Giriş
(27)

Evlilik?

Fearless
şimdi efendiler/hanfendilerbelirli süreli bir ilişki mevcut,taraflar birbirlerini çok sevmekte,herşey süper bir sekilde devam etmektedir.erkek tarafı (ki ben oluyorum bu taraf) evlilik konusuna oldum olası sıcak bakmamakta birlikte yaşam konusunu düşünmektedir. bayan tarafıda en azından bir nikah ya
şimdi efendiler/hanfendiler

belirli süreli bir ilişki mevcut,taraflar birbirlerini çok sevmekte,herşey süper bir sekilde devam etmektedir.
erkek tarafı (ki ben oluyorum bu taraf) evlilik konusuna oldum olası sıcak bakmamakta birlikte yaşam konusunu düşünmektedir. bayan tarafıda en azından bir nikah yapılması konusunda ısrarcıdır (baya bir ısrarcı). karşılıklı düşünceler paylaşılır. ve net bir gorus farkı oldugu ortaya çıkar. ne yapılmalı sizce?. benim çekincem sadece evlilik surecinin igrenc , insanları ve iliskileri yıpratan bir surec olması ve hicbirsekilde bole bir surec ıcınde bulunmak ıstememem.

seviyorsan katlanacaksın demiyelim lütfen :). terapiye felan gitsem üstesinden gelebilirmiyim bu işin ? yada hatunu kandırmanın bir yolu var mıdır (hiç sanmıyorum ama:)
0
Fearless
(15.01.09)
böyle takılın ya evlenip de napıcaksınız. evlilik süreci değil evliliğin bütünü iğrençtir bence. kızlardaki şu evlilik merakını da oldum olası anlamadım zaten
0
yazbitmesinsipidikterlikdolabagirmesin
(15.01.09)
benim fikrim evlenmenizden yana, sebep ise evlilik yıkıcı olabildiği kadar yapıcıda olabilmektedir. babamıza bile güvenmemizin zor olduğu bir dönemde kişilerin kendi haklarını güvenceye alan, ilişkilerde eşitliği sağlayan bir kurum evlilik. gerek mal paylaşımı olsun, gerek birbirinizin üzerinde haklarınız olsun, evlilik en güzel çözüm. düşünsenize evlenmediğiniz zaman kafasına esen bırakıp gider, diğer taraf ortada kalır(olmaz olmaz dememek gerek, gerçekçi olalım iki tarafında böyle birşey yapma ihtimali var). evlilikte en azından bir anlaşma vardır, boşanma sürecine girildiği zaman iki tarafda ayağını bu duruma göre denk alabilir.
0
metalon
(15.01.09)
hiçbir zaman evlenmeyi aklımın ucundan geçirmedim(ki yaşım daha 18 fakat hayatta evlenmem) çünkü ömür boyu bir kızın nazını,sazını çekmekle uğraşmak bana abes gelir elbetteki farklı görüşler olacaktır ama hayatı barney stinson gibi yaşayın derim.
0
madrigal
(15.01.09)
karsi tarafin evlenmek istemesinin nedenleri neler ve buna cevaplari senin icin anlasilir mi? bu onemli bir nokta. sayet sen de evlenmek istiyorsan ve tek cekincen o donemki tantanalarsa bence sorun yok, o zaman ikiniz de ortak paydada bulusun ve kimseye soylemeden evlenin. ikinizin de istedigi olmus olur.
tantanasi gerekcesi disinda da, evlenmek istemiyor olabilirsin, bu cok dogal ve tedavi edilmesi gereken birsey degil kanimca. kimi inssan boyle seviyor, olur yani.
0
pyro clustic flow
(15.01.09)
Nikah yapıp aynı evde yaşamakla, yapmadan aynı evde yaşamak arasında herhangi bir fark yok, burada nikahtan kastım belediyeye gidip bir adet de bordo evlilik cüzdanı alınması. Ha eğer nikahtan kasıt, düğün dernek ailelerin işin içine girmesi ise, o zaman tabii ki beklentiler sorumluluklar sosyal çevre vb. değişiyor ve siz bunlara ayak uyduramayacağınızı düşünüyorsanız orası ayrı.
0
sui
(15.01.09)
belirli süreli bir ilişkide (misal 2 yılı aşkın), her şey güzel gidiyorsa, güveniliyorsa, seviliyorsa, sayılıyorsa evlilikten çekinecek bir sebep göremiyorum. karşındaki insanı seviyorsan bu sürecin daha eğlenceli ve mutluluk verici olduğunu düşünüyorum.

zaten aynı evde yaşamanın, hayatın olağan sorumluluklarını beraber yüklenmenizin ilişkinizi yıpratacağını düşünüyorsanız, ilişkinizi tekrar gözden geçirmenizi tavsiye ederim. belki sandığınız kadar mükemmel değildir "ilişki".
0
trista
(15.01.09)
evlenin ama dugun yapmayin.
0
ermanen
(15.01.09)
ha evet bi de düğün konusu var. ben düğün nikah gelinlik damat yeni ev eşyası alma ıvır zıvır konularından hoşlanmıyorum dersen anlarım. ama öteki türlü çekinmenizde bir sebep göremiyorum gerçekten.
0
trista
(15.01.09)
Bende o yollardan geçtim,aynen anlattığın gibi 2 sene beraber olduk bizimki tutturdu evlilik diye. Başta biraz direndikten sonra etraftaki eş dostun evlenin siz tavsiyelerine uyarak evlendik.15 sene oldu,şu anda 2 çocuğumuz var. BEYNİMİ SİKEYİM!!!!
0
hasanikisalakosmandört
(15.01.09)
ayrılın hocam, bi kadın evlilikten bahis acmıssa evlenmeden durmaz.
0
bryan fury
(15.01.09)
ahahahah hasanikisalakosmandört'e gülmek için login oldum üşenmeden ya :p


"taraflar birbirlerini çok sevmekte" ise, evleniniz, sünnet olmaktan daha fazla acı verecek bir şey değil. (hem evleniş anında, hem de evlendikten sonra) hele bir de askere gidip geldiyseniz, oh, onu da atlatmayı başardıysanız yani; tamamdır, evlilik çok kolay gelir. siz ki neler gördünüz efendim bir evlilik mi hayatınızı alt üst edecek. yapıverirsiniz bir nikah(sade olacak, şekerli ama), ondan sonra zaten yoluna girer işler. hem hanımefendinin gönlü olsun, hem de siz bir korkunuzdan(evlilik) kurtulun artık, aaa, kocaman adam oldunuz.

sevgiler. (şekerler sade olsun)
0
oldu görüşürüz
(15.01.09)
öncelikle cevaplarınız için teşekkürler;

bazı noktalara acıklık getirmek adına;

sonucta onunla birlikte yaşamak fikri benimde hoşuma gidiyor, ancak o nikah olmadan böyle birşeyin asla olamıyacağını (aile nedeni ile) dile getiriyor. ben ise öle kız istemedir, nikahtır (düğün zaten öldürsen kabul etmem de) damatlıktır, gelinliktir şekerdir, işyerindekilere davetiye vermektir o dönemdeki aile uyelerının kaprisini cekmektir, gergin olacak sevdiceği idare etmektir, hiç görmediğim uzak akrabalar ile muhatap olmaktır vs vs işlerinden azcık tırsıyorum. sakin bir yapım var ve evet kabul ederim asosyalim. nikah sonucta yalnızca sizin değil ailelerin de evlenmesine neden oluyor. onun annesi senin annen ablalar halalar eltiler görümceler kayınlar kuzenler emmiler vs vs bi dolu gereksiz ilave insan işte :)

ayrıca bir ömür boyu bir insanla bir hayatı paylaşma fikri beni azcık korkutuyor, belki de asıl korkutan başarısız olma ihtimali. ama bir yandan da yaşımız geçiyor(28), bu gune kadar hep onun sapı bunun copu diye acaba acaba diyerek dusunerek geçti, bazende biraz fazla düşündüğümü hissediyorum. yani en kotu ihtimalle yurumezse ayrılırız ucunda ölüm yok ya dıye kendımı teselli ediyorum. bilemiyorum işte kafam karışık anlayacağınız :), her türlü fikre açığım :)
0
🌸Fearless
(15.01.09)
evlilik'e doğru meylederseniz öyle ya da böyle "olmazsa bir gün ayrılırız zaten, oh, mis, hadi evlenelim" anlamına gelecek bir şey söylemeyin de kız arkadaşınıza. yürütemezseniz yine ayrılma hakkınız köşede dursun. baştan söylerseniz "bak ama istediğim zaman boşanırım hıı!" gibi olabilir. o da kötü bir şey. yani dile getirilmesi kötü. yoksa fikir mantıklı, rahatlatıcı.
0
oldu görüşürüz
(15.01.09)
O zaman bi anlaşma yapın sevdicekle. Diyin, bak sevgilim ben öyle evlenince akraba görüşmeleri istemem (ki ben de dedim bunu eş adayıma), öyle gelinlik damatlık oyuncaklarını sevmem, anneni her dakika evimde istemem, gel paşa paşa sade bir şekilde imzalarımızı atalım mis gibi geçinip gidelim...

Mesela benim de evlilikte hoşlanmadığım noktalar bunlar. Özellikle amca dayı elti yenge enişte ıvır zıvır bir ton insan eğer çift araya mesafeyi koyarsa giremez sanki. Tavrı koymak lazım.
0
trista
(15.01.09)
"Bİ BAKALIM OLMAZSA AYRILIRIZ" Bu lafı bende çok söylüyodum zamanında. O iş öyle söylendiği gibi kolay değil canım. Bekara karı boşamak kolay tabii...
0
hasanikisalakosmandört
(15.01.09)
birlikte yaşamayı göze alıyorsanız aradaki imza farkı korkulacak bişey değil. evet evlenince aileler de işe dahil oluyor ama az çok tanıyorsunuzdur birbirinizin ailesini ya da fikriniz vardır. uyumlu olup olmayacağını bilirsiniz. belki çok seveceğiniz insanlarla tanışacaksınız? bence korkulacak bişey değil. hem birlikte yaşama durumunda aile baskısı vs daha fazla gerecektir muhtemelen. evlenmeden çocuk konusunu konuşmayı unutmayın. sonra kimse diğerine sürpriz yapmasın :)
ve akrabaların müdahil olması sizin tavrınıza bağlı. her ikiniz de yetişkin gibi davranır onları eskilerin deyimiyle "kapının dışında" tutmayı başarırsanız sıkıntı yaşamazsınız. eve almayın demiyorum aman ha.
0
Omayra
(15.01.09)
öncelikle bazı şeylerin ayırdına varın.evliliği istemeyişiniz ,evlilik müessesesine inanmamanızdan mı yoksa evlilik sürecine girdiğinizde başınıza gelecek prosedürlerin sıkıcılığından mı? zira bu ikisi faklı şeyler.eğer evlilik olayının kendisine mantıksal olarak itirazınız varsa bunu sevdiceğinizle konuşup ona izah edin olmuyorsa ayrılın.ama bence sizin derdiniz bu değil.çünkü bu şekilde düşünen birisi evlilik beni azıcık korkutuyor,yaşımız da geçiyor,acaba evlenirsem başarısız olurmuyum gibi şeyleri kendine dert etmez(misal ben).sizinki evlenme sürecinde ve evlendikten sonra almanız beklenen sorumluluklardan korkma durumu.lakin görünen o ki aslında siz evlenmek istiyorsunuz.örneğin bütün bu evlenme öncesi tantanasının olmayacağını size garanti etsek evlenmeyi kabul edersiniz gibi geliyor.cevap evet ise o zaman sırf sorumluluklardan kaçmak için evlenmemek sizi ilerde pişman eder.ki bu durumda bu sorumluluğu elbet almak zorunda kalacaksınız.
0
sarap dumani
(15.01.09)
düğün nedir ya ? aile arasında yapın bi nikah çat çıkın balayına.
0
fuskiyenin oglu
(16.01.09)
hazır olmadığın açıkça ortada iken kendini de, onu da, insanları da yorma.
0
can see
(16.01.09)
insan sadece kendini sever abi.
-ama ben onu cok seviyorum. yalan!
0
ne nicki be
(16.01.09)
hayatının geri kalananının nasıl devam etmesini istediğinle ilgili bir durum. evlilik aşkı öldürür mü falan filan bilmem ne ama zaten evlilik hayatı rayına koymakla ilgili (ekonomik politik eleştirilerini başka zaman inceleriz)... evlilikte aşk nadiren vardır herhalde, ama sevgi-dayanışma-yalnız ölmeme isteği... vs

neyse anlamsız oluyor, burada bitireyim.
0
disappointment is a feather in your cap
(16.01.09)
arkadaşım, evlilikte iki ihtimal vardır ya mutlu olursun, ya da olmazsın iki ucu boklu değnek. ya evlenirsin pişman olursun, ya da ayrılırsın "lan yoksa..." diye kalır aklında. eğer tek çekincen kız isteme, düğün-dernek işleri ise korkma, hayatında 1 kere yapacaksın(tekrar evlenmeyeceksen eğer :) ) olacak bitecek, sünnet gibi, sünnettende korkardık :D. neyse söylemek istediğim evlenin bi deneyin(2 yıl çocuk yapmayın mesela, 2 yıl sonunda mutluysanız hala, o zaman çocuk düşünürsünüz) mutlu olmazsanız boşanırsınız, hayatınızda kazandığınız bi deneyim olarak kalır elinizde.
0
metalon
(16.01.09)
hasanikisalakosmandört' e güldüğüm kadar gülmedim uzun zamandır hiçbirşeye. BEYNİMİ SİKEYİM.
0
indeed
(16.01.09)
cevap verenler arasında evli olan var mı bilmiyorum ama 8 yıl flört ettiği biriyle 6 yıldır evli olan biri olarak sizin yaşınız evlilik için henüz erken (28),bi kere otuzu devirmeniz lazım,aynı kişiyle hayat sıkıcı evet bu doğru,ilk yıllar mutluluktan uçarken sonra iş biraz monotonlaşır, kimi insan sıkılır kimi insan sıkılmaz bu durumdan, evlilikte asıl eşik çocuk sahibi olmaktır, çocuk bir çok evlilik için büyük bir sınavdır, burada asıl sorun tüm herşeyi bir kenara bırakırsak siz istemiyorsunuz,istemediğiniz birşeyi yapmayın,o korktuğunuz düğün,akraba filan işin en kolay atlatılacak tarafları, önemli olan evlenmek istemek, bunu isteyene kadar bekleyin derim, kadınlar ısrar eder evet çünkü toplum kadına evliliği bir görev gibi sunar,evlenen görevi başarır, statü sahibi olur,evlenemeyen ise kız kurusu olur,evlenmeyen erkeklere takılmış bir isim yoktur mesela,sevgiliniz sizi anlayışla karşılamalı bence .
0
elbar
(16.01.09)
bir sürü şey yazdım, toparlayamadım. sildim hepsini, özet geçiyorum:
istemediğiniz bir şeyi yapmayın. bunun adı fedakarlık değil hatunun sizi kandırmasıdır. ve bence evlilik kötü bir alışkanlıktır.[epik bitiriş=)]
0
cgcore
(16.01.09)
arkadaş bunca insan sana cevap yazmış
hiç biri mi işine yaramadı

bir tikle işine yarayanları bir zahmet
0
marul kivircik roka ve bilimum yesillik
(16.01.09)
Kesinlikle evlenmeyin arkadaşım.
Hayatınız boyunca değil, bu kızla evlenmeyin.
Çünkü gerçekten ömrünün sonuna kadar birlikte yaşamak isteyeceğin kişi karşına çıkmamış henüz.
Yaşın da geç değil zaten.

Sevgilinin ısrarıyla evlensen bile o sevgili düğün isteyecek, bilmemne isteyecek. Bi sürü gerginlik olacak sana. Daha başında cayarsın ikiniz için de kötü olur. Yakma kızcağızı.
0
felina
(07.03.10)
(4)

kedi vitamini

palyacopapi
sevgili arkadaslar; 5.5 aylik bir erkek kedim var. annesini 2 haftalıkken kaybettik. 1.5 - 2 ay kadar kendim kedi süttozu ile besledim. şu anda royal canin in 4-12 aylık yavrular icin olan kuru mamasini yiyor. keyfi yerinde ancak cok sık hasta oluyor. tüyleri fazlaca dökülüyor ve kendiside nispeten
sevgili arkadaslar;

5.5 aylik bir erkek kedim var. annesini 2 haftalıkken kaybettik. 1.5 - 2 ay kadar kendim kedi süttozu ile besledim. şu anda royal canin in 4-12 aylık yavrular icin olan kuru mamasini yiyor. keyfi yerinde ancak cok sık hasta oluyor. tüyleri fazlaca dökülüyor ve kendiside nispeten zayif akranlarina oranla. gücsüz duruyor. aşı, parazit hedeleri vs. herseyi tam. benim şahsi kanaatim annesini tam olarak emmediği icin boyle. içinizde kedisi için vitamin alıp kullanan yada ikstir et vitamini şoyle beslersen canavar olur diyen yol yordam gösterebilecek olan kedi dostlari var biliyorum. hadi şerbeti canavar yapalim :) şimdiden tesekkürler.
0
palyacopapi
(21.09.08)
veteriner bu konuda ne diyor?

vitamin faydalı olabilir diye düşünüyorum. ikstir et de şöyle besle diyemiyorum, çünkü evde doğup büyümüş, mama ile beslenen biraz da nazik kedi öyle her verdiğini yemez. kedilerin bilmedikleri, sevmedikleri yemekleri yememek gibi muhteşem gıcık huyları var çünkü.

royal canin bile iyi olmayabilir. hill's vs daha iyi mamalar diye biliyorum bu bir. kuru mamaya ek olarak yine hill's in böyle yavru kedi için yaş mamaları var, kitten yazıyor üstünde. onlar var, onlardan verebilirsin.

bu mamaların içerikleri yavru kedinin ihtiyaçlarını karşılar diye biliyorum. ev yemeği verirsen sevdiği yemeği yiyecek, sevmediğini yemicek dengesiz beslenecek.

ben haftada bir kedilerime diyet ton balığı veriyorum. diyet seviyorlar. normal ton balığındaki ayçiçek yağının kokusunu kediler sevmiyor. bunun dışında biraz peynir, bazen süt filan olabilir. bilmem alıştırırsan ciğermiş etmiş bunlardan da verebilirsin.

yavruların daha çok proteine ihtiyacı var diye biliyorum. benim bir yetişkin dişi bir de seninki gibi 5 aylık bir erkek kedim var. yavrunun deli gibi iştahı var. durmadan yemek yiyor. iştah kediden kediye değişiyor anlayacağın.

bence veterinerin söylediklerine dikkat et.

tüyler için de yumurta sarısı yedirmek iyi gelir diye biliyorum, ama hadi bakalım yedirebilecek misin. hodri meydan...
0
mea maxima culpa
(21.09.08)
papi'cim
anne sutunu yeterince emmeyen ufakliklarda oluyor bu sorun. biz genelde kalsiyum takviyesi veriyoruz ozel besininin yaninda. su an zaten royal canin veriyorum demissin, kendisi de kaliteli, profosyonel bir mamadir. simdi arayayim da o tip bebekler icin royal canin'in ozel bir mamasi var, ekistira vitamin ve kalsiyum takviyeli hatta kuru mamanin rengi beyazdi. ancak turkiye'ye gelip gelmedigini bilmiyorum, bize de petshop'umuz tesadufen bulmustu. veterinerine bir danis ama ithal cocuk vitaminleri oluyor surup ve tadi guzel. onlardan vermenin bir zarari olmaz kanimca. bir de vet'ler hep sunu soyler: hem iceride hem disarida takiliyorsa hastaliga elverisli oluyorlar. hava da soguyor, disariya cikiyorsa cikarmamalisin bence, zira ev ve disarisi saglikli kedieri bile hasta ediyor. mama linkini bulabilirsem buraya ekleyecegim.
not: yas mamaya alisirsa sadece ondan yemek istiyorlar, ona dikkat et ve de kuru mamadan daha besleyici degil dediydi benim veterinerlerim. agiz ve dis sagligi icin de iyi degil. fazla hasta olmasinin yaninda zayif olmasi tipinden de kaynaklanabilir. kardesimin tekiri cok saglikli ama kendisi utulenmis gibi duruyor :s
0
pyro clustic flow
(21.09.08)
imuneks de toparlanmalarını sağlıyor.
0
red g
(21.09.08)
Ben kedim hastalandığı ya da güçsüz düştüğü iyi beslenemediği dönemlerde vitamin veriyorum. Çocuklar için olan herhangi bir multivitaminin şurup formunu alıp enjektörle günde 1ml olmak üzere kedinin ağzına şırınga edebilirsin. Vitabiol, sanasol vs.
Her zaman iyi kalitede mama ile besle, royal canin gayet iyidir. Hill's de öyle. İyi gelişmesi gereken bu dönemde asla sadece kuru mama ile beslememeni tavsiye ederim. Hazır yaş mamalara ise sakın alıştırma. Kış da geliyor, arada sırada balıkçıdan alacağın bir avuç hamsi, istavriti hafifçe haşlayıp ya da tavada çevirip ver. Yine aynı şekilde kasaptan biraz tavuk ciğeri alıp haşlayıp ver.
0
felina
(21.09.08)
(10)

Lisede Saçlar

yuto
Şimdi lisede depresyona giriyorum denerek saç kestirmeden muhaf tutulma gibi bir olay vardı. Bu konuda bilgisi olanınız var mı? Ne şekilde nerden alınır onun için gerekli belge diye. Şimdiden teşekkürler..
Şimdi lisede depresyona giriyorum denerek saç kestirmeden muhaf tutulma gibi bir olay vardı. Bu konuda bilgisi olanınız var mı? Ne şekilde nerden alınır onun için gerekli belge diye. Şimdiden teşekkürler..
0
yuto
(11.09.08)
olsa olsa psikiyatristen alınır belgesi de, müdürler genelde odun olur anlamaz belge melge.
0
darknum
(11.09.08)
rapor mapor alabilirsin psikologdan veya psikiyatristten. vardı bizim bi arkadaş, adam fena kıllıydı, sabah keserdi öğlene uzardı, rapor alıp rahatlamıştı herif, kesmiyordu sakal falan. 1-2 günde bir anca. ki bizim okul da bayağı disiplinliydi, müdür çok katıydı.

(bkz: mustafa dursun kortikoğlu)

dene bir şansını derim.
0
suursuz deve
(11.09.08)
sakal için bizde de rapor alanlar vardı ama saç olanını ilk defa duyuyorum. mantıklı ama güzelmiş. verirse psikyatr verir herhalde.
0
geldiler
(11.09.08)
Astım hastalığımdan dolayı uzun bir süre berbere gitmem yasaklanmıştı. Müdür yardımcısının haberi vardı. Bir gün rutin saç kontrolünü yapıyordu müdür efendi. "müdür yardımcısının haberi var gidemiyorum hastalığımdan ötürü" filan dediysem de davar herif tam şakaktan makası vurduydu saçıma. ortaokuldu tabi o zamanlar. liseyi bilmem. ama tahminimce pıştluk yapar birisinden birisi.
0
teritori
(11.09.08)
araya giren zenci rapçi olucam izninizle
şuursuz deve: kortikzede misin sen de ? hangi okul? hasan polatkan mı?
0
felina
(11.09.08)
@felina
çengelköy lisesi. asıl terörü burda estiriyor adam :D
0
suursuz deve
(11.09.08)
buradan tüm lise gençliğine seslenmek istiyorum!!

lise gençliği!!

saçlarınızı kestirin. liseden çıktığınızda önünüzde yaklaşık 60-70 seneniz olacak saçlarınızı istediğiniz gibi uzatabileceğiniz ama şu anda kurallar ne gerektiriyorsa onu yapın. çok zor bir olay değil gerçekten. lise son'da öss'ye girdikten hemen sonra başlayın uzatmaya, bütün üniversite boyunca kestirmeyin. ne haliniz varsa görün o zaman ancak lisede kesin efendim.

ben size ne olacağı da söyleyeyim. o hevesle uzattığınız saçları, üniversitede kızlar beğenmediği zaman çatır çatır kestireceksiniz. hatta doğrudan kendiniz kestireceksiniz. biz de lisede zorladık saç uzatalım diye, sakallarımızı kesmedik ancak şimdi her gün traş oluyoruz. iki haftada bir saçları düzelttiriyoruz.

yapmayın etmeyin. saç uzatınca ne olacak
0
co2s2
(11.09.08)
ben de kestirecektim ama baktım hocalar bile kıyamıyor. ve de saçlarımı kestirince gerçekten depresyona giriyorum ve bu şekilde belge alabileceğim bir yer arıyorum bildiğiniz birileri varsa lütfen paylaşın =/
0
🌸yuto
(11.09.08)
ayrıca o 'muhaf' değil 'muaf' bilgin olsun!
0
fempusay
(11.09.08)
ufkumu açtın fempusay teşekkürler
0
🌸yuto
(11.09.08)
(10)

Duble Yolda Uzun Far (hey yavrum)

boshi
Evet, enteresan bir kafa karışıklığım var: Duble yolda karşı şeritten gelen araç için uzundan kısaya geçiyor musunuz?a) direkt geçiyorumb) karşıdan gelen araçtan uyarı gelirse geçiyorumc) geçmiyorumTeşekkürler. * "Bu soruyu araç kullanırken karşı şeritten gelen araçların davranışları yanıtlamıyor mu
Evet, enteresan bir kafa karışıklığım var: Duble yolda karşı şeritten gelen araç için uzundan kısaya geçiyor musunuz?

a) direkt geçiyorum
b) karşıdan gelen araçtan uyarı gelirse geçiyorum
c) geçmiyorum

Teşekkürler.

* "Bu soruyu araç kullanırken karşı şeritten gelen araçların davranışları yanıtlamıyor mu zaten sana?" dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız amma hangisinin doğru olarak "kabul edildiğini" merak ediyorum aslında (resmi ya da teknik açıdan).
0
boshi
(10.09.08)
a
0
neronas
(10.09.08)
kısalara geçiyorum tabii ki. duble yol bile olsa karşıdakinin farlar gözünü alıyor.
0
tom riddle
(10.09.08)
direkt geçiyorum.
0
uz
(10.09.08)
soruya cevap direkt olarak a seçeneği :)
ayrıca önümde yakın mesafede (75-100 metreden az) araç farkettiğimde de kısalara geçiyorum, aynalardan yansıyanlar bile çok göz alıyor...
0
denize karsi icen keci
(10.09.08)
benimki de a secenegi idi nicedir, ama yavastan b'ye kaymaya basladim zira gece kisa farla seyahat etmenin riskinin, duble bi yolda uzundan gozleri kamasan surucunun yuklenecegi riski domine edeceğini düşünüyorum. gercekten de, karsidan gelen adama kisa far jestini yaptiktan sonra yolda rahat bi 200-300 metre "eblek gibi" gittiğimi fark ettim; yalnızca "te önünü" görüyorsun kısalarla ve yolun ortasında karşılaşacağın bir yabancı maddeye -insan, hayvan, lastik, kütük, çukur, tümsek, meteorit vs.- 90 üzerinde giderken refleks geliştirebilmen(m) imkansız gibi. uzunlara döndüğümdeyse dünyalar benim oluyor çünkü önümdeki 100m'de uzun eşek oynanıyor olsa o ortamdan sıkıntısız geçme şansım var. o yüzden "duble yolda" (mono yolda zaten sopalarlar da) o trade-off'a girmekten kaçınmaya özen gösteriyorum artık. bende mi tavuk karası gibi bişey var, yoksa kısalardan aynı düzeyde mustarip olan var mıdır diye merak ettiydim. evet.

ama şimdi düşündüm de herkes benim düşündüğüm gibi davransa bayağı boktan bir gece trafiği hasıl olabilir.
0
🌸boshi
(10.09.08)
a) direkt geçiyorum
0
actionary
(11.09.08)
a, geçmeyenlere küfür ediyorum çünkü
0
vincenzo
(11.09.08)
bu şöförlüğün görünmez kurallarından biri sanırım. ben de direk geçiyorum.
0
parantez
(11.09.08)
Direk geçiyorum geçmezsem çok pis küfür ederler ben ediyorum çünkü
0
felina
(11.09.08)
Öncelikle "duble yol" diye bir şey yok. "Bölünmüş yol" onun adı.

Sorunuza gelince, tabii ki hemen kısaya geçmeniz gerekir.

Kanuna da aykırı ayrıyeten. Şu şekilde geçiyor:
Madde 64 - Araçların sürülmesi sırasındaki zorunluluk ve yasaklar aşağıda
gösterilmiştir.
a) Zorunluluklar:
1. (Değişik: 17/10/1996 - 4199 - 24 md.) Yerleşim birimleri dışındaki kara-
yollarında geceleri seyrederken, yeterince aydınlatılmamış tünellere girerken,
benzeri yer ve hallerde uzağı gösteren ışıkların yakılması,
2. (Değişik: 17/10/1996 - 4199 - 24 md.) Geceleri, yerleşim birimleri dışın-
da karayollarındaki karşılaşmalarda, bir aracı takip ederken, bir aracı geçer-
ken yan yana gelinceye kadar ve yerleşim birimleri içinde, gündüzleri ise görü-
şü azaltan sisli, yağışlı ve benzeri havalarda yakını gösteren ışıkların yakıl-
ması,
0
386 dx
(11.09.08)
(10)

Uluslararası İlişkiler Mezunu'nun..

thefalloftekin
iş imkanı sadece diplomatlıkla mı sınırlıdır?
iş imkanı sadece diplomatlıkla mı sınırlıdır?
0
thefalloftekin
(10.09.08)
benim tanıdığım IT managerlerin çoğu uluslararası mezunu. ne alaka bende bilmiyorum.
0
pain
(10.09.08)
degildir. pazarlama departmaninda calisanini bile gordum.
0
kayranin kedisi
(10.09.08)
diplomat olamazsın ki sen zaten... gider bankaların sınavlarına girer kazanabilirsen bankacı olursun... yabancı dilin falan da varsa 3-4 yıl sonra 3-4 milyar maaş alırsın..
yanlış anlama hakaret-aşağılama falan yok... cok fazla uluslar arası ilişkiler mezunu var ama diplomata o kadar ihtiyac yok..
artık benim bölüm de(hukuk) malesef sizin bölüm gibi oluyor-sadece marmara hukuk senede 800 hukukçu alıyor, daha bunun bir de özel üniversiteleri vs. var) ve arkadaşlar falan hep bankacı oldu çünkü piyasa av. kaynıyo ve adamlar avukata istanbulda 1250-1500 ytl civarında maaş öneriyolar
0
zubundy
(10.09.08)
bankacısını da biliyorum ben. hem de yönetici olaraktan.
ya da dış ticaret, hazine vs ye gidenler de var.
0
oceano
(10.09.08)
IT Şirketinde Pazarlama Departmanında çalışıyorum, tespitler doğru yani:)
0
quinza
(10.09.08)
Akademisyen olursun, gazeteci olursun, think tankçi olursun, bürokrasiye girebilirsin, politikaya atılırsın vs. vs. : )

Açıkçası milletin bu kadar 'markıting dipartmınt' iptilası, düşkünlüğü içinde olduğunu bilmiyordum. Gerçi işsizlik filan da doğrudan etkili bu mevzuda, Uİ mezunlarının da hakkını yemeyelim. Alev Alatlı'ya hak veriyorum, neticede bürokrasinin ihtiyaç duyduğundan çok daha fazla hariciyeci yetişiyor ve bu insanların büyük çoğunluğu ekmek parası derdine düşüp çok alakasız mesleklere yerleşiyorlar.

Bankacı olmak için jeoloji mühendisliği bitirenler, başmuhasebeci (pardon, finans müdürü :) ) olmak için uluslararası ilişkiler okuyanlar.. Garip memleket vesselam.
0
atomic punk
(10.09.08)
ege u. ilşk. mezunu bi tanıdığım ünlü bi mobilya koltuk şirketinde pazarlama, dış ilişkiler gibi bi iş yapıyor. paso geziyor yurtdışı seyahatlerinde.
0
geldiler
(10.09.08)
rahat ol. Benmi de akrabamın oğlu i.ü. uls. il$kiler mezunu ve bir kereste fabrikasında kalite bıdı bıdı uzmanı. ıso 9001 ws. takılıyor i$te.

diyeceğim odur ki ha uluslararası ha kalaslararası bir $ekilde i$ buluyorsun.

Memleketimizin rezilliği değil de nedir bu?
0
robinbook
(11.09.08)
iş imkanı sizinle sınırlıdır. siz ne yapmak istiyorsanız onu yapabilirsiniz. fotoğrafçı da olabilirsiniz, sistem yöneticisi ya da film yönetmeni de.

bütünüyle size, yapmak istediklerinize, ilgilerinize bağlı bir konu iş seçimi.
0
bu nick kullanimda
(11.09.08)
Şöyle söyliyim: bir ui mezununun diplomat olma ihtimali kasap olma ihtimalinden çok daha düşüktür. Ben de bir bankada çalışıyorum. Aklınıza gelebilcek her tür mesleği yapar bunlar. Yavuz hocamız demişti ki "biz diplomat yetiştirmiyoruz sizi meslek sahibi etmeyeceğiz mesleğinizi siz seçeceksiniz" Haklıymış.
0
felina
(11.09.08)
(4)

yatak tavsiyesi

sifatsiz
günde max. 5 saat uyuyan biri olarak öyle bir yatak arıyorum ki günün bütün stresini alsın üstümden ortopedik olsun verimli bir uyku geçireyim bu nasanın falan yataklarından bahsediyorlar nedir bu işin doğrusu ve iyisi?
günde max. 5 saat uyuyan biri olarak öyle bir yatak arıyorum ki günün bütün stresini alsın üstümden ortopedik olsun verimli bir uyku geçireyim bu nasanın falan yataklarından bahsediyorlar nedir bu işin doğrusu ve iyisi?
0
sifatsiz
(10.09.08)
$imdi efendim ben de aynı soruyu sormu$tum lakin deneyerek cevabını verizleyeyim. istikbal'in biostar yatakları var, gayet ho$ yumu$acık bel falan skertmiyor yani bir de $ey özelliği var bu abinin böyle yatağın içinden kablo falan çıkıyor onu monte ediyorsun bi $ekil o senin elektriğini alıyor, böyle bir $ey yapmı$lar ne kadar çalı$ıyor bilmiyorum ama ben gayet memnunum.

para sorunun pek yoksa bi bak derim, ben 300 liraya almı$tım tabi pazarlık yapabilitem çok zayıf olduğundan sen daha uyguna alabilirsin umarım.

tatlı rüyalar
0
kameraya el sallayan adam
(10.09.08)
işbir yatak viskoelsatik veya viskostar diye bir şey yapıyor. Nasa dediğin de tempur mu temur mu ne öyle bir yatak aynısı ama 5 katı falan. Ama bu visko elastik denen hadiseyi herkese yavsiye ederim.
0
thefin
(10.09.08)
bende viscolex medioform var yıllardır ağrıyan belimi ve sırtımı kurtardı. viscolex yataklar gerçekten verdiğin paraya değiyor bence.
0
azeroth
(10.09.08)
binlerce dolar saçabilirim diyosan tempur.
0
felina
(11.09.08)
(6)

biber falan

szqnn
bu kabzımallar falan biberleri bazen acı-tatlı olarak dizerler.tipine bakıp nasıl anlıyorlar acı veya tatlı olduğunu?
bu kabzımallar falan biberleri bazen acı-tatlı olarak dizerler.tipine bakıp nasıl anlıyorlar acı veya tatlı olduğunu?
0
szqnn
(10.09.08)
ayni fideden yetisen biberler ayni tatta oluyorsa cok basit. hangi fidenin aci veya datli biber verdigini biliyodur ciftciler, haldekilere ona gore satiyolardir.
0
osuruklu
(10.09.08)
%50 şansları var, pazardan tatlı diye aldığınız biberler zehir gibi çıkar, vice versa.
0
kimlanbu
(10.09.08)
ziraat biliminin çözemediği bir sorundur bu. aynı kökten de olsa aynı bitki hem acı, hem tatlı biber verebilir. sadece tatlı olması ve acı olması kesin biberler vardır. mesela çarliston biber acı olmaz. dolma biber acı olmaz. köy biberi tabir edilen biber aı olmaz. ama cin biberi, arnavut biberi vs. zehir gibi olur. bunlar kesindir. şekilleri de farklıdır, ayrılabilirler.

bildiğimiz sivri yeşil biber ve kıl biber denilen incecik buruşuk biberler ise acı veya tatlı olabilir. aynı kökten de yetişse acı veya tatlı olabiliyor (kendim saksıda yetiştirip bizzat gözlemledim.aynı kökün bir tane biberi tatlıyken, diğeri zehir gibi acı oldu. kimileri az sularsan acı olur, çok sularsan tatlı olur gibi bir şey söyledi, ne kadar doğru bilemiyorum). bunları istediğin kadar ayır. "garanti tatlı kurabiye gibi" yazıyor pazarda etikette. alıyorsun zehir gibi çıkıyor. eğer bunları acı veya tatlı diye ayırıyorlarsa bilin ki müşteri kandırmak içindir. şeklinden bilinemez, mümkün değil.
0
kibritsuyu
(10.09.08)
kbritsuyu, "çarliston biber acı olmaz" mı? Bal gibi de oluyor be dostum. Çok pis oluyor hem de.
0
felina
(10.09.08)
çarliston biber acı olur, dolma biber de acı olur
sivri biber de tatlı olur
bu teori yanlış sanırım
0
demlikposet
(10.09.08)
valla bilim adamları açıklamış biberin acılığını gelişme aşamasındaki böceklerle olan mücadelesi belirliyor diye. o yüzden her biber acı da olabilir tatlı da olabilir. ancak neden se acı biber fidesinden acı biber çıkıyor genellikle
0
winniethepooh
(10.09.08)
(8)

elektirik süpürgesi

uz
anneme süpürge alayım diyorum. evdeki hurda sayılır.300-400 tl civarı verebilirim.bizde on yıllık sulu bir model vardı ama onlar tam bir ömür törpüsü. her süpürmeden önce su koy,iş bitince boşalt..vs. bunlar sinir bozucu şeyler. en önemli husus pratik olması.güçlü olması güzel olurdu. pasaklı bir ai
anneme süpürge alayım diyorum. evdeki hurda sayılır.

