su girişi ve çıkışını bağlayıp elektriğe takıyorsun aslında baya basit bence

bahçe hortumu bağlar gibi bağlayacaksınız. biz yardım ederiz siz başlayın.

Bence hiç bilmiyorsanız youtubedan bakıp yapamamak düşük iq gerektirir.

gidere ve musluğa bağlayıp, bir de prizi takacaksınız. aslında çok basit ama 2 ipucu vereyim:

1 - gider ve musluğu takarken, duvarda ya da makine üzerinde minik vanalar olabiliyor. açık olduğuna emin olun. sonra allah allah neden çalışmıyor acaba diyip durmayın.

2 - gider ve musluk hortumlarının (ve hatta elektrik kablosunun) makineyi yerine ittirirken sağa sola takılmayacak şekilde durduğuna emin olun.

eğer iskeleye yakın tesislerde konaklayacaksanız arabaya gerek yok, hatta geyiklide bırakın arabanızı. plajlara minibüsle gidin vs.
eğer adanın diğer bölgelerinde konaklayacaksanız araba şart. arabasız gittim ve taksiciyle kanka oldum.

adada merkezde kalmanızı öneririm. kalacak yerler aşağı yukarı aynı. endaksi diye bi yerde kaldım 300 tl. arkadaşlarım da hambarlı'da kaldı, 320tl'ydi. ama beklentinizi çok yüksek tutmayın, normal sıradan pansiyonlar. ikisnin de terası var.

iki hafta önce gittim, haftasonları kalabalıktı ama hafta içleri sakindi.

arabayla gidin mutlaka. minibüsler 30dk'da bir kalkıyor, taksiler ise çok pahalı. örn habbeleye taksi 35 tl yazıyor. arabayla geçersen tutar 115tl git gel. otoparklar da bedava. mutlaka arabayla gidin ki rahat rahat plajlara, gün batımına falan gidin. zira bütün gün aynı plajda kalmıyorsunuz, araba olunca rahat rahat gezersiniz.

Garden ada butik otel çok önerilmişti, yer bulabilirseniz bir bakabilirsiniz.

Bence araba ile gelmeniz daha mantıklı. Merkeze zaten araba giremiyor ancak denize koylarda girecekseniz koyların çoğunda tesis bulunmuyor. Bu yüzden kamp sandalyesi, masa vs ile gidiliyor genelde. Minibüsle bunları taşımanız sıkıntı olabilir. Bir de tüm koylardan geçiyor mu minibüsler bilmiyorum. Onun dışında ada herhangi bir tatil beldesi kadar kalabalık. Covid sebepli bir tenhalık yok. İyi eğlenceler.

Arabayla gidin mutlaka. Minibus artik cok seyrek ve sadece ayazma ve habbeleden geçiyor. Diger koylara da sans verin: beylik ve ayana gibi.
Bozcaada gayet kalabalik bu arada :)

El kadar kaplumbağayı sanırım kuş almamıştır,saksıdan kendini atmış dolanıyordur oralarda.arkadaşım evin içinde kaybetti bir tanesini aylar sonra korşdorda yürürken buldular.umarım çıkar seninki de.

el kadar kaplumbağayı bölgenizda kartallar yaşamıyorsa kuş alamaz, kedi de koklar gider dişinin keseceği bir hayvan değil. saksıdan atlamıştır kara kaplumbağası ise hayatta kalır. benekli su kaplumbağası ise bahçeye sığ bi leğende su koyun. leğeni toprağa hafif gömün. su bulamadığı için geri gelme olasılığı yüksek.

Kuş derken serçeden değil kargadan kuzgundan bahsediyor arkadaşlar sanırım. El kadar demir haricinde herhangi bir şeyi pençeleriyle taşıyabilirler. Martılar da gagalarıyla çok güzel kavrayabilir el kadar bir kaplumbağayı.

martılık bir hareket gibi geldi

devlet hastanesinde bedava.

Tam adını hatırlamıyorum ama bir tip dolguya 420 aldı geçen Avusturya Sen jorj hastanesi.

İnternetteki listeye baktım sanıyorum 300 lira civarındaydı

dolgu 200 uygun, esim 150ye yaptirdi gecenlerde ama yapan yer tanidikti normalde 260mis.

dolgu'ya 200 fiyatini ceken yerin kanali da uygundur herhalde, 500 hakkinda bir yorumum yok.

Şu an devlet hastanesi dolgu vs yapmıyor maalesef

normal

Ben de 150 ye dolgu 250 ye kanal yaptırmıştım ama kanal basitti ve yapan hekim hem normalde uygun fiyatlı hem de tanıdıktı.

normal

devlet hastanesinde dişçi randevusu alabilmekle loto tutturmak aynı oranda.

bozcaada virus etkisi ile bi tık pahalanmış. 3 kişi aynı odada kalırsanız min adam başı gecelik 150tl düşünün. kamp atmak yasak. alkol şarap içeceksen uygun (restoranlarda 100tl civarı) ama kokteyl, rakı vs baya zamlanmış. zaten gece 12'de de her yer kapanıyor. o saatten sonra ancak kaldığınız yerde içersiniz, polis sahilden yolluyor. bozcaadanın tek uygun yanı plajları, istersen halk plajı olarak takılabiliyorsun ama şemsiye götürmen şart. beach giriş adam başı 50 tl. bira beachte 25-30tl, hamburger 40-50tl. şehir merkezinde restoranlarda beylerbeyi göbek 380tl'ye açıyolar. bira beachteki gibi, kokteyl 50 tl. merkezde americano kahve 20tl. dürüm döner 30 tl. köfte ekmek 25 tl. araba ile gitmeniz lazım yoksa plajlara, gün batımına falan gidemezsiniz. minibüsler yarım saatte bir kalkıyor. araba ile geyikli geçişi git gel toplam 115tl. giderken veriyorsun. yok ben taksi tutarım orda arabayla gitmiycez dersen 5 km 35 tl gibi tutuyor.

Arkaya takın o lastiği ve çok güvenmeyin.

ben o lastikle bakkala bile gitmem. havalar sıcak, her an yolda bırakabilir.

arabadan anlamıyorum ama ben de bakkala bile gitmem.

epey derinmiş, görüyor ve arttırıyorum. o lastikten stepne bile yapmam.

Bundan iyisin bence:

encrypted-tbn0.gstatic.com

tamir edilecek gibi görünmüyor, muayeneden de geçmez bu haliyle.

lastikler 15 inch sanırım 250tl'ye tanesi değişir. tek lastik değiştirmek doğru değil, ikisini lastik birden değiştirmeniz gerekecektir. 500 gibi bir masraf çıkar.

Lastik piyasası istediğim lastiğe göre değişir 200 den başlayıp 500 e kadar çıkıyor
O lastikler daha is görmez

ayakkabısız git gideceğin yere ama o lastikle gideyim deme.

tecrübe yenilen kazıkların totalidir ama sen burda kazık yemek yerine pamuk yersin bi tarafına.

teşbihte hata olmaz; kusura bakma ama gerçek bu.

ehliyeti kaptırdığın ilin emniyet müdürlüğünden alıyor olmalısın. direk kendin gidiyorsan birşey ibraz etmene gerek yok.ehliyetini kaptırdığında sana verdikleri bir evrak vardı, onunla birlikte kimliğinle gitmen yeterli. (idi geçen sene)

o evrağın elimde olduğundan çok emin değilim hocam, o evrak olmazsa sıkıntı çıkıyor mu acaba :(

kurtuluş'taki trafik tescil müdürlüğünden alınıyor olması lazım. alkolden kaptırmamıştım ama yıllar önce oradan almıştım. ama neden oradan almıştım hatırlamıyorum, çünkü oradaydı sanırım :)

@kıvanc1 evraksız sorun çıkar mı bilmemekle beraber problem olacağını da sanmıyorum hocam.

1.sorun için öncelikle bakım yaptırın. Filitreler bi değişsin.

2. Sorunuz kullanım hatası.

1. sorun ciddi olabilir. mutlaka önce bakım, düzelmiyorsa servis.
2. sorun, sorun değil. normal. gazdan ayağını yavaş çek ya da çeker çekmez debriyaja bas. birinci vites aracın gitmesi için değil sadece kalkışta kullanılan bir vites. bir de aşırı dik yokuşlarda ikinci vites yemiyorsa bire düşülür. onun dışında 2.500 devirde gazı bırakıp sürüş yapılmaz (yokuş inerken bile). o devirde ikinci vitese at. gazı sonra yavaşça bırak. araç gitmeye devam eder. yokuş falan çıkmıyorsan stop etmez zaten araba 1 ve 2'de.

Şanzımanda problem olabilir. Birkaç yere gösterin. Sorunu teşhis etsinler ve fiyat versinler. Ona göre ilerlersiniz. Aracı aldıktan sonra bakım yaptırdınız dimi?

tekleme genelde yakıt ve ateşleme sistemi ile ilgili olur, dizelde de ateşleme sistemi olmadığına göre yakıt filtresini değiştirin aklınızda bulunsun 3 5 kuruşa bakmayın dizel araçlarda yakıtı ucuz kullanmayın.

Bir pompa enjektör servisine uğra ve aracını teste sok.bahsettiğin devir aralığında tekleme demek yetersiz enjeksiyon veya yetersiz hava demektir.bu da sorunun ya enjektörlerden ya da turbodan olduğunu gösterir.turboyu,turbo bağlantılarını,enjektörleri,kısaca tüm sistemi bilgisayara bağlayıp bir çıkarttır.sorun belki filtrelerdendir ama en azından aracının motoru nedir,ne durumdadır bunu görmüş olursun.

yakıt sistemi veya turbo problemi gibi duruyor. çok masraf çıkarmaz umarım

aynı sıkıntıyı ben 2010 jetta'da yaşadım. alanının en iyilerinden wv ustasına götrüdüm, pc'ye taktılar sente arızası şeklinde çıktı sonuç.

triger setiyle alakalı dedi. komple değiştirdik ve genel bakımlarını yaptı. çiçek gibi oldu sonra.

Enjektörde pislik olabilir, buji ve ya buji kablolarında/bobinlerde sıkıntı olabilir.

hocam enjektör bir ihtimal, eğer o değilse bence volan sensöründen de olabilir. bir baktırın. hatta motor kulaklarında da olabilir, 2. anlattığınız olaya etki eder motor kulakları. Ayağınızı gazdan çekince araç eylemsizliğini aşırı korumak ister gibi silkinir.

Bence biraz sorun sizinle alakalı gibi. Onun hayatını yaşıyoruz yazmışsınız ama ne kadar kendinizi ona karşı doğru ifade ediyorsunuz? Ne kadar kendi istekleriniz için çabalıyorsunuz? Kadın herhalde size zorla kendi istediği filmi izlettirmiyor. Siz baya beraber zaman geçiriyormuşsunuz.

Eşiniz sizi barışmaya ikna edebildiğine göre hep orta yolu bulmaya çalışıp, ilişkiyi de toparlamayı çalışan taraf anladığım kadarıyla. Herhalde siz de çocuk değilsiniz eşinizle oturup boşanmaya gerek görmediğinizde göre sizi bu ilişkide tutan şeyler var.

Bu duyuruyu açmışsınız ama siz eşinizle oturup konuşsanız yine buraya gelip eşim beni boşanmamaya ikna etti yazarsınız. Demek asıl istediğiniz öyle boşanmak, eşinizden ayrılmak değil.

