Giriş
(15)

Laftan Anlamayan komşu

alaimisema
Selamlar herkese.Apartmanda yan dairemle sokak kapılarımız dip dibe. Neredeyse kapı önü paspaslarımız birbirine değecek kadar yakın. Kattaki ortak alan da minicik zaten. Bunlar kapılarının diğer tarafına açık bir ayakkabılık koymuşlar ve zaten bu başlı başına iğrenç görünüyorken bide 10 tane kadar a
Selamlar herkese.

Apartmanda yan dairemle sokak kapılarımız dip dibe. Neredeyse kapı önü paspaslarımız birbirine değecek kadar yakın. Kattaki ortak alan da minicik zaten. Bunlar kapılarının diğer tarafına açık bir ayakkabılık koymuşlar ve zaten bu başlı başına iğrenç görünüyorken bide 10 tane kadar ayakkabıyı ayakkabılık dışında paspas üzerine bırakıyorlar. Misafir falan gelince benim kapı önü dahil her yere ayakkabıları doluyor. Haftada en az 3 gün de misafirleri var. Kendilerini nazikçe uyardım olmayınca yöneticiye şikayet ettim o da uyardı ama birkaç gün düzeliyor sonra yine aynı. Az önce eve bir geldim paspasımda iki çift ayakkabı var. Asansörden daire kapıma geçmek için de üzerinden atlamam gereken 5 çift ayakkabı var. Çok kalabalık bir aile oldukları için laf dalaşına giremem çünkü tek bir kadın olarak çekiniyorum. Ama şeytan diyor ki bu ayakkabıları bir bir yok et dışarıya ayakkabı bırakmaya korksunlar. Siz olsanız ne yapardınız bu durumda?
0
alaimisema
(18.03.25)
O ayakkabıları çiğneyerek evime girerdim. Sorarsa da güler yüzle ifade ederdim. Üstünden atlayamadım dersim. Kin nefret kavgaya gerek yok. Bunlara laf anlatılmaz. Lafla peynir gemisi yürümez.
0
luluki
(18.03.25)
Bitane pleksi olur, karton olur, bişi olur, tam sınıra engel olacak bir şey montajla/yapıştır sınır belli olsun. Duvardan itibaren 2 ayakkabı uzunluğunda olsun ki kendi ayakkabıları taşamasın sana doğru.
Hala senin kapına geliyorlarsa tekmele uzaklaştır.

Düz tc vatandaşında umumi alan kavramı yok, işgal zihni sokakta kaldırımda ortak her alanda mevcut. Sınırı net belirlemek lazım, ona rağmen ihlal ederse saldırıya geçersin.
0
Bruce
(18.03.25)
Benim karşı komşumda sizinkisi gibi.Yönetime söyledim. Adamdan korkuyorlar, bende muattap olamam. Lümpenle uğraşılmaz. Altım üstüm karşım hepsi lümpen ne laftan anlıyorlar ne sözden.

Ben de onlara inat çöpü akşamdan çıkarıyorum. Köpeklere vereceğim yemek artıklarını geceden kapıya koyuyorum.
0
mikahakkinen
(18.03.25)
İki kapı arasına şöyle bir şey koyup, 'artık kendi tarafınıza .ıçabilirsiniz.' de.

www.egeyelken.com
0
Mirket
(18.03.25)
Cahille baş edemezsin.
Aldırmamaya çalış.
Rahatsız olduğunu da belli etme inadına yapar.
0
parka
(18.03.25)
Ne kadar haklı olsan da burnunun dibinde düşman kazanmak için iyi bi neden değil bence. Bi kere işler düşmanlık boyutuna gelince insanın evde huzuru kalmıyor. Malesef bu apartman yaşamında katlanmak zorundayız yoksa var olan huzur da kalmıyor.
0
benim bir gizli bildiğim var
(18.03.25)
üstüne bas geç :S
0
OgutucuRecep
(18.03.25)
bir sure kabullenmis gorunurdum, kamera yoksa ben guzel olanlari alip atardim, aaa calinmis.
ya da sende cop koy, copun suyu aksin bir guzel.
0
durgunfoton
(18.03.25)
Çözüm basit, git bit pazarına 5-10 liradan 20 çift ayakkabı al çeşit çeşit. Koy kapının önüne
0
topkapiaksaray
(18.03.25)
Tekmele merdivenlerden asagi anlar sonunda
0
Zetnikov
(19.03.25)
uyarmasaydin en kesin cozum ayakkabilari cope atmakti. bir daha asla birakmazlardi
0
buenosdias
(19.03.25)
kek börek yapıp güler yüzle ikram edebilirsin. sıfır gerginlikle hem kendini hem ayakkabı konusunu hatırlatmış olursun onlara.
0
beyfendi
(19.03.25)
normalde butun ayakkabilarin alip cope atilmasi gibi agresif bir cozum soylerdim ama tek basiniza kalabalik bir aileye karsi oldugu icin tavsiye etmem. ya yonetici uzerinden gidilmeli ya da benzer leslikler yapilmali. ustteki nil karaibrahimgil kek yapin falan demis ama bu tipleri cok iyi bilirim okurken bile anlasiliyor asla laftan anlamayan hayvan kadar bile asgari birlikte yasama gorgusu olmayan bir grup.

o yuzden yonetici>benzer leslikler yapmak>ortaya sinir cizmek en makul cozumler gibi gorunuyor.
0
bay b
(19.03.25)
ev sevmediğim varoş hareketidir kapı önüne ayakkabı koymak. hele ki komşumu rahatsız ediyorsa ve bile bile buna devam ediyorsam cezayı hak etmişimdir :D ben olsam alır kendi paspasımdaki ayakkabıları merdivenden aşağı sallardım. hiç acımam çünkü komşunuzun size saygısı yok net.
0
neira
(19.03.25)
nil karaibrahimgile güldüm. ne mantıken ne hukuken kapının önüne bırakılmış ayakkabının makul karşılığı çöpe atmak değil. fazla film izleyip kovboyluk yaparsanız eğer meydan dayağı yersiniz. kapı paspaslarının birbirine değeceği kadar dar bir alan diyor duyuru sahibi, ben böylelerini bilirim falan gibi yüksek perdeden müneccimlik yapmanın gereği de yok. gerçekçi olun, pasif agresif davranışlardan kaçının.
0
beyfendi
(19.03.25)
(11)

Almanya'da marketlerden ne alalım?

silverleaf
Duyurunun gurbetçilerine sormak istedim.Almanya'daki market ve drug store'lardan "mutlaka her gidince alırım, kaçırmam!" dediğiniz neler var? Çikolata vs değil sadece. Niş şeyler arıyorum: Mesela dm'de kedi otlu bir kedi oyuncağı var, efsane bir şey. Ya da yine dm'den aldığım magnezyum var aşırı mem
Duyurunun gurbetçilerine sormak istedim.

Almanya'daki market ve drug store'lardan "mutlaka her gidince alırım, kaçırmam!" dediğiniz neler var?

Çikolata vs değil sadece. Niş şeyler arıyorum: Mesela dm'de kedi otlu bir kedi oyuncağı var, efsane bir şey. Ya da yine dm'den aldığım magnezyum var aşırı memnun kaldığım... Bu tarz böyle detay kalan, gerçekten keşif olabilecek neler önerebilirsiniz?

Sevgiler herkese...
0
silverleaf
(24.01.25)
Ben yoğurtla yulaf gibi şeyler yemeyi çok severim, ne zaman gitsem DM'den şunları alıyorum:

www.dm.de (kavuzlu buğday veya spelt bizde sadece un formatında satılıyor diye biliyorum)
www.dm.de (amarnt bizde varsa da görmedim)
0
fotrsapka
(24.01.25)
Ben de DM demeye gelmistim ama siz zaten durumun farkindaymissiniz. DM'ye gidince her yeri detayli inceliyorum, ozellikle gida ve bebek giyimi bolumlerini.

Kolasi var guzel gidiyor, normalde coca cola falan icmiyorum.
www.dm.de

Bu baldan da aliyorum.
www.dm.de

Biraz tadi garip geliyor basta ama cok dolu dolu bir biskuvi
www.dm.de

Bebek ve cocuk varsa guzel kiyafetler oluyor. Belirtmissiniz zaten magnezyum gibi seylerin de fiyatlari cok iyi olabiliyor. Ben un, zeytinyagi, makarna falan da aliyorum ama siz turistik geliyorsunuz sanirim. O yuzden cok mantikli olmaz diye dusunuyorum.

Bunlarin disinda marketlere de cok ugradim ama oyle cok kiskirtici fiyatlar goremedim. Macademia 125 gram 2 euro denk geldi bir kere, o tarz egzotik kuruyemislerde belki iyi firsatlar olabiliyor, Lidl'da falan.
0
mbond
(24.01.25)
@fotrsapka ve @mbond Çok teşekkür ederim tam olarak bu tarz öneriler bekliyorum. Mesela Lidl'daki mor paketli adını hatırlayamadığım filtre kahve gibi, Eduscho vs tarzı olması lazım. Böyle şeyleri toplayıp getirmek istiyorum :)
0
🌸silverleaf
(24.01.25)
Dextro Energy şekerlerine ben bayılıyorum, ona benzeyen başka hiçbir şey bulamadım. Ama herkesin hoşuna gitmiyor.
0
michael_knight
(24.01.25)
karniyarik otu www.dm.de
kabizliga iyi geliyor. sindirim problemi olan kedi icin guzel bir urun, kendiniz de kullanabilirsiniz. ayrica glutensiz ekmek falan yaparken kullaniliyor
- pantene sac kopugu.
- dis ipleri (tekli olanlardan)
- guve kagitlari. en en sevdigim urunleri bu. www.dm.de www.dm.de
- sandvic kagidi/kesesi www.dm.de
- cay poseti www.dm.de
- paket lastigi www.dm.de
0
65 derece
(24.01.25)
dm'den vitamin alacaksan al ama diger hap urunlerinden alma.
kil maskesi yapiyorsan toz satiliyor, ben ondan aliyorum.
weledanin biberiyeli sac urunleri
balea ureli ayak kremi


buyuk muller varsa;
renkli, dudak nemlendiricisi kneipp, dm de renksiz olanlari var.
korres yunan markasi bunlarin vucut kremleri falan cok guzel.
0
Ley
(24.01.25)
-dm'den bio şekersiz fıstık ezmesi.
-lidl'dan italiamo pesto.
-aldi'den nussknacker / nussbeisser (olmazsa olmaz)
-oatly barista yulaf sütü. bazen marketlerde 1,5 euro’ya kadar düşüyor. bu yulaf sütüyse bizim içtiklerimiz ne diyebilirsin.
-alkol için kaufland. kışın jagermeister ve kleiner feigling iyi gidiyor.
-rossmann'dan bir şey alacaksınız uygulamasını indirin ve %10 indirim kuponunu aktive edin.

rossmann ve dm'den vitamin, takviye vs. almayı önermem. tr'den daha pahalıya geliyor ve kaliteleri iyi değil. eczanelerde daha kalitelileri var ama onlar daha da pahalı. biz tu tarz ürünleri tr'den alıyoruz.
0
sir gawain
(24.01.25)
dm- balea q10 night cream
0
sonsuz
(24.01.25)
Severseniz Nutella. Ben bizdekileri yiyememeye başlamıştım, bozmuş gerçekten. Yiyince anladım.

Bir de grasshof diye bi markanın sürme çikolatasını almıştık. Hala aklımda. Gidersem arayacağım yine.
0
master of ceremonies
(24.01.25)
Karton içinde gelen deostickleri güzel kokuyor. www.dm.de
0
kaset
(25.01.25)
sac koruyucu sprey, aslinda moru vardi onu bulamadim.

www.dm.de

maske
www.dm.de

krem
www.dm.de

hap
www.dm.de

kristalli deodorant aliyorum link eklemedim.

fiyat peformans
www.dm.de

www.dm.de

www.dm.de


ben Turkiye'ye gunes kremi (baleanin ucuz olanlari vucut icin gayet yeterli), dudak nemlendiricisi, ayak kremi ve deodorant goturuyorum, pahali oldugu icin. Bir de ordinary serum.
0
durgunfoton
(26.01.25)
(16)

biri size 1 milyon verse yeni doğan çocuğun adını ben koycam dese

OgutucuRecep
kabul eder misiniz? aklıma takıldı :)mesela sen oğlun için güzel bir isim düşündün vs.adamın biri de geldi dedi çocuğun adını şu koy sana 1m nakit para dese ama değiştirmek yok gerçekten öyle kalacak kabul eder misiniz?mesela biraz eski isimlerden niyazi, cemalettin, zaza, muhittin vs gibi normalde
kabul eder misiniz? aklıma takıldı :)

mesela sen oğlun için güzel bir isim düşündün vs.
adamın biri de geldi dedi çocuğun adını şu koy sana 1m nakit para dese ama değiştirmek yok gerçekten öyle kalacak kabul eder misiniz?

mesela biraz eski isimlerden niyazi, cemalettin, zaza, muhittin vs gibi normalde asla çocuğunuza koymayacağınız bir isim falan olacak yoksa kemal, mehmet falan değil.


edit: TL Arkadaşlar TL

1 milyon dolara millet cinsiyet değiştirir ne ismi
0
OgutucuRecep
(21.01.25)
Muhittin olabilir aslında. Zaza için de kendimi ve eşimi rapçi ismi gibi olur diye ikna edebilirsem olabilir aslında.
0
rock n roll
(21.01.25)
suratına şaplagı yapıştırırım. insan adıyla yaşar ve anılır saçma sapan isimlerle çocuguma kötülük yapmazdım
0
limonlu eksi
(21.01.25)
Hocam "sana 1 milyon verseler x yapar mısın" meydan okuması enflasyon karşısında kendini güncellemeli zira 2025 Türkiyesi için 1 milyon lira para değil en azından euro dolar falan olsun da bi kafamız karışsın, "ulan acaba" şeklinde bi ikirciklenelim.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(21.01.25)
@kaleci+1

Güncelleme yapmak lazım. Bir de ileride çocuğum neden kendisine bu ismi koyduğumuzu sorarsa " baban bu ismi koydu, ben değil" diyeceğim. Eşimle aramız bozulacak doğal olarak, buna değecek bir para olması gerekiyor.
0
rock n roll
(21.01.25)
İzin veririm
0
abuzer
(21.01.25)
sorunun basligini, "cocuk sahibi olanlara" olarak degistirmelisin. bekar, cocuksuz biri olarak ben 1 paket marlboro'ya bile fit olabilirim:) zengine avrat bosamak kolay nasi olsa.
0
buenosdias
(21.01.25)
1 milyon tl para degil, kabul etmem. cocuk daha fazla zarar gorur maddi olarak bu durumdan.
0
lemmiwinks
(21.01.25)
1 milyon TL için oğlumu 14-15 senelik psikolojik şiddete maruz bırakamam. Öncesinde ben değiştirdim, sonrasında kendi değiştirdi vs. artık kural ne bilmediğim için 18 dedim. İsimlerinden çok çekiyor insanlar. Çevresini ve hayatını etkiliyor. 1 milyon TL para mı? 1 Milyon Kuveyt Dinarı derse değiştiririm ama. O kadar para olunca ismine kimse takılmıyor çünkü. Hatta o parayı iyi değerlendirdiysek ve zengin olacaksa büyüyünce de değiştirmez. Zengin çocuğun ismini "Abuzittin" yapsan "Whoa! Ne kadar otantik" derler.
0
nawar
(21.01.25)
ne var ya niyazi adında.
hiç mi yok etrafınızda niyazi, muhittin, cemalettin, hamdi falan :D


adam geri gerile el kadar bebeğe ömer asaf koyuyor:D
0
🌸OgutucuRecep
(21.01.25)
hayır, izin vermem. 1 milyon tl bir şey değil yazacağım şimdi linçleneceğim ama 1 milyon dolar olsa tamam derdim. 1 milyon tl’ye ne alabilirsin ki? HİÇBİR ŞEY.
0
deartheodosia
(21.01.25)
abi egea parasına olmaz o iş. tabi muhtaçsan 100 bine de olur. Allah muhtaç etmesin.
0
ya ben lan neyse
(21.01.25)
eğer önce ismi söyleyip sonra da fikrimi soracaksa, en azından ismi dinlerim, belki koymayı düşünebileceğim bir isimdir. ama ismi söylemeden "1 milyon vereceğim, ismi de sonra koyacağız" derse doğrudan hayır derim.

bu arada miktarın güncellenmesi gerekiyor. en azından 1 ev alacak bir para olsun. 5-10 milyon daha mantıklı.
0
co2s2
(21.01.25)
evet koyarım

zaza hariç diğer isimler normal aslında.
0
Hallegadola
(21.01.25)
yeni dogmus cocugumla dalga mi geciyorsun diye bir guzel doverdim.
0
durgunfoton
(21.01.25)
bkz: oğlumu bulana veya getirene 100 bin lira veriyorum
bkz: www.youtube.com
bkz: 100 bini ben vereyim sen benim oğlumu bul...

1 milyonu ben vereyim bir daha bana bunu teklif etme derim. 1 milyon için yapılacak iş değil.
0
himmet dayi
(21.01.25)
Bir takım şeylerin değeri para ile ölçülmez.


.
0
kartallar yuksek ucar
(21.01.25)
(8)

Taşınma önerisi Fethiye/Kaş

izmitcan
İkisi arasında kaldım. Bebek de var büyüyünce eğitiminin de sıkıntı olmayacağı bir tercih olmalı. Siz olsanız hangisini seçerdiniz Fethiye mi Kaş mı ?
İkisi arasında kaldım. Bebek de var büyüyünce eğitiminin de sıkıntı olmayacağı bir tercih olmalı. Siz olsanız hangisini seçerdiniz Fethiye mi Kaş mı ?
0
izmitcan
(03.01.25)
Fethiye. Çok daha merkezi bir yer.
Yabancı sayısı fazla olduğu için bence daha medeni bir yer.
0
alfired
(03.01.25)
fethiye zira kasin ulasimi cekilmez surekli.
0
hot potato
(03.01.25)
Tamamen ihtiyaclara bagli, Kas'a cok uzun zamandir gitmedim ama ben gordugumde bir tatil beldesi idi, Fethiye daha sehir gibi. Uzun sureli yasam dusunulunce buyuk sehirlere yakinlik onemli bir kritermis, bu sene bunu tecrube ettim, Egitimle ilgili hic fikrim yok ama buyuk ihtimalle Fethiye'de daha cok alternatif vardir. Sakin bir yasama ihtiyacimiz var derseniz Kas daha tercih edilesi gibi. Dedikleri gibi ulasim da onemli bir faktor, her turlu Fethiye daha uygun gibi. Tatil sorusu olsa muhakkak Kas derdim.
0
(03.01.25)
fethiye de sağlık olanakları Kaş'tan cok daha gelişmiş, bebeği de varsayarak fethiye diyorum
0
mysql34
(04.01.25)
ferhiyede net kere net yasanir
0
ala09
(04.01.25)
Kaş, kalkan liseye fethiye’ye gelir. Ama bence hiçbiri. Never.
0
durgunfoton
(04.01.25)
Kesinlikle Fethiye. Adeta büyükşehir. Kaş bildiğin kasaba
0
etna
(04.01.25)
Ikisinde de bir sure yasadim. Fethiye buyuk bir köy, insani daha nobran, incelikten yoksun, arkandan dolap cevirir guvenemezsin. Ama fethiyede okul var hastane var acil bir sey oldugunda 1 saate havalimanindasin. Alisveris imkanlari daha fazla. Konut fiyatlari nispeten daha uygun.
0
deckard
(04.01.25)
(6)

Hey Almanlar, bu gerçek mi ?

feastofthedamned
Yoksa sadece parodi mi ? Böyle seyler sadece tr'de olur saniyordum.https://youtube.com/shorts/1qgcb9cEY74?si=2266EvJfano9Q2i0
Yoksa sadece parodi mi ? Böyle seyler sadece tr'de olur saniyordum.

youtube.com
0
feastofthedamned
(11.12.24)
2% falandir
0
sonsuz
(11.12.24)
dpd cok yapiyor bunu bana.
0
durgunfoton
(11.12.24)
bana hic olmadi
0
bohr atom modeli
(11.12.24)
Bana sadece 2 defa denk geldi o da DHLdi.
0
truf
(12.12.24)
birkaç kez başıma geldi. hem dhl, hem hermes zilime bile basmadan apartman kapısına evde bulamadık diye not bırakıp gitti. bazen not bile bırakmadan mesaj geliyor 'size ulaşamadık, kargonuzu şuraya bıraktık' diye. ben o sırada evde koltukta oturuyorum. ama hepsini toplasan 5 kez falan eder. öyle sürekli tekrarlanan bir durum değil.
0
sir gawain
(12.12.24)
sir gawain +1
0
mamu
(12.12.24)
(17)

Dünyanın en zor mesleğini kimler icra ediyor?

isiaha
Bence maden isçileri. Siz ne dersiniz?
Bence maden isçileri. Siz ne dersiniz?
0
isiaha
(20.11.24)
Çok fazla var. Bence veteriner teknikerliği ve veteriner hekimlik de çok zor.
0
rock n roll
(20.11.24)
bence de maden işçileri.
0
kehende
(20.11.24)
Turkiye gibi ulkelerde hakemlik. Tum sulalene sovuyorlar, mac satti, gecen aynisina caldi, buna calmadi, karti es gecti bilmemne, esi x'liymis, kucukken y'liymis mac onu ayri mac sonu ayri bin tane onuruna serefine coluguna cocuguna hakaret, yalan, saibe atiliyor. O degil eskiden VAR da yoktu, neyine guvenip hakem oluyordu bu insanlar cok ilginc
0
speedy
(20.11.24)
+ maden işçileri, elektrik direklerini ve hatlarını tamir edenler belki, infaz ve koruma memurları, çatışma bölgelerindeki askerler ve belediye otobüslerinin şoförleri stresli çalışır ama zorluk yine madenciler de ve belki yangın esnasında itfaiyecilerde
0
aslagülümseyenbirkediyegüvenme
(20.11.24)
Açık denizde platformlarda çalışan işçi ve kaynakcilarin, everest gibi dağlardaki yerli rehberlerin işleri gercekten aşırı zor ama yine de maden işçileri hicbiriyle kıyaslanamaz.
0
deer hunter
(20.11.24)
Tabi madencilikle veya tam aksine yerden 300-400 metre mesafede çalışmalarla kıyaslanamaz ama
Hukuk alanında çalışmak daha zor diye düşünüyorum.

Hata yapmadan, menfaat temin etmeden, herhangi baskıya uğramadan, bir davada taraf olan insanlardan özel yakınlık kurmama, yakın çevrenin de özel isteklerini göz ardı edecek şekilde, sadece işin ilmine uygun hareket etmek ve bu yönde akli çaba sarf etmek kolay bir iş değil özellikle bu zamanda.
0
diyecevaplandı
(20.11.24)
Dünyanın en zor işi Denizciliktir.
İnsanoğlu karada yaşamak için dizayn edilmiştir. Ayakları yere basmalıdır. Baktığı zaman sınırları olan yerler görmelidir. Açık denizde günlerce bu konulardaki mahrumiyet psikolojide tarifsiz yaralar açar. Bir de bunun denizaltıcılık ayağı var ki, o zaten akıllara zarar bir iştir.
0
Mirket
(20.11.24)
Petrol platformu işçileri.

www.youtube.com
0
komando kani var bende
(20.11.24)
Beden işçiliğinin her türlüsü zor iş statüsünde. Ama gerekli iş güvenliği şartları sağlandığı sürece "en zor iş" değiller gibi geliyor bana. İş güvenliği şartları sağlanmadığı takdirde de en zor olmaktan ziyade "en tehlikeli" demek daha uygun sanırım. Beden işçiliğinin önemli bir artısı iş tanımlarının tamamen belirli olması ve imza yetkisi olmaması.

Bence en zor meslek paralı askerlik. Canının kıymeti yok, askeri ortamdasın, emir komuta zincirinde diplerdesin. Yaptığın iş pis bir iş. Bir devletin kendi askerlerinin aksine kimsenin kahramanı falan da olamıyorsun, sana bir katkısı yok, kendi savaşında savaşmıyorsun. Somut anlamda bir yetenek edinmiyorsun. Psikoloji berbat, gelecek belirsiz. Sadece para için yapıyorsun.
0
akhenaten
(20.11.24)
bence de maden işçileri.

bu mesleğin zorluğu o kadar net ki, kadınların maden işçiliği yapamayacakları yasa ile sabit.
0
abelardo
(20.11.24)
bence hizmet sektoru de, garsonluk, barmenlik vs..
0
durgunfoton
(21.11.24)
Zor farklı, tehlikeli farklı.

Zor meslek sorusuna çoğu üye tehlikeli işleri göstermiş. Maden işçiliği, sanayi dalgıçlığı, denizciler, petrol platformu çalışanları ve aklıma şu anda gelmeyen gerçekten aşırı tehlikeli meslekler mevcut. Bu ve benzeri mesleklerin aşırı tehlikeli olduğuna şüphe yok. Bu tip mesleklerin zorluğunun daha büyük kısmı içerdiği tehlikeden geliyor.

Zor mesleği tehlikeli meslekten ayırmak gerekirse benim kriterim üstlenilen sorumluluk. Sorumluluk bakımından zor meslekler denildiğinde benim aklıma avukatlık, cerrahlık, finans ve benzeri yüksek meblağlı işlere dair yöneticilik, hava trafik kontrolörlüğü, ticari pilotluk ve benzerleri geliyor. Bu mesleklerin çoğunda yukarıda saydığım tehlikeli meslekler kadar mesleği icra eden kişinin taşıdığı bir hayat kaygısı olmuyor ancak üstlenilen sorumluluk çok büyük oluyor.

Bir de bazı meslekler var ki hem sorumluluk hem de zorluk bakımından büyük riskler barındırıyor. İtfaiyecilik, sıcak bölgelerde askerlik (özellikle denizaltı personeli) ve polislik gibi mesleklerde tüm personel hem kendi hem de başkalarının canının riskini taşırken aşırı tehlikeli ortamlarda görevlerini icra ediyorlar.
0
10551037
(21.11.24)
Su altı kaynağı zor ve tehlikeli. Ölüm riski yüksek bir meslek.
0
wd40
(21.11.24)
masa başı oturmayan herkes bu dünyanın en zor işini yapıyor. madenci inşaat işçisi alçı sıvacı 12 saat ayakta bekleyen kasiyer vb.
0
mikahakkinen
(21.11.24)
maden isciligi dogru cevap.

hem kaza gecirip olme riski var. kaza olmazsa uzun vadeli mesleki komplikasyonlardan olunuyor.

bunun disinda gun icinde de gunes gormeden, fiziki gucle calisiliyor. daha zor dusunemiyorum.
0
antikadimag
(21.11.24)
Çatışmalara, savaşlara giren askerler
0
ananiyimioguz
(21.11.24)
metal ve ametal madenlerde çalışmış bir madenci olarak cevap veriyorum.
erkekler için Türkiye'de kömür madenciliği.
kadınlar için ev kadınlığı + annelik. madenciliği katlar.

bu arada metal madenciliği o kadar ağır değildir. kömür madenciliği korkunç. sırf bu yüzden evde elektrikli aletleri prizde tutmam. elektriği az kullanmaya gayret ederim falan filan. teyzenize sorun size madenleri ve madenciliği anlatsın.
0
janderzel zartanyan
(21.11.24)
(5)

Duyurunun fizikçilerine mercek ve alan derinliği sorusu

ananiyimioguz
Şurada biraz anlatmışlar fakat ben kafamda mantığıma oturtamıyorum. Pratikte bunu fotoğraçılıkta kullanıyorum ama olayın fiziksel olarak nasıl gerçekleştiğini kavrayamıyorum.https://www.youtube.com/watch?v=34jkJoN8qOIDiyelim ki tam mercek açıklığı ile bir ağaca odaklandım. Ağacın arkasındaki ev ve ö
Şurada biraz anlatmışlar fakat ben kafamda mantığıma oturtamıyorum. Pratikte bunu fotoğraçılıkta kullanıyorum ama olayın fiziksel olarak nasıl gerçekleştiğini kavrayamıyorum.

www.youtube.com

Diyelim ki tam mercek açıklığı ile bir ağaca odaklandım. Ağacın arkasındaki ev ve önündeki adam bulanık görünüyor. Neden?

Sonra ben merceğin benden tarafındaki ışığın geçtiği alanı daralttım, böylelikle ışık geniş bir açıyla değil de daha dar bir açı ile odak merkezine düştü.

Hal böyle olunca insan ve ev görünür oluyor. Nasıl? Onlar yerinde duruyor, onlardan gelen ışık yerinde duruyor, ben yerimde duruyorum, bu alan derinliği nasıl değişiyor bu tarz mercek oyunlarıyla? Mercekten geçen ışığın açısını daraltsam ne olur yine tek bir noktaya odaklanıyorum.

Veya cisme yaklaşıp uzaklaşarak da alan derinliğini artırıp azaltabiliyorum. Lens camı ile odak noktası arasındaki mesafeyi artırarak da...

Işığın, merceklerin ve odak mekanizmasının bu dansını tane tane anlatabilecek var mı?
0
ananiyimioguz
(08.11.24)
Şurada biraz daha detaya girmiş sanki daha anlaşılır www.youtube.com

Doğru mu anlıyorum, eğer bir nesneye odaklanırken, çok geniş açılarda o nesneden gelen ışığı dinliyorsak, elimizde çok fazla data varsa geniş bir çerçevede, odak noktasından biraz ileri veya geri gitmemiz (ya da odaklanılan nesnenin biraz önü veya arkası) görüntünün, daha doğrusu odağın bozulmasına yol açıyor. Çünkü o kadar geniş bir alanı dinliyoruz ki, tek bir yere odaklanmamız, diğer herşeyi görmezden geldirtiyor.

Ama dar bir alandan veya dar bir açı ile fokuslanıp bakıyor olsaydık bir noktaya; fokuslanmadığımız uzak veya yakın yerlerden düzgün veri alamadığımız için veya sağdan soldan fazla parazit gelmediği için bozulma kırılma falan olmuyor, önü de arkası da zaten yakın netlikte oluyor... diyebilir miyiz atladığım bir yer var mı?
0
🌸ananiyimioguz
(08.11.24)
Işık odak noktasında en net görüntüyü verir ama lisedeki fizik gibi ok gibi bir noktaya düşmez (artık düşürebiliyor olabilirler, şöyle birşey var: freefrom optical design). O yatay ama dikeyde düşününce çay bardağı beli gibi olan kısımda kabul edilebilir limit diyelim. En dar yerinde (odak noktası) olabilecek yerde en az kusur var, orada da kameranın ccdsi var. Daha çok açıklık, daha çok ışık daha çok aberasyon oluyordur. Fotoğrafçılık tarafını bilmiyorum, benim düşüncem bu.
0
durgunfoton
(08.11.24)
biraz tanımlamalarda sorun var gibi yanlış anlamadıysam mercek açıklığı dediğin diyafram oluyor. açık diyafram ve kapalı diyafram yani daha bilinen hali düşük f değeri, yüksek f değeri.
" ben merceğin benden tarafındaki ışığın geçtiği alanı daralttım" derken de diyaframı kıstım yanı mercekten daha az ışık geçti. düşük f değerine getirdin(f22).

aslında burada video tam olarak anlatılan şeyi yaptın. dakika 5:30da ki area of field bölümünde. soldaki çizim f1,8 olsun yani açık diyafram. böyle olunca cisimden yansıyan ışık mercekten geçerken daha az kırılıyor ve bu sebeple daha az kısım alan derinliği içinde kalıyor.
ikinci görselde f22 olsun yani kısık diyafram burada yansıyan ışık mercekten geçerken daha fazla kırıldığı için daha geniş bir alan derinliği oluşturuyor.
aslında böyle yaparak yansıyan ışığın mercekten geçerkenki kırılım miktarını değiştiriyorsun.

sonuçta alan derinliğini etkileyen üç etmen var. konuya olan uzaklık, odak uzaklığı ve diyafram açıklığı(mercekten geçen ışığın miktarı).
aslında alay tamamen konudan yansıyan ışığı nasıl kontrol ettiğinle alakalı.
0
my fault
(08.11.24)
@ my fault, onu biliyorum yahu, ben sadece belki birisi fizikten anlıyordur ama fotoğrafçılıktan anlamıyordur diye konuyu basit dile getirmeye çalıştım.

ama şeyi hala anlamadım, f değeri en açık halde diyelim 1.0da. cisimden birsürü foton geliyor. bu en açık halinden geçen fotonları tek bir noktaya düşürürken, nasıl oluyor da daha az kırılıyor? Sanki daha fazla kırılmalıymış gibi geliyor çünkü her açıdan geleni merkeze düşürmeye çalışıyoruz. Ama diaframı kısınca lensin dış taraflarından gelen ışınları engelliyoruz zaten, sadece ortada bir delikten alıyoruz diyelim. Neredeyse düz bir çizgiden geliyor ışık. Sanki öyle olunca hiç kırılma olmuyormuş gibi geliyor benim mantığımda?

O yüzden hala alan derinliği neden sığ veya çok oluyor anlayamadım.
0
🌸ananiyimioguz
(08.11.24)
@ my fault, ama tam tersini dersen anlarım, en açık halinde ışık çok fazla kırılarak geldiği için, odağı biraz ileri geri kaydırmak, odaktan hemen çıkmamıza sebep verecek.

Ama dar bir alandan ışığı alarak, çok fazla açıdan gelen ışınların önünü kesmiş olursak, bu sefer kırılma az olacağı için, odaklanılan noktadan gelen ışıkla, önünden arkasından gelen ışık benzer çerçeveden bize ulaşacak, o yüzden net alanımız ha odak olmuş ha biraz arkası olmuş fark etmeyecek.

Sizin dediğiniz doğru mu bilmiyorum ama bana tam tersiymiş gibi geldi doğru mu yorumluyorum?
0
🌸ananiyimioguz
(08.11.24)
(13)

sizce hangisinden yürüsün - mümkünse evliler

baldan kaymak
not: ön edit, hesap sahibi olarak ben erkek kişisiyim, bana dm atmayın :dbunu arkadaş talebi ile açıyorum. arkadaşım kadın kişisi ve kafası karışık. özet:1) uzun süredir beni seven ve evlenmek isteyen erkek kişisiyle evlenmek. geçmişte birşeyler hissetmiştim ama şimdi sadece ponçik, belki de yakın d
not: ön edit, hesap sahibi olarak ben erkek kişisiyim, bana dm atmayın :d

bunu arkadaş talebi ile açıyorum. arkadaşım kadın kişisi ve kafası karışık. özet:

1) uzun süredir beni seven ve evlenmek isteyen erkek kişisiyle evlenmek. geçmişte birşeyler hissetmiştim ama şimdi sadece ponçik, belki de yakın değiliz diye birşey hissetmiyorum ama çok vefalı, ilgili. pişman olur muyum bilmiyorum, biraz bundan korkuyorum. çünkü çevrem negatif, dağılıyor odağım. en iyi cevabı hak ediyor aslında gerçekten emin değilim. maddi beklentim yok. tek isteğim olumsuz durumda üzülmemesi. ama hep çok iyi bana karşı.

2) yurtdışına taşınma fırsatım var ve daha iyi bir hayat sürebilirim diye de düşünüyorum. orada evlenmek ve yuva kurma fikri hoşuma gidiyor. 2025’te çok ihtimalli.

3) yeni tanıştığım ve birşeyler hissettiğim biri daha var. yaş farkımız var. evlenip boşanmış kendisi. çocuğu da var ama benden bu anlamda beklentisi yok hatta bir çocuk sahibi olabileceğimizden de söz etmiştik konuşma arasında. ilgim olursa, cevabımı beklediğini paylaştı. hayati olgunluğa erişmiş biri.

4) cevap hiçbiri.

not: hiç kimseye bir söz vs vermedim. sadece yemek/kahve esnasında vs söz edilen ve bildiğim şeyler bunlar. hatta herkese teşekkür edip, aklımdakinin bir seçim yapmaksızın taşınacağımı paylaştım. yanlış bir karar da vermek istemiyorum. belki benzer durumda kalanlar bana fikir verirler diye arkadaşım soralım istedi. teşekkürler şimdiden.
0
baldan kaymak
(03.11.24)
2 kendi hayatını kendin çiz, çok da istekli olmadığın hayatlara dahil olup, geçmişe yönelik şöyle olabilirdi böyle olabilirdi olasılıklarını düşünerek insanları mutsuzluğuna ve kararsızlığına dahil etme derdim arkadaşa
0
grimavi
(03.11.24)
3 cocuk yapma derdin yok
0
lapaz
(03.11.24)
1'i boşuna bencillik yapıp üzmesin, 2 yi tercih etsin
0
mirty
(03.11.24)
Aklina yatan bir sey olsaydi burada sormazdi zaten. Yoluna devam etsin, 2den devam, hayat neler getirir gorsun deneyimlesin
0
gibicibicis
(03.11.24)
Katalogdan gelinlik seçer gibi damat seçilir mi ya?
Bu seçeneklerde tek akla yatkın olan 2. Ya da hiçbiri.

Edit: yazmaya üşendiğim her şeyi @rock n roll yazmış. +1
0
kobuzchu kiz
(03.11.24)
Evlenmek konusunda neden ısrarlı? Evlenmek yerine getirilmesi gereken bir görev, bir sorumluluk, bir yükümlülük değil ki. Birini çok seversin, aşık olursun, iyi de anlaşırsın, ortak yönleriniz çoktur evlenirsin. Onun dışında niye evlenesin, hayatı akışına bırakırsın, evlenebilirsin de evlenmeyebilirsin de.
0
rock n roll
(03.11.24)
Cevap d hiçbiri. Elinin altında her daim birisi olsun. Enayinin tekini kafalar süreyle.
0
Topalordek
(03.11.24)
kesinlikle 2
Koca kaçmıyor, mis gibi yurtdışı deneyimi ihtimali varsa ve kör kütük aşık değilse neden diğer ihtimalleri düşünüyor ki?
0
cilekli pasta
(03.11.24)
3 ü kafadan bi elesin.
Devamını sonra düşünsün.

O çocuğa kız istemeye giderken, adamın yanında o mu olacak, adamın eski karısı mı? Bunun hastalığı var, nişanı düğünü, mezuniyet töreni var. Yarın öbürgün çocuk, çıkıp gelip, ben artık babamla yaşayacağım derse, benim senden bi beklentim yoktu, dur ben onu sokağa atıp geleyim mi diyecek adam?
0
Mirket
(03.11.24)
kesinlikle 2
böyle bir imkan varken, kafa karışıklığına hiç gerek yok. yolunuz açık olsun.
0
sinematikcrop
(03.11.24)
herkes kendi kararını vermeli. başkasının tavsiyesiyle hareket etmek nedir?
0
co2s2
(03.11.24)
Abooo, bu kadın güvenilmez. Yurt dışına çıksın, orada 2.sınıf vatandaşlığı ve ırkçılığı yaşasın.