300-400 tl civarı verebilirim.
bizde on yıllık sulu bir model vardı ama onlar tam bir ömür törpüsü. her süpürmeden önce su koy,iş bitince boşalt..vs. bunlar sinir bozucu şeyler. en önemli husus pratik olması.
güçlü olması güzel olurdu. pasaklı bir aileyiz.
kablosu dolanmayacak, aparatları iki günde aşınmayacak olsa da güzel olur.
halı yıkamasına gerek yok.

şimdi on yılda bir makina almak için el.süp. uzmanı olmak istemiyorum. biri şu iyidir al gitsin dese ne iyi olur.
0
uz
(09.09.08)
fiyatlarını bilmiyorum ama miele kullanıyorum ben. tavsiye ederim. biraz pahalı olabilir ama kaliteli.

eskiden oturduğum ev halı kaplı idi. annem bu rainbow marka şeylerden almış, kendi evinde bi sürü kir çıkmış, toplamış bir heves benim evimi de temizlemeye gelmiş. benim makine kuvvetli olduğu için pek bir kir çıkmamıştı netekim.
0
mea maxima culpa
(09.09.08)
PHILIPS MARATHON FC 9202-9210-9232 gibi 3 farkli modeli onerebilirim. bende 9202 var digerleri bunlardan sonra cikti. 9202 de tek problem filitre temizligi, o nedenle otomatik filitre temizligi olan modeli oneririm.

www.hepsiburada.com

olmadi 9210 modeli de iş görür.

www.hepsiburada.com
0
helenart
(09.09.08)
Philips al derim başka bir şey demem. Adamların 1000 W'lık makinesi, Beko'nun Arçelik'in 2000 W'lık makinesinden kat kat daha iyi çekiyor. En az 4 farklı modelinde gözlerimle gördüm bunu.
0
sui
(09.09.08)
helenart ve sui ye katılıyorum philips, kesinlikle.
0
merope
(09.09.08)
philips çok iyi bir marka, çok kaliteli.. arkadaşlara katılıyorum..
0
metox
(09.09.08)
dyson al ömürlük olsun diyeceğim de fiyatı gördüm son anda 1000 ytl civarı çok gelebilir. biz anneme aldık ve yeni temizlik yaptığı evden çıkan tozları gösterdik. ağlamaklı olmuştu :) alet her haltı topluyor olmaz böyle birşey yani.
0
ozdek
(09.09.08)
Dyson ve fakir çok iyidir. Evde hayvan da varsa.
0
felina
(09.09.08)
dyson ve fakir alerjik durum soz konusuysa evet ama philips marathon'da da zaten dyson'in gelistirdigi hepa filtre olayi var, teknojisini satin almislar. yari paraya cok yakin randiman icin marathon bence de. ( not: ikisini de kullanmaktayim su an, tecrubeyle sabit yani)
0
pyro clustic flow
(09.09.08)
(5)

bayram tatili

orange coffee
9 gun oldumu?
9 gun oldumu?
0
orange coffee
(03.09.08)
henüz hükümet tarafindan kesinlesme bir karar yok anlasilan.

Turizmci: Bayram tatili 9 gün olacak mı ?
www.turizmhaberleri.com
0
trimpot
(03.09.08)
bayram salı,çarşamba,perşembe günlerine denk geliyo.muhtemelen p.tesi ve cumayı da eklerler.
0
cold
(03.09.08)
Eklemezler
0
felina
(03.09.08)
arife günü pazartesi yarım gün olacağı için eklerler.
0
elbar
(03.09.08)
hayır tabi ki,sadece devlet memurlarını bağlar bu tatil.
0
elbar
(03.09.08)
(6)

İngiltere'den online alışveriş

kahvegibi
Sorum şu ki, kız kardeşim şu anda ingilterede. ben de online alışveriş yapıp onun adresine göndermek istiyorum. böylelikle o üç hafta sonra geldiğinde kıyafetciklerim de gelmiş olacak. ancak bazı siteler ingilterede bile ebesinin nikahı kadar shipping istiyor. (Mesela urbanoutfitters 62 dolar istedi
Sorum şu ki, kız kardeşim şu anda ingilterede. ben de online alışveriş yapıp onun adresine göndermek istiyorum. böylelikle o üç hafta sonra geldiğinde kıyafetciklerim de gelmiş olacak. ancak bazı siteler ingilterede bile ebesinin nikahı kadar shipping istiyor. (Mesela urbanoutfitters 62 dolar istedi ki yuh dedim)
new look'tan biraz sipariş verdim. başka hangi online alışveriş sitelerini önerirsiniz. sadece kıyafet. fiyatları da çok pahalı olmasın.
0
kahvegibi
(01.09.08)
urbanoutfitters'ın normal kargosu 4.99, ekspres kargosu 8.95 sterlin. 62 dolar nerede çıktı ki?
0
386 dx
(01.09.08)
Aa süpermiş peki uk krd. kartı istiyor mu bu siteler?
Peacocksın sitesinden de alabilirsin gerçi türkiyede var ama orda daha fazla çeşit ve daha uygun fiyat oluyo.
0
felina
(01.09.08)
elektronik, ps3 oyun vs alacaksan direnk play.com. shipping falan yok. fiaytlar da cok uygun.
0
fdegir
(01.09.08)
www.ebay.co.uk 'tan da verebilirsiniz. Bütün büyük markaların ebay de mağazası var.
0
parantez
(01.09.08)
play.com uk kredi kartı olmazsa sorun cıkarıyor,yani en azından bende cıkarıyor ve bu yuzden alısveris yapamıyorum oradan.

Bu arada ebay'de buyuk markaların magazaları olmaz,buyuk markaların urunlerini satan insanların magazaları olur.

Marks and Spencer'ı deneyiniz,şu sıralar summer sale var internet sitelerinde.
0
im2shy
(01.09.08)
Merhabalar,
www.gondering.com ile gumruge takilmadan isteyebilirsiniz.
0
deneme12345
(20.06.14)
(1)

izmir'de pideli köfte?

sharpenter
izmir'de pideli köfte yapan yer var mı? (illa ki vardır ama hiç denk gelmedim)nerede yenir, nereden uzak durmak gerekir? çakma manisa kebabını pideli köfte diye kakalamaya çalışan bir yer olmasın mümkünse..aşeriyorum yahu, bir yardım ediverin.. yapan yer yoksa da yazıklar olsun..edit: bursa pideli k
izmir'de pideli köfte yapan yer var mı? (illa ki vardır ama hiç denk gelmedim)
nerede yenir, nereden uzak durmak gerekir? çakma manisa kebabını pideli köfte diye kakalamaya çalışan bir yer olmasın mümkünse..
aşeriyorum yahu, bir yardım ediverin..
yapan yer yoksa da yazıklar olsun..
edit: bursa pideli köftesi olması tercih sebebi.. :)
0
sharpenter
(01.09.08)
Kıbrıs şehitlerinin sonunda manisa pideli köftesi yapan bi yer var ama adını unuttum
0
felina
(01.09.08)
(4)

]Acil[ Dramatik Yazarlık Yetenek Sınavı Hakkında

colonizer
Şimdi 4-5 Eylül tarihlerinde bu sınav(lar)a giricem ben Uludağ Üni.'de ama gel gör beni Uludağ yine yapmış yapacağını ve sınav sistemine birtakım eklemeler yapmış, yeni görüp apıştım. Sınavla ilgili bilgiler şu linkte, "DRAMATİK YAZARLIK ANASANAT DALI" başlığının altında;http://www.uludag.edu.tr/200
Şimdi 4-5 Eylül tarihlerinde bu sınav(lar)a giricem ben Uludağ Üni.'de ama gel gör beni Uludağ yine yapmış yapacağını ve sınav sistemine birtakım eklemeler yapmış, yeni görüp apıştım. Sınavla ilgili bilgiler şu linkte, "DRAMATİK YAZARLIK ANASANAT DALI" başlığının altında;

www.uludag.edu.tr

Sınav günleri değişmiş. Eskiden 2 eleme arasında 1 gün varken şimdi aynı gün yapıyorlarmış. Not sistemi değişmiş. Sınav eskiden daha "genel" iken şimdi daha tiyatro ile ilgili olmuş. Eskiden sadece "metin" yazılması istenirken şimdi "oyun metni" yazılması isteniyor. Hal böyleyken de ben apıştım.

Şimdi sormak istediklerim şunlar;

1- Tiyatro hakkında genel (kültür) bilgi içeren siteler, dökümanlar verebilir misiniz?
2- En az bikaç oyun metnine ihtiyacım var e-kitap gibi.
3- Daha genel olarak, bu bölüm hakkında bildikleriniz, sınavla alakadar olarak yapmam ve gözden geçirmem gerekenler nelerdir?

Şimdiden çok teşekkürler.

Not: 3 Eylül'e kadar üst sıralarda durabilirse bu soru harika olur. Sağolunuz.
0
colonizer
(01.09.08)
Moralini bozmak gibi olmasın ama önceden tiyatro okumaların, sanata aşinalığın, bir bilgi birikimin ve yazma çalışmaların yoksa "dramatik yazarlık" için fazla iddialı kalırsın gibime geldi sorduğun sorulardan.
Tabi ben bu işlerin bir 10 yıl öncesini biliyorum. Belki değişen çok şey olmuştur bilemicem.
0
felina
(01.09.08)
Çok çok teşekkürler, indiriyorum hemen; )
0
🌸colonizer
(01.09.08)
bu bölümün yetenek sınavıyla öğrenci aldığını yeni öğreniyorum. merak ettim, uludağ üniversitesi devlet okulu mu? ayrıca aynı bölüme böyle yetenek sınavıyla alan başka üniversiteler var mı?
0
sirrikadem2
(02.09.08)
Sırrıkadem2: Evet abi devlet okulu. 2 yıl önce falan açılmış böyle bir bölüm, bana da akrabam söyledi de haberdar oldum.

Aynı bölüm için öğrenci alan başka üniversiteler de var;

Erzurum-Atatürk Ünv. GSF Giriş Yetenek Sıanvı

buldum bu seneki sınavlar için. Sözlükten (bkz: dramatik yazarlık) ve google'dan arayınca çıkyor sonuçlar falan; ) Belki hala kayıt alan üni'ler vardır, bi arşatır istersen; )
0
🌸colonizer
(02.09.08)
(4)

hangi kredi kartı?

think martini
kefil mefil beni uğraştırmayacak, hesabını kitabını benim tutabileceğim bir kredi kartı almak istiyorum, ek kartım var ancak bunun ödemeleri bana ait olsun, kimseye bir şey açıklamak zorunda olmadan kullanıyım istiyorum. limitinin de yüksek olmasına gerek yok. card finans kullanıyor arkadaşlarım ama
kefil mefil beni uğraştırmayacak, hesabını kitabını benim tutabileceğim bir kredi kartı almak istiyorum, ek kartım var ancak bunun ödemeleri bana ait olsun, kimseye bir şey açıklamak zorunda olmadan kullanıyım istiyorum. limitinin de yüksek olmasına gerek yok. card finans kullanıyor arkadaşlarım ama onun da müşteri hizmetleri hakkında sözlükte pek çok olumsuz yorum okudum. çok uğraşmadan, pek bir şey sorulmadan alabileceğim card finans dışında seçenek var mı? ya da card finans almam konusunda ne dersiniz. pek çok mağazada da geçiyor gördüğüm kadarıyla ama karar veremedim. bonus card veriyorlar mı düzenli bir gelir filan belirtmeden?
0
think martini
(20.08.08)
aman bulasma hocam finansbank'a. devamli arayip duruyorlar, yatirmadiniz, kil tuy. ulan hsbc'yi de yatirmiyorum, onun giki cikiyor mu ibi$? hsbc diyorum son olarak. campus advantage vardi galiba hsbc'de.
0
osuruklu
(21.08.08)
asya card yeni bi promosyana başlamış belki işine yarayabilir.
fakat önermem. ben sevmiyom çünkü bunları :-)
0
anki06
(21.08.08)
hayat maximum'da! demek istiyorum. şahsen ben maximum kartımı kendim döndürüyorum, ek kartlarımın haricinde.
0
oceano
(21.08.08)
World card ya da bonus iyidir
0
felina
(21.08.08)
(8)

fondoten

orange coffee
bu fondoten nasil ve neye gore secilir? bircok marka ve cesit var fiyat araliklari hayli yuksek! kozmetikcilerdeki satici bağyanlara sormak istemiyorum resmen soyup sogana cevirmek istiyolar fondoten hakknda bilgi almaya gidiyorum elinde farlar eyelinerlar rujlarla gelip en pahali markayi kakalamaya
bu fondoten nasil ve neye gore secilir? bircok marka ve cesit var fiyat araliklari hayli yuksek! kozmetikcilerdeki satici bağyanlara sormak istemiyorum resmen soyup sogana cevirmek istiyolar fondoten hakknda bilgi almaya gidiyorum elinde farlar eyelinerlar rujlarla gelip en pahali markayi kakalamaya calisilyolar hep onlara gvenmiyorum acikcasi!
cok fazla makyaj yapmam goz kalemini her zaman cekerim, arada da fondoten kullanirim o kadar sık ta kullanmiyorum ten rengim ne cok koyu ne cok acik ne tavsiye edersiniz? marka? model? tabi fiyat cok ucuk olmasin :)
0
orange coffee
(20.08.08)
fondoten seçimi çok önemli ben o yüzden max factor öneririm.
0
raskolnikovvari
(20.08.08)
Cildinin yapısı çok önemli. Fondöten çok riskli ve cildine uyanını bulması en zor malzemedir. YSL, Clinique, Dior öneririm. sorunlu bir cildin yoksa MAC 1 numaradır. En güzeli deneyerek görmektir. Pahalı olmasın diyorsan Bourjois, Clinique ya da daha ucuz olsun diyorsan Loreal bakabilirsin. Daha ucuz olsun dersen hiç sürme fondöten filan daha iyi derim.
0
felina
(20.08.08)
Estee Lauder ve Christian Dior'un güzel fondötenleri var kullandıgım.
bi de fiyat konusunda söyle bişi yapılabilir,ykm vb bi yerde deneyip begenip
tr.strawberrynet.com den seçilip daha ucuza sipariş verilebilir =)
0
demoniclewinsky
(20.08.08)
dokusunun yoğunluğunu (yani çok mu sıvı, yoksa daha bir pudralı/mat mı olup olmadığını) cildinin kuruluk/yağlılık durumunu dikkate alarak seçmeniz faydalı olacaktır, doğal görünmek açısından.
0
cedilla
(20.08.08)
Renk ton seçimi bence kaliteden sonra en önemli şey. Cildinizin iyiliği için düzgün bir marka kullanmanızı tabi ki başta tavsiye ederim. Etekle para vermene gerek yok. Kampanyalardan ya da taksitli mağazalardan edinebilirsin.
Ton çok önemli çünkü bir üst tonu alırsan kızarmış tavuk, bir alt tonu alırsan çakma gotik şeklinde dolaşma riskin var. O yüzden testerla elinde, yüzünde, özellikle ağız kenarlarında deneme yapıp bunlara düzgün bir ışıkta bakıp, öyle karar vermeni öneririm.
Ha bu arada ben stick fondötenle çok rahat ettim çok da tavsiye ederim. Sıvıylabazen destek atıyorum ama stick candır :)
0
betty puf puf
(20.08.08)
vaktiyle fondoten kullanıp cildini mahvetmiş biri olarak öncelikle kullanma derim. akşam yemekti, partiydi, özel günde süreceksen; stick fondoteni sorunlu bölgeye üzerine de pudra sür. sıvı fondoten kullanma. clinique ürünleri genelde iyidir, tavsiye ederim. yok cildim çok sorunlu diyorsan da id bare minerals muhteşemmiş sorunlu ciltlerde.

yok illa sıvısını alacağım süreceğim diyorsan:
söz konusu fondotense paradan zerre kaçmaman lazım çünkü cildini mahvedebilir. muhakkak alacağın yerde dene, hatta denedikten hemen sonra alma. bir yarım saat dolaş bak bakalım rengi koyulaştı mı, yüzünü yağlandırdı mı, kaşındırdı mı... hepsinden emin ol öyle al.
0
sare
(20.08.08)
kamera önüne çıkan hemen herkese kullanılır. sinemada bi ton koyusu olarak kullanırız. yüzdeki delikleri, bozuklukları, sivilceleri... filan kapatır ve seyircinin irite olmasına engel olur. sevimsiz bi malzemedir ama sinema ve tv de zorunludur. hatta günün birinde TRT de Erbakan a bile sürülmüştür :-)
0
anki06
(21.08.08)
MAC MAC MAC!
Fİyatı kalitesine oranla çok uygun, paketleri afilli değil; ama ürünler gerçekten kaliteli..
Ve çalışanlar da inanılmaz yardımcı. Doğru ürün, renk seçimi konusunda yardımcı olup, hatta uygulamalı olarak nasıl kullanmanız gerektiğini de gösterirler zaten
0
zillosh
(21.08.08)
(10)

puzzle yapmayı becerememek ve çıldırmak

hickiran karasinek ve uyuyan karinca
Evet,geronimo türkçemle dünyanın en abuk sorusunu sormak istiyorum.Bir insan neden puzzle yapamaz? Piyano çalmak , resim yapmak gibi yetenek isteyen bir iş midir puzzle yapmak yoksa belli teknikleri var ve biz bunları bilmiyoruz diye mi beceremiyoruz ?Eşimle heves ettik , gittik 2000 parçalı bir puz
Evet,geronimo türkçemle dünyanın en abuk sorusunu sormak istiyorum.Bir insan neden puzzle yapamaz? Piyano çalmak , resim yapmak gibi yetenek isteyen bir iş midir puzzle yapmak yoksa belli teknikleri var ve biz bunları bilmiyoruz diye mi beceremiyoruz ?

Eşimle heves ettik , gittik 2000 parçalı bir puzzle aldık yapalım diye.(Başlangıç için neden 2000'lik seçtiniz diyenlere verecek cevabım yok,abuk subuk kararlar alabilen bi aileyizdir.)Sonra baktık biz bunu beceremiyoruz,gittik 1000'lik bir tane aldık.Kıvrandık kıvrandık ama bunu da yapamadık! Sonra azimle s.çan betonu delermiş hesabı, gittik bir adet de 500'lük aldık..Yani zaten pek sabırlı insanlar değiliz,uğraşıp uğraşıp ortaya bi halt çıkartamıyınca dellenip bırakıyoruz.Şimdi,bu 500'lüğün durumu da pek iyi değil,bu hızla ancak bikaç seneye bitecek gibi duruyor dicem ama utanıyorum artık.Sırf kendimizi tatmin edip "bunu biz yaptık" demek için,çocuk puzzle'ı alacak durumdayız,ama onu da yüzümüze gözümüze bulaştırırız diye cesaret edemiyoruz..Velhasıl sinir olduk ve aptal gibi hissediyoruz.

"500'lüğü de yapamadıysanız zaten kesin aptalsınızdır hiç kasmayın" gibi bir cevap vereceksiniz,rica ederim yumuşatarak söyleyin zira bu puzzle mevzusu yüzünden maddi manevi son derece yıpranmış vaziyetteyiz :)
0
hickiran karasinek ve uyuyan karinca
(11.07.08)
sabır işi sadece, 5000 kere de olsa deneyeceksin o parçayı yerine koyabilmek ve tamamlamak için puzzleı
0
baldur
(11.07.08)
tavsiyem şudur, alın 500'lük ya da 1000'lik. hemen başlamayın. önce bütün kenar parçalarını ayırın, çerçeveyi kurun. sonra üşenmeyip bütün parçaları resimdeki ana renk tonlarına göre ayırın. ben hep bu yöntemi kullanmaktayım,hep işe yaradı.
0
whoosie
(11.07.08)
Valla evde 4 senedir bekleyen 2000 parça yapbozum var. Kimbilir kaç parçası kayboldu gitti. Onu hatırladım şimdi kötü oldum.
0
felina
(11.07.08)
Önce şunu bir okuyun:
(bkz: puzzle yapmak)

Puzzle yapmak öyle hebele höbele dalınabilecek bir iş değil, yolu var yordamı var. Gece yapılmaz ayrıca, gün ışığı lazım.
0
sui
(11.07.08)
puzzle yapmak hakikaten sabır isteyen bir iş. whoosie'nin dediği dogru, once koseler ayrılacak, sonra renkler ayrıstırılacak, fakat atıyorum 15 renge bile ayırsanız hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor.. Ben renklere gore ayırdıktan sonra o parcalara en/boy(zaten 2 cesıt parca oluyor ya) olarak da ayırıp tepsılere/tabaklara diziyorum. hem gormek hem ayırt etmek daha kolay oluyor. tepsı sayısı azaldıkca seviniyo insan :) 2000 lik olanı bilemem ama diğerlerini yaparım sizin için : ))) puzzle aşkım kabardı birden :)
0
islakkedicorbasi
(11.07.08)
ben de bu olaya 2000lik puzzle ile başlamıştım. tek başıma yapmaya başladım. 3.5 ay falan sürdü. hemen hergün de başındaydım. gerçekten sabır işi. püf noktası olarak da whoosie nin dediklerine aynen katılabilirim.
0
oldtimer
(11.07.08)
yarım kalıp taşınma yaşamış bir puzzle yeni başlamıştık. parçalar eksik olabilr mi kaybolmuş olabilir mi bilmioyruz. onca ayıklamaya rağmen iki kenar parçasını bulamadık.

ev arkadaşlarıma götürdüm. kalan parçaları ikiye bölüp incelediler. teki sıkkın biçimde hemen bitirdi elindekileri diğeri ise parçaların her kenarını kontrol etmek suretiyle bi köşeyi buldu. sonra diğer arkadaşın parçalarını aynı metotla inceledi ve diğer parçayı da buldu: )

sabır ve azim işi bence de..
0
manfool
(11.07.08)
500'lük puzzle, 2000'likten kolay olacak diye bir şey yok. sadece daha az uğraştırır.

kolay puzzle, bol bol desenli ve değişik değişik renkleri olan puzzle'dır. eğer bulutsuz mavi bir gökyüzünün yarısını oluşturduğu bir puzzle alırsanız, boş boş bakarsınız. ama karışık desenler, en azından hangi parçanın nerede olduğunu daha kolay tahmin etmenize olanak sağlar.

bence vazgeçmeyin. tekrar deneyin.

hatta bir gün beni de misafir edin, beraberce yapalım. eğer sıkı çalışırsak 2 saatte 500'lük puzzle, 3 saatte 1000'lik, 5 saatte 2000'lik puzzle yapabiliriz. (zamanları attığım ne kadar belli oluyor değil mi?)
0
co2s2
(11.07.08)
arkadaşlar hepinize çok teşekkür ederim,söylediklerinizi dikkate alıcam..artık okuyup üfleyip iman gücüyle dalıcam bu puzzle'lara..
ama ne yalan söyleyeyim ,"hakkaten çok zor iş puzzle yapmak,ben de bi türlü beceremiyorum" türünden cevaplar da bekliyordum :) "demek yalnız değilmişiz geronimo" diyecek,sevindirik olacaktım.
neyse,kader utansın..

madem hepiniz puzzleyapabilengillerdensiniz.. ben biraz daha uğraşıp saç baş yolayım , olmadı açık adresi yazıp hepinizi bizim eve davet edicem..iyi ev sahipliği yaparım , yemekler pişiririm, iki de kedimiz var,gönlünüzce mıncırırsınız..vallahi bir dediğinizi iki etmem..karşılığındaysa, sistematik çalışıp puzzleları bitirmenizi isterim. :) sonra da yaptıklarınızı çerçeveletir ,ele güne hava yaparım "hepsini bi başıma üç günde bitirdim" diye..(evet,yaparım bunu,böyle de edepsizim)

@co2s2 , "zamanları attığım ne kadar belli di mi" yi okuyana kadar yüreğime iniyordu.. çünkü 500lük bir puzzle'ın 2 saatte bitirilebilirliği varsa, biz eşimle el ele tutuşup onaltıncı kattan kendimizi atıvermeliyiz..10 gündür canla başla üzerinde çalıştığımız(!) puzzle'ın halini görseniz vallahi ağlarsınız..
0
🌸hickiran karasinek ve uyuyan karinca
(11.07.08)
500`luk puzzle 2 saatte bitirilmese bile, 10 gun de biraz uzun bir zaman.
0
co2s2
(12.07.08)
(6)

Western Digital 500 GB My Book2 Essential 3.5"

rurouni
Başlıktaki aletten karar verip aldım sonunda taktıktan sonra bir şeyler install falan etmeye calıstır izin vermedim tabi(sevmem oyle şeyleri:) bunların belli driverları var mıdır mecbur oldugum bir de icinde setup falan var onları silsem neler olur göz zevkimi bozuyolar. Tak kullan şeklinde kullanmı
Başlıktaki aletten karar verip aldım sonunda taktıktan sonra bir şeyler install falan etmeye calıstır izin vermedim tabi(sevmem oyle şeyleri:) bunların belli driverları var mıdır mecbur oldugum bir de icinde setup falan var onları silsem neler olur göz zevkimi bozuyolar. Tak kullan şeklinde kullanmıyo muyuz yoksa bunu ? 3.5" adaptor falan ayrı mesele.

ek olarak 3.5" alarak aptallık mı ettim ya? boyle film falan atayım orda dursun diyorum sadece.

149ytl e aldım electro world te hala aynı. ek olarak maxtor un 500gb yine 3.5" tasınabilir 124ytl yine electro world haberiniz ola.


www.hepsiburada.com
0
rurouni
(10.07.08)
driver yok. plug n play. (windows 98 falan tanimaz ama)
icinde gelen programlari da kullanmiyorsan silebilirsin, bir zarari yok. hatta direkt formatla gitsin.
0
sourlemonade
(10.07.08)
hazır boşken ntfs yapmanı öneririm.
hem hız artar,hem yarın öbür gün 5+ gblik bir hdrip bir .iso koymak istediğinde lan? demessin..
hard diskin fat32 olduğunu varsayıyorum tabi :),genelde öyle oluyor çünkü.
0
natnan
(11.07.08)
aynı marka ve modeli kullanıyorum, kesinlikle aptallık ettiğini düşünme, oldukça güzel ve verimli çalışıyor. İçerisini doldurmadan NTFS formatlayıp devam edebilirsin.Iyi günlerde kullanman dileğiyle..
0
oligomer
(11.07.08)
ntfs formatlarsan yarın öbür gün mac kullanan arkadaşının makinasına takamazsın, üzülürsün. bir o dezavantajı var. aklında olsun.
0
karapolisnas
(11.07.08)
Bu yorum silinebilir istenirse de dayanamadım söyliycem. Ben aldığın aletin ne olduğunu, ne işe yaradığını bile anlamadım. Bazen kendimi dünya dışı varlık gibi hissediyorum :)
0
felina
(11.07.08)
500gb taşınabilir hard disk mi aldın? vay anasını sayın seyirciler!
0
felina
(11.07.08)
(8)

halsizlik için ne yapılabilir??

cold
bi kaç gündür elimi kolumu kaldıracak halim yok.belimin ortası oyuluyo,günün belli saatinden sonra başım zonklamaya başlıyo.yerimden kalkacak halim kalmıyo.bunun ilacı nedir.
bi kaç gündür elimi kolumu kaldıracak halim yok.belimin ortası oyuluyo,günün belli saatinden sonra başım zonklamaya başlıyo.yerimden kalkacak halim kalmıyo.bunun ilacı nedir.
0
cold
(10.07.08)
sıcaktan olmasın?

tahin-pekmez gibi çılgın gıdalar ya da pharmaton tipi vitaminimsi şeyler...
0
forrestgump
(10.07.08)
Belin ağrıyorsa ihmal etme doktora git. bel ağrısı çok ciddi sorunların da göstergesi olabilir, riske atmaya gelmez bence.
0
gioberg
(11.07.08)
kan yapıcı ve c vitami içeren gıdalar tüketebilirsin belki.
0
babatema
(11.07.08)
Pekmeze falan bulaşma diyabet falansa daha beter olursun hemen doktora hadi bakiim
0
mikelarteta
(11.07.08)
kesinlikle doktora görünmeniz gerekiyor. kendi kendine geçmeyecek bir şey olabilir.

bol bol su içmenizi öneriyorum ayrıca, özellikle bu sıcak yaz günlerinde.
0
bu nick kullanimda
(11.07.08)
Hay bin yaşa. Yeni başlık açacağıma ben de burda yazayım izin verirsen.

Aynı sorundan bende de var ama benimki ileri düzeyde, kronik. Her sabah dayak yemiş gibi kalkıyorum. Yatağım yıllardır kullandığım ortopedik Yataş. Onda bir sorun olduğunu sanmıyorum. Odam çok karanlık değil. Akşama kadar esnemekten ağzım yırtılıyor. Ne Pharmaton ne de başka vitaminler kar etmedi. Pharmaton üstüne bir de mide bulantısı yapıyor. Ginseng içeren başka bir ilaç aldım onda da aynı şey oldu. Ginseng mide bulantısı mı yapar genel olarak?
Doktora gittim hem de kaç kere. Hiçbir şey çıkmadı. Dana gibi sağlıklıyım yani. Psikolojiktir diyenlere ise şunu söylemek istiyorum: bu sorun İstanbul dışındaki şehirlerdeyken bu kadar şiddetli olmuyor. İşim dolayısıyla sık sık seyahat ediyorum. Misal en son Antalya'da 2 hafta kaldım. Her sabah 6 buçukta zımba gibi uyanıp bir de yüzmeye gidiyordum.
Derdime bir çare nolur. Yaşamaktan soğudum artık.
0
felina
(11.07.08)
Düzenli ve sağlıklı beslenmek, düzenli spor yapmak, düzenli uyumak, temiz hava, stresten uzak durma... Tabi hepsi birden zor bulunuyor :)
0
ermanen
(11.07.08)
hergün "günlük süt" iç. hani şişe ile bakkalarda satılan..
0
winsome
(11.07.08)
(21)

sosyal soru: biz niye böyleyiz?

neronas
Türklerden bahsediyorum. Biribirimize olan saygısızlığımızın, kavga edemeden duramamamızın, sinirli yapımızın nedeni nedir?Youtube'da çok amatör bir kısa film denemesinin yorumlarını okuyunca aklıma geldi bu sorular. İki tane genç arkadaş yapmış. Adamlara öyle bir küfretmişler ki inanamadım. Ellerin
Türklerden bahsediyorum. Biribirimize olan saygısızlığımızın, kavga edemeden duramamamızın, sinirli yapımızın nedeni nedir?
Youtube'da çok amatör bir kısa film denemesinin yorumlarını okuyunca aklıma geldi bu sorular. İki tane genç arkadaş yapmış. Adamlara öyle bir küfretmişler ki inanamadım. Ellerin g*tüne girseydi de yapamasaydın diyen vardı yahu. Beğenmediysen olmamış de, neden beğenmediğini yaz da işe yara, adam da feedback alsın senden. Çoğu videonun yorumunda huysuz bir türk yorumu bulunuyor illa ki. Benzer bir durum da, netten counterstrike oynayamayınca sorunu araştırırken karşıma çıkan bir sitede vardı. birisi netten conter-strike 1.3 oynayamamış, sorun ne olabilir diye adam gibi sormuş. Tam 4 sayfa cevap yazılmış adama, hepsi de dalga geçme maksatlı. meğer 1.6 çıkmış da bu adam neden hala bunu oynuyormuş, komikmiş, cevap bile verilmezmiş buna, salak da demişler adama.
birkaç örnek daha var,
Geçen sene öğrenci değişimiyle gittiğim okul için bir andaç dvdsi yaptım, introsuna slayt ekledim bunu da youtube a koydum. Anında yorum gelmiş, "hahahah you all look so gay, faggots. that blond hair girl looks like a bitch" falan diye. adamın niki **turk şeklinde. Türk olduğumu gösterir hiçbir belge yok videoda, demek ki bunu herkese yapıyorlar.
Yaşadığım şehirde çilek bahçeleri var. girip kafana göre toplayıp çıkıyorsun, çıkarken ödüyorsun. içerde yediğin bedava. Türkler tarlaları istila ettiğinden beri uygulama kalktı.
Devlet ücretsiz almanca kursu veriyordu, kursa gidene de işsizlik maaşı gibi bir maaş veriliyordu. Türkler ana bacı kardaş işi gücü bırakıp (varsa tabi) kursa yüklenince uygulama kalktı.
Çiçek bahçeleri vardı, gidip istediğin çiçekten toplayıp, buket yapıp çıkışta kutuya para atıyordun. başında bekleyen yok tabi ki. bahçeler türkler tarafından yağmalanınca uygulama kalktı.

Daha birçok şey var anlam veremediğim ve utandığım. Merak ettiğim şey de şu; bunun sebebi ekonomik mi, eğitim mi yoksa yetişme tarzı mı? barbarmıyız biz? Hani bizim büyük türklüğümüz, efendiliğimiz, anlayış dinimiz? Neden nefret ediyoruz birbirimizden?

Not: Genelleme yapmak elbette yanlış. Bahsettiğim çoğunluğu anlamışsınızdır. Müthiş insanlarımız var elbet ama malesef azınlıkta.
0
neronas
(10.07.08)
(bkz: lümpen kültür)
(bkz: lümpen)
0
annem bana kiz bul evlen dedi
(10.07.08)
gene genelleme olacak ama cahillik, görgüsüzlük ve patavatsızlığın simgelerinden biridir o yutuptaki küfürler. bir de gelişmişlikle doğru orantılı tabii, insanlar önce rahatça geçinmeyi, sonra kendilerini kişisel olarak geliştirmeyi düşünürler. bu hep böyledir. zengin olmayan adam gidip romana mı para versin yoksa kışın yakacağı oduna mı? tabii ki oduna. ilk çağda da böyleydi bu, roma gelişmişken sanat, kültür bilim faaliyetleri falan yapılabiliyordu, tiyatrolar vardı. neden? çünkü ekonomik bir rahatlık vardı ve insanlar diğer faaliyetlere zaman, para, ilgi ayırabiliyorlardı. türkiye'de okuma yazma oranının yüzde 85 olduğunu da söyleyeyim bu arada. ekonominin yıllardır kötü olmasından, gelişmemişlikten kaynaklanıyor bu da sonuçta. gelişmiş bir ülkede en az yüzde 99'tur bu oran.
0
baldur
(10.07.08)
Bence en büyük sorun ileriyi ve toplumu düşünerek değil bugünü ve sadece kendimizi düşünerek hareket etmemiz. Bu neden böyle derseniz bilemem, toplumsal bilinç mi denir yetişme tarzı mı denir orasını psikologların incelemesi daha doğru sanki.

Misal çiçek örneğinde yabancı adam mantıklı düşünerek diyor ki "ne güzel sistem, hem taze çiçeklere istediğim zaman ulaşıyorum hem de bedelini kendim belirlediğim için kazık yemeyeceğim garanti. Ama bedelinin altında ödeme yaparsam da bu hizmetten zarar ederler ve kaldırırlar ben de mahrum kalırım." Biz gidince diyoruz ki "Vay salaklar başında adam bile yok, madem beleşe işime yarayacağından fazlasını da toplayayım eşe dosta dağıtırım eheuh". Çİlek örneği de aynı şekilde tabi.

Küfretme olayında ise malesef hiç bir fikrim yok, bu yaşıma geldim hala durduk yere küfreden insanları anlamıyorum. Ama şundan eminim ki askerde burnum çok fena sürtülecek küfür konusunda :)
0
crown
(10.07.08)
sanırsam bahsettiğiniz tüm özellikler milletçe çok rahat olmamızdan kaynaklanıyor. yani aşırı rahatız. her şeye verecek cevabımız olduğunu düşünüyor, her şeyi biz biliyoruz sanıyoruz. youtube olayı ayrı mesele, ordaki örnek internetin bir maske olmasından kaynaklanıyor.gerçi burdan da rahatlık sonucuna varabiliriz.

bir de yapılan şeylere değer vermeyi bilmiyoruz galiba. her şey ve herkes fırsat bizim için. aslında ben de sizin gibi doluyum bu konuda da şimdilik böyle özetleyebilirim kendi açımdan.

dediğiniz gibi genelleme yapmak yanlış.
0
rectoa
(10.07.08)
Engin Ardıç:

"Bizim ülkemiz bir doğu ülkesidir. Doğu toplumları “suçluluk yönelimli” değil, “utanç yönelimli” toplumlardır. Batı insanı vicdan azabı çeker, doğu insanı alay edilmekten, rezil olmaktan korkar. (Sosyal psikoloji biliminde bu ayırımın iki kanadına “guilt oriented” ve “shame oriented” deniyor.)

Hani şair Eşref’in “ibne dersin kızar da, sikersin aldırmaz” dediği cinsten...

