Giriş
(1)

einstein ın bu sözünün türkçesi ne

tenayzagor
einstein ın bu sözünün türkçesi ne''Triste época! É mais fácil desintegrar um átomo do que um preconceito.'' Albert Einstein
einstein ın bu sözünün türkçesi ne

''Triste época! É mais fácil desintegrar um átomo do que um preconceito.'' Albert Einstein
0
tenayzagor
(19.08.13)
başta da bu ne üzücü bir dönem, çağ diyor.
0
kediebesi
(19.08.13)
(3)

ingilizce çeviri

srkn9191
actually you choose for meno matter :) ne demek bu arkadaşlar ? meno matter'in anlamı nedir ?
actually you choose for meno matter :)

ne demek bu arkadaşlar ? meno matter'in anlamı nedir ?
0
srkn9191
(18.08.13)
me no matter olacak o. yanlış yazmışlar.
0
allanpoe
(18.08.13)
...for me no matter.
Her zaman benim icun seciyorsun nasil olsa.
0
el desaparecido
(18.08.13)
yanlış yazılacağını hiç düşünemedim :D teşekkür ederim :D
0
🌸srkn9191
(18.08.13)
(4)

YDS için hangisi işime daha çok yarar?

pandispanya
1) https://www.maksimumkitap.com/kitap/a-systematic-approach-to-yds-pelikan-yayinlari-2013,154232.asp2) https://www.maksimumkitap.com/kitap/pelikan-yayinlari-one-for-all-yds,160314.aspVeyahut sizin tavsiye edeceğiniz farklı kaynaklar var mıdır?Teşekkürler.
1) www.maksimumkitap.com

2) www.maksimumkitap.com

Veyahut sizin tavsiye edeceğiniz farklı kaynaklar var mıdır?


Teşekkürler.
0
pandispanya
(18.08.13)
ben yargı yayınlarının 40 advanced tests kitabını aldım, bitirdim. tavsiye ederim.

32 tane mini deneme, 8 tane deneme sınavı var içinde.
0
rectoa
(18.08.13)
cesur öztürk - essential academic vocabulary
cesur öztürk building skills for proficiency
pelikan yayınları 16'lı yds deneme sınavı.
0
baldur
(18.08.13)
One for all güzel hazırlanmış gibi duruyor. Ben de kitap bakınıyordum gördüğüm iyi oldu bu arada. Kurslarda İrem yayınlarının kitaplarını kullandıklarını duymuştum, aklında olsun.
0
buzbebek
(18.08.13)
mesajım bulunsun.
0
vicious
(14.08.14)
(1)

İngilizce bir iş insanı ünvanı

kismisolungac
Bu iş pozisyonu müşteri temsilciliği, pazarlama karışımı işleri yapan siparişleri takip eden insanlar için kullanılıyordu sanırım. Meicheser, Maincheser.. (biliyorum böyle kelimeler yok) ama işte buna benzer bişeydi aklıma takıldı gelmiyoor.Bileniniz var mıdır?Teşekkürler
Bu iş pozisyonu müşteri temsilciliği, pazarlama karışımı işleri yapan siparişleri takip eden insanlar için kullanılıyordu sanırım.
Meicheser, Maincheser.. (biliyorum böyle kelimeler yok) ama işte buna benzer bişeydi aklıma takıldı gelmiyoor.
Bileniniz var mıdır?
Teşekkürler
0
kismisolungac
(18.08.13)
merchandiser ?
0
discopolice
(18.08.13)
(1)

İngilizce Gramer Öğreten Youtube Kanalları

sarhosken alinan hesap
merhabalar. livemocha ile ingilizce antremanları falan yaptım ama pek faydası olmadı. az çok metinleri okuyabiliyorum ama gramer konusunda sıkıntım var. youtube'da bir çok kanal var ama hangisi iyidir bilmiyorum. tavsiye edebileceğiniz var mı? illaki youtube kanalları da olması gerekmez faydalı olac
merhabalar. livemocha ile ingilizce antremanları falan yaptım ama pek faydası olmadı.

az çok metinleri okuyabiliyorum ama gramer konusunda sıkıntım var. youtube'da bir çok kanal var ama hangisi iyidir bilmiyorum. tavsiye edebileceğiniz var mı?

illaki youtube kanalları da olması gerekmez faydalı olacak yazılı kaynaklar da işimi görür.
0
sarhosken alinan hesap
(18.08.13)
şu sevimli kadının da değindiği önemli noktalar var, ben çok yararlandım: www.youtube.com
0
aguilas negras
(18.08.13)
(6)

divxplanet'ta altyazı isteği yapamıyorum

banagazozalnuri
beyler selamlar. divxplanet'ın üye alımları kapalı olduğu için maalesef ben istekte bulunamıyorum. üyeliği olan bir arkadaş varsa http://divxplanet.com/sub/m/18220/Semnadtsat-mgnoveniy-vesny.html dizisinin çevrilmesi için istekte bulunabilir mi? gerçekten minnettar olurum. zaten halihazırda ingilizc
beyler selamlar. divxplanet'ın üye alımları kapalı olduğu için maalesef ben istekte bulunamıyorum. üyeliği olan bir arkadaş varsa

divxplanet.com dizisinin çevrilmesi için istekte bulunabilir mi? gerçekten minnettar olurum. zaten halihazırda ingilizce altyazı mevcut, ingilizce bilenler kolaylıkla çevirebilir.
0
banagazozalnuri
(17.08.13)
istekte bulunulduğu için çevrilecek diye bişi yok. yıllardır çevrilmeyi bekleyen onlarca hatta yüzlerce isteğe sahip bir sürü altyazı var hala. çevirecek kişinin isteğine bakıyor iş.
0
rotten head
(17.08.13)
tamam da güzel kardeşim en azından denemek gerek değil mi? duman yakarak istekte bulunacak halim yok ya, ya da zihnimi okumalarını bekleyemem.
0
🌸banagazozalnuri
(17.08.13)
çok ümitlenme diye söyledim sadece, bişi demedim. film olsa yine daha yüksek olurdu çevrilme ihtimali ama hem dizi hem de bu kadar az bilinen bişi olunca çevirmek isteyecek birinin çıkma ihtimali çok çok düşük olur.
0
rotten head
(17.08.13)
istek yaptım.
0
sutlu nescafe
(17.08.13)
Ben de istek yaptım.
0
barky
(17.08.13)
@rotten head

dedim ya dostum, bir deneyeyim dedim şansımı.

@sutlu nescafe @barky

çok teşekkürler arkadaşlar :)
0
🌸banagazozalnuri
(17.08.13)
(1)

which one's Pink ?

trinitrotoluen
anlatmak istediği ne burda?http://www.youtube.com/watch?v=TpH_e0of400
anlatmak istediği ne burda?

www.youtube.com
0
trinitrotoluen
(16.08.13)
"We did have people who would say to us "Which one's Pink" and stuff like that. There were an awful lot of people who thought Pink Floyd was the name of the lead singer and that was Pink himself and the band. That's how it all came about, it was quite genuine."

—David Gilmour, December 1992, In the Studio with Redbeard for "Making of Shine On" and "Making of Wish You Were Here"
0
kta
(16.08.13)
(3)

nasrün minallahi ne demek?

diyojenimtırak
soru->başlık
soru->başlık
0
diyojenimtırak
(16.08.13)
"Allah'tan yardım" gibi görünüyor.
www.kuranmeali.org
0
supergirl
(16.08.13)
'allahım'ın yardımı' demek olsa gerek (bkz: nasr)ün (bkz: min/@kays el mecnun)allahi
bilmiyor ben arapça kürtçe doğru cevap verilmiş meğerse üstte
0
panthera onca
(16.08.13)
نصر yardım
من -den -dan
الله allah

allah'tan yardım. allahımın yardımı olmaz öyle demek için نصر الله ya da نصر اللهم dememiz gerekiyordu.

edit: @panthera ahaha o min o min değil. ayrıca kürtçede de "allahım" demek istersen min allah değil allahe min ya da xwedaye min dersin. bu arapça.
0
aynshinqaf
(16.08.13)
(5)

Guide ile gütmek

adoramer3ku
Arasında bir bağ olabilir mi? Birden çok benzer geldi kelimeler bana.To guide - GütmekGuidance - Güdüm (mesela güdümlü füzelerde)
Arasında bir bağ olabilir mi? Birden çok benzer geldi kelimeler bana.

To guide - Gütmek
Guidance - Güdüm (mesela güdümlü füzelerde)
0
adoramer3ku
(16.08.13)
mantıklı
0
patates baskı
(16.08.13)
nişanyan sözlükte tee uygurcadan geldiğini söylüyor
m.nisanyansozluk.com
0
vincenzo
(16.08.13)
Belki de onlar bizden almıştır? Çok ilginç bir şekilde benziyorlar çünkü.
0
🌸adoramer3ku
(16.08.13)
onlar bizden almıştır o zaman.
0
baldur
(16.08.13)
onlar da bizden almadı:

"guide (v.)
late 14c., "to lead, direct, conduct," from Old French guider "to guide, lead, conduct" (14c.), earlier guier, from Frankish *witan "show the way" or a similar Germanic source, from Proto-Germanic *wit- "to know" (cf. German weisen "to show, point out," Old English witan "to see"), from PIE *weid- "to see" (see vision). The form of the French word influenced by Old Provençal guidar (n.) "guide, leader," or Italian guidare, both from the same source. Related: Guided; guiding."
0
aynshinqaf
(16.08.13)
(5)

