1. Don't produce new model bicycles before increasing your capacity to an adequate level and providing balance in your company.

türkçesi de garip yalnız bunun. "birçok yeni model bisikletler üretmeyin." kısmı

2. If products remain on hand, in the new season produce less new products and try to lessen the stock. Don't forget that you will have to pay money for the storage each day.

diğerlerini de başkası yapsın.

3) Before you start investing, collect your stocks/bonds (ya da her ne ise bahsettigin) as much as you can. Once you start reaping your investment, the value of your stocks hence the value of your company, will go up.

4) Communicate with your team members all the time. Consult your colleagues before you make your decision for the rollover rather than deciding by yourself.

5) If you find yourself in a situation that you cannot satisfy the demand, reduce your Advertisement (or Marketing)/ Public Relation(P.R.) costs and increase your production capacity.

6) Monitor your competitors and the market. Always benchmark yourself with them so that you can see your position in the market

7) Always take the initiative if there is an opportunity ahead of you. Think about every dimension of the opportunity and estimate the risk and the return. If there is a long-term opportunity with a good amount of return, do not hesitate to borrow and invest on that.

tam da istanbulun içinde, sarıyerde, atatürk arboretumu var. git kafanı dinle, çık sarıyer börekçisinde de bir porsiyon börek patlat. canım çekti hatta benim için de yap :)

Guzel fikir, boyle bir yerin varligindan bile haberdar degildim

tuh haftasonlari uyeler haricinde giris yokmus oraya...

rumeli kavağı, anadolu kavağı.

anadolukavağı iyidir. ama bence büyükada zamanı tam :) sınavlarım biter bitmez adaya koşucam, resmen gün sayıyorum :)

Break the bill; change into coins.

convert into coins

ama illa bozuk paraya çevirmek değil de genel olarak para bozdurmak şöyle de kullanılabilir (sadece change kelimesi o anlamı taşır yani)

can you change $10 note (for two fives) ?

--------------------------

"to mint coins" var ama o "madeni para basmak" anlamında.
"coinage" var o da "madeni para basma"

bozdurmak, bildiğin "change" işte abi. ama cümle içinde kullanırken neye dönüştürdüğünü söylemen lazım tabi. change into nickels, dimes falan gibi bir şeyler diyebilirsin.

soru olarak soyle sorarsin "could you please break this into X". 20 lik bozduruyorsan "into two 10s" dersin 2 onluk icin....

hocam sunu 2 onluk yapar misin anlamina gelir.

direk madeni para istesen bile madeni parayi da nasil istedigini soylemen gerekir... o zaman "could you please break this into quarters" dersen bi suru 25 cent alirsin

do you have change for twenty bucks? i need some quarters veya dimes neyse işte. kasma bu kadar. her gün kullanıyorum. böyle.

İlle de orjinal mı olması gerekiyor?Korsan olsa olmaz mı :))

olur olur..yeter ki ucuz olsun :) fotokopi de olur

Ankara'daysan olgunlarda vardır mutlaka.

kadıköyde var imiş tommy216'nın bahsettiği türden kitaplar :)

istanbuldayım. kadıköy de nerede acaba? ne kadara olur aşşağı yukarı?

bi arkadaşım daha bugün barron's pbt kitabını 25 tl ye almış. tam olarak neresinde bilmiyorum, öğrenirsem haber veririm.

internetten pdf indirip bastırmayı da düşünebilirsin. o da ucuza gelir

istanbul'daki fulbright'a bir soru ver. orada var ise, odunc alma gibi bir imkanin olabilir.

fulbright.org.tr

akmar pasajinda her yerde bulursun... offset istiyorum de biraz da pazarlik yap 20-25 e alirsin.

ayrica oyle mastering skills bilmemne kitabi alma.... herkes gibi Kaplan ya da Barrons al :)

zamanında buna benzer bir soru sormuştum, yardımcı olur umarım:
(git: 55109)

barış manço

simdi soyle diyim... gecen hafta radyoda caldigim sarkilar yavuz cetin ve redd cok begenildi... yavuz cetini tahmin ediyordum ama acikcasi redd'den pek beklentim yoktu...

baris manco'nun sarkilarindan 1-2 tane calmayi dusunuyodum zaten... kol basti, alla beni pulla beni, iste hendek iste deve gibi...

spesifik olarak sarki adi verebilirseniz daha cok sevinirim

göksel baktagir
selim sesler

yavuz çetin.

Hocam çoğu arkdaşım Tarkan'ı biliyor ve beğeniyor Amerikalı değiller ama bide ceza'yı biliyorlar.Fikir olsun en azından.

bir kaç duman şarkısı olabilir.youtube'dan baktığım kadarıyla tarkan yabancılar tarafından çok dinleniyor.
ayrıca Üsküdar'a gider iken'i severler.
www.youtube.com

mvö - araf (deneyimle sabit)

benim arkadaşlarım (yabancılar yani) sezen aksu'nun düğün ve cenaze albümünü beğenmişlerdi, goran bregoviç'le olan. bir de tarkan'ı zaten biliyorlardı, yakalarsam mı ne o şarkısını mesela.

v for vendetta belki

anarşizm - der baader meinhoff komplex

Capitalism: A Love Story

www.imdb.com

hotel rwanda faşizm için izlenebilir

the lives of others

liberalizm
muhafazakarlık
faşizm
anarşizm
marksizm
sosyal demokrasi

açılarından her tür incelenir.

yapısalcılık ve postyapısalcılık alanlarından da zorlanabilir.

blindness
children of men
cidade de deus
munich
syriana
hunger
schindler's list
american history x
gandhi
citizen kane

ölümsüz(z) : costa gavras

zeitgeist serisi

The Parallax View
www.imdb.com
The Conversation
www.imdb.com
Network
www.imdb.com

die welle

harika bir filmdir ayrica

fifty dead men walking
even if she had been a criminal (kısa)
good night, and good luck
malena
the simpsons movie
the secret in their eyes
thank you for smoking
the life of david gale
dr. strangelove...

hatta:
is.gd
is.gd

V For Vendetta kesinlikle tavsiye ederim!...

(bkz: bahoz)
(bkz: çoğunluk)
(bkz: min dit)
(bkz: uçurtmayı vurmasınlar)

good bye lenin!

amistad

american history x faşizm için

mail adresini ver yolliyim

Doktorada alinan para eger saglam bir burs degilse genelde yasamaya yetecek miktardir.

kastettiğim, dövizle askerlik yapma olanağı sağlayacak mıdır yani kanunen? doktora da yurtdışında çalışma sayılıyor mu demek istiyorum.

asistanligin oldugu surece okul sana para verecegi icin sana social security number da atanacaktir. onun vergisini verdigin takdirde bedelliye saydirabilirsin evet...

evet çalışıyor sayılıyorsun maaş alıyorsan.

hayır sayılmaz. eğitim amaçlı yaptığın için bedelli yapılamaz. istersen profesör olana kadar amerikada kal.

diye biliyorum.

burs kapsamında para alıyorsan sayılmaz, ama bir maaş aldığın bir işin varsa, asistanlık gibi, o sayılır.

sosyal guvenlik numaran varsa ve de vergi oduyorsan konsolosluklar islemi yapiyor ve askerlik subenden de sonra ters bir cevap gelmezse. islem baslamis oluyor.

yapan taniyorum, canini sikma ama diger arkadaslarin da dedigi gibi vergini ode ve konsolosluktan basvuru yap

Kanada'da sayiliyor. TA yada RA olarak calisiyor olman lazim. Aslinda hersey sekreterden alacagin mektuba bakar.

asistan olursan sayılıyor. çok iyi tanıdığım iki kişi o şekilde yaptı.

Yaklaşık 1 ay önce ben de ps3 getirdim Amerika'dan. Model numarası 2501-B benimkinin de, aynı şekilde 120V~2A 60Hz yazıyor bende de. Forumlar cidden kafa karıştırıyor "nasıl yaparsın yanar!!1" diyenler de var; ben sadece normal priz çeviricisiyle takıp çalıştırdım ne olcaksa olsun diyerek, hiç birşey olmadı mis gibi çalışıyor kendisi ;)

Üstünde 120V yazıyor ancak içi açılıp bakıldığında 100-240V~ yazıyor imiş;

www.ifixit.com

@rabbititus

Super! Cok saol

download.cnet.com

malesef download.com belese vermez matlab'i... matlab'in sitesine yonlendirip sizden 300 dolarcik rica ediyor

eski versiyon fark etmez dersen torrent sitelerinde var.

thepiratebay'da aratabilirsin ornegin. matlab mac yazman kafi.

büyükelçiliklerden de uzatabilitiyorsunuz pasaport süresini. orada da uzatılabilir

zaten yurtdışında uzatın diyolar daha ucuza geliyomuş falan ne güzel işte.

arkadaslar benim aslinda sorum pasaportu uzatmazsam ne olur seklinde... gittigim yerde konsolosluk falan yok allahin unuttugu bi yer oldugu icin pasaportumun suresi gecerse ne olur diye merak ettim.

uzatmazsanız binemezsiniz işte uçağa daha ne olsun..
çoğu elçilik ya da konsolosluk aynı gün uzatıyor. postayla da yapıyorlar. bunca zamandır halletseydiniz keşke.

toast titanium kullaniyorum ben, her seyi yapabilirsiniz, program icinde yonlendiriyor ztn ne yapicaniza gore kolay gelsin.

aslında direk itunes. ama olmazsa toast olur, burn olur, hepsi olur.

itunes'la oluyomus hakkaten ya, tesekkur ederim

ilk anda cekmek gerekiyor. buz bulunuyorsa buzla bir sure temas ettirdikten sonra duz durmasini saglayacak sekilde sarmak.
sonralari ise ben bengay ile ovup atel takiyorum. yetinmezsem sariyorum bir guzel.