Rodyon Romanoviç Raskolnikov gibi, yaşlı kadını öldürdükten sonra gidip karakola teslim olana da, bizde “enayi” derler. Bizde ilke şudur: Çarpıp kaçacaksın. Suç işlemek değil, yakalanmamak esastır."
0
annem bana kiz bul evlen dedi
(10.07.08)
Biz millet olarak bir rönesans yaşamadık, o yüzden böyleyiz.
0
felina
(10.07.08)
dusuk iq ya baglı olarak muhakeme yetenegindeki zayıflıklar angutluklar fln.
0
bryan fury
(10.07.08)
felina noktayı koymuş olaya. daha söylenicek bi laf yok. bazı şeyleri çabuk ve rahat elde etmenin meydana getirdiği garip bi zihniyet hakim toplumumuza...
0
la grande
(10.07.08)
Efendiliğimiz, büyük türklüğümüz zartlığımız zurtluğumuz sanırsam sadece kitaplarda yazıyor. Din konusunda ise yapılacak birşey yok. Her nekadar insanlar pek anlayamasa da iyi niyetli olmak allah korkusuyla olan birşey değil, insanın içinde, toplumsal yapıda olması gereken bir durum. Ne kadar dine bağlı olursak olalım. Toplumsal olarak bazı şeyleri aşmadığımız sürece bu böyle gider..
Çok güzel konuya değinmişsiniz. Genelde diğer insanlar bu tarz olaylara "çok güzel bir faaliyet, hepimiz desteklemeliyiz" gibi bir mantıkla yaklaşırken bizler "enayi" kekleme peşinde koşuyoruz adeta. Tek akıllı biziz çünkü.
Bu durum her alanda böyle. Bir keresinde hollandada, içinde bulunduğumuz otobüs parkederken bir bisikleti devirmişti. Bisikletin sahibi gelip sakince konuşmuş ve şoför ile güle oynaya el sıkışıp gitmişti. Bu olayı bizim nasıl yaşayacağımızı bir düşünelim. Bisiklet sahibi gelir "la hırbo sen nasıl çarparsın bisikletime körmüsün hede hödö" der başlar ana avrat küfre, şöförde "bisikletini yanlış yere koymuşsan banane lan deyyus" diye adama güzelce dalar..

Artık ne denir, toplumsal yapı mı, ekonomik standartlar mı, milletteki aşırı güvensizlik duygusu mu.. bilmiyorum.

Tek bildiğim bir şey varsa o da Avrupa ülkelerinin özellikle bizim bu tarz tavırlarımızı gördükten sonra haklı bir önyargı sahibi olduğudur.
0
exexex
(10.07.08)
moruk o degil de, bizim memleket gibisi yok be di mi ?

bu ulkeyi, oldugu sey yapan bazi ozellikler vardir ki bunlari degistiremezsin. bunlar olmadan turkiyeyi dusunemezsin (laiklik sorunu, kurt sorunu, ermeni sorunu, vatan millet sakarya -fasistlik sorunu, kendi kendine yetemeyen kucuk, sunepe, bir baltaya sap olamamis, kendi capinda takilan bir ulke olmana ragmen tum dunyanin turkiye etrafinda donudugunu sanma sorunu, herkesin bize dusman olmasi sorunu gibi..)

soyleyecek cok sey var da soyle soyle bir cozumu olmuyor ki, sikinti veriyor artik..

hic bir zaman rahata eremeyecek bir ulkede yasadigini bilmek gibisi yok. bos umutlar yok.

senin sorduklarinla alakasiz gibi gorunebilir ama oyle bir alakali ki..
0
no christ requiress
(10.07.08)
ben butun bunlari felsefe egitimine bagliyorum. felsefe egitimi ortaokulda verilmeye baslansa, (ve klise bir soylem de olsa) koy enstitusu denilen kurumlar tekrar kurulsa bunlar cok daha azalacak.
0
vita vinum est
(11.07.08)
Herkes gayet yerinde tespitler yapmış. Aslında senin sorudan tez konusu bile çıkar, burada 2–3 kelam etmekle geçiştirilebilecek kadar basit değil mesele. Nedenler ve sonuçlar da oldukça kompleks. Ex çok yerinde bir noktaya temas etmiş. Bugün dini bütün diye geçinenler bile rüşvet veriyor veya yeri geldiğinde haksız kazanç elde ediyor. Hobbes'un, İnsan İnsanın kurdudur derken Türkleri yakından tanımış olabileceğine inanıyorum. Genelleme yapmaktan bende hazzetmiyorum ama bu konuda beis görmüyorum; Türklerden bir halt olmaz. Devletin en yüce kurumunda yer alanların bile birbirini yumrukladığı(silah bile çekildi bildiğim kadarıyla), en saygın tartışma programlarında birbirlerine hakaretler yağdıran 'elit' akademik şahsiyetlerin çıktığı ülkede, bilgi birikimi ve genel kültür düzeyi muayyen olan(bunu asla küçümsemek maksadıyla belirtmiyorum) Bakkal Amcanın,kahvedeki ali abinin veya ev hanımı Semra teyzenin bunlardan çok farklı davranışlar göstermesini beklemek abesle iştigal..

Hollanda'da emniyet şeridine giriliyor, ecnebinin verdiği ilk tepki; şuna bakın bir Türk. Yaya geçidinden geçen tek bir yayayı bekleyen onlarca arabanın olduğu ülkeyse sümüğümüzü silmediğimiz Romanya.. Gerçekten maddi imkânsızlıklar içinde yüzenleri tenzih ederek şunu da rahatça söyleyebilirim ki parası da olan da okumuyor bu ülkede. Taksimde her Allahın günü hırpani bir kılıkla(moda galiba bu)avare avare gezen gençlere ne demeli peki? Kaç tanesi aldığı harçlığını 2–3 kitap almak için harcıyor? Bebekte turlarım diyen sanatçının CD’sine 20 milyonu düşünmeksizin veriyor ama… Aptal gazeteleri okuyarak elde ettiğimiz engin bilgi birikimi ile işte ancak yukarıda sözünü ettiğim yüksek felsefi münakaşalara gireriz. Bu ülkeye de bu müstahak. Ondan sonra Sarkozy çıkıp Türkiye Avrupa ülkesi değil deyince herkes dövünüyor, öfkesinden kuduruyor. Bu ne yaman çelişki böyle?

Günün sözü: Kitap okumuyorum, eksikliğini hissetmiyorum.

İyi geceler herkese.
0
villeneuve
(11.07.08)
türkiye ye türk insanina mahsus degil bence bu söyledikleriniz. yani gidisat ne yazik ki bu yöne dogru ve entropik bir devinimle hizlanarak cözülüyor insan evladi. ama türk insani özelinde ben modernleşme sürecini atlamis olmamizi görürüm. cünkü modernlesme herseyden önce kurumsallasma ve disiplin demektir ve bizde eksik olan da bu ne yazik ki. batı da bir işçinin kolay kolay işten atılamamasından tutun da kırmızı da durma aliskanligina kadar özendigimiz bir cok batılı uygulama da batı da kolay kolay yerlesmemistir. zygmunt bauman calisma, tüketicilik ve yoksullar kitabinda mesela batı insaninin islah edilisinde nasil sıkıntılar cektiklerini anlatiyor. sorun bizim o evreyi atlamis ve bunu da acikcasi pek dert etmemis olmamizdir.
0
atmacaged
(11.07.08)
dinamik sistem ve protesto refleksi altinda yazmistim alakali birseyler.
0
sethi
(11.07.08)
peki kent soylu olmayışımız ve göçebe kültürün etkisinde aşırı derece kalmış olmamız ile hala sözlü kültür ögelerinin (destan, masal, kahramanlık hikayeleri gibi) derinlemesine boyunduruğu altında olduğumuz, buna uygun yetiştirildiğimiz, bilinçaltımızın bunlardan beslendiği gerçeğine ne dersin? dostum!
0
fempusay
(11.07.08)
Sadece Türkler degil akdeniz iklimine sahip bütün ülkeler böyle.

Yunanistan, İtalya, Türkiye.
Yani nasıl bize
Rus, Slovak, Çek, Hırvat, Sırp aynı geliyorsa
Nasıl
Alman, Hollandalı, Danimarkalı gözümüzde aynı kişilerse

Türk Yunan Italyan da aynı yapıya sahip insandır.

Ülkemizi ve ırkımızı bu kadar aşşagılamaya çalışmak belki sırf bize aittir gerçi bilemem.
0
cruseo
(11.07.08)
hic yunanistan veya italya gormemis olsak inanacagiz. turklerdeki kabalik ve anlayissizlik bu 2 millette %30 bile yok. sicakkanlilik ve yuksek sesli konusmakla, kufurleri noktalama isareti olarak kullanmak cok farkli seyler.
0
507
(11.07.08)
@cruseo

yunanistan, italya, ispanya hepsine gittim. kiz arkadasim italyada yasiyor ve italyayla saglam bagim var, cok defa gittim, uzun sureler kaldim. dusundugun sekil de bir benzerlik bizle yok malesef. evet italyada ucak sirasinda onune gecmeye calisabilir 1-2 dangalak, ama insanlar baskalarini gorunusuyle, fikirleriyle, tercihleriyle yargilamaz, baskalarina maliyla mulkuyle hava atmaya calismaz -elbet istisnasi da var- cunku bir temizlik iscisi anneye, copcu babaya sahip italyan arkadasin ailesinin bile bir range rover bir de mercedesi vardir. fast food da calisan bir erkekle, firinda part time calisan bir kiz arkadas, aylik gelirleri 1200€ olmasina ragmen evlenebilir, rahatca yasayabilir. onlarin da kendine gore sorunlari var ama turkiyeyi onlarla kiyaslamak ve genelleme yapmak bosa caba.
Turkiye kendine ozgu, nereye ait oldugunu bilemeyen, tum dunyanin kendi etrafinda dondugunu sanan, insanina hic bir sey vermeyen, aksine devamli isteyen, orta sinifin olmadigi, sadece zengin ve fakirin oldugu, gorgusuzlugun, egitimsizligin kol gezdigi, neresinden tutsan elinde kalan, hic bir zaman sorunlarini halledemeyecek olan -cunku bu sorunlar onun ozunu olusturuyor- sacma sapan bir ulke. Evet aynen boyle.

Saydigin ulkelerden tek ustun oldugumuz yer yemeklerimiz. Aci ama gercek. Ha bir de yurtdisinda yasiyorsan burasi tatil icin bir cennet.

ps: ya sev ya terk et diyecek ilk kisiyi alnindan opecegim
0
no christ requiress
(11.07.08)
ben soru olarak sormuştum onu, herhangi bir art niyet yoktu, gerçekten başka ülkeler de bu konuyu tartışıyor mu diye merak ettim sadece hem bizim açımızdan hem de kendi açılarından
0
ermanen
(11.07.08)
hemen sıcagı sıcagına bir ornek vereyim;
az evvel -20 dakika kadar once- cuma namazından geldim.mahallemizdeki pastane yeni sube acmıs ve bunun serefine de cuma cıkısı pogaca-ayran dagıtıyordu.getirmisler baya bi.namaz oncesinde de dısarı koydular.maksat cıkısta alsın insanlar falan filan.basında da yaslı bi teyze.neyse efendim biz de malum sıcaklardan oturu biraz gec giriyoruz iceri.bi tane seyyar satıcı -balık satıcısı- geldi aldi bi iki tane.sonra onları yedi yine aldı,sonra geldi iki tane daha aldı,bu esnada pişkinligini ispatlarcasına teyze cok yedim parasını vereyim diyerekten kadıncagıza para verdi,kadın yavrum onlar parasız dedi falan ama bu adam 7-8 tane aldı toplamda...

kısa bir ornek,insanımıza dair...
0
lurgee
(11.07.08)
en azından yunanlar, küfür ve şiddet konusunda bizim kadar ileriler. kavga konusunda da. hatta diğer bir çok konuda da. bizden bir farkları yok. öyle 1-2 kişiyle yapılmış bir gözlem değil bu.
0
co2s2
(11.07.08)
(10)

Lapa olan pilav

babatema
Naapılıyodu?
Naapılıyodu?
0
babatema
(09.07.08)
nimet denip yenebilir?!
0
terp
(09.07.08)
Yağını sonradan koyacaksanız sütlaç olabilir. Ya da yayla çorbası yapılıp içine atılabilir ama 1-2 kaşık. Tencereyi boca etmeyin. Ya da dolmanın içine konulabilir belki.
0
sui
(09.07.08)
kedi kopege verilebilir.
0
vita vinum est
(09.07.08)
Lapa olur olmaz yani soğumadan ateşten alıp tahta kaşıkla fazla hırpalamadan havalandırarak karıştırın. Tencerenin üstüne iki kat gazete kağıdı ya da başka kağıt koyun ve kapağını kapatın. 15-20 dakika böyle bırakın. Açıp bir daha havalandırın. Pilavınız lapalıkta çığır açmadıysa yenecek kıvama gelir. Oluru budur, daha fazla da bişi olmaz.
0
felina
(09.07.08)
hicbisey olmazsa bile yogurtla harman edilip yenilir. cok da guzel olur hani.
0
osuruklu
(09.07.08)
Lapa olmaması için x bardak pirince x+0.5 bardak su ekleyin. Ancak bu formülün tutması için pirinçlerin önceden (en az 2-3 saat önceden) ıslatılmış olma şartı var yoksa kıtır kıtır olurlar...
0
crown
(09.07.08)
icine uygun biseyler katilip risotto bu diyerek servis yapilabilir
0
jay kay
(10.07.08)
jay kay, yaratıcı bir çözüm ama baldo pirinçten risotto yu kimse yutmaz :)
0
🌸babatema
(10.07.08)
yayla çorbası yapılır.

yoğurt su nane ve 1-2 bakliyatla biraz daha kaynatılır, afiyetle yenir..
0
kara kadife
(10.07.08)
@crown'a ek: eğer pirinçleri önceden sıcak suda ıslatmadıysanız, sadece soğuk su ile yıkadıysanız, x bardak pirince 2x bardak su ekliyorsunuz, lapa olmuyor.

bir de önceden sıcak suda ıslatılan x bardak pirince x+0,5 bardak su değil benim bildiğim. x bardak pirince 1,5x bardak su.

yani 5 bardak pirinç koyduysanız 7,5 bardak su konacak. 5+,05 diye düşünüp 5,5 bardak koyarsanız takır takır pirinç yersiniz. crown da bunu demek istemiş sanırım ama formülasyonda hata var :)
0
kibritsuyu
(10.07.08)
(3)

15. Uluslararası İstanbul Caz Festivali

sıkay
Yeni başlayanlar için jazz..Neye gidelim? 'Şunu mutlaka dinle' dediğiniz ne var kim var?
Yeni başlayanlar için jazz..

Neye gidelim? 'Şunu mutlaka dinle' dediğiniz ne var kim var?
0
sıkay
(08.07.08)
Diana Reeves, Marcus Miller ve Omara Portuondo derim ben.
0
felina
(08.07.08)
Selam,
15 Temmuzda harika bir akşam olacak gibi. www.iksv.org
Stacey Kent,Dee Dee Bridgewater ve Sibel Köse'den Nina Simone şarkıları. Her biri çok özel 3 ses. E Daha ne olsun, bence gayet yerinde bir başlangıç olabilir senin için.. :) Popüler Kültür ve onun getirisi Mainstream müziğin bu kadar hakim olduğu bir dünyada insanların hala bu tür müziklere ilgi duyduğunu görmek de ayrıca sevindirici.

Sevgiler.
0
villeneuve
(08.07.08)
Yasmin'i dinliyoruz zaten evet, olabilir.
Marcus Miller'ı kaçırmışız, yazık olmuş.
Omara Portuondo'ya kesinlikle gidicez.
Diana Reeves'i bilmez etmezdim youtube'ta bi dinledik kendisini.

@villeneuve 15 temmuz programı da güzel görünüyor, ekleyelim ;) teşekkürler
0
🌸sıkay
(08.07.08)
(16)

İzmirliler/İzmir'de yaşayanlar/İzmir'i bilenler Buraya!!!

think martini
Boğaziçi Edebiyat'tan yeni mezun oldum. Çalışan arkadaşlarıma bakıyorum da kimse hayatından memnun değil. Haliyle bende de iş hayatına karşı bir önyargı oluştu. İş bulmak bi dert, çalışmak başka dert. Şimdi bendeniz gelecekle ilgili her gün karar değiştiren biri olarak diyorum ki gidiyim, İzmir'e ye
Boğaziçi Edebiyat'tan yeni mezun oldum. Çalışan arkadaşlarıma bakıyorum da kimse hayatından memnun değil. Haliyle bende de iş hayatına karşı bir önyargı oluştu. İş bulmak bi dert, çalışmak başka dert. Şimdi bendeniz gelecekle ilgili her gün karar değiştiren biri olarak diyorum ki gidiyim, İzmir'e yerleşiyim. Orda bir iş bulıyım, küçük de bir ev kiralıyım, yuvarlanıp gidiyim, en azından kafam sakin olsun. Hem biraz burdan da uzaklaşmış olurum. Çok para kazanma gibi bir amacım yok sonuçta. Ne derece mantıklıdır? Uzaktan göründüğü kadar kolay mıdır bu iş? İzmir'deki iş imkanları nelerdir, yani sonuçta İStanbul kadar kalabalık bir şehir diil diye güveniyorum ama yanılıyor da olabilirim. Hayat da burdaki kadar pahalı değildir diye daha rahat hayatımı idame ettiririm gibi geliyor. Bir yandan da dokuz eylul'de master yapabilirim belki. İzmir'deki iş ilanlarını kariyernet ya da yenibiris dışında nerelerden inceliyebilirim? Gitmeye kara verirsem İzmir'in neresinde yaşamak daha caziptir???
0
think martini
(08.07.08)
bence seni evlendirelim zamani gelmi$. ic sikintisina bire bir. izmir'liyim bu arada yanli$ olmasin.
0
camilo
(08.07.08)
27 yaşına kadar hayatımın 2 senesi hariç - o iki sene ankarada idi - karşıyaka bostanlıda yaşamış, son 3 yıldır istanbulda yaşamak zorunda kalmış bir insan olarak hiç terddütsüz derim ki git. şüphesiz istanbula göre çok ciddi biçimde ucuz. yine istanbula göre küçük olasından dolayı çok daha rahat bir yaşantın olur ancak gözardı etmemen gereken şöyle bir gerçek var. istanbulun sana sağladığı iş olanaklarının çok iyi ihtimalle yarısına erişebilirsin ve istanbulda daha fazla para harcıyacağın aşikar ancak istanbulda kazandığın parayı izmirde kazanman maalesef mümkün değil. İzmirin neresinde yaşanır sorusuna gelince gez gör derim trafik sorunu olmamasından mütevellit çekmek zorunda kalacağın yol en fazla bir saat olur. bunun yanısıra bornova hala öğrenci gibi yaşamak istiyorsan bence uygundur, özellikle küçük park tarafları. tabi bostanlı ,atakent, mavişehir de biraz daha pahalı olmasına rağmen bence harika yerlerdir. izmirde iş arıyorsan benim bildiğim izmir merkezli hsc küresel diye bir İK sitesi var bi bak istersen iyilerdir - tabi sektörler farklı olduğu için yamuluyor da olabilirim , ben bütçe raporlamada çalışıyorum.
Şunu bence unutmamam gerekir herşeyin ötesinde istanbul, izmir gibi şehirlerin kıyaslanmasında kişinin kendisi en önemli unsurdur. şehir içinde yaşananlarla bütünleşir.
0
in vito veritas
(08.07.08)
Boğaziçi İşletme mezunuyum, 3 sene İstanbul-Ankara plaza maymunluğu sonrasında 5 senedir İzmir'deyim, mutluyum huzurluyum. İş istedikten sonra her yerde var, önemli olan iş için ömründen ne kadar bedel verdiğin (Ha bu arada işkolik bir insanımdır, yani öyle yatayım geniş geniş diye de gelmedim İzmir'e). Tüm İstanbul yorgunlarına tavsiye ederim.
0
sui
(08.07.08)
izmir tecrübesi olanlar oradaki yaşama dair daha net fikir verecektir ama ben "yuvarlanıp gitme" kısmına değineğim.
evlenmek, çocuk, okutmak, aileyi büyütmek vs kısımlarını bir köşeye bırakıp sadece kendi başına yaşamını idame ettireceğini düşünsek bile bir tampon varlığının olması lazım insanın. beklenmeyen harcamalar, sağlık harcamaları, kriz durumları (ki türkiye gibi bir ülke için ne kadar olabilir bilirsin), allah korusun daha büyüğünden şeylere karşı, işgörürlüğünü bir oranda veya tamamen yitirmene karşı falan tampon bir birikimin olmalı. veya bunu oluşturabilecek düzeyde bir maaş / ek iş / vesair edinmelisin.
bu aslına bakarsan önlem alması en kolay şey. daha zoru, daha zararlısı, kendine karşı alacağın önlem. yani olur da fikrin değişir, tercihinin iyiliğini sorgulamaya başlarsan falan "naaptım lan ben" diyip kendinden nefret etmemen için olabildiğince sert kararlar vermekten kaçın.
ha diyeceksin bu zaten orta profil orta sınıf düz adam mantığı, aman devlete kapağı attım arkam sağlam falan zihniyeti, o da doğru. muhasebesi sana kalmış çünkü sana neyin ne kadar maliyet uygulayacağını sen bilirsin. homeless olmayı devlet memuru olmaktan üstün tutuyorsan (yani sana maliyeti daha azsa ruhani olarak) buyur bir gün dahi bekleme. (izmire giden homeless olur anlamında değil tabiki :) )
insanın aklının, onun bir tercihte olabildiğince az şeyden vazgeçmesini sağlayacak bir şey olduğunu unutmadan, kendi kararını kendin vermeli ve sorumluluğunu almalısın.
veya salla, kafana göre takıl! :D
güzin ablan :p
0
lhun
(08.07.08)
öncelikle şunu belirtmeliyim ki İzmir'de hayatımın sonuna kadar kalmayı düşünmüyorum tabii ki. Öyle başına buyruk ve çok da gözü kara bir insan da değilimdir, o yüzdn her şei ölçüp biçip gitmek istiyorum. Belli bi kapitalim var tabii, burda yapmak istediğim eğitim için ayırmıştım, İzmir'de başım sıkışırsa onu kullanıcam. İstanbul'da da kendi başım hayat sürdürüyorum sayılır yani ev düzenini sağlamanın maddi-manevi ne gibi zorlukları olduğunu biliyorum. En zoru burdaki düzenim tamamen bozacak olmak, yoksa hiç durmicam:)
Şunu da merak ediyorum; diyelim ki gittim, birkaç sene İzmir'de yaşadım, çalıştım ve sonunda tekrar İst'e döndüm. Burada iş hayatına atılırken bu benim için bir dezavantaj olur mu acaba? "İşin kolayına kaçmış" intibası uyandırır mı hakkımda?
@sui; valla nasıl bu kararı verdin ve hayatını nasıl kurdun İzmir'de çok merak ettim, tebrik ederim. Alanlarımız farklı ama aynı okuldan mezunuz, bunun herhangi bir artısını görsün mü orada acaba? Bir de eğer tek yaşıyorsan düzenini kurman (ev bulma, geçindirme, oraya alışma vs.) zor oldu mu?
0
🌸think martini
(08.07.08)
İzmir'i az bilen ve orda yaşamak isteyen bir İstanbul kölesi olarak ben de sizin gibi 2-3 sene boyunca İzmir'de çalışmanın yollarını aradım. Yalnız ben halihazırda büyük bir şirkette 5 senedir çalıştığım için işim sizinkinden çok daha zor. Bazı sorumluluklar altına girmiş durumdayım ve bunları bırakıp gitmek gibi bir lüksüm yok. İzmir'in şartları ile hem oraya hem buraya yetişme imkanım da yok.
Sonuç olarak, eğer böyle bir karar ve isteğiniz varsa İstanbul size ayakbağı olmadan bir an önce gerçekleştirin derim. Sonradan ayrılması maddi manevi yükümlülükler nedeniyle çok daha zor olacaktır.

Bense emeklilikte ancak, sanırım :(

Sui seni tebrik ve takdir ediyorum üstüne gıpta ile bakıyorum.
0
felina
(08.07.08)
istanbul'da yaşayan bir izmirli olarak diyorum ki;

Durma git! İki dakika düşünme! Bak hala düşünüyosun düşünme dedim! Kaç ve git. Alışma süresini şunu bunu bilemem, tek bildiğim orada hayat daha güzel, parası olana da olmayana da.
0
sayinseyirciler
(08.07.08)
madem bu kadar kararsızsın neden 3-4 günlüğüne buraya (izmir'e) gelmiyorsun? emin ol sözlükçüler sana yardımcı olur. hem biraz gezersin hani derler ya alıcı gözüyle bakmak, işt ondan yaparsın :) hem de buradaki insanlarla tanışmış olursun. şu bir gerçek buradaki birçok insan izmir'i övecektir. hatta ben yapmamak için kendimi zor tutuyorum ehehe izmir milliyetçiliği başka ve bizler maalesef ki objektif bakamayız. en güzeli senin görmen. daha önce geldiysen bile yaşanılabilir bir yer mi diye bakmamışsındır.
nacizhane teklifim budur. kordon'da içeceğin 3 biradan sonra ehehe eşyalarını almadan burda kalmaya karar verebilirsin. oturabileceğim yer diye sormuşsun bence onu da kendin seç. alternatifin çok ama işyeri de önemli. dedikleri gibi en fazla 1 saat tutar yol belki ama işyerine göre yer seçmen sabah 15-20 dakika daha fazla uyumanı sağlar :) düşünsene bir kış günü sıcacık yatağında 20 dakika daha fazla kalıyorsun ehehe burdan da anlaşılacağı üzere izmir insanı ehl-i keyf ya da bu daha iyi; sefa pezevengidir ehehe
0
zminrna
(08.07.08)
ya istedikten sonra iş var tabi ama izmirde iş alanı istanbuldaki kadar geniş degil.
400 ytl ye güzel bi evde oturursun biraz merkeze uzak olması önemli degil dersen. eer üniversiteye girer asistan falan olursan süper bence
izmirde ulaşım da çok dert olmuyo da, bi sıcagı kötü işte, bi de iş az kardeşim.

ben sana dogma büyüme izmirli olarak izmir'in avantajlarını sıralıyım:

1- daha az ev kirası ödüyosun
2- daha az kalabalık var. her yerde kuyruk beklemek yok
3- ulaşım kolay. eger çok ücra bi yere gitmiceksen tek otobüsle heryere gidebiliyosun hemen hemen. metro da cabası
0
merope
(08.07.08)
[Madem ilgili kişi okudu, hayat ayrıntısını çıkarıyorum metinden]

Bir adamın kısmeti varsa o kısmet onu bulur. Yoksa da hiç bir yerde bulmaz.

İstanbul’da kalanların, özellikle de Boğaziçi gibi okullardan mezun olanların bir söylemi var: “Ben İzmir’de çalışmak için Boğaziçi’nde okumadım” diyorlar. Bu işin İstanbul’dan görünen yüzü. Oradayken ben de öyle diyordum. Buraya geldikten sonra bir şey farkettim ama.Ben aslında tam da İzmir’de çalışabilmek için Boğaziçi okumuştum. Yani tabii ki İzmir’de iş olanakları İstanbul’a göre kısıtlı. Ama eğer bir işe birisi alınacaksa, ve adaylar arasında böyle “reputable” (Allahım bayılıyorum bu lafa) üniversite mezunları varsa onlar burada tercih ediliyorlar. İstanbul’da kolunu sallasan Boğaziçi’liye çarpar, İzmir’de ise hint kumaşı muamelesi görürsün. Bu işin birinci boyutu.

Çalışmazsan hiç bir yerde iş yok. Çalışırsan her yerde yükselmek mümkün. Bu da iki.

Üçüncüsü, buraya geldikten sonra anladım ki, İstanbul’da maaş olarak sana ödenen para, senin İstanbul’a ödediğin bedellerin onda biri bile olamaz. Bir ara acaba “uzanamadığım ciğere mundar mı diyorum” diye de düşündüm ama yok. Günde trafikte geçen 4 kayıp saatin, genel mutsuzluğun, mutlu olabilmek için eve abuk sabuk elektronik eşyalar alup sonra da “Ben ne yapıyorum ya” huzursuzluğunun, çocuğun olsa “acaba başına bir şey gelir mi, okulun önünde uyuşturucu satıyorlar mıdır, karşıdan karşıya geçerken bir Cayanne’in altında kalır mı” endişesinin ücreti nedir? Bana mutsuzluğun fiyatını koyabilir misin Abidin?

Şimdi İstanbul’la İzmir’i bir kıyaslayayım sana:


- İstanbul’da ortalama olarak bakarsan daha fazla para kazanırsın. Daha fazla da harcarsın tabii. Alacağın en vasat ev 200.000 YTL’den başlar. İzmir’de o paraya yalıda oturabiliyorsun neredeyse.

- Çoluk çocuğun olursa özel okula verirsin korkudan. Seneliği 14.000 civarındaymış. İzmir’de en yakındaki devlet okuluna yollarsın.

- İzmir’de sebze meyve nispeten daha ucuzdur (delicesine ucuz değil ama) ve böyle Akdeniz mutfağı sağlıklı yemek modunda bir insansan pazarda şevketibostan, deniz börülcesi, hede hödö otu bulabilirsin. İstanbul’da “O ne lan?” der pazarcılar.

- İstanbul’da “15 gün iznimi alayım da Antalya’da full inclusive bir tatile gideyim” diye plan yaparsın. İzmir’de Cuma günü 4 sularında arazi olursun, hafta sonunu Çeşme’de geçirirsin. Pazartesi sabahı 8’de çıksan, 8:30’da işine varırsın. Bodrum 2.5, Kuşadası 1 saattir, her akşam ve sabah Çeşme’den Sakız’a feribot geçer. 20 Eurodur bilet.

- İzmir’in en uzak iki köşesi olan Balçova ve Karşıyaka arası 25 dakikadır. Trafik varsa 45 dakika alabilir. İstanbul’da Beşiktaş’tan Ortaköy’e ortalama yarım saatte gidersin (bkz: beşiktaş’tan ortaköy’e gidiş süresi)

- Eğer İzmir’liysen ve ailen buradaysa, ne zaman istersen yanlarına gidebilirsin. Bir ihtiyaçları olduğunda koşabilirsin. Başka şehirdeysen her ziyarete geldiğinde biraz daha yaşlandıklarını görürsün oysa ki. Kahrolma bonus olarak gelir.

- İzmir’de insanlar güleryüzlüdür çoğunlukla. Teyzeler otobüsten inerken şoföre iyi günler dilerler. İstanbul’da yapsan şoför anlamsızca sana bakar. İnsanlar rahat kıyafetlerle gezebilirler, Kordon’da bir bira alıp körfezin keyfini sürebilirler. Bunun İstanbul’daki karşılığı Beşiktaş İskele’deki çay bahçesidir, yalan olmasın.

- İzmir de deprem bölgesidir ama 6.5-7 üzeri deprem beklenmez. “Allahım ne zaman deprem olacak hepimiz ölecek miyiz?” diye panik içinde yaşamazsın.

- İzmir’de de sinema, tiyatro vardır. Ama Metallica, Kylie Minogue falan gelmez buralara. İzmir’de bazı kitapları bulamazsın, bir Robinson Cruseo 389’u yoktur. Ama kargo şirketleri diye bir gerçek vardır.

- İzmir’in de İKEA’sı vardır, bize sahip olmalarını istediğimiz eşyaları buradan satın alabiliriz.

- İzmir sıcaktır, yazın daha da sıcaktır. İstanbul ılımandır, kışın kar yağar. Kar güzel bir şeydir, kardan adam yaptığın sürece. Maslak üst geçidinde düşüp kıçını kırmana da yol açabilir. Sıcak ise adamı terletir, onun olayı odur.

- İstanbul’da bir gün güzel bir hayat yaşayacağını umut edersin. İzmir’de güzel bir hayat yaşarsın. Ortalama yaşamın erkekler için 67, kadınlar için 70 olduğu bir ülkedir Türkiye.

İşin acı tarafı şu ki, bu hesabı anca İzmir’e yerleştikten sonra yaparsın. Bu şema İstanbul’da yaşarken çizilemez. Niye böyle bilmiyorum ama böyle. İstanbul’da yaşayan yine BÜ mezunu bir kardeşim ve BÜ mezunu eşi var, bir sürü arkadaşım var. Oradan tablo böyle görünmüyor, biliyorum.

Eğer bir gün kalkıp İzmir’e gelirsen, burada en kral işi bulacağını tabii ki garanti edemem. Hayatın iki haftada yoluna gireceğini de edemem. Belki de bombok olabilir her şey. Bunlar ihtimal dahilinde. Ama bildiğim bir şey var ki, hayatta her şey ihtimaller dahilinde. Mesele hangi riskleri aldığın ve bunları kaldırma gücünün ne kadar olduğu. O güç genç yaşlarda daha fazla oluyor, sonra statükoya alışınca, yani yaşlandıkça giderek azalıyor.

Umarım kendin için en hayırlı kararı verirsin, seçtiğin yol iyi olan yol olur. Ha eğer gidiyorum uleyn dersen bir kahve ısmarlarım buraya geldiğinde.

Bu yazı üzerine dr. depeyi’den iki doz da şunları vermek isterim:

(bkz: sürüsosyallik ve iş dünyasının sürüsosyalleri)
(bkz: içimdeki çocuk olmasa bir bankada genel müdürdüm)

Hayırlısı olsun.
0
sozluge giremeyen sui
(08.07.08)
cevap veren herkese çok teşekkür ederim. Öncelikli olarak iş başvurularında bulunup geri dönüşleri bekleyeceğim. İzmir'e gelme ve orda birkaç gün kalıp bizzat İzmir'i tanıma önerisi aklıma yattı. Daha önce geldim ama Çeşme'ye giderken uğrak yeri olmuştu o zaman. Şimdi işin boyutu farklı. İşlerimi ayarlıyıp gelmeye kalktığım zaman yine sizlerden yardım istiyeceğim;nerede kalırım, ne yaparım diye.Belki bana birkaç gün rehberlik yapacak birileri de olur aranızda. Çok ama çok teşekkürler.
@sui; senin özel bir çaban ve emeğin olmuş bu soruya cevap verirken, sana ayrıca teşekkürler. İzmir'i ziyarete geldiğimde bir kahveni içmek isterim:)
0
🌸think martini
(09.07.08)
Ufak bir not ekleyeyim: trafik ile ilgili yazılanlar abartma. balçovadan karşıyaka'ya 25 dakikada ancak cbr 1000 rr motorunuz varsa gidebilirsiniz. izmir'in güngeçtikçe artan bir trafik sorunu var. sabah akşam iş saatlerinde ciddi sıkıntı yaşanıyor. tabii ki istanbul ile kıyas bile edilmez bu trafik ama abartıldığı gibi de en uzak yere bile 1 saatte fln gidemezsiniz. balçovada oturan birisi çiğli organize sanayii'ye anca zeplin'le gider 1 saatte. hele ki otobüsle yolculuk işkence olur. sıkış tıkış otobüslerde yazın tozutursunuz. park sorunu, dar sokaklar, trafiğe inat yavaş giden sürücüler ve neredeyse erkek kadar bayan sürücü, 100 metrede bir trafik lambası, iki şeridi işgal ederek 50 ile giden belediye otobüsü bekliyor sizi izmir trafiğinde.
0
sijwocaq
(09.07.08)
@sijwocaq: İşten çıkış saatleri hariç KSK'den Balçova'ya girişim 23 dakika. Motorum yok, Peugeot 206 ile yapıyorum bunu. İşe gidiş / çıkış saatlerinde ise en fazla 45-50 dakika sürüyor. Genelleme yapabilmek için gerekli deneme sayısını ise çoktan aştım valla.
0
sui
(09.07.08)
Mavişehirden Gaziemir'deki işine her gün 2 saatte giden insalar tanıyorum. Bunu duyunca "yuh oha ne farkı var lan İstanbul'dan" demiştim ama değil. Öyle değil o. Aynı insalar Cuma akşamı ya da C.tesi sabahı "hadi bi Kuşadası yapalım" diyebiliyorlar umarsızca. Öyle işte.
0
felina
(09.07.08)
Mavişehir'den Gaziemir'e gitmek için kullanacağınız yola bakar. Misal Çevreyolundan gideyim derseniz yaklaşık 25 dakika sürer Gaziemir'e girişiniz, şu an Gaziemir girişinde bir yol çalışması olduğundan orada tıkanır bir 15-20 dakika da orada kaybedersiniz. Ama çevreyolu uzundur ve benzin sarfiyatını artırır, dolayısıyla insanlar normal eski yolu tercih ederlerse yolda kaza falan olması durumuna göre tabii ki 2 saat sürebilir.

En son gittiğimde İstanbul'da çevreyolu, E-5, TEM falan hiç bir şey kar etmiyordu trafiğe.
0
sui
(09.07.08)
11 ay istanbulda yaşayıp tekrar izmire geri dönmüş biri olarak şunu söyleyebilirim ki; kesinlikle hayatının en olumlu kararı olur. ancak izmirde daha önce yaşamadıgın için ilk başlarda oldukça zorlanabilirsin. (ki izmire geri döndüğümde ben bile ilk aylarda istanbula geri dönmeye yeltenmiştim. ama bi kaç ay sonra silkinip kendime gelerek bu düşüncemden vazgeçtim.) istanbul un temposu, sosyal imkanları izmirde biraz daha azdır ancak bahsedildiği gibi rahat,huzur anlamında oldukça avantajlıdır. gelip de 5-6 ay dayanabildin mi izmir den vazgeçemeyeceksin diye düşünüyorum.
0
nick name
(10.07.08)
(7)

Sürekli miyavlayan kedi

felina
(git: 32947)Bu kedi miyavlamaya devam ediyor. Yemek yemiyor. Dün akşam elimle bir tabak yoğurt yedirdim zorla, o kadar. Napıcaz :(Ha ayrıca yavruların doğduğu yerden (nasıl bir tabirse bu da) az az kan sızıntısı oldu dün. Bu neden olur?
(git: 32947)

Bu kedi miyavlamaya devam ediyor. Yemek yemiyor. Dün akşam elimle bir tabak yoğurt yedirdim zorla, o kadar. Napıcaz :(

Ha ayrıca yavruların doğduğu yerden (nasıl bir tabirse bu da) az az kan sızıntısı oldu dün. Bu neden olur?
0
felina
(08.07.08)
ben olsam alır veterinere götürürrüm
0
merope
(08.07.08)
cani yaniyordur belki ve o yuzden miyavliyordur. bence veterinere goturmelisin.
0
kayranin kedisi
(08.07.08)
içinde ölü bebek veya ters dönmüş bebek kalmış olabilir..anneyi zehirleyebilir. veterinete götürün acilen bence de.
0
korkunctilbe
(08.07.08)
Ciddi misiniz? Çok korkmuş durumdayım şu an. Doğum cumartesi sabahı oldu. Şu anda işteyim. Akşama kadar nasıl beklerim ben yaa ağlamak üzereyim.
0
🌸felina
(08.07.08)
Arkadaşlar çok sağolun. Hemen vınladım git gel 40 kilometre yol yaptım Safişimi veterinerine götürdüm. O sızıntı sadece dün akşam az bir miktar olmuştu, veteriner inceledi rahim kendi kendini toparlıyordur dedi. Bayağı bir muayene ettikten sonra içerde yavru olmadığına karar verdi. Rahimde kalan artıkların bir an önce boşalmasını sağlayacağını söylediği bir iğne yaptı ve evimize döndük. Evde bir çay tabağı yoğurt yedirdim. Mama yemiyor ama yoğurt olunca çok iştahlı, daha da versem yerdi ama işe dönmem gerekiyordu. Akşama balık vermeyi düşünüyorum.
Tekrar herkese teşekkürler.
0
🌸felina
(08.07.08)
geçmiş olsun..ciddi bir şey olmamasına sevindim
0
korkunctilbe
(08.07.08)
Teşekkürler sağolun :)
0
🌸felina
(09.07.08)
(24)

dünya turu

guybrush threepwood
selamlar,yavaş yavaş delirmek üzereyim ve kimse farketmiyor. ben de bildiğin her şeyi bırakıp dünyayı gezmeye karar verdim. hemen yarın olabilecek bir şey değil elbette fakat 2 senelik kalkınma planımı bunun üzerine kurma düşüncem var. bildiğin karış karış dünyayı gezeceğim, ne kadar sürer bilmiyoru
selamlar,

yavaş yavaş delirmek üzereyim ve kimse farketmiyor. ben de bildiğin her şeyi bırakıp dünyayı gezmeye karar verdim. hemen yarın olabilecek bir şey değil elbette fakat 2 senelik kalkınma planımı bunun üzerine kurma düşüncem var. bildiğin karış karış dünyayı gezeceğim, ne kadar sürer bilmiyorum. hep hayalimdi.

