alien 4 resurrection var peşi sıra.... hepsini seyret hacı..hepside iyidir...dördü de usta yönetmenlerin elinden çıkma..dört farklı tarz...

4 film o seri,

bi de avp var onu da sagaya ekleyebilirz.

casper alma öncelikle. hatta kaç. neden dersen anlatırım ayrıyetten. birde 1000 lira verip 800 liralık bilgisayar alırsın markalı-hazır alırsan. toplama bilgisayar kesinlikle tavsiyemdir çünkü her parçanın ayrı ayrı garantisi vardır ve sessizlik için ekstra önlemleri alabilirsin (10 liraya izalasyon lifleri var hiç bi parçayı monte etmeden önce kasanın içine yapıştırman yetiyor) illa marka almak istiyorum diyorsan bir öneride bulunamam her markanın kendine has avantajları var casper hariç. Ancak toplayım diyorsan zevkle yardım ederim. tavsiyelerim bilgisayarı hangi amaçlarla kullanacağına göre değişecektir.

su parcaları suna gore sec, gerisini kendın ayarla.

anakart; gigabyte, asus
islemci i5 sandybridge veya amd x4 serisi x6 serisi de olabilir
ram 4-6 gb
ekran kartı; ati 6xxx serisi
hdd 500g-1tb cok bi fiyat farkı yok

önemli noktalardan biri de bilgisayarı ağırlıklı olarak hangi amaçla kullanacağın (muhtemelen oyun). ancal taqster'ında dediği gibi, yannda bilen biri ile kendi bilgisayarını toplaman maliyetini bayağı aşağı çeker.

bir de öneride bulunayım. yeni oyunlar oynamak istiyorsan anakartını core2quad ve core i serilerini çalıştıracak şekilde seç. şu sıralar core2quad ile işini görebilirsin. ileride de işlemcini upgrade edebilirsin. ama ekran kartını alabilecek en üst düzeyde tut. çünkü onun upgrade imkanı ancak kartın değişmesiyle mümkün. o da çok tuzlu olur. ram olarak ta 6-8 gb işini görür.

cep telefonu başka nerden alınabilir ki kvk?

teknosadan alma.basit bi açıklama belki ama; çok fiyat farkı oloor.

kesenize en uyan nerede bulursaniz oradan alin. zaten nerede aldiginizin tek onemi fiyati. geri kalan konularda alacaginiz aletin garantisinin neresi oldugu onem arz ediyor. kvk, genpa vs.

cimri.com
akakce.com
enucuz.com
çıkan sonuçlardan kvk ve genpa garantili olanları tercih edersen daha iyi olur. stoklarında olup olmadığımna dikkat et yoksa çok bekleme ihtimali var.

samsung'larda telpa garantisi oluyormuş. telpa'da sorun yaşamam değil mi?

yok telpa ortalama ustu bi hizmet veriyor. merkezi de leventte.

netten alıyorsan paralel ithalat olup olmadığına dikkat et. paralel ithalatsa tr garantisi telpa değildir, aldığın yerdir.

logmein, teamviewer fln dene ?

@bryan furry
onlar pratik olmaz, gerektiğince cep telefonumdan gerektiğinde notebook tan, evdeki kameraya bağlanıp sadece onu görmek istiyorum. bana sadece server tarafı lazım, client erişimi zaten standart gibi bişey.

www.earthcam.com
bu programı yükle ve yayına başla. tamamdır. hiç bir ayar yapmana gerek yok.
ama şuradan user açman lazım.
www.earthcam.com

"active webcam" daha once kullanip memnun kaldigim bi program, gelismis ayar secenekleri de var.

gonderse bile elektronık seyler genelde gumruge takılıyor.

Havluya sar, hatta 3-5 havlunun arasına... sonra böyle 1.5 metreden falan halının üstüne bırak. :P

(bir insan neden böyle bir şeye ihtiyaç duyarki)

öyle bir program yok usta. low level format atarken bilgisayarın elektriğini kesmeyi dene mesela.

programsal olarak boyle bir sey zor.

yani low level format dusunulebilir. tekrar ve tekrar yapilarak becerilebilir sanirim.

mikrodalgada 5 dakka çevir hdd niz servise hazır afiyet olsun :)

sevgili arkadaslar, olayi zaten fiziksel olarak halletmeye calissam cikarir dislerinden birisini kirar kullanilmaz hale sokarim. ama bunu yapmamam lazim. bilgisayar sirket bilgisayari oldugu icin bilgisayarimda kullaniciyim, admin degil. harddiskin degisimini istemem icin kurallara gore harddiskin calismaz hale gelmesi gerek. ben kendi cebimden karsilayayim dedigim halde yanasmiyorlar. bana da harddiski kullanilmaz hale sokmak kaliyor. ama fiziksel degil.

file shredder diye arat, busuru var.

programa gerek yok, direk mıknatıs bırak üstüne hatta elektromıknatıs bulabilirsen o daha şahane olur.

fiziksel zarar verildiğinin farkedilmemesi lazım, o yüzden havluya sar diyoruz.

elektro mıknatısla şöyle bir tepesinde gez.

mıknatıs abi o zaman.

türkiye'de bekaret algısı değiştiği zaman (yani hiç bir zaman).

kadınsınız benim gözümde. ya da dişi.zira 7 yaşındaki kız çocuğuyla 35 yaşındaki kadını kapsayan bir sözcük. female karşılığı. ama bayan/bağyan değil. hanımsa bazı durumlarda gerekli. mesela bir grup arkadaşınızı selamlarken "selam kadınlar" denilmez. "selam erkekler/adamlar" denilemediği gibi. benzeri durumlar dışında her kullanımda kadın derim.

insanlar bilinç evrimini tamamlayınca. daha çok var.

küçük şeyleri dert etmemeyi öğrendiğinizde.

derbeder58 ne demek istediğini anlamadım

mallığıma verin, kız - kadın arasındaki o limit ne zaman değişiyor ? 18 olduğu an kadın mı deniyor, ne oluyor ? Bekaret algısından dolayı kız lafı dilimizde var diye biliyorum ben de. Bu teyze ile abla arasındaki farka benziyor.

Yabancılarda bu sorun yok, olayı he she diye çok rahat çözüyoruz ama Türkçe'de bsod durumuna geçiyoruz.

Bu arada hanım bildiğim hitap şeklidir, yani : ayşe hanım denir hitap edilirken, ayşe kadın değil.

Sınırları biri söylesin biz de uyalım

nedir bu takıntı anlat bi derdini panpa.

ben sana kız demişim,kadın demişim,bayan veya hanım demişim.nedir problem ?

sonra da küfretti oluyor arkadaş!

ayrıca,divit +54351354684635431351

edit üstüne edit: kız derken bekarete atıfta bulunduğumu(zu) neye dayanarak söylüyorsun?
gereksiz takıntılar bunlar.zamanında kadın diyenlere kaba denirdi bide...

gavurlardaki girl-woman farkını gözardı etmeyelim bu arada.

"Kadınlara sözde nezaket icabı 'bayan' denmesi hem kadın cinsine hakarettir hem de Türk dili kurallarına aykırıdır. Bayan bir cinsi ifade etmez, bir hitap kelimesidir. Kadınlara bayan denmesine karşıyız, çünkü kadına bayan demek erkek egemen toplumun kadınları toplumsal statülerine, yaş ve medeni durumlarına göre kategorilere ayırarak kadın bedeni üzerinde tahakküm kurma arzusundan ileri gelir." KADER Başkanı Aydın'ın bir açıklaması bu. "Kız" diye bir kullanım olmamalı aslında, "kız çocuğu" vardır. Eğer sen 18 yaşında birine "kız" dersen bekarete atıfta bulunuyor olursun. Gerçi 35 yaşına gelmiş evlenmemiş kadınlar özellikle kendilerini tanımlarken "kız" derler bu daha dehşet bir durumdur. Hanım ise, belli çizgileri olan bir tanım bence. Yani "hanım hanımcık"tan kalma çağrışımlar var belki de. "Ya da azcık hanım ol kızım", "hanım hanım otur" bla bla. Toplumun kalıbına sığmaya zorlayan bi tanımlama. Ki "hanım" da kadın cinsini tanımlayacak bir kelime değildir. Ya kendi soruma bu kadar uzun cevap vermek doğru olur mu bilemedim. Kısa tutmak için de uğraştım. umarım yanlış anlaşılacak birşey yamadım. bitti.

insanların çüküyle değil de beyninyle düşündükleri an kurtulacağız.

