Ekşi Duyuru

Basit.

Işık:

Güzel gün ışığı alan bir yer seçerseniz bir adet reflektörle çözersiniz.

Görüntü:

f/1.4 civarı bir lens ile konuyu arkaplandan yeterince uzağa yerleştirirseniz benzer derinliği yakalarsınız.

Edit:

Tamamını izlemedim ancak bir numarası yok gibi. Birkaç başlık için kj giriyor youtubedan çok rahat nasıl yapılır videoları bulabilirsiniz. Geçişleri de moviemakerda yapılmış gibi basit slide ile yapmışlar bunu da çok rahat bulabilirsiniz.

Not: Alanınızla ilgili değil sanırım, kişisel ilginizi de çekmiyorsa sırf patronunuz istedi diye bununla uğraşma yükümlülüğünüz yoktur. Bırakın, çok istiyorsa bir profesyonele danışsın.

led video ışığı (bu tam ortadan tek ışık vermiş gibi, normalde "three point lighting" diye arat bak)

kamera (fullhd çeken kompakt bile olur. 1080 25p çeken)

Rode videomic (pro) kıvamında bir mikrofon (kamerada mikrofon girişi yoksa ses kayıt cihazı, örn. zoom h1), veya boya m1, rode smartlav+ gibi yaka mikrofonu (bunlar telefona takılıp kaydedilebiliyor)

kurgu için mac varsa final cut veya imovie (daha basit ve daha çok template var)
ya da standart olarak Adobe Premiere her işinizi görür. Fakat aylık ücreti var veya malum yollardan edinmeniz lazım.

şu an kurgu için en iyisi "Davinci Resolve" aslında. Bedava versiyonu var ve her işinizi görür. Artık kurgu, renk, ses bir arada.

stüdyo ekipmanı fiyatı mı soruyorsunuz, nedir sizin çevirmekten anladığınız?

eğer yamuk yumuk bi duvar varsa ve önüne profil karkas+alçıpan duvar + boya + tavana spot ışıkları mı yapacaksınız? bence önce bi sahnenizi tasarlayın, hatta tasarlayalım:)

arka plan değişmeyecekse ışık haricinde bişey gerekmiyor. dekor amaçlı mı soruyorsun?

şahsen "producing power" yerine "productivity" derdim.

çeviren "zerafet" yerine bir şey kullanmamış, "elegancy" olabilir.

aesthetic'i noun kullanmak garip geldi, aesthetics daha doğru görünüyor.

Imagination is a kind of wealth that brings a person to aesthetics, originality and excellence.
And the killer of [the yok] imagination is the unnecessary surfing habits that waste time and destroy productivity.

Pek bir seye benzemedi bence zira cumlenin Turkcesi kotu. Iki cumle arasinda "ise" kullanarak baglanacak bir bag yok. Bir de sorf aliskanligi uretme gucunu bitiriyor onu anladim da hayal gucunu oldurmesi ne alaka?

Şurada ==> www.epttavm.com

var hatta kaza detay bilgileri de çıkıyor. @teknikekip vermiş linki.

hava.ist

buradan uygun durağı bulun. en yakın durağa gidip oradan binin. eğer sabah trafiğine takılırım derseniz metroyla havaalanına yakınlaşın derim.

Himmet dayi +1

Daha guzeli gebzeden metro hattiyla yenikapiya gitmek ilk hedef bu olmali. Sonra yenikapi yada taksim nereden gecuyorsa havaist kullanmali.

Yalniz metro saatlarine bakmaniz gerek. Metro 6 da basliyorsa 6 da yola cikmanizi tavsiye ederim. Sure ne kadarmis bakar editlerseniz gittikten sonra baskalarina da yardimci olursunuz.

Sabiha gökçenden otobüs var, gebze-saw-ihl yapabilirsin

Tanıdık ustam yok ama araç sahibini istediğin yere çağırırsın ayıp olmaz satış işi zaten 1 günlük iş yarım saat bir şey değil. İnternetten ekspertizde yapılan usulsüzlükleri incele satıcının tavsiye ettiği yere gitmemeye dikkat et. Onun haricinde kendin gözle muyaneni kesinlikle yap ekspetize en iyi paketten alki her şeyine baksın bazı ekspertizler arabanın altına dahil bakmıyor dyno testine mutlaka girsin araba. Motorda üfleme yağ yakma var mı ayrıyetten kendin bak bu duruma ekspertizler bakmayabiliyor atlama yapanlar oluyor. Kapı fitillerini sök herhangi kaynak boya farkı var mı mutlaka bak. Bagaz havuzuna bak işlem var mı?, Araba sağdan soldan işlem yemiş mi? Mutlaka arabanın modeli belli şase numaralarının yerini öğren arabanın 5-6 yerinde yazan şase numaralarını tespit et aynı olduklarından emin ol. Mesela araba kazalıdır airbagde farklı yıla ait şase no vardır. Arabanın bütün fonksiyonlarını mutlaka kendin test et satıcılar ufak kusurları söyleyerek kafa karıştırabilir.
Almadan hem şanzımana yürüyen aksama baktır hatta rotçuya mutlaka götür.
Kısacası ekspertiz tamam dedi diye o araba tamam olacak diye bir şey yok.

Birde bir diğer tavsiyem var araba almak kolay değil bir ton para harcıyorsun. Sen satıcıya muhtaç değilsin aynı modelden belki 40-50 araç daha var. Kendinden emin durup her şeyi iyi inceleme hakkın var satıcı sana muhtaç istediğin yere çağırırsın istediğin ustaya götürürsün işine gelirse dersin. Mutlaka noterde satış bedelini tam yazdır parayı almadan notere onay verme.

