[]

İnternetteki her şeyin tasarımı neden berbat?

Böyle değildi bu, 1-2 yıldır dikkatimi çekiyor. Paint terk reklam tasarımları, çözünürlüğü düşük kalitesiz görseller, saçma sapan arayüzler, kendi tasarımlarından bağımsız reklam yerleşim kirliliği de işi bambaşka bir boyuta taşıyor. Birçok mobil oyunu açınca gözüme kalem saplamak istiyorum.

İnternette vakit geçirirken kendimi hindistan'daki ara sokaklarda dolanıyor gibi hissediyorum. Hatta bazen elimi yıkayasım geliyor.

Siz de fark ediyor musunuz? Neden oldu bu? Tasarım olayı neden iplenmiyor artık?

 
tasarım diye ya user experience meselesinden tamamen koptular ve de o kadar zevksiz insanlar yapıyor ki kafayı yemek elde değil. youtube music tasarımını görünce kafa atasım geliyo ekrana. bi ona bak bi spotifya bak


  • axwell  (15.05.22 15:17:20) 
Yazilimcilarin soz hakki kalmadi, ben bir ekran tasarliyorum sonra onu ux ekibi bozup tekrar yaptiriyor.
Bug olaylari da genelde bundan.

Adam 1 tik fazla tiklamasin diye ekrana 50 tane sey ekletiyorlar.
  • divit  (15.05.22 15:28:49) 
[]

Yeni çıkan kolay okunur kitap

Çerezlik dizi niyetine, dedem nenem zamanında yazılmamış, hatta mümkünse geçtiğimiz 2-3 yılda çıkmış, ciddi edebi bir konusu olmayan ama stand-up texti gibi de durmayan kitaplar var mı bildiğiniz? Mümkünse e-kitap olarak satışı olsun.

Not: İlla dedem nenem zamanında yazılmış olacaksa Mina Urgan'ın anı kitapları gibi olsun.


 
Evet o bayadır aklımda aslında ama e-kitap olarak bulamadım hiç


  • akhenaten  (07.05.22 19:43:41) 
Yeni değil ama can kozanoğlu nun acemi eğitimi kitabı e-kitabı da var


  • freebird5406_2  (07.05.22 19:49:52) 
Gece yarısı kütüphanesi telegramdaki ebook gruplarında bulunuyor.


  • sta  (07.05.22 20:39:10) 
Kimdir Bu Mitat Karaman ve Beter Ol Mitat Karaman, tüm tariflere uyuyor ama e-kitap satışı yok sanırım.


  •   (07.05.22 21:00:46) 
[]

Araç bakımı/kontrolü

Ben ilk aracımı (2.el) yaklaşık 1 yıldır kullanıyorum. Öyle çok bir araç bilgim yok şimdiye kadar sadece rutin yağ, filtre bakımını yaptırdım.

Ama bir genel kontrol yapmak istediğimde nereye gidip ne demem gerekiyor? Frenlere, şanzımana, triger kayışına, tekerleklere, fren, direksiyon ve diferansiyel yağlarına falan baktırmak istiyorum.

Önemli olarak başka neler var mesela baktırmam gereken?

Bunlar için gidebileceğim tek bir yer var mı yoksa sanayide sıra sıra ilgili yerleri dolaşmam mı gerek?

Atıyorum frenler için bir yere gittiğimde ne diyeceğim? Frenlerin genel durumuna bir baktırmak istiyorum mu demem gerekiyor?

Para işleri nasıl oluyor? Arıza tespiti için ödeme yapılıyor mu (çünkü gördüğüm kadarıyla insanlar sağolasın ustam deyip atlayıp gidiyorlar) yoksa değişiyor mu? Sanayide işler nasıl yürüyor hiç fikrim yok açıkçası.

Nasıl oluyor bu işler?

 
20.000 km de bir bakım yaptır, usta söyler zaten. 80 - 100 bin civarı da ağır bakımları olur.

Sanayide işler ooo müşteri gelmiş, yolunur ki bu şeklinde işler. O yüzden bir iki yere gösterip fiyat alın.
  • neymis  (07.05.22 08:41:53) 
araç sahibi olunca ilk yapman gereken arabandan anlayan, paragöz olmayan güvenilir usta bulmaktır. çevrende benzer model sahiplerine sorarak veya modeline göre forumlara bakarak yaşadığın yerde usta bulabilirsin. frekansının uyuştuğu ustanı bulunca dediğin şeyleri o halleder zaten. atıyorum elektrikçiye gitmek yerine ustana dersin şu kısma da baktıralım diye, o tanıdık elektrikçisini çağırıp halleder. sabit, güvenilir bi usta bul önce. o ustaya arıza tespiti için ücret vermeyebilirsin, ödemelerin de esnek olur. hem adam senin aracını tanır.


  • unabomber  (07.05.22 08:47:58) 
1 yıldır bakım yaptırmadıysan zaten rutin bakım zamanı gelmiş demektir. İlla 15-20 bin km geçmesi gerekmiyor. Bazı parçalar zaman içinde eskir ve değişmesi gerekir. Bosch Car Service öneririm. Herhangi birine giderek yıllık bakım yaptırmak istediğini söylersen zaten gereğini onlar yapar. Yağ, mazot, hava filtresi değişir. Yağ değişir. Genel kontroller yapılır (kayışlar, fren balataları, lastikler, rot balans vs.).


  • himmet dayi  (07.05.22 10:14:41) 
Bu şekilde hareket edersen çok paranı alırlar, hem de gereksiz yere.

Bu saydıkların içinde sadece Trigier çok önemli, hem de çok çok önemli. Araba kaç yaşında kaç km? Bu modelde trigier kayışı hangi km ve yılda değişiyor kitapcığına bakmak lazım.

Atıyorum sizin modelde 100 bin km ya da 5 yılda bir kayış değişimi öneriyor, sizin aracınız da daha düşük km ve daha düşük bir yaşta ise acelesi yok, zamanı gelince yaptırırsınız.

Ama aynı senaryoda sizin aracını atıyorum 7 yaşında veya 130 bin km ise alarm vermek lazım, o da şöyle;

siz aracı kaç km iken aldınız? siz aldığınızda 100 binden önce ise km kayış değişmemiştir, ama siz 110-120 bin km aldıysanız bir önceki sahibi süresinde değişmiş olabilir.

Bu durumda yapılması gereken tek şey servis kayıtlarını sorgulamak, yetkili servis bu işlemleri kayıt altına alıyor, işlem yetkili serviste yapılmamışsa kayıt da olmaz "değiştirdim" lafına da güvenilmez.

Kayışın değiştiğine dair bir kanıt yoksa bir an önce değiştirmeli, kulak ardı edilecek bir şey değil.

Diğer saydığınız şeylerin de bir önemi yok, ne demiş amerikalılar "çalışıyosa dokanma" Yalnızca fren balatalarını göz ile gözlemleyebilirsiniz, 2-3 mm balata kalınlığına kadar ellemeye gerek yok.
  • John Bloor  (07.05.22 10:17:12) 
yetkili servis veya bosch car servis.
arayıp, kilometreyi söylerseniz telefondan da bilgi veriyorlardı bir ara.

  • tamamhosdiyonda  (07.05.22 11:03:20) 
arabanız kaç model ve kaç km de bunlar önemli detaylar. yukarıda yazıldığı gibi yetkili servis bunları yapıyor. ya da sanayide arabanızın markasına göre bir özel servise gidebilirsiniz. onlarda bunları yapıyor. arabanız çok eski ise özel servis öneririm. yetkili servis her zaman daha pahalı.


  • belkider  (07.05.22 11:45:18) 
yılda 1 kez yetkili servise götürüyorum, her şeyine bakın diyorum. şimdiye kadar (70 bindeyim) normal bakın ücretleri dışında bir masraf ödemedim. ama sanayide "parası olan bir müşteri" gözüyle bakıp çok para harcatmaları mümkün tabii.


  • roket adam  (08.05.22 00:30:18) 
Lütfen sanayiye gitme. Lütfen diyorum, bozarlar arabanı.


  • hebanon  (08.05.22 03:21:47) 
[]

80 yıl savaşlarını temizce anlatan kaynak

Youtube'daki videolarda falan genellikle bir çeşit ilkokul ezberiyle konunun temeline hakim olan insanlara yönelik yapılmış videolar var hep sanırım, kafamda hep eksik kalıyor bazı şeyler.

Wikipedia'da falan da bilgiler çok ham, içinden çıkılmıyor ordan oraya derken.

Bunu temiz, duru ama özlü bir şekilde anlatan neresi var?

 
[]

Belirli bir kanuna göre çıkarılan yönetmeliklere erişim

X kanununa referans veren, X kanununun bir ya da birkaç maddesine göre hazırlanmış yönetmeliklerin tümünü bir liste halinde görebilmenin bir yolu var mıdır?




 
Söz konusu kanun hangi kurum/kuruluşa hitap ediyorsa sitesine bakabilirsiiniz. Ama toplu halde bulunurlar mı kesin bir şey söylemek zor. Ayrıca yürürlükten kaldırılan kanun ve yönetmelikler de söz konusu.
Diğer bir arama kavramı olarak: yönetmelikler külliyatı

  • Erva  (21.04.22 15:37:34 ~ 18:12:19) 
Yayamama bir yöntem buldum, merak eden olursa yazayım

mevzuat.gov.tr'de yönetmelik arama ekranında ilgili kanunun adını yazıp arama kriterini "içerik" olarak değiştirince metnin içinde o kanunun adı geçen tüm yönetmelikler geliyor
  • akhenaten  (21.04.22 16:42:07) 
T.B.M.M. Kütüphanesi işinize yarayabilir. Linkteki Ulusal Veritabanları başlığına özellikle bir göz atın: www5.tbmm.gov.tr


  • alfired  (23.04.22 00:11:12) 
[]

Dışarda neden herkes bakımsız?

Kazanç falanla ilgili değil bu, benim maaşım da gün geçtikçe asgari ücretle nerdeyse birleşecek seviyeye geldi ama hayatımı siyah, lacivert ve haki renkten başka bir şey giymeyerek geçirmiyorum.

Herkesin üstü lekeli, ayakkabıları çamurlu, saçları yıkanmamış gibi, gözleri falan çapaklı...

Sadece bana mı böyle geliyor? İstanbul özelinde sordum, ama diğer yerlerden de bahsedebilirsiniz?

 
ayrıca evlendikten sonra da bitiyor o kendine bakma işleri.


  • yazar yazmaz yazan yazar  (25.03.22 08:27:15) 
Bu durum benim de çok dikkatimi çekiyor ve şaşırtıyor. Bakımsız olmak bir nevi kendine saygıyı bırakmak aslında. Doğal olmakla alakası yok. Dışarı çıkarken insanlar ne diyecek diye değil, kendinden bunu beklediğin için bişeyler yapmalısın. Memurların olduğu bir kurumda çalışıyorum, kendine bakan insan oranı yüzde 1-2 falan.


