[]

ales'e nasıl çalışılır?

3-4 kere ales'e girdim. hiçbirinde yetiştiremedim. özellikle matematikte çok yavaşım. "son yarım saatte yapamadıklarıma baktım" falan diyenlere çok imreniyorum.

ders çalışırken de çok yavaş çözüyorum.

1 aya yakın bir süre kaldı.

nasıl hızlanıcam ben?

 
sürekli deneme çöz. hatta sabah 9.30 da kalk ve 150 soruluk bir denemeyi çözüp yetiştirmeye çalış.


  • enkolaykullaniciadi  (16.10.12 11:43:03) 
ales ten yüksek puan alanların %90'ı sınava zerre çalışmadan girenlerden oluşuyor. demek ki geçmişten gelen bir birikimle oluyor, sonradan çalışma ile zor olsa gerek.


  • ozmania  (16.10.12 11:44:04) 
@ozmania birikimle ilgili sıkıntı yok aslında, bilmediğim/çözemediğim soru yüzde 1 falandır. ama yavaş çözdüğüm için bildiklerim bir işe yaramıyor.


  • make a wish  (16.10.12 11:46:09) 
o kadar çok soru çözmelisin ki, soruyu ilk görüşüründe aa ben bunu daha önceden çözmüştüm diyebilmelisin. günde 100-200 tane matematik çöz otomatiğe bağlarsın.


  • burty  (16.10.12 11:49:09) 
ales'le ilgili birikime filan gerek yok. zaten hepsi herkesin bildiği şeyler. ilk girişimde yetiştiremediğim için 76 gibi komik not almıştım. daha sonra kapanıp sürekli test çözdüm. 2. girişimde 93 aldım.
yani olay unuttuğun test pratiğini geri kazanmakta. başka bir numarası yok.

  • inevitable loser  (16.10.12 12:14:06) 
madem birikiminle ilgili sorunun yok, o zaman çözümün 3 kelimede saklı: pratik, pratik, pratik...


  • sensible soccer  (16.10.12 13:26:33) 
[]

altın fiyatı

şimdi ben internette bakıyorum küçük altın 174 tl diyor. haberlerde bangır bangır altın yükseldi diyorlar. annem bugün kuyumcuya gidip 164 tl'den küçük altın aldı. ben gittim başka bir yerde sordum 173 dedi. nasıl olur, az önce annem 164'ten aldı dedim. "tanıdık kuyumcudur o" dedi.

ne demek yani tanıdık kuyumcu? altın altındır, fiyatı her yerde aynı olması gerekmez mi? ya da ne bileyim en fazla 1 lira falan değişir. öyle değil mi yoksa?


 
Kuyumcudan kuyumcuya göre değişebiliyor ama 10 tl oynaması anormal biraz. annen belki eski tarihli almıştır. sana yeni tarihlisinin fiyatını vermişlerdir.


  • kingbulva  (20.09.12 17:58:35) 
bu tarih olayını da anlamıyorum zaten. ne oluyor eski tarih olunca modası mı geçiyor, bozuluyor mu.


  • make a wish  (20.09.12 18:02:23) 
eski tarih olayı çok değiştirmiyor fiyatı. ama o zaman altının yapılış maliyeti şimdikine göre daha fazla oluyor ve günümüze kadar da içinde başka madenler bulunan altın çok az da olsa aşınıyor. ama antikası çok pahalıdır.


  • silver apple  (20.09.12 18:26:59) 
senin annen eski altın almıştır kesin. başka türlü o fiyat farkı olmaz

eski altın, üretim tarihi bikaç seneden eski olunca oluyor. aşına aşına gramajı değiştiği için düşük fiyattan alıp satıyorlar.
  • smoothcriminal  (20.09.12 18:38:01) 
şimdik şöyle olabilir sayın amirim.

herif annene sattığı altını örnek verelim altının fiyatı 120 lira iken almıştır.
eski tarihlidir yani. sonra da yükselince de böyle iskonto yaparak satmıştır.

olur mu olur.
  • gominist redar  (20.09.12 18:56:26) 
[]

evlenmek istemeyen sevgili

5 yıldır birlikteyiz. geçen gün evlilik lafı açacak oldum. babası kredi çekmiş yazlık almış, bide düğün masrafına giremezlermiş. bi düğüne 40 bin lira (oha)verecek para mı var, dur bakalım biraz para biriktirelim falan dedi. 2 senedir çalışıyosun, 0 tl biriktirdin, bundan sonra nasıl biriktireceksin dedim. "biriktiririz elbet" gibi saçma sapan cevaplar verdi.

iyi madem dedim, borçlu adamı bunaltmayayım. ne olacak sanki 2 sene sonra evlensek.

şimdi 30 bin liraya araba almaya kalktı. babasından biraz destek isteyip, üstünü kredi çekecekmiş. kaç senede ödeyeceksin dedim. 2-3 yılda öderim diyor. biz ne yapıcaz peki dedim, "öfff ne alakası var" dedi.

şimdi ben ne yapayım? "ben şu anda evlenmeyi düşünmüyorum" dese eyvallah ama bu davranışlarını içime sindiremiyorum. evlenmeyi düşündüğüm adamdan uzaklaşıyorum. önümü görmek istiyorum sadece. oturup konuşalım, mantıklı olan neyse ona göre plan yapalım istiyorum.

not 1: evet evlenme meraklısı bir kezbanım.
not 2: evet "evlenmek nedir abi yeeaa"

 
eleman kendini bir bok zannetmiş. sen terkedince aklı başına gelir.


  • ayiadam  (05.09.12 15:10:27) 
ayrılmak istiyordur


  • ssyumusakg  (05.09.12 15:11:30) 
evlenmek istemiyordur?

karşınıza alın kendisini, yazdıklarınızı okuyun onun suratına. 5 senedir birlikteyiz, evlenmek istiyorum, istemiyorsan açık açık söyle. Borç harç var dedin üstüne araba aldın, bu nası iş diye sor
  • bonjurkes  (05.09.12 15:13:25) 
5 yıldır birlikte olduğun biriyle evlenmek istemen normal.
ben bir kezbanlık falan göremiyorum.

1. 2 yıldır çalışıp para biriktiremeyen biriyle evlenmeni tavsiye etmem. evlilikte para sadece düğün için lazım olmuyor.
2. seni geçiştirmiş ve öyle deyip, böyle yapmış. bunlar karaktersizlik göstergeleridir.
3. terk et.

edit: evlenmek istemediğini söyleyemeyen biriyle birlikte olmanın bir anlamı yok. istemiyorsa söyleyebilir, karşısında çocuk yok.

terk et.
  • blatta hiberna  (05.09.12 15:14:54 ~ 15:15:45) 
bence senle evlenmek istemiyor ya da evlenmekten korkuyor.


  • mehmetoloji  (05.09.12 15:21:48) 
sizin hatanız evlilik konusunu çok geç açmak olmuş. adam "yeaa evlilik demediğine göre bu da benim gibi evlenmek istemiyor" diye düşünmüş olabilir. ya sert çıkışlarla aklını başına getireceksin, seni kaybedeceğini anlamalı ya da bu durumu kabullenecek o ne zaman isterse o zaman evleneceksin

edit: @beriberi haklı. ömrünüz borç ödemekle geçecek. hep birşeylerden kısacaksınız. kızımı böyle bir insana hayatta vermek istemezdim.
  • neysene  (05.09.12 15:22:25 ~ 15:29:35) 
"Bir düğüne 40 bin lira para mı var biraz biriktirelim önce" diyen adam gidip araba alıyorsa, sağlam bir "nah"ı hak ediyor..
Nişanlımla birlikteliğimizin 6. yılında nişanlandık.. Nişandan 2 yıl sonra evlenicez diye söz verdik birbirimize..
Son 2 yıldır zaten götümden ter akarcasına para biriktiriyorum.
Heves işi dahi değil bu, biraz ciddiye alınması lazım durumun..
Yapılacaksa, taşın altına el sokulmalı..
"Bakarız yeaa" kafasıyla giden adamla zor..
  • quaker  (05.09.12 15:23:26 ~ 15:23:56) 
kezbanlikla ne alakasi var canim, tabii ki evlilik cok onemli bir mesele. sozlukteki gerzeklere bakma sen, cogu insan einstein olmadigina gore dunyada birakacaklari tek sey cocuklari olacak.

neyse, bence adami birak. abidinin teki oldugu belli. 2 senede 0 lira biriktirmis, babasinin kredisiyle dugun yapmak yerine araba alip iyice borca batan bir manyak bu. evlendikten sonra yapabilecegi salakliklari dusun, silkelen.
  • beriberi  (05.09.12 15:23:38) 
5 sene geçirmişsin adamla tanımışsındır. Evlensen düğünü yapınca (hadi masraf yapmadınız ya da borç harç yaptınız diyelim) her şey bitmeyecek ki adamın yazlık, araba gibi senden öncelikli konuları var bi kere bu evlilikte de böyle giderse işin var senin.
Erkekler dolaylı laflardan aman üstüne gitmeyeyim gibi inceliklerden pek anlamıyor sen bana böyle dedin şimdi böyle yapıyorsun ve ben bunu tutarsızlık olarak görüyorum ayrıca hoşuma da gitmiyor bunlar de. Ayrılsan bile içinde kalmasın de de öyle ayrıl.

  • niye ama  (05.09.12 15:25:34) 
düğün 20 bin e rahat olur..hatta krallar gibisi olur..adamın evlenme niyeti yok belli.


  • john holmes  (05.09.12 15:28:44) 
ne evlenmeye götü yiyor ne de senden ayrılmaya.. ayrıl derim..


