öncelikle kısa vade için tavsiyelerim: yalnız zaman geçirme. mümkün olduğunca iyi anlaştığın arkadaşlarınla sevdiğin şeyleri yap. daha önce onunla birlikte olduğun ortamlardan uzak dur. imkanın varsa bir süreliğine şehir değiştir. ya da kısa seyahatlere çık. psikoloğa gidebilirsin bir iki seans en azından. gitmek istemiyorsan çok canın sıkıldığında seni dinleyecek birileriyle hislerini paylaş. kedi köpek seviyorsan ve halihazırda beslemiyorsan bir tane edin, onunla uğraş.
şimdi gelelim aşk vb ve bundan sonrasına:
bunun çok daha vahimi benim başıma geldi.
yaklaşık altı yıl süren bir ilişkinin ardından artık tam evlenmek üzereyken dünyayı bir yana kendisini öbür yana koyduğum hatun kişinin beni, benim öz dayımla aldattığını öğrendim (neredeyse babası yaşında). üstüne aynı şekilde "bırakma beni etme eyleme" diye ağlayıp sızlanmasının yanı sıra yaptığı şeylere mazeret olarak bu olaydan önce tecavüze uğradığını, bu yüzden ne yaptığını bilmeden bunları yaptığını söyledi. yalandı tabi ki ve bu sayede beni biraz daha aptal yerine koymaya çalıştı. o kadar yaşanmışlığı olan 6 senenin yanı sıra birlikte yaşlanma hayali kurulan 30-40 sene de bir anda elimden, beynimden, göğüs kafesimden uçtu gitti. diğer pek çok travmatik durumun yanı sıra çok derin bir uçurumdan düşme hissiyle geçti aylar hatta yıl. o yara hiçbir zaman tam anlamıyla kapanmadı ama üstünü örtüp yaşamaya kaldığım yerden devam ettim bir yıl kadar süründükten sonra.
bu çok uç bir örnek ama senin durumunla özü aynı. şundan hiç şüphem yok ki bahsettiğin süre zarfında en uzun ayrılık döneminizde bile sen bırak aldatma eylemini; bunun düşüncesini bile aklından geçirmemişsindir. ama maalesef benim tanıdığım pek çok kadında hatta hemen hepsinde halk arasında
orospuluk switchi diye tabir edilen birşeyin varlığı söz konusu. türkiye toplumunun mevcut kültürel, ahlaki yapısıyla da birleşince ortaya dışardan duygusal, hassas, "namuslu" görünen ama her haltı her zaman yemeye müsait çeşitli kişilik bozukluklarından muzdarip bir kadın tipi çıkıyor. bunu sosyal statü, eğitim seviyesi vb. diye de ayırmak mümkün değil. mesela benim çevremdeki kadınlar çoğunlukla üniversite mezunu, toplumun muhalif kesiminde yer alan insanlar (yukarda bahsedilen kişi de dahil). şu tür kadınlar böyle birşey yapmaz diye birşey yok yani.
gerçekten kişilik sahibi, sevilmeyi hak eden azınlığı bir kenara bırakırsak, eldeki malzeme bu. sen de benim gibi acı bir tecrübeyle saf, kutsal aşk vb birşeyin olmayacağını öğrenmişsin. bahsi geçen dayımın deyişiyle; ortada bir dolu daldan dala atlayan ama yeni tutunduğu daldan emin olmadan elindeki mevcut dalı bırakmayan maymun var. bu mizojini değil. tespit sadece. dediğim gibi bunun da toplumsal, kültürel vb nedenleri var. bu konular üzerine mecburen çok düşündüm. ve kendime bir bakış açısı belirledim. her kadını kesinkes bu kefeye koymuyorum ama hiçbir zaman da eskisi gibi saf yaklaşmıyorum tabi. sen de er geç bu şekilde davranmaya başlarsın diye tahmin ediyorum.
sonuç olarak öyle ya da böyle hayat bir şekilde devam edecek. kendini çok sıkmadan insanların önerilerini de uygulayarak en kısa sürede çıkmaya çalış bu durumdan. umarım kısa sürede atlatırsın.