korona öncesi haftasonları aşırı kalabalık oluyor evet, bu kadar herkesin gelmesini ben de tercih etmezdim.

sahil de aynı şekilde özellikle yazın haftasonları çok kalabalık oluyor etrafta bir sürü çöp oluyor doğrudur. ama sahil herhangi bir zümre tarafından ele geçirilmiş durumda değil ve tekinsiz tipler de olmuyor öyle. yani ben tek tük olaya denk gelmişimdir bu 10 sene içinde. gerçi haftasonları pek gitmiyorum o da var.

semt huzursuz değil ama kesinlikle benim için. özellikle haftaiçi çok daha güzel oluyor. şimdi korona zamanı da az insan olduğu için daha da güzel. 2 dk'da sahile inip yürüyüş yapıp dönebiliyorum. yaşayan insanları da iyidir genelde. ben memnunum ki kalıyorum 10 yıldır :)

edit: bu arada aşağıda yazıldığını görünce aklıma geldi moda sahili deyince benim aklıma doğrudan kalamış'ın karşısına düşen yer geliyor. rıhtımdan moda'ya kadar uzanan sahilde oradan daha farklı bir kitle var bence ve kadıköy'e farklı ilçelerden gelen çoğu kişinin hala kalamış tarafındaki sahilden haberi bile yoktur bence.
0
tepedeki psychedelic adam
(21.02.21)
Bu saatte uyanık olmamın tek sebebi bütün akşam sahibinden’de kadıköy’de ev bakmış olmam :(
Bence insanların övdüğü kısımlar sizin saydığınız noktalar ile örtüşmüyor. Ben çok seviyorum şahsen. Şifa sokakta oturmak isterdim ama param oralara yetmiyor. Sokak var sokak var diyorum o yüzden...
0
irene
(21.02.21)
Ev alma komsu al durumu. Daha gencken pek sallamazdim ama artik cok onemli oldugunu dusunuyorum. Suriyeliler Moda'nin sakin ara sokaklarinda degiller. Guvende olmak gibisi yok.

200 metre yurudukten sonra onlarca kafe, restoran, hayatin kendisi orada. Kadikoy, Turkiye'nin nadir en batili yerlerinden biri.
0
howfaristhesky
(21.02.21)
Ben de Moda'ya 10 dakikalik bi mesafedeyim. Sahil konusunda kismen haklisin, Kadikoy tarafinda kalan bolumu biraz tekinsiz ama Kalamis'a bakan tarafinda gayet nezih tipler var gordugum bildigim kadariyla.

Merkeze cok yakin, Kadikoy'un yani basinda, agaci parki yesilligi bol, denizin dibinde, nispeten duzgun bi kitleye sahip, genel olarak kendine ait kulturu olan bi semt. Elbette sagdan soldan gelen apacisi var ama o kesim bebek'te de var, istanbul'da yasiyoruz tamamen izole olmasi cok zor. Ben seviyorum ya, guzel ara sokaklari var, evinden ciktinmi kadikoy 2 dk falan...
0
msb
(21.02.21)
Son yıllarda farklılaşmış olabilir ama abartılmış balon demek fazla olur bence, huzursuz diye nitelemişsiniz ama Moda benim için huzurun temsiliydi, hala da sabahları Caddebostan civarı ile karşılaştırınca sakin ve huzurlu, kocaman ağaçlar, geniş pencereli evler, artık yeni binalarda hiç kalmamış olan balkonlar, bir yanda Tarihi Yarımada bir yanda Adalar manzarası ve pek çok kişinin belirttiği gibi nezih çevre, benim için Moda bunlardır.

Çok önce değil Gezi sırasında (7 sene olmuş, hiç de az sayılmaz aslında) herkesin Boğaziçi Köprüsü'ne akın ettiği akşam Moda'daydım, hiç kimseler yoktu etrafta, sessizdi, karanlıktı, çıt çıkmıyodu, kimsenin haberi olmadı mı acaba diye şaşırmıştım.

31 yıllık İstanbullu olmanıza rağmen bunu söylemenize şaşırdım, mesela ben yılların Modasını son 3,5 yılı ile değerlendiremem, yoksa sağdan solan yükselen müzik sesi, akın akın sahile giden insan kalabalığı, Ali Usta'nın önünde birikmiş sıra, leş gibi trafik ve korna sesleri benim de hoşuma gitmiyor.
0
(21.02.21)
2012 yılında moda'da ruşenağa sokağında bir yıl yaşamıştım, o zamanlar çok daha güzeldi ama şu an hala çok özel bir yer her şeye rağmen özellikle ist'da yaşayıp da sürekli ege hayali kuran seküler kesim için nimet, benim zamanımda komşuların çoğu sanatla ilgilenen insanlardı, biri oyuncu biri yazar biri ressam vb kültür düzeyi baya yüksekti ve kültür düzeyinin yüksekliği semtin de esas ruhunu oluşturan şeydi, insanlar sıcak ve kibarlar.

nasıl şu an herkes kıyıya, egeye özetle daha seküler insanların yaşadığı yerlere yerleşmek istiyorsa modanın da revaçta olma sebebi biraz da bu, insanlar özgürlük ve 'düzgün' insanlar arıyorlar.

