birincisi için stroke ayarlarında opacity değerini kontrol etmen gerekir.
ikinci durumda layer içi boş olduğunda bu uyarıyı verir.

@atlantiscity;

yanıt için teşekkürler.

opacity değerinin ne olması gerekiyor? %100 olarak görünüyor.

birinci durumda layer içinde bir smart obje veya rectangle gibi vektörel bir obje varsa onu önce layer ayarından "rasterize layer" yapman gerek. Sonrasında edit menüsündeki stroke seçeneği pasifden aktif hale gelecektir.
Ancak ben stroke ayarını edit menüsünden değil de layer style üzerinden kullanmanı öneririm. Orada üstteki işlemleri yapmadan istediğin layera stroke işlemi yapabilirsin.

menü görseli: 3.bp.blogspot.com

3 ay az değil, ben olsam k. bakmayın bu bi boka yaramıyor deyip doktorumu değiştirirdim.
şimdi birisi çıkar "x aydan sonra sonuç alırsınız" der onu bilemem tabii...
geçmiş olsun.

Mazhar osman da terapi yapan doktor var mi? İsmini soylersniz cok memnun olurum.

Doktorunla tedavinin ise yaramadigi konusunu konusabilirsin. Belki ilac belki uyguladigi tedavi sana uygun degil. Hislerini mutlaka doktora anlat.

Önce bunları doktoruna söylemeyi dene bence.

valla detaylı bildigimden degil ama bence bu sorunlarla yasamayı ögrenme teknigi cok mantıklı. unutturma ya da hissizlestirmeye kıyasla.

ama terapilerde inanmak mesele, zeki bi insansanız zaten belli kalıplar cercevesinde tekrar eden seyler oldugunu anlayacaksınız ve belki de basit bulacaksınız. ama bu işe yaramayacagı anlamına gelmiyor. bence biraz sebat edin, inanın. doktorunuzla da endişeleriniz paylasın.

Doktorla konuştuk bu durumu. Sen karar ver diyor. Ben de acele karar vermekten korkuyorum. Bir de genç bi doktor, kendini geliştirmek icin cok uğraşıyor. Yanlış bi hareketle şevkini kırmak istemiyorum.

sen seçip at zaten ayrı layer olarak geliyor :/

bende öyle gelmiyor hepsi ayrı ayrı pencerede açılıyorlar. anlatamadım galiba tek dosya her foto o dosyanın bir layeri. vardı sanki bu epeydir uğraşmayınca bulamadım.

dosyaları atarsan farklı pencerelerde açar diğerleri ne sallıyor anlamadım. import seçeneği var file sekmesi altında galiba oradan bulabilirsin. örneğin videonun framelerini layer layer alma oradan yapılıyor istediğin şey de oradan olabilir.

kesin cevap. yeni sayfa aç
o tek tek attıın tek tek pencerelerde açılan resimleri tut ve yeni açtıın boş olan bitanesinin içine at.
boş backgrounda ayrı ayrı layer olurlar. bu kadar. bu budur.

@kbkdb öyle yapıyorum da fotograf sayısı artınca eziyet olur.

@sparkle importakiler de işe yaramadı kurcaladım ama.

glori foto sayısı çok olunca uzun iş o dediğin kısadan halletme yolu vardı diye hatırlıyorum bulamadım. nette aradım open bridge falan diyor o ne oluyor anlamadım. benim photoshop portable 8. buldum pc de belki de sonraki versiyonlarda gelmiştir o özellik ondan bulamıyorum

benimki kesin çözüm arayana kadar çoktan yapmıştınn

galiba scriptle yapılıyordu şimdi hatırladım.

digitalchemy.wordpress.com

Bütçeni 6000'e çıkar, retina ekranlı macbook pro al. Dua edersin bana.

thinkpad t430 - t530 serisi

Lenovo Y500 olabilir, birde asus'un g serisi mi neym var oyun için yaptıkları bi göz at.

MSI GE60 2OE-229XTR

www.imdb.com ?

şurdan bi şansını dene www.mademan.com

Flight of the Phoenix cikis tarihi yeni zaten ben cocuklugumda izledim 99 oncesi olmasi lazim.
mademan.comdaki filmlere baktim en yakin alive gibi ama o da karli buzlu benimki col :)

dribbble.com

adam draft edilmek istiyor işte. sen de prospect kayıt linki veriyorsun.

joy fm dinle.

hayal kur.

ciddiyim. iyi geliyor.

iş bul. çünkü çalışmak, eğlenmeye çalışmaktan daha az can sıkıcı olm.

Az detay verseydiniz, daha net cevaplar verilebilir.

Mesleğiniz ?

Yaşınız ?

Yaşadığınız yer ?

@darkrocq, bu cevabi verecek bi insan olcagini tahmin etmistim ama insanlara akil vermeyi sevmedigimden lutfen ciddi cevaplar gibi bisey yazmamistm. Sagol baltali ilah

@disfircasiyimben, yaslar 25 meslekler iktisat-muhendis

KPSS. CEO olabilecek durumda değilseniz daha iyi bir seçeneğiniz yok.

duzgun bir maas aliyorsaniz maceraya atilmayin bence. hangi sektordesiniz bilmiyorum ama disarda sartlar zor su an. bir suru insan taniyorum isten ayrilip disarda kalan.

(bkz: saat satan zenci)
ayrıca (git: www.youtube.com

ozel ders verilebilir,devlete atanabilir

büyükadada bir kafe açın, meyhane açın, balık restorantı açın, pastane açın.

eski bir yeri devralın ya da.

