Hayır yok. aslında temu'da satıcı diye bir şey yok. temu bizi tedarikcileriyle muhatap etmiyor. kendi altyapısı ile ürünleri satıyor. o gördügünüz magaza isimleri v.s aslında hepsi görüntü. bizdeki trendyol , hepsiburada gibi magazası olan satıcılar degil. üretici ve tedarikciler. onlar sadece temudan onlara gelen siparişin tedarigini yapıyor. biz müşterilerle hiç bir teması yok

Ben de @limonlu eksi gibi anladım. Temu verdiğiniz siparişleri, bu tedarikçilerden toplayıp, tek bir kargo ile size gönderiyor.

Hiç denemedim ama Aliexpress sitesinde üreticiyi aynı isimle büyük ihtimal bulabilir, oradan sorabilirsiniz.


.

Sabah 10.

Ve ayin ilk 15 günü randevu yakalamak daha münkün.

beyoğlu göz'den randevu bulmak imkansıza yakındır mesela.

bütün eylül ekim kasım baktım, aralık ayında sabaha doğru 5:30 gibi uyumamıştım bir şansımı deneyeyim dedim 3 tane boş yer vardı, anneme almıştım hemen.

2-3 kez daha aynı saatlerde zor bulunan randevulara yer buldum.

bilmiyorum şans mı yoksa alakası var mı..

ben 16.00 diye biliyorum

eskiden (4-5 sence once falandi galiba) 16.00'ydi ama sonra degisti sanirim.

sabah 10 ve akşam 8'de deneyin

Türkiye Cumhuriyeti hiçbir zaman Arap baharı yaşamayacak. Bu anlattıklarınız ona işaret ediyor.

“Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en gerçek yol, medeniyet yoludur”

İnkarın ihtimali mümkün değildir; apaçıktır. Türkiye Cumhuriyeti, Türkler bir kez adaletin, eşitliğin ve insan yerine konmanın tadını almıştır. Bu, senelerdir devam etmektedir. Bakmayın aşırı söylemlere hepsi en ufak dara düştüklerinde eşitlik naraları atar, atmaktadır.

Ben hiçbir şekilde huzursuz ve umutsuz degilim. Çünkü ben hiçbir zaman ümidimi yitirmedim. Realist olursak öyle bir ortam da yok. Lütfen silkinin ve kendinize gelin.

türkiye çok uzun süredir abd kucağında. solu kürt milliyetçiliğiyle zehirleyip pasifize ettiler. şimdi de sokağa çıkan vadan hayini oluyor. mevzu bu kadar basit.

halk da daha seçim beklesin, mansur yavaş aday olsun filan desin. aptal ordusu.

demin gördüm, saraçhane yürüyüşünde komünist bayrağı görmekten rahatsız olmuş duyarlı bir arkadaşımız :)

bu ülke devletin kölesi mankurtlardan oluşuyor, buradan hiçbir halt olmaz.

arbre'nin dediği gibi plan filan da yok. adam bakıyor kendine tehdit gördüğünün hesabını kesiyor işte. birisi sesini çıkaracak olursa da devletimin askerimin zartın zurtun yanındayım diyorlar, mevzu bitiyor.

kısacası emperyalistler bu ülkeyi zaten neredeyse yüz senedir parmağında oynatıyor. güçlü bir halk hareketi ve direniş olmadan bunun dönüşü yok.

o direnişi de politik bilinci olmayan, instagram kapanınca felç geçiren kuşaktan ve "devlet = allah" kodlamasıyla büyümüş kitleden beklemek takdir edersin ki aptallık olur.

biraz sinirlendiler işte sokaklarda oynasınlar, üç gün sonra hepsi "ilk üç gün ben de destekledim" demeye başlar.

bence bir plan yok. daha doğrusu planın aceleye getirilmesi söz konusu. panik havası var sanki. imamoğlunun durduk yere cbaşkanlığı ön seçimi diye bir şey çıkarınca akp panik oldu. çüünkü ön seçimle cbaşkanı adayı olan biri ile ilgili işlem yapmak algısal olarak zarar verecekti kendilerine. pazar günü seçim olmadan alel acele düğmeye basıldı. hatta o seçimi de yaptırmamak için pazar gününü de içine alan 4 (dört) gümlük toplantı vs yasağı koyuldu. bu sürecin sonuçlarını chp dahil kimse kestiremiyor artık. ama en büyük zararı akp görecek gibi. chp nin b, c, d, hatta z planı adayı var. ama akp de tayyip harici hiç kimsenin adı geçmiyor. olayın bir çok belediyeyi yüzlerce kişiyi kapsaması soruşturmanın asıl hedefinin chp olduğunu herkes anladı. bakalım neler olacak.

şu dakikadan sonra CHP adına kim girerse girsin seçimi kazanır. akp ilk kez ne yaptığını bilmeden hareket ediyor.

bize düşen inatla ve merakla 2028 seçimlerinde akp'nin adayının kim olduğu sormaktır:

1- RTE'nin üniversite diploması yok.
2- RTE zaten 2023'te 3.kez aday olmuştu. 2023'te aday olması bile anayasaya aykırıydı.

Akp en güçlü rakibini yok ediyor işte bu en büyük kazanım.
Halk ekonomiyi konuşamıyor, bu da ikinci büyük kazanım.
Kutuplaşma hala akp'ye yarıyor bu da üçüncü kazanım.
halk otoriter rejime biraz daha alışıyor bu da dördüncü kazanım.
(seçimde birşeyler dönerse halk tepki veremeyecek)

* tüm medya iktidarın elinde, apoya tepki vermeyen halk imamoğlu'nun hapse atılmasına mı ses çıkaracak, geçiniz.
Zaten amaçları halkı sokağa döküp ohal ilan etmek olsaydı, gezicilerin üstüne yıllar sonra bu kadar gelmezlerdi.

Dövizi tutamadıkları için böyle bir yönteme başvuruldu bence. Bakın olaylar oldu döviz de o yüzden yükseldi demek için; milletin gazını almak amaçlı. Gezi olaylarını falan da sıkıştırıyorlar araya zaten.

iş görür, önce çekiş mekaniğini öğrenmeniz lazım. hoppadanak hemen yapılacak bir spor degil, zor da degil de ogrenmek en iyisi, postur vs. neredeyse her yeri calistiriyor. postur icin tek basina yetmez, bir suru egzersiz var postur icin.

teknigini bilmezsen kendini sakatlarsin
concept2 disinda ne alirsan al cop..

Is gorur de evde kapladigi alana degmeyecek bi alet bence. Bi de sanilanin aksine en cok bacak calistirir

Cooperr'ın dediği gibi Concept2 mantığla çalışan aletler dışında diğerlerinde mekanik gerilim çok kısıtlı olduğu için pek bir işe yaramaz ama Concept2 aleti de öyle pek eve alıp kullanayım mantığında bir alet değil fiyatı sanırım 120 bin liraydı en son, onun dışında sırtını core bölgeni bacaklarını hatta göğüs bölgesini bile çalıştırır ama postüre pek bir katkısı olmaz kullanım formu itibariyle.

eski evimdeyken concept2 almıştım, salonda da kürek tek sevdiğim cardio aletidir ama alet 3 metre. salonda o kadar büyük görünmüyor ama ev için büyük maalesef.

murat kurum eğer kayyum olarak atanırsa, 2028 seçimlerinden sonra yurtdışına kaçması gerekir.

www.hepsiburada.com

Kendi sitesinde bulamamistim meger varmis orada da tesekkurler. Aromalida da bu markayi kullaniyorum. Baska oneri var midir peki aromali ozelinde?

Ben yemeklerden yeterli protein aldığım için uzun zamandır Whey kullanmıyorum ama kullandığım dönemlerde seçim yaparken dikkat ettiğim bazı kriterler vardı; içine sonradan Glisin, Kreatin ya da Bcaa eklenerek şişirilmemiş içeriğe ve doğal olarak %10-11 Lösin oranına sahip olan whey bulmaya çalışıyordum zira en değerli aminoasit Lösin'dir, protein sentezini tetikler ve oranı ne kadar yüksekse süreç o kadar uzun sürer, bu şartları karşılayan benim gördüğüm birkaç ürün var: Reflex Nutrition, Supplementler.com'un kendi whey'i ve Optimum Gold, şu an son durum nedir bilmiyorum ama o dönem lösin oranını karşılayan ürünler sadece bunlardı, belki yenileri de eklenmiştir ama uzun zamandır bakmıyorum, yine bunları öneririm o nedenle.

Bugunden ve olanlardan bağımsız evet gayet yeni rte.
Hal hareket ve kriz anlarındaki davranışları birebir neredeyse. Hep ben odaklı, benden olanlar melek karşısı şeytan minvalinde konuşuyor. Zerre kadar sevmiyorum ve sempati duymuyorum. Fakat bugün sandık gelse oyumu ona veririm. Tabii Mansur Yavaş pusulada yoksa.

yav bunu söyleyenler gizli akp’li niye olsun? rte sonrası yeni bir lider için bulunmaz kaftan işte. ama asıl soruya cevap:
-üslup. ikisi de devlet dilinden ziyade kapı komşusu gibi konuşuyor.
-nabza göre şerbet verme olayları/pragmatik ya da çıkar temelli esneklik: her ikisi de doğu’da başka, batı’da başka söylemlere sahip.
-her iki taraf da köprüyü geçene kadar ayıya dayı deme veya köprüyü komple yıkma hedefli.
-her iki tarafın da diploma sorunu var.
-her iki taraf da dönemin üst güçleri tarafından mağdur edilmiş durumda.
-her iki taraf da karşıt görüşlü insanlara zerre güven vermiyor.
-ikisi de bağırıyor.
-her ikisinin de suçlandığı veya övgü aldığı özellikleri komple aynı.