Çeviri

olsun
Çeviremedim bi bilene danismak istedim .. 'sen sandığım şey belki benim yüreğimdi..' ingilizce olarak nasil söylenir ??
Çeviremedim bi bilene danismak istedim .. 'sen sandığım şey belki benim yüreğimdi..' ingilizce olarak nasil söylenir ??
0
olsun
(16.08.13)
"Maybe it was my heart that i used to think it was you" gibi ama en sondaki "it was you" kısmında sorun var gibi? :)
0
yarin bos musun
(16.08.13)
may be it's my heart that i assume it was you
olabilir ama bence bunu çevirip bizi ele güne bizi rezil etme :(
0
sipsiyah
(16.08.13)
what I thought to be you was maybe my heart
what I thought to be you was my heart maybe
maybe it was my heart that what I thought to be you
maybe my heart was what I thought to be you

:)
0
kül
(16.08.13)
it was my heart, perhaps, that I supposed it was.

ne biliyim daha lirik.
0
seepferd
(22.08.13)
may be, "you" were my own heart's reflection.
0
[silinmiş]
(22.08.13)
(2)

Kredinin tahsisi, kullandırımı ve tasfiyesi

kakoy
ingilizce nasıl söylenir
ingilizce nasıl söylenir
0
kakoy
(16.08.13)
allocation, allowing the usage, and settlement of the credit
0
el desaparecido
(16.08.13)
Tasfiye default da olabilir. Tahsis kesin allocation. Kullandirimi ben de hala arastiriyorum.
0
esenboga
(16.08.13)
(21)

Yabancı dil bilen kimdir? Kime denir?

biglord
kime sorsam yabancı dil biliyor çevremde. bilmiyorum diyen yok. kimisi diyor ki playstation'dan öğrendim, kimi mmporg mudur nedir o oyunlardan öğrenmiş. kimi dizilerden öğrenmiş. bi insan playstation'dan ne kadar dil öğrenebilir ki? bu iş bu kadar basit mi ya allah aşkına. yetenek önemli elbette am
kime sorsam yabancı dil biliyor çevremde. bilmiyorum diyen yok. kimisi diyor ki playstation'dan öğrendim, kimi mmporg mudur nedir o oyunlardan öğrenmiş. kimi dizilerden öğrenmiş. bi insan playstation'dan ne kadar dil öğrenebilir ki? bu iş bu kadar basit mi ya allah aşkına. yetenek önemli elbette ama bana çok basite indirgeniyormuş gibi geliyor.

tamam iyi güzel öğrendin diyelim. peki reading, speaking, writing, listening yeteneklerinin hangisine bakarak bunu söylüyorsun. adama seviyesini soruyorsun upper-intermediate diyor. belki upper seviyesindeki makaleleri çok iyi anlayabiliyor, çeviriyor ama writing'i çok kötü. 2 cümle essay ya da herhangi bir yazı yazamıyor. speaking'te yok. eee şimdi bu adam nasıl upper-intermediate oluyor?

ya da ingilizce kurslarının yaptığı seviye sınavları. sadece reading'e bakarak senin seviyen şu diyorlar. başlıkta da sorduğum gibi yabancı dil bilmek tam olarak nedir?
0
biglord
(16.08.13)
yabanci dil bilmek bir kitabi alip okurken sözlük kullanmadan algilayabilmek, konusurken anadil seviyesinde muhabbet edebilmek, spontan olabilmektir o dil icin.
0
serabetan
(16.08.13)
iyi güzel de sözlük kullanmadan advanced kitapları okuyabilen ama iki kelime konuşamayanlar var. onlara ne diyeceğiz?
0
🌸biglord
(16.08.13)
yds'den 70 üstü alana denir...
0
inanmazsan inanma
(16.08.13)
ben sorumu anlatabildiğimi sanmıyorum. daha mı uzun yazsam acaba
0
🌸biglord
(16.08.13)
çok çok çok iyi bir reading yeteneğine sahip olmak bir dili bilmek anlamına gelir mi? bana çok saçma geliyor bu mantık.
0
🌸biglord
(16.08.13)
hocam sorunun cevabı gayet basit... Bizim lisede Edebiyatı 80 olup kompozisyonu sıfır olan insanlar vardı. bazıları çok iyi konuşmasına rağmen bazıları iki kelimeyi bir araya getiremezdi. Biz bunlara Türkçe'yi bilmeyen mi diyeceğiz. Hakkıyla yazmak, konuşmak cevaplamak farklı, yabancı dil bilmek farklı...
0
inanmazsan inanma
(16.08.13)
akıcı ya da akıcıya yakın konuşabilen, karşıdakinin söylediğinin en az 10'da 8'ini anlayabilen, ortalama bir konu hakkında 1 sayfaya yakın yazı yazabilen, bir internet sitesinde haberi okuyup ne ile ilgili olduğunu anlayabilen o dili biliyordur.
0
japon askeri
(16.08.13)
biliyorum diyenlerin %80'i beginner seviyesinde biliyordur herhalde. turkiyedeki "ben ingilizce biliyorum"culardan bahsediyorum tabi ki.
0
gec
(16.08.13)
bana gore yabanci dili bilmek sudur; o dille yapilan bir telefon gorusmesini hic sorunsuz gerceklestirebiliyorsan ve karsindaki de her seyi tamamen anliyorsa iste o zaman o dili biliyorsundur.
0
gec
(16.08.13)
öğrendiğin dilin ülke vatandaşı ile oturup konuşabiliyorsan evet orta seviye o dili biliyorsun denir. ha sen bi de televizyonlarını, gazetelerini, dergilerini, kitaplarını okuyabiliyorsan tamam zaten olmuşsun sen. ne yani o dilde içinden düşünmeye başlayınca mı yabancı dili biliyor olacaksın? 100de100 ana dilim gibi biliyorum diyebilmen için zaten o ülkede yaşamış vakit geçirmiş olman gerekir.

almanca öğrendin diyelim az çok. e daha bunun aksanları var. sokak ağzı var. deyimleri terimleri var. kısaltmaları, geyikleri var..

ha son olarak ufak bir tespit; adam gibi telesekretere mesaj bırakabilen adam o dili biliyordur lamı cimi yok.
0
herospower
(16.08.13)
Öncelikle yazdıkların içinde gizli gizli hissedilen "mükemmel yabancı dil bilen demek ona tüm bileşenleriyle -yazmak, konuşmak, anlamak, çevirmek, dinlemek vb.-sahip olmaktı" algısını aş derim..

Misal yukarıda yazılanlardan yola çıkalım listening nedir allah aşkına ne zamandan beri dil için bir kriter oldu? Dinlemeden nasıl anlaşılacak ha buradaki listening dinlemeyi değil duymayı tınılıyorsa ok ona kimse bir şey diyemez.

Memlekette eşşek yüküyle yabancı dil eğitimi verilir. Bu kesinlikle abartı değil eşşek yüküyle verilir bu ama bilen yok demek ki problem sistematik. aynı sistem içinde çözüm ders saati arttır, içeriği yoğunlaştır, dışarıdan destek gerek de kursa gönder, sınavları arttır, sınav başarı notlarını yükselt-düşür sözde başarı sağlat. Yabancı dil öğretemiyoruz zira kişiler problemli -hayır sorun sistem meselesi-

Peki bilenler nasıl biliyor. Açık ve net bilmiyor :) Aslında kimse bir başka yabancı dil bilmiyor -tam ve bütün olarak tabii-

Bak durum şöyledir. Yabancı dilde yazarsın ama konuşamazsın -en azından kafandaki ideal gibi konuşamazsın ama derdini anlatırsın- okursun ama yazamazsı ya da konuşamazsın vb vb. varyasyonlar değişir.

yabancı dilin kullanımının tepe yaptığı kurumlar dış işleri falandır. Orada bile anlık çeviri yapan çeviri yapılan metni metin okuycularına yönlendirir. Okuyan yazan çeviren konuşan dinleyen bir bütün olarak yoktur.

derdini anlat-derdini anla- yazılanları akıcı olarak oku bu yeterlidir.
0
clive
(16.08.13)
(bkz: ingilizce kelime ezberleme yolları/@compadrito)

bu yaziyi okursaniz, bu konuya takintili oldugumu goreceksiniz.

sordugunuz bu mukemmel soru icin tesekkur ederim. ayrica, verilen cevaplardan bazilarini tatminkar bulmadiginiz icin de tebrik ederim.

gec'in cevabini cok begendim cunku, telefonda anlasmak, hele havaalanindaki anonslara ve diger gurultulere ragmen telefonda anlasmak cok guzel bir kriter.

ben size bisey diyim mi? ak got kara got yurtdisinda yasamaya ve calismaya basladiginizda belli oluyor.

belki su size bir fikir verir: bana yurtdisinda yasayan bir arkadasim bir kizdan bahsetti. kiz ona demis ki, "buraya geldikten 14 sene sonra, ingilizce ile artik bir problemim kalmadigina karar verdim".

ote yandan, abd'de 20 sene yasamis ama hala abuk sabuk konusan insanlar gormuslugum de var.

benim katildigim kriterler sunlar:

- bir filmi altyazisiz izleyip, ozellikle espriler dahil olmak uzere, filmin en az %70-80'ini anlayabilmek. ama burada da diyeceksiniz ki, "nasil olculuyor o %70-80"? ben de orada sicacam tabii. o zaman soyle duzeltelim: filmi ve filmdeki esprileri rahat anlayabilmek.

- telefonda, ozellikle; zenci, teksasli, british, hintli, cinli, latino gibi degisik aksanla konusan kisilerle sorunsuz ve takilmadan, tekrar ettirmeden, tekrar etmeden anlasabilmek. tabii ingilizce icin gecerli bu soyledigim.

- TIME gibi bir derginin rastgele ama fotografsiz yani tam sayfa yazi olan bir sayfasinda, 3-5'ten fazla bilinmeyen kelime ile karsilasmamak ve yaziyi ozetleyebilecek kadar iyi anlamak.

- bir tiyatro oyununu, bir romani, bir muzikali anlamak

- telefonda, felsefi, politik bir alanda gorus bildirebilmek. psikoloji, sosyoloji gibi sosyal bilimlerle ilgili bir alanda bir tartismaya katilabilmek.

