Ekşi Duyuru

ben son 1 ayda pandemiden dolayı ara verdim. ama ondan önce jeff nippard'ın 16 haftalık ppl'sini yapıyordum. acayip memnundum ama dediğin gibi 6 gün gitmek gerekiyordu. antremanlar 1 saat sürüyordu o açıdan kendimi gym rat gibi hissetmiyordum.

Ben spor salonlarını sevmeyen biri olarak "30 Days Challenge" programını kullanıyorum. Hazır antreman programları var, kol / karın / bacak / tüm vücut seçim yapıyorsun. Seçimine göre program seviyesi belirliyorsun ve başlıyorsun. 30 gün boyunca takip edeceğin program hazır, hergün üzerine ufak ufak koyarak yapıyorsun. 4-5 günde bir istirahat veriyor.

Egzersizlerin tümü vücut ile yapılıyor, alete gerek yok. Sadece 1 mat olması yeterli. Hareketlerin animasyon açıklamaları var ve program nasıl yapacağınızı, nelere dikkat etmeniz gerektiğini, püf noktalarını sesli olarak açıklıyor. Bence güzel ve kullanışlı bir uygulama. Üstelik de basit.

Jim Stoppani - shortcut to size
we.tl
Hakkını verirsen efsane program. Ayrıca abimizi takip edip yazdıklarını okumanı tavsiye ederim. Bilgi deryası olur kendisi.

alıcı öder vergiyi genelde

Sorun kimin odedigi degil ki

hangi ülkede takılmış ? hangi taşıyıcı ile gitti. kartpostal-evrak türü gümrüğe takılmaz.

310 lira vergi istiyolar teslimat icin 2 tane kartpostala. Kartpostllara 80 cent vermistim. Haha.

Kafayi yemis bu ulkenin kurumlari

muhtemelen eşit sayıda maç oynayamayacaklar, o yüzden galibiyet yüzdeleri üzerinden yazıcam.

1- çok ortada, ama sanki hawks
2- bu da öyle, sanki clippers. playoff hüsran tabi
3- azılı bir mavs taraftarı olarak tabi ki mavs. ama bu sene çok dalgalı takım, bakacağız.

1. burda miami olarak değişir. bogdanovic sezonu kapattı.
2. lakers daha uyumlu.
3. dallas hevesli ancak ben spurs diyorum. dallas her maçı yüksek tempo oynadığı için yorgun düşecek.

1- Heat
2- Lakers
3- Dallas

messor +1

messor +1

1 - sıkışık takvimde, yüksek tempoda sürekli hücum etmek mi? bazı maçları savunma ile kazanmak mı? karar veremedim ama heat gerektiğinde ikisini de yapabilir. tempo düşürebilir. hawks sürekli yüksek vites olmak zorunda. bu yüzen heat.

2 - hem savunmada, hem hücumda lakers'ın önü daha açık. maç çözecek adamları var. eskiden lou williams bu işe yarardı. kawhi ya da paul george dinlendiğinde lou williams'la ve montrezl harrel'la idare etme şansın vardı ama artık bu üstünlük lakers'ta bazı maçları şüröder ve harrel'a bırakma lüksleri var. tabii lakers'ın "yazın" dinlemediğini, lebron'un yaşını düşününce, cavs'teki gibi kendini bir şekilde playoff'a atıp ondan sonra başlama senaryosu da mevcut. normalde lakers demek çok zor ama clippers'a hiç güvenemiyorum. her an bir şey patlayacak gibi duruyor. bir de 30 yıllık lakers'lıyım. bence lakers.

3 - popoviç hocam son 5 yılın hepsinde şapkadan tavşan çıkarttı ama luka donçiç şapkanın da kendisi, tavşanın da kendisi. batıda lakers-mavs-clippers-nuggets-jazz şeklinde bir ilk 5 bekliyorum ama sakatlık problemi olmazsa mavs'in batıyı lider bitirmesi sürpriz olmaz.

1. heat
2. lakers
3. mavericks

kolay soru. belki hawks bir sürpriz yapar.

Hayır:)
Tam tersi, biriyle birkaç günden fazla aynı evin içinde olunca kafayı yiyorum.

covid var herkes sıkıntıda diye kendimi teselli ediyorum, ama bi arkadaşım geldi misafirliğe, daraldım bi an önce gitsin istedim içimden :D

hayatimin uzun bir doneminde yalniz yasadim cok da memnundum. yalniz kisacik bir donem (ayrilik acisi cekerken) bu yalnizliktan bunalip cok da ardini arkasini dusunmeden cok fazla tanimadigim biriyle eve ciktim. birkac ay sonra borclari takip 2 kisi kirasini ancak karsilayabildigimiz evde beni tek basima birakip gidince kasindigimi anladim. guzel bir kazik yiyip yalniz yasamanin mutluluguna geri dondum. hos o olaylardan kisa bi sure sonra esimle tanistim, birlikte yasamaya basladik, simdi evliyiz. yani sirf aman evde bi insan daha olsun diye kimseyle eve cikma. sevdigin kisiyle yasamiyorsan yalniz yasamak buyuk bi nimettir. kedi, kopek ya da en olmadi saksi cicekleri edin, epey ise yariyor.

Ben daha gençken yalnızlığı seviyordum. Çok konforlu ve rahat hissediyordum. Ama şu karantine dönemiyle birlikte aşırı yalnızlıktan çok bunaldım ve yalnızlıktan çok da hoşlanmadığımı fark ettim. Arkadaşlarım da benim gibi yalnız yaşayan kişiler, o yüzden bol bol görüntülü konuşup bir nebze olsa yalnızlığımız giderdik ama aynı eve çıkmayı hiç düşünmedik :)

Ev arkadaşlığı daha büyük yalnızlık. O nedenle eğer sevgilin eşin yoksa, yalnız yaşamak çok daha iyi amaaa.. aslında en güzeli part time eş :)

Hayır olmuyor. -du. Sonra sabah akşam birlikte zaman geçirmekten delice keyif aldığım birine denk geldim. Ondan beridir evde tek başına kalmak rahatsız etmeye başladı. Şu an geçici bir süre aile evine döndüm mesela. Yalnız kalmamak için.

@serdar ortac +1

e-devletten sgk tescil ve hizmet dökümü alınca çalıştığınız her yer görünüyor ama kurum ismi değil kodu var. evrağı alacak yer kabul ediyorsa hiç uğraşmadan e-devletten indirebilirsiniz.

kıl memur vermiyor demişsiniz ama vermeme gibi bir şans yok neye dayanarak vermiyor? gidip isteyince şu kişi şu şu tarihler arası kurumumuzda görev yapmıştır diye bir evrak vermeleri lazım. hadi alamadınız, bir dilekçe yazıp evrak kayıttan geçirin. ondan sonra seve seve verecekler.

tam olarak isteyecegim belgenin adi ne?
x ve y tarihleri arasinda orada calistigimi gosteren. kardesimde vekaletname var, nereye gitmeli bu belge icin? insan kaynaklarina mi yoksa benim departmana mi?