Belki alırken insan 500 lira 4-5 saat zaman harcıyor ama sonuçta kaç aylık birikimin bu yüzden kontrol etmekten ekspertiz masrafındançekinme piyasa zaten araç dolu o olmazsa öbürü ne olacak ki

istediğin yere gelir. sağlam bir yer bul ekspertizlere güvenme hangi marka ise o markanın özel servisinden tanıdık bul öyle baktır. ekspertizler 89 model torosun motor performansına yüzde 98 veriyor.

micra bizde vardı, hemen hemen aynı yıl bizimki dizeldi, abi araba sağlam mı sağlam, içi de boyutuna göre ferah sayılır yanlız kütük gibi. ulan adam bi teyp, bi otomatik cam bi manuel klima koymuş, e 20 sene önceki arabalarda daha çok özellik vardı.bizimki en boş modeli de değildi ortalardan bişey, işte otomatik far yüksekliği, abs,ıvır zıvır. arka camlar bile otomatik değildi bu arada hahaha

öyle bi soru sormuşsunki bu arabaların hayranı olmadan hiç birinin sevilebileceğine inanmıyorum ben şahsen.

ben olsam micra alırdım sağlamlıktan dolayı, daha doğrusu markaya güvenden. sağlammıdır değilmidir bilmem, 6 sene kullandık ama çok çok az. haftada bir çarşı pazar gezi ve 1 yıl kadar işe gidip gelmek için.

Hocam bu üçlü dışında Clio 3 e de bakabilirsin bence. Ben de benzer fiyat aralığında araç almayı planlıyorum.

Clio 3lere bakıyorum ama Micra vs de olabilir. Ben yerinizde olsam benzin /LPG bakarım çünkü dizel araçlar çok masrafli olabiliyor eğer modelli değilse.

bir citroenci olarak bu ilanlar arasından kesinlikle swift diyorum. micranın içi 90 model şahin gibi, C1 bana çok gereksiz geliyor. swift baya modern ve derli toplu.

genelde kira kontratınızda bu artış oranı yazar, eskiden yi-üfe baz alınıyordu ama geçen sene aralıkta tüfe baz alınacak şeklinde bir yasa çıktı diye hatırlıyorum. her ayın 4ü gibi aylık ve yıllık tüfe açıklanıyor o orana göre genelde kira artışları yapılıyor, ev sahibiyle pazarlık artık ikiniz arasına kalmış.

konutlarda en fazla üfe oranında artış yapılabilir fakat ne kadar yapacağı ev sahibinin insafına ve kiracı ile aralarındaki pazarlığa bağlı.

Bizim %14 arttırmış.

Efe Tufe ben ev sahibiyle pazarlik yaptim max yüzde 8-9 dedik zaten kira 5500 yüzde 20 zam yaparsa ebesinin şeyi olacak tamam dedi öyle anlaştık

Polo al hepsi fakir araci. 5 kurus fazla ciksin cebinden. Highline bulursan mis.

Olmadi honda al. Yine seversin.

Hic olmad git clio al.

C1/107’yi çok beğeniyorum. Bagaj hacmi hariç. Genellikle hatchback arabaları sevmem. Araba deyince aklıma sedan arabalar geliyo ama kullanım amacına bakarsak gayet güzel arabalar.

C3’ü de listeye alıp bak istersen

C1 veya 107 alırsan sanayide çaya doyarsın. Ön takımlar zaten berbat, bir de şehir İstanbul ise hepten tamam. Şahsen Micra'yı öneririm.

Listene eklemek istersen skoda citigo ve fiat panda’lar da dusunulebilir. Pejo 208e de cikabiliyorsan cikabilirsin.

bu biraz şans işi aslında. ama benim kuzende 5 6 senedir micra var, karı koca avukatlar öyle aracı zorlayacak yerlerde kullanmıyorlar. daha hiçbir sıkıntılarını, şikayetlerini duymadım.

C1 - 107 cok ufak. ilk basta pratik gibi geliyor ama degil. b veya c sinifi arac cok daha mantikli.

1 yildir c4 kullaniyorum. citroen-peugeot grubundan korkmaya gerek yok. parasina gore en yuksek konforu veren araclar.

herhangi bi arabada sanayi sanayi gezebilirsin. araba dedigin istedigin kadar ekspertiz yap kapali kutu. ben olsa saticiyi iyi analiz ederdim araba kadar.

micra iyidir, c3 de iyidir belki jazz da bulursun o paraya.

4 sene dizel C1 kullandım. Rutin bakım haricinde ne servise gitti ne de bir sorun çıkardı. İki kişi için yeterli, şehir içinde pratik, sorunsuz bir araç. Motor zaten psa grubu klasiği HDI 1.4 litrelik sorunsuz ünite. Biz iki kişi kullandık, hiç "ufak bu ya" dedirtmedi. Yazın tatile giderken arka koltukları yatırıp iki katlanır bisiklet + bagajlarımızı rahatça taşıdı. Dizel için konuşursak şehir içinde ortalama 5 litre görmedim, 4'lerde geziyordu. Şehir dışında 1300 km civarı yol yaptık, ortalaması 4 litrenin de altına iniyordu. Ama çok sakin, tamamen tüketim odaklı kullandım. Klima yazın her daim açık bu arada.

Gorsen 1.84 - 110 kilo halterci adamim, ben bile olsam kacarim. Fobi ... Temizlikci kadin tut.ustune 50 fazla ver evi yalayip yutsun.there is no way

Öncelikle geçmiş olsun. Dolaptaki herşeyi çıkarıp yiyilebilecekleri sokak hayvanlarına verin ziyafet çeksinler. Kalanı da maalesef çöpe. Diğer şeylerin üzerinde yürümüş olma ihtimali bile tiksinç. Daha sonra evi ilaçlatmanızı öneririm. Yaz geldi artık, bu tür haşereler dolaba girdiyse evin her yerinde de olabilir. Daha sonra bir yardımcı ile çamaşır sulu detaylı bir temizlik sonrasında misler gibi olacaktır.

