Ekşi Duyuru

lens kullanıyorum ama ben de anlamadım. astigmat falan da var sanırım. doktora sorsaydın keşke ya da işi bilen bir optikçiye sorabilirsn

bunlar gözdeki astigmatın için verilen açılar, camların veya lens bu açıya göre çerçeveye geçiriliyor (kiş astigmatta temel olan budur). lens kullanacaksan zaten torik lens alman gerek astigmat için.
8.8 de lens çapı. ki bayağı küçükmüş senin lens çapın, her firmanın bu çapta lensleri yok dikkat et uygun çapta lens bul. bahsini ettiğin 8.4 ve 8.6 ise en çok kullanılan bi nevi lens çapını bilmeyenler için verilen standart lens çapı ki bu senin gözün için bayağı büyük.

sonradan gördüm eklemeyi sağ gözde miyop 1.75 astigmat 0.25 astigmatında verilen açı 15 derece sol göz için ise 1.00 miyop 0.50 astigmat açı 150 derece tabii tekrardan eklemek gerekirse lens çağı 8.8 :)
iki gözünün değerleri farklı olduğu için iki gözün için ayrı lensler alman gerekecek. muhtemelen astigmat değerin çok yüksek bulunmayıp torik lens kullanman tavsiye edilmeyecek tabii bunlar doktor tavsiyesine göre değişecek durumlar.

benim de 8.8 ama ben 8.6 kullanıyorum. çok az küçük gelmesine rağmen sıkıntı olmuyor. yani sonuç itibariyle senin gözün 0.2 milimetre daha büyük.

yaptım, yapıyorum, yapıcam, yaparım, yaptın, yapıyosun, yapıcaksın, yaparsın
ben böyle söylüyorum

yazarken yaptim yapiyorum yapacagim vesair konusurken cok ciddi bi ortam degilse yapiyom yapacagim vs. yinede 2 sekilde kullanmak hep daha bi samimi geliyor bana.

yaptım-yapıyorum-yapıcam-yaparım-yaptım-yapıyosun-yapıcan-yaparsın
yapıyom-yapıyon kullanımından hiç hazzetmem şahsen.

yazıldığı gibi okuyorum.

yabtım. yapıyom. yapcam . yabarım. yabtın. yapıyon . yapcan. yabarsın bea

yapıyom
yapçam
yapıyon
yapçan

Ne kötü konuşuyormuşum la ben.

yaptım, yapıyorum, yapıcam, yaparım, yaptın, yapıyosun, yapıcaksın, yaparsın.

7

7

yedi.

yazıyla yedi. rakamla yine 7

sekizz..
i.imgur.com

hepsini siz ödüyorsunuz, daha az ödemek için lensmarket.com'dan alıyorsunuz.

lensmarket +1000,,,,

gözlükçüne gidip lens alıp gözlük almış gibi ücretten düşebilirsin ama değer mi değmez lensmarket dışarıdaki bir lensçiye/gözlükçüye göre gayet ucuz...

gözlükçü tanıdıksa az bucuk lensmarketle aynı fiyatı çekiyor bana.

-1.75 miyop -0,75 astigmat 11 de aks olması lazım ama niye 3er tane bir fikrim yok

1- yoktur, onları kağıda basıp eline veriyor makine. muayene sırasında bilgisayarlı sisteme girmemişlerse yoktur yani.
3- Dediğin göz hastaneleri yerine Mayagöz'e gidebilirsin. Göz merkezi olduğu için ödeyeceğin farklar daha ucuzdur ama kalitesi doktorları vs gayet sağlamdır. Yalnız sadece ölçme değil o ölçümü doktorun da kontrol etmesi lazım bence. Muayene olurken sgklı isen 12 lira veriyorsun işte katkı payı (muayene için fark veriliyormuydu unuttum hatırlayınca yazarım)

diğerlerini bilemedim ben.


edit: muayene farkı 6 liraymış. Toplam 18 lira işte.

1. Eski muayene sonucunuz su an artik isinize yaramaz bulsaniz bile, oynamalar kesin olmustur.
2. Sizin de dediginiz gibi genelde oyle ve de 21 derler hatta. Ama o yaslari da gecebiliyor. Sizin gelisiminiz ilerledikce (boy uzamasi, kemik yapisindak degismeler vb) gozlerinizin de ilerleme ihtimali mevcut. Benim doktorum durmus da olabilir, birkac sene daha ilerleyebilir de, belli olmuyor, kisiden kisiye degisir demisti. (ben de 20 yasindayim)
3. Ozel kurumlarda sigortanin karsiladigi bir kisim var, fakat sizin de ek ucret odemeniz gerekebiliyor. Kimi ozel kurum cok ek alirken, kimi 20 tl gibi cuzi bir miktar aliyor. Hastaneyi arayip onceden ogrenmekte fayda var.
4. Lens kullanmayi goz kurulugu, ya da uyum sorunu yasamayan herkese oneriyorum ben. Bunu da muayene esnasinda ogrenebilirsiniz ancak. Ha, sorun cikmazsa su takma cikarma, gozumdeyken kasima, ruzgar eserse firlama gibi uyduruk bahanelere takilmayin. Dunyanin en rahat seyi. Ayrica surekli kullanmak onerilmiyor zaten. Gozluk de kullanmak gerek. Disarda lens evde gozluk gayet mantikli.
5. Lazer icin aldiginiz tavsiyeler dogru. Ilerleme durmadigindan simdi yapmaniz ise yaramaz, 1-2 seneye yine ilerler. Genelde lazeri 30 civari oneriyorlar.

