vampir diye bir şey mi var?

hepsi çıkarılmalı daha düzgün bişeyler eklenmeli (: böyle şeyleri okuyacaklarını sanmam modası geçti ha illaki absürt yada gizemli şeyler yazmak istiyorsun ozaman spatyom blogu aç tavsiye ederim

başlığın hemen altında yaratıklar var ya, noktalamalardan sonra boşluk bırak orada:\

kıllı bir tema edinmenizi tavsiye ediyorum.

hemen 2 alttaki soru'da, karrdanadam'ın sorduğu oyuncu önemli bir oyuncuysa imkanı yok fransa'nın galip gelmesinin. önemli bir oyuncu değilse de, bizim atletizmi nasıl savunacağımıza bağlı. tehlikeli maç:\ %100 favori türkiye değil yani..

avusturalya kaybeder ama bence de..

futbol için, ingiltere'deki muhabirimize bağlanıyoruz... sdkljf

fransa 5.10 veriyor ben kesin oynardım.

tamam söylüyorum not al. bu haftaki maçların peşindeyim, bugünkü tr maçı için de iddaa sağlam özel etkinlikler açmış.

1- tr - fra ilk yarı toplam 70.5 sayı ALT-1.70

şimdi sebebi şu. fransa zaten aygır gibi elemanlardan kurulu, sağlam savunmasıyla bu turnuvada dikkat çekti. aygırlar hariç savunma yönü bize benziyor. İyi bir 5 numaraları yok bizim gibi. (semih, oğuz demeyin kalbinizi kırarım, ömer'in ne çember altı harici şut tehdidi (bak 3 sayı demiyorum, post-up misal) ne de serbest atış isabeti iyi)

hemen ist.'lere baktığımızda fra'nın başa baş oynadığı kanada,litvanya ve ispanya maçlarında ilk yarılarda 70 sayı atılmamış.
türkiye'de biraz farklı durum çünkü tr'nin rakipleri daha zayıftı ya da türkiye daha iyi oynadığı için başa baş giden yun maçının ilk yarısı 80 küsür sayı olmuş, p.riko maçında 67, rusya maçı başa baş gitmemesine rağmen az skor nedeniyle ilk yarı 55 sayı olmuş.

bence bizim maçta da eğer üçlük savaşına dönüşmesse maç ve ersan/hido üçlükte hayvan yüzdeler yapmazsa, ilk yarı 70 sayıya ulaşmaz.

2- bir de iddaa'nın bir mallığını yakaladım işallah tutar, şimdi bizim fra-türkiye maçı için açılan özel etkinlik bahislerinden biri şu:

Tarih Kod Maç Tahmin Oran
05.09.2010 20:58 81 Türkiye-Fransa (Onan O. - De Colo N. Hangi oyuncu daha fazla sayı atar?) Onan Ö. 1,65

az önce sordum da kimse cevap vermedi, ekşi sözlükten buldum. De Colo, mide rahatsızlığı nedeniyle bu maçta oynamayabilirmiş. iddaa bu maçta oynamayan biri için bu bahsi naapar bilmem ama, ömer oynayacağı ve sayı atacağı %99 ihtimal içerdiğinden ev, araba satılır bu bahse yatırılır. maaşı yatırın gençler, bir buçuk maaş olur işte. iddaa en kötü para iade eder, oranı 1.00'e düşürür, sizin için de güzel bir gece olmuş olur ;)

@karrdanadam, ben evi arabayı sattım bu maçtan önce ve tam 58 bin lira koydum bu tüyona. ama de colo .... oynadı ve 15 sayı attı, ömer onan ise 7 sayıda kaldı!!11

(bkz: stumbleupon)

9gag.com

bobiler.org

www.komikaze.net

valla klasik siteler ama güzeldir. arşivleri de var. gez gez bitmez.

www.chromeexperiments.com

transformice.

@ sıkılgan: te allam.daha bakmadan işaretlemişim cevabı da saf gbi:D

Bisikletiyle Japonya'ya giden çılgın bir türkün yol maceralarını yazdığı blogu;
dogaicinpedalla.blogspot.com/

son 2 ayı göstermiyor :/

googleda arayacağın şeyi yaz site:eksiduyuru.com yaz arat. soldaki seçeneklerden tarih seçebilirsin.

gösteriyor son 2 ayı.

aramayı yanlış bölümde yapmış olabilirsin? :\ belki de aradığın şey, zaten hiç olmamıştır..

ek: bazen de gerçekten sorun olabiliyor ama skldjfjkl

bal gibi de çalışmıyor.en azından 1000000 milyar tane dns başlığı açılmıştır.ama aramaya dns yazınca sonuç vermiyor.

evet çok bozuk. bi işe yaramıyo. düzeltirken kategoride arama da yapın bence.

3 harfli aramaya sonuç vermiyor evet. onun için google da 3 harfli ne aratıcaksanız diyelim dns.
dns site:eksiduyuru.com diye aratıp deneyin

bi de nargile tütünü olması lazım tabii.

şimdi tütünü en üstteki şeye koyuyosun adını bilmiyorum artık ortası oyuk bir taş olcak onun içine bir çay kaşığı tütün koy, sonra üzerine alüminyum folyoyu kapat ve bir kürdanla on onbeş tane delik aç. sonra kömürü ocakta köz haline getir ve tütünün üstüne koy. tabi nargilenin altına boruyu bir iki sancim geçiçek kadar su dolduruyosun. közü folyonun üzerine koydun mu şimdi birkaç dakika bekle ve çekmeye başla yavaş yavaş bir dakikaya dumandan göz gözü görmez.

şimdi ilk önce kömürü ocakta köz haline dönüşünceye kadar beklet, beyazlamasından filan anlarsın zaten.

sonra tütünü yerleştiriceksin, 2-3 tutam koy yeter. o baş kısmına yerleştir direkt. sonra alüminyum folyoyu geçir başa. kürdanla delikler aç (başka bir şey de kullanablirsin tabii) aç işte aralıklı, minik delik 20-30 tane.

nargilenin alt kısmına da boyutuna göre su koy, hangi boy olduğunu bilmediğim için nargilen litre vermeyeyim, taşar filan sonra lsdjkfsklj süt de koyabilirsin, farklı bir tat için. abartıp rakı da koyabilirsin.

sonra alt ve üst kısmını birleştir ve kömürü folyonun üstüne koy. açmak kolay değil tabii:\

suyu az yada fazla koymamın avantajı veya dezavantajı ne?

suyu çok koyarsan duman çekmek zorlaşır bir miktar.

suyu az koyarsan duman suda filtre olmadan gelir sana, suyu çok koyarsan dumanı çekemessin çok çekersende su gelir borudan. su haznesindeki o borunun sadece bir iki santim içeride kalıcak kadar su doldur.

forum.paticik.com

(bkz: just fucking google it)

tütünü rüle koymadan önce rüleni sicak su ile yika 1-2 dakika kadar (rülenin kiremitten oldugunu varsayiyorum (kiremit dimi o malzeme :) ). peçeteyle kurula, tütünü rüleye "birak" burada basmamak en onemli etkenlerden biri. simdi nasil yapacagin sana bagli. ben tutunu koyduktan sonra sadece ortada olan ana deligin etrafini iyice aciyorum. yani orasi bombos oluyor. sonra folyoyu iki kat yapip gererek rüleye geçir. hava almasin bi şekilde yani.. nasilsa ortayi bos biraktigin icin guzelce akicak o ser den iceri. o yuzden folyoyu dikis ignesiyle deliyorum. mikro mikro onlarca delik oluyor. kömürleri iyice koz olduktan sonra folyonun uzerine koy. o cissss sesi geldikten sonra, komurlere once 1 dakika kadar ufle sonra nargileyi icip yakmaya basla. komurum var dersen cabuk yanmasi icin fazla komur kullan nargile olunca komurun fazlasini al. oyle devam et. yoksa tutun yanar.

şişeye bence sudan başka bişi koyma, süt falan mahvediyor. ben sevmiyorum + cok belirgin bir artisi olmuyor. suyu koymanin en ideal olcusu siseye serden giren borunun suyun 2-3 parmak (yan olarak) gecmis olmasi. bir de aklinda olsun, olabildigince ayni tutunu icmeye calis. ayni tutunu ictikce daha guzel oluyor nargile. bir de disaridan hic hava almayacak nargile. rülenin götüne bant falan yap, oyle gecir sere. hava almasin. hortumun siseye giren ucuna da bant yap.

afiyet olsun.

galiba aradığın gravity ama ücretli ama denemedim.

bu var ovi'de, store.ovi.com

o pedal degil, sol ayagi koymak icin yapilmis yer. goruntu olarak da duzgun dursun diye genelde o sekilde altlik koyulur.

ne kadar cahilim yav.ama gereksiz değil mi?ayrıca görüntüyü de bozuyor sanki?

uzun yolda araba kullanmadin herhalde hic? :)
sol ayagi koymak lazim bir yerlere. debriyaj pedali ustunde tutmak da hem debriyaja zarar, hem de bacaga.
cogu aracta siyah da olur uzerinde herhangi bir parca olmadan, ama bu sekilde de goruntu olarak uyumlu dursun diye yapiyorlar.

orada çıkıntı var zaten her arabada, bunlar metal bir parça koymuşlar üstüne..

el freni olma ihtimali de var. amerikadaki arabalarin cogunda orda. tekrar baktim kesin el freni(daha dogrusu ayak freni) dikkat edersen sagda yok zaten..