simdiye kadar onlarca defa gelmistir, hic doktora gitmedim. genelde en gec 1 ay icinde tamamen geciyor. 2 hafta icinde sorun yaratmayacak hale geliyor.

iki kere basima geldi. Kaleciydim ondan olsa gerek.

ilkinde cok canim yandi ama erkeklige laf surdurmeyelim dedim 5 dakka daha maca devam ettim. sonra dayanamadim ciktim buzlu su icinde beklettim. 3 gun falan elimi ne zaman buzlu sudan cikarsam bir agri yanma hissetmistim. 3-4 haftaya agri azaldi ama sisen parmak inince gordum ki parmak yamuk.

yani orta parmagim kirilmis ve yanlis kaynamisti ben soguk su disinda mudahalede bulunmayinca.

ikincisi de gecen sene oldu ayni sekilde. bu sefer aninda hastaneye gittim, cikan parmagi taktilar. 2-3 haftaya gecer dediler. 2 ay oldu hala eskisi gibi oynatamiyordum. baska bi doktora gittim, benim devlet hastanesinde cekilen rontgenlerden bisi anlasilmadigini soyleyip bir daha rontgen cekti. meger serce parmagimdaki 3 kemikten ortadakinin ucu kirilmis araya girmis vesaire. 10 yillik gitar calan biri olarak bir anda serce parmagimi kullanamaz hale geldim.

kisacasi diyecegim sudur ki. hakkaten ufak bir darbe olduguna eminsen gitme doktora falan dedikleri gibi krem agri kesici ile bir kac gun takil. ama ortalama veya ustu bir agri ise bile direk doktora gitmeni oneririm. bok yoluna sagligindan olma derim

baş parmağıma gelmişti benim zamanında.. doktor kemiğin çatladığını söylemişti.. 1 hafta falan sargıyla dolanmıştım.. 2-3 ay sonra aynı parmağın üstüne düşmüştüm yanlış hatırlamıyosam aynı yerden tekrar çatlamıştı.. ama krem+sargı vermişti sadece doktor amca:)
doktora gitmek her durumda en mantıklısı.. çünkü "kırıldıysa duramazsın olm" olayı yalan:)

evet çok az acıma olduğu halde kırılmış olabilir. parmağı oynatırsın sağlam lan bu dersin ama çatlamış veya kırılmış olabilir. acile gidip röntgen çekerler 2dk da hemen pansuman yaptırırsın. mutlu mesut dönersin eve.

geçen hafta aynı şekilde benim de parmagıma top geldı. şişti, morardı. gittim doktora, parmak çatlamış (:

lisans yuksek lisans maasi etkilemez. tecrubenin olup olmamasi etkiler.

price ve ernst & young (istanbul ofisleri icin konusuyorum) belki inanmicaksin ama 1750 civari veriyor. bu iki firma genelde erkek adaylarin askere gitmeden once cv'ye bisiler koyayim be mantiklari ile girip 1 sene calistiklari yerler. accenture 2000'den biraz daha fazla veriyoru giris icin.

ve mckinsey, turkiye'de (malesef) maas konusunda rakipsiz gibi. 4000 civari bir girisi olmasi lazim. En son bir bmw falan cekiyolardi altina degisti mi bilmiyorum.

mckinsey'e giriş türkiye'de 3k civaridir efendim.

bu net maaştir. ek ödemeler(tüm taksi ve yeme içmenin ödenmesi hariç)

tamamen varsayım: o bilgisayar türkiye'de kullanıldı ve o sırada erişim engeli nedeniyle host ayarı yapıldıysa ondan kaynaklanıyor olabilir. youtube bu yakınlarda ip değiştirdi.
sozluk.sourtimes.org

Windows\System32\drivers\etc 'ye girin orda host dosyasını silersen cozulmuş olur. sebebi de eski ip'nin ping falan filan cart curt :)

Ayrıca YouTube Jacker yüklediysen daha evvel, direk onu sil sorunsuz çalışır.

budur! dediydim ben bizim cocuklar anlar bilgisayardan diye

cok saolun.

kendini samimi arkadaslarina fark ettirmek mi istiyorsun yani? ilginc...

bir ara disari ciktiginizda mekanda calan sarkiya eslik et... yolda yururken rastgale sarki soyleme basla falan.

bir yandan kendimi itici göstermemek istiyorum sürekli şarkı söyleyerek ama diğer yandan da bir grubum olsun istiyorum. oldukça karışık bir durum. zaten öyle bir arayış da yok çevrmde sanırsam önemli olan doğru yer ve zaman olmalı. böyle kafam karışıyo arada işte

ne yalan soyliyim bronx civarinda kalmak yerine manhattan'da bir yerlerde kalmak, para sikintisi oluyor ise de brooklyn'de kalmak daha mantikli olabilir. Nitekim new york'un metro sistemi cok iyidir (yani luks degildir tabi de nereye istersen gidersin) ve bronx new york'un harlemle beraber en tehlikeli bolgesi olarak kabul edilir. Benim basima herhangi bir sey gelmedi ama o taraflarda yasayan bir kac tanidigim surekli olaylardan bahsediyordu.

okulun bronx'a yakin diye illa bronx'da kalcaksin diye birsey yok yani. Columbia Universitesi de Harlem'de, peki bu ogrenciler hayatlarini Harlemde mi geciriyorlar? Hayir tabi. Gece cikip rahat rahat icip yuruyebilecegin bir yerde kalip, gunduz vakti de metroya atlayip 20 dakkada bronx'daki okuluna gitmen daha mantikli olabilir.

sozluk.sourtimes.org

testo seviyesiyle alakalı olduğunu düşünmüyorum.

testesteron kafada doker kalan yerlerde gurlestirri.

@bryan fury: neden sarımsak ye diyorlar kellere? şehir efsanesi mi bu?

sarımsak bol kükürt içerdiği için ye ve sür derler. kükürt saçlar için oldukça gerekli bişiidir, onun yerine msm tabletleri de aynı işi görür... keza biotin de.

ama dökülen saçı çıkaracak süper güçte olduklarını düşünmüyorum, uzamasına etki ederler daha çok.

ağırlık çalışmak tüm diğer sporlar gibi vücuttaki testesteronu arttırmaz tam aksine azaltır.
fakat vistarol diabanol gibi steroidler alırsan kas yapımı için, bunlar testesteronda fırlamalara neden olur oda saç dökebilir.

spor yapmanın vücuttaki kan akşını düzelteceğini düşününce saçlara pozitif etki yapması gerekir bence, yanılmıyorsam saç dökülmesinin nedenlerinde biri de saç köklerindeki kılcal damarlara yeterli kan gitmemesi ve saçların beslenememesidir.

bir de testesteron direkt saçı dökmez sanırım, tam tersi faydalı olması lazım. dökülmenin sorumlusu DHT diye biliyorum. DHT denen madde saçları besleyen kılcal damarların çeperlerine yapışıp damarları tıkar veya daraltır.

www.activital.com.tr

dht ise sanırım boşalmanın hemen sonrasında testesteronun dönüşümü ile oluşuyor. Eğer bekarsanız, aşırı mastürbasyon zararlı. haftada max 2-3 kez yapılmalı.

@kasar

bana su ana kadar butun sporcular vucut gelistirme sirasinda bacaklari calistirmam gerektigini, bacaklar calistiginda testesteron salgilandigini bunun da vucudun daha hizli gelismesine yol actigini soylediler.

benim alanim degil. bana soylenen bu...

steroid kullanan vücut geliştiriciler testo hormonunu dışardan alırlar. sizce neden alıyor olabilirler? biraz mantık...

macbook'la ilgili degil.

isletim sistemiyle ilgili, snow leopard'tan sonra classic environment desteklenmiyor, sadece universal environment destekleniyor. snow leopard'ta classic environment desteklenmesi icin uygulama vardi bi tane, 'sheepshaver' galiba, ama onu da kurup kullanabilmek baya zahmetli, ben biraz ugrastim, olmadi, biraktim.

gecen worms 3d indirmistim mac icin, hevesim kursagimda kaldi bu classic environment zamazingosu yuzunden, ama sonra baska bi yerden bi crack buldum, crackli olunca calisti.

rosetta ile deneyin bir de, get info da rosetta ya tick atın

rosetta olayini biraz daha acabilirseniz super olur. lakin ben hic denemedim.

neyin get info'sundan tik atiyim? cunku ben cd'yi calistirmaya calisiyorum, icinde bi suru dosya var. Install dosyasinin get info'sunda da open using rosetta yok. cd'de oldugu icin olabilir belki (tamamen atiyorum) ama bilgisayara kopyaladim yine cikmadi

simdi baktim ancak rosetta sadece powerpc uygulamalari icin ise yariyormus get info diyince uyumlularda rosetta cikiyor zaten...

hangi ülkeleri düşünüyorsun bilmiyorum ama ispanya da iş bulmanın zor olduğunu söyleyebilirim. kuzey ülkeleri bu açıdan daha iyi olabilir. master ı avrupa da yapmak çok güzel bi fikir ama buraya döndüğün zaman iş garantisi olmuyo malesef. bence en iyisi oralarda kalmanın bi yolunu araman, en azından insan emeğie değer verilen yerler.

en kolayi ingiltere diye gordm bikac arkadasim sayesinde ama orda bile ozellikle is kismi biraz zor. once bi kac sene is tecrubesi yapip sonra masteri halledip sonra o is tecrubesi ve master ile is bulmak daha kolay oralarda aklinda bulunsun. hem calisir master icin para biriktirir iyi bi okula gidersin.

ya ben de ingiltere diye düşünüyordum(hatta iskoçya), dün yakın bir arkadaşımla konuştum ingilteredeki, zor be ya dadi, iş bulamıyorum dedi... dediğiniz gibi iş tecrübesi arıyolarmış.

ben de bunun üzerine avrupa da hem kaliteli bir master yapıp hem de sonrasında iş bulup kalabileceğim bildiğiniz ülkeleri soruşturayım bir dedim.