1'i kullanıyor.
2'ye cevap verdim.
3- 1 varken 3 ile nasıl bu noktaya gelmiş yuh.
4- Hayati olgunluğa erişmemiş bu kadın kişisi tedavi görsün.
0
Shepard
(03.11.24)
2, ama yalniz kalip keske birini secseydim deme ihtimalin %100
0
durgunfoton
(04.11.24)
(6)

avrupa ve amerika çalışma hayatında yöneticiye dalkavukluk

WithWorth
var mı ? tecrübesi olan yazabilir mi ?yoksa bu doğu'nun bir problemi mi ?
var mı ? tecrübesi olan yazabilir mi ?

yoksa bu doğu'nun bir problemi mi ?
0
WithWorth
(27.10.24)
her yerde var, avrupa'da sadece bazı firmalarda yönetici ile çalışan arasında fazla maaş, hak vs aralığı yok örnek veriyorum yönetici 5000 alıyorsa bi altı 4500 onun altı 4200 falan alıyor dolayısı ile yöneticiye yalakalığa gerek kalmıyor

genellikle bizim gibi ülkelerde yani 150.000 ile 25.000 gibi uçurum olan yerlerde yalakalar çoğalır.
0
duyurukullanıcısı
(27.10.24)
Kıdem maaş vs olarak yükselmesi, işte devamı, işten çıkarılması başkasına bağlı kişilerle yalakalık, yalama, yavşama tavrı arasında doğru orantılı bir korelasyon vardır. Bunda şüphe yok.

Çoğu zaman en üst yöneticiler kendilerine bağlı olarak (ara unsur, filtre görevi gören) çalışanların bu magazinel,gerilim, ihtiras, mobbing sevdasıyla dolu durumlarını bilmezler.

Üretim alanında çalışan bir mühendis zamanında şunu demişti:
- Birini getirdiler işe, daha yeni başlayacak.
Birimden sorumlu amirin kendilerine söylediği:
- İşi öğretin daha sonra ona bağlı olarak çalışacaksınız..

Halbuki o bölümde çalışan mühendislerden birinin az bir zaman sonra terfi alması gerekiyorken tepeden inme ve iş hakkında deneyimi olmayan biri karşılarına çıkarılıyor.

Liyakat, tecrübe sözlükte olan kavramlar. Çoğu zaman yok
0
diyecevaplandı
(27.10.24)
her yerde olan bir sorun, ama benim gordugum burada (abd) daha az ya da daha hafif, turkiye'deki kadar acik acik degil.

biraz beklentiler ile ilgili de olabilir, abd'de fikrini belirtmen bekleniyor, "hi hi evet" diye kafa sallamak, patron ne isterse onu yapmak cok hos karsilanan bir durum degil, en azindan buyuk (S&P 100) sirketlerde
0
adrianapole
(27.10.24)
diyecevaplandi +1

neyi bildiginiz degil kimi tanidiginiz onemli.

UK icin...
-akademik ortanlarin cogu, ozellikle post-doc ve yukarisi seviyeler icin cok ama cok buyuk oranda o uni/bolumdeki prof vs kademesinde birini tanimaniz gerekli. ondan sonra da zaten konferans vs gibi ortamarda diger ulke vs deki adamlarla calisip networkinu genisletirsiniz

- ozel sektor - pozisyonlarin buyuk cogunlugu (60-70%) ilan bile edilmeden doldurulur... o da tanidik, cold-cv vs yollarla

- devlet sektoru - bu biraz daha esitlikcidir. orada da mulakat panelinin hosuna gitmeyen biri iseniz (mesala aksan!!) yine sansiniz yok.. ama adamla ayni uni den mezunsaniz size karsi daha farkli dusunur.

sonucta global bir problem, cunku isin icine insan var ve karari o veriyor.
0
parcxerox
(27.10.24)
her yerde var. abd ozelinde ayrim sudur sanirim. isi yapamazsan postalarlar. oyle sirf birinin esi dostu diye tutmazlar kimseyi en azindan buyuk sirketlerde.

ama yukselmek icin yalakalik ise yariyor. isi daha iyi yapmak daha cok yukselmek icin onemli degil.

genel olarak insan iliskilerinde kosesiz, kaygan olmak her zaman ise yariyor. prensipleri olan insanlardan ziyade ortama ayak uydurabilenler kaliyor.
0
antikadimag
(27.10.24)
Tr'de ne gorduysem aynilarini Almanya'da da gordum, benim icin aradaki fark kanitlayabiliyorsan ipini cekiyorsun ama tabi ki kilifina uyduruyorlar.
0
durgunfoton
(27.10.24)
(10)

Bozulmakta haklı mıyım?

Mirabel
Patronumuzun babası vefat etti. Departmanda 4 kişiyiz. Patrona sabah taziye ilettim. Öğlen gelmiyor musunuz dedi? Neye dedim. Sizin departman gelecekmiş taziyeye dedi. Bilgim yok dedim. Bişey demedi. Sonra departmandan başka kızı gördüm e gelmiyor musun dedi neye dedim taziyeye dedi. Bilgim yok dedi
Patronumuzun babası vefat etti. Departmanda 4 kişiyiz. Patrona sabah taziye ilettim. Öğlen gelmiyor musunuz dedi? Neye dedim. Sizin departman gelecekmiş taziyeye dedi. Bilgim yok dedim. Bişey demedi.
Sonra departmandan başka kızı gördüm e gelmiyor musun dedi neye dedim taziyeye dedi. Bilgim yok dedim. Başka bir kız organize etmiş. Başka kız şimdi taziye evinden bana mesaj atıyor “seni çağırmak için aramıştım ama sen bakmadın” yazmış.

Olay şu: dün bu kız organize etmiş olayı. Dün beni aramıştı ben de bakamamıştım sonra mesaj atmış nasılsın diye. Ben de iyiyim sen nasılsın yazdım 2 saat sonra. Karşı cevap yok. Tüm yazışma bu.
Bir de patrona departman olarak geleceğiz demiş ben gelmemişim gibi bir şey oldu. Gerçi adama söyledim bilgim yok diye de umarım inanmıştır. Sizce bozulmakta haklı mıyım? Kıza yazdım patrona söylerseniz haberim olmadığını sevinirim, yanlış anlaşılmak istemem dedim. Sonuçta 4 kişiyiz atlaması mümkün değil. Sizce bilerek yapmış olabilir mi?
0
Mirabel
(22.10.24)
bence yanlis soruna odaklaniyorsun. yalakaliga kurban gitmissin; ama ben olsam banane patronun babasindan ya der gecerdim.

edit: simdi dusundum de patron narsist veya toksik de olabilir. soyle ki: baba vefat edince normal insan acisini yasar dis faktorlere biraz kulak kapatir; ama personelin taziye mesajini -sen gelmiyor musun? diye sorgulayan adam tum departmanlar cenazeye gelecek gibi bir diktatorluk de yapmis olabilir.
0
buenosdias
(22.10.24)
Taziyeni iletmissin zaten, bir de helva mı kavuracaksın? Gereksiz, saçma işler. Senin bir yakının vefat etse patronun evine taziyeye mi gelecekti, baş sağlığı dileyip odasına gidecekti.
0
rock n roll
(22.10.24)
Patronun “gelmiyor musun” diye sormasi cok acayip.. Babasi olmus hala neyin derdinde. Ayrica hakliliktan ote tuhaf bir ortamdasin. Arayip acmayinca nasilsin yazmak? Manasini cozemedim. Amator, patron yalakasi, profesyonellikten haberi olmayan insanlarla calisiyorsun.
0
mor oje
(22.10.24)
ya bizim memlekette su "merhaba, nasilsin" yazip devamini ayni mesajda yazmama aliskanligi takriben ne zaman son bulur? bizden baska bunu yapan millet gormedim. ne soyleyeceksen tek seferde yaz gonder, nasilsin yazip beklemek ne?
aranizda bunu yapan varsa bu mesajim size bir milat olsun, birakin bu aliskanligi arkadaslar, kotu bir iletisim sekli.

duyuruya cevaben: seni arayan kiza "nasilsin yazmak yerine direkt organizasyonu yazsan ben de gelebilirdim" de, bu aliskanligi o da birakir belki. patrona da kendin soyle maalesef haberim yoktu tekrar basiniz sagolsun vs. niye kizdan gidip senin adina aciklama yapmasini istiyorsun?
ayrica daha bassagligina gidilmeden once iki kisi tarafindan haberdar edilmissin, ikisine de "bilgim yok" diyerek cevap verip bilgi almaya calismamissin. kiz bilerek mi yapmis onu bilemeyiz ama senin tepkin biraz pasif agresif geldi bana.
0
sanxis
(22.10.24)
Ben bu tür şeylerde çok kinleniyorum, iyi niyetli bulmadım, aklınca seni sallamamış.
Diğer arkadaşlarımdan gönderdiği mesaja bakar ona net bir şekilde haber vermiş mi ilk onu anlamaya çalışır, sonra da duruma göre ya toplantıda falan söylerdim, ama çok profesyonel şekilde. Ya da biz de 7si var, en yakın olduğu için, o zaman o kız hariç organize ederek tekrar taziyeye giderdim, aynı şekilde mesaj atarak ve taziye evinden arayarak.
0
durgunfoton
(22.10.24)
Kiz bence haris harikalar diyarinda volume 2
0
Zetnikov
(22.10.24)
Sanxis +111
0
epitaf
(22.10.24)
Patronunla sen muhtemelen aynı yaş grubundan değilsiniz. Diğer yazan arkadaşların bakış açısını anlıyorum, çünkü çocuklarım var. Ama patronun benim yaşlardaysa aslında kapalı iletişimde şunları demek istiyor:
Mirabel: başınız sağ olsun
Patron: Dostlar sağ olsun. Öğlen gelmiyor musun Mirabel, sizin departman gelecekmiş. (Eşek değilsin gelirsin her halde, en yakınımı kaybetmişim burada)
Mirabel: Bilgim yok
Patron: (Eee şimdi oldu bilgin, gelmeyecek misin)...
0
SiyamkedisiZorro
(22.10.24)
Kızın sana yaptığı çirkin ve kötü niyetli görünüyor. O ayrı. Onu kenara koy.
Ama hep beraber gitmedin diye taziyeye gidemeyeceksin diye bir şey yok ki.

Patron yalakalığı olarak düşünme. Anne veya babasını kaybeden çoğu insan derin bir üzüntü hissediyor. Böyle bir zamanda patronu ziyaret etmek içinden geliyorsa mutlaka git.
0
michael_knight
(22.10.24)
bilgin yokmuş, ama sonradan olmuş. sonuçta eğlenceye gitmemişler, taziyeye gitmişler. organize eden tarafından şahsen davet edilmemiş olsan bile kalkıp gidebilirdin. öğrenmişsin çünkü zaten sabahtan. çok yorucu bi davranış biçimi sendeki. kız seni aramış bir de. tamam devamını getirmemesi saçma olmuş da olay taziye ya. kızın davranışına kafayı takıp bu kadar düşünmek, sorgulamak saçma. kalkıp gidersin, dönersin. basit işleri zorlaştırmayın bence.

bir de benim anladığım sabah taziyeyi ilettim dediğiniz mesaj ya da arama şeklinde. eğer patrondan öte bir yakınlık varsa çok ayıp etmişsin. bilgim yok bilgim yok deyip durmuşsun.
0
elorelia
(23.10.24)
(11)

Fizik sorusu

iddaaci
Merhaba, bir tır kapalı dorsesinde 1 ton muhabbet kuşu taşıyor. Muhabbet kuşları dorsenin içinde uçtukları havalandıkları zaman (dorsenin zeminine basmazlarsa) kuşların tıra uyguladıkları tonaj düşer mi?
Merhaba, bir tır kapalı dorsesinde 1 ton muhabbet kuşu taşıyor. Muhabbet kuşları dorsenin içinde uçtukları havalandıkları zaman (dorsenin zeminine basmazlarsa) kuşların tıra uyguladıkları tonaj düşer mi?
0
iddaaci
(19.10.24)
Düşer
0
grimavi
(19.10.24)
Düşmez. Tam kapalı sistem demek istiyorsunuz.
Uçmak için havayı yere itiyor
Diyorum ben de ')
0
kisa
(19.10.24)
kaçıncı sınıf fizik sorusu olduğuna göre değişir bence.

ama pratik olarak cevap

tonaj düşer.
0
benibulmanlazim
(19.10.24)
kuşlar havada kalıyorsa ağırlık artar çünkü kanatları ile havayı aşağı itiyorlar

kafaları tavana çarpıyor ve hala ölümüne kanat çırpıyorlar ise ağırlık düşer çünkü kasayı kaldırmaya çalışıyorlardır.
0
duyurukullanıcısı
(19.10.24)
Dışarıdan hava giriş çıkışı yoksa düşmez

Kuş kütlesi kadar havayı iter uçmak için
0
topkapiaksaray
(19.10.24)
Bilgim yok ama tam kapalı dorsede havayı yukarı aşağı yitiyorlarsa daha çok tonajda da birbirinden farklı bu kadar kanatlardan sebep dalgalanma olur diye düşünüyorum.
0
diyecevaplandı
(19.10.24)
“Kuş kütlesi kadar havayı iter”

Kütlesi kadar havayı değil, hacmi kadar havayı iter. Havanın yoğunluğu da görece çok düşük olduğu için itelen havanın kütlesi neredeyse etkisiz olur.
0
substituent
(19.10.24)
sorun bunun aynisi : masanin uzerine koydugun baskulun uzerine cikip butun gucunle tavani ellerinle itersen baskuldeki deger artar mi?
0
summerof69
(19.10.24)
@summerof69 tam olarak değil gibi sanki. Kuşlar dorsesinin tavanını itmiyor. Ortada bir yerde uçuşuyorlar.
0
🌸iddaaci
(19.10.24)
He canım, şunu nasıl yazıyorsun ya

"Kütlesi kadar havayı değil, hacmi kadar havayı iter. Havanın yoğunluğu da görece çok düşük olduğu için itelen havanın kütlesi neredeyse etkisiz olur."

Kuş oturduğu yerde oturuyorsa mg kadar kuvvet uygular tabana

Kanat cirptiginda itelenen havanın kütlesi etkisiz demek nasıl bir yorum? Asıl kaldırma kuvveti buradan gelir

Hava dediğin özetle maddenin gaz hali. Kuvvet uygularsan bunu iletir

Mg kadar yani kütlesi kadar kuvvet uygulamadan nasıl havalansin???

Tam kapalı bir sistemde tonaj aynı kalır.
0
topkapiaksaray
(19.10.24)
care momentum,
kus kendi agirligini kaldirmak icin, o kadar kuvveti asagi dogru uyguluyorsa ayni kalir..
0
durgunfoton
(19.10.24)
(14)

özgüveni yüksek alt seviye çalışan

baldan kaymak
özgüveni üsttekini rahatsız ediyor.üst, altın çok bildiğini ve hayır duvarı olmamasını istiyor.alttaki ise elindekine göre konuştuğunu ifade ediyor.üstteki kişi kırıyor bu özgüveni ama yine doluyor çok geçmeden özgüvenle. self çünkü içten geliyor.söyledi de ama bir ifade etmiyor alttaki çalışan için
özgüveni üsttekini rahatsız ediyor.
üst, altın çok bildiğini ve hayır duvarı olmamasını istiyor.
alttaki ise elindekine göre konuştuğunu ifade ediyor.

üstteki kişi kırıyor bu özgüveni ama yine doluyor çok geçmeden özgüvenle. self çünkü içten geliyor.
söyledi de ama bir ifade etmiyor alttaki çalışan için.
ne yapılabilir?

kimseye zararı olmayan ama iletişimi yoran bir süreç.
siz olsaydınız bu alttaki çalışana durumu nasıl anlatırdınız?
0
baldan kaymak
(17.10.24)
rahatsız olunan şey ukalalık mı, nedir tam olarak? bir insanın "öz"güveni diğerini niye rahatsız etsin? adı üstünde ÖZgüven
0
titanyum22
(17.10.24)
gerçekten neden rahatsız oluyorsun tam olarak? egon bu kadar kırılgan mı da başka birinin özgüvenini kırmayı normal karşılayıp bir de anlatıyorsun? kimseye zararı yok da diyorsun üstelik. yanında çalışanlara sabır diliyorum.
0
duygusalatasi
(17.10.24)
Alt takımın pısırık, tamam efendim evet efendim demesi gerektiği sanırım zihninizde işlemiş. Bu nedenle saygısızlık yapmadığı sürece özgüvenli bir personeli dahi kabul edememe durumu var. Enteresanmis..
0
dedeminhirkasi
(17.10.24)
alt seviye çalışan ne yahu. klasik beyaz yaka egosu:)
0
nothing in my way
(17.10.24)
Soruyu çok anlayamadım, anlayabildiğim şu yanlışsa düzelt. "Alt seviye çalışan" işiyle ilgili çok donanımlı, kendini "üst çalışan " olarak konumlandiran kişi çok bilmiyor ve ondan bazı konularda fazla fedakar ve verici olarak çalışmasını istiyor. " Alt seviyede olan" daha fazla ücret ve imkan istiyor. Böyle anladım. Üst olan da özgüvenini kırdım sanıyor, alt olan umursamıyor bu kişiyi.

Biraz daha açarsan soruyu daha iyi cevap verebilir insanlar. Bir de bu alt konum çalışan, üst konum çalışan ifadesi beni çok rahatsız ediyor.
0
rock n roll
(17.10.24)
Şaşkın olayım beni senden natı natı tanatom

Bir şey anlamadım duyurudan. Bomboş bir öz güveni olan her şeyi bildiğini sanıp hiçbir şey beceremeyen bir kesim var. Ondan mı bahsediliyor acaba? O değilse muhtemelen haksız.
0
nawar
(17.10.24)
Hiçbir şey anlaşılmayan bir duyuru yazmışsın. Daha açık anlatır mısın A kişisi B kişisi şeklinde? Hayır duvarı ne demek mesela hiç anlamadım.
0
muhayyer divan
(17.10.24)
@muhayyer divan; " hayır duvarı olmasın" derken herhalde bilgini saklama bizden. Sorduğumuzda söyle, cevap vermemezlik yapma demek istiyor galiba.
0
rock n roll
(17.10.24)
Abi çok kötü anlattın vallahi anlamadık. Ezmişsin de birilerini.
0
Shepard
(17.10.24)
Ya seni hiç anlamadım ama bence haksizsin ya.
0
dedeminhirkasi
(17.10.24)
alt seviye çalışan :):)

Ahh yıllarca alıştınız ezik büzük, sessiz sakin insanlarla çalışmaya azıcık kendinin farkında olan birini görünce garip hallere giriyorsunuz.
Şu yeni kuşakların en sevdiğim yanı bu işte, müdanasızlar, özgüvenliler, kendilerinin ve yeteneklerinin farkındalar ve "üst seviye çalışana da" bunu göstermekten çekinmiyorlar.

Özgüven güzel bir şeydir, buradaki sorunu da bir tık anlayabiliyorum, benim de birlikte çalıştığım insanlarla koordineli olmam, yaptıklarından haberdar olmam gereken bir işim var ve bunlar doğru iletişimle çözülebilecek şeyler.
Temelde yatan bu "alt çalışan" mantığını yok edip "birlikte çalışıyoruz" kafasına geçtiğinizde doğru iletişimi kurup verimli çalışma ortamı yaratacağınıza inanıyorum.
0
mutekebbir
(17.10.24)
galiba yeni nesil boyle, bencillik mi ozguven mi ayirmakta lazim. sizin durumu anlamadim ama, benim yasadigim; birsey istiyorum laboratuarda -benim isim degil- cevabini aliyorum ama kendi birsey isteyince yapilmasini bekliyor. bizim ki ile once konusuldu ama devam edince isten cikarildi.
0
durgunfoton
(17.10.24)
"alt seviye çalışan" şeklinde tanımlama yapan birini özgüvensiz olarak görürdüm o kesin.

helal olsun ezdirmiyor kendini. pısırıklığa alışmışsınız kendini ezdirmeye sindirilmeye izin vermeyen birini görünce hemen tepki veriyorsunuz.


üst seviye çalışan milleti ezerek özgüven sahibi olunmaycağını öğrenmeli
0
Hallegadola
(17.10.24)
Eğer özgüven dediğiniz assın talimat almayi kişiselleştirmesi ve işi sabote etme pahasına çeşitli sözde hassasiyetleri bahane ederek üstü kapalı ayak diremesi ise öncelikle diğer çalışanların bu olumsuz tavrı örnek alma durumu nedir bunu gözlemleyin. Bu önemli. Tavsiyem kesinlikle görmezden gelin ve tavırlarını alevlendirmeyin. Çünkü tepki çekmeyi severler bu kendini önemli hissettirir. Gayet profesyonel ve mesafeli davranın ve bir önerisi var ise ilgilenirmis gibi yapıp kendi mantiksizligi varsa buna kendi sözleri ile ulaşmasını sağlayın. Lider olma arzusu vardır muhtemelen
0
aslagülümseyenbirkediyegüvenme
(17.10.24)
(13)

Paranız ve boş bir yeni eviniz olsa hangi marka eşyalarla doldurursunuz?

Zetnikov
merak ettigim sey sunu dıyebılır mısınız xxxx marka beyaz esya cok saglam full o markadan alırdımyada elektronik esya alsam xxxx tek gecerım hıc sıkıntı yasamadımgibi...eve alınabılecek mecburi ve minimal uzun sure dayanacak seylerı arastırıyorum
merak ettigim sey sunu dıyebılır mısınız xxxx marka beyaz esya cok saglam full o markadan alırdım

yada elektronik esya alsam xxxx tek gecerım hıc sıkıntı yasamadım

gibi...

eve alınabılecek mecburi ve minimal uzun sure dayanacak seylerı arastırıyorum
0
Zetnikov
(16.10.24)
Beyaz eşyaları Siemens alırdım. Tv ise Philips marka alırdım. Küçük ev aletlerini de bosch marka alırdım
0
limonlu eksi
(16.10.24)
Miele
0
brkylmz
(16.10.24)
Beyaz eşyada Bosch beni hiç üzmedi, gene Bosch alırdım.

Televizyonda Sony fanlığım var, sanırım vazgeçemem.
0
kimlanbu
(16.10.24)
Beyaz esya miele
Mobilya esyasi iskandinav olur ama yüksek fiyatli
Yemek takimi yazlik Versace kisin daha agir bir sey
Noelde villeroy boch takimlari cikariridim lol
0
robert bosch
(16.10.24)
Küçük mutfak eşyalarını Smeg ve KitchenAid alırım renkli renkli.
Beyaz eşya Gaggenau.
Bir de Harman Kardon ses sistemi.
0
kobuzchu kiz
(16.10.24)
Bütçe belirtilmediği için Miele diyorum. Annemler 23 senedir tüm beyaz eşyaları problemsiz kullanıyorlar.
0
mirty
(16.10.24)
beyaz eşya yedek parça garantisi 10 sene ile sınırlı. alacağınız tüm eşyaların (ki çamaşır makinesi daha önce de bozulabilir) 10 sene sonra değiştireceğiniz fikri ile almanız doğru. o yüzden ben olsam arçelik falan alır geçerim. geçen siemens ankastre ocağımız bozuldu, servis geldi, yedek parçası yapılması edilmesi 20 bin lira. ocağın yeinisi 100 bin lira. 20 bin'e gayet güzel sıfır ocak alınabiliyor. ben olsam öyle markadır, şudur budur hiç takılmam, sadece evde dekorasyona uymasına bakar alır geçerim.
0
malheiros
(16.10.24)
Her markanın başarılı ve başarısız olduğu ürünler var.

Herhangi bir markayı takıntı yapıp daha iyisi dururken kötüsüne razı olmam ben.
0
Mirket
(16.10.24)
ben philipsi cok begeniyorum, her elektronigi oradan alirdim, ucuz degil zaten. ama orta halli oldugum icin arcelik alacagim sanirim.
evdekiler hala ayakta oldugu icin de kelebek mobilya favorim.

ikeadan ufak tefek ivir zivirlar disinda hicbir sey almam ondan eminim.
0
durgunfoton
(16.10.24)
Miele ilk defa duyorum arastiracagim
0
🌸Zetnikov
(16.10.24)
miele beyaz esya
sony tv
monitor audio ses sistemi

mobilyada marka onemli degil ama ceviz agaci.
0
antikadimag
(16.10.24)
Siemens, Bosh, Miele
0
Semi
(16.10.24)
beyaz eşya konusunda, Miele tavsiye ederim. biraz pahalı gelir ama kullanım ömrü uzun eşyalar üretiyorlar.
yerli ürünlerde, arızalar yaşarsınız ancak yedek parça ve servis konusunda Arçelik Beko Vestel sizi üzmez.

tv, lg ya da samsung.

mobilyaya gelirsek, yerli markalarımız güzel ve sağlam ürünler çıkartıyor. Ikea kazık. Bellona, istikbal, yatak odasında yataş tavsiye ederim. ismini duymadığımız ancak işini layıkıyla yapan baya mobilya firması var. ucuz değiller. ergün mobilya, meltem genç odası, türkmen mobilya, vs..
0
Leonardo~Da~Vinci
(16.10.24)
(1)

fethiye merkezden ne alabilirim?

violetsky
istanbula götürebileceğim yöresel bir yiyecek var mıdır?
istanbula götürebileceğim yöresel bir yiyecek var mıdır?
0
violetsky
(18.09.24)
Servet şekerleme (paspaturun orada, çok güzel ama pahalı) veya mendos markete git(kanalın orada, bu da çok güzeldir ama pek turistik değil daha yerel, çok daha uygun) lokum (çifte kavrulmuş favorim), tahin, adaçayı.
Balık pazarının orada bir tane kahveci (yüncü mehmetali nin karşısında) var oradan taze çekilmiş kahve ve karabiber, kimyon, baharat.
Çok zaman oldu, adresler değiştiyse bilmiyorum.

Peynir götürebileceksen, balık pazarında ergen peynircilik var, fethiye tulumu vs alabilirsin
0
durgunfoton
(18.09.24)
(15)

Almancılar neden Avrupa ve ALmanya'yı övmüyor

the sound and the fury
Almancılar biz onlardan bir şey istemeyelim ve Avrupaya göç etmeyelim diye mi orayı yeriyor veya övmüyorlar. Sadece nadiren oranın refah ve kaliteli bir devlet olduğunu söyleyen nankörlük yapmayan kişiye denk geliyorum.
Almancılar biz onlardan bir şey istemeyelim ve Avrupaya göç etmeyelim diye mi orayı yeriyor veya övmüyorlar. Sadece nadiren oranın refah ve kaliteli bir devlet olduğunu söyleyen nankörlük yapmayan kişiye denk geliyorum.
0
the sound and the fury
(15.09.24)
Oralara adapte olamamanın ezikliği ve memleket hasreti bir araya gelince burayı daha bir toz pembe görüyorlar.

Çok kazanıyoruz ama neler çektiğimizi bilmiyorsunuz tribindelere.

İnsan hakları vs gibi üstdüzey konuları algılayacak ufuk sahibi değiller.

Euro ile kazanıp TL ile harcamanın yarattığı zenginliği algılayacak kapasite yok. TL ile kazananın durumunu ayırt edemiyorlar.
0
Mirket
(15.09.24)
Dün arkadaş ile konuşuyorduk; birçok arkadaşım gitti ama ruhen orada rahat olan bir sen varsın diyordu. Harbiden fransa'yı özlüyorum Türkiye'de tatildeyken. Fransız havalimanında kendimi daha rahat hissediyorum.

Birçok gurbetçide bu yok. Onlar 20 sene de geçse Almanya'da yaşayan Türk olarak takılıyor. Çocukları da bir benzeri. Ondan ne kendilerini fransa almanya ovecek sevecek kadar orali görüyorlar ne de Türkiye'ye dönecek kadar kafasiz (napacak adam Türkiye'ye gelip, onlar da biliyor da bunu diyemiyorlar). Fransa'da da böyle, al bunlari izmir buca gediz'e koy, hiçbir farkları olmaz. Burada da ülkü ocağı, kuran kursu, ülkücü konserleri takılıyorlar. Ha ayrı konu Kürt kısmı da aynı şekilde takılıyor çok komik yani ülkenin kürdü de türkü de Avrupa'da asimile olamadan takılıyor.

Iclerinde cahil adam çok tabiki ama genel olarak kendini yasadiklari ülkeye ait hissedememe ama oranın hayat sartlarini bırakacak kadar da salak olmamak bu sebepten binlerce euro ile Türkiye'de 1 ay gecirince buranin cennet olduğunu düşünme olaylari var.
Avrupa'da Türk ile muhatap olmadan iki kere düşünmek lazım. En son markette izmir'e Melih Gökçek lazim diyen bir abi ile muhatap olmuştum.
0
logisticsmanager
(15.09.24)
Almanya'dan bildiriyorum:

Milletçe insanımız hayatındaki eksi yönleri ön plana çıkarıp konuşmayı sever, ama hayatı ile ilgili kararları artıları ve eksileri birlikte değerlendirerek verir. Almancıların çoğunluğu Türkiye'de olsa işsiz güçsüz olacak meteliğe kurşun atacakken, Almanya devletinin ekonomik olarak gelişmişliğinden ve iş bolluğundan dolayı iş güç sahibi ve insanı hayat standartlarına sahip. Ama bunun yanında Almanya'da ikinci sınıf olarak görülüyor ve toplum tarafından itiliyor. Bu da kendi içlerinde bir fanus oluşturmalarına neden oluyor. Türk marketinden alışveriş yapan, Türk restoranlarına giden, Türk berberine tıraş olan ama evinde Almanca konuşan bir nesil oluşmuş durumda. Sorarsan aynı standartlarda Türkiye'de birinci sınıf insan olarak yaşamak istediği için "Almanya'da ırkçılık var, burası kötü" diye özetliyorlar. Ama gelin o zaman diyince de "kurulu düzen" muhabbeti başlıyor. Kurulu düzen dediği insanca yaşam standartlarına sahip olmak. Bunu Türkiye sağlarsa çoğu almancı vatana döner. İkinci sınıf olmak ve işsiz güçsüz olmak arasından seçimi ikinci sınıf olmaktan yana kullanıyorlar ama çok da mutlu değiller.

Karakan'ın şarkısında dediği gibi: "Elimdeki pasaportta ay yıldız var ya, ikinci sınıf insan diyorlar bana. Pasaportumda Alman bayrağı da olsa, Alman olamam çünkü saçlarım kara."
0
cek
(15.09.24)
çünkü "almancı" dediğimiz 50'lerde, 60'larda çocukken oraya götürülmüş, ya da orda almancı bir aileye doğmuş insanların çoğunluğu "Almanya'ya göre" gerçekten de çok iyi şartlarda yaşamıyorlar. (türkiye'ye göre yine de iyi ama bundan haberleri yok)

hangi yılın istatistiği bu bilmiyorum ama bulduğum bir istatistiğe göre almanların %34'ü gymnasium'a giderken, türk kökenlilerin sadece %8.6'sı gymnasium'a gidebilmiş. (gymnasium: akademik hayata hazırlayan, üniversiteye giriş için ideal olan en prestijli lise türü) bunun sebebi entegre olamama, dil yetersizlikleri, cahillik, eğitime önem vermeme, ırkçılık vs. olabilir.

bunun sonucunda bu insanların çoğu asgari ücret çevresinde maaş alıp, fiziksel olarak daha zorlu işlerde çalışıyorlar almanlara göre.

nesilden nesile düzeliyor diye düşünüyorum ve umuyorum ama belirli bir yaşın üzerindeki almancılarda durum böyle.

son 5-10 yılda almanyaya göçmüş, görece iyi işlerde çalışan türklerin instagram paylaşımlarına bakın. mesela bir kız ne kadar maaş aldığını paylaşıyor, ki bir ofis çalışanına göre oldukça ortalama bir giriş maaşı. yine de altı almancıların "yalan söylüyorsun", "almanya'da o parayı kim bulmuş", "o parayı kazanman imkansız" yorumlarıyla dolu.

edit: yukardaki bir yoruma katılmadan edemeyeceğim. adam asgari ücretle çalışıyor ama yine de bütün alışverişini türk esnaftan türkiye'den ithal edilen pahalı ürünler alarak yapıyor entegre olamadığı için. burda türk marketlerinin fiyatları, türkiye'de macrocenter neyse o, hatta daha da fark var. geçen biri market arabasını ve alışveriş fişini paylaşmış, bir alışverişim 300 euro tuttu diye. bütün sepeti ithal türk ürünleriyle doldurmuş, aynı alışverişi alman marketinden yapsa gerçekten 150 euro tutacak maksimum. bu yüzden de alım gücü yerlerde tabii ki.

son yıllarda göç edenlerle konuşursanız büyük ihtimalle %80'i hayatından oldukça memnundur ve almanya'nın iyi yanlarını övmekten çekinmezler pek. (ha kötü yanları da var tabii ki)
0
king lizard
(15.09.24)
He he sizinle paylasamadiklari için ovmuyor :))) ovseler hemen ikna olup gelip yerleseceksiniz sanki :D

Adam orada doğup büyümüş. Alışık olduğu, normal kabul ettiği ülkeyi ve düzenini neden durmadan ovsun durup dururken?

Ovse, sürekli ballandıra ballandıra anlatsa, bu sefer de neden sürekli anlatıyor diyeceksiniz.

Nedir bu Gurbetçilere olan nefret?
0
ismo
(15.09.24)
almanya ve fransa'yi karsilastirmamak lazim cünkü fransa'daki dislanan kesim faslilar, cezayirliler vs fransiz kolonilerinden gelmis kesim. ayrica cok seküler bir ülke. atatürk'ün de yaptigi seküler devrimden haberleri var okumus kesimin. yani oradaki algi almanya'dakinden farkli. ayrica fransizlar türkler renk olarak benziyorlar. almanlar genellikle cok sarisin. bir tip farki da var yani.

almanya icin sunlari söyleyebilirim.

almanlar genelde türklere nazaran cok daha soguk, biriyle yakin iliski kurabilmek icin daha fazla zamana ihtiyac duyan, hali hazirda kresten beri tanidir arkadaslariyla görüstügü icin yeni insan da aramayan tipler. bu durumda almanlar da birbirleriyle hemen isinamiyorlar. ama türk biri bunu kisisel algilayabilir.

almanlarin utangac yapisini azaltan, sempatik davranmasina yol acan sey alkol. eger müslüman biriysen bunlardan uzaksin. sadece gündüzleri is yerinde almanlarin is odakli calismalarini, az muhabbet etmelerini görüyorsun. halbuki aksamina onla icmeye gitsen dünyanin en sicakkanli insanina dönüse de bilir.

bu kültürel bir olay ama bunun disinda almanya'da irkcilik var. türkiye'de kürt ben kürdüm derse hayir sen türksün derler. almanya'da dogup büyümüs türk kökenli biri ben almanim dese hayir sen türksün derler.
almancilarin cocukluktan beri burada olanlari bu ayrima maruz kalmalari duygusal düsünmelerine ve almanya'nin iyi taraflarini görmelerine, kabul etmelerine engel oluyor olabilir.

ayrica almanya'da dogup büyümüs biri türkiye'de ya da baska ülkelerde calismadiysa calisma saatleri, haklar vs bakimindan ne kadar iyi sartlar altinda yasadigini fark etmeyebilir. sosyal yardimlar da burada yasayan insanlara göre devletin görevi. bir ayricalik degil. kafalari böyle calisiyor yani.

alman medyasi da cok karamsardir bu arada. sürekli almanya'nin ne kadar kötüye gittigine dair haberler cikiyor. bunlar hep objektif bakis acisina zarar veren etmenler bence.
0
robert bosch
(15.09.24)
@robert bosch; dediğinde haklisin. Ben misal Fransa'ya ne kadar asimile olduysam almanya'ya olamazdım. Hayatımda hiçbir şekilde uyusamadigim millet. 20 milletten adamin olduğu ortamda herkesle goygoy yaparken Almanlarla olamıyor.

Akdenize kiyi olması önemli galiba bir Türk'ün yaşamasi için. Ondan ben insanlara fransa'yı Almanya'dan çok öneriyorum hem havası hem insani.

Bu arada Avrupa'daki Türk marketlerinin kol gibi geçirmesi+1 normal pirinç kilosu 2.59. baldo pirinç 4.59. allahtan normal marketler bu işe girdi, Carrefour'dan yoğurt/ayran/yufka/sucuk falan buluyoruz da bu kol gibi fiyat azaldi.
0
logisticsmanager
(15.09.24)
Çünkü insan kendi yaşadığı ortamın pozitif yanlarını standardı olarak görüp birisi sorunca sadece kendini rahatsız eden olumsuz şeyleri söylüyor. Uzunca bir süre yurtdışında yaşayan ve Türkiye'yi sadece tatillerde ziyaret eden bir insan için de belli bir ölçüye kadar samimi bir şekilde "Türkiye ne kadar güzel lan bak biz Berlin'de öküz gibi kira ödüyoruz, işimizi halletmek için postayla uğraşıyoruz" vb. gibi iki ülke arasındaki ciddi seviye farkı yerine kendi sübjektif deneyimine odaklanması normal.
0
salihdt
(15.09.24)
Nankorler, ikiyuzluler. Buyur :


youtube.com
0
summerof69
(15.09.24)
Alım güçleri Tükiye'den iyi. Sosyal yaşam, toplumda kabul görme açısından Avrupa ülkeleri sorunlu. Almanların kendi aralarında bile diyalogu yok. Yalnızlık ve dışlanmışlık hissiyatı yaşıyorlar.

Diğer bir etmen de göç etme yaşı. Yaş 25 üstüne ne kadar çıkarsa o kadar zor veya sorunlu olur.

Genel olarak Avrupa ülkeleri göçmen ülkesi değil. Daima öteki durumunda oluyorsun. Ülkenin çıkarına hizmet etmek için oradasın..halkın yapmadığı işi yapıyorsun
0
ferenc
(15.09.24)
sonradan gidenler övüyor. orada doğan gurbetçi çocukları sadece şikayet ediyor. çünkü karşılaştırma yapacak durumları yok, türkiye'de yaşamanın ne demek olduğunu bilmiyorlar. almanya'da yaşamak onların standardı zaten.

ha bu arada almanya mükemmel mi, tabii ki değil. ama dünyada artık mükemmel denecek bir yer de kalmadı.
0
sir gawain
(15.09.24)
3 yıldır Hollanda'da yaşıyorum. İstanbul'dan geldim.

Öncelikle şunu belirtmeden edemeyeceğim, batı avrupadaki hayatın finansal boyutlarıyla ilgili Türkiye'de çok yanlış bir algı var. Burada şu an tek maaşla geçiniyoruz, maaşım çok yüksek değil ama ortalamanın bariz üzerinde. Videodaki amcanın anlattığı gibi öyle rahat rahat tatil falan yapamıyorum. Okul döneminde tatil döneminde Türkiye'ye gelmek istesem korkunç uçak bileti fiyatları var. Yani bir evin kira ödendikten sonra kalan parası 3000 euro ve altıysa, bu aile bildiğin fakir. Daha az paraya geçinen aileler var ama harcamalarına aşırı dikkat ediyorlar.