şimdi soruma gelince; belirli bir route'um yok, route hakkında bir fikrim de yok; araca da karar vermiş değilim, motorsiklet mi olur, bastonla mı olur, bisikletle mi olur, araba ile mi olur bilemiyorum, baston, tren, otobüs daha mantıklı geliyor; ne kadar para gider kestiremiyorum, her gittiğim yerde beş yıldızlı otelde elbette konaklamayacağım, işin esprisi o zaten. aylık ne kadar sabit bir gelir bana dünyayı dolaştırır merak ediyorum; birden mi gezmeliyim -ki özlem dolayısı ile ufak geri dönüşler olacaktır- yoksa belli periyodlarda atıyorum 3'er ay, 3'er ay bölge bölge mi gezmeliyim.

velhasıl, bunu yapan eden var mı? internetten hangi sitelerden bilgi toplayabilirim. malum belli gezginlerin blogları var, bunlara nasıl ulaşabilirim. aramızda böyle bir şey yapıp da bana yol göstermek isteyen olabilir mi?

sözlük, duyuru harici; [email protected]
0
guybrush threepwood
(08.07.08)
türkiye'de sabit masrafın olacak mı ama? yani kiralık ev, beslenmesi gereken aile, yatırılması gereken stopajlar gibi?
0
gerrain
(08.07.08)
@gerrain: işim gereği, elbette yatırılması gereken stopajlarım, kiralarım -ev değil-, maaşlar, vergiler falan var, fakat bu iki senelik kalkınma planına bu sorunları çözmek, bunlardan bir şekilde kendimi sıyırmak da dahil. en kötü ihtimal bu tip masraflar ben yokken de karşılanabilir -en azından öyle umuyorum-. eşim ile beraber gerçekleştirmeyi planlıyorum zaten bu turu, beslenmesi gereken bir aile durumu mevcut değil.

@cosmicstring: planladığım dünya turunun içinde kaçınılmaz olarak, elbette türkiye de var.

çok mu hayal kurdum? götümü keserler mi benim uzak diyarlarda nedir?
0
🌸guybrush threepwood
(08.07.08)
bence götünü kestirmeden dolaşmayı başarabilirsin. ama şöyle tahmin ediyorum, ölçüp biçersin "şu kadara patlar bana" diye bir meblağ çıkarırsın aylık. hah işte, o meblağı çıkardığın zaman, ona bir yüzde elli ekle, ben de geliyorum sıkıldım burada. (cümlenin son kısmını tashihte çıkarın kızım!)
işte o meblağ çıktığı zaman, ona bir yüzde elli ekle diyorum, bunu dememin sebebi de hep böyle oluyor bu işler.
0
gerrain
(08.07.08)
ben de tam olarak öyle düşünüyorum. fakat işte, "ayda nerden baksan şu kadar harcarım" noktasında bu işe bir şekilde bulaşmış birinden akıl almam gerekiyor ki ayda o kadara göre kendimi ayarlayayım şu iki sene içerisinde. artık sayısala mı abanırım, malı mülkü kiraya mı veririm, banka mı soyarım hep şekillendirmek lazım bunu.

yüzde elli meselesi allahın emri zaten. evdeki hesabı hiçbir zaman çarşıya uydurmuşluğum yok bu güne kadar. machu picchu'nun tepesinde beş parasız kalma ihtimalim çok yüksek. işte o zaman en iyi ihtimalle göte yapacakları, kesmek olur.
0
🌸guybrush threepwood
(08.07.08)
80 günde devri alem tarzı bir iddiaya girmediyseniz öbek öbek bir geziş tavsiye ederim. hem parasal olarak hem de gezinin geri kalan kısmı olarak planlaması daha kolay olur.

bunun için de, sizin de bir gezgin olarak urban survival tecrübesi kazanacağınızı hesaba katarsak, nispeten daha kolay yerlerden başlamanız daha mantıklı. bakarsınız yapmak istediğinizin gerçekten bu olmadığına ikna olursunuz falan.
kolaylıktan kastım, navigasyon, ulaşım, normalde ne kadar turistik oılduğu gibi şeylerin yanında sağlık, rehberlik vs gibi worst case hizmetlere ulaşım kolaylığınız.

bu açıdan avrupanın herhangi bir fraksiyonu uygun bir başlangıç olabilir.
bu öneride karar kılarsanız ben dahil detaylı bilgi verebilecek pek çok kişi bulabilirsiniz.
0
lhun
(08.07.08)
en uzun sureli ne kadar yurtdisinda gezdin? paket tursuz, independant traveler denen cinsten ozellikle. kisiye gore degisir ama seyahat 4 haftadan sonra bayabilir, yorabilir, ozlem hasil olabilir vs. seyahat yorgunlugu (tropik kumsalda iki seksen yatsan da)kanimca en potansiyel sorun. yolda tanistigim ve aylardir gezen tiplerde fiks bi uygulama farkettim, su ki: adamlarin bir noktasi oluyor, biraz uzun kaldigi, benimsedigi bi yer ve seyahat yordugunda o sabit mekana donuyorlar. biraz kafa dinleyip, tekrar yollara koyuluyorlar. neyse karar ve plan icin onunde zaman var ya, ilk yurtdisi seyahatinde lonely planet onderligini bi yap bakalim, nasil gitcek?
bir de harcancak para senin harcamak istedginle de ilgilidir. bir seyahati ucuz, orta halli ve de pahalisindan seklinde yapabilirsin, butcene gore.
0
pyro clustic flow
(08.07.08)
bu iş için sponsor bulunma ihtimali nedir
0
demlikposet
(08.07.08)
nerden bulursun bilmiyorum ama mesela atlantiki bir yelkenli ile geçmek için fln yanına denizcilikten azcık anlayan insan alan gezginler oluyor
0
kokomichu
(08.07.08)
valla pyro, senin kadar tecrübeli değilim bu konuda, en fazla birer haftalık avrupa seyehatleri yaptım, onlar da paket turlardı zaten.

seyehat yorgunluğu benim de kafamı kurcalayan bir sorun, bu sebeptendir ki lhun'un dediği gibi parça parça bir seyehati seçeneklerim arasına aldım. fakat senin karşılaştığın o arkadaşların yöntemi de çok mantıksız değilmiş. ve elbette daha kolay routeları izleyeceğim öncelikle, avrupa kıtası, başlamayı düşündüğüm kıta.

işin maddiyatına gelince, elbette benim isteklerim bu konuda belirleyici etken fakat şöyle izah ediyim: yatacak yer seçeneklerim arasında düzgün bir yer varsa onu seçerim bunun sebebi eşim, sonuçta askerlik güzel bir tecrübe oldu yatacak yer seçmeme konusunda, çok da önemli değil, her yerde yatarım. bunun dışında eve hediyelik eşya alma gibi bir takıntım yok, temel harcalamalarım olacaktır, yemek-su gibi. ama işte otobüs-tren-uçak-vapur gibi giderlerin ynaında, olası sağlık giderleri gibi giderler -ki düşününce o kadar çok var ki- kafamı kurcalayan. bunlar benim isteklerim dışında gelişen şeyler.

ben istesem amipten farksız yaşayabilirim yoksa.
0
🌸guybrush threepwood
(08.07.08)
gidilen bolgelerin ne sekilde gezilecegi de onemli. gezmek derken gidilen ulkenin baskenti, muzesi, sergisi, meshur yerlerini mi gormek amac, yoksa bunlarla birlikte olayi dolu dolu yasamak mi? ornegin, rusya'yi ele alirsak, moskova ve st petersburg dolu dolu uc haftada gezilebilecekken, sibirya'yi da gormek istemek geziye kafadan bir 25 gun daha katmak oluyor. (sirf trenle gidis 5 6 gun) bununla alakali olarak da masraf ve harcanilan sure de artmis oluyor.

benim tavsiyem iki uc yil beklemektense, cok pahali olmayan bolgelere bu sure icinde birkac aylik deneme seyehatlari yaparak tecrube kazanmak. Ukrayna-Rusya(Sibirya)-Belarus-Polonya-Cek Cumhuriyeti deneme icin oldukca guzel bir rota. Hem hesapli hem de cok guzel tecrubeler kazandirabilir. Turkiye'den gemiyle Ukrayna'ya ordan trenle Rusya ve Sibirya'ya, ordan gene trenle Belarus'a, oradan da otobusle Polonya ve Cek Cumhuriyeti'ne gitmeyi deneyin. Bir bucuk ay falan surer. Zorludur ama sahane tecrube kazandirir, zaten cekilen acilar degil midir bizleri guclu kilan?
0
petekdoku
(08.07.08)
@demlikposet: ben sponsor bulabilme ihtimalini çok seviyorum, ama nasıl yaparım bir fikrim yok. kandaz3'ün bahsettiği şeyleri deneyebilirim.

@kokomichu: denizcilikten anlamıyorum. keşke anlasaydım.

@petekdoku: güzel fikir, sanırım bu parça parça gezme işi her açıdan daha akla yatkın. bakalım teşekkürler, yavaş yavaş şekilleniyor kafamda bir şeyler. verilen linkleri de okuyorum.
0
🌸guybrush threepwood
(08.07.08)
asya'nın tamamını günlük 8 dolara getiren bir arkadaşım var ama insanı olmayan koşullar bunlar.. baştan belirteyim..

bunun haricinde bir araç ile gezmeyi planlıyorsanız mümkünse mekanik aksamı ağırlıklı olan bir araç seçiniz.. misal bir bmw enduro yerine basit bir suziki yamaha africa twin v.b. şeyleri öneririm. hatta kondisyonunuz varsa bisiklet en iyisi... sonuçta yol tepmekten baydığınız bi anda bisikleti küt diye gemiye trene otobuse sokabilirsiniz..

inşallah başarırsınız..

sevgiler..
0
ayanux
(08.07.08)
Aslında "gezmek" olarak değil de yerleşik yaşamı bırakıp göçebeliğe geçmek şeklinde olan bir dünya seyahati planı hep aklımdadır.
Hiçbir yerde yerleşik bir düzenin olmayacak, misal gidip 3-5 ay Paris'te bir lokantada bulaşıkçılık yaparak geçimini sağlayacak ve orda yaşayacaksın. Ardından 6 aylığına Machu Picchu muydu neydi oraya gidip çobanlık yaparsın.
Ha diyeceksin ki pasaporttu vizeydi çalışma izniydi nasıl oluyor bu işler öyle kolay mı? Orasını da ben bilemem artık. Kaçak maçak yapacaksın bir şeyler. Tıhehe.
0
felina
(08.07.08)
bence çok iyi organize edilirse oldukça uygun bir fiyata yapabilirsiniz.
öncellikle ne şekilde seyahat edeceğinizi belirlemeniz lazım ama bence, mesela artık birçok bölgede ucuz uçak şirketleri var (misal avrupa içi-ryanair,easyjet,vb.)
mesela ben 1 aylık bir program için ryanair'dan 2-3gün arayla 4-5 bilet bulabilmiştim ve bunlar genelde 40 euro falan civarındaydı.
yani demek istediğim gitmek istediğiniz bölgeleri belirleyip, o bölgeler arasını uçakla geçerseniz ve de bunun biletlerini önceden alırsanız hem daha ucuza gelir, hem de planlı bir gezi olur.
öte yandan, kalmak için de hosteller uygun bir yol. ama couchsurfing ve hospitality'de uygun alternatifler. en kötü ihtimalle o sitelerden birşeyler içmek için birilerini bulsanız bile onlar size o bölgenin gezilesi,yenilesi,içilesi yerlerini tavsiye edebilir.
bunun dışında lonelyplanet tarzı sitelerin kitaplar da var. bu tarz bir kitap çok işinize yarar. elinizin altında böyle bir kaynak olması, gittiğiniz yerin tehlikeli yerleri, uygun ulaşım araçları, vs yazar. (benimkinde türkiye için, akbil'e kadar anlatmışlardı mesela.)
son olarak, umarım gerçekleştirirsiniz bu dileğinizi, iyi eğlenceler.
0
gioberg
(08.07.08)
tipik bir kıta avrupa harcama günüyle masrafların dağılımına dair fikir vermek mümkün.
ortalama 20 eur kişi başı kalış (hostel 3-4 kişilik oda, bed and breakfast)[bu oran gayrimenkul piyasasının bir fonksiyonu aynı zamanda]
ortalama 15 eur kişi başı yemek (süpermarket veya mcdonalds. içki, local restoran vs. ile 20-30 eur bulabilir)
ortalama 20-50 eur tren. bu en değişkeni. bir de interrail/eurorail gibi bir pass ile daha da farklı oluyor, bundan emin değilim dolayısıyla. konfor /hız ayrı bir parametre tabi.
turistik hadiselere item başı 10 eur kabaca. bedava da olabilir bazen.
eser miktarda toplu taşıma. yürürseniz bedava :). bisiklet (ki çok tavsiye edilir) değişiyor. kendi bisikletlerinizi götürürseniz, trenlerde çoklukla taşınabildiğini unutmayın. parisin içindeki çoğu landmarkını gezecek bir rota yaklaşık 15 km mesela. yürümek tüm gününüzü alıp dolayısıyla yemek, yatmak vs. masraflarınızı boşa harcarken, bisikletle bu mesafeyi çok daha hızlı katederek günden ve dolayısıyla günlük masraflardan tasarruf edebilirsiniz. toplu taşımaya bulaşmayışınızı katmıyorum bile.
bunun yanında sabit costlar da var elbet.
çıkış harcı, vize parası, pasaport(defter veya uzatma), sigorta, seyahat lojistiğiniz derken adam başı 1k ytl rahat buluyor. bu tabi schengen için. çoklu vizeler daha karın ağrısı. üstelik gideceğiniz yerlerin sırasını da ayarlamak gerekebiliyor. yeşil pass.ınız olsa bile.

son olarak ne yaparsanız yapın yola çıktığınızda bir blog ile bizleri haberdar etmeyi unutmayın :) yaptığınız şeye o kadar çok insan özeniyor ki, bir miktar da olsa gözlerimiz kulağımız olursanız şahane olur.
blogun şöyle birkaç avantajı da var. birincisi eğer high profile, güncel tutulan birşey olursa, sık sık takip edilen, sponsorship, reklam (örneğin seyahat malzemeleri) gelirleri gibi finansal kazançlara nail olmak mümkün. ama bunun olabilirliği biraz kumar, biraz da sizin dünyaya aktaracağınızın cezbediciliği.
yine gezinizi adım adım tasarlarken her adımı için insanlardan yorum toplayabilmeniz de mümkün.
kocaman bir kolay gelsin.
0
lhun
(08.07.08)
boyle dunya turu yapan insanlari 2 kategoriye ayiralim oncelikle,
1-) hippi tarzi, ne bulsam yerim, nerde olsa yatarim, otostopla giderim diyen salas tipler. boyle bir tarz secersen fazla giderin olmaz. ama esinden oturu secemiyorsun sanirim..
2-) round-the-world-ticket adiyla satilan belli basli 8-10 guzergaha ucak bileti aliniyor 1800-3000$ arasina. sahip oldugun parana uygun kalitede geziyorsun.

simdi de senin sorunlarina gelelim;
1-) vize. eger sadece tc vatandasligin ve laci.pass. varsa boyle bir gezi kabus olur
2-) esin maceraperest bir insan degilse, durmadan yakinan eden biri ise simdiden gecmis olsun, hatta hic kalkisma bile. kizlarla seyahat etmek iskence, bir kac istisna haric. umarim senin esin istisna olanlardandir. (hic maceraperest takilmayacagim desen bile senin ve onun fiziksel yapisi,kondusyonu bir olmayacak)
3-) dondugunde tekrardan burdaki hayatina donmek zor olacaktir. "pause" a basinca her sey kaldigi yerden devam etmeyecektir.

sefin tavsiyesi;
her yeri dolasacagina 8-10 ulke dolas, git gel devamli. 1 haftalik sureler icinde. 3 ay yeterli olacaktir.

sef kim ? kendisi dunya turu yapmamis olmasina ragmen gezi forumlarini hatmederek ve kimi şeyleri gozleyerek bir takim bilgiler elde etmiş, maceraci bir genc
0
no christ requiress
(08.07.08)
denizcilik olayına gir bence, al bi 8-9 metrelik yelkenli, denizden gez dünyayı. bu iki senede bol bol eğitimini al teorik ve pratik, sadun boro vardı zamanında gezmişti dünyayı, sen de yaparsın, kıyıdan kıyıdan gidip. çok şahane olur.
0
karapolisnas
(08.07.08)
öncesinde ufak gezi/seyahatlerde bulunmalısın. seyehat konusunda tecrübe edinilmeden bu iş olmaz.

misal, istanbulda cevizlibağ'dan 500T otobüsüne bin, tuzlada in!
kusmadıysan tamam testi geçtin, bünyen sağlam.

hazırlan, istanbuldan doğu ekspresi trenine bin, van'a gidiyorsun. van'da inip van gölü kıyısında bir kahvaltını yap soluklan yiğenim. gez dolaş. ancak bu tren yolculuğu esnasında bir ara günleri karıştırmaya başlayacaksın; "kaç gündür gidiyor ya bu tren? bugun çarşamba mıydı yoksa cuma mı?" gibi. yolculuk esnasında insan profillerini incele not al. van'da yeteri kadar gezdikten sonra şehirlerarası otobüse binip kurtalan'a geç. orada da biraz gezdikten sonra güney ekspresine bin ve istanbula dön.

yukarı çık karadenizde bölgesel trenlerle bir tur at, uçağa bin akdeniz inip oradaki bölgsel trenlerle gez şimdide.

bitmedi. interrail ile başvur bu deneyimleri ora da yap dicem ama bir ay fazla gelir bunca tren gürültüsünden sonra. bir haftalık flexy alıp gözünde bir ülke kestir(balkanlar olmasın) bi o tren, bir diğer tren. ardından yurda dön.

yine bitmedi, gemi seyahat acentelerine başvur şöyle bir mısır, kaihre, şarm el seyh, turlarına katıl bir haftalık filan bu keser seni. akabinde yine yurda dön.

buraya kadar ilerlediysen ve halen kusmadıysan eline bir kağıt kalem atlas alıp yaşadığın bunca tecrübelere dayanarak planını programını çizerek dünya turuna çıkabilirsin. çünkü artık yeteri kadar tecrübe edinmiş oldun. bitti.
0
winsome
(08.07.08)
Kıta kıta ayırmak?
0
ich
(08.07.08)
bu iki senelik hazırlık süreci kapsamında bir görevin daha olsun. başta macera kanalları olmak üzere birkaç kanalla konuş. yanına minik bir el kamerası al. gittiğin yerleri kendi gözünle anlat. sonra o görüntüler üzerinden alacağın telifi de bu gezi için harca, hatta kanalın olanaklarından yararlan.

yani illa ki bir firma bulamıyorsan bir kanala bu görüntüleri satmayı / böyle bir işbirliği içersinde bulunmayı teklif et. onlar bu görüntüleri bir araya getirip yayınlarlar isterlerde. sonuçta büyük kanalların hazırladıkları bu tip programlar var ancak bu iş hand made bişi olacağından özellikle bu alanda yayın yapan kanalların dikkatini çekecektir.

hele bi de tutarsa zaten çadırı, kamuflajı felan yağacaktır :)
0
yedek ruh
(08.07.08)
Arabaya atlayıp sadece elimizdeki yırtık Türkiye Karayolları Haritasına güvenerek 2000 km. yapmışlığımız (ne yapalım, olayımız bu kadar bizim) vardı ama bu rehavet, bu aymazlık tamamiyle anavatanımızda olmamızdan kaynaklanıyordu. İcabında "dayı Zortikkaya yolu ne tarafta kaldı" diye sorabiliyorduk gördüğümüz birine. Bu sebeptendir ki, yurtdışına yapacağın gezinde herşeyden önce ulaşım/araç sorununu halletmeye bak. Yaban ellerde iz bilmeden yol bilmeden dımdızlak kalmak her zaman keyifli gelmeyebilir (hele yanında bir de bayan varsa). Bayağı bir ulaşım önerisi verilmiş bu sayfada. Ayriyetten, bölge bölge gezmeni tavsiye ederim. Atıyorum bir seferde Doğu Avrupa'yı, başka seferde Ortadoğu'yu falan. Böyle yaparsan, hem ülke çorbası yapmamış olur, hem de o çorbadan çıkmış balık konumuna düşmezsin. Seyahatlerinden alacağın tadı maksimize edebileceğine de inanıyorum bu şekilde.

Bonus Track: Ayrıca biraz da paralıysan bırak kestirmeyi, öptürürsün bile.

(İç Ses: Biz Fethiye'ye gitme planları yapalım en fazla, siz dünyayı gezin anasını satayım.)

Kolay gelsin, iyi yolculuklar ve iyi eğlenceler şimdiden.
0
shangrilla
(08.07.08)
surekli zulada 1500 yuro ve 1500 amerikan dolari bulundurun. o para acil bi durum olduunda ulkeye donmek icin kullanirsiniz. her ulkede ayri ulasim araclari mevcuttur. mesela avrupada en cok tercih edileni demiryoludur. avrupada onu kullanirsiniz. ne biliim her havaalaninda, tren istasyonlarinin bazilarinda araba kiralama sansiniz war. bu arada hergun turkiyeden birine rapor verin suraya geldik die. su ulkedeyiz die. kaybolursaniz, gotunuzu keserlerse haberleri olur turkiyedekilerin. yaninizda kesinlikle gideceginiz ulkelerdeki turkiye konsolosluklarinin adreslerini, telefon numaralarini alin.
0
sanio
(08.07.08)
alın sırt cantalarınızı kuzey hındıstan'a gidin 3 haftalıgına ama turla degil. işte o geziden sonra hiç bir yer sizi zorlamaz, her bi şey kolaylaşır, bağışıklık kazanırsınız. garanti veririm, en güzel gezi dayanıklılık ölçme ve arttırma kursu ordadır :)
0
pyro clustic flow
(15.07.08)
bence 1 aylık balkan flexipass bileti alıp tcddden balkan ülkelerini hatmedin önce, yanınızda bisiklet de götürürseniz tren seyahati bedava zaten diğer yerleri de bisikletle halledersiniz ve avrupanın 3 te 1 ini gezmiş olursunuz 1 ayda. daha sonra diğerlerini düşünebilirsiniz. yunanistandan feribotla italyaya geçip oradan da takılabilirsiniz diğer yerlere.
0
nihilanth
(04.08.08)
(5)

antalya hava alanından antalya merkeze gitmek

hayo
efem en efektif yolu nedir? taksi çok mu maliyetli olur? havaş mı vardır? belediye otobüsü mü?
efem en efektif yolu nedir? taksi çok mu maliyetli olur? havaş mı vardır? belediye otobüsü mü?
0
hayo
(08.07.08)
taksi epey masraflı oluyor.
0
deckard
(08.07.08)
bence en akıllısı havaş. antalya'da 4 sene oturdum. bu sürede yediğim en baba kazık taksicilerden olmuştu :) 4 senemi hala unutmam. eh kaçınılmaz olunca zevk almaya bakmalı tabii... otobüs bildiğim kadarıyla yok ama havaş elbette ki mevcut.
0
zminrna
(08.07.08)
Atlasjete binersen, ki bin, alanyaya kadar bedava servisi var.
0
felina
(08.07.08)
taksi 30-35 ytl tutuyo
0
zkurmus
(08.07.08)
taksi 30-35 den fazla tutuyor. aslında taksiciye de bağlı. en son tanıdığımız bir alman aile 100 ytl vermişti. sene 2007 :)
0
zminrna
(08.07.08)
(6)

istanbul afyon en kısa nasil gidilir?

les
sabah en gec oglen 12 de afyon da olmam lazim ama ucak yok... metro firmasi nie bilmiyorum sadece sabah gidiyor... en kısa yol guzergahi nasil olur acep... ucak+otobüs ya da sadece otobüs de olabilir...
sabah en gec oglen 12 de afyon da olmam lazim ama ucak yok... metro firmasi nie bilmiyorum sadece sabah gidiyor...

en kısa yol guzergahi nasil olur acep... ucak+otobüs ya da sadece otobüs de olabilir...
0
les
(07.07.08)
fethiye ve antalya' ya giden otobüsler de afyon' da duruyor. o güzergaha otobüsü olan firmalarla gidebilirsin. pamukkale ve nilüfer var aklımda olan. ha uçakla antalya 1 saat ve antalya afyon yaklaşık 4 saat, ama sürelerin arka arkaya denk gelip de 5 saatte gidilebilmesi imkansız gibidir. zaten istanbuldan afyona nerdeyse 6 saat tutuyor.
0
dreamkeeper
(07.07.08)
hala evden çıkmadıysanız ısparta'ya giden kamil koç otobusleri afyon otogorda duruyor. ama onun için de 1-2 saate kadar otobuse binmiş olmalısınız sanırım 23.30da kalkıyordu istanbuldan. yaklaşık olarak sabah 6 gibi afyonda olursunuz.
0
light beam
(07.07.08)
istanbul antalya arabalari geciyordur afyondan buyuk ihtimalle. hatta kesinlikle diyebilirim.
0
osuruklu
(07.07.08)
para sorunu yok diye du$unerek $oyle bir $ey onerebilirim.
sabah ucak ile denizli'ye gidebilir, denizli'den de ankara/istanbul otobuslerinden herhangi birine binip afyon'a gecebilirsiniz.
0
sourlemonade
(08.07.08)
uçakla konyaya gidilir, konya-afyon 2 saat sürer.
0
felina
(08.07.08)
tesekkurler...
0
🌸les
(11.07.08)
(4)

Doğum yapan kedi :)

felina
Öncelikle: #13582141Efenim bu kedi ilk 24 saat yavrularının başından ayrılmadı, işemeye filan gitmedi, yemek yemedi, su içmedi. Yatağının yanına taşıdık yemeğini. Avucumuzda peynir, mama, süte batırılmış ekmek filan yedirdik. Bir ara kendisi kalkıp su içti ve hemen yavrularının yanına döndü. Şimdi b
Öncelikle: #13582141

Efenim bu kedi ilk 24 saat yavrularının başından ayrılmadı, işemeye filan gitmedi, yemek yemedi, su içmedi. Yatağının yanına taşıdık yemeğini. Avucumuzda peynir, mama, süte batırılmış ekmek filan yedirdik. Bir ara kendisi kalkıp su içti ve hemen yavrularının yanına döndü. Şimdi bu hayvan güçsüz düşecek diye korkuyoruz. Bir de bu sabah yatağından çıktı ve evin içinde peşimizde dolaşarak miyavlıyor. Mama veriyoruz yemiyor. Sürekli yüzümüze bakıp miyavlıyor ve evi dolaşıyor.İlk doğumdan 24 saat sonra yeni bir yavrunun gelme ihtimali var mı acaba?

Sonuç olarak: bu hayvan niye miyavlıyor ve neden yemek yemiyor
0
felina
(06.07.08)
Öncelikle 24 saat sonra yeni bir doğum yapma ihtimali var. Karnının şişliğinden anlayabilirsiniz yavru olup olmadığını.
Süt verme evresinde (bebeler 2 aylık olana değin) anneyi iyi/kaliteli mamalarla besleyin. Özellikle yavru kediler için olan mamalar daha besleyicidir.
Miyavlayarak peşinizden gezmesine bir anlam veremedim. Belki yavruların şu anki yerini beğenmemiştir, kendince daha güvenli gördüğü başka bir yere taşıyabilir.
0
korkunctilbe
(06.07.08)
dogum yaptigi kutuyu kaldirdiysan tekrar gorebilecegi bir yere koyabilirsin. kedin eger sokaga cikan bir hayvansa kediler birkac erkekten hamile kalabiliyor, belki dogmamis bir bebek daha vardir baska bir babadan olma.

bir de acaba siz gormeden 3. yavruyu baska bir yerde dunyaya getirmis de onu ariyor olabilir mi? gerci bu durumda kokusundan bulurdu yavruyu.

yemek yememesi de telasa dusurmesin sizi, benimki 3 gun yemek yememisti. yine de sevdigi ekstra seyler varsa (salam, peynir, yogurt, vs) onlari bebeklerinin yakinina koyabilirsiniz, cunku yavrularinin yanindan pek ayrilmak istemeyecektir icgudusel olarak.
0
kayranin kedisi
(06.07.08)
denildiği gibi yemeğini, kumunu yanına koymak iyi oluyor, bebeklerin yerine siz müdahale etmemeye çalışın. benim kedim balkondaki kuşlara miyavlamıştı baya bebekleri varken, herhalde korkuyor zarar verirler diye düşünmüştük. evdeki çok ses çıkaran aletlerden de rahatsız olur diye kaldıkları odayı elektrikli süpürgeyle süpürmemiştik bir süre. miyavlıyorsa sizi yanında istiyor da olabilir, doğum öncesi kedim öyle yapmıştı, yemeği bile yuvanın önünde yemiştik o gün. bir de yaşı küçükse biraz şaşkın, tedirgin olabiliyorlar.
0
playdead
(06.07.08)
korkunçtilbe:kedimi 1,5 aylıktan beri en kaliteli mamalarla besledim. yemedim yedirdim içmedim içirdim desem yeridir :) hamile olduğundan şüphelendiğimden beri de yavru kediler için olan (Hill's'in) mama ile besliyorum.Yatağını daha sessiz ve kuytu bi köşeye taşıdık. Ama hala bizi görünce acı acı miyavlıyor. yemek veriyoruz yemiyor.

kayra: biz görmeden doğurmuş olması imkansız gibi bişey. sürekli başındayız. doğurmuş olsa üstünde kan, leke vs olurdu o da yok. elimizde besledik biraz mamasından verdik peynir filan verdik. yavruların yanından kalkıyor arada peşimizden geliyor, mama kabına götürüyorum mamayı gösteriyorum ama koklayıp geri gidiyor.

elxa: çok teşekkürler. okudum linkleri.

playdead: sanırım bizi yanında istiyor. çünkü başını okşayıp konuşunca sakinleşiyor. ama yemek yememesine üzülüyorum. ya güçsüz düşerse?
0
🌸felina
(06.07.08)
(2)

kozmetik?

pembeli kiz
orjinal kozmetik ürünlerini (parfüm, krem vs) ucuza satin alabilecegim bir internet sitesi var midir?pesin edit: strawberrynet demeyin almanya´ya yollamiyorlar
orjinal kozmetik ürünlerini (parfüm, krem vs) ucuza satin alabilecegim bir internet sitesi var midir?

pesin edit: strawberrynet demeyin almanya´ya yollamiyorlar
0
pembeli kiz
(30.06.08)
ebay.de
0
osuruklu
(30.06.08)
almanyaya niçin yollamıyorlarmış merak ettim. dünyanın her köşesine yoluyorlar halbuse.
hmmm bi bakalım. size kendi özel seçkimi sunayım o halde:

kissandmakeupny.com -4.95 usd fix shipping
www.facial-shop.com -free shipping
web2.sasa.com -free shipping
www.beautyofasite.com
www.beautysteals.com
www.beautyencounter.com
www.hqhair.com?
0
felina
(01.07.08)
(3)

Rixos otelleri ile ilgili bilgi alabileceğim yazar arkada$lar buraya lütfen.

robinbook
Rixos otelleri ile ilgili bilgi alabileceğim yazar arkada$lar buraya lütfen. Nasıl bir gruptur, kimlerdir nelerdir ws .ws. sorularıma muhatap aramaktayım. http://www.rixos.com demeyim pls. bunların dı$ında ama daha içeriden bilgilere ihtiyacım var. Saygılarımla.
Rixos otelleri ile ilgili bilgi alabileceğim yazar arkada$lar buraya lütfen.

Nasıl bir gruptur, kimlerdir nelerdir ws .ws. sorularıma muhatap aramaktayım.

www.rixos.com demeyim pls. bunların dı$ında ama daha içeriden bilgilere ihtiyacım var.