  • hosein  (05.09.12 15:33:43) 
keşke senin yaşını ve sevgilinin yaşını yazsaydın. çok önemli zira. eğer 26 yaşın üstündeysen adam akıllı konuş. ben yuva kurmak istiyorum yok sen istemiyorsan güle güle. iki yıl daha böyle geçse sonra kezban erkekler gibi yeaa ben evliliğe hazır değilim kimseye bağlanamam dese biyolojik saat tiktak işlerken ortada kalırsın. ama gençseniz, zaten bu sebepten sevdiğin adamdan ayrılmak çok zor. yani genç derken 26-35 de genç tabii ki de 20-25 yaş aralığını kastettim.


  • mlky lvn  (05.09.12 15:41:11 ~ 15:44:39) 
gidip konuşmak en mantıklısı. Ayrıca 5 yıldır birlikte olduğun birisiyle evlenme planı-hayali kurmak kezbanlık olacaksa ohooo. boku çıktı zaten kezban olayınında.


  • arnatuile  (05.09.12 15:43:02) 
@mlky lvn yaşlarımız 25.

ayrıl diyen arkadaşlara da şunu söyleyeyim. "henüz" evlenmek istemiyor diye sevgilimi terketmeyi kendime yakıştıramıyorum. ne yapıcam yani ondan ayrılıp başkasıyla mı evlenicem? onunla geçirdiğim zamanın üstüne bir de onu unutmak için geçireceğim zaman eklenecek. belki başka birini daha çok sevemiycem. benim hayatıma, yıllarıma yazık değil mi?
  • make a wish  (05.09.12 15:51:11 ~ 16:01:33) 
sevgiline kızdım ben. öncelikleri arasında sen yoksun gibi.

beş sene birlikte olacak laf evliliğe geldi mi yan çizecek. işine gelmiyorsa ayrılsın o zaman.
  • marido  (05.09.12 16:05:04) 
40 binden fazla tutuyor haklı


  • kitap ayracim  (05.09.12 16:05:49) 
düğün dediğin 40 bin tl tutar diye bi kural yok.

ki zaten benzer bir tutarda araba almaya kalkması zaten niyeti olmadığını da gösteriyor. para bahane.

bugüne kadar ilk kez mi açıldı bu konu? adamı 5 senedir bu konuyu açmayarak evlilik istemediğine bile inandırmış olabilirsin farketmeden.

yapacağın tek bişey var. gerçekten "artık evlenmek istiyorum" diyorsan, adamı alacaksın karşına.

önce "ne yapmak niyetin? ne istiyorsun ne düşünüyorsun diye bi sor.

sonra evlenmek istediğini sonsuza kadar sevgili takılmak istemediğini anlat.

sonra bırak kararı o versin..
  • mahnita  (05.09.12 16:14:00) 
yaslar 25 diyorsun. karsindaki henuz tam olgunlasmamis ve sorumluluk bilincinde olmayan biri olabilir mi? henuz sen de gencsin o da genc. bu konuyu tartismak icin zamaniniz var en azindan. net bir sekilde oturun konusun ne istiyorsunuz gelecek icin. ona gore istediginiz yolu cizersiniz. zaman bol.


  • chavezding  (05.09.12 16:15:34 ~ 16:18:57) 
30'una geldiğinde bu sefer 10 yıl için aynı şeyi söylüyor olacaksın.
5 yıl için "henüz" diyebiliyorsan zaten söylenecek bir şey yok, boşuna açmışsın duyuruyu.
onu unutmak için elbette 5 yıl harcamayacaksın.
tam sınırda yaşın bence.
yani bu adamla 30'a geldiğinde asıl o zaman dönüşün yok.

şimdi ayrılırsan 1-2 yıl sonra bile karşına adam gibi biri çıksa zaten yuva kurmak için 5 yıl beklemezsin. o yaştan sonra 5 yıl zaten beklenmez.

ayrıca şu da var: adamın kafa yapısı evlenmeye müsait değil bence. sana çok sıkıntı çektirir. sorumsuz.
  • blatta hiberna  (05.09.12 16:20:17) 
@nurbanu sultan evliliğe hazır mısınız, gerçekten aşık mısınız gibi dergi testleri çözerek mi karar vereyim evlenmeye? bunun ölçütü nedir yani nasıl anlaşılıyor? "bana yamanmak istiyor" nedir allah aşkına? bir kadın bir erkeğe neden yamanmak istesin? hastalıklı bir düşünce.. gençliğin tadını en çok sevgilimle çıkarıyorum. evlenince yaşlanacak mıyız anlayamadım. "biraz gurur varsa ayrıl" sanki adam sana ev açayım metresim ol dedi. ev kızı mıyım, okudum mu kısmına hiç girmiyorum. kezban olduğumu söylemiştim.


  • make a wish  (05.09.12 16:33:09) 
ben para olayına takıldım. evlenmeyi bu kadar istiyorsan 40 bin liralık düğün yapmayıverin? illa davulla zurnayla tüm dünyaya sevişeceğinizi duyurmak zorunda mısınız ki? düğün yapmadan evlenmeyi teklif et madem, bak bakalım ne diyecek.


  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (05.09.12 16:41:56) 
adam düğüne para yok diyip araba alıyorsa henüz evlenmek istemiyor demek ki, sen acil evlenmek istiyorsan o iş olmaz. beklerim o isteyene kadar diyorsan üstelemeden bekleyeceksin. kaldı ki daha çok gençsiniz, kendini hazır hissetmemesi normal, evlenmek istememesi de normal, hatta ayrılırsa eğer o da normal.


  • there is a light that never goes out  (05.09.12 16:54:14) 
haklısın, tanımadığı insan olunca duygusuz davranabiliyoruz. terk etmek bir daha düşününce olası değil. 25 yaş özellikle bir erkek için erken bence. evliliği düşünmemesi normal. yani 2-3 yılda ödenen 30000lik kredi kimsenin sırtını yere getirmez. yeterki karar verin evlenilir bence. belki düzenini kurmak istiyordur, belki biraz daha gezmek istiyordur.


  • mlky lvn  (05.09.12 21:51:13) 
blatta hiberna çok iyi yazmış, aynen katılıyorum.


  • lilyb  (06.09.12 02:43:47) 
bence hiç niyeti yok ve aşırı sorumsuz, seni sallamadığını düşünüyorum. para biriktiririz diyipde araba almaya kalkması başka şeyleri bahane göstermesi niyetsiz olduğunu gösteriyor zaten.


  • basond  (06.09.12 10:28:35) 
[]

ayakkabı tavsiyesi

kızlar toplanın. lila rengi uzun bir abiye elbise aldım. altına ne renk ayakkabı olur? nasıl bir model olsun?




 
lila. ya da siyah olur gümüş olur.


  • kakao  (04.09.12 10:58:16) 
aslında elbiseniz çok uzunsa, ayakkabı görünmüyorsa hasır topuklu sandelet giymediğiniz sürece modeli çok da önemli olmaz diye düşünüyorum :) yine de ben olsam img.heels-high.com bu modelin nude tonunda olanını giyerdim.


  • hesabım silindi kırgınım modlar  (04.09.12 10:59:24 ~ 10:59:46) 
almost nude


  • try again fail again fail better  (04.09.12 11:02:40) 
önce canlı görmem lazım. bi kahvemi içsek?


  • dumansiz sigara  (04.09.12 12:08:31) 
@ysrn ikinciye bayıldım ama biraz tuzluymuş.

@dumansiz sigara elbise mi giyip mi geleyim, yanımda getirsem yeter mi?
  • make a wish  (04.09.12 13:43:36) 
aynısı değil ama www.morhipo.com


  • ysrn  (04.09.12 14:07:43) 
[]

kaç saat internette takıldığımın raporu

bizim şirkette bilişim danışmanları böyle bir rapor sunuyormuş yönetime. çalışanlardan birine "bu ay 66 saat facebooka girmişsin" demişler.

girdiğimiz siteleri takip ettiklerini biliyoruz ama hangi sitede kaç saat takılmışız falan diye tek tek inceliyorlar mıdır? abi ben her gün sözlükte, duyuruda saatlerce kalıyorum. okumasam da site açık duruyor öyle.

bu işi yapan arkadaşlar varsa aydınlatın bizi panpalar. hatta yapmayın olm böyle piç işler.

 
Bizde hangi sitwyi kac kez tikladigin gorunuyor.


  • seyyar satıcı  (26.07.12 13:45:26) 
ee o zaman ben facebooku sabah bi kere açayım, akşama kadar dursun. nasıl olsa otomatik güncelleniyor?


  • make a wish  (26.07.12 13:46:41) 
hangi sitelere girilmiş, kaç saat girilmiş, kaç kere tıklanmış filan hepsi görülebiliyor


  • gonul_isleri  (26.07.12 13:55:43) 
şirketin firewall'una göre değişir. hangi siteye kaç kez, ne zaman, hangi makinadan girmişsin. hangi tarayıcıyı kullanmışsın falan bunlar çok rahat görülebilecek şeyler.


  • mystb  (26.07.12 14:01:05) 
şifrelenmiş yapmadığın tüm mesajlaşmalar bile takip edilebilir, hatta wireless'a bağlandıysan telefonunun whatsapp'i falan da izlenebiliyor.


  • roket adam  (26.07.12 14:31:45) 
@roket adam tüm mesajlaşmalar derken mesela şu anda duyuruda yazdıklarım, facebookta konuştuklarım falan gibi mi?