ingilteredeki bir arkadaşım master yaparken bir lokantada çalışmaya başlamıştı. master bitti, hala o lokantada çalışıyor. yabancı öğrenciler için durumlar böyle gibi... bol şans

master yapmaktaki tek amacin yurtdisina kapagi atip orada calismaksa, uzak durmani oneriyorum. en azindan 2-3 sene, kriz etkisini kaybedene kadar falan...

yirmiye yakin arkadasim avrupada, onlarca arkadasim da amerikada master yaptilar is bulmak icin. amerikadaki yari ingiliz yari turk olan bir arkadasim disinda bunu basaran olmadi.

tavsiyem, biraz sabir, turkiyede 3-4 yilik is tecrubesi, ve krizin etksinden mumkun oldugunca uzakta bir tarihte master yapmak.

kolay gelsin

p.s. bu arada bunlari restorantta calismak isteyen biri icin soylemiyorum. bildigin is hayatina atilmak isteyen biri icin soyluyorum

ya tek amacım o değil, az biraz branşımın dışına çıkıp kendimi geliştireyim falan filan istiyorum, ama çıkmışken de 5-6 sene dönmiyim diyorum.

teşekkür ederim fikir ve bilgi için.

sosyal bilimler mezunuysanız ve İngilizce ile Fransızcayı sular seller gibi konuşuyorsanız, ilintili bir master derecesiyle Brüksel'deki sivil toplum kuruluşlarında iş bulmanız olası. başvurup da geri çevrilen hiçbir arkadaşım olmadı. ben bile başvurmamama rağmen durup duruken iş teklifi aldım geçmiş bağlantılar sayesinde.

Lakin Brüksel lanet bir şehir. Ankara'da çalışmak daha eğlenceli ve kolay olur gibi geliyor bana.

malesef ki mühendislik öğrencisiyim ve masterı mı da mühendislik üzerine yapacağım.

master sonrası iş için tek ülke abd dir. diğer ülkelerdede kaliteli okul ve eğitim vardır belki misliyle ama master sonrası iş için en güzel konum abd dir.

zaytung

www.zaytung.com

www.neguzelhaber.com

zaytung'dan önce çıktı ama zaytung tutuldu.

mandagözü.com diye bi site daha var, ama güncelenmiyor pek. hatta hiç diyelim :)

öyle hazır bir templete yok o iş için ama toolbar'da shapes var ordan her türlü şeyi çizebilirsin. yine toolbardaki textbox ı da kullanarak işini çok rahat görebilirsin. fakat istediğin işi çok profesyonel olarak yapan yazılımlar mevcut. özellikle omni nin graffle'ından baya memnun kalırsın. www.omnigroup.com

omni'yi demo olarak kullandim sonra zamani doldu gecti gitti... su anda da en ucuz versiyonu 100 dolar... onu alcagima okuldan MSoffice alirim diye dusunuyorum 80 dolara (normalde 250 dolara falan sanirim Mac icin ofis)

baska beles program biliyorsaniz o da isimi gorebilir aslinda... omni icin uyelik de olur tabi:) neden olmasin:)

ama bana cok garip geldi iwork'un bu kadar abartilmasi... ne hayeller ile almistim :) keynote'un iki tane yanar doner efektinden baska bi hayrini gormedim.... o shapes falan bence cok yetersiz, sekilden sekile giriyorum kafamdakini yansiticam diye. harbiden MSoffice'in smartdraw'undaki 15-20 tane sablon icin 80 dolar odemeye hazirim...

tesekkur ederim yine de..

<= Tick to here please. :)

Kiss u too if you're not a male. :P

en.wikipedia.org
The cover of the song by Ugly Kid Joe is furthermore often confused for a cover by Guns n' Roses, a band which never recorded the song. This is due to an incorrect MP3 circulating on P2P networks; which contains the Ugly Kid Joe version even though the file credits it to Guns n' Roses.

anaaa.. tuh be..

thanks dude..

doktorun sana gozunde alerji varken lens takmaman gerektigini soylemediyse bu gercekten ilginc birsey...

alerjiler genelde goz kapaginin icinde olusan kabarciklardan olusur... doktor gozune bakarken, goz kapagini ters cevirip bakip hmm burda bisi var dediyse kesinlikle takmaman lazim... diger alerjiler konusunda emin olmamakla beraber bir muddet lens takmamak her turlu iyi gelir... gozlugun varsa gozluk tak 1 ay... yoksa gozluk al mutlaka bir tane bulunsun...

ne yazık ki alerjiniz geçene kadar lens kullanamazsanız, (hatta birçok durumda lensler alerjinin tetikleyicisidir), ancak patanol ve flarex, hele flarex harika bi damla, yakın zamanda gözleriniz iyileşecektir..
+gözleriniz iyileştikten sonra hala damlalara devam etmek isterseniz flarex'i de günde 2 kez kullanarak orta yolu bulabilirsiniz..

imzalı kimlik olması gerkeiyor evet. normali kabul etmıyorlar.

önceden beyan edilen bi durum oldugu için bi sonuc alabileceginizi sanmıyorum malesef.

ankara'da amerikan kültür'de gerçekleşti bu olay..

sadece imzalı kimlik kabul ediyorlarmış..nüfus cüzdanı ya da okul kimliğiyle giremedi sınava. 300 milyonumuz yandı şaka gibi.. bir yolu yordamı yok mudur yani? o gün hasta olmuş olsak da mı para yanıyor nasıl iş bu?

malesef dediginiz gibi para yaniyor.

toefl sadece sinav gununden 3 gun onceden yapilan ertelemeleri kabul ediyor ki onda da ceza oduyorsunuz epey bir miktar. her ne kadar cok sacma bir sistem olsa da bunu (kimlik olayini), en azindan ben sinava girdigim zamanda, bagira bagira soylemislerdi.

muhtardan imzalı nufus sureti alabiliyosun. gittiğim kursta ehliyeti olmayanlara bunu tavsiye ediyolar.

7. cadde'de pizza hut'da kahvaltı yapıyorduk çarşı izninde açık büfeydi, 11 liraydı.

liva pastanelerinin çeşitli şubeleri olabilir..

7. cadde'deki hobby olabilir.

bilkent otel kesinlikle.

(bkz: seda pastanesi )
liva pastanesi +1

sirasiyla liva, serender, ozsut... ama mumkunse en kasilmadan odtu carsidaki kayfaltici (eski mekdonalds). bir de 4. cadde'de bir yer vardi ama (giriste sagda) simdi hatirlayamadim... :P

bilkent otel +1

arkadaslar fazla pahali bir yer olmasi demisler ama livayi 3 kisi soylemis.

liva guzel evet, ama ankaradaki en pahali brunch mekanlarindan biri. fiyat araligi ver istersen ona gore onerelim.

sendeki hastalik derecesinde mi bilmiyorum ama araba kullanmayi kucuk yasta ogrenmeyenler genelde bir korku yasarlar bununla ilgili... 2 tane sey onerebilirim. bir tanesi bana uygulanan "sok" yontemi... bir anda e5 in ortasina biraktilar beni titreye titreye gittim basta ama 2-3 dakka sora birsey yokmus len falan diyosun

2. onerim ise guvenli olan bir rota bul kendine, ne biligim araba gecmeyen bir yer olabilir, okul bahcesi olabilir vesaire... surekli oralarda takil biraz, arabani tani, ne zaman ne kadar fren yapilir falan onlari ozumse, kisaca arabanin neler yapip neler yapamadigini ogren. sonra kendine gelirsin zaten

ilk zamanlar az da olsa arac gecen tenha yollarda pratik yapabilirsiniz. sik sik dur-kalk alistirmasi da onemli (arac manuel sanzimanli ise hele). hem sikisik trafik hem de isiklarda kalkis icin. biraz alisinca trafikte vakit gecirmekten baska da yol yok pratik kazanmak icin, malesef.

güvendiğin birinin arabasına bin, sanki her an sen geçecekmişsinde hep onun arabasında olacakmışsın gibi hisset. işe yarıyacak..

kalabalik caddelerde surebilmek icin direksiyon dersi al.
ben de ayni dertten muzdaribim ve yazın yapmayı planladığım şey bu. arabaya kasko yaptirmissinizdir diye tahmin ediyorum zaten. bir de su var ki kesin bir yere carpacagim bir sey olacak dedigin zaman cidden oluyor, biraz daha kendine guvenmeye calis. esra-ceyda kardesler bile yapabiliyor, sen de yapabilirsin. son olarak da manuel vites tam bir zulum, huzuru otomatik viteste bulacaksin.

@Camelar adam/bayan zaten master( türkçesi yüksek lisans)a gidecem demiş ki, ne doktorası?

Ben bilgisayar mühendisliği son sınıf öğrencisi olarak bu tür araştırmalara girdim. Ama ben yurtdışı olsun çamurdan olsun şeklinde değil de iyi üniversitelere bakayım dedim. Aynı şekilde en büyük problem de maddiyat idi.
Biraz yaşam standardlarından biraz da ücretsiz olmasından dolayı önceliğim kuzey avrupa idi.

