Giriş
(1)

japon yapi$tiricisi iletken midir?

astaroth
heh soruya gel dediginizi duymaz gibiyim. ben bu sabah kultablamla telefonun $arj aletini kirdim. fakat $oyle kirdim, o prize giren iki tane cubuk var ya, bi tanesi metal yerinden kirildi sadece (evet kultablam agir biraz). $imdi ben yenisini almiyim lan ne gerek var diyerekten bu ucu japonla yapi$t
heh soruya gel dediginizi duymaz gibiyim. ben bu sabah kultablamla telefonun $arj aletini kirdim. fakat $oyle kirdim, o prize giren iki tane cubuk var ya, bi tanesi metal yerinden kirildi sadece (evet kultablam agir biraz). $imdi ben yenisini almiyim lan ne gerek var diyerekten bu ucu japonla yapi$tirayim diyorum acaba olur mu? lehim mi yapiyim yoksa ne yapiyim ben bunu?
0
astaroth
(20.11.09)
Jopan yapıştırıcısı yapışkandır, denedim. Eğer o metalle uğraşmayın boşuna, yapıştırsan yapıştırılmaz, lehim zaten erir çok kısa zamanda. En iyisi şarj cihazının içini açıp o metali dibinden söküp oraya kullanmadığınız bi fişten söktüğünüz metal çubuğu takmak. sonra dibini japon yapıştırıcısıyla falan yapıştırabilirsiniz.

Edit: Japon yapıştırıcısı yapışkandır ne ya? yalıtkandır olucaktı o:D
0
johan sebastian
(21.11.09)
(5)

orjinal converse vs çakma converse

badfan
merhaba,geçen gün orjinal converse ile çakma tabir edilen ve piyasada 20 liraya satılan ayakkabıları fiziksel olarak karşılaştırma imkanım oldu. ikisi de kullanılmamış beyaz klasik all star modeldiyaptığımız karşılaştırmada malzeme kalitesi, işçilik ve görünüş açısından hiçbir fark göremedik. hatta
merhaba,

geçen gün orjinal converse ile çakma tabir edilen ve piyasada 20 liraya satılan ayakkabıları fiziksel olarak karşılaştırma imkanım oldu.
ikisi de kullanılmamış beyaz klasik all star modeldi
yaptığımız karşılaştırmada malzeme kalitesi, işçilik ve görünüş açısından hiçbir fark göremedik. hatta orjinal olanda tabandan ayakkabının üstüne doğru hafif yapıştırıcı sızmışken çakmasında o bile yoktu. aralarındaki tek fark orjinalin 94 tl, diğerinin 20 tl olması bana göre. kutusuna, kitapçıklarına hatta etiketlerine kadar aynı.

sorun şu;
bize gerçek diye yedirilenler ne kadar gerçek?
çakmayı aldığımız yerde neredeyse 60-70 farklı renk ve model vardı. eğer onlar çakmaysa bu kadar renk ve modeli nasıl üretiyorlar? satan adam bunların converse ile aynı fabrikada üretildiğini ancak üretilen her malın amerikaya gitmediğini ve bir kısmının bu şekilde satıldığını söyledi. dükkandaki malların bir kısmında "made in turkey" yazıyordu bir kısmı da çeşitli asya ülkelerinin adı.
var mı bu işin iç yüzünü bilen birisi?
0
badfan
(08.11.09)
çakmalarda malzemeler dışında en büyük sorun boya vermesi filan oluyor. malzemeyi incelemişsin, bir farkı yok demişsin=) boya da şöyle oluyor, çok hafif terlerse bile ayağın çorabının rengi ayakkabı rengine boyanıyor filan. bir de kanserojen olayı vardı boyayla ilgili de hatırlayamadım tam şimdi..
0
dambil
(08.11.09)
nerede gördünüz? gidip alıcam da.
0
clementine
(08.11.09)
@want2die: aslında olay nike'ın converse'i satın alması daha çok.
0
fortisvita
(08.11.09)
sorular üzerine;

31 ekim tarihinde marmaris çarşıda büyük bir toptancıdan aldık. zaten marmarisin içinde bunları satan belki onlarca dükkan var ve hepsinde fiyatlar aşağı yukarı aynı. ancak aldığımız yer diğer dükkanların tedarikçisi olduğu için çeşit ve adetler çok fazlaydı. sezon bittiği için ucuza elden çıkarıyorlar. elemanın anlattığı kadarıyla yazın baya para kazanmışlar bu işten. converse in yanında adidas, onitsuka tiger, nike modelleri falan da vardı ama kaliteleri oldukça düşüktü.
0
🌸badfan
(08.11.09)
Orijinal ve çakma arasındaki fark genelde taban kısmında oluyor. Ben sanırım biraz topuklarıma fazla yüklenerek yürüyorum, bu nedenle ayakkabılarımın ilk önce topukları iç kısımdan aşınıyor. Orijinal converslerde bu sorun pek olmasa da çakma convers giydiğim zaman bikaç hafta içinde topuk kısmı hemen eriyip inceliyor. Onun dışında pek de bi fark olmaz sanırım. Çünkü gerisi bildiğiniz çadır bezi. Ha ama eğer dediğiniz doğruysa çakma diye giydiklerimizin bi kısmı da gerçek olabilir.
0
johan sebastian
(08.11.09)
(7)

1995 Fiat Uno S ile ilgili birkaç soru...

eferuzgaroglu
Arkadaşlar başlıktaki aracı yeni satın aldım. Araç 158000 kmde Peşin 4500 liraya aldım fiyat ugun geldi. Fakat araç o kadar iyi değil değişen birkaç parçası var ve motor biraz ölü. Bu açıdan size birkaç tane sorum olacaktı:1-Sizce bu fiyat nasıl?2-Araca bakım yapmak istyorum fakat nereden başlayacağ
Arkadaşlar başlıktaki aracı yeni satın aldım. Araç 158000 kmde Peşin 4500 liraya aldım fiyat ugun geldi. Fakat araç o kadar iyi değil değişen birkaç parçası var ve motor biraz ölü. Bu açıdan size birkaç tane sorum olacaktı:

1-Sizce bu fiyat nasıl?
2-Araca bakım yapmak istyorum fakat nereden başlayacağımı bilmiyorum sizce servise mi götürmeliyim servise götürsem bana kaça patlar? Onun dışında sanayide yaptırmak istesem neler yaptırmalıyım?
3-Aracın üzerinde lpg sistemi var fakat ruhsata işli değil. Bunu işlettirmek kaça patlar? İşlettirmezsem nolur? Polis çevirdiğinde ceza keser mi? Sistem biraz eski o yüzden işlettirmeye kalktığımda ekstra masraf çıkar mı?
4-Bu aracı kullanan varsa lpgli şehir içi yakıt tüketimi ne aradadır?
5-Araçtan uğultu gibi bir ses geliyor sanki elektrik süpürgesi çalışıyormuş gibi ne olabilir?
6-Aracın vites kolu orjinal değil ve çok sallanıyor. Vites geçişlerinde problem yok ama bu sallantı beni rahatsız ediyor sizce ciddi bir problem midir? Değiştirmeye kalksam kaça patlar?
0
eferuzgaroglu
(05.11.09)
1- o fiyata uno yerine ancak şahin alırsın. bence iyidir.
2- servise götürme. mutlaka tanıdığının tanıdığının tanıdığı vardır sanayide, biraz araştır. yağına suyuna balatalara falan baksınlar, bir de senin hoşuna gitmeyen yerlere tabi.
5- filtrelerde sorun olabilir.
6- vites geçişleri iyiyse sorun olmaz. değiştirmek için tüm şanzımanı değiştirmen gerekiyor yamulmuyorsam. yani değmez, alışmaya bak.
0
mahallenindelisi
(05.11.09)
Öncelikle hayırlı olsun.

İlk olarak hayati önem taşıyan parçalara baktırmanızı tavsiye ederim. Frenler ve motor. Vitesteki sallantı koldan kaynaklanıyorsa sorun yok ama vites kutusunda bir problem varsa yolda bırakabilir sizi.

Lpg yi işletmezseniz ceza keserler mi bilmiyorum ama araç muayenesinden geçemezsiniz. Bir de Lpgde depo ömrü denen bir olay var. takıldıktan sonra şu kadar yıl kullanabilirsiniz diye. Ama eğer ruhsata hiç işlenmemişse o tarih ne zaman başlıyor onu bilemiyorum.

Uğultu şarj kayışından ya da şarj dinamosundan geliyor olabilir.

Bütçenizi bilemiyorum ama size tavsiyem aracı servise bırakıp bütün bunları söyleyip hayati bakımlarını yapmalarını söylemeniz.

Kazasız belasız kullanın.
0
johan sebastian
(05.11.09)
1- Kuzenin kullanmadığı 92 model şahinine galeri 3500 lira veririm dediğine göre 95 uno için 4500 fena değil. 15 senelik araba ölü yatırım tabi ki. Sen bir galeriye sor kaça alırsın diye, emin ol.
2- Tabi ki sanayi. Onu gidip sorman lazım tamirhanelere.
3- burada tartışılmış: forum.donanimhaber.com
4- 30 kuruşu geçmez gibime geliyor. Bahsettiğim 92 model şahin lpg ile 25 kuruş yakıyor(muş)
5- belki elektrik süpürgesi çalışıyordur (şaka şaka)
6- Öyle şeyler pek bir şey tutmaz sanırım, o araçların parçaları kolay bulunuyor.
0
blackdog
(05.11.09)
Cevap veren arkadaşlara teşekkür ederim. Biraz daha ayrıntılı cevaplara ihtiyacım var sanırım.
0
🌸eferuzgaroglu
(05.11.09)
öncelikle hayırlı olsun..

arac nerede? istanbul'daysa, topkapı sanayide tanıdıklarım var.

aykutt "et" hotmail it

mail atın adres tel vereyim. baktırın arabaya. bütün arızaları için fiyat versinler.
0
ykyt
(05.11.09)
araç izmir'de.
0
🌸eferuzgaroglu
(06.11.09)
Benimle bi irtibat kurarsan sana bizim teknik servisimizde yardımcı olmaya çalışırım. Arızaları, sesleri ve masrafı konusunda da araca mekanikçiler bakmadan anlamak mümkün olmayabilir.

Araç için verdiğiniz 4500 Tl de iyi bir fiyat gibi görünüyor ama yapmanız gereken masrafı da göz önünde bulundurmak gerek.

LPG yi ruhsata işletmen gerekir. Tabi LPG nin ruhsata işlenmesi için aracında kullanılabilir nitelikte olması sızdırmazlık gibi bir testten de geçmesi gerekir.

İrtibat için 0507 26 111 62
ya da 0232 853 80 88 no lu tel.den, satıştan Onur'u isteyin.
0
katilonur
(07.11.09)
(8)

13 yaş altı çocuk için oyun tavsiyesi

hoot
merhaba sözlük ve duyuru sakinleri12 ve 9 yaşında erkek ve kız yeğenim var. aşağıda sistem özelliklerini vereceğim bilgisayarda oyun oynayacaklar, kalitesiz oyun oynamalarını istemiyorum. fazla oyun işlerine bulaşmadığım için de ne oynasınlar bilmiyorum. Hatırladığım `grim fandango` vardı onu götüre
merhaba sözlük ve duyuru sakinleri
12 ve 9 yaşında erkek ve kız yeğenim var. aşağıda sistem özelliklerini vereceğim bilgisayarda oyun oynayacaklar, kalitesiz oyun oynamalarını istemiyorum. fazla oyun işlerine bulaşmadığım için de ne oynasınlar bilmiyorum. Hatırladığım grim fandango vardı onu götüreceğim, yanlarına ara sıra gittiğim için 10 tane oyun götürmeyi düşünüyorum(aile kontrolü olacaktır, endişem yok). sizce ne oynasınlar?

amd athlon x2 3800+
ati 3850 512
2 gb ram
0
hoot
(01.11.09)
grim fandango da götürülmez herhalde 10 yaşında çocuklara. oynayamazlar da zaten. worms filan olur herhalde. gerçi ben de oynamıyorum da zor bi oyun olmasa gerek worms.
0
tepedeki psychedelic adam
(01.11.09)
ya şimdiden counter strike oynamasın istiyorum ya da gta.. bir ara flatout oynuyordu ama bakalım.
0
🌸hoot
(01.11.09)
worms, jump'n bump ve bomberman ile birlikte de oynayabilirler.
0
nickini vermek istemeyen suser
(01.11.09)
Harry Potter serisi olabilir belki. Ben 11 yaşındaki kardeşime oynatıyorum. Eğleniyo gibi. Ara ara abieee diye çığırması dışında. Onun dışında mesela Zoo Tycoon tarzında oyunlar olabilir. Ticarete atılsınlar şimdiden. Sims olabilir, Worms olabilir denmiş zaten. Gitarına para verecekseniz, Guitar Hero olabilir. Onun dışında ufak boyutlu olsun derseniz; Diner Dash, Icy Tower, Pizza Frenzy, Farm Frenzy, Feeding Frenzy, Tasty Planet, World of Goo, Zuma, ...
0
3 atli 7 katli
(01.11.09)
Cooking Academy, Virtual Villagers, Peggle
0
3 atli 7 katli
(01.11.09)
grim fandango pc oyun tarihinin en iyi oyunlarından biri ve eskiden biz bilgisayar oyunu meraklılarının zekasına saygı duyulan zamanların sonunda yapılmış bir oyun. o yüzden o yaşta çocukların oynayabileceğini sanmıyorum. sonic tarzı oyunlar olabilir. özellikle ps için yapılan platform oyunları.
0
uckac
(01.11.09)
Biraz eski ama Roller Coaster Tycoon şiddetle tavsiye ederim. Lunapark kurup işletme oyunu. Oyundaki görüntüler çok renkli ve karakterler çok sevimli. Benim bu yaşımda hala oynayasım gelir.
0
johan sebastian
(01.11.09)
benim 12 yaşında bir kuzenim var kendisi ve arkadaşları sims için deli oluyorlar. ayrıca harry potter oyunları da onlar için çok eğlenceli.
0
yellow brick road
(01.11.09)
(4)

floresan lamba ve pc ilişkisi

archvile
yakın zamanda anakart ve işlemcimi değiştirdim. o günden beri, evde ne zaman bir lamba açsam(floresan olanlarından, normal ampüllerde olmuyor), windowstan yeni aygıt algılandı veya çıkarıldı sesi geliyor. eğer floresan bir kaç defa "ping, ping" şeklinde yanıp sönerse, birkaç defa geliyor bu ses.daha
yakın zamanda anakart ve işlemcimi değiştirdim. o günden beri, evde ne zaman bir lamba açsam(floresan olanlarından, normal ampüllerde olmuyor), windowstan yeni aygıt algılandı veya çıkarıldı sesi geliyor. eğer floresan bir kaç defa "ping, ping" şeklinde yanıp sönerse, birkaç defa geliyor bu ses.

daha da kötüsü, eğer o sırada pc kapalı ise, kendi kendine açılıyor. ne yapsam acaba? =(
0
archvile
(29.10.09)
farklı bir açıdan olaya bak diye yazıyorum.

ben de 1-2 yıl evin sadece bir odasında kapanan bilgisayarımla uğraştım durdum, 10larca farklı suçlu buldum ama yaptığım tüm testlerde bir sonuç elde edemedim. Sonra bunun bir şekilde tv kumandasının üstündeki 1 tuştan olduğunu farkettim.
0
thefirstfbli
(29.10.09)
annaaaam cin girmiş cin.
bak şimdi kardeş: o işlemciyi sök, sonra anakartı sarımsakla kaynatılmış kedi bokuyla sil.
sonra işlemciyi de bir sokak köpeğinin (sokak köpeği olması önemli) idrarıyla yıka.
sonr 3 kere üfle 2 kere de nefes al arada.
şimdi takabilirsin işlemciyi.

çok ilginçmiş durum, kendimi tutamadım. çözersen haber et bize de...
0
correctme
(29.10.09)
lamba acip kapamak elektrikte dalgalanmalara neden oldugundan, belki takili olan hassas cihazlardan biri acilip kapaniyordur. bagli olan aygitlarin hepsi sokulup, pc tek basina calistirilarak bu test edilebilir.

bunun disinda belki araya bir ups konursa problem cozulebilir. denemesi size kalmis.
0
cench
(29.10.09)
Biyerlerde toprak ve nötr ters bağlanmış olabilir. Aygıt bulunması ise büyük ihitmalle usb ile ilgili bişeydir. Usb cihazlar aşırı yüklenmelerden etkilenip anakarta zarar vermesin diye kendi kendine kapanıp açılma gibi bir özelliği var. Aygıt seçeneklerini kurcalarsanız bu özelliği kapatabilirsiniz. Benim usb ses kartım evde çamaşır bulaşık makinesi falan çalıştırıldığında kendiliğinde devre dışı kalıyor mesela.
0
johan sebastian
(30.10.09)
(9)

2'li mp3 çalar

türk kelekom
neden 2 kişinin aynı anda dinleyebileceği bir mp3 çalar yok ? (yani 2 çıkış olacak , 2 kişi aynı anda dinleyebilecek)ya da var mı ?
neden 2 kişinin aynı anda dinleyebileceği bir mp3 çalar yok ? (yani 2 çıkış olacak , 2 kişi aynı anda dinleyebilecek)

ya da var mı ?
0
türk kelekom
(20.10.09)
kulaklık çıkışına çoklayıcı takabilirsiniz
0
passion rules the game
(20.10.09)
1.5 TL'dir tanesi. Elektrikçilerden temin edebilirsiniz.
0
m3mphis
(20.10.09)
var ki öle bişe.
0
point guard
(20.10.09)
@ m3mphis : elektrikçilerde bulabileceğimden emin misin ? :)

@ mvpatakan : örnek gösterebilir misin
0
🌸türk kelekom
(20.10.09)
Bende vardı eskiden öyle bişey. Philips ya da panasonicti tam hatırlamıyorum marka ya da modelini. Ama denildiği gibi elektronikçilerde çok rahat bulunan çoklayıcıları kullanabilirsiniz.
0
johan sebastian
(21.10.09)
kulaklık çoklayıcıyı bulmak çok kolay, adını da jack gibi bir şey olarak biliyordum. istanbul'da iseniz, yazıcıoğlunda ya da etrafında bulunması çok yüksek ihtimal.
0
zaferbey
(21.10.09)
Y-Cable
0
ucan sincap
(21.10.09)
Tek girişli mp3 çalarlar için 4lü kulaklıklar var Teknosada bulabilirsiniz
0
jacque
(21.10.09)
philips'in bir kulaklığından da aparat çıkıyor ikinciyi de takabilmek için. vatan'da var.
0
blackdog
(21.10.09)
(8)

zıplama kasını geliştirmek için ne yapmak gerekir?

dieselsingle2
çok soru soruyorum biliyorum ama kafama en çok bu takıldı. çok basit yöntemlerle zıplamak için kullandığımız kası nasıl geliştirebiliriz ? yani kışın çalışayım yazın smacı basayım diye düşünüyorum .şu ayak bileklerine bağlanan ağırlıklar vardı acep onlar işe yarar mı ?ah şu zenciler ; adamlar doğuşt
çok soru soruyorum biliyorum ama kafama en çok bu takıldı.
çok basit yöntemlerle zıplamak için kullandığımız kası nasıl geliştirebiliriz ?
yani kışın çalışayım yazın smacı basayım diye düşünüyorum .
şu ayak bileklerine bağlanan ağırlıklar vardı acep onlar işe yarar mı ?

ah şu zenciler ; adamlar doğuştan çift kaslı. yani bu zıplamaya yarayan kasları çift yamulmuyorsam.
0
dieselsingle2
(20.10.09)
olduğun yerde ayakta dururken topuklarını kaldırıp(ayak parmakları yerde olacak şekilde) 2 sn sonra indir. Bunu sabah,öğlen,akşam 100 defa yap bir ay sonra gel.
0
ocanal
(20.10.09)
bileklerine kum ağırlık bağlayıp olduğun yerde zıplayarak ve koşu yaparak çalışabilirsin.
0
stopnsilence
(20.10.09)
teşekkürler . bir ay sonra kıralım potaları
0
🌸dieselsingle2
(20.10.09)
1 zencileri öyle "ah şu zenciler" diye ilginç şekilde anma zaten iyice götü kalktı heriflerin sizin gibiler yüzünden, biraz olimpiyat tarihi falan oku sonra hangi kasları çiftmiş bunu bi de merak ettim cidden
2 çok basit yöntemlerden biri yukarıda söyledikleri şey ama sen ayağını yere koyma takoza falan koy yani yüksek bi yere koy topukların yere değmesin aşağıya indiğinde sonra parmak ucunda kalk in kalk in bunu en az 30 tekrarlık 2 set yap yap zamanla aynı hareketi omzuna ağırlık alarak yap şöyle bi 10-20 kilo al zamanla onu da arttır
3 her daim çömelme ve çömelip zıplama gibi egzersizler yap bunları zamanla ağırlıkla yap
4 bol bol zıpla
1 ay sonra da kırarsın bekle
zor o biraz
ayak bileğine torba bağlamak zor, tahriş eder bir, bunun önlemini almalısın sonra bu çalışma şeklinde zıplama anlamında boş yere mucizeler bekleme
0
Karluk
(20.10.09)
ilk cevap da güzel ama zıplama aslında neredeyse tüm vücutla oluyor. yağ oranını düşürmek ve iyi bir karın kası da faydalı olur.
0
kayip ruh
(20.10.09)
zıplama için gerekli olan en önemli yer karın kasıdır.
gerisinin pek bi etkisi yok. he bacak çalışırsan daha iyi zıplarsın tabii ama önce karın.
0
point guard
(20.10.09)
nevet hatta ntvde demin nba reklamına denk geldim bunlar maçları yayınlıcak ya, plakayı alıp sağa sola çevirme gibi boks antrenmanlarını bile yapıyorlar. yani herkeşler bilir ki sadece bi kasla olmaz, kaldı ki basketbolda diğer özellikler (koordinasyon vb.) daha önemli.
0
Karluk
(20.10.09)
6-7 sene önce bir basketball dergisinin yayınladığı nba yaz kampı zıplama programı var şu şekilde:

Sıçrama yeteneğini artırıcı Pist Programı (12-19 yaş)

1. Hafta
Hafif Tempo Koşu (2.400 m)
Çekme ve germe hareketleri (diz, bilek, bel, bacak, kol, omuz, baş)
Ters Mekik (2x8)+Düz Mekik (2x8)+2 dk dinlenme+şınav
İp Atlama (2x10)+2 dk dinlenme
Merdiven Çalışması, hafif tempo (2x100 basamak)
Kanguru Hareketi (2x8)+2 dk dinlenme
Sprint, 2x50 m
Çekme ve germe, Bitiriş

2. Hafta
Hafif Tempo Koşu (2.000 m)+400 m yürü
Çekme ve germe hareketleri (diz, bilek, bel, bacak, kol, omuz, baş)
Ters Mekik (2x10)+Düz Mekik (3x10)+2 dk dinlenme+şınav
İp Atlama (2x10)+2 dk dinlenme
Merdiven Çalışması, hafif tempo (2x150 basamak)
Kanguru Hareketi (3x10)+2 dk dinlenme
Sprint, 2x50 m
Çekme ve germe, Bitiriş

3. Hafta
Hafif Tempo Koşu (2.000 m)+400 m yürü
Çekme ve germe hareketleri (diz, bilek, bel, bacak, kol, omuz, baş)
Ters Mekik (2x15)+Düz Mekik (2x15)+2 dk dinlenme
İp Atlama (2x30)+2 dk dinlenme
Merdiven Çalışması, hafif tempo (2x160 basamak)
Kanguru Hareketi (3x15)+2 dk dinlenme
Sprint, 4x50 m
Çekme ve germe, Bitiriş

4. Hafta
Hafif Tempo Koşu (2.500 m)+400 m yürü
Çekme ve germe hareketleri (diz, bilek, bel, bacak, kol, omuz, baş)
Ters Mekik (2x20)+Düz Mekik (2x20)+2 dk dinlenme
İp Atlama (2x40)+2 dk dinlenme
Merdiven Çalışması, hafif tempo (2x160 basamak)
Kanguru Hareketi (3x15)+2 dk dinlenme
Sprint, 4x50 m
Çekme ve germe, Bitiriş

5. Hafta
Hafif Tempo Koşu (2.500 m)+400 m yürü
Çekme ve germe hareketleri (diz, bilek, bel, bacak, kol, omuz, baş)
Ters Mekik (3x20)+Düz Mekik (3x20)+2 dk dinlenme
İp Atlama (2x50)+2 dk dinlenme
Merdiven Çalışması, hafif tempo (3x150 basamak)
Plyometric (Derinlik Çalışması)(1x10)+2 dk dinlenme
Kanguru Hareketi (3x15)+2 dk dinlenme
Sprint, 6x50 m
Çekme ve germe, Bitiriş

6. Hafta
Hafif Tempo Koşu (2.500 m)+400 m yürü
Çekme ve germe hareketleri (diz, bilek, bel, bacak, kol, omuz, baş)
Ters Mekik (3x20)+Düz Mekik (3x20)+2 dk dinlenme
İp Atlama (2x60)+2 dk dinlenme
Merdiven Çalışması, hafif tempo (3x150 basamak)
Plyometric (Derinlik Çalışması)(1x10)+2 dk dinlenme
Kanguru Hareketi (3x20)+2 dk dinlenme
Sprint, 4x75 m
Çekme ve germe, Bitiriş

7. Hafta
Hafif Tempo Koşu (2.500 m)+400 m yürü
Çekme ve germe hareketleri (diz, bilek, bel, bacak, kol, omuz, baş)
Ters Mekik (4x20)+Düz Mekik (4x20)+2 dk dinlenme
İp Atlama (3x30)+2 dk dinlenme
Merdiven Çalışması, hafif tempo (3x150 basamak)
Plyometric (Derinlik Çalışması)(1x15)+2 dk dinlenme
Kanguru Hareketi (3x20)+2 dk dinlenme
Sprint, 4x75 m
Çekme ve germe, Bitiriş

8. Hafta
Hafif Tempo Koşu (3.000 m)+400 m yürü
Çekme ve germe hareketleri (diz, bilek, bel, bacak, kol, omuz, baş)
Ters Mekik (4x20)+Düz Mekik (4x20)+2 dk dinlenme
İp Atlama (3x40)+2 dk dinlenme
Merdiven Çalışması, hafif tempo (3x200 basamak)
Plyometric (Derinlik Çalışması)(1x15)+2 dk dinlenme
Kanguru Hareketi (3x20)+2 dk dinlenme
Sprint, 5x75 m
Çekme ve germe, Bitiriş

9. Hafta
Hafif Tempo Koşu (3.000 m)+400 m yürü
Çekme ve germe hareketleri (diz, bilek, bel, bacak, kol, omuz, baş)
Ters Mekik (5x20)+Düz Mekik (5x20)+2 dk dinlenme
İp Atlama (3x50)+2 dk dinlenme
Merdiven Çalışması, hafif tempo (3x200 basamak)
Plyometric (Derinlik Çalışması)(2x10)+2 dk dinlenme
Kanguru Hareketi (3x20)+2 dk dinlenme
Sprint, 5x75 m
Çekme ve germe, Bitiriş

10. Hafta
Hafif Tempo Koşu (3.500 m)+400 m yürü
Çekme ve germe hareketleri (diz, bilek, bel, bacak, kol, omuz, baş)
Ters Mekik (3x30)+Düz Mekik (3x30)+2 dk dinlenme
İp Atlama (3x60)+2 dk dinlenme
Merdiven Çalışması, hafif tempo (3x200 basamak)
Plyometric (Derinlik Çalışması)(2x10)+2 dk dinlenme
Kanguru Hareketi (2x30)+2 dk dinlenme
Sprint, 6x75 m
Çekme ve germe, Bitiriş

11. Hafta
Hafif Tempo Koşu (3.000 m)+400 m yürü
Çekme ve germe hareketleri (diz, bilek, bel, bacak, kol, omuz, baş)
Ters Mekik (3x30)+Düz Mekik (3x30)+2 dk dinlenme
İp Atlama (4x30)+2 dk dinlenme
Merdiven Çalışması, hafif tempo (3x200 basamak)
Plyometric (Derinlik Çalışması)(2x15)+2 dk dinlenme
Kanguru Hareketi (2x30)+2 dk dinlenme
Sprint, 6x75 m
Çekme ve germe, Bitiriş

12. Hafta
Hafif Tempo Koşu (3.000 m)+400 m yürü
Çekme ve germe hareketleri (diz, bilek, bel, bacak, kol, omuz, baş)
Ters Mekik (3x30)+Düz Mekik (3x30)+2 dk dinlenme
İp Atlama (4x40)+2 dk dinlenme
Merdiven Çalışması, hafif tempo (3x200 basamak)
Plyometric (Derinlik Çalışması)(2x15)+2 dk dinlenme
Kanguru Hareketi (3x30)+2 dk dinlenme
Sprint, 8x50 m
Çekme ve germe, Bitiriş

13. Hafta
Hafif Tempo Koşu (3.000 m)+400 m yürü
Çekme ve germe hareketleri (diz, bilek, bel, bacak, kol, omuz, baş)
Ters Mekik (3x30)+Düz Mekik (3x30)+2 dk dinlenme
İp Atlama (4x50)+2 dk dinlenme
Merdiven Çalışması, hafif tempo (3x200 basamak)
Plyometric (Derinlik Çalışması)(3x15)+2 dk dinlenme
Kanguru Hareketi (3x30)+2 dk dinlenme
Sprint, 8x50 m
Çekme ve germe, Bitiriş

14. Hafta
Hafif Tempo Koşu (3.000 m)+400 m yürü
Çekme ve germe hareketleri (diz, bilek, bel, bacak, kol, omuz, baş)
Ters Mekik (3x30)+Düz Mekik (3x30)+2 dk dinlenme
İp Atlama (4x60)+2 dk dinlenme
Merdiven Çalışması, hafif tempo (3x200 basamak)
Plyometric (Derinlik Çalışması)(3x15)+2 dk dinlenme
Kanguru Hareketi (3x30)+2 dk dinlenme
Sprint, 8x50 m
Çekme ve germe, Bitiriş

Sonradan yazılan; Not:
Bunları Biliniyodur ama ben yine de yazayım

Merdiven Çalışması:Apartman dışında (şikayet gelmemesi için) bulabilidiğiniz sayıdaki eşit yükseklerdeki merdiven basamakları teker teker ve hızlı hızlı çıkılır. NBA'de özellikle çaylak oyuncular tüm yaz kamplarında merdiven hareketini yapmaktadırlar.

Kanguru Hareketi:(1. şekil) Önce çömelin ve maksimum gücünüz ile çömelik halde yukarı sıçrayın. (parabolik şekilde mesafe kaydedin) Yere konarken çömelik pozisyonda yere konun, hiç beklemeden hareketi yapacağınız sayı kadar tekrarlayın. (2.şekil) Sıçramayı yukarı doğru değil, yere paralel çömelik vaziyette yapın. Dikkat edilirse parabolik bir hareket söz konusu değil, hareket sürekli çömelik vaziyette yapılır.

Plyometrics Yöntemi:75 cm-1 m yükseltideki bir yere atlayıp yere değer değmez en yüksek noktaya sıçramaya çalışmak. (Derinlik -Depth Jump- çalışması



Kolay gelsin
0
johan sebastian
(20.10.09)
(5)

mal mal yatan hayvan

yasakani
hani köpekler mal mal yatıyor ya bazen, sağa sola bile bakmadan yatıyorlar; ama gözleri açık. işte o sırada ne düşünüyor bu hayvan? düşünüyor mu? nedir yani o anlardaki olay? sadece köpekler değil tabi.ön-teşekkürler...edit: link vermek yerine basit, fikir verici cevaplar verirseniz sevinirim.
hani köpekler mal mal yatıyor ya bazen, sağa sola bile bakmadan yatıyorlar; ama gözleri açık. işte o sırada ne düşünüyor bu hayvan? düşünüyor mu? nedir yani o anlardaki olay? sadece köpekler değil tabi.

