nerden olması farketmez mi?

ben balıkesir'deyim de ne için olduğunu da söyleseydin ona göre cevap yazaydık

10 sene önce aldığım ilk koşu bandı, bana bambaşka bir dünyanın kapısı açtı.

tatile çıkarken prezervatif.

her keresinde iyiki almışım diyorum, yazlık yerde çok pahalı oluyor.

visko yastık: her boş vaktimde yatağa koşup kafamı yastığa koyuyorum. e72 bende de var. 3 gün şarjı gidiyor canım benim.

bekar ya da öğrenci evi için mikrodalga fırın ve cattle.

çok yürüyen birisiyseniz adidas ya da nike'ın yürüyüş ayakkabıları. hepsinde var mı bilmiyorum ama özellikle hava tabanlı ve fileli olanlar ideal bence.

table mate; tek sıkıntı alt kısmı yalama olursa koltuktan birden kalkmaya yeltenince oraya çarparak açıp bilgisayarı düşürebiliyosunuz.

xbox 360 controller. büyük fırında kullanılan yağlı kağıt. jbl on tour hoparlör. bağdatın tavuk baharatı.

Lumia 525

kindle

@fucking machine in my head

Ekonomiyi abartıp BİM den alayım deme. Yırtılıyor :(

@b1019

Yürüyüş ayakkabısı olarak geçenlerde arkadaşlarda sürekli gördüğüm Kalanji Ekiden 50 isimli ayakkabıyı aldım Decathlon dan. Aldığım günden beri ayağımdan çıkarmadım. Çok rahat. Ayrıca fiyatı da o rahatlığa göre bedava. Bak bunu yazmayı unutmuşum...
Bi tane de siyahından alıcam.

iphone'un hangi modeli olursa olsun iyiki almışım diyorum çünkü benim gibi sakar bi adam için bulunmaz nimet. sağlam ve stabil

northface ürünleri: hastasıyım... hiç pişman etmediler hamd olsun.

tabiki kitaplarım. ayırmıyorum. ben öbür tarafa göçene kadar benimleler..

Isvicre cakisi, 300 liraya aldigim ama tam bir canavar olan laptopum, yillar once aldigim camdan yapilmis mousepad ve numarali gunes gozlugum

Akilli telefon. 1 yil once gecti akilli telefona. Birde columbia bot var, tas gibi hem de indirimdeydi cok uyguna almistim.

kedim.
gerçi para verip almadım ama eve aldım sonuçta. psikolojik olarak hayatımı kolaylaştırıyor, sayılır herhalde?

Macbook Pro'cuğum.

3 günlük olmasına rağmen kindle.

bilgisayar ekranını tv'ye aktarma kablosu.

yandex navigasyon

giyince atom karıncaya dönüştüğüm çok rahat spor ayakkabım ama eskidi :(
taksitle ve 2. el aldığım fotoğraf makinam.
çocukluk hayalim pisikletim.
herkes nokiaya para bayılırken aldığım lg p503.
cd girişi yok diye dalga geçilen ama +8 saat sarjı giden 1,5 kiloluk bilgisayarım.
bi de çok rahat bi sütyen var ama o konulara girmeyeyim.

-kindle
-motosikletim
-20 yıllık çamaşır makinem (bin yılın icadı çamaşır makinesi bence.)

+8 saat şarjı giden 1,5 kg pc nedir acaba ? o pc'nin ifşasını bekliyorum.

Wii : Sayesinde hem para kazandım hem de çok eğlendim hem de kendimi geliştirdim (development anlamında)
DSLR Fotoğraf makinesi : Çok anlamlı zamanlarda iğrenç kalitede fotoğraflar yeni çok güzel fotoğraflara sahip oldum.
Ipad : Pc başında oturmaktan kurtardı, her gün rutin kullanılıyor.

daha bir sürü var gerçi...

askdlfşşf arkadaş neden garipsediniz? 5 yıl önceki bilgisayarım acer aspire 3810t miydi neydi. huysuz sevgili gibi olsa da moralimin bozuk olduğunu anlayıp jet gibi çalışırdı. age off oynarken kasmazdı. hiç prize yakın masa aramadım, yanıma şarj aleti almadan dolaşırdım.
sevgilim olmasında da vizontele tuuba izlerken yarısında vizontele 1'i açmasının katkısı çoktur.

şu anki bilgisayarım da www.teknosa.com tuşları acer kadar güzel olmasa da aratmıyor eskisini.

Hersey giderek gariplesiyor. Vizontele tuuba izlerken vizontele 1in acilmasiyla nasil sevgiki edindin allasen.

Kesinlikle silahim. Oyle sacma birseyki bi parcam oldu resmen. Hic bi boka yaramasa bile belimde kilifinda kimsenin bilmedigi gormeyecegi bir yerde olmasi her duruma karsi acayip bir guven hissi veriyor

vespa. sehir ici mesafelerde hem pratik hem hizli hem ekonomik. toplu tasimadan bile daha ucuz.

3 liralık şifreli bisiklet kilidi :)

deotak.

hayatımı değiştirdi.

Kağıt havlu: Masaya dökülen zerzevatı sil, seks sonrası partnerin üzerindeki spermi sil, nezle olunca burnunu sil.. Bunun kadar muazzam bir f/p ürünü gelmedi, gelmez.

Laptop: Bayağı para dömeldim ama şu anda açamadığım oyun ve türevleri yok, ve sanırım önümüzdeki 5 yıl boyunca da olmayacak.

Ray-ban Aviator: Gözleriniz ışığa fazla hassassa Ekim ayında bile kurtarıcınız olabilir.

Motosiklet: A noktasından B noktasına ulaşmanın en hızlı ve keyifli yolu.

Lan ne maddiyat delisiymişim :/

salomon ayakkabı. amphıbıan serısınden üzüldügüm ayakkabısı olmadı henüz.

led lenser el fenerım. p7 falan degıl en ucuz 2 AAlı serıden. zweı brüder rulez.

bısıkletım. kendım topladım kısmen. 7 yılı gectı. ne zıncırı attı ne lastıgı ındı ne de bır defa olsun yagladım sıldım. cok da hunharca kullandım yazlık bır bölgede duruyor tuz ve nem de yüksek. bır kere üzmedı benı. baska bısıkletler gördügümden anladım dag bısıkletımın kıymetını. elım ılk degdıgınde cıllop gıbı bakım yapıp arayı kapatacagım. söz valla.

ıpod. 4g cıktıgı gğnden bu yana kullanıyorum günde 24 saate kadar müzık dınledıgım zaman da oldu:D o da bır defa üzmedi. ıtunes mal olsa dahı gene de üzmedı.

brıta su fıltresı. lan burda hayvan gıbı suya para verecegıme cesmeden doldur arıt 2 dk. mıs.

harıcı hdd. western dıgıtal. passport ve elements. 3.sü ultra olacak bu ay sonuna kadar uygun denk getırebılırsem.

pons. az eskıtmedım bulamadıgım kelıme de pek olmadı. almanca türkcesı sagolsun.

masa lambası genel. aldıgım her masa lambası odaklanmama yardım ettıgı kadar genel aydınlatmam da oldu. evın ısıgından cok masa lambası acık kaldı. özle de olmaya devam edecek. sımdısı ıkeadan mımar lambası yaylı falan. eskısı florasan cubuklu beyaz ısıktı.

3m 1100 kulak tıkacı.

