[]

enstrüman-müzik ilişkisi?

herhangi bir enstrüman çalmadan müzik icra edilebileceğini düşünüyor musunuz?
veya emek harcamadan müzik yapılabilir mi?
elektronik müzik bir müzik türü müdür veya sanatın bir dalı mıdır?
elektronik müziğin içinde duygu var mıdır?
ne çok soru sordum lan kafanıza göre cevaplayın işte.

edit: olm elektronik müzik karşıtı değilim.aksine çok da severim.amacım fikir almak,münakaşa yaratmak değil.

 
evet, herhangi bir sesten müzik yapılabilir.

emek harcanıyor ki hepsinde. vuvuzela çalınırken bile emek harcanıyor mesela.

elektronik müzik, bir müzik türüdür ve dolayısıyla sanattır..
  • dambil  (22.08.10 00:49:30) 
bana göre, emek harcamadan asla 'müzik' yapılamaz. ama elektronik müzik de hiçbir emek yok ki ben zaten onu müzikten saymıyorum.

edit: canlarım benim ben de benim sevdiğim müzik tarzına eleştiri gelse sevinmem ama farklı düşüncelere de açık olmak lazım değil mi? yukarıda yazdıklarımın tamamen arkasındayım, bu konuyu tartışmayı isterim ama ne yeri, ne de zamanı. bu asabilikle bir yere varılmaz. hadi öptüm bb.
  • devils trill  (22.08.10 00:51:57 ~ 01:16:19) 
ben ıslıkla dokuzuncu senfoniye kadar geldim.


  • cro magnon  (22.08.10 00:52:45) 
elektronik müzikte duygu soruna bazı parçalarla yanıt vereceğim;

missing (todd terry remix) - everything but the girl
remind me (someone else's remix) - röyksopp

bunları dinle, sonra gel bakalım emek var mıymış, duygu var mıymış.

teyallahım ne insanlar var ya...
  • esenboga  (22.08.10 00:56:18) 
elektronik müziğin sanat olup olmadığını anlamak için bir konçerto, bir arya dinleyin de 'gerçek' sanatın ne olduğunu anlayın. kimsenin müzik zevkine karışacak değilim ama neyin sanat olup neyin olmadığını bilmek lazım.


  • devils trill  (22.08.10 00:59:34) 
elektronik müzik olarak neyi ele alıyoruz, zira dinlediğimiz herşeyde zaten elektronik birşeyler var,
triphop taki elektronik davullardan dolayı emeksiz mi sayacağız

yada en basitinden midi klavye ile bas gitar samplesi çalınca emek oluyorda bir sawlead çalınca emeksizmi oluyor.

elektronik müzik içinde deli gibi müzik bilgisi lazımdır, elbette emek vardır
ama her müzikte olduğu gibi iyi müzik ve kötü müziği ayırt etmek lazımdır.
  • kopek  (22.08.10 01:02:27) 
elektronik bir müzik türü müdür ?

- evet elektronik bir müzik türüdür. ve elektronik müzik çok geniş dallara ayrılan bir müzik türüdür. dubstep'den tutun chillout'a kadar gider bu yol.

elektronik müzikte duygu var mı?

- bana göre en fazla duygu içeren müzik türü elektronik müziktir.

"elektronik müzikte emek yok"

bunu söyleyebilen birisi "müzikten anlamıyordur". bu kadar basit. 2 kere 2 = 4. sen elektronik müzigi hayatında sadece clublarda duydugu müzik zanneden zihniyetin bunu söylemesi çok basit ve anlanabilir.

howard shore ile yapılan bir roportajda bu konu üzerinde durdular. howard shore elektronik müzigin şu an icra edilen en kaliteli müzik türü oldugunu üstüne basa basa söylüyordu. (2005-2006 arası bir roportajdı) Ayrıca hangi sanatçıları takip ettigi sorulunca, bir Trance efsanesi olan Airbase'i göstermişti.

www.youtube.com

Gidin, Trance dinleyin, Chillout Ambient Lounge Downtempo dinleyin. Commercial House'ı elektronik müzik sayanlar, sizler bu konularda fazla yorum yapmayın. Benimle aynı ortamda bu konuyu açmayın. Fena ezerim.