  • mimetorg  (25.03.22 08:34:17) 
birçok sebebi var. bence fakirlikle ilgisi yok demek kolaycılık olur, bu coğrafyada fakirlik bireysel değil genetik bir unsur gibi, evlere ekmek hep fazladan alınır, en ufak olayda un ve yağ yağmalanır, bir yokluk ve kıtlık korkusu sessiz ve dilsiz biçimde nesilden nesile aktarılmış ve insanlar üst-baş almak, şarap, puro, kitap kültürünü geliştirmek yerine ev'e araca, altın yada benzeri şeylere yatırarak hep fakirlik korkusuyla yaşamış, üstüne alıp giymek lüks, fazladan elbiseyi yıkamak bile lüks bu insanlara onun yerine bir şeye yatırıp zor zamanlarda açta-açıkta kalmamayı düşünüyorlar.

oturmuş bir sistem bu korkuyu silince insanların giydikleri ve yaşamları da düzen kazanmaya başlıyor.
  • babafingo  (25.03.22 08:34:41) 
sabahları makyaj yapmadan çıkıyorum evden ofiste yapıyorum makyajımı :)


  • naksidil  (25.03.22 09:08:15) 
kazançla bi tık ilgisi olabilir mesela önceden grand tuvalet giyinen ben, gömlek-pantolon ütülememek için normal chino pantolonun üstüne yıkanmış ama ütülenmemiş gömleği giyiyor, o gömleğin üstüne de v yaka kazak giyiyorum. malum elektrik zammı. tasarruf mode-on yani. pandemi üstüne savaş derken sıkıyorum biraz. hatun sarıdan koyu renge döndü mesela saçta. bildiğin küçülen şirketler gibiyiz. ha tertemiz giyiniyoruz o bize yetiyor.

onun dışında genel olarak bi bakımsızlık var gibi evet, saldı insanlar çünkü. içlerine gömüldüler bence. ev iş, ev iş.. madem onu yapmıyorum bunu da yapmayayım deyip kombinlerini tamamlamıyorlar ya da gerek görmüyorlar. bütünlük kayboldu.
  • Improbable  (25.03.22 09:14:54) 
bence bu sosyolojik bir durum. babafingo +1 kolaycılık bunda çok etken. bir de çevrenin etkisi olduğunu düşünüyorum. bir diğer etken ise toplumun mutluluğu. ülkemizde bir yaz tatilini bile planlayamıyorsun, kafan esti mi bir yerlere gidip istediğin zaman istediğin şeyi alamıyorsun. mutsuz olmaya kodlanıyorsun ve sonuç olarak özbakımın özsaygın düşüyor.


  • mikahakkinen  (25.03.22 09:16:18) 
Herkes gobekli (ozellikle erkekler). Bana en cok gorunen bakimsizlik emaresi o.


  • hot potato  (25.03.22 09:27:27) 
herkesin değil. ben jilet gibi ve şık giyinirim. o şu şekil giyinir.

erkek halimle bakımlıyım. benim çevremde bakımlı insanlar çoğunlukta.
  • gabe h coud  (25.03.22 09:42:47 ~ 09:43:31) 
Sana öyle geliyor abi tamamen kazançla alakalı. Bakımsız gördüğün adamla bakımlı gördüğün beş kişiyi çevir aylık kazançlarını bi sor bakalım nasıl sonuç alacaksın, adam ay sonunu nasıl getirmeye çalışacağını düşünmekten kendi özbakımına dikkat edemiyor bu gayet doğal. Ha ama kafası rahat adama bak pırıl pırıl, e normal. Sen hangi tarafa aitsen çevrende de öyle insanlar görürsün, bu da algıda seçicilik biraz.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (25.03.22 10:03:19 ~ 10:13:28) 
Valla ben uzun zamandır evden çalışıyorum, biraz saldım.
Ekonomi de insanın kendin bakma motivasyonunu aşağıya çekiyor bence.

Ama ofise gitseydim özenirdim tabii ki ben de. Veya önemli bir gün varsa dikkat ediyorum saç sakal traşıma, renk uyumuna, kombinlere vs.

Dışarıda da bakımsız insan görsem, ya dediğim gibi ekonomik sebeplerden zaten belini zor doğrultuyor bir de bakımına mı özen göstersin derim, ya da ne güzel ya kimsenin ne düşündüğü umrunda değil kendi rahatlığında yaşıyor, belki önemli olan kılık kıyafeti, saçı başı değil de neler ürettiğidir... derdim.

ufak tefek istisnalar olabilir. yani çok fakir, evine ekmek bile zor götüren ama jilet gibi dolaşan insanlar da olabilir ama onlardaki psikolojinin, bulundukları durumu örtmeye çalışmaları gibi yorumluyorum.

uzun ilişkiler veya evliliklerde de salma olabiliyor. kesinlikle hoş gördüğüm bir yaklaşım değil, herkes kendine bakmalı evli çocuklu da olsa fakat ister istemez olabiliyor. Denk geldim bir kaç tane şirketlerde üst düzey yönetici olup da pakistan vatandaşı gibi takılan. Bu insanlar senin benim maaşımı 10a katlar ama saça ve giyime dikkat etmeye biliyorlar.

Babam emekli öğretmen mesela, hep pahalı paltolar, pahalı çoraplar, pahalı ayakkabılarla gezmeye çalışıyor. Yahu benim milyoner tanıdıklarım çakma converce alıp yırtık pırtık giyiyor sen 3 kuruş maaşınla ne diye columbia da takılıyorsun mesela? Hayır bir de anadolunun ufak bir şehrinde yaşıyor yani. İşte orada devreye bir şeyleri gizlemeye çalışmak giriyor sanki.

Ama gözünün çapağını da silersin be kardeşim.. onu da işte yine refah seviyesindeki düşüş ve vurdum duymazlığımızın artmasına yoruyorum.
  • ananiyimioguz  (25.03.22 10:20:26 ~ 10:22:52) 
Ağır makyaj yapmış ama dişlerini fırçalamamış bir plaza kızıyla karşılıklı bir metrobüs yolculuğundan sonra şehir değiştirdim.


  • sadegazoz  (25.03.22 15:51:06) 
[]

Loose / baggy modasından memnun musunuz?

Mağazalara giriyorum, her şey kocaman. Seyyar manifaturacı gibi dolanacağız sanırım. Önümüzdeki kış sezonunda da bir şey değişmemiş çıkan koleksiyonlara göre. Bunların seveni çok mu cidden, yoksa kısa soluklu bir akım mı olacak?




 
Ben giymiyorum o yüzden memnuniyet belirtemiyorum, giyen memnunsa giysin. Benim alışveriş yaptığım yerleri etkilemediği için hayatıma bir etkisi olmadı.

Moda takip eden gençler giyiyor gördüğüm kadarıyla, mevcut ekonomik durumda modayı takip etmek de pek kolay olmasa gerek. Giyim kuşam bizim gibi karın tokluğuna yaşayan bir toplumda çoğu zaman güçlü bir trendle temsil edilmiyor o yüzden daha fazla yaygın hale gelmez diye düşünüyorum.
  • Bruce  (13.03.22 11:25:39) 
Hic memnun degilim, direkt geçiyorum o tarz kıyafetleri onume cikinca zaten.

Ben hiçbir dönemin modasına uymuyorum, belli bir furyaya uyup giyinmeyi sevmiyorum. Takim oyuncusu gibi herkes ayni cok sacma geliyor. Kendi estetik algim var ona gore giyiniyorum ve değişen furya bunu etkilemiyor.

Giyim tarzlarinin sureklo değişmesi manasiz geliyor bana. Ureticiler icin tabii avantajli ve bunu körüklüyorlar haliyle ama ben tuketici olarak soyle bakıyorum; ornegin dar paça fit kalip pantolon guzel oturuyor ve estetik duruyorsa ben bunu giyerim abi bu sene de giyerim onumuzdeki sene de giyerim. Çünkü bu guzel, bunun neden değistirmemiz gerekiyor? Bol pantolon modasi cikip da halihazirda estetik duran kiyafetleri terk etmemiz bana sacma geliyor.

Eskiden asagi yukari 10yilda bir degisirdi giyim tarzları, artık 2-3 senede degisiyor.

Kimin ne giydigi ne modayi uyduguyla isimiz yok, kimseyi elestiriyor degilim haliyle. Ama bazen oyle noktaya geldigini farkediyorum ki magazalari geziyorum kuyafet bulamıyorum, her sey son 1-2 yilin furyasina gore sekillemmis. Bazen kyafet bulmakta zorlandigim oluyor.

Yapacak bir şey yok tabii, ben de tekstilci olsam millet ne giyiyorsa onu uretirim.
  • stavro  (13.03.22 12:07:59) 
Minyon kadınlar için kabus gibi bi moda akımı.
Ya böyle biçimsiz şeyler ya da croplarla dolu ortalık. Modası hızla geçecek. Ben hep kendi tarzımda ve outletten giyindiğim için bu cins modelleri hiç almadım ama normal üst baş bulmak da zor sezonda. Zaten fiyatlar uçmuş.
Modası bi kaç seneye geçer sanırım
  • photo85  (13.03.22 18:15:33) 
[]

Kombi dolandırıcılığı nasıl bu kadar rahat yapılıyor

Kombi tamiri için yer ararken fark ettik 50 liralık basit bir parçayı takmaya 800-1000 lira isteyen tiplerle dolu ortalık. Nasıl oluyor bu iş? İnternette de her yerde insanlar kombicilerden şikayetçi, birçok gazetede kombi yetkilisi olduğunu söyleyen kişilere dolandırılmayın tarzı haberler yapılmış. Fahiş ücretleri ödemeyenlerin üstüne korkutmak için sahte avukat salanı bile okudum.

Durum baya çığırından çıkmış gibi duruyor, baya yeri yurdu belli iş yeri açıp da nasıl sürdürüyorlar dolandırıcılığı? Akıl alır gibi değil. Neden bir şey yapılamıyor buna? Yasal bir boşluk mu var?


 
nasıl sürdürülüyor --> 50 liralık bir parçayı takmak için 1000 lira istemek dolandırıcılık değil çünkü. öyle olsaydı ülkede açık oto servisi kalmazdı :) dolandırıcılık başka bir şey.

50 liralık parçayı kendin takabiliyorsan 0 tlye takarsın.
araştırma yapıp daha ucuza takacak adam bulabiliyorsan yine 1000 lira ödemezsin.
ama ilk gördüğün adama kombiyi ve cüzdanı teslim edersen adamın çektiği rakamı ödemen gerekir bu kadar basit. bizim milletimiz üşengeç, tamir tespit parası da ödemez. üç kombici çağırıp arıza tespit için 100'er lira ateşlese, üçünün yalan söyleyip söylemediğini anlayacak, ama bunu kimse yapmaz trde.
  • roket adam  (10.03.22 12:18:42 ~ 12:19:40) 
Cunku insanlar dolandirilmak istiyor, bu bir ihtiyac ve devlet bunu engelleyemez.

Arkadasima karti yanmis demis, bi kahve ismarla yapayim dedim.
Zaten haftada bir gorusup kahve iciyoruz 1 adim fazla gidip halledicez.

Tamam falan dedi.
Adama 1000 tl vermis yaptirmis :)

Alt tarafi 30 kurusluk parca degistiriyor.
Para verince seviniyorlar herhalde.
  • divit  (10.03.22 12:22:59) 
eğer 50 liralık parçayı takıp işçilik olarak 750-950 lira aldıysa dolandırıcılık değil bence. arz-talep meselesi. ama 50 liralık parça değişecekken, bilmemne kartı yanmış diyerek 1000 lira daha ekliyorsa, bu dolandırıcılık. bu tarz işlerde eşe dosta sormadan iş yapmıyorum. tanıdık usta buluyorum, hatta bana ustayı öneren kişiye de önceden arattırıyorum "co2s2 çok yakın bir arkadaşımdır, işini düzgün bir şekilde halledin" dedirtiyorum. az pahalı olduğunu bilsem bile, düzgün iş yapan ustayı tekrar tekrar arıyorum. en azından net kazıklanmıyorum.