Umarim yardimci olabilmisimdir.

çizdirme olayı biraz riskli diye biliyorum.şimdi yapınca rahatlarsın sıkıntı yok ama gelecekte olur da katarakt olma ihtimalinde ameliyat olamıyosun çizdirdiğin için.
hatta doktor demişti kardeşime bak ben göz doktoruyum oldum olası gözlüklüyüm misal verirsem.

derinlik alısı gerektiren mesleklerde çizilmez lazerle. ondan göz doktorları, cerrahlar, mikroskopla uğraşanlar ve sporcular asla çizdirmezler

bir de senin göz numarna hakketen çok düşük, bilmiyorum bu riske grmeye değer mi

lens için önerilen zaten sürekli değil ara ara takmaktır (bu ara kısmı lensine göre değişkenlik gösterebilir)

benim 18 yaşında başladı 24 yaşındayım hala durmadı miyop. lensi tabii ki ara ara kullanabilirsin hatta daha iyi olur. gözüne uygun bir lens aldığında lazer seçeneğini erteleyebilebilirsin, gerçekten çok rahat. göz dereceni ölçtürdüğünde lens için göz çapını da ölçtürtmeyi ,istemeyi unutma. 1.75 az buz bir derece değil. muhtemelen gözlük veya lensi taktığın anda ben dünyayı görmüyormuşum diyeceksin.

bütün tweetleri mi yoksa sadece bir kısmı mı? cevap ikincisiyse cevabı şu: takip etmediğiniz bir kişiyle mention yoluyla sohbet etmiştir. konuştuğu kişinin nicki en baştaysa (mesela: "@ahmetmehmet ben de öyle dedim işte") sizin anasayfanızda gözükmüyor.

evet cevaplamış bir tweeti ve başında @username yazıyor ondan demek

en.wikipedia.org

dil-1 / puan: 289 / sıralama: 20769
(dilci arkadaşların durumlarını merak ediyorum.)

hepsini koyuyorsun makine içeride parayı tanıyor şu kadar mı yatırdınız diyor evet diyorsun yatırmış oluyorsun.
tanıyamadığı paraları geri veriyor sen tekrar koyuyorsun tekrar tanıyor falan.

Fazla gıcır para koyma. Sonra evde yeni basıp getirmişsin (sahte) muamelesi yapıyor, şube de kapalıysa al başına belayı. Tüm paraya el koyuyor, şubeye başvurun diyor. (Tecrübe ile sabit)

Tek tek olurmu ya. Sok hepsini sayiyor hemen.
Para sıkışirsa yandin
Ayrica hemen hemen tum atmlerde para yatırılır

(bkz: fişne suyu)

şarap

yok onlar değil böyle tatlı bişey. kahvaltıda filan veriyorlardı.

lohusa şerbeti

www.sezeryandogum.info

konu önemli değil, önemli olan danışman. 10 gün önce bitirmesini sunmuş end. müh adayı olarak bunu söylüyorum.

vize işini ayarladığın sürece sorun olmaz.

tamam peki tarihleri ayarlayabiliyor muyuz? mesela gitsem thy ofisine her indiğim yerde 2 gün takılsam sonra uçsam gibi.

ayri ayri bilet olursa olur.

ayrı bilet alman lazım. hatta farklı firmalardan alıp, ucuza getirebilirsin.

(bkz: photoshop)

Aynı şey iki sene üst üste bizim balkonda oldu. Annenin kaçtığını fark edince vicdan yapıp girmedik balkona korkutmamak için. Merak etme gelir ama çok da rahatsız etmemek lazım

küstürmek nedir aga? gelir tabi.

eger olmediyse gelir.. ama anne baba donusumlu yatar yuvaya mesela.. yavru ciktintan sonra da belki biri gelmese digeri gelir.

yemek yerken durdum yazıyorum bak kıymetimi bil.

1,5 sene de bişey yapmamışsın 1.5 güne herşeyi yıkıp yapmaya çalışıyorsun ki bu işten bi cacık olmaz olma ihtimali %5 bile değil.
Zaten o kız senin ondan hoşlandıgını ilgini anlamıştır ama onda sana karşı bişey olmadığından yakın olmamış arkadaşca takılmıştır.Bence o kıza dua et sana yaklaşıp ilgini alıp göt gibi ortada koymamış ilgi kezbanlıgı yapmamış sana.

bu kızı kafandan sil artık.
ne güzel , hoş bir kız da var hemen unutursun. boşuna kızla konuşup kendini rezil etme sevgilim olabilecek dediğin kıza odaklan.

aşık olduğun kıza açıl. hayalet gibi her ilişkinde görünüp can sıkmasın.

kardeşim affına sığınarak söylemeliyim ki tamamını okumadım. ama şu üç ana şeyi unutma ona göre davran..

