siri yüzünden kapatılmıyor diye bilmiyorum.

Internet kapatilabiliyor, komple kapatin interneti (cellular network). 3G kapatip Edge acik kalsa da sorun olur zaten...

komple kapatinca 3g de mi kapanmis oluyor?
otomatik güncellenen mail/facebook bildirimi falan fistan istemiyorum misal hic

otomatik güncellenenler push servisler. onları kapatmalısın.

Evet, cellular network'u kapatin sadece wireless acik kalsin. Bir operator uzerinden internete baglanmaz hucresel ag kapaliysa. 3G Edge'in hizlisi zaten, ikisi de GSM uzerinden data paketi alis verisi sunuyor, hizlari farkli.

peki son bi soru

cellular network üzerinden 3g kapatiliyorsa nicin 4s'in, 4'ün aksine 3g kapamaya izin vermedigi söyleniyor

dediginiz sekilde oluyorsa 4s'te de kapatiliyor demek ki 3g, yoksa yanlis mi anladim?

cellular network üzerinden sadece 3g'yi değil komple olarak operatörünün sağlayacağı interneti kapıyorsun. ki zaten bu durumda onu yapman lazım, çünkü sadece 3g'yi kapatabilsen bu sefer de interneti edge olarak(daha yavaşı) verecek sana operatörün, yine girecek.

internet bağlantısı için üç yol var iphone'da (3g, 3gs, 4 ve 4s için konuşuyorum) ve bunlar:

1. wi-fi
2. 3g
3. edge

olarak sıralanabilir. (teknik olarak tam bu halde değil. şebeke desteğine göre bant genişlikleri değişiyor her bağlantının kendi içerisinde)

- telefon önce bakar, wi-fi açık mı diye... açıksa ve bağlandığı bir ağ varsa onu kullanır.
- yoksa 3g var mı diye bakar. varsa onu kullanır.
- sonra da edge var mı diye bakar, o da yoksa yuh zaten.

wi-fi telefon hattınızı kullanmadığından cep telefonu faturanıza yansımaz. 3g ve edge yansır.

- o zaman "mobile data"yı kapatırsak sorun çözülür mü?
--- evet.
- peki niye 3g'yi kapatma ihtiyacı duyuyor insanlar?
--- 3g daha çok batarya harcıyor, ondan. (yine teknik olarak tam bu durum söz konusu değil. hand over policyler vs. giriyor işin içine)
- ne yapmalıyım?
--- iphone ayarlarından "data roaming"i kapatırsanız işlem tamamdır fakat yine de kendinizi daha rahat hissetmek için "mobile data"yı da kapalı konuma getirin siz.

www.superbilet.com
www.pratikucakbileti.com
www.ekobilet.com

zaman seçmek zorunda olmasak da ne zaman var onları görsek bi de en azından düzenli olarak yapıldığı bilinenleri iptalleri ve ek seferleri zaten bilet alacağımız zaman da öğrenebiliriz.

bu sitelerde zaman seçme esprisi uçak sitelerinin verilerini kopyalamalarından ötürüdür, kendileri kasmamışlar günleri belirlemeye.

hatta siteye malum olsun ve bileti sizin istediğinizi anlasın ve size hediye etsin.

maalesef yabancı siteler dahil öyle bir uygulama görmedim ben. siz gününüzü seçersiniz +-1 veya +-2 ile uçuşlar çıkar. ama otobüs gibi "her gün 7'de" şeklinde bir liste falan olmaz uçak şeysinde.

bulucak.com , ben buna bakıyorum genelde.

Bavul.com da var, hatta Turkcell'lilere indirimleri oluyordu.

www.havayolufirsatlari.com sitesinde Türkiye'de uçuşlar gerçekleştiren tüm yerli ve yabancı havayollarının güncel kampanya ve fırsatları mevcut. İnceleyebilirsin.

kariyer.net'teki başvuruyu boşver. onlardan birine mail atıp kendini hatırlatırsın, ilanı gördüğünü söylersin, bana uygun filan dersin işte. sonra o cv'ni ister filan. olaylar gelişir.

Torpil olaylarını sevmiyorum demek işe girmek istemiyorum demekle eşdeğer.
Zaten torpil yapılmayacak sana. Daha önce orada staj yaptığın için belki de seninle çalışmayı tercih edecekler. Sen sadece firmayı tanıma avantajını kullanıyorsun. Özgeçmişini gönder bir an önce.

Direkt olarak mail at, durumu izah et, iş aradığını, referans olup olamayacağını sor. Düşünmene bile gerek yok.

Hepsine değil de en tşklısı hangisiyse ve departmanınla alakalıysa ona at :)

mail atma. direk telefon et şirkete.
x beyle görüş, sonra olylar gelişsin işte.

artıv cv lerde (devlet kurumları dahi) referanslar diye bi bölüm var. torpili kibarlaştırdılar. seninki de referans olarak düşün

Torpil ile referans farkli seyler. Torpil o isi aslinda haketmeyen, o isi normalde alamayacak ve belki ileride eline yuzune bulastiracak kisiye isin verilmesi. Referans ise zaten gerekli sartlari saglayan (ki siz zaten staja da kabul edildiginize gore dogru yoldasiniz) kisiyi taniyanlarin size bir yerde kefil olmasi. Is dunyasinda referans cok onemli, olabildigince fazla networking yapmanizi, her sektorden pek cok tanidiginiz olmasini tavsiye ederim. Bu sadece ise girerken degil is yaparken de cok isinize yarar.

Ben de tanidiklariniza telefonla ulasip once hal hatir sorup sonra durumu anlatmanizi oneririm.

yahu ne mail at nede telefon aç,direk ziyarete git elinede bi kutu cukulata al,abi abla gelmemin sebebi beni tanıyorsunuz bi ilan gordum beni uygun gorurseniz ilgilenirmisiniz ihtiyacim var bu işe de..
samimiyetin vardı madem goster..

hepinize teşekkür ederim arkadaşlar. beni fazlasıyla cesaretlendirdiniz, bu işi yarın hallediyorum :)

Noldu aldın mı işi?

www.eksisozluk.com

bu istatistige gore 480 kisi var. ben bonn dayim mesela. size yakin degil malesef.

ah benim ev arkadasimin memleketi bonn. cok bati oldu sizinki :)

Munih'te ben varim. Benim disimda bildigim 4 sozluk yazari daha var Munih icinde olmasa da yakinlarinda.

bayagi bi dogudaymis hakikaten ve tabi bana da uzak :/

(bkz: safemanuals.com)

Instructor Manual derken kitaplardan bahsetmek istemiştim.

www.jaguarturkey.com

Yurtdisinda Turkiye fiyatinin ucte birinden basliyor, yuh!

www.autoscout24.de

(bkz: believing is seeing)
(bkz: görme biçimleri)
bunlarla başlarsan eserlere nasıl bakman gerektiğin hakkında bir fikrin olur yeni başlayan olarak.

(bkz: the story of art)

Sanatin Oykusu diye cevrilmisti sanirim, hemen her buyuk kitapevinde bulabilmeniz lazim...

Önce gezdiğiniz ve gezmediğiniz, ulaşabildiğiniz tüm müzeleri dikkatlice gezin. Modern sanat müzelerini es geçmeyin çünkü sanat tarihi bir tarih alanı değildir (çalıntı laf ama güzel). Sonra Gombrich'tir, Adorno'dur okuyun, sonra tekrar gezin. Bu da yöntem önerisi olsun :)

gombrich - sanatın öyküsü.. her şeyden önce hikaye gibi anlattığı için.. okursanız ilginizi çeken bir konu olursa derinlemesine ayrıca okuma yapmak gerekir..

Isletme ve Muhendislik fakultelerinin ortak actigi bir program. Endustri muhendisligi altinda oldugu icin MBA'in biraz daha muhendiscesi diyebilirim. Derslerin cogu MBA programi ile ortak zaten. Yurtdisinda daha yaygin bir program olmasina ragmen Turkiye'de simdilik cok az okulda var (ODTU, ITU ve Bogazici sanirim sadece). Endustri mezunuysaniz basvuramiyorsunuz zaten aldiginiz benzer dersleri alacaginiz icin. Isletme mezunuysaniz da basvurmanizi tavsiye etmem, zaten bildiginiz seyleri yeniden gorursunuz. Genel ogrenci profili calisan, Bogazici/Bilkent/ODTU/ITU mezunu, bilgisayar/elektronik/makine/kimya/insaat muhendisligi mezunlariydi. IStisnalar da vardi ama, mesela Cukurova mezunu birisiyle guzel sanatlar mezunu birisi de vardi ben okurken ama istisna tabi bunlar.