Saygılarımla.
0
robinbook
(30.06.08)
müşteri olarak bilgi lazımsa, çok güzel otel. yemekleri kötüydü bundan bi kaç sene önce.
0
sourlemonade
(30.06.08)
arkadaşım 7 yıldızlı otellerinde staj yapıyor. sahibi van'lı. para *ok gibiymiş afedersiniz. dubai'de bilmem kaç yıldızlı dev bi otel için anlaşma imzalamış şimdi. ayrıntı olaraktan da , otelin sahibi ayda yılda bi gelip otelde kalırmış, kaldığı odada kimse kalmamasına rağmen her gün temizlenip, bornozuna kadar yenilenirmiş.

ne tür bi bilgiye ihtiyacınız olduğunu söyleyin,ona göre sorup öğrenmeye çalışayım.evet.
0
brkylmz
(30.06.08)
akp'ye yakınlıkları olduğunu duymuştum. ayrıntılı bir bilgim yok. ama konya rixosta kalırken bir anda akpliler oteli sarmıştı. toplantı mı ne bişey varmış. ortalıkta kuş uçurtmuyorlardı. her yerde böyle kulaklıklı adamlar. orda sölemişlerdi. bilemem artık.
0
felina
(01.07.08)
(12)

Öğrenim Kredisi

ermanen
Mezun olunca öğrenim kredisi işini napıyoruz?
Mezun olunca öğrenim kredisi işini napıyoruz?
0
ermanen
(12.06.08)
ödüyorsun.
0
osuruklu
(12.06.08)
Onu biliyorum, bir yere gidip bir işlem yapmam gerekiyor mu, birilerine birşey demem gerekiyor mu, neler yapmam gerekiyor yani?
0
🌸ermanen
(12.06.08)
bir süre sonra (bende 1 yıl sonra oldu) evine veya onlardaki en son kayıtlı adresine yazı gönderiyorlar üç ayda bir ödeme yapıyorsun. ödemediğinden faizi ile birlikte alıyorlar, ne yapıp edip alıyorlar ama! kyk.gov sitesinden öğrenim no'su ile de kontrol edebilirsin durumunu ve ödeme tarihlerini...
0
cinematography
(12.06.08)
mezun olduktan iki yıl sonra başlıyor ödemeler. üç ayda bir ödeniyor falan, açıklamalar mektupta var zaten. hiç ummadığın anda mektupla geliyor hesap, merak etme :)

olaki yüksek falan kazanırsan erteleme imkanın var ama ertelemelerde faiz biniyor deli gibi, tavsiye edilmiyor.
0
lovemyself
(12.06.08)
estetik ameliyatla cinsiyet değiştirip alabama ya taşınsan dahi bulup alıyolar. o derece azim.
0
betty puf puf
(12.06.08)
bir de taksit kaçırmamaya dikkat et, biz ödemelerden birini kaçırmışız ama sonraki ödemelerden devam ediyoruz, farkında bile değiliz. ihbarname geldi, ya kalanların hepsini ödeyin ya da icraya veriyoruz kabilinden. aynısı bir diğer arkadaşıma da oldu. o 3,5 milyar biz de 1 milyar ödedik tıpış tıpış.
0
tannhauser
(12.06.08)
2001 yılında mezun olmuş bir arkadaşım var, 3 yıldır memur olmasına rağmen kendisini bulmuş değiller. ödemiyor o da inatla. hiç belli olmaz. bu arada kendisi x şehirli, y şehrinde üniversite okumuş, okuldan sonra x şehrinde ve istanbulda 2 sene yaşayıp sonra temelli istanbula taşınıp, istanbulda da 3 ev değiştirip en sonunda evlenip 4. evine taşınmış. bulamamaları bundan da olabilir diycem de kız memur yani bana mantıksız geliyor.
0
islem
(12.06.08)
www.kyk.gov.tr'den kredi numarani girerek ne zaman ne sekilde odemen gerektigini ogrenebilirsin.
0
sethi
(13.06.08)
öğrenim kredisi için af çıkar mı? en son kaç yüzyıl önce çıkmış? ümit fakirin ekmeği mi?
0
bordeaux
(13.06.08)
2001 mezunuyum ödemeyeceğimden deil ama baya uzun süre salladım. sona bi baktım vergi dairesine bildirilmişim. e işim nedeniyle pek hoş olmicaktı gittim kendiliğimden ziraat bankasına numaramı bildirerek bir kısmını yatırdım. sonra internetten kontrol ettiğimde vuhooop faizlerin silindiğini gördüm. böle böle ödiyip bitircem. sen de öle yap. çok fzla değilse hepsini öde gitsin ya da.
0
felina
(13.06.08)
cok ucuk rakamlar olmadığını hatırlatabilirim eğer zamanında odersen. soyle ornek vereyim sen kendi durumuna göre kerteriz al bunu:

2000 de üniye basladım. iktisat fakültesinde okuyordum. yani ortalama bir harc odemem gerekiyordu. harc kredisine kabul edildim. 2004 te mezun olana kadar harcları indirimli ödedim. 2007 sonunda geri ödemeye baslamam gerekiyordu. basladım. 3 ayda bir 115 ytl oduyorum ve toplam borcum 1milyar kusur.

bu verileri kendi durumuna uygularsan okulu zamanında bitirdikten 2,5-3 yıl sonra uc ayda bir simdinin parasıyla en fazla 350-450 lira falan ödemek durumunda kalacağını dusunuyorum.
0
eleventh american esme has met
(13.06.08)
paşa paşa ödüyorsun mezun olduktan 2 yıl sonra. ödemediğin takdirde ssk numarandan çalıştığın firmayı bulup oraya güzel bir yazı gönderip maaşının belli bir kısmına her ay el koyuyorlar.

af olayı ise faizine af çıkar 40 yılda bir. faizide pek birşey değil. mühim olan anapara.
0
winsome
(13.06.08)
(61)

kumar problemi ve uçup giden bir hayat..

osmanoglu
(sozluk yazarıyım fakat, malum, deşifre olmamak için öylesine bir kullanıcı adı alarak yazıyorum şu an)herşey bundan yaklaşık 3.5 sene önce başladı. bir internet cafede rastladığım ilkokul arkadaşımın internet üzerinden sanal kumar oynayarak ne kadar kolay para kazandığını görünce bunu benim de yapa
(sozluk yazarıyım fakat, malum, deşifre olmamak için öylesine bir kullanıcı adı alarak yazıyorum şu an)
herşey bundan yaklaşık 3.5 sene önce başladı. bir internet cafede rastladığım ilkokul arkadaşımın internet üzerinden sanal kumar oynayarak ne kadar kolay para kazandığını görünce bunu benim de yapabileceğimi düşünerek..neyse uzatmıyorum. kısa ve öz cümlelerle devam edeceğim konuya. 3.5 senedir internet üzerinden kumar oynuyorum. daha öncesinde çayına dahi okey ya da tavla oynamaktan sakınan mütedeyyin biri sayılabilecek olan ben nedense müptelası oldum bu olayın. ama sürekli kaybettim. şu ana kadar takriben 30 milyar para kaybettim. ve hala ödenmesi gereken 17 milyarlık kredi kartı ve banka kredisi borcum var. tamı tamına 4 defa çeşitli bankalardan kredi kartı borçlarımı ödemek için kredi çektim ve 1 ay içinde tekrar limitlerini doldurdum bu kartların, sadece sanal kumar oynayarak. geriye dönüp baktığım da bu süre zarfında gelirimin yarısını bu illete harcamışımcve daha da ödemeye devam ediyorum. birçok defa bu yüzden, gün geldi dolmuşa binecek param olmadı, gün geldi (ajitasyon yapmıyorum) yiyecek birşey almaya param olmadığından haftalarca haşlanmış yumurtaya talim ettim. 28 yaşındayım, herkesin gözdesi olan bir mesleğim var ve bu illetin yüzünden yerimde saydım işimde. ailemle, çevremle bağlarım koptu. doğru düzgün uyuyamıyorum bile. sağlık problemleri baş göstermeye başladı. hızlı bir şekilde yaşlanıyorum. defalarca yemin ettim bir daha olmayacak diye, ama sonra farkettim ki bu yeminler cebimde para kalmadığı zaman ettiğim yeminlerdi. param olduğunda bu yeminleri unutuyor,oyuna tekrar başlıyordum o lanet olası heyecanı hissetmek için. hani "gözü dönmüş" diye bir deyim vardır ya bu hırsı aynen ona benzetiyorum ben. normal hayatında pek fazla hırslı, afedersiniz götünü yerden kaldırmaya üşenen ben, banka kartlarımla ilgili problem olduğunda halletmek için defalarca müşteri hizmetlerini arıyor gerekirse şubeye üşenmeden gidiyordum problemi halletmek için. kartlarımı iptal ettiriyor fakat yine binbir meşakketle yeni kart çıkarıyordum. hiçbir şey yapamasam gidip iddaa oynuyordum. yaşıtlarım son model arabalarda gezip çoluk çocuğa karışırken ben bu illetin yüzünden evimden çıkmıyor, geceleri ağlıyodum. asosyal, dağınık, dalgın, karamsar biri oldum çıktım sonuçta. ahirete olan inancım olmasa belki çoktan gitmiştim bu dünyadan.

bugün yine yemin ettim belki 100. defa. ama işin kötüsü, bu yemini tutacağımdan yine emin değilim ben. yine kendimden nefret edecem, zaten kendine güvenin zerre kadarı kalmadı bende. yaşantımı bütünüyle etkiledi bu olay. hadi giden para gelir tekrar. şu ana kadar pek sorun olmadı ödemelerimde. birkaç sene daha dişimi sıkar hallederim. ama en çok neye üzülüyorum neye yanıyorum biliyor musunuz: hayatımın en verimli olabileceğim en güzel yıllarını ben bu illete verdim. bu yılların geri döndürülemez olduğunu düşündükçe daha da çıldırıyorum.

şu ana kadar en yakın arkadaşlarım dahil bunu kimseye anlatmadım. şimdi buraya yazarak hem biraz rahatlayayım, hem de varsa benim durumumda olan ya da bu işlere heves eden birileri, ibret alsın uzak dursun istedim.

şimdi soruyorum dostlar: ben ne yapayım? nedir bunun tedavisi? dayaksa dayak, terapiyse terapi. yardımcı olmanız dileğiyle.
0
osmanoglu
(08.05.08)
benimde çok yakın bir arkadaşımda bu durum var, yurtdışında, her yolu denedik, evet dövdük, aşağıladık, destek olduk, aç kaldı para verdik, yer verdik ama yok bize verdiği sözleri tutmadı. kartlarına el koyduk erkeklik taslamaya başladı, gene dövdük ama yok kumar bu.

gerçekten iller bir şey, şahsen o arkadaş sayesinde şu an iddia, loto, toto sayısal falan bişi oynamam.

bu arada, o arkadaş doktora da gitti ama sonra bıraktı gene.

sanırım tek yolu, ciddi bir şekilde gururun kırılması...
allah yardımcın olsun.
0
alchemistt
(08.05.08)
unutmuşum. bahsettiğim süre zarfında 2 sevgilim oldu. onlardan da ayrılmak zorunda kaldım bir süre sonra. yürümüyordu bu problem yüzünden. zaman dahi ayırmak istemiyordum.
0
🌸osmanoglu
(08.05.08)
kesinlikle birinden yardım al, tek başına halledilecek değil. kafanı kırsa ses çıkaramayacağın biri olsun. kartlarına el koysun, maaşını o çeksin sana versin ne bileyim hayatının kontrolünü bi süre başkasına devret. zaman en büyük dost, uzak kaldıkça etkisi azalacak azalacak, sonra unutabileceksin belki
0
efruz
(08.05.08)
efruz, verdiğim örnekte aynen dediklerini yaptık ama eroyin bağımlısı gibi davranılıyor ve bir şekil alıyorlar kartı, ki bıktırma, olay büyümesin demeler falan.
osmanoğlu, eğer bu yolu deneyeceksen, kesinlikle akraban ve büyüğün olsun ya da asla ama asla sesini yükseltemiyeceğin, kalbini kıramayacağın biri olsun, keza bağımlılığın bayağı ileri derece gibi, normal arkadaştan dayanamayıp alırsın geri.

bir de, harçlık sistemiyle çalış, minimum yetecek parayı al o kişiden.
0
alchemistt
(08.05.08)
Bence asosyalligin getirdigi bir sey bu. bakin ne guzel soz de vermissiniz; eger baktiniz ki tekrar oynamak uzeresiniz, buraya[eksi duyuruya] yazin ve eminim o an hem ne yapmak uzere oldugunuzu daha iyi gorecek, hem de buradan size verilecek moralle o illetten yavas yavas da olsa kurtulursunuz. ilk zamanlarda birakmanin keyfini hissedilmese de, ilerleyen zamanlarda kumari biraktiginizi gorunce kumardan aldiginiz zevkten kat be kat daha fazlasini alacaginiza eminim.

Ayrica, herkesin imrendigi bir ise sahibim demissiniz; bu durumda hesap kitap iceren bir meslekle ugrastiginizi dusunursek kumarda kazanmanin ne kadar dusuk bir ihtimal oldugunu kolaylikla gorebilirsiniz; kendi acinizdan bakmaktan ziyade buyuk resimi gorurseniz ne kadar ucuz bir numaranin etkisinde oldugunuzu haydi haydi goreceksinizdir.

Son olarak efruz'a katilmadan edemeyecegim. pek dogru soylemis.
0
egotm
(08.05.08)
haklısınız.ben hayatta sadece ailemden çekinirim. bugüne adar hiç açmadım aileme bu konuyu. çok düşündüm açayım mı diye ama yapamadım. zaten onlar benim para biriktirdiğimi düşünüyorlar. bana, "hiçbir şeyin yok parayı ne yapıyorsun?" diye sorduklarında "yedim içtim eğlendim, kalanını da biriktiriyorum" şeklinde yalan uydurdum yıllarca. bu yüzden gerçeği söylemem çok zor gibi ama yapmam lazım. er geç nasıl olsa açığa çıkacak. her telefonla aradıklarında korkuyla açıyorum telefonu acaba öğrendiler mi diye..
0
🌸osmanoglu
(08.05.08)
es geçilmemesi gereken bir konuda sanırım boşa geçen seneleriniz, aslında geçmişe bakmak her türlü sorun için körükleyici. beterin beteri vardır, bu gerçekten öyle, yani şükredin, bir şekil yaşadınız oldu bitti. hem 28 yaşı, yaşamak isteyip yapamadıklarınız/kaçırdıklarınız için geç değil, daha 30 olmamış en azından:)

şebnem kısaparmak'dan, keşke'li bir parça vardı onu dinle bikere:) (ben de bir kere dinledim, kötü ama olsun dinlenir bikere)
0
alchemistt
(08.05.08)
ben 26 yaşındayım ve senin problemine benzer olayları ben de yaşadım.
benimkinin temelinde maddi değil, manevi olumsuzluklar yatıyordu.
üni. hayatımın erken bir döneminde bulaştığım ciddi bir ilişki; taa bugüne kadarki olan hayatımın dengesini sikip atmaya yetti. kaldı ki ben o ilişkimi 4. sınıfta sonlandırmıştım.
ama etkilerinden daha yeni yeni kurtulmaya başladığımı hissediyorum.
arkadaşlarımdan koptum, gezip/tozmaktan koptum..
ulan insan üni.ye gidince sosyal olur, kendini geliştirir; ben daha bir monoton, daha bir içine kapanık oldum.
lisedeyken çok daha fazla hobilerim ve eğlence araçlarım olduğumu hatırlar, acı acı gülerim kendime.
çevremdeki hemen hemen herkes, büyümenin ve ayakları yere sağlam basan bir birey olmanın, ebeveynleri tarafından 4 bir yandan toparlanmadan yaşayabilmenin sırlarına ve güzelliklerine erşirken, ben moloz oldum, göt oldum ben.
yaşam sevincimin yarısından fazlasını üni.de bıraktım. işin en gıcık tarafı da, demin dediğim gibi, diğer insanların bunun tam tersini yapıyor olmasıydı.
derslerim de çöktü tabiki bu boka bağlı olarak. şu an 7. sınıfım ve hala uğraşıyorum derslerimle. yaşıtlarımın çocuğu olmaya başladı, neredeyse bütün arkadaşlarım askere gitti geldi, hepsinin güzel denebilecek bir işi var.
özendiğimden ya da çocuk yapmaya meraklı olduğumdan değil; sadece ben de artık hayata atılmak istiyorum ve tam bir "birey" olarak, maddi ve manevi özgürlüğüme kavuşmak istiyorum.
2 sene öncesine kadar, bitmiş durumdaydım yukarıda anlattığım nedenlerden ötürü.
ama sonra durdum, baktım aynaya ve dedim ki kendime,
"ulan hıyarağası! nereye kadar bu heder olma? nereye kadar bu arabeskçi tavırları? dışarıda hayat ve olanca hızıyla akıyor, git ucundan tut ve sakın bırakma!"

böyleyken böyle..
2 yıl önce girdiğim revizyonun şu anda meyvelerini topluyorum yavaş yavaş. en azından okulu biraz yola sokabildim. 2 yıl önce alttan 47 adet dersim vardı ve bu sayı bir mühendislik bölümü için çok yüksek bir rakamdır. o zamanlar çevremde birçok kişi bana okulu bırakmamı, bu saatten sonra hiçbir şey elde edemeyeceğimi söylüyorlardı. yılmadım, çalıştım ve şu anda geleceğe daha çok umutla bakabiliyorum.

amma uzatım haa! biraz dağınık anlattım kusuruma bakma, ama senin bu tertemiz ve saf özeleştrini görünce dayanamadım ve ben de biraz rahatlayayım dedim. insiyatifine sığınıyorum =)

osmanoğlu kardeşim, yukarıda zırvaladığım onlarca kelimden anlatmak istediğim tek birşey var:
hayatta hiçbir şey için geç değil inan bana. eğer inanaırsan, herşeye yeniden başlayabilir ve bundan sonraki yaşantını çok harika bir şekilde idame ve kontrol edebilirsin. sadece inanman gerek. ve hiçbir zaman karamsarlığa düşme. pollyannacılık da oynama, hayatın gerçeklerini gör, ama hayatın seni yenmesine izin verme.
geçmişi de sil artık kafandan. tatsız deneyimlerinden kendine ders çıkar, tecrübe oluştur. ama geçmişte yaşama, geçmişi bir kenara bırak. onlar, tatlı ya da acı hatıralar olarak kalsın sadece beyninde. asla ama asla hayatına müdahale edemesin, izin verme buna.
unutma ki; insanlar, mücadele ettikleri sürece var olurlar. çünük, hayat başlı başına bir mücadeledir ve mücadele edemeyeni sindirir.
her sabah sokak kedileri, çöp kutusundaki bir lokma ekmek için nasıl mücadele ediyor, nasıl birbirlerinin gözünü, kulağını tırmıklıyorsa; sen de aynen hayatı o şekilde tırmıklamalısın. tırnaklarınla kazımalsın. hak etmelisin.

boşluğa ve karamsarlığa düştüğünün ilk anlarında; bir iyilik perisi gelecek, sihirli çubuğuyla dokunacak ve herşey eskisi gibi, toz pembe olacak şeklinde düşünüyorsun maalesef. bunu hepimiz yapıyoruz. bu, insanın evrensel acizliği.
ama gerçek yaşam bu şekilde ilerlemiyor. hayat mücadele istiyor.
şimdi kalk oturduğun yerden, silkelen ve kendine gel. bu hayatta herkes hak ettiğini alır kardeşim.
git ve hayatı hak et.


not: parasal problemin için patronuna da başvurabilirsin. tabi eğer bir patronun varsa, kendi işini yapmıyorsan. ona git ve problemini açık açık anlat adama. yardım iste. patronun olarak değil, bir büyüğün olarak ona geldiğini ve bir büyüğün olarak onun nasihatlarına ve yardımına ihtiyacın olduğunu söyle.
sana maaşını harcırah olarak versin. 3-5 günlük olarak. o ayarlasın artık.
sevdiklerini veya anne-babanı para meselelerin yüzünden incitmiş olabilirsin. ama patronunu bu yüzden üzmen biraz sıkar =)
kolay kolay ona karşı da gelemezsin. bu şekilde düzgün bir para harcama metodu da geliştirebilrisin.

son söz olarak da; acil şifalar diliyorum sana. umarım en kısa zamanda iyileşirsin ve hayata kaldığın yerden devam edip, ihtiyacın olan yaşam enerjisini yeniden kazanırsın.
0
punkertifo
(08.05.08)
Hocam , eger ailen senin bu durumunu olgunlukla karsilayip seni sahiplenemeyeceklerse ben acma derim. bu sorununu farkedebilecek ve bunun icin buradan yardim talebinde bulunabilecek denli kendinin farkindasin. sadece biraz kendine guvenin ve motivasyonun eksik. ufak ufak adimlarla hayatini degistirmeye basla

mesela diyelim ki her sabah dus almak istiyorsun ama almiyorsun ve bu nedenle kendinden nefret ediyorsun. iste en kisa zamanda dus almaya basla ve bunu surekli kil. boylelikle ufak da olsa kendi iradene soz gecirmis olacaksin. bu ufak adimlarla kendi ozguvenini kazanacaksin ve bu gozunde buyuttugun kumar aliskanligindan da kolaylikla kurtulabileceksin. Onemli nokta, bu nefret ettigin zamanlarina ait gunlerini tekrar etme; ufakta olsa bir degisiklik yap. aksi taktirde git gide catch 22 ya kisilacaksin.

Kisacasi, sorununun ne oldugunu biliyorsun, cozumu de aslinda cok basit. biraz kendine guven ve guvenini kaybettigini dusundugun noktalarda bir yakininla bunu paylasman[ eksi duyuru ahalisi olarak biz de yakin sayiliriz butun uyelerimize ;) ] gecmis olsun.
0
egotm
(08.05.08)
kumar bağımlılığında benim görebildiğim kadarıyla büyük miktarlar kaybedilmesi ile girilen depresyonda insan hemen 'bir daha oynamıycam' diyor. siz tekrar oynamaya neden başvurdunuz, sadece çok çabuk çok fazla para kazanma hevesi miydi, yoksa kumar eylemi miydi sizi kendine çeken?

sigara bağımlılığından farkları olsa da temelde her bağımlılık, yerine sizi sigaradan daha mutlu eden bir şey koyabilmenizdir. biraz düşünün, yaparken kumarın aklınıza gelmediği bir eylem var mı? eğer yoksa uzman desteği almanız gerekir.
0
tom riddle
(08.05.08)
Sendeki kolay para kazanma hırsı. Birincisi online oynadığın kumar sitelerine ne kadar güvenebileceğin, sözde bağımsız şirketler tarafından kontrol ediliyor diyorlar ama sittirsinler. Yanlış anlaşılamsın git gerçek kumarhanede oyna demiyorum.

İkincisi kumarda kazanan taraf olduğu gibi kaybeden taraf da var, profesyonel değilsen bu kadar açılman sana sadece zarar olarak geri döner. İstatistik dersi almanı ve paranı ne ihtimallerle riske attığını görmeni öneririrm.

Üçüncüsü kasa her zaman kazanır.

Kumardan pat diye vazgeçemezsin, misal arkadaşlarla poker oynuyorduk bütün gece. Alkolümüzü alıyorduk, herkes 5ytl para koyuyordu, tombala pullarından da pot yapıyorduk. Bunu ayda bir yapınca eğleniyorsun ve o kumarın yarattığı heyecanı da tadıyorsun. Ama her gün oynarsan bağımlılık yapıyor. Nette parasına oynamadım ama betsson sitesini açıp deli gibi poker oynuyordum, her bilgisayar başına oturduğumda ilk işim o siteyi açmaktı.

Zararın neresinden dönülse kardır, başkalarına daha fazla kolay para kazandırmadan vazgeçmen dileğiyle. Ailenden hem maddi hem de manevi olarak yardım alırsan ve gerçekten bırakmak istiyorsan yapabilirsin. Profesyonel desteği de es geçmezsen iyi olur.
0
kimlanbu
(08.05.08)
Ayrıca 'her şey için artık çok geç' havası sezdim yazdıklarınızdan. Hayatınızın en güzel dönemini kumarla geçirdiğinizi düşünüyorsunuz ama yanılıyorsunuz. Hiçbir şey için geç değil sevgili osmanoglu. Sizden birkaç yaş büyüğüm ve hayatımın geri kalanı için çok farklı planlarım var; yani her şey sizin için de değişebilir demek istiyorum. 28 yaş bir şey değil yapmayın, hiçbir şey için geç değil.
Bırakabilirsiniz, hayatınıza kaldığınız yerden devam edebilirsiniz, bunu unutmayın.
0
inatci kahraman aga
(08.05.08)
Selamlar dostum,

öncelikle sorunun için üzüldüm gerçekten. Günümüzde var olan en büyük problemlerden biri bu. Uzun zamandır bu batağın içerisinde olduğun belli. Defalarca kendine söz vermişsin ancak sözünü yiyen yine kendin olmuşsun, olsun. Hiçbirşeyden umut kesilmemeli.

Senin yerinde olsaydım şayet;

İlk yapacağım şey, konuyu en yakınlarıma açmak olurdu. Aileme, öncelikle anneme.. Annen bir şekilde babana anlatır.. Ama sana bu hususta en büyük desteği annen verecektir. Annene konuyu bütün detayları ile anlatmalısın. Ne zaman başladığından ne kadar para kaybettiğine, kimin başlattığından ne kadar süredir bu illet ile uğraştığına kadar aklına gelebilecek her türlü detayı annen bilmeli.

Bugüne kadar kazandığın paraların kontrolü hep sende olmuş ki bu iradenin zayıflığı sebebiyle kurtulamamışsın bu lanetten.

Konuyu ailene açtıktan sonra kendi paranın kontrolünü direk başkasına devretmelisin. Parayı bankamatikten mi çekiyorsun ? Hemen bankamatiğini veriyorsun bir yakınına, senin için parayı o çekiyor. Sigara kullanıyormusun, sigara paranı, paranın kontrolü kimdeyse ondan alıyorsun. Ne ihtiyacın varsa paran kimdeyse onlardan alıyorsun. Bu işi en iyi yapacak olan da bana göre yine annendir. Annen veya baban ile diyaloğunu elbette bilmiyorum ancak annenin bu konuda yeterli olacağını tahmin ediyorum, öyledir umarım.

Paranın kontrölünü başka birine geçirmen iradeni zorladığın anlarda sana müthiş fayda sağlayacaktır. Bu sadece bu illet için değil para harcama sıkıntısı olan herkes için geçerli olmalı.

Sana bu konuda destek verebilecek herkese, her bireye bu konuyu açmalısın. Konu senin içinde sır olarak kalmamalı, herkes bilmeli ki toplum tarafından da bir baskı hissedebilesin. Aksi takdirde kendi içinde bildiğin bir sır olarak kalmaya devam ederse - ki şu anda öyle - içinde çıkamazsın. Aslında irade müthiş birşey. Herşey elinde ama bahsettiğim yönergeleri izlemen senin için daha iyi olur. Yoksa direk bırak derdik yani değil mi :)

Bugüne kadar harcadığın parayı kaba taslak bir hesap et. O paralar ile neler yapabileceğini bir düşün. Kağıda yaz. Kaç milyarsa neyse neler yapabilirdin o parayla onu düşün. Dediğim gibi yapabileceğin herşeyin bir listesini yap. O yaptığın listeyi iyi oku.

Sonrasında ise, bundan sonra bu illeti oynamaya devam edersen ne kadar para kaybedeceğini hesapla. Bugüne kadar kaybettiğin paranın çok büyük misli olduğunu göreceksin.

Bundan sonra oynamazsan, cebinde kalacak olan parayla neler yapacağını gör, defalarca oku. Aklından çıkarma. Bilmem kaç milyar borcum var, yok şu kadar içerideyim, ödeyeceğim milyarlarca para var falanda filanda... Bunları siktir et. Kimse seni borcundan ötürü öldürmez. Bu tür düşüncelerde problemini yok etmez.

Lütfen konuyu aile bireylerinden birine aç. Bunu kesinlikle yap herşeyden önce. Asla ihmal etme. Devamlı telefon gelecek, öğrendiler tarzı korkuyla yaşama.

Konuyu ailene açtıktan sonra tepki görebilirsin, gayet normal. Hiçbir aile kendi çocuğunun bu tip problemler yaşamasını istemez. Ama hiçbir ailede çocuğunun problemle yaşamasına izin vermez / vermemeli.

Bu problemi aşacağına inanıyorum. Buraya açtığın başlık gibi, "arkadaşlar kurtuldum" başlığını görmeyi umut ediyorum.

hangi ildesin bilmiyorum, ankaradaysan eğer çayımı içmeye de beklerim. insanlar ne problemleri aşıyor, bu ne ki ?

böyle düşün lütfen.

kal sağlıcakla.
0
ensar
(08.05.08)
Dostum benim önerilerim diğerlerinden farklı olacak. "Sanal kumar oyna ! " Mesela facebookta var bi poker oyunu.Arkadaşların arasında hırs yapıyorsun böylece çok da az olsa seni dinginleştiriyor.
İkinci önerim salaklığa vur.Git modemin üstüne su dök sonra bunu yanlışlıkla yaptım havasına inandır kendini.
Eğer buradaki hiçbir öneri işe yaramazsa şunu hiçbir zaman unutma ama son çare herşey tekrar başladığında :
"Kazandığın anda o masadan kaç !"
0
chaud
(08.05.08)
Bu arada yukarıdaki önerilerimle ben de bu illeti yendim. Yani hiçbiri havadan değil.Benimkisi seninki kadar ciddi değildi çünkü ailemden geçiniyordum ve aldığım para sınırlıydı.Önce modemi sabote ettim,ertesi aya kadar modem alacak param olmadığından 1 ay oynayamadım ve dinginleştim.Sonra da facebook poker yardımcım oldu.
0
chaud
(08.05.08)
selam, ailemden birinin başına geldi bu hadise. ilk etapta kazandığı paranın yönetimini ben devraldım, ama sonra gidip tefecilerden borç almaya başladı ve hem kendini hem bizi daha büyük zarara soktu.

hmmm... anne baba değil de... kardeşin var mı hiç? mesela abin? en kesin çözümü o sunar sana bu konuda, sağlam kişilikliyse.

profesyonel yardım almak "zorundasın". diğer konulardaki yardımlar hep kısa vadeli olacaktır ama bu konuda bu illetten tamamen kurtulmak istiyorsan profesyonel yardım almalısın.

bir de, gerçekten kumardan daha fazla zevk alacağın bir uğraşı bulmalısın. aklına kumar oynamayı getirmeyecek bişey. eskiden kendini adadığını hatırladığın bişeyler varsa mesela, düşün, bişeyler üret, kendini zamanını alacak başka şeylere yönelt.

ama n'olur, profesyonel yardım al.
0
karapolisnas
(08.05.08)
ben de olayin aile boyutuna deginmek istiyorum. boyle sikintilar ice atildikca hicbir sey cozulmez. boyle devam ettirmeye calisirsan allah gostermesin aileni ve sevdiklerini daha buyuk uzuntulere sokabilirsin. zararin neresinden donulse kardir.

benim de bir tanidigimin abisinin boyle bir derdi vardi. memur maasiyla iddaa'ya dadanip bankalara kredi borcu yapip, maasi bloke olup, es-dosttan daha da borclanip faizini bile odeyemez hale gelmis. nihayetinde para isteyecek kimse kalmayinca is mafyadan bos senete imza atmaya kadar gelmis, o noktada konuyu esine ve annesine babasina acmis. coluk cocuklu iken boyle birsey yapmak akil alacak birsey degil ama o ruh halini de anlamak zor degil. basta ufak tefek baslayan sey cig gibi buyuyor. derdini basta sizinkinin aynisi psikolojiyle kimseyle paylasamiyor. en bastan anlatsa belki ailesi sagdan soldan para toplayip o cig gibi olmayan borcu odeyebilecekken bir nevi pozitif geri-beslemeyle borc inanilmaz buyuyor. nihayi cozum ise maasinin senelerce bloke edilmesi, ebeveynlerinin evlerinin ipotek altina alinmasi, onlari senelerce banka kredi borcu altina girmeleri, benim arkadasin, maasinin yarisini senelerce abisine gondermesi. ama bunu da aileden baskasi yapmaz. aileyi aile yapan da budur. gururun kirilmasi, kardese bile mahcup olmak, kendi yaptiklarinin sonuclarindan dolayi en sevdigin insanlara cektirmek gibi sebeplerle bu illetten mecburen uzak duruyorsun. o gurur gelecekte yeniden olusur mu, mahcubiyet ortadan kalkar mi bilmem. ama arkadasimdan biliyorum, abisine kizginligi var tabi de, asil felaketin abisinin derdini paylasmadigi durumda ortaya cikacagini bildiginden gene de isin bu kadar ucuz atlatilmasindan memnun. o kucuk cocuklar ya babasiz, esi dul, ailesi ogulsuz kalsaydi. sonuc olarak, ailenizden korkmayin, kesinlikle destek olacaklardir. ama gene de uyarayim, olunun naasi bir kere kaldirilir, ayni hatayi tekrar ederseniz orda olmayabilirler.

baska bir tavsiyem de kendinizi bir yardim kurulusuna falan adamaniz olabilir. baskalarinin acisini icinizde gercekten hissedip onlara yardimci olmak iyi bir terapi yontemi olabilir.
0
sethi
(08.05.08)
geri döndürülemeyecek yıllar için üzülmeye değmez. benim de üniversiteli bir genç gibi yaşamam gereken en güzel beş yıl, gece çalışıp gündüz birkaç saat uyuyarak zombi geçti. şimdi üniversite mi okuyorum, işe mi gidiyorum belli değil.

kiminin otuz yılı hapiste geçiyor, sorsan, onların da en güzel yılları onlar. yaşamasını bilene hayatın her anı en güzel yılların bir parçası. yaşamasını bilene ama - bana değil mesela.

hiçbir şey için, hiçbir zaman geç değil!

kumar bağımlılığı psikolojik / psikiyatrik bir sorundur. derhal profesyonel yardım alırsanız kısa süre içinde kurtulursunuz.
0
actionary
(08.05.08)
yerinde olsam girdigin butun o kumar sitelerini bir arkadasa bilgisayarda sifreyle engellettiririm en azindan kendi bilgisayarindan bu sitelere giremezsin belki bir faydasi olabilir.. sadece bir oneri.. bir psikologla gorusmende fayda var zira profesyonel yardimin buyuk katkisi olur.. umarim zaman icinde hem maddi hem manevi olarak durumunu duzeltebilirsin..
0
orange coffee
(08.05.08)
@alchemistt
gururum çok kez kırıldı.haklısın aslında. ya ileriki yaşlarda evli barklı, daha da kötüsü çocuklarım varken başıma böyle birşey gelse, düşündüm de daha beteri olurdu. onların nafakasını böyle şeylere yatırmam felaket olurdu heralde. ayrıca bugün ne yaptım biliyor musun? gittim bireysel emekliliğe başvurdum. cüzi bir miktar da olsa her ay bir kenarda biriksin biraz para diye düşündüm. maaşımdan direk kesecekler ve bu şekilde o parayı başka işlerde kullanamayacağım. teşekkür ediyorum sana.

@efruz

ilk başlarda ben de böyle düşündüm. kafamı kırsa ses çıkaramayacağım birine paramı teslim etmeyi yani. aslında en mantıklı çözüm de buydu. ama ben onu çok kırdım bu meseleler yüzden. o da lanet olsun diyip çıktı hayatımdan. ailemden biri belki en iyi çözüm, onu da neden yapamadığımı aşağıda anlatacağım. teşekkür ediyorum.


@egotm

içinde bulunduğum durumu buraya yazarken, bir şekilde birilerinin bana yardımcı olmaya çalışacağından emindim. ki oldunuz da. hepiniz tek tek sağolun. bir gün yine nüksederse bu hastalığım, dediğin gibi buraya bakıp benim yazdıklarımı ve sizin tüm iyi niyetinizle bana nasıl bana yardımcı olmaya çalıştığınızı görünce utanırım belki. hesap kitap işine gelince, ben de hesaplayan adamlardan biriyim fakat işin içine hırs girince pek başarılı olamadım. her seferinde kaybettiğimin 2 katını ortaya koyarsam bir kere kazansam dahi kara geçeceğimi düşündüm. fakat olmadı. her zaman daha fazlasını istiyor nefis.

aileme bu meseleyi neden açamadığım konusuna gelinciye. kardeşlerimin de başından bu olayın aynısı geçti. tek farkı sanal değildi.(kalıtsal mı acaba bu diye düşünmüyor değilim bazen). 10 senede herşeylerini erittiler bu illetin yüzünden. bir zamanlar bizleri okuturken şimdi bizim gönderdiğimiz 3-5 kuruş paraya dahi muhtaç oldular. bu durumları şimdilerde biraz hafiflese de devam ediyor. annem babam çok yıprandı bu yüzden. çok üzüldüler, ve çok acı çektiler. evlatları ne de olsa! şimdi ikinci bir acıyı kaldırablirler mi emin değilim. hem de en son ihtimal verdikleri kişiden. (ne kadar dehşet verici değil mi?, yine de ders almamışım) teşekkür ediyorum sana da nasıl utanacağımı bana gösterdiğin için. söylediğin gibi, kendime güvenimi kazanmam anahtar burada. hemen bu yazıyı bitirir bitirmez evimi temizleyeceğim ve bir daha asla kirlenmesine izin vermeyeceğim.

@osmanoglu

seni şimdilik atlıyorum. seninle sonra hesaplaşacam.hele sen dur biraz şurda. yakında adam edeceğim seni.

@punkertifo

senin yaşadıklarının benzerini sebebi aynı olmasa da ben de yaşadım üniversitede okurken. 38 tane dersim vardı alttan(küsüratlı söyledim diye sanmayın salladığımı). okula 2-3 sene uğramadım. bitmez sanıyordum. ama evet iyi hatırlattın. silkinmiştim o zaman. 2 sene içinde makyavelist bir şekilde de olsa vermiştim o dersleri. bu 2 seneyi kaybolan yıllarım içerisinde saymamıştım yazımda. unutmuşum baksanıza. demek ki bir şekilde üstesinden gelince pek önemi kalmıyormuş çekilen sıkıntıların. sana da teşekkür ediyorum, farklı bir bakış açısına yönlendirdiğin için beni. bu arada patronumu şimdiye kadar hiç görmedim.

@tom riddle

sizler benim için birşeyler yazdıkça, bana sorular sordukça o günlere flashback yapıyorum birden. biliyor musun,ilk defa bir kredi kartına sahip olduğumda, paramı ilk bu sitelere vermiştim ben. ilk gün 100$ para kaybetmiştim ve "aman allahım!, ben ne yaptım, nasıl ödeyeceğim bu parayı şimdi" diye kendime kızmıştım. daha sonra hep o 100$ dolar zararı çıkarmak için oynadım sanırım.(klasik kumarda kaybeden tavırları işte).aslına bakarsan işin içindeki adrenalin de beni çekiyordu. akşam 5 olur olmaz bir internet cafe ye gidip saatlerce kaybediyordum yemeden içmeden. birçok kere zararımı çıkardım. yüksek miktarda bakiyelerim oldu. çekebilirdim o an. ama bu lanet olası siteler hiç bir zaman anında para çekmene izin vermiyorlardı. 2-3 gün beklemeliydin ve ben bekleydası yemiyordum. çekim emri veriyor fakat sonra kaybedince iptal ettirip tekrar kullanıyordum. bu güne kadar 1$ dahi hesabıma para yatırılmasına izin verdiğimi hatırlamıyorum. hep kaybettirakıp. beni çeken sanırım hem para kazanma hevesi hem de kumar eylemi. yerine birşeyler koyma meselesine gelince. bir ara yalnız kalmamaya çalışıyordum kendimle. işimi geceye bırakıp geç saatlere kadar işyerimde çalışıyordum birkaç arkadaşımla. gündüz de uyuyordum. baya faydası oldu. ama bir süre sonra vücut dengemi kaybettiğimden bıraktım. farklı bir hobi bunun yerine geçebilir. tavsiyen olursa memnun olurum. teşekkür ediyorum bunu bana sorgulattığın için.

@kimlanbu

evet, bu sitelere güvenmiyordum. hatta eften püften sebepler uydurmasından dolayı firmaların, parasını alamayanlarada şahit oldum. bir ara bıraktım her zaman oynadığım siteyi. ama sonra daha güvenilir olarak duyduğum başka bir yerde devam ettim. aah ahh dostum. istatistik demişsin. zaten beni mahveden de o istatistik kafam değil mi? yukarıda bir yerlerde bahsettiğim "yüklü girip bir kere kazansan dahi, kara geçersin" düşüncesi. ama herkes böyle düşünse kumarı oynatan nasıl para kazanacak bir de bu var değil mi?. olmuyor işte. hırs, nefis buna engel oluyor.hakim olamıyorsun kendine. gerçek hayatta elimde iskambil kağıdı dahi tutmayı bilmem. ciddiyim, bu yüzden arkadaşlarla kağıt oynadığımızda, espri konusu olur bu durumum. üniversite yıllarında arkadaşların eve iskambil kağıdı sokmasına izin vermeyen ben(hiç hazzetmezdim, ve anlamazdım da,ki hala anlamıyorum tahmin ettiğiniz gibi), sanal masalarda, 500$ potu olan oyunlarda kendimden geçiyordum. zaranın neresinden dönersen kardır demişsin. aslında ben bunu yıllar önce farketmiştim. bu sanal kumar olayına başlamadan 1 sene önce at yarışı oynamaya başlamıştım. (ki sanırım içimdeki hırs o zaman başladı). sadece 1 ay oynadım. bu bir ay içinde o "insanlar ne anlıyor lan bundan, karmakarışık" dediğim at yarışı bültenlerini yalayıp yutmuştum. ufak meblağlar yatırıp, yine ufak meblağlar kazanmıştım birkaç kere. tekten yatıp kıl payı büyük ikramiyeyi kaybettiğim bir günün ertesinde, altın vuruş yapma fikri zihnimde belirmişti. cebimde harç parası olarak ayırdığım 300 ytl vardı. bu paranın hepsini basacaktım. bu düşünceyle, sabaha kadar bir sonraki günün programını arkadaşla çalıştık. kesin kazanacağımızı düşünüyorduk. fakat yarışın başlamasına saatler kala içimdeki hisse güvenerek kupon yapmaktan vazgeçtim. iyi ki de vazgeçmiştim. çünkü oynasaydım en güvendiğimiz ayakta yatacakmışız. ben o gün arkadaşa "oynamadan da kazanabilirmişiz demek ki, baksana bugün at yarışından 300 ytl kazandım " dedim. O günden sonra da elimi sürmedim. güzel şeyleri hatırlattın bana. sana da teşekkür ediyorum.