- radyodaki reklamlari anlayabilmek

- sarki sozlerini anlayabilmek ve duyulan sarkinin sozlerini yaziya dokebilmek

- uluslararasi bir toplantida dinleyiciler arasindayken, ayaga kalkip, konusmaciya kompleks bir soru sorabilmek, orada, yuzlerce kisinin onunde o konusmaciyla fikir alisverisinde bulunabilmek, bir tartismaya girebilmek

- ders anlatabilmek, sunum yapabilmek

- karmasik bir konuyu, yalin ve anlasilir bir sekilde email ya da mektupla anlatabilmek

- sohbet ederken, akla gelen espriyi, hic ikinmadan, cekinmeden pat diye orada yapabilmek

- o dilde ruya gorebilmek

- o dilde dusunebilmek, kendinizi, farkinda olmadan o dilde dusunurken bulmaniz

simdilik aklima gelenler bunlar. bu soruyu silmezseniz sevinirim...

bu soylediklerimi yapamayanlar, "ehh iste, idare eder, ac kalmaz" seviyesinde yabanci dil biliyordur.

isin hazin tarafi ne biliyo musunuz? bu soylediklerimin birini bile yapamayan birisi, kalkip burada soru soruyor. diyor ki "ingilizceyi hallettim, bundan sonra hangi dili ogreneyim?"

cok uzucu bir durum...
0
compadrito
(16.08.13)
compadrito fazla detaylı yazmış.
cem yılmaz'ın son gösterisini izlediniz mi bilmiyorum ama orada yabancı dil bilmek ve konuşmak hakkında söylediklerine katılıyorum.
yani bizim türkler bir filmi altyazısız anlayabiliyorlarsa, ya da telefon görüşmesinde söylediklerini karşı tarafa tam olarak anlatabiliyorlarsa, ya da havaalanında pasaport görevlisiyle tam olarak anlaşabiliyorlarsa yabancı dili öğrenmiş kabul ediyorlar.
halbuki o kadar ağdalı bir dile gerek, gerektiğinde tarzanca anlaşarak da derdinizi anlatabiliyorsanız sorun yok demektir.
elin gavuru buraya gelip size "çultanahmet" dediğinde nasıl ki sultanahmet'e nasıl gidebilirim diye soruduğunu anlayabiliyorsak, bizde "hav maç" dediğimizde bunun fiyatı nedir oluğunu anlatabiliyoruzdur işte.
günlük dil için yeterli. ha iş için derseniz bu seviyeyi baya bi yükseltmek gerekir.
0
etna
(16.08.13)
yds'den almak, yabancı diziyi anlayabilmek falan değil. girersin ielts gibi bir sınava, en az 6.5 alırsın, o zaman belirli bir seviyede biliyorsundur mesela ingilizceyi. zira yabancı diziyi anlamak listening ve sözcük bilgisine dayanırken, writing çok daha ayrı bir klasman. hepsinin iyi olması lazım 'dil bilebilmek' için. writing, listening, speaking, vesaire tüm branşların en az belirli bir ortalamayı bulması lazım.

yabancı dizi anlayıp ingilizce biliyorum, ya da telefonda konuşabiliyorum çat pat deyip ingilizceyi hallettim diyenler de var, normaldir, olsun zaten. ülkedeki işletmelerin %90'ında o derece bir ingilizce bile yeterli, koca koca şirketlerde yapılan uluslararası yazışmaları falan görseniz ağlarsınız. türkiye zira burası. ama 'ingilizce biliyorum' olur mu, bence tam olarak olmuyor genel ortamalayı yakalayamadıysanız.

biglord, senin ikinci paragrafta bahsettiğin adam mesela upper int olamaz. writing'in elementary mi, o zaman senin seviyen odur. en düşüğe göre hesaplanır her zaman. ha yok ben üstünkörü şeyttireyim derseniz, ab yasaları şöyle diyor: en.wikipedia.org
0
roket adam
(16.08.13)
bana gore cogu bilmiyor.
ornek 1: "gramerim iyi ama konusamiyorum"
cevap: bilmiyor.

ornek 2: "catpat anlasiyorum"
cevap: bilmiyor

ornek3: "ingilizcem iyi"
cevap: bilmiyor.

nasil olculecek? muhtemelen uluslarasi kurumlarin yaptigi testlerle. devasa belirleyici olmasalar da, toefl, ielts'in gideri var.

gunluk konusma kaliplarini bilenler ve bunlari konusmalarina dogal yoldan dahil etmis insanlar bilirler o dili. geri kalanina itibar etmemek lazim.

seviyelere gelince, seviyelerden haberim hicbir zaman olmadi. cunku hicbir seviye belirleme sinavinda A'nin altinda not almisligim ve o siniflandirmaya maruz kalmisligim yok. hatta bu da belirleyici kriter. bir insan boyle seviyelerde zaman gecirdiyse, evet hep bir agizdan:
cevap: bilmiyor.

gelelim bolumlere. okuma, dinleme, yazma, konusma gibi alanlarin hepsinin iyi olmasi lazim bir dili bilmek icin.
aksi takdirde: 'konusabiliyorum ama yazamiyorum', 'dinledigimi anliyorum ama okurken aklim kayiyor' demek sacma.
konsantrasyon, duyma, gorme, elini kullanma, disleksi, ve sair sorunlar yasayan insanlari bile dahil edebiliriz bu sartlara. dil farkli bisey. sosyal kosullanmanin dil ogrenebilmede cok etkisi var.
neyse boyleyken boyle.
0
fauxhumanitas
(16.08.13)
öncelikle bu vesileyle compadrito'ya teşekkür etmek istiyorum, bana çok şey kattınız umarım hayatınızda hep siz de sizin gibi güzel insanlarla karşılaşırsınız.

soruya gelirsek de ben de kendimden örnek vereyim. ünide ingilizceyle alakam yoktu ama lise'de iyiydi temelim. sonra dizi- film alışkanlığım başladı ve bu şekilde bir aşinalığım oluştu. tabi ardından ingiltere'de master isteğim ortaya çıkınca 6 ay kursa, 6 ay bir alman'dan ing. dersi yaklaşık 8 ay da türk'ten ing. dersi alarak ve yaklaşık ielts'le ilgili 20 kitap bitirerek sınavdan istediğim sounucu alabildim. denemelerde daha iyi yapıyordum hatta. şu an mükemmel değilim tabi ama çok hevesliyim, okuyorum, araştırıyorum. bazen küsüyorum, sevgilim gibi yani. yakında da zaten ingiltere'ye taşınacağım, öyle işte. şu an istediğim şeyleri söyleyebiliyorum eskisi kadar düşünmeden, mesela vize görüşmesi için konferans diye bir şey varmış artık öğrencilerde. ingiliz kadınla 10 dk. konuştuk ve ben ne duraksadım hiç, ne de anlamadığım bir şey oldu. garipti aslında çünkü hissetmedim bile farklı bir dil konuştuğumu. beynim artık bunun normal bir şey olduğunu kabul ediyor sanki.
0
grimer
(16.08.13)
compadrito'nun yazdıkları derleyici-toparlayıcı olmuş sağolsun.

darknum'un bana hitaben yazdıklarına gelince toefl vb. sınavları kriter olması zaten yazdıklarım türettiği problemlerin ifşaası. Dil bilme ama sınavları geç memleket açısından ne kadar tanıdık bir mantık -özellikle memlekette sınavların nasıl hazırlandığı-sınavlara nasıl hazırlandırıldığı gördükçe-

compadrito'nun yazdıklarına dönecek olursak gerçekte tümünün yapılması demek yeni bir anadile doğru evrimleşme demek. Başka bir dilde yazma, düşünme, rüyalar görme vb. işte bu yüzden pedagoglar bir başka dil öğretmeyi çocukluktan başlayacak bir süreçle açıklamayı değerlendirmeyi gündemlerinde tutuyor.

Neyse compadrito zaten yazmış ama şerhim şudur. bunların gerçekleşmesi durumunda anadil neyse ondan uzaklaşılmış olunur ki normaldir. 20 yıl franızca konuşulan yerde yaşa tabii ki fransızca baskın olur ya da ingilizce konuşulan yerde yaşa ingilizce baskın olur vb vb.

Bir başka konu ise dikkat edilecek olursa cevapların büyük kısmı ingilizce düşünülerek verilmiş cevaplar ama dil başka bir şey. bugün git getir dışişlerinin bm daimi temsilciğinde çalışan çevirmeni-metin yazarını-okuyucusunu toefl-ielts-delf-dalf vb sınavlarında o müthiş notları alamayabilir. Zira sınavlar belli kalıplar üzerinden düşünmekle bağlıdır. Mükemmel dil öğrenimi ancak mükemmel olarak öğrenmek istediğin dilin egemen olduğu yerde yoğrulmakla olur ki bu da mükemmel bir dil için geçerli değildir. Kuramsal olarak lehçe-ağız farklıkların etkisi vb. vb. tartışılabilr

sonuçta sınavlar belirleyici mi? he yav he...
0
clive
(16.08.13)
dil bilmek kişiden kişiye değişen bir kavram anladığım kadarıyla. özellikle ingilizce konusunda çok büyük karmaşa. ben ikiye ayırmayı seviyorum: ingilizce bilenler ve ingilizce anlaşanlar.