Tüm bunların yanında senelerdir söylüyorum: biz neden bu vasat insanlara muhtacız?
85 milyonluk ülkede bir tane düzgün insan çıkmıyor. Gerçekten bu dış güçlerle ilgili olmalı. Aksini düşünemiyorum.

bana göre mantıklı bir sebebi yok. doğru bir yaklaşım değil. imamoğlu ve erdoğanı yakın kılacak bir şey yok bana göre. sevgiler.

zemberek +

Benzerlikleri olabilir gelecekleri de aynı olacak diye bir şey yok.
İkisinin de belediye başkanlığı döneminin Türkiye'si her yönden dağlar kadar farklı.

m e b'e katiliyorum ve sistem size devamli secenek sunar. siz de dogrusunu sectim zannedersiniz, halbuki ikisinin dış gorunusu farklidir sadece. biz ortada kavga, kiyamet var gibi goruyoruz da basa gelecek kisi kendisine verilen emirleri yerine getirecektir. yine birileri veya birisi mutfakta çözülmeyi bekliyor.

siz farki anlatin daha kolay olur. ayni ekol sistemin izin verdigi char, ayni kitleye ayni uslupla hitap ediyor. hangi akplinin canini yakmis ki bu adam? tek huzursuz ettigi yer koltuk onun disinda akpden aday olsa siritmazdi tipki mansurun mhpde siritmayacagi gibi. partilerin omurgasi kalmadigi icin adaylar arasi tek fark guc/sayi. kutsanacak biri degil kutsayanlar da siradan akpliden farkli degil. döngü değişmiyor, devrimci bi eylemi olmayacak, fark hissedilmeyecek

Cevap : beyinsiz olduklari için.

Ki çogu 2000 öncesi TR'yi ve o zamanki IBB'yi bilmeyen z kusagi.

Bu algı bilinçli yaratılıyor. Hiç alakaları yok. Basbaya Tayyibi yıkacak bir lider işte. Siz bakmayın gizli Akplilere burda da baya fazlalar. Yıllardır oyunun kurallarını değiştirerek seçimleri kazandılar baktılar bu kez kazanamayacaklar adamı aldılar. Öncesinde de Kılıçdar sattı. Bakalım milli iradenin üzerindeki güç etkisini yitirecek mi

Çünkü CHP seçmeni AKP'yi eleştirirken dış politika ve ekonomi üzerinden değil din, islam, manevi değerlere atıfta bulunarak eleştiriyor.

Bu da diğer seçmenlerde CHP'li başkan gelirse dış politika ve ekonomi aynen devam edecek ama İslami değerler her platformda aşağılanacak düşüncesini doğuruyor.

Benzer olduklarını düşünmüyorum. Gizli akp sempatisi sebebi mantıklı geliyo

sosyal medyada(sadece tr degil, tum dunyada) belli bir hedef icin surekli ayni seyi tekrarlamak bugunun bir gercegi.
ekrem ve mansur arasinda bi ikilik cikarmak icin her seyi soyleyebilecek cok cok cok fazla hesap var. milliyetci taklidi yapan trollerin oldugu bilinen bir sey.
bugun artik kanziler diye anilan kitlenin fonlandigi ve amaclarinin ne oldugu bilinen bir sey.

@m e b (RTE'nin İmamoğlu gibi mağdur edilmesi kısmı hariç) +1

Ek olarak İBB geçmişi, birinin ABD diğerinin Almanya ilişkileri vb. şeyler var. İkisinin de doğu karadenizli olup doğu karadenizli ön yargılarını tamamen oynamaları var.

RTE'nin İBB başındayken Feto ile ilişkileri ile elde ettiğinin benzeri bir yabancı ülke destekli tarikat ilişkisi yok bildiğim kadarıyla İmaro'nun. Bunun gibi şeylerden komple ayırmamak lazım. Sırf CHP'li ve etkili bir konuşmacı diye bir de AKP karşısında yıpranmasın diye siyasal islamcı gibi her şeyi inkara gerek yok arkadaşlar.

uşak tezgahlarının halı dokuyanları + m e b + evimin paspasi + ala09 +1 :)
ayrıca iki ismin de fanatik destekçilerine bakın. tıpatıp aynı üslup, aynı kafa yapısı.

gerizekali muhalif gorunumlu ahmaklar olduklari icin. hal ve hareketleri benziyormus bilmem ne bu ara da cok da sevmem ve ilceden beri beylikduzunde yasayan biriyim. rte'nin simdiye kadar yaptiklarina bakin hangisini yapmis da onun gibi olmus.

damadini bakan mi yapmis?
soforunu vekil mi yapmis?
cocuklarina vakif kurup oyuncak gibi ellerine mi vermis?
kaybettigi secimin gecesi biz kazandik diye aciklama yapip bilboardlara pankart mi dosemis?
ayni secimi keyfi olarak iptal edip 4 pusuladan birini tekrar mi attirmis?
ve sair...

@meb basbayağı bir üslup sorunun var. herkes fikirlerini saygı çerçevesinde ifade etmiş salya akıtmadan saldırmadan, sen maşallah azula. benim sorulara cevap verme sen rica edicem, allah çevrendekilere sabır versin.

genel olarak kapsayıcı konuşmasına rağmen bazen popülist bir siyasi üslup kullanıyor. rte de ilk yıllarında hem kapsayıcıydı hem de popülist söylemler kullanıyordu. benzetenler oradan benzetiyor büyük ihtimalle, ben de bazen benzetiyorum ne yalan söyleyim. imamoğlu’na değil kime mutlak güç verirseniz sonu kaçınılmaz olarak rte’nin bugünkü haline dönecektir.

Erdoğan'ın alternatifi, İmamoğlu değildir.

İmamoğlu siyasi istikbali için her şeyi yapabilecek, Türk diyemeyen, küresel çeteye hizmet etmeye gönüllü, Trabzon'da başka, Diyarbakır da başka konuşan bir adam...

Cengiz'le çalışan Erdoğan'ı bırakıp, Cengiz'e abi çeken adamı mı getireceğiz başa...

Biraz sebep-sonuç ilişkisi kurmak ve olayın nereye gittiğini okumak lazım. Türkiye Cumhuriyeti yıkılma sürecine girmiştir. Biraz daha geç kalırsak, Suriye'den Irak'tan beter olacağız.


.

@Bay b, tam demek istediklerimi söylemiş. Her şeyi inkar etmeyin yazılmış, her şey ne diye sorunca 'o da karadenizli' deniyo :)) ağğbi şaka misiniz...

zerre kadar alakaları yok bence.
uyanık olun, kanmayın böyle söylemlere.
ekrem'e desteği baltalamak için uydurulmuş bir şey.
madem ekrem de rte ise, o zaman rte âşıkları ekrem'i de eşit derecede desteklesin.

Siki taşağına denk yaşamak diyebiliriz kısaca.

teoman, billur kalkavan, sezen aksu bohem insanlardi mesela.

Kerim Çaplı'nın hayatına bak Freddie Mercury'den daha bohem bir yaşam sürüp ölmüş tek kişi olabilir.

Küçük yerleşim yerlerindeki derbederin, şehirli versiyonuna deniyor sanırım.

Uzun süre havalandırılmamış odasında kanepenin önündeki masada izmarit dolu kül tablası,bir kaç bira kutusu ile varsa yuvarlak çerçeveli gözlüğünün olması.
Duruma göre biraz sanat,edebiyat vb. alanlarında bilgisi olabilir.

mirasyedicilik veya emlak kiralarından geçinen, genelde alkol ile haşır neşir, alkolsüz versiyonu ayahuaska tüketen, Coachella'lara giden, gerçeklerinin ulus baker vb sahtelerinin dilanpolatvari paylaşım yaptığı hayat türü.

gerçekler bohemler edebiyat ve felsefeye düşkün olurlar çoğunlukla.

Kariyer, evlilik, coluk cocuk buyutme gibi toplumsal normlardan uzak, muzik, edebiyat, resim gibi ugraslarla hasir nesir insan turu. Sigara ve alkol yogun yer tutar hayatlarinda.

Bence billur Kalkavan bohem'den ziyade, hedonist gibi.

necip fazıl, dinci olmadan önce paris'te bohem hayatı yaşamış ve kumarda kaybettiği bir gün eve dönerken Kaldırımlar şiirini yazmış. diyorlardı.

Bir de La Boheme operası var. Bohem hayatı anlatıyordu hatırladığım. İzleyebilirsiniz.

necip fazıl, dinci olmadan önce paris'te bohem hayatı yaşamış ve kumarda kaybettiği bir gün eve dönerken Kaldırımlar şiirini yazmış. diyorlardı.

Bir de La Boheme operası var. Bohem hayatı anlatıyordu hatırladığım. İzleyebilirsiniz.

hayır. bunun rastgele bir numarayı işletmek sapıklığından ne farkı var?

Niye yapalim ki boyle bir seyi? Taciz bu?

niye random insanlara mesaj atiyoruz abi delimiyiz..

yıllar önce vardı bu. hayır yapmadım ve yapanı da direkt engellerim.

Bu bildiğin gibi dizisi senaryo konusu.

Tabi şu an yorumlarda görüldüğü üzere farklı algılanıyor.
Malum günümüz herkesin herkesten uzaklaştığı bir zaman.

çok eskiden yapmıştım ama numarama benzeyen numaralar mıydı onu hatırlamıyorum.
mesaj da atmıştım, yine seviyeli cevap gelmişti.
dönem olarak win xp, camfrog, mirc, msn li bir dönemdi.

Birisi arasa dümdüz söverim.

