Ekşi Duyuru

bence, web sitelerinde fiyatı "alıcı" belirler. 300-500'e wordpress vb. yaptırabilirsin. çok ararsan daha ucuza da belki. detay, düzen, kalite, özgün kodlama vs istedikçe fiyat katlanarak artar. 20-30 bine de yaptırabilirsin.

ben buradan birine yaptırmıştım wordpresste 700'e yapmıştı.

dizel motorlusu için motor renault'un dci motoru.o konuda sıkıntı olmaz. kaporta parçaları bilemiyorum ama.

Sorularınızı Türkiye Kamp ve Karavan Derneği'nin facebook grubundan sormanız sizin için daha kesin sonuçlar almanızı sağlayacaktır.

www.facebook.com

İstanbul'da olduğunuzu varsayıyorum. Karaköy'de avizecilerin olduğu sokak(lar) var, en geleneksel ürünlerden tutunda en sade, en modern ürünlere kadar envai çeşit ürün var.

Zamanınız var ise oraya da bakın derim.

şişhaneye de bakın

Evet İstanbul'dayım; kusura bakmayın, eklemeyi unutmuşum. Teşekkürler...

hocam, taksim metrosunun şişhane durağında inip avizecileri sorabilirsiniz. orada var bir miktar dükkan. bolpolenin deidği gibi.

internetten bakacaksanız surada da cok çeşitli ürün var ;

aviled.com.tr

Sevinç'te her model var.

Anadolu yakasında iseniz libadeyi caddesinde avizeciler var, üretim yaptıkları için çeşit ve fiyat avantajı da bulursunuz.

kameranın sesi kapatılmıyor diye biliyorum

hicbir dzeavantaji yok.

gelen arkadsinin pasaportuna kayit yaptirman gerek sadece.

Garantisi biraz daha kısıtlı oluyor. Ben zaten garanti olayına pek inanmıyorum ama yurtdışında şansın daha da az.

Pasaport için 138.80 + kar payı vereceğini söylemiyorum.

Bir de sim kilit olayı var. Kilitsiz aldırmaya bak.

Telefonu da kesinlikle suya sokma.

amerikan telefonları gibi garanti sağlamıyorsa apple türkiyede baya sıkıntı aslında. parayla bile tamir etmiyorlar apple store da.

~3500 liranın altındaki miktarlar için mahkemeye değil tüketici hakem heyetine gidiliyor. ikametinizin olduğu kaymakamlıktaki tüketici hakem heyetine başvuracaksınız..

Satilan yerdeki kaymakamliktaki tuketici hakem heyetine gidip dilekce yazacaksiniz. Onlar yonlendirir sizi.
Elinizde belge, fatura, fotograf vs. ne varsa goturun.

tüketici mahkemesi kaymakamlıkta değil adliyelerde bulunur. mahkeme diye kast ettiğiniz şey muhtemelen tüketici hakem heyeti. hakem heyetleri de bulunduğunuz yerleşim yerinde genelde kaymakamlık binalarında olur.

yetkili yer ise hem malı aldığınız hem de sizin oturduğunuz yer kaymakamlıklarıdır. yani her ikisinden birini seçebilirsiniz. tavsiyem kendi yerleşim yeri kaymakamlığını seçmeniz.

ek olarak, hakem heyetlerine başvururken elinizdeki kusurlu ürünü alabildiğince çok fotoğraflamak ve bu fotoğrafları delillendirirken güzel bir dilekçe kurgusu yapmanız. malın durumunu ve ne talep ettiğinizi açıkça yazın.

Hakem Heyeti'ne başvurmam gerekiyormuş demek, düzeltmeniz için teşekkürler...

tüketici hakem heyeti yönetmeliği
madde-7: (2) Başvurular, tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu veya tüketici işleminin yapıldığı yerdeki tüketici hakem heyetine yapılabilir.

aslında ikisinde de başvurulabiliyor ama pratikte ikametin olduğu kaymakamlıktaki hakem heyetine yönlendiriyorlar. evdeyseniz işinize gelir zaten. değilse olayın olduğu yere de gidebilirsiniz..

herschel?

Kanken?

Kanken

Benim kastettiğim Kanken imiş. Teşekkürler herkese...

Evin boyaya ihtiyacı olup olmadığı göreceli birşey. Sana göre temiz olan yerler bi sonraki kiracıyı rahatsız eder ev sahibine masraf çıkar

Temiz boyalı girildiyse boyalı olarak terkedilir genelde

evi boyali aldiysan boyali birakirsin, boyasiz aldiysan boyasiz birakirsin. sen girerken ev boyali degil ise cikarken neden boyatasin evi.

oscar +1. yazılı olmayan kiracı hukuku bu şekilde.

bununla ilgili kanunda düzenleyici bir şart bulunmadığı için genel hükümlere gidilir, bu durumda da sözleşme serbestisi ilkesi gereğince sözleşme bağlayıcılık kazanır.

yani çıkmadan boyatmak zorundasınız sözleşmedeki o hüküm gereğince. sadece oraları boyatırsanız ev sahibinin evi teslim alıp, evin bazı bölümlerinin boyandığı bazılarının boyanmadığı yönünde tespit yaptırıp, evi en pahalısından boyatıp boyama masraflarını sizden isteme hakkı var.

siz sözleşmede bu hükmü görünce ev sahibine o zaman evi boyat ben öyle taşınırım demeliydiniz. boya olmadan eve taşındıysanız çıkarken evi boyatmak büyük enayilik.

@ oscar

Evi boyalı bir şekilde almıştım. O konuda sıkıntı yok yani.

o zaman boyanacak sıfırdan.

bunun bir nedeni de boyaların koruyucu özelliği olması. boşluklara böcek girip üreyebiliyor.

kısacası boyatacaksınız.