----spoylır----
-bu var ya kız değilmiş
---spoyşır----


bayan kelimesi de düşünülünce aşağılayıcı, bay'dan türetilmiş olması yeterli. ve kadınlarımız kabul ediyorlar buna şaşarım..

ha aklıma gelmişken 275 kadın milletvekili diye bir şey çıkardılar, ne kadar acı değil mi?

p a t r i o t aslında soruna cevap verdiğimi sanıyordum. "kız" dişi çocuk demektir. sen 18 yaşında birine yani çocuk olmayan birine kız dersen bu bekarete atıf olur. yada kelimenin anlamını bilmiyorsundur yanlış kullanıyorsundur. Öğrenirsin, kullanmazsın.

o şekilde bakarsak batıda da bekaret algısına dayalı bu sistem var. mesela miss , mrs ayrımı veya women girl ayrımı gibi. 18 yaş sınırı gibi bi kuralda koymazlar girl demek için. kimse kimsenin bakireliğine göre kadın demiyor bu ülkede. yaşı ilerlemişse kadın deniyor gençse kız deniyor. batıdan bi farkı yok bence. bayan kelimesinden neden bu kadar rahatsız olunduğunu da tam anlayamadım. genelde minibüsçüler kullandığı için yaygınlaşmış bi sinir var sanırım.her bayan kelimesi geçtiğinde bayğan geyiği yıllardır yapılır. halbuki baylar ve bayanlar dendiğinde rahatsızlık duyulmaz. beyefendi denmesi de benim için gayet kibardır. hanımefendi de öyle. kelimelere takılmak çok doğru değil kanımca. yani tek bir ifadeyle dişi dense çok mu memnun olacaksınız. bence çok daha itici.

ekleme: "Nerede bayan nerede kadın kullanacağım kafam karıştı?" diyorsanız. Rehberiniz şu olsun:

Erkek kullandığınız yerlerde kadın, bay kullandığınız yerlerde bayan deyin.

Birine hitap edecekseniz, beyefendi, hanımefendi deyin.

Ama cinsiyetten bahsederken bayan değil, kadın demek gerekir. Gramer olarak da, etimolojik olarak da, etik olarak da, siyaseten de doğrusu budur.

@durdenist: "kimse kimsenin bakireliğine göre kadın demiyor bu ülkede. yaşı ilerlemişse kadın deniyor gençse kız deniyor. batıdan bi farkı yok bence." nerde yaşıyosunuz siz? :) gerçeklerle alakası yok bu söylediklerinizin :)

dil değişiyor. eskiden karı da mesela normal kadın anlamında sıkça kullanılan bir sözcükmüş (yanılıyor muyum?) ama şu anda argo. eskiden günlük kullanımda normal karşılanan fakat günümüzde argo sayılan bi sürü sözcük var böyle.

bayan, tdk nın ilk kurulduğu yıllarda icat edilmiş bir kelime. biraz batıya özenmeciliğin ürünü bence. o zamanlar "hanım" ve "bey" biraz alaturka kalıyordu sanırım ve alternatif olarak "bayan" ve "bay" diye iki tabir icat ettiler. "bay" da direkt "bey"den esinlenerek yaratılmış bi sözcük.

ve şu an hiç de işler durdenist in söylediği gibi değil, "kız mısın kadın mı?" gibi bi soru var bi kere, kız olmak kadın olmak gayet de cinsel ilişkiye girmiş ve girmemiş olmak gibi iki durumu ifade ediyor yerine göre.

batıdaki mrs ve miss kısaltmaları ise eğer çoook büyük yanılgılar içinde diilsem evli ve bekar olmakla alakalı, kimse evlenmemiş birine kalkıp mrs demez. o ifadeler medeni durumu anlatıyor daha çok.

benim şahsen "bayan" kelimesine sinir olmamın sebebi şu ki, kadın sözcüğüyle alıp verilemeyecek hiçbir şey yok, bakire-bakire değil ayrımı dışında. ve eğer biri "kadın" demeye çekiniyor da, bu henüz 70 sene önce icat edilmiş zorlama sözcüğe yönelip "bayan" deme gereğini duyuyorsa, o insanın "kadın-kız" ayrımındaki bekaret olgusunu tanıdığını ve onayladığını düşünüyorum. ve bu durum beni kıl ediyor.

hanım sözcüğünde bu tür bir iticilik yok kanımca, kibarca bir seslenme sözüdür. hanım, bey, beyfendi, hanfendi, bu sözcükler biraz mesafe ve saygıyo yansıtır, ki gerekli gayet de.

"ne zaman bayan olmaktan kurtulucaz?" a cevap olarak sayfalarca kitap yazılır, ama özet olarak, kadınlığımızdan utanmayı önce bi kendimiz bırakınca diyebilirim.

bayana sinir olunmasının çok temel bir sebebi var. erkek sözcüğünün kolayca kullanıldığı yerde kadın denilememesi, sanki kadın olmak, kadın demek ayıpmış gibi davranılması. yoksa "hanımlar, beyler şimdi karışınızda..." , "selam hanımlar nasılsınız" "bayan brown bugün işe gelmemiş" türünden kullanımlara bir denilen yok. ama gayet de hanzoca bir biçimde "erkek olsun bayan olsun farketmez" "erkekler de bayanlar da bu hatayı yapıyor" türünden kullanımlar insanı çileden çıkarıyor. ulan kadın demenin nesi ayıp? nedir bu hanzoluk? erkek denilen yerde rahatça kadın sözcüğünü kullanmıyorsan hata sendedir, sinir olanda değil. bunu anlamak zor olmasa gerek sanırım.

sikayetci oldugunuz seyleri yapanlarla birlikte olmadıgınız/yapmayacak cocuklar yetistirdiginiz zaman,

vallahi şimdiye kadar gördüğüm en saçma feminist söylemi olabilir bu bayan-kadın muhabbeti. kadın erkek eşitsizliği üzerine yüz binlerce büyük sorun varken, bir sürü yanlış anlama varken bu ülkede, gidip sana kibarlık olsun diye bayan diyen birini "aa kadın diyeceksin, bayan olmaaz''2" modunda terslemek hangi zihniyetin ürünü çok merak ediyorum.

bayan-kadın arasındaki farkı da anlayamıyorum açıkçası, ne farkı var abi? kadın daha kaba bence. "KADIN" demek var "BAYAN" demek var.

"beyefendi otobüste "kadın yanı"na denk gelmişsiniz"
"hemen bu dosyaları o kadına iletelim (o bayana iletelim"

en basitinden iki cümle, hangisi daha kaba, hangisiyle hitap edilsin istersiniz bilmiyorum ama ben "kadın" kelimesini kaba buluyorum.

bütün cevapları okumadım ama:

türkiye'de "kadın" dediğim anda sanki küfretmişim gibi "ay terbiyesiz, ne kadını" diyen bir tane bile kadın kalmayana kadar bayan veya hanım demeye devam edeceğim. siz farkında değilsiniz belki ama sokakta yürüyen kadınların en az %95'i (bakın en az diyorum), "kadın" dediğiniz anda cırlar. siz %5'lik dilimde olabilirsiniz. çevreniz de bu şekilde düşünenlerden oluşuyor olabilir. ben erkek olarak laf yemeye, sarkıntılık etmişim gibi herkes içinde küçük düşürülmeye niyetli değilim. lütfen gidip vergi dairesinde şefe mesela memuru göstererek, o kadının da duyabileceği şekilde "şu kadın size gönderdi, imzalayacakmışsınız" diyin. bir deneyin. olay çıkmıyorsa gelin suratıma tükürün.

oğlan / erkek / adam ... sadece kadına yönelik değil bu.sinekten yağ çıkarmaya çalışma

@roket adam: kullandığınız sözcükler düşünce biçminizi, dolayısıyla yaşayışınızı, karakterinizi, hayatınızı direkt olarak etkiler, çünkü konuşarak düşünürsünüz. kullandığınız dil bu yüzden çok önemlidir ve bu yüzden böyle bi olayda "kelimelere takılmak çok saçma" yaklaşımı bilinç eksikliğine işaret ediyor. (www.eksisozluk.com

insanların "kadın" sözcüğünü kaba bulduklarından "bayan" demeye gayret ettiklerinin hepimiz farkındayız zaten, sorguladığımız şey bunun sebebi.
şu anda kulağınızı tırmalıyor, kabul. ama neden? biraz düşünüp de bunun arkasında, şu an belki etkisinin çok da bilincinde olmadığınız bakire ve bakire olmayanı işaret eden "kız-kadın" ayrımının olmadığını söyleyebilir misiniz?

kibritsuyu +50150451

ayrıca mori de doğru söylemiş. aynı şey erkekler için de geçerli. kadın kelimesindeki kadar sert olmasa da vergi daireisinde "şu adam size gönderdi" dersek olay çıkmıyorsa da "o adam" bozulur.

herif - karı (kaba)
adam - kadın (kaba değil ama kaba zannedilen)
bay/bey) - bayan/hanım (kibarca, suya sabuna dokunmadan)

"şu bey gönderdi, şu bayan/hanım gönderdi" derseniz başınız derde girmez.

gavurcada da aynıdır durum. sorry mister, sorry ma'am denir mesela. kibar olacaksanız man woman falan denmez. sadece bize özgü değil yani.

