olamaz. özellikle imalatı durdurmaları imkansız.

Olmaz. Anca bayram tatillerini önden arkadan birleştirip bir hafta on gün bir kısıtlama olabilir. Harici pek mümkün görmüyorum ben 21 gün falan.

cafeler kapalı olacak haftasonu- akşam 9dan sonra vs yasak. tam kapanma fazla olur bence yapmazlar.

Zaten restorantlar kapalı sadece paket servis var. Geriye parklar ve marketler kalıyor. Olmaz gibi.

@anarsika geriye toplu taşıma ile işine gitmek zorunda olan vatandaş da kalıyor.

Ama yapmazlar. adam akıllı mesai saatlerini ayarlasalar, otobüsler bu kadar yoğun olmasa, o bile iyi.

cuma günüde tatil yapılacak. 3 gün market ve bakkallarda kapalı olup tam sokağa çıkma yasağı uygulanacak.
kaynak: kaymakamlık personeli

@aslindasorunumpsikolojik

cuma-cumartesi-pazar tam kapama
diğer günler aynı 05:00 - 21.00 yasağı devam edecek? doğru mu anladım.

1- Artıyor. 1 Milyon sana bana büyük para.
2- Aynı mantıktayım ve yatırımlarımı dediğin kısımlara artı Trakya ya yaptım.

Not: Yaklaşık 10-15 yıldır patladı patlayacak diyorlar, bende 10-15 yıldır patlamayacak diyorum, buradan patlayacak diyen arkadaşlara hayatta başarılar diliyorum.

1) fiyatlar usd/eur bazinda artmiyor aslinda hatta dusuyor. 5 yil once 200.000$a satilan evler simdi 100bine anca alici bulur
2) herkes yatirim icin ev almiyor. cogu kisi kendisi icin ev aliyor. dolayisiyla da yasadigi yerden aliyor.

istanbulda insanlarin buyuk bir cogunlugu kirada yasiyor ve istanbul hala goc alan bir sehir. bu iki madde degismedigi surece yada ciddi bir ekonomik kriz gelmedigi surece balon patlamaz.

2- Ben İstanbulda çalışıyorum, 1 milyon liram veyahut ev alacak param olsa yatırımlık değil oturumluk ev alacağım İstanbuldan. Bina düzgün yapıldıysa depremde yıkılma riski de yok zaten.

Argümanların yanlış.

Balonun patlamasından kastın nedir 1,5 milyon TL'lik ev 500 bin'e mi düşecek? İstanbul Türkiye'de paranın merkezi, emlak fiyatları özellikle merkezi yerlerde neden düşsün ki. Hangi ülkede düşüyor?

www.thestar.com

Deprem riski İzmir, Elazığ, Ankara vb. her yerde var. Deprem değil çürük bina öldürür.
İnsanlar o parayı Kadıköy, Beşiktaş'ı geçiyorum Beylikdüzü, Çekmeköy gibi yerlerde veriyor.

Konut fiyatları artmıyor, TL yerlerde sürünüyor her sene düşüyor. Kredi dağıtımı artık para basma şeklinde. Paranın bu kadar bol dağıtıldığı yerde varlık fiyatlarının artmaması imkansız. TL'nin düşüşüne karşı talep gören ve nispeten sınırlı bir varlık gayrimenkul. En azından nominal olarak fiyat artışı normal.

Kadıköy ilçesi emlak endeksini sahibinden.com'dan kopyalıyorum. Yıllardır patlayan emlak balonu:

- Mart 2021 Ortalaması 13.636 TL
- 1 Yıllık Değişim: % 36.36

Patlamaz.

1. Biz fakiriz. Parası olan şimdi de buluyor ileride de bulacak. Berlin hatta daha çok Paris örnekleri düşünebilirsiniz ki buradaki gelir uçurumu çok daha yüksek. Nüfus ve istanbula talep de artıyor hem yurt içi hem yurt dışından. Evler az bile kalıyor.