  • make a wish  (26.07.12 14:45:10) 
[]

çok kararsızım- ylsy

hatun kişi benim. yaşlar 25.

bilmeyenler için özetleyeyim. ylsy denen bir burs programı var. yurt dışında yüksek lisans yapıyoruz. sonra da yurt dışında kaldığımız sürenin 2 katı kadar mecburi hizmetimiz oluyor.

ben burs için şartları sağlıyorum. muhtemelen anadoluda bir üniversiteye atanırım. master süresi daha kısa olduğu için ingiltere düşünüyorum. yani bu demek oluyor ki, ortalama 3 sene kadar mecburi hizmetim olacak.

5 yıllık bir ilişkim var. henüz açıkça konuşup karar vermedik ama 1-2 yıl içinde evliliğe gidecek gibi görünüyor. sevgilim mühendis, özel sektör çalışanı. bizim bölümde devlet memuru olmak kastırıyor. zaten kpss'de iyice bka sardı. hali hazırda işinden de memnun.

sevgilime ylsy konusunu açtım. açıkça gitme dedi. batıda büyük şehirlerden biri olursa eyvallah ama onun dışında olmaz, gelip ne yapıcam simit mi satıcam dedi. haklı..

özel sektöre tahammülüm kalmadı. akademisyen olmak için bu büyük bir fırsat. diyorum belki bir şans olur, şehir değiştirme imkanı çıkar. olur mu olur yani burası türkiye. ama bu da bir risk, işin ucunda ayrılmak var.

evet hadi bakalım ilişki uzmanları, hayat profesörleri. bana bir çıkış yolu gösterin.

ilişkim için sevmediğim bir işe mi katlanayım, yoksa istediğim alana yönelip sevgilimi yok mu sayayım?

 
Sevgilin saçmalamış. Mühendis işini her yerde yapar, millet gidip Kazakistan'da çalışıyor, o senin için anadolu'ya gelemiyorsa 2-3 yıllığına oturup bir düşünmen şart ben kiminle birlikteyim diye.


  • bilan  (18.07.12 14:49:45) 
sevgilinin yerinde olsam çok net gitmezdim peşinden...
ne olacağı belli değil işin nerede başlayıp nerede biteceği belli değil.
kendi işini yapan mühendisim. çok net bu şekilde kim olursa olsun birinin peşine takılıp maceraya atılmam.
  • puredark  (18.07.12 14:55:30) 
anadolu ve mühendis derken? Siirtteki bir şantiye için 6 ay elektrik mühendisi aradı bir arkadaşım anadoluda mühendis ihtiyacı yok mu sizce? Maden mühendislerinin filan zaten taşrada işi daha fazla. Alan yazsanız belki daha iyi olurdu.
Bence geri dönüp atanacağınız yerde iş bulmasını düşünmeyin iş bulunur olmadı evlenirsiniz bir süre birinizin olduğu şehirde ev tutarsınız asıl 1.5 yıl ingilteredeyken ayrılmayacağınıza güveniyor musunuz siz önce bi onu gözden geçirin

  • niye ama  (18.07.12 14:58:16) 
Puredark kız adamı nat geo için belgesel çekmeye çağırmıyor. Alt tarafı o şehirde iş bakıcak, bulursa gidecek.

Sen demişsin ki kim olursa olsun gitmem. Ama o kim yerine üzerinde Atatürk'ün resmi olan kağıtları koysalar gider misin?
  • bilan  (18.07.12 14:58:31) 
bence bi' ingiltere'ye git, 1.5 yılda ayrılmazsanız sonrasını da çözersiniz.

25 yaşındasın, bu kadar istediğin bir alanda böyle bir fırsatı "anadoluda simit mi satıcam" diyen sevgilin için tepme.

eniştem vanlı, yıllarını niğde'de, aksaray'da geçirmiş bir makina mühendisi. şimdi marmara'da doğalgaz firması var kendisinin, ki yaşı daha 35 falan. simit satmıyor.
  • der meister  (18.07.12 15:02:41 ~ 15:04:24) 
siirt'deki şantiyeye mühendis aranmış 6 ay .. pardon ama siirt'in sosyal imkanları ile batının en dandik sehrinin sosyal imkanları bir mi ? sevgilin haklı.. bende sevgilinin yerinde olsam gitmeni istemezdim..


  • mortac  (18.07.12 15:04:03) 
alt tarafı o şehirde iş bakacak ne demek ?
büyükşehirde her türlü kariyer imkanı ve gelişim imkanları iş bağlantıları açıkken bana malatyadan nasıl arge mühendisliği yapılacağını mantıklı olarak açıkla beraber gidelim...

  • puredark  (18.07.12 15:06:18) 
akademisyenlik, özelde hayat yok bari geceyim devlete yaparim ne olacak denecek bir iş degil. cok özel yetenek, bilgi, beceri, deha gerektirdigi icin degil, türkiye'deki ortalama akademisyenler belli, ama hem maddi hem manevi olarak cok sey götürür insan hayatindan. hele bir de bu işi anadolu'da yapacaksan, işin cok daha zorlasir. kendinin mutlu olmayacagin bir hayata, başka birisini de sürüklüyorsun. ne uğruna?


  • atmacaged  (18.07.12 15:06:36) 
başka burslara bakın bence. kendinizi hakkaride bulabilirsiniz, akademisyen olmaya çalışırken. amerika için fullbright, avrupa için erasmus mundus, ab ile ilgili konular için jean monnet. opsiyon çok, hiçbirinin mecburi hizmeti de yok. hiç girmeyin o işe bence.


  • muk  (18.07.12 15:07:27) 
@bilan @niye ama kendisi endüstri mühendisi olduğu için şantiyede maden ocağında pek iş alanı yok. iş güvenliği belki, ama o da uzmanlık ister.
onun çalışacağı yerin fabrika olması lazım. az buçuk sanayisi olan bir il olması gerekir. öyle olursa gelmeyi kabul ediyor zaten. ama atıyorum yozgat olursa gelmez..
ben ona göre tercih yaparsam bu sefer de açıkta kalma riski var.
  • make a wish  (18.07.12 15:10:53) 
Sevgili mortac, kızın da kast ettiği şey, oraya yerleşmek kalmak değil 2-3 sene çalışmak. Para biriktirirler işte fena mı :)
Ben meslek icabı nat geo belgeseli çeksem zaten mutlu olacak insanım o başka ama ilişki için de -iş bulabildiğim sürece- giderim her yere bana koymaz.
Ama tanıdığım pek çok akademisyen var (evet akademik kökenliyim) karı-koca başka şehir/ülke/kıtalarda yaşayan. Bunu herkes yürütemez, herkesten de beklenemez tabi ki. Düşün belki yar doç olacaksın atıyorum yozgat üniversitesinde kadro çıkacak. Adam bu sefer de oraya gelemem ben diyecek. Haklı/haksız tartışması değil; bu esnekliği gösterebilir mi, uzun mesafe ilişkisini yürütebilir mi gibi sorulara cevap bulman lazım.
  • niye ama  (18.07.12 15:12:46) 
bir de gerçekten kariyerinize faydalı olacağını düşündüğünüz için mi master+mecburi hizmeti göze alıyorsunuz, yoksa sadece mevcut işinizden mi kurtulmak istiyorsunuz. kendinize dürüst olarak bu soruyu cevaplayın önce. hayatınızdan sıkıldığınız için bu yola girecekseniz, sevgilinizi kaybetmeye değer mi?


  • muk  (18.07.12 15:19:31) 
@puredark Kardeşim çantını hazırla Malatya'ya gidiyoruz. www.ekonomiseninle.com

@make a wish

Sen de olayı yarım yamalak anlatıyorsun. Biraz sanayisi gelişmiş bir yer olursa gelirim demiş. Adamı sıfır fabrika, 1 tane özel işletme olan bir şehre götüremezsin.

Bence sen böyle geleceğine amborga koyan programları bırak. Zaten akedemisyen olduktan sonra potansiyelin varsa gerekli burslar ayarlanır yurtdışına da gidersin. Ales, ÜDS çalışi ortalaman da varsa ylsy fila gereksiz.
  • bilan  (18.07.12 15:25:02) 
hacı ben kendi keyfime göre yapardım.
eşim değil bir şey değil, o kadar takmazdım söylediklerini.
ben olsam giderdim.
  • seyduna6687  (18.07.12 15:25:36) 
özel sektöre tahammülüm kalmadi nedir ? sizin tahammülsüzlügünüz yüzünden belirsiz bi yola giriyosunuz partnerinizle beraber.sonra gelsin yapsincilar da destek veriyo.

en basta bu dediklerinizi ters sekilde yapin, istanbulda iyi bi okulda master yaparken ayni zamandada calisin, hem beraber olursunuz hemde inanilmaz firsatlarla karsilasabilirsiniz.

anadolu da ne yapicaksiniz orayi cözemiyorum.salliyorum aydinda ne yapicaksiniz? anca evden ise isten eve , sifir vizyon , sosyal yasam inanilmaz kisitli etc...
  • serabetan  (18.07.12 15:26:17) 
ayriliniz


