Ekşi Duyuru

anonim şirket bir sermaye şirketidir ve sermayesi kadarıyla sorumludur. ortakların ve şahısların şahsi olarak sorumluluğu bulunmamaktadır. bu nedenle soğuk su tavsiye ediyorum.

maalesef yardimci olamayacagim ama sirket bu noktaya nasil geldi , biraz anlatabilir misiniz?

Ha ama yonetimde olanlar usulsuz is yaptilarsa haklarinda dava vb acilabiliyor. (Borc tazmin etmek icin degil ama bildigim kadariyla)

Ayrica sermayesi kadar borcu odemekle yukumlu.

Ttk 553/1

normal borçlarda arkadaslarin dedigi gibi ortaklar koyduklari sermaye oraninda sorumlu fakat kamu borclarinda yk üyeleri müteselsilen sorumlu.

mantık olarak düşmüş bir insanın kaybedecek fazla bir şeyi olmuyor, daha fazla deneme yapıyorlar ve farklı konularda, sonrasında bir yerden tutuyor işte. yüz kişiden 10'u için bu dogruysa adını sanını bilmediğimiz 90 kişi de sefillik icinde ölüyor, ama bunu yazmaz hicbir yer...

umarım anlatabilmişimdir.

acemi'ye ek olarak bize dahi olarak pompalanan bill gates'in babası da acaip zengin bir avukat, oldugunde milyon dolar bırakıyor gates'e.

yani adamlarda kaynak var.

acemi +1

o kırılma noktaları en büyük güç kaynağı. 41 yaşındayım.41 insan bir araya gelse hayal edemeyecekleri şeyleri sığdırdım ömrüme. sözlükten bilenler bilir. ama iki defa kendime sancılanıp kendimi doğurdum. acı çekmeden başarının tadı çıkmaz. ama acı müptelası olup, başarıyı da mutluluğu da yakalayamamaktan bahsetmiyorum. yere düşsen yerden bir avuç toprak alıp kalkabiliyorsan sana kimse bişey yapamaz. buralarda şuna iyilik yaptım ondan başıma bunlar geldi, insanlara güvendim, haksızlığa uğradım, ailem şöyle, param yoktu diyenler kendini kandırıyor. insan olağanüstü bir varlık. yapamayacağı şey de asla yok. yaşayan en büyük kanıtım.

acun annesi babası öldükten sonra 1-1,5 yıl kayıp bi dönem geçirip hiç dışarı çıkmamış o yüzden dikkatimi çekti..

Rambodan bikaç hafta parkta yatmış,köpeğini satmış sonra biyerde otururken rambonın senaryosunu yazmış galiba..

Ya yazdığım örnekler uç zaten benlkş bi bokluk vardır ama anlatmak istediğimi anlatabilmişimdir umarım :)

yukarıdaki mesajlarda bazı arkadaşlar çok ilginç şeyler yazmışlar.

Ailenin halihazırda zengin olması başka bir şey, senin yaptığın işte başarılı olman başka bir şey. Bir sürü zengin çocuğu var, niye bazıları hiçbir şey başaramazken bazıları başarabiliyor? Ya da sıfırdan milyoner, milyarder olan insanlar nasıl oluyor?

Ailenin 10 milyon doları vardır, sen bu parayı 1 milyar dolara çıkarırsan bu başarıdır.
Hiç paran yoktur, üsttekinin aynısını yaparsın, bu daha büyük bir başarıdır.

hiç çalışmayan birinin başarılı olma şansı çok düşükken çok çalışan birinin de başarısız olma şansı çok düşük. ana konsept bu. bir şeyler başarmak çok zor, bunu kabul ediyorum ama adil değil" demek de saçma. ha sen 2-0 yenik başlarsın, olabilir. bir tane hayatın var. "oynamıyorum" dersen potansiyelin boşa gider.

ihtimalleri artırmaktan başka çaren yok, çok çalışacaksın. bir de yaptığın yatırım ile beklentiyi orantılı tutacaksın. tanesinden 10 kuruş kazandığın bir simitten günde 10 milyon tane satarsan günde bir milyon lira kazanabilirsin ama günde 10 milyon simit satamayacağını biliyoruz. bu kadar saçma bir örnek vermek istemezdim ama biri gelip "çalışarak zengin olunmaz" acıtasyonu yapacak, mecburen yazdım. geleneksel bir işte çalışarak zengin olamazsın çünkü getirisi belli.

verdiğin örneklerdeki gibi başarı istiyorsan tek yolu bu, çok çalışacaksın. çalışmayınca kesin olmaz, çalışınca olma şansı var. onu deneyeceksin işte. birçok insan deneyemiyor / denemiyor (tembeldir, salaktır, durumu uygun değildir, bakmakla yükümlü olduğu kişiler vardır) , o yüzden "bir televizyon programı yapacağım ve şunları şunları başaracağım" dediğin zaman tüm dünyayla yarışmıyorsun, seninle aynı şeyi halihazırda yapanlar ve yapmak isteyenlerle yarışıyorsun, rekabetin onlar. Birçok insanın anlamadığı şey bu.

Hocam dinden örnek vermem gerekirse, Allah Hz. Musa'ya asanı yere vur dediğinde Musa tereddüt etse, deniz yarılmazdı.

Hz. İbrahim ateşe atıldığında cebrail'in teklifini kabul etse ateş gül bahçesine dönüşmeyecekti.

İsmail canını vermekten tereddüt inse koç inmeyecekti.

Ben bu işin dini olarak tam teslimiyet, psikolojik olarak da olmasa da oluyor ya'ya bağlıyorum. Acun'un dönüm noktasını incelerseniz ne kadar lakayıt ve sorumsuz bir adam olduğunu görürsünüz zaten.

Aslında bunun tek açıklaması var o da kişinin asıl istediği şeyin yani motivasyonun ekonomik kaygıların bile önüne geçmesi.

Popüler olmasa bile kariyer değişikliği yapan çoğu kişinin biyografisine şöyle bir göz gezdirirsek geneli de 5 parasız kalmayı göze alarak, istedikleri şeyin peşinde gidiyorlar. Ne istediklerinden emin oldukları için de dört elle sarılıyorlar ve başarılı oluyorlar/ yetenekleri doğrultusunda ilerliyor.

Mesela en son okuduğum kitaptan bir örnek verirsem; bankacı olarak işe başlayıp kariyerinden hiç mutlu olmayan bir adam ekonomik olarak hiçbir güvencesi olmadığı halde istifa edip, başka bir alana odaklanıyordu. İnsanlar belli bir döneme kadar mevcut kariyerine ''katlanabiliyor', para bu süreci uzatabiliyor ama belli bir süre para da tatmin için yeterli gelmiyor. Kişi bu noktada ya paralel bir kariyere yönelip 2. hobisel bir işe girişiyor ya da tüm gemileri yıkıp tabiri caizse yardırıyor diyeyim. Eğer kendi yetenekleri doğrultusunda da hareket ediyorsa başarılı olması pek şaşırtıcı değil.

Edit: ben popüler ve zengin olmayan insanlar için de genelledim.