Pratikte ise yaramasi kisiye bagli olsa da genel olarak yarar diyebilirim.

beyonce-hello olabilir mi?

hello malatya ne var ne yok orda?

alkislarlayasiyorum.com

beyonce - halo?
www.youtube.com

www.youtube.com

Lionel Richie - Hello

deep dish - say hello

Apple yapmamis ki, Toon-FX diye bir firma iPhone icin yapmis. Photoshop ile yapabilirsiniz Windows tabanli bilgisayarda eger kullanmayi biliyorsaniz. Bu tarz hazir efektleri vardir belki.

photoshop falan uzun iş böle küçük bi program filan yok mu hazır brushları olan tık dediimde fotoyu yapsın cartoon

cevaP?

başvurduğun işe, pozisyona göre değişir ama genel olarak fotoğraf koymak iyidir.

direk çöpe gitmez, eğer fotoğraflı ilanların hiçbirinde iş yok ise sizinkine bakarlar.

(bkz: isimsiz fotoğrafsız cv)

Bilhassa 2. Entry

Başvurduğun pozisyon / görev ile alakalı.

İş ilanında prezentabl denen saçma kelime bulunuyorsa koymakta fayda olabilir. Kurumsal bir şirket içerisindeki kalburüstü bir departmana başvuruyorsan fotoğrafına bakılmaz zaten denilir. Ancak fotoğraf insanlarda yargı oluşturabilecek bir şey, o yüzden bu tarz pozisyon başvurularında fotoğraf koymamakta fayda var. Kimse de sormaz neden fotoğraf koymadın diye.

yurt dışı için gereksiz diyor herkes.

gitmez ama yeterli etkiyi gösteremeyebilir.

Ayrimcilik olmasin diye yurt disinda fotografsiz, cinsiyet ve dogum tarihi olmayan CV'ler isteniyor. Ama TUrkiye'de farkli tabi.

Türkiye için olması lazım. Kızsa mesela bunu yapan sıkmabaş diye düşünülüyor ve eleniyor.

fotoğraf her zaman tipinize bakmak için kullanılmaz.

kurumsal bi firmaya yolladığınız cv'de, bi düğünde şebek gibi çekildiğiniz fotoğrafı crop edip koymuşsanız elenmenize neden olabilir.

film izleme ve hafif-taşınabilir olma durumları birbirine biraz ters ama şöyle yorumlayayım:

-13 inç almak mantıklı, hem taşınabilir hem de film izlenebilir (tam ortada gerçi ikisini de yapamıyor olabilir sizin açınızdan)
-eğer harici diskiniz yoksa ya da almayacağım diyorsanız air'i unutun. 64gb ya da 128gb ile yetinemezsiniz. ama ssd sessiz, minimal güç harcamasıyla çalışan ve acayip hızlı bir teknolojidir.

sözün kısası, sizin için taşınabilirlik mi yoksa hdd kapasitesi mi önemli ona karar verin ve 13 inç seçeneklerden birine karar verin bence.

not: bir senedir SSD kullanıyorum laptopumda ve şu anda beni kesseniz SSD'siz bir taşınabilir bilgisayar kullandıramazsınız. gerekirse ikinci el alırım, düşük model alırım, beklerim ama ssd'li alırım.

not 2: şimdi alayım sonra ssd takarım gibi bir durum çok çok zor macbook pro'da.

macbook air'de harici ekran kartı yok tamam da, macbook pro'da da yok gözüküyor? verdiğin seçenekler arasında 3. tabii ki. normalde macbook pro'da işlemcinin ekran kartından ayrı bir ekran kartı olması lazım diye biliyorum.

11 inç çok küçük. bir sene 12 inç kullandım illallah dedim.

bi de macbook air da ssd değil flash memory kullanılıyo yani sonradan yükseltemezsin. ssd olsaydı parayı bastırıp daha yuksek kapasiteli disk takılabilir ama macbook airlar icin bu mumkun değil.

bu air modellerinde film izlersin rahat ekran kartı isteyen işler yapmıycaksan air al. işlemcileri kötü değil.

kullandığın bir masaüstü bilgisayarın yoksa pro al derim.

air ancak gezen dolaşan sonra üstüne evine dönüp masaüstü bilgisayarında başka işler yapan tipler için. -bu böyle olmayabilir hemen vurmayın ama bu dediğimi bir düşünün-

lakin bir öğrenci insanı iseniz ve bilgisayarı çokça evde bazen de dışarda kullanmak gibi eğilimleriniz varsa ısrarla belirtiyorum pro alın.

bunun haricinde ben şu an 11.6" bir netbook kullanıyorum gayet iyi bir ekran boyutu.
ama aklımın bir köşesinde 13"'ler...
alacaksanız 2. seçenektekini alın, 2. seçenektekini alacaksanız 100 dolar daha verin 3. seçenektekini alın.

13" Air kullaniyorum, kesinlikle tavsiye ederim. Onceden Core i7 islemcili, SSD'li desktop kullaniyordum ama duz kullanimda Air daha performansliydi isletim sistemi sayesinde. Ama spesifik bir seyler yapacaksaniz (oyun oynamak, render almak vs) degisir tabi...

Harici hardiskim birkaç tane var o konuda sıkıntım yok. Taşınabilirlik benim için daha önemli. Yeni akademisyenliğe adım atmış biri olarak, üniversitedeki araştırmalarımda kullanacağım. Programcılıkla, oyunlarla pek aram yoktur. Genel kanı 13 inç olanın tavsiyesi üzerine. Macbook Prolar donanımsal özellikleriyle ön plana çıksa da ağırlıkları beni düşündürüyor. Ben daha mobil taşınabilir hafifliğini çantama attığımda unutacağım bir ürün arıyorum. Keşke şu Air'de USB 3.0 da olsaymış. Tek gözümde kusuru o. Thuderbolt teknolojisi hem yaygın değil hem de dönüştürücü bir aparatı yok. Üçüncü seçenekte hep beraber karar kıldık diye düşünüyorum. Yardımcı olan arkadaşlara bir bir teşekkür ederim.

ne kadar hafif o kadar iyidir

konur sokakta kitapça'yı deneyebilirsin.

Kizilay civarinda Kitap Kurdu ve Tenedos vardi.

Kızılay'da İmge Kitabevi'nin bahçesi fena değil. (Gerçi artık havalar soğuyor. Ama bir de üst katı var sanırım. Emin değilim.)

Tunalı'da Sakal Cafe var, müzik var arka fonda ancak çok çok rahatsız edici değil. Ders çalışılabilir yani.

Ve yine Kızılay'da Meşrutiyet Cad.'den girince bir sinema vardı adını hatırlamıyorum. Oraya giderken solda Voodoo Blues cafe var. Eğer müzikten öyle çok rahatsız olmazsanız (ki müzikleri pek hoş oluyor genelde. buddy guy, howlin wolf falan..) orada çalışabilirsiniz. Ders çalışmak biraz zor olabilir ama kitap okunabilir bence. Sıcak, hoş bir ortamı var. Ama barda duran kişi biraz asıksuratlı. Ama olsun.

Bu soruyu gördüğüm iyi oldu, favorilere atayım. Malum ben de tek başıma gidip kitap okuduğumda "anaa entel lan bu gelmiş kitap okuyor ahuzaf" etiketi yemeyeceğim cafe/pub aramaktaydım. Cevaplardan ben de faydalanayım.

konur'da "bilim & sanat" var entel damgası yemek istemeyenlere özel. karanfil 2'nin başında sanat sokağı var, çok ayakaltı olmadığı için hiç kalabalık olmaz yazın terası da var. yani kışın da var da, çok işlevsel değil :p

Az degil ki, yaklasik %16 fiyat farki var. Orana degil de sadece fiyata bakiyorsaniz fiyati zaten Turkiye'ye gore dusuk oldugundan fark da azmis gibi geliyordur.

Iyi basliga da bakin, hangisinde filmden bahsediliyorsa dogrusu odur iste?

evet. silip, doğru başlığa yeniden yazabilirsiniz.