  • leyla3  (18.07.12 15:51:54) 
Aşağı yukarı benzer bir sorun bende de var. Ancak ben akademisyenliği yıllardan beri istiyorum. Çocukken benim akranlarım pilot olmak isterdi, asker olmak isterdi; ben direkt olarak üniversitede hoca olacağım derdim. Bak lise falan değil. Direkt üniversite.
Ama YLSY biraz sancılı bir program. Kaldı ki karşı üniversiteden kabul alana kadar ''Oldu.'' dememelisiniz. Çünkü bir ton şeyi var, sözlükteki başlığına çoooook uzun bir entry döşemiştim, oradan da bakabilirsiniz.
Her neyse;
Aynı durum bende var ve ben ''Akademisyenlik''i seçeceğim. Kız arkadaşımı seviyor olmam bunu değiştirmiyor. Sonuçta benim hayalim.
Şu anda kadrolu devlet memuruyum, 2500 lira kadar da para kazanıyorum. Ancak para ile mutlu olunmuyor.
Çoluğuma çocuğuma katlar yatlar mı bırakacağım memurluk ile? Sürüye katılıp güdüleceğim bu ülkede.
Ya da nesillerin gelişiminde etkisi en çok olan eğitim kurumunda -üniversitede- öğretmen olacağım. Çocuklarıma para değil, para kazanmayı öğreteceğim ve belki de alanımla alakalı bir kitap yazıp ''mahsunkul hoca şöyle demiş bu konuda...'' gibi şeyler işiteceğim.
Benim kararım YLSY yönünde. Bu yıl olmazsa önümüzdeki yıl, kesin olarak bu işi yapacağım.
  • mahsunkul  (18.07.12 15:56:31) 
[]

bilinç altımda ne haltlar dönüyor?

lisedeyken platonik aşık olduğum biri vardı. işi gücü bırakıp peşinden koşuyodum, 1 dk görebilmek için 2 saat yol gidiyodum. hoşlantı falan derken iyice takıntı gibi olmuştu. beni ya da onu tanıyan herkes biliyodu artık. 4 sene böyle devam etti. ne acıdır ki, bırakın tanışmayı arkadaş olmayı, bu adam bana 4 yıl boyunca bir kere bile selam vermedi. liseden mezun olduk. önce o gitti üniversiteye, sonra ben. başka şehirlerde olduğumuz 2 yıl boyunca onu hiç görmedim ama yine hep onu düşündüm. ortak tanıdıklarımızdan haber almaya çalıştım. ama tabi hayatlar değişmişti artık, başka insanlarla başka ortamlardaydık. zamanla daha az düşünmeye başladım onu, fotoğraflarına daha az baktım. 2 yıl sonunda, "lisede de böyle bi platonik aşkım vardı işte" noktasına geldim.

ona aşık olduğum zamandan tam 7 yıl sonra hayatıma ciddi anlamda ilk defa birini aldım. yeniden aşık oldum. ve bu adamla 5 yıla yakın zamandır birlikteyim, 1 yıl içinde de evleneceğiz.

sevgilimle birlikte olduğum süre boyunca, eski platonik aşkımı ara sıra hatırladım, "ne yapıyordur acaba" diye düşündüm. 1-2 kere de karşılaştım(bakmamaya çalıştım ama heyecanlandığımı inkar edemem)

ancak dün gece öyle bir rüya gördüm ki, kendime kızdım. rüyamda eski platoniğimle karşılaşıyoruz ve sohbet ediyoruz. o bana sevgilisi olduğunu söylüyor, ben de kendi sevgilimi düşünüyorum ama ona söylemiyorum. yakınlaşıyoruz, hatta bu yakınlaşmayı ben organize ediyorum. "sevgilimi aldatıyorum" diye düşünüyorum içinden. "onun da sevgilisi var, ne yapıyoruz biz" diye içim içimi yiyor. ama uzak durmuyorum. "hayatım boyunca onu hayal edeceğime, bir kere yaşar kafamda bitiririm" gibi savunmalar uyduruyorum kendi kendime.
sadece bir rüya diyebilirsiniz tabi ama düşüncelerim ve hareketlerim o kadar kontrollü ki, bir rüyanın saçmalığından eser yok. en büyük korkum, -bilinçsiz de olsa- aklımın bir köşesinde başkası varken sevgilimle birlikte olmak, istemeden onu kandırmak.

bunu kendime dert edip sorgulamalı mıyım, yoksa salayım gitsin mi?

 
sonuçta sürekli onu görüyor değilsiniz ki alt tarafı bir rüya.
evlenecek kadar ciddisiniz sonuçta sal gitsin...

  • su nanesi  (01.02.12 11:06:29) 
hea lise askı oyledir, evlenmedne once bı tursevisin iyi gelir yoksa ilerde epey sıkıntı ceersın bu yuzden. daha erken halletseymısın sunu keske, adamı aldatıyor olmazdın.


  • bryan fury  (01.02.12 11:16:16) 
bunu bastırmak yerine dışarı vurursan belki şu anki sevgilinle paylaşırsan ( bu adamın karakterine göre paylaşıp paylaşamayacağına kendin karar vermelisin) bir rahatlama hissedebilirsin. kendine kızmak, eleştirmek yerine o zamanlar çocuktum, toydum yaptım böyle birşey diyip gülüp geçersen. artık büyüdüm ve gerçekleri görebiliyorum diye düşünürsen bu şekilde düşünmeyi alışkanlık haline getirirsen eski anılar peşini bırakır.


  • orpheus  (01.02.12 11:33:34) 
takma kafana, bilinç altı biraz farklı çalışır, belki ara sıra onu hatırlaman seni bilinç altında rahatsız ediyordu ve rüyada bu şekilde görüp "kurtulmanı" sağlamaya çalıştı bilinç altın. ihtimaller sonsuz, "rüya görüyorken kontrollü olduğunuzu düşünmeniz" farklı bir şey, kontrollü olarak rüyayı kurgulamak farklı bir şey. Rüyada saçmalık olmasına gere yok, hatta, belki gördüğünüz kişi "aslında" şimdiki erkek arkadaşınız, rğya herşeyin sembolik olabileceği bir ortam.

Bunların dışında, aklınızın bir köşesinde 12 yıl önce platonik hisler duyduğunuz birinin olduğuna ihtimal vermiyorum. Hissettiğiniz bir şey varsa da bu, o kişiden bağımsız bir şekilde, ilk aşk vs gibi bir duruma bağlı yaşadığınız heyecandır.

Sonuç olarak, saplantı kötüdür, saplantım var mı diye saplantıya düşmek de pek iyi değildir :) Hassas birisiniz, sallayın gitsin, takmayın kafaya
  • efx  (01.02.12 21:18:18) 
[]

dünyayı gezmek

sürekli bir seyahat etme arzusu içindeyim. uçuşlara bakyıorum, otellere bakıyorum. acaba şu tarihte 1 haftalığına kaçabilir miyiz diye hayaller kuruyorum. abi keyfince dünyayı dolaşan adamlar nasıl yapıyor bunu bu anlatıverin bana. bende ne para var, ne zaman. bi hafta sonu abant'a gitmek için para bulamadım geçen kış. bu sene de az buçuk param var, birkaç avrupa şehrini görmek istiyorum ama 2 gün bile izin almam mümkün değil. emekli olmayı mı beklemek lazım?




 
kiminin parası olmaz. para ayarlamaya çalışır, kiminin zamanı olmaz işini falan bırakır. abi sende ikisi de yok. çözümün sadece ilahi. yoksa olmaz bu iş.


  • ykyt  (26.01.12 10:23:50) 
boşver yapamazsın. metrobüse bin, bi hava al.


  • anarsi yureklerde  (26.01.12 10:30:31) 
Sadece gezmek değil de genel olarak "yapmak istediklerine vakit ve para bulmak" olarak cevap vereyim. Ben bunun için en optimal çözümü memurlukta buldum. Haftada 2 gün tatil, akşam 5'e kadar mesai, resmi tatiller, düzgün bir yıllık izin ve eşimle birlikte toplam olarak baktığında yeterli bir para. Başka çözüm yollarını da duymak isterim ama. Fakat İstanbul'da yaşarsanız zor bu iş.


  • Jaaaccckk  (26.01.12 10:32:34) 
aa aynı ben:)
anahtar sözcük gözünü karartmak. öncelikle ucuz uçak bileti takip edeceksin. pegasus'la 140tl'ye avrupaya gidip dönebiliyorsun. daha ucuzları da vardır. aylar önce alıcan biletini. tabi düzenli bi işin olması lazım ki izin alırken sorun olmasın. izin alman mümkün değilse ya işi unut ya gezmeyi.
para konusuna gelince, ucuz bilet+couchsurfingle ücretsiz konaklama+uyduruk beslenme+bol araştırma (ki en hesaplı ulaşım şekillerini vs. bilesin) işte hesaplı seyahatin sırları:) ya da, gözünü daha da karartıp istifa et. yurtdışına çıkmanı gerektirecek bir sektöre yönel. (bunu denediğimde elimde patlamıştı. şirket battı, hiç yurtdışına fln çıkamadım)ya da yurtdışında da yapabileceğin freelance çalışabileceğin bi iş bul. (weble ilgili işler, blog yazarlığı vs)
  • jimicik  (26.01.12 10:35:34) 
Postcrossing'e üye ol. Dünyanın her yerinden rastgele kartlar gelsin sana. Seyahat etmiş kadar olursun.


  • zasch  (26.01.12 12:51:19) 
edit: bi de biliyosundur ama google eart'ün turuncu adamını alıp dünyanın bi noktasına bırak. sokak sokak parisi londrayı gezebilirsin. en azından o noktada çekilen fotoğrafları görürsün.. www.panoramio.com da olur.


  • jimicik  (26.01.12 13:02:29) 
[]

kardeşimin sorunu ne?

edit: yazarken farketmemişim çok uzun olmuş kusura bakmayın. okuyanlara şimdiden teşekkürler. okumam diyenler için özet geçiyorum: sorumsuz ve aylak bir kardeşi nasıl adam ederim?