ingilizce hakkaten bilenler, türkiye'de ve avrupa'da çok küçük bir azınlık durumunda (ana dil olarak konuşanlar hariç). genelde insanlar ingilizce "anlaşıyor". adam "i am going berlin tomorrow" diye bir cümle kuruyor mesela. ingilizce katliamı, ama anlaşıyor işte. "i went to the germany" diyor. tüm gelecek zamanları "will" ile kuruyor, nereye the koyacağını bilmiyor vs. benim kulağımı korkunç şekilde tırmalıyor, ama adam söylemek istediğini anlatıyor. ama ciddi bir konu konuşulacağı zaman adam orada tıkanıyor. misal, geçen almanya'daki türklerin sosyal hayattan dışlanmasıyla ilgili konuşuyoruz. almanlar ve türkler var masada, almanlar çatır çatır takip ediyor tartışmayı, türkler melül melül bakıyor mesela. adamlar ingilizce biliyor, bizimkiler "anlaşabiliyor" çünkü. "hadi bu gece içelim, off şu kıza bak ne güzel, kakara kikiri" muhabbeti yapabilen "ingilizce biliyorum" diyor işte, ama durum pek öyle değil. gerçi türkler bilmiyor dedim de, avrupa'da da dediğim gibi %80 falan pek bilmiyor. bir espri yapıyorsun anlayan yok, bir deyim kullanıyorsun, bir phrase kullanıyorsun öyle suratına bakıyorlar falan. esasen ingilizce az bilenler aralarında daha iyi anlaşıyor.

neyse konuyu dağıttık. bence dil bilen kişi, o dili gramer hatası yapmadan ve akıcı konuşabilen (meşhur yanlışlar hariç, mesela ana dil olarak türkçe bilen çoğu kişi yazarken -de'leri ayıramıyor, ya da "ne-ne de" kalıbını konuşurken yanlış kullanıyor), o dilde söylenen her şeyi anlayan, altyazı olmadan dizi veya film izlerken espri vs. kaçırmayan, sözlük kullanmadan en azından bir cinayet romanı okuyabilen kişidir. bunları yapamayan kişi anca o dilde "anlaşabiliyordur".

geçen gün facebook status'una "is anyone can reccomend me movie?" yazan bir arkadaşım var mesela. bu adam toefl verip çift diploma programına katılmaya hak kazandı. ama "ingilizce biliyor" dersek shakespeare mezarından kalkıp suratımıza tükürür. öyle.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(16.08.13)
gittim buldum... tartıştığınız durumun özeti biraz şöyle;

fbcdn-sphotos-h-a.akamaihd.net
0
herospower
(16.08.13)
grimer ve clive hocalarim, kadirsinas ve yureklendirci sozleriniz icin cok tesekkur ederim. cevabimin eksik kalmis oldugunu farkettim ve geri dondum bu soruya. iyi ki de geri donmusum!



ilk cevabimi edit edersem, gozden kacabilir dusuncesiyle, ilaveleri bu cevapta yazacam.

bir kadin ya hamiledir ya da degildir. ama lisan bilen sifir ve bir gibi kodlanamaz. yabanci lisan, bir omur boyu suren bir yolculuk, bir seruvendir. sifir gibi kodlanir aslinda, 1 gibi de kodlanir ama Yes ile No arasinda uzuuuuuun bir gri bolge var.


ilk cevabimda cok onemli bir olcutu unutmusum. o olmazsa, yabanci dil bilen kime denir? sorusunun cevabi cok eksik kalir.

usage!

Turkcede bi laf vardir hani "Onu oyle demezler, peynir ekmek yemezler" diye...

Bildiginizi zannettiginiz dilde oyle bi laf yumurtlarsiniz ki, anadili o dil olan adamin hissettigi tam da bu olur. "o oyle denmez, dogrusu su" diye duzeltesi gelir. ABD'de, %50'si sahte ama %50'si de samimi kibarliklarindan dolayi pek duzeltmiyolar. Bi de ABD gocmenler tarafindan kurulmus ya, yeni jenerasyon gocmenin veya turistin, 4. kusak gocmene, "ne yani? senin buyuk deden cok mu guzel ingilizce konusuyodu? sen benim kadar falanca dil biliyon mu bakalim?" deme hakki var. bunu cok iyi bildikleri icin, ne zaman ingilizcenizden sikayet edecek, yetersizliginizden dem vuracak olsaniz, hemen "it's better than my ..." lafini yapistirirlar. o bosluga, bazen Turkish gelir, bazen Spanish, French, Portugese, Arabic filan. Her kime hitab ediyolarsa, o anda, onun anadili gelir o bosluga yani.

Lafin basina geri donecek olursak, usage cok onemli sevgili hocalarim. Kullanilis yani. Kelimenin hangi baglamda nasil kullanilacagi ve nasil anlam degistirdigi. Bu cok uzmanlik isteyen bir beceri iste! Ornek, TOMER'de Turkce ogrenmis sevimli bir yabanci kiz dusunelim. Bu kiza, "yanagini sikmak" ve "topuguna sikmak" kavramlarindaki sikmak kelimelerinin farklarini nasil izah edersiniz? Yasar Nuri Ozturk'ten araklamak istedigim mukemmel bir usage ornegi var: Kalp ve yurek kelimeleri esanlamli di mi? Ya kalpsiz ve yureksiz kelimeleri???

Buna benzer cok guzel ornekler gelir arada sirada aklima... simdilik bunnarnan yetinelim.

usage'in bir adim otesinde, idiomatic usage and slang var.

yani deyimlerle konusma ve argo. simdi argo, neredeyse aylarla olculebilecek bir suratte degisen, ve seksen cesit "alt kultur"un kendine ozgu olusturdugu bir konfor alani, bir iletisim kanali. tamamini kapsamak mumkun degil. anadili ingilizce olanlar icin bile mumkun degil. ama gunluk hayatta kullanilan oyle kelimeler ve deyimler var ki, onlar artik argoluktan cikmis, yavastan yavastan dilin "asli" unsurlari haline gelmeye baslamis. onlari bilmek ve "cuk oturacak" sekilde kullanmak, deyimleri de tasi gedigine oturtacak sekilde kullanabilmek, yabanci dil ogrenmedeki en ileri asamalardan biri. TOMER'de Turkce ogrenen sevimli kizimiza, "tasi gedigine oturtma" lafini kolay annatabilir misiniz? o hissi yakalayabilir mi? anlatsaniz bile, yakin bir gelecekte, bu deyimi kendiliginden ve tam yerinde kullanabilir mi?

TOEFL konusuna da deginecektim.

TOEFL'in bir kriter oldugunu soylemis bazi dostlar. Ben o fikirde diilim. Eski puanlama usulune gore, TOEFL esdegerinden 550 puan almistim. Texas Tech 590, Harvard 600 puan istiyordu. Harvard'dan daha yuksek isteyen bir yer de yoktu. Keza TUS'un ingilizcesinden ve ceviri sinavlarindan bi kac defa full cekmisligim, KPDS'den de 92 almisligim vardi. Ama ne oldu? ABD'ye gelince yerlerde surundum, 10 seneden sonra hala da surunmeye ve kendimi amele gibi hissetmeye devam ediyorum.

Birazdan, Manhattan'a gidip, TOEFL'dan bu sene 110 cekmis bi abimizle bulusacam ve Ingilizce konusunda nasil sictigini gozlerimle gorecem ve kulaklarimla duyacam. Cunku ABD'ye ilk gelisi. Ilk cevabimda dedigim gibi: Ak got, kara got, tam manasiyla, ABD'deki isyerinde ve gunluk hayatta belli oluyor.

Benim su anda calistigim isyerinde, 4 ABD'li is arkadasim var. Bir de ABD'ye 4 yasinda gelmis bir arkadasim var. Bunlardan, dogma buyume Brooklynli ve universite mezunu olan arkadasi bi gorseniz, kendinizi Robert De Niro filmi seyrediyomus zannedersiniz. Mukemmel bir Brooklyn aksaniyla konusuyor. Iste bu arkadas, gecenlerde beni "The king of emails" ilan etti. Birine bir sey yazmak istediginde, bana soruyor. Baska bi tanesi gelip, sunu nasil yazarim, nasil derim diye bana soruyor. Durun, hemen atarlanmayin, birazdan annatacam durumu...

Ben hic bi tanesinin yazdigi emaili begenmiyorum. Anlatmak istenen seyi tam olarak ifade edemiyolar. Simdi ben Ingilizce biliyo mu oluyorum? Ehh, ekmek parami kazanacak kadar! Vaziyeti idare edecek kadar. is konusmaya gelince, kendimi onlarin yaninda bayaa bi ezik hissediyorum. Tabii ki, bende akicilik, kelime haznesi, gramer, telaffuz filan onlara gore yerlerde surunuyor ama asil yerlerde surunen, idiomatic usage ve slang. Bi de tabii, KODLAR!

Deyeceksiniz ki, nedir bu kod konusu?

TOMER'de Turkce ogrenmis sevimli kizimiz sokakta birinin, baska birine, "Seni tokat manyagi yaparim!" dedigini duysa, bu sozun kaynagini ve aslinda hangi soze gondermede bulundugunu annayabilir mi? Yani lisan ogrenmek, sadece gramer, telaffuz, kelime haznesi, hatta deyimler, usage ve argo ile bitmiyor. O kodlari da ogrenmek ve anlamak zorunda kaliyosunuz. Zaten cogunu da annayamadiginiz icin, bel bel bakiyosunuz. Siz aralarina girmediginiz zaman, o 3 Amerikali, ya da 4 Amerikali, firsattan istifade, mukemmel geyik ceviriyolar. Konusmaya siz de dalmaya kalkarsaniz, o geyigin sahiciligi bozuluyor, gazi kaciyor. Sirf o geyigin tadi kacmasin diye, siz de uzaktan onlari dinliyor, kulak kabartiyosunuz neler kacirdiginiza...

Dun bunnardan biri, dun bana "it's gonna be a breeze to me" dedi. Assaa yukari tahmin ettim konusmanin baglamindan ama ogrenmek icin ne demek istedigini sordum.

Kutsal bilgi kaynagimizdaki

eksisozluk.com

anlamini kastediyormus. Buradan suser phanaxa selam olsun. Daha da dumani ustunde bi entry!