Şimdi baştan sona anlatamam tabi ama, ki zaten yetersiz kalır bilgim. Bir kaç püf noktaya değineyim sadece.
Öncelikle duyuruda yurtdışı arayın, benzer soruyu soran baya insan var. Çok fazla cevap yok lakin.
En güzel cevaplardan biri, benim de işime yarayan bir site : www.mastersportal.eu
Benim üniversite ararken ikinci kullandığım yere de google'da "qs top universities" diye aratarak ulaşabilirsiniz.
Bazı üniversiteler TOEFL ve benzeri şeyler isterken bazı üniversiteler Lisans dereceni ingilizce almanla yetinebiliyor. Misal İsveç bu özelliğiyle Türkiye üniversite öğrencilerinin gözdesidir. Lakin 15 ocak itibari ile başvurular bitti İsveç'te. Çoğu üniversitenin başvuru tarihleri (en azından AB üyesi olmayan öğrenciler için) Ocak-Mart dönemi oluyor.
Master'da burs işi genelde zor. Ama yok da değil, ben daha çok araştırmadım. Tahminimce oldukça iyi bir background vermek gerekiyor.
İş konusunda öncelikle ülkelerin öğrencilere verdiği çalışma izni önemli. Bazıları sınırsız veriyor, bazıları sınırlı veriyor bazıları direk vermiyor. Kritik bir durum. İkinci mesele de dil. Yerel dili bilmiyorsanız sosyal iş bulmakta zorlanabilirsiniz. En basitinden garsonluk. Programcılar bu konuda en şanslı oluyor. Gitmeden bulmak kolay mı bilmiyorum ama bulana kadar bir süre idare edecek bir parayla gitmekte fayda var. Benim planım öyle en azından.
Gideceğiniz ülke ve üniversiteyi seçmek size kalmış. Beğenin edin başvurun, kabul edildikleriniz arasında seçme işini yaparsınız. Ama tabi her başvuru masraf ve koşuşturma.
Merak ettiğiniz bir şey varsa ekşiden mesaj atabilirsiniz. Kuzey Avrupa hakkında spesifik bilgi verebilirim ama zaman cidden kısıtlı oralar için. Belki İşletme vs için o kadar olmayabilir tabi.
Bol şans

ben gectigimiz sene uzunca bir muddet ugrasmistim bu islerle.. avrupaya da amerikaya da basvurdum, sonunda amerikaya karar verdim ama avrupa hakkinda da yeterince tecrube edindim diyebilirim.

oncelikle danismanlik firmalarini bosverin, 1500 dolar civari bir meblagya calisiyorlar. ve hic bir garantisi yok ve de cirkin bir davranis. adamlar sizin yerinize SOP (Statement of purpose) yaziyor, bavurulardaki sorulara kendileri muhtesem ingilizceleri ile cevap veriyorlar vesaire. ama ne kadar etkililer diye sorarsan, sansini en fazla yuzde 5 arttirir. sonuc olarak bu firmalari araci kurumlari gectik.

acelem yok demissin. ama acelen var. ben gecen sene bu tarihte ilk kabulumu almistim bile.

belki bu sene degil de seneye istiyorsundur diye farzederek sana bir sira yapiym. bunlarin bazilari yapmissindir bile
1)okullar arastirilacak. internetten teker teker okullarin websitelerine girip prosedur nedir son bavuru tarihi ne zamandir vesaire gibi bilgiler bir deftere not edilecek. mesela sayfa 1 (University of Amsterdam) bu sayfaya, basvuru tarihin, kullanici adini, sifreni vesaire yazarsin. her universite basvurusu ayri kullanici adi veya sifre gerektirebiliyor. not almakta fayda var. neyse
2) toefla girilecek
3) hangi okullara basvurulacagi belirnecek
4) Hocalardan referans istenecek... SOP yazilacak... okuldan official transcript falan alinacak
5) sonra paket halinda basvuru yapilacak... SOP, referanslar, transcript vesaire kargo ile yollanacak..


ama ne master'i yapmak istedigine, senin ortalamana, tercihlerine gore falan degiscek tabi nerelere basvurman gerektigi.

ama avrupa diyorsan, Isvec, hollanda, ingiltere, italya genelde on plana cikar... bir de isvicrede ETH var onu da sayalim. isletme mezunu olarak ustune ne master'i yapmak istiyorsun? biraz daha teknik birsey mi dusunuyorsun yoksa MBA gibi birsey mi...
buna gore de bavuracagin universiteler degisicek tabi...
istersen masterini yapmak istedigin alan ile ilgili olarak hocalarina danis. hangi universiteler iyidir hangisine degmez falan onlar daha iyi bilirler...

ben de bu islerden hic anlamazdim, insanlara teker teker sordum her seyi.

ben once ucretsiz egitim veren ulkelere baktim. isvec bunlardan sadece bir tanesi. tuition free master schools gibi dandik bi aramayla bile ulasabilirsin.

ya da hangi bolumde master yapmak istiyorsan google'a o sekilde basvurabilirsin. ben mesela iki tane uzman hocama ve bizim bolumde master yapan arkadaslara sormustum.

neyse sonra da gozume bi universite kestirdim. dunyadaki siralamasina baktim. sonra ilgili bolumdeki kabul sartlarina baktim. genelde ortalama, toefl veya ielts istiyorlar. tabi senin bolumun isletme oldugu icin bilemiyorum neler isterler.

sonra SOP yazdim soyle bi guzel. aldigim dersleri, katildigim laboratuarlari, aldigim derslerde ogrendigim programlari yazdim. kisacasi o bolumde okuyabilmek icin gerekli sartlari sagladigimi anlattim. zaten CV, referans mektubu standart gibi bi sey, o yuzden onlari soylemiyorum.

sonra da bunlari gonderdim bakalim okula, mayis'ta haber gelecek :)

avrupa istiyorsan soyle bir firma var yurtdışı menşeili, yakın arkadşım gitti onlarla şimdi avusturya'da yaşıyor.

belki işini görür.
www.studygateint.com

karanfil çiğne, dişlerini fırçala, parfüm diye bir olay var yeni çıkmış. onu dene.

yahu yediklerin derinin kokusunu pek etkilemez diye biliyorum ben ama yanlış mı biliyorum muammada kaldım şimdi.

gerçi buna inanmıyorum ama ortada bir pastırma var

duş jeli işe yarıyor. hatun tayfası ciltleri parlak görünsün diye güzel kokulu kremler de kullanıyorlar, erkek adamı biraz bozar. cillop gibi parlayan bir ten nahoş durur :P

pastırma yeme.

teninin kokmasini saglayan sey derinin nefes almasi, yani terlemesidir. pastirma yedigin zaman falan diskiya karisan sey de baharattir. yani evet yediklerin derinin kokusunu, dolayli yoldan da olsa, etkiler. guzel kokutan var mi dersen, kokusu cok baskin olan bir yiyecek bulabilirsen olabilir. mesela cilek gibi kokmak isteyebilirsin ama cilekte inanilmaz dusuktur koku siddeti. 2 kilo yersen kokarsin belki...

hardal da yemeyin.

ananas.
meyve.

nane, reyhan işe yarayabilir.

tarçın ye bol bol

düzenli banyo ve isteğe bağlı parfüm tek çare. yoksa çiçek bahçesini de yutsan işe yaramaz.

sigara falan içme dedikleri gibi soğan pastırma vsden de uzak dur geri kalanını duş jeli deodorant ve parfüm üçlüsü halleder zaten

deotak işe yarıyordu sakim

hostel var bir tane 23. caddede mi neydi, klimasız 23$, klimalı 25$ idi.
onun dışında oteller 60-70$'dan başlıyor.

www.hostelworld.com

verilmez o kadar para. camiye gidin, tanrı misafiriyiz diyin, büyük ihtimalle kabul ederler. havadan 2 kişinin sevabı işte. havalar biraz ısınınca 2 uyku tulumu alırsınız sote bir yerde uyursunuz.

kısa dönem kiralama yapın. oda başına haftalık 200 usd'ye falan bulursunuz sanırım.

short term rent apartments falan diye aratın illa ki bulursunuz.

bir haftaligina falan hostelde kalin o sirada da ev arayin... hostel olarak manhattan hostel var 35. caddede... bu tarihde 35 dolara kalirsiniz sanirim... ev ayarlamak icin ise craigslistten bakmaya bakin...

ama o kadar degeisken var ki insan yer oneremiyor. is adami misiniz? ogrenci misiniz? tek basiniza mi kalmak istiyorsunuz? millete yanci olur musunuz? kac para verebilirsiniz vesaire... manhattanda, 24. caddede 3rd avenue'da 1+1 guzel ama ufak bir daire 3500 dolar mesela... haberiniz olsun... ogrenciler icin harlemin merkezi degil de columbia universitesi taraflari var... bir de brooklyn var tabi.

yani verebilceginiz paraya gore degisir oneriler

Vallahi, ne is yapacaginizi bilmiyorum emma, ise / okula yakin yerler olursa rahat edersiniz...

ayrica: hotpads.com'a da bakin kiraliklar icin...

ben de sadece sise veriyorlardi diye hatirliyorum:) girip siseyi alip ciksan indirim yapmazlar hatta siseyi de alacagin icin bindirebilirler...

edit: pardon yanlis okumusum :) siseyi vermeme ihtimalleri oldugu icin, once orta odalardaki bi masaya gecin nuri alco isteyin, sonra cantaya atin cikin...

70lik yazın 30 liraydi.. Maksimum 35 olmuştur..

tskkr ederim. fakat bunun pek yararlı oldugunu soylıyemem. inglizce tez aradıgım icin kaynak olarakta sınırlı. kısa bır arastırma yaptım fakat pek yararı olacagını dusunmuyorum. tesekkurler.

tum tezlerin toplandigi bir site diye birsey yok amerikadaki tezler icin. tezleri daginik olarak bulabilecegin siteler var ama uyelik isteyen siteler onlar da. sonucta bu tezlerin bir kismi yayinlaniyor vermezler belese.