şu an kurtuluş'ta yaşıyorum, her ne kadar deniz hemen yanıbaşımda olmasa da kurtuluş'ta da hafif bir moda havası alıyorum.
0
blue rebel motorcycle club
(21.02.21)
bende bir süre yaşadım. sabah 7.30 - 8 gibi işe giderken bahariyeye kadar mesela yürüyerek yol bomboş olması gibi şeyler.sonra bahariyede bomboş tramvay yolunda yürümek güzel hissettiriyordu. haftasonları- sahilde oturduktan sonra arkadaşlarla 1-2 dakikada evde olmak da güzeldi.
ama mesela haftaiçi iş çıkışı 6-7 gibi geldiğimde kalabalık boğuyordu bazen kadıköyden yürümeye başlıyordum
beşiktaş da aynı hissettiriyor.
bu merkezlere sahillere uzak olmayan bir yerde oturmayı tercih ederim 10-15 dakika yürüyüşte. ben de ev bakıyorum.göztepeyi bile düşünüyorum bir yandan yeni evler var diye
0
ShadowOfMoon
(21.02.21)
Merhaba.
Moda' da hiç ev tutmamış(ev sahibi demiyorum dikkat edersen, tutmamış diyorum zira Moda' da NŞA' da ev almak eşyanın tabiatına aykırıdır. ya çok zengin ya atadan kalmış olması lazım o evin ki genelde atadan dededen kalmıştır evler insanlara);
ama hayatının büyük kısmı(neredeyse yarısı) Küçükyalı- Kadıköy/Moda arasında geçmiş, öte yandan yakın arkadaş/dost/eski sevgili vb. gibi bir sürü insandan dolayı hatırı sayılır süre Moda' da zaman geçirmiş hatta yaşamış, orada çalışmış da birisi olarak yukarıdaki eski/yeni Modalılar gibi birkaç kelam edebilirim sanıyorum.
...
Öncelikle yazarın gözlemlediği olumsuz durumların hemen hepsi Moda' nın son 1-2 senesine ait.
Öncesinde ne bu kadar hafta sonu göçü vardı ne de sahillerine başka semtlerden öyle bir akın. Sahillerin durumunu ve rahatlık skalasını da bir kaç arkadaş hayli güzel belirtmiş.
Bununla birlikte ayrımcılık yapmak istemem ama maalesef gelenler(Suriyeli kitle, barzo/kezban çiftler ve dahi gündelik hayatta Moda' yı gömüp hafta sonu koşup gelen muhafazakar kesim vs.) bu alanların nitelikli/niteliksiz insan profilini ve kalabalığını da belirliyor doğrusu.
Ha, belirtmeliyim ki seküler kesimin kimi gençleri de son dönemde özellikle kalamış' a doğru olan tarafa akın edip, etrafındakilere dikkat etmeden sahili ve çimleri, hem bıraktıkları ile hem de abartılı müzikleri ile kirletmiyor değiller. Sanki iyice C.bostan gibi yapmaya çalışıyorlar -ki yaşadığım yere daha yakın olmasına rağmen zinhar C.bostan tercih eden birisi değilimdir- Hatta arada arkadaşlarım ile Küçükyalı sahili - Suadiye sahili arasına otağ kurmuş ve hayli keyif almışızdır.
Ezcümle, oluşan profil sosyolojik skalaya göre değişen bir durum maalesef.

Öte yandan, kalabalık hali vuku bulmadan önce dahi Moda' ya otomobil ile gitmişliğim sayılıdır, öyle zamanlarda bile örnekse sote yerlerim vardır hala bir park yeri bulunabilir ama gece orada kalınmadıysa başka yerden hafta sonu Kadıköy / Moda' ya araba ile girmek bi nevi intihardır. Kaldı ki bu sadece Moda' nın sorunu değil, şehrin tüm merkezi yerlerinin genel sorunudur takdir edersiniz.
İmkanınız varsa motosiklet ile Moda' ya gitmek çok avantajlı hatta keyiflidir.
...
Mekan konusuna gelecek olursak, üzgünüm ama "Moda' da kendine özgü bir yer yok" demek; Moda' ya pek değil neredeyse hiç gitmemiş birisinin düşüncesi olabilir ancak sevgili dostlar. Burada, son senelerde bir kaç kez o da herhalde hafta sonu yolu düşmek zorunda kalmış birisi izlenimi veriyor başlık sahibi günün sonunda, üzgünüm.