*17 sene once aldigim elektro gitarim. Arada sirada da calsam gene zevk veriyor.
*5 sene once aldigim nokia 5800. Neredeyse elim ayagim.
*Nereye gidersem gideyim yanimda goturdugum iliadin burun spreyim. Burnu hep tikali olanlar beni anlarlar.

muzikcalarim ve kulakliklarim: marka vermiyorum ama ust duzey cihazlar, ses epik seviyede, zevkten geberiyorum.
gaming laptop: oyunsever ancak mobil bir insan olarak oyun derdimi cozdu.
buharli pisirici: saglikli ve kolay yemek pisirimek icin
matarali blender: iki dakikada nefis saglikli kahvalti shakeleri yapmak icin
kindle: kitapsever ancak mobil bir insan olarak kitap tasima derdimi cozdu.

www.imdb.com

şu filmi izlediğimde vay ne güzel memleketmiş elin soğuk norveçi bile demştim.

mayıs sıkıntısı

paris texas

dersu uzala

www.imdb.com

irlanda da geçiyor, güzeldir.

bu arada evet vikings'i kesin izlemelisin.

yangın var; lice'den çayeli'ne bir yolculukla geçiyor film.

izgnanie
spring, summer, autumn, winter... spring
bir zamanlar anadolu'da

Dances with Wolves
www.imdb.com

mongol
www.imdb.com

Soğuk değil. Akşamlaır belki bi hırka çok üşüyen bir insansanız o da. gündüz bildiğiniz sıcak izmir havası.

Sabah ve akşam soğuk ama gün içinde baya sıcak. Ben mesela şu an battaniye ile duruyorum dün baya kazak falan giymiştim. Ama bugün yanımdaki hırkayı elimde taşıdım sabah soğuk diye almıştım gün içinde çok sıcaktı.

ben şuan t-shirt giyiyorum ve odamın camı açık. sadece sabah erken saatlerde(6-7) az biraz serin oluyor ince hırkalarla bu saatleri geçirdikten sonra t-shirt yeterli.

hem yazlık hem kışlık al yanına bence. 2 gün önce izmir'deydim. akşamları soğuyodu. hele ki esen bi yerdeyseniz donuyonuz gece. üşengeçliğimden çıkartmadığım yorganı çıkarttım.

balıkesir'e geldim. dün akşam soğuktu bugün pişe pişe bi hal oldum. havaların sağı solu belli olmuyo şu sıralar.

Ben şu an sıfır kollu ve kapriyle oturuyorum. Dışarıda da kısa kollu, sabah ince hırka, alta pantolon. İki gün önce buz gibiydi ama belli olmuyor.

ileri geri tuşları fix bunda okuduğum kadarıyla. değiştirilemiyor.
Logitech yada A4Tech gibi firmaların mouselarında var o bahsettiğiniz özellikler. Örneğin Logitech M705'i tavsiye ederim.

şöyle bir yazılımı oluyor oradan değiştiriliyor : s1.postimg.org

everest'in bazı modellerinin driver'ı oluyomuş. o şekilde ayarlanıyomuş ama bu modelinkini bulamadım. satıcı ayarlanıyo deyince merak etmiştim. almış bulundum zaten artık.

xmouse diye bi programla sorunu çözdüm.

hiç birine girmesen bile hesaplanıyor olması lazım. o düşündüğün şey kpss'de oluyor sanırım.

benim bildiğim hesaplanmıyor.

MF puanlarin hesaplanir canim neden hesaplanmasin. Ha yeter mi orasi ayri soru.

hesaplanır ama paralı bi bölüme girecek kadar filan olur bi ihtimal %25. okul dandikse belki %50 koparırsın ama daha fazlası asla olmaz.

edit: sonradan baktım da istanbuldaki bazı okulların %50 burslu kontenjanı dolmamış bile.: web.ee.hacettepe.edu.tr

e benim neden hesaplanmadı o zaman. sadece ham puan hesaplanıyor, yerleştirme puanı hesaplanmıyor.

mesleğini söylersen daha rahat cevap verebilirler.

bir kurumun uzman yardimcisiyim, aslen hukukçuyum

turkiye sinirlari icinde kalacaksaniz gunluk hayatta karsiniza cok cikmaz. ama hic ummadiginiz bir anda da "iyi ki ogrenmisim" diyebilirsiniz, ne de olsa dunyanin en cok konusulan dillerinden biri. yalniz bir noktada sizi uyarmaliyim: bu dil cok zor bir dildir ve kararlilik ister. gelip gecici bir hevesle ogrenilebilecek bir dil degildir. ben 8 yildir konusuyorum ve hala yeni ogrendigim bir fiilin cekimleri karsisinda sok yasayabiliyorum :)

Kuzenim. Cok pisman birakmak istiyor isi, su an ustegmen bir de. Topcu-sirnakta.
eski sevgilim. O da pek mutlu degildi en son.
zor is, ne bileyim ben olsam gitmezdim. Birakmak istesen birakilmiyor. Askerlik kutsal diye kahrini cekiyorlardi, ne kutsalligi kaldi ne bisey. Omru bosa harcamak sadece. Hayatinin cogunu sacma sapan yerlerde, sacma sapan insanlarin emirleriyle gecirmek.. Zor.

tee liseye giriş sınavı zamanında babam "hayatın kaysın istiyorsan gir." demişti. eğitim - öğretim doğal olarak gayet sağlam tabi. askerlikle ilgili idealleri olmayanlar için hiç gerek yok.

askerlik yaptığım sıradaki teğmen ve yüzbaşılar dahil herkesin hayatındaki en büyük pişmanlıktı.

hatta bizim yüzbaşı, ki binbaşılığa terfi edecekti bi aksilik olmazsa, hayatımda en büyük pişmanlık budur, çok kez bırakmak istedim ama durumumuz da yoktu o tazminatı ödeyemezdik, sustum devam ettim, diyordu.

2 tanıdığım var. İkisi de bıraktı ve tazminat ödüyor.

Tazminat odeyip cikan bir arkadasim var. iyi ki cikmisim der her zaman.

maltepe askeri lisesi mezunuyum. intibak kampında bıraktım. özetle gitme. adamın iflahını sikiyolar. sonrası iyi olsa gene neyse dersin ama bir çok subay arkadaşım istifa edip farklı bir meslek yapma şansı olsa anında bırakır.

askerdeyken tegmenden tut uzman cavusa kadar dısarda bir iş bulsalar kacacak durumdalar. ki biri bırakmıstı hatta aldıgı maasın 500 tl aldındaki işi kabul etti.

askerlik yapmak güzel birşeydir. kafa resmen resetleniyor. zorunlu 6 ay dünyadan soyutlanıyorsun tek derdin, bu sabah ictima var mı,öğlen ne yemek çıkar acaba, ulan ne yapsam da bu sabah geç kalksam gibi şeyler olur. Güzel insanlarla ve çirkin insanlarla tanışırsın.

@tahtelbahir, orası öyle. ben mental olarak bu kadar gevşediğim hiçbir yer hatırlamıyorum.

da konu o değil :) bütün gün, bütün vaktini ve tüm entrylerini bedelli çıkartılması için "ağlaşmaya" adamak çok ama çok itici değil mi

bedelli askerlik askerliğin kendisinden bile beter bir durum. yarın çıksa ben parasını verip belki askerlikten yırtarım. ama fakir birisi gider mecburen, şehit olur. tamamen sınıf ayrımı. pislik bir şey. zorunlu askerliğin tamamen kalkması lazım, bedelli askerlik resmen zenginlerin hayatını ve özgürlüğünü satın alma hakkı gibi bir şey oluyor. fırsat olursa mecburen özgürlüğümüzü satın alıcaz biz, ama alamayanlar nolcak? onların hayatları, gençliklerinden çalınan 6 ayları hakları değil mi? tiksinç bir şey.

"bedelli çıksın" deneceğine "zorunlu askerlik kalsın" denmeli yani. böyle düşünüyorum.

Zorunlu askerlik bir ulkenin ayibidir bence.
Sorunuza cevap:
Boyle konulara cok kafa yoran her insan itici gelir bana. Lisede katsayi/net hesabi yapan adam gibi. Surekli bikbik.

hayır itici değil. adam annesiyle birlikte yaşıyor annesinin tek yakını o. devlet çocuğu askere alıyor gel yavrum diye. askerlik güzel bişey olamaz. nice tecavüz, intihar vak'ası var. zorunlu tutulmamalı. insanların gerçekten farklı dertleri var.