ön-teşekkürler...


edit: link vermek yerine basit, fikir verici cevaplar verirseniz sevinirim.
0
yasakani
(18.10.09)
köpeğin ne düşündüğünü bilemiyorum ancak sizin bunu düşünmenize bir anlam veremedim doğrusu..
0
kucuk kaya baligi
(18.10.09)
yanlış mı okuyorum, yanlış mı anlıyorum diye yüz kere okudum cevapları, anlayamadım.

cevap veren arkadaşlar. niye bu soruya tepki verdiniz? "kediler niye kuyrukları havada gezer, niye gurr gurr ses çıkarır, niye ön patilerinin birini indirip birini kaldırır" gibi bir hayvanın anlam verilemeyen hareketini sormak niye size bu kadar acaip geldi? yok kendisine sorsaymışız. dilinden anlıyorsanız bir zahmet siz sorun da bize de tercüme edersiniz. yok böyle bir şeyi düşünmesine anlam verememiş. ben de sizin niye bu soruyu bu kadar saçma bulduğunuza anlam veremedim. soruda görmediğim bir saçmalık, bir ibnelik mi var diye ellibin kere okudum, anlamadım. anlamadığım bir şey varsa açıklarsanız sevinirim. saçma olan nedir ki dalga geçiyorsunuz?
0
kibritsuyu
(18.10.09)
Öncelikle kibritsuyu adlı arkadaşımıza katılıyorum.

Şahsen, köpeğin o anda bizim gibi bir şeylere kafa yorarak yattığını düşünmüyorum. Çünkü hayvan o anda sadece kendini dinlendirmeye çalıştığından, dışarıya böyle bir görüntü yansıtıyor olabilir
0
july14
(18.10.09)
Lisede biyoloji hocamın söylediği birşeyi sanırım bununla ilişkilendirebiliriz. söylediğine göre; tüm hayvanların gözü dalarmış, yani bizde de oluyor ya bazen gözümüz bir noktaya dalar, o anda çok net bişey düşünmeyiz düşündüğümüzde hemen gözleri tekrar kıpırdatmaya başlarız. Yani bu bir nevi bir algıyı dinlendirme durumuymuş. Sıcakkanlı hayvanlarda (köpek, kedi ve insanı da içine katabiliriz) gözler uzaklara bakarak dalar, soğukkanlı hayvanlarda ise (yılan, timsah, kertenkele...) gözler yakın bakarak dalarmış.

Yani anlayacağınız, birşey düşünmekten ziyade zihni dinlendirmek için yapılan bir hareket.
0
johan sebastian
(18.10.09)
bazen dinliyorlar, bazen kokluyorlar. benimki öyle yattığında hop diye fırlayıverebiliyor mesela.
0
kediebesi
(18.10.09)
(2)

müzikle şarkı söylemek istiyorum

Carlito Brigante
türkçe parçaların sadece müziğini nasıl bulurum..mesela popüler bi parçanın sadece müziği olsun ki o şarkıyı o müzikle söyleyeyim..ses-müzik ayıran programda olur aslında..ama karışık olmasa iyi olur..sadece şunu kapatacaksın şunu açacaksın ve hoop al sana müzik diyeceğiniz program varsa paylaşın be
türkçe parçaların sadece müziğini nasıl bulurum..mesela popüler bi parçanın sadece müziği olsun ki o şarkıyı o müzikle söyleyeyim..ses-müzik ayıran programda olur aslında..ama karışık olmasa iyi olur..sadece şunu kapatacaksın şunu açacaksın ve hoop al sana müzik diyeceğiniz program varsa paylaşın benimle...
0
Carlito Brigante
(12.10.09)
google'a karaoke diye aratın.

öbür türlü program henüz icat edilmedi.
0
ataturkiye
(12.10.09)
vokal ve müziği ayıran pluginler var ama hem kullanımı karmaşık hem de güzel sonuç alma ihtimaliniz çok düşük.

İnternette istediğiniz parçaların "karaoke"sini onu bulamazsanız "midi"sini aratırsanız üzerine söyleyecek bişeyler bulabilirsiniz.
0
johan sebastian
(12.10.09)
(6)

Şöyle bir adam arıyorum: oralardasın biliyorum!

ya ben lan neyse
tabi kız değilim adam olması da şart değil aslında. araığım adam öyle bir adam olsun ki eğitim hayatı boyunca matematik konusunda hep dertli olsun. ben bu işi yapamıyorum desin. diğer dersleri iyi olsun ama matematiği hep kötü olmuş olsun. sonra bu adam liseyi bitirince desin ki ulan ben ne yapıyoru
tabi kız değilim adam olması da şart değil aslında. araığım adam öyle bir adam olsun ki eğitim hayatı boyunca matematik konusunda hep dertli olsun. ben bu işi yapamıyorum desin. diğer dersleri iyi olsun ama matematiği hep kötü olmuş olsun. sonra bu adam liseyi bitirince desin ki ulan ben ne yapıyorum. hayatın ta kendisi olan matematiği nasıl beceremem. çok büyük eksiklik desin. sonra otursun matematik öğrensin. çalışsın çabalasın. matematiği kötü olan yıllarının acısını çıkarırcasına çalışsın. sonra bir baksın ki matematikte bir çok matematik ineği öğrenciyi sollayabilecek seviyeye gelmiş. ama bunları aklı sonradan başına geldiğinde mesela üniversitede matematikle alakasız bir bölüm okuduğunda, pişman olduğunda, kendini eksik hissettiğinde yapmış olsun.

buna yakın hikayesi olan. çok sonraları matematiğin üstesinden gelebilen adamlar da olur.

ben o adamın anlından öperim. kendisini sömürmek, bu işi nasıl başardığını öğrenmek istiyorum.

kendimden de bahsedeyim.

1919 senesinde topraklarında doğmuşum
anamdan emdiğim süt çeşmenden tarlandan gelmiş


6. sınıfa kadar gayet tembel bir öğrenciydim. daha sonraları nasıl olduysa açıldım, matematik hariç diğer derslerim çok iyi oldu falan.

liseye geçtiğimde matematiğim hala çok kötüydü. ama çok gariptir. fizik ve kimya da (lise 1 den bahsediyorum) 1. sınıf bir öğrenciydim. aslında tam fen alanına gidebilecek bir öğrenciyken. sırf matematiğim kötü diye sosyal bilimler alanına müdür yardımcımın insanüstü çabaları ve ısrarları sonucu gittim.

benim okuduğum lise türkiye nin öğrenci başarısı açısından ekser seneler ilk 10 a giren düz liselerinden biri. bu şüphesiz. sosyal bilimler alanında 200 öğrenci vardı ve şüphesiz bunların içinde en iyisi bendim. (bunun belli kriterleri var o çok uzun hikaye. ama tastik bana ait değil okul yönetimi ve hocalarıma, belli başarı kriterlerine, sınavlara falan...)

yani sırf matematik yapamadım diye bugün bir doktor veya mühendis değilim. türkçe öğretmeniyim. dediğim gibi fen bilimlerinde gayet başarılıyken nasılsa matematikte hep başarısız oldum. hep başaramayacağıma inandım, önyargılı yaklaştım belki de vesair.

demek istediğim yukarıda belirttiğim adamların tavsiyelerine ihtiyacım var. 22 yaşındayım. ben bu işi yapaım hevesi geldi birden bire. açtım baktım 6. sınıf kitaplarına "aa oluyormuş lan çalışınca" dedim ne kadar geç kalmış olsam da.

ne yapayım da matematikte lisede fen mezunu olmuş bir öğrenciin seviyesine geleyim? (6. sınıf kitaplarından başlayabilirim sorun değil.)

şimdi yazıyı okuyunca bazı kısımlarında kendimi övdüğüm anlaşılmasın. bunları zekası yetersiz bir öğrenci olmadığımı kanıtlamak istercesine yazıverdim. matematik konusunda "istese yaoar ama çalışmıyor" denilen öğrencinin ben olduğunu farkettim yıllar sonra. çünkü o zamanlar matematik sınavlarına girerken dahi çalışmazdım matematiğe.

bu konu benim için çok çok önemli. matematik hayatın ta kendisi ve olmaması büyük bir eksiklik.

aradığım adamlar! ne dersiniz şu bende ye?
0
ya ben lan neyse
(09.10.09)
oyle bi adam bunun tamamını okumaz :/
0
bryan fury
(09.10.09)
Bir sayısal öğrencisi olarak yazıyorum Bilirmisin bende fizikten pek çakmam o şekiller sürekli farklı şeyleri hatırlatır bana,
Cevabıma gelirsek Mesela bize lise1 de üslü sayılar,köklü sayılar filan göstermişlerdi o zamanlar galiba beynimiz gelişkin olmadığından zor soruları çözemezdik,Ama 3 sene sonra Şu anda lise son sınıfttayım ve o arada üslü sayılar,köklü sayılar filan hiç çalışma durumu yok ve elime soru bankasını almadan önce 10 dakikalık bir konu tekrarı yaptım mesela üslü sayıları tüm sorularını da takır takır çözdüm.Evet hepsini hiç yanlışsız.
Demem o ki beyin zaman ilerledikçe gelişiyor.Şu anda veya geçmişte gözümüze çok zor gelen şeyler bir süre sonra beynimizin sınırlarının altında oluyor ve onları kolaylıkla halledebiliyoruz.Yetenek işi hikaye değil var ama o matematik yeteneksiz yapılamaz diye birşey de yok,Beyni konuya alıştırmak onunla haşır neşir olmak önemli nokta,tabi yetenekli adam 20 saniyede çözer soruyu veya çözülemeyen soruları çözer,sen ise 50 saniyede çözersin çözülemeyen sorularıda bir bilene sorarsın,
Öyle türev,integral zorluğunda matematik de gerekmiyor sana sanırsam,
Gerisi de yani bizim lise1 diye adlandırdığımız bölüm, az çalışsan az elini hızlandırsan(işlem hıız toplama çıkarma filan) yaparsın hem senin beyin gelişmiştir.
Çok az konu tekrarı ile bu iş yapılır soru tipleri benzer birbirine
Saygılar öğretmenim...
0
slymene
(09.10.09)
o aradığın adam ben değilim. vurgulamak isterim.

"yani sırf matematik yapamadım diye bugün bir doktor veya mühendis değilim. türkçe öğretmeniyim" kestim yapıştırdım bu cümlenizi. şimdi iki seçenek var önümüzde.

1- doktor ya da mühendis bir türkçe öğretmeninden daha zeki, başarılı ve üst konumdadır.
2- ben doktorluk ve mühendisliği türkçe öğretmenliğinden daha iyi ve severek yapabilirim.

ilk seçeneğin saçma bir düşünce olduğu anlaşılmaktadır.
umarım ikinci seçeneği anlatmak istemişsinizdir. bu kabul ile size düşüncelerimi anlatmak isterim.

sanırım karar verme aşamasındasınız. bu dönemi atlattıktan sonra matematik dalında ilerleyebilirsiniz veya tüm enerjinizle türkçe öğretmenliğine devam edebilirsiniz. matematikte kendinizi geliştirmek için zaman problemi yok gibi daha 22 yaşındasınız. ben şuan 25 yaşındayım ve mühendislik bölümü son sınıf öğrencisiyim. ben herzaman sevdim matematiği ama çalışkan biri değildim. zaman ayırmadım hiç matematiğe. ortaokulda vasat bir öğrenciydim. sonra lise zamanı geldi. babam karşısına aldı "oğlum tamam mı devam mı?" diye sordu. daha dün gibi aklımda. baba liseyi de okuyum bari dedim. maddi durumumuz da pek iç açıcı değildi. o zaman meslek lisesine yazdıralım, bitirdiğinde en azından bir mesleğin olur dedi. zaten üniversite okutacak gücümüz yok dedi. haklıydı babam. bende ses etmedim. diyeceğim birşeyde yoktu. zaten başarısız sayılabilecek bir öğrenciydim. elimden tuttu (cidden tuttu) götürdü meslek lisesine makine bölümüne kayıt ettirdi. ordan, aynı okulun teknik lisesine girebilme başarısını gösterdim. 4 yıl olan bu lise programından 5/2.99 ortalama ile mezun oldum. yine matematiğim iyi değildi. anlardım anlamasına ama dediğim gibi zaman ayırmazdım. problem çözümlerinde az buçuk bişeyler bilsem bu bana yeter dedim. hiç bir matematik problemini öyle tam anlamıyla hakkını vererek çözdüğümü hatırlamıyorum. neyse lise bitti. yine karar zamanı. maddi anlamda biraz da olsa düzelme var. baba dershaneye gitmek istiyorum dedim. tamam oğlum dedi. yazıldım ucuzundan önemsiz bir dershaneye orda benim matematik şaha kalktı. sınıfta hoca bana sen sus diyordu. devamlı içimde matematik sevdası. soru örneklerinde hocalarla nasıl farklı sorular sorabiliriz diye tartışıyordum o derece. sonra sınav zamanı geldi. fizikte de başarılı sayılırım. ama kimya, biyoloji ve sözelim sıfır denecek kadar az. öss de matematiğim fulle yakın, diğerleri iç karartıcı. puan da düşük gibi. aynı şehirde kalmak istedim. sonra iki yıllık bir makine taknikerliği bölümüne girdim. orayıda bitirdim. bende ki matematik yeteneği daha da gelişti. ben de düşündüm, mühendislik yapabilirim dedim. dikey gecis sınavı denen sınava girdim. çok rahat bir şekilde zorlanmadan orta halli bir üniversitenin makine mühendisliği bölümünü kazanıp yerleştim. sonra yüksek matematik ve diferansiyel denklemlerle tanıştım. işte orda biraz zorlandım. onu da anladım gerçi çalıştım bu sefer zaman ayırdım. başardım. geometriye hiç değiniyorum bile. başarılı olmak zorundaydım. şimdi bu yıl okul bitecek. düşünüyorum eğitim hayatımı hiçte kendimle gurur duymuyorum. dişe dokunur başkalarının anlayacağı taktir edeceği birşey yapmadım. ilerde ne olacam kaygısıyla kendimi birazda olsa belli bir düzeye getirdiğime inanıyorum. belki başka bir iş yapacam ama bu serüven hep aklımda olacak çektiğim sıkıntılar aklımda olacak. şu anki aklım olsa felsefe okurdum. inanın bana matematik öyle hayatın anlamı değildir. burdan iddaa ediyorum fizik matematikten daha önemlidir. somut kavramlarla iş yapıyorsundur fizikte. matematik külliyen soyuttur. tamam olmazsa olmazdır ama fizikte öyledir. buraya kadar okuduysan sana tavsiye edebileceğim kendini edebiyat anlamında geliştir. herşeye statü gözüyle bakma. inanın matematik içine girince, anlayınca tüm çekiciliğini ulaşılmazlığını gizemini yitirir. anladıkca değersizleşir. tıpkı bir kız gibidir. basitleştikce iğrenirsin. bıkarsın artık.
yazı uzun ve sıkıcı oldu sanırım. bu soru ile bana eğitim geçmişimi anımsattın tekrar. düşündüm, düşünürkende yazmak istedim.

gel sende bana arkadaş ol. felsefe denen sonsuz boşluğa atalım kendimizi. ölümsüzlüğü hissedelim tüm hücrelerimizde. kavramlarla dans edip anlamsızlıklarla boğuşalım. sonra belirsizliğe uçalım.
:) şaka şaka.
dostum diyeceklerim bu kadar son söz olarak matematik öyle hayati önem arzederken hayatımızda diğer dallara da haksızlık edip göz ardı etmemek gerekir. şimdi var düşün ben ne yapmak istiyorum diye. ben düşünmedim sen düşün...
0
guess
(09.10.09)
tam aynısı olmasa da benzer bi adam biliyorum.
babam.

eq'su inanılmaz düşük ama dehşetli bir iq'ya sahiptir. ilkokula dört yaşında başlamış vs. üniversiteye kadar zehir gibi gelmiş. ama üniversitede (önce odtü sonra itü) calculus derslerini bir türlü verememiş. geçemiyormuş ne yaparsa yapsın. neredeyse okuldan atılacak. bir gün ingilizce bir kitap bulmuş. ilk sayfadan itibaren çalışmaya başlamış. çalıştıkça daha da zevk almış ve -yanılmıyorsam- dört tane matematik dersini birden tek dönemde vermiş. ha bi de kendisi makine mühendisidir. zaten mezun olduktan sonra da akademik kariyere başlamış. yüksek lisansı da tez dahil 3 dönemde bitirmiş.

yani sonradan da oluyor.

bir de bambaşka bir şey vardı burada uzun uzun yazmaktan imtina edeceğim ama hint filozofları insan hayatını yedi'li yaşlara bölüyorlar ve matematik çalışmak için en iyi dönemin 21-28 yaş arası olduğunu söylüyorlardı yanlış hatırlamıyorsam.
0
kahvegibi
(09.10.09)
Annem 40 yaşını geçtikten sonra açık öğretim programına yazıldı. Tüm dersleri verdi ama matematikte üstüste birkaç sınavda da kaldı, hem de 3, 5 gibi puanlarla. E tabi liseyi bitireli 20 yılı geçmiş.

Sonra bi baktım gitmiş kaynak kitaplar cdler falan bulmuş, çalışıyor. Arada sırada gelip bana sorular soruyordu. Ben de o sene lise 2 deydim. İlk başta tamamen umutsuz bi vakaydı, 4 işlemde dahi yanlışları çıkıyordu. ama inanılmaz çalıştı. geceleri biryerlerden bulduğu bir matematik cd setinden çalışıp kendince karalama notlar alıyordu. Yalnız notları resmen müsvette gibi karmaşık olsa da bana getirip bir soru sorduğunda kesinlikle kendi notlarının üstünden anlatmama izin vermiyordu. yani notlarına kesinlikle kimseyi dokundurtmuyordu.

O sene ben ilk matematik yazılısından 38 aldım o da aynı dönem ilk sınavdan 38 aldı :D. Yani nerdeyse benim seviyeme gelmişti :D:D. neyse sonraki sınavlarda da yine buna benzer notlar aldı, tabi ki dersi vermedi.

Ertesi sene aynı tempoyla devam etti, ben lise sondaydım bana integral ve matrisi annem öğretti. Çok ince akıl yürütecek sorularda epey bi tıkanıyodu ama yine de ben bunu sonra çözüp getireyim diyip ertesi gün çözmüş olarak geliyordu.

Artık resmen matematik diye bir hobisi olmuştu. Öyle ki akşam yemekten sonra yatana kadar çalışıyor sonra sabah erkenden kalkıp akşam yapamadığı sorulara tekrar bakıyordu hatta bazen geceleri uyanıp bişeyler karalıyordu. o sene annem matematiği (tam hatırlamıyorum) 96 ya da 98 gibi bir ortalamayla geçti. Aradan birkaç sene geçmesine rağmen annem hala arada bir kitapları açıp kurcalar, arada bir össye girmekten falan bahsediyor ama sonradan vazgeçip sınavdan sonraki gün çıkan soruları çözüyor.

Yazdıklarınızı tam olarak sabredip okuyamadım ama sanırım işe yarar bir örnek.
0
johan sebastian
(09.10.09)
ilkokul 5. sınıfta bölmede zorlanırdım.
ortaokulda matematikle alakam yoktu 2-3 alırdım hep.
lisede öğrendim matematiği, 5'e çektim notumu.
üniversitede diferansiyel denklemler denen illet ders dışında matematik derslerinde hiç takılmadım.

şunu öğrendim, her şey temel eksikliğinden kaynaklanıyormuş. Benim önerim Üniversite hazırlık kitaplarından konu anlatımı olanları seçin. ilk önce temelinizi atın. Üslü sayılar, köklü sayılar, taban aritmetiği. Yani problemleri çözmeniz için gerekli olan alt yapıyı edinin.

ondan sonrası çorap söküğü gibi gelir zaten.
0
kimlanbu
(09.10.09)
(12)

kayıp kimlik

blackidom
T.C. kimliğini kaybeden birisi gazeteye ilan vermeden yeni kimlik çıkartamıyor diye bir kural var mı? çıkarma süresi kaç gün ayrıca? teşekkürler....
T.C. kimliğini kaybeden birisi gazeteye ilan vermeden yeni kimlik çıkartamıyor diye bir kural var mı? çıkarma süresi kaç gün ayrıca?
teşekkürler....
0
blackidom
(03.10.09)
yok öyle bir kural. istediğin an gidip yeni kimlik çıkartabiliyorsun diye biliyorum ben. ama şöyle bir durum var. kimliğini bulan birisi fotografı değiştirip o kimlikle şirket filan kurabilir. o sırada yaptığı tüm yasadışı işler de kimlik sahibine yüklenir. kaybedildikten 2-3 gün sonra polise gidip kimliğin kaybedildiğine ilişkin tutanak tutup gazeteye hükümsüzdür ilanı vermek bu gibi dertlerden kurtarıyor.
yoksa kimlik çıkartmak için nüfus müdürlüğüne başvurmak yeterli.
0
felagund
(03.10.09)
ard arda belirli bi arada kaybederseniz vermeniz gerekiyor. mesela 3 ay içinde falan
0
dieselsingle2
(03.10.09)
Yerel gazetenin birine ilanı veriyorsun. Nüfus müdürlüğüne 55 TL'yide bayılıyorsun, hemen çıkartıyorlar :) 1 hafta önce çıkardım.
0
ne bakiyon kardesimm
(03.10.09)
kafam karıştı şimdi. ilan vermemiz şart mı bu durumda?
0
🌸blackidom
(03.10.09)
ilan ya da karakol tutanağı gerekiyor. bir de kaybettiğiniz için ufak bir ceza ödüyorsunuz. karakoldan tutanak tutturmak daha avantajlı gazateye para vermemiş oluyorsunuz hem de belki ilerde işe yarar.

ben geçen ay karakol tutanağı ile yenisini çıkarttım. 2 fotoğraf, nüfus cüzdanı talep belgesi, 50 lira civarında bir para ve ilan/tutanakla 1 dakkaya yenisini çıkarıyorlar.
0
johan sebastian
(03.10.09)
kimliğimi bulan istediğini yapabilir dersen ilan vermesen-tutanak tutturmasan da olur tabi. ama kimilğim bulanın işine yaramasın dersen ilan ve tutanak şart.
0
felagund
(03.10.09)
@hoochie woman dene istersen! ya da yol üstü nüfus müdürlüğüne sor :s

www.medya73.com
0
ne bakiyon kardesimm
(03.10.09)
Bildiğim kadarıyla 55 değil 69 lira. Devlet haraç kesiyor anlayacağın...
0
Kafkaslı
(03.10.09)
Öğrenciyim ayağına yattım ama yok. 55 lira :s Değişiyordur her yerde :)
0
ne bakiyon kardesimm
(03.10.09)
evet 2 sene önce 3 liraydı ama sonradan değişti galiba, hatta ilk 15 gün içinde ödeyince ücret düşüyor biraz:)
0
baldur2
(04.10.09)
ben de 3 tl ye çıkarttırmıştım. ceza fln ödememiştim, isteyen yoktu:) benim gibi evde bi yerde kaybettiğini düşünüyorsan ve acil gerekliyse sınav için fln mesela(ki ben o yüzden eskisini bulamamış, yenisini çıkarttırmak zorunda kalmıştım) ilanla fln uğraşma derim. bnm eski kimlik 1 ay sonra evde bi yerde çıkmıştı ortaya:)
0
nihannihannihan
(04.10.09)
yeni bir uygulamayla 60 tl civarı bir ücret ödendiğini duydum ben de. Eskiden gazeteye ilan vermek gerekiyordu ben kaybettiğimde öyle yapmıştım. şimdi bir değişiklik var mı bilmiyorum. çıkarttırmaya gidecekseniz tedarikli gidin derim :)
0
papalina
(04.10.09)
(3)

saç uzatmak, kırıkları aldırmak falan filan

baldur2
arkadaşlar kıvırcık saçlara sahip olan biri olarak tam 1 yıldır saçlarımı uzatıyorum, ama sanki şu son 2-3 ayda hiç ya da farkedilecek kadar uzamıyor gibi saçlarım.sorularım şunlar1-) şimdi daha hızlı uzaması için kırıkları aldırmam mı gerek yoksa böyle bir şeye gerek yok mu? eğer gerek varsa kaç ay
arkadaşlar kıvırcık saçlara sahip olan biri olarak tam 1 yıldır saçlarımı uzatıyorum, ama sanki şu son 2-3 ayda hiç ya da farkedilecek kadar uzamıyor gibi saçlarım.sorularım şunlar
1-) şimdi daha hızlı uzaması için kırıkları aldırmam mı gerek yoksa böyle bir şeye gerek yok mu? eğer gerek varsa kaç ayda bir kırıkları aldırmalıyım?
2-) kırıkları aldırayım derken 6 ay öncesine dönmem herhalde değil mi? berberlere güven olmaz sizin de bildiğiniz gibi:)
0
baldur2
(02.10.09)
1- kestirmek saçın uzamasını hızlandırır. daha sağlıklı uzar. çok kırık gözüküyorsa gerekli. ama kırılması kişiye göre değişir. herkesin saçının cinsi farklı. belli bir aya göre değilse sanki saçın görüntüsüne göre karar vermek lazım.
2- genelde kuaförler 'kırıklarımı al' dediğinde kafadan 6-7 cm kısaltırlar. 10 kere tekrarlarsan örn; '1 cm'den fazla olursa yıkarım ulen burayı diye.' kesin olmamakla birlikte saçını normal boyutta kesebilme ihtimalleri mevcut. güvenilir bir yer bulup (ki bu çok zor) ve sürekli aynı adama kestirseniz sorun çözülebilir.
0
uche
(02.10.09)
saç ucundan beslendiği için kırıkları aldırmanın hızlandırıcı etkisi olduğu doğru. bir de 10-12 cm'den sonra saçın uzama hızında düşüş oluyormuş. uzamıyormuş gibi gelmesi ondan olabilir.
0
jc denton
(02.10.09)
5-6 ayda bir varsa kırıkları aldırmakta fayda var. Çünkü süre uzadıkça saç adaha fazla kırılıyor ve bu sefer kırıkları aldırdığınızda bi sene geriye dönüyosunuz. ben iki sene hiç berbere gitmeden uzattım. oldukça kırılmıştı uçları nasıl söylesem bi tel 40 antimken yanındaki 25 santim falandı. baya bi korktum çok fazla kısalır diye o nedenle iyi bi berber bulup gittim. sonuçta saçım öncesine göre oldukça kısaldı hatta biraz katlı bi modeli oldu ama çok rahatladım. kırıklar gidince artık şampuan reklamlarındaki gibi elimi saçlarımın arasında gezdirebiliyorum. işin özeti kısalıcak diye çok kafa yorup da kırıkları aldırmaktan çekinmeyin sonrası çok daha kötü oluyor.

ayrıca saç bi süre uzadıktan sonra uzaması yavaşlıyor. ki bu yaklaşık olarak saçın omuzlara yaklaştıktan sonraki evresine denk geliyor. bu aralar hem şekil vermek zor oluyor hem de öyle kalacakmış gibi geliyor insana. eğer toplanabiliyorsa tokayla taplayın. uzaması hızlanacaktır. ayrıca banyo da ve çıktıktan sonra tarayın. biraz daha düz olur. bi de yukarıda deiğim gibi çok kırık varsa muhakkak aldırın.
0
johan sebastian
(03.10.09)
(1)

das klavier spielen

asutan
klavye çalmayı öğrenmek istiyorum- ben şurada öğrendim şöyle kolaydır boşver onun yerine şunu öğren gibi önerilere ihtiyacım var. klavyemi hazırladım bekliyorum.
klavye çalmayı öğrenmek istiyorum- ben şurada öğrendim şöyle kolaydır boşver onun yerine şunu öğren gibi önerilere ihtiyacım var. klavyemi hazırladım bekliyorum.
0
asutan
(20.09.09)
İlk yapmanız gereken doğru parmak, el ve bilek pozisyonlarını kavramanız bunun için internette yeterli kaynak bulursunuz. Başka enstruman çalıyor musunuz ya da nota okuyabiliyor musunuz belirtmemişsiniz. Ufak tefek sağ el teknikleri için Besim Akkuş'un elektronik org metodu ve Muammer Sun'un adını hatırlayamadığım bir kitabını öneririm. Tabi bunlar başlangıç seviyesinde nota okuma, sağ el tekniği ve sol el akor yapılarını öğrenmenize yardımcı olur. Şu an aklıma gelen klavye metodu yok, eğitim dvd si olarak da Jordan Rudess'ın Total keyboard madness ve keyboard wizardry dvdleri var. bunlara bakmanızı dahi tavsiye etmem çünkü çooook uç şeyler. fakat total keyboard madness ta bikaç tuşe tekniği ve parmak egzersizleri gösteriyo onlara bakabilirsiniz.
Bunun dışında ne tarz bi klavye aldınız ve ne tarz çalmak istiyorsunuz bilmiyorum ama hiç öyle ritmbox ya da md olayına girmeyin. nota okumayı biraz öğrendikten sonra klavsen
için yazılmış ufak tefek şeyleri çalmaya çalışın.
0
johan sebastian
(21.09.09)
(4)

Muayenesi verilmeyen arabayı elden çıkartmak?

toshiro
selam ahali,elimizde 75 model ford taunus station var(avrupa). bu arabyı muayaneden geçiremediğimiz için elden çıkartmamız lazım. tam değerinde satılması için ne yapmamız lazım? muayeneden geçmeyen araba satılabilir mi?
selam ahali,elimizde 75 model ford taunus station var(avrupa). bu arabyı muayaneden geçiremediğimiz için elden çıkartmamız lazım. tam değerinde satılması için ne yapmamız lazım? muayeneden geçmeyen araba satılabilir mi?
0
toshiro
(17.09.09)
muayenesiz aracin noterde devrini gerceklestiremezsiniz muhtemelen
0
crucio
(17.09.09)
hadi ya..peki hurda olarak elden çıkarma durumu falan olur mu acaba?
0
🌸toshiro
(17.09.09)
muayenesiz aracın noter satışını yapabilirsiniz ama ruhsatı üzerinize geçiremezsiniz.
0
johan sebastian
(17.09.09)
muayenesı yapılmamıs aracın noter satısı yapılsa bıle 1 ay ıcınde yenı sahıbının uzerıne gecırmesı lazım aksı taktırde eskı sahıbının uzerıne gerı donuyor ve ayrıca mahkemeye verılıyor
0
hanyın
(17.09.09)
(6)

geri ödemesiz burs nereden bulabilirim? şehir fark etmez. yüksek istemiyorum

baba yorgun
selamlar. bir kaç kere düşündüm buraya yazmadan önce fakat şimdi yazmaya karar verdim. belki bazı insanlar gülecektir ama sonuçta çok büyük bir rakam istemiyorum, ufak bir rakam beni orda az bucuk rahat ettirecek. " öncelikle şunu belirteyim, gerekirse aile durumumla ilgili nereden kağıt çıkartılab
selamlar. bir kaç kere düşündüm buraya yazmadan önce fakat şimdi yazmaya karar verdim. belki bazı insanlar gülecektir ama sonuçta çok büyük bir rakam istemiyorum, ufak bir rakam beni orda az bucuk rahat ettirecek.

" öncelikle şunu belirteyim, gerekirse aile durumumla ilgili nereden kağıt çıkartılabilirse çıkartıp gösterebilirim. " yani eğer zengin olduğumu düşünen var ise bunu yapabilirim.

şu an bursa'da yaşıyorum. aile durumum biraz farklı. 10 sene önce annemi kaybettim, babamla ayrı yaşıyorum, ananemde kalıyorum. üniversiteye yeni başlayacağım bu sene. 2 yıllık fakat 2. öğretim...(bu yüzden gittiğim yerler kusura bakma diyorlardı) benim orda yemek ve ulaşım sorunumu halletmeye yönelik olarak düşündüm. kocaeli'de okuyacağım.
e harç parasını nasıl buldun der iseniz, okumak için mecbur kaldım yapacak birşeyim yoktu.

eğer bir yakınınız varsa ya da bildiğiniz yerler varsa benimle iletişime geçebilirmisiniz? tekrar ediyorum öyle büyük rakamlar istemiyorum. dalga geçer gibi yazdıysam kusura bakmayın ve lütfen sözlerimin altında kötülük aramayın.