Cok fazla database olmasina ragmen EMERALD, JSTOR gibi yerlerden arastirabilirsin okulunun uyeligi varsa.

universite univesite de arastirabilirsin. ama disari acik olan tezler genelde en dandikleri oluyor. ornek
scholar.lib.vt.edu
virginia tech. endustri muhendisligindekilerin tezleri bunlar. yaninda isaret olmayanlari indirebiliyorsun. bence univeriste universite arastir googledan dandik mandik yeterki tez olsun diyorsan.

departman secebilmen icin bu daha cok isine yarar sanirim.

scholar.lib.vt.edu

farketmiyor her yer aynı fiyata satıyor. bir kuruş oynar veya oynamaz. şehir dışında daha ucuz oluyor diyorlar, satışları artırmak için.

mazot kaçak olarak varille ucuza satılıyormuş. onu alıp arabanıza koyar mısınız bilemem tabi.

izmit istanbula göre 2 kuruş daha ucuz bunun da sebebi sanırım kültür başkenti diye konan vergi. başka da bir fiyat farkı görmedim.

gm.poas.com.tr

vergiye gore degil talebe gore degisir. Leventteki opet'ten alan insan sayisi izmitten alandan daha fazla ancak izmitin yani basinda da Tupras var bu yuzden ulasim masraflari dusuk. yani bir kac etken var aslinda izmiti sallarsan (istisna) istanbul en ucuzudur
en ucuz benzin derken en ucuz OPET, en ucuz SHELL hangisi mi diyorsun, yoksa direk en ucuz benzin mi?

hic bir zaman dandik yakit kullanmani onermem, icindeki su arabanin sonu bile olabilir, sigorta da karsilamaz o zaman ugrasir durursun dandik benzin firmasina dava acmakla...

onun anlami karsi tarafin anladigi kadardir...

"bu gozyasi acaba benim icin degerli mi?" diye soruyorsan, "senin icin" degerli degildir.

kucuk dusmesinin ya da dusmemesinin ne onemi var ki? hem kime karsi kucuk dusucek? erkek arkadasinin gozyasinin ne anlama geldigini anlamayan birine mi? hic sanmiyorum.

bir dişi olarak sölüorum , kızın içi parçalanır ama fikrinden caymaz.kendimden biliorum :(

benim erkek arkadaşım her şeye ağlıyo.
kavga ediyoruz ağlıyo, ayrılma noktasına gelsek ağlıyo, hata yapsa ağlıyo, özlese ağlıyo, canı sıkılıyo ağlıyo,canımı sıkıyo ağlıyo

bana sorarsan ben o kadar çok sıkıldım ki ağlamaktan ben bile bu kadar çok ağlamıyorum, ağlasam da ya sinirden ya çok üzüldüğüm için. hem ben bi bayanım sürekli ağlasam da garip karşılanmaz.

başta hoşuma gidiyodu, gözyaşlarını saklamıyo, erkekler ağlamaz diye düşünmeden ağlıyo diye.
ama böyle olmasaydı da dediğin gibi olsaydı eğer kız vicdanlıysa kıyamaz. aslında vicdanla da alakalı değil ya, düşünüyorum da sevgilimi hiç sevmesem isterse ağlamaktan göz pınarları kurusun yine devam etmem.
şöyle diyeyim eğer seviyosa ağlayınca kıyamaz, ayrılmaktan vazgeçebilir. ama gözyaşları bi ilişkinin bitmesine engel değildir eğer sevmiyosa..

(bkz: kız arkadaşının yanında ağlayan erkek modeli)

bence bunun için soğuyacaksa varsın soğusun kız kısmısı.
bence çok içten ve bi o kadar da üzücü bi sahne..
benim içim parçalanırdı,tabi seviyorsam.
ulan ne çok seviyo adam beni derdim,demişliğim de oldu.
+ want2die a katılıyorum

brugge için 2 gün bence fazla. çok güzel bir yer ama küçük, o açıdan.
Antwerpen vardı Belçika'da orasını öneririm. bana da ekşi duyuru ahalisi önermişti tabi :D

1. Nerelerde kalmak istediginize bagli aslinda. Hostel tarzi bir yer mi, yoksa biraz daha is adami moduna uygun yerle mi ariyorsunuz?
ben Bruge'de St Christopher's Bauhaus Hostel'de kalmistim iyiydi diye hatirliyorum... bu hostellerin "private room"lari da oluyo... yani oole isimli bir otel bulamazsaniz ya da ne biligim fiyati tuzlu gelirse burayi onerebilirim. cift kisilik odalar 35 dolar civari, ve yeri de guzel...

2. bruge burksel arasi yanlis hatirlamiyorsam yarim saatte bir tren var, 1 saat suruyo (internetten kontrol edilebilir diye dusunuyorum)
3.bruge amsterdam arasi da trenler var... 2-3 saatte gidiyo ve onlar da yarim saatte bir var
4. hic bir fikrim yok (google'a girip bruge weather forecast yazip ilk siteye tiklamak mantikli bor cozum olabilir)
5. bruge'u sevip sevmemek kisiye gore degisir... ben iskandinavya haric butun avrupayi dolastim ve ilginctir beni en cok etkileyen yerlerden biri bruge oldu... ufak bir yer evet, oyle fildir fildir dolasamassin ama bir hafta kapatmak istedim kendimi oraya
6. gitmeden once "in bruges"u izle bari...

1.suanda tatil sezonu olmadigi icin rahatlikla yer bulunabilir otellerde, cogunun fiyatlari aynidir, uygunlari arasinda formule 1 otellerini tavsiye edebilirim, bi cok sehirde bulunuyo ztn.bu sitede fiyat bilgisi de var www.hotellerie.be burdan diger oteller hakkinda da bilgi edinilebilir.
2.www.nmbs.be bu siteden de tren seferleri hakkinda bilgi bulunabilir.
3.amsterdama antwerpen dan giderseniz daha yakin olur, tatilinizi ona gore ayarlamanizi tavsiye ederim.
4.muhtemelen 10 derece civarinda yagmurlu ve kapali
5.brugge de cikolata muzesi, brukselde atomium, merkezde ki muzeler kraliyet sarayi vs..
6.brukselde turk mahallesine ugrayin, orda da size yardimci olurlar, gelmisken anversi gormekte mantikli iki gun brugge de durmak yerine.
simdiden, welkom in Belgie :)

acibademde "canak" restoran var...internetten bulabilirsin tam adresini butun yemekleri guzeldir oranin istersen direk yemege gotur. katmer yapiyor ve cok da iyi yapiyolar ... ama malesef asya yakasinda iste...

1 avrupa yakası bilmiyorum ama asyada güllüoğlu ve hemen kadıköy evlendirme dairesinin karşısında bir tane var kozyatağı güllüoğlundan alıyorum ben hastasıyım fanıyım.
3 baklava yufkasının içerisine kaymak tozşeker ve dövülmüş antep fıstığı koyuyorsun sıra sıra, gözleme gibi kapatıp pişiriyorsun hafif kızarınca hazır oluyor.

www.canakkebap.com

tam olarak beklentilerinizi belirtirseniz, belki size yardımcı olabilirim. ne reçeli istiyorsunuz, mesela? ne kadar sürede teslim istiyorsunuz? kavanozları kendiniz mi getireceksiniz, yoksa fiyata dahil mi olacak, gibi bir-iki detayı belirtirseniz hamarat komşularımızdan bir yardım bulabilirim.

bir hafta icinde teslim alinacak sekilde, kavanozlari biz getirirsek (ayni tipte olmak zorunda cunku kavanozlar) portakal receli.

aslinda olay su, bizimkiler 30 senedir kaldiklari bir yerden emekli oluyolar, giderken de 100 kisilik bir grup olucak, onlara jest yapma niyetleri var. onun icin 100 kavanoz 250 gramlik portakal receli dusunuyolar. kavanozunu ne kadara getiririz bir tanesinin?

(baska bir oneri varsa onu da alabilirim)

tamam, birazdan görüşürüm. 3-4 saat içinde de tekrar buradan veya sözlükten mesaj atarım size.

şimdi görüştüm. maalesef portakal reçeli yapmayı iyi bilmiyorlarmış. yapmaya yapılır; ama miktar da fazla olduğu için sizi de mahcup etmek istemem. kusura bakmayın, yardımcı olamadığım için.

saglik olsun. yine de cok tesekkur ederim ilgilendiginiz icin.

portakal kabuğu mu portakal reçeli mi? İşte tüm mesele bu

bmw mi mercedes mi?
nikon mu canon mu?
Adana Kebab mi, Kunefe mi?

gibi dogru/yanlis bir cevabi olmayan sorudur... senin tarzina gore degisir... ben fender'ciyim dinledigim muzik dolayisiyla... ama daha fazla param olsa belki gibson'ci olurdum bilemem.... neler dinledigini ya da ne tarz muzik yapmak istedigini yaz istersen, bakarsin Ibanez cikar alman gereken gitar...

www.googlefight.com

gibson
4980000 results

fender
2450000 results

hehe.

dirtfrank

ibanez ile ne tür müzik yapılır mesela. örnek verebileceğin bir grup şarkı neyim söyleyebilirmisin. şahsen elektrogitara başlama hevesim var ve alırsam iyi bişeyle başlamak isterim, çalmasam bile duracak bi köşede abi. ayrıca ibanez olsun istiyorum. ama merak ettim şimdi ibanez ile hangi müziğin yapılacağını..(biliyorum bunun için daha yiyeceğim bi fırın ekmek var)

@copy paste, biraz da @pacman

ibanez genelde saglam drive isteyenlerin tercih ettigi bir gitardir. ben de stratocaster var mesela belli bir seviyeden sonra manyetikleri kaldirmiyor drive'i, (distortion diyelim). kaldirmiyordan kastim su. gitari calmiyorken bile bir ses duyarsin, uguldar gitar yuksek drive'larda.... bu da bir konsere ciktigin zaman bos gurultu anlamina gelir, rahatsiz edersin dinleyenleri... ibanez her turlu (humbuckerlari sebebiyle) eline verir bir cok gitarin yuksek drive'larda.

iyi gitardir ben de ibanez ile baslamistim elektroya. ne gibi gruplarda duyarim dersen, dedigim gibi yuksek driveli takilan bir cok grup jackson ve ibanez kullanir. mesela Megadeth, bazen System of a Down, Joe Satriani, John Petrucci'de falan cogu zaman ibanez duyarsin.
metalci adamsan ibanez al arkadas :) blues funk takilirim diyorsan fender...