Müzik, meyhane, içki, yemek, bira, kokteyl, tatlı, vegan mutfağı, son senelerde de yabancı ülke mutfakları diğer tarafta; Süreyya operasına, salonlara, sahnelere yakın olmak bir başka tarafta dursun; bir sürü seçenek ve şahsına münhasır mekan bulunmaktadır Moda' da!
Bu kadar deneyimlemeden eleştiri, çıkarım yapmak da ne bileyim..

Son olarak koyu bir BJK taraftarı olup ve bu yüzden Beşiktaş' ı, o semti, köyiçi'ni hayli seven birisi olarak da Moda'yı, Koço' da demlenmeyi, sabah Papatya fırından sıcacık kruvasan almayı, oyun atölyesinde veya başka yerindeki salonda son anda izlenmeye karar verilen bir oyuna dakikalar kala yetişmeyi, mekandan çıkıp yakındaki evde after party ile devam etmeyi, suratsız çalışanları ile tek Büfe'yi, Korkmaz Büfe' de ayak üstü leziz döner yemeyi, motoru sahile çekerek çimenlerdeki dostların yanına gidip sabahlara kadar sohbet etmeyi, akşam üzeri Naan' da Edip Akbayram ile karşılaşıp selamlaşmayı, yürüyüşe çıkıp Barış abinin evinin önünden geçerek bir şarkısını mırıldanmayı, hatta muhalif Yoğurtçu parkı kürsülerini dahi özlüyor ve bu yüzden orada olmayı / yaşamayı seviyorum, genel olarak..
0
oldcosmos
(21.02.21)
Kaotik ve paçoz denilebilecek insanların yoğun yaşadığı bir yer. Özellikle haftasonları bence kötü oluyor.

Evler dediğin gibi eski. Kiralar da pahalı olunca bir evde 3-4 kişi yaşayan çok var. Açıkçası üst katımda böyle birilerinin olmasını istemem. Sahili desen bağımlı ve varoş dolu.

Bence burası batılı falan değil. Ailesinden fonlanan ve kendini sanatçı falan sanan kişilerin mesken tuttuğu yer
0
mj23
(21.02.21)
oldcosmos+1

ayrıca kimse değinmemiş ama modanın en önemli alameti farikası
1. "öteki kimliklere" saygılı şekilde yer açmasıdır.
siz bu duyuruyu muhtemelen genç/orta yaş beyaz erkek olarak açtınız.
kadın olmak, ermeni olmak, musevi olmak, kürt olmak istanbulun her yerinde ne yazıkki pek kolay değil. bakın daha gezilecek görülecek yerler, güzel mekanlar demiyorum bile.

2. toplu taşımanın olmamasıdır.

3. buna benzer bir yeri ; (kuzguncuk, sarıyer, zekeriyaköy, arnavutköy, galata ) bu şartları aynı anda sağlayacak ve bu kadar şehrin merkezinde olup maddi açıdan da bu kadar kolay olacak şekilde bulmak zor.

modayı körü körüne övenlerden değilim de 31 yılda istanbulun neresinde yaşadınız da bunları gözlemleyemediniz bilmiyorum yani, şaşırdım biraz.

yürüyüş yapacak park bahçe, deniz.. bisiklet, tenis, yürüyüş için serbest alanlar.. bu kadar çok tiyatro/konser sahnesi.. kendine özgü mekan yok derken tam ne kastettiniz bilmiyorum ama :/ yine de pek çok seçenek var. başka bir yerde benzer çeşitlilik yok benim bildiğim kadarıyla.

bu kadar merkezde yaşayan biri için araç sahibi olmamak bir problem yaratmıyor.

yukarıda da saydığım sebepden suriyelilere ve pek çok "other" kimliğe daha açık bir yer olduğu için sorun olmuyor sanırım onları görmek.

kira meselesi de her ne kadar şu an çoğu kişinin (ort. bir beyaz yakalının) verebileceği kiralar olduğu için sosyoekonomik seviyede bi standart var diyemesek de; insanlar böyle yerlere zaten kendilerine yakın gelir seviyesinde insanlarla komşuluk yapmak için bu kiraları verirler. bi kahveye 30 lira verilir mi tartışması gibi biraz. midpointte veya fine dining bi yerde kahve içmekle belki aynı kahveyi starbucksta içmek arasında fark olduğu gibi.

abartılmış bir balon değildir.
ist.da yaşanacak çok az yer kalmıştır.
az biledir.