Bu duyuru, artık evlenmek için evlenmeli miyim diyen tüm gençlere ders olsun. Insanlar ne yazık ki programlanmış gibi, 22 yaşına geldim evlenmeliyim, 25 yaşına geldim çocuğum olmak zorunda, 30 yaşına geldim ikinci çocuğum olmak zorunda yaşam amacım bu..mantığıyla hareket ediyorlar. Çok az kişi evleneceği kişiyle bir iki yıl zaman geçiriyor, birlikte yaşamıyorlar, birlikte tatile gitmiyorlar, birkaç yıl sonra da evlilik umdukları gibi bir şey olmuyor. Çocuk varsa devam ediyorlar, hem kendi hayatlarına yazik oluyor, hem eşlerinin, en çok da çocukların.

Artık zararın neresinden dönerseniz kardır, kadının annesi babası iyi diye ömür boyu sevmediginiz bir kadinla yaşanmaz.

Yazdıklarınızdan boşanma sebebi olacak bir şey çıkmıyor. Sanki 7 sene geçmiş sıkılmış ve boşanmanın hayatınızda bi hareket oluşturacağı düşüncesiyle bunları yazmış gibisiniz.
Ya eksik bilgi var, ya da sıkılmışsınız.
Terapiyi denediniz mi?

@ megalomaniac, boşanmanız için bir neden yok da sıkılmış gibisiniz yazmışsınız ama sanırım tam okumadınız 7 yıldır kavga ediyoruz yazmıştım oysa ki? Kavgalarımız her şeyden çıkabiliyor belli bir konu yok.

hayat 365 günün 300 gününü huzursuz geçirecek kadar değersiz değil. mutsuz bir aile, mutsuz çocuklar vs..şu cümle "onunla bırakın aynı eve girmeyi aynı ortamda bile bulunmak istemiyorum" olayı zaten özetliyor. hatta aynı hissiyatı belki o da duyuyordur. ya da tersten düşünelim, böyle bir duyguyu eşiniz size karşı hissetse ve boşanmak istese karşı durur musunuz? sağlıklı hiçbir birey bunu kabul edemez.

tek ve tek, en önemli önerim, öncelikle kendiniz bir terapi alın. aile terapistinden bahsetmiyorum. önce tek başınıza bir gidin, ne hissiediyorsunuz, ne istiyorsunuz, ne yaşıyorsunuz bir anlayın, sonra karar verin ve süreçte ( ki evladınız da var) psikolog desteği ile ilerleyin.

Aldatma varsa veya şiddet varsa bunlar dönüşü olmayan kavgalardır. Sizin kavgalarınızın içeriği de buysa, veya geçmişte bunlardan biri aranızda geçtiyse fakat tekrar tam güven sağlanamamışsa, sonraki lüzumlu lüzumsuz tüm kavgalar bundan kaynaklanmış olabilir. Temelde yatan sebebi iyice düşünmek lazım. Belki de terapi bunu keşfetmenizi sağlar. Yine de son karar her zaman size ait, kimse için hayatınızı harcamayın.

Boşanmalısınız. Benim kocam da çok basit sebeplerle kavga çıkarıp aylarca küserdi. Akvaryumun 5 liralık dandik bir parçasını çöp zannedip attım diye 4 aya yakın küsmüşlüğü var :) Son zamanlarda birlikte vakit geçirmeyi bir kenara bırakın aynı odada oturmaz, uyumaz olmuştuk. Bizim çocuğumuz yoktu sizden farklı olarak. Sonuç olarak boşandım ve çok geç kaldığım için hala üzülüyorum.

bu soruya default cevabim evet :D
bu sekilde hayatinin geri kalanini gecirebilecegini dusunmuyorsan...

Bu evlilik içinde büyümektense boşanmış ebeveynlerle büyümesi daha iyi çocuğun

eşinizin ailesinin iyi olması çocukla ilişkinizde de destek olacakları anlamına geliyorsa bence büyük avantaj boşanma sonrası.
terapi yeni düzene geçiş ve çocuğu bu sürece alıştırmak için yararlı olur mutlaka ama sorunun cevabı evet gibi.

Bence boşanma. beraber bir psikoloğa gidin bir şeyleri çözmeye çalışın. Onun istekleri karşısında düşünceleriniz belirttiniz mi? ya da hangi hareketleri neden kızdırıyor?

Boşanma değil de terapi zamanınız gelmiş. İyi bir aile terapisti bulun derim. Acele etmeyin...

Boşanma. Sorunları çöz.

çocuk sevgisi ve hasreti kolay katlanır şeyler değil. ben sadece çocuğunuzun çocukkenki haliyle biraz daha zaman geçirmek adına belki süreç uzatabilirsiniz.sadece dedikleri gibi allahın her günü kavgalı bir evde büyüyen bir çocuktansa...

genelde kavga neticesinde boşanma kararları olduysa iyi ifade edememiş olabilirsiniz.

buraya yazdığınız gibi tek kaygınızı eşiniz ve ailesiyle boşanırsanız çocuk konusunu yeniden konuşun.

boşanmış tanıdıklarınız veya birileriyle de konuşmaya çalışın. kuş gibi hafiflediklerini söyleyebilirler.en azından yaşamak istediğiniz huzurlu hayat için engeller kalkmış olacağına emin olun.

www.eksiduyuru.com

Etap2500 watt herhangi bir modeli alın.

Hatta baktım etap 3200model. 150 civarı fiyatı var.

Kesinlikle şu ürün. 2 adet almıştım ben, kuaförlerin kullandığı bir ürün zaten. 3 ayarı var ve oldukça güçlü.

m.n11.com

Sirf burada cok ovuldugu icin Etap alasim var benim de. ama turkiye'de degilim :)

para piyasası fonu (likid fon). şu sıralar faziden daha fazla getirisi var, riski düşük.

borsa

ev alıp kiraya vermek.

aşağı yukarı faizle aynı parayı getiriyor evin alınmış olması da kar kalıyor.

şuan dünyada borsalar biraz fazla değerlendi, borsada değerlendirecekseniz çok emin adım atın, yakında düzeltmeler görülebilir.

ben olsam bir miktar ile (30-40%) borsada değerlendirirken, bir kısmını döviz/altın, bir kısmını vadelide tutardım. riski yayar, ortalamada ayılık %3-4 gibi bir kar hedeflerdim.

ytd.

Bence borsa bilginiz yoksa o topa pek girmeyin, ben kısa vadede kullanmayacaksam döviz ve altında değerlendirirdim.

Bilgim yoksa ben şahsen altın düşmüşken girerdim. Borsa bilmeyen için biraz kumar. Ytd

ben olsam hazır sağlam peşinatım da varken güvenilir olanlarından havuzlu, güvenlikli, yeşil alanlı falan sitelerden 1+1 ya da 2+1 ev alırdım. hem ev yıllar geçtikçe değerlenecek, hem de kira getirisi olacak. yarın bi gün gerekirse kiracıyı çıkarır kendim otururum diye düşünür bu yatırımı yapardım.

130k ile nasıl ev alınırki

daha önce de en uzun 5 ay olmak üzere sigarayı bırakmıştım. şimdi türkiyede ilk covid çıktığı günden beri içmiyorum. arada canım sigara istiyor. 5 ay bıraktığımda da arada istiyordu. ama öyle abartı bir can çekmesi olmuyor. dediğiniz gibi bir sigara ne güzel giderdi şeklinde istiyor canım.

ayrıca sigara muhabbeti açılmadığı zaman komple unutuyorum. şuan sizin yazınızı gördüğüm için canım sigara çekti. :D ama 4-5dk içinde geçecek ve ilk haftalardaki gibi kriz şeklinde gelmiyor bu. Canınız çekecek ama o kadar da çekmeyecek yani.

sigara içmeyi ve kendisini gerçekten seviyorum. kötü kokusu ve sağlığa zararı olmasa bırakmazdım. gerçekten felaket kötü kokuyor. ben sigara içerken dahi sigara kokusundan nefret ediyordum. yani sadece kötü kokusu için bile bırakabilirim.

dip not: yaklaşık 10 senelik içiciyim. bundan sonra sigaraya hiç başlamam mı bilmiyorum. ama başlarsam en yakın zamanda bırakmaya çalışacağım. son 2 senedir bu şekilde parça parça bıraktım. rahat 1 seneden fazlasını sigara içmeyerek geçirmişimdir.

deniz kenarı için ise deniz kenarına gitmeyi seviyorum. deniz kenarında sigarayı içmeyi daha bir seviyordum ama sigarayı bıraktım diye deniz anlamsız gelmiyor.

edit: 2 dk bile olmadı sigara içme isteğim söndü.

Ben de başta nefes vb. gibi tıkanmalar olmak üzere sosyal ve ikili ilişkilerden dolayı bıraktım, dokuzunca ayın içindeyim.
Arada bir aklıma geliyor o kadar. 1 dakika boyunca aklımda kalmıyor bile, birkaç saniye sonra unutup gidiyorum.
İlk haftadan sonra zaten nikotin isteği azalmaya başlıyor. Sonrası psikolojik ve el alışkanlığı kısmını atlatmak oluyor.
Evet ben de mesela balkona çıkıyorum, efil efil eserken bazen "ulan ne sigara içilirdi şimdi be" diyorum. Ya da sigara içen arkadaşlarla bi ortam oluyor, "lan şimdi ne tatlı olurdu ha" diyorum ama içmiyorum.
Ben bu sigara olayının fazla edebiyatlaştırıldığını düşünüyorum şahsen. Kendi kendime "bu kadar mı iradesizim gerçekten?" soruyorum bazen mesela. Sırf o an canım istedi diye bir tane sigaraya yenilecek kadar iradesiz miyim diyorum.

Ben 12 yıl falan içtim. Son 6 ay günde 2 paket içiyordum. Özellikle alkol alırken arka arkaya yakıyordum.
Ama bırakılıyor. O sigarasız ölürüm biterim, yaşayamam, bırakamam imkanı yok diyenler bence iradesi fazlasıyla zayıf insanlar. Bu zayıflıklarını da edebiyatlaştırmaya çalışıyorlar, başka bir şey değil.
Ben bıraktıysam herkes bırakır diyorum.


EDIT:
Bu arada aşağıda birisi yazınca aklıma geldi ben de belirtmek istedim.
Ben ilaçla bırakmadım.
Kendime bir gün/saat hedefi koydum. Ve o güne kadar kendimi alıştırdım psikolojik olarak, son 5-10 gün iyice bokunu çıkardım hatta bilerek.
O gün ve saaat gelince de son sigaramı içip bıraktım.
Bence siz de bunu deneyin, bi hedef koyun. Öyle bir anda "tamam lan hadi bıraktım bak çöpe atıyorum paketi" diyerek bırakmak kendini kandırmak oluyor. Aradan 1 saat geçtikten sonra "lan acaba o son 5 sigarayı da içip öyle mi bıraksaydım, dur ben bi paket daha alayım sonra bırakırım" deniyor.
Önce kendi kendini bi ikna etmen gerek, bunun için de kendine hedef koyarak bir yandan sigaranı içip, bir yandan da kendini alıştırman gerek. Bence tabi.

bizim arkadaş bıraktı. o süreçte yanındaydım, üç günde toplam iki saat uyuyabilmişti, ağzında yüzünde yaralar çıktı, baş ağrıları falan. şimdi öldürsen tekrar başlamam diyor, çünkü çektiği o eziyetin boşa gitmesini istemiyor.

ben ilaçla bıraktım. çok rahat geçti süreç. 4-5 ay sonra gece gündüz her saniye aklımda sigara vardı. bi ömür bu düşünceyle yaşayamam dedim, bir iki derken tekrar başladım. dönüp baktığımda biraz daha dayansam tamamen kurtulurdum belki diyorum.

netice olarak büyük bir nefret geliştirmek ve yüksek irade istiyor. yüksek tempolu spora başlayacağım bir hafta sonra. bedenimi ne hale getirdiğini görüp akıllanırım biraz ins.