[email protected] , [email protected]

duyuru biraz üstte kalabilir mi? şu mübarek cuma günü gerçekten sevinirim.

edit: duyuruyu soru haline çevirdim. mail atmak istemeyenler birşey yazabilir...
0
baba yorgun
(11.09.09)
denemişsindir elbette belki ama çağdaş yaşam olabilir.. ayrıca okuduğun bölümle ilgili olrak bursa da ya da kocaeli de işletmeler var ise oralara giderek, yazları onlar için staj yapabileceğini, çalışabileceğini söyleyerek ve çokta içten, samimi bir konuşma yaparak etkileyebilirsin tahminim.

seni çok iyi anlıyor ve destekliyorum uzun yıllar ünv. öğrenciliği yaptım zorlukları daha kazanır kazanmaz başlıyor malum.. canını sıkma ayrıca şu da var 2. öğretimsen saat 4 gibi başlarsın derslere en geç 10.30 da biter. geceleri bi yerde çalışabilirsin ya da gündüzleri 3 e 4 e kadar. şimdiden kocaeli iş ilanlarına bak derim ben. 2 yıllık ve 2. öğretim ise rahatlıkla çalışarak hayatını kazanabilirsin.

ve son ekleme mutlaka ama mutlaka çok çalış ve dikey geçiş ile bursa ya sıcramaya calış ya da hayatın çok pahalı olmadığı ama üniversitelerin iyi olduğu yerlere. bölümünü bilmiyorum ama aşağı yukarı söyleyeceklerim bunlar şimdilik. iyi şanslar..
0
medre
(13.09.09)
sektörünle ilgili yada farklı sektörden güçlü insanlara buradaki samimiyetinle açılarak burs bulabilirsin. o da olmazsa medre nin dediği gibi sabah 8:00 ile 15:00 arası bir yerde çalışabilirsin. beklediğinden daha fazlası geçer eline.
0
eskili
(13.09.09)
üniversitelerin ders dışındaki zamanlarında çalışmaları için kütüphane görevlisi, arşiv vs.. gibi işleri oluyor. Okullar açılmak üzere, bu işleri takip edin. bir de okulların ihtiyacı olan öğrenciler için bursları oluyor. okulunuz açılınca bölüm sekreterinizin kapısını çalıp durumunuzu bir anlatın, size okuldan bu tip bir burs ayarlayabilir.
0
johan sebastian
(13.09.09)
TEV'i de deneyebilirsin bence, ozellikle anne veya babasini kaybetmis ögrencilere burs sagliyorlar kimi zaman.
0
samfisher
(14.09.09)
bi aadaşım başbakanlık bursu almıştı.geri ödeme yoktu ama nasıl alınıyo onu bilmiyorum
0
tueio
(14.09.09)
johan sebastian söyleyince hatırladım evet.. bende üniversite "karşılıksız burs" adı altında okulda çalışmıştım.. nedir? kütüphanede raflara kitap yerleştirme, arşivleme, bölüm hocalarının yazılarını temize çekme, çeşitli yazışmalar vs.. bugünün parası ile sanırım yaklaşık 200 tl ye denk geliyordu ve ders saati dısında olan zamanlarda çalışıyordum çok da keyifliydi.

okulların açıldığı ilk günler gözünü kulağını dört aç, öğrenci işlerindekilerinin peşini bırakma, kendi bölümündeki hocalardan gözüne kestirdiğin "yardımsever hoca görünümlü" hocalara derdini anlat, okuldaki panolara asılan ilanları tırım tırım oku, ilk haftalar zaten dersler vss herkes adaptasyon ile uğraşırken sen bi yandan dikkat kesil herşeye. yemekhane fişi dağıtılan öğrenciler var mesela durumu iyi olmayan öğle akşam orda yiyebiliyorsun okulda yiyebiliyorsun o fişle.

öğrenci işleri ve kendi bölümündeki hocalardan herşeyi iste çekinme utanma yüzbinlercesi böle doktor avukat öğretmen oldu bu ülkede tam tersi çok da takdir edilecek bir durumdur, diğer öğrenciler kendilerinden utanır sende azmi şevki gördükçe.

açıkcası hem okulda hem dısarda çalışarak ve ama kendini fazla yormayarak bi de üstelik olası işletmelerden aldığın burslarla ayda 500 tl den fazla bi rakamı yakalayabilirsin.

burs konusunda 2 yıllık ve 2. öğretimlerde devlet bursu yok diye haırlar gibiyim yine de araştır istersen..

baba yorgun gözünü kulağını dört açar, çekingen ürkek olmayıp, cesaretini kamçılayıp inancını kaybetmezsen sende süper gelecek görüyorum.

hadi bakalım :)
0
medre
(14.09.09)
(2)

Ankara çıktı fiyatları

biglebowsky
yakın zamanda toplu şekilde çıktı almış arkadaşlar sayfa ücreti ne civarda.elimde biri 1000 sayfa öbürü 3800 sayfa 2 pdf kitap var bastırmak istiyorum, kaça patlar, sayfa başı ücret ne isterler fikri, tecrübesi olanlar. hasretle öptüm ellerinizden
yakın zamanda toplu şekilde çıktı almış arkadaşlar sayfa ücreti ne civarda.
elimde biri 1000 sayfa öbürü 3800 sayfa 2 pdf kitap var bastırmak istiyorum, kaça patlar, sayfa başı ücret ne isterler fikri, tecrübesi olanlar. hasretle öptüm ellerinizden
0
biglebowsky
(10.09.09)
1.9 kurus.
0
osuruklu
(10.09.09)
1.4 kuruş hatırlıyorum en son. tandoğanda petrolün arkası.
0
johan sebastian
(10.09.09)
(3)

ankara/ulus

nhl
ankara ulustaki tarihi ziraat bankasına nasıl gidebilirim.aştiden????
ankara ulustaki tarihi ziraat bankasına nasıl gidebilirim.aştiden????
0
nhl
(08.09.09)
Aşti'de altgeçitten karşıya geçip eskişehir yolu üstündeki ulus dolmuşlarına binebilirsiniz. O istikametteki dolmuşların 100 de doksanı ulusa gider zaten. Son durak ise ya ziraat bankasının biraz yukarısı ya da biraz aşağısı olur. İnince bi 50 metre yürürsünüz en fazla.
0
johan sebastian
(08.09.09)
aştiden indiğinde Ankaray tabelalarını takip et. Seni ankaray'a götürür doğruca. Ardından orda bilet alacaksın en az 2'lik var. Ankaray'a binin kızılay durağında inin. Kızılayda kırmızı renkte Metro yazan tabelaları takip edin ve ona da binin ulus durağında indiğinizde ulusta olursunuz. Kızılayda Metroya direk aktarma var aman üst kata çıkıp tekrar biletinizle geçmeyin.
not: ankarayda metro fakat ismi sadece ankaray
0
maresal jedi
(08.09.09)
ankarayla metroyla falan gitmeyin sakın ha. ulus metro istasyonu 19 mayıs stadının orada. eşşek gibi yokuş tırmanıp, öteki yoldan tekrar bir miktar yokuş inmeniz lazım. johan'ın dediği gibi aşti'den karşıya geçin, oradan geçen ve üstünde ulus yazan herhangi bir vasıtaya sorun "ulus heykel'den geçer mi" diye. evet diyorsa binin. dolmuşsa tam karşısında (müsait bi yerde inebilir miyim dediğiniz yerde durduğu için), otobüsse durağın konumuna bağlı olarak en fazla 50 metre uzağında inersiniz.
0
kibritsuyu
(08.09.09)
(15)

devrimci kardeş problemi

bol kepçe
sevgili duyuru ahalisi şöyle bi derdim var:ergen bir kardeşe sahibim daha yeni 18 oldu. bizimki son 1-1,5 senedir devrimci edalarıyla salınmaya başladı ortalıkta. Hatta bi partiyle de ilişki kurmuş ismini veremeyeceğim malum. Biz ailecek lise sona giden bi öğrenci olarak şu anda önceliğinin bu olmam
sevgili duyuru ahalisi şöyle bi derdim var:

ergen bir kardeşe sahibim daha yeni 18 oldu. bizimki son 1-1,5 senedir devrimci edalarıyla salınmaya başladı ortalıkta. Hatta bi partiyle de ilişki kurmuş ismini veremeyeceğim malum. Biz ailecek lise sona giden bi öğrenci olarak şu anda önceliğinin bu olmaması gerektiğini öncelikle sınava güzelce hazırlanıp daha sonra üniversitede bu tür şeyler için daha uygun ortamlar bulabileceğini anlatmaya çalıştık güzel bi dille. Bizimki tamam falan dedi inandırdı bizi. Hala ilgisinin olduğunu biliyorduk ama sadece takip ediyor falan sanıyorduk biz, meğer pek faalmiş. Ayak üstü herkesi uyutup partinin şehir dışındaki kamplarına, protestolarına bile gitmiş benim canım kardeşim. Sorumsuz bi aile değiliz kesinlikle ama sanırım kardeşim profesyonel bi yalancı. Biz arkadaşına gitti sanırken bizimki ankara yollarındaymış yök’ ü protestoya gidiyomuş üniversite harçları için. Bunların hepsini bugün öğrendik annemin kalbine iniyordu hasta zaten kadıncağız. Bayağı sert çıkıştık bugün o yüzden. Şimdi biz buna kızınca da hala pişkin pişkin ‘’ben kötü bişey yapmadım, beni buna siz zorladınız’’ diyebiliyor. A dostlar şimdi biz bu kıza ne diyelim, ne yapalım da vazgeçirelim bu inadından? Ne yaptıysak, ne söylediysek anlamadı şimdiye kadar. Belki bizim yanlış yaptığımız bir şeyler vardır diye bi de sizlere danışayım dedim.

Çok teşekkürler şimdiden...
0
bol kepçe
(08.09.09)
o protestoda bende vardım.Kolay kolay vazgecılecek bır sey degıl ama sonucta senınde kız kardeşınmıs onun karakter ozellıklerıyle ılgılı farklı yonlere cekmeye calıs en ıyı yontem bu bence ama farklı bır sehırden ankaraya gelebılecek kadar bu dusuncelerı benımsedıyse cok zor vazgecırebılmek bence sıze durust olmasını saglayın en azından ne yaptıgından haberdar olursunuz
0
emrekksal
(08.09.09)
o yaşlarda birşeylere kapılıyorsa -kendimden biliyorum- ailenin yapma etme demesi meseleyi daha da çekici hale geirebiliyor. siz ne derseniz deyin o zamanı geldiğinde, olgunlaştığında söylemeye çalıştıklarınıza anlam verecektir. ikazla cezalandırmayla ya da farklı yönlere çekmeye çalışmakla olmuyor malesef. henüz çocuk olabilir ama aptal değildir ne yapmaya çalıştığınızı anlarsa bu onunla ilişkinize de zarar verebilir.
"bu yaptığından hoşlanmasam da engel olmaya çalışmayacağım, bazı insanlar da yaşayarak öğrenir" tavrıdır en güzeli. belki fazladan birkaç sorumluluk verebilirsiniz. varsa eğer gitmek istediği üniversitede bir tur atabilir, ona okul ortamını gösterebilirsiniz. kandi haline bırakmaya gönlünüz elvermiyorsa ailede kendi kafa denginde, onun saygı duyduğu birinden kardeşinizle konuşmasını rica edin
0
duch von souch
(08.09.09)
bırakın devrimci olsun..

2-3 sene sonra hayatın gerçeklerini öğrenince doğru yolu bulur. yaşı 18 demişsiniz.. ben 18 yaşımda babamdan para aldığım için utanıp, iş bulup kendi paramı kazanmaya başladım.. bizde hayat koşullarını onaylamıyoruz. bizde öğrenciyiz harçları beyenmiyoruz. ne olacak yani devrim yapıcan da ne olacak. ya kaç senedir çakamadım şu işi. pekte anlamıyorum ne diyim.. yani demek istediğim azıtmasın. yarın bi gün kaybettiği yıllarını fena özler. geri dönüşte yoktur

dipnot: zaman makinası onun elindeyse bilemem tabii.. eer elindeyse bana ulaşsın geri dönmek istediğim 5 yılım var..
0
synche
(08.09.09)
eğer gerçekten birşeyleri değiştirmek istiyorsa yapması gerekenin bu olmadığını söyleyin.
0
humin zararlisi
(08.09.09)
resmen kullanıyorlar kızı,

profesyonel yalancılıkla türkiyedeki çakma devrimcilik de büyük oranda örtüşüyor.

baa galırsa çakma devrimciliğin gerçek yüzünü gösteren kitaplar okutun, ya da bu kısımları içeren kitaplardan ilgili bölümleri okutun.

kullanıyorlar. kullanacaklar.
ne mahir çayanlar tükenir ne saftirik kızlar.

Ekleme: Mahir çayanın cesurluğundan dem vurmayın konu o değil, onun ne kadar cesur olduğunu ben de biliyorum. ama şu veya bu sebepten yakınlık duymadığınız birisi adam öldürünce "cani, katil, zorba vb." olurken yakınlık duyduğunuz insan öldürünce "ehem, öhm tabi omlet yapcaksan yumurta kırcan ehe" gibi bir yaklaşım içine girmeyenlere selam olsun.

bu mahir çayan örneğini istanbulda mahir çayanı saklayan kız (şimdi koca kadındır ya) anımsayarak vermiştim.
0
Karluk
(08.09.09)
@ Karluk
bildiğin bu tarz kitaplar var mı? isim verebilir misin?
0
🌸bol kepçe
(08.09.09)
devrimciliği kötülemek kesinlikle çok yanlış olur. bi ailesi var ve sizi de karşısına almak zorunda bırakırsınız. söyleyebileceğiniz tek şey bunun için uygun zamanın bu olmadığıdır. üniversitede bu konuda çılgın atabileceğini falan söyleyebilirsiniz belki.
kötülemeyle bok atmayla eğebileceğiniz bi düşün yapısı biraz geride kalmış. sakın sakın.
0
yirtik fani
(08.09.09)
Türkiye:
Filistini destekliyoruz, Çeçenistan'ı destekledik, kosovaya büyük yardımlar yaptık, bunlar bilinen şeyler. Diğerlerinden pek emin değilim ama örneğin kosovalıların davası haklıydı, ayrıca filistinlilere yapılan bir zulüm de var o da açık. her neyse bir de bilinmeyen desteklerimiz vardır:

Yazısız Kural 1
Senin teroristin bana tatlı gelir, elin teroristini severiz.
Bana dokunmayan yılan mantığından değil, çıkar salayabileceğim ya da senin çıkarını baltalayabileceğim için.
Çünkü Atatürk'ün de dediği gibi hayat bir mücadeledir. ve ülkeler daima mücadele ederler, bu ne yazık ki olağandır, doğaldır. şaşıyorum amerikaya kızanlara, almanyaya kızanlar, israile kızanlara.... ya hu adamlar görevini yapıyorlar, onların çıkarı gereği yapabileceklerinden biri buydu ve onlarda bunu seçtiler.

nereye geleceğim?
Böyle olayların arkasında figuranların bilmediği güçler olduğu yakın tarihe bakıldığında ortaya çıkmıştır.

Ortada büyük -ya da büyükçe-oyunlar vardır, bir de küçük ama kendini önemli sanan becerikli ya da beceriksiz figuranlar vardır, içlerinden bir kaçı yükselerek figuran master olur. oyun sürer. bitmez, çünkü bu oyunlar bizim oyunumuz değil, bize ait değil. Kendi haline bırakılsa olmayacak ya da yok olacak pek çok oluşum işte bu dış güçlerin çabası nedeniyle olagelir, bu da süregider. her dış gücün de "içimizde" bağlantılar vardır, kıçı kırık ülkeler bile kendi çaplarında bi şeyler yapmaya çalışırlar.

gün geçtikçe çok şükür halk bilinçleniyor bakmayın "bizi uyutuyorlar" dediklerine, uyutuyorlar ama bu konularda uyutma değil, uyanma söz konusu. biz çok çektimişiz bu zırvalardan ve dersimizi almışız, ama dış güçler hala şansını zorluyor. uyuma konusuna tekrar gelirsek, dünyada uyutulmayan hiç bir millet olduğuna inanmıyorum çünkü yazılı kurallardan birisi der ki "bilmesi gereken prensibi"

kız kardeşinize yaklaşanlar silahlı olmasa da bildiğiniz örgüttür bence, örgüt ne yapar bilir misiniz? adam seçer, bakar, arar, kim kendine uygun kim kendine katılabilir zaafları ne nasıl yaklaşmalı nasıl kazanmalı onu...? Burada dürüstlük yok, burada doğal bir süreç yok, aldatma var, kullanma var. gözlerini kapayıp meydanlara sürme var. bu arada eleman kazanmak için kadınları ya da çekici erkekleri kullanmak ve bir "aşk" bağı oluşturmak özellikle devrimci geçinen örgütlerde sıkça görülmüştür.

nereye gidiyorum?
yani kardeşiniz büyük oyunları görebilmelidir, o yaşta bu zor ama bunu yapmadıktan sonra yapacağınız hiç bir şeyin etkili olacağına inanmıyorum.
kardeşiniz nelere alet olduğunu ve yaptığı şeylerin nelere malolduğunu ya da olabileceğini görebilmelidir.

kardeşiniz level atlamalıdır.
hangi kitabı okusun demişsiniz, kitaplar sadece bir araç bunu siz de biliyorsunuz. bana kalırsa Kuran okusun derim, ama o kitap da kalbi açık olana açılır, o kitabın yardım ettiklerinden iyiyle kötüyü birbirinden ayırma özelliği yani Basiret olur. bu benim inancım, yani kişinin kalbinde ne kadar çok Allah sevgisi varsa o kişi o derece basiretli olabilmekte ya da korunmakta. Çünkü Allah'ın evi kalptir, Allah'ın olduğu yere pislik giremez, kişi getirip pisliği engellemelere rağmen zorla sokarsa o başka.

İnanın aklıma şu an kitap gelmiyor, ama gelse de kişi kendini "öğrenmeye" açmış olmalı, yoksa bu araçlardan yararlanamaz. İş inada binerse kitaplar para etmez.

Ben kardeşiniz için kendi kardeşimmişçesine olamasa da -hiç kardeşim olmadı demeyeceğim oldu ama çok çok küçükken sizlere ömür- üzüldüm.

bana göre olay kriminal
polis bu konuda uzman, bu konuda harika uzmanları vardır, eminim, en iyi yardımı onlar yaparlar gerek bilgi gerekse psikolojiyi düzeltme anlamında. şimdi kamuya açık bi yerde olmasa elinde cop belinde silah kendini bir şey sanan polis arkadaşlara da ağır konuşur ve siz onlara bakmayın onlar bizim polisimizin örneği olamaz derdim.

olay kriminalsa şuraya geleceğim:
Birisi konfüçyüsa gelmiş demek ki "biz de adalet o kadar gelişmiştir ki bir baba suç işlese oğlu onu içi kan ağlasa da ele verir ya da oğul suç işlese baba aynı şekilde"
konfüçyüs da demiş ki "biz de öyle bi bok olmaz, biz gizleriz bu daha doğru demiş"

bunun gibi bişeydi, seçim sizin. kardeşiniz suça karışmadıysa işiniz daha kolay. onun arkadaşlarına ihanet ettiğini hissettirmeden yardımını alabilirseniz alın. bunu yapamazsanız emniyetten bir tanıdığa ulaşarak durumu anlatın, ama ne kadar yüksek rütbe o kadar iyi çünkü nedne yüksek dedim- torpil için değil, olayın ciddiyeti düşünülünce bunu standart prosedüre sokmamak daha iyi çünkü o sizin kardeşiniz sonra düşük rütbeli memurların bana kalırsa bilmemesi gerek.

kitap öneremedim ama polisin bu konuda çalışmaları eminim vardır belki yayınları bile vardır. polisimiz pek çok örgütsel dökümanı ele geçirmiş olmalı, zamanı geldikçe de yayınlamıştır.

sanıyorum uzmanlık alanı bu olan insanlar kardeşinizin gerçeği görmesine yardımcı olacaktır, kendi haline bırakırsanız kitapların faydasını anca "umarsınız" öyle kalır. araç çünkü onlar. ama bir uzman böyle olmaz.

Ekleme:
olay kriminal derken olay deşilince kriminal öğeler ortaya çıkacağını düşündüğüm için böyle dedim yoksa ortada henüz bir suç yok. kardeşinizi polise ihbar edin gibi bir şey demiyorum tabi yani siz gidip görüşün bir uzmanla o size iyi akıl verecektir.

benim düşüncem bunlar
0
Karluk
(08.09.09)
Onu oraya çeken birşeyler olabilir lise de okuyan bi insanın üni harcının koyacağı acıyı tam kavraması pek mümkün gibi gelmedi veren bilir bunları.Aşk unsuruna dikkat orda gittiği yer veya takıldığı insanlar arasında gönlünün tutulduğu insanlar olabilir..Havadan sudan girin kardeş sırlaşmasına çevirin olayı sonra ağzından lafı alın biraz anlat derseniz biraz samimiyeti suistimal olur ama lisede ki bir kızın geleceğini etkileyeceği için etkisi kısa sürecek kızgınlığı yeğlerim.
0
Rodin
(08.09.09)
kardeşinizin arkadaş çevresi ile alakalı bir durum olabilir mi diye bir düşünün? tabi olmayabilir de.eğer ders çalışmasını bekliyorsanız mümkün mertebe ilgili olun yanında olun sürekli(mecazi olarak söylemiyorum yapışık ikiz gibi ama bodyguard gibi de değil).yaptıkları hakkında ne kadar yalan da olsa bilgi edinmeye çalışın anlattıklarını ilgiyle dinleyin.girip çıktığı ortamları görün veya bilen bir arkadaşına anlatmasını rica edin.geleceğinin siyasi aktivitelerden çok okuyacağı üniversite ve bulacağı işe bağlı olduğu gerçeğini kabullenmesini sağlayın.ya tabi çok istiyorsa katılsın o tip çalışmalara da çokta sıkmanın bi alemi yok sonuçta herkes kendi yolunu çizer neyin doğru neyin yanlış olduğuna bıakın kendisi karar versin.ama kesinlikle hayatında önceliğin ders ve okul olduğunu kavraması ve bu tip çalışmalara bir hobi gözüyle bakması lazım
0
fletch
(08.09.09)
Der baader meinhof komplex isimli filmi izletin.
0
saldiray abi
(08.09.09)
Vah garibim...

17 yaşında herkes dünyayı kurtarmaya çalışır, normaldir.

Benim önerim bu şekilde hareket ederse eline geçecek şeyin olsa olsa dayak olacağı ve üzerine kayda alınıp fişleneceği, hayatının her aşamasında o fişlenmenin önüne ayak bağı olacağını anlatmak olacak (özellikle kamu sektöründe çalışacak olursa).

Kör olmadığını varsayarak bu şekilde başarıya ulaşamayacağını ve herhangi bir şeyi değiştiremeyeceğini az çok kendisinin de bildiğini umuyorum. Buradan yola çıkarak; sistemi değiştirmek istiyorsa sistemde sözünün geçeceği bir noktaya gelerek bunu yapması gerektiğini ve bunun yolunun da derslere ve okula asılmak olduğunu söylemek gerek diye düşünüyorum.

Hatta kamu yönetimi okuması yönünde süper gaz verilebilir bence. Zaten siyaset oldukça ilgi duyduğu bir alan olsa gerek, anlamak için alim olmaya gerek yok.
0
vito genovese
(08.09.09)
Devrimcilikle ilgili kitapların falan işe yarayacağını pek sanmıyorum, çünkü büyük ihtimal şu an bildiği şeyleri de kitaplardan öğrenmeden 'eylem adamı' olmuş, yani sizin verdiğiniz 'saçma' kitapları okumaktansa protestolara katılmayı tercih edecektir. Eğer bu eğilim bir anda olduysa onu oraya çeken muhakkak başka bir sebep vardır, mesela hoşlanığı bir erkek, söz sahibi olmak istediği bir arkadaş grubu vs...

Synche'i çok çok iyi anlayıp, ona hak vererek diyorum ki madem devrimci olmak istiyor bırakın olsun. Hatta madem bu sene üniversiteye hazırlanması gerekiyor, deyin ki "madem devrimcisin o zaman dershane eşitsizliğinin bir parçası nasıl olacaksın, eğer dershaneye gitmek istiyorsan okul dışında bir iş bulur kendi dershane paranı kendin ödersin" sert ama tokat gibi ayıltıcı bir çözüm.

Ama çok canınızı sıkmayın en kötü ihtimalle bu senesini eylemlerde, protestolarda boş geçirir ve öss yi kazanamaz. Tüm arkadaşları, hatta onu bu yeni çevresine çeken tüm insanlar üniversiteye gider o kalır, o zaman bakın nasıl tutuşup da ders çalışıyor. Aile için zor ama bir sene çok çok büyük bir kayıp değil.
0
johan sebastian
(08.09.09)
@ vito genovese
ben kamu yönetimi mezunuyum aslında. ama iş imkanları bakımından kesinlikle istemem kardeşimin de okumasını. ben ettim sen etme hesabı =)

@ johan sebastian
aslında aynen dediğiniz gibi oldu. lise son sınıftı geçtiğimiz sene yani yeni mezun oldu. tahmin ettiğimiz gibi iyi bi puan alamadı sınavdan da. bu sene 2. kez girecek. ama hala akıllanmadı bu işlerin peşinden koşuyor. aslında ben gayet yüzeysel anlattım başlıkta durumu.

bu arada herkese çok teşekkür ederim, takip ediyorum sürekli, bütün tavsiyeleri göz önünde bulundurucam. iyi ki varsın duyuru =)
0
🌸bol kepçe
(08.09.09)
gönlünü bi cemaatçiye kaptırırsa, o inceden inceden eylem ve fikirlerinden soğutur kardeşinizi :)

(bkz: denize düşen yılana sarılır) =))
0
lazor
(08.09.09)
(5)

üniversite klüplerinin yasal durumu

selamtux
Kısaca açıklamak için, bir şirket Z üniversitesinin Y klübü ile bir anlaşma imzalayabiliyor mu? bu anlaşmanın şartları klüp tarafından ihlal edildiğinde şirketin dava edeceği kim var, hakkını kimden sorabilir? karşısına üniversite mi, dekanlık mı, X kişisi mi, yoksa tüzel bir kişi mi çıkar?
Kısaca açıklamak için, bir şirket Z üniversitesinin Y klübü ile bir anlaşma imzalayabiliyor mu? bu anlaşmanın şartları klüp tarafından ihlal edildiğinde şirketin dava edeceği kim var, hakkını kimden sorabilir? karşısına üniversite mi, dekanlık mı, X kişisi mi, yoksa tüzel bir kişi mi çıkar?
0
selamtux
(08.09.09)
normalde kuluplerin bir anlaşma imzalaması yasak diye biliyorum. En azından bizde ve bir kaç üni de öyle.
0
maresal jedi
(08.09.09)
okulun kulüplerle ilgili yönetmeliğine ve kulübün tüzüğüne bakmak gerek. ama sanmıyorum böyle bir açık olacağını; çünkü kulüplerin temelinde yat cümle, sadece bu okul içerisinde bu öğrenciler arasında geçerlidir, demektedir. kulüp tüzel kişiliğinin dışardan bir şirket ile anlaşma yapıp, yapamayacağını en sağlam kaynaktan, yani okulun yönetmeliklerinden ve kulüp tüzüğünden öğrenebilirsiniz.

iyi günler.
0
pomolilik
(08.09.09)
Üniversite toplulukları şirketlerle sponsorluk anlaşmaları çerçevesinde maddi kyardım alabiliyorlar, ama tabi hesaplı kitaplı işler bunlar. Birde tabi toplulukla klüp farklı şeyler, klüpler bildiğim kadarıyla daha özgür bu tür konularda.
0
johan sebastian
(08.09.09)
cevaplar için teşekkürler, yeterince açıklayıcı oldu benim için.
0
🌸selamtux
(08.09.09)
yönetmelikte aksi yoksa tabiki imzalayabilirler. sözleşme özgürlüğü zira.
0
aliscan
(09.09.09)
(2)

Plak bastırmak?

mat couthon
mümkün müdür? yani bir mp3 ü plağa çevirtmek? istanbulda boyacı küpüğne batırıp çıkartma hızında yapabilen var mıdır?
mümkün müdür? yani bir mp3 ü plağa çevirtmek? istanbulda boyacı küpüğne batırıp çıkartma hızında yapabilen var mıdır?
0
mat couthon
(27.08.09)
benim bildiğim plak hazırlanırken önce bir kalıp hazırlanıyor sonra o kalıp üstü düz plağa bastırılarak plağın oluşması sağlanıyor, yerli çok ünlü sanatçıların bile plaklarının çok istisnai durumlar dışında basılmadığını düşünürsek bulabileceğini zannetmiyorum.
0
jolietjake
(27.08.09)
Plak basmak zor bir işlem. Türkiyede yapan yer var mı bilmiyorum. Ama yurtdışında bu tip işler yapan stüdyolar var. Yalnız, bir tracki plağa basmak için tekrar mastering yapmak gerekiyor.
0
johan sebastian
(27.08.09)
(4)

Blood on Blood çalan 2 cengaver

alkolik imam
Bundan yaklaşık 3-4 sene evvel hatta daha bile eski olabilir. O zamanlarda muhtemelen Cem Köksal'ın Blood on Blood şarkısını çalıp video kaydı yapan 2 cengaver genç vardı. Onların kaydını bulan gören duyan var mı?
Bundan yaklaşık 3-4 sene evvel hatta daha bile eski olabilir. O zamanlarda muhtemelen Cem Köksal'ın Blood on Blood şarkısını çalıp video kaydı yapan 2 cengaver genç vardı. Onların kaydını bulan gören duyan var mı?
0
alkolik imam
(26.08.09)
yan yana ayakta duran iki gençten mi sözediyosunuz, biri cort diğeri esp çalıyo?
0
johan sebastian
(27.08.09)
Evet kesinlikle evet :)
0
🌸alkolik imam
(27.08.09)
benim arkadaşlarım onlar :) bir mail adresi verirseniz videoyu size ulaştırabilirim. yalnız şu an şehir dışındayım, ancak bi hafta-on gün sonra eve dönücem anca o zaman.
0
johan sebastian
(27.08.09)
anil [at] ig.web.tr

mail adresimdir. Çok çok selamlarımıda iletelim sevmiştik vidoların devamını da isteriz :)
0
🌸alkolik imam
(27.08.09)
(4)

plastik yüzük

pedreklamlarındakimavisıvı
arkadaşlar...aksesuar meraklısı değilim ama plastik siyah bir yüzüğün parmakta hoş duracağını sanıyorum.hatta sanmıyorum denedim hoş duruyor.fakat denediğim şeyler bi şekilde elime geçen nereden olduğunu bilmediğim plastiklerdi,ve parmağımı sıkarak davul gibi yaptılar.bu minvalde sizlerden bu tip bi
arkadaşlar...
aksesuar meraklısı değilim ama plastik siyah bir yüzüğün parmakta hoş duracağını sanıyorum.hatta sanmıyorum denedim hoş duruyor.fakat denediğim şeyler bi şekilde elime geçen nereden olduğunu bilmediğim plastiklerdi,ve parmağımı sıkarak davul gibi yaptılar.bu minvalde sizlerden bu tip bir aksesuar varmıdır,varsa nerdedir yoksada evde yapılırmı bunları soracaktım.
şimdiden teşekkürler...
0
pedreklamlarındakimavisıvı
(25.08.09)
renk renk satılıyo etrafta bunlardan.
0
sokak cocugu
(25.08.09)
yav incik boncukcular bunlarla dolu ki.
0
velvet revolution
(25.08.09)
tasarım olarak arıyorsanız

1.bp.blogspot.com

burdan resimleri görüp sonra google da da "pick me" araması yapabilirsiniz.
0
medre
(25.08.09)
plastiğin rahatsız etmesi normaldir. bu nedenle aynı görünümlü mika yüzükler daha hoş olur hem de mika yüzükler böyle cam gibi daha berrak oluyor.
0
johan sebastian
(25.08.09)
(4)

neodim mıknatıs

sanal uyku
nasıl bir şeymiş görmek için 20 tane, 3mm çapında aldım ben bunlardan. (bkz: #15512437) bu entry'i görünce de korktum. bir şey olur mu? oynamayı bırakayım mı yoksa zararsız mıdır?edit: 5 mm çapındaymış.
nasıl bir şeymiş görmek için 20 tane, 3mm çapında aldım ben bunlardan. (bkz: #15512437) bu entry'i görünce de korktum. bir şey olur mu? oynamayı bırakayım mı yoksa zararsız mıdır?

edit: 5 mm çapındaymış.
0
sanal uyku
(21.08.09)
verilen örnektekiler eşşek kadar? 3 milimlik şeyler parmağınızı ezecek kadar tehlike arzetmez.

edit: ayrıca nasıl aldınız? nereden aldınız? ne kadara aldınız? ben de heves ettim şimdi.
0
cro magnon
(21.08.09)
dealextreme.com 'dan aldım. boyut ve miktar olarak farklı çeşitleri var.
linktekiler büyük ama yine de bendekilerin de bir zararı var mıdır ona göre kullanayım?
0
🌸sanal uyku
(21.08.09)
yok be. abi seninki 5 mm, bu linkteki 10 cm, yapma allah askina.
0
osuruklu
(21.08.09)
kafaya çok yakın tutmayın, mesela şapkanın içine koyup dışarı çıkmayın...
0
johan sebastian
(22.08.09)
(12)

hz muhammed ile ilgili sorular??

kalim
şu ramazanın ilk gününde aklıma takılan bazı soruları sizlere sormak istiyorum, herhangi bir yanlışım olursa veya ters birşey söylersem affedin çünkü amacım bir tartışma yaratmak veya "bence böyle" demek değil, cidden merak ediyorum bu soruların cevaplarını.. 1) şimdi hz muhammed 40 yaşlarında falan
şu ramazanın ilk gününde aklıma takılan bazı soruları sizlere sormak istiyorum, herhangi bir yanlışım olursa veya ters birşey söylersem affedin çünkü amacım bir tartışma yaratmak veya "bence böyle" demek değil, cidden merak ediyorum bu soruların cevaplarını..