23 yaşında bir erkek kardeş sahibiyim. çok efendi ve saygılı bir insan (en azından bir zamanlar öyleydi)olmasının yanı sıra, zeki olduğunu düşünüyorum. öğrencilik hayatı boyunca hep orta halli bir öğrenci olmuştur. sadece okula giderek(dershaneye falan gitmeden),anadolu lisesini kazanmıştı.

ancak lisede işler ilköğretimdeki gibi yürümedi. hem okul notları düşüktü, hem sınav notları. bu arada başka uğraşlara kafayı taktı(bilgisayar oyunları, müzik vs) hatta bu uğraşlarla o kadar zaman geçirdi ki, üniversite okumanın artık onun için hiç bir anlamı kalmamıştı. üzerindeki psikolojik baskı nedeniyle okula bile gidemez oldu. sabah okula gitmek için kalktığında, ya da deneme sınavı falan olduğunda istifra ediyordu ve tekrar yatıyordu. son aylar bu şekilde geçti ve sonuç olarak ilk yıl kötü bir not aldı. tercih yapmadı.

"bu sene çalışıcam ve kesin kazanıcam" dedi. dersaneye yazdırdık. (ben bu sırada şehir dışında okuduğum için durumuna bizzat şahit olmadım, annemden dinlediklerimi yazacağım) ilk aylar dersaneye gitmedi. "daha sınava çok var" diyerek zaman geçirdi. sınav yaklaştıkça dersaneye gitmesi için annem babam çok baskı yapmaya başladılar (bu arada evdeki kavgaları, annemin babamın birbirini suçlaması vb hiç girmiyorum) sınav yaklaştıkça strese girip aynı belirtileri tekrar göstermeye başladı. mide bulantıları, bunalım takılmalar, odaya kapanıp yüksek sesle müzik dinlemeler, anne baba bişey diyince bağırıp kavga çıkarmalar..evde sinir harbi. kısacası ikinci yıl da benzer bir puan aldı.

ben burda devreye girdim. bir sene daha hazırlansa bile sonucun farklı olmayacağını düşündüğüm için özel bir üniversitenin yüksek okulunu yazdırdım. başarılı olursa dikey geçiş hakkı olduğunu anlattım. sonuç olarak o okula yerleşti ve ailem de onunla birlikte o şehre taşındı.

düzenli bir şekilde okula gidip geliyordu, yeni arkadaşlar edindi. sevdiği bölüm olduğu için derslerle ilgileniyordu ve bölüm üçüncüsü olarak mezun oldu. ancak bu arada dgs sınavına hazırlanmadığı için lisansa yerleşemedi.

"bu sene sadece dgs'ye konsantre olacağım için seneye yerleşirim" dedi. ama maalesef o senesi, aynen öss hazırlık senesi gibi geçti (önce ertelemeler, sınav yaklaştıkça stres ve hastalıklar) yine yerleşemedi.

tüm bu yıllar boyunca annem ve babam sürekli tartıştılar. kardeşimin durumu yüzünden birbirlerini suçladılar, küstüler vs 1 yıllık ağır hastalığın sonucunda babamı geçen sene kaybettik. kardeşimin bu durumda yaşadığı travmayı tahmin edebilirsiniz sanırım.. belli etmese de kendine pay çıkardığına eminim.

şu anda -güya- dgs'ye hazırlanıyor. dersaneye kaydoldu, ama bir kere bile gitmedi. annem sabah uyandırınca midesi bulanmaya başlıyor. fazla ısrar ederse istifra ediyor. birkaç ay önce "daha çok var" diyordu, şimdi sınav yaklaştıkça stres başladı. aynı döngü yani..

annem ve babam daha ilk öss senesinde kardeşimi doktora götürdüler. biraz süre ilaç kullandı ama sonra bıraktı. konsantrasyon sorunu var dendiği için nlp uzmanına götürdüler. verilen alıştırmaların hiç birini yapmadı. bir psikiyatri uzmanı tavsiye edildi, taa kalkıp istanbul'a götürdüler. 1 hafta kalacak şekilde ayarlamalar yapıldı. bir gün gitti, ikinci gün gitmedi. otel odalarında çıkan kavgalar, istanbulda sokak sokak evladını arayan anne baba... ben de dayanamayıp kızıyorum tabi her seferinde. boşa harcattığı paraya değil de, annemi babamı böyle üzmesine kızıyordum en çok.

bundan sonra ne olacak bilmiyorum. herhangi bir sınava hazırlanıp okuyası yok. ancak bir işe girip çalışacak adam da değil. sabaha kadar bilgisayar başında oturup, akşama kadar yatıyor. ayrıca sabaha kadar sigara içtiği için ev leş gibi kokuyor. annemin astımı var.. ne desek laf anlamıyor. daha bir kere markete gidip ekmek almışlığı yoktur. iyice insanlıktan çıktı. kızıyoruz olmuyor, güzellikle anlatıyoruz olmuyor. hani gücüm yetse dövücem yani o derece delirtiyor artık beni.

şimdilik idare ediyoruz ama maddi açıdan da düşünüyorum gelecekte ne olacağını. ben çalıştığım için anneme destek oluyorum, kardeşimin ihtiyaçlarını bir ölçüde karşılayabiliyorum. şu anda nişanlıyım, önümüzdeki sonbaharda evlenmeyi düşünüyorduk, ama bu durumda annemi yalnız bırakamam.

sınav kazanmasını falan geçtim, normal bir hayat sürmesini istiyorum sadece. çocukluğundaki gibi efendi bir adam olmasını.. anneme karşı saygı ve sorumluluk duymasını.. annemi ona emanet edemiyorum ben.

bir tavsiye verin bana ne olur. ne yapmam gerekiyor?

 
defolup gitsin. anneniz bence yalnız daha mutlu ve huzurlu olacaktır. burnu sürter akıllanırsa gelebilir. gelmesede olur. faydası mı var sanki?


  • Angelismeee  (20.01.12 15:08:15) 
senin kardeşinin çok sağlam dayağa ihtiyacı var. bir temiz dövsek akıllanır. anladığım kadarıyla babanız yanınızda değil. annenizde çok anlayışlı ise böyle olmuştur. yani alman stili gibi 18i geçince sokağa atmak var çözüm değil tabi bu. en mantıklısı psikolog. sorunları var demek ki. hayatından memnun değil ki böyle yaşıyor. yoksa kim ister 23 yaşında tüm gün oyun oynayıp tüm gün evde oturup ailesine yük olmayı. bir de galiba kardeşiniz gerekli olgunluğa erişememiş.


  • ayiadam  (20.01.12 15:08:49) 
Kız falan yok mu hayatında onun zorlamasıyla adam olurdu belki?


  • hkaan  (20.01.12 15:09:37) 
@hkaan hoşlandığı biri vardı ama kız önce umut verip, sonra da "ben bu sıralar ilişki düşünmüyorum" dedi. klasik yani.


  • make a wish  (20.01.12 15:11:31) 
para musluğunu kısacaksınız. İnternet faturalar yüzünden ödenmedi diyip kestireceksiniz harçlık veremez durumdayız gibisinden ayaklar yapacaksınız elde yok avuçta yok diyeceksiniz o zman aklı başına gelir.
Evde vakit geçirecek birşey bulamaz arkadaşları ile parasızlıktan ötürü takılamaz ister istemez sizin yönlendirmelernizle bir işe girme çalışma durumu gündeme gelir.
Birkaç ay çalıştıktan sonra zaten ya çalışmak zor gelir okur yada çalışır para kazanır para kazanırken okumuş adamların kıymetini anlar.
  • basond  (20.01.12 15:12:55) 
Şu yukarıdaki iki yanıta bakarak diyebilirim ki; tavsiye almak için yanlış yerdesiniz. Sizin uzman birinden tavsiye ve destek almanız gerekmekte. Hayatınızdaki bu büyük problemi ne kadar önemsediği/anladığı meçhul adamların "defolsun, temiz bi dayak"vari yorumları, yerinizde olsam, beni rahatsız ederdi. her şeyden önce, sabırlar dilerim.


  • hınzırpaşa  (20.01.12 15:15:35) 
bu çocuk babanı mezara sokmuş, sıra annene gelmiş. inşallah senin evlenmene mâni olmaz ya da evliliğini olumsuz etkilemez. kişilik bozukluğu diyesim var. her hâl ve kârda psikiyatrların müdahale etmesi gereken bir durum ama herifi nasıl ikna edip götüreceksin?

gerçekçi olmak gerekirse, normal bir hayat sürmeyecek. çare psikiyatr. askerlik yapmadı mı? kendi hâline bıraktığında bu çocuğun kırklı yaşlarını düşünmek bile istemiyorum.

Allah yardımcın olsun ve sabır versin.
  • compadrito  (20.01.12 15:16:55) 
bu psikoloji masallarınada tiltim haaa benimde problemlerim oldu bende üzüldüm haylazlık yaptım hayatı sallamadım ama bugüne kadar psikoloğa gitmedim.
Şu andada çok mutlu düzenli bir hayatım var.
Bence psikolog herşeyi çözemez sadece kaçamak kolay çözüm...
  • basond  (20.01.12 15:18:13) 
23 çok ciddi bir yaş. bir kere hiç yalnız bırakılmamış. üniye bile peşinden gidilmiş. dgs dersanesine kendi isteğiyle yazılmamış. ne biliyim çocuk gibi elinden tutulup istanbula doktora götürülmüş.
maddi şiddet çok güçlü bir şeydir. vermeyin para. sigara içiyormuş, nasıl alacak sigarasını. çalışmaya mecbur olmalı. artık çocuk olmadığının farkına varmalı. annesinin astımını dahi düşünmüyorsa bu yaşta, artık geçmiş olsun yapacak bir şey yok. bari burnu sürtülsün maddi anlamda da en azından kendisini doyurma yollarına baksın.