@inatci kahraman aga

aslında "her şey için çok geç" demiyorum. sadece "daha da geç" olmadan yardım istedim sizlerden. bir şekilde içimi boşaltmalıydım. bu kadar yazacağımı ben bile tahmin etmiyordum. dikkat ettiyseniz hiç "keşke" kelimesi kullanmamışım. kabul ediyorum ben yaşadıklarımı. bazı şeylerin geri döndürülemez olduğunu da biliyorum. ama daha fazla uzun sürmesin istiyorum. bu müsabaka bitsin artık. hakemi ya da maçta gösterdiğim performansı tartışmak istemiyorum iş işten geçtikten sonra. tek isteğim bugünden ders alarak, önümüzdeki maçlara nasıl hazırlanabileceğim konusunda sizlerin fikrini almak. puan farkı açılıyor yoksa. geleceğe dair planlar konusunda haklısın. sizleri okudukça, ben de birşeyler yazdıkça zihnim açılıyor yavaş yavaş. uzun zamandan beri geleceğe dair bir plan yapmadığımı farkettim şimdi. herhangi bir hedef koymadım önüme. ya da bahsettiğim durum plan yapmama dahi izin vermedi. içinde bulunduğum günü düşündüm, yarının farkında bile değilmişim. teşekkür ediyorum.

@ensar

aileme bu meseleyi açma konusunu, @egotm paragrafında irdelemiştim. belki ailemden birine değil ama başka bir yakınıma bu meseleyi açacağım. bugüne kadar harcadığım para hep aklımda. aslında bundan sonra çok daha fazla çalışarak, işimde ilerleyerek, kariyer basamaklarını daha hızlı çıkmaya çalışarak bu açığımı kapatabilirim değil mi? bunu fırsata dahi çevirebilirim. inan bu yazıyı yazarken, aklımda hep o gün vardı. buraya "arkadaşlar kurtuldum" başlığını yazdığım gün. umarım o gün yakındır. hatta yakın değil, bugündür, su andır. insan böyle durumlara düşünce bazen tek problemi olan kendisiymiş gibi düşünebiliyor. benden kötüsü olamaz diyor çaresizlikten. eski kız arkadaşıma biraz açmıştım bu konuyu. o da bana aynen, senin gibi "başkalarının senden daha büyük problemleri var, ve aşabiliyorlar, bu ne ki!" demişti. zamanla aklımdan uçmuş gitmiş bu. daha felaket bir durum tahayyül ederek şükür edebilmeliyim. teşekkür ediyorum. umarım içmeye gelirim bir gün çayını.

@chaud

bahsettiğin şeyleri denedim bir ara. beni 4 ay uazaklaştırdı. gerçek hayattaki arkadaşlarımla betsson dan sanal parayla oynuyordum. ama bu öyle garip bir şey ki hiç ummadığın anda her şey çok güzel güzel giderken bir anda zihnine saplanıyor ve o sese uyup dedim ya gözün dönmüş gibi tekrar başlıyorsun. en iyisi sanal da olsa bulaşmamak diye düşünüyorum. çünkü iyi oynadığını düşünmeye başlıyorsun, neden gerçeğini oynayıp para kazanmayayım diyorsun sonra. betsson un "sorumlu oyun" adında güzel bir uygulaması var, istediğin zaman hesabını 6 aylığına kapattırabiliyorsun. 2 ay önce kapattırdım. geçtiğimiz günlerde ne yaptıysam ettiysem tekrar kabul etmediler beni. 6 ay dolmadan kesinlikle açamayız dediler.ne güzel bir uygulama. umarım tüm siteler bu uygulamaya geçerler. başka sitelerden de kapattırmıştım hesabımı ama tekrar açtılar hiç itiraz etmeden. sahip olduğum kredi kartlarımdan biri süresi dolunca iptal oldu ve bir daha da göndermediler. iyi ki de göndermediler. kaldı 2 kredi kartım. bunlardan da yüksek limitli olanı maaşı alır almaz biraz da borç alarak iptal ettireceğim. modem yakma meselesine gelince. 2 senedir oturduğum evlere internet bağlatmamıştım sırf bu yüzden. ama o zaman da internet cafeler konusunda yapabileceğim bir şey olmuyor. evden mümkün olduğunca uzak durmak ve kendimle başbaşa kalmamanın da faydası olduğunu düşünüyorum. teşekkür ediyorum sana da.

@karapolisnas

ailemin bu konuya çözüm bulması meselesinden yukarılarda bahsetmiştim. ağabey meselesine hiç girme, benden beter o:) güldüğüme bakma, içim kan ağlıyor. trajikomik.. profesyonel yardım cazip geliyor bana. internetten biraz araştırdım. sırf bu sanal kumarla ilgilenen psikiyatrlar varmış. sadece ben değilmişim yani. ülkenin kanayan bir yarası olmuş bu mesele. uğraş konusunda tavsiyelerini alabilirim. teşekkür ediyorum ilgin için.

@sethi

ben de buna şükrediyorum. çoluk çocukluyken böyle bir şey yapmadığıma. yukarılarda da bahsettim aynı şeyleri benim büyüklerim de yaşadı. ben ders alacağıma, belki de onlara daha fazla yardımcı olurum düşüncesiyle büyük paralar kazanmak amacıyla kumara başlamış ta olabilirim.(dehşetengiz bir düşünce, aldırmayın).bir kere daha kendim ve ailem dışından birilerinin yardımıyla bunu atlatmaya çalışacağım. olmazsa aileme açmayı düşünüyorum. aslında ailemin de bu yükün altından kalkacak durumları yok şimdilik. bizim her ay gönderdiğimiz parayla geçiniyorlar. şimdi ben bunu aileme açsam, ellerinden de bir şey gelmese daha da kahrolmazlar mı? biliyorum onlar da gidip tefeciden para bulup bu işi halletmeye çalışacaklar. girdap daha da büyür gibime geliyor. ben daha gencim ve ölmedim. söz veriyorum: 2 sene içinde borçsuz harçsız, isterse yine hiç bir şeyim olmasın ama huzurlu olacağım. hepiniz çok güzel şeyler yazıyorsunuz. şu ana kadar duyduğum en parlak fikirlerden biri bu: kendimi bir yardım kuruluşuna adamak. daha kötüsünü görüp belki kendi durumumla karşılaştırma yaparsam en azından karamsarlığımı yenebilirim. hissedip yardım etmenin huzuru belki temizler içimdeki kiri. çok sağol "sethi", çok sağol..

@actionary

daha kötüsü bu işte. bu işi sürdürüp, borçları ödeyemecek hale gelip hapse düşmek. bunu pek aklıma getirmemiştim ya da getirmek istememiş te olabilirim. işte o zaman gerçekten kaybedilmiş yıllar olur benim için. ama olmayacak bu kesinlikle. kalkacağım bu işin altından. ne güzel demişsin "yaşamasını bilene hayatın her anı en güzel yılların bir parçası. yaşamasını bilene ama" diye. belki de yaşamışımdır o yılları. ama bu illet üstüne bir sis perdesi gibi çöküp görünmez eylemiştir..profesyonel yardımı düşünüyorum. en kısa zamanda bağlantılarını kuracağım. teşekkürler..

@orange coffee

merak etme, bu gibi şeyler hiç çözüm olmadı. dedim ya bir şekilde üstesinden geliyorum o haldeyken. ne kötü bir ruh halidir o. yine de teşekkürler tavsiyen için. şifreyi önce zihnime koymalıyım. sigara gibi birşey bu. gerçekten kötü alışkanlık. bazen şunu düşünüp kendi kendime çok gülerim. hani birini övmek için derler ya" içkisi, kumarı, sigarası, karı kız ayağı yoktur". lan bende bunların hepsi kısmen de olsa var:)

o kadar kötü müyüm ben arkadaşlar, siz söyleyin?



şimdi,bu yazının tümünü baştan sona gözden geçirdim de, yazının başındaki karamsarlığın sonlara doğru yavaş yavaş kaybolduğunu farkettim. umarım bu iyiye işarettir. hepinizin yazdıkları üzerinde tek tek düşündüm ve cevap vermeye çalıştım arkadaşlar. iyi ki yazdım buraya. hepinize tekrardan tek tek teşekkür ediyorum. fırsat bulduğumda, hayatımdaki değişiklikleri ara ara yazacağım buraya..


şimdi sıra osmanoglu nda
0
🌸osmanoglu
(09.05.08)
Allah yardımcın olsun, kurtulman dileğiyle.

gelişmelerden haberdar et, ve öneri olarak mesela son maaşından kumara giden bölümü 'osmanoğlu las vegas'ı terk ediyor zirvesi' kapsamında çılgın atmamıza ayırabilirsin:)

not: şakaydı, kızmazsın umarım.
0
alchemistt
(09.05.08)
rica ederim. ufacık, tefecik bir yardımım dokunduysa ne mutlu bana.
en kısa zamanda güzel haberlerini bekliyoruz.
0
punkertifo
(09.05.08)
13 yaşında sigaraya başladım, 26 yaşımda bıraktım, bıraktığım zaman günde 3 paket camel içiyordum. artık gece yattığım zaman sırtım ağrıyordu, akciğerler iflas edecekti neredeyse. hiç bir şeye para harcamazdım, giyime kuşama filan, sigara için para biriktirirdim. nasıl bıraktım?

bir gün evde mangal partisi yaptı annemler, en yakın arkadaşlarım geldi. hepsinin huzurunda; bir daha içersem orospu evladının önde gideni olayım, benimde suratıma şerefsiz diye diye tükürün dedim. sürekli göz önünde o insanlar olduğu için içemedim, çünkü biliyorum ilk balgamı abim yapıştıracak, arkadaşlarım orospu çocuğu diyecek. bırakalı 5 yıl oluyor, keşke daha önce bunu söyleseydim dedim.

bence kimliğinizi açığa vurun, arkadaş ortamınızda, ailenizde, hatta sözlüte. ki sürekli göz altında olduğunuzu bilin. bu baskı bir süre sonra meyvesini verecektir. şu an ben osmanoğlu' na ulaşmak istemem ulaşamam, veya bu başlıkta yazan herhangi bir kişi, ama bir galahad veya alchemistt veya efruz' a ulaşılabilir. kendinizi denetim aldına aldırmanız gerekiyor.

umarım yakın zamanda bu illetten kurtulursunuz.
0
galahad
(09.05.08)
"hani birini övmek için derler ya" içkisi, kumarı, sigarası, karı kız ayağı yoktur". lan bende bunların hepsi kısmen de olsa var:)

o kadar kötü müyüm ben arkadaşlar, siz söyleyin?"

demişsin de bence bu laf zaten geyikten öte bir şey değil. alkolü normal aldığın sürece, hanfendilere takılmanın cılkını çıkarmadığın sürece, normal bir sigara içicisi olarak takıldığın sürece problem yok ama kumar oynarsan bunun gerisi hep geliyor ve batıyorsun. şimdi düşünsem bunların üçü olan ama kumarı olmayan 100 tane arkadaşımı sayabilirim. sen kendini kurtarabilecek bir durumdasın ama biraz daha buna devam edersen yazık olacak. ya abi diyorsun ki bu kadar yılımı kumara harcadım , e kardeşim sen kafadan 20 sene boyunca bir şey olabilmek için üniversiteyi bitirdin, okudun. bu 20 sene heba olmuyor mu? o 20 sene boyunca eğitimine geleceğine yapılan yatırım heba olmuyor mu?

benim aklıma bunun çözümüne yardımcı olmak için yazmak geldi. evet yaz arkadaşım aklına ne geliyorsa ellerin çürüyene kadar yaz. uğraşamam dersen internette bir blog aç oraya yaz. şu ekşi duyuru tayfası da gelir blog'a yazdıklarına yorum yapar. şuraya yazdığının en azından yarısı etkisini yapar içinden çıkar şeyler. hem sonradan belki kitap haline bile getirir bunu pozitif yöne çevirebilirsin. he ama yazdıkça kazandıklarımı hatırlar gene coşarım diyorsan salla gitsin yazmayıver.

madem bu illet yüzünden işinde ilerleyemedin ver kendini işine. kumara bağlı olacağına işine bağlı ol. hem bu şekilde biriken borçlarını da halledebilirsin.

ayrıca ben senin yerinde olsam evdeki bilgisayarı da birine verirdim bir süreliğine. hatta kendimi eve bile kitlettirirdim. ben eşşşek kadar adam oldum hala final zamanları anneme bilgisayarın kablosunu saklattırıyorum ders çalışayım diye hehe.

bir de şu var. hayatının sahibi kim ya da ne? şu anda sen değilsin maalesef. kendini, kendi kontrolünü ele geçirebileceğinden bahisle motive edebilirsin.

ha bu arada feysbukta texas poker'i bırakmamı sağladın teşekkür ederim: ) fark ettim ki yok arkadaş bunun sanalı bile tehlikeli.
0
colg fusion
(09.05.08)
sizi mıknatıs gibi çekip, tüm enerjinizi üzerine çekecek çok kuvvetli bir ilgi alanı lazım.
bu karşı cins olabilir mesela. birine deli gibi aşık olabilirsiniz ya da o size...
ya da bir sanat dalına falan kendinizi adayabilirsiniz.
öyle bir şey olsun ki, kumarın ne kadar gereksiz olduğunu görün.
hem bırakın, hem ders alın.

bedensel bir bağımlılık değil bu (eroin vb..), zihinsel bir şey..
bu yüzden ancak zihinde biter.
hayatınızı başka bir şeyle anlamlandırın.

şu da olabilir:
birkaç hafta mezarlığa gidin. cenaze yıkanan bölüme.
sevdiklerini kaybeden insanların acılarına şahit olun.
cenaze mezarında götürülürken eşlik edin. kalabalık ayrıldıktan sonra oradan ayrılmayın.

sonra kumar başında geçirdiğiniz zamanları düşünün.

böyle yaptıktan sonra kumara devam ederken aklınızda bu sahneler dalgalanır ve kumardan tiksinirsiniz.(diye düşünüyorum)
0
tabudeviren
(09.05.08)
herkes çok güzel şeyler yazmış. bu dayanışma ruhu beni çok mutlu etti. umarım sen de buna duyarsız kalmaz, iradeni demirden avuçlarının içine alırsın osmanoğlu. çünkü görüyorum ki çok güçlüsün. kendine söz geçirmekte bir problemin yok. çünkü sana kimse söz geçiremiyor kendinden başka. sen de bunun gayet farkındasın. eğer başkaları sana söz geçirebiliyor olsaydı abinlerin durumundan ders alırdın, çok sevdiğin o kişiyi kırmaz,dinler, hayatından çıkıp gitmesine izin vermezdin.bu nedenle çok güçlüsün işte. sadece çok iyi bir sebebe ve "aydınlanmaya" ihtiyacın var.

tahminim, uzun zamandır güzel bir tatil bile yapmadın. sırf bilgisayardan uzak olmamak için.
bu nedenle, bilgisayardan, telefondan, bakkaldan bile uzak bir yere tatile git mümkünse. 10 -15 gün kal. döndüğünde binalar üstüne üstüne gelecek, kendini sokağa atmak isteyeceksin, bilgisayarın sesini bile duymak istemeyeceksin.
bana öyle olmuştu.
0
felina
(09.05.08)
geçmiş olsun. ilacın şu abide olabilir: (bkz: kultegin ogel)
0
aligit
(09.05.08)
öncelikle feedback için teşekkür ederim. şimdi o soruları sorarken öncelikle size eziyet peşinde olmadığımı, sadece aradan bir şeyler yakalayıp yakalayamayacağımı görebilmek için sorduğumu belirtmek isterim. benim görebildiğim kadarıyla sizin için hızlı bir şekilde para kazanabilme hevesi daha ön planda. kumar eylemi yerine hızlı para kazandıran başka bir yolu bulsanız kafanız oraya da gider izlenimine vardım. kumarın farkı ise kendinizi bu konuda bilgili görmeniz.

hızlı para kazanabilme konusunda ise diyeceğim, haklısınız birçok kişi alelade meslekler ise düşük kar marjının olduğu işlerle uğraşırken bazı insanlar da kumar oynayarak hemen para kazanabiliyor. ama madalyonun öteki yüzü de var. bir kerede 350.000 dolar kaybeden profesyonelleri görmüşsünüzdür. daha fazlasını kaybeden insanlar da var bilmediğimiz. yani diyeceğim, kumarda her çıkışın bir inişi oluyor. ancak kendi işinizde çok aşırı bir durum olmadığı sürece kendi kariyerinizde böyle düşüşler yaşamazsınız.

peki ama hangi hobiyi kazanırım demişsiniz. bence kumar oynamak istediğinizde bilgisayar oyunu oynayabilirsiniz. emin olun fiziksel bağımlılıkları bile kesebiliyor bilgisayar oyunları. bırakması da nispeten daha kolay, sıkılınca bırakıyorsunuz. ama elbette gidip de poker fln oynamayın, mesela bilgisayarda football manager isimli oyunlarla vakit uçup gider, futbola da ilginiz varmış hem. ya da evinize alacağınız bir konsol ile arkadaşlarınızla beraber biralarınızı içerken futbol oyunlarından oynayabilirsiniz.
0
tom riddle
(09.05.08)
bahsettiginiz kadar agir olmasa da ilkokuldan universiteye kadar birlikte okudugum arkada$im da kumar oynardi. ya$adiklarinizin bir kismini o da ya$adi. dayak ve terapi demi$siniz. dayak pek i$e yaramadi, ciddi manada sinir stres oldugumuz bir anda tekme tokat daldik, i-ih olmadi. terapi gibi cozum onerilerini du$unmedi bile, zorladik ve cok dil doktuk ama istemedi. cozum olur diye ailesine haber verdik zira babasindan cekinen biriydi ama fayda etmedi. parasina, kredi kartina el koyduk ama bankayla goru$up tekrar kart cikartiyordu. hep bi yolunu buldu ve oynadi. parasi bitince ve bizden alamayinca ordan burdan borc aldi, ba$ini belaya sokacak dereceye kadar da geldi. en son care ailesi okudugumuz $ehire yerle$ip onu da yanlarina aldi. biraz toparlar gibi oldu, hayatinin ilk baba dayagini da bu surecte arkada$larinin yaninda yedi. sonrasinda oynamayi birakti. son olaylar onuruna dokundugundandir belki, bilemiyorum.

bence ailenize anlatin, bunun bir bagimlilik oldugunu anlayip size yardimci olmaya cali$acaklardir. ama oncesinde gercekten birakmak isteyin. sizi kumara cekecek $eylerden uzak durun. internette oynuyorsaniz ilk adimi atin, internet baglantinizi kapattirin. birakacaginiz konusunda kendinize inanin derim, gerisi yalan.
0
dengesiz pamuk
(09.05.08)
geçmiş olsun (çünkü bu bir hastalık bence) ve doktor değilim bir doktora başvurun diyerek başlıyorum.

doktor derken psikolog gibi.

kumar bagımlılığı bir davranış bozukluğudur. hem biyolojik, hem sosyal hem de davranışsal ayakları olan bir illettir. bunları da kendini kandırarak, arkadaşlarından destek bularak filan yenebileceğini sanmıyorum, başarırsan helal olsun, çok sevinirim tanımasam etmesem de...

hakkaten yardım al birilerinden, konusunda uzman olan birilerinden. benim internette bir aramayla bulabildiğim ahmet çelikkol isimli bir doktor. başkaları da vardır eminim. umarim kendi yolunu bulursun...
0
zkurmus
(10.05.08)
rica ederim.
insan değil miyiz, sıkıntılarımızın sebepleri farklı olsa da sonuçları birbirine benziyor hep.

bir de eklemede bulunmak isterim:

1. yalnız değilsin,
2. çaresiz değilsin,
3. kendine asla acımamalısın.

bu üçünü bildikten sonra, bir de profesyonel yardım, oooh! şahane bırakırsın o illeti.
0
actionary
(10.05.08)
herkesin cevabını okumadım, herkes elindne geldigince yardımcı olmustur muhakkak ama benim tavsiyem bu tutkunu başka bir tutkuya kanalize ederek yenmen. ben kötü bir alıskanlık kazandıgım zaman farklı bir tutku bularak onu yenebiliyorum. bilmiyorum belki herkes böyledir. herşeyden önce yazdıklarında bunun senin için bir "bağımlılık" yarattıgını ve heyecan verdigi için sürekli devam ettigini (paranın cok da önemli olmadıgını) sezdim. o zaman kendine yeni bir şey bul.. nedir bu? oyun.. bu dediğim şaka gibi gelmesin, bir oyuna bağımlılık kazanırsan başka hiç bir şeyle ilgilenemeyecek duruma gelebiliyorsun. bu da pek iyi bir şey değil ama en azından sana daha fazla zevk verecek, para kaybettirmeyecek ve canını sıkmayacak bir şey. internet üzerinden oynanan oyunları bul, yükle bilgisayarına, arkadaşlarınla ya da internetten tanışacağın kişilerle her akşam belli saatlerde o oyunu oyna. bu oyun bir strateji oyunu olabilir, rpg olabilir, web tabanlı başka herhangi bir şey de olabilir. ekşi duyuruda da oyun şeklinde aratırsan bir sürü başlığa ulaşabilirsin. satın al ya da indir hepsini dene, en beğendiğin oyunla devam et. umuyorumki sana kumardan daha fazla zevk verecek bir oyun bulabilirsin.

belki bu sorununu yakınlarından kimseye anlatmadan bu şekilde de yenebilirsin.
0
nihilanth
(10.05.08)
Sakın dalga geçtiğimi düşünme.Bir önerim daha var.Freud yöntemlerinden birisi. İyileşme sürecinde hipnoz belki yardım edebilir ama nerede nasıl yapılır en iyisi kimdir işe yarar mı fikrim yok.Demin belgesel kanallarından birinde izledim adamı hipnotize ederek zayıflatmışlar.
0
chaud
(11.05.08)
nasılsın osmanoğlu ?
0
chaud
(25.05.08)
sevgili arkadasimiz ( nasil hitap edecegimi bilemedim)
sanirim artik buraya bakmiyorsun ya da bakiyorsundur ve belki kayda deger bir gelisme yoktur bilemiyorum ama olsun belki okursun diye aklima gelen 2 seyi yazmak istedim.
1. bu mevzularda profosyonel bir yardim almak istersen, yasadigin sehri yazarsan sana iyi birini arayalim, hatta tanidik bulup ucrette indirim yollarini da kovalariz.
2. yazdigin ote taraf, allah inancindan yola cikarak bu satirlara curet edecegim. simdi subat tatilinde kibris'a gittim ve hayatimda ilk kez kumar oynadim. o zamana kadar insanlara hep soole derdim ' hic kumar oynamadim, oynarsam da o anlik heyecani yasamak icin servetimi harcayabilirim' bir kere bu duyguyu yasarsam - ki buna bayilacagimi biliyordum- bir daha birakamamaktan korktugum icin hic baslamadim. sonra iste kumarhaneye girince basladi guzide'nin kendisiyle imtihani ama o sirada bu kaygiyi tasimadan ilk kez sirke gitmis cocuk gibi girdim iceri. makinelerin gurultusu isiklar hakket bir sirk gibiydi ortam.. neyse uzatmayalim. sonra arkadasimiz rulet oynuyordu, canli masa degil de kompiterli donen rulet masasinda. koyduk 20 ytl yi yuttu makina verdi krediyi. biz manitimlen oynuyoruz ortak. bi o seciyo rakamlari bi ben. ufff uzattim hikayeyi yine, neyse 2 kez 2li secip tutturdum ve bitmek uzere olan 20 ytl miz 40 ytl oldu ve gozgoze geldik manitcigimlen ve masadan kalktik. koydugumuz 20 ytl mizi cebe atip kalan 20 ytl ile bi kase jeton aldik. ben bi avuc jeton alip kollu makinalara oturdum. baymistim prosedurden ve tam jetonlarimi bitirip kalkicakken koydugumun 5 kati kadar bi sey verdi. kalktim ama. iste sonra rulet masasindaki arkadasimizin yanina gittim o eksi 50 deydi o sirada. kollu makinalardaki hikaye yeniden tekrarlandi ve ben kazandikca kazandim jetonlardan. 2 saat falan gecirmistik ve artik gitmek istiyordum/k. sonra azimle kazandirmayan bi makina bulduk ve jetonlarin hepsini zorla bitirdik.
simdi bu gereksiz animi uzun uzun yazdim. suraya bagliycam. yillarca urkup sonrasinda da kazandigim halde kumarin bana neden heyecan vermedigini sorguladim ve cevabimi buldum. kumarhanenin parasini yememek, iste sihirli kavram buydu. kazanilmamis, ugruna ugrasmadigim, emek harcamadigim bi para bu ve senin durumunda nice insanin acisi var o jetonlarda. yiyemedik abi, yedigimiz tek sey aksam yemegi oldu orda. diyecegim su ki; madem allaha inaniyorsun ve o nedenle hala nefes aliyorsun, o zaman kumardan gelecek parayi nasil kabulleniyorsun? haa senin ondan istedigin parasi degil belki, su an hastasi oldugun sey sana verdigi heyecan. sayet tek cevabin verdigi heyecansa sen de baska adrenalin arttirma yollarini dene. bagimlilik yaratir bu hormon evet, o zaman sen de baska seylerle sagla o heyecani. ne bileyim bungee jumping falan gibi seyler. ( onerimde ciddiyim) son olarak sadece heyecanina vurgunsan, kumardaki para kavramina nasil yaklasiyorsun? kaybettiklerinin bedelini evet sen simdilik bedeli agir da olsa hala odeyebiliyorsun ama ya kazaninca aldiklarin? ben ona kisaca kul hakki diyip mesajimi bitirmek isterim.
anlatmak istediklerimi anlatabildim mi bilmiyorum, yorgunum biraz, umarim kendimi ifade edebilmisimdir.
cok kolay gelsin.
not: 1 no'lu cumlelerimdeki soruyu dikkate alman umidiyle.
pcf
0
pyro clustic flow
(26.05.08)
uzun bir aradan sonra herkese tekrar merhaba,
nerdeyse 3 aydır buraya birşey yazmadım.
daha doğrusu yazmaya yüzüm olmadı. çünkü yazdıktan sonraki 1 ay içerisinde aynı hatayı tekrar yaptım..

geçen ay, nasıl olsa kaybedeceğim birşey yok düşüncesiyle bir bankaya kredi için başvurdum (hali hazırda ödediğim 2 kredi borcu varken). neyse ki olumlu sonuç aldım.
kredi kartlarımın sayısını bire düşürdüm. ve oyun oynadığım sitelerde sağa sola bilerek küfredip, hile yapıyormuş gibi tavırlarda bulunarak ömür boyu yasak yedim.

şimdi gelirimin yarısı kadar kredi ödüyorum, bir sene daha kendimi sıkacam ama içimde bir huzur var. canımın istediği şeyi giyebiliyor, istediğim şeyi yiyebiliyorum çekinmeden. hatta geçenlerde tatile bile gittim. buna rağmen cebimde halen yetecek kadar paranın olması baya garip geldi bana. ya bu kalan para bereketli, ya da ben dünyaları vermişim oraya:)


her neyse, buraya birşeyler yazıp bana yardımcı olmaya çalışan, ya da yazmamış olsa dahi kalbinden benim için iyi şeyler dileyen herkese tekrar teşekkür ediyorum..o günleri tekrar yaşamayacağımdan eminim.

sağlıcakla kalın..
0
🌸osmanoglu
(26.07.08)
arasıra bakıp senden haber var mı diye kontrol ediyordum: ) inan sevindim bunları okuduğuma. böyle devam edersen hiçbir sorun yok. kolay gelsin osmanoğlu: )
0
colg fusion
(07.08.08)
helal olsun, tebrikler gerçekten, inşallah bu iraden devamlı olur.
0
marmara34
(10.08.08)
Su sayfanin ciktisini alip bahis oynamaya ozenen (ama oyle 2-3 liralik iddaa falan degil, buyuk bahislerden bahsediyorum) coluk cocuga okutmak lazim. Gercekten cok etkilendim. Umarim daha iyi haberlerinizi de okuruz bu basliktan.. Ara sira ben de takip edecegim.

Iyiye gidiyor olusunuz ayrica mutlu etti beni. Daha da iyi gunler gelecektir umarim. ;)
0
vita vinum est
(15.08.08)
walla o küçük bahisler de büyüklere yol açıyor.İddiaya her hafta 500er lira yatıran adam biliyorum.Kazanması ancak gelmiş geçmiş kayıplarının birazını kapatıyor.
0
chaud
(25.09.08)
şu konuşulanları aynen alıp bir film senaryosu yapabiliriz..
duyurunun altındaki her lafı tek tek film senaryosu okur gibi okudum. bir ara umutsuzluğa kapıldım yapamayacak mı diye..

ama mutlu sona doğru gidiyor olarak görünüyor o en son yazdığın şeyle.. sen en başta, kafanda bu illetten kurtulmak istediğine kendini inandırdığın için başarılı oldun. sonrasında toplum ve sosyal ortamındaki statün geldi... çevreni kaybetme korkusu...

kimisi riskli de olsa bu illetten kurtulmak için bir çok hamle yapmışsın...
ve başarılı olmuşsun kimi hamlen riskli olsa bile..

etkileyici bir geri dönüş yapıyorsunuz hayata.. tamamen dönene ve o şekilde devam ettirmeyi garanti ettirene kadar mücadeleye devam!
0
vital
(09.12.08)
@Osmanoğlu: Acaba son durumun nedir? Bir profesyonel olarak seni özellikle senle benzer sorunla tecrübesi olan başka birilerine yönlendirebilirim.
0
jesterdvine
(18.11.11)
Nedir son durum ben de merak ediyorum cunku aynı durum bende de mevcut inşallah kurulmuştur
0
Audi2010
(17.06.12)
5 yıl sonra merhaba. soranlar olmuş son durumlar nedir diye. maalesef sizlere iyi haberler veremiyorum. 5 sene önce yazdıklarıma bakıyorum da gülümsüyorum. iyi günlerimmiş benim o günler. 17000 TL borcum var demişim o zamanlar. keşke şimdi o kadar olsa. şimdi hesapladım şu geçen 5 sene içerisinde 90000TL odeme yapmışım. hala da 80000TL borcum var. anlayacağınız borcum 5 kat daha fazlalaşmış. devam ediyor mu? evet!. kaç kere yemin ettim bunun üzerine olmuyor. ilaç bile kullandım olmuyor. en fazla 2 ay dayanabildim.
bakalım sonu nereye varacak? yaş oldu 35 nerdeyse(görüntü 45). bu işlerden kendinizi ve tanıdıklarınızı uzak tutun. sen nasıl bir adammışsın demeyin, kınamayın. sevgiyle kalın.
0
🌸osmanoglu
(11.04.13)
keşke 2008'de söyleseymişiz bunu ama; keşke kumar yerine paraşütle atlama, bungee jumping vb. bir şeylere sarsaymışın. bu gibi heyecanlar kumar heyecanının ötesine geçseydi, kumarı unutabilirmişsin.

ya da yarışma gibi bir şeye, yarı profesyonel go-kart tarzı bir şey mesela.
0
kamera motor
(11.04.13)
bu sabah başladım başından sonuna okudum ama son yazı mutlu sonla bitmedi.
0
mega idea
(11.04.13)
bana yazar mısınız lütfen, çözüm önerilerim var. [email protected]
0
transferans
(21.05.13)
geçmiş olsun.
çözüm, bağımlılıkla çalışan terapist.
0
pinkket
(21.05.13)
hala mı?
0
bana jacob diyolar
(15.04.15)
yazıyı okudum kuponum yattı. bu bi işaret belki de. sıkıntılı bi durum osmanoğlu. geçmiş olsun.
0
oylum
(03.09.15)
hocam bence kesinlikle profesyonel yardim almalisin. artik hastaneye mi yatarsin naparsin bilmiyorum. ama gerekiyorsa oraya kadar yolu var yani.

profesyonel olmadigim halde soyle bir tavsiye verebilirim, (belki kotu bir tavsiyedir ama yine de yazayim) civi civiyi soker misali, yine pek faydasi olmayan, hatta belki zararli olsa da senin durumuna kiyasla daha az zararli olan baska bir ugras bul. benim aklima video oyunlar geliyor. xbox, playstation falan. sevdigin bir kac oyunla basla, vaktini bu kumarla harcayacagina, o oyunlarla harca, bu oyunlardan kumara vakit kalmasin hesabi yani. yasin video oyunlari icin hala musait nasil olsa.
0
efe
(03.09.15)
Allah yardımcın olsun. Sende zaten bahsetmişsin giden yıllar olmasa paranın önemi yok. Herkes hayatta hatalar yapabilir. Son durum ne bilmiyorum ama her zaman sana dua edecem kardeşim.bu yazıyı okuduğum zaman keşke param olsada bütün borçlarını ödesem dedim. Acaba sana yakın bir hayat yaşadığımdan mıdır, yoksa paramın olmayışından mı bilmiyorum. Her daim sana dua etmekten başka bir şey gelmiyor elimden. Allaha emanet.
0
gafillere nasihatler
(27.06.16)
Kumar bağımlılığı temel dinamikleri açısından diğer bağımlılıklardan örneğin bir kokain bağımlılığından farkı yoktur. Kumar bağımlılığı bir davranış bağımlılığıdır ve bütün bağımlılıklar gibi kumar bağımlılığı da bir beyin hastalığıdır. Arada sırada iddia loto gibi kumar oynayan birinin kumar oynama davranışı ile kumar bağımlılığı birbirinden farklı kavramlardır.
Kumar bağımlılığının ahlak yoksunluğu, kişisel zaaf ile bir ilgisi yoktur. Yukarıda da belirtiğim gibi kumar bağımlısı bireyin beyin kimyasal yapısında dengesiz oluşmuştur.
Kumar bağımlılığının Obsesif Kompulsif Bozukluk ile de ilgisi vardır. Kumar oyunu ile ilgili bilişsel çarpıtmalar ve sanrılar bağımlılığın gelişiminde ve sürdürülmesinde etkilidir.
Tedavisinde bütüncül yaklaşım esas alınmalıdır.
Yardım için bana yazabilirsiniz
[email protected]
0
transferans
(30.10.17)
Hocam bu konularda uzman birisi değilim, yanlış yönlendirmek istemem ama, bir kaç öneri yazayım:

* Siz de yanlışınızın farkındasınız. Bu güzel bir olay.

* Bu tarz alışkanlıkları (kumar, sigara vs.) bırakmak kolay değil. Ama 100 kere deneyip, başaramasanız 101. yi deneyeceksiniz. 101. de bırakacaksınız belki.

* Kumardan daha çok kumara giden yolları engelleyin. Kredi kartlarınızı iptal edin. Sitelerdeki üyeliklerinizi iptal edin. Gerekirse evdeki interneti, telefonunuzdaki interneti bile iptal edin. Kredi kartı almayı tekrar kafaya taktığınızda, birilerinin yanına gidin. Bu düşünceyi kafadan atın veya kendinizi spora verin. Yaşam sitilinizi değiştirmeden, bu işi aşmak zor.

* Başarısız olursanız, daha da hırslanıp yeniden deneyin. "Ben yanlış yapıyorum" dediğiniz müddetçe ümit var. Allah yardımcınız olsun.