2. Herkes Anadolulu değil. Sadece düz mantık istanbul nüfusunun ülkenin geri kalanına oranlamak bile fikir verebilir. Metropolde doğup büyümüş biri ha deyince Bilecik’e taşınayım orada hayat kurayım diyemiyor. Ayrıca hepsinden öte yine bu nüfus oranına bakmak bize başka bişey söylüyor, yatırım konusunda (iş, eğitim, sanayi, ulaşım, kültür vs) istanbula denk veya yakın başka şehirler üretemiyoruz.
Bu maddeyle ilgili düşünce yürütme biçiminiz ayrıca yanlış. Bir şekilde “para biriktirerek” ev alacak insan çalışandır, orta yaş ve orta geliri temsil ediyordur. İş odaklı düşünmesi gerekir, bunu önceliklendirir. Yok zaten parası bolsa 1 milyon onu etkilemez veya zaten anadolundan da (antalya, muğla, izmir, atıyorum artvin) alıyordur yazlık falan.

Deprem durumu etkileyecek ama istanbul yine en pahalı emlaka sahip şehir olacak. Evler azaldığı için veya korku olduğu için fiyatlar düşmez. Aksine dayanıklı evlere, güven veren inşaat firmalara daha çok para verecekler. Deprem büyük olursa bir göç yaşatabilir ama o da korkudan değil her şeyin; ekonomi, sanayi eğitim vs vs tamamen çökeceği için olur.

1- Emlak balonu yok, aksine fiyatlar şu anda çok çok iyi. Emlak arzı son 2-3 senede çok azaldı, yeni proje artık pek yapılmadığı gibi, sadece trden değil yurtdışından da çok talep var istanbulun güzel semtlerinde. anadolu yakası sahil hattındaki (sahile 15-20 dk mesafede olan) tüm sitelerde ciddi yabancı yoğunluğu var artık.
2- Anadolunun güzide şehrindeki kiracın da anadolunun güzide insanı olur. Adam neden anadoludaki parası olmayan ıvır zıvır kiracılarla uğraşsın. Burada bir tane güzel ev alır, içine de iyi para kazanan bir tane kiracı bulur, bi daha da uğraşmaz. benzer rakamlarda yatırım yapan biri olarak anadoludan bir şey almak aklımın ucundan dahi geçmedi. atıyorum niğdeden ev alıcam da elin niğdelisi kiracı olacak da bana para verecek de bi de ev değerlenecek. gider istanbulda merkezi ya da sahile yakın bi yerden klübe alırım, hiç bir şey yapmasan bile değer kazanır.
Ek 3: 1 milyon tl şu anda büyük bir para değil.
Ek 4: yeni evler için deprem riski çok düşük.

sırf bu balon patlamasın diye ülkenin bol keseden mülteci ve sığınmacı ile doldurulduğunu düşünüyorum.

valla kazanan kazanıyor arkadaşlar, insanlar bir şekilde alıyor bu evleri. rakamlar ortada. insanlar 300-350 ay geri dönüşü olmasına rağmen ev alıyorlarsa bir bildikleri var emin olabilirsiniz. ki 600 binlik evin kirasının 2 bin lira olduğu durumlarda genelde ev sıkıntılı oluyor, 600 bin tl yatıran adam da keriz değil. şanslı olan insanlar da 8 bin almıyor, 8 bin lira kurumsalda bazı işler için giriş maaşı olacak neredeyse.

buradaki en büyük olay şu, trde ev alan insanların çoğu ya altın bozuyor ya araba satıyor. ikisinin de değeri deli arttığı için ev fiyatlarına daha çok para ödeyebilir durumda insanlar. bundan ötürü satışlar artmaya devam ediyor yani. dediğim gibi özellikle istanbul çok geniş bir şehir, sırf tapu olsun diye ev alan hem yabancı hem yerli çok insan var. sadece kendi çevrenizden genellemeyin derim.

90larda herkese zeytinyağı yemeyin, yumurta yemeyin kolestrol yapıyor diyolardı. Şu an köy yumurtası 2-3 lira, zeytinyağı litresi 30 lira herkes saldırıyor organik alalım en yararlısı buymuş diye. aynısı bence. aldırmayın.