1.5 sene İstanbul'da yazılım üzerine çalıştıktan sonra iyi bir kariyeri bırakarak Antalya'ya yerleştim.
Günde yine 10 saat çalışıyorum ama hayat, trafik, alım gücü bakımından daha rahat ve mutlu bir hayat yaşıyorum.
Bu da bir ihtimal.

böyle tipler her yerde olur, buraya klişe çok şey yazabiliriz, yok kendini belli etmek için, dikkatleri toplamak için, bir şey demeyin, gülün

cevap verme sen belli bir sure sonra vazgeciyorlar sonra hatta arkadas olmaya bile calisabilir.

her böyle davrandığında yüzüne küçümser bir ifade ile bakıp, seninle konuştuğu zamanlarda yüzüne bakmazsan siktir olur giden bence.

best defence is offense

Soyle diyeceksin kardes : " Farzet ki ben de senin gibi gerizekaliyim ".

küçük bir (bkz: mobbing) kokusu alıyorum. özellikle şirket ortamlarında yeni başlayan hemen herkesin maruz kaldığı bir şey.

bu davranışların altında diğer çalışanların sana karşı olan gizli çekinceleri yatar. evet, ortamda yeni olduğun için altan alta bir tehdit oluşturuyor sundur. diğerleri bu tarz davranışlarla senin potansiyelini açığa çıkartmak, gücünü test etmek isterler. tıpkı boks gibi. saldırmadan önce bir kaç yoklarsın karşıdakini.

tabi sen de yeni olduğun için "ne olur ne olmaz" deyip bulaşmak istemiyor, sessiz kalıyorsundur. ilk başlarda gücün vardır. tepki vermeden geçersin. fakat zamanla kaldıramamaya başlar, patlarsın. belki sen de ortamı tanımak için zaman kazanmaya çalışıyorsun. fakat sen, geri çekildikçe onlar üstüne gelmeye devam eder. zamanla belki dozu azalır ama hiçbir zaman son bulmaz. ta ki sen dişini gösterene kadar.

peki nasıl göstermeli insan dişini? bunun da çeşitli yöntemleri var. benim bildiğim en etkili yöntem; bu tip kişileri, kalabalık önünde göt etmektir. tabi orası ortak bir platform olduğu için dozunu iyi ayarlamak gerekir. yani neymiş? kesinlikle susup pısmıyoruz. son derece sakin bir şekilde bağırıp çağırmadan lafı koyuyoruz. tekrar söylüyorum asabiyete teslim olmak yok.

peki nasıl olacak bu göt etme? bir örnek verelim. öncelikle sakinlik çok önemli.

mesela elaman senin eksik bir yönünle dalga geçmeye çalışırken onu önemsemediğini bi'şekilde hissettirmeli ve hemen karşı atakla giydiği bir şeyden, saç modelinden ya da sürekli yaptığı bir davranışını gülerek dile getirin. yani size yaşattığını anında hissettirin kendisine.

sonra eksik yaptığı bir işi bulup düzelterek, diğer iş arkadaşlarına ya da amirine gece boyunca evde işi düzeltmekle uğraştığınızı falan söyleyin. ya da onu yüzünden mesaiye kaldığınızı vs..

sonrasında bu kişi gelip senin en yakın dostun bile olabilir. inan bana.

çok teşekkürler, evet burada yazılanların hepsi neredeyse bire bir gerçekleşti sanırım herkes hayatının bir bölümünde yaşamış bunu. yapım gereği güler geçerim, aldığım eğitim ve çalışkanlığım genelde sataşanın çok daha üstünde olduğundan hep çalışkan ahmet gibi üstesinden gelmeye çalıştım bunların ama herhalde bir şeyi yanlış yapıyorum.

dediklerinizden yola çıkarak hoşnut olmadığımı çirkefliğe sarmadan belli edip çizgileri çekmek gerekiyor sanırım.

iwpag'ın cümlesi birebir geçti aklımdan bir çok kez. fakat hep "ya sabir" dedim gectim.

jquery ile kolayca halledebilirsin. kod ve demo link:
lab.abhinayrathore.com

yok ya saçma olur. çok basit sorulara bile bunu işaretleyip dalga geçer millet. onun yerine stackoverflow ve yahoo answers'taki gibi sorulmuş benzer soruları getirme sistemi olabilir.

anlamadım yahu niye dalga geçilsin. geçecekler de 2-3 gün geçer sonra biter. bu şey gibi olmuş: "yazı yazma yerini kaldıralım dalga geçebilirler". Ya da ben cevabınızı yanlış anladım.

hafız sarmayın geyiğe yahu hemen. insan alışıyor ekşi duyuruya google filan unutuyor. sonra gelip buraya "hani bir site vardı resmi koyuyosun aynısını buluyor. neydi o????" diye yardırıyor. Kutucuk kısmı olmasa bile bi google'a bakaydın da soraydın tarzı bir uyarı filan olabilir geldi. çok mu sarhoşum lan?

@want2die yeni bir kavram geliştirdin yemin ediyorum, kurana mause basmak :D
bu arada bence de saçma bu ayarı yemek istemiyorsanız, aradım mamafih bulamadım yazın içeriğe o da çok arada derede bir konuysa.

onlar kişilerin her aramasını geri planda çok ciddi değerlendiriyor ve sen söylemeden yapıyormuş havası yaratıyorlar //artık

ya ekşiduyuruda zaten 5 sorudan 4 ünü google ile çözebiliyorsunuz. ekşi duyuru nasıl google aramasını yapacağını bilmeyen insanlar için var bence.

eleman aramış ama sonucu anlamamış olabilir bu durumda açmasın mı soruyu ?

@bir kac yazar once işi yokuşa sürmüşsün azizim. google a bakıp anlayıp emin olamayanlar filan da vardır di mi? beğenmediniz ya vurun amk.

Bu sorun ne zamandır var. ayrıca işitme testi yaptır.

eskiden çok eskiden beri

sağır olmadığınıza eminmisiniz?

acaba beyinseol olabilir mi dikkat dağınıklığından felan

akalQ bir işitme testi yaptır. değerler normal ise ilginç bir durum olabilir.

bu kadar uzun zamandır varsa neden doktora görünmediniz ki. doktora gidip bir kontrol ettirin bence.

duyamamaysa ciddi olabilir bence de doktora git ama duyup da anlayamıyorsan bence çok büyütülecek bir şey değil klasik hepimizin yaşadığı günlük şeyler bunlar, birisi bir şey anlatır anlamazsın gülümsersin, hı dersin ne dedin dersin telefonda konuşurken de olur yüz yüzeyken de ne bileyim.

kulaklarını temizletmen gerek belki de

aynı sorun bende de oluyor..
mesela show tv de "suskunlar" diye bir dizi başlıyor. konusunun 96 sleepers filminden arak olduğunu haykırıyorum herkese ama cevap alamıyorum kimseden... Fakat herkes cevabı biliyormuş gibi hayatına devam ediyor. çok zor bi durum. geçmiş olsun

sony vegas var, onu mu diyorsun acaba, o değilse bile onu kullanabilirsin. vegas 4.0 bile iyidir

corel videostudio işini görür

video edit magic olabilir

behçet.

hastalık,
parasızlık,
platonik aşk,
bide yay burcu kadını.

