Yaptırıp satardım ben olsam.

İlanlara bakmayın, yani fikir almak için bakın tabii ama oradaki fiyatların tamamına yakını ‘ya tutarsa/benim arabam daha temiz/bir enayi buluruz” kafasıyla belirleniyor. Basit finansal matematik, fırsat maliyeti falan da bilmiyorlar. O yüzden ciddiye almayın.

Ben olsam aracın kasko değerini referans alırdım. 2011 modeli 340 bin görünüyor. Hasar/boya olduğuna göre bakımı yapıldıktan sonra olsa olsa maks 300 diyorum ben. Yani alıcı olsam maksimum teklifim bu olurdu. Bu şekilde fiyat belirlerseniz aynı araca 430 isteyen uyanıkları atlatıp çok daha hızlı satarsınız. İlan açıklamasını düzgün yazmak kaydıyla tabii.

5 ilanla ortalama fiyat belirlemek kolay olmadığından 1.2 motorlu tüm i20 troy'lara baktım. yılı yazmamışsın ama 2011-2012 modeller var sadece. km 100k-200k aralığı yaptım, ağır hasar kayıtlı olmayanları listeledim. benzin veya benzin&lpg çok önemi yok hatta bu fiyat bandında lpg olması daha iyi.

bu filtrelerde toplam 64 ilan çıktı tüm donanım paketlerinde. en düşük fiyat 389.000 tl. ortalama 470-480 bin civarı duruyor ama senin motor dohc motor değil ve donanımı düşük olduğu için en düşüğe bakmak lazım. ben olsam 430'dan koyardım 2-3 gün içinde satamazsam 400'lere doğru indirirdim. son çare 375'lere kadar düşülebilir bence.

ağır bakımı yaptırıp satmak doğru olanı ama alıcıların hiçbiri "sen bunun ağır bakımına 20k vermişsin" deyip sana fazladan 20k vermeyecek. tamamen havaya gidecek o para. o yüzden ben olsam yaptırmayıp o ağır bakımları pazarlıkta indirim için kullanırdım. "triger, v kayışı değişecek 15-20bin düşeyim" derim, alıcı da kendi ustasına yaptırır daha güvenle biner. 400 bine satılan arabaların herhangi birini alınca zaten trigeri değiştirmek gerekiyor.

@orient blue'nun fikrine saygı duyuyorum, haklı olduğu noktalar var ama kasko değeri ikinci el araç piyasasında referans alınacak bir değer değil. özellikle düşük fiyat bandında kasko değerinin çok üzerinde piyasa değerleri var. 300 bin tl'ye 2011 model 150.000 km'de araç bulmak imkansız, 1999-2000 model araç veriyorlar o paralara.

@duguit araç 2011 model ruhsat ve sigortada "i20 troy 1.2 dohc start"" yazıyor. kaskoda " i20 troy 1.2 start(y) " yazıyor. sitede dohc olanlara baktığımda start paketi görünmüyordu acaba ruhsat yazımı mı baştan yanlış olmuş olabilir. dohc motorlu olması bir anlam ifade eder mi, motorun dohc olup olmadığını her usta bilir mi?

@ete modelle ilgili çok bilgim yok açıkçası ama dohc olanlar 84 beygir gibi anladım, dohc olmayanlar 70 beygir falan sanırım. dohc ise daha iyi.

Zambak sanırım.
Edit: Google lens paskalya zambağı diyor.

daha net ismini bilen yazarsa sevinirim. kum zambağı, paskalya zambağı vs. hangisiyse artık.

identify.plantnet.org
şuraya fotoğraf ekleyip arayabiliyorsunuz.

zambak ailesinden bir lilyum cinsi muhtemelen.

Lilyum

ateş - koku kaybı - kırgınlık - en son şüphe

eğer aşılıysanız bunlardan biri olmayabilir. o zaman iş şüpheye kalıyor.

semptom beklemeden( belki hiç olmaz diye ) doğru test işlemi için beklenmesi gereken süre var mı? Enfekte anı + x saat/gün = güvenilir test sonucu işleminin bilimsel bir karşılığı var mı?

Muhtemelen böyle bir saat bizde yok ama Amerikan federal sağlık dairesinin buna benzer algoritmaları vardı. Kontrol edebilirsiniz.

genel olarak en az bir 5 gün beklenmesi söyleniyor.