Bu furya da geçer gider.

Alkol zaten zararlı

bu ülkenin zeytinyağına laf eden şarkı yazdırıp, margarine yönelttiler. paracı doktorlarımız da destek çıktılar sağolsunlar.

doğal olan neyse onu tüketin.

açın, güncel makalelere çalışın okuyun. karar verin.

etik bir önceliğiniz varsa oturun düşünün sonra karar verin.


beyin bedava.



80'lerde böyle diyorlardı, 90'larda da böyle diyorlardı, 2000'lerde böyle diyorlardı aldırmayın diyen insanlara da tek bir duyduğu ya da emin olduğu bilgiyle bir ömür mutlulular diliyorum. bilimi çok iyi anlamışlar.

süt tozu ve katkı maddeli fabrikasyon bileşenleri + antibiyotikli ineklerden alınan sütler tabii ki zararlı. akşamları büyüme çağında olan çocuklar veya spor yapanlar için de kazein proteini şart. doğal bulabilirseniz alın.

gıda dedektifi geçen sene veya ondan önceki sene sütaş'ın rusya'dan geri dönen süt tozlarını paylaşmıştı. mesela bu firmanın süt ürünleri ofsayt. yoksa ağzı olan her boka zararlı diyor. bir de yurtdışındaki makalelerin de birçoğu da yalan yere yazdırılıyor. şeker veya kanserle ilgili dökümanterde bu lobiyi anlatmıştı. o yüzden her makaleye de balıklama atlamamak lazım.

Denek olarak kullanılıyoruz işte. Al sana ispat.

Evet tek mantığı bu, sebepleri malzeme kalitesi ikincisi de suyu kahvenin içinden geçirme sistemi hızının iyi ayarlamış olması

Standart bir filtre kahve makinası al geç çünkü attığın her adım yeni bir karar ve masrafla geliyor :)

Örneğin ben kahvemi çekirdek olarak alıp evde taze öğütecem diyorsun, bu sefer manuel öğütücü mü elektrikli öğütücü mü sorusu çıkıyor, bunlar da değirmenli ve bıçaklı diye ikiye ayrılıyor, bıçaklı alırsan kahvenin %20 si toz oluyor ve miktarda kayıp oluyor vs vs

Moccamaster filtre kahve makinası için oldukça iyi diyorlar fiyatı 2800 lira

Ucuzlarda tek tuş var kahveyi suyu koyup basıyorsun.

Pahalılarda temel fark zamanlayıcı vs var. Bir de sertkik ayarı var, suyun geçiş hızını vs ayarlıyor.

bana kalırsa makina alma. filtre kahve makinaları çok kişinin kahve içeceği bir ortamda sürekli sıcak ve "iyi" kahve bulunsun diye varlar. ama iyi derken, gayet içilebilir seviyede normal kahve yapmış olursun.

tek başına kahve içiyorsan her trülü french press'te yapılan kahve daha iyi. bu keyfi artırmak (ya da değiştirmek) istersen mocha pot, V60 ya da aeropress alabilirsin.

tabi herkesin damak zevki farklı ama genel kanı bu yönde.

Tek başınaysan ya küçük kahve makinelerinden öneririm ya da V60.

Kahve demlendikten bir süre sonra tazeliğini yitirir. Tadı kaçar. Demlenmesi biter bitmez tüketilince daha lezzetli oluyor.

Bahsettiğim makine: www.hepsiburada.com

Bunda maksimum su koyunca 2 kupa kahve çıkıyor. Kağıt filtre olarak 2 numara kullanırsın. Alttan ısıtma olması önemli. Hemen soğumasını engeller.