  • co2s2  (10.03.22 12:29:26) 
dolandırıcılık bu değil + 1

yapabiliyorsanız kendiniz yapın. yapamıyorsanız eğer o işin fiyatını o işi kim yapacaksa o belirleyecek. serbest piyasa.
  • benaslinda  (10.03.22 12:35:38) 
50 liralık parçayı 1000 liraya takmak dolandırıcılık değil, takabiliyorsan sen tak, takamıyorsan o parayı verceksin bu genel olarak her sektör için geçerli. Dolandırıcılık çok farklı bir şey.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (10.03.22 12:36:18) 
Abi serbest piyasa falan da el işçiliğine 1000 lira istemek dolandırıcılık yapmış kadar olmaktır. 200 iste 300 iste tamam da bu adam benim hizmetime muhtaç diye düşünülerek bu kadarı da olmaz. Öncesinde iyi bir araştırma yapmak, en vicdanlısını çağırmak lazım yani.


  • heathen  (10.03.22 13:48:42) 
bu tarz beyaz esya tamiratı işlerinde ( oto tamir için de geçerli yazacaklarım, sözlükte tamirci dolandırıcılıkları vb. baslıklarda yazar.) asıl dolandırıcılık bir parçanın bozuk oldugunu iddia edip, neredeyse makinanın kendisi kadar para isteyip sizi parçanın komple yenisiyle değişimine ikna etme mevzusu. size sıfır ya da baska bir yerden cıkma parçayı takıp( sıfır fiyatına), sizin makinanın parçasını da alıp yine 2. el bir yere okutma durumları sıkca oluyor.
yoksa yapacagı iş için 300 yerine 1000 tl istemesi durumunda, sektörel olarak her iş kolunda su işe maksimum istenebilecek tutar şudur gibi bir yasanın bizde oldugunu sanmıyorum ya da birçok yasa gibi uygulanmıyor olabilir. kimse 500 lira için 3 sene sürecek bir dava ile uğraşmak istemiyor olabilir vs vs.
o yüzden bizde de bu işler, Amerika'da olduğu gibi, kendi aletini edevatını alıp her türlü tamirat, tadilat vs işini kendin yapa evriliyor. cunkü bizdeki mevzuda olay sadece para da değil, parasını verip yine yukarıda bahsettiğim bir dolandırılma hadisesi yaşama ihtimaliniz yüksek.
ya düzgün bir usta bulup ona sıkı sıkı sarılacaksınız ya da kendiniz yapmayı öğreneceksiniz.youtube derya deniz bu tarz konularda.
  • demoniclewinsky  (10.03.22 14:21:03) 
fatih bank izleyin youtubedan birçok örnek var haklı olduğunuza dair, ve o kolay yolu gösteriyor tamir vs için


  • Fusha  (10.03.22 15:50:49) 
Burada dolandırıcılık değildir diyenlerin pek çoğu da eve usta çağırırken dolandırılma korkusu yaşıyordur eminim :)

Ama bana kalırsa durumu tam olarak doğru ifade etmemişsiniz. 50 Liralık parçayı takmak için 1000 Lira istemesi, cihazın durumunu, yapılacak işi, süreci vb açık bir şekilde anlattığı takdirde dolandırıcılık değildir.

Fakat sırf fanındaki tozlanma sebebiyle traktör gibi ses çıkartan bir cihazın fanının komple değişmesi gerektiğini söyleyerek, hem parça fiyatından kar eden, hem de işçiliği abartıp bir de oradan vuran dolandırıcılarla dolu olduğunu biliyoruz ortalığın. El kadar filtresi tıkanmış kombinin anakartının değişmesi gerektiğini söyleyen ustalar var. Siz işten ne kadar az anlar görünürseniz de yiyeceğiniz kazık o denli büyük olur. Bu ülkedeki esnaf/servis vb takımının %90'ının dolandırıcı olduğunu hepimiz biliyoruz.

Fakat şu bilgi çağında bu konularla ilgili az-çok bilgi edinemiyorsak bizim de payımız var bunda.

www.youtube.com

Şu kanalın videolarını izlerseniz kombidir petektir basit tamiratlardır genel bir fikriniz olur. Ayrıca adam epey eğlenceli anlatıyor.
  • msb  (10.03.22 15:53:27) 
[]

Neden bazı devlet dairelerinde bilgisayar ekranları pembe?

Bazen rastlıyorum, bir vergi dairesine gidiyorum örneğin bilgisayar ekranı fosforlu pembe olarak ışık veriyor. Ben birkaç saniye bakamıyorum ekrana ama insanlar hiç umursuyor gibi görünmüyor.

Sebebi ne bunun özel bir durum mu yoksa fakirlik mi?


 
muhtemelen f.lux gibi parlaklığı azaltan veya gözü daha az yoran bir program/fiziksel nesne kullanıyorlardır. sabahtan akşama kadar bilgisayara ve sayılara bakarak çalışıyorlar sonuçta, gözleri çok yorar. ben de sürekli bilgisayarda olmama rağmen flux'a hiç alışamadım mesela kullanmıyorum ama alışabilene muhtemelen büyük rahatlık sağlıyordur.


  • der meister  (09.02.22 15:39:15) 
f.lux +1
artık windows 10da da yerleşik geliyor bu özlelik gece ışığı diye.
ben de öyle kullanıyorum iş yerinde. arada bir f.lux'u kapatınca ekrana bakamıyorum gözümü alıyor.
  • veritaslibertas  (09.02.22 15:44:38) 
Bence flux veya mavi filtresi değil o. Bozuk kablolar yüzünden rgb’den birinin olmadığı projektörler ve ekranlar gördüm çeşitli okullarda mesela. Pembe veya tam tersi kırmızının olmadığı mavi yeşil tonlarda garip görüntüler oluyor öyle.


  • nhk ni youkosu  (09.02.22 18:15:40) 
[]

İş Yerinde Hazır Bulunmak İçin Maaşınızın Yüzde Kaçını Kullanıyorsunuz?

Örneğin kendi maaşınızdan harcadığınız toplu taşıma, yakıt, yemek gibi giderler için maaşınızın yüzde kaçını iş yerinde bulunmak için harcıyorsunuz?

Hangi şehirde yaşadığınızı mümkünse belirtin.


 
%0, şirkette öğlen yemeği yiyorum. is yerime yürüyorum hava iyiyse bisikletle gidiyorum.

istanbul.
  • a darkness coming  (02.02.22 19:50:16) 
evden çalışınca sıfır. ticket fazla fazla kalıyor.

şirket aracı olduğundan ulaşıma sıfır, öğle yemeklerinde ticket geçmeyen yerlere ve ekibi motive etmek için cepten verdiğim yemek ısmarlama vs olayları ayda 400-500 gidiyordur. yüzdesini yazınca küsüyorlar, tl tutar yazmak daha doğru. istanbulspor.
  • gabe h coud  (02.02.22 19:57:46) 
İstanbul.

- Öğlen yemeği şirketten.
- Sabah servis ile gidip, akşam Marmaray ile dönüyorum. İstanbulkart'ı mobil üzerinden kredi kartıyla ödüyorum. İşte tek seferde 150 lira vs.
  • put it in your appropriate place  (02.02.22 20:01:34) 
%10'a yaklaştı ve muhtemelen istifa edeceğim


  • atom karincanin torunu  (02.02.22 20:27:04) 
Bir Allahın kulu da giyim dememiş :)
İşyerinde işyeri standartlarında bulunabilmek için yıllarca kılık kıyafete harcadığım parayı ben bilirim.
Pandemide kim giyer kalem etek?
Yüzde yazmiim ağlarım:)
İstanblues
  • dreamnesiac  (02.02.22 20:51:06 ~ 20:51:38) 
%3 civari bisey.


  • j r r tolkien hayrani  (02.02.22 20:54:07) 
%0, İstanbul.

Evet giyim de dahil.
  • ruhen hastayim ben  (02.02.22 21:00:52 ~ 21:01:17) 
daha işe başlamadım ama yolu ve yemeği hesaplayınca %9 çıktı. giyim hesabı yapamadım, ne kadar tutar bilemiyorum.

memurluk enayiliktir.
  • rose parks  (02.02.22 21:22:09) 
%0

istanbul
%80 remote
yol yemek otel internet telefon sirketten
kiyafet alisverisi pek yapmam zaten elektronikten para kalmiyor pek :))
  • nibba  (02.02.22 23:11:04 ~ 23:13:34) 
Bu sorunun yorumlanışı genel olarak hatalı.

Yüzde 0 yazan evden çalışanlar çalışırken kullandıkları ürünlerin tamamını şirkete fatura edebiliyorlar mı? Gecelere kadar kullanılan bilgisayarın elektriği, belki çalıştığımız odanın ısıtması, elektriği, içtiğiniz kahve, ticket yoksa yediğimiz öğlen yemeği vb bu kapsamda. Zoom'a kimsenin de atletle ya da lastiği çıkmış pijamayla katıldığını da sanmıyorum. İş nedeniyle hiç mi harcama yapmıyorsunuz?
  • dreamnesiac  (03.02.22 01:54:22) 
ofise giderken aylik kart aliyordum. bir de iste kahve ve arada sirada yemek (disardan yemeyi pek sevmem) casual giyiniyoruz yani ekstra bi kiyafet almadim is icin. o zaman toplu tasima %3'ten azdi. kahve yemek de yine %3 gibi bir sey oluyordu, bu tabi her gun giderken...

su an sifir, full evden calisiyorum. elektrik internet icin cok olmasa da bi ucret odeniyor (ki bu harcanan elektrige yetiyordur, internetim zaten vardi) video gorusme cok nadir yapiyorum, onda da cidden atki bere taksam umurlarinda olmuyor.


Atina'dayim. isimden cok memnun degilim ama TR sartlarini dusundukce galiba oturmaliyim oturdugum yerde
  • supergirl  (03.02.22 02:05:13) 
senelik hesap yaptim, %15 civari.
arabanin senelik deger kaybini da ekledim.
kiyafet haric, i$e ozel kiyafetim yok, serbest takiliyoruz.
lokasyon yurtdisi.
  • cooperr  (03.02.22 03:10:31) 
%0

-şirket aracım var. ulaşım masrafım yok.
-ticket var ama zaten öğle yemeği yemiyorum (intermittent fasting)
-şirket telefonum var, iletişim masrafım da yok.
-giyim muallak bir konu. özel bir kıyafet almak gerekmiyor. günlük kıyafetler ile geliyorum. ona rağmen senede iki kez giyim çeki alıyorum.
  • delidir yakalayin  (03.02.22 08:36:59) 
kaç gündür başlığı iş yerinde huzur bulmak için maaşınızın % kaçını kullanıyorsunuz diye okuyup duruyorum, az önce aydınlandım.

Teoride %0, pratikte %1. o da yol.

bir gün bile servis kullanmadım. yakın olduğu için ya yürüme ya araç.
  • onemoremile  (03.02.22 09:12:00) 
[]

VPN Önerisi

30 gün ücretsiz denemesi olan VPN servisi biliyor musunuz? Para iade garantisinden bahsetmiyorum.

