kan verme (transfüzyonu) en azından sahra hastanesi tabir edilen özel çadır vb. mekanlarda yapılır, hasta yataktadır ve operasyon yapıldıysa/yapılacaksa zaten belli düzeyde personel bulunur. o aşamada montunuzun herhangi bir köşesinde göze batan değil cüzdanınızda gizli bir kart bile gözden geçirilmiş olur. (organ bağışçısından, özel tıbbi durumlarına, hemofili vesaireye her türlü ayrıntı için kontrol edilir, kan grubu kartı da bunlardan biridir)
normalde kan alma için herhangi bir genel yönelim yok, kan alacak kişinin hangi elini kullandığı vb. özelliklere göre değişebilir. tansiyon soldan ölçülür, ama kan alımı için belirli bir kol yok.
kan grubu belirlenmesi ayaküstü yapılabilecek basit bir işlem, parmaktan 1 damla kan alınarak yapılabilir.

yine de, durumunuza göre, cüzdan-çanta gibi yerler şartlara göre hastanın yanında olmayabilir, kaza sırasında kullanılmayacak hale gelmiş olabilir. gerçekten acil önemde bir durum varsa (hemofili, hipoglisemi vb) bazı kişilerin bileklerine/göğüslerine vb. dövme yaptırdıklarını biliyoruz.

İki koluna da yapıştır.

@vizdilva, zaman ayırıp bu kadar detaylı yazdığın için teşekkür ederim.

@bigbadabum, teşekkürler, söylemesen iki koluma da yapıştırmak hiç aklıma gelmezdi.

bizim bu tarafa geçebilirsin, bostanlı vapur iskelesinin yanında balık tutanlar var, bostaenlı vapur iskelesi çevresinde tutabilirsin, o hizada karşıyaka iskeleye doğru yürürken, amatör balıkçılara denk gelirsin, adamlar süper düzeneklerle gelip sabahlıyorlar. ayrıca arkadaşlarınla toparlanıp ıldırıda balıkçı teknesi kiralayıp balığa çıkabilirsin. ben daha önce yaptım, sabaha karşı 5 te gidiyorsun, hava aydınlanmadan denize çıkıyorsun, akşam 3 e kadar falan 70 80 metre derinlikte avlanıyorsun ve bir sürü tekne var keyifli, eğlenceli. ama sen otobüs, tren falan dediğine göre en uygunu bostanlı olur sana. bir gün gel keşfet önce, insanlara bak sonra ona göre takılırsın.

daha once tekne kiralamadim, kurekli sandal zor olmasa gerek fakat korfezde akinti olur, buna da dikkat etmek lazim herhalde.

öncelikle batı mı yoksa türk müziği mi çalacaksan onu bilmen gerekir. zira klarnet deyince adamın aklına türk müziği akor deyince de batı müziği gelir. onu söyle ona göre tavsiyeler verelim.

Batı müziğine göre notaları öğrenmek istiyorum. Klarnetim de Si bemol olduğu için bu konuda sorun çıkmayacağını zannediyorum.

Network, Fabrika, Tommy falan birçok yerde bulunabilecek koyu mavi bir gömlek. Bulmakta zorlanmazsınız.

kanka gir bi yere jean mavisi gömlek istiyorum de verirler.

Bütün gömleklerin kesimi, biçimi, modeli aynı mı ki kardeşler? Bin çeşit gömlek var.

F60'daki yerini bilmiyorum da bizim canonların hepsinde batarya yuvasının iç kısmında küçük pil yuvası var. oradaki pili çıkartıp 1 dk sonra takarsanız cihazın tüm hafızası tertemiz olur.
ama bu kilitlenme başka bir şeyin belirtisidir. diğer aksamları da kontrol edin.

Komik olacak ama sanırım pili bitmiş. Pilleri çıkarıp epey uzun süre beklettim ve tekrar taktım. Artık ne yazılar geliyor ne başka birşey oluyor.

kemik eğriliği ve diğer 2 sebepten olmak üzere bir seferde 3 operasyon geçirdim. ameliyatı doktorun öneriyorsa daha fazla durma. ancak ameliyat da ömür boyu çözüm sağlamayacak, tekrar tekrar ameliyat olan birçok kişi var (ben de o yoldayım)

özel hastaneler yüksek fiyatlar alıyorlar, zira minimum 1 gun hastanede yatman gerekiyor. sadece bunun maliyeti ise bin liralardan başlayabiliyor. ama değer mi, değer.

ameliyata kadar idare etmen için bazı şeyler yapmanı tavsiye ederim:
-çift yastık ile yatmayı dene. sadece sırt üstü pozisyonda uyu. yan yatma ya da kıvrılma.
-yatmadan bir iki saat önce burnu temizleyip monaliz ve ya otrivine gibi spreylerden birini sık. ikisi farklı işler yapıyor olsalar da uyku konusunda yardımcı oluyorlar.
-sinus rinse denilen bir su pompası var. eger burnundaki tıkanıklık sümük vs salgılardan kaynaklanıyorsa oraları cillop gibi yapar. hayat kurtaran bir icat bence.

ameliyat işinde ucuza kaçma. devlet ve üniv. hastanelerindeki doktorlar işi pek sallamıyorlar. ellerinde ekipman da olmayabiliyor. özel doktor ve hastanelere gittiğinde burna kamera sokan, yüz tomografisi çektirip sinüsleri felan oturup inceleyen doktorlarla tanışmaya başlıyorsun.

Nefes şeyisi ve onun yol açtığı huzursuzluk bende de oluyor. Sanki verimli nefes alamıyormuşum gibi hissediyorum.

(bkz: neti pot)

aynı şikayetler bende de vardı,
septum deviasyonu denilen kemik aldırma kestirme törpüleme ne yaptılar bilmiyorum düzelttirdim. çok bir şey değişti mi dersen rahatlama oluyor burnun diğer yarısını hissediyorsun güzel nefes alma sorunu apne, sigara birkaç kalem daha eklenip hepsi uykusuzluğa neden olabiliyor.
son olarak hayatımda özel hastaneye gitmedim ve gitmeyeceğim bir aksilik olmazsa(benimki prensip olayı birazda) , devlet hastanesi yada üniversite hastanesinde doktorunu kendin seçebiliyorsun, araştır listeden iyi olanı seç yada hepsine muayene ol konuş anlat derdini, gözüne kestirdiğine de ameliyat ol derim.
o küçücük burundaki o kemik zımbırtısını düzeltme olayı tam anesteziyle yapılıyor bende öyleydi ve 1-2 gününü hastane odasında burnunda tamponla kanlı sümüklü geçireceksin kolay değil hasta açısından.

@write

yav ege üniversitesi sanırım iyi bir hastane oluyor. illa ki bu işte uzman biri de vardır diye düşünüyorum. bi senedir çektiğim çile kalmadı, aslında 2-3 gün daha işkence çeksem sorun değil.

burda önemli olan hemen tarih vermeleri. 1 ay sonraya 1.5 ay sonraya falan. bana 1 sene sonra gel demesinler çünkü ağustos'ta askere gitmeyi planlıyorum :S

tropico

"İmperia Online"ı denemeni tavsiye ederim. Sabırlı biriyim diyorsan tabi ;)

(git: www.eksisozluk.com

company of heroes olabilir.

company of heroes +963547

@freebird5406_2, tropico oynadım daha önce.

@red author, Travian Ogame gibi oyunlara alışamıyorum çünkü ayırdığımız zamana değmiyor. Efekt yok. Stratejiler kısıtlı.

company of heroes'u indiriyorum su an fakat umudum yok. 4.5 gb oyunun kurulum dosyası ve benim netbookum var...

Hala önerilere açığım.

"skyrim" veya "the elder scrolls"u da araştır. Herhangi bir bilgim yok ama arkadaş tavsiyeleridir.

armorgames.com

empire earth 1. gerçi age of empires serisini sevmemişsin ama rise of nations benzerliğinden belki kurtarır.