"15. eserlerle (eser derken kitap, resim, film gibi her tur eser diyoruz) ilgili ba$liklar eserin orijinal ismiyle acilmalidir.. mesela $arkuteri yerine delicatessen gibi.. mein kampf gibi..

(neden: orjinal isim ve ceviri isimleri arasinda yaygin kullanim acisindan cok buyuk daginiklik oldugu gibi hangisinin daha yaygin oldugunu bulmak mumkun degildir. hatta bazen yaygin ismi yanli$ ismi de olabilmekte, eserin turkce cevirisi olamayabilecegi gibi turkce'de birden fazla farkli isimde cevirisi de yayinlanmi$ olabilmektedir. boyle durumlardaki ayriliga du$memek adina tarti$ma faktoru en az olan orjinal isim tercih edilmektedir)"

(bkz: başlık açarken dikkat edilecek hususlar/#1152590)

www.imdb.com orijinal ismi o olduğu için taşınmalı diye düşünüyorum.

peki bülbülü öldürmek mesela, öyle bir başlık var ama orijinal adı to kill a mockingbird? üstelik ben o başlığa çaylak entrymi girmiştim, ilk on entrymden biriydi o benim, gene de kabul edildim. öyle olsa kabul edilmezdim ki.

bülbülü öldürmek için aynı şey geçerli değil, içeriği farklı onun.

ne hakkında entry girdiğinizle alakalı bir şey bu. "bülbülü öldürmek" hakkında bir şey girerseniz taşımanıza gerek yok ama film/kitap olanla ilgili bir şeyler karaladıysanız o zaman orijinal isminin başlığının altına yazmanız daha makbuldür.

@hollowlife içeriği nasıl farklı?
@demcan ama zaten taşınması gerekse sözlüğe giremezdim ben. hatalı entryden kabulüm bile olmazdı. direkt kondüktörün önüne gitti o entryler sonuçta.

yvone sen entrynin yarısına kadar mockingbird dahil kelime ve bülbülü öldürmek deyimini falan anlatmışsın. bu da yanlış değil. o nedenle kabul edilmiş. sonradan film veya kitabı da anlatmış olsan bile.

orijinal adı to kill a mockingbird'dür. bülbülü öldürmek değil alaycı kuşu öldürmektir. mockingbird amerika'da yaşayan uzun kuyruklu, gri ve duyduğu diğer kuş seslerini taklit edebilen bi kuştur. bu sebeptendir ki adı alaycıdır. kitaba gelince okumadıysanız okumanızı tavsiye ederim. küçük bir kasaba ve bu kasabada yaşayan 2 küçük çocuğun gözünden ırkçılık işlenir. vakti zamanında pulitzer kazanmış ve bu ödülü de sonuna kadar haketmiştir.

ama sadece filmden bahsetsen (mesela görüntü yönetmeni xx yy'dir) desen o zaman taşınır veya kabul edilmezdi.

bu tarz benzeşmelerde entryler değil başlik taşiniyordu herhalde galiba sanirsam..

yoksa sözlükte yazilan entry'ler doğru yada gerçek değildir. siz run lola run isimli bir film için entry yazmiş ve tanim yapmişsaniz yeterli. kimse bunu sorgulayamaz. ben sizin yerinizde olsam ayni entry'i lola rennt başliğinin altina da yazarim. sonuçta iki film de sizin için ayni filmler..

3GB'nin performansi 2GB'nin altinda kaliyor cogu testte. Dolayisiyla sirf bunun icin bile deger. Tabi RAM'i 6 ya da 8'e cikarirsaniz daha iyi.

Çok eski programlarla çalışmıyorsanız mutlaka 64 bit kurun. Bazı çok eski programları çalıştırmak için de teknikler var tabii. Sonuçta kurmanızı tavsiye ederim.

w7 kurmak zaten hata. bir de bunu 64 bit w7 kurarak katmerlemenin gereği yok. w7 64 bit ancak 8 gb ya da daha fazla ram olan makineler için işe yarar. çünkü w7 deki bir hatadan dolayı 64 bit 32 bitten daha yavaş çalışıyor.en mantıklısı 32 bit w7 ve çeşitli programlarla w7 nin kullanmadığı kalan rami raid disk olarak kullanmak.

Bilgisayarinizi komusunun agina baglayip test edin (ya da o sizinkine baglasin), bakalim o zaman sonuc ne olacak. Bilgisayarla ilgi bir sorun mu var anlamis olursunuz.

ping attiğiniz adrese tracert yaparak hangi hop larda yüksek ping süresi alıyorsunuz bakabilirsiniz. Ping süresi başlı başına bir sorun göstergesi değildir ancak yinede dikkate alınmalı tabi. Aynı zamanda yüksek kullanımda ping sürelerini uzatır. Bilginiz dışında kullanım olabilir mi?

Yas kac?

abi bende aynı olaydan muzdaribi,senin kadar agır olmasada sadece siyah noktalarım cıkıyor. gidip garnierin peelin kreminden alcan,yuzunu ıslatıp masaj yapark yedir o kremi sonra yıka,ardından su kaynat,o suyu tencereye dok kafanıda tut orda ustune havlu kapatırsan daha bi guzel olur. buharda gozenekler acılcak maksat,sevgilini yada anneni yada igrenmiycek bi arkadasını cagırıyosun o siyah noktaları sıkıyo.gecmiş olsun

yagli bir cilde sahipsen bunun nedeni cok büyük ihtimalle yediklerindir :)

yediklerine bir diyet uygula,yagi minimuma cek en büyük faydayi böyle görürsün sanirim:)

peeling işlemi cilt üzerindeki ölü tabakayı atmak için. sivilceler tazeyken yaptırmayın derim, önce onlar bir geçsin, sonra peelingin sırası gelir. sivilceler neden çıktı, eskiden de var mıydı, ciltteki yağ oranını dengelemek için dermatolojik testten geçmiş, hatta mümkünse bitkisel bir temizleyici kullanarak sivilce sorununu çözmeyi deneyin, olmazsa mutlaka bir cildiyeciye görünün.
cilt bakımı için ise kızların gittiği yerlere gitmeseniz de olur, daha dün küçük bir anadolu ilçesinde bir berberin camına "cilt temizliği/maske yapılır" yazısı astığını gördüm. sizin mahallede olmasa bile karşı mahallede bu tarz bakım işlemlerini yapan berberler vardır.

peeling sivilceli cilde değil, siyah noktalı cilde yapılır. peeling sivilcenin patlamasına yani iz kalmasına sebep olur muhtemelen. cilt temizleyicilerden ve de toniklerden kullanabilirsiniz.

peeling ve cilt temizliği için clean and clear kullanmanı tavsiye ederim

yüz bakımını salla. yalan onlar.

avene, la roche posay gibi doğru dürüst bi dermokozmetik firmasının akneli cilt serisinin yüz yıkama jelini, yağsız nemlendiricisini ve kil maskesini al. sabah akşam yüzünü jelle yıka, nemlendiricini sür. haftada 2 kere falan maskeni yap üşenme. bir tane de imex gibi, aksil gibi bi sivilce kremi al, sivilcelerin üstüne sür. oh mis. 2 aya düzelir. yediklerinin çok alakası yok aslında sivilcelerle ama sağlıklı beslenmek de öldürmez nihayetinde. yediklerine de dikkat et :)

neostrata oily skin solution. ben oldukça memnun kalmıştım.

ne yaparsam yapayım beni terk edemez düşüncesiyle erkeğe kötü davranma ihtimali çok yüksek.

ben seni o kadar begenmiyorum/istemiyorum/sevmiyorum demek.

"ben sana senin bana bağlı olduğun kadar bağlı değilim. dolayısıyla yarın öbür gün olur da bir başkasını bulur ve ardımı ona dövdürmeye başlarsam, sorun çıkarmandan korkuyorum" demektir.

erkeğin ondan ayrılmasından korkması ne oluyor peki, bunu söyledikten sonra. anlamlandıramadım.

ikinci sorunun cevabi.

bu senin bana verdigin sevginin rahatina da alistim, simdi sen de gidersen bosta kalirim demek oluyor.

ikinciye cevap: "eğer sen benden ayrılırsan ben boşta kalırım, o yüzden bu ilişki bitecekse önce ben birini bulup bitirmeliyim. aksi halini düşünmek bile beni korkutuyor."

iliskide roller degisti, sen iliskinin beklenti icinde olani, kadinsi olani oldun, ben kendimi daha guclu goruyorum ve bu da ileride iliskiyi degerlendirirken beni uyuz edebilir, korkuyorum demek istemis. tabii bu bahsettigimiz sey ogrenilmis toplumsal roller icinde dusunulurse gecerli, hani kadin daha muhtactir da erkek daha guclu olan, aglamayandir vb...kadin da bu sosyal cinsiyet ogretisi icinde yetistiyse, erkegin bagimli ruh hali ozelligi gostermesi, aciz gorunmesi kadini erkekten sogutacaktir.