VPN servisleri aylık ödemeleri çok yüksek tutup 1-2 yıllık paketlere yönlendiriyor genelde müşterileri, Bana kısa bir süre lazım. O açıdan aylık üyeliği düşük ücretli olan servis önerilerine de açığım. Düşük derken, 2-3 dolar ya da 50 lira ve aşağısı.

Teşekkürler.

 
Telefonda Turbo VPN diye bir uygulama kullanıyorum ücretsiz


  • marsli gocmen  (25.01.22 20:37:39) 
[]

Kapsül kahve makinaları niçin tercih ediliyor?

Benim anlamadığım bir şey mi var diye merak ettim. Ben, "Bizim makinamızı kullanacaksanız bizim üretip tek kullanımlık olarak paketlediğimiz kahveyi alacaksınız ve tat seçenekleriniz de bizim makinamıza uyan kapsüllerin sunduklarıyla sınırlı. Bunları belirleyen bir ekip var, artık yelpazeye kaç çeşit kahve eklerlerse onlardan seçersiniz işte" yaklaşımını anlamakta zorlanıyorum. Sanki benimle dalga geçiliyormuş, soğuk bir şaka yapılıyormuş gibi hissetmiştim bana ilk tarif edildiğinde.

Bu iş benim sandığım kadar "bir firmaya bağımlılık" ekseninde gelişmiyor mu yoksa? Çünkü baya bir insan tercih ediyor bu makinaları gördüğüm kadarıyla. Kaçırdığım ne var? Mesela alışverişe çıktığım bir gün bir mağazadan makinama uygun kahve bulup alabiliyor muyum yoksa özel ayrıca sipariş edip getirtmem mi gerekiyor bunu?

Mesela işin farklı bir boyutu da şu, aynı firma iki üç model yeni makina ürettikten sonra eskilerine kahve desteğini falan kesebiliyor mu? Gayet güzel çalışan makinamı günün birinde kahve desteği kesildi diye atmam gerekecek mi? Nedir olay?

 
kullanımı kolay, temizlemesi vs kolay diye.

ama bence gereksiz pahalı.
  • jelly bear  (02.01.22 13:57:26) 
Kolaylık ilk faktör. Sabah birkaç saniyenizi alıyor bu iş suyunu ekle yoksa, kapsülü at bardağı koy tuşuna bas. Sonra da çıkar at kapsülü.
Türk markalarının Nespresso uyumlu bir sürü kapsülü var, yabancı markaların da aynı şekilde. Hiç nespressodan kapsül almadım başta hediye gelen hariç. Aşırı pahalı olmuyor bana göre, sigara kullanmıyorum, alkolle aram yok, meşrubat tüketmem, bir zevkim bu sabah ritüeli amaaan diyerek almıştım. İndirimde değilken hiç kapsül almadım, stokla gidiyorum hep, makul oluyor öyle olunca. Neden istediğinize bağlı yani.

  • kullanıcıadımbuolsun  (02.01.22 14:10:08) 
yeni model cikinca bir sey olmuyor benim su an elimdeki makinelerden biri herhalde 12 senesi var. marka secenegi cok nespressonun kendi icinde bile cok fazla cesit kahve var. zaten eger bir iki tane damaginiza uygun begeniyorsaniz "bir markaya bagli kalmak" degil de diger tukettigim her sey gibi kahveyi de belli bir kahve markasi tuketiylrum. ozel siparis etmiyosun normal satiliyo. sallama cay deyince gozunde ne canlaniyosa kapsul kahve denince de o canlansin. ne markaya bagimlisin ne sekli kullanimi degisiyo. sadece tchibonun makinasi farkli sanirim 2 cesit kapsul var. ama nespressonun yelpazesi genis. ucu size dokunmayan bir sey neden bu kadar urpertti anlayamadim... sevgiler, nespressofunclub


  • ala09  (02.01.22 14:36:39) 
Sanırım en temel sebeplerden biri kahvenin bayatlamamis olması. Hava almadığı için daha taze oluyor, aromayi koruyor.. Bununla alakalı belgesel gibi bir sey izlemiştim. İtalyadaki yerli bir kahve üreticisi böyle söylemişti.


  • westblack  (02.01.22 15:10:11) 
Ucuz ve pratik çünkü kaliteli Barista ya da tam otomatik makinelere göre dünyada iyi markalarda. Bir Sage'ın fiyatlarına bakın bir de Tchibo kapsüllü makinenin mesela.

Kahveden pek de anlamaya gerek olmadan ortalama kullanıcı da kahve yapabilir kolayca.

Marketing etkisi de var tabii.
  • dreamnesiac  (02.01.22 15:47:02 ~ 15:49:39) 
Kullanım kolaylığı ve ilk başta harcanan paranın daha uygun olması. Orta şeker bi espresso makinesinden en az %60 falan daha ucuz oluyor. Ama günde 4-5 kahveden fazla içen biri için daha pahalıya geldiğine dair çeşitli araştırma var internette. Babamda normal makine var ve çekirdek kahve alıyor, çok içen biri olarak bir fincan espressonun maliyeti 1 liradan daha az, kapsülde ise çok daha fazla (üstteki yazarın yazdığı rakamla kapsül başı 3.7 tl) Gereksiz tek kullanımlık plastik kullanımı da bir başka negatif yönü.


  • mirafiori  (02.01.22 19:32:26 ~ 19:32:56) 
[]

Çalışırken spor yapanlar nasıl besleniyor?

Akşam 19:00 gibi evde oluyorum, hazırlan spora git gel saat sanırım 21:30-22:00 olacak. Bu saatte öğün yemek çok mantıklı gelmiyor kulağa, sonuçta uyku da uyumam lazım. Siz ne yapıyorsunuz?

Öğlense ayrı bir konu, dışarda doğru düzgün yemek yapan da yok ki. Evden götürmek tek çare gibi, ama evden yemek götürmeyen varsa dışardan ne alıp yiyor?


 
Sorunuzun cevabi mi bilemiyorum ama uyandiktan sonra ise gitmeden onceki zamanda spor yapiyorum ben (sabah 5'te uyaniyorum, baska birseylerle ugrasip 6'da spor yapiyorum). Ardindan da normal kahvaltida ne yemeyi planliyorsam onu yiyorum.

Edit: Yani aksam yemegi-uyku-zaman sikintisi olmamasi icin bunu oneriyorum demek istedim.
  • sopiro  (12.12.21 14:38:15 ~ 14:39:52) 
19.00 da evdeyim 19.40 gibi akşam yemeğimi yemiş oluyorum, 9 gibi spora gidiyorum 11 gibi geliyorum duş alıp uyuyorum. Spordan sonra whey içiyorum sadece, yemek yemiyorum

Robottan farkımız yok.
  • garavel  (12.12.21 15:45:15) 
eve gitmeden spora git. spordan sonra eve gel yemek ye. yat uyu. mis. ben öyle yapıyordum.
işe spor çantası ile git. tabi iş-salon-ev arası uzaklıklar makul olmalı.

  • dafuq  (12.12.21 16:59:31) 
[]

Kanser yatkınlık testi

Böyle bir şey olduğunu biliyorum ama nerede yaptırılır, ne kadara yaptırılır bilmiyorum.

Mesela devlet, şehir veya üniversite hastanelerinde ücretsiz olarak bu testi isteyebilir miyim?

Özel hastane ve özel lablarda fiyatlar nedir?

 
Çekirdek ailenizde kanser hastası varsa ya da ailenizde aynı kanser türü birden fazla kişide görüldüyse tıbbi genetik uzmanından randevu alabilirsiniz. ilgili testi bu alanda devlet hastaneleri ya da araştırma hastanelerinden yaptırabilirsiniz.


  • transparan kertenkele  (07.12.21 14:41:01 ~ 14:41:17) 
[]

Araç arıza lambaları neden söndürülür?

Bunla ilgili çok fazla video olduğunu fark ettim, insanlar "ya işte bu arıza lambası yandı da şöyle yaptım söndürdüm, siz de söndürün" havasında bir sürü şey anlatmışlar. Başkaları da yorumlar yapmışlar altına öyle sönmezse şöyle söndürün falan diye

Sebebi ne ki? Yani arıza lambası adı üstünde arıza olduğunu göstermiyor mu? Işığı söndürünce ne kazanıyor insanlar? Hiçbir şey anlamadım.


 
Anlik bir anomaliye de yaniyor, o an kotu benzine denk geldi tekledi yakti diyelim. Sondurmezsen daha buyuk arizada haberin olmaz hep yanik kaldigi icin.

Bendeki mesela arka fren lambasinin ledinden 1 tanesi patlak diye yaniyordu.

Bazen de lpg/benzinden kafasi karisip yakiyordu.
Hatalari okuyup silerdim haftada bir.
  • divit  (21.11.21 22:04:54) 
Eski aracımda hava sensörü arıza yapmıştı motor arıza ikaz ışığı yandı, tamircide değiştirdim sıkıntı kalmadı ama arıza ışığı yanmaya devam ediyor, sildirmeden devam edebilirdim fakat araçta oluşacak başka bir arızada ekstra ikaz olmadığından ''yaptırmıştım ben onu yaaa'' dememek adına sildiriyoruz ki başka bir yerden arıza çıktığında uyarıyı alıp tamire gidebilelim.


  • synax  (21.11.21 22:16:10) 
yani bu arıza tipine göre değişen bir şey. arızanın ne olduğunu biliyorsanız eminseniz yaptırmadığınızda neler olabileceğini kestiriyorsanız ve tüm bunlar boş yere kronik sorun değilse bahsettiğiniz şey olabiliyor.

atıyorum partikül filtresi miktarı için uyarı verip duruyordur. değiştirmek gerekir ve 7000 tl'dir arıza ışığı ve uyarı verir. değiştirmediğinden ne olur co2 salınımında ve çekiş gücünde oynama yaşarsın. 7000 tl gözalındığında varsın olsun. sensörünü sök arıza vermesin dersin olur biter gibi gibi.
  • turbo sadık  (21.11.21 22:54:00) 
Bazen aracın gücünü artırmak için yazılım atıyorlar. Egzoz için bile yazılım var. Bu tarz yazılımlar motor uyarı ışığının yanmasına sebep olabiliyor. Kullanan kişi arıza olmadığını biliyor, o yüzden ışığın sönmesini istiyor. Bazen de araç kazalıysa airbag ya da emniyet kemeri patladıysa bunları direnç ile kandırıyorlar. O yaptıkları çakma devre bozulunca airbag ışığı yanar. O da hoş bir görüntü değil göstergede. Onu söndürmeye çalışıyorlar. Ama airbag ışığı kolay kolay sönmez.

Son olarak bazen araç arıza verir ama o arızayı giderirsin. Yinede beyinde arıza kaydı olduğu için ışık sönmez. Serviste aracın beynine bağlanıp arıza kaydının silinmesi gerekir. Şöyle düşün; lastik basınç arıza ışığı yanar basınç ayarlanan değere göre %25'ten fazla düşerse. Sen lastiğe hava basarsın ama ışık sönmez. Işığın sönmesi için torpidoda ya da aracın multimedya ekranında tekrar ayarlama seçeneği olur. O şekilde ışık söner. Ama airbag arızası, buji arızası vs. gibi uyarılarda sıfırlama düğmesi olmadığı için arıza kaydının silinmesi gerekiyor beyne bağlanarak.
  • himmet dayi  (21.11.21 22:57:14 ~ 22:59:31) 
Mesela benimkinde plaka aydınlatması arızalı diye bir alarm var aylardır. Plaka aydınlatması çalışıyor. Arıza işareti de kaldı orada gitmiyor.