Çok uzun bir yazı yazacaktım ancak bu kadarı yeterli.
  • Transa  (22.08.10 01:40:23 ~ 01:41:13) 
elektronik müzigi dinlemeyi bilmek lazım önce. evet.

bir de rock müzik icra edip hastası olan bir arkadaşım elektronik müzigin rock müzikten etkiendigini söylüyordu. odasında ise elektro gitar asılıydı. hala her müzik türünün digerlerinden az da olsa etkilendigini, hiç bir müzik türünün digerinin "alt kümesi" olamayacagını anlamayanlar var.

burada "bizim pink floyd, deep purple gibi, rolling stones gibi efsanelerimiz var diyip" elektronik müzigi küçümseyen kişilerin kesinlikle bir kaç tane elektronik müzik "efsanesi" dinlemesi gerekiyor. araştırınız.
  • wonder why  (22.08.10 01:46:40 ~ 01:47:18) 
elektronik müzik dinleyen bir insan değilim, ama devils trill bir işin sanat olup olmayacağını sizin kıstaslarınız belirlemiyor. kaldı ki elektronik müzik ileri seviyede müzik bilgisi gerektiren ve emek harcanan bi müziktir.


  • madyb  (22.08.10 02:11:50) 
Müzik entrumansız yapılmaz. Bilgisayarda yapıyorsanız enstrumanınız bilgisayardır.
Emek harcamadan müzik yapılabilir ama başkalarının emeklerini harcamak gerekir bunun için.

Bir de elektronik müzik dediğiniz çok geniş bir genre. Şu dj lerin çaldığı sürekli kendini tekrarlayan ritimler de bu genreın içinde Mike Oldfield'da. Çok saçma örnekleri de var ama başyapıt diyebileceğimiz örnekler de var.

Bir de elektronik enstumanları entruman olarak kabul etmemek o kadar saçma ki. Acaba Moog'dan çıkan sesi ne gibi bir akustik entrumandan çıkarabilirsiniz. Çıkaramazsanız bu gibi seslerden feragat mı edeceksiniz.

Bir de konçerto, arya dinle falan denilmiş. bir konçertoyu tamamen elektronik enstrumanlarla çalabilirsiniz. Hatta elektronik bir enstruman için (mesela hammond orgiçin) bir konçerto bile besteleyebilirsiniz. Kubrick'in A Clockwork Orange filminin müziklerini dinlerseniz klasik eserlerin elektronik enstrumanlarla nasıl icra edildiğini görürsünüz.
  • johan sebastian  (22.08.10 02:17:53) 
elektronik müzik 19. yy sonundan itibaren başlamıştır. ancak günümüzdeki şeklini daha çok 1950'lerden itibaren aldı desek hiç de yanlış olmaz. özellikle pierre schaeffer'in "concrete musique"i ile karlheinz stockhausen'ın "electronische musik"i öne atıp geliştirmesiyle, ses örneklemesi ve sesin işlenmesi, müzik içerisindeki yerini en sağlam haliyle aldı.

öncelikle elektronik müziğin aslında hiç de yeni olmayan, aksine önemli geçmişe sahip bir müzik yapma çeşidi olduğunu belirtmek istedim. malum yanlış bir anlaşılma var gibime geldi. şöyle ki, elektronik müzik sadece chill-out, drum n bass ya da trance'den ibaret değildir.

matematik, geometri ve mimarinin özelliklerinden yararlanarak bu müziği üreten çok fazla elektronik müzik sanatçısı vardır. kimisi tam bir programcı edasıyla dijital ortamda kodlamalar yaparak müziğini üretir, kimisi ise, analog modüler sistemler kurarak ya da analog olarak üretilmiş sesi, dijital ortamda process'e uğratarak bize sunar. ve tüm bu olanlar sandığınız kadar basit bir süreç değildir.