@kibritsuyu şu adam sizi gönderdi dediğinizde de söz konusu kişi sizin bu söyleyişinizden rahatsız olur. bu durumda hanım/bey dersiniz. veya birisine hitap ederken "heey, kadın baksana" demezsiniz. ama "erkeklerin aksine bayanların şöyle şöyle huyları var" dediğiniz anda hanzolaşıyorsunuz. kadını kullanmak sanki ayıpmış gibi. yoksa insanlara hitapta bey/hanım kullanılmasını kimse yadırgamıyor ve söz konusu etmiyor. mesele bay denilmeyen yerde bayan denilmesi. "bayanların bu konudaki bakış açısı farklı" diyenleri gördüm ama "bayların bu konudaki düşünüşü daha farklı" diyen birisini görmedim. bu kadın demekten utanmaktan kaynaklanıyor ve bir görgü eksikliği, pek çok durumda da hanzoluk göstergesi.

rahatsız olduğumuz, cinsiyetin kastedildiği durumlarda "erkek" rahatça kullanılırken "kadın" yerine alternatif üretilmesi. seslenme veya belli bir kişiden bahsetme esnasında "kadın" deyin demiyor kimse size.

yaa ne kadar güzel ne kadar şeker şeyler söylüyosunuz, erkeklerin bu tarafını çok seviyorum, o kadar yalın bakıyosunuz ki insan paranoyak hissediyor ahhahah
kadın kelimesi kimselerce hiiç öyle sapıkça bi anlamla kullanılmıyor da ben kendi kendime manyak manyak bok atıyorum diye düşünmeye başlamak üzereyim, ha ikna oldum ha olacam yani :)
hem size de adam demiyolar di mi ayıp olur diye. "adam olmak" diye böyle yüce bir deyim falan da yok mesela o da ayıp.

dünyalar toz pembeeee kafalar rahaaaaatt oooohh her şey tıkırında
biraz bize de verin :)

"kadınlarımız" aynı kafada gitmeye devam ederse hiçbir zaman. sorunu sadece toplumda ya da erkeklerde aramamak gerekiyor. bunu değiştirmek kadınların elinde, erkeklerin değil. topluma bok atmak çok kolay bir şey. topluma herkes bok atıyor zaten, toplumu bozan da topluma bok atıyor.

soruna cevap değil ama çok merak ettim, kadınlara yönelik onca şey varken sen bu iki kelimeye mi takıldın ?

ben ikna olamadım açıkçası, bence gereksiz kuruntu bu. şimdiye kadar

bakire=kız
bakire değil=kadın

anlamlarında ennn fazla bi sefer kullanmışımdır yani o da bilinçsiz.

bilmiyorum belki sosyal çevreyle de alakalı, belki bu arkadaşların çevresindeki erkekler kız-kadın ayrımı yapıyolardır bekaret üzerinden, bilemiyorum.

(bkz: ören bayan)

antihero iyi ki diğer takıldığım noktaları söylememişim. buna aldığım cevaplar tatmin etti beni. algıyı değiştirmeden hiç bişeyi değiştiremeyeceğimiz, yapılan herşeyin boşa gideceği ortada. birçokları halen bu kadar küçük birşeyi bile "sorun" olarak görmezken, kadınları aşağılamak için kullanılan bu kelimeye hala bu kadar sahip çıkarken diğer sorunları söylemenin ne anlamı var ki?

hakem heyeti kararı 3 ayda verir. (küçük şehirde yaşıyorsanız daha çabuk da olabilir)
bir de bu kararı icraya koyma safhası var, o da 15 gün falan sürer.

verilmiş bir karar var halihazırda ve emsal teşkil ediyor zaten. direk iade edip etiket fiyatı kadar indirim ya da ucret iadesi isteyebilirsiniz.

Windows'u bilgisayardan onların silmesi falan gerekir mi ki?

evet verdiğin linkten okuduğum kadarıyla onlar windows ve recovery'i silip lisans etiketini söküp sana geri yolluyorlar.

performans acisindan bahsi gecen ramler arasi cok fark yok. aralarindaki fiyat farki fazla ise 1066 tercih edilmeli.

aradaki fark normal. i5 cift cekirdek, i3 tek cekirdek. i3'te hyper-threading var, i5'te yok. i5'te turbo boost var, i3'de yok.
oyunla araniz yoksa fazla para odemenize gerek yok. az da olsa oyunla alakaniz varsa 120 lira sonradan aramayacaginiz bir rakam.

i3 370m ile i5 460m arasında fazla bir mhz ve cache farkı yok ama 3dmark06 skoruna göre i5 460m, i3 370m'den %14 civarında daha iyi skor yapmış. özellikle oyun oynarım diyorsan 120tl daha verip i5 olanı al.

1066mhz ile 1333mhz arasındaki fark genel kullanımla hissedilir düzeyde değil. yine benchmark'larda 1333mhz'li ram döver tabi.

120 tl ye degecek bi fark var arada.

desire hd var bende de amoled e gore bi fark goremedım ekran olarak.

i9000 daha iyi. donanımsal olarak daha iyi. mesela super amoled. mesela 512 ram var i9000'de, 9003'te 478. bir de i9000 bir hayli sattığından daha çok custom rom'u falan var.

Her vs diyene şununla yetişiyorum
www.compare-cellphones.org
Ve sana da şöyle rahatlık veriyorum
www.compare-cellphones.org

hayır Tüketici Kanunu veya benzeri kanunlarda bu hususlarda hüküm yok. Noterden ihtarname çekerek talep etmeyi deneyin ama sonuca ulaşabileceğinizi sanmıyorum. tek yol Savcılık veya Mahkeme talebi gibi görünüyor.

mahkeme haricinde verilmiyor oyle seyler.

yuxel e msg at.

Ziyaret.

Arkadaşınıza da annen nasıl diye sorup durmayın :)

çoğu hastanede içeri çiçeği almadıklarından yanında olabilecek bir şey götürseniz daha iyi. oyalanabileceği bir şeyler olabilir.

bizzat gidin, arayı uzatmadan tekrar tekrar gidin.

ziyaret.giderken de birkac dergi ve bir iki kitap götürebilirsiniz.Yatan hasta için moral ve her gelen o kadar degerli ki.. o yuzden hicbir sey goturmeden bile ille de ziyaret derim.
Tez şifa bulsun insallah

bol bol ziyaret, iyi bir moralin yenemeyecegi kanser yok.

hastaneler artık canlı çiçek almıyor içeri.
zaten kemoterapi görmeye başladıysa kokulara karşı hassas olacaktır, midesi bulanabilir.
illa çiçek diyorsanız hiç değilse kurutulmuş çiçek alın.

hasta ziyareti moral verir, iyi, hoş, güzeldir ama az kişiyle ve kısa süreli olanı makbuldür. aklınızda olsun.

tüketicinin korunması hk kanun md 6 da 30 iş gunu yazıyor buna istinaden yenisini talep ediyorum diye basvurabilrisin.

verdiğiniz servise başvurun ve form üzerinden tarihi hesaplatın. ancak dikkatli olun. resmi tatilleri falan atlamayın. o zaman size cihazınız yapıldı deseler bile yenisini alma hakkınız var. servis yapıyor işlemleri. mediamarkt falan gibi bir yerden aldıysanız onlara gitmeniz yeterli. ben mersin mediamarkt'dan mouse almıştım. 30 gün sonra yenisini verdiler.