@ay nov, çok doğru tespit oldu bu.
@andy kaufman, biz ne diyoruz sen ne diyorsun. burada askerliğin kalkmaması gerektiğini savunan biri var mı allah aşkına?

@rm, bedelli askerlik, askerliğe karşı geliştirilmiş bir tutum değil. bedelli askerliğin, askerlik karşıtlığıyla alakası yok.

bedelli askerlik "ben gitmeyeyim de diğerleri gitsin"den fazlası değil yani. öyle çok militarizm karşıtı naralar atmanın lüzumu yok şu ucuz, hastalıklı yapıdan bahsederken.

@kamera motor ben de düşüncemi paylaştım kardeş. altını çizdim. pekiştirdim. ayrıca tahelbahir güzel bişey demiş. ona cevap verdim. teheeey.

beni askerlikten kurtaracak her şey uyar bana aga. adı çok da önemli değil.

sözlükte ağlaklık yapmak itici.

askerlik sistemi sorgulanmalı. buradaki ibnelik bedelliyi yapanda değil bedelliyi çıkaran devlette. resmen parası olmayan adamı it yerine koymak. bunun suçunu bedelli yapan adama atmak da doğru değil tabi. sonuçta o adama sorsan o da topyekün olmasın askerlik diyecek.

annem ve babam ayrı. benden 2 yaş küçük kız kardeşim var. şimdi beni askere alıp götürdüklerinde, askerlik süresince aileme kim bakacak? hadi bana bunu açıklayın. eğer devlet bakacaksa hemen işi bırakıp gideyim.

eksisozluk.com

çok itici bu ya. öyle böyle değil, o kadar ezik ve itici ki. aynı ortamda bulunup maymun etmek isterdim bu arkadaşı.

Thank you, Spasibo. Спасибо

lisedeki hocamız yabancı dil öğrenmenin en iyi yolu müziktir derdi. youtube'a russian songs with lyrics and english subtitles yaz.

mesela şöyle bişey var, benzerleri de varsa tam senlik işte.

www.youtube.com

Gugilda mehmet arslan diye duzeltti, bir seyler cikti, o sekilde arasaniz bir de isinize yarar belki.

@elmali kurabiye bütün kombinasyonlarını denedim fizik kitabı falan çıkıyo sadece güvender yayınlarından. vatandaşlık kitabı çıkmıyo.

mehmet arslan, mehmet aslan, mehmed aslan, mehmet aslan'ın hepsini denedim. aşağı yukarı aynı sayfalar çıkıyor zaten.

salınız.

böyle diyince sana hak verdim öldür gitsin.
ama o hayvan can çekişerek ölmeyi hak etmedi.
ez bi anda ölsün.

Sal hayvanı. İlka öldüreceksen de havasızlıktan ölmesini bekleme bari. Cani misin amk?

evcillestirmeyi deneyin.

Salın.
Öldürecekseniz de öldürün, can çekişmesin yazık.
(Bi' kara sinekle empati yapmadığım kalmıştı, o da oldu duyuru sağolsun. aşsdkaşd)

Lütfen camdan dışarı salar mısın.(!)
Şu dünyada insan kadar hastalık taşıyan ve bulaştırabilen canlı yok.
Ben de sevmem kara sinekleri ama can nihayetinde, eziyet ediyorsun.

Sanırım evcilleştirmeyi deniycem.

Şimdi sal diyen arkadaşlara soruyorum: Hiç hayatınızda bir sinek sesi yüzünden uyuyamadığınız olmadı mı? Ya da bu bir kara sinek de, sivrisinek soktuğunda nasıl sinir bozucu bir kaşıntı olduğunu tecrübe etmediniz mi?

Hepsine rağmen yine de sal diyorsanız, sizin evinize salsam hoşunuza gider miydi? Benim evime tekrar gelmesi ihtimali bile beni sinir ediyor çünkü. Bunlar girmesin diye cam açamıyorum.

not: süremiz azalıyor. sineğin hareketleri yavaşlamaya başladı. artık uçmuyor sadece yürüyor ve ben hala salmaya ya da başka bir şeye ikna olmadım. O çaresizliği hoşuma gidiyor.

kenan evren'in oğlu falan mısın ya. öldüreceksen, öldür veya serbest bırak işkence yapma. sinek bizi ısırıyor, biz de hayvan yiyoruz. bizi bardağa tıkasalar hoş olur mu?

böyle düşününce dademin bi sivrisineğe vurmuştum vicdan yaptım :(

Bir daha nikinizle karşılaşırsam cani olduğunuzu hatırlayacağım. İyi uykular.

planlı kısımda kahkaha attım ama bu cani olduğunu düşünmemi engellemedi. sal gitsin lütfen garibanı. Benim yanıma gelsin, razıyım ben..

Öldür.com gibi olmuş burası :)

cesedine zarar vermeden öldürmeyi dene sonra o küçücük kafasına ip bağlayıp masa lambasında sallandır ki diğerleri de ibret alıp korksun senden. tabi güçlü bir orduyla geri gelebilirler.

Madem bu kadar empati yapıldı salıyorum hadi. Hala ikna olmadım ama neyse. Bana "sal hayvanı yazıktır" diyenler de önümüzdeki yaz aylarında her küfür ettikleri sineğe bakıp bu sineği özgürlüğüne kavuşturduklarını hatırlasınlar.

Hiç sokaktaki çocukların sesi yüzünden, balkonda sabahlara kadar kahkaha atan insanlar yüzünden uyuyamadığın; ofiste-okulda-otobüste sesinin dozunu ayarlayamadan konuşanlar yüzünden başının ağrıdığı ve çıldırmaya yakın seyrettiğin oldu mu?

Ya da sadece birine selam verme anlamında öptüğünde grip olup bir hafta yattığın, su çiçeği olduğun oldu mu?

Sal şu hayvanı.

değildir. sal gitsin.

Sana yapilan iskence?! senin de ona iskence etme hakkini dogurmaz.
Zalimler icin zulum bir zevktir.

Kapağı açınca da hemen uçtu gitti çakal. duygu sömürüsü yapıyomuş bana. bu yağmurlu havada nereye uçuyosa artık. inşallah şimşek çakar tepesine de ölür.

"Birgün her öldürmediğim kara sinek için bana küfredeceksiniz." -elcolerico

Herkes sinekle empati yapmış da, esas empati yapan sensin aslında. Sinek çaresiz, yok sinek hain hain ellerini ovuşturuyor... sinek hiç bi şeyin farkında değil. Sinek la o. Ne anlayacak sen ona işkence yapmışsın intikam almışsı falan. Onu öldürecektin yerine yenisi gelecekti zaten. Derdi de seni rahatsız etmek olmayacaktı, yemek yiyecek üreyecek falan o sonuçta bütün amacı. Demem o ki yaptığın faydasız bi işmiş zaten, salmışsın iyi olmuş. Böyle tribe gireceğine camına sineklik taktır rahat et.
Not: o sineği benim evime salsan empati bile yapmadan direk öldürür veya dışarı atarım. Sinekten tiksinirim çünkü tövbeler olsun, hiç sevmem.

@oldboy o sözler benim sineğe yaklaşımımı o kadar güzel özetliyor ki kendimden korktum bi an.

haklıydın, yanlış karar verdin.
ayrıca saldığın sinek olur da benim yanıma gelirse yaşayacağı bir kaç saatten sonra keşke elcolerico öldürseydi der, neden öldürmedin diye kızar sana.

vicdansızlıktır.

sinek sana fake atmış aga. o cam kap illa ki hava alıyomuştur. kapağını açıp bir tabağa ters şeklinde koyacaktın. sonra tabağa su doldurup hava girişini kapatacaktın. o zaman camda buğu oluştuğunu görebilirdin.

not: arılarla denedim. bardakta buğu oluştu. en son boğulmamak için üst üste bindiler. takım çalışmasını takdir edip, saldım. aynısını insanlara yapsak birbirlerini boğarlar amk.