Mesela,Home run guzel bi ornek sevgili hocalarim. Bilmiyodum abi, naapiyim? Cahilim iste! Herif home run, home run diyo, meger futboldaki golun beyzboldaki karsiligiymis. Ucuz ayakkabi bulmus ona home run diyo herif. Ben de mal mal bakiyorum suratina, o kadar ucuza ayakkabi buldum ki, eve kadar kosacam mi demek istiyo acaba? gibi dusunceler geciyo kafamdan. Home run'in ne oldugunu sordum. Ne kastettigini anlayinca, vaziyeti idare edebilmek icun, haaa, slam dunk gibi bisey, desene! dedim, "slam dunk"i o anlamda kullanmama cok sevindi.

Gunluk hayatta buna benzer onlarca durumla yani kulturel kodla karsilasiyosunuz. Kuvvetle tahmin ediyorum ki, TOEFL'dan baba puan cekmis olan abimiz, iste bu yuzden cuvallayacak. TOEFL tek kriter degil.

Usage dedik, idiomatic usage dedik, slang dedik, kulturel kodlar dedik, gelelim article ve preposition konusuna.

Saint Joseph'te Fransizca ogrenmis sevgili bir dostum, bir gun bana soyle demisti: "Lisani unutmaya ilk olarak prepositionlardan basliyosun."

Su on, in, at, beneath, under, underneath, behind, front gibi yer tarif eden kelimelerin gramerdeki adi her neyse, onlari hatasiz kullanmak bayaa bi zaman aliyo. bi de article'lari hatasiz kullanmak.

Psikolojide ve psikiyatrideki frustration kavramini ele alalim. Eger uluslararasi bir toplantida, ahalinin gozu onunde, is ortaminizda, sokakta, ise dair veya gunluk hayata dair telefon konusmalarinizda, gazete okur, televizyon seyreder, sarki dinler, muzikal dinlerken, frustration hissine kapilmiyosaniz, o dili artik ogreniyorsunuz demektir. bi seyleri ifade etmek istiyor, birinle cata cat fikir munakasasina girmek istiyor ve cok iyi bildiginiz veya cok hakli oldugunuz bir konuda eline vermek istiyosaniz, ama konusmanin sonunda iciniz hala sis olarak kaliyosaniz, daha gitmeniz gereken cok yol, yemeniz gereken cok firin ekmek var demektir.


Ulan ne ezikmisim be!
0
compadrito
(17.08.13)
compadrito'nun entry'si uzerine bir iki sey karalamak istedim.

türkiye'de ingilizce'yi belirli bir seviyenin üzerinde konuşanlar ve pek iyi konuşamayanlar/kendilerini gelistirme çabası içinde olanların arasında anlamsız bir savaş vardır. ingilizce bilenler icin dil bir namus gibidir, altini pek kabul etmezler. bu konuda biraz daha rahat olmakta fayda var :)

kendi dil öğrenme hikayemden kısaca bahsedeyim, daha ilkokuldayken (80ler, 90'larin basi) ingilizce öğrenmek bir gereklilik olmuştu beni için. babam kaptandı, yurt disindan getirdigi her halt ingilizceydi. bilgisayarin kitapçığı, şusu busu..zaten senede bir kaç kez görüuyordum babamı ona da soramıyordum, sozlukten suradan buradan cat pat her kelimeyi cevirerek bir seyler yapmaya calistim kendi kafamdan.

ortaokul'da turkiye'nin ingilizce konusunda zamaninin iyi okullarindan birinde temeli az cok soktukten sonra (derslerim not olarak pek parlak degildi) ogrenimim hiz kazandi, o zamanlar sirf iceriginin kalitesini kesfettigimden cnn'in, bbc'nin teletext'ini okuyordum, sozluk'e ihtiyac duymadim o gunden sonra. 10 kelimeden 5'ini anlamasam da cumleyi anliyordum. sonra internet geldi, the nyt, cnn...aman tanrim, maden!

yine hizli ileri saralim, 20'li yaslarima geldigimde okudugumu anlama, ozellikle de konusma alanlarinda cok iyi bir noktaya geldim. abd'ye gitmeye karar verdigimde dil zaten oturmustu diyebilirim. adapte olmakta hic gucluk cekmedim. orasi zaten tam bir madendi benim icin, periyodik yayinlar, dergiler, kutuphane duzenleri..oradaki yabancılara ingilizce ders veriyordum harcligimi cikarmak icin, bazan ogrenciler kendi dersleri ile ilgili makaleler getiriyordu onları bile meraktan okuyordum. atm'lerin tarihini bile siralayabilirim :)bir noktadan sonra hali ile ülkede yaptığım iş başvurularına seviye olarak native yazacak, hatta native'in de ötesinde iletişimi artı bir varlık olarak sunacak duruma geldim (burada okuduklarimin cok faydasi olmustur, dili native konuşan ülke vatandaşları da türkiye de olduğu gibi belirli bir kelime grubunun dışına pek çıkmıyorlar) . abd'de uzun yillar gecirdikten sonra is icin avrupa'ya döndüm ve aman tanrım, burada cogu kisinin ingilizcesi turkiye'den cok daha geri seviyede ama sorsan herkes advanced, herkes native. turkiye'ye ozgu bir durum degilmis bunu anladim.

özetlemek gerekirse, ne zaman dili tamamen öğrenmiş oldum bilmiyorum. yeteneğim var mıydı onu da bilmiyorum çünkü şu an bulunduğum ülkenin dilini öğrenmek için pek bir itici güç yok içimde, zor da geliyor. ingilizce öğrenmek kendiliğinden gelişen bir zorunluluktu çünkü ilgi duyduğum her şey o dildeydi.

hayatım boyunca yabancı dilimin sorgulandığı tek mecra türkiye, veya daha spesifik olarak eksi sozluk olmustur. sonuna smiley ekledigim bir espri sonrasi "hayirrr yanlissin!, ben ingilizce ogretmeniyim cv'mi gondereyim de gor!" tarzi onlarca mesaj almistim. hepsine "peki haklisiniz" duzleminde verdigim cevaplar da tatmin etmemis olsa gerek ki isi hakarete kadar goturmustu millet.

bir insan, ingilizce seviyesini kendi belirler. o nedenle gidip de şu şu şu şartları yerine getiren ingilizce biliyordur veya tersi maddeler sıralamayacağım. yine de illa ki zorlarsanız, bir gazetede okudugunu anlayan, ve iyi bir sekilde konusabilen biliyordur derim. çat pat anlayan ve kusursuz olmadığının farkında olan da, "bilecektir" derim. hic bir sey bilmeyen, konusamayan fakat "Biliyorum" diyene de "peki" derim.
0
kuja
(19.08.13)
(1)

Yine bir cümlecik çeviri

kuzeygözcüsü
"Size markanızın sağlam bir temel üzerinde ilerlemesi için yardımcı olacağız."Çeviremedim. Yardım ediiiinnn lütffeeeen.
"Size markanızın sağlam bir temel üzerinde ilerlemesi için yardımcı olacağız."

Çeviremedim. Yardım ediiiinnn lütffeeeen.
0
kuzeygözcüsü
(15.08.13)
We will assist you in developing your brand on a sound basis.
0
ermanen
(15.08.13)
(2)

ingilizce çeviri?

ramazanali
Researchers are unveiling the world's first lab-grown burger in london today. Bu cümlenin çevirisi nedir acaba? The world's first lab-grown ne anlama gelir ?
Researchers are unveiling the world's first lab-grown burger in london today. Bu cümlenin çevirisi nedir acaba? The world's first lab-grown ne anlama gelir ?
0
ramazanali
(15.08.13)
the world's first lab-grown burger dersen anlamlı olur. "dünyanın laboratuar yapımı ilk hamburgeri" demek.
0
baldur
(15.08.13)
arastirmacilar dunyanin ilk laboratuarda uretilmis hamburgerini ortaya cikardi demis.

@baldur adam zaten "the world's first lab-grown burger" demis anlamadim ne demek istedigini.
0
gec
(15.08.13)
(2)

Sizce en iyi çeviri programı hangisi?

eastanbool
Merhaba,Çeviri programı kullananlar için soruyorum, kullandığınız, beğendiğiniz çeviri programları hangileri? Nedenleriyle açıklarsanız sevinirim, yok uzun uzun yazamam derseniz canınız sağolsun sadece adı da yeter.Teşekkürler
Merhaba,
Çeviri programı kullananlar için soruyorum, kullandığınız, beğendiğiniz çeviri programları hangileri? Nedenleriyle açıklarsanız sevinirim, yok uzun uzun yazamam derseniz canınız sağolsun sadece adı da yeter.