Fader haklı.

El freni olamaz ama o daha küçük bir pedal oluyor ve altı mutlaka boş olmalı.

devlet kurumları yarım gün olduğuna göre resmi diyebiliriz sanırım ama özel sektör istediğini uygular. mesela bizim departman tüm gün tatil ama fabrika işleyecek:\

yutubici bunlar: www.youtube.com

müşterinin sana güvenmesini sağlaman lazım. fiyattan anlaşılır gerçi ama açık açık çin'den getirdiğini yaz sitede. kargo süresinin çok uzarsa, (ki sipariş sonucu çin'den getirticeksen uzar. diğer türlü de malın elinde patlama riski var.) biz müşteriler hakkımızı ararız.

dijital bir şeyler düşünüyorsan da en büyük 2. sorun ortaya çıkıyor: garanti:\

çok büyük umutlar bağlamayın öncelikle böyle bir şeye. konteyner bazında ithalat yapmayacaksanız getir-sat şeklinde yapacaksanız bu işin riskleri de var tabi ki. belli bir miktarın üstündeki ürünler -ki bu miktar ürün gönderim ücreti dahil 100$ - resmi olarak geçmeyebilir. geçebilir de ama riskli işte. geçirmeme hakları var.

bir de getirip satmak çok cazip olmayabiliyor eğer geleceğinden emin değilseniz. bazı satıcılar alıcıyla anlaşıp express kargoyla yani hızlı gönderiyle göndermesini sağlıyor ve doğrudan alıcının adresine gönderiyor. böylece 5 günde alıcıya ulaşıyor. ancak normal şartlar altında express gönderiler de diğer gönderiler gibi gümrük kurallarına tabii. onu nasıl çözüyorlar nasıl hepsinin gümrükten sorunsuz geçmesini sağlıyorlar henüz çözemedim. yani iyi araştırmak lazım daha ilk siparişlerde gümrükte takılıp pişman olmamak lazım.

amacım ses kalitesini artırmak. olmaz mı ki?

yok, olmaz:\ ama böyle işler genelde placebo etkisi yaratır. 3-5 tane çevir, ses kalitesi daha iyiymiş gibi gelecektir.

12 den vurdun tam aradığım şey. (dambil bunu da silersen topsun olm)

en güzel yöntem kartla kredi kartı filan bi bezin içine koy aralarında sür gitsin :) bende klavyeyi açmaya üşeniyorum notebook u oyle temizliyorum ha birazda ters çevirip arkasından vur kıl tüy susam tersten dökülsün ondaN sonra temizle

belirli bir mesafeden süpürge tut. mesafeyi ayarlarken tuş kaybetmemeye dikkat et ama lsdjkf

bu iş için yapılmış minik usb elektrik süpürgeleri var, ucu kıllı falan.

dealextreme'de var, beleşe geliyo.

pratik beklemeden şimdi yapabileceğim çözümler lazım.

iletişimden bildir önce, geri dönmezlerse mesaj at. tekrar iletişime yönlendirirlerse, zaten iletişimden geliyoruz dersin.

devlet dairesi gibi oldu biraz sldjkfsdlfjk

eksibition'da eser adı: duyuru diye aratırsan eminim bir sürü çıkacaktır ;) çok gördüm yani

birisi beynimde çip var diye başlık açmıştı. sadklafad

(bkz: yaran ekşi duyuru duyuruları)

facebook'ta da var birkaç tane,

www.facebook.com
www.facebook.com!/EksiDuyuru?v=photos

goo.gl

hemen aklıma norveçli abimiz ben bi bok yedim geldi

palahniuk'un ninni'si var okuyanacaklar listemin ilk sırasında..

Turgut Özakman - Korkma İnsancık Korkma
Ahmet Ümit - İstanbul Hatırası

cengiz dağcı - onlar da insandı

beni en çok etkileyen kitap, beyaz zambaklar ülkesinde'dir.

sartre-Bulantı

jonathan safran foer - extremely loud and incredibly close

Elif Şafak - Aşk

kimin eklediği gözükmüyor.

(bkz: after sex)

Niluferi ve kamilkoc'u onerebilirim. 37 lira nilufer, 40 lira kamilkoc (rahat hat)

(ikisi de internetten alindiginda gecerli).

ucuzluk açısından kamil koç ta ramazan boyunca %50 indirim varmış. fakat sınırlı sayıda bilet olabilir ve internetten alınamıyor. haberiniz olsun. bunun dışında hem uygun hem de rahat derseniz nilüfer veya anadolu derim.

anadolu ulaşımın otobüslerinde ekran falan var. film, müzik vesaire. metro turizm de aynı şekilde. suit otobüsleri oldukça rahat, tek kişilik koltuk da var, koltuklar arası oldukça geniş.

diğer firmalarla uzun süredir git gel yapmadım. bu iki firma da 40-45 gibi birşey. kamil koç vs. de fiyat olarak hemen hemen aynı. onlar götü boklu travego kullanıyor hala.

terminalde 30a kadar bilet bulursunuz. firma n/a :)

pamukkale, kamil koç, nilüfer ve anadolu arasından bir seçim yapacaksan anadolu!

kamil koç anadolu nilüfer pamukkale filan fiyatları ve rahatlıkları aşağı yukarı aynı.(teknobus,rahat hat filan çoğunda var zaten.)
onun dışında kamil koç indirimi iyi gibi.hem rahat hem ucuz.
onun da dışında terminalden boktan firmalardan 5 lira filan ucuza bulabilirsiniz ancak 9 saatte gitmeleri ve otobüs kalitesizliği gibi dezavantajları olur.(örnek firma:salihli güven turizm)

şunu demişler bi'

"1) Select "manually install without using the internet."
2) "file installation key" that is: 11111-11111-11111-02626
3) Use the file "license_standalone.dat" included in the "Crack" to activate the product. Select the Internet to activated without it."

parası neyse verip reklam vermişler işte. bir klondan daha fazlası olacağını sanmıyorum:\

mey dansözlük sandım ilk okudugumda.. dambil klon diyince düştü jeton..

uludagdan bi haberim ama itüsözlükün görselleri var.

www.alexa.com
www.alexa.com

itü daha iyiymiş. itü'de bişının bir kategorisini oluşturan "müze" isminde bi yer vardı da, v3 gelince kalktı..

uludağ'ın "sub-etha"sını görsen kıçınla gülersin. o kadar diyorum sadece.

uludağ kesinlikle.

kesinlikle itü. :)

evet, herhangi bir sesten müzik yapılabilir.

emek harcanıyor ki hepsinde. vuvuzela çalınırken bile emek harcanıyor mesela.

elektronik müzik, bir müzik türüdür ve dolayısıyla sanattır..

bana göre, emek harcamadan asla 'müzik' yapılamaz. ama elektronik müzik de hiçbir emek yok ki ben zaten onu müzikten saymıyorum.

edit: canlarım benim ben de benim sevdiğim müzik tarzına eleştiri gelse sevinmem ama farklı düşüncelere de açık olmak lazım değil mi? yukarıda yazdıklarımın tamamen arkasındayım, bu konuyu tartışmayı isterim ama ne yeri, ne de zamanı. bu asabilikle bir yere varılmaz. hadi öptüm bb.

ben ıslıkla dokuzuncu senfoniye kadar geldim.

elektronik müzikte duygu soruna bazı parçalarla yanıt vereceğim;

missing (todd terry remix) - everything but the girl
remind me (someone else's remix) - röyksopp

bunları dinle, sonra gel bakalım emek var mıymış, duygu var mıymış.

teyallahım ne insanlar var ya...

elektronik müziğin sanat olup olmadığını anlamak için bir konçerto, bir arya dinleyin de 'gerçek' sanatın ne olduğunu anlayın. kimsenin müzik zevkine karışacak değilim ama neyin sanat olup neyin olmadığını bilmek lazım.

elektronik müzik olarak neyi ele alıyoruz, zira dinlediğimiz herşeyde zaten elektronik birşeyler var,
triphop taki elektronik davullardan dolayı emeksiz mi sayacağız

yada en basitinden midi klavye ile bas gitar samplesi çalınca emek oluyorda bir sawlead çalınca emeksizmi oluyor.

elektronik müzik içinde deli gibi müzik bilgisi lazımdır, elbette emek vardır
ama her müzikte olduğu gibi iyi müzik ve kötü müziği ayırt etmek lazımdır.

elektronik bir müzik türü müdür ?

- evet elektronik bir müzik türüdür. ve elektronik müzik çok geniş dallara ayrılan bir müzik türüdür. dubstep'den tutun chillout'a kadar gider bu yol.

elektronik müzikte duygu var mı?

- bana göre en fazla duygu içeren müzik türü elektronik müziktir.