Kendinizi ''gerçekleştirme'' ile ilgili aklınızda soru işaretleri varsa şu kitap güzel bir kitap:

www.egitimpedia.com

sevdigin isle filan alakasi yok, aslolan sektordeki arzi gorebilmektir. o arza yonelik bir urun sunmaktir. sen istedigin kadar hobinde basarili ol, bu insanlarin para odeyecegi bir sey degilse bir ise yaramaz.

acun, mesela tr'deki medyadaki eksikligi gorup oraya yonelmis. bu eksikligi goren bir tek o muydu? hayir, onun cevresi vardi ve digerlerine gore daha kolay one cikabildi.

bu diger saydiklarin icin de bu gecerli. ama bu eksikligini gordugun urun o kadar talep goruyordur ki, bir cevreye bile ihtiyacin olmayabilir. cogu startup icin de bu durum gecerli. tabi bunlarin cikardigi urunlerin rakipleri varsa, yine cevre faktoru devreye giriyor.


yemeksepeti rusya ve dubai ye acilmaya calisti, iyi de yatirim yapti ama acilamadi, kulliyen zarar oldu bunlar. diger yandan, fethullah gulen cemaati ile siki baglantilari olan ve afrika'da alakasiz siradan bir is yapan bir turk cocuk, bu yemeksepeti nin klonunu, yazilimin y sinden anlamamasina ragmen, o ulkedeki cemaat baglantilari sayesinde milyon dolara 1 senede satabildi.



turkiye'de startup dunyasinda her sene turkiye'nin en iyi 30-40 i secilir, bunlarin ancak 2-3 tanesi 5 seneyi asabiliyorlar. bu insanlarin hicbiri mi isinde iyi degil ki batiyorlar? hayir, halkin ihtiyacini karsilayacak bir urunu makul bir fiyata sunabilmek cok zor.

Yakın bir akrabamızın anne ve babası kendisi çocuk yaştayken ölüyorlar. 20li yaşların başında bir anadolu şehrinin küçük bir kasabasında amelelik yapıyor kendisi...

Şu anki durumunu söyleyeyim; oğlunun düğününe tüm kabine geldi. Cumhurbaşkanı da dahil. 50 civarında ülkeye ihracat yapıyor, kaç tane şirketi, kaç tane fabrikası var bilmiyorum bile.

o ne be,cumhurbaşkanının yeni ünürü heralde :)

@gadlemler, yok ama onlarla da tanışıklıkları vardır muhakkak.

Tam olarak Malcolm Gladwell'in Outliers kitabını soruyorsun. Tüm kitap buna 200 küsur sayfa cevap veriyor. Bunun için birçok etmen sayıyor ama en büyük paylardan biri şans. Bu da 'aileden zengin olma' şansı değil. Doğru zamanda doğru yere denk gelme açısından.

Örneğin, Amerikan futbolu takımının başarılarını inceliyorlar. İstatistikleri çıkardığında bu oyuncuların %70 civarı Ocak-Şubat-Mart-Nisan doğumlu çıkıyor. Bunun nedenine iniyorlar; taa ortaokula dayanıyor. Ortaokulda ya da ilkokulda okul takımları için seçmeler sınıf sınıf yapılıyor. Atıyorum x. sınıfta sadece 19xx doğumlular oluyor. O yaşlarda da Ocak ayında doğanlarla Aralık ayı doğanlar arasındaki neredeyse bir yaş çok etkili. O yüzden, ilk aylardaki doğumlular seçmeleri daha ağırlıklı geçiyor ve spor eğitimi alıyorlar. Spor eğitimleri aldığında da ileriki yıllarda almayan arkadaşlarına göre daha başarılı oluyorlar.

1930'lardaki başarılı avukatları incelediklerinde ise hemen hepsinin çok özel bir ortak noktası var.:Bronx tarafında fakir mahallelerde, Yahudi ve göçmen ailelerde doğmuş ve aileleri tekstil atölyelerinde işçi olma. Daha derine görüyor ki, zamanlama mükemmel Büyük Buhran sonrası Amerika'ya göçen ailelerin çok fazla hukuki sorunları oluyor ve Büyük Buhran'dan önce bu kadar göç öngörülemediği için kimse göçmen avukatı olmak istemiyor. Göçmen avukatlıklığı işini bunlar tamamen ayrımcılık sonucu ve istemeye istemeye alıyorlar ama sonra bu iş patlıyor. Tekstil işçileri olan babaları aracılığı ile de müşteri çevreleri oluşturuluyor, vb.

Şimdi hatırlamıyorum ama bir baba-oğuldan bahsediyordu. Aynı işi yapıyorlardı. Baba sürüm sürüm sürünürken, oğlu çok zengin olmuştu. Bu da o işin talebinin olduğu zamana denk gelmekle gerçekleşiyordu.

Aynı kitap Bill Gates'ten bahsediyordu. Bill Gates aslında daha iyi bir kolej kazanmıştı ama yakındaki bir üniversiteye gitmişti. O üniversite de şans eseri Amerika'nın ilk birkaç büyük bilgisayar laboratuarlarından biri vardı. Bill Gates'in yaklaşık 10000 saatlik bir çalışması ile birlikte, şans eseri bilgisayarlar dünyaya yayılmaya başlayınca başarılı olduğunu anlatıyordu uzun uzun.

Özetle kitap başarı için senin yapabileceğin tek şeyin 10000 saat çalışmak olduğunu ama gerisinin tamamen şans eseri olduğunu söylüyordu. Yanlış şeye çalıştığında işe yaramayacağını söylüyordu.

J. K. Rowling dikkatimi çekti, ondan yazıyorum. Da Vinci Şifresi kitabı ilk yayınlandığında ve çok beğenildiğinde bir yazı okumuştum. Yazıda şunu diyordu, Dan Brown (kitabın yazarı) başarıyı umdu mu yoksa planladı mı? Da Vinci'nin ilk kopyaları birçok ülkede insanlara ücretsiz dağıtılmış gibisinden bir şey okumuştum. Bu demek oluyor ki bir şeyin arkasında onun başarılı olacağına dair inanç olmalı. Dan Brown kitabına güvenmiş olacak ki ücretsiz olarak onları dağıtmayı göze alıyor. Aynı şekilde Rowling de kitabına güveniyordu. Başarının arkasında aslında değerli bir şeye sahip olmak da var. Bu edebi yetenek de olabilir ya da yakışıklılık/güzellik de. Ama bu birileri tarafından keşfedilmeli. Örneğin Harry Potter serisi ilk çıktığında ilk kitabı Ülkü Tamer değil, başka bir çevirmen Türkçeye çevirmişti ama çeviri başarısızdı. Yapı Kredi Yayınları bunu fark ederek kitabı yeniden Türkçeye çevirdi ve yayınladı. Ondan sonra kitap Türkiye'de okunmaya başladı. Bir söz var yine bununla ilgili: önce fark edersin, sonra fark atarsın. Böyle şeylerin arkasında biraz da bu var.

bahsettiğin şeyler yanlış değil ama kendini tek şeye odaklama. iş sadece "bir şey"de bitmiyor.

ayrıca burak aksak'ın parasız kaldıktan sonra lm'yi yazdığını söylediği bir röportajı var; absurdkomedi.wordpress.com

evet iş sadece birkaç şeyle sınırlı değil.

mesela istediğin kadar yırtınan bir tasarımcı ol ama eski kocası zengin olan asena erkin ya da babası fatih terim olan buse terim senden birkaç tık önde.

onları ilerde geride bırakırsın fakat para ve çevre faktörü işte burada önemli.

ayrıca;

-deneme, yanılma, tekrar deneme tekrar yanılma süreçlerinden geçmiş olmak
-yaptığın işi ameliliğine kadar bilmek (acun spikerlikten geldi)
-şanslı olmak (bana göre herkes şansını kendi yaratır. bu da çalışmakla doğrudan ilişkili)
-insanları şaşırtmak (yani farklı olanı, ihtiyaç duyulanı sunmak)
-ısrar etmek, kararlı olmak, kapıdan kovulsan bile bacadan girmek, bir yerin başına geçme planın varsa yeri geldiğinde işe çaycılıktan başlamak,
-çalışmayı saymıyorum bile. bu zaten hücrelerinin beslendiği yegane şey olmalı,
-ve daha benzer birçok şey...