Ama üreticiye veya ithalatçıya ulaşmasından sonra 30 iş günü yazıyor. Yani sen mesela aldığın yere verdin örn:Vatan Bilgisayardan o alıp ithalatçıya gönderirken geçen süre dahil olmuyor. Yani totalde iş günü mevzusu da dahil 50 güne yaklaşıyor

yok evden gelip aldilar aleti.sonra tel actılar pc çalısıo ama bi parca icin onayınızı istioruz fln dedi parcada haftada 2 defa geliomus falan fıstık neyse 10 gunu geçti ses seda yok.

genelde son 1-2 gün kala yetiştiriyorlar. yayıyor adamlar

bildirim suresi diyor ?

ureticiye ulasmıs ya da ulasmamıs sizi baglamaz, o kendı lojıstık agıdır. siz aldıgınız yere ya da servise bildirdiginiz tarih gecerlidir.

1- değil, sacma sapan seylerı modernızm diye sayıklamayın.

2- privacy, evet ozel hayata saygısızlıktır. [afedersın]essegin siki demek olaiblir panpa, ne demek oldugunu mail sifrenı benle paylasarak ogrenebilirsin. banka hespalarını da rica ederim.

1- Geçen gün söylemiştim kadınlar maymuna benzer, bi dalı tutmadan diğerini bırakmazlar diye ve bazı arkadaşlar genellemeyelim demişti. Bence genelleyelim.
2- Sen biraz saf, o biraz cin. İlişkilerde ki genel formülün size uyarlaması. Değişik bişey yok. Hayatın cilveleri. Kötü kız de geçsin gitsin, unutursun.

Entrika insanlık tarihi kadar eski, modernizm diye çağımıza suç atmayın :)

Kızın yaptığı adilik ama bence başkasının mesajlarına, hesaplarına bakmaktan daha adice bir davranış değil.

böyle modernizm mi olur ya allaşkına. saçma sapan şeyler yapmış eski sevgiliniz. layığını da bulmuş zaten. sallayın.

1: modernizm falan değil hacı bildiğin kaşarlıktır.
2: herhangi bir problem görmüyorum bu durumda ben. neden karıştırmayım ki? he haberi varsa problem olmaz zaten ama yoksa da yoktur. sonuçta hayatını birleştireceğin birisi. illa kontrol edersin.

bak etmeyince neler oluyomuş.

taraflar iliskilerinin cercevesini kendileri belirlerler, kurallari koyarlar bazen oturup konuşularak bazen de kendiliğinden ilişki esnasında kendiliğinden konulur, taraflardan biri kuralları ihlal ederse ilişki sürdürülemez, kişiler kuralları çıkarları doğrultusunda esnetmeye meyil ediyorlarsa da ki ederler bunu ilişkinin ahlakına aykırı bulabilirsiniz. modern insanın büyük hatalarından biri de bu yaşadığı her şeyi yaşadığı çağa özgü sanmasıdır.
soru2: sadece surası yanlıs olabilir sevgiliniz istemiyordur, gerekcesinin onemi bence yok,.Değildir de nedir? Valla basarilabiliniyorsa ne ala.

şurada çok şey söylemek isterdim de söylersem götüme girebilir.

1. modernizmle filan alakası yok. eğer biri çıkıp var derse de ben modern değilim o zaman.
2. arkadaşlar söylemiş, yanlış demiş zaten, ama senin kıllanmana rağmen bu mesajları görmek istemene, izin istemene rağmen göstermek istememesi de gizli bir iş çevirdiğinin kanıtı imiş. gizli iş çevirmeyen birisi için bunları görmek istemen sorun yaratmazdı.

son olarak, seninle beraberken eski sevgiliyle konuşuyor olması durumunu öğrenmeye sen mi çalıştın bilmiyorum ama geride kalan bir ilişkiden sonra arkaya bakma her zaman kötüdür. bir örneğini görmüş durumdasın. keşke bunu öğrenmeseydim de hayatıma devam etseydim diyorsundur şimdi, eminim. neyse...geçmiş olsun ne diyeyim. boşver diyecem de boşverilmiyor işte.

yıllar önce 2 yıldır birlikte olduğum kız ayrıldıktan sonra bana kuzenim diye tanıştırdığı elemanla sevgili olmuş, meğer kuzen falan değilmiş tabi, hayatımda gördüğüm en sadakatlı, dürüst kız o idi oysaki, düşün artık :)

SORU2 ile ilgili bi güncelleme yapmam gerekiyor. ilişkinin başlarında umursamadım bile yok face hesabıdır, yok msn'dir.Ben sevgilime her şeyimi verebilirim. Bunu beni kontrol etsin işler çevirmediğimi görsün diye değil. Sonuçta hayatımı birleştireceğim görse ne olur. Hem görsün belki bana özel hayatımla ilgili fikir verir, 'ben' olur. Çok mu zor. Ben de onu kontrol etmek istediğim için onun hesaplarına bakmak istemiş değildim. Sadece dikkat ettiğim o netteyken yanına geldiğimde hesapların birer birer kapatılması, ben yanındayken face'e gelen mesajların, cebe gelen sms'lerin bakılmaması gıcık etti. sonuçta ona güvenmiştim ve umursamıyordum. Derdim burda oturup doğru mu yapmışım yanlış mı yapmışım tartışmak değil. Doğrunun ne olduğüunu çok iyi biliyorum. Sadece bu doğruyu kaç kişi söyleyebilecek merak ettim. İnsanlara (nedense özellikle kız cinsinden olanlara)güvenimi yitirmiş durumdayım. Sadece bu güveni yeniden sağlamak istedim.
bu nick tam yirmi alti karakter'e ve azurre'ye ayrıca tşkr.
Bu arada kız duyurucularından yorum gelmemesi ne ilginç!

Modernizmle doğrudan ilişkilendirmek doğru olmaz. Ama kadın erkek ilişkilerinin popüler kültürün bir parçası haline gelmesi ve içindeki bütün erdemleri yok etmesi durumundan kaynaklanıyor bu, e tabi bir de insan doğası.

Olayı soğukkanlı ve seviyeli anlatmanız güzel bir şey. Çoğu kimse bu gibi durumlarda beyefendiliğini koruyamıyor.

Her neyse, iki noktaya değinmek istiyorum.
Birincisi 'insanlara güvenimi kaybetmiş durumdayım' büyük bir laf. Hatta öyle ki bu olay başınıza tekrar tekrar gelse bile söylememeniz gereken birşey.
İkincisi ise mağdur olduğunuz kadar suçlu da olduğunuzu bilmeniz gerekir. Biz bütün erkekler böyle birşey en az bir kez yaşamışızdır hayatımızda ve hepimiz başımıza gelecek olanı bal gibi biliriz aslında. Biliriz ama kimi zaman duygusallığın kimi zamansa delikanlılığın arkasına saklanıp olup biteni görmemek için resmen kör gibi davranırız. Sizde de bu aynen böyle olmuş. Fazla takmayın, üzücü bir durum ama üzüntü de geçici birşey nihayetinde.

Sevgilinin cep telefonu vs. karıştırmak bence doğru bir yaklaşım değil. Badak olduğum için hiç öyle dertlerim olmuyor çok şükür ama eğer sevgilimin, eşimin cep telefonu mesajlarını merak ediyorsam zaten bir yanlışlık vardır ortada. Benimle yahut onunla ilgili bir yanlışlık sözkonusudur. Aynı şekilde sevgiliden cep telefonunu vs. katiyetle saklamak da yine yanlış ve kırıcı bir davranıştır. Eğer ortada bu gibi güvensizlikler varsa yaşanacak şeyler için de midenin geniş olması gereklidir, aksi halde o kadar entrika ile akıl sağlığı kaybedilir.

johan sebastian; nasıl mağdur olduğum kadar suçlu olabilirim. İlişkim hakkında fazla detay vermedim. İyi bir ilişkim vardı. Sadece aklın bir köşesinde yer etmiş bir eski sevgili varmış. Ben bunu bilmiyordum. Peki bunu bilseydim bile bile eski esvgiliyi silmeye çalışmak için şaklabanlık mı yapmalıydım. Eğer benimle biri bir ilişkiye başlayacaksa beni olduğum gibi kabul etmesi gerekmiyor mu. Ki her konuda doğru düşünüyor doğru davranıyor olamayacağımıza göre sevgilim için değişebilirdim de.