Ben küçükken odamın kenarında ağ yapmış bir örümceği yakaladığım sineklerle besliyordum. Baya iyi anlaşıyorduk. O örümcek beni rahatsız eden sinekleri yiyordu ben de ona yiyecek temin ediyordum. Sineğe hiç zarar vermiyordum. Gereken muameleyi örümcek yapıyordu :) Canilikse onun caniliğiydi yani. Zamanla ağını 3 oda 1 salon kıvamında büyüttü bir süre kendi avlarını yakaladı falan sonra emekli oldu evi terk etti sanırım. Bi daha haber alamadık.

dediklerin cok rahatsiz ediciydi bence. "can cekissin istiyorum", "o caresizligi hosuma gidiyor". yarinlarin seri katilisin resmen.

o igrenc dedigin sineklerin hepsi bir anda olse senin turun bu dunyada max 10 sene daha hayatini surdurebilir. yakalayip ignelerin ucunda cakmakla oldurdugunuz arilar olse, 3 seneniz var.

boyle cani olmanin ne anlami var. 3 kurus harciyip camina sineklik taktir amk.

oldurmeyin demiyorum, hepimiz ara sira orumcek, bocek, sinek olduruyoruz evimizde. doganin isleyisidir bu, kimisi olur. ama iskence cektirmenin ve bundan zevk almanin ne anlami var. bi daha yakaladiginda ya adam gibi bir cirpida oldur, ya da sal gitsin.

ya bi anda öldür ya da sal.

sal.

kuşa kurbağaya yem olur. doğanın döngüsüne çomak sokma.

Yazıktır. Öyle işkence olur mu? Karasinek bu. Sesini rahatsız etmesini ben de sevmiyorum fakat genelde ite ite yönlendire yönlendire dışarı çıkarıyorum. Çıkmamakta inat ediyorsa öldürüyorum zaten genelde kanatlı böcekleri.

Ha bak konu sivri sinek olsa anlardim da o da koca kavanozda havasızlıktan ölene kadar sen ölürsün :p

dipnot vereyim sineklerin sinir sistemleri hala çözülemedi. acı çekip çekmediği bilinemiyor.

amaaaa sineğe can çekiştirtirmek nedir allasen?

valla burdaki tepkilere güldüm açıkçası. karasinek alt tarafı. yok cani olarak hatırlayacaklarmış bilmem ne. aman ya.

cani değilim ben, her zaman doğaya insana hayvana saygılı bildi herkes. dünyanın benim etrafımda dönmediğinin, hayvanların da canı olduğunun farkındayım. ama KARASİNEK lan bu. kavanoza koymuş alt tarafı, ateşte çevirmiş sanki.

ha gereği yok, niye kavanozda tutuyon ya öldür ya bırak sktir olup gitsin. ama karasinek yüzünden de böyle tribe girmemek lazım bence. yani girin tabii giriyosanız ama komik geliyo bana açıkçası. sineklerin anasını skiyim.

hiçbir (bkz: derdini sikeyim butonu) bu kadar güzel olmamıştı.

duyurunla ve duyurundaki yorumlarınla bana neşe kattın güzel insan, iyi yaşa!

örümcek bul, ziyafet çek. bi işe yarasın bari sinek.

öldür gitsin.
zamanında ne hastalıklar çıkarttı bu ibneler.
sakın salma onu.
öldürrrrrr kanı aksın o pisliğin.

Amaan. Ne kadar empatiksiniz Hee. Sinek lan sinek. İşkence neymiş? Amına godumun malları öküz gibiler, bazen bir odaya girince çıkmak bilmiyorlar dan dun kafayı vuruyorlar uyutmuyorlar adamı. Ben o pisliğin uyurken yüzüme konduğunu düşünemiyorum bile ıığğğvvvv.
Ben o sineği bir fanusa hapsetme fırsatı yakalasaydım sırf olay nasıl sonuçlanır diye bile salmazdım, izlerdim. Bakalım kaç günde halsizleşecek, ölecek diye. Ki yukarda saydığım durumlardan ötürü müstahak bence. Boşver milleti. Sen kötü biri değilsin.

Lütfen sal gitsin.
Pis mikroplu ayakları demişsin ya o pislik kimin pisliği, onun mu?
Bizim pisliğimize sahip çıkamamamız onun suçu değil. o, derdi sadece yaşamak olan bir canlı.

Sokaktan duyduğun ses nedeniyle uyanınca gidip adamı kavanoza mı kapatacaksın?

Ooo determinizmde çığır açmışsınız gençler.

Kara sineği öldürmek başka, bir kavanoza kapatıp can çekişmesini izlemek başka. Çok coolsunuz tebrikler.

ben zamanında kibrit kutusuna bunların hepsini toplardım. metrobüsteki yolcular gibi olurlardı içinde, sonra gürültülerine dayanamayıp genelde bırakır, 1-2 tanesini de kurban ederdim.

sen yine tek bir sineğe büyük cam kavanoz ayarlamışsın. koy televizyonun karşısına keyif yapsın kavanozunda. prime time'a kadar dayanırsa patlat bi kurtlar vadisi, ne bilim belki kardeş payı. moralini yüksek tutmaya çalış.

bize lisedeyken götünüz şekillenir deyip yaptırdıkları bi hareket vardı.

sırtüstü yatıyosun. ayakları birleştirip 10-15 cm yukarı kaldırıp orda tutabildiğin kadar tutmaya çalışıyosun. elinle belini ne kadar desteklemezsen o kadar etkili oluyor. ama işe yarıyor mu o konuda bir fikrim yok.

göt kası yapınca göt kolay kolay şekillenmez bence. zayıflarsın üst vücudunu iyi geliştirirsin götün küçük durur.
benim göt kasım bu aralar bayağı gelişti ama pek bi şekil değişikliği olmadı.
ayrıca gerçekten spor yapıyosan pornodan uzaklaşamazsın bence yakınlaşırsın daha kötü oluyosun :)

haftada 2 gün koş en az. koşulardan sonra squat komando fln yaparsın.

deadlift
lunge
squat
hip thrust

bu hareketlere bak

göt kası için: gluteus maximus

squat denen şey harbi işe yarıyor sanırım. ne zaman instagramda bi karı için oha amk karının göte bak desem squatlı bişeyleri muhakkak paylaşmış oluyo o kişi. youtube'a ingilizce adını yaz direk çıkar zaten. bu hareketlerin pek türkçe karşılığı yok, varsa da kullanılmıyo.

hayatimda gordugum en komik vidyo, ama karsima cikan ilk turkce vidyo buydu.

www.youtube.com

bu hareket baya ise yariyor. ama yukari kaldirdiginda iyice sikman lazim poponu. boyle sanki poponun arasinda minnacik bir demir parayi tutman gerekiyormus gibi sikman lazim ki ise yarasin. bunlardan hic durmadan 3-5 dakika boyunca yapican cilgin gibi. hatta biraz guclendirince bacaklarinin ustune/kasigina agirliklar ekle oyle yap hareketi.

kendi adıma konuşacak olursam squat pişmanlıktır. ha kadınlardan güzel götününün olmasını kaldırabileceksen yardırabilirsin. ben kaldıramadım açıkçası. resmen kadınlarda beni en çok tahrik eden göt şekli bende var. kim bilir amcalar dayılar ne hayaller kuruyor mına koyim arkamızdan.

clementine + "good morning".

bilmiyorum ama temiz hava pompası, taze hava pompası gibi bişey olabilir. google'a yazıp fotolara bak o mu değil mi diye.

egzoz manifoltunun çıkışına hava gönderen sistemden mi bahsediyorsunuz ?

sistem tam olarak motor tahrikli bir mil ortada fanı var ve 2 tarafından rulmanla yataklanmış.