"elektronik müzikte emek yok"

bunu söyleyebilen birisi "müzikten anlamıyordur". bu kadar basit. 2 kere 2 = 4. sen elektronik müzigi hayatında sadece clublarda duydugu müzik zanneden zihniyetin bunu söylemesi çok basit ve anlanabilir.

howard shore ile yapılan bir roportajda bu konu üzerinde durdular. howard shore elektronik müzigin şu an icra edilen en kaliteli müzik türü oldugunu üstüne basa basa söylüyordu. (2005-2006 arası bir roportajdı) Ayrıca hangi sanatçıları takip ettigi sorulunca, bir Trance efsanesi olan Airbase'i göstermişti.

www.youtube.com

Gidin, Trance dinleyin, Chillout Ambient Lounge Downtempo dinleyin. Commercial House'ı elektronik müzik sayanlar, sizler bu konularda fazla yorum yapmayın. Benimle aynı ortamda bu konuyu açmayın. Fena ezerim.

Çok uzun bir yazı yazacaktım ancak bu kadarı yeterli.

elektronik müzigi dinlemeyi bilmek lazım önce. evet.

bir de rock müzik icra edip hastası olan bir arkadaşım elektronik müzigin rock müzikten etkiendigini söylüyordu. odasında ise elektro gitar asılıydı. hala her müzik türünün digerlerinden az da olsa etkilendigini, hiç bir müzik türünün digerinin "alt kümesi" olamayacagını anlamayanlar var.

burada "bizim pink floyd, deep purple gibi, rolling stones gibi efsanelerimiz var diyip" elektronik müzigi küçümseyen kişilerin kesinlikle bir kaç tane elektronik müzik "efsanesi" dinlemesi gerekiyor. araştırınız.

elektronik müzik dinleyen bir insan değilim, ama devils trill bir işin sanat olup olmayacağını sizin kıstaslarınız belirlemiyor. kaldı ki elektronik müzik ileri seviyede müzik bilgisi gerektiren ve emek harcanan bi müziktir.

Müzik entrumansız yapılmaz. Bilgisayarda yapıyorsanız enstrumanınız bilgisayardır.
Emek harcamadan müzik yapılabilir ama başkalarının emeklerini harcamak gerekir bunun için.

Bir de elektronik müzik dediğiniz çok geniş bir genre. Şu dj lerin çaldığı sürekli kendini tekrarlayan ritimler de bu genreın içinde Mike Oldfield'da. Çok saçma örnekleri de var ama başyapıt diyebileceğimiz örnekler de var.

Bir de elektronik enstumanları entruman olarak kabul etmemek o kadar saçma ki. Acaba Moog'dan çıkan sesi ne gibi bir akustik entrumandan çıkarabilirsiniz. Çıkaramazsanız bu gibi seslerden feragat mı edeceksiniz.

Bir de konçerto, arya dinle falan denilmiş. bir konçertoyu tamamen elektronik enstrumanlarla çalabilirsiniz. Hatta elektronik bir enstruman için (mesela hammond orgiçin) bir konçerto bile besteleyebilirsiniz. Kubrick'in A Clockwork Orange filminin müziklerini dinlerseniz klasik eserlerin elektronik enstrumanlarla nasıl icra edildiğini görürsünüz.

elektronik müzik 19. yy sonundan itibaren başlamıştır. ancak günümüzdeki şeklini daha çok 1950'lerden itibaren aldı desek hiç de yanlış olmaz. özellikle pierre schaeffer'in "concrete musique"i ile karlheinz stockhausen'ın "electronische musik"i öne atıp geliştirmesiyle, ses örneklemesi ve sesin işlenmesi, müzik içerisindeki yerini en sağlam haliyle aldı.

öncelikle elektronik müziğin aslında hiç de yeni olmayan, aksine önemli geçmişe sahip bir müzik yapma çeşidi olduğunu belirtmek istedim. malum yanlış bir anlaşılma var gibime geldi. şöyle ki, elektronik müzik sadece chill-out, drum n bass ya da trance'den ibaret değildir.

matematik, geometri ve mimarinin özelliklerinden yararlanarak bu müziği üreten çok fazla elektronik müzik sanatçısı vardır. kimisi tam bir programcı edasıyla dijital ortamda kodlamalar yaparak müziğini üretir, kimisi ise, analog modüler sistemler kurarak ya da analog olarak üretilmiş sesi, dijital ortamda process'e uğratarak bize sunar. ve tüm bu olanlar sandığınız kadar basit bir süreç değildir.

buradaki önemli nokta, elektronik müziği nasıl ve ne olarak algıladığınızdır.

amma aşıkmışsınız elektronik müziğe yaa. tamam her şey emek olduğu gibi elektronik müzikte de emek vardır. ama ve lakin benim uğraştığım müziğin yanında elektronik müzikteki emek hafif kalıyor.
bilgisayarla falan programlamak farklı, tuşe de elin yara olana kadar kreutzer çalmak farklı.
bir paganini eseri çalabilmek için değil yıllarını, tüm hayatını ona veriyorsun. parmakların yara, sırtın, belin, boynun ağrıdan geçilmez duruma geliyor. sadece bir notaya bile günlerce uğraşıyorsun. haftalarca kreutzer, han sitt vs. kasıyorsun. çalışıyorsun, çalışıyorsun ama hoca beğenmiyor. sayfalarca süren en can sıkıcı, en zor etütlere çalışıyorsun. enstrümanını çalmadığın zaman bile parmakların sanki çalarmış gibi hareket ediyor, çünkü ondan başka bir şey düşünemez hale geliyorsun. bir nevi çıldırmak yani. sizin 5 dakika dinleyip geçtiğiniz eser üzerinde o kadar çok emek var ki bunu, o enstrümanı çalandan başkası anlayamaz.

biri için ömrünü veriyorsun, diğerini ise dijital ortamlarda yaratıyorsun. aradaki o kadar çok emek farkı var ki yazacağım hiçbir şey ifade edemez bunu. ayrıca kendimi övme meraklısı değilim ama, 'müzikten anlamıyor' denilecek son kişilerden biriyim emin olun.

herkes kendi sevdiği müziği dinlesin. hiç yoktan yere düşmanlık yaratmaya gerek yok.

susucam diyorum olmuyor.

devil trill, güzel arkadaşım. sen elektronik müzigin bilgisayarda çat diye yapıldıgını mı sanıyorsun? benim ugrastıgım müzigin yanında hafif kalıyor ne demek? elektronik müzik tüm müzik dalların arasında "yapım sonrası" en fazla emek harcanan müzik türüdür. senin çaldıgın, bahsettigin isimler zaten müzige yön veren isimler. sen gelmiş klasik müzikle günümüz müzigini kıyaslıyorsun ve çaldıgın şeydeki emegin fazla oldugunu söylüyorsun. sen 1700 1800lerde yapılan müzigin yapım şartlarıyla günümüzün şartlarını bir tuttugundan böyle konuşuyor olabilir misin?

kısacası her müzik türünün kendine has bir havası dogası vardır. ben transa'nın söylediklerine katılıyorum ama biraz sert çıkışmış kendisi. onun verdigi link'e bir ekleme de ben yapayım :

www.youtube.com

1.45'den sonrasını dinleyiniz, klasik müzik etkilerini yaşayınız. bu başlıkta elektronik müzik fazla savunulmuş ama umarım türkiye'de hak ettigi ilgiyi görür.

elektronik müzik çok emek isteyen, çok müzik bilgisi isteyen, nota bilgisi isteyen bir sanat dalıdır. sanattır. duygu vardır.

devills trill ise elektronik müziği beğenenleri kendi cevabına karşı gelinmiş gibi değerlendiren bir bireydir. ya cevap verip durma adamın sorusunun içine etmişsin. kimse seninle tartışmamış ki. kime cevap veriyorsun?

elektronik müzik yapmak için bile bence bi enstrüman çalmak şart çünkü ritim duygusunu geliştirmen lazım

elektronik müzik de bir müzik türüdür. sevenlerine de saygı duymak lazım. elbette kişisel zevkler tartışılmaz fakat genel manada müzik dünyası da gitgide bu yönde bir müziğe doğru evrilmektedir. Bunun en önemli getirilerinden biri de eski sistemlere göre çok daha az bir maliyete oturduğunuz yerden bir orkestra kurabilmek olmalı.