Hizmet belgesi isteyeceksiniz

E-devletten sgk biriminde “4c hizmet dökümü”ne gireceksiniz. O dökümde “işyeri/sandık” kısmında çalıştığınız firmanın tam adı sadece mobil uygulama ile görünüyor. Diğer türlü işyeri kodu gözüküyor isim yerine. Direkt bu döküman olmuyorsa gidip memura bunu verin. O da bu kanıt üzerine istediğinizi vermek zorunda kalır.

hizmet belgesi+1

personel, özlük, insan kaynakları vb. kurumda hangisi varsa.

e-devlet'ten detaylı sgk hizmet dökümü alınca en aşağıda işveren mahiyetinde kamu yazar. ayrıca normal sgk dökümü alınca da iş yeri kodunun üstüne gelirsen orda da kamu yazar.

Referansı bilmem ama şu belgeyi vermek zorunda

kümülatif vergi matrahı. Bu belge kanıtlar zaten

pahalıdan kastın nedir bilmiyorum ama hem nispeten uygun olsun hem güzel görünsün/göstersin diyosan seiko presage serisini önerebilirim. 4-5 bin liradan başlıyor.

omega'ya cikamam butcem iste orient ve seiko alabilirim.

Tissot

www.jomashop.com

su muthis degil mi?

güzel saat ama senin klas ve zengin gösterecek kriterini karşılamıyor. ayrıca bunu günlük kıyafetlerle takarsın, klasik giyime çok uymaz.

dogru. presage serisine bakayim ama bir yandan da diver istiyor canim.

www.fossil.com

Sağlık bakanının açıklamalarına bakarsak kaç kişinin aşılanacağını söylemek mümkün değil çünkü bir ajandaları yok gibi görünüyor. Bir aşı planı yapıldığını sanmıyorum: "Ocak, şubat, mart gibi, en geç nisan olmak üzere ilk iki hatta üçüncü aşamada olan kişileri aşılamayı hedefliyoruz," gibi bir açıklama var ki bu bir plan olmadığını gösteriyor.

Gerçekliğe bakacak olursak, geçen yaz muhtemelen günlük onbinlerce vakaya rağmen yazın güney illerinde maske yasağını bile kaldırıp halkı tatile teşvik ettiler. Aynısı olacaktır. 2021'in 2020'den farkı yok. Yine turizmi canlandırmak için kısıtlamalar gevşetilecektir diye düşünüyorum. Vaka sayıları da günlük 5-10 bin olur bence.

eğer kontrol altına alınır, aşılama hızlıca yapılırsa
geçen yılki haziran temmuzdan sadece biraz kötü olur gibi düşünüyorum koşullar. kısıtlamalar (?) geçen yazdın olduğu gibi olur, vakalar artar.
ortamın sakinleşmesi bir ekim kasım 2021 en erken.

bir ajandaları yok +1 kafalarına göre gidiyor şu an süreç.

nisan-mayıs'tan önce aşılama başlamaz diye düşünüyorum, henüz ortada hiç bir hazırlık yok. kısıtlamalar hafiflese de devam eder, vaka sayıları da geçen yılın temmuzuna göre çok daha yüksek olur (kasım-aralık civarıyla eşdeğer gider muhtemelen)

çamaşır makinasına denk geldikçe atarım. en fazla 4-5 gün yıkamadan kullanırım. duş sonrası hemen makina çalışmayacaksa çamaşırlığa asarım ertesi gün kullanırım.

bende cok havlu var. her birini sadece 1-2 kez kullaniyorum ve sonra hepsini yikiyorum.

2-3 günde bir değiştiriyorum.

Kendimi bayaa pis hissettim yorumlari okuyunca. 1 bornoz bir de sac havlum var, 3-4 gunde bir dus aliyorum anormal bisey olmadiysa (les gibi terlemememi getektiren biseyler olduysa). O bornoz ile havluyu da ayda bir yikiyorum.

@taurina
yorumlari okumana gerek yok kanka, 4 gunde bir dus mu alinir :D

Banyo yaptıktan sonra kurulandığım havluyu belki ayda bir değiştiriyorum. Kurulanıp asıyorum. Üstümdeki su temiz su zaten.

@taurina Ayrıca ben de 3 günde bir duş alıyorum. Takma kanka. Dışarı çıkmıyorum, işe gitmiyorum. Spor yapmıyorum, terlemiyorum. Baraj seviyeleri gelmiş %20'ye dayanmış, her gün duş mu alacağım. Kokmuyorum, kaşınmıyorum. Ciddi ciddi su probleminden sonra ikiden üçe çıkardım periyodu. Anlaşılan buradaki çoğu insan acayip su tüketiyor. Ya da pastırma genli oldukları için bir günde kokmaya başlıyorlar.

3 havlum, 2 bornozum var kapıda asılı. Her kurulanma sonrası doğruca kirli sepetine gidiyor kullanılan havlu yahut bornoz.

Haftada bir değiştiriyorum. Her gün duş alırım, saçımı yıkarım. Pastırma genliyim demek. :))

Suyun değerini idrak edemeyenler yüzünden çok büyük sıkıntılar yaşacağız yakın gelecekte, temizliğin ve temiz kalmanın türlü yolları her zaman vardır ancak suyun yerine konulacak başka bir şey asla yoktur ve olmayacaktır!

Her gun dus almak ve sac yikamak vucudun yag dengesinj bozar.
Suyu bosa harcamanin yaninda deriye de zarar veriyor yani.

Soruya cevap: aktiviteme gore 2-3 gunde bir dus aliyorum, havlumu ayda degistiriyorum. Yuz havlumu da 2 haftada bir degistiriyorum ama cok havlum var, yani surekli surekli makinada havlu yikanmiyor.

Bu arada dus alirken her seferinde dus jeli de kullanmiyorum. hatta dis fircalarken suyu da akitmiyorum. Suyun kiymetini bilin, tek kullanimdan sonra kirliye atmak ovunc kaynagi olmamali :(

Havlu ve bornoz temizlenmiş bir bedene temas ettiği için nemli bir koku üreyince (ki bu bakterilerin üremeye başladığını gösterir) yıkanması gerekir, bu da ayda 1 kez yıkanması ve her kurulanmadan sonra açık hava ve güneşte kurutulması gerekli anlamına geliyor.

duş sıklığı kişiye ve şartlarına göre değişmekle birlikte yazın günde 1 kez kışınsa 2 günde birden fazla yıkanmak cilt sağlığı vs sorunlara da yol açabilir.

hijyen her durumda sağlıklı olmayabilir, temizlikse sağlıklı olandır.

1

kimseyle uğraşmamak büyük lüks. 1

studyo tut. diğerlerinde seks rahat olmaz.

Kimseyle uğraşmamak büyük lüks kesinlikle. Ben de 1 derdim.

Tek başına 2, olmuyorsa 1.

1

Benim eve harcadığım maaşımın %30'u, tek yaşamanın konforu hiçbirinde yok

paylaşımlı eve hep öcü gibi bakılıyor ama işin aslı hiç öyle değil bence. kafan gene çok rahat oluyor, kimse ile de uğraşmıyorsun. hemen çok kötü ev arkadaşı bulacağımızı düşünüyoruz nedense. oysa kafa dengi ve ara sıra muhabbet edebileceğin birisi oluyor evde, neden uğraşasın ki. hatta bu gittikçe asosyalleşen dünyada bence aksine çok iyi gelen bir şey ev arkadaşı. ha baktın uğraştırıyor, ev senin. kapıyı gösterir, başkasını bulursun.

ben de 18-24 yaşlarım arasında tek başıma geniş geniş yaşadım. ev arkadaşı fikrine çok uzaktım, tek yaşamaya alışmıştım ve asla biriyle yaşayamam artık diyordum ki, 24 ten sonra ev arkadaşlığı sistemine geçtim, çünkü kabul edelim çok karlı :) şimdi 30 yaşındayım ve hala ev arkadaşım var.