1- kız sana karşı bir hissiyatı yoksa onu kendine aşık edemezsin(aa ben sana aşığım ama diyerek).. sendeki duygu sömürüsü olur, aklan.

2- 1.5 sene plotonik aşk olur mu? bende plotonik bir aşığım madonna'ya bayılıyorum.. ama bu son ümit davaları "BOŞ MUHABET" biliyor musun...

3- Bu aşık olma meselesi insanın kendi kişiliğini de etkiler. kendine saygın varsa sana "aşk" anlamında bir duygu beslemiyorsa BU İŞİ ASKIYA ALICAN AGA...

disney filmi gibisin be kardeşim... o sevmio da, haberi yok da, söylesem de..

toparlanıyorsun.. sevgi karşılıklıdır kardeşim.. bu zamana kadar girişimin olmuş olsa bile eğer bariz bir şekilde seni kırmadan "böyle bir şey olamaz" nidalarındaysa bu şahıs, saygı çerçevesinde bu ilişkiden vazgeçmelisin.. kimsenin kimseyi rahatsız etme gibi bir hakkı da yoktur.. sen geleceğine odaklan kardeşim.. eğer bir yere takılırsan, yanarsın.. suradını da asma, morelini bozma.. hayır, kısmet meseleleridir bunlar... tanıdığım biri kıza resmen bitiyordu, hede hödö ilgi, naziklik, mesajlar, aşktır, şelale falan filan.. FINAL= kız başkasıyla evlendi.. yani bir nevi hayal kırıklığı da olacak senin için.. o yüzden kaba tabirle ve iyiliğin için söylüyorummm..."SIKTIR ET"... (kusura bakma ama gerçeği budur yani) o yüzden kafanı karıştırma... hayatına odaklan.. eğlenme bak..

1,5 senede zaten bi şey olmamış. iyice yabancılaştık da demişsin. hiç bulaşma bence. diğer kız daha iyi olur gibi senin için.

konuşacak imkan bile olmadı

(bkz: angkor wat) mı diyorsun acaba kamboçya'daki?

Genelde animasyon sevmem ama 2D diyorum ben. Daha samimi.

2d severim

kişinin belirgin özellikleri kullanılır. mesela rte demişsin ondan örnek vereyim:

kirli bıyık
çıkık alın
açık alın
saçlara dikkat et
gibi

genel toplamda kazandıkları için iyi oynadı. kazanamasalardı sorgulanırdı.

1 gol 1 asist neticede kupa, kaçırmış olabilir ama sonuç iyi.

yatsın kalksın ribery'ye dua etsin bence.

sahanın en iyisiydi tabiki. (schweinsteiger ile birlikte)

robben iyiydi ama kaçırdıklarının hepsinin kaçmaması lazımdı.
ribery'e dua edicek diye de birşey yok o zaman ribery de alabaya dua etsin ona da o top taşıyor.
alaba:neuer abi eyvallah desin.

takım oyunu sonuçta hepsi iyi oynadı takım olarak. müller çirkef moda aldı yırttı kendini onları kimse izlemiyor tabi.

tüm takım aynı derecede iyi oynadı bence robben de iyiydi.

tek kötü isim danteydi dante boşu boşun adama tekme attı penaltı yaptırdı.

yatsın kalksın ribery'ye dua etsin. attığı golü de yaptığı asisti de ribery hazırladı robben'in. ribery o kadar insiyatif almasaydı da bvb şampiyon olsaydı en büyük suçlu robben olurdu. hayatı boyunca kaybeden olarak anılırdı.

ilkay'dan iyi değildi. ama gel gör ki kupayı aldılar. şayet maç 3-2 dortmund lehine bitseydi maçın adamı ilkay olurdu. kazandıkları için robben seçildi.

www.videohelp.com

movie to gif diye arayabilirsin eğer bu kareler hareketli olsun istersen. Ancak asıl istediğini www.labnol.org ve labnol.blogspot.com şuradan bulursun sanırım.

eksiduyu.ru

hoş değil evet. ben de rahatsız oldum.

hem de nasıl... hele obsesif kompulsif bozukluğunuz varsa...