Şu an içiyorum ama geçen sene kırk gün kadar bırakmıştım. Hiç özlemedim. Özlediğimden tekrar başlamış değilim. Herkesin stres veya sıkıntı ile bir baş etme yöntemi var, sigara da bunlardan biri bağımlılar için. Yine bırakmak istiyorum yakın zamanda.

Sorunuza cevap olarak özetle, özlemedim. Keyifli bir manzara veya sohbet esnasında şimdi bi sigara yaksaydım keşke diye hiç düşünmedim. Kolaylıklar dilerim, muvaffak olursunuz umarım.

görebileceğin en gerizekalı ve iradesiz insanlardan biriyim. sokakta bir bankta otururken kucağıma bir kedi kıvrılsa, onu sevsem, "kedi sevme bağımlısı" olurum, ertesi gün kedi sevemezsem moralim bozulur. bağımlılığa o kadar meyilli biriyim. bırakalı bir yılı geçiyor. sıkırtı yok.

asla aklıma gelmiyor ya da özlemiyorum diyemem. durakta otobüs bekleme gibi "boş boş durma" dışında bir şansının olmadığı ortamlarda "bi' tane olsaydı da tellendirseydim" demiyor değilim ama anlık bir düşünce bu sadece, öyle canın sigara çekmesi, sigara olmadığı için dertlenme vs. söz konusu değil.

gerçek şu ki yıllar geçse bile hep temkinli olman gerekecek çünkü geri dönmek arkadaş ortamında 1-2 sigara içmeye bakar sadece. ama "bıktım bu salak şeyden" deyip kararlı bir şekilde bırakır, sigarayla arana mesafe koyar, "ben bıraktım ve artık içmiyorum, hadi sie" demeyi başarırsan her türlü yaparsın.

fiziksel bağımlılık 3-4 gün sürerse anca sürer. sonrası psikolojik. o psikolojik etki de zamanla azalmakla birlikte 6 aya kadar çıkabilir. böyle dedim diye gözün korkmasın, bıraktıktan 4 ay sonra sigara krizine falan girmiyosun, yine en fazla 3-4 dakika "sigara olaydı da içeydim" dersin, o kadar. sonra zaten unutuyorsun.

hepsini geçtim, diyelim ki sen gerçekten çok ağır bağımlı ol, geri dönecek ol... vereceğin 6 ay bile o dönemi sigara içerek geçirmekten daha yararlı olacaktır. tek seferde bırakan çok azdır zaten. ben belki 10 kez denedim. gözün korkmasın. şu an zaten içiyorsun sen. kaybedecek bir şeyin yok. bugün yapamadıysan, üç gün bırakıp geri döndüysen canını sıkma. bir daha dene.

benim babam sanırım 20 sene kadar içti. o da keyfine düşkün, sevdiği şeyden vazgeçmektense kendini yok etmeyi tercih edecek tipte bir adamdır. bir gün "bu ne amk" diye attı paketi. arkadaşlarının neredeyse hepsi hala sigara içmesine rağmen o günden beri sigaraya el sürmedi. "baba nasıl beceriyon, sürekli o ortamda olunca insanın canı çeker" diye sorduğumda da "yoo niye çeksin" diyor jsfsk.

velhasıl hiç korkma, iki sene sonra sigarayı özlemek dediğin şey aklından geçecek bir "sigara olsa da içsem" düşüncesinden ötesi olmayacak - kaldı ki bunu sigara içmeyen insanlar bile yaşıyor, hani "şu ortamda bir sigara iyi giderdi" düşüncesi için bağımlı olmaya gerek yok, bunu içmeyen bile düşünebiliyor.

şansın bol olsun, ver mehteri.

20 yil ictim. Son 5-6 yili agir tiryaki olarak gecti. Gunde 2 paket. Sigarasiz fotografim yoktu neredeyse. Her anima/duyguma sigara eslik ediyordu. Bu surecte cok fazla edebiyatini yaptim. Ne kadar aptalca. Sigara tiryakiligi aslinda bir balon. Sunu fark ettim ki ilk kirk gunu atlattiktan sonra dusunmezsen canın cekmiyor. 5 aydan sonra da deniz manzarasinda artik aklina gelmemeye basliyor. Dusunmemekten kastim tamamiyle zihinde yasak koymak ve muhabbetini yapmamak. Hatta biraktiktan sonra ekside falan soyle biraktim, boyle yaptim gibi mevzulara bile girmemek. Bana kalirsa kurtulamiyorum diyenler sigarayi bir sekilde gundemlerinde tutarak kendileri iskencelerini uzatiyorlar. Yoksa belli bir sureden sonra can cekmeleri cok kucuk ataklar seklinde oluyor. Biraz da sana bagli isin ozunde.

10 seneden fazla içtim 9 ay oldu bırakalı aynı gün kardeşimde bıraktı. İçtiğim dönemde istediğim zaman 15-20 gün hiç içmediğim yada günde sadece 1 tane içtiğim zamanlar oldu. Ama geneline vurduğumda günde 2 pakete yakın sigara içiyordum.

Bazı ortamlar ve bazı anlarda insan gerçekten arıyor ve özlüyor. Ben ilk zamanlar molaya hava almaya çıktığımda hep bir şeyi unutmuşum gibi geliyordu mesela.

Bu 9 aylık dönemde de hiç paket almadım fakat istediğim için farklı zamanlarda (2 ayda bir gibi diyebiliriz) tek sigara içmişliğim var ve tekrar başlamayı yada arttırmayı düşünmüyorum. Kardeşim ise bu süreçte bir nefes bile almadı sigara çünkü bir kere içerse tekrar başlayacağını düşünüyor. Arada konuşuyoruz hatta onun da bazen "bir sigara olsaydı" dediği zamanlar oluyor.

Süreç herkeste farklı işliyor sonuçta. Sizde kendinizi herkesten iyi tanıyorsunuz.

merhaba, bir ara sigaranız geldiğinde, ortamınız olduğunda yarım saat boyunca içmeyin o sigarayı, ve o yarım saatte sessiz, gözleriniz kapalı olarak kendi içinize dönün, bu isteğin içinizde yavaş yavaş artmasını izleyin, canınızın nasıl çektiğini hissedin ve tamamen inceleyin onu. Daha sonra bu sigara öğününüzde sigara içmediğinizde isteğin bir süre sonra geçtiğini göreceksiniz. Öğünsel olarak gelen sigara içme dürtüsünün nasıl bir döngüsü olduğunu kavramak, neyle karşı karşıya olduğunuzu bilmek ve anlamak, size bırakma sürecinde çok yardımcı olacaktır. Sonuç olarak bir "öcü" ile karşı karşıya olmadığınızı bileceksiniz.

henüz bırakamadım ama az kaldı.
geçtiğimiz yaz ilaçla bıraktım ama ciddi sıkıntılar üst üste geldi ve tekrar günde bir paket içmeye başladım. son iki aydır önce günde yarım pakete düşürdüm şimdi de günde 5 adet falan içiyorum.

taktik: sigarayı yakıp yarısına kadar içip söndürüyorum. bir kaç saat sonra kalanı içiyorum. arada çok canım çekerse su, şeker, mekik vs ile geçiriyorum. bende işe yarıyor. yakında tamamen kurtulucam, kararlıyım.

benim için en zoru el alışkanlığı sanırım. ilk bir haftadan sonrası kolaylaşıyor. iradeyle kavga etmek = sigarayı bırakmak
son olarak, psikolojik açıdan berbat bir zamanda sigarayı bırakmayı denememek gerekiyor bence. bi halta yaramıyor.

Sigarayı bırakalı 5 yıldan fazla oldu. Başta resmen rüyalarıma giriyordu, rüyamda sigara içip mutlu uyanıyordum. Sonra bir gün (belki 1,5 sene sonra) rüyamda biri sigara uzattığında "teşekkürler kullanmıyorum" dedim. O gün artık tamam dedim, sigarayı bırakabildim ben.

Geçen yıl 3 ay arayla anneannemi ve annemi kaybettim. Her ikisinin cenazeleri sürecinde sanırım 4-5 sigara içtim, çok aradım. Sonrasında içmemeye devam ettim ve özlemiyorum. Bazen bir filmde falan çok güzel sigara içiyorlar, canım ister gibi oluyor, o sahne geçince unutuyorum. Hiç özlemiyorum demek zor ama sigarayı yeni bırakmış gibi de olmuyor, merak etmeyin.

Yılbaşında falandı spor yapmaya başlayalı 1 ay olmuştu. Paket bitince neden içiyorum ki diye düşündüm. Bir an çok saçma geldi içime duman çekmek. Bıraktım ve bir daha aklıma bile gelmedi.

10 yıllık içiciliği 10 ay önce bıraktım ve şuan hiç canım çekmediği gibi aklıma da gelmiyor. bazen sadece alkollü ortamlarda canım çeker gibi oluyor ama gün içinde hiç yok. Bir psikoloji kitabında gördüğüm bir taktik var. bu işi biraz daha kolaylaştırdığını düşünüyorum;

- Öncelikle sigaranın avantajlarını içeren bir tablo yapıyorsunuz. Sonra canınız çektiğinde 1 sene sonra sigarayı halen içmiyorken yapacağınız bir aktiviteden ne kadar keyif alacağınızı düşünün. Örneğin çok güzel bir restoranda soğuk havada içerde yemek yemek, barda sigara içmeye çıkma dürtüsü olmaksaızın içeride delilercesine eğlenebilmmek, koşuya çıktığınızda, merdiven çıktığınızda yorulmayacak olduğunuzu düşünmek, bir avrupa ülkesine gittiğinizde sigara içen sevimsiz azınlık değil, sağlıklı büyük çoğunluktan olmak vs. vs. bu motivasyonunuzu artıracaktır.

- sigara kullanmayan insanların sizin sigara ile yaptığınız aktivitelerden keyif almadığını düşünmek mantıksız. sigara içmeden de manzara izleniyor, türk kahvesi içiliyor ve bunlardan sigara içen bir insana göre daha fazla tat ve zevk alıyorsun.

- sigarayı bıraktım cümlesi yerine, sigara kullanmıyorum cümlesini kurun. bırakmak kelimesi bilinçaltınızdaki yoksunluğu artırır. kullanmamak ise kişisel bir tercihtir.

www.youtube.com

Burada sesli anlatım var ve İngilizcem çok iyi değil ama gene de anlatmıyor bence. Zaten video likelarindan belli.