öncelikle şunu söyleyeyim, "birinin evine ev arkadaşı olarak gitmek" vs. "birisi ile birlikte ev tutmak" vs. "evinin bir odasını birine kiralamak" arasında dağlar kadar fark var. düzeni oturmuş evine birini aldığında, bütün düzen ve bütün kuralları koyma hakkı senin oluyor. gelen kişi ev ile ilgili hiçbir şey iddia edemiyor. diğer yandan, gelen kişiyi sen seçiyorsun. o kadar garip tiplerin yanında o kadar düzgün tipler de başvuruyor ki, kiminle anlaşıp kiminle anlaşamayacağını görmek hiç zor değil. ben şahsen bugüne kadar ev arkadaşı seçimlerimde hiç yanılmadım ve sıkıntı yaşamadım.

o nedenle bence 2. seçenek. ben de yıllardır 2. seçeneği uyguluyorum. başlarda erasmuslu öğrencileri alıyordum, 6 ay kalıp gidiyorlar nasıl olsa diye. onlarla da hiçbir sorun çıkmadığını ve aksine giderlerken "keşke kalsalardı" dediğimi fark ettikten sonra her 6 ayda bir uğraşmamak için daha uzun kalabilecek insanları almaya başladım. her seferinde de oda için görüşmeye gelen insanlara kuralları baştan söyledim. eve başkalarını getirmek, temizlik, ortak alanlarda yaşamak gibi konular benim için öncelikli konulardı. bu konularda nasıl davranılmasını beklediğimi söyledim. hassas olduğum noktaları ve bu konularda anlayış beklediğimi söyledim. onlara uymayan bir yer varsa da ortak bir noktada BULUŞMADIK. çünkü o kadar fazla başvuran oluyor ki, içlerinden hem karakterini beğendiğim, hem de istediğim kurallara uyabilecek insanlar bulmak hiç zor olmuyor.

banyonun paylaşımlı olması bugüne kadar hiç sıknıtı yaşamadığım bir konu. insanlar buna neden takılıyor çok anlamıyorum. o tanımadığın ev arkadaşı zaten 1 ay içinde sevdiğin bir arkadaşına dönüşüyor, rahatsız olmazsın onunla aynı banyoyu kullanmaktan. illa özel banyom olmalı diyorsan 3 de olabilir ama evde 2 kişinin olması ile 3 kişinin olması çok fark ettirir. ev büyük de olsa insan sayısının fazla olması biraz risk gibi. ben istemezdim.

evi paylaşmadan 2'ye bütçen yetiyorsa 2. değilse 1. elin gâvuruyla mı uğraşıcan boşver.

saçın günlük uzama hızı 0.3 mm. diye biliyorum. ona göre hesap et. (1 numara saç kaç mm onu bilmiyorum)

tc no istiyor bildiğim kadarıyla. kimi yazarsanııız o olur.

vekaletnameye gerek var mi? yoksa arkadasim direkt yatirabilir mi? atm'den de mi tc kimlik numarasi giriyoruz?

normal işleyişte x kişisi gidip y hesabına para yatırırsa dekontta yatıran adı x olur. Yok sen y kişisi hesabına para yatırılsın ama dekontta yine yatıran y yazsın istersen normal şartlarda talimat lazım.

fakat... atm'den kartsız para yatırma olacak ise kimlik no. kim girilirse onun adı yazar. Kartla yatırılacaksa kart sahibinin adı yazar.

en son bu iş için atm kullanalı yıllar oldu ama atm'den başka hesaba para yatırınca makbuz üzerinde isim göründüğünü hatırlamıyorum. başkası, sanki siz yatırıyormuş gibi yatıracaksa sizin tc kimlik numaranızı girecek.

İşlemi kimin yaptığı görünür. Derneğe bağış yapmak istiyorsan işlemi sen yaparsın ama açıklama kısmına dernek hesabına kimin adına yatırdığın bilgisi girilir. Başkasının kimlik bilgisiyle işlem yapamazsın. Yani sisteme o yapmış gibi gösteremezsin. Sadece açıklama kısmına onu yazabilirsin. Vekalet yada talimatlı işlemlerde de yine senin adın görünür.

10 lira olur

50 kuruş düşer. 1 yıla kadar 10 olur. istifa etmese sadece 50 kuruş düşmez. ytd:)

dramatik şekilde artar bir süre. sonra yavaş yavaş düşüşe geçer eğer düzgün bir hükümet gelirse.

damattan sonra 1 lira düştüğüne göre tayyip'ten sonra 5 lira olur.
(*Kaynak: g*tüm. Yatırım tavsiyesi değildir tabi ki ceza yemeyelim birde yok yere :))

İstifaya neden olacak bir durum sıkıntıyı akıllara getirir. Ayrıca ortada iyi veya kötü giden bir düzen varken kısa süreli de olsa bir belirsizlik oluşacağı için yatırımcı beklemeye geçer ve güvenilir bir iktidar rüştünü ispatlayana kadar girişler zayıflar. İlk tepki dramatik artış olur diye düşünüyorum. Ağacın kökü derin.

@reanarchy +1

Eğer cumhurbaşkanımız görevinden istifa ederse dolar kuru ne kadar olur bilmiyorum hiç bir fikrim yok ama şöyle söyleyeyim Türkiye'de ve gelişmekte olan ülkelerde USD iç faktörlerden çok dışardaki gelişmelerden kaynaklı olarak iniyor veya yükseliyor. Ayrıca döviz kuru bir bakanın veya hükümetin başarısı hakkında bir ölçüt değildir.

“Sky is the limit” tabii ki.

şu olayı mı diyorsun?

onedio.com

site: gogetfunding.com

buldum: indiegogo.

tüm çerçeveye oturacaksa 40x50, içindeki gri(ya da beyaz) kısım kalarak oturacaksa 30*40 olacakmış ölçüler. çerçeve en dıştan 42*52 ölçüsündeymiş.

Kanvas posteri bilmiyorum. Fakat kanvas tablo aldım. Yağlı boya gibi görünüyor ama baskı. Kalin olduğu için çerçeve zor.

Bende kanvasa yapılmış bir fotoğraf baskı var, gayet güzel görünüyor. Kenarları çok kalın, o sebeple çerçevesiz. Kenarlarına da baskı taşıyor zaten.

Atina okulu, arnolfini'nin evlenmesi, urbino venüsü, samson ve delilah(rubens) , judith slaying holofernes

Oldukça kişisel bir soru olmuş.
Benim için:
1. Güller - Van Gogh
bit.ly

2. Gönül Alma - Bouguereau
bit.ly

3. Başlıksız - Kandinsky
www.wassilykandinsky.net

4. Lady Peel - Lawrence
bit.ly

Bu dördü kesin olurdu.

Başka van gogh, kandinsky ve bouguereaular da kesin olurdu.

Bir sürü thomas kinkade olurdu. Monetler -mesela Seine'de bahar- olurdu:
bit.ly

Picasso, Dali, Rembrandt, Chagall, Da Vinci falan olmazdı bende hiç mesela.

En popüler beş tablo ise bence:
-Da Vinci - Mona Lisa
-Picasso - Guernica
-Münch - Çığlık
-Vermer - İnci Küpeli Kız
-Yıldızlı Gece - Van Gogh
Olabilir. İnci küpeli ilk beşe girecek kadar kadar popüler mi bilmiyorum ama bu beşinden bir tek onu asardım evime...

muthisler otesi. sagolun arkadaslar.