*ayrıca mütavizi değil. mütavazı.
0
rewlack
(21.02.21)
Moda'da Bahariye'de ve tabi ki Kadıköy'de eskiden güzeldi. Halk Eğitim merkezinin yan sokağı olan Halil Ethem sokakta Sauna apartmanında rahmetli babaannemin(bademin) rahmetli büyükbabamın aldığı evde büyüdüm ben bir 90 doğumlu olarak. 2009'da badem gidene kadar 19 yıl boyunca yuvamdı oralar benim. Kışları Modanın ara sokaklarında yalnız başıma gezip kar altında sakince sessizce yürümeye bayılırdım. Bahariye'de havuzlar vardı eskiden ne güzellerdi. Sonradan herkes gelmeye başladı bizim oralara birde utanmadan bizler buralıyız dediler. Zaten bademde gittikten sonra hiç umurumda olmadı oralar ama üzülüyorum hüzünleniyorum eski halini bildiğim için anılarım için izlerim var olduğu için. Birde ''bade'' seni çok özlüyorum...
0
zekicalik
(21.02.21)
teşekkür ederim yorumlarınız için. çok ilginç, çoğunuzla aynı fikri paylaşmıyorum, etrafımda pek paylaşan da yok. gidenler de yaşayanlar da illallah ettiklerini söylüyorlar benim saydığım sebeplerden ötürü. belki hayattan beklentilerle alakalıdır, belli bi yaşı ve gelir grubunu gelince insanın sokakta edip akbayramla karşılaşmaktansa konfor beklentisi oluyor, bununla ilgili olabilir gibi geldi bana. bu arada beşiktaş için de birebir aynı şeyleri düşünüyorum mesela, etiler, akaretler gibi belli bölgeleri dışında yine kaotik, sıkışık, eski, gürültülü ve güvensiz bir bölge benim için. kaosu sevmekle alakalı olabileceğini düşünüyorum. zevk meselesi tabii.

yani atıyorum hafta içi 11'de dışarıda olabiliyorsanız zaten büyük ihtimalle aileden zengin falansınızdır, çalışmak zorunda değilsindir, o zaman modanın keyfini sürersin tabii, bomboş sahile inersin, kafana göre yaşarsın. ama 9-5 çalışan adam, işine gitmek için toplu taşımaya binse dert, binmese araba koyacak yer yok, arabasını sokağa koysa sıkışık tıkışık güvensiz yerler, binanın yalıtımı ısınması zor tadilatı bitmez, akşam evine gelir 2 dk kafa dinleyecek dışarıda bira içip nara atarlar falan. bana sanki bohem takılan aileden zengin tiplerin mekanıymış gibi geliyor daha çok, bu da güzel bir şey tabii kötü değil.

**tüm genellemeler gibi bu başlıktaki tüm genellemelerim de yanlıştır :)***
0
🌸roket adam
(21.02.21)
İlk kez geçen sene uğradığımda Paris Sendromu yaşamıştım. Bence beğenmememizin bir numaralı sebebi moda ve kadıköy övücüler diyorum.

Gittim etrafa bakıyorum: E burası mıydı?! O kadar övüldü?!? Bir şey mi kaçırıyorum acaba??

Şeklinde düşüncelerim olmuştu.


Güzel yerdir tabii, bir sorununu görememiştim. Bu bile ideal yaşamalık yer yapıyor ama o kadar abartılı övgüden sonra biraz hayal kırıklığı idi.
0
aguen
(22.02.21)
ben de modada yaşıyorum, yıllar yılı değişiyor aynı taksim gibi, çok övülmeye başlayınca oranın övülmesine sebep olan insanlardan farkı gruplar gelip profili değiştiriyor. suriyelilerin geçen moda sokaklarında öğrenci kovaladıkları videoları görmüşsünüzdür malesef artık türkiyenin kaderi böyle.
0
nahtoderfahrung
(22.02.21)
liseden beri moda'dayım. 15 seneyi geçti buraya taşınalı. istanbul'da başka bir semtte oturabileceğimi düşünmek bile istemiyorum. hala istanbul'dan taşınmadıysam moda'da oturduğum içindir.

bir yeri nasıl görmek istiyorsa öyle görüyor insan. ben bunca senedir (kurbağalıdere'nin koktuğu dönem ve fb stadında maçlar olduğu akşamlar hariç) hiç rahatsız olmadım moda'dan ve insanlardan. tam aksine her geçen gün daha yaşanabilir oluyor bence. burasının genel bir güzel enerjisi var. bu enerji insanlara geçiyor. buraya gelip magandalık yapamıyorsun, kedi köpek dövemiyorsun, millete zarar veremiyorsun. çünkü ayıplanıyorsun. medeni insanlar çoğunlukta ve birileri illa karşı çıkıyor, seni sindiriyor. bireyin rahatlığı ön planda burada. kimse huzur kaçıramıyor.

genellemelerine karşı çıkmak için yazayım; aileden zengin değilim. beyaz yaka çalışıyorum. akşam 6ya doğru işten eve geliyorum. hava güzelse hemen dışarı çıkıyorum. yürüyüş ya da moda sahil. akşam bir arkadaşım kadıköydeyim diyor, yürüyerek bara gidip yanına oturuyorum. zaten herkes kadıköye geliyor genelde. benim kalkıp bir yere gitmeme gerek kalmıyor sosyalleşmek için.