özetle, o siyah yelpazenin arkasında egg yazan kağıt daha önceden yerleştirilmiş durumda ve o yumurtaya dönüşen şey de bir tür aparat, gimmick diyor ingilizce. yani o konfetiler arasından bir kağıt seçmiyor, yelpazede önceden yerleştirdiği yumurta kağıdını gösterip, bir tür oyuncak ile gösteri yapıyor (internette bu oyuncağı bulabilirsiniz diyor). sonra el çabukluğuyla gerçek yumurta ile değiştirip onu kırıyor.

kaplama yapabilir. daha fazla kırılmadan hekime gidin.

cok yuksek ihtimal kaplama yapilmasi lazim. daha fazla kirilmadan bir disciye git yoksa kaplama da riske girebilir.

Aynısı benim de başıma geldi. 3 4 senedir böyle gidiyor, doktora filan gitmedim.

Şuanda aynı durumda doktordayım. Kırılan parçayı çekip kaplama yapacak.zaten çektirmeden o tarafla yemek yiyemem. Dün kırıldı bugün dişçi deyim
Sende bekleme.

osmanlı'nın istanbul'u alması avrupayı farklı ticaret yollarına sürükledi ve coğrafi keşifler + amerika'nın keşfi olayı bambaşka bir notkaya götürdü. osmanlı ise mevcutta iyiydi, yeni arayışa ihtiyacı yoktu. sonrasında yaşanan sanayileşmeyi kaçırdı. kapütalsyonlar ve milliyetçilik akımları da tuzu biberi oldu.

Din yüzünden. Batı kilise ile hesaplaştı, o defteri kapadı. Bizim salaklar aksine teokrasiye kaydı. O günahtı, bu haramdı diye diye sistemin dışında kaldı. Hele o aydınlanma, icatlar, keşifler dönemi tüm Avrupa çalkalanıyor her tarafta bilim, ilim fışkırırken o sistemin dışında kalabilmen için tüm yönetimin alayının gerizekalı olması lazım ya da cariyelerle, oğlanlarla alemi uyuşturucuyu fazla kaçırmış olmalılar

kafes sistemini getirdi padişahlar tecrübe kazanamadı.

Dışarıya çalışan paşalar, batıya endeksli kanunların çıkması ile devlet işlerinde de azınlıkların hak kazanmaları. İkinci Abdülhamid'den hemen sonra İttihat ve Terakkinin faaliyetlerinin de yıkılma ve dağılmadaki payı büyüktür.
Çoğu zaman sebep din olarak belirtilse de bu doğru değildir.

Din

speedy +1
rönesans+reform olurken biz başka dünyalardaydık.

Sanayi devrimi

2 cümle de yeter

kredi kartına + bakiye yazar

yine aynı şekilde karta +bakiye olarak geçecek, toplam borçtan düşecek.

birincisi ödemeyi kartının hesabına yaparlar.
ikincisi zaten 1600'den 1300'e indiğini gördüm diyorsun. bu zaten 300 lira geri ödeme yapıldığı anlamına gelmiyor mu?

+ bakiye yazacak ama eğer taksitliyse o ayın taksidi kadar yazar. örneğin 300'er tl x 6 taksitse, her ay +300 tl eklenir.

ventil olmadığından takınca biraz bunaltır.

twitter.com

corona içinse maskeler konusunda şöyle bir flood a denk geldim

özet geç: ulaşılabilen maskeler faydalı değil tam tersine mikroplar üzerine tutunabilir

el yıkamak önemli oldukça etkili

Ataşehir ağız ve diş hastanesi'nde çektirmiştim ben, çene cerrahisi için kendi sitelerinde ayrı bir randevu sistemi vardı o zaman ama şimdi değişmiş sanırım. Mhrs'den alınabiliyor galiba atasehiradsh.saglik.gov.tr

marmara üniversitesi diş hastanesine bakabilirsiniz, maltepede.

Pasaport önce, sonrasında bagaj kontolü yapılıyor. Diğer türlü bir uygulamayı hiçbir havalimanında görmedim açıkçası.

havaalanina giriste bi guvenlikten geciliyor. sonra pasaport kontrolu, oradan guvenlik. zaten pasaporttan cikinca direkt siraya giriyorsunuz guvenlik icin.

@gordons
diğer türlü uygulayan bir çok eu havalimanı var. önce güvenlikten geçersin. sonra içeride international uçacaksan pasaporttan geçersin.

ilk girste bagaj, sonra pasaport, sonra tekrar bagaj ve tabiki sizde..
not: işyerim..

Türknet, taahhütsüz 75 lira aylık. Hatta sana referans kodu vereyim bir ay bedava kullan, bu sayede ben de bir ay fatura ödemem :)

@John

Teşekkürler. Taahhüt 1 ay sonra bitiyormuş, o zaman sizin referans kodunuzla üye olayım, zaten Turknet'in iyi olduğunu duymuştum.

kablonet kampanyalarına bakın, fiberi gerçekten çok iyi ve görece uygun oluyor.

kablonet fiber müşterisiyim ve oldukça memnunum. verilen modem çok dandik netmaster ile ilgili yazıları okuyabilirsiniz :) ancak yine de taahhüt derdi vs olmadığı için turknete bir şans verin, memnun kalmazsanız kablonete bakın derin.

8 senedir fönsan marka bir şey kullanıyorum.
İstanbulda sirkeci - zaza han a gidip orada sorarsanız tam fiyat performans ürünlerine ulaşırsınız.

www.eksiduyuru.com

philips'in bir modeli var bende, 10 yildan fazla olmustur alali. hicbir sorunu yok. 2000watt+ ufleme gucu olan bir makine yeterli olur.

Fönsan. 10 sene değil çoluğa çocuğa falan kalır bence.

eksisozluk.com

bir göz gezdirin derim.

Okudum zaten hiç hesapta yokken beni sigarayı bırakmaya iten entrylerden veya olaylardan bir tanesiydi

Sağlıklıyken hiçbir zaman hazır olmayacaksınız. Sağlığınız bozulunca mecbur kalıp bırakırsınız ancak o zaman hazır olunur herhalde. Ben de sigarayı yeni bıraktım. 25 gün olmuş. O ilk günlerdeki kriz kalmayacak. Merak etmeyin. Bana sorarsanız ilk 3 günden sonrası rahattı. Elbetteki her gün aklınıza geliyor. Bir olay oluyor, bir yemek sonrası oluyor off tam sigara yakmalık :) ama geçecek. Ben champix ile bıraktım.

10 yıllık içiciliği 6 ay önce bırakmış ve şuan hiç canı çekmeyen biri olarak;

- öncelikle sigaradan kurtularak kendinize ceza vermediniz. iyilik ettiniz.

- Canınız çektiğinde 1 sene sonra sigarayı halen içmiyorken yapacağınız bir aktiviteden ne kadar keyif alacağınızı düşünün. Örneğin çok güzel bir restoranda soğuk havada içerde yemek yemek, barda sigara içmeye çıkma dürtüsü olmaksaızın içeride delilercesine eğlenebilmmek, koşuya çıktığınızda, merdiven çıktığınızda yorulmayacak olduğunuzu düşünmek, bir avrupa ülkesine gittiğinizde sigara içen sevimsiz azınlık değil, sağlıklı büyük çoğunluktan olmak vs. vs. bu motivasyonunuzu artıracaktır.

- sigarayı bıraktım cümlesi yerine, artık sigara kullanmıyorum çümlesini kurun. bırakmak kelimesi bilinçaltınızdaki yoksunluğu artırır. kullanmamak ise bir tercihtir.

- herkes vazgeçebiliyor sigaradan, bu çok da matah bir şey değil. çevrenizde de vardır. mesela benim dayım 40 senelik günde 1- 1.5 paket içiciliği 60 yaşındayken kanser olan bir arkadaşını görünce bir günde bıraktı. babam 30 senelik içiciliğinden etrafındaki insanlardan utanması ile 1 günde bıraktı. kurtulursunuz. gözünüzde büyütmeyin.

2020 yılına gireli daha 1,5 oldu. farkındasın değil mi?

Farkındayım. Benim işsizliğim daha uzun zaten.

Sayılır mı bilmem ama Aralık ayında mükemmel bir işe girdim. Hiç aklımda da yoktu, ilana da tesadüfen denk gelmiştim. Bazen güzel sürprizler yapıyor hayat, ümidinizi kesmeyin

kpss'yi de bi düşünebilirsin. alanında alım yoksa ve iş bulamayacak gibiysen düz memurluk olabilir.

kız kardeşim var. bence 9'luk iş.

Kpss için yaşım geçkin 40 oldum.

14 aylik issizligi biten biliyorum. 3 haftadir çalışıyor. Isine 6 issizliginin bitmesine 10 veririm.

35 yasinda yurtdisina geldim calismak icin. diploma miploma yaktim. borclarimi odedim. parasizlik basa bela. zengin degilim hala ama artik ben de diger insanlar gibi uc kurus hesabi yapmadan normal yasayabiliyorum.

ingilizce varsa bir aileniz yoksa birakmak zorunda kalacaginiz, basvurun siz de.

Hocam yanlış anlamazsan bana bölüm sonu canavarını geçmek için bütün tuşlara aynı anda basan çocukları hatırlattı bu kayıt.

hocam ben de fl studio ile amatör olarak uğraşan biri olarak nacizane görüş iletiyorum.

1- mixing tarafına biraz ağırlık vermenizi önereyim. sesler ve düzeyleri karışık.
2- kullandığınız hangi plug-inler ise biraz daha iyi sesler seçmeye veya en azından kullandığınız sesleri biraz daha güncel/gerçekçi tonlardan seçmeye çalışmanızı öneririm. biraz amatör oyun müziği sesi gibi geldi bana.

3- müzik tarzınız ile ilgili olabilir belki burası subjektif olacak ama biraz himmet'in dediği fazla zorlama bir hava verdi bana sürekli inip çıkan karışık bir melodi var ve basit bir ton ile tasarlandığından fazla amatör hissettiriyor. nota yazarken tek bir ton ve tek bir nota veya tek bir enstrüman kullanmışsınız. bunları her melodi için birkaç farklı enstürman veya en azından aynı enstürman fakat birkaç farklı katman ile yapmaya çalışmanızı öneririm.

4- arkada tek bir notadan pad geçişi var sanırım. sevdiğiniz bir pad veya pianoyu arkaya doğru akorlar ile yerleştirirseniz daha dolu bir sound elde edersiniz.

Ceplerine 3 tenis topu yerleştirip makineye öyle atıyoruz. Tenis topları tüylerin topak topak belirli yerlerde toplanmasını önlüyor.
Kurutma işini aşırı hızlı yapacak biz sistem bulamazsak kokudan giyemiyor çöpe atıyoruz.

Kuru temizlemeye verdiğinde bile düzgün yıkamazlarsa o pofuduk görüntü gidiyor, dümdüz bir hale geliyor, makinaya atarsan büyük yazık olur.

İşini düzgün yapan bir kuru temizlemeci en güzel çözüm olur. Ben kuru temizlemeye verdiğimde bile ilk haline göre hacimsiz geldi, bir ay kadar sonra eski pofuduk haline döndü.

Not: Montu aldığımda kaz tüyü olduğunu bilmiyordum, linç edecek olursa ona göre etsin.

Kuru temizleme yaptırıyoruz. Makineye atmaya cesaret edemem.

temiz ve hafif sabunlu veya deterjanlı bir bezle güzelce silin

Montun uzerinde yazar. Ben, benimkini makineye atip hassas ayarlarda yikadim, sonra kurutucuda dusuk isi, uzun zaman ve denildigi gibi ya tenis topu ya da su zimbirtilardan olmasi lazim:well.ca

Asla makinede yıkanmaz.
Kuru temizleme de tartışılır. Ben güvenmem.
En iyisi silmek.

en iyi yontem silmek diye düşünüyorum aksa takdirde su ile temas ettigi zaman koku yapiyor

Ben makineye attim.
Hicbi sey olmadi.
Sans olabilir tabii.