Teşekkürler
0
eastanbool
(15.08.13)
merhabalar! cat araçlarını mı kastediyorsunuz, yoksa otomatik çeviri yaptığını iddia eden programları mı? ona göre cevap yazayım :)
0
kül
(15.08.13)
tamam, cat araçlarıymış :) kendi izlenimlerimi aktarayım. sadece trados'un iki sürümünü kullandım şimdiye kadar. diğer programlar hakkında bir bilgim yok ama trados'un bazı özelliklerinden bahsedeyim.

trados'tan (veya diğer cat araçlarından) alacağınız verim, hangi alanda çeviri yapacağınıza bağlı olarak epey farklılık gösterebilir. mesela edebi çeviri yapacaksanız pek bir işinize yaramaz, en fazla sözlük olarak kullanabilirsiniz. teknik veya medikal çevirilerde benzer cümleler çok fazla geçtiği için bu alanlarda çok kullanışlı. mesela bir yazılımın kurulum-kullanım kılavuzunu çeviriyorsunuz ve "click ok to close the dialog" gibi çok fazla cümle var. bunu bir kez çevirdikten sonra, tekrar karşınıza çıktığı zaman çeviriyi veritabanından otomatik olarak çekiyor.

ben trados'a 2007 sürümü ile başladım. burada translator's workbench diye bir uygulama var ve word'ün içinde makro gibi çalışıyor. word dosyasını açıp çeviriyi dosyanın içinde yapıyorsunuz, şu resimdeki gibi:
www.fti.uab.es

ama 2007 sürümünde sık sık problemlerle karşılaştım. başta benim beceriksizliğim gibi geldi ama sonra gördüm ki çalıştığım büronun sahibi bile aynı sorunları yaşıyor. öncelikle, word'de çalışırken workbench sık sık çöküyor. bilgisayar performansıyla alakalı olduğunu da sanmıyorum, kendi mallığı bence :) çeviri tag'lerle saklanıyor ve dosyanın biçimlendirilmesinde bir problem varsa bazen trados metni algılamıyor, hata veriyor, vb. bunlar sadece word'de karşılaşılan sorunlar. excel çevirmek istiyorsanız workbench kullanamıyorsunuz, tag editor diye ayrı bir özellik var onu kullanmanız lazım. xml formatında bir web sitesi çevirisi yapacaksanız yine tag editor'de yapacaksınız. ama bu programın arayüzü bence rezalet: www.napsys.com

trados 2007'yi bu kadar kötüledikten sonra biraz da 2009 sürümü trados studio'yu övmek istiyorum :) bu programın kendi editor sekmesi var ve bütün çeviriler programın içinde yapılıyor, word excel pdf ne olursa olsun direkt açıp studio içinde çevirebiliyorsunuz: www.e-tanja.si

studio'nun 2007'ye göre bir avantajı: metinde tekrar eden cümleleri çok daha hızlı bir şekilde tamamlayabilmeniz. 2007'de word üzerinde çalışırken, en baştan başlayıp karşınıza çıkan her yeni cümleyi "açmanız" ve çevirmeniz lazım. açmak demek ilk resimdeki gibi source ve target alt alta görünecek şekilde cümleyi aktifleştirmek demek. tekrar eden cümleyi çevirip kapattınız. 2007 sadece çeviriyi hafızaya alıyor. ama 2009, anında diğer bütün cümlelere çeviriyi uyguluyor. 2007'de tekrar aynı cümleye gelip, cümleyi açıp %100 eşleşmeyi görüp onaylamanız lazım. yüzlerce sayfalık metinlerde, bu belki fazladan harcayacağınız yarım saat demek :)

2009'un çok önemli bir avantajı da aynı anda birden fazla translation memory üzerinde çalışabilmeniz. diyelim farklı dallarda bir sürü veritabanınız var. yaptığınız çevirileri bunlardan hangilerine kaydedeceğini veya çeviri yaparken hangilerinde tarama yapıp eşleşme arayacağını siz belirliyorsunuz. 2007'de böyle bir şey yoktu, tek bir tm üzerinde çalışmak zorundaydık.

2009'un kötü bir tarafı: kaynak üzerinde değişiklik yapamıyorsunuz. kaynak niye değişsin ki demeyin, eğer cümlede bir yazım hatası varsa ve onu o hatalı şekliyle hafızaya atarsanız, düzgün şekliyle karşılaştığınız zaman otomatik olarak çekmez. şimdiye kadar gördüğüm tek kusuru bu. 2007'de, tagleri bozmamaya dikkat ederek kaynak üzerinde değişiklik yapılabiliyor.

lafı çok uzattım, şimdi aklıma başka bir şey gelmiyor. gelirse yazacağım tekrar. diğer cat araçlarını kullananlar varsa ben de onların da fikirlerini duymak isterim, trados haricindeki programlar hakkında hiçbir fikrim yok.

selametle
0
kül
(15.08.13)
(3)

Stock Keeping Unit ne anlamda kullanılmış?

no christ requires
yurtdışındaki bir firmadan ürünlerini online olarak satmak amacıyla fiyat teklifi istedim, onlar da bana wholesale fiyatlarini yolladilar. ekteki gibi.sku denen sey stock keeping unit demek fakat burada ne anlamda kullaniliyor anlamadim. minimum order gibi bir sey mi yoksa "bir kutuda su kadar urun
yurtdışındaki bir firmadan ürünlerini online olarak satmak amacıyla fiyat teklifi istedim, onlar da bana wholesale fiyatlarini yolladilar. ekteki gibi.

sku denen sey stock keeping unit demek fakat burada ne anlamda kullaniliyor anlamadim. minimum order gibi bir sey mi yoksa "bir kutuda su kadar urun bulunur" mu acaba nedir? (bence ikincisi)
0
no christ requires
(14.08.13)
8 oz (200 ml) sampuanin fiyatinin 10.50 olmasi olasi. bence diyor ki: trial fiyatindan almak icin en az 48 tane siparis vermelisin, olur da professional'dan alirsan %10 indirim yaparim ama minimum 96 tane alman lazim.
0
disq
(14.08.13)
çeşit olabilir. mesela 3 renkte 5 boyda 2 şekilde mum varsa 3x5x2 = 30 çeşit mum vardır. burda bahsi geçen de bu olabilir.
herhangi 48 çeşit ürün alırsan fiyat budur demiş olabilir.
0
sttc
(14.08.13)
96 parça şampuan işte. çeşitlik bir şey yok. disq haklı.
0
roket adam
(15.08.13)
(2)

please direct the PI to X company

dedim dedim de kime dedim
bir teklif maili aldımda..satış ile ilgili..buradaki PI ne demek?
bir teklif maili aldımda..satış ile ilgili..buradaki PI ne demek?
0
dedim dedim de kime dedim
(14.08.13)
3,14
0
ben smyrna
(14.08.13)
purchase invoice
fiyat teklifi ya da acik fatura olarak cevrilebilir
0
wpi
(14.08.13)
(3)

Burada ne yaziyor?

gonion
Foto ekte. Rusça. Son kullanma tarihi mi yoksa üretim tarihi mi bilemedik. Ona göre içeceğiz. Teşekkürler.
Foto ekte. Rusça. Son kullanma tarihi mi yoksa üretim tarihi mi bilemedik. Ona göre içeceğiz. Teşekkürler.
0
gonion
(14.08.13)
zor oldu ama buldum :)
translate.google.com.tr
0
fikirsiz herif
(14.08.13)
fotonun fotoğrafı çekip google dan çevirdim. 2. satırı çevirebildi; date of manufacture
0
deliveryourvoice
(14.08.13)
üretim tarihi.
0
erobur
(15.08.13)
(5)

Bir cümlelik çeviri.. (İngilizce ya da ispanyolca)

diyojenimtırak
"Ne yaşatırsanız onu yaşatırım"
"Ne yaşatırsanız onu yaşatırım"
0
diyojenimtırak
(14.08.13)
I make you live what you made live me
ne bileyim böyle sanki.
0
chopiano
(14.08.13)
Whatever goes around comes around
0
eeyore
(14.08.13)
kabaca what you get is what you did
0
anouschka
(14.08.13)
"I make you live what you make me live"

Birebir çevirisi böyle olmalı. "Eden bulur" ya da "Ne ekersen onu biçersin" sormamış ki adam.
0
yarin bos musun
(14.08.13)
Te hago vivir lo que me haces vivir.

En basiti bu; ama hepsi en az Türkçe'deki kadar kötü çınlıyor, söylemiş olayım.
0
kitvidet
(14.08.13)
(3)

küçük bir ingilizce soru

qurant
sevgili arkadaşımın anısına,sevgili arkadaşımın hatırasına.nasıl derim?
sevgili arkadaşımın anısına,
sevgili arkadaşımın hatırasına.

nasıl derim?
0
qurant
(14.08.13)
little miss, ben de öyle düşünüyordum sonra "ölenlerin arkasından söylenir o" gibi bişey duydum. ondan bi de hepinize sorayım dedim.
0
🌸qurant
(14.08.13)
alla alla bu neden böyle anlaşılıyor anlamadım. ona birşey itaf etmek gibi bi durum açıkcası bu aslında. : ))
0
🌸qurant
(14.08.13)
in memoriam of my dear friend
bu da biraz ölüye gibi oldu ama :/
0
cupcakeparade
(14.08.13)
(1)

Contribution to Variance

click here to see her naked
bu bir terim sanırım. bilen var mıdır?
bu bir terim sanırım. bilen var mıdır?
0
click here to see her naked
(14.08.13)
İstatistiksel bir analiz yapıyorsunuz sanırım. İlgilendiğiniz değişkenin varyansa olan katkısını ifade eder. Örneğin sigara alışkanlığı ile ilgili bir çalışma yaptınız ve sigara içenlerin yaşı 25-45 arasında değişiyor. Mezun olunan okulda ilgilendiğiniz bir değişken olsun bu değişkenin bu yaştaki değişme etkisini belirtir. Örnek çok anlamlı olmamış olabilir.
0
Dr_Stat
(14.08.13)
(2)

yabancı dil sorunsalı (istekli bi genç)

eflatun132
azim bazen insanı bir adım öne geçirebildiğini bilerek siz değerli toefl (doğrusu bu muydu ) master ağabeylerim. şimdilik , şu anlık çok fazla bir şey istemiyorum ancak ileriye dönük yarı yarıya halletmiş bir ingilizce yapmak istiyorum ..bunun için size günlük yaşantımı söyleyeyim.. anadolu genci ol
azim bazen insanı bir adım öne geçirebildiğini bilerek siz değerli toefl (doğrusu bu muydu ) master ağabeylerim. şimdilik , şu anlık çok fazla bir şey istemiyorum ancak ileriye dönük yarı yarıya halletmiş bir ingilizce yapmak istiyorum ..
bunun için size günlük yaşantımı söyleyeyim.. anadolu genci olarak turistin olmadıgı bir şehirde yaşamaktayım. ingilizce konusunda ancak dizi film izleyerek (altyazılı ) ve oyunlarda skype denilen zımbırtı ile çat pat trollce konuşmalarım(konuşmaya çalışmalarım) geçiyor.
şöyle ki siz ağabeylerim ingilizce çalışırken neler yaptınız. çoğu insan ülkesine gitmek zorundasın diyor ve haklı buluyorum ancak benim de evde naçizane yapabileceğim birşeyler yok mu .. örneğin film izlerken sözlük taşı durdura durdura izle ve kelimelere bak gibi tavsiyeler istiyorum..veya siz nasıl çalıştınız ben nasıl çalışmalıyım ve günlük neler yapmalıyım..
thank you so much for your asnwers.. Si yuu gays
0
eflatun132
(14.08.13)
filmi oyle surekli durdurma.. sikilirsin eeeeh dersin birakirsin. surekli surekli surekli film izle. duyarak ogren. konunun icinde ne oldugunu anla kelimenin. bebek gibi ogren yani dili..
ne duydugunu anlamama problemin olur, ne aksan problemin olur, ne gramer problemin olur ilerde. bir sure sonra tabi turkce altyazidan ingilizce altyaziya gec mutlaka.
0
babamasoliimbananickaldirsin
(14.08.13)
ingilizce altyazılı film izle.