İlk belirtilerin ardından negatif çıkarsa 48 saat sonra 2. Test öneriliyor. Ben nezle olmuşum, 2 testte de negatif çıktım. Covid şüphesini elemek için tomografi çektiler negatif testlerin ardından. Sonuç olarak covid olmadığım anlaşıldı.

'Rutin' test yaptıran biri olarak, kendinizden emin olmadan kan mı verdiniz?

Sizin kanınızın başkasına verilmesi bu hastalıklara sahip olmadığınız anlamına gelmiyor. Bu konuda net bir bilgi, açıklama yok Kızılay tarafından. Ve galiba kan verirken size bir form dolduruluyor, formda bu hastalıklar kesin sahip değilseniz kan vermeniz bekleniyor. Böyle kafanızda kuşku varken kan vermeniz çok yanlış.

Kan verdiğiniz Kızılay merkezine gidip, verdiğiniz kana yapılan test sonuçlarını teslim alabilirsiniz. Anca bu şekilde bilgi sahibi olursunuz.

Alınan bütün kanlara HIV, Hepatit B-C ve Sifiliz testleri uygulanmaktadır.

www.kizilay.org.tr

sizi tebrik ediyor, ne güzel iş çıkarmışsınız diye. Hak etmişsiniz.

kan ve kan ürünleri yönetmeliğinin 15/3-c maddesine göre alınan tüm kanlara ABO, Rh D kan grubu, HBsAg, Anti-HCV, Anti-HIV 1/2, Sifiliz tarama testleri uygulanması zorunlu.

Alınan tüm kanlara test yapılıyor, ama formda sorulan sorulara dürüstçe cevap vermezseniz, son 3 ay içinde (süre kısalmış olabilir) şüpheli veya eşcinsel ilişki sorusuna yanlış cevap verirseniz.

Ve de son 3 ay içinde böyle bir ilişki yaşadıysanız, pencere dönemi nedeniyle yakın zamanda bulaşılan HIV virüsünü tespit edemezler testlerde.

Düzenli kan bağışçısı olan, ama form sorularına doğru yanıt vermeyen bir biseksüel yüzünden birden fazla kişiye HIV'li kan verilmişti. Haberlere konu olmuştu.

"kendinden emin olmak" ne goodmorningteacher? nasil bir eminlik bekliyorsun?

HIV misin hepatit misin emin değilsen e be kardeşim neden kan veriyorsun? Düzenli tarama yapmıyorlar diye biliyorum ben

secilip mi geliyorsunuz bilmiyorum ama eminlik nasil oluyor? "son zamanlarda SUPHELI ILISKIYE GIRDIM" gibi bir beyanim var mi?

"Alınan bütün kanlara HIV, Hepatit B-C ve Sifiliz testleri uygulanmaktadır. Test sonuçlarının ve bağışçı bilgilerinin 3.kişiler ile paylaşılması Kan Kanunu çerçevesinde yasak olup, güvenlik nedeni ile sms veya e-mail yolu ile bağışçılarımız ile paylaşamamaktayız.

Test sonuçlarınız ile ilgili olumsuz bir durum söz konusu olduğunda kişiye özel bilgilendirme yapılmaktadır.Eğer sonuçlar normal ise herhangi bir bilgilendirme yapılmamaktadır."

?
rutin elisa testi yaptırıyorsan, tek partnerli değilsin, anlamında yorumluyoruz.
haliyle şüpheli ya da şüphesiz ama geçmişini pek bilmediğin, senelerdir tanımadığın insanlarla ilişkiye girmiş olabilirsin. yoksa niye rutin elisa yaptırıyorsun.

son 100 gün içindeki Hiv i tespit edemediklerini de hatırlattı arkadaşlar(pencere dönemi).
bu yüzden herkes endişelerini dile getirdi.

kendi sağlık kontrolünü Kızılaya bağışladığın kan üzerinden yapıyorsun. O kan 3 insana verilmiş hem de. Bundan endişe duymayalım mı

"rutin elisa testi yaptırıyorsan, tek partnerli değilsin, anlamında yorumluyoruz."

tam olarak bu yuzden std'ler, hepatit'ler ucuyor. sen ve senin gibi insanlarin varligi beni rutin teste itiyor. "teste giriyorsa bir sorun vardir" kafasi 18. yy.'da bitmeliydi oysa.