öncelikle herkesin bir başka müzik türü müzisyenine, bestecisine ve dinleyicisine saygı duyması gerekir.
genelleme yapılırken de dikkat etmesi gerekir.
en duygusal müzik elektronik müziktir demiş bir türk düşünürü az önce yukarılarda bir yerde...
hayatınızda kaç kere klasik müzik dinlediniz? ne dinlediniz?
neye göre kime göre karar veriyorsunuz?
mozart, verdi requiemdeki duygu yoğunluğunu, adnan saygun yunus emre oratoryosundaki duygu yoğunluğunu algılayabilecek kadar derin bir algınız var mıdır?
elektronik müzik dum tıstan ibaret değil elbette, bunun farkındayım. ama lütfen bu müzik türü için en yüksek duygu yoğunluğuna sahip gibi saçma sapan sıfatlar koymayın, gülerler...
farkında mısınız bilmiyorum ama ben de herhangi bir müzik için bunu koymuyorum...
bu biraz kişisel bir olgudur zira.
her ne kadar bir müzik parçası 10 saatte (attım) diğeri ise 7-8 ayda besteleniyor; bir müzik parçası tek kişi ile 1-2 saatlik bir prova ile diğeri ise 100lerce kişi ile 20-30 saatlik bir prova ile anca sahnelenebiliyor ise de ikisine verilen değer, tamamen kişinin algısı ve dolayısıyla algılayabildiği ve sonrasında hoşuna gidebildiği doğrultuda yüklediği değerdir...
bugün müzik gibi sanatın önemli bir konusunda bile "pr" "reklam" türevi ticari konular konuşuluyorsa o zaten müzikliğinden çıkmaya, ticari bir olgu olmaya yüz tutmaya çalışan birşey olmuştur zanımca...
konuya gelince.
eskiden, özellikle kompozsiyon bölümünde okur, saatlerce kontrpuan ve armoni kasarken elektronik müzik türünü ciddiye almaz, müzik olmadığını düşünürdüm.zira dj olup eline turntable alan -ki teknoloji sayesinde gerçek pikaplarda kullanılmıyor artık- kendini müzisyen ilan ediyor... öte yandan 3-5 akor bilen gitarı kendi kendine öğrenmiş kişiler de müzisyenim diye geçiniyor... kim müzisyen peki? ben mi o mu? konservatuvarda resmi sınav saati 12-24-48 saat gibi hayvan uzun sürelerde olan, odada günlerce çalışarak ortaya bir şey çıkartmaya çalışan, kağıdını jüriye teslim ederken bile kafanda acaba orasını öyle yapmasaydım daha iyi olurdu türevi düşünen bizle mi gerçek müzisyendik, yoksa orda burda çeşitli kayıtları sample edip stüdyosunda çok büyük emek harcayarak ortaya şarkı çıkartan gubikler mi?
enstruman, kelime itibariyle araçtır zaten. kim hangi araçla müzik yaparsa o müziktir. ama müzik, baside indirgendiğinde duygu ve düşüncenin notalara aktarılması ise, bir tarafta sıfırdan yaratılan bir duygu hüzmesi, tamamen size ait, daha önce kimse tarafından yapılmamış, edilmemiş bir duygu bulutu varken öte yandan birilerinin birşey çalmasına muhtaç olan, başkalarının duygularını kendi duygusuymuş gibi özümseyen kişiler var...

bestecilik orkestra şefliği haricinde esasen kemancıyım bir fiil 10 yıldır önemli bir orkestrada çalan. birçok tv, reklam, albüm, dvd kayıtlarına giriyorum 100lerce kez. her seferinde de önem arzedip sorarım, nasıl olsun diye... çünkü notaların içindeki duyguyu bir tek müzisyenler anlar. aranjörler veya prodüktörler değil. ama para kazanmak için onların istediğini hatta onların hayal bile edemeyeceğini en kısa sürede en kolay şekilde ortaya koyman gerekir. sorarsın nasıl olsun usta diye, şöyle olsun böyle olsun diye söyler kendi dağarcığındaki müzik bilgisiyle. çok kötü ise durum, çalarsın yok olmadı şurayı gııy gıy burayı gıy gıy gııy yap der bu mu dersin... yine olmazsa zaten hiç oraya gitmemeliydin...

şöyle birşey var, mutlaka alakalıdır...
bir takım tesbitler yazıyorum, belki hoşunuza gidiyor, belki gitmiyor bilemem. ama emeğe saygı ise söz konusu olan, laf edememelisiniz...
zira bir elektronik müzik müzisyeninin (yazar bu lafı yazarken çok güldü kendi kendine...) eğitimi kaç senedir? pardon, sene midir? aletleri çözdüğünde zaten içindeki duygusunu enstrumanları olan o aletlerle halka sunamaz mı?

ben size yazayım okuyunuz. klasik müzik kemancısının minimum eğitim süresi 10 yıldır. 3 yıl ortaokul, 3 yıl lise, 4 yıl üniversite. konservatuvarda geçer bu yıllar ve sizin anca üniversite karşılaştığınız finaller, vizeler ortaokul bebesinin karşısındadır.
eğitim sistemi çoğu avrupa ülkesinden daha köklüdür.kendisini daha da geliştirmek isteyen müzisyen, mezun olduktan sonra yurtdışında okul araştırır. birebir eğitim sisteminden ötürü iyi bir hoca bulur, gideceği ülke ile ilgili maddi manevi herşeyi hazırlayabilirse çeker gider... 1-2 sene yüksek lisan sonasında ülkesine 3-5 senelik kazanımla döner...

diğerinde ise belki arada bir setupı için birkaç bin dolar ödüyordur...

başka bir türk düşünürünün sarfettiği youtube linkine de üşenmedim tıkladım.
söz konusu elektronik müziğin en efsane grubunun muhteşemötesi muazzamissimo eserini de dinledim.
dayanabildiğim kısmına kadar olan form analizini yazıyorum.

8 ölçü elektor kick girer.
2. 8 ölçüde hihatler girer.
16 ölçü sonrasında 3. 8 ölçüde o ünlü efsanevi melodi girer.
do minördür, daha dün annemizin melodisinden biraz daha komplikedir.(söz konusu daha dün annemizin melodisi mozart tarafından bestelenmiştir.helal, ne güzel kompğlike birşey yapmış mozarttan bile komplike... ama o beste esnasında mozart 4 yaşındaydı...) neyse,
bu parçanın o muhteşem melodisi 3 kez tekrar ettiğinde takribi 4. tekrar girerken bir crash sesi gelir. reverse edilmiştir ve 4. tekrarın başındaki ölçüye kadar uzatılmıştır...
bu böyle sürer gider.merka ettim gerçekten böyle mi sürüyor diye, yok sürmüyormuş. usta müzisyenler bundan sıkılıp parçanın 2.30 ları civarlarında bu melodiyi es geçip başka bir melodi bulmuşlar.bu melodi inici yapıda bir melodi o da sürüyor hayli...
yapılan en enteresan gelişme, bu mzikte herşeyin üstüste bindirilmesi.ama bunu 8 ölçü 8 ölçü yapıyorlar ki dinleyici iyice algılasın. yoksa basmıyor sanırım...
oysa senfonik olaylara bakıldığında aynı anda zaten 15-20 ayrı track var.(yazar burada algıda seçicilik için elektronik müzik ağzıyla konuşur) her track, kendini asla tekrar etmediği gibi, diğer tracklerin de pek tekrarı değil... üstüste eklemek bahsinde zaten üstüste gelirken, ayrıca yatay biçimde de ciddi bir form oluşiturmakta. 8 ölçü olan bir tema, tekrarıyla total 16, hadi bir tekrar daha yapalım desek 32 ölçüğ sonrasında gider. yerine bir başka tema gelir. bazen temasız, geliştirme bölümleri, köprüler ve diğer parçalı yapıdaki formlarla gelerek dinleyiciyi monotonluktan çıkartır.sürprizli bir yapıda bambaşka şeyler doğurur...
duygu ön plandadır. kimi senfonik eserler, senfonik şiir tadında konusu olan, birşeyler anlatılan şeylerdir... bunu en iyi anlamanın yolu (esasen çocuklar için yazılmış olsa bile) prokofiev'in peter ve kurt'tudur.


...bu mudur sizin duygu dediğiniz şey?
eğer buysa çok duygusuz bir nesil yetişiyor azizim !

eğer buysa sizin top noktanızdaki elektronik müzik, bir mozart requiemi alıp oturtursanız bilgisayar ortamına, her 16 ölçüsünden bir elektronik parça çıkar. tek requiem ile de muhtemelen hayatınız boyunca dinleyeceğiniz binlerce elektronik parçayı dinlersiniz. daha da ihtiyacınız kalmaz...

yazıktır beyinlerinize, kulaklarınıza...

son sözü şöyle söylemek istedim...
nota bilmeden müzisyen olunmaz.
budur.
2x2=4...



saygılar.

12.12.12

tarihin klaslığından müstakbel eşinizi kandırmanız çok kolay olabilir :)

300-400 kişilik bir düğün değil de, sadece yakın çevrenin katılacağı en fazla 30 kişilik bir düğün düşünürseniz ne kpss sorun olur ne de son sınıf. diğer türlü, çok uğraşırsınız..

düdüt: 50-60'la sınırla kalabileceğinizi sanmıyorum. gözlemlediğim kadarıyla davetlerde işlerin çığırından çıkması çok kolay oluyor ve organize edenlere çok da bağlı olmuyor. daha az kişiyle sınırlayın. karşı tarafın istediği şekilde yapacağını düşün her şeyi. o şartlar sunuyorsa ve senin kabul etmeni bekliyorsa aynısını sen de yap. kendin için en problemsiz durumu yaratacak koşullara karar ver ve söyle ona.

nikah ve sonrası şöyle 50-60 kişilik bir yemek olucak ama yine de kafam rahat değil.

haziran olması şart mı? 2012 nisan-mayıs gibi olabilir hem bahar düğünleri hep daha güzel olur;)

atamalar için genelde insanlar nikahı önce yapıp düğünü bikaç ay sonraya bırakıyor. nikah mayıs-haziran, düğünü de ağustos veya eylül başı gibi yaparsınız, kpss sonrasında hazırlanacak zaman kalır.
bi de nişan tamam da, söz nedir, neden yapılır hala anlayabilmiş değilim... yapı nişanı ocakta, olsun bitsin...