  • mlky lvn  (20.01.12 15:18:21) 
bence hatayı gittiği iki yıllık üniversitede onu tek göndermek yerine beraberinde gitmekle yapmışsınız. zorlukları görmesi vurdumduymaz olma durumunu frenlerd diye düşünüyorum.


  • neysene  (20.01.12 15:19:37) 
aynen parayı kesin it gibi çalışmayı öğrensin. gerekirse evden kovun daha çok yararını görürsünüz.

hala bu deliyle uğraşmak istiyorsanız doktorlarda zamanınızı ve paranızı harcayabilirsiniz tabi.

her insan aynı değil unutmayın. büyük ihtimal hasta kardeşiniz.
ailede daha önce hastalık geçirmiş benzer vaka varsa örnek olsun size.
  • fukka  (20.01.12 15:23:01 ~ 15:25:20) 
@neysene, ailem maddi açıdan onunla birlikte gitmek zorunda kaldı. yurtta kalsa bile gücümüz yetmiyordu. ben başka şehirde okuyorum, onunki özel okul...


  • make a wish  (20.01.12 15:25:14) 
söyleyeceklerim belki hoşunuza gitmeyecek ama bence bu çocuğu bu hale siz getirmişsiniz. ailecek yani. el birliğiyle. zorla sınava sokmanız, bu sırada yaşadıklarına sözde çözüm arar gibi yapıp daha çözüme ulaşmadan aynı sıkıntılara tekrar zorlamanız, ev içerisindeki kavgalar ve suçlamalar, tam istediğini buldu derken baskı yaparcasına peşinden taşınmalar, sınav stresini bilmenize rağmen tekrar sınava zorlamalar.....

zaten ergenliğini doğru dürüst yaşayamaz hale gelmiş bir neslin üyesi olan bir insanı, tam az çok fırsat bulup rahatlayıp, sonra da düzgün bir hayata dönecekken sıkıştıra sıkıştıra acayip bir adama çevirmişsiniz.

bence alın karşınıza el birliğiyle yediğiniz halt için özür dileyin ve ona da artık söz hakkı tanıyın. sizin verdiğinizi sandığınız özgürlük sadece daha fazla baskı aslında. bırakın rahat kalsın bir süre. isterse arkadaşlarında, isterse sokaklarda yatsın kalksın. ama bunalımlarını atsın üzerinden. gerekiyorsa bir uzman desteği alsın, eğer kendisi istiyorsa.

ama bu adamın adam edilmeye falan ihtiyacı yok. sadece kendi kişiliğini, isteklerini ve hayatını yaşamaya ihtiyacı var. sizin çizdiğini yolun dışını görebilmek istiyor. bunu verin adama.

o artık yeni doğan kardeşiniz değil, 5 yaşındaki size muhtaç, çaresiz bebek değil, 23 yaşında kocaman adam. ona saygı duyup, söz hakkı verdiğinize gerçekten inandığı gün sizi cezalandırmayı kesecektir.
  • kedili madam  (20.01.12 15:28:04) 
bence de para musluğunu kısın.
okurken bile sinirlerim bozuldu, annene sabır diliyorum.

  • kayranin kedisi  (20.01.12 15:29:36) 
Herkes üniversite okumak zorunda mı? Herkes 20 yıllık notlarla ders işleyen ve mühendislikte bile ezbere sorulardan sınav yapan köhne öğretim üyelerine sabretmek zorunda mı? Bırakın o noktada kalsın, eğer yeteri kadar iyiyse -özellikle bilgisayarda- kendi yolunu zaten bulur. Bence DGS'yi çok istemiyorsa siktir etmesini söyleyin, 'canının istediği' bir alana yoğunlaşsın.

Adam o yaşa gelmiş hala anne baba abi oturup kara kara düşünüyorsunuz. Ulan herif YİRMİ BİR yaşında be. Bırakın ne yapmak istiyorsa yapsın, hayatı boyunca anne babası abisi vermiş kararlarını belli, bırakın biraz kendi beynini kullansın.

Üniversite kazanınca o şehre taşınmak nedir abi? Doğu'dan kız aileleri yapmıyor böyle şey, bu nedir yani? Neyse daha fazla okuyamicam. Ailesine muhtaç 23 yıllık bir 'çocuk' var elinizde, tebrik ederiz.
  • roket adam  (20.01.12 15:32:49 ~ 15:35:08) 
kardeşini anlatırken bi an beni anlatıyosun sandım bence de yalnızlık en iyi çözüm olabilir. ben de aynı süreçlerden geçtim 3. yılımda iü iktisat'ı kazandım ve şu an arkadaşlarımla yaşıyorum tekrar sınava hazırlanıp iyi kötü bi yer kazanırsa ve yalnız başına yollarsanız bi nebze düzelebilir fakat bu birden hallonulacak bir sorun değil zamanla düzelir sizin yapmanız gereken de onu eleştirip sorumluluklarla boğmak değil ona değer verdiğinizi göstermek. gerekirse bazı durumlara göz yumun.. umarım yardımım dokunur.


  • bilgiyeacım  (20.01.12 15:38:57) 
Sigara, dersane, bilgisayar, internet parasını nerden buluyor, adama hiç hayatın zorluklarını göstermemişsiniz ki, adamı iyi alıştırmışsınız. Şimdide şikayet ediyorsunuz!!


  • commander64  (20.01.12 15:45:36) 
@roket adam, sabaha kadar bilgisayar başında oturuyor dediysem kod yazıyor demedim. oyun oynayarak mı bulacak yolunu?


  • make a wish  (20.01.12 15:47:24) 
aynı yaşlarda benimde bir kardeşim var. erkek. hemen hemen aynı şeyleri yaşadık bizde. babam ileride sorumsuz bir hergele olacağını çok iyi gördü kardeşimin. sonra kendisinden nefret etmesi pahasına kardeşime tüm maddi manevi desteğini kesti. ama tabi bunu erken yaşlarda yapmıştı. biz lise sürecinde yaşamıştık aynı durumu. şimdi kardeşim tek başına ünv.kazandı hem okuyor hemde kendine bir iş buldu çalışıyor para kazanıyor. ilk zamanlarda babama sen ne kötü babasın, şöylesin-böylesin diye epey bir sitem etmişti ama şuan 22 yaşında ve babama teşekkür ediyor.

erkeklerin olgunlaşması için kendi ayakları üstünde durmaları şart. biraz ilgiyi ve desteği kesin. bırakın çalışır ya da çalışmaz. ona şunu öğretin, hayat onun hayatı!! bu kadar basit işte mesele. gelecekte karşılaşacağı hiç bir zor durum için sizi suçlayamaz artık.

not: maddi-manevi desteği kesiti derken başından da kovmadı. aldı karşısına konuştu. benim senin için yapacaklarım bunlar. kendi hayatın için ne yapmak istiyorsan öyle yap dedi. tabii ki dershaneye gitti, harçlığını aldı vs. ama suistimal edemeyeceğini aynı şansın 2.kere verilmeyeceğini anladı.
  • ucankedii  (20.01.12 16:01:16 ~ 16:10:32) 
bende üniden arkadaşım hatta ev ve şimdiki iş arkadaşımın başına gelenleri anlatayım(hepsi aynı eleman haa),
Eleman lisede haylazlık yapıyo sürekli kaytarıyor babasıda senin okucağın yok diyor sanayiye veriyor bizim arkadaşı orda 3 ay çalıştıktan sonra bakıyor okumak lazım zora gelemiyor üniversiteyi kazanıyor şimdi 27 yaşında ev aldı onun borcunu ödüyor evlendi aile kurdu maşallah.10 yıl önce gördüğü zorluk onun için süper bir öğretmen oldu.
İnsanları dize getirmenin tek yolu zoru göstermektir,
tatlı dil ilk seçenek baktın olmuyor zoru göstereceksin.
  • basond  (20.01.12 16:08:12 ~ 16:09:37) 
nişanlı olduğunuza göre enişte beye ufak bir rica ile kulaklardan çekilmesi akabinde annenin yalandan bir muhabbetle para musluğunu kapatması onu gerçek hayatla yüzleştirir, çalışsın biraz akıllanır mümkünse askere yollayın parasız ama(bkz: astsubay başçavuş.)


  • writeitright  (20.01.12 16:41:06) 
2 yıllık hangi bölüm mezunu ?


  • taha1907  (20.01.12 18:03:02) 
öncelikle geçmiş olsun, durumunuz hakikaten zor.

para musluğunu kısmak sadece ve sadece "sorumsuz" bir adamda işe yarayabilir ancak şu halde ters de tepebilir diye düşünüyorum.

en çok takıldığım nokta sizin yönlendirmenizle girdiği bölümden 3.lük ile mezun olmuş olması, yani hakikaten işe yaramaz bir adam değil aslında, isteyince ya da sevince yapabildiğine göre ilgi alanına göre yönlendirilmesi gerektiği açık. sabaha kadar oyun oynuyorsa belki de online o tip oyun sitelerinde bir iş bakması yerinde olur - sadece bir fikir-.

23 yaşında diyorsunuz ama bildiğimiz gibi akıl yaşta değil başta, sizin yönlendirmenize ihtiyaç duyduğu da ortada ancak bunun için kardeşiniz olduğu kadar siz de yardım almalısınız. yani doktora beraber gidilmeli, anneniz de doktorla ayrıca görüşmeli çünkü kendisi de aynı evin içinde bu tip bir buhranla yıllarını geçirdiği için artık normal tepkiler veremiyor olabilir. hem de kardeşinizin tedavi sürecinde verebileceği olası tepkiler için anneniniz de bilinçlenmesi gerekiyor.

son olarak, bu uzun bir süreç, çünkü bu tip asosyalleşme vakaları yıllar geçtikçe kemikleşiyor ve yeniden sosyal hayata adaptasyon da o derece zorlaşıyor. bu sefer bu işe başlayın ve asla yarım bırakmayın derim.
  • mocha  (20.01.12 18:56:16) 
rocket adam ve commander64 doğru söylemiş.

