flawless victory
Forum-morum olur, her bir şey olur hiç farketmez, tavsiye edebileceğiniz web siteleri hangileridir?
Forum-morum olur, her bir şey olur hiç farketmez, tavsiye edebileceğiniz web siteleri hangileridir?
0
çizgi roman, anime vs. ilgilenirsen resimliroman.net forumları (forum arşivleri dahil) iyi vakit geçirtir
0
Biliyorsunuzdur da, görülmesi gereken internet siteleri başlığına bakılabilir.
0
sözlükte digg başlığına bak. orada olayy gibi bir sitenin linki var.
---
yazık bee bir tek bizimki ticklenmemiş. kopya çektik diye mi?
:p
---
yazık bee bir tek bizimki ticklenmemiş. kopya çektik diye mi?
:p
0
pyro clustic flow
Derdim şudur: Mesela Taksim merkezli bilumum oyun, konser vs gibi etkinlikleri seçsem ( mekan/ koordinat ve etkinlik türü)ve bana haftalık / aylık etkinlik listesini topluca maillese bir site. Biletix vs var ama orda etkinlikleri ayrı ayrı aramak gerekiyor, arada bakmayı unutuyorsun ve bazı güzel me
Derdim şudur: Mesela Taksim merkezli bilumum oyun, konser vs gibi etkinlikleri seçsem ( mekan/ koordinat ve etkinlik türü)ve bana haftalık / aylık etkinlik listesini topluca maillese bir site. Biletix vs var ama orda etkinlikleri ayrı ayrı aramak gerekiyor, arada bakmayı unutuyorsun ve bazı güzel mevzular kaçabiliyor vs. Var mıdır böyle bir site? yoksa fazla mı armut piş ağzıma düş diyorum?
0
@can see: Ankara için mail atan yok ama manuel olarak bakmak için: www.ankararehberi.com.tr
0
www.istanbul.net.tr
Bizim limondaki gibi bir takvim var. Basıyorsun o gün istanbul'un neresinde ne var gösteriyor ve bayağı kapsamlı, sergiler, baleler, gösteriler, konserler, herşey var.
Bizim limondaki gibi bir takvim var. Basıyorsun o gün istanbul'un neresinde ne var gösteriyor ve bayağı kapsamlı, sergiler, baleler, gösteriler, konserler, herşey var.
0
kibritsuyu
elime hurda bir bilgisayar geçti. çalışyormuş ama yenisini aldıkları için çöpe atmışlar. ben de aldım çöpten içinden evdeki benim hurdaya parça bulurum diye.1. 10 gb bir harddisk buldum. benim evdekinin bozuk olduğunu düşünüyordum zaten. yanına takayım, işletim sistemini de buna kurayım, eskisi de d
elime hurda bir bilgisayar geçti. çalışyormuş ama yenisini aldıkları için çöpe atmışlar. ben de aldım çöpten içinden evdeki benim hurdaya parça bulurum diye.
1. 10 gb bir harddisk buldum. benim evdekinin bozuk olduğunu düşünüyordum zaten. yanına takayım, işletim sistemini de buna kurayım, eskisi de depo olsun diye düşündüm (eskisi 30 gb). 10 gb windows xp kurmak için yeterli midir? diğer programları eğer oluyorsa eski 30 gb diskime kurarım. çok yeterli olmasa da idare etsin yeter.
2. 1 adet 128 mb pc133 sd ram çıktı. evdekinde de 256 mb sd ram var ama kaç mhz bilmiyorum. tut ki o da pc133 diyelim. yanına takarsam sorunsuz çalışır mı? markası falan farklı ama.
3. evdekinde ethernet kartı yoktu. bunda da ethernet kartına benzeyen bir şey var. kablonun takıldığı slota bakıyorum. giriş ethernet girişinin aynısı ama içinde 4 tanecik konnektör var (normalde bu ethernet kablosunun içinde 8 tane ince kablo, dolayısıyla ucunda da 8 konnektör olur ya). bu ethernet kartı değil de başka bir şey midir? (faks modem demeyin. değil eminim). hatta konnektörler üste bakar durumdayken solda üç tane var, iki tane boş, sonra bir tane var, iki tane daha boş şeklinde. ethernet kartını sadece adsl modem bağlayabilmek için düşünüyorum. herhangi bir ağ kurmam herhalde. (edit: chipinin üstünde yazanları google'da aratınca fast ethernet controller diye bir şey çıktı. nedir bu fast ethernet controller? ethernet kartı mı, başka bir şey mi)
4. bir de üzerinde intel celeron yazan bir işlemci var (socket 370 sanırım tam bilemiyorum). işe yarar mı, bunu da alayım mı? (aldım. anakartı bile aldım)
5. bir de ben bu harddiski nasıl taşıyayım şimdi? antistatik poşetmiş, kutuymuş hak getire. cebime sokup taşısam da olmaz bozulur mozulur. alıp dolmuşla 8 km. ötedeki evime götürmem lazım. ne önerirsiniz? bir omuz çantam var, içine sığar ama bim poşetine sarsak da olmaz şimdi.
ah ulen bi de ekran kartı çıksaydı. onboardmuş ipne.
teşekkürler...
1. 10 gb bir harddisk buldum. benim evdekinin bozuk olduğunu düşünüyordum zaten. yanına takayım, işletim sistemini de buna kurayım, eskisi de depo olsun diye düşündüm (eskisi 30 gb). 10 gb windows xp kurmak için yeterli midir? diğer programları eğer oluyorsa eski 30 gb diskime kurarım. çok yeterli olmasa da idare etsin yeter.
2. 1 adet 128 mb pc133 sd ram çıktı. evdekinde de 256 mb sd ram var ama kaç mhz bilmiyorum. tut ki o da pc133 diyelim. yanına takarsam sorunsuz çalışır mı? markası falan farklı ama.
3. evdekinde ethernet kartı yoktu. bunda da ethernet kartına benzeyen bir şey var. kablonun takıldığı slota bakıyorum. giriş ethernet girişinin aynısı ama içinde 4 tanecik konnektör var (normalde bu ethernet kablosunun içinde 8 tane ince kablo, dolayısıyla ucunda da 8 konnektör olur ya). bu ethernet kartı değil de başka bir şey midir? (faks modem demeyin. değil eminim). hatta konnektörler üste bakar durumdayken solda üç tane var, iki tane boş, sonra bir tane var, iki tane daha boş şeklinde. ethernet kartını sadece adsl modem bağlayabilmek için düşünüyorum. herhangi bir ağ kurmam herhalde. (edit: chipinin üstünde yazanları google'da aratınca fast ethernet controller diye bir şey çıktı. nedir bu fast ethernet controller? ethernet kartı mı, başka bir şey mi)
4. bir de üzerinde intel celeron yazan bir işlemci var (socket 370 sanırım tam bilemiyorum). işe yarar mı, bunu da alayım mı? (aldım. anakartı bile aldım)
5. bir de ben bu harddiski nasıl taşıyayım şimdi? antistatik poşetmiş, kutuymuş hak getire. cebime sokup taşısam da olmaz bozulur mozulur. alıp dolmuşla 8 km. ötedeki evime götürmem lazım. ne önerirsiniz? bir omuz çantam var, içine sığar ama bim poşetine sarsak da olmaz şimdi.
ah ulen bi de ekran kartı çıksaydı. onboardmuş ipne.
teşekkürler...
0
1. Kurulması lazım. Celeron 333 - 4gb hd - 50 küsur ram'li makineye kurmuştum ben xp ilk çıktığı zamanlarda.
0
daha yeni başıma geldiği için uyarayım. o 10gb'lık hddye kaybettiğinizde üzüleceğiniz herhangi bir dosya yüklemeyin. ömrünü doldurmuş olabiliyorlar.
ayrıca 10gblık modelin performansının oldukça düşük olacağını tahmin ediyorum. gene de performans verileri sizde olduğundan karar sizin.
ayrıca 10gblık modelin performansının oldukça düşük olacağını tahmin ediyorum. gene de performans verileri sizde olduğundan karar sizin.
0
yok zaten performans falan aramıyorum. daha önce de burda sormuştum bilgisayarım niye yavaşladı diye, harddiskin bozuk olabileceği söylenmişti. ben de dedim sökeyim, daha iyi çalışırsa kullanırım. yoksa veri depolamıyorum ona zaten. maksat evde de bilgisayar olsun, nete falan girelim, word excel kasalım. işte şurdan çıkan parçalarla biraz adam eder miyim diye düşünüyorum.
bu arada late viper'ın aklına uyup gittim çöpten geri kalanını da aldım ve anakart, cpu, psu, floppy, cd rom ne var ne yok söktüm. boş kasa kaldı geriye. hanım kapının önüne koyacak bu tozlu şeylerle eve gidince.
bu arada late viper'ın aklına uyup gittim çöpten geri kalanını da aldım ve anakart, cpu, psu, floppy, cd rom ne var ne yok söktüm. boş kasa kaldı geriye. hanım kapının önüne koyacak bu tozlu şeylerle eve gidince.
0
1. kesin olarak kurulur. boş yerde kalır. aslanlar gibi kullanırsın.
2. pc 100 ve p133 olarak 2 farklı sd ram olsalardı bile ikisin takar çalıştırabilirdin. gerçi farklı olurlarsa yavaş olanın (pc 100) hızında çalışırlar. sonuç: yüksek olasılık çalışırlar.
3. celeron 333 ile win ME kullanırsanız hiç problemsiz yaşar gidersiniz. win XP çok kasabilir. win ME de gayet iyidir. gerçi geçtiğimiz senelerde artık bir çok program tüm desteğini geri çekti.
5 koy naylon torbaya götür bişeycik olmaz. burada murphy kanunları geçerlidir. alet 100 dolar olsaydı pırt gazıyla bile reaksiyona girer devreleri yanardı.
çok hassaslanırsan elini kalorifer peteği/pc kasası boyasız yeri gibi bir yere değdir 20 saniye eletiriğin boşalsın. bişey olmaz.
2. pc 100 ve p133 olarak 2 farklı sd ram olsalardı bile ikisin takar çalıştırabilirdin. gerçi farklı olurlarsa yavaş olanın (pc 100) hızında çalışırlar. sonuç: yüksek olasılık çalışırlar.
3. celeron 333 ile win ME kullanırsanız hiç problemsiz yaşar gidersiniz. win XP çok kasabilir. win ME de gayet iyidir. gerçi geçtiğimiz senelerde artık bir çok program tüm desteğini geri çekti.
5 koy naylon torbaya götür bişeycik olmaz. burada murphy kanunları geçerlidir. alet 100 dolar olsaydı pırt gazıyla bile reaksiyona girer devreleri yanardı.
çok hassaslanırsan elini kalorifer peteği/pc kasası boyasız yeri gibi bir yere değdir 20 saniye eletiriğin boşalsın. bişey olmaz.
0
sonuç:
1. çalışıyo mu gerçekten diye bakmak için slave olarak bağladım. aslanlar gibi çalışıyor. 10 gb daha fazla harddiskim oldu.
2. şans mıdır bal mıdır nedir, o 128 mb'lık ramin; markası, kapasitesi, hızı, benim bilgisayarımla birebir aynı çıktı. artık aynı yerden m, aldık, aynı dönem mi aldık nedir marka bile aynı yahu. taktım o da çalıştı. 128 mb'lık ram artışıyla beraber harddiskteki tıkırdamalar, ekrandaki takılmalar falan da gitti. sorun ram azlığıymış demek ki. harddiskim bozuk falan değilmiş.
3. bu da ethernet kartıymış. ethernet bağdaştırıcısı diye tanıdı alet. gayet güzel çalışıyor.
4. bu yedekte duruyor noolur noolmaz diye.
5. küçük naylon torbaya sarıp büyük naylon torbaya koyarak taşıdım. bir şey olmadı.
bir de ikinci harddiski taktıktan sonra kasadaki harddisk ışığı yanık kaldı. ne alakası var çözemedim. harddisklerin ikisinin de arkalarındaki jumperlarla oynadım. belki alakalıdır. bilgi de vereyim. primary olan ve sistem yüklü olanda [:]:::, slave olanda :::: şeklinde (jumper yok yani onda).
1. çalışıyo mu gerçekten diye bakmak için slave olarak bağladım. aslanlar gibi çalışıyor. 10 gb daha fazla harddiskim oldu.
2. şans mıdır bal mıdır nedir, o 128 mb'lık ramin; markası, kapasitesi, hızı, benim bilgisayarımla birebir aynı çıktı. artık aynı yerden m, aldık, aynı dönem mi aldık nedir marka bile aynı yahu. taktım o da çalıştı. 128 mb'lık ram artışıyla beraber harddiskteki tıkırdamalar, ekrandaki takılmalar falan da gitti. sorun ram azlığıymış demek ki. harddiskim bozuk falan değilmiş.
3. bu da ethernet kartıymış. ethernet bağdaştırıcısı diye tanıdı alet. gayet güzel çalışıyor.
4. bu yedekte duruyor noolur noolmaz diye.
5. küçük naylon torbaya sarıp büyük naylon torbaya koyarak taşıdım. bir şey olmadı.
bir de ikinci harddiski taktıktan sonra kasadaki harddisk ışığı yanık kaldı. ne alakası var çözemedim. harddisklerin ikisinin de arkalarındaki jumperlarla oynadım. belki alakalıdır. bilgi de vereyim. primary olan ve sistem yüklü olanda [:]:::, slave olanda :::: şeklinde (jumper yok yani onda).
0
oldtimer
şimdi bu gıdalardaki katkı maddelerinin zararlarından millet tamamen bilgi sahibi olduktan sonra birçok üretici katkısız ketçap, katkısız bilmemne, zart zurt çıkarmaya başladılar. şimdi ben anlamadım bu işi; madem bu ürünler katkı maddeleri olmadan da üretilebiliyor, bugüne kadar ne diye o tür madde
şimdi bu gıdalardaki katkı maddelerinin zararlarından millet tamamen bilgi sahibi olduktan sonra birçok üretici katkısız ketçap, katkısız bilmemne, zart zurt çıkarmaya başladılar. şimdi ben anlamadım bu işi; madem bu ürünler katkı maddeleri olmadan da üretilebiliyor, bugüne kadar ne diye o tür maddeler konuluyordu içlerine?
palavra atıyorlar desek pakedin üzerinde içindekiler kısmı var, katkı maddesi içermiyor uyarısı var sonuçta bu işleri de denetleyen kurumlar var sallayamazlar gibime geliyor.
palavra atıyorlar desek pakedin üzerinde içindekiler kısmı var, katkı maddesi içermiyor uyarısı var sonuçta bu işleri de denetleyen kurumlar var sallayamazlar gibime geliyor.
0
biyoloji gelişti. artık daha uzun süre taze kalan meyve/sebze/tahıl üretilebiliyor. bilim gelişti, katkı maddesi olmadan doğal şeyler atarak tazeliği uzun süre koruyabiliyorlar.
belki şişe teknolojisi falan da gelişmiştir bilemicem.
belki şişe teknolojisi falan da gelişmiştir bilemicem.
0
üstünde katkısız yazıp da içindekiler kısmında monosodyum glutamat içeren hazır çorbalar var piyasada, nasıl katkısız diye düşünüyor insan ister istemez..
(bkz: monosodyum glutamat)
(bkz: monosodyum glutamat)
0
bu işleri denetleyen kurumların bu ürünleri üreten firmalarla çoğu ülkede şu veya bu şekilde organik bağı bulunmaktadır.
reklam denetleme kurulu'nun reklamcılardan oluşması gibi bir şeydir bu aslında...
şahsen giderek kendi yaptığım yemek ve salata dışında bir şeyler yememeye, kendi yaptıklarıma da kendi ezdiğim öğüttüğüm baharattan gayri toz katmamaya meylediyorum giderayak.
reklam denetleme kurulu'nun reklamcılardan oluşması gibi bir şeydir bu aslında...
şahsen giderek kendi yaptığım yemek ve salata dışında bir şeyler yememeye, kendi yaptıklarıma da kendi ezdiğim öğüttüğüm baharattan gayri toz katmamaya meylediyorum giderayak.
0
çoğu zırva gibi geliyor bu katkısız iddialarının bana (bilimsel konuşmuyorum dikkat edersen!!!), hayır içindekiler kısmını okuyunca zaten bir sürü zamazingo var içinde nassıl oluyo katkısız oluyo anlamadım...bir kere bazı ürünlerin raf ömrü mutlaka doğal olmayan üretim teknikleir kullanıldığını gösteriyor. diyelim ki x meyvesi normal şartlar altında (bahçeden toplayıp dolaba koyduğunda) 2 hafta çürümeden kalıyor ama sen bunu x ürününe katıp 3 ay raf ömrü biçiyorsun diyelim...ee o zaman yani "katkısız" olmuyor bu...yani içine birşey katılmasa bile (doğal olmayan birşey yani) üretim prosesinde illaki doğal olmayan birşeyler var demektir ki yoksa bunu bir "ürün" olarak seri üretimle hazırlayıp sunmak mümkün değil. aha aklıma örnekte geldi, malatya kayısısı varsa işte onu daha uzun süre raf ömrü olsun diye böyle bir çadır içinde kükürtle bi işleme tabi tutuyorlar (çok karmaşık diil sıradan üreticiler bile yapıyo) ve sonunda onuda organik diye satıyorlar veya markette katkısız kayısı diye alıyoruz sonuçta ama işte katkısız değil, yani doğal olmayan birşeyler var illaki mideye girene kadar...
ee napıcaz köye geri dönücez kaçıp gidickmiyiz buralardan..maalesef hayır. katkısız olduğuna kendimizi inandırmaya çalışıcaz başka çare yok, var mı!
ee napıcaz köye geri dönücez kaçıp gidickmiyiz buralardan..maalesef hayır. katkısız olduğuna kendimizi inandırmaya çalışıcaz başka çare yok, var mı!
0
cevapların bir çoğu doğru değil. hele biyolojinin gelişmesi ne demek, hiç bilmiyorum.
gıda katkı maddeleri zararlı olacak diye bir kural yoktur. bunun yanında, kullanılmalarının sebebi, ürünün raf ömrünü uzatmak, daha ucuza mal etmek, üretimde kolaylık sağlamak vs. dir. piyasaya katkısız gıdaların sunulması, "ananızın elinden çıkmışcasına" mottosu altında biraz daha fazla müşteriye ulaşabilmektir. bunun yanında bunu yaparken, gıda katkı maddesi kullanılarak elde edilen avantajlardan bazılarından feragat edinilir.
tse iyi çalışan kurumlardan biridir (en azından benim gördüğüm gıda laboratuvarları bazında) ve bunları da elbette kontrol ediyorlar.
gıda katkı maddeleri zararlı olacak diye bir kural yoktur. bunun yanında, kullanılmalarının sebebi, ürünün raf ömrünü uzatmak, daha ucuza mal etmek, üretimde kolaylık sağlamak vs. dir. piyasaya katkısız gıdaların sunulması, "ananızın elinden çıkmışcasına" mottosu altında biraz daha fazla müşteriye ulaşabilmektir. bunun yanında bunu yaparken, gıda katkı maddesi kullanılarak elde edilen avantajlardan bazılarından feragat edinilir.
tse iyi çalışan kurumlardan biridir (en azından benim gördüğüm gıda laboratuvarları bazında) ve bunları da elbette kontrol ediyorlar.