21.12.2012 ehehe

bana kalsa nişan olsun bitsin ama aileleri ikna edemiyorum takılmış durumdalar zaten. Bir de zaten önce nikahı yapalım düğün 3-5 ay sonra konusunda ikna olamayacak kadar gelenekselciler zaten söz nişan kısmından anlaşılmıştır sanıyorum. Nisan-mayısta okul var o kadar vize- final arasına ekleyemem bir de düğün telaşı sanki .

10.11.12

evi nisan-mayıstan tutup döşeme işlerini erkenden yaparsanız sıkıntı olmaz. müstakbel eşiniz çalışıyorsa, hali hazırda işi var ve sınav derdi yoksa, yükün çoğunu o sırtlar.
işler ciddiye bindikten sonra nişanlılık süresi uzayınca aileler akrabalar enteresan bi şekilde üzerinizde baskı oluşturuyorlar.

kpss^ye şimdiden çalışmaya başlayın. yavaş yavaş her şey hallolur.
hayırlı olsun.

yapar yapar, ben yapıyorum her sabah staj yüzünden. bornova'da otutursan daha yakın olur, pek zorlanmazsın. diğer ilçelerden daha da uzar süre. zaten çalışacağın yerin servisi olur, ulaşım sorun olmaz.

Bayındırlık hemen manisa'nın girişinde her 10 dakika da bir otobüs vardır, bornova da oturursan yarım saat sürmez

Bayındırlık denildiği gibi manisanın girişinde ayrıca ulaşımda rahat.Manisa izmire izmir'in ilçelerinden daha yakın.Rahatlıkla gider gelirsin.

2 şarkı var yahu trailer'da, neyse onlar da şunlar ;)

ilki the postal service - such great heights
bence sorduğun 2.si travis - love will come through :\ (ne şarkıdır be)

ben ek olarak host dosyasını değiştirdim. biraz zorlama ile erişiyorum. sizin host dosyası ne alemde?

ben de aldım bu sabah birkaç kere hata, navige'yi iptal edip google public dns + makat ikilisine dönünce bir sorun kalmadı şimdilik..

bence host ile oynamaya gerek yok sadece dns ayarı ile tüm engelleri aşabilirsin reyis.
İşte geçerli DNS ayarları
202.224.32.1
202.224.32.2

cCc Vcellist cCc

sttc hoststa denedigim iplerimi yazdim senin ipler nedir suan?

dambil makat bende olmuyor linuxtayim

murtiii, vcellist onlari da denedim yemedi an error occurred hala

erich sistem linux ise bilmiyorum ama ben yazdığım dns ile şu an tıkır tıkır açıyorum youtube:)
sistem geri yükleme ile host dosyasını eski haline getirip verdiğim dnsleri bir daha deneyebilirsin.
bence değiştirme yaptığın için bu dnsler işe yaramıyor.

son hosts dosyasi halletti gonlumden ne tik koptuysa verdim

emege saygi reyis

hallettiğine sevindim :)

goo.gl

karma nın d hali, duyurunun deesi gelmiş karmanın başına. ya da dharma and greg'le alakalı olabilir :) tam olarak nasıl çalıştığını anlayamadım ama.

bi önemi yok öylesine konmuş bişi

lost adasına araştırma yapmak icin falan gelmis sirket hehe

hem fikir verebilirim eğer istanbuldaysada ucuza yaptrabileceğin bir arkadaşım var mesajla ulaşabilirsin bana

sanatçılık işi biraz fazla olur ama harf içinden harf çıkabilir, doğumu temsilen..

kıbrıstayım malesef...

doğum olayı güzelll... :)

cennetten kovulan var sözlükte kendisi sözlük yazarlarına %50 indirim yapıyor üstüne yardımsever de bi insan. kendisine ulaşırsanız sorularınızı cevaplandırabilir kanımca.

baş harfler yanyana geldiğinde "if" oluşuyor, ingilizce anlamı üzerinden yürüyerek çok başarılı işler çıkabilir, eğer siz olmasaydınız minvalinde şeyler... ama bence yazıdan ziyade 3. bir harf daha kullanılarak daha yaratıcı bir çalışma düşünülebilir ki üçüncü harf sizin isminizin baş harfi olur. bilemiyorum irem kızınız ise i harfinden bir melek gövdesi sizin isimlerin baş harflerinde de kanatları yaratmak ilk bakışta aklıma gelen bişey. İstanbul'da yaptırmak isterseniz sadece işçiliği değil yaratıcılık kısmında da sizi memnun edebilecek bir dostum var. güzel olur umarım.

keşke istanbulda yaptırabilmek gibi bir seçeneğim olsaydı, ancak malesef mümkün değil... fikirler için teşekkürler... çok yardımcı oldu. yenilerine de açığım.

google da arama çubuğuna "tattoo font" yazın.. oradan istediğin bütün harf modellerine ve şekillerine ulaşabilirsin.. ben dövmelerimi yaptırırken oralardan beğenmiştim hep..

bi sağ bi sol bileğine takvim yaprağı yaptır.içine de isimleri ve doğum tarihleri olsun.

sayfanın en altında sürpriz hazırladık senin için :D

anlamadım

sayfanın en en en en altında "temel sürüme geç" var. oradan:\

firefox kullanıcıları için;

Aşağıdaki sayfaya girin ve sağ üst köşedeki instalL yazısına tıklayın. Karşınıza script kodu çıkacak, tümünü seçip kopyala yapın.

userscripts.org

Daha sonra;

Greasemonkey uygulamasını yükleyiniz. Yükledikten sonra firefox yeniden başlayacaktır. Karşınıza çıkacak oln minik pencerede yazılımı "kur" u seçin.

addons.mozilla.org

hep bing google'ı taklit ederdi, burada tam tersi olmuş, google bing'i taklit etmiş.

(bkz: eksifink)
(bkz: ekşi block)
(bkz: ekşi block extended)
(bkz: cleansözlük)
(bkz: ekşi futbol)
(bkz: resözlük)

derleyebildiklerim bu kadar. daha vardır ama.

(bkz: eksi++)
(bkz: sourvalentino)
(bkz: ekşi title block)

sourpad
yogurt
necati bukmark
eksipreview

bunlar da eskiler. bi kacını google dcs a uplad etmıstım, baslıklarda linkleri var.

(bkz: sözlük ile ilgili script'ler)

Kesinlikle çok başarılı bir dizi. çok fazla detay var ve mükemmel şekilde günümüze uyarlanmış. İşin ilginç yanı kostümler her ne kadar eskiyi andırsa da aslında gayet modernler. Bu tarz dizilerde olmayan fakat olması gereken detayları çok güzel eklemişler (mesajlar,bilgisayar ekranında yazanlar vs.). Ortaya karışık, fakat fringe'deki dr. walter bishop gibi anlatan bir dizi çıkmış...

Dizinin bana göre eksisi ; konuşmaların çok hızlı geçmesi ve arada bazı detayları kaçması. Alt yazıya zaten yetişmek gibi bir şans yok...İngiliz ingilizcesi bana hep zor gelmiştir.

10 numara!
Süper!
Harikulade!
Kesinlikle izlenmeli!

Dexter diye ağlayan bünyeye de ilaç gibi gelmiştir bu arada...

yeni bölümünün air date'i belli olana kadar gözümde dünyanın en kötü dizisi.

-spoilerımsı-

sen git 3. bölüme öyle son yap. ardından ara ver.

-spoilerımsı-

belli olunca tarih, dizi manyağı benin ilk 3'üne oynar bu..

mükemmel ötesi. Özellikle sherlock'n düşüncelerini resmetmeleri çok hoşuma gitti. Bu arada sharlock biraz hızlı konuşuyor fakat alt yazı sağolsun kaçırdığımız yerlerde yardıma koşuyor.

www.nba.com

gugıl diye bi site varmış. basit bi arama motoruymuş ilk çıktığında. sonra, bunlar işi büyütmüş. image (görsel) aratması da eklemişler sisteme.

goo.gl

düdüt: çok bilmiş sldjkfklsdfjlk medyumluk master'ımı yapamadığım için zihnini okuyup öğrenemedim hangi fotosunu istediğiniç soriğ

çok bilmiş dambil, aradığım foto o değil, o yüzden burda sordum. tam kare suratının çekilmiş olduğu var, onu istiyorum

"kobe bryant hornets" diye googellat.

çıkmamış. dvd'si falan çıkınca çıkar herhalde.

daha çok erken.. dvd'nin release date'ini bulmaya çalış. 1 aydan önce zor ama:\

(git: 164320) var daha.

dvd si için en az 3 ay veriyorum.

@rurouni zaten ekim demişler başka yerde de.

hayır üretim tarihiyle bir alakası yok. ama şuruptan dolayı tat farklılığı olabiliyor.kalibrasyonları hergün yenileniyor çünkü.

@straight gigolo +1 evet üretim yerine göre çok değişiyor tadı.

güneşin altında bekletilince tadı inanılmaz kötüleşiyor. bizim ülkede de hiç dikkat edilmiyor buna..

ben var diye biliyorum. eski tarihli cola yı içmeyip geri gönderen birinin yalancısıyım gerçi.

