Giriş
(12)

oyun ama hangisi?

roadrunner_merlin
şöyle 3-5-10 hatta max. 50 mb civarında yer kaplayan, basit ama eğlenceli vakit geçirebilecek oyunlar hangileridir? free olursa tadından yenmez ama önlem olarak rapidshare kullanma hakkımda saklıdır :)p.s. windows olur, linux olur.
şöyle 3-5-10 hatta max. 50 mb civarında yer kaplayan, basit ama eğlenceli vakit geçirebilecek oyunlar hangileridir?
free olursa tadından yenmez ama önlem olarak rapidshare kullanma hakkımda saklıdır :)

p.s. windows olur, linux olur.
0
roadrunner_merlin
(02.06.09)
cm 01-02, sanırım artık ücretsiz dağıtılıyor.

olmazsa cm 03-04 56 mb'lık kurulum gerektirmeyen paket dosya halinde piyasada dolanıyor,kolaylıkla bulabilirsin.
0
ocanal
(02.06.09)
(bkz: worms)
0
sui
(02.06.09)
Dyson diye real time strateji tadinda basit,kisa ve eglenceli bir oyun var:

www.dyson-game.com
0
fspades
(02.06.09)
zuma
warblade
crimsonland

edit: hiçbiri freware değildir.
0
teritori
(02.06.09)
(bkz: generally)
(bkz: armadillo run)
(bkz: demonstar)
0
cruor
(02.06.09)
www.k2xl.com

bagimlilik yaratir.
0
fspades
(02.06.09)
unuttum bir de şu var,

(bkz: crazy machines)
0
ocanal
(02.06.09)
0
rednoff
(02.06.09)
mortifera
(02.06.09)
theme hospital. eskidir ama oynatır hala kendini=)
0
argent dawn
(02.06.09)
(git: 72759)
0
kabablanka
(02.06.09)
flash oyun olmaz mi?

armorgames.com
0
osuruklu
(02.06.09)
(1)

Almanca bilen !!! yardıma ihtiyacım var

mirac
Merhabalar .Almanyaya erasmusa gidiyorum ve yurt başvurusunda bulunuyorum . çevirisini yaptıramadığım yerler çıktı karşıma .Ich bin Praktikant/in Gaststudent/in und bitte um Berücksichtigung meiner Wunschvertragszeit: ( burayada bi tarih yazıcağım ama ??? )vom (TT/MM/JJJJ) bis (TT/MM/JJJJ) W
Merhabalar .
Almanyaya erasmusa gidiyorum ve yurt başvurusunda bulunuyorum . çevirisini yaptıramadığım yerler çıktı karşıma .

Ich bin Praktikant/in Gaststudent/in und bitte um Berücksichtigung meiner Wunschvertragszeit: ( burayada bi tarih yazıcağım ama ??? )
vom (TT/MM/JJJJ)
bis (TT/MM/JJJJ)

WIE SIND SIE AUF DIE SEG AUFMERKSAM GEWORDEN: ( bunlardan birini işaretlemem gerekiyor )
Anzeige Hochschulführer/ FH-Journal
Verlinkung über eine Homepage
über Dritte
sonstiges . ( burayada birşey yazmam gerekiyor boşluk var )


ve en sonunda löschen ve absenden diye iki tuş var .
bunların çevirisini yapıcak biri olursa çok sevinirim .
0
mirac
(02.06.09)
kontrat süremi
su tarihten(Gün/Ay/Yil)
su tarihe kadar (Gün/Ay/Yil) olacak sekilde dikkate almanizi arz ederim.

SEG'den nasil haberdar oldunuz?
Reklam Okul Rehberi/ FH-Dergisi
Anasayfaya bir link ile
Ücüncü bir sahistan(?)
Diger (yaziniz)

Löschen=Sil Absenden=Gönder
0
fspades
(02.06.09)
(5)

Bilgisayar Virüsleri

sarere
Kim, neden niye yapar bunu. Bir insan, insalara zarar vermekten ne gibi bir haz alır.
Kim, neden niye yapar bunu. Bir insan, insalara zarar vermekten ne gibi bir haz alır.
0
sarere
(01.06.09)
ya destekliyorum gibi anlaşılmasın ama msn virüslerini hala yiyen insanlarla feci dalga geçiyorum. eğlenceli bir yerde..

diğer bir neden de bilgisayardan verileri toplamak tabii ki. bazı virüsler var, siz onu çalıştırdığınızda (ki msn virüslerinden bazıları da böyle) bilgisayarınızdaki tüm kayıtlı şifreleri alıyor filan..
0
dambil
(01.06.09)
3 başlık altına toplanabilir bence.
1- başkalarının şifre, özel bilgilerini çalmak.
2- bilgisayara zarar vermek, anti-virüs kullanmaya zorlamak.
3- kısayoldan meşhür olma, tatmin olma çabaları.

şu an en popüleri 1.si
0
abtash
(01.06.09)
bilgisayar virüsü kodlamak ve yaymak yetenek sinavi gibi. neden birileri filmleri, oyunlari ripler, crackler sorusunun cevabiyla ayni.

ama böyle zevk icin yapilan virüsler gecmiste kaldi. artik cogu virüs (ya da malware diyelim) gayet organize suc örgütleri tarafindan ticari amaclarla yazdiriliyor.
0
fspades
(01.06.09)
antivirus yazılımları daha ilk meşhur olduğu sırada 1-2 dava konusu olmuştu, bazı antivirus firmaları el altından virus yazdırıp piyasaya salıyorlardı. sebep çok yani. ayrıca netbot'lar bu virüslerin çoğunluğunu oluşturuyor, bilgisayarınız sayesinde para karşılığı belli ip bloklarına saldırıyorlar falan da filan. bi aralar da en ünlü 3 hack grubu linux kullanıcı sayısını arttırmak için sağlam virüsler yazıp salmışlardı piyasaya. rus hackerlar o ara meşhur oldu işte. ayrıca virüs yazabilmek kolay değildir. yani virüs'ünüz duyuldukça ve yayıldıkça, nâmınız yürür. diğer gruplardan teklif gelir vs. türkiye'deki grupların hepsi kolpa tabi orası ayrı, anca exploit.
0
cevaps
(01.06.09)
@divit
aslında düşüncenin tam tersi doğru. çernobil çok gereksiz bir virüstü, yazılımcısına hiçbir faydası yoktu. ama artık yeni yazılan virüsler/trojan'ler/netbot'lar tam istenileni yerine getiriyor. yazılım amacına uygun çalışıyor. sen internet trafiğini dolduruyor derken arkada adamın istediği oluyor zaten, ya dediğin gibi ananonim bilgi topluyor ya da birilerine kendini çoğaltmak için mesaj atıyor msn'den. ama bu kadar basit değil işte olay. bunları yapan virüsler her zaman belli siteleri belli aralıklarla kontrol eder. gerçek site belli olmasın diye sahte binlerce sitenin arasına saklar yazılımcı kişi. bot yeterince yayıldığında asıl siteyi botun anlayabileceği dilde düzenler ve gerçek virüsü tüm yayılan botların çekmesini sağlar saniyeler içinde. sen daha ne olduğunu anlamadan ister anakartını yakar ister harddiskini eline tutuşturur isterse de o yüzbinlerce bilgisayarın aynı anda belli bir ip'ye saldırmasını sağlar. o yüzden, o küçümsediğin yazılımlardan korkman senin faydanadır. 100byte'lık bir dosya ile sana 10mb'lık asıl botu çektirip işletmesi bir dakika bile sürmez.
0
cevaps
(02.06.09)
(6)

koyu milliyetçilik; çikın transleyşın?

river
selam. "koyu milliyetçilik" için "fanatic nationalism" dışında bir ingilizce ifade kullanma olasılığı var mı; varsa nedir acaba? teşekkürler.
selam. "koyu milliyetçilik" için "fanatic nationalism" dışında bir ingilizce ifade kullanma olasılığı var mı; varsa nedir acaba? teşekkürler.
0
river
(29.05.09)
chauvinism
0
marcelorios
(29.05.09)
şovenizm, evet; ancak metinde "koyu milliyetçi siyasi parti/ hareketler" diye bir ifade kullanırken şovenist ibaresi biraz subjektif bir tanım olarak nitelenir okuyan tarafından gibi geliyor; o nedenle daha ortak bir kullanım vardı da hatırlayamıyor muyum diye sormak istedim.
0
🌸river
(29.05.09)
radical nationalism de olur.
0
arnold schwarzeneger
(29.05.09)
ultra-nationalism

hatta: encarta.msn.com
0
fspades
(30.05.09)
flag waving, jingoism. bunlarda koyu milliyetçilik anlamına geliyo ama kullanım yerine göre anlamı ne şekilde değişir onu bilmiyorum.
0
quas
(30.05.09)
hardcore nationalism?
0
sektoid
(30.05.09)
(10)

Uzakdoğu savunma sporları

clementine
Bu sporlardan hangisine yönelmeliyim? Özellikle savunma açısından kuvvetli ama saldırıda da pasif kalmayan bir uzakdoğu sporu var mıdır? Merak etmeyin, "aikido ile adam dövülür mü hocam ehihi" triplerinde değilim. Sadece gerektiği anlarda kendimi korumak ve saldırıda da pasif kalmamak istiyorum.
Bu sporlardan hangisine yönelmeliyim? Özellikle savunma açısından kuvvetli ama saldırıda da pasif kalmayan bir uzakdoğu sporu var mıdır? Merak etmeyin, "aikido ile adam dövülür mü hocam ehihi" triplerinde değilim. Sadece gerektiği anlarda kendimi korumak ve saldırıda da pasif kalmamak istiyorum.
0
clementine
(28.05.09)
kimse yazmadan ben yazayım; aikido bir yoldur.

ve de kick box yap, en iyi savunma hücumdur sokak kavgalarında.
0
arigold
(28.05.09)
mail adresi verirseniz jiu jitsu ile ilgili kaynak gönderebilirim pdf.


ayrıca burayı okuyun ayrıntılı bilgi verilmiş;

belaltindannotlar.sosyomat.com
0
ykyt
(28.05.09)
hmm "saldiri sporu" ile "savunma sporu" arasinda bir ayrim yok sanirim. yani neredeyse bütün dövüs sporlari sonucta rakibi etkisiz getirmeye dayali. ayni sekilde hepsi kendini koruman icin de tekniklere sahip. burada öncelikle sen dövüs sporunu neden ögrenmek istiyorsun onu kendine sorman lazim. eger sirf kendini sokakta savunmak istiyorsan dövüs sporlarina degil de krav maga gibi savunma tekniklerine bakmak lazim.

ha ama hem spor olsun hem de efektif olsun diyorsan serbest müsabakalarda en cok kullanilan stiller judo, muay thai, jiu-jitsu, kick-box filandir. artik takdir senin :).
0
fspades
(28.05.09)
Ne bileyim sokakta olsun, başka yerlerde olsun. Her türlü saldırıda kendimi savunabilmek isterim yani. Bu arada dişi cinstenim ben. Belki buna göre değişir. Ama minyon bir tip değilim, çok da dev değilim.
0
🌸clementine
(28.05.09)
kadınlar için en uygunu aikido, jiu jitsu, wing tsun gibi savunmaya yönelik olanlar uygundur. kick box şaka herhalde.
0
arnold schwarzeneger
(28.05.09)
bağyansan, seni aikido maikido korumaz. kafa atmayı öğrenmelisin, anlayan bir erkek arkadaştan öğren, sonra da kadıköydeki emolara akfa atarak antrenman yap. 4-5 denemeden sonra uzmanlaşırsın.
0
zubundy
(28.05.09)
bence sizin icin en iyisi aikido. cunku aikido'da karsindaki kisiye kuvvet uygulamiyorsun.

kendini, onun sana gerceklestirmeye calistigi saldiriyla senkronize edip onun vucudunu anatomiye aykiri hareketlere zorluyorsun.

tam adini hatirlamamakla beraber, karsindaki insan bilegini tuttugu zaman, tutulan kolunla onun tuttugu kolu kenetleyip iceriye dogru cevirme teknigi vardi mesela. kuvvet uygulamiyorsun, hic bir guc sarfetmiyorsun, sadece karsindakinin kolunu kiviriyorsun aslinda ama 10 yasindaki cocuk diz cokturmustu beni.
0
osuruklu
(28.05.09)
yanımda her daim kocaman bir sopa taşırım diyorsan kendo yap. sen en iyisi kafa atmayı ve kasıklara sağlam tekme atmayı öğren. bir de kondisyonunu düzgün tut ki kafa ve tekmeden sonra uzun süre koşabilesin.
0
ayiadam
(28.05.09)
JUJİTSU. En iyisi ve en zorudur. Matrix filminde kullanılan dövüş sanatıdır hatta.
0
ercü
(28.05.09)
Hiç savunma sporlarıyla ciddi olarak uğraşmamış, veya 3-5 ay idman yapıp bırakmış insanların sözlerine kulak asmamanı tavsiye ederim. Sözlükten şuna bak istersen belki fikir verir, #14661132.