0
dikkat ederseniz harf oyunlu cin yazıdır onlar. "bilmemne ketçap. katkısız, saf" demez genelde. "koruyucu katkı maddesi içermez" der. yani her türlü koruyucu özelliği olmayan katkıyı içerir. mesela msg içerir, envayi çeşit kanserojeni de içerebilir ama sadece raf ömrünü arttıran katkılar içermez. bunlar içermediği zaman, raf ömrü 1 yıl olan ketçap 3 ayda bozulur. katkı maddesi sadece raf ömrünü uzatıcı bir şey değildir ki. lezzet verici, kıvam arttırıcı, parlak gösterici bilumum katkı vardır. bunlar koruyucu katkı değildir, bol bol basarlar gıdaya. ama ne bileyim raf ömrünü uzatan katkıları koymayıp "koruyucu katkı maddesi içermez" derler. biz de zannederiz ki sapsaf ketçap o. sanki anamın salçası.
0
ermanen
Mikrodalga fırında donmuş pizza pişirilir mi? Bazı yerlerde kötü oluyor yazmışlar ama iyi olmasının püf noktası yok mu?
Mikrodalga fırında donmuş pizza pişirilir mi? Bazı yerlerde kötü oluyor yazmışlar ama iyi olmasının püf noktası yok mu?
0
mikrodalga fırının "kızartma özelliği" de varsa gayet güzel olur. aksi takdirde beyaz beyaz kalır, tadı tam oturmaz.
teferruatı:
yalnızca mikrodalga olan fırınlar pişirmeden ziyade çok hızlı ısıtma/çözdürme amacıyla kullanılır. pizza ise tam pişmiş olarak gelmiyor o hazır denilen paketlerde ve fırınlamaya ihtiyaç duyuyor.
teferruatı:
yalnızca mikrodalga olan fırınlar pişirmeden ziyade çok hızlı ısıtma/çözdürme amacıyla kullanılır. pizza ise tam pişmiş olarak gelmiyor o hazır denilen paketlerde ve fırınlamaya ihtiyaç duyuyor.
0
süper oluyor ama söyle...
önce mikrodalgayla ici pisecek; her yenı eşit olarak pismis olacak... ondan sonra "pismis" pizzayı kızartacaksın bir fırında ya da mikrodalganın kızartma özelligi varsa onda...
ben hep oyle yapardın neffiss olurdu...
önce mikrodalgayla ici pisecek; her yenı eşit olarak pismis olacak... ondan sonra "pismis" pizzayı kızartacaksın bir fırında ya da mikrodalganın kızartma özelligi varsa onda...
ben hep oyle yapardın neffiss olurdu...
0
bir cahillik sonucu ben denedim efendim. sonuç ; kaskatı bir hamur ve tam pişmemiş malzemeler.
0
öğrenci evi deneyimine dayanarak:
pişmiş ama soğumuş pizza (mesela little caesars'dan geldi hayvan gibi, yarısı yendi yarısı donduruldu) düşük watt'da, mesela 90watt uzun süre (içerideki pizza miktarına göre 4-6 dk arası) ısıtırsın, bu arada malzemelerdeki buzlar çözülür, hamurdaki buz çözülür.
baktın ki buzlar çözüldü, hamurun içi yumuşadı, üstteki sosis dilimlerinin içinde de ılıklık hissettin, makinenin ayarını 600watt mıdır max mıdır ona getirip 1dk 1dk20sn falan döndürüyorsun o pizzayı.
mikrodalgada bir şey ısıtırken şu önemli diye keşfettim (tamamen işkembeden sallıyorum bilimsel değil, deneyime dayanarak) içerideki pişecek şeyin miktarı ne adar azsa, o kadar kolay kömür oluyor. mesela 90watt X 5 dk ayarı, yarım büyük boy pizza'yı ılındırmak için yeterliyken aynı ayar ve aynı sürede ufak 1 dilimin sosisleri yanıyor ama hamuru donuk kalıyor.
bir de max ısıda tuttuğun süreye dikkat et bir an tam yenecek kıvamda cozur cozur peyniri eriyen pizza 10sn sonra taş gbi katı hamur ve kömür olmuş sosislerle berbat olabilir. hamurum yumuşamasına ama suyunu tamamen kaybetmemesine dikkat etmek lazım.
pişmiş ama soğumuş pizza (mesela little caesars'dan geldi hayvan gibi, yarısı yendi yarısı donduruldu) düşük watt'da, mesela 90watt uzun süre (içerideki pizza miktarına göre 4-6 dk arası) ısıtırsın, bu arada malzemelerdeki buzlar çözülür, hamurdaki buz çözülür.
baktın ki buzlar çözüldü, hamurun içi yumuşadı, üstteki sosis dilimlerinin içinde de ılıklık hissettin, makinenin ayarını 600watt mıdır max mıdır ona getirip 1dk 1dk20sn falan döndürüyorsun o pizzayı.
mikrodalgada bir şey ısıtırken şu önemli diye keşfettim (tamamen işkembeden sallıyorum bilimsel değil, deneyime dayanarak) içerideki pişecek şeyin miktarı ne adar azsa, o kadar kolay kömür oluyor. mesela 90watt X 5 dk ayarı, yarım büyük boy pizza'yı ılındırmak için yeterliyken aynı ayar ve aynı sürede ufak 1 dilimin sosisleri yanıyor ama hamuru donuk kalıyor.
bir de max ısıda tuttuğun süreye dikkat et bir an tam yenecek kıvamda cozur cozur peyniri eriyen pizza 10sn sonra taş gbi katı hamur ve kömür olmuş sosislerle berbat olabilir. hamurum yumuşamasına ama suyunu tamamen kaybetmemesine dikkat etmek lazım.
0
kriker
Motosiklet tekerleklerinin oluşturduğu jiroskopik kuvvet hakkında bir sorum var. Ancak buraya yazmam mümkün değil. Çize çize sordum ben de. Lütfen bir bakınız:http://img57.imageshack.us/my.php?image=forumys6.jpg
Motosiklet tekerleklerinin oluşturduğu jiroskopik kuvvet hakkında bir sorum var. Ancak buraya yazmam mümkün değil. Çize çize sordum ben de. Lütfen bir bakınız:
img57.imageshack.us
img57.imageshack.us
0
Angular momentum ve torque konularına bakınca anlaşılır sanırım, şu an ayrıntılı bakamıyorum...
0
çok teknik bir açıklama olmayacak ama fikir yürütmek istedim: sanıyorum büyük yarıçap sebebiyle büyük tekerleğin açısal momentumu, ve dolayısıyla jiroskopik etkisi daha kuvvetli oluyor.
ayrıca aynı sebepten ötürü dünyanın en yüzeysel insanı olabilirim şu an.
ayrıca aynı sebepten ötürü dünyanın en yüzeysel insanı olabilirim şu an.
0
Bu konuyla ilgili olarak aşağıdaki soruları yanıtlamak bu problemin çözümüne ulaşmayı sağlayabilir:
Küçük tekerlek daha çok devir sayısıyla büyük tekerlekle aynı jiroskop etkisine neden ulaşamasın ? , devir sayısının artması tekerlek çapının küçüklüğünü neden telafi edemesin ?
Tabi bu soruları cevaplaması da o kadar kolay değil zannedersem.
Küçük tekerlek daha çok devir sayısıyla büyük tekerlekle aynı jiroskop etkisine neden ulaşamasın ? , devir sayısının artması tekerlek çapının küçüklüğünü neden telafi edemesin ?
Tabi bu soruları cevaplaması da o kadar kolay değil zannedersem.
0
sathaner
Bir arkadaşım 2 günde sadece msn kullanarak 586 mb veri almış görünmekte ttnet in sayfasında.Sizce neden olabilir?wireless yok.
Bir arkadaşım 2 günde sadece msn kullanarak 586 mb veri almış görünmekte ttnet in sayfasında.
Sizce neden olabilir?
wireless yok.
Sizce neden olabilir?
wireless yok.
0
turk telekomun bitmek bilmeyen gerzekliklerinden olabilir bir ihtimal de.
arasin bir sorustursun adsl yardim hattini (4440375) simdi, k.adi ve sifresinin baskasi tarafindan kullanip kullanilmadigini ogrensin semtini verip.
olmadi degistirtsin.
arasin bir sorustursun adsl yardim hattini (4440375) simdi, k.adi ve sifresinin baskasi tarafindan kullanip kullanilmadigini ogrensin semtini verip.
olmadi degistirtsin.
0
evde modemi kapatıp açma tarihleri bu konuda belirleyici olabilir. forumlardan okuduğum bu (bendeki bilgiler 1-2 yıllıktır dikkat)
şöyle ki telekom sen modemi kapatıp açınca son kota durumunu raporluyor gibi bir geyik duymuştum.
şöyle ki telekom sen modemi kapatıp açınca son kota durumunu raporluyor gibi bir geyik duymuştum.
0
msnden kamera veya sesli chat yapmissa bolca o zaman olabilir onun disinda mumkun degil. dumeter gibi bir sey kurup gelen giden seyleri izlesin (netlimiterda ise yarar boyle durumlarda).
msn messengerina bir seyler bulasmis olabilir.
msn messengerina bir seyler bulasmis olabilir.
0
hmm bir arkadaşımda(!)'da şöyle çıkıyor:
2007 Aralık 130.072.038.842
(121,139 GB) 551.562.627.172
(513,683 GB)
2008 Ocak 14.461.683.390
(13,468 GB) 23.646.530.015
(22,023 GB)
var bir problem gibi.
2007 Aralık 130.072.038.842
(121,139 GB) 551.562.627.172
(513,683 GB)
2008 Ocak 14.461.683.390
(13,468 GB) 23.646.530.015
(22,023 GB)
var bir problem gibi.
0
kendine sosyalist
70.000 ytl'lik bir evin resmi alım satım masrafı tahminen ne kadar tutar?
70.000 ytl'lik bir evin resmi alım satım masrafı tahminen ne kadar tutar?
0
sadece noter harcından bahsedeblirim; ilgili noter harçları kanunu'na ve tarifesine baktım; gayrımenkullerin satımına ilişkin olarak binde 0,90'lık bir oranla karşılaştım.
sanırım ki bu oran üzerinden noter harcı ödersiniz. 5.300 ytl gibi birşey oluyor sanırım.
ekleme: tabii bahsettiğim rakamın hepsini alıcı ödemez. her iki taraf arasında ikiye bölüşülür. onu belirtmeyi unutmuşum. tabii bölüşme de, yapılan sözleşmede buna ilişkin hüküm olmasına bağlıdır.
ekleme2: uygulamada yerleşmiş olan, "harçları ve diğer giderleri alıcı öder" gibi saçma sapan bir gelenek olsa da, bu gelenek yapılan sözleşme ile pek tabii bertaraf edilebilir. ama benimki biraz ütopya da olabilir...=)
sanırım ki bu oran üzerinden noter harcı ödersiniz. 5.300 ytl gibi birşey oluyor sanırım.
ekleme: tabii bahsettiğim rakamın hepsini alıcı ödemez. her iki taraf arasında ikiye bölüşülür. onu belirtmeyi unutmuşum. tabii bölüşme de, yapılan sözleşmede buna ilişkin hüküm olmasına bağlıdır.
ekleme2: uygulamada yerleşmiş olan, "harçları ve diğer giderleri alıcı öder" gibi saçma sapan bir gelenek olsa da, bu gelenek yapılan sözleşme ile pek tabii bertaraf edilebilir. ama benimki biraz ütopya da olabilir...=)
0
Evi ne kadara aldığınızdan ziyade, tapuda o evin rayicinin ne olduğuna bakar. Yani o evin tapudaki rayici 30.000 YTL ise, kişiler alım satımın o miktardan olduğunu beyan edip ona göre harç zart zurt ödüyorlar. Genelde rayiç bedelden bir 100-200 ytl falan yüksek veriliyormuş.
Tabii bu durum uygulamada süregelmekle birlikte yasal değil. Özellikle kredi falan alıyorsanız, atıyorum 50.000 ytl kredi aldınız, ama evi rayiç bedel üzerinden 30.000 YTL gösterdiniz, maliyeciler evi basıp, "bilader bi ton ev kredisi almışsın, ama gösterdiğin bedel krediden düşük" diyebiliyorlarmış.
Neyse bunlar sorunun cevabı olmadı, şöyle bir şey vereyim ben 30,000 ytl için 1 milyar civarında. 70,000 için 2-2,5 tutar herhalde.
Tabii bu durum uygulamada süregelmekle birlikte yasal değil. Özellikle kredi falan alıyorsanız, atıyorum 50.000 ytl kredi aldınız, ama evi rayiç bedel üzerinden 30.000 YTL gösterdiniz, maliyeciler evi basıp, "bilader bi ton ev kredisi almışsın, ama gösterdiğin bedel krediden düşük" diyebiliyorlarmış.
Neyse bunlar sorunun cevabı olmadı, şöyle bir şey vereyim ben 30,000 ytl için 1 milyar civarında. 70,000 için 2-2,5 tutar herhalde.
0
charlesbukowski
Cumhuriyet ilan edildikten sonra halifelik kaldırıp tbmm'ye devredildi. Benim merakım şu; o dönemden şuana kadar islam dünyasındaki ülkeler ya da nüfuzu olan adamlar halifeliği tekrar almak için neden bir çaba göstermediler. 4 halife döneminden sonra halifeliğin eskisi kadar ağırlığı olmadığı malum
Cumhuriyet ilan edildikten sonra halifelik kaldırıp tbmm'ye devredildi. Benim merakım şu; o dönemden şuana kadar islam dünyasındaki ülkeler ya da nüfuzu olan adamlar halifeliği tekrar almak için neden bir çaba göstermediler. 4 halife döneminden sonra halifeliğin eskisi kadar ağırlığı olmadığı malum ancak islam dünyasından kimsenin bunu devam ettirmek için neden çabalamadığını merak ediyorum. Evet, neden?
0
çaba gösterenler oldu fakat başarıya ulaşan olmadı. bu konu ile ilgili yakın zaman içerisinde sanırım milliyet'te(hürriyet veya sabah'ta olabilir)bir yazı dizisi gibi birşeyde vardı fakata hatırlayamadım şimdi nedir, nerdedir.
edit;şu idi galiba arsiv.sabah.com.tr (murat bardakçının bir köşe yazısı)
edit;şu idi galiba arsiv.sabah.com.tr (murat bardakçının bir köşe yazısı)
0
laf arasında duyduğuma göre burada da bu istenmiş ama olmamış. politik fayda sağlanabilir diye düşünülmüş olmalı. ama bunu söyleyen kaynak gösterememişti ve iddianın ciddiye alınması abes olur.
0
ayrıca 4 halife doneminden sonrada halifeligin agirligi kalmadi dersek yanilmis oluruz. cunku osmanlı doneminde oldukça etkili bir kurumdu halifelik.
(bkz: son halife)
(bkz: son halife)
0
buna örnek olarak muhtelif ülkelerden kurutuluş savaşında gönderilern yardımlar falan da gösterilebilir sanırım.
0
Aslına bakarsak halifeliğin Osmanlı'da uzun bir süre boyunca genelde bir prestij unsurundan daha büyük bir rol oynamadığı söylenebilir. Ancak çöküş döneminde ortaya çıkan panislamizm düşüncesinin gerçekleştirilebilmesi için halifelikten medet umulmuştur, ama 1. dünya savaşında ortaya çıkan Arap-İngiliz işbirliğinin de gösterdiği gibi milliyetçilik ve ulus-devlet akımlarının had safhaya çıkmasıyla birlikte halifeliğin siyasal işlevi kalmamıştır. Ben böyle yorumluyorum.
0
diğer yandan ortaçağda kiliselerin kralların hakimiyetini aşan güçleri de göz önünde bulundurularak bir şeyler denebilir daha.
0
halifeliği kaldırılması cok ciddi bi pazarlık payı bile olabilir. yani o dönemde kurulan bi devlet kendi eliyle hilafetten feragat ediyor... ben hala bunu düşünürüm mesela, vatikan gibi ankaranın bi yerinde ama bütün dünya müslümanlarına sözü geçen bi halife olsaydı, müslümanlardan zekat, vergi ne desen bilimum gelir bile toplar devletin o zaman ihtiyacı olan herşeyi tedarik edebilirdi.
ama osmanlı yıkılıp yeni devlet kurulunca sanırım osmanlı topraklarının elden çıkmış olanlarıyla olan tek irtibatın dinin de kaldırılması için bu istenmiş olabilir.
ve sonralarda talip olana da hiç yüz verilmedi mecnundur falan denildi, kaldı öyle
ama osmanlı yıkılıp yeni devlet kurulunca sanırım osmanlı topraklarının elden çıkmış olanlarıyla olan tek irtibatın dinin de kaldırılması için bu istenmiş olabilir.
ve sonralarda talip olana da hiç yüz verilmedi mecnundur falan denildi, kaldı öyle
0
can see
amazon com'un olayı nedir? orijinallik garantisi falan var mıdır?sonuçta dünyanın diğer ucundan gelecek ürün. uğraşmayalım.
amazon com'un olayı nedir? orijinallik garantisi falan var mıdır?
sonuçta dünyanın diğer ucundan gelecek ürün. uğraşmayalım.
sonuçta dünyanın diğer ucundan gelecek ürün. uğraşmayalım.
0
yani sahibinden.com gibi bir yer değil..?
yalnızca orijinal ürünler satıyor..?
---
soruyu baştan sormayıp sonra uğraşmak.
yalnızca orijinal ürünler satıyor..?
---
soruyu baştan sormayıp sonra uğraşmak.
0
amazon.com'da 2 şekilde satın alma gerçekleştirebilirsiniz:
1. yol yani temel yol, amazon.com'un tedarikçiden aldığı, yasal, orjinal, öz hakiki ürünü size aracısız satmasıdır. bu yol zaten her ürünü esas alma yolunuzdur, hani "add to basket" derseniz amazon'dan orjinal ürün alırsınız.
2. yol ise, amazon.com'da, almayı düşüdüğünüz ürünü satan başka kişi veya kurumlara yönlendirilebilirsiniz, bunlar mesela bu ürünü 2. el satanlar, işte toptan alıp ucuza satmak isteyenler vesairedir. ama bu seçenekler isteğe bağlıdır ve ben bir kere bile bununla uğraşmadım.
mesela bir eşya alacaksınız, ürünün sayfasında "add to shopping cart" linkine tıkladığınızda hiç başka bir şeyle uğraşmadan amazon.com'un sattığı orjinal ürünü alırsınız. ama ürünün resminin altına doğru "35 used & new available from 13.45$" yazısınıa tıklarsanız diğer tedarikçileri veya 2. el satanları da görebilirsiniz.
yani sadece orinal satmıyor ama öncelikli olarak ve temelde orjinal satıyor, eğer siz isterseniz de 2.el veya diğer tedarikçilerin linklerini de gösteriyor.
ayrıca amazon.com inanılmaz güvenilirdir. misal (bkz: amazon com/#12149732)
yani öyleyken böyle, uzun oldu ama yanlış anlaşma olsun istemedim.
1. yol yani temel yol, amazon.com'un tedarikçiden aldığı, yasal, orjinal, öz hakiki ürünü size aracısız satmasıdır. bu yol zaten her ürünü esas alma yolunuzdur, hani "add to basket" derseniz amazon'dan orjinal ürün alırsınız.