şimdi gelip buraya şikayet ediyorsunuz sanki o suçluymuş gibi, ondan bir problem varmış gibi. sorunları kendileri yaratıp sonra da psikologlardan medet uman bir zihniyet.

çocuğuna iyilik yaptığını zanneden "modern ve iyi" anne babalar sonra çocuklarından şikayet ediyorlar. bahsedildiği gibi, üniversiteye başladığında bile(ilkokul değil ortaokul değil) peşinden gitmişsiniz. Amacınız neydi? böyle yaparak bile çocuğa büyük kötülük yaptığınızın farkında olmayışınız, kusura bakmayın ama çocuk yetiştirmeyi bilmediğinizi ve bu konudaki cahilliğinizi gösteriyor. modernim her işe koşarım demekle olmuyor bu işler. Yobaz cahil diye nitelendirdiğiniz insanlar bile sizden daha iyi çocuk yetiştiriyor. Hiç değilse salıyor çocuğunu, çocuk kendi öğrenip yolunu buluyor bir şekil. Tabi o kadarı da fazla, ama çocuğu biraz hayata alıştırmaz mı insan? Üniversiteye bile peşinden gitmek vs. Nasıl ana babalık bu? Bir de kız çocuğu olsa hadi neyse diyecem yine...

Bu şekilde çocuk yetiştiriseniz sonuçlarına katlanırsınız. ve belki de bu şekilde yetiştirilmenin getirdiği bir beklenti ve bunu bulamamış olmasıdır hepsinin sebebi.

Çözüm olarak: Memleketin de hali ortada. Gençler zaten beklentisiz(ben de gencim daha yaş 25) İş bulmak zor. Kendi aramaya kalksa da hemen yılabilir yani. Siz iş bulmaya çalışın işe başlatın. Devam ederse ne ala düzene girer, etmezse hala sorunlar devam ederse tekrar düşünürüz.
  • zzrex  (20.01.12 21:11:01 ~ 21:16:02) 
birçok kişi doğru şeyler söylemiş. çok şımartmışsınız ve hazıra alıştırmışsınız. kesin kurallar koyulmalı. evde kesinlikle sigara içilmeyecek, çık balkonda iç denilmeli. para kesilmeli. sorumluluk almayı öğrenmesi lazım. varsa çiftliği, tarlası falan olan akrabanız, yollayın yanına 2 ay çalışsın toprak görsün akşam 7 de yorgunluktan uyuyakalsın anlasın gerçek hayatı. kendisinden bekleneni yapmadıkça onun istekleri de yapılmamalı.
o kadar ağır vaka olmasa da benzer bir kardeş bende de var, zeki olmasına rağmen üni kazanamayan hiç ders çalışmayan ekmek almaya gitmeyen, annenin sağlığını düşünmeyen. ama işe başladı, kendisinden hiç beklemediğim şekilde işe acayip odaklandı, sabah akşam demeden çalışıyor, gece yarısına kadar çalıştığı oluyor. belki öyle seveceği bir uğraş bulursa iyi olur, sorumluluk almak insanı mutlu eder sonuçta.

  • r_u_h  (20.01.12 21:47:11) 
[]

bir derdim var

öğrenciyken iki arkadaşımla evde kalıyordum. 2 yıl sözleşmeli adsl aldık, modem hediyeli. abonelik benim adımaydı. ama 2 yıl dolmadan arkadaşlarla yollarımızı ayırdık, ben başka eve taşındım. o dönem maddi sıkıntı içindeydim ve adsl ücreti ödeyecek durumum yoktu. modemi almadım, onlara bıraktım. siz kullanmaya devam edin dedim. aradan 2 sene geçti. eve kol gibi borç geldi. adsl borcunu ödememişler. kalan ayların sabit ücreti + modem parası + 2 yıllık faiz + avukat ücreti öyle bir olmuş ki, görünce beynimden vurulmuşa döndüm. 2 yıldır görüşmüyordum eski ev arkadaşlarımla. birine mail attım, durumu anlattım. cevap bile gelmedi. lanet olsun dedim, ödedim borcu. ama içime öyle bir oturdu ki anlatamam. benim salak olduğum kesin ama bu o. çocukluğu değil de nedir panpalar?
götümde patladı ama içimde patlamasın diye anlattım.

edit: 1200 tl ödedim.

 
hata sende, hattı devretmen lazımdı onların üstüne


  • bonjurkes  (27.12.11 10:00:01) 
akıl parası dediklerinden. böyle böyle hayata alışacaksın. gözü açık biri olsan bu durumlara düşmezdin ama senin de gözün böyle olaylardan sonra açılır merak etme.

edit: +1 kimlanbu.. kendine güveniyorsan kapılarına dayan hır çıkar.
  • 1917  (27.12.11 10:04:14 ~ 10:08:22) 
hem de saf orospu çocukluğu, ben olsam acımam söke söke alırım.


  • kimlanbu  (27.12.11 10:04:24) 
ben askere giderken kaldığım evin elektrik su telefon vs vs hepsini evdekilere yapıp da gitmiştim.

bir geldim ki, su nerdeyse 1 senedir diğerleri de aylardır ödenmemiş. evde kalan da 3 bekar polis, eve 6milyardan fazla giriyor ayda. adamlar da tüm gün ev dışında. yani aylık su 5, elektrik 30 lira falan ama ödememişler işte...

yani, millet KENDİ ÜSTÜNDE iken bile ödemiyor.

hata sende böyle iş mi yapılır demeye gerek bile görmüyorum. hatanın daniskasını, ballısı, şerbetlisi.

pardon da ne kadar ödediniz?

500 ?

700?
  • 29ekim2011  (27.12.11 10:07:18 ~ 10:11:32) 
geçmiş olsun dostum. Artık böyle güvenipde sen kullan olaylarına hiiiiçç girmezsin bir musibet bin nasihattan iyidir derler..


  • basond  (27.12.11 10:08:36) 
hukuksal olarak parani onlardan alamazsin.
o parayi odeyeceksin seve seve ne yazik ki.
ha giderim doverim alirim diyorsan al, cunku mebla buyuktur dediklerine gore.
bir daha da imza attigin seyi baskalarina birakma.
  • hubble  (27.12.11 10:08:46) 
ufak çaplısını yaşadım biliyorum. hele ki arkadaş dediğin insanların bunu yapması daha moral bozucu. ama hazır olay sıcakken bence kovala biraz daha. aileleriyle konuşma şansın varsa ve ola ki düzgün insanlarsa, çocuklarının borcunu ödeyeceklerdir.


  • jimicik  (27.12.11 10:20:44 ~ 10:21:44) 
ortada net bir şekilde ibnelik var,
senin iyi niyete feci bir tecavüz var,
ara ibnelere söv rahatlama sağlar.
mümkünse dayak at gevşeme olur vicutta.
  • seyduna6687  (27.12.11 10:21:15) 
kimse bunlar sağlam orospu çocuğuymuş. eğer kendime güveniyosam tek başıma , yoksa arkadaşlarımı alarak iyice bi döver hırsımı alırdım.


  • aspo  (27.12.11 10:35:21) 
bozmayın moralinizi. canınızın başınızın sadakası olsun. insanlar nasıl hakkını ödeyecek böyle şeylerin anlamıyorum. nasıl insan bunlar?


  • istanbul beyefendisi  (27.12.11 10:47:58) 
ailelerine soyleme olayi cok kotu be... hani meblag buyukse amenna ama ayip gibi... sizin oglunuz benden borc aldi vermedi.... iyy ivranc... valla kindarsan hacim yap bunu para vermelerine gerek yok sinirini cikartmis olursun... ama o arkadaslari unut... hem ayrica cok kotu lan :))

dusunuyorum biri bizim pedere, anneye boyle diycek uff cok feci... aman aman agzimi hayira totoyu bayira acayim :))
  • juvee  (27.12.11 10:59:22) 
kendimi görmüş gibi oldum. aynı şekilde zamanında 1500, telefon ile birlikte neredeyse 2000 tl ödedik. ama ben elemanı bulup bir şekilde ikna ettim, başta sıvaşacak gibi oldu ama ailesine söylemekle tehdit edince yelkenleri suya indirdi yapacak bir şey yok :)

bu arada nerdeyse 1 yılını kullanmadığımız interneti ödeyememizin sebebi telekomun o sıralar grevde olması idi birkaç eski belgeyi bulabilseydim tüketici hakları aracılığıyla açılan davayı kazanabilirdim ama bulamadım.
  • nedensizce  (27.12.11 11:13:50) 
Anamın bi lafı vardır aklıma o geldi,sikile sikile bir kulağımın dibi kaldı derdi,
Hayatı böyle öğreniyor insan.Bir daha başkasına hadi ben sana bıraktım gittim yapmazsın.

  • TufanHan  (27.12.11 11:55:41) 
dava aç sikiklere avukat parası falan diyeceksin ama zaten paranı alırsan şikertirsin onları hakkını ara reyiz


  • besirzade  (27.12.11 12:23:10) 
öğrencilikte öğrendiğim en temek konu; kimseye kefil olma, kimse için kendi üzerine fatura açma.