ıkıncı yarı duzeldı sankı ılk yarıya gore.

abi şu duyurunun linkini at bence. naifliğe bak lan lkhasgkahsgas adam paintten çizip kalp yapmış! :D

A ya söylememelisin.en iyi ihtimalle a iyi niyetli çıksa bile yarım saat içinde haber aa ya ulaşır, böyle bir durumda çoğu kız her teklife atlamamış olmak için, ilgilense bile arkadaşına ilgilenmiyorum der.tanımıyorum etmiyorum doğru düzgün ya sanmıyorum yani, öyle her teklif edenle buluşmuyorum der.kendi arkadaşı gözünde puanını yükseltir olan sana olur.
bir de a nın kötüniyetli olması ihtimali var, bu durumda a;
-bunu kıza yetiştirmekle kalmaz sen ve kız her karşılaştığında imalı bakışlarla, densiz espirilerle hadi öpüşün ihihihi yapabilir, hiç beklemediğin insanlar bu cins çıkabiliyor.
-a size hiç bir arkadaşlık ötesi duygu hissetmese bile, arkadaşını ondan çok beğenmiş olmanıza, mutlu olma ihtimalinize içlenip, kıskanıp, size sen ne biçim adamsın beni sana kız ayarlıycak aracı mı sandın/benim arkadaşlarıma o gözle seçip takılayım diye mi bakıyorsun/ seni hiç böyle yavşak bilmezdim/ arkadaşlığımızdan çıkar sağlamaya çalışıyorsun diyebilir.
-a yine kıskançlık yüzünden sabote edici taktikler verebilir, sözde aranızı yapıyorum diye, size başka ona başka tepki verebilir.size ay senden övgüyle bahsettim derken, aa ya ay inanmıyorum ya arkadaşlarıma bile yavşıyor ben bu çocuğu hiç böyle bilmezdim diyebilir.
-ilişkiyi şöyle ya da böyle sağlasa bile, bunun başarısını tamamen kendi üzerine alıp, dibinize yapışabilir, o olmadan bir kahve içmeye çıktığınızda ben uğraştım ayarladım benle işin bitince hemen tekmeyi vur zaten pis çıkarcı diyebilir.
kısacası bunlar hep yaşanan şeyler, kıza bir ilginiz varsa, doğrudan kızla muhatap olun, sohbet açın, ortak bir noktanız varsa konsere/kahve içmeye davet edin, a yı aradan çıkarın.

A seni seviyorsa-arkadaş olarak tabi yoksa boka sarar.- ve kızların arası iyiyse çok kolay işin.büyük olasılık olur bu iş.hadi hayırlı olsun :))

A seni beğeniyorsa.Bu çocuk bu kıza olur diyorsa yardım eder.Başka türlü söylememelisin.

@dzingis +1 ahahaah

A gizli gizli seni seviyorsa, A yı da AA yı da kaybedebilirsin.
pil gibi oldu :) AA.

Hiç olmadık bir anda A ya AA hakkında bir soru sor, onun hakkında bişeyler söyle. Sonra A da tek başına kaldığında düşünsün. Ya canım bu galiba AA dan hoşlanıyo ama söyleyemiyo garibim, deyip AA nın yanına gitsin olayı anlatsın. Sonra aralarında kahkahalar atarak gülsünler. Gülsünler delikanlılık yapma.. Eğer kızda vicdan varsa 1-2 güne kendi gelip teklif eder =D Bu arada çizim ilk okul resim iş dersi terk. Sakın kızı bu şekilde etkilemeye çalışma sonun başlangıcı olur.

sakın ola ki A'ya durumu anlatma.kıskanır yapmaz aranı.ben böyle işlere bulaşamam der.kıskanmıyorsa bir gün dengesi bozulur regl olur kavga sırasında geyik sırasında bi şekilde senin ondan hoşlandığını AA'ya söyler olacağı varsa da olmaz.
Yapma etme.Sen aranı A ile yakın tut.Ne bileyim öğlen beraber yemek yiyin okulda.Ya da ne bileyim okul çıkışında bi yerlere gidiyordur benim de şurda işim var sizinle geleyim falan de.Bu sayede AA ile tanışırsın.

yok sanırım

sloganı çok iyiymiş :) site ecnebilerin sandım önce, ulan yazıyı okuyorum, bi' yerden tanıdık geliyor cümle dizilimi, meğerse altta fatih terim yazıyormuş :D çok güldüm ya.

edit: adamlar ecnebiymiş. şimdi daha çok güldüm.

davetiye göndercez falan diyo ortada yok bir şey?

hadi arkadaşlar teker teker gelelim.

her sabah bir kişi evinden çıkıp koşuya gidiyor. ön ya da arka kapısından çıkması eşit derecede olası.

çift geldim hadi neyse.

evden çıkarken bir çift koşu ayakkabı seçiyor (ya da çıktığı kapıda hiç ayakkabı yoksa yalınayak koşmaya gidiyor)

gelsenize çeviri çok güzel.

Her sabah bir kişi evinden çıkıyor ve koşuya gidiyor. Ön kapıdan ya da arka kapıdan çıkması eşit olasılıkta. Evinden çıktıktan sonra,bir çift koşu ayakkabısı seçiyor ( ya da eğer çıktığı kapıda ayakkabı yoksa çıplak ayakla koşuya gidiyor). dönüşte girdiği ve ayakkabılarını çıkardığı kapı yine eşit olasılıkla ön ya da arka kapı oluyor. eğer adamın toplamda k çift ayakkabısı varsa, hangi oranda zamanda bu kişi çıplak ayakla koşuyor?

cevap 1/2^k mı acaba?

yok bu biraz değişik bir konu öyle değil cevabı
ayrıca ayakkabılar karışık mı yoksa hepsi ya ön ya da arka kapıda mı?