2. yol ise, amazon.com'da, almayı düşüdüğünüz ürünü satan başka kişi veya kurumlara yönlendirilebilirsiniz, bunlar mesela bu ürünü 2. el satanlar, işte toptan alıp ucuza satmak isteyenler vesairedir. ama bu seçenekler isteğe bağlıdır ve ben bir kere bile bununla uğraşmadım.
mesela bir eşya alacaksınız, ürünün sayfasında "add to shopping cart" linkine tıkladığınızda hiç başka bir şeyle uğraşmadan amazon.com'un sattığı orjinal ürünü alırsınız. ama ürünün resminin altına doğru "35 used & new available from 13.45$" yazısınıa tıklarsanız diğer tedarikçileri veya 2. el satanları da görebilirsiniz.
yani sadece orinal satmıyor ama öncelikli olarak ve temelde orjinal satıyor, eğer siz isterseniz de 2.el veya diğer tedarikçilerin linklerini de gösteriyor.
ayrıca amazon.com inanılmaz güvenilirdir. misal (bkz: amazon com/#12149732)
yani öyleyken böyle, uzun oldu ama yanlış anlaşma olsun istemedim.
0
ya amazon.com'u çözemedik daha :))
tamam oradan alalım nedir ki?
daha mı iyi? daha mı ne?
---------
edit: iyi bişeymiş arkadaşlar oraya da vakın. ekşi'den de kontrol edin.
tamam oradan alalım nedir ki?
daha mı iyi? daha mı ne?
---------
edit: iyi bişeymiş arkadaşlar oraya da vakın. ekşi'den de kontrol edin.
0
can see
farklı deodorant ve parfümler denedim. hepsi uçup gidiyor.üzerimden iki gün çıkmıyor bu koku diye verdikleri pahalı parfümler bile 1 saatte uçup gidiyor.bu tip başka birileri var mı?uçmayan parfüm bulabildiler mi?---başlıktaki anlatım bozukluğunu sabahın şu köründe toparlayamıyorum :)
farklı deodorant ve parfümler denedim. hepsi uçup gidiyor.
üzerimden iki gün çıkmıyor bu koku diye verdikleri pahalı parfümler bile 1 saatte uçup gidiyor.
bu tip başka birileri var mı?
uçmayan parfüm bulabildiler mi?
---
başlıktaki anlatım bozukluğunu sabahın şu köründe toparlayamıyorum :)
üzerimden iki gün çıkmıyor bu koku diye verdikleri pahalı parfümler bile 1 saatte uçup gidiyor.
bu tip başka birileri var mı?
uçmayan parfüm bulabildiler mi?
---
başlıktaki anlatım bozukluğunu sabahın şu köründe toparlayamıyorum :)
0
Amerikan mı tercih ediyorsun?
Fransız parfümler daha kalıcıdır genelde; zaten parfüm denen şeyin de Fransız kökenli olması tercih sebebidir, Amerikan markaları, kokulu sudur.
Yaş sırasına göre dizecek olursam, beylere en çok yakışan ve en kalıcı parfümler bence şöyle:
YSL'den Kouros (25-35)
Guerlain'den Vetiver (35+)
Chanel'den por monsieur (45+)
25'in altı zaten CK, Polo Ralph Lauren ile falan oynadığı için birşey yazmaya gerek yok.
Fransız parfümler daha kalıcıdır genelde; zaten parfüm denen şeyin de Fransız kökenli olması tercih sebebidir, Amerikan markaları, kokulu sudur.
Yaş sırasına göre dizecek olursam, beylere en çok yakışan ve en kalıcı parfümler bence şöyle:
YSL'den Kouros (25-35)
Guerlain'den Vetiver (35+)
Chanel'den por monsieur (45+)
25'in altı zaten CK, Polo Ralph Lauren ile falan oynadığı için birşey yazmaya gerek yok.
0
cedilla içimden bir ses bu adama güven diyor. şimdi brut hakkında ne dersin?
bir de baharatlı kokular daha iyi duruyor bende(beyaz ten/siyah saç)
yakalamışken sorayım dedim :)
ysl dediğine ilk fırsatta (2-3 gün) bakacağım)
yaş: 25-35'e göre düşün. parfümde yaş faktörünü düşünmemiştim doğrusu.
bir de baharatlı kokular daha iyi duruyor bende(beyaz ten/siyah saç)
yakalamışken sorayım dedim :)
ysl dediğine ilk fırsatta (2-3 gün) bakacağım)
yaş: 25-35'e göre düşün. parfümde yaş faktörünü düşünmemiştim doğrusu.
0
bvlgari black de deneyebilirsiniz unisex ve kalıcı bir kokudur. 25-35 grubuna da uyar bence.
0
cedilla, kadın zaten. güveneceksen o yüzden güven.
brut geçti, 80'lerdeydi o. O zaman kadın erkek komple brüt kokardık.
Bir de, yan ürünlerini de kullanırsan, koku daha kalıcı oluyor, duş jeli vs. gibi.
Kouros baharatlıdır, cidden tavsiye ederim.
iyi yıllar.
brut geçti, 80'lerdeydi o. O zaman kadın erkek komple brüt kokardık.
Bir de, yan ürünlerini de kullanırsan, koku daha kalıcı oluyor, duş jeli vs. gibi.
Kouros baharatlıdır, cidden tavsiye ederim.
iyi yıllar.
0
Vetiver gercekten etkili bir parfum..
hicbiri olmuyorsa vur yuzune arko tias kolonyasini :p
hicbiri olmuyorsa vur yuzune arko tias kolonyasini :p
0
Kokladığım en seksi ve kalıcı erkek kokusu YSL M7'dir. Cedilla da yine muhteşem bir YSL parfümü önermiş. Ben kendim de bir YSL parfümü kullanıyorum. YSL'nin güzel ve kalıcı olmayan bir parfümü yok sanırım :)
0
eskiden bi tütün kolonyası vardı ona ne oldu. teyy teyyy
şimdi bakıyorumda doğru dürüst okuyamıyorum isimleri telefuzunda bile zorlanıyorum.
"sizde şey var mı? kelvın kılayvırt, yok pardon kristın, lan yine olmalı kıripton? hah buldum kuluvert.. gachayım"
yoksa avrupa birliğine girdik mi lan!? ehe mehe
şimdi bakıyorumda doğru dürüst okuyamıyorum isimleri telefuzunda bile zorlanıyorum.
"sizde şey var mı? kelvın kılayvırt, yok pardon kristın, lan yine olmalı kıripton? hah buldum kuluvert.. gachayım"
yoksa avrupa birliğine girdik mi lan!? ehe mehe
0
Aslında parfüm denen şey içerdiği alkol ve parfüm esansı oranına göre değişik adlar alırlar:
1) Perfume: Yüzde 15-40 arasında konsantre parfüm içerir. Kokusu en kalıcı olandır.
2) Eau de parfum: Yüzde 7-15 arasında konsantre parfüm içerir. Parfüm kadar olmasa da kokusu yoğun ve uzun süre kalıcıdır. Genelde gece kullanılması önerilir.
3) Eau de toilette: Yüzde 1-7 arasında konsantre parfüm içerir. Kokusunun kalıcılığı 3-5 saat arasında değişir. Günlük kullanım için idealdir.
4) Eau de cologne: İçindeki konsantre parfüm oranı yüzde 1’in altındadır. Kokusu kalıcı değildir, gün içinde tazelenmek için kullanılabilir.
Fiyatlar markadan markaya değişmekle beraber en pahalı olan tabii ki perfume dir. Ayrıca kullandığınız kokunun etkisi ile ilgili 2 şey söylemek istiyorum.
1. Burun sürekli olarak gelen bir kokuyu belli bir süre sonra beyne iletmeyi keser, yani ona alışır. Atıyorum kanalizasyona da girseniz belli bir süre sonra o b.k kokusunu almamaya başlarsınız, bu b.kların bitmesinden değil, sizin burnunuzun alışmasındandır. O yüzden kullandığınız parfümün kalıcılığını siz değil bir arkadaşınız kontrol etmelidir
2. Her parfüm kişinin cilt yapısı ve ph ı nedeniyle farklı kokarlar ve farklı seviyelerde dayanırlar. Yani en yakın arkaşınızda 2 gün kalan koku sizde 1 saat içinde geçebilir, bu, arkadaşınızın yalancı olduğunu değil cilt yapılarınızın farklı olduğunu gösterir :) Bu yüzden maalesef uzun dayanan bir parfüm için kendi denemelerinizi yapmak zorundasınız :(
1) Perfume: Yüzde 15-40 arasında konsantre parfüm içerir. Kokusu en kalıcı olandır.
2) Eau de parfum: Yüzde 7-15 arasında konsantre parfüm içerir. Parfüm kadar olmasa da kokusu yoğun ve uzun süre kalıcıdır. Genelde gece kullanılması önerilir.
3) Eau de toilette: Yüzde 1-7 arasında konsantre parfüm içerir. Kokusunun kalıcılığı 3-5 saat arasında değişir. Günlük kullanım için idealdir.
4) Eau de cologne: İçindeki konsantre parfüm oranı yüzde 1’in altındadır. Kokusu kalıcı değildir, gün içinde tazelenmek için kullanılabilir.
Fiyatlar markadan markaya değişmekle beraber en pahalı olan tabii ki perfume dir. Ayrıca kullandığınız kokunun etkisi ile ilgili 2 şey söylemek istiyorum.
1. Burun sürekli olarak gelen bir kokuyu belli bir süre sonra beyne iletmeyi keser, yani ona alışır. Atıyorum kanalizasyona da girseniz belli bir süre sonra o b.k kokusunu almamaya başlarsınız, bu b.kların bitmesinden değil, sizin burnunuzun alışmasındandır. O yüzden kullandığınız parfümün kalıcılığını siz değil bir arkadaşınız kontrol etmelidir
2. Her parfüm kişinin cilt yapısı ve ph ı nedeniyle farklı kokarlar ve farklı seviyelerde dayanırlar. Yani en yakın arkaşınızda 2 gün kalan koku sizde 1 saat içinde geçebilir, bu, arkadaşınızın yalancı olduğunu değil cilt yapılarınızın farklı olduğunu gösterir :) Bu yüzden maalesef uzun dayanan bir parfüm için kendi denemelerinizi yapmak zorundasınız :(
0
can see
:) yazdığım zaman smile çıkıyor bu tamam:m (örneğin 'm' yani) yaptığımda başka bir smile çıkıyor ki bu orijinalde yoktu. birinde gördüm sağ tıklayıp ekle dedim bana da geldi.soru: "Bu kişiyle tüm konuşma geçmişinizi görüntüle" dediğimde bunlar smile olarak değil :m olarak çıkıyor. smile olarak görün
:) yazdığım zaman smile çıkıyor bu tamam
:m (örneğin 'm' yani) yaptığımda başka bir smile çıkıyor ki bu orijinalde yoktu. birinde gördüm sağ tıklayıp ekle dedim bana da geldi.
soru: "Bu kişiyle tüm konuşma geçmişinizi görüntüle" dediğimde bunlar smile olarak değil :m olarak çıkıyor. smile olarak görünsünler. olur mu?
:m (örneğin 'm' yani) yaptığımda başka bir smile çıkıyor ki bu orijinalde yoktu. birinde gördüm sağ tıklayıp ekle dedim bana da geldi.
soru: "Bu kişiyle tüm konuşma geçmişinizi görüntüle" dediğimde bunlar smile olarak değil :m olarak çıkıyor. smile olarak görünsünler. olur mu?
0
zannedersem konuşma geçmişi'ni kaydetme sistemi bakımından sonradan sizin tercihinizle eklenen bu tarz smiley'ler "by design" gözükmezler.
sebep şudur k, sizin konuşma geçmişinizi bir yerlerde user settings altında xml olarak tutuluyor, ama sizin arkadaştan görüp de sonradan eklediğiniz o smiley'ler başka bir yerde saklanıyor, üstelik bu sonradan eklenen smiley'ler için de default bir tuş kombinasyonu yok, mesela kız arkadaşım zılayan bir tavşan animasyonuna :zipzip demiş ben bunu $tavşanzipla diye kaydettim ve bunları barındıran bireysel tanimlama dosyası da siz konuşma geçmişinizi açınca işleme konmuyor.
şu sebepten, mesela arkadaşınız size hehe yazmış olsun. ama siz, sonradn eklediğiniz bir smiley'i he yazısına atamış (define etmiş) olun. bu durumda arkadaşınız yazı yazmayı amaçlamış olmasına rağmen siz onu smiley göreceksiniz.
işte microsoft bu tarz kafa karışıklığını önlemek için, user defined (kullanıcı tanımlı) smiley'lerin yazışma geçmişine bakarken görünmesini tasarımsal olarak engellemiştir.
bu kadar yazdıktan sonra da.... bu engeli kaldırmanın bir yolunu bilmediğimi de eklemek isterim.
sebep şudur k, sizin konuşma geçmişinizi bir yerlerde user settings altında xml olarak tutuluyor, ama sizin arkadaştan görüp de sonradan eklediğiniz o smiley'ler başka bir yerde saklanıyor, üstelik bu sonradan eklenen smiley'ler için de default bir tuş kombinasyonu yok, mesela kız arkadaşım zılayan bir tavşan animasyonuna :zipzip demiş ben bunu $tavşanzipla diye kaydettim ve bunları barındıran bireysel tanimlama dosyası da siz konuşma geçmişinizi açınca işleme konmuyor.
şu sebepten, mesela arkadaşınız size hehe yazmış olsun. ama siz, sonradn eklediğiniz bir smiley'i he yazısına atamış (define etmiş) olun. bu durumda arkadaşınız yazı yazmayı amaçlamış olmasına rağmen siz onu smiley göreceksiniz.
işte microsoft bu tarz kafa karışıklığını önlemek için, user defined (kullanıcı tanımlı) smiley'lerin yazışma geçmişine bakarken görünmesini tasarımsal olarak engellemiştir.
bu kadar yazdıktan sonra da.... bu engeli kaldırmanın bir yolunu bilmediğimi de eklemek isterim.
0
atmacaged
selam 150-200 ytl araliginda kamerali ve radyolu bir telefon ariyorum. su ana dek lgkp200 ve lgkg200, samsung m300 ve samsung e250 modellerine denk geldim. bu telefonlardan birisini yarin alacagim sanirim. bu telefon kullanicilarindan tavsiye istiyorum mümkünse. hangisi alinir bunlarin hangisi alinm
selam
150-200 ytl araliginda kamerali ve radyolu bir telefon ariyorum. su ana dek lgkp200 ve lgkg200, samsung m300 ve samsung e250 modellerine denk geldim. bu telefonlardan birisini yarin alacagim sanirim. bu telefon kullanicilarindan tavsiye istiyorum mümkünse. hangisi alinir bunlarin hangisi alinmaz sizce.
150-200 ytl araliginda kamerali ve radyolu bir telefon ariyorum. su ana dek lgkp200 ve lgkg200, samsung m300 ve samsung e250 modellerine denk geldim. bu telefonlardan birisini yarin alacagim sanirim. bu telefon kullanicilarindan tavsiye istiyorum mümkünse. hangisi alinir bunlarin hangisi alinmaz sizce.
0
m600 ve e250 modellerini karşılaştır. biri(e250) daha büyük olmalı.
bu fiyatlara alınabilecek güzel telefonlar sanırım. m600'ün ayrıntılarını iyi oku çünkü bir çok teknoloji zımbırtısı yok (-ki bu kimileri için tercih sebebi)
görünüm ve boyut açısından m600'e hayran kaldım. kasası kendinden 2 kat (ve belki üstü) pahalı bazı modellerle aynı kasa.
ve fakat samsung pillerinin piyasadaki cep pilleri arasında en kısa süreli kullanım sağlayan olduğuna dair laflar duydum. beni durdurmaz bu gerçi. 2 tam gün dayansın yeter bana.
m600 alırsan siyah olsun.
www.enekonomik.com
bu fiyatlara alınabilecek güzel telefonlar sanırım. m600'ün ayrıntılarını iyi oku çünkü bir çok teknoloji zımbırtısı yok (-ki bu kimileri için tercih sebebi)
görünüm ve boyut açısından m600'e hayran kaldım. kasası kendinden 2 kat (ve belki üstü) pahalı bazı modellerle aynı kasa.
ve fakat samsung pillerinin piyasadaki cep pilleri arasında en kısa süreli kullanım sağlayan olduğuna dair laflar duydum. beni durdurmaz bu gerçi. 2 tam gün dayansın yeter bana.
m600 alırsan siyah olsun.
www.enekonomik.com
0
lg kg200 kullanıyorum, gayette memnunum... kızılötesi-bulutut yok, onun yerine 512 microsd var, usb ara kablosu var, ordan dosya alışverişi var, usb'den şarj oluyor. otobüste falan telefon özelliğini kapatip mp3 player oluyor, sürekli 6 saat dinlememe rağmen şarjı bitmiyor.
0
www.hepsiburada.com adresinden TOSHIBA TS608 incelemeni öneririrm. radyo ve 1,3 kamera var. fiyat da istediğin aralıkta..
0
m600 ile motorola e2 tip olarak karşılaştırıldığında m600 çok önde görünüyor ama. (görünüm olarak)
0
gittim baktim elledim sordum sorusturdum en sonunda kg20 almaya karar verdim. kp200 hicbiryerde bulunmuyor özellikleri düsük ama fiyat farki az. m600 iyi ama veri aktarimi mümkün degil. yani cektiginiz fotograf makinede kaliyor. e2 ise fiyat olarak digerlerinden fazla olsa da artısı yok, ayrıca benim dolma parmaklar icin cok ufak kaliyor, ayni anda 3 tusa birden basmak mümkün. kg200 ün kutusunun icinden 512 mb hafiza karti hediye cikiyor ve vatan da finanskart ile 185 e alinabiliyor. ilgilenerek yanit veren arkadslara tesekkür ederim.
0
e-250 demiştim iyiki almamışsın.
e250 10 yıl önceki telefonlarda olan bir çok "en basit - en temel" özelliklere sahip değil.
-1. telefon çalar ve duyarsın. (di mi?) hayır bunda değil!
ses seviyesi çok düşük. telefon biraz uzaktaysa ve bir işle meşgulseniz duymayacaksınız.
(bu ekşiden öğrenilebileeck bir yöntemle çözülüyormuş. bilemem ama orijinal ses berbat.)
-2. biri aradığında ekranda cevapsız arama yazısı durur değilmi? hayır bunda değil!
her defasında gidip telefonu açman(ekranı kapatıyor 5 - 6 saniyede otomatik olarak) gerekecek. her defasında ulan biri aradı mı acaba diye cebelleşeceksin. telefonu boynuna asarak gezeceksin. şöyle masanın üzerinde dursun geçerken göz ucuyla bakıp göreyim olayı yok!
10 yaşında telefonların ekranında bile cevapsız yazısı sürekli durur.
-3.bu çağda 3 gün pil süresi??? yuh!
-4.tam elinin altında ve kazara basmamanın imkansız olduğu tuş seni bir anda internete bağlar. kapatamazsın. kapatma yerinden ayarlarsın ama o ayar "o" tuş için geçerli değildir.
telefonu arkadaşın ister bir bakayım diye .. zort ilk basılan tuşla internettesin..
-5.bulunulan lokasyonu gösteren bilgi yok. (ekranda yazar ya ulus falan diye)
e250 10 yıl önceki telefonlarda olan bir çok "en basit - en temel" özelliklere sahip değil.
-1. telefon çalar ve duyarsın. (di mi?) hayır bunda değil!
ses seviyesi çok düşük. telefon biraz uzaktaysa ve bir işle meşgulseniz duymayacaksınız.
(bu ekşiden öğrenilebileeck bir yöntemle çözülüyormuş. bilemem ama orijinal ses berbat.)