1) şimdi hz muhammed 40 yaşlarında falan peygamber oldu değil mi, peki bu anlatılanlar, kocaman kütüphaneler dolusu şey neden hep peygamber olduktan sonrasını anlatıyor? 22-23 yaşında evlenmiş herhalde hz muhammed peki evlendikten peygamber olana dek sadece ticaret ile mi uğraşmış? ne bileyim, hani büyük evliyalar için denir ya, bütün her yeri gezmiş, bir sürü lisan biliyormuş, çok okuyup araştırmış falan diye acaba hz muhammed de de böyle bir durum mu var yoksa hz muhammed direkt peygamber mi olmuş? ilim irfan ile uğraşmayan birisi miymiş peygamber olmadan önce?

2) hz muhammed, peygamber olmadan önce de yüzü nurlu muydu yoksa peygamber olduktan sonra mı yüzü nurlu oldu? peygamber olduktan sonra ise insanların bir şekilde bu resmetmeleri gerekmez miydi? ne bileyim hani islami kesimde yasak ama puta tapanlar "ben bu adamı hatırlıyorum yüzü şöyledi.." deyip hz muhammedin resmini yapmış olamaz mı? ayrıca hz muhammed in yüzüne nur ne zaman ve nasıl inmiş ve bunu gören insanlar nasıl imana gelmemiş? neden savaşmışlar? açıkçası ben yüzü nurlu biri görsem hemen iman ederim..

3) hz muhammed diğer evliliklerini peygamber olduktan sonra ve hz. hatice öldükten sonra mı yapmış?

evet sorular böyle, cidden merak ettiğim sorular, ters birşey söylediysem affola..
0
kalim
(21.08.09)
1)lise din kitaplarında çok sevildiği, çok güvenilir biri olduğu ve "muhammed-ül emin" olarak çağrıldığı söylenir. karısı(ları)na, çocuklarına, işine pek girmez. şu yaşında babası öldü şu yaşında amcası öldü şu yaşında dedesi öldü, şu yaşına kadar dedesiyle yaşadı gibi bilgiler var ama.

2)yüze nur inmesini ne olarak algıladın afedersin? öyle ışık hüzmesi falan söz konusu değil. resmedilmemesinin sebebi de yasak olması. peygamber olmadan önce resimleri var mıdır bilmiyorum, kim niye resmetsin?
0
cro magnon
(21.08.09)
1) yok bunları biliyorum zaten ama ben ilim irfan kısmındayım, acaba sadece ticaret le mi uğraşmış yoksa kültür le, edebiyatla da uğraşmış mı? hep "emin insandı emin insandı" denir ama eminlikten ve ticaretten başka hiç mi başka bir şey yapmamış? bütün insanlığın peygamberi çünkü
0
🌸kalim
(21.08.09)
2) yüzüne nur inmesini bildiğiniz yüzünün görünmeyecek kadar ışık inmesi olarak algılıyorum ben, hep böyle anlatılır ama yanlış mı bu? aksi takdirde bir insanın yüzüne nur indiği nasıl anlaşılır ki?
resim konusu ise; peygamber olmadan önce değil de neden olduktan sonra "ben bu adamın yüzünü biliyorum" diye biri çıkıp resmini yapmamış bunu merak ediyorum.. sonuçta karşı grup bu koz olarak kullanabilir.. hz muhammed in kendi resmini yasakladıktan sonra gayet de "işte kendisinin resmi bu!!" diyerek propaganda yapılabilirdi neden yapılmamış acaba?
0
🌸kalim
(21.08.09)
belki de resmi yapılmıştır ama bugüne kalmamıştır. ya da müslümanlar yok etmiştir.

yok yüze nur inmesi mecazi birşey. star'da dini bir program yapan bir adam var ya, onun yüzüne bak bir mesela. o nur yüzlü müdür değil midir bilmem de ona benzer bişey işte nur yüzlü kavramı.
0
cro magnon
(21.08.09)
3- evet Muhammed ilk eşi Hatice öldükten sonra çok eşli hayata geçti. çünkü çok eşliliğe izin veren nisa suresi ilk eşinin ölümünden yaklaşık üç yıl sonra kuran'a dahil olmuş. güçlü bir kadınmış Hatice...
0
gulden kale
(21.08.09)
1)yaşadığı dönem cehalet dönemi diye adlandırılyr. tek kültürel etknlik ticareti geliştrmk için kurulan panayırlarda yapılan şiir yarşmalarıymış . yaptıkları heykellere tapan bi toplumdan bahsediyorz zaten.. hz muhammed kervan ticareti yaptığı için birçok şehir gezmiş ancak bildğim yemen,şam gbi şehirleri kapsıyor bu...ilim konusunda pek fikrm yok ama çok okuyacak bi dönemde ve toplumda yaşamamış
0
miss poem
(21.08.09)
2-) Nur nedir? Bana göre nur bir auradır hani şu kirlian tekniğiyle çekilen fotolarda belli olan şey olabilir. Olmayadabilir. Yalnız zamanında bir adam görmüştüm adamcağız yaşlı başlıydı yüzü de güzel sayılmazdı ama yüzüne bakmaya doyamamıştım baktıkça içime huzur geliyordu sonradan öğrendim adam eski bir tarikatın şeyhiymiş. Peki peygamber olmadan da önce nur var mıydı? Bilmiyorum ama peygamber olmadan önce de kişilik özellikleri olarak herkesin beğenisi kazanan yapıda olduğu söyleniyor.

3-) Evet, hatta hz. ayşe en çok hiç görmediği Hatice'yi kıskanırmış. Peygamberimiz ona aşıkmış anladığım kadarıyla.
0
Karluk
(21.08.09)
2) nur yüzlü olmak falan tamamen kişiye göre değişen bir olay. fethullah, harun yokya tarzı insanların da yüzü bazılarına nurlu gibi görünür. kısacası, iş nasıl görmek istediğine bağlı.
muhammed'in resimleri var, internette görmüştüm ama şimdi nasıl bulunur bilmem (ve hayır, karikatürleri kastetmiyorum).
0
arwear
(21.08.09)
internette gördüğünüz resimlere itibar etmeyin kesinlikle sahtedirler. eğer kendisinin fiziki özelliklerini öğrenmek istiyorsanız sahabelerin kendilerini tasvirleri var onlardan okuyup canlandırabilrsiz gözünüzde. ayrıca hz pergamberi rüyasında görenler onu kesinlike görmüş gibidir zira bunu kendisi söylemektedir. belki görmek nasip olur ki sanırım bir inanan için en doğru yol budur.

yüzü nurlu kısmında gelince kendisinin hz. musa gibi yed-i beyza benzeri bir mucizesinin olduğunu duymadım ki yoktur diye biliyorum. nurlu meselesini geçiyorum o yüzden. fakat yüzünün nurlu olduğunu sırf yüzünü görüp de müslüman olanların olduğunu sahabeler nakletmektedir.

ek olarak kendisinin ayı ikiye bölme gibi mucizelerini görüp müslüman olanlar vardır, inanmak istemeyen yine inanmamıştır çünkü yaratıcının belirttiği gibi bu tip insanların gözleri kör kulakları sağırdır.

peygamber olmadan önceki yaşamına dair kesitleri de bulabilirsiniz siyer kitaplarında. ama taktir edersiniz ki peygamber olduktan sonraki yaşamı kadar ayrıntılı değildir. kendisi peygamber olduktan sonra etrafındaki sahabeler bu insanı her daim izlemiş, yaptıklarını hafızalarına kazımış, her ağzından çıkanı bibirlerine aktarmışlardır. ayrıntı meselesinin sebebi de budur.
0
ya ben lan neyse
(21.08.09)
necip fazıl'ın çöle inen nur kitabı bu soruların hepsine cevap veriyor hatırladığım kadarıyla. özellikle de yüzündeki nur konusunda oldukça detaylı bir açıklama vardı. aklımda kalan şekliyle anlatmam yanlış olur uzun zaman oldu çünkü. en iyisi kendinizin okuması ve tabii yazılanlara inanıp inanmak da size kalmış.
0
irbat
(22.08.09)
Yüzdeki nur öyle ışık hüzmesi falan değil yahu. Hani bazı insanların yüzünde bir samimiyet, bir sıcaklık olurya onun biraz daha fazlasını düşün.

Peygamber olmadan önceki hayatı hakkında da oldukça bilgi var. Yalnız tabi ki 40 yaşından önce sıradan bir tüccar olarak peygamberlik dönemindeki gibi insanlar her yaptığını, her söyledğini ezberlemezmiş. Bu nedenle 40 yaş sonrasını daha ayrıntılı biliyoruz.

Dönemin genel yapısını düşünürsek ilim irfan diye birşey yokmuş. Sanatsal olarak sadece sözlü edebiyat gelişmiş durumdaymış, insanlar meydanlarda şiir okurlarmış o kadar. Bilimsel olaraksa sadece büyücülük, kahinlik gibi eylemler yapılıyormuş, daha doğrusu bunlar bilim olarak kabul görüyormuş. Hz. Muhammed küçük yaşından itibaren amcası ile ticaret yapmaya başlamış, peygamberlik gelene kadar da bunu sürdürmüş.Peygamberlik geldiğinde okuma yazma bilmiyormuş ki zaten yukarıda belirttiğim gibi o dönem sözlü edebiyat yaygınmış.


İlk eşi Hz. Hatice de evlendikleri dönemde kendisi gibi ticaretle uğraşıyormuş. Hz. Hatice ayrıca Hz.Muhammed'e inanan ilk müslümandır. Hz. Hatice'nin vefatından sonra Hz. Aişe ile evlenmiştir. Karluk'un değindiği gibi gibi Hz. Aişe, Hz. Hatice'yi kıskanırmış. Hatta hicretten sonra bir gün Peygamberimizi Mekke'ye tarafına bakıp ağılıyorken bulmuş. Peygamberimiz, Hz. Hatice'nin mezarını Mekke'de bırakmış olmaktan dolayı ona özlem duyuyormuş. Bunun üzerine Hz. Aişe "Bak O seni bırakıp gitti, ama ben burdayım" demiş. Hz.Muhammed ise "Böyle söyleme, O beni bırakmadı. Bana kimse inanmıyorken O inanıyordu" demiş. Hz. Muhammed, bu iki eşi dışında diğer evlendiği kadınlarla karı-koca hayatı yaşamamıştır. O dönem arap toplumunda dul, yetim ve yalnız yaşayan kadınlara kötü gözle bakılırmış. Peygamberimiz de bunun son bulması için bu gibi kadınları himayesine almak ve korumak için nikahına alarak, zor ama örnek bir davranış sergilemiştir.
0
johan sebastian
(22.08.09)
daha önce bahsettiğim resimleri buldum. bizzat sözlükteki başlığında mevcutmuş.

www.zombietime.com
0
arwear
(11.09.09)
(13)

Oruç Tutarken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar ?

deliktas
Oruç tutan insanların nefeslerinin berbat koktuğunu tespit ediyorum yıllardır. Ne kadar sabırlı olsak da acayip rahatsızlık veriyor çoğu zaman. Onlara ne önereyim de kokuyu azaltalım hatta mümkünse yok edelim?
Oruç tutan insanların nefeslerinin berbat koktuğunu tespit ediyorum yıllardır. Ne kadar sabırlı olsak da acayip rahatsızlık veriyor çoğu zaman. Onlara ne önereyim de kokuyu azaltalım hatta mümkünse yok edelim?
0
deliktas
(21.08.09)
her sahurda yemekten sonra dişleri fırçalamak işe yarar.
0
prodeq
(21.08.09)
çok yakınında bulunmadığın sürece sana bir rahatsızlığı olmaz. bence sen onlardan bir adım uzakta dur.
haa diş doktoru önerebilirsin eğer dişlerinde problem varsa. ya da ağızı mininun seviyede kokutan yemeklerle sahur verebilirsin onlara. alışkanlık yapar ve onlar da aynı şeyi yer sahurda.
0
outlawrider
(21.08.09)
ben açıkçası 3-4 yıldır evden çıkmadan dişimi fırçalıyorum. Kimileri günah diyor, bazıları da birşey olmaz ben de fırçalıyorum diyor. Kendi adıma bunun orucu bozmayacağına inanıyorum, yine de macunu az kullanıp su yutmamaya çalışmakta fayda var.
0
Manert
(21.08.09)
ya aslında bu insanlar temizliklerine de dikkat ediyorlar ancak bir doktor arkadaşımın dediği genetik bir hastalık varmış nefes kokusu üzerine. tam bilmiyorum da hani hem oruç tutup hem de nefes kokusunu giderici bir şey almaları falan da mümkün değildir sanırım. ne bileyim ya bunun bi çözümü olmalı. gidip de nefesiniz rahatsız edici diyemiyorum sonuçta. off ya ne bileyim...
0
🌸deliktas
(21.08.09)
sahurda 4-5 tane freshies yutsunlar. ağız ve diş bakımıyla ilgili problemleri yoksa ve sigara içmiyorlarsa açlıktan oluşan koku engellenir gibi geliyor.
0
sipsi
(21.08.09)
suyu yutmadan gün içinde aralıklarla ağızlarını çalkalayabilirler.
0
ugandareisicumburu
(21.08.09)
diş fırçalamak bence bozmaz. sonuça yorumlayabildiğimiz bir şey. düşünelim her beraber,

oruç tutmanın amacı ne? açın duygularını anlamak. ama bunu anlarken çevredeki insanları rahatsız etme gibi bir durum yaşanıyorsa diş fırçalansın o zaman. kendi terbiyeniz neden başkasına işkence olsun ki? fırçalamak yanlış değil bence..
0
dambil
(21.08.09)
Oruç tutanlara saygılı ol ve BERBAT bir koku diye tanımladığın kokuyu duymak istemiyorsan Oruçluların etraflarında gezinerek onları rahatsız etme !... (Acaba bunu anlayabilecek kapasitede misin merak ettim bak şimdi)
0
systemteres
(21.08.09)
oruç tutarken ağız kokusunun en büyük nedeni sıvı kaybı nedeniyle tükrük üretiminin azalması ve ağızdaki bakterilerin yoğunluğunun artıp kokutmasıdır.

çözüm @ugandareisicumburu'nun dediği gibi bol bol ağız çalkalamak.
0
no avalon
(21.08.09)
benim babam oruç tutar, dişlerini de fırçalar gün içinde, sonucta niyeti biraz macun yiyip doymak değil, ağız sağlığını korumak. ben de tutsam aynen öyle yapardım.
yok ağız kokusu tebrik sebebiymiş de cennetin kokusuymuş...oldu. soğudum valla herşeyden.
0
pinking of you
(21.08.09)
ben dişleri fırçalıyorum valla.
açlıktan ölecek olsam macunla doymazdım gibi bir düz mantıkla çıktığım yolda, yıllardır fırçalamaktayım. gerçi şimdi elmalı çilekli macunlar çıktı. benim dediğim colgate klasik:p
saçmalama ulan,macunla doymazmış diye gülenlere daha sağlam dayanakları olan dini bir açıklama da yapabileceğimi belirteyim.
0
iyilik yap pitbull
(21.08.09)
2 gün öncemi neydi işte, kanalların birinin ana haber bülteninde söylendi, diş fırçalanmasının orucu bozduğu.. şahsen bu ramazana kadar bende hep fırçalardım. ama şimdi durup düşünür oldum.
0
copy paste
(21.08.09)
Açlıktan nefesi kokmak denen bi olay var, naparsa yapsın insan oruç tutarken ağzı kokar.

Tam çözüm diil ama:

(bkz: misfak)
0
johan sebastian
(21.08.09)
(5)

ne yapmalı ki

ceks
halihazırda bir arkadasımın arkadasının 600 e yakın sarkı sozu var . bunları paraya cevirme derdinde. gel gor ki cocuk bunlar benim için cok degerli oyle alelade bir yere vermem diyor. şimdi piyasada iyi diye bilinen sarkıcılarla ya da menajerleri ile bu konuda kontak kurmak mumkun mudur ? ya da bur
halihazırda bir arkadasımın arkadasının 600 e yakın sarkı sozu var . bunları paraya cevirme derdinde. gel gor ki cocuk bunlar benim için cok degerli oyle alelade bir yere vermem diyor. şimdi piyasada iyi diye bilinen sarkıcılarla ya da menajerleri ile bu konuda kontak kurmak mumkun mudur ? ya da buralarda bu işlerle ilgilenen birileri var mıdır ?
not: ben sarkı sozlerine baktım , hoş bu işlerden pek anlamam ( hani tutar mı gibi ) ama allah için güzel .
0
ceks
(19.08.09)
benim de elimde sözleri yazılmamış onlarca şarkı var. birlikte dünyayı ele geçirebiliriz!
0
yoldaki isaretler
(19.08.09)
bu hareketin sözcüsü olabilirim
0
Bigvocate
(19.08.09)
birlikte ele gecirmekten ziyade parasal bir amac guduluyor . ha ben satın alabilirim dersen olabilir :)
0
🌸ceks
(19.08.09)
piyasaya vereceği her şarkı sözü için bu sözleri noterde hedelettirmesi gerekir bence. yoksa satış yalan olur. tanesi 30 lira falandı sanki 2-3 yıl önce. yani sözlerine güvendiği 3-5 tanesini notere hedelettirip(hedelettirmek de nedir:P), birilerine yollayabilir, sonra da beğenen olursa diğerlerini teklif eder. ama bu şekilde yapmazsa yazdığı sözlere küfür ekleyip piyasaya sürmek zorunda kalır:)
0
outlawrider
(19.08.09)
Öncelikle yapması gereken bu sözleri tescilletmek. Bunun için bir çok yol var ama en basit ve bilineni noter tastiki. Bu şekilde hem haklarınız korumuş oluyorsunuz hem de profesyoneller tastiksiz hiçbi işe yaklaşmaz çünkü onlar da kendi haklarını korumak ister.

Sözler ne tarzda, rock, rap, arabesk vs..? Bahsettiğiniz şeyler sadece sözden mi ibaret vokal melodileri de hazır mı? Bu iki soru şunun için önemli: şayet piyasadaki(burda kasıt biraz daha magazinel) şarkıcılara verebileceğini düşündüğü tarzda sözlerse melodiler olmadan kimse yüzüne bakmaz.

Yapılacak en iyi şey gitar, ya da piano gibi bir enstrumanla birlikte şarkıların nakaratlarını ya da vurucu kısımlarını (600 şarkı dediğiniz için böyle diyorum) kaydedip tasdix.com dan onaylatıp daha sonra birilerine ulaştırmaya çalışmak.
0
johan sebastian
(20.08.09)
(12)

Hobi arıyorum

latoneus
bu aralar canım çok fazla sıkılıyor ve yapacak değişik bir şeyler arıyorum. her hafta yapmak gibi çok katı bir zorunluluğu olmasın ve bana bir şeyler katsın, zevk alayım istiyorum. aşağıdaki maddeleri dikkate alarak önerilerde bulunabilirseniz sevinirim.1. dil öğrenmeye merak saldım ve başladım da,
bu aralar canım çok fazla sıkılıyor ve yapacak değişik bir şeyler arıyorum. her hafta yapmak gibi çok katı bir zorunluluğu olmasın ve bana bir şeyler katsın, zevk alayım istiyorum. aşağıdaki maddeleri dikkate alarak önerilerde bulunabilirseniz sevinirim.

1. dil öğrenmeye merak saldım ve başladım da, ama bu aralar ders çalışmak gibi oturup kafa yormayı gerektirdiğinden biraz sıkıcı geliyor.

2. spordan nefret ederim.

3. fotoğraf çekmeyi seviyorum ancak fotoğrafçılık kursuna gidecek kadar iyi bir makinam yok şu an için.

4. resim yapmaya yeteneğim var, kursa da gitmeyi düşündüm ama genelde hep emeklilerin tercih ettiği yağlı boya üzerine yoğunlaşan kurslar gördüm. karakalem tekniğinde kendimi geliştirebileceğim ve yaşıma uygun (24) insanların birarada olduğu bir kurs tavsiyeniz varsa bu seçenek olabilir.

5. müzik aleti çalmayı düşündüm perküsyon gibi, ama evde pratik yapmam pek mümkün olmaz. gitar vs. şeyler de bana çekici gelmiyor.

6. biçki dikiş ve takı tasarımı hariç tasarım üzerinde nelere yoğunlaşabilirim bilmiyorum.

7. aslında sanat tarihi üzerine kitap okumak haricinde bir şeyler yapabilsem o da süper olurdu..

8. tiyatro vs. çalışmaları için, çalışan bir insan olduğumdan vaktim olmuyor ne yazık ki..
0
latoneus
(09.08.09)
şöyle 1500-2000 parçalık bir puzzle tüm sıkıntını alır götürür.
0
eskili
(09.08.09)
bana öyle geliyor ki çabuk sıkılan bi insansınız, rutin sizi gerer. kendinizden ve bulunduğunuz yerden uzaklaşacağınız kısa yolculuklar size en iyi gelecek şey olacaktır. görmeniz, keşfetmeniz gereken yerler vardır belki de
0
kathy
(09.08.09)
kendine bi blok açabilirsin
ebru yapabilirsin
0
goldenbrown
(09.08.09)
Teknoloji ile ilgileniyorsanız asit elektronik devreler yapabilirsiniz, hem eğlencelidir hem vaktin nasıl geçtiğini anlamazsınız hem de yaptıkça öğrenir bir sonrakini kafanızda canlandırırsınız.

Mesela:
www.biltek.tubitak.gov.tr

Burdakilerin bazılarının yapımı zor ayrıca programlama gerektiren devreler ama güzel devreler de var. Ya da en basiti çeşit çeşit, renk renk bissürü led ve uygun direnç alıp onları istediğiniz şekillerde bağlayıp güzel dekoratif şeyler yapabilirsiniz :)
0
johan sebastian
(09.08.09)
dans dersleri al. swing, salsa, tango, flamenko, hiphop, ve baskalari arasinda hosuna gidecek bir tarz kesin vardir. bir dolu yeni insanla tanismana yol aciyor.
0
bleneak
(09.08.09)
*seramik/heykel kursu olabilir. veya fimo hamuruyla kendiniz evde yapabilirsiniz.

*resim kurslarını araştırıp öğrenmek lazım. sadece hobi olarak yapacaksanız, cd veya kitap setleri de iş görür diye düşünüyorum.

*pahalı bi hobi olmakla beraber cam/ cam üfleme okulları olabilir.

*pastacılık olabilir. (çikolatadan heykeller, gıda boyalarıyla yenilebilir resimler yapan adamlar var) okulları var sanırım.

*kokulu mum tasarımı çok güzel olur ama malzemeye para gerekir sanırım.

*maketsetleri alıp evde kendi kendinize yapabilirsiniz .

cinsiyetinizi bilmediğim için söyliyim dedim. çoğu bayanların ilgilendiği hobiler gibi dursa da erkeklerin de ilgilendiği şeylerdir.
0
squatterbloat
(09.08.09)
model uçak. (maket değil)
0
lhun
(09.08.09)
1 - 1,5 milyara eski bir volkswagen tosbağa al.. biraz da cebine para koy.. orjinal haliyle toplatmaya başla, boyat, detayları ile uğraş..
0
anteelope_
(09.08.09)
güzel bir dürbün alıp gökyüzünü gözlemleyebilirsiniz. hoşunuza giderse bir teleskop alıp evrenimizin ne kadar muhteşem olduğunu görme şansını elde edersiniz.
0
bira sisesi kapagi
(09.08.09)
1 ve 4 ü göz önünde bulundurarak bol bol orjinal ingilizce çizgi roman oku. paran yetişirse cilt al, yetişmezse scan indir oku.
0
duk leto
(10.08.09)
dans dans dans
özellikle salsa'yı tavsiye ederim
insanın bütün enerjisini ve yaşama sevincini yeniden bulmasını sağlıyor.daha önce nerdeymişim ben dedirtiyor
0
vi
(19.08.09)
evde sarap yapmak olabilir mi?
0
bir varmis bir yokmus
(17.01.10)
(3)

patara'da nasıl kalınır ki?

distopikadin
aile bünyesine ait üç kadınla patara'ya gidilse kalınır mı, kalınsa nerede kalınır? pansiyonlar plaja çok mu uzaktır, market olanakları vs. nasıldır? gibi bir milyon soruya yanıt olunabilse ne güzel olur...
aile bünyesine ait üç kadınla patara'ya gidilse kalınır mı, kalınsa nerede kalınır? pansiyonlar plaja çok mu uzaktır, market olanakları vs. nasıldır? gibi bir milyon soruya yanıt olunabilse ne güzel olur...
0
distopikadin
(31.07.09)
Patara'ya 6-7 sene önce bir kez gittim. Plajın heman arkasında, korulukta kamp alanı vardı. Tercih ederseniz orada çadır kurabilirsiniz. Gördüğüm kadarıyla genellikle tatilci aileler kalıyordu. wc, duş, bulaşıklar içni lavabo vs.. gibi imkanlar da varadı.
0
johan sebastian
(01.08.09)
geçen hafta oradaydım ayıptır soolemesi. harika bi yer. ancak tüm olay plaj ve antik şehir olduğundan akşamları kalmanın (caretta carettaları uzaktan izlemek dışında) pek bi olayı yok. küçücük, köy gibi bi yer. o yüzden pansiyon fiyatları bile daha uygun hatta. bence bizim gibi kaş'ta kalın (ya da kalkan'da) kaştan günübirlik gidin gelin derim. zira kaş harika bi yer. mavi bar adlı mekanı bile yeter. bunun dışında restaurant bar ne ararsanız var. esnafı da kazıkçı değil. (patara'da plajda 3 liraya uludağ limonata satıyolar, olympos'ta 2 lira. kaş'ta 1 lira) kaş için santosa pansiyonu tavsiye ederim. ya da ateş pansiyon. ayrıntı lazım olursa msj atın. iyi tatiller.

edit: patara kaş'tan 1,5 saat ya da daha az. kalkan'dan da 40 dakika falandır maksimum.
0
eugenick
(01.08.09)
kalkandan daha 2 gün önce geldim. kalkanda da pansiyonlar kahvaltı dahil kişi başı 25 lira. patara kalkandan pahalı değildir.
patara plajı mükemmel bir plaj ama plaj haricinde bi manzarası yok. carettalar için saat 7den sonra plaja girmek yasak. kalkanda kalıp da taksiciyle pazarlık yaparsanız 50 liraya gidiş dönüş ayarlayabilirsiniz. her gün patarada denize girmenize de gerek yok. kalkanda kumsal yok ama denizi oldukça iyi. kalkan otogardan pataraya 6 km mesafeden geçen minibüsler de var her gün ordan taksi kullanabilirsiniz ama denemedim.
0
the c
(02.08.09)
(9)

anadolu lisesinde sınıf değiştirmek

kaan_yılmaz
merhabahaftaiçi velimle okula gidip müdürle görüşücem[izinliymiş kendileri]okula gidip müdüre ne desem sınıfımı değiştirmeye ikna olur yada velim nedesin nası ikna etsin müdürbey hazretlerini?not: lise 3e geçtim.geçmek istediğim sınıf 27 benim sınıf 28 kişi.
merhaba
haftaiçi velimle okula gidip müdürle görüşücem[izinliymiş kendileri]
okula gidip müdüre ne desem sınıfımı değiştirmeye ikna olur yada velim nedesin nası ikna etsin müdürbey hazretlerini?

not: lise 3e geçtim.geçmek istediğim sınıf 27 benim sınıf 28 kişi.
0
kaan_yılmaz
(31.07.09)
değiştirir yahu bence direk.

olmadı mazeret olarak şunlar gösterilebilir:
- arkadaşları o sınıfta
- bu sınıfındaki öğrencilerle anlaşamıyor
pek yaratıcı olmadı ama neyse..
0
dambil
(31.07.09)
"sen istersen herkes ister" argümanıyla isteğin reddedilecek
0
obez kirpi george
(31.07.09)
her okulun bu konuda kuralları farklıdır. eğer "asla sınıf değiştirilmez" gibi bir kuralları yoksa çok zorluk çıkarmazlar.(bu kuralı koyuyorlar çünkü sınıf değiştirmek isteyenlerle başa çıkılamıyor sonra.) asıl sınıf değiştirme sebebin akla-mantığa uygun bir şeyse bu yeterli olacaktır. ama "arkadaşım o sınıfta, bu sınıfa giren öğretmenlere gıcığım,vs" işe yaramaz.
sen neden değiştirmek istiyorsun?
* ben yazana kadar ne çok yazan olmuş.
0
yalniz bir opera
(31.07.09)
obez kirpi george:

"sen istersen herkes ister" argümanıyla isteğin reddedilecek.

işte tam bunu diyorum.
bu görüşü nası çürütcem.halbuki ben geçersem herkez sınıf değiştirmicek.bunu nasıl anlatabilirm.hadi dostlar bi yardım edim kurtarın beni şu sınıftan.
0
🌸kaan_yılmaz
(31.07.09)
sınıftakilerle pek anlaşamıyorum.biraz odunlar.geçmeyi istediğim sınıftakilerin çoğunu 7-8 yıldır tanıyorum.
0
🌸kaan_yılmaz
(31.07.09)
akıllı uslu öğretmenlerin tabiriyle "efendi" bir öğrenciysen, anlaşamadığın odunlar da tam tersi bir profildeyse bunu müdüre söyleyebilirsin. işe yarayacaktır. ama diğer sınıfta arkadaşların olduğunu söyleme:) bi de, müdür yerine ilgili müdür yardımcısına (sizin sınıftan sorumlu olana) ya da rehber öğretmene gidebilirsin. daha çok işe yarar.
0
yalniz bir opera
(31.07.09)
öyle yaptım bugün ama müdür yardımcıları, müdür bakıo o işe dediler.haliyle haftaya kaldı.
0
🌸kaan_yılmaz
(31.07.09)
benim daha önce çalıştığım okulda sınıf değiştirme kuralları çok sıkıydı. bir öğrenci bulunduğu sınıftaki ilişkilerin ruh sağlığını olumsuz etkilediğine dair rapor getirmişti:) böyle bir durumla karşılaşmamanı dilerim.sınıfta yaşadığın sürtüşmelerin başarını olumsuz etkilediğini söyleyebilirsin sen ya da velin.
0
yalniz bir opera
(31.07.09)
Eğer öss'de okulun başarı beklediği bir öğrenciysen, bulunduğun sınıfta belirli sebeplerden dolayı başarılı olamayacağını, sınıfın senin motivasyonunu çok olumsuz etkilediğini, ders çalışamadığını söyleyerek blöf yapabilirsin. Ama tabi bu söylediğim şey eğer okul senden derece falan bekliyorsa işe yarar.