Burada olay biraz meslekle alakalı, Türkiye'den beyaz yaka olarak gelmek, %30 kuralından dolayı biraz kurtarıyor ama esasında finansal motivasyonla gelinmez. Zaten Türkiye'de 100 bin ve üzeri alacak adam burada 4-5 bin euro alsa aynı hesaba bile zor geliyor. Ancak burada mesleğe, ve iş yapma şekline göre büyük fark var. Freelance çalışanlar nerdeyse her alanda aşırı iyi paralar kazanıyor. Bunun yanında mesela Türkiye'de hiç değeri olmayan terziler deli paralar kazanıyor, üstelik bunların bir kısmı vergisiz. Eski topraklar da zaten az harcıyor, bir de üstüne eşi bir iki temizliğe gidiyordur, kendisi hafta sonu ek iş yapıyordur, kaçak veya resmi.

Burayla ilgili geçen bu süredeki hissiyatım, buradan gitmeliyim yönünde, sevdiğim yönleri var, ben de İstanbul'dan geri dönüş yolunda bir rahatlama hissediyorum. Ancak gene de insan burada yaşayınca gurbetçilerin saçma gibi gelen şeylerini iyi anlıyor. Tam tarif edemiyorum ama hayat yok, hapis gibi hissediyorum, yapacak bir şey yok, sosyallik olarak zaten kötü, bu saydıklarım bana da çok saçma geliyordu.

Özetle soruya cevap vermek gerekirse, böyle hisseden bir çok kişi vardır, belki spesifik durumlara göre kendilerinden bir şey talep edilmesin diye bokluyorlardır. Ya da kibirli görünmemek, hava atıyor gibi görünmemek için böyle konuşma gereği hissediyorlardır. Ancak gene de olay sosyal medyadaki market fişlerinde anlatıldığından çok farklı, market alışverişi zaten nispeten küçük bir kalem. Asıl olay, vergiler, harçlar, sigortalar ve benzeri alanlarda kendini gösteriyor.
0
mbond
(15.09.24)
@mbond, dostum avrupanin ekmegini cocugu olanlar yiyor biraz da zaten.
cocugun yoksa burda kalmana o kadar da gerek yok ama tr'de millet sadece devlet olmasin diye bir ton para bayiliyor cocuklarin aldigi egitim de soru isareti yani.

burda cocuk yaptiginda düsünmen gereken tek sey barinma ve tatil masrafi. tr'de egitim ve saglik biniyor üstüne.
0
robert bosch
(15.09.24)
Çocuk var aslında, çocuk parası da tabii olumlu faydası olan bir girdi, tabii çocuğun masraflarını tamamen karşılayacak bir rakam değil. Çocuk olunca başka paradoxal durumlar da var, bizde hanım bakıyor çocuğa gündüz ama çalışan kadınlardan day-care fiyatlarıyla ilgili farklı bilgiler aldım, özetle o da epey yüksek genelde. İki kişinin çalıştığı evlerde genelde birinin maaşı böyle sabit şeylerle buhar oluyor.

Eğitim ve sağlık harcamasının özel durumlar hariç pek olmaması olumlu. Eğitimin kalitesi konusu da enteresan, kağıt üstünde baksan, çok da sıkı değil, öğretmenlik eğitimi hiç olmayanlar bile belli oranda öğretmenlik yapabiliyor. Okuluna göre memnun olanlar/olmayanlar var. Zaten Türkiye'de de kafamda hayal ettiğim zaman çoğu sorun öğretmenden değil, içinde bulunulan ortamdan geliyor.
0
mbond
(15.09.24)
o gelmeyin diye soyleyenlerde var ama benim gorusum, TR'den bakinca almanya'nin iyi yanlari gorunuyor ama almanya'da yasamaya baslayinca referans sistemin degisiyor.
almanya, fransa, abd de arastirma merkezlerinde deneyimim oldu, yani okumus insanlariyla muhatap oldum, en adi insanlari almanya'da gordum. Oyle bir almanya-alman algisi olusmus ki, TR'de arkadaslarima anlatinca hicbiri bana inanmiyor. Almancilarin benden daha cok deneyimi oldugundan, alim gucu haric normal yani ovmemeleri.
Bir de Turkiye'ye tatile geliyorlar, gecirdikleri zaman cok guzel, alisveris, iklim, deniz, hizmet sektorunun olmasi, vs vs, almanya'da yasayamayacaklari bir hayat. bizi bunlara kolay ulasiyor saniyorlar.
0
durgunfoton
(16.09.24)
(19)

En abartılmış (overrated) ülke/şehir hangisi sizce?

ermanen
ya da hangileri?bence new york / abd, ya da abd'nin çoğu yeri. "san diego" gibi bir yer hariç belki bana göre. new york kalabalık, bakımsız ve turistik denecek pek bir şey yok. sokaklar evsiz dolu ne yazık ki. tarihi pek bir şey de yok. binaların tepesinden çıkıp bakıyorsun, bi de özgürlük heykeli v
ya da hangileri?

bence new york / abd, ya da abd'nin çoğu yeri. "san diego" gibi bir yer hariç belki bana göre.

new york kalabalık, bakımsız ve turistik denecek pek bir şey yok. sokaklar evsiz dolu ne yazık ki. tarihi pek bir şey de yok. binaların tepesinden çıkıp bakıyorsun, bi de özgürlük heykeli var. central park'ta bisiklet sürmek fena değil. yaşamak farklı olur tabii, kültür ve sanat açısından çeşitlilik var. bir etkinlik için de ziyarete gidilebilir mesela. büyük şehirlerin iyi yanları da var tabii ki.

not: demin sorulan italya'nın abartıldığı sorusundan esinlendim. bana göre avrupa şehirleri daha görülesi yerler gibi duruyor, tarihi çeşitlilik ve farklı kültürlere yakın olmak. abd bu tarafa uzak da, ve insanlara da uzak yerler cazip gelebiliyor. abd'nin de bir cezbedici yanı var sanırım. şehirlere/ülkelere turist olarak gitmek farklı tabii, ve ülkenin daha küçük yerleşim yerleri ve kültürüne daha yakın olabileceğin yerler de var. deminki soruda da bahsedildi bu tür şeyler. abd de sonuçta kocaman ülke ve bir çok farklı deneyimler edinebilecek bir yer, ama küçük yerleşim yerleri avrupa gibi gezilesi yerler olmuyor genelde.
0
ermanen
(04.09.24)
Oyumu Amsterdam'dan yana kullaniyorum.
0
mbond
(04.09.24)
new york, new jersey, boston. hepsi benim için hayalkırıklığıydı. hele amerikan yaşam tarzını sevmiyorsan daha da rahatsız edici oluyor.

avrupa’da helsinki. gerçi çok büyük beklentim yoktu ama sonuçta başkent diye gitmiştim. bomboş bir şehir, içinde hiçbir şey yok.
barselona da aşırı turistik ve boğucu olmaya başladı. 15 sene önce gitsem belki severdim ama şu an b*ku çıkmış, posası kalmış bir şehir.
0
sir gawain
(04.09.24)
1-paris
2-amsterdam
3-barcelona

balon kere balon 3 tane sehir.
0
bay b
(04.09.24)
Viyana
0
Bruce
(04.09.24)
İskandinav ve balkan şehirleri.

Stockholm'ü 1 numaraya yazayım, Gamla Stan bölgesi evet güzel ama onun dışında özellikle yazın giderseniz şehir bomboş, insan yok. Birçok restorant, cafe ve sosyalleşebileceğiniz yerler tadilata giriyor/kapanıyor. Bu da şehrin canlılığını yok edip sıkıcı bir ortam haline getiriyor. Epey şaşırmıştım. Yaşamak için çok iyi olabilir onu hariç tutuyorum.
0
Lethe
(04.09.24)
bunun cevabını verebilmek için hakkını vererek ciddi şehir gezmiş olmak lazım.

turistik gezide bile ne aradığına bağlı çok öznel bir konu. mesela chicago veya new york bir mimar için gayet turistik tek tek binaları görmek vs. çokça tatmin edecektir, bir başkası için bina yığını. müzesinden sokaklarına, cafelerinden konser salonlarına, saraylarına her şehirde çok şey var gezip görecek. avrupa şehirlerinin overrated olduklarını kesinlikle düşünmüyorum. koca bir arşive sahip çıkıyorlar. turizimden dolayı popülasyon sıkıntılı ama stratejik tarihler seçerek gezilebilir. Amerika da bence eşsiz uçsuz bucaksız arazileri ile bayağı cezbedici.

en son gezdiklerim arasında gelmesek de olurmuş dediğim Torun var lakin şehrin her yanını bezemiş tuğla yapılarını görmüş olduğum için memnunum.

uzak doğu hiç yok lugatımda onun için karşılaştırma yapamıyorum.
0
nwnd
(04.09.24)
bana nyc ilginc geliyor cünkü mimarim ve ilgimi ceken cok fazla sey var. pis olmasi falan ayri bir konu ama mimari ve kültürel acidan cok doyurucu. ayrica abd'nin bircok sehrinden farkli olarak yürüme mesafesinde bircok sey bulabiliyor olusunuz sehrin sokaklarin civil civil kiliyor.

paris nasil balon oluyor anlamiyorum bu arada. paris'i ben 15 gün gezdim, bir 15 gün daha gezerim yani. müzeyse müze, parksa park, saraysa saray, güzel mimari, konserler, günün her saati civil civil sokaklar, tekne turlari, kiliseler. daha ne ariyorsunuz mesela? aynisi amsterdam ve barcelona icin de soruyorum bu arada. amsterdam'da toplamda 6 hafta üstünde kaldim 4 farkli gezide. barcelona'da bir hafta kaldim. bir an canim sikilmadi.

bence dresden'di. avrupa'da gezdigim sayisiz yer icinde bu diyecegimi sadece burasi icin derim: bok gibi yerdi. ufacik tefecik bir örnek vereyim. hostelde resepsiyona pub var mi civarda diyoruz, pub ne diyor. sokaga cikiyoruz, keza ayni. bir yerel kadin sonunda pub ne demek biliyordu ama dedi ki pub yok sehirde, biergarten var ama kisin kapali. la sehirde oturup icki icecegimiz yer yok mu? cafe soruyoruz, o da yok. bir tane var, cafede 3 masa var ama iceride 30 kisi bekliyor. sonra güc bela bir irish pub bulduk.
404094 sehir gezdim, pub ne diyen insani ilk defa orada gördüm.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(04.09.24)
Amsterdam diyeni döverim. Bünyesinde dünya kadar turistik aktiviteyi barındıran başka muadili yok.

Başka hangi ülkede ağzında sigara kanal turu yapabilirsin, mantar sote yiyip müze gezebilirsin, vitrinden manken seçebilirsin, tarihi yapıları görebilirsin, büyük clublara gidebilirsin, plajlara gidebilirsin...
0
kimlanbu
(04.09.24)
en overrated şehir hangisidir diye anket yapmışlar, birinciliği istanbula vermişler!
0
exlibris
(04.09.24)
Abartılmış biraz iddialı, yerine beklentimin altında kalan hayal kırıklığı yaratan Viyana oldu.
0
put it in your appropriate place
(04.09.24)
En beğenmediğim Seul.

İtalya iyi güzelde ok, bence de abartılmış balon artık. italyanları iş hayatında tanıyorum ve nefret ederim onunda etkisi olmuş olabilir.

Newyork’u ben çok beğendim ama orada tabi ki zenginsen güzel, metrosunu falan hiç beğenmedim.
Abd’de gökdelen, şehir dışlarında ki doğa ve müze dışında birşey yok, şehirler zaten evsiz dolu, bana çok tehlikeli geldi ama bilmiyorum belki yalnızdım ondandır.

Bence münih ve çevresi ve portekiz, ispanyanın bazı şehirleri ‘underrated’. TR ise birinci olabilecekken cahillikten harcanıyor.
0
durgunfoton
(04.09.24)
Sehir gezerken zamanlama cok onemli.

NY'ye agustosta gittim berbatti, sehir o kadar yogunlugu kaldiramiyor, her yer cop yiginiydi. 5 gunlugune diye gitmistim, 3 gun zor dayandim kactim.

Sonra bir arkadasin dugunu icin ilkbaharda gittim sakindi, cok guzeldi.

Bir de Istanbul overrated diyen tas olur yaw, eski yarimdada dunyanin en guzel yerlerinden biri, sadece bogaz yeter. Her ne kadar icine etmis olsakda guzel sehir.
0
cooperr
(04.09.24)
Gördüklerim arasında açık ara Prag. İnanılmaz abartılıyor. Türk tipi şark kurnazı esnafı da cabası.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(04.09.24)
kısmen haklısın ancak pis sokakları için değil kültürel mirası için gidilip gezilmesi gerek bazı yerlerin.
yeme içme vs konusunda katılıyorum, abartılmayan kısmı geçmiş kültürlerini miraslarını orada yaşayabiliyorsunuz. gerisi boş abartı işler.
0
basond
(04.09.24)
@nwnd +1. arkadaşlar siz mükemmel tarihi ve mimarisi süper olan bir ülkede mi yaşadığınızı sanıyorsunuz? paris boş ne demek ya. adamlar 30 kere ihtilal, dünya savaşı vs. yaşamış her yeri tarih dolu bir şehir. türkiye de 1 şehir söyleyin ki dolu dolu tarihli ve korunmuş.

Amsterdamdaki olanakların müzelerin 10da 1i hangi Türk şehrinde var. veya dünaydaki kaç şehirde var. herkesin şehirlerden beklentileri farklıdır. dünyada 4 ülke görüp bu yorumu yapmak çok saçma. ben mesela le havre şehrini çok sevdim. fransada le havre en sıkıcı şehirlerden biri olarak görülür.
0
mikahakkinen
(05.09.24)
bana göre de avrupa çok sıkıcı. bakış açısı.
0
deartheodosia
(05.09.24)
New York City bence overrated. Bana Istanbul'u andırıyor. Sehir artık doymuş..insana, çalışana, turiste.. böyle yerler bana bir şey ifade etmiyor. Full kaos ve yorgunluk. İnsan ilişkileri yapay ve para hep ön planda.
0
ferenc
(20.09.24)
izlanda, isvec, finlandiya gibi iskandinav ulkeleri. asiri abartiliyorlar.

new york'a dil uzatanlar utansin. dunyanin baskentine laf etmek... abd sehirleri evet abartidir cogunlukla, tarih yok, mimari yok ne var lan it dedirtir adama. hele dallas falan gitmeden once kulaga cool geliyordu. gidince cok sasirmistim bombos bir sehir, bombos.

ama new york, italya buralar abarti degil. bunlara abarti diyen neye bakmasi gerektigini bilmiyordur zannimca.
0
antikadimag
(20.09.24)
kanada. guzel isli maasli birinin gidip 6 ay kuremesi akil alir gibi degil.
0
baldur2
(20.09.24)
(12)

Doğulu, Karadenizli ve İçanadolulu

dakota
Bu bölge insanlarının hiç yaşamadığı yer elbette yoktur ama en az yaşadıkları yerler Türkiye’de nerelerdir ? Aynı zamanda dinsel erkinin az olduğu yer!
Bu bölge insanlarının hiç yaşamadığı yer elbette yoktur ama en az yaşadıkları yerler Türkiye’de nerelerdir ?
Aynı zamanda dinsel erkinin az olduğu yer!
0
dakota
(04.09.24)
egedir. özellikle güney ege bence.
0
jelly bear
(04.09.24)
Karadenizlilerin nüfusu, güneydogu anadolu bolgesinde cok cok az bence.
Doğulular her yerde. Ege ve Marmara’da çoğunluktalar.
İçanadolular da Doğu Karadeniz’de ve Edirne taraflarında azdır diye tahmin ediyorum.
0
kedidir o kedi
(04.09.24)
Çanakkale, Tekirdağ, Edirne ve Balıkesir. Tekirdağ'ın karadenize kıyısı var ama Karadenizli diye geçmiyorlar tabii.
0
nawar
(04.09.24)
ingiliz, alman, rus turistin, turizmin az oldugu ege ilceleri, mahalleleri, koyleri,
marmarayi eklemedim cunku is icin gelmis olabilirler.
akdenizi de hem tarimdan hem de mersin falan yakin olunca yerlemis olabilirler diye eledim.

guney ege'de bir ilcede bizim ev guzel bir mahallede olunca komsular ingiliz ama teyzemlerin komsulari hep dogulu :D
0
durgunfoton
(04.09.24)
sanayinin, is gucun olmadigi yerlerdir kutahya
gibi
0
ala09
(04.09.24)
İç Anadolu için Eskişehir.
0
alfired
(04.09.24)
@alfired dostum Eskişehir'de Ağrı, Muş ve Van'ın hemşeri dernekleri var ve sayıları azımsanmayacak kadar çok.

Doğulu, Karadenizli ve İç Anadolulu insanların yaşamadığı yer istiyorsan Edirne'ye bak derim.
0
jesues
(04.09.24)
Tekirdağ'ın sanayi ilçelerinde her üç kişiden biri karadenizli.
Tekirdağ merkez'de karadeniz mahallesi var :)

Edirne'nin kırsal ilçelerinde çoğunlukla yerel halk yaşadığı için pek yabancı yoktur.
aradığın yer edirne. dinsel etki olarak şöyle söyleyeyim düğün, eğlence vb tarzı sesli, gürültülü etkinlikler ezanla çakıştığında kimsenin aman sesini kısalım demeden aynen devam ettiği yegane yerlerden.
0
wilhelmwasmuss
(04.09.24)
Valla Ayvalık'ta hiç kürt görmemiştim, şaşırdım açıkçası. Diğer ırktan da görmedim gibi. Ama Muğla ve Antalya'ya git full kürt. Marmaris'te yerli olarak bir tane minibüs şöförüne rast gelmiştim.
0
nothing in my way
(04.09.24)
İç Ege.

Kütahya Afyon uşak üçlüsünde bunlar yok. Memleketimi sevme sebebim olur şahsen.
0
kaptan maydanoz
(04.09.24)
bence yoktur öyle bir yer. en fakir bölgeler olduğu için mutlaka o yok sandığınız yerlere de göç edenler olmuştur.

benim giresunlu dedelerim başka diyarlar için misal afyon için savaşıp şehit düşüyor, afyonlu kardeşim 'memleketimde giresunlu yok' diye seviniyor.
üzüldüm.
0
g7mor
(04.09.24)
bu konuda en bakir yerler kütahya afyondur ancak oralarda iç anadoluya yakın.
@jelly bear ege nufüsunun yarısı doğuludur. mesela izmir dışındaki tüm fırın pastane işleri karadenizlilerde truzim doğulularda iç anadolularda memur olarak yoğun bulunuyor.
0
mikahakkinen
(05.09.24)
(13)

Böyle bir ürün kullandınız mı, kullanıyor musunuz? (Duş için)

la traviata
https://www.instagram.com/reel/C9iQSAitvjD/?utm_source=ig_web_copy_linkbu veya buna benzer bir şey satılıyor mu ülkemizde?kullanışlı mıdır? elektrikli vücut yıkayıcı gibi çevirebiliriz sanırım.bir tek aliexpresste gördüm 15k'ya değer bir şey mi? muadili yok mu acaba?
www.instagram.com

bu veya buna benzer bir şey satılıyor mu ülkemizde?

kullanışlı mıdır? elektrikli vücut yıkayıcı gibi çevirebiliriz sanırım.

bir tek aliexpresste gördüm 15k'ya değer bir şey mi? muadili yok mu acaba?
0
la traviata
(03.09.24)
Asiri gereksiz ve kullanissiz. Sifir lira bile olsa alip kullanmam.
0
hot potato
(03.09.24)
@titanic

başlıklar maşlıklar bişeyler değişiyordur belki?

bana bu kadar pahalı bir şey olması çok saçma geldi. evimde var diyen çıkar mı acaba...
0
🌸la traviata
(03.09.24)
bence guzel urun. 100 liraya aldigimiz paspasi bile cikarip makinede yikadigimiz yerde bu mu yikanmayacak?
0
buenosdias
(03.09.24)
tr.aliexpress.com

5k'lık versiyonu da varmış. ben 15k'lığı görmüşüm önce.
0
🌸la traviata
(03.09.24)
Ninja kaplumbağa olmayanlar için ne kadar gerekli bilemedim. neticede böyle bir derin ve güçlü fırçalamaya ihtiyaç duyacak kadar kirlenmiyorsundur diye tahmin ediyorum, saplı uzun keseler de iş görüyor olmalı.
0
Bruce
(03.09.24)
bruce

Aslında sülaledeki 2 büyük yaşta kişiyi de düşündüğüm için.
Malum belli bir yaştan sonra daha zorlanabiliyorlar harekette vs.

amaç süper detaylı ve güçlü yıkamasından ziyade kolaylaştırması işleri cezbetti bi an gibi. ama belki de kolaylaştırmıyordur düşündüğüm kadar.
0
🌸la traviata
(03.09.24)
Dusundugunuz kadar kolaylastirmaz, lif kullanmaktan cok daha zor olur, zaten yukseklik ayari cok kisitli gorunuyor, dolayisiyla vucudun belli bir kismina hitap edebiliyor, onda da akrobatik hareketler yapilmasi gerekiyor. Aklima Arog'da kendi sirtina dovme yapan adam geldi.
0
mbond
(03.09.24)
bu tv reklamlarında satılan genellikle tek fonksiyonlu, normal insanlara garip / gereksiz gelen şeylerin engelli / mobilitesi kısıtlı insanlara yönelik olduğu söyleniyor. bu da onlara benziyor. bana da gereksiz geldi ama hareketi kısıtlı insanlara faydalı olabilir.
0
inheritance
(03.09.24)
hamam tellakları buna 5 çeker. Parasına hiç değinmeyeceğim bile Gereksiz bir ürün.
0
diyecevaplandı
(03.09.24)
sadece sırtının ortasını temizleyebilmek için bu kadar yaygaraya gerek yok yav. alırsın uzun saplı bir fırça olur biter. bir de ben ıslak yerlerde elektronik cihaz kullanmayı sevmiyorum. bedava verseler banyoma takmayacağım bir ürün.
0
sir gawain
(04.09.24)
Yalnız yaşıyorsan al hocam. Yalnız yaşayanlar için sırtı liflemek sıkıntı.
0
komando kani var bende
(04.09.24)
bunun atıp da duvara yapışan ama ayı gibi sizin sürtünmeniz gereken manuel olanını gördüm ben.

önce onu denemek isteyebilirsiniz.
0
janderzel zartanyan
(04.09.24)
bence yaslilari acitir, hem plastik hem dogal sapli fircam var, sert oluyor islansa bile. Ama ayak icin alirdim.
0
durgunfoton
(04.09.24)
(12)

Avrupa'da yetişen çocuklarda disiplin nasıl sağlanıyor?

ananiyimioguz
Sözlükte de çok konu oluyor yabancı turist çocucug versus bizim ulkenin cocuklari diye.Gerci ulkemizde de egitimsiz ailelerde hep bir bagirti, ciglik, gurultu, kufur duyulurkenDaha gelismis, eğitimin yuksek oldugu mahallelerde sessizlik hakimdir bilirsiniz.O yuzden yabanci aileler ozelinde sormayayi
Sözlükte de çok konu oluyor yabancı turist çocucug versus bizim ulkenin cocuklari diye.

Gerci ulkemizde de egitimsiz ailelerde hep bir bagirti, ciglik, gurultu, kufur duyulurken

Daha gelismis, eğitimin yuksek oldugu mahallelerde sessizlik hakimdir bilirsiniz.

O yuzden yabanci aileler ozelinde sormayayim.

Demek ki bagirmak veya dayak falan ise yaramiyor cocuklar yamyam gibi.

Oyleyse ne yapiliyor? Cezalar mi oluyor? Yasaklar mı oluyor? Yoksa cocuklariyla birebir ilgileniyorlar mı?

Madde madde bildiklerinizi yazar misiniz?
0
ananiyimioguz
(31.08.24)
1) dis etkenler: daha sessiz sakin bir ortam. tr'de bebek arabasi karsidan karsiya gecerken kornaya basiyor insanlar. o arabanin icinde uyuyan bir cocuk var, o sekilde uyandirilan herkesin psikolojisi bozulur.
2) anne baba cocukla kaliteli zaman geciriyor. bu is özel hayat dengesiyle de ilgili bir sey. ama cidden aktivite ayarliyorlar. simdi oyun saati, sonra yemek saati vs
3) burada ebeveyn izni uzun. erkek ceo da olsan (emzirmedigi icin erkek diye belirtiyorum) 6 ay izin alir cocuga bakarsin. daha sonrasinda cok erken yasta krese basliyorlar.
4) krese baslamadan ilk günler anne ya da baba (cocugu krese kim alistiriyorsa) bebek krese alisana kadar onunla birlikte gidiyor. tr'de olan 1.sinifta herkesin bir anda yalniz birakilip aglamaya basladigi senaryo burada yok.
5) cocuklara yetiskin gibi davraniyorlar. mesela otobüste bos yer var. türkler cocuga sormadan oturuyor, cocugu kucagina oturtuyor. kuzey avrupalilar cocuga burada oturmak ister misin diye soruyor önce. yani ona suursuz insan muamelesi degil normal biri gibi davraniyorlar.

benim bir de ekstra fark ettigim otellerde vs cocuklara is yaptiriyorlar. yemegi anne baba getiriyorsa catal bicagi cocuklar getiriyor.
cocuklarin her istedigi yapilmiyor. oyuncak sayisi olarak türklerin eminim cok daha fazladir.

türk cocuklari cidden cok terbiyesiz ve arsiz. ben otelde de calistigim icin bir sürü milletten cocuk gördüm. benim gördügüm hatalarin basinda cocugun bakiminin anneye yikilmis olmasi var. it takes a village to raise a kid diyor yabancilar. biz direkt anneye yikmisiz. o anne ne kadar sabirli davranabilir cocuga? bir noktada kesin carliyor.
cocuk mesela meyve suyu istiyor direkt anne ya da baba onun yerine konusuyor. yabancilar cocuklara söyletir hep. bu da cocuklara yetiskin gibi davranmaktan geciyor.

bu cocuklara yetiskin gibi davranma meselesinin yanlis oldugunu düsünen pedagoglar da var bu arada.

kendi gözlemlerim, duyduklarimi aktarmaya calistim.
0
robert bosch
(31.08.24)
Çocuğun aklı ermeye başladığı andan itibaren kurallar koyuluyor. Çocuk o kuralları içselleştiriyor. Yat saati, kalk saati, oyun saati, yemek saati vs.

Anne baba tüm davranışlarıyla çocuğa örnek. Elinden telefon düşmezken çocuğa telefonu yasaklamıyor, TV seyrederken çocuğa git çalış demiyor,

Bir de çocuğu daima birey olarak görme durumu var. Hani çocukların aptal aptal sorular sorma çağı var ya. Çocuğun peşpeşe sorduğu bir milyon soruya tek tek cevap veriyor. Şu an hatırlayamadım da çocuk acaip bir soru sordu. Geçiştirecek dedim. Kadın 'Çok güzel sordun, bunun cevabını tam ben de bilmiyorum, yanlış bilgi vermek istemem, Akşam babamıza soralım, Bana hatırlatır mısın dedi. Çocuk 3-4 yaş arası bir şey. Hayret etmiştim.
0
Mirket
(31.08.24)
okul öncesi öğretmeniyim. bizde aile içinde bile kural yok. evde kural yok. çocuk düzen sever, rutin sever. hangisi saatte, ne yapılacağını bilmek ister. bizde her şey laçka. düzensiz yaşam var. yetişkinlerde de böyle olduğu için çocuklarda bu şekilde büyüyor. sabah erken uyanmasın diye çoğu anne baba ya da bakım veren her kimse çocuğu geç yatıyor. çokça şahit oldum bu duruma.

topluma bakarsanız da kurala, disipline bizim insanımız pek gelemez. kendi işine nasıl geliyorsa işlerin öyle yürümesini ister. çocuk yetişmek de bunlardan sadece birisi. maalesef o yüzden çocuklar okulda oturmuyor, ders dinlemiyor, odak süreleri sıkıntılı.

eğitim aileden başlar. 5 yıl boyunca telefon tabletle büyümüş çocuk anaokuluna geldiğinde sıkıldım diyor. çünkü beyni sürekli akan, değişen ekrana alışmış. belli saatlerde belli şeyleri yapmayı reddediyor. bakın yaş 5. sonra ağlıyor, kendini yerlere atıyor ve kendi istediğini yaptırıyor. anne babalar istediğini yapınca kendini iyi ebeveyn olarak adlandırıyor. biz bunları her sene sil baştan yaşıyoruz. neler yaşayacaklarını da velilere tek tek anlatıyoruz. bu durumla karşılaştıklarında neler yapılması gerektiğini de anlatıyoruz ama nafile. aileden gelmeyen disiplini hiç bir yerde kazandıramıyorsunuz.
0
dedim ben sana
(31.08.24)
Daha geçen Atina havalimanında bir Türk aile gördüm, çocuk asansöre binicem diye tutturdu yok olmaz denince de ağlayıp zırlamaya başladı, ortalığı birbirine katıyordu, defalarca in bin yapıp asansörü meşgul ettiler. Güler misin ağlar misin? Bizde çocuk çok şımartılıyor, her dediği yapılıyor, sınır, kural konulmuyor: paşam, oğluşum, annesinin bir tanesi diye diye canavar yaratıyorlar sonra
0
freedonia
(31.08.24)
aile + toplum bence. Aile kısmını yazmışlar, çocuğun sokakta parkta gördüğü arkadaşları ve diğer insanlar da sakin olunca bence mecburen öyle yetişiyor. Akdeniz kültürlerinde gürültü hakim.
0
nhk ni youkosu
(31.08.24)
yıllardır bu farkı çok net gözlemleme şansına sahibim ve çocuk sahibi avrupalı arkadaşlarımdan da çok şey gördüm.

birinci ve en önemli sebep türkiye'de çocukların şımarık yetiştirilmeleri. ebeyenler helikopter anne-baba oluyor ve çocukları hayatlarının merkezine koyuyorlar. türkiye'de çocuklara kıyılamaz, bir dedikleri iki edilmez, iş yaptırılmaz. bu ilk bakışta iyilik gibi görülüyor ama özünde çocuğu birey ve eşit olarak görmemekten kaynaklanıyor.

avrupa'da kreşe giden üç yaşında çocuğa kendi sırt çantası taşıtılır, kendi bulaşığını makineye koyması öğretilir, hatta daha ilkokula başlamadan bisiklet alınır ve anne-baba bisiklet sürerken çocuk da kan ter içinde onları arkadan takip etmeyi öğrenir. çocuk bir şey için tutturup ağladığında sırf sussun diye isteği yerine getirilmez, isterse ağlamaktan çatlasın, anne babası durumu izah eder ve isteğinin gerçekleşmeyeceğini söyler. tüm bunlar totalde çocuğun küçük yaşta özbenliğini kazanmasını ve disiplin sahibi olmasını sağlar.

küçük bir anektodla bitireyim. hem türk hem avrupalı çocuklu ailelerin olduğu bir kampa gitmiştim. ilk kahvaltıda türk aileler çocuklara ayrı sofra kurulmasını önerdiğinde avrupalı ailelerin attığı anlamaz bakışları unutamıyorum. "neden bizden ayrı yesinler ki?" diye sormuşlardı naifçe. çocuklara ayrı sofra kurma konseptini gerçekten anlamamışlardı. türkiye ve batı arasındaki çocuk yetiştirme farkını en net orada görmüştüm.
0
sir gawain
(01.09.24)
Avrupaya dair fikrim yok ama Türkiye kıyaslaması olduğu için Turkiyeye dair söyleyeyim.

Turkiyede kendi yapmadığı ya da kendinden olmayanı çocuğundan bekleyen insanlar pek bol. Yani yöneticisi amiri vs bile böyle sivil vatandaş nasıl olsun ki... neyse o ayrı konu da demek istediğime bir örnek: hulusi akar vardı genelkurmay, gömleği dışarıda dolaşırdi, bırak eri Teğmen yüzbaşı falan yapsak bunu üst amiri ağzına sıçar. Ama genelkurmay yapıyor dlsl

Çocuklu aileler de böyle. Kendi prime time diziler dışında bir şey izlemez çocuğu sanatçı sinemaci olsun ister. Kendinin toplamda iki farklı kitabı değil okumak merak etmiş değildir çocuğu düzenli kitap okusun ister. Müzik zevki Ankaralı Namık ya da gülsen ötesine geçmemiştir çocuğundan virtuoz olmasını bekler. Kendi bütün gece tv izler çocuğu saat dokuzda uyusun ister...

Hal böyleyken çocukların manyak olmaması anormal olurdu. Çünkü kendisine yapılması söylenen ya da beklenen şeyler var ama onu yapan bir model yok. E dolayısıyla sonuç mevcut durum.
0
encokbenisevinnolur
(01.09.24)
Erkek çocuklarına beyzade muamelesi yapılmıyor. Eşitlik hakim. Model olma işine de katılmıyorum. Size anne babanız ne kadar model oldu?
0
zeleno
(01.09.24)
ben de bisiklet ve sirt cantasi ornegini vermeye geldim, anne baba 100 metre oteye gitmis kendi bisikletleriyle, zavalli yavrum onlara yetismeye calisiyor, pedal falan yok bu arada cogu cocuk bisikletinde.
valiz gibi sirt cantalari var, zaten almanya'ya ilk geldigimde dikatimi ceken sey bu olmustu, her yasta sirt cantasi cok kullaniliyor.
cocuga sorumluluk veriliyor ve o aileye uyuyor, aile ona degil, benim anladigim kadariyla.

bizden daha cok aile odaklilar. benim is arkadasim onlarla vakit gecirmek icin, cocuklarinin okul tatiline gore izin aliyordu, TR'de bunu yapan kac baba var ki.
0
durgunfoton
(01.09.24)
Bizde küçük çocuk çok seviliyor, dayısı, akrabalar, dedesi, ninesi ayrı şımarttıkca şımartılıyor, çocuk da zannediyor her istediği yapılacak, her dediği olacak, olmayınca kuduruyor hırçınlaşıyor, huysuzlaşıyor. Avrupalı zaten çocuğunu eldivenle seviyor, akrabalarda da çocuk mıncıklama, çocuk şımartma diye bir olgu yok. Dedeye nineye çocuk baktırma diye bir şey yok
0
speedy
(02.09.24)
Peki diyelim ki aile tarafını bir şekilde hallettik ve çocuğumuzu ilkokul çağına kadar düzgün yetiştirdik.

Bu çocuk okulda, mahallede veya işte kendi gibi yetişmeyenlerin arasında nasıl bozulmadan durabilecek? Ya da bozulmadı diyelim, nasıl ezilmeden durabilecek?

Şu an akran zorbalıkları had safhada.

Bunlar düşünüldüğünde, çocuk büyütmeye nasıl sıcak bakılabilir? Yani ortam şimdilerde çocuğa ayrı zarar, aileye ayrı zarar. Çocuk düzgün yetişmedi diyelim, dış dünyaya ayrı zarar.
0
🌸ananiyimioguz
(02.09.24)
insanlar çevrelerini ve muhatap oldukları insanları belirlemek için bilmemne sitesine taşınıyor, çocuğunu X özel okuluna gönderiyor. O deli gibi ücretlerin bir sebebi bu.

"nasıl ezilmeden durabilecek?"
koskoca insanlar eziliyor, bu sebeple batıya göç etmeye çalışıyorlar.
0
nhk ni youkosu
(03.09.24)
(4)

Kesinlikle gerçekten kaymiyor dediğiniz bir terlik var mı?

fakat
Maalesef hep hüsran :(
Maalesef hep hüsran :(
0
fakat
(31.08.24)
crocs. orijinal olanları kaymıyor diye okumuştum.
0
MtKrt
(31.08.24)
Normal crocsların altı aşınınca kayıyor, bir tane barista modeli var o daha iyi.
0
durgunfoton
(31.08.24)
Yıllar önce flo'dan dümdüz bir terlik aldım, asla kaymadı.
0
rakicandir
(01.09.24)
Yazlıkta herkese gezer terlik aldım. Islak alanlarda kaymıyor.

www.tiklim.com
0
boyalı kuş
(01.09.24)
(20)

Bir daha ustune para verseler gitmem diyeceginiz yerler nelerdir?

Zetnikov
Yurt ici olurYurtdisi olurMekan olurBi yer olmasi yeterli
Yurt ici olur
Yurtdisi olur
Mekan olur

Bi yer olmasi yeterli
0
Zetnikov
(04.08.24)
sırbistan
trabzon
0
rentts
(04.08.24)
Çeşme alaçati
0
halk
(04.08.24)
napoli
0
adivar
(04.08.24)
Çankırı kesinlikle
0
etna
(04.08.24)
Alaçatı çarşısı
0
anarsika
(04.08.24)
Saraybosna
Van
0
mor oje
(04.08.24)
side antalya. o kadar kalabalık, park yeri yok. Gerek yok.
0
biravekahve
(04.08.24)
Batum
Ikaria
Bratislava
Komotini
Şirince
Alsnya
Stuttgart
0
Mistyimage
(04.08.24)
Belgrad.
0
Amaranta ursula
(04.08.24)
ahhaha sirbistan kesinlikle dogru ama novi sad fest olaylarina ok
2- alacati
3- oludeniz. muglada cok koy gezdim oludenizden hicbi sey anlamadim

aradan cok zaman gecince her yere tkr gidebilme potansiyelim vardir bu yuzden zurihi eklemiyorum artik gidebilecek kadar unuttum kotulugunu
0
ala09
(04.08.24)
Alaçatı
Çanakkale civarındaki adalar :)
0
chicha_v2
(04.08.24)
Ölu deniz - kelebekler vadisi

Yok kardesim kelebek melebek sadece para verip su tepeyi cik diyorlar dalga gecer gibi. O dev yokusu ciktiktan sonra mal gibi kalinca adam sana kelebek ayi degil diyor. Peki parami neden aliyorsun g*vat.
0
🌸Zetnikov
(04.08.24)
Cunda
0
gabe h coud
(04.08.24)
yahu sebeplerini de yazsanıza bilelim, fikrimiz olsun, yoksa kim ne yapsın bir daha gitmeyeceğiniz yeri aa
0
mark greg sputnik
(04.08.24)
Şirince kesinlikle —> hiç bit şey yok aslında. Bu kararımı unutup 7 sene falan sonra tekrar gittim geçen yıl. Tekrar aynı kararı verdim.
0
zimbirik
(04.08.24)
Zakynthos: güney İtalya'nin tüm keko ve köylüleri buraya dadanmış, 3-4 sene önce burası nezih bir yerdi, her yerde bağıra bağıra konuşan İtalyanlar. Bu İtalyanlar benden uzak olsun orta doğudan yatay geçiş falan yapıp avrupaya kapak atmış bir toplum
0
freedonia
(05.08.24)
Kıbrıs. Zaten karşısında oturuyorum. Kıbrıs gereksiz pahalı ve sınırlı. Orduevinde patates kızartması yoktu, ihale zamanı adaya patates gelmeyince alamamışlar.