1 kere attım makineye cücük kadar kaldı, çöp oldu artık bu dedim. toplandı bi tarafına tüyler. kuruyunca spatulayla pat pat vura vura dağıttım geri, eski haline döndü. arkadaşım da dedi ki ben kurutma makinesine atardım tenis topuyla, neden uğraştın :))

Makinede yikiyorum. Kaz tuyu yorgan ve yastigi da makinede yikiyorum.
Yunlu/elde yikama programinda, en fazla 30 derecede yumusatici kullanmadan yikiyor sonra kurutucunun kaz tuyu programinda icine 2 top atarak kurutuyorum ama tamamen kurumuyor. Sonra kaloriferin yanina bir sandalyenin arkadina asarak arada tuyleri elle ya da yukarda da denilen gibi spatula yardimiyla dagitiyorum. Yoksa tuyler toplaniyor, tam olarak kurumuyor ve koku yapiyor. 2 gunde tam anlamiyla kurumus oluyor.
Onemli nokta tuylerin toplanmamasi/tuyleri dagitmak yoksa pofuduklugu gidiyor ve koku yapiyor.

Yeni kasa Peugeot 2008 derim. Bir süredir Suv araç almayı düşünürken bir anda vazgeçtim. Şanzıman ve motor çok iyi. Tasarım fazlasıyla güncel, showroom'da gidip inceledim, içerisi biraz basık olsa da güzel bi otomobil.

Lansman fiyatı benzinli manuel için 148.500 görünüyor. Bayiide bir miktar daha indirim olabilir.

kampanya.peugeot.com.tr

EK: Şanzıman derken otomatik EAT'lerden bahsetmiştim tabi ama onun fiyatı birden 170'e çıkıyor haliyle.

Peugeot 2008 SUV değil ki?

Neyse sıfır mı 2. El mi onu söyleseydin öncelikle
Bir de araziye çıkacak mı araç yoksa şehir SUV’u mu olacak?

@otopsiçocuğu,

Yeni kasadan bahsediyorum. 4x4 arazi aracı önerisi olarak sormadığını farz ederek yanıtladım.

Yeni 2008: www.peugeot.com.tr

0 alacaksan 2008 suv değil crossover ama bu gruba genel olarak suv deniyor. en mantıklısı o ancak paranız yetmiyorsa quashi. marka problem değilse suzuki grubu düşünülebilinir.

2. el renault kadjar. sorunsuz bir araç genel olarak. bu fiyata 2015 - 2016 düşük km bulabilirsin.

Qashqai sınıfında satış için lider, yakıt ve şanzıman güzel. Model yılı düşük olabilir o paraya.

kadjar veya tuscon

Buraların klişe cevabıdır ama "spor yap". 5 aya ayrılıyormuşsunuz oradan, gideceğiniz yer için planlar yapabilirsin mesela. İş bulmak vs gibi. Tatil planları yapabilirsin. Uzaktan yüksek lisans okuyabilirsin. El işi yapabilirsin. Bi meşguliyet lazım.

@epistemic spor bile yapamıyoruz kadın hoca yok diye spor yok.yürüyüş içinde hava şartları maalesef hiç uygun değil. gideceğimi yer de belli olmadığı için ileriye yönelik hayal kurmak istemiyorum ki hayal kırıklığı daha büyük oluyor.

bilmiyorum hiç bu gibi durumu yaşadınız mı ama hiç bişey yapmak içinizden gelmiyor. 2.üniversiteye başladım kaldı, kitap okuyamıyorum, kpss başladım max 1 ay çalışabildim.

Tek çare yabancı diziler - belgeseller - filmler ve mutlaka Netflix üyelik.

Dostum beslenme cok onemli. Eger saglam bir vucudun yoksa saglam bir kafan da olmaz. Bunu anksiyete bozuklugu ile 20 yil gecirmis biri olarak soyluyorum sana. Eger sindirimsel sorunlarin varsa bunlari duzeltmeye calis. Dr deniz simsek diye arat internetten. Ilac kullanma. Magnesium l-threonate, b1 ve b12 Kullan. Fazla kilolarin varsa keto ya basla. Spor her zaman iyi gelir. Soguk su ile dus almaya calis. Ve ingilizcen varsa dr Berg diye youtube da aratip cok yararli seyler ogrenebilirsin.

evde kedni imkanlarınızla spor yapmak da bir destek olabilir, freeletics vb.
diğer önerim psikiyatrist değil, psikoloğa gitmeniz ve ilaç yerine terapiyi denemeniz olur. tabii ilçenizde böyle bir imkan var mı bilmiyorum.eğer güvenebileceğiniz bir psikolog yoksa online olarak destek alabileceğiniz iyi uzmanlar da mevcut.
biraz seyahat etmeniz de iyi gelebilir.3-4 hafta aralıklarla 3-4'er gün planlar gibi.

Aksam sanat okulu, halk egitim merkezi gibi kursa gidilebilecek yerler ya da esinizin is arkadaslarinin sizin gibi evde olan eşleriyle sosyallesip bir seyler yapmak olabilir. Yardim derneği vs arastirip aktiflesilebilir. Il merkezine otobus minibus varsa oradaki imkanlar da araştırılabilir. 5 ay sonra gececek bir sey icin ilac kullanmayi son care olarak ele alin bence.

yardim etmek ruha iyi gelir. hayir isleri dusunebilirsiniz. muhtar varsa yardimci olur ne yapilabilecegi konusunda. isaret dili ogrenebilirsiniz, korler icin kitap okuma aktiviteleri olabilir.

öneriler için çok teşekkür ederim ama ilçede gerçekten hiçbir şey yok. halk eğitim ama eğitim verecek kimse yok. eşimin arkadaşlarından evli olan yok, zaten onlarla da hayat tarzlarımız asla aynı değil(el sıkmayan tipler). ilçe merkeze 50 dakika ama maalesef kar var ve genelde araçlar sıkıntılı. ilçemizdeki hastanede psikolog yok ama online deneyebilirim teşekkür ederim.

anksiyete coşup, bir şeye odaklanamadığımda tekdüze bir şeylerle uğraşmak iyi geliyor. 5 ay sonra taşınacağınız eve asmak üzere bir goblen tablo işlemeye başlamayı deneyebilirsiniz. ilk kez yapacaksanız, şuradaki gibi baskılı olanlardan seçmenizi öneririm. www.goblenci.com

tabii işlemek yerine resim yapmaya başlamak da bir seçenek.

@playing star
3. dakikada antidepresan yazdı diyor yazar. belli ki içine sinmemiş. iyi bir psikolog ile terapiye başlanır ve eğer gerekliyse birlikte ilaç tedavisi de gündeme gelir. ancak arkadaşın yaşadıkları durumsal kaynaklı bir durum. terapi etkili olmuyor diyorsunuz da gayet etkili oluyor bu tip problemlerde ve özellikle depresyonda. online psikolog ile de görüşebileceğini yazdık. yoksa kimse (en azından ben) neden psikiyatriye gidiyorsun demiyor.

3. dakikada antidepresan yazan doktordan ziyade ilgili bir danışmanın yardımını denemekte fayda olabilir dedik. psikiyatrinin ne derece önemli bir tıp dalı olduğundan şahsen şüphem yok. zaten yazar da ilk ve tek çare olarak bunu denemiş. tabii ilacı ne kadar süre kullandığını bilmiyoruz ancak belli ki istemediği bir durum var ki alternatif soruyor. şahsi cevabım bu amaca yöneliktir.

guilty pleasure edinin hhhhh. cok basit seyleri takip etmek, yapmak depresiflikten uzaklastiracagini dusunuyorum yani magazinsel seyler veya vlog izlemek denildigi gibi dizi vs. surukleyiciligi veya komediligi ovulen dizileri tercih ederdim.harekete gecme kisminda zorlaniyorsunuz instagrami ben o acidan faydali buluyorum ozellikle evde yemek yapan insanlari takip etmeyi cok fikir verici seyler cikabiliyor yemek yapmayi sevmedigim icin orneklendirdim gorunce yapma istegi uyanabilir.makyaj yapmak, bakim, alisveris.gecici zevk icin yeterli buluyorum hatta bir ara beklerken bulmaca cozmek giibi yasli amca hobileri edinmistim o esnada hirslanmak iyi hissettiriyordu.

gecici bir surec oldugu icin bunlar aklima gelenler.

Bence güncel hayat rüyalara giriyor. Ben de evrak teslimiyle ilgili kabuslar görüp duruyorum.

geç saatte yemek gibi bir alışkanlığın varsa o da etkiler.

değersizlik hissinden dolayı olabilir

"İş konusunda mutlu değilim. Nefret ettiğim bir işte çalışmaktayım yıllardır."

hayatinda sen boyle iken ruyanin mutlu olmasini beklemiyorsun degil mi?

gun icerisinde kafamizda yuzlerce dusunce gecer. gozlerimiz aciktir. aksam gozlerimi kapalidir. o dusunceler kendilerini goz kapaklarimizda resmeder. ruya budur. uyanikken de cogu insan geri planda ruyalar gorur durur.

mutlu olacagin bir ise gec.
piskolog degilim. siradan bir insanim.

Gerçek hayatta sıkıntılıysanız rüyanız da sıkıntılı olur.

yazdığım için utanıyorum, ilk defa başkasından duysam ben de utarınırım ancak bu yöntem çoğu zaman işe yarıyor. yastığın altına meyve bıçağı gibi az keskin ufak bir bıçak koy, çoğu garip rüyalar, sıkıntılı uyumalar gidiyor, bir de yatmadan önce mideyi doldurmamak lazım :) belki de aptalca ama işe yarayan bir yöntem.

Bıçak belki güven duygusu veriyordur o nedenle işe yaramış olabilir ama kesin çözüm olmaz, günü kurtarır. Psikoloğa gitmeniz ve devam etmeniz lazım.