Eskiden telefonla arayip konusmadan sadece ufleyip nefes verip kapatan tipler vardi aklima o nesil geldi

çok önceden vardı böyle bir akım.
insanlar o zaman sosyal medyalardan ya da bildirimlerden bu kadar bunalmamışken yapılıyordu. ben yapmadım. saçma buldum. bana atan da olmadı sanırım, hatırlamıyorum.

o zaman da saçma bulup karşı gelenler vardı ama bugün saçma bulanlar kadar yoğunlukta değildi.

www.amazon.com.tr

Üç hücreyi de seçip sağ alt kenarından aşağıya doğru çekerseniz istediğiniz şekilde artar. Ya da "bir önceki hücre+7" formülünü de kullanabilirsiniz.

İkisini de denedim duyuruyu açmadan önce, olmadı maalesef.

hücre tipinin tarih olup olmadigina baktiniz mi?

Tarihi dogru yazmiyorsunuz , yani yazdiginiz tarihi string olarak algilyor excel, tarih degil. 12.04.25 diye bir yazis yok sanirim, 12/04/25 yapin. US ayariyla da kalmis olabilir yani Ay/Gun/Yil, buna gun/ay/yil yazarsaniz gun>12 ise string olarak algilar.

bir önceki hücre + 7 çalışıyor, ama hücrenin formatını tarih olarak ayarlamanız lazım. text ya da numara olarak formatlı ise çalışmaz.

wallcan' ın dediği şekilde oldu, herkese çok teşekkürler. Hatta onun dediği şekilde yazınca herkesin dediğini denedim, hepsi oldu :)

20:00 güvenpark

devlet hastanelerinde ücretsiz. (sadece katılım payı var cüzi.)

kasım ayında 2800e yaptırmıştım.
2025 yılı tarifesine göre o fiyatlar olmuştur.

6 ay önce 3000 verdim ama bence de fazla.

İki hafta önce 3500 e yaptırdım, kendi özel kliniği olan bir diş hekimi. Geçen sene yaptırmadığım için ne kadar arttı bilemiyorum. Diş hekimlerinin fiyat tarifeleri yok mudur, devlet hariç her yerde benzer fiyatlar olmalı diye düşünüyorum..

yaklaşık 40 lt depo, benzin/motorin yaklaşık 45 tl, 40x45=1800 tl

Benzinli modeller için yaklaşıBenzinli modeller için yaklaşık 42 litre; - Dizel modeller için yaklaşık 39 litrek 42 litre; - Dizel modeller için yaklaşık 39 litre

dedi google

1750-1800 civarlarina fulluyorum

clionun yedek deposu normale göre daha büyük diye biliyorum. 1800ü geçebilir.

daha once bu tip durumlarda farkin istendigini biliyorum, basina gelen varsa nasil odedigini yazacaktir. en kotu alo maliye vs aranip ogrenilir.

dijital vergi dairesinden dilekçe oluşturun iade için. sonra da güncel harcı ödeyin.

Gazap üzümleri bunun en iyi örneği.

Merhaba

Özellikle 1929 ekonomik krizini değil ama genel anlamıyla yatırımcı psikolojini anlatan, davranışsal finansa eğilen bir kitap önerebilirim. İçinde 1929 döneminden örneklere de yer veriyor ancak tümüyle o döneme odaklanmıyor, kesinlikle tavsiye ederim. Ben geçenlerde kitabı bitirdim (ki okuması da oldukça kolay) şimdi elimde kalem ile satırbaşlarının üzerinden geçerek tekrar göz atacağım.

Paranın Psikolojisi - Morgan HOUSEL

"Gazap Üzümleri", evet.
Bir de "Fareler ve İnsanlar".

Bunu bir ara ben de araştırmıştım. En çok önerilen 2 kitap:
Hard Times: An Oral History of the Great Depression
The Worst Hard Time: The Untold Story of Those Who Survived the Great American Dust Bowl

Fareler ve insanlar - işçi sınıfının hayatta kalma mücadelesini anlatan etkileyici bir hikaye

Dokunulmazlar (1987)

Evet onerir. La roche posay’le oyle tanismistim yillar once

Emekliliğine 2 sene kalmış Sivaslı ve bıyıklı bi doktora denk gelirsen tatmin edici bir öneride bulunamayabilir Excipial Lipo yazıp gönderir ama yeni nesil doktorlar bu konuda daha zengin oluyorlar amaca yönelik kozmetik çeşitliliği konusunda.

@kalecisaçlıyırtıcıforvet :) ankara liv hospitalde görece genç bir hekimden randevu aldım bakalım

ben çok cildiyeye gittim. bacaklarım pul pul dökülüyor kuruluktan. bende de hipotiroid var fakat hepsi sadece önündeki reklamını yaptığı broşürden krem öneriyor o yüzden güvenmiyorum. cerave aldım onu sürüyorum bayağı da bereketli çıktı bitmiyor.
yüz için ise yves roche'den yağlı cilt için krem aldım çünkü kuru cilt için alınca yağlı bi krem veriyor o da sivilce yapıyor.

Cildin çok hassas ve kuru ise köpük formunda temizliyicileri tercih edebilirsi. ben çay ağacı yağı içeren bir temizleyici kullanıyorum doktorum önermişti. ama en doğrusu doktora danışmak tabii

Doktor önündeki broşürden öneri verir+1

Çok kuru, atopik cildim var. Sorun yaşamadığım ürünleri yazayım:

Temizleme: Dermoskin yüz yıkama köpüğü. Çift aşamalı temizlemenin (yag bazli+su bazlı) kuru ciltlilere uygun olmadığını düşünüyorum.

Tonik: Asitli, temizleyici olanlar cildimi bozuyor. Nemlendirici olanlar (klairs mist) krem öncesi ekstra nem veriyor.
Nemlendirici krem: Bioderma, la roche kremler yetersiz gelmeye başlamıştı. Gramaj ve fiyat avantaji nedeniyle yıllardır kore ürünleri kullanıyorum. Artık fiyatları uygun olmasa da Cosrx intensive krem (100ml), klairs rich moist krem önerebilirim.
Cosrx oil-free, rovectin aqua calming de olabilir, ama yeterli nem için altına esans gibi ilave nemlendirme gerekebilir.

isntree yam root milk cleanser ile pyunkang yul kremleri tavsiyemdir. ya da eucerin, amlactin, vanicream gibi kremlerin büyük boylarını alın.

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

osman ya da saman.

ya ben bi vide izlemiştim. p ve s harflerine duyarlı oluyorlarmış kediler. sipsi olabilir mesela :D

Cinsiyet belirtmemişim bu arada;
Dişi.

çilek, bambi, pankek, popkek, suşi

Üzüm demek istedim.

Şapşik ya da şaşkın tipi var bunda:)

ayşe

hasbam.

Çok sevimliymiş. Genelde bunlar latte ya da lokum oluyor ama bu bence kayısı.

Casper

nori

çükübik

Aklıma ilk gelen isim; Tufan.
Dişi olduğunu öğrendikten sonra; Sude.

fikibok

karakterine gore isim koyardim.

oturakli bi kediyse: hikmet, nazli


yaslaninca hikmet bey, nazli hanim derdim:)

furby çok da benziyor ahahaha

Ben öneride bulunmayacağım ama bi sitemimi dile getirmek istiyorum. Hem kedi için oldukça önemli bir konuda öneri istiyorsun hem de kedinin sadece 1 (bir) tane fotoğraf gönderiyorsun, böyle olmaz, göndersene 15 25 32 tane falan bakalım zihnimiz açılsın.

brioche

bence bir kediye isim verilmemeli. o ismi, o almalı. yani bir süre gözlemledikten sonra karakterine uygun bir ismi hak ederek alıp, hayatına devam etmeli.

benim kedim olsaydı adı prenses Fiona olmuştu bile

Pişi

Müjgan

Limon değil mi bu ya.

Sevim.

Ela

ayyy bu ne yaaa

süt
irmik
helva
boza


bildiğin yenmelik bir kediymiş, aklıma hep gıda isimleri geliyor.
cinsiyet belirtmemişsin.

Peynir olsun bence

Peynir yiyorum gibi sozlerde tatli olur ilerde :D

Edit: kedinin ismini ne koydugunu soylersen de guzel ve anlamli olur. soruna editleyebilirsin karar verince :)

Biraz klasik ama bakar bakmaz boncuk geldi aklıma.

Bambi önerisi asiri hoşuma gitti. Bu ceylan gözlüye cuk oturur. Ben de Bambi+1 diyorum.

Badem, ceviz
Yemek çağrışım yapıyor bana da

Merhabalar, kedimin ismini Badem olarak belirledim.
Öneride bulunan herkese teşekkür ediyorum.

ücretsiz, sorunsuz, hızlı
protonvpn

@biseysoracaktim tam bunu hatirlamaya calisiyordum, tesekkurler

bu programlar açıkken banka uygulamalarına girmeyin demeye geldim

1.1.1.1 - ücretsiz ve Cloudflare destekliyor.

@yazsamromanolur daha once onu kullaniyormusum meger, silmisim, onu da indireyim dursun

@eja cok iyi hatirlattiniz, tamamdir cok tesekkurler

Ben direkt P ye alıp park ediyorum. Hiç N, el freni falan yapmadım

Teknik olarak doğru ama asırlardır hiç böyle bir şey yapmadım. Sadece araç yokustaysa p ye alınca ayağımı lank diye fenden çekmedim sadece yavaşta bıraktım.

Yeni araçlarda otomatik el freni varsa o zaten çekiyor ayrıca.

2 ile 3. madde arasına;

ayağını frenden çek arabanın yükü el frenine binsin. sonra P'ye al.

birincisi, düzlükte doğrudan P'ye alıp el frenini çekerek kapatabilirsin, araca yük binmiyorsa o kadar da hassas olmaya gerek yok. bu arabalar camdan yapılmıyor.

ikincisi, adımların doğru ama eksik.