buradaki önemli nokta, elektronik müziği nasıl ve ne olarak algıladığınızdır.
  • soso  (22.08.10 02:36:38) 
amma aşıkmışsınız elektronik müziğe yaa. tamam her şey emek olduğu gibi elektronik müzikte de emek vardır. ama ve lakin benim uğraştığım müziğin yanında elektronik müzikteki emek hafif kalıyor.
bilgisayarla falan programlamak farklı, tuşe de elin yara olana kadar kreutzer çalmak farklı.
bir paganini eseri çalabilmek için değil yıllarını, tüm hayatını ona veriyorsun. parmakların yara, sırtın, belin, boynun ağrıdan geçilmez duruma geliyor. sadece bir notaya bile günlerce uğraşıyorsun. haftalarca kreutzer, han sitt vs. kasıyorsun. çalışıyorsun, çalışıyorsun ama hoca beğenmiyor. sayfalarca süren en can sıkıcı, en zor etütlere çalışıyorsun. enstrümanını çalmadığın zaman bile parmakların sanki çalarmış gibi hareket ediyor, çünkü ondan başka bir şey düşünemez hale geliyorsun. bir nevi çıldırmak yani. sizin 5 dakika dinleyip geçtiğiniz eser üzerinde o kadar çok emek var ki bunu, o enstrümanı çalandan başkası anlayamaz.

biri için ömrünü veriyorsun, diğerini ise dijital ortamlarda yaratıyorsun. aradaki o kadar çok emek farkı var ki yazacağım hiçbir şey ifade edemez bunu. ayrıca kendimi övme meraklısı değilim ama, 'müzikten anlamıyor' denilecek son kişilerden biriyim emin olun.

herkes kendi sevdiği müziği dinlesin. hiç yoktan yere düşmanlık yaratmaya gerek yok.
  • devils trill  (22.08.10 03:04:43 ~ 03:05:10) 
susucam diyorum olmuyor.

devil trill, güzel arkadaşım. sen elektronik müzigin bilgisayarda çat diye yapıldıgını mı sanıyorsun? benim ugrastıgım müzigin yanında hafif kalıyor ne demek? elektronik müzik tüm müzik dalların arasında "yapım sonrası" en fazla emek harcanan müzik türüdür. senin çaldıgın, bahsettigin isimler zaten müzige yön veren isimler. sen gelmiş klasik müzikle günümüz müzigini kıyaslıyorsun ve çaldıgın şeydeki emegin fazla oldugunu söylüyorsun. sen 1700 1800lerde yapılan müzigin yapım şartlarıyla günümüzün şartlarını bir tuttugundan böyle konuşuyor olabilir misin?

kısacası her müzik türünün kendine has bir havası dogası vardır. ben transa'nın söylediklerine katılıyorum ama biraz sert çıkışmış kendisi. onun verdigi link'e bir ekleme de ben yapayım :

www.youtube.com

1.45'den sonrasını dinleyiniz, klasik müzik etkilerini yaşayınız. bu başlıkta elektronik müzik fazla savunulmuş ama umarım türkiye'de hak ettigi ilgiyi görür.
  • green eyed penguin  (22.08.10 03:20:13) 
elektronik müzik çok emek isteyen, çok müzik bilgisi isteyen, nota bilgisi isteyen bir sanat dalıdır. sanattır. duygu vardır.

devills trill ise elektronik müziği beğenenleri kendi cevabına karşı gelinmiş gibi değerlendiren bir bireydir. ya cevap verip durma adamın sorusunun içine etmişsin. kimse seninle tartışmamış ki. kime cevap veriyorsun?
  • shell  (22.08.10 03:23:29) 
elektronik müzik yapmak için bile bence bi enstrüman çalmak şart çünkü ritim duygusunu geliştirmen lazım


  • chwn  (22.08.10 10:46:59) 
elektronik müzik de bir müzik türüdür. sevenlerine de saygı duymak lazım. elbette kişisel zevkler tartışılmaz fakat genel manada müzik dünyası da gitgide bu yönde bir müziğe doğru evrilmektedir. Bunun en önemli getirilerinden biri de eski sistemlere göre çok daha az bir maliyete oturduğunuz yerden bir orkestra kurabilmek olmalı.