-2. biri aradığında ekranda cevapsız arama yazısı durur değilmi? hayır bunda değil!
her defasında gidip telefonu açman(ekranı kapatıyor 5 - 6 saniyede otomatik olarak) gerekecek. her defasında ulan biri aradı mı acaba diye cebelleşeceksin. telefonu boynuna asarak gezeceksin. şöyle masanın üzerinde dursun geçerken göz ucuyla bakıp göreyim olayı yok!
10 yaşında telefonların ekranında bile cevapsız yazısı sürekli durur.
-3.bu çağda 3 gün pil süresi??? yuh!
-4.tam elinin altında ve kazara basmamanın imkansız olduğu tuş seni bir anda internete bağlar. kapatamazsın. kapatma yerinden ayarlarsın ama o ayar "o" tuş için geçerli değildir.
telefonu arkadaşın ister bir bakayım diye .. zort ilk basılan tuşla internettesin..
-5.bulunulan lokasyonu gösteren bilgi yok. (ekranda yazar ya ulus falan diye)
0
can see
doğalgaz kombisine bağlı eski tip demir kalorifer petekleri bunlar. şimdi üst taraflar sıcak, alt taraflara indikçe soğuk bu petekler.havasını almak için üst sağ/sol taraftaki tahliye vidası gibi naneyi açıyorum biraz hemen su geliyor.yani hava yok mu?hava varsa niye alt taraflar soğuk?---not: ekşi'
doğalgaz kombisine bağlı eski tip demir kalorifer petekleri bunlar.
şimdi üst taraflar sıcak, alt taraflara indikçe soğuk bu petekler.
havasını almak için üst sağ/sol taraftaki tahliye vidası gibi naneyi açıyorum biraz hemen su geliyor.
yani hava yok mu?
hava varsa niye alt taraflar soğuk?
---
not: ekşi'de ilgili başlıkları okudum. yok.
şimdi üst taraflar sıcak, alt taraflara indikçe soğuk bu petekler.
havasını almak için üst sağ/sol taraftaki tahliye vidası gibi naneyi açıyorum biraz hemen su geliyor.
yani hava yok mu?
hava varsa niye alt taraflar soğuk?
---
not: ekşi'de ilgili başlıkları okudum. yok.
0
şimdi oradaki tahliye vanasına bir ortası delik bişeyle bastırılıyor, hava atıyor kendini dışarıya, çok fazla bastırırsan su da gelir. ben bi kova alırdım koyardım altına ondan sonra yarı su yarı hava karışımı çıkartırdım havasını. o dediğim aleti de nasıl bulursun bilemiyorum belki bilen vardır sözlükten başka arkadaşlar.
0
ya hava çıkmıyor ki? direk su geliyor hatta fışkırıyor. köpüklü de değil. direk su!
ama hala kaloriferlerin alt tarafları daha soğuk.
ama hala kaloriferlerin alt tarafları daha soğuk.
0
kendi kendimize yapabilceğimiz bir şey değilmiş.
hatta oradakileri uygulamaya kalksak türkiye'de yapan olduğunu sanmıyorum.
teşekkürler.
hatta oradakileri uygulamaya kalksak türkiye'de yapan olduğunu sanmıyorum.
teşekkürler.
0
valla tesisatçı önümde yaptı bi numarası yok. alta 1-2 tane eliyle vuruyor(hava üste çıksın diye ) sonra üstteki deliği açıp 1 bardak su dolduruyor zaten çok acayip bi hava beklemeyin en fazla 1 bardaklık hava var. sorun başka bir şey olsa gerek hava olsa üst kısım soğuk olur.
0
petekler çok eskiyse içleri kireç tutmuş ve dolayısıyla oralardan su geçemiyor olabilir.
0
sorun peteğin içindeki hava olsaydı üst tarafın soğuk alt tarafın sıcak olması gerekirdi. veya (eğer sıcaksuyun üstten girip alttan çıktığı petek tiplerinde) giriş çıkış tarafının sıcak diğer tarafın soğuk olması gerekirdi.
Sizin durumunuzda sanki peteklerin alt tarafları kireç, pas gibi birşeylerle tıkanmış gibi. elinden ustalık gelmiyorsa, aletin edevatın da yoksa pek tamir edilecek şey değildir. tesisatçıya bırakmak daha iyi. Bütçen elveriyorsa o döküm radyatörleri tümden söktürüp daha verimli birşeyler taktır en iyisi.
not: yeni tip radyatörlerde hava almak için kullanılan aletin adı "purger anahtarı". "pörç anahtarı" diyen de var "proje anahtarı" diyende. nalburlarda, bauhausta filan bulunur.
not2: eğer ben yanılıyorsam ve sorun havadan kaynaklanıyorsa sadece radyatörün havasını almak yetmez. eğer en üst kattaysanız çatıdaki imbisat deposunun, diğer katlardaysanız katlardaki kollektörlerin de kontrol edilmesi gerekebilir. ki bu sizin yapabileceğiniz iş değildir.
not 3: bir de radyarör giriş vanası takılmış olabilir(yeni tip üzeri 1-5 arası dereceli olanlar). vananın kafa kısmı sökülüp ortaya çıkan pim bir penseyle ileri geri hareket ettirilerek sorunu çözebilirsiniz. pim ileri geri hareket etmiyorsa vanayı değitirmek gerek
Sizin durumunuzda sanki peteklerin alt tarafları kireç, pas gibi birşeylerle tıkanmış gibi. elinden ustalık gelmiyorsa, aletin edevatın da yoksa pek tamir edilecek şey değildir. tesisatçıya bırakmak daha iyi. Bütçen elveriyorsa o döküm radyatörleri tümden söktürüp daha verimli birşeyler taktır en iyisi.
not: yeni tip radyatörlerde hava almak için kullanılan aletin adı "purger anahtarı". "pörç anahtarı" diyen de var "proje anahtarı" diyende. nalburlarda, bauhausta filan bulunur.
not2: eğer ben yanılıyorsam ve sorun havadan kaynaklanıyorsa sadece radyatörün havasını almak yetmez. eğer en üst kattaysanız çatıdaki imbisat deposunun, diğer katlardaysanız katlardaki kollektörlerin de kontrol edilmesi gerekebilir. ki bu sizin yapabileceğiniz iş değildir.
not 3: bir de radyarör giriş vanası takılmış olabilir(yeni tip üzeri 1-5 arası dereceli olanlar). vananın kafa kısmı sökülüp ortaya çıkan pim bir penseyle ileri geri hareket ettirilerek sorunu çözebilirsiniz. pim ileri geri hareket etmiyorsa vanayı değitirmek gerek
0
can see
kayıtlı okur info, ekşi iletişime yönlendiriyor.iletişim nanesi çalışmıyor. ya da bilmiyorum.nedir en çalışan yöntem?7/24 bulunduğum yerler:-----------------------1.ekşi duyuru2.ekşi sözlük3.kayitli okur infoben ulaşamıyorsam kimse ulaşamaz diyorum.
kayıtlı okur info, ekşi iletişime yönlendiriyor.
iletişim nanesi çalışmıyor. ya da bilmiyorum.
nedir en çalışan yöntem?
7/24 bulunduğum yerler:
-----------------------
1.ekşi duyuru
2.ekşi sözlük
3.kayitli okur info
ben ulaşamıyorsam kimse ulaşamaz diyorum.
iletişim nanesi çalışmıyor. ya da bilmiyorum.
nedir en çalışan yöntem?
7/24 bulunduğum yerler:
-----------------------
1.ekşi duyuru
2.ekşi sözlük
3.kayitli okur info
ben ulaşamıyorsam kimse ulaşamaz diyorum.
0
en manali yontem yine buraya yazman sanirim, yazarlar olarak yeterince duygu somurusu iceren istekleri moderatorlere iletiyoruz. (benim iletmisligim var, ciddiyim) Ama "X nickli caylak ne zaman yazar olur diye soruyor abi/abla, ne dersin?" kimseye sorulabilecek bir soru tipi degil, bilginiz olsun.
0
buna katilmiyorum, sadece ssg'den bir kez cevap alamadim ben, yazdigim bir entry ile ilgili, bunun disinda hangi moderator'e ne sorduysam cevaplandi. Dedigim gibi, cevapla(ya)mayacaklari bir soru sormadikca, cevapliyorlar..
0
Abi moderatörler buraya da bakıyorlar ve cevap veriyorlar arada sırada. Kimi raikkonen ve Gerrain cevap veriyor yukarıda, danışma bürosu başlığında. Oraya yaz istersen sorunu.
0
ent2tel
sourberry'de "star wars'un otuzunucu yılı özel" yayını yapacağımdan mütevellit, muhtelif audio materyal arayı$ındayım. müzik adına her $ey mevcut sanırım, me$hur veya az bilinen replikleri yollayan olursa sevinirim.may the force be with you.
sourberry'de "star wars'un otuzunucu yılı özel" yayını yapacağımdan mütevellit, muhtelif audio materyal arayı$ındayım. müzik adına her $ey mevcut sanırım, me$hur veya az bilinen replikleri yollayan olursa sevinirim.
may the force be with you.
may the force be with you.
0
"i find your lack of faith disturbing."
www.starwars.stopklatka.pl
ps: ayrica $urasi da yalanasi bir yermi$ bu tur ihtiyaclar icin; www.starwars.stopklatka.pl
www.starwars.stopklatka.pl
ps: ayrica $urasi da yalanasi bir yermi$ bu tur ihtiyaclar icin; www.starwars.stopklatka.pl
0
sirrikadem
Internet'ten ayakkabı alacağım da, ayak numaramı bilmiyorum.cm karşılığı var mıdır acaba ölçünün? Kendi kendime nasıl öğrenirim? Bir de yurtdışı (amerika) ayak ölçüsü farklı galiba...
Internet'ten ayakkabı alacağım da, ayak numaramı bilmiyorum.
cm karşılığı var mıdır acaba ölçünün? Kendi kendime nasıl öğrenirim? Bir de yurtdışı (amerika) ayak ölçüsü farklı galiba...
cm karşılığı var mıdır acaba ölçünün? Kendi kendime nasıl öğrenirim? Bir de yurtdışı (amerika) ayak ölçüsü farklı galiba...
0
yesil kundura gibi büyük ayakkabı mağazalarında vs. böyle ayağını üzerine koyup, boy ölçer gibi ölçtüğün ve sana numarasını söyleyen yassı aletler oluyordu yanlış hatırlamıyorsam.. hatta belki onları adidas gibi spor mağazalarında bile bulabilirsin büyülçe olanlarda..
0
yalniz soyle bir seyler var bilginiz olsun;
1) numaralara guvenmeyin kaliplardan muthis fark edebiliyor
2) 1 den oturu misal ben de soyle bir sey var, botlar 43, spor ayakkabilar 43,5, normal ayakkabilar 41. gerisi size kalmis.
3) sayet ayni ayakkabidan herhangi baska bir yerde varsa o zaman gidip orada deneyin sonra siparisinizi verin. yok boyle bir sans diyorsaniz buyuk olsun bolca giyersiniz.
1) numaralara guvenmeyin kaliplardan muthis fark edebiliyor
2) 1 den oturu misal ben de soyle bir sey var, botlar 43, spor ayakkabilar 43,5, normal ayakkabilar 41. gerisi size kalmis.
3) sayet ayni ayakkabidan herhangi baska bir yerde varsa o zaman gidip orada deneyin sonra siparisinizi verin. yok boyle bir sans diyorsaniz buyuk olsun bolca giyersiniz.
0
jkulakwalker
dinlerken yormayacak, tercihen piano ve keman sonatları arıyorum.Yani çok güzel eserler var ancak çoğu dinlemek için dikkat ve ilgi gerektiyor,adamı yoruyor. benim aradığım daha ziyade sakin, yormayan parçalarörnek vermek gerekirsemozartın 15 nolu piano sonatıschubert keman ve piano için 3 nolu sona
dinlerken yormayacak, tercihen piano ve keman sonatları arıyorum.
Yani çok güzel eserler var ancak çoğu dinlemek için dikkat ve ilgi gerektiyor,adamı yoruyor. benim
aradığım daha ziyade sakin, yormayan parçalar
örnek vermek gerekirse
mozartın 15 nolu piano sonatı
schubert keman ve piano için 3 nolu sonatinası
paganini nin keman ve gitar için yazdığı duetler
dvorak humoresque
çavkovski dance of the reed
gibi şeyler arıyorum.
aramadıklarıma örnek vermek gerekirse
24 kapris gibi yoğun ve ağır eserler
senfoni veya konçertolar (istisnalar olabilir)
çok inişli çıkışlı eserler (mesela mozart marriage of figaro)
bach ın keman sonatları
şimdiden teşekkür ederim.
Yani çok güzel eserler var ancak çoğu dinlemek için dikkat ve ilgi gerektiyor,adamı yoruyor. benim
aradığım daha ziyade sakin, yormayan parçalar
örnek vermek gerekirse
mozartın 15 nolu piano sonatı
schubert keman ve piano için 3 nolu sonatinası
paganini nin keman ve gitar için yazdığı duetler
dvorak humoresque
çavkovski dance of the reed
gibi şeyler arıyorum.
aramadıklarıma örnek vermek gerekirse
24 kapris gibi yoğun ve ağır eserler
senfoni veya konçertolar (istisnalar olabilir)
çok inişli çıkışlı eserler (mesela mozart marriage of figaro)
bach ın keman sonatları
şimdiden teşekkür ederim.
0
sonat formatinda olmasa da,
astor piazzola'nin eserlerini dinleyiniz derim.
gidon kremer in "hommage a piazzolla" albumunu dinleyiniz mesela..
piazzola'nin oblivion adli eserini muthis yorumlamis. dinle dinle agla
astor piazzola'nin eserlerini dinleyiniz derim.
gidon kremer in "hommage a piazzolla" albumunu dinleyiniz mesela..
piazzola'nin oblivion adli eserini muthis yorumlamis. dinle dinle agla
0
pispinti
Selamlar. CD rom birden pörtledi, takıyorum CDyi hiç bir tepki vermiyor. çöpe mi atıcam şimdi bunu? 2 yıllık falan, Asus marka, pek fazla kullanılmadı şimdiye kadar.Bir de elim değmişken şunu ekliyim, harici bir DVD yazıcı var bende, CD de yazabilir mi o?
Selamlar. CD rom birden pörtledi, takıyorum CDyi hiç bir tepki vermiyor. çöpe mi atıcam şimdi bunu? 2 yıllık falan, Asus marka, pek fazla kullanılmadı şimdiye kadar.
Bir de elim değmişken şunu ekliyim, harici bir DVD yazıcı var bende, CD de yazabilir mi o?
Bir de elim değmişken şunu ekliyim, harici bir DVD yazıcı var bende, CD de yazabilir mi o?
0
1)bozulan cd rom'larda ana sorunlardan biri okuyucu gözün toz sebebiyle kirlenmesidir.
bunun tedavisi mümkün. ancak gözden çıkarmadığınız bir üründe kullanamyın.
1.a)cd rom player sökülür, içi açılır, okuyucu göz kolonyalı pamukla güzelce temizlenir, hiç bir toz, tüy, kıl kalmamalıdır. sökülen vidalar takılır kasaya mondte edilir yine.
eksiler:
1.a.a.)elektronikten anlamıyorsanız o kutucuğu bir daha kapatamayabilirsiniz.
1.a.b.)bir pc tamircisi bu aletlerin radyasyon yaydığını ve keinlikle açmamam gerektiğini söylemişti.
özet ne yaptığını tam olarak bilmiyorsan bu işi yapma. ya da kendi riskini üstlen :)
2)dvd yazıcı cd yazabilir.
bunun tedavisi mümkün. ancak gözden çıkarmadığınız bir üründe kullanamyın.
1.a)cd rom player sökülür, içi açılır, okuyucu göz kolonyalı pamukla güzelce temizlenir, hiç bir toz, tüy, kıl kalmamalıdır. sökülen vidalar takılır kasaya mondte edilir yine.
eksiler:
1.a.a.)elektronikten anlamıyorsanız o kutucuğu bir daha kapatamayabilirsiniz.
1.a.b.)bir pc tamircisi bu aletlerin radyasyon yaydığını ve keinlikle açmamam gerektiğini söylemişti.
özet ne yaptığını tam olarak bilmiyorsan bu işi yapma. ya da kendi riskini üstlen :)
2)dvd yazıcı cd yazabilir.
0
firmware guncellemesi deneyebilirsin cali$mayan icin.
harici dvd-rw surucun cd de yazar. (nero icin konu$uyorum) disk olu$turmadan once yazma turunu secmen yeterli (cd/dvd)
harici dvd-rw surucun cd de yazar. (nero icin konu$uyorum) disk olu$turmadan once yazma turunu secmen yeterli (cd/dvd)
0
firmware denedim çare olmadı.. sökiyim bari bunu ben boşuna durmasın bilgisayarda di mi?
0
atomant
mesela weird al yankovic michael jackson'ın, madonna'nın falan sarkilarinin hemen hemen aynilarini degisik sozlerle, birazcik degisik bir muzikle kaydedip satabiliyo, keza nanowar adli guzide grup manowar'ın, iron maiden'in, metallica'nin sarkilarini alip hemen hemen aynisini kaydedip bedavaya veriy
mesela weird al yankovic michael jackson'ın, madonna'nın falan sarkilarinin hemen hemen aynilarini degisik sozlerle, birazcik degisik bir muzikle kaydedip satabiliyo, keza nanowar adli guzide grup manowar'ın, iron maiden'in, metallica'nin sarkilarini alip hemen hemen aynisini kaydedip bedavaya veriyor. bunlar herhangi bir ucret oduyorlar mi (en azindan nanowar'in odedigini pek sanmiyorum)? odemek zorunda birakilabilir mi? nedir? nasildir? var midir bu derdime bir derman?
0
1.olasılık ödüyorlar.
2.olasılık bu türkücüler aynı networke (burada akla envai çeşit ilişki türü gelebilir) üyeler ve ürün çeşitlendirmesi yapan yapımcılar masrafları üstleniyor. (olası kardan zarar ediyor). diğer yandan aslını yaşatan taklitle elindeki asıl ürünün fiyatını arttırıyor, reklamını yapıyor.
2.olasılık bu türkücüler aynı networke (burada akla envai çeşit ilişki türü gelebilir) üyeler ve ürün çeşitlendirmesi yapan yapımcılar masrafları üstleniyor. (olası kardan zarar ediyor). diğer yandan aslını yaşatan taklitle elindeki asıl ürünün fiyatını arttırıyor, reklamını yapıyor.
0
cenk erdem'in kulaklara kaçar oldum albümünü örnek olarak vermek isterim :) gerçi midi üstüne söylemişler ama.
0
parasını ödüyorsanız, ya da eser sahibi ile anlaşma yaptıysanız, ya da eser sahibi (veya varisi) sizi dava etmeyecekse/edemeyecekse yasal.
0
peki bu nanowar manyaklari manowar'dan nasil izin alabildiler acaba? yani ben eric adams'in yerinde olsam bi araba sopa cekerdim bu adamlara, birakin izin vermeyi.(nanowar'i severim yanlis anlasilmasin :))
0
amazon.com'da arattım nanowar'ı bir tane bile cd'lerine ulaşamadım. taklitler aslını yaşatır gibisinden bir laf vardır ya hani o geçerli herhalde burada. nanowar bu işten doğrudan para kazanmıyor ise bir şekilde kopyaladığı grupların reklamını yapıyor ve onların albümleri satılıyor olduğundan onlara kar sağlıyor. youtube'da sevdiği sanatçının parçasını cover eden bir hayran'ın biraz daha gelişmiş bir versiyonu olarak düşünebilirsiniz bunu. para için yapmıyorlarsa istedikleri gibi kullanabilirler aynen bizim şirkette bir şarkıyı mırıldanmak için telif ödemediğimiz gibi.