şeker hastalığı

koah

orta kulak iltihabı

cevaplar için teşekkür ediyorum. ancak aradığım böyle diş ağrısından ziyade hakkaten öldürse daha iyi diyebileceğimiz bi şey. behçet gibi hastalıklar da evet süründürür hakkaten ama mesela ben biraz daha somut bi şeyler arıyorum (sigara gibi - ama bağımlılık yapıcı maddeler dışında)

kafamı açmak için soruyorum bu çerçevede her şey olabilir.

Ne istediğini bilmeyen hayatına dahil dengesiz insan tipi

hayırsız bir karı, koca, evlat.

umutsuzluk, ne beklediğini bilmeden beklemek.

böbrek taşı. net

"penis"in işlevsizliği nokta

hangover

kendini bağlattırabilirsin.

birisi seni sabah bağlasın sonra çeksin gitsin akşam gelsin çözsün.

müthiş bir deneyim olacaktır. binlerce kez ölmeyi isteyeceğini tahmin ediyorum.

işkence.

cehalet

bok.

yatırmayı unuttuğun sayısal lotoya ikramiye çıkması

(bkz: beşiktaş jk)

(bkz: göt kanseri) :(

örneklerle:
www.google.com.tr

(bkz: aşk)
(bkz: pms)
(bkz: para)
(bkz: abazalık)
(bkz: kaşar)
(bkz: piç)

bu dediğiniz dermatolojik rahatsızlıklar için sıkça kullanılır, ama özü itibari ile anlamı "öldürse daha iyi" demek değildir. Öldürmez, bir şey yapmaz o anlamda ama hayatın boyunca çekersin manasına gelir.

Programlama geniş bir yelpaze. Linkteki gibi bir Programlamaya Giriş Kursu'yla başlanabilir. Sonrasında ilginize göre uzmanlaşacağınız alanı seçersiniz. (git: www.csystem.org )

Piyasa her türlü programcı kaynıyor, işletmenin üzerine Çince gibi çok bilinmeyen ama ticaretin yapıldığı bir ülkenin dilini eklerseniz şansınız daha fazla olabilir. Tabii piyasayı bilmiyorum, bunu benden önce binlerce kişi düşünüp bütün pozisyonları kapmış da olabilir :)

Asp.net öğrenmen iyi olur. Büyük şirketler genelde asp.net bilen eleman arıyo. Ayrıca Css ve Xhtml öğrenirsen her türlü yolunu bulursun.

hayallerini baltalamak gibi olmasın da, hiç temelin yoksa şu saatten sonra bu işten ekmek yiyecek seviyeye gelmen epey vakit alır. zaten yolun yarısında hevesin geçer, sıkılırsın.

ama illa yapacam diyorsan ufak tefek console uygulamaları yazarak algoritmaları ve oop konseptini kavramaya çalışabilirsin. yavaş yavaş bişeler yazarsın işte böyle. daha sonra işin içine database dahil edip web programlamaya geçersin.

şimdi şöyle düşünün
bilgisayar veya yazılım mühendisligi egitimi alan insanlar var.
Siz böyle bir egitim almadan kendi kendinize birşeyler yapmak istiyorsunuz, veya kursa giderek.

Bilgisayar şimdilerde herkesin eline düştü diye basit birşey gibi gözüküyor ama, inşaatı örnek alalım, 3 aylık kursa gidenler inşaat mühendisi gibi bina yapabilir mi aklınız kesiyor mu?

"Programcı" olabilirsiniz ama düzgün algoritma yazabilen, uml ile sistem ve işleyiş tasarlayan bir yazılım mühendisi olmanız çok zor.

Bende işletme 7. sınıf öğrencisi olan, 13 yıldır bu iş ile ilgilenip ortaokulun son senesi c ile başlayıp c++ ile devam edip daha sonra php'ye merak sarıp, ordan C# ve Java ile haşır neşir olmuş, özellikle e-ticaret konularında bir çok projede yer almış ve son 3 senedir bir yazılım firmasında çalışmama ve bir çok tecrübeme rağmen benim bile gözüm korkuyor. Bu yaz okul bitince askere gidicem, dönünce de başka bir şehire yerleşecek olmam sebebiyle iş bulma konusunda korkularım var.

Bu iş okulla ilgili değil, kendini elbet geliştirebilirsin ama inan çok fazla vakit alıcak bir durum, özellikle para kazanacak seviyeye gelmen çok uzun zaman alır ki kendimden yola çıkarak tahmin ediyorum ki senin buna vaktin yok. Üstte belirten arkadaşlarında söylediği gibi çok geniş bir yelpaze, yine de yapmak isterim dersen web tabanlı konulara yönelmeni tavsiye ederim, zira öğrendiğin şeyleri en kolay sonuca orda çevirebilirsin ki bu sayede öğrenirken sıkılmazsın.

Bilgisayara ilgin varsa, SAP'ın modüllerini kullanmayı öğrenerek İşletme bölümünden mezun biri olarak kendine avantaj sağlayabilirsin. ERP'ler artık bir çok büyük firmanın kullandığı bir program ve inan çok önemli avantaj sağlayacaktır.

Özellikle Unwanted'ın söyledikleri de önemli. Sonuçta bir kaç kitap okuyan ve bir kaç terim duyan birisi nasıl işletme yönetemezse(kurumsal ve ciddi şirketleri kast ediyorum, esnaf zihniyetten değil), seninde pat diye bu işi yapman kolay değil.

Yine de sormak istediğin bir şey olursa elimden geldiğince yardımcı olurum,hiç şüphen olmasın.