1. N'ye al
2. el frenini çek
3. AYAK FRENİNİ BIRAK, araba zart diye bi yerleşsin, arabanın yükü el frenine binsin
4. tekrar frene bas, P'ye al
5. kapat

arada ayağını frenden çekip yükü el frenine vermezsen yaptığın işlemin hiçbir anlamı olmaz.

ben manuel viteste de aynısını uyguluyorum, şanzımansa onunki de şanzıman. el frenini çekip ayağımı frenden kaldırıp yükü el frenine bindirdikten sonra stop edip vitese takıyorum.

isim veremeyeceğim ama yahşi'deki otellere bakın.

Gümüşlük' te denizin dibinde çok güzel ama salaş bulur musunuz bilmem, Arriba apart. Butik otel değil en nihayetinde ama mesela daha iyi bi' yer olsun derseniz hemen yanında Mükellef'e bakabilrsiniz.

yahşi +1. bodrumda denize girmek için en ideal yerlerden biri, yalıkavak tarzı uçuk fiyatlar da görmezsiniz. yahşide deniz kıyısında heredot, zest, viras tarzı oteller var onlara bakabilirsiniz. biraz daha lüks olsun derseniz khai var. hepsi zaten yan yana denizin dibinde.

Datça'da Mesudiye Koyu'na bakabilirsiniz. Otel tavsiyesi istenmiş ama işletmeler değişmiş, direkt tavsiye edebileceğim bir yer yok ama deniz kenarındalar. Gabaklar Butik Otel & Restaurant buraya bir bakabilirsiniz.

sahipleri çok tatlış sofabed var.

yerden ısıtmalı ama düşük yıldızlı bir otel. ortakent'te.

bitez'de denizin hemen dibinde çınar var bir de.

Youtube da saatlerce kaliteli çizim içeriği var

ücretsiz eğitim olarak eğer istanbuldaysanız ismek kursları var. temel çizimden, yağlı, sulu boyaya kadar farklı kursları var. ama eylül-ekim ayında kayıtlar açıldığında hızlı davranıp kayıt olmak lazım çok talep oluyor.
ayrıca halk eğitim merkezlerinde benzer kurslar oluyor.

İstanbul'da değilim. Yaşadığım yer küçük bir yer, halk eğitimde kurs vardı ama tasarruf tedbirleri sebebiyle kapandı bu yıl.
YouTube kanalı önerirseniz memnun olurum. Dediğim gibi asıl yapmak istediğim çocuk kitabı çizimleri.
Böyle kırmızı yanaklı, kocaman gözlü karakterler, rengarenk balıklar; üç gözlü, beş kollu sevimli canavarlar falan çizmek istiyorum.

www.studiomasterpiece.com

Masterpiece'den bir ders workshop satın al. 600 TL veriyorsun, İstanbul, Ankara, İzmir veya Eskişehir'deki uygun şubesinde 2-3 saatlik bir workshopa katılıyorsun. Gittiğinde bir resim atölyesi içinde senin gibi 20 kadar öğrencinin olduğu bir ortama giriyorsun. Herkesin çalışma masasında boş bir tuval var. Öğretmenin masasında da ünlü bir tablonun fotoğrafı var. Öğrencilerin tuvalinin üzerine kurşun kalemle silik şekilde orijinal tablonun hatlarını çizmiş oluyorlar. Yine tuvalinin yanında resimde ihtiyacın olan boyaların renklerini içeren bir palet bırakıyorlar. Bunun yanı sıra terebentin, fırça ve peçete de bırakıyorlar masana.

Resim öğretmeni, orijinal tablodaki gibi boyamanızı istiyor tuvalinizi. Bunu yaparken hangi sırayla ve hangi teknikle nasıl bir boya yapacağınızı tarif de ediyor size.

Günün sonunda da herkes kendi yaptığı tabloyla evine gidiyor. Böylece yeteneğin olup olmadığını net şekilde anlıyorsun. Öğretmen de yetenek görürse seni yönlendiriyor zaten.

Ortam yaklaşık şöyle bir şey: www.youtube.com

Malzeme almadan veya yatırım yapmadan önce buradan bir başla mutlaka.

Kursa vs gerek yok.

Sevdigin artistlerin çalismalarini etüd ederek kendi teknigini bulabilirsin.

Bakman gereken kavram codependency türkçeye de eşbağlılık eşbağımlılık gibi çevriliyor, öncesinde youtubeda ilgili açıklayıcı videolar vardır

Seninle Başlamadı - Mark Wolynn
Bağlanma - Amir Levine & Rachel S.F. Heller
Kendine Ait Bir Yaşam - Irvin D. Yalom
İnsanın Anlam Arayışı - Viktor E. Frankl

Bu dertle psikiyatri doktoruna gittiğimde bana ilk seansta önerdiği şey "Hayatı Yeniden Keşfedin" kitabıydı. Psikonet Yayınevi'nden.

Ben de sana öneririm.

verirler. hele hele 1-2 gün geçmişken.

Verirler. Başıma geldi geri aldım ancak meblağ daha düşüktü benim kaporada.

kapora yanamaz. fatura kesemeyeceği bir para almış. sebepsiz zenginleşmeden çok acı çektirirsiniz bayii ye. birkaç günde geri alırsınız.

Geri aldım direkt, cevaplar için çok teşekkür ederim. Zaten son olaylardan dolayı liste fiyatı güncellenmiş vazgeçmem çok iyi oldu onlar için şimdi aynı aracı güncel fiyatla satacaklar.

The Square (Meydan) Mısır’daki Tahrir Meydanı protestolarını, devrim sürecini ve halkın mücadelelerini anlatan güçlü bir belgesel. Gerçek görüntülerle olayları doğrudan aktarıyor.

O ayakkabıları çiğneyerek evime girerdim. Sorarsa da güler yüzle ifade ederdim. Üstünden atlayamadım dersim. Kin nefret kavgaya gerek yok. Bunlara laf anlatılmaz. Lafla peynir gemisi yürümez.

Bitane pleksi olur, karton olur, bişi olur, tam sınıra engel olacak bir şey montajla/yapıştır sınır belli olsun. Duvardan itibaren 2 ayakkabı uzunluğunda olsun ki kendi ayakkabıları taşamasın sana doğru.
Hala senin kapına geliyorlarsa tekmele uzaklaştır.

Düz tc vatandaşında umumi alan kavramı yok, işgal zihni sokakta kaldırımda ortak her alanda mevcut. Sınırı net belirlemek lazım, ona rağmen ihlal ederse saldırıya geçersin.

Benim karşı komşumda sizinkisi gibi.Yönetime söyledim. Adamdan korkuyorlar, bende muattap olamam. Lümpenle uğraşılmaz. Altım üstüm karşım hepsi lümpen ne laftan anlıyorlar ne sözden.

Ben de onlara inat çöpü akşamdan çıkarıyorum. Köpeklere vereceğim yemek artıklarını geceden kapıya koyuyorum.

İki kapı arasına şöyle bir şey koyup, 'artık kendi tarafınıza .ıçabilirsiniz.' de.

www.egeyelken.com

Cahille baş edemezsin.
Aldırmamaya çalış.
Rahatsız olduğunu da belli etme inadına yapar.

Ne kadar haklı olsan da burnunun dibinde düşman kazanmak için iyi bi neden değil bence. Bi kere işler düşmanlık boyutuna gelince insanın evde huzuru kalmıyor. Malesef bu apartman yaşamında katlanmak zorundayız yoksa var olan huzur da kalmıyor.

üstüne bas geç :S

bir sure kabullenmis gorunurdum, kamera yoksa ben guzel olanlari alip atardim, aaa calinmis.
ya da sende cop koy, copun suyu aksin bir guzel.

Çözüm basit, git bit pazarına 5-10 liradan 20 çift ayakkabı al çeşit çeşit. Koy kapının önüne

Tekmele merdivenlerden asagi anlar sonunda

uyarmasaydin en kesin cozum ayakkabilari cope atmakti. bir daha asla birakmazlardi

kek börek yapıp güler yüzle ikram edebilirsin. sıfır gerginlikle hem kendini hem ayakkabı konusunu hatırlatmış olursun onlara.

normalde butun ayakkabilarin alip cope atilmasi gibi agresif bir cozum soylerdim ama tek basiniza kalabalik bir aileye karsi oldugu icin tavsiye etmem. ya yonetici uzerinden gidilmeli ya da benzer leslikler yapilmali. ustteki nil karaibrahimgil kek yapin falan demis ama bu tipleri cok iyi bilirim okurken bile anlasiliyor asla laftan anlamayan hayvan kadar bile asgari birlikte yasama gorgusu olmayan bir grup.

o yuzden yonetici>benzer leslikler yapmak>ortaya sinir cizmek en makul cozumler gibi gorunuyor.

ev sevmediğim varoş hareketidir kapı önüne ayakkabı koymak. hele ki komşumu rahatsız ediyorsa ve bile bile buna devam ediyorsam cezayı hak etmişimdir :D ben olsam alır kendi paspasımdaki ayakkabıları merdivenden aşağı sallardım. hiç acımam çünkü komşunuzun size saygısı yok net.

nil karaibrahimgile güldüm. ne mantıken ne hukuken kapının önüne bırakılmış ayakkabının makul karşılığı çöpe atmak değil. fazla film izleyip kovboyluk yaparsanız eğer meydan dayağı yersiniz. kapı paspaslarının birbirine değeceği kadar dar bir alan diyor duyuru sahibi, ben böylelerini bilirim falan gibi yüksek perdeden müneccimlik yapmanın gereği de yok. gerçekçi olun, pasif agresif davranışlardan kaçının.

bi ara kamera taktırmayı düşünüyordum bu yüzden :D

haftada 1 tekere çivi mi girer arkadaş. vallahi illallah etmiştim. güzergahımdaki inşaatın bitmesiyle 3 ayda bire düştü, bayadır da olmuyor artık.