Ben de bu söylediğinizi söylüyorum ya işte, zaten olan birşey varmış. Suçludan kastım zaten varolan birşeyi göremiyor olmak.
Bakın şöyle örnek vereyim; çevremde insanlar bir ilişkiye başladıklarında -farzedelim bir kız- erkek arkadaşının isteği ile facebooktali erkekleri siliyor, yahut facebook hesabını kapatıyor, bir erkek aradığında telefonunu açmaktan bile imtina ediyor. Bunu tamamen bir tercih olarak yapsa amenna, ama bunu bir güvensizlik sonucu yapması hoş değil.

Güven konusu çetrefilli bir konu, mesela benim bir kız arkadaşım olsa ve telefonu çalsa, arayan bir erkek olsa, kız açıp doğru düzgün konuşsa kimdir, nedir,necidir hiç umrumda olmaz. Ama telefonu çaldığında tavırları değişiyorsa ve ben orda garip bir duruma düşüyorsam işte orda benim bu duruma ses etmemem güven değildir. Yok eğer ben hala güveneceğim diyorsam işte o zaman düşeceğim durumun suçlusu biraz da ben olurum.

Şimdi anlaştık sanırım. Mesajlarına bakma isteğim sevgilime gelen tehditlerin nasıl şeyler olduğunu bilmekti, sonuçta belki de polisiye bi durum söz konusuydu. Sevgilim de bu durumdan fazlasıyka etkilenmiş durumu kimseye açamıyor kurtulmaya çalıştıkça da işin içinden çıkamıyordu. Yanında olabilmem için nelerin döndüğünü bilmem gerekiyordu. hepsi bu. Bu kadar ayrıntıya niye girdiysem konunun özünden saptım biraz.
Gene de son söz şunu söyleyebilirim. Özel yaşam bahanesiyle sevgiliniz özelinize girmenize izin vermiyorsa bilin ki bi işler dönüyordur ;)

ne alakası var modernizmle.ayrıca anlattığın olay için bir kız ya ilerde diyen başlayan cümleler kuruyosa, her an terkedilme korkusu var gibi bir görüntü çiziyosa zırt pırt seni çok seviyorum falan diyosa face hesabına falan bakmana gerek yok.durum ayan beyan ortada zaten.bir gün insan şeklinde bir kız arkadaşın olursa o zaman sadakat kavramı üzerinde hiç düşünmeyeceksin bence..sevgilinin senden ayrı özel hayatına gelince o özel alanıdır aslında..iki sevgili her konuda hem fikir olmak ve herşeyi beraber yapmak zorunda değildir...ayrıca bence böyle bir ruh hastasından (affına sıgınarak) kurtulduğun için kendini ödüllendir.git bişey ısmarla kendine..

abi bunun cevabı çok net;

(bkz: hatunların efendi adam yerine piç tercihi )

tüm yorumları ve ilave açıklamaları okudum şimdi de kız duyurucu olarak :) tüm bu başına gelenler milyonlarca kızın da başına gelenler aslında..bu işin kızı, erkeği yok yani.ancak eski sevgili saplantısı kızlarda biraz daha belirgin zannımca.onun dışında insan olmak, kişilik sahibi olmak ya da olmamakla açıklanabilecek bişey.münferit olaylar güven kaybına neden olmaz bence.ama her kötü tecrübe bişey öğretir.bi daha tekrarlıyorum kızın seveni, sayanı, kişilik sahibi olanı sadakat kavramı üzerinde dikkat çekici bir şekilde durmaz.ayrıca kız ya da erkek sevgilinizin psikolojisinin bozuk olduğunu ve bunu düzeltebileceğinizi düşünüyosanız yanılıyosunuz, çok insan gördüm ruh sağlığı bozulan bu uğurda..

Hadii tebrikler bütün yazılanları okuduğun için. (acaba inanmasam mı, güvensizlik o derece olmuş:P) Herkese yorumları için teşekkürler. Neymiş, utançlarımızı yüzkaralıklarımızı janjanlı sözlerle sonuna -izm getirilmiş otla püsürükle gizlememeliymişiz.
modernizm denen bok buymuş. ilk defa ağzımı bozdum burda.

eklediğin duruma bakılırsa olay benim dediğim gibi cereyan etmiş. hayır, kendimden biliyorum o yüzden. =) ben de ortada bir şey yokken sevgilinin telefonunu, facebook hesabını vs görmek istediğini düşünmemiştim zaten. ama başta o açıklamayı yapmayınca arkadaşlar yanlış anlamış. bu tehditler karşısında senin mesajları görmek istemen çok normal. ve bazı durumlar sonrasında(sen gelince hesapları kapamalar vs) kıllanman da çok normal. zaten yukarıda söylediğim gibi eğer bir şeyler karıştırmasaymış telefonunu görmen filan sorun olmazmış. bence böyle yani. bilemiyorum. =)

şu da mümkün: eski sevgili tehdit ediyordur kızı birşeyle. o da mecbur kalmıştır. oluyor yani, sevmese bile tehdit yeterli oluyor. korkudan olabilir. yaptığı tehdidi -artık her neyse- senin de bilmeni istememiş olabilir. bu ihtimal boş değil memleketimizde.

ama böyleyse bile sana "ilgili" mesajları göstermesi gerekirdi, böyle bir güvene ihtiyaç var tabi güçlü gelecek kurgusu olan bir ilişkinin. daha fazlasına değil ama: neden facesini telefonunu karıştırasın ki, senden ayrı özel hayat olması kötü değil, senin açından riskli bile olsa :)

olayları birinci ağızdan mı duydunuz. yani size çarpıtılıp anlatılma olasılığı da var. kız korkup eski sevgilisine dönmüş olabilir, kızı neyle tehdit ediyordu acaba aklınıza gelemeyecek kadar iğrenç şantajlar yapıyor olabilir. kızın psikolojisi de iyi değilmiş zaten aklı başında davranması çok zor.

Modernizm falan değil bu, kızın psikolojisi çok kötüymüş. Tahminen çok da korkmuştur, ne yapacağını bilememiş olabilir. Kendini sana layık görmemiş olabilir falan filan bi sürü sebebi var. Safi kaşar da olabilir ama bu tip hastalıklı ilişkilerde durumlar farklı olabiliyor.

Şahsen benim hiç rahatsız olduğum bişey değil telefonumun içindekilerin he facebook hesabımın sevgilimin tam ulaşımına açık olması. Sonuçta ortak bi hayatı paylaşıyorsak bu tip şeyleri saklamak doğru gelmiyor bana ama mesela işin özel hayat kısmında ağda yaptığımı falan görsün istemem yani. İşin "özel" kısmı bana göre bu. Ama bazıları da facebook ve telefon işini güvensizlik olarak görüyor. Onların bakış açısından bakınca o da doğru. Sonuçta güveniyorsa, insanın elinde şifre falan da olsa bakmak aklına gelmez.

Sonuç olarak bence 4 ayda kurtulmak sizin için iyi olmuş. Daha sağlıklı bi ilişkiniz olur umarım :)

sildiremiyor.

hukuken bir sorun olmadıkça istediğiniz entry'i sildiremezsiniz, dediğiniz gibi hakaret olması gerekiyor.

isteyen istedigini yazabilio mu o zaman.

birine at yarragı yazsak hukuken sorun olur mu pekı

yasalarca belirlenen sınırlar içinde hakaret olmadıkça evet.

birine at yarrağı derseniz hakaret olur.

edit:

illa at yarrağı olmasına gerek yok, yani sadece yarrak derseniz de olur, hatta sadece at bile hakaret sayılıyor.

at yarrağı sorun olmaz ama dinazor daşşağı sıkıntı yaratabiliyormuş.

benım nıck altına yazabilirsin sikayet etmıcem.

@ bryan

dalyarragın biri bnm nick altıma yazmıs bişiler ona fitil oldum ya o sebebden sordum bnde ona yazım mi fln die.

at yarrağı sıkıntı olmuyor (parantez açıp 'ihti$amlı, heybetli anlamında' derseniz)

~serseri martı'nın dediği gibi 'dinazor'lu olan ise, nesli tükenmi$; yok olmu$ gibi küçümseyici olduğu için gg.

Usb 3.0. eSata patlamış bir teknoloji.

Gerçi usb 3.0'da tam verimle kullanılamıyor ama olsun. İleride tam adapte olunur.