Benim listem:
* Muhakkak M.C. Escher'den bir litografi
* Bir Ayvazofsky
* Dali - Young woman at window
* Bir Murat Palta (Kill Bill veya Starwars'da gözüm var)
* Son olarak bir Natürmort, Rachel Ruysch seçkilerinden olabilir

The Garden of Earthly Delights, yeterince buyuk duvarim ve alanim varsa kesin olurdu.

Bir de Leonid Afremov'dan bir tablo.

bende osman hamdi bey, monet ve picasso var

2 taraflı bant olur, 3m güzeldir

çift taraflı bantlar iz bırakır. 3m'in iz bırakmayan cırtcırtlı bantları var. onlardan almalısın.

www.hepsiburada.com

bunların da üzerlerinde yazan 15 kg falan kısmı hikaye. ama poster falan taşır. güzel yanı çıkartırken iz bırakmıyor.

çift taraflı bantlara poster ya da dakota asmak haricinde güvenmiyorum. hele hele çerçeveli şeyler için hiç güvenmiyorum. en pahalısı bile zayıf geliyor.

Her şarap doğar, yaşar ve er ya da geç ‘ölür’. Ne kadar iyi bir ortamda saklanırsa, kendi yaşam süresinde o kadar uzun sağlıklı kalır.
soğuk sıkım yaparak daha fazla alkollü şarap elde edebilirsiniz.
şarabı buzluktan çıkarın ve yavaş yavaş erimesini sağlayın, alkol hemen eriyecek, geriye su kalacaktır. bu eriyen alkol daha yüksek alkollüdür.

sen ne ictin kanka? sarap mi?

Beyaz sarap soguk icilir kanka.

Çok soğuk için, çoğu kötü aromayı böylece maskelersiniz.

ben bi kere birayı koydum unuttum sonra, dışarı çıkarıp eritmek yerine normal buzdolabı bölümünde erimesini bekledim tadı çok bozulmamıştı

hangi kulaklik? microusb, usb-c, lightning olabilir kulakliga gore.

usb-c olmadigina eminim.
anker soundcore

micro usb sanirim.

Cihazların girişinin fotosunu çek koy emin olalım. Usb tipleri şunlar;

previews.123rf.com

Kindle icin micro usb

tam türk işi maalesef. geçen mavi'de bakayım dedim. bel ve orta ağ çuval gibi gerisi dar. götü büyük bacakları çöp tipler için yapılmış.

1- 14 gün mü ne bi süresi vardı, o süre bitince herkese görünür oluyor.
2- Adamın belki senin temizlemen gibi bir beklentisi vardı :/ Saçma ama yani bundan dolayı düşük not vermiş olabilir.

1- Yine de yayınlanır. 14 gün süresi var bunun için. Bence dürüstçe puanınızı verin.

2- pandemiden dolayı birkaç uyarı newsletter'ı geliyor e-maile genel olarak ama siz mesaj diyorsunuz. sanırım kalan kişi evin temizliğini beğenmemiş. siz de diyorsunuz ki evi pis bıraktı. pis bir insan olduğunu yazın bence.

1- yayinlaniyor 14 gun sonrasinda yazsaniz da yazmasaniz da. Yazarsaniz ve oylarsaniz iyi olur cunku pis biriyse baska bir hostun bunu bilmesi iyi olacaktir.

2- benim anlamadigim su, uzun sureli mi kaldi bu kisi? Ilaninizda odayi supurmesi gerektigi yaziyor muydu? Niye yatagi yapmamasina sasirdiniz? Ne tarz ilaniniz vardi? Daire mi yoksa oda mi? Serviced apartment mi?
Coplerini birakmasi tabi ki kabul edilemez, bunu belirtebilirsiniz mesela. Mesela sigara yasaksa evde ve adam sigara icmisse bu bircok host icin o adami kesinlikle agirlamama sebebi, lutfen yorum yapip yazin.

Her turlu ayrintiyi aptala anlatir gibi yazmak gerekiyor profile.
Bu arada airbnb superhostum.

Yurtdisindan alamiyorum, ondan soruyorum zaten.

Yurtdışında çalışıyorsan türkiye'de kredi alman neredeyse imkansız gibi bir şey. Bir yakınımın başına geldi, banka ve benzeri bir çok firmayla görüştü, tr'de bordrolu değilsen, hele ki ikametin de yurtdışındaysa kesinlikle yanaşmıyorlar.

20 senedir abd'de yaşayan bir arkabam var. Türkiye'de kirada ev dükkan vs. taşınmazları var. Pandemiden önce kredi çekmişti Türkiyede. Çektiği krediyle yine Türkiyede yatırım yaptı. İpotek detayı konusunda bilgim yok. Halihazırda mevcut gayrimenkullerini de mi ipotek yaptılar yoksa sadece yeni aldığını mı bilemiyorum.

evet, vekaletle kendine satis mümkün degil

resmî senetli işlemlerde akit kurulması gerekiyor. akdin kurulması için en az 2 farklı kişinin olması gerektiğinden satış işlemini gerçekleştiremezsiniz.

vekaletle kendi kendine satış mümkün değil. ama o da başkasına vekalet verirse, o zaman olabiliyor.

Görmek lazım. güzele her şey yakışır (kadın erkek) ama değilsen dediklerinin hepsi olabilir.
Ben kırmızı pantolon giysem pavyondan çıkmış gibi olurum, arkadaşım giyince oonje güzel olmuş oluyor:)

evet iliklik katar

hipster falan olmazsin emekli apartman yoneticisi albay olursun. yas genc senin. sokma icine ileride gomlek t shirt sokabilirsin ama.

giy dene bir ayna karşısında. güzel oldu haa aslında hissi oluyorsa devam et bence. son 10 yıldır herkes birbirinin aynısı gibi giyiniyor ki asıl hoş olmayan durum bu bence. farklılık iyidir.

Biraz tişörtün doğasına aykırı bir tarz ama yapılabilir yani neden olmasın. Farklılıkları törpülememek lazım. Tucked in tshirt diye aratırsan giyen bir çok kimse görürsün.

kemerli mi kemersiz mi daha iyi durur?
gobek yok boy da uzun bu arada.

Zaten cevap sorunda saklı. Kendin bile olmayacağını biliyorsun. Yapmayın böyle şeyler tarz olayım derken komik oluyorsunuz. Sadece polo yaka tişört pantolonun içine sokulabilir(kemerli) ki bu tarz da pek genç işi değil.

düz beyaz tişörtü açık renk pantolonun içine sokanlar var. Altına spor ayakkabı giymeyince bence iyi oluyor. Yani olur bence.

Ben giyim olarak Rocky'i seviyorum. O da giyiyor senin dediğin bazen. İnstagram'da da erkek tarz sayfalarında hep beyaz tişört giyiyorlar haberin olsun. başka renk görmedim.

Mesela rocky'den örnek:

cdn.shopify.com

Bence kemerli olursa iyi durur ama kemerine de bağlı, dümdüz bir kemerse olur. Diğer türlüsü kıro olur. şöyle bir kemer ve burada da üstündekini içine sokmuş mesela bence bayağı hoş duruyor. www.pullandbear.com

Düz renk oversize gömlekler de hoş oluyor.