Ölme eşşeğim ölme diyor tam anlamıyla.

hadi bi el atın şuna, başını çevirseniz de olur.

herhangi bir ay suresince, Cascho'nun $1000 nakit almasi icin 0.5 sansi var ve $1000 nakit cikisi icin de 0.5 snsi var. Bir ay sonunda elindeki her $1000 icin $15 gideri var (faiz kaybi yuzunden). Cascho her ayin basinda elindeki nakit dengesini yukari ya da asagiya duzenleyebilir, her islem basina $20 odeyerek. Cascho'nun elindeki para asla negatif olmamali. Sirketin dusundugu iki turlu nakit proseduru var:

VisualBasic beklentinizi karşılar bence.

Python tabii ki.

Tavla, mario gibi oyunları yapmak zor olsa da Unity oyun motorunu bir kurcalayın. C# kullanıyor. Ben Unity ile kendimi geliştirmeye başladım.

"blitz basic" diye bişi var.. bununla basit şeyler yapabiliosunuz..

hatta blitzplus versiyonunu kısa bi süre için beleş yapmış adamlar..

www.blitzbasic.com

amaç nedir tam olarak?

amaç bilgisayarımı elimde taşımak yerine sadece flashdiski taşımak.

shiftdelete.net böyle bişey var olmaz mı?

usb bellekte boot loader falan kullanabileceğini pek sanmıyorum.

windows to go ve ubuntu live usb için ardarda kurulum yap istersen, bakalım olacak mı...

win8 32bit 16gb, 64bit 20gb yer istiyor en az.

ek olarak şöyle şeyler de buldum (ingilizce):

www.howtogeek.com
www.howtogeek.com

istediğin live cd sanırım. çok incelemedim ama link büyük ihtimal istediğini anlatıyor.
www.instantfundas.com

buldum sonunda. 2 saattir arıyordum buldum. little talks of monsters and men

yurtdışı kargo pahalı olur zaten:
www.yurticikargo.com

fedex ile gönderimler hızlı oluyor, geçen gün japonya'daki kardeşime bişeyler yolladım. öncelikle hani hesapla daha pahalıya geliyorsa onu alırlar. gramaj ya da ebatlar ile yapılan desi hesabı. bir kutu içinde yollarsanız haliyle pahalıya gelecektir. düzgünce poşetine sarıp kargo poşetinin içine koyun, tembihleyin ezilmesin bükülmesin diye.

fiyatlar da pahalı zaten. fotoğraftaki şey için 50-75tl ortalama bir fiyat.

en ucuz ptt. karadan gönderin. uzun sürede gitsin diyin. gerçi yurtdısı neresi? amerika mı? ben almanyaya gönderiyorum10 kg 15 kg çok tutmuyor

nereye 60 lira tuttu? ben 60 liraya anakart yolladım usa ye. mümkün değil bunun ptt ile 60 lira tutması biyanlışlık var.

k, s, t, n, h, m, y gibi seslere gore gruplandirabilirsin. iphone için güzel app'ler var. diğer platformlarda da bulursun sanırım.

Önce birini öğren, sonrasında karışmaz. Eş karakterler ikisinde de aynı okunuyor zaten, karışsa da sorun olmaz.

Öğrenmek için basit bir site :
www.realkana.com
iPhone vs için de bir sürü minik uygulama var çalışman için.

Rastgele birşeyleri romanji'ye çevirip okumayı dene öğrenmek için.

kart şeklinde hazırlayabilirsin. seslerin belli bir sırası var, bizim alfabe gibi ama karelaj şeklinde. a,i,u,e,o, ka, ki, ku, ke, ko şeklinde. www.tofugu.com bu şekilde gruplandığında harflerdeki grafik benzerlikler de daha iyi ortaya çıkıyor. bir de en güzel cümle yazarak öğrenirsin. mesela desu yazmaktan de ve su yu hemen kaparsın. katakana zaten sadece yabancı kelimeler için, onlar da belli... benim arkalı önlü ufak kartım vardı çok işe yaradı, görsel hatırlamak daha kolay veya kelimelerle mesela usagiiii :) kolay gelsin.

Şey yapmalısın, şey...

bayıltıp sik.

"sevme, çocuğum, üzülürsün."

anlamayanlara edit: bir filmdeydi heralde, "çok seviyorum ama o beni sevmiyor" diyordu eleman. filozof balıkçı da "çok sevme oğlum üzülürsün" diyordu. alıntı yaptım.

hadi bunu anlamadınız; "ne yapmalıyım" diyor, "sevme" diyorum.

git konuş bence.

çok sev.

fold pre

söylenmemiş ya çok şaşırdım:

montla zıç!

geçmiş olsun

ilgini başka şeylere ver,koşarak uzaklaş,ders çalış.

kasayı yan yatır

seviyorsan git konuş bence.biri yazacaktı elbette.

alan adının hiçbir etkisi yok. O sadece sitenin durumunu gösteriyor com-company, net-network, org-organisation, edu-education vs vs gibi. Evet hız hostingle ilgilidir.