Birbirlerine vursan gibson fenderi kırar.

sucukta polonez gitarda ibanez

Ibanez'den şaşma GRG170DX ile başla.

ya aga benim burda saat 03:50 ve suratimin su anki halini gorsen gotunle gulersin. nasil tercuman oldun hissettiklerime anlatamam... ben senin soruya yancilik yapicam yanliz.

benim de kizariyor hatta soyuluyor cildim, basta yanaklarimin ust tarafi olmak uzere, burnum, alnim falan... bunu engelleyecek birsey var midir diye sorcam ben de. yani ne biligim cok fazla su ic, ya da nemlendirici sur oyle icmeye cik falan gibi...

onceden boyle birsey yoktu yeni yeni cikmaya basladi... karaciger ile ilgili bir sikintim olabilir mi mesela?

"Alkole bağlı yüz kızarmaları ise alkolü bedenden uzaklaştırmakla görevli enzimlerin azlığıyla ilgilidir"

rehber.uzmantv.com

ya nedense beni tatmin etmedi bu aciklama :) yeni yeni mi enzimlerimde sorun cikti yani?

sağlıkla ilgili br sıkıntının habercisi değildir. yüz kızarmasına flushing denir, bazı kimselerde bu durum daha kolay ortaya çıkar. mesela kimi insanlar utandıklarını hiç bir şekilde gizleyemezler, hemen yüzleri kızarıverir. kimilerinin de alkol aldığında yüzü kıpkırmızı olur. norrmaldir.

bende bazen olan bir durum bu alnım yanaklarım boynum her yerim kıpkırmızı oluyor ve kızarıklığa yanma da eşlik ediyor. sert içkiler içtiğimde bu oluyor bazende efes tombul içtiğimde oluyor. daha ilk yudumda kızarmaya başlayacağimi hissediyorum ve içmeyi kesiyorum. tuborg %100 malt içtiğimde bişi olmuyor ne kızarma nede başka bişi. ilginç bir durum ben şuan için çözümünü bulamadım doktora da gitmedim ama en kısa zamanda gitmeyi düşünüyorum ciddi bir rahatsızlığın belirtisi olablir.

ilginc bir soru sormussun aslinda. buna mantikli cevaplar vermek icin sivas halkinin ne tarz seylerden hoslandigini, ve pazari bilmek gerekir sanirim. yani dukkan kiralari nedir, halk nelerle ugrasir vesaire gibi.

yani ne biligim turkiyenin en iyi sushi'cisini sivasa dikersen elinde patlar mesela. halki iyi gozlemlemek gerekir bunun icin. ha gelir onemli degil maksat ugrasi olsun diyorsan orasi ayri

evi kiraya vermeyi bos verin, is yeri kiraya verin :)

dükkan alıp kiraya verin bence. hem evden daha çok kira getirir, hem ölmez bir yatırım, hemde riski yok.
emekli emekli uğraşacaklartı bir iş mutlaka bulurlar.
yanlış yatırım sonucu o parayıda kaybederseniz -veya azaltırsanız- o daha kötü.

ya yormayın emekli insanları, çalışmışlar o kadar, artık dinlensinler biraz, bence de bir yer alıp kiraya vermek en güzeli, riskli yatırımlarla strese sokmayın bence.

100 bin liraya hic bir risksiz yatirim ayda 2 bin lira kazandirmaz.

o para ile aylik ortalama 600-750 arasi kazanc etmeniz mumkun.

dukkan alın kiraya verin. 1000 lira kira alırsınız.

dukkan alın kiraya verin. 1000 lira kira alırsınız.

dukkan alın kiraya verin. 1000 lira kira alırsınız.

dukkan alın kiraya verin. 1000 lira kira alırsınız.

sivas gib kucuk sehirde adam gibi dukkan bulamazsiniz para edecek... ayrica kiraci batar da dukkani bosaltirsa 6 ay bos kalir dukkan. hele bir de kira takarsa size icinizde patlar..
bence spor kompleksi gibisinden bisey yapin sivasta, daha dogrusu hali saha, ve dev ekranda mac izleme olayi.. perdeye yansitin maclari, mekan univesiteye veya unili ogrencilerin evlerinin bulundugu mahalleye yakin olsun´dilmusla veya yuruyerek hali sahaya gelebilsin gencler, cunku hedef kitlenizin arabasi yok.

ayrica hali sahanin yanina acacaginiz cafenin duvari camdan olsun, yani millet geñlip mac izleyebilsin..
adam yalniz kalip da allahin sivasinda yapacak is bulamayinca gelir oraya hem dev ekrandan mac izler cayini icer, tvde mac yoksa da halisaha maci izler...
mac olmadigi gunler de tvden tsubasayi izlettitrin, hatta mekanin adi da tsubasa olsun:)

gardaş gel küçük sivastan tükan al

:)) bu baslik bir kere daha vardi malesef ondan cevap cikmamisti... umarim bu sefer gelir birseyler, ben de ariyorum cunku

ve aynen senin yazdigin gibi google'a girip "franz ferdinand lyrics impression mission" falan yazip durdum ama cikmadi bisi. (franz ferdinand olmadigi icin olabilir belki ehuehm benzettim sadece)

vallahi böyle durumlarda geriye bi tek teori kalıyo ama o da olmasın istiyo deli gönül. sırf reklam için yapılmış 20 sn. lik bi müzik olabilitesi de var:)

sozlerini anlayabilsem insan gibi arama yaptiricam da, bir tane cumle duyamadim... ya bu arada ben yurtdisindayim aramam pahaliya patlar da, volkswagen'i arayip sorabilirsin de. ben bir ara sprite'in reklam muzigi icin aramistim pazarlama departmanini soylemislerdi... bir de laf sokmuslardi da olucak o kadar:)

ogrenirsen bir zahmet bana da soyler misin:)

söylerim tabi ne demek de işte bi öğrenebisem :)

ben de cok merak ediorum bu şarkıyı.. volkswagen'i aramak mantıklıymış. ben ararım yrn, bugün pazar. ama TR'dekiler de biliolar mıdır acaba, biliolardır heralde.. çözeceğiz bu sorunu :))

şu sorun çözülse zaten milyonlar rahatlıycak da:)

reklamı izleyebileceğimiz bir link ya da reklam hakkında bize fikir verebilecek birkaç ayrıntıdan bahsedebilirseniz belki bilen birileri çıkar.

işin komiği de o, youtube'da deli gibi aradım reklamın linkini onu da bulamadım. reklamdan hatırlayabildiğim tek ayrıntı da impression mission ve bunlarla kafiyeli sözcükler.

is not about your vision, it's sure not about your profession, is all about right impression for me

gibi birsey sanirim sozleri:) olmadi ama yine de bulunmuyor...

eheheh Volkswagen müşteri hizmetlerini aradım arkadaşlar.. çok kibar ve anlayışlı bir bey ile görüştüm.. ben önce meramımı anlatıp yönlendirebileceğiniz bir yer var mı dedim ve kendisi yardımcı olmayı teklif etti. maaalesef bu reklam için özel olarak yapılmış bir jingle imiş. :(( pink'in bir şarkısından esinlenerek yapılmış./pink'in bad influence die bi şarkısına rastlamıştım vw reklamlarını youtube da aratınca ama bir başka reklam için kullanılıyor olabileceği gibi , bu reklamın esin kaynağı da olabilir içinde mission geçiyor :) ama ben emin olamadım, reklamı da bir süredir izlemiorum ztn / mp3 veya video bulabileceğimiz bir link yokmuş ellerinde.. ben sanatçıların isimleri var mı acaba die sorunca ,reklam şirketimize yönlendiriim sizi, onlar verebilirler belki dedi.almanya'dan direk geliomuş onlara bu tarz şeyler.. reklam şirketi içinse genel merkez numarası verdiler.. orayı arayıp, reklam şirketinin mailini falan alıp alamanya ya mail atıp sorabiliriz belki..ama özel üretim olması beni yıktı şahsen şuanda.. sizler yine de bad influence ı bir dinleyin derim ..

www.youtube.com

gösterip vermemek bu olsa gerek :))ama evet bad influence de güzel şarkıdır. dinleyin dinlettirin.

:) neyse ya bad influence dinleyelim bari ahaha bu ne ama ya zugurt teselli bile degil bu olay :)
emegi gecen herkese tesekkur ederim efenim

bir tane sey vardi, senin profilnize yazi yazan, resimlerini yorumlayan, resimlerinde de tag'li olan insanlari falan alip bir karisim sunuyodu... ama "kim bakmis' seklinde degildi o.

yani su saatte su bakti gibi degil de, en cok bu bakti seklinde idi...

Sen ve arkadasin ayni applicationa izin vermedigi surece yok oyle bisey. Her gun baska bi tane cikiyor zaten, bugun de photas diye app cikmis, ayni X has commented on your photo gibi mesaj gonderdi, hemen spam sikayetine tikladim tabi..

www.bildirgec.org


burada var olduğu söyleniyor. eğer varsa sıçtım ki ne sıçtım...

eyke, varsa sadece sen degil butun hemcinslerimiz sicti.

edit: uygulamayi 2008de silmisler.

Can I know who’s viewing my profile or how often it’s being viewed?
Facebook currently does not provide an application that allows users to track profile views or statistics on the views of any specific user content. Third party developers, however, may offer applications that provide some of this functionality. Please keep a few things in mind for these applications:

Applications CANNOT track profile visits for users who simply go to another person's profile; Facebook has made this technically impossible.

In order to be tracked by an application, you will need to specifically agree to allow the application to track your actions.

Adding an application that provides this functionality is purely optional. If you do not want to participate, please do not add the application to your account.

edit: kaynak www.facebook.com

yok ama şöyle bir şey var. facebook'un kendi tavsiye ettiği kişiler sizin profilinize sıklıkla giren kişiler oluyor. test ettim onayladım.