Star Wars Empire at War

nasıl denmemiş nasıl denmemiş
heroes of might and magic 2 3 ve 3.5 tabiki

Tek tek söküp temizleyip geri takabilirsin fakat hiçbir şekilde eskisi gibi olmayacak. Birkaç tuşum için bunu denedim ve aylarca space tuşu adam gibi basmamaya zor algıladı. Sonra kendiliğinden düzeldi. Başka tuşlar hiç düzelmedi. Yani klavyenin yıpranması olası.

Buhar üfleyebilen bir ütü ile tuşların arasına buhar gönder ve anında sofra peçetesi (kenarları düz ve sert olanlar) ile tuşların altlarını yavaş yavaş silebilirsin. Çok uğraştıracak ama sökmekten daha makul geliyor (denendi, işe yarıyor).

bıçakla zorlama. elle çıkart.

ufak tuşlar kolay da space gibi büyük tuşlar için farklı mekanizmalar olabiliyor tuş stabil dursun diye. onlara dikkat et çıkartırken ki tekrar takabilesin.

Basit free programlarla sesi yükseltebilirsiniz. Gain deniyor sanırım buna. en.wikipedia.org

Ekstra bir alet almanız gerektiğini sanmıyorum. Yine de düşünürseniz en popüler uygun amfilerden biri Fiio'dur.

@guzelmarmara:

denedik, ses cızırdıyor.

Free kullanıyorum firewall yok. Windowsun kendi firewallını da komple kapadım, tum guvenlik ayarlarını en dusuge getirdim her yerde.

Avira kaldırıp Avast kurdum, Dropbox klasöründe 45 bin dosyayı 6 bine düşürdüm sorun halloldu. Fakat yine de 'neden?' sorusunun cevabı yok ortada.

zamam zaman bazı filmler izlenebilir oluyor ama şu anda bu film izlenemeyecek durumda. altında da dikkat edersen "Not Available to watch" yazıyor zaten. entry yazılalı da nerdeyse bi sene olmuş.

Her film her ülkede izlenemiyor diye hatırlıyorum. Hatta eskiden Türkiye'den girdiğimizi anlayınca hiç giremiyoduk.

(bkz: vpn)

(git: 61620)
(git: 5552)

not: bebişe selam

Bahsettiğiniz semtlerden biri değil biliyorum fakat Bahçelievler ve Beşevler'de Ayvalık tostu yapan oldukça fazla yer var.

Bahçeli 6. cadde Adım Fast Food
Bahçeli 6. cadde Közde Kumrular
Bahçeli 6. cadde Tombiş (başka semtlerde şubeleri de var)
Bahçeli 7. cadde Marmaris
Beşevler metrosunun oralardaki birkaç piknik tarzı yer.

Yine de uyarayım Ankara'da hiçbir yer kumru yapamıyor, Ayvalık ise öyle böyle işte. Çünkü orası Ankara. İnsanlar doymak için yedikleri için ekmeği kızartmayı, tereyağı kullanmayı vs detayları bilmiyorlar önemsemiyorlar.

Daha doğmadan ayvalık tostu diye inleyen bir bebişin büyüklük halinden korkmuyor değilim ama söylerim :)

@guzelmarmara, biliyorum Ankara'daki yalancı ayvalık ama çok canım çekiyor, anlatamam, yaşanır.

O zaman Adım Fast Food diyorum. Mutfak kısmı açık olduğu için hazırlayan kel abiye direktifler vererek istediğinizi yaptırabilirsiniz. Büfe dolabında füme dilden ciğere kadar herşey var.

atakulenin karşısındaki acıktım güzel yapar. eve servisi de var. hem de çok hızlı. telefonu 4388707. afiyet olsun.

üst notalarda çiçekli aromalar kullanılan parfü....
pipisi olup olmadığını bilmeden yüzüne bakıp bir insanın cinsiyetini nasıl bilebiliyorsan öyle biliyoruz

valla cogunlukla fazlasiyla bariz oluyor pipisini görmeden cinsiyetini anlamak. ama zaman zaman öyle durumlarda kaliyorum ki lan bu kiz mi erkek mi diyorum... size de oluyordur... :) boyle tipler de unisex parfumlere ornek herhalde degil mi?

Kadın parfumleri genellikle meyve ve çiçek kokularını üst notalarda verir. Yani ilk sıktığınızdan itibaren birkaç saat boyunca çiçek ve meyve kokusu alırsınız. Ardından diğer alt notalar gelir, bunlar da cok çeşitli kokular olabilir.

Erkek parfümlerinde baharat, ağaç özleri (sandal ağacı vs) kokular olur ve çoğu birbirine benzer. Kadın parfümüne nazaran daha fresh, kimi zaman daha ağır olurlar.

Bu bahsettiklerim elbette gerçek orjinal parfümler için geçerli. DP vs gibi doldurma parfümler ya da marketlerde ve bakım mağazalarında bulunan parfümler bu kriterleri sağlamaz, genellikle de begenilmez.

Özet: Yanınıza bir hatun alıp Tekin Acar'da sırayla koklatın, hangisine abartılı beğendim tepkisi felan veriyorsa gözünüz kapalı alın.

var haci. lakin cok eski tarihler degil. ilerisi icin o dedigin gecerli olur elbette bu sitede.
tvarsivi.com

TV'ler guncel reklamlardan para kazanarak çalıştıkları için eski arşivlerin bir kanal tarafından tüm bandwith vs masrafı göze alınarak nete konması güzel bir hayal fakat yine de hayal.

Kaldı ki TV sürekli kendini yenileyerek formatlar yaratarak çalıştığı için eskiye ilgi duyanlar az olacaktır.

www.imdb.com

Teşekkürler...

squirrelmail için olanı gmail'ine yönlendir. ek olarak da, gmail ayarlarından squirrel mail hesabından mail atabilmeyi etkinleştir. benim o şekilde kullandığım 4 mail adresi var.

dambil'in anlattığı yolla sadece gmail'den mail atabiliyorsun, ama tümü sana geliyor.

yani mail adreslerini kontrol etmekten kurtulursun da, mail atarken hepsini kendi sayfalarından/outlookdan atman gerekir.

dambil'in dediği şekilde Gmail'e nasıl yönlendirebileceğimi bilmiyorum. İnternette verilen örneklerle benim Pop3 sayfam biraz farklı malesef.

Bu şekilde:

img151.imageshack.us

pingu olabilirmi?
www.vidivodo.com

pingu olması lazım. atv'den hatırlıyorum ben de.

evet sözlükte pingu aratınız :D sonucu görünüz:D aradığınız sevimli pingu :D sayesinde penguenlere pingu demeye başlamış olmamdan ötürü hiç unutmayacağım bir çizgi film :D

Teşekkürler. Buymuş :)

Kızılay'dan kalkan otobüs muhakkak vardır fakat ben bildiğim başka yeri anlatacağım. Emek metrosunun Konya yolu girişinden her sabah 08:30'da EGO otobüsleri geçmekte. Muhtemelen Ulus ya da Kızılay'dan kalkıyorlar fakat sadece Konya yolu üzerinden gittiklerini biliyorum. Umarım işinize yarar...

k-pax'de oyle bir sahne yok =) yuh.
a time to kill'i izlemedim ama aklima gelen en guzel atma o olabilir. kocaman adam denilince samuel l. jackson gelebilir akla =)
(bunu asil yazma amacim k-pax olmadigini soylemekti, atmasyon cidden atmasyondur)

Ne yazıkki bunlar değil, bahsettiğiniz filmleri Youtube'da aratıp kısmen izledim.

Filmin sonunu söyleyip daha fazla detay vermek istemiyorum çünkü izlememiş olanlar okuyabilir; neticede güzel bir film olduğu için arıyorum. Başkaları da izlemeli.

Yine de fikirleriniz için teşekkürler :)

bahsettiginiz filmin hangisi oldugunu bilmiyorum, o konuda yardimci olamayacagim ama kevin spacey'in oynadigi filmleri imdbdeki filmografisinden gorebilirsin, belki tek tek bakmadan ismini hatirlayabilirsiniz ya da filmlerin konulari zaten var.

www.imdb.com

Tripod www.tripodfoto.com adresindeki fotoğrafçı mı?