Nasıl aldıysan öyle bırakırsın yani boyanacak.

binanın durumu. aidatı ne kadar, bina tadilatı için falan ekstra aidat toplanıyor mu, toplanacak mı ona bakardım.

en önemlisi evin iskan ruhsatı var mı? alınmış mı alınmak üzere mi tapudaki durumu nedir falan bunlar önemli, ayrıca taşınma ki en zor kısmıdır onu da eklemelisin listeye nakliye diye.

O iş zor, emlakçı evi göstermeye başlamadan önce ev sahibine sözleşme imzalatıyor insanlar onları aradan çıkarmasın diye.
Evet iki tarafın da işine gelir emlakçıyı aradan çıkarmak çünkü iki taraf da satış durumunda para veriyor, ama çakal emlakçılar eşeği sağlam kazığa bağlıyor zaten.

Emlakçı tanıdıksa sadece alıcıdan para alıyor bazen, satıcı da "arkadaşım da kazansın" diyerek emlakçıyı çıkarttırmıyor aradan. Rutinde ise sözleşme meselesi var yukarıda dendiği gibi, satıcı bir şeyler imzalamışsa emlakçı da her türlü alır parayı..

emlakçı denen ibibikleri beslemeyelim lütfen. Fare gibi her yere yayılıyorlar sonra.

alabiliyorsan birinci elden al.

@bir nick var benden iceri @nrmnm

Sözleşme meselesini belirtmeniz iyi oldu. Yalnız bu durumda şunu anlayamadım. Mesela ev sahibi evi A Emlak ve B Emlak üzerinden satışa çıkarmış olsun. Ev A Emlak'tan üzerinden satıldığında, B Emlak'a ne diyor ev sahibi?

acemi +1 duydum daha once.

evsahibi evi hem A hem B üzerinden nasıl satışa çıkarıyor? o sözleşmelerde "başka hiç kimse satamaz yoksa şu kadar komisyon ödenir" diye madde olur. kendin satmanla B'yi devreye sokmanın farkı yok. A sözleşme süresi boyunca o hakları elinde tutar.

pratikte şöyle olur. B sana gelir der ki bu evi ben daha hızlı satarım. sen dersin ki ama A var? o der ki ben hallederim. B ile A anlaşırlar ve eğer B önce satabilirse A'ya komisyondan pay verir. zincirleme şeklinde bir komisyonu 3-4 emlakçının paylaştığı durumlar bile olur.

emlakçının parasını verin hırsızlık yapmayın

emlakçının parasını vermemek ve hırsızlık. edep yahu. emlakçılık dediğin ne?

ne demek emlakçılık dediğin ne? emlakçılık da bir meslek adam bütün gün ev gezdiriyor, satışta tapuda uğraşıyor bütün gün saçmasapan insanlarla muhattap oluyor. emeğini vermemek de evet hırsızlık oluyor.

haklsınız. örneğin 180binlik evi 200binden satıp ayrıca % bilmem kaçta "komisyon" alan adamlar çok zor şartlar altında çalışır çünkü. muhattap olduğu insanlar da -kendileri bir dük bir düşeş olmadıkları için bayaa anlaşmakta zorlanırlar. bildikleri bütün diller kifayetsiz kalır(!)
emlakçılarla uğraşılmadan ilk elden ev almaya bakın. eve ölüp bitseniz bile diğer bir ölüp biteceğiniz ama sahibinden tekrar diyom "sahibinden" olan evi bekleyin.
yormayın adamları zaten çokkk zor şartlar altında kazanıyorlar. biraz nefes alsınlar.

ev sahibi olarak emlakçıya, gayrimenkul danışmanına gittiğinde şartlarda anlaşabilirsen; yani bir bakıma seni tavlayabilirse " tek satış yetki belgesi " (süreli bir anlaşma: 1 ay,3 ay, 6 ay) imzalatıyor. yani bu çerçevede ne başka bir emlakçıya ne de kendin; emlakçından habersiz o gayrimenkulu satamıyorsun. danışmanın ise senden ve alıcıdan talep edeceği para gayrimnkul fiyatının %3'ü. yani totalde %6 para kazanmış oluyor danışman. bu bilgiler çerçevesinde şunu söyleyebilirim eğer para ihtiyacın aciliyet içermiyorsa bekleyip kendin satış yapmayı deneyebilirsin tabii müşteriler aradığında onlarla buluşup evi gösterecek kadar yeterli zamana sahipsen. yok ben uğraşmayayım dersen ya peşinen %3'ü verip kurtuluyorsun. ya da sahibinden.com, zingat.com gibi sitelere ilan verip belirli bir süre bekledikten sonra emlakçılar arayıp evini satma taleplerini dile getirdiğinde pazarlık edip kendi komisyon payını bir nebze düşürebilirsin.

Eğer zamanın var ise ve uğraşırım diyorsan kendin sat.
Yok zamanım yok, ayrıca bunlarla uğraşacak durumum da yok diyorsan eve yakın bir bölgede güvenilir bir emlakçı ile anlaş.
Asla Remax gibi firmalara verme,
eksisozluk.com

akıllı emlakçılar potansiyel alıcı ile sözleşme imzalatıyorlar evi göstermeden önce. o sözleşmeyi imzalayan alıcının, o evi emlakçıya komisyon ödemeden alma şansı kalmıyor.

direkt satmak en güzeli.

Ne kadar yavru? bir haftalık yoksa 2 saatte bir emzirilmeleri gerek normalde, gözleri açılmış ise daha uzun süre açlığa dayanabilirler ama en en en çok bir gün. O bile riske sokar yavruları fazlasıyla

Eldiven takarak ve kedileri yerinden ayırmadan biberon ile besleyebilirsiniz annenin geleceğinden endişeli iseniz. En azından bir öğün tutmuş olur. Anne reddetmez.

Kusura bakmayın... Detay vermeyi unutmuşum. Yavrular 24 günlük. Gözleri açık ve sağlıklılar. Karınları pek şiş değil ama sönük de değil.