.
0
kartallar yuksek ucar
(30.10.17)
ailene söyle, arkadaşlarına da anlat. hiçkimsenin bilmemesi bunu devam ettirmeni kolaylaştırıyo. ama yalan söylemeye meyilli biriysen o da sökmeyebilir.

nerdeyse daha bebeliğimizden beri beraber olduğumuz bir arkadaşım var. lise bitmesine yakın işe mişe girdi eli para görmeye başladığında sardı senin işlere. öğrendiğimde epey azarladım, çünkü öğrendiğimde ödenmesi zor bir meblağ olmamasına rağmen bayağı girmişti. neyse 1 sene falan sırf buna çalışıp ödedi, tam düze çıktı yine başlamış; ama konusunu açınca kıvırıyodu oynamıyorum; bir defasında dövmek sayılmaz ama patakladım hafif. yok yine, nabıyon diyom abi para lazım yine işte mevzuları biliyosun falan diyo. ana bacı karıştırmadan sövdüğüm oldu, yok. ilk başlarda sözüne inanıp birkaç bin lira para vermiştim, borcunu kapatsın da bir daha oynamasın diye, yok yine bir müddet geçti devam, benim parayı falan da unuttum zaten. ilişkimi kesmedim ama uğraşmıyorum baktım olmuyo, sadece laf sokarım arada o kadar. ama bu arkadaşımın zaten bir türlü beceremediği, bir yere bağlayamadığı bir hayatı var, kumardaki amacı köşeyi dönmek, ufak çaplı bir iş kurmak. bir de başında yaşıt olmamıza rağmen "abi"lik edebilcek kimse yok. annesi babası ayrıldıktan sonra evlendiler ve bu çocukla da ilgilenmediler. hani senin hayatın daha farklı ve kumarın/kendini engelleyememenin işlevi sende farklıdır diye diyorum.

velhasılıkelam, bu arkadaşı ümidini kırmak için anlatmadım. yalan söyleyip kıvırcaksan sözler verip tutmucaksan demin yazdığım "kimsenin bilmiyo olması bunu sürdürmeni kolaylaştırıyo" kısmı geçerli değil.
0
dafaisss
(30.10.17)
Kardeşim s.a.
10 Yılı aşkındır kumarın içindeyim geçtiğin süreçlerin içinden geçtim ve hala aynı durumdayım.Seninle konuşmak kumarı bırakma arefesinde bana iyi gelecektir.Umarım uzaklaşmışsındır ve deneyiminden yararlanırım uzaklaşmamışsan da bir şans da bu kardeşinle samimi bir dayanışmayla olsun.İnan ben de bu uzun yılların yıpranmışlığı sıkışmışlığı içerisindeyim gel bi muhabbet edelim.
[email protected]
0
gibigibi1985
(13.12.18)
Değerli dostlar kumardan uzaklaşmak için benzer sıkıntıları yaşayan insanlar olarak, kişisel deneyimlerimizi paylaşmak üzere bir facebook grubu kurdum.Fake hesaplarla da olsa buyrun gelin dertleşelim birbirimizi motive edelim.
www.facebook.com
kumardan kurtulmak için dayanışma isimli
0
gibigibi1985
(07.01.19)
Kardeşim s.a.
10 Yılı aşkındır kumarın içindeyim geçtiğin süreçlerin içinden geçtim ve hala aynı durumdayım.Seninle konuşmak kumarı bırakma arefesinde bana iyi gelecektir.Umarım uzaklaşmışsındır ve deneyiminden yararlanırım uzaklaşmamışsan da bir şans da bu kardeşinle samimi bir dayanışmayla olsun.İnan ben de bu uzun yılların yıpranmışlığı sıkışmışlığı içerisindeyim gel bi muhabbet edelim.
[email protected]

Not:Bu güne kadar mail adresime facebook grubuna yaklaşık 10 arkadaş mesaj attı.İçlerinde sadece bir tanesi gelip hikayesini paylaşıp ben artık kumarı bıraktım dedi ve birlikte sohbet ederek anı defteri gibi yazmaya devam ediyoruz.Kalan arkadaşların 1 kişi hariç tamamı mail adresine mesaj yazıp bir daha ne geri dönüş yapıyor ne de yazdığım mesajlara yanıt veriyor.Herşey bizde başlar bizde biter.Eğer samimiyetsizce bir hap gibi çözüm arayan varsa boşuna hiç kendini yormayıp kumara tam gaz devam etsin.Cebinde beş kuruş kalmayınca gelip bu forumu okumak,mastürbasyon yapmanın bir türü.Tüm patolojik kumarbazlarda şöyle bir fantazi var en büyük acılar kayıplar bende arkadaş gel, gel vatandaş.Samimiyetle benim yardıma ihtiyacım var bırakacağım kumarı,dertleşmek kendimi ifade etmek istiyorum diyen buyursun gelsin.Lütfen kendinizi kandırmayın.
0
gibigibi1985
(24.01.19)
kurmadankurtulmak.blogspot.com

Facebook gönderilerimizi daha rahat okumak için....
0
gibigibi1985
(19.11.19)
Sorununu çok iyi anlıyorum!
Şunu hiç bir zaman unutma hayat boşluklar ile doludur ve o boşluğunu bulduğu an seni affetmez.dalından kopmuş bir yaprak gibi rüzgar seni nereye savurur ise oraya sürüklenirsin.çok fazla yorumları okudum ve yazmak istedim.
Vücüdunun üzerinde taşıdıgın bir kafan var ve düşünebiliyorsun bu illet uyuşturucuda olabilir kumarda olabilir ikisi de aynı benim gözümd3 .hayatında bir şeyi en iyi şekilde anlamanın tek yolu yaşamaktır.sorun yok yaşamışsın bulaşmişsın Fakat şunu düsün buna başlamayı sen sectin nedeni ne olursa olsun .bundan vazgececek olanda sensin herkes herseyi konusur fakat uygulayacak olan sensin .kendine güvenini ve saygını kaybetmişsin.ve bunları yazarken yaşamış birisi olarak yazıyorum.20 yıl kumarın her türlüsünü oynadım yarım milyon liralar kazandım kaybettim.uyusturucuya 20 yaşında başladım 10 yıl esrr iciyirdum bir sigara gibi.fakat kimseden bir yardım almadan hepsini terk ettim .kendini fazla üzme aslan parçası ömur 30 milyar ile kaybedilmez ömür paha biçilmeyecek kadar değerli.kazanma duygusunu at kafandan bu yolda zengin olabilecegin dusuncesini at kafandan .şimdi benim yurt disinda kumarhanem var fakat oynamıyorum .sadece oynatıyorun.keşke hiç kimse oynamasa .kumar kaybettiğinde seni üzecek meblalar ile oynanmaz .keyif olarak başlar sonra hayatında vazgecilmezin olur .ama dedigim gbi kurtulmak senin elinde .ilerde insallah bir kumarhanen olur ve sen oynamıyor olursun işte o zaman kaybettiklerini ve kazandiklarini ozaman daha net anlarsın .omrune omur katacak o kadar aktivige varki kendini onlara yönlendir kaldır kafanı sokaga cık sana mum olacak hersey ile ilgilen .şimdi kendine iyi bak kal saglicakla
0
Soz
(08.06.22)
son cevaplananlarda görünce girdim ama son mesaj 2019?

neyse vakti olmayanlar için özet geçeyim.

arkadaşımız 2008 yılında başladığı kumarda 17.000 lira borç yapmış.

2013 yılında 5 sene içinde 90.000 ödedim ama hala 80.000 borcum var diye güncellemiş.

en son bilgi bu. düzlüğe çıkmıştır umarım.
0
onemoremile
(08.06.22)
(12)

Festival kampçıları buraya-sorularım editlendi

felina
Bu sene ilk defa bir festivale (Masstival) kamplı katılmayı planlıyorum. Kamplara çadırlara yıllarını vermiş tecrübeli abilerimden ablalarımdan öneriler bekliyorum.1-Ne tür bir çadırı nerden almam gerekir? Bu konuda zır cahilim .2- En çok merak ettiğim şey: festival alanlarında hırsızlık oluyor mu?
Bu sene ilk defa bir festivale (Masstival) kamplı katılmayı planlıyorum. Kamplara çadırlara yıllarını vermiş tecrübeli abilerimden ablalarımdan öneriler bekliyorum.
1-Ne tür bir çadırı nerden almam gerekir? Bu konuda zır cahilim .
2- En çok merak ettiğim şey: festival alanlarında hırsızlık oluyor mu? Çadırın içinde eşyalarımızı (değerli olmayan şeyler)bırakıp çıkarsak bir şey olmuyor mu? Kitlenebilen çadırlar mı var? Nedir?
3- ALta ayrıca şilte sermek gerekiyo di mi? Yoksa çadır satılırken bunu da veriyolar mı? Yanımızda ne götürmemiz şart?

Teşekkür ediyorum öpüyorum :)
0
felina
(05.05.08)
madem ki soru editlendi. biz de cevabimizi editleyelim.

1- ben festivaller icin dandikten monodome 2 kisilik cadir almistim vaktinde. www.hepsiburada.com

2- asma kilit alin. her ihtimale karsi cadirinizi kilitleyin.

3- mat alin. altiniza serin, rahat edin.

bonus cevap: kucuk el feneri alin. gece lazim olur.
0
trimpot
(05.05.08)
2- çadırlar kitlenebiliyor, evet, hatta kamp alanlarında kitlenemeyenini görmedim hiç..

3- alacağınız çadırın kendi zemini olacağını varsayarak konuşuyorum: direk çadırda yerde yatmayı planlıyorsanız serebilirsiniz, onun haricinde temizlikse amacınız her halükarda kirleniyor çadırın zemini, kamp alanının da zeminine bağlı olarak, kasmayın derim. toplarken şöyle bir çırparsınız çadırı olur biter..

eğer arayamayacakları bir yere saklamayı başarabiliyorsanız bir isviçre çakısı götürün, çadırda yaşadığınız bir problemde, ya da genel olarak çok işe yarıyor.

ilk kez gidiyorsanız şu uyarıyı yapayım, ilk gittiğimde en büyük hayal kırıklığım bu olmuştu, aman sabah uyurum demeyin, çadır fena halde yakan bir şey, ve eğer gölge bir yer bulamazsanız sabah güneşi her halükarda yakıyor. gölge bir yere kurarsanız da sırılsıklam uyanabiliyorsunuz, nedendir bilmiyorum..

son olarak, hiç masstival'e gitmedim, çoğunlukla zeytinli tecrübeleri bunlar, masstival koşulları farklı olabilir...

başka bir soru varsa sözlükten mesaj atabilirsiniz..
0
toxxicfox
(05.05.08)
1 h2000, 4 RnC tecrubeme gore soyluyorum ki en iyi festival cadiri en ucuz olanidir. o hengamede "ay surasina sey olmus burasina kim basmis, kaziklarimi kim kapmis" hesabiyapmak hos olmuyor.

mutlaka mat kullanilmalidir ve hava ne kadar sicak olursa olsun uste ortmek icin bir pike bulundurulmalidir (ucuz bir uyku tulumu iyi is gorur. gecen sene bim den 15ytl ye almistim sanirim).

hic bir festivalde hirsislikla karsilasmadim. sadece cadirin fermuarlarini kilitledim.

unutmayin ki cadir festival suresince cok cok az zaman gecireceginiz bir yerdir. gece yatince uyuyamazsiniz cunku etrafta mutlaka batak oynayan, kari-kiz muhabbeti yapan, erkek-adam muhabbeti yapan, ve bunlari yapacak baska yer bulamayan essoluesseklerden oturu uyuyamazsiniz.
sabahta bu faktorlerin yaninda gunes sizi pisirir..

özet:
1) en ucuzu
2) zaten festivale gidiyorsunuz, altinlarinizi, hisse senetlerinizi evde birakin. cadirin fermuarini minik asma kilitlerle kitleyip cikin.
3) Mat goturun (yine en ucuzundan)
0
theli
(05.05.08)
1. en ucuzu. sonucta dagda kampa gitmiyorsunuz. ucuz ve i$inizi gorecek bir cadir alin. hava sicak olur ve cadirin tek i$levi kapali bir yerde uyumayi saglamaktir.

2. hirsizliga hic denk gelmedim. ama cadirdan uzakla$acagim zamanlar fermuarin iki ucunu kucuk bi kilit ile kitledim. yaniniza degerli bi$ey almayin. telefon ve fotograf makinasi alin en fazla. onlari da cadirdan cikarken cebinize atin derim.

3. $ilteyle ugra$mayin.

mat alin kendinize 10-15 ytl arasidir. cadir ile degil ayri satilir. ha bu arada cadir kuracaginiz zemin onemli. yamuk yumuk, rnc gibi tarlada ise yatacaginiz yer icin en azindan altiniza serilebilecek yumu$ak bi$iler goturun.
uyku tulumuna biraz dikkat edin derim. sabah gune$ feci yakiyor ve zaten erken uyanmanizin sebebi de bu yakan gune$. uyku tulumunun ic kismi naylon falan olursa festival ortaminda cehennem azabi ya$arsiniz her sabah.

cadiri kurarken etraftan yardim isteyin. kullanma klavuzuyla ilk seferde harikalar yaratan birini gormedim ben :) iyice gergin olmali yoksa gece yatarken cadirin bi kenari suratiniza kadar egilir her ruzgar estiginde :)
0
dengesiz pamuk
(05.05.08)
çadır alırken, muhakkak çift katlı olanlarından al. yoksa sabah 9 dedinmi uyanmak zorunda kalırsın, hem de buğulama olmuş bir vaziyette =)

çadırda kaç kişi kalacaksan +1 uygulaması yapmanda fayda var. yani tek başına kalacaksan 2 kişilik, 2 kişi kalacaksan 3 kişilik çadır al. benim gibi rahatına düşkünsen, 4 kişilik çadırda tek başına da kalabilirsin =D

eğer çadır aldığın yerde; çadırların kutusunu açıp bakmana izin veriyorlarsa, çubukların sağlamlığını kontrol etmelisin. zira festival ortasında kırılan bir çubuk başını çok ağrıtabilir.(tecrübe =)

sigara içiyorsan, çadır içinde kullanacağın ufak bir küllük hayat kurtarır.

eğer erkeksen; boş bir pet şişe, gecenin karanlığında, uykunun en tatlı yerinde senin tuvalete kadar yorulmana engel olacaktır. eğer kızsan; üzgünüm =)

herkesin de söylediği gibi asma kilit illa ki bulundur. bunun dışında ampullu olanlardan değilde; ledli olanlardan bir fener edinirsen çok rahat edersin. genelde kesici/delici alet sokmak yasaktır ama, ufacık miniminnacık bir çakıyı çaktırmadan sokabilirsen işine yarar.

ben şu ana kadar hiç mat kullanmadım ve hiç de eksikliğini hissetmedim. gerçi ben biraz "ölü uyuyanlar"danım. uykuda mekan seçimi konusunda titiz isen, mat kullanaman yararlı olabilir.

birçok çadırın dış tarafında; çadırın zemine temas ettiği noktalarda ağırlık koymak için boşluklar bulunur. bu boşluklara bulabildiğin büyük taşları yerleştirmen seni çok rahatlatacaktır. aksi halde, her kuvvetli rüzgar dalgasından sonra, kazıkları ve ipleri tekrardan düzeltmek zorunda kalırsın.
eğer aldığın çadırda ağırlık keseleri yoksa; çadırın zemine temas ettiği yerlere kum yığarak da aynı etkiyi oluşturabilirisin.

bir de; kapısında aynı zamanda sineklik bulunduran çadırları tercih etmen iyi olabilir. sinekliği olmayan bir çadırda sıcak gece geçirmek çok bunaltıcı oluyor gerçekten. çadırın kapısını da rahatça açamıyorsun zaten. içerde sıkışıp kalıyorsun.

ağaç, tente vb bişiler görürsen, direk çadırı onların yakınına kur. şanslı isen, sabah güneşinin geliş açısı, sana mükemmel bir gölge yaratabilir ve saat 10-11 e kadar mışıl mışıl uyuyabilirisin.

hmmm.. bunlardan başka aklıma bişi gelmiyor. geldikçe yazarım buraya. evet efendim yaparım ben bunu =)
0
punkertifo
(06.05.08)
çadırda asla değerli eşyalarınızı bırakmayın. asma kilit asmanız ise çadırda değerli eşya olduğu konusunda hırsızı daha da şevk edecek, bu sefer çadıra zarar vermek pahasına içeri girmeye çalışacaktır. bana kalırsa çadırda değerli eşya bırakmayın, hırsız çok gireceği varsa içeri girer, matınızı donunuzu görür geri çıkar. bu olay gerçekten başımıza geldi. hırsız bu sefer madem ki kilitli, içerde bişey var diye düşünüyor herhalde.
0
karapolisnas
(06.05.08)
Mat veya şilte yerine deniz yatağı da önerilir.
ucuz, süper hafif, taşırken de yer kaplamaz. matlar o kadar da rahat değillerdir ama deniz yatakları iyidir.
tabii zemin yüzünden patlamamalarına dikkat etmelisin. benim 2 kişilik yatağım vardı şişme, onu götürüyordum. polar battaniye falan ev gibi oluyor valla.

bu arada çadır ucuz olsun diye ufak alma sakın. kimse sana başkasından daha fazla yer kaplıyorsun diye bir şey diyemez.
iki kişi kalacağız iki kişilik alalım deme. hatta satıcılar "abi bunun üstünde bile yazıyor iki kişilik" deseler de inanma. +1, hatta iri adamlarsanız +2'ye kadar gider.
bazılarının yalnızca kapısı bazılarının da hem kapısı hem de penceresi var. o pencere sabah uykuna 2 saat daha ekler kafadan. iki saat az deme, bu uyuyacağın süreyi %50 ile %100 arttıracak demektir.
doğa sporları satan yerlerde çok abartılı olabilir çadırlar. büyük marketlerde bulunabiliyor özellikle bu mevsimde.

çadır kilitleme dediğin şey iki fermuar tutacağını birbirine ufak bir kilitle sabitlemek oluyor.
ufak bir kilit asabilirsin.
0
burfak
(06.05.08)
1) ben carrefour'dan 50ytl'ye çadır+mat+çanta+uyku tulumu gibi bir takım almıştım inanılmaz şanslı olarak. çadır 1,5 kişilik yalnız. eşyalarla beraber dip dibe uyumak eşyasıyla gömülmüş gibi hissettiriyor insanı, o yüzden benim çadır her zaman eşya deposu olarak kullanıldı, ben de arkadaşlarımın çadırlarında kaldım. dolayısıyla geniş bir çadır almanı tavsiye ederim, hatta festivallerle olan geleceğine inanıyorsan kendi yağmur koruma naylon şeyinden olan 2-3 kişilik bir çadır tercih etmelisin.
2) 4 yıldır hiç bir şeyim çalınmadı, zaten etrafta sürekli insanlar olduğundan kimse kilidi kırıp veya çadırı yırtıp içeri girmez. en küçük boy kilit al mümkünse, büyük olanlar çadır fermuarlarının deliklerinden geçmeyebilir. kilit işini son güne bırakırsan istiklalin sonunda tophaneye giden yokuş yolun başlarında bir kilitçi var, hep ordan aldık biz.. aklında bulunsun sadece.
3) çadırın altına hiçbir şey sermedik biz şimdiye kadar, uyku tulumunun altına koyduğun mat yetiyor zaten. 10ytl ye kullan-at dandik matlardan alabilirsin. çadır aldığın yerde muhtemelen vardır.
0
the rain baron
(07.05.08)
soruların dışında olucak biraz ama yağmur yağarsa önemli olan poşettir bol bol poşet götürün orada bulurum demeyin binlerce kişi bulmaya çalışınca kalmıyo. çamur filan olduğunda ayaklara geçirildiğinde çadırı rezil etmez.
0
flate
(08.05.08)
Herkese çok teşekkürler.
Sonuç olarak:
* karfurdan ucuza 3 kişilik çadır alıyorum
* mat alıyorum
* kilit alıyorum
* ayağıma poşet geçirip elime fener alıyorum

:)
0
🌸felina
(08.05.08)
felinaaaaaaaaaaaa... umarım hala kombine + kamp biletin vardır:)
0
ezgi
(02.07.08)
pilet yok pilet yok satıldı :)
0
🌸felina
(03.07.08)
(11)

ziraat bankasından para çekme

zbam
benim ziraat bankasındaki hesabımdan 10bin ytl çekmem gerekiyor. şimdi direk gidip çekebilir miyim yoksa önceden aramam mı gerekir şubeyi "para çekecem hazır olsun haa" falan diye?
benim ziraat bankasındaki hesabımdan 10bin ytl çekmem gerekiyor. şimdi direk gidip çekebilir miyim yoksa önceden aramam mı gerekir şubeyi "para çekecem hazır olsun haa" falan diye?
0
zbam
(05.05.08)
ziraat i bilmiyorum ama yapıkredi ve anadolubankla çalışıyorduk, ikisinde para çekmeden önce haber veriyorduk.
0
vincenzo
(05.05.08)
ziraat bankasindan hem de ögleden sonra saat 3 te 3 milyar para istemistim. ama simdi veremeyiz durun bri bakalim cikacak mi demislerdi. 45 dakika sonra alabilmistim. sube ile alakali anlayacaginiz.
0
atmacaged
(05.05.08)
Özellikle Taşra Şubelerinde ve küçük şubelerde sorun olabiliyor.
0
inatci kahraman aga
(05.05.08)
çok dağınbaşında bir şube değilse sorun olacağını sanmıyorum. yine de arayıp sormakta/haber vermekte fayda var. bir şekilde parayı bulurlar ama gereksiz yere beklememiş olursunuz. bir de şu var, siz şubeye girmeden 10dk önce birisi gelip 100bin ytl çekmiş olabilir. ne kadar merkezi/büyük bir şube olursa olsun sıkıntı yaşayabilirler.
0
ref
(05.05.08)
10.000 ytl. bir adet 100 ytl'lik deste yapar ki her bankada bu kadar para vardır zannediyorum. haber vermeden sorun olmaz. bir banka için çok para değil.
0
kibritsuyu
(05.05.08)
5 bin ytl ustu cekimler icin onceden bankayi (subeyi) arayip bilgi vermeniz gerekmektedir.
0
trimpot
(05.05.08)
Çekmek istediğiniz saate göre de değişir o, haber vermeden akşamüstü almak isterseniz hayatta vermezler, çünkü şubeler gece ellerinde para bırakırlarsa gecelik faiz kadar şube zararına yazılır. Siz saatinizi ve istediğiniz miktarı haber verin.
0
sui
(05.05.08)
ararsan sen rahat edersin. aramazsan seni rahatsız ederler. :)
0
ozdek
(05.05.08)
arayıp haber verirsen para çekmeye gittiğinde beklemezsin. aksi takdirde o anda kasada o kadar nakit olmayabilir, doğaldır, beklemen icap edebilir.
0
felina
(05.05.08)
trimpot'un dedigi gibi degil, ben 2 ay once sabah 10'da gidip (kadikoy subesi) 7.000 ytl cekim yaptim toplam 5-6 dakika surdu tek formalite imzami tutturmam gerekiyordu o birkac denemeden sonra oldu.
0
maresalx
(05.05.08)
haber vermende büyük fayda var, sorun çıkartılabilir.
0
eksi daglarinin aslani
(05.05.08)
(5)

Fazladan dis

turkish tekila
3 disimin altinda fazladan 2 dis oldugunu ogrendim. benzer bir durumla karsilasan ya da boyle bir tanidigi olan var mi? alttakileri aldirmak, usttekileri aldirmak, hic ellememek gibi secenekler var ama hepsinin de riski var. tecrubesi olan ya da duymus olanlardan bilgi almak isterim.
3 disimin altinda fazladan 2 dis oldugunu ogrendim. benzer bir durumla karsilasan ya da boyle bir tanidigi olan var mi? alttakileri aldirmak, usttekileri aldirmak, hic ellememek gibi secenekler var ama hepsinin de riski var. tecrubesi olan ya da duymus olanlardan bilgi almak isterim.
0
turkish tekila
(04.01.08)
benim başıma geldi orta okul zamanında diş doktorum dedi olmaz böyle almamız gerek dişleri mevcut olanları aldı daha sonra alttaki dişler güzelce çıktı.(5 günde 6 dişimi çektirdim bu şekilde)
0
winniethepooh
(04.01.08)
benim 2 adet köpek dişim vardı gömük halde. üstelik de ters T şeklinde duruyorlardı. yani çıkmaları imkansız. O yüzden uzun ve sonrası epey acılı olan bir operasyonla alındı.
Bunun için öncelikle panoramik diş röntgeni çektirip dişçiye gitmeniz gerekiyor. yani aslında önce dişçiye gidin o sizden röntgen isteyecek zaten. çekilip çekilmeyeceğine de karar verir. Ama bildiğim kadarıyla gömük dişler bir çok probleme neden olabiliyor.
0
felina
(04.01.08)
benim üst dişlerde iki diş eksik alt dişlerde de bir diş fazlası vardı. diş konusunda benim kadar çeken yoktur heralde. bence diş doktorunun gözetiminde o dişlerden kurtulmalısınız aksi halde başınız çok ağrır.
0
deckard
(04.01.08)
Yaklaşık 6-7 sene önceydi. benim üst çenede 2 diş çıkmamıştı. Dişler üst diş takımının da üstündeydi (burnuma yakın :D). Doktor 1-2 sene diş teli ve kafaya geçen protez mi nedir ondan takacaksın dedi. Kabul etmedim. Çektirdim ama keşke kabul etseydim. Bir de dişler fazla mı yoksa çıkmamış mı? Genelde çıkması gereken dişler çıkmamış oluyorlar da fazla diş pek duymadım.
0
oziloz
(05.01.08)
bi panoramik röntgenini scan edip bana atarsan yardımcı olabilirim. Dişler daimi mi,süt mü? Lokalizasyonu ne? Söylediklerine göre sana yardımcı olmam çok zor.
0
fearfactor
(05.01.08)
(1)

excel'de hücre kilitleme, dondurma ya da nasıl deniyorsa?

me neither
benim sorularla dolu bir excel tablom var. bu dosyayı cevaplanması için devamlı başkalarına veriyorum. a sütunu benim sorularımdan oluşuyor b sütunu ise karşı tarafın verdiği cevaplardan. ben a sütununa karşı tarafın müdahale etmesinin engellenmesini istiyorum. a'daki soruları sadece okuyabilsin(sır
benim sorularla dolu bir excel tablom var. bu dosyayı cevaplanması için devamlı başkalarına veriyorum. a sütunu benim sorularımdan oluşuyor b sütunu ise karşı tarafın verdiği cevaplardan. ben a sütununa karşı tarafın müdahale etmesinin engellenmesini istiyorum. a'daki soruları sadece okuyabilsin(sıralamaya içeriğine dokunamasın) b'yede yanına cevaplarını yazsın. nasıl yaparım?
0
me neither
(02.01.08)
sorunun cevabı burda:
office.microsoft.com
0
felina
(02.01.08)
(11)

üzerinde parfüm durmayan, hemen uçan adamlar

can see
farklı deodorant ve parfümler denedim. hepsi uçup gidiyor.üzerimden iki gün çıkmıyor bu koku diye verdikleri pahalı parfümler bile 1 saatte uçup gidiyor.bu tip başka birileri var mı?uçmayan parfüm bulabildiler mi?---başlıktaki anlatım bozukluğunu sabahın şu köründe toparlayamıyorum :)
farklı deodorant ve parfümler denedim. hepsi uçup gidiyor.
üzerimden iki gün çıkmıyor bu koku diye verdikleri pahalı parfümler bile 1 saatte uçup gidiyor.

bu tip başka birileri var mı?
uçmayan parfüm bulabildiler mi?

---
başlıktaki anlatım bozukluğunu sabahın şu köründe toparlayamıyorum :)
0
can see
(31.12.07)
Amerikan mı tercih ediyorsun?

Fransız parfümler daha kalıcıdır genelde; zaten parfüm denen şeyin de Fransız kökenli olması tercih sebebidir, Amerikan markaları, kokulu sudur.

Yaş sırasına göre dizecek olursam, beylere en çok yakışan ve en kalıcı parfümler bence şöyle:

YSL'den Kouros (25-35)
Guerlain'den Vetiver (35+)
Chanel'den por monsieur (45+)

25'in altı zaten CK, Polo Ralph Lauren ile falan oynadığı için birşey yazmaya gerek yok.
0
cedilla
(31.12.07)
cedilla içimden bir ses bu adama güven diyor. şimdi brut hakkında ne dersin?
bir de baharatlı kokular daha iyi duruyor bende(beyaz ten/siyah saç)
yakalamışken sorayım dedim :)

ysl dediğine ilk fırsatta (2-3 gün) bakacağım)

yaş: 25-35'e göre düşün. parfümde yaş faktörünü düşünmemiştim doğrusu.
0
🌸can see
(31.12.07)
bvlgari black de deneyebilirsiniz unisex ve kalıcı bir kokudur. 25-35 grubuna da uyar bence.
0
quasiromantic
(31.12.07)
unisex olayına girmesek diyorum diğer yandan.
0
🌸can see
(31.12.07)
cedilla, kadın zaten. güveneceksen o yüzden güven.

brut geçti, 80'lerdeydi o. O zaman kadın erkek komple brüt kokardık.

Bir de, yan ürünlerini de kullanırsan, koku daha kalıcı oluyor, duş jeli vs. gibi.

Kouros baharatlıdır, cidden tavsiye ederim.

iyi yıllar.
0
cedilla
(31.12.07)
diesel'in parfümünü bi dene derim.
0
os
(31.12.07)
Vetiver gercekten etkili bir parfum..

hicbiri olmuyorsa vur yuzune arko tias kolonyasini :p
0
hlathguth
(31.12.07)
Kokladığım en seksi ve kalıcı erkek kokusu YSL M7'dir. Cedilla da yine muhteşem bir YSL parfümü önermiş. Ben kendim de bir YSL parfümü kullanıyorum. YSL'nin güzel ve kalıcı olmayan bir parfümü yok sanırım :)
0
felina
(31.12.07)
eskiden bi tütün kolonyası vardı ona ne oldu. teyy teyyy
şimdi bakıyorumda doğru dürüst okuyamıyorum isimleri telefuzunda bile zorlanıyorum.
"sizde şey var mı? kelvın kılayvırt, yok pardon kristın, lan yine olmalı kıripton? hah buldum kuluvert.. gachayım"

yoksa avrupa birliğine girdik mi lan!? ehe mehe
0
winsome
(31.12.07)
212 H20 denemeden geçme derim ben de. pişman olmazsın.
0
lepidodendron
(31.12.07)
Aslında parfüm denen şey içerdiği alkol ve parfüm esansı oranına göre değişik adlar alırlar:

1) Perfume: Yüzde 15-40 arasında konsantre parfüm içerir. Kokusu en kalıcı olandır.

2) Eau de parfum: Yüzde 7-15 arasında konsantre parfüm içerir. Parfüm kadar olmasa da kokusu yoğun ve uzun süre kalıcıdır. Genelde gece kullanılması önerilir.

3) Eau de toilette: Yüzde 1-7 arasında konsantre parfüm içerir. Kokusunun kalıcılığı 3-5 saat arasında değişir. Günlük kullanım için idealdir.

4) Eau de cologne: İçindeki konsantre parfüm oranı yüzde 1’in altındadır. Kokusu kalıcı değildir, gün içinde tazelenmek için kullanılabilir.

Fiyatlar markadan markaya değişmekle beraber en pahalı olan tabii ki perfume dir. Ayrıca kullandığınız kokunun etkisi ile ilgili 2 şey söylemek istiyorum.

1. Burun sürekli olarak gelen bir kokuyu belli bir süre sonra beyne iletmeyi keser, yani ona alışır. Atıyorum kanalizasyona da girseniz belli bir süre sonra o b.k kokusunu almamaya başlarsınız, bu b.kların bitmesinden değil, sizin burnunuzun alışmasındandır. O yüzden kullandığınız parfümün kalıcılığını siz değil bir arkadaşınız kontrol etmelidir

2. Her parfüm kişinin cilt yapısı ve ph ı nedeniyle farklı kokarlar ve farklı seviyelerde dayanırlar. Yani en yakın arkaşınızda 2 gün kalan koku sizde 1 saat içinde geçebilir, bu, arkadaşınızın yalancı olduğunu değil cilt yapılarınızın farklı olduğunu gösterir :) Bu yüzden maalesef uzun dayanan bir parfüm için kendi denemelerinizi yapmak zorundasınız :(
0
selimse
(31.12.07)
(5)

kredi geri ödemesi - ikilemdeyim

zbam
2000-200 yıllarında öğrenim ve harç kredisi aldım. şimdi geri ödemeleri başlıyor. ama şöyle bir durum var, yurt kurda benim soyadım farklı çıkmış. yani benim üzerimde bir borç görünmüyor. anladığım kadarıyla ortalıkta tc kimlik no da yok. şimdi geri ödemezsem bir şey olur mu? ödesem keriz denir mi b
2000-200 yıllarında öğrenim ve harç kredisi aldım. şimdi geri ödemeleri başlıyor.
ama şöyle bir durum var, yurt kurda benim soyadım farklı çıkmış. yani benim üzerimde bir borç görünmüyor. anladığım kadarıyla ortalıkta tc kimlik no da yok. şimdi geri ödemezsem bir şey olur mu? ödesem keriz denir mi bana?
0
zbam
(26.12.07)
Ödemezsen 6183 sayılı kanun gereği keriz durumuna düşersin. Gecikme cezaları ile birlikte katı ile alırlar. Meraklanma devlet arar tarar bulur seni. Hiçbir yerden bulamasa okul kayıtlarından bulur.
Neden ikileme düşesin ? Sen ödeme yapacaksınki çark dönsün devlet şu anda öğrenci
olanlara -senin gibi dürüst vatandaşları- sayesinde ödeme yapsın değil mi?
0
slack
(26.12.07)
krediye başvururken verilen diğer bilgilerle keklik gibi avlarlar, avlama zamanı gelene kadar da oldukça yüksek bir faiz biner üzerine.. bilgilerdeki hataların düzeltilmesi yükümlülüğü krediyi alana ait, adres değişikliğini bile "acil durumlarda haciz gönderebilirsiniz" diye bildirmek gerekiyor.. (en az 5 kez adres değiştirdiğim halde bildirmedim o ayrı)
0
sharpenter
(26.12.07)
içimden ödeme lan demek gelirdi ama devlet bu havada karada bulur:)
0
rurouni
(26.12.07)
evet ödeyeyim ben en iyisi.
0
🌸zbam
(27.12.07)
öde gitsin yahu. ben mezun olalı 6 sene oldu şimdiye tek tek kuruş ödemiş değil idim borç faiziyle 2 katına çıktı. ulan ödiyim en iyisi dedim az bişey yatırdım ilk taksit olarak. hop bütün faiz silindi çiçek gibi oldu. tavsiye derim.
0
felina
(27.12.07)
(10)

Acemi Kedi Sahibine Tavsiyeler

darknum
Bu gün şahane bir yavru sokak kedisini aldım. (daha önce ilanlardan ulaşıp son dakikada sebep belirtmeden vermiyom ulan kedileri diyen cins arkadaşlara da teşekkür ediyorum) Aşılarını vs'sini yaptırdık.carrefour marka kumu ve goddy yavru kedi maması ve bir adet kum kutusu var. bunun dışında tavsiyel
Bu gün şahane bir yavru sokak kedisini aldım. (daha önce ilanlardan ulaşıp son dakikada sebep belirtmeden vermiyom ulan kedileri diyen cins arkadaşlara da teşekkür ediyorum) Aşılarını vs'sini yaptırdık.
carrefour marka kumu ve goddy yavru kedi maması ve bir adet kum kutusu var.
bunun dışında tavsiyeleriniz, önerileriniz, tecrübelerinizi bekliyorum .

özellikle tüy temizliğiyle ilgili o tarak olsun eldiven olsun vs ile ilgili bilgilerinizi dört gözle bekliyorum.
0
darknum
(26.12.07)
kediler kendi tüylerini kendileri temizlerler, ayrıca tarakla ya da buna benzer şeylerle uğraşmanıza gerek yoktur. sadece mama vermeyin,evde yediğiniz yemeklerden verin arkadaşa.bildiğiniz gibi, evinizdeki kedi kaplan minyatürüdür, avcılık yeteneklerini sergileyebileceği oyunlar oynayın.ha, bu arada, o ev kedinizin. siz uyumlu bir ev arkadaşı olmaya çaba gösterin :)
0
hunter the dayworker
(26.12.07)
1 yaşına kadar kaliteli yavru kedi mamalarıyla (market mamaları değil) beslemeni öneririm.
Tüy dökülmesini aza indirgemek için kedi fırçalarıyla düzenli fırçalamak işe yarar. Ev daha az kıl tüy olur. Hiç olmaz demiyorum ama.
0
korkunctilbe
(26.12.07)
ilgi gostermeniz, duzenli oyun oynamanız onemli.
mecbur kalmadikca kisirlastirmayin. tembellesir, kilo alir.
0
chavezding
(26.12.07)
Kedinizin sagligina deger veriyorsaniz kesinlikle ev yemegi, sakatat, haslama et veya whiskas, kitkat gibi market mamalari vermeyin. Vermeniz durumunda mide sorunlari, dis taslari ve agiz kokusu gibi etkileri olacaktir kediciginize. Onun yerine profesyonel mama denen mamalarla besleyin, misal (bkz: nutrience) kullaniyorum ben fiyat/performans olarak gayet iyi geliyor. Gunluk maliyeti yaklasik 1TL oluyor bana, market mamasi alsam da asagi yukari ayni olacak zaten. Tabi kedinizin yasina ve kilosuna uygun olcude vermek lazim mamayi. Ha tabi arada evde pistigi zaman tavuk ya da balik vermenizin bir sakincasi yok ama surekli etle beslerseniz protein yuklemesinden dolayi karacigeri yipranir ve almasi gereken diger besinleri alamaz. Profesyonel mamalarda gerekli olan tum maddeler (vitamin, yag, protein) uygun miktarlarda mevcut.