1- synaptic package manager var. default olarak kurulu gelmis olmasi lazim.
2- cok fantastik bir dusuncedir zira microsoft'un windows 2007 diye bir isletim sistemi yok. baska isletim sistemlerini(mesela windows 7) kullanmak icin wine'i surdan indirebilirsiniz:
www.winehq.org

wine yerine vmware'e göz at derim ikinci sorunla ilgili olarak.

@crucio, Open Office ve Google Docs'dan bahsettiğimi de görebileceğiniz üzere Microsoft 2007'yi yanlışlıkla Windows 2007 olarak yazmışım. Diğer cevabınız için teşekkürler.

2- sağ tıkla içerik engelle de sonra reklemleri seç, tamam de.

mymobilemenia.blogspot.com

bu sitede denilenleri yap. operanın nefes aldığını duydum bahsedilen işlemlerden sonra ;)

Teşekkürler. Bunları yaparak birçok ad'i kaldırdım ama Adblock'taki gibi kalıcı çözüm sunmuyorlar ne yazıkki. Örneği zamunda.net'e girdiğimde sağdaki ve soldaki 2 reklam sütununu komple kaldırabiliyorum.

Diğer yandan Opera, Flash'la yapılan reklamları sağ tıklayarak bloklayamıyor. Hatta birçok resime sağ tıkladığım "Block Content"i göremiyorum. Neyi eksik yapıyorum?

Zamunda ya girdim. içerik engelle dedikten sonra sağ üstte "Ayrıntılar" a tıkladım. Ekle dedikten sonra

img.zamunda.net*

yazdım. Bitti gitti. Böyle deneyebilirsiniz.

urlfilter.ini dosyanı bul.
şuralardaymış:
(XP/W2K) C:\Documents and Settings\"your username"\Application Data\Opera\Opera\
(Vista/7) C:\Users\"your username"\AppData\Roaming\Opera\Opera\
(OSX) /Users/"your username"/Library/Preferences/Opera Preferences/
(Linux) ~/.opera/

sonra şu dosyayı al ve aç:
fanboy.co.nz

bu dosyayla mevcut olanı değiştirebilirsin ama önceden eklediklerin gider. o yüzden şöyle yap derim; bunu aç ve [exclude] altındaki satırları kopyala, sonra sende mevcut olan dosyadaki [exclude] listesinin altına yapıştır, kaydet ve çık. bu işlemleri yaparken opera kapalı olsun.

bir de flash engellemek için, flash'ın üzerine değil boş bir alana sağ tıklayıp içerik engelle de. sonra flash engellenebilir olmakta.

Teşekkürler. Hepsini yaptım. Sanırım bookmark olayını elle tek tek halletmem gerekecek.

ad block için urlfilter.ini kullanın.

1 için, biraz ugrastıracak fekat soyl eoluyor, bookmark menuye girip ordan istedigin bookmarklara sag tıklayıp, properties i acıp show on personal bar ya da bookmark bar diyorsun.

bende nokia 9300'de aynı sorunu yaşıyorum. 2007'den önceki mailleri alabiliyorum sadece. o kadar araştırdım bulamadım.

telefondaki tüm mail kutularını sil.

email.nokia.com'dan tek tek ekle. sonra telefondan aynı mail kutularını ekle.

Teşekkürler. Nokia Email ile yapılabiliyor fakat Calendar'ı senkronize etmiyor. Benim istediğim, Google Sync'in sayfasında tam olarak sunabildiği herşey - ki telefonu alma sebebim de buydu...

Hallettim. Emoze ya da Seven Mail isimli 2 program ile telefona push desteği sağlanabiliyor. İkisi de ücretsiz ve güzel çalışıyorlar. Tek sorun, Google Calendar'daki sadece ana takvimi sync ediyorlar. Diğer takvimleri telefonda göremiyorsunuz.

tavsiyem ilk ay 1gb'lik alıp, ölçüm yapıp sonra gerekiyorsa 100mb'liğe inmen olur.

100ü rahat raaht aşarsın da 1'i almaya illa gerek olur mu girdiğin verilerden çıkartamadım.

12 aylık anlaşma yaparsam ilk 3 ayı ücretsiz olacak. ondan kesin karar vermem gerekiyor. 100'ü geçmek evet çok kolay ama kota aşım ücretiyle kullanıp 30 lirayı buldurmamak da var.

telefonu laptopa baglayip kullanmazsam 100 mb bana yetiyor. msn kullaniyorum. gerektiginde sitelerde geziniyorum. telefon rehberim, mesajlarim, takvimim ve maillerim surekli senkronize oluyor. genelde 5mb ile 10mb arasinda da kullanilmamis data kaliyor, cok nadir son bir iki gun kala bitmis oluyor. eger telefonu modem olarak kullanip bilgisayrdan baglanmiyacaksan yetiyor.

oral-b pulsar diye pilli titreyen bi dis fircasi var 9 10 lira arasi pili de 3-4 ay gidiyor ki bu arada zaten firça elden çikiyor tavsiye ederim.

Uzun yıllar kullanmayı göze alıyorsan Oral-B'nin çıkardığı ama aslında Braun'un üzettiği üst model fırçalar var. Fiyatları genellikle 30 liradan başlar ve özelliklere göre değişir. 2 pille çalışanlarını tavsiye ederim, yaklaşık 8 senedir kullanıyorum bir kere sorun çıkarmadı. Diş taşı, plak, sigara kullanımından oluşan sarılıklar vs herşeyi ciddi ciddi ancak bu fırçalar temizler. Başlıkları değişebildiğinden bir tane alıp ailecek de kullanabilirsiniz.

daha uygun(ucuz) olsun diyorsanız banat ve signal.

diş fırçasını 3 ayda bir değiştirmek gerekir. eğer 3 ayda değiştirilecekse, birbirinize çok alışacağınız ve pahalı olan bir şey alma derim. oral b expert iyidir. 3 ay boyunca da kendi kıllarını mikroba, bakteriye karşı protect ediyormuş.

oral b pulsar kesinlikle. ilk başlarda azına vibratör almış hissi verebilir ama hemen alışıosun.

banat tavsiye ederim tanesi 50 kuruş.

oral-b pro expert pilli diş fırçası kullanıyorum ben. çok memnunum.

microsoft office word'de var bu. taslak mektubu hazırlıyon database'den gelcek olan veriler gri işaretleniyordu

mail merge degl mi o anlattıgın olay ?

Ben daha kısa süre önce bu işin benzerini yapabilecek bir vba yazdım. www.rondebruin.nl adresinde örnek kodları var istersen bi bak, ben de yardımcı olmaya çalışırım...

Herkese teşekkürler. Evet aradığım Mail Merge.

@selimse, verdiğiniz adresteki sheetleri indirdim. Sizin öneriniz çok daha kapsamlı. İlk önce mail merge'i denemek istiyorum zira arkadaşlarıma anlatması daha kolay. Eğer olmazsa sizinle iletişim kuracağım. Yardımınız için teşekkürler.

emin misin yoksa birinden mi duydun böyle bir şeyi? Eğer böyle bir program varsa ve adam gibi çalışıyorsa bugün prof. olanların çok ama çok büyük bir kısmı bildiğin güme gider. Ben bile tez çalışmam sırasında kaç tane sağdan solda aşırmış akademisyene denk gelmiştim. yani kısacası sanırım bu bir şehir efsanesi olmalı?

Özel bir yazılım var mı bilmiyorum ama Turnitin.com ve Papermasters.com gibi siteler akademik olarak aynı amaç için kullanılıyor.

u3.com'da neyi indireceğiz acaba?

u3 için flash ın da u3 destekliyor olması gerekmıyor muydu yav ?

@erkan, pardon, eskiden U3 download linki vardı, artık sandisk kendi sayfasına almış: u3.sandisk.com

@buryan, bildiğim kadarıyla desteklememe durumu yok. birkaç arkadaşıma daha sorunsuz şekilde kurduk. bazı ürünlerin içerisinde u3 kurulu geliyor, sanki çok komplike birşeymiş gibi compability vs yazıyorlar. Yine de sorun yaşarsanız, nette birçok U3 modu ve diğer alternatifler mevcut.