0
boshi
Yapı marketlere ya da hipermarketlere falan mı bakayım, nereye bakayım?
Yapı marketlere ya da hipermarketlere falan mı bakayım, nereye bakayım?
0
yapı marketlerde kesin bulabilirsiniz bence. hem fenerli baret, hem de baretsiz fener vardır oralarda.
0
www.tekzen.com.tr
internet mağazasında stokta yok görünüyor ama marketlerinde birkaç model daha görmüştüm.
internet mağazasında stokta yok görünüyor ama marketlerinde birkaç model daha görmüştüm.
0
dağcılık malzemeleri satan mekanlardan edinebilirsiniz. bir iki web sitesi yazabilirim, seçeneğiniz bol olur (istanbul için).
www.offshop.net (adventure republic)
www.gezginoutdoor.com (dikey limit)
www.atlaskamp.com (atlas outdoor)
www.adrenalin.com.tr (adrenalin)
www.shimaldoga.com (shimal)
www.offshop.net (adventure republic)
www.gezginoutdoor.com (dikey limit)
www.atlaskamp.com (atlas outdoor)
www.adrenalin.com.tr (adrenalin)
www.shimaldoga.com (shimal)
0
tophane'de nargilecilerin yanında sahile doğru 2-3 dükkan var kamp malzemeleri satan, ayarlı 4ledli bi tane almıştım galiba 12 dolardı arkadas tavsiye ettiydi fiyatları iyi diye, bana da pahalı gelmedi.eğer yolunuzun üstüyse bakabilirsiniz.
0
justhink
Ekşi duyuruyu neden bölümlere ayrılmış donanimhaber.com gibi forum formatına getirmiyoruz? Hem böylece daha rahat konu araması yapılırken buraya da daha çok katılım sağlardık bizlerden. Yöneticilere sesleniyorum burası en seviyeli ve en eğlenceli forumlardan biri olabilir; şu haliyle herkes sadece i
Ekşi duyuruyu neden bölümlere ayrılmış donanimhaber.com gibi forum formatına getirmiyoruz? Hem böylece daha rahat konu araması yapılırken buraya da daha çok katılım sağlardık bizlerden. Yöneticilere sesleniyorum burası en seviyeli ve en eğlenceli forumlardan biri olabilir; şu haliyle herkes sadece ilk sayfaya bakıp çıkıyor.
0
sözlük formatı ile forum arasında çok ince bir çizgi de ekşiduyuru. Bir sürü forum varken, bir dünya sözlük varken özgün olabilmesi de ayrı bir başarı.
Sorulan soruların kalitesi eksiduyuru'yu üzerinde bulunduğu ince çizgiden saptırdığı vakit çekilmez bir şey olabilir, asıl endişe duyulması gereken bu olmalı.
gün geçtikçe kaybettiğimiz yardımlaşma özelliğimizi yeniden hatırlamak çok mutluluk verici, bunu bir forumda rep almak adına saçma geyiklerle çevirmek yerine aşırı insan sirkulasyonu neticesinde cevapsız sorun ya da soru bırakmamak adına yapmak gayet hoş.
ayrıca bence ek$i yazarının damarlarında sıkışık duran forum ihtiyacını o ince çizgi de ciddi tavır takınarak karşılıyor ekşi duyuru, geyikten, gereksizlikten uzak.
not: şimdi biraz forum oldu :)
Sorulan soruların kalitesi eksiduyuru'yu üzerinde bulunduğu ince çizgiden saptırdığı vakit çekilmez bir şey olabilir, asıl endişe duyulması gereken bu olmalı.
gün geçtikçe kaybettiğimiz yardımlaşma özelliğimizi yeniden hatırlamak çok mutluluk verici, bunu bir forumda rep almak adına saçma geyiklerle çevirmek yerine aşırı insan sirkulasyonu neticesinde cevapsız sorun ya da soru bırakmamak adına yapmak gayet hoş.
ayrıca bence ek$i yazarının damarlarında sıkışık duran forum ihtiyacını o ince çizgi de ciddi tavır takınarak karşılıyor ekşi duyuru, geyikten, gereksizlikten uzak.
not: şimdi biraz forum oldu :)
0
şu konsepte forum arayüzü işkenceden başka bir şey olmaz. giresim gelmez, burada her şey pratik, arama fonksiyonu da var.
0
Aslında forum demeyelim de daha fazla yardımcı seçenek ve buton koyulacaktı.. Noldu son durum?
0
tan vakti
tamamen sessiz pc yapmak mümkün müdür? yani power source ve işemci fanı olmayan bir sistem var mıdır? toplanabilir mi? marka modeli ne olur? hard disk mecburen dönecek onu artık saymıyorum. odamda devamlı çalışan traktörden bıktım da..
tamamen sessiz pc yapmak mümkün müdür? yani power source ve işemci fanı olmayan bir sistem var mıdır? toplanabilir mi? marka modeli ne olur? hard disk mecburen dönecek onu artık saymıyorum. odamda devamlı çalışan traktörden bıktım da..
0
olmaz oyle bir sistem. psu olmadan nerden alicak elektrigi ? :)
benim de sistemim traktor gibiydi (eksoz degil).
gecen ay "high power 500w psu" ve "zalman cnps 9500" aldim. sanki cali$miyor kasa. o kadar sessiz ki. odamin bu kadar huzurlu olacagini du$unmemi$tim ben hic.
biraz paraya kiy, boyle parcalar al derim. benim de once kacmi$ti bir yerlerime ama verdigim her kuru$a degdi.
edit: ba$likta verdigim bazi degerler var mesela fan ile alakali. onun di$inda ses ile ilgili bir $eyler ekleyeyim. en du$uk hizda cali$tiginda (ki bu bile yeterli olabiliyor) ses hic yok. en yuksek hizda cali$tigindaki ses ise dvd-rw'nin bir disk okurken cikardigi ses gibi bir $ey. ama eski gurultulu sistemim yaninda hicbir $ey. ona bile raziydim misal ben :)
edit 2: aldigim parcalari da gostereyim, bir bak.
psu: www.hepsiburada.com
cpu sogutucu: www.hepsiburada.com
benim de sistemim traktor gibiydi (eksoz degil).
gecen ay "high power 500w psu" ve "zalman cnps 9500" aldim. sanki cali$miyor kasa. o kadar sessiz ki. odamin bu kadar huzurlu olacagini du$unmemi$tim ben hic.
biraz paraya kiy, boyle parcalar al derim. benim de once kacmi$ti bir yerlerime ama verdigim her kuru$a degdi.
edit: ba$likta verdigim bazi degerler var mesela fan ile alakali. onun di$inda ses ile ilgili bir $eyler ekleyeyim. en du$uk hizda cali$tiginda (ki bu bile yeterli olabiliyor) ses hic yok. en yuksek hizda cali$tigindaki ses ise dvd-rw'nin bir disk okurken cikardigi ses gibi bir $ey. ama eski gurultulu sistemim yaninda hicbir $ey. ona bile raziydim misal ben :)
edit 2: aldigim parcalari da gostereyim, bir bak.
psu: www.hepsiburada.com
cpu sogutucu: www.hepsiburada.com
0
işlemci fanı olmayan sistem mi? şahsen ilk defa duyuyorum. ha belki kutuplarda oluyodur (ciddiyim)
çok sesten şikayetçiysen sıvı soğutma deneyebilirsin.
çok sesten şikayetçiysen sıvı soğutma deneyebilirsin.
0
tamamen sessiz pc ler var. marka vermeyim ama kulağımı dayayınca bile duymuyorum.
hem laptop hem masaüstü. (aynı marka)
not: bunların ikisi de fanlı sistemler. su soğutma, fansız başka bir şey falan değil.
hem laptop hem masaüstü. (aynı marka)
not: bunların ikisi de fanlı sistemler. su soğutma, fansız başka bir şey falan değil.
0
ben marka ve model vereyim
www.hepsiburada.com
ZEROTHERM BTF95 AMD\INTEL FANSIZ İŞLEMCİ SOĞUTUCUSU
PSU nun caresi nedir bilmiorum.
www.hepsiburada.com
ZEROTHERM BTF95 AMD\INTEL FANSIZ İŞLEMCİ SOĞUTUCUSU
PSU nun caresi nedir bilmiorum.
0
fansiz sogutucu icin kasanin on ve arkasinda fan olmasi gerekiyor ki hava sirkulasyonu olsun. ki bunu hepsiburada da yazmi$.
mantikli degil bence.
mantikli degil bence.
0
tamamen sessiz pc elbette mümkündür. eğer amaçlanan 0 desibel ses şiddeti ise epeyi pahalıya mal olur,piyasada onlarcası bulunan fansız bir cpu ve ekrankartı soğutucusu satın alır, nispeten zor bulunan fansız bir psu satın alınır, bir adet ssd satın alır(en pahalı kalem bu galiba), birde optik sürücü kullanmazsanız ve bütün bunları sol kapağı açık, fanları sökülmüş ferah bir kasaya monte ederseniz hiç ses üretmeyen bir pc sahibi olursunuz.
daha makul bir seçenek olarak; fansız cpu/gpu soğutucusu alınır, oldukça sessiz çalışan kasa ve psu fanlarından alınır, ses yalıtımı olan bir hdd kutusu satın alınır, optik sürücü sesine de katlanırsanız fazla pahalı olmayan sessiz sayılabilecek bir pc kurmuş olursunuz.
daha makul bir seçenek olarak; fansız cpu/gpu soğutucusu alınır, oldukça sessiz çalışan kasa ve psu fanlarından alınır, ses yalıtımı olan bir hdd kutusu satın alınır, optik sürücü sesine de katlanırsanız fazla pahalı olmayan sessiz sayılabilecek bir pc kurmuş olursunuz.
0
Yarışmada karşılaşsam, "kapalı pc" yanıtı verirdim sanırım. Kulağa "eşyanın tabiatına aykırıymış" gibi geliyor.
0
fan olmasa da hdd sesi gelir çatır çutur.
ha bi high power 370 aldım ben de artık soğukken az mı dönüyor nedir sessiz hakikaten
ha bi high power 370 aldım ben de artık soğukken az mı dönüyor nedir sessiz hakikaten
0
sanirim Hp'nin 6200 dolarlik bir urunu vardi, zamaninda bir kurumun ozel bir isi icin aldigimiz bir server idi. Mantigi fan yerine iklimleme yapmasi idi kasanin icinde. Dezavantaji bilgisayar calistirildiktan 4 5 dakika sonra aciliyordu, bir de icinde bir degisiklik yapmak, parca takmak cikarma ciddi sekilde zor ve uzun suruyordu. Ancak sanirim daha sessiz bir sistem yapmak da cok mumkun degildi.
0
Simdi markasini unuttum ama eskiden bi islemci modeli vardi ucuz olan laptoplarda kullanilan, hizi daha yavasti ve islemci sogutmasi yoktu uzerinde. P4'un yeni ciktigi doneme falan tekabul eder sanirim.
0
işlemci ve psu için fansız çözümler var. üzerlerine hayvan gibi heat sink'i dayıyorlar veriyorlar adama.
ekran kartında var 7600 gs silent vardı mesela benim bildiğim pasif soğutma fansız.
ama bunlar yeter mi? sanmıyorum. yetse bile harddisk ve optik sürücüler öküz gibi ses çıkartıyor neden? çünkü mekanik şeyler bu ikisi. çatır çatır dönüyorlar. bunların sesini kesmenin efektif bir yolu yok.(optik sürücüler için nero drive speed'den silent moda geçip hızını azaltabilirsiniz bir nebze işe yarar mp3 filan dinlerken) harddiskler için yok özel kutular yok lastik bantlar filan var deniyor ama bu sesi yok etmez. sadece titreşimi azaltıp kafa ütülemeyi azaltmaya çabalar.
en fiyat/performans oranlısı. 10db civarı fanlar kullanmak büyük heat sinkler kullanmak ve harddisk'i alırken sessiz olandan seçmeye çalışmak. optik sürücü içinse kullanmayın ses yapmasın diyebiliyorum başka bişiy gelmiyor aklıma. (sök at değil de gece vakti mesela cdden bişiy okuma)
ekran kartında var 7600 gs silent vardı mesela benim bildiğim pasif soğutma fansız.
ama bunlar yeter mi? sanmıyorum. yetse bile harddisk ve optik sürücüler öküz gibi ses çıkartıyor neden? çünkü mekanik şeyler bu ikisi. çatır çatır dönüyorlar. bunların sesini kesmenin efektif bir yolu yok.(optik sürücüler için nero drive speed'den silent moda geçip hızını azaltabilirsiniz bir nebze işe yarar mp3 filan dinlerken) harddiskler için yok özel kutular yok lastik bantlar filan var deniyor ama bu sesi yok etmez. sadece titreşimi azaltıp kafa ütülemeyi azaltmaya çabalar.
en fiyat/performans oranlısı. 10db civarı fanlar kullanmak büyük heat sinkler kullanmak ve harddisk'i alırken sessiz olandan seçmeye çalışmak. optik sürücü içinse kullanmayın ses yapmasın diyebiliyorum başka bişiy gelmiyor aklıma. (sök at değil de gece vakti mesela cdden bişiy okuma)
0
Hard disk yerine SSD kullanılabilir. Tüm birimler pasif soğutmayla pekala soğutulabilir. Fakat bunun için özel olarak üretilmiş olmaları gerekir.
Thermaltake'in fansız, pasif soğutmalı PSU'ları çıkmıştı yıllar önce.
Thermaltake'in fansız, pasif soğutmalı PSU'ları çıkmıştı yıllar önce.
0
tamamen sessiz bir sistemi 2000$ civarına (-2000 olabilir) çok rahat topluyorum. içindeki parçalar dönen değil ama sessiz bir radyatörle sus soğutma yapıyorsunuz mis gibi oluyor. su soğutmaya uyuzsanız ve uğraşamam diyorsanız inanılmaz sessiz ekipmanlar var onları kullanıyoruz tuzlu oluyor biraz ama hp gibi 6000$'da değil.
0
mümkün değildir. ne kadar fansız, pasif soğutmalı sistem de koysan ses yalıtımı da yapsan her elektronik alet gibi bilgisayarda çalışırken ses çıkarır. monitörün bile çalışırken çok tiz ve tüksek frekanslı bir sesi vardır. ha sen duyar mısın duyamaz mısın orası senin kulağının hassasiyetine kalmış.
rahatsız etmeyecek kadar sessiz bilgisayar ise mümkün. fansız soğutucular kullanırsın, geniş refah ve havalandırması kaliteli ve ses yaılıtımlı bir kasa alırsın, anakartın pasif soğutucularla doludur, PSU'un da bile pasif soğutma kullanırsın, bilgisayara aşırı yüklenmez ve 20 dereceyi geçmeyen sıcaklıktaki bir ortamda çalıştırırsan çok sessiz bir bilgisayar sahibi olursun.
rahatsız etmeyecek kadar sessiz bilgisayar ise mümkün. fansız soğutucular kullanırsın, geniş refah ve havalandırması kaliteli ve ses yaılıtımlı bir kasa alırsın, anakartın pasif soğutucularla doludur, PSU'un da bile pasif soğutma kullanırsın, bilgisayara aşırı yüklenmez ve 20 dereceyi geçmeyen sıcaklıktaki bir ortamda çalıştırırsan çok sessiz bir bilgisayar sahibi olursun.
0
hp'nin fiyati cok anormal degil aslinda, o donanimli serverlar ortalama o aralikta zaten. Kisisel kullanim icin ise fazla tabii.
Alienware'in websitesinde guzel ekipmanlar var bu arada, onlar da cozum olabilir, aksam rastladim.
Alienware'in websitesinde guzel ekipmanlar var bu arada, onlar da cozum olabilir, aksam rastladim.
0
sesin kaynağı %90 psu dur. psu fanını değiştirin ses azalır.hala ses varsa kasa fanlarını sökün. hala varsa cpu fanına bir bakın tozlanmış olabilir. hala ses yapıyorsa ekran kartında fan var mı temiz mi bir göz atın. sıfırlamak için ekstra masrafa gerek bile duyulmaz çoğu zaman. eğer film izleniyorsa hdd gürültüsü gelmiyor. oyun falan oynanıyorsa zaten sessizlik istenmez çoğu zaman.
ben bu metodla sistem topladım ve modifiye ettim. cebimden sadece sessiz fan parası çıktı (ışıklısını 14 dolara aldım vatandan). şu an salonumda 24 saat açık bir kasa duruyor. ben söylemesem orada bilgisayar olduğunu bile anlamıyor kimse. bazen laptop un fanı bile daha fazla gürültü yapıyor ona şaşırıyorum. tabi bir de kasanın konumu önemli gidip salon içinse mesela dank diye ortaya koymaya gerek yok koltuk arkasına falan sakladım ben. odanda ise gidip yatak ucuna koymak yerine ayak ucuna koymayı denemek lazım.
ben bu metodla sistem topladım ve modifiye ettim. cebimden sadece sessiz fan parası çıktı (ışıklısını 14 dolara aldım vatandan). şu an salonumda 24 saat açık bir kasa duruyor. ben söylemesem orada bilgisayar olduğunu bile anlamıyor kimse. bazen laptop un fanı bile daha fazla gürültü yapıyor ona şaşırıyorum. tabi bir de kasanın konumu önemli gidip salon içinse mesela dank diye ortaya koymaya gerek yok koltuk arkasına falan sakladım ben. odanda ise gidip yatak ucuna koymak yerine ayak ucuna koymayı denemek lazım.
0
efenim öncelikle girilen yorumları okumadığımı belirtmek istiyorum ve kendi yorumuma geçiyorum :)
Sesin çok büyük kısmı PSU kaynaklıdır bilgisayarlarda. fakat içerideki işlemci fanı ve diğer absürd fanlar nedeniyle çok baş ağrıtır. Bunu karbüratör benzeri su soğutmalı afilli kasalar ile önüne geçilebiliyor. Rowenta lissimadan bile daha sessiz bir makina elde edeceğine garanti verebilirim. Denemişliğim var bir arkadaşım olayı abartıp kasanın içinde balık besliyordu :) fiyatları 12.000 $ civarında seyrediyor bu kasaların.
Ya da alacaksın bir intel tesla bakacaksın keyfine...
Sesin çok büyük kısmı PSU kaynaklıdır bilgisayarlarda. fakat içerideki işlemci fanı ve diğer absürd fanlar nedeniyle çok baş ağrıtır. Bunu karbüratör benzeri su soğutmalı afilli kasalar ile önüne geçilebiliyor. Rowenta lissimadan bile daha sessiz bir makina elde edeceğine garanti verebilirim. Denemişliğim var bir arkadaşım olayı abartıp kasanın içinde balık besliyordu :) fiyatları 12.000 $ civarında seyrediyor bu kasaların.
Ya da alacaksın bir intel tesla bakacaksın keyfine...
0
www.youtube.com şöyle bir şey var. Oldukça güzel gözüküyor aslında. Yanlız bazı bileşenler mecburen dışarıda kalmak zorunda. Ah bu arada; akvaryum olarakta arkadaşlara gösterilebilinir nitelikten. ;)
şöyle bir şey var. Oldukça güzel gözüküyor aslında. Yanlız bazı bileşenler mecburen dışarıda kalmak zorunda. Ah bu arada; akvaryum olarakta arkadaşlara gösterilebilinir nitelikten. ;)
0
sathaner
Ama CD leri zarfı ile birlikte saklayabileceğim CD çantaları var mıdır?DVD lerimi zarflarda saklarım, ama bu şekilde de taşıması ve istediğimi bulası zor oluyor.