edit: durdurmadan. en fazla hiç anlamadığın yerde anlamına bakmak için durdur. tam anlam çıkaramadığın bi cümle ise filmin konusuna göre tahminde bulunarak çözmeye çalış.
0
katredin
(14.08.13)
(3)

bu nasıl çevrilir?

cosmicgadin
resident assessment protocol
resident assessment protocol
0
cosmicgadin
(14.08.13)
translate.google.com.tr

google amcaya bakmışsındır ama bulunsun
0
eflatun132
(14.08.13)
Resident kelimesinin ne anlamda kullanıldığına göre değişir ama son kısmı "değerlendirme protokolü"

www.yeminlisozluk.com
0
dagog
(14.08.13)
yerleşimci/mukim değerlendirme protokolü olabilir bence.
0
kediebesi
(14.08.13)
(3)

Sürükleyici ingilizce kitap?

biglord
herhangi bir tür olabilir lakin klasiklerden olmasın. gezi olabilir, biyografi olabilir, roman olabilir. çağdaş ve günümüz ingilizcesine uygun olsun. ve en önemlisi sürükleyici olsun.
herhangi bir tür olabilir lakin klasiklerden olmasın. gezi olabilir, biyografi olabilir, roman olabilir. çağdaş ve günümüz ingilizcesine uygun olsun. ve en önemlisi sürükleyici olsun.
0
biglord
(14.08.13)
adam fawer'in 2 adet kitabi var. empathy ve improbable.

ikisi de oldukca surukleyici. turkce cevirileri en cok satanlar listesindeydi uzun sure. okumadiysan eger ingilizcelerini bulabilirsin.
0
emfuzi
(14.08.13)
harry potter serisi. hem ingilizcesi agir degil hem de sürükleyici gayet
0
dilaraa
(14.08.13)
harry potter serisi +1
0
timburton
(14.08.13)
(2)

Eating your heart out

neil manke
ne demek tam olarak? "eat out" kalıbı kafamı karıştırdı daha çok.
ne demek tam olarak? "eat out" kalıbı kafamı karıştırdı daha çok.
0
neil manke
(14.08.13)
eat (one's) heart out
1. To feel bitter anguish or grief.
2. To be consumed by jealousy.
0
el desaparecido
(14.08.13)
inugard
(14.08.13)
(2)

çeviri

facebook
knowladgebase tam olarak nasıl çevrilir? Bilgi bankası olarak çevrilmiş ama var mı alternatifi ?
knowladgebase tam olarak nasıl çevrilir? Bilgi bankası olarak çevrilmiş ama var mı alternatifi ?
0
facebook
(13.08.13)
bilgi tabanı
0
ermanen
(13.08.13)
bilgi dagarcigi
0
for the record
(13.08.13)
(4)

bir cümlecik çeviri

kuzeygözcüsü
"Yaptığımız iş, müşterilerimizin işlerinden ilham almak." şimdi bu cümleyi şöyle çevirsem:"The work we do inspired by our costumers work"doğru olur mu mu mu?
"Yaptığımız iş, müşterilerimizin işlerinden ilham almak." şimdi bu cümleyi şöyle çevirsem:

"The work we do inspired by our costumers work"

doğru olur mu mu mu?
0
kuzeygözcüsü
(13.08.13)
"Our job is being inspired of our customers' work" derdim ben olsam. Son kısım neyse de "Our job is..:" daha profesyonel duruyor.
0
yarin bos musun
(13.08.13)
Inspiring our customers' work is what we do.
0
altikereyedi
(13.08.13)
What we do is to get inspired by our customers' work.
0
saatgeceninonikisi
(13.08.13)
teşekkür ederiim.
0
🌸kuzeygözcüsü
(13.08.13)
(3)

fransızca yardım çok basit çok acil sivuple

damla cikolata
türklerin yeme alışkanlıklaryla ilgili bi paragraf yazmam gerekiyor en basitinden. ben şöyle türkçesini yazsam da bi babayiğit fransızcaya ceviriverse acayip şahane olur. bi kaç saat içinde hocaya teslim etmem gerekiyorTürklerin yeme alışkanlıkları avrupalılara göre farklıdır. Kahvaltıda peynir kesi
türklerin yeme alışkanlıklaryla ilgili bi paragraf yazmam gerekiyor en basitinden. ben şöyle türkçesini yazsam da bi babayiğit fransızcaya ceviriverse acayip şahane olur. bi kaç saat içinde hocaya teslim etmem gerekiyor

Türklerin yeme alışkanlıkları avrupalılara göre farklıdır. Kahvaltıda peynir kesinlikle tüketilir. bunun yanında zeytin domates reçel de yenir.her türk kahvaltıda çay içer.ekmek türkiyede çok fazla tüketilir. yemekler daha yağlı ve tuzludur.bazı yörelerde baharat çok kullanılır. süt ürünlerinden yoğurt da yemeklerin yanında yenir.yemekler genelde etli olur ve yanında pilav ya da makarna yenir.

çok teşekkürler
0
damla cikolata
(13.08.13)
Les habitudes alimentaires des Turcs sont différentes que les Européens. Certainement, les Turcs consomment le fromage au petit dejeuner. En outre, la confiture, la tomate, les olives sont également consommés. Chaque Turc boire du thé au petit déjeuner. Les Turcs consomment trop de pain. En Turquie, les plats sont plus gras et salé. Dans certaines régions, les gens utilisént beaucoup d'épices. Les Turcs mangent leur plat avec le yoghurt. En general, les aliments sont cuits avec de la viande et il est mangé avec du riz ou des pâtes.

boire'ı çekmeden laps diye yazmışım ya. teşekkürler kediebesi.
0
kırmızıkaşekaban
(13.08.13)
sont differentes des europeens. tous les Turcs boivent du thé au petit déjeuner
0
kediebesi
(13.08.13)
les plats sont plus gras et salés.
Les Turcs mangent leur plat avec du yaourt.
En general, les aliments sont cuits avec de la viande et sont accompagnés de riz ou de pâtes.
0
cellonun kirmizi ahengi
(13.08.13)
(1)

Whereby kullanımı hakkında

hadji
1- Identifying and classifying all wrongful acts are vital in all legal systems whereby we can say which act belongs to which division of law or both. 2- Law rules are always influenced by the moral rules. The wrongful acts in a society were identified whereby these moral rules.Whereby bu şekilde mi
1- Identifying and classifying all wrongful acts are vital in all legal systems whereby we can say which act belongs to which division of law or both.

2- Law rules are always influenced by the moral rules. The wrongful acts in a society were identified whereby these moral rules.

Whereby bu şekilde mi kullanılır? Hata var mı (Tüm cümle dahil olmak üzere?)

Bunu iyi bir formata sokabileceklere çok teşekkür ederim şimdiden.
0
hadji
(12.08.13)
bildiğim kadarıyla cevaplayayım,

2'de whereby yerine by kullanılmalı bence. (bir toplumdaki hukuka aykırı eylemler bu ahlak kuralları tarafından tanımlandı, (saptandı) denilmek istenmiş sanırım, ona göre söyledim, yalnız bir önceki cümle ile arasında zaman farkı var, geniş zaman olacaksa are kullanılmalı, gözden kaçmış olabilir belki.)

whereby fiilden sonra değil de daha çok alet edevat, sistem, yol yöntem gibi ardından "ki onun sayesinde" diyebileceğimiz isimlerden sonra kullanılır ve sonrasında da cümle almak durumundadır. yani SVO+whereby+SVO yapısı ile kullanılır.

1'deki or both biraz rahatsız etti ama bir şey de diyemedim. onun haricinde sıkıntı yok gibi.

yorumlamam bu kadar.
0
sustum
(13.08.13)
(2)

Bu iki İngilizce cümlede bir yanlışlık var mı? Varsa nasıl düzeltilir?

hadji
1- In a modern society, every wrongful act has a meaning and a result in the world of law when they require remedies or punishments like monetary compensation or imprisonment. 2-If there is a society in anywhere of the world, there is law rules as well. After the establishments of modern societies,
1- In a modern society, every wrongful act has a meaning and a result in the world of law when they require remedies or punishments like monetary compensation or imprisonment.

2-If there is a society in anywhere of the world, there is law rules as well. After the establishments of modern societies, people have begun to live under the law rules for their own safety.