Mocha pot.

sinbo nun ürününü 100tl ye a101den almıştım. piyasadan 30-50tl altınaydı. 3-5 gün denedim olacak gibi değildi. diyorum kendime karlısın ucuza buldun bir yandan su damlatıyor olması plastik kalitesizliği.. ve sonunda gittim iade yaptım. alacaksanız imkanda varsa 500tl bantlarında olanı tercih edin. sağlam kaliteli tok ürün

En küçüklerden en ucuzunu alın, daha sonra isterseniz kaliteli kahve alırsınız

evimde kullanmıyorum ama sağda solda gördüğüm kadarıyla, makinenin çok pahalı olması doğrudan anlaşılabilir bir lezzet farkı yaratmıyor. çok çok ucuz bir makine alıp ağzınıza plastik tadı gelmesi ayrı bir konu. sonuçta filtre kahve makinesinin yapacağı iş çok çok basit ve hepsi de aynı işi yapıyor. espresso makinelerindeki gibi basınç farkı bilmemne yok.

malzeme kalitesine güveneceğiz markalar arasından en ucuz olanı alın. asıl yatırımı daha kaliteli kahve alarak yapın. çok daha fazla fark edecek.

sakın makine alma boşuna, dediğin gibi pro makineler almadığın sürece hepsinin mantığı aynı. ben de sizinle aynı durumdayken makine aldım ve ardından da öğütücü.
tek tavsiyem makine falan uğraşmayın, gidin bir öğütücü aldın. çok daha lezzettli kahveler hazırlarsınız. ben sırf makine aldım diye makinede yapıyorum. tek ve iki kişi için ev kullanımında french candır. 600 küsür para bayıldım ama french'e artı olarak bir noktasını göremedim.

Bende arzum ar3046 var, aldığıma biraz pişman oldum. Kahveyi yaptığım anda tamamı içiliyorsa hiç problem yok, ama cezvesinde kalan soğuduysa ısıtamıyor.

Staj yapmak zorunda olanlar o imkandan faydalansın, keyfi isteyenler işgal etmesin diye olabilir.

Zorunlu staj olduğunda sgk giderlerini okul karşılıyor. Diğer türlü kurum karşılamak zorunda.

Benim okuduğum yerde zorunlu vardi ama daha fazla yapmak istersen de karsiliyorlardi. Ben iki staj fazla yapmistim.
Okulunuz stajin giderlerini karsilayip karsilamadiklari tek umursadiklari. Yoksa zorunluymus değilmiş önemi yok.

kaptan memo +1 . Bazı üniversiteler sigorta ücretini/primini öğrencinin yatırması koşuluyla sigorta yapabiliyor. Bu yıl yanılmıyorsam bu ücret aylık yaklaşık 35 TL gibi bir rakam. Üniversitenize sorabilirsiniz.

Ne aldınız ki bozuldu hemen,

2 yıl güzelce kullandığım A4 bloody oyuncu farem saçmasapan tıklamaya başladı sonra çıldırdı; ardından adı sanı belirsiz kablolu bir fare aldım arkadaştan, tamamen aynı sebeple iki haftada gitti. en son everest'in bir kablosuz faresini aldım bir haftada "yine" aynı sorunla karşı karşıyayım.

benim değişen bir fare alışkanlığımdanmış gibi geliyor, zira hep aynı sorun. ama değişen ne var cidden bilmiyorum. 15 yıldır pc kullanıyorum, böyle sorunlar yaşamazdım. hani evvelden takır takır tıklanan oyunlar oynardım, öyle de değil artık.

acaba uzun tıkı çok kullanmam mı yol açıyor diye düşünmüyor değilim (birden çok simge seçileceği zaman yapılan eylem).

fare dediğiniz en az logitech olmalı, fakat onlarda da bazen rastlanabilen bir sorun bu. reddit'te falan bir sürü açıklaması yapılmış bu işin, ingilizceniz iyiyse şu videoda da neden olduğunu ve nasıl çözebileceğinizi anlatıyor:
youtu.be

fakat ilk tavsiyem en azından logitech gibi bilindik ve genelde memnun olunan firmaların ürünlerinden birini denemeniz. ben yıllardır logitech kullanırım, hiçbir faremin tıklama sorunu yaşadığını hatırlamıyorum.