Blower deyince benim aklima soguk hava ufleyen blowerlar geliyor. Firinlardan cikan mamillerin sogutulmasinda kullanilir.

endüstriyel kazanlarda kullanıldığını biliyorum mesela ama ödeve yazmam için en azından kaynak gösterebileceğim bir wiki makalesi olaydı :(

şimdi biraz bilgi verseniz daha iyi olacak. Hangi sektörle ilgili bu proje, motor tahrikli demişsiniz içten yanmalı motor mu, elektrik motoru mu, nereye monte edilmiş mobil araca mı fabrika girişine mi, akvaryuma mı, rüzgar tüneline mi yani proje hakkında isminden başka birşey bilmeden yardımcı olmak inanın zor. bizi de anlayın.

endüstriyel kazandan kastınız yanmanın gerçekleştiği kazansa sanırım şudur kendisi i00.i.aliimg.com

www.usinenouvelle.com

biz bunlara blower diyoruz. üfleç, yada üfleyici diye türkçeye çevrilmişi de var.

dediğim gibi bir fabrikanın kazan dairesinde yanma sırasında temiz hava ihtiyacını karşıladığını biliyorum. galiba ingilizcesi biraz zorlamış gibi. düz vantilatör çıkma ihtimali var :D motor kısmı da projeme dahil olmadığı için pek bilgim yok. ben sadece mil ve yatak tasarımlarını yaptım.

şöyle de tamamlanmamış bir resmini atayım: bit.ly

teknik resme baktım. sanıyorum ortaya fanı kama ile sabitleyeceksiniz. bahsettiğiniz şey çok büyük ihtimalle türkiye'de de çoğu kişinin blower olarak bildiği üfleç. Yanma için gereken oksijeni temin eder. Ortamdaki havayı kazana basar hepsi bu. Blower olarak araştırın çok sayıda kaynağa ulaşırsınız.

activerain.trulia.com bahsettiğim blower ın tipik kullanılışı.

maritime.org fan yapısı.

en.wikipedia.org şu bilgi edinmek için

www.google.com şu da bir patent

bir de teknik resim size mi ait. Eğer o rulmanlar çift sıralı eğik bilyeli rulmanlar ise rulman bilyeleri üzerindeki açıyı gösteren kesikli çizgilerinizin olması gerekiyor sanki. Sorun olacaksa bir kontrol edin netten.

oynak bilyalı rulmanlar seçmiştim, solidworks yamultmuş sanırsam biraz :D çok teşekkür ederim yardımlarınız için.

ölmediyse veterinere götür.

veterinere götür, ne yapıp edip. ölmüşse de aç bir çukur göm ortada kalmasın, iyice ezilmesin hayvan yazık.

Öldüyse bir barınağa mama yardımında bulun. Yaşayanlar rahat etsin bari.

civarda bulunan en yakın veterinere götür.

Oooof olmediyse hayvani veterinere gotur ya birakma oyle. Araba surerken hayvan gelip tekere girmez ki nasil oldu bu boyle :(

Yani direkt paramparça oldu zaten. Durdum, kenara topladım parçaları, çok üzüldüm yahu.

6 metre araç, 2 teker arası açıklık 3 metre, girdi işte hayvan. pek kabahatli olduğumu düşünmüyorum ama bilemedim yahu, yolun kenarında gördüm, ama birden atıldı.

Of yaa..en korktugum (adiniza cook uzuldum) :/bi canliya zarar vermek.. eger olduyse yapcak bisy yok..

göm , üzerine de kaldırım taşı falan koyda köpekler eşeleyip parçalamasın

Ölmediyse veterinere götür, öldüyse yapacak bişey yok.

yazik olmus ama sizin sucunuz yok, yola firladi mi gitti ne yazik ki. ani fren yapma olasili da olsa, arkadaki bir carpti mi o kedi de kurtulamazdi arkadakinin ittirmesiyle. gomun, vicdaniniz rahat olsun. siz olmasaniz baskasi carpacakti o yolda.

Üzüldüm duyduğuma ama bu gibi şeylere yapacak pek bir şey de olmuyor.

Senin yapman gereken bir çukur açıp gömmek ya da en kötüsü cenazeyi yolun kenarına bir yere taşımak.

Ufak da bir anektod aktarayım: Suudi Arabistan'da eğer bir sürücü aracıyla bir kedi ezerse o arabayı bir daha zinhar sürmüyor. En kısa zamanda aracı elden çıkarıyor (ne tür bir araç, ne kadar pahalı bir araç farketmeksizin)

ölmediyse hızlıca öldür, acı çekmesin

gömün, olayin gerceklestigi yere su dökün, koku baska hayvan cekebilir, gömdügünüz yere de su dökün, cürüme islemi hizlanir, üzerine tas vs koyun kazilip parcalanmasi olasi. (imp+1) keske yasanmasa böyle seyler ama hayvanciklara yasam alani birakmadik maalesef. icinden yol gecmeyen ormanlik bölgemiz yok artik. birak sehri kasabayi, orman kalmadi.

öyle bir aracla 10 metreden görseniz gene durmaniz zor. kabahatiniz yok gibi. panikledi atladi herhalde, yazik olmus.

kedi mamasi fikrini tuttum. hem yardiminiz olur. canercuxy+1

ilk fotoda italya haritası var. roma'da dondurması meşhurmuş diyolar.

1.fotoda panda, 2.fotoda kütüğe uçan tekme atan adam, 3. fotoda yatan bir adam, 4. fotoda yarasa gördüm. anlamlarını bilmiyom ama.

ben 3 sene önce aynısını yaşadım hala içemiyorum.

ben 5 sene once aynisini tekilayla yasadim hala icemiyorum.

zorlamamak lazim. illa icicem diyorsaniz cok seyrek yaparsiniz agzinizda yemek varken ufak yudumlar alirsiniz alisirsiniz yine.

ben de 7 yıl önce viski ile yaşadım, o gün bu gündür ağzıma viski koymadım desem?

sanırım psikolojik koşullanma, kötü deneyimin ardından.

6 ay önce aynısını yaşadım.
aklıma gelince bile içim kötü kokusunu anımsar ve rahatsız hissederdim.

geçen arkadaş sofradayken önüme koydu, ortamı bozmamak için pek koklamadan içtim. hatırladığım kadar kötü değilmiş, az miktarda içmiş olsam da rahatça kaydı gitti.

psikolojiktir aga o diyerek ve soruna cevap olmayarak gidiyorum.

ala ile yumuşak giriş yapabilirsin

salgamla deneyin bi de.

rakıdan önce bir bardak ev yapımı zeytinyağı iç. sabaha kadar içsen kusturmazmış.

pharmaton kapsül uyku kaçırdı bende.

Havalardandir aga. Bi kac gundur bende de var. Finallere calismaya baslayamadim yatmaktan.

Disari atin kendinizi. Evde durmayin disarda yakin bi yerlerde oturun calisin

elma yiyin.
serin hava iyi gelir.

Eve geldiğin zaman buz gibi duş al.

limonlu su içmek de işe yarıyor.

komşularına sor. bölgeye göre hepsinin hızı değiştiği için sizin mahallede farklı şeyler kullananlara sor. hızları nasıl diye. yoksa biri dsmile iyi der adamın mahallesinde iyidir. evine bağlatınca ttneti özletebilir.

superonline fiber internet.

erkin baba gittigidiyor'da 75
nükhet duru da 70

buradaki fiyatlar epey şişirilmiş tabii 40'a 50'ye falan okutursunuz. çizildiyse tabii epey farkeder. plak atlıyorsa 10 liraya falan anca satarsınız...

elimizde çalacak alet olmadığı için bilemiyoruz. gramofon iğnesi çizdi dedi sadece sıkıntı yaratır mı ki plakta. pikapta da iğne çizmiyo mu sonuçta.

ben cumadan yatar diye düşünüyorum, öyle umut ediyorum. ziraati arayıp sorsana?

4 yıldır alıyorum. ilk aldığım kredi dışında hepsi 6sı gecesi yattı. 7sinde gece 2-3 gibi git paranı çek. çok sıra da kalmaz o saate.