1 tb gibi nispeten cabuk dolacak bir boyut icin usb 3.0'a gerek yok kanimca. usb 2.0 gayet is gorur.

yahu arşiv diyorsunuz. usb3 ne işinize yarayacak? saniyede 30 mb ile kayıt yapacak. ne video izlemede ne başka bir şeyde sıkıntı yaratmaz size. usb 2 alın. gereksiz ekstra masraf.

2.5 1tb olanları da var panpa. mkv lerde fln usb 2.0 da sorun cıkarmaz.

HTC.

bahsettiginizi ikisi de yapar.

htc'de baska ekstralar var. ben olsam kararsiz kalirdim. iki alet de birbirinden guzel. teknik olarak htc, tip olarak ip4, aplikasyon kolayligi acisindan ip4.

htc daha sorunsuz, daha hızlı. ama ekran hassaslığı konusunda iphone htc'nin eline verir diyor bazı iki telefonu da kullanan arkadaşlar. yine de ikisini de kendi gözlerinle görüp hassaslığını denemeni tavsiye ederim.

Valla ben de yılların htc'cisi olarak diyim; uzun yıllar ifon olayına önyargıyla baktım. hep aşağıladım küçümsedim. desire şöyle desire hd böyle dedim durdum. htc'den hero, desire vs desire hd kullandım.
Ama daha sonra son cümlede bahsedeceğim nedenden dolayı ifon 3gs'ye geçtim. Baktım ki hiçbişey kaybetmemişim bu geçişle. Neticede şu var; dünya sevsen de sevmesen de ios ve dolayısıyla iphone üstüne dönüyor. android'i takan fazla yok. herbişeyi ifondan halledebiliyorken yok google yok open source bıdı bıdı boşuna uğraşmışım...der ben.

ajhfsd dunya ios ustune donuyorken android nasıl pazar lideri olabiliyor tum projeksıyonlarda ios pazarı dusuyor fln bunların cevabını da rica edelim.

şuan ipod touch 4G ve HTC Desire HD sahibiyim. ios a iki korsan yazılım yükleyeceğim diye maymun oluyorsun itunes denen salak programla muattap oluyorsun android de istediğini yapıyrsun ios'un kullanım kolaylığı hikaye onu söyliyim exchange ayarını yapana kadar götüm çatladı cihazda bluetooth olayı zaten ayrı bir konu. iphone un tek üstün noktası ekranı onun harici artı bir olayı yok ios ta bulup androidde bulamadığım bir uygulamada yok şuanda (misal hipstamatic diye paralı bir program yükleyecekken ios için ondan kat kat daha iyi fxcam ı buldum android için) için rahat olsun al htc yi

@delidir yakalayin: tamam ios muhtesem otesi degil ama abartmissiniz. jailbreak yapmak 2 dk surmuyor, installous uzerinden veya direkt olarak bilgisayardan korsan zimbirtilari yuklemek 1 dk bile degil. siz olmayan ayarlari mi karistirdiniz, itunes ne ayak?
gelelim uygulama cesitliligine. android anaakim konularda apple store'dan asagi kalir yerde degil. lakin halen tek bir pazar olamama sorunu, her markanin kendi pazarini olusturma cabasi vs gibi sebeplerden kullanicilari zorluyor. normal bir kullanici icin ben halen android'in mantikli bir secim oldugunu dusunmuyorum. arastiran ve biraz nerd olan kisiler icin uygun ama bak ona lafim yok. hatta basar apple store'a.

adres çubuğuna about:config yazın. açılan listenin en üstünde süzgeç kısmına tango yazın. tango kelimesi geçenleri listeleyecek. browserhomepage'e çift tıklayın. www.google.com yazın. ondan sonra keyword.url kısmına çift tıklayın. açılan pencereye www.google.com.tr yapıştırın.

edit: mozilla için.

denetım masası-ekle kaldır dan kaldırabilirsin.

pdf için sumatra pdf.

adres çubuğuna about:confing olmadı denetim masasından ekle kaldırda yapılmıyo malesef.

Tavsiye edebilecek olan varsa bende alırım valla bir tane :)

atv nın biraz yukarısında bi yer var, bi de mecidiyekoy tekel fabrkasının tam karsısındaki sokagın kosesınde vardı tukkan.

www.buyuklereoyuncaklar.com.tr

son kurduğun applicationlara bi bak
tekrar fabrika ayarına al.
tek tek kur programları ve aralarında 1 gün deneme süresi bırak.

Desire HD'yi bilmem ama Desire'ın önceki üretimlerinde telefonun yavaşlamasına ve kendini yeniden başlatmasına neden olan bir hata vardı. Anakartı değiştirip yolluyorlardı. Uygulamadan olduğunu sanmıyorum. Uygulamaları kapatıp öyle deneyin. Ya da hangi uygulama ne kadar ram/cpu harcıyor bir kontrol edin.

nette çok dolanıyorsanız cache'ini de temizlemeyi deneyebilirsiniz. belki işe yarar.

auto tas killer kurun, arkada bos beles calısan prosesleri kapatsın.

genlerin var panpa onun dısında tum hucreler oluyor bi de sınır sistemı var o olunce sen de olu sayılıyorsunç

Bazi beyin hucreleri sen olene kadar hayatta kaliyor. Hic degismiyor.
Bunun haricinde vucudunun geriye kalani yaklasik 7 senede bir komple degisiyor.

dişi isen, ömrün boyunca yumurtalayacağın yumurtalar doğduğunda hazırlanmış oluyor.

jassinpera, menapoz u ogrenmedın heralde henuz.

70 yıl ölmeden, atılmadan vücudumuzda yaşayan hücre var yani?

bayaa bir şey kaybettin usta. 7'den sonra, xp kullanmak ölüm gibi geliyor. özellikle stabilite ve hafıza yönetiminde çok mesafe katetti 7.

eski oyunlar dediğin ne kadar eski, denemek lazım aga.

ama eğer ortalama bir sistemin varsa, mutlaka 7 kur derim.

oyunlarda sorun olmuyo geç gitsin.

Hala XP kullanman hata, geç, yeni olan her şey iyidir.

xpden 7'ye verilerini kaybetmeden program yükler gibi geçebiliyorsun bir de, bekleme yapma devam et. (:

ota boka restart istemıyor bi ker eo bile buyuk basarıdır.

wi-fi, wireless aynı sey adamım.

lg optımus one, samsung ace.

wi-fi deyince aklıma ttnet'in ücretli hizmeti geliyor ama, farklı diye biliyorum. aynı olduğuna eminsin dimi?

wi-fi teknolojinin adı olurken, wireless bu teknolojiye halk tarafından biçilmiş isimdir.

kelime anlamıyla wire - kablo, less - "-sız,-siz" anlamındadır.

samsung monte

başka bir duyuruya c3-05 cevabı vermiştim fakat bir saattir lg optimus gt540 incelemelerini okuyup izliyorum 500 lira altına sıfırını bulursan çok kullanışlı bir telefon hayran kaldım

samsung monte çok iyidir. 440 olsa gerek fiyatı da.

nokiaya hiç bulaşma bide 500 altı diyosun.1000 liralık telefonları bile dökülüyo külüstür yani.samsungun dokunmatiği nokiayı hava karada anladın sen küfürlü konuşmak istemiorum çünkü :D samsung 4VER :D

ben nokia c5-03'e baktım baktım baktım bi turlu içime sindiremedim, gittim samsung galaxy gio aldım, çok da memnunum. 550 tl, bütçeyi çok da sarsmazsa bi bakın derim.
www.samsung.com

evet kontrol kalemıyle olur o iş bi tek.

istinye sarıyer fln dusundun mu peki ?

düşündüm ancak şişli tarafında kız arkadaşım oturuyor. eğer taşınırsam, ona ve işe yakın olmak amacım... yine yoldan çok kurtulamam gibi geliyor ist.-sarıyer civarında olursam...

Eğer illaki o semtleri düşünüyorsanız taşınmayın derim. Çünkü yüksek kiraları yerler bile çoğunlukla karanlık ve sıkışık olacaktır. Nİhayetinde oralara taşınsan yine aynı trafiğe gireceksin, hiç bir şey değişmeyecek. Hani işe yürüyerek gidecek falan olsanız neyse.

metro vardı aklımda... araba olursa en azından istedigim zaman istedigimi yapma özgürlüğüm de olur diyorum.. h.sonu çık git şileye mesela..

bence sarıyer. hatta bahçeköy bile olur. kız arkadaşınızının şişli'de oturmasına da fazla takılmayın artık metro sarıyer'e çok yakın.

evet yarım saate ulasıyor o kadar bile surmuyor.