Örnekler;
www.instagram.com
www.instagram.com
www.instagram.com
tr.pinterest.com
tr.pinterest.com
tr.pinterest.com

Edit: Dar pantolon olmamalı ama altına, hatta dar pantolon hiçbir zaman olmamalı bence :puke:

"french tuck" diye bir stil var, ona da bir bakın. google'da aratınca görsellerden anlarsınız. bu pantolon içine gömlek tişört tıkıştırma işi doğru kumaş, doğru kıyafet komboları yakalanmadan yapıldığında tam olmayabiliyor, tipsiz durabiliyor. dümdüz full tuck'ı ayarlamak biraz daha zor oluyor. asimetrik tıkıştırmalar daha rahat olabiliyor. deneyerek sizde iyi duranına bir bakmanız lazım.

Hedef kitlene göre değişir.

pantolon kemersiz giyilmez zaten o yuzden kemerli mi kemersiz mi sorunu sormamissin sayiyoruz.

aradığınız şey @nimberjack'in de dediği gibi french tuck. (sayesinde adını öğrenmiş oldum)

evet resimlere bakarken french tuck'in guzel oldugunu gordum ben de.

Kim nitelendirmedi? Siberalem’de takılanlara hiç iyi gözle bakıldığını hatırlamıyorum ben.

siberalem kullanan cop insandir siberalem'den sevgili bulunmaz, siberalem'de takilanlar bes para etmez caresiz ruh hastalari

dk 2001

Kim diyor ki? Ortalamaya bakarsak Tinder'ın ortalama olarak çok daha kültürlü insanlara sahip olduğuna eminim.

Ki Tinder tabu bile değil bence, sevgili de buldum arkadaş da buldum; varolan arkadaşlarımı da buldum kimse kimseyi yargılamadı.

Sanırım zamanla alakalı, siberalemin kullanıldığı zamanlar internete ve bilgisayara erişim bu kadar da kolay ve ucuz değildi.

Hatta siberalem zamanlarında sadece pc ile erişim sağlıyorduk, cep telefonları teker takozuydu.

Yani internete ve bilgisayara ulaşabilen kesim görece daha kaliteli, daha görmüş geçirmiş, daha bilinçli kesim olabilir o zamana göre.

yaşım çıkacak ama siberalem'i kullanmışlığım var.
karşılaştığım erkeklerin düzgünlüğü karşısında ne olduğumu şaşırmıştım.
çok kısa bir dönem, 2-3 ay kullanmıştım ve 2-3 kişiyle tanışmıştım.
hepsi de gerçekten çok düzgün insanlardı.
evet hiçbiriyle evlenmedim ama insan uzun ya da kısa süreli, ne yaşarsa yaşasın karşısındakinin düzgünlüğü önemli bence.
tinder hiç kullanmadım, o yüzden karşılaştıramam
ama siberalem'de kimse ilişki aramıyor bence.
neredeyse bütün kadınlar escort ve bütün erkekler escort olmayan kadınları da escort sanıyorlar.
olmayan da var tabii ama çok azdır herhalde.
tinder da muhtemelen aynıdır.
bu platformlara özel bir şey değil.
kadın ve erkeğin "buluşması" için özel olarak düzenlenmiş olan her ortamda bunların olması kaçınılmaz.

şu duyuruda benzer bir şey konuşuluyor:
eksiduyu.ru
oradaki cevabım bu duyuru için de geçerli.

zaman açısından düşünecek olursak, belki 70-80 kuşağının 90 ve 2000'lere göre daha az yırtık ve daha insan ilişkisi bilir olmasıyla ilgili bir yakıştırma söz konusu olabilir.
amaç zaten her zaman öyle ya da böyle seks ama şimdiki üslup biraz fazla laubali.
öbür türlü en azından bir selamlaşmak, hal hatır sormak icap ediyordu.
dolayısıyla o şekilde boş insan gibi değerlendirilmemiş olabilirler.

Twitter tarzı linç ortamları yaygın değildi o zamanlar.

siberalem döneminde internetin kullanım amacı büyük oranda iletişim kurmak amaçlıydı. mirc,isq, siberalem,yonja, arkadas.com ve daha nice ortam sadece bu amaca hizmet ederdi. internet demek chat demekti o zamanlar. İnsanlar sabahlara kadar cafelerde sıra beklerdi. Çoğu insan bu ön kabulle kullandığı için de kimse yadırgamazdı bu ortamları.

20 yıl önce en cesur istekler cam var mı? foto var mı? seviyelerinde gezerdi. Send me nude, ons,fb, arkadaşlığın az üstü, sevgililiğin biraz kenarı gibi kavramalarla birlikte işler değişti. Tinder peşrevsiz seks vaadi ile girdi piyasaya. Önce sağa atıyorsun oradan da yatak odasına geçiyorsuna kadar geldi olay. Peşrevsiz seks fikrine adapte olan olmayan herkes uygulamayı kullanıyor.

Sonuç olarak kim ne amaçla kullanırsa kullansın isterse zikir zinciri yapılsın uygulamada, tinder "quickie" etiketini almış üstüne. Tinder ben brazzerstaki kel adamım diyor. Siberalem ise iffeteki cemil.

(bkz: noter)

Tam olarak noterlerin yaptığı işi tarif ediyorsun.

wireless mi? if yes;
alıcısı bozulmuş olabilir,
sıvı bulaşmış olabilir,
pil azalmış olabilir.

kablolu ise bilemiyorum.

bildiğiniz üzere windows 10, bill gates'in bir projesi ve kendisi bu aralar bu windows işlerini biraz boşladı. hazır covid19 sebebiyle aşı falan yapılacakken , yıllardır üzerinden çalıştığı kimyasal çipi insanlığa yaymakla uğraşıyor. covid19 geçtikten sonra klavyeniz kendine gelecektir.

@plastic_angel

laptop kanka.

touch vpn

chrome.google.com

windscribe aylık 10 gb beleş. gerisini istersen paralı. gayet iş görür

Cyberghost vpn

Browsec. Gayet memnunum, ücretsiz.

0 dan 2
0 dan 0

leipzig kg var
laz-bru 2-3 gol

leipzig 1.5 ü 1
laz-bru iy0

Ben m365 pro kullanıyorum, hız, yokuş ve menzil olarak gayet yeterli. Ama şimdi yeniden alacak olsam amortisörlü bir model alırdım.

@talasas neden? daha mi konforlu?

Hacı baldur, sen yurt dışlarında yaşayan bir sözlük insanıydın yanılmıyorsam. Ondan sebep sana segway önereyim mi? Ama ginger denenlerinden değil normal scooter. Model adı da Ninebot Max.

iphonedo da incelemişti. www.youtube.com

@armagan

segway neredeyse iki kat daha fazla xiaomi'lerden. deger mi fiyat farki?

Mi Pro 2 kullanıyorum (en üstte yazdığın)

Bu üçü arasında kaldıysan şöyle bir özet geçeyim.
M365 bi kere eski model. Menzili ve hızı daha az. 50 kilo değilsen sana gelmez.

M365 Pro ile Pro 2 arasında çok ufak tefek farklar var. Temelde aynı scooter. Çünkü motor gücü, batarya kapasitesi, boyutları falan filan bir çok şey birebir aynı.

Farkları arkadaki stop lambası, önceki farın ışık şiddeti (2 katına çıktı), arka çamurluğun sabitlenmesi, kablonun rengki (kırmızıdan siyaha döndü) yandaki reflektörler kağıttı plastik yaptılar vs.