Yalnizlik / ilgi gorememe / raki masasina malzeme olmadan sevisememe vs korkusu + seni 1 sene sonra hayatimin bir noktasinda konumlandiramiyorum...

ortak yorum;

abi bu kiz seni sevmiyor, ayril bence

Bir zamanlar kız arkadaşımın bana söylediği söz. 1 ay sonra da aldatmıştı zaten.

cok cesitli anlamlara gelebilir

1. takiliyoruz iste ask mesk deyip olayi bos yere abartma (ayse arman deyisiyle, overrated etme)
2. bkz: 1
3. bkz: 1
4. bkz: 1
5. bkz: 1

beni boğuyorsun azıcık uzak dur demek

Senin ilgin bagliliginla benimki paralel gitmiyor boguluyorum sana bok gibi davranmaya baslayabilirim demek.

İliski basindaysa olabilir ama degilse hayir yok derim

bana guven vermiyorsun diyor. seni biraksam ami gotu dagirtacakmissin gibi gorunuyor, senin erkek olarak iliskideki rolun beni kollamak, korumak, destek olmak, zorluklara karsi benim kalkanim olmak, yeri gelirse beni kolumdan tutup silkeleyip kendime getirmek ama sen zayifsin, bunlari yapabilecekmis gibi gorunmuyorsun diyor. sana sirtimi dayabilecekmisim gibi gelmiyor, bu is boyle gitmez diyor. kezban tercumesiyle adam gibi adam ol diyor. zor ama biraz kopek cek, biraz degersiz hissettir kolen olur.

"ben seni senin beni sevdiğin kadar sevmiyorum"

eski sevgiliyi bilmem de, büyük dede/nine ismi verilince hiç de aklına gelmiyo. bana da babannemin adını koymuşlar ama 31 yıldır kimse babannemi anmadı beni çağırırken..
eski sevgilide de öyle olur zannımca. en azından bir süre sonra..

bence eski sevgilinin ismini vermek onu unutmanı sağlar. mesela eski sevgilinin adı elif ise, o ismi çocuğa verdiğin zaman elif ismini duyunca o değil de aklına çocuğun gelir.

Eger isim koyarkenki niyetiniz eski sevisgeni hatirlamak degilse cocukcagiza domates ismini verip surekli eski sevgiliyi dusunmenizden daha saglikli...

Evlendigi kisiye yaptigi adice sey demek

psimanligi omur boyu yasamak demek. esine yazik amk, unutamadiysan niye evlendin / cocuk yapiyosun? he dersin ben hatunum, cocuk sperm bankasindan, o zaman olur.

hiç sağlıklı değil.

diziden atıldı çarli

bizim sorunlu alkoliği postladılar, yerine ashton kutcheri getirdiler olan biten bu

tipsizin biri dediğiniz ashton kutcher yalnız dikkatinizi çekerim!

Dizi Charlie'yi bugunlere getirdi, en son bolum basina bilmem kac milyon dolar kazaniyordu hem ortak hem basrol oyuncusu oldugu icin. Alkolden disleri dokulmeye baslayinca (soyadlari farkli olsa da Charlie Sheen Charlie Harper ile kendini anlatiyordu) diziden sutlandi.

Dizi is yaptigi icin de iptal edilmedi, yerine degil ama diziyi ayakta tutmak icin Ashton alindi.

Charlie ile Ashton ahbabim oldugu icin birbirimize ismimizle sesleniriz...

şimdi diziden ayrılan çarlinin "çarliliğini" eştının "seksiliğiyle" gidermeye çalışıyorlar hatta abarttıkça abartıyorlar herife hasta olmayan kadın yok erkekler bile yavşıyor, itici oluyor tabi bu da biraz.

valla sheen abinin gidisi ile cok orta karar (hatta bazi abarti durumlarla daha cok vasat) bir olaya donustu dizi. gereksiz gereksiz espriler yapiliyor. butun bolumlerini izlemis biri olarak izlemeyi dusunmuyorum acikcasi.

charlie sheen abimiz chuck lorre abimize çok salladığı için diziden postalandı, hatta bu geçen sezon oldu o nedenle sezon erken bitti falan.

www.ekodialog.com

denenebilir..

En basit tabiriyle cikan/giren sey verimdir. Basit iyidir...

Gelecek 100 yilin otomasyon teknolojisini gelistirseniz de eger iyi bir pazarlamaci ve satici degilseniz iflas edersiniz. Bu soruyu sormanizdan mutevellit diyebilirim ki sirtinizdaki ceketi size satacak bir "sales and marketing" elemanini ekibe katmadan once pek bir ise girismeyin...

valla bi aile dostumuz çinden kablodur ara malzemelerdir o tarz şeyleri alıp getiriyor 10000 tl ile başladılar. japonya'ya da el atıp ordanda kaliteli makine elektronik malzeme getiriyolar imalat sanayi için. şuana durumu çok iyi aylık geliri 15 000 20 000 e geliyormuş.. ben öyle duydum.

Piyasada 3-5 yıl pişmeden işe girmeyin...

@bisanthe, soru da bu zaten. o kadar geniş bir iş alanı var ki bu mesleğin, gireceğimiz/bulundugumuz işle yapmak istediğimiz iş arasında fark olması kuvvetle muhtemel. o zaman da tecrube pek işe yaramayacak. iş alanı secmek en iyi fikir gibi gorunuyor.

Eger "patron" olmak istiyorsaniz hangi is alani oldugu onemli degil. Boya malzemesi satan adam bir kac ay urune calisip asina olduktan sonra uzay mekigi bujisi de satar. Elektronik alaninda tecrube kazanirsaniz bir isinize yaramaz, satis ve pazarlamaya yonelmeniz lazim. Hem urunu tasarlayan, hem gelistiren, hem test eden, hem musteri ihtiyaclarini belirleyen, hem teknik destek veren, hem tanitip pazarlayan, hem satan olacagim ben diyorsaniz bir gunu 48 saat, bir haftayi da 28 gun yaptiginiz icin tebrik ederim.

Eger sadece tanitip pazarlayip satmak istiyorsaniz iki kisi yetebilir belki, daha once bahsedildigi gibi yurt disindan urun getirip satmaya yonelebilirsiniz...

sen once pazarini bul. herseye atlama,elinde kalir. ben alirim getir-yap diyenden kapora al. mali oldurur,oyle alir. cine gitmek bisey diil. cin mali dubaide daha ucuz.sen once ne satabilecegine ve piyasasina bak. mal bulmak hikayesi. trde onumuzdeki 10 yil icinde bina stoklarinin %50si yenilenecekmis. bak burdan bisiler cikar. alternatif isitma-sogutma, yesil enerji filan yiyor piyasa.

(bkz: mamma li turchi)

www.google.com

www.google.com

www.google.com

www.google.com

son sorunun cevabı bana kalırsa türkler'i hala korkunç veya itici bulmalarındandır. yurt dışında türkler'i mongol olarak tanımlayan yarı ırkçı kesim var. aşağı yukarı her ülkede %5 oranında profesyonel kafatascı var.

bunu şöyle düşün türkiye'de kürtler ile evlenmek istemeyen aileler çoğunluktadır. %85 gibi... ama bu aileler ırkçı değillerdir, kürt müziği dinlerler vs... daha az bir kesim daha radikal kürt karşıtıdır, içinde kürt geçen herşeyden rahatsız olurlar..

ben türk'üm... bu türkiye'deki kavimlerin karıldığını ve türklük özelliklerini kaybettiğini düşünüyorum. durum böyle olunca da türklük özelliklerinden şimdi açıkça bahsetmek kolay değil. zenciler daha saf bir ırk olduklarından onlar için bazı özellikler daha açık bir şekilde ortaya konulabilir. ama türkler için böyle birşey söylenemez günümüzde...

nedeni ise basittir; türkler'in farklı etkileşimlerle zamanla asimile olması gerçektir hal böyle olunca da o üstün/berbat özellikler sürdürülemiyor. avrupalılar'ın sözleri eski deyimlerden geliyor diye düşünüyorum...