Rutin std testi yaptırmak herkesin yapması gereken bir şey zaten arkadaşlar, alooo. Hem belli ki kendiniz test yaptırmıyorsunuz, hem de düzenli test yaptırdığı için her halükarda sizden daha güvenli durumda olan birine aklınızca ayrımcılık yapıyorsunuz burada kan verme gibi güzel bir iş yaptığı halde. Öh yani.

Soruya cevap: Evet sahip olmadığın anlamına gelir.

Rutin testleri yaptırmak evet herkesin yapması gereken bir şey de eğer şüphen varsa kendinden o zaman kanını vermezsin. Testini yaptırır sonucuna göre kan verirsin. Kan verdikten sonra benim kan temiz ki verdiler başkalarına, o zaman elisa yaptırmama gerek yok demezsin. Türkçeyi sağdan sola okumak gibi bir şey bu.

sevgili hallegadola,

kendimden suphemin oldugunu/olmasi gerektigini tam olarak nereden cikardigini izah edersen sevinirim. turkce yazmama ragmen yazdiklarimla okuduklariniz/algiladiklariniz arasinda keskin bir fark oldugu asikar. yine de turkce'yi ortak dil kabul ederek bu farkin nereden kaynaklandigini bulmaya calisalim; soldan saga, yukaridan asagi, diledigin sekilde.

"rutin test" sizin icin "kendimden rutin olarak supheleniyorum" demek mi? durum sandigimdan da vahim.

love my way, i love your way!

"Her yönelim" ifadesini dediği için lgbt+ ları da hukuki olarak koruma altına alıyor, şiddet karşısında devlete sorumluluklar yüklüyor bu sözleşme o yüzden

dogrudan escinseller, lgbti bireyler ifadesi gecmiyor. iki cümle icinde, şiddet konusunda devlet önlem almakla ve takip etmekle sorumludur derken tüm cinsel yönelimler diyor.

bir de istanbul sözlesmesinin türkce cevirisi bilincli olarak yanlis cevrildi. mümkünse ingilizcesinden okuyun.

www.5harfliler.com

“Taraflar bu Sözleşme hükümlerinin, özellikle de mağdurların haklarını korumaya yönelik tedbirlerin, cinsiyet, toplumsal cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasi veya başka tür görüş, ulusal veya sosyal köken, bir ulusal azınlıkla bağlantılı olma, mülk, doğum, cinsel yönelim, toplumsal cinsiyet kimliği, sağlık durumu, engellilik, medeni hâl, göçmen veya mülteci statüsü veya başka bir statü gibi, herhangi bir temele dayalı olarak ayrımcılık yapılmaksızın uygulanmasını temin edeceklerdir.”

bu sözleşmeye LGBT diyerek karşı çıkanlar aslında "cinsel yönelim" temelinde "ayrımcılık" yapılsın diyorlar.

hukukçu değilim.

kanunen birine şiddet uygulamak zaqten suçtur. ayrıca şiddetin gerekçesi olarak " ayrımcılık " ifade eden bir sebep sunularak/güdülerek yapılırsa istanbul sözleşmesi ve bu kapsamda yürürlüğü girmiş olan 6284(yanlış olabilir) sayılı kanun uygulanmalıdır deniyor.
haliyle devlet lgbt bireylerin de cinsel yönelimleri sebebiyle maruz kalabilecekleri mağduriyet durumlarının önüne geçmeli, ilgili mağduriyetin ortadan kaldırılması ve denetimi için gerekeni yapmalıdır diyor. lgbt bireyler var ve devlet varlıklarını kabul etmiş oluyor.

başınız sağolsun, ihtiyaç sahipleri oluyor aynı durumda olup ücretini ödeyemeyen ve sgk'nın karşılamadığı. onlara verip dua alabilirsiniz.

ihtiyaç sahiplerine ulaşabileceğimiz bir kurum var mıdır?

Mahallenizin muhtarına sorabilirsiniz, ihtiyaç sahiplerini genelde en iyi onlar biliyor. Yine kaymakamlığa bağlı olarak çalışan sosyal yardımlaşma vakıfları ile irtibata geçebilirsiniz

Belediyeye de sorabilirsiniz onlar da bünyesindeki sağlık müdürlükleri aracılığıyla ihtiyacı olanlara ulaştırıyor

İzmirde çevirme hesabında sıklıkla yayınlanıyor benzer duyurular ve ihtiyaç sahibine hemen ulaşıyor , o tarz hesaplara ulaşabilirseniz.