Aikido 10 yılını vermedikçe hiçbir işe yaramaz. Adamı 3 defa ordan oraya atarsın, ama adam sonunda sana bir yumruk tuttursa yeri boylarsın. Darbeyle biter kavgalar, savurmayla değil.

Jiu jitsuyu adam gibi judo öğrenmeden yapamazsın. Uzun süre judodan sonra ancak işinin görür. Öyle "herkes için jiu jitsu" diyen "hocalara" pek inanmanı tavsiye etmem. Ben cross-training yapmak istedim ama tek bir yer bulamadım sahtekar olmayan. En azından Ankara'da.

Kendo genelde üniversitedeki gençlerin fantazi sporudur. Öyle tahtayı kafaya indireyim derken suratında bir tekme patlar ne olduğunu şaşarsın. Veya sokak kavgasında uçan bir bira şişesi kaşı gözü yarar. O sopayı bulana kadar yıldızları sayarsın.

Wing Tsun'dan hiç hazzetmiyorum. Ukala ukala "ben wing tsun yapıyorum, bilmem ne sifudan şu kadar aydır ders alıyorum dur sana bir hareket yapayım" diyen arkadaşlar, muay thai ve hatta boks idmanlarına girdiklerinde o zincir yumruk hikayeleri yalan oluyor. "Ama biz böyle yapmayız" diye ağlıyorlar. Ringe çıkan tek wing tsuncu görmedim. Ha Emin Boztepe gibi olacağım dersen o ayrı, onlar zaten başlı başına efsane adamlar ama 3-5 yılda onlar gibi olamazsın.

Kick boks güzeldir, ancak bazı kuralların kısıtlı olması sıkıyor. Tutmalar sınırlı, boyun güreşi yok, savurma yok, diz yok, dirsek yok. En etkili şeyler yok yani.

Fransız boksu (Savate) veya Kmer Boksu (Bokator) öğrenecek biri bulursan hemen zıpla. Savate federasyonu yeni kuruluyor ve bir çalışma var sanırım, telefonla iletişim kurabilirsin. Ama kmer boksunu buralarda öğrenemezsin. Bunlar çok işine yarar ama hoca bulma zor.

Muay Thai ile ilgili yazdıklarıma bakabilirsin. Eğer fazla gelirse tavsiyem kesinlikle boks. Hem idmanları çok zevklidir, hem de sokakta hepsinden çok işe yarar. Ayak bağlarımdaki sakatlık düzelmezse ben de muay thai'yi bırakıp, ingiliz boksuna dönüş yapacağım.

Sonuçta iyi spordan öte, iyi sporcu vardır felsefesini benimseni de tavsiye ederim. 10 yıl yarım yamalak muay thai yapmış biri, 3-4 yıllık disiplinli bir aikidocunun karşısında bile haşat olabilir.
0
tekosin
(28.05.09)
(13)

-türk yemekleri- iki amerikana ne tavsiye edersiniz.

felsongy
yarın ameikadan eski patronunuz ve bir arkadaşı geliyormuş ve anneniz de bize davet etsene onlara gerçek türk yemekleri yedirelim demiş.menünüz nasıl olurdu? ne mutlaka yedirilmeli, neden uzak durulmalı falan ve de filan.
yarın ameikadan eski patronunuz ve bir arkadaşı geliyormuş ve anneniz de bize davet etsene onlara gerçek türk yemekleri yedirelim demiş.menünüz nasıl olurdu? ne mutlaka yedirilmeli, neden uzak durulmalı falan ve de filan.
0
felsongy
(25.05.09)
biraz bilgi edinin diye:www.osmanlimutfagi.com
0
akustik cinayet
(26.05.09)
ecevit, beyaz saraya giderken yanında hünkar beğendinin tarifini götürmüş hediyelerden biri olarak. çok da güzel yemektir bence. kim nerede yapar hiç bilemiyorum ama
0
gunetapar_
(26.05.09)
patlıcan yemeklerini deneyin. dolma ve mantı türevleri de hoş olabilir
0
CrimsonAndAzure
(26.05.09)
manti, biber dolmasi, zeytinyagli yaprak sarma
tarhana corbasi
cacik
gavurdagi salata, nar eksili cevizli falan
meyve olarak can erik
0
cisterna
(26.05.09)
saydiklarimi aslinda herkes sevmeyebilir, amerikan mutfagina yani kisaca fast food a alismis insanlara cok tuhaf gelebilir bu tatlar ama begenmezlerse de begenmesinler bence. turk yemegi bunlardir yani. ya da onlem olarak bi kenarda da biraz kofte falan olsun: )
0
cisterna
(26.05.09)
amerikanlar bol etli ve yagli yemeklere aliskindir sanirim.türk mutfagi ters gelmez onlara. sadece acili yemeklerden uzak dur.
0
fspades
(26.05.09)
mercimek çorbası

içli köfte
su böreği ya da paçanga böreği pastırmalı
belki kızarmış hellim

zeytinyağlı sarma ya da dolma
zeytinyağlı fasulye, barbunya pilaki, bamya vs

patlıcanlı kebap, tas kebabı vb
patates püresi
şehriyeli pilav ya da iç pilav

cacık, salata

fırında sakızlı sütlaç

törkiş kafi
0
pinking of you
(26.05.09)
tatlı soğanı hafif sumak ilâ karıp, zeytinyağında cızırdatıp sunmak lâzım evvela. uzunyoldan gelenin; bilmediği mutfaktaki spazmlara önlem amaçlı, sindirim sistemi sorunlarına terbiyedir en azından:) anadolu tedbiri bu.
olamaz deriseniz, soğan çorbası deneyin. ama, önce kendinize yapıp, sınayarak girişin bu işe. daha önce yapmadıiseniz rezil bişe de çıkar ortaya. çorbada sarımsak; ateşten almaya yakın en son konulsun:)
hah, soorası nereli olduğunuza bağlı. yöresel, etnik bişeler sunun. bizler beyle de güsel, alengirli insannarız die. yahut yemekteyiz bölümlerini arayın nette. yapın bişey.
şevketi bostan vakti de geçti geçiyor. acele idin :) bitti bitti..
0
yapacakbirseyyok
(26.05.09)
bence mantıdan uzak durun. alışkın olmayana ıslak hamur fikri garip geliyor, iğreniyorlar.
0
cereal killer
(26.05.09)
amerikada yasayan bir akrabam 2003 yılında evlenmis dugunune de bir suru amerikalı arkadası gelmisti.yemeklere bayılmıslardı. o gun menude olanları sayayım aklımda kaldıgı kadarıyla;

karnıyarık
zeytinyaglı sarma
paçanga boregi
hatırlayabildiklerim bunlar, corba ise ya ezogelin ya da tarhanaydı simdi aklıma gelmedi.zeytinyaglılara bayılırlar bi de kebap ve benzeri seylere de bayılıyorlar ama iyi yapan bi yer olması sart
0
lurgee
(26.05.09)
kimse söylememiş ama içli köfte, tereyağı ile, köy usulü (dışarda hazır satılan ne idüğü belirsizlerden değil).
0
alchemistt
(26.05.09)
sarma-dolma türevlerine bayılıyorlar.
patlıcan yemeklerine de hayır demiyorlar.
bu kanılara şöyle vardım:
en son verdiğin uluslararası yemekte: üç japon, iki türk, bir arap ve bir amerikalı (aslen jamaika kökenli) zenci ablamız vardı. menüde de:
kaşık börek çorbası (tarhanaya benziyor)
patlıcan kızartması ve zentinyağlı yaprak sarması + yoğurt
türlü
patetesli börek vardı

bir diğer yemekte de mantı yapmıştım, biraz ağır geldi ama beğendiler.
0
aithra
(26.05.09)
cevap veren herkese çok teşekkür ediyorum. ilk kez bir amerikanı türkiyede ağırlayacağım. o yüzden önerileriniz önemli.
mantıdan uzak durduk dediğiniz gibi.
yaprak sarma, kuru biber ve patlıcan dolması halep de diyorlar sanırım.
bostane, umarım adını doğru hatırlıyorumdur. gavurdağı salatasına benziyor biraz cevizli, nar ekşili ve vişne suyu ihtiva eden lezzetli bir salata. mevsim salatası. başka aklınıza gelen lezzetli ara sıcak önerebilirsiniz.
hünkar beğendi.
tatlı da önerebilirsiniz annem bir sürlü tatlı yapalım bir de adını unuttuğum şerbetli bir tatlı yapalım dedi.
bir de son olarak gelen misafirlerimizden biri hindu kökenli amerikalı imiş bugün tanıştım. ve ne yazık ki vejeteryan. o sanırım hünkar beğendinin beğendi kısmıyla ilgilenecek.
teşekkür ederim herkese çok yardımınız dokundu.
0
🌸felsongy
(27.05.09)
(16)

korkuyorum

sesintoplandigiyer
merhabalar, bu akşam öss için dersanenin kampına gidiyorum. ama içimde çok fena bir korku var. çünkü 18 gün boyunca bahçeli bir binada aralıksız test, denemeler bunun gibi şeyler yapılacak. ve dışarı çıkma izni gibi şeyler yok. kapalı alanda kalmak, aşırı disiplin gibi şeyler bana biraz stres getird
merhabalar, bu akşam öss için dersanenin kampına gidiyorum. ama içimde çok fena bir korku var. çünkü 18 gün boyunca bahçeli bir binada aralıksız test, denemeler bunun gibi şeyler yapılacak. ve dışarı çıkma izni gibi şeyler yok. kapalı alanda kalmak, aşırı disiplin gibi şeyler bana biraz stres getirdi. kendimi nasıl sakinleştireceğim bilmiyorum. kuzenim ekşi duyuru'nun yardımcı olacağını söyledi. evet sizce ne yapmalıyım?
0
sesintoplandigiyer
(25.05.09)
gitme madem arkadaşım,
en hassas dönemde bu kadar kasacaksa seni, takılmaya devam et evde.
kafanın en rahat olması gereken dönemdesin.
0
arigold
(25.05.09)
Selamlar,
Ben öss'ye girdiğim yılda son 15 gün deneme dahi çözmemiştim hafif hafif günde 15-20 soru karalamıştım. Sınavda da beklediğimi almıştım. Dediğin olay stres yapar insanda, yorar beyni. Bence evinde hafif tempoyla çalış çok daha yararlı olur.
0
spitzer
(25.05.09)
gitmem gerekiyor. bu zamana kadar çalıştım, çabaladım.şimdi korkuyorum diyipte gitmemezlik yapamam.
0
🌸sesintoplandigiyer
(25.05.09)
bir kere öncelikle kendini hiç bir şeyi yapmak zorunda hissetmememlisin, helek i böyle bir dönemde. neden gitmen gerek? neden böyle bir zorunluluk olsunki sonuçta amacın başarı sağlamak ve emin ol böylesine stres ve baskı altında sonavda başarı sağlayamassın. dahaççok baskı ve strese girmek yerine kendini daha rahat hissedeceğin bir çalışma yöntemine yönelmelisin bence.
0
bir zamanlar cocuktum
(25.05.09)
öss'ye 1 hafta kala kitabı defteri kapatmıştım. güneş, gezmece, arkadaşlar...
kafam rahat mis gibi girdim sınava, çok da iyi oldu.
her neyse, madem kararını verdin, streslenmeyeceksin bu kadar basit. madem bugüne kadar çalıştın, kasmana gerek yok türkiye 1.liği hedeflemiyorsan.
hem kapalı yer, baskı bilmem ne diyorsun, hem de korkup gitmemezlik yapamam diyorsun..
0
arigold
(25.05.09)
ben dershanenin kampına gitmiştim ama tamamlamadan çıktım kampı, hiç gerek yok; zaten dershane kavramından tiksinirim; adamlar çok ilgileniyoruz ayağına sıkıyorlar da sıkıyorlar insanı. bi de değmez istemiyosan vazgeçiver ne olacak ki?
0
ansya
(25.05.09)
dene bi, bunalınca gidersin evine, bağlamıyorlar ya..
0
aithra
(25.05.09)
ya öyle sacmalik mi olur. sicarim kampa. oss'ye gireyim derken sagliktan olmanin bir esprisi yok.
0
okocha
(25.05.09)
istediğin zaman evine geri dönebileceğini aklından çıkarma.
fazla da kasma bence kamptakiler ne derlerse desinler.
0
kalimotxo
(25.05.09)
korkman gereken bir şey yok. önce kendine sırayla şunları sor:

1. bu kampa gerçekten ihtiyacım var mı?
2. kampın bana yararları ve zararları neler?

bu sorulara verdiğin cevaplar seni ikna ediyorsa kampa git. çok sıkılırsan da çıkarsın. psikolojini bozmasına ve seni sıkmasına izin verme.
0
biyolog olcakmisim
(25.05.09)
auschwitz öss kampı mı bu? canınız sıkılınca çözmüyorum, yapmıyorum de. istediğin zaman da çık evinde çalış. her türlü derece yaptığında senin adını flamalarına yazdıracaklar zaten. öyle kampa falan alıyorlarsa zaten kafadan girersin gibi. manyak olmanın lüzumu yok. öss'de sıçarsın sonra.
0
jesters cap
(25.05.09)
yillar once gitmistim ben de boyle 10 gunluk bir kampt. 2. gununde fethullah hoca kasetleri dolasmaya basladi ortada 3. gun camdan atlayip kactik :) dersaneyi de biraktim ^^
0
mat couthon
(25.05.09)
senin tek sorumlulugun öss'de hedefine ulasmak. dersanedeki tiplemelere en ufak bir borcun yok. eger istemiyorsan gitme. gidersen cözmüyorum dedigin zaman birak cözme, cikmak istedigin zaman cik.
0
fspades
(25.05.09)
selam,
bu tür işleri zorunluluk gibi düşünmen için verilen telkinleri biliyorum zira o insanlar inanılmaz paralar yapıyorlar senin bu korkundan.

ben 2004 mezunuyum liseden, öss falan için hiç dersaneye gitmedim, okulun bir programı vardı, son sene onu da bıraktım, evde de test mest çözmedim. sınava kısacası öss adına hiçbisikim yapmadan girdim. puan olarak çalışarak ne yapacaktıysam onu yaptım. ama össden önceki aylarımı evde uçak maketi yaparak, bilgisayar oynayarak, kod yazarak geçirdiğim için çok memnunum. kısacası, ne kadar zor olduğunu bilsem de senin için, bu kamp mamp olayları, test çözmelerin, hele bir de az vakit kalmışken (sanırım) hiç de elzem olmadığına inanman.
evde modere şekilde kendin çalışırsın, istemezsen çalışmazsın olur biter.
0
lhun
(25.05.09)
bilirim o kampları.kacarsınız 1 saatligine ya bişi olmaz bizi de oyle kandırıyolardı:)
ama şunu rahatlıkla soyleyebilirm ki o disiplin bana cok iyi gelmişti (her manada)
zevk almaya bakın.arkadaslarla gece yapılan yastk savaslarını tadını cıkarın yada ne bilim bi daha oss ye hazirlanmayacagınızı dusunerek kendinizi motive edin.ama sıkılacagınızı dusunuyorsanız gitmeyin.
dipnot:her durumu eglenceli hale getirebilirsini<.hele de arkadas ortamınız varsa.biz cok cılgınlıklar yapmıştık zamanında:)
0
voodoo 007
(25.05.09)
istemiyorsanız gitmeyin, hiç gitmeyin gibi yorumlar biraz yanlış yönlendirebilir gencimizi, en azından ben bu kanaatteyim.
bu kampa gerçekten ihtiyacı olabilir ya da kampın içeriğini tamamiyle bilmediğimizden kampı sevebilir de.
öss'den düşük bir puan aldığında kampa keşke gitseymişim de diyebilir eğer gitmezse.
gençleri yanlış yönlendirmeyelim arkadaşlar :)
siz dershaneye ya da kampa gitmeden üni kazandıysanız negzel de herkes böyle yaparsa kazanır diye bir kaide yok ne yazık ki.
koşulların elveriyorsa git bence kampa. çok kasma kendini, sağlığın daha önemli. baktın olmuyor çıkar dönersin evine ama denemedim de deme.
0
aithra
(26.05.09)
(11)

beynim almıyo

ray simenov
bugünkü habertürk gazetesinin arka sayfasında pek bilmediğim bi cnbc-e(unuttum adını) dizisiyle ilgili bi haber vardı. hatırladığım kadarıyla başrol oyuncusu diziden ayrılmak istemiş sonradan da caymış. şimdi... sorun haberde değil. haberin başlığında "şu güzel ortamı bozmadı" bu nedir böyle yaw? bi
bugünkü habertürk gazetesinin arka sayfasında pek bilmediğim bi cnbc-e(unuttum adını) dizisiyle ilgili bi haber vardı. hatırladığım kadarıyla başrol oyuncusu diziden ayrılmak istemiş sonradan da caymış. şimdi... sorun haberde değil. haberin başlığında


"şu güzel ortamı bozmadı"


bu nedir böyle yaw? bilenler bilir bu repliğin hangi amatör çalışmada kullanıldığını. tamam gülmekten öldüm bu göndermeli başlığa ama koskoca bi ulusal gazete nasıl böyle bi başlık atabiliyor haberine. ne cesaret. hem editör nasıl engelleyememiş böyle bi olayı.

aklım almıyo biri açıklayıversin ya?
0
ray simenov
(21.05.09)
(bkz: türk medyasi)

hersey olur.
0
fspades
(21.05.09)
ben bakındım ama bulamadım hangi amatör çalışma olduğunu?

tahminim başlığı atanlar da farkında değildir, tesadüf yani kısacası. zaten "şu güzel ortamı bozmadı" bilmeyen bir okur için arka sayfadaki "ampüllü keman ızgarası tanıttı" filan gibi bir başlık gibi sıradan.
0
oldu görüşürüz
(21.05.09)
bilenler bilmeyenlere anlatıyor.

(bkz: liseli serap ve bangbus ekibinin maceraları)
0
🌸ray simenov
(21.05.09)
fspades
(21.05.09)
şu lafın aslen nerde kullanıldığını bilen çok az kişi vardır kanımca. belli bi kitle yani. o yüzden şaşacak bişey yok. belki de hakkaten hiç duymadılar böyle bişeyi daha önce, öylesine atıldı manşet.
0
rectoa
(21.05.09)
bir de şeyi düşündüm, biliyor olsalar dahi atabilirler ki, ulusal filan fark etmez.

örneğin banu alkan'ın kaldıramazsan kaldırırlar ı meşhur olduğunda "kaldıramazsan kaldırırlar" diye bir yasa haberine manşet atılmıştı, herkes biliyorken hem de şarkıyı.

milyonların izlediği çarkıfelek'te hangi sözlerin nasıl kullanıldığını söylemeye bile gerek yok zaten.

buna bir şey deniyordu edebiyatta. hatta en ağır hakaretler bile edilse bu yöntemle, suçsuz sayılınıyordu filan.
0
oldu görüşürüz
(21.05.09)
iyi de bir de şöyle bi boyutu yok mu işin sonuçta "suç" olarak tanımlanmış bir eylemin videosunda geçiyor bu. habertürk gazetesi ekşi sözlük değil sonuçta dikkat etmeleri gerekmez mi böyle şeylere.

bu "deyimin"(böyle diyeceğim valla.)kaynağını bilmiyor olmaları akla yatkın ama zannetmiyorum.
0
🌸ray simenov
(21.05.09)
doğru diyorsun da o "suç" olan şeyin sahipleri bu lafı/cümleyi/filmi gidip tescil ettirmezlerse direkt ve kolayca "benim aklıma geldi" olabiliyor. buna bir çare yok yani.
0
oldu görüşürüz
(22.05.09)
bunu tesadüf olarak gören insanlar, çok iyi niyetli olmalı. herkes böyle olsa keşke.

yasak değil elbette, ancak bu kadar çirkin bir şey olabilir mi, onu ben bilmiyorum işte.

(bkz: hece ölçüsü)
0
tahsin sutcuoglu
(22.05.09)
'şu güzel ortamı bozmadı' nın nesi bu kadar acayip? çok daha kalitesiz milyonlarca başlık,manşet vs. bulabilirsin.
0
jirki
(22.05.09)
"volkan'ın dramını" bilmiyordum henüz. neler oluyor hayatta. hımm sorulmaması gereken bi soruyu sormuşum. resmen aydınlandım.

hahahahahaha
0
🌸ray simenov
(22.05.09)
(3)

mini çeviri

domine deyus
In general,independence granting and verbal give and take, on the one hand, andenforced demands and consistent discipline, on the other, were associatedwith stable, assertive behavior in the child.psikolociye uzağım, cümle de epey sert geldi, anlayan beri gelse?bir de şunu sorayım, nedir bu cümlenin
In general,
independence granting and verbal give and take, on the one hand, and
enforced demands and consistent discipline, on the other, were associated
with stable, assertive behavior in the child.

psikolociye uzağım, cümle de epey sert geldi, anlayan beri gelse?

bir de şunu sorayım, nedir bu cümlenin zorluk derecesi yahu? ulan ingilizce bilyoruz diyoruz, elin gavuruyla konuşuyoruz yeri gelince de neden bi bok anlamadım ben bu cümleden?
kendimden şüphe edicem yahu.
0
domine deyus
(20.05.09)
ikinci soruya cevap vereyim ben. psikoloji ile doğrudan ilgili olduğu için zor geldi bence(çeviremedim ben de)..
0
dambil
(21.05.09)
Ben söyle cevirdim:

Genel olarak,
bir elde özgürlük bahsetme ve sözel olarak karsilikli taviz verme, diger elde ise güclendirilen talepler ve istikrarli disiplin; cocukta dengeli ve özgüvenli davranis ile iliskilendirilirdi.

Bu akademik dil biraz. Okudukca anlasilmasi kolaylasir. Cünkü ayni kelimeler ve kaliplar kullanilir hep.
0
fspades
(21.05.09)
gecmis kipine dikkat edin. burada yazar, wayward cloud'un dedigi gibi muhtemelen davranisci bir düsünceye atifta bulunuyor. kendi düsüncesi degil.
0
fspades
(21.05.09)
(9)

medyanın tarafsızlığı hakkında

oldtimer
hazırlamakta olduğum bir ödev için medyadaki taraflı tutumlarla ilgili örneklere ihtiyacım var. bol bol online gazete taramanın dışında- sizin de aklınıza gelen önemli örnekleri sormak istedim.özellikle tayyip erdoğan'ın aydın doğanla arasındaki husumetten sonra doğan medyasındaki değişimle ilgili a
hazırlamakta olduğum bir ödev için medyadaki taraflı tutumlarla ilgili örneklere ihtiyacım var. bol bol online gazete taramanın dışında- sizin de aklınıza gelen önemli örnekleri sormak istedim.

özellikle tayyip erdoğan'ın aydın doğanla arasındaki husumetten sonra doğan medyasındaki değişimle ilgili aklınıza gelen belirgin örnekler var mı?

ya da yakın zamanda; güya tarafsız medya olacaklar ama şu yaptıkları habere bak dediğiniz bir haber hatırlıyor musunuz?

yardımlarınız için şimdiden teşekkürler...
0
oldtimer
(18.05.09)
ali ağaoğlu ile habertürk arasındaki olaya bi el at derim. 2 si de birbirlerine o kadar bel altından vuruyolar ki.. kimbilir hangi çıkarları çatıştı yine.
0
rentts1
(18.05.09)
Zaman gazetesi al, manipülasyon örnekleriyle dolu. İddia edildi tarzı habercilik kesinlikle yalan haberdir.
0
ataturkiye
(18.05.09)
vakit gazetesinin her manşeti örnek olabilir. google görsellerde vakit gazetesi diye aratınca çıkıyor maşallah.

edüt: sanırsam tarafsız bilinip de taraflı haber yapanları sormuşsun, ossun bu cevap da dursun işe yarar belkim.
0
rectoa
(18.05.09)
bana görede cumhuriyet, milliyet, hürriyet, radikal gibi gazetleri al doğan grubunu komple al, bak bakalım taraflı mı tarafsız mı, hele bir de kısa bir arşiv taraması ile kim taraflı görürsün.

ayrıca türkiye'de tarafsız gazetecilik yok, ama halkın tarafında olan ile çıkarcı grubun/zenginlerin/memleketi sömürenlerin tarafında olan var.
0
alchemistt
(18.05.09)
yerel basından bir örnek:

kanal a ve ses tv deki sokak roportajlarında, spikerin i.melih gökçek'i eleştiren vatandaşların üzerine gitmesi: "ama neden böyle düşünüyorsunuz", "haksızlık etmiyor musunuz", "ama ankaralılar sizin gibi düşünmüyor" gibi sözlerle, sorunun vatandaşın kendisinde olduğuna inandırmaya çalışmaları.

tarafsızlıklarını göstermek için olumsuz yorumlara da yer verirken, adamları konuştuklarına pişman etmekten geri kalmıyorlardı. o denli gerizekalıydılar yani.