Son kullanma tarihine bir ay kala inanılmaz çirkinleşiyor tadı, henüz kullanma süresi var ama o koladan hayır bekleme.

150 yazıyor birkaç yerde, bayramda 430 euro oluyormuş abi sınır.

my account > order summary altında order # (tracking) den siparişi tıklayın
yukarda update address var.

bayramda belli bir limit yok, ama normalden daha töleranslı oldukları kesinmiş.

bayramlarda artan limit gercek kisiden gercek kisiye yapilan ve hediye olarak belirtilen gonderimler icindir. tuzel kisilerden olan gonderimler icin sinir 150 euro. 2 paket halinde kargo yaptirmak %20 gumruk vergisinden ucuza gelebilir.

düzenli koşuya çık. günde 1-2 saat koş..

Kalple ya da dolaşımla ilgili bir sorun olabilir. Doktora görünmekte fayda var.

koş doktora efor testi yaptır

Kansızlık da çabuk yorulmana sebep olabilir. Kan testi yaptırabilirsin. Demir hapı alarak tedavi olabilirsin.

tiroit problemi olabilir.
sonuçta anormal bir durum gibi ve doktora görünmen senin yararına olur.

karaciğer fonksiyon testi yaptır. alt-ast yüksekliği bitiriyor adamı.

entry tamamen aynı olsa bile seninkinin yazılış tarihi önceyse sorun olmaz.

ayrıca, bu kadar uzun bir entry'nin daha önce yazılmış zaten bu'dan silindiğine şahit olmadım. (alıntılar filan hariç)

değil.

para sıkıntısı çekiceksen mantıklı, çekmeyeceksen mantıksız.

acılı adana gibi düşün, yerken güzel.

fakir değilsen ya da ortamdan ortama koşarım devamlı modayı takip ederim, parayı çarçur ederim diyorsan gereksiz.

almıyorum o zaman :D

öğrenim bile alma diyor millet, katkıya hiç yanaşmamak lazım. zaten normal harçlar çok yüksek değil, ikinci öğretim harçları onun 3 katı.

harç da mı ödeniyo katkı kredisi alınca? ben burs veriyolar sanıyodum

peki okuldan burs almak zor mu?

bulunduğun ilçede pazar vardır bence yarın. orada bulursun 3-5'e bir şey.

buradan mesaj attım. ha, ben illa birinden almak istiyorum diyorsan ankara'dan yollayayım kargo+20 liraya :)

izmirde zenci saat satıcısı yok mu?

izmir küçük park civarında, çankaya civarında sokakta 5tl ye saatler satılıyor.

evet son 2 yilda falan cikis yapmis bir pasaporta kaydettiriliyor. 5 tl birsey fiyati.

micro sim:\

dambil o olay ne olacak abi? ben kayıt ettirirken bir turkcell bayisinde kartımıda micro sim yaparlarmı?

satışını yapıyorlar da normal sim'i micro sim'e çeviriyorlar mı bilmiyorum. riske girerim diyorsan youtube'dan adımlara bakabilirsin.

turkcell faturasız hatlı micro sim almak kaça patlar?

www.turkcell.com.tr normal sim'le aynıymış fiyatı.

ek: ipadtr.org

dambil anladığım kadarıyla paket almak zorundayız? yanlışmıyım? hiç iphone4 sahibi arkadaş yok mu sitede onlar nasıl kullanıyor?

unlocked olarak almadiysan versiyonuna bagli olarak jailbreak ve unlock yapman lazim.. para falan verme bunu yapmak icin.. altta verdigim sitede hangi versiyonun neyle jb & unlock edilebildigi yaziyor..

www.jailbreakmatrix.com

turkcell'den daha 3-4 gun once kayit yaptirdim 10 lira istediler.. ucretsiz yapanlar da var 5-10 liraya yapan da.. bildigim kadariyla son 1 ay icerisinde giris yapmis olman gerekiyor.. 2 senede 1 telefon kayit ettirebiliyorsun.. herhangi bir sorun olursa mesaj atabilirsin..

ingiltere'de apple store'dan alindiysa eger unlocked'dir cihaz.

micro-sim icin, telefonun icinden cikan karti (cikmayadabilir tabi) normal sim kartinin uzerine koyuyoruz chip'leri eslesecek sekilde cizip normal sim'i kesiyoruz. takinca calisiyor.

eger icinden micro sim cikmazsa internetten birebir boyut bir resmi bulunup da yapilabilir.

Turkcell microsim vermiyor. Capitol ve Suadiye mağazalarına gittim (telefonda veriyoruz demişlerdi halbuki) sadece data hattı (Ipad'de kullanmak için) vardı. İnternette şablonlar var. Ben kartı kesip, yuvaya oturana kadar törpüledim.

aferin çok güzel yaptın, durduk yerde antibiyotik alınır mı?
bir doktor görsün bakalım, ona göre tedavi düşünülür.

bepanthen'in boğaz pastili de boğazdaki o şişliği tedavi etmede başarılı.

yakmayacak sıcaklıkta su, bal ve bir limonun suyu. yudum yudum.

tantum verde spray+1

karabiberli bal ye, sonra ustune bir sure bi sey yiyip icmemeli. bir de yavas yavas yutcaksin.
ayrica her turlu sivi ve kati yiyecek ilik tuketilmeli. dolaptan cikmis karpuz bile soguk kacar.

IV. Ankara dışında ikamet etmekte olanlardan yurtlara sıralamasız (ücretli) yerleşmeye hak kazananlar (ODTÜ öğrenci konukevi veya ODTÜ yurtlarına)

ODTÜ’ye aşağıdaki koşullarda yerleştirilen ve Ankara dışında ikamet etmekte olanlardan;

(a) MF puan türüne göre öğrenci alan programlara yerleştirilen öğrencilerden MF puan sıralamasının herhangi birinde yerleştirme puanına göre ilk 4.000 öğrenci arasında yer alan,

(b) TM puan türüne göre öğrenci alan programlara yerleştirilen öğrencilerden TM puan sıralamasının herhangi birinde yerleştirme puanına göre ilk 500 öğrenci arasında yer alan,

(c) TS puan türüne göre öğrenci alan programlara yerleştirilen öğrencilerden TS puan sıralamasının herhangi birinde yerleştirme puanına göre ilk 300 öğrenci arasında yer alan,

(d) DİL puanına göre öğrenci alan bölümlere yerleştirilen öğrencilerden DİL puan sıralamasının herhangi birinde yerleştirme puanına göre ilk 100 öğrenci arasında yer alan,

e) TÜBİTAK tarafından düzenlenen bilim olimpiyatlarında ilk 3 dereceye giren öğrenciler,

ODTÜ öğrenci konukevine veya ODTÜ yurtlarına ücreti karşılığı “sıralamasız” olarak kabul edileceklerdir.

www.tanitim.metu.edu.tr

sözlükteki başlıklarına bak, bir de (git: 163024)

çok kafana takılan bir şey olursa (ve bu şeyler orada burada yazmayan şeylerse) mesaj da atabilirsin..

olmaz. rar'dan çıkardıktan sonra, rar dosyaları ve medya dosyası arasındaki duygusal ilişki bitiyor. üzülen taraf shift+del'le yüzleştiği için genelde rar oluyor klsdjf

rar dosyalarını sil bence. zaten açılmış haline zarar gelirse rar'larına da gelir büyük ihtimal. alet darbe yerse ikisi de bi boka yaramaz. biri kalsın yeter.

1- google maps'e sordum şu rotayı çizdi: www.webpagescreenshot.info

2- yokuş çıkarken vitesi azaltmayı sakın unutma, yokun inerken sadece dinlen. bunlardan haberin yoksa, sakın böyle bir maceraya girişme sdkjlflk

3- litrelerce su.

-hebelehümbehebelehümbe- (bunun çok geyik bi nedeni var da. kesin çalışıyor dediler sldjkfsdkl)

bisitletle en fazla etimesguta indim o yüzden yollar arasındaki risk farkları açısından pek birşey söyleyemem. buradan bakınca optimum'dan istanbul yolu mantıklı duruyor, zaten yenimahalleye geldikten sonra gerisi kolay. eskişehir yoluna geçmenize gerek yok bence.

ben olsam etimesgut köprüsünden ümitköy köprüsüne, oradan da eskişehir yoluna geçerdim. o da her gün otobüsle gittiğim yol olduğu için :) dediğim gibi bu yolu bisikletle gitmedim. öte yandan yolun aşağı yukarı 30 kilometre olduğunu, trafiği ve bu yolun bir de dönüşü olduğunu hatırlatırım.

@dambil

bambaşka bir dil konuşuyorsun adeta ama anlaşabilmemiz güzel yine de =p maps'in çizdiği rota bana göre değil, zira başta zaten elvankent'ten çıkıyorum yola. akabinde tam bir istanbul yolu'ndan kızılay'a çıkmaca demiş, ki onu tercih etmeme yolundayım galiba.

su da aklımda. mübarek ramazan vakti dayak yemeden kızılay'ı bulabilmeyi umuyorum. evet.