Bodrum. Standart Alanya, side, Kuşadası, kaş gibi bir yer. Ben güllük koyunda kaldım, orası bile merkezine göre daha Nezih ve güzeldi. Yine de bir daha gitmeyi düşünmem. Diğer yerleri de saymış oldum bu arada.
Düzce ve Zonguldak, kütahya. Görev için gitmiştim. Tokat, Bartın, Erzurum vb yerlerde de görev yapmış biri olarak bu iki il bana çok tekdüze gelmişti.
0
strawberry first
(05.08.24)
Sehir, bolge acisindan dusundum de ne olursa olsun tekrar gitmek farkli etkilesimlere, farkli deneyimlere ve dolayisiyla da farkli sonuclara acik olacagi icin onlari yazmaktan vazgectim.

O yuzden ben sadece mekansal olarak konusmak istiyorum, ben sanirim hd iskendere bir daha gitmek istemem. Her gittigimde aldigim tad azaliyor ve yok olmaya dogru gidiyor.
0
j r r tolkien hayrani
(05.08.24)
Düşününce hep bir yerin fiyatlarını kafaya taktığımı farkettim.

Gaziantep, istanbul gibi pahalı dışarda yemek, bazı şeyleri sevdim ama rastgele gittiğim yerler çok da iyi değildi.
Hırvatistan, ülke güzeldir genel olarak ama, batı avrupa fiyatlarına balkan kalitesi alıyorsun.
HD İskender belirtilmiş, muadil bütün yerleri de ekliyorum. Sebebi pek kaliteli olmaması.
0
mbond
(05.08.24)
Seul; bildigin Ankara bence Ankara daha iyi, kozmetik aldim o kadar bekledim koreden alacagim diye, uyduruk hepsi cocuk oyuncagi gibi, koreliler de degisik tipler ama cozemedim. sehirde de bisey yok.

Italya; avam ve varoslar ama kendilerini cok ust duzey saniyorlar bu guneye gittikce artiyor. insanlarindan nefret ettim. Hatta birisi Turkler Italyanlara benziyor dediginde elim ayagim titriyor :D, Allah benzetmesin. Bunlarin sahte sempatikliginden midem bulandi.

Yurticinde sanirim Balikesir, negatif bir dusuncem yok sadece birsey yoktu.

favorilerim ispanya ve japonya param olsa buralardan cikmam.
0
durgunfoton
(06.08.24)
(12)

Sizce arkadasim neden ve nasil boyle olmus olabilir?

Zetnikov
1- ne soylersem soyleyeyim zit bir yorum yapiyorOrnek : tisortum %99.9 beyaz renk, sadece kucuk siyah renkle "mavi" yaziyor. Soruyorum beyaz nasil durmus ustumde?Cevabi : o siyah degil, siyah beyaz hocam2- bilimden daha dogru bildigine inanmasibilimsel bi yorum paylasiyorum %100 dogru mesela. Dedimk
1- ne soylersem soyleyeyim zit bir yorum yapiyor

Ornek : tisortum %99.9 beyaz renk, sadece kucuk siyah renkle "mavi" yaziyor. Soruyorum beyaz nasil durmus ustumde?

Cevabi : o siyah degil, siyah beyaz hocam

2- bilimden daha dogru bildigine inanmasi

bilimsel bi yorum paylasiyorum %100 dogru mesela.
Dedimki misal su yuz derecede kaynar. İnternetten belge gostersem bile hani ispatlasam

cevabi : laboratuar da oyle cikabilir normal hayatta oyle olmaz

3- alakasiz cevaplarinin dogruluguna inanmasi

Bana sunu kullan cok iyi vs dedigi zaman ona alerjimin oldugunu kullanamadigimi soyluyorum

Cevabi : ben kullanabiliyorum cunku metabolizmam hizli

4- bilmiyorum diye cevabi yok

Hani yol ararsiniz birini gorur sorarsiniz adam gidiceniz yeri hic bilmez ama size tarif eder ya sizde bulamayinca anasini sulalesine soversiniz
Aklima boyle seyler geliyor.
Abi bilmiyorsan bilmiyorum de bu ne ya herseye bir yorumun var
Bi insanin herseye cevabi olur mu abi bilmiyorum de bi kere.



2 aydir gorusmuyorum kendisiyle harbi yoruldum
Simdilerde mesaj atip gene bisileri iddaa ediyor zaten surekli bisey ispatlama derdinde sanirim toplumda cok eziklemisler bunu bu yuzden gelip penisi bize kalkiyor heralde derler ya oyle bi olay.
0
Zetnikov
(24.07.24)
Arkadaşın tam olarak bu: ibb.co
0
sekizdokuzon
(24.07.24)
@sekizdokuzon

kardeşim yarıldım özellikle karikatürün başlığına fena koptum :))))
0
🌸Zetnikov
(24.07.24)
Of, stresi ustumde hissettim. Boyle bir kac tanidigim var. Nefret ediyorum konusmaktan. Herseyi en iyi onlar biliyor. Bildikleri haricinde asla bir girdi kabul etmiyorlar. Tek dogru onlar, tek arastiran, okuyan onlar. Kisisel tercihler onlari baglamiyor, hersey onlarin bildigi gibi olmali, degilse yanlistir.
Olabildigince uzak durulmasi gerekir. Gercekten, insani cok yorar bu karakterler.
0
quaker
(24.07.24)
@Zetnikov: O karikatür serisi inanılmaz rahatlatıyor, diğerlerine de bakmanı tavsiye ederim. :))
0
sekizdokuzon
(24.07.24)
@sekizdokuzon

hocam ozelden paylasabılır mısın begene çöktüm.
0
🌸Zetnikov
(24.07.24)
Bu arada, su an aklima geldi. Sohbetlerinizde olabildigince "Bilmiyorum, bilgim yok" vs demeye ozen gosterin bilmediginiz konularda.
Bu sayede karsit fikir almaktansa, bazen herseyin bilinemeyecegini gormus oluyorlar. Farkli bir perspektif bu karakterler icin.
0
quaker
(24.07.24)
Çıkarın bunları hayatınızdan.
Bak ne güzel 2 ay görüşmemişsiniz mesaj atıp darlıyorsa belli ki herkes kaçmış bundan yalnız kalmış.
Bu tiplerle iletişimi sürdürmek için ekstra çabaya, yöntem aramaya, derinliğine inip çözmeye çalışmaya gerek yok.
Bir tane hayatınız var.
Kafanızı s*ken insanlardan uzak durun.
0
mutekebbir
(24.07.24)
@mutekebbir

hocam sence nasıl böyle bir insan olmuş olabilir?
0
🌸Zetnikov
(24.07.24)
hocam biz kimsenin psikoloğu olamayız. çocukluğuna inip de bir şeylerin sebebini araştırmamıza gerek yok. her şeyden önce kendi ruh sağlığımız önemli ve bunu bozacak insanları da hayatımızda tutmamalıyız.

tahmini bir şey söyleyeyim;
yetersiz biri olabilir yetersiz hissettirilmiş biri olabilir. bu yetersizliğini de kendinden daha aşağıda gördüğü insanlara artistlik yaparak kamufle etmeye çalışıyor olabilir.
0
mutekebbir
(24.07.24)
Benim bir arkadaşıma benziyor, pasta aldım bir arkadaşın doğum günü için -emin misin iyi bir pasta aldığına falan diye ezikliyo. Ben pasta için ona kendimimi kanıtlamaya çalışacağım. yedik içtik, eğlendik. Bütün muhabbeti böyle. Hep bu şekilde düşürmeye çalışır.

Aşağılık kompleksi olduğunu düşünüyorum ve kendisiyle ilişkimi kesmek yerine aradığı maili attığı, zaman mesela evde yatıyorum demek yerine onun kıskanacağını bildiğim yalanlar atıp kudurtuyorum. Bu tiplerden arkadaş olmaz zaten.
0
durgunfoton
(24.07.24)
@durgunfoton

Bende benzer seyi yapiyorum
Evdeyim desem zaten direk bana saracak
Bende cok uzakta bibyer diyorum mesela anadolu yakasi diyorum
Ve suda guzel bi taktiktir net lokasyon soylemiyorum asla kadikoy demem bolge soyluyorum. Eminonu demem bogazdayim derim.

Bende wmca bu sekilde durumu esitliyorum
0
🌸Zetnikov
(25.07.24)
Arkadaşlığını bitir hocam bu gibi tiplerle çok yorucu bu karakterde insanlarla arkadaşlık yapmak. Bende vardı aynen bahsettiğin tipte arkadaşlığımı bitirdim kafam rahat. Zaten herkese sana davrandığı gibi davranıyorsa çevresinde kimse kalmaz.
0
komando kani var bende
(25.07.24)
(9)

Crocs rahat mı?

ferenc
Diz ağrımdan ötürü ortopedik bir terlik almak istiyorum evde giymek için. Crocs'ların rahatlığı konusunda ne dersiniz?
Diz ağrımdan ötürü ortopedik bir terlik almak istiyorum evde giymek için. Crocs'ların rahatlığı konusunda ne dersiniz?
0
ferenc
(22.07.24)
Vücuduna plastik dokundurma, hakiki deri kullan derim. Ceyo ve benzerleri iyidir.
0
muhayyer divan
(22.07.24)
Orijinal olması şartıyla tavsoyr ederim. Aynı nedenle Crocs (ve benzeri terlikler, Columbia ayakkabı vs) almıştım. Crocs ile diz ağrım (uzun doğa yürüyüşü kaynaklıydı) bir hafta içinde geçti. O günden beri kullanmaya devam ediyorum, diz sorunu tekrarlamadı.

Ama taklitlere dikkat, hiç işe yaramadılar. Ben orj olsun diye Migros'tan almıştım, şimdi var mı bilmiyorum.
0
alfired
(22.07.24)
Not: Ben doğa yürüyüşü için olan ihtiyacım nedeniyle Ceyo hiç denemedim. Yıkaması ve derinin kirlenmesi problem olacağı için. Ama bina içinde kullanacaksınız Ceyo çok iyidir. Bir Ceyo kopyası değil, orj Ceyo alın mutlaka. Diz ağrısı kalıcı hale gelmesin.
0
alfired
(22.07.24)
bana da almışlar ayıp olmasın diye giyiyorum evet sağlam (o paraya olsun zaten)

gezer çok daha iyi bana göre.
0
baldan kaymak
(22.07.24)
Bence gayet rahat. Birkenstock terliklerimden sonra pamuk gibi gelmeye başladı. (Birkaç aydır giyiyorum)
0
hrvl
(22.07.24)
crocs rahat baya, ama kesinlikle ortopedik degil.
0
cooperr
(22.07.24)
crocs ortopedik değil bildiğim kadarıyla ama rahat olduğunu söyleyebilirim. vietnam ve bulgaristan menseili olanları var. biri daha sert. hangisiyle rahat edeceginizi deneyerek anlayabilirsiniz
0
yuvarlanantencereninkapagi
(22.07.24)
ben rahat bulmuyorum + terletiyor.
bu arada ben de taban problemim sebebiyle ayakkabımda özel tabanlık kullanıyorum ve doktor evde bile yüksek ve sert tabanlı giymem gerektiğini söyledi o yüzden saatlerce dükkan dükkan terlik aradım. sonunda şunu buldum www.trendyol.com tabi kafayı yemişler fiyata bak ben 500 liraya aldım :)) hani tuvalet terlikleri olur ya o tarz tabanı kalın ve muhakkak düz bir şey bulman lazım. bu attığım kışlık kurtarıyor. yaz için de yine yüksek ve kalın tabanlı plaj terliğim var
0
neira
(22.07.24)
ben cok seviyorum ama bir sey daha var, tabani asinirsa kayiyor. arada kontrol etmen lazim.
0
durgunfoton
(23.07.24)
(10)

Kardeşim ve kız arkadaşı sorunu

encokbenisevinnolur
1.5 yıl kadar önce aileme ait eve taşındım. Öncesinde boş duruyordu ama, kardeşim (ailemle yaşıyor) ev 7-8 yıl önce ev satın alındığından beri genellikle kız arkadaşi ile ailemden gizli zaman zaman kaldığı da bir evdi bu. Taşınırken bunu "tahminen" biliyordum diyeyim, çünkü evin anahtarının kopyasın
1.5 yıl kadar önce aileme ait eve taşındım. Öncesinde boş duruyordu ama, kardeşim (ailemle yaşıyor) ev 7-8 yıl önce ev satın alındığından beri genellikle kız arkadaşi ile ailemden gizli zaman zaman kaldığı da bir evdi bu. Taşınırken bunu "tahminen" biliyordum diyeyim, çünkü evin anahtarının kopyasını almak için zamanında babama "biz Ahmet ve Mehmet ile takılıyoruz arada, gitar vs prova yaptığımız da oluyor" diyerek almış, o arkadaşlardan Ahmet'e sordum, hiç böyle bir şey olmadığını söyledi. (Üçü de muzisyen).

Neyse, tasindigimdan beri sırasıyla olanlar:
1- eve tam yerlesemedim, çünkü bir oda gayriihtiyari onların odası zaten. Bunun sonucu da, çalışma odam, yatak odam ve genel olarak her şey tek odaya tikildi. En azından yatak ve çalışma odalarını ayiramamak asabımı bozuyor.
2- birkaç defa rastgele odama girdiler (kız da kardeşim de) uzanıyordum, ve bu cat kapı giriş beni acayip irrite etti. İkaz ettim, devam etmedi.
3- evden çalıştığım günlerde, iş içeriği sessizlik gerektiriyor, bunu bilmezlerin rağmen geldiklerinde zili çalıyorlar. Konuştum, bu defa da cat kapı gelip gitmeye başladılar.
4- kavga gürültü babamla konuştum. Sonuç "o senin kardeşin, biz napalım" minvalinde bir cevap oldu.

Bunlardan sonra, baktım çözüm yok durumu yok saymaya başladım yoksa sinir yapıyorum, huzurum kaçıyor, neyse şimdilik kalsın diye.

Kız ile de şöyle bir şeyler oldu, ilk tasindigimda: Muhtemelen evleniriz aşkım ev de hazır diye konuşuyordur kardeşim (onceki kiz arkadasindan biliyorum), ki ikisi de yirmili yaşlarının sonlarindalar ve işsizler. Neyse, geldiklerinde "bu ev de çok karanlık değil mi, zor olmuyor mu zemin kat minvalinde konuşup durdu, asabımı bozdu.

Neyse, devamına geleyim, bu defa, evin anahtarını içeride bırakmaya başladılar geldiklerinde, bu da bazen eve girmek için kapıda beklemek demek oluyor. Bu da o yok sayma halimi yine tetikledi, şimdi sinirlerim zıp zıplıyor. Sınır bozucu olan, müsamaha gösterip çözmeye çalıştıkça daha çok tepeme binmeleri, ikincisi de evden çalıştığım günlerde eve girip çıktığım olduğunda bir iki defa toplantılara geç kalmama sebep oldu bu.

Bir de, çekindiğim şöyle bir şey var, bu kız arkadaşını çok tanımıyorum da, kardeşimin önceki kız arkadaşı, kardeşimin yakın bir arkadaşına beni taciz ediyor vs diye iftira attı, iftira diyorum çünkü konu bir bakıştan çıkmış, ve gerçek olmadığı açığa çıkınca ayrıldılar kızla. Onceki kız arkadaşlarıyla da ben,er mevzular var, farklı konularda iftiralar ve kardeşimin inanıp cevresindekilerle arasını bozması. Biraz da bu yüzden, fevri davranmak da istemiyorum.

Şu an, aklıma gelen çözümler:
1- hicbir sey demeden kapı kilidini değiştirmek ve bir şey olmamış gibi yapmak.
2- babamla tekrar konuşmak ve kardeşimle konusmasini istemek, ki muhtemelen sonuçsuz kalacak...
3,4,5... önerileriniz?
Napsam bilemedim.
0
encokbenisevinnolur
(20.07.24)
Sen ailenin yanına değil o eve taşındıysan o ev senin kullanımında olan bir evdir. Kardeşin kız atacak ev arayacağına boşken o eve yerleşseymiş madem, neden ailenle yaşıyor?


Babanın tavrı yanlış, kardeşine gidip o ev abinin/ablanın evi şu anda, kafana göre kullanamazsın demesi gerekiyor. Çünkü belli ki seninki ihtiyaç, onunki tercih.
0
Bruce
(20.07.24)
Bruce +1111

Bir meskenin sakini varsa orada bir başkası hak iddia etmemeli.

Şöyle bir örnek vereyim oradan pay biç.

Teyzem boşanıp anneannemin yanına geldi, yalnızlığı çok seven anneannem teyzeme mahkum oldu, teyzem de anneanneme mahkum oldu, bir şekilde 27 yıl bir arada yaşadılar. Anneannemin hepimizle ayrı ayrı çok güzel ve özel ilişkileri vardı, hepimiz için anneannemin evi olarak gördüğümüz o ev, anneannemin vefatından beridir aslında teyzemin evi, ama o evde annemin de hakkı var. Hatta o ev alınırken ödenen borcun büyüklüğü (ya da anneannemin maaşının yetersizliği diyelim) sebebiyle beslenememekten annem ilk ergenliğinde 3 ay çok ağır kansızlıkla evde yatmış ölümden dönmüş, sırf o ev alınacak diye. Annemin o evde ciddi hakkı var.

Peki bu durum, o evin şu anda teyzemin yaşam alanı olduğu gerçeğini değiştirir mi? Hayır. Annemin hakkını yok saydırır inkar ettirir mi? Hayır. Bir durum olduğunda ikisi kafa kafaya verip anlaşacaklar, ortak kararla adil bir sonuca bağlayacaklar. Olması gereken bu.

Şimdi o evde sen yaşıyorsun. Babana kira veriyorsan kardeşin de versin. Çünkü o evi o da kullanıyor. Babana kira vermiyorsan kardeşin sana kira versin, çünkü o evi o da kullanıyor ve bahse girerim hiçbir şekilde fatura ödemiyordur, giderlere ortak olmuyordur.

Bence kapının kilidini değiştirip "bundan sonra aşkınızı başka yerde yaşayın, işime engel oluyorsunuz" demelisin. Yok öyle olmuyorsa da ondan kira alıp (muhtemelen cüzi bir rakam olur bu) kuralları ben koyarım deyip kural koymalısın ve kurallara 3. kez uyulmadığında o kilidi kesin ve net değiştirmelisin.

Ortak yaşamın sorumluluklarını alamayıp neyin aşkını yaşayacaklar allah aşkına. Saygı önemli saygı. İşine engel olmak ne demek.
0
muhayyer divan
(20.07.24)
kardeşinizin de o evde hakkı olduğu için siz öyle kilit değiştirerek falan olayı çözemezsiniz. hatta kardeşiniz babanızla kavga eder, o evde kalmayacağım artık der tamamen eve gelir. bence babanıza durumu açın, bu evde sadece ben kalmak istiyorum, bunun için de kira da ödeyeceğim dersiniz. (atıyorum, anne-baba, kardeş ve siz iseniz, 10 bin rayiç kira varsa 3 anne-babaya, 3 de kardeşinize gönderirsiniz) böylece kullanamadığınız odayı da açarsınız. başka türlü olmaz.
0
malheiros
(20.07.24)
malherios +7 ikiniz de kira vermiyorsaniz hakkınız ayni
0
abuzer
(20.07.24)
Hak falan denmiş de. Kişi taşınmak üzere o eve yerleşmiş. Kardeş aileyle yaşamaya devam ediyor. Ne demek hakkı var? Miras kalan bir durum olsa anlarım da, kardeş bildiğin evi otel gibi kullanıyor.
İnsanda ne düzen kalır ne hijyen. Kendini evinde hissedemedikten sonra evi de batsın, kardeş de.
0
numlock
(20.07.24)
Yerleştiğiniz bir evin yedek anahtarı sizin izniniz olmadan başkasında olamaz.
Kardeş de evde hak idda ediyorsa yarım kira ödeyin babanıza her ay.
0
cilekli pasta
(20.07.24)
babainin cozecegini hic sanmiyorum ya, ikametgahini aldir, resmi isleri de yap, gelirse polis cagir. kilidi zaten degistirmemen hata. musamaha gostermiceksin, deli manyak olan sen olacaksin.
0
durgunfoton
(20.07.24)
Kira ederi neyse yarısını kardeşine ver. O parayla da otele mi gider napıyosa yapsınlar yettiği kadar. Kilidi de değiştir ama kardeşini karşına alıp güzelce konuşarak yap bence bunları. Düşmanın değil sonuçta.
0
inawen
(20.07.24)
@numlock +1

Orası bir insanın yaşam alanı olmuş durumda ve o eve gelip gidip orada yaşayanın iş hayatını olumsuz etkileyen bir kardeş var. Şimdi tanımıyoruz etmiyoruz tamamen gömmeyelim de bu yapılanın da yapılmaması gerekir. Orası bir yaşam alanı, şahsa mahsus, istediği kadar hakkı olsun. Ne kirletmeye ne kaynaklarını harcamaya ne de çat pat gelip gidip gürültü etmeye hakkı var. Anne babanın da hakkı olamaz ki.
0
muhayyer divan
(20.07.24)
Numlock+1

Kardeşiniz de ayıp ettiğinin farkında değil herhalde ben açık iletişimden yanayım her şeyi konuşun istemiyorum diyin sen gelecektiysen neden beni bekledin burada kalacağını bilsem ben geçmezdim vs söyleyin ne varsa. Çözümü yapacak olanlar anne baba ama kardeşiniz anlamayacak biriyse onlarla tekrar daha ciddiye almalarını gerektirecek şekilde konuşun. Her türlü çözüm konuşmaktan geçiyor…
0
Kediyi üzdün
(20.07.24)
(10)

Mahalle bakkalimizin yasadigi kafayi anlayabilen var mi?

Zetnikov
Yanina gidiyorum muhabbetimiz varSurekli olarakSpor yapmayi ozledim yok denize girmeyi ozledim araba ile gezmeyi ozledimDukkandan 5 dk cikamiyorumTarzi seyler soyluyor.Dukkanlarinda igne atsan dusmez baya musterileri var migros falan gorse dukkani kapatir o derece b.k gibi para kazaniyor.Bu dukkani
Yanina gidiyorum muhabbetimiz var
Surekli olarak

Spor yapmayi ozledim
yok denize girmeyi ozledim
araba ile gezmeyi ozledim
Dukkandan 5 dk cikamiyorum

Tarzi seyler soyluyor.

Dukkanlarinda igne atsan dusmez baya musterileri var migros falan gorse dukkani kapatir o derece b.k gibi para kazaniyor.

Bu dukkani sabah aciyor gece 12 ye dogru kapatiyor.

Bu gene agliyordu dondum buna dedim ki olm burda zaten asiri saglam ciro yapiyorsun neden part time bi eleman almiyorsun dukkaninda heryer de kamera var adam kilini kipirdatamaz.

Dersin ki 3-4 saat calis o arada denizede gisersin havuzada sporunuda yaparsin.
Korkuyorsan dukkani oontrol etmek istiyorsan adam 3 4 saatlik iclikle dukkana zarar veremez gene gelir duzeninsaglarsin dedim.

Suratima bon bon bakiyor

Sizce bu adamin derdi nedir neden parttime bile adam almiyor hergun agliyor?
0
Zetnikov
(16.07.24)
Bakkalar öyle. Hapis hayatıyla övünürler. Sen de ne diye bakkalı kafana takıl çözüm üretiyorsun, al sigaranı geç :)
0
numlock
(16.07.24)
@numlock

Kanka "ego tatmin style" diye adlandiriyorum davranisimi
0
🌸Zetnikov
(16.07.24)
ben ovgu atip kaciyorum, abi seninde isin zor vs vs vs..
gitmek isteyen her turlu yolunu bulup gider.
0
durgunfoton
(16.07.24)
@durgunfoton

Bosmu yapiyor yani diyorsun
0
🌸Zetnikov
(16.07.24)
bu tipler hep böyledir. sürekli vakit yok, gezemiyorum, çok çalışıyorum vs diye söylenirler. ama 11. evi aldıktan sonra 12.’si için uğraşırlar. kasadan 10 lira çalınır korkusuyla kimseye dükkkan da emanet edemezler. he he de geç.

bu tiplere boş vakit versen onu da değerlendirmezler bu arada. üçüncü gün kahveye gitmeye başlarlar.
0
sir gawain
(16.07.24)
Bakkallar iyi para kazanır ama bayramı, seyranı, haftasonu veya tatili olmaz. En fazla yanına çırak alır, ama yine başında durması lazım.

O kasayı birine bıraksa soyar, kaçar. Güvenilir birini bulmak şu devirde çok zor. Kamera olsa bile her dakika onu mu inceleyecek, bence şu an yaptığından daha yorucu olur. Kameradan hırsızlığı tespit etse adam yaralayan, işkence yapan denetimle salıveriliyor da hırsızlık yapanı mı içeri atacaklar?
0
lamborcini
(16.07.24)
@lamborcini @sir gawain

Hocam 1 tane akrabasida mi yok
Yada arkadasi tanidigi vs.

Bence bu adam fazladan 1tl vermemek icin adam calistirmiyor.

Sir gawain in dedigi gibi anladigim kadariyla 15. Daireyi de alma derdine dusmusler

Adam koydun diyelim kasadan kac para calabilicek zaten dukkan sahibi gunluk ortalama ciroyu biliyordur

Gunde 20 bin kazandin adam bin tl bile calsa gene zararin yok

Bakkalda kuyruk var hocam deli gibi kazaniyorlar

Dedigim gibi 1tl yanima kar kalsin yeninaraba alayim kafasindalar bence
0
🌸Zetnikov
(16.07.24)
Hocam, bos yapip yapmamasi degil de, sonucta ben tanimiyorum.
gercek bir dert degil. baskasi dert yaninca gercek bir dert mi? degil mi? diye dusunup degilse -he en hakli sensin, hee en zor durumda olan sensin diyip basimdan kibarca atiyorum..
Parasi var. isterse bir yolunu bulur.
hatta belki cok kazandigi insanlarin gozune batiyor dusuncesiyle kendini zorda gibi gosteriyor olabilir.
0
durgunfoton
(16.07.24)
Mirket
(16.07.24)
Bazı insanlar hayatı boyunca sadece söylenirler. Bu şekilde iletişim kuruyorlar, muhabbet ediyorlar. Çözümünü bilseler bile asla şikayet ettiği hayatı değiştiremezler. Böyle insanlara ben akıl vermek yerine aynen abi he ablacım işin zor , allah kolaylık versin,zor işin gazını veriyorum. Çünkü sonu olmayan bir muhabbet.
0
tulumba
(17.07.24)
(18)

Sizce kuzenim neden boyle? Psikolojide bi ismi var mi bu durumun?

Zetnikov
Surekli olarak parasinin olmadigini soyluyor.Yasi 50 kusur. Kafede bulusuyoruz bi kac kisi ve ben icmiyorum diyip siparis vermiyor. Ama farkettim ki arkadaslari ona surekli kahve tatli vs ismarliyor. Bu bir degil on degil en az iki uc senedir hic para odemeden kahve vs iciyor. Hic bundan rahatsiz ol
Surekli olarak parasinin olmadigini soyluyor.
Yasi 50 kusur. Kafede bulusuyoruz bi kac kisi ve ben icmiyorum diyip siparis vermiyor.

Ama farkettim ki arkadaslari ona surekli kahve tatli vs ismarliyor. Bu bir degil on degil en az iki uc senedir hic para odemeden kahve vs iciyor. Hic bundan rahatsiz olmus bi davranisini da gormedim.

Emekli maasi + calisiyor

Ne zaman deseki param yok ertesi gun 1 hafta sonra yada o ay 5 yada 10 bin tllik alisverisler yapiyor.

2bine ayakkabi var 4 binlik ayakkabi aliyor

1bin tl kulaklik var 5bin tl lik kulaklik alir

15 bine telefon bulmus ama gidip 25binlik telefon almis

Gecen mavi jeansa girip 3 tane binkac bin tl verip pantolon almis benden kiyafet falan istiyor var mi sende diye. Neden gidip daha ucuz markadan almiyor anlamiyorum yada pazardan.

Bim var a101 var migrostan alisveris yapiyor dandok urun almaz

Ama bize surekli parasinin olmadigini soyluyor

Sizce neden boyle?
0
Zetnikov
(16.07.24)
Ek olarak,

Toplaniyoruz yemege gidecegiz misal param yok diyor bizler onu cekiyoruz.

Sanirim keriziz.
0
🌸Zetnikov
(16.07.24)
Kusura bakmayın ama biraz safsınız. böyle insanlara bişey ısmarlanmaz.cimri diyeceğim ama cimriler bu kadar alışveriş yapmaz. Kendini acındırarak insanların sırtından geçiniyor.
0
komando kani var bende
(16.07.24)
@komando kani var bende

hocam haklısın ama neden böyle oldu diye soracak olursan. bizler yaş olarak ondan kucuk oldugumuz ıcın utandık kendımızı kotu hıssettık dedık kı bız kahve ıcıyoruz oturup bızı ızlemesın. yemek yıyoruz bıze bakmasın. sonradan gorduk ki bu adamda utanma sıkılma yok.
bizde ona mesafe koyduk suan gorusmuyoruz
0
🌸Zetnikov
(16.07.24)
Bunu fark ediyorsanız niye söylemiyorsunuz? Ben olsam, kusura bakma param yok diyorsun benden iyi ayakkabı giyiyorsun derim, gittiğim yere davet etmem, gelse de masrafını üstlenmem.
0
lamborcini
(16.07.24)
@lamborcini

En son gorustugumuzde ona

Abi sende fakirim deme hastaligi var hicde fakir degilsin dedim gercek fakir benim dedim

Anlamistir o zaten bu saatten sonra herkesin yaptigi taktikleri yaparim

Normalde hic boyle bir insan degilim ama yedek kulubesi ve ihtiyac halinde kullanma seklinde konusursam konusurum. Malesef bende degistim bu ay.
0
🌸Zetnikov
(16.07.24)
(bkz: Yancı)
0
salihdt
(16.07.24)
para ile ilgili bir sıkıntı olduğu kesin.
bir "varyemez" durumunda da değil, burası ilginç, kendisi için lüks harcamalar yapabiliyor.

bir diğer parametre; kendi için olan harcamalarında müsrif mi yoksa zaruri harcamalarını mı lüks olarak karşılıyor.

diğer bir ilginç parametre emekli maaşı ile geçinmek yerine "çalışıyor" olması.
işyerinde gerçekten kaydadeğer, kendinden beklenenleri asgari olarak yerine getiriyor mu bakmak lazım. çalışkanlığı ne seviyede yani.

diğer bir parametre eşi ve çocuklarına para verişindeki tutumu.

bunlar bile yeterli değil derim ancak, bunun gibi neredeyse 10 tane daha soru sorabilirim.
evvela tarihi. vs vs.
0
WithWorth
(16.07.24)
@withworth

İceriye normal disariya varyemez olmasin hocam
0
🌸Zetnikov
(16.07.24)
Bu tarz davranışların en son üniversite öğrenciliği sırasında sonlanması gerekirdi. Değişikmiş.
0
pispinti
(16.07.24)
withworth güzel sorular sormuş, tam hayat hikayesibi bilmeden bir şeyler söylemek zor ama benim de ilk aklıma gelen narsisizm oldu.

narsisizm çok karışık bir şey.

benim de anlattığınıza benzer bir tanıdığım vardı. biraz köylü kurnazlığı, biraz da hani denir ya, yere düşse bir avuç toprak ile kalkar diye, biraz da öyle bir kafa yapısı. ve tabii ki olmazsa olmaz haklılık şeması.

benim tanıdığım da aynı sizinki gibi dışarıda mekanlarda pek bir şey sipariş etmez, öylece oturur, yapabiliyorsa yancılık yapar veya kendine ısmarlatır, yapamıyorsa da menüdeki en ucuz şeyi sipariş ederdi. aynı zamanda mekandan da sürekli bir şey isterdi. normalde ücretli olan şeyleri ikram olarak istemek gibi. işte sosu biraz bol olsun, biraz daha bilmemne koyar mısınız gibi. garsonlar efendim onlar ekstraya giriyor, menümüz de de görebilirsiniz diye cevap verince de ücretsiz koydurana kadar uğraşır, dil döker, laf salatası yapar, koydurmazsa sinirlenir ve trip atardı.

bunu yapmasının altında sanırım normalde hakkı olmayan bir şeye erişmenin verdiği haz. yani herhalde içten içe diyor ki, normalde bu hakkım değil ama ben bunu elde ettim, bana bunu sağladılar. burada iki his ihtiyacı var, biri kendini önemli hissetme ihtiyacı, diğeri de yakınlarını kontrol edebildiğini hissetme ihtiyacı. böylelikle birileri ona hesap ödetmeyince, garson ona ikramda bulununca arkadaşları veya garson üzerinden narsisizmi besleniyor.

sizin örnekte para harcadığı şeyler de hep statü sembolleri. onlara o paraları harcayarak yine narsisizmini besliyor.
0
la lykia
(16.07.24)
Cunku sizden alacagini biliyor. Cagirmayin, ya da yuzune orada vurun, gariban degil birsey degil. Sizden enayi diye bahsetmiyorsa ben de birsey bilmiyorum.
0
durgunfoton
(16.07.24)
bi nedeni yok abi, adam boyle iste. boyle adamlar duzelmez. neden boyle oldugunu da kimse bilemez bence.
0
bay b
(16.07.24)
sir gawain
(16.07.24)
@durgunfoton

Arkadas gecen ay cagirmis starbucksa gelmis bu buna demiski kahve al ic diye. Verdigi cevap su olmus "ben enayimiyim kahveye bu kadar para vereyim"

Arkadas baya bozulmus biz enayimiyiz diye falan bende dedim iyi olmus az kahve ismarlayaydin
0
🌸Zetnikov
(16.07.24)
Benim de kuzenlerden biri aynı. Masraf olacak diye adam araba bile almıyor, motosiklet kullanıyor. Evli, 2 küçük çocuğu var. Çocuklar hastalanıyor gece abimi arıyor, gel benim çocuk hasta diye. Bir araba al dimi:) Çok zor gezmeye çıkar ve birlikte bir yere gitsek hep kendine bir şeyler ısmarlatır. Bu yüzden kimse çağırmıyor onu artık. Belediyede çalışıyor, akşamları ve haftasonları ek iş yapıyor. Şehir merkezinde ikinci evini aldı.
0
gnosis
(16.07.24)
yani gercekten cimri ve yanci da olabilir ve ona ismarlayan insanlari salak yerine koyuyor da olabilir ama baska bir acidan bakmak gerekirse kuzeniniz ciddi bir 'yokluk' hissi icinde yasiyor da olabilir. bunu mantikli olarak anlamak pek mumkun degil zira mantikli bir his degil. ne kadar parasi olursa olsun, ne kadar guvencede olursa olsun surekli bir yokluk hissi icinde yasayan insanlar var. bu sekilde kendilerince mantikli seylere para harcayip onlara mantikli gelmeyen ya da bu yokluk hislerini tetikleyen seyler karsisinda 'cimri'lesebiliyorlar. dedigim gibi varlik icinde o korku ile yasamak cok mantikli anlatilabilecek bir sey degil. baska bir ihtimal olarak aklima geldi.
0
kassiopeia
(16.07.24)
@ sir gawain, sfksdfkg

bu tipte bir arkadaşım üniversite zamanlarında vardı. sürekli kanka sende vardır, kanka hallediver, kanka şuraya bırakır mısın falan diye uşak gibi kullanıyordu.

yani tamam yakın arkadaştı bir yaptık iki yaptık sonra çıkardık hayatımızdan.

arkadaş da olsan biraz karşılıklı bir şeyler olmalı bence. biz ondan hiç bişey istemiyoruz, sürekli o istiyordu. e ver ver ver hiç bişey alma, görme nereye kadar dedik. ama üniden sonra görmedim böyle bir tip.

sorsan parası yok ama son çıkan gtx 1080 Ti ekran kartı falan alıyordu gidip. kimisi paramı yerler beni kullanırlar diye öyle bir huy ediniyor bence çocukluktan beri de be pzvnk sen niye milleti kullanıyosun...

diğer bir örnek yurt dışındaki amcam var. kendisi ben doğduğumda yurt dışına gitmiş normalde üniversite mezunu ama orada bulaşıkcılık aşçılık derken şimdi lokantası cafesi falan var. Milyon poundları var adamın ama ne zaman sorsak "ya işler çok yoğun eşek gibi çalışıyoruz ama karşılığında hiç bişey yok" diye ağlıyor.

yahu senden bir şey isteyen de yok ama herhalde öyle düşünüyor. 20 yıllık kıyafetleriyle dolanıyor, 20 yıllık arabaya biniyor. güzel bişey alırsa zengin zannederler diye korkuyor.

özünde kendine yakıştıramıyor bence. amcam kimseyi kullanmaz gitseniz iyi bakar size ama onun dışında sürekli bir kendini acındırma hali var. adamın babası öldü uçakla şimdi gidene kadar zaten cenazeyi kaldırırlar diye masraf yapıp da gelmedi. Neden, dükkanları bırakamazmış başlarında durması lazımmış. kapalı durursa günde kaç bin pound zarar edermiş, sırf millet de "aa geldi adam" desin diye o kadar yolu ne diye gideyim demişti.

yani işin saçmalığına rağmen bu olayı halen kendini acındırmak için kullanır "ya benim babam öldü yoğunluktan ona bile gidemedim o kadar yoğun çalışıyoruz" diye.

bu yeni de değilmiş yani annem hatırlıyormuş küçükken de öyleydi diyor.

bir ara memlekete gelmiş köye araba bulamamış yürümüş 30km yolu. amca paran mı yoktu dedim taksi tutsatdın, o zamanlar işlerinin iyi olması lazımdı? yoo vardı ama benim babam çiftçiydi ben kim taksi tutucam şehirden köye demişti.

demek ki baştaki yokluk bir şekilde işliyor.
0
ananiyimioguz
(16.07.24)
@ananiyimioguz

Babadan ogula nesil bunlar galiba babasida boyleymis
0
🌸Zetnikov
(16.07.24)
(8)

Alman Kiza Karsi Nutkum Tutuldu

the feel good
uzun zaman once istanbul-arnavutkoy'de bir balikcida tesadufen bir alman aileyle tanismistim. anne, baba ve iki de kizlari vardi ve aramizda baya hos, kaliteli bir sohbet gecti. sonra sizin icin bir sakincasi yoksa bu yemegin uzerine bir tatli iyi gider diye galata kulesinin oradaki viyana kahvesine
uzun zaman once istanbul-arnavutkoy'de bir balikcida tesadufen bir alman aileyle tanismistim. anne, baba ve iki de kizlari vardi ve aramizda baya hos, kaliteli bir sohbet gecti. sonra sizin icin bir sakincasi yoksa bu yemegin uzerine bir tatli iyi gider diye galata kulesinin oradaki viyana kahvesine goturup san sebastian cheesecake ismarlamistim, kaldiklari otel de o bolgedeydi zaten ve hem onlari birakmis oldum, hem de iyi bir sohbet oldu. cok memnun oldular, ben de oyle. babanin numarasini aldim, kizlardan birini instadan ekledim. baya kaliteli aileydi ve kizlarinin da masallahi var cok guzellerdi.(biri 25, digeri 28 yasinda) derken kizin baya fancy bir hayat yasadigini gordum; kisin isvicre'deki kayak merkezleri, yazin ispanya sahilleri... ama aramizda instagram'da birbirimizi takip etme disinda hic bir etkilesim yok; ne bir like, ne bir mesajlasma...

gecenlerde moralimin cok bozuk oldugu zamanlarin birinde bu bana mesaj atti ve aramizdaki mesajlasmayi isim bolumlerini silerek aynen paylasiyorum; (tek atimlik kursunum vardi ve iyi kullanamadim gibi hissediyorum.)