Şimdi hatırlamıyorum sayfa adını. Ben de Facebook'dan ilan vermiştim ve bir ihtiyaç sahibine kargolamıştım.
Tabi ihtiyaç sahibi olup olmadığından da emin olmak gerekli. Bu işi ticarete çevirenler nadir de olsa çıkabiliyor.

Şehir?

kocaeli/darıca

ben bisiklete çıkıyorum 2 gün eve uğramıyorum.

Spa masaji.

binge watch

Sahile gidip kendi kendime konuşuyorum içimden.

Adamların da dediği gibi, Sarılırım birine

Steam

en zor puzzle'larımı böyle günler için stokluyorum.

Alisveris yapiyorum. Giysi aliyorum, cilt bakimi urunlerine dunya para veriyorum cok da mutlu ediyor. Bir de korku gerilim filmi filan izliyorum cok beynimi yormadan dusunmeyi gerektirmeyen mis gibi aktiviteler. Bir de saatlerce kosuyorum. Cocukluktan beri lisansliyim o cok is goruyor.

Bazen koşuya çıkarım, bazen arabayla gece yarısı boş yollarda gezerim. Şimdi arabanın yerini motosiklet aldı.

Yemek <3
Uzun zamandır yemediğim ama çok sevdiğim bir yemek ısmarlıyorum kendime. Bazen çok yıkık olunca eve sipariş ediyorum, bazen de üşenmeden sırf yemek için restoranına gidiyorum. Normalde sigara içmem ama üstüne de bi sigara yakıp peşine de tatlı kombini yapınca dert tasa kalmıyor, pamık gibi oluyorum.

yürüyüş, müzik dinleme yemek hazırlama süreci(evde tarif arastirip marketten malzemeleri alip yapip yemek)

Erken saatse ada vapurunda yan tarafa otururum, geç saatse tarabya oteli, kireçburnu sahil tarafına çıkar kafayı boşaltırım

Değişik şeyler deneyip üstüne düşüyorum onların. Mesela etobur bitki tohumu aldım, yetiştiritorum. Killfish miydi neydi, cins bi balık var, onun yumurtalarını aldım, ufacık fanusta elimde büyüteçle uğraşıp duruyorum. En olmadı yeni bi diziye başlıyorum, canım sıkıldıkça bi bölüm izliyorum. Tabi bunların hiçbiri işleri yoluna koymuyor fakat yeni şeyler öğrenmek, bi şeylere heves etmek bana hep iyi geliyor.

temizlik, oyun, motosiklet... araba ya da motosiklet yıkamak da kafayı pırıl pırıl yapıyor.

Koşu

motosiklet ve kamp, evde temizlik, bahce isleri, evde duzenleme derleme toplama isleri, diy projeler

Satranç oynuyorum

Uzun ve hızlı yürürüm tek başıma.

Kendi başınıza kaldığınız zaman demişsiniz. Eğer kendi başıma değilsem eşime sarılırım.

bisikletim ve ağaçlarım.

Kendim.
Nelerin üstesinden geldiğimi tek tek detaylarıyla hatırlayıp ne kadar güçlü ve yıkılmaz olduğumu kendime hatırlatırım. Sonra bi yürüyüş bi koşu. Biraz doğa, ağaçlara dokunmak. Sonra iyi bi duş ve tamamen fiziksel güzelleşmeye yönelik bişeyler yapmak.

Cırcırtlı, fermuarlı bir kitap kılıfı ya da enli bir dosya işinizi görür bence.

Kitabın etrafına havlu veya benzeri bir şey sarın iki kat ve en sert diğer iki eşyanın arasında olsun dikey veya yatay.

plastik zarf şeklinde dosyalar oluyor. ona koyun.

alışverş için kulanılan küçük bez çantalardan birinin içine koy. çantaya öyle at.

Kapax diye marka gördüm ama kullanmadım, ben de küçük bez çantaya koyuyorum.

kitapların köşelerini selobant/para bandı ile güçlendiriyorum, kıvırarak yapıştırıyorum

uygun bir ayakkabı kutusu yardımcı olabilir.

urun.gittigidiyor.com

buzdolabı poşetine koyarak taşıyorum. yıpranmasını engelliyor.