JK Rowling ismin ne kadar önemli olduğunu göstermek için yazdıklarını farklı bir isimle yayıncılara gönderdiğinde aldığı mektupları yayınladı. bir tanesi "yazma dersleri" almasını tavsiye ediyor.

www.theguardian.com

Hacim calismadim ama surekli girip ciktigim bi ortam. Her gittigimde tipleri dovesim geliyor. Kadin erkek fark etmez. Bence hepsi dayaklik. 18 20 yas arasi icin diyorum bunlari. Genelde onlarla muhattap oldum. Maaslarin da iyi olmadigini duydum. Tam bilmiyorum ama mesela utopya programinda parayi begenmemistim. Kurgucu 2500 demisti

Olmaz.

niye olmasın öyle birini karşına çıkarsa.

25-30 civarındaki kızların çoğununun hayali böyle değil mi?

-Zengin koca
-kariyeri salla
-Çocuk doğur
-Keyfine bak

Bol şans:)

Kadinsin sanirim. Durumu iyi bir esin Olsun, bu sayede calismamak ve cocuk yetistirmek istiyorsun. Ask mesk ise isin turk dizi yani. Bu, hayati pozitif yonde sasirtacak bir guzellik degil, bircok turk kizinin hayali. Oyle bir hayat yok. Yasin 30 a da yaklastiysa.muhtemelen aradigin gibi harika bir adam bulman zor. Ha 26 falansan birine kapak atabilirsin, bilemem. Uniden bir arkadasim vardi 25 yasindayken 42 yasinda bir adamla evlendi. Adam tabiki multimilyonerdi. Cok mutlu suan,tavsiye ederim

Sen kendi ve aliesel sikintilarindan bunalmissin ve bir kurtulus yolu ariyorsun. Bunun da zengin kocadan gectigine dair bir fikre kapilmissin.

@eloharp aslında zengin koca bulup da kariyeri sallayayım yok. Zaten salladım, yokluğun verdiği varlıkla yaşıyorum.

Huzur derdindeyim huzur. Huzurlu olayım,isterse multimilyoner olsun tutamaz beni çalışırım :) evde oturabileceğimi sanmıyorum..keyfi çalışınca daha iyi işler çıkarıyorum hatta

çevremde ben dahil bir çok bekar erkek mevcut. bizim de en büyük şikayetimiz evlenince kızların kendini geliştirmeyi bırakması,temelli boşlaması hatta üstüne de çocuk yapınca tamamen hayattan kopması. genel olarak durumum iyi arkadaşlarımın da öyle çok o konulara girmek istemiyorum. büyük ölçüde sürekli birlikteyiz ve en büyük muhabbeti geçen konulardan biri de senin söz ettiğin konu. evliliğin bize ne gibi bir artı getireceğini kestiremiyoruz, çok büyük oranda şu an ki hayatımızı karıştırmak gibi geliyor. tek bir farklılık doğuyor evlilikte; çocuk ihtiyacı. onu da ailem için istiyor gibi bir konuma geliyorum. bilmiyorum herkesin düşüncesi farklıdır ama bana bir şey katmayan insanla muhabbet etmek istemiyorum her dediğime şaşırılmasını istemiyorum fikir üretilsin istiyorum. buradan şuna gelicem lütfen kendini bırakma kendini geliştirmeye devam et. yüksek lisans yapabilirsin başka bir dil daha öğrenebilirsin farklı spor dallarına yönelebilirsin bu arada eminim kaliteli insanlarla tanışma ihtimalin de artacaktır. en azından ben ve çevremin düşüncesi böyle

Her şeyin önünüze konmasına alışmışsınız, aileden aldığınızı şimdi kocadan istiyorsunuz. Öyle bir dünya yok maalesef.

tabi öncesinde bir kan tahlili ile hepatit a ve b değerlerinize baktırın.

Hepatit a için, Türkiye gibi pis bir coğrafyada yaşayan bir çok kişide bağışıklık kazanılmış çıkıyor zaten

B'yi nasıl ücretsiz yapıyor ya, aşıyı da mı kendisi veriyor?

Evet tabi baktırmayı yazmamışım :)
Yıllardır dışarıda yiyen biri olarak bende çıkmamıştı şükür..

Evet b'de ve tetenosda aşıyı kendisi veriyor..a'yı siz alıyorsunuz gidip vurduruyorsunuz..ben onu özelde yaptırcam ama,özel eğitim gerektiren bi aşıymış galba

@lcha valla biz sinifca baktirmistik unide pozitif cikan 4 kisi vardi 60 kisi icinde. Eskisi kadar sik degil yani

bu lisede yapıp üniversitede tamamladıkları, 2 ya da 3 defa yapılan Hepatit B aşısıydı değil mi?

Sağlık ocağı hepatit b aşısını sadece aşı takvimi kapsamındaki bebeklere ve mesleği gereği hastalık kapma riski taşıyan kişilere (hemşire, doktor, laborant vs) ücretsiz yapıyor. Yani aile hekiminin bana verdiği bilgi bu idi.

Yok hepatit b herkese yapılıyo,ben o kapsamlarda değilim ama yaptırdım @kibritsuyu

@rodri tetenos da olabilir o bilmiyorum

Hepatit B risk grubundakilere ve bebeklere ücretsiz.

Hepatit A sadece bebeklere ücretsiz.

Özel eğitim falan gerekmiyor. Eczaneden alıp herhangi bir sağlık kuruluşunda yaptırıyorsunuz.

Genç nesilde Hepatit A geçirmiş olan çok az.

Bizim burda b yi herkese yapıyorlar,enteresan..

Hepatit B ücretsiz vuruluyor. Aile sağlık merkezinde vuruldum Geçen Mayıs ayında başladım ve 5 kuruş vermedim. Son dozu da Ekim'de vuruldum. Tutmuş mu diye bile baktırdım üstüne :)

Hepatit a bağışıklığım çıktığı için vurulmadım. Arkadaş negatif çıkınca doktor "eminönünde bi çay bile içmedin mi?" diye alay etmiş.

@cigerdelen Hı? Bu fikirlerinin bilimsel temelini biraz açar mısın?

Tüm hayallerine ulaşıp ilk girişiminde hayata küsüyorsan ohoo.

Hayalperestlik iyidir ama realistliğinde olması koşuluyla

> " gir bi işe çalış,yakınma;paralı asker ol."

bu mantik cok yanlis. parali asker ol ne demek? calismak topluma faydali olmak demektir, calisan her kisi topluma bir katkida bulunuyordur. illa mucit ya da yeni bir sey uretmeye gerek yok bunun icin. sektorde 100 liraya satilan bir mali 90 liraya satsan bile bir cok kisinin bu urunu daha ucuza kavusmasini saglayip, refah seviyelerini yukseltmis olursun.

Depresyon is calling... Hayat neyi nasıl goruyorsan o.

Hiç bu açıdan bakmamıştım scars.
Ama bi başkasının cebine milyarlar sokup,bana ve iş arkadaşlarıma azıcık vermeleri bana koyuyor. Babam patron adamdı. O zaman da biz kazandırdık ve bu durum o zaman da koyardı. Motive olamadığımdan istifa ediyorum hemen :/ uyuz bi durum.

girişimini yaptın bittide kimse kullanmadı mı yoksa bitmedi mi daha? yada para bitti diye devam edemiyormusun? onu anlamadım ben.

benimde gençken bir girişimim vardı, tamamını yapmak çok para gerektiriyordu bende bir kısmını yapıp para ararım dedim, ilk yatırımcı görüşmesinde ret yiyince hevesim kırıldı bir daha da uğraşmadım, bir senem kayboldu.

yıllar sonra bir adamla iş görüşmesi için tanıştım konuştuk falan işe giremedim tabii ama adama sordum sen ne yaptında yaptın diye, adam yatırım alıncaya kadar 30 farklı şirket/yatırımcı ile görüşmüş, benim gibi ilkinde yılmamış yani. sonuç itibari ile sloganlarda dendiği gibi "yılmak yok, yola devam"

Yapacağın işi bitir sonra yine yataktan çıkma, işini yarım bırakmak kadar ayıp bir şey yok.