Cevabimi su deyisle bitirmek isterim 'kedinizin her gun market mamasi yemesi sizin her gun bigmac menu yemeniz kadar sagliksizdir'
0
crown
(26.12.07)
yok canım 2 tane aşı yapıldı bu gün. 15 gün sonra yapılacak bir kaç tane. sonra bir 15 gün daha sonra.

eagle pack demiler sözlükte carrefour'da filan bulunur mu bu mama?

bir goddy yavru maması bitsin de.
0
🌸darknum
(26.12.07)
öncelikle mecbur kalmadıkça goody vs gibi market mamalarıyla beslememenizi öneririm ki arkadaşlar premium konusuna değinmiş yeterince.market mamaları felaket ishal yapar diğer zararlarının yanında.
şöyle bir örnek goodyle de doyar ama premium ile beslenir.
suyunu sık sık değiştirin,ayak altı bir yerde olmasın mümkünse şeffaf ya da cam kapta olsun.
ilk yıl aşı takvimini özellikle sıkı tutun.
tüyleri kendisi temizler ama ekstrası gerekırse tarakla tararsınız bazıları bayılır bazısı nefret eder :)
oraya buraya yapısan tuyler için ise ben yıllardır koli bandı kullanıyorum.cııırtt şraak yöntemi :)
hayırlı ugurlu olsun bebişiniz :)
0
betty puf puf
(27.12.07)
market mamaları ileri yaşlarda böbrek yetmezliği yapıyor.

maddi durumun nasıldır bilemiyorum şimdi bunları okuduktan sonra gidip kaliteli mamaların fiyatlarına bakacaksın şaşırcaksın. nasıl alayım bunları diceksin. özellikle büyük pet shoplarda filan bunları kilo ile satıyorlar. fiyatları daha uygun oluyor. özellikle royal canin markasının fit 32 isimli ürünü bulunuyor buralarda.

istanbul için konuşuyorum. istanbulda bile evine yakın bir yer yoksa bile ayda bir filan toptan al bu mamalardan.

bir de kedişi mutlaka kısırlaştır.
0
mea maxima culpa
(27.12.07)
efendim öncelikle güle güle büyütün. 27 yıllık kedisever 1,5 yıllık da düzenli kedi sahibi bir insan olarak tavsiyelerim aşağıdadır.
* mama konusuna arkadaşlar değinmişler kesinlikle katılıyorum. kullanabileceğiniz mamalar:nutrience, hill's, royal canin, proplani iams. iams için hayvanlar üzerinde test yapıyor diye haberler çıkıyordu ben kıllandım almıyorum ama alınabiilir çünkü o da iyi bir mamadır. eagle pack de iyidir ama bulmanız zor olur. bunların içinde en iyisi hill's dir ve kolaylıkla da bulursunuz. fiyatı pahalıdır ama kedinizi en iyi şekilde besler. çok da severek yiyeceğini tecrübelerime dayanarak söylüyorum.
*Kedi 1 yaşına kadar çok aktif deyim yerindeyse kudurgan olacaktır. evin altını üstüne getirecek, girip çıkmadığı kıyı bucak kalmayacak, sokağa da çıkan bir kediyse rengini bilmiyorum ama eğer beyazsa kısa süre içinde kapkara olacaktır. tavsiyem yılda 1-2 kez sadece yazın yıkamanızdır. onun dışında kendini yalayarak tertemmiz yaptığını görecek ve zaten yıkamaya gerek duymayacaksınız.
* silica kum kullanmanızı tavsiye ederim. diğer kumlara göre çok az daha pahalıdır ama kesinlikle koku derdi, sık sık temizleme derdi olmayacaktır.
*evde pişirdiğim yemeklerden sık sık verdiğim ama ana yemek olarak kuru mama kullandığım 1,5 yaşında 6 kilo ağırlığında sapasağlam (burda tahtaya vurup maaşallah diyoruz) bir kedim var. her ne kadar kuru mama kednin ihtiyacı olan tüm vitaminleri karşıladığı söylense de ben yine de arada evde hazırlanmış tavuk, balık, ciğer veriyorum. yaş mama (whiskas vs) vermeyip balıkçıdan kilosunu 2,5 liraya alacağınız hamsiyi haşlayarak kedinize süper bir ziyafet çekebilirsiniz.yalnız hayvana 1 kilo balığı bir anda vermeyin :)
*kedinin tüyleri uzunsa taramak ve tüy temizliği konusuna ayrı bir önem vermek gerekiyor. benim kedinin tüyleri kısa olduğundan ve biraz da huysuz olduğundan tarama işine hiç girişmedik. kendisi yalayarak hallediyor o kısmı sağolsun. ama bir ara çok fazla tüy dökülmesi problemi yaşadık. bunun önünegeçeblimek iin çok şey denedik: tüy dökülmesini engelleyen haplar, tüy dökülmesine karşı mamalar, tüyleri traş ettirmek, taramak vs. İşe yarayan sadece hill's in sağlıklı deri ve tüy için olan maması ile yazın tüyleri traş ettirmek oldu.
0
felina
(27.12.07)
lütfen lütfen lütfen market mamalarından ve whiskas vermeyin. proplan marka kedi mamaları yavru kedinizin sağlığı ve gelişimi için güzel bir seçim olur. kedinizi en az gün aşırı tarayın. kesinlikle sakatat vermeyin, artık yemeklerinizi vermeyin. kendi mamasını yemesi en doğrusu. aşılarını aksatmayın. aşıları bitene kadar dışarı çıkarmayın. aşıları bitene kadar başka hayvanlarla yakın ortamlara sokmayın. (kedi köpek kuş vs) bol bol oyun oynayın. ilgi gösterin. sevginizi verin. oyuncak alın bol bol. evde ağzına alıp yutabileceği tehlikeli şeyleri onun ulaşabileceği alanlardan kaldırın. boğulmasını vs istemezsiniz. şayet evinizde saksı bitkileri varsa, internetten kedilerde zehir etkisi yapan bitkileri araştırın, evinizdeki bitkiler bu listede varsa, derhal bu bitkileri arkadaşlarınıza hediye edin. aşıları bitmeden kedinizi kesinlikle yıkamayın.

ÖNEMLI: lütfen market mamalarıyla beslemeyin. besin değeri olmayan mamalardır. neyden yapıldığı belli değildir. kaliteli değillerdir. vitamin takviyesi yapamazlar. lütfen bir veterinere danışarak bir mama alın. whiskas'dan kesinlikle uzak durun.
0
santalagos
(02.01.08)
Nedir bu whiskas korkusu ya? Whiskas'ı kötülemek için millet veterinerlerinden o tazsız tuzsuz sağlıklı!!! mamaları bedava mı alıyorlar? Bırakın bu fantastik korkuları hiç bir mama yokken whiskas vardı. Anlatılanların hepsi kesinlikle markalar arası çekişme ve ticari kaygılar ile yapılmış abartılar. Kediniz seviyorsa verin korkmayın...
0
leyla25
(17.02.10)
(5)

tüm benliğimle senin olmaya geldim

tan vakti
umut sarıkayanın bazı karikatürlerinde vardı, adam sevgilisinin kapısına çıplak vaziyette gelip "tüm benliğimle senin olmaya geldim" diyordu. tabii espri öğeleri vardı falan. peki bu konseptin çıkış noktası nedir? bir filmden mi, kitaptan mı? nerden alınmıştır? mantığı nedir? bilen var mı?
umut sarıkayanın bazı karikatürlerinde vardı, adam sevgilisinin kapısına çıplak vaziyette gelip "tüm benliğimle senin olmaya geldim" diyordu. tabii espri öğeleri vardı falan. peki bu konseptin çıkış noktası nedir? bir filmden mi, kitaptan mı? nerden alınmıştır? mantığı nedir? bilen var mı?
0
tan vakti
(26.12.07)
ebru gündeş'in de söylediği bir şarkıda geçiyordu "senin olmaya geldim" diye. onun dışında nasıl bir ilişki var bilemedim ben.
0
felina
(26.12.07)
eski dönem türk filmlerinden diyorum ben.
0
blackdog
(26.12.07)
'ya benimsin ya topragin' 'bedenime sahip olabilirsin ama ruhuma asla' senin, onun, bunun kisacasi birisine ait olmak, sahiplenmek ve sahiplenilmek kavrami epey islemis/ islenmis bu topraklarda. 70'li yillardaki yesilcam filmleri ya da 80'ler ve sonrasi arabesk sarkilarda degil, 100 yildan daha eski turkulerde de vardir. Sadece buralarda degil cogu kulturde vardir; insan psikolojisi, ihtiyac, ruhsal tatmin gibi gerekceleri olsa gerek ama neandertallere kadar gitmez sanirim tarihcesi.
0
pyro clustic flow
(26.12.07)
aslında neden çıplak geliyor ben bunu merak ediyorum..
0
🌸tan vakti
(26.12.07)
ironi işte, benliğiyle gelen adam normal şartlar altında duygularıyla geliyordur, elbet soyunur bilahare de, pek acelesi yoktur; halbuki bu eline almış geliyor.
0
cedilla
(27.12.07)
(5)

karikatür?

felina
Yiğit Özgür'ün müydü kimindi hatırlamıyorum ama geçen haftaki Uykusuz'da bir karikatür vardı. Adam zayıflamak için doktora gitmiş doktor da ona "boğazını tutcaksın. benim bir halamın oğlu vardı yemicem dedi yemedi. yemicem diceksin yemiceksin" diyodu :) Kimindi o karikatür yaa. Bir de buraya koyma i
Yiğit Özgür'ün müydü kimindi hatırlamıyorum ama geçen haftaki Uykusuz'da bir karikatür vardı. Adam zayıflamak için doktora gitmiş doktor da ona "boğazını tutcaksın. benim bir halamın oğlu vardı yemicem dedi yemedi. yemicem diceksin yemiceksin" diyodu :) Kimindi o karikatür yaa. Bir de buraya koyma imkanı var mı lütfeeennnn :)
0
felina
(26.12.07)
Okuyucuların yolladığı karikatürler bölümünde, Oktay Kaya yollamış:

- yemicem diceksin yemiceksin, boğazını tutacaksın, sahip çıkacaksın. Bizim halaoğlu vardı, yemicem dedi yemedi 16 kilo verdi yaa..
- (içses) Nasıl bi diyetisyene geldim ya, annem gibi!!
0
crown
(26.12.07)
teşekkürlerr evet buydu. ama "Okuyucuların yolladığı karikatürler bölümü" nerde? :)
0
🌸felina
(26.12.07)
Hm bende m bir problem var anlamadım ama neyin en son sayfası? Hangi okuyucların göndediği karikatürler? Bir web sitesinden söz ediyosunuz sanırım ama hangi site o???
0
🌸felina
(26.12.07)
en arkasi ya derginin :) "gelen kutusu"ymuş ismi. dur rafta duruyor, taratıyorum... ben de 3 aydır umut sarıkaya'nın fosforlu kalemli bir karikatürünü arıyorum bulamadım.

img120.imageshack.us
0
only
(26.12.07)
herkese teşekkür ediyorum. yav dergi elimde olsa ne diye buraya koyuverin diye reca edeyim, ne diye hani nerde neyin en son sayfası diye sorayım, bir hoşsunuz :)
tarayıp koyan arkadaşa çok teşekkürler.
0
🌸felina
(27.12.07)
(3)

banka hesabı sözleşmeleri

demcan
Bu soru özellikle bankacı arkadaşlara.. Bankada yeni bir hesap açtırdığımda, imzaladığım sözleşmenin bir kopyasını alabilme hakkım var mıdır?Bunu bana düşündüren olay da şöyle gelişti efendim; dün yeni bir hesap açtırırken bir anda aklıma gelip "sözleşmenin bir kopyasını alayım belki de lazım olur b
Bu soru özellikle bankacı arkadaşlara.. Bankada yeni bir hesap açtırdığımda, imzaladığım sözleşmenin bir kopyasını alabilme hakkım var mıdır?

Bunu bana düşündüren olay da şöyle gelişti efendim; dün yeni bir hesap açtırırken bir anda aklıma gelip "sözleşmenin bir kopyasını alayım belki de lazım olur bana" dedim kendime. Sonra da müşteri temsilcisine bu isteğimi belirttim fakat "maalesef veremeyiz, vermemiz yasak" dediler. Ben de "neye imza attığımı nereden bileceğim, oturup o anda sözleşmeyi ezberleyemem ki" dedim ama bir cevap alamadım, kaydımı yapıp işimi çabucak bitirip beni gönderdi. Ben de daha önce böyle bir istekte bulunulmadığı için temsilcinin beni başından savdığını düşündüm. Söyledikleri ne kadar doğrudur acaba?
0
demcan
(13.12.07)
veremezler onlara öyle söyleniyordur
ama kesinlike haksız bir olay, üşenmeyip dava açar hukuk platformuna taşırsanız eminim kazanırsınız
hatta tazminat da alınır bu şekilde belki

lan=!
0
demlikposet
(13.12.07)
istediğiniz anda vermek zorunda. vermezlerse dava açabileceğinizi söyleyin.
0
felina
(13.12.07)
sözlü olarak istemenize olumsuz cevap alırsanız dilekçe yazarak talep edin, vereceklerdir.
0
kantelem
(13.12.07)
(5)

Yokluğunda kaç damla gözyaşı eder adın???

felina
Abi bu ne demek yahu biri bana açıklasın allahaşkına. Herkesin duyar duymaz kendini yere atıp ağladığı bir cümleymiş sanırım. Sözlükte de okudum. Şarkıyı beğenmedim söyliyim, duygu pornografisinden iğrendiğimden fazla acıklı geldi bana. Yazdım da zaten. Herkes kötülemiş. Şeyini numarasını veriyim si
Abi bu ne demek yahu biri bana açıklasın allahaşkına. Herkesin duyar duymaz kendini yere atıp ağladığı bir cümleymiş sanırım. Sözlükte de okudum. Şarkıyı beğenmedim söyliyim, duygu pornografisinden iğrendiğimden fazla acıklı geldi bana. Yazdım da zaten. Herkes kötülemiş. Şeyini numarasını veriyim siz de kötüleyin:#11246061
Neyse, ben moron olduğumdan olsa gerek hiçbi bok anlamadım bu cümleden. Bende mi bir anormallik var yoksa bu adamlar ilgi çekici olsun diye zorlama kalıplarla şarkı sözü mü yazıyorlar?
"Ay sözlere bak yaa uffff" diye ağlaşan bir arkadaşıma "Bu ne demek allahaşkına ben anlamadım" dediğimde uzaylı görmüş gibi öylece baktı bana. Çok ciddiyim anlatın yaa.
0
felina
(09.11.07)
O kişinin yokluğunda, o kişinin adını her sayıkladığında geçen zaman aralığında, o kişinin gözünden düşen damla sayısını; kendi iç dünyasında hüsn-i talil ve tecahülüarif edebi sanatlarıyla ilintileyerek sorguluyor. Her şarkı satırını böyle yorumlasak roman olurdu heralde.
0
ermanen
(09.11.07)
ahahahhaheheheheheh aylardır merak ettiğim şey de buydu abi benim eheheh.hakketten ya, '' şarkı güzel değil ya o kadar'' dediğimde duygusuz ayı sıfatını yiyorum ehehe hakketten ne demek ya cezmi ersöz müsün nedir yani
0
x factor
(09.11.07)
şarkıların sözlerine pek takılmam, o yüzden sözleri hakkında kafa patlatmıyorum. duygusuzlukla alakası varsa taş kalpli olmam lazım :)

soruya gelirsek cümleden anladığımı anlatmaya çalışayım.

burada seslendiği kişiye "gözümdeki değerin ne" diye soruyor. cevabı da içinde aslında : "en fazla bir kaç damla".

şarkının tamamına bakarsak aslında kendini kandırma cümlesi olduğunu görüyoruz, özlediğini belirtiyor ama sonra "kedi uzanamadığı ciğere pis der" hesabı bu lafı ediyor.
0
kimlanbu
(09.11.07)
ermanen arkadaşım, senin yorumun bu şarkıyı dinleyenlerin yazanların toptan hissiyatına tercüman oldu fikrindeyim :)
0
🌸felina
(12.11.07)
şöyle bir olay olsa:
şarkı "damla" veya "yağmur" adlı bir hatuna yazılmıştır.
şimdi söz yazarı açısından düşünüyoruz, adam illa bu ismi bi yere sokucak. o da "sen yokken adını hatırladıkça ağlıyorum" demeye çalışarak bunu yazmıştır. "gözyaşlarım büyüyüp yağmur oluyor" veya "damla damla gözyaşı" diyerekten de hatunun ismini buralara bi yerlere sokmuştur. ya da sokmamıştır. ne de olsa bir çinli filozof "sensiz ısparta'ya dargınım" demiş. konuyu derinlemesine incelemek, biraz daha araştırmak lazım.
0
charut
(29.02.08)
(5)

bayramda alisveris merkezleri @ist

armish
Acik oluyorlar miydi ya bugun? aile gidelim diyor ama emin olamadim?
Acik oluyorlar miydi ya bugun? aile gidelim diyor ama emin olamadim?
0
armish
(12.10.07)
ilk gun olmuyormu$ galiba.
ikinci gun de ogleden sonra aciliyormu$mu$.
0
sourlemonade
(12.10.07)
İlk gün açık olur ama her zamankinden 1-2 saat geç açılır.
0
felina
(12.10.07)
cevahir açık olmalı.
0
gregory
(12.10.07)
habertürk'un vaktiyle yaptigi kampanya tutsaydi,

bu soruyu sormak zorunda kalmayacaktin.

bayramda magazalar acik kalsin

tabii tuhaf bir istekti, benimki de latife :)
0
prdeay
(12.10.07)
gecici dediydim basta ama silmeyi unutmusum, unutmusken arsivlensin bari

Saolun varolun
0
🌸armish
(12.10.07)
(12)

coraplar/yikama

sleepy99
21 tane siyah 15 tane de lacivert corabim var :) yıkadıktan sonra tiplerine göre ayrımak bazen yarım saat sürüyor. yok mu bunun kolay bir yolu?
21 tane siyah 15 tane de lacivert corabim var :) yıkadıktan sonra tiplerine göre ayrımak bazen yarım saat sürüyor. yok mu bunun kolay bir yolu?
0
sleepy99
(06.10.07)
yıkanan çoraplar aynen çekmeceye tıkılır, çorap lazım oldukça diğer teki aranır çekmeceden.. bi kerede yarım saat harcanmamış olur

üşeniyorum öyleyse yarın
0
reeper redeemer
(07.10.07)
Ayrıca en fazla üç çorap çekerseniz rasgele, aynı renkte bir çift elde edebilirsiniz efendim. Hahaha ne güzel şeysin sen kombinasyon permütasyon binom ve olasılık.
0
sui
(07.10.07)
21 siyahin biri ve 15 lacivert biri zaten e$le$ecek bir $ekilde :)
kasma abi, takil.
0
sourlemonade
(07.10.07)
Yıkarken çiftleri ayırmadan makineye at?
0
felina
(07.10.07)
kirlenen çorapları top yaparak kirlilere at. kirlilier birikip yıkayacağın zaman, topları aç ve her top çoraba eşit sayıda kürdan parçası koy, yada başka su da dağılmayacak bişey, pirinc olabilir belki :)
birinci çifte birer tane
ikinci çifte ikişer tane
ücüncü dördüncü

yıkananca iclerindeki sayıya göre yine grupla kullan

başka ne abi, ya da çorapların iç kısmına numara yaz açık renk bi kalemle
0
efruz
(07.10.07)
çorap alırken siyahların hepsini aynı marka , lacivertlerin hepsini aynı marka alın. sonra kafanıza göre sadece renge bakarak iki tane seçin. biraz ileriye dönük bir çözüm oldu :)

yıkamadan önce şu hatunların kullandığı minik saç tokalarıyla çiftler birbirine tutturulabilir aslında.
0
kimlanbu
(07.10.07)
sui: wallahi lacivertlerin hepsi aynı tonda olsaydı dediğin doğruydu :)
assert h: doğru aklıma gelmediydi :)
felina: o zaman da tam temizlenmiyorlarmı$ gibi geliyor bana.
kimlanbu: okuduktan sonra da, "neden çengelli iğneyle birbirlerine bağlamıyorum" fikri geldi aklıma.
0
🌸sleepy99
(07.10.07)
iki ayrı fileye koyup filenin ağzını kapatırsan olur sanırım istediğin.
0
paranormal
(07.10.07)
evlen.
0
tathar
(07.10.07)
kolayı var çorapların en üstünde gözükmeyecek şekilde koyu renk bir iplikle küçük bir işaret dik. numara da verebilirsin. sonra çok kolay bir şekilde ayırırsın. rahetli anneannem yapıyordu.
0
pusula
(07.10.07)
siyahları ayır, yırtılıncaya kadar lacileri giy. bi daha da laci alma :)
0
quarcy
(07.10.07)
o diil de, madem ayırt etmek bu kadar güç, neden ayırt etme çabasındayız? rastgele çek bi' çift, takıl gitsin yahu..
0
supercalifragilisticexpialidocious
(07.10.07)
(8)

Bos midye ariyorum..

theli
Tezgahtan her seferinde 10-15 tane midye dolma yiyip zehirlenme korkusuyla devam edememek en buyuk problemim... Bunu asmanin en guzel yoluda sanirim evde yapmak. Bi ara pinar in midye dolmalari vardi guvenebildigimiz ama artik oda yok. Evde yapmak icin bos (pilavsiz) ve taze midyeyi nerde bulurum ac
Tezgahtan her seferinde 10-15 tane midye dolma yiyip zehirlenme korkusuyla devam edememek en buyuk problemim... Bunu asmanin en guzel yoluda sanirim evde yapmak. Bi ara pinar in midye dolmalari vardi guvenebildigimiz ama artik oda yok. Evde yapmak icin bos (pilavsiz) ve taze midyeyi nerde bulurum aceba?
0
theli
(01.10.07)
çiçek pazarındaki midyecilere sor bence. golden, mercan falan.
0
felina
(01.10.07)
onlar denizden pilavıyla çıkmıyor muydu?
0
kibritsuyu
(01.10.07)
@kibritsuyu
hayir cikmiyordu
0
🌸theli
(01.10.07)
bende öyle biliyordum.
3m migroslarda şarkuteri reyonlarında oluyordu gayet lezzetli ve güvenebileceğin cinsten.
0
gregory
(01.10.07)
Dün şilede denizden tam 100 midye çıkartıp, eve getirip bir güzel kızarttık, midyeli pilav yaptık. Bu hafta sonu da gidecez, sana da getirelim istersen :)
0
nicin ben
(01.10.07)
ne olusa olsun kanindaki civa miktari cok artacak. karacigerinde geri donusumsuz hasarlar olusacak. birakin abi midyeyi, cok zararli.
0
hlathguth
(01.10.07)
@hlautgauth. bunun temizi diye bir şey yok mu yani? (ben de çok severim elbette)
0
can see
(02.10.07)
evde yaparsan temiz olur, hijyenik olur. ama yine de özellikle marmara denizi gibi pis bir denizden toplanan midyeler epey ağır metal depolamıştır. çok tehlikelidir.
-küçükler 300, büyükler 400 abi.
0
cgcore
(02.10.07)
(2)

Kamu kurumlarında çalışanlar, bilgisi olanlar-Dışişleri, Sayıştay

felina
Özellikle dışişlerindeki hiyerarşik yapının çok katı olduğundan bahsediliyor. Tam olarak ne kastediliyor? Misal ben bir idari değil de meslek memuru olarak MFA'de çalışıyor olsam ne tür azaplar beni bekler? Meslek memurlarının mezun olduğu okulların dağılımı nasıldır? GÜ 1. sırada diye biliyorum. İİ
Özellikle dışişlerindeki hiyerarşik yapının çok katı olduğundan bahsediliyor. Tam olarak ne kastediliyor? Misal ben bir idari değil de meslek memuru olarak MFA'de çalışıyor olsam ne tür azaplar beni bekler? Meslek memurlarının mezun olduğu okulların dağılımı nasıldır? GÜ 1. sırada diye biliyorum. İİBF mezunlarının oranı nedir? Dışişlerinde çalışan ya da bilgisi olan (sallamasyon ya da kulaktan dolma olmasın lütfen rica ediciim) arkadaşlar bi yardımcı olursa sevinirim.
Ayrıca Sayıştay sözlü mülakatları ne kadar sürmektedir ve orda bizi ne gibi azaplar beklemektedir? Sayıştay denetçisi bir insan evladı arşivde tozlu çuval açarak mı ömrünü tüketir? Genel olarak nasıl geçer iş yaşamı?
0
felina
(20.07.07)
memurlar.net forumunda bunlarla ilgili bir suru baslik vardi hatirladigim kadariyla oradan ogrenebilirsin..
0
alpinsamuray
(23.07.07)
Ordakilerin hepsini okudum, çoğu geyik. Bana içerden adam lazım :)
0
🌸felina
(23.07.07)
(8)

Yurtdışında okumak

felina
Efenim benim merak ettiğim bir şey var ve bunu gubidik bir soru haline getirip sizlere sormak niyetindeyim. Bu yıllarca amerikada oku oku bitiremeyen tipler var. Napıyo onlar orda o kadar sene? Yani yaş olmuş 30 adam hala üniversite okuyor. Daha da yüksek lisans yapacak yok doktora yapacak. Sıkılınm
Efenim benim merak ettiğim bir şey var ve bunu gubidik bir soru haline getirip sizlere sormak niyetindeyim.
Bu yıllarca amerikada oku oku bitiremeyen tipler var. Napıyo onlar orda o kadar sene? Yani yaş olmuş 30 adam hala üniversite okuyor. Daha da yüksek lisans yapacak yok doktora yapacak. Sıkılınmıyor mu öğrencilikten? Hande Ataizi ağzıyla sorayım : bu yaşamı nasıl efort (afford demek istemiş herhal) ediyorlar? Bunların hepsi baba parasıylan mı oluyor nasıl oluyor?
Misal ben 27 yaşındayım 4 yıldır eşşek gibi çalışıyorum Türkiye'de. İmanım gevredi. Bakıyorum adamlar hala öğrenci. Ben de öğrenci olmak istiyorum ya. Çalışmak istemiyorum abi. İtalya'da sanat tarihi masterı yapıyorum ayağına esmer yakışıklılarla fink atmak istiyorum. Nasıl oluyo bu işler?

Yanlış anlaşılma olmasın notu: Hepiciğine Allah zihin açıklığı versin, kimseyi irrite (rahatsız demek istedim herhal) etmek istemem. Böle bi hasetle karışık merak sonucu şeyettim.
0
felina
(21.05.07)
yazları ve okul zamanı boş günlerde filan eşşekler gibi çalışıyor birçoğu.
0
robin
(21.05.07)
bir kismi ebeveynlerinin destegiyle ayakta duruyor. bu bir kisimdan bir kismi gercekten egitim icin ugrasip, basaramayanlar, bu nedenle yasi ilerleyenler. bir kismi ise amerika'dayim, param var, ortam super, hayatimi yasarim diye dusunenler.
bunun disinda lokantalarda, araba tamircilerinde, berberlerde calisip, kazandigi parayi okula yatiran diger bir grup var. abd'de zaten ogrencilerin calismasi garip karsilanan bir sey degil, hatta bu bircoklari icin gurur kaynagi. kendi ayaklarinin uzerinde durduklari icin. bu ikinci grubun okulunun uzamasi da dogal nitekim cok kolay degil hem calisip, hem egitim gormek.
0
papado
(21.05.07)
amerika kısmını bilemiyorum fakat okul kasıyodur mutlak.ben almanya'da ögrenciyim tatil vermeye gerek duymamıslar hic.sınavlar ders zamanlarının aksine tatillerde yapılıyor.son sınavınız bittikten sonra 5 gün kalıyor okulun tekrar baslamasına.aynı şey kışın da geçerli.adamakıllı tek tatil noel dönemi.
bir de şu var aynı sınava maksimum 2 yazılı girme hakkı var.geçemediğiniz takdirde 1 sözlü sınav hakkı veriyorlar.o da olmazsa şut geliyor inceden.
ha bir de avrupa ülkelerinde şöyle bi durum mevcut.liseyi bitiren öğrenciler bi iki sene ya tatil yapıyor, dünyayı geziyor.ya da çalışığ para kazanıyor.ondan snra başlıyorlar okula.bunun etkisi de var mutlak.
0
vampyria
(21.05.07)
ogrenciyken calisilan islerde eyalet ve isine gore net 5~10 USD/saat kazanilir.. gidilen okulun faturasina gore haftada 5~45 saat arasi calisir pek cok ogrenci. babasi para gondermeyen ABD'li ogrenciler de dahil buna, sadece yabanci ogrenciler degil.
0
507
(22.05.07)
Okurken çalışmak süper bişi evet. Aynı şeyi ben de yaptım. 16 yaşımdan beri kendi paramı kendim kazanıyorum. Yabancısı değilim yani. Öyleyse bir sonraki sorum İtalya'daki okullarla ilgili olacak :P
Herkese teşekkürler.
0
🌸felina
(22.05.07)
italyada ekonomi - bankacılık üzerine bir master programı var. 20.000 euro gibi bir burs veriyor. onu bul oku yaz çiz şartlat uyuyorsa git. millet bu gibi burslarla voleyi vuruyor
0
winsome
(22.05.07)
bir önceki cevabımda bahsettiğim italyadaki 'Yeni Avrupa'da Bankacılık ve Girişimcilik' master programı hadisesi tam olarak şu:

kariyerim.milliyet.com.tr

şu ise orijinal sitesi www.masterbe.com
0
winsome
(22.05.07)
Ders çalışmaktayken adam gibi çalışılıp, kasarak, güzel bir burs kazanılır. Sonra o bursla, hiç part-time yapmaya gerek kalmadan, aileden para istemeden, doktora bitene yani eşek kadar olana dek paşa paşa okunur da research de yapılır, kendine vakit de kalır hayat da çok güzel yaşanır. Misal bu satırları, Japon Hükümeti'nin sponsorluğu altında yazmaktayım :) (bkz. Monbusho)
0
mansursah
(22.05.07)
(8)

Hangi Divx Player?

felina
DVD playerim eskidi. Fayda/Maliyet eşiti sonsuza yakınsayan bir alet alasım var. Film seyrederken beni kanser etmesin, rahat kullanımı olsun, fiyatı da ona göre işte. (80 ytl'ye güzel aletler varmış diye duydum he mi?Tech geek değilim önerileri ona göre şeyedin ltf pls tşk öptm bye.
DVD playerim eskidi. Fayda/Maliyet eşiti sonsuza yakınsayan bir alet alasım var. Film seyrederken beni kanser etmesin, rahat kullanımı olsun, fiyatı da ona göre işte. (80 ytl'ye güzel aletler varmış diye duydum he mi?
Tech geek değilim önerileri ona göre şeyedin ltf pls tşk öptm bye.
0
felina
(17.05.07)
philips - dvp5960

edit: 80 liralik degil yalniz =)

ama cok guzel... kullaniyorum...
0
katafalk
(17.05.07)
vestel tavsiye etmiyorum.aklında varsa o seçenek bence çıksın yani =)
0
atrin
(17.05.07)
LG aldik biz bi tane. 139ytl idi, teknosa'da.
0
zkurmus
(17.05.07)
daha once de benzer bir soru olmustu aynisini tavsiye etmistim. voxline teknosalarda 90 civarina satiliyor. her birseyi okuyor. güzel bir cihaz. kumandasi dandik görünüyor. aldanmamak lazim.
0
atmacaged
(17.05.07)
Ben de boş durmadım, araştırdım. Voxline'ın fayda/maliyet oranı sonsuza yakınsıyor. Sanırsam az sonra Doğubank'tan alacağım.Tşk.
0
🌸felina
(18.05.07)
Doğubank'ta 300ytl'ye LG ev sinema sistemi gördüm. Garantisi de var. Ucuz değil mi bu? Divx playeri bir kenara bırakıp bunu mu alsam? LG hakkında fikri olan?
0
🌸felina
(18.05.07)
philips dvp5960 kullanıyorum ve memnunum. olumsuz yönü dts desteği olmaması.türkçe altyazı sorunu da çözüldü.
0
tirt star
(24.05.07)
Doğubank'taki 300 liralık LG ev sinema sistemini aldım memnunum belirtiyim.
0
🌸felina
(12.11.07)
(3)

Çek Devir İşlemi

nihilanth
Citibank Newyork'dan ismime aldıgım çeki, Amerika'da bulunan bir arkadaşın adına devredeceğim ve ona göndereceğim. Ne yapmam gerekiyor? Çekin üstüne-arkasına yahut başka bir kağıda tam olarak ne şekilde yazıp imzalıyorum?
Citibank Newyork'dan ismime aldıgım çeki, Amerika'da bulunan bir arkadaşın adına devredeceğim ve ona göndereceğim. Ne yapmam gerekiyor? Çekin üstüne-arkasına yahut başka bir kağıda tam olarak ne şekilde yazıp imzalıyorum?
0
nihilanth
(16.05.07)
amerikan ticaret hukuku farklı mıdır bilemiyorum ama

(bkz: ciro) ve (bkz: tam ciro)
0
kibritsuyu
(16.05.07)
Eger cek normal kisisel bir cek ise arkasinda uc satir bir yer oluyor, oraya devrettigin kisinin ismini yazip altini imzaliyorsun.

Bankanin kendisinin yazdigi ceklerde ayni sey var midir bilmiyorum ama yine de ayni islemi (cekin arkasinda devredecegin kisinin ismini yazip altini imzalamayi) deneyebilirsin.

Ha tabi bir de daha kesin cevap istiyorsan, Amerika'daki arkadsin kendi bankasini arayip olayi anlatarak bir cevap alabilir.
0
wpi
(16.05.07)
çekin arkasına adını soyadını adresini ve vergi kimlik numaranı yazıp imzalaman gerekiyor.
0
felina
(16.05.07)
(10)

Şarkı söylemeyi öğrenebilir miyim?

felina
Bugüne dek hiç söylemedim. Ama bazı şarkıları dinlerken böyle çok fena gaza geliyorum ben de öyle şarkı söyleyebilmeyi istiyorum. Ama evde yalnızken ya da banyodayken bile denemedim. Kendimi yanılgıya düşürüp toplum içinde küçük de olsa herhangi bir denemeye yeltenmemek için. Sonunda sağlam rezil ol
Bugüne dek hiç söylemedim. Ama bazı şarkıları dinlerken böyle çok fena gaza geliyorum ben de öyle şarkı söyleyebilmeyi istiyorum. Ama evde yalnızken ya da banyodayken bile denemedim. Kendimi yanılgıya düşürüp toplum içinde küçük de olsa herhangi bir denemeye yeltenmemek için. Sonunda sağlam rezil olmak var.
Kulak desen sıfır bana göre. Ama şu elle yaptırılan ritm şeyleri var ya, hah işte onlarda çok başarılıyım.

Ne diyosunuz? Bana şarkı söylemeyi öğretebilecek bir babayiğit çıkar mı?
0
felina
(16.05.07)
size a$k lazim.
0
notorious
(16.05.07)
zirveler?
0
🌸felina
(16.05.07)
(ara: karaoke zirvesi)
0
yersen
(16.05.07)
karaoke? makara yapmak değil güzel şarkı söyleyebilmek istiyorum.
0
🌸felina
(16.05.07)
şan dersi almayı denesen? benim bildiğim mutlaka bir katkısı oluyor, az da olsa.
0
aysegulnazcan
(16.05.07)
bence önce pcye fena olmayan bir mikrofon ve iyi bir kulaklık takıp kendi kendine şarkı söyle... böylece kendi "gerçek" sesini duymuş olursun. ses oalrak kulağın kötü deolsa kendi sesinin uygun olup olmadığını bu şekilde direk anlarsın... sonrasını bende bilmiyorum ama... kolay gelsin...
0
dirk pitt
(16.05.07)
profesyonel bir şan hocasina basvurmani oneririm.

hem sesine hem de kulagina bakip bilgi verebilir sana piyano basinda.
0
la traviata
(16.05.07)
tavsiyem: zeki müren dinlemeniz ve şarkıları onun gibi söylemeye çalışmanızdır.
örn. eskimeyen dost ve ayrıldık işte albümündeki eserleri onun gibi söylemeye çalışın, hakikaten şarkı söyleyişinizde bir değişiklik olduğunu göreceksiniz.
0
tabudeviren
(16.05.07)
Zeki müren taktiği çok etkilyici. Hemen deneyeceğim.

La traviata, bu işi sen üstlenmeye ne dersin :p
0
🌸felina
(16.05.07)
profesyonel deneyimli bir hoca ustlensin derim : )
0
la traviata
(18.05.07)
(4)

günün ilk sigarasıyla hasıl olan kaygı hissi

nihilanth
6 senedir sigara içiyorum, lakin alışkanlıktır, gündüzleri pek içmem, en erken 16-17 gibi yakarım ilk sigaramı, sigarayı uzun süre içmediğim zaman böyle hiç bişeyi takmayan,rahat bir insan oluveriyorum. fakat ilk sigarayı yakmamla birden rahatsızlık,bir kaos, bir ürperti beliriyor bünyemde. hava değ
6 senedir sigara içiyorum, lakin alışkanlıktır, gündüzleri pek içmem, en erken 16-17 gibi yakarım ilk sigaramı, sigarayı uzun süre içmediğim zaman böyle hiç bişeyi takmayan,rahat bir insan oluveriyorum. fakat ilk sigarayı yakmamla birden rahatsızlık,bir kaos, bir ürperti beliriyor bünyemde. hava değişiyor..daha sonra bi kaç tane daha içince geçiyor ama, nedir bu..benzer bir şeyi yaşayan var mı (bi arkadaşım da titriyomuş mesela çoğu zaman) sırf bu yüzden keyfimi kaçırdığı için bazen saatlerce içmemeye çalışıyorum.
0
nihilanth
(14.05.07)
günün ilk sigarası bende nefes darlığı yapıyor. fakat belli bi ihtiyaç tabi içmeden de durulmuyo. bununla beraber günü ikiye bölersek, ilk sigara öncesi ve sonrası diye, sigara içmeden önce böyle daha ayık, daha atik, daha güçlü oluyor insan. fakat ilk sigara sonrası mesaiye başlamış memur psikolojisi hakim oluyor. sebebi muhtemelen beynin sigara içme atraksiyonunu bir vazife bellemiş olması. ozaman sigara içmeyelim demek kolay yalnız şöyle bir husus da mevcut, beyin aynı zamanda nikotine de bağımlı yani onsuz da olmuyor. kısacası memur gibi düşünün: ilk sigara pazartesi günü olsun(titreme, kaotik his, çırpınış, deprasyon vs. gibi yan etkiler pazartesi sendromu), sigara içme alışkanlığı memuriyet hayatı(günde 5 dal yeni memur, bi paket şef, iki paket amir, 3 paket genel müdür vs.), maaş da nikotin bağımlılığı olur. ha bu arada yatmadan önce içilen son sigara da cuma günüdür :P
0
esemmateur
(15.05.07)
bende de var ayni durum. $oyle ustesinden geldim; sigara icmedigim zamanlarda da sabahlari mutlak surette mu$mula suratli bir mizaca sahip oldugum icin ilk sigarami sabah yakiyorum, boylece sigaranin getirdigi negatif etki sabah sendromuyla harman oluyor, yitip gidiyor.

- tabi en temizi sigarayi birakmak.
0
gxix
(15.05.07)
Geciktirilen (yani sabah içilmeyen) günün ilk sigarası baş dönmesi, göz kararması vs. yapabilir. Oruç tutan arkadaşlar da iftar sonrası sigaralarında aynı şeyi yaşıyorlardır muhtemelen.
Bu durumdan hoşlanmıyorsanız ya ilk sigara saatinizi erkene alacaksınız, ya da derin ve hızlı nefesler çekerek kafanızı iyice döndürüp güzelleştireceksiniz:)
0
hopi
(15.05.07)
Ben de aynen senin gibiyim. Kaygı, heyecan, sebebi belirsiz endişe gibi şeyler oluyor. Az içtiğimden heralde.
0
felina
(16.05.07)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.