  • psmstc  (22.08.10 15:02:36) 
öncelikle herkesin bir başka müzik türü müzisyenine, bestecisine ve dinleyicisine saygı duyması gerekir.
genelleme yapılırken de dikkat etmesi gerekir.
en duygusal müzik elektronik müziktir demiş bir türk düşünürü az önce yukarılarda bir yerde...
hayatınızda kaç kere klasik müzik dinlediniz? ne dinlediniz?
neye göre kime göre karar veriyorsunuz?
mozart, verdi requiemdeki duygu yoğunluğunu, adnan saygun yunus emre oratoryosundaki duygu yoğunluğunu algılayabilecek kadar derin bir algınız var mıdır?
elektronik müzik dum tıstan ibaret değil elbette, bunun farkındayım. ama lütfen bu müzik türü için en yüksek duygu yoğunluğuna sahip gibi saçma sapan sıfatlar koymayın, gülerler...
farkında mısınız bilmiyorum ama ben de herhangi bir müzik için bunu koymuyorum...
bu biraz kişisel bir olgudur zira.
her ne kadar bir müzik parçası 10 saatte (attım) diğeri ise 7-8 ayda besteleniyor; bir müzik parçası tek kişi ile 1-2 saatlik bir prova ile diğeri ise 100lerce kişi ile 20-30 saatlik bir prova ile anca sahnelenebiliyor ise de ikisine verilen değer, tamamen kişinin algısı ve dolayısıyla algılayabildiği ve sonrasında hoşuna gidebildiği doğrultuda yüklediği değerdir...
bugün müzik gibi sanatın önemli bir konusunda bile "pr" "reklam" türevi ticari konular konuşuluyorsa o zaten müzikliğinden çıkmaya, ticari bir olgu olmaya yüz tutmaya çalışan birşey olmuştur zanımca...
konuya gelince.
eskiden, özellikle kompozsiyon bölümünde okur, saatlerce kontrpuan ve armoni kasarken elektronik müzik türünü ciddiye almaz, müzik olmadığını düşünürdüm.zira dj olup eline turntable alan -ki teknoloji sayesinde gerçek pikaplarda kullanılmıyor artık- kendini müzisyen ilan ediyor... öte yandan 3-5 akor bilen gitarı kendi kendine öğrenmiş kişiler de müzisyenim diye geçiniyor... kim müzisyen peki? ben mi o mu? konservatuvarda resmi sınav saati 12-24-48 saat gibi hayvan uzun sürelerde olan, odada günlerce çalışarak ortaya bir şey çıkartmaya çalışan, kağıdını jüriye teslim ederken bile kafanda acaba orasını öyle yapmasaydım daha iyi olurdu türevi düşünen bizle mi gerçek müzisyendik, yoksa orda burda çeşitli kayıtları sample edip stüdyosunda çok büyük emek harcayarak ortaya şarkı çıkartan gubikler mi?
enstruman, kelime itibariyle araçtır zaten. kim hangi araçla müzik yaparsa o müziktir. ama müzik, baside indirgendiğinde duygu ve düşüncenin notalara aktarılması ise, bir tarafta sıfırdan yaratılan bir duygu hüzmesi, tamamen size ait, daha önce kimse tarafından yapılmamış, edilmemiş bir duygu bulutu varken öte yandan birilerinin birşey çalmasına muhtaç olan, başkalarının duygularını kendi duygusuymuş gibi özümseyen kişiler var...

bestecilik orkestra şefliği haricinde esasen kemancıyım bir fiil 10 yıldır önemli bir orkestrada çalan. birçok tv, reklam, albüm, dvd kayıtlarına giriyorum 100lerce kez. her seferinde de önem arzedip sorarım, nasıl olsun diye... çünkü notaların içindeki duyguyu bir tek müzisyenler anlar. aranjörler veya prodüktörler değil. ama para kazanmak için onların istediğini hatta onların hayal bile edemeyeceğini en kısa sürede en kolay şekilde ortaya koyman gerekir. sorarsın nasıl olsun usta diye, şöyle olsun böyle olsun diye söyler kendi dağarcığındaki müzik bilgisiyle. çok kötü ise durum, çalarsın yok olmadı şurayı gııy gıy burayı gıy gıy gııy yap der bu mu dersin... yine olmazsa zaten hiç oraya gitmemeliydin...