Not: Hata var mı diye baştan okurken biraz kendimi över bi hava olmuş, amacımın bu olmadığını dürüstçe belirtmek isterim, sadece arkadaşla 7 yıllık işletme öğrencisi olarak ortak bağımız olduğu için kendimden yola çıktım hepsi bu.

28 yaşındayım, önce bilgisayar programcılığı bitirdim şimdi mühendislikte son dönemim. son 8 senemi bu iki diploma için harcadım, bilgim iyi ama hala en azından doğru düzgün bir iş bulana kadar java öğrenmek için stajyer ayağına bir yere kapak atmaya çalışıyorum. yani benim gözüm bile korkuyor şu an. millete kolay gözüküyor, iki script öğrenen yazılımcıyım diye dolaşıyor fakat ancak işin içinde olan biri bunun bu kadar zor olmayacağının farkında olabilir. bilmiyorum belki ben geri zekalıyımdır ama hiçbir zaman öğrenmenin sınırı yok bilgisayar biliminde.

ben de @zpider man'e katılıyorum. işletme bitirip sap, erp gibi konularda uzmanlaşabilirsin ya da sistem analizi vs. üzerine yoğunlaşabilirsin. bilgisayar biliminin böyle konuları da var yani sadece programlamayla sınırlı değil.

2- striptiz fln ısmarla.

kadın bedenini "ısmarlanabilir" kılmak ile ilgili tereddütlerim var.

zaten bundan tereddüt etmesem bile ablası olduğum için kendisini utandırmış olurum.

çıkması için ısrar etmek yararlı olabilir. ama yok diyorsa illa, o zaman evde kalsın öyle vakit geçirin. sevdiği şeyleri yapmasını sağlayın çünkü uzunca bir süre böyle bir imkanı olmayacak. asker de kitap da okuyabilir, evden gönderilen yemeklerini de yiyebilir. düştüğü birliğe bağlı hepsi.
eh belki ters gelebilir ama vatan millet sakarya diye gaza getirmek de işe yarayabilir. öyle ki askerliğin korkusunu üstünden atabilir. şunu hiç unutmasın: milyonlarca kişi yaptı, yapıyor ve yapacak daha çok kişi var. yalnız değil orada. herkesle aynı durumda. doğu bile çıksa üzülmemesini tavsiye ederim. batıdakiler sabah akşam yardırırken doğuda daha rahat bir ortamda bulunabilir. böyle telkin edebilirsiniz de...

1. Seviyorsa PS3 oynayın, yoksa kiralayan yerler var sanırım. İçki içiyorsa bıkana kadar içki için.
2. Okuturlar, şimdi de götürürse okuyabilir ama acemilikte pek vakti olmaz. Tek yapması gereken kitapların başına "uygundur" damgası bastırmak bölük astsubayına. Bizim astsubay kitaplara zarar gelmesin diye yapışkanlı kağıda basıp onu yapıştırıyordu. Yemek gönderemezsiniz ama ziyarete gittiğinizde (ki gidin ne yapıp edip, çok önemli) istediğiniz kadar yemek götürebilirsiniz. Ziyaret yerinin dışına yemek çıkaramaz ama orada tıka basa yer.
3. Israr etmeyin tabii ki, canı ne istiyorsa onu yapsın.

ha ablaysan evet unut o secenegi.

bence günlük rutinde yapılmayan şeylerin askere gidiliyor diye yapılması zararlı. elbet askere gidilen gün gelecek ve bu eğlenceler düşünülüp bir süreliğine bile olsa bunları yapamamak, birlikte uyum sağlamayı güçleştirecek. ben yapıp geldim ve gidiyorum diye hiçbirşey yapmadım. gelmeden önce de geldikten sonra neler yapıcam diye düşünürdüm (gelince nerdeyse hiçbirşey yapmadım, o ayrı).

bana sorarsan yapmadığı bir şey yaptırmayın. şimdiden buna alışması daha önemli. sadece aile olarak desteklediğinizi göstermeniz bence bir çok eğlenceden daha değerli.

1- Çevrenizdeki askerliğini yapmış erkeklerle konuşturun. Neler yaşadıklarını anlatsınlar. eğlenceli hikayeler çıkacaktır. Böylece tedirginliği geçer. Zaten askerliği okul ortamı gibi düşünmek lazım. Tek farkı askeri eğitim alıyor olmak.. Gittiğinde hemen karakterine uygun kişilerden kendine body yapmak da önemli. Askerde arkadaşlık önemlidir. Dışarda kalmadan hemen bir gruba dahil olmak uyum açısından kolaylık sağlar.

2- Uygun zamanlarda ziyarete gitmek iyi olur. Özellikle yemin töreni önemli. Kitap, Dergi, gazete okuyabilir. Öyle eskisi gibi sakıncalı görülen bir konu değil. ilk zamanlar eğitim daha yoğun olduğundan fazla kitap okuyamaz. Usta birliğinde daha çok zaman bulabilir. Eğlenceli bir ortama düşerse kitap aklına bile gelmeyebilir. Ev yapımız kek - çörek vs. gibi kuru şeyler gönderin. Ufak bir birlikse tüm arkadaşlarına kapsayan bir paket yollarsanız. Daha uygun olur. Hafta sonuna denk gelirse süper bir parti havası yaşatırsınız..

3- 1. de söylediğim gibi askerlik konusunda tecrüeli kişilerin yanına gitmeyi teklif edin. Meraktan gelecektir.