Domain uzantıları seo açısından kısmi düzeyde etkili olmaktadır. Com net ve org gibi temel uzantılar uygulamada farklılık oluşturmazken, bir ülkeyi temsil eden domain uzantıları seo açısından önem arz etmektedir. Örneğin .ca Kanada veya .in Hindistan ülkesini temsil eden uzantılar olduğu için sitenin hedef kitlesi de ülke olarak sapmakta ve Türkiye kaynaklı seo çalışmaları için istenilen performansı verememektedir. Gen.tr ve com.tr gibi tr uzantılı domainler coğrafi etki alanı olarak Türkiye olduğu için yerel seo aramalarında da öncelik kazanmaktadır.

kaynak: www.seohocasi.com

Hayırlı olsun evlilik ne zaman de gülerek, dökülür ne varsa

birilerinin yaklaşmamasını istiyor olabilir. ilgi çekmek de isteyebilir.

''yüzüğün güzelmiş, sen mi aldın?''

direkt sormaktan yeğ :) kız da anlar zaten neden sorduğunu sanırım.

taşımaz. en fazla hediye fln olur.
eğer bir anlamı varsa da muhtemelen evlilik gibi konulara bakış açısı farklıdır.
yüzük parmağı dışındaki bütünn yüzükler süstür. kolye ve bilezikten farklı yoktur.

alyanssa bilemiyorum ama yani yüzük bu, her parmağına her şekillisini takan mevcut.

anlamı yok.

@goldentitan zaten hediye olunca bir anlam taşımış olmuyor mu?

alibeyköy de in dedilerse, otobüsün şirketinin servisi vardır illaki onu kullan servis yoksa esenlerde in metro+tramvay yap

yok illa alibeyköy'de inersen.mısır heykelinin oraya git (arabayla git,yaya uzak olur) oradan eminönü otobüslerine bin.son durakları eminönü'ndeki otobüs durakları.oradan da yürürsün,yakın zaten.

edüt: eminönü otobüslerinden 47E mısır heykelinin oradan geçiyor 47 senin otobüsten indiğin yere daha yakın bir yoldan geçiyor ve heykelin oraya girmiyor.gittiğinde sorarsın söylerler.

yav deli misin.

harem'de in oradan da vapura bin sirkeci'de in

saydıklarına ek olarak mülakat yerine bilim sınavı yapılıyor bazı bölümlerde.

Bu sene öyp ile atandım. Hatta bugün göreve başladım. Araştır derim. (ÖYP)

yüzdesini az miktarlarda üniversiteye/bölüme göre değişebiliyor. o sizin dediğiniz ylsy gibi birşeydi. ama orada ales puanları hep tavan yapar :)

bir de seni üzmek istemem ama bu ales + kpds görünen kriterler. bir de gözle görülemeyen "adrese teslim" şartlar oluyor :) ama yüksek lisans ve doktoranı birbirine yakın ve tanınan bölümlerden yaparsan şansın elbette var.

OYP: Ales ve not ortalamana göre başvuru yapar ve kazanırsın, varsa dil puanın o da ek puan getirir.

Cari Alım : ales, dil ve not ortalaması başvuranlar içindekilerden en yüksek 4 kişi çağırılır ve bilim sınavının da sonucu eklenerek, sıralama da 1. olan kazanır.

Her üniversitenin kriteri aynı.

Yurtdışı olayı ise, devlet'in belli kurumları adına ( DSİ, Tarım Bak. , Üni'ler) adına yüksek ve doktora yapman üzere gönderiyor ve döndüğünde zorunlu hizmete tabi tutuyor. Yüksek ve doktora esnasında da maaş alıyorsun.

Ben denk gelmedeim ama belki vardır. Türk kahvesi kupayla içilmez (miktar olarak değerlendiriyorum) çözünen kahvelerdende Jacobs Monarch öneririm. Ayrıca çözünme olayı normal, o kadar kimyasalı sana karıştırsalar sen bile çözünürsün suda.

aradığın şeyin mantığını anlayamadım yalnız. kahve suda çözülecek ki o su kahve halini alsın.

kahve markası soracak olursan da ben tchibo kullanıyorum, filtresi olsun nescafe mantığında olanı olsun gayet güzeller.

filtre kahve iceceksin o zaman.

@hosein demek istediğim tamamı çözünüyor yani dipte kahve kalıntısı kalmıyor.
@goldentitan filtre kahve için makine filan gerekir mi?

Aynen filtre kahve + french press alacaksın, mutlu mesut iceceksin kupa kupa kahveni

French press sana göre bence.hazır kahve tüketmemeni tavsiye ederim.