7sinin hangi güne denk geldiği önemli değil. krediler şu anda ziraat bankası'nda hesaplara yatmış gözüküyor (KYK ziraat'e teslim etmiş aprayı yani), 7'sinde hesabına geçer. git al.

eyurtkur.kyk.gov.tr

bazen 6sının akşamı 10da yattığı oluyodu. belki 6sının akşamı yatar. yatmasa da c.tesi de olsa 7sinde yatabilir.

ttnet mal. bi ara beni de arayıp buna benzer bişeyler söyledi ama hiç bir şey değişmedi. biz de kullandıktan sonra ödüyoduk. gene öyle ödemeye devam ettik.

bize de sms atmışlar, birşey anlamadık. zaten önce kullan-sonra öde sistemi yok mu? kafalarına göre mal mal işler.

bence ufak olan; iphone 3gs gibi ya da galaxy'lerin mini versiyonları gibi

4 inç makbul olandır bana göre.

face twitter derken bilgisayar gibi kullanmaya başlarsın. uygulamaları indirirsin vs o iş yalan olur. bana kalırsa alacak kişi telefonu tek elle tutunca parmağıyla ekranın %70-80 ine ulaşabiliyosa o büyüklük yeterlidir. tabi yatarken de kullanılıyorsa o telefon parmağı kasmıcak şekilde ve hafif olması önemli.

4.7 inç kullanıyorum ben 1 senedir, bence ideal. tabi kadın-erkek olayı da önemli. erkekte küçük kalabilir belki, bilemem.

daha büyük ekranlı telefon görünce takılıp kalıyorsun hep:)
gerçi 5" hala cepte taşınabilir oluyor ama, yine de başka telefonlara bakmaman gerek:)

kişisel olarak değişir ama genel kanı 4.3 inç. belki çok çok ince kasa ve çerçeveyle 4.7 de olabilir. 5 kullanıyorum, 4.3 eski telefonumdu; arada elime alıyorum, küçük geliyor ama kullanım açısından daha rahat oluyor.

htc one, iphone 5 büyüklükleri ideal bence..

tam bilgisayar gibi degil de arada bakmak icin iyi olur saniyorum :)

bir de evet daha büyügünü görünce insan bir durup düsünüyor üzerine biraz daha koy daha rahat bakarsin diye ama belki yanlis düsünce o yüzden bir danisayim dedim ahaliye :) ve sanirim normal boyutu yeter.

fikirleriniz ve cevaplariniz icin tesekkürler.

Htc one kullanıyorum ekranı ideal. Galaxy S çok küçüktü.

Bence son nokta 5" olmalı.Ama ekran çerçevesi çok çok ince olursa 5,2"-5,3" de olabilir.

Mesela G2 kullanıyorum.Alet 5" ama kasa ile ekran arasındaki çerçeve o kadar ince ki ekran boyutu telefonu büyütmemiş.Yani sadece ekran boyutu ile sınırlı değil.Telefonun kasa yapısı ve tasarımı da çok önemli.

1 sene once iphone 4 ten samsung note 2'ye gectim. hayatimda vermis oldugum en dogru karar olabilir. daha kucuk ekranli bir telefon asla kullanmam artik.

4.3" bence

Note 3 ownz all of them.

bir daha diğer telefonları elinize alamazsınız.

ayfon 4 boyutu bence çok çok iyi.

4.5" - 4.7" bence ama çerçevesi küçükse 5" de olabilir.

6" iyidir diyerek lumia 1520 almayı düşünüyorum.
ortalama bir akıllı telefon zaten cepte taşınırken rahatsız ediyor her türlü... rahatsız etmeyecek kadar küçüklerin de kullanımı zor.

4,5 ile 5 inç arası makbuldür. Ağırlığı da en fazla 120, hadi bilemedin 130 gram olsun.

tek tek hepinize tesekkür ederim, ortalama bir fikir olustu simdi ben de.

garajı ne için kullanıcağına göre değişir o aga. eğer sadece araba koymak için gömme garaj istiyosun daha az maliyetli olur haliyle. ama ıvır zıvırı da doldururum diyosan ki ben olsam doldururdum, o yüzden düzayak bi garaj daha hayırlı olur.

www.sosyetikcadde.com

böyle bişey diğerlerine nazaran daha az maliyetlidir muhtemelen hocam.

Aslında araba gözümün önünde durmasın, görüntü kirliliği yaratmasın, garaj bahçemden 20 m2 alan yemesin. Asıl amacım bu.
Hidrolik sistemin maliyeti pek düşük olmaz sanırım

gomme garaj normaline gore baya pahali olur. birinde 4 tane tahtaya birlestirip ustunu kapatacaksin. oburunde yaklasik 50m3 (4x4x3) luk bir yeri kazacaksin. 1.5 tonluk arabayi tasiyacak hidrolik sistem kurduracaksin vs. guzel olur tabi ama maliyetli olur. deger mi? bence degmez. ama para coksa yaptir.

garajı evin yanına yap. kapalı falan yapma, sadece üst kısmını kapat kenarlar açık kalsın. yer lazım olunca arabayı dışarıda bırakırsın.

E izle işte Marimar, Rosalinda falan.

ya hayır ahaha :D mesela şey gibi masters of sex'teki gibi ya da homeland gibi tema aşk olmak zorunda değil ama içinde olsun. true detective filan mesela hiç işlemiyor

brezilya pembe dizileri diye arat aç rastgele izle aga

Once upon a time
Once upon a time in wonderland
Bu ikisi ile aşktan kusma noktasına gelirsin.
White collar güzel dizi asıl karakterimizin hayatına bir sürü kız giriyor, elizabethle peter çok iyiler zaten.
Dracula var, ikinci sezon onayını alamadı ama aşklı intikamli.
Pushing Daisies var. Çok şeker.
Bütün kore dizileri var.
Ben listeme bakayım akşam sana yazarım.

the good wife

the good wife kesinlikle. hem mahkemeli falan :D bayılıyorum, tam modern pembe dizi.

Takip. Yalan mı oldu ne oldu bu iş.

yalan olmamış olması gerek. yalnız bilgilendirme yok.

ben bunun için geçende ankarayı aradım. gündemde vardı fakat daha kesinleşen birşey yok dediler.

bb feyk atmış anlaşılan.

haaaasiktir be ya.

kyk'ya mail at. kredi ve burslarla onlar ilgileniyor. borcumun silinmesi tarzında bi dilekçe yazdırırlar muhtemelen. cevap alınca bizi de bilgilendir. izmir'de varyant'taymış yerleri. diğer şehirleri bilmiyorum.

sitede tüm linkler sıkça sorulan sorulara bağlanıyor. mail yok. tel açılmıyor.

Yok öyle bir kanun, lafı edildi o kadar

eksisozluk.com

nekadar doğrudur bilinmez tabi

yok oyle bir kanun. olsa da zaten cok yasamaz, aym iptal eder. evlenmeyen insani magdur etmek hukuken mumkun degil.

yakın zamanda evlenmeyi planlayan bir arkadaşımın dediğine göre sadece evlendikten sonra alınan kredileri kapsıyormuş.

Programa gerek yok.

izlemek istediğin videonun linkinin başına ss koyman yeterli.

örnek:

www.youtube.com/........ yerine ssyoutube.com/....... şeklinde bir değişiklik yapmak gerek.

tr.savefrom.net

idm(internet download manager)

video açılınca sol altta küçük kutucuk beliriyo. tıklıyosun yüklüyo. hızlı yüklediği de söylenir.

youtube'den indirmek için en iyisi dirpy, program değil... ileride firefox eklentisi olursa süper olur sanırım.
www.dirpy.com

mp3, video vs. olarak seçeneklerin oluyor kalite seçimini yapabiliyorsun. mp3'de tagleri ekleyebiliyor, aralık seçip keserek indirebiliyorsun...

firefox için downloadhelper de var, diğer sitelerde sorunsuz çalışıyor genelde ama bazı youtube videolarını 0kb olarak indiriyor.