Kısacası Pro ve Pro 2 modelleri arasında fiyat farkının çok olmaması lazım. O yüzden Pro 2 diyorum.

Amortisörlü model bence de daha iyi olabilir ama eli yüzü düzgün amortisörlü modeller de çok pahalı xiaomi'ye göre. Hem xiaomi'nin şöyle bir olayı var; çok yaygın olduğu için yedek parçası, aksesuarı vs. çok rahat bulunuyor.

Bir arkadaşım a101'den aldım dedi Segway'e :) ben de onun kullandığını deneme şansı buldum. Xiaomilere göre bayağı klasman farkı var onu söyleyebilirim.

2.54

Alfa mist - antiphon albümü
Adam aslında kendi çapında baya ünlü ama denk gelmediysen

Dj suppa - indica albümü de güzel

www.youtube.com

trip hop playlistim var.

İstiyorsan bak bi

open.spotify.com

Grup değil ama nedense direkt bu iki şarkı canlandı aklımda, ne tarz istediğini tam anlayamadım aslında khruangbin'in o listede yer alması kafamı karıştırdı.

open.spotify.com
open.spotify.com

Khruang Bin gibi grup var ama aynı sound aynı gitar yok.
Yine de:

Ginger Root (beraber turne yaptılar)
Mild High Club
KGLW

Bonus: Elias Rahbani - Dance of Maria

Moloko I am not a doctor ve Things to make and do albumleri.

Eğer bilgisayarında bir zararlı yazılım varsa ve birileri o yazılım aracılığıyla sana ulaşıyorsa, şifrelerini değiştirmen bu aşamada yeterli değil. Kaspersky gibi bir AV ürünüyle ne varsa tarat derim.

monitor.firefox.com

haveibeenpwned.com

Şu iki yeri kontrol edin, özellikle mail hesabınızı iyi korumaya alın, telefon numaranızı kaydetmeye bakın

redditte başıma benzeri geldi ama outlook'da başıma gelmedi.

büyük ihtimalle şifreniz açığa çıktı ve sizin hesabınızı deneyip girdiler.

şifreleri hiç kullanmadığınız şekilde belirleyin.

chrome kullanıyorsanız chrome'da url yazılan yere chrome://settings/passwords yazın. orada ''Güvenliği ihlal edilmiş xx şifre'' yazıyor da olabilir.

Mail ve google gibi yerlerde kullandığın şifreleri başka sitelerde kullanma.

zor değil.
beklentilere göre değişir.

ancak an itibariyle kabul almıyorlar, iptal gibi duruyor.
ocak 2021'de ne olacağı ya da neye dönüşeceği belli olacak.

Şu an baya geç kalmış durumdasın.
Meslek, o mesleği yaptığına dair ispat
sonra aynı mesleği ingilterede yapabileceğine dair ikna.

Ankara antlaşması ile gidince maaşlı bir işe giremiyorsun
Kendi şirketini kurup, en fazla contractor olarak girebilirsin şirketlere, onun da kısıtlamaları var.

Bankada para, kendi yaşamın ve işin için yeterli seviyede olsa yeterli
yazılımcıysan, bi laptop bi masa
berbersen, bi berber dükkanı dizebilecek kadar
orada parayı belirleyen şey, yapacağın iş.

Şu an 12 haftada dönerim diyor ingiltere (eskiden 4 haftaymış)
Baya yoğunluk var, randevu almaya kalksanız en az 1 2 hafta sonraya alırsınız
belgeleri hazırlamak, yazıları yazmak da 1 2 haftanızı alsa.
Pek yetişiyor gibi gözükmüyor.

31 aralıkta brexit ile beraber ankara anlaşması da yürürlükten kalkıyor.

Valla bende merak ediyorum aslında, eskiden baya bi bişey sanardım ama şimdi bakıyorum parası olan çatır çatır gidiyor pek kalifiyeye bakmıyorlar heralde, göstermelik şirket vs açıp sağda solda çalışanlar var.

maalesef bitti hocam.

Temp mail ya da gecici mail olarak arama yaparsan bulursun

generator.email
temp-mail.org
emailfake.com
owlymail.com

doğrudan güneş alsınlar. bol güneş alsınlar, ne kadar güneş alırlarsa o kadar iyi. az güneş alırlarsa cılız büyürler, ne kadar hızlı uzuyor diye sevinirsin görünce belki ama zayıf büyüdüğü içindir o.

kışı soğukta geçirmeleri iyidir, yeterince güneş alıyorsa balkona koy. benimkilerin bir kısmı hep balkonda durur, yazın evin içinde duranların bazılarını da kışın balkona koyarım.

yaz kış yeterince güneş alırsa ve kışı soğukta geçirirse çiçek açabilir :)

sulamanın belirli bir periyodu yok. o saksıdaki toprak miktarı, ortam sıcaklığı ve nemi gibi şeylere bağlı. toprağı kontrol edip kurudukça sulamalısın. çok değil ama, nemli olacak kadar. aşırı su verirsen (farkedersen fazla suyu al mutlaka) çürür, kökleri hava alamaz. kışın soğukta duracaklarsa suyu çok az vermelisin.

büyüdükçe saksı değiştirsen iyi olur tabi, ama çok küçük kaktüse de çok büyük saksı da pek iyi olmaz, yani büyük saksıya dikeyim de bir daha uğraşmayayım deme. büyüdükçe bakarsın duruma.

arayüz fırçası genelde diş teli takanlar için, bazen de ayrık dişleri olanlarda işe yarıyor.

Diş ipinin girebildiği yerlere arayüz fırçası giremez, en incesi bile (bana göre)

doktor yeni tavsiye etti, siparişi bekliyorum.
diş ipi azı dişlerimin arasını kanatıyor diye önerdi. deneyip göreceğim.

bu konuya takip bir kac bilimsel makale okumustum, sonra da okuduklarimi uc ayri dis hekimine sordum.

Dis ipini cogu zaman dogru kullanmadigimiz icin yemek artiklarini asagiya dogru itiyoruz. O yuzden (bugunku bilgiyle), dis ipi yerine arayuz fircasi kullanmak gerekiyor(mus).

fakat bu uc dis hekimi de arayuz fircasi degil de sundan onerdi imgcdn.farmaline.be

iki gun kullanmasam, ucuncu gunde dislerimin arasini temizledigimde bu fircacik les gibi 'agiz' kokuyor. hatta millet maskedeki kokudan sikayet ederken ben kendi agiz kokumu cekmeden mutlu mesut yasayip gidiyorum.

Ben bir disim covid zamani çürük sebebiyle baya kötü gidince ve oraya seramik inlay yapilinca o iki dis icin arayuz fircasi kullanmaya basladim.
Ama geri kalani icin hala dis ipi kullanıyorum.
Bana gore firca dis ipinin yerini alamaz.
Fircayi kullanmamin tek sebebi inlay ve diger dis arasi cok dar ve doktor orayi açmaya calismanin riskli olmasi sebebiyle bunu kullan dedi.
Yoksa kullanmam.

Birbirine ikame eden ürünler değil.

1- iki tarafına da olabilir ya bence, sorun yok. yapabilen düzgün kaydırmadan yapabildiği müddetçe.