@gkhncnzdgn, redditten de bakmıştım switch değiştirmem genelde öneriliyordu, ama kalıcı çözüm değil, ayrıca switch nereden alacağım vs. bilmiyorum. dandik de olsa farelerin bu kadar çabuk bozulması kaliteli fare alma konusunda korkutuyor beni.

video uzunmuş ayrıca spesifik olarak benim sorunu içeriyor valla, bir izleyeyim kesin atladığım bir şey vardır, teşekkürler.

rica ederim. evet video çok spesifik olarak bu konuya dair.
ben de başka ürünlerde aynı durumu tecrübe ettim, bir ürünün kaliteli olanını tecrübe etmeyince o ürünlerin hepsinin dandik olduğu algısıyla ömür boyu yaşayacakmışım fakir gibi (eheheh şaka, ama ben fakir olduğumu hissettim bunu fark ettiğim zaman).
ama şimdi siz gider markalı bir şey alırsınız bu yine başınıza gelir, bende öyle olur çünkü :/

a4 ve everest zaten kötü markalar. logitech ile deneyin şansınızı.

ben elektronik eşyayı türkiye amazondan yada almanya amazondan alıyorum.
diğer sitelerden çöp/sahte alma olasılığınız çok yüksek

Tek tek akademik takvimlerine bakabilirsin. Orada yazar zaten tarihleri.

Tek tek bile takip ettiginde anlayamadigin ilanlar oluyor o yuzden dogal olarak oyle bir liste yok

Tek tek takip edeceksiniz. 2021 güz için mayıstan (nisan ortası da olabilir) itibaren bakmaya başlayın.

Temmuza hiç bir yer kalmaz.

tek tek bakmalısınız. neden temmuz denmiş bilmiyorum ama temmuz çok geç bir tarih. genelde haziran başı ve sonu arasında başvuru olur. sonra sınav ve mülakat olur. ağustos ortası ve sonu gibi de sonuçlar açıklanır. sonra da kayıt işlemleri filan.

Tek tek okul sitelerine bakacaksın
Hepsinin takvimi başka olur zaten
Koç sabancı boğaziçi ve kadir has normalde bu aralar başvuru alıyor mesela. Dönem bitmesini beklemiyorlar
Bazısı mayıs bazı okullarsa haziranda alıyor Ağustos Eylülü bile duyduğum oldu.

1-memurlar(nokta)net sitesine giriyoruz
2- Ana sayfada üstteki sekmeleri dikkatle inceliyoruz "ilanlar" bölümüne tıklıyoruz.
3- Sağ tarafta kategaroiler başlığı altında en altta Y.Lisans ve Doktora ilanları bölümüne tıklıyoruz.
4- Bingo "bu kategoride ilan bulunamadı" yazıyor. Şu an YL ya da Doktora başvuru sezonu değil. Sezon açılınca bu bölümden ilgili ilanları görebilirsiniz. (süresi geçmiş ilanlar tikini işaretlerseniz geçmiş ilanları görebilirsiniz.)

Dipnot: Sizlere tavsiyem istediğiniz üniversitenin enstitü sayfalarından duyurular/ilanlar bölümünden takip etmenizdir.

google translate

Elimizde 11 dakikalık Türkçe video vardı, ona İngilizce altyazı yapmak için ben de speech to text yazılımı aradım, önce Türkçe metine döküp oradan İngilizceye çevirmek için.

Şu siteye denk geldim, şaşırtıcı biçimde çok başarılı idi bence. Bizim ki fizik ile ilgili bir videoydu o yüzden teknik terimlerde ufak tefek sıkıntı oldu.

Ben video yüklemiştim siteye.

Sitede 30 dakikaya kadar ücretsiz. Sonra her 1 saati 10 dolara satıyorlar.

sonix.ai

mac içindeki dikteyi kullanabilirsin

google dökümanlar

support.google.com

öneriler için teşekkürler. sanırım yine dönüp dolaşıp apple'ın ya da google'ın ürünlerine kalacağız:D

İlla ikisinden birisi olacaksa hangisinin sigortası daha düşük çıkıyorsa o.