-Hi B! How are you doing?
So sad that Turkey and Germany didn’t reach the finals of the Euro!
-I wanted to ask if you have any good contact for designer bags in Istanbul? If not, don’t worry I just thought I’d ask you as you might know the ones that have the best quality
-Greetings from Munich!
+Heyy V;
All is good! We don't play anymore but the tournament continues wonderfully... I like the organisation.
+Link(konuyla alakali/belki beklentiyle alakasiz)
+I'm not so good about bags but I saw that bags in Istanbul recently and they produce that kind of things in Turkey. Maybe is there any specific bags for you?
+and Greetings from Istanbul!

Burada goruldu oldu ve mesajlasma kesildi.
Gururumu ayaklar altina alip son bir hamle yapayim dedim ve soyle bir mesaj gonderdim.

+I realized that when I read it carefully If we should talk about designer bags, as a last product for the customers I don't think we've good prices. But it can be some of the manufactury of them in Turkey. As you wish I can try find it out. Otherwise I have been designer outlets in Switzerland and there is more oppurtinities(for the specific brands) in my opinion.

Bu da goruldu ve aradan yaklasik 36 saat gecti.

(arada yerinde kullanilmis emojiler var ve buradan bu kadar aktarabiliyorum.)

Biliyorum cok sensational bir konu degil ve etkileyici mesajlar da degil. Bi mana aramaya da gerek yoktur ama uzun zamandir ciddi iliski yasayabilecegim nitelikte birisi karsima cikmiyordu ve bu kiz icin tum kozlarimi oynayabilirdim. Sanki biraz ne istedigini anlamadan tum tuslara basmis gibi mesajlastim ve sansimi kaybettim gibi hissediyorum, siz ne dusunuyorsunuz...
0
the feel good
(13.07.24)
Ilk mesajdan sonra olayi daha yavastan alip halini hatrini sorabilirmissin. Cantalar icin de ne istedigini daha net anlayip ben bi bakip doneyim deyip, daha ozenli bir geri donus yapabilirdin. Google'a yazmayi kiz da biliyordur illa ki :)

Neyse ya olacagi varsa oluyor zaten, cok da seyapma :)
0
brkylmz
(13.07.24)
en sonunda söyleyeceğimi en başında söyleyeyim: çok da ümitlenme

yani böyle bir bilgiye ihtiyacı olmuştur sen türkiyede yaşadığından sana sormuştur. bir arkadaşıyla kahve içerken konu çantadan açılmıştır. sorup geçmiştir. yoksa zaten mesajlara cevap alırdın. aktif bir hayatı var diyorsun. kim bilir instagramda kaç kişisi vardır. aradan seçip soruyordur işte. duygusal düşünme bence çok. manyak olursun :))

yours sincerely,
zamanında çok duygusal düşünüp manyak olan bi dost
0
mr.goodcat
(13.07.24)
Hocam replika lv, prada, gucci falan sormuş. Kargolayamazsin simdiden soyleyim. Konu bu. Ispanya isvec takilan biri de ne biliyim merterin replikasini merak etmis. Bosver hayat devam ediyor isine bak.
0
optimistbakunin
(13.07.24)
Bence ortada bir şans yoktu, çok kafanıza takmayın. Verdiğiniz cevaplarda da bir sorun yok bence, gayet ilgili görünmüşsünüz. Gerisi kısmet artık. Bol şans.
0
pispinti
(13.07.24)
1 tik zorlarsan alman vatandasligi gelir diye dusunuyorum ama hemen olmaz.
0
Zetnikov
(13.07.24)
seni arkadas olarak görüyor. iletisimi kesmiyor

birkac gün ya da hafta sonra zaman bulunca uzun bir mesaj atar sonra altina email gibi best regards falan yazar. flört olsaydi bu kadar bekletmezdi ama.

alman standardlarinca arkadaslik icin normal, flört isleri icin isteksiz bir tavir.
sal. arkadas olarak gör.
o kiz sana yar olmaz.
0
robert bosch
(13.07.24)
Ortada hicbir sey yok, fake canta sormus sadece. Ben olsam atarlanirim bile, git official dukkanindan al derim hatta haha.

Yani umidi kesebilirsin bence.
0
kuehles blondes
(14.07.24)
ya aslinda o dedigin hayat tarzi maddi durumu ortalama ve bir tik ustu olan bir alman icin normal. Arkadaslarimin babasi antalya'ya golfe falan geliyo.
ben de benzer durumu bir alman beyle yasadigim icin anliyorum :D .
Benim alman kiz arkadaslarim evlilige falan Turk kiz arkadaslarimdan daha merakli. malesef seni arkadas olarak goruyor diyorum ama sonra seni tanirsa belki olur.
0
durgunfoton
(14.07.24)
(13)

Haksizliga ugradiginizda ne yapiyorsunuz

Kittie
Nasil sindiriyorsunuz(Olan oldu diye dusunelim)Terapistimle bu konu uzerine egiliyoruz.Eskiden markette sirada onume gecenlere bile sinir krizi gecirirdim icimden.Bi yerde sirayi bozan biri olursa yine ayniydim.Yaya gecidinde durmayan arabalarda arkalarindan bagirirdim sinirlenip.Bunlari biraktim ar
Nasil sindiriyorsunuz
(Olan oldu diye dusunelim)
Terapistimle bu konu uzerine egiliyoruz.
Eskiden markette sirada onume gecenlere bile sinir krizi gecirirdim icimden.
Bi yerde sirayi bozan biri olursa yine ayniydim.
Yaya gecidinde durmayan arabalarda arkalarindan bagirirdim sinirlenip.
Bunlari biraktim artik.
Ama kisisel haksizliklari yani ciddi seyleri sindiremiyorum hala.
Bu durumlarda siz ne yapiyorsunuz?
O kisiyi cezalandirma egilimde oluyorum ben ve kendi kendimi yiyorum ona ulasamadikca da.
0
Kittie
(03.07.24)
Büyüklük bende kalsın deyip devam ediyorum.
0
hops
(04.07.24)
Herkes kendi karmasini yaratıyor.
0
sekizdokuzon
(04.07.24)
Neye göre haksizlik yasadigima bagli.

Önemsiz biri ve benden bisi alip götürmediyse ilisigi kesmekle yetinirim.

Yok eger maddi-manevi kayip söz konusuysa bedelini misliyle öder, yanina komam.
0
Yourcousinmarvinberry
(04.07.24)
Bir şey yapmadan önce yatıp uyuyorum.
Sprintli koşu ve ağırlık antrenmanı (normal planıma göre) yapınca hiç sinir kalmıyor. Gerçi ben çok zor sinirlenirim. Sinirleri alınmış gibiyim ama duygu dalgalanması bile kalmıyor spor sonrası.
0
gabe h coud
(04.07.24)
Yüzleşmezsem ara ara keyfimi kaçırır durur. Bir şekilde tepkiyi muhatabına göstermek iyi geliyor
0
her giriste sifresini unutan adam
(04.07.24)
x.com

böyle oluyorum gülerken ağlıyorum, ağlarken gülüyorum sonra sinirden bağırıp çağırıp intikam yemini ediyorum, sakinleşiyorum
0
Hallegadola
(04.07.24)
Ahlakcilik }
doğruculuk } meli malı zorundalık düşünceleri

Doğru olmanın ve haklı olmanın kendini nasıl ifade ettiğin ile ilgisi yok. Tüm sorunun kendini ifade ile ilgili olduğunu fark ettiğim zaman iletişim eğitimi almaya karar vermiştim. Ben de Doğruculuk bakış açısına sahibim, yaşadıklarına benzer şeyleri ben de yaşadım. Hak arama mevzusunu iki çeşide indirdim, bir kişisel çıkarım yoksa haklı olmakta akışa bırakıp hayatımdan geçip gitmesine izin veriyorum yani yorum ve değerlendirme yapmıyorum(örn yaya geçidinde durmayan arabalar). Ek olarak süper kibar davranmayı tercih ettim kişisel kazancım olmayan hakliliklar için(örn metro kapısında çıkanlara yol vermeyenlere iltifatla ricada bulunmak)
Kişisel çıkarlarımı ilgilendiren hakliliklar da ise sankince kendimi ifade etmeyi seçtim. Tetik ilk geldiği anda öfke duyabiliyor insan bazen, biraz hava alıp sakinleşince kendimi rahatça ifade edecek hale geliyorum, kızgınlığım devam etse dahi kendimi nasıl ifade edeceğimi bildiğim için uygun dille dinlemesini istiyor ve anlatıyorum. (Örn, saygısızlık deneyimi, hakaret, mobbing vb)
İletişim eğitiminin bana katkısı
1. Gözlem yapmayı biliyorum. (Suçlama ve değerlendirme yapmadan olayı anlatmak) (Sen bana hakaret ettiğinde)
2. ne hissettiğimi biliyorum.(Kendimi üzgün, Kızgın ve hayal kırıklığına uğramış hissettim)
3. neye ihtiyacım olduğunu biliyorum. (Saygı ve eşitlik ihtiyacım karşılanmadı)
4. Nasıl rica yapacağımı biliyorum. (Benimle iletişim kurarken küfürsüz konuşmanı istiyorum)
5. Geri bildirim almanın duyulduğumdan emin olmaya yaradığını ve karşı tarafa da ifade alanı açtığını biliyorum. ( Söylediğim şeyleri duyduğundan emin olmak istiyorum neler duyduğunu tekrar eder misin, ve duydukların hakkında ne düşünüyorsun?)

Şiddetsiz iletişimin 4 adımı ve sonrasında geri bildirim almayı öğrenmek hayatımı güzelleştirdi benim. Kafamın içinde suçlamalar, yorumlar yapmaktan, kim haklı diye aramaktan, cezalandırma veya şiddet fantezileri kurmaktan daha işlevsel olduğu kesin. Öğrenmesi zor ama işe yaradığı kesin.
0
hasmetizm 2046
(04.07.24)
Ek bilgi.
Şiddetsiz iletişimin jargonu ilk duyana farklı gelecektir. Ben utanıyordum açıkçası garip garip konuşmaya. İşe yaradığını görünce devam ettim. Karşımdaki insana göre elbette dili biraz daha doğallaştırma yaparak kullanmak gerekebiliyor. Kendini ifadede rahat olduktan sonra da kişiye göre kelime seçimleri yapmak çok da zor olmuyor. Tavsiye ederim. Hayatınız değişecektir
0
hasmetizm 2046
(04.07.24)
Genelde tokadi patlatirim ve enerjimi atmis olurum
0
Zetnikov
(04.07.24)
Bahsettiğiniz gibi bir konuda, mesela markette önüme geçenlere gibi, direkt sesli olarak itiraz ediyorum. Çünkü artık herkes imtiyazlı olduğunu düşünüyor. Herkes kendisinin bir ayrıcalığı hak ettiğine can-ı gönülden emin. Yaya geçidinde geçen arabalara da kızıyorum. Sinyal vermeyenlere de. Bu insanlara toplumsal olarak ses çıkartmanın gerekli olduğuna inanıyorum yoksa bu davranışları pekiştiriyorlar. Herkes kendi kanununa bağlı sanki memlekette.

Yerel seçimlerde bir kadın kucağında yaklaşık 3 yaşında çocuğuyla gelip anne olduğu için en az 30 kişilik sıranın en önüne geçmek istedi. Sıra bende. Ben itiraz ettim. Seçim görevlileri müsaade ettiler beni dinlemeyip kadını aldılar. Kadın oy verip çıktı, bu sefer kocası girmek istedi. Ben de ortalığı ayağa kaldırdım. Arkamdaki hiçkimse bana destek olmadı, sandık görevlileri benim geçmeme müsaade ettikten sonra adamı aldılar. Sandık görevlileri orada yetkili kişiler olmasına rağmen söz geçirmekle uğraşmayıp birinin kendilerinin yerine hır gür çıkartmasını bekliyor.

Herkes kendi hakkını savunmak zorunda artık. Hiçbir şey eskisi gibi değil, kimse iyi niyetli de değil. Bütün millet inanılmaz arsızlaşmış halde. Eskiden mülayim ve uyumlu davranırken artık "siz çirkinseniz ben daha çirkinim"ci yaklaşıyorum. Yoksa yaptığımız iyilik değil apaçık enayilik oluyor maalesef.
0
silverleaf
(04.07.24)
@silverleaf

Bu sirada olup onumuze gecen kisiye yaptiginin yanlis oldugu soyledigin zaman dedigin gibi kimse destek olmuyor 1 kisi daha destek olsa kimsenin hakki yenmemis olucak belki de ve o davar haksizlik yapamiyacak. Kusura bakmada kardesim millet koyun olmus sesini cikartmiyor.
0
Zetnikov
(04.07.24)
Hayat adil bir yer değil. Bu gerçekle yüzleştiğimden beri artık çok üzülmüyorum. Evet üzücü ama maalesef böyle. Bu hayatta haksızlığa uğramak da var, haksızlık yapmak da var. Ben bilinçli olarak kimseye haksızlık yapmam ama farkında olmadan belki yapmışımdır. Bana da yapıldı. Yani ben haksızlığa uğramadım ya da kimseye haksızlık yapmadım demek bence çok doğru değil. Canımı çok yaktıysa eğer haksızlık yapan kişi uzaklaşmaya çalışıyorum, o kişiden kendimi soyutlayıp iletişimi kesiyorum. Yani o kişiyi uzaklaştırıyorum bir anlamda kendimi korumak için. İntikam düşüncem hiç yok çünkü bu zaman kaybı. Sen hayatını dört dörtlük yaşa ona en büyük ceza zaten.
0
rock n roll
(04.07.24)
o anki ruh halime gore degisiyor, mesela bugun biri onume gecti birsey demedim cunku halim yoktu.

is hayatinda ugrasabildigim kadariyla ugrasiyorum. ele gune rezil eder, itibar suikasti yaparim.
gucum yetmemisse, hergun bedduami ederim.
kucuk suprizlerle karsilasirlar ama benim yaptigim anlasilmayacak sekilde olur.

bir de bu haksizlik tek bana yapilmiyorsa, ama ben itiraz ettigimde digerlerinin sartlarininda duzelecegi bir ortam varsa, hayatta itiraz etmem. ikiyuzlu olmanin bedelini odesinler diye dusunurum.

ben affediyorum diyen kimseyede inanmam.
0
durgunfoton
(05.07.24)
(15)

Flört ettiğiniz kişinin sosyal medyasında nasıl tipler varsa

Kahvedesu
Sizin için red flagdır?
Sizin için red flagdır?
0
Kahvedesu
(01.07.24)
Danla bilic gibi sonradan görme para avcıları varsa.
0
hops
(01.07.24)
Hiçbiri red flag değildir
Sosyal medya saçmalığı ile flörtü karıştırmam
0
Cezcez
(01.07.24)
Takip edilen sosyal medya kullanıcısı red flag olmaz. Olduğu kişiyle çelişen tipleri takip ediyorsa sorarım meraktan.
0
Bruce
(01.07.24)
Kadin dusmani, kadinlarla alay eden tipler,
Keko, kiro tipler
Bir de surekli sisik dudakli, bos bakisli, yari ciplak cok takipcili ayni fabrikadan seri uretim cikmis kadinlar
0
mor oje
(01.07.24)
tv8 unluleri
0
durgunfoton
(01.07.24)
Takip ettiklerinin 3/4 ü instagirl ve futbolcu, futbol yorumcusuysa ya da abuk sabuk mafyatik ünlülerse ciddi soğurum.
0
sekizdokuzon
(01.07.24)
Tarotçu, İİBF mezunu diyetisyen ve holistik beslenme uzmanı fjskf
Linkçiler, “arkadaşlar merhaba”cılar, “çok soran oldu”cular.
Aynı tonda haber sunar gibi yayın yapan içerikçiler.
Bıdı bıdı bıdı bıdıı, bıdı bıdı bıdı bıdı bıbıdııı….
0
gabe h coud
(01.07.24)
Arabasıyla foroğraf çeken tipler, yayık oturan kıro tipler, kültür ve eğitim seviyesine hiç uymayan tipler, denyo olduğunu bildiğim tipler varsa anında soğurdum
0
her giriste sifresini unutan adam
(01.07.24)
Benim instagram, twitter ve facebook gibi sosyal medya hesaplarım yok. Dolayısıyla burası benim için gri bölge oluyor genelde. Ancak ırkçı, ayrımcı ve milliyetçi tipler varsa olumsuz olur.
0
Amaranta ursula
(01.07.24)
Bogru acik dar pantolonlu nargileci, eskort gorunumlu kadinlar, ickiyi sisesinden icen tipler, ooo cook egleniyoruz seklinde kiro videolar
0
Kittie
(02.07.24)
takip ettiklerinin çoğu erkekse red flag.

hele bu erkekler bi de yavşak tiplerse duble red flag.
0
tabudeviren
(02.07.24)
cinsellik pazarlayan instagram eskortları, tanıdığı/tanımadığı her kadına takip isteği atmış olması, hız yarışı yapan tipler…
0
deartheodosia
(02.07.24)
bazı kadın hesaplar var, sadece model gibi kendi pozlarını paylaşıyor. Mini şortlar, full efektler falan. Takipçileri erkek geneli. Bunların amacı ne? 200 takipçiyle bir şey kazanılıyor mu?
0
🌸Kahvedesu
(02.07.24)
Kırmızı bayrak koyacağım o kadar çok mayın var ki uzaktan bakınca komünist protesto var sanabilirsiniz.
0
nawar
(02.07.24)
bence cevap verenler cinsiyetlerini de yazsalar iyi olurdu.

erkeğim, ve bir kadının sosyal medyasında yavşak veya keko kıro tipler çokça varsa bu red flagdir. dmsine günde 100 tane mesaj gelmesi çok hoşuna gidiyor demektir
0
abelardo
(02.07.24)
(6)

Tübitak Bursu ile Yurt Dışına Gitmek Hakkında Bir Soru

cr
Merhabalar. Arkadaşım İtalya'ya gidecek Tübitak bursu ile. Vize randevusu var yakında.İtalya vize başvurusunda belirli bir teminat gösterilmesi isteniyor banka hesabında, fakat TÜBİTAK'ın aylık vereceği toplamda 20 bin euro burs meblağını belirten bir evrak da mevcut. Bu durumda ayrıyeten teminat iç
Merhabalar.

Arkadaşım İtalya'ya gidecek Tübitak bursu ile. Vize randevusu var yakında.

İtalya vize başvurusunda belirli bir teminat gösterilmesi isteniyor banka hesabında, fakat TÜBİTAK'ın aylık vereceği toplamda 20 bin euro burs meblağını belirten bir evrak da mevcut.

Bu durumda ayrıyeten teminat için istedikleri 10 bin euroluk bir hesap ibraz etmesine gerek var mı? Vize vermemeleri ihtimali var var mıdır bu sebepten? Sonuçta Tübitak'ın kendisine ödeyeceği meblağ onların teminat olarak istediklerinin iki katı.

şimdiden teşekkürler cevaplarınız için.
0
cr
(01.07.24)
Hocam fazla spesifik soru, telegramda 2214 ve 2219 için ayrı grullaplar var. İtalyata tübitakla gidenlere ulaşmaya çalışın. Ya da konsolosluğa direkt mail atın.
0
jülsezar
(01.07.24)
Duyduğum kadarıyla TÜBİTAK'in bu konuda iletişim hattı bayağı hızlı geri dönüş yapıyormuş sorulara. Iletişim kanalındaki maile yazmanızı öneririm.
0
Amaranta ursula
(01.07.24)
amaranta +1

tübitak'a mail ya da telefon yoluyla ulaşın. hızlı ve detaylı yanıt alırsınız. tübitak son yıllarda iletişim konusunda oldukça iyi.
0
sparky
(01.07.24)
Tübitak hızlı cevap veriyor ama, konunun Tübitak tarafı ile ilgisi yok. İtalyan makamlarına ya da daha önce ilgili tübitak bursu ile İtalya'ya giden birine ulaşmak lazım.
0
jülsezar
(01.07.24)
Kerem'e sorabilirsiniz. Kendisi TÜBİTAK yurtdışı doktora bursu ile İtalya'ya gitmişti. Hatta şimdilerde post doc için gidecek.


www.linkedin.com

Beni ve duyuruyu karıştırmadan bir arkadaş aracılığıyla kendisinden haberdar olduğunuzu yazarsınız. Çok yardımseverdir.
0
Amaranta ursula
(01.07.24)
Büyük ihtimal gerekiyor, ylsy italya bursiyeri arkadaşım var o teminat parası yüksek olduğu için diğerleriyle parayı aralarında çevirdiklerini söylemişti.
0
durgunfoton
(01.07.24)
(17)

Dün biraz saçmalamışım

hops
Akşam arkadaşla rakıya gittik. Sonra benim bi kız arkadaşım da dahil oldu. Kakara kikiri muhabbet devam ederken konu benim ilişkim olmamasına geldi. Lafı çok uzatmayım, benim kız arkadaşım kendi 2 arkadaşını da çağırdı, biriyle de beni tanıştırmak istedi çünkü.Neyse onlar da geldi muhabbet devam ett
Akşam arkadaşla rakıya gittik. Sonra benim bi kız arkadaşım da dahil oldu. Kakara kikiri muhabbet devam ederken konu benim ilişkim olmamasına geldi. Lafı çok uzatmayım, benim kız arkadaşım kendi 2 arkadaşını da çağırdı, biriyle de beni tanıştırmak istedi çünkü.
Neyse onlar da geldi muhabbet devam etti, oradan kalktık kulübe gittik. Orada da tekila shotlar, şampanyalar falan oluk oluk aktı.
Kız da benle iyice fiziksel teması arttırdı dans ederken falan. Gece evlere dağıldık, kız bende kaldı. Sonra sabah oldu kahve kahvaltı faslı derken ben kızı evine bıraktım. Arabadan inmeden "dün söylediklerini hatırlıyorsun dimi" dedi. Mal gibi kaldım o an, evet tabi ki hatırlıyorum falan dedim akdkkaks kız gitti ben hemen benim kız arkadaşı aradım, laf alsın ağzından diye.

Ben dün uçmuş, kaçmışım. Sana aşığımlar, seni seviyorumlar, artık aile kurmak istiyorum sen karşıma Allahı bir lütfu olarak çıktın, seni asla bırakmam vs vs. Bu ve bunun gibi Bi sürü laf etmişim. Şimdi de kız yazıp, arayıp duruyor.

Direkt ilişkimiz var sanıyor. Ben durumu nasıl izah edeyim? Sarhoştum takıldık alt tarafı demek olmaz sonuçta.
0
hops
(29.06.24)
Orada da tekila shotlar, şampanyalar falan oluk oluk aktı.

Bana böyle cümleler iki tane varım içilince yazılıyor gibi geliyor. Şahsen tek başıma 70lik vodka içip cila diye mekanda da 6 bira içtiğim günde bile böyle cümle kuramam. Tabii aynı şekilde o günde bile ne yaptığımı net şekilde hatırlarım, hatırlıyorum.

Kız içinde uzatmaya gerek yok, ağzımla içmemişim çok şeyi hatırlamıyorum kusura bakma de geç. Senet imzalamış triplerine lüzum yok. Hadi iyi dinlenmeler
0
pavlis
(29.06.24)
Olur ya neden olmasın zaten “hatırlıyorum tabii” diyerek bir halt yemişsiniz uzatıp daha da zor duruma getirmeyin olayı.
Ne kadar erken o kadar iyi.
Hemen sarhoşken uçmuşum ben böyle bir niyetim yok deyip özür dileyip kapatın konuyu.
0
mutekebbir
(29.06.24)
Olur tabi neden olmasın doğrudan düz öyle de

Gece hayatı seven bir kadının içkili ortamda asıl böyle şeyler söyleyen birinin söyledikleriyle eğlenip bunların mantıklı laflar olmayacağını bilmesi gerekir

Bunları ciddi olarak kabul eden kişide asıl sorun
0
grimavi
(29.06.24)
@pavlis Bi masaja git moruk rahatla
0
🌸hops
(29.06.24)
@grimavi hay yaşa, bence de. Sonuçta ortam da niyet de belliydi. Eğlenmek. Resmen tuzağa düşmüş gibi hissediyorum akfllalsl
0
🌸hops
(29.06.24)
@hops, bugünkü senden olsun? Masajda gelen cevap.
0
pavlis
(29.06.24)
Kendi ellerimle yoğrurum aybettin.
0
🌸hops
(29.06.24)
Allah razı olsun, eline ayağına zeval gelmesin
0
pavlis
(29.06.24)
Hiç zaman kaybetmeden dürüstçe açıklamak en iyisi.
0
gabe h coud
(29.06.24)
Hatirliom dedim ama hatirlamadigim şeyler de varmış... Güzel vakit geçirdik, sağol, biz sizi arariz
0
abuzer
(29.06.24)
hahahaha cok güldüm.

ben dün ne sacmaladim ya kafani ütüledim icince oluyor bana böyle falan de bence. konu da unutulur gider.
sen de icme bu kadar :P
0
robert bosch
(29.06.24)
Bu hareket 10/10 romantik komedi başlangıç sahnesi bu arada. Evlenebilirsiniz de, o kadar emin olma. Kız bir de Karadenizli ya da aşiret paketse el mecbur eğleneceksin zaten. Yarın kapına abileriyle dayanırlarsa bir duyuru daha aç lütfen^^
0
sekizdokuzon
(29.06.24)
Bi dene yav ne olacak, birkaç hafta yiyin için sonra zaten olmazsa olmasın yine
0
balporsugu
(29.06.24)
Evlenmen lazım hacı. Sonuçta laf ağızdan Bir kere çıkar, sarhoşken çıkar sarhoş değilken çıkar diye bir ayrım yok…….
0
her giriste sifresini unutan adam
(30.06.24)
bence bir basla, olmazsa ayrilirsin :D
0
durgunfoton
(30.06.24)
ya bir karikatür vardı, sabah olmuş kadınla adam yataktalar, etrafta gelinlik damatlık falan saçılmış.
adam uyanıp ne içirdiniz lan bana diyordu. :)
las vegasa falan gidip içme hocam :)
0
parka
(30.06.24)
Yok ya istemiyorum bi ilişki şu an.
0
🌸hops
(30.06.24)
(19)

Cenazede hakkını helal etmemek

grimavi
Ananem hem anneme hem de bana manevi olarak zarar verdi, annem hakkını helal eder mi etmez mi bilmiyorum ben hakkımı helal etmeyi düşünmüyorum, maddi olmayan ödeşilemeyecek durumlarda helallik vermeyince cenaze namazı sırasında ne oluyor ?
Ananem hem anneme hem de bana manevi olarak zarar verdi, annem hakkını helal eder mi etmez mi bilmiyorum ben hakkımı helal etmeyi düşünmüyorum, maddi olmayan ödeşilemeyecek durumlarda helallik vermeyince cenaze namazı sırasında ne oluyor ?
0
grimavi
(28.06.24)
Tavşan dağa küsmüş.

Helal etmiyorum de içinden geç, şov yapmayacaksan.
0
pavlis
(28.06.24)
Bunun şovla ne ilgisi var imam boşuna mı soruyo, içimden geçerli oluyorsa öyle de olabilir, onu soruyoruz işte
0
🌸grimavi
(28.06.24)
Neden olmasın? İlla gitmene de gerek yok, şimdiden helal etmeyebilirsin. Orada helallik çadırı kurulmuyor sonuçta.

Şov yapacaksan da herkes önce bir ooooaaaaaa der sonra sevenler çıkışır, birkaç kişi yapma etme der sonra da banane der yoluna devam eder.
0
pavlis
(28.06.24)
Şimdiden oluyorsa yüzüne söyleyeyim bari, kendi de bilsin teşekkürler pavlis
0
🌸grimavi
(28.06.24)
gitmesinler. terbiyesizligin lüzumu yok ölmüs bir insan sonucta.
allah sirali ölüm versin diyeyim. kimin önce gidecegini bilemezsin.
0
robert bosch
(28.06.24)
oy birliği esası arandığından, karar yeter çoğunluğu sağlanamaz namaz iptal olur.

yeteri kadar nefret ediyorsan gitmezsin. ne olacak cemaat bi haa hooo uğultu yapar, imam da bi yerden sonra işine bakar geçer, duası vs her neyse.
0
wilhelmwasmuss
(28.06.24)
başınız sağolsun. anneanneymiş yabancı biri olsa bir şey demezdim ama eğer böyle bir durum varsa cenazeye gitmeyin. hoca sonuçta formalite icabı soruyor. torun olarak helal etmiyorum dersen diğer aile fertlerinden olumsuz tepki alabilirsin. ortam gereksiz gerginleşebilir. gerek yok ölen ölmüş ortamı germeye gerek yok. en fazla cenaze namazına gitmeyin olsun bitsin. anneniz cenazeye camiye mezarlığa gidecekse bence onun yanında olmanız da iyi olur. şova gerek yok +1
0
exlibris
(28.06.24)
Ananem henüz hayatta, gidip helal etmeyeyim derken cenazeye gitmekten değil ananem hayattayken ona gidip helal etmediğimi yüzüne söylemeyi kastetmiştim
0
🌸grimavi
(28.06.24)
helallik vermeyince cenaze namazı sırasında ne oluyor ? Yazmışsın???
0
pavlis
(28.06.24)
İsteyen helal eder isteyen etmez. Millet homurdanır en fazla helal etmeyene. Namaz kılınır olur biter.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(28.06.24)
@pavlis evet öyle sordum çünkü sadece o helalleşme ya da helalleşmeme imam sorduğu sırada söylenmeli sanıyordum

Cenazeye gitmeye de orda dile getirmeye de gerek yokmuş anladığım, derdim şov değil tabi ki
0
🌸grimavi
(28.06.24)
Hocam dizilerde filmlerde ya da gerçek hayatta "Sana hakkımı helal etmiyorum" diyen görmedin mi hiç? Tabii ki hakkı helal/haram etmek için bireyin ölmesine gerek yok yav. İtirazı olan şimdi konuşsun ya da sonsuza kadar sussun sahnesi değil bu shdhsh

Söyleyeceksen yüzüne söyle, cenazede hakkını helal etmeme videoları internete düşüyor arada. Millet kınıyor hep falan, haklıyken de haksız duruma düşersin eş dost arasında. Bizim kültürde ne olursa olsun ölünün arkasından kötü konuşulmaz algısı var. Dünyanın en kötü insanı olsa namazı kılınan kişi, yine helal olsun diyip geçilir orda
0
nundu
(28.06.24)
Cenaze çıkışı dayak yersiniz. Rahmetlinin sevenleri vardır illa ki.
0
HellKeePer
(28.06.24)
Orada helal etmiyorum dediğinde cenaze sahiplerinden bazılarını incitmiş olabilirsin, öfkelerini ve tepkilerini çekebilirsin, hiç gereği yokken olay çıkabilir, hiç istemediğin insanları kırıp dökebilirsin.

Halbuki senin hesabın anneannenle, diğerleriyle değil. Dolayısıyla hakkını helal etmiyorsan da bunu kimsenin bilmesine gerek yok. Mirası vardır reddedersin vs, illa gözle görülür bir şey istiyorsan yani. Ama cenaze namazında helal etmiyorum ya da haram olsun filan dersen olay senle onun arasından çıkar, huzursuzluk olur. Başkalarını bırak yine sen yıpranırsın annen yıpranır. Boşver derim ama sen bilirsin tabii.
0
muhayyer divan
(29.06.24)
Helal etmiyorum demeniz çok büyük bir olasılıkla sadece annenizi üzer. Sevse de sevmese de annesi sonuçta. Geri kalan ise kızar, kınar ne gerek vardı derler.sonra da bolca dedikodusunu yapar. İmamın umrunda olacağını sanmam, sorup geçiyor sonuçta.
0
boyalı kuş
(29.06.24)
İmam zaten formaliteden soruyor. Cenaze namazında böyle bir şekilde ortalık yerde bagırırsan önce herkes bön bön sana bakar deli mi ne diye. Sonra da imam ortalık yerde seni azarlar dünyaevi sorunlarınızı buraya taşımayın diye. Ardından hiç bir şey olmamış gibi namaz devam eder.
Belki ordan biri videoya çekecek sosyal medyada dalga konusu olacaksın.
Helal etmiyorsan şuan şimdi de etmiyorum etmiyorum de sonra otur bir kenara yak bir sigara.
0
limonlu eksi
(29.06.24)
fıkhi olarak bir kişinin hakkımı helal etmiyorum demesi cenazenin defnedilmesine engel değildir. fakat Peygamber Efendimiz'in cenazede merhumun kimseye borcu var mıydı diye sorduğu ve varsa yakınları borcunu ödedikten sonra ancak cenaze namazını kıldırdığı hadislerde geçiyor.
eğer maddi bir alacağınız yoksa, bahsettiğiniz hak nefsî, ırzî vb bir haksa cenazeye katılmamanız daha uygun olur. yukarıda yazıldığı gibi boş yere gerginlik, husumet yaratmaktan başka işe yaramaz.

Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında ölen bir kimse kötülükleriyle anılmıştı da Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştu:

(Ölülerinizi hayırla yâd ediniz.) (Buhârî, Cenaiz: 85; Tirmizî, Cenaiz: 63)
0
mustafakesekci
(29.06.24)
bir şey olmuyor. imam hakkınızı helal ediyor musunuz diyince cemaat üç defa helal olsun diyecek. sonra siz herkesin duyabileceği yüksek sesle "ben helal etmiyorum" diyeceksiniz. helal etmemek de sizin hakkınız. allah sana helal etmeme hakkı vermiş, imam da topluca soruyor. kulun ne haddine gidip hesap sormak, allah'ın kararını eleştirmek?
çolpan ilhan'ın cenazesinde hakkını helal etmeyen bir adam vardı :) youtu.be
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(29.06.24)
teyzemin oglu vefat etti, ben Turkiye'de olsaydim bunu yapacaktim, anne babasini ele gune rezil etmek icin. ama senin durumunda geriye kalan yine sizsiniz, annen falan, bence cenazede boyle birsey yapmak sizin durumunuzda gereksiz olur.
0
durgunfoton
(30.06.24)
(12)

Her Dediğinize İtiraz Eden İnsanla Diyalog

auroraaurora
Nasıl tarif edeceğimi bilemedim. Ukala desen değiil, çokbilmiş desen değil. Ama her dediğinize ya başka bir argüman, malumat veya öneri sunuyor. Örnek vereyim; yarın sabah uçakla Ankara'ya gideceğinizi söylüyorsunuz. Arabayla git, daha keyifli olur diyor. Niye uçakla gidiyorsun diye sormak yok. Belk
Nasıl tarif edeceğimi bilemedim. Ukala desen değiil, çokbilmiş desen değil. Ama her dediğinize ya başka bir argüman, malumat veya öneri sunuyor.
Örnek vereyim; yarın sabah uçakla Ankara'ya gideceğinizi söylüyorsunuz. Arabayla git, daha keyifli olur diyor. Niye uçakla gidiyorsun diye sormak yok. Belki arabayla gitme imkanım yok, belki araba tutuyor.
Bu kişiyle sinir harbine girmeden diyalog kurmanın bir yolu var mı?
0
auroraaurora
(28.06.24)
Bunlara laf anlatılmaz, "Tamam, sensin." de, yapacağını yine yap.
0
sekizdokuzon
(28.06.24)
@8-9-10 +1. böyle tiplere herhangi bişey açıklamam, anlatmam bile. böyle olup da ukala veya çokbilmiş olmamasına imkan yok. migrostan 1 kilo domates aldım desen, carrefourdan alsaydın oranın daha güzel ve daha ucuz der böyle tipler.
0
hops
(28.06.24)
bir kere düzgünce uyarın, hep muhalefetsin tarzı hayırdır diye. belki bu konuda enayiliği vardır.

sonra salın.
0
jülsezar
(28.06.24)
@hops
Market örneği cuk oturdu.
Biraz daha gözlemleyeyim bakalım.
0
🌸auroraaurora
(28.06.24)
ben bozuyorum, ne o oyle fakir gibi arabayla mi gidecegim falan derdim.

ama bana bunu yapan kisinin fakir olmakla falan bir problemi var kendini ust sinif gostermek icin surekli cabaliyor, varsa boyle bir durumu oradan vur.
0
durgunfoton
(28.06.24)
ay benim bi tanidigim vardi, bisi alirim mesela, gider incik cincik arar online daha ucuzunu bulur, buradan alsaydin niye oradan aldin, bilmem ne, surekli ayni terane. sal gitsin +1
0
kassiopeia
(28.06.24)
hiçbir şeyinizi anlatmayın buna.size kendinizi kötü hissettiriyor. Ya da eğlenmek için örnekteki gibi durum olunca arabanı yada arabanın benzin parası verirsen giderim diye dalga geç
0
pembediken
(28.06.24)
Sinir harbine gerek yok aslında. Bazı insanlar farkında olmadan default olarak her şeye itiraz ediyorlar. Bu insan hayatınızda bir yerlerde olmaya devam edecekse açık açık bu huyundan şikayetçi olduğunuzu belirtin. Yaptığının farkında bile olmayabilir.
0
pispinti
(28.06.24)
aynen anlattıgın bir insan tanıyorum kendisi babam. muhalefet olmak için muhalefet oluyor. sen mesela bu güzel desen öbürü güzel der, öbürüne güzel desen bu güzel der. muattap olmuyorum. ayda yılda bir zorunluluktan görüşürüm.
0
sizofren06
(28.06.24)
pispinti +1, adamin sohbet sekli bu olmus, belki farkinda bile degildir. Ben de bazen yapiyormusum gibi hissediyorum. Kendimi durduruyorum sonra farkina varinca. Bunun farkli bir versiyonu da basina gelen her olayi anlattiginda, basina daha ilginci, tehlikelisi, guzeli gelmis olan kisi.
0
mbond
(28.06.24)
Bozacaksın +1
Muhalefet ettiği anda sakin ama net bir şekilde "sen niye böylesin" diye gir, sonra açıkla "hep böyle böyle yapıyorsun farkında değilsin galiba ama sinir bozucu bir durum, insanlara kendilerini salak hissettirmeye çalışır gibi görünüyor. Bir derdin varsa konuşalım"
0
Bruce
(28.06.24)
soyleyis tarzina gore degisir. bir de bunlar ufak tefek seyler. cok onemli degil.

mesela ben biri boyle cok iddiali genellemeler yaptiginda normalde katilsam bile direkt muhalif pozisyona gecerim. belki sen de boyle bir insansindir bu adam da sana ayar oluyordur. otomatik olarak sana alternatif seylerin daha iyi olacagi dusuncesi olusuyordur kafasinda.
0
bohr atom modeli
(29.06.24)
(9)

İkili oynayan arkadaşlar

Mirabel
Herkese merhaba,10 yıldır aramızdan su sızmayan ve ailemize kadar tanıdığımız bir arkadaşım vardı. Aynı iş yerinde değiliz ama aynı sektördeyiz. Bu kişi 2 sene önce bana çok büyük bir kazık attı. Sağlığımla ilgili bir konuda elinde güç olmasına rağmen tüm işlemlere engel oldu. Bu sağlık meselesi, ço
Herkese merhaba,

10 yıldır aramızdan su sızmayan ve ailemize kadar tanıdığımız bir arkadaşım vardı. Aynı iş yerinde değiliz ama aynı sektördeyiz. Bu kişi 2 sene önce bana çok büyük bir kazık attı. Sağlığımla ilgili bir konuda elinde güç olmasına rağmen tüm işlemlere engel oldu. Bu sağlık meselesi, çocuk sahibi olmakla ilgiliydi. Detay vermek istemiyorum.