Bana sacma geldi. Afrikalilar demissiniz mesela, Misirdaki Araplar da Afrikali, Kenya'daki kabile uyeleri de Afrikali ve tamamen birbirlerinden farklilar. Eger siyahi irk diyorsaniz bunun pigme cucesi de var, Nijeryali izbandutu da var.

Yalniz siyah irkin asil tendonlari ile ilgili bir sebepten dolayi daha hizli kosup daha yuksege sicrayabildikleri bir gercek. Guc olarak bilmiyorum ama sekil itibariyle de kaslari beyaz irktan daha hizli gelisebiliyor. Ancak gene kas yapilari sebebiyle yuzme konusunda basarili olamiyorlar, daha ziyade kosma ve ziplama gerektiren branslarda basarililar.

Turklerin guclu olmasina gelince de o bizim birbirimizi gaza getirmemizden baska bir sey degil. 2008'deki olimpiyatlarda Turkiye milli takimi 9. oldu mesela madalya sayisi acisindan: en.wikipedia.org

Halter derseniz de dunya rekorlarina bakildiginda Halil Mutlu'nun bireysel basarisi disinda basrili bir sporcumuz yok, o bile rekor sayisinda siska ve ciliz diye dusunulen Cinlilerin gerisinde kaliyor: en.wikipedia.org

Ha Turkler ne ile biliniyor derseniz sigara icmemizle taniniyoruz Avrupa'da (smoke like a Turk), hatta benim sigara icmedigimi ogrenince bir suru insan sasirmisti. Onun disinda kadina siddet ve cocuk tacizleri diger meshur oldugumuz konular. Son Van depremi sonrasinda da organizasyon konusundaki beceriksizligimiz pek cok yerde dile getirildi.

Iyi bir sey yok mu derseniz de yemeklerimiz ve etrafta apacilar olmadigi surece guney plajlarimiz begenilen seyler. Bir de Istanbul Bogazi'ni seviyorlar. Ama insani ozellik degil bunlar gordugunuz uzere. Dolayisiyla Turkler topluca cok gucludur, akillidir, Viyana kapilarina dayandik Turklerden o yuzden korkuyorlar gibi seyler soz konusu degil Avrupa'da. Onlar Turklerin kendini kandirmasi biraz.

Insani olarak bir tek Ataturk'e hayranlikla karisik saygi duyduklarini soyleyebilirim. Ama her insanin ve her Turkun bir olmadiginin da farkindalar.

Yenicerilerin cogunun Turk olmadigini da hesaba katmak lazim tabi. Genelde Balkan ulkelerinden oluyordu yeniceriler: en.wikipedia.org

Evet böyle bir şey var, göt korkusundan Çin seddi ördürmüşsün adamlara gelmişsin, karadan gemi yürütüp İstanbulu almışsın yetmemiş Viyana'ya dayanmışsın, bu göt korkusu var bir de hakkaten bu deyimi hala Avrupanın(İtalya-avusturya-almanya..) pek çok yerinde kullanırlar.

@compadrito, bunun italyancasını bilmiyordum. arkadaşa söyliycem bunu :)

@crown, aslında o olimpik örnekleri anlaşılsın diye vermiştim, yoksa genelgeçer bir şey değildir. şu kemikli adam gücü dedikleri şey var ya, o aslında benim daha çok demek istediğim.

@babamsagolsun, kodumu oturtur tabiri sanırım cuk oturdu :) bunu söyleyince hatırladım, bi keresinde 1.60 lık bi abimizin 1.80 lik almanı bu şekilde oturttuğunu görmüştüm. aynı şekilde kavgada sinirle boyu kadar olan tekli koltuğu kaldırıp karşısındakinin kafasına atan adam da gördüm :)

bu algı güçten ziyade belki de fevri ve bıçkın bir yapıda olmamıza dayanıyordur, bilemedim :) şu kemikli adam gücü de ayrı bir muamma oldu benim için..

Çin seddinin kurulması sebebi Avrupalılar tarafından Türkler değil Moğollar olarak biliniyor, ayrıca crown'ın dediği gibi yeniçerilerde Türk değil, gayrimüslimlerin çocuklarından seçilip yetiştirilenler, tabi Avrupalılar bunu bilmiyor genelde.

evet.

Evet ama indirirken "untouched ISO" falan olmasina dikkat edin, uzerinde oynanmamis bir imaj bulmaya calisin.

teşekkürler. bir soru daha. bilgisayarı her açışımda geri yükleme tamamlandı, restore ister misin diyor. fakat istemiyorum diye bir seçenek yok. istemiyorum. nasıl kapatırım o ayarın çıkmasını?

ikinci sorunun cevabını bilmiyorum ama o restore dediği işte senin recovery olmasın?

evet ama geri yükleyeceğim bir yedeğim yok. ısrarla her açılışta bunu sormasını nasıl engelleyebilirim bulamadım.

şu adreste bahsedilen sorun; social.technet.microsoft.com

fakat nasıl bir çözüm bulmuşlar anlamadım.

Evet. Bir kac TL falan zaten splitter'lar, baska bir tanesiyle deneyin.

telefon hattının geldiği evdeki kutudan hemen sonra bir splitter koyun ve telefona giden hattı ve interneti ayırın.

unvan

şimdi bir şirketin sahibi de CEO olabiliyor, ortağı da ya da bir başkası çalışan olarak atanılabiliyor bu pozisyona. esas olan CEO'nun yaptığı görev. Herkesin başında CEO var yani herkesin üstü bu adam. Eee bu CEO'lar ne iş yapıyor o zaman? Onu da çözebilmiş değilim. Bu bir meslek değil, pozisyon.

Türkiye'de genel karşılığı Genel Müdür'dür, yerine göre de bir meslektir, ancak uç bir nokta olduğu için ödül gibi algılanır ve o yüzden meslekten ziyade statüye bağlanır.

neden yabancı kaynaklarda daha çok meslek diye geçtiğini görüyorum?

Yönetimle ilgili bir dal değil mi bu?

Yönetici - CEO
Doktor - Cerrah

aynı mantık değil mi?

@ermanen
mesleki uzmanlık + tecrübe : ceo
doktor örneğinden gidersek de;
mesleki uzmanlık + tecrübe : başhekimliğe denk gelir bence.

ceo yani chief executive officer, genel müdürdür. yönetim kurulu'ndan emir alır.
genel müdür, müdür, başkan, başkan yrd. genel md. yrd. bunların hepsi unvandır.

Yöneticilik nasıl meslek olabilir ya? Örneğin bir avukat yönetici olursa mesleği ne olacak bu durumda? Unvan ile meslek tamamen farklı şeyler. CEO Türkiye'de Genel Müdür karşılığı. YK Başkanı da chairman diye biliyorum.

biraz yardımım dokunur belki

chairman genelde, ailevi şirketlerde yönetimi tek elden yürüten kişi.

ceo ise holdinglerde yani bi sürü şirketi kontrol eden bi oluşumda hepsinden sorumlu adam, direkt olarak şirketin sahiplerine karşı sorumludur, chairman ise daha çok şirketin sahibidir.

steve jobs apple de ceo olarak geçer, adam iphone u da tanıtıyor ipadi de yani bütün her şey bu adamın elinin kolunun altında. ama iphone için gene ayrı bi yönetici ipad için ayrı bi yönetici de var.

dal gibi görünse de aslında tam olarak değil. meslek de değil.

son zamanlarda revaçta olan bişey ama kişisel olarak bi bok değil, çoğu şirketleri zarardan zarara sürüklerken ehehe mehehe diye tatilde olabilir bile.

tam hatırlayamıyorum bi şirket krizdeyken işçi çıkartırken bi ceo'su milyon dolarlık bonus alıyordu(maaş değil düşün bonus).

CEO'nun ustunde Chairman oluyor. Chairman'ler genelde birden fazla sirkette CEO'luk yapmis artik yoneticiligin piri olmus insanlar oluyor. Sanirim yeni alinan bir karar geregi farkli bir sektorden olmak zorundalar. Bu farkli bakis acilari getirebilmeleri icin gerekli bir sey zaten. Ornegin Intel CEO'su Paul Otellini mezun oldugundan beri Intel icinde gorev alip yukselmis, sektorden bir insanken onun ustundeki Chairman Jane Shaw onceden medikal sektorundeki bir firmanin CEO'suydu: people.forbes.com . Chairman sektore ve sirkete daha yuksekten bakip detaylara girmeden yol gostericilik yapiyor.