youtube da ararsan belki bulursun.
0
makineci
(18.05.09)
nasıl unuturum:

ergenekon soruşturması kapsamında trt muhabirlerinin polislerden önce baskın mekanından canlı yayına başlaması :)

n inci dalgada tutuklanacak/evi aranacak kişilerin mevzuyu sabah trt den öğrenmeleri, polislerin öğleden sonra baskına gelmesi.
0
makineci
(18.05.09)
odaklanmani onerecegim iki olay var:

1-hilton arsasi konusu,
2-ciner grubu basin-yayin organlarina tmsf tarafindan el konulmasi, ve bunlarin daha sonra calik holding'e gitmesi.

her sey bunlarla basladi desem..

tarafli haber ornegine gelince: "ana haber sunucusunun haber bulteninden sonra gunun yorumunu yapmasi"
0
bunubenyazdim
(18.05.09)
eger türkiye disindan örnekler uygun ise bir abd'de bir fox news vardir dillere destan.
0
fspades
(18.05.09)
m.ali birandın son yerel seçimlerden önce, kemal kılıçdaroğluyla röpörtaj yaparken "kazanacağız inallah" demesi.
videosuda burda;
www.8sutun.com
0
etna
(19.05.09)
(4)

evren

bir yudum homo sapiens
her zaman kafamı kurcalamıştır da author dile getirince sorayım dedim. bilindiği üzere evrenin genişlediği ispatlı peki evren nerede genişliyor? yani evrenin çevresinde bir boşluk var ki genişyor. bir odadaki balon gibi düşünebiliriz bunu. soru şu evrenin sonunda yani evrenin genişlemesine izin vere
her zaman kafamı kurcalamıştır da author dile getirince sorayım dedim. bilindiği üzere evrenin genişlediği ispatlı peki evren nerede genişliyor? yani evrenin çevresinde bir boşluk var ki genişyor. bir odadaki balon gibi düşünebiliriz bunu. soru şu evrenin sonunda yani evrenin genişlemesine izin veren o boşluk hakkında bir bilgi, teori, düşünce, kaynak var mıdır?
0
bir yudum homo sapiens
(18.05.09)
evren cok boyutlu bir uzaya genisliyor, buna hyperspace deniyor sanirim. baska teoriler de vardi heralde, kendi sonsuzlugunda esniyor falan. evrenin sonunu bilmedigimiz icin teori hepsi.
0
ermanen
(18.05.09)
simdi ben cok uzman degilim bu konuda ancak evren dedigimuz sey maddeyi, gök cisimlerini, isigi, partikelleri filan iceren bir küme. genislemekten kastedilen ise bu gök cisimlerinin birbirinden uzaklasiyor olmasi. yani bir balon gibi balonun iciyle disini ayiran bir ceper, bir sinir yok ortada. sadece eskiden evrenin kapladigi uzay daha azdi, simdi daha fazla ve daha da fazla olacak gibi.
0
fspades
(18.05.09)
hey dostum, tez konusu sormuşsun :) dilim döndüğünce açıklayayım;

- evren neden genişliyor?

valla şurada biz bizeyizi hiç dolandırmayacağım lafı. niye genişliyor bilmiyoruz. işin aslı bu. ama bir teori var ki; genişleme dahil birçok olayı bire bir açıklamayı başarıyor. bu yüzden o teoriyi artık kanun gibi görüyoruz (ben oldum olası nefret ettim bu teoriden ama), bu teorinin adı büyük patlama teorisi. bu teoriye göre evren tekil bir noktadan çıktı. bu nokta/şey/yapı niyeyse patladı (membrane teorisine dayandıracam aşağıda bunu) ve patlamanın etkisiyle giderek genişliyor. peki bu genişleme sonsuza kadar sürecek mi? bu da bir başka bilinmeyen konu.

evrenin üç olası durumu var:

1. sonsuza kadar genişleyecek
2. bir yere kadar genişleyip statik hale gelecek
3. bir yerden sonra kendi kütlesi üzerinde çöküp hoop tek bir nokta olana kadar küçülecek.

bu üç durum şu grafikle gösteriliyor: rst.gsfc.nasa.gov

valla hangisinin gerçekleşeceğini kesin olarak söylemek im-kan-sız. bekleyip görmek lazım, ki bu da milyarlarca yıl demektir. peki ne yapabiliriz? teoriler üretip dururuz. modern kozmoloji de bunu yapıyor tam olarak.

- evrenin sonunda yani evrenin genişlemesine izin veren o boşluk hakkında bir bilgi, teori, düşünce, kaynak var mıdır?

onlarca teori var. fakat "evrenin genişlemesine izin veren" demek yanlış olur. izin vermekten öte, genişlemeyi sağlayan bir şey var. buna dark energy diyorlar. doğruluğu kesin değil. olmayabilir de (okuyunuz: american scientist mayıs sayısı: is dark energy really exist? başlıklı makale). bence var tabii orası ayrı. bir de dark matter dedikleri bir olay var. aslında dark matter daha önemli. çünkü varlığı kesin olarak ispatlandı, ama gösterilemiyor. nedir dark matter? şudur ki; evrenin yoğunluğu (kütlesinin hacmine oranı) kritik bir değer ile karşılaştırılıyor. bu kritik değere göre yukarıda verdiğim üç durumdan biri gerçekleşecek. fakat ama o da ne? bir de bakıyoruz ki hacim çok çok çok çok büyükken belirlediğimiz toplam kütle (evet, evrenin kütlesi) çok küçük. evrenin hacmi 10^-28 kb/m^3 (10 üzeri eksi 28). kafanızda bir canlandırın. bomboş bir yer aslında evren (bu toplam kütleye gezegenler, yıldızlar, galaksiler, galaksi kümeleri, moleküler bulutlar vs. hepsi dahil bu arada). e hal böyleyken teorideki hesaplarımızla uygulamadaki hesaplarımız birbirini tutmuyor. bakıyoruz sorun nerede diye. sorun kütlede. kütle eksik çıkıyor. demek bir kütle var. nedir bu kütle? dark matter.

yapılan son çalışmalarla birlikte dark matter (karanlık madde) için bir harita çıkarıldı. işte o harita! www.youtube.com

videoyu izleyince kafanız karışabilir, normaldir. işte öyle acayip bir şey karanlık madde.

gel gelelim ki evrende etkin olan 4 etkileşim var. evrende ne kadar olay oluyorsa hepsi bu 4 etkileşimden ibaret. hemen sayalım;

1. kuvvetli etkileşimler (moleküler bağlar, atom çekirdeğinin sahip olduğu enerjiler vs.)
2. zayıf etkileşimler (proton-nötron dönüşümleri vs.)
3. elektromanyetik etkileşimler
4. kütleçekimsel etkileşimler (gravitasyonel)

şimdi tüm bu 4 etkileşim için onlarca denklem var. haliyle işin içinden çıkılamıyor. einstein bey amca 4. etkileşim için hayatını adamış ve birkaç şey bulmak istemiş. başaramadı orası ayrı. 4. etkileşim çok önemli. çünkü Dünya'nın Güneş etrafında dönmesini sağlayan, Ay'ın Dünya etrafında dönmesini sağlayan, Güneş'in Samanyolu Galaksisi içerisinde dönmesini sağlayan, Galaksimizin yerel galaksi grubu içerisinde dönmesini sağlayan, yani koskoca cisimlerin birbirini çekmesini sağlayan etkileşim bu 4. etkileşimdir. aynı zamanda evrendeki "en zayıf" etkileşim de odur. yani o kadar zayıftır ki biz bu etkileşimi yenebiliyoruz (insanoğlunun yüzeyden içeri göçmemesi ya da Güneş'e doğru uçmaması iyi bir örnek). o yüzden diğer 3 etkileşim bir yerde, 4. etkileşim apayrı bir yerdedir.

teorik fizikçiler ve kozmoloji profesörleri ilk 3 etkileşimi tek bir çatı altında toplamayı başardı. ama evrenin kusursuzuluğu için 4. etkileşimi de o çatıya dahil etmek şart. işin aslı, bunu başaramıyoruz. ne yaparsak yapalım 4. etkileşim, ilk üç etkileşimle ilişkilendirilemiyor. bunu yapabilseler theory of everything dedikleri teoriyi geçerli hale getirebilecekler.

bunu başarmak için sicim teorisi denilen bir teori öne sürüldü (string theory). teoriye göre evrendeki her şey (tozlar, atomlar, hücreler, elektronlar, protonlar, bozonlar, quarklar, heeer şeey) küçük sicimlerden oluşur. ve tüm durumlar bu sicimlerin etkileşimlerinin bir sonucudur. misal ben bu klavyeden bu harfleri yazıyorken aslında tuşlara dokunmuyorum. parmağımdaki sicimler tek tek tuştaki sicimlerin dibine kadar geliyor ve aralarında kuvvetli etkileşimler oluyor. dolayısıyla ben bu harfleri ekranda yazdırabiliyorum. falan filan. daha da detaya girersem çıkamayacağım sanırım bu konuda.

sicim teorisi üzerinde çok çalışma yapıldı. birçok fizikçi karşı çıktı. ama sanırım gerçek olan bu. yani bir sicim parçacığı, bir atomdan trilyarlarca daha küçük. şöyle diyelim;

bu sicim parçacığını bir ağaç ölçeğine getirirsek, bir atom ne büyüklükte olurdu? çok ilginç ama tam Güneş Sistemi büyüklüğünde olurdu. düşünün bu sicimler ne kadar küçük. dolayısıyla gözlemlenmeleri imkansız. dolayısıyla bu teorinin ispatlanması imkansız gibi gözüküyor. ama değil. bir şey imkansız ki o da bu teorinin gerçek olmadığını ispatlamak imkansız. işte bu teorinin destekçilerini mutlu eden bir olay :)

bu sicim teorisi sonralardan geliştirildi ve en son m teorisi adını aldı. author'un başlığındaki 2. entry'i ben yazdım ve orada da bahsettim m teorisinden (bkz: m theory).

nereden nereye.. dur hah şeyden bahsedecektim. membrane'lerden.

şimdi bu membrane dedikleri şey, böyle ilginç zarımsı yapılar. bunlar evrenin oluşumunu sağlamış. bizi bunlara götüren olay; sicim teorisinin bir getirisi olan 11 boyut. biz kaç boyutta yaşıyoruz? 3 uzay boyutu + 1 zaman boyutu. m teorisi der ki hayır efendim görmediğimiz 7 boyut daha vardır. en-boy-genişlik'ten öte nasıl boyut olabilir? ama var işte gerçekten. biz vakıf olamıyoruz orası ayrı. çünkü bu boyutların hepsi paralel evrenlerde var.

www.youtube.com

related videolarda da tonla güzel video var. hepsini izleyin derim ben.

11 tane boyut var ve diğer boyutların hepsi farklı membrane'lerde ve dibimizde. yani biz aslında iç içe evrenlerde yaşıyoruz. yani biz kendi membrane'imizden 1 saniyeliğine bile sıyrılabilsek, muhtemelen paralel evrendeki medeniyetleri görebileceğiz. belki şu an ben bizim membrane'in çeperinde yaşıyorum, ama geçemiyorum diğer tarafa. bir geçebilsem neler göreceğim kim bilir..

şimdi gelelim senin sorunun cevabına (ahahaha anca): bu farklı membrane'ler çarpışırsa ne olur? muazzam bir enerji alışverişi olur. bu, insanoğlunun aklının kaldıramayacağı muazzamlıkta. peki teoride bu büyüklükte bir enerji boşalımı neye sebebiyet verir? ışık hızından da hızlı bir genişlemeye. bu da nedir? büyük patlama.

yani anlıyoruz ki büyük patlama, muhtemelen iki membrane'in birbirine çarpışmasından kaynaklanan bir olay. ve biz bu haybeye evrende yaşıyoruz.

eğer bu teori (bkz: m theory) doğruysa, olasılık hesapları doğrultusunda bu membrane'ler sürekli birbirleriyle çarpışabilir. bu da sürekli yeni evrenlerin oluşumu demektir. fakat bu membrane'ler niye çarpışıyor? olayları nedir? hikayeleri nedir? bunlar muamma.

biraz uzun oldu ama sorunuza cevap verebildiysem ne ala bana. ne yapayım siz de stephen hawking'in bile kesin cevaplayamadığı bir soru sormasaydınız :)
0
deckard
(18.05.09)
The Elegant Universe diye bir belgesel var. tavsiye ederim.

www.imdb.com
0
deckard
(18.05.09)
(20)

Evde Egzersiz Programıma Katılacak Genç Arkadaşlar Aranıyor (geek olursa makbuldür)

Karluk
Evet, sonunda karar verdim. 18-25 yaşındaki hareketsiz arkadaşlara bir program yazacağım. Bunun için 1,5 sene çok az hareketle yaşadım (tabii burası yalan, bunu isteyerek yapmadım, uzun hikaye)yani tamamen onlarla birlikte ilerleyeceğim bu programda. Tabii 3 gün ilerden gideceğim ki oları daha iyi y
Evet, sonunda karar verdim. 18-25 yaşındaki hareketsiz arkadaşlara bir program yazacağım. Bunun için 1,5 sene çok az hareketle yaşadım (tabii burası yalan, bunu isteyerek yapmadım, uzun hikaye)yani tamamen onlarla birlikte ilerleyeceğim bu programda. Tabii 3 gün ilerden gideceğim ki oları daha iyi yönlendirebileyim.