2- hayır asla! riske gerek yok %90 sıçar.

yaptır artık su dovmeyi :)

2 farklı dövmeciyle konuştuğum kadarıyla hassas ve ince işli dövmeleri kolun içine yaptırmak daha mantıklıymış. o bölge güneşe ve dış etkenlere karşı daha korumalı olduğu için daha uzun süre bozulmadan kalıyormuş. deri de kıl kökü oralarda az olduğu için daha kolay taşıyormuş dövmeyi, sonradan bakımı rötuşu da daha kolaymış.

bence de sıçar, riske gerek yok. hele ki watercolour çok ince iş. kimse yaptırmayı planlıyorsun? tansel darko'nun watercolour'ları çok başarılı bence, benim gözüm onda.

ege bölgesinde yaşıyorum çok tecrübem olmasa da yorum bırakayım. özel denetleme şirketleri yapı-denetim onay verirse daha sonra kontrol ediliyor. özellikle denizlinin bu konu da sıkı davrandığını biliyorum. yeni binalar genel olarak sağlam.

test yapılmadan uygun olduğunu anlamak zor diyorlar fakat yönetmeliğe uygun yapıldıysa 1970'deki yönetmelik bile hiç fena değilmiş. Ama kimse uymamış.

2000 ve 2007 sonrasında hazır beton kullanıldığı için "her halükarda" daha iyi diyorlar. Dayanıklılık/sıklık ve ömür açısından. Ama kiriş kolon vs hesapları, temeli düzgün müdür nedir onları anlamak zor iş sanırım.

youtu.be

eğer istanbul sabit kararınız yoksa ankara gibi seçenekleri değerlendirin bence :)

sinpaş’ın marina ankara / altın oran gibi çok iyi projeleri var.

ben 3 ay önce marina ankara dan ev aldım. oturduğum ev kira olduğu için ev sahibi sözleşme bitmeden çıkarsam sorun yaşarız dedi mecbur bekliyoruz :). o arada ilana koymadan emlakçıya ilettim 2 saat sonra kiralandı ev.

mega 1+1 modeli, 2.800 e kiraya verdik.

düşünürsen ankara çok daha mantıklı bence istanbuldan. en azından deprem bölgesi değil. başkent :).

ankarayı sevmez kimse ama angara başkadır :)

@bensanadedim
ailem istanbul'da, ankara ile ilgilenemeyiz.

ev fiyatları için inanılmaz düşüşe geçecek önümüzdeki 6 ay bekleyin gibi sözler söylüyor uzmanlar. Bana çok mantıklı gelmiyor döviz vs rakamları arttıkça müteahhitlerin maliyetleri artıyor. hal böyle iken evlerin fiyatları da artıyor, nasıl düşecek diyorum ama bunu 1-2 değil çok insandan duydum.
Bizim de var bi hayalimiz ama bekliyoruz zaten alacak para da yok işte kredi falan diye düşündük ama bu ev fiyatlarıyla onu da almakta güçlük çekiyoruz.
umarım uzmanlar bi boka yarar da düşer ev fiyatları. bekliyoruz.

Dolar birikimi bozup da, kira geliri olsun diye oturmayacağınız ev almak bu ekonomide doğru değil. Birincisi, alacağınız kiranın veya eve bulacağınız kiracıların sürekliliği olmayacak. İkincisi, ya vazgeçtik satalım derseniz de acayip zarar edeceksiniz. Bu devirde gayrimenkul ile ilgili yapılacak en mantıklı yatırım, kurumsal kiracısı olan dükkan/mağaza almak. Şimdi sizi dürtüyorlardır, bu para böyle beklemez, gidin bir şey yapın falan diye...

dolar, euro ya da altın en az %10 artıyor yılda
alabileceğin kiraya göre hesapla

mesela altın artışını dikkate alalım
sene başında 400 tl diyelim

1 kg altının olsa 400.000
şu an 495.000 TL

95.000/12= 7.916 TL
bu kirayı alabileceğin, vergi vermeyeceğin, kiracısıyla uğraşmayacağın, tadilat yaptırmayacağn bir ev bulma ihtimali?

şu an oturduğunuz ev kötüyse yeni evi oturmak için alıp mevcut evi kiraya vermek dışında döviz/atın kalmak mantıklı

Faiz bu konuda daha temel ve direkt bir etken.

Bu devirde yatırımlık ev alınmaz, alınacaksa oturmalık ev alınır. Paranız dövizde ise bırakın dursun, hiçbir şey yapmazsanız mevduat getirisi alırsınız ayda 100$ getirse evinizin masraflarını karşılar. 1 ay önce ile şimdi arasında 60 kuruş fark var.

Benim size tavsiyem paranızı değerlendirmenin başka yöntemlerini araştırın.

Benim düşüncem ev TL olarak düşmez, 1.000.000 TL'lik evi çok acil ödemesi olmayan kimse 900.000 TL'ye vermez, örneklerini gördüm ama Dolar karşısında sürekli erir.

Kimse Zararına sattım demek istemiyor, beklerim çıkar düşüncesinde hele bu sene faiz düşünce fırlayan evler de olunca belki ileride yine bir faiz düşüşü gerçekleşir de evi satarız kafası oluştu.

Ben nisan'a karada beklemeyi düşünüyorum sonrasında alacak gibiyim.
Bu da buraya not olsun.

Bu sene bir garipti, nisan başında evi olan ile doları olan iki kişi olsun, istanbulda bir site için örnek verirsem ev alan da dolar kadar kazandı, 6 aydır da kira geliri elde etti.

Ama bu faiz düşümü ile ev artışı seneye olmasa dolar daha çok getirirli olurdu gibime geliyor.

Ev fiyatlarındaki artışlar gerçekçi değil. Neredeyse 1 senedir baktığım bir muhitte fiyatlar %20 arttı ama satış yok. Aynı ilanlar dönüp duruyor. Emlakçılar da ben evini pahalıdan satarım diyip mal sahiplerini çekebilmek için fiyatları şişiriyor. Kiralıklar da satış fiyatına oranla çok düşük rakamlara ancak talip bulabiliyor. Yoksa onlar da dönüp duruyor. Yatırım için ev, piyasanın çok altında denk getiremezsen mantıklı değil.

Ev fiyatları TL bazında düşmez ancak kira geliri olsun diye ev almak olabilecek en kötü yatırımlardan biri. Döviz bazında ev fiyatları ise sürekli düşüşte. Ben olsam dövizde tutmaya devam ederim.

3 hayır diyorum

1 hayır.
diğer ikisine bahis oynamazdım.

üçü de çıkamaz. rennes için düşük de olsa ihtimal var ama marsilya'yla zenit'ten bir halt olmaz. özellikle zenit bomboş bir takım. yenildikleri brugge'de bissürü eksik vardı virüs yüzünden, ona rağmen yenilmeyi başardılar kendi evlerinde seyirci de varken.

3 hayır, yani bu takimlara sans verebilmek icin grubun 4. adayini yenmeleri gerekiyor o da olmamis.

3 hayır +1

deterjanlı sıcak su bekletmek doğru olmaz çünkü kokusunu bırakıyor. ben deterjanlı su ile yıkadıktan sonra içine düz su doldurup bekletiyorum

elde yıkamaya uygun bulaşık deterjanıyla yıkayıp/çalkalayıp (ince uzunsa bir biberon ya da şişe yıkama fırçasıyla) iyice duruladıktan sonra ters çevirip bırakın bulaşık teline.
suyu süzülüp kurur zaten ertesi sabaha kadar.

yemek kaplarını da sıcak ya da sıcağa yakın suyla, bol köpüklü olacak şekilde bulaşık deterjanıyla yıkayın ya da makineye atın.
yağlı kalmaması lazım.
belki yeterince iyi yıkamıyorsunuzdur.