sessiz bir sokakta, 5 yıllık binada oturuyorum. kiram < 3000 TL. bir de ev arkadaşım var, dolayısıyla kiram < 1500 TL. yeni bina olduğu için ısı yalıtımı effsane, geçen ay 56 tl doğalgaz geldi. arabam yok, hiç olmadı. çünkü ihtiyacım yok. moda zaten çok merkezi bir yer. 7/24 toplu taşıma ile en tekinsiz saatte bile başıma bir şey gelmeden evime ulaşabiliyorum. toplu taşıma kullanmayı da seviyorum açıkçası. biraz insan görmek, hava almak, 10 dakika yürümek falan insanı canlandıran şeyler bence. illa lazım olursa taksiye bin, tatile çıkacaksan araba kirala. her türlü bir araba masrafı etmez.

moda'nın havalı bir mahalle olduğunu hiç düşünmüyorum. tam aksine çok mütevazı gerçekten de. süslenip kadıköye gelip isparkta sıra bekleyen ekibe yazık, öyle keyif alınmaz. rahat olmalılar. ama onlar da kadıköylü değil zaten. başka semtte yaşayıp kadıköye gelmek de zahmetli genel olarak. yolda trafik oluyor. sonra, insanlar kırk yılda bir kadıköye çıkıyorsa özenmek, güzel giyinmek istiyor. arabayla rahat gelmek istiyor. onlar da haklı kendince. ama bu yüzden burada ya da yakınlarda yaşaması ve rahat gelip gidilebilmesi asıl keyifli olan.

en çok sosyal yönünü seviyorum ben buranın. mahalleden tanıştığım arkadaşlarım var. sırf mekanlarda sık karşılaştığımız için tanıştığımız ve kopmadığımız. apartmanda komşuluk ilişkilerimiz çok iyi. tatile gidiyorum, kedilerim komşulara emanet. anahtar bırakıyorum gelip bakıyorlar. "akşam balık yaptım, gel" diye arayan komşum var. çevredeki esnafların neredeyse hepsiyle tanışıyoruz. bakkalın kızı oldu, geçenlerde hediye götürdüm. pastaneden bir şeyler alsam pastaneci tadımlık bir şeyler ikram ediyor. manav illa birkaç erik, çilek, kiraz bir şeyler atıyor poşete. yerel ürünleri satın alabileceğim kooperatifler var. migros vb yerlerden çook nadir alışveriş yapıyorum artık.

neredeyse her gün yürüyüşe çıkıyorum. günbatımları moda ve kalamış sahilden çok güzel izleniyor. evden çıktığım gibi yürüyebileceğim sakin ve ağaçlı sokakları olmasını seviyorum buranın. caddelerden, arabaların ve insanların gürültüsü içinden yürümek zorunda değilsin. neredeyse bütün sokakları denize çıkıyor. her sokak ayır bir manzara. sadece moda da değil, 10 dakika yürüyorsun boğa'dan aşağı, yeldeğirmeni sokakları da böyle. yürürken kafanı kaldırıp binaları izlediğinde şahane köşkler, eski evler, kiliseler görüyorsun. eskiden çok dikkat etmezdim ama son zamanlarda pandeminin de etkisiyle sokaklar bomboş, etrafıma bakına bakına yolun ortasından yürüyorum ve sokakların güzelliğine dalıyorum.

taksim'in "in", kadıköy'ün ise hafiften "out" olduğu zamanlarını da yaşadım burada. yaşlı nüfusu bol, cafeleri daha azdı. yoktu hatta. barlar vardı bir tek. dutluktu bir de buralar :P çok daha sakindi tabi o zamanlar. ama şimdiki halinden de hiç şikayetçi değilim. kalabalıklaştı evet tek eksisi bu, ama iyi yanları da var bu halinin. sahiller çok güzelleşti. eskiden (10 küsür sene önce) moda sahili diye bir yer yoktu. kimse gitmezdi. it kopuk dolu, düzensiz, tekinsiz bir yerdi. geçen seneye kadar kurbağalıderenin kıyısında yürünmüyordu, yol yoktu. şimdi öyle güzel yaptılar ki amsterdam kanalları gibi oldu. canım ibb.

haftasonları yer gök insan oluyor. evet ama gelenler hep kaliteli, modern, en azından laftan anlayan insanlar. kimse moda sahilde mangal yakmaya kalkmıyor, kimse alkol içenlere laf etmiyor, kimse bikiniyle güneşlendin diye yan gözle bakmıyor, kimse "çekirdeğinin kabuğunu yere atma" dedin diye bunu egosuna hakaret olarak algılayıp kavga çıkarmıyor, seni dövmüyor, gidip çöpe atıyor. çünkü yapamaz. burada yemez :) bu rahatlık güzel. kaldı ki, haftaiçi kadıköy'ün yerlisi insanlarla buraların tadını çıkarıyoruz. haftasonu da bu güzellikler haftaiçi gelemeyen isanbul'lulara kalsın.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(22.02.21)
@istanbul kanatlarimin altinda,