  • pispinti  (22.11.21 14:00:48) 
[]

Otoyol Ücretleri Gişe ve SGS Farkı

Selam, ehliyetimi yeni aldım ama anlamadığım bazı şeyler var. Şu iki listedeki ücret tarifesi mesela;

1- KMO Anadolu Otoyolu 2021 Ücret Tarifesi

tinyurl.com

2- KMO Anadolu Otoyolu 2021 SGS Ücretleri

tinyurl.com

Birincisinde nereden girip nereden çıktığına göre ücretlendirme yapılmış onu anlıyorum, SGS olayını anlamadım. Nedir bu olay? Nasıl bir mesafeye göre, neyi ücretlendiriyor?

 
SGS serbest geçiş demek. herhangi bir gişeden geçmeden, yol üzerindeki TAK altından geçtiğinde tahsilat yapıyor. Ana gişelere gelmeden veya çıktıktan sonra var.


  • obscure  (13.11.21 14:02:57) 
Yok sistemin kendisini anlıyorum da, bu yaptığı 2-3 liralık ücretlendirmeler neyin ücretlendirmesi ki? Örneğin Mermerciler'den girip Kurnaköy 2'den çıksam 13,5 lira yol ücreti + 3 lira da SGS toplam 16,5 lira mı vereceğim onu anlamadım. Örneğin A kuzey-güney diyor, bu nedir?


  • akhenaten  (13.11.21 14:08:23 ~ 14:09:21) 
obscure'ında söylediği gibi o takın altından geçince tahsilat yapıyor.geçtiğin anda parayı çekecek.


  • biergarten  (13.11.21 14:29:19) 
Dostum o tarifeleri anlayani ulastirma bakani yapiyorlar.

Ben ayni yoldan ayda 3 kere git gel yapiyorum her seferinde farkli para oduyorum.

Gecen aradim tam 15dk kavga ettim, dosya olusturdular.
bi baktim 35 tl iade etmisler.

Kendileri de bilmiyor yani.
Bagiriyorsa haklidir deyip iade ediyorlar.
  • divit  (13.11.21 14:44:21) 
[]

Alışveriş sitelerindeki indirimler neye göre gösteriliyor?

Yılın 365 günü bütün fiyatlar indirimli, o üstü çizili indirimsiz fiyatlar ne baz alınarak gösteriliyor?

Nasıl bir fayda sağlıyor bu şirketler bundan? Zaten herkes farkında durumun, kimsenin indirimi taktığı yok ki... İnsanların tek yaptığı hangi ürün hangi güvenilir sitede daha uygun fiyatlıysa onu almak, siz bu indirimleri görüp "aa indirimdeymiş" deyip alıyor musunuz direkt başka yere bakmadan?


 
Örneğin trendyol'da bi mağaza açın. Satmak istediğiniz ürünün satış fiyatın 100 lira yazın. Ürün satışa çıktığında 120 lira'nın üstü çizili olacak ve satış fiyatı 100'e düşmüş gibi gösterilecek (sayıları uydurdum, oransal bir sistem var).

Dediğiniz gibi indirimin sahte olduğunu zaten biliyoruz. Ama muhtemelen psikolojik olarak insanları etkileyebiliyor bu durum. Örneğin ben Migros'a gittiğimde genelde aldığım ama o an hemen ihtiyacımın olmadığı şeylerin fiyatlarına bakıyorum. Abur cubur ya da dondurulmuş gıda vb. şeyler. Sarı etiket olmayanları direkt geçiyorum. Sarı etiketlerin de dediğiniz gibi fiyatlarının üstü çizilmiş mi diye bakıyorum :) Eğer bir indirim varsa ve SKT'si yakın tarih olmayan bir ürünse genelde alıyorum. Buradaki örnekte migros'un indirim olmasa da bazı ürünlerin etiketini sarı yapması. Yani indirim olmasa da baktırıyor.

Trendyol, hb gibi sitelerde de benzer mantıkta insanlar fiyatın üstünü çizili görünce "alsam mı acaba" diye düşünüyor olabilir. akakce, cimri.com gibi siteleri bilmeyen milyonlarca insan var neticede.
  • himmet dayi  (03.11.21 20:28:17) 
Farklı amaçlarla kullanılıyor ama en sık kullanım şu şekilde:

Bir ürünün, üreticisi ya da tedarikçisi tarafından belirlenen satış fiyatı var.

Tavsiye edilen satış fiyatı: 30 TL. (Üstü çizilen fiyat)
Alışveriş sitesi çeşitli anlaşmalarla bunu 20 TL'ye alıyor ve 20-30 TL arası bir fiyattan gösteriyor.

Sonra üretici diyor ki. Gelecek ürünler 35 TL olacak. Ben sana 25'ten vereceğim.

Alışveriş sitesi üzerini çizeceği fiyatı 35 yapıyor. Bu sefer 25-35 arası bir fiyattan müşteriye gösteriyor.

Derseniz ki alışveriş sitesi, 35 satış fiyatlı ürünü neden sadece 25'e göstermiyor. En büyük sebebi malın gerçek fiyatını söylemek.

Pazaryerleri de bu şekilde.

5000 tl'lik iphone 3000'liraya görseniz sahte bu dersiniz. Ama iphonelarda &x indirim var deyince anlarız ki kampanya var.
Bir de; almayı düşündüğü bir ürünün fiyatının inmiş olması müşteriyi motive eder.
  • nickini vermek istemeyen uye  (03.11.21 20:28:19 ~ 20:30:05) 
indirim denilen şey, alıcının psikolojik olarak ikna olmasına dayanıyor sadece. alıcı yakın zamanda ürünü aldığından daha düşük fiyat olarak arkadaşında , vitrinde ya da alış veriş uygulamasında görene kadar o ikna olmuşluğuyla yaşamına devam ediyor.


  • Erva  (03.11.21 20:33:19) 
Valla o ustu ciziliyi insanlarin tamami yiyor.
Sorsam reklamdan etkilenmem dersin ama 2 kola markasi disinda kola almazsin.
Erikli suyu lezzetli bulursun.

9.99'lar da ise yariyor.

Ty su an cogu siteden pahali ama en cok o satiyor. Cunku en cok o indirim yaptigini soyluyorm
  • divit  (04.11.21 01:15:49) 
[]

Bilgisayar Tercihi - Hangisi ve Neden

Seçenekler bu ikisi;

1-) tinyurl.com

2-) tinyurl.com

3-) tinyurl.com

RTX 3050 ve üstü aynı fiyat bandında daha iyi bir laptop ya da, rtx3060 ya da eşdeğeri masaüstü önerilerine de açığım. Çünkü esasen masaüstü almak istiyorum, ama fiyatlar sürekli önden koşturuyor ben biriktirdikçe.

 
Casper mı :(

Evlerden ırak...
  • himmet dayi  (26.10.21 13:51:19) 
[]

FreeDos bilgisayarlar hakkında

İki sorum var;

1- Bunlara bootable usb üzerinden normal kurulum yapabilir miyim bir farklılık olmadan (win10 pro)

2- Kurum sonrası üzerine lisans tanımlanmış microsoft hesabımla oturum açarsam lisans geçerli olur mu?

 
1. evet
2. lisansın boştaysa, başka bir pc ile ilişkilendirilmemişse olabilir.

  • foolrules  (25.10.21 17:18:57) 
Ek olarak free-dos diye satılan cihazların bir bölümünde windows 10 kurulu geliyor. Sadece lisansı olmuyor. foolrules'un dediği gibi başka bir pc ile ilişkilendirilmemiş lisansınız var ise kuruluma gerek kalmadan direkt aktivasyon yapabilirsiniz. lisansınız yok ise kms pico...


  • himmet dayi  (25.10.21 17:39:43) 
1-evet
2-başka bilgisayardan kalma lisans numaram vardı. onu girdim orjinal olarak kullanıyorum.

  • morcivert  (25.10.21 18:43:10) 
[]

Kitap Çevirilerinin Geldiği Nokta Hakkında

Çok ilginç bir şey fark ettim, bir süredir kitap okurken cümleleri idrak edemediğimi, zaman zaman paragrafları tekrar okuyup ama kafamda bir şeyleri bir türlü oturtamadığımı ve sayfalar arasında akıp gidemediğimi fark ediyordum. Bu durum aynı otomatik çevrilmiş bir siteye girdiğinizi fark etmeyip orada yazılan şeylerin doğru yazılmış olduğunu varsayıp anlamaya çalışmaya benziyor. Sonra bir bakıyorsunuz ki sitenin orijinal dili aslında başkaymış ve siz saçma sapan bir çeviriyi anlamaya çalışıyormuşsunuz.

Yirmilerimin sonunu yaşadığım için de zaten bir "paslanıyorum" hissi içindeyim ve bu "artık kitabı bile düzgün okuyamama" düşüncesi bir süredir beni çok tedirgin ediyor; resmen algılarımın kapandığını düşünmeye başlamıştım.

Sonra Mina Urgan'ın anı kitabını okumaya başladım, resmen düşünmeden takır takır eskisi gibi okuyabildiğimi fark ettim. Aklıma birden bunun Türkçe konusunda oldukça yetkin birisi tarafından ve Türkçe olarak yazılan bir kitap olduğu geldi.

İngilizcem kötü değil, ancak oturup "kendini geliştirme" psikolojisi içine girmeden güzel güzel roman okuyacak kadar da iyi değil, haliyle kitapları Türkçe okumayı tercih ediyorum. Her neyse, yine de gidip aklımı bulandıran bu kitaplardan birinin orijinal dilindeki e-pub halini buldum ve buradan okudum.

Gerçekten de İngilizce halini Türkçe halinden çok daha rahat anlayabildiğimi fark ettim; şimdi aranızdan "eh tabi, sonuçta orijinal daha akıcı olması doğal" diyenler çıkacaktır, ancak alakası olduğunu sanmıyorum. Son yıllara kadar okuduğum kitapların hiçbirinde "google translate" havası almıyordum.

Sorum şu; siz de aynı duyguları yaşıyor musunuz? Çeviriler ciddi anlamda sorunlu. İşin içinde olan birileri varsa bu konuda hakkında bir şeyler söyleyebilir mi? Nasıl bu hale geldi bu?

 
bazı çeviriler pürüzlü bazı çeviriler ise tertemiz, bu hep böyleydi, yirmilerinin başındayken de böyleydi ve beynin algıların ağırlaşıyor maalesef, yirmilernin başındaki iştahla ve algı kapasitenle beynin kötü çevirilerle bile uğraşmayı, bunları düzeltmeyi anlamayı seviyordu, üst düzey bir performansla çalışıyordu o yüzden bu sana büyük bir sorun olarak gelmiyordu


  • freebird5406_2  (05.10.21 16:50:05) 
bazı yayınevleri maalesef çok kötü, dediğiniz gibi.
mesela metis çok abartılmış bir kitabevi. neredeyse hiçbir çeviri kitabını okuyamıyorum. çevirmen olmasam "evet paslanıyorum galiba" diyeceğim ben de ama öyle değil. cümle yapısını türkçe'de kullandığımız şekle uyarlamadan ne görüyorlarsa onu çeviriyorlar. bunun sebebi artık çoğu yayınevinin ucuza kaçmak için piyasadan çevirmen toplaması.

ama bir de ari çokona çevirisi okuyorum mesela. binlerce yıl önce yazılmış kitap sanki anadilimde yazılmış gibi. kısacası, olay çeviriden kaynaklanıyor. paslanma söz konusu değil.
  • lesmiserables  (05.10.21 17:18:46 ~ 17:20:04) 
çeviriler sorunlu çünkü yapanlar çevirmen değil. kitap çeviri ücretleri çok düşük seviyede. çevirmen de hayatta kalmak için dizi film altyazısı yapıyor haliyle. şu an piyasadaki kitap çevirilerinin yüzde 80'i öğrenciye yaptırılan makine çevirisinin post edit'idir muhtemelen.