Selam +1

İlk reddinde hemen hayallerinden vazgeçme. Harry Potter'ın yazarı bir ara Britanya'nın en çok kazanan kişisiydi roman sayesinde. O bile kaç yayınevinden red yemiş kitabını bastırana kadar. Şimdi şatoda yaşıyor :)

Ben ilk şablonu hazırladım,bundan sonrası para gerektiriyor,mekan gerektiriyor. Fikir bende saklı;gerekli insanlarla da anlaşmıştım...biri cıkıp yapınca artık daha da yatağa gömülüp hunharca ağlarım. İnsan ve malzeme odaklı. İnsanlardan soğudum bu süreçte, gelip para bile koydalar şu saatte sanırım yataktan kaldıramazlar :( lanet olsun.

kardes kusura bakma ama sen girisimci olmak icin cok duygusalsin.
sana su iki filmi oneriyorum, bu filmlerdeki gibi olmazsan para kazanamazsin:

(bkz: nightcrawler)
(bkz: there will be blood)

bu filmdeki iki karakter kantarin topuzunu kacirip, bazen illegal girisimlerde bulunuyor olabilirler ama bunlar kadar hircin olmazsan girisimci olamazsin. para kazanmak sadece orjinal fikirden ibaret degil, pazarlamak bir onun kadar onemlidir. belli ki sen fikrini pazarlayamamissin, dukkanina giren ilk musteri bir sey almadigi icin dukkani kapatmaya karar veren bakkaldan farkin yok.

bu motivasyon konusmasini da baska bir yerde bulamazsin ( soyledikerimde abarti yok, hepsinin arkasindayim)

hayaller van persie, gercekler tam tersi. yani meali, sana cok guzel, basarili gelen sey insanlara o kadar etkileyici yada faydali gelmeyebilir. sirf bu yuzden her yil binlerce plan, proje tarihin tozlu sayfalarina gomuluyor. bize super gelen fikirlerin cogu aslinda kendi ego ve durtulerimizin bize oynadigi bir oyun. gercekten dunyaya faydali olacak seyler aslinda ihtiyaclari planli programli sekilde belirlemekten geciyor. bana biraz duygusal bir kardesimizsin gibime geldi. kendince bi yol bulup, beklentiyi yukseltip, hayalkirikligina ugramissin. kendin calip kendin oynamissin sanki.

mayeskuel'in dedigi de dogru, sektorde bu yonde bir ihtiyac var mi? yoksa bu urunun bir ihtiyac yaratip mi tutulacak? ilki gibiyse pesinden gidebilirsin, ama ikincisinin gerceklesme ihtimali ise cok cok kucuktur ve ben olsam bu riski almazdim.

Ya benim hikaye biraz farklı;tipik girişimci yatırımcı hikayesi değildi...Biri pr ı için yardım edecekti;kolektif bi şey olacaktı zaten...cok enerji gerektiren bir şeydi,mal gibi harcadım işte..

@scars.. Yorumun için sağol :) ama pazarlama kısmına katılmıyorum sanırım. Cok duygusalım evet,maallesef :( ama iyi pazarlarım hedeflerimi.. Hiç tanışmadığım ve hepinizin tanıdığı en tepedeki adamlardan birinden 2 paragraflık yazıyla randevu alabiliyorum.ve gidip görüşebiliyorum. Zaten sıkıntı bu,pazarlama beni uçuran tek büyük şey

karakter olarak da biraz toysun gibime geldi. "Hiç tanışmadığım ve hepinizin tanıdığı en tepedeki adamlardan birinden 2 paragraflık yazıyla randevu alabiliyorum.ve gidip görüşebiliyorum" demissin mesela.

yasadigin istisnai bir olayi sanki herzaman olacakmis gibi anlatiyorsun. o adamin seni kabul etmesinin arkasinda psikolojik, sosyal, sans vs..bir suru faktor var.

Yok ama bu şekilde çok hikayem var.özetle öyle yazdım..sözlü veya yazılı olarak konstre olduğum bir konuda cok farklı insanları ikna ettim

Yataktan cikasin yoksa çıkma. Vardır bunda da bi hikmet.

Kardeşim herkesin girisim fikri var, herkes 6 ayda voleyi vurup güney sahillerinde yasamak istiyor. Üzgünüm ama hayat gerçekten bu; hele Türkiye gibi sermaye birikimi düşük ülkelerde yatırım bulmak, kısa sürede büyük işler kurmak falan milyonda bir ihtimal eğer bakan-müsteşar çocuğu değilsen.

Girişimcilik etkinliklerini genelde takip ederim, etohumdaydı sanırım pembepanjur com kurucusu 30 yere falan gitmiş.
tarimsal bilmem ne diye bir bayanın sitesi vardı, boğaziçinde konuşmuştu, a4 veya a5'e sitesinin ismini falan yazıp fuarın birine katılmış herkes çıkarken atmış bu kişi bunları toplamış falan, sonra reklam almış sitesine, hiti günlük çok az olan siteye reklam almıştım diyordu, sonrasında başarmış v.b. www.tarimsalpazarlama.com idi adres sanırım.

translate.google.com ucretsiz

metine gore degisir, teknik metinse daha pahali olur. 1000 karakter 15-16dan baslar(en az). normalde de en dusuk 11-12dir. ama bi ogrenvi cikip ben 6-7ye de yaparim der ne madar guvenilir olur orasi mechul. metin nedir? ceviri icin yardimci olabilirim.

TR->EN olduğu için galandar'ın dediği rakamlar normal. 12 tl/ 1000 karakter diye düşünebilirsiniz. Kelime sayısından ziyade karakter sayısı ile ölçmelisiniz.

bu benzetme demek.
O kadar emindiyse gidip konuşsaymış.Pardon da yaş kaç çocukca geldi bu muhabbet ?

bence uyar, fazla içmesin

insanlar çift yaratılmıştır diyorum. konu kilit dağılabiliriz. :)

ya komik geldiğini biliyorum,ben de aynı kafadayım...minibüsten inemedim,çok kalabalıktı hemen hareket etti diyor..benzetmedim sendin diyor

mesih olduğunun işareti bu. hasan mezarcı'yı araştır.

emnıyet-fatıh ın oralarda bı mahalle var. orda oturmadıgım halde ne zaman ordan gecsem herkes halımı hatrımı soruyo yürüyemiyorum. Benzerliktır o

Tasavvufta mümkündür. evliyalar için geçerlidir bildigim kadariyla. normal insanlar icin durum nedir tam olarak bilmiyorum.
buna tayyı mekan denir.

bi grup arkadaşım beni kafede otururken gördüklerinin hatta resmimi çektiklerini söylediler. öyle böyle benzemiyordu hakaten, kolunda bilekliği olmasa ikna edemeyecektim. sonra bi tür oyuna dönüştü, benzerlerimizi bulacaz diye dolandık ortalıkta, tabi pek b'şey bulamadk cıvıttık sonradan. siz yine doğru olanı yapın önemli kararları teknik parametrelerle analiz edin bence.

Ciftehavuzlar starbucks. Digerlerine gire nispeten sakin

Moda'da page cafe ya da cherry beans mi ne vardi orasi.

Periscopeta vardi yayinlayanlar.

yardım etmeye çalışayim

yolla panpa

4

gratis mi yoksa ben de bi ara başvurmuştum, 4-5 arası veriyorlardır

adres ver bikaç kişi toplanıp dövelim

ne gibi bir yardım bekliyorsun buradan anlamadım açıkçası. buradan yapacağımız hiçbir şey yok sonuçta. bunu erkek arkadaşına ya da yanındaki diğer arkadaşlarına anlatman lazım.