Alien olan

tarzları alakasız ki aslında? biri baya minimal çalışıyor.

tercihim minimal olan: alien

herkes ailen demiş ama asıl sanatçı olivia. minimalleri herkes yapıyor zaten. olivia bu işte zirveymiş.

Menüdeki Öde seçeneğinden başkasına para gönderebilirsiniz.

evet potluk olabilir özellikle dizlerde falan. slim fit modeller bence tam olarak anlattığın şekilde olabilir.

Kesinlikle yapılmaması gerekir.

Skinny pantolon konusuna girmiyorum. hangi kotu alacak olursanız olun. Mağazada denemeden almayın.

tüm kot modelleri için hemen hemen geçerli olan durum şudur.

bacaklar ilgili sorun yaşamazsınız fakat , yukarı çıktıkça kasık bölgesinde potluk, baldır kısmında nispeten torbalaşma ,bel kısmında çatal durumu gibi sorunlar yaşarsınız. kemerle toplarım deseniz bu sefer kemer sıkıldığında her taraf pot duracak.

son olarak marka ve modele göre bedenler 2-4 beden arası değişmekte.

littlebig de 28-30-31 beden , mavi de 29-30 beden, colinste 32 beden giymişliğim var.

Sakın yapma çok kötü olur. Ben özellikle skinny pantolon alırken içine ancak girebildiğim bedendekini alıyorum ki likralı kumaş zamanla kendini salıp vücuda göre şekillendiğinde düzgün durmaya devam etsin.

töbe haşa, biz kahve snob'ları kahveye hiçbir şey koymayız. elimizden gelse su da koymayacağız da, olmuyor işte...

geçen birkaç damla hindistan cevizi yağı damlattım v60 demlerken, fena olmadı. tabii önce bi sağıma soluma baktım gören eden var mı diye.
ps. buranın anonimliğine güvenerek yazdım bu cevabı, silebilirim.

Valla hocam Cold Brew ile düz limonatayı bir karıştır derim. Kışın Americano ile Cemiyet Kanyak karıştırıp matarama koyup çekiyorum arada o da güzel bence.

Yok, koymuyorum. Likörleri pancake üstüne döküp yiyen pis bogazli bir insanim, ama o kadar aromasi carti curtu, tazeligi icin para verdigim kahveye gidip yabanci madde eklemem.

Suyu icin bile acaba Brita yeterli degil mi, bir kahveciden birkac litre filtrelenmis su alsam mi diye dusunuyorum.

Ancak kismetimde cok kotu kahve varsa, ornegin havalimani ya da benzinlik kahvesi gibi, yapabilirim. Kahveyi yavas ictigimden dolayi, soguyunca butun o huzursuz eden aciligi ve kagit kokusu ortaya cikiyor ucuz kahvenin, o durumda suruba da liköre de varim.

bir kere vanilya ekledim hic begenmedim.
nane likoru yainda iciyorum en fazla denk gelirse.

kahvenin yanında alaman işi tatlı turşu yemek hariç bir şey karıştırmıyorum.

Kahve snpbu değilim ama Moka pot + süt köpüğü ile yapılan ev cappuccinolarina hastayım.

Ben baileys koyuyorum bazen. Sıcağı eh işte ama soğuk olanı güzel.

Hindistan cevizi yagi + muskat rendesi + tarcin ekliyorum canim isterse. Kokulu, aromali icimi hos bi kahve oluyor.

liverpool şampiyon.

manu ilk 4 zor.
chelsea 3

Lfc şampiyon
Manu 5.
Chelsea 4

her macina ust ve gol yer oynanir ikisinin de :)

chelsea'nin allah belasını versin küme düşsünler. 3-0 dan 3-3 biten maçta 2000 tl'lik kuponumu yaktı son maçımdı hala içim acır :)

Soruya gelince liverpool şampi.
ManU için bir şey demek zor şuan için.

kendi açımdan, 31 yaşıma geldiğim için bir başkasıyla yaşamazdım kesinlikle. ne o öyle üniversite öğrencisi gibi. sabah banyodan çıkmasını bekle. eve birilerini getirecek falan..

stüdyo ve 1+1 arasında sadece 50 birim fark varsa 1+1'i seçerdim. stüdyo daireyi sadece lokasyonu daha iyiyse seçebilirim.

stüdyo'da yaşamak biraz zordur. 1+1 daha iyi olur.

o zaman da maliyeti ev paylaşımının iki katı oluyor. bir gariplik var gibi.

ev paylaşımı uk'de çok popüler bir olay. iyi bir ev arkadaşın varsa hayat sana güzel ama bazen kabus gibi arkadaşlar da olabiliyor. pimpirikli biri kafayı yiyebilir.

dolayısıyla bu sorunun cevabı sende saklı.

Soruna cevap bence maaşında gizli. haftalik net 600 aliyorsam min ( londra oldugunu varsayiyorum ) 1+1 e 1200-1300 veririm aylik. 200 de bills ıvır zıvır 1,5 kafadan, eline de 1000 kalır rahat rahat yeter.

500 haftalik aliyorsam oda paylaşırım, 1 kişi gayet ideal biz 4 kişi 3 oda şeklinde kalıyoruz memnunum ama daha yüksek alsam 2 kişi yaşamak isterim toplam öğrenciyim burda ben.

ek bir soru olarak, lokasyonlar neresi ? fiyatlar çok uygun geldi bana.

Paylaşımı geçelim, geniş bir stüdyo her türlü iki minicik odalı 1+1'den daha kullanışlıdır.

Öğrenciysem paylaşımlı, çalışıyorsam 250 birim olan.

Aylık fatura vs giderlerinizi hesaplamanız gerekir, belediye vergisini tek başınıza ödeyeceksiniz çünkü. Yine internet vs de aynı şekilnde.

500 birim olsun benim olsun. Başkasıyla uzun süre aynı evde kalmak, hele ki tanımadığın birisi ile çok zor. Maceraya gerek yok.

Stüdyo ve 1+1'in her ikisinde de kaldım, tek yaşadıktan sonra bir fark yok açıkçası. Maliyet açısından sen karar ver.

bu iki seçenek dururken paylaşımlı evi kesinlikle tercih etme derim.

çok ince detay yok, dövmecinin moduna göre 4-5 saat süreceğini düşünüyorum.

toplam mi 4-5 saat surer diyorsun ikisi? yoksa 1 tanesi mi 5 saat surer?

Bir tanesi 4 saat surer.

Suresi neden onemli ?

saatlik ucret talep ediyor dovme sanatcisi

bir tanesi diyorum. Süreli dövme hayatımda duyduğum en saçma şey, 2 saatte yapacağını 4 saatte yapması önünde ne engel var? ben asla kabul etmem bu durumu.

bu arada gönderdiğin dövmelerin tarzını çok iyi yapabilecek birini tanıyorum, özelden yazarsan yönlendirebilirim.

inter
çıkar
çıkamaz
çıkamaz

1 inter
2 çıkamaz marsilya ve city daha diri kadro kaliteleri iyi.
3 çıkamaz sevilla ve chelse ağır favori
4 çıkamaz lazio ve dortmun daha kaliteli kadrolar.

city'i tabi geçemez ama marsilya ve porto'yu çok rahat ekarte edebilir bence.bekleyelim görelim :) (top yuvarlak)