33

33

81 dogumluysaniz 81 de olabilir...

istanbulda yaşıyorsan ya da gelip gidiyorsan 81,

33,31,30,21,27 gibi Güneydoğu Anadolu illeri (Mersin Akdeniz bölgesinde biliyorum :) ) genelde durdurmalara ve aramalara daha fazla yakalanıyor.

33

Akdeniz, guneydogu, ic anadolu(konya, Nevşehir, Kırşehir vs) bölgesi ise 33.

Orta ve batı Karadeniz, marmara, ic anadolu(Eskişehir, Ankara vs) ise 81.

Yoksa bütün cevirmelerde durdururlar. Siz de "neden hep ben yaa" der durursunuz. Bir zaman sonra bulunduğunuz bölgede sizi tanırlar ve durdurmazlar tabi. Ama başta epey bir çevirme görürsünüz.

Evet

Sen eğer onların telefonunda kayıtlıysan gidiyor.

rehberdr olmayanlara bile gidiyordur ya telegram. ama basta kisileri bagla diye onay istiyor onu yapmayavilirsin

Hekim çürük var dedi ise çürük vardır, diş eti ile ilgili olmayabilir.

Olabilir, diş etleriniz kanamalıysa ya da ödemliyse hassasiyet yapar.

sızlamaysa hassasiyet olabilir.bende vardı.hava girince bile sızlıyordu ön dişim.çürüktenmiş.dolgu yaptı. orası geçti.
diğer başka sol arka dişimde ise diş eti çekilmesi olduğundan oluyordu.o çekilen yere dolgu yaptı cila gibi. o da geçti gibi.bunlar benim başıma gelenler tabi.
hangi diş olduğunu belirlemek iyi olabilir yoksa doktor film çeker şurda çürük var der ona dolgu yapar. başka yerde de olabilir. benim arkadaki diş geçti gibi ama arada sızı devam ediyor. 20lik diş gömülüymüş, o da olabilirmiş dedi. yani emin olamadı.
eğer hassasiyetse soğuk su buz vs gezdirip anlaşılabilir sanırım

baska doktora git.
belki de takipte kalmayi degil dogrudan dolgu yaptirmayi gerektiriyordur.
diploma ne kadar iyi bir okuldan alinmis da olsa deneyimlerime gore her doktor ayni olmuyor.
bir doktora daha gidip durumu teyit ettirirdim

daha önce telefon ile konuşmuşsunuz anladığım kadarı ile, telefon ile ulaşın bence sıkıntı olmaz.

hocam formu gönderdim inceleme fırsatınız oldu mu diye sorabilirsiniz.

editlerken tik gelmiş . cümleyi daha düzgün ifade etmek için editledim.

Mutlaka arayın.

Acile gidin belirtileri soruyorlar ona göre test yapıyorlar. Ama sizde yok gibi tüm belirtiler.

Bugün hastanede 1-2 pozitif vaka teşhisi gördüm o yüzden olay ciddiye alınmalı. Bir de önce 10 gün karantina diyorlar sanki. Muhtemelen o yüzden bekletiyorlar sizi. 10 günde belirtiler kesin ağırlaşıyor.

ates 38'i bulmadan kolay kolay olmuyor. biz olcum yaparken de saglik il mudurlugunden oyle rapor tutuyoruz. virusu alinca 38'e cakiliyor asagiya hic dusmuyor. o yuzden insanlari dinlendirip tekrar olcuyorlar atesi dusmus mu diye.

İçinizin rahat etmesi için hastaneye gitmenizi öneririm. Orada duruma göee test yaparlar.

korona bulasiciligi diger hastalik turlerinin yuzlerce kat ustunde. canini sikmak istemem; ama bu onlem ortaminda bisey bulasmissa korona olma ihtimali diger seylerin yaninda cok ustte.

kaynak:
www.snopes.com

3. Gün:

-Gece ateşliydi ama sabah ateşi düştü. Parasetamol almıyor.
-Mide bulantısı arttı.
-Boğaz ağrısı arttı. Sabah olduğu içindir umarım.
-Nefeste en ufak bir sorun yok. Tekrar doktora gideceğiz ama kime gidelim bilmiyoruz.

bence genel olarak iyiyse, öksürük, nefes darlığı vs yoksa hastaneye gitmeyin. corona değilken kapabilir.
geçmiş olsun.