O zaman yarım gün dayanabilirler sanırım. Hatta kuru/yaş mama da yemeliler şu dönemde. İsterseniz önlerine mama koyun, hem anneleri gelecekse de aç kalmamış olurlar.

1 aylık kedi 10-12 saat aç kalabilir. hatta 24 saat aç kalsa da ölmez. çok aç kaldıklarında hareketsizleşip uyuklamaya başlarlar. hoplayıp zıplıyorlarsa enerjileri yüksekse açlıkla ilgili büyük sorunları yok demektir.

Torrente düştü. İngilizce altyazı mevcut, Türkçe çeviriliyor.

dizilab.com

Yeni tip ehliyetler kullanılabiliyor. eski ehliyetler geçerli değil.

www.isvecgundemi.com

Turist olarak araba kiralamak için kullanabiliyorsun.

Fransa ve Yunanistan'da kiralık araçlarda kullandım. Sıkıntı yok.

Ilk 6 ay kullanabiliyorsun. Almanyaya geldikten sonra ilk 6 ay tr ehliyetlerimizi kullandik. Sonra buradan aldik.

www.adac.de

Kullanirsin problem yok. Benim eski ehliyet nerdeyse paramparcaydi, Almanya, Fransa, Hollanda, İtalya her yerde araba kiraladim, polise de gosterdim, hicbir sikinti olmuyor.

Simdi yeni ehliyetlerden aldim gerci, ab uyumlu olanlardan.

6 ay türkiyedeki eski/yeni ehliyet kullanilir, 6 aydan uzun kalinirsa ab ülkelerinden ehliyet almalisin.

Turist olarak evet, araba kiralaniyor.
Kendi arabanla sinir gececeksen evet ama ustune uluslararasi ehliyet.
Eger oturma iznin varsa ilk 6 ay evet, sonra o ulkenin ehliyetine cevirmek zorundasin

Sözleşme mi var aranızda? Zannetmem.

Sonuçta benim bildiğim temizlikçiler fiyatları seninle konuşup belirlerler. Yılbaşında genellikle olur bunlar. Oturup konuşun. Orta bir fiyatta anlaşın.

Olmadı başka temizlikçi bakın. Çok takılacak bir durum değil.

durumun iyiyse ver. ihtiyacı olmasa istemezdi.

sözleşmeli mi?
sigortasını yatırıyor musunuz?
iş kazasına karsı tüm önlemleri alıyor musunuz?

karşı taraf güvenılır mı?
işini iyi yapıyor mu?

bunlara göre değişir...

Her şeye zam geldi yeni yılla beraber, bence yapılır.
%10 civarı makuldür.

apple tr garantili olduğu sürece hiçbir mantıksız yanı yok.

daha mantıklı bile olabilir. Apple store'da 4.799 tl olan Macbook Air'i Bimeks'ten 4.450 TL'ye aldım, 220 TL de hediye çeki verdiler. Garantisi vs hep aynı. Fiyat daha uygun bulursanız apple store'dan almanın hiç bir esprisi yok.

Apple Türkiye garantili değil de, İstanbul Bilişim garantili olunca direkt vazgeçmiştim ben de. Zaten telefonu almamdaki büyük sebeplerden biri Apple'ın müşteri memnuniyeti. Alakasız İstanbul Bilişim'le falan muhatap oluyor olmak istemedim yaşanabilecek sorunlarda.

Türkiye içinde satılan tüm ürünler apple'ın yetkili servislerinde garantili olmalı. Üretici firma sorumluluğu var çünkü. Ben bilgisayarımı ESC Market'ten almıştım (Trabzon'da bir mağaza, internet sitesinden aldım) Garanti durumu apple.com'da net değildi. Apple ile iletişime geçtim, hemen hallettiler. Şimdi bakıyorum 2 yıl garantisi görünüyor. Yetkili servislerde tamir ettirebilirim ihtiyaç durumunda. O yüzden TR'de satılan tüm cihazlarda aynı durum geçerli olmalı diye biliyorum.

usb otg kablo alın, usb fare bağlayın, imleçle açın, google'a veya dropbox'a yedekleyin. nette tek çözüm bu.

eğer usb debugging açıksa, pek sanmıyorum, adb ile dosyaları çekebilirdiniz.

twrp veya cwm recovery'nin son sürümünü fastboot ile flashlayıp, recovery modda telefonu flash bellek bağlamış gibi kullanabilirsin.

otg kabloyla bir mouse bağlarsan ekranda imleç çıkacak, onunla her işini yapabilirsin.

arkadaşın dediği yöntem de oluyormuş, detaylı açıklamasını yapmışlar;

forum.xda-developers.com

post #5, #7

artık hangisi daha kolay gelirse :)

biz kendimiz hallediyoruz bu işleri ama bulgaristandaki avukatlar yapıyor. bu arada hemen vatandaşlık alamıyorsun. 6 sene(çocuk yoksa 8 sene) sonra vatandaşlık alabiliyorsunuz. önce her sene oturma izni alman lazım

@sta Teşekkürler...

Gerekli belgeleri düzenleyip takibini yapan ve bu iş karşılığında para alan kişiler/acenteler varmış ama neredeler onu bilmiyorum; onu öğrenmek istiyorum daha ziyade.

göçmen damadı olarak takipteyim :)

konaktan metroya binip f.altayda inip az ileride çeşme seyahat otobüsüne binerek en kısa yol bu.

otogardan dolmuşları kalkıyor

doblo tipi alır, diğeri bagaj açık ön teker dışarda olarak gider.

Standart tip taksilere sığmayacağının farkındayım ama biraz dışarıda kalsa da taksiler kabul ediyor mu genelde diye sordum aslında?

Sanmıyorum. Bagaj döşemesi vs zarar görür, pislenir diye uğraşmak istemez. Bir de kısa mesafe.