Egzersiz hakkında kendini elinde geldiğince yetiştirmiş -hala yetiştiren, geliştiren- biriyim. Sporla tanışmam ortaokul yıllarına dayanıyor. Ancak profesyonel olarak uğraşamadım. Yeterince (bırakırsam mütevaziliği, yeterince yerine "oldukça" derim) atletik biriy(d)im. Egzersiz konusunda teorik olarak bilgili, pratik olarak yaşıma göre (23) tecrübeli sayılırım. Şimdiyse mahvolmuş durumdayım ve yaşantımı düzenleyip ağır programlara girene kadar daha fazla çürümek (Evet vücudumuz deyim yerindeyse hareketsiz kaldıkça "çürür") yerine bu gidişe dur demeye, tersine çevirmeye karar verdim.

Yazı dizimin adı "sen bir enkazsın" olacak ve hemen hergün güncellenecek. Ancak yazacağım programlara benimle birlikte uyacak bayan ve erkek arkadaşlar arıyorum. Program çok ama çok basit olacak yani eli ayağı tutan her arkadaşımız herhangi bir masrafa girmeden uygulayabilir. Sıkıştığım yerlerde uzmanlardan destek alacağım, daha doğrusu bir kaç uzmana da programımı arada sırada denetlemesini rica edeceğim. Programda bazı günler sürat koşuları da dahil olmak üzere çeşit çeşit iş olacak. Tabii önce sitemizin gizlilik ve uyarılar bölümünü okuyacaksınız :-)

Sen Bir Enkazsın programını 3 aylık bir program olarak düşünüyorum, talep olursa 6 aya uzatabilirim. Sağlam, birbirine destek olan bir ekibe ihtiyacım var. Programa sadık kalacak, geri besleme yapacak (yani; şunu yaptım şöyle oldu niye böyle oldu falan filan ya da ne yesek ne içsek gibi sık sık ama yerli yerinde yorum yapacak)

Şu an ben de bir enkazım ve buradan yeterli katılım olursa programa başlayacağım. Başlangıç gününde hareketsiz arkadaşlara ilk gün egzersizi olarak 3x10 şınav koyuyorum (tabi bu sadece egzersiz kısmı, bunun dışında yemekle ve dinlenmeyle ilgili kurallar olacak) o kadar. Hepsi bu. Yani program tamamen "sıfırda" olan dostlara. Ben de herkesle birlikte programa uyacağım ama uygularken tekrar sayılarını biraz daha arttıracağım o kadar. Hatta siz derseniz olmaz sen de birebir aynı yapacaksın ona da varım, pek farketmez.

Çok mu uzun yazdım? Evet. Yani kendimi anlatabildim mi bilmiyorum. Keşke kış olsaydı herkes evinde olsaydı belki katılan çıkardı ama bu basit heryerde (yazlıkta orda burda şurda) yapılabilecek programa katılacak olanlar var mı?

Sorusu olan varsa yanıtlayayım.

Bu arada program www.bodytr.com sitesinde Sen Bir Enkazsın başlığı altında yayınlanacak tabi yeterli katılım olursa.
0
Karluk
(17.05.09)
ben varım
0
nesenbilneben
(17.05.09)
İki kişi olduk arkadaşlar.

Programa uyup sırf eğlencesine bişle deneyebilirsiniz. Tek şartımız sağlıklı olmanız ve programa ihanet etmemeniz. Programı sanal olarak yöneteceğim için elbette güvenlik gereği mükemmel bir program olamaz. Ama genel geçer kurallar çerçevesinde olabildiğince etkili bir program yapmak niyetindeyim. Sanıyorum bu program siz de pek ciddi olmasa da fark yaratır.
0
🌸Karluk
(17.05.09)
35 yasinda biri olarak yarisini yapsam? :P
0
nooneatall
(17.05.09)
sanki ben de deneyebilirim gibi geliyor da... bilemedim.
0
kobuzchu kiz
(17.05.09)
nooneatall,
Daha önce kendi yaşlarıma yakın yaşlardaki insanları çalıştırdığım için bu yaştaki insanlarla çalışmaya alışığım ama valla yarısı olursa kurtarır gibime geliyor :-) şaka bir yana katılmak isterseniz ve sağlık açısından bir engeliniz yoksa katılmanızdan mutluluk duyarım. Program oldukça hafif başlayacak çünkü. Yalnız "yok arkadaş bi tane zirzopun peşine takıldık yap diyo yapıyoz, ye diyo yiyoz, yat diyo yatıyoz. noluyoz lan?" derseniz karışmam :-)

kobuzchu kiz,
dediğim gibi program çok hafiften başlayacak ve ben kızlara da uygun bir program tasarlıyorum. Nihayetinde bayanların daha güçsüz olduğu anatomik bir gerçek olsa da bu programı yapamayacağınız anlamına gelmez.

Sanırım 4 kişi olduk bile.
0
🌸Karluk
(17.05.09)
psikolojik sınırımı çoktan aştığım ve tembelliğin doruklarına çıktığım şu günlerde birilerinin desteğine ihtiyacım olucak sanırım. ben de katılmalıyım.
0
fotograf cekemeyen japon turist
(17.05.09)
30 tane şınavı çektim, iyi geldi:) ayrıca sitede şu ana kadar gördüğüm en iyi vücut geliştme sitesi.
0
baldur2
(17.05.09)
şimdi olayı tam olarak anlayamadım ama benim şöyle bir durumum var..

saatlerce bilgisayar başındayım.. evden pek çıkmıyorum.. asosyalliğin iyice dibine vurdum.. geek olma yolunda hızla ilerliyorum, bu saatlerce bilgisayar başında geçen zaman tabi, ne kadar gereksiz bilgi varsa beyne doldurmaya yarıyor.. yemek yemiyorum hiç.. aşırı zayıf olmay yolundayım.. çürüdüm resmen yahu..
eski den böyle değildim..
iyi kaptırdım kendimi..

ve bu durumdan oldukça rahatsızım.. moğollardan geliyor.. "bir şey yapmalı"
0
fuck milk get beer2
(17.05.09)
baldur2,
Bizi böyle değerlendirdiğiniz için çok mutlu oldum. Sizin böyle demeniz inanın bana ciddi bir destek.Bu arada adını anmak istemediğim bir vücut geliştirme sitesi tarafından taciz edilmemizi de bununla mı açıklamalıyız acaba? Adamlar kendi kalitelerini yükseltemeyeceklerini düşündükleri için mi bizi yok etmek istiyorlar? Yaptıkları arasında sitenin e-posta hesabını ele geçirmeye çalışmak ve sitemizi birebir kopyalamaya çalışma girişimleri de var... Gerekirse adlarını ve kanıtlarını vereceğim...

7 kişi olduk görünüyor arkadaşlar, bu sayı bana yeter. İşin aslı kimse katılmasa ben bir kişiyle bile yola çıkacaktım :-) Ama ne kadar kalabalık olursak o kadar iyi olacaktır. Bugün giriş yazısın yazıp hemen yetiştirmek istiyorum, yetiştirebilirsem programı bugün başlatırız.
0
🌸Karluk
(17.05.09)
ben de varım geek değilim belki ama artık fit olmak istiyorum
0
füt
(17.05.09)
rica ederim, çok yararlı bilgiler var ama çeşit çeşit (kilo almak için, kilo vermek için vs.) diyet programları falan olsa çok güzel olurdu ya da ben mi bulamadım acaba
0
baldur2
(17.05.09)
sanırım ben de denemek istiyorum
0
ecece
(17.05.09)
27 yaşındayım ve geç kalmadıysam programa dahil olmak istiyorum??
0
balik kraker
(17.05.09)
baldur2,
siteyi ilk açtığımda önce internetteki kaynakları toplamayı düşündüm ama topladıkça -hatta bazılarını yayınladıkça- daha fazla katlanamadım bu duruma. Çünkü zaten çok az sayıda ciddi program var ve bunlar da yetersiz. Geri kalan yazılarda yanlış bişlgilendirmeler bile var. Onun için bundan böyle siteye daha önce internette olmayan yeni programlar eklemek ve daha da önemlisi uzmanlara ekletmek istiyorum. Yine de googledan ziyaretçi çekmek için gerekli uyarıları koyarak eski programları da siteye ekleyeceğim. Örneğin şu anda sitede "şok diyetler" yazısı var, ben bunu insanları çekebilmek için koydum ve bunları kesinlikle önermediğimizin defalarca altını çizdim, bilgi vermek işçin koyduk dedim. Yani ben gerçekten insanlara yararlı olacak bişey istiyorum. Bunun için siteye google reklamı bile almıyorum ki saçma sapan ürünlere yönlendirmeyeyim insanları.

Siteyle tek başıma ilgileniyorum ve şu an elbette içerik olarak eksiklerimiz var. Zamanla dört başı mamur bir egzersiz sitesi olacağımıza inanıyorum.

Bu arada 9 kişi olduk bile, ben bu akşam programı yayınlarım. İsteyenler yarın başlayabilir. Sitedeki sayfaya yorum ekleyerek, daha iyi bir süreç işçin geri besleme yapılmasını önemsiyorum. Yani eğer bi düşünceniz, bi soru, sorun ya da anlatmaya değer bişeyiniz varsa lütfen kimse kendine saklamasın çünkü sizin yazacağınız bir kaç kelime belki başkasına güç verecektir.

Ek: Ben yukardaki mesajı yazarken 10 kişi olmuşuz bile. Programın ne kadar basit olarak başlayacağını yazdım. Yani ben 25 yaşı kesin bir sınır olarak düşünmüyorum. Umudediyorum programa katılanlar 3 ay sonra fiziksel açıdan daha iyi bir durumda olacaklardır, buna inanıyorum ben.
0
🌸Karluk
(17.05.09)
ben varım ama bilinçaltım sürekli bahane buluyor . evet enkazım

öss var şimdide o bir sorun teşkil edermi bilemiyorum. (naz yapıyor abisi)
0
alokozay
(17.05.09)
varım diyor!
0
persopan
(17.05.09)
bende varım.
0
karbasan
(17.05.09)
Evet dostlar,
Önce şınav için bir yazı hazırladım, birazdan da Sen Bir Enkazsın programını yayınlayacağım :-)

Hadi hayırlısı

Ek: Arkadaşlar yazıyı yayınladım, olumlu olumsuz bir ses verin siteden. Kendimi yalnız hissediyorum ya hu :-)
0
🌸Karluk
(18.05.09)
ben de varim ve komple bir enkaz olarak okuyorum yaziyi su anda.
0
fspades
(18.05.09)
Arkadaşlar bugün yoklama yaptım çok eksik vardı neredesiniz?
a-) Bilsen şimdi nerdeyiz çılgın gecelerdeyiz
b-) Programına da sana da
c-) sorry sensei hemen tekmil vermeye geliyorum
d-) bi de soldan sayı verelim
0
🌸Karluk
(29.05.09)
(19)

Romantik film tavsiyesi

loralynn
Böyle romantizm dolu olan, "Ah ulan bi aşık olsam." dedirten film tavsiyesi istiyorum arkadaşlar.
Böyle romantizm dolu olan, "Ah ulan bi aşık olsam." dedirten film tavsiyesi istiyorum arkadaşlar.
0
loralynn
(13.05.09)
notebook

in the mood for love ve hemen akabinde 2046
bin jip

(ilk aklıma gelen bunlar)
0
fotograf cekemeyen japon turist
(13.05.09)
before sunrise,before sunset derim ben!
0
denisse
(13.05.09)
50 first dates (bu bir otomatik cevaptır)
0
deckard
(13.05.09)
romantik komedilerin amacı budur zaten. duyuruda çok soruldu bi aratın bence.
0
kanuniye
(13.05.09)
"eternal sunshine of spotless mind" diyorum ki , izle de aklını başından alsın. Kate Winslet'ı aklından uzun bir süre çıkaramamana sebeb olacaktır.
0
lngrad
(13.05.09)
0
rectoa
(13.05.09)
fspades
(13.05.09)
denisse +1. yani kesinlikle

before sunrise
before sunset.