Mesela Apple'da da su an durum soyle:

William V. Campbell
Chairman
Intuit, Inc.

Tim Cook
CEO
Apple

Gordugunuz gibi Chairman'in ayni sirketin calisani olmasi bile gerekmiyor ama CEO'nun uzerindeler org chart'ta.

Isigin gozun icinde dustugu bolgede dusuk isiga ve sekle duyarli sinirlerin merkezde degil cevresinde oldugunu okumustum bir yerde, ama simdi kaynak bulamam.

Aynen crown'un dediği gibi sen bir noktaya direk baktığında ışık gözünde sarı beneğe düşer ve sarı benekte ışığa duyarlı koni hücreleri bulunur karanlıkta daha iyi görüş sağlayan çubuk hücreleri ise çevrede daha yoğundur, bu yüzden karanlıkta göz ucu ile baktığımızda daha iyi görürüz.

soruya kaynak yapayım, bu karanlıkta görme oranının kişiden kişiye değişiklik göstermesi nasıl oluyor? bununla ilgili çalışmalar, araştırmalar var mı? mesela arkadaşlarım karanlıkta görmekte çok zorluk yaşarken ben fazla zorlanmıyorum..

Google'da su cikiyor tepelerde ama bir suru servis var aratirsan: www.textmagic.com

Kredili değil de bir kez satın alıp ömür boyu kullanılacak bişey olması gerekiyor.

bir sefer alip omur boyu kullanmak gibi birsey olmaz cunku sms parayla gidiyor.

şöyle ki sms için pc'ye gprs modem takıcaz ama sorun maili sms olarak atacak programı bulmakta.

peki başlıktaki ilk entry silse diğerlerini tek tek taşısa olur mu?ilk entry diğer başlıkta var çünkü.gerçi biraz karışık oldu ama anlatabildim mi bilmiyorum.

Basligi tasimak varken tum entry'leri tek tek tasitmak isterseniz caylak edilebilirsiniz. Basligi tasi butonunu kullanin baslik ara'nin orada olan.

MS Word?

Powerpoint?

değil.

edit: şimdi böyle cevap verince çok bilmiş gibi oldum,böyle baştan bir kural konulmuş, buna uygun olmayan entry'ler siliniyor. asıl sorun şu ki bu tür kuralları yazarların çoğu bilmiyor, formata uygun entry girin diyorlar ama bir sürü böyle ufak ayrıntı var. haliyle insan bilmediği bir şey için cezalandırılınca saçma oluyor, evet haklısın.

bence bu tür ayrıntıları içeren özel bir bölüm olmalı sözlükte, ayrıca arada kural değişikliği de yapıyorlar, karışıyor bir süre sonra.

(bkz: person finder) diye bakınız verseydiniz, kurallara uygun olurdu. şimdi ise yazılı bir entry girdin ve sadece emir cümlelerinden oluşan entryler siliniyor. bu entryinde bakınız vermen sadece ekstra katkı sağlamış entryne ama entrynin geçerli olması için yeterli değil.

Surada var aciklamasi: www.eksisozluk.com

hayır etkilenmiyecek

Talep bu araclara artacagi icin pahalanicaklar. Yani vergileri artmasa da fiyatlari artacak.

tüm araçları takip etmiyorum ama polonun tüm modelleri otv den sonra zamlandı. yaklaşık 800 lira bindirdiler.

hiç sanmam. olması için bir sebep göremiyorum.

mesela akpkk filan gibi normalde kullanınca göte girmeyecek fakat başlık olarak açılması mümkün olmayan başlıklar da var ama bir de doğrudan ben de bkz olarak verirsem hakaretin aktarımı olabilecek olanlar da var, mesela "müge anlı ile tatlı sex" gibi.

girebilir de girmeyebilir de. mesela (bkz: kurt hatunlarin kurtce bilene tereddutsuz vermesi) gibi bir şey yazarsanız girer. benim girdi ordan biliyorum.

bence de burada bir katalog yapma amacı var, yani alt metin oluşturulacak ya da ikinci bir anlam çıkarılacak bir iş değil. ama kurt hatunlarin kurtce bilene tereddutsuz vermesi gibi bir bkz. entry içeriği dahilinde belki de nefret söylemine göre silinebilir. halbuki ötekisinde böyle bir niyet okuması yapmak (ki ötekinde de bu ne kadar doğrudur, tartışmaya açık) biraz aşırı tedbirli olmak anlamına gelir.

sanırım başlıklar içinden de filtreleme yapmak gerekecek, @sanal uyku dedikten sonra modlog'da başlığa bakmak aklıma geldi, baya bi entry silmişler bu sebepten.

ama mesela akpkk bkz sorun yaratmıyor.

Girer.

Mesela "orospu cocugu x" diye baslik acildi, bu baslik yasaklandi. sizin herhangi bir baslik altinda (bkz: orospu cocugu x) yazmaniz da sakincali. "Ben sadece bkz verdim ki" diye bir savunma gecerli degil, neticede orospu cocugu x yazmissiniz. Hem de sakincali oldugu icin yasaklandigini bile bile yazmissiniz, daha fena.

@crown

başlıkların normalde gg olup olmadıklarıyla ilgili durumda değişir sanırım bu, yani tamam ben orospu çocuğu x tarzı doğrudan hakaret olduğu belli olan başlıkları yazmadım diyelim ama mesela

yasaklı başlıklar başlığı altında birisi akpkk bkz'ı vermiş ki normal kullanımda sakınca yok bence de.

örneğin bence tiyatroda sümeyye sikmek başlığını (bir başlık olarak yasaklanması ayrı bir gariplik) normal bkz olarak versem sorun olmayacağını düşünüyorum, yani olmaması lazım, olur mu?

Gge konusuna praetorler bakiyor, ve genel yaklasim hukuki olarak sorun cikarma riski varsa entry'nin silinmesi ya da basligin kapatilmasi yonunda. Sizce kullaniminda sakinca olmamasi bunun yasalar onunde de sakincasiz oldugu sonucuna ulastirmaz kimseyi. Zaten gerekcenin adi kendini acikliyor; girdi, girecek ya da girer denmemis, girebilir denmis. Girme riski girmeme sansindan fazlaysa islem yapiliyor. Ama bazen oyle durumlar oluyor ki praetorler kurulunun sakincasiz gordugu bir entry icin mahkeme emri ile silinme karari cikiyor. Keza belki sildikleri bir entry'yi denk gelen mahkeme sakincasiz bulacakti. Olay bilisim ve internetle belki de hic ilgisi olmayan bir hakimin kararina bakiyor neticede. Son orneklerden birisi Fatih Altayli'nin kendi makalesinden alinti yapan entry'lerin Fatih Altayli'ya hakaret icerdigi gerecesiyle sildirilmesi.

Hem sahsinizin hem sozlugun bu riski almasina degecek bir sey yazmadiginiz surece bence yazmayin.

Kucaktaki laptop urettigi isi sebebiyle zararli. Ureme hucrelerinizi olumsuz etkiler. WiFi olayi ise dediginiz gibi ispatlanmis bir sey degil. Belki zararli belki zararsiz...

gündelik yaşantımızda maruz kaldığımız elektromanyetik radyasyon kaynakları 5 yıllık bir döngü içinde aklanır ve karalanır. cep telefonu ve wi-fi bu yoldan geçmekte.

belki zararlı, belki zararsız, ama kesin olan şey; kimse 50 yıl boyunca bunlara maruz kalmanın sonucunu bilmiyor. bizim nesil, kendini gelecek nesiller ve bilim uğruna feda ediyor şu zamanlarda.

electricsense.com

kanıtlanan bi zarar yok ama cep telefonları icinde zamanında öyle diyolardı şimdi kanıtlandı, sigara icinde zararsız oldugu söylenmiş zamanında vs. vs.

cep telefonu kanıtlanmamış mıydı yoksa emin değilim :D

cep telefonu yaygınlaşmaya on yıl önce başladı. ama etkisini 20-30 yıl sonra gösterecek. Ancak kanıtlanmış bir zararlı etkisi var, kalp üzerinde taşınıyorsa, ceketin ön cebi vb, kalp elektromanyetik bir şekilde çalıştığı ve cep telefonuda elektro manyetik bir çalışma aksamına sahip olduğu için kalbe zarar verdiği kanıtlandı.