Ama CD leri zarfı ile birlikte saklayabileceğim CD çantaları var mıdır?
DVD lerimi zarflarda saklarım, ama bu şekilde de taşıması ve istediğimi bulası zor oluyor.
DVD lerimi zarflarda saklarım, ama bu şekilde de taşıması ve istediğimi bulası zor oluyor.
0
ankara'da açılan yeni mavibilgisayar (çukurambar'da) gördüm. zarflı kullanmak istemediğim için almamıştım.
sitesinden sipariş verebilirsin sanırım.
sitesinden sipariş verebilirsin sanırım.
0
Bir uyarı:
Zarfı ile birlikte cd çantasına konan bir cd, zarfsız konandan daha fazla deformasyona sebep olabilir. İlk bakışta mantıksız geliyor.
Şöyle ki:
CD zarfında bir cd, köşede saklanması(hiç hareket etmemesi) anlamında koruma sağlar, ama devamlı bızıklanmazsa. Şimdi cd case'de, yeni bir cd koymak, bakmak, göstermek, hedef cd'yi çıkarmak için cd case'i eline aldığında, cd case neticede bir hard case olmadığından içindeki her şey hareket eder. Bu cd zarfı içindeki cd de hareket eder ve habire kağıda sürtünür demektir. Bu sürtünme illa olacaksa, cd-kağıda değil, cd-kumaşa olsun daha iyi derim. Yani klasik cd case dizilimi/kullanımını tercih ederim.
Haaa, cd'ler cd case'e konmayıp bir çekmeceye falan dizilecekse misal, o zaman da çıplak yerine zarflı olması iyi.
NOT: Bu analiz, cd yüzeyine fiziksel sürtünme değişkeni düşünülerek yapılmıştır. Bunu dışında zamanla oluşan diğer deformasyonlar hariç tutulmuştur. O bağlamda zarflı konulması daha iyi olabilir.
Zarfı ile birlikte cd çantasına konan bir cd, zarfsız konandan daha fazla deformasyona sebep olabilir. İlk bakışta mantıksız geliyor.
Şöyle ki:
CD zarfında bir cd, köşede saklanması(hiç hareket etmemesi) anlamında koruma sağlar, ama devamlı bızıklanmazsa. Şimdi cd case'de, yeni bir cd koymak, bakmak, göstermek, hedef cd'yi çıkarmak için cd case'i eline aldığında, cd case neticede bir hard case olmadığından içindeki her şey hareket eder. Bu cd zarfı içindeki cd de hareket eder ve habire kağıda sürtünür demektir. Bu sürtünme illa olacaksa, cd-kağıda değil, cd-kumaşa olsun daha iyi derim. Yani klasik cd case dizilimi/kullanımını tercih ederim.
Haaa, cd'ler cd case'e konmayıp bir çekmeceye falan dizilecekse misal, o zaman da çıplak yerine zarflı olması iyi.
NOT: Bu analiz, cd yüzeyine fiziksel sürtünme değişkeni düşünülerek yapılmıştır. Bunu dışında zamanla oluşan diğer deformasyonlar hariç tutulmuştur. O bağlamda zarflı konulması daha iyi olabilir.
0
Ben de www.mahmutoglu.com linkindeki CD/DVD çantasını almayı düşünüyorum. Bi bakmanı tavsiye ederim. Adı Avec Rite One Cache. 220 Disk alabiliyor, taşıması biraz zor olur ama kutuyu taşımayı düşünmüyorsan bence iyi bir alternatif.
Can see sen de mavi nin sitesinden ürünü gösterebilir misin? Senin dediğin de enteresan bi şeymiş.
Can see sen de mavi nin sitesinden ürünü gösterebilir misin? Senin dediğin de enteresan bi şeymiş.
0
sirrikadem
Vücudumuzun kilo aldığını biliyoruz ama peki suratımız kilo alıyor mu? Alıyor diyelim, vücudumuzdaki yağları egzersiz yaparak eritebiliyoruz. Ya suratımızdaki kiloyu nasıl verebiliriz? Bir de hangi durumlarda surat kilo alır?
Vücudumuzun kilo aldığını biliyoruz ama peki suratımız kilo alıyor mu? Alıyor diyelim, vücudumuzdaki yağları egzersiz yaparak eritebiliyoruz. Ya suratımızdaki kiloyu nasıl verebiliriz? Bir de hangi durumlarda surat kilo alır?
0
Surat kilo alır, bölgesel olarak kilo vermek mümkün olmadığı için spor yapınca yüzdeki yağlar da erir.
0
ben gıdığımın etlenmesine uyuz olduğum için bölgesel bir çalışma ile orayı eritmek istedim, yöntem şöyle:
1. kafa ve boyun boşta kalacak şekildesırt ustu sert bir masa ya da yatağa uzan.
2. dizlerını kır ve karnına cekv ve ellerin ile dizini tut
3. 8-12 kez yukari aşağı ve 8-12 kez çapraz sağlı-sollu kafanı boşluğa bırakıp kaldır.
ısınmadan yaparsan bu hareket felaket boyun ağrısı yapıyor
ilk günden günde 10 adet yapmak yerine yavaş yavaş sayıyı arttırmak gerekiyor
bu hareketin yan etkisi ensenin kalınlaşması
1. kafa ve boyun boşta kalacak şekildesırt ustu sert bir masa ya da yatağa uzan.
2. dizlerını kır ve karnına cekv ve ellerin ile dizini tut
3. 8-12 kez yukari aşağı ve 8-12 kez çapraz sağlı-sollu kafanı boşluğa bırakıp kaldır.
ısınmadan yaparsan bu hareket felaket boyun ağrısı yapıyor
ilk günden günde 10 adet yapmak yerine yavaş yavaş sayıyı arttırmak gerekiyor
bu hareketin yan etkisi ensenin kalınlaşması
0
15 gundur yapıyorum şimdilik bir fark yok. egzersizi hani emekli sascı bir amca var ya, tuplu su altinda kalma rekoru kıran, tam adını hatırlayamadım ama namık diyesim geliyor, işte ondan duydum. dolayısı ile yanlış bir bigi oldugunu zannetmiyorum.
0
merope
cidden aramaya degil de kurup denemeye üşendim. Şöyle malware falan olmayan düzgün, adam gibi kurup kaldırılabilecek bir ekran sticker i programı önerecek yok mu? böyle ekranın bi köşesine koyam " şunu şunu yapcan yarın sabah gelince" diyem de unutmayam bigun sonra nerde kaldıgımı..dalgınlıktan muzd
cidden aramaya degil de kurup denemeye üşendim.
Şöyle malware falan olmayan düzgün, adam gibi kurup kaldırılabilecek bir ekran sticker i programı önerecek yok mu? böyle ekranın bi köşesine koyam " şunu şunu yapcan yarın sabah gelince" diyem de unutmayam bigun sonra nerde kaldıgımı..dalgınlıktan muzdaribim evet. kagıtlar care olmuyor software bakıyorum. yardım.
Şöyle malware falan olmayan düzgün, adam gibi kurup kaldırılabilecek bir ekran sticker i programı önerecek yok mu? böyle ekranın bi köşesine koyam " şunu şunu yapcan yarın sabah gelince" diyem de unutmayam bigun sonra nerde kaldıgımı..dalgınlıktan muzdaribim evet. kagıtlar care olmuyor software bakıyorum. yardım.
0
şöyle bir şey var belki alakalıdır.
masaüstünü bazilyon tane yeni metin belgesi ile dolduruyorum. tertip için fikir?
(git: 18123)
masaüstünü bazilyon tane yeni metin belgesi ile dolduruyorum. tertip için fikir?
(git: 18123)
0
theli
Hz İsa'dan kalan Amd Semmpron 2400+, MSI KT4AV anakartli, G-Force 4 ekran kartli traktorumun sesinden bezdim. 400W PSU sahibi en sessiz kasa nedir? islemci fani olarak da http://urun.gittigidiyor.com/FAN-KASA-CM-SAF-S84-E1-8CM-BILYELI-13-db_W0QQidZZ6767695bunu almayi planliyorum (baska sitelerde 9,5
Hz İsa'dan kalan Amd Semmpron 2400+, MSI KT4AV anakartli, G-Force 4 ekran kartli traktorumun sesinden bezdim. 400W PSU sahibi en sessiz kasa nedir? islemci fani olarak da
urun.gittigidiyor.com
bunu almayi planliyorum (baska sitelerde 9,5$ a da buldum.)
Boyle kasaya yuksek masraf yapmak istemem, zaten isinma problemide yok. dolayisiyla kasa fani falan aramiyorum...
urun.gittigidiyor.com
bunu almayi planliyorum (baska sitelerde 9,5$ a da buldum.)
Boyle kasaya yuksek masraf yapmak istemem, zaten isinma problemide yok. dolayisiyla kasa fani falan aramiyorum...
0
valla sessiz fan istiyorsan zalman ya da coolermaster falan bakican. (1 marka daha vardi unuttum)
gerisi yalan.
gerisi yalan.
0
ısınma problemin yoksa psu nun fanını değiştir yeter. cpu fanı max da çalışmadığı sürece ses yapmamalı ki ısınma problemi yok demişin.
0
reeper redeemer
tee yıllardır aklıma takılmış bir soru bu.. öncelikle mantığınızı bir kenara bırakıp öne süreceğim varsayımları gerçek kabul etmenizi istiyorum. varsayalım ki, dünyanın bir yerinde bir kuyu var, bu kuyu o kadar derin ki dünyanın merkezinden geçip, dünyanın diğer ucuna açılıyor.ayrıca şunu da varsaya
tee yıllardır aklıma takılmış bir soru bu.. öncelikle mantığınızı bir kenara bırakıp öne süreceğim varsayımları gerçek kabul etmenizi istiyorum.
varsayalım ki, dünyanın bir yerinde bir kuyu var, bu kuyu o kadar derin ki dünyanın merkezinden geçip, dünyanın diğer ucuna açılıyor.
ayrıca şunu da varsayalım ki dünyanın merkezi sıcak değil, yani merkeze giden kişi yanmıyor..
şimdi bu varsayımlar sonrasında sorum şu, bir insanı veya bir cismi bu kuyudan atsak nasıl bir yol izler? nereye düşer? sanırım olay potansiyel ve kinetik enerji kavramlarında bitiyor değil mi?
(yıllardır kafama takıldığı için boş durmadım benim de bir tahminim var ama sizlerin cevaplarını etkilememek için şimdilik açıklamayacağımkendi fikrimi)
varsayalım ki, dünyanın bir yerinde bir kuyu var, bu kuyu o kadar derin ki dünyanın merkezinden geçip, dünyanın diğer ucuna açılıyor.
ayrıca şunu da varsayalım ki dünyanın merkezi sıcak değil, yani merkeze giden kişi yanmıyor..
şimdi bu varsayımlar sonrasında sorum şu, bir insanı veya bir cismi bu kuyudan atsak nasıl bir yol izler? nereye düşer? sanırım olay potansiyel ve kinetik enerji kavramlarında bitiyor değil mi?
(yıllardır kafama takıldığı için boş durmadım benim de bir tahminim var ama sizlerin cevaplarını etkilememek için şimdilik açıklamayacağımkendi fikrimi)
0
cok eskiden bilim teknikde okumumustum. bir tas atilirsa merkeze kadar yercekimi etkisi ile hızlanır ve merkezi gectikten sonra hızı dusmeye baslarmıs diger taraftaki delige geldiginde de hızı 0 olur ve tekrar diger tarafa dogru dusermis bu ilk girilen tarafta da aynı sekilde olurmus ama devam ederse ne olur onu hatırlamıyorum iste
0
çekim gücü merkez noktasında yoğunlaşıyorsa ortada bir yerde takılıp kalacak sonuçta gibi geliyor bana.
0
Eğer sürtünmeyi ihmal edersek, bu kuyudan düşen cisim sonsuz bir salınım yapar. Hatırladığım kadarıyla, küçük açılı sarkaçların veya ideal kütle-yay sistemlerinin davranışı gibi, sinüs fonksiyonuyla tarif edilebilecek sonsuz bir seri halinde hız ve ivme davranışı sergiler. Yani, dünyanın merkezine yaklaştıkça hızlanan cisim, merkezden uzaklaştıkça yavaşlar ve dünyanın diğer tarafında eski durumuna gelir: cisim kuyuya hangi mesafeden, hangi hızla bırakıldıysa, dünyanın diğer tarafında aynı mesafede aynı hızla çıkar.
Bir büyük hayal olarak, hiç bir yakıt harcamadan dünyanın içinden seyahatle karşı tarafa ulaşma projeleri bile üretilmiş.
Ayrıca, ille merkezden geçmesine de gerek yok. Örneğin Ankara'dan Seul'e giden eğik bir kuyuda raylar üzerinde giden bir vagon da hiç bir dış kuvvet verilmesine gerek kalmadan iki şehir arasında salınım yapabilir. (Sürtünmenin sıfır olduğu teorik durumda)
Sürtünme varsa, ve harici bir enerji kaynağı ile hareket ettirilmiyorsa, giderek daha az mesafe katederek dünyanın merkezinde durur. (Bu arada, dünyanın merkez noktasında yerçekimi yoktur.)
edit: dünyanın merkezinde durmak zorunda değil, başka bir noktada da kalabilir.
Bir büyük hayal olarak, hiç bir yakıt harcamadan dünyanın içinden seyahatle karşı tarafa ulaşma projeleri bile üretilmiş.
Ayrıca, ille merkezden geçmesine de gerek yok. Örneğin Ankara'dan Seul'e giden eğik bir kuyuda raylar üzerinde giden bir vagon da hiç bir dış kuvvet verilmesine gerek kalmadan iki şehir arasında salınım yapabilir. (Sürtünmenin sıfır olduğu teorik durumda)
Sürtünme varsa, ve harici bir enerji kaynağı ile hareket ettirilmiyorsa, giderek daha az mesafe katederek dünyanın merkezinde durur. (Bu arada, dünyanın merkez noktasında yerçekimi yoktur.)
edit: dünyanın merkezinde durmak zorunda değil, başka bir noktada da kalabilir.
0
Son cevabı tamamen onaylıyorum ve birkaç noktanın altını çizmek istiyorum.
Dünyanın içine girdikçe yerçekimi azalır. Dünyanın merkezine giderken yarı yolda, yerçekimi 8'de birine iner. En merkezde 0'dır. Uzaya çıktıkça da yerçekimi azalır. Bir kürenin yer çekimi en kuvvetli olarak yüzeyde hissedilir, içeride veya dışarıda azalır.
Kuyunun bu ucundan bırakılan cisim merkeze kadar, azalan bir ivme ile hızlanır. Merkezi geçtikten sonra yavaşlamaya başlar, diğer uçtan çıkana kadar yavaşlar. Diğer uca geldiğinde ise durur, ve geri düşmeye başlar. Aynı olay tekrarlanır, ve ilk çıktığı yere geri döner. Bir daha düşmeye başlar. Sonsuz defa salınım yapar.
Tabii gerçekte, aradaki hava sürtünmesini göz önünde bulundurursak, bırakılan cisim öteki uçta yüzeye kadar çıkamaz, yarı yolda bir yerde durur, geri düşmeye başlar. Bu hareketinde merkeze daha yakında bir yerde durur ve düşmeye başlar. Birkaç (yüz) salınımdan sonra merkeze yakın bir yerde durur rahata erer.
Dünyanın içine girdikçe yerçekimi azalır. Dünyanın merkezine giderken yarı yolda, yerçekimi 8'de birine iner. En merkezde 0'dır. Uzaya çıktıkça da yerçekimi azalır. Bir kürenin yer çekimi en kuvvetli olarak yüzeyde hissedilir, içeride veya dışarıda azalır.
Kuyunun bu ucundan bırakılan cisim merkeze kadar, azalan bir ivme ile hızlanır. Merkezi geçtikten sonra yavaşlamaya başlar, diğer uçtan çıkana kadar yavaşlar. Diğer uca geldiğinde ise durur, ve geri düşmeye başlar. Aynı olay tekrarlanır, ve ilk çıktığı yere geri döner. Bir daha düşmeye başlar. Sonsuz defa salınım yapar.
Tabii gerçekte, aradaki hava sürtünmesini göz önünde bulundurursak, bırakılan cisim öteki uçta yüzeye kadar çıkamaz, yarı yolda bir yerde durur, geri düşmeye başlar. Bu hareketinde merkeze daha yakında bir yerde durur ve düşmeye başlar. Birkaç (yüz) salınımdan sonra merkeze yakın bir yerde durur rahata erer.
0
son cevaplar doğru.
sürtünme olursa, yani kuyunun havayla dolu olduğunu söylersek, sönümlü harmonik hareket yapar ve sürecin sonunda merkezde durur.
sürtünme olursa, yani kuyunun havayla dolu olduğunu söylersek, sönümlü harmonik hareket yapar ve sürecin sonunda merkezde durur.
0
bu soruyu ben de sınıfa sormustum. merkez kuvvetindeki yogunluktan dolayi ortada takilir diye dusunuldu.. dunyanin kendi etrafi ve gunesin etrafindaki donuslerinin buna verecegi etkide var. surtunme olmaz ise salinimda kalir diye dusunuyorum.
0
ben de öyle düşünmüştüm (havasız ortamda sonsuz salınım; havanın sürtünmesi neticesinde merkezde sonlanan salınım) fakat harzemin cevabı kafamda bir soru işaretine neden oldu, o da düşen cismin merkeze yaklaştıkça azalan ivmeyle hızlanması.. gerçi aksini de ispat edemedim kendime ama
0
merkeze kadar azalan ivmeyle devam eder merkezde durup bir salınım yapmaya başlar soora o da durur idi bunun yanıtı merkezi geçmez yani karşı tarafa doğru
0
İlginizi çekerse, ki çeksin lütfen yaklaşık 1 saat aradım bulabilmek için teorinin adını, şuraya bakabilirsiniz;
(bkz: hollow theory)
tabi bunu zaten biliyorsanız yandı benim bir saat.
(bkz: hollow theory)
tabi bunu zaten biliyorsanız yandı benim bir saat.
0
sirrikadem
PC'yi ekran kartının çıkışından TV'ye bağladım. Görüntüyü TV'de görebiliyorum ama görüntüdeki renkler bir garip ve ekranda karıncalanma var. Ha, bir de ses yok. Kablonun iki ucu da ekran kartının girişine takılan uçtan. Sonra TV'ye giden ucu bir scart dönüştürücüye taktım, onu da TV'ye. Neyi yanlış
PC'yi ekran kartının çıkışından TV'ye bağladım. Görüntüyü TV'de görebiliyorum ama görüntüdeki renkler bir garip ve ekranda karıncalanma var. Ha, bir de ses yok. Kablonun iki ucu da ekran kartının girişine takılan uçtan. Sonra TV'ye giden ucu bir scart dönüştürücüye taktım, onu da TV'ye. Neyi yanlış yaptım? Ya da olması gereken sonuç bu muydu yani?
0
goruntu kablosu tamam da.. ses icin ciki$ aldin mi ki ?
bir de kablolarin baglantilarini ve refresh rate'e dikkat et
bir de kablolarin baglantilarini ve refresh rate'e dikkat et
0
o dediğin s video'dur. o sesi taşımaz. zaten ekran kartıyla sesin alakası yok ses kartı çıkışına takacan ses kablosunu.
ntsc-pal seçeneğini doğru seçtin mi ekran kartı ayarlarında ?
bi de bende anten kablosu tv'ye giren, parazit yapıyor. ancak çıkartınca düzgün oluyor.
ntsc-pal seçeneğini doğru seçtin mi ekran kartı ayarlarında ?
bi de bende anten kablosu tv'ye giren, parazit yapıyor. ancak çıkartınca düzgün oluyor.