Ama eğer özel sebeplerin yoksa böyle şeyleri pek kafana takmamanı tavsiye ederim. Lise acımasız bir yerdir. En güzeli sosyal ortamını olabildiğince geniş tutman, hatta en iyi arkadaşların diğer sınıflardan olursa çok daha yararını görürsün. Neyse konu dışında tavsiye vermiş gibi oldum, affola.
0
johan sebastian
(01.08.09)
(7)

gece bilerek kendimi uyandırıyorum

kurtulan adam
tv dinleyerek uyumak çok sevdiğim bişey..tartışma programı falan açarım dinleye dinleye uyurum.yalnız son dönemlerde abartmaya başladım.2 saat aralıklarla falan saati kurup uyanıyorum ve bu eylemi gerçekleştiriyorum.bunu yapan var mı acaba başka?
tv dinleyerek uyumak çok sevdiğim bişey..tartışma programı falan açarım dinleye dinleye uyurum.yalnız son dönemlerde abartmaya başladım.2 saat aralıklarla falan saati kurup uyanıyorum ve bu eylemi gerçekleştiriyorum.bunu yapan var mı acaba başka?
0
kurtulan adam
(30.07.09)
bende tv izlemeden uyuyamam ama her gece bir kere yetiyor bana :)
0
cnonefb
(30.07.09)
2 saatte bir kendini uyandırıyorsan uykunun tüm evrelerini uyuyamamazsın, hepsi de hem bedensel hem de zihinsel olarak gerekli evreler.
0
hayali arkadaş
(30.07.09)
tv dinleyerek uyumak sağlıksız bir olay. doktor değilim ama okuduğum bir çok yazı da bahsediyorlardı. alışkanlığınızı bıraksanız iyi olur
0
nl extreme
(30.07.09)
tvyi birkaç saat sonra kapanmaya kurup uyanmiycak şekilde uyumak en güzeli ve sağlıklısı tabi.
0
yuto
(30.07.09)
heheh deli.
0
bullet-tooth
(30.07.09)
valla ben güne çok daha iyi başlıyorum böyle ya.sanki hiç uyumamışım,bütün günü yaşamışım gibi hissediyorum.
0
🌸kurtulan adam
(30.07.09)
Ben yatmadan önce müzik dinlemeyi çok severim. Geçen sene bunu biraz abartıp müzik dinleyerek uyuyordum. Ama tabi uykum da inanılmaz hafif olduğu için tam olarak uyuyamıyorudm. Yani evet uyuyordum :) ama bilincim uykudaki kadar kapanmıyordu. Hatta bazen biri yanıma gelip soru sorduğunda eğer müzikten duyabilirsem cevap verip devam edebiliyordum. Ta ki mp3 playerım bozuluncaya kadar bunu sık sık yapıyordum. Ama hayatımda hiç o kadar rahat güzel uyuduğumu hatırlamıyorum. Bazen yorucu oluyordu ama daha çok dinlendirici hafifletici oluyordu. Hatta uyandığım anda normal uykudan uyanmış gibi mahmurluk olmuyordu üstümde gayet zinde uyanıyordum.
0
johan sebastian
(30.07.09)
(1)

shaq o'neal ??

point guard
bu dev arkadaşın bir smacı vardı. yada var mıydı ?idmanda derek fisher ve devean george ikilisinden biri omzuna diğeride bacaklarına sarılıyor ama shaq yinede zıplayıp smaç yapıyordu..bu bi efsane mi yoksa hakikaten var mı ?
bu dev arkadaşın bir smacı vardı. yada var mıydı ?

idmanda derek fisher ve devean george ikilisinden biri omzuna diğeride bacaklarına sarılıyor ama shaq yinede zıplayıp smaç yapıyordu..

bu bi efsane mi yoksa hakikaten var mı ?
0
point guard
(28.07.09)
Evet bende böyle bir video vardı. Yalnız hatırladığım kadarıyla sadece Derek Fisher arkadan Shaq'ın omzuna atlıyordu pota altında ama Shaq smacı basıyordu.
0
johan sebastian
(29.07.09)
(1)

32 Bit Mikrocontroller

kimlanbu
Devamlı 8 bitlik mikrocontroller lar ile uğraştım ama hesap kitap yaparken atıyorum 3445*3453 işlemini tek satırlık kod ile halletmek istiyorum veya 3236534/825 işlemini kasmadan yapmak istiyorum.Bu matematik kısmı projenin kendisinden daha fazla zaman alıyor ve insana kafayı yedirtiyor.Türkiye'de u
Devamlı 8 bitlik mikrocontroller lar ile uğraştım ama hesap kitap yaparken atıyorum 3445*3453 işlemini tek satırlık kod ile halletmek istiyorum veya 3236534/825 işlemini kasmadan yapmak istiyorum.

Bu matematik kısmı projenin kendisinden daha fazla zaman alıyor ve insana kafayı yedirtiyor.

Türkiye'de uygun fiyata bulabileceğim, yaygın olarak kullanılan 32 bitlik microcontroller var mıdır ?

Atmel'in AVR32 sini ve LPC2138 ARM7 diye iki mikrokontroller buldum. Ama bunlar smd kılıfıyla satılıyor, mikroskobik bacakları var, evde lehim yapmak imkansıza yakın. yani "amatör" birisinin uğraşması oldukça zor, geliştirme kartı almak gerekiyor.

Bunların ayarında var mıdır 32 bit microcontroller, ya da en kötü ihtimal yukarıdaki ikisinden hangisini tavsiye edersiniz ?
0
kimlanbu
(27.07.09)
kimlanbu, 32 bit microcontrollerla hiç çalışmadım o nedenle soruya tam yanıt veremeyeceğim. Yalnız smd kılıflı malzemeler için uygun soketler var bilgisayarların işlemcilerini içine taktığımız tipte. O soketleri kullanabilir ya da çevrenizde cep telefonu tamircisi varsa orada lehim yaptırabilirsiniz, çok kolay yapıyorlar.
0
johan sebastian
(27.07.09)
(41)

kız arkadaşa laf atılması!

emcedeltate
merhaba duyuru sakinleri.sorulacak soruya dürüstçe cevap vermenizi diliyorum. sevgilinizle beraber sokakta yürüyorsunuz. yandan `iki ` tane hıyar geçiyor. kız arkadaşınıza laf atıyor. ancak adamların amaçları kıza laf atmak değil; sadece kavga çıkarmak. yani amaçları sizi kışkırtıp kavga etmek. sade
merhaba duyuru sakinleri.
sorulacak soruya dürüstçe cevap vermenizi diliyorum.

sevgilinizle beraber sokakta yürüyorsunuz. yandan iki tane hıyar geçiyor. kız arkadaşınıza laf atıyor. ancak adamların amaçları kıza laf atmak değil; sadece kavga çıkarmak. yani amaçları sizi kışkırtıp kavga etmek. sadece kavga arıyorlar. kız arkadaşınız ordan hızlıca uzaklaşmak istediğini belirtiyor. adamlar bildiğiniz apaçi. kavga çıksa dayağı yiyeceğiniz su götürmez bir gerçek.

bayanların da erkeklerinde cinsiyetlerini belirterek cevaplamasını istiyorum.

**
kız tarafıdan bakalım

erkek arkadaşınızın ne gerçekte yapmasını isterdiniz.

1-duymamazlıktan, görmemezlikten gelme
2-"nediyosun lan sen" şeklinde gidip kavga çıkartması ama sağlam dayağını yemesi.

1. yaparsa bu kişiyi içinizde korkak, kılıbık ilan eder misiniz?
2. yaparsa burnu falan kırılıcak ama gözünüzde kahramanlık mertebesine ulaşıcak mı?
**

bu konuyu tarih boyunca merak eden yüzbinlerce kişi olduğuna eminim.

erkek arkadaşınızın (* *) sizin için dayak yemiş olması hoşunuza gider mi? bunu sizi sevdiğinin, göstergesi olarak algılıyan kimse var mı?

kız arkadaşınıza laf atılması elbette sizi sinirlendirecektir. ancak olay olmamış gibi yürürseniz kavga çıkmayacak. hayat devam edecek. ancak siz kız arkadaşınızın sizin bir korkak olduğunuzu düşündüğünü düşünür müsünüz?

gidip kavga çıkartıp dayak yemek sizi kahraman yapar mı? namusunuzu temizlemiş olduğunuzu mu düşünürsünüz.

******

birkaç da haber linki koyuyorum.

www.milliyet.com.tr

yenisafak.com.tr

kızın ne düşündüğü kadar sizin ne hissettiğiniz de önemli.

yukarıda cevapları birbirine bağlantılı birkaç soru var. her iki cinsiyet de cevaplarsa anlamlı bir faaliyet gerçekleştirmiş olacağız. cevaplar ne kadar fazla, çoksesli ve kapsamlı olursa sonradan okuyacak kişilere o kadar yardımcı olursunuz. başınızdan geçmiş tecrubeler var ise yazmak çok yerinde olur.

bir kere daha tekrar etmek istedim. çoksesli bir oturum olması gerekiyor. karşıt fikirler çarpışsın ve bir sonuca bağlansın istiyorum. hayda bre pehlivanlar.

konuşmakla uygulamak farklı şeylerdir. uygulayamayacağınız şeyleri yazmak size burda statüko sağlamayacak.lütfen gerçekçi cevaplar.

ARKADAŞLAR ANLAMADINIZ GALİBA SAVUNMA TAKTİKLERİ, SALDIRI TÜYOLARI ARAMIYORUM. BANANE ADAMIN KIKIRDAĞINDAN BOYNUNDAN. SORUYU OKUMADAN LÜTFEN CEVAP VERMEYİN.
0
emcedeltate
(27.07.09)
yanımda herhangi bir kız varken -yanımdaki kızı düşünerek- kavga çıkmaması için elimden geleni yaparım, çok kızarsam kızı güvenli bir yere bırakıp döner ya döver ya dayağımı yerim. kızı korumak ayrı şey, tehlikeye atarak salakça kavgaya girmek ayrı şey. korunmayı hemen her kız ister, ama dayak yememden hoşlanacak kız benden uzak olsun zaten.

(git: 85032) ayrıca burada da konuşulmuştu, bu tarz olaylarda nefsi müdafa kararı için sizin ifadeniz de yeterli olmaz.

edit: gerek var mı bilmiyorum ama ekleyeyim, erkeğim.
0
lykos
(27.07.09)
Mevzu( mevzu dedi)nun nerde ve hangi kosullarda oldugu da onemli tabi. burdan mesaneden sIkmak kolay. Ama olmus da var tabi. Laf atilir.(kucuk kiyamet). Elamanlara bakilir. -Ne bakiyosun lan at yarraa, zoruna mi gitti? diye bi laf da erkek olarak yenilir. Gulumsenir. Kiz arkadas otobusune minibusune, bindirilir. Olay mahaline geri donulur. Elemanlar bulunur, agizlari ve burunlarinin suratlarinda aslinda ne kadar da farkli yerlestirilebilecegi farkli bir operasyon ile kendilerine gosterilir. Gece taksim de hos bir nezarethane de bir pezevenk ve hirsiz ile muhabbet ederek gecirilir.

Peki bu neden yapilir? Manyaklik, hayvanlik, medeniyetsizlik bir suru adi var. Memlekette kanun nizam var he-man kavga edip ne diye sagini solunu facalatican? diyenlere saygi duyuyor elbette bu beden. Ama kisilik meselesi. Sahsi kanaat, tersi olaydi, laf duymamazliktan gelinip oylece yuruneydi, kiz arkadasin ne dusunecegi pek sike takilmamakla birlikte, gece bu lafi isiten bas(bu benimki oluyor) yastiga duseyazamazdi. Kudururdu. Kendini yerdi. Namus cart curt? Belki. Ama daha cok sen bana ait olan (maskulenim ezelden) bir seye sulanirsan aslanim, e salcani da akitirlar birmukabele.

erkekim.
0
gunlerin kopegi
(27.07.09)
Merhaba

Cevap hal duruma göre değişir bence, piçlerin niyeti senin örneğinde belirttiğin üzere "bulaşmak ve gereksiz bela durumu" filan bu sadece dayak yeme ile sınırlı kalmayabilir bile piçler bıçak vs de kullanabilirler durum vahime gider.

Öte yandan kız arkadaşı korumak da gerekebilir böyle bir durumda can mı canan mı ? sorusu gelir bi yandan bu koruma durumunda bile oracıkda kavgaya girmektense kaçmak günümüzde daha mantıklı geliryor bana.
Çünkü suçluların bulunması bir hayli zor, sonra adam seni yaralasa kızı kim koruyacak ?

Öte yandan erkeklik vahşi hödüklük değildir! her gördüğüne kafa göz girenlerin sonucunu da çok kez gördüm.

Ancak baktın ki bunların hiç birisi çaba vermiyor adamlar peşine düşüyor belki öyle bir durum ortaya çıkar ki sevdicek uğruna ölmek gerekir ki bunuda bence yapmakta gerekir.

Ayrıca durumu tahlil etmeyip erkeğini bok yoluna yollayan kızın da aklından da sevgisinden de şüphe ederim ben arkadaş.

Bilmem ifade edebildim mi ?

erkektir.
0
sozluknickmiverulan
(27.07.09)
bir erkek olarak normal olan ve yapılması gerekenin hiç muhattap olmayıp oradan uzaklaşmak olduğunu, hele ki bu devirde adamların büyük ihtimalle yanlarında birşeyler de taşıyor olacağını göz önünde bulundurarak afedersiniz birkaç it kopuk yüzünden hayatıızı tehlikeye atmamanız gerektiğini düşünüyorum. fakat gel gör ki ben bu düşüncelerimi asla uygulamaya geçirememiş bir insanım.çünkü böyle bir durumda tepki vermezsem çok fena içimde kalır ve hep keşke der dururum. o yüzden -bu tür durumlarla çok fazla karşılaşmamış olsam da- böyle bir taciz olayında karşıdakilerin ağızlarının payını vermeden gittiğim hiç olmamıştır.
edit: biraz geç kalmışım sanırım...
0
burbat
(27.07.09)
Eril görüş: Laftı küfürdü bunlar aşırı soyut şeyler geldiğinden kavga etmeye değer görmem hiç bi zaman. Hatunun poposunu ellerseler o zaman iş değişir bak, ele avuca gelir gayet somut bişey çünkü popo. Ciddiye alamıyorum laf atmaları felan. Ha it afkırmış, ha apaçi laf atmış.
"Ben laf yedim orda sen bi dayak yemedin benim için tankut iğrençsin" diyen kezban hatuna da tekmeyi basarım tez elden gibime geliyor, gene de büyük konuşmayayım.
0
mabl
(27.07.09)
ben bir bağyan olarak şunu söyleyebilirim, biz sevdicekle böyle bi durumla karşılaşsak onun cevap vermemesini daha çok isterim. gereksiz yere tartışıp gereksiz yere zarar görecek. ve gereksiz yere zarar verecek. saçma sapan nedenlerle boşu boşuna keyfimiz kaçacak. görmeden çekip gitmek en güzeli ama küçük de bi ters bakış atılabilir belki...
0
miskinim
(27.07.09)
bir erkek ve adanalı olarak kendi çapımda yorum yapıyorum.

yanımdaki kız eşim veya 3-5 senedir bilikte olup evleneceğim insansa, onu en uygun yerde taksiye bindirir eve gönderirim. sonrasında eğer yakınlarımda tanıdık varsa onları çağırır gider laf atan hayvanları bulur direk dalarım, ha kimse yoksa gene dalarım ama önce polisi arar "filanca noktada kavga çıktı olaylar çok büyük, ekip gönderin" derim. eğer tek dalacaksanız tavsiyem gurubun içindeki en kıl olduğunuz ve atletik olana direk yumruğu kapatmanız, sonrasında onlar noluyor demeye kalmadan 2 kişi indirirseniz ve elinizde haydar tarzı bir sopa varsa muhtemelen geri kalanlar tırsacaktır. elleriniz boş ise yine kafadan 2 kişinin yere serilmesi diğerlerinin cesaretini kıracaktır, yere düşenlerin ağzının ortasına tekmeyi basın ki en azından burunları kırılsın. siz illaki dayak yersiniz ama karşı gurubada maksimum zarar vermek içinizde ki sinirin ve kinin en büyük tesellisi olur. sonrasında zaten polis gelecektir olaylar çok fazla büyümeden kurtulursunuz, karakolda mutlaka davacı olun.

diğer taraftan yanımda ki kız az önce barda tanışıp gecelik ilişki yaşayacağım kız ise umrumda bile olmaz, durduk yerde canımı hiç sıkmam. kızın ne düşüneceği beni bağlamaz.

bence burda asıl sorulması gereken "yanınızda ki kızın sizin için ne düşüneceği" değil "sizin kendi iç dünyanızda ne şekilde hesaplaşacağınızdır".
0
snow bros
(27.07.09)
Kavga çıkarmamalısınız. Özür dilerim ama yanınızdaki arkadaşınız kavga etmediğiniz için sizi kılıbık ilan ediyorsa o kişiyle dostluğunuz samimi değil demektir. Bunun çözümü başkadır. Yumruklar konuşursa onlardan farkınız kalmaz.
0
tubytube
(27.07.09)
eşek kadar olana kadar küfür denen kavrama anlam verememiş biri olarak laf atılmasını da çok anlamlı bulmuyorum açıkçası. yani "hananı zikeyim" dediklerinde anneciğimin ruhu bile duymuyor, en ufak bir zarar görmüyorsa "eee?" diyor ve gülüp geçiyorum. yani sen benim anama nasıl laf edersin ulan dümbük moduna girmeyi mantıksal bulmuyorum.

laf atılma olayında şöyle bir nüans var ki ortama ve duruma bağlı olarak atılan lafın gerisinin gelme ihtimali, olayın laftan fiziksel saldırıya dönüşme ihtimali varsa buna göre bir karar verilmelidir. örneğin çok kalabalık bir ortamda birilerinin olaya müdahale edeceğini varsayarak olayı savuşturmak üzere çıkış yapabilirsiniz. fakat karanlık bir yolda yürürken 3 tane hanzo sarkıntılık yapmaya kalkıyorsa, erkeklik yapıp "ne diyon lan sen?" demek 2 kişiye tecavüz edilmesi ve öldürülmesiyle sonuçlanabilir. bu riske girmek bence salaklıktır. erkeklikle alakası yoktur.

bence önemli olan kızı sahipsiz göstermeyecek düzeyde bir tavır almak, gereksiz gözükaralık gösterip kızı ve kendinizi riske atmamak gerek. bu dengeyi tutturmak kimi zaman zor olabilir elbette fakat genelde "laf laftır" diyip geçmek gerek bana göre. kavgayı seven biriyseniz bilemem tabi.
0
bodom
(27.07.09)
cinsiyet: erkek.

valla kızların uzun boylu iri yarı kaslı erkek peşinde koşmasının sebeplerinden biri de herhalde bu gibi bi durumla karşılaşmamak istemeleri. yani bu güvenlik ihtiyacı o kadar da bilinçaltından çıkıp gelen bişey değil; sokakta, sahilde, kafelerde direk burun buruna gelinen bişey.

cevapları taramadım ama kavga çıkarmasın diyen kızlar kesin olacaktır, doğru; o an kavga çıkmasını istemeyebilirler, gürültü patırtı olmasın. ama, "erkekleri", o laf atılma anındaki ezik, pısırık halinden sonra asla eskisi gibi olmaz herhalde.
0
yoldaki isaretler
(27.07.09)
er kişi olarak,

önce hanım kişisi güvenliğe alınır. ortam kalabalıksa hanım kişisine net bir şekilde karışmaması belirtilir.

"konuşabilir miyiz?" diye masum rolünde ilk adama yaklaşılır ve ilk yumruk gırtlağına atılır.

bire bir kapışırken karşıdaki adamın büzük sesleri dinlenir, büzüğüne itinayla ayar çekilir.

polisin gelme olasılığı varsa kendi yüzüne biraz makyaj tavsiye edilir. göz çevresine vurulan yumruk pek acıtmaz, kollarını da tırnaklayabilirsin. biraz kan oturması yeterli.

ha ortam sakattır, gecedir, yalnızdır. hanımefendinin sakata gelmesi riski vardır. o zaman kıçına cola şişesi soksalar dahi susmak gerekir.

kavga kötü değildir. kötü olan yandaşlarını/arkadaşlarını da bu tehlikeye bulaştırmaktır.

kavga, şov da değildir. güç gösterisine girmek, artistik patinajlar yapmak zinhar yasaktır. dalağı, barsağı eline alma ihtimalin her zaman var çünkü.
0
tgc
(27.07.09)
bi filmde vardı mesela buna benzer bişey. polis içinde bir çiftin yol aldığı aracı durduruyor, bayanı arama bahanesiyle elle taciz ediyor, bay ses çıkaramıyor; gecenin ilerleyen saatlerinde çiftin arası bozuluyor.
0
yoldaki isaretler
(27.07.09)
Bir kadın olarak, ne gerek var duymamazlıktan gelip yola devam etmeyi isterim. Güç gösterisini falan gerek yok, gayet samimi söylüyorum, daha önce de erkek arkadaşımı aman dur yapma diye tutmuşumdur. Gereksiz insanlarla muhatap olmaya gerek yok, neden canımızı sıkalım ki.
0
loralynn
(27.07.09)
cinsiyet : O->

üstadım ben bir keresinde trafikte arabadan indim, arabayı nişanlım kullanıyordu ve hanzonun birisi nişanlıma küfür etti. ben 110 kilo 1:85 biriyim, zaptedilmem biraz güç oldu, ancak adam uzun süre konuşamayacak hale geldi. benim ise boynumda sıyrıklar, açılmış bir kaş ve kanayan burunla arabaya zor bela bindirdiler. sonuç :

1 ) çapa tıp fakültesi önünde yüz kadar araç yaklaşık 10 dakika beklediler, insanlar işinden oldu, bir ambulans benim yüzümden çıkamadı, bu utanç verici bir şeydi.
2 ) nişanlınızı ağlama krizine sokuyorsunuz, hele bir de kavga esnasında araya girmesi ve sizin 'ona darbe gelecek' diye kendinizi kontrolsüz araya atmanız cabası, kaşım o sırada açıldı mesela.
3 ) adam için daha sonra üzüldüm, küfür bile etmiş olsa hayatının belli bir bölümünü dişçide geçirmek ve kamışla çorba içmek zorunda kaldı. o an elimin altında silah veya kesici bir şey olsa sanırım kullanırdım, insan böyle katil oluyor demek.
4 ) sevdiğiniz insan size karşı güven bunalımı yaşıyor. acaba gene aynısı olacak mı korkusu ile uzun bir süre geçiriyorsunuz. mesela beni yaklaşık 2 ay arka koltuğa oturtup çocuk kilidi ile kapıyı kilitledi.
5 ) ailesine karşı tedirginlik veriyorsunuz. şöyle düşünün ya adamın üzerinde bir kesici alet olsa? ben o gün ölebilirdim de. ailesi de neticesinde kızlarını size emanet ediyor. hiç bir anne baba kızını bir hastane köşesinde üzeri başı kan içinde ağlarken bulmak istemez.

hayatımda yaptığım hatalardan biridir bu. bunları yazmamın amacı ; yapmayın hocam. iyi bir şey değil bunu yapmak. biz ilişkimizin 5. senesinde bunu yaşadık ve o beni hiç görmediği bir şekilde gördü. o imajı kafasından silmek zor oldu. hani yapmasam belki bir süre ben kendi kendimi yerdim. ama kadın kısmısı bu konuda daha pas geçer nitelikte.


edit : lan yapmadan geçemicem ;
(bkz: yumruğumla öldüreyim)
0
galahad
(27.07.09)
erkek görüşü: önce kızı tehlikeye atmamalısınız, sonra elemanlar tantanacı olabilir biri sizinle kavga ederken öbürü cüzdanı götürebilir. gözünüz kesiyorsa yanınızdaki bayanı emniyete aldıktan sonra allah ne verdiyse girin ya döver ya dövülürsünüz.

@tgc gırtlağa atılan yumruk sizi katil mertebesine ışınlar, kıkırdaktır oralar kırar öldürürsünüz elin itini. kuvveti ölçüsüz kullanmamak lazım.
0
justaddwater
(27.07.09)
bir dişi;
kesinlikle yanımdaki erkeğin böyle bir kavgaya dahil olmasını istemem hatta duruma göre onun kontrolsüz olduğunu düşünürüm. sonuçta laf atmak var ortada sadece, bunu çoluk çocuk da yapıyor ve bunu yapabilen birinin kalitesini siz düşünün kalkıp bir de muhattap olucaksınız. en iyisi uzaklaşmak. taciz falan olsa tabiki önlemek görevinizdir. üstelik şunu da göz önünde bulundurmak gerekir ,sevgilin 7/24 seninle birlikte değil , hiç mi sokakta tek yürümüyor bu kız, muhakkak laf atanlar oluyordur madem bu kadar dokunuyor sana hiç dışarı çıkarma . böyle şeylerle gaza gelmeyin arkadaşlar, gerçekten hoş değil. aklı başında hiçbir kız böyle bir durumdan hoşlanmaz.
0
zhou hui
(27.07.09)
Bir erkek olarak soyleyebilirim ki, her kadin erkegi tarafindan mudafaa edilmek ister. En egitimlisinden en cahiline en kezbanina kadar hepsi bunu ister. Ha size laf atan birkac serseriyle dalasmanizi mantiksiz bulduklarini soyleyeceklerdir elbet. Fakat dedigim gibi hepsi icten ice o laf atan hiyarlara hadlerini bildirip yolunuza devam etmenizi isteyecektir. Bu kudrete sahip olmaniz onlar tarafindan takdirle karsilanacak, hoslarina gidecek, kendilerini daha bir guvende hissedeceklerdir. Bir kadinin bir erkekle birlikte olmasinin altinda yatan en temel ihtiyactir kendisini emniyette hissetmesi. Ama tabii ki gecenin bir koru dayak yiyeceginizi bile bile o insanlara kafa-goz girismek hem gucsuz, hem de akilsiz oldugunuza dalalet ettigi icin, kadinin sizden sogumasina neden olacaktir. Dusunsenize hem fiziksel, hem de mental acidan gucsuz bir erkek. Olayin akabinde "Canimsin cicimsin" diye yaralariniza baksa bile icinden "Ben nasil bir adamla birlikteyim" diye sorgulamasi olasidir.

Velhasil boyle bir durumda, yani gecenin bir koru 3-5 zibidiyle dalasmak, hele ki bunu bir kadin icin yapmak (Anne ya da kardes olmadigi surece) gayet mantiksiz bir harekettir. Hayatinizin baharinda bu dunyadan gocup gitme nedeniniz olabilir.

Sunu da unutmayin, o laf atan serserilerin muhtemelen su hayatta kaybedecek bir seyleri yoktur, ya tinercidir ya kestir, ya ayyastir. Size bir insanin insana vuramayacagi sekilde vurur icinde biriktirdigi kinle birlikte. Eger siz az-cok egitimli bir insansaniz herhangi bir dovus sanatina vakif olsaniz bile onlarla bas etmeniz mumkun olmayabilir. Yanlarinda buyuk ihtimalle kesici-delici aletleri olacaktir, her turlu pisligi yapabilecek durumdadirlar. Kafanizi bile ezerler bir tasin altinda, acima duygusu tasimiyor cunku bu insanlar.
0
msb
(27.07.09)
@justaddwater

3kglık basınç kıkırdak halkaların çökmesini ya da kırılmasını sağlarmış. kaldı ki boyna yumruk atmak, hele o sertlikte çok zor. savunma halinde(rakibin boğazınıza sarıldığı varsayılarak) bile önce sol el rakibin boynuna yatay yerleştirilip sonra yumruk atılır(tamam bu öldürme amaçlı)

yani gırtlağa dirsek olsun, yumruk olsun hiçbir zaman tam oturmaz. darbeden sonra nefes almak için adamın çökmesi kafi. köprücük kemiği civarı(yan mevziler) daha uygun. 25 halkadan o kısımda zayıf olan yokmuş.
0
tgc
(27.07.09)
(bkz: biber spreyi)
0
buffy de vampir sayilir
(27.07.09)
şimdi ben buraya 3 sayfa anı yazdım, haliyle uzun sürdü ki o arada dışlamış beni ekşi duyuru. o bakımdan boşa gitti,şimdi tekrar yazamayacağım ya özeti şuydu.

yapmayın, etmeyin gereksiz atraksiyonlar bunlar.

laf atanların amacı sadece kavga çıkarmaktan ziyade sizi ekarte edip yanınızaki hatuna dair pek de hayırlı olmayan şeyler yapmak ise erkekliğe bok sürdürmemek adına götünüze yediğiniz bıçakla köşede yatarken isteseniz de hatunu koruyamazsınız, bilginize.

@miskinim: "görmeden çekip gitmek en güzeli ama küçük de bi ters bakış atılabilir belki..." demişsin iyi hoş, fakat. o küçük bakış sonrası gelebilecek olan "ne bakıyon la yrraaam" cevabı er kişiyi niyeti çekip gitmek dahi olsa sge sge kavgaya sürükler.

düşünsene bi,

+ of anam yalarım yutarımsgerim
- sizin yaptığınız ayıp ama beyler
+ sana ne la yrraaam!
- yürü hülya gidelim

he bu arada, cinsiyet "irkek"
0
sekko
(27.07.09)
bir OF lu olarak senede bir kaç kez laz damarı atma durumu olabiliyor.başimdan geçen 2 hikayeyi anlattığımda kız arkadaşınız yanınzdayken kavga edilmeli edilmemlimi sen karar verirsin sanırıç.
1. kız arkadasımla trafikde seyreylerken 2 tane öküz bilerek üstümüze arabayı sürmeleri üzerine ağız dalaşına girdik,kız arakdasım yapma etme muhattapp olma demesi üzerine sessiz kaldım,bu lavuklar yanındaki kıza dua et deyince e tabiki el frenini çekip heriflere dalmak farz oldu,şöförün yanındakine saydırırken sanırım birinin kaşı patladı elmacık kemiği yarıldı,benim bilek çatladı.öbür lavuk arabadan çıkıp saldırmak zereyken trafiktekiler ayırdı,kızdan feryat figanlar neyse arabaya bindik uzaklaştık.benim kız ne oldu erkeklik gösterisimi yaptın şimdi demezmi...bu sonuç 1.
2.başka bir zamanda başka bir kız arkadaşlada bir barda eglenirken alkollu oldukları belli 3 lavukla böyle bir durum oldu alkol ortami dedik aman mevzu yapmayalım dedik çektim çıkardım kızı dışarıya.kız demezmi 3 kişi korktunmu aşkım yoksa diye...buda sonuç 3.
işin özü kadınların de düşündüğünü önemseme içinden geçeni yap yoksa kanser olursun..
0
sirincem
(27.07.09)
Bir erkek olarak şunları düşünüyorum:

- her ne kadar o adamları tek hamlede yere sermek içimden geçiyorsa da kavga olmaması için elimden geleni yaparım.

- Eğer günlük yaşamınızda sık sık kavga etmiyorsanız ve bir yumrukta herkesi yere sereceğinize dair bir his varsa kavgadan uzak durmak lazım.

- Kaybedecek bir şeyleriniz varsa (bir aile, sevdiğiniz kişiler, sizi seven kişiler, okulunuz, işiniz, vb.) kavgadan uzak durmak lazım.

- O kavga arayan adamlardan bir farkınız olduğunu düşünüyorsanız kavgadan uzak durmak lazım.

- Eğer kadınları kavga ederek etkileyeceğinizi düşünüyorsanız ve ergenlik çağını geçtiyseniz bir doktora görünmek lazım.
0
pppedant
(27.07.09)
dişi

korkak yaftası kesinlikle almaz bence azıcık sağduyusu varsa dişi kişinin. tinercisi var hapçısı var çıkarsa tabancayı, bıçağı? olmadık şeyler değil bu ülkede 'aa börkecaan bana laf attılar sen durdun öyle hıh.küstüm' derse zaten kaçın o abladan. ha taciz filan da olursa adamı yargıyla vs ile (iyi avukat kurtarıcıdır yaygarayla bi kaç yıl yatar bile sapığımız.) cezalandırtın, yanına kalmasın. ama rica ederim erkeklik için girmeyin böyle işlere. gerçi bi takım hatunlar tarafından ay benim için 5 kişi dövdü bir övünçş meselesi de olabilir ama yine de yapmayın.

bir de örnek size:
sevgili abicim dünyanın en çabuk sinirlenen insanıdır ve geçenlerde neden baktın kavgası yüzünden kavga etti (10 kişi olup arabaının etrafını sarmışlar. karadenizli mafya çıkmış!) ve son anda kurtardı. kalıbı fena halde yerindedir ve aikido vs biliyor. 10 kişiye hiç bir şey yapamazsınız, zaten bizimki de tanıdık sayesinde kurtardı. lütfen uzak durun itten köpekten..
0
playthegame
(27.07.09)
ben de cevaplıyayım, erkek olarak, örnek vericem.

seneler evvel ki yaklaşık 15 sene oluyor, mahalledeki halıcı pezevenk abisi ile dükkanın önünden geçen kadına laf attı, kocasıda yanın birde kadının elinde bebek. sonra kavga çıktı ve zavallı adamı dakikalarca çok fena dövdü bu halıcı kardeşler... kadın çığlık attı etraftan yardım istedi falan, çocuk bir yandan ağlıyor....

o adama o gün çok üzülmüştüm, o halıcı kardeşlerden de nefret ettim, gerçi allahın sopası yok sonra polisten pis dayak yediler ama..

neyse, orda adam karısına laf atıldıktan sonra hiç bir şey demese karısını evine götürse, içine oturuyorsa sonra gelip tek başına dayak yese daha iyidi, hatta en iyisi polise söyleyip hiç köpeklerle uğraşmamak ama tabi bir yandan gurur var... he bence o kadın kocasını takdir etmemiştir, malum kavga sırasında bile herşey olabilir.

buda öyle bir anımdır.
0
alchemistt
(27.07.09)
Erkeğim ezelden.