(bkz: london business school)

sanırım bir not daha düşmeliyim:
çok iddialı okullar aramıyorum. ama mutlaka gitmek istiyorum. iddalı okulların mutlaka yuksek gmat ve en az 1 sene calısma tecrubesı ıstedıgını bılıyorum=(

bir miktar para ayirabilirim'i acman lazim sanirim. ne kadar mesela? cok ciddi farklar olabiliyor mba programlari arasinda.

yanliz 2-3 sene calis diye bir tavsiyeyi ben sana vermesem bile "okul" sana vericektir. soyle ki. bogazicinden oldugun icin berbat bir ortalaman olmadigi takdirde "warwick" den falan kabul alirsin ingilterede. ama warwick en az 3 yil deneyim istiyor. 3 sene calismazsan kabul alamazsin, calisirsan alirsin. kisaca durum bu. burda senin suna karar vermen lazim. o kadar para bayilicam, calismadan gidersem dandik, calisip gidersem iyi bir universitede mba yapicam. hangisini secmeliyim diye dusunmelisin.

is tecrubesi istemeyen mba yok mudur? vardir elbette. ama mba dedigin seyde ogrencilerden (is adamlarindan) ogrendigin, hocalarindan ogrendiginden cok daha fazladir. o adamlarin tecrubeleri, yasadiklari sekillendirir senin ogrendiklerini. hal boyle olunca is tecrubesi aramayan mba programina gitmeye degmez.

senin icin soyle bi onerim olabilir, eger bu sene gitmek istiyorsan, MBA adini bosver, Engineering Management tarzi programlara basvur. MBA diye tutturuyorsan da, is tecrubesi aramayan universitelerden en ucuzu hangisiyse ona git derim. farki olcagini zannetmem

turkiyeden ayrıldıgım an ıle, kesin donus yaptıgım an arasında toplam 100.000 TL'ye kadar ayırabılırım sanırım. her şey dahil ayırabılecegım para bu tabi. tabı bır de su var, 100.000 cok zorlayacaktır, degmesı gerekır gıdecegım yerin..

hmm ciddi bir rakam evet... peki bu kadar miktarda para ayirabiliyorken Amerika istememenin bir sebebi var mi?

dedigim gibi, MBA pahali birseydir, is adamlari icindir, derslerin islenisi de projeleri de vs.
bu kadar para harcadiktan sonra, dedigin gibi, bence de degmesi gerekir.

ben is tecrubesi aramayan hemen hic bir mba programinin bu paraya degmeyecegi gorusundeyim malesef. ya da amerikayi zorlayabilirsin...

Duke University'de Engineering Management Programi var... 37.000 dolar civari.. amerikada cok daha fazla alternatifin var hem MBA hem Engineering Management konusunda...

bir not daha: tercihim avrupa evet, ama iyi bir program olursa neden amerika olmasın. olur tabi..

yardımcı olmaya calısan tum arkadaslara tesekkurler

abi mühendissen gmat'e bir kez adam akıllı çalışsan çok rahat 700'ü zorlarsın. bir de toefl al tamam zaten. bazen gmat, toefl, sop not kadar etklili oluyor. bütçe de varsa iyi bir okula rahat gidersin.

iyi gmat ve toefl alıp bursa kasmak daha mantıklı. o parayı da orada keyfinize göre yer, daha güzel bir ev tutar, rahat yaşarsınız.

burslu bir okul bulmak ve gmat kasmak için biraz geç kaldığımı düşünüyorum=( şu anda hem okul hem iş olduğu için, hemen kasayım, sınav tarıhı alayım-gireyim falan zor gorunuyor=(
ondandır burssuz ve orta sıralamada bır okul aramam..

baslayabilirsin elbette. C onermelerinin sebebi piyasadaki bir cok kitap ve internet sitesi C'yi baz aliyo. yani how to play harmonica falan yazip google'a girdiginde orda tablaturu olan sarkilarin hemen hepsi C icin...

onun disinda sen once teknigi bir kap hangisiyle olursa olsun. zaten iyi mizika calan birinde butun seri olmalidir. sonrasinda istersen alirsin C de...

teşekkür ederim.

yapan arkadaşım var. ingilizce seviyene göre değişir gerçi bu ama... bruce rogers'ın toefl ibt-cbt gibi bir kitabı var. ordaki testleri çözersen inglizcende fena deilse yeterli olabilir. kolay olmayacaktır ama yapılabilir. zira toefl 4 saat süren muhtemelen daha önce hiç duymadığın iğrenç konulardan oluşan okuma ve dinleme parçalarıyla dolu konsantrasyonu kaybetmemeye dayalı zor bir sınav.

ben cambridge'in kitabındaki testleri çözmüştüm. iyi bir ingilizcen varsa yeterli olacaktır. internetten indirebilirsin hatta cambridge ve kaplan'ı.

englishtips.org

teşekkürler.

Toefl'a kaydolduğunda sana 1 tane deneme sınav hakkı veriyorlar zaten. Orada toefl menüsünü kullanmayı iyi öğren. Mesela reading'de parçayı okumadan geçmeyi öğrenmen gerek. Bunun gibi şeyler. Reading de başka bir şey yok zaten pek. Ama metinler zordur. Aklında olsun.

Kitap ise çok önemli değil. Soru tiplerini ve senden ne beklendiğini anlaman yeter. Ben Kaplan ve Longman'a bakmıştım biraz. Bu kitapların genelde yanında audio setleri oluyor. Bu setlerle listening ve speaking çalış. Özellikle not almayı ve kısıtlı sürede yapı oluşturmaya iyice alış. Speaking'de soru tiplerini de iyi anla.

Writing de ise off-topic olma. Cümlelerini sade kurmaya çalış. Toefl süslü cümleleri pek sevmiyor.

Temelin de iyiyse...Toefl gayet kolay bir sınav diyebilirim.

toefl icin en guvenilir kaynak Barrons ve Kaplandir. Elbette ingilizce seviyene gore degisir ama cok zor durumda degilsen kursa gitme. hakkaten yazik oraya harcanan paraya. Mesela Kaplanin kitabinda, sana program falan da veriyor, su kadar saat ayirabiliyosan sunlara calis vesaire diye. toefl kursu da fazlasini yapmayacaktir.

sozlukteki Toefl basliklarini da okursan faydalanabilrsin. oraya da yazmistim ama tekrarliyim. Kaplan aralarinda en zoru ama Toefl'a da en yakini. Bir de Cambridge'den bir tane deneme cozmustum. yanlis hatirlamiyorsam ingiliz aksaniyla konusuyolardi. cok sacma. toeflda ingiliz aksani hic denk gelmedi bana.

kisaca ben 3unu de gozden gecirmis biri olarak Kaplan derim.

matt uelmen'den diablo 2'nin müzikleri, özellikle rogue ve tristram parçalari.

bunu da çok severim:
www.youtube.com

bu arada hep oyun müzigi oldu da kusura bakma :)

edit: bir de cause we've ended as lovers

bol bol camel dinle.

En bilindikleri yazmıyorum nasılsa vardır arşivinde diye. Belki bu da vardır ama yazayım. Piyano seviyorsan Rob Costlow dene bakalım. Yann abimiz gibi doyurucu olmasa da sakin sakin dinlersin. Ders çalışırken, kitap okurken vs. iyi gidiyor, kafa karıştırmadan fonda tıngır mıngır. Bliss, Down the Road, True Gemini gibi parçaları çok hoştur mesela. Bunları bi dene, seversen diğer parçalarına da bakarsın.

Pink Floyd - Any Colour You Like

aslında pink floyd'un bütün enstrümantalları güzel

Bear Mccreary - the shape of things to come

www.youtube.com

Bear McCreary - passacaglia

www.youtube.com

bear mccreary - violence and variations
loreena mckennitt - santiago

aklıma bunlar geldi şimdi

cok farkli tarzlarda cok fazla sarki dinledim. zihin dinlendirir mi bilmem... ama erkan ogur & yavuz cetin'in "dunya" si uzerine bi sarki gormedim.

Yanni'nin tüm parçaları.

camel +1, elo, eloy

eğer ney dinlemeyi seviyorsan yansımalar'ı tavsiye ederim. huzur verir.

metallica-orion
dersen dinlendirici buna mi diosun beni dinlendirio =))

(bkz: amethystium)

hasan cihat örter. kesinlikle. enstrümantalde süperdir.

Eleni Karaindrou - By the Sea

**********nicos - secret love**********
65daysofstatic - radio protector
gustavo santaolalla - de usuahia a la quiaca
*opeth - for absent friends
opeth - silhouette
*****opeth - ending credits
**alexandre desplat - nothing lasts
joe satriani - tears in the rain
*joe satriani - brother john
camel - end peace
camel - stationary traveler
***camel - pressure points (çok fena çoook)
*****explosions in the sky - your hand in mine
explosions in the sky - day 8
armand amar - kadish
chris spheeris - culture
dark tranquillity - the mind's eye
hevia - busindre reel
***godspeed you black emperor - east hastings
godspeed you black emperor - the cowboy
erdal erzincan & kayhan kalhor - mevlam birçok dert vermiş
erdal erzincan - sulari
erdal erzincan - gelin çıkarma havası
erkan oğur - iki keklik (önce dinle, sonra otur ağla)
farid farjad - taghtam deh
zbigniew preisner - the end
dave brubeck - unsquare dance
alihan samedov - sen gelmez oldun
cahit oben - canım kardeşim
*air - highschool lover
air - bathroom girl
2 by bukowski - zagadka
at the gates - into the dead sky
god is an astronaut - all is violent all is bright
**lord belial - the art of dying
lord belial - forlorn in silence
eleni karaindrou - adagio (gerçek kesit ost)
**vassilis saleas - improvisation
vassilis saleas - agapi mou
bittersweet life ost - fearness
********elfen lied ost - shinkai*********
*************astor piazolla - oblivion*************

apocalyptica- hope
apocalyptica- drive

metin & kemal kahraman - ferfecir.

dinlemeden ölme.

nekadar seversin bilmıyoruma ma Türkçe olarak Mercan dede parçaları söz yok

ben olsam kesinlikle sheridans getirtirdim. iki üç şişe ile uçağa da binebilir gayet çoğu zaman kontrol bile edilmiyor. hatta almadan önce duty free de ki elemanlarla konuşsun. sorun çıkarsa geçirmek için pasaport bile bulurlar.

bence baileys alcagina Amarula al... hem daha degisik hem "bence" daha lezzetli, hem de daha cok kazandirir sana. 14 euro idi sanirim turkiye free shopta 1 litresi. migrosta 50 lik 55 lira idi... rakamlarda ufak sapmalar vardir buyuk ihtimalle ama ben "amarula"ciyim sonuc olarak... tadindan suphelerin varsa "baileys" seven onu da sever diyim...o ayarda.

bir de bildigim kadariyla turkiye sinirdan istedigin kadar alabiliyosun... yanlis miyim acaba? yanlisim sanirim lan oyle sey mi olur dimi.

o içki limitleri bi şişeye kadar düştü galiba. çok da ümitlenmeyin litrelerce alkol konusunda.

chivas 18-21 olaiblir ?