0
ses olayını tv den değil pc'nin hoparlörüne bağla. (en az uğraştıran yöntem bu.)
karıncalanma dediğin şey çok fazla mı? tv çözünürlüğü monitöre göre çoook düşüktür ve aynı görüntü kalitesini yakalayamazsın. masaüstü, word falan açarsan yaıları okumak falan çok güç olur. film seyrederken sorun olmaz ama.
renk için kabloları biraz zıplat.
ayrıca farklı çözünürlükleri dene.
karıncalanma dediğin şey çok fazla mı? tv çözünürlüğü monitöre göre çoook düşüktür ve aynı görüntü kalitesini yakalayamazsın. masaüstü, word falan açarsan yaıları okumak falan çok güç olur. film seyrederken sorun olmaz ama.
renk için kabloları biraz zıplat.
ayrıca farklı çözünürlükleri dene.
0
tamam, ses olayının sormadım kabul edin.
@assert h: refresh rate, o ne ki?
@darknum: anten kablosu boşta. diğer scart girişi dolu...
@can see: kablolaları zıplat derken?
@assert h: refresh rate, o ne ki?
@darknum: anten kablosu boşta. diğer scart girişi dolu...
@can see: kablolaları zıplat derken?
0
no christ requiress
Yurtdışındaki bir üniversiteye (tercihen İspanya ya da İtalya) yapacagimiz master başvurularında (tercihen siyaset bilimi, bir de alakasız bir bölüm olsun mesela psikoloji), tavsiye mektuplarinin örneğin başbakan, dışişleri bakanı, cumhurbaşkanı v.s gibi kişilerden almanın bir avantajı olabilir mi ?
Yurtdışındaki bir üniversiteye (tercihen İspanya ya da İtalya) yapacagimiz master başvurularında (tercihen siyaset bilimi, bir de alakasız bir bölüm olsun mesela psikoloji), tavsiye mektuplarinin örneğin başbakan, dışişleri bakanı, cumhurbaşkanı v.s gibi kişilerden almanın bir avantajı olabilir mi ? Ya da kesin kabul almaya bir faydası dokunur mu -hakkında konustugumuz kişinin ortalaması 3 diyelim- ? Hükümet üyeleri harici, kendi hocalarından değil de başvurulan alanda isim yapmış fakat başka üniversitelerde öğretim üyesi olarak bulunan profesorlerden de tavsiye mektubu almak kabul görür mü ? Sözün özü, kendi bölümünde hocaları ile arası bok gibi olan, tek iyi olduğu hocası da muhtelif sebeplerden senelerdir profesorluge kabul edilmeyen birinin kabineden, devlet büyüklerinden ve kendi hocası olmayan ünlü prof.lardan tavsiye mektubu alması, bir nevi torpil yurtdışı master kabullerinde avantaj sağlar mı ? Yok eğer sağlamıyorsa bu adamalrın çocukalrı harvard'larda falan nasıl okuyor, o kadar inekler mi yoksa parayı bastırdın mı oluyor mu bu iş?
0
mumkunse ders aldigin bir prof. dan almalisin pprof yoksa da olur ama MBA icin gidiyorsan, ki degil, bir akademik bir de beraber calıstigin amir pozisyonundan birinden referans iyi is yapiyor.
0
reeper redeemer
fi tarihinde televizyon üstü anten kullanırken bi müddet şöyle bir olay yaşamıştım; bir kanalı açtığımda bazen mario falan gibi oyunlar oynanıyordu, bazen de vcd'de izlenen bir filme denk geliyordum (hatta öyle ne filmlere denk geldim bi bilseniz).. yani belli ki başkasının televizyonundaki bi görün
fi tarihinde televizyon üstü anten kullanırken bi müddet şöyle bir olay yaşamıştım; bir kanalı açtığımda bazen mario falan gibi oyunlar oynanıyordu, bazen de vcd'de izlenen bir filme denk geliyordum (hatta öyle ne filmlere denk geldim bi bilseniz).. yani belli ki başkasının televizyonundaki bi görüntüyü çekiyordu benim televizyon..
bu nası olur, var mı bunun bi açıklaması? kullandığım basit bi antendi, kanalları bile doğru düzgün çekmiyordu sonuçta
bu nası olur, var mı bunun bi açıklaması? kullandığım basit bi antendi, kanalları bile doğru düzgün çekmiyordu sonuçta
0
ne içtiysen ben de istiyorum. şaka biyana, abi kötü bi haberleşme müh. öğrencisiyim dersler aklıma geliyor; anten ve propasgasyon, mikrodalgalar gibi ama aklım almadı böyle birşeyi. teknik olarak sen bir görüntü alıyosan komşudan, komşunun verici olması lazım.tv yayını için de yayın yapmak( verici olmak) o kadar kolay değil diye biliyorum. mutlaka başka birşey var bunda çözemedim.
0
mario olayı benim de başıma gelmişti. gereğinden fazla radyasyon yayıyorsa alet özel bir kriptosu filan da yoksa neden olmasın kıa mesafede. tam aynı şey değilse de casus filmlerinden monitördeki görüntünün açık bir pencereden kolayca alınabildiğini biliyoruz ışıma sayesinde.
0
yakın mesefede olan bişey bu. atari, vcd gibi scart değilde anten kablosuyla çalıştırılan cihazlarda olur bu. cihazın anten kablosu çıkışı düşük frekansta sinyal yayar. dolayısıyla yan komşu üst komşu..gibi yakınında bulunan alcıyla(tv) olup biteni izlersin.
0
sirrikadem
Sadece bilgisayar ortamında izleyebileceğim bazı filmler var. Onları TV'de seyretmek istiyorum. TV'yi bilgisayara nasıl bağlayabilirim de izleyebilirim? Ya da bilgisayarı mı TV'ye bağlamak gerekiyor...Ekran kartım Asus X1600 Series, TV kartım yok...
Sadece bilgisayar ortamında izleyebileceğim bazı filmler var. Onları TV'de seyretmek istiyorum. TV'yi bilgisayara nasıl bağlayabilirim de izleyebilirim? Ya da bilgisayarı mı TV'ye bağlamak gerekiyor...
Ekran kartım Asus X1600 Series, TV kartım yok...
Ekran kartım Asus X1600 Series, TV kartım yok...
0
tweakers.net
ekran kartin sanirim bu... dolayisiyla ekran kartinin s-video, vga ve dvi cikislari var. ama elindeki tv'nin sanirim vga veya dvi girisi yoktur. (bir lcd tv degilse?) dolayisiyla piyasadan bir s-video kablosu bulacaksin ve tv'ne oyle baglayacaksin. eger s video girisi de yoksa tv'nin; bir de soyle bir adaptor alman gerek ki scart ile baglayabilesin.
www.newmp3technology.com
ekran kartin sanirim bu... dolayisiyla ekran kartinin s-video, vga ve dvi cikislari var. ama elindeki tv'nin sanirim vga veya dvi girisi yoktur. (bir lcd tv degilse?) dolayisiyla piyasadan bir s-video kablosu bulacaksin ve tv'ne oyle baglayacaksin. eger s video girisi de yoksa tv'nin; bir de soyle bir adaptor alman gerek ki scart ile baglayabilesin.
www.newmp3technology.com
0
tan vakti
hani otellerde lobide falan çalar, 1960 - 70 lerde meşhur olmuş fransızca ve ingilizce parçaların toplandığı albüm adını arıyorum.
hani otellerde lobide falan çalar, 1960 - 70 lerde meşhur olmuş fransızca ve ingilizce parçaların toplandığı albüm adını arıyorum.
0
fransizca bilmiyorum da, ingilizce olan icin "greatest hits collection" olabilir mi ?
bende var da ordan biliyorum. 50s 60s 70s 80s 90s $eklinde.
bende var da ordan biliyorum. 50s 60s 70s 80s 90s $eklinde.
0
(bkz: kuschelrock) serisi vardi 80li yillarda falan bir cok serisi cikmisti.
ama icinde fransizca parcalar var miydi hatirlamiyorum.
zaten bir bu kuschelrock i hatirlarim, bir de cok meshur (bkz: anilar 19) albumunu
ama icinde fransizca parcalar var miydi hatirlamiyorum.
zaten bir bu kuschelrock i hatirlarim, bir de cok meshur (bkz: anilar 19) albumunu
0
la traviata benden önce davranmış. 80'li yıllarınkini ararsan kuschelrock serisini mutlaka bulmalısın.
0
La Traviata'cım 19 demişsin ama o sayı 9 :P Az genç heba olmadı o albümle.
0
can see
bir kanala tıklıyorum windows media player başkasına tıklıyorum başka bir program. bu işi tek programda halledemiyormuyuz? bu da bir nevi komple kodek paketi falan yükleyerek halledilecek bir şey değil mi?
bir kanala tıklıyorum windows media player başkasına tıklıyorum başka bir program.
bu işi tek programda halledemiyormuyuz? bu da bir nevi komple kodek paketi falan yükleyerek halledilecek bir şey değil mi?
bu işi tek programda halledemiyormuyuz? bu da bir nevi komple kodek paketi falan yükleyerek halledilecek bir şey değil mi?
0
Simdi html'in icine o videonun ne ile gosterilecegini yazan bir kod konuluyor(bkz: CLSID). O yuzden bir program yukleyim hepsini halletsin imkanlida olsa zor bir olay. Ama eger streaming linkini biliyorsaniz direk en sevdiginiz player ile ac diyip sansinizi deneyebilirsiniz.
0
"view source"/"kaynagi goster" ile html koduna bakip edinebilirsiniz. kimi zaman javascript bilgisi de gerektiriyor. edindiginiz adresi (.asx filan ise ise yariyor bu) once bir download etmeyi (flashget ile mesela) deneyin, ufak bir dosya (birkac byte) geldiyse notepad ile icine bakin, gercek stream'in adresi orada bir yerde (x-files slogani gibi) olsa gerek.
0
can see
not alırken bunu düzen içinde yapacağımız programlar olmalı sanki?
not alırken bunu düzen içinde yapacağımız programlar olmalı sanki?
0
eger aldiginiz notlar minik minik seyler ise, post-it kullanip bunlari monitore de (veya baska bi platforma) yapistirabilirsiniz. bilgisayari olmasina ragmen bunlari deliler gibi kullanan insanlar var malum.
0
@asserth. online olmasın istiyorum.
@la traviata. ya ben onları kullanıyorum zaten :) ama onları düzenlemek daha zor. odanın her yeri rengarenk oldu :))
@la traviata. ya ben onları kullanıyorum zaten :) ama onları düzenlemek daha zor. odanın her yeri rengarenk oldu :))
0
reeper redeemer
yalıtımı iyi olan bir evde kombiyi gece kapatsak da mı uyusak, kapatmasak da mı uyusak? hangisi daha maliyetli? 2 farklı görüş var arada kaldım.. bi görüş de çok fazla fark olmaz diyor hatta, böyle midir gerçekten
yalıtımı iyi olan bir evde kombiyi gece kapatsak da mı uyusak, kapatmasak da mı uyusak? hangisi daha maliyetli? 2 farklı görüş var arada kaldım.. bi görüş de çok fazla fark olmaz diyor hatta, böyle midir gerçekten
0
geceleri kısık derecekde ama açık tutun derim çünkü,
1/gece 1- sabah 7-8 saatleri arasında sağlam soğuk yersiniz.
2/ertesi gün evi sıfırdan ısıtmak daha zor ve maliyetlidir.
1/gece 1- sabah 7-8 saatleri arasında sağlam soğuk yersiniz.
2/ertesi gün evi sıfırdan ısıtmak daha zor ve maliyetlidir.
0
benim denemelerim sonucunda hiç kapatmamak daha iyi sonuç verdi. evde olmadığınızda ya da gece yatarken ne kadar kısabileceğinizi hesaplayın. daha iyi olur gibi.
sıfırdan ısıtma çok gaz tüketiyor. özellikle kalorifer petekleriniz eski tip demir döküm ise durum iyice abarıyor.
sıfırdan ısıtma çok gaz tüketiyor. özellikle kalorifer petekleriniz eski tip demir döküm ise durum iyice abarıyor.
0
yıllardık kullanıyorum ben kapatmama tarafındayım. neden dersen kapattığın vakit ev bir kere soğuyor, evi bırak koca koca demir radyatörlerde soğuyor hepsinin ısınması daha bir maliyet bence. Çünkü sıfırdan ısınmaya başlıyor bunlar, ayrıca evde sıcaklık değişmesi de hoş bir durum değil. Kapatmak yerine en düşük ayara getirmek optimum durum bence, hem maliyet hem keyif açısından.
ama bu çok hassas bir nokta eğer karı koca çalışıp da sabah 8 de çıkıp akşam 8 de eve geliyorsanız gece kapatmak yerine bu saatler arasında tamamen kapatırsanızda bence karlı olursunuz. gece uykusu dediğin çok uzun olmasa gerek.
ama bu çok hassas bir nokta eğer karı koca çalışıp da sabah 8 de çıkıp akşam 8 de eve geliyorsanız gece kapatmak yerine bu saatler arasında tamamen kapatırsanızda bence karlı olursunuz. gece uykusu dediğin çok uzun olmasa gerek.
0
Gördüğüm ısı aktarımı derslerini nasıl uygulayabilirim, bir bakalım. Yalıtımı iyi dediğiniz ortamda bile inanılmaz bir ısı kaybı var. Kombiyi tamamen kapatırsanız gece ev çok soğuk olur, özellikle gün doğtuktan yaklaşık yarım saat sonra en düşük sıcaklığa ulaşılır. Gün doğtuktan sonra ortam da ısınmaya başlayacağından ve saat 10'da kalktığınızı düşünerek (önemli bir veri aslında, sonucu değiştirir) kalkar kalkmaz kombiyi açtığınızı varsayarsak, ev o kadar zor ısınmaz ve maliyet düşer.
Ama götünüz donar, o ayrı.
En iyisi deneyerek görmek. Yaşlı çiftler böyle bir durumda her şeyi bilirler. Gece kapatıp yatarlarsa fatura ne kadar geliyor, hangisi daha karlı, sorsanız hepsini söylerler.
Ama götünüz donar, o ayrı.
En iyisi deneyerek görmek. Yaşlı çiftler böyle bir durumda her şeyi bilirler. Gece kapatıp yatarlarsa fatura ne kadar geliyor, hangisi daha karlı, sorsanız hepsini söylerler.
0
yillardir benim evimde ugruna kavgalar edilen bir mevzu bu.
Cevap acik, x kullandigimiz ortalama yakit miktari olsun, mx ise bu sayede uretilen ortalama isi miktari. Birim zamanda zaten bir kayip var devamli, yalitimin az yada cok olmasi onemli degil buna da yaklasik olarak Ky diyelim.
ne yaparsaniz yapin devamli bir ky var ortada. normal sartlarda mx'in bir bolumu ky'yi notrlemek icin kullaniliyor. Kombi kapaninca bir kere isi kaybini tolore etmek icin devamli olarak kullandiginiz ekstra yakit masrafi ortadan kalkiyor. Tekrar actiginizda ise yine mx-ky icin caba harciyorsunuz.
simdi bu noktada karsi iddia sudur ki, kombi kapali oldugu icin evi tekrar ideal isiya getirmek icin daha cok yakit harcaniyor. Elbette normalde kullanilan mx'den daha fazla bu anda kullanilan yakit. Ote yandan hicbir sekilde tum o gecen zaman boyunca isiyi sabit tutmak icin gerekenden fazlasi olamaz. Zaten isiyi sabit tutmak icin gereken yakit cok az olsaydi, eviniz hic sogumazdi.
Kapat, acima yani !
Cevap acik, x kullandigimiz ortalama yakit miktari olsun, mx ise bu sayede uretilen ortalama isi miktari. Birim zamanda zaten bir kayip var devamli, yalitimin az yada cok olmasi onemli degil buna da yaklasik olarak Ky diyelim.
ne yaparsaniz yapin devamli bir ky var ortada. normal sartlarda mx'in bir bolumu ky'yi notrlemek icin kullaniliyor. Kombi kapaninca bir kere isi kaybini tolore etmek icin devamli olarak kullandiginiz ekstra yakit masrafi ortadan kalkiyor. Tekrar actiginizda ise yine mx-ky icin caba harciyorsunuz.
simdi bu noktada karsi iddia sudur ki, kombi kapali oldugu icin evi tekrar ideal isiya getirmek icin daha cok yakit harcaniyor. Elbette normalde kullanilan mx'den daha fazla bu anda kullanilan yakit. Ote yandan hicbir sekilde tum o gecen zaman boyunca isiyi sabit tutmak icin gerekenden fazlasi olamaz. Zaten isiyi sabit tutmak icin gereken yakit cok az olsaydi, eviniz hic sogumazdi.
Kapat, acima yani !
0
valla bizim evde odaya termostat taktığımız kombilerden var. sabah 6 gece 12 arası gündüz modunda 25 dereceye ayarlı. o sıcaklığa gelince kapanıyor kendiliğinden. aynı şekilde de 12-6 arası gece modunda 15 dereceye ayarlı. düşerse sıcaklık bunun altına ısıtıp kapatıyor.
ciddi bir karlılık sağlıyor bu aletler.
ciddi bir karlılık sağlıyor bu aletler.
0
kibritsuyu
arkadaşlar yüksek lisans tezimin türkçe ve ingilizce özetinin sonuna 5 adet anahtar kelime ekleyecekmişim. nasıl olacak şimdi bunlar? yönetmelikte bir standart yok. ciltleme aşamasında da danışmana tekrar sormak istemiyorum çünkü "sen daha halletmedin mi" diyecek.şimdi sorum şu. benim düşündüğüm ana
arkadaşlar yüksek lisans tezimin türkçe ve ingilizce özetinin sonuna 5 adet anahtar kelime ekleyecekmişim. nasıl olacak şimdi bunlar? yönetmelikte bir standart yok. ciltleme aşamasında da danışmana tekrar sormak istemiyorum çünkü "sen daha halletmedin mi" diyecek.
şimdi sorum şu. benim düşündüğüm anahtar kelimeler
1. vergi avantajı
2. vergi istisnası
3. vergi muafiyeti
4. vergi indirimi
5. vergi muhasebesi
mi yazayım ama her satırda ayrı ayrı "vergi" kelimesi geçiyor.
yoksa
1. vergi
2. avantaj
3. istisna
4. muafiyet
5. muhasebe
diye google arama kriteri gibi birer kelimelik mi yazayım ne yapayım? ama bu da hakikaten google arama kriteri gibi bi acaip oldu.
1. vergi avantajı
2. istisna
3. muafiyet
4. indirim
5. muhasebe
gibi bir alternatif de mevcut tabi. yök'ün sayfasındaki hazır tezler derman olamadı zaten 2-3 tane anahtar kelimeli tez var. yeni çıkmış bu nane.
şimdi sorum şu. benim düşündüğüm anahtar kelimeler
1. vergi avantajı
2. vergi istisnası
3. vergi muafiyeti
4. vergi indirimi
5. vergi muhasebesi
mi yazayım ama her satırda ayrı ayrı "vergi" kelimesi geçiyor.
yoksa
1. vergi
2. avantaj
3. istisna
4. muafiyet
5. muhasebe
diye google arama kriteri gibi birer kelimelik mi yazayım ne yapayım? ama bu da hakikaten google arama kriteri gibi bi acaip oldu.