Tırsarsan yardım bekliyosun ister istemez..

o yardımı bizden beklemenin anlamsızlığını anlatmak istemiştim ama olmamış demek. kısmet...

Büyük ihtimalle olayları yanlış yorumlamışsındır

arkadaşlarına söyle önce. bi de biber gazı 15tlydi sanırım. daha az tedirgin olursun.
oradaki esnaftır belki. kız kesip yorum yapmak onlarda fabrika çıkışı özellik

Keşke öyle olsa ama eminim..

yakın çevrendeki erkeklerde godoşluk yoksa söyle, onlar halleder.

güzel ve alımlı bir karıysan, sevgili olalım. korurum seni

lan buraya yazarak nasıl bir yardım bekliyorsun. istersen o bekleyen heriflere küfür edeyim belki kulakları çınlar vazgeçerler.

call 911

yok.

Romans beklentisi düşük ısınma turları atmalısın.

sınırlı dediği o anlama geliyor, "abi bir ağa erişir gibiyim ama tam da değil galiba" diyor. internete çıkamıyor. sorun tanıla ve onar gibi seçenekleri bir dene. dns ayarlarına göz gezdir. bir de başka bir wifi ağına bağlanabiliyorken sadece bu ağa mı bağlanamıyor falan, onlara da bakmak lazım.

dns ayarlarına neye göre göz gezdiricrm,nerden bakıcam?

twitter falan yasaklandığında bi dns koymuşlardır, ne bileyim google dns ya da comodo dns gibi. o ayarlarda bi sorun olmuştur bişi olmuştur. ttnet'in otomatik dns'lerine çekmek düzeltebilir. daha detaylı bilgi için:

google ---> "dns nasıl değiştirilir" ve "dns ayarları nasıl otomatiğe alınır"

pan am vardı, bir sezon sürdü. bir de come fly with me var, mockumentary tarzında.

air crash investigation genelde en popüler cevaplardan olur.

Evet bikaç gündür air crash investigation izliyorum..belgesel de olur..

Lost pek değil ama çok güzel dizi trailerı izlemeni tavsiye ederim

1-Dubai havalimanı
2-Inside Turkish Airlines
ikisi de NatGeo yapımı

Konu disi: Spaced.

Surekli ucuyorlar :(

geminin omurgası

önemli olan sadece şirketi yürütmek degil, birarada tutup ambiyansı yakalayarak yürütmek. :)

aklına yatan olursa baska da kullanabilirsin

tr.wikipedia.org

Kaptan

Konunun uzmanı olarak @cokponcik'e katiliyorum

Kendine bir amaç bul. Bu amaç dünyayı ele geçirmek bile olabilir. Amacın yoksa kafayı yersin. Huzurlu yaşamak da bir amaç olabilir. Amaçsız olmaya çalışmak da bir amaçtır. Anladın sen.

ben sıkılınca yatıyorum

İstersen gel karşılıklı çay içelim ?

zenginim zenginim zenginim.

okeye dönüp bitirdiysen yapacak bi' şey yok.

Ölme de beraber helva yiyelim.

senin yerinde olsam son bir kez işe girer biriktirebildiğim kadar para biriktirir. ufacık bir sırt çantasıyla dünyayı dolaşmaya çıkardım. ayağımda bir çift ayakkabı sırtımda bi havlu iki tişört.. telefon bile almazdım yanıma..

Düş yollara.. Nereye gittiğin önemli değil, nasıl gittiğin önemli değil, yolda olmak önemli.

Hayatta neyi arıyorsan, sen o sun. ümitsiz olma. üç aylardayız bak. biraz gayret , dua.

Hayatın anlık veya dönemlik sıkılganliklar ile mutsuzluklar sebebiyle bitirilmemesi gerektiği kadar büyük ve yaşanması gereken. an dolu olduğuna inanıyorum.

Her şey yolunda iken, altı üstü sıkılganlık sebebi ile hayata son vermenin de bencillik. İnsanlar türlü trajediler ile omurlerini geçiriyor.

bana para vererek başlayabilirsin.

çevreye bir faydan olsun. selamlar...

Kafan bayağı karışmış, hem inançla tanıştım, tasavvufa bulaştım diyorsun hem her şey boş geliyor intiharı düşünüyorsun, bir şeyleri yanlış anlamışsın. Hayatın başındasın daha, kendine mantıklı hedefler bul, kendi mutluluğunu kendin yakalayacaksın, öbür türlü ömrün boşa gider üzülürsün.

tugce sen misi

biraz dik ve ters olacak ama bence bi sikim yaşamamışsın. yaşadığını zannetmiş olabilirsin. yoksa bugün bu şekilde düşünmezdin. ha bu dönemler ara ara olur. fakat çözümü işte biraz zor sıkıntılı ama kendi içinde. hayatında bazı şeylerin yerlerini değiştir. demek istediğim; mesela kendini komple dine veremek gibi değil. ama son tahlilde bi psikologa gidersen daha iyi olur. ha bu kişinin türkiye'nin en iyi psikanalisti olmasına da gerek yok. veya üsküdar'a yakınsan bana uğra bu akşam rakı içeceğim dertleşiriz. istersen boğaz köprüsüne kadar götürürüm seni ama bence ikna ederim. kips.

Bu tarz mutsuzluklara tıp dilinde "Don Draper Mutsuzluğu" deniyor. Hastalığı da ben icat ettim mad men'in son sezonunu izledikten sonra... Ya şöyle düşününce paran var, hadi iyi iş sahibi oldun, ev aldın, araba aldın, tek gecelik ilişkiler yaşadın, toplum dayatması falan derken aile kurdun, mutlu olmaya çalıştın devamlı... Hepsi boş işler tabi ama bazı şeyler için yaşamaya değiyor. Ben mesela sırf nolan'ın çekeceği filmleri izlemek için yaşarım, ya da game of thrones'un sonunu merak ettiğim için. Sonra güzel bir dizi daha çıkar. Bi de para olunca şöyle bilmediğin bir şehre gidip güzel bir otelde 1-2 hafta yiyip içip yatmak, o şehrin görülesi yerlerini gezmek güzel olur keyif alınabilecek biriyle. Yalnız bile keyifli oluyor.

serin hikaye gibi geldi bana.

sevgili olalım. sen bana para ver ben sana sevgimi vereyim. şişman değilsen bence olabilir.

Kesinlikle dene, önce ülkeni sonra dünyayı gez. Çok yer gezmek gerçekten insanın ruh halini değiştirir.
Her mekan her şehir her yürüdüğün yeni cadde, sahil, orman vb. seni farklı duygulara iter.
Işınlanırsın apayrı yerlere... Ruh hallerine.
Gerçekten tebdili mekanda ferahlık vardır. Dene bunu. Alışkanlık yaratır gezgin olur çıkarsın.

Kur'an'la tanıştıysan o sana amacını söyleyecektir, hiç ona sordun mu? bence sormayı denemelisin. evet dünya çok boş, evet hiçbir şey yapmak istememen çok normal böyle bir durumda, bunu fark eden mutlu olamaz zaten. sende taşlar yerine oturmuyorsa, talep et. talep et, sıkıldığını söyle. gerçekten talep edersen o perdeler kaldırılır inşallah, gerçekten talepkar olmak lazım.

öylesine bir amaç bulma, öylesine bu dünyada bulduğun o amaç bir gün yitip gidebilir. bir insana bağlanırsın, ölebilie; kariyere odaklanırsın, iftira atılır kariyerin biter belki bir gün basit örnek bunlar. ama sonsuz olanı anlamaya çalışmak en büyük amaçtır bence, anlamak da en büyük hediye. maalesef en büyüklere o kadar kolay ulaşılmıyor. talep et, seni de talep eden bir yaratıcı var, ona anlat.
Allah yardımcın olsun.

sen kendini öldürsem mi diyosan biz yarra yemişiz afedersin. düş yollara bi çadır bi uyku tulumuyla yardır gitsin madem para bok. neyin peşindesiniz lan bizi mi skiyosunuz anlamadım.

taksiye binip köprüden atlamak güzel fikir. dünyadan 1 adet müslüman azalmış olur.