Laptopa gelirse, direk kucağında çalışıyorsan, 1-2 derecelik ısı yükselişi sebebiyle 10 yıl içerisinde kısır kalma ihtimalin %80

sahibinden.com ?

sahibinden, araba.com

fiyatlara aldanma yalnız, internet fiyatları çok yüksek olur. örneğin 16.000 liralık arabaya en az 17-18 bin yazarlar. utanmayıp 21-22'ye kadar da yazıyorlar. fiyatlar aldatıcı olur her zaman internette. ya bir enayi çıkarsa diye insanlar yüksek yazıyor. ortam bozuk dikkat et. fiyatlarını öğren normal piyasada bir şekilde. kazıklanmamaya dikkat et.

ankarada beyaz bilmemne diye bir açık artırma var. Enişte her cuma bakar. Sende bir bak istersen
edit beyaz sistem miş ww.beyazsistem.com

www.autoscout24.de

rentacoder.com var, bolca Hintli programciya ulasabilirsiniz.

sen hepsine başvur hangisi alırsa. sonuçta turkcell'de olsa yeni mezun olduğun ve fazla tecrüben olmadığını bile bile almış olacak işe.

Daha tecrubeliysen daha kolay kabul edilirsin diye bir kural yok, bu tamamen sirketin o andaki ihtiyaclarina bagli bir sey. Sirket az tecrubeli eleman ararken cok tecrubeli olarak basvurursan da kabul edilmezsin. Dolayisiyla hepsine basvur, kabul edenler arasindan secim yap.

bence biraz daha telekomla alakalı sektörlerde tecrübe kazanıp belki o esnada bir master yapıp sonra turkcell'e başvurursan şansın artar.. master'ında da telekom sektörüne yoğunlaşırsan çok büyük ihtimalle alınırsın.
hem farklı şirketler gördükten sonra turkcell'in tadı bir başka oluyor :)

Turkcell'e başvur ama askerliğin bitmesini bekleme...

a- bu alanda tecrüben var mı?
b- evet bir ay.

sen burada a olsan ne düşünürsün? bence 6 ay tecrübe en azından kaydadeğer bir süredir.

çok çok çok çok zor. hem çalıştığın sektör çok popüler değil. hem avrupa ekonomisi bok durumda. hem de eksiklerin var..ben öyle birşey için en az 2 yıl sadece(iş tecrübesi hariç) kendimi geliştirmeye ayırırdım.

seminer, dil, kurs, çevre, portfolyö, referans

Çalıştığım sektörün ne kadar popüler olduğuna, facebook'un en çok üyesi olan 4. ülke olmasından anlayabilirsin aslında, Facebook kullanıp da oyun oynamayan kişi sayısı azdır.

Kaldı ki bu sektör Avrupa'da hayvan gibi gelişmiş durumda, çalıştığım yer Türkiye'de tek diyebiliriz.

tecrübe çok az hacı ya donanım ya tecrübe ile önplana çıkman lazım.
ama çok zor gibi geliyor.
yani sen bu sektörde ki iş hayatı için daha yeni adım atmış biri gibisin.

Hayalperestlige kacmadan olumlu bakarsan istedigiklerini gerceklestirebilirsin. Yeni mezun bir tanidigim sanirim Hollanda'daki bir sosyal ag oyun sirketiyle flort ediyordu hic bir tecrubesi olmamasina ragmen. Adamlar ucak biletini bile yollayip mulakata davet etmislerdi. Sonra gene Avrupa'da farkli sektorde daha buyuk bir firmayi tercih etti diye duydum.

Bu konuda kendimi de ornek verebilirim ama oyun sektoru deyince arkadasim aklima geldi. Ben oyun sektorunde degilim. Ancak son 2 ay icinde iki arkadasim daha yurt disina calismaya gitti, bir tanesi gene yeni mezun.

Onundeki en buyuk engel dil olabilir, eger dil sorunun yoksa firma senin firmanin ve ulkenin kulturune uyum saglayamayip bir sure sonra geri donmek isteme riskini almak istemeyebilir, bu konuda onlari ikna etmen lazim.

Eger gitmek istiyorsan keske sunu da dusunseydim demeyecek sekilde her turlu hazirligini arastirmani yapip basvur. Gitmek istedikten sonra her turlu gidersin.

1 ay hiçbirşey değil. 1-2 sene bekle derim ben, türkiye'deki gidişata hakim olmalısın, en azından.

limp bizkit

bence hala en çok frank sinatra abiye yakışıyor. çünkü adamın hayatına çok uygun.
limp bizkit in my way i başka diil mi? ben mi salağım nererorüyo_?

sinatra varken yeni arayışlara girip kendini yorma bence. şansını başka şarkıda deneyebilirsin.

sinatra tabi ki

sinatra +1

Northern Kings yorumu da guzeldir...

kesinlikle sinatra.

robbie williams yorumu çok ayrıdır, insanı fena yapar.

bana göre, ben.

limp bizkit +1

Akmerkez'deki Starbucks'in yanindaki Apple Store'da vardi bolca cesit...

Güzel cevap olmuş... :D Aslında tüm Türkiye'yi gezemem ama internet siteleri bile önerilebilir. Ama o açıdan da biraz eksik. İstanbul öncelikli olabilir tabii... Electroworld'lerde (Maslak, Astoria) bulamadım... Mediamarkt (Beşiktaş'taki) vardı ancak hani bira profesyonel olsun demiştim.

bundan yaklaşık 5 ay önce vatan'da gördüğümü hatırlıyorum. aha buldum sitede www.vatanbilgisayar.com mağazalarda hangileri var bakarsınız artık. saygılar.

bu havada mı?? akşamları biraz fazla serinlemedi mi kır düğünü için?

yok önümüzdeki mayıs-haziran için bakıyorum

polonezköy ideal

Bogaz manzarasi da olsun derseniz ITU Vakiftepe Tesisleri'ne bakin...

Balik yagi hafizaya iyi gelir.

bu ikinci duyurunuz yanılmıyorsam. iletişimden irtibata geçin.

yazdım cevap verilmiyor ki anlamadım bu umursamazlık neden.

mümkün değil. dlna sadece müzik, fotoğraf ve video dosyalarının bilgisayardan (server) tv üzerinde(client) oynatılmasını sağlar.

yani arayüzü(interface) değil sadece içeriği (content) paylaştırır.

Masaustunu komple paylasmak icin Intel'in (bkz: Wireless Display Technology) isimli urunu isinizi gorebilir. HDMI ya da kompozit girisi olan her seyi kablosuz monitor olarak kullanabilirsiniz.

evlilik cüzdanı istiyorlar diye biliyorum.

bazı yerler evlilik cüzdanı istiyo bazıları istemiyor. istemeyenler ya çok lüks ya da dandik buluşma otelleri oluyor.

4-5 yıldızlı otellerde herhangi bir problem olmuyor.

misafir derken ben şöyle anlıyorum. siz sgl olarak kalacaksınız ama gün içinde misafiriniz gelip odayı kullanacak ama kalmayacak? eğer bu durumdaysa bir çok otel buna izin vermez. karşı cins olması da gerekmez.