(bkz: usb vaccine)

FAT'ın böyle bir sorunu olduğu söyleniyor fakat bunun için çok zaman geçmesi gerekir diye düşünüyorum. NTFS ile FAT arasında seçim yaparken tek düşünmeniz gereken, NTFS'nin belirli bir boyuttan sonraki dosyaları desteklemiyor oluşu - sanırım 4GB idi. Yani 8GB'lık FAT formatlı diskinize 4.4 gb lık bir hd filmi kopyalayamazsınız. Degfragment'ten ziyade bunu düşünerek hareket etmelisiniz.

her turlu bellegi defrag eylemek gerek tabi. ntfs daha iyi 4g dosya ve dosya sifreleme gibi ozellikler yapabiliyrsun.

tereddütsüz ntfs. niye fat32 kullanasınız ki?

@guzelmarmara: 4gb üstü dosyaları desteklemeyen fat, ntfs değil

usb bellegin fat32 olmasindan zarar gelmez, fat32 küçük boyutlu çok sayida dosyada iyi performans verirken, ntfs tam tersi büyük dosyalarda basarilidir. sahsen usb bellegimde ufak boyutlu birçok dosya tutuyorum, ya siz? (esrarengiz bir bitiris oldu)

(bkz: çıngı)

Bahçelievler 7. Cadde'de Meynağme diye bir yer vardı, fena değil.

neyzen tanıdık mekan aslında ama ona rağmen pahalı. keza gop civarı da öyle. çıngı fena olmayabilir, yorumları da iyi ama sakarya diyince özellikle hanımlar peşin hüküm verir mi bilemiyorum.

7. cadde'deki tam olarak nerededir acaba?

bekri, sudem veya 7. caddedeki meyhaneler aradığınız türdendir diye düşünüyorum...

7. caddede bir kaç meyhane yan yana, tam 7. caddede değil aslında... cadde üstünde brothers veya friends olucak (hangisi çıkaramadım şimdi) onun altından giriceksiniz 3-4 meyhane yan yana... hepsi aynı tip... caddedeki büfelere filan sorarsanız yardımcı olurlar zaten

cinnah meşrep.

(bkz: laterna)

direkt cevap değil,

sorudaki input'lar harika. bu kadro sayımı, seviye belirleme tarzı, mekan lokasyonu ve parametrelere cevat verilmemesi olamazdı zaten..

seçenekler bahçeli/çankaya ise evlere yakın olanı tercih ederim şahsen. ki çankaya'dır nihayetinde kürkçü dükkanı.

tunalı'nın sonunda ocakbaşı vardı fena değildir, fasıllı masıllı. kalite/maliyet oranını hatırlayamadım şimdi..

www.ankararestoranlari.com

her türlü iyi eğlenceler..

müdahale: ocakbaşı değil sokakbaşı'ymış.

Üzgünüm ama Ankara'dan çok şey bekliyorsunuz. Zaten adam akıllı nargile yapabilen iki yer var. Beşevler Sır Cafe ve Balgat Nezih Kahvehanesi.

Sır Cafe'de normal preslenmiş çekirdek kömür kullanılıyor. Balgat Nezih Kahvehanesi'nde ise sizina aradığınız meşe kömürüyle. Ama pırnal mı değil mi bilemeyeceğim. Nezih nargilesi için, Sır Cafe de ortamı için tercih edilebilir.

@guzelmarmara

aslında Ankara'dan çok şey beklemiyorum ama nargile içmek için şehir dışına çıkamayacağım için eldeki seçenekleri değerlendirmeye çalışıyorum, ne yazık ki Ankara bu kadar ama şansımı deniyorum. :)
Nezih'te içmişliğim var ama dediğiniz gibi oraya da her zaman gidilmiyor. Teşekkür ediyorum.
Başka tavsiyeleri olan arkadaşlar varsa bekliyorum. Saygılar...

Bahçeli 7. cadde'de akademi/hobby cafe'de güzel yapılıyor, evde yapmadığım zaman orada içiyorum nargileyi. Bir de Park Caddesi'nde Narquilla (yanlış yazmış olabilirim) var, biraz uzak olabilir ama orası da nargile için iyi bir mekan.

1 adet nargile takımı 80TL,
1 kilo meşe kömürü 40TL,
1 paket tömbeki 5TL,

Evde meşe odunu közüyle nargile içmenin keyfi hiçbirşeye değişilmez.

Mastırkard :D

@elnino, Nezih kadar kaliteli nargile yapan bir yerin kahvehane olması çok büyük bir kayıp. Söze "Ankara'dan çok şey bekliyorsunuz" diyerek başlamamın sebebi de buydu.

Academy/Hobby Cafe'nin nargilesi tek kelimeyle rezil, garsonları da bir o kadar ukala ne yazıkki. Ancak bulunduğu yer, içerideki ortam ver belirli günlerdeki canlı müzikleri de bir o kadar iyi. Yani ortamı için tercih edilmeli. Narquilla da vasat ancak Çayyolu'nda başka gidecek yer yok gibi.

Eve nargile almak uzun vadede karlı gibi görünse de aslında çok sorunlu. Evli olan birinin evde nargile yakabileceğine ihtimal vermiyorum zaten. Diğer taraftan asıl istediğiniz meşe kömürü, onun da ocakta yakması ve hazırlaması çok zor, sürekli ocakta tutmak, gidip kontrol etmek gerekiyor. Pres kömürler ev için daha iyi. Son olarak, zaten Nezih, Sır, Çorlulu Ali ve Erzurum Çay Evi gibi bilinen mekanlarda içtiğiniz tütünü dışarıda bulmanız çok zor - ben Mardin'den Suriye ve Mısır tütünü getirtiyorum ve astarını oldukça aşıyor diyebilirim. Rosana, Şerbetli gibi yerli tütünler ve açık satılan -muhtemelen Ankara'da sadece Engürü Pasajında bulabileceğiniz- tütünler size aynı keyfi veremeyecektir.

hobby cafe'nin nargilesi hayatımda içtiğim en kötü nargilelerden. yani 7 senedir içiyorum az çok tecrübeme dayanarak bunu söyleyebilirim. zaten kömürleri de meşe değil, o kolay tutuşan baş ağrıtan kömürlerden.
evde yapılması önerisi güzel de ona da baya mangal yakmak gerek meşe için. o tavsiyeyi yapan arkadaşıma bir de o konuda yardımcı olmasını istiyorum. apartman dairesinde ne yapalım da yakalım bu közleri? :)

Biraz geç bir cevap olacak ama Ümitköy'de Seyir Kafe var. Portakal Ağacı kömürü kullanıyorlar.

kural - 1 : flash diske önemli dosya kaydetmeyeceksin.

illa bi dosya taşıyacaksın, okulun lab ı da virüs kaynıyor. önce hızlı biçimlendir ile flash ı temizleyeceksin. sonra hiç autorun a falan fırsat vermeden, dosyaya sağ tıklayıp gönder flash a diyeceksin. sonra da flashı çıkartacaksın. biçimlendirme ile flashı çıkarma arasında
ki süreyi kısaltmak için gönderme biter bitmez, tut çek. :) ben öyle yapıyorum

sonra eve geldin. virüs olabilir. tarama ile kaspersky ile uğraşmak istemiyorsun. flashı tak. autorun her şeye hemen iptal de. sonra masa üstündeki bir klasörü açıp, önce gizli dosyaları göster ve korunan işletim sistemi dosyalarını gösterme ayarlarını yap. sonra soldaki klasör ağacı üzerinden flash a gel. lakjdlaksjdlasjd.exe gibi ya da autorun.inf gibi dosyalar varsa sil onları. alacağın dosyayı alıp, yine hızlı biçimlendir.

öyle.