Bu konuda yanımda olmayı bırakın, üstüne tekme attı. Ki o güç konumuna da benim çevrem sayesinde geldi. O gün bugündür denk geldiğimizde selam bile vermiyorum. Bugüne geldimizde benimle yakın olan arkadaşlarımın onunla yakın olması da beni incitiyor. Profesyonel hayatlarına karışamam ama benimle tatile giden, yiyen içen ve durumumu da bilen kişilerin onunla kakara kikiri yapması canımı sıkıyor ve bu insanlarla da görüşmek istemiyorum. Onlara söylediğimde “ne var canım, üstünden kaç sene geçti, hala orada mısın?” diyorlar. Ama ben onunla bağlantılı insanlarla bağlantılı olmak istemiyorum.

Sorularım:

1. Sizce beni ne rahatsız ediyor? Rahatsız olmam normal mi? O insanlarla güzel vakit geçiriyorum aslında ama sanırım benim muhabbetimden ve yeteneklerimden bile beslenmelerini istemiyorum. İkili oynuyorlarmış gibi geliyor ve rahat edemiyorum artık.
2. Bu durumu aşmak için ne yapmalıyım? 2 senede geçer zannettim geçmedi. Terapiye gidiyorum geçiyor ama sonra tekrar geliyor.
0
Mirabel
(26.06.24)
sorularını okumadım sevgili Mirabel ama sana ben kendi fikrimi söyleyeyim.
en önce sen geliyorsun.
en üste kendini koy.
eğer o insanlarla görüşmek seni yaralıyorsa görüşme.
eğer o insanlarla görüşmek sana travmalarını hatırlatıyorsa görüşme.
milletin sana ne dediğini umursama.
üstelik senin travmaların için "aman canım hala orada mısın" diyen kişilerle zaten görüşmesen de olur.

üstelik, bence sen haklısın.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(26.06.24)
güveniniz sarsılmış, konuyu bilmemekle birlikte çocuk sahibi olmak diyorsunuz ve sanırım travmatik bir olay var.

rahatsız oluyorsanız oluyorsunuzdur, normal mi anormal mi sorgulamayın bence. bana göre çok normal mesela ama arkadaşlarınıza göre anormal gibi görünüyor.

yine rahatsız oluyorsanız bu kişiyle görüşen arkadaşlarınızla da aranıza biraz mesafe koyun, kendinizi tartın. eğer halinizden memnunsanız devam, arkadaşlıklarını özlüyorsanız da o zaman tekrar gözden geçirirsiniz.
0
deartheodosia
(26.06.24)
Rahatsiz oluyorsaniz gorusmeyin +1
Ancak bununla beraber sunlara bakmak iyi gelebilir;
Kalbiniz kirilmis, incinmissiniz. Bunu sadece siz degil baskalari da gorsun ve anlasin istiyorsunuz. Yani gorulmek istiyorsunuz gibi geldi bana. Bu cok insanca. Once bi kendinize sefkat gosterin. Bence cok zor bir olay olsa gerek yasadiginiz. Belki bu ihtiyaciniz, size bu kazigi atan kisinin sizi ne kadar kirdigini gormemesinden kaynaklaniyordur?
Bir diger nokta, ben kustum o da konusmasin, dilegi genellikle bagli degil bagimli iliskilerde olur. Siz boylesiniz ya da bu olay bunu yansitiyor kesinlikle demiyorum, dedigim gibi hislerinizi kimse inkar edemez. Ama illa bir seye bakmak istiyorsaniz yasaminizin baska alanlarinda, baska iliskilerinizde bu sekilde bir egilim var mi ona bakabilirsiniz.
Son olarak, yeteneklerimden muhabbetimden beslenmesinler istiyorum demissiniz. Bu da gorulme ve ayrica takdir edilme, degerim bilinsin, deger gorme ile ilgili olabilir. Sizde bir yansimasi var mi, ona bakabilirsiniz. Terapistiniz en dogru yolu gosterecktir.
0
kassiopeia
(26.06.24)
Ayrica arkadaslariniz ikili oynamiyormus gibi geldi bana, yani size yalan soylemiyorlar (benim ikili oynamaktan anladigim bu), gorusuyorlar bilginiz dahilinde ve buna iliskin konusmussunuz. Neden boyle nitelemek ihtiyaci duydunuz onu da dusunebilirsiniz. Zira o kisiyle gorusmemek sizin siniriniz, onlarin degil. Sizin kendiniz icin koydugunuz sinira onlar da uysun istiyorsunuz. Elbette isteyebilirsiniz, sizin karariniz ama buralara bakmak bir seylere yardimci olabilir.
0
kassiopeia
(26.06.24)
Ghosting yapmadan, bahane üretmeden taraflarını seçmelerini iste. Bitaraf olan bertaraf olur de.
0
gabe h coud
(27.06.24)
bence rahatsiz olman normal,
bizim is yerindeki bir problemden dolayi arkadaslardan birine, benimle is disinda birsey konusma diye tavir aldim. onlarin aralarindaki problem beni ilgilendirmez ama onun digerine yaptigi hareket o kisinin karakterini gosterir.
ileride onlar iyi olsalar bile beni baglamaz.
tavrini koymayan insanla da merhaba-merhaba dan ileri gorusmem cunku guvenmem.

ama bir suru degisken var, belki o arkadaslarin o kisinin arkadasligina bir sekilde muhtac, is icin, vs. vs.
0
durgunfoton
(27.06.24)
Ayrıntı bilmeden yeterince doğru ve adil bir değerlendirme yapamam ama onunla kikirdeyenlere kırılman incinmen haksız değil, durumumu biliyorlar diyorsun, yine ayrıntı öğrenme ihtiyacı duyuyorum ama bu kadar ağır bir şey yaşadıysan sen değil o kikirdeyenler yanlıştır bence.
0
muhayyer divan
(27.06.24)
Arkadaşlarınız ikili falan oynamıyor. Size göre haklı sebepleriniz olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. Gerçekten haklı da olabilirsiniz. Ama kimsenin kiminle görüşüp kiminle görüşmeyeceğini belirleme hakkınız da yok. Bugün bu kişi ile diğer arkadaşlarınızın görüşmesi sizi rahatsız ediyor, yarın belki de bir başka ortak arkadaşınızla görüşmek istemeyeceksiniz. Ne yani, tüm arkadaşlarınız sizin hassasiyetlerinize göre mi hareket edecek, sosyal çevresini belirleyecek. Bu size gerçekçi geliyor mu?
0
thracia
(27.06.24)
@hacirotti: olabilir hocam. En iyisi iş hayatındakilerle arkadaş olmamak ama bizim sektör küçük ve herkes birbirini yedekliyor işim düşer diye. Benim spektrum bozukluğum var strateji yapamıyorum.

Ona hak veriyorlarsa benimle konuşmasınlar hiç sorun yapmam yemin ederim. Söylüyorum da onlara. Ama işleri bana da düşer diye beni de yedekte tutmak istiyorlar. Ben bu kadar stratejik ve politik yaşayamıyorum. Yoruluyorum, enerji kalmıyor.
0
🌸Mirabel
(28.06.24)
(23)

Her işyerinde mutlaka bulunan karakterler

sekizdokuzon
Burada birlikte bir toparlayalım bunları, görünce şaşırmayız. Ben başlıyorum: Borsada sürekli hisse senedi kovalayan erkek.
Burada birlikte bir toparlayalım bunları, görünce şaşırmayız.

Ben başlıyorum: Borsada sürekli hisse senedi kovalayan erkek.
0
sekizdokuzon
(26.06.24)
klima savaşlarına neden olan kadın.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(26.06.24)
Astroloji vb. şeyleri fazla ciddiye alan biri.
0
auroraaurora
(26.06.24)
Alaylı, ulu bilge
0
pavlis
(26.06.24)
Patron yalakası. Onun yerine sen yerin dibine girersin. Onun o davranişlarını, konuşmalarını gördükçe, küçüldükçe küçülürsün en sonunda bir bakmışsın nokta kadar kalmışsın ama o hâlâ aynı şekilde yalakalığına devam ediyor. Başkası adına utanmak çok kötü.
0
rock n roll
(26.06.24)
bütün dedikodulara hakim çaycı-idari personel
sürekli aynı hikayeleri anlatan yaşlı amir
0
Hallegadola
(26.06.24)
Çalışma hayatında bir bilemedin iki kere geç saat mesaiye kaldığı halde sanki uzun bir dönem öyle geçmiş gibi "ohoo biz sabahlara kadar çalışıyorduk burda" diye yerli yersiz sürekli bundan bahseden tip. Çalıştığım 3 yerde de vardı.
0
akhenaten
(26.06.24)
Hiçbir şey bilmeden işte tutunanlar.

Yılın yarısını hasta geçirenler.
0
kimlanbu
(26.06.24)
beyaz yaka silkeleme odaklı ürünleri öve öve bitiremeyen tipler.
0
hops
(26.06.24)
klimayı sürekli açık tutmak isteyenler klimanın hiç açılmamasını savunan iki kişi.
0
liberal
(26.06.24)
şadan abi. her şeyden bahseden adam/kadın.
0
Improbable
(26.06.24)
Libidosu yüksekler
Mutsuz evliliğiyle yüzleşmemek için hibrit çalışma ortamında her gün ofise gelip, mesaiye kalarak haber okuyanlar
Gizli işsizler
0
gabe h coud
(26.06.24)
Birbirini anında bulan dedikodu sevenler. Komik tarafı en çok da birbirlerinin dedikodusunu yapmaları. Arada bana da gelip bir dedikodu bilgisi verir ve benim de onlara başka dedikodu aktarmamı beklerler, benden karşılık bulamayınca dışlarlar sonra.

Bir de şehir/iş değişikliği öncesi hoşlandığı erkeklere açıkça asılan evli kadınlar var.

Güne futbol sohbeti ile başlayıp, ikinci el araba bakarak devam edip, Facebookta okudukları gerçek olmayan bilgileri paylaşarak tamamlayanlar.
0
hasmetizm 2046
(26.06.24)
Ben burdayim demek icin hareketleriyle, sesiyle surekli kendini gosterenler. Yuksek sesle konusur, herkesle bi muhabbeti vardir, her ortami bilir, sirketteki tum giybetlere hakimdir, her seyin en dogrusunu o bilir. Sen neymissin be abi hesabi ama kadin da olabilir bu.

Isi onemsiyormus gorunup aslinda ona buna is cakmaya calisan, surekli ustunden is atarken kendi yaptigi sacma seyleri de bir kilifa uydurmaya calisan, saat 5 oldu mu sivisan, surekli “bana ne yeaa” modunda yasayan tip.
0
mor oje
(26.06.24)
sabahları kahve içmeden ayılamıyorumcular
0
jülsezar
(26.06.24)
şortla gelenlere “oohh tatile mi geldin” diyenler
0
respect
(26.06.24)
Surekli sikayet edip enerji emenler, dilinde birakip gidicem diyenler.
0
Feriyaanim
(26.06.24)
Aslinda bunlardan her ortamda var; cok arkadas canlisi, samimi davranip, kuyunu kazanlar.
durmadan cocugundan, kocasindan bahsedenler.
0
durgunfoton
(26.06.24)
Ağzı ya da teni kokanlar.
0
gabe h coud
(26.06.24)
Arkadaşlarına yıllardır evinden dışarıdan hiç bir şey getirmeyen ikram etmeyen tiplerin, yenilecek bir şey söz konusu olduğunda yiyicilikte ve bedavacılıkta anında ilk sırada olmaları, lokmaları götürmeleri.

Böyleleri ortamda olmadığında ikramlarınızı yapmanız tavsiye edilir.
0
diyecevaplandı
(26.06.24)
her boka muhalefet eden, gevezeliği ile sohbet adı altında cinayete teşebbüs eden ama hiçbir iş yapmayan, başkalarına iş yaptırmaya çalışan fosil, yaşlı çalışan.
0
wilhelmwasmuss
(26.06.24)
geç gelen personele ''bizde yemeğe çıkıyorduk'' diyen biri mutlaka vardır :')
0
since1907
(26.06.24)
Birileri için sürekli para toplayıp altın almak isteyenler ve buraya ait olmadığını düşünen, kendini geri plana atmış zeki mi yoksa asosyal mi olduğu belli olmayan tip.
0
ruhen hastayim ben
(26.06.24)
Boynerden sürekli kargo bekleyen kadın.
0
🌸sekizdokuzon
(26.06.24)
(11)

Amsterdam gezi önerisi

sacrilegious
Sabah 10-13 saatleri arasında rijk müzesi ve akşam 17-18 saatleri arasında anna frank müzesine gideceğiz. 19-20 arası da kanal turu yapalım dedik. Gecelemeyi amsterdam yapacağız. Belki bir red lighta bakarız. Bunun dışında sizin önerileriniz nedir? Yemr içme önerisi de gelirse çok sevinirim, teşekkü
Sabah 10-13 saatleri arasında rijk müzesi ve akşam 17-18 saatleri arasında anna frank müzesine gideceğiz. 19-20 arası da kanal turu yapalım dedik. Gecelemeyi amsterdam yapacağız. Belki bir red lighta bakarız. Bunun dışında sizin önerileriniz nedir? Yemr içme önerisi de gelirse çok sevinirim, teşekkürler.
0
sacrilegious
(25.06.24)
Anna Frank’e gitmeyin, bir şey yok, gezilecek bir yer değil.
Rijk Museum’da bir şeyler yiyip için, harika turtaları ve kahveleri var.
0
gabe h coud
(25.06.24)
anna frank'a bance de degmez. rijk museum'a ise 3 saat az bana gore. van gogh muzesi gorulebilir bos zaman varsa.
0
hot potato
(25.06.24)
Van Gogh müzesi? Heineken müzesi?

Anne Frank için beklenti önemli tabii. Viyana'da Freud müzesi de beklentiler için biraz yalındı. 17:00-17:30 olur herhalde zaten.

Nemo Science museum biraz basit. Sex Museum daha çok Penis ve BDSM museum gibi.
0
nawar
(25.06.24)
Trene atlayın Gouda'ya gidin, Gouda Cheese Experience'a girer peynire doyarsınız. Trenle 1 saat sürüyormuş gerçi, çok sıkışık olabilir.

Van Gogh müzesi+1

Van Stapele'den kurabiye yiyin.
0
kobuzchu kiz
(25.06.24)
Lale almayın.
0
gabe h coud
(25.06.24)
Açılın Amsterdam'a 3 defa gitmiş, 4.sü için yer arayan manyak geldi;

cafe zwark bistro tarzı küçük bir yer. yemek az ama o kadar yürüyüdükten sonra oturup dinlenmek ve bir şeyler içmek için baya güzel bir yer. veya akşam olduğunda gideyim de bir şeyler içeyim tarzında bir mekan. illa içki olarak değil, kahve de iş görür. benim acayip hoşuma gitmişti.
o'reilly's irish pub burası kendimle alakalı. amsterdam'a 2019 senesinde ilk defa gittiğimde görmüştüm ama irish pub'a gitmeyim şimdi, hiçbir şey bulamazsam giderim demiştim. ilk gezimde gidememiştim zira öncelliği diğer yerlere vermiştim. brüksel'e gittiğimde şubesi vardı. gittim oturdum orada. geçen sene kasım 2022'de gittiğimde dünya kupasına denk gelmişti. iki maçı orada izledim. orayı da sevmiştim ama bu son gittiğimde gidemedim
pasta e basta - rezerve gerekli fine dining restoranı. atmosferi baya güzel. garsonlar, siparişi verdikten sonra bir başlıyorlar şarkı söylemeye. baya iyiydi. ikinci gezimde son güne denk geldiğinden dolayı pek eğlenememiştim ama son gezimi tarihlerini buraya göre yapmıştım.
cannibale royale - son gezimde gittim. etleri baya güzeldi. ilk gün gittim. yetmedi son gün de gittim.
Cafe Winkel 43 - kahvaltı veya sonrasında elmalı turta ve kahve
The Pancake Bakery - pankekler epey büyük.
Dutch Pancake Masters - buranın pankek de güzel.
Butcher: Benim müdürüm ve yöneticim çok sevmiş ama ben denemedim.
0
put it in your appropriate place
(25.06.24)
modern sanata ilginiz varsa stadelijk. rez olmadan da girilebiliyor.

marina abromovic sergisi var hatta su anda.mükemmel zamanlama.

van gogh da güzeldir herhalde ama önceden bilet almak gerekli ben giremedim yer olmadigi icin.
0
robert bosch
(26.06.24)
anne frank' a gerek yok bence de,
nemo'ya asla gitme, cocuk yuvasi.

Tesadufen lagom diye bir kafeye gitmistim, guzeldi. patates kizartmacilar disinda sokak yemegi doner vs var. five guys belki farkli gelebilir.
0
durgunfoton
(26.06.24)
sinemaya ilginiz varsa eye filmmuseum.
0
ebucan
(26.06.24)
herkes demis ama ben de geri kalmayim, anna frank = cop.
0
bay b
(26.06.24)
acilin ben amsterdam’da yasiyorum! :) yeme icme onerisi verebilirim sanirim.

cannibale royale, etleri ve burgerleri guzel. bitterballen de guzel.
van’t spit, tavuk cevirmeci, organik tavuk, kendi soslarini yapiyorlar, bayagi hos.
lombardo’s, burgerci, cok doyurucu ve guzel burgerleri var, patates kizartmasi yok, firinda baby patates yapiyorlar. tatli sirin bir dukkan.
manneken pis, bence en iyi patatesci, dam meydanindaki subesinde sira cok az olur, diger taraf daha kalabalik. ama boyle peynirli falan pattes severseniz fabel friet cok ovuluyor, ben cok sevmiyorum.
the seafood bar, eger deniz urunu severseniz
back to black, kahveci, tatli bi dukkan
van stapele, dunyanin en guzel kurabiyelerinden, mutlaka alin

bir de vondelpark’a gidip takilin hava guzel olursa.
0
lemmiwinks
(26.06.24)
(14)

En absurd milliyetçi refleksiniz nedir?

sekizdokuzon
Benimki, az önce fark ettim, System of a Down dinlerken rahatsız oluyorum :pSizde neler var? Teşekkürler.
Benimki, az önce fark ettim, System of a Down dinlerken rahatsız oluyorum :p

Sizde neler var? Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(22.06.24)
YOĞURT. Öhöm sakinim. Yoğurt :')

Şimdi ben gerçekten sıfır milliyetçi bi insanım. Milliyetçilik kavramıyla temelde anlaşamadığım noktalar var vs çok detaylandırmıyorum.

Ama yoğurt Türklerin ya. Ve hani diğer tüm yemekleri diğer milletler sahiplensin gram takmam ama yoğurtu sahiplendiklerinde sinirlerim hopluyor ahdhdh
0
nundu
(22.06.24)
@nundu +1

Adı bile yoğurt yani en başta, diğer dillere bile bu şekilde geçmiş. Daha da bunun kafa karıştırmaması lazım.

Milliyetçilikten ziyade yanlış bilgiye kıl oluyorum. Ondan sinirimi bozuyor. Greek yogurt diye gördüm mü "püh" diyorum her seferinde :D
0
akhenaten
(22.06.24)
Şimdi ben gerçekten sıfır milliyetçi bi insanım +1 Hatta yoğurt meselesi de umurumda değil, o derece.

Ama Türk Yıldızları ve/veya SoloTürk gösterisi izleyince (3 kere izledim galiba) allah allah allah diye bağırarak düşmanın üstüne koşasım geliyor. Gösteri bittikten bir süre sonra tansiyonum/nabzım normale dönünce geçiyor.
0
kobuzchu kiz
(22.06.24)
Spacex inişini izleyince “USA! USA!” diye çılgınca tezahürat yapıyorum.
0
gabe h coud
(22.06.24)
Her milli bayramda muhakkak gösteri çıkarırım. Çocuklarla kırmızıları giyer laik atak geçiririz.
0
ruhen hastayim ben
(22.06.24)
@8910 +1
@nundu -1 çünkü "absürt" değil bence yoğurt, türk kahvesi, baklava vs. refleksimiz :)

Ben, bana "hiç Türk'e benzemiyorsun yeaaa" denince tetikleniyorum. Türkleri, Arap ya da 60'larda iltica eden Kürtler gibi fenotipli ve Arap, Afgan ya da Paki gibi dinci görüyorlar. Üstüne bir de tam olarak sarı filtre ülkesi kategorisine koyuyorlar. O yüzden içki içen, dinli olmayan ve açık renk tenli birini (ya da başı açık kadını) görünce "whoa! you don't look like Turkish, though" Bunun Türkleri genel olarak aşağılayan bir yaklaşım olduğunu fark etmeyen tipler de Ekşi Sözlük ve X'te gurur duyuyor bu sözle.
0
nawar
(22.06.24)
Yürü be, Turan ülkün yürüsün, soyun sopun türüsûn @nawar
0
🌸sekizdokuzon
(22.06.24)
Şu aralar hiçbir milliyetçi refleksi absürd bulmuyorum. Özellikle müzik ve dil konusunda.
0
muhayyer divan
(22.06.24)
yurtdışında biri bir şey dedi mi aslan kesiliyorum, TR'de çok sallamam.
0
duyurukullanıcısı
(22.06.24)
İş için yazıştığım biri Girne’nin Rumca adını kullanınca azıcık çemkirmiştim şehrin adı Girne diye. Kendime şaştım.
0
auroraaurora
(22.06.24)
Soykirim diyip durdugu icin kim kardasyana bileniyorum djfkfk
Hele soykirim vardi diyen turk gorursem nefret doluyor icim.
0
Kittie
(22.06.24)
Yunanistan'a her gittigimde cok rahatsiz oluyorum, kendimi hic guvende hissetmiyorum. bisey alikrken bile biriyle konusunca, eokaci midir? asalaci midir? aklima hep boyle seyler geliyor. belki ege bolesinde olunca cocukken anlatilanlardan etkilenmisimdir. Yunan arkadasim cok var, ama orada boyle hissediyorum.
bir de kafede aldigim baklavanin ustune, eskiden pastalara veya kokteyllere konan semsiyeden koymuslardi, artik dayanamadim kufur edip ciktim.

Bir de bunu tek karsilastigim Misirlilar yapti, yurtdisinda Turkum diyince evet ortadogulu oldugunu anladim falan diyor ama rahatsiz edici yilisik bir tavirlari var, hemen tetiklenip, tersliyorum benim atalarim Altay daglarindan arap collerinden degil diye. ben, beyaz tenli cekik gozlu bir yorugum, benzesek birsey demeyecegim.
0
durgunfoton
(23.06.24)
daha once yabanci ulkelerde yasadim ama almanya'ya geldigimden beri ilk defa kendimi azinlikta hissettim. bu da bende biraz milliyetci refleksler olusturdu. bunlarin baslicasi turk mutfagi. turk mutfagini cok ovuyorum ve manasizca elestirilmesine gelemiyorum. bunun disinda da birkac sey var. genel olarak insan gurbetcileri bir nebze anliyor burada uzun sure yasayinca. bu buyuk kisminin garip insanlar oldugunu degistirmiyor tabii.

dogal yogurt yapmayi da deneyecegim yakinda. boyle icimden bir ses her turkun yogurt yapabiliyor olmasi gerekir diyor nedense...
0
bohr atom modeli
(23.06.24)
Almanya'da starbucksta calistim ogrenciyken, bir tane de ukraynali kiz vardi. ve merkezi bir yerde calisiyordum, piril piril Turk ogrenciler, calisanlar gelirken hicbir sey demeyen bu kiz (Turkce konusurlardi belli ederlerdi yani), ne zaman tipi kayik bir suriyeli, arap gelse bunlar Turk galiba diye yanima geliyordu (onlarin guzeline hic Turk demedi ama).
Ben de karsilik olarak ne zaman rus veya eskort tipli biri gelse bunlar ukraynali, istersen sen ilgilen demeye basladim.
0
wishmaythşngs
(23.06.24)
(45)

arkadaşımın evimden zeytinyağı çalması

la lykia
eski bir arkadaşım kahvaltıya gelmişti.evde zeytinyağının içinde duran iki küçük bidon milas yağlı zeytinı var, ondan çıkarmıştım. çıkarırken de anlatmıştım, "işte bu zeytin böyle yağın içinde duruyor, yağda durmazsa hemen küfleniyor, coğrafi işaret aldı daha yakınlarda" vs. diye. o gün kahvaltı yap
eski bir arkadaşım kahvaltıya gelmişti.

evde zeytinyağının içinde duran iki küçük bidon milas yağlı zeytinı var, ondan çıkarmıştım. çıkarırken de anlatmıştım, "işte bu zeytin böyle yağın içinde duruyor, yağda durmazsa hemen küfleniyor, coğrafi işaret aldı daha yakınlarda" vs. diye. o gün kahvaltı yapıldı, dağıldık.

ben bir süre sonra bir baktım o zeytinin içinde durduğu yağ yok olmuş, haliyle zeytin de küflenmiş.

eve de başka kimse gelmemişti. duruma hiçbir anlam veremedim. acaba ben tuvalete gittiğim bir ara arkadaşım biraz daha çıkarmak istedi de yağı mı döküldü, belki elinden kaydı, olur ya insanlık hali. ama öyle bir şey olduysa bana niye söylemedi? belki unutmuştur ya da utanmıştır dedim.

arkadaşıma nazikçe sordum: "bizim o gün çıkardığımız zeytinin yağı mı döküldü o gün? zeytinler yağsız kalmış küflenmiş" dedim. haa evet ya galiba döküldü biraz dedi o kadar.

çok tuhaf buldum tavrını. zeytin de o bölgeye giden birinin getirdiği zeytin, markette falan satılmıyor, üzüldüm haliyle, koca bidon zeytin çöpe gitti. ama yine de zeytinde değilim, tavır ve rahatlığı tuhaf geldi ama neyse dedim üzerinde durmadım.

aynı arkadaşım başka bir gün akşam oturmasına geldi. tuvalete gitmiştim. döndüğümde mutfaktaydı, ben de mutfağa yöneldim, bir şey lazım mı dedim. yok peçete alacaktım dedi, önümü kesti, yani mutfağa girmemem için. bir şey istiyorsan ben vereyim dedi. ben yine bir şaşırdım, ne alaka benim evimde, sen bir şey istiyorsan ben vereyim asıl diye düşündüm ama bir şey demedim. yok su alacaktım ben de dedim, girdim mutfağa.

mutfağa girdiğimde gördüğüm manzara: evinden iki tane cam kavanoz getirmiş, bizim diğer ikinci bidondaki zeytinin yağını onlara aktarmış.

ne yapıyorsun dedim? ya işte bu yağ fazla gelmiş zeytine, aktarayım dedim falan diye saçmaladı. dedim ne alaka, o zeytinler yağın içinde duruyor, diğeri zaten küflendi, anlattım sana. sen ne yapıyorsun bana bir anlatır mısın dedim.

bu sefer itiraf etti, işte benim yağım bitmişti, bu yağ da bu zeytine fazla gelmiş diye düşündüm, bir şey olmaz nasıl olsa diye birazını alayım dedim dedi.

diğer zeytinin yağını da mı almıştın dedim, çok az almıştım dedi.

o kadar afalladım ki, ne diyeceğimi, ne tepki vereceğimi bilemedim. yemin ederim zeytininde, yağında değilim tabii ki, ama evime giren çıkan insan, bu düpedüz hırsızlık değil midir? kendimi salak gibi hissettim.

siz olsaydınız ne yapardınız, nasıl tepki verirdiniz? arkadaşlığınızı bitirir miydiniz, konuşur muydunuz?

*** ekleme 1 ***

ön yargı olmasın diye yazmamıştım başta:

bu kişi çok eski bir çocukluk arkadaşım. aynı mahallede büyüdük, ailesini tanırım. ben tahmin ediyordum ama arkadaşım yakın zamanda itiraf etti; babası ve baba tarafı çok sorunlu tipler maalesef. evde psikolojik, ekonomik, fiziksel şiddetle büyümüş.

kendisinin de kişilik bozukluğu ve/veya psikolojik sorunları olduğuna ve son zamanlarda daha da belirgin hale geldiğine inanıyorum.

işsiz ve aylardır iş bile aramıyor ve her gün düzenli alkol alıyor.

ben biraz manevi destek olmak istemiştim kendisine. aylardır iş aramasına yardımcı oldum, derdini anlamaya çalıştım, konuştum vs vs.

benden zeytin ve yağ istese veya para istese verecek biri olduğumu da, sırt çevirmeyeceğimi, bunun da asla lafını yapacak biri olmadığımı çok iyi biliyor ama bence asıl derdi "istememek" idi çünkü isteseydi kendini ezik hissedecekti muhtemelen.

zeytini anlatma nedenim ise; böyle şeylere çok meraklı ve ilgili olmasıydı. kahvaltıda sofraya çıkarırken bu nasıl zeytin böyle diye sordu. zira dediğim gibi markette olan bir zeytin değil. ben de anlattım.

yağ miktarı: 2 tane 5 litrelik cam kavanozdu. yarısında zeytin vardı. sanırım her iki seferde de 2 litreye yakın yağ yapıyor. bu arada yazmayı unutmuşum. ilkinde de yağ almış, dökülmemiş. benim evden bulduğu boş bir pet şişeye almış.

*** ekleme 2 ***

olay günü yani evden henüz gitmemişken biraz sert bir tepki verdim ve konuştum. bu yaptığın çok yanlış, başkasının evinde yapsan adın direkt hırsıza çıkar, niye benden istemedin vs. gibi bir konuşma. o da evet, çok haklısın, salaklık bu yaptığım, ben de çok üzüldüm seni üzdüğüme falan dedi.

ama ben olay günü ciddi şok yaşadım. hani insanlar bazen der ya, olay anında bağıramadım diye. o kilitlenme hissi nasıl bir şeymiş direkt yaşadım. insan birkaç dakika içinde aa 20 yıldır tanıdığım insan hırsızmış diyemiyor. gerçek anlamda afalladım.

olayın üzerinden birkaç hafta geçti şu anda. olaydan 1 hafta sonra ben bir mesaj attım. kendisini iyi görmediğimi, arkadaşı olarak destek olmaya çalıştığımı ama benim de yapabileceklerimin sınırlı olduğunu, düzenli ve az olmayan miktarda alkol alımının uzun vadede illaki ciddi sorunlara yol açacağını, en kısa sürede profesyonel destek alması gerektiğini nazikçe yazdım.

tamam konuşalım falan dedi ama o zamandan beri ben uzak duruyorum, o da bir tuhaf davranıyor. tersliyor, sonra şaka yaptım diyor. ben de biraz kaçtım açıkçası. zaten hakikaten işlerim de çok yoğundu ama biraz da bahane edip görüşmedim. eve zaten davet edemem artık.

bu arada ben psikoloji mezunuyum ama klinik uzmanlığım yok, terapi eğitimi de almadım. onun için tam bir yorum yapabilecek ya da tanı koyabilecek durumda değilim ama aklıma gelen şeyler var tabii.

son zamanlarda tam olarak şöyle bir tablo çiziyor: sürekli bir haklılık hali var. eleştiriye karşı çok hassas. her şeyi biliyor, herkesten farklı, herkesten zeki, kimse onu anlamıyor. evden çıkmıyor, kimseyle görüşmüyor ve sıkı alkol alıyor. işsiz ve iş aramıyor. şimdiye kadar yaptığı birikim ile geçiniyor. (erkek, yaş 38)

yani baya bitik bir halde aslında. biz de pandemide çok görüşmemiştik. sonra birkaç şey oldu, ben iş aramasına yardımcı oldum, bulduk da iş ama oradan da 2 günde gönderdiler. hatta patron demiş ki, sen çok tuhaf bir tipsin, adını koyamıyorum ama sana güvenemedim, birlikte çalışamayız. belki orada da birşey yaptı bilemiyorum.

benim de bundan sonra görüşmeye niyetim yok zaten.

çocukluk arkadaşımdı, eskiden böyle biri değildi. bir şeyler yapmaya çalıştım, sırtımı çevirmek istemedim bu haldeyken ama çoğu kişinin dediği gibi kimsenin doktoru değiliz, yapabileceklerimiz sınırlı.

yani öyleyken böyle...
0
la lykia
(14.06.24)
Zeytinyağı çalan arkadaş mı olur yahu? O an evinizden ve hayatınızdan kovmanız gerekir o kişiyi. Kovdunuz değil mi?
0
pispinti
(14.06.24)
Bunun adı hırsızlık.
O kişiyi evinize de almayın, yakınınıza da almayın. İletişiminizi kesin.

Basit bir zeytinyağı kaybetmek değil insanı sürekli tedirgin edecek bir şey. Kendi evinde böyle bir olay olunca insan kendini savunmasız ve çaresiz hisseder.

Ben olsaydım "Bence bu hırsızlık ve asla kabul edebileceğim bir şey değil. Seninle arkadaşlığımı sonlandırıyorum." derdim. Siz de öyle deyin hatta umarım o anda söylemişsinizdir bunu.
0
michael_knight
(14.06.24)
Ohaa cok urkutucu bence ya, gercekten insan ne tepki verecegini bilemez. Ciddilesip hadi ordan siee deseydiniz iyi olurdu, direkt arkadasligi bitiririm tabii ki konusmak ne demek.
0
Feriyaanim
(14.06.24)
evime davet etmem. özellikle görüşmem. karşılaşırsam selam selam. çok çok yakın arkadaşlarıma da anlatırım.
0
elorelia
(14.06.24)
hocam zeytinin yağını çalan kişi kesin başka şeyler de çalmıştır. bu şahsın size gelmesi sonrası kaybolan eşyalarınız oldu mu bir onu düşün bence.

her halükarda da şahsı hayatınızdan çıkarın, kabul edilebilecek bir davranış değil bu zira. ayrıca "bir anlık şeytana uydum" gibi bir durum da yok, hazırlık yapıp evden şişe getirmiş diyorsunuz. böyle birine zerre güven olmaz bence.
0
shadowfollower
(14.06.24)
elorelia +1
0
jülsezar
(14.06.24)
Arkadaşınız olduğu için belki daha geniş perspektiften bakamıyorsunuz ama insan sadece zeytinyağı çalmaz. Sizden istemek yerine gizli kapaklı çalmayı tercih etmiş. Huydur bu. Görüşür müsünüz bilmem ama evinize sokmayın okurken rahatsız oldum.
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(14.06.24)
çok kötü ya, o kişiyi bir daha evine sokmamanı ve hatta iletişimi tamamen koparmanı gerektirecek bir durum bence bu. resmen hırsızlık.
0
hrskrs
(14.06.24)
Hırsızlık.
Hayatımdan çıkarırım. Böyle bir insana nasıl guveneceksiniz? Ya başka şeyler de çalarsa?
"Ya param bitmişti sende fazla varmış"
0
logisticsmanager
(14.06.24)
herkesin aksine yorum yapacağım. herkes dışarıdan bir insan olarak kesin ve net kıssas istemiş, ama arkadaş var arkadaş var. bazen bazı insanlara karşı o kadar radikal olamıyorsunuz. benim de evime gelen arkadaşlar oluyor. şeytana uymuştur, salaklığına denk gelmiştir, idrak edememiştir vs...o yüzden herkese ikinci bir şans veririm. tabi bu karşıdakinin ne kadar üzüldüğü, sıkıldığı, pişman olduğu ile paralel. eğer bu dediklerim varsa ikinci bir şans veririm. eğer iflah olmaz, rahat biriyse her zaman yapıyor ve yapar demektir. direkt yol verirdim. hatta etrafımdakilere de rezil ederdim herkes dikkat etsin diye.
0
buenosdias
(14.06.24)
ya hırsızlık deyip kriminal tarafına yüklenmeden bu bence direkt mallık. istiyorsan söyle ya zeytinyağı çalmak ne sjkdhfsd ben olsam hırsız da hırsız diye anlatmam da böyle tuhaf hasta değişik biri olduğunu anlatabilirim belki yakın arkadaş çevreme, o da daha çok gülmek için jhgd ve kendisiyle de tabii sohbeti keserim. başka şeyleri almış mı bi kontrol bence de manyak belli ki.

edit: ön yargı dediğiniz şey arkadaşı tamam normal değil ama biraz anlaşılır kılıyor. cidden hastaymış adam.. grimavi ve paintovaa hak verdim, bu hikaye karşılıklı acayiplik olmadan zor.
0
nic cage
(14.06.24)
ovdugun birsey oldugu icin, bana hirsizliktan daha cok sana gicigi var da zarar mi vermek istedi diye dusundum.
0
durgunfoton
(14.06.24)
nic cage +1
Bize göre tabii ki hırsızlık da, benim evime giren çıkan bir arkadaşım bunu yapsa mal mısın aq diye ensesine vurur dalga geçerim. Sonra da neden böyle bir mallık yaptığını anlatması için sıkıştırırım.