Çok güzel anlatmışsın, +1 diyorum.
0
msb
(22.02.21)
(15)

Eski ev alınır mı?

sckxyss
Kadıköy Bahariye ile moda arası bir yerde çok güzel bir ev buldum. Evin içi odaların şekli, güneş alması falan tam istediğim gibi. Beni tek düşündüren evin eski oluşu. 31+ yazıyor sahibinden'de. Muhtemelen 40 yıllık falandir. İstediğim yerlerdeki evler genelde eski. Yeni olanlar da çok pahalı. Siz o
Kadıköy Bahariye ile moda arası bir yerde çok güzel bir ev buldum. Evin içi odaların şekli, güneş alması falan tam istediğim gibi. Beni tek düşündüren evin eski oluşu. 31+ yazıyor sahibinden'de. Muhtemelen 40 yıllık falandir.

İstediğim yerlerdeki evler genelde eski. Yeni olanlar da çok pahalı. Siz olsanız çok begendiyseniz bu evi alır mısınız? Almazsanız da sebeplerinizi duymak isterim.

(Evi İstanbul'un merkeze uzak ilçelerinden birindeki yeni bir evi satıp alacağım. Üste para vermeyeceğim. Belki bu detay da önemlidir diye belirtmek istedim.)
0
sckxyss
(20.02.21)
Hayır, eski binalar çok eziyetli. Binanın yeri güzel, ferah, güneş alıyor ama değmez. En az 40 yıllık, deniz kumuyla yapılmış binalar bunlar. Siz diyelim satın aldınız, değer kaybedecek.
0
GoodMorningTeacher
(20.02.21)
Ben alirim. Yeni ev mi var merkezi yerlerde. Var olan da dedigin gibi aşırı pahali
0
her giriste sifresini unutan adam
(20.02.21)
Güneşten büyüklükten vb feragat edip nispeten yeni (max 15 yıl) bir ev almak daha mantıklı şu süreçte. Düşündüğünüz fiyat bandında bulabiliyorsanız tabii. İnsanlar eski binayı değil almak kiracı olarak bile düşünmüyor artık.
0
msb
(20.02.21)
Çevreden bağımsız olarak o kadar eski bir evde yaşamak istemem. Fiyatların uçup kaçtığı merkezi yerlerde oturma isteğini de anlamıyorum. Metro hattında bir yer düşünürdüm ben olsam.
0
alfred
(20.02.21)
Ben olsam şu üç kriteri düşünürdüm:

-40 yıllık bir binanın sorunları ve çıkarabileceği masraflar

-Kadıköy bölgesindeki deprem riskini

-Binanın kentsel dönüşüme girme ihtimalini. Evi aldıktan sonra kentsel dönüşüme sokulursa (kadıköy taraflarında çok fazla bu yaşta bina kentsel dönüşüm kapsamına alınmaya başladı) uzun zaman alabilecek meşakkatli bir süreci çekmek ister miyim?
0
anten
(20.02.21)
Senin eve bir tadilat yaparız . 40 50 binin var ise :)
0
opitseri
(20.02.21)
moda-bahariye civarında hiçbir ev yıkılmadıkça değer falan kaybetmez.
en kötü ihtimalle değerini korur.

eski ev evet meşakkatli bir şey.
ama apartmanın durumu da önemli.
bazıları gerçekten allaha emanet oluyor, bazıları en azından iyi bakılmış durumda.

kentsel dönüşüm riski varsa, değer açısından bu daha iyi bir şey.
sadece taşınma meseleleri falan uğraştırabilir, onu düşünmek lazım.

bir de depreme konusunda bina hasarlı mı, değil mi, durumu nedir öğrenmek lazım.