İlginiz için teşekkür ederim. Ancak bahsettiğinizin uzun vadeli bir yöntem olmadığı ortada. Flash diskimde zaten herkes gibi birçok dökümanımı taşıyorum ve her seferinde biçimlendirirsem artık flash disk kullanmamın bir anlamı kalmayacak.

autorun.inf adında bir klasör oluştur.

antivirüs olamayan bilgisayara takmayacaksınız flashı. arkadaşlarınızın bilgisayarlarına antivirüs yükleyeceksiniz. www.avast.com u tavsiye ederim. okul labında da antivirüs olsun diye bim'den istek yapacaksınız.
işyerinde antivirüssüz bilgisayar çalışması yasak olduğu için flash virüsüymüş zırtıymış zortuymuş herhangi bir sorun yaşamıyorsak bu önlemleri alırsanız siz de yaşamayacaksınız.
virüslü bilgisayara içinde çok önemli veriler olan flash diski ben olsam sokmazdım :)
not: şu zamandaki vürüsler genelde dosyaları bozmuyor ama yine de flashı sadece taşıyıcı olarak kullanmanızda fayda var. eğer depo olarak kullanırsanız bir gün bütün veriler uçabilir. her zaman kendi bilgisayarınızda ve atıyorum gmailinizde yedeğini tutun.

Panda usb vaccine diye bir şey vardı, bununla usb diskinizi "vaccine" ediyorsunuz ve autorun.inf dosyanızın yeniden değiştirilmesini engelliyor, böylece içine herhangi bir autorun virüsü girememiş oluyor ayrıca başka bir bilgisayara taktığınız zaman ayarlar ne olursa olsun otomatik başlamasını engelliyor.

bu yöntemi uyguladıktan sonra antivirüs kullanmayan bilgisayarlara da taksam flash'ı herhangi bir virüs yemedim.

belki işine yarayabilir..

Tüm cevapların aynı doğrultuda olmasından ötürü sorumu yanlış yazdımın farkına vardım. Bilgisayarımdaki AV, benim bilgisayarıma takılan flash disklerden beni koruyor. Benim yapmak istediğim, başkasının bilgisayarına taktığımda, flash diskime virüs geçmesini engellemek. Kısaca, istediğim zaman tek tuşla flash diskimi read only yapmak istiyorum. Yine de tüm ilginiz için teşekkür ederim.

Yunan Mitolojisi ile Mısır, Roma, Türk ve Kafkas mitolojileri ciddi benzerlikler içerir. Bu benzerlikleri gösteren bir proje hazırlayabilirsin. Hatta Yunan ve Türk mitolojilerini karşılaştırman oldukça ilgi çekebilir.

prometheus'u tanıt, ilginç bir tanrı. merak uyandırır. diyanusus(?) ve apollon da ilgi çekici olabilir. iki metafor olarak...

tanrıları tanıyabilmemizi de sağlayan, hikayeli bi kısa film çok orijinal ve ilgi çekici olur aslında; ama zahmetli de..
mesela en basitinden herkül'ün hikayesini oynayabilirsiniz, dış ses eşliğinde..

harddiskin kafa atıyor galiba. motor değil de üzerindeki devre kartı değiştirilerek kullanılabiliniyordu hatırladığım kadarıyla.

ama senin durumunda işe yarayacağını zannetmiyorum. tahmin ettiğim gibiyse her takıp denediğinde hasar vermeye devam ediyorsun. içindekileri kurtarman ise pahalıya patlayacaktır muhtemelen.

işin zor,bad sector olmuş gibi duruyor. hdd regenerator diye bir program var düşük bir ihtimal kurtarabilir.

Teşekkür ederim. Deneyeceğim.

Karınca evleri vardı, hafif silikonumsu yarı saydam mavili kırmızılı bir dolgu maddeli, onlardan alabilirsin.

Aşağıkı duyurulardan biri satıyordu böyle yuvalardan bi tane.

Edit:

Karıncasız kısmını okumamıştım.

yuh yahu, bu evlerde karınca yoksa ne işe yarar ki? Zaten 1 aya kalmaz hepsi ölür. Ben içerisinde karınca yumurtası ne bileyim kraliçe karınca filan var sanıyordum. Enteresan.

zaten o karıncasız diye soruyorum

Bahçeye toprağın üstüne ekmek parçaları dökersen bir kaç saatte toplanırlar. Parklarda felan iyi havalarda her zaman bulunur. Mavi jelli akvaryumda besleyeceksen biraz sabredip büyük şişman ağzı kıskaçlı olanları kenara ayırıp önce onları kullan. Büyük olduklarından ne yaptıklarını izlemesi daha kolay oluyor.

kadir sütçü diye bir adam var.tvlerde deprem tahmni falan yapıyor karıncaların hareketine göre.istanbuldaki evinde sanırım 5-6 adet karınca kolonisi var.googledan araştır istersen adamın sitesii de vardı.garanti o adamın evinde var yani :)

Öncelikle başınız sağolsun :(

Kalanları alabilirim. Balgat'ta oturuyorum. Sözlükten özel mesajla bana ulaşabilirsiniz.

yuzde yuz kacar, gezer dolasir ciftlesir geri gelir. velev ki bir arabanin altinda kalmasin veya birileri "a ne seker kedi, hadi eve alalim" demesin. isterseniz telefon numarinizi iceren bir tasma takin da sahipli oldugunu ve kiminle kontak kuracaklarini bilsinler...

kimi kedi sokak hayatında başarılıdır. alfa olur, diğer kedileri pataklar. arabaları kollar. ama kimi kedi de bu konuda çok beceriksizdir. iyi niyetlidir, insanlara yanaşır. diğer kedilerden dayak yer. köpekleri tepesine toplar, yani başına her iş gelebilir.
durumu siz değerlendireceksiniz. kediyi takip edebilirsiniz mesela sınırları ne kadar. sadece bahçede mi takılıyo yoksa iki mahalle aşağı kadar gidiyor mu vs vs özgürlüğünü kısıtlamak (özellikle de kızgınlık zamanı) hem size hem ona zorluk yaratır.

Cevaplar için herkese teşekkür ederim.

izmit'i bilmiyorum. ama universite ve cevresine gidersen orada fotokopi hizinda kolay bi sekilde hallolur. vardir onlarda gelismis fotokopi cihazlari

anıtpark civarındaki fotokopiciler bu işi yapar. bende az önce ordan fotokopi aldım :))

yeap izmit merkezdeki kampüsün karşısı olabilir... yarın bi yolunu bulcam artık kolay gelsin

Otomatik kağıt beslemesi olan her yer rahatlıkla yapar. Çarşı içinde de bir çok yer var. Kızılay Sağlık Merkezinin olduğu sokaktan Demiryolu Caddesine inerken solda bir kırtasiye var oraya sorun. Sanırım HP'nin yetkilisiydiler. Ama neresi olursa olsun scannerlarında otomatik kağıt besleme, yani tek tek kağıdı elle taratmaya gerek bıraktırmayan sistemden yoksa çok zaman alır çok da para alırlar. Önce onu sorun.

karbonmonoksit zehirlenmesi.

Kömür dandik o zaman bu durumda?

kapalı ortamda içiyorsun, ondandır. dışarıda içtiklerinde açık alanda olmasan bile, oda/salon kadar küçük mekanlar olmadığı için sorun olmuyor

kömürün dandikliğinden ziyade kömürü tam yakmadan, tam köz haline getirmeden nargile üstüne koymuş olabilir misin? bi de tabi kapalı ya da çok küçük odada baş ağrısı normaldir, nargile içmesen de başı ağrır insanın. balkona çık 2 nefes al kendine gelirsin.

Aah tamam, tam köz olmadan koyuyorum işte insan sabırsız olmasın. Bi dahaki sefere daha dikkatli olurum çok teşekkürler cevaplar için.

Bozuk para şeklinde olan -mangır diyorlar- kömürlerden kullandıysan çok normal. Üzerinde Arapça yazılar olan hiçbir kömürü alma, çünkü içlerinde kolay yansın diye konulmuş petrol bazlı ıvır zıvırlar var. Türk malı, üzerinde "meyve çekirdeklerinden yapılmıştır, Tubitak onaylıdır" vs yazan kömürler çok daha kaliteli ve ucuzdur. Ocakta közleştirdikten sonra bir kenara koyup 5 dakika kadar dinlendir. Eğer üzeri tamamen grileşmişse her tarafı eşit yanmış demektir ve kullanıma hazırdır. Bir de meşe kömürü var ama evde yapması çok zor olduğu için anlatmaya gerek yok sanırım.