Şöyle bi lastik şişirici aldım arabaya, en azından lastikçiye kadar götürüyor. krikodur, stepnedir derdi kalmıyor.

amzn.eu

lastik markası nedir?

Son 7 senede 2 kez başıma geldi, bir kez çivi bir kez de vida girmişti. Son olduğunda inşaatların olduğu bir bölgeden gelip gidiyordum muhtemelen ondan kaynaklandı. Vakti geldiğinde başka marka bir lastik deneyebilirsin.

10 senede 5 kere girdi. 2'si 1 hafta arayla olmuştu. tamamiyle şans ya.

lastik miadını doldurduysa mıknatıs gibi çekiyor. 6 yıllık lastiklerim vardı, topluyordu resmen.

İstanbul'da Kadıköy civarında bolca inşaat var. Ben de neredeyse iki ayda bir çivi veya vida buluyorum lastiğimde. Ustalarının yere düşen çiviyi almama gibi bir kaprisi var. O nedenle oluyor.

Şunu yapabilirsin ekonomik olarak, internette lastik yama kitleri var. www.hepsiburada.com bunlar gibi. Basit bazı çivi ve vidaları bunlar ile kendin de tamir edebilirsin. Lastiği sökmene bile gerek kalmayabilir. Tamir sonrası benzinlikte hava basıp kullanma olasılığın yüksek. Bir de hava basarken www.hepsiburada.com spreylerinden de sıkarsan işini görebilir.

ben lastikleri yeniledim hafta geçmeden vida girdi.

Lastikçi şunu demişti kar yagısı sonrası lastiklere çivi vida batması artar. yollar temizleniyormuş falan. lastik michellien.

Bacak günü karbonhidrat alımını yüksek tut ilk hareket olarak calf'ını çalıştır squat'ı ikinci hareket yap, güçsüz biri değilsin bench'in çok iyi mesela, muhtemelen psikolojik olarak o bariyeri aşamıyorsun. Ayrıca her gün mobilite çalışmana gerek yok fazlası da iyi değil. Bir de tekrar sayılarını biraz yüksek tut minimum 7-8 tekrarlı bir rutinin olsun PPL salt güç programı değil tekrar sayılarını düşük tutarsan pratik de düşük kalır, bazen hareketler pratiğe tepki verir, ihmal etme.

Vallaha hiç 7 gün mobilite calismadim. Squat öyle acayip mobilite gerektiren bir şey değil. Olimpik lift değil yani.

Video cekip atabilir misin tekniği görelim? Çünkü kaleci dediği gibi güçsüz değilsin ama squat anormal düşük. Bench 90 yapip squat 60 yapmak anormal.

Bu arada böyle çok kafayı yormana gerek yok. Grease the groove; squati squat yaparak öğrenirsin. Leg press su bu vs gereksiz. Bunlar ilerledikçe sana yardim edecek şeyler ama squat yapamiyorum leg press/extension yapayim ki squatim guclensin bu seviyede çalışmaz.

7 gün mobilite acayip ötesi gereksiz. Koskoca dan john bile haftada 1 gün yapıyor mobilite günü.

Bence teknik + biraz overtraining olabilir. Misal bu kadar mobilite diye kafayi yorup gidip taa yere mi oturuyorsun yani bilmiyorum. Bir de kaleci dediği gibi karbonhidrat göm biraz bakalim.

herhangi bir hareketteki kabiliyet kuvvetle beraber adaptasyonla da alakaladır. mesela 5 tane pull up yapabilen adam 1 ay boyunca her gun dogru tekrarlarla pull up yaparsa 8-10 tekrara gelebilir. belki gorece olarak kuvvetlenmemistir ama eklemler ve merkezi sinir sistemi hareketin mekanigine alistigi icin daha rahat yapilir hareket.

squat seni bu kadar dertlendiriyorsa cok basit, daha sik squat yapacaksin. stronglifts 5x5, madcow, starting strength gibi programlarin mantigina bakabilirsin. yani PPL yerine her idman gunu submaximal agirliklarla squat yapmayi degerlendirebilirsin. her seferinde ya da her hafta agirlik da arttirmak suretiyle. SL 5x5'in mantigi da tamamen bu aslinda o yuzden baslangic icin cok idael bir program.

Master için gidip dönüyorlar genelde. Herhangi bir sosyal dalda yurtdışında tutunmak zor. ABD de çalışan Türk avukatlar gördüm ama müşteri profili genelde Türklerden oluşuyordu. Göçmenlik üzerine çalışıyorlar.

Hukukçu olarak iş bulmak, para yapmak o ülkenin vatandaşı içib bile kolay değil. Yığılmanın fazla olduğu bir alan.

uluslararasi enerji, insaat, yap islet devret, oil&gas, sozlesme hukuku, tahkim gibi alanlarda calisiyorlar, bu alanlarda her milletten insan bulabilirsiniz, insan haklari, uluslararasi organizasyonlar vs. ile ilgili calisiyorlar. hukuk sadece evlenme bosanma ve icra degil cunku.

compliance falan calisanlar var benim bildiklerim. yani ingilizcesi yeterse ozel sektorde is bulabilenler var ama illa ki hukuk isi degil. daha dogrusu avukat sifatiyla is yapamiyorlar, o sekilde bir "denklik" almak soz konusu degil.

mesela turkiye'deyken muhendis olan arkadasim isvicre'de danisman olarak calisiyor. denklik falan da almadi zira yaptigi is teknik olarak muhendislik degil, iktisat/isletme falan okumus birinin de yapabilecegi bir is. onun gibi dusun.

cogunlukla bir iki basamak alta inip calisirlar:

doktorlar hemsire olur
muhendisler cizim elemani, santiye elemani vs
avukatlar da sekreterlik/asistanlik yapar

birde kafayi kirip bastan okuyan tayfa var..

hukuk okuyan birisinin illa avukat, savcı, hakim ya da noter olma zorunluluğu yok. hukuk danışmanı olur. davaya girmediği sürece de istediğini yapabilir. mesela ingiltere'de solicitor var, bir de barrister var. barrister'lar davalara giriyorlar, solicitor'lar ofiste avukatlık yapıyor. türkiye'de de hukuk okuyup yıllardır duruşmaya girmemiş bir dolu avukat var.

kaldı ki yurt dışında avukat olmak için farklı farklı yöntemler var. ingiltere'de mühendislik ya da başka bir bölüm okuduktan sonra 1-2 yıllık hukuk yüksek lisansı yapıp avukat olabiliyorsunuz. bizim hukuk sistemimiz kıta avrupasına daha çok benzediği için, belki 1-2 ek ders vererek avukat olabiliyorlardır. amerika'da galiba amerika'da okumanızı istemeden sadece sınava girerek avukat olabileceğiniz bazı eyaletler var galiba.

Evrensel yeterlilik dediğin, yani kast ettiğin şey nedir?

Yurt dışından denklik bulmak ne demek? İş bulmak mı? Yoksa ilgili eyalet yasalarına göre orada hukuk practice etme yetkisi mi?

Gider mesela tr’de avukat olan biri new york baro sınavına girer, ve yetkilendirilir orada hukuk yapmaya. İngiltere’de de benzer bi muhabbet var dual qualified olmak için. SQE gibi bir şeyler çok bilmiyorum ben de detayını ancak gidip kariyer yapılabiliyor yani İngilizcen iyiyse. İyi dediğin de işte IELTS 8 ve üstü gibi düşün.

arkadasim doktora yapti, almanya'da. turk ve alman hukukunu karsilastirdi artik ne acidan onu bilemem, almancilara avukatlik yapiyor.

Hayatım boyunca çok kilo aldığım da oldu çok kilo verdiğim de oldu. Kilo vermek için en önemli konu sabır. Sabırlı olacaksın, bazen tartıldığında kilo vermiş göreceksin bazen çok dikkat etmene rağmen kilo almış da görebilirsin kendini ama sabırlı olup motivasyonunu korursan kilo verirsin. Bir de kilo verme sürecindeki alışkanlıklarini sürdürürsen kilonu da korursun.

Ev düzenim yok derken neyi kastettin?

Öncelikli olarak bi endokrinoloji servisine gidip kan testi yaptırın hipotiroidi mi var insülin direnci mi var ne var da kilo veremiyorsunuz öğrenin, kilo vermeye engel pek çok neden var, kadınlarda ekstra nedenler de olabiliyor, 30 kilo için bu tip ameliyatlar gerçekten gereksiz ve riskli (mide kaçağı gibi) bir seçim, ayrıca başarı oranı da (kişiden kişiye değişiyor tabii) çok düşük benim tanıdığım birçok kişi oldu sadece bir kişi kalıcı olarak istediği kiloda kaldı ama o da insanüstü bi gayret gösterdi, o gayreti ameliyat olmayıp gerekli müdahaleleri alarak gösterseydi yine istediği kiloya inerdi.

hocam lutfen, 30 kilo bir sey degil yapmayin etmeyin. 6 ayda verirsiniz. mide ameliyati riskli bir ameliyat, ha deyince gireyim olmaz oyle. kaldi ki, dediginiz gibi doyma hissiniz kalmadiysa mide ameliyati nasil bir care olacak? benim tek tecrubem arkadasimin abisinin esi oldu ve defalarca hastaneye yatti, bir turlu duzene giremedi. ne olursa olsun cerrahi mudahale boyle bir sey icin son care olmali. o paraya adam gibi bir diyetisyen ve personal trainer ile calisin. yasiniz kac?

hocam yemek işini kontrol altına alamadıktan sonra mide ameliyatı da olsanız 2-3 sene sonra yine aynı hale geliyorsunuz. tek farkı boş yere geçirilmiş bir operasyon, alınmış bir mide ve ödenen paralar oluyor.

kan değerlerinize baktırın derim ben de. 30 kilo cidden bir şey değil, verirsiniz.

mide küçülttürdükten sonra kilo verip, bir süre sonra tekrar kilo alan arkadaşlarım var. ben de sadece diyetle bir kaç kere yaklaşık 30 kilo verdim ve geri aldım. ama bu iş tek başına diyetle ya da sporla olmuyor. ikisinin birlikte olması ve süreklilik arz etmesi gerekiyor. başka hiç bir yolu yöntemi yok. abim 50 yaşında. her sabah kalkıp 10km koşar ve yediklerine inanılmaz dikkat eder.

bu arada hormonlara baktırın. komple bir checkup'tan geçin. diyetisyen önereyim. Gürkan Kubilay. bana 30 kilo verdirdi. güzel bir sistemi vardı.