Muhtemelen sıkıntının, mutsuzluğun sonucu rüyalar. Bundan 2-3 sene önce çok mutlu, huzurlu bir rüya görmüştüm ama ne gördüğümü hatırlayamıyorum. O rüyadan sonra da çocuğum dünyaya gelmişti :)

Shell marketlerine bak

istinye'de alcanlar tekel de bulabilirsin

limoncello bayiyor beni, almisken bir de grappa al, o daha guzel.

neredeyse her tobaccoshopta var. hatta neredeyse her tekelde bile olmaya başladı. zaten tr bandrollü siyah pakete filan geçtiler.

bence limon değil kahvelisi daha güzel.

sokak arası bilgisayarcılar pahalı fiyat çekebiliyor. yazıcıoğluna git derim

ssdyi internetten al derim. hatta elin yatkınsa kendin bile değiştirebilirsin.

kendim değiştirebilirim de windows hiç kurmadım o kısımda kalırım yoksa bilgi açıp değiştirmek zor değil dediğiniz gibi, bazı soru işaretlerim var taktıktan sonra :))

fiyat benchmarkı olarak koşuyolunda sokak arası bir bilgisayarcıya kendi aldığım ssd'yi 60tl ye değiştirip windows kurdurdum. office falan da kurdu.

diski değiştirmeden önce usb belleğe windows10 dosyasını at. sonra diski değiştir kur.
tabi ki rufus vb. bir programla usb belleğe atman lazım.
disk değiştirebilirim diyorsan windows10 kurarsın rahatlıkla :)

Önce bir kendim deniyim mademsi 60 lira uygunmuş Yakın yerlere bakar olmazsa yaptırırm en kötü :)) teşekkürler efem

rentalcars.com'a bakın hocam (booking alt firması)

uygun fiyat için sixt'e bakabilirsiniz. avis ve hertz de gayet iyi firmalar. bu şirketlerde çakallık olmaz.
sorun yaşamamak için full insurance yaptırmanızı tavsiye ederim eğer bütçeniz varsa, günlük 15-20 eur daha fazla veriyorsunuz ama hiçbir şeyi düşünmüyorsunuz.
ceza olayını da açıklayayım;

hız: sürekli olarak hız kontrolü yapılır italya'da. otobanda 135'i geçmeyin. ortalama hız ölçerler. lokal yerlerde de mutlaka bakarak olun. zaten "attenzione, controllo velocita tutor" yazan levhalar göreceksiniz. bu levhadan sonra mutlaka sabit bir radar olur. 50-60 yazar hız sınırı, geçmeyin.

park: her yere park edemezsiniz. mümkün mertebe konaklayacağınız otele sorun. şehir merkezlerinde heryere arabayla giremezsiniz. restricted area (Zona a traffico limitato) yazar zaten kameralarla kontrol edilir. eğer olur da böyle bir bölgeye girerseniz mutlaka garage yazan resmi otoparklara girin. onlar plakanızı emniyete verir ve ceza yemezsiniz.

eğer ceza yemekten korkuyorsanız da çakallık şudur. yatırım tavsiyesi de değildir.araç kiralama şirketine verdiğiniz kredi kartını aracı teslim ettikten ve ödeme tamamlandıktan sonra iptal edin. yani onlar önce blokaj koyuyorlar, bu blokaj ödemeyi tamamladığınızdan sonraki 3 güde falan kalkıyor. sonra iptal ederseniz ceza gelse de çekemezler.

Sicilya'da Europcar'dan kiralamıştım

Çok fazla otoyol ücreti oluyor İtalya'da ona da bir bakın isterseniz.

biz geçen ay kiraladık avis’ten. hiçbir sorun olmadı. ekstra hiçbir şey veya ceza da ödemedik.
hız limitlerine ve park levhalarına uyarsanız hiçbir sorun yok. yönlendirmeler zaten gayet başarılı, arabayla girilemeyecek yerler belli oluyor açık biçimde, bu yerlerin hemen dışında dünya kadar park yeri var zaten onlar için de gayet güzel yönlendirme levhaları var. fakat yine de şehir içleri ztl yüzünden biraz zorlayıcı bu yüzden mutlaka ama mutlaka otoparkı olan oteller tercih etmeniz lazım yoksa günlük 20-25 euro park ücreti çıkabilir.
büyük firmalardan tercih ederseniz sorun olmayacaktır. sixt içlerinde en uygun fiyatlısı.

Aynı rotayı Milano ve Venedik yerine La Spezia ile yaptık. Aracı Sixt'ten kiraladık. BMW 1 serisi istedik, arzu ederseniz başka araç da verebiliriz dediler, kiraladığımız aracı aldık. Bir arkadaş AVIS'ten uygun fiyatlı Mercedes CLA kiralamıştı, Peugeot 308 vermişler. Dram.

Yollarda hız sınırı var. Hızlı gitmek problem. Park yeri apayrı bir mevzu. Bu yüzden olabildiğince kapalı park yerlerini kullandık -ki baya pahalı.

Otoban ücretleri de biraz tuzlu; yanılmıyorsam La Spezia-Bologna arası otobana 23 Euro gibi bir şey ödemiştik. Kart ve nakit ile ödenebiliyor gişelerde.

Bir not olarak, aracı Sixt'ten kiralarsanız Bologna Central Station'ın oradaki ofisten alın. Araç çeşitleri fazla. Havaalanından direkt alacaksanız orada muhtemelen daha da fazladır. Yine iade sürecinde de direkt car return'den Sixt otoparkına girip sadece anahtarı verip çıkıyorsunuz.

Ben ceza yemeden döndüm. En azından 5 aydır gelen giden bir şey yok...

evet çakallar ve ucuzluklarını abuk sabuk ceza ve kesinti ile telafi ederler. ben hep hertz'den kiralarım orada. en azından 10-12 kere kiraladım bologna havalimanından bir tane bile ceza veya başka bir yaptırım ile karşılaşmadım. tavsiyemdir. sadece istediğiniz arabayı bulmak sıkıntı biraz. her seferinde fiat 500L kiralıyorum (en ucuz) bir kere bile fiat 500L'ye binmedim :) ama kötü anlaşılmasın hep üst aracı verdiler ellerinde olmadığı için. hatta bir keresinde henüz 100 km'de tiguan vermişlerdi.

duyduğuma göre fake ceza olayı var 1-2 yıl sonra pasaportuna yazıldı falan gibi bir mail/mesaj atıyorlar ya ödersin yada italyaya girişte olay çıkartırız gibi şeyler ima ediyorlar.

kurumsaldan şaşma ama.

italyada yapacakları çakallıklardan çok arabaya her an hasar gelip gelmeyeceğinden çekinmeniz lazım. kendi arabam olmadıkça italya'da araba kullanmazdım. italya sokakları dikiz aynasız, ezik kapılı, plakası düşmüş, farları kırık arabalarla doludur.

italya'dan çok geçtim. hiç ceza yemedim, kurallara uymak önemli.

O aralikta kucuk koylere ugramayacaksaniz arac kiralamayin. Dediginiz tum sehirlerde, Pisa haric, sehir icine yakin ucretsiz park alani yok gibi. 2 sene once turladim o rotayi arabayla, yanimda bisikletim de oldugu icin sorun olmadi ulasim. Zaten sehir-ici park yeri inanilmaz sorunlu. Bazi bolgelerinde yasak.

Otoban ucreti sorun degil. Ama berbat arac kullaniyorlar. Hiz siniri yazan tabelalarin oldugu yerde bile, siniri asip hem de arkadan korna calarak gelenleri var. Gereksiz stres kaynagi.

sov degil. puro oyle icilir.
puronun olayi tutunun tadini, lezzetini almaktir, agizda tutman yeterli. iyi bir puroyu cigerine cekersen zaten perisan eder adami, icine cekme.

Ne anlami var peki icine cekmeden icmenin? Tadi icin yapilmaz, tutunun tadi yartismasiz herkes icin cok igrenc. Istedigin aromayi kat tutunun aromasi, kokusu gene de kotulestiriyor aromayi. Insan tutunu cigerleri bayram etsin diye icer. Icine cekmemek cok sacma kanimca. (Icine cekmek te sacma aslinda ama orayi karistirmayalim)

taa almanya'dan beklemenize gerek yok, heryerde satılıyor. fiyat 35-45tl arası tekel veya tobacco shoplarda.

içine tabii ki çekmiyorsun. bir miktar kaçıor tabii mutlaka ama maksat içe çekmek değil, gebertir zaten içine çektiğinde. öyle sigara gibi birşeyden bahsetmiyorsun. belki bir tanesi 10-15 sigara kadar etkilidir.

Ben sigara içmiyorum ama geçen seneye kadar (alkolü bırakmadan önce) ıslak puro + bira, viski, şarap falan yapmaya bayılıyordum.

Arkadaşların dediklerine katılıyorum, ağızda tutunca bir şey anlamıyorsunuz ve ben de sigara dahi içmediğim için içime çekmiyordum. Peki ağızda tutunca ve sıradanlaşmaya başlayınca ne yapmaya başladım? Ağızdan çekip, biraz bekletip burundan veriyordum. O zaman deli kafa yapıyordu ve puro bittikten sonra içkini içerken dahi aroması kalıyordu. Tabii yatmadan önce mendiller burnumun içini temizliyordum falan katran birikiyordu. Ama kesinlikle değiyordu...

bu arada toscanello satılmıyordu, whatsapp üzerinden satanlar falan var ama artık bandrollü olarak satılmaya başlamış. Geçen benzinlikte gördüm. Fiyatı elbette daha fazladır, ama arkadaşın almadıysa henüz burada hiç olmayan bir şey getirt.

Cift kisilik yataklar genelde 140×190 ya da 150×200 oluyor. Yani pay dahildir carsafta.

çarşafın boyu 180x200 olamaz. eğer öyleyse onu üreten tekstilcinin...

zaten standart çift kişilik yatak 160x200 olur. hani dandiklerinden olsun, 150x200 olur. o eğer çarşafın boyuysa zaten yandan sarkmaz. böyle bire bir yatağın yatılan yüzeyine ucu ucuna örter bırakırsınız. öyle çarşaf mı olur.

%100 yatağın boyudur. yani 180x200 yatağa göre bir çarşaf olduğunu belirtmek istemişlerdir.

değilse dediğim gibi alın o çarşafı kim çift kişilik diye sattıysa götürüp geri verin.

kibritsuyu +1

Yatakların yüksekliği 30 cm kadar, iki taraftan 60 cm yapar ki altına girme payı hariç. 160 cm genişilteki bir yatağın altına girme payı hariç yanlara sarkması 220 cm yapar.

Yatak ölçüsünü belirtiyordur, çarşaf daha büyüktür +1

garantisi devam ediyorsa yetkili servise götürün. 40 bin bakımı yapılmasına rağmen uyarı çıkıyorsa servis zaten ücretsiz yapacaktır. 40 bin bakımı yapılmadıysa aracın garanti dışına çıkmaması için yine bakımı yetkili serviste yapmanız gerekecek. yok eğer araç garantiden zaten çıktıysa her türlü yorumları iyi olan bir ustaya götürün derim.

bence araçlar 80-100 bin km'ye kadar orjinal servise götürülmeli. aksi bir durumda iyi niyet garantisini işletebiliyorlar. diğer bir konu da bazen dışarıda kullanılan yan sanayi parçalar aynı performansı vermiyor. örneğni arkadaşım dışarıda yaptırdı ki mercedes'i var, polen filtresi çok kötü çıktı, balatlar da keza canını sıktı.

4 yaşında aracın garantisi olmaz tahminim, yapılacak bakım da basit yağ ve filtreler bakımıdır.

İşçilik dahil ortalama 300 liraya çıkarsın sanayiden.

Çıkan uyarı tamamen km veya zaman ile alakalı bir uyarı, şu an bakım yapmadan bile kullanıcı olarak sıfırlayıp 10 bin km daha devam edebilirsiniz, yanlışlıkla sıfırlarsanız haberiniz olsun.

Önce yetkili servisten bir fiyat alın. Bazen bakım için uygun fiyat teklifi verebiliyorlar. Fiyat yüksek ise genellikle kullandığınız arabanın forumlarından ya da sosyal medya gruplarından özel servis tavsiyesi alın.

araç iyi bir araçsa 50bine kadar yetkili servisi gitmek mantıklı. özel servisler bence yetkili servisten daha iyi ve daha ucuz.

www.hepsiburada.com

ürünün açıklama kısmında sorularının cevapları mevcut.

chromecast

xiaomi mi tv box sorunlarınızın hepsini çözecektir.

bu cihazı hdmi kablosuyla birlikte televizyonunuza bağlayıp android işlemli bir ekran kullanıyorsunuz. blutv, netflix, youtube, spotify gibi tüm programları rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Xiaomi mi box var bende, cok memnunum. Kendi internete baglaniyor, uzerinde dahili Netflix, Youtube falan var. Televizyonu yalnizca ekran fonksiyonu icin kullaniyor. Verdiginiz her kurusun karsiligini odeyen bi cihaz, tavsiye ederim.