  • Acil kan  (05.10.21 18:06:52) 
Aynısını Joe Haldeman'ın Bitmeyen Savaş'ını okurken düşünüyordum. Translate çevirisi okuyormuşum gibiydi.


  • mungojerry  (05.10.21 19:24:31) 
[]

Google'da belli siteleri kalıcı olarak filtrelemenin yolu var mı?

Örneğin xhaber.com adresinden gelen sonuçları bana hiçbir zaman göstermesin gibi...




 
aradığın kelime -site:xhaber.com


  • nahtoderfahrung  (31.08.21 16:09:02) 
@nahtoderfahrung evet onu kullanıyorum, onun için kalıcı diye belirtmiştim ama teşekkürler


  • akhenaten  (31.08.21 16:14:08) 
Yok, aynısını Pinterest'i engellemek için araştırdım. -pinterest eklemekten başka yolunu bulamadım.

Aşağıdaki cevap üzerine edit: o.O
  • kobuzchu kiz  (31.08.21 16:35:58 ~ 16:49:09) 
  • krtkartal  (31.08.21 16:43:31) 
[]

GSS Neleri Kapsıyor?

Google'daki "haber sitesi" teröründen geneli ilgilendiren konularda bilgi almak mümkün değil ne yazık ki, buna da ayrıca sinir oldum.

Tam olarak ben bu sigortayla neler yapabilirim, neler yapamam madde madde, tane tane görebileceğim bir yer var mı? Ama tutup bana yasayı atmayın lütfen, açık seçik anlatan bir yer arıyorum.


 
Bildiğim gördüğüm kadarını yazayım. Normal gidip bakılma falan hariç

Benim gss ile kemoterapi kanser tedavisi alıp tamamlayan 2 arkadaşım oldu.

(Bu süreçteki ameliyat da gss'ye dahil)

~Özelde muayene olurken gss varsa indirim oluyor gss yoksa geçirim oluyor bunu da ben deneyimledim :)
  • hedep  (31.08.21 16:26:56 ~ 01.09.21 01:35:57) 
bir çok şeyi kapsıyor tanı, muayene, tedavi... genel olarak sgk lılardan bir farkı yok sanırım. misal diş için istediğiniz kadar gidip kanal tedavisi, dolgu olabilirsiniz ama kaplama için 2 sene de 1 mi ne hak tanınıyor. yine aynı şekilde gözlük hakkı da sgk lılar gibi bir kaç sene de bir. hedep in verdiği örnekteki gibi kemoterapi tedavisinin olması dahi neleri kapsadığı hususunda fikir verebilir.


  • issiz karga  (31.08.21 16:44:08) 
normal sigortali calisan biri icin neleri kapsiyorsa ayni.


  • robokot  (31.08.21 16:58:54) 
özelde muayene olamazsın. onun dışında devlet/üniversite hastanelerinde sgklı gibi tedavi olabilirsin.


  • jepa  (31.08.21 22:26:31) 
[]

İstanbul'da Cafe

Sorum özellikle İzmir'i bilenlere. İzmir'de böyle Alsancak'ta, Bornova'da falan adım başı çeşit çeşit cafe ya da bir sürü zımbırtıyla dağınık genç kız odası gibi dekore edilmiş mekanlar vardır. Mesela Bornova süvari'de wafflecı akın vardı, sonra music cafe vardı hala duruyorlar mı bilmiyorum.

Her neyse öğrenciliğimi özledim, ama İstanbul'da böyle bir yer bulamadım. Nedense mekanlar fazla "ticari?"

Nereler var İzmir cafeleri gibi? Teşekkürler.

 
Belki balat olabilir ya, karakoy geldi aklima ama oralarda dediginiz kadar bohem, salas yer yoktur sanirim


  • balpolen  (06.07.21 22:04:33) 
Ama uzulerek soyluyorum ki o ruhu, enerjiyi yakalayabilmeniz zor, o izmire ait


  • balpolen  (06.07.21 22:05:38) 
Balat Naftalin Kafe var dediğin tarzda, Kadıköy'de Moda'ya giderken bir yer daha vardı adını unuttum.


  • Northern Mariner  (06.07.21 22:56:36) 
kadıköy yeldeğirmenini ara sokaklarında oluyor böyle mekanlar


  • nahtoderfahrung  (06.07.21 23:01:47) 
[]

Vergi borcum kayıp

Evet, yıllar önce bir kimlik kaybedip kaybetme cezası almıştım. Bir kağıt vermişlerdi bunla ödeyeceksin diye. Sonra kağıdı kaybettim, nüfustakiler vergi dairesine geçmiştir borcun artık buradan ödeyemezsin dediler (bir haftaydı süresi galiba)

O zamandan beri ne zaman vergi dairesine işim düşse bu borcu soruştururum, başka şubeleri falan ararlar kendi içlerinde uğraşırlar ama şimdiye kadar kimse bulamadı bu borcun varlığına dair bir kanıt.

Online sistemde görünmüyor yani en azından vadesi geçmiş ve gelmemiş borçların olduğu o ana ekranda görünmüyor. E devleti karıştırdım, orda da buna bakabileceğim bir yer bulamadım.

Benim korkum bunun birikip birikip intiharlık bir boyuta ulaştıktan sonra karşıma çıkması. Ne yapılır bunun için?

 
Aynı sorun bende de var. Takip edeyim ben de belki bilen biri çıkar:(


  • suicides underground  (18.06.21 18:13:46) 
yıllar önceyse affa uğramıştır belki.


  • sutlu nescafe  (18.06.21 18:13:55) 
Belli aralıklarla affa ugrayıp siliniyor. Boşuna kafanıza takmayın.


  • limonlu eksi  (18.06.21 18:27:40) 
Pardon İbrahim geldi aklıma.
m.youtube.com

  • neymis  (18.06.21 20:43:21) 
[]

Yeni Şoför Yardım

Selam, ehliyetimi yeni aldım. Kurs sürecinde de şimdi araç kullanmayı bilen insanlarla giderken de herkes ortaklaşmış gibi sağa çok yakın sürdüğümü hatta duran araçlara sıfır gittiğimi söylüyor. Bundan başka yaptığım ele avuca gelir kronik bir hata da yok ama buna çözüm bulamadım. İnsanlara göre normal olan nokta bana sanki solumdaki şeride girecekmişim gibi hissettiriyor. Bu sorunu nasıl hallederim? Benzer şeyler yaşayan oldu mu?




 
Önünde zaten şerit çizgileri var onlara göre ortada durmaya çalış yok yine olmuyorsa arada yan aynalardan bak hangi şeride yaklaşmışsan ondan uzaklaş ama bunlar hep pratik eksikliğinden, zamanla oturur.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (15.04.21 14:35:51) 
Aynadan arkayı kontrol et. Oradan ne kadar yakın geçtiğini görme şansın daha yüksek. Ona göre hafif sağa kayarsın. Söyledikleri önemli. Hele bir de trafiğe bakmadan kapı açanlar var sorun yaşarsınız.


  • ykyt  (15.04.21 15:07:41) 
Herkes ortaklaşmamıştır da sen çok sağa yanaşıyorsundur :) Yapman gereken düzgün seyrettiğin bir durumda gözünü yolda ileride bir noktaya sabitlemek ve o şekilde ilerlemek. Yani çizgileri değil ama önünü kontrol edeceksin. Misal sana ayrılan şeridin iki çizgisinin ilerisindeki ufuk çizgisinin biraz solunu gözüne kestirip oraya gideceksin.


  • prole  (15.04.21 15:19:32) 
aracın kaputunun ucuna değilde daha ileri bak, 300 mt sonrasına gözünü sabitleyip kullan muhtemelen düzelir


  • firemanjonny  (15.04.21 15:39:23) 
aynı şeyi ben de ilk başladığımda defalarca duydum. bana da hiç öyle gibi gemiyordu ama bir kere yolun sağından yürüyen bir adamın dibinden geçmiş olmalıym ki, adamın bana el kol yapıp bağırdığını görmüştüm dikiz aynasından.

şoför arabanın solunda oturduğu için şeridi ortaladım sanıyor ama aslında sağda kalmış oluyor. ama beyin buna çabuk alışıyor bence. ben hiç bir çaba göstermedim düzeltmek için. kendiliğinden kısa sürede oturdu.
  • istanbul kanatlarimin altinda  (15.04.21 15:50:07 ~ 15:50:42) 
Üstte bi Arkadas 300 mt öteden bahsetmiş, umarım ciddi değildir, ilk başlarda ben de öyleydim sonradan ileri doğru bakmaya başlayınca düzeldi.


  • m orak  (15.04.21 16:22:18) 
arada sağ aynadan kontrol et mesafeni.


  • marla is in my head  (15.04.21 17:28:40) 
bende de aynı şey var hocam :) bunu ancak çok uzun süre kullanarak aşarsın, yoksa olmaz o iş dediler.


  • lcha  (15.04.21 17:33:46) 
Bence de sağa çok yaklaşıyor olabilirsiniz. Bana da öyle diyorlardı ama pek anlamıyordum. Sonra park etmiş bir aracın yan aynasına çarpınca harbiden sağa biraz fazla yanaştığımı anladım.


  • havadakarada  (15.04.21 18:20:00) 
[]

8 temmuz seçimleri

cumhurbaşkanı seçilememesi durumunda, 8 temmuzda yapılacak olan seçimlere parlamento seçimleri dahil olmayacak değil mi?




 
hayır olmayacak


  • hosein  (22.06.18 16:53:44) 
Hayır.


  • tabirimekruh  (22.06.18 16:56:26) 
olmayacak ve o yüzden mecliste çoğunluğu yakalayan için bir koz olacak.


  • lazpalle  (22.06.18 17:59:08) 
[]

Hükümet yanlısı siteler

Benim mi baktığım yerler hep iktidara alttan da olsa giydiriyor yoksa gerçekten hükümet yanlısı bir site yok mu internette? Gazete yorumları, facebook sayfalarından ziyade (belki memurlar.net gibi) çoğunluğun iktidar taraftarlarında olduğu bir yer var mı bildiğiniz? Merak ettim.




 
Peşin ekleme; tonla var tabi ama ben kullanıcı çoğunluğundan bahsediyorum. Sözlük gibi bir yer mesela


  • akhenaten  (29.11.16 21:33:51) 
facebook


  • yons  (29.11.16 22:24:48) 
[]

Forumların yerini ne aldı?