French press de filtre kahve demle. Türk kahvesi sevdiğine göre arabica kahveler hoşuna gidecektir. ama ben sert kahve de içerim dersen buyur;
(git: www.starbucks.com.tr)

büyük migroslarda 10-15 tlye french press var. al ondan. sonra da git tichibodan "french press için " belirtmesini kullanarak kahve çektir. bu işlemi starbuckstan da yaptırabilirsin ama 2 katı para verirsin aynı gramaj için. tadı da birazcık daha iyi tichibodan.

french press disinda kahve filtreleri de var. makinesinin ilkeli gibi.

yanlış anlamadıysam french press ile kahveyi demlemiş oluyoruz. bu hoşuma gitti deneyeceğim.

(bkz: shazili)

gunduz olan işte

normal olan işte. sabah kalkıp okula gittiğin.

sana kalktı

çekimi dediğin avea

hoca geliyor ders anlatıyor, bazı derslerde projeler filan yapılıyor. bölümüne bağlı tabii.. ama sınıflar normale göre daha az kalabalık oluyor. ama tabi dediğim gibi okula, bölüme göre filan değişir hep.

okul, bölüm, ders, hoca gibi etkenler var, değişebiliyor. lab dersi varsa adı üstünde hoca ders anlatmaz, bazı hoca sadece sunum üzerinden gider, tartışma yaptırır, kimisi gelir masaya oturur anlatır anlatır gider.

işletme vb gibi bölümlerde sınıflar daha kalabalıkken sosyal bilimlerde daha az kişi olabiliyor, bu da standart değil. misal tezsiz MBA'de 60 kişi olabilirken, başka bir bölümde tek kişi ders aldığınız da olabiliyor. açılan derse bağlı. kimi hoca beş kişiden fazlasını kabul etmezken diğeri 8 kişi olmadan ders açmayabiliyor falan.

kısaca bir sabiti yok.

bolumlerin sitelerinde yazar. course outline seklinde bak.

schedule de olabilir, öyle geçtiği de oluyor.

Bence olur. 'İngilizce bölüm okumuş' tecih sebebidir.

Eger %100 yazarsa, egitim icin yurt disina gitme durumun olmasi halinde Ingilizce yeterliligini kanitlamana gerek kalmaz. Yani IELTS veya TOEFL almak icin ugrasmazsin.

@hsyn dedigi tam dogru degil, bir cok ülkede yine de toefl gibi bir belge almak zorundasin, ama avusturalya da yanlis bilmiyorsam egitim dili ingilizce olan bi okulda okuduysan istemiyorlardi, buna benzer bikac ülkede var fakat cogu ülkede yine de toefl alman lazim.

ama pratikte neredeyse hic farki yoktur, zaten %100 ingilizce okumus adamin normalde sadece sinav sistemini ögrenerek ki bu da belki bi iki hafta göz gezdirmek olur, tofl sinavini verebilmesi lazim.

%100 Ingilizce yazmasi Turkiye'deki okullar icin bile bir sey ifade etmiyor. Misal Bogazici, yanlis hatirlamiyorsam kendi mezunlarindan bile Yuksek Lisans icin Toefl/Ielts ya da kendi sinavini istiyor. ODTU ve Bilkent mezunlarindan zaten kesinlikle istiyordu. Yurtdisinda da isterler.

olmaz okul ismi daha onemli itu de 30 okumak gytede 100 okukatan iidir ayrica her ingilizce yazana aldanma sen cogu okulda dersi full ingce anlatacak adam yok kekeleyerek anlatiyorlar anlasilmio veya ezberleyerek geliolar roket gibi taktak

yuzde yuz ingce okulu dereceyle bitirip uds de 50 alamayan cok adam var onlar hikaye

bizim ordaki fotoğrafçı atıyor flash diske. o atmıyorsa başkası atar yani gidip sor.

Fotoğrafçı da internet kafe de yapar bence ilk dediğinizi.

fotografın fotografını çekip bilgisayara at :)

saçma değil mi o şart, zaten o puanı alan oraya giderdi. kimse başvuramaz o zaman.

hani olur da gideceğin okulun puanı düşerse diye ya da farklı bir şehirde okuman gerekrise daha düşük puanlı yere geçebilesin idye ama bildiğim kadarıyla ortalamn yüksekse puan çok sıkıntı olmuyor
genelde geçiş yapanlar yüksek okula gidiyor

o zaman ben başvurumu yapayım yine de

yüksek lisans ile master aynı şey. ben de aynı olduklarını bilmiyodum mesela başvurana kadar. yüksek lisans yapılan üniversiteden başka bir ilde elbet oturulabilir ancak ders devamlılığı vs. sıkıntı olacaktır. dersler bittikten sonra bir sorun olmaz herhanlde. çalışma konusuna gelince çalışılabilir ama o iş sakat. lisansı bölümün tepelerinde bitiren adamlar çalışırken master yapmaya kalkınca bocalamaya başladılar. tabii bu çalışılan yere de bağlı ancak genel olarak zor.