Gecenin bir yarısı, elde bir şey yokken ve sadece piçlik olsun diye laf atan iki tane denyoya ben karışmam. Buna benzer şeyleri ben ancak duydum, daha başıma gelmedi ama duyduklarım pek iç açıcı değildi. Sadece erkeklik olsun diye girişilen şeylerde de pek hayırlı sonuçlar çıkmıyor. Hele ki şimdiye kadar ciddi ciddi dövüşmemiş bir adamın "yerim ulan hepinizi, alayınız gelsin lan" tarzı lafları, bunları yemiş yutmuş serseriler tarafından pek de yenilmiyor artık. Sen ne kadar ısrarcı olursan ol, bi şekilde orada o dayağı yersin. Poliste mi biter gece, yoksa rektal muayene yapılırken doktorda mı bilemiyorum ama genellikle acı biter.
Ha kız arkadaşın ne der bu durumda mevzusu ise biraz daha karışık benim açımdan. Örneğin benim kız arkadaşım böyle bi şey olsa "dur, yapma etme yiğidim" demesi bir yana dursun, kendi dalacak tarzda bi insan. Çıkarır paslanmış çakısını, ben tutamam sallamaya başlar etrafa. E bana da farz olur o durumda girişmek.
Ama kötü şeyler bunlar. Daha mantıklı düşünmek gerek bu durumlarda, ki daha sonra mantıklı düşünebilecek organımız hâlâ yerinde durabilsin. Her şey erkeklik ya da gurur değil. Akıllı da olmalı insan.
0
ceres
(27.07.09)
ben ağız dolusu küfredeyim sonra da yolumuza devam edelim
ya da mümkünse tek dokunusta bu mahlukatlar yok olsun
ya da toplum ahlak değerlerini dürüstçe gözden geçirsin
ve bu namuslu abiler azalsın
ama siz gerçekçi cevaplardan bahsetmişsiniz
kişisel olarak ben susamam mutlaka cevap veririm
ve kimsenin başkası adına kavga etmesini
bu başı bozuk düzende istemem
adamlar aleni katili yakalamıyor bu durumu görmezler bile
bu saatte burada, bu halde,evli değilsiniz ne gerekçe ile geziyorsunuz
saymakla bitmeyecek aptal hazır cevapları var tehlike anında camı kırıp hemen yapıştıtıyorlar yüzünüze
benzeri taksimde yaşanmıştır iliskiyi etkileyici herhangi bir etkisi olmamıştır

bu arada olayı bir kadın için (anne ve kardes gibi kutsalları hariç olarak değerlendirenlere öncelikle onlar da başkalarının kutsal kadınları madem olaya erkek gözü ile bakıyoruz size emanet edilen diye sizin külliyatınızdan devam edelim şahsi görüşüm katiyen değil ama) değmez diye nitelendiren herkese kadınlara en son ne zaman bir insan olarak baktınız diye sormak istiyorum cevabını bile bile , sizin hayatınıza zaten yazık oluyor
0
gdduman
(27.07.09)
icabında öldürürdüm.
0
radikalherif
(27.07.09)
cinsiyet: bağyan

şimdi kısaca açıklamak gerekirse eğer hıyarların amacı olay çıkartmaksa kız arkadaşınız emin olun bulaşmanızı istemez. hıyarın amacı belli, adam dövmek. erkek grubuna bulaşamayacağı için yanında kadın olan bir erkeği tercih etmiş. ayrıca kesici delici aletleri olabilir, sizi yaralayabilirler. kız arkadaşınız bile size zrar gelmesini istemez emin olun. zaten eğer sizin yle bir durumda dövüşmenizi isterse o kızı atın gitsin. işe yaramaz. dediğim gibi hiçbir kız sevdiğine birşey olsun istemez. hele kendisi için asla.

ama eğer dayanamaz adamlara dalarsa gözümde ne kahramanlık mertabesine yükselir ne de enayi olarak görünür. sonuçta olaysız geçen,g üzel bir günümüzün ar damarına basılması, kışkırtıldığını bilmesine rağmen dayak yemesine bozulurum. ama o dayağı benim yüzümden yediyse bol bol şımartırım ki bazen erkekler sırf bunun için dayak yemeyi göze alabiliyor :))
0
you are my lethe
(27.07.09)
cevaplar çok uzun yea :/ okuyamadım.
bir bayan olarak, genelde duymamazlıktan geliyorum atılan lafları, özellikle de yalnızsam. manitamla birlikteyken de laf atan olmaz zaten pek, manitam da bulaşan bir adam değildir genelde, umursamayız yani ailecek.
ama laf atan adam iyice sokulduysa, oramı buramı ellemeye kalktıysa, hakaret ettiyse ya da peşime takıldıysa bir güzel bozarım adamı, ya da çığlık çığlığa bağırırım, etrafa rezil falan ederim ki zaten inkar edip kaçar genelde. dişime göreyse döverim de (erkeğe gerek kalmaz yani) ya da en olmadı polisi ararım. tabi laf atanın üstüme yürüme ihtimali de var, ondan dişime göreyse diye yazdım baştan.
birisi kavga çıkarmak için erkeğin yanındaki kıza laf atıyorsa acizdir bence. bu durumda kızın yanındaki adam susuyorsa kılıbıklığından değil, efendiliğinden susuyordur. hem nasıl bir şeydir adamın yanındaki kadına sarkmak? hadi kadına saygınız yok, artık adamlara da mı saygınız yok (burda yazar haberdeki hödüklere seslenmiş)?
0
aithra
(27.07.09)
yanimdaki erkegin boyle bi durum karsisinda, o kisilerle herhangi bir sekilde muhatap olmasi beni deli eder acikcasi..kesinlikle orali olunmamali, o taraf bile bakilmadan yola devam edilmeli..sacma satasmalara prim vermesi, asla onun beni korudugu izlenimi falan da uyandirmaz bende, bilakis o insanlarin seviyesine iner gozumde..
0
niko robin
(27.07.09)
erkek olaraktan icimden ne kadar heriflere dalmak gelse de adamlarin silah, bicak ve bilimum seyler cikarma ihtimaline karsi kavga etmemeye calisirim. daha once birinin yazdigi gibi somut bir olay varsa boyle elleme falan artik ne bileyim o zaman isler degisir..

ama genel olarak hem kendini hem kizi tehlikeye atmaya hic gerek yok. 2 bicak darbesine geberir gidersin yazik olur. ha ayrica "niye kavga etmedin askiim" derse kiz siktiri cekerim ona da..
0
1001gecemasallariyla1002gece
(27.07.09)
bir erkek olarak cevap veriyorum ki yürür giderim. böyle bir durumda adamlara dalacak herhangi bir erkeği de basit bulurum.
0
esas itibariyle
(27.07.09)
cevaplar arasında kendini savunmak için öldürebileceğini söyleyen kişiler çıktı , size laf atan insanların bu kişilerden farklı olduğunu düşünmüyorum , eğer başınıza çok geliyorsa biber gazı alın , ya da köpek alın , köpek varken kimse bulaşmaz size . köpek iyi fikir
0
mirac
(27.07.09)
bana laf atılmasını kendimle ilgili bir konu olarak görürüm. ben tepki vermemeyi seçtiysem, erkek arkadaşıma da bişey söylemek düşmez.
bu tip konularda, kadının tepki vermek istemediği, sadece uzaklaşmak istediği durumda erkeğin kendine vazife edinip kavgaya girişmesi çok sinirimi bozar. bunu benim için yaptığını düşünmem. çünkü ben tepki vermiyorsam, o sadece beni "yanındaki kadın" şeklinde bir aksesuar olarak algılayıp, kendi egosu için dövüşüyordur. hiç hoşlanmadığım bir davranıştır.
ha ben tartışmaya girişirsem ve o bana arka çıkmaz da kaçarsa farklı olur. ama ben de zaten yanımda erkek varken o tip tartışmalara girmem pek, çok ters bişey söylenip çok sinirlendirilirsem yanımda sevgilim varken tepki veririm.
kadın görüşüm böyle.
0
cereal killer
(27.07.09)
olaya kız evinden bağlanıyorum:

A. Olay geç saatte, tenha bir yerde tezahür ediyorsa;
duymamış gibi yaparım, hatta o kadar duymamış gibi yaraım ki, yanımdaki karşı cins kişinin verdiğe tepkiye ' ne lafı, amaaan, yürü, yorgunuz, boşver gidelim ' vs şeklinde yanıt verip, kolundan tutup yürümeye devam ederim. baktım erkeklik gururu zedeleniyor gibi hissediyor ' onlara istediğini vermemek' bazlı cümleler kurarım.

B. Olay insani saatler dahilinde, kalabalık bir yerde tezahür ediyor;

işte bu tamamen o anki hislerime bakar. misal etrafta polis falan varsa, yanımdaki erkekten önce ben şarlarım ama şarlamayı da doğru bir biçimde yapmak önemli. ' manyak mısın? salak' gibi ifadelerle değil de, etraftakilerin de duyabileceği şekilde, yolda yürüme hakkıma müdahale etmek gibi, kendi hislerimi ifade eden cümleler kurarım, onlara da anlatırım. ( sizin bacınız yok mu? sorusuna da çok kılım) misal, efendi efendi yürüyorum şurda, buna niye müdahale ediyorsunuz ki? diyeceğim cümlelerden biri olabilir.

kalabalık bir saatte, kafamda başka şeyler varsa ya da yorgunsam, yani uğraşcak halim yoksa yine görmezden gelme faslı gibi takılırım. Yukardaki şarlama olayım da, en azından milletin içinde azcık rezil olsunlar, birileri tepki versin diye ama malum karanlıkta, tenhada yapmam evet yemez.

Not: Tepkilerimde yanımda erkek olup olmaması bir şey fark ettirmez.

Yanımdaki erkek de görmezden gelirse hoşuma gider, çünkü bir de onun olayıyla uğraşmak gerekir. Haaa ola ki tenha ya da kalabalık kavga çıktı, ben de dalarım. Çıtı pıtı değilim pek, sererim yani 3, 5 ya da dayak yenir beraber :s

Ekleme: Şunu yazcaktım, unutmuşum. Laf atma bahanesiyle, kavga etmek isteyen 2 erkek tarafı, horoz dövüşüne benziyor. Kaba bir tabir oldu, genelledim, umarım alınan olmaz. Buraya yazan kadınların çoğu horoz dövüşü olayından haliyle hazzetmiyor ama herkes böyle olacak değil. Mesela o laf atan kazmacanların, kazmanotların ( apaçi yerine böyle demeyi tercih ettim) kız arkadaşları, aksi yöndeki tepkiye hasta olabilirler. ' ayyyy, benim için kavga etti' olayıyla kişilğini beslemek isteyen kadın sayısı da az değildir sanırım.
0
pyro clustic flow
(27.07.09)
peşinen not: erkeğim .)

Benzer bir olay başıma geldi. Lisede bir dershane sınavı çıkışı haftaiçi geç bir saat olduğu için iki kız arkadaşa evlerine kadar refakat ediyordum. Yolda üç tane ayı yanımızdan geçerken kızlardan dünyanın en güzeli olana aleni laf attılar. Ben dayanamadım dönüp "sizin ananız bacınız yok mu, biraz erkek olsanıza" gibi bişeyler söyledim. Beklemedikleri için biraz afalladılar ama diklendiler, ben de atladım üstlerine 1-2 onlar bana vurdu ben de üçbeş tane salğam indirdim onlara, dişli olduğumu görünce "sen yanındaki kızlara dua et diyip" uzaklaştılar.Ben de üstelemedim hiçbişey olmamış gibi kızlara da dönüp yolumuza devam ettim. Kızlardan dünyanın en güzeli olanı çok etkilenmiş olacak ki hareketlerinden belli oluyordu, koluma falan girdi. Bilmiyorum belki de sadece minnet duygusuyla yaptı.

Sonuç:

1- Dönüp laf atanları pataklarsanız yanınızdaki kızın gözünde kahraman olursunuz.Kız bu arkadaş siz ne kadar mantıklı olduğunu düşünsenizde bi erkek güzel bir kızdan ne kadar hoşlanırsa, bi kız da kendisini koruyabilen bir erkekten o kadar hoşlanır. Bu yaradılışlarında var.

2- Dönüp laf atanlardan sağlam bir dayak yerseniz yanınızdaki kıza rezil olabilirsiniz. Ha eğer gerçekten hanımefendi, akıllı, mantıklı biriyse yaptığınız hareketten yine etkilenir ama nerde öyle kız.

3- Örnek verdiğim olayda dayak yeme olasılığım olayın gerçekleştiği şeklinden çok daha fazlaydı. Dönüp cevap verdiğimde ya da üstlerine atladığımda ne yanımdaki kızları etkilemek gibi bir niyetim vardı, ne de dayak yiyip rezil olma olasılığını düşünüyordum. Fakat şimdi düşünüyorum da yaptığım şey çok yanlıştı zira orada yaptığım şey korumak istediğim arkadaşlarıma çok daha büyük zarar verebilirdi. O ayılar beni sağlam bi dövdükten sonra kızları daha kötü taciz edebilirlerdi. Bu nedenle böyle bir durumda olaya erkeklik gururuyla değil yanınızdaki arkadaşınızı en iyi nasıl koruyabilirsiniz düşüncesiyle yaklaşmak gerek. İlk düşünülmesi gereken şey kızı oradan en kısa sürede uzaklaştırmak olmalı. Sonra ister dönüp kavga edin, ister unutun gitsin...
0
johan sebastian
(27.07.09)
Dikkat bu cevap, cevap okumaya üşenenler icin gereginden fazla kelime icermektedir, vesilesi ile kalici can sIkIntIsIna neden olabilir.

isim gucum yok bugun butun cevaplari okudum. aradan bir kac hanfendi ve beynfendi nin verdigi cevaplar ,elbetteki benim nazarimda, dikkate alinacak kadar gercekci. mantikli degil belki ama gercekci. verdigim ilk cevap gibi.

madem böyle bir durumla karsilasildiginda laf atanlari ciktiklari delige ayaklarindan geri sokana kadar dovmek isteyen ve bunun icin gerekli girisimde bulunan erkekler, hoduk, hanzo, degersiz, gereksiz guc gosterisi yapma geregi duyan kucuk sikli salaklar, laf atanlardan bir farki olmayan basit birer coklu organizma, dizo, vesaire diye taclandirilabiliyor, benim de ,hakkimizda, boyle dusunen gencler ve kendini modern hissedenlere sormak istedigim bir sey var.(acaba nedir?)

sokagin ortasinda ya da kiyi kose kenarinda, gece ya da gunduz, alenen ya da dolayli yanindaki kiz, kari, sevgili, es, anne, kardes yani cuku olmayan kisinin cinsel hayatina is olundugunda nasil oluyor da, hadi yuru gidelim, aman bosver sen onlari, terbiyesizler, deyip icindeki hayvan susturulmadan oylece basip gidileiliyor?

yahu bu serserilerin niyeti ne olursa olsun, dalimi kiranin agacini kokunden sokmeyinceye kadar bazisina uyku yok iste. Neden bunu cehaletin kor gozu diye cagiriyorsunuz ki? Senin ruh halin bu konuda sessiz kalip olmemeyi, yaralanmamayi, o sokaga girdigin gibi cikmayi gerektiriyor olabilir. ama adini yine ne koyarsan koy sen de bilmelisin ki manyaklik da mertebeyle. Yani senin yanindaki her kim olursa olsun. Ona yavsayan bir labunyaya, pis, allah belani versin senin anan bacin yok mu? kaka cocuk, cipsi-kola kilit` diyip yola devam etmek bunu yaparsa kanina dokunacak benim gibi bazisinda gecer akce degil. o laf atan kamillere de aslinda bu mertebenin ne kadar asagisinda olduklari bir jedi tarafindan en az bir kere gosterilmeli. Ha sen bunlari sabaha kadar dov herhangi bir sey degisir mi? Degismesin. Dert degil ki. Zati ben dunyayi degistirip daha guzel bir yer yapmak istemiyorum, sadece benim gibi kulagina boyle bir sey carptiginda onu ordan almazsa uyuyamayacak olan bir bunyeyi o gotverenlere temiz bir sopa cekerek rahatlatma hevesindeyim. Kustuklari o kelimeleri kana bulayip yutturmazsam onlara, yaptigim her is bana batar. Skmisim kiz arkadasi(yani bu bir itiraf degil elbette) bencilligim saha kalkiyor ki gidip kizdan tozdan habersiz kesiyorum bileti. Kabadayilik, cengaverlik degil. serserilik hic degil yaptigim, ki onlarinki serserilik. ben sadece iyi orta gol getirir onu gosteriyorum ,agir, cekimde.

Yaninda ne gibi bir enstruman tasidigi da onemli degil bu gavatlarin. Alir onu gotune sokarim. Ha demir dir ayri, kursundan hizli kosamiyorsan belaya da bulasamayacaksin. Nasil ayirt edilir? Edilemez..


Adama sorarlar, sen her ,hist, diyene bakiyor musun? diye. Iste o an duruma gore degisir. Yoksa bir omur(belki) koyun koyuna yatacagin hatuna, sikli tasakli laf atanlara cevap vermden yurumek adamin icine evlat acisi gibi oturur. Cok senedir o memleketin sokaklarinda geziniyorum. Mr spak degilim ben, yaptigim her seyin mantikli olmasi saglam dusunce temellerine oturmasi gerekmiyor. Tinerciyse, hapciysa ne olmus? Bu her boku yedikleri halde onlardan korkmamiz gerektigi manasina mi geliyor? Her laf attiklari sessiz kalip onlerinden gecip gidecek degil ya,gun gelir adamin biri cikar onlari tas edip dumanini da icine ceker ,a, demeden yok olurlar. mazallah.

Ayrica o hiyarin(laf atan) amaci olay falan cikartmak degil. Ben yatkinim azcik o hiyar olayim. Yanimda benim gibi ipsiz sapsiz iki tane de lale. Elimizde cigara, haplari da yutmusuz, kafamis mis, asosyal oldugumuz icin manitacilik da yapamiyoruz. Dusen motoru da gecesine skip gonderiyoruz. Tam bu bitik ruh hali icindeyken onumuzden guzel giyimli yakisikli bir cocuk ve bebek gibi bir hatun el ele kol kola muhabbet edip guluserek geciyor. Aldigi amfetaminden manyamis grubun ezigi grubun dogal liderine kas gozle gecen cifti gosteriyor. Bu sahneye olan kiskancligini nasil bertaraf edecegini bilemeyen uflenti laf atma vasitasi ilen kiza dolayisiyla elemana yaziliyor. Ben onun ictigi birayi alir gotune sokar gozunden yas gelene kadar da tutar skerim arkadas.

@kantelem adamin biri de kirk sene ceza yattiktan sonra cikmasinin ertesi hasimlarindan intikamini alinca, ,acaba cok mu erken oldu?, diye kuruntu yapmis. boyle bir durum da var.

Ne korkaklik ne aptallik. Canini sIkIyorlarsa, canlarini sIkacaksIn.

Belki de bu tavir yetisme ve kendini yetistirme meselesi, bazisi misketle buyudu bazisi disket ile. Her ne kadar bunu boyle yapanlara ,okkuz, etiketi seri olarak yapistirilsa da boyle bir durumla karsilasirsa sergileyecegi cehaletiyle gurur duyacak insanlar da taniyorum.

Son olarak @snow bros, @tgc iyi demis. Ama en guzelini @radikal herif eklemis.

ilk cevapta dedigim gibi pipi,m var.

(Ayy pipi dedi)
0
gunlerin kopegi
(28.07.09)
reserved
0
laptop
(01.05.12)
dövebilecekse cevap versin, yok dayak yiyip kendini de beni de rezil edecekse hiç bulaşmasın.

edit: atılan lafın mahiyeti de önemli tabii, gerekirse ben de döverim duruma göre.
0
Demet
(01.05.12)
onlarin kaybedecek bir seyleri yok. senin kaybedecek cok seyin var. bu bir cesaret vs. pisiriklik meselesi degil, bile bile belaya atlamak vs. akillilik meselesi. galahad'a katiliyorum.

tinerci bebelerin SAT komando yuzbasiya picak takip oldurdugu, icerde on sene yattiktan sonra tekrar aramiza geri dondugu bi ulkeden bahsediyoruz.

ite dalasmaktansa, caliyi dolasmak yegdir. atalar, nur icinde yatalar boyle demis. onlari dinlersen zarar etmezsin. onlari dinlemez, "alt beynini" dinlersen, cok pisman olursun. nezarethane, mapusane, hastane hatta gasilhane senin yolunu gozler...
0
compadrito
(01.05.12)
kadın tarafı olarak sevgilim yürüsün gitsin gece gece olay çıkarmasın iki salak yüzünden derim. yürüdü gitti diye korkak ilan etmem ama yürüyüp gitmez de orda rezillik çıkarırsa(dayak atması ya da yemesi farketmez) bırak kahramanlığı kompleksli biri olduğunu düşünürüm. kime neyi kanıtlıyor ki.. aşamadıysa bazı şeyleri kendi içinde, kendini kanıtlama çabası falan düşündürür beni.

yaşanmış olay. sevgilim sağolsun eve bırakmıştı beni. geri dönerken mahallenin serserileri kovalamış bunu bizim mahallenin kızının yanında bir daha görmeyelim seni diye. bizimki de koşturup o sırada gelen otobüse atlamış kaçmış. akıllı adammış demiştim o zaman ahaha. bu mantıktaki adamlarla kavga etmek salaklık değildir de nedir..
0
merena
(01.05.12)
(13)

evde ki kertenkele

xdenizx
bugün sabah evde dış kapının orada kertenkele gördüm :( zararı var mıdır ? ne ile beslenir bunlar? ne yapmamız lazım. biraz korkuyoruz :/
bugün sabah evde dış kapının orada kertenkele gördüm :( zararı var mıdır ? ne ile beslenir bunlar? ne yapmamız lazım. biraz korkuyoruz :/
0
xdenizx
(21.07.09)
ne tur kertenkele, resmini cekseydiniz keske. kucuk boceklerle beslenirler genelde. yakalayip dogaya veya bahce gibi bir yere birakabilirsiniz.
0
ermanen
(21.07.09)
Ben bir süre ekmek parçacıkları, salam vs. atarak beslemiştim. Alışıyor bir süre sonra ve ilginç bir biçimde sizden kaçmadan, siz yem verene kadar bakıyor. Bildiğim kadarıyla bir zararı yok bu hayvanların.
0
tekosin
(21.07.09)
zararı yok mu yani ? gelip ıssırmasın ya da ne bileyim yiyeceklerin içine girip pisletmesin?
0
🌸xdenizx
(21.07.09)
elektrik süpürgesiyle kolay bir şekilde yakalayıp içinizi rahat ettirebilirsiniz
0
cnonefb
(21.07.09)
Bizim evde sürekli ordan burdan çıkardı. Hiç bir zararı yoktur, güzel tarafı insana yaklaşmazlar. Böcek gibi terlikle beline beline vuriym ölsün tavrını takınmayın süpürge gibi zarar vermeyecek bişeyin yardımıyla (hızına yetişebilirseniz) yakalayıp dışarı atabilirsiniz.
0
johan sebastian
(21.07.09)
bırakın hayvanı yahu. hiçbir şey yapmaz kertenkele, hatta yakala al sev o kadar. şaka yapmıyorum, bir şey yapmaz hayvancık.
0
o ben degilim
(21.07.09)
yok yahu ne ısırması, hayvanlar aleminin en tırsak ve garibanlarındandır kertenkele:) Ev içinde görürsen öldürme, yakalamak zor geliyorsa bırak gitsin, fare gibi pis ve deli gibi üreyip evi talan eden bir hayvan değil, zaten çıkıp gitmek için yol arıyordur büyük ihtimal evde pek takılmayı sevmiyorlar gözlemlediğim kadarıyla.
0
tekosin
(21.07.09)
haşereleri yer, iyidir,şirindir. ayrıca evin içine girse de bişekilde çıkmaya çalışacaktır. benim balkonda bi tane var, arada gelir bakar sonra çıkar gider... iskenderun, antakya gibi yerlerde evin doğal konuklarıymış ayrıca, askerliğini orda yapan kayınço söyledi..
0
turuncu harpagon
(21.07.09)
evdeki diğer böcekleri yerler, onla beslenirler.

su içmekte zorlanırlar, yaprak üzerinden su damlası emerek içerler.

hiçbirşey yapmazlar, zararsızdır, ellerseniz, eliniz fazla sıcak gelecektir, şok yaratacaktır onlarda. o yüzden "uzaktan sevmek aşkların en güzeli"dir.
0
cedilla
(21.07.09)
bildigim kadarı ile o ev kertenkelere cukurova da gözübohca, egede sülaymancık denir. bir nevi ev kertenkelesi korkutucu tabii azcık ancak hiç bi zararları yoktur. hatta evdeki sinek ve böcek türlerini yiyerek beslendiklerinden faydalıdırlar da. egede iyi sans getirildigine bile inanılır. ancak dedigim ev kertenkelesi. dogada bulunan degisik renklerde olan kertenkele zaten evin içinde kalmaz onu besleyemezsin dogal yasam alanına dönecektir yolunu kaybetmiştir
0
anconia
(21.07.09)
benim evimde de var. ten renginde derisi, simsiyah gözleri var. geceleri tavanda geziniyor bazen. sinekleri, böcekleri yiyor; beni mutlu ediyor. simbiyotik bir ilişkimiz var kendisiyle.

not: böceğin, haşeratın fevkalade fazla olduğu, nemli bir yörede yaşıyorum.
0
kriker
(21.07.09)
@turuncu harpagon doğru söylüyor :)

"haşereleri yer, iyidir,şirindir. ayrıca evin içine girse de bişekilde çıkmaya çalışacaktır. benim balkonda bi tane var, arada gelir bakar sonra çıkar gider... iskenderun, antakya gibi yerlerde evin doğal konuklarıymış ayrıca, askerliğini orda yapan kayınço söyledi.."
0
tubytube
(22.07.09)
kertenkele öldürmek müthiş uğursuzluk getirir benden söylemesi, yan komşumuz koca götlü teyze bir taneyi elektrik süpürgesi ile çekip bacağını kırana kadar ben de pozitivist filan bir insandım... sonra evini ev çıyanı felan bastı ..

na bundan dorindmikey.files.wordpress.com
0
kara kadife
(22.07.09)
(6)

home studio

thenis
selamlar.ben rap ve rock kayıdı için sadece kendim kullanmak amacı ile bir home studio yapmayı düşünüyorum.araştırdım internetten biraz ses kartı ve mikrofon hazır fakat 2 tane sorum var; 1)sitelerde diyolar ki akustik için odanın duvarlarını yalıt fakat benim böyle bi imkanım yok.bunun yerine
selamlar.ben rap ve rock kayıdı için sadece kendim kullanmak amacı ile bir home studio yapmayı düşünüyorum.araştırdım internetten biraz ses kartı ve mikrofon hazır fakat 2 tane sorum var;
1)sitelerde diyolar ki akustik için odanın duvarlarını yalıt fakat benim böyle bi imkanım yok.bunun yerine bu kadar profesyonel olmasa da yapabilceimbaşka bi çözüm yok mu?
2)bilgisayarımda hangi programları yüklemeliyim?


teşekkürler.
0
thenis
(20.07.09)
1) köpük koyabilirsin. strafor mu diyorlar ne ondan işte. home studio olacağı için o kadar profesyonel kastırmaya gerek yok.
2) adobe audition, cubase benim aklıma gelenler. ama audition'ı kesin yükle ve kullanmasını öğren. en çok bu işine yarar fakat zor bir programdır biraz.

ses kartı ve mikrofon hazır demişsin eyvallah ama ses sistemi en mühimi burda. sesleri temiz ve net alabilmesin. hatta git monitör kolon al derim ama pahalıya ve profesyonele kaçar. bir süre sonra büyütmek istersen stüdyonu, alırsın zaten.

Bilgisayarın hızlı değilse 1-2 tane daha ram tak, önbelleğin hızlansın. edit yaparken kafayı yeme. aklıma gelenler bunlar.
0
suursuz deve
(20.07.09)
teşekkürler:) fakat bu köpük de olmuo:) ev şu an satılık gelen giden oluyo adam evi o halde görmek istemez pek:) böyle daha kabin gibi felan mesela hayko cepkinin bi şarkısını pc masasının altında kaydettiini duymuştum akustiği iyiymiş:) böyle koca karı yöntemleri işime yarayabilir:)
0
🌸thenis
(20.07.09)
abi o zaman kendine uyduruk bi kabin yap. köpükten olur veya başka bir malzemeden.içine gir gitarını çal şarkını söyle kaydet, mis.
0
suursuz deve
(20.07.09)
simdi rap ve rock kaydinin setuplari epey bir degisiklik gosterir aslinda ama kisaca;

2 veya 4 kanalli ses karti (Maudio Firewire 400 u siddetle oneririm), monitor (genelec in hastasiyim ama tercih meselesi kaliteli oldukca hepsi OK) ve midi klavye (axion 49 tadindan yenmez) rap icin ideal bi setup olur ancak isin icine gitar kadi da girecekse hele ki elektro olacaksa amfiden kayit yapmani oneririm hatta anfiyi mikrofonlayarak yapmak en ideal cozumdur (bence line out ile amfi hoperlorunden cikan ses ayni degil). Iste burada akustik onemli bi rol oynuyor. Akustik icin yalitim imkanin yoksa odadan olabiligince sesi parlatabilecek seyleri cikart (tablo, cerceveli resim plastik objeler) camlari da kalin perdeler ile kapatirsan normal bir odadan daha iyi bir akustik saglayabilirsin diye dusunuyorum.