(bkz: keedvid )
keepvid.com

şart mıdır denemek bunları?

van gogh müzesine git. bulldog'da hafif bi ciğara iç. paradiso'ya git gece. redlight'ta bi tur at, sadece tur at ama. ekstrem takılan deneysel şeyleri seven arkadaşsan casa rosso'ya git. tramvaya bin öyle gez. voldenpark'a git. tur at. bi dünya şey var lan yapılacak. nası sevmedin.

abartıldığı kadar inanılmaz değil tek başına gidince kardeş.

geçenlerde başka bir amsterdam sorusuna verdğim cevabı kopyalayım o zaman:

tren istasyonundan şehir merkezi istikametine doğru sırasıyla gideyim.

istasyondan çıkınca zaten kalabalığı takip ederseniz, en işlek caddede bulursunuz kendinizi. sağ tarafta dünya pahası hediyelik eşya dükkanları, sol tarafta da büyüklü küçüklü çeşitli müzemsiler var. büyük genişçe bir meydana çıkacaksınız; orası dam square. kraliyet sarayımsı bir şey var. gezmeye çok değer mi bilmiyorum ama 25 euro gibi bir ücreti olduğundan ben hiçbir zaman girmedim içine. daha doğrusu içine girdim, girişten bakıp çıktım. onun hemen arkasında, cadde üzerinde tarihi, mükemmel bir binaya kurulmuş bir avm var. bizdekilerden çok farklı. orada da şöyle iki dönülebilir.

geri geldik o meydana. sarayımsıyı arkamıza aldık, karşıda bir dikilitaş var. o tarafa geçtik, ara sokaktan hafif sol yaparak girdik, de oude kerk var (the old church). ben ne zaman gitsem içeri giriş yoktu hiç. sürekli mi yasak, yoksa geçici bir şey miydi bilmiyorum. o kilisenin hemen alt tarafında da red light başlıyor zaten. hem gündüz hem gece görmek gerekir diye düşünüyorum. gece ben çok tedirgin oluyorum oralarda. o yüzden adam akıllı nerde ne var keşfetmek için gündüzden bi ön hazırlık yapılabilir. red light'tayken kanalın diğer tarafına geçince de çok abidik gubidik sevimli dükkanlar başlıyor. mesela bir condom shop var. vitrindeki her parça görmeye değer :) onun dışında ikinci el dükkanlar falan, çok güzel şeyler bulabileceğiniz dükkanlar var o sırada.

neyse, dam square'e geri çıkalım, cadde üzerinden devam edelim. hatırlayamadım şimdi tam ama dümdüz yürürken (ha bu arada o meydanda madam tuso müzesi de var ama ben ona da girmedim) sağ tarafında çiçekçiler olacak. o araya girip çiçekler, tohumlar falan bir süre takılabilirsin. sokaktayken sol tarafında çiçekçiler, sağ tarafında da küçük küçük peynirciler olacak. o peynircilere girip peynirleri tat, ama alma. çünkü (yol tarifini hatırlayamadım şimdi) de pijp denen mahallede aynı bizim pazarlar gibi pazar kuruluyor. ben 500 gr baby gouda'yı 4 euroya almıştım ordan. en ucuz peyniri o pazarda bulursun.

ucuz demişken, illa ki hediyelik almak istenir. onu da watrelooplein'ın oralardaki bit pazarından bulabilirsin. dükkanların yarı fiyatına her şey.

Bira falan içilecekse de "brouwerij 't ij" var yine şehir dışına doğru bir yerlerde. bir değirmenin içine kurulmuş bar. bahçesi de çok güzel beer garden şeklinde. karşı tarafında böyle limanımsı falan, güzel yerler var. tam hatırlayamıyorum, gidip bakman lazım :)

ya bir de sarpathistraat üzerinde amsterdam üniversitesinin öğrenci yurdu var. oralarda çok güzel bir kültür merkezi vardı. giriş katında akşamları çok güzel konser salonları oluyordu. ama adını unuttum onun da.

bu arada, hooop diye amsterdam centraal'e geri gittik. arka tarafında deniz var. bir de köprü var. o denizin ortasında java eiland diye bir ada var. köprüden yürüyerek oraya git, otur orda saatlerce denizi izle, limanı izle, mis gibi havanın tadını çıkar. çok fazla bir manzarası, özelliği falan yok ama çok huzurlu, şehrin kalabalığından uzak. belki sadece sen bile olabilirsin o an orada oturan.

şimdi böyle anlatınca gerçek dünyadan kopup oralardaymışım gibi hissettim. annem odaya girince kendime geldim. çok üzülüyorum.

not: bunlara ek olarak bir de vondelpark var.

edit: daldan dala atlarken atlamayı abartmışım biraz. "neyse, dam square'e geri çıkalım, cadde üzerinden devam edelim. hatırlayamadım şimdi tam ama dümdüz yürürken" diyip bırakmışım.

evet, neyse, dam square'e geri çıkalım, cadde üzerinden devam edelim. hatırlayamadım şimdi tam ama dümdüz yürürken, ama baya gideceksin rembrandtsplein tabelasını takip et. çok yakın zaten. orası da çok güzel, alternatif bir meydan. ben en son gittiğimde resim yarışması vardı. ressamlar eserlerini hem sergiliyor hem de bir yandan yeni tablolar yapıorlardı.

oradan da devam ettiğinde, meşhur iamsterdam yazısının oraya çıkacaksın, museumplein yani. ama yine orda da çok bir şey bekleme. yazının da bir nanesi yok. yazının ordaki rijksmuseum dünyadaki en güzel müzelerden diyorlar ama, fakirlik. ona da girmedim. vondelpark da o müzenin arka tarafında zaten.

edit 2: zaten amsterdama gdip kafa olursan, haliyle amsterdamdan tat almazsın, sonra da bi bok yok dersin. öyle güzelim bir şehire gitmişsin, neden ziyan edesin ordaki vaktini mantarla şunla bunla? içmeyin kardeşim. ya da akşam inzivaya çekildiğinizde için. gününüzü de gezerek değerlendirin. içecekseniz de ütopia var, oradan alın ne alıyorsanız.

bir de, couchsurfing'de adamın biri geçen yıl free canal tour'lar düzenliyordu külüstür bir tekneyle. ona katılırsan insanların saatlik 60 euro verdiği geziyi daha az konforlu bir teknede sen bedavaya yapabilirsin. tur sonunda 3-5 euro bahşiş bırakmak ya da bir bira ısmarlamak da opsiyonel.

vallahi turistik olarak bi bok yok, arkadaşlarinla kafa olmaya gidiyosun.

biz 3 gun kaldik, sansimiza hostel odamizda japon bi öğretmen vardi ama adam acaip unique bir sey. 3 gun boyunca sabahtan aksama hostelin önündeki bankta oturup, kafa olup japona gulduk. cokdegisik bi kafa idi. yalniz deli gibi pada gidiyor malum seylere. mantar, kekvs bunlar para ziyani.

Amsterdam'ın pek bir özelliği yok turistik anlamda. Ancak mutlaka Anna Frank'ın evini görmelisin.

Anna Frank evi ve ücretsiz şehir turunu da öneririm evet. Ben de tek gitmiştim, manyak gibi de eğlenmiştim, üstüne neredeyse hiç de kafa olmamıştım ona rağmen yani.

www.xtracold.com

muhtemelen tek başıma olduğum için pek bir şeye benzetemedim. yine de ben öyle gezmeyi falan çok seven biri değilim. belki de ondandır. ne bileyim böyle dağ olsun, kır olsun, hatta tarla olsun. ben yakayım mangalı, açayım bir ufak rakı, arkada hafiften neşet ertaş çalsın, tek başıma bile olsam bundan zevk alıyorum. yok mu şuan amsterdam da olan, takıl bana diyen? masraflar benden.

mesafeyi bilmiyorum da lisse diye bi yerde keukenhof bahçeleri varmış. fotoğrafları on numara. bahçeye birazcık ilgin varsa gidip gör bence uzak değilse tabi.