Xiaomi mi box kullanıyorum ben de yaklaşık 1 yıldır. 2013 model televizyonumu akıllı yaptı. Netflix youtube blu tv spotify kullanıyorum memnunum. Bazen donuyor çok açık kaldıgında kapatmayı unuttugumda restart ediyorum düzeliyor. Tek sorun diyebileceğim şey bu.

peki hepsiburada.com'un kara cuma'dan beri süren sıkıntıları sona erdi mi, fiyat iyiymiş.

yoksa hiç macera aramayıp amazon'dan falan mı alayım?

ahh ahh. kaç zamandır bekliyorum xiomi box'u geçtiğimiz aralık ayında 339 lirayken almadım. 380 lirayken yine almadım. şimdi 400 :(
belki yardımcı olamadım ama 20 lir 20 liradır. acil değilse beklenebilir.

care chromecast. her eve lazim.

xiaomi mi tv box

tamam xiaomi mi box s hoşuma gitti.

peki nereden alalım, fark eder mi? amazon, hepsiburada, trendyol, n11 vs. şurada xiaomi bayisi var, 450 lira ama türkiye garantili dedi, o sitelerde satılanlar garantisiz dedi.

var mı öneriniz?

xiaomi mi box s 4k +++++

ben teknostoredan almıştım. bir gün içinde geldi sıkıntı çıkmadı.

prosedür olarak isim değiştirmeden bir farkı yok diye biliyorum. sonuçta bu da bir isim değişikliği.

İsim değiştirme prosedürünü takip edeceksiniz.

sildirmek istediğiniz ismin karşışıklık yarattığını, günlük hayatta hatalara neden olduğu gibi nedenleri sıralayıp silinmesini talep edeceksiniz. sildirmek istediğiniz isim alay konusu veya yanlış anlamalara neden olması (ünisex isim vb gibi) ise bu durumu da belirtmeniz gerekiyor.

2008 veya 2009 öncesinde abs olmayabilir, buna dikkat edebilirsin. var deseler de inanma, mutlaka araştır, exper'de sor.
dizel "vgt" motor bak mutlaka. 4 silindir olan. 88 beygirlik. eskilerinde 3 silindirli daha düşük beygirli motor vardı. tam hangi yıl değişti hatırlayamıyorum.
trigeri zincirlidir, değişmez, bu konuya takılma.
arka cam ısıtmayı açtığında yan aynalar da çözünür, buna bakabilirsin. aynalarında ısıtma vardır. (en azından benim 2008 arabamda vardı)

başka aklıma özel birşey gelmedi. diğer arabalarla aynı konular.

Gerekirse borca gir i20 al , getz alma . 30 bin km getz ,52 bin i20 kullandım.

bademcik iltihabı gibi olabilir mi? bu ara çevremde baya insan var ateşler içinde 5-6 gün savaş verdiler. salgınımsı bir durum sanırım. yoksa normal basit faranjit genelde 2 günde hafifliyor, ateş de pek yapmıyor. bir arkadaşım hastanede kaldı bir gece bu yüzden, diğer biri de ciğerlere inme şüphesiyle baya bi uğraştı. ihmal etmeyin doktora gitmeyi.

Beni en çok seven hastalıktı..Yılda 3-4 defa yakalanırdım.Eskiden 10 gün boyunca yataklara düşürürdü beni 6 kere iğne ve ekstra antibiyotik ile ancak geçerdi.. Yeme alışkanlıklarımı değiştirip biraz vücudumu hareket ettirmeye başladım. 2.5 günde geçti geçen sene yakalandığımda.. Belki biraz daha kendinize iyi bakmalı radikal kararlar almalısınız sağlıklı yaşam adına..

Farenjit cok kotu bir hastalik. 1 kez gecirdim, 2 hafta yattim.
Kendinize dikkat edin. Dinlenin iyice.

faranjitin kötü tarafı önlem alınmazsa bronşite veya daha kötüsü sinüzit iltihabına çevirmesi. 2-3 sene üst üste sinüzit iltihabına çevirerek beni haftalarca yatak döşek süründüren bu hastalığa karşı son zamanlardaki tedavim alkol oranı %70'i bulan bulgar rakısı ile gargara yapıp sonra da birkaç shot atıp uyumak.
çok sıcak ve çok soğuk şeyler yiyip içmeyin sakın.

oyy ben de geçen hafta atlattım, hatta iş arkadaşlarımın ikisi pert oldu benim gibi. ondan önceki hafta patron atlattı, kesin bize de bulaştırdı (-_-). apartmanda da bir sürü insan hastaydı. bademciklerin üzerinde beyaz bölgeler varsa kriptik anjin kulübümüze hoş geldin :( öldürmüyor süründürüyor şerefsiz <insert here ana avrat yedi ced küfür> antibiyotik gerekebilir, eğer beyaz bölgeler varsa normalde on tane penisilini gacırt diye yapıyorlar ama ben yarım kutu cefaks + yarım kutu cec ile atlattım. türkmen bir komşumuz var kadın sadece sarımsak + theraflu ile atlattı nasıl yaptı ben de bilmiyorum kadın resmen babushka (rus teyzelerden öğrenmiş sarımsağı, doğal antibiyotik ya) bence direkt doktora git, hiç aksatma. şansıma dört kilo birden verdim iki günde, tek artısı bu oldu bana XD kemiklerim öldü acıdan, hatta vücudumda bilmediğim kasları falan keşfettim o derece pis bir hastalık ki romatizmam var yıllardır çekiyorum ağrı, ondan bile beter bu <insert here ana bacı küfür> hastalığı..

özet geç diyenler için: doktora gidiniz efendim.

farenjit olmamak için sürekli takviye alıyorum.

maalesef faranjit (gırtlak iltihabı) biraz öyle. hatta kronik ve akut olmak üzere iki tip var. biraz uzun sürebiliyor. boğazınızda cam kırıkları varmış gibi hissiyat, yutkunma zorluğu, halsizlik vb etkileri olabiliyor. bol bol dinlenmek , sıvı tüketmek, fazla konuşup sesi yormamak gerekiyor. adaçayı (hazır poşetler değil) gargarasını gün içinde boğazınızda gargara yapmak faydalı olabilir.

Bence bunu cumartesine planla. sabah erken çıkarsan genelde kimse olmuyor hava da soğuk. hem günlük ücretinden olmazsın.

beşiktaşta güzel kahvaltı yap. finuküler ile taksime çıkıp beyoğlunda yürü foto falan. ara sokaklardan fatih i fotoğrafla. aşağı in. açık mı bilmiyorum istanbul modern e uğra. bilim müzesi değil sanat müzesi ama güzeldir.

vapura bin. çay simit vs. kadıköy e gel. osmanağa çarşısına gir. pazarlıkla ayakkabı bak ama alma maksat karışmak olsun belki beğenir ekonomiye can verirsin.

modada bir kahve molası ver pc telefon takıl dinlen. moda isklesini izle biraz. hemen orada kırıntı var neredeyse 50 yıllık.bir hamburger ye. çok sıcak istediğini belirt.

sokak aralarında kaybolarak aşağıdaki kitapçı çarşısına git. istediğin kitap için pazarlık yap. bulabilirsen kısa bi canlı müzik yerinde canlı müziğe katıl dön.

bu planı kendime bile yapamıyorum o yüzden al senin olsun.

istanbulda 2 sene kadar yaşadım. çok kaşarı değilim ama sıkıldığımda kadıköy sahil, barların bulunduğu sokaklar oraları turlar hediyelik eşya dükyanlarını gezer sonra modaya giderdim. sahilde oturur dönerdim. en çok moda da oturmayı severdim tabi hava sıcakken. zaten böyle bir tur atmak 3-4 saati alıyor. duruma göre sahilde içilebilir alkol veya alkolsüz. termosa şarap koyulup gidilebilir. rexx e hiç gidip sinema izlemedim ama tercih edilebilir zaman öldürmek için.

bazen de üsküdar sahile iner orayı turlar dönerdim eve. dönüşte balık alırdım temizletir eve gelip pişirirdim. veya sahildeki eli yüzü düzgün balıkçılarda yer dönerdim.

işim olursa eminönü çarşıyı turlar gelirdim. vapura binmiş olurdum.

çok zamanınız varsa bunların hepsini kombolayabilirsiniz.

dışarda kahvaltı olayı bana gir garip geliyor. bir arkadaşım çağırmadığı taktirde gitmedim tek başıma.

dün yaptım aynısını. sabah kalk güzel bir kahvaltı. ordan iyi bir otelin spa'sına yollan. önce biraz yüz, jakuziye gir. sonra sauna + buhar banyosu ve en son iyi bir masaj. çiççek gibi çıkarsın çiççek.

ondan sonra şöyle sevdiğin bir yerde güzel bir akşam yemeği de patlattın mı ooh. dert elem keder kalmaz. üstüne sinemaya da gidebilirsin akşam seansına. tertemiz oldun bitti gitti.

Ben olsam kesinlikle cumartesi yapmazdım, is gunu kacamagi gibisi olmaz, haftaici eminonu-rumeli kavagi ve uskudar- anadolu kavagi arasi vapurlar oluyor, onlardan birine atla, bogazda tum semtler birbirinden guzel, istediginde in, birinden birinde sakin cafe, cay bahcesi turunden bir yer bulursun, teknoloji seviyorsan iyi bir kulakligin vardir, sevdigin muzigi ac, ister yolda, ister oturdugun yerde dinle ve bence cok da planlama spontan davran (tabi ki trafigi gozeterek, istanbul elverdigi kadar). Bulundugun yakaya gore Kadikoy ya da Beyoglu sinemalarindan birine git, eskiden boyle gunlerde en cok İstiklal'de takilmayi severdim ama artik hem İstiklal'in kendisi, hem dukkanlar, hem kitapcilar kisiliksiz, yine de Pera taraflarinda eski ruh devam ediyor biraz. Aksam da Nardis ya da benzeri bir yerde iyi bir gruba denk gelir, canli muzik dinlersin belki...

Kahvalti icin bogazdaki cay bahcelerini önerebilirim,tost cay kesmez dersen Big Chefs Tarabya olabilir, hem manzara harika hem de her zevke gore kahvalti cesidi var.

Önce çapını öğren, büyük ihtimal 15 7a da 17 cm olabilir. Sonra tipine bak, yeni aldığın hoparlör yerine otursun.

Tek satılmaz genelde çifttir, almışken ikisini de değiştir zaten sağ sol ses fark eder.