Diğer arkadaşların dediği gibi ameliyata gerek yok. Ben, 30 kiloyu kendi çabamla verdim ve bunu birkaç kez yaptım. Şu an çok iyiyim.

Seninle şişman diye dalga geçen zorbalara aldırma. Bu insanların beyni gelişmemiş ve empatiden yoksunlar. Her yerde var bunlardan. Sen kendine odaklan, bir de hızla kilo vermeliyim diye düşünüp yanlış diyetler yapma. Sağlığın her şeyden önemli. Başaracaksın buna emin ol.

Endokrinolojiye gittiniz mi diyenlere bir de ben katılayım, önce endokrinolojiye gidin. 30 kilo kolay verilir demeyeceğim, herkesin kilo verme süreci kendine :) ama ameliyattan önce deneyebileceğiniz bir şey daha var.

Hipotiroid, insülin direnci gibi kilo vermenizi zorlaştıran şeyler kontrol edildikten sonra doktorla yeni nesil obezite ilaçlarını kullanabilir misiniz diye konuşun. Ozempic gibi (bu henüz Türkiye'de yok diye biliyorum) başka ilaçlar var, direkt ilaç adı vermeyeyim. Doktor kontrolünde ilaçla beraber yeme alışkanlıklarınızı düzenleyebilirseniz sonucu ameliyattan daha kalıcı olur.

balon çok tehlikeyi bir şey öncelikle onu belirteyim.
mide küçültme (tüp mide) ameliyatından sonra ise yeme düzeni çok çok önemli. ilk 2 hafta sadece sıvı (tavuk suyu, protein tozu vb) sonraki 2 hafta sebze ve tavuk püresi ile besleniyorsun ayrıca çok su içmen gerekiyor ama ameliyat yüzünden su içemiyorsun falan
kısacası beslenmenin çok doğru bir düzende olması gerekiyor.
ben ameliyattan sonra 6 ayda 40 kg verip normal insana döndüm. verdiğim en iyi kararlardan biriydi fakat dediğim gibi beslenme düzenine uymaz da ay nasılsa az yiyorum mantı yiyeyim gib düşünürsen eskiye dönersin.

çevremde bir çok örnek var. kuzenim mide ameliyatı oldu 6 ay toparlayamadı. daha sonra diğer altta yatan hastalıkları ortaya çıktı. yürümede zorlandı ve en son engelli raporu aldı ve engelli kadrosundan iş buldu. bir iş arkadaşım ameliyatı oldu dikkat etti ve 2 3 senedir koruyor ve zayıfladı. en son olan arkadaşım da kiloyu verdi. önemli olan devamında yememek galiba.

ancak ben önermiyorum. o acı çekilmez. ben diyelet 14 kgya kadar verdim ki benim kg fazlam yok. yemezsen veriliyor. önemli olan azim.

Balon etkinliği kısıtlı.
Tüp mide vs etkin olabilir ama kilo alma ihtimaliniz var. Zaten ameliyat size düzenli yemek yemeye mecbur bırakıyor.

Önerim birçok kişi gibi endokrin. Hem kilo vermenize engel olan hormonal bir sorun olabilir hem de kilo vermeyi kolaylaştıracak yeni ilaçlar var. Hem hayatı düzene sokabiliyor musunuz onu da görmüş olursunuz. Endokrin takibiyle ve diyet, yürüyüş uyumuyla kilo vermek çok daha kolay olur.

Diğer yanıtları okumadım muhtemelen benzer şeyleri yazan olmuştur fakat.

Normal yollarla kilo verip geri alıyorsanız operasyon sonrası da geri alacağınız yüksek bi ihtimal. Moral bozmak için söylemiyorum napsanız olmaz diye, tam tersi operasyonsuz da alışkanlıklarınızı kalıcı olarak değiştirerek başarabilirsiniz bence.

Maalesef ergenliği kilolu bitirip sonrasında çok kilo alıp vermiş biri olarak yazdım.

mide ameliyatından sonra da kilo alınıyor. ama sıfırdan başlamak için şans. ameliyattan sonra dikkat edebileceğine inanıyorsan sorun yok. ama eski beslenme düzenine dönersen maalesef bir anlamı yok.

Ameliyat olmadan önce kesinlikle ozempic'e başla. Çok etkili bir ilaç. Türkiye'de de yasal olarak eczanelerde satılıyor. Ben ozempic ile kilo veriyorum şu aralar. Ameliyat olma fikrini bir kenara koydum. Rahat şekilde kilo veriyorsun.

Öncelikle hemen gidip büyük bir hastanede dahiliye kliniğinden randevu al. İdrar ve kan tahlili yaptırıp kendini obezite kliniğine sevk ettir. Obezite doktoru kan ve idrar verilerini incelesin ve ozempic kullanmana engel olup olmadığına baksın. Sonra her şey yolundaysa, 8000 lira falan verip, 1mg'lik (bu dozda vermeseler bile sen bu dozdaki ilacı al) ilaçtan al. Kullanmaya başla. İlk hafta bile 5 kilo verirsin direkt.

mide kucultme ameliyatlari cok yanlis lanse ediliyor sanki mucize olarak aninda hersey duzene girecek gibi. ve bu ameliyata cektikleri insanlar genelde zaten diyet yapamiyorum diyen insanlar. halbuki cok disiplinli olmak ve diyet duzenine devam etmek gerekiyor ve bunu yaparken ameliyatlisin. e yapabiliyordunuz madem ameliyat olmadan yapin hayatinizi tehlikeye atmaya gerek yok. instagramda oylesine denk geldigim hesaplar vardi, ameliyat olup kilo veremeyen.

geçen bir doktorun videosunu izlemiştim. hastaların çok büyük çoğunluğu ameliyat sonrası verdikleri kiloyu geri alıyor demişti. çünkü yeme alışkanlıkları vs değişmiyor. siz şu an diyet ve spor yapamıyorsanız ameliyattan sonra da yapamayabilirsiniz. yeme ataklarınız oluyorsa ameliyattan sonra da olabilir. tabi ki iyi örnekleri var ama bu kişisel bir şey. yapabileceğinize inanıyorsanız kalkışın.

tüp mide çok zorlu bir süreç bence, ben olsam ilk başta balon denerdim. keza biz öyle yaptık ama balonlada kilo veremedik psikolojik bir etken varsa bunlardan önce ilk başta onu çözmek lazım. tüp mid eilede kendi deneyimimizle kilo vermedik bu arada o açlık hissi gitmedi şeker varsa tiroid sorunları varsa başarı şansı düşüyor.

eşim 160dan 110 kiloya bir senede indi. sadece diyet uyguladı, bu diyetin büyük bi kısmını ketojenik diyet oluşturdu. arada bir spor da yaptı ama o düzenli değildi.
onun da ameliyat ol diye aklını çelen çok vardı etrafında ama izin vermedim. ameliyat doğal, risksiz normal bir şey değildir. vücut bütünlüğünü bozan saldırgan bir işlemdir enfeksiyonlara ya da diğer komplikasyonlara vücudu yatkın hale getirir. mecburi sebeplerle bu riskleri almayı düşünürsün sadece. 30 kilo gibi eften püften bir şey için yapılmaz. 200, 250+ kilolarda "mecburen" tercih edilir.
yapma etme, düzen kur kendine. midene müdahele ettirdikten sonra düzen kuramazsan daha kötü şeyler yaşayacaksın çünkü. bi arkadaşım tüp mideli hastasının çikolatayı eritip eritip içtiğini anlatıyordu. yani bu işi kafada bitirmeden, doğal yolları denemeden direkt kolayına başvurursan sen de kendini blenderdan tavuk döner geçirip midedeki zımbaları patlatırken bulabilirsin.
bence diyetisyene falan da gitmeden önce bi psikologa gitsen iyi olur. bunun etkisini hiç önemsemiyoruz ama kilo verme sürecinde diyetisyen kadar psikolog desteği de olmalı.

saxenda ya da ozempic +1

#173561704
yukarıdakine bir bakın bence. işe yaradığını söyleyebilirim.

bir arkadaşım yaptırdı ve arkadaşın kardeşi. ani kilo alımı durması ile sarkan etler sorun oldu. diğer operasyonları sarkan derinin kesilmesi için oldular. birle kalmıyor yani.

yapacağınız diğer temel hareket de iki kürek kemiği arasını aktif etmek.
youtube'da imi's bigan yoga'dan
www.youtube.com

30 kga değmez ameliyat.

başvurmak için birşey yapmaya gerek yok hangi lisansı istersen onun sınavlarına girebilirsin.

linkteki kaynağı bilmiyorum.

konudan ziyade bol soru çözmek daha faydalı olabilir.

chatgpt'ye sordum, mukavemet hesabı yapabilirim dedi. ahşap cinsi, taşınacak ağırlık vs. bazı bilgileri verirseniz yapar yani.

8×8cm ayaklar, 5×10cm ise iskelet yapman için gereken kalaslar. Silinmiş alırsan düzgün olurlar.