Aldığın tütün, kömürü nasıl dizdiğin de çok fark eder. Ankaralı nargileciler gibi üç koca kömürü ortaya koyarsan mide bulantısı bile yapabilir. İki büyük parçayı tütünü koyduğun toprak kasenin -lüle- olabildiğince dışına gelecek şekilde iki tarafa koymalısın. 15 dakikadan sonra hem lüle ısınır hem kömürler küçülmeye başlar. O zaman kömürleri kırıp lülenin dört tarafına dizebilirsin. Kömür ne kadar ortada olursa tütün o kadar çabuk yanar; zaten acı tadından anlaşılır.

yeni nargile ile ilk içişlerde karşılaştığım bir durum bu. kullanmadan önce lüleyi 5-10 dakika sıcak suda bekletirsen ve közün her yanı kor(beyaz) olduğunda kullanırsan daha temiz bir içim sağlarsın. ayrıca kullandığın tütün nakhla ise alışana kadar o da baş ağrısı yapabilir.

1 - Fotoğraf vs bastıracaksan fotoğrafın çekildiği makinenin kalitesinden ziyade megapixelinin yüksek olması ön koşul. Baskıyı yapacak makinenin DPI rakamları da önemli elbette. Tabi baskıyı yaptıracağın adamın bunların farkında olması da ayrı bir durum. Sırf senin istediğin kağıt boyutuna o resmi sığdırmak için üstten alttan resmi çekiştirerek basık çıktılar alan denyolar ne yazıkki mevcut. Son olarak eğer fotoğraf değil çizim, logo gibi birşeyler bastıracaksan bunların "vektörel" olması, istediğin kadar boyutta basarsan bas hiç kalite kaybı yaşamamanı sağlar.

2- Renkli fotokopi oldukça pahalıdır ve aslında çok kaliteli sonuç vermez. "Özalitçi" denilen yerlere gidip fiyat alman ve onların istedikleri şartlarda fotoğraflar getirmen daha kaliteli sonuçlar almanı sağlar. TIFF, BMP vs gibi istekleri olabilir.

3- Oldukça fazla site var hangisinden bahsedebilirim bilmiyorum. Allposters.com'dan doğrudan satın almak tüm bu işlerden kurtarır adamı. Tuzludur ama en iyi seçenek burası.

5- Portakal kabuğu ve ceviz konulmadığı sürece kim sevmez...

şöyle bi şey var belki bi işine yarar www.blockposters.com

5-) ben de çok severim, ama son dönemlerde nar tanesi konuyor ya üzerine o favorim.

Sadece AIESEC adına konuşmak gerekirse, eğer mezun olduğunda elinde bir şeyler olmasını istiyorsan katılmanı tavsiye ederim. Yurtdışında staj imkanı sunar, aynı zamanda Türkiye'deki ofislerinde de çalışarak bir nevi iş hayatının antremanını yaparsın. Staj hakkındaki fazlasıyla bilgin olduğunu tahmin ediyorum; o yüzden ofis hakkında bilgi vereyim. Bir takıma yerleştirilirsin, takım proje hazırlar -sen de proje sunabilirsin- ve takım olarak projeyi yürütürsünüz. Grubun başında koordinatör olur, projelerde herkesin sorumlulukları bellidir. Dolayısıyla hatalar yaparak, başarılar elde ederek inceden seni iş hayatına hazırlar. Zamanla şube içerisinde sorumlulukların artabilir (yönetim kurulu vs), uzun vadede ulusal ve uluslararası liderlik pozisyonlarını da hedefleyebilirsin. Nitekim AIESEC'in bütün dünyadaki çalışanları sen ben gibi öğrencidir.

Genel olarak konuşmak gerekirse, ister AIESEC olsun ister diğerleri, 4 senelik üniversite hayatını yatarak geçirmemeni öneririm. Çoğu insan mezun olduktan sonra sudan çıkmış balığa dönüyor. Çalışma düzenine, hiyerarşiye ve bir çok şeye alışamıyor. Bu tarz kuruluşlar sana çok destek olacaktır. Ayrıca bulunduğun şehirde yeni mezun birine göre oldukça fazla bağlantılar (network) kazanmanı da sağlayacaktır.

Ankara'da okuyorsan ve AIESEC düşünüyorsan özelden mesaj atabilirsin ya da 0312 213 94 25'i arayıp bilgi alabilirsin.

[email protected]'dan MSN'e eklersen de yardımcı olurum.

anıtkabir için bir şekilde tandoğan'a veya yakınına giden bir otobüse binmen gerekiyor. gar'ın önündeki otobüs durağından bineceğin birçok (şoföre sorarsın) otobüs tandoğan'dan geçer. bu yolculuk takriben 15dk sürer. tandoğan'dan da 6-7 dk yürürsen anıtkabir'in girişine ulaşırsın.

kızılay: her yol kızılaya çıkar. nerde olursan ol kızılaya giden bir vasıta bulursun. o sebeple detaya girmiyorum. anıtkabir'e giderken gar'ın önünden bineceğin otobüs kızılay meydanı'ndan geçecek 99% zaten.

tunalı: kızılay'daki güvenpark'ın atatürk bulvarı'na bakan tarafında otobüs durakları var. (tonla adam olur orda, görürsün zaten) oradan 112, 114, 115, 413 numaralı otobüslere binersen kuğulu park'ın yakınlarında (şoföre söylersin yine ben orda inicem diye) inersin. kuğulu tunalı'nın başıdır. ordan yürürsün gezersin tunalıyı da.

anadolu medeniyetleri müzesiyle ilgili nutkum tutuldu yorum yapamadım. sitesinde "Anadolu Medeniyetleri Müzesine ulaşım için; Ulus heykelden Ankara Kalesine doğru hiç sapmadan devam ettiğinizde yol sizi Müze girişine çıkaracaktır." diyor. buna göre de ulus'a ulaşman gerekiyor. gar'ın önünden ulus'a giden otobüsler olacaktır yine. aklıma gelenlerden 411, 255, 410, 415 ulus'a gider. ulus heykel dedikleri devasa bir kaidesi olan atatürk heykeli. muhtemelen onu da görürsün direk. gerisi de "ankara kalesi"ni sorarak yürümeye bakar.

çok üstün körü gibi oldu ama ankara çok karışık bir yer değil neticesinde, bu tarifle bulursun sanırım :)

garda indiysen ulustasın demektir.

gardan sola dönüp yürüyerek tandoğana çık. ordan otobüsle veya yürüyerek anıtkabire gidebilirsin.

anadolu medeniyetleri için yol çok zahmetli. ulus meydandan hale çık. halden çıkrıkçılara. ordan müzeye. hatta kaleye de uğra. hatta at pazarının ordaki koç'un ilk bakkalının olduğu müzeye de gidebilirsin. ama hacıbayramın ordaki julianus sütununu mutlaka görmelisin. ordaki ambians müthiştir.

kızılay ve tunalı hilmi kolay...

gezmeye niyetliyseniz yürüyebilirsiniz, eşyanız yükünüz yoktur diye düşündüm. o zaman şöyle yapalım.

1. garda indiniz. peronları birbirine bağlayan altgeçite inip sonuna kadar yürüyün. asker çarşısından falan geçeceksiniz. o yol sizi 5 dakikada doğrudan tandoğan'a çıkarır zaten. çıktığınız yerden de bi 5 dakikalık yürüyüşle de anıtkabir'e varırsınız.

2. anıtkabir'den çıktınız. tandoğan istasyonundan ankaray'a binip (kızılay istikametine gidene), kızılay durağında inin, işte kızılay, gönlünüzce gezin.