O kitaplar çöp. "Pozitif oluun, çiçek vaar, böcekler ne miniik, gülümseyiiin, herkesi seviiin, heyyooo" tarzı, uygulanamaz, saçma sapan şeyler yazıyorlar. Etrafa gülücük dağıtsa bu sefer de "çok sırıtkansın, bize daha ağırbaşlı biri lazım" derler. Takmasın kafasına. Sırf çekindiği için grup çalışmasında etkinlik gösterememişse değişik insanların olduğu ortamlara sokun kendisini.

bence osho iyi gelir. tahrik eden harekete geçiren bir dili var adamın.

osho'yu bende tavsiye ederim ancak okumayla mizaç değişliği sağlamak biraz zor. mimiklerini çok kullanan, hareketli ve dışa dönük birilerini bulup sık sık görüşmesi, ve ayna karşısında taklit etmesi gerekli bence. yani mimikleriyle ilgili birilerinden birebir geri bildirim alması gerektiğini düşünüyorum. pratik yapmalı bol bol. sizinle konuşurken mesela, anlattığınız olaya nasıl tepki veriyor siz ona geri bildirimde bulunun mesela, "bu konuyla ilgili ne düşündüğünü anlayamadım" vs. gibi düşüncelerini ve hislerini davranışlarına yansıtmasını teşvik edebilirsiniz.

valla verilecek bir cevap var, "halt etmişsiniz siz" demesi lazım, kurumlar insanın yüzüne gözüne kadar mı karışıyor artık--ayrımcılığın daniskası..

soruya soruyla cevap vermek hiç hoş değil ama, insan dayanamıyor; iş görüşmesini yapan şirket/kişiler Funny Games filmini izlemişler mi acaba? Misalen, oradaki sosyopatlar çok yumuşak, tatlı ve güleryüzlü yüz ifadelerine sahipler. İnsan onları yarın yokmuş gibi grup çalışmasına almak ister. Reddetmişler mi arkadaşınızı doğrudan, yoksa kitapları oku gel bakarız mı demişler? Bu kadar önemsiyorlarsa kişilik gelişimini, en azından bir Myers–Briggs Type Indicator'ü de aramış olmalılar.

alain de botton - statü endişesi

greenpeace gibi boş birşey. gsm şirketi falandır arkasındaki de..

"daha fazla hayat" sloganından sonra ipod, bilgisayar, şarkı falan diyince "hayat bunlardan ibaret değil" falan diyecek sandım ne yalan söyleyeyim.

bi derdi var ama düzgün anlatamıyorlar. troll mü yoksa?

download legal olsun diyor olabilirler mi? 250 bin şarkıyı legal olarak satın almak istese (her albümde 15-20 şarkı olduğunu varsayarsak) 14-16000 tane albüm satın almış olması gerekir.

Turkcell

Fazla mesai ücretini alıyorsanız sorun yok ama almıyorsanız bence ters giden birşeyler var.

fazla mesai ücretinizi alıyorsanız sorun yok, bir de ayda belli bir çalışma saatini geçemiyorsunuz.

fazla mesai ücreti yok malesef :(

tecrübesizlik her zaman sömürülmeye müsaittir. gerçek anlamda profesyonel bir firmaysa çeşitli dönemlerde karşılıklı olarak maaş artışı yanı sıra çalışma şartları da konuşulur. sen de kendini buna göre hazırlamalısın.

is kanununa gore haftalik maksimum calisma suresi 45 saat, gunluk maksimum calisma 11 saattir. bunun ustu angarya bilader :) ama yalniz ve guzel ulkemde "yeter ulan" diyene kadar calistirirlar :(

günlük, aylık ve yıllık maksimum süreleri geçiyorlarsa, ödeme yapmış olmaları bile yetmez, ödeme yapsa bile belli sürelerden fazla çalıştırmaması gerekir. size borçları var ve bunu sahsen veya hukuki yolla istemek lazım.

akşam saatlerinde normal ücretiniz+%50 zam, haftasonu n.ü.+%100 zam, bayram tatili ise n.ü.+%200 zam ile ödeme yapmaları gerekir. ödeme yapmıyorlarsa tatil olarak versinler bari...

donem donem mesaiye kalmalar her yerde olur. ne kadar suredir boyle?
maalesef isini vaktinde de bitirsen, digerleri calisirken sen cikinca, onlar iyi sen kotu oluyorsun.

önce windows 7 kur, sonra win 7 içinde sanki bir explorer penceresiymiş gibi xp çalıştırmana olanak sağlar.

www.microsoft.com

iki tane partition varsa birine win 7 kurulabilir içindekileri de atarsın bir de biraz google göz attıktan sonra duyuruya başvursan iyi olur www.chip.com.tr

evet, onları windows.old diye bir klasöre atıyor otomatik silme dersen.

XP kuruluysa da Virtual PC kullanabilirsin. Önce win 7 kurman zorunlu değil. Tercih senin tabii..
www.microsoft.com

tam tersine hayatın tadını çıkarıyorlar. geçen yaz haziran ayında antalyada çalıştığım otelin diskosunda pistte sadece 50+ insanlar vardı, çılgın gibi de eğleniyorlardı. bizde olsa ellerine tespih alır başlarını bağlayıp namaza falan başlarlar..

gençler de rahatlar, yarını veya kimin ne diyeceğini anayı babayı pek umursadıkları yok. genel manada bi carpe diem havası hakim

italyadayım burda da genel manada bi carpe diem havası hakim evet atina söz sende

Biz gavurlara göre daha çok kafamızda kurup mutsuz oluyoruz.

ben mutsuzum şu an. ecnebiyim lan yoksa? yoksa yoksa...
şimdi nasıl uyuyacağım lan ben. sıçtınız ağzıma, içime kurt düştü.
yıllardır babam sandığım insan babam değilmiş.
kiliseye gidip üç kulhu bir elham okusam daha mı mutlu olurum?
neyse ben yatıyorum, sözü okyanus ötesine bırakıyorum. feto orda mısın?

yanlislardasin bence.
bir gun rusya'da okuldan eve donuyordum. copten bir seyler toplayan 55-60 yaslarinda bir kadina denk geldim, biraz dikkat edip copten hevesle ne aldigina baktim. copten aldigi sey bitmis bir rujdu, parmagini icinde kalan ruj kalintisina batirdi ve dudaklarina surup gulumsedi ama bi gorsen nasil keyiflendi. kucuklugumden beri rusya'da oldugum icin kendimi rus gibi sayardim ama o an aslinda aramizda ne kadar buyuk bir mentalite farkinin oldugunu gordum. baska bir gun evimizdeki dadimiz neredeyse tum maasina cok havali bir kurk aldi ve o montu giydikce o kadar mutlu oldu ki bir ay ac kalacak olmak umrunda olmadi. biz boyle hareket edemiyoruz iste. surekli bir gelecek kaygisi. aman ev alayim, aman araba alayim, aman daha iyi muhite tasinayim, daha iyi araba alayim, cocuklarin okul taksitleri, dershane masraflari pesinde kosturup hayatimizi bir ev bir araba anahtarina ipotekliyoruz ve bir sure sonra da yasimiz gecti rehaveti oluyor. aaa omur bitti bile. cok mu mutluyuz turkler olarak? hic sanmiyorum. sokakta yururken insanlarin yuzune bak, kimse gulumsemiyor bile.