%22 ye kadar alkol ıhtıva eden ıckılerden 2 sıse %22 ve ustu sadece 1 sise alinabiliyor. bilgi vermek acisindan.

19 yaşındayken kimsenin hayatının iyi gittiğini sanmıyorum, tek değilsin, hepimiz öyleydik ama 29 a doğru alışıyosun.

Klasik oldugu kadar dogru olan bir laf var: Her inisin bir cikisi vardir. Tam tersi de mumkun tabii... Saglik tamamsa gerisi hikaye... Ama kafayi fazla takarsan sagligindan da olursun. O yuzden takmayacaksin 3 gunluk dunyada... Benim de oldu, yas 36 arada yine olur, sonra duzelir. O da lazim arada:)

kendini intihat et, o an hayatın tadını tam alırsın, dert tasa kalmaz, göt korkusu birebirdir.

playboy a mı katılsam?

başı hariç 20 santim derken?

ohoo... senden bu kafayla harbiden bi bok olmazmis..

maytapmı geçiyonuz ağalar?

öss ye çalışmamak için bahaneler üretiyorsun. Haydi marş marş testlere gömül. Hele bi üniversite kazan , kampüs ortamına girince herşey değişecek.

Gömülme testlere falan, nasıl başlarsan öyle gider dikkat ;)

19 yaşında ekşi'de yazıyon hayat daha ne kıyak yapsın sana

insan denen hayvan deneme yanılma yoluyla bu günlerine kadar geldi..ateşi buldu..iletişimini geliştirdi..doğayı, ve işleyişini çözdü..sadece hayvanlar gibi yemek bulmak ve üremek üzerine değil yaşamını eline alıp onu kendi zevk ve ihtiyaçlarına göre şekillendirmeyi öğrendi..
bu yaşında yaşadıklarında kendini şansız hissediyorsun ancak bunun da farkındasın..çevrende yaşanılanlara bak başarılı(para kıstas alınırsa eğer) olanların çoğu kendi hayatını dahi yaşamıyor..ne yaptıklarının farkında bile değiller..başkalarının onlara öğrettiği/ onu yönlendirdiği kadarıyla yaşıyorlar..
hayat başarısızlıklarla dolu zaten, mutluluk hayatın ufacık bir bölümü..eğer mutsuzluğunun farkındaysan mutluluk çok yakınında demektir..sadece uzanıp yakalamak..
okulu üniversiteyi de kafana takma hiç kimse okuldan bi bok öğrenmez, hayat okulda öğrenilmez..çevrendeki doktorlara ne bileyim mühendis kadroya bak bakalım kaçı "hayat"ında başarılı..
kafanda bir hayalin olsun ona ulaşma çabasında geçer hayat tadıyla, tuzuyla..
he bu arada benim yaşım da çok değil..
benim nacizane tavsiyem biraz "günce"leri okuman belki ne mutsuzluklardan neler yaratmış hayat,(-şükretme anlamında asla değil-) görmende yardımcı olur..örnek vermek gerekirse; Aziz NESİN - Böyle gelmiş böyle gitmez 1-2-3

- hele bir üniversiteye kapağı at gerisi kolay.
- üniversitede kızlar teklif ediyor.
- ayırca senden tek beklenen çalışman. herhangi bir sorumluluğun para kazanma derdin geçindirmen gereken bir ailen yok. tek yapman gereken çalışmak.
- herşeyin başı sağlık.

ve daha nice klişeler..

herkesin kendince bir hayat görüşü var, kimseye yorum yapmiym ama.
Okulu boşver, birşey ögrenilmez deme, okul kendi branş derslerin hariç, seni kültürel, kişisel de çok etkileyen birşey. Bogaziçi mezunu, odtü mezunu adam diyince derslerindeki başarıdan çok, kişiliginin de farklı olacagını düşünüyor insanlar.

Şu an mutsuz olman inan hiç önemli degil, kendini bilerek yaşadıgın en fazla 5 sene var hayatında, bundan sonra bi 50 sene daha yaşayacaksın en az. Bundan sonrasını düşün, okul, egitim, başarı senin tek şansın. Başarısız insan mutsuz insandır. Bunu unutma.
Başarısız oldugun alanları biliyorsun, başarılı oldugun alanları araştır, onlara yogunlaş. Hayata 1 kere geliyorsun, bunu da kendine üzülerek geçirme, ayaga kalk, savaş.

baban sana hiç senden adam olmaz dedi mi? dediyse dogru demiş. git intihar et 19 yaşında böyle sefil bir hayat olamaz gerçekten .

böyle düsünmeye devam edersen hep boyle gidecek evet.

önce bu şekilde düsünmeyi bi bırak, hiç bi sorunun yokmuş gibi davran. bak nasıl da bütün sorunların bir bir çözülüyor.

olur tabi. sonucta "testere" bu dostoyevsky romani degil ki. ama gel sen bosver testereyi falan insan gibi bir film izle be aga. yani zaman oldurmekten oteye gitsin film izledigin sure...

cok sevdigin bir kac filmi yaz damak tadina gore bi tarif verelim...

"bence" testere parça parça olayları birleştirerek eğlenebileceğin bir film. vahşet kısmı dikkat çekmek için piyasa olsun filan diye yapılmış bir olay. para kazanmak için yapılıyor sonuçta. ama dediğim doğrultuda daha kalite filmler yok mu, var. ama sadece vahşet olarak görmek yanlış.
3ü izle.

sırayla giiiiiiiit

önce 4-5-6 sonra 1-2-3..

olmadı galiba

neredeyse tüm devam filmlerinde daha öncekileri izlememişler de hesaba katılıyor.

@reeper redeemer

Kopardın beni :D

4'ü atlamayın. 1'den sonra bence serinin en güzeliydi.

benim tecrubelerim su yonde sac kurutma makinasinin ufleme gucu cok onemli. kisaca ruzgarla sekil verio oluosun. dandik makinalarla degilde kuafordeki gibi ufleme gucu yuksek ve ucu dar olan makina ile cok rahat sekil verilebiliyor ama asla kuaforunki gibi olmuyor.

o adam öyle yapabildiği için kuafor zaten. çözüm zor.

anlamadım nasıl şekil vermek istediğinizi.
saçlarınız düz mü, dalgalı mı yoksa hafif dalgalı mı?
uzunluğu ne kadar?
normalde fön fırçasıyla arkaya doğru tarayarak kurutursanız hem belli bir düzlükte hem de kabarıklıkta olur.

bi bağyan olarak söyliyeyim. evdeki minik anne işi saç kurutma makineleri ile olmaz o. 1600 watt bi tane alıcaksın. sonra, saçların çıkış yönünün tersinden kurutucaksın, yani öne düşmesin istiyosan, önden arkaya doğru kurutucaksın ki saçlar kalksın, köklerinden itibaren havalansınlar. katlı saç, kat yönüne doğru kurutulursa yapışır, erkeklerin saçları çok katlı kesin olduğu için yatmasını istediğin yerler haricinde her yeri böyle tersten kurutucaksın. kuruturken de öyle dümdüz tutmayacaksın dairesel hareketlerle kurut, gerektikçe parmaklarını saçında gezdirerek istediğin şekli almalarını sağla. wax en son kat yerlerini belirginleştirmek için, yani bitiş belirginleştirici olarak kullanılır. çok az kullan yoksa saç ağırlaşır ve düşer. kolay gelsin.

evet aslinda biraz az bilgi vermisim.

saclarim duz. yani dustan sonra boyle mantar gibi gozukuyorum :) ama berber o saclari alip evire cevire kabartabiliyor. (dogru kelime kabartmak sanirim evet). yani sagimdaki ve solumdaki saclari bu islemler ile kafamin ortasini gostertebiliyor. yani ucgen gibi oluyo o mantar kafa. ondan sonra sekil vermek wax ile cok kolay zaten. en azindan bi sure sonra gozumun onune dusmuyor o saclar oyle olunca

hani soyle seyler diyebilen varsa super olur. "sac kurutma makinesini taraga yakin tut, taragi asagi yonlendirirken ters yonunde cevirirsen hacim kazanir saclar dikilir, ayni yonde cevirirsen saclari dumduz edersin" gibi

yanliz yeni farkettim de bunu anlatmak ne kadar zormus ya.

@polly jean

ogrenmek istedigim sey tam olarak buydu sanirim. cok tesekkur ederim.

kafana çorap geçir? (ahah sakın yapma, muhtemelen fönlü perçemlerin olur)
ıslakken fırçaya sar saçı, arkaya doğru tarayarak kurut. arka yukarıya doğru döndürerek çekeceksin fırçayı, makinayı da fırçaya yakın tutacaksın işte. berberi izlemedin mi hiç? :P