@cro magnon
elvankent'te olmam itibariyle nispeten yakın eskişehir yolu, ama istanbul yolu'nu tercih etmemin nedeni yokuş meselesi. giderken en dik yokuş şaşmaz'dan carrefour'a çıkarken. öncesi ve sonrası oldukça temiz. ama eskişehir yolu'nda hafif de olsa köy hizmetleri'ne kadar tırmanıp, sonra bilkent köprüsü'nden odtü'ye tırmanıp, sonra ato'ya tırmanmam falan lazım. ki şu an için beni gani gani aşar.

30 km olduğunun da farkındayım. yola işte olmam gerekenden 2 saat kadar önce çıkma niyetindeyim. dönüşte de ivedik metrosu'nun oralarda kalıyorum, dolayısıyla mesele yok. 30 km gidip akşam 6 km dönmek zor olmayacak diye tahmin ediyorum.

zor olacak.

Kızılaydan geri dönmesi?

@lol
"...dönüşte de ivedik metrosu'nun oralarda kalıyorum, dolayısıyla mesele yok. 30 km gidip akşam 6 km dönmek zor olmayacak diye tahmin ediyorum." demiştim. yok eğer bir daha hiç mi dönmeyeceğim diye soruyorsan, tabii ki dinlenmiş bir günümde de bugünün tam tersini yapar, 6 km işe gelir, 30 km eve dönerim. hatta belki de cumartesi? evden buraya gelmek daha kolay olsa da, dönüşte daha fazla ve uzunca yokuşlar olsa da sorun değil, ısınmış olurum biraz dönene kadar..

eveet, geldim tükanıma. 7.30'da evden çıkıp, yaklaşık 8 gibi batıkent köprüsü, 1 saat anadolu bulvarı kavşağı, 1s15d yenimahalle köprüsü, 1s30d aşti, 2 saat de kızılay oldu toplamda.

bu 2 saatin özeti:
- dün bahsettiğim optimum'dan istanbul yolu, yenimahalle köprüsü'nden konya yolu, sonra aşti'den eskişehir yolu-inönü bulvarı rotasını izledim.
- gelene kadar yol boyu sadece 1 bisiklet insanı daha gördüm. o da yanımdan vıjt diye geçen bir yol bisikletiydi. kıskandım
- kalabalık kavşaklarda ben düz gidecekken sağa dönenlerle anlaşamadım sadece
- 1 tane tacizci g.t kamyoncu sıkıştırdı
- yaklaşık 2 litre su, 1 litre ays tî tükettim
- tahmin ettiğimden daha kolay oldu. şaşmaz'dan sonraki kavşak çok kasmadı ama aşti civarında artık yorulduğum için hafif bir yokuş olsa da zorladı kondisyon fukaralığımdan sebep
- otobüse yürüyüp, bekleyip, binip gelmem 1 saati geçiyor. ilk denemede 2 saati aşmamasına sevindim kendimce.
- yürü şu gün birlikte gidelim diyen olursa varım =)

selam ederim

oha oluyormuş lan. yapacağım bu işi. tebrik ederim.

Bir dahaki sefere böyle gözünü karartıp bisikletle çıkacağında tavsiyem pazar günü ve sabah çıkmandır(ezanla beraber çıksan şukela olur ama olmazsa da ne kadar erken olursa o kadar iyi)trafik sıfır(0) oluyor ve bisiklete binerken çocuklar gibi kahkaha atasın geliyor =)
Mesela geçen ezandan önce ahlatlıbele gittim öveçlerden(sağlam yokuştu, öldürdü beni) o kadar dolaştım etrafı. Ahlatlıbel çankaya dinlenme tesislerinde de, ahlatlıbel sapağında 1 tane bile araç yoktu. Hele dönerken kaymak gibi asfaltta hız yaparak o yokuşları inmek acayip zevkliydi pedala vurmadan öveçlere döndüm neredeyse =)

Bir de çıkarken yanına buz al. Şişede suyu dondur vücut sıcaklığın aşırı artarsa sırtına sok. Zaten bisiklette kambur bir şekilde gidildiğinden düşmüyor sırtından. Hem de içerken gerçekten serinletiyor.
Çok uzun rotalarda suyun yanına başka bir şişede 250 ml meyve suyu 250 ml beypazarı soda karıştırıp dondurursan kabarcıklarıyla beraber donduğu için buz ezilebiliyor. Böylece milkshake kıvamında kan şekerini yükselten, iyon dengesini düzenleyen ve haarika serinleten(oruç yüzünden sapıtmak:D) bir içecek elde ediyorsun.

"- kalabalık kavşaklarda ben düz gidecekken sağa dönenlerle anlaşamadım sadece" demişsin. Allah yardımcın olsun diyorum :D Çünkü ciddi bir ölüm tehlikesi bu. Ve bi çözüm de bulamadım :D Her araç ayrı bir risk.

Eryaman yolunun emniyet şeridi nasıl bilmiyorum. Ama emniyet şeridi çok gibi olan yollarda en kenarda durmak yerine daha yolu(araçların en sağ şeridini) kapatarak gitmeni tavsiye edebilirim. Çünkü eğer en sağ çizginin dışındaki daracık yerden gidersen araçlar sen yokmuşsun gibi davranıyor ve yanından hızla geçiyorlar. Ani bi denge kaybın sonundan yandan sürttürebilirler sana allah korusun.
Ama sağ şeridin hafif sağından gidersen seni bir araç gibi değerlendirmeye alırlar ve seni "sollarlar". Daha çok küfür yersin ama bi manyak çıkmazsa daha risksizdir.

Pille çalışan arka lambalardan al. Hava kapalıysa, karanlıksa, tünele girdinse çok yardımcı olur. 1 senelik lambanın pili hala bitmedi. 10 lira falan oluyorlar.

Fıskiye görünce altına gir :D Donuna kadar ıslansan bile bisiklet üstünde, hele bu havada kuruyuveriyor. Serinliği ise ilaç gibi geliyor.

Son olarak, ramazan olmasa "şu gün birlikte gidelim" derdim ;)
Benim de fantezim bisikletle kayaştaki bayındır barajına(mavi göl) gitmek. Sana göre dehşet uzak bi mesafe tabi ama banliyö treniyle dönme imkanı olduğu için garanti bir yanı var.

@cro magnon

teşekkür ederim =) buyur birlikte yapalım?

@and the oscar goes to dream eater
mesajını, yolu tamamladıktan sonra görmüş olsam da pek pratik, sonrası için pek yararlı olmuş, çok sağol ;)

hafta içi yola koyulma nedenim, cumartesi de tam gün çalışıyor olmam ve pazar günümün tek izin günü olarak eşe dosta aileye sevdiceğe kalıyor olması genelde. aslında cumartesi (yani yarın) çıkayım demiştim ama öyle bir gaz vardı ki, dayanamadım işte =p

buz önerisine çok sıcak bakamadım, sırtımda buzla pek rahat edemem gibi geldi ama meyve suyu+soda süper, aklımda!

emniyet şeridi vs. sağ şerit konusunda çok haklısın, ama işte mevzubahis kamyoncu emniyet şeridinde bile dat dat dat korna çaldı arkamdan uzun uzun, sonra gelip sıkıştırdı falan. bir de şeritte olsam, bu adam hepten ezerdi gibi geliyo', tırsıyorum. ama evet, çok mantıklı yine de.

pille çalışan arka lambam var. gece/karanlık için bir de farım olsa fena olmayacak.

ramazandan sonra? =) veya senin fantazyana uyayım ben de diyeceğim yanına misafir kabul edersen ama 100 kiloluk bir kütle için hagaden uzak yahu, taşınmaz o kadar mesafe =p

Yok buzun sürekli sırtında olması şart değil. "gerektiğinde" sırtına koyarsan baya serinletiyor. Yoksa içilecek su zaten o, nimet :D .

Fantezim benim için de fantezi kalacak gibi zaten. Azerbaycanda üniversite kazanmak gibi bi talihsizlikte bulundum. Artık orada binmeye çalışırım bakalım oranın kamyoncuları nasıl :D

Bisikletle ilgili problemlerin olursa bir bisikletçi tavsiye ederim. Yeri ters sana ama mükemmel bir insan, gerçekdışı bir esnaftır. Taner Kunt diye bir adam. Nasıl kâr ettiğini, nasıl dükkanı ayakta tuttuğunu çözemedim henüz. Bir gün bisikletimi tamir edip üstüne para verecek onu bekliyorum kendisinden. Acil yada acil olmayan bir durumda ararsan tavsiye verecektir eminim. Aksesuar almak istersen(far) de epey ucuza satacaktır. Şu websitesi ve adresi:
redbisiklet.com

Benim kayaş fantezimi kendin gerçekleştirmeyi düşünürsen, trenle gidebilirsin kayaşa. Mavi gölde iner. Etrafında dolaşır, bir gölgede dinlenir. Daha sonra gene trenle dönersin. Eryamandan bahsettiğine göre muhakkak oralarda bi tren istasyonu vardır. Hem spor amacıyla yapmak istersen birkaç istasyonu bisikletle aşıp yorulunca trene geçebilirsin. Çok esnek bir rotadır.