Bunları birleştirmek için 4, 4,5mm kafa çapında t25 ya da pz2, 7, 8, 10 mm uzunlukta vida, 8mm kavela, tutkal, 10x5cm düz plaka, 5x5cm ağır yük L köşebent, ranza esnemesin diye çapraz gergi gerek. Şarjlı matkap ve vidalama, gönye, testere....
Emin misin?

www.dimensions.com

Bu sitede her tür mobilya için örnek tasarımlar ve ölçülerini bulabilirsin. "bunk bed" diye arama yaparsan ranza modellerini görebilirsin.

Örneğin şu model, alt tarafı çalışma masası olan, üst tarafı yatak olan bol çekmeceli, dolaplı, güzel bir tasarım;

www.dimensions.com

Çocuk odaları için ranza modelleri, alan tasarrufu sağlarken aynı zamanda eğlenceli bir ortam sunar. Özellikle küçük odalarda, ranza kullanımı iki çocuğun aynı odayı paylaşmasını kolaylaştırır. Modern ranza modelleri, güvenlik korkulukları, çekmece ve dolap gibi depolama çözümleriyle işlevselliği artırır.
www.moderniya.com.tr

Bro teknik olarak ağırlık artırmak (mekanik gerilim) gelişimin temel kuralı ama tek kuralı değil, buraya biraz sonra geleceğim unutmamak için * koyuyorum, onun dışında; ben uzun yıllardır maks. yoğunlukta ağırlık çalışıyorum ama hala sınırına gelemediğim pek çok ağırlık var, ağırlıklar bir noktaya kadar çabuk artar ama sonra küçük küçük artar, bazı hareketlerde gelişimi tetikleyen ekstra ağırlık 0,25 gramlık plakadır ya da fazladan yapmaya başladığın son tekrardır, o yükseliş de bazen 3 ay sonra olur, yani "sonsuza kadar" ağırlık artırmak gibi bir durum yok ama bazı ağırlık artma süresi sonsuza yakın gibi gelebilir, misal ben lat pulldown'da full stack yapamadım mesela hala 2 plaka var, bir alt plakaya geçince tekrar sayım 6'ya düşüyor, normalde 8-10 aralığında çalışıyorum, bir alt plakaya geçemediğim için 3 aydır plakanın yarı ağırlığındaki harici plakayla çalışıyorum, bir noktada illa ki aşağıya geçerim ama ne zaman olur allah bilir, progressive overload'ın sınırına gelmeye ömrümüz vefa etmez yani ama hadi diyelim ki Marvel evreninde sınırlarımızın sonuna geldik ağırlık artırımında, o zaman *'lı kısma geliriz; mekanik gerilimin temeli progressive overload'dır ama tükenişe gittiğimiz sürece gelişim devam eder, diyelim ki bir araçta full stack yaptın ağırlık artıramıyorsun artık, o zaman tekrar sayını artırırsın, 8-10 aralığında çalışıyorsan 10-12 aralığına çıkmaya çalılşırsın, onu geçersen 15 tekrara çıkmaya çalışırsın, bunların hepsi gelişimi tetikleyen hamlelerdir ya da tekrar sayını artırmaya uğraşmazsın deload yaparsın bir miktar ağırlık düşürürsün tekrar sayısını artırarak yüksek tekrarla tükenişe gidersin, teknik olarak 25-30 tekrar aralığında tükenişe gidilebiliyor ve gelişim devam ediyor ama bu noktalara gelmek gerçekten çok zordur, yani naturel sporcular çoğunlukla o bahsettiğin sınıra gelemezler, ilaç alan kişilerin de zaten doğal çalışanlar gibi sürekli ağırlık artırmak ya da tükenişe gitmek gibi zorunlulukları yoktur, o nedenle bunlar senin düşüneceğin en son şey olsun sen disiplinli ve doğru çalış makrolarını olabildiğince düzgün al her türlü gelişirsin.

vinkara
isabey
angora

hala var mi bilmiyorum ama bunu seviyorum:
casillero del diablo - cabernet sauvignon

casal Mendes çok seviyorum, ama baya hafif prosecco gibi

Casal Mendes rose efsane güzel, çok hafif asidik aroma.

Rose seviyosanız casal mendes demeye gelmiştim. İçimi çok rahat

pamukkale trio - kırmızı
Her migrosta olmuyor ama bulursanız pas geçeyin derim.

Urla ve İsabey isimli herhangi bir şarabı alabilirsin.
Daha ucuz segmentte KAV isimli şarabı alabilirsin.
Bir de bunlar dışında oküzgözü-boğazkere ikilisine sahip herhangi bir şarap da muhtemelen iyi olur, deneyebilirsin.

Birleşik krallıkta tax refund yok artık diye biliyorum.

ocak %58,51
subat %56,35
mart %53,83

47 gibi olur muhtemelen.

49-50 civarı

eğer mart'tan -haziran'a aylık 1.5% enflasyon gelirse, kira artış oranı 12 aylık ortalamlara göre 42% oluyor. 2% aylık enflasyon gelirse 43% civarı oluyor.

Ahşap belki kalmamış olabilir ama plastik olanları ile başlayabilirsiniz. Hobbytime'in sitesinde çokça model mevcut. Ortadaki örneklerle başka sitelerden daha uyguna bulabilirsiniz örnek olsun diye yazdım.

ahşap üretilmiyor artık balsa ağacından üretilirdi ancak pahalı ve gereksiz kalıyor. Çocukken alınan maket uçaklar köpükten oluyordu en azından 88-94 arası bana gelenler öyleydi :D havacılık müzesinden alırdık.

THK'nın de sitesi satıyor

İstanbul'daysanız eğer Kadıköy'de (Caferağa'da, Moda caddesinin oralarda sanki) çok güzel bir maket dükkânı vardı. Hâlâ açıksa ve bulabilirsem konumunu ekleyeyim.

Edit: hatırladığım yer değil ama şuraları buldum
maps.app.goo.gl
maps.app.goo.gl
Bir de Güven Sanat, Anka Sanat gibi sanat/hobi malzemesi satan büyük kırtasiyelere bakın.

+ benim hatırladığım yer kapanmış, burasıydı maps.app.goo.gl

merhaba, geldim :) www.thkmodelucak.com

google'da model uçak, model airplane plans diye aratın, THK'nın sitesinde babanızın yaptığı türden modeller var.

eskiden planları alıp ahşaba yapıştırdıktan/tutturduktan sonra kesiyorduk, daha sonra o planlar direk ahşaba çizilmeye başlandı, artık lazerle kesilmiş halde oluyorlar.

en kolay yöntem, "free model airplane plans" diye aratıp planları indirdikten sonra print etmek/ettirmek. malzemeleri sipariş etmek (ıhlamur veya balsa) yine eskiden pet şişelerden parçalar üretirdik, artık genelde o parçaları 3d printer ile üretiliyor.

yine de ulaşması en kolay ve en ucuz malzeme, köpük xps dedikleri.

mesela:
www.youtube.com

yine 3d printer ile üretilen modeller mevcut (bende spitfire var) yine bir kaç açıdan çekilmiş fotoğraf üzerinden 3d çizim yaparak nasıl bir model çizebileceğinizi gösteren youtube kanalları var.


fotoblok modeller:
www.youtube.com

nasıl çizilir:
www.youtube.com

www.youtube.com

planlar:
outerzone.co.uk
rc-plans.com

değişik bir abimiz:
www.youtube.com

turgut özal bulvarı üzerinde tek yediemin otoparka benzer yer burası maps.google.com
onun dışında yediemin otoparkı sahile yakın cevahir otelin arkasında maps.google.com

cok tesekkurler karavan parki olan adres dogruymus

Yıllar önce turla gittim. 10 gün sürmüştü. Gayet keyifliydi. Yalnız turların şöyle bir özelliği var hızlandırılmış bir gezi oluyor. Belli rotalar var buraları geziyorsun, belli yerlerde yemek yiyorsun, sana serbest zaman veriyorlar tabi. Her gün ayrı bir şehirdesin. Sabah kalk, hazırlan, yemek ye, rota şu, gez burayı, hadi birazda serbest gez, akşama etkinlik varsa takıl, sonra yine aynı.

Ben memnun kalmıştım çünkü en azından fikir edinmiş oldum. Daha sonra bireysel Mardin'e, Urfa'ya gitmiştim.

Güzel yanları hem daha uyguna geliyor ve bir sürü yeri planlı şekilde geziyorsun.
Kötü yanı hızlandırılmış olup biraz alelacele geziyorsun mecbur.

Hiç gitmemiş birisiyseniz gidin. Ben rota konusunda iyiyim kendim giderim takılırım, bütçemde var diyorsanız bireyselde gidebilirsiniz.

evet mutlaka turla gidin. biz de turla gitmiştik. hem çok daha ucuza geliyor. hem her şey planlı kafanız rahat. çok daha az yorgunluk vb.

kötü tur yoktur, kötü rehber vardır. rehber her şeydir. Biz turlarımızı hep SSC tur ile yaptık. kimisi süper geçti kimisi kötüydü. bunda tek etmen rehberdi. rehber çok önemli...

"fırtına gibi" yazan turlar evet çok hızlı geçiyor. çok da doyamıyorsunuz gittiğiniz yerlere. "rüya gibi" yazan turlar daha aheste daha fazla kalmalı. onları tercih edebilirisiniz.

kaç şehri gezmek istiyorsunuz, tur için kaç gün ayırdınız, bütçe nedir gibi kriterler önemli. komşu birkaç yeri gezmek isterseniz bireysel, kısa sürede çok yer göreyim daha sonra kendim daha ayrıntılı gezerim derseniz tur.. gömü tur'un rehberleri iyi oluyor genelde. gitmek istediğiniz turun google yorumlarında mutlaka rehber adı verenler olmuştur.. rehberimiz kim olacak diye firmaya sorabilirsiniz.