ne kadar seks o kadar mutluluk. özet geçtim.

yok oyle bisey. buradaki (usa) insanlar da senin benim gibi, bazen sikkin, bazen sen sakrak. oyle yani.

dinsel bir yaklasim diyorsan, onlarin da gayet dindar olanlari var. maneviyati benden guclu insanlar da var yani.

ondan onlar mutsuz bir şekilde dünyayı geziyor bizde mutlu mutlu oturuyoruz dimi?
hadi layn adamlar bizden on kat mutlu.

tam tersine çok huzurlular.

inanmıyorsan bir gün galata kulesinin etrafına git orada 55+ olup yüzleri gülerek el ele gezen çiftleri gör. uzaktan bakınca bile hayatla ilgili bir dertleri olmadığı mutlu ve huzurlu oldukları görülebiliyor. istersen gidip sorabilirsin de.

ecnebilere afrikadaki insanlar, hintliler, çinliler filan dahil mi?
toplam mutluluğu insanların sırf eğlence için ayırabildikleri zaman bölü bugün aç kalıcak mıyım acaba diye düşündükleri zaman ölçüsünde değerlendirirsek zenginler (ve ecnebiler = avrupalı amerikalılarsa onlar) daha mutlu olurlar.
dinle bir alakaya gelince... saf inanç diye bir şey olsaydı müslümanların hepsinde, hadi çoğunda olsun, akşam yattıklarında (varsa) vicdanları sızlamayacak kadar iyi birer insan olsaydı hepsi, ve yaptıklarını dinin korkusu yüzünden değil sırf iyi bir insan olmak için yapıyor olsalardı dediğin belki doğru olabilirdi. ama değil.
gözlemlere gelirsek, bence türklere göre daha mutlular. yine din yüzünden. baskı altında büyümedikleri için. içleri rahat. huzurlular. onun dışında ekonomik açıdan daha rahat bir toplumdan geldikleri için de daha mutlular.
aslında psikoloji bilenlere sormak lazım, ego id vs. açıklarsa birisi iyi olurdu...

yabancilar cok mutlular.
ama bunun sebebi kafalarinin daha az calismasi gibi geldi bana.
en azindan benim tanidiklarin boyleydi.
adamlar saf. hem iyi hem kotu anlamda.
hem kotuluk cakallik dusunmeyen bir saflik, hem de cebindeki paranin hesabini-basit bir plani yapamayan bir saflik.
toplumsal refah ve esitlikten gelen bir "muhallebi cocuklugu" var uzerlerinde.
keske bizde de olabilse.
benim de ne dedigim belli degil.

cardinal melon; hem hafif hemde kavunlu sakız gibi kokar :)

vodka derler de vodkanin kokusunu ben hep alıyorum amk.

vodka içerken kokar, daha sonra digerlerine nazaran az kokar. cok icesin varsa. likör falan iç. muz likörünü , kahve+ süt ile karıştır.

içki olması şart mı. meyve suları var ne güzel, ister karışık, ister %100 doğal, koku derdi olmaz.

ben anlamıyorum abi vodkanın nasıl kokmadığını. 1 bardak vodka portakal içtim akşamüstü, hala kokuyorum ben. hatta annem geldi şimdi "git bi dişini fırçala ne bu koku" dedi. velhasıl, vodka kokar. içerken de sonrasında da..

kahve lıkoru. sütlü kahve sanılır. çok masum.

likör güzel fikir ama fiyat/performans pek iyi değil işte

kahve kanyak yapın hazır kış gelmişken, neskafe kokusu kanyağı bastırır.
edit: tabii daha hafifi için kahve baileys falan da olur.

Bacardi + cola / limon / portal / elma nasıl istersen kokteyl yap iç. nefiss..

kanyak kokusunu bir şekilde bastırabilmek süfer bişey olurdu fakat pek sanmıyorum açıkçası

Cardinal melon ccc
Yada
Keglevich

Derslere içkili girerseniz hiç bitmez :)

ashdksajd içkili girmek değil amacım, zaten derste içeceğim kadar içkiden bir şey olmaz, tek amacım biraz rahatlamak, bir de derslere girmek için bi sebep bulmak kendime

Hennigan's Scotch var. =)

www.youtube.com

denizci kabanına benziyor. açık artırma tarzında sitelerde bulabilirsin.

gerek yok eminönü doluuuuuuuuuuuuuuu

kaşmir palto trençkot tarzı.

kaşmir oranına göre 110 ila 400 arası fiyat aralıgında bulursun

beymen de var dı sanırım böyle bi model

kendsine mail atıp isteyebilirsin. www.myspace.com

efenim sene 1900 lerin sonu o zaman henuz boyle herseyi taniyan biilgisayar icat olamamis o nedenle dosya adi yazarken karatler arasinda bosluk birakinca bu problem olurdu. o nedenle bosluk birmak gerekiyorsa _ yapilarak dosya adinin okunmasi kolaylastiriliyor.

turkce karakter de eskiden ingilizce sistemler icin problemdi ancak yeni sistemler turkce karakterleri taniyor o nedenle problem olmaz.

genellikle dosya paylaşımında dikkat edilmesi gereken bir konu. türkçe karakter veya boşluk bulunan bir dosya adı, bu desteğin olmadığı bir sisteme yüklendiğinde değişikliğe uğrayabilir ve sıkıntı yaşatır.

hala daha türkçe karakter tanımayan, boşluk bilmeyen mp3 çalarlar var da ondan. çoğunlukla da mp3'tür o dediğiniz dosyalar.