Yumurtalarini ilik ve nemli yerlere birakirlarmis. belki de o plastik kapta geldi tek basina ama yavrularini birakmadi. :(

hamambocegi degildir belki ? incelemeden atmissiniz. meyve paketinde hapsolmus, dolapta usumus ve sonra firlatilip atilmis gariban bir bocektir. fobiniz size olmadik senaryolar yazdiriyordur. unutun gitsin, bir seyi de atmayin, zaten dogadayken uzerlerinden neler geciyor meyvelerin, sebzelerin.

Edit: camasir suyu kalintisi yemektense bocek yiyin daha iyi.

O sogukta ne yumurtlamasi,hayvan kabin icinde gelmistir

Abi atmasaydın keşke. Şu an fırınların birçoğunda kol geziyor bu böcekler. O soğukta böcek falan çok çok zor. Kabın içinde getirmişsindir o da ölmüştür zaten.

Bence de kabın içinde geldi. Evde böcek olsa bile buzdolabına girmesi imkazsız gibi bir şey,

Dün mü denediniz bunu? Pazar günleri banka kurları kötü olur, şimdi deneyince normale dönmüş olması lazım.

tl ile ödemeyi değil dolarla ödemeyi amazondan seçerek yapacaksınız, bankayla bir ilgisi yok. satın alırken soruyordu çeviriciyi kullanmayacaksınız, onla birlikte daha düşük fark oluşuyor. ama zaten kargoya verilirken ücreti çektiği için gece kargoya verilirse yüksekten alma ihtimaliniz var. satın alırken kartınızda fazladan ücret bulunsun tam 900 dolar bulundurmayın yani.

Denedik hala 6.45 TL’den alıyor kuru.

Beşiktaşta var. Kişiye özel trainer hizmeti. Adı bob gym

her salonda bulursunuz. açıkçası oradaki çalışanların gelir kapısı bu zaten. maaşla olmuyor.

bulaşık çamaşır yıkayıp diş dolgusu yapan pt lerden aramadığınız için (?) her spor salonunda bulursunuz. "her"

Pasapoetunda sadece ya da baskin sekilde iran giris cikis damgalari varsa sorabilirler belki niye gittin diye ama amerika'ya giremezsin gibi bir durum yok.

aynısı küba için de söyleniyor.

pasaporta değil de verilen başka bir belgeye işletilebiliyor bildiğim kadarıyla böyle durumlar için. sıkıntı çıkmasın diye.

kıbrısa pasaportla girersen yunanistana vize alamazsın konusu var bir de (bu doğru, mit değil)

Vize verme sürecinde zorluk cikarabilirler ama vize aldiktan sonra sorun olmaz.

Eskiden ucakta doldurmak icin bir form veriyolardi. O formda bir kac ülkenin ismi yaziyordu. Daha önce buralarda bulundunuz mu gibisinden.. Ama o formlarda kalkti artik.

@avianthem
Son 1-2 yildir Amerikadan Kübaya da ucuslar yapiliyor. Yani bu durum artik sözkonusu degil.

Benim diyetisyenim böyle, anadolu yakasındaydım avrupayadayım şimdi yanına gidemiyorum. Online diyet hizmeti alıyorum. Günde bir kaç defa yazışıyoruz. Sürekli takip ediyor beni. Fiyatı da gayet uygun isterseniz öneririm.

Değmez. Otomatik olması sıkıntı.

Neden sıkıntı?

o paraya gti'ını alırsın, en azından yaktığın benzinin hakkını verir. (100km de şehir içi 9-10lt, şehir dışı kullanımda 7-8lt yakar)

değmez ya, o fiyata ya daha yeni model, veya daha iyi araçlar alınabilir. 2009-2010 model araçlar var o paralara.
tam otomatik şanzımanın neden sıkıntı olacağını ben de anlamadım.

büyük konuşmak istemem ancak bu araç km sarılmıştır.

18 yıllık araba. Benzinli ve 40 bin liranın üzerinde. Ve marka Volkswagen. Ben mantığa oturtamadim.

Daha modelli bir araç alınır o fiyata

50 liraya 2013 model orjinal 98 binde dizel polo satıyorum arayan yok. :) 20 yaşında benzinli arabaya 42 başka sözüm yok.

hocam bende 2000 model manuel bora vardı. Aynı şase motor bütün yürüyenleri aynı bu araçların. Manuel aracın şanzumanı bozulmuştu. Bundan 10 sene önce 1500 tl masraf yapıp çıkma şanzuman almıştık. Ayrıca kronik 100.000 den sonra lpg'li ise yağ yakıyor bunlar. KEsinlikle tavsiye etmem. 8v tarihi eser motor, sorunlu şanzımanı olan bir araç.
Daha yeni japon arabalarına bakmanızı tavsiye ederim.

dostum araba demişsin ama bu tarihi eser?
Parana yazık. daha yeni modeller bulabilirsin.

Bana yüsek geldi. Galeri işleten arakadaşıma sordum aıkıntı dedi. Benden söylemesi.

Altına tabanlık koyup yarım numara 1 numara küçültüldüğünü biliyorum. Kadın ayakkabısı ise daha kolay.

dendiği gibi altına tabanlık koyularak hallolabilir. tek tabanlık yeterli olmazsa iki tabanlık da koyulabilir.

Direktor kullaniliyor hep, yazabilirsiniz boyle

Direktor olarak kullanıyoruz uluslararası firmada çalışıyorum.

İngilizce Director'a benzer "Head of ..." olabilir. Türkçe'de "Direktör" kullanılıyor, "xxxx departman yöneticisi" vs de kullanılıyor.

yönetici türkçesidir.

bizde de yönetici diyorlar. müdürün bi altı uzmanın bi üstü.