Program olarak da Protools (M audio veya protools ses karti kullanmak gerekiyor) candir. Olmadi cubase kullanabilirsin. Piyasada benzer bir cok program var ama bu iki program muzik endustrisinde en cok tercih edilen isimler (logic de var tabi mac icin). Tabi bunlari kullandigin bilgisayar da cok onemli www.muziktek.net i incele hatta.
0
thefin
(20.07.09)
yalıtım şunun için gerekli, kayıt yaparken enstrumanınızın sesi duvardan yansıyıp karakter değiştirip tekrar mikrofonua dönecektir, ya da mix yaparken monitörlerden çıkan ses hem doğrudan hem de duvardan yansıyarak kulağınıza gelecektir bu da mixin doğruluğunu etkiler. yalıtım yapmaya bütçeniz yoksa (ki mevzu sadece bütçe de diil bunun ciddi ciddi hesapları var öyle duvarın tamamı süngerle kaplanmıyo) en azından monitörlere yakın duvara ufak bir halı asmak, vokal kaydı içinse ufak bir kabin yapıp bunun içini havlu, paspas gibi bişeylerle yalıtmak.Bu şekilde bir süre idare edersiniz.
0
johan sebastian
(21.07.09)
google'da "selim ışık" diye arat, bu şahsın bilgisayarla yaptığı kayıtları bir dinle, bence yeryüzünde eşi benzeri yoktur o imkanlarla o derece güzel bir kayıt yapmanın.
0
daglien
(21.07.09)
(11)

Motor-Vcd takası

grunge
Üniversitede okurken cd dükkanım vardı şu an elimde 340 tane vcd var sahibinden bir müşteri çıktı motor karşılığında takas etmek istiyor.Sizce bu motor alınır mı?Takasa gireyim mi?Filmlerim de yeni sayılır en fazla bir senelik çoğu.Benim cdleri de 640a satışa sundumhttp://www.sahibinden.com/hafif_ar
Üniversitede okurken cd dükkanım vardı şu an elimde 340 tane vcd var sahibinden bir müşteri çıktı motor karşılığında takas etmek istiyor.Sizce bu motor alınır mı?Takasa gireyim mi?Filmlerim de yeni sayılır en fazla bir senelik çoğu.Benim cdleri de 640a satışa sundum

www.sahibinden.com

motor budur.Bir fikir verir misiniz?
0
grunge
(17.07.09)
sana motor lazımsa ve vcd'ler için adamın motora istediği rakam üç aşağı beş yukarı iyiyse al geç. yok vcd'leri 1000 liraya okuturum diyorsan 1000 liraya daha sağlam makine bulursun bence. 340 vcd kaç para eder bilemediğim için böyle konuştum. o motor için fiyat fena değil gibi.
0
blackdog
(17.07.09)
1000 liraya çok zor müşteri bulmam çünkü yok hiç yeni piyasada ilgilenen işte tek düşündüren motorun farları arızalı onun fiyatı sizce 200 liraya hallolur mu?
0
🌸grunge
(17.07.09)
adama bir yetkili serviste buluşmayı teklif et, motorla gelsin. orada beraberce görüşün servisle kaça hallolacağını öğrenin ona göre pazarlığınızı yapın.
0
blackdog
(17.07.09)
Bence araç alırken, "farı kırık ama yaptırırsınız, şurası bozuk ama dert diil beş dakkalık iş vs..." gibi detaylar varsa pek yanaşmamak lazım. Çünkü bu tür arızası olan araçlar büyük ihtimal bir süredir kullanılmıyor,yatıyordur. Yani alınca çok masraf çıkarabilir.
0
johan sebastian
(17.07.09)
sanirim cin mali motor... bence uzak dur alinmaz cinlinin motoru
0
rich peach
(17.07.09)
birkaç forumda araştırma yaptım motor için oldukça iyi diyorlar
www.motosiklet.net
0
🌸grunge
(17.07.09)
Alınma ama vcd için oldukça iyi bi anlaşma gibi geliyor bana.Vcdler zaten görüntü kalitesi belli ürünler.Bu devirde vcd'ye 100 lira bile vermezdim ben açıkçası.Kendi görüşüm kötü düşünme sakın.
0
layer26
(18.07.09)
motoru almadan önce servise gösterebilirseniz johan sebastian'ın sözünü ettiği konu da aradan çıkmış olur.
0
blackdog
(18.07.09)
o kadar cok vcd yi pat die alacak adam ancak ayda yılda yuzyılda bir çıkar. ben olsam alırdım motoru. nakit lazımsa da satardım sonra. motor satmak vcd satmaktan daha kolay ne de olsa
0
zapake
(18.07.09)
@blackdog: evet servisten almak en iyisi sanırım
@layer26: bende öyle düşünüyorum sonuçta bu vcdler öyle kenarda yatıyor uzun süredir satılmıyor da en azından böyle birşey alayım en kötü bende satarım
0
🌸grunge
(18.07.09)
bu motor zaten alinmaz da, sahibinin abuk subuk yazisindan sonra iyice alinmaz diyorum. benim hic gozum tutmadi yani.

farinin ve sinyalinin ayni anda kirik olmasi kaza ihtimalini kuvvetlendiriyor, onden kazaliysa gidon mili egilmis olabilir, astari yuzunden pahaliya gelir, ugrasmaya degmez.
0
osuruklu
(18.07.09)
(1)

böyle bir program var mı bildiğin volume 2

ayiadam
merhaba galyalılar,(git: #82825) bu duyurumda böyle enstrümanların olduğu, şarkıları kaydedebileceğim program sormuştum. bir iki tanesine baktım bunlar hep midi için. ona da keyboard falan lazım. çok meşakkatli iş. bana böyle gitarın, davulun, piyanonun vs. enstrümanların eklenebileceği, benim girec
merhaba galyalılar,

(git: #82825) bu duyurumda böyle enstrümanların olduğu, şarkıları kaydedebileceğim program sormuştum. bir iki tanesine baktım bunlar hep midi için. ona da keyboard falan lazım. çok meşakkatli iş. bana böyle gitarın, davulun, piyanonun vs. enstrümanların eklenebileceği, benim gireceğim notaları loop'a alabilecek midi olmayan bir program var mı_? böyle çok basit birşey olsa olur. şöyle çal böyle çal diyeceğim bir program.
0
ayiadam
(17.07.09)
Aslında önceki sorunuzda tavsiye edilen programlar (ejay hariç) bunun bunun için. Midi olayına gelince bu tür programların tamamı midi altyapısı üzerine çalışır. Yani siz gerçekçi sesler için vstler kullansanız dahi bunlar midi tetikleyerek ses üretirler. Fruity Loops'u biraz kurcalarsanız aradığınız özelliklerin olduğunu göreceksiniz. Ama yok illaki daha basit birşeyler olsun diyorsanız Guitar Pro ve RSE (realistic sound engine ) eklentisini yükleyerek GM (general midi) seslerinden biraz daha güzel sesler alabilirsiniz. Programın kullanımı da oldukça basit notaları yazarak ya da üst menüdeki klavyeden mouse yardımı ile girebiliyorsunuz.
0
johan sebastian
(17.07.09)
(3)

sararan ekran

türk kelekom
eski tüplü bir monitörüm var. ekran sararıyor arada. gelip gidiyor rengi. acaba ölüyor mu yoksa başka bir nedeni mi var?2) sararınca her Türk'ün yapacağı gibi ekrana ufak, bazen sert vuruşlar yapıyorum. Arkadaş patlar ölürsün dedi, şaka mıydı yoksa gerçek mi?
eski tüplü bir monitörüm var. ekran sararıyor arada. gelip gidiyor rengi. acaba ölüyor mu yoksa başka bir nedeni mi var?

2) sararınca her Türk'ün yapacağı gibi ekrana ufak, bazen sert vuruşlar yapıyorum. Arkadaş patlar ölürsün dedi, şaka mıydı yoksa gerçek mi?
0
türk kelekom
(15.07.09)
1- zaman zaman filtre koymus gibi renk degisimi genellikle pin sorunu, bilgisayardan monitorune giden vga girisini monitor tarafinda iyice sabitle, hatta once cikar bir bak pin ler yerinden oynamis mi, girisinde pin kirilip kalmis mi vb.. gibi sorunlar icin.

2- ilgili tup vakumludur, arkadasin onun patlamasindan bahsediyor herhalde. saglam gozukmuyorsa ve/veya cok eski ise vurma tabii, ama patlama olmasi ve bunun sana zarar verme olasiligi kafanla monitore girmedigin surece, ya da tup un yapisini explosive decompression a (patlar dekompresyon?) yol acacak kadar kucuk bir delik ile bozmadigin surece, cok az.
0
bunubenyazdim
(15.07.09)
1) board u, diyeyim siz anlayin, catlamis olabilir. sayet pinlerde veya kabloda bir sorun yoksa bir elektronikciye goturup baktirin dicem astari yuzunu gecer.

2) kung-fu yapmiyorsaniz patlayacagini zannetmem, ben de cok vurdum zamani vaktiyle.
0
entrapmen
(15.07.09)
Öncelikle bağlantıları kontrol edin. Sorun yoksa ekranı başka bir bilgisayarda deneyin zira sorun ekranda olmayabilir. Bunların hiçbiri değilse çalışır durumdayken ekranın arka kapanı açın. Biyerlerde ince ayar yapmak için birkaç vida olur, onları tornavidayla hafifçe sağa sola döndürerek bir değişim olup olmadığına bakın.

Yalnız aman aman aman sakın ekran çalışır durumda olacağı için bu söylediklerimi yaparken başka hiçbir yere dokunmayın. Bu ekranların içindeki katot tüpünde size ölümcül bir horon teptirmeye yetecek kadar yük vardır. Tüpün arka tarafındaki pinlere ya da tüpe bağlı kondansatöre dokunarak kısa devre yaptırırsanız ÖLÜRSÜNÜZ. bunun dışında belinize kuvvet istediğiniz kadar vurun ekrana pek bişey olmaz.
0
johan sebastian
(15.07.09)
(6)

[Psikolojik Destek Aranıyor] Araba Kullanamama [Bayan]

alpha05
Ablam, araba kullanmayı çok istiyor fakat koltuğa oturup kullanmaya başladığı andan itibaren panik yapıyor ve eli ayağına dolaşıyor. Yanındaki kişinin dediklerini algılamıyor. Direksiyon dersi almasına rağmen orada bu işin psikolojik boyutuyla pek ilgilenilmediğinden pek faydası olmadı.Mesela bir ka
Ablam, araba kullanmayı çok istiyor fakat koltuğa oturup kullanmaya başladığı andan itibaren panik yapıyor ve eli ayağına dolaşıyor. Yanındaki kişinin dediklerini algılamıyor. Direksiyon dersi almasına rağmen orada bu işin psikolojik boyutuyla pek ilgilenilmediğinden pek faydası olmadı.

Mesela bir kavşakta sola sinyal veriyor ve gelen araçtan önce geçebileceğini düşünüyor (ama işin aslı öyle değil). Bunu yanındaki kişi uyarıyor lakin bu durumda da panik yapıyor ve ciddi bir kaza atlatıyor.

Haliyle tek başına araba kullanmaya korkuyor. Mevzuyu anlatabildik umarım.

Hasılı, bu gibi durumlar atlatan, önerisi olan, yardımı olacak, cesaret verecek kişiler vardır. Cevaplarınızı bekliyoruz.
Azıcık üstte kalırsa çok mutlu edersiniz bizi.
0
alpha05
(15.07.09)
trafiğe kapalı alanlarda bolca alıştırma yapsın. sonra evinizin çevresindeki trafiğin yoğun olmadığı yerlerle devam etsin. sonra ise trafik=)

kendine güvenmesi, direksiyon başında ne yaptığının farkında olması için gereken şey tecrübe bence..
0
dambil
(15.07.09)
"Anksiyete Terapisi" adlı bir kitap var. Prestij yayınlarından. Irvin D. Yalom genel koordinatörü kitabın. Kitapla olacak bir şey değil ama en azından iyi bir başlangıç olur.
0
ilkdefa
(15.07.09)
Annemin direksiyon sınavına hazırlanken yaptığı kazanın hikayesi :

doğanın acı bir gerçeği olan "kadınlar araba kullanamaz"'ın sonucudur. anneler ehliyeti olup araba kullanamayan kadınlar topluluğun en asil üyeleridir. kendi annem de ehliyetini sadece kimlik olarak kullanıyor, trafiğin güvenliği için umarım bundan sonra kullanmak zorunda da kalmaz. daha öğrenme aşamasında yaptığı kazanın repliği

baba : hanım geri vitese tak, sağ elini sağ koltuğa at, arkana bakarak yavaş yavaş git.
anne : tamam.
baba : hanım yavaş direk var
baba : hanım yavaş direk yaklaşıyor fren yap
baba : hanım yavaş fren
baba : fren
baba : fren yap fren
direk : gümmmmmm

heyecan yapan anne fren yerine gaza sonuna kadar basarak geri vitesle gidilebilecek son hızla hangar çatısını tutan demir direğe bodozlama girer ve bagaj hacmini yarıya indirir.
(kimlanbu, 28.04.2008 20:57)
#13162418 > ...

Bence trafiğe çıkmadan önce reflekslerini geliştirebilmesi için boş bir alanda yanındaki co -pilotun dediklerini dinleme egzersizleri yapın.karşıdan kamyon gelirken panikten direksiyonu bırakan kadınlar biliyorum...
0
kimlanbu
(15.07.09)
araba kullanmaya ilk başladığım zamanlarda ben de bu psikolojik engeli yaşadım. şehiriçi trafiğe ilk çıktığımda, stres ve heyecandan ellerimin bumbuz kestiğini, direksoyana yapışmaktan kollarımın tutulduğunu dün gibi hatırlarım. pek çok işte olduğu gibi araba kullanmakta da altın kural bol deneyim ve bu deneyim sonunda elde edeceğiniz kendine güven hissidir.
ablanız öncelikle en basitinden başlasın. kendisinden başka hiçbir aracın olmadığı yerlerde çalışsın. arabayı tanısın, arabanın kendisinin hangi davranışına hangi tepki vereceğini iyice kavrasın.
daha sonra tenha saatlerde trafiğe çıksın ve mutlaka sabırlı olsun. hata yapma payını da her zaman kendisine versin. kendisinin ve bir başkasının canına kastetmediği sürece her hata telafi edilebilir sonuçta. kısa zamanda değil ama uzun zamanda mutlaka bir gelişme kaydedecektir. mükemmel bir şoför olur mu bilemem ama ortamalayı tutturacağını garanti edebilirim. sonuçta ben bile öğrendikten sonra:)
0
on kaplan
(15.07.09)
İçinde kendini rahat hissedebileceği, sıkıntılı bi anda onu boğmayacak bi kabini olan bir araç ile bir süre alıştırma yapmak yardımcı olabilir. Murat124, Şahin gibi yerli araçlarda şöförün görüş açısı çok geniştir, şöför de koltuğunda çok rahat ferah oturur, avrupa arabalara göre de koltukları yüksektir, aracın burnuna daha hakim olursunuz.
0
johan sebastian
(15.07.09)
bu iş psikolojik destekten çok kendine güven ve aracı tanıyıp sınırlarını görebilme ile alakalı. Sürücü altındaki aracın neler yapabildiğini, basit hamlelerde ne tepkiler verebildiğini görürse daha bilinçli olarak aracı kullanabilir. Bir kere ablanızın araç kullanmayı istemesi ve sevmesi kendini geliştirebilme noktasında çok ılımlı bir durum. Çünkü panik ve korku ile araba kullanmayı öğrenmek zordur.
Tavsiyem demir bükey ya da autodrom gibi tesislerden güvenli araç sürüşü ile ilgili ders almasıdır. Bu merkezlerde araçların çok yavaş hızlarda neler yapabileceğini, ne tepkiler vereceğini size yaşatarak öğretiyorlar. Ablanız yanında eğitmen varken veya yokken araç kullanacak ve araba kullanırken kendine güveni, panik yapmadan veya engelleri görerek neler yapabileceğini öğrenecektir.
Ben böyle bir eğitimin tüm seviyelerini aldım ve eğitim sürecine başlamadan önceki halimle şimdikini kıyasladığımda "vay anasını bide araba kullanıyoruz diyoduk sözde" diye düşünüyorum. Cidden çok ama çok faydası oluyor.
Bu gibi kurslarda yazılmasanız bile gidip konuşmakta fayda var.
0
icemanr
(16.07.09)
(4)

Antalya'da -Nerelere Gidilir? -Nasıl Gidilir? -Nerelerde Neler Yapılır?

roadrunner_merlin
Ağustos başı gibi Antalya'ya kuzenimin yanına iki haftalık tatile gideceğim. Kuzenimin evi Kepez/Konyaaltında ve ben daha önceden hiç Antalya'ya gitmedim ve sadece deniz, kum ve güneş içinde o kadar yolu tepmek istemiyorum (İstanbuldan muhtemelen otobüsle gideceğim). Şimdi düşünüyorumda nerelere git
Ağustos başı gibi Antalya'ya kuzenimin yanına iki haftalık tatile gideceğim. Kuzenimin evi Kepez/Konyaaltında ve ben daha önceden hiç Antalya'ya gitmedim ve sadece deniz, kum ve güneş içinde o kadar yolu tepmek istemiyorum (İstanbuldan muhtemelen otobüsle gideceğim). Şimdi düşünüyorumda nerelere gitsem diye pek bir yer aklıma gelmiyor;

O nedenle de;
-Nerelere Gidilir (Termesos/Xanthos/Letoon vs)?
-Nasıl Gidilir (Araba/Otobüs/Minibüs vs)?
-Nerelerde Neler Yapılır (Turlar/Rafting/Tırmanış/Yürüyüş vs)?
0
roadrunner_merlin
(14.07.09)
Alkol yemek ve fasıl için : Neyzen Demhane dedeman tarafında kime sorsan bilir.
(bkz: http://www.neyzendemhane.com/ )
Eğlence-bar cankı müzik : Jolly&Joker (Dedeman ve konyaaltında 2 farklı mekanı var)
(bkz: http://www.jollyjoker.com.tr/index2.php )
Aspendos görülmesi gereken biryerdir Alanya yolu üzerinde.
Kale içinde Tekne turları var, en az bir tur atmakta fayda var.
Konyaaltı plajı değerlendirilebilir. Tam sezonu yüzlerce uçak dolusu Rus Turist :P
0
aytaral
(14.07.09)
@aytaral - teşekkürler

başka önerisi olan?
0
🌸roadrunner_merlin
(14.07.09)
Hzır kuzeninizin evi Konyaaltında'ymış. Sabah daha güneş çok kızmadan Beach Park'a gidin. Yine bir akşam/geceyi yine orda geçirin. Hatta uygun bir saatte gidip tüm gününüzü Beach Park'ta geçirebilirsiniz. Denize girer, güneşlenir sıkılınca da arkadaki çimlerde vakit geçirir ya da kafelerde oyun oynayabilirsiniz. Şehrin içinde diğer gitmenizi önereceğim yer Kaleiçi ve Yat Limanı. Hatta ordan çıkışta Işıklar'ı da boydan boya bir yürümenizi öneririm. Güzel saatlerde çok canlı olur.

Müzik dinlemek ve eğlenmek için ben de Jolly Joker'ı öneririm. Bir de Liman yolu üzerinde Irish Pub da çok güzel bir mekan. Ayrıca yine eğlenmek için su parkları birebirdir, ben Aquapark'ı öneririm.

Şehir dışında ise Olympos/Phaselis'i mutlaka görün derim, ki sanırım orada rafting de yapılıyordu.

Düden ve Kurşunlu şelalelerini de görün derim. Hatta Düden şelalesinin biraz altındaki canlı alabalık çiftliğinde ayaklarınızı soğuk suya sokarak bir alabalık yemenizi şiddetle tavsiye ederim, fazla bilinmeyen bir yer ama mükemmel bir konumu var.
0
johan sebastian
(15.07.09)
Merhaba,

Aquapark çok büyük eğlenceydi çocukluğumda. Hâlâ giderim ve hâlâ çocukluk günlerindeki gibi eğlenirim. Tavsiye ederim ama, aslâ yalnız gitmeyin buralara. Kalabalık grupla çok eğlenceli oluyor. Söylenen yerlerin dışında ben Alanya derim... Yani Alanya Antalya'dan bin kat daha güzel bir yer. Benim görüşüm böyle. Âşığıyım resmen. Alanya deyince Antalya'yı anmam bile... Bir caddesinde yürümek bile Antalya'dan çok farklı bir yerde olduğunuzu hissettiriyor. Kaleyse orada da kale var. Denizse deniz de var. Barsa bar da var. Her şeyi daha güzel. İmkânınız varsa Alanya'ya da bir uğrayın ve orada da kalın hattâ. Biraz uzun sürebilir yol ama, kesinlikle değer. Gerçekten. (:

İyi tatiller şimdiden.
0
nuage
(15.07.09)
(3)

Aracı Nereden Kiralıyosun (Ankara)

boshi
AŞTİ'de inip araba kiralamam lazım. Nereden, hangisinden kiralayayım?
AŞTİ'de inip araba kiralamam lazım. Nereden, hangisinden kiralayayım?
0
boshi
(13.07.09)
şunu buldum, umarım hala hizmete devam ediyorlardır, arayıp öğrenebilirsiniz..

www.sektorgezgini.com
0
dambil
(13.07.09)
Aşti civarında araç kiralanacak biyer bilmiyorum ama Aşti'den hemen Ankaray'a binip Maltepeye gidip ordan kiralayabilirsiniz. Maltepe bu tür yerler çokça var.
0
johan sebastian
(13.07.09)
aşti'de değil de aşti'den ankaray'a binip 2 durak sonra(bahçelievlerde) inip oradaki araba kiracılarından kiralayabilirsiniz.
0
cro magnon
(13.07.09)
(2)

Michael'ın ölümüyle bir devir kapandımı sizce?

Rivendel
Michael jackson2la büyüdük..Onu dinledik, onla eğlendik coştuk,taklit ettik. Bizim gibiler için sanırım bir devir kapandı gibi geliyor..ya sizce?
Michael jackson2la büyüdük..Onu dinledik, onla eğlendik coştuk,taklit ettik. Bizim gibiler için sanırım bir devir kapandı gibi geliyor..ya sizce?
0
Rivendel
(03.07.09)
mıchael jackson'un ölümüyle bence ''dinlenilebilir pop''ölmüştür.pop müziğini sevmememe rağmen yaptığı çalışmalarla hafızalara kazınmış.hatta bazı şarkılarını bile (gıve ın to me,dirty diana)severek dinlemişimdir.diyebilirm ki onunla bir devir artık kapanmıştır.fakat şarkıları dinlenmeye devam edecektir.
0
tylolhot
(03.07.09)
Herkesi bilmem ama benim için bir devir kapandı onunla. Bence MJ'in ölümü ile birlikte artık "dünya starlığı" denen şey çok küçüldü, tam olarak Mj gibi olmasa da birtek Madonna kaldı. O da göçünce artık starlık tümden sezonluk, dönemlik, albümlük, hatta bir şarkılık birşey olacak bence. Zaten şu anki durumdan bu çok iyi anlaşılıyor.

80ler ve 90larda dünya iletişimde devrim yaşadı; renkli tvler, walkmanler, en önemlisi internetle tanışan insanlar bu gibi şeylerde ilk olarak MJ'i gördü ve tanıdı. Dünyaya bir daha onun kadar tanınacak biri gelmez, gelemez...
0
johan sebastian
(03.07.09)
(3)

devekuşu yumurtası

başımıellerimin arasınaalıpdüşündüm
merhaba develer ve yavrucakları,-bu develerin devasa yumurtalarının örümcekleri uzak tuttuğu bir efsane mi? uzak tutuyorsa ne kadar uzak tutar? yani iki metre yakınına yaklaşmıyorlarsa ne anladım ben o işten? koyayım eve bir tane giremesinler istiyorum ben.-örümceklerle birlikte böcekleri de uzak tu
merhaba develer ve yavrucakları,

-bu develerin devasa yumurtalarının örümcekleri uzak tuttuğu bir efsane mi? uzak tutuyorsa ne kadar uzak tutar? yani iki metre yakınına yaklaşmıyorlarsa ne anladım ben o işten? koyayım eve bir tane giremesinler istiyorum ben.

-örümceklerle birlikte böcekleri de uzak tutuyor mu? sadece örümcekse ne anladım ben o işten? hem örümcekler böcekleri de yiyor nüfusu azaltıyor, koysak artırır falan bu sefer. öyleyse tabii.

-bunu ortama taze taze mi koymak gerekir? taze taze koyarsak çürümez mi? hemen çürüyecekse ne anladım ben o işten?

-ankara'da nerede bulunur? biri sormuş ama ben kesin şurada var diyen birini arıyorum, çıkıp devekuşu yımırtası arayamam saatlerce.

teşekkür ettim.

tüm böceklere ölüm.
0
başımıellerimin arasınaalıpdüşündüm
(02.07.09)
Her türlü haşeratı uzak tutar :)

Camilerde sık sık görülebilir... Yani öyleymiş, gidip - görenler söyledi :)

Bir eve bir tane yeter sanırım... Şimdi tabi camiler böyle geniş falan ama duvarları delip geçer mi bilmem etkisi... Yeter ya yeter bir tane...

En yakın arkadaşı bir devekuşu yetiştiricisi olarak sağlam bilgi veriyorum, şüphen olmasın; tazesi - bayatı yok bunun... Yani tutmamış yumurtaları satıyorlar... Taze olanını kırıp yemiyor kimse; çok para bunların yavruları :)

Ankara'da nerede bulunur... Burada; maps.google.com

Not : 20 liradan fazla verme birine...
0
can emre
(02.07.09)
bursa ulucami de 2 bilemedin 3 tane var. Koskoca cami yani Ve hiçbir yerde örümce agı tarzı şeyler yok haşeratlarla durum nedir bilemiyorum.
0
rurouni
(02.07.09)
Bildiğim kadarıyla örümcekleri uzak tutmuyor, örümcekler devekuşu yumurtası olan yerde ağ örmüyor.
0
johan sebastian
(02.07.09)
(15)

tek başına eve çıkmak

denizin kulleri
şimdii efenim, istanbul'da okuyorum, 2. yılım olacak bu yıl ve sene ortasında yüksek ihtimalle eve çıkacağım.sizce ev arkadaşı ile mi çıkmak daha iyidir, tek başına yaşamak mı?şartları açıklayalım:ailem maddi yönünü karşılamaya hazır, o konuda problem yok. biraz yüklü olacak madden ama tasarruf edec
şimdii efenim,
istanbul'da okuyorum, 2. yılım olacak bu yıl ve sene ortasında yüksek ihtimalle eve çıkacağım.
sizce ev arkadaşı ile mi çıkmak daha iyidir, tek başına yaşamak mı?
şartları açıklayalım:

ailem maddi yönünü karşılamaya hazır, o konuda problem yok. biraz yüklü olacak madden ama tasarruf edeceğiz artık.
ev arkadaşı aramadım hiç, arasam bulurum.
hobim ıvırım zıvırım bolca mevcut dil kursudur haftasonları yelken melken yapayım diyorum. hani eve tıkılıp kalmam.
istanbul'da gidip gelecek arkadaşlarım mevcut. gelenim gidenim olur. içkici alayı bi de. ehe. =)

abim iş sebebiyle sık sık gelir istanbul'a. ben de çok severim kendisini ama ev arkadaşım olursa gelince kalamaz heralde sık sık.
yine aynen annem-babam da bana düşkündür ev olursa gelir giderler. anne babadan rahatsız olan bi tip değilim sevinirim bile gelmelerine. yine ev arkadaşına problem olabilir. (ev arkadaşım olursa kalmazlar bende.)

amcamlar burda (yaşıt kuzenim var), ayrıca pek sevdiğim bi kuzenimin bi de liseden erkek arkadaşlarımın evi var. hani sıkılınca ben geldim ulen der çeker giderim.
şöyle bakınca sanki tek başına gayet de güzel yaşarım gibi geliyor. bi yakın arkadaşım kendi başına kalıyo bi aydır eviden internet vs gibin eğlence olmadığı halde ohh mis gibi lan böyle dedi. =)

tek korkum ya çok sıkılırsam? kedili kadınlar gibi olursam? duvarlarla konşursam?(kedili ablaları tenzih ederim.ehe. =))

şaka bi yana şu anda kaldığım yurtta herkesin valiz boyutundan hallice de olsa bi odası var. arada muhabbbet etmek dışında pek bi bağlantı olmuyor. böyle yaşadıysam evde de yaşarım heralde diyorum ama bi de yalnızları dinlemek lazım. =)

ha bi de: akşam yemeğinde, pazar kahvaltısında filan içiniz buruluyo mu? bunu merak ediyorum en çok.
0
denizin kulleri
(02.07.09)
eve çık yanına kesinlikle sorun çıkarmayacağından emin olduğun birisini al. çıkmadan önce al karşına konuş bak ben böyle böyleyim abim gelir annem gelir bıdıbıdı etmek yok de anlaşırsan çık. nolursa olsun evde ses olmazsa sıkılırsın emin ol =)
0
argent dawn
(02.07.09)
kımseyı alma evıne:) yalnız yasamak hayattakı en buyuk lukslerden bırı bence. bunca secenek de saymıssın bence sıkılmazsın. en yakın arkadasınla bıle eve cıksan bır sure sonra pek cok sey gozune batmaya baslayabılır. bence ımkanın da varsa kesınlıkle tek basına ol. cok depresıf bırı degılsen, ılle de etrafımda ınsanlar olsun fılan dıyen bırı degılsen tek basına keyfıne bakarsın, rahat rahat evıne de arkadaslarını cagırırsın ıstedıgınde.
0
think martini
(02.07.09)
çok gelenim gidenim olur diyorsan (ve bunlar sana yetecekse) neyse de bence ev arkadaşı çok çok gerekli bir şey. benim de imkanım olmasına rağmen kimin girip kimin çıktığı belirsiz bir evde kalıyorum. ama yapıyla alakalı, mesela yurtta kendi odamda takılırken sıkılmıştım ben (ortak salon vsye rağmen) tek başıma eve çıksa idim sıkıntıdan patlardım heralde
0
surtunme kuvveti
(02.07.09)
böyle bir fırsat bulmuşken kaçırma derim. dünyada yalnız yaşamak kadar güzel birşey yok. insan bazen ailesiyle yaşarken bile aynı evde zorlanıyor, bir başkasıyla yaşarken bir çok şey size batmaya başlayacak ister istemez sorunlar çıkacaktır.

kesinlike yalnız çıkın eve. zaten öğrenci evi gelen giden çok olur yalnızlık çekmezsiniz.
0
johan sebastian
(02.07.09)
Yalnızlık allaha mahsustur.
0
the bourgeois
(02.07.09)
Çok iyi anlaşabileceğin bir arkadaşınla çık. Üniversite hayatını iyi bir arkadaşla birlikte yaşamak kadar zevkli birşey yoktur.
0
türk kelekom
(02.07.09)
tek başına çık, eve çıktığın insan dünyanın en sorumluluk sahibi insanı, en düzenli tertipli insanı bile olsa, en eğlenceli insanı bile olsa, evlilik aşkı öldürüyor misali ev arkadaşlığı da dostluğu bir süre sonra öldürür. demedi demeyin 7 senelik tecrübe konuşuyor.

imkanın varken tek başına çık, hem gelenin gidenin de çokmuş, mis gibi yaşarsın. evin içini bok da götürse dersin ki ulan ben kirlettim ben temizliyorum, ama öbür türlü, ev arkadaşının her yaptığı batmaya başlayacak bir süre sonra demedi deme...
0
benim de soyleyeceklerim var
(02.07.09)
7 sene yurt hayati , 3 sene ev arkadaşlariyla geçen zaman ve 2 sene bekar yaşamış biri olarak tek başına çık derim.

Tek başına yaşıyor olman sosyal hayatını etkilemez ama ev içerisinde başkasi oldugu zaman fedakarlik yapmak zorunda olacaksin. O da öyle. İlk başlarda lafını bile yapmayacağın(ız) şeyler gözüne(üze) batar olacak. Tek olursan bunlar olmaz. Istedigin zaman eve arkadaşlarını veya aileni davet edersin. Kısacasi kaliteli yaşarsin.