3. kızılay'dan ulus'a giderseniz heykelin oradan müzeye epey bir yokuş yukarı yol yürürsünüz (heykel'den anafartalar caddesi, oradan çıkrıkçılar yokuşu, yukarı çıkarken yokuşun orta yerinden bir yerden sola daracık yol girer, oradan da bi 100 metre kadar yürü, aha müze orası). o yüzden şöyle yapalım. kızılay'dan sıhhiye'ye yürüyün (kime sorsanız gösterir). sıhhiye köprüsünün üstüne çıkın ve samanpazarı'na giden herhangi bir dolmuşa binin ve samanpazarı'nda inin. (ek not: samanpazarı'ndan daha önce inerek etnografya ve resim heykel müzelerini de gezebilirsiniz. ama tekrar samanpazarı'na yürümek yine deli gibi yokuş yukarı olur. dolmuşa tekrar binilecek kadar uzun mesafe de değil. gözünüz yerse orada inin, onları da gezin, yukarı, samanpazarı'na yürüyün) samanpazarı'nda inmişken oraları da gezebilirsiniz. dükkanlar, evler falan müzeden farksızdır. rahmi koç müzesi de vardır orada. müzeyi de kime sorsanız tarif eder. müze girişi 15 lira, müzekart 20 lira. tavsiyem müzekart alın, 1 yıl boyunca kültür bakanlığı'na bağlı tüm müzelerde ücretsiz giriş için kullanabilirsiniz. anında veriyorlar anadolu medeniyetleri müzesinde (ek not 2: etnografya müzesine önce uğrarsanız orada da geçici müzekart verirler, onu da kullanabilirsiniz. anadolu medeniyetleri müzesine gittiğinizde asıl karta çevirtirler).

4. müzeyi de gezdikten sonra çıkışta demin deli gibi yokuş yukarı yol yürürsünüz dediğim yer olan çıkrıkçılar yokuşundan ve anafartalar'dan aşağı inerek ulus'a varın. isterseniz orada da birinci meclis, ikinci meclis falan müzekartınızla girip gezebilirsiniz. ulus'tan da ankara'nın hemen hemen her yerine otobüs dolmuş geçer. oradan mistiqkedi'nin saydığı otobüslerden birine (413'ü tavsiye ederim, çok sık geçer) binip kuğulupark'ta inersiniz, tunalı'yı gezersiniz.

tekrar teşekkürler arkadaşlar. hepsi faydalı görüşler, değerlendireceğim..

peki ankara'ya kadar gelmişken nerede ne yemeliyim? özel bir şeyler mutlaka vardır ya da şunu gör, şunu mutlaka yap dediğiniz bir şey var mı?

"Gar'da indiysen Ulus'tasın" denmiş ama Tandoğan-Maltepe Garı var bir de. Ona dikkat edelim. Doğrudan metroya binebilirsin Tandoğanda indiysen. Ama Ulus bahsettiğin yerleri gezmek için daha merkezi bir yer.

hiç kullanmadım ama akasa bu işte iyi diyorlar.

Kesinlikle ICYBOX adlı ürünü önerebilirim. SATA ve eSATA bağlantısına sahip bir üründür. Hepsiburada.com adresinden bulabilirsiniz.

www.hepsiburada.com

@jugador, aldığım 3 kutu ve kabloda da başıma gelen bu aslında. Sürekli güç kabloları temassızlık yapmaya başlıyorlar. Sadece güç kablosu bulabilsem çok güzel olurdu aslında.

www.hepsiburada.com

çok memnunum,2 senedir kullanıyorum,hddyi tak çıkar,bağlantılar hemen oluyor,çok dayanıklı ve serin tutuyor harddiskleri.

Ebay dolu bunlarla. shop.ebay.co.uk

Dükkan soruyorsan pek şansın yok. Vintage giyim dükkanları epey soruldu burada, arama yapabilirsin. Muhtemelen İstiklal ve Kadıköydeki pasajları gezeceksin.

pull and bear, zara gibi mağazalar sonbahar-kış sezonuna doğru çıkarabilirler bu modelleri. geçen sezon vardı.

bambu perde.
www.bogaziciperde.com

öyle yukarı doğru açılan perdelere genel olarak stor perde denir.

ilave bilgi olsun...

ben kullaniyorum; camlarda cok guzel duruyor.
(sozlukte biri cok guzel ifade etmisti, ama su an bulamiycam) gondere bayrak ceker gibi ac kapa durumlari yuzunden ipleri bazen bunaltiyor insani. asiri ruzgar varsa (misal su an) ipler ve bambular fora oluyor.. gene de nispeten ekonomik ve kulllanisli. ortamin tonuna gore acik renk ve kahverengi secenekleri mevcut - her ikisi de guzel duruyo.

!!rulo halinde satildigi icin alirken goremiyorsun ama, evde ilk actiginda o bambu siralarini incele; arada kirik dokuk olanlar olabilir; o zaman yukari toplayamazsin.

ahşap stor perde deniyor onlara ama ev için o kadar da kullanışlı değil. pek çoğu içerisi aydınlık, dışarısı karanlıkken dışarıdan içeriyi gösterir.

Aman diyim almayın. Nemli bir yerde yaşıyorsanız, deniz kenarı yazlık felan acaip kokabiliyor.

Kendisi zaten yapıyor zaten. Ancak gelen her resimde yapmıyor bu da var. Belki resmin boyutu ile felan ilgili bir durum var.

Emin değilim ama şu olması lazım:

Gmail >
Ayarlar >
Genel >
Bilinmeyen kaynaktan gelen içerik: Güvenilir kişilerin gönderdiği harici içeriği (resimler gibi) her zaman göster [x]

yok aradaşlar benim demek istediğim maili açtıktan sonra görüntülenmesi değil, bilakis açmadan önzilemelerini göstermesi. yani mailin içinde görüntü olanları atıyorum "fotoğraflı olanlar" gibisinden bir ayrı klasörde göstermesi gibi bir şey. lakin gmail bunu yapmıyor sanıyorum.

bildigim kadarıyla boyle bir ozellik yok ama
labs da bir sansınızı deneyin isterseniz;
groups.google.com

dostta hepsi var.

sahaf bilmiyorum ama olgunlar'da korsanlarını bulursun komple.

sora sora bulurum orayı artık :)

konur 2 sokak'ın bitişinde solda bi sahaf var. onda da vardır. o sahaftan sonra sağa dönünce olgunlar çıkacak zaten karşına. giderken o sahafa da bi sorabilirsin.

üstteki cevaplara ek olarak kızılay'da aralarında bir kaç adım mesafe olan yakın adil han iş merkezi ve zafer çarşısında da bulunabilirler.

Cebeci Halk Pazarında da var haftasonları. Ama Karanfilde metro çıkışının sağındaki dehliz gibi çarşı söylenenlerin arasında en ucuzudur.

bence doktora danışın ama çok enerji verdirecek vitamin hapları varmış, gerçi bana da lazım onlardan. ama kilo yapabilme riski var galiba

Pharmaton var ama dikkatli kullanmak lazım. Alacağınız birçok ilaç bir süre sonra ya etkisini yitirecek ya da yan etkileri göze batmaya başlayacaktır. Bu yüzden kendinizce bir düzeni oluşturmanız daha doğru olur. Uyku düzeni, beslenme zamanlarını, mümkünse küçük kahve ya da tatlı araları yapmayı düşünün. Öğle yemeğinden birkaç saat sonra alınan bir kahve ve çikolata bayağı toparlıyor insanı bence.

pharmaton iyidir. ancak denildiği gibi bir yere kadar.
tecrübelerime dayanarak uyku düzeni çok önemli. uykunuzu düzene sokana kadar ilaç kullanabilirsiniz. ama tabi bir doktora danışmak ona göre kullanmak daha mantıklı olacaktır.

pharmaton diyorum ben de.kendim de alıyorum tavsiye ederim.

(bkz: red bull)

bir aralar şoförlük yaparken ilk kez powerade'yi denemiştim. akşama canım bir tane daha istediydi. önceki gece 2 saat uyku uyumuş olmama rağmen bir anda farkına varmadığım bir güç hissettim ve yine 2 saatlik uykuyla idare ettim. ayrıca bu süreçte 16-17 saat araç kullandım. 3 günün sonunda durumu farkettim ve o zamandan beri herkese tavsiye ediyorum. haa günde 3 tane içme. fazlasının illa zararı vardır o ayrı.