Yıllar evvel benimkini almıştı, taksicinin nasıl biri olduğuyla alakalı, biri almazsa öbürü alır.

düşünmeden alsa da zincir yağı bagaja bulaşınca sıkıntı çıkaracak muhtemelen. ben olsam almam. bir sürü taksici de almaz ama alan çıkar belki.

birine hediye falan gibisinden bi yalan uydur, vicdan yap. benim rottweiler ile binmiştik bi kere. vete götürmem lazım zehirlendi falan diyerek :)

Karantinaya almanız lazım ki diğerlerine de bulaşmasın hastalığı.

Ben beceremedim balık beslemeyi ama nette sırf bu konu üzerine siteler var, burada bulamasanız bile araştırırsanız çözümü bulacağınıza inanıyorum.

suyun yarısını değiştirin ,bir de suya etilen mavisi atın biraz.. akvaryumcuya gidin o anlatır

cok emin degilim ama mahalle camileri genelde mahalle sakinlerinin (cemaatin) yarimlariyla yapiliyor. yani devlet su mahalleye cami yapalim demiyor. en azindan benim mahallemde bizzat bildigim 2-3 cami milletten toplanan yardimlarla yapildi. sanirim insaat tamamlaninca da sair giderleri icin yine cemaatten yardim topluyorlar. (onarim, halilarin yenilenmesi, klima, isildak gibi demirbaslarin alinmasi vs icin)

Ben de ayni seyi soruyorum insanlara, ben de hic anlamamisimdir. Buraya da soracaktim, siz sordunuz. Allah razi olsun.

cumhuriyetin ilanindan sonra, temel ilkelerinden birisi camileri halkin takdirine birakmaktir. yani camiler devlet tarafindan yapilmamistir. yani her turden iananncli insandan toplanan vergi gelirleriyle belirli bir zumreye ait ibadethaneler desteklenmemistir. onun icin bugun bile turkiyede dernek/vakif sayilarina baktiginizda %95'i cami yaptirma veya yasatma dernegi/vakfidir.

bu ayni zamanda osmanlidan gelen bir gelenektir. osmanlida da her sey devletten beklenmez ilkesi geregince mahallenin cami etrafinda kumelenmis, bir vakfi ve bu vakfa ait butcesi bulunurmus. bir nevi tuzel kisiligi.

fakat yukarida belirttigim ilkenin aksine tam tarihini bilmiyorum ilk once mahallenin veya koylunun parasi yetmiyor diye camilere merkezden (diyanet isleri baskanligindan) hoca atanmaya baslandi. daha sonra da 90'larda veya akp iktidarinda diyanetin butcesi artirilarak devlet cami yatirimlari(!) yapmaya basladi. tabi durum boyle olunca diyanetin merkezi butceden aldigi pay yanlis bilmiyorsam milli egitimden sonra 2. siraya yukseldi. (bu yanlis da olabilir ama ust siralarda oldugunu biliyorum) daha sonra ise, diyanet vakfi gibi vs vs vakif ve derneklerden toplanan paralarla da cami yapmak yerine (nasil olsa vergi geliriyle yapiliyor) diyanet isleri baskanina super luks mercedesler falan alinmaya baslandi.

camilerde bagis olarak toplanan paralar hala kamu yatirimi disinda gonullulerce yaptirilan camiler icin toplanan paralar veya camilerin cari harcamalari icin. (cari harcamalar icin devletin kaynaklari oldukcca kisitli cunku. okul onaramayan devlet caminin onarimina nasil para yetistirsin) isitma, onarim, elektirik faturasi, su faturasi vb giderler icin devletin gonderdigi odenek yeterli olmayinca camilerde para topluyorlar iste.

biraz karisik oldu ama idare et artik hocam.

Şöyle söyleyeyim bizim buradaki camilerin elektrik, dopalgaz veya muhasebe giderleri cemaat tarafından karşılanıyor.

Öncelikle camii değil cami

Camilerin çeşitli giderleri oluyor. Bunlar rutin giderlermde olabiliyor. Devlet hepsini karşılayamıyor. Kimi zaman camiyi cemaat yaptırıp onarıyor. Cemaatin bu para toplama işi için güvenilir birilerini seçiyordur herhalde.

Yiyebilirsin tabi bişi olmuyo zaten hazır yoğurtlara.

koku , küf yoksa ye bişey olmaz. zehirli mantar değil bu baba bozulursa bozulduğunu belli eder.

tadi eksi degilse gom gitsin :)

Pembelik yoksa ye:)

hazır yoğurt ay dayanıyor.

2'si için, yapılan upload kotadan düşer.

Mobil operatörlerde kota download+upload olarak hesaplanırken adsl hizmetinde sadece download üzerinden hesaplanır.

upload+download toplamı 1gb.

evet, upload dahil.

istanbuldaysan Metro marketlere bakabilrisin.

oluyor aynısını yaptım malko tarnovo mudur nedir o sınır kapısından geçtim hatta.

Kardeşim Yunanistan'dan alınmış Schengen ile kendi arabası eşi ve çocukları ile Bulgaristan'a gitti, herhangi bir sıkıntı olmadı, hatta Türkiye dönmeden önce Yunanistan'a da bir girip çıkmışlar.

Herhangi bir sıkıntı olmuyor.

Tamamen fikir yürütüyorum: Şimdi mantıklı düşünürsek, bir ülkeden alınan vizeyle başka ülkeye girilmez. Çoklu giriş-çıkışlıysa aynı ülkeye daha sonra yeniden girilebilir. Schengen dediğimiz şey de Avrupa Birliği vizesi olduğuna göre, AB üyesi herhangi bir ülkeden giriş yapabilmelisiniz şu an. Yani birliği tek bir ülkeymiş gibi düşünüyorlar.