Hastaneye geldik testler yapıldı ve negatif. Rahatladık.

ayni sorun. valla ben de aromasi bol taze karabiberi doktum hic etki etmedi. bunun caresi yok malesef.

Kediyi uzak tuttuğu iddia edilen solüsyonları deneyebilirsiniz.

"Kendimi çok sıkışmış hissediyorum, mantıklı düşünemiyorum artık."

Psikoloğa gidin.

Dediğiniz her yerden virüs kapanlar olmuştur muhakkak. Tatiller eleştiriliyor çünkü fotoğraflardan gözüktüğü üzere insanlar çok yakın ve maskesiz.

yoksa aralıklı şezlonglarda mesafe olduktan sonra hiç bir şey olmaz. uçaklarda maskenizi takıp elinizi sık sık dezenfekte ederseniz olmaz. ama hepsinde risk var. sizden önce ne kadar temizleniyor ?

eve gelen paketlerde de risk var elbette. paketin dışına temas eden kişi pozitif ise evinize virüs almış olabilirsiniz.

Bayramda gittiğim il/ilçede maske takmak zorunlu değil, bayram ziyaretlerinde takan pek görmedim. düğün cenazede insanlar önemsemiyor. mesele o.

Kendinizi ve herkesi hasta gibi düşünmek lazım. Her yerde bulaşma ihtimali var. Bizim iş yerinde bir kaç kişi pozitif çıktı. İnsanlar dikkat ettiği için diğerleri negatifti hep. Ellerinizi çok iyi koruyun, maske takın. %99 ellerden bulaşıyor.

Biraz lüksten, gerekli olmayan yerlere gitmekten kısabilirsiniz ama onun dışında normal yaşantınıza devam edin. Bu virüsü artık yok etme şansı kalmadı. Bir tedavi bulunana kadar grip gibi her sene birilerine bulaşacak...


.

Sözlüğe de yazmıştınız buraya da yazmanıza sevindim..çok önemli bir nokta bu. Vaka sayısı bile sır gibi saklanıyorken korunmak için en hayati nokta bu. Çok mantıklı bir soru
Kimin nereden kapmış olabileceği üzerine çalışmalar olsa herkes daha dikkatli davranırdı

İlk başlarda paketten eşyadan sebzeden vs çok bulaşır sanmıştık. Bunları temizlersek sorun yok, bunu öğrenip rahatladım. Normal temizliyorum artık. Sonra elimi yıkıyorum.

Benim de merakım maskesi olmasına rağmen virüs kapanlar var mı?

Bir tanıdığım damadından kaptı. Damat istanbula döndü sağlamdı ama adam 2 gün içinde şak diye öldü. Adam öldükten sonra damadın halasının korona olduğu, ondan damada geçtiği, damadın belirti vermediği ve adama bulaştırdığı anlaşıldı. Adam köyde ve izole olduğu için tek kaynak damattı.

Bi başka örnekte düğün esnasında bi hala bulaştırdı. Düğünde hasta olduğunu bilmiyordu. Hastalık öğrenildikten bi iki gün sonra düğündeki aynı evde kaldığı yakın akrabaları da hasta oldu. Kuluçkası farklı sürdü yani

Bu vakalarda maske mesafe yoktu

Maske koruyor mu bilmiyorum

Bir şey kafanı dağıtıyorsa hobidir, illa faydalı mantıklı olmasına gerek yok

Hobi, yapmaktan ve ilgilenmekten keyif alınan şey.