1. vergi avantajı
2. istisna
3. muafiyet
4. indirim
5. muhasebe
gibi bir alternatif de mevcut tabi. yök'ün sayfasındaki hazır tezler derman olamadı zaten 2-3 tane anahtar kelimeli tez var. yeni çıkmış bu nane.
0
vergi
avantaj
istisna vs gibi kelimeler tek başlarına başka anlamda, 'istisnası' kelimesi ile başka bir terim anlamında.
terim anlam kullanıdığına göre başlarında vergi kelimesi olmalı yani ilk yazdığındaki gibi.
ayrıca danışman o iş için para alıyor. sor gitsin.
avantaj
istisna vs gibi kelimeler tek başlarına başka anlamda, 'istisnası' kelimesi ile başka bir terim anlamında.
terim anlam kullanıdığına göre başlarında vergi kelimesi olmalı yani ilk yazdığındaki gibi.
ayrıca danışman o iş için para alıyor. sor gitsin.
0
Terim olanları tek halde yazmanız daha mantıklı, yani vergi indirimi, vergi muhasebesi gibi. Bunu yaparken şunu gözönünde bulundurun, "İnsanlar hangi kelimelerle arama yaparlarsa bu tezi bulurlar?". Yani mesela yabancı bir yayın hazırladığınızda, Türkiye uygulaması varsa, atıyorum konu bambaşka bir şey de olsa, keywords içine bir Turkey atmakta fayda olabiliyor.
Ayrıca, tezinizi teslim etme aşamasında YÖK'ün sitesinden bir tez veri formu dolduracaksınız. O formu doldururken görürsünüz, YÖK'ün bazı standard anahtar kelimeleri var. Her şeyi kapsayan tam bir liste değil, ama bir göz atmanızda yarar olabilir.
Ayrıca, tezinizi teslim etme aşamasında YÖK'ün sitesinden bir tez veri formu dolduracaksınız. O formu doldururken görürsünüz, YÖK'ün bazı standard anahtar kelimeleri var. Her şeyi kapsayan tam bir liste değil, ama bir göz atmanızda yarar olabilir.
0
anahtar kelimeler katalogdan tezini aradiklarinda kolaylik saglar arastirmacilara. bu sebeple ne kadar ayrintili ve konuyu özetleyen kelimeler olursa o kadar faydali. bunun disinda hickimsenin dikkat edecegini, sorun cikartacagini sanmiyorum zira ne yazik ki ne yüksek lisans ne de doktora tezleri ne de hatta docentlik profesorluk icin yazilan tez kitaplari okunmuyor, raflarda tozlaniyor.tezleri yazanlar da onlara danismanlik edenler de yine ne yazik ki bunu bilerek düsünerek yaziyor tezlerini cogunlukla. sosyal mesaji da verdim ama yardimci oldu umarim.
0
paranormal
Bankalardan gelen mesajları nasıl engelleyebilirim? Turkcell'in bunun için bir önlemi var mı? Ülkemizdeki ilgili yasalar nedir?Mesajlar tek bir kaynaktan gelmediği için, sorunu yollayan kurumla konuşarak halledemiyorum. Hangi biriyle uğraşacağım ki?Diğer bir çözüm yolu olarak telefonun sms almamasın
Bankalardan gelen mesajları nasıl engelleyebilirim? Turkcell'in bunun için bir önlemi var mı? Ülkemizdeki ilgili yasalar nedir?
Mesajlar tek bir kaynaktan gelmediği için, sorunu yollayan kurumla konuşarak halledemiyorum. Hangi biriyle uğraşacağım ki?
Diğer bir çözüm yolu olarak telefonun sms almamasını sağlamayı düşünüyorum, servis merkezi numarası girilmese mesaj gelmeye devam eder mi?
Mesajlar tek bir kaynaktan gelmediği için, sorunu yollayan kurumla konuşarak halledemiyorum. Hangi biriyle uğraşacağım ki?
Diğer bir çözüm yolu olarak telefonun sms almamasını sağlamayı düşünüyorum, servis merkezi numarası girilmese mesaj gelmeye devam eder mi?
0
servis merkezi numarası girilmezse smsler gelmeye devam eder, fakat siz gönderemezsiniz..
0
hattını açarken içerik sağlayıcılardan , bankalardan gelen smsler gibi zımbırtıları içeren bulk mesajların alma opsiyonunda default açık oluyo , müşteri hizmetlerini arayıp kardeşim ben istemiyom böyle zımbırtılar deyince kapatırlar, bi nevi spam filter var , yapabiliyo operatör yani
0
can see
bir çift arkadaşım için aile terapisti bulmam gerekiyor.ankara.asıl problem şu ki ne kadar uygun fiyat o kadar iyi :(saatine 200-300 ytl olabilemez şu durumda :(
bir çift arkadaşım için aile terapisti bulmam gerekiyor.
ankara.
asıl problem şu ki ne kadar uygun fiyat o kadar iyi :(
saatine 200-300 ytl olabilemez şu durumda :(
ankara.
asıl problem şu ki ne kadar uygun fiyat o kadar iyi :(
saatine 200-300 ytl olabilemez şu durumda :(
0
@cedilla teşekkürler.
bu cici arkadaşlar malesef yazı okuma aşamasını geçmişler ve profesyonel yardıma ihtiyaçları var. her ikisinin şu an rızası varken ben bir yardım edici bulsam iyi olacak.
--
not:
iyi açıklayım derken daha fazla dezenformasyon yapmışım sanırım.
bu cici kardeşlerim hakaten biz(ben) değiliz. arkadaşlarıma yardımcı olmaya çalışıyorum. cedilla'nın tavsiyesi benim üzerimde işe yarardı sanırım ama durum benle ilgisiz. :(
bu cici arkadaşlar malesef yazı okuma aşamasını geçmişler ve profesyonel yardıma ihtiyaçları var. her ikisinin şu an rızası varken ben bir yardım edici bulsam iyi olacak.
--
not:
iyi açıklayım derken daha fazla dezenformasyon yapmışım sanırım.
bu cici kardeşlerim hakaten biz(ben) değiliz. arkadaşlarıma yardımcı olmaya çalışıyorum. cedilla'nın tavsiyesi benim üzerimde işe yarardı sanırım ama durum benle ilgisiz. :(
0
sathaner
Bu araçtan almayı düşünüyorum, (2004-2005 model)kullananlardan veya bilgisi olanlardan yorum ve kıyaslarınızı rica ediyorum.
Bu araçtan almayı düşünüyorum, (2004-2005 model)
kullananlardan veya bilgisi olanlardan yorum ve kıyaslarınızı rica ediyorum.
kullananlardan veya bilgisi olanlardan yorum ve kıyaslarınızı rica ediyorum.
0
kullanan bir aile dostumuz en son ne zaman benzin koydugunu hatirlamiyordu..
0
"performans değil işlevsellik önemlidir" ve "trafikte rahat edeyim ayrıca hiçbir yerde park sorunum olmasın" diyenler için ayrıca cocuksuz aile için idealdir.
0
can see
keylogger falan mı bulaştı yoksa bu normal mi?google arama kutusuna bir şeyler yazmaya başlayınca firewall göstergesinden gönderilen veri miktarını görebiliyorum. (henüz entera basıp veriyi yollamadığım halde)
keylogger falan mı bulaştı yoksa bu normal mi?
google arama kutusuna bir şeyler yazmaya başlayınca firewall göstergesinden gönderilen veri miktarını görebiliyorum. (henüz entera basıp veriyi yollamadığım halde)
google arama kutusuna bir şeyler yazmaya başlayınca firewall göstergesinden gönderilen veri miktarını görebiliyorum. (henüz entera basıp veriyi yollamadığım halde)
0
etna
soru gayet açık. gmail olan mail adresimi msn'de kullanabilirmiyim? nasıl ve nerden kaydolmam gerekir?
soru gayet açık.
gmail olan mail adresimi msn'de kullanabilirmiyim?
nasıl ve nerden kaydolmam gerekir?
gmail olan mail adresimi msn'de kullanabilirmiyim?
nasıl ve nerden kaydolmam gerekir?
0
kullanabilirsiniz.
normalde nasıl üyelik alınıyorsa aynı yöntemleri kullanın. mail olarak gmail adresini verin. işin aslı mail adresinizi msn'e onaylatmak zorunda da değilsiniz. bu durumda sürekli onaylat beni diye bir uyaarı mesajı alırsınız o kadar.
hata kodu 2432432 bilmem kaç gibi sayı kodlu hata mesajları alırsanız bu durumun sebebi farklı mail değildir. diğer ayarlarınızı kurcalayın.
bunlardan ilki firewall ayarları olmalıdır.
siz kuruluma sıfırdan başlayın buradan yardım ederiz.
normalde nasıl üyelik alınıyorsa aynı yöntemleri kullanın. mail olarak gmail adresini verin. işin aslı mail adresinizi msn'e onaylatmak zorunda da değilsiniz. bu durumda sürekli onaylat beni diye bir uyaarı mesajı alırsınız o kadar.
hata kodu 2432432 bilmem kaç gibi sayı kodlu hata mesajları alırsanız bu durumun sebebi farklı mail değildir. diğer ayarlarınızı kurcalayın.
bunlardan ilki firewall ayarları olmalıdır.
siz kuruluma sıfırdan başlayın buradan yardım ederiz.
0
kaydolunuyor,Messenger da oturum açarken (kullanıcı adı ve şifre girerken) altta mavi yazıyla .NET password yazar oraya tıklayıp adresini netpass a kaydetmen gerekir.
0
passport.net'ten kayit ol. gelecek onay mailindeki linke tikla, onayla. tamamdir.
0
sf arjuna one
şimdi ben bu sene bilgisayar müh. bitirmiş olucam. konservatuvarda master yapabilir miyim? sonradan müziğe kanalize olmuş, bil. okuduğuna pişman olmuş biri olarak. master için konservatuvar les ister mi? yetenek sınavını bağlama veya davul çalarak geçebilir miyim?
şimdi ben bu sene bilgisayar müh. bitirmiş olucam. konservatuvarda master yapabilir miyim? sonradan müziğe kanalize olmuş, bil. okuduğuna pişman olmuş biri olarak. master için konservatuvar les ister mi? yetenek sınavını bağlama veya davul çalarak geçebilir miyim?
0
konsevatuvarda master için bölüm dışından adam alırlar mı emin değilim.
şöyleki lisansa giriş için bile çok ciddi oranda uğraştırıyorlar insanları. özel derslerdir, kurslardır falan. işinin oldukça zor olduğunu düşünüyorum.
şöyleki lisansa giriş için bile çok ciddi oranda uğraştırıyorlar insanları. özel derslerdir, kurslardır falan. işinin oldukça zor olduğunu düşünüyorum.
0
itü'nün vardı galiba sesle alakalı yüksek lisans programları. işin tekniğine yoğunlaşan daha çok. itü'nün sitesinden bir araştır derim.
0
değil sadece master yapmak, "ben orta 2'ye yatay geçiş yapmak istiyorum" diyen bir insanın bile neredeyse dileğine nail olamayacağı bir durumdur. ben de msü için konuşuyorum ama her konservatuar için durum aşağı yukarı aynı.
0
Lisans okusan? Misal Bilgi Muzik, burs istemezsen girmesi de kolay sayilir eskiye oranla. Bu yil 3 kez ek kontenjanla ogrenci alindi. Burslu zor ama imkansiz degil.
0
peki konservatuvar mezunu birinin master için les e girmesi gerekiyor mu. yoksa les yerine geçen yetenek testi gibi bişey mi var.
0
itü miam'a bak, farklı-değişik bölümlerden giren bir sürü kişi oluyor. teknoloji kompozisyon vs... ama bir enstruman çalıyor olmaktan öte bir altyapı gerekiyor muhakkak.
0
konservatuarda master yapmak için eskiden les'e girmek gerekiyordu. ancak şimdi gerekmiyor, bazı bölümler de çok düşük barajla alıyorlar. ama şunu söyleyebilirim; yetenek sınavı yapılyor ve o bölümün lisans seviyesinden mezun olmuş birinin birikimini istiyorlar. ki neredeyse o bölümden mezun olanın bile bazen şansı olmayabiliyor.
0
sharpenter
korkutucu, travmatik bir ninni vardı eski bir filmde.. ninni olmayabilir, öyle hatırlıyor da olabilirim.. gulyabanili bir şey olabilir ("beyim bahçede gulyabani var" değil).. adile naşit söylüyor olabilir, olmayabilir.. sözlükte bahsi geçiyordu ama hatırladığım ipuçları yetersiz kaldı.. çok bulanık
korkutucu, travmatik bir ninni vardı eski bir filmde.. ninni olmayabilir, öyle hatırlıyor da olabilirim.. gulyabanili bir şey olabilir ("beyim bahçede gulyabani var" değil).. adile naşit söylüyor olabilir, olmayabilir.. sözlükte bahsi geçiyordu ama hatırladığım ipuçları yetersiz kaldı.. çok bulanık çok.. var mı hatırlayan?
0
gerçi dunganga'yı da unutmuştum ama o değildi ilk sorduğum, hatırlayamıyorum ki ipucu vereyim :) tek hatırladığım çocukları korkutmak için söylenen bir şey olduğu..
0
tahret muslugu
hani eski bir helikopter oyunu vardı. pervanesi yapraktan pedalları ağaçtan, mağara adamlarını bi yerden bi yere taşıyodun, helikopteri nazik kullanman gerekiyodu falan... `prehistorik` kıvamında bişi..bi buldurun bea...
hani eski bir helikopter oyunu vardı. pervanesi yapraktan pedalları ağaçtan, mağara adamlarını bi yerden bi yere taşıyodun, helikopteri nazik kullanman gerekiyodu falan... prehistorik kıvamında bişi..
bi buldurun bea...
bi buldurun bea...
0
bunun az modern ortamda geçen ama c-64 zamanından kalma olanı ise (bkz: choplifter)
0
kurukafa
Senelerin azılı winamp kullanıcısıyım ve iTunes beni yaptığı her hareket ile deli ediyor. Nefret ediyorum desem yeri, şöyle library falan kasmayacak bastığımı çalıp işime gücüme karışmayacak winamp severlerin egosunu okşayacak bir media player arıyorum. Nedir?
Senelerin azılı winamp kullanıcısıyım ve iTunes beni yaptığı her hareket ile deli ediyor. Nefret ediyorum desem yeri, şöyle library falan kasmayacak bastığımı çalıp işime gücüme karışmayacak winamp severlerin egosunu okşayacak bir media player arıyorum. Nedir?
0
0
can see
1)bu işin olayı nedir? niye yapıyoruz?2)diğer uygulamalardan kasıt ne olmalı?*ctrl+alt+del'e falan girip gördüğümüz diğer ıvır zıvırı da kapamalımıyız?*yoksa yalnızca masaüstü açık pencere, winamp, vs falan mı?*yoksa firewall, antivirüs falan gibi şeylerde mi kapanmalı?
1)bu işin olayı nedir? niye yapıyoruz?
2)diğer uygulamalardan kasıt ne olmalı?
*ctrl+alt+del'e falan girip gördüğümüz diğer ıvır zıvırı da kapamalımıyız?
*yoksa yalnızca masaüstü açık pencere, winamp, vs falan mı?
*yoksa firewall, antivirüs falan gibi şeylerde mi kapanmalı?
2)diğer uygulamalardan kasıt ne olmalı?
*ctrl+alt+del'e falan girip gördüğümüz diğer ıvır zıvırı da kapamalımıyız?
*yoksa yalnızca masaüstü açık pencere, winamp, vs falan mı?
*yoksa firewall, antivirüs falan gibi şeylerde mi kapanmalı?
0
fikir yürütüyorum; masaüstünde açık pencere, winamp, vs falan.. ha ben bugüne kadar hiçbir şeyi kapatmadım, zararını görmedim, o ayrı..
0
bazı programlar var. böyle firefox vs ile alakalı oluyor kapat kardeşim bunu diyor zira kendsine bişiyler ekliyor falan filan.
bunun dışında mesela oyun yüklerken hep der böyle kapatın arkadaki programları diye de ben hiç bir zaman bir faydasını görmedim (hız dışında)
bunun dışında mesela oyun yüklerken hep der böyle kapatın arkadaki programları diye de ben hiç bir zaman bir faydasını görmedim (hız dışında)
0
Çoğu yazılım üreticisinin önlem olarak orya yazdıkları bir şey. Yüklenilen programın çalışmak için aktif olarak ihtiyacı olan ve gerekirse güncelleyeceği bir dosya o anda açık olan program veya programlar tarafından aktif olarak kullanılıyor olabilir ve değiştirilmesine-güncellenmesine sistem izin vermeyebilir. Bu durumda yükleme başarısız olur. Bu durum her bilgisayar ve her farklı açık yazılım kombinasyonu için farklı olabileceğinden olasılıklarla ilgili dev bir kitap yazmak yerine "kapat hocam her şeyi iki dakika, sonra açarsın yeniden" demeyi uygun görüyorlar. Yükleme işlemine etki edebilecek bir sürü olay var sonuçta, installer'ı dünyadaki bütün açık program kombinasyonları ile deneyemeyecekleri için böyle bir şey yazmaları normal, ne senin başın ağrısın, ne benim hesabı.
%99.9 ihtiyacınız olmaz gerçi.
%99.9 ihtiyacınız olmaz gerçi.
0
eskimo
kaç pixeldir? var mıdır bi ölçümü?
kaç pixeldir? var mıdır bi ölçümü?
0
pixel olayı dijital bişey bizim gözümüz daha çok analog. karelere bölüp 1'ler 0'lar diye kaydetmiyoruz beynimize.
0
bunun başka bir hesabı olmalı sanırım. 576'dan fazlasını algılamıyorsak ekraan çözünürlüğünü de bunun üstüne çıkarmamamız nafile olmalıydı. ama değil.
0
can see
ne gibi seçenekler var elimizde? bir program falan?
ne gibi seçenekler var elimizde?
bir program falan?
bir program falan?
0
eğer xp kullanıyorsan programa gerek yok şöyle ki;
masaüstünde sağtık/yeni/kısayol dedikten sonra açılan menüye shutdown yazıyosun tamam diyosun.daha sonra oluşan kısayola sağtık/özellikler dedikten sonra açılan yerdeki menüde hedef: kısmında yazanın sonuna "%windir%\system32\shutdown.exe -s -t" (-s -t) ekliyorsun bir boşluk bırakıp kapanacak süreyi saniye olarak yazıyosun.saniyeyi istediğinde değişebilirsin.
hatta: "img207.imageshack.us
saygılar efendim...
masaüstünde sağtık/yeni/kısayol dedikten sonra açılan menüye shutdown yazıyosun tamam diyosun.daha sonra oluşan kısayola sağtık/özellikler dedikten sonra açılan yerdeki menüde hedef: kısmında yazanın sonuna "%windir%\system32\shutdown.exe -s -t" (-s -t) ekliyorsun bir boşluk bırakıp kapanacak süreyi saniye olarak yazıyosun.saniyeyi istediğinde değişebilirsin.
hatta: "img207.imageshack.us
saygılar efendim...
0
icq'nun dediği yöntem programsız olduğu için daha çok beğendim. herkese teşekkürler.
0
demlikposet
internette yayınlamadan, kendi bilgisayarımda dursun, kendim kendime açayım istiyorum..mümkün mü nasıl yaparım..
internette yayınlamadan, kendi bilgisayarımda dursun, kendim kendime açayım istiyorum..
mümkün mü nasıl yaparım..
mümkün mü nasıl yaparım..
0
0