Yardımcı olduysam ne mutlu =) Hatta Ankara'da bisikletle dolanan bi deli ben değilmişim diye gayet sevindim duyuruyu görünce :D
p.s: Şambriyel ve pompa alabilirsin yanına. Hele AoÇ'un içinden falan geçersen bir gün kesin yanında bulunsun.

@dream eater

çok sağol ;)

ofisim kızılay'da olduğu için red bisiklet'e bugün uğrayayım dedim ama kapalıymış, pazartesiden itibaren artık..

olur da girişecek olursam bu fantezilere, kulağını çınlatır, haber ederim.

azerbaycan'da başarılar =)

zerre anlamadım soruyu sdklfs ama harç olayında durum şöyle, dönemlik ödersin (yaz okulu hariç) alacağın ders sayısından, alacağın derslerden bağımsız olarak. harç ödemeyi erteleme diye bir şey duymadım. harç ödemeden ders alan da duymadım. harç kredisine başvurma imkanın var ödemekte zorluk yaşayacak gibiysen, yarın son gün ara dönemler için.

-hebelehümbehebelehümbe-

değil. normal zamanında yatırman gerek.

o dedigin olmuyor, 1. donem harcını zamanında yatırmayınca hesabın bloke oluyor fln karmasık devletsel mevzular. hic bulasma.

The Poughkeepsie Tapes

Kesinlikle The Poughkeepsie Tapes!

(bkz: suspiria)

-hebelehümbehebelehümbe-

ajdar yaz bide yeni ajdar yaz flash tv deki yayınların videolarını bul film değil ama korktum cidden.

suspiria mükemmel bir klasik tüm film insanı gerebilen bir başyapıt , gece gece izlediğinzde insanda kırmızı fobisi yaratabilir ancak sonu boka sarmasa tarihin en korkunç filmi olabilir ama yinede efsane bir korku film . ben yinede The Poughkeepsie Tapes diyorum.

drag me to hell olabilir mi acep?

yapardım bir aralar. iki gün tutmakla iraden güçlenmez. bir ay komple tutsan güçlenir bak. bi de bozarım ne olacak dinsiz imansızım mantığıyla tutunca bir işe yaramıyor :)

kendini inandırdığın için psikolojik olarak olur, fiziksel sağlık açısından olmaz.

su iç ama..

edit: kendine vereceğin zarar - irade kuvvetlendirici aktivite arasındaki ince çizgiden dolayı.

@cro magnon 1 ay tutmaya çalışıcam bakalım bide bu sıcakta 2 katı daha zorlanır insan iyi bişey bu. tek korkum uykuyu oruca tutturduğum için napıyorum lan ben diyip bırakmak. cidden anlamsız çünkü öyle yapınca.

@dambil doğru bence de fiziksel açıdan hiçbir faydası yok zararı bile olabilir belki. suyu neden içeyim? orucun asıl aorlanılan kısmı su değil mi?

bir kaç sebepten ötürü müslüman olmadan oruç tutmaktan elbette kabiliyetli sonuçlar çıkarabiliriz.
ilki, ekmeğin ve suyun kıymetini anlarsın.
yalnız başına açılan iftar yerine bilakis toplu iftarlar yeğlersen aç kalanların toplu sofrasının kıymetini o şölenin ne olduğunu anlarsın.
ben sevgilim oruç tutunca nadiren bile olsa tutuyorum, bu da sevdiğin insana eşlik etmenin kıymeti anlamına geliyor, zevce olur samimi bir arkadaş olur aileden biri olur.
midem rahatladı bünyem yerine geldi gibi şeylerin bilimselliğine inanmıyorum %90ın üzerinde rutubet oranı olan bir istanbulda 13-15 saat susuz ve yemeksiz kalmak beden'i bir kazanç sağlamaz.
dediğin şey olur ama, iradeni test etmiş olursun, dirayet konusunda deneyim gibi görüyorsan eğer bunu iradenin varacağı yeri anlarsın.
sonuçta bu kişisel bir durum.
ben senin yerinde olsam yarın filan oruç tutarım.
eğer sana bir şey katmıyorsa öbürgün bunun sonucunu anlamış olacaksın hiç değilse.

bi de unutuyorsun arada. sonra nasılsa bozdum siktiret diyorsun yemeye devam. ayrıca "dinsizim ama oruç tutuyorum bak yaa yaa" moduna da girme bence. hatta direk iradeni güçlendirecek başka birşey bul.

ekmeğin suyun değerini bilirsin falan da hikaye. oruç bitince iki gün bilirsin belki ama üçüncü gün su bildiğin su gene.

@cro magnon en iyisi dediğin gibi başka birşey bulayım iredeyi test etmek için. bendeki oruç değil çünkü sabah 9 akşam 5 uyuyorum çünkü. ne olur ki başka?

gandi temas etmeden iki çıplak dilberin arasında yatarmış mesela iradesini kontrol etmek için.

valla biraz abes olacak ama hatun varsa cinsel ilişkiyi+elizabeti kes bakalım kaç gün dayanıyorsun :)

@cro mag o benim de aklıma gelmişti hatta yeni bozdum orucumu 15 gündür uzak duruyordum. ancak o kadar oluyormuş demekki.

valla iyiymiş. iraden tamamdır oruca falan gerek yok.

hristiyanlikta orucun müslümanliktakinden daha yararli oldugunu düsünüyorum. hem bütün gün ac susuz kalmak hem saglik acisindan kötü, hem iftardan sonra ziyafet cekilip yemege gömülmek. cro magnon'un dedigine yakin olarak bence yemesinden zevk aldigin birseyden bir ay icin vazgecmeye calis, cok daha faydasini görürsün. mesela bir ay hic abur cubur, cerez merez, tatli matli yeme, alkol icme. hatta düskünüysen mesela televizyon seyretme, bilgisayar oyunu oynama vb.

@shi aila valla onları da denedim ama bi süre sonra siktiret kaç kere dünyaya geliyoruz niye bu zevklerden(bilgisayar, internet gibi) uzak tutayım kendimi diyip bırakıyorum. haklıyım da bence. neyse bu hristiyan orucu nasıl oluyor tam olarak?

iraden güclensin istiyorsun sanmistim :)
(bkz: paskalya orucu)

fiziksel zararı olacaksa bile -bunu yıllarca yapıp çok sağlıklı olan fazlaca insan tanıyorum. herkes tanır-, islam'a göre zarara nazaran faydanın yüksek olduğu düşünüldüğü için bu çalışma yapılıyor.

orucun amacı, insan hayatındaki yönlendirici bileşenleri(yemek, seks...) ortadan kaldırıp, insan düşüncesini objektiviteye yaklaştırmaktır. bu kazanımı bence kesinlikle elde edersin. irade de bunu kuvvetlendirici bir unsurdur.

yemeğe ulaşma olasılığı düşük insanların halini anlamak bunun yanındaki ufak bir artıdır.
bu durumdaki bir insanın halini öyle veya böyle anlamak, psikanalitik bir sürü unsur içerdiği için zaten mümkün değil.

insanın kendini tanıması için kendiyle de savaşması lazım bazı noktalarda. insanın en emin gördüğü noktalar da doğal ihtiyaçlarıdır.

@shi aila kolay olanı değil sağlıklı ve faydalı olanı arıyorum. dediğim gibi şu anda tuttuğum oruç oruç değil.

@shi aila konu ile ilgili entryini okudum işte budur ya. insanlar orucun gerçek amacını unutup aptal aptal işler yapıyorlar. oruç böyle olmalı bence. şukunu da verdim hatta :)

şu entry; (bkz: #2464244)

benim dedigini deneyip üc gün sonra siktiret diyip vazgeciyorsan, zorlaniyorsan, sana ramazan orucu tutmak daha kolay geliyorsa ve "oruc tutmayi" gercekten dini sebeplerden degil de kendine birseyler katmak icin istiyorsan bir düsün bence.
ve unutmadan kimse seni zorlamiyor. madem kendi kararin, kurallari da sen koyarsin.

ben onumuzdeki gunlerde 1 gun tutmayi dusunuyorum. allahla pek selamimiz sabahimiz yok ama su yaz sicaginda 16 saat susuz kalmayi deneyecegim.

sordugunuz bu degil ama soylemeden gecemedim, yahudiler de tutuyor.

dosya ekle kısmının yanında yazıyor zaten o:\

(en fazla 300 kb büyüklüğünde ve JPEG dosyası)

yazdıklarımızın uçmaması için bişiler yapılabilir.

haklisiniz, duzeltecegim.

evet, once dovuyoruz sonra bodruma kilitleyip ac ve susuz birakiyoruz.

ben soru soranların, kontla 5 dakika açık oturuma katılmalarını önericektim yapılan oylamada ama dövmek daha mantıklı geldi sonra sjkldfl

benim konta karşıolan sempatim hakkında ne yapabiliriz?

acik oturum saglayalim diyecegim de, kendisi untermensch'ler ile gorusmuyor, ayni havayi solumuyor falan cok asmis biri oldugu icin :(

gecenlerde bir forumda denk gelmistim symbianoggplay.sourceforge.net diye. ben nokia kullanmadigim icin deneyemiyorum. buna bir bakin olmazsa biraz daha arayayim.

ekleme 1: www.nokiaseries.net

(bkz: jukebox)