1 yıl içinde alması gerekiyor sanırım. alması icin gereken süre pek kısa değildi onu hatırlıyorum ama.

ben bugün yollayacam yarın alır rahat rahat o zaman herhangi bi western union şubesinden o zaman oradan. güzel.

aynen western yazan herangi bi yerden alabiliyor.

Doktorlar bilir tabi, ama ben bu gibi rollercoaster'larda "kalp, bel vb sorunları olanlar, hamileler binmesin" gibi tabelalar gördüğümü hatırlıyorum. eurodisney^in web sitesinde de vardır eminim.

kısadevre yaptırma sonra.

sadfasfasfasf kısa devre ihtimali hiç aklıma gelmemişti. :)
ilahi be kardeş :))))

kalp pilinden önce, kalbindeki kalp pili takılmayı gerektirecek sorun önemli bence meslektaş. yani kalp pili tek başına bir şey yapmaz da o pilin takılma nedeni olan rahatsızlık ne derecede, hafif mi ağır mı, rollercoaster tetikler mi falan.

bu arada hatırladım, geçen sene yazın kan ilanı vermiştin kendine. hatta muhabbetini yapmıştık da grup tutmamıştı. meslektaş çıktın sonra. geçmiş olsun, iyi geçmiş ameliyat.

@kibritsuyu Eyvallah kardeşim.

Kalp pili kalp kapak ameliyatından tam blok çıktığım için var. Yani ritm cart curt problemim yok. kendi ritmim de var. Hastanede pilsiz olarak 3 gün takıldım o da var. :))) Yani aritmi ya da adrenalin kaynaklı sorun yaratacak bir durumum yok. :)

Avast veya AVG kurun, güncellemelerini yapın. Sonra güvenli modda açıp taratın.

combofix

avira antivir

500 civarı nokia c5-03 var

www.vatanbilgisayar.com

www.hepsiburada.com

www.darty.com.tr

bimeks.com.tr

400 (~500) tl civarinda bildigim bu durumda bir tek nokia 5800 var. cok sey istemissin.
ben olsam uzerine biraz daha para koyar ikinci el bir iphone 3g alirim, o ayri.

nokia yı salla derim, her halukarda androidli telefon alın.

lg optımus one, samsung ace, ımkan varsa desire, galaxy s.

Herkesin elinde var demezsen, 5800da c5-03 de uygun.
ben 5800 eşim c5-03 kullanıyor. İkisi de istediğin özelliklerde ve memnunuz. Ben çok ıcıj cıcık kullanmam symbian ne android ne bilmiyosan da boşver gerisini.

galaxy mini.. tek geçilir

dizel her yerde daha ucuzdur sebebi ise bir varil petrolden %50 gibi oranda dizel elde edilir, kalanı ise asfalt, benzin vs gibi diger yakıtlar elde edilir.

dizelin daha pahalı olmasının nedeni çevreye olan etkisi ve ülkenin izlediği politikalar. amerika da insanlar büyük benzinli araçlar kullanıyorlar ve metropoller dışında toplu taşıma araçları çok yaygın değil. dizel yakıtları ise ticari amaçlı kullanıyorlar. bu nedenle kimi yerlerde benzin daha ucuz ancak dizelin maliyetinin daha düşük olduğu gibi bir gerçekte var.

grub u sudo gedit le ac, windoz un oldugu blogu pardus un ustune c/p yap.

her turlu rom yukleme garanti dısna cıkarır.

kablo tvden başka bişey kullanmayan biri için seg 82 ekran bile olur. lcdlerin arasında uçurum gibi fark yok. eğer ben hdmi kablomla belgesel izlemeye bişey arıyorum diyosan

www.istanbulbilisim.com.tr

böyle bişey al. bunun üstü israf olur çünkü

kablo tv var ama hd top box alıcaz olmadı, bir de hd destekli dvd player taktık mı güzel olur diyoruz.

philips dendi, kafamda samsung var, onun dışında model bilen eden ?

samsung için dolanan rivayet, lcd panellerini sony'nin aldığı üreticiden alıyor olmaları. bilmiyorum ne kadar doğru.. teknolojinin sınırlarından dolayı lcd ile elde edilebilecek görüntünün x ve y modellerinde farklı görünmesinin olayı yazılım. bütün bunlara rağmen 2 tv arasında fark yaratabilen tek marka ise sony. yani bilmem kaç milyon (dinamik) kontrast, bilmem kaç nanosaniye tepki süresi gibi vaatlere aldırmayın. bunun yerine kampanya kollayıp full hd olması şartıyla marka farketmeden alın gitsin.

Kesinlikle otorite değilim ama lcd tv'ler için 'LG'nin yanında Samsung da neymiş' diyebilirim. Samsung'un sadece ücret yönünden iyi olduğunu sanıyordum ben.
1,5 sene önce araştırıp aldık 106 ekran (42inç) LCD. Markası LG ve son derece memnunuz kendisinden. Tavsiye ederim.

panasonıc diyorum ben.

once fixmbr yapıp grub u siliyorsun windoz un installerını kuruyorsun sonra ext4 u formatlıyorsun.

ubuntuyu windows program ekle kaldırdan kaldırınca hiç sorun olmuyor (orada görünüyor). windows installer ile kurduğun için dedim. fixmbr falan atraksiyonlu şeyler. en güzeli windows içinden.

iletişim, can, oğlak. bu üçünden birinde varsa al oku. oğlak ilk sırada benim için. ama yok sanırım onda suç ve ceza.

iletişim

İletişim Yayınları - Ergin Altay çevirisi.

cok eski meb - nihal yalaza taluy da iyidir.

(git: 108548)

türkiye iş bankası kültür yayınları - mazlum beyhan

tartışmasız en iyisi bu. mükemmel bir çeviri.

pazarlık sunnettir

öyle oluyor hep. komisyon başkanı kendisini pazarlıyor işte aha milletime 1 milyon dolar daha kazandırdım diyerek. gerçi yine bir ihalede birisi arttırmamıştı bir şey de olmamıştı diye hatırlıyorum. jest olayı yani tamamen.

bi de fizibilite vs bi hesaplar fln vardır basganda ona gore artır fln der. diyeiblir. gecmıste teklif dusuk oldugu ıcın kamu yararına bozulan ihaleler olmustu.

tamamen jest, çoğu kamu ihalesi sonrasında kapanış bi fiyatının üzerine bir tık daha çıkılır. hatta bir kere anadolulu bir iş adamı jest olsun diye kapanış fiyatını ilinin plaka numarasına yuvarlamıştı. atıyorum 39,5 milyon dolar ise 42 ye yuvarlamıştı.

ilk 3g ihalesini kazanana turkcell'e de komisyon başkanı son fiyatı tekrar arttırmasını istemişti, süreyya civil mi ne türkselin ceosu, "yapabildiğimiz bu kadar" diyip arttırmamıştı.

genel olarak daha çok devlet kurumları ihalelerinde yaşanan bir tür jesttir. açık eksiltmelerde de mesela 9,15'e sizde kaldı iş. ihale başkanı "terp bey 9,00'a yuvarlarsak mutlu oluruz" tarzı bi laf eder. peki dersiniz ya da kendi rakamınızı söylersiniz.

zaten bu işlerde parayı gömdüğünüz için o 3-5'e bakmazsınız aynı 860'ta 1'e bakmadığınız gibi.

Tatbikat var sanırım.

Hımm. Anladım. İnsan bir garip hissediyor yabancı gemi görünce.

deniz yıldızı 2011
deniz kuvvetleri taktik tatbikatı
marmara ve karadenizde.

habere göre yabancı gemi olmaması lazım ama?

www.aksam.com.tr

fransa bayrağı gördüm bir tanesinin kıçında, o nedenle yabancı gemi diye düşündüm tamamını. yanlış bilmiyorsam savaş gemilerinin kıçındaki bayrak kendi ülkesinin, önündeki bayrak hangi ülkenin karasularındaysa o ülkenin bayrağı olurmuş.

hemen "geldikleri gibi giderler" diyesim geldi :)

(git: 239541)

blackseafor mus mevzu.

nokia 6700 & 6700 slide

panpa wireless yok onda. neyleyim wlan olmayan telefonu, sene olmuş 2011.

pardon yaa =)

uykulu gözle okudum ama anlayamadım kusura bakma.. alternatif derken bizim tercihlerimizi soruyorsun sandım :)

androidli bişi al panpa koyver nokyaya.

teamviewer ilen ordan kursana amcana da.