Gerçi önceden de yazılmış ama ben yine vurgulayım;

1990'lı yıllarda çıkan her işletim sistemi kendi harf setine sahip olduğundan ortada oturmuş bir standart yoktu. Aslına bakarsan vardı ama takan yoktu. Bu harflerin arasına "_" koyma olayının asıl gerektiği işletim sistemler Windows 95 ve öncesi. Ben Windows 98'de dahil başka hiçbir Windows üst Windows sürümünde aralarında boşluk olan dosyaların sorun çıkarıdğını görmedim. Ama yine de Linux, MAC OS, Linux sistemlerinde beraber çalışırken sorun çıkmaması için dosya adlarında boşluk yerine "_" koymakta fayda var. Ayrıca internete yolladığın bir dosyanın adının WEB tarayıcının adres çubuğunda doğru dürüst görünmesi için "_" yine epey yararlı...

Sirketlerin backup sistemleri dosyalari yedeklerken taniyamadigi karakterler yuzunden dosyalara abidik gibidik isimler vermesin, dosya geri cagrildiginda ayni isimle bulunabilsin diye.

bence yurtdışına evlendikten sonra beraber gidin.

Kuracağın işte deneyimin yoksa parana yazık olur. yani burada kalırsan ileride pişman olacağına eminim. ayrılık acısı da zordur bilirim. askerlik falan karıştırmadan yurdışına çık. kalabildiğin kadar kal. ama mutlaka geri dönecek şekilde hayatına yön ver.

hemen hemen hemen askere git. hiç düşünme. kesin git. kesin. iş kuracağım diyorsun. kolay mı o işler. yurtdışında kuracak olsan bile kesinlikle askere git.

tahmin edeyim terazi burcusun
tavsiye az kullanılmış olan yolu seç

k-x al. özellikleri 450D den daha iyi.

500d'de alabilirsin, burada bile 680$'a bulabiliyorsun, sahibinden.com'a bir göz at.
30 fps 720p, 20 fps 1080p çekebiliyor.

Zerrin Özer - Hep bana'ya benzettim ben.

onu ezerek kurtulursun.üzerine gidersin tüm egolarının.yapmamanı istediği herşeyi yaparsın.


ya da çok sevgi dolu bir insan olursun ve egolarından arınırsın
mevlana okursun yunus emre okursun...

osho da iyidir.

kontrol her an kaybedilebilir ama o şeyden kurtulursan bir daha geri gelememe olasılıgı daha yüksektir.onun için kurtulmanı diliyorum:)

başka biri tarafından fena bir şekilde kırılırsa biraz engelleyebilir diye düşünüyorum.

Ego genellikle insan tarafından kontrol edilmez. Toplum id'in isteklerini törpüler buna süper ego denir. Bu olaydan sonra senin egon oluşur. Yani ego genellikle sana bağlı bir değişken değildir.

bence egona dokunma. zaten işi başından aşkındır egoların. süperegonu kontrol altına al. iyi ya da kötü, o sana kalmış.

kendini bilmek, kendine değer vermek.

yalnız "ego zaten kendine değer verdiğinden olmuyo mu, tam tersini yapmalı..." gibi fikirlerle karıştırmamak lazım. ego kıçımızın zevkiyle alakalı daha çok.

"kendine değer veren yanlış bir şey yapmaz zaten" vb. mantıkla söylüyorum bunları.
(ha, kendini başkalarından üstün görmek anlamına kesinlikle gelmemeli bu değer verme durumu)

Ego olmadan insan varolamaz öbeğini ele alırsak gerçekten istediğin şey imkansız fakat "çooooooook kötü" durumlar sayesinde [olumlu-olumsuz] bunu azcık da olsa dizginlemek mümkün. Ama kesinlikle "turn off" konumuna getiremezsin bunu.

kitap okuyarak

bagcılara gidip kamil insan olarak.

Exla'nın da dediği gibi ego olmadan insan varolamaz. Hatta işin aslı, tek bir ego hali de yoktur insanda. TA(transasyonel analiz)'e göre insanda, çocuk, yetişkin ve ebeveyn egoları vardır. Önemli olan ve insanı mutlu kılan bu egoları dengeli konumlarda tutabilmektir. Çok kabaca olacak ama örnek vermek gerekirse, yetişkin egosu çocuk egosundan büyük olan bir insanın ya da ebeveyn egosu diğer iki ego halini unutturacak kadar küçük olan bir insanın depresyona girmesi kaçınılmazdır. Hepsine x+x+x değerlerinde sahip çıkmak gerekir. Hatta bu hallerle ilgili size Thomas Gordon'un kitaplarını tavsiye edebilirim. Ayrıca yine TA ile alakalı iki tane de film tavsiyesi vereyim;
The Kid (yalnız charlie chaplin'in olan değil, bruce wills'inki) ve Corrina Corrina.

bu arada transasyonel analiz yazmışım yanlışıkla. aslı, transaksiyonel analiz olacak.

tineye.com'da pek filmle alakalı birşey çıkmadı, öylesine bir fotoğraf gibi.

öyle gibi gözüküyor.

miyazaki karakterlerine benziyo

www.ghosttheory.com

son fotoğraflarda kendisi.

kim olduğu neci olduğu belli değil yani .

kafasına geçirdiği kapişonun tepe kısmında vucuduna oranla küçük bir surat figürü var. uzun boylu ve domalık birisi.

Tiesto - Adagio For Strings

House müzik ile uzaktan yakından alakası yok bu arada.

2. parça da Tiesto - Traffic (Original Magik Mix)bilgin olsun.

Bu parçalar Trance parçaları dostum, house için türkiyedeki herhangi bir club'a gitmen yeterli.