Bizim şirkette müdürlerin müdürü direktör oluyor.

Head of departman adı olabilir alternatif kullanım olarak.

Resim yok demeye geldim.

Gebze'den Bostancı köprüsüne gel, köprünün üstüne çık siyah başlıklı bakkalköy-kadıköy minibüsü var. Onlar geçiyor.

*Ya tam önünden geçiyor ya da çok yakınından geçiyor. binince şöföre sorarsın.

Marmaray Gebze’den Erenköy’e kadar gidiyor ama hastane 20-25 dakika yürüyüş mesafesindeymiş.

Trafi Marmaray’la Küçükyalı’ya kadar gelip minibüs caddesinden 17 numaralı otobüsle devam etmeyi öneriyor, en kolayı o gibi.

Merhaba gebzeden kozyatagindan geçen bir minibüse binin. Kozyatağı metrosunda inin. Erenkoy ruh sınır yürüme mesafesi 15 dk.

Psikolog zihin ve davranış bilimi olan psikoloji lisans diplomasına sahip kişilerin almış olduğu unvandır. Klinik psikoloji yüksek lisans ile klinik psikolog olunur. Psikoloji mezunları adliyelerde, hastanelerde, bakanlıklarda, cezaevlerinde ve daha bir çok kurumda psikolog unvanı ile çalışabilirler. Terapi yapabilmeleri için akademiden ya da dışarıdan terapi eğitimi almış olmaları gerekir.

Yakın bir zamanda yapamayacaklar. Meslek yasası çıkınca yasak olacak. Yüksek lisansın yoksa düz psikoloji mezunu olarak anca özel eğitim merkezlerinde çalışırsın.

Şu anda yapıyorlar.

Terapi eğitimi yoksa klinik psikologun da yaptığı terapi degil de klinik danışmanlık olur, olabilir. Klinik danışmanlık derken, klinik psikoloji alanında uzman birinin yaptığı psikolojik danismanlik, minvalinde bir şey olur.

Zaten doğrudan bunu tanımlayan bir yasa olmadığı için kliniklerde değil de "danışmanlık ve eğitim merkezi" tabelali yerlerde yapiliyor o isler.

Bir de çoğunluğun ayrımını yapamadığı hesaba katılırsa, yaşam koçu psikolog terapist falan hepsi birbirine karışmış durumda. Bu bulanikliktan ötürü diyelim bir psikologa görüşmelere giden "ben ilaç yazmayan dinleyen doktora gidiyorum" mantığıyla gidiyor, ya da terapi eğitimi yoksa bile ben terapiste gidiyorum; diye gidiyor.

yaşam koçu diye bir şey yok aslında. sahtekarlıktan başka bir şey değil. şunu yap bunu yap diyerek sana kendi hayat görüşünü yansıtıyor. evlilik konusunda yardım alacaksın mesela diyelim ki muhafazakar biri aman ha sakın ayrılma diyecek falan. Belki bu süreçte şiddet göreceksin, hayatından olacaksın gibi gibi kötü sonuçlara yol açabilir. Bunun gibi pek çok kötü sonuç.

bu olmaz mı? baksana ne kadar tontiş.

m.bianet.org

Sorun buradan

Sorabilirsin

Kayıtçı nedir, Kayıtçı üzerinden gain düşünüz. Hışırtı da yakada az çok kaçınılmazdır dikkatli daha düzgün bir yere takmaya çalışınız.

#1331286 Burada bir iki yorum var.

Annemin bir eczacı arkadaşı yapıyordu, ücretsiz. Kendim gittiğimde yarımbırantığımdan faydasını göremedim ancak annemin dediğine göre kuzenimin küçük oğlunun ayaklarının eğriliğini düzeltmiş ki çoğu doktorun bu böyle kalacak, yapacak bir şey yok dediğini bilirim. Ek olarak yine annemin hastanesinden bir arkadaşının gül hastalığını tedavi etmiş ki şu anda kız arkadaşım bu durumdan muzdarip, krem + antibiyotik tedavisine rağmen geçmedi, sadece azaldı.

Ama yine de homeopati zaman ve para (satılan ilaçlar pahalı olmasa da yine de ücretli) kaybımı yoksa gerçekten işe yarıyor mu bilemiyorum.

Ayrıca tedavi sürecimde şöyleydi (tam bitmemiş hali): 2-3 saat soran bir görüşme yaptım kadınla, bana çok ayrıntılı sorular sordu. Bu sorular her şeyle ilgili, dışkınızın renginden yaşadığınız hastalıklara kadar. Sonrasında da ilaç verdi. İlaç bezelyeden de küçük top şeklindeydi ve tek seferlikti. Ayrıca tedavi sürecinde kahve içmem ve mentollu şeyler tüketmem yasaklanmıştı.

Kurtköy ve Yenişehir civarındaki otellere baksın. toplu taşıma ile sultanbeyliye ulaşır 20 dakikada.

Kurtköy +1 Sultanbeyli’de mesai dışında yapılabilecek bir şey yok maalesef.

Benim bildiğim kız çocuğu evlenene kadar ölen babanın maaşı(diğer hakedenlerle bölüşülür) ve sigortasını alır.

Evlenene kadar sorun yok, 25 yaş olayı erkeklerde geçerli.