Geçerlilik süresi dışında kalış süresi (duration of stay) de önemli. Yunanistan'da kaç gün kaldın, kalış süresinin ne kadarını doldurdun. Halen geçerli vizen olsa da kalış süresini doldurduysan o vizeyi kullanaöazsın.

ilk girisi aldigin ulkeden yapmissin, problem olmamasi lazim.
eger ilk girisi aldigin ulkeden yapmazsan ozaman pislik yapabiliyorlar iste, ordaki memura kalmissin tamamen.

direkt konsolosluga da gidebilirsiniz tabii ki ama orada saatler ve elemanlar kisitli oldugundan cogu konsolosluk gibi yunanistan da bir araci firmayla anlasmis. genelde cogu konsolosluk da resmi olarak belli bir firmayla anlastigini belirtir. almanya ve italya'nin idata'yla anlasmali olmasi gibi.

@ mysticriver Evet, C tipi Schengen olacak benimki, kısa süreli bir Yunan Adaları gezisi yapacağım için.

Dolayısıyla çaresizliğim devam etmekte; bilgisi ve/veya fikri olanlardan yardım beklemekteyim.

turizm acentelerine başvurun, onların bazen önceden alınmış randevuları olabiliyor.
tatilsepeti.com'la çalışıyoruz biz, yönlendirmeleri iyi.

VIP randevu bakın. genelde oluyor

Akbük
Gökova
Çandarlı vs

Tavsiyem sinop. Ekonomik ve güzel bir tatil için ideal

adrasan koyu

Hakan Taşıyan'dan mı bahsediyorsunuz?

hakan taşıyan'dan bahsediyorsanız çok ayıp. iyi bir insan o çünkü.

konuyla alakası yok ama ben de katılabilir miyim? nasıl katılabiliyoruz? üyelik şartı falan var mı? geç mi kaldık ?

20 sene önce liselerarası bi turnuva derecem olmuştu (hey gidi) oradan bir tek şu kaldı aklımda, önce saate bas sonra hamleyi yaz. dakikalar önem kazanabiliyor. yıldırımı hiç bilmiyorum.

oha ben de istiyorum yaa.
adap falan yok sadece hamleni yaptıktan sonra yazarsan süre kaybetmezsin

özel bir şey yok, başlangıçta el sıkışılıyor.
ne yapılmaz, şah denmez (en çok bunu yapıyor daha önce turnuvaya katılmamışlar.)
sonra kendi saatin işlerken kalkıp gezmen ayıp olur (yıldırımda zaten kalkıp gitmezsin herhalde ama genel olarak daha uzun maçlar için de yazıyorum.), hamleni yapıp saatine basıp kalkıp tuvalete gitmen filan makbulü.
bir şey yiyip içebilirsin, sessiz olursa iyi olur tabii.

oyun içi kurallarda, bildiğim kadarıyla illegal hamle yapıp saatine basmışsan rakip de farketmişse oyunu kaybetmiş oluyorsun, o da farketmeden devam etmişse, sen de devam edebilirsin ( bu sadece yıldırımda böyle, uzun maçta illegal hamle yapan zaman cezası alıyor olmalı).

valla aklıma gelenler bunlar şimdilik...

1 kez katılmışlığım var. dokunduğun taşı oynamak zorundasın. eğer dokunduğun taşın herhangi bir hamle şansı yoksa (rakibin şahına dokundun diyelim misal) imkansız hamle sayılır. bu kuralı 3 kez ihlal edersen oyunu kaybetmiş sayılırsın.

başlamadan önce bikaç kez derin nefes al. ben çok heyecanlanmıştım. oyun ikincisiyle ilk maçı ben yapmıştım, önde olmama rağmen (at ve 2 pion öndeydim) heyecandan oyunu kaybettim. eğer saate basmazssan süre senden gider. başarılar. sonucu haberdar etmeyi unutma.

başarılar. öncelikle iyi vakit geçirmeye odaklan, gerisi gelir.

genelde yapılan hatatdır hatırlatayım. konum tekrarı nedeniyle beraberlik isteyeceksen son hamleyi yapmadan saati durdur, notasyon kağıdına hamleyi yazıp rakibe konum tekrarı nedeniyle beraberlik istediğini söyle. rakiple anlaşamazsan hakemi çağırıp ona söyle.

hamleyi yaparsan konum tekrarı nedeniyle beraberlik isteyemezsin.

Kendi soruma 1 yıl sonra katkıda bulunmak isterim:

* Maç başlarken ve bittiğinde tokalaşmak
* Oyun bitiminde satranç tahtasını bir sonraki maça hazır halde bırakmak
* Yardım gerektiğinde el kaldırıp hakemi çağırmak
* Hamle yapılan elle saate basmak(bu çok önce öğrenilmesi gereken bir kural aslında, adap değil)

rt news'i deneyebilirsin. tabi rusların olduğu için rus yanlısıdır.

bana tarafsız bir gazete göster, bütün herşeyden kendimi soyutlayıp keşiş hayatı yaşayacağım. o yüzden en az tarafsız olanı rt news ve bbc gibi geliyor bana.

reuters da iyidir ama onun aplikasyonu var mı bilmiyorum.

arama kısmına tweeti yazıp "all" kısmından bakarak gösterim sırasına göre anlayabilirsin

tıkladığınızda link şu şekle dönüşüyor
twitter.com
en sondaki 582535398712336385 mesela
hangisinde daha büyükse o en yeni atılan tweet.

hayatım boyunca bana da bir iki kere oldu bu durum, saçı bir süre yağlandırmak gerekebiliyor, ben o zaman araştırdığımda bu sonuca varmıştım, herhangi bir tedavi uygulamadan geçmişti benimkisi zamanla. daha uzun aralıklarla yıkamaya çalışın, çok sık yıkamaktan olabilir, bir de o tepelerde bir yerde yağ salgılayan bir bölüm varmış, aşırı yağ salgılaması vücuttaki birtakım düzensizliklerden ya da stresten gerçekleşebiliyormuş.

15-20 gündür geçmediyse bir doktora sormakta fayda olabilir, hızlıca geçirecek medikal bir destek ürünü vardır kesin.