7 ay yaşadım hollanda'da. kek yemedim hiç.

müzeler var bi sürü bi sürü.
partylerin en güzelleri orada. gece hayatı muazzam. çok fit güzel insanlar çoğunluğu.

Magic trufflesı dene eğlence ayağına gelecek, emin olabilirsin.

Ben 15 grama yakın mexican denemiştim 1 saat sonra turkish airlines, saatlerce gitmeyen gülme krizi ve hafif halüsinasyonlar.

o ders sizin okulda açılmazsa alabiliyorsun ama alacağın okuldan ders içeriği alıp kendi öğrenci işlerine götürüp içerik ve kredinin tutup tutmadığını onaylatman gerekiyor.

Bizde yaz okulu yok zaten

yarım saat geç geldi bineceğim yere 2 hafta önce. yarım saat geç vardık.

tren çoğu zaman 30 dk - 1 saat teyirli gider. vaktinde gittiğini çok az gördüm. wifi olduğunu sanmıyorum. tek kişi o kadar saat gideceksen kitap falan al yolda meşgale olması açısından.

sen onu 10 olarak düşün..

3 hafta önce izmir mavi'yle ankara'ya gittim.. akşamüstü 6 buçukta kalkıyor buradan tren, 11'de falan ankara'ya vardığımı bilirim daha önceden.. zaten artık balıkesir üzerinden değil, afyon üzerinden gidiyor ankara'ya.. daha da uzar bu yolculuk diye düşünüyordum.. sabah 10 buçukta ankara'daydım.. 16 saatte varmış oldu yani.. 11'e kadar gecikmeli olarak vardığını gördüğüm için zamanında, bunun iyi olduğunu söyleyebilirim.. yol şartları da iyi şimdilerde, en geç 10 gibi varırsın alsancak'a..

te kişi çekilir.. ben hep tek kişi gittim şu ana kadar.. birkaç bira yuvarlarsın restauranta gidip.. sonrasında kitap okuyayım diye geçersin koltuğuna, sızar kalırsın zaten.. pulmansa böyle, yataklıysa daha iyi.. wi-fi var trenlerde ama yalnızca restaurantta çekiyor diye biliyorum ben.. onu da belli saatten sonra kapatıyorlar benim bildiğim.. her koşulda pek sağlıklı bir internet bağlantısı beklentisi içine girmemeni öneririm..

şimdiden iyi yolculuklar.. trenle yolculuk kraldır, zevkine var..

hızı arttırın.

"büyük boy ve küçük boy"u anlamadım. taş plak yerine 45'lik ve 33'lük denemiş olabilir misiniz?
gramofon, sadece taş plak (78'lik) çalar, 45'lik ve 33'lük çalmaz. ankara'daysanız, gramofonu getirin. bende taş plak var, bir de öyle deneyelim.

artırmış. en yavaşta da en hızlıda da denedi. pek değişik bi sonuç alamamış.

açma kapama aparatı dediği ne ola ki? fren gibi bişey var o özellikte sadece.

boy olayını ben de bilmiyorum. bi arkadaşı orta boy ve büyük boy gönderiyorum demiş. biri çok küçük gelmiş diğeri de satın aldığımız yerin gönderdiğinden biraz daha büyükmüş. akşam fotoğraflarını isterim. size gönderirim. balıkesir'de ne yazık ki.

diğer ucu kapalı derken. nası bişey ki bu açma kapama aparatı. parçalı halde geldi biz bağladık zaten aleti. bi tane iğneden başlayıp kasanın arkasına giden boru vardı. bi tane de ordan kabak gibi açılan büyük boru var işte. ara sıra ses geliyodu ben ordayken ama tam bir müzik sesi değil. onun da gelmemesi gerekmez mi? satıcı toptancı gibi bişey. topluca almış burdan satıyo. gramofon dışında bin tane şey satıyo. burdan daha bilgi sahibi kişiler bulabileceğimi düşündüm.

tamam, şimdi oldu. efendim, bu gramofon, sadece taş plak çalar. küçük dediğiniz şey, 45'lik. urun.gittigidiyor.com
ön ve arka yüzünde, birer şarkı olur.
taş plaktan büyük olan, 33'lük. urun.gittigidiyor.com
o da, albüm şeklindedir. önde 4-5, arkada da 4-5 olmak üzere toplam 8-10 şarkı olur.
sizin almanız gereken şu:
urun.gittigidiyor.com


"hem 45'lik hem 33'lük hem de taş plak çalan bir şey istiyorum" diyorsanız, bu durumda bir pikap almanız gerekir.

78lik plağın ebatı 45likten büyük 33lükten küçük mü oluyor yani?

evet.

Sorun tas plak calmamanizda bence.

saksi cicegi alabilirsin.

Yapıldı o olmaz :)

mini cooper alabilirsiniz.

çicek çikolata kolye. hepsi bir arada.

şiir yaz ver. en sevmiyorum diyeni bile bayılıyo nedense.

kalanşo çiçeği o.

teşekkürler.

@hayirsiz 100 metreyi 10.8 saniyede koşuyorum. Ama buna rağmen istanbul'da bir ilçe yarışında bu dereceyle 4. oldum. İlçe'de bile 4. olduysam Türkiye genelindeki bir müsabakada ilk 10 tedirginliği oluşması normal değil mi?

Kendi ölçtüğüm süre değil bu. Müsabaka sonundaki derecem.

bana da bir yanlışlık var gibi geldi. olimpiyat 100m finalinde koşanlardan bazıları bu dereceyi yapıyor. ölçümde bir sorun olabilir. 15 saniye iyi bir derece sayılır.

sizi keklemişler hocam 100 metre diye 60 metre koşturmuşlar.

rüyanda mı koştun 10.8'i?
gerçekten koştuysan harcanıyorsun buralarda.

benim bulunduğum lisede o dereceye yaklaşan adamlar vardı zaten. buna da bizim gibi 15 saniyede koşanlar katılmayacağına göre ilk 10 u belki zorlarsın.

ayrıca 100 metre için 15 saniye gayet kötü bir derecedir. lise 2'deyken 100 üzerinden 50 alıyorduk o dereceye biz. 14 sn. 100 alıyordu onu da belirteyim.

koca türkiye'de üniversitelerde spor üzerine okuyanları düşününce 11'in altına düşen tonla adam vardır. ayrıca burada saliseler dahi önemli. 10.8'in 8'inden sonrası da sıralama oynatır yani.

görüntü kalitesinden pek anlamam ama 650 tl'ye 82 ekran sunny aldım. memnunum. ihracat fazlası ya da defolu mal satan outlet tarzı beyaz eşyacılarda daha uygun fiyata bulursunuz.

levent priştine göksu'da, binali yıldırım karabağlar'daymış. ondandır o kalabalık.

ütü yapan askı olsa olur mu? mantığınıda pilli askı titreserek gömleklerin ütülü gibi olmasını sağlıyo diye yazarsın.

olmaz diyosan,yürüyen köpek kulübesi fikri nasıl?sensörlü olduğunu,kopeğin uyuduğunu ısı sensorleri ile farkedip köpeğin yattığı yere gittiğini söylersin?

fikirler güzel, teşekkürler. ama saçma bir şekilde hoca bu bulduğumuz şeyle ilgili bir makale/haber de bulmamızı istiyor. o yüzden fikir bolluğuna ihtiyacım var biraz. ben de bunlara bir bakayım bir şey bulabilecek miyim.

eğer hocan haber, makale vs. de istiyorsa sıfırdan bir fikir istemiyor sanırım. yani "henüz yapılmamış ama fikir olarak ortaya atılmış bir şey" lazımsa, bir sürü klişe konu var: teleportasyon, zaman makinesi, uçan arabalar(bu yapıldı sanırım) bunlar ilk aklıma gelenler.

www.alcor.org'a bak. teknik olarak henüz yapılmadı, fikir var, çalışma var sadece. özetle ölür ölmez insanı alıp donduran ileride(misal 100 yıl sonra) çözmek isteyen bir firma.