Selam, bir ara millet msn grupları ve forumlarda gevezelik ediyordu. Ben en son orada bıraktım. Şimdi bunun yerini alan bir şey var mı? (Tinder gibi ikili uygulamalardan bahsetmiyorum, daha karma bir şeyler)




 
Sozlukler var iste, Eksi Sozluk vb.


  • crown  (09.02.16 22:53:18) 
Facebook grupları gayet aktif. KGB vs harıl harıl binelrce insanın aktif paylaşım yaptığı gruplarla dolu. Ayrıca donanım haber gibi ünlü forumların kaybettiği pek bi şey yok aynen devam ediyorlar.


  • oddyseus  (09.02.16 22:55:46) 
facebook, twitter, sözlük.


  • kuzey li  (09.02.16 22:57:42) 
valla chat yapanlar bile var hala. terk edilen bir ortam oldugunu dusunmuyorum.


  • bohr atom modeli  (09.02.16 23:27:06) 
sorun mantıklı ama bence bakış açın hatalı. ya hep ya hiç diye bir bakış açısı olmaz.

Betayı sayma, ekşisözlük yıllardır aynı. Kaç para kazanıyor bilmiyorum ama sanıyorum ki her ay 500.000 liranın üzerine çıkıyordur. Facebook, Twitter, X niye ekşisözlüğü yok edemedi? Format.

Reddit çok çirkin ama çok büyük bir kullanıcı kitlesi var. Niye? Format.

Craigslist'i biliyor musun? 2015 yılında 381 milyon dolar gelir elde etmiş. Hayatımda gördüğüm en çirkin internet sitesi, ama oranın olayı o. Fazla özellik yok, her şey basit. Formatı var.

forumlar olduğu yerde duruyor, yerlerini bir şey almadı. her şey gittikçe kişiselleşince aslında en başta olmaları gereken yere geri döndüler : bilginin paylaşıldığı yerler.


facebook çıktı, "hepsini birleştiriyorum beyler" dedi. diğer alternatifler yeni özellikler ekledikçe "beyler gitmeyin, alın bakın onu da ekliyorum, orayı boşverin, burada hepsi var" diye giden kullanıcıları devamlı olarak geri çağırdı ve bunu yıllardır başarıyor.

sonra başka birisi çıktı, "beyler bence facebook çok karışık, bunun resimlisini yapıyom ben" dedi.

başka birisi çıktı, "facebook'un videolusunu yapıyorum beyler" dedi.

başka birisi "youtube'un sadece oyun için olanını yapıyorum" dedi.

sonra başka biri geldi, "beyler biliyorum piyasada 250 milyon tane dating uygulaması var ama ben daha ilginç bişey yaptım, alın." dedi.

atmosferden çıkarken modüllere ayrılan uzay gemisi gibi küçüle küçüle gidiyoruz. bu hem internetin büyümesinden hem de ihtiyaçların artmasından kaynaklandı. şuanda tek bir sosyal ağ yok. Facebook ve Twitter yeterdi. Yanına bir kamyon sosyal ağ geldi. Niye? Formatı farklı çünkü onların. İnsanlar artık tek bir şey yapmak istemiyor, adam hem televizyon izleyip, hem internete girip müzik dinlerken aynı anda oyun oynamak istiyor. Adamın 5 tane ihtiyacı olunca piyasada bunu karşılayan en az 5 şirketin (hepsinin en az beşer tane alternatifi var haliyle) olması da doğal.

şuanda çok saçma bir parçalanma yaşanıyor, büyük internet siteleri ana uygulamalarını tutarken kendilerini daha küçük uygulamalara bölerek küçük uygulamalar da sunuyorlar. Facebook'un kendisinden nefret edebilirsin ama belki grup uygulaması hoşuna gidecek, oradan da seni ana gemiye bindirecekler.

bunun bir sürü sebebi var ama en büyük sebeplerinden biri kişiselleştirilebilen içerik.

forumlar her şeye ve herkese hitap etmek istiyordu, yukarıda anlattığım gibi görsel açıdan daha iyi alternatifleri çıkınca insanlar forumların belirli özelliklerini bıraktı.
  • hayirsiz  (09.02.16 23:44:06 ~ 23:55:27) 
[]

Isı dengem

Garip bir durum sanırım. Şimdi ben kime sarılsam, kimle kucaklaşsam şok olup soba gibi olduğumu söylüyor. Beni kalorifer niyetine kullanıyorlar özellikle şu mevsimde. Doğrudur heralde pek algılayamıyorum kendi ısımı ama garip bir şekilde ayak yerine sanki iki adet buz kalıbı taşıyorum. Nedendir ki bu? Bir dolaşım problemi falan olur mu böyle? Ciddili bir durum var mıdır ki? Üstüm çöl iklimi, ayaklarım kutup iklimi




 
bahsettiğiniz gibi ciddi derecelerde fark var ise doktora başvurmanızda fayda var.

dolaşımla ilgili bir sorun olabileceğini düşünüyorum.
  • ada meltemi  (06.02.16 00:10:57) 
Peki hangi bölüme gidilir ki bunun için


  • akhenaten  (06.02.16 00:59:35) 
dahiliye'ye önce git, kan tahlili vs yapsınlar eğer hekim gerek görürse ilgili dallara sizi yönlendirir.


  • ada meltemi  (07.02.16 01:09:00) 
[]

E-Kitap Kütüphane Programı

İşlevsel olduğu kadar, göze de hitap eden bir program var mı bildiğiniz e-kitapları düzene koymak için.

teşekkürler efenm.


 
calibre


  • yirtik foto  (29.01.13 20:26:51) 
  • slavophilia  (29.01.13 20:28:00) 
[]

Gözaltında soyulma

Bu sabah fark ettim, doktora gideceğim ama hangisine gideceğim konusunda kararsızlık var, benzerini yaşayan varsa ne olduğu konusunda da fikir verirse sevinirim.

Alt göz kapağının hemen kirpiklerle aynı hizada deri soyulması var, hemen hemen tüm gözaltımı kaplıyor, ancak ufak bir kısmında baya deriyi cımbızla tutup koparabileceğim şekilde ayrılmış ve kuru bir deri var, geri kalan alanlar beyaz pürüzlü, tahriş olmuş gibi. ne olabilir ki bu?

bir de dermatolojiye mi yoksa göz doktoruna mı gitmem gerekir?

edit: kaşıntı, batma ve ağrı yok ve sadece tek gözde var

 
başlığı başka türlü anladım iyi güldüm kendime :)
efenim muhtemel bölgesel egzamadır.göz ile pek alakalı görünmüyor.doktora gidin krem vericek.eğer göğüs veya başka bölgede de var ise gösterin.onlar içinde şampuan veriyor.ketoral adı da.

  • seindfeld  (20.06.12 13:08:49) 
[]

Tumblr Banner

Elimde Tumblr'daki blogumda en tepedeki başlığın yerine banner olarak geçmesini istediğim bir çalışma var, ama onu oraya koymanın yolunu bir türlü bulamadım, nasıl olur ki bu iş?




 
link verirsen temanın kodlarına bakabilirim. genelde çoğu temanın /customize sekmesinde appearance bölümünde "upload header" diye bir olay var. yoksa dediğim gibi elle ekleriz ama temanızı görmem gerek.


  • deniztarafinabakankale  (13.03.11 15:15:37) 
[]

Kıvırcık saçı jölelemek

şu uzun kıvırcık saçlar için herkes jöle kullanılması gerektiğinden bahsediyor, ama peki nasıl kullanılmalı bu jöle, saç ne tam ıslak-kuru ortası bi zamandayken, saçın tamamına (ne kadar olması gerektiğini bilmediğim) bir miktar sürülüp kafamızı mı sallamamız gerekir, yoksa parmaklarla saçlarımızı kıvırmamız mı gerekir?

bi de şu fönlerdeki kıvırcık saçlar için olan aparat nasıl kullanılıyor yahu?

yüzsüzlük olmazsa her yerde yok köpük bakımı, sıvı bakımı bilmem ne falan deniyor, bunların içinden önerebileceğiniz bi marka olsun, yöntem olsun var mıdır bir şeyler?

ço sağolun efenim, minnettarım.

hemen akla gelen ekleme: saçlarım çok aşırı kıvırcık değil, böyle üst kısımları düz kalıyo, ama çok uzun da değil yani, ön kısımdan çekince dudağıma falan geliyo. ama çok karman çorman yahu. elektrikli bi de, türkiye'nin elektrik ihtiyacının bir kısmını karşılayabilir sanırım.

 
banyodan sonra saçınızı havluyla azıcık avuçlayın, elinizi ıslatın, parmak uçlarınıza jöleyi alıp; krem gibi tüm elinize yayın ve saçınızı avuçlamaya başlayın. (her kıvırcık, saçını taramadığı için tarama kısmını yazmadım. saçlarını tarıyorsanız önce bir-ki havluyla kurulayın, tarayın, sonra havluyla azıcık avuçlayın....)
kıvırcık saç aparatı (adı neydi unuttum şimdi) için de aynısı geçerli. aparat elinizmişçesine saçını avuçlatacaksınız. saçınızı tarayın, havluyla avuçlayın, jöleleyin, bıdı bıdı, saçınızı ucunu aparatla birleştirip kafa derinize kadar yakınlaştırın, bekletin.
karışık anlattığıma eminim ama olay budur.
bir de bu işleri yaparken kafanız öne eğik olsun.
1.bp.blogspot.com
bu pozisyonda saçlarını aşağıya sarkıtın.
  • şıpıdakşıpıdakyüzenkurbağa  (26.02.11 12:16:07) 
jöle pek iyi değil uzun saç için, çok yapay ıslak ve yapış yapış yapıyor
köpük kullanın bence
elidor un köpükleri iyidir.
banyodan çıkıp saçınızın nemini alın, sonra bi portakal büyüklüğünde köpüğü avcunuza sıkıp bütün saçınıza yedirin. diplerine çok fazla sürmeyin, uçlara yoğunlaşın daha çok.
sonra saçlarınızı öne atıp ellerinizle böyle mıncıklayın birazcık
sonra da o vigo denen aleti föne takıp saçlarınızı tutam tutam içine sokup kurutun
aleti kafaya çok falza yapıştırmayın biraz hacimli durması için
vigoyu da kafanız öne eğikken uygularsanız daha kabarık daha hoş görünebiliyo.
  • cisterna  (26.02.11 12:50:50) 
köpük de işe yaramıyor elidor 7/24 kıvırcık saçlar için olandan kullanıyorum.


  • mr fusion  (26.02.11 14:36:31) 
benim saçlarım da dalgalı ve kıvırcık arası. çok zor bakımı. çünkü kıvırcıklar ara ara bozluyor. ara ara da mükemmel kıvırcıklar oluyor hiç bir malzeme kullanmadan. ilginç yani.

banyodan çıkınca saçları havlu ile kurulayın. sonra kurutmadan @mr fusion'ın dediği kremden sürün. sonra kurutun. saç iyice kurumaya yaklaşınca kıvırcık saçlar için köpük veya sprey gibi malzemelerden biraz kullanın.

diğer zamanlarda ise önce ellerinizi ıslatın, saçları elinizle düzeltip biraz şekil verin. saçlar nemlenecek bu şekilde. sonra şekillendirici köpük-jöle vb sürün şekil verin.

kıvırcık saç için olan aparatı kafanıza bölge bölge tutacaksınız. ara ara saçları tutam tutam alıp aletin içine sıkıştıracaksınız. eheh. olmuyor anlatması.

marka olarak 7/24 bakım kremi elidorun var. büyük marketlerde bulabilirsiniz. şampuan ve şekillendirici john frieda'dan memnunum ben. yine L'oreal'in köpüğü var.
  • mea maxima culpa  (26.02.11 16:00:26) 
[]

Body Worlds'e gidenlere...