Telefon modelinizi bilmiyorum ama 2 kez şarj istiyorsanız 6000 mah üstü olmalı sanırım.
Garip garip çin mallarına pek gitmeyin, çin malları arasında xiaomi ile rossman iyiydi sanırım, özellikle xiaomi 10400 mah baya gidiyor.
Bilinen markalardan philips'in sony'e göre uygun fiyatlı sayılabilecek ürünleri vardı sanırım.
5400 mah'den az alma

bende bi sony var, benim iphone 4s'i %80 şarj ediyordu ama arakadaşın note3'ünü %40-50 falan şarj etmişti. (3bin mAh idi). Şimdi abd'den 23 dolara 13bin mAhlık anker aldım, artık seyahatlerde şarj bitmesi derdine soooon

Ben bunu kullanıyoeum , şu an xperia z3 ve ipod touch 4 'ü aynı anda şarj ediyor. Aynı zamanda 2v lik kısmı bulunduğundan 2 kat daha hızlı sarj ediyor. LG batarya var içinde.

Iphone 4 ve 5'i 6 kere tam sarj yapabiliyor. Öyle yazıyor kutusunda

www.akakce.com

xiaomi 10400, ama orjinal olacak

xiaomi 10400 aldım sonrak keşke 10600 olanı alsaydım dedim. insanoğlu doymuyor.

en ucuz sanalpazarda. yeni üye olup bekleyince 10 lira da indirim geliyor

www.sanalpazar.com

bu kullanıcıdan aldım. orijinal satıyor

certificate of name accreditation olabilir mesela. salladım bu arada yardımcı olur belki.

geneli 18:-19:00 civarı, bir kaç tanesi daha geç saate kadar kalır.

yok .
tek tek kuyumculara girip sor.
bu gezme sırasında altınları yanında gezdirme eger cok acil bozmaycaksan. once fiyat al. sonra goturup direk bozdur.
kapalıcarsıdaki yerlere sorabilirsin. yanyana br suru var.

hertz

Enter price

dun apple in icloud sistemi hacklenerek bircok hollywood unlusunun cihazlarinda yer alan ciplak fotograf ve videosu tum internete yayildi.

apple a hapis soku gundemler arasinda :)

saka bir yana baya ses getirdi, apple cok cok ciddi bir prestij kaybinda gozukuyor. daha aciklama yok

süper kupayı, galatasarayı yenen fenerbahçe aldı.

Yolsuzluk yokmuş,

"İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, '25 Aralık soruşturması' olarak bilinen, rüşvet ve yolsuzluk soruşturması hakkında takipsizlik kararı verdi."

rte hem başbakan hem cumhurbaşkanı oldu. önce başbakan olarak akp kurultayını topladı ve veliahtını atadı, sonra cumhurbaşkanı olarak onayladı. sanırım bizim bakkalı da o yönetmek istiyor ama salih amca buna müsade etmeyeceğini ve bakkalı kapatacağını söyledi. şimdilik bu kadar

düşündüm de gelişmeleri, hepsi siyaset ile alakalı.
üzgünüm ancak 2 ayda herhangi bir bilimsel başarı, kültürel ve sanatsal bir gelişme iletemiyorum. herkes ramazanda offline moda geçti. sonra bayramda denizlere dağlara tatile gitti. şimdide okullar açılacak.
bi bok olmadı yani.
siyasileri de siktir edin bi zahmet.

kesinlikle www.modernklinik.com.tr

ben şükrübey'dekinden acayip memnunum,hayatımda bu kadar iyi bir dişçi görmedim.ayrıca çok ilgililer.ulaşımı da kolay metrobüsten iner inmez klinik dibinizde yol arama derdiniz de yok.ayrıntılı bilgi isterseniz seve seve yardımcı olabilir hatta doktorumun ismini de verebilirim,geçmiş olsun bu arada.

avrupa dent varsa orda git derim izmir versiyonundan memnunuz biz maaile.

catching a draft

Cereyan dediğimiz olayı gavur flow diye kullanıyor.
Ordan yürü.
Balık tut.

air corridor +1

ayrıca air flow

draft. simdi sopranos izliyorum kacinciya, nasil denk geldiyse junior sikayet ediyor cereyanda usuyom amk diye :)

Bildiğim kadarıyla bu kuşlar o yol için eğitiliyorlar. Yani kuşları alıp hadi yavrum sen Ankara'ya sen de İstanbul'a şu evrakları götür gibi bir durum yok. İstanbul'a gidecek kuş belli. Onun tek rotası o. Bu eğitimin nasıl yapıldığını araştırmadım ama benim tahminim evi İstanbul olan kuşu mesela Ankara'ya götürüyorlar. Ankara'dan İstanbul'a mesaj gideceği zaman o kuş kullanılıyor.

edit: Tam olarak tahmin ettiğim gibiymiş: en.wikipedia.org

babamın arkadaşı bunlardan beslerdi. yeşim adlı kuşu adanadan istanbula gelmişti.hayvanın doğasında var. nasıl göç kuşları kendileri yön bulabiliyorsa bunlarda böyle. ama bir kaç kere o kuşu bulunduğu semtten atıyorum 10 km uzağından 40 km uzağından 100 km uzağından bıraktığını biliyorum(rakamları salladım).her seferinde dönmüştü. sonra direk adanadan bıraktılar.

video'yu izlemedim. ama posta güvercini mantığı, güvercinlerin doğdukları yere (home) varabilme kabiliyetinden ötürü. kilometrelerce ileri götür, bırak, yuvasına dönüyorlar. o yüzden posta işinde kullanıldılar yüzlerce yıl.

Kabinde alamayabilirsiniz ama ayrıca gönderiyorlar söyleyince. Gerçi ona da dikkat etmiyorlar ama üzerine kırılacak filan diye yazılabilir. Saza izin verirler diye düşünüyorum ama olta uzun olduğundan almayabilirler. Arada bu boylarda ışık filan taşıyoruz almıyorlar genelde.