31+ oralar için yeni bile sayılır bu arada, onu da söyleyeyim.
oradaki binaların çoğu daha eski.
bina bir şekilde içime sinerse, evi de beğendiysem ben alırdım.
0
blatta hiberna
(20.02.21)
benim icin, otoparkli ve az katli ise alinir.
otopark karaborsa zaten o bolgede.
0
camussar
(20.02.21)
Fiyatına bağlı olarak değişir bu sorunun cevabı. Konum da yaşam kalitesi açısından önemli. Dediğin bölgede yaşam kalitesi düşük. Uzun süre yaşamak için ideal bir yer değil. O taraflarda şehirde birkaç sene ikamet edeceksen yaşayacaksın. Fazla ayak altı.
0
mj23
(20.02.21)
Sade ve sadece deprem riskinden dolayi almam.
0
taurina
(20.02.21)
deprem riski + bitişik nizam. ben almazdım.
0
orpheus
(20.02.21)
Kiralarım ama almam, 20 sene otursan 60 yıllık binada oturuyor olacaksın
0
megacracker
(20.02.21)
Kadıköy belediyesi sınırları içinde çok ciddi kentsel dönüşüm var. Geçen yıl taşındığımı ev birkaç ay sonra yıkılacak boşuna masraf ettik.
0
suicides underground
(20.02.21)
alınmaz.
deprem olacak şaka değil.
acı çekerek ölmek istemeyişim geçerli ve noktayı koyan bir sebep.
ancak deprem olmayacak olsaydı bile;
yıllardır modada yaşıyorum inanılmaz kötü ve eski bir alt yapısı var.
eski binaların yalıtımı ayrı dert,
su hatları, sıhhi tesisatı ayrı dert.
asansör var mı?
apartman düzgün temizleniyor mu?
duvarlar yine aynı beton kalitesizliği yüzünden ses geçiriyordur.
havalandırma kadıköy evlerinin genelinde çok kötü.
binada hidorfor var mı? 2 haftada bir sular kesiliyor, hidrofor bile yok.
kadıköy kalabalığından duş almak için gece olmasını bekliyoruz ki su debisi normale dönsün.


*ayrıca yeni ev alırken zaten 10-15 yıldan yaşlı ev almayın.
0
rewlack
(20.02.21)
oturmak için alınmaz, ama yatırım için alınabilir. deprem riski var yani sonuçta, 40 yıllık binada kesinlikle oturmam istanbul gibi yerde. depremi geçtim, eski binanın derdi çok olur. yalıtımı, borusu, ısınması, tadilatı bi ton sıkıntı. bütçen yeterli değilse kadıköy'den biraz daha uzaklaş derim. depremden bir şey olmaz abi deyip eski evde oturanlar izmirdeki deprem gibi travmatik olaylardan sonra psikoloğa gitmeye başlıyor çünkü.
0
roket adam
(21.02.21)
(19)

Ev almalı mı?

kahpe ejder
Selamlar,Maddi bir soru sormak istiyorum. 5 aydır evliyiz, düğünden gelen altınlarımız var ve birikimin takribi ederi 500k civarı. Evin geliri 17k civarında. Bulunduğumuz muhitte ev almak istiyoruz. Beğendiğimiz ev 2 yıl sonra teslim 750 k civarı. Şimdi 500 peşinat 250 civarı 10 yıl kredi ile ev alm
Selamlar,

Maddi bir soru sormak istiyorum.

5 aydır evliyiz, düğünden gelen altınlarımız var ve birikimin takribi ederi 500k civarı.

Evin geliri 17k civarında. Bulunduğumuz muhitte ev almak istiyoruz. Beğendiğimiz ev 2 yıl sonra teslim 750 k civarı.

Şimdi 500 peşinat 250 civarı 10 yıl kredi ile ev almak mantıklı mı? Başka evimiz yok oturmak için düşünüyoruz.

Çekincem altın düşük, kredi yüksek, ev 2 yıl sonra teslim ve eve gelen gelir 10k ya düşebilir.

Siz olsanız ev alır mısınız? Yoksa bu dönemde altında kalmak mantıklı mı?
0
kahpe ejder
(17.02.21)
Sizin durumda alınır bence
0
mj23
(17.02.21)
Isin dogrusunu bilemem ama ben olsam ayni pozisyonda, 1 sene bekler altinin yukselmesini beklerim. Bu seviyeden satmam.

Hem ev insaatinin ilerleyip ilerlemedigini de gormus olurum (750k oldugundan hareketle, koklu bir firmanin buyuk bir projesi olmadigini varsayiyorum)

Haa bu denklemde kafama tek soru takilir; 1 sene sonra evin fiyati ne olur? Ve de altin o derece deger kazanir mi?
0
brkylmz
(17.02.21)
Firma köklü, yaptığı evlerin hepsini tamamlıyor. İl bursa.
0
🌸kahpe ejder
(17.02.21)
2 yıl sonra teslim alacağınız ev için konut kredisi çıkmaz. inşaat halindeki ev için konut kredisi çekebilmeniz için evin yüzdelik bir kısmının tamamlanmış olması gerek. 2 senesi olan bir ev için kredi çıkmaz.
0
silah taciri
(17.02.21)
Altın 2 yılda ciddi yükselir. Bu süre zarfında bekleyip kredi işine girmeden alma şansı olur hem de altın,dolar vs. yükselir.
0
skoylu
(17.02.21)
İki yıl sonra taşınacağım ev için 500 bin TL ödeyip bir de 10 yıl boyunca ödeyeceğim 250 bin TL kredi almak bence kötü bir fikir. Evi teslim alana kadar hem kira hem kredi ödeyeceksiniz. Gereksiz stres. Para biriktirip daha iyi fırsatları bekleyebilirsiniz.
0
dissendium
(17.02.21)
ben de en azindan yazi vs beklerdim bugunhn sartlari icin dediginiz gibi hem kredi yuksek hem altin dusuk su an almazdim. ama bir yil sonra sartlar degismediyse yapacak bir sey yok deyip alirdim ama su anda bekleme icin zaman var gibi goruyorum.
0
ala09
(17.02.21)
dissendium +1
hem kira hem kredi ödeyeceksem olmaz. kendi evimi alıyorsam kira ödememek için direkt yerleşebileceğim bir yer olsun isterim mümkünse.
bir de ev bitmeden tüm parayı teslim etmeyeceksiniz değil mi? aman ha.
0
gkhncnzdgn
(17.02.21)
Hocam sizin değişkenlerin hepsi sonucu olumsuz etkiliyor.