Plastik dosyalar iş görüyor. Ama çok kalın bir kitapsa koruyucu etkisi daha az olmakla birlikte bez torbaya geçiyorum.

minik bir dikiş makinası alınabilir bence

ritzz.net

Makrome ipleri ve kasnak ya da sopasi alabilirsiniz. Yapmayi bilmiyorsa bu linki de atarsaniz yapilisi cok kolay, ogrenir.

dekorasyon amaçlı kullanılabilir şeyler yapmıyor şimdilik. küçük kardeşiyle oynarken, bebekler için kıyafet, çanta, kanepe, vs yapıyor. makası, bantı, yapıştırıcısı, ipi vs. ne varsa bir sepette olacak bir şey arıyorum. bu hobisinin adı nedir? terzilik biraz net ve kısıtlı kalıyor sanırım.

singer dikiş makinası alabilirsin gerçekten, belki biraz pahalı bir hediye olur ama çok işine yarayacağını düşünüyorum şahsen.

Dikiş makinesi mantıklı askında ama onu alırsan -varsa- diğer yeğenlere de o fiyat ayarında bir hediye alman gerekebilir, göz önünde bulundur bence.

kanaviçe set diyorum, ipi şeması kumaşı falan içinde oluyo. set mi deniyo bilemedim şimdi.

fıstıklı plajı derim. plajın ortasından geçen dere ile sol taraftaki liman arasında kalan bölüm.

@duster dere çok soğutuyor mu plajı? suyu nasıl?

Haftasonu gittim. Kaytazdere Saralkent'e. Gitmez olaydım, insanlar nasıl bu kadar pislik içerisinde yüzebiliyor anlamış değilim. İskeleden 1 kere atladım ve çıktım. Suyun dibi gözükmüyor ve kıyı yosun içerisinde.

Not: Doğma büyüme Karamürselliyim.

@ete: derenin suya en ufak bir sıcaklık katkısı (eksi olarak) yok. gemlik körfezinin en güzel denizi fıstıklıda.

Türkçe sevdiklerimden:
kacikprens.blogspot.com
noroblog.net

Ekleme: İngilizce Conan O'Brien'ın Conan O'Brien Needs A Friend programını ve 2 Dope Queens'i beğeniyorum. Spotify'da var ikisi de.

hayatlar hikayeler var spotify da benim hoşuma gitmişti
ilgi alanlarınıza bağlı biraz
e-bay ın yaptığı vardı open for bussiness, kendi işini kurmak isteyenler için bir podcast
dediğim gibi ilgi alanlarına bağlı

Bende aynı durumdayım, geçen gün bende bi araştırayım dedim karşım abir derneğin yayınları çıktı, sanırım onlarda yeni girdiler bu işlere.

open.spotify.com

castbox.fm

ingilizce değil de türkçe olarak modern sabahlar arşivi sonsuz bir derya.
akşamları koşarken halen eski podcastlerini dinliyorum.

Kayıt Başladı.

Ben de yerli bir oneride bulunacağım,
Spotify da "ilk sayfası" aşırı keyifli mükemmel filan diyemem ama vakit geçirmek için dinlenir edebiyata orta halli bi ilginiz varsa,

www.gerisihikayekorku.com

korku üzerine genelde popüler atıflardan oluşan ancak kıyıda köşede kalmış ya da kıymeti pek bilinmemiş yönlerini de barındıran güzel bir podcast serisi.

True crime tarzi podcast'lerin meshur olmasini saglayan Serial'in ilk sezonudur. Ikinci ve ucuncu sezonlari farkli konular isliyor, ben hepsini begenmistim.

Yine benzer turde Teacher's Pet var.

Eger yirminci yuzyil tarihi ilginizi cekerse Dan Carlin's Hardcore History cok iyi. Ozellikle birinci dunya savasi serisi muthis.

Sakali komikli icin de My Dad Wrote A Porno baya komik.

Brian Cox'un The Infinite Monkey Cage'i de fena degil.