Ben şu aletle bindim birçok defa bindim.

lafamuzik.com

Çenen sağlamsa binersin. Kabaca olacak ama, mıymıntı biriysen bagaja gider ve muhtemelen kırılır.

Saz icin sikinti olmaz, softcaseli muzik aletleri cok rahat giriyor. Olta icin fe asagiya verirsem kirilir, bu benim en buyuk hobim falan gbi bir seyler soyle. Bir sey yapamaz misiniz de. Hostesler kendi dolaplarina koyarlar muhtemelen. Ben ve arkadaslarim defalarca hardcase icinde gitar tasidik hostes dolaplati sayesinde.

Hic konusmadan yuru elbette, bir sey demezlerse sen hic agzini acma. Derlerse konus, sularina giderek konus hep.

ben kamera tripodlarını hep kabine alıyorum sıkıntı olmuyo. ama bu çok büyükmüş. hostesleri ayartmak en mantıklısı ama bunu 2. x-ray'den geçerken alırlar mı o da var.

sazı alırsın sıkıntı olmaz ama olta uçağa giremez güvenlik izin vermez. istanbul da böyle yani izmirde güvenlikler bir şey der mi demez mi bilemem.

Bunlar cok kucuk bardaklar, shot bardagi ayarinda. Ilginc olmasi disinda bir islevi yok bence.

bildiğim kadarıyla doğru demişler. 29 yaşından kucuksen ve erkeksen askerlik tecilini yaparlar ama.

edit : kaynak olarak yök kanunu ve askerlik için de asal sitesine bakabilirsin. ben bakmaya usendim şimdi.

MADDE 32 – (Değişik:RG-17/6/2013-28680, md.13)(1) Tezli yüksek lisans programını tamamlama süresi azami üç yıldır. Azami öğrenim süresi içinde öğrenimlerini başarı ile tamamlayamayanlar, 2547 sayılı Kanunun 44 üncü ve 46 ncı maddelerine göre öğrenimlerine devam edebilirler.

3 yılın sonunda öğrencilik haklarından yararlanamıyorsun diye biliyorum.

aidat

mesela
polat ta metrekare * 10 du.
81'm2 olan evin aidati = 810 tl idi.

gonderdiginiz linkteki evin residence oldugunu zannetmiyorum.

residence aslinda mesken anlamina geldigi icin artik sitelerde falan da residence ismini veriyorlar ama gercek residence mantigi yok oralarda.

residence'tan benim anladigim, uzun donemli ve buyukce bir otel odasi kiralama/satin alma. sizin linkteki normal ev kiraliyor.

1 aidat
2 komşuluk. yani bilimum kandillerde kapıda aşureyle bitilen komşuluk değil elbette. ama genel olarak oturanlar da zengin umursamazlığı gözlemledim. biraz çiğler. gürültü, bağırış, çağırış normal şeyler. tv sesi, müzik sesi, tartışma vs vs. hani bazen insan gibi kapı kapatanını arar hale geliyorsunuz. saygı pek yok. mesafeli duruyor insanlar.
3 araplar. iyi olanlarını tenzih ederim ama iyisine denk gelemedim. bilenler için arap görgüsüzlüğü baya üst bir seviye.

bunlar genelleme elbette, istisnalar olacaktır.

genelleme yapmak istemem ama duyduğum kadarıyla bazı yerlerdeki rezidans daireleri boş kalıyor ve günlük veya haftalık olarak escortlar tarafından kiralanıyor.
gelen giden belli olmaz.

Rezidanslarda kızlar teklif ediyormuş.

O escort muhabbeti ne idüğü belli olmayan yerlerde oluyorsa oluyordur. Nezih bir yer ve kaliteli bir sitede olmaz öyle şeyler

kesinlikle aidat bro. 104 metrekare ev için 1000 tl aidat ödeyenler tanıyorum. Onun dışında da istanbul'da birçok ev rezidans görünümlü lüks konut zaten. Rezidans sisteminde isteğin dahilinde eve temizlik hizmeti verilmesi ve concierge sistemi vardır. güvenlikmiş spaymış falan saymıyorum bile. Yani resepsiyona sıradan bir adamı dikip de rezidans diye pazarlayanlar büyük yanlış yapıyor.

8 haziran bizim ama okuldan okula değişebilir.

marmara üniversitesi,

6 haziran cuma finaller bitiyor.
20 haziran cuma bütler bitiyor.

utanarak söylüyorum: hazırlıktayım proficiency dahil 25 haziran. seneye daha bile geç bitebilir. kıbrıs sıcağında bayılıp kalıcam diye korkuyorum sınavlarda:)

11'inde

29 mayısta bitti bilkent

Kontratlar genelde okul bitişi değil, okul başlangıcı yapıldığından ve 1 yıl süreli olduğundan Haziran ayı değil Eylül ayı ev bulmaya daha uygundur.

Demişti bana çoğu emlakçı. Benim gözlemlerim de o yönde oldu.

18haziran ama millet bütü bekler ay sonunu bulur.

edit: bazı gözüpek yeni üniversiteye yerleşen tipler yüzünden ağustos 15ten sonra sıkıntı yaşanabiliyor. haziran sonu güzeldir. ayrıca once'nin dediği gibi bir olay da mevcut. denklemde çok değişken var yani. yaz okulunun bitmesini bekleyenler, mezun olanların evleri falan gibi.

kocaeli, tek ders sınavı 17 temmuz...

mesela dün gittiğimiz emlakçı adresi tarif ederken şöyle dedi.

