Ekşi Duyuru

cihaz iyi değil, 13" ufacık birşey, 3-4 yıl kullanırsın ama 2. seneden sonra bildiğin şu anki celeron muamelesi görür.

Ne amaçlı kullanacağın da önemli, bunun üstünde onboard ekran kartı var. Anca bunla 4 sene milliyete girersin

bir şey tavsiye edin o zaman lütfen yaaa:S
çok büyük olmasın çantası omzumu ağrıtmasın rahat taşıyabileyim, ısınmasın zart diye, pil ömrü uzun olsun. benim aptal asus gibi excel açarken ecel terleri dökmesin. hızlı olsun evet, en önemlileri bunlar.

dell 4050
ama senin verdigin linkteki kotu degil..

ya sen bu köylülere ne bakıyosun?

macbook air alabiliyorsan git al. pişman olmazsın. olmadı bu ultrabook da olur. 15 inç falan almaya ne gerek var? küçük, hafif, pil ömrü uzun. iki sene sonra da hiçbir şey olmaz.

i5 işlemcisi var, neyi celeron olacak acaba.. ilginç insanlarsınız vesselam.

3-4 yıl kullanıcaksan, en iyisini alman lazım bugüne göre, ve bu fiyata daha iyileride var. i7 al en az alacaksan

bunları al demiyorum çünkü kalite olarak nasıldır, kullanışlımıdır bilmiyorum ama özellikleri böyle olursa kullanırsın uzun süre.

www.hepsiburada.com

www.hepsiburada.com

www.hepsiburada.com

bunlarda 3dmiş

www.hepsiburada.com

www.hepsiburada.com

jökruazontondronkor

jökruvasanyanındabicaykoy

yarey kadar kapalı o'lar değil tam.

jökğuazantandğrankoğh. buradaki a'ları biraz ağzın içinde genizden genizden söylemeli ama. n'ler de dili dişlere yapıştırarak değil, yine dilin kökünü damağa değdirerek olacak.

hamurunda eziklik var. yaşın kaç bilmiyorum ama değişir misin... zor.

umarım potansiyelde çok çok çok iyi anlayan bir patronun vardır, yoksa 60 yaşında bile aynı şeylerden şikayet edersin.

eksiduyuru'da akil vermeyi cok haddim olarak bulmasam da, benzer bir konuyu yasadigim icin size perspektif saglamak umudyla bir iki kelam edeyim dedim..

ben is konusunda insanin once insanin icinin rahat etmesi gerektigini dusunuyorum.. işe girerken bir anlasma yapiyorsunuz patronla.. emek karsiligi para ve bazi sosyal ve saglik haklari adi altinda.. bu anlasmayi kabul ettiginiz andan itibaren ( mecburen veya güle oynaya farketmez ) size (bizlere) düşen o işi en iyi şekilde yapmaya çalışmaktır.. Insani hatalarin kabul edilebilir bir toleransi vardir zaten.. Onun için sizin işe bakışınız en dogrusu ve olmasi gerekendir.

diger taraftan ise, ben "siz izin vermedikce kimsenin sizi uzemez" diye dusunenlerdenim.. eger sizin yaptiginiz isle ilgili iciniz rahatsa, kendisini pazarlamaya calisan kisi birakin essin gurlesin.. isi bilen kisiler yonetici olur genelde ve onlar gercek calisanin kim oldugunu bilirler en kotu zamanla ogrenirler.. Atalarimiz ne demis "cok övülen bağa küçük sepetle gideceksin." gerçek kalitenin reklama ihtiyacı yoktur.. Her zaman asip gurlemektense yerind eve zamaninda 1 kere show yapmak yeterlidir..

Onun icin sikmayin caninizi, sizin iciniz rahatsa digerine dersi hayat verecektir hem de sizin gozunuzun onunde gerceklesecektir bu..

is yerlerind eboyle kisiler cok olur, insanlari belirli kalipta kabul edip isinize bakmaniz, kafayi takmamaniz hem sizi hem de sizin cevrenizdekileri cok daha rahatlatacaktir.. Ben oyle yapiyorum super oluyor..

Tekrar haddimi astiysam kusuruma bakmayin.. diyecegim budur..

Bence sizde sorun yok çevrenizdekilerde hırs ve kompleks var.Nasıl kurtulursunuz? Elbette başka işe geçerek.Başka nasıl bir çözümü olabilir ki?

kafayı takmamak üzülmemek anlamında iyi olabilir.ama çalıştığınız yerde biryerlere gelmek istiyorsanız bazı şeyleri birilerinin gözüne sokmak zorundasınız.Bende yapı olarak aldığın x liranın karşılığını 3x çalışma olarak veren biriyim.Fakat müdürün yanına ne zaman çıksak övgüleri operasyon yönetmenim topluyor.Ben bu anlarda araya girip yönetmeni ezmem çünkü böyle tipler en üst yöneticiler tarafından sevilmez.Ama ne zaman müdürümle tek konuşsam araya birkaç şey sıkıştırırım yaptıklarımla ilgili.Ama kimse hakkında dedikodu da yapmam.Bu yöntemimle müdürün gözünde saygın bir konumum var bunu hissettiriyor.Sizde belki böyle bir yöntem izleyebilirsiniz.Yani kimseyle düşman olmadan kendinizi öne çıkarmalısınız.Diğer arkadaşlarında dediği gibi ağlamayana emzik vermiyolar maalesef.

bozucan ablacım. o öyle söylediği bir vakit sana laflar hazırladımdaki laflardan bir tane münasip olanı seçip yerleştiricen. bir anda hoooop noluyoruza gelecek tabi. şoku atlatıp bir daha gelicek ve bu sefer geçen seferkinin de hıncıyla. kuyruğuna bastınız ya hani. işte bu sefer siz de mücadeleye hazır olup bir darbe daha vuracaksınız. anlayacak pabuç pahalı. götüm götüm uzaklaşacak bir daha sizin de olduğunuz bu türlü diyaloglardan.
iş hayatı acımasızdır diyorum. hep derim. demeye de devam edicem.
kapiş??

Nasıl kurtulursunuz bilmem de grup projelerinin hazırlandığı bir bölümde üniversite okumadığınızı anlayabiliyorum..

Bunun çözümü hazırcevaplık ve açık iletişim.
1) ...kız çat diye 'benim haberim olsa ben hallederdim' - "nasıl hallederdin canım? Samimi soruyorum bak, öğreneyim de bir daha ki sefere ben de halledeyim, zaten onun için paylaştım ben bu durumu sizlerle, hepimiz takımız değil mi?"

2) ...müşteri benim yaptığım bir şeyle ilgili sorununu söyler, adama döner 'siz bir daha olursa beni arayın' der.
Böyle bir durumda yıkarım ortalığı. Müşteri gittikten sonra yolarım yellozu - bak sinirlendim şimdi. Bu genel müdüre kadar çıkar. Arkadaş olarak ta sevmem yani. Müşterinin önünde sen-ben olmaz. Bir daha ki sefere bana.. diye bir şey hiç olmaz. Eziklemesin sizi, kendinizi sinir edeceğinizi usturuplu birkaç laf hazırlayın, ya da onun beceremediği birkaç olayı alın "burada hallettiğin gibi mi" diye sokun lafı.

Oturuma basvurmasi lazim,turkiyeye her 180 gun icin 90 gun girebilir,bu durumda ya oturum vizesine basvuracak ya da 90 gun ulkesine gidecek sonra geri gelcek.

Eger aksi uygulamalar ariyorsa yardim etmeyin illegal olacaktir

Eskiden bulgaristana giris cikisla hallolmuyordu,illegal olarak turk merciileri kandiriliyordu,su anda daha siki kontroller

Ayrica zaten 90 gun ustundeki her seyahatinde ona uygun bir sekilde vize almasi,isvecteki turk konsoloslugundan oturum almasi lazimdi,sallamamis kisaca vize uygulamasini

Sizin isvecte benzer durumda merciilerin neler yapacagini dusunup oyle hareket edin prosedur neyse uygulanmasi gerekiyor

Türkiye isveç'e vize uygulamıyor zaten ne vizesi almış ki o ? yani normal kimliği ile sınırdan geçip pasaporta dahi gerek yok türkiye'de 90 gün boyunca kalabilir. süre bitsede eğer pasaportu yanındaysa bulunduğu şehrin yabancılar polisine gitsin pasaport süresi kadar ikamet tezkeresi alsın bunun için bankada belli bi miktar para belgelemesini isteyecekler sorun olmaz yani.

@serabatan

eskiden, yani bi kaç ay önce 90 gün bittiğinde herhangi bi sınır kapısından çıkış yapıp akabinde aynı gün geri dönüldüğü zaman o 90 günlük ikamet sınırı sıfırlanıyordu yani bi 90 gün daha kalınabiliyordu dolayısıyla bulgaristan olur, ipsala'dan günü birlik yunanistan olur ülkeden çıkıp girerek halloluyordu illegal olarak türk mercilerini kandırmak falan söz konusu değil yani bilip bilmeden sallamayalım.

@olur

türkiye isvece vize uyguluyor,sinirda,ülkeye giriste vize aliyorlar,180 gün icerisinde 90 gün kalabiliyorlar.

bilginiz yanlis,sizin dediginize dikkat edilmiyordu ondan problem cikmiyordu,benim is arkadaslarimdan biri bu sebepten türkiyeden banlandi,giris yasagi kondu.ki bu sadece bir örnek.

bizim yesil passaportlularin durumunun aynisi,sadece bu adamlar bi damga ile vize aliyorlar.o vize 90 gün bittikten sonra 90 gün beklemeliler tr ye giriste, ya da oturum vizesine basvurmalari lazim.

su an itibari ile daha iyi kontroller var,sözlerinize dikkat ederseniz sevinirim ayrica.

tekrar okudum dikkat edilmesi gereken bi yazımı göremedim ama herhangi bi şekilde kırıcı/olumsuz bi söylemim olduysa kusura bakmayın niyetim o değildi.

onun harici ben kendim bizzat yabancıyım, tüm sülalem alman, yunan, avustralya vb. yerler cogunluk olmak üzere hemen hemen hepsi yabancı uyruklu. 26 yıldır bu ülkede yaşıyorum üzerine soru sorulan durumlarla bizzat muhattabım.

Almanya, Arjantin, Bahama, Barbados, Belize, Bolivya, Bulgaristan, Danimarka, Ekvator, El Salvador, Fas, Fiji, Finlandiya, Fransa, Grenada, Güney Kore, Hong Kong (sadece Hong Kong Özel İdare Bölgesi pasaportları için), Honduras, İran, İsrail, İsveç, İsviçre, İzlanda, Jamaika, Japonya, Kenya, K.K.T.C., Lichtenstein, Lüksemburg, Malezya, Malta, Mauritius, Monako, Nikaragua, Santa Lucia, San Marino, Seyşeller, Singapur, Şili, Trinidad-Tobago, Tunus, Uruguay, Vatikan, Yeni Zelanda, Yunanistan.

bu yukarıda ki listede bulunan herhangi bir ülkenin vatandaşı iseniz uzaklara gitmeyelim örneğin komşu yunanistan akşam evde oturuyoruz napsak napsak hadi bi istanbul yapalım boğazda takılırız dediniz yapmanız gereken tek şey ceketinizi alıp çıkmak. vize yok, pasaport yok, bilimum bürokratik işlem yok bilmem anlatabiliyormuyum. burada prosedür iki şekilde işler :

a-) Sadece kimliğiniz ile (nufus cuzdanı) ile ülkeye giriş.

herhangi bi sınır kapısından ülkeye girersiniz, size üzerine giriş mührü basılmış post-it büyüklüğünde beyaz bi kağıt verirler. üzerindede "Kişilerin seyahetleri ile ilgili avrupa anlaşmasına göre kimlik kartları ile seyahat eden kişiler için Türkiye'ye giriş-çıkış formu" yazar. bununla ülkeye girer 90 gün boyunca ülkede kalır sonra kafanıza göre geri gidersiniz.

b-) Ülkeye vatandaşı olduğunuz ülkenin pasaportu ile giriş :

Aynı şartlar altında, kimlik yerine pasaportunuzu ibraz edersiniz. yine kırmızı renkli giriş mührü vurulur mühürün üzerine o günün tarihi vardır, aynı şekilde yine 90 gün boyunca ülkede kalırsınız.

sonuç olarak sınırda, veya herhangi bi yerde kesinlikle bakın altını çizip üstüne basarak söylüyorum kesinlikle ama kesinlikle vize veya benzeri herhangi bi ad altında herhangi bi belge istenmez, verilmez talep edilmez.türkiye'de yaşayan bi türk vatandaşının istanbul'dan ankara'ya seyahat etmesi ile bu ülkelerin herhangi birinden türkiye'ye seyahet etmek arasında mesefa harici pratikte herhangi bi farklılık yoktur. isveç vatandaşı içinde aynı şey geçerlidir vizeden "muaftır". yabancılarla ilgili seyahat kanununa muhalefet etmektende kimse banlanmaz. irc sohbet odasımı bu nasıl banlanıyor. onun farklı olayları vardır bilemiyorum.

hazır boş vaktime denk gelmişken, arkadaşın 90 günü dolmadı ise yabancılar şubesine başvurup tekrar en fazla 90 gün olmak kaydıyla bu süreyi uzatabilir, dahada uzun kalıcaksa ikamet başvuru formu doldurucak, 4 adet resim vericek, süre aşıldı ise bu sürenin neden aşıldığını anlatan aynı zamanda ikamet başvuru isteğini belirten bi dilekce hazırlıyacak. (ili bilmiyorum sizin lakin bursa'da bunlar yan yana zaten dilekceyi yazan kişilerde genelde o şubenin eski emeklileri oluyor yardımcı olurlar) alınabilicek ikamet süresi pasaportun geçerlilik tarihi ile doğru orantılı oluyor o yüzden pasaportu olması gerekli. sonra her ay için sanırım 500$ gibi bi rakamı belgelemesi gerekli mesela 6 aymı ikamet alıcak banka hesabında 3000$ olması gerekiyor bu eskiden döviz bozdurma dekontuda oluyordu ama son bir aydır o kabul edilmiyor. son olarakta eğer süre aşıldı ise belli bi maddi cezası var onuda ödemesi gerekicek. sonuç olarak yabancılar şubesine gidin bilimum bilgiyi vericekler zaten isveç'e gitmesine hiç gerek yok kolay gelsin.

kirici degil,saygisiz.

yabanci olup ne tarz bir seyle karsilastiniz bilemiyorum ama

farm4.static.flickr.com

suna benzer bir pul alinir bu da vizesiri,yani yabancilarin neredeyse tamami (ab ülkeleri örnegin)türkiye icin vizeye tabiidir,ama sinirda alirlar bu pul olan vizeyi.

zaten üzerinde yaziyor.

baska ülkeye cikmnakla sifirlanmiyordu belirtiyorum tekrar!sadece dikkat edilmiyor ya da edilemiyordu,su anda edilebiliyor.ama regülasyon olarak 180 gün icinde 90 günden fazla kalinamaz.

kisacasi 90 günden sonra vizeye basvurmak zorunda.ama 90 günden fazla kalmayi hesapliyor ise ülkesinden gelmeden önce basvurmasi lazimdi ama bu tr yi sallamamak.

ayrica bizim vize alirken ebemizin adini soran milletlere,catir cutur insanlarimizi reddeden,tutuklayan millete karsi "aman noolcak yabanci keh keh" tepkisi vermemek lazim,bu da sosyal mesajim olsun.

bakin bizim vatandasimiz yurtdisinda bunu yapinca basina neler geliyor
www.eksiduyuru.com

olmasına olur da, pahalı değil mi o işler için?

o paraya yazık edilir, ha illa apple deniliyorsa dahi bi adobe programını ne denli randımanlı çalıştırır şüphe konusu.

tipi güzel işte ya ne biliyim:S

kız windowscuysa zor.

tipini ne yapacaksın. alacağın en ucuz laptopta da film izleyip, internete girebilirsin.

ben olsam 1000 lira fazla olanını alırım.

macair yerine macbook pro almanızı tavsiye ederim. ikisini de kullanmış ve kullanan biri olarak.

para sorun değilse 10 numara kız bilgisayarı olur. sağlamdır da. fiyat/performans adamına gelmez ama, saygılar.

bunun daha yeni modellerine bak derim ama intel i serisi falan. core 2 duo mu kalmış.

bkz: www.vatanbilgisayar.com

aynısından bende var ikinci bilgisayar olarak kullanıyorum ipad alınca da iyice kenarda kaldı. hd video izleyemezsin 480p de bile takılmalar oluyor, ayrıca cok kullanınca ısınmaya baglı kasılmalar da oluyor firmville falan oynuyorsan o tür uygulamalrda da biraz kasılıyor. bunlar haricinde gayet güzel bir bilgisayar.

bunun yerine apple olmayan ama aynı performansı veren iki tane bilgisayar alabilirsin, diğerini de sevdiğin birine verirsin.

önce mac os öğrenmesi gerekir ve gerçekten zaman ve para kaybına neden olur.

ankaradaysan gimat'a git ?

yok istanbul..

ülker shoplar var ve metro işini görür.

Mega center (kuru gıda hali) genelde market ve bakkallar oradan alır.Fiyatlar normal toptancılara göre çok çok iyidir.

ülker'in bizim market diye bi şeysi var, altunizade'de. ama ne derece ucuzdur bilmiyorum.

toptancı olarak bizim market ucuzdur

temel kısmını bilemem ama vakalar üzerindne giden vamık volkan'ın kitapları var. kozmik kahkaha mesela.

irvin D. Yalom kesinlikle süper bir yol göstericidir. senin de kisisel gelisiminde etkisi olur. psikologlara okumalari tavsiye edilir.

Engin Geçtan'ın kitapları ilginizi çekebilir ve bilgilendirici de olabilir.

sizi tatmin edecek bir noktadan girmek gerekirse; psikopatoloji anlatan bir kitaptan "kişilik", "anksiyete" ve "duygudurum" bozuklukları başlıklarını okuyun.

hersey gönlünce olsun diyor. almancasi "alles gute". bu muhtemelen flemenkce ya da bir seyin esprisi sonucu bu sekilde yazilmista olabilir.

alles gutenin berlin agzi.

berlinerisch.

alles gute aus berlin; berlin'den sevgilerle falan demek.

konunun uzmanı değilim ancak ergenliğe biraz daha ilerleyip kemik gelişimini görmek yararlı olabilir diye düşünüyorum.

gider.

o yaşta minimal de olsa başlar, çürük nedeniyle vs. süt dişi kaybı varsa kesinlikle muayene ettirin.

tam okumadan yazmışım, şimdiden yamukluk, çapraşıklık varsa çok acil gider hatta.

güvenilir ve paragöz olmadığına inandığınız birine gösterin mutlaka. bazen erken tedaviye başlanması gerekir bazen de kendi düzelir. o yüzden düzelmesi muhtemel bişey için sıkmasınlar çocuğu.

benim ön dişlerim küçükten bayağı yamuktu. 12 yaşından önce bişey yapılmaz demişlerdi o zamanlar. herkes için aynı olacak diye bir şey yok ama şu an 24 yaşındayım dümdüz dişlerim var ve hiç müdahale edilmedi.

bazen çok erken tel takanlarda süt dişleri düzeliyor ama sonra asıl dişler çıkınca yine yamuk çıkabiliyor. bazen ise yararlı olduğunu duymuştum.

aslında en güzeli iyi dürüst bir ortodontiste gösterip sormak.

gider, ben geçen hafta götürdüm. 10 yaşında bir daha gelin dedi. 70-80 lira zaten. bu kadar bir para için riske etmeye değmez

kasetten kulaklık jakına çeviren dalgalara var

Şöyle bişey var.
urun.gittigidiyor.com

ipod'lar için bir kaset vardı, böyle kasette bir kablo var dışarı çıkan, onun ucunu ıpodun altına takıyordun. kasetcalar'da kaseti çaldığından ipoddan dinliyordun aslında yani. sistemini tam bilmiyorum ama bir araştır istersen.

edit: evet yazmışlar zaten :)

(git: 37767)
(git: 321687)
(git: 335502)
(git: 108269)
(git: 195525)

fm vericiyi salla sağlıklı bir boş frekans zor bulunuyor. kaset adaptörü on numara istediğini bağlarsın.

arabada asla kulaklık ile dinleme aman müzik.

su olayı belediyeden belediyeye değişir, elektriği açtırabilirsin.

özguruniversite sitesine bir bakabilirsin.

Yeni işe girdiğinizde sizin yapacağınız birşey yok,şirket muhasebesine durumu anlatırsınız onlar gerekeni yapar.Sigorta kurumları tek çatı altına toplandığı için elbette bağkur olayını bildirmeniz menfaatinize dir.

eczaciya sordum: satiliyor

görünüşe göre yeşil veya kırmızı reçete olmadığı için parayı verip alırsınız istediğiniz yerden. reçeteli satılır yazılması sadece formalite icabı.

data planı, arkada çalışan uygulamalar? time, bbc filan gibi uygulamalar var. bir saat arayla güncellenen sözlük, bir de ayda bir güncellenen takvim. onlar mı yapıyor yani?

wi-fi çekmeyince otomatik olarak operatörünle bağlanıyordur belki.bende önceden wi-fi ile bağlandığımı zannedip operatörle bağlanmış buluyordum kendimi.

aynı şey başıma geldi. 160 lira. ki öyle çok da kullanmadım. bir şey indirdiğim de yok ve wifiden bağlandığıma da eminim. avea müşteri hizmetlerinin de bir açıklaması yok.

pelinn'in dediği gibi olduğunu sanıyorum çünkü wi-fi'den bağlandığıma eminim. sanırım herkesi bir pakete abone yapmak istiyorlar.

soktumunun telefonunun ayarı varmış ben 5tl ile kurtardım. Marka modele göre data ayarları var, internet profilini seçmen gerekiyor.

Edit : Dandik samsung telefonumda wi-açsam bile gidip 3g'den bağlanıyor, sende de aynı durum var muhtemelen.

başka zamanlarda farkında olmadan 3gden bağlanmışsın. başka türlü mümkün değil. o kadar vidyo izlediysen ve şarkı indirdiysen ve 3g aboneliğin yoksa 130 liradan da fazla gelirdi. ben sadece 2-3 kere gazte okudum diye geldi o fatura.

Bülent Ortaçgil - Benimle Oynar Mısın'ı çağrıştırmış olabilir mi? Pisi pisi filminde kullanılmıştı. Sample'dan ziyade tarif bunu çağrıştırdı nedense.

fizy.com

yok değil yaa..

her şey gayet güzelken bu küvet niye böyle küçücük diye düşünürdüm.

çok güzel de kabin niye şeffaf aga? ha fantezi falansa eyvallah.

benim içinse kabinin ortada olmasına bağlı olarak hareket alanını daraltması dışında bir sorun yok.

bu odada yalnız ya da yavukluyla yaşayacaksam süper.

acaip seksi şeyler düşünürdüm

ruhsuz ve sikici derdim. biraz ozenilmis otel odasi gibi. fonksiyonel olarak da basarili bulmadim, zaten su seffaf banyo olayini oldum olasi hic tutmadim.

görsel olarak iyi ancak kullanım olarak kötü 2 üstteki yorumla anlaşılacağı üzere.

dört tarafı da şeffaf küvet fikri güzel ama ortada olması biraz daraltıcı. Odanın köşesinde, yine üç tarafı böyle cam, diğer bir kenarı da sokağa bakan camla tamamlansa daha güzel olur. Sen dışarıya bakarak yıkanıyosun ama onlar seni görmüyo, ama odanın içinde biri varsa görüyo. Daha seksi.

kuvetin etrafindaki camlar butun mekanin icine etmis diye dusunurum.

Dışarıdan içeriyi göstermeyen camlardan olsa o cam çok mükemmel olurmuş.

cam tamamen seffaf olacaksa neden var? gorselikten ote bi manasi olmali, herseyi goreceksek o zaman disarda olsun kuvet cama ne gerek var, birsey yapiyorsan tam yapacaksin. ozellikle orda olusacak su buhari vs sebebiyle o camlarin temizlenmesi felakete donusur. yani demem o ki camin orda olmasinin bi manasi yok bana gore. bi esprisi de yok. estetik de olmamis bence, bari tavana kadar olmasaydi, seperator seklinde olsaydi, yada bir takim gorsel oyunlar olsaydi camda.

bayrampaşa şehir parkı olarak geçiyormuş meğer orası. bizim civarlarda oraya hep "parkada" dendiği için..

edirnekapı'dan kesin bi tarif veremeyeceğim ama eğer aksaray-havalimanı metrosu sana ters değilse metronun kartaltepe-kocatepe istasyonunda(forum istanbul'un olduğu durak hani) inersen çıkışta HT5 hat numaralı iett otobüsleri var, indirimli hat. onlar geçiyor parkın yanından. park yakın zaten ordan, o yönde 9. durak. aynı yerden minibüsler de kalkıyor. minibüslerin bazıları da geçiyor oradan. otobüsü beklemek istemezsen minibüsle de gidebilirsin. sorarsın orada, hangi minibüs geçiyor diye.

ahhh...belirtseydim keşke, arabayla geliyorum..ona göre bir tarif verseniz?

arabayla nereden geliyorsun?

kısaca soyle anlatalım e6 uzerinde bayrampaşa besyuzevler sapagına gireceksin.her iki yondende giriş mevcut.sapağa girdikten sonra ilk virajda besyuzevler falan yazması lazım ordan girinsağ tarafınızda kalan buyuk park oluyor kendileri.

bayrampasa ikea ya gider gibi dusunun onuda bilmiyorsanız sudur.
www.ikea.com.tr

Esne bence içinden geldiği gibi. Doğru düzgün toplantı yapsın onlar da.

@dağlarca: bir toplantı düşünün ki bütün katılımcılar kadın..diyeyim ben size. erkek olsalar derim agalar nedir bu hal noluyoruz diye ama..yok öyle bir şans. küserler:S

Ya kadınsa daha iyi. Bir küserler, iki küserler, üçüncüsüne tam tersi senin umursamaz tavrını anlam veremedikleri biçimde çekici bulmaya başlarlar. Beni dinle sen, benimle kazanacaksın!

toplantılar, patronun show vakitleri mi yoksa kadınlar mı daha ön planda? patron show yapmaktan hoşlanıyosa, elin mecbur dinleyecen ve kafa sallayacan. arada bir önerilerde bulun bari de iyice boşlama. sen de lafa karış arada bir. (haa bi de, bir işin olduğuna şükret ve onu severek yapmaya çalış.)

çok çok temel noktaları ve kişileri anlatan "Kültürel Kuram- Philip Smith" Babil yay. başlangıç için akıcı ve her bölüm sonunda verdiği okuma önerileriyle epey işine yarayabilir diye düşünüyorum. yalnız bölüm mezunu değilsen büyük sıkıntı çıktığı bi gerçek.. bakıver istersen :(bkz: #17937904)

bence öncelikle hangi bölümde yapacağına karar vermen senin için daha kolay olur. yoksa sırf teorileri öğrenmek için bayağı bir vakit harcaman gerekecek.
sosyoloji için başlangıç olarak (çok kabataslak anlatır) raymond aron-sosyolojik düşüncenin evreleri'ni öneririm

jony ive.

en.wikipedia.org

Kerem Tüzün from Kurban.

Hattınızı Avea'da iken babanızın üzerine geçirmeniz gerekir öncelikle. Bunun için de babanızla birlikte bir Avea bayisine gidip 30-40 lira arası bir mebla ödemeniz gerekiyor. En azından bizden talep edilen miktar bu şekildeydi.

kamu tarifesinden yararlanmak için illaki kamu çalışanının üzerine olması gerekmiyor ilgili hattın. Kamu çalışanı, kendi hattı var ve tarifeden yararlanıyorsa, en fazla (sanırım) 5 kişiyi kamucellli yapabiliyor.

(bkz: ticari bekleme yapma)

yani hiç durma.

kesinlikle

düşünmen hata

olsa da biz de geçsek :(

aynıfiyata 20 mbit var. ben 10 almıştım. 20'ye geçtim. onun da sözleşmesi aynı (2 yıl) haberin olsun. ama sanırım ay sonuna kadar geçerli. goo.gl en üstteki 20 mbit 49 tl.

evet öyleymiş, aynı fiyata 20 mbps. başvurdum thanks:)

bir bayan olduğunuzu varsayarak

Sony Ericsson X8 diyorum ben. Internet için dokunmatik ekran şart bence. Diğer türlü bir şeye benzemiyor.

x8 hem Android

bence 1gün 1gece idealdir. sonuçta uzungölü turlamak bile 1sti anca buluyor. konaklamaya gelince google'dan bulduğunuz pansiyonları arayın, yaşlı bi teyzenin evinin alt katıydı pansiyon olarak işlettiği & bizim kaldığımız. yalnış hatırlamıyorsam 4 kişi geceliği 100tl vermiştik.

gün içindeki gerçektir. uykudayken altbenliğini yaşarsın. bir süre de etki eder. sonra geçer.

yanlız değilsin bu durum özellikle uykudan hemen sonraki anlarda .. üzerine bi fil oturyomuş hissiyle başlar ... yataktan kalkmayı başarıp kahvaltı ile vucuduna bi kaç bişey girince ,insan kendini daha iyi hissedidmee baslıo

gece hayal gücü daha iyi çalışıyor. uyumadan sabahlarsam günüm berbat, moralsiz.. uyursam sabah moralsiz kalkarım genelde. acayip insan bünyesi.
bir de kendini gerçekleşen kehanet olayı mı var nedir, genelde sabah hissettiklerim çıkıyor:(

İkisi de gerçek..

kalem, silgi, açacak, şeker, peçete müesseseden.

apple en uygun amerikadan gelir.amerikaya gitsin arkadaşın, hem çine kadar ulaştı radyasyon :D

orijinali olsa kÂrım olur mu ki?

orjinal alcan tabi, çakma ipodu burdanda alırsın 200 tl ye antenli televizyonlu :D

çin'de yaşayan biri olarak cevap vereyim, orjinallerini türkiye'den daha ucuz fiyata alabilir, ama imkan varsa amerika'dan getirtmek daha hesaplı oluyor.

sahte alacaksa hiç almayın, gereksiz. sahte ürün değil de muadilini almayı düşünüyorsanız, mesela ipod touch değil de çin malı ama güzel, kaliteli, taklit olmayan bir mp3 player düşünürseniz, uygun fiyata alınabilir. ama arkadaşınızın çin'i iyi bilmesi ve ürün hakkında bilgi sahibi olması gerekiyor.

en kısa sürede belli eder kendini. çok mu uyumsuz kel alaka bir tohum/fide sürgün vermez, fideyse büyümez, büyümesi durur hatta solar gider. biraz uyumluysa ama ışık vs.. problemleri oluyorsa aşırı boya gider meyvesini/çiçeğini büyütemez falan.

işte o 'en kısa süreyi' merak ediyorum ben de. bir hafta ya da 15 gün gibi mi mesela?

Bitkinin adını biliyorsan bitkinin optimum yaşam koşullarını internetten öğrenebilirsiniz. Diktiğiniz ağacın gereksinimleri ile sizin bulunduğunuz bölgenin gereksinimleri birbirinden çok farklı değilse adapte olur. Hatta bunun için destek hormanları bile olabiliyor

Bu süre bitkiden bitkiye değişir. Bazıları bi anda büyüyor, bazıları ise aylar sonrasında malum. En mantıklısı latince adı ile aratmak. Hem de en fazla yedi dakikada öğrenilebilir.

derecesini bilmiyorum ama peelingle biraz zor. 2 seçenek var, i2pl tarzı yoğunlaştırılmış ışık tedavisi, daha derinse fraksiyonel lazer, daha da derinse ablative lazer

ben şuan diacneal kullanıyorum.Fiyatı 45 tl civarı.Kaliteli bir ürün tavsiye ederim.

vichy'nin gece kremini önermişti doktorum bana. yaşın kaç olursa olsun kullanabilirmişsin bi sorun olmuyomuş ki ben de 16 yaşında kullandım. ama en etkili çözüm bir doktor gözetiminde kimyasal peeling yaptırmak; sivilce izleri çok derin değilse 5-6 seans yeterli oluyo.

sivex diye bi jel var onu deneyin derim.

en.wikipedia.org
1.5 falan

böyle de bir şey var. ama homo erectuslar 250 bin ila 2 milyon yıl öncesinde yaşamışlar. arsiv.ntvmsnbc.com

animsamak?

"geçmişe dönmek" kalıbı ile kullanılır.

"to reminisce" diye bir kalıp var İngilizce'de.

benim bahsettiğim daha farklı bir hatırlamak. yani diyelim ki eski sevgilinin parfümünü sürmüş biri, onunlayken hissettiğiniz his birden dolar ya içinize, sanki hala birlikteymişsiniz gibi hissedersin. onunla birlikte olmayı değil, onunla birlikte olmanın nasıl bir his olduğu bir an içinde tekrar belirir insan.
hah, işte o hatırlamayı soruyorum:)

visualize: hayalinde canlandırmak

taksim meydan - bilgi santral'in ta içine giden okul servisi (öğrenci olup olmadığını sormuyorlar)

alternatif rota:
1) 4. levent metro durağı emniyetevleri çıkışı'ndan çıkın,
2) akabinde kağıthane tarafına giden beyaz lambalı minibüslere binin,
3) minibüsten de, sünnet köprüsü mü ne orada iniyorsunuz. indiğiniz yerde yüzünüzü minibüsün gittiği yöne doğru çevirin ve sağda kalan yola girin, işte orada ta orada içimizden bir yer...

taksim atatürk kültür merkezinin önünden servisler kalkıyor. ücretsizdir, öğrenci olup olmamanız fark etmez. rahatça en kestirme yoldan böyle gidersiniz. bilgi üniversitesinin araçları yalnızca santral'e gitmediği için araca binerken sorun, bu santral'e mi gidiyor diye.

vapurla eminönü'ne geçip oradan otobüsle rahatça gidebilirsiniz. otobüsün numarası aklıma gelmiyor ama eminönü - alibeyköy otobüsleri o güzergahta çalışıyor.

eminönü'nden 47, 47 ç, 47 e numaralı otobüsleri kullanabilirsiniz.

aradiginiz beyt bu mu bilmiyorum ama bâkî'ye ait:

gâhî hicâb-i ebre girer husrevâ felek
yâd eyledikce lütfunu terler hicâbdan

ı ıh- değil

grubun adı muhtemelen constantinople, ben de pek bi sevdim, şarkının hangisi olduğunu bulamadım ama dinlerken bulursam yine buraya yazarım.

www.constantinople.ca
www.myspace.com

grup kanada'da ama şarkılarında ve kendilerini tanıtırken ispanyolca var.

Soyleyenler Constantinople grubu sarki Caballero (istanbul) dil de ladino sanirim

100 dolar bile kar etse kar etmis oluyor, amac da bu zaten

iran'dan israil'e (veya israil'den iran'a) gitmek kadar sıkıntılı olmaması lazım. öyle bile olsa, bu tür hallerde vizeyi pasaporta değil ayrı bir belgeye alabilmeniz gerek. bir araştırın, olmuyorsa da bu gezileri müteakip yeni pasaport alın.

ben pakistan donusu aldim, konsoloslukta pakistanda ne yaptigimi her detayina kadar sordular, daha sonra giris yaparkende baska bir polis cagirdi pasaport polisi bi postada ona anlattim. ama girdim sonunda

amcam geçen sene dediğin 3 ülkeye de gitti, hatta buralarda 3-4 ay kaldı. hemen sonrasında da amerika'ya gitti. bir şey olmuyor.

cutting edge iyidir ama sadece ingilizcedir bu.

cambridge english grammar in use

yalniz, grammar in use gramer kitabidir. gramer kitabi istiyorsaniz ben de onu tavsiye ederim. cutting edge ise, course book dur.

hmmm...2 in 1 olmalı, testli anlatımlı.

OUP new english file

cambridge english grammar in use +1

english file iyidir cutting edge dan daha user friendly dir ama video dosyalarını da alip gösterebilecegniz bir bilgisayar/projeksiyon cihazi da ayarlabilseniz daha iyi olur. internette var english file in video dosyalari teachingtips.org a bakin isterseniz. english grammar in use bir self study kitabidir, kurs ortaminda bir grupla calisacaksaniz isinizi görmez. cocuklar alsin evde destek olsun diye alistirmalarini yaparlar. grammar in use un alternatifi betty azar in kitabi ya da pek piyasada bulunmayan ama benim begendigim heinemann'ın gramer kitabidir. bütün bunlar pdf olarak teachingtips de var.

yok, ingiltere schengene dahil olmadığından fransadan tgvlerde ve hollandadan kalkan feribotlarda vize kontrolu var. hem de nasıl var, öyle böyle değil, vize yetmşyor bir de valize kadar açtırıyorlardı.

İngiltere özellikle Türklere karşı çok sıkıntı çektiriyor. Girmeye çalıştığınız gibi geri dönersiniz. Üstelik Schengen olmayan bir ülkeye gitmeye çalışmak da büyük bir risk.

bunlar hazır sticker haberin olsun. hala boya istiyorsan. tanıdığım birisi var. kız arkadaşımdır kendisi.

(bkz: airbrush)

serafettinin de dedigi gibi yapistirma bunlar gayet de ucuz sayilir.

www.amazon.co.uk

dogoskins adı altında zibilyon tane bulursun arat..

markafoni de ayda 2/3 defa satışa çıkıyor takip et.

marshall dan boya için kalıplar aldık biz onlarla boyadık. kendimiz yaptık gayet kolay. pek güzel oldu.

www.bitenekadar.com

www.duvarsticker.com

yaş sınırı yok fakat, yeri iyileşir iyileşmez yaptırman senin açından daha iyi olur diye biliyorum. yoksa gayet yaşlı insanlara da implant yapılabiliyor.

annem 40 küsür yaşında, gençken çektirdiği dişin yerine implant yaptırdı geçenlerde. bu durumda pek de sınır yok gibi.

o dişçi sallamış gibi geldi bana, implant yapan hekimlerin çoğu işinin ehli değil. laçin berber bu konuda bir tanedir. zamanı gelince ona gidersiniz. diş eti üzerine ihtisas yapmış birisi emin olun çok farklı şeyler diyecektir. benim de var öyle bir dişim implant takılacak, sıra ona gelince yaptıracağım ben de ve sizden büyüğüm ;)

diş çekildikten sonra oradaki kemikler kullanılmadığı için eriyor. o yüzden en iyisi çektirir çektirmez en kısa zamanda yaptırmak, daha iyi olur.

istanbul'da turkiye hastanesinde omer atar vardi. tavsiye edebilirim.

üst cenede diş cekildikten sonra yasanacak kemik rezorpsiyonunun yanında sinüsün aşağıya doğru sarkması da görülebilir.ilerleyen dönemde implant için, ki arka bölgede olduğu için daha kalın ve uzun bir implant gerekecektir cünkü burada çigneme kuvvetleri daha yoğun, yeterli kemik kalınlıgı ve uzunlugu olmayabileceğinden dolayı doktorunuz bunu söylemiş.sallamamıs, gayet mantıklı konusmus.
ilerleyen dönemlerde sarkan sinüslerden yer kazanmak için sinüs lifting teknikleri var ama biraz komplike ve kazanılan mesafenin yeterli olmadıgı durumlar da olabilir

herkesin yanında başı açık oturabilir bence.

Hayır.

türbsnlıys sorarsan kendisi gavur (gayrimüslim) kadının yanında dahi açamaz başını.

neden hayır ama? yani böyle bir kural var mı?

her zaman başı kapalı kalmalıdır diye biliyorum ben. (ev haricinde)

bu arada müslüman değilim.

İslamiyette eşcinsellik gibi cinsiyet türevleri yoktur. Kadın kadındır, erkek de erkek. O yüzden izin verilen erkeklerdense (baba, eş, oğul vs...) açar, izin verilmeyen erkeklerdense kapatır.

Bence o kadın eşcinsel erkeğin yanında oturmaz.

@cosmicstring: meraktan ama ihtiyaca binaen oluşmuş meraktan soruldu. o yüzden çok da emin olmamak lazım. insan ilişkileri giriftleşiyor

Eşcinsel olduğunu bilirse ne yapar eder oturmaz, bilmiyorsa erkeğin yanına oturduğu şekilde oturur diyeyim o zaman.

sanırım müslüman olduğunuz için bu soruyu sordunuz? eğer öyle ise saçma sapan yorumlar yazıp altına müslüman değilim diye not düşmek yerine adam olup cevap veriyorum.

bu konu Kuran'da en açık şekilde ifade edilen konulardan biridir. (kuranda başörtüsü yok diyecek kadar okuma yazma özürlüleri bir yana bırakırsak:

Nur suresi 31. ayet:

"Mümin kadinlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kisimlari müstesna olmak üzere, zinetlerini teshir etmesinler. Bas örtülerini, yakalarinin üzerine (kadar) örtsünler. Kocalari, babalari, kocalarinin babalari, kendi ogullari, kocalarinin ogullari, erkek kardesleri, erkek kardeslerinin ogullari, kiz kardeslerinin ogullari, kendi kadinlari (mümin kadinlar), ellerinin altinda bulunan (köleleri), erkeklerden, kadina ihtiyaci kalmamis (cinsî güçten düsmüs) hizmetçiler, yahut henüz kadinlarin gizli kadinlik hususiyetlerinin farkinda olmayan çocuklardan baskasina zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte olduklari zinetleri anlasilsin diye, ayaklarini yere vurmasinlar. Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki, kurtulusa eresiniz"

Saçma sapan not düşmemin(!) sebebi, 'olum hem müslüman hem de daha dinini bilmiyöör' tarzı yorumlara maruz kalmamak içindi. Müslüman olup saçmalamak daha kötü gördüğünüz gibi.
nickte götlü mötlü. ayıp.

İşkur'un girişimcilik kursları oluyordu, onlardan çıkanlara kefilsiz filan 10bin'e kadar kredi veriyorlardı. Onu araştırmalı.

işkur evet 10e kadar kefilsiz veriyor ama şurası yanlış anlaşılmasın. süreç şu şekilde işliyor.

işkur girişimcilik kursuna katılıyorsun. sertifikanı alıyorsun. sonra projeni hazırlayıp sertifikanı da ekleyip kosgebe yolluyorsun. tabi bu sırada şirketini kurman gerekiyor. kosgebden geçerse projen şirketi açman için yaptığın harcamaları geri ödüyor. sonra diğer gerekli işlemleri yapıyorsun işte mesela olay teksilse makine vs. alıyorsun faturanı kosgebe ibraz ediyorsun o sana harcamanın %60ını geri ödüyor. bu şekilde faturalarını falanda ödüyor. ama önemli nokta önce siz harcamayı yapıyorsunuz. sonra kosgeb size ödüyor.

ohoo zor işmiş işkur..
bu arkadaşların aradığı kredi verilecek, ne bileyim, en az birkaç ay sonra geri ödemesi yapılacak faizsiz filan. sermaye yok gibi bir şey çünkü.
çok mu şey arıyorlar?

aynısını bizde arıyoruz arkadaşlarımız için ama başvurmadığımız yer kalmadı. başka devletler milyon dolarlık yatırımlar yapıyor girişimcilerine ama bizimkiler bi kaç milyarı bile veremiyor. velhasıl kelam işiniz gerçekten zor. ama eğer bir çözüm bulursanız lütfen bana da haber verin.

4000 bir iş çoooook mütevazi bir rakam değil mi?Kagider var benim bildiğim.Oradan almaları kolay olur gibi.Bir de bankaların kadın girişimci destekleme programları var ama faizler ve şartlar konusunda bilgim yok.

Not:İşin detaylarını mesajdan atabilirseniz belki bu konuda yardımcı olabilirim.Hatta bazı noktalarda fikir verme ihtimalim de var.

kosgeb'in de girişimcilik kursu var 10bin hibe 10bin kredi veriyorlar sanırım.

bu zamana kadar pür dikkat dinlediysen, tek kelam kaçırmadan takip ettiysen olan biteni ee bünye bir yerde yavaşlatıyor kendini. bende senin gibi yapıyorum yada sen benim gibi yapıyorsun ama kendimiz için iyi olanı yapıyoruz zaten bir süre sonra kendiliğinden geçiyor rahat ol.

bendede var böyle bişey ama nedeni dikkat dağınıklığı. mallık bi nevi. demek istediği çok iyi anlıyorum bi soru sorup da cevabını dinlememe olayını defalarca yaşadım. bi süre sonra arkadaşların alılacaktır zaten dinlemediğini anlayıp konulmayı bırakırlar yada dinle lan diyerek dikkatini konuşmaya çekerler. bi süre sonra bu durumu normal görüp seni anlamayan diğer insanlardan nefret etmeye başlarsın yavaş yavaş filan kötü yani. bi psikoloğa görün ne diyim.

@canimnicknameyazmakistemiyor dinliyormusun bizi. tmm kes o noktaya bakmayı.

ne kadar zamandır ticaretle ilgilendiğine de bakar. hızlı ve sonuca yönelik düşünür ticaret adamı. çıkar var mıdır bu işte, ekmek yer miyim diye bakar her şeye. zaman içinde bir sürü çer çöp olayla uğraştığı için vakit kaybına dayanamaz. kötü anlamda söylemiyorum. sonuçta devamlı yaptığın şeyler alışkanlık haline geliyor. o yüzden ilgini çeken olaya pür dikkat yaklaşırken havadan sudan bahseden birine kayıtsız kalıyor, sıkılıyor olabilirsin.

not: bayağı farklı bi açıdan girdim sanırım...

@terp: doğruluk payı çok var, direkt şu işin olurunu giderini söyle demek istiyorum aslında insanlara, bana ne hayat hikayeni anlatıyorsun zaten. ama bu dinleyememe sorunu sadece iş alanıyla sınırlı değil, özel hayat da aynı şekilde.
@karmarulez: sağolasın ya mal olduğumu öğrenince rahatladım akshdkahs:)

Aynısı bana da oluyor. Cidden çok can sıkıcı birşey. Lisenin sonlarında başladı, nerdeyse üniversite bitecek gittikçe mala bağlıyorum.

anonymous stance'ın verdiği güven ile görülme korkusu gibime geldi birnevi savunma mekanizması. belki de çok pis sallıyorum gören de zannedicek psikoloji okudum

freudyen bir açıklaması var bunun. ego, başka bir egoyla karşılaştığında ondan iğrenir. yani sokakta öpüşen bir çift gördüğünüzde başkalarının egolarını, başkalarının cinsellik güdülerini vb. görüyorsunuz. pornodaysa kendi cinsel tatmininize yönelik bir canlandırma, bir nevi tasvir var. bu biraz okuduğumu romanlardaki kahramanlara da benziyor. normalde başkasının düşünceleri, iç dökmeleri, hayalleri bize aynı egosal sebepten ötürü rahatsız edici gelebilir veya bunları küçük görebilir, egosal anlamda iğrenebiliriz. oysaki bir romanı, öyküyü okuduğumuzda da başka bir egonun hayelleriyle, gündüz düşleriyle karşı karşıyayızdır. burada da pornoyla koşut bir şey var. roman karakterini başka bir ego olarak görmeyip kendimizi yanıstabiliyoruz. çok da açıklanabilir bir şey değil gerçi.

aslına bakılırsa asıl sorulması gerek şey şu: niçin başkalarının cinsellikleri bizi ilgilendirmezken veya rahatsız ederken porno rahatsız etmez? neden başka bir egonun fantezilerinden rahatsızlık duyarken bir yazarın fantezilerinden, bir omrandan veya öyküden keyif alırız?

pornoyu tek başına izleyebilirsin ve buna göre hareket edebilirsin. ayrıca seçicilik vardır. ebony imiş yok animal imiş, sana kalmış bu işler. ayrıca etrafta seni baskılayacak bir durum söz konusu değil.

ama public olayı, öpüşürken eki eki durumu, baskılı bir toplumda yaşaman ve bunun ayıp olarak algılanmasıdır. bir çift bankta öpüşürken seni azarlayabilir ama evde tek başına porno izlerken o amca senin yanına gelemez.

kısacası, küçükken ağızdan öpmeli filmleri izlerken kanal değiştirilen nesil 56k modem geldiğinde internetten bir nude pic alana kadar nasıl eli uçkurunda gezdiyse, aynı mesele işte. sadece evde tek başına kalıyorsan pornoyu daha rahat açabiliyorsun artık. bi de bağlantı daha hızlı.

Aynı şey değil ki. Mesela o çifti gizlice izleme imkanın olsa ve izlesen bu senin yine hoşuna gider. Ordaki utanma duygusu senin görünürde olmandan ve alakasız bir 3. kişi olmandan kaynaklanıyor.

@trinitrotoluen: bilmiyorum emin değilim ama şunu da düşününce doğru gibi, komşudan gelen sevişme sesi de gayet tahrik edici. ama tekrar şu da var, beni görmediklerini bilsem de asla sevişmelerini görmek istemem.
şu freudyen açıklama aklıma yattı aslında.

senın algın ıkıyuzlu sadece.

kardeş sen kesin muhafazakar bir aile büyüdün.

voyeur olmakla ilgili sanırsam rahatsızlık hissetmenizin sebebi. şimdi ikinci bir öttürmem ise macera filmlerinde yüzlerce insanın ölümünü izlerken, elinizin kesilmesi bile kimisinin kusmasına neden olur. böyle şeyler.

normal ve altı güzellikte olan insanların cinselliklerini bırak gerçek hayatta, dizilerde falan bile izlemeyiz.

behlül ile bihter öpüşür, estetiktir. ama bahçıvan ve hizmetçi eşinin öpüşmesini rüyamızda görsek kekeme kalırız.

tahrik olmakla, muhafazakar yetişmekle falan alakası yok bence, günlük hayatımız sandığımız kadar seyirlik bir estetiğe sahip değil, o kadar.

ha bi de tabi birinin özel hayatına karışıyormuş gibi hissetmek de o rahatsızlık hissini verir. bakmamak en iyisidir.

mp3'e çevirip öyle atacaksın

itunes convert ediyor zaten, etmiyor mu yoksa?

total video converter bunu da yapıyor.

flac ise itunes'a flac açtıran bir eklenti mevcut.

eski postanenin ara sokağındaydı yanılmıyorsam kucuk saray diye bi yer var.. pideli köfte şiddetle tavsiye edilir. hatta paket yapıp gonderiyorlarsa bende alayım.

iskender ye Uludağ da (dağ olanı değil ama kebepçı olanı :)

bursanın otogarında mükemmel iskender döner yapan bi yer varmış, arkadaşlarım öyle söylemişti.

gebere jackson'ın dediği yer uludağ kebapçısı, garajlardaki döner kavşağın hemen orda, kime sorsan gösterir. mutlaka uğra ama saat 16:00 civarından sonra kapanabilir.

bak mutlaka dedim!

@carliston: çok kesin konuştun, ikna oldum valla:)

kapalı çarşının orda çiçek ızgara var, süs havuzunun karşısında. pişman olmazsın :) çok da meşhur

Heykelden sal aşşa, dümdüz devam, Zafer Plaza gelcek sağına ya da soluna, neyse arkana al zafer plazayı, tepe gibi bişiy, başla merdivenlerden çıkmaya, Tophaneye çıkıcaksn, ufak beyaz bir köşkte iskender-köfte yapan bir yer var. Acayip şahanedir :)

kayhanda pideli köfte ye.
iskenderden öne al pideliköfteyi.

bir de cantık ye. yemedim deme. en hakkı alınarak nerede yenir sorusuna vereceğim cevap yok.

he bide, iskenderi salla, pideli köfte ye.

Sağolun yiğidolar. Bu duyuruyu Bursa'ya ve midesine düşkün bütün duyuru ahalisinin kullanımı için saklamaya and içerim:D

kestelde çimento fabrikasının oralarda şelalede hayatında yiyceğin en güzel alabalığını yapıyorlar. kaşarlı mantarlı falan. git dene.

astari yuzunu gecer, yaninda getirebiliyorsa amenna. bir de y.disindan telefon getirtildigi zaman son 2 ay (sanirim) icinde y.disina cikmis birisinin pasaportu ile kayit ettirmek gerekiyor. 2 yil boyunca da baska telefon kayit ettiremiyor o kisi.

son 1 ay icinde giris cikis yapmis birinin pasaportu gerekiyor sanirim.

ok, bulaşmıyorum hiç.

yanında getirebiliyorsa amenna. 2 ay içinde kaydettirmeden illegal yollarla halledebilirsin aslında. lakin güvenilir imei kopyalacı lazım. evde hiç kullanmadığın eski püskü bir telefonun imeisini iphone imeisiyle değiştirebilirsin. ben yapmıştım böle birşey ancak iphone değil idi benimkisi.

gumrukten hele de kargo ile telefon gecirmeniz icin hicbir ihtimal yok. şans bile yetmez.

astarı yuzunu de gecmez cunku telefon aynen geri doner gumrukten. parasını odeyip alma olayıda yok telefonlarda.

Yazıldığı gibi gümrük mevzuatına göre ülkemize kargo yoluyla cep telefonu girmemektedir. İthal edilebilir o ayrı konu.

sanırım sosyal ve matematik zekaya bakıyo. bu adam modacıydı 100 yıl önce belkide şair yada ressam olurdu. bilemezsin bunu sanıyorum. aynştayn bugun yaşasaydı şimdiki oldugu kadar önemli biri olmayabilirdi

daha geçen gün bir blogda tasarladığı, armadillo heels denen ayakkabıları görmüştüm de, bir adam böyle bir ayakkabıyı birilerine giydirebiliyorsa dahidir demiştim, tesadüfe bakın ki bu soruya denk geldim. bence böyle bişey, farklı olmak ve bunu kabul ettirmekde gizli sanırım dehası.

images.google.com.tr

@mrtksn: 200 yıl önce güzel ayakkabılar yapan insanlara dahi denilmiyordu. ben neyin değiştiğini anlamaya çalışıyorum ve sadece 'kapitalizm' deyip geçmek de bana yeterli gelmiyor.
yoksa benim dahiden ne beklentim olacak, cacığın malzemesini ince doğrasın yeter.

Bazı alanlarda insanların yeteneklerini hatta dehalarını anlamak için o uzmanlık alanında bilginiz olması gerekir. Örneğin bir gitarist düşünün adam bir eser bestelemiştir, siz onu herhangi bir gitar eseri olarak dinlersiz çok da farklı gelmez size.Ama adam o eseri çalabilmek adına gitar için yeni bir akord düzeni bulmuştur.

Aynı şey bir ayakkabı tasarımcısı için de söylenebilir. Siz yaptığı herşeye "ayakkabı işte" diyerek bakarsınız ama başka bi ayakkabı tasarımcısı o ayakkabıya sizin gözünüzle bakmaz. Mesela adam ayakabı tokasını sizin hiç ayırt edemeyeceğiniz bir şekilde kullanmıştır ama başka bir ayakkabı tasarımcısı bunun farkına varabilir. Ya da ne bilim adam şimdiden gelecekte kullanılacak tasarımları görmüş onları uygulamıştır.

Artık sanatçı, zanaatçı ve mucit yoktur dense, bu da yanlış olmaz. Gösterdiğiniz örnekteki şahsım tanımam, ama en fazla "inovatif" gibi bir fiyakalı sıfat alabileceği kanısındayım. Dünyayı değiştirmesi beklenmiyor. Böyle sivri zeka veya çok enteresan yahut uçuk tip yerine dahi deme modası var sanırım.

O tasarımları o kadar kişiye giydirebilmek elbette şahsi başarısı olamaz, ulaşım ve iletişimin had safhaya ulaştığı bu çağda. Eskiden olsa, "giydiremezdi" o kadar kişiye ağzıyla kuş tutsa.

@uyuklayankedi: aynen katılıyorum hocam...

Fiziksel bir seylerden bahsederken "icinden", diger manalarda "yoluyla" veya "araciligiyla" anlaminda kullanilir.

-"I went through the forest to the lake" - "Ormanin icinden gole gittim"

-"The music started as she walked through the door" - (Bu Turkce'ye cevrilirken aslinda 'icinden' sozu kullanilmaz ama yine de gozunde canlandirabilmissindir)

-"I found inner peace through meditation" - "Ic huzuru meditasyon araciligiyla buldum"

-"Jack knows Jill through Mike" - "Ahmet Ayse'yi Mehmet araciligiyla taniyor"

sağ ol :)