-2 yıl sonra teslim ev alınmamalı çok çok avantajlı değilse.
-Krediler uçuk seviyede bu oranlarla kredi çekmek çok karlı olmaz.
-Altın düşük seviyede bu fiyattan altın satılmaz.
-O gelirle 250bin lira için 10 yıllık kredi çekmek çok mantıklı değil. Süreyi daha da kısaltmalısınız. Boşuna fazladan faiz ödersiniz diğer türlü.

Bu dönemde eldeki nakitle ev almak mantıklı. Çok güzel fiyat kırabilirsiniz piyasa şu an çok durgun olduğu için. O sebeple elinizdeki paraya göre tamamlanmış bir yer alıp piyasa biraz daha düzelince upgrade etmek için kredi çekmek çok daha makul duruyor.
0
armagan abanuz
(17.02.21)
Ben olsam almam, 500 k ile yatırım yapardım
yatırımdan gelen yıllık temettü(ya da vadeli) geliri evin kirasını rahat öder sanıyorum

kiranız 3 3,5 olsa gelirinizle gayet rahat ödeyebiliyorsunuz
hem kira/gelir oranınız da baya düşük oluyor
0
megacracker
(17.02.21)
ev hazır olsa alın derdim ama ne kadar köklü olursa olsun 2 yıl sonra teslim edilecek eve girmeyin.

firma köklü demişsiniz mesela finansallarını biliyor musunuz? örneğin bankalara ne kadar borcu var v.s.?

çoğu inşaat firması bankadan binayı ipotekleyip kredi kullanıyor, hadi diyelim daireyi aldınız tapudaki banka şerhi yüzünden tapuyu alamama riskiniz var.

50-100 daha fazla verin tapu hazır daire alın. tapu ile parayı takas edin sözleşme v.s. değil.
0
nuisance
(17.02.21)
Ben altinin daha da dusecegini dusunuyorum. Mevcut gelir durumuyla 250yi daha kisa vadeli cekerek alirdim ben. 2 sene sonra ev bittiginde hem kiradan kurtulup hem de geliriniz artmis krediniz sabit kalmisken mantikli bir karar aldigini anlayacaksiniz. Eve kalan para 2 sene idare etmek icin yeterli bence.

Altinla ilgili dusuncem pandemiyle artan altinin pandemi giderken dusmesine dayaniyor.
0
pofudukayi
(18.02.21)
altinin kisa vadede (3-5 sene) dusecegini veya yukselecegini kimse garanti edemez. yukselmesini beklerken cok bekleyebilirsiniz + emlak fiyatlari artabilir.

Planlarinizi gelecekte su artacak bu dusecek gibi varsayimlar uzerinden degil mevcut durum uzerinden yapin. Bahsettiginiz senaryodaki en buyuk sorun gelirin 2 seneye 10 bine dusmesi.
0
hot potato
(18.02.21)
altın alırım seneyede o evi altından gelen parayla alırım. 500 binim cebimde kalır :)
0
ayseee
(18.02.21)
baya kötü fikir. yapmayın.
0
faaip de oiad
(18.02.21)
Faizler bence sene bitmeden düşecektir. Şimdi çekip yapılandırma şansını cebinizde bulundurmak iyi bir şey. Ama 500 bini 2 sene sonra bitecek eve yatırmak garip. Adam parayı faize atsa 6 bin lira para kazanacak aylık. 6-7 ay böyle yüksek faiz sürse 35-40 bin de öyle karı var.
0
baal
(18.02.21)
Şu ortamda 2 sene sonrası eve girilmez.

Müteahhitler çok değişken bir durum gösteriyor. İflas edebilir.

500bin TL az değil. Peşin para çok ciddi pazarlık yapabilirsiniz. Alırsanız da peşin alın, direk taşının...


.
0
kartallar yuksek ucar
(18.02.21)
2 sene çok uzun
bütçenize uygun evlere bakın 10 yaş civarı
0
bir soru sorcam
(18.02.21)
ben olsam ev almaz. altında kalmaya devam ederdim.
0
ycm
(18.02.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.