AT al

sıkılmak az zeka göstergesidir demiş stannis baratheon. merakını ve öğrenmeye olan aşkını kaybetme.

kendi kızını yakan herifin sözüne göre mi hareket edeceğim diyebilirsin tabi.

teşekkür ederim yorumlarınız için,tebessüm ettirdiniz...

@ack3000 : ön yargılı olma,müslüman diye etiketleme ki ben bile kendimi etiketlemiyorum.öyle bir algı seviyesinden bakarsın ki bir an hayata, tüm bildiklerini unutuverirsin...

hepinize sevgiler...

Doktor değilim ama gördüğüm kadarıyla her şey iyi sorun yok diyor. Sorunun cildiye ile alakalı olmasın?

Cildiye ile ilgili olduğunu sanmıyorum içerde acım var..
Ayılırken dr reflü,bakteri ve lezyon bişiler dedi de hatırlamıyorum,patolojiye de yolladılar bişiler..meraktan sormak istedim yine de

şimdi özofagus(yemek borusu)-mide bileşkenin üzerinde ufak bir erozyon varmış yani tahriş olmuş gibi düşün. onun dışında midenin çıkışında yani onikiparmak bağırsağına doğru olan tarafında kızarıklık ödem ve yine bu erozyon izlenmiş ve biyopsi alınmış(doku örnekleri) onlara da bakacaklar nedir ne değildir diye. mesela helikobakter pylori var mı onlara bakacaklar. yani korkulacak bir şey yok. bir tedavi göreceksin ama korkma yani. beslenmene dikkat et, acı yağlı yanık baharatlı ve çok sıcak şeyler tüketme. aç karnına kahve çay asitli gıdalar tüketme. dengeli beslen.

başlığın altına yazdıklarını okumamışım pardon. evet bunlar bütün şikayetlerini açıklıyor. gastropatin var. yani inflamasyon izlenmemiş ama epitelde, mukozada hasar izlenmiş. biyopsi sonucunda sebebini bulup ona uygun tedavi ederler.

shotgunwoman +1

Üsküdar anadolu hastanesi

adblock extension kur

chrome.google.com

bir de eklentileri kontrol edin bence.
sizin yüklemediğiniz toolbar vs varsa kaldırın.

120mb dosyayı 9mb a düşürebilmen için, içindeki fotoğraf ve grafiklerin abartı çözünürlüklerde olması gerekiyor. Yoksa pek bir işe yaramaz.
gönder bir bakalım diyeceğim ama dosya büyük

duamı isterim.

smallpdf.com

acrobat pro ve acrobat distiller var ise uzun uzadıya anlatayım bir yöntem daha var.

illustrator veya vektör dosyası varsa, ayarlardan quality: smallest file size seçip compress bölümünde image quality high yapman gerek. eğer elindeki şey sadece pdf ise smallpdf.com

bu siteyi dene fakat 120'den 9'a düşmenin bu şekilde imkan ihtimali yok. ancak yukarıdaki şekilde olur.

Pdf extract diye arama yap .

Bahsettiğiniz başlık açılır, yazısı yazılır, sorun değil de, sözlük eşrafı acımasızdır. "Şimdi reklamlar"dan tutun, "mayışlar yattı mı"ya varan türlü ayarlarla yazanı yazdığına pişman ederler, ki haklıdırlar. Şahsen yazmam, yazana da mani olmam.

amaç sadece sözlükte bir entry olsun google aramalarında çıksın ya da biri merak edip sözlükten baktığında başlığı görsün ise "sabaha bırak" modu ile yazılabilir. böylece başlık sol frame'e düşmez dolayısıyla ayar manyağı da yapılmaz.

ben yaparım mı dedin?

iban veriyorum kardeş :)

bi' keresinde yine bir arkadaşımız özel mesaj yoluyla bana ulaşıp rica etmişti. inanamazsın, küçük illerin radyolarında ki reklamlardan bile daha kötü hazırlanmış bir ''text'' gönderdi bana. ne formata uygun ne etiğe ne de insanlığa. önce bi' kaç anlatmayı denedim, sonra vazgeçtim. yayınladım. mod'lar silmiş. yani, yayınlarız elbette mesele değilde 'çshasba' nickli arkadaşımızın dediği gibi entry içeriği bu tür olaylarda kıymetli, o da ''senin için'' yoksa bana giren çıkan birşey olmaz, bana ne altına ya da üstüne yazacakları şeyden yahut hakkımda edinecekleri zan'dan. öyle işte, gönderirsen yazar yayınlarız, hatta sana atıfta bulunuruz, alıntı malıntı dayar geçeriz. nasıl istersen. iyi eğlenceler.

Sitenin ismini söyerseniz siteye bakabilirsek bence daha sağlıklı cevaplar verilebilir. Çünkü birden çok yöntem var.

www.myvideo.az şöyle bir azeri sitesi

IDM

hugs and kisses :D

hoho

yoo yoo

tomeytos.

iks o iks o diye okunuyor.

xoxo öpücüğün kısaltması.

iks o iks o diye okunmaz. x, eks diye okunur. eks o eks o yani.

xmen=eksmen
xbox=eksbaks
xperia=eksperia

youtu.be

zozo :)

Zozo

jamıryo!

Eks o eks o gossip girl, diyorum.

doc gibi başka formatta kaydedin sonra pdf yapın .olmazsa yeniden kurun programı.

iosta öyle kafana göre ringtone yapamıyorsun. itunestaki ringtone kısmı satın alınan ringtonelar için olabilir.

www.dergiler.com

teşekkürler,oradaki her şeyi not ettim

burda
www.burda.com.tr

ben de çekemiyorum. kuyruksuz bırakıyorum öyle bokum gibi.

boşver, eyelinersız geziver :/

ama ise giderken iyi oluyo, fara ve kaleme gerek kalmiyo..makyajsiz da olmuyo.aslinda yok umrumda da degil ama yapsam mutlu olucam.

Ne 100 lirasi yahu. Lorealin jel eyelineri var bende mis gibi, oncesinde maybelline kullandim o da guzeldi. Firca da essence açılı eyeliner fircasi. Gayet memnunum ikisinden de. Fircayi 5 tlye aldim. Eyelineri hatirlamiyorum Maybelline 20 kusurdu. El aliskanligi lazim. Evde surup surup silin iste. Kimse direkt harikalar yaratmiyor ki. Jel daha kolay suruluyor likitten bu arada.