Tiesto'nun davasını, paraya satmadığı zamanlardan parçalar...Hey gidi günler...

bildiğim kadarıyla sınavda telefon toplama gibi bir uygulama yok. normal okul ortamındaki gibi bir sınav. en azından 2004 te öyleydi.

geçen sene aralıkta girdiğimde sadece telefonu kapattırmışlardı o kadar. yanında taşıma konusunda bir sorun yoktu.

bizim telefonların, daha nizamiye girişinde, bataryalarını çıkarttırmışlardı. herkesten telefon ve batarya olmak üzere bu iki parçayı havaya kaldırmalarını istemiş ve kontrol etmişlerdi, sonra bunları cebimize attık. ondan sonra da telefon soran eden olmadı.

bir etkinlikte kilyos taraflarında görmüştüm.

istanbul'da yazlari genellikle ortakoy, kilyos gibi yerlere bungee jumping kulesi kuruluyor. universite festivallerini de takip etmek gerek. internetten kucuk bir aramayla iki hafta once zeytinburnu'nda festivalinin yapildigini ogrendim. her bir atlayis 100-150 lira gibi bir seydi birkac sene once.

buyrun burasi da turkiye'deki bungee jumping islerinin babasi "yuksek isler"in adresi:
www.highworks.org

avea kamu haber
memurlar.net

www.iskur.gov.tr
www.ememleketim.com

em kamu demişsin hem garanti demişsin.olmaz öyle.lakin kamudan anladığımız devlet olduğu için www.memurlar.net i tek geçerim.

tabiki de

(bkz: mad men)

(bkz: MY NAME IS EARL)

bütün olarak bakınca how i met your mother. beş sezon izlersen bu dediğimi ne demek olduğunu anlarsın. bir iki bölümde değil...

diğer bir michael c hall dizisi (bkz: dexter)

tabikide oz ...
ötesini tanımam.

married with children

Breaking Bad

(bkz: the wire)

ilk aklıma gelen (git: tr.wikipedia.org) ile disk üzerindeki ihtiyacın olan dosyaları yedeklemen. daha sonra yeni bir kurulum mu, chkdisk mi yaparsın sana kalmış. bu tür bunalım anları için raid sistemini de incelemeni öneririm.

biçimlendirsen de ardından recovery tool vs kullanıp geri getirsen dosyaları?
(bkz: get data back) misal.. her daim işimi görmüştür kendisi..

Bilgilerin çok önemliyse bence formatlama, bir ara windows kurulumu yaparken bir disk bölümünü silmiştim(biçimlendirmeden tabii) yanlışlıkla. Bir programı kullanarak o bölümü açmıştım, ama inan hatırlamıyorum ne yaptığımı. Format atmadan o disk bölümünü görebileceğin programlar mutlaka vardır. 1. cevap mantıklı geliyor bana.

makinayı hiren's bootcd ile açıp disklerin içeriğini görebiliyor musunuz bir bakın.

cihangir, savoy balık derim. müziğin sesini ihtiyacın olduğunda duyuyorsun.
www.savoybalik.com

eski vakkoya arkanı ver asagı in sola don solda kalıyor: pala.
etini cok begenmiştim. muzigi hatırlamıyom ama, yanlış hatırlamıyorsam masada 3 buyuk ve hayvan kadar et yemiştik 10 kişi, 40 mi 45 mi ne verdik kafa başı.

Beşiktaş daha sakin evet; bir de Samatya olabilir, orada Günbilir Restoran var mesela.
Bir de Kurtuluş'ta Despina var.

PowerPoint değil. Eğer Office kullanacaksanız Publisher tavsiye ederim. Kullanımı kolaydır. Güzeldir.

indesign?

corel x3 olsun, 9 olsun, bu konularda rakipsizdir.

photoshop

corel rakipsiz diyen arkadaşa kim bilir kaç kişi gülmüştür.
bence tek sayfalı çalışmalarda efekt ve özellikleri daha iyi kullanmak için photoshop+illustrator kullan-abilirsin/malısın.

the hangover al sana geçen senenin en komik filmi :)

the notebook- yoğun bir aşk filmi

(bkz: tickets)

kefilim.

(bkz: looking for eric)

das leben der anderen a.k.a. "the lives of others"
(2006)

intacto
(2001)

sprited away
princess mononoke
kore dizilerini tavsiye ederim

Gamer

hazır tatil ve bol bol boş zamanın varken izleyemediğin serileri tamamla derim. yuh diyceksin ama mesela ben lotr godfather ve star wars serisini izlememiştim (evet) hepsini bitirdim tatilde çok da keyifli oldu arka arkaya izleyince. onun dışında planet of apes serisi var mesela yada dizi izleyebilirsin lost acayip sarıyor. ilk başladığımda 3 gün boyunca aralıksız izlemiştim(sadece uyku tabi). yada heroes olur himym var scrubs futurama olur prison break flashforward filan hepsi çok iyi diziler.

zombieland izle kop

the fall

v for vendetta
snatch
fight club
american history x
heat
goodfellas
ben x
vs.. vs.. daha da arttırabilirim hepsi de şahanedir.

wicker park

cevapları tiklemeye ne dersin?

televizyona reklam veren firma top shop. Aynı orjinal olsun düşünceyle ben de onlardan almıştım. reklam parasını aletin fiyatına giydirmişler biraz :)
www.topshop.com.tr
halbuki orjinal sitesinde 33 dolar.www.abrocket.com

şu an bundan piyasada zibilyon çeşit var, ucuzlar dandik oluyor. Ha bana sorsan bu alet tümden dandik o ayrı. Yine de gördüklerim içinde en düzgünü "protech ab rocket" olandı. fiyatı da 60-90 tl arası değişmekte.

Program ekle/kaldır dan IE 8' i kaldırdığınızda IE 7' ye dönecektir. Ama bence tarayıcı olarak "Opera" kullanın. Farkı göreceksiniz. Ücretsiz.

-Koç müzesine gidin
-Alışverişe çıkın
-pierre loti'ye gidin kahve için
-Karaköy, Taksim civarlarını gezin
-Galata köprüsünde için :)

koç müzesi düşünülebilir, diğerlerini yaptık, hatta karaköy taksim civarını 7-8 kere tavaf etmişizdir :)

tekne türü bir taşıt ayarlayıp sabah erkenden balık tutmaya gidin. Burada önemli nokta; aktivitenin sabah erken, karga bokunu yemeden olması... Bu ara bol sis de var. belki de mistik bir hava yakalarsınız :)

eğer perşembe akşamına denk gelirse jazzstop beyoğlu'na gelin güzel müzik dinleyin.
kız kulesinde bir akşam yemeği geçirin.

mehter takımı?