Bunun yeri, yani karaköy antrepo 3 tam olarak nerede? İstanbul cahiliyim biraz ayrıntılı anlatsanız pek güzel olacak, diyelim eminönü balıkçı teknelerinin yanındayım. nereden gidebilirim?




 
tramvaya bin tophanede in orda sor gösterirler. 3 dk yürürsün.


  • pposeidon_1  (18.09.10 10:01:53) 
tophane tramvay duragindan indikten sonra besiktas yonune dogru yurumeye devam ettikten sonra sormaniza gerek kalmadan saga bakarak yuruyun. istanbul modern ile ayni girisi, afislerini bayraklarini vs. goreceksiniz.

body worlds'u getiren firma'da calistim 1 ay, keyfini cikararak gezin.
  • la traviata  (18.09.10 11:05:31 ~ 11:05:46) 
[]

Harçtaki inanılmaz mantık hatası

Edebiyat fakültesi için (ege üni) garanti bankasına 180,50 tl para yatırmıştım, okulun sitesinde de borcum 0 görünüyordu. ancak bugün harç 170tl görünüyor ve kalan borç olarak -10 tl görünüyor. ben bu parayı bankadan alabilir miyim? veya bir dahaki harçtan 10 lira düşerler mi? teşekkürler.




 
madem online takip ve hesaplama sistemi var, 10 liraya da ihtiyacınız yoksa elleşmeyin. ikinci dönem de 10 lira eksik yatırırsınız.


  • kibritsuyu  (16.09.10 11:06:25) 
Borç -10 lira gözüküyorsa zaten bir sonraki harcı 170 liradan eklediklerinde sizde borç 160 görünecektir. Ama 50 kuruşunuzu yemişler, teessüf edin.


  • akhenaten  (31.05.22 08:10:04) 
[]

Hazırlık Sınıfı Hakkında (okuyanlar, okuyor olanlar)

Merhabalar, ege üniversitesini kazandım bu yıl, bölümümde hazırlık sınıfı zorunlu değil ama bölüm arkeoloji yani dil gerekecektir sanıyorum.

sorum, hazırlık sınıfı sizin için faydalı oldu mu? Ciddiye alınırsa gerçekten yabancı dil hiç de fena olmayan bir düzeye getirilebilir mi?

not: anadolu lisesi çıkışlıyım, ingilizcem çok da kötü sayılmasa da harika değil tabi ki. teşekkürler.

 
arkeoloji bölümünde ingilizce hiiiççç işine yaramayacak.


  • anonimyususer  (18.08.10 13:28:56) 
eğer hemen mezun olman gerekmiyorsa hazırlık oku. bir yıl boyunca tek derdin ingilizce olacağından sosyal hayata bol bol vakit kalacak. hem hazırlık lise 5. sınıf gibidir. alıştırmış olur... daha sonra o kadar rahat bir yıl bulamayacaksın çünki hayatının geri kalanında...

ingilizcene katkısı da kuşkusuz olacaktır. ben de anadolu lisesi mezunuydum. olur da geçerim diye hazırlık muafiyet sınavına girmedim bile... çok şey kattı bana ingilizce adına...
  • thunder thunder thunder thundercats  (18.08.10 14:56:27) 
hazırlık binasına girdiğimde, burada 1 sene geçirmek istemiyorum, demiştim..fazla fazla üni de kalmak istersen, yaşarım ben burada anasınısatiim dersen, ulan okumusken ingilizceyi de "kendim" çalışıp geliştireyim diye dusunursen oku...yok orada 1 sene geçirmek istemem, gecen 1 seneyi ömrümden alınmış 1 sene olarak gorurum, hazırlık sınıfının ingilizceme faydası olmayacagının farkındayım(ancak kendim ekstra caba ile geliştirebilirim) dersen direk geç...


  • ne adrenerjik ne kolinerjik  (18.08.10 15:05:37) 
Normalde dil bilmek her zaman avantajdır fakat egede hazırlık okuyan pek çok arkadaşımdan biliyorum, egenin hazırlık okulu bi halta benzemiyor. gayet açık ve net. Çok yetersiz ve hiç bi yararı olmaz. Ege hazılığı bitiren arkadaşlarımın seviyeleri intermediate ı zor bulur.O da kağıt üzerinde , konuşma açısından ise elde var sıfır. Bu yüzden benim tavsiyem : dil öğrenmek istiyorsan bunu kurslarla halletmen, ege hazırlığın gerçekten bi faydasının dokunacağını sanmıyorum. Tam tersine vakit kaybı olur.


  • onune3012  (18.08.10 15:19:47) 
zorunlu olmayan hazırlıklar yatış seesi oluyor bence güzel oluyor tavsiye ederim. dil için de az da olsa katkı sağlar ama en çok ilk yılda okula alışmak tadını çıkarmak için işe yarıyor


  • kutuların sessizliği  (18.08.10 15:37:56) 
[]

KYK Güvenlik Kodu Sorunu

Yurtkurdan yurt başvurusu yapmaya çalışıyorum ancak her seferinde karşıma çıkan 3 karakterli güvenlik kodunun, afedersiniz eşşek kadar karakterlerini yanlış girdiğimi söylüyor site bana. acaba sorun bende midir yoksa böyle bir şey duyup gördünüz mü? veya ne yapabilirim. teşekkürler.




 
herkes aynı sorunu yaşıyor sanırım :S bende de öyle


  • olkol  (17.08.10 15:23:24) 
sinir bastı artık denemekten, güya kolaylık oluyor internet kullanınca, kolaylıktan anladıkları saatlerce kıç üstünde oturmak sanırım veya kendilerine kolaylık! :/


  • akhenaten  (17.08.10 15:27:00) 
[]

İstediğim Bölüm Hakkında Öneri

Merhabalar. Bu sene sınava girdim. En baştan beri istediğim bölüm için yeteri kadar puanı da aldım, ki bu bölüm klasik arkeoloji oluyor. Açıkçası benden başka mesleği yapan bir insan çıkmaz diye düşünürüm hep. Ama şu; (bkz: yapma demiyorum hobi olarak yine yap) konusuyla başım fena halde dertte.

Kısaca sizden istediğim, özellikle arkeologlar ve arkeoloji öğrencilerinden, istediğim yere mi gitmeliyim, yoksa 65 yaşına kadar bana hapis hayatı gibi gelecek bir mesleği mi seçmeliyim? (ki bu herhangi bir başka meslek oluyor.)

Eğer arkeolojiye gidersem, akademik kariyer düşünürüm; ancak bunu yapabilmek kolay olur mu? (derslere baktım ve hepsi de ilgi alanımda olan şeyler, yapabilirim diye düşünüyorum) ya da her neyse işte... şimdiden sağolun.

Edit: Hobi olarak uğraşmak bana kesinlikle yetmez, neredeyse ilgilendiğim her şey arkeolojiye dahil zaten ve takdir edersiniz ki etrafımda benim gibi insanlar olsun istiyorum zaten en çok da bu yüzden arkeolojiyi istiyorum.

 
geçen sene ben de aynı durumdaydım. burda önemli olan hobi olarak yaptığın zaman bu durum seni tatmin edecek mi? yani gidip araştırma yaparak bir şehiri ortaya çıkarmak mı yoksa bir çömlek bulmak yeter mi sana. ikincisiyse hobi olarak yapmalısın bence. severek yaptığı işin çok içinde olduğu için artık o işi sevmeyen de bir sürü insan da var.


  • sarper361  (15.07.10 19:37:36) 
Hangi okulu istiyorsun. Arkeoloji'de (klasik, prehistorya, protohistorya) Türkiye'nin tartışmasız en iyileri İstanbul üniversitesi hocalarıdır. Ayrıca diğer okullardan duyduğum kadarı ile kazılara en çok öğrenci götüren de yine burasıdır. Akademisyen olmak istiyorsan İstanbul üniversitesini tercih et, derslerini iyi tut (bak süper demedim, derslere ilgili olduğunu gösterecek bir ortalama bile yeterlidir), laboratuarın gediklisi ol. Laboratuar demişken, sanırım bölümler yine ayrılmış, 2 sene öncesine dek tüm anadallar birleşikti ve herbirinden ders almak mümkündü, Proto'nun ve Prehistorya'nın laboratuarı vardır ama klasik konusunda emin değilim. Onda farklı bir yol izlemen gerekebilir, ilgini yönlendireceğin.. Yani 1. sınıftan 4. sınıfa dek ilgili bir öğrenci olduğunu en başta kendine göstereceksin, kazılara sektirmeden her yaz katılacaksın. Gerisi gelir zaten.. Arkeoloji'de iş yok diyeni dinleme, akademik olarak birşeyler yapmak mümkün; yoksa Arkeoloji'den mezun olup mesleğini yapmazsan tabii ki işsizlik çok.

Ayrıca bir tüyo, Klasik biraz daha disiplinlidir. Dolayısıyla birleşikken pek kimse klasiğe yanaşmamıştı. Yani 50 kişi başlayacaksın belki ama sonunda rekabet 3-4 kişiye düşecek yüksek olaylarında..

Dersler ilgili isen zor değildir. Ama tüm hocaların da diyeceği gibi yabancı dil şarttır. Klasik için bu Almanca'dır ağırlıklı, onlar çok yayın yapıyorlar. Ama ingilizce ve mümkünse fransızca en azından çince gelmeyecek kadar bilsen artı puan yazılır hanene. Ayrıca klasik seçiyorsan latince öğrenmeye de hazırlıklı ol.
  • cinna monster  (15.07.10 19:41:00 ~ 19:46:26) 
@sarper361 bu işin "hobisi" falan yok. gidip öyle çömlek falan çıkaramazsınız


  • cinna monster  (15.07.10 19:45:45) 
Sevdiğin işten para kazanamazsın. Aaa yok ben parasız da yaşarım zaten kazılarda bana para lazım değil nerede harcıycam dersen bilemem tabiki. Ama materyalist dünya ne yazık ki. Zaten paran olduktan sonra hobi olarak istediğin herşeyi yapmak senin elinde. O yüzden önerim gelecegin mesleklerinden birini seçip once para kazan, sonra da hobi olarak istediğin herşeyi yap.


  • chance  (15.07.10 19:47:24) 
Dil konusunda sorunum olmaz sanırım. Aslında Ege Üniversitesi düşünüyordum; ama İstanbul üniversitesine de girebilirim. ve arkeolojiyle hobi olarak uğraşmak bana kesinlikle yetmez. Ege Üniversitesi hakkında fikirleriniz varsa öğrenmek isterim


  • akhenaten  (15.07.10 19:49:19) 
@cinna monster
o da doğru. kendi durumuma göre öyle düşünmüştüm düşündüğümü söyledim ama pek uymamış.
(bkz: sakin ol şampiyon)
  • sarper361  (15.07.10 20:00:32) 
12   « Önceki Sonraki
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.