Yutibiden modele göre hoparlörün nasıl söküldüğüne bakabilirsin.

araçta haporler ayarlarını kontrol et. mesela benim araçta sesi sadece önden sağ veya solda, arkadan sol veya sağdan dinleyebiliyorsun. belki de sorun budur.

evet, sıfır hoparlörler çift satılır, zaten çift değiştirin, üç tanesi gittiyse dördüncü de çok dayanmaz yakında gider.
focus'ta ne kullanıldığından emin olamıyorum, ama 15 veya 17 santim ölçüsünde hoparlör yok, çok yüksek ihtimalle 16,5 cm çapında höparlörler vardır, otomobil kapılarında en yaygın kullanılan ölçü bu. fakat 10-15 yıl kadar eski ford'larda tam daire şeklinde değil de oval hoparlörler kullanıldığını da biliyorum, dolayısıyla internette model yılı ile aratıp sökme-takma videolarından falan kesin bilgi edindikten sipariş ederseniz daha iyi olur.
sonra kendiniz yapabilirsiniz, kapı döşemesi sökmek ve hoparlör değiştirmek çok zahmetli işler değil.
www.youtube.com
(bu modelde hoparlör çerçevesi perçinle sabitlenmiş, onu sökmek ve diğer kapılarda denemek zahmetli olabilir, başka bir hoparlöre erişim imkanınız yoksa deneme kısmında sorun yaşayabilirsiniz. benim arabada da öyleydi, geçen hafta kendim değiştirdim. matkap ucuyla perçini parçalayıp plastik muhafazanın içerisindeki hoparlörü, etrafındaki körük ile muhafazanın birleştiği yerden ayırıp, onun yerine yeni hoparlörü oturttum ve hoparlörü ona vidaladım, muhafazayı da eski deliklerinden değil de farklı noktalardan akıllı vida ile sabitleyerek yaptım.)
fakat hoparlör masrafı etmeden önce, teybin çıkışlarının sağlam olduğundan emin olmak isteyebilirsiniz, üçünün birden patlamış olması enteresan. teybin çıkışları da bozulmuş olabilir, tabii bu hoparlörlerin bozulmayacağı anlamına gelmez ama eğer teyp arızalı ise hoparlör almak da işinizi tamamen çözmeyecek, eğer teybi de değiştirmeye ihtiyacınız olacaksa bilmiş olursunuz.
kapıların içini açıp sağdaki hoparlörü diğer kapılara takıp denemeye çalışın bence önce, eğer ses geliyorsa hoparlörler arızalıdır, yok ses gelmiyorsa teyp çıkışlarında arıza vardır.
eğer aracın ve tesisatın geçmişini bilmiyorsanız bir ustaya gösterin, belki önceden başka bir teyp takılıydı ve eskisini satarken geri taktıklarında bağlantılarını doğru yapmadılar durumu da olabilir.

ustalığın var mı bilemiyorum ama hiç kolay bir iş değil montajı o işin söyliyim, kapı içini sökerken hırpalarsan canını sıkar. he yine de sen alıp bir otocuda sadece işçilik vererek yaptırmaya çalışabilirsin. özellikle haftaiçi bir gün mesai saatleri içinde oto sanayi biraz boş olur, o saatlerde iyi bi pazarlıkla işi bilen birine 100-150tl'ye bağlatabilirsin.

Eğer ki Ankara'da yaşıyorsanız Türkiye de araç çıkma parçalarının teminini oradan halledebilirsiniz. Ucuza gelir.

bağdat caddesi

Sadece orda mı var? Herhangi bi alışveriş merkezinde yok mu avrupa yakasında?

cevahirde var sanırım erkek reyonu

Yetkili servis değil de sanayi fiyatını soruyorsan, yağ ve filtreler ortalama 200 TL, işçilik de ortalama 100 TL.

eğer şuradaki gibiyse epey bir işlem yapılacak görünüyor.

www.uzmanotomotiv.com.tr

şuan yetkili servislerde %30 indirim var 28 Aralık'a kadar. Kendine yakın 3-4 yetkili servisi arayıp telefonla fiyat al ve hazır indirim varken yetkili serviste yaptır derim eğer binmeye devam edeceksen.

başını olabildiğince sıcak tutmaya çalış. çok işe yarıyor.

2gündür aynı dertten muzdaribim. Bir tane agrı kesici içmiştim dün rahatlatmıstı. Ama sabahtan hafif hafif gene başladı meret.

ayaklarına vicks sürüp yat ve uyu. sadece ayaklara, tabanlara daha çok..

Ben 5 gün önce doktora gittim oralet gibi bi balgam sökücü yazdı. Suda eriyen bi antibiyotik ve burun spreyi verdi. Burun spreyi hariç hiç biri bi işe yaramıyor ve burnum da akmıyor. İlaçlar bitince tomografi çekecekmiş. Ameliyat olayım dedim. Olanlardan dinledim. İlk başta geçiyor ama sonra eskisinden de beter ağrıyor diyorlar. Koca karı ilaçlarına asla itibar etmem ama papatya kaynatıp buharını çekince ve acı kavun damlatınca iltihabı akıtıyormuş. Ben geceleri uyuyamıyorum ağrıdan.

aerius'u doktorunuza bir sorun.

(bkz: a-ferin sinüs)

4 (veya 1)

2 ve 3’ü beğendim ben.

Ben 3 diyorum.

3

2 herkesin vücut tipine uygun değil.

1 gayet güzel ama kolu karpuz olmasa efsane olurmuş. Krem renk nokta atışı olur pek çok kişi için.

Ben olsam 3 numaranın pembe değil krem olanını alırdım. Daha garanti olur beğenilmesi.

krem rengi kalmamış işte. o yüzden tek seçenek pembe. aynen senin gibi düşündüm karpuz kollu olmasa alacaktım.

1 veya 3

1

3 diom ben de.

3 numara alınmıştır, teşekkürler arkadaşlar.

parfümü morhipo'dan alın derim iyi fiyat orjinal garanti.

Trendyol dermokozmetikte bile orijinal olmayan urunler satiyor.Gecen gun ortaya çıkmıştı vichy nin asla uretmedigi bi urunu koymuslar satisa. Eczaci blogger bi kiz musteri hizmetlerine durumu iletince de burası bi satis pazar alani saticiyla alakali sorun demisler. Urunu kaldirmislar ama belli ki her satici denetlenmiyor. Sahtesine denk gelme ihtimalin yuksek.

Boynerde her 300 tlye 100 tl indirim var parfümlerde. Bence boynerin magazasindan al. Mumkunse online alma cunku bayat urun yollayabilirler.

Ben de ispark. 12 tl mi ne günlüğü. Shuttle var. Baska otoparklar da var yakininda benzer kosullarda.

ispsark ve pendik belediyesinin ki bazsen dolu oluyor. oralar doluysa express otopark'a bırakın, genelde yer oluyor. kurtköy'ün diğer tarafında, otoban çıkışına yakın.

ispark, ekopark açık olduğu için tercih etmiyor. atlantis avm nin otoparkını kullanan avrasya seyahat var, en son 10 tl idi. ring servisi var. hem havaalanında servisi kapıya yakın, ispark ile aynı yerde. tavsiye ederim.

atlantis avm yi ben de tavsiye ederim. hem kapalı otopark. ring servis aralığı çok kısa hemen geliyor.

şuanki fiyat/2'ye anlaşıyorsanız gayet iyidir. tabi eşyaların iyi durumda olduğu senaryoda.

gideceğin evde kullanmayacağını düşünüyorsan mantıklı. ortalama %50'den vermiş olursun elindekiler.

Yarı fiyata razı olursa şahane, spotcuya gel al desen nakliye ücret isterler :)

ev sahibin nasıl bir insan bilemiyoruz ama eşyaları götürmek istemediğini biliyorsa ve huyunda varsa çingenelik yapar. eşyaları götüreceğinizi ama %50 indirim ile alabileceğini söyleyin. daha da aşağısını isterse götürüyorum diyin. onun kafasında %80 indirim ile almak vardır, benden söylemesi...

yukarıda yazdıklarıma ek olarak malheiros +1

yukarıdaki cevaplara katılmakla birlikte, ankastre ürünler sadece takıldığı yerde kullanılacak diye bir kaide yok. bunlar çoğunlukla standart ebatlarda olurlar. o yüzden de, durumları iyiyse, 2. olarak da rahat satarsınız. hele bir de beyaz eşyaların garantisi devam ediyorsa (bi ara 7 yıl garanti olayı vardı) yarı fiyatından bile fazlasına satmanız mümkün.

faturası varsa göster %50 indirdim de.

görünür diş ise zirkon kaplama en doğal görüntüdür. ayrıca kron kaplamaya göre daha da dayanıklıdır. he ama hiç görünmüyor, önemli değil diyosan kron kaplama da olur pek tabii ki. bütçe meselesi.

zirkon kaplama en doğal görüntü falan değildir.

tam seramik en estetik/doğal görüntüyü sağlar.

soruya cevap, kanal tedavili dişlerde kaplama seçeneği en sağlıklı seçenekti, ta ki onlay,overlay çıkana kadar. dişin durumuna göre kaplama(zirkon ya da metal destekli) ya da ağız dışında yapılan dolgu daha doğru tercih olacaktır.

ben ps4 slim aldım idareten bu sürede, sonra ps5'e geçerim 2 sene sonra diye. tabii pro da alınabilir.

genel yorum ps5'in çıkmasına en az 1 sene var ve ilk 1 sene hem oyun anlamında kısır oluyor, hem de ilk seriler riskli oluyor yönünde. bu sebeple özellikle pro alırsan 2 sene çok rahat kullanırsın.

Ps5in oyunları çıkana kadar 2 sene geçer. 1 2 tane oyun için bu neslin oyunlarını da bekletmeyin bence. Ps4 slim alın sonra satarsınız 2 sene sonra. Bu sırada bu neslin exc. oyunlarını oynarsınız. Bu sene mesela bomboş geçti oyun anlamında.

Ps4 slim +1

Pro'da olup slimde olmayan oyun yok zaten. İlla 4K da olsun demezsen slim yeter.

yani 4k onemli degil de almisken 1-2 sene degil daha uzun idare etsin diye pro dusunuyorum

2020 Kasım da çıkacak %90. ilk başta stok sorunu olur tahminen Ocak Şubat gibi her yerde bulunmaya başlar.

oyun konusunda diğer arkadaşlara katılmıyorum, büyük ihtimalle PS4 oyunlarını oynatacak. ayrıca last of us 2, samurai exclusive oyun iki konsola da çıkacak.

"yani 4k onemli degil de almisken 1-2 sene degil daha uzun idare etsin diye pro düşünüyorum" yorumunuz biraz garip olmuş. pro'nun ekstra özelliği 4k televizyonda 4k görüntü vermesi. 4k televizyonunuz yoksa anlamı yok. "idare etmek"ten kasıt nedir bilmemekle beraber pro olmayanı 1-2 sene idare eder, pro daha fazla idare eder diye bir mantık oluşmuyor yani. ikisi de bire bir aynı oyunları oynatıyor zaten.

Sanırım çoğu devlet bankası o orandan veriyor zaten.. normal yani.

bekle 1 ay içerisinde düşecek. 0,79 lara

Oldukça iyi bir oran. Daha aşağı düştüğü nadirdir. Kamu bankaları arada yapıyor, özelde mümkün değil yakalamak.

bulduğun konut iyiyse kredini çekip evini al, sonradan faizler düşerse zaten kredini yapılandırabiliyorsun.

2017'de 0,99'dan 200 bin çektim, 10 sene sonunda totalde 340 geri ödeyeceğim.
bana iyi gibi geliyor. ben kimseye 10 sene sonunda alacağım 140 bin için 200 bin vermezdim.