3. parti bir scsi / raid sürücüsü yüklemek için f6'ya bsın kısmı.

bi şekilde o bilgisayarın sata (anakartın sata denetleyicisinin) sürücülerini bulup bu adımda göstermen gerekiyor. bu esnada usb çalışıyor olacak mı, emin değilim.

diğer yöntem, sürücüleri nLite ile gömerek yeni bir XP CD'si yazmak. böylece sana driver sormadan kendi görecek. bu yöntemin internette milyon anlatımı mevcut. mesela forum.pclabs.com.tr

service pack 3 olan bir windows sürümü kullanırsanız, o pack içinde raid sürücüleri de olduğundan sorunsuz kuruluyor. eğer sp3 olanı bulamazsanız bir de raid seçeneğini biostan kapamayı deneyin. başka seçenek yok.

Bazı Bıoslarda SATA mode : IDE yapılabiliyor.. Yani satayı bir süreliğine IDE olarak gösterip sonra geri ayarına dönebiliyosun IDE modunda yavaş çalısıyor sadece ama format atana kadar işini görür sonrada sata drıverlarını indirir kurarsın..
Ayrıca eski laptopsa sata değildir hdd belki...başka bir problem vardır..

sata.

google docs

scribd

sagında solunda wirles ac-kapat tusu vardır onu bı seyap.

teşekkürler hepinize.
sağındaki, solundaki aç kapa tuşunu bir türlü bulamadım ben
ne tür bir ağ yöneticisi kullandığımı bilmiyorum, makineyle default gelen şeyi kullanıyordum işte. f2'ye bastım açıldı görünüyor. eğer bu yüzden kapandıysa, kendimle birkaç ay dalga geçmeyi düşünüyorum

bunun aç kapa tuşu f2 dir

biostan fn+f2 olacak şekilde de ayawrlayabilirsin.

"multimedia key first" şeysini "function key first" yapıcan.

evet. komple bios ayarı yapmak lazım galiba. dell'de öyle bir problem var. f5'e basıyorsun ışığı ayarlıyor. değiştireyim hepsini;)

İlla Vespa istiyorsanız ve artçı olacak ise GTV 250 ie ya da GTS 300 ie öneririm.
150 lik diğer moedeller artçı ile çok fazla performans vermez. 2 kişi taşır tabiki ama
motor gücü sınırlı olduğu için sürekli motoru sınırlarda kullanmanız gerekir, çabuk yıpranır, aşırı benzin yakar.

Fiyat olarak her zaman vespa'ya karşıyım, çok gereksiz bir pahalılığı var diye düşünmüşümdür hep.

Alternatif olarak SYM, Kymco, Yamaha gibi markaların 250-400 cc arası scooterlarına bakılabilir.

Ek: Vespa ile uzun yol yapılır ama 250 cc motorla yapılmaz. Uzun yol dediğiniz 300 KM'den fazla ise kesinlikle 400-500 cc motor tavsiye edilir.

cbr 150 fln var ya da yamaha r125 fln. onlar da guzel aletler.

Vespa guzel motor ama bence arada atlayim kacayim yakin yerlere vs diyosaniz piaggio x8, x9 lara bakmanizi tavsiye ederim cok daha rahat edersiniz, hem siz hem artciniz

Cok tesekurler arkadaslar, OTV farkindan dolayi GTS250'ye yonelecegim yine de. Vespa'ya taktim bir kere :)

2sene et4 150 kullandım. azcık ufak tefek bi adamım(120kg) + eski kız arkadaşımla(60kg) toplam 180kilo olarak şehir içi dışı çok yere gittik geldik lakin uzun yolda ciddi yoruyor+ 60-70km civarı hızlarda gidiyorsun ortlama olarak.
bu beni yormaz dersen et4ten vazgeçme...

lakin şehiriçi de dışı da ii bişi dersen px200 olur, gt250 olur gtv250 olur.. bütçene göre...
ha muadili olarak beverly250'de var durmadan kastamonuya git burdan , motor yormuyor ve ii çekişi var.
ama şunu unutmayın vespa azcık pahalı olsa bile değerini koruyan motordur. kaça alırsan hemen hemen aynısına geri satarsın fiyatın...

cok sagolun.
ben ayrica satmayip besleme taraftari oldugum icin vespa gts 250'de karar kildim :)

tema ile bi gorusun, vardı boyle seylerı.

bildiğiniz bilgisayar yahu bu, zaman makinesi falan değil. nasıl ki mouse takabiliyorsanız klavyeyi de öyle takabilirsiniz usb girişine. herhangi bir ayar gerektireceğini sanmıyorum.

kablosuz blututlu olanları var onlarla cok daha rahat oluyor. tak calıstır bu seyler, bi sorun olmaz.

ekran yükselticiler var. alın onlardan bir tane
www.hepsiburada.com

buradan beğen bir tane

çok param var diyorsan da böyle bir şey var
www.vatanbilgisayar.com&-stand-(turkce)/productdetails.aspx?I_ID=33831

denetim masası-ses den kulaklık seysını kaldır deyınce olması lazım.

ya da kasayı acıp oraya gelen kabloları cıkar.

kasayı aç ön panelin fişini çıkar yerinden

kablosunu cıkarınca malesef power tusu da arada kaynıyor . acılmıyor sonra.. tüm önerilere acıgım hala :)

power nıye kaynasın abi tamamını cıkarmıcan, jaklara gelenlerı cıkarcan. birini bile cıkarsan kafi.

yan derken ? zorlu plaza ınsaatını mı dıyorsun ?

yok abi, tat towers tarafında tam kavşağın içinde bir çalışma var onu diyorum.

yahu tek merak eden ben miyim, anlamadım ki

zincirlikuyu metrobüsten, gayrettepe metroya geçmek için bişeyler yapıyolar galiba. benim de aklıma takılmıştı öle bişey düşünmüştüm o zaman.

hayvan gibi çukur açtıkları yeri diyorsan trafo falan yazıyordu üstünde.

Kasislerin en sağından geçilemeyecekse bile, üstünden geçerken de sağa kırıp hafif çapraz geçenler de var, önce sol teker sonra sağ teker diye. Rot balansı olumsuz etkilediğini sanmıyorum.

hızlı girmedıgın surece rot balansa bişi olmaz.

kasise hafif sağlı veya sollu girmek, altı yere yakın araçlarda kasise vurma riskini azaltır.

sağ sol değil o , sadece tek lastiği kasise vermek için sasğa veya sola verilir. aksi takdirde aracın göbeği kaplumbağa gibi tümseğe sürtebilir.

kasise çapraz girmek aracın altı vurmasın diye.
sağdan geçerek bir tekeri düzden götürme mantığı ise bana da garip gelir.
türkiyede kaldırım taşından kasis yapılan bir ülkede
rot balans ayarını dert etmek sadece boş yere bir sıkıntı yaratmaktır.
bir çok aracın ön düzen berbat oluyor kaçarı yok. sadece zamanı biraz uzatmış olursun.

Altı yere yakın bir arabada sürtme riskini arttıradabilir. Sırf sol tekeri kurtarabildiğim durumlarda %90 arabanın altı bende yere sürüyor (egzos yere çok yakın bir noktada) Ne kadar dıştan geçtiğine bağlı.

www.istanbul-ulasim.com.tr

surdan

Yav büryan sen etme bari,
İnternet sitesine baktım zaten.
Türkiyede bir şeyin ilan edilmiş olması onun o şekilde çalıştığı amnlamına gelmiyor. Bizim burada dolmuşlar 24:00e kadar çalışmak zorunda. Belediye talimatnamesinde ama çalışmıyorlar. 23 dedin mi bir Allahın kulu kalmaz. İstanbulda yaşayan tanıdığım yok o yüzden soruyorum: Cumartesi günü sabah 06:00da çalışıyor mu? :)))

calısıyor, metro son 10 yıldır benım bıldıgım bi sel basması bi de kazık cakarken tuneli delmeleri sonucu aksamıstı istanbulda.

ilk sefer 5:48 de geciyormus otogardan hatta.

Danke şönlerden bir demet efendim. :)