Lisans dört yıllık üniversite düzeyinde verilen eğitim. Yüksek lisans (YL), lisans'tan sonra 2 yıl süren lisansüstü eğitimin ilk kademesi. Burada bir yıl ders alırsın, ikinci yıl bir tez hazırlarsın (tezsiz olanları da vardır). Bu esnada bir danışman hocan olur, her şeyi onunla planlarsın. Doktora (artık lisans'tan doğrudan doktoraya da başvurulabiliyor) normalde yüksek lisanstan sonra başlar ve teoride dört yıl sürer. Yine bir danışmanın olur, yine bir yıl ders alırsın, ama artık çok daha özel bir konuda çok daha kapsamlı bir tez hazırlarsın. Danışman hocan ile bol bol makale yazar, para bulunca da gidip çalışmalarını konferanslarda sunarsın.

Araştırma Görevlili'ği (ar. gör.), üniversite hocalığı için ilk adımdır (tek adım değildir). Ar. Gör'ün görevi YL ve Doktora yapmaktır. Sonra eğer okulu kadro açarsa yardımcı doçent şeklinde hocalığa ilk adımını atar.

Başka il mevzusu, danışmanına ve alacağın dersleri ne ölçüde takip edebileceğine bağlıdır genellikle. Erzurum'da yaşayıp İstanbul'da YL yapmaya göre Eskişehir'de oturup Ankara'da YL yapmak nispeten daha kolaydır mesela.

4 yıllık üniversiteye lisans denir. (2 yıllıklar ön lisans)

lisans mezunları yüksek lisans yapar. yüksek lisans ile master aynı şeydir.

yüksek lisans sonuçta bir öğrenciliktir. lisans okurken başka şehirde oturulabiliyorsa yüksek lisans yaparken de oturulabilir. çalışmanızda herhangi bir sakınca yoktur. ancak derslere devam ve ödevlerinizi yapma konusunda sıkıntı yaşayabilirsiniz.

iki tür yüksek lisans vardır: tezli ve tezsiz
tezli yüksek lisans: 1 yıl ders aşaması vardır. ders aşamasını tammladıktan sonra tez yazmaya başlarsınız. 1+1 yıl tez süresi vardır. gerçi artık atılma kalktığı için 1+sonsuz gibi bişey oldu. genellikle ilgili lisans bölümü mezunları tercih edilir. öğrenciler sınavla alınır.

tezsiz yüksek lisans: öğrenciler kel alaka lisans bölümlerden mezun olurlar. snav yapılmaz. başvurunalar arasından ales+lisans not ortalaması en yüksek olanlar alınır. dersler genelde ikinci öğretim gibi geç saatlerde olur. harçları tezliye göre çok yüksektir. ders aşamasından sonra bitirm tezi adıyla küçük bi ödev hazırlanabilir.

doktora: yüksek lisans yapmış olanlar başvurabilir. 1 yıl ders aşaması vardır. derslar tamamnlandıktan sonra, "yeterlilik sınavına" girilir. bu sınavla öğrencinin anasından emdiği süt burnundan geitirilir. bütün lisans-yüksek lisans-doktora boyunca öğrendiği herşey sorulabilir. hatta o gün karısıyla kavg etmiş bir hoca varsa jüride sizin ağzınıza sıçar. (bi arkadaş ekolü) bu sınavdan geçen öğrenci tezini yazmaya başlar. doktora aşaması toplam 6 yıl sürer (di eskiden artık atılma kalktığı için ömrünün sonuna kadar doktora yapabilirsin) doktorasını başarıyla tamamlayanlar doktor ünvanı alır. sonuçta bu da öğrenciliktir. şehir dışında oturabilirsin ve hatta çalışabilirsin.

araştırma görevliliği: bir meslektir. yüksek lisans veya doktora nın her aşamasında hatta daha bunlara başlamadan bile bir üniversitenin açtığı araştrma görevlisi kadrosuna başvurabilirisn. hangi koşullarda ar.gör alacaklarına üniversiteler kendileri karar verir. maaşlı olarak üniversitede çalışırsın. yani bşka bi şehirde oturamazsın (yasak değil ama hergün nası mesaiye gidip gelceksin??) ve başka iş yapamazsın.

ar.gör.den beklenen yüksek lisans ve doktorasını tamamlayıp öğretim üyeliğine terfii etmesidir. öğretim üyeleri üniversitelerde ders veren "hoca"lardır. yani yardımcı doçent, doçent ve profesrler. bunlar araştırma görevlilerini kendi ayak işlerini yapmak için işe alınmış hizmetliler olarak görürler. halbuki 3-5 sonra o araştırma görevlileri de doktoralarını bitirip onlar gibi öğretim üyesi olacaktır.

www.panoramio.com olabilir mi

değil

Onun bir çözümü yok aga.Tersten almak da bir yere kadar oluyor.Zaten o da cildi mahvediyor.

(bkz: lazer epilasyon)

klasik tıraş makinası (DE razor) kullan. örneğin edwin jagger gibi. bebek poposu gibi iz miz kalmaz tıraştan sonra :)

Ping atsan olur

icmp in C diye aratırsan çıkıyor bir şeyler.

Denemek lazım.

var http headerini alip parse edecen 200 ok derse tamam