Tuhaf bi davranış kesinlikle, hırsızlık gözüyle bakmayabilirim ben de yakın bir arkadaşım bunu yapsa.
Biraz köylü kurnazı, sinsice bir hareket; bu huylarla uyuşan genel bir tavrı varsa bu insanın dikkat etmek gerekebilir.
0
Bruce
(14.06.24)
bu suçtan ceza evinde yatanlar var. aydın bölgesinde yaşıyorum, zeytinyağ hırsızlığı çok yaygın burda.
0
mikahakkinen
(14.06.24)
korkunç ya, bir de böyle bir insanı evime almış olma fikri içimi ürpertir dururdu.

planlamış bi de, evden cam şişe getirmeler falan. daha fazla vakit geçirse, başka şeyleri gözüne kestirse küçük küçük soyacaktı demek ki. asla görüşmem, yakınımdan bile geçirmem.
0
ofelia
(14.06.24)
evinden direkt kov bu hırsızı.
bu yarın senin evinden paranı, pulunu her şeyini çalar.
yuh ya ben tutar küfür ederek kovardım evden.
ayrıca herkese hırsız olduğunu söyle durumu anlat.
başkasının evinden ufak çaplı neler çalmıştır bu aklın durur.
bak konu çok önemli herkese söylemezsen vebali senin boynuna.
0
OgutucuRecep
(14.06.24)
hırsızlık bu. arkadaşın hırsız, kleptomanyak veya düpedüz mal. böyle birisi oldugunu bu zamana kadar nasıl anlayamadın hayret. evine nasıl alıyorsun böyle birisini, evinden başka şeyler de almıştır bu. almadıysa da alır yani, güvenemezsin ki.

yapacağım şey, bir daha asla evime, arabama almamak. yakınlarıma anlatmak. mümkün oldugunca az muhatap olmak.
0
abelardo
(14.06.24)
Evime gelecek kadar yakın arkadaşım beğense ve istese gerekirse tamamını veririm o yağın ama benden çalınca ı ıh. Kavanozdaki yağı geri boşaltıp yollarım kapıdan.
0
nawar
(14.06.24)
Ben hırsızlıktan fazlasını gördüm bu olaylarda. Şöyle ki ilk bidondaki zeytinyağını zeytinler küflensin diye lavaboya dökmüştür. Sizin açıklama yaptığınız gün yapmışsa yanında zeytinyağını koyacak kap vs yoktur çünkü. İkincisinde de yine zeytinler bozulsun amacı var ama zeytinyağı da boşa gitmesin istemiş. Arkadaşınızın amacı hırsızlık değil kötülük yani. Belki sizi kıskandığından da yapıyor olabilir
0
gnosis
(14.06.24)
ikiniz de acayipsiniz. zeytinyağını almışsa ve sana söylememişse salaklık yapmış. muhabbeti azaltırsın en kötü ihtimal. bu kadar büyütmelik bir şey göremiyorum
0
paintov
(14.06.24)
Koşarak uzaklaş ondan.
onu tanıyan arkadaşlarınıza da söyleyin :
- eve geldiğinde yağlarınızı bodruma saklayın.. diye.

@paintov ,
bu tür hırsızlıklar başka hırsızlıklara gebedir.
0
diyecevaplandı
(14.06.24)
Yalnız hocam senin arkadaşına zeytinyağı şovu yapman da gereksiz olmuş, ona da bir hediye boyu alırsın o zaman bilgi verirsin anlarım da

ikiniz de tuhafsınız+1
0
grimavi
(14.06.24)
ya bırak gitsin
insanlar kendini kurtarmak istemiyorsa sen niye fazlasını yapıp kurtarmaya çalışasın ki
0
OgutucuRecep
(14.06.24)
Herkes gerekeni söylemiş zaten ben de ne kadar bir yağ onu merak ettim? 1 litre filan mıydı yoksa daha mı fazla?
0
yenibirgüzelnick
(14.06.24)
bence de hirsizligin disinda birde cekememezlik gibi bir seyde olabilir gibi gorunuyor. korkunc bir durum gercekten, ozel alanin ihlali
0
foster
(14.06.24)
Arkadaşınızın psikolojik rahatsızlığı olduğunu düşünüyorum (kleptomani) kendisi ile konuşup tedavi olması için ikna edin. Böyle bir durumda nasıl tepki verirdim bilemedim ama soğuk kanlı ve mesafeli olmakta fayda var.
0
doharkoman
(14.06.24)
enteresan valla. son ana kadar hep "kesin bidon delinmistir akmistir, insan arkadasinin evinden zeytinyagi mi calar ne kadar sacma" diyodum. maddi durumu falan mi kotu? ekmek falan da degil ki, zeytinyagi. kleptomani olabilir mi? veya istahina duskun birisi de kaliteli zeytin yagina mi karsi koyamadi?

yani arkadasligimi bitirmem ben muhtemelen, ama baya bozulurum ve arayi da acarim diye dusunuyorum. ama grupla arkadaslik durumu varsa gorusmemezlik etmem yani sahsen. borc alip geri odemeyen arkadaslarima da ayni tarifeyi uyguluyorum, biraz saf olabilirim ben.
0
icim urperiyor
(14.06.24)
"bir şey istiyorsan ben vereyim"
ve
"iki tane cam kavanoz getirmiş"

kısımlarına koptum yalnız.

bu kısa hayatta, kimseyi düzeltmekle falan uğraşmayın. bazı şeyleri tamamen kesmeli insan.
0
la traviata
(14.06.24)
Ben de arayı açardım, bir daha da asla evime almazdım. Ne saçma bir durumdur bu valla dönüp dönüp tekrar okudum duyuruyu.
0
peki madem
(14.06.24)
Olayı normalleştiren ve ''nolcak yeaa'' diyenlere bir anlam veremedim. Bu bildiğin hırsızlık. Hadi amacı hırsızlık değilse bile kasıtlı bir şekilde zarar vermek e bu da hırsızlık kadar kötü bir şey.

insan arkadaşının malına vs. bile isteye neden zarar vermek istesin. İstiyorsa da arkadaş değil düşman denir ona.

Ben olsam arayı açardım ha açmasam bile evime almazdım bir daha.

Hadi ilkinde oldu neyse unutalım desek bile bunu bir daha yapıyorsa bunun devamı da gelir çünkü.
0
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(14.06.24)
Soruyor musun bir de olduğu çıkart gitsin. Mesele zeytinyağı değil düpedüz planlı soyguna gelmiş
0
birmilyonunvarmi
(14.06.24)
Sizi nasıl "ilginç" bulmuş bazı yanıtlayanlar hiç anlamadım.

Bu mevzubahis arkadaşı yaptığı hiçbir şeyin sorumluluğunu almayan, şuursuzca yaşayan, aman nolcak ya diye her senaryoda eğer mümkünse mevzuyu kendine doğru yontan tiplere benzettim ben.

Hayatta tutmak için bi sebep yok, varlığı zarar çıkarın gitsin elbette.
0
hedep
(14.06.24)
ananiyimioguz
(14.06.24)
son zamanlarda okuduğum en garip şeylerden. manyak mı yanında kavanoz taşıyor bir de? zeytinyağı yani bu?? direkt arkadaşlığımı bitiririm ben, bu tiplerin yanında korkuyorum. çevreme de anlatırım tabii.
0
deartheodosia
(14.06.24)
Arkadaşlık bitirilir, sorarsa da içinde olulan her türlü sözü yüzüne boca edersin, her yerden de engellersin. Bu kadar.

Eski bir arkadaş olup senden bir miktar yağ isteyemeyecek kadar seni tanımayan, buna karşılık yaşab söyleyerek yağını çalmaya yeltenecek kadar cüretkâr ve girişken(!!!) olan insan düpedüz hırsızdır kıskançtır hazımsızdır. Üzgünüm, kötü biri o. Acilen hayatından çıkar derim.
0
muhayyer divan
(14.06.24)
Yaşab = yalan
0
muhayyer divan
(14.06.24)
Aradaki açıklamanı şimdi okudum, şahıs işsizmiş, "artık" iş bile aramıyor ise ciddi çıkmaza girmiş ve kafası bulanmış olabilir, hele ki erkekse veya eline bakanlar varsa iyice sıyırmaya yaklaşmış olabilir.

Evet meraklıymış ilgiliymiş ama o ilgisi merakı çok yüksek ihtimalle bundan para kazanılır mı bakış açısından kaynaklı. Yoksa övdüğün şeyin sendeki mevcudiyeti onu kudurtmuş olabilir. Bazı insan gerçekten kıskanç olur, hazımsız olur, hazmedemediği şeyler karşısındakinde de olmasın ister. Öyle biri mi bilmiyorum ama aç kedilerin önünde et yemek gibi olmuş seninki. Keşke yapmasaydın. İnşallah bir daha yapma.
0
muhayyer divan
(14.06.24)
arkadaşının çok ciddi sorunları var. sadece hırsızlık değil akli bir sıkıntısı olduğunu düşünüyorum. her durumda uzak durmakta eve sokmamakta fayda var.
0
orpheus
(14.06.24)
İletişimi keserdim. Eve kavanozla gelmiş, plan yapmış, kleptoman olduğunu sanmıyorum. Ya art niyetli ya da başka psikolojik sorunları var. Her türlü uzak duymak isterim. Ha param çoktur, psikiyatr ücretine yardım ister, onu öderim, o kadar.
0
asteriks
(14.06.24)
arkadasin balatayi siyirmis..
0
cooperr
(14.06.24)
bence ellerini aç ve tanrıya evden başka birşeyde çalmamıştır inşallah diye dua et.
0
Zetnikov
(14.06.24)
çok çok çok uzun zamandır ne ben bence ne de duyuru böyle bir olaya denk gelmemişti. Bunu yapabilecek "cesaret" içinde olan insan bence sizden isteyebilirdi de. İstemekten utanacak olsa çalmaktan, almaktan daha çok utanmalıydı. Nereden tutsan elinde kalan saçma sapan bir olay. Sırf böyle anlarda yok olmak istiyorum ben. devamını nasıl kotardınız çok merak ettim.
0
sparkle kiddle
(14.06.24)
birine bunun şovunu yapmış kendi yağı gibi sonra o kişi istemiş olabilir mi xd her ne sebeple olursa olsun hırsızlık kötü ve devamı gelir
0
ala09
(14.06.24)
bugün bir entry gördüm, çok hoşuma gitmişti favorilemiştim.

insanlığın sonu hümanizm yüzünden olacak şeklinde bir entry.

hırsız hırsızdır, ailesinden psikolojik şiddet görmesi filan geçin bunları. normalde evinize giren hırsızla arkadaşlık kurmuyorsanız, bu şahısla da olmamalısınız. ayrıca bu rezaletten sonra, mesaj atmanız filan, işte insanlığın sonunu getirecek hümanizmden anladığım mikro örneklerden.
0
wilhelmwasmuss
(15.06.24)
Tabii ki bundan sonra görüşmek olmaz, çevremizdeki kişilere onlar özellikle istemediği sürece yardım etmek maalesef imkansıza yakın, incindiğinizle kalırsınız.

İşsiz olması, zamanla kendini en haklı görmesi, kimsenin onu anlamaması patternleri bir tanıdığımda da vardı. 45 yaşında olmalı şu an hala işi yok ve hiç düzelmedi, biz de görüşmeyi kestik. Umarım destek alır ama kendini her durumda en haklı gören birinin destek almaya gitmesi mümkün olamıyor herhalde.
0
montreal
(15.06.24)
(7)

yedekli yaşama

bir soru sorcam
mesela güneş gözlüğügündelik ucuz ve daha dikkatli kullandığım pahalı bi şeyspor için ayrı ayakkabı, gündelik ayrı, iş ayrı (yedekleriyle)saat aynı şekildenormal gözlükten de 2-3 tane var kırılırsa diyesevdiğim eşyaları yedekliyorum sanırımgömlek giyemediğim kadar çok varminimal yaşama mı geçmek laz
mesela güneş gözlüğü
gündelik ucuz ve daha dikkatli kullandığım pahalı bi şey

spor için ayrı ayakkabı, gündelik ayrı, iş ayrı (yedekleriyle)

saat aynı şekilde

normal gözlükten de 2-3 tane var kırılırsa diye

sevdiğim eşyaları yedekliyorum sanırım
gömlek giyemediğim kadar çok var

minimal yaşama mı geçmek lazım alışveriş krizleri yaşaynca biraz abartıyorum sanırım
eskileri de atamayınca iyice birikiyor

sizlerde durum nasıl
0
bir soru sorcam
(11.06.24)
Çok az kıyafetim var. Özellikle böyle tercih ettim, çünkü dünyanın böyle sınırsız kaynağı yok. Kıyafet alacağım zaman mümkünse 2. el almaya çalışıyorum.
0
rock n roll
(11.06.24)
cop ev gibi ev. bir suru guzel sey bulmus almisim 4-5 parçayla mevsimi bitiriyorum 3 ayri yerde yaşıyorum 2-3 gunde bir ev degisiyor. her seyi yedekleye yedekleye fenalik gecirdim. kilom da degisiyor bazen zayif bazen sisiyorum bu yuzden atamadiklarim da cok. bugun sadece kiyafetleri toplamak icin yardimci cagirmaya karar verdim yoksa cop ev diye belediye temizlige gelcekZ bildigin sirtimda agir bi yuk hepsi. ayakkabilardan bahsetmeyecegim

sanirim yeni bir sey alirkeb eskilerden 1-2 parca postalamak bir yontem olabilir. tadilat gereken seylere tadilat icin belli sure taninabilir canta, ayakkabi icin. gerisi kendine eziyet
0
ala09
(11.06.24)
Günlük tişörtleri yedekli alırım. Massimo Dutti’den 20 tane aynı tişört var. İç çamaşırı ve çorap da aynı şekilde.

Bunların dışında çok fazla farklı tişört vs her türlü kıyafetten çok fazla var. Ayakkabı, gömlek, takım vs.
0
gabe h coud
(11.06.24)
Ya bu yedeklemek mi bilmiyorum ama lanet olsun bi taki, aksesuar hastaligim var. Benzeri olan ya da olmayan 1637 tane küpe,kolye falan aliyorum. Gozum donuyor para acisindan acimiyorum. Kıyafette benzer almam.
0
Feriyaanim
(11.06.24)
Bu yedek işinin tanımını açmak lazım.

Bazı şeylerin yedeğinin olmaması enayilik.

Gözlük kullanıyorum. Eski gözlüğün camına ucuz çerçeve aldım duruyor. Kullandığım gözlüğüme bişey olur kırılırsa, yaptırana kadar gözlüksüz mü gezeyim.

Yeni ayakkabı alınca, eskisi giyilebilcek durumdaysa atmıyorum niye atayım.

Saatim 1 tane var, çok da önemli değil benim için.

E 1 den fazla thirtünüz varsa o da yedekli oluyor fjsjjs
0
jülsezar
(12.06.24)
roll-on, şampuan, tuvalet kağıdı, kahve gibi elimin altında olmazsa zorlanacağımı düşündüğüm şeylerin her zaman bir yedeği vardır ancak kılıf, kıyafet, aksesuar pahalıya patlasa da anında çözebileceğim şeyler olduğu için yedeklemem.

her yazlık / kışlık esnasında da sezon boyunca asla giymediğim, giysem de yakıştırmadığım her şeyi belediyelerin kıyafet bağış kutularına gönderiyorum.

alıp beğenmediğim ürünleri de (her ne olursa olsun) durumu iyi olmayan birine veriyorum ya kendine alıyor ya da dağıtıyor.

kırık, çıkık hiçbir şey barındırmıyorum böylece ev de yığın olmuyor. 1 kere atmaya / bağışlamaya başladığınızda duramıyorsunuz zaten.
0
charbiel
(12.06.24)
yedekli yasamaya girer mi bilmiyorum ama benzer sekilde mesela denize raybanlarimla gitmem, ucuz gozluklerimle giderim.
is yaparken ayakkabilarim kirleniyordu gittim crocs aldim.
0
durgunfoton
(13.06.24)
(2)

Kaşta villa

agreas
Kaş, kalkan veya fethiyeden villa kiralamak için önerebileceğiniz bir site var mı?
Kaş, kalkan veya fethiyeden villa kiralamak için önerebileceğiniz bir site var mı?
0
agreas
(11.06.24)
Kasi bilmiyorum da mesela kayakoy sit alani ve villalar temelsiz, ve deprem bolgesi.
0
durgunfoton
(11.06.24)
Biz kalkan'da tuttuk birkaç hafta önce, airbnb'den. Herhangi bir problem olmadı.
0
mirty
(11.06.24)
(9)

Kafayı işle bozan, hayatın merkezine işini koyan insanlar

ananiyimioguz
Sizce bu arkadaşların yaptıkları sağlıklı ve doğru mu? Yani belki de ben yanlış yapıyorum bilmiyorum ama..Branşı neyse sürekli ona yoğunlaşmış, birileriyle buluştuğunda sadece onun hakkında konuşan. Sosyal medya postları hikayeleri, esprileri, giyinişi falan sadece onunla ilgili olan. Yatıp kalkıp s
Sizce bu arkadaşların yaptıkları sağlıklı ve doğru mu? Yani belki de ben yanlış yapıyorum bilmiyorum ama..

Branşı neyse sürekli ona yoğunlaşmış, birileriyle buluştuğunda sadece onun hakkında konuşan. Sosyal medya postları hikayeleri, esprileri, giyinişi falan sadece onunla ilgili olan. Yatıp kalkıp sadece ilgilendiği alanı düşünen arkadaşlardan bahsediyorum.

Bir yanım "ya ne güzel işte ilgilendiği ve mutlu olduğu alanı bulmuş o alanda ilerliyor" diyor.

Diğer yanım "zaten bir kurgunun içine sokup bizi kullanmak üzere yetiştirdiler, kimilerimiz de böyle şartlandırılmış gibi tüm enerjisini o şeye harcıyor, etinden sütünden yararlanıp bir güzel sağdıktan sonra da önümüze bir kaç çimen atıyorlar ve arada yeşil kırlara çıkarıyorlar, halbuki yaşamak bu değil, yaşamdan alınabilecek başka güzel deneyimler, ilişkiler, tecrübeler var" diyor.

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz, mesela bir arkadaş var, ulan aynı okulu okuduk, aynı dersleri gördük, aynı şeyleri biliyoruz ama yatıyor kalkıyor work work work, yazılım aşağı yazılım yukarı.

Belki azminden ötürü benden daha çok kazanıyordur kafayı bu kadar kırdıysa orasını bilemem ama.. ben hayatı daha çok yaşıyormuşum gibi hissediyorum.

İnsanların mesela futbola yöneldiyse tüm hayatını futbol yapması bana çok tuhaf geliyor. Gerçekten tuhaf mı yoksa ben çok yönlü olucam diye tek bir alanda mükemmel tatminliğe ulaşamadığım için içten içe kıskanıyor muyum bilemiyorum.
0
ananiyimioguz
(08.06.24)
Yogun bir is temposu olunca eger insan direnmezse cidden is tum hayati oluyor. Biz arkadaslarla disaridayken bazen diyoruz is konusmayacagiz bugun diye.
0
aguen
(08.06.24)
Cani isteyen istediği gibi yaşar, kimsenin hayatının benden iyi ya da kötü olduğunu düşünemem. Misal bir başkası da size bakıp benzer şeyler düşünüyor olabilir.

Misal hayat kurtaran doktor/ogrenci yetistiren ogretmen/kanser arastirmasinda olan bilim adami vs isini hayatinin merkezine koyduysa da aynı şey mi sizin icin?

Ozel hayatında ne yaptığını bilmiyorsunuz tabi. Ben misal is yerinde bir sürü deli gibi çalışan insan gördüm ama özel hayatlari da oldukça dolu.
0
logisticsmanager
(08.06.24)
ünide de böyle insanlar vardi.muhabbet hep hocalar nerde phd yapmis, 10 sene önce bir dersinde elektrik kesilmis bla bla diye bir saka yapmis...

lisede de hangi hoca özel dersi kaca veriyor, kim kac net yapmis falan diye negatif negatif muhabbetler olurdu.

benim hayatimda öyle insanlar yok. en fazla komik bir olay, is yerinde sevgilisini aldatiyordur falan onlar disinda konusmuyoruz
0
robert bosch
(08.06.24)
kafayı işle bozmadım fakat işimde bir sorunu çözdüğüm zaman veya kritik işleri tamamladığım zaman yaşadığım hisler tarif edilemez, hayatta keyif aldığım istisna şeylerden biri.
olay para v.s. de değil. tatmin olma hissiyatı.
0
nuisance2
(08.06.24)
Alanında uzman olmak isteyen biri ister istemez böyle oluyor.
Senin dediğin galiba reklam yapanlar, ben de linkedin dünyasına girdim ve uyuz olmaya başladım. Tanımasam kendilerine -wow einstein mübarek derim.
ama “bunlarda her yerde” diyorum eko gibi.
0
durgunfoton
(08.06.24)
kesinlike bana göre bir yaşam biçimi olmasa da, alanında tanrı seviyesine gelmiş insanlarda bu duruma saygı duyuyorum. ( misal işte futbol da messi filan gibi) ama onun haricindeki sıradan insanlar da bunun hastalıklı olduğunu düşünüyorum. tavrının hastalıklı olduğunu düşündüğüm insanlara da saygı duyamıyorum maalesef. bence düpedüz y.rak gibi adamlar böyle insanlar. robot gibi makina gibi tipler.

işinde titiz olan insanlara büyük saygı duyarım ama bu farklı bir seviye. gıcık, sevimsiz bir insan türü.
0
wilhelmwasmuss
(09.06.24)
İşten işe değişir yani yapılan iş belki çok ulvi bir amaca hizmet ediyordur ve dolayısıyla kişi orada maddi tatminin yanında başka bir şey de buluyordur, bunu bir nebze anlıyorum. Ancak sanırım üst düzey bir Microsoft yöneticisinin bir yerde yazdığı yazıda görmüştüm, çok basitçe "Ölüm döşeğinde kimse 'Ah keşke bir günüm daha olsa da ofisimde biraz daha çalışabilsem' demez" şeklinde bir şeydi.

Kendi bulunduğum alan IT ya da bankacılık için düşündüğümde açıkçası "Çok daha yoğun, çok daha fazla" çalışmak için bir sebep görmüyorum, zira fazladan çalıştığım saatlerin ya da gereksiz yere katlandığım stresin maddi getirisi kaybettiğim zaman, fiziksel ve mental sağlık, sosyal hayat vb. gibi şeylerde yaşadığım kaybı geri satın alamıyor. Bu açıdan bakınca bu bir denklem aslında, haliyle de kişiden kişiye değişir. Diğer taraftan yukarıda da bahsedildiği gibi işin bir de "Güç" tarafı var. Yani Elon Musk'ın bu kadar hırslı olmasının sebebi sadece para olmasa gerek mesela. Bazı insanlar meslekleri üzerinden sosyal statü ediniyorlar ve o meslekte yükseldikçe sosyal statüleri de yükseliyor. Haliyle bu oyunun içindeki bir kişi için de durmak demek oyun dışı kalmak olduğu için onlar da ister istemez işlerini her şeyin önüne koymak zorunda kalıyorlar zira bir noktadan sonra sosyal statüleri sahip oldukları hemen her şeyin temelinde kalıyor.
0
salihdt
(09.06.24)
hustle culture bu. abd kökenli kapitalist bir tarz

çok para kazanmayacaksan.. olduğun yerde sayacaksak.. dünyaca ünlü biri falan olmayacaksan saçma ve gereksiz.
0
ferenc
(09.06.24)
Kendilerini bu şekilde ispatlayarak mutlu oldukları için bizlik bişi yok diyorum. Bir yandan da minik bı acıma hissi buna mecbur hissettikleri icin
0
abuzer
(09.06.24)
(15)

çok soru soran kişiler

deartheodosia
nasıl algılarsınız? zeki/aptal, meraklı/hadsiz vs?
nasıl algılarsınız? zeki/aptal, meraklı/hadsiz vs?
0
deartheodosia
(08.06.24)
Buraya mahsus soruyorsan kesinlikle burayı hareketlendirmeye çalışıyor. Bana göre. Yok genel soruyorsan iletişim ve ilgi ihtiyacını gidermeye çalıştığını düşünüyorum.
0
muhayyer divan
(08.06.24)
Kararsız. Ben gibi
0
numlock
(08.06.24)
sorudan soruya fark var.

bazen sırf laf olsun, muhabbet diye de sorulabilir. bazen aşikar şeyleri sormak bile gerekebiliyor.

meraklı/zeki derim genelde soru soranlara. aptal demem pek. hadsiz de olabilir çok soruyorsa.
0
biseysorcaktim
(08.06.24)
Ömür törpüsü.

- Seni seviyorum.
- Neden?
0
gabe h coud
(08.06.24)
mal. hepsi gibi
0
pavlis
(08.06.24)
soruya göre degisir.
örnek lütfen?
....
galiba ben de cok soru soruyorum :)
0
robert bosch
(08.06.24)
olumlu veya olumsuz bir sey dusunmem
ama hafiften de sinir gelir abarti sekildeyse
0
aferin cok iyi dusunmussun
(08.06.24)
Mesela üretim yapan bir fabrikada yeni işe giren bir mühendisi düşünelim. Fabrika hakkında hiçbir şey bilmiyor. Her şeyi sormasını, merak etmesini beklerim. Sormuyorsa yadırgarım. Sorduğu soruların özelliğine göre zeki mi yoksa vasat mı onu anlarım.

Çok ufak bir araştırmayla bulabileceği şeyleri soran birisi eğer bunu alışkanlık haline getirmişse pek hoş karşılamam. Zevzek olduğunu düşünürüm.

Özellikle çocukların sordukları sorular onların zekalarıyla ilgili çok güzel ipucu veriyor. İyi soru soran çocuğa rastlayınca mutlu olurum.

Önemlidir soru sormak.
0
pispinti
(08.06.24)
Kesinlikle sordukları soruya bağlı. Sorusuna göre "Vay geri zekalı" ile "Hmm! Çok mantıklı bir soru" arasında geniş bir yelpaze var.
0
nawar
(08.06.24)
ne soruyor, anlamak için mi soruyor. konuşmuş olmak için mi soruyor bu önemli.
0
orpheus
(08.06.24)
Kişisel soruysa tersliyorum.
İş ile ilgiliyse cevaplarım, soru saçma olursa olsun, herhangi birşey düşünmem. Hepimiz öğreniyoruz. İyi bir soruysa, beğenirim kaliteli bir insanmış falan derim.
Ortamla insanlarla ilgiliyse, iyi düşünmem.
0
durgunfoton
(08.06.24)
cok soru sormak biraz aptallik gostergesi bence. dogru sorulari bulamiyor ya da cok dusunmuyor diye dusunurum ben.
0
bohr atom modeli
(09.06.24)
uzmanı dışındakiler soruyorsa aptal, insanları rahatsız ettiği için hadsiz.
0
kurcalamabozarsin
(09.06.24)
istihbaratçı olduğunu düşünürüm
0
Hallegadola
(10.06.24)
aramdaki ilişkiye göre değişir. kadın erkek tanışıklılık süresi. yani sorunun net değil. gerizekalı'dan çok zekalıya kadar geniş bir yelpazede
0
100binZar
(11.06.24)
(13)

Deniz Olan Yerde Yaşam

rock n roll
Mesela sadece yazın tatil amaçlı gittiğim işte Datça olur, Fethiye olur, Marmaris olur normalde buralarda yaşayan arkadaşlar yaşam nasıl oralarda? Benim için deniz olan yerlerde olmak çok keyifli. Yaz tatiline gittiğimde geri dönmek istemiyorum. Hiç denizden çıkmak istemiyorum, dalış yapmak istiyoru
Mesela sadece yazın tatil amaçlı gittiğim işte Datça olur, Fethiye olur, Marmaris olur normalde buralarda yaşayan arkadaşlar yaşam nasıl oralarda? Benim için deniz olan yerlerde olmak çok keyifli. Yaz tatiline gittiğimde geri dönmek istemiyorum. Hiç denizden çıkmak istemiyorum, dalış yapmak istiyorum, su altı yaşamı çok ilgimi çekiyor. Bütün gün kumsalda oturmak istiyorum. Tarihi yerleşim yerlerini gezmek istiyorum. Akşam balkonda şakşuka, karpuz ve çay keyfi yapmak istiyorum. Maddi açıdan çok yük getirir mi? Avantajları ve dezavantajları nelerdir?

Çok şanslısınız.
0
rock n roll
(07.06.24)
datça marmaris didim kışın ölü oluyor. kuşadası fethiyede kışında hayat devam ediyor. mesela fethiyede doğalgaz yok, klima veya sobayla ısınırsın.
yani en yaşanılır tatil beldesi kuşadası bence hem izmire hem aydına daha yakın.
bodrumu bu işe katmadım yazın çok yorucu bir yer kışında genelde ölü oluyor.
0
mikahakkinen
(07.06.24)
kışın çoğu yer sıkıcı oluyor 2 yıl didimde kaldım. doğal gaz olmayan yerlerde ısınma dert veya maliyetli.
0
ananiyimioguz
(07.06.24)
Yukarıdaki arkadaşların bahsettiği gibi yazın çok boş oluyor ortalık. Hatta Migros-Şok-101 lerin bile bir bölümü kapanıyor sadece merkeze yakındakiler açık kalıyor. İmkanlar baya azalıyor yani anlayacağın.
0
nuevo
(07.06.24)
datça aşırı sakin oluyor, nüfus az, yeni yerleşimde çok olmadığından pandemi sonrası bile yerleşik nüfus pek artmadı, dışarıdan gelen için barınma çok büyük problem. Ekim ayından itibaren sakinlemeye başlıyor. Birde datça aşırı rüzgarlı oluyor, kışın hiç çekilmiyor, çevredeki diğer yerleşimlere uzak, yollar çok iyi değil, doğalgaz da yok.

fethiye benim için yaz-kış yaşanılabilir bir yer.

bodrum'da lokasyon çok farkediyor, bazı kesimler aşırı tenhayken, bazı yerler de sakin ancak yine de insan oluyor.

Yerleşik yaşamak istesen can sıkıntısından alkolik olabilirsin. barınma büyük problem kiralar çok yüksek sezonluk kiralama yapmak ev sahiplerine daha mantıklı geliyor, doğalgaz yok, su sıkıntısı oluyor, elektrikler sık gidip geliyor, sağlık imkânları büyükşehirler kadar gelişmiş değil, mekanların çoğu ekim-kasım gibi kapanıyor, kasım ayında gidip bir dolaşsan genel bir fikir edinirsin.
0
sealth
(07.06.24)
Bodrum için konuşayım, babam pandemide yazlıkta kalmaya gitti kış aylarında, şehirde ömrü geçmiş biri için emekli olsa bile zor.
sosyallikten bahsetmiyorum sitemizde kışın kalan insanlar vardı ama etraf boş mesafeler uzun şehir boş, musluk su kalitesi çok düşük. 3-5 gün romantizmi çok güzel ama aylar ve aylar boyunca sıkıcı, genç için daha sıkıcı.
ha yine şehir içinde oturucaksan merkezde olucaksan bir nebze iyi çünkü aman markete gideyim dersen bile 15 dk araba ile.
0
eja
(07.06.24)
hangi yöre olduğuna göre değişir. artıları da eksileri de var.

mesela ablam bodrumda yaşıyor. denize 1 dakikalık mesafede. istediğiniz her an hiç hazırlık yapmadan denize girmek, kumsalda güneşlenmek falan çok güzel gerçekten. ama mesela zırt pırt sular kesiliyor. hatta 3 gün hiç gelmediği oluyor. başka yerlerde idare edilebilir ama bodrum gibi bir yerde 3 gün susuzluk inanılmaz berbat bir şey.

oturduğu yer yazın bile çok kalabalık olmuyor. kaos yok. ama bakkal market vs. yakınlarda olmuyor. mesela ablam bir gün evde tek başınayken hasta olmuş, yakında hastane yok. arabaya sürmeye de mecali yok. tek başınaysanız bu tarz şeyler problem olabilir, her yere arabayla gitmek zorunda olursunuz vs.
0
candide
(07.06.24)
bu arada bodrum denince akla direkt pahalılık geliyor ama uygun fiyata güzel kiralık yerler var.
0
candide
(07.06.24)
Nemden dolayı gethiyede mesela evlerin içi soğuk olur kışın, bir de sürekli ısıtılmadığından. Ben istanbulda daha az üşüyordum.

Fethiyenin güzel koyları için araba lazım.

Kiralar hiçte ucuz değil, ucuz olan yerlerde de sen rahat edemezsin.

Yani paran varsa güzel, yoksa düşündüğün kadar hoş olmaz.
0
durgunfoton
(07.06.24)
Bu tarz kafalara en uygun yer -bodrum civarı içi - Turgut Reis. Bildiğin Büyükşehir gibi olmuş. Yaz kış yaşayan bir sürü akraba es dost var. Herkes hayatından aşırı memnun.

Bizim de boğaziçi köyü yazlık sitelerde -yine bodrum civari- bir evimiz var bazen aralık ayına kadar kaldığım oluyor.

Evin yalitimi yoksa ve denize yakınsa -açık cephesi, deniz manzarası varsa- kışın aksamlari korkunç soğuk oluyor. Klima, elektrik sobasi vs kurtarmiyor. Doğalgaz zaten yok.

Genelde bu bölgedeki evler yazlık olarak planlandigindan yalıtımı olmuyor. 2-3 sene önce yalıtım yaptirdik ve ısınma açısından baya fark etti. (Kış kalacaksaniz yalıtımlı ev önemli)

Bizim sitede deniz suyu aritiliyor. Güzel bir arıtma sistemi var, bakanlık onaylı içilecek kadar temiz. Fakat aritma zaman zaman arizalanip sıkıntı çıkarabiliyor. Yine de şebeke suyu kullanan yerler kadar susuz kaldığımızi hatırlamıyorum.

Onun dışında Turgut Reis gibi merkezi bir yerde değil de (baya yogun bir minibüs ağı var orada) yazlık site konseptli bir yerde kalinacaksa araba şart oğlu şart. Arabasız kepaze olursunuz.

İnternet de sıkıntılı. Bir çok yerde fiber alt yapısı yok. Kablo tv vs alt yapısı zaten yok. Bildiğin Türk telekom 50 sene önceki bakar telefon telleri ile VDSL bağlantısı. Max 30 Mbps hız, 100 ms ping (oyun falan oynayan bir tipsen geçmiş olsun)

Ama ben burada Arabasız bile kaldım. Bahsettiğin gibi denize girebilmek dalmak, balık tutmak, deniz kenarında yürüyüş yapmak, yazlık sitenin kışın olan issizligi -ki 500-600 haneli bir site 100-200 kalan var yaz kis- çok keyifli.

Bir en kış zamanı bile öğlen güneşi ile gündüz ev guzel ısınıyor. Evler de Bahçeli tabii şehir kafasından çok farklı kafalar sürekli disardasin.

Üstte saydığım bütün olumsuzluklara karşın bence değer.
0
makbur
(07.06.24)
Urlalıyım (görece çok denize girilecek yeri yok denilebilir tabii ama girilebilecek gibi yerleri var, çok bomba denizlere de oldukça yakın bi yer) genellikle yerlisinde denize doymuşluk oluyor. Aynı şekilde Bodrum'da yaşayan arkadaşlar 5 dakika suya girip çıkıyor öyle yandım allah deniz macerası yapan yok gibi az gibi.

Yani size uzak diye çok müthiş geliyor olabilir size, elimizde olmayan her şey çok müthiş, bizim olan her şey de pek müthiş değildir ya. Öyle de bi durum var.
0
hedep
(07.06.24)
- çok tenha olur
- inşaat sezonu olduğu için gürültüsü, tozu pisliği, ne idüğü belirsiz tipleri falan çok olur
- kışı sert geçmese bile mesela bodrum'da kıyıya yakın yerler için, acayip rüzgarlı olur, gece öyle rüzgar sesinden gına gelebilir, kafayı yedirtebilir
0
malheiros
(07.06.24)
Yaşam kaliteniz artar. Genel olarak gıda ve kira ücretleri büyükşehirlerden daha ucuzdur. Doğayı, dalışı, arkeolojiyi seven biri için kışları sakin olması dezavantaj değil tam tersine daha avantajlı olsa gerek. En büyük dezavantaj iş ve eğitim durumunuza göre iş ve eğitim imkanları olabilir.
0
doharkoman
(07.06.24)
Bodrum'da yaşıyorum.
Buranın (ve genel olarak turistik yerlerin) olayı, deniz ve yeme içme. Başka bir şey yok. 9 da sadece yazın olduğu için yazlık yerler diye geçiyor.
Pahalılık var evet, (Bodrum pazarında bir demet maydanoz 10 tl iken Milas'ta 5 lira. Veya burada eve sehpa alacaktık, 4500 lira dediği sehpanın aynısını Ankara'da 1750 liraya aldım)
Bunun yanında kalabalık. 10 kilometrelik yolu yazın 1 saate çıkamadıgım bile oluyor.
Ayrıca isim olarak büyük görünebilir ama içerik küçük bir köy gibi. Hastane, doktor, okul gibi imkanlar sınırlı. Tabi paran varsa özel hastane, özel okul imkanı daha iyi.
Eğer güzel bir işin varsa, havuzlu bir evin veya havuzlu bir sitede evin varsa her şey güzel.
Daha yazılacak çok şey var ama işin özü şu, zenginsen her şey güzel.
0
etna
(08.06.24)
(7)

Akademik makaleler hakkında

a man alone
Google akademik, dergi park vb üzerinden makalelere bakıyorum.Mesela bulduğum makale bazı Anadolu üniversitelerinden herhangi birindeki bir hocanın oluyor. Kusura bakmayın ama ciddiye alamıyorum. Bu dergilerin çoğu hakemli olmasına rağmen böyle düşünüyorum. Zamanında birkaç tanıdığım yds ve ales i g
Google akademik, dergi park vb üzerinden makalelere bakıyorum.

Mesela bulduğum makale bazı Anadolu üniversitelerinden herhangi birindeki bir hocanın oluyor. Kusura bakmayın ama ciddiye alamıyorum.

Bu dergilerin çoğu hakemli olmasına rağmen böyle düşünüyorum. Zamanında birkaç tanıdığım yds ve ales i geçtiler diye bazı Anadolu üni lerinde hoca oldular. Ciddi anlamda hiçbir şeyden anlamıyorlardı. Alanlarına hakim değillerdi.

Bu örnekleri genele yayarak önyargılı mı davranıyorum? Bu dergilerde öyle herkes kolay kolay yazısını yayınlatamaz diye bir şey var mı?
0
a man alone
(12.05.24)
Çizgiyi nerede çekiyorsun? Aynıı şeyi tüm Türk üniversiteleri için yapabilirsin. Menşei Türk ise ciddiye almayabilirsin aynı mantıkla. Bilim, bilgiye ulaşmak için katı bir objektiflik gerektirir. Ciddiye alıp almamak gibi bir filtre uyguladığıda gerçek bilgiye ulaşmanı sabote ediyorsun. Belki araştırmanın önemli bir parçası o makalenin içerisinde. Ya da ona atıfta bulunmak zorundasın. Bunu, sırf birkaç basit önyargı yüzünden kenara itmek süreci çok yavaşlatackatır.
0
ThomasJefferson
(12.05.24)
Bir makaleye 5 dakika göz atmak, o makaleyi ciddiye alıp almayacağınızı anlamanıza yeterli olur. Sadece isme bakarak değerlendirmek biraz ön yargı oluyor.