  • essance  (27.12.11 14:41:20) 
[]

sigorta-kasko

zorunlu araç sigortası yaptırdım. bu sigorta bana hangi hizmetleri sağlıyor? kaskonun farkı/avantajı nedir? 10bin liralık araç için kasko bedeli ne olur? beni aydınlatın panpalar.




 
sigorta olası bir kazada senin hatalı olmadığın kısımdaki hasar bedelini karşılar. yani bir kazada sen 4/8 suçluysan sigorta kalan 4/8 lik kısmı karşılar. ama full kasko mesela arabanın anahtarını üstünde unutup çaldırsan dahi kasko bedeli,ni sana öder.


  • my name is earl  (23.12.11 13:09:08) 
özet geçeyim. zorunlu sigorta sadece senin başkalarına verdiğin hasarları kapsar. kendi aracına aldığın hasarları karşılamaz. kasko ise her türlü karşılar. ayrıca çalınma, deprem, yangın, halk eylemi vb durumlarda aracının alabileceği hasarları da karşılar.

zorunlu sigortanın limitleri nispeten düşüktür. kaskoda daha geniştir.

ben olsam 10 bin liralık arabaya kasko yaptırmam. muhtemelen arabanın modeli eskidir ve kasko fiyatları yüksek çıkar. 800-1000 arası çıkabilir sanırım. değmez. onun yerine sağlam kilitleyip, düzgün kullanmakta fayda var. :))
  • hevipeyra  (23.12.11 14:03:57) 
[]

istifa etmek

çalıştığım yerde sözleşmem yok. istifayı basıp gitmek istiyorum. ama herkes yıllık izinde. çekip gitsem etik olmaz. ayrılmak istediğimi söylesem şu zamana kadar gel bari diye ısrar edecekler. ne desem ne yapsam da kurtulsam?




 
Ayrılmak istediğini söyle ve ayrıl. zorla çalıştıracak değiller ya. Çekip gitmek ayıp olur bence.


  • nedendir bilinmez  (13.07.11 12:57:38 ~ 12:58:30) 
hiçbir alacak talebiniz yoksa basit bir istifa metni yazıp en yetkili kişiye verin. ihbar süreniz kadar çalışmanızı veya bu sürenin karşılığı olan ücretinizi sizden talep etme hakları oalcak yalnız.


  • nesilsiz  (13.07.11 13:04:53) 
ayrıca sözleşme yoksa istifaya gerek yok denmiş ama bu yanlış. yazılı bir iş sözleşmesi olması gerekmez. çalışma tanıkla, sgk kaydıyla her yolla kanıtlanabilir.


  • nesilsiz  (13.07.11 13:28:37) 
ne demek sözleşme yoksa istifaya gerek yok. ayıp denen birşey var sanki hepiniz özel sektörde sözleşmeli kazanıyorsunuz paralarınızı.
1-ayrılmak istediğini söyle
2-tatil zamanı kendilerini yüzüstü bırakma tabii ki.
3-makul bir tarihte anlaşın. bu kadar basit.
  • african rain  (13.07.11 14:08:36) 
ne yaparsan nasıl yaparsan yap, kapıyı sert çarpma çıkarken, üsturuplu bir şekilde yap,

sakın ben çeker giderim ardıma bakmam ne halleri varsa görsünler diye yaklaşma emin ol ileride sen kaybedersin

bir an önce ayrılmak çalışmak istemiyorsan, acil ailevi sıkıntılarım var istesemde gelemem, acilen bırakmam lazım dersin nedir derlerse benimle değil ailemle ilgili paylaşamam dersin olur biter
  • acilin ben akrebim  (13.07.11 17:29:21) 
evet sözleşme yoksa ayrılmak hep öneriliyor duyuruda. sözleşmenin yazılı olması gerektiği zannedildiğinden, hukuktan/kanundan bihaber şekilde. yazılı olmasa da işveren ve işçi çalışma konusunda karşılıklı irade beyan etmiş ve çalışılmış, sözleşme var yani.

yasal olarak, çalıştığınız süreye bağlı olarak bir ihbar süresi olacak. yani üç ay çalışmış adamla bir yıl çalışmış olanla üç yıl çalışmış olan filan birbirlerinden farklı ihbar sürelerine sahip. ayrılmadan önce belli bir sürede istifanızı bildirmeniz gerekir. diyelim bir ay önceden bildirmeniz gerekiyorsa ve pat diye çıkmışsanız bir aylık ücretinizi işveren isteyebilir. en fazla sekiz hafta olabilir bu süre, uzun zamandır çalışıyorsanız iki aylık ücretinizi feda edeceğinizden emin olun. (işveren yasal hakkını talep etmeyebilir, ama ederse maliyet budur.)
  • tedirginlik hucresi  (14.07.11 04:53:45 ~ 04:54:18) 
[]

çeyiz parası

yetim aylığı alıyorum. 25 yaşıma girince kesilecek. sorum şu ki, çeyiz parası alabilmem için yetim aylığım kesilmeden (yani 25 yaşımdan önce) mi evlenmem gerekiyor? yoksa ne zaman evlenirsem evleneyim alabiliyo muyum?




 
ne zaman evlenirseniz alabilirsiniz.


  • barfilozofu  (07.07.11 13:44:37) 
bu kadınlar için mi geçerli sadece?


  • ytse jam  (07.07.11 14:08:40) 
eğer kadınsanız 25 yaşına geldiğinizde kesilmiyor aylığınız. misal ben, 26 yaşında evlendim, maaş miktarı x 24 ay çeyiz parası aldım. eşim de benle aynı durumdaydı ama o erkek olduğu için alamadı çeyiz parası, erkeklere vermiyorlar diye biliyorum. yani sonuç olarak kadınsanız ne zaman evlenirseniz evlenin o çeyiz parasını alabiliyorsunuz, boşandığınızda eğer sgk'lı değilseniz yeniden bağlanıyor.


  • bak ne diycem simdi  (07.07.11 14:36:00) 
kadınların yetim aylığı evlenene kadar -yaşları ne olursa olsun- kesilmez.
çeyiz parasını da yaşınız ne olursa olsun alırsınız evleneceğiniz zaman.

  • de jure  (07.07.11 16:24:43) 
[]

sigorta ödemesi caiz midir?

bir kişi bankadan kredi çekse, banka bu şahsa hayat sigortası yapsa, şahıs ödeme vadesi dolmadan vefat etse, sigortanın aileye ve bankaya ödeyeceği para helal midir? (bilmeyenler için: sigorta şirketi bankaya borcun kalanını, aileye ise çekilen kredi miktarının bir kısmını geri ödüyor)

bu konuda bir çok soru-cevap okudum ama pek tatmin olmadım. sigorta yaptırmak bir akiddir ve buna göre para helaldir mi diyorsunuz, yoksa şahıs çektiği krediyi gönlünce kullandıktan sonra, bu paranın yakınlarına ödenmesi caiz değil midir?

bildiklerinizi söylemekten, kaynak göstermekten ya da sadece fikrinizi paylaşmaktan çekinmeyiniz efenim.

 
simdi ben borc para aliyorum, ve borcuma karsilik faiz ödüyorum (faiz yemek haram ama ödemek haram mi bilmiyorum).

borcu öderken de biraz fazla ödüyorum ki, olurda ölürsem bu adam(sigorta) benim kefilim oluyor ve benim yerime öldügümde borcu ödeyecek aileme de kendi rizasiyla (cünkü anlasmamiz öyle) biraz para ödeyecek.

olay buysa eger, ailenin para almasi ve sigortanin borcu kapatmasi benim vicdanimca helal gibi oluyor.

ama faizle para almak helal mi degil mi onu bilemem.
  • keseci  (04.04.11 21:16:03) 
fikrimi paylaşıyorum: ortada karşılıklı anlaşma var. yani ben sigorta şirketine para ödüyorum, şartlarıda belirtiyorum, ölürsem sen ödersin, ölmezsem para senindir diye. adamlarda kabul ediyor. kimse kimseyi dolandırmıyor. ayrıyetten ortada bir tevekkül var. bern borcumun ödenmesi için elimden geleni yapıyorum, üstüne üstlük başkasınında zarar görmemesi için sigorta yapıyorum. sanmıyorum ki günah olsun. günahsa bile krediyi çektiğin kadar günah değildir zahir.


  • rereroro  (04.04.11 21:21:48) 
Bu bug daha giderilemedi. Updateyi bekleyin


  • silinen üye  (04.04.11 22:12:47) 
faizi almakta vermekte haram. hayat sigortası ise caiz değil detaylı bilgi

www.hayrettinkaraman.net
  • modesttiago  (04.04.11 23:17:29) 
sigortayı bir mal gibi düşünün.. sigorta yaptırmak dediğiniz şey aslında teminat satın alınmaktır.
ticaret yaptığınız adama güvenmeyip, kefil-ipotek istemekle, sigorta yaptırmak arasında fark yoktur.
sigorta caiz değildir diyen sözde din alimlerine prim vermeyin.. aynı adamlar faiz haramdır derler ama islami bankaların yedikleri haltları dine uygun bulurlar.
gene aynı adamlar, daha düne kadar bireysel emekliliğe de karşıydılar ama şimdi islami bankalar, dine -sözde- uygun bireysel emeklilik planları pazarlamaya başlayınca, birer birer fetva vermeye başladılar, bu bankaların bireysel emeklilik sistemi caizdir diye.

not: avukatım, sigorta hukukçusuyum.
  • de jure  (05.04.11 02:28:49 ~ 02:32:55) 
  • hilhan  (08.01.12 12:58:24) 
12   « Önceki Sonraki
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.