Tek yaşamanin bana gore en kötü (ve tek) yani yemek. Şahsen yemek yapmaya bayılan biriyim. Yiyenlerde çok beğenirler yemeklerimi... Ama tek olunca geçmiyor bazen boğazından insanin. Onun çözümü de basit aslinda.. Birilerini çağırırsın yemeğe olur biter ))
Tek çık sen evine...
0
kakoy
(02.07.09)
madem tek başına masrafları karşılamak sorun olmayacak, ev arkadaşı işine hiç bulaşma.. yalnız yaşamak kesinlikle daha rahat..
0
sharpenter
(02.07.09)
4 senedir tek başımayım. eve çok gelenim gidenim olmaz, nadirdir yani. annemlerle aynı şehirdeyim bir de üstelik, onlar da gelmez pek, ben giderim olursa. diyeceğim odur ki, çok iyi düşünün tek başına yaşamadan önce. ilk zamanlar şahane gibi geliyor, sonradan saçmalıyorsunuz. benim canım inanılmaz sıkılıyor mesela, ama bir yandan da evime ve yalnızlığa bağımlı hale geldim. resmen psikolojik bagımlılık yani. bi yere gitsem hemen eve dönmek istiyorum -annemlerin evi dahil-, hiç bir yerde kalamıyorum rahat edemiyorum. yani dışardan göründüğü kadar hoş değil bence yalnız kalmak. eğer gercekten sevdiğin güvendiğin birileri varsa beraber kalın, en güzeli. ben en baştan yapmadığıma pişmanım, ama bu saatten sonra da kimseyi istemiyorum. iki ucu boklu değnek durumu yani. bir gün olur da evlenirsem, ayrı evim olur falan gibi garip fikirler var aklımda düşün yani. kısacası yalnızlık insanı ele geçiren bir şey.
0
likeinme
(02.07.09)
tek başına çıkarsan yalnızlıktan sıkıldığın zaman arkadaşlarını eşi dostu eve çağırabilirsin.
biriyle eve çıkarsan ondan sıkıldığında zaman onu evden atmak zor oluyor.
tek başına çık gayet mutlu olursun. banyoda kıl kaldı, bulaşığı yıkamamış itin oğlu, bu ne gürültü bu saatte zikik, lan erkenden yatılırmı, faturayı ödemedinmi abi yuh vsvs gibi konularla muhatap olmazsın. evini mümkün olduğunca merkezi bir yerden tutki evde bir insan evladı olsun istediğinde gidip gelmeleri kolay olsun. iyi yemek yap. bilmiyorsan öğren. bu eve gelen insan evladı kişileri iyi yemek yapılan evleri çok severler :)
0
cinematography
(02.07.09)
uzun süredir yalnız yaşayan kedili (!) bir kadın cevap yazıyor.

arkadaşların çoğunluğuna katılıyorum. imkanın varsa yalnız yaşa. güzel bir hayat tecrübesidir. insanın kendisini tanıması için çok iyi bir fırsat. ancak çok uzatma bunu. birkaç sene sonra bayıyor.

anahtar kaybetme, hasta olma, yoğun çalışma dönemlerinde zorluklar oluyor. yedek bir anahtarını ya komşuya ya da yakın oturan bir arkadaşına ver. ilk başlarda evi güzel temizler, toparlarsın, 3 öğün yemek yaparsın. sonra @nemtersis'in dediği üzere ev çöp ev olma yoluna girer usul usul. yine de bunlar hep hayat tecrübesidir. insanın kendisini tanıması için yaşanmalı diyorum.

ek öneri: kedi al. süfer oluyor.
0
mea maxima culpa
(02.07.09)
kesinlikle tek başına çıkmalısın. nedenleri zaten üstte sayılmış, tekrar yazmıcam. ama illa birini alcam diyosan yakın arkadaş alma. en fazla 3-4 sene sonra biter arkadaşlığınız, bitmese bile aranızda birşeyler eksilir. aynı evi paylaşmak sadece yiyip içip eğlenmekten ibaret değil, bir sürü sorumluluğu var ve hem kendimde hem de çevremdeki herkeste gördüğüm yegane gerçek şu ki insanların çeşitli huyları birbirine batıyor. bu yüzden birini alacaksan bi tanıdık referansıyla gelen yakın olmadığın bi kişi olsun. yürümediğinde koptuğunuza üzülmezsin.
0
wounded walker
(02.07.09)
tek başına çık, sessizlikten sıkılırsan yemekteyiz'i aç. o kadar çok konuşuyorlar ki asla yalnızlık çekmezsin.
0
marido
(02.07.09)
tek başına eve çıkmanın kazandırdığı erdemlerden bahsedilmiş ama arkadaşlarınla eve çıktığında başka bir insana tahammül etme, anlayış gösterebilme ortak fikirlerde buluşabilmeyi öğretir insana. ben tek çocuğum yeni öğrendim sayılır bunları.
0
surtunme kuvveti
(04.07.09)
(5)

hafiza hic mi bitmiyor

tm 100 series
ya anlamadigim sey su, simdi sen memory stick aliyon 1 gb diyor, sonra kullaniyon dolduruyon resim mp3 falan ama doluyor tabi. siliyon eski resimleri falan yer acilsin diye, ama bi program var o sildiklerini geri getiriyor. lan madem o eskileride saklayacak yer var niye basinda memory full diyorsun.
ya anlamadigim sey su, simdi sen memory stick aliyon 1 gb diyor, sonra kullaniyon dolduruyon resim mp3 falan ama doluyor tabi. siliyon eski resimleri falan yer acilsin diye, ama bi program var o sildiklerini geri getiriyor. lan madem o eskileride saklayacak yer var niye basinda memory full diyorsun. ya da ayni sey pc de de gecerli, aman kanki kasmasin diyoruz pc de film neyin birakmiyoruz siliyoruz programlari, hoop bi program geliyor hepsini geri getiriyor. simdi nedir bunun limiti. yani limit 1 gb ise 1 gb yaz kardesim, benden niye sakliyorsun.
0
tm 100 series
(01.07.09)
bilgisayar dosyaları silerken dosya adının ilk harfini siler ve gerekiyorsa yeni şeyleri üstüne yazar. yani ekstradan saklamak için bi yer yok. 1 gb diyorsa 1 gb dir dosya kurtarma programları da %100 geri getiremez eski silinmiş dosyaları. kısaca 1 gb lık veri atıp silersen üzerine 1 gb daha veri koyarsan eski veriyi geri getiremezsin.
0
thefin
(01.07.09)
geri getirme olayı o datanın henüz üzerine bir şey yazılıp yazılmamış olmasıyla alakalı. eğer hdd o partın üzerine başka bir veri yazarsa dataları fbi bile geri getiremez
0
tai
(01.07.09)
şimdi en eskiden bildiğim şöyle bir şey var. bu diskin, hafızanın falan bir yerinde bir harita var. diskin neresine ne yazıldığını, kaç mb olduğunu falan tutuyor. ayrıca diskin, hafızanın bir yerine de bu bilginin kendisi yazılıyor. bilgiye ihtiyaç olunduğunda harddisk kafası haritaya bakıyor, aha diyor okumam gereken şey üçüncü sektördeymiş, gidiyor oradan okuyor. en basit anlatımıyla işleme mantığı bu.

biz sil dediğimizde bu harddiskin üçüncü sektöründe kayıtlı olan şey silinmiyor. o orada duruyor. peki ne siliniyor? haritadaki o bilginin nereye kayıtlı olduğu bilgisi siliniyor. haritada o kısma ait bilgi olmadığı için harddiskin o kısmı boş zannediliyor. üstüne bir şey yazılmak istendiğinde boşmuş üstüne gibi yazılıyor. ama üstüne bir şey yazılmamışsa sen kurtarma programıyla harita ihtiyacı olmadan o kısma gidip bilgiyi okuyabiliyorsun.
0
kibritsuyu
(01.07.09)
kibritsuyu güzel açıklamış. özetle: neden bir diskin içindeki veriyi silmek için zaman ve enerji harcayasınız ki? bunun yerine sil dediğinizde o kısmı tekrar yazılmaya uygun hale getiriyor, diskin o kısmı boş gibi görünüyor ve siz yeni birşey yazdığınızda eski verinin üzerine yazıyor.
0
johan sebastian
(01.07.09)
o harita dediğiniz yer için

(bkz: buffer)

diskte yazılan hiç bir şey silinmez, sadece buffer dan silinir
0
sijwocaq
(01.07.09)
(6)

Niçin korkuyorum?Ne yapmalıyım?

niltembelteneke
Selamlar ,Yıllardır öykü yazmaktayım.Son altı aydır ise bu işten anlayan insanlara okutuyorum ,beğeniyorlar;ama eksikliklerimi de belirtiyorlar.İşte asıl dert burda başlıyor.Ben bir kerede heyecanla yazdığım öykülere tekrar geri dönemiyor ,yapmam gereken değişiklikleri görmek istemiyorum.Özellikle
Selamlar ,
Yıllardır öykü yazmaktayım.Son altı aydır ise bu işten anlayan insanlara okutuyorum ,beğeniyorlar;ama eksikliklerimi de belirtiyorlar.İşte asıl dert burda başlıyor.Ben bir kerede heyecanla yazdığım öykülere tekrar geri dönemiyor ,yapmam gereken değişiklikleri görmek istemiyorum.Özellikle bu son zamanlarda kafamda binlerce karakter ,öykü ile geziyorum ama yazmaya çekiniyor ,korkuyorum.Yazamadıkça da daha da bunalıyorum.Tembellik hastalığına mı tutuldum acaba?Kendine güvensizlik zaten en üst seviyede ama ne yapmalıyım bilemiyorum.
0
niltembelteneke
(29.06.09)
şöyle düşün: kafka, yazdıklarını çevresindekilere gösterseydi, bir de onları dinleseydi, aynı kafka olur muydu?

değiştirme. hatalıysa bırak hatalı kalsın. sen bunları hatalı görüyorsanü bir dahaki öykünü ona göre yazarsın. yok sen hata görmüyorsan yolunda devam edersin.

yazmaya çekinme. yaz. kimseye gösterme istemezsen. ama yaz. fikirlerin dışarı çıkmadıkça, hep içeride kalmalarına alışıldıkça, korkulur ki içinde fışkıran pınar kurumaya yüz tutar.

ha tembellik ya da başka bir şeyse o senin bileceğin şey. üstesinden sadece sen gelebilirsin. insan yapabiliyorken (her ne ise onu) yapmalı. sonradan iş güç oluyor, çoluk çocuk oluyor, hastalık oluyor, türlü türlü hal oluyor, beynin o yaratıcılığı törpüleniyor. yazabiliyorken yaz. çok yaz. bu sana motivasyon olur mu bilmem.

türkiye'de iyi öyküler okumak isterdim. sen yazmazsan kim yazacak?

saygılar.
0
tsan chan
(29.06.09)
herkeste aynımı bilmem ama yazdıklarını okutmak ve iyi yorumlar almak etkili olabiliyor. mesela ben birine beğendirmek için 4-5 tane yazı yazdım. normal de çok tembelim ama kendimi o kişinin beğeneceği yönünde düşüncelerle motive edip yazmaya devam ettim. bu şekilde yazılarının kalitesi artabilir.
0
eskili
(29.06.09)
eksiklerinin ne olduğu önemli. imla değildir zaten, öyle olsa sorun olmazdı. cümle yapısındaysa düzeltmelerini iste. beğenirsen alırsın, ama diğer cümlelerle uyumsuzluk oluşabilir. daha büyük uyumsuzluklarda bırak öyle kalsın. öyle oldukları için senin eserin. bir sanat icra etmeye çalışıyorsun, ve bunun mükemmeli olmadığını biliyoruz. herkesin eksikleri vardır mutlaka. eksiklerini kabul et, asla pes etme, yazılarını bekliyoruz :)
0
bykush
(29.06.09)
ben etrafımdakilerin dürüst olmasını beklerdim. şimdi yazdıklarınızı bikaç yıl sonra kendiniz okuduğunuzda belki aynı yanlışları sizde bulacaksınız. 'niye kimse beni uyarmamış?' demek daha kötü zannedersem. tavsiye almak iyidir. bu işi bilen insanlar boşu boşuna bu işi bilen insan diye anılmıyorlar.

ayrıca korktuğunuz şey öykülerin düzeltilmiş halini yeniden gösterdiğinizde yine beğenilmemek. yazdıklarınız boşa gidecek diye korkmayın. emeğinizin karşılığını mutlaka alırsınız.
0
uche
(29.06.09)
Öykü, şiir yazmak; beste yapmak gibi hadiselerde bitmiş birşeyi dönüp de değiştirmek düzenlemek cidden zor birşey. Hatta bence çok gerekli de değil. Eğer mantık hataları yoksa ufak tefek hatalar çok da önemli değil, hata farkettiğiniz zaman bir dahaki sefere yapmayaya özen gösterirsiniz. Ama eğer etrafınızdakilerin fikirlerini önemsiyorsanız ve size birşeyler kattığını düşünüyorsanırz o zaman üretme aşamasında periyodik olarak danışın. Çünkü dediğim gibi bitmiş bir projeyi değiştirmek, düzenlemek genelde insanın içinden gelmez.
0
johan sebastian
(29.06.09)
Eksiklik? Neye kime gore eksiklik? eger bunun eksik oldugunu soyleyen insanlarin bu konuda tam olduklarini dusunuyorsan zaten istedigin seni rahatlayacak dogruyu yakalamk icin degindikleri desiklikleri yapmaktan baska secenegin yok. ama yazmayi asla birakma. yazar olmanin ilk ve tek kurali ki soylemesi bile gereksiz: yazmak. iyi kotu, kisa, bozuk, anlamsiz ne skilde olursa olsun. aklindakiler kagida gecsin. biliyorsun ki seni kendi gozunde istedigin yere getirecek olan bu isin tekrar sayisini cogaltman ile gobekten baglidir. dirli cumlelerden meli cumlelere varmasi kolay. buraya soyle yap boyle et diye yazmasi da kolay. siradan bir gunde aklima dusen bir kelimeyle basladigim, ve 4 yildir bitiricem diye kivrandigim kitabi, aha lan bu sefer super oldu dedikten sonra (6 ay oncesine kadar)aynen senin yaptigin gibi bu isi bilen birilerine okuttugum da hala eksik hala fazla yanlarinin oldugunu duymaktaydim. Yazdiklarimi aldim (karga ve yavrusu iliskisi icinde degil de mumkun oldugu kadar tarafsizca)ve baskasina aitmis gibi -yazdigina gore kolaylikla baskasi gibi olabiliyorsundur- okudum.

-uzun cumlelerin kisaldi.
-karakterler daha da keskinlesti.
-olaylar acik ve anlasilir hale geldi.
-daha once varligindan bile haberdar olmadigim kurgudaki kopuluklar kendilerini bir bir ele verdi.
-yeni karakterler girdi, eskiler daha da guzellesti.
-konuturdugum o adamlari ve kadinlari daha iyi tanir oldum. (ki onlarla bildigin anlamda roportaj yapmak karakterleri tanimada gercekten ise yariyor)

benim yaptigim isin ozu, hikayemi disaridan gelecek yorumlara, disaridan gelecek -/+ herhangi bir yorumla etkilenmeyecegi gune kadar kapattim. bakkal osman, cihan, mufit bey, tinerci arif, sucuda calisan sekreter kiz, dilenci kadin, mahallede kim varsa cirit atiyorlar kafamda...
0
gunlerin kopegi
(30.06.09)
(3)

Hiç pepino yediniz mi? Şifalı olduğu doğru mu?

ugur
Hiç pepino yediniz mi? Şifalı olduğu doğru mu?şeker hastalığına iyi geliyor deniyor.Aşağıdaki linkte anlatılmış.http://www.bilgicagi.net/forum/forum_posts.asp?TID=985Kullanan varsa lütfen anlatsın.
Hiç pepino yediniz mi? Şifalı olduğu doğru mu?
şeker hastalığına iyi geliyor deniyor.


Aşağıdaki linkte anlatılmış.
www.bilgicagi.net

Kullanan varsa lütfen anlatsın.
0
ugur
(29.06.09)
tadı da tipi de kavuna benziyor, yalnız böyle "kelek" denen kavunlar gibi daha az şekerli falan.
istanbuldaysan pazarlarda bile bulursun çoğunlukla tanesi 1 ytl oluyor.

şeker hastalığına iyi geliyor diye satıyorlar evet belki doğrudur.
0
hayali arkadaş
(29.06.09)
Evet yedim şifalı mı bilmiyorum ama tatsız tuzsuz saman gibi bişeydi.Faydalıysa yenebilir tabi ama işe yaramıyosa yemenin alemi yok öyle bişeyi.
0
layer26
(29.06.09)
yedim, beğenmedim. inşallah şifalıdır da bi işe yaramıştır.
0
johan sebastian
(29.06.09)
(10)

Hamam Böceği

ne bakiyon kardesimm
Arkadaşlar Antalya'da Konyaaltı mevkinde ikamet etmekte olan öğrenciyim. Şimdi tuttuğumuz eve gözümüz gibi bakıyoruz. Yani öyle bildiğin bok götüren öğrenci evi değil. Temizlik konusunda taviz yok. Herneyse kısa önbilgiden soruma geçiyorum. 2 gün önce banyoda ve banyo önünde iğrençlikte zirveyi kims
Arkadaşlar Antalya'da Konyaaltı mevkinde ikamet etmekte olan öğrenciyim. Şimdi tuttuğumuz eve gözümüz gibi bakıyoruz. Yani öyle bildiğin bok götüren öğrenci evi değil. Temizlik konusunda taviz yok. Herneyse kısa önbilgiden soruma geçiyorum. 2 gün önce banyoda ve banyo önünde iğrençlikte zirveyi kimseye kaptırmayan hamam böceklerini ters dönmüş şekilde buldum ve biride arkadaşın banyo lifinin arasına girmiş, banyo yaparken üstüne felan atlamış :s. Yineliyorum tertemiz mis kokulu bir banyodan bahsediyoruz. Şimdi bu mahlukları görünce direk ilaçlatmak geldi aklıma ve bir tane daha görürsem direk arayacağım. Sizce gördüğüm bir kaç böcek için evi ilaçlayan ekipleri çağırayımı yoksa kendimmi önlem alıyım. Bu konuda deneyimi olan ve çözüm önerecek arkadaşlar bilgilendirebilir mi? Teşekkürler. Ayrıca bu Antalya'ya özgü bir durummu. Her apartmanın giriş kapısında ilaçlama vs ilanları gözüme çarpıyor. Hep siktir çekerdim "Ne böceği lan temiz olun aq" diye başıma geldi şimdi göt gibi kaldım.
0
ne bakiyon kardesimm
(29.06.09)
camdan girmiştir.
0
ozdek
(29.06.09)
banyoda muhakkak bir delik gibi bir şey vardır. oradan giriyordur.
kıyısını köşesini bir kontrol et.
0
arigold
(29.06.09)
raid böceksavar kullanın uzun süre canlı böcek göremiyorsunuz evde. cansızını da görmek istemez insan tabi ama en azından girdikten sonra ölsünler diyorsanız raid uygundur. diğer türlü apartmanla ortak bir şekilde apartman boşluklarını falan da ilaçlatırsanız o zaman daha kesin çözüm olur.
0
prodeq
(29.06.09)
1-k-othrine isimli böcek ilacından edinin
2-ilacı içninden çıkan talimatlara göre suyla karıştırın
3-mümkünse bi camsil vb aparata değilse pet sişe içine doldurup kapağını delin.
4-tüm süpürgeliklerin kenarına pervazlara dibe köşeye sıkın
5-kokusuz ve renksiz olduğu için sıkıntı yaşamazsınız.
6-uzunca bir süre oralardan geçen tüm böceklerin oraya konan tüm sineklerin mefta olduğunu göreceksiniz.
7-tüm bu işlemler süresince ilacı fondiplemeyin ve işlemlerden sonra mutlaka ellerinizi çok sağlam yıkayın.
0
fenrir greyback
(29.06.09)
bazen genel apartman ilaçlamalarında çıldırıp oraya buraya doğru ko$maya ba$lıyolar. sonra da ölüyola haliyle. onlardan bikaçına denk geldiğini dü$ünüyorum. daha da gelmezler banyoya.
0
durum serserisi
(29.06.09)
Evin bir yerlerinde böcek yuvası varsa siz ne kadar temiz olursanız olun o böceklerden kurtulamazsınız.
Geçenlerde başka bir duyuruya da yazmıştım, bir arkadaşım(çok titizdir) böceklerden kurtulamadığı için şirket çağırıp evini ilaçlatmak zorunda kalmıştı. İlaçlama yapanlar prizlerin ve telefon ahizesinin içinde bile böcek yuvaları bulmuşlar, fırına tost makinesine hiç değinmiyorum bile. Eğer böyle bir durum varsa siz ne kadar ilaçlarsanız ilaçlayın o yuvaları yok edemezsiniz.

Sıcağı seven böcekler Antalyada daha kolay çoğalıyordur, onla ilgilidir herhalde ordaki böcek bolluğu.
0
hayali arkadaş
(29.06.09)
Priz ve ahizelere yuva yapan böcekleri okuyunca dehşete düştüm.

yukarıda belirtilenlere ek olarak şunu söyleyebilirim, eğer yağmurlu havalarda cam veya balkon kapıları açıksa anında giriyorlar içeri, dikkat et.
0
tekosin
(29.06.09)
Antalya'da yaşıyorsanız hamamböcekleriyle yaşamaya alışacaksınız, başka çareniz yok. Çünkü eviniz ne kadar temiz olsa da binanın fiziki yapısı, tesisatı ve çevresiyle alakalı bişey. Yapacağınız tek şey evde yuva yapmalarını engellemek. Bunun içinde gördüğünüz yerde acımayın.

Bir keresinde Antalya'da gece balkonda yatarken uyanıp yüzümde kocaman bir hamamböceğinin yürüdüğünü farkettikten sonra kadere boyun eğdim.
0
johan sebastian
(29.06.09)
bir iki tane gördüysen muhtemelen geriside vardır. temizlikle alakası yok ne kadar temizlik yaparsan yap yumurtladıkları için hızlı bir şekilde üreyebiliyo o mahluklar.
evde böcek olsun olmasın tablet şeklinde böcek yemi kullanmayı alışkanlık haline getir. bir kutuda 6 yada 8 adet oluyo sanırım her kapının arkasına bir adet koy. ayrıca düzenli olarak banyo, mutfak ve balkon su giderlerine çamaşır suyu dök.
0
birkimse
(30.06.09)
belki inanmayacaksın ama bu satırları antalya'daki müstakil bir evin bahçe katındaki dairesinden yazıyorum ve yaklaşık bi saat önce kafamda birşeyin yürüdüğünü hissederek uyandım. lambayı açtığımda yastığımda hamamböceği vardı. bu aq böceği yüzünden sabaha kadar bir daha uyuyabileceğimi zannetmiyorum. sabah ilk işim fenrir greyback'in dediği k-othrine isimli ilacı almak olcak. internetten araştırdığıma göre etkili birşey galiba.
0
ikinoktayedi
(01.07.09)
(7)

resme photoshopta düzenleme yapıldığını anlayabilme

tabudeviren
resmin üzerinde oynandığını nasıl anlayabiliriz?
resmin üzerinde oynandığını nasıl anlayabiliriz?
0
tabudeviren
(28.06.09)
iki adet goz gayet yeterli olur.
0
stevedore
(28.06.09)
onu anlayabilecek birikim ve tecrübe gerekir. bu işlerle uğraşanlar şıp diye anlar fakat uğraşmayanlar bile anlıyor. o yüzden biraz eğilmek lazım mevzuya.
0
cha
(28.06.09)
Eğer amatörce yapılmış birşeyse resmin gamma, contrast, brightness gibi değerleriyle oynayarak rötuşlanmış kısımları anlama ihtimaliniz var.
0
johan sebastian
(28.06.09)
resmin ne resmi olduğuna ve nasıl resmedildiğine bağlı. tekstür ise farklı, portre ise farklı, manzara ise farklı, geometrik ise farklı şekilde anlarsınız. mesela tekstür resimlerde ve fotograflarda fırça izi göremezsiniz ama kopya üniteler görürsünüz. örnek veriyorum, 200 kişilik bir topluluk fotografında kalkıp 15 kişilik fırça büyüklüğüyle klonlama yapacaksa bunu tekrar yapan renklerle anlarsınız.

vesikalık fotograf veya bir portre ise saçlardan, makyajdan anlayabilirsiniz. fotograf makineleriyle yüzü kaymak gibi gösterecek fotograf çekmek photoshop'tan çok daha zordur.

manzara ve benzeri şekilde geniş kompozisyonlara sahip olan fotograflarda ve genel anlamda birçok görüntüde photoshop olup olmadığını fotografına göre fazla büyüterek veya fazla küçülterek, fırça izi, renk, kontrast ve görüntü kalitesi farklılıklarıyla anlayabilirsiniz.

kolay gelsin.
0
pass
(28.06.09)
bir de genelde üzerinde oynanmış resimlerin exif bilgileri uçar. exif'i yoksa çok büyük olasılıkla üzerinde oynama yapılmıştır.
0
bellbane
(28.06.09)
fotoşokta açılıp kaydedilmiş fotoğraf, exif bilgisine iz bırakır edit: adobe fotoşok falan diye. tabi hiç oynanmamış, sacece boyut küçültülmüş falan da olabilir.
0
kibritsuyu
(29.06.09)
arkadaşlar ben exifleri değil görsel değişiklikleri kastetmiştim.
0
🌸tabudeviren
(29.06.09)
(22)

Parmakların yan taraflarında oluşan minik su kesecikleri

eftalit
Evet çok minikler. Böyle küçük küçük su kabarcığı gibiler. El parmaklarımı nasır gibi sert bir şekilde çevrelemiş durumdalar. Nedir bunlar abi ya? Neden çıkıyorlar ki böyle?
Evet çok minikler. Böyle küçük küçük su kabarcığı gibiler. El parmaklarımı nasır gibi sert bir şekilde çevrelemiş durumdalar. Nedir bunlar abi ya? Neden çıkıyorlar ki böyle?
0
eftalit
(17.06.09)
bunlardan benim de ellerimde vardı. şimdi bakıyorum da geçmişler ama başka bi tane çıkmış. ara ara çıkıp uzun süre kaldıktan sonra geçiyolar. bikaç sene önce elmacık kemiğimle gözümüm arasında bi yerlerde çıkıp bi sene kadar geçmemişti sonra yüzümü kaşırken yanlışlıkla tırnağımla kazıdım. bi daha da geri gelmedi.
0
johan sebastian
(17.06.09)
@johan bu ne hastalığı acaba? Ne gizemli bişeydir bu böyle ya! Parmaklarımın etrafını hissetmiyorum nerdeyse.
0
🌸eftalit
(17.06.09)
siil desem diil. bende tek tük oluyo. yani dikkatli ellerimi incelemediğim zaman farkında bile olmuyorum. o nedenle doktora danışma gereği bile duymadım yani detaylı bilgi sahibi diilim. ama sizin ki baya ileri safhada anladığım kadarıyla. kaşıntı falan var mı ya da batma, sızlama gibi belirtiler. bilenler bunlara göre daha rahat cevap verebilirler.
0
johan sebastian
(17.06.09)
human papilloma virus olabilir, icindekiler su degil, patlatmayin, delmeyin, lesion un uzerini yara bandi kapayin. antibiyotik almayin / antibiyotikli yara bandi kullanmayin, ise yaramaz. bunun disinda heyecana gerek yok, cildiyeciye gidiniz. disi iseniz bir de jinekolog ziyareti lutfen, hatta mutlaka.
0
bunubenyazdim
(17.06.09)
yok artık ne human papilloma virus'ü falan, ne yaptın sen, ağaç bağlıyor bu virüse sahip olanlar.

arkadaşın bahsettiği arada sırada çıkardı bende, küçücük su topu, sonra kuruyup giderdi. hormonal bir şey olabilir demişti doktor, üstünde durmamıştı.
0
arigold
(17.06.09)
ee.. o agaca benzeyen adam hpv nin istisna bir ornegi idi. soyle google'dan, wikipedia'dan, baska yerlerden human papilloma virus diye bir ararsaniz neye benzedigini gorebilirsiniz. ilk baslangici pek cok insanda bir bolgede cikan 1-3 lesion olarak gozukur, eger bu lesionlara dokunulmaz, uzerleri kapatilir ise baska bir tane cikmaya da bilir. cildiyeci dondurup salisilik asit uygulayacaktir, o durumda bile 6 ay sonra vucudun baska bir yerinde bir lesion olarak gozukebilir. ayrica hpv ye benzer lesionlar cikaran MC var (Molluscum contagiosum). bu eger kanama yoksa problem degil, bekleyin gecer.

bu baglamda eftalit'in durumu hpv ya da MC ile alakasiz da olabilir, sadece belirmek isterim ki insanlar arasinda bazi turlerinin gorulme sikligi cok fazla ve normal bir sey, (bkz: sigil) bir kac versiyonu ise kansere yol aciyor. sadece bu ihtimali degerlendirmesini isterim, cunku eger disi ise bir pap ile riskte olup olmadigi gorulebilir.. ayrica 20lerinden genc ise bir de yeni cikan a$i si var..
0
bunubenyazdim
(17.06.09)
Dostlar bir bilgi daha: Bu şey yazları oluyor genelde. HPV ile ilgili birşeyler okudum ama hiç bir belirtisini görmüyorum ben kendimde. Bu kabarcıklar kendiliğinden patlayıp deri soyulmasına neden oluyorlar. Ama soyulma belli belirsiz.Ayrıca erkek olduğumu da söyleyeyim. Dostlar son olarak bir de bileğimde iki tane siğil var. Ben ailede de rastlandığı için genetik bir olay diye düşünüyorum.
0
🌸eftalit
(17.06.09)
Ha son olarak HPV'de olduğu gibi dışa doğru değil bu kabarcıklar. Ancak gözle farkedilebiliyorlar.
0
🌸eftalit
(17.06.09)
bileginizdekiler genetik degil, (ama genetik yatkinliginiz olabilir virusu barindirmaya) annede varsa virus gecebiliyor, (ya da sadece birisinin acik lesionuna dokunma ile) turkiye'de var mi bilmiyorum ama burada su var: www.drscholls.com , onlar icin isi gorur.

esas konuya geri doner isek, suna bakiniz: "dyshidrotic eczema"
benziyor mu?
0
bunubenyazdim
(17.06.09)
Baba işte bu ya. Gördüklerim kadar geniş alana yayılmamış ve kızarmamış olmasına rağmen sorunumun bu olduğunu söyleyebilirim. Çok teşekkür ederim. Şimdi napabilirim bir araştırayım. Randevu almaya çalışmam gerek.
0
🌸eftalit
(17.06.09)
bende de hep oluyor. hiçbi rahatsızlık vermiyor ve başka kimse tarafından fark edilmiyor. kaşıntı, kızarıklık vs hiçbişey yok. sadece boğumların iç tarafında, kenarda çıkıyolar öyle minicik. önemli bişey olduğuna inanmıyorum. ben bildim bileli bende olur arada.
0
cereal killer
(17.06.09)
nedenlerini de sormussun soruda, eger bu ise, nedenleri sunlar olabilir: genetik (familial pompholyx), nikel eksikligi, stres, bazi metaller ile temasta (yazin bisiklet kullaniyor musun?) alerji, baska nedenlerden alerji (ya da atopy), veya mantar enfeksiyonu ilk bulduklarim.

genetik ise bilemiyorum ama diger turler icin tedaviler mevcutmus, cildiyecin daha iyi bilir tabii, ve cis/kan testi gerekebilir. senin icin en kotusu mantar enfeksiyonu (ki oyle gozukmuyor dediklerinden), onun icin de antifungal tropikal solusyonlar var. cildiyecin gittiginde "sunlari da halledelim" diye olan kabarciklari almak isterse antibiyotik de verecektir operasyon sonrasi iltihapi engellemek icin.. gecmis olsun.
0
bunubenyazdim
(17.06.09)
id reaksiyonu diye bi durum daha varki, toplumda HPV'den ve kontakt dermatitden daha fazla görülmekte. eğer vücudunuzun bi yerinde mantar enfeksiyonu varsa alakasız yerlerde bu tür lezyonlar oluşabilmekte. bağışıklık sisteminin mantara verdiği orantısız cevap yüzünden oluşmakta ve bulaştırıcılığı yok. yani lezyona başkası temas ederse mantar kapmaz.


sonuç : dermatologa / herhangi bir dr.a başvurun!
0
kroc
(17.06.09)
bendede var. öğrenciysen çok yazı yazmaktan oluyor olabilir.
0
slevinkelevra
(17.06.09)
bende de var aynılarından, doktora gittim egzama dedi. mevsim değişikliklerinde oluyormuş daha çok. şuı anda da bi kaç parmağımın üzerinde ve avuçiçimde var minik minik, çok nadir olsa da kaşınıyor bazen. ama patlatmamak lazım, kendi kendilerine kuruyorlar zamanla. doktor bana krem verdi bi kaç tane bi tanesinin adı Advantan.
0
nesenbilneben
(17.06.09)
bende de var.. ama benimkiler tatlı tatlı kaşınırlar genelde.. minicik kırmızı pıtırcıklar.. parmaklarımın arasında ve boğumlarda, çoğunlukla da yazın çıkıyor.. doktorum tozdan olduğunu söyledi.. toz alerjisi yani, el terlemesinden de olabiliyormuş.. herhangi bir ilaç kullanmıyorum, sadece sık sık yıkıyorum.. belki bi yardımım olur dedim, paylaştım..
0
pongiyen
(18.06.09)
bende sadece yaz aylarında olur her yaz ama. hiç bir rahatsızlık vermiyolar. abartılacak bi durum yok
0
h.roark
(07.07.09)
biraz geç olmuş lakin cevaplayamadan edemedim. yıllardır başıma gelen ancak bu yaz artık beni delirtmesi nedeniyle doktora gitmeme sebebiyet veren rahatsızlık tam olarak bu. doktorun bana söylediği "vücut ödem atmak istiyor ancak atamıyor ve kabarcıklar halinde kalıp sana kaşıntı veriyor". üzgünüm doktor ama çok tırt oldu bu açıklaman.
dyshidrotic eczema doğrudur.
ben kendi kendimi gözleme aldım ve şunu fark ettim, deodorantlı veya uyduruk el kremleri kullandığım zaman çok çıkıyorlar . daha da fenası; kabus gördüğüm gecelerin ardından feci bir kaşıntıyla artıyorlar. çaresini bilmiyorum...
0
wilwarn
(24.07.09)
çözüm üretebilen yok mu ya ?
0
agresif cocuk
(22.07.15)
bende ağır bir alerjik reaksiyon geçirirken çıktı, tabii doktora gittiğim için parmaklarımı da gösterdim.
egzama, şimdilik dokunma ilerleme olursa tekrar gel dedi.
kaşıntı, yanma vs. de yoktu.
alerjik atakla beraber yavaş yavaş geçti ve bir daha da tekrarlamadı.
0
lily briscoe
(22.07.15)
bende de oluyor bu anasını satayım. delireceğim. tam adı yok mu bu meretin şimdi?
yukarıdaki link ölü.
0
kvlknctk
(24.07.15)
aylardır uğraşmam sonunda çözümü buldum arkadaşlar.

öncelikli olarak bunun en büyük nedeni kullandığınız sıvı ve normal sabunlar. aynı şekilde çamaşır suyu, bulaşık deterjanı v.s. v.s.

her şeyden önce bu tarz kimyasalları kullanmayı bırakıyorsunuz. kükürtlü sabun kullanmaya özen gösterin. kimyasal temizleyicilerin ellerde bu sivilceleri çıkartmasını domates, patlıcan, acı, baharat hızlandırıyor. bu süreçte bunları da tüketmemeye özen gösterin.

ve hepsinden önemlisi bu şekilde reaksiyon alıyorsanız cildiniz çok hassastır. bu yüzden de ellerinizi sürekli olarak nemlendirmeniz gerekiyor. bunun içinde tavsiyem Bepanthol cilt bakım kremi.

özetle;
kimyasal temizleyici yok, sürekli ellerinizi nemlendiriyorsunuz. bu sorun ortadan kalkıyor. boş yere kortizonlu kremler kullanmayın çünkü bıraktığınız an tekrarlıyor. kükürtlü sabun ve bepanthol kullanmaya başladığınız an 2-3 gün içerisinde değişikliği fark ederseniz.

hadi hayırlı traşlar.
0
agresif cocuk
(01.08.15)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.