Ayrıca dissnedium +1, Thomas +1.
0
tingen
(12.05.24)
Hiç ummayacağınız yerlerde çok iyi hocalar görev yapıp makale yazıyorlar. Özeti okumak bile az çok fikir verecektir size. Bir göz atmanızı tavsiye ederim.
0
black holes in the sky
(12.05.24)
Objektif bir insan olduğum söylenir ama aynı önyargı bende de var ve şu ana kadar bu önyargım hiç sekmedi açıkçası.

Tek fark ben üniversite adından çok yazara/supervise eden kişiye bakıyorum. Zaten sürekli takip edice kimin ne yazıp yazamayacağı nasıl fikirler öne süreceği belli oluyor.

Ayrıca hakemli olması da ayrı bi konu.. Artık dünya genelinde peer reviewed kavramının kalitesi iyice düştü. İçeriğe detaylı bakmadan isme göre makalelere onay verildiği gibi baştan savma bir sürü hatayla dolu makaleler de onay alıyor.

Yani insanların bilime/biliminsanına bakış açısının güncellenmesi gerek çünkü buralar da yozlaştı maalesef :)
0
e mice
(13.05.24)
Her çeşit veritabanında birçok farklı süreli yayından gelen makale karışık olarak bulunuyor. Bu tip veritabanları yokken makale taramaları süreli yayın başlıkları özelinde yapılırdı. Niteliksiz dergilerin tutunması da çok zordu, çünkü kitle oluşturamıyorlardı. Artık geniş veritabanları üzerinden keywordler girerek arama yapıyoruz. Haliyle bir dolu şey geliyor. Niteliksiz işin sayıca nitelikli işten fazla olması çok doğal. Ancak veritabanlarında niteliksiz işler de niteliklilerle aynı oranda önümüze düştüğü için artık bu tip dergiler daha kolay tutunuyor.

Günümüzde yazılı, görsel ve işitsel bir şeyler üretip bunları yayınlayacak bir yer bulmak çok kolaylaştı. Dizi-filmlerden, kitaplardan, müziklerden tutun bilimsel makalelere kadar bu böyle. Haliyle isimden ziyade yayına odaklanın bence.
0
akhenaten
(13.05.24)
Benim alanımda TR’de yapılan makaleler kötü değil ama yayın yapmak için malzeme ölçüp yayınlıyorlar bir de 50 tane isim ekleniyor.
Ben de aynı şeyleri latinlere yapıyorum, brezilyadan italyaya.
0
durgunfoton
(13.05.24)
bence on yargili bakiyorsunuz. akademik makale okuyorsaniz zaten giris, metod, yorumlama, tartisma vs. kisimlarini anlayip elestirebilecek duzeydesinizdir diye dusunuyorum. en kotu ihtimal hizlica goz gezdirip yapilan arastirmayi kritik edin.
0
Sour
(13.05.24)
(10)

Türkiye'nin Kendi Nükleer Silahı Var Mı?

depresif çocuk
Savunma sanayide göz önünde olan atılımlar var. Peki acaba arka planda atom bombası da yapmış mıyızdır sizce?
Savunma sanayide göz önünde olan atılımlar var. Peki acaba arka planda atom bombası da yapmış mıyızdır sizce?
0
depresif çocuk
(07.05.24)
Yapmamışızdır
0
jülsezar
(07.05.24)
Öyle bir gücümüz olsa hükümet gelene geçene mahallenin delisi gibi sallaya sallaya gezerdi.
0
pianeta
(07.05.24)
Atom bombası için zenginleştirilmiş uranyum ya da plutonyum lazım bunları öyle gizli gizli edinip atom bombası yapmamız çok mümkün değil. Zaten İran'ın da fi tarihinden beri uğraştığı konu bu; Uranyum zenginleştirmek çok zor bir süreç.
0
salihdt
(07.05.24)
Savunma sanayisi atılımları atom bombası ile birlikte kullanmaktan çok uzakta henüz. Yani onlar üzerinden bakacaksak yapmış olmamız imkansıza yakın.

Öte yandan Türkiye'de soğuk savaş döneminde SSCB'yi vurmak için ABD tarafından ülkenin bir yerine getirilmiş/gizlenmiş atom bombası olabilir. Tıpkı SSCB'nin Küba için benzer bir şeyi yapmış olabileceği gibi.

Gerçi nükleer denizaltı diye bir şey var ve bombalar daha güçlü. Artık böyle birkaç üsse ihtiyacı yok. Karadeniz'in dibinde 20 yıl yatsa ruhun duymaz.
0
nawar
(07.05.24)
x.com

neden olmayacagi(ya da izinsiz olmayacagi) ile ilgili bir video ve flood.
0
gule gule
(07.05.24)
Hayir yok. Olamaz da.

Uluslararasi bir anlasmaya göre ( adini unuttum) silahsizlasma, olasi bir savasta cok büyük zarar verememe adina o tarihten itibaren hali hazirda nükleer silahi olmayan ülkeler buna sahip olamazlar.
O sirada hali hazirda nükleer silahi olan ülkeler, iran abd rusya falandi.
Kuzey koreyi hatirlamiyorum.
Sadece o ülkelerin nükleer silah gelistirmeye ve sahip olmaya izni var.
0
robert bosch
(07.05.24)
Dünyada nükleer silahı olan ülkeler;
Amerika
Rusya
Çin
İngiltere
Fransa
Pakistan
Hindistan
Israil(tahmini olarak)
Kuzey kore

5 de anlasmada taninan ülke var;
Rusya, abd, çin, fransa, İngiltere
Bunun dışında yok ve yassah. Uretmeye calisanlar da ambargolar falanla uğraşıyor (iran misal)

Türkiye'de Amerika'nın falan nükleerleri var.
0
logisticsmanager
(07.05.24)
bunun olmasi icin bu alan da uzmanlasmis fizikcilerde lazim, hicbir isim duymadim.
0
durgunfoton
(07.05.24)
Şu an için kendi nükleer silah teknolojimiz yok zaten bu teknolojiye sahip dünyada sayılı ülke var fakat caydırıcılık için ilerde bu teknolojiye sahip olacağımızı ve olmamız gerektiğini düşünüyorum. Bazı analizlerde Türkiye'nin kardeş ülke Pakistan'dan bu teknolojiyi transfer etme ihtimali yer alıyor Ayrıca geçmişte İncirli Amerikan üssünde 90 adet nükleer başlıklı füze olduğu resmi makamlarca iddia edilmişti
0
doharkoman
(07.05.24)
0
late viper
(07.05.24)
(6)

tek başına japonya'ya gitmek

semaforo de medianoche
daha önce tek başına yurt dışı seyahatiyle ilgili soru sormuştum https://www.eksiduyuru.com/duyuru/1579299/tek-basina-yurt-disi-gezisi şimdi daha spesifikleştirerek sormak istiyorum. tek başına japonya'ya gitmek sizce pişman olunacak bir hareket mi olur? açık ara en çok seyahat etmek istediğim yer.
daha önce tek başına yurt dışı seyahatiyle ilgili soru sormuştum www.eksiduyuru.com şimdi daha spesifikleştirerek sormak istiyorum. tek başına japonya'ya gitmek sizce pişman olunacak bir hareket mi olur? açık ara en çok seyahat etmek istediğim yer. çok merak ettiğim ve gezmek istediğim bir ülke ama çok uzak ve çok farklı bir kültür (beni cezbeden kısmı da bu aslında). bu ilk kez yurtdışına çıkan ve bunu da tek başına yapacak biri için önemli sıkıntılara yol açar mı?

bir de eylül-ekim gibi gitmeyi düşünüyordum ama bu uzakdoğunun iklimi değişik o mevsimlerde yağmur fırtınadan gezemezsin asla gibi bir şey olur mu?
0
semaforo de medianoche
(07.05.24)
ilk kez yurtdışına çıkan biri için Japonya'da pişman olmazsınız ama zor gelebilir. Tokyo'da bile İngilizce bildiğim halde yer yön bulmak zor olmuştu.

Uzakdoğuda genelde ekvatora yaklaştıkça ve muson iklimi altında kalan yerlerde hava sıkıntılı olabilir. Japonya'da hava kaynaklı çok sorun yaşamazsınız.
0
kaptan memo
(07.05.24)
Japonya'ya gidip bir hafta kalıp dönmek herhalde ucuzundan yapılırsa 100 bin TL civarında tutacaktır.
Bence önce 10-15 bin liralık 2-3 gecelik mesela Belgrad tatili yapın. Kendinizi bir sınayın.

Japonya'ya gitmedim ama çok az insanın İngilizce bildiğini söylüyorlar. Metro hatları çok karışık olsa gerek, alfabe bambaşka, kültür aşırı farklı.
0
michael_knight
(07.05.24)
Tek başına gidebileceğin en uygun yer.
Google maps iyi çalışıyor.
Metro alışınca kolay, çözersin.
Heryer de 7/11 falan var, yemek işi de problem değil.
0
durgunfoton
(07.05.24)
dünyanin en güvenli ülkesi ama ilk defa yurtdisina cikacaksan zorlanabilirsin. dil farkli ama alfabe de farkli. gördügün seyi okuyamayacaksin mesela.
eylül-ekim degil de kasim basi git. japonya'da havalar o dönemde hala cok güzel ve momiji dönemi. yazin asla gitme, gezemezsin. kisi basi japonya'da 2200 euro harcadik 14 günde (ucak bileti, konaklama, yeme icme, alisveris, ulasim, müzeler, kaleler falan heeer sey dahil). hicbir seyden kismadik. yeme icme su an türkiye'ye göre cok ucuz mesela.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(07.05.24)
@michael_knight: yurtdışı seyahati bütçe ve zaman meselesi. ikisi de bende çok olmadığından belgrad'a gidip kendimi sınama fikri biraz lüks gibi. hiç görmediğim bir ülkeye tatile gidiyorsam 2-3 gün kalmak istemem bir kere. belgrad ve tokyo maliyeti kıyaslarsak uçak biletleri açısından 50k fark olacak evet ama kalma gezme masrafı çok farklı değil. yani tokyo'da 100'lük olacaksam belgrad'da da 50'lik olacağım o yüzden çok mantıklı gelmiyor. şartlara göre tokyo planından vazgeçip belgrad/balkanlar yapabilirim ama ikisi birlikte aynı yılda zor biraz.

@konusma: alfabe farklılığı o kadar sıkıntı olabilecek bir şey mi ya? yabancı dil olarak ingilizce biliyorum sadece zaten. yani fransa'ya gitsem de tabela falan okumak için translate kullanmam gerekecek. burada da google translate'in kamerasıyla hallederim çok sorun olmaz gibi geliyor bana. kaldı ki vazgeçersem alternatifim sırbistan orada da alfabe farklı.
0
🌸semaforo de medianoche
(07.05.24)
telefonuna esim indir, internetin olsun sıkıntı yaşamazsın japonyada. tek başında da gayet gezilir, güvenli bir ülke japonya. ben aralık ayında gezdim hava mükemmeldi, ben olsam ekimde giderim, yazın çok sıcak oluyormus üstüne high season daha pahalı
0
monicapp
(07.05.24)
(7)

New york için öneriniz var mı?

bir ileti paylastim
Selam. önümüzdeki hafta boston ve new york'ta olacağım. herhangi bir öneriniz var mı? turistik aktivite, yeme-içme vb. ne olursa. teşekkür
Selam.

önümüzdeki hafta boston ve new york'ta olacağım. herhangi bir öneriniz var mı? turistik aktivite, yeme-içme vb. ne olursa.

teşekkür
0
bir ileti paylastim
(01.05.24)
Fakfakir biri olarak yutubdan bakıyorum Sarah Funk diye bir YouTube üreticisi var aslında New York'ta turist rehberi kadın tur vs düzeliyor benim ilgimi çekmişti (:
0
Ufuk
(01.05.24)
Broadway’de gösteriler vardı, mesela titanic ama dalga geçerek ele almışlar. Onlara bakabilirsin.

Newyork city pass: turistik aktivite için.

Katzdaki sandviç baya büyük, patates kızartması da çok güzel. Varsa arkadaşınla git bir porsiyon alıp paylaşın. Kötü değil kesinlikle ama beni Türk olarak etkilemedi. yine şansım olsa yine giderim ama.

Newyorkta starbucks reserve bar var, arka sokağında falan da nusret var.

Ben temmuzda gitmiştim acayip nem vardı.

Keşke daha erken sorsaydın rezervasyonlar hep doluyor.
0
durgunfoton
(01.05.24)
boston'da faneuil marketplace var, orada lobster roll yenebilir. beacon hill diye bir bölgesi var, sincaplı parkın yanında. güzel kafeler var orada. north end'de küçük italya bölgesi var. yeme içme opsiyonu olarak düşünülebilir. brattle book shop bayağı ikonik bir kitapçı. holdovers'ın bir sahnesi orada geçiyordu hatta. bir de şehre doğal olarak irlanda kültürü hakim, sağda solda otantik irish pub'lar göreceksin. rastgele birine oturup bira içilebilir.

manhattan'da en çok greenwich village ve hell's kitchen bölgelerini sevdim. friends'in apartmanı falan var greenwich'te. meşhur magnolia pastanesi de oralardaydı sanırım. bir de muhakkak broadway'de bir müzikal seyret. hayvan gibi sahne tasarımları oluyor. ben harry potter izlemiştim bayağı iyiydi. bir uygulama var, adını unuttum (aramaya üşeniyorum). orada günlük çekilişlere katılıp bazı ücretsiz etkinlikler kazanabiliyorsun. ben shakespeare in the park kazanmıştım bir kere. son olarak moma da mutlaka görülmeli. gezdiğim en dolu dolu müzelerden biriydi. hemen girişe refik anadol'un müzeye sattığı işi koymuşlardı ben gittiğimde.
0
sir gawain
(01.05.24)
onerilere bir eklentim yok ama Katz tam bir balon, turist silkeleme isletmesi su noktada. malzeme kalitesi dusuk fast food gibi dusun.
0
hot potato
(01.05.24)
gece hayatına düşkünseniz house of yes gidin, tiyatro seviyorsaniz sleep no more gidin. kokteyl severseniz angels of share gidin, kore food severseniz jeju noddle bar gidin,
0
oscar
(01.05.24)
kahve:
la cabra soho (şu ara çok popüler) + yanına cardamom bun
devocion

değişik tatlılar için:
lysee
supermoon bakehouse (öneririm!)
levain (klasik popi kurabiyeci)

ramen:
ippudo
ivan ramen
ichiran

thai:
thai diner

ilginç süpermarket:
happier grocery

hamburger:
hamburger america

tacos:
los tacos no1

bagel:
blackseed bagels

kahvaltı:
frenchette
two hands
buvette


williamsburg için yemek yerleri:
maison premiere
marlow & sons
l'industrie pizza
misi
radio bakery
stella dallas (vintage shopping)
0
eileengray
(01.05.24)
central park'ta bisiklet surmek. etrafinda bisiklet kiralama yerleri var.

fast food: "five guys" tabii ki. "shake shack" seveni de var ama.
0
ermanen
(01.05.24)
(8)

uzun uçuşlu yurtdışı seyahati öncesi tavsiyeler?

titanic kemancısı
12 saatlik uçuş ile 8 günlük bir seyahat planım var. Hiç bu kadar uzun süre ve uzun uçuşlu gitmemiştim ve şu an biraz araştırma için de dar zamanım var ama halledeceğim, belki burada da tecrübeli olanlar varsa diye sormak istedim. Nokta atışı hayat kurtaran tavsiyeleriniz varsa çok iyi olur. Aklıma
12 saatlik uçuş ile 8 günlük bir seyahat planım var. Hiç bu kadar uzun süre ve uzun uçuşlu gitmemiştim ve şu an biraz araştırma için de dar zamanım var ama halledeceğim, belki burada da tecrübeli olanlar varsa diye sormak istedim. Nokta atışı hayat kurtaran tavsiyeleriniz varsa çok iyi olur. Aklıma ilk gelen uçuş yastığı ve seyahat dikey ütüsü oluyor, otellerde filan oluyormuş ama orada belki bulamam diye fikrinizi almak istedim.
Bavul güvenliğim için ne tavsiye edersiniz ?

Gidilecek ülke: Güney Kore.

Priz dönüştürücü götürmem gerekiyor mu F tipi yazıyor aynı sanırım yine de emin olmak istedim?
0
titanic kemancısı
(19.04.24)
voltaj ve priz tipi bizdekiyle aynı, herhangi bir adaptör gerekmiyor. temiz bir ülke fazla yabancı marka göremezsin ama starbucks ve pizza hut yaygın. yeme-içme fiyatları pahalı. pizza kola 30-40usd tutar.
0
orpheus
(19.04.24)
havalimanina gitmeden bir bakkala, markete ugrayip su, biskuvit, meyve abur cubur alisverisi yap.
0
buenosdias
(19.04.24)
uyurum diyorsanız uçakta, göz bandı kulak tıkacı iyi olabilir.

bavul güvenliğini hangi aşama için soruyorsunuz, bavulla birlikte trenle gidecekseniz bavulu gören bir yerde oturun, kilit takmak da havaalanı görevlilerin açıp alacağı varsa onu engeller. onun dışında otobüste vs yapacak bir şey yok.

ayırt edici büyük bir şey yapıştırabilirsiniz (sticker) ya da ip kuşak bağlayabilirsiniz başkasının benzetip almaması için

geçen sene video vardı, fransada harekt halindeki flixbus otobüsünden bavulları alıyorlardı, yanında koşup
0
jülsezar
(19.04.24)
Ağrı kesici,
Uçağın sesi rahatsız ediyor, kulaklık veya kulak tıkacı.
Korede hava çok değişkendi, ona göre hazırlıklı gidersin.
Bel çantası, omuzdan çapraz as, ben heryeri böyle gezdim.
Kore bana pahalı gelmişti.
1 yıl Kozmetik alışverişi yapmamıştım koreden alırım diye, bir sürü şey aldım hoşuma giden 3-4 tanesi. Çocuk oyuncağı gibi ürünleri, çok bişey bekleme.
Seulde metro yerine minibüsler var, bence metrodan daha kolay-kullanışlı. Kentkart lazım, havaalanında var mı bilmiyorum otobüs için, büfelerden de alabilirsin.
Ben seul’ü google mapsle gezdim, ama belki kendi uygulamaları daha faydalı olur başka yerlere gideceksen.
Ütüyü otelden istersin.
Airtag atabilirsin valize.
0
durgunfoton
(19.04.24)
THY uzun uçuşlarda seyahat seti veriyor uçak içinde. terlik, göz bandı, kulak tıkacı ve yastık.
Uçuştan önce biraz uykusuz kalırsanız daha rahat uyursunuz. Zaten uçuş başlayınca bütün güneşlikleri ve ışıkları kapatıp uçağı karartıyorlar, ben çok zorlanmamıştım uyumakta. Telefonunuza, tabletinize offline izleyebileceğiniz film, dizi vs yükleyin, uyumadığınız saatlerde izlersiniz. olmadı uçağın eğlence sisteminde de filmler falan oluyor ama zevkinize uyar mı bilemem tabi.
telefon için kulaklık unutmayın. uçuş için aklıma gelenler bunlar.
0
mustafakesekci
(19.04.24)
g.kore'ye ineceğiniz yerel saate göre bir uyku planlayın uçakta. silikon tıkaçlar yardımcı olur. uçakta dağıtılacağına güvenmeyin, yanınızda olsun bir iki çift. ucuz bir şey.

ütü ben olsam almam, gereksiz yük. uçuş yastığı, şişenlerden değilse, yine gereksiz yük (hacim)

bavul güvenliğinden ne kastettiğinizi anlamadım ama şöyle diyeyim. bavulun fermuarlarına takacağınız kilitler 1-2 sn içinde kırılıyor ya da kilitle uğraşmayıp bavulu yarıyorlar bir bıçakla. bavulun ceplerine herhangi bir şey koymayın, en kolay ulaşılan yer. bavula illa değerli bir şey koyacaksanız, fermuar açıldığında hemen görünen bir yere değilde, en dibe bir yere koyun. mümkünse bir şeye sarın, ne olduğu hemen anlaşılmasın.

en önemlisi de, çantanızı bavulunuzu gözünüzün önünden ayırmayın.
0
co2s2
(19.04.24)
uzakdoğu seyahatlerinde en önemlisi kabin bagajı güvenliği. bunun için özel hırsızlık çeteleri var.
bizim bir genel müdür, koleksiyon saatlerini ve yüklüce parasını çaldırmıştı. hatta 1 dolarları ayırmışlar onları almamışlardı. düşünün öyle bir rahatlık. o yüzden çok değerli eşyaları sırt çantasına ve koltuğun altına koyabilirsiniz, ya da boşsa yan koltuğunuza vs.
0
artci sarsinti
(19.04.24)
Bu tip uçuşlarda yapılabilecek en güzel şey uyumak. Geçen ay Osaka'ya 9 saat uçtum, uyuyamadığımdan yolculuk bitmek bilmemişti. Tokyo'dan dönüşüm 12 saat sürdü ama uyuduğumdan daha çabuk geçmişti. Uçakta alkollü bişeyler içersen rahat edersin.

Uyumak için uçakta koltukta başımızı yasladığımız yerde baş sabitlemek için bir aparat var sağdan ve soldan onu katlayınca başın düşmeden uyuyabliyorsun (umarım anlatabildim). Bineceğin uçakta bu yoksa yolculuk yastığı iyi olur. Boynun düşmemesi lazım yoksa uyunmuyor. Katar Havayolu uçaklarında bu dediğimden oluyor. THY'yi bilmiyorum.

Telefonuna dizi indirebilirsin, o da zaman geçmesine faydalı oluyor.

Arada bir yürü, uçakta tur at. Bacaklar uyuşuyor. Koridor tarafında oturmanı tavsiye ederim, oturup kalkması kolay olur.

Konfor için göz bandı, kulak tıkacı, battaniye, uçuş çorabı gibi şeyler uçakta verilir.

Bavul güvenliği noktasında yanından ayırmadığın sürece birşey olacağını sanmıyorum.

Ütü konusuna birşey diyemeyeceğim ben ütü gerektiren bir giyecek götürmüyorum. Senin için çok önemliyse yanında götürmen iyi olur.
0
Lethe
(19.04.24)
(12)

Ne Sıklıkta Kıyafet Alışverişi Yapıyorsunuz?

rock n roll
Bir de sadece ihtiyaç halinde mi kıyafet alıyorsunuz yoksa sadece beğendiğiniz için de aldığınız oluyor mu?
Bir de sadece ihtiyaç halinde mi kıyafet alıyorsunuz yoksa sadece beğendiğiniz için de aldığınız oluyor mu?
0
rock n roll
(18.04.24)
Giymiyeceğim bir kıyafeti almam. Aldığım yeni bir kıyafeti de ilk fırsatta giyerim hiç öyle bekletemem. Geçen anabilim dalı başkanı hocamızla konuşuyodum, ceketiniz güzelmiş hocam dedim, 5 sene önce almıştım etiketini sabah giyerken kestim dedi. Kendisi de her gün ceket giyen bir kadın yani fırsat olmamıştır durumu da değil. Bana çok değişik geliyor almak için kıyafet almak ve yıllarca giymemek.

Yani ihtiyacım yokken beğendiğim bi tişört vs olursa da alırım ama zaten muhtemelen benim kıyafet sayım ortalama bir insana göre azdır o yüzden arada kaynamıyor aldığım kıyafetler

Sıklığıyla ilgili yorum yapamam çünkü haftada 4-5 parça aldığım da oluyor aylarca alamadığım da, çok değişken
0
nundu
(18.04.24)
bir sebepten ihtiyaç doğduğunda alıyorum.

- iş yeri/düğün/okul vbg. konularda kıyafet yönetmeliği
- kilo değişiklikleri
- kıyafetlerin eskiyip renklerinin solması
- kıyafetlerin eskiyip hasarlı hale gelmesi

kıyafet alışverişi yaparken midem bulanıyor. Aşırı sıkıcı bir süreç. Keşke tek tip şu uzay zamanı kıyafetlerine geçsek.
0
nawar
(18.04.24)
Nadiren begendigim icin aliyorum. Aldiklarim hep ihtiyac. Ihtiyac derken mont falan gibiler cogunlukta ama mesela bi yere gidicem o ortam icin giysiyi de ihtiyac kategorisine sokuyorum. Ama hep bir amaca yonelik oluyor alisverislerim. Zengin degilim ama kaliteli urunler alirim hep. Uzun zaman giyerim aldiklarimi da o yuzden oyle pek sik alisveris yapmiyorum. Bu yil mont aldim mesela ama en son 5 yil once almistim bi mont.
0
Kittie
(18.04.24)
sadece ihtiyac halinde. begenmek icin bakmak lazim. bakmiyorum bile. cok az para harciyorum üste basa.
0
robert bosch
(18.04.24)
her fırsatta sevdiğim markaları hızlıca gezer yeni ne varmış bakarım. online olarak da beğendiğim kıyafetleri alır, evde dener, olmazsa iade ederim.

her sene en az 4-5 takım elbise alıyorum. 20'den fazla gömlek alıyorum. 3-4 kot, 10-15 tişört. 5-10 ayakkabı.

her zaman jilet gibiyimdir. spor yaptığım için kıyafetler üzerimde iyi duruyor.
0
gabe h coud
(19.04.24)
ihtiyacım olursa alırım. dolapta daha yeni alınmış, az kullanılmış giysiler varken sırf beğendim diye almam.
3 tane kot varsa ancak bir şey olursa,aşınırsa falan yenisini alırım. mümkün oldukça gider aynısından alırım.
veya çok çok indirimli bulursam yedek olarak alır saklarım.

öyle çok beğendiğim-hoşuma giden bir şey görürsem mağazada görüp doğrudan hiç bir zaman almam. dener, bedenine bakar, internetten araştırırım. bir indirim veya kupon bulursam anca öyle alırım.
0
my fault
(19.04.24)
nawar +1
0
hrskrs
(19.04.24)
Elbise sevdiğim için görüp beğendikçe alırım. Kot,kazak vs ihtiyaç olunca alıyorum.
0
asteriks
(19.04.24)
beğenmek için önce bakmak araştırmak gerekiyor. ölümüne ihtiyacım yoksa kıyafet almam. sevmiyorum alışveriş yapmakla uğraşmakla.
0
co2s2
(19.04.24)
ben sık alırım. beyaz tişörtün, gömleğin fazlası olmaz. giyiyorum da.
0
oyokbuyoknevar
(19.04.24)
devamlı kilo verip durduğum için bu ara sık sık alma ihtiyacım oluyor ama normalde kendime kıyafette pek alışveriş yapmam, bayağı keskin kurallarım var giyimde. çantaya, ayakkabıya vs. para harcarım. beğendiğim bir şey çıkarsa da parayı düşünmem alırım, çok bir şey bulamıyorum çünkü tasarım olarak hoşuma giden ve kumaşı ve dikişi kaliteli olan şeyler.
0
deartheodosia
(19.04.24)
is ve disarisi icin bluz, elbise adl, ipekyol, mavi her sezon bakarim, cok begendigimi alirim, indirim beklerim.

dusununce pantolon mesela pandemiden beri almadim, tisort vs lazim oldukca aliyormusum.
0
durgunfoton
(20.04.24)
(15)

başka bir dilde yazılan tabelalardan neden rahatsız olunur?

ezkaza
hayatım boyunca bunu anlayamadım. kategorik olarak ingilizce, arapça, rusça veya türkçe tabelalara karşı nötr durumdayım. bir önyargım yok. ancak tabela tarafında tıpkı menülerde olduğu gibi belirli bir standardizasyon getirilmesini destekleyebilirim. örneğin türkçe anadilimiz olduğu için türkçe ola
hayatım boyunca bunu anlayamadım. kategorik olarak ingilizce, arapça, rusça veya türkçe tabelalara karşı nötr durumdayım. bir önyargım yok. ancak tabela tarafında tıpkı menülerde olduğu gibi belirli bir standardizasyon getirilmesini destekleyebilirim. örneğin türkçe anadilimiz olduğu için türkçe olarak ne olduğu belirtilmek koşuluyla diğer başka dillerde de isteyenler tabelasını asabilmeli bence. sonuçta ticari bir işletme bu. ve işletmeci kendi kararını verebilmeli. biraz yeni doğan bebeğe isim koymak gibi düşünüyorum. isteyen istediği ismi koyar. isteyen istediği dilde tabelasını yazar.

diğer yandan özellikle arapça tabelalar konusunda ekstra bir hassasiyet söz konusu iken ingilizce, rusça veya başka dillerdeki tabelalar için bu hassasiyet yok gibi. kendimi bir arapsevici olarak nitelendiremeyeceğim gibi arapça karşıtı olarak da nitelendiremem. bu konuda oldukça şeffafım.
sonuçta türkçe tarih boyunca farklı alfabeler kullanmış bir dil. bugün malesef latin alfabeleriyle yazılan her şey türkçe gibi algılanıyor.

eğer amaç türkçe dilini korumak ise en başta ingilizce tabelalarla mücadele etmek gerekmez mi?
patisseri olmayan pastane veya rent a car olmayan araba kiralama şirketi kalmadı artık çünkü.
ama ingilizce global dil vs diye normalleştirmeyin lütfen. 2 yıl sırbistan'da yaşadım. starbucks tabelası latin harfleriyle yazılmanın dışında kendi dillerindeki okunuşuna göre ve kendi alfabeleriyle de yazılıydı. ingilizce sırbistan'da global değil mi yani şimdi koskoca şirket global markasını tek başına kullanamıyor.
0
ezkaza
(14.04.24)
ingilizce bilmek ve bir şeyleri ingilizce yapmak daha cool geliyor çünkü birçok insana. anadolu'da açılmasa hiçbir şey değişmeyecek üniversitelerde okuyup biosuna bölümünü üniversitesini ingilizce yazanları düşünün mesela. tabela mevzusuyla aynı kökten geliyor.

arapçada ise alfabe latin değil. ayrıca arapça tabeleların birçoğunluğu suriyeli dükkanlarında var. bazı yerlerde kendi mahallelerini kurdukları için neredeyse antipatik geliyor tabi ki tabelaları.

bir de ingilizce bilen ya da ingilizce marka kullanan kişi de yüzde doksan dokuz türk. neyin mücadelesini vereceksin ki? arapça tabelada öyle bir durum yok. mülteci muhabbeti olmasa yabancı tabela indirmenin ben bu kadar yaygın olacağını da düşünmem açıkçası.

benim şahsi fikrim kesinlikle başka alfabe kullanılmaması ve mümkün mertebe hepsinin türkçe olması yönünde.
0
black holes in the sky
(14.04.24)
ingilizce tabelalara dahi sınırlama gelmesi lazım..bunun x sevicilik x düşmanlığıyla alakası yok, tamamen kendimizle alakalı bir durum. tabii halkta bilinç olmadığı gibi bir de buna izin veren yönetici şaklabanlar olduktan sonra hiç umudum yok.
0
gule gule
(14.04.24)
kültür erozyonu dediğimiz durum bu. buradan bana sadece tabela değil, dilin doğru kullanılmaması da geliyor. buradaki amaç kendi kültürünü koruyup kollamak. bunun iktisadi durum için turist için kabul edebilirsiniz. ancak ülkesinde savaş olup maddiyatı sayesinde burada ikamet eden insanlardan böyle bir talep gelirse de verilecek cevap bellidir. "misafir umduğunu değil bulduğunu okumalıdır."
0
phonex
(14.04.24)
aslında olmamak lazım dediğiniz gibi yanında bir yerinde türkçesi de varsa. esnafın bölge şartlarından veya yaptığı işten kaynaklı hedef kitlesi olarak belirlediği bir millet varsa onların diline özgü tabela yapması gayet doğal. ancak şöyle bir şey var bir bölgede farklı dilden tabelaların olması o bölgede o dili kullanan milletten epey bir kişi olduğunun göstergesi. yani rahatsız olunan görünürde tabela gibi ama özünde bu durum oluyor esasında.

hayat tarzı, ideoloji gibi sebeplerden ötürü kendi şehrinde rusların yaşaması rahatsız etmeyip arapların yaşaması edebilir bir kesmi bu da gayet kendi içinde mantığı olan bir durum normal yani. tam tersi araplardan rahatsız olmayıp ruslardan olan bolca insan da var. bunlar kişiye göre değişir ve hepsinin kendine göre sebepleri var. amaç dili korumak değil yani o yüzden ingilizce de global dil olduğundan normal. ayrıca dili korumak da enteresan bir kavram dil canlı ve gelişen bir varlık işte bugün 100 yıl önce kullanılan dil ne kadar farklı geliyorsa bize 100 yıl sonraki türkçe de bugüne göre farklı gelecek muhtemelen beyhude bir çaba.
0
semaforo de medianoche
(14.04.24)
Beni rahatsız etmiyor. Türkçesi belirtildikten sonra isterse Elfçe yazsın. Kültürün böyle şekilci şeylerle korunacak bir şey olduğunu düşünmüyorum, daha kompleks bir olay
0
nundu
(14.04.24)
Bu tip sorular beni çok güldürüyor. Ya dışarıdan aşırı izolesiniz ya da gerçekleri umursamıyorsunuz.
0
sevilen progressive türkücü
(14.04.24)
Eğer ingilizler ülkeye gelip kendi mahallelerini falan yaratmaya baslasaydi belki de dediğiniz daha önemli olurdu.
Ama ben izmir'e geldiğim zaman bazı geçtiğim yerler resmen orta doğu olmuş. Bir sürü arapça tabela falan.
Eğer Türkiye'de arap mahalleleri yaratıyorsak o zaman sorun yok ama amaç bu değilse o zaman sorun var.
Misal al bak şunun aciklanabilir yanı var mi?
www.aykiri.com.tr

Ben de türkücüye katılıyorum yani. Ben iki üç haftalık tatilde bile Türkiye'nin geldiği hali görüyorum ve sonunda birilerinin buna karşı savaş baslatmasi güzel.
Örnek veriyorum Fransa'da da orta doğu, asya vs restoranları var ama isimleri iki isimli oluyor, tabelalar zaten Fransızca. Ben dil koruma konusunda fransiz gibi olmamizi tercih ederim. Misal sizin tepkinizde katıldığım örneklerden biri tobacco shop. Türkiye'de her yer tobacco shop olmuş, kim neresinden uydurduysa. Bunun da duzenlenmesi lazım.
0
logisticsmanager
(14.04.24)
Managerın bahsettiği gibi fransızların tek özendiğim yanı dillerini koruma konusundaki tutumlarıdır. Bizim ülkenin milliyetçisi bile nedense lütfedip diline önem vermez. Sadece dili korumak kültürü korumaya yetmez ama dili korumadan da kültür olmaz.
0
asteriks
(14.04.24)
Çok uzun yazacaktım da üşendim.
@sevilen progressive türkücü +1
demekle yetineyim.
0
Mirket
(14.04.24)
ben hicbiri olmasin istiyorum, o kadar ulke gezdim museum, city centre diye gosteren ingilizce tabela bile yok.
arapca da ise daha fazlasi var.
0
durgunfoton
(14.04.24)
Sevilen progressive turkucu +1
0
Kittie
(14.04.24)
sevilen progressive türkücü +1000
0
ercu cozer
(14.04.24)
İki önerme ile başlıyorum.
* Dil iletişim içindir.
* Tabelalar ticaridir.

Kusura bakmayın, tüccar kime ulaşmak derdinde ise onun dilinde yazar. Oyuncakçının şirin fontlu tabelası çocuğa nasıl hitap ediyorsa araç kiralama şirketi de turiste öyle hitap eder. Fırıncılar fırındır. Bakery değildir. İnadına yazanı göremezsiniz. Ancak pastacılık bize ithal gelmiştir. Haliyle patiseriden Éclair (ekler) almak da tabiidir.

En büyük derdimiz bu olsun. İyi pazarlar.
0
Etanglement
(14.04.24)
Başka dildeki tabelalar kültür istilası çünkü. Turistik bölgelerdeki tabelalar bile bilgilendirici olarak İngilizce alt metinli yapılabilir ama Türkçe olmalı. Bu arada marka adı ile tabela arasındaki ayrımı da yapmak lazım. Marka adlarını da hep yabancı yapmak ezik bir yabancı özentiliği ama verdiğin örnekteki gibi "patisserie" detayı gibi şeylere müdahale edilmeli bence. Yine aynı paragraftaki notunda olduğu gibi yabancı markalar da latin harfleri ile yazılmalı tabii ki.

Marka isimlerine Türkçe dayatamazsın tabii ki ama arapça seçmek isteyen "El Shaarawy Kafe" yazsın. Başka alfabe ile değil. Marka isimlerinde de Türkçe seçenlere teşvik ya da yabancı seçeceklere ekstra yük gelsin. Artık hangisi X'i o dönem daha mutlu edecekse.
0
nawar
(14.04.24)
yanıtlar için teşekkür ederim arkadaşlar,

@sevilen progressive türkücü
ne dışarıdan aşırı izoleyim ne de gerçekleri önemsemeyen bir tipim.
tabelaların hangi dilde olduğu konusuyla ilgilenmek benim dünya görüşümde oldukça gereksiz bir ayrıntı ve salt bu konu üzerinden milletçilik taslamak bana oldukça gülünç geliyor. çünkü milliyetçilik böyle şekilci uygulamalarla değil bu memeleket için katma değer üretmekle veya işini iyi yapmakla ülkeni milletini iyi temsil etmekle çok daha ilgili bir mesele.

tabelalar fransızca olunca ben frankofon bir kültüre sempati duymuyorum. fransızcaya bir hayranlık veya düşmanlık da beslemiyorum. diğer diller için de aynı. bu oldukça gereksiz ve keyfi bir durum çünkü. her dil ve kültür kendi temsilcisi için özeldir. eşimin kardeşinin londra'da bir restoranı var ve ismi türkçe. müşterileri büyük çoğunlukla türkler ve araplar.

tacir hangi kitleye hitap etmek istiyorsa veya bundan da bağımsız hangi alfabeyle hangi dille tabela yazmak istiyorsa yazsın bundan kime ne? gerekli standardizasyonu sağladıktan sonra yazılan dile tepki göstermek bana gerçekten çok gülünç geliyor.

arapça veya başka bir dilde yazılan tabeladan niçin rahatsız olayım ki? arapça tabela asılınca benim türklüğüm niye zarar görsün? ingilizce zaten dilimizi tarumar etmiş maksadın dil ve kültür hassasiyeti olmadığı gayet net burada.

bir süredir alanya'da yaşıyorum burada neredeyse her iş kolunda her yerde rusça tabela görmek mümkün. yani mağazadan restorana ve hatta avukatlık ofisleri bile. ben bundan rahatsız olmuyorum çünkü insanların hedef kitlesi belli. demografi belli. hatta belki mülk sahibi yabancı kendi dilinde tabela asıyor ve burada bir yatırım yapmış oluyor.
bundan bir insan niçin rahatsızlık duyar?
0
🌸ezkaza
(15.04.24)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.