Kişinin o "şey" e karşı bir becerisi yoksa veya ilgisi dağılıyor, yitiyorsa "hobi" olamaz. Dolayısıyla farkında olmadan bir emek verme durumu söz konusu dolayısıyla hobi de bir uğraştır, "mantıksız" olması imkansızdır, insan doğasına aykırıdır.

bu konu üstüne daha önce kafa yorduğum için kalıp gibi cevap geliyor, kaynak kaba etim. hobi: kişinin düzenli olarak, boş zamanlarında, zevk amaçlı yaptığı aktivite. yani dört temel noktası var; düzenli olması, boş zamanda yapılması, zevk amacı güdülmesi ve aktivite denebilmesi. sondan başlayayım, aktivite yani aktif bir hareket içermeli televizyon izlemek gibi pasif bir eylemi hızla eliyorum. eğlence dışında bir amacı varsa, para kazanmak veya başka somut bir hedefe ulaşmak için yapılıyorsa eliyorum. boş zamanda yapılması önemli, işin veya okulun gerektirdiği işler hobi olamaz. bir de düzenli yapılması gerekiyor, buradaki düzen sıklığı ifade ediyor ama sıklığı hobiye göre değişir. örneğin doğa yürüyüşü hobinizi hava durumuna göre belki yılda birkaç ay yapabilirsiniz sadece, lakin basketbol potası evin önünde dururken yılda toplam 4 atış yaptıysanız hobileriniz arasında saymayın.

ckorkmaz ne yazık ki tanımın baştan hatalı.

"Boş zaman" dediğin şeyin tanımı ne ? Yani zamanın boş veya dolu olduğunu neye göre tanımlayacağız ? Para karşılığı yaptığımız iş için ayırdığımız zaman (mesai) de bir nevi boş zaman değerlendirmesi olamaz mı ?

O hobi degil bu hobi degil diye diye milleti de delirttiler sonunda.
Sen neye hobim diyorsan o senin hobindir, yilda bir kere de yapsan, sirf eglenmek icin ya da sirf ogrenmek icin de yapsan farketmez. Kitap okumak da hobi olabilir yurumek de. Bana gore oturdugun yerde felsefi dusuncelere dalmak da hobidir.

Hobi bence Turkiye'de yanlis anlasiliyor. Eger "Hobinle ilgili ne yaptin?" sorusuna alti dolu bir cevap verebiliyorsaniz, o hobi icin emek, para ve zaman harcadiysaniz, daha da iyisi bir sey urettiyseniz o hobidir. Yok bos zamanlarinizi doldurmak icin pasif kalarak zaman oldurduyseniz hobi degildir.

Ornegin;

- Basketbol maclari ile ilgili ne yaptin?
- Mac izledim iste, daha ne yapayim?

vs

- Basketbol maclari ile ilgili ne yaptin?
- Avrupa turnuvalarini yerinde izliyorum, NBA oyuncularinin imzali formalarini topluyorum, izledigim maclarla ilgili bir blogum ve maclari yorumladigim bir YouTube kanalim var

Ikinci cevaptaki gibi birisinin hobisi vardir, ilki bos bos mac izleyip zaman olduruyordur sadece.

Hobi insanın kendisine yakışanı gi....

düzenli olarak tekrarlamak istediğin, yaparken zevk aldığın şeye hobi denir. bazen hobiler yanında bonus getirir. bu bonuslar kimi zaman zihne kimi zaman bedene faydalı olur ve biliriz ki şu hayatta hiçbir şey karşılıksız değildir. peki zihin ve/veya beden gelişimi süresince bizden ne alacaktır?
tabii ki en değerli şeyimizi; zaman...

zaman sözkonusu olunca öncelik sırası belirir. hayatı sürdürmek için bazı eylemleri yerine getirmek gerek, sorumluluk sahibi isen. bu eylemlerden arta kalan zamanı da öncelik sırasına göre doldurursunuz.

tekrarlanan sıralama işlemi hobidir efenim.

ckorkmaz +1 turbo sadık +1

bir de ek olarak, o konu hakkında ortalama üstünde bilgi birikimine sahip olabilmek