Otelde misafir agirlamak ne demek bilemedim, ama lobide otele giris yapmamis insanlar oturabilir. Ama giris yapmamissa odaya cikamaz. Eger giris yapacaksa da cinsiyet sorunu yasamadim ben simdiye kadar hic, evlilik cuzdani sormadi yani kimse ne pansiyonda ne 5 yildizli otelde, zaten oyle bir haklari da yok ama isguzarlik yapan cikabilir tabi.

evlilik cüzdanı sormaya hakları yok diye biliyorum ben de.

her otelin prosedürü farklıdır. Önceden sormakta fayda var.

evlilik cüzdanı genelde sormazlar ama kimliklerle otel kayıdı açılırken. eğer götüreceğiniz veya davet edeceğiniz arkadaşınız reşitse veya emniyet tarafından (herhangi bi sebepten) aranmıyorsa sorun olmaz.

eğer yeni başlıyorsan. yani iş tecrüben yoksa tanıdıksız bulman imkansız.

imkansız demeyim de, çok şanslı olman gerekli.

kaç yaşındasın? hangi işle uğraşırsın? daha önce tecrüben var mı? hangi gün ve saatlerde müsaitsin? hangi işte çalışmak istersin?

bu sorulara kendi içinde cevap ver. daha sonra gazeteye bakabilirsin. bir de mağazaların vitrinlerinde 'bizimle çalışmak ister misiniz?' yazısını ara. şimdiden kolay gelsin.

kapı kapı dolaşarak komi, bulaşıkçı, tezgahtar gibi işler bulabilirsin. internet için adam gibi yazılmış bir özgeçmiş gerekir. eş, dost haber getirmez. el elin eş-şeğini türkü çağırarak arar. sen takip edeceksin. interneti de, gazeteyi de, kapı kapıyı da takip edecek ve eşe dosta sürekli soracaksın. hiç bir vasfın yoksa, vasıf kazanmak için ne yapabileceğini planlayıp o yönde ilerleyeceksin.

bonus: (bkz: yeni başlayanlar için işsizlik/@compadrito)

bende iş arayan birisi olarak sana şunu söyleyeyim, internetten kariyer.net yenibiris.com vs yi sık takip ediyorum.şimdiye kadar 1 tanesi döndü geriye.

başvuru yaparken de genelde istenilen özelliklere uymaya dikkat ederim.yani iş uygun değilse başvurmam.

aynı zamanda eşe dosta haber saldım, bir kaç patronla görüştüm durumumu anlattım.pazartesi gel görüşelim dediler.

not: internetten 3 aydır takip ediyorum, eşle dosta 10 gündür görüşüyorum.
not2: internetteki iş ilanlarından bişey çıksın istiyorsan -benim gözlemlerime göre- alanında mükemmel insan olacaksın, tecrübeli olacaksın sanki yıllarca o işte çalıştın, işi de biliyorsun gidip hemen işe koyulacaksın gibi bir izlenim veriyor bu acımasız işverenler.

son olarak, bu dünyada artık kimse babasına bile güvenmeyecek seviyeye geldiğinden iş bulmada referans olayını kullanmak daha mantıklı kolay ve faydalı geliyor iki tarafa da.

ögrenciyim ama staj ve is basvurularinda 250 sayisini asip 3. dalyaya hazirlaniyorum.

250 basvurudan 10-15i geri döndü,dönen tüm sirketlerde dünyanin en iyileriydi.

genelde 2-3 görüsme arasinda oldu.case study görüsmesinden,yaraticiliga,ondan telefonuna,ondan yurtdisina tüm masraflari ödeyerek cagiranina kadar.görüsmeler sonrasi 8 teklif aldim.

hic tanidik olmadan di bunlar.ama cok saglam basarilar vardi,iyi tecrübeler ve stajlar,sosyal ve akademik basarilar vardi.

dedigim gibi bende hicbir tanidik yoktu.cok büyük sirketler disinda hicbiri geri dönmedi.kisacasi tanidik olmadan zor.

sana tavsiyem, öncelikle hangi alana yönelmek istediğine karar ver. hem ilanlara başvur, hem de çalışmak istediğin sektördeki firmalara özgeçmişini gönder. çok parlak bir öğrenci olduğunu düşünmüyorsan, küçük firmalarda şansın daha yüksek olabilir. başvuru yaparken ve görüşmeye gittiğinde kendini iyi ifade et. eşe dosta da haber ver tabiki. ama işin sana gelmesini bekleme.

yeni mezun ve 6 aydır işsizken, 10 iş görüşmesinden "biz sizi ararız" cevabını aldıktan sonra bile aynı hevesle gittim 11. görüşmeye. ertesi gün işe başladım. sabret, umudunu kaybetme.

Is bulmada is aramaya basladiktan sonra yaptiklarinizdan ziyade is aramaya baslamadan once yaptiklariniz onemli. Yani guzel bir ambalajiniz olmali (iyi bir lise, iyi bir universite, iyi bir bolum, sosyal basarilar, stajlar vs). Is aramaya basladiktan sonra da sosyal cevrenizi (sosyal cevrenizi de is aramaya baslamadan once gelistirmis olmaniz gerekiyor tabi) kullanabilirsiniz.

eşe dosta haber verme,
sonra sallama işlere gönderirler
gider beğenmezsin
bu seferde iş bulduk beğenmiyor veya çalışmaya gönlü yok derler.
en ii hem netten hemde gerekirse kapı kapı dolaşmak.
ama torpil denen bir olay var ki,
kafadan koparır durumu.
kolaylıklar dilerim hacı.
bu arada karl marxı rahmetle anıyoruz

iş tecrübesiz ve eş dost olmadan bulmuştum üni sonrası.

ONCELIKLE NE IS YAPMAK ISTEDIGINE KARAR VER. O ISIN EN BOKTAN DAHI OLSA BIR YERINDEN BASLA. ISI ANCAK CALISIRKEN BULUYORSUN. O SEKTORE EN ALT SEVIYEDEN VE BEDAVAYA DAHI BASLASAN COK KISA SUREDE DAHA IYI BIR IS BULURSUN. SEN YETERKI CALISMAK ISTE, EN COGU 1 AY ESSEKLIK YAPTIRIRLAR. ZATEN SENDE ISTIDAT VARSA ZIPLARSIN YADA BIRI SENI HEMEN KAPAR. AMA OTURUYUM IS BAKIYIM DERSEN COK BEKLERSIN.
NE IS OLURSA OLSUN GIT VE ELINDEN GELENIN EN IYISINI ABARTMADAN YAP. HAKKINI VERIRLER MI? YOK. AMA MUHAKKAK TRANSFER TEKLIFI GELECEKTIR.

pasaport işini bilmiyorum ama, artık "gel sen şöyle" falan demiyorlar. anayasa değişikliği öncesinde de (son 4-5 yıldır)alıp artık götürmüyorlar hatta gbt'de asker kaçağı olduğun bile çıkmıyordu, değişiklikten sonraysa, senin kaçaklığına dair savcının arama kararı çıkarması falan gerekiyor. o da olacak iş değil, kimse de peşine düşmez. yani tutup seni askere, paşaya, genelkurmaya falan teslim etmezler. ama pasaport verip vermeyeceklerini bilmiyorum.

pasaport, senin bir vatandaşlık hakkındır, kimlik gibi. polisin seni zorla alıkoyma durumu yoksa pasaportunu verir. asker kaçaklarına artık zorla bir şey yapmıyorlar.

pasaportu alırsın ama yurtdışına cıkamazsın bence :)

Yurtdisina cikabiliyorsun kimse bir sey demiyor.

Her universitenin kendi kurallari var. Tek tek bakmaniz lazim hangi bolumlerden ogrenci kabul ediyorlar diye. Kimisi sadece ilgili bolumlerden kabul ederken kimisi her bolumden kabul edebilir. Ama her durumda konu hakkinda yetkin oldugunuzu ispat etmeniz ve neden alaniniz disinda bir bransta master istediginiz konusunda hocalari ikna etmeniz gerekir.

teorik olarak her mezun her bolumde yuksek lisans yapabilir ama bunu sizi kabul edecek okula cok guzel anlatmaniz gerekir. ing.dil.edb okuyan bir kisinin sinema-tv ya da muzik teorisi yuksegi yapmak icin cok hakli sebepleri olmasi gerekir.

mesela 2-3 enstrumani cok iyi calabilen, sagda solda ismi gecen, kayitlari olan, bu isi profesyonel yapan bir insansaniz muzik teorisine girmek icin daha fazla sansiniz olacaktir ama evde kendi kendine gitar calan bir adami alacaklarini hic zannetmiyorum.

(bkz: cumhuriyet meyhanesi) bozdu diyorlar ama yakın zamanda gitmedim.

orası fasıllı masıllı bir yer. kulağımın dibinde zurnayla dolaşmasın kimse mümkünse. :)

Zubeyir Ocakbasi. Ama 2 gun onceden rezervasyon yapmazsaniz yer bulmaniz zor, gene de deneyin sansinizi.

kullanım alanınıza göre değişir ama ben işlemcisine bakardım.

Islemci onemli, en azindan Intel Core i3 olsun, RAM de en az 2 GB olsun.

Şunu bulursanız aynı şartlarla çok iyi mesela:

www.vatanbilgisayar.com

ram'ine bakin, ayni anda 2-3 program calistirirken sinir hastasi olmazsiniz.

bellegine bakin ama cok cok sorun degil, olmazsa external hard drive kullanirsiniz.

ekran cozunurlugu iyi olsun bi de, gozunuz acimasin sonra.