öncelikle kesinlikle gözünün en iç kısmından başlama. her zaman ortadan başla ve incecik çek. ikisini de ince çek sonra yavaş yavaş kalınlaştır. kuyruğu da bi tarafı çekip diğerine geçme bi tarafta gideceği açıyı gösteren bi leke bırak sonra diğerine de aynısını yap, sonra öncekini incelterek uzat sonra da ötekini. adım adım foto yollayabilirim :D

ne zamandır makyaj yapıyorsun? video izlemekle olacak şey değil bence, ne kadar pratik o kadar iyi oluyor.

yeniyim makyajda :( ve ise basladim…en pratik sey eyeliner gibime geliyor..arada ali gurdeki kiza 5 cektiriyorum gina geldi, para dayanmaz :( simdi yine deniyorum bi yandan yazip bi yandan denedim lkitle. olmadi yine :((( annem de yanimda dalga geciyo.

eyeliner çekerken ellerinizi sabitleyin. nasıl? makyaj aynanızı masaya koyun, siz de başına oturun ve kollarınızı masaya dayayıp destek alın. aynı zamanda küçük parmağınızı yanağa koyarak da elinizi sabitleyebilirsiniz. eldeki titremeyi azaltmanın başka yolu yok maalesef.

jel eyeliner kolay çekilir. ama en kolayı dipliner denen şey. golden rose'un diplinerını alın. eliniz alışana kadar onunla çalışın. sonra jel eyeliner en son likit olana geçersiniz.

eyeliner çekerken önce gözün dış kenarına bi üçgen çizin (gözün alt kapak çizgisini takip ederek yukarı doğru), onun içini doldurun. ondan sonra gözün üst kapağına (kirpik diplerine) doğru üçgeninn kenarını uzatın. kuyruk çizmenin en kolay yolu bu.

maybelline'in jel eyeliner'ını al fırçası da yanında geliyor. göz kapağının ortasından başla, dışa doğru kesik kesik çizgi çek. sonra onları birleştir. sonra iç kısmı yap. en son da fırçayı tekrar batırmadan dış kısımdaki boyayı hafifçe dışarı çek, hemen kuyruk yapmaya girişme önce elin alışsın.

kalemle başlasan daha iyi olur o zaman bence. ya da, adını bilmiyorum ama, şu keçeli gibi olan kalemler var ya eyeliner etkisi veriyor onlardan alabilirsin.

d1x2mvoa55n2jd.cloudfront.net bak böyle bir fırça var. ben nascita diye bir türk markasının aynı modeline denk geldim ve 10 tl ye aldım. jane iredale ve sephorada da bunlardan var ancak daha pahalı. neyse ben tüm diğer eyeliner fırçalarıyla jel eyelinerları denemiş biri olarak bu fırçanın işi acayip kolaylaştırdığını söyleyebilirim. önce kuyruğu yap sonra daha dikkatli bir biçimde kirpik diplerine gel istiyorsan göz pınarına kadar in ama en fazla burada dikkatli ol. mac blacktrack iyidir jel eyeliner olarakta.

bant tekniğini denedin mi bilmiyorum ama işe yarıyor. ablam da kendisi çekemeyip bana çektiriyordu sürekli. bu teknik ile kurtuldum kendisinden.

www.youtube.com

Ben siyah göz kalemiyle kirpik diplerine ince bir çizgi çekiyordum en başlarda. Onun üzerinden de flormar'ın diplinerıyla geçiyordum.

Kuyruğuysa yapa boza öğrendim. Onunla ilgili bir ipucu veremiyorum maalesef :(

Artık sadece diplinerla düzgünce çekebiliyorum. Tamamen pratik meselesi. Evde zamanınız oldukça deneyin en güzeli.

tek hamlede çekerim.
teknik tecrübe bunlar hep.

Bende bundan var: www.flormar.com.tr

Maybelline de loreal de kullandım, sürmesi en rahat bu. Eyeliner'ın kıvamı da çok iyi, fırçası da gayet rahat. Fiyat olarak da bayaa uygun, kesnlikle öneririm.

Kalem olanını likit olanını bilmem ne hepsini denedim, en rahatları jel bence. Jeller içinde de en rahatı bu diyorum ben.

hepinize teşekkür ederim kızlar.tüm önerilerinizi denemeye çalışacağım,boşuna yazmadığınıza emin olun!

bimeks var mühürdarda

balık pazarından yukarı bahariyeye doğru çıkarken beyaz eşyacılar var.

şöyle bir entry var:

eksisozluk.com

özet olarak bizim dev elektrik santralleri doğalgaz endeksli çalıştığından iran doğalgaz vanalarını kapattı diyor.

iktisat teorisi paralelmiş.

biz yapmadık, talep arzdan fazlaydı.

ülkede sıfır yedek doğalgaz rezervi olduğunu düşünmüyorum. öyle bir durum olsaydı bu kesintiler planlı olurdu.

acıbadem kadıköy hastanesi özlem meriçliler

The olup olmaması yazının bütününe bağlı.

A baby of 80's, a child of 90's.

A baby in the 80's, a kid in the 90's.

kimera denmişliği vardır.

antropomorf

centaur'lar var bi de sentor oluyo sanırım türkçesi

recep

burada birşeyler var

en.wikipedia.org

centaur tersi yalnız, kafa insan gerisi at.

satyr

minotaur?

o bahsettiklerin eski Mısır tanrıları.

at, tavşan yok da kedi var mesela.

Direk acile gidin bence, lavman yapsınlar. 1 hafta uzun süre.

Abi gidin doktora hemen ya.

duphalac. bende çok çabuk etki göstermişti. o ilacı aldıktan 8-10 dakika sonra bağırsaklarım coştu direkt.

eczaneden alınmış her hangi bir pürgatif ilaç

Hepinize teşekkür ederim.şekeri olduğu için duphalac almadım,tatlandırıcı varmış.
bi doktor arkadaşım magnesie toz ve libalaks lavman önerdi..gidip aldım ama döndüğümde annem kakasını yapmıştı :)
Sıcak suyun içine birkaçtane kayısı koyduk,iyi gelmiş..libalaks a gerek kalmadı.
sıkıntısı olanlar da sebeplensin diye yazayım dedim..

Zeytinyağı..............

(not: kesin çözüm...................)

yıllardır kullanıyorum gayet memnunum. Öncesinde TTnet ve smile da Bayağı mağdur olmuştum

wireless bazen inanılmaz yavaşlıyor, kablo ile sorunsuz kullanırsın

kadıköydeyim sıkıntı yok. wireless performansı da modemle ilgili uydunetle alakası yok.

Kadikoydeyim. Memnunuz halimizden yillardir. ttnet kullanip surekli sorun yasayan cok insan var etrafimda.

benim de kullandıklarım arasında en iyisi kablonet'ti. lokasyon merkezi bir yerdeyse hele hiç sorun yaşamazsın diye tahmin ediyorum.

binada altyapısı varsa superonline kablonetten iyi hız bakımından, yani benzer fiyatlarda.

so varsa so alınır, yoksa ttnet. ben hiç memnun kalmadım uydunetten

Ben superonline kullanıyorum daha önce ttnet kullandım, ttnet'e göre superonline çok daha kaliteli hizmet vermekte. Örnek olarak ttnet nakili 1-2 hafta arasında yapmaktayken superonline 1 gün içinde halletmekte, görevliler işlerini bitirip gittikten sonra superonline müşteri hizmetleri arayıp memnun kaldınız mı bilgiler miydi kıyafetleri nasıldı diye sormakta. Ve internette kopma falan yaşamıyorum hız neyse onu alıyorum. Ttnet'e bulamayın bence biraz fazla olsun iyisi olsun.

eğer oturduğunuz yerde hizmet varsa türkiye'nin en hesaplı internet sağlayıcısı türksat-uydunet.

Uydunet. Kablo tv + 20 megabit internet 50 gb adil kullanım kotalı 50 tl.

İstanbul Bahçelievler'de oturuyorum 3 ayda sadece 1 kere kesinti yaşadım. Bu arada 24 ay taahhüte ilk 3 ay bedava kullanım var. İlk 3 ay fatura ödemedim yani.

Ttnet ile büyük sıkıntı yaşadım. 50 liraya anlaştım 70 liradan aşağı fatura görmedim. Senelik taahhüt dolunca sırf hanım Tivibu'yu sevdiği için devam etmek istedim 80'den aşağı olmaz dediler.

Turkcell Vınn kotalıydı ve saçma sapan bir şekilde 150 lira geçirdi bana. Gsm şirketlerine güvenemiyorum artık.

superonline zun süredir var bende. çok geren sorun yaşamadım. iki aile kullanıyoruz ona rağmen online izlerim diziyi/filmi. faturada da habersiz eklemeler çok olmadı. memnunuz şimdilik.
bu arada sınırsız 50 tl bendeki.

Bahsi gecen sirketlerin birinde calisan olarak bugun istifa etsem kablonet'e gecis yaparim. Fp orani daha iyi. Ogrenciyken kullaniyordum ve kesinti sorunu yasadigim cok nadirdir. Ama simdi taahhut edilen hiza yaklasinca bile seviniyorum.

insomniadan girebilirsin belki, gözaltı morlukları vs.

belaltı vurgusunun ikinci kez yapmışsın. çek bir odaya ver gitsin.

ben ögleden sonra diye baslamıssın cümleye hayırlı olsun demeye gidicez diye bitirmissin kac kısı gidiyorsunu?

ayrıca danısanların salakca davrandıgını düsüncek cok yanlıs bence.

neslim tükenebilir ama jestim asla de ve geresini anladıgı farz ediyorum.

kadıköyden vapurla eminönü yahut metrobüsle mecidiyeköye geçersiniz. eminönünden 78 ve 146; mecidiyeköyden 78m ve 146m istoçtan geçiyor olmaları lazım. ikisi de başakşehirin farklı bölgelerine giden arabalar.

yenikapıdan da aynı şekilde metro ile aksaray civarına gelirseniz; 78/78m veya 146/146m otobüslerine ara duraklardan binebilirsiniz.

yenikapıdan metroya bin, kirazlıdan diğer metroya aktarma yap. istoçta in.

delikanlı panda renkli takım tutmaz

derim ve ortamı sessizce terk ederim

Eline bir tüfek alıp, türünü korumak için çiftleşmeyen her pandayı vurmak isteyen bir şizofrenden kaçmaya çalışan bir panda olabilir.

arkadaşlar harikasınız,supersiniz!!nolur aklınızın bi kenarında olsun,haffaya pazartesiye kadar vaktim var.. bu arada ben hatun kişisiyim,sürpriz de erkek bi arkadaşa yapılacak..abartılı olmadan bel altı vs de olur..çiftleşmeden mesekla girilebilir :)

bambuuuuu
www.youtube.com
mevzu pandaysa ekstra bir şeye gerek yok. kendin ol yeter panda kardeş.

(bkz: never say no to panda)

öğrenemezsin

zor iş

o zaman duyguların tek kaynağının kafamızdaki düşünceler olduğunu söylemiş oluruz, bu da hormonlar, beyindeki sinirsel bağlantılar, vs. fiziksel süreçleri yok saymak olur. bu kadar basit bir bağlantı yok bence, çok daha fazla faktör var.

mutlaka çok daha komplik: duygu-düşünce-hormonlar-davranışlar ve bedenimizdeki olumsuz veya dengeleyici etkiler(psikosomatik) ben en yalın haliyle öğrenmek istiyorum. hormonlarla duyguların ilişkisi bile başlı başına bir konu.
ama en basit haliyle öncesi hangisidir meraktayım. internette okuduklarım hep farklı yorumlar getiriyor..

bununla ilgili bir sürü psikolojik teori var bir kısmı kabul edilmiş bir kısmı hala teori halinde kalmış, birazdan bilgili arkadaşlar daha uzun cevap verirler.
fizyolojik olarak duygularımız ilk planda kalsa da düşünceler ile bunları şekillendirebileceğimizde karar kılınıyordu en son.

Teorinin adını hatırladığımda editleyeceğim.

sallama olacak ama sallayayım;

id > ego > süperego

içgüdüler ve duygular önce oluşur. vardır.

düşünceler, bu duygu ve içgüdüleri hizaya sokmak veya yolundan saptırmak üzere sonradan gelirler.

kanıtlanmış bir şey yok. bunlar hala hipotez seviyesinde.
hayatta iki gerçeklik var, serotonin ve dopamin, gerisi yalan.
bunun haricinde, somatik imleç hipotezini araştırabilirsiniz. derli toplu yakışıklı bir deneme.

okumakta olduğum "iyi hissetmek-david burns" kitabında yazar düşüncelerin duyguları oluşturduğundan bahsetmiş ve düşüncelerimizi kontrol ederek,örneğin daha olumlu bakış açıları geliştirerek duygu durumumuzu düzenleyebileceğimizi söylemiş.bana da mantıklı geldi açıkçası.

merhaba, once duygu diye okudum ben de. Hatta @compadrito bana guzel bir kitap onermisti, beynin isleyisi ile ilgili kisimlari da var kitabin. Merak ettigin konulari ele aliyor.
Adi duygusal zeka

Bilimsel olarak her ikisi de mümkün

İnternet sitesi olarak youtube veya facebooka upload edip daha sonra download edebilirsin veya nero recode kullanabilirsin.

Youtube iyi seçenek.. Videoyu yükledikten sonra YouTube Video Editör ile de döndürebilirsiniz.. Sonra da download edersiniz.
www.youtube.com

olcum de nasil bir guvensizlik olabilir? bu olcumleri insanlar yapmiyor, her yerde ayni aletler kullaniliyor. test sonucunun olcum yapilan yere bir artisi eksisi yok. sonuctan bagimsiz olarak kazancini elde ediyor. o yuzden sonuclari degistirmeleri de pek ihtimal dahilinde degil. evine en yakin olan yere git yaptir bence.

Gelişim tıp iyidir fakat kazıktır.
Ben geçen hafta kızıltoprak şubesine tam kan testi ve insülin direnci testi için gittim. 1750 TL istediler.
Açlık tokluk şekeri ve insülin direnci testini 288 liraya yaptırdım. Diğer kan testleri için aile hekimine gittim, ücretsiz yaptılar.

crucio doğru diyorsun cihazlar ölçüyor ama farklılar da çıkıyor.henüz sana denk gelmemiş demek ki

Biruni.

Buraya sorun.

rarlab.com

7zip hem bedava hem de çok başarılı ama anlanadığım şey zip açabilmek için herhangi bir programa ihtiyacınız olmadığı halde neden program arıyorsunuz?

şifrelenmiş falan bir zip dosyası mı? hemen her sıkıştırma programı destekler zaten zip'i.

dosya şifreli değil de daha önceden yüklenen program zaman aşımına girmiş, register no istiyor...o yüzden

Repost app indir oluyor

orijinal app ile olmuyor. repost app indirmen lazım.

ayrıca sesli notification app i filan da var bunun. haberin olsun.

nerede yaşadığını bilmiyorum ama zeytinburnu surp prgiç ermeni hastanesi her zaman mutlu ayrıldığım tek hastanedir.
fiyatları fahiş değildir, doktorları çok iyidir, gereksiz testlerle vakit kaybetmezsiniz. sgk da geçerli bildiğim kadarıyla.

kadıköy'de yaşıyoruz.dediğiniz hastaneye bakacağım,teşekkürler.

doktorlarını kendi sitelerinden de araştırabilirsiniz.
ayrıca marmaray'a binerseniz tam hastanenin önünde kazlıçeşme durağında inip rahatça gidip gelebilirsiniz.

mecra alan demektir. yani terim anlamı yatak gidiş yönüymiş de sosyal mecra deyince sosyal alanlar alemdir kastedilen. noktalı yere de "sosyal mecralar" diyebilirsiniz bence.

Mecra olur gibi. Platform da olabilir belki gazete dergi cok uymasa da

TDK'dan alıntı:
mecra Ar. mecr¥
a. (mecra:) 1. coğ. Yatak. 2. mec. Bir işin gidişi, bir olayın doğrultusu.

boşluğa kelime önerim: "yayın vasıtalarında"

Burada kullanılan ecnebice sözcük medium. Mediumun karşılığı olarak mecra kullanılıyor. Mecra doğru.

Reklamcilik dunyasinda mecra deniyor.