Geçen sene Tempo tur (Ankara) ile uçaklı olan turlardan birine katılmıştık. Rehbere bayıldık, çok keyifli geçti. Hatta rehberin adını vereyim, farklı firmalarla da çalışıyor olması lazım: Emine Gökçe.

Diger avrupa ulkelerinde yasadigim arkadaslardan duydugum kadariyla egitim ve saglik daha iyi, ozellikle kuzeyde. Is bulmak kolay degil iyi Italyanca bilmek sart, genel olarak fazla is yok olanin da maaslar dusuk. Turk olmak fazla dezavantaj degil Milano'da buyuk firmalarda calisan tanidiklarim var, ama italyanca biliyor hepsi. 1-2 tane italyanca bilmeden global firmaya giren tanidigim da vardi, ama ofiste sosyallesme konusunda problem oluyor onda da.

Okul bittikten sonra direk is bulursan is tipi oturma izni alabiliyor veya 1 yil gecerli is arama tarzi oturma izni alabiliyorsun.

italyada yüksek lisans mezunu iki arkadasim var. ikisi de almanya'da is buldu sonrasinda.
ayrica almanya'da genel olarak cok italyan var. parasi icin almanya'da yasiyorlar. para ve issizlik acisindan italyaya subjektik bir sekilde iyi bakmiyorum.

ayrica sag hükümet... italya'ya gezmeye ya da hobi olarak yüksek lisansa gidilir bence.

bocconi hariç hayır.

gidin hollanda'da parasıyla bir mba yapın italyaya gezmeye gidersiniz.

italya'da politecnico'da master tamamladım burslu.

zorluğu vs getirisi değmez.

türkiye'de amerika ingiltere parasıyla dandik üniversitelere gidenler vasatlar önünüze geçer, avrupa amerika'da gerçekten repütasyona bakarlar.

italya'da yaptıgım yüksek lisans hıcbır isime yaramadı. italyada kriz var büyük sehırlerde yasam çok zor küçük şehirler köy gibi, italyadaki arkadaslarım hep almanyaya ya da ıngıltereye gıtmeye çalışıyor

Şöyle söyleyeyim İtalya'nin okumuş tayfası İngiltere'de restoranlarda garsonluk, pizzacılık yapıyor. Bir de çok köylü, keko ve maço bir toplum. Turist olma dışında adımınızı atmayın derim. Ha anadolu' da dandik şehir, üniversite mezunu iseniz İtalya denenebilir ama büyük şehirde yaşamış, iyi üniversite mezunları için İtalya boş iş kesinlikle

italyada yasiyorum. yasamak icin cok guzel bir ulke.

diger taraftan italyada is bulma imkani diger orta ve kuzey avrupa ulkelerine gore daha zor. bircok italyan genci calismak icin diger avrupa ulkelerine goc ediyor.

bankacilik/finans bolumu de is bulmanin zor oldugu bir bolum. ama italyadan mezun olduktan sonra diger avrupa ulkeleri alternatif olarak dusunulebilir. tabi is bulmak icin sadece diploma yeterli degil. bunun icin diger bircok farkli niteligin bir araya gelmesi gerekiyor, iletisim yetenegi, yabanci diller, sertifikalar, network, ve en onemlisi egitim sirasinda yapilan stajlar ve is tecrubeleri cok onemli. bu konuda da caba sarfetmeden sadece diplome ile kariyer planlamak riskli olabilir.

yeni iphone'u kurarken zaten soruyor sana. aktarma seçeneğini seçiyorsun. qr kod gibi bir şey okutuyorsun ve eski iphone ile yeniyi yakın tutuyorsun birbirine. otomatik aktarıyor.

archmeister8'in dediği doğru ama resimleri videoları da aktarıyor bu yöntemde. galiba sormuyor.

Bir onceki evde ikea'nin enduksiyonu vardi. Elektrik de gaz da kullandim genel olarak enduksiyon>gaz>>>>elektrikli diyebilirim. Esit pisirmeme gibi bir sorunum olmadi hic bir zaman. kullanilan tava tencereyle alakali olabilir o. Bir kere cok pratik, temizligi kolay. Su kaynatmak istediginde aciyosun turboyu makarnalik bir tencere su 2 dakikada hazir. Olumsuz olarak belki biraz daha hassas isi ayari olabilirdi diyebilirim ama modelden modele degisir.

Ben zaten sadece celik ve dokum tencere kullaniyorum. Diger malzemelerde bazen calismama sorunu olabiliyor. Altina konulan aparatlar satiliyor ama hic kullanmadim, muhtemelen verimsiz oluyordur onlarla. Eger mevcut tencereleriniz uyumsuzsa yenilemek daha iyi olur. Olumsuz yani bu olabilir.

Ketıldan daha hızlı su kaynatıyor.

İndüksiyonlu ocak zaten sıcaklık vermez, tavanın tencerenin tabanının ısınmasını sağlar.
Eğer dandik tava tencere alırsanız o zaman dandik bir ısı alışverişi yaşayabilirsiniz.

Temizliği de daha kolay zaten. Isıtması da daha hızlı.
Ben hiç negatif bi yönünü görmedim.

Siemens bizimki

ocağı bağlayacağınız yerde, ocağa göre değişebiliyor elbette, fakat 6500W gibi bir güç çekebilecek tesisat olması gerekli. bu da basit anlatımla 2 adet prizden gelecek elektrik kablosunun ocağa bağlanması şeklinde olacak. eğer böyle bir tesisatınız yoksa ocağı bağlayanlar "yarım" bağlayacaklar ve ocağınız hiçbir zaman tam kapasite çalışmayacak. bu da şu demek oluyor, mesela ocağın gözlerinde 1-9 bir de P var. P en yüksek derece hemen suyu kaynatıyor, ama çok güç çekiyor. bu durumda ocağın iki gözünü de P ile çalıştıramıyorsunuz, çalışıyor ama birini P yapıyor, sonra da diğerini. veya diğer 3 gözde düşük ısıda çalışma varsa, P ocağı aç-kapa yapıyor falan.

onun dışında süper bir şey, ama alışmak lazım. ocak elektriğe ve gaza göre çok güçlü. ısıtmak için çorba koyarsınız, arkanızı dönünce çorba taşmış olur falan.

Bazı markalar trifaz elektrik bağlantısı istiyor. Eğer evinizde bu tip bağlantı yoksa marka model olarak gezip sormanız lazım. Hatta üstüne basa basa sorun sonra sıkıntı yaşamayın. Onun harici bilindik markaların fiyatları yakındı. Arçelik bayisinden iyi fiyat ve baya bilgili bir satıcı ile muhabbet etmiştik alacak olsam arçelike bakarım

İyi bir ocaktan sonra iyi tencere tava şart, ısının eşit dağılması biraz da ona bağlı. Bizde bosch annemde elektrolux teyzemde franke var. En memnun olan bosch ile benim. Tesadüf de olabilir tabi elektonik işleri ama harika ısınıyor alarmlı kendi kapanıyor, boost seçeneğinde bir canavar oluyor suyu saniyede kaynatıyor, ısı ayarları çok aralıklı artıp azalıyor( 18 kademesi var ki ince ayar için mükemmel) bir de camı patladı bir kez(tamamen bizim hatamız bu arada tepeden çok ağır tencere tavalar yıkıldı tam köşeye denk geldi, iki günde cam değişti, servis ağı türkiyede çok iyi. Genel olarak bugün deseler sana biz başka ocak verelim değiştirmem allahı gelse değiştirmem :) saniyede temizleniyor hooop bitti. Önerim tencere boyutuna göre ısıtma yapabilenlerden almanı üzerine ne büyüklükte koyarsanız. Tencerelerde de wmf öneririm çok güzel ikililer valla. Tüm tavalarımız döküm lava bir de ikeadan var( bundan memnun değilim) gayet iş görür, staub döküm tencerem var neredeyse benzer performanstalar lava tavalar da.

2 yatak arasinda ciddi fark var demekki. mantik yurutuyorum:

eger otel, misafir vs.. cok gidecekseniz mutlaka degistirin. yeni alacaginiz yatagin cok sert, cok yumusak, antin kuntin teknolojilerle olmamasina dikkat edin. yaygin kullanilan ozellikte bisey olsun. aksi takdirde surekli diger yataklara ve kendi yatagina alisma sancisi cekersiniz.

bir tane banyo gideri vardır klozetin yanında filan olur. ordan geliyor olabilir, süzgeci söküp poşet geçirip geri tak. lavabodan geliyorsa alttaki boru s değildir, elinle s şeklini ver.

Duvarda bir yerlerde bir delik vardır. Çamaşır makinesi gideridir. O delik açıksa koku gelir. Çamaşır makinesinin giderini contasıyla birlikte takınca kesilir.

Zeminde bir gider vardır. O gider ve duşakabin gideri eslidir. Es içindeki su, uzun süre kullanılmadığında buharlaşır ve giderden kötü koku gelebilir. Giderlere birer bardak su dökerek sorun çözülür.

Klozet de uzun süre kullanılmazsa aynı buharlaşma ve aynı koku olur. Bir kez sifon çekerek sorun ççözülür.

Lavabo altındaki Es bozulmuştır. Körüklü giderse elle düzelterek sorun çözülür.

vs.

Kokunun kaynağını bulun, çözüm önerelim.

Mirket her şeyi yazmış, bunları yapınca düzelmesi lazım. Eğer düzelmezse havalandırma boşluğunda güvercin falan ölmüştür.

Arkadaşlar ben yakın zamanda Maçka da eski bir ev aldım. İçi sıfırlanmış. Banyodan müthiş derecede kötü, küf gibi koku geliyordu. Öncelikle fayansların suyunun gideceği yere taş koydum, sonra çamaşır makine giderine ek bir aparat takılıyor onu taktım 50 tl. Konu çözüldü.