ayrıca
lost in translation
im juli(temmuzda)
true romance
the hottest state
great expectations
paris je t'aime
the painted veil
across the universe
italian for beginners


şiddetle önerilir. hiçbiri romantik komedi değildir, sadece konusu aşk, sevmek, sevişmek olan filmlerdir. zaten bu satırların yazarı romantik komedilerden hazzetmemektir.
0
beccaria
(13.05.09)
(bkz: love actually)
0
la traviata
(13.05.09)
Before sunset ile before sunrise'ı birden fazla izlemişimdir zaten ben de :) Romantik-komediden ziyade romantik film soruyorum.
0
🌸loralynn
(13.05.09)
a moment to remember diyeyim, yer yerınden oynasın.
0
bryan fury
(13.05.09)
"Elizabethtown" ben Kirsten Dunst'ı görünce aynen öyle dedim:)
0
ikinoktayedi
(13.05.09)
the notebook, eternal sunshine of the spotless mind ve jeux d'enfants katiyen es geçilmemeli. love actually ve it's all about love izlenmeli. ben alternatif olarak bir de garden state öneriyorum.
0
blackdog
(13.05.09)
when harry met sally, biraz boyle uzuncana
garden state, akabinde soundtracki download edip let gooo diye dansedersiniz
bir de sense and sensibility geldi aklıma.bunun ekürisi olarak da pride and prejustice.bu ikisi romantizm barındırmakla birlikte bir asik olsam etkisi yaratmayabilir.
0
berrak sudaki kırmızı balık
(13.05.09)
ayiadam
(13.05.09)
erkeklerin çok büyük bir oranın sevdiği film (bkz: Eternal Sunshine of the Spotless Mind)
0
torsque
(13.05.09)
sweet november

lan noluyo falan derken, iş biter.
0
hikaye mesture
(14.05.09)
84 Charing Cross Road.
www.imdb.com
0
c non
(14.05.09)
im juli
0
all girls dream
(14.05.09)
(4)

opera benden ne istiyor?

sarap dumani
efenim, opera isimli biricik browserımızdan facebook'a girdiğimde önüme bir pencere açılıyor ve lwadelegation.srf dosyasını indirmemi telkin ediyor.biraz bakındım nedir diye ve bunun sadece opera da olduğunu gördüm.indirdim lakin indirdiğim yerde öyle saz gibi duruyor.birbirimize bakıyoruz karşılıkl
efenim, opera isimli biricik browserımızdan facebook'a girdiğimde önüme bir pencere açılıyor ve lwadelegation.srf dosyasını indirmemi telkin ediyor.biraz bakındım nedir diye ve bunun sadece opera da olduğunu gördüm.indirdim lakin indirdiğim yerde öyle saz gibi duruyor.birbirimize bakıyoruz karşılıklı.atsan atılmaz satsan satılmaz.ve hala facebook'a girdiğimde pencere açılıp indireyim mi istermisin? diye sormaya devam ediyor.bu opera neyin peşinde?
0
sarap dumani
(13.05.09)
bence firefox a geçmeni istiyor.
0
cilgin fantezilerin adami
(13.05.09)
aynı durum bende de mevcut... opera 10 kullanıyorum... 1 gündür böyle ama
0
yapcak bisi yok
(13.05.09)
nette aradım taradım ama bu soruna verilmiş geçerli bi cevaba da rastlamadım.operayla ilgili genel bi sorun olsa bütün kullanıcılarda da aynı sorunun olması gerekmez mi.? aksine bu konuyla ilgili çok az sonuç var.
0
🌸sarap dumani
(13.05.09)
ben opera 10 kullaniyorum ama böyle bir problemim yok. burada bahsedilmis:

answers.yahoo.com
0
fspades
(13.05.09)
(5)

Sandman

gibi gibiyim gibiyim gibi gibiyim
Bu çizgi-romanı [istanbul içi] nereden edinebilirim acaba? [Danke $ön]
Bu çizgi-romanı [istanbul içi] nereden edinebilirim acaba? [Danke $ön]
0
gibi gibiyim gibiyim gibi gibiyim
(11.05.09)
mephisto kitabevi'nde vardı.
0
insantaklidiyapanmaymun
(11.05.09)
kadiköy carsisinin alt katindaki cizgiromancilarda var. büyük kitabevlerinde de oluyor.
0
fspades
(11.05.09)
0
thor odinsson
(12.05.09)
d&r'larda bazıları bulunabilir.
0
turkish tekila
(12.05.09)
kesinlikle kadıköy çarşısının altı
0
hikaye mesture
(12.05.09)
(8)

Amerika'yı eleştiren filmler?

the patient
Sevgili Galya'lılar, ABD'yi eleştiren filmlerden bir kaç örnek verirseniz beni ziyadesiyle bahtiyar edersiniz. Her konuda eleştiri olabilir, farketmez.. Gerçekleri suyüzüne çıkaran belgesel kıvamında filmler de olabilir. the road to guantanamo iyi bir örnek mesela.
Sevgili Galya'lılar, ABD'yi eleştiren filmlerden bir kaç örnek verirseniz beni ziyadesiyle bahtiyar edersiniz. Her konuda eleştiri olabilir, farketmez.. Gerçekleri suyüzüne çıkaran belgesel kıvamında filmler de olabilir. the road to guantanamo iyi bir örnek mesela.
0
the patient
(10.05.09)
lord of war
0
386 dx
(10.05.09)
Amerika dahilinde genel olarak kapitalizm eleştirisi yapan seri için

(bkz: zeitgeist the movie)
0
ataturkiye
(10.05.09)
roadrunner merlin
(10.05.09)
izlemi$sinizdir muhtemelen ama, ba$kanlik sistemini ele$tiri icin:
(bkz: wag the dog)

eger dizi olabilirse:
(bkz: oz) bu dizi fazlaca sistem ele$tirisi barindirir.
0
karaktersiz
(10.05.09)
(bkz: wag the dog)

edit: karaktersiz girmis ama olsun 2 defa bkz verilir :P
0
fspades
(10.05.09)
(bkz: sir no sir)
0
ermanen
(10.05.09)
ocanal
(10.05.09)
blackdog
(11.05.09)
(10)

hic arkadasim yok!

jirki
ciddi bir mesele...dusuk bir ihtimal da olsa, bu is kafayi siyirma veya intiharla sona erebilir.bu arkadas denen sey nasil bulunur? elbette benim de arkadaslarim vardi..ama hepsi cocukluktan kalma.universite icin antalya'ya geldim.gelir gelmez de bir sevgilim oldu.sonra bir baskasi...ve bu sekilde b
ciddi bir mesele...dusuk bir ihtimal da olsa, bu is kafayi siyirma veya intiharla sona erebilir.bu arkadas denen sey nasil bulunur? elbette benim de arkadaslarim vardi..ama hepsi cocukluktan kalma.universite icin antalya'ya geldim.gelir gelmez de bir sevgilim oldu.sonra bir baskasi...ve bu sekilde birkac kisi daha..ama hicbirisi 'arkadas' degildi benim icin.cogu insan sevgiliyi arkadas olarak kabul etmez.yoksa 'arkadas kalalim' klisesi bu kadar nefret edilen bir sey olmazdi.universiteyi hep 'dostluklarin bokunun cikarildigi yer' olarak hayal ettim.benim acimdan boyle degilmis.soyle durduk yere arayip 'kanka naber?iki bira ismarla da hayrina dua edeyim' diyebilecek,ya da 'ay sevgilim cok dejenere bir insan' diye samimiyetin bokunu cikarabilecek yoldaslari nasil bulabilirim?bir insanla nasil can-ciger olunur?9 yasinda bir cocukla saatlerce sohbet edebiliyorum ama yasitlarimla diyalog kuramiyorum.bu sizce de tuhaf bir sey degil mi?


not: 'vah canim. gel ben sana arkadas olurum' seklinde yaklasmayin olaya.su an esas asmam gereken sorun,insanlarla dostca diyalog kuramamaktir.

not.2: cep telefonumdan yaziyorum, o yuzden cumleler arasinda kopukluk veya durumu tam izah edememis olabilirim.ama siz anladiniz sanirim.
0
jirki
(10.05.09)
Nerde kalıyorsun bilmiyorum ama öncelikle bir yurda çık. özel olur devlet olur farketmez. insanlarla öylesine sohbetler kur. sonraki sene sana uyan bir kaç kişiyle aynı eve çık. eğer tutarsa al sana mis gibi 3-4 tane en kralından arkadaş. Şahsen ev arkadaşının yeri ayrı oluyor insanın hayatında. resmen kardeş gibi oluyorsun.
0
redstreak
(10.05.09)
hayatının bir yerlerinde bir kopukluk vardır ya da doğanda olan bir iticilik buna neden olmuş olabilir ? ben her ikisine sahip biri olarak notunu kabul etmiyor ve gel hacı takılalım diyorum.
0
alchemistt
(10.05.09)
yurtta da kaldim...olmadi.
0
🌸jirki
(10.05.09)
o zaman ders falan çalışma bahanesiyle sınıftaki öğrencilerin evinde takıl. İllaki bulursun kafa dengi adamlar. İşin sırrı bence kalabalık öğrenci evlerinden geçiyor.
0
redstreak
(10.05.09)
Sırf senin sorunun değil o. Herkes birbirlerine gittikçe yabancılaşıyor.
Ders çalışma bahanesine katılıyorum. Ve yanına da bir 6 lık efes pilsen diyip arttırıyorum. İnsanlar hafif sarhoşken daha açık olur bakıosun 1 saat sonra kanka modundaymışsın. Bu işin kilit noktası cesaretini toplaman ve güvenilir gözükmen.
0
chaud
(10.05.09)
artık bu amerikan gençlik filmlerinin nasıl bir gücü varsa herkesin aklında garip bir üniversite ütopyası yaratıyor. sorun sende değil. senin gibi onbinlerce, yüzbinlerce insan var. durumun vahim tarafı ise gerçekle hayalin ayırt edilememesi. ilkokula başlangıç, liseye başlangıç, üniversiteye başlangıç, iş hayatına atılış...vs. hepsinde aynı hayal kırıklığı. gerçekler o hayal ettiklerinin, filmlerde gördüklerinin tam tersi. gerçeği kabullenmeye çalışmak yapılacak en mantıklı iş olur.
0
emrag
(10.05.09)
insanlardan uzak kalmamaya çalış ve bence en önemlisi insan seçme yani arkadaş seçme kendine yakın, yanında rahat hissettiğin kişilerle diyalog kurmaya çalış. çünkü arkadaşın olmaması için hiçbir neden yok. yeterki samimiyetten şaşma, iyi anlamda tabi..
0
yaseka
(10.05.09)
ayni durumdan muzdarip biri olarak günlük hayatinin nasil gectigini, nelerden olustugunu merak ediyorum. eger yalniz yasiyorsan kimse arkadasin olmak icin kapina gelmeyecek zaten. kendini insanlarin bulundugu ortamlara atmali, diyalog baslatmalisin. kisaca caba meselesi. ben o cabayi göstermiyorum sadece :).
0
fspades
(10.05.09)
@fspades:

yalnız yaşıyorum. "insanların bulunduğu ortamlardan" kasıt nedir? nereler mesela? okul-yurt deme... oralarda herkes arkadaş konusunda azami kapasiteye ulaşmış.. yani sınıfta iki kelime muhabbet ettiğim birisine "gel içmeye gidelim" ya da "of şu hatunlara bak kanka.. ben onu sen yanındakini, hadi asılalım" diyemiyor insan. birisiyle muhabbete giriştiğim zaman konuyu hep onlar belirliyor. halbuki o kadar çok paylaşacak şeyim var ki... tuhaf olansa, sevgili bulmak konusunda hiç zorlanmıyorum (-öyle tipine, zekasına, kültürüne bakılacak bir adam değilim üstelik). ama "bu kız çok güzel, benim sevgilim olabilir" fikriyle yola çıkıp, amacıma ulaşmakta pek zorluk çekmezken, iş "bu insanla çok iyi iki arkadaş olabiliriz" meselesine gelince kitlenip kalıyorum...psikolog-psikiyatrist falan çözebilir mi bu sorunu? tamam, iş yine bende bitiyor ama, yardımsız-desteksiz bir şekilde bu sorunu aşabileceğimi sanmıyorum.
0
🌸jirki
(10.05.09)
@jirki/ hmm körler ve sagirlar durumu oluyor burada ama olsun :P
insanlarin bulundugu ortamdan kastim evet, hem yurt ve okul, hem de insanlarin birsey yapmak icin bir araya geldigi yerler. yani antalya nasil bilmiyorum ama okulun klüpleri vardir mesela. bunlara katilabilirsin. internet de bir cözüm. eksisözlügün tanismak kaynasmak icin zirveleri oluyor. bunlari takip edebilirsin. eger iki muhabbet ettigin birileri varsa bu da bir baslangic. yani evet hemen kanka olacaksan degilsin ama insanlarla plan yapmaktan ya da ayni yurttaysan mesela kapilarina gitmekten cekinme. eger karsidaki müsaitse ve ikinizde de kafadan bir sorun yoksa, kimse hayir demez. msn, facebook filan da faydali seyler bu konuda tabi.