Teşekkür ederim.
0
hadji
(12.08.13)
anywhere in the world
there is law rules da yanlıs are olmalı
law rules yerine sadece law kullanılıyor da olabilir bi de.
0
partizan
(12.08.13)
2. icin: law rules bana pek hos bir tamlama gibi gelmedi.. %100 emin olmamakla beraber yanlis bir kullanim diyebilirim.
ayrica there is law rules olmamis tabi, "are" olmasi lazim cogul oldugu icin.. as well yerine for sure daha iyi olabilir belki..
".. , there are laws for sure" yani

1 de kulagimi tirmalar gibi oldu ama nasil duzeltecegimi bilemedim "ingilizcem bitti ben kacayim" :)
0
babamasoliimbananickaldirsin
(12.08.13)
(1)

almanca roman, ankara istanbul

kozmosta bir nokta
Orijinal dilinde almanca roman satan bir yer ariyorum Ankara ya da Istanbulda. Bilen var mi?
Orijinal dilinde almanca roman satan bir yer ariyorum Ankara ya da Istanbulda. Bilen var mi?
0
kozmosta bir nokta
(12.08.13)
istiklalde alman kitap evi var.
0
Kreuzberg
(12.08.13)
(2)

[Çince/Mandarin] "niga" ne demek ?

ermanen
Mandarin dilinde "niga" ne demek? Ya da bunun gibi okunan bir kelime. Cümle sonlarına geliyor sanırım.
Mandarin dilinde "niga" ne demek? Ya da bunun gibi okunan bir kelime. Cümle sonlarına geliyor sanırım.
0
ermanen
(12.08.13)
buldum.

"o" demekmiş.

edit: yahoo answers'ta şöyle bir açıklaama buldum:

"Na ge" = "that"; "Na yi ge" (with the "na yi" pushed close together at times) = "which / which one". Perhaps you are actually hearing two different phrases. "Na ge shi wo che ze" = "That is my car"; "Na yi ge shi wo che ze?"= "Which one is my car?"

bir de çinli iş arkadaşıma da danıştım. o da tonlamalara göre değişiyor dedi.

edit2: ayrıca ne söyleyeceğimizi düşünürken çıkardığımız ses olarak da kullanılıyormuş çinliler tarafından. ingilizce'deki "umm" veya "well" gibi.

----

bugünlük "ekşi duyuru ile çince öğreniyoruz" dersimizin sonuna geldik. teşekkürler ederiz.
0
🌸ermanen
(12.08.13)
nihao merhaba demek.
0
gec
(12.08.13)
(2)

ingilizce pratik yapılabilecek bir web sayfa

netice
bir web sayfa düşünelim, kullanıcılarına anlık yazışma imkanı versin. (bunu yapan binlerce web sayfa var zaten) diğerlerinden farkı tüm kullanıcıların yabancı dil pratiği yapmak için orada bulunması olsun. böyle bir web sayfa var mı?busuu.com'u biliyorum pek kullanışlı değil.
bir web sayfa düşünelim, kullanıcılarına anlık yazışma imkanı versin. (bunu yapan binlerce web sayfa var zaten) diğerlerinden farkı tüm kullanıcıların yabancı dil pratiği yapmak için orada bulunması olsun. böyle bir web sayfa var mı?

busuu.com'u biliyorum pek kullanışlı değil.
0
netice
(12.08.13)
speaking24.com diye bi site vardı. seviyeni belirliyorsun ve iletişim yolunu belirtip (msn, skype gibi) hem speaking yapabiliyorsun, hem writing.
0
lionel andres
(12.08.13)
livemocha
0
feykalade
(12.08.13)
(1)

Çeviri Ricası

norec
Aşağıdaki cümleyi çevirebilecek birileri varsa ve yardımcı olabilirse çok sevinirim. şimdiden çok teşekkürler.The chaperonin TCP1 is essential for cell survival as correct folding, and hence function of a range of proteins such as actin, depends exclusively on TCP1, and other chaperones cannot subst
Aşağıdaki cümleyi çevirebilecek birileri varsa ve yardımcı olabilirse çok sevinirim. şimdiden çok teşekkürler.

The chaperonin TCP1 is essential for cell survival as correct folding, and hence function of a range of proteins such as actin, depends exclusively on TCP1, and other chaperones cannot substitute this function.
0
norec
(12.08.13)
TCP1 şaperonu hücrenin düzgün bir şekilde fold yaparak varlığını sürdürmesi için gereklidir, ve bundan dolayı actin gibi bir dizi proteinlerin görevi özellikle TCP1 üzerine kuruludur, ve diğer şaperonlar bu fonksiyonu yerine getiremezler.

fold: açılıp kapanır ya da katlanır demek tıptaki anlamını bilmiyorum.
0
inanmazsan inanma
(12.08.13)
(4)

yabancılarla ingilizce sohbet (konuşarak) edilebilecek platform önerisi?

hepimizin kafasi karisik
skype veya o platformun kendi programlarıyla, dil geliştirmek istiyorum. bilenler önerisini yazarsa sevinirim.
skype veya o platformun kendi programlarıyla, dil geliştirmek istiyorum. bilenler önerisini yazarsa sevinirim.
0
hepimizin kafasi karisik
(12.08.13)
Verbling
0
no love no glory
(12.08.13)
livemocha diyeceğim ama işini görür mü bilemedim tam, ben de girmeyeli yıllar oldu artık sistemi nasıldır falan bilemiyorum ama denenebilir.
0
knight of cydonia
(12.08.13)
Konuşarak Öğren adında bi kurs vardı.Yurtdışından hocalarla skype üzerinden konuşuyorsun.Ayda 100 dolar gibi bir şeydi.Sabah sana konu veriyorlar akşam arıyorlar istediğin saatte hocayla o konuyu konuşuyorsun mesela.
0
damba
(12.08.13)
steam ve oyun arkadaşı edinme şeklinde mesela
0
rague
(12.08.13)
(4)

işte böyle

mr.brown
selambir örnek vererek bi kalıbın ingilizcesini sorcam.mesela kardeşinizle gölde taş kaydırıyorsunuz ama o yapamıyor siz ona gösterip "iste böyle" diyorsunuz.bu cümledeki "işte böyle" ingilizce nasıl denilir? yaygın kullanımını söylerseniz daha iyi olur.
selam

bir örnek vererek bi kalıbın ingilizcesini sorcam.
mesela kardeşinizle gölde taş kaydırıyorsunuz ama o yapamıyor siz ona gösterip "iste böyle" diyorsunuz.bu cümledeki "işte böyle" ingilizce nasıl denilir?

yaygın kullanımını söylerseniz daha iyi olur.
0
mr.brown
(12.08.13)
It's like this. veya like this, veya just like that etc etc
0
march or die
(12.08.13)
just like that.
0
japon askeri
(12.08.13)
and so on
0
Unorthodox
(12.08.13)
like this
0
ermanen
(12.08.13)
(1)

bu hangi dil?

sehpa fx350
Selamlar arkadaşlar,http://www.youtube.com/watch?v=Q0mmlpfVaPI&feature=youtube_gdata_player2:33 te kadın hangi dilde söylüyor? Orta doğuda bir dil gibi geldi. Teşekkürler.
Selamlar arkadaşlar,
www.youtube.com

2:33 te kadın hangi dilde söylüyor? Orta doğuda bir dil gibi geldi. Teşekkürler.
0
sehpa fx350
(11.08.13)
Farsça..
0
kill_them_all
(11.08.13)
(2)

Online İngilizce Geliştirme

xin zhao
Biraz araştırdım ve busuu.com hoşuma gitti(premium üyeliğiyle birlikte) ama daha iyileri var mı merak ediyorum. livemocha çok kazık geldi fiyat olarak o kadar veremem. bunun dışında busuu nun güzel ücretli ya da ücretsiz alternatifleri var mıdır ?
Biraz araştırdım ve busuu.com hoşuma gitti(premium üyeliğiyle birlikte) ama daha iyileri var mı merak ediyorum. livemocha çok kazık geldi fiyat olarak o kadar veremem. bunun dışında busuu nun güzel ücretli ya da ücretsiz alternatifleri var mıdır ?
0
xin zhao
(10.08.13)
günlük dildeki kelimeleri öğretmesi ve yöntemi açısından tavsiye ederim. www.englishbaby.com
0
kaset
(10.08.13)
busuu ve livemocha gibi değil ama ingilizceni geliştirmen adına faydalı olabilecek www.manythings.org
0
feykalade
(10.08.13)
(1)

Notefull'u daha önce kullanan birisi var mı ?

biglord
Yardımcı olabilecek birisi var mı acaba oralarda?
Yardımcı olabilecek birisi var mı acaba oralarda?
0
biglord
(08.08.13)
ben birkaç video seyretmiştim. sayılır mı?
0
nacht des todes
(09.08.13)
(1)

çeviri yardımı

verin topumu ben gidiyorum
birisi hayrına şu cümleyi çevirebilir mi?"The Latin word "pecunia" derives from "pecus", a head of cattle, and dates from the time when flocks and herds constituted medium of exchange with which other goods could be obtained."
birisi hayrına şu cümleyi çevirebilir mi?

"The Latin word "pecunia" derives from "pecus", a head of cattle, and dates from the time when flocks and herds constituted medium of exchange with which other goods could be obtained."
0
verin topumu ben gidiyorum
(08.08.13)
latince "pecunia" kelimesi bir büyükbaş hayvan, yani "pecus"tan gelir, ve geçmişi, küçükbaş ve büyükbaş sürülerinin diğer malların elde edilebileceği değiş tokuş aracını oluşturduğu zamanlara dayanır.
0
sanat guresi
(09.08.13)
(2)

YDS-Sonbahar sınavı yardım

qwertqwert
Sevgili/değerli romalılar, 22 gün sonra yds denen sınava gireceğim ingilizcem fena olmamakla beraber 22 gün içersinde muhtemel başarıyı arttırmak için yapılacak en iyi aktivite nedir?kelime mi çalışayım grameri mi tekrar gözden geçireyim napayım?
Sevgili/değerli romalılar, 22 gün sonra yds denen sınava gireceğim ingilizcem fena olmamakla beraber 22 gün içersinde muhtemel başarıyı arttırmak için yapılacak en iyi aktivite nedir?
kelime mi çalışayım grameri mi tekrar gözden geçireyim napayım?
0
qwertqwert
(08.08.13)
hepsi gerekli olacak sınavda. kendini zayıf gördüğün yerlere yönel bence. deneme çöz bir de bir kursