[]

Kredi kartı limiti ve kredi notu

kredi kartı limitini artırmak kredi notumu nasıl etkiliyor?

google'da aradım ama olumlu/olumsuz her şey yazıyor.

ödeme düzeni değişmeyecek varsayalım. düzenli ve tam ödüyorum borcumu.

 
Değiştirmez. Kredi kartında kritik mevzu limit kullanım oranı %80i geçmemesidir. Geçtiği an puanınız düşer ne kadar düşeceği oran ve limitle de alakalıdır. “Ama banka bana limit tanımış kardeşim” demeyin uyarıyım.


  • Mcfly  (09.04.23 22:58:20) 
Findeks paket sahibi olduğumdan danışman hizmeti de alıyorum. Geçen gün danışmandan randevu alıp aklımdaki soruları sormuştum. O kadar saçma bir mantığı var ki algoritmalarının, birkaç soruma kendisi bile makul cevaplar veremeyip şirket politikaları gereği bu şekilde diyerek geçiştirebildi. Kredi kartı ve kullanım oranı %50 ile belirlenmiş. Yani yarısını bir lira bile geçirsen çok ciddi anlamda puan düşürüyormuş algoritma.


  • ulukayin  (10.04.23 05:05:15) 
olumsuz etkiler.


  • baldur2  (10.04.23 05:27:24) 
kredi notunuzu etkileyen durumlar bellidir. gecikmeler temerrüdler geç ödemeler arka arkaya çekilen krediler veya arka arkaya yapılan kredi başvuruları.

örneğin diyelim ki x bankasına kredi başvurusunda bulundunuz ve kredi çıktı. eğer taksikleri tam olarak gecikmeden gününde öderseniz notunuz etkilenmez ama artmaz da.

eğer 1 taksit bile geç öderseniz hemen düşer ve banka sistemlerinde o kayıt altına alınır yıllarca görünür. kredi notunuz en yükseğe çıksa bile kayıt silinmez.

mevcut krediniz varken başka bankadan kredi çekerseniz notunuz hemen düşmese de sabit kalacaktır.

şayet kredi onaylanmaz ise artık riskli müşteri olarak görünürsünüz ve notunuz düşer.

eğer düşük kredi notuna sahipseniz hızlı yükseltmek için düşük limitli bir kredi kartı edinin limitinin 2/3 ünü aşmayacak şekilde harcama yaparak her ay ödeme gününde borcun tamamını veya %80 ini kapatın. birkaç ay içinde kredi notunuz en yükseğe çıkacaktır. tüm kredileri veya kredi kartlarını kapatarak not yükselmesini beklemeyin yükselmez. notu yükseltmek dediğim gibi kredi kartı kullanmakla olur. tabi bu sırada gecikmede olan krediniz veya kmh hesabınız kesinlikle olmamalı
  • bluemoon22  (10.04.23 09:18:10) 
[]

Satılan kumaş boyalarının içinde ne var?

aramalarda viktoria diye bir marka çıkıyor hep. paketin üstünde içindekiler kısmı göremedim. ağır metal mi var, bu boya neyden imal ediliyor bilginiz var mı?

bir de fiske denilen kimyasalda ne var?


 
Kumaş boyaları genellikle organik veya inorganik pigmentlerden, çözücülerden, bağlayıcılardan ve diğer katkı maddelerinden oluşur. Boyaların içinde hangi kimyasalların olduğu markaya ve ürüne bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, Victoria markalı boyaların içeriği hakkında kesin bir şey söylemek mümkün değil.

Ancak, boyaların içinde ağır metallerin (kurşun, civa, kadmiyum vb.) kullanımı sınırlandırılmıştır veya yasaklanmıştır. Ayrıca, boyaların çoğu su bazlı veya bitkisel bazlıdır ve çevre dostu olarak tasarlanmıştır.
  • compumaster  (31.03.23 01:16:59) 
[]

Seçim anketleri gerçeğe ne kadar yakın?

neredeyse hepsi kk kazanacak diyor. ne kadar yakın gerçeğe? eski seçimlerde de anketler hep gerçeğe mi yakındı yoksa çok sapıyor muydu?




 
bana da çok inandırıcı gelmiyor. kk'nın ilk turda rte'nin gerisinde ama ikinci turda önünde bitireceğini düşünen ve uman biri olarak.

çok müşahitlik yaptım, kk yıpranmış bir yüz. evet ittifak vs. güzel hoş. ama o kabinde, perdeyi çekince nelerin döndüğünü biliyorum insanların aklında. kk'nın rahat rahat oy alabileceğine inanmıyorum core akp seçmeninden.

40-45 arası bitirecektir, ama ikinci tur, vs olduğunda zor da olsa kazanacaktır (52-48 gibi) ama her türlü bıçak sırtı olacaktır.
  • tantavizisyon  (27.03.23 21:35:41 ~ 21:36:49) 
Biz eskiden anketler AKP'yi yüksek gösterdiğinde 'bu anketler hiç inandirici değil, bu kadar oy alamazlar' diyorduk, sonunda anketlerin dediğine benzer rakamlar çıkıyordu.

Her anket sirketi değil ama bazı güvenilir anket sirketlerinin oy oranlarını doğruya yakın verdiğini düşünüyorum ben. Diğer açıdan bakınca da AKP'ye yakın anket şirketlerinde bile bıçak sırtı görünüyor şu anda. Ben her türlü Kılıçdaroğlu'nun iyi bir oy potansiyeli olduğunu ve kazanmaya hiç de uzak olmadığını düşünüyorum.

AKP'li, MHP'li vs olup kessen CHP'ye oy vermeyecek olan %30 a yakın bir kitle vardır evet, bunu kimse inkar etmiyor zaten. Ama geriye kalan seçmen kitlesi çok gecisken.
  • fraise  (27.03.23 22:00:44 ~ 28.03.23 03:41:55) 
AKP, % 1, % 1,5 demeden küçük küçük partiler ile ittifak yapıyor. Demek ki RTE'nin güvendiği (geçmiş seçimlerde onu yüksek bulan) anketlerde de gerideler.


  • sailor  (27.03.23 22:07:40) 
@fraise chp'ye asla oy vermeyecek kitle için %30 çok değil mi hocam

öyleyse iç karartıcı durum.
  • curious mind  (27.03.23 22:12:10) 
2018 secimleri: cumhur ittifaki: 26m, millet ittifaki: 23.5 milyon oy almis. yani cumhur'dan millete gececek 1.5 milyon oy, millet ittifakina kazandiriyor. o donemden bu yana ne olmus:
1. Milyonlarca denetimsiz multeci ulkeye girmis
2. ekonomi 2018'de kotuydu ancak su an cok cok cok daha kotu.
3.genclerde gelecek kaygisi inanilmaz boyutta.
4. belediye secimlerde goruldugu uzere, akpnin kazanmak icin iftira, secim yenileme dahil seyi yapacagi gozle gorulmus.

bu secimde ilk defa oy kullanacak, potansiyel issiz 6-7 milyon genci de dusununce, akp 1.5 milyon az alamaz mi sence? rakamlar ortada, cok detayli dusunmeye gerek yok...

secimi kilicdaroglunun alacagi acik, iste son koz muharrem ince ile bolmeye calisiyorlar ki ikinci tura kalsin.
  • monicapp  (28.03.23 13:54:36) 
Bütün anket şirketlerini bir tutmamak lazım.
Ben sadece Konda ve ORC ye güveniyorum.

Şahsi fikrime göre taraflı olmayanlar bunlar. Diğer şirketlerin büyük bölümü bir tarafa siyasi olarak yakın şirketler.

Ve evet anket sonuçları bence doğruyu yansıtıyor tabi +-3 vs bişey eklemek suretiyle. Zaten anket şirketleri de raporlarında bu hata payını söylüyorlar. En basitinden 2019 Mart seçimleri öncesinde Ekrem İmamoğlu nu az farkla önde gösteriyorlardı. Ki o zaman doğru düzgün tanınmıyordu İmamoğlu ve dedikleri gibi de oldu.
  • nuevo  (28.03.23 15:52:11) 
Anketler inandırıcı değil bence. İnandırıcı değil derken belki sonuç itibariyle gerçeği yansıtıyor olabilirler fakat fark öyle 5 - 6 puan falan değil gibi geliyor.

Sokak röportajlarını daha çok takip ediyorum ve bu röportajları seçimin aynası gibi görüyorum. azımsanmayacak derecede reyisten başka adam yok diyen kitle mevcut hatta depremzedelerden bile akp'ye oy vereceğini söyleyen insanlar var. Genelde toplumun algısı bu insanların akp'ye oy vermeyeceği yönündeydi ama gerçek öyle değil gibi geliyor.

Aynı sokak röportajlarında istanbul seçimleri için imamoğlu belirgin bir şekilde üstünlük kurmuştu ve seçimde de öyle oldu.

Bu sefer anket sonuçları ile sokak röportajları çelişiyor dediğim gibi ben aradaki farkın 5-6 puan olduğunu kesinlikle düşünmüyorum ortada kafa kafayaya yakın bir durum var.

Misal ben doğma büyüme çatalcalıyım buranın insanını da az çok tanırım hatta buralar yıllar yılı merkez sağ, sol partilerin kalesi olarak bilinen yerdir. canım çatalca da bile "soğan 20 tl ise soğan yemesinler o zaman" diyen bir kitle türemiş:

www.youtube.com
  • joehigashi  (28.03.23 16:11:36 ~ 16:13:46) 
Bu seçim döneminde anketler çöp oluyor çünkü çok fazla hızlı ve ani gelişme var.

Birkaç ay öncesine kadar Millet İttifakı'nın adayı bile yoktu varsayımlarla anket yapılıyordu. Sonra EYT, emeklilere zam vb. tarzı düzenlemeler yapıldı ve Millet İttifakı'nın adayı netleşmediğinden bana göre Cumhur İttifakı belli bir üstünlük sağladı. Sonrasında deprem herşeyi alt-üst etti. O bölgede ne kadar insan oy kullanacak, iktidara bakışları değişti mi muhalefete nasıl yaklaşılıyor bilmiyoruz. Bununla birlikte iktidar kanadında "muhalefetin birleştiği" görüldü. HDP KK'ya destek vereceğini açıkladı. Kaç tane sığınmacı oy kullanacak belli değil.

İYİP masadan kalkıyor ertesi gün geri oturuyor. YRP önce ittifakı reddediyor ertesi gün dahil oluyor. C.başkanı aday sayısı değişiyor.

Sanıyorum yarın KK İnce ile görüşecek, belki de İnce seçimden çekilecek (zor ama burası Türkiye olmaz diye birşey yok.)

Anket firmalarının bu sürece yetişmesi mümkün değil 2-3 hafta sahada aktif çalışma yapılıyor, sonra üstte saydığım tarzda seçim sonucunu doğrudan etkileyebilecek ani bir gelişme oluyor, "anketiniz inandırıcı değil/yanlı" diye suçlayıcı oluyoruz.

Anlaşılan bu seçimde son haftaya kadar partilerin karşılıklı hamleleri devam edecek. İktidar belki de ilk defa bir seçimi kaybetmeye bu kadar yaklaştığından seçim öncesi eskiye nazaran daha hareketli geçiyor ve anketlerde değişkenlikler oluyor. Daha önceden anketler daha gerçekçiydi, örneğin son yerel seçimlerde Mansur Yavaş uzun yıllar AKP yönetiminde olmasına rağmen Ankara'da önde görünüyordu ve seçilmesine kesin gözüyle bakılıyordu. Kendi adıma Ankara seçimini takip bile etmemiştim. İmamoğlu başta düşük çıkıyordu, seçime doğru hepimiz "acaba?" dedik ve düşünülenden farklı sonuç ortaya çıktı. (Örnek: tr.euronews.com)

Yanlı anket firmalarını kaale almıyorum, seçime doğru KONDA'nın anketini merakla bekliyorum. Seçim sonucuna en yakın anket o olabilir.
  • Lethe  (28.03.23 17:34:40) 
Benim inancım, ciddi ve gerçekci anketlerin halka açıklanmadığı yönünde. Bize açıklananlar hep manüpilasyon ve yönlendirme amaçlı bana göre, ama açıklanmayan anketler gerçeğe oldukça yakındır.


  • John Bloor  (28.03.23 17:46:41) 
[]

Oy sayımı gizliyken cb adaylığı için 100 bin imza çelişki değil mi?

imza verenler oyunu belli etmiş olmuyor mu?




 
akpliler inceye imza verdi mesela. imza, oy değildir


  • ala09  (26.03.23 01:33:16) 
2018'de de chpliler önce merale, sonra temel'e en son hadi seni de geçirelim diyip perinçek'e imza vermişti. Bunda da sırf aday sayısı artsın diye veren vardır. İmza oy demek değil


  • nundu  (26.03.23 01:34:30) 
Kısmen katılıyorum.
Bu seçimleri çok baz almamalı: İnce örneği.
Dünya genelinde demokratik bir yaklaşım olabilir ama; örgütlenme yoksa, kişi kendi iradesiyle gidiyorsa çoğu rengini belli ediyor diye düşünüyorum.

Sırf renkli adaylar olsun diye, gidip imza verecek duyarlı ve demokratik insanların sayısı eminim giderek azalıyor
  • cccbehzatccc  (26.03.23 02:26:04) 
degil, oylar bolunsun diye erbakan'a imza atmistik bir kac sekuler arkadasimla beraber. ama cekildi adam.


  • tantavizisyon  (26.03.23 09:20:44) 
haklı bir soru. imza oy değil tabi ama sonuçta birinin aday olmasını istemek de siyasi bir tutum ve ben bunu devletle veya herhangi biriyle paylaşmak zorunda değilim. "sen paylaşma, paylaşan 100 bin kişi çıkar elbet" doğru bir mantık yürütme değil, oraya girersek muhabbet uzar.

neyse, bu sorunun ideal düzende ve kağıt üzerindeki cevabı: ysk, sizin bu imzalarınızın gizli tutulmasını ve bunları herhangi bir yerde, herhangi bir devlet kurumuyla paylaşmamayı taahhüt eder. mesela bir devlet memuru siyasi parti üyesi olamaz ama cb seçimleri için imzacı olabilir, çünkü bu imzalar da oy gibi gizlidir aslında.
  • bruges  (26.03.23 09:42:51) 
[]

Tartıştığım satıcı kadın bana iftira atmasın?

iyi günler,

bugün klozet rezervuarı almak için evime yakın bir dükkana girdim.

dükkanda 45-50 yaşlarında bir kadın ve 15 yaşlarında bir kız çocuğu vardı. bana 2 rezervuar gösterdiler. 65 lira ve 135 lira. 135 liralığın 2 sene garantisi var dedi, "bana ürünü açılmamış kutu verir misiniz?" dedim, somurttu, açılmamış kutu verdi.

eve geldiğimde ürünün kutusunda "arızalı" yazıyordu. götürüp geri vermek istedim. kadın yenisiyle değiştirdi. "açılmamış değil mi?" dedim. kadın "arkadan verdim." dedi.

"bunun 2 sene garantisi var ama ürünün içinde garanti kağıdı falan yok. fiş verir misiniz?" dedim. ilk seferde de fiş vermemişti. kadın "beyefendi siz beni çok gerdiniz. ürünü geri verin satmıyorum size." dedi.

ben de " tamam verin paramı." dedim. kadın o sırada para arıyordu. bir yandan da "çok gerdiniz beni..." deyip duruyordu. ben de "sizin bilinçli müşteriye tahammülünüz yok. gerginseniz doktora gidin." dedim.

olay orada koptu. kadın "sen bana deli diyemezsin!" (kesinlikle deli demedim) diye atağa geçti. paraları yere attı. "ben sana öyle mi verdim parayı? vermiyorum ürünü." deyip ürünü koltuk altıma altım. kadın koluma yapıştı. "ver yoksa hırsız var diye bağırırım." dedi. ben de "madem parayı yere attın al." deyip ürünü yere attım. parayı yerden alıp çıktım.

o sırada çocuğa acıdım ben korktu o da. yeni nesil... eminim annesi gibi biri değildir.

açılmamış kutu ve fiş istemem kadını çıldırttı sanırım.

bağırmadım, el kol yapmadım. parmak sallamadım. buz adam gibiydim. kadın kolumu çekiştirdi tek temas bu.

şimdi bu kadın bana "bana deli dedi." ya da "beni/kızımı taciz etti." diye iftira atmasın? endişeliyim. bir de her gün işe gidip gelirken geçtiğim yer. dükkanda kamera yoktu. başka müşteri de yoktu. keşke telefonun kamerasını çaktırmadan açıp girseydim 2.de.

edit: facebook profili açık. koyu malum partililer. daha çok endişelendim. zaten parasını verdiğim ürün için "hırsız var!" diye bağırmayı göze alıp "bana deli diyemezsin." diyen biri için endişem yersiz mi?

 
bence bir şey çıkmaz ama sen de osuruktan bir rezervuar iç takımı için yok açılmamış, yok garantili falan çok uğraştırmışsın. tesisat malzemeleri için çok fazla iade olur, iade olmasa bile kutuları yırtılır, içinden vidaları eksik çıkar vb. satanlar da zaten iade almak üzere satarlar. şimdi satıcı da haklı ve bence o da sana "deli" gözüyle bakıyor, sen de ona. malum "deli deliyi görünce sopasını saklar" derler ya, bir şey çıkmaz.


  • malheiros  (25.03.23 20:06:29) 
Sorduğun sorular hep benzer. Çok huylu birisin gördüğüm kadarıyla. Böyle devam edersen bugün olmaz ama yarın olur korktuğun şey. Düşüncelerin çok uç. İftira atar mı? Atabilir. İnsanlardan her şey beklenir.


  • dissendium  (25.03.23 20:09:20) 
asıl gergin olan sen gibi göründün bana buradan.

zaten mahalle esnafından alışveriş yapmanın olayı budur. alırsın. bozuk çıkarsa yarım saate geri götürür değiştirirsin kimse de fiş miş sormaz zaten. en kötü alırken gülerek "bak bozuk çıkarsa getiririm ha" dersin. adam da "getir tabi biz malımızın arkasındayız" der geçer.

askere gittiğinde kas kaybı yaşamak istemeyen adamın dramı gibi hikaye olmuş bu.
  • alperz  (25.03.23 20:33:02) 
@alperz+1
Bilinçli tüketici konusu ok ama bazen her kural her yerde işleyemeyebiliyor. Buradaki sorularınızdan belli, çok takıntılı birisiniz. Bazen bazı şeyleri akışına bırakabilmek gerek.

  • Amaranta ursula  (25.03.23 21:21:22) 
takıntılı olduğumu kabul ediyorum. yani kadın bana iftira atmayacak mı, ne düşünmeliyim? deli dediğimi düşünüp çok sinirlendi. bu tip insanlar gerginken pasiflora ya da dideral için doktora gitmeyi hakaret sayar.


  • ya ben lan neyse  (25.03.23 21:32:45) 
raadol bir şey olmaz.


  • alperz  (25.03.23 21:34:24) 
Gereksiz endişelenmişiniz. Delilsiz dava açmak o kadar kolay değil, kaybederse siz de iftira davası açarsanız çünkü. Ortada suç yok alacak-verecek yok, konu kapanmış bitmiş. Her müşteri-esnaf tartışması davalık olsa ülke adliyeye taşınır.


  • mikro patlama  (25.03.23 22:26:22) 
İftira falan olmaz da can sıkabilir. Birkaç gün geçmemeye özen gösterin.

Sorularınız hakkınız da abartmışsınız sanki. Ben bu soruları koçtaş a sorardım kesinlikle. Ama mahalle esnafı işte.
Herkes gergin hepimiz gergin. 130₺lik şeydeki karı belki bir paket sigara...
Bir de önce değiştirmiş. Umursamamış değil. Tavrı hoş değil kesinlikle de uzatmışsınız biraz sanki.
Ama koekulacak bişey yok
  • gadlemler  (25.03.23 23:23:21) 
tamam verin paramı dedikten sonraki diyaloglar tamamen senin gereksiz diyalogların. paranı alıp çıkacağın yerde ıvır zıvır konuşmuşsun, doktora git falan demişsin. kadın iftira atmakla uğraştır mı bilmem ama orada kadın yerine yarma iki tane adam olsa bunu diyemezdiniz, deseniz de güzel bir dayak yerdiniz haklı olarak.

gereksiz diyaloglara girmeye gerek yok. malı al, beğenmediysen iade et paranı al git. diyalogların kalan kısmı sizin açınızdan sağlıklı değil.

bu arada koçtaş’ta 135 liraya rezervuar iç takımı yok. hem ucuza alıp hem de insanları germişsiniz.
  • roket adam  (26.03.23 00:24:44 ~ 00:26:43) 
atmasın, atmaz da. siz de taciz mevzusunu kolay dillendirilebilecek bi şey olduğunu düşünmeyin artık. kadınlar "tacize uğradım" diyerek üste çıkmaya çalışmıyor. aksine tacize uğrayıp ses çıkaramıyor çünkü dükkanda tacize uğrarsa çözümler belli==> o zaman evinde otur, erkeksi davran, çok dikkat çekme vs.
roket+1

  • ala09  (26.03.23 01:05:32) 
@witworth +1 Sana takıntılı demişler bilmiyorum eski duyurularını ama kadın da aşırı sinir bozucu.
Bir şey olmaz bir daha gitmeyin oraya ve yakınından geçmemeye çalışın, geçerseniz de içeri, kadına bakmayın.

  • ekşi duyuru sever  (26.03.23 01:10:58) 
Baştan sona kadar haklısın sadece hatan mahalle esnafından koctas bauhaus beklentisi ile gitmisin. Böyle yerlerde uygun ürünü alman için sadece paran yetmiyor esnafı tanıman lazım ki kim kaliteli satıyor bilmen lazım önceden.

Dava konusuna gelince, kadinlar daha sağlamci olur kadın da sana ne fiş vermiş ne satışın kaydını düşmüş vergi mergi ödemeyen uyanık anadolu esnafı, o nedenle başı agriyacagini bildiği için sana dava mava açamaz,zaten neye dayanarak açacak ki.
  • mech  (26.03.23 05:46:25) 
bence yanlış yaptığın bir şey yok ama türkiye böyle bir yer maalesef. bu yüzden daha uzakta olmasına rağmen koçtaş'a gittim geçende. kurumsal yerler dışında bir şey almıyorum sırf bu durumdan dolayı.


  • blackkmamba  (26.03.23 09:38:40) 
[]

Kılıçdaroğlu otomobilde ötv'yi kaldıracak mı?

ben 35 yaşındayım. hiç arabam olmadı. 10 yıldır 120 bin tasarruf yapabildim (100 binim çalındı) ortalama bir avrupalı gibi ötv olmadan araç arabilecek miyim? kk'nin gençlere böyle bir vaadi var ama 21 yıldır gençliği ötv'ye kurban edilmiş olan biz yaştakiler. 40'ına kadar arabam olmazsa daha da ben istemem zaten.

hasılı kk'nin böyle bir vaadi var mı?


 
ötv nin şu aşamada kalkması doğru değil. Bakın imkansız demiyorum.

İnsanların bu konuda bir doygunluğa ulaşması gerekiyor.

Şu an ötv yi kaldırırsanız herkes ama herkes araba almaya çalışır ki zaten memleket arabadan geçilmiyor. O sebeple bu doğru bir uygulama olmaz.
  • respect  (25.03.23 13:51:18) 
gençlere ilk araçlarda ötv komple kaldırılacak vaadi var ama uygulanabilir bulmuyorum. iyip ve deva'nın kademeli ve planlı önceden duyurulma şekliyle ötv indirme düşüncesi var. her 6 ayda %x oranında azaltılacak ötv oranı diye. bu şekil olursa ikinci el patlar almak isteyen isteyen aracı alır artık. şu an ülkede herkes 6 ay 1 sene sonra 2 katına çıkacak fiyatlar diye alıyor. bu yöntemle talep çok ciddi düşer. yatırım, al-sat tayfa komple silinir. bir de tl istikrarı gelirse iyice sakinleşir ve durulur piyasa

babama bakıyorum ordan biliyorum, burda ingiltere'de 3k£ olan araçlar tr'de şu an 400bin lira falan. mutlaka patlayacaktır bu sistem ve saçmalık. 3k£ dengi olan 70k tl olmasa bile hadi 140bin olsun.

cumhur seçimi kazanırsa unut sen bir daha araç falan almayı da bakmayı da
  • avatar is back  (25.03.23 14:17:12 ~ 14:18:39) 
Türkiye'de yolda olmaması gereken, trafikte olmaması gereken bir sürü araba var.
Kişi başına düşen araba sayısı da çoğu ülkeye göre çok az. Kısacası ülkede "her yer arabadan geçilmiyor" diye bir olay yok.


Bu ülkede kesinlikle araba konusunda bir şey yapılmalı. Toplu taşıma altyapısı çok kötü. Arabaların hali çok kötü. Milletin burada bedavaya verdiği arabalara millet binlerce Euro döküyor.
  • logisticsmanager  (25.03.23 14:30:24) 
Sadece araçta olmaz, oyun konsollari ve pc'deki ötv'nin de kalkmasi gerek.

Ha KK bunu yapar mi ? Elbette ki hayir.
  • Yourcousinmarvinberry  (25.03.23 14:56:11) 
Bunun için öncelikle araç bolluğu olması lazım, insanlar şu an bile parasıyla sıfır araba alabilmek için rüşvet veriyor. Hatta liste fiyatına değil, daha yüksek fiyata alabilmek için rüşvet veriliyor.

Araç bollaşsa, o zaman belirli bir yaş altını hurdaya ayırana ötv'siz arabasını değiştirme hakkı verilmesi çok mantıklı olur.

Yakın zamanda mümkün değil, en az 2-3 senesi var araç üretiminin normale dönmesi için.
  • John Bloor  (25.03.23 15:00:06) 
@john; şu an Avrupa'da ben stok bulabiliyorum. Sıkıntı Türkiye'deki galeri ve araç kiralama sistemi.


  • logisticsmanager  (25.03.23 15:10:26) 
@logistic'e ek yapayım; ingiltere'de de araç sıkıntısı yok. özellikle kia ve toyota bayileri full çekiyor neredeyse ama geçen ekimde bmw'ye gittiğimizde 10 günde araçlar siparişle geliyor falan demişlerdi o da çözülmüştür muhtemelen.

şu an da kırmızı ette olduğu gibi toplasan 1-2bin kişi aşırı kar etmek için işi karaborsaya çevirmiş durumda
  • avatar is back  (25.03.23 15:45:07) 
Öyle dan diye kaldıramaz. Ancak türkiye'yi katma değerli ürün ihraç eden bir ülkeye çevirebilirse kaldırabilir. O da 2-3 yılda olmaz. Ya da hızlı bir refah yakalamak için yabancı yatırım çekmeyi başarır ve geçici de olsa bir refah ortamı oluşturabilir.

Kimse istatistik okumuyor galiba ben izah edeyim:)

Türkiye'de araç bolluğu falan yok. 10 kişiye 2 araç düşüyor. Avrupa'nın en düşük ortalaması. Batık denen yunanistan'da bile 10'da 5-6 bu oran. Yani her iki kişiden birinin arabası var. Ya da her çiftin arabası var diyelim.

Buyrun veriler burada:
tr.wikipedia.org

Ayrıca türkiye'de ortalama araç yaşı 14. Yani piyasada sıfır araçtan çok eski araç var ve aynı araçlar ya uzun yıllar kullanılıyor ya da elden ele dolaşıyor.

Türkiye'de bayilerde araç bulunamayışının sebebi sıfır araç alabilecek insan sayısının az olması. O yüzden bayiler ve distribütörler bol bol araç getirmiyor, elinde kalmasından korkuyor çünkü. Almak isteyen varsa sipariş alıp fabrika'dan direkt araç çekiyor. Bir nevi dropshipping yapıyorlar aslında.

Bunu bir kenara koyalım.

Gelelim ÖTV meselesine. ÖTV şu anda devletin cari açık konusunda el freni.
Yani diğer vergiler kaynak yaratmak için kullanılıyor ama ÖTV aslında insanları ithal mallardan uzak tutmak için kullanılıyor daha çok.

ÖTV olmazsa ne olur? Araç satışları fırlar. Elektronik ürün satışları fırlar. Herkes yılda bir bilgisayar telefon değiştirmeye başlar.

Bunları ithal ettiğimiz için ülke daha fazla para harcamaya başlar yabancı ülkelere. Yani ülkenin kazancı artmaz, ama harcadığı miktar artar. Bu açığı kapatmak için de borçlanması artar ve daha fazla faiz ödemeye başlar.

bu da daha fazla dövize ihtiyacı olduğunu gösterir. Ama döviz geliri artmayan bir ülkenin döviz gideri artacağı için döviz yükselmeye başlar. Bu da zaten bizi şu anki duruma döndürür. ÖTV'nin esas sebebi bu yani, ithalatı frenlemek.

Ancak yeni hükümet ekonomik olarak güven verirse, yabancı yatırım çekebilirse ülkede geçici bir refah yükselişi olur daha önce olduğu gibi. Ama bunlar hep dönemsel politik hamleler. Kalıcı ve uzun vadeli çözümler değil. Şu anki yöneticiler de başa geldiklerinde böyle geçici çözümlerle bir ekonomik refah ortamı oluşturdu ama uzun vadeli olmadığını gördük.

Avrupalıların temel ihtiyaçlarını rahat karşılamalarının sebebi yüzyıllarca nesiller boyu süren aşırı çalışma, nesilden nesile aktarılan servet birikimi, serbest girişimciliğin teşviki ve bilimsel gelişmelerin teknoloji ve ekonomiye etkilerinin eseri. Tabii avrupa devletlerinin bürokrasisin ne olursa olsun devletin kendi politikalarından şaşmamasının eseri. Yöneticiler değişse bile bürokrasi yani devlet kurumları belli konularda taviz vermiyor.

Bizim bu konudaki sıkıntılarımızın sebebi de nesiller boyu süren tembelliğin, bilimsizliğin, bürokrasinin siyasilerin güdümünde şekillenmesinin eseri.

Şöyle örnek verelim, italya'da barilla bir aile şirketidir ve önemli bir şirkettir. 1877'den beri de aynı ailenin elindedir. Which means italyan sermayesinin elindedir. Yani bu şirketin tüm dünyada kazandığı para, italyan topraklarına girer. Ve italyanlar bu tarz şirketlerin italyanların elinde kalmasına önem verir. Öyle cart diye de yabancıya satamazlar.

Türkiye'de ise birçok aile şirketi 2. kuşaktan itibaren yabancılara satılsın da varisler parayı cebe atsın diye uğraşılır ve ülke para kazanabileceği kaynaklarını böyle yavaş yavaş kaybeder.

İşte bunları engellemeden ötv falan kaldıramaz kimse.

Biz hemen "ama savaş gördük, ama buhranlar yaşadık" diyoruz. Avrupa da savaşlar gördü, buhranlar yaşadı. Ama sürekli üretti ve bunu teşvik etti.

Bizde ise herkes kısa yoldan köşeyi dönmenin peşine düştü. O yüzden konu ötv indiriminin çok ötesinde maalesef. Günlük politikanın da çözebileceği konular değil çünkü uzun vadeli planlar ve irade gerekiyor bunlar için.

Yani bence şu anda kim olursa olsun ötv'yi öyle dan diye kolay kolay kaldıramaz. Ancak ÖTV'yi kaldırmak için gerekli yapısal reformların temelini atabilir. Kademeli olarak yıllar içinde kaldırabilir.

Maalesef yurdumun siyasi figürleri sorunların temeline inmek yerine, popülist çözümleri konuşmayı seviyorlar.

İnşallah kaldırabilir. ama türkiye'nin ekonomik gücü, ihracat potansiyeli, yoğun ithalatta nefesinin tükenecek olması gibi faktörler çok belli...
  • anten  (25.03.23 15:53:21 ~ 16:09:10) 
ötv kalkmaz ama azaltılabilir. şu anki pazarın saçmalamasının sebebi baremli ötv uygulaması. sadece onu kaldırsa veya o baremli uygulamayı tl değil euro bazında yapsa bile karaborsa epey azalmış olur. ilk aracını alacaklara daha düşük faizli kredi vs de gelirse tertemiz olacaktır.

ayrıca bu sorunu çözmek için 2. el araç ithalatı da getirilebilir. almanyada 2000 euroya satılan araçların bizde 400 bine tmesi gibi konuları da çözmüş oluruz. yani bence bu konu çok yakın zamanda çözülecek çünkü mevcut durum sürdürülebilir değil.
  • roket adam  (25.03.23 17:39:03) 
Kaldırmaz ama kademeli düşürebilir. Bir de mutabakat metninde bu konuda açık ve net bir söylem yok, onların da kaldırmaya pek gönlü yok gibi. Ancak otomobil fiyatları farklı etkenlerle (döviz gerilemesi, çip krizinin sonlanması, şahıs ve galerilere ciddi yaptırımlar vs.) yine de düşebilir. Ama bunlara bel bağlamak ne kadar mantıklı bilemiyorum. Benim fikrim cumhur ittifakı gelirse fiyatlar artmaya devam eder, millet ittifakı gelirse gerilemese bile durur.


  • halitkin  (25.03.23 18:44:23) 
istanbul'da trafik korkunc boyutlara ulasir kaldirirsa. illa yapacaksa 51 kucuk sehire kayitli araclara yapilmali indirim.


  • tantavizisyon  (25.03.23 18:54:19) 
[]

Kadınların kaşlarına ne olmuş?

10 sene öncesine göre neden bu kadar kalın ve düz? ilk kim başlattı bunu? ilk başlatana güldüler mi?




 
kalın kaş dünyada ve türkiyede bu kadar moda değilken 2004 yılında ece sükan 24 saat dizisinde kalın kaş modeli kullanıyordu, ilk gördüğümde vay be ne güzel cool biri demiştim

polisiye bir dizide adli tıpçı rolündeydi, selçuk yöntem ve yiğit özşener de oynuyordu dizide
  • freebird5406_2  (20.03.23 20:32:16) 
ben hala gülüyorum, özellikle makyajla yapılanlara. emin olmamakla beraber bazı dizilerde böyle kadınlar baya takılıyordu öyle öyle yayıldı heralde, kadın duyuru üyeleri daha detaylı biliyorlardır


  • avatar is back  (20.03.23 20:33:23) 
2013’te Cara Delevingne‘in kaşlarını doğal, kalın, müdahale edilmemiş haliyle kullanmasıyla başladı. Bir trend olarak 10 yıldır devam ediyor.

Gülündüğünü de pek sanmıyorum. Ekşi’deki 2013 yılı entrylerine bakarsanız, kaşları için aldığı iltifatları görebilirsiniz.
  • irene  (20.03.23 20:42:04) 
(bkz: kaş dövmesi)
bence iranlılar başlattı.

  • deartheodosia  (20.03.23 20:46:12) 
Yurtdışında ilk dikkatimi ceken sey bu oldu. Turkiyedeki kadar tek tip kadin tipi baska hangi ulkelerde var merak ediyorum.

Dogal kalin kas iyi guzel (benimkiler haric), dovme gibi olanlar cok komik duruyor.
  • Kahvedesu  (20.03.23 20:46:54) 
şu dünyada çok az iyi şey yapıldı. Berlin duvarının yıkılması, peynirin şerbetli tatlı ile birleştirilmesi, Kuzeylilerin müzik yapması, True Detective birinci sezon ve evet.. KALIN KAŞ.
kalp.

  • sparkle kiddle  (20.03.23 21:16:13) 
Valla bana da komik geliyor. Oyuncak hikayesinde bir karakter vardı ... Lightyear diye, kadınlar onlar gibi hep.


  • primetime  (20.03.23 21:47:08) 
Kalın kaş doğalsa bence güzel duruyor ancak şu kaş dövmesinin güzel göründüğüne kadınları inandırmayı kim başarıyorsa elinden öpmek isterim. yakışan tek bir kadın bile görmedim.

aşırı yapay ve ucuz duruyor. Saatlerce aynaya bakan insanlar o kaşların yapaylığından nasıl rahatsız olmuyor çok ilginç.
  • mikael  (21.03.23 00:14:10 ~ 00:23:13) 
Neden gülünsün ki anlamadım? Keşke benim de gür kaşlarım olsaydı. Dövmeli olanları ben de sevmiyorum ama doğal bırakılanlar çok hoş bence.


  • old possum  (21.03.23 10:10:46) 
kadinlarin kendilerini bu kadar cirkinlestirip bir de uzerine daha guzel olduklarina kendilerine ve baskalarina inandirmak icin bu kadar ugrasmalari inanilmaz otesi.


  • baldur2  (21.03.23 10:36:28) 
Cara Delevingne ile başladı +1


  • Hallegadola  (21.03.23 11:37:16) 
[]

Siz masaüstü için windowsu nereden alıyorsunuz?

3 bin çok pahalı değil mi? indirimli falan mı alıyorsunuz?

edit: sadece yasal yöntemler dostlar. teşekkürler.


 
windows x key satın al şeklinde google'da arama yapıp bulabilirsiniz uyguna.

x = işletim sistemi versiyonu örneğin 10 pro gibi.
  • gule gule  (18.03.23 22:21:21) 
windows'u satın almak şart değil. etkinleştirilmeden de kullanılabiliyor.

ha yasal olmayan yöntemler soruyorsanız; duyuruda bu tür paylaşımlar yasak.
  • lancelot du lac  (18.03.23 22:39:24) 
windowsu kurarken iş ve okul hesabı deyip öğrenci mail adresini kuruluş e-posta adresi olarak girmek


  • hoot  (19.03.23 02:33:17) 
Büyük bir indirim olmuştu yıllar önce, o zaman retail almıştım evet. Windows 8 yeni çıktığı dönemde yasal yazılımı teşvik için baya uğraşmıştı microsoft. Hala o lisansı kullanıyorum.

Zaten bir kere alıyorsunuz, sonra upgrade ede ede gidiyorsunuz. Retail alınca key sizde oluyor zaten, bilgisayar falan değiştirseniz de sorun olmuyor.
  • akhenaten  (19.03.23 08:51:03) 
[]

35 yaşında alerjik rinit oldum.

bu yıl çıktı. 2,5 aydır az kalorili beslenmemle alakalı olabilir mi? ömür boyu çekecek miyim bunu?




 
Geçmiş olsun. Ben de 40 yaşımda alerjik astım oldum. Allerjik durumlar her yaşta ortaya çıkabiliyor. Beslenme duzeninizle ilgisini bilmiyorum.


  • old possum  (16.03.23 20:47:56) 
Sebepsiz ortaya çıkan, nadiren de olsa sebepsiz kaybolabilen bir dert bu alerji denen illet.
Yaş ilerledikçe daha çok ortaya çıktığı kesin.
Ama son zamanlarda o kadar çok duymaya başladım ki, covid ile ya da aşısıyla ilintili olabilir mi acaba diye kafama takılmışlığı var.
  • Mirket  (16.03.23 21:56:26) 
Ben de sağlıklı beslenen, yaşayan biriyim ama son yıllarda bende de çıktı. Alerjiler sebepsizce ortaya cikabildiğine göre kaybolabilir de diye avutuyorum kendimi.


  • Amaranta ursula  (16.03.23 21:57:45) 
bende de 25 yaşında ortaya çıktı. 4 yıldır ilaç ve sprey kullanıyorum. ömür boyu kullanacağım sanırım. çünkü kesin bir tedavisi yokmuş. geçen yıl ilacı ve spreyi bıraktım bir şey yoktu, sonra yine başladı.


  • nothing in my way  (16.03.23 22:34:33) 
bende de 26 yaşında ortaya çıktı. ben de ilaç ve sprey kullanıyorum. ömür boyu olacak maalesef.


  • Erestor  (17.03.23 00:52:00) 
Sigara, nargile vs. içiyorsanız şayet, bırakmak semptomları yarı yarıya azaltıyor.

Paketli gıdaları tamamen bırakmak da yardımcı oluyor.

Ben 12 yaşımdan beri, 25 yılı aşkındır çekıiyorum bu derdi. Bende geçmedi, söyleyeyim.

Allerji ilaçlarının (setirizin, montelukast, hidroksizin, desloratadin, flutikazon vb.) bana hep zararı faydasından fazla oldu. Zaten bir müddet sonra yetmemeye başlıyorlar.
  • yadigar  (17.03.23 02:36:08) 
30 yaşımda çıktı. şimdi 39'um. eskisi kadar kötü olmuyorum. arada 1-2 gün sürüp sonra haftalarca olmuyor.

30larımda ilk çıktığında uzun süre her gün aksatmadan desmont aldım. burunda deviasyon varsa, onu yaptırdığında daha da rahatlıyorsun.
  • gabe h coud  (17.03.23 09:18:03) 
karantina döneminde çok güzel bebek gibi korunduk. kendinizi koruma yöntemlerine dikkat etmiş olun ya da olmayın, alınan yasaklarla koyulan kurallarla biz dikkat etmesek bile patojenlere maruz kalma miktarımız çok azaldı. şimdi ise bunlar tam tersine dönüyor.

benim de 1 sene önce alerjilerim çıkmaya başladı ondan öncesinde çok iyiyken. aynı şekilde etrafımda bir çok arkadaşımda da çeşitli zamanlarda çıkıyor. birinin burnu hiç durmuyor başkasının gözleri kıpkırmızı dolaşıyor. hem bahar döneminde olmamızın, hem de insanlık olarak kendimizi dışarı birden atmamızın sonucu diye düşünüyorum bu tarz değişimleri. iyi bir kbb uzmanının çözemeyeceği bir durum değil ama, geçmiş olsun.

acılı baharatlı şeyleri, gazlı içecekleri, sigarayı yasakladı benim kbb doktorum. ev işi yaparken de maske ve eldiven takmadan toz bile almamamı tembihledi. böyle dikkat ederek düzeldim. bir ton ilaçla başlamıştım ama şu an çok polenli günlerde sıktığım basit bir burun spreyim var o kadar.
  • nolmus yani  (17.03.23 11:12:10) 
Geçmiş olsun, ben de 35'inde oldum. Halbuki 23-24 yaşıma kadar tarla-tokat vs'de çalıştım, köyde yaşadım okul harici. 13 yıldır da devam ilaçlara


  • abbabaabbaababbabaababbaabbabaab  (17.03.23 15:11:15) 
[]

2k monitör kaç inç olmalı?

24 alsam çok mu küçük olur? 24'ten büyük olduğunda ekranı takip edemiyorum.

bir de 2k çözünürlükte masaüstü semboller 1080p'ye göre çok mu küçük oluyor?


 
28" 4k monitörü 2k scaling ile kullanıyorum. Yanında da 24" 1080 var 2k ss alıp 24"'de baktım tam ekran azıcık ufak gibi çok ufak değil de azıcık gibi.

Windows kullanıyorsanız kafanıza göre scale edebiliyorsunuz çok dert değil. Ha tam denk gelsin derseniz 28'de güzel duruyor (ama ben 4k'dan scale kullandığım için fazla pikselli de olabilir 28'de onu bilmiyorum)

32" de 2k çok düşük çözünürlük oluyor ama bilgisayar monitörü için ona eminim.
  • hedep  (15.03.23 22:06:28) 
Bende 25" var 2k ekran, çözünürlük/boyut olarak ideal olduğunu düşünüyorum. Sembollerin boyutu ayarlanabiliyor zaten ama küçük değiller. Upscaling ile 4K denedim mesela küçük oldu biraz.


  • mirafiori  (15.03.23 22:14:41) 
Ben de 27" idealdir demeye geldim.

Rtings falan bir sürü yerde bir sürü inceleme okudum izledim en ideali 27 olarak belirledim, öyle aldım ve memnunum.
  • chicha_v2  (15.03.23 23:14:41) 
27" +1


  • false pretension  (16.03.23 00:17:09) 
en az 24 en cok 27 tamamdir. 27 cuk oturuyor. ustu tad kacirir.

imkanin varsa 32 4k al bence. tadini yiyen bilir.
  • alperz  (16.03.23 08:17:22) 
[]

İnternetten giyim alışverişindeki iade giysiler ne oluyor?

tekrar yıkanıp ütüleniyor mudur?

bir de iade oranlarıyla ilgili bilginiz var mı?


 
Satıyorlar tekrar. İadede anında alarmı takıp satıyorlar.


  • romario  (11.03.23 17:01:39) 
[]

Parmak yalayan kasiyer, memur, esnaf vs.

kasiyer poşet verirken ya da memur kağıt verirken parmağını yaladığında ne düşünüyorsunuz ve oraya tekrar gitmemeyi düşünüyor musunuz?




 
hayir oraya tekrar gitmemde bir etkisi olmaz. kagit sayarken parmagini yalasa da yalamasa da o paralar, kapi kollari, asansor dugmeleri, pos cihazi tuslari falan zaten kirli. diger insanlarin yaptiklarindan bagimsiz olarak senin elini agzina veya gozune goturmeden once yikiyor olman lazim.


  • hot potato  (08.03.23 20:37:41 ~ 20:38:56) 
Bu konuya çok takıntılı bir arkadaşım vardı. Kasiyerlerle falan kavga ederdi.
Hep anlamsız gelmiştir bana.

@hot potato'nun hakkı var. Her şey o kadar kirli iken bir tek o konuya yoğunlaşmak ve o kadar streil olmak fikri çok anlamsız geliyor bana.
  • Mirket  (08.03.23 21:07:35) 
Hijyen kısmı da önemli ama parmak yalayıp bir iş yapanları gördüğümde hep şaşırıyorum. Çocukken sadece kemal sunal filmlerinde gördüğüm bir şeydi çünkü. Bir keresinde alacağım simit için son dakika kağıdı saran kişi parmağını yalayıp katlamıştı. Simitin o kısmını atmıştım.


  • ruhen hastayim ben  (08.03.23 21:16:07) 
Valla düşündüm de ben bir şey alırken buna dikkat etmiyormuşum bile. Bundan sonra da pek etkisi olmaz herhalde. O parmak yalanmasına gelene kadar tonla kire bulaşıyor.


  • Amaranta ursula  (08.03.23 23:17:00) 
hiç dikkat bile etmedim şu ana kadar


  • roket adam  (08.03.23 23:48:47) 
[]

Yurtdışından yılda kaç kez ürün satın alabilirim?

150 euro sınırı 1 yıllık mı? yani yılda toplamda 150 euro harcama hakkım mı var?




 
değil sınır aylık 5 paket. yani her, ay her biri 150 euroluk 5 paket alabilirsin.


  • orpheus  (02.03.23 23:27:11 ~ 23:27:37) 
hocam 5 parça olmak şartıyla 750 euroya kadar alabiliyorum aylık doğru mu? bu arada pc bileşeni almak istiyorum.


  • ya ben lan neyse  (02.03.23 23:35:58) 
ben ptt gümrük memuruna sordum.
ayda 5 pakaet ama paketlerin toplam değeri 150 euroyu geçemez.
ben eşin dostun üstündne alıyorum
  • aslindasorunumpsikolojik  (02.03.23 23:59:42) 
şubat ayı içinde 4 tane paketim geldi. değerleri 80 ile 100 euro arası. hiçbir sorun olmadı. ancak ddp (gümrük vergisi peşin ödenmiş) olarak almıştım.


  • orpheus  (03.03.23 00:21:22 ~ 00:21:35) 
150 Euro bedelin içine gümrük ve nakliye ücretleri dahil değil. Paketteki toplam ürün bedeli 150 Euro olsun yeterli. Vergisinin ve kargosunun kaç kuruş olduğuna bakılmaz, vergi matrahını etkilemez.

Aynı adresteki herkese söyleyebilirsin 5 hakkın doldukça. Vergisini ve kargo ücretini peşin ödediğin yerleri tercih etmeni öneririm. Bunlar da Amazon, AliExpress, Bestbuy gibi yerler oluyor genel olarak. Kargo yerine posta ile gönderim yapan yerlere bulaşma, kapıda ekstra ödemelere maruz kalırsın.
  • mada  (03.03.23 01:24:58) 
[]

HB'den alıp iade ettiğim ürünün strafor korumasını (beyaz köpük) çatlattım.

bir baskül almıştım. baktın ölçümleri tutarlı değil. 50 gr ve katları ölçüyor ama elime 300 gr ağırlık aldığımda bir anlıyor bir anlamıyor... (9 kez anlıyor, 1 kez anlamıyor.)

ürünü eski haline getirip kutusuna koyarken koruyucu köpüğü kırılayazdı. çatladı ama tam kopmadı.

şimdi bu ürünü 1 saat falan denedim evde, köpüğünü de çatlattım. ürünü öylece satışa mı koyacaklar? vicdan yaptım biraz.

satıcısı hepsiburada

 
Hayir iade urunleri birilerine toptan satiyorlar genelde ama her firmanin tarzi farkli. Son musteriye ulasmaz ama o urun artik o haliyle.


  • another satisfied lover  (01.03.23 20:28:56) 
istersen gönder. sonuçta denemen gerekiyor. strafor vs. sorun olursa da zaten kabul etmek zorunda değiller. geri gönderirler.


  • hknty  (04.03.23 15:17:15) 
[]

Bing in ChatGPT'sini nasıl kullanacağım?

bir şekilde deneme sırasına girmişim. mail geldi, "You're in! Welcome to the new Bing!" diyor. verdiği "Start Exploring
" linkine tıklıyorum ama düz bing geliyor. yapay zeka falan yok. chrome'dan giriyorum. win7.

sıraya da nasıl girdim bilmiyorum. chat gpt yi ararken tıklamışım bir yerlere. ingilizcem çok az.

 
[]

Apartmana konulan fiber kutusundan ücret alınıyor mu?

artık başvuru sonucu hangi kuruluş koyuyorsa.




 
hayır


  • vincenzo  (22.02.23 19:35:15) 
@vincenzo: peki bu kutu eski bakır kabloyu işlevsiz bırakıyor mu? yoksa kutu gelince hem fiber hem bakırımız mı oluyor?


  • ya ben lan neyse  (22.02.23 19:41:53) 
Dairenize o kutudan direkt fiber optik kablo çekiliyor, dolayısıyla eski tesisatınız kalıyor, isterseniz adsl falan da aboneliği yapabiliyorsunuz.


  • malheiros  (22.02.23 21:24:50) 
bakır işlevsiz kalıyor eve yeniden fiber kablo çekiyorlar.evde hem fiber hem bakır oluyor ama bakır bir işe yaramıyor.


  • vincenzo  (23.02.23 17:05:17) 
[]

Enkaz altına hava giriyor mudur?

enkaz altındaki insanlar havaya nasıl ulaşıyor?




 
iğne deliği bile olsa hava girer. ama kum gibi bi şeyin altındaysa girmez. sonuçta enkaz genelde büyük parçalardan oluşuyor. çoğu havaya ulaşıyordur. havasızlıktan ölen çok azdır.


  • jelly bear  (12.02.23 22:48:59) 
bence girmez buyuk olcude. bu enkazdan cikanlar azinlik bi grup. enkazdan kurtulmak oyle bi sey degil yani. ust katta da olsan, giriste de olsan yok cikilmaz. igne deliginden giren havadan ne olacak. havasizliktan olen coktur bana gore.


  • Kittie  (12.02.23 23:12:46) 
Giriyordur.


  • baldur2  (12.02.23 23:15:07) 
1. Hava girer tabii ki.
2. Serce parmagi kadar aciklik bile yeter nabiz da cok yuksek olmadigi icin.

  • another satisfied lover  (12.02.23 23:54:41) 
İste bir yerlerden bosluk olup iyi kotu hava giren kurtuluyor.

Tv'de sadece kurtulanlaro goruyoruz, genel olarak enkazda kalmak ölüm demek.
Nitekim "şimdilik" 31binden fazla kisi öldü. Tamam kurtarılan var da 31binswn fazla insan da öldü yani asil mesele bu. Kurtulanlar istisnai durumlar, cok çok sansli olanlar.

Aşağıda kalanlarin nasıl öldüğünü bilmiyoruz. Zaten cok büyük çoğunluğun zaten yikilma aninda ezilerek öldüğü şüphe goturmez. Sag kalanlar da ama havasızlıktan, ama acliktan, ama susuzluktan, ama soguktan ölüyor iste. Cok sansli azinligi da Tv'de mucize kurtuluş diye izliyoruz.

Ama bana sorsarsan havasiz kalma durumuna gelene kadar olmek icin çok cok sebep var. Hava aldigi surece hayatta kalacak durumdaysn cok sanslison zaten. Bir sefer zaten yikilan binada hayatta kalmis olman lazim ki zaten kafadan bu cok zor. Sag kalanlara oyle böyle kisitli da olsa hava gidiyordur, havasiz kalan cok azdir diye düşünüyorum. Ama iste su var, her bir bina benzersiz sekilde yikiliyor, tamamen random. Her bir enkaz digerlerinden farklı, kimin ne durumda oldugunu bilemeyiz, her sey olabilir.
  • stavro  (13.02.23 12:59:42) 
[]

Deprem riski az sanılan yerde çok şiddetli deprem olabilir mi?

mesela x ilinde 5000 yılda bir deprem olduğu için deprem konusunda risksiz sanılıyordur ama 5 bin yılda 1 çok şiddetli deprem oluyordur?

bu yüzden o ilde doğru düzgün fay araştırması yapılmamıştır ve risksiz kabul ediliyordur.

olabilir mi böyle bir şey?

 
Bu akşam Fatih Altaylı, haber türk TV ye ülkenin en iyi olduğuna inandığım yer bilimcilerini topluyor. Vaktin olur izlersen muhtemelen buna cevap bulabilirsin. Ayrıntılı irdeliyorlar


  • oligomer  (08.02.23 18:08:39) 
risk fay hattına göre yapılır.


  • jelly bear  (08.02.23 18:19:01) 
dünyadaki tüm fay hatları biliniyor, tüm hatların dinamikleri ve hareket türleri biliniyor. hangi hattın önümüzdeki zamanda ne yöne ve tahmini olarak ne şiddette olacağı biliniyor.

www.universetoday.com earth all fault line map

dediğin gibi bir şey mümkün değil. bilinmemezlik falan yok asla. yani bir sabah uyanacaz ve konyada 7,5 deprem falan asla olmayacak. en azından önümüzdeki 500bin yılda
  • avatar is back  (08.02.23 18:28:58) 
evet mesela.rize trabzon cogu insan risksiz diyor bolge olarak ama sanilandan daha fazla tehlikeli karadenizin icinde fay var hem de ters fay bu faylar yuksek magnitudlu depremler uretebilir. sagolsun fay haritasi cikartan ve bolge derecelerini belirleren arkadaslar denizdeki faylari saymiyor gostermiyor sanki deprem denizde olunca sallanmiyoruz.


  • turbo sadık  (08.02.23 19:03:06) 
Naci Görür Hocam söylemişti galiba ya da Celal Şengör tam emin değilim, bizimkiler denizden geçen fay hatlarını saymıyorlar deniz altından geçinde fay hatları yok oluyor sanki demişti.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (08.02.23 19:22:40 ~ 19:23:28) 
şehir dümdüz değilse deprem olabilir. bunların tektonik hareketleri mi ne var ve her yer dümdüz olana kadar devam ediyor. yani dağ olan yerde deprem de olur. burdaki esas sıkıntı deprem olmasından ziyade büyüklüğü ve şiddeti. her fayın üretebileceği depremin büyüklük sınırı var. dün celal hoca istanbul için 7.7, erzincan için 7.8 izmir için 7.0 olarak verdi sayıları yanlış hatırlamıyosam. bir de ek bilgi kaplıca olan yerde fay vardır diye bilgi kalmış kafamda.


  • b1020  (09.02.23 01:51:53) 
95 Kobe depreminde aynen öyle oldu. O zamanlar lisedeydim ve Newsweek’ te dünyada depreme en hazırlıklı ülke Japonya’ nın bile nasıl hazırlıksız yakalandığı ile ilgili bir yazı okumuştum. Hala aklımda.

Şu an yaşadığım Avustralya şehrinde ara sıra 7.2 ilk deprem üretebilecek faylarla ilgili yazılar okuyorum. Buna karşın tasarımda kullandığımız efektif deprem ivmesi (şaka gibi) 0.1g mesela.
  • trixi  (09.02.23 02:14:43) 
yer bilimci değilim o yüzden sorduğunuz soruya kesin bir cevap veremeyeceğim ama deprem riski hesabında yer bilimcilerin sismik tehlike analizlerini kullandığımız için naçizane cevap vermeye çalışıcam.
öncelikle tehlike ve risk arasındaki farka bakalım.

deprem tehlikesi bir yerde beklenen yer ivmesini ifade ediyor. misal istanbul’da önümüzdeki 50 yılda yer ivmesinin 1g’yi geçme olasılığı kaçtır sorusu yer bilimcilerin alanına giriyor.

bunların hesapları için psha denilen bir yöntem kullanılıyor, açılımı probabilistic seismic hazard analysis. bunlar genel olarak tarihteki fay aktivitelerine bakılarak yapılan çalışmalar. her deprem sonrası bu modeller güncelleniyor. yanlış hatırlamıyorsam 2011 japonya depreminden sonra bu metodu eleştiren birkaç makale vardı. deprem olan bölgede bu derece büyük bir deprem beklenmediği için bu metodun uygun olmadığını söyleyenler var. şöyle bir makale var ilgilenen olursa: www.sciencedirect.com

sorunuza gelecek olursam dediğiniz matematiksel olarak çoooooook düşük ihtimalle de olsa mümkün. şöyle ki: bu hesaplar olasılık bazlı olduğu için şöyle işliyor: istanbul ve konya’da yer ivmesinin önümüzdeki 50 yılda 1g’yi geçme ihtimaline bakalım. misal istanbul’da %10, konya’da %1 olsun. kabaca hesaplarsak, istanbul’da 50x%10’dan 500 yılda bir, konya’da ise 5000 yılda bir bu ivmenin aşılmasını bekleyebiliriz. bu süreye return period deniyor. söylemek istediğim aslen şu: eğer return period’ı yeterince uzun tutarsanız dünyanın her yerinde her ivmenin aşılma olasılığı var diyebiliriz. bunun olmaması için konya’da %1 olarak verdiğim olasılığın %0 olması gerekiyor ki bu imkansız takdir ederseniz ki. çoook küçük bi ihtimal de olsa 0 diyemeyiz.

peki madem öyle, niçin binalar buna göre yapılmıyor? çünkü binaların ömrü bu kadar değil. genelde 500 yıllık return period’a karşılık gelen depremler için tasarlanıyor binalar. istisnalar var tabii ama onlara girmiyorum.

deprem riski dediğiniz olay deprem tehlikesinden farklı. deprem tehlikesi ivmenin belli bi değeri aşma ihtimalini gösterir. bina tipinden bağımsızdır. deprem riski ise binaya göre değişir.

misal. dünyanın sismik olarak en aktif yerinin bi çölde olduğunu varsayalım. deprem tehlikesi çok yüksek haliyle. ama çölde bina olmadığını farzedersek deprem riski düşük diyebiliriz.

veya istanbul’u düşünelim. türkiye’de deprem tehlikesinin daha büyük olduğu bi dünya bölge var ama deprem riskinin en yüksek olduğu yer istanbul. çünkü hem nüfus kalabalık, hem sanayinin kalbi, vs. vs. yani kaybedecek şeyi (haliyle riski) çok fazla istanbul’un.

bir de risksiz diye bi tabir kullandığınız için eklemek istiyorum. bii yapı istediği kadar “sağlam” olsun, veya deprem bölgesinden istediği kadar uzakta olsun, sıfır risk asla mümkün olmayacaktır yukarıda bahsetmeye çalıştığım sebeplerden dolayı. sıfıra çok yakın olabilir ama sıfır risk imkansız. sayısal örnek olması açısından söylüyorum, ülkeye göre değişmekle birlikte genellikle deprem sebepli yıkımlarda tolere edilen risk 10^-5 ve 10^-6 civarı. yani depremde binanızın yıkılma ihtimali yıllık 100000’de 1’den küçükse depreme karşı yeterli derecede güvende olduğunuz farzediliyor.

telefondan yazdım, yazım hatası yaptıysam affola.
  • ben de  (09.02.23 04:23:06) 
sorunuzla alakali oldugu icin probabilistik sismik tehlike analizi'ni elestiren bir görüs
daha paylasiyorum.

t24.com.tr
  • ben de  (14.02.23 14:29:48) 
[]

Deprem bölgesine giden vasıfsız gönüllü biri ne yapabilir?

mesela meb öğretmenlerden duyuruyla gönüllü istedi. öğretmen ne yapabilir orada? afet, ilkyardım vs eğitimi yok.




 
Çadır, erzak dağıtımı gibi beden gücüne dayalı işler için de ihtiyaç var.


  • ruhen hastayim ben  (07.02.23 16:55:52) 
koordinasyon merkezlerinde insanların yönlendirilmesi, eşyaların tasnif edilip dağıtılması, gelen yardımların kayıt altına alınması, temizlik, malzeme taşıma gibi gibi çok fazla iş yükü vardır diye tahmin ediyorum.


  • Phoebe  (07.02.23 16:56:56) 
şu an için yük olur, bir ay geçtikten sonra ihtiyaçlar devam ediyor bölge maalesef gündemden düşüyor, ilk başta giden çoğu kişi dönmüş oluyor ve insanlar o zaman kendilerini sahipsiz hissediyor fakat yapılacak hala bir sürü şey oluyor gönüllü ihtiyacı oluyor

adapazarı ve van depremi gözlemlerim

o yüzden buradaki formu doldurup sonraki ihtiyaçlar için bekleyin
twitter.com
  • freebird5406_2  (07.02.23 17:16:29 ~ 17:17:53) 
  • Kaleci Saçlı Forvet  (07.02.23 17:23:13) 
şu sıralar göçük altında kalanlar için insandan çok alete ihtiyaç var. o da maalesef devletin yapacağı bir şey.


  • sanemz  (07.02.23 17:55:58) 
Psikologlar Elazığ’a giderken bile 5 gün 5 gün gitmiş, şu an koordine olmadan gönüllü gidip pişman olan insanlar da görüyorum, dikkatli olmak lazım.


  • damba  (07.02.23 20:30:28) 
18 yıllık öğretmenim 6 kez ilk yardım, 2 kez afet eğitimi aldım hizmet içi eğitim kapsamında.


  • lancelot du lac  (07.02.23 21:26:05) 
birkaç saat önce izmitte valiliğin yardım toplama merkezine gıda götürdüm.
sadece orda gelen yardımları sınıflandırmak / istiflemek gibi işlerle 40-50 kişi çalışıyordu.

  • aslindasorunumpsikolojik  (07.02.23 22:46:13) 
Az önce mesaj geldi, sandviç hazırlamaya gelecek gönüllü var mı diye.


  • Kahvedesu  (07.02.23 22:51:47) 
bir iki güne enkaz kaldirma baslayacak ve asıl iş baslayacak. binlerce kisinin barınmasi, yemek, psikolojik destek, cocuklar icin aktivite cadirlari, lojistik, yardimlarin dagitimi, cevre düzenlemesi vs. bir cok is var. onlari yaparlar.


  • tadellesever  (08.02.23 02:56:14) 
çalışanlara su sandviç dağıtabilir
en büyük problem kendi barınması olur
çevre illerden günü birlik gidip karınca misali yardım edilir
  • bir soru sorcam  (08.02.23 15:42:44) 
[]

Türkiye'deki bütün helikopterler afet bölgesine gidemez mi?

sivil, askeri, yangın söndürme, şahıslara ait... hangisi olursa. ülkedeki tüm helikopterler... içi mümkün olduğunca doldurulup oraya gönderiliyor mu? düz alanlara da iniş yapabilir, üstelik hızlı. kara yolunu da meşgul etmez. hatta bazıları iş makinelerini de taşıyabilir hızlı şekilde.

zaten yapılıyor mu ya da birilerinin aklına geliyor mu? önünde engel var mı? uygulanabilirliği var mı?


 
bölgede benzin bulunmuyor. helikopter de içer bu mereti. iş makinesini taşımak için karayolu daha verimli.


  • sert siyah krom  (07.02.23 14:59:43) 
skorsky'ler sadece 590km menzile sahipler daha fazla uçamazlar. aşağı yukarı 2 saat havada kalabiliyorlar yani. çevre illere ve ilçelere yardım ve ekipmanlar yığılabilirse sadece onları çok hızlı ve pratik merkeze getirme de işe yararlar.


  • avatar is back  (07.02.23 15:05:36) 
Burnunun dibinde İskenderun limanı var ama oraya neden deniz yoluyla yardım gitmiyor diye sorsan abi limanda yangın var derler. Yani amacın yardım götürmek olsa götürürsün her şekilde.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (07.02.23 15:14:40) 
bölgede benzin yok ve yollar kullanılamaz durumda olduğu için benzin tankerleri benzin takviyesi yapamıyor. böyle bir ortamda helikopteri kullanamazsınız.
olması gereken denizden limana tüm yardım ve benzin tankerlerini göndermek ama nedense bu yapılmıyor. limanda ciddi hasar görmüş, belki gemi yanaşamıyor bilmiyorum.

  • aslindasorunumpsikolojik  (07.02.23 22:49:50) 
Bolgede benzin olmaması ne alaka, helikopter kalktigo noktada alacak benzini.

590km de az buz bir menzil değil, tr nin bircok noktasına ulaşabilirsin 590km menzil ile.
Karayolu gibi düşünmeyin.
  • stavro  (07.02.23 23:13:16) 
Yani bilgisayar oyunu gibi olsa bile o hava trafiğinin operasyonunu kimse yönetemez. Ayrıca helikopterler her hava koşulunda, günün her saati, her miktar yük ile, her yere uçurabildiğiniz araçlar değil. Hele deprem bölgesinde kış ortasında dediğin anda 3/4'ünü zaten uçuramazsın o helikopterlerin. Kalanları yeterli yetkili personelin olması durumunda kullanılabilir elbette. Çok büyük ihtimalle bu, alternatiflere göre aşırı pahalı bir yöntem olacağı için yapılmıyor tabii ki. Gerçi hava koşulları da uygunsa belirli bir seviyeye kadar yapılıyordur muhtemelen.


  • nawar  (07.02.23 23:28:26) 
[]

Pazartesi için 1 günlük raporu nasıl alabilirim?

çok lazım. o gün işe gitmemem gerekiyor. özel/devlet farketmez.

kronik olarak bel, mide ve anksiyete sorunlarım var.

yer eskişehir.

 
Sabahında acile git belim tutuldu de verirler rapor


  • Mcfly  (04.02.23 18:46:36) 
Aile hekimleri kolaylıkla rapor yazıyorlar. Acil de rapor vereceklerini çok sanmıyorum acilde rapor yazılmaz diye bir şey söyleyip duruyorlar doktor tanıdığınız falan değilse çok zor acilde rapor almak.


  • odiyus  (05.02.23 05:54:47) 
[]

Uykudan uyanırken titrediğini fark etme

soğuktan titremek gibi. uyandığımı fark ettiğim an soğuktan titreme gibi titrediğimi fark ediyorum. 5 saniye sonra falan geçiyor. nedendir sebebi?




 
ya koronasın ya da hasta oluyosun


  • koela  (09.01.23 10:54:04) 
[]

Yeşil pasaportta 180 gün içinde 2. 90 gün için ne yapmak lazım

benim yeşil pasaportum yok. ama merak ettim.

sahipleri 180 gün içinde 90 günü aşmayacak şekilde vizesiz örneğin almanya ya gidebiliyor. 2. 90 gün için normal vize başvurusu mu yapıyorlar? o sırada almanyadalarsa başvuruyu nereye yapıyorlar?

bir de bu 2. 90 günlük bizeyi almak kolay oluyor mu?

 
Yeşil pasaport ve vizeden bağımsız 180 gün içinde 90 günden fazla turist olarak kalamıyorsunuz.


  • archmage mahmut  (06.01.23 22:59:11) 
yukarıdaki cevap+1
daha da açıklayayım;
180 gün içinde 90 günden fazla hiçbir yerde "turist" olarak kalamazsın.
bir başka ülkede 90 günden fazla kalıyorsan -daha- kalıcı bir konaklama gerekçesi olmalı.
bu vizenin olması, yeşil pasaport veya vize gerektirmeyen ülkeler için de geçerli.

dolayısıyla 2. 90gün için bir gerekçe varsa; öğrencilik, çalışma vs evet, onun vizesize başvurup gidebilirler. vizenin çeşidine göre almanya'dan veya türkiye'den başvuru yapabilir.
  • jimjim  (07.01.23 00:18:44) 
[]

Borçlu borcunu neden ödemez?

parası yoktur ve unutmuştur dışında?




 
Saihibi olduğu parayı vermeyi kerizlik olarak görüyordur.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (04.01.23 23:06:27) 
ödemek istemeyebilir.


  • AlsterWasser  (04.01.23 23:06:41) 
önceden yaptığı bi iyiliğe vs sayıyor olabilir kendince.


  • asisamus  (04.01.23 23:06:46) 
parayı başka bir yerde değerlendiriyor olabilir.


  • şeyh x  (04.01.23 23:18:45) 
şeref yoksunu olduğu için.

kuzenime zamanında destek olmuştum, batık durumdan çıkabilmesi için. ve o süreçte üstüme bir ton borç yapıldı onun adına. ve ödeme zamanı geldiğinde; ailesiyle yazın tatillere gitmeyi bildi, borcumun %60'ını ödeyebileceği arabaya binmeyi bildi. ama borcumu ödemeyi bilmedi.

niye biliyor msun? çünkü şeref yoksunuydu.
ve borcunu ne sebeple olursa olsun ödemeyen insan şeref yoksunu bir sosyopattır. karşısındaki insanı düşürdüğü durumu umursamaz, sırf kendi gününü kurtarma peşinde bir ahlaksızdır.
  • whatdreamsnevercome  (04.01.23 23:53:04) 
Huyudur.


  • etna  (05.01.23 00:37:03) 
faize koymuştur


  • baba553  (05.01.23 11:53:02) 
[]

"Zammı marketler yapıyor." söylemi bilimsel mi?

fiyatları piyasa belirlemiyor mu? marketler zam yapsa bile biri çıkıp ondan daha ucuza satacaktır illa ki.




 
Bilimsel bir yönü yok, cehaletin vucut bulmuş hali olan AKP savunucuları tarafından ortaya atılan ve inanılan bir söylem.
Gerçekler için tarım kredi marketler ile diğerlerini karşılaştıran sitelere bakın

  • neymis  (31.12.22 20:14:36) 
yağmuru bulut yapıyor demek gibi bir şey.


  • AlsterWasser  (31.12.22 20:16:59) 
piyasa dediğiniz nedir ya da kimdir. onu söylerseniz ona göre cevap vermek mümkün


  • sert siyah krom  (31.12.22 20:28:30) 
zam yaptığı söylenen şirketlerin hepsi borsada, yani halka açık, yani bilançoları herkese açık şirketler. bütün alım, satım ve maliyetleri ortada. buna rağmen böyle şeylere inanacak bir halk olduğu için istediklerini söylüyorlar. ayrıca böyle bir rekabet ortamında, bırakın zammı, herkes daha ucuza nasıl satabilirimin peşindedir.


  • crimson king  (31.12.22 21:02:43) 
yakıt, personel, elektrik giderleri vs. cirosunda çoğunluk değil
direk zammı yapıştırmaları fırsatçılık
ama yıl içerisinde ne olacağı belli değil bu sebeple düşük zam yapıp riske girmiyorlar

zaten herkes ucuz buldu mu stok yapıyor
  • bir soru sorcam  (31.12.22 21:33:30) 
"Zammı marketler yapıyor"un doğru olan TEK kısmı şu. Stoklarını yenilemek için mevcut enflasyonda ön gördükleri şekilde fiyatlama yapmaları gerekiyor. Ürünleri aldıkları zamanki fiyata ya da o ayın bütçesine göre satarlarsa stoklarını yenileyemezler. Onun dışında "1 kilo kaşar aslında 50 tl, marketler 150 tl'ye satıyor" diyen akp'li ekonomisttir(!).


  • nawar  (31.12.22 23:56:58) 
private label hariç, markette satılan HİÇBİR ŞEYİN fiyatı marketler tarafından belirlenmiyor. ürünü üreten/ithal eden her neyse firma tarafından belirleniyor. marketler satış fiyatı veya alış fiyatıyla değil ciro üzerinden % olarak para kazanırlar.

X firması, gidip markete diyor ki benim ürünümü 100 lira satış fiyatıyla rafına koy. market de diyor ki koyarım ama % şu kadar prim alırım. olay tamamen bundan ibaret. marketler fiyatların artmasını değil bilakis düşmesini ister çünkü müşteri kitlesini kaybeder. o yüzden X firması arkasında rasyonel sebepler olmadan çok fazla zam yapmaya başlarsa market o ürünü satmak istemeyebilir çünkü rafında tüketicilerin yani bizlerin fiyatından dolayı tercih etmeyeceği bir ürün bulundurmuş olur. boş yere rafını işgal ettirir yani.

büyük üretici firmalar @nawal'ın yazdığı gibi stokçuluğa da izin vermez. çünkü o firmalar hangi markette kaç günlük stokları var onu takip ediyor zaten. fiyat artışı yapmadan önce yüklü satış yapmazlar o yüzden marketlere. geçmiş trende bakarlar, market ayda ortalama 10 bin adet ürün aldıysa, 15 gün sonra da zam planlanıyorsa o markete 5 bin tane ürün verirler.
  • selimcigimisik  (01.01.23 00:11:07) 
@selimcigimisik "X firması, gidip markete diyor ki benim ürünümü 100 lira satış fiyatıyla rafına koy." demissin. Hocam boyle bir olay yok. Uretici markete su fiyattan sat diye dikte edemez, kaca satacagini market (dolayisiyla piyasa) belirler. Sadece istisna price markli (uzerinde fiyat yazan urunler vardir) uretici uretirken amabalaja fiyat basar, markette de o fiyattan satilir. Cogu zaman da bunlar koordineli olur. Atiyorum Bim'in satin almadan sorumlu adami, Ulker'e der bana 2 lira satis fiyatli price markli gofret yolla. Uzerinde price mark olan urunler de cogu zaman indirim, promosyon urunlerdir, marketin kari cok dusuktur. Uretici marketin satin almasina fiyatlarini bildirir, muzakere ederler, sonra fiyat anlasmasi yaparlar, mali aldiktan sonra fiyatlandirma marketindir. Biskuviye, cikolataya 60%, 70% kar koyarsin, peynire 30,40%, sigarada 8, 10 vs her urunun asagi yukari bellidir kar orani. Bunlari piyasa belirler. Ha tabi marketler kendi aralarinda anlasiyorlar, etik olmayan isler donuyor su urunde x'in fiyatin altina inmeyelim falan centilmenlik anlasmasi vs gibi yari dogru, yari komplo olaylar vs de vardir muhakkak. Devletin devreye girmesi lazim, tekellesmeye engel olmasi lazim. Arkadasin sorusuna gelirsek zammi marketler yapiyor olayi tamamen safsata. herseye zam gelmis, dolar, petrol, enerji fiyatlari ucmus, ki bu adamlar sube kapatmaya kuculmeye gitmiyor, cok takdir edilmesi gereken bir olay. Ben yonetici olsam sube azaltimina giderim, isci cikartirim, cok yakin mesafede ayni marketin subeleri var


  • freedonia  (01.01.23 11:53:22 ~ 12:14:30) 
zammı marketler yapıyor olsa serbest piyasada şöyle bir durum olurdu. A marketi B marketi ile rekabet edebilmek için fiyatını daha aşağıya çeker ve sürümünü arttırırdı. düşen piyasada diğer marketler de hayatta kalmak veya piyasadaki hacimden faydalanmak için fiyatlarının buna göre düzenlerdi. bir süre sonra "zam yapan marketler" mal satamaz olurdu.

piyasadaki tüm marketlerin gizlice buluşup, anlaşıp ortak karara varıp zam yapmaları da mümkün olmadığına göre zammı marketler yapmıyor. marketler girdi maliyetleri, enflasyon, işçilik, elektrik, kira gibi maliyetleri de katarak karlılığını sabit tutmaya çalışıyor.
  • orpheus  (01.01.23 17:36:24) 
anlaşmalı fiyat belirleme ve kendisine ait alt yükleniciler yoluyla karlarını düşük göstermeleri mümkün


  • bir soru sorcam  (01.01.23 18:30:31) 
[]

Devlete olan borçlarda ve alacaklarda yasal faiz neye göre belirleniyor?

mesela devletten 5 yıllık alacağım var.

ya da 5 sene önce devlete borcum oluştu.

bir yasal faiz olayı var. bu enflasyona göre mi, dolara göre mi, faiz günlük mü, yıllık mı, aylık mı? nasıl hesaplayabilirim?

 
yasal faiz yüzde 9 olarak belirlenmiştir. herhangi bir değişkene göre değil. yıllardır böyle


  • paintov  (28.12.22 23:46:02) 
[]

Yasak Elma dizisinin türü

bu dizi ilk başladığından beri komedi barındırıyor muydu, sonradan mı evrildi?

ben izlemedim ama klasik aşkımemnu gibi başlayıp tutuyor diye geniş aile ye dönüşmüş gibi anladım. öyle mi?


 
ben oturup izlemiyordum ama izlenen yerlerde bulunduğum için göz aşinalığım var.
konu tam dediğiniz gibi oldu hatta epey bir entrika, dehşetengiz müzikler, kasıntılıklar vs. vardı, sonrasında arada karakterlerin esprileri vs sosyal medyada yaygınlaşıp iyi bir reklam yapınca ve bu da reytingleri epey arttırınca dümeni tamamen oraya çevirdiler, komedi dizisi gibi bir şey oldu, birden 180 derece döndü yani. ne zaman oldu o kısmı bilmiyorum çünkü izlemedim ama ikinci sezonda falandır herhalde.

  • ckisc  (27.12.22 22:13:47) 
birinci sezon daha ciddiliydi, ilk sezon sonuyla alihan ve zeynep ciddileri de ayrılınca daha entrika-komedi karışık bi hal almaya başladı. bazı karakterleri hepten şapşal/komikleştirdiler, öyle öyle gitti. şimdi artık hepten geyiğe vurmuş durumdalar, zaten senaryolar sürekli ısıtılıp ısıtılıp döndürülüp çevrildi. sanırım son sezon durumu da var.

çok aşırı derecede saçma sapan bir dizi de olsa kendimi izlemekten (aslında genelde bir şeyler yaparken arka planda dinlemekten) alamadığım tek türk dizisi ya. o bomboşluk ve yüksek saçmalık hali, arada boş anınıza denk getirip güldüren laflar falan benim de kafamı rahatlatmama yardımcı oluyor herhalde :D
  • nimberjack  (27.12.22 22:29:59) 
Valla hanımla oturup izliyoruz denk gelirsek. Benim anladığım kadarıyla dizinin başrol oyuncusu kızımız diziyi bu hale getirdi. Kendisi de buna benzer şeyler söyledi.


  • teritori  (28.12.22 02:41:22) 
dediğiniz gibi ciddiyetten izleyicinin tepkilerine göre lakaytlığa döndü. en son bölümde umut sarıkaya'nın "gel lan gezelim" karikatürünü bile canlandırdılar.


  • bisorumvargaliba  (28.12.22 03:27:56) 
  • '''  (28.12.22 10:11:48) 
[]

Şu chatgpt şeysini telefonsuz kullanamıyor muyuz?

yok mu kayıt olurken bunu baypas etmenin yolu? bir denemek istiyorum. birine bakıp çıkacağım.




 
google hesabınla gir


  • carisch  (16.12.22 23:02:31) 
google hesabıyla girince de telefon soruyor.

benim bildiğim yok telefonsuz bi yöntem.
  • plutongezegendegilmi  (16.12.22 23:16:22) 
[]

Ameliyat için 6 ay sonrasına randevu alınabiliyor mu?

bel fıtığı ameliyatı için soruyorum. kamu hastahanelerinde.

iptal edilme ihtimali var. iptal olayı yüzünden kimseyi mağdur etmeyeyim. 6 ay sonrasına ameliyat için randevu alabiliyor muyuz?


 
[]

Şu ne hastalığıydı?

bir yer yara olunca -mesela ayağa çivi batması- o yara kötü hale geliyor da yaradan başlayarak damarlar boyunca günler içerisinde yol alıyor, geçtiği damarlar siyahlaşıyor...

böyle bir hastalık vardı internette gördüğüme eminim. hatta adam "ağrımıyordu ama damarlar siyahlaşınca doktora gittim." yazmıştı ve herkes "az kalsın ölüyormuşsun" falan yazmıştı. yabancı bir sitedeydi.

teşekkürler.

 
gangren


  • Sir Anthony Hopkins  (14.12.22 20:19:47) 
[]

Az önce sanırım bayılıyordum ya da ölüyordum

uyuyordum, midemdeki içerik nefes boruma kaçtı. uykudan uyanıp öyle gürültülü nefes almaya çalıştım ki evdekiler uyuduğum odaya koştu. gözlerim karardı ve içimden bayılmadan önce son kez "ambulansı arayın" diye geçirdim ve onu deyip bir süre konuşamadım. şimdi zorla öksürünce ağzıma 4 saat önce yediklerimin tadı geliyor.

şu anda zorlanmıyorum nefes alırken. konuşabiliyorum da. yalnızca sürekli yutkunma hissi geliyor. evdekiler acile gidelim diyor ama yıllar önce bir kere daha olmuştu ölmedim. acile gitmeme gerek var mı şu aşamada? geçti gibi.


 
Tibbi tavsiye degildir.

Oncelikle gecmis olsun.

Benzer seyi yasayan biri olarak...

Nefes borusuna birsey kactiginda sanirim bir sure beyine giden oksijen azaliyor, blackout dedikleri sey oluyor. Allahtan yere filan dusup basinizi bir yere carpmamissiniz.

Anlattiginiz reflu gibi bir seye benziyor. Bir sure tam yatay degil, basinizi mideden yuksekte tutarak uyumaya calisin.

Bogazinizda kusmuk gibi tad normal, mideden asitli bulamac Geri geliyor. Bir sure sonra gecer ama.

Dusup kafanizi carpmadiginiza gore acillik bir durum yoka benziyor. Ama bir tomografi cekip baska bir problemle alakasi varmi kontrolda yarar olabilir.
  • parcxerox  (06.12.22 23:56:41) 
  • Mirket  (07.12.22 11:12:00) 
[]

Direksiyon sınavında ilk kez giren adayların yüzde kaçı kalıyordur?

tahmini/gözlem vs.?




 
Benim hatun ikide iki ilk girişte geçti.


  • zoque  (06.12.22 22:24:40) 
%10-20 arası tahminen


  • biravekahve  (06.12.22 22:57:15) 
5 - 10 arasındadır tahmini.


  • neymis  (06.12.22 23:29:41) 
belki ilginizi çeker, ben almanya'da ehliyeti çeviriyorum. onun için de sıfırdan sınavlara girmek gerekiyor. direksiyon hocası covid'den sonrasına bakarsak ilk seferde 3'te 1'i ancak geçiyor demişti. çok saçma derecede zor.

2010'da istanbul'da aldığımda 100 metre gidip geri dönmüştüm sadece. o da abartı ama buradaki de abartı.
  • bohr atom modeli  (07.12.22 00:05:13 ~ 00:06:30) 
kurslar manuel ehliyet için kaydetmeye çekiniyor hep otomatiğe yönlendiriyor çünkü manuelcilerin bir kısmı kalıyormuş.

Ek olarak, kardeşim 2 yıl önce aldı artık baya zorluyorlarmış. Tek seferde park edemezsen düzeltmen gerekirse falan kalıyorsun. Hatta kalkışta sol sinyali vermeyip anında kalan çok varmış. (kırmızı kategoride bu)
2.bp.blogspot.com
  • nhk ni youkosu  (07.12.22 00:28:35 ~ 00:28:59) 
Ehliyetini eski sisteme göre alanların yorum yapması çok yanıltıcı olacaktır. Benim gördüğüm birçok kişi ilk seferinde geçemiyor. Sınav sonunda her şey bittikten sonra inmeden önce pencereden dışarıyı kontrol etmediği için kalan var. Oran %20'lerdedir diye düşünüyorum.


  • akhenaten  (07.12.22 07:56:25) 
2 hata hakkın var sanirim o temel hataları yaparsan ne olursa olsun geçemiyorsun.


  • koela  (07.12.22 16:55:08) 
[]

Ölüm arada bir tadınızı kaçırıyor mu?

arada bir geleceğe dair planlar yapıp heyecanlanırsınız ve 40-50 sene içinde (belki 30 sene) büyük ihtimal öleceğiniz aklınıza gelir ve tüm enerjiniz söner. yaşıyor musunuz?

edit: ölümden korkmaktan bahsetmiyorum. "zaten öleceğiz ne gerek var." hissi.


 
Yaşamıyorum. Ölüm fikrine çok hazırım, herhangi bir an gelip alabilir beni.


  • Bruce  (03.12.22 19:27:20) 
Yaşamıyorum. Uzun yaşamak gibi bir arzum yok. 40-50'de ölmeye okeyim şahsen.


  • Amaranta ursula  (03.12.22 19:28:35) 
benim ölmem fikri keyfimi hiç kaçırmıyor. kafaya hiç takmıyorum.

sevdiklerimin ölme ihtimali veya uzun sürecek bir hastalık veya sakatlık ihtimali daha çok sıkıyor beni bazen.
  • roket adam  (03.12.22 19:30:10) 
hastalik&sakatlik&kaza tarzi seylerden aklim cikar ama ölüm pek aklima gelmiyor. bahsederken bile benim basima gelmeyecekmis giibi bi olay


  • ala09  (03.12.22 20:03:12) 
hayır. iyiyim böyle.


  • gabe h coud  (03.12.22 20:12:30) 
bana oluyor evet.

ölü olma fikrinden korkmuyorum. inançsızım. öldükten sonrasına dair endişem veya korkum yok - hiçbir şey hissetmeyeceğime, olmayacağıma inanıyorum ama şu anki bilinç düzeyimle bir gün ölecek olma fikrini sevmiyorum.

düşünüyorum mesela... uzun yıllar uğraştım, belki evlendim, üç yaşında bir kızım var, 40-42 yaşındayım, bugünleri düşünüp gülümsüyorum "boşu boşuna heder ettin kendini, bak ne güzel oldu hayatın şimdi" diyorum... sonra hop, bir gün bayılıyorum durduk yere. son evre kanser çıkıyor.

böyle bir şeyden çok ama çok korkuyorum. "ölü olmak"tan yana problemim yok. ama ölmek, hatta öleceğini bilerek yavaş yavaş bu dünyadan ayrılma fikri inanılmaz yıpratıcı geliyor.
  • mark greg sputnik  (03.12.22 20:15:36) 
Ölüm fikrini hiç unutmadan yaşıyorum, en azından yaşamaya çalışıyorum. Birtakım hırslardan arındırıyor beni, daha affedici ve sakin olmamı sağlıyor ve rahatlatıyor beni.

Canımı falan sıkmıyor ama şu an ölsem ailem daha da yaşlandığı zaman onlara yardım edecek birinin olmayacak olması fikri beni huzursuz ediyor.
  • vedatchilipeppers  (03.12.22 20:19:30) 
bilakis bu aklıma gelince daha enerjik oluyorum.


  • encokbenisevinnolur  (03.12.22 21:09:36) 
@roket+1
Kendim icin olum fikri hic ama hic korkutmuyor. Su an bunlari yazarken daha gonder tusuna basmadan olsem bile koymaz ancak sevdigim kisilerin olumu dusuncesi ara ara aklima gelince canim sikiliyor. Isin bana gore garip yani su, mesela bu dusunceleri paylastigim kisiler genelde sevdigim kisileri kendimden daha cok sevdigimi dusunuyor ancak uzerine iyice dusunuldugunde bana gore bu benim kendimi onlardan daha cok dusunmemim sonucu gibi geliyor. Ilginc.

"Zaten olecegiz ne gerek var" fikri ise genel olarak hayatima yon veren fikir acikcasi ve @encok un dedigi gibi aksine eni daha da enerjik yapiyor. Oyle hani "nasilsa uyanacagiz ne gerek var uyumaya" olayi gibi degil ancak mesela hayattan yeteri kadar zevk almayi engelledigimi, sacma sapan uzun vadeli planlari benimsedigimi farkettigim anda bunlari uygulamaktan vazgeciyorum. Mesela sevdigim bir seyi yemeyi sirf ileriye yonelik planlar sebebiyle yemekten kacindigimi farkettigim an hemen yiyorum.
  • j r r tolkien hayrani  (03.12.22 21:26:25 ~ 21:35:30) 
ölümden dğil yaşlılıktan korkmalı


  • buenosdias  (03.12.22 22:33:58) 
Ailemdekilerin ve yakın çevremin ölümü konusu korkutuyor onun dışında tat kaçıran bir konu yok. Hayatımda hiç o "hayat fani, ölüm ani" stili boş hissetmeyi yaşamadım. Ölmek istemem tabii ama ölümü düşünüp onunla ilgili korku da yaşamıyorum.


  • nawar  (03.12.22 22:41:01) 
buenosdias +1

Ölecek olma düşüncesi tabii ki aklıma geliyor ama bu gerçeği kabullendim.
"zaten öleceğiz ne gerek var." demek yerine ölmeden ne kadar güzel şey yaşarsam o kadar iyi diye düşünüyorum.

Beni mahveden yaşlı olma ihtimalim. Bütün enerjimi düşüren ve tadımı kaçıran düşünce bu.
  • mutekebbir  (05.12.22 10:50:29 ~ 10:51:39) 
hiç ölesim yok. ölmek istemiyorum. öleceğim fikri aklıma geldikçe afakanlar basıyor.


  • alperz  (05.12.22 12:18:37) 
[]

Doldurma vs orijinal parfüm

sculpture nin orijinali ile doldurma gibi olanı (parfümcüler var ya her yerde onların sattığı) aynı gibi de değil gibi de karar veremiyorum. acaba aynı da bana mı bildiğim için öyle geliyor?




 
Doldurma parfümler orijinal parfümlerdeki kokuların yaklaşık değere göre karıştırılmasından oluşuyor.

Dolayısıyla doldurma parfümü hangi üreticinin yaptığın göre değişiyor bu oranlar. Haliyle orijinal kokuyla yakınlıkları da aynı oranda değişiyor. Atıyorum limonlu su ve limonatanın ikisi de limon ve su karışımından oluşuyor. Ancak birbirlerinden son derece farklılar. Özellikle limonata naneli vesaireyse siz tutup "bunların ikisinin de en göze çarpan maddesi limon ve su" deyip suya limon sıkıp satarsanız alan kişi haliyle sizin gibi "aynı gibi de, değil gibi de" diye düşünür.

Neticede parfümler çok geniş üretim aşamlarından geçip üretiliyor. Doldurma parfümlerse küçük sayılabilecek işletmelerin seri şekilde onlarca markayı taklit etme çabalarının bir sonucu. Aynı zamanda ucuz olması için orijinal parfümdeki bazı notaları (özellikle baz notaları) hiç kullanmıyorlar. Haliyle koku asla bire bir tutmuyor.

Yani sözün özü koku sizi yeterince tatmin ettiyse alın, ama hiçbir zaman bire bir uyum beklemeyin.
  • akhenaten  (03.12.22 15:30:16) 
[]

Çalıştığım devlet kurumundaki yanlışlıklar ve susturulmak

iyi akşamlar,

ben öğretmen olarak çalışıyorum meb'de.

çalıştığım yerde devlet köyden gelen çocuklara öğle aralarında yemek veriyor.

nöbetçi öğretmen yemeklerle ilgili çocukların başında duruyor.

ben sene başında bu yemek şartnamesini istedim müdür geçiştirdi.

yıllar önce şartnameyi görmüştüm. bu sene de büyük ihtimalle değişmedi. yemekler termoslu kaplarda gelmesi gerekirken termossuz kaplarda geliyor. ekmekler paketli yuvarlak ekmeklerden gelmesi gerekirken açık ve dilimlenmiş halde geliyor. çocuklara çatal kaşık tuz peçete seti, paketli halde verilmesi gerekirken sadece açıkta plastik çatal veriliyor. bir de biz kaç çocuk yemek yerse sayıp kağıda işliyorduk, müdür yardımcısı kağıdın o kısmını karalayıp okulda yemek dağıtılan öğrenci sayısını tam olarak tüm aya şimdiden yazmış. halbuki çocukların yarısı yemek yemiyor çünkü tadı falan çok kötü. geçen de çocuklardan biri kıl çıktı diyordu. plastik çıktığını da biliyorum.

müdüre bunları anlattığımda işi "siz obsesif misiniz?" demeye getirdi kibarca. direkt sordu hatta. sözlü olarak ilçe şube müdürlerine söyledim "hocam kimse ihaleye girmiyor, mecburuz" falan diyorlar.

bu durum beni aşırı rahatsız ediyor. küçük bir ilçedeyim ve adım takıntılıya çıkacak. ısrar edersem benle uğraşacaklar ama devlet resmen dolandırılıyor. evet, tek derdim bu. ben öğretmenler gününde hediye kabul etmeyen biriyim. benim için böyle şeyler önemli.

yine parasını devletin ödediği köylü çocukları taşıma işinde de benzer sorunlar yaşanıyor. bazen kafalarına göre şoför değiştiriyorlar, bazen 15 öğrenciye 10 kişilik minibüs geliyor vs.

beni 2 aydır artık yemek ve taşıma işini yapamayacağım yerlere nöbetçi olarak yazmaya başladılar. sırf ben sorun çıkarmayayım diye.

ve iş arkadaşlarımın gözünde de sorunlu, onların da işini zorlaştıran, baş ağrısı biri olma yolundayım.

kendimi namuslu filmindeki şener şen gibi hissediyorum. bırakın ben namuslu falan olmayayım ama çok zoruma gidiyor.

biraz daha uzatırsam yarın ilçe milli eğitimden okula gelip "ya senin öğretmen dosyandaki yıllık planların tarihleri doğru yazılı mı?" falan diye salça olacaklar.

okuldan 200 tane kitap kayboldu, soruyorum kimse bilmiyor. "yıllar önce müdür pandemi yüzünden kaldırmıştı." falan deyip susuyorlar. kitaplar hala yok. müdür de değişti.

yok mu ulan bu devletin sahibi. öyle bir durumdayım ki kime şikayet etsem benim yaptığım anlaşılacak ve "zaten takıntılıydı bu" diye benim başıma üşüşecekler.

ne yapayım, nerelere gideyim?

edit: lütfen bu yazıyı herhangi bir yerde paylaşmayın. merak etmeyin bir şekilde çözeceğim. ama şimdi siz konuşun.

 
zaten bariz bir şekilde "doğru olmayanı" yapan müdürle diyaloğa girmeniz saçma olmuş.Bence bir süre bekleyin, ardından bakanlık ve cimer'e şikayet edin. Bir aksiyon alınmaz ise farklı, yeni yöntemler düşünebilirsiniz.


  • sparkle kiddle  (30.11.22 20:24:36) 
Acikcasi takildiginiz seylerin cogu bence de gereksiz ozunde. Is hayati uzlasma demektir, hic bir sey mukemmel degildir, bazi seyler beklenenden iyi gider bazisi da gormezden gelinir.
Ozellikle acik plastik catal, acik ekmek falan gereksiz detaylar elinizde ozellikle yolsuzluk yapildigina dair kanitlar yoksa. Illa ki bir sey yapmak istiyorsan o enerjiyi en onemli sorunlara harca. Yabancilar “choose your battles” der. Yoksa ekmegin plastik icinde gelmesi falan hijyen tiyatrosu.

  • hot potato  (30.11.22 20:32:57) 
www.youtube.com

Bu videoyu bir izlemenizi öneririm... Ben hüngür hüngür aglamistim. Sorularinizin cevabi da burada bence.
  • chihirovekohaku  (30.11.22 20:54:42) 
Takilmakta cok haklisin. Helal olsun ayrica ayriksi sorunlu gorunmek ugruna bile ugrasiyorsunuz.
Net sikayet edin ekran goruntuleriyle birlikte. Hatta keske tanidik bulup bakanliga oyle sikayet edebilsen.

  • mor oje  (30.11.22 21:27:02) 
Nerdesiniz bilmiyorum, belki yerel bi gazeteciye çıtlatabilirsiniz, o haberini yapabilir belkiiii.
Ayrıca hala bizim gibi insanlar olduğunu görmek o kadar güzel ki yemin ederim dıygulandım, kocaman sarılıyorum size

  • euteamo  (30.11.22 22:31:47) 
yaptıklarınızda haklısınız ama bu ülkede haklı olsan neye yarar ? sadece görev olarak size verilen ve sorumluluğu sizde olan şeylere yorum yapın bence.


  • alicandan  (30.11.22 22:42:47) 
pandemi zamanı değil de 2016 temmuz'undan sonra bazı yayınevlerinin kitapları toplandı kütüphanelerden. yemek için gerçekten çok az ücret veriliyor ama bu kötü yemeklere bahane olamaz. düzeltmezlerse cimer'e yazacağınızı söyleyebilirsiniz. cimer de ilçe milli eğitime gönderecek, onlar da okula soracak. bu şekilde çözülmezse il milli eğitim'e dilekçe yazabilirsiniz. bu arada onlar da sizi şikayet ederse başka bir şey için okula müfettiş gelirse ne ala işin aslını müfettişe anlatırsınız belki sorun o şekilde çözülür. plandaki eksiklik çok mühim değildir başınız ağrımaz ama sizin anlattıklarınız idarenin başını ağrıtır.


  • oyokbuyoknevar  (30.11.22 23:55:45) 
Eger gerçekten soyledigin hiçbir şey dikkate alinmiyorsa nöbet defterinin ilgili kısmına tutanak tutarsin.


  • abuzer  (01.12.22 04:33:19) 
o yemek işi için bakanlıktan bir bütçe geliyor. o bütçe de orada bu üçkağıtçıdan başkasının ihaleye girip hakkıyla yemek dağıtmasına yetmiyor demek ki.

bak ilçedeki müdür demiş mecburuz diye... bazı şeyler acı ama gerçek oluyor ve mecbur kalıyorsun bu memlekette.

bu işi çözmek için ta ildekilere kadar insanların başını ağrıtman lazım. çünkü şu anda herkes üstünden aferin alıyor sorun çıkmadan, gelen az para ile o iş yürüdüğü için. sen bu aferinlerin önünü keseceksin.

gazetecilerden, twitter mahkemesinden yardım isteyebilirsin. şu aralar öğrenciye yemek mevzusu moda. üstüne atlayanlar çıkabilir. ama orada anonim kalmak da mühim. elbette müdür bu işin bir kenarından senin tuttuğunu bilecek ve sana yine gıcık olacak. işini zora koşacak, saçma sapan bir ders programı yapacak falan. bu aşamada evraklarını iyi tut. açık verme.
  • alperz  (01.12.22 05:56:10 ~ 05:56:41) 
hocam çare mevzuları tutanak altına almak olacaktır ama direkt hedefe oturursunuz. başınız çok ağrır yani. sizinle koordine olabilecek öğretmenler var ise önce onlarla bir ittifak yoluna gidin. aşama aşama olayı ele alın. sizin gibi öğretmenlerin olması da ayrıca sevindirici.


  • seyduna6687  (01.12.22 10:27:38) 
Yemek ve taşıma için öğrenci başına kaç lira veriliyor?


  • plutongezegendegilmi  (01.12.22 10:54:35) 
[]

Başka birinin pc'de mail adresime girdim ama

bu sabah kırtasiyeler kapalıydı. benim de 1 sayfa çıktı almam lazımdı. 10'da sınav vardı ve giriş belgesi çıkarmam lazımdı. gözümü karartıp girdim bir elektronikçiye. (tamirci dükkanı) "abi ücreti mukabilinde 1 sayfa çıktı verir misin?" dedim. adam sağ olsun olur, dedi. ben de sınava telefon, usb falan götürmek yasak olduğu için ne olur ne olmaz diye sabah 7 gibi bir outlook uzantılı mail adresi alıp giriş belgemi oraya yüklemiştim. bilgisayar biraz kasa arkası gibi bir yerdeydi, oraya geçmek istemedim. zaten abiye mahçupken bilgisayarını da işgal etmek gibi olmasın diye. ben şifremi falan söyledim elektronikçi abi yazdı, zaten tek mail vardı, çıktıyı verdi sağ olsun.

sonra kağıdı alıp koşa koşa taksiye gittim. ama adam mail adresini kapattı mı bilmiyorum.

şimdi adam iyilik yaptı. minnettarım vs. ama aklıma kötü ihtimaller geliyor. yasadışı örgüt üyesi falandır, ya da benim mailimden birilerine hakaret mesajı falan yazar... hani sırf hedef saptırmak için. yoksa mail adreslerine kıran girmedi.

akşam eve gelip o mail adresimi gerçek mailime bağladım ve şifresini değiştirdim. giriş yapma geçmişine de baktım ama sadece benim ip gözüküyor. neden elektronikçi gözükmüyor anlamadım.

tamam belki yüz binde 1 ihtimal ama böyle bir şeyler yaparsa benim başım ağrır mı?

bu arada elektronikçiyi tanımıyorum ama benim evle arasında 150 metre falan var.

(abi iyilik yaptı. minnettarım abiyi kötülemiyorum. lütfen "adam sana o kadar iyilik yapmış..." demeyin. evet, hatta yarın baklava götüreyim diye planladım. ama tanımıyorum ya pis bir abiyse?)

 
outlook ise account.microsoft.com
gmail ise myaccount.google.com 'ye girdiğinizde sizin cihazlarınızdan başka, yabancı bir cihaz varsa kaldırın. Zaten şifrenizi değiştirdiyseniz oturum sonlanmıştır o bilgisayarda sıkıntı olmaz.

  • dr doofenshmirtz  (19.11.22 22:55:57) 
[]

BİM'deki şu müşteri hareketi sizce ne kadar sinir bozucu?

iyi günler,

geçen sabah bimdeydim. 10 paket falan lavaş ekmek aldım. her biri 4'lü. kasaya geldim. arkamdan 45-50 yaşlarında beyzbol şapkalı, mavi şişme montlu, hilal bıyıklı görece eğitimli görünen erkek bir müşteri gelip "aa bunlar yeni mi çıktı?" diye kasiyere sorup lavaşları elledi. adamın ellediği 3-4 lavaşı alıp ekmek reyonuna geri götürüyordum ki diğerlerini de ellemeye devam ettiğini gördüm. geri dönüp onları da aldım ve yerine koydum.

sizce bu adamın yaptığı 10 üzerinden kaçlık sinir bozucu bir davranış? neredeyse 48 saat olacak ve neden orada "kardeş tanımadığın insanların alacağı ürünleri elleme" diyemedim diye kendimi yiyorum. bana 7/10 sinir bozucu bir davranış geldi ama ben biraz bu konularda ortalamanın üzerinde öfkelenebiliyorum.

paketli olup olmaması fark etmez. kim bilir nereleri elledin. ne diye tanımadığın adamın aldığı şeye dokunursun. çok mu abartıyorum?

 
Şaka mı bu paketsiz sandım bu kadar abartınca. Siz onları elleyen ilk ve tek kişi olduğunuzu mu sanıyosunuz ? Siz almadan önce de kaç kişi dokundu kim bilir.


  • Esinsin  (17.11.22 19:12:18) 
Hocam sizden önce reyonda o ekmeğin başına kim bilir neler geldi. Buradan baktığımızda hijyen açısından bir fark olmamıştır. Fakat psikolojik olarak ben de rahatsız olurdum.


  • ruhen hastayim ben  (17.11.22 19:12:46) 
Valla ben ekmekler ya da aldıklarım paketliyse çok da sallamazdım ama başkasının ürününe de dokunmam. Bence abartıyorsun.


  • Amaranta ursula  (17.11.22 19:13:47) 
olay can sıkabilir evet ama 48 saat boyunca bunu kafaya takmak sağlıklı bir davranış değil bence.


  • roket adam  (17.11.22 19:17:42) 
10 üzerinden 3 veriyorum. Bu tarz hadsiz insanlar var ben asla böyle bir şey yapmam ama paketli olduğu için yapılsa da umrumda olmazdı. Hijyen açısından rahatsız olmazdım yani. Hatta sürekli aldığım bir şeyse önerirdim ürünü, biz tüketiyoruz tadı güzel vs. derdim.


  • signore  (17.11.22 19:37:24) 
Aynı şey benim başıma gelse ilk dokunmasından sonra kalanların üstünü elimle kapatır ve rahatsız olduğumu belirtir şekilde dik dik bakardım. Gidip yerine koymaya çalışmakla falan asla sıradan çıkıp da uğraşmam. Çok sinirime dokunduysa öylece bırakıp başka bime giderdim en fazla. Ne mal insanlar var amk ya der 2 sokak sonra unuturdum olayı.


  • buzbebek  (17.11.22 19:45:43) 
Paketli urun icin takilmam. Sonucta o paket oraya gelene kadar kimler kimler neler yapti o paketlere.


  • kuzey li  (17.11.22 19:48:25) 
Üretim tesislerinde çalışmış biri olarak söyleyebilirim ki o paketin başına gelen en iyi şey adamın ellemesi olabilir ama hoş değil tabii ki.


  • Re@mimator  (17.11.22 19:54:01) 
ben de paketsiz lavas mi satiyorlarmis dedim. eve gidince silerdin nedir yani. digerlerine ellemesine izin vermezdim sadece. alip hepsini ust uste falan koyardim anlasin diye. ben de bi suru seyi kafama takiyorum da bunu kapidan cikmadan daha unuturdum.


  • Kittie  (17.11.22 19:55:27) 
Davranış kötü ama abartılacak bişey değil (paketliyse).

Bu kadar sıkıntı etmenin sebebi adama cevap verememiş olman, paketlerini ellemesi değil. Cevap vermeme sebebin de muhtemelen adamın görüntüsünden çekinmen. Adam cart diye gelip "sosyal hiyeraşide" senin üstüne oturmuş, bu da canını sıkmış. E doğal bi durum.

Daha da kötüsü adam muhtemelen bunu bilinçli bile yapmıyor.

Neyse, böyle durumlarda direkt cevabını yapıştır. En kötü senaryoda biraz dayak yersin, dünyanın sonu değil. Kafan rahat olur.
  • plutongezegendegilmi  (17.11.22 20:14:14) 
Paketli de olsa ellemesi doğru değil, ben çok tiksinirim. Ben de olsam değiştirirdim. Ya da almadan bırakıp giderdim.


  • firez  (17.11.22 20:23:54) 
O anda incelemek için ölüp bitiyorsam izin alırdım.
Bu arada sizinle "kişisel ürün/alan ihlali" yarıştırayım mı? Geçen gün uçaktan inerken, yanımda oturan adamla arkamda oturan adam kapıştı, yumruklaştılar falan, yumrukların biri omzumu sıyırdı, ki orada ben çapraz ateşte kalmış bir teyzeyim, erkek olsam bir yumruk da ben atar mıydım bilmiyorum. Az öteye kaçtım ama sonra gülüp geçtim. Her yerde kişisel alanı/eşyayı ihlal eden çıkacaktır, onların eğitimsizliği. Eminim birkaç gün sonra siz de bu duruma gülüp geçeceksiniz.

  • cedilla  (18.11.22 03:31:45 ~ 03:34:54) 
Karşı tarafın sizin aldığınız ürünlere ellemesi pek hoş değil. Keşke dokunmayın lütfen falan deseydiniz. Artık raftan aldıktan sonra o ürünü benim olmuş sayarım bende. O yüzden başkasının dokunmasını istemeyebilirim. Bir de söylenen gibi kesinlikle kişisel alan ihlali. Sizin olan ürüne kimse dokunamaz artık.

Ama istemememin nedeni hijyen kesinlikle değil. Ürün paketli zaten, ve siz o ürünü alana kadar kim bilir kaç kişi o pakete elledi, aldı, geri bıraktı, yere düştü vs. Yani sizi üzen konu hijyen ise o kadar takmayın yahu, çünkü siz o ürünü alana kadar kim bilir kaç kişi dokundu bile zaten.
  • zimbirik  (18.11.22 10:10:16) 
bu lümpen davranışlarını kafaya takmamak lazım. bizim toplumumuz ellemeyi çok seviyor. pazarda evde işte yemekte vb.


  • mikahakkinen  (18.11.22 11:46:28) 
[]

Ayak tabanımda derince deri kalktı

sertleşmişti o kısım. ben de güçlüce asılınca 2-3 tane 1 lira alanı kadar deri kalktı ve kanadı. ilk saat acımıyordu ama şu anda baya acıyor. doktora gitmem gerekir mi? evde yapabileceğim bir şey var mı?




 
çok saçma bir şey yapmışsınız. dokunmasaydınız ertesi gün o oraya yapışacaktı zaten. antiseptik kullanın. genelde deri kalkınca bir şeyle sarılması önerilmiyor ama üzerine basmadan durmak lazım. doktorluk bir şey olduğunu sanmam ama mikrop kapmamasına özen gösterin ve kötüleşirse doktora gidin derim, doktor değilim.


  • bohr atom modeli  (07.11.22 12:02:55 ~ 12:03:31) 
[]

Fazla yatan maaş için "emeklilikteki avantajlarımı silin" nasıl denir?

iyi akşamlar,

4 yıldır eylül aylarında maaşım fazla yatmış. haliyle emekliliğe de yansımış.

bu fazla yatan maaşı iade etmem gerekiyor. 30'ar lira kadar olduğundan geç fark ettim.

bu fazla yatan maaş aynı oranda emeklilik maaşıma da haksız yansımış olacak. bu fazlalığı iade ederken bu durumu da ifade etmem gerekecek dilekçede. ama nasıl bir cümle kuracağımı bilmiyorum.

"fazla yatan kısmın faiziyle geri alınmasını ve bu kısmın emekli maaşıma yansıdığı avantajları da düzeltin" ya da "emekli primlerine yansıyan intibakları inhibe edin. (tamamen salladım)" gibi bir şey ama tam toparlayamıyorum. ne yazmalıyım?

teşekkürler.

 
[]

Ayak bileklerim ve dizlerim beni taşımıyor gibi

iyi akşamlar,

1-2 aydır 1 saat bile otursam, 1-2 saat uzansam, sabah uyansam ayağa kalktığım anda ayak bileklerim ağrıyor. ayağa kalktıktan sonra bir 20 saniye kadar zorluk hissedip topallıyorum. aynı his dizlerimde de var. merdiven çıkarken ağrıyor. zaman zaman ayak ve el parmaklarım da ağrıyor. çok kilolu değilim. çok az kilo fazlası var.

neden olur bu ağrılar? hangi bölüme gitmek gerekli?

35e

 
Ben olsam romatolojiye giderdim.


  • pispinti  (05.11.22 18:52:23) 
Bence fizik tedaviye gidin. Belde de bir seyler olabilir.


  • ahm1  (05.11.22 18:53:23) 
[]

Sırt ve baş ağrısı, sabah koşmuş olmak

bu sabah işe geç kaldım, soğukta koştum 10 dakika. şu anda sırtımın sağ tarafı ağrıyor baya. ve baş ağrısı var. koşmayla alakalı olabilir mi? soğukta koşunca baya yanmıştı ciğerlerim. kalp için sol taraf ağrıyordu değil mi?

yapmam gereken bir şey var mı şu anda? öyle ciğerleri zorlamayla hasta olunur mu? alışık da değildim.

edit: kazak ve ceketle koştum.

 
Akşam viks sür ağrıyan yerlere,
Ama önce sıcak bir duş al.
Sıkı örtün, erken yat, birkaç güne geçer.
Muhtemelen terli şekilde rüzgar yedin.
  • Mirket  (31.10.22 22:16:00) 
Ağzınız ve bağrınız açık koşmuşsanız baya üşütmüşsünüzdür.


  • sevilen progressive türkücü  (31.10.22 22:16:52) 
Üşümüşün, gece çok sıkı terle çamaşır değiştir. Bi de ıhlamur çayı iç, bol su , gece uyumadan önce, gözlerini kapamadan 1 tatlı kaşığı bal ye ama üstüne su içme. Öksürüğü önlediğini ve/veya tedavi ettiğini doktor söyledi. Çok geçmiş olsun.

Bu ara bolca c vitamini iç olur mu? Bi de magnezyum takviyesi al, ama etken maddesi magnezyum oksit ve magnezyum sülfür olmasın.
  • muhayyer divan  (31.10.22 22:26:10) 
Her usuttugumu sandigimda korona ciktim xd bas agrisi neyse de sirt agrisi benim normalim degil


  • abuzer  (01.11.22 05:07:09) 
[]

İnsan için kuduz antikor ölçümü yapan yer var mı?

şehir hastanesinde yapılmıyormuş. internette arattım, hep hayvanlar için sonuç çıkıyor. insan için nerede yapılır bu test?




 
Veteriner arkadasim var. Turkiye de yillardir kuduz salgini yok. Miller bosuna yaygara yapiyor diyor


  • halk  (25.10.22 07:00:12) 
[]

Kadınlardaki şu hastalığın adı nedir?

erkeklerde var mı bilmiyorum. hamile kalınınca düşük riski olan, kanın pıhtılaştığı bir hastalık. ama sadece hamile kalınınca mı ortaya çıkıyor bilmiyorum. hamilelik esnasında düzenli iğne vuruluyor.




 
Hastalığın adı derken? Geçmişinde pıhtı vakası olan kişiler hamilelikte kan sulandırıcı iğne oluyor her gün.


  • damladamla  (20.10.22 00:28:17) 
Belli bir hastalık değil. Gebelik bu tip hastalığı olanlarda, ailesinde bu hastalıklar olanlarda veya genetik olarak pıhtılaşma bozuklukları olanlarda pıhtı atma (trombus) riskini arttırıyor. Trombofili bu duruma yatkınlığı tanımlayan terim sanırım, emin değilim. Birçok hastalık gebelikte iğne yapma diye tabir ettiğiniz, kan sulandırıcı ilaç tedavisine sebep olabilir.


  • curukturpkokusu  (20.10.22 01:39:56) 
Benim ailemde de var bu problem. Kizkardesimde asiri kan pihtilasmasi, bende ise hic pihtilasmama seklinde oluyor. Dediginiz gibi hamilelik surecinde dusuk ve baska problemler oldu. Kizkardesim igne vs de oldu, ama kan sulandirici bir hap (aspirin?) aldi o surecte. Baska ekstra tedavi gerekmedi.

Daha onceden benim saglik sorunumu biliyorduk zira ameliyat oldugum zamanlarda hep ekstra tedavi gormem gerekti kanama sebebiyle ve faktor bilmemne serumlari vs verildi cok defa. Ayrica ekstrem sporlar, tehlikeli isler yapmamam gerek kanama ihtimalini minimalize etmek icin. Ama kizkardesiminkinden haberimiz yoktu. Onun doktoru genetik bir rahatsizlik oldugunu soyledi, random harf kombinasyonu gibi bir adi var, ama maalesef her defasinda unutuyorum.
  • sopiro  (20.10.22 03:29:39) 
[]

Cumhuriyet ile alakalı bildiğiniz şiir?

iyi akşamlar,

uzun, zorlu şiirler de olur. illa ki direkt cumhuriyet olmak zorunda değil. ama cumhuriyet bayramına yakışır şiirler de olur.

teşekkürler.

 
Devr-i dilarayi cumhuriyet - Ahmet Muhip Dıranas


  • encokbenisevinnolur  (15.10.22 23:56:29) 
[]

Doktorlar muayene sırasında pc'ye ne yazıyor?

tanının dışında bazen bir şeyler yazıyorlar. nedir o?

bir de o yazdıkları sonsuza kadar saklanıyor mu?


 
Anamnez alıyorlar, hasta öyküsünü yazıyorlar siz anlattıkça. Sizin şikayetlerinizi sizin ağzınızdan çıkana göre tanımlıyorlar.

Prosedürü bilmiyorum, hastaneler ne kadar süre kayıt tutuyorsa o kadar süre kalıyordur.
  • akhenaten  (05.10.22 21:25:45 ~ 21:26:27) 
E nabızdan bulabilirsin ne yazdığını


  • Hallegadola  (05.10.22 21:40:18) 
@Hallegadola: nerede hocam?


  • ya ben lan neyse  (05.10.22 21:57:50) 
bazen şu yazılıyor,

hasta ısrarla antibiyotik istedi
hasta ilaç suistimal ediyor
hasta usulsüz rapor talep etti.
hastaya bu seferlik ilaç verdim ama bir daha yapmayacağımı söyledim.
hasta kendi gelmedi torunu ilaç yazdırmaya geldi

uzar da uzar.
  • bir ileti paylastim  (05.10.22 22:44:35) 
Örnek olarak;

Öksürük şikayeti olan 25 yaş hasta
Ek hastalık yok
Bulgular (tansiyon oksijen nabız vb) normal
Şikayetinin 2 aydır olduğunu söylüyor. Herhangi bir doktora başvuruda bulunmamış.
2 paket gün sigara kullanıyor.
Öksürüğü sabah uyanınca artiyormus.

Akciğer sesleri normal-kaba-vb
Röntgen istendi.
Sonuçlarla değerlendirilecek ya da xyz ilacı ile taburcu edildi kontrole gelecek.

Şeklinde.
  • thatisthedoctor  (06.10.22 00:54:41) 
[]

Hastanelerde hangi marka kuduz aşısı yapılıyor?

devlete ait olanlarda




 
abharyab olmuştum ben 3 yıl önce.


  • vincenzo  (02.10.22 09:10:16) 
[]

Aklımdaki bir reklam filmi fikrini kime iletmeliyim?

hayata geçmesi için?

fikrim çalınmasın ama.


 
Öyle bir şey mümkün değil. Umarım imkansızı başarırsınız.

Çooook ufak bir ihtimal olarak patron, CEO veya C-Level birine Linkedin, Twitter veya e-mail yoluyla fikrinizi iletirseniz, o da okursa ve çok beğenirse belki olur.
  • michael_knight  (27.09.22 20:52:42) 
Disardan bakinca cok olabilirmis gibi olan, hatta butcesi dahil cerez parasi gibi gelen isler; isin icine girince oyle olmuyor.

Fikir para eden bir sey degil.
  • brkylmz  (27.09.22 21:13:31) 
Kiz ortamında kızlara anlatın. Belki yatarsınız. Daha büyük bir şey beklemeyin.


  • allah yazdiysa bozsun  (27.09.22 23:09:03) 
Merhaba, böbrek.avi değil, sizi yönlendirebileceğim biri var.. @saveorlose


  • saveorlose  (27.09.22 23:23:58) 
reklamcılık tecrübeli arkadaşlar aktarmış zaten piyasayı. globale firmanın ajansına ulaşmazsan olmaz o iş. türkiye'de yaptığın projeleri patronlar beğenmiyor. kötü esprili şiveli reklam istiyorlar onun yerine :P


  • nawar  (27.09.22 23:41:43) 
[]

Doğalgazlı şofbene ekstra boru takılır mı?

bir tane hortum gibi bir şey uzatıp kullanılmayan tuvalete uzatıp orayı banyo gibi kullanabilir miyim? illa ustaya m yaptırmam lazım? vanayı kesip kendim bahçe hortumundan hallice, sıcak su taşımaya uygun esnek bir hortum takabilir miyim?




 
Bir vana, musluk ucuna takacağın hortum/boruyu istediğin yere uzatıp, bu vanayı/musluğu açınca oraya sıcak su taşırsın.

Ama tesisata ek bir boru takacak ve taşıdığın yerde bir vana ile sonlandıracaksan işin içine basınç giriyor, biraz ustalık ister.

Biraz daha açarsanız konuyu nokta atışı yardım edebilirim.
  • John Bloor  (27.09.22 11:05:50) 
@John Bloor: hocam sadece banyo, mutfak ve banyo lavabosu olmak üzere 3 noktadaki sıcak su için kullandığımız doğalgazlı şofbenimiz var. tuvalet şofbene 4 metre uzaklıkta. görselde kırmızı yerden yeşildeki tuvalete sıcak su gelmesini istiyorum.


  • ya ben lan neyse  (27.09.22 20:55:57) 
Tamam, peki şofben ile mutfak musluğuna giden hat arasına bir yerlerden ek hat alıp yeni bir hat taşıyıp sonuna musluk mu takacağız?

Eğer böyleyse pprc boru ve ek parçaları, bunları birleştirmek için kaynak makinesi, ve biraz tecrübe lazım. Eliniz yatkın biriyse internetten videolar izleyerek nasıl yapabileceğini öğrenirsiniz, küçük ip uçları haricinde gerçekten kolay bir iş.

Ama elinizde en azından kaynak makinesi olduğunu sanmam.

Hortumla olmaz o iş, hortum ek yerlerinden basınca dayanamaz illa ki kaçırır.

Kaynak makinesi ile uğraşmayalım, daha kolay bir yolu yok mu dersen kangal boru ve kaplin ek sistemleri var.

Genelde bahçe sulama sistemlerinde kullanılan kaynaksız, ek parçalar ile oluşturulan sistem. O da estetik olmaz evin içinde.
  • John Bloor  (28.09.22 10:33:25) 
[]

Musa Anter davası zaman aşımına uğradı ne demek?

olay şu: www.youtube.com

ben bu zaman aşımı olayını tam anlamadım. herkes "işte zaman aşımı dolunca suç işlememiş gibi oluyorsun." falan diyor ama mevzuatı okudum yine tam bir şey anlamadım. hukuk kavramlarından ben zaten hiçbir şey anlamıyorum. arapça-fransızca ne kadar kavram varsa sokmuşlar.

şimdi bir adam çıksa, anter'i ben öldürdüm dese. hatta video kaydı, hatta kan izi bilmem ne... bir sürü delille suçu ispat edilse. bu adam ceza almayacak mı? mesela ceza almasa dahi sabıkalı bile sayılmayacak mı?

 
Polis ve adliye bu dava ile ilgili artik emek harcamayacak. Evet birisi itiraf ederse tekrar ele alinir.


  • halk  (25.09.22 19:38:41) 
Pesin not, hukukcu degilim. Ceza hukukunda iki tur zaman asimi var diye hatirliyorum. Dava zaman asimi ve ceza zaman asimi. Davanin zaman asimina ugramasi demek devletin bu davadan vazgecmesi, artik is emek ayirmayacagi anlamina geliyor. Ote yandan bu suca iliskin ceza zaman asimina ugramadi henuz. Onun da belli sureleri var ve daha uzun sureler. Onlar da dolunca suclu itiraf etse bile ceza infaz edilemiyor. Bu iki zaman asimi tam da bahsettiginiz durumlari cozmek icin var heralde. Dava zaman asimi dolsa da ceza zaman asimi devam ederken bir sekilde suclu ortaya cikarsa cezasini ceker, cunku yargi yolu acilabilir. Ama ceza zaman asimi da dolunca devlet diyor ki toplum bunu unutmustur, bu cezanin infazinin kimseye faydasi yok artik :/


  • summer timetable  (25.09.22 19:53:31) 
[]

Android telefonda tuşun işlevini değiştirebilir miyim?

açma kapama tuşu bozuldu. onun işlevini ses açma kapama tuşuna verebileceğim bir uygulama var mı?

teşekkürler.


 
öyle birşey olduğunu sanmıyorum. assistivd touch'dı sanırım bu isimde bir uygulama vardı. ekrandan çözümleyebilirsiniz bu komutu.


  • baldan kaymak  (23.09.22 22:46:21) 
Vardi sanki ya ama root gerekebilir


  • olaylar olaylar  (23.09.22 22:48:25) 
  • olaylar olaylar  (23.09.22 22:50:59) 
Fiziksel tuş atama denemedim ama kapalı ekranda ekrana çift dokununca ekranın açılmasını,

Açık ekranda da boş bir ana sayfa alanına tıkladığında ekranın kapanmasını sağlayabileceğin bir uygulama biliyorum;

play.google.com

Not: Ekran kapalıyken uyanma özelliği eğer donanımsal olarak yok ise telefonunda, ve ekranın amalod değilse biraz güç tüketimini artırabilir haberin olsun. Ama iş görür mü görür. Ses kısma tuşunu da iptal etmemiş olursun. Hem belki screen shot alırken kullanıyorsundur boşa gider dediğin türlü.

Bu arada android cihazlarda "şu olunca şu olsun" diyebileceğin, aklına gelen her şeyi şu uygulama ile yapabilirsin:

play.google.com

Mesela bir arkadaşım bir alışveriş uygulamasında benim hesabımı kullanıyordu ama sürekli bana doğrulama sms i geliyordu onu at diyordu illallah etmiştim. Bu uygulama ile dedim ki "sms geldiğinde, şu numaradan geliyorsa, şu kişiye bu mesaj içeriğini, tekrar sms at"

Bunun gibi, şu tuşa basıldığında, şunu yap denilebilir büyük ihtimalle.
  • ananiyimioguz  (23.09.22 23:34:51 ~ 23:39:20) 
play.google.com
bazı custom romlarda da var bu tuşların işlevini değiştirme/ek işlev atama fonksiyonu built-in olarak.

ama bu işletim sisteminde çalıştığından telefon kapalıyken açmaya yaramaz tabi. ben mesela aynı problemi yaşadığım telefonda healthd(markadan markaya değişiyor) dosyasını editleyerek kapalıyken şarj olmayı devre dışı bıraktım, off-mode-charge yerine telefon kendi kendine açılıyor şarja takınca.
  • konetsu  (24.09.22 05:14:08 ~ 05:19:40) 
123456789   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.