öncelikle doğal yolları deneyin;
-multivitamin hapları alabilirsiniz 30luk tabletler haricinde mevcut
-uyku saatiniz ve sürenizi hafta sonları bozmayacak şekilde sabitlemeye çalışın
-gün içinde uzun süre aç kalmamaya, yine uzun açlıktan sonra ağır yemememeye dikkat edin. ilki halsizlikle, ikincisi ani bastıran uyku ile veriminizi etkileyecektir
-sabahları domates, gün içinde elma tüketebilirsiniz, uyku açmaya yardımcı olurlar
-fırsatını bulduğunuzda bir kan tahlili yaptırmak da iyi fikir.

şekerli (meyve suyu, glikoz şurubu, çok şekerli meyveler dahil) ve unlu gıdalar tüketme yapay gıdalar tüketme
3*1 porsiyon yiyeceğine 6*0.5 porsiyon ye veya
1 + 0.5 + 0.5 + 0.5 + 0.5
en önemlisi kahvaltı.
ettir tereyağdır yağlı peynirdir hayvansal ürünlerden tüket.
son olarak da kefir ve balık yağı tüket.

ging gong (gingko) çayı.

Edit: Bana en arkadaki kaynakcanin nasil yapilacagindan cok metin icerisinde nasil kaynak gosterilecegi...

avrupa stili ya da amarikan tarzı kaynak göstermece var, hocan hangisini istiyor ?

birinde alıntı yaptığın cümleden sonra parantez açıyorsun ve kaynağı yazıyordun...
diğerinde ise dipnot oluyor, sayfanın altına numaralı olarak yazıyorsun.

netten bulursun, iyi araştırman gerek.

sayfa numarasını yazmak zorundası, kitabın adı, yazarı, basım yılı ve yeri ayrıca kaçıncı baskı olduğunu.
raporlar için de kaynak gösterilir, o zor dediğin şeyi yazmalısın.

intihal büyük suçtur.

Kaynak deyince sona gitti aklim bende kaynak yapmisim :)

1-) ivir zivir verileri felan filan (www.raporun adresi.com, tarih)
ya da
ivir zivir verileri felan filan (Anonymous tarih)

kurum tarafindan hazirlanan ve yazari belirtilmeyen kaynaklar, eser turkce ise Anonim, yabanci dilde ise Anonymous ve yil olarak belirtilir.

2-) yazar adini yaziyorsun ve araya virgul atarak basim tarihi

4-) kullandigin metin boyunca araya kendinden biseyler eklemiyorsan en sona kaynak gosterimi, parca parca ise her sona kaynak gostermen lazim.

son olarakta okulun mutlaka tez kurallarini belirtmistir ona gore yapmaniz cok daha iyi olur cunku farkliliklar gosteriyor

sbe.baskent.edu.tr
www.isikun.edu.tr

Edit 2: OKul simdiye kadar her zaman Harvard rehberini kullanmamizi soyledi, orda ikisi de var, dolayisiyla okul nasil yapacagimizi bize birakmis durumda.
Mevzu bu bakanliklar, kurumlar tarafindan hazirlanmis raporlardan alinti yaptigimda onu nasil gosterecegim, yoksa intihal falan, zaten okul yazilim kullaniyor bu konuda. bazen virgulleri alinti yapmakla bile suclanacak kadar enteresan bir yazilim...

4uncu sorumda konu aslinda su, Ispanyol bir kurumla ilgili bir bolum yazmam gerekiyordu. kurumun tarihcesi icin websitelerinden faydalandim ve ceviri yaptim, bunu nasil kaynak gostersem?

edit 4le ilgili. siteden aldığın yazı sitenin yazısı mı yoksa site birinin makalesini falan mı almış ? eğer siteninse http/falanfıstık.com/dfdfd/dfdfd tam olarak yazyon yanı adresi sonra Giriş: 01.01.01) şeklinde olucak, siteden aldığın günü yazıcaksın. ama yokwebsitesi yazı için kaynak gösteriyorsa (kendileri yorum katmamışsa) sonde o kaynağı göstermelisin aynı zamanda sitenin adınıda... karışık gibi geliyor ama aslında çok basit.

eğer iki tarz arasında seçim yapıcaksan, dipnot şeklinde alıntı al, çok safya tutatr hem şık görünür.

citatotion type'a göre değişir, mutlaka bi tanesi seçilmiştir mla, apa vs. bunların netten rehberlerini indirebiliyosunuz. iğrenç bir iş yalnız kolay gelsin. ha bir de nette citation engine lar var. gereken bilgileri girip hangi type citation yapacağınızı seçiyorsunuz o size yazılmış halini gösteriyor.

citationmachine.net
www.calvin.edu

kolay gelsin

daha önce istanbul'a gelip nasıl bir yer olduğunu görüp öğrenmemişseniz yurt tabi ki.

bütçene göre değişir. kira verebiliyorsan tabii ki eve çıkman her açıdan daha iyi.

Yurtta tanıştığınız biriyle eve çıkmak her zaman daha iyidir. Her halini görürsünüz. İstanbul'a yeni geliyorsanız zaten bir iki sene yurtta geçirmeniz her açıdan sizi daha rahat ettirir.

Öncelikle yurtta kalmanız faydası olackatır. ben üniversite dönemlerimde ilk yıl özel bir yurtta kalmıştım. ilk yılın sonunda, neredeyse her bölümden tanıdığınız insnalar olur. başka fakültelere falan uğradığınızda da zorluk çekmezsiniz kampüs içinde. hemen "naber kanka" gibi muhabbetlere girebiliriniz o fakülteden arkadaşlarınızla. ev arkadaşları için de çok geniş scaleden seçenekleriniz olur. zaten az çok herkes eve çıkmayı planladığı için hemen üç kişilik bir grup oluşturabilirsiniz yakın arkadaşlarınızla.

istanbul'u tanımıyorum fakat abim 7 sene orda yaşadı. Ev bulma konusunda o yardımcı olucak. Arada bir gelmeyi de düşündüğü için ev bulmamı daha çok istiyor.

Yurtta kalmak ayrı çevrelerden insanları tanımak için iyi fakat güvenebilecek yurt bulmak zor. Okulum avcılarda bu yüzden e5 metrobüs duraklarına yakın bakırköy veya bahçelievler civarında tavsiye edebileceğiniz yurt var mı ?

okulun avcılar'da ise avcılar'dan ev aramalısın bence. bakırköy hele de bahçelievler'de kiralar avcılar'a göre daha fazladır. olmadı beylikdüzü tarafında oturursun zaten çok yakın. tek dolmuşla bi kaç dakikada gelebilirsin okuluna. beylikdüzü zaten öğrenciden, öğrenci evinden geçilmez. istanbul üniversitesinin avcılar kampüsüne mi yerleştiniz?
isterseniz sizi nurcuların yurtlarına yerleştirmeye çalışırım(ciddiyim). kardeşkentte, halkkentte, oğuzkentte çok geniş evleri vardır. fiyatları uygundurda abilik yaparsınız.)

@wertyu

evet, istanbul üniversitesinin avcılar kampüsüne yerleştim. Dediğiniz yerler okula yakın olsa da merkezi yerlere uzak. Ben iki tarafın ortasında bir yer arıyorum. Ayrıca tarikatlar dolayısıyla yurtlardan çekinirken sizin bu tavsiyeniz çok güzel oldu :)

bende aynı yere yerleştim :] acaba hangi bölümdesiniz ?

@within temptation

veterinerlik fakültesi. Siz kalıcak yer olayını nasıl hallettiniz ?

@huleyn,
istanbul'da ikamet ediyorum.umarım tarikatçılara bağlı olmayan doğru düzgün bir yurt bulursun.bu arada bende bilgisayar programcılığın'dayım.

avcılar'dan tek metrobüsle her yere yakınsınız artık, avcılar'da ev tutmak da gayet mantıklı.

avcılar civarında tarikatlardan geçilmiyor (aslında istanbul genelinde durum böyle)
geçen yıl yurt araştırmıştım ordan biliyorum.
imkanın varsa bakırköy civarından ev tutman çok mantıklı, avcılar gibi istanbul dışında bir yerden mekan edinip de güzelim istanbul hayatından soğuma.

evinin merkezde olması hissi her zaman için önemlidir.