çok iyi bir alışkanlık edinmişsiniz

freakonomics
ilk sayfası
planet money

Ben Ceyhun Yılmaz'ın yayınlarını da beğeniyorum. Özellikle "nekre" kısmını.

organik beyinler
dünya nereye gidiyor
rabarba-radyo kayıtları, gayet keyifli oluyor

infinite'de böyle bir mevzu yoktu bildiğim kadarıyla.
bu arada, oyun çok şık.
yapılmış en derin oyunlar sıralaması yapsak, kafadan ilk 10 a girer bence.

pangea +1

mermiymiş taşmış diyerek düşünmeyin, cephane sıkıntısı çektiğinizde elizabeth koşar yardımınıza. ingilizce bilmiyorsanız, kesinlikle türkçe yama ile oynayın.

ben ilk oyunda para hilesi kullanıyordum. makineden mermi healtkit vs.alarak oynamıştım.
diğer türlü gerçekten bzen aynı yeri 10 defa oynaman gerekiyor.

Kötü tohum(1963)

Fotoğraftaki Kadın (1995). Senaryosunu beğendiğim bir film.

eski türk filmlerini sevenler bu filmleri izlemiştir sanırım ama yine de belki bir ihtimal ne olur ne olmaz diyerek;

üç tekerli bisiklet
gecelerin ötesi
otobüs yolcuları

Gölge oyunları. Yavuz Turgul yönetmenliğini yapmış.

Sevmek Zamanı (1965/Metin Erksan)
A Ay (1988/Reha Erdem)

Kaçış(1985) Cüneyt Arkın. Youtube'da var.

Uşaklı bir film vardı. Uslanmaz Uşak mı neydi. Fatma Girik oynuyordu yanlış hatırlamıyorsam

çok da eski değil ama yeşilçam özeti gibi bir film, melodram 101:
umut: getir.net

Kırık Bir Aşk Hikayesi
Yatık Emine

Kağıt üstünde Android olmasıyla Philips, kavisli olmasıyla Samsung önde. Diğer özellikleri aynı gibi.

özelliklerini kıyaslamadım ama kavisli tv üzer, can sıkar.

late +1

alınmaz

kavisli tv alınmaz da neden alınmaz. keşke onu da bi deseydiniz.

ya bir sürü sebebi var detayları internette yazıyor. özet geçeyim; iyi bir şey olsa, insanlar tercih ediyor olsa hala üretilirdi.

Hakkaten ne zamandır satıyor a101 o tvyi elinde kalmış.

cunku curved tvde panel yekpare. tek bir arizada tüm panel degisiyor. ustelik her teknisyen yapamiyor. bu yuzden tamir sureci uzun. eger garantiyi de gecmisse cok pahali. 4250ye curve satiliyor panel degisim 3500 lira.

teknik bilgim yok ama ilker canikligil kavisli tv'nin ev ortamı için gereksiz olduğunu söylemişti. net hatırlamıyorum lakin kavisli ekranın büyük mekanlarda uzak mesafeli seyirlerde konfor sağladığı ancak ev ortamındaki mesafenin sorun oluşturmadığından standart tv'lerin yeterli olduğunu söylemişti.

kavisli tavsiye etmem ama tv'de samsung herzaman ilk tercihim ve hiç şimiye dek nazar değmesin bizi hic üzmedi ( komşunun curved tv renkleri ilginç şekilde karıştı ve gözleri rahatsız ediyor diyebilirim )

hayırlısı olsun şimdiden

btwin kadar rezil bir bisiklet kullanmadım her anlamda. sakın almayın.

Ddechatlon'daki her şey ucuz, dandik ama parasına göre iyi f/P değilmiydi zaten

Kron ülkemizde dağ bisikletiyle ünlü bir marka. Btwin daha uluslararasi diyebiliriz. Ikisi de f/P markası. Burada marka tartışmak yerine ürünleri ve üzerindeki komponentleri tartışmak daha doğrudur. Kronun x modeliyle btwin'in y modeli olsa tartışabilirdik.

@karacigerim vur kadehlere +1

genel olarak kadro garantisi ve servis hizmeti açısından btwin daha iyidir. bir ara kronun karbon kadrolarının kırıldığı fotoğraflar ve şikayetlerle doluydu bisiklet mecraları.

Kron'un eski xc3000 ya da 4000 kadroları iyidir de yeni serileri çöp. Gidon kırılması gibi kronik saçmalıkları var. Btwin on kat daha iyidir. En azından arkasında kimin durduğunu biliyoruz.
Temelde bisiketlerin hepsi aynıdır kadro hariç. karacigerim doğru söylüyor.

kron tx300 var bende memnun değilim. Orta göbek milini degiştirdim. gidon yalama oldu. dayanaklı degil.