+çalışmayan, e yani tabi diyeceksiniz ama hem sigortalı çalışayım hem babamın maaşını alayım diyen insanlar gordu bu gözler

tüm kız çocuğu evlenene kadar anneden/babadan yararlanamıyor artık. 2008 ve öncesinde doğmuş olmak ve bu tarihten önce de anne/babanın sigortalı olması şartı var.

yani kız çocuğu 2009da doğdu ise ölene kadar lololo değil.

bu soruda ise evet şartları sağladığın için ölene kadar anne veya eş sigortasından yararlanabilirsin. e devletten kontrol edilebiliyor.

ya ihtiyacın varsa paşa paşa alacaksın. kilo kötü bir şey ama zihinsel acı daha kötü. Devlette iyi psikiyatrist var ama zaman ayırmaz-5 dk maksimum... özel bakacasın.

gel katıl bizeee...lalala...risperdal sokağınaaaa. lalalaal

kilo aldırmayan bir ilaç yok çünkü hepsi beyni, metabolizmayı yavaşlatmak üzerine
değişen bir şey olmayacak
hep aynı doktora gitmeye çalış seni hatırlasın böylece dozları ayarlasın
istanbul da hep araştırma hastanesi doktorlar değişiyor
üniversite hastanelerinde fark ödeyip hocalardan muayene olabilirsin

Erenköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesinin doktorları iyi

Adami hayatini opebiliyor o iki ilac oyle soyleyeyim.
Cok kotu durumda olmadikca antideresana bulasmazdım ben. Sahsi fikrimdir.

Birinin hayatini opmesi sizinkini de opecegi anlamina gelmese de boyle bir ihtimal mevcut.

ilaç kilo aldırmıyor metabolizmayı yavaşlatıyor, yemekten sonra tatlıyı fazla kaçırma yeter sonra da yarım saat basit spor hareketleri
saç dökmedi, sacı kıvırcık yapıyor da yazıyor o da olmadı

bunları kullanıp iyi hissetmek mümkün değil özellikle risperdal
dozları nasıl?

düşük doz kullanırsan boşa içmiş olursun bunu da unutma, geçmiş olsun

şişman, yalnız ve mutlu mu

yoksa

zayıf eh işte ve mutsuz mu

siz seçin.

Risperdal yarım tablet.

tedavinizde olumlu etki etsin diye veriliyor bu ilaçlar.
yan etkisi ille de çıkacak diye bir şey yok. yani her depakin içen kel değil. her risperdal alan kilolu değil...

Bence bunu doktorunuza sorun. Burada size "kullandım işe yaramadı kilo da aldım" da dense "çok iyi hissettiriyor yan etkisi de olmadı" da dense ben olsam itimat etmem. Doktor yazdıysa bir bildiği vardır. İlacın sizin üzerinizdeki kar-zarar oranını düşünüp gerekli görmüş ki yazmış.

0,5 mg risperdal verilebilecek en düşük doz
Fazla etkilenmezsiniz

Doktor bir sıkıntı görmese yazmazdı içiniz rahat etmiyorsa sizi tanıyan bir arkadaşınızla başka bir doktora gidebilirsiniz

Yan etkileri de kafaya takmayın başlangıç aşamasında hastalığa müdahale etmek daha önemli
İleride daha yüksek doz ilaç kullanmak zorunda kalmazsınız

Bi şey olmaz, oldukça hareketli olur o saatte. Tramvaya atlarsın zaten yakın.

Aksaraya uzak orası hareketli güvenilir yer otobüs durağı ve toplu taşıma uzak drgil

sorun yok
direk karsısı tramvay
aksaray ın pislik yerleri aksaray tramvay duragının alt tarafları karakol civarı

Sorun yok önünde 24 saat polis olan bir hastane haseki. Hastaneden çıkınca sağa doğru 100 metreden çok yürüme. Solda sıkıntı yok.

kahve için;

www.facebook.com

Kahve için dopamine +1 de benden.

Yemek:
www.google.com!4m13!1m7!3m6!1s0x14caba36ff6949e9:0xd14b0c7d0ae38754!2s%C5%9Eehremini+Mahallesi,+Ba%C5%9Fvekil+Cd.,+34104+Fatih%2F%C4%B0stanbul!3b1!8m2!3d41.0138582!4d28.9327006!3m4!1s0x14caba37053ce41b:0xb8c741935932fbd7!8m2!3d41.0141951!4d28.9331355

Cafe:

www.zomato.com

çapa tıp fakültesi ile dopamine'in arası yürüyerek minimum 20 dakika sürer bu arada biri çapa'da biri cerrahpaşada. dopamine ara sokakta olduğu için bulmakta zorluk çekebilirsiniz.

kebap lahmacun pide vb yemek isterseniz yine dopamine'e gidiş yolunda kızılelma caddesinin sonunda agonyalı var, çok güzel mercimek çorbası yaparlar, lahmacunları efsanedir.

bunun dışında başvekil caddesinde (fakültenin hemen karşı caddesi) kahvemekan dükkan var düzgün kahve içilebilecek (nispeten). kahvemekan dükkan'ın biraz ilerisinde sezon cafe/rest var burada da düzgün yemek yiyebilirsiniz.

mevcut hesabin varsa aninda acilmasi lazim, yoksa da ayni gun icinde biter normalde islemler. cogu bankada eger hesabin varsa yeni hesap acmak internetten de mumkun. herhangi bir minimum tutar olmamasi lazim. benim hesapta aylarca hic para olmada sorun da olmadi

Şube olması şart mı? İnternet bankacılıgından kendin açıp 1 tl lik usd bile alabilirsin

Yani doğrusunu söyleyip vazgeçemiyorsan dur ben bi şunu kontrol edeyim gibisinden bir bildirim ilet sonra da deki ben ayıplı mal vermek istemiyorum karrrrrrdeşşşşim (racon bu) o malı adama satma

Yalan söylemek istemiyorum. Ürünü daha önceden gördü, ayıplı mal değil :)

satmaktan vazgeçtim, kusura bakma.

bitti gitti.

Aynısını yapmıştım, adam bana telefonda alem adamsın eksimeksi demişti.

Özür dileyerek satmaktan vazgeçtiğinizi söyleyebilirsiniz.

Azıcık küfür yiceksiniz tabi ama aşırı ayıp bir şey değil.

Alışverişin tam olarak içinize sinmediğini, üründen vazgeçemediğinizi falan söyleyerek hafifletici sepet uydurabilirsiniz.

hemmmen ardından tekrar satışa koyarsanız almaya niyetlenen arkadaş tarafından çok okkalı küfürlere hedef olabilirsiniz ama :D

nesnelere baglanma, bosver, sat gitsin. parani duzgun, eksiksiz veriyorsa duygusal davranma hic

ben de ilk defa bir mal satacaktım yıllar önce. bir kamerayı koydum sahibinden'e. 2 gün sonra adamın biri aradı çocuğuma alıyorum, her yaz denize gidiyoruz, şu kadara anlaşalım, çekmecede durmasın gibi bir ton dil döktü 70 liralık kameraya. aramadan önce de telefonun kimin üzerine olduğunu araştırmış, senin ismin değildi ne ayak gibisinden sordu.

bu insanla konuşmayı daha fazla midem kaldırmadı. satmıyorum dedim kapattım. bir daha da ikinci el satmadım zaten. böyleleriyle uğraşacağıma çöpe atarım.

içine sinmediyse, illa bi arıza çıkar diye düşünenlerdenim. bence satmaktan vazgeçtim, de olsun bitsin. kankan değil sonuçta. kapora da almamışsın.

Kime sattığına bu kadar önem verme. Kiralayacak olsan anlarım. Sattıktan sonra adamı bir daha nerede göreceksin...

başıma böyle çok olay geldi ve hiç birine satmadım.

öyleki günlerce yalvaranlar oldu.

mesela bir gitar satmak istiyordum, eleman geldi baktı, ben para hazırlıycam dedi.

neyse ben çorludayım çocuk edirnede, çorluda baktı uzun uzun denedi, neyse ben alcam ne zaman geleyim dedi, dedim gelme ben geliyorum edirneye, arkadaşlarla falan bi kafede buluştuk, alım satım olcak, bu eleman da arkadaşların arkadaşları.

bu bu sefer şurası şöyle burası böyle demeye alenen çamur atmaya başlayınca kızdım, satmıyorum dedim bastım döndüm, çocuk haftalarca peşimi bırakmadı. tabi gitarın çok az bulunan bir model ve custom manyetikli olduğunu da söyliyeyim, paf pro takılıydı ve ibanezin en muhteşem gitarlarından birisiydi, çok zor bulunuyordu.

öteki hikayem de bas ile alakalı, çok özel amerikan malı pahalı butik bi bas satıyordum, yine aynı olay oldu.

bunun dışında böyle çamur atıp fiyat düşürmeye çalışanlara ya da düşürmeyeceğini bile bile böyle şeylere yeltenenlere katiyen bişey satmam.

köpek gibi de dolanırlar peşimde günlerce.

öte yandan alıcının tutarsız hareketleri milyondolarlık işleri bile iptal eder. o yüzden ne sen bu elemana sat, ne de bu konu üstünde nezaket falan diye düşün.

başkasına sattım de geç.

yillardir onlarca satis yaptim. kullanmadigim seyi elimde tutmam, aninda satarim.

sahibinden ve letgo'daki kitle farkli. eger belirli kriterleriniz olursa hic ugrasmadan satabilirsiniz. ilan aciklamasi cok onemli. aciklamayi oyle bi yazarim ki adamin arayip soracak hic birseyi kalmaz. (ki arayip "abi her seyi yazmissin ne soracagimi da bilmiyorum ama arayim dedim yine de" diyen de oldu :) . ciddi bi indirim yapmistim cocuga :D

senin konuna gelince; "para hazirliyorum","orasi oyle burasi soyle" diyen adam gercek alici olmuyor genelde. (hatta yuzde 95). alacak olan adam arayip adresi alip gelip aliyor. 10bin liralik urunde de boyle, 100 liralikda da.

o yuzden icine sinmediyse ortada yanlis bir sey muhakkak vardir :) mal satiyorsun diye insanlarin cilesini cekmek zorunda degilsin. ararsa da "urunu gordun, paran hazir olunca ara, gelip alirsin. onun disinda vaktim yok, senden once biri gelirse de satarim." de.

almak icin degil muhabbet icin arayan cok insan olur cunku. omrun yetmez onlara laf anlatmaya :)

adsl için konuşamam ama fiberi çok kararlı, sorun yaşamıyorsun. Müşteri hizmetleri çok ilgili.

sol adsl tt altyapısı ile çalışıyor. tt den ne hız alırsan aynısını alıyorsun, pek bi esprisi yok.

ben kullanıyorum. gayet memnunum.

ADSL hizmeti zaten ttnet altyapısında olduğu için hız bakımından pek farkları yoktur. Ama hizmet bakımından iyi. Ben 6-7 yıldır fiber kullanıyorum çok memnunum.

adsl için konuşuyorum asla tavsiye etmiyorum. fiber kullananlar adsl de iyidir demesin rica ediyorum. fiber'in hizmetini turkcell kendi sağlıyor. adsl hizmetini ise türk telekom alt yapısı sağlıyor. en büyük sorun bi arıza olduğunda muhatap bulamıyorsun. çünkü sen arızanı superonline'a iletiyorsun onlar ttnet'e iletiyor. ttnet de önceliği kendi müşterilerine veriyor. yani atıyorum günde 300 arıza ttnet müşterisi 50 arıza superonline müşterisinden geliyorsa önceliği o 300 arızaya veriyorlar ve sen sadece bekliyorsun. ancak ekibin keyfi yerine gelecek de bakacak. bi de artık eve kadar geldiklerinde hiçbir şey yapmasalar bile 50 lira alıyor ttnet. sırf gelme parası. evde yapılacak harici işlemler ücrete tabi. bilmiyorum superonline'da nasıl ama ttnet bunu ücrete dökmüşse superonline da kullanıcıdan ister bence.

ayrıca superonline adsl başvurusu çok kolay oluyor. hemen bağlıyorlar. iş iptal etmeye geldi mi sürüm sürüm sürünüyorsun. abonelik iptali için fax istiyorlar bu bir, verdikleri modemi bi turkcell superonline merkezine teslim etmeni istiyorlar bu iki ki bu merkezler on parmağı geçmeyecek sayıda istanbul için konuşuyorum. binbir türlü zorluğu var yani.

o yüzden aynı hizmeti ttnet de veriyor. her ikisini de kullanmış biri olaraktan superonline ile çok sorun yaşadım. bi nakili bile 3 ayda yaptıklarını biliyorum. birbirlerinden haberleri yok. iletişimleri sıfır. hatta hatta aboneliğimi kapatana dek her seferinde adresimi güncellememe rağmen yeni adresim bi türlü güncellenmedi. ben avcılar'da hizmet alıyordum misal ttnet'ten bakırköy'e taşındım yaklaşık 2 sene orada kullandım hala adresim avcılar gözüküyordu ve arıza bildirimi olunca avcılar bölgesi olarak direkt işaretleniyordu, sonra o ekip tekrar burada böyle kullanıcı yok diye merkeze bildiriyordu, merkez beni arıyordu sizin arızanız yokmuş diye falan filan. kanser olmamak işten değil. o yüzden ttnet al muhatap belli, şartlar belli. 5-10 lira fazla ver kafan rahat olsun. öteki türlü verem olursun.

eger bolgendeki turktelekom altyapisi iyiyse netspeed'e bak derim

Gece 00:00 ı birkaç dakika geçe deneyin

polikliniği falan doğru seçiyor musunuz onu da kontrol edin. mesela benim sürekli gittiğim diş hastanesinde bir sürü poliklinik ve entegre kısım var. doğru olanı seçmezsem sadece doktor adını yazarak randevu almaya çalışırsam bu uyarı çıkıyor.

ben 1,5 yıl ilaç tedavisinin ardından iyileştim. ilk başta ilaç içmeyi ben de reddettim ama aslında bu reddediş de anksiyetenin sonucu. iyi bir psikiyatriste gidersen ilaca ihtiyacın olup olmadığını öğrenirsin zaten. psikolog tek başına yeterli olmayabiliyor.

Lutfen yillarca bu isin egitimini almis bir uzmanin goruslerini ciddiye aliniz. Psikologunuz sizi, sizden iyi taniyordur bence yonlendirmelerine uymakta fayda görürsünüz.

Sosyal Hizmet okuyorum. Psikoterapi alanında uzman psikiyatri dersi hocamız var. Kendisine aynen bu soru soruldu sınıfta. Bu ilaçların işe yarayıp yaramadığı. Hem bu soru için teşekkür ederim hem de hayal kırıklığına uğradım dedi. Yani bu ilaçları yazan, tedaviyi takip eden ilk ağız işe yaradığını söyledi.

istanbul'da psikiyatr bilmemekteyim. ben aradim bulamadim taa ankara'ya gidiyorum. zira istanbul'da gittigim psikiyatr bana duygu durum bozuklugu teshisi koydu. ilac yazdi. diger adinin bipolar oldugunu su an ogreniyorum. her neyse ilaci icmedim. uc ay gecti gayet iyiyim cok sukur. ankara'da gittigim doktorumun uzmanlik alani benim esas rahatsizligim olan konu degil aslinda, obsesyon, bipolar filan. ve bana boyle bir teshis koymadi, yakin bile degilim. hatta bir arada verdigi ilaclari duyunca doktorum sasirdi. uzun sureli depresyonlarda duygulari kontrol etme guclugu olabiliyormus. teshisten emin olmadan ilac icmeyin, beyin cok onemli bir organ. ben antidepresan dahi icmiyorum, esas doktorum gerekli gormedi. diger hekime kalsa gunde alti hap iciyordum. dogru durust bir hekim bulmaksa maalesef cok zor... hayatim boyunca sayisiz psikiyatra gittim teshisimi 25 yasinda ankara'daki hekim koydu. sosyal fobi ilaclari veren bile cikmisti, halbuki psikolojik problemim dahi yokmus.

Mutlaka psikiyatriste gitmelisin. Bipolar bozukluk teşhisi konulursa lityum elememtinden oluşan lithuril diye bir ilaç verirler ve ömür boyu kullanılması gerekir. Antidepresan değil bu ilaç. Belki de psikiyatrist bipolar bozukluk olduğuna karar vermez ama ilaç kullanmak istemiyorum deyip geçiştirme. Oldukça önemli.

Bipolar misiniz degil misiniz bunu anlamak icin vakit kaybetmeden psikiyatriye basvurun. Zira iki uclu duygu durum bozuklugu agirlikli olarak organik bir sorundur ve ilacsiz bir tedavisi yoktur. Kronik bir rahatsizliktir ve ilaca inanmak-inanmamak gibi bir luksunuz yoktur. Ama oncelikle teshisinizi netlestirin.

ediliyor, terapi de görürsen çok daha iyi olur. bu işin ehli istanbul'da prof.timuçin oral . on numara adam, nişantaşında ofisi hemen randevu alamayabilirsin ama beklemeye değer. 500-550₺ olması lazım ücreti de.paran varsa psikanaliste de git, çok toparlarsın

Hangisi daha cok satarsa ona gore seciliyor.

satış sayısını artıran şey de kapağı.

Kaslarini guclendirmedigin surece en iyisini de alsan ise yaramaz.

Dunya genelinde cinsiyet kavramimin yok edilmeye calisilmasini, cinsiyetler arasi farklarin yalanlanmaya calisilmasini (evet sex, sadece gender degil bak biyolojik cinsiyet) cok ilginc ve tuhaf buluyorum. Sozum ona toplumsal cinsiyet mevzusu ve cinsiyet esitligi ayagina desteklenen bu devasa kampanyanim amacini cok merak ediyor ve anlamaya çalışıyorum.