en önemlisi sana teklif götüren insanlari iyi bir sebebin yoksa asla geri cevirme. her firsati degerlendir. önceden önyargili oldugum kisiler, daha fazla taniyinca bircok eski arkadasimdan daha saglam cikti (simdi "hani arkadasim yok diyordun, bizi mi yiyorsun ibis" dersen baska sehire,baska ülkeye gitmek yok ediyor iste o arkadasliklari senin de tecrübe ettigin gibi :). hep olacak birsey degil bu, ama bu isler sayi oyunu biraz. ama iste dedigim gibi yalniz yasiyorsan yalnizlik olacak bir yerde her zaman.
0
fspades
(10.05.09)
(5)

entry no

sanal uyku
kaç kere "sözlükteki bug'lar"a da yazan oldu, isteklere de yazan oldu. firefox'ta entry numarasına tıkladığımızda (login olmuş durumdayken) sadece entry numarası geliyor, adresin tümü gelmiyor. neden böyle yapıldı? hem adres hem entry no olsa daha iyi olmaz mı? millete link atana kadar canım çıkıyor
kaç kere "sözlükteki bug'lar"a da yazan oldu, isteklere de yazan oldu. firefox'ta entry numarasına tıkladığımızda (login olmuş durumdayken) sadece entry numarası geliyor, adresin tümü gelmiyor. neden böyle yapıldı? hem adres hem entry no olsa daha iyi olmaz mı? millete link atana kadar canım çıkıyor ya.
0
sanal uyku
(10.05.09)
o tamamen feature oldu sanırım. yani böyle kullanıcaz. niye böyle bir şeye geçildi bilemiyorum, herhangi bir açıklama da gelmedi. ama gayet kötü bence. feeling the blanks sözlük yenilikleriyle ilgili bir şey demişti, o buraya çok uyuyor;

"web sitesi dediğin kullanıcı dostu olmalı. kullanıcı niye kendini web sitesine göre ayarlasın ki?"

gibi bir şeydi.

bu arada login olmadan tıkladığında ise eskisi gibi link geliyor. eğer sadece id no gelmesi çok uyuzuna gidiyorsa logout olup link verebilirsin.
0
deckard
(10.05.09)
onu yapana kadar entry numarasını alıp, sozluk.sourtimes.org kısmının sonuna yerleştirmek daha rahat çıkış yapana kadar ama bu şekilde olması çok saçma.
0
🌸sanal uyku
(10.05.09)
hazır konu açılmışken sorayım ben de:
opera'da ise hiçbir şey gelmiyor. duurm bende mi sadece böyle? çözüm nedir
0
disease
(10.05.09)
@disease: hayir operada öyle. numarayi sözlük icin olusturdugum bara c/p ediyorum ben.
0
fspades
(10.05.09)
iyi olmadı bence de o olay. ama sanırım ispiyon yaparken daha önce yazılmış bu sebebinde entry numarasını kolayca eklemek için oldu o. çok feci salladım.
şöyle bir çözüm ürettim ben: ekşifink var, onu kullan. ekşifink sayfasında "kaydet" ile aldığın entrylerin linki entrynin üstünde çıkıyor. link olarak göndermeye değer bulduğum entryi zaten oraya da almış oluyorum, kolayıma geliyor dolayısıyla. sana uyar mı bilmem.
0
electropie
(10.05.09)
(2)

torrenti anlayamama..

mavi karanlik
Ben bu işi anlayamıyorum efendim. Şöyle ki, utorrent yükledim, demonoid davetiyemi kaptım üye de oldum. Şimdi nasıl indireceğim ben filmi? Sözlükten okudum ama karmaşık geldi, bunun basit bir yolu yok mudur acaba?
Ben bu işi anlayamıyorum efendim. Şöyle ki, utorrent yükledim, demonoid davetiyemi kaptım üye de oldum. Şimdi nasıl indireceğim ben filmi? Sözlükten okudum ama karmaşık geldi, bunun basit bir yolu yok mudur acaba?
0
mavi karanlik
(08.05.09)
demonoid, mininova. thepiratebay gibi sitelerden birkac kblik .torrent dosyasi indirirsin. bu dosyayi utorrent ile calistirman gerekir.
0
fspades
(08.05.09)
bir baska adim adim anlatim;

- utorrent'i aciyoruz.
- secenekler > tercihlere giriyoruz.
- Turkce ise Genel Ingilizce ise General sekmesine geliyoruz
- .torrent dosyalari ile iliskilendire tikliyoruz.

- torrent trackerina giriyoruz (www.thetorrentbay.org'a ornegin)
- aradigimiz filmin adini yaziyoruz (doubt 2008 -yiliyla girince daha kolay bulunur)
- cikan sonuclarin ust kosesinde bulunan IS kismina tikliyoruz (siralamayi es/kaynak sayisina gore yaptik)
- Doubt[2008]DvDrip[Eng]-FXG isminin uzerine tikliyoruz.
- yesil sekilde yazan bu torrenti indir'e tikliyoruz.
- indirdikten sonra baslat'a tikliyoruz (firefox'da cift tikliyoruz)
- karsimiza cikan utorrent penceresinde torrent'i baslat'in tikli olduguna emin olup tamam diyoruz.
- dosya inmeye basliyor.

sayet asagida kirmizi/turuncu karisimi bir ok varsa (yesil degilse) o vakit bir de port aciyoruz.

bunun icin ise www.portforward.com
0
entrapmen
(08.05.09)
(19)

alkolik mi oluyorum?

kurtulan adam
işten dönünce 1-2 bira içmek adetim olmaya başladı.açıkçası biraz çekinmeye başladım.hergün 1-2 bira içmek normal midir?
işten dönünce 1-2 bira içmek adetim olmaya başladı.açıkçası biraz çekinmeye başladım.hergün 1-2 bira içmek normal midir?
0
kurtulan adam
(07.05.09)
yaklaşık 10 yıldır hergün en az 6 lı paketlerden içiyorum henüz ölmedim kıçımdan kabakta çıkmadı :)(bkz: anüsteki kabak)
0
soktumbey
(07.05.09)
yok yahu, 1-2 biradan neyin alkolikliği...
0
mortifera
(07.05.09)
alkolik olunmaz da göbeğe dikkat.
0
kibritsuyu
(07.05.09)
uzun vadede ciddi kilo artışına sebep olacaktır.
0
rachel
(07.05.09)
alkolik olunması için 1 bira 2 bira fark etmez kanımca. düzenli bir şekilde içiyorsanız, canınız istiyorsa alkoliksiniz. ha soru "bu yaptığım kötü bir şey mi?" ise o zaman da ne alaka 2 biranın nesi kötü olabilir ki derim.
0
tai
(07.05.09)
"düzenli bir şekilde içiyorsanız, canınız istiyorsa alkoliksiniz"

Bu cok ama cok yanlis bir onerme. Alkolizm kisinin kendisine ve cevresine cok zararli bir hastaliktir ve bundan cok daha ciddiye alinmasi gerekir.

Kurtulan adam, her gun 1-2 bira icmek genelde alkolizm sayilmaz. Ama normalde de sadece ne kadar ve ne siklikta ictigine bakilmiyor, baska kriterler de var. Eger cok ictiginden rahatsiz oluyorsan daha az icmeye karar ver ve kararini uygula.

Ingilizce biliyorsan web'de cok fazla kaynak var alkolizmle alakali. Hatta basit "alkolik miyim?" testleri bulup onlari da yapabilirsin.
0
wpi
(07.05.09)
"Nefes alma Efes al."

aynen devam ;)
0
punkertifo
(07.05.09)
abi aynen devam da şu anda düşündüğüm tek şey eve gidip o 1-2 birayı içmek.rahatlatıyor beni.
0
🌸kurtulan adam
(07.05.09)
ben ve bir kaç arkadaşım her gün işten- okuldan vs çıkınca nargileye gider 1-2 saat nargile içer öyle eve giderdik. Şimdi arkadaşlarımdan biri yeter nargile içtiğim diyip her gün bu sefer arkadaşlarıyla teachers pub'da takılmaya başladılar. hiç bir alkolik durumu da yok.

ben şöyle söyleyeyim zaten. işten çıkıp eve direkt gitmek iyi değil, şöyle 1 saat en az kafayı dağıtacak birşey yapın.
0
darknum
(07.05.09)
alkolik olunacağını sanmıyorum.hani bir aksam içersin ertesi gun gormek istemezsin. gerçek anlamda alkolik insanların gece içip içip ertesi gun daha oglen olmadan aradıklarını duymuştum.
ama karacigerine yazık değil mi. her ne kadar kendi kendini yenileyen bir organ olsa da cok da yuklenmemek gerek.hem durduk yere kilo.
işten sonra insanın canı cok sıkılmış oluyor ve rahatlıyacak birsey arıyor. ben derim ki sevdiginiz birseyle ama sagliga dokunmayan birseyle ugrasin.kafanız dağılsın ha.
0
berrak sudaki kırmızı balık
(07.05.09)
alkolizm diyebilmek için bir sürü kriter gerekiyor olabilir, durum o tanıma girmiyor olabilir dert değil. zaten görünen o ki alkolün kendisine değil, o rutine bağlanmışsın, alışkanlık olmuş. ama içinde bulunduğun durum can sıkıcı bir durum. alkol olmasın mesela kahve olsun, download seyretmek olsun. bunlar gün içersinde sürekli aklına geliyor da ancak bunlara kavuştuğunda oh be dünya varmış diyorsan sık sık, problem budur, "bağımlı"sındır. hele bir de bırakmak isteyip bir türlü bırakamıyorsan sorun büyümüş demektir.

bırakmak istemiyorsan ama hiç bir sakıncası yok bence 1-2 biranın. çeşitlendir derim ben naçizane. her gün bira mı içilir? şarap var, viski var, o var bu var.
0
mojosnik
(07.05.09)
bağımlıysanız alkoliksiniz, bence.
0
aithra
(07.05.09)
şimdilik gayet normal durumdasın bence, hani akşamcı diye tabir edilen...
yalnız o 1-2 bira 3 oluyo bi zaman sonra, sonra 4, 5, 6,...

mesela ben bu aralar 8-10 arasında gidip gelmekteyim :)

ve evet, sen alkolik diilsin (henüz), ama ben öyleyim...
0
uyuzcan
(07.05.09)
sigara bağımlılığı da günde bir-iki taneyle başlıyor. önceleri çok canın istemese de içiyorsun, sonra bir bakmışsın canın istiyor. şimdi günde bir paket içiyorum. allah bilir ileride kaç paket olacak.

her gün içmemenizi öneririm. eğer içmemek için kendinizi zorlamak zorunda kalıyorsanız belki de alkolik olma yolunda ilerlemektesinizdir.
0
cro magnon
(07.05.09)
Yalniz basina mi iciyorsun?

Is cikisi dostlarla icilen bir-iki birayla eve gidip yalniz basina icilen arasinda cok fark var, bu ayrimi gozetmelisin.

Su anda gunluk iki bira seni rahatlatmaya yetiyor olabilir. Fakat kisa bir sure sonra bu miktar yetersiz gelecek. Farkli alternatifler arayacaksin. Once saraba gececeksin, oradan votkaya kanyaga vs...

Seni anlayabiliyorum, benim de canim sıkkın oldugu donemlerde icmeden uyuyamadigim zamanlar oldu. Fakat her defasinda icme periyodlarini seyrelttim. Ipin ucunu kacirirsan alkolik olursun.