şöyle birşey var, mutlaka alakalıdır...
bir takım tesbitler yazıyorum, belki hoşunuza gidiyor, belki gitmiyor bilemem. ama emeğe saygı ise söz konusu olan, laf edememelisiniz...
zira bir elektronik müzik müzisyeninin (yazar bu lafı yazarken çok güldü kendi kendine...) eğitimi kaç senedir? pardon, sene midir? aletleri çözdüğünde zaten içindeki duygusunu enstrumanları olan o aletlerle halka sunamaz mı?

ben size yazayım okuyunuz. klasik müzik kemancısının minimum eğitim süresi 10 yıldır. 3 yıl ortaokul, 3 yıl lise, 4 yıl üniversite. konservatuvarda geçer bu yıllar ve sizin anca üniversite karşılaştığınız finaller, vizeler ortaokul bebesinin karşısındadır.
eğitim sistemi çoğu avrupa ülkesinden daha köklüdür.kendisini daha da geliştirmek isteyen müzisyen, mezun olduktan sonra yurtdışında okul araştırır. birebir eğitim sisteminden ötürü iyi bir hoca bulur, gideceği ülke ile ilgili maddi manevi herşeyi hazırlayabilirse çeker gider... 1-2 sene yüksek lisan sonasında ülkesine 3-5 senelik kazanımla döner...

diğerinde ise belki arada bir setupı için birkaç bin dolar ödüyordur...

başka bir türk düşünürünün sarfettiği youtube linkine de üşenmedim tıkladım.
söz konusu elektronik müziğin en efsane grubunun muhteşemötesi muazzamissimo eserini de dinledim.
dayanabildiğim kısmına kadar olan form analizini yazıyorum.

8 ölçü elektor kick girer.
2. 8 ölçüde hihatler girer.
16 ölçü sonrasında 3. 8 ölçüde o ünlü efsanevi melodi girer.
do minördür, daha dün annemizin melodisinden biraz daha komplikedir.(söz konusu daha dün annemizin melodisi mozart tarafından bestelenmiştir.helal, ne güzel kompğlike birşey yapmış mozarttan bile komplike... ama o beste esnasında mozart 4 yaşındaydı...) neyse,
bu parçanın o muhteşem melodisi 3 kez tekrar ettiğinde takribi 4. tekrar girerken bir crash sesi gelir. reverse edilmiştir ve 4. tekrarın başındaki ölçüye kadar uzatılmıştır...
bu böyle sürer gider.merka ettim gerçekten böyle mi sürüyor diye, yok sürmüyormuş. usta müzisyenler bundan sıkılıp parçanın 2.30 ları civarlarında bu melodiyi es geçip başka bir melodi bulmuşlar.bu melodi inici yapıda bir melodi o da sürüyor hayli...
yapılan en enteresan gelişme, bu mzikte herşeyin üstüste bindirilmesi.ama bunu 8 ölçü 8 ölçü yapıyorlar ki dinleyici iyice algılasın. yoksa basmıyor sanırım...
oysa senfonik olaylara bakıldığında aynı anda zaten 15-20 ayrı track var.(yazar burada algıda seçicilik için elektronik müzik ağzıyla konuşur) her track, kendini asla tekrar etmediği gibi, diğer tracklerin de pek tekrarı değil... üstüste eklemek bahsinde zaten üstüste gelirken, ayrıca yatay biçimde de ciddi bir form oluşiturmakta. 8 ölçü olan bir tema, tekrarıyla total 16, hadi bir tekrar daha yapalım desek 32 ölçüğ sonrasında gider. yerine bir başka tema gelir. bazen temasız, geliştirme bölümleri, köprüler ve diğer parçalı yapıdaki formlarla gelerek dinleyiciyi monotonluktan çıkartır.sürprizli bir yapıda bambaşka şeyler doğurur...
duygu ön plandadır. kimi senfonik eserler, senfonik şiir tadında konusu olan, birşeyler anlatılan şeylerdir... bunu en iyi anlamanın yolu (esasen çocuklar için yazılmış olsa bile) prokofiev'in peter ve kurt'tudur.


...bu mudur sizin duygu dediğiniz şey?
eğer buysa çok duygusuz bir nesil yetişiyor azizim !

eğer buysa sizin top noktanızdaki elektronik müzik, bir mozart requiemi alıp oturtursanız bilgisayar ortamına, her 16 ölçüsünden bir elektronik parça çıkar. tek requiem ile de muhtemelen hayatınız boyunca dinleyeceğiniz binlerce elektronik parçayı dinlersiniz. daha da ihtiyacınız kalmaz...

yazıktır beyinlerinize, kulaklarınıza...

son sözü şöyle söylemek istedim...
nota bilmeden müzisyen olunmaz.
budur.
2x2=4...



saygılar.
  • jeanluc  (23.08.10 01:38:00) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.