Toplumun genel kabulleri neler diye düşünürsen işin daha kolaylaşır. Çünkü çok geniş mutabakat olan konularda bile aksini düşünen tonla insan var ve fikirlerini okumak ufuk açabiliyor.

Ben günümüz batı avrupası hukuk sisteminin temel taşlarının sorgulayan yazılardan haz alıyorum misal cezanın şahsiliği ilkesini, idam yasağını, laisiteyi sorgulayan. polis şiddetinin hapis cezasına üstünlüğü gibi radikal fikirler.

Üçgenin iç açılarının 180 derece olması, dünyanın yuvarlak olması, tek eşlilik, reşit olmayanla ve rıza gösterecek durumda olmayanla(zihinsel engelli), akraba ile ilişki yanlıştır gibi çok temel konulardan başlayabilirsiniz. Aksini savunan hep var.

Quantum fiziğine de bakabilirsiniz. Yani popüler fizik kanallarından başlayarak tabi. Akla mantığa sığmıyor, duyularla ve birincil mantıkla tecrübe ettiğiniz herşeyi altüst ediyor ama mükemmel de bişey.

Tam söylediğin gibi değil ama daha işine yarayacak şöyle bi konsept var.

www.reddit.com

Biyolojik cinsiyetin yikilmaya calisilmasi olayini duymadim aslinda. Yikilmaya calisilan toplumsal cinsiyet. Biyolojik cinsiyet bile ikiden fazla iken toplumun insanlari iki cinsiyete ayirmasi ve cinsiyete gore kurallar dayamasi bireysel ozgurluge aykiri bir durum.

Войдите.

Şurayı deneyebilirsin: ingilizcerevizyon.home.blog

alt firmaları zaranın. Hepsi dandik

Biraz para kazanan firma yapar bunu.

Subbranding deniyor. Hemen her firma yapar evet. Farklı ekonomik segmentler için farklı markalar çıkarıyorlar.

lumberjack, kinetix, dockers by gerli, aklıma gelmeyen birkaç marka daha. hepsi yerli, hepsi flo mağazalarının da sahibi olan şirkete ait.

Üzerinden 70 yıl geçmiş eserler için telif geçerli değil; fakat kendi karakterlerinizi kullansanız daha yaratıcı olur. Boku çıkmadı mı kırmızı başlıklı kızın, küçük prensin, küçük kara balığın, vesairenin?

ben 100 sene diye biliyorum telif süresini

iphone için "aöf çıkmış sorular" diye bir uygulama var, ben onu kullanıyorum. android'de de aynı isimle yer alması lazım.

kişisel gelişim ile psikoloji aynı cümle içinde kullanılamaz :)

www.hepsiburada.com gayet memnunum

telefonun cekmemesiyle eve bağlatacağınız internetin ilgisi yok

interneti bağlattıktan sonra VoWifi olayına bir bakın , telefon destekliyorsa telefon baz istasyonundan cekemediği zaman sizin wifi hattınızdan bağlanır.

Bazı kavramları yanlış anladığınızı düşünüyorum.

Anladığım kadarıyla cevap vereyim. 4g tabanlı net ile almayacaksanız internet bağlantısı eve telefon hattı ya da fiber ile gelir. Modem ve router da evin içine yayın yapar. Baz istasyon ile alakası yok.

Evimde Vodafone çekmiyor ama wifiye çok rahat bağlanıyorum.

hocam şöyle,

eğer telefon hattın turkcell ise,
eve bağlatacağın hat da turkcell'in 4g üzerinden vereceği hizmetse yine çekim sıkıntısı çekersin.

ama kablo üzerinden bir bağlantı kuracaklarsa sıkıntı olmaz.

Eve bağlatacağınız internetin GSM ile alakası yoksa, yani ADSL, Fiber veya uydunet filansa konuyla alakası yok.

İnternet evinize kadar kabloyla gelecek ve kablonun ucundaki modem size kablosuz yayın yapacak.

Birbiri ile alakası yok.

resim? genel olarak kargaburunla çıkar. plywood a çaktılarsa biraz zor ama gene karga burun iş görür

Fırsat bölümündesiniz muhtemelen. Oradaki görevliler size alet edavat tedariği yaparlar demonte için.

Soru hala geçerliyse;

Çivinin çakılı olduğu plakaya ters yönden yavaş yavaş vurarak güç uygulayın, böylece çivi çakılı olan plaka diğerinden ayrılsın.

Çiviler ilk çakıldıkları plaka üzerinde kalmış olurlar bu sayede, sonra da çivilere terten vurup başlarını duşarı çıkartın ve pense/kelpeten vb bir aletle çıkarın.

asil mevzu kopru trafigi. oyumu sabah 6 ya da ogleden once 11 olarak kullaniyorum.

Ben sabah 6da Kurtköy'den çıkıp Trakya'ya giderken trafiğe yakalanmamıştım. 6 iyidir.

7.30 civarı Avcılar’da trafik olur ya, olmaz mı?

6.30 sonrasına kalırlarsa köprü trafiğine kalırlar. avcılar'da da trafik merkeze doğru olur diye düşünüyorum, sizinkiler ters yönde gidecek.

ters tarafa gittikleri için, köprüye yakalanmazlarsa gerisinde sıkıntı olmaz.

en geç 6 çeyrekte evden çıkmaları lazım.

bugun gittim berbatti

yürüyeceğin yol ana cadde ama iş yerleri olan yerler. caddenin bir yanı evine kadar sanayi sitesi duvarı. yani akşam in cin top oynar. çingene mahallesinin bitişiğinden de geçeceksin. sana göre güvenli değil. akşam yokuş çıkacaksın 20 dakika az değil.