(bkz: alkolizme giris)
0
msb
(07.05.09)
en önemli kriterlerden biri yalnız içmekmiş. psikiyatristim öyle söylemişti. ne kadar seyreltirsen o kadar iyi. bir de o anı beklediğini ve içince de rahatladığını söylemişsin. bence ciddiye alman gereken bir durumla karşı karşıyasın. ne kadar içtiğinin bir önemi yok. ya hemen vazgeç ya da baktın olmuyor profesyonel yardım al. ama acele etmeni öneririm.
psikiyatristle bu konuşmayı yaptığım dönemde her akşam en az bir bira içiyordum. yalnız içiyordum. ve bunları duyunca çok korkup o gün bıraktım. en önemlisi yalnızken rahatlamak, uykuya dalabilmek için vs içmemeye dikkat etmekmiş. sosyal ortamda ya da arkadaşlarla vs içmenin sakıncası olmayacağını söylemişti bana.
lütfen önemse bu durumu.
0
Omayra
(07.05.09)
alkoliklik, alkol problem olmaya basladigi an baslar. yani eger düzenli alkol alimin sagligina ciddi bir sekilde zarar vermeye basliyor, sevdiklerinle arani aciyor ve hayat düzenini bozuyorsa o zaman alkoliksin. yalniz günde 2 birayla bunun olmasi fiziken imkansiz :). takil kafana göre.
0
fspades
(07.05.09)
ben de feci stresli bir sektörde çalıştığım için aynısını yapıyordum iş dönüşü. bazen rakam artıyordu da. evde yalnız içmenin de, iş arkadaşlarıyla, sevgiliyle, dostlarla içmenin de keyfi başkadır bana göre.

şimdi bir süredir çalışmıyorum, haftada bire fiksledim üniversitedeyken olduğu gibi. ha, para olsa her gün bir dörtlü efes götürürüm o ayrı :)

iki 50lik bira yaklaşık 500 kalori bildiğim kadarıyla, yanında cips, çerez, vb. de tırtıklıyorsan bunlar sana döt göbek olarak geri dönüyor o kesin ama...

özetle: normaldir. zevk meselesi.
0
tarantinoesque
(07.05.09)
alkolik olmayabilirsiniz ama risk altında olabilirsiniz.
şu entrynin en altında riskin nasıl hesaplanacağı yazıyo
sozluk.sourtimes.org
0
hayali arkadaş
(08.05.09)
(6)

Türkiye'de cosplay?

portik
cosplay olsun maskeli balo olsun bu tip atraksiyonların ülkemizde yapılanları neden bi sakil oluyor, bi başarısız oluyor? neden neden neden?
cosplay olsun maskeli balo olsun bu tip atraksiyonların ülkemizde yapılanları neden bi sakil oluyor, bi başarısız oluyor? neden neden neden?
0
portik
(05.05.09)
Bize tayt yakışmıyor.
0
sheba and the albino girls
(05.05.09)
anime&manga cosplayleri için konuşursam asyalılar dışında cosplay olayını kıvırabilen görmedim.
0
merry shelly
(05.05.09)
asyalılar dışında dünyada fink atıyor brezilyalılar olsun amerikalılar olsun, hatta avrupalılar olsun. türkiye de emo kavramı girmiş bir kere. cosplay ın olması için anime manga fanlarının deli gibi coşması lazım. tv lerin yayınları bu konuda yetersiz. v.s v.s
0
radikalherif
(05.05.09)
öncelikle tasarımın gündelik hayatın içinde kanlı canlı kendini göstermesi gerekiyor.bu da kültürle ilintili bir mesel...
o kadar kostüm,aksesuar için küçük çaplı bir prodüksiyon gerekiyor. tanıdığım tüm tiyatro sahne/kostüm tasarımcılarının (bkz: sahne tasarımcısı) ilgisini çeker bu konu fakat genelde okulda yapılan öğrenci işi denemelerde kalıyor bunlar .
0
ukde
(05.05.09)
Cosplay yapılması için anime ve manganın ülkede yaygın olması lazım. Orjinal dvd ve cilt cilt mangalar satılacak, ondan sonra da bunun distribütörleri Anime Convention düzenleyecek. Bırak anime-mangayı, Danimarka'da baharın gelişini kutlamak için Sakura Festival düzenlenmiş, kimonosunu çekip gelenler olmuş.

Konu yine geyiğe bağlanacak ama Türkiye'de cosplay olması için refahın artması lazım. İnsanların daha fazla kazanıp hobilere yönelmesi ve hobilerine harcama yapması gerekir. O zaman işte birileri çıkıp anime fuarı düzenler ve reklamı yapılır, böylece herkesin haberi olur. Ben de dragonslayer'ım ile teşrif ederim.
0
hiko seijuro
(05.05.09)
cosplay degil ama larp yapilirdi bazen.
0
fspades
(05.05.09)
(6)

FRP nedir ? Nasıl Oynanır ?

HaNeDaN
Arkadaşlar ben bu Frp yi anlayamadım. Nedir bu tam olarak ? Oyunsa nasıl oynanır ? Bi anneye anlatır gibi anlatıver bana zahmet olacak. ?
Arkadaşlar ben bu Frp yi anlayamadım. Nedir bu tam olarak ? Oyunsa nasıl oynanır ? Bi anneye anlatır gibi anlatıver bana zahmet olacak. ?
0
HaNeDaN
(03.05.09)
frp basit olarak, başka biri gibi davranma oyunudur. kendine bir karakter yaratırsın, özelliklerini belirlersin, olaylara onun gözünden bakarsın, sen değil yaratımım nasıl davaranırdı diye düşünür öyle davranırsın. benimsediğin kişi olursun, bir grupla rp yaptıkça zevk alırsın. günlük stresten uzaklaşıp eğlendiğin bişiy yapmış olursun.

genellikle önceden standartları belirlenmiş kurallara göre oynanır. d&d gibi.

fazlaca bilgiyi google ve sözlükteki başlıklardan bulabilirsin.
0
schimsonique chaiselongue
(03.05.09)
monopoly gibi bir oyundur. bu kadar basite indirgediğime bakma. ama yıl olmuş 2009, hala oynayan var mı bilmem, ya da biz büyüdük ondan böyle hafife aldım. onun yerine pc'de bir crpg oyna. ya da büyük bir şehirde isen tecrübeli birilerini bul, örnek bir oyun izle, oyna. biz buradan ne kadar anlatsak boş.

neyse kıyamadım gene de anlatayım:
bir tane oyun yöneticisi olur. o, oyunculara hikayeyi anlatır, oyuncular da hikayeye göre nasıl davranacaklarını seçerler, bulmacaları çözmeye çalışır, yaratıklarla savaşırlar, vs. tiyatro oyuncusu gibi davranırlar. tabi örneğin bir yaratıkla dövüşürken kimin kimi dövdüğünü belirlemek için bazı kurallar (kural kitapları) vardır ve zar atma gibi çeşitli durumlar olur. böyle böyle ilerler oyun.
0
electropie
(03.05.09)
schimsonique ve electropie'nin dedigi gibi... ayrica oyunda kazanan veya kaybeden yoktur. oyuncularin yarattigi kahramanlar hikayeden hikayeye, maceradan maceraya atlarlar.

yalniz electropie'nin dediginin aksine frp oyunlarini oynayanlar var hala. sadece kenarda kalmis bir hobi(zaten her zaman öyleydi). bir cok üniversitenin frp klübü oluyor. bir de bunlarin düzenledigi convention adinda birkac gün icerisinde birkac oyunun döndügü büyük toplantilar olur. metucon, con/an gibi. böyle organizasyonlara katilirsan yeni gelenlere yardimci olurlar genelde.

bunun disinda oyunu ögreten ve kural sistemleri veren bir takim kitaplar(oyunlar) vardir. fantazya, bilimkurgu, korku, superkahraman; aklina ne geliyorsa cesit cesit oyun var. en bilineni tabi ki dungeons and dragons. bunun disinda world of darkness, exalted, call of cthulhu, star wars, mutant and masterminds diger popüler oyunlar. bunlarin kitaplarini bazi hobi dükkanlarinda ya da amazon gibi sitelerde bulabilirsin. ancak frp oynamak icin illa ki sart degiller.

birkac site:
www.frpnet.net
www.frptr.org
www.rpg.net (yabanci)
0
fspades
(03.05.09)
white wolf var oyun şirketi, onlar mesela "hani çocukken kovboyculuk falan oynardık ya, onun gibi işte, ama konu farklı" gibi bir açıklama getiriyor. rol yapma oyunları, "-mış gibi yapma oyunları" gibi açıklayabiliyoruz konuyu aslında.

yıl 2009 oldu evet ve neredeyse bütün üniversitelerde bkft'ler (bilimkurgu ve fantazi topluluğu) var, herkes sürekli convention (oyun günleri diyeyim) düzenleyip duruyor. ankara'da odtü bkft var, daha 23 nisan'da metucon yaptık :) istanbul'da bir sürü insan var. izmir'de kule sakinleri var mesela, üniversite topluluğu değildir ama çok güzel insanlardır gerçekten, öneririm.

oyunlarda karakterlerin içinde yaşadığı bir dünya vardır, setting deniyor jargonda, "gerçek dünya"nın aynısı da olabilir, tamamen farklı bir dünya da olabilir, yahut mesela birçok oyunda olduğu üzere "bizim dünyamız gibi ama biraz farklı" olabilir - örneğin, world of darkness vardır "bizim dünyamızın aynısı"dır ama vampirler, büyücüler, periler, kurtadamlar bilumum doğaüstü yaratık da gerçektir ve dünyanın parçasıdır. yahut little fears diye bir oyun var (ki dünyanın en eğlenceli oyunlarından biridir) küçük çocukları oynuyorsun oyunda ve işte böyle "çocukluk korkuları aslında çok da gerçekmiş" gibi bir teması var.

ikinci önemli şey sistem, bunu da şöyle açıklamaya çalışayım: "senin" mesela yapabileceğin şeyleri kısıtlayan doğa kanunları vardır, işte atıyorum bir sandalyeyi kaldırıp fırlatabilirsin belki ama bir binanın tepesine zıplayamazsın vs. bu doğa kanunlarını simüle eden kurallar bütününe sistem deniyor. "şunları şunları yapabilme ihtimalin var, sınırlar bunlar, eğer bunu yaparsan minimum şu şekilde ve maksimum şu şekilde yapabilirsin" der. neler yapabileceğini, ne kadar yapabileceğini, nasıl yapabileceğini ve hangi koşullar altında yapabileceğini belirleyen kurallar bunlar.

standart durumda ortamda oyuncular ve bir adet oyun yöneticisi oluyor. karakter "sen"sin artık, oyun esnasında kendin gibi değil o karakter gibi davranıyorsun. oyun yöneticisi mefhumu mühim, kendisi karakterin kendi iradesi dışında olan herşeyden sorumlu. mesela karakterin bir odaya girmeye karar verebilir, kapıyı açabilirse girer, ama odanın içinde ne olduğu onun iradesi dışındadır onu da oyun yöneticisi belirler. burda gerçek hayattan düşünebiliriz, gerçek hayat esnasında senin belirleyebildiğin herşeyi oyunda da karakterin için sen belirlersin, ama işte mesela bir odanın içinde ne olacağını belirleyemediğin gibi bir insana atıyorum yumruk atarsan ne olacağını da sen belirleyemezsin, bunu da oyun yöneticisi idare eder. oyuncuların karşılaştıkları insanları da oyun yöneticisi canlandırır, yine irade hadisesi. ben istediğim kadar konuşayım edeyim karşımdaki insanın ne yapacağını/ne diyeceğini kontrol edemem gibi gibi.

teknik olarak kabaca böyle. ferepe dediğimiz arkadaş genel olarak "hikaye anlatmaca"dır, birden çok kişi birlikte bir hikaye oluşturur. emprovize tiyatro gibi düşünebilirsin, sadece bir şey yapmak istediğinde kalkıp yapmazsın da "yapıyorum" dersin. tabi bu masaüstü ferepe, bi de live action role playing diye bir nane var (larp denir kısaca) o tam şenlik,kostüm mostüm giyer yapmak istediğin şeyi kalkar yaparsın falan. eğlenceli işler bunlar.
0
myriamonde
(03.05.09)
ayrıca, bir yerlerde manyağın biri aklına gelebilecek her şeyin de oyununu yapmış oluyor genelde. bunnies and burrows diye bir oyun var, tavşan oynuyosun böyle. bildiğin tavşan. işin güzel yanı çok da derinikli karakterler yaratılabilen, şahane eğlenceli falan bir oyun. cats var mesela, kedi oynuyorsun, ve o dünyada kediler dünyadaki kötücül yaratıkları görebiliyor ve işte insanları koruyor o yaratıklardan falan. çok eğlenceli şeyler bunlar. ayrıca ne bileyim harry potter oyunu da var, battlestar galactica da var, doctor who da var. var oğlu var. gerçekten her türlü saçma sapan şeyi birileri yapmış.
0
myriamonde
(03.05.09)
benim zamanında arkadaşların ısrarları sonucu pokemon oynatmışlığım bile var. ters birşey mi yaptılar koydum poki topuna hepsine. belli kuralları var tabi oyunların, white wolf'un ayrı, forgotten realms'in ayrı. ama herşey senin hayal gücünle sınırlı. kurallar aslında sadce yol göstermek için. istediğin şekilde eğip bükmek sana kalmış.
0
ayiadam
(03.05.09)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.