"x cafeyi biliyor musunuz,hemen oranın üstü"

oysa ki orası x cafe değil x bar idi :)

önce pek beğenilmeyecek evleri gösterme eğilimleri oluyor. neticede güzel eve kiracı bulmak zaten kolay.

söyledikleri 10 laftan 9'unun doğru olmama olasılığı yüksek. bu mahalle şöyle sessiz, böyle sakin vs.

bir de genelde komisyon olarak bir kira almak gibi bir huyları var. bence bunu hemen kabul etmeye gerek yok.

ayrıca evi tuttuğunuz kesinleşene kadar bence ödeme yapmamakta fayda var. bir şekilde ev sahibi son dakikada evi vermekten vazgeçerse sonra 2-3 gün uykunuz yok yere kaçmasın.

abi ben sana boyacı ayarlayayım ucuzundan derse aman ha. ev sahibiyle aranızda iletişim kurmak dışında hiç bir şey yapmalarına izin verme. unutma karşındaki kişi fırsatını bulduğu an giydirecek. her şeyde art niyet arıyoruz. bir de çok çaresiz görünme. sanki önünde senin oturman için bekleyen bir sürü ev varmış gibi rahat davran.

fbcdn-sphotos-d-a.akamaihd.net

Bu sevdadan vazgecip istanbul'da oturmasini tavsiye ederim. Hani is de beylikduzunde ise makul ama beylikduzunde oturmak, her sabah metrobus keyfi/bir milim ilerlemeyen trafik keyfi demek genelde.

marmarapark değil de beylicium tarafında otur derim.

Beylikdüzü iyidir. Nispeten ferah, kiralar uygun. Tabi her yere uzak. İşim de oralardaysa ben yaşardım şahsen, severim Beylikdüzü'nü.

beylikdüzündense avcılarda otur derim.Beylikdüzüne yakın olmakla birlikte merkezi yerlere daha yakın. Klraları daha uygun daha sosyal bir yer

işin oradaysan gayet güzel. Ama beylikdüzü'nde oturup maslak'ta falan çalışmak işkence. helikopterle falan gidip gelmek lazım. Hergün o yolu çekebilmek için zen sabrına sahip olmak lazım.

Nerede çalışacak, okuyacak?

Metrobüse yakın siteler bildiğim kadarıyla fena yerler değildir. Genelde beton yığını sitelerle dolu olmasına rağmen en azından yapılaşma düzenli ve gecekondusuz sayılır. Hafta sonu hava güzel ise B.Çekmece, Yakuplu, B.Düzü sahiline inilebilir. Bu yerlere ulaşım genelde minibüslerle sağlanmasına rağmen otomobil de büyük rahatlık sağlar. B. Düzü çevresinde takılınmak istenirse görgüsüzlük abidesi AVM'ler de bolca mevcuttur. Trafik-park sorunu İstanbul geneline göre daha azdır. Zemini düşey kapasite açısından fena olmamasına rağmen eğimli bölgelerde heyelan riski olabilir.

Yine de İstanbul merkeze daha yakın bir yeri tercih etsin derim.

Beylikduzu'nde oturuyorum. Ulasim buyuk sıkıntı ama seviyorum ben burayi. Trafik sorunu, park sorunu yok, yollar temiz, spor yapmaya elverisli alanlar fazla. Birkac yila metronun gelmesi bekleniyor ama yine de uzak kaciyor bir cok yere.
Ayrica solem+1

sadece işyeri yakınsa tavsiye edilebilir.. kadıköy gibi merkez sayılacak bir yerden beylikdüzüne gitmek, yolların açık olduğu öğlen saatleri ve metrobüs gibi nisbeten "hızlı" çözümlerle bile 1,5 saat sürüyor.

iş yakında veya okul yakınsa istanbul merkezle çok işin yoksa bi 10 dk daha ileri gidip büyükçekmece sahilde oturmanı tavsiye ederim.

Her gün Beylikdüzü'nden Maslak'a işe giden bir insan olarak metrobüse yakın bi yerde oturmanı tavsiye ederim. Her gün 2.5 km yol yürüyorum metrobüse binmek için :) Geri kalan yol bir buçuk saat sürüyor. Yolda kitap oku film izle bi şekil geçiyor. Biraz tecrübelendin mi metrobüste çok eziyet de çekmiyorsun. Eğer işin veya okulun Beylikdüzü civarındaysa tandından yenmez tabi.

İşin ve gidilecek yerlerin neresi olduğuna, servis olup olmadığına bağlı. Ben istemeye istemeye taşınmıştım ve çok mutluyum şu an. Üstelik, Beşiktaş'a gittiğim halde. Abim de oradan Maslak'a gidiyor. Çok park var, akşam parklarda geziyorum ve yürüyüş yapıyorum. Haftasonları Büyükçekmece, Gürpınar'da plajlarda yürüyüş yapıp kitap okuyabiliyorum. hatta, Büyükçekmece Kordon İstanbul'un en sevdiğim yeri oldu. Silivri'ye, Kumburgaz'a gidiyorum yazın, iki nefes alabilyorum. Yanımda yöremde her şey var. 5 dakikalık yürüyüş mesafemde 4 tane market, bir tane esnaf çarşısı var. İstemediğim halde 10 dakika yürüme mesafemde 3 alışveriş merkezi var. Eskiden trafikten şikayet ediyordum, ona da alıştım. Yolda uyuyorum. Taşınmayı düşünmüyorum.

10 seneden fazla Büyükçekmecede oturdum. Şimdi Üsküdar! İmkanın varsa o yalan toplu konut hayatına hiç bulaşma. Orada oturman kaçınılmazsa, ulaşım hatlarına yakın otur. Büyükçekmece sahile vb yerlere gidecek arkadaş grubun olsun. Araban olması da iyi olur açıkçası.

Orada oturmamasını tavsiye ederdim. Orada oturmaya çok mecbursa da o bölgede bir yerde iş bulmasını, ömrünü metrobüslerde heba etmemesini söyleyebilirdim sanırım. İnsan dünyaya bir kez geliyor, bu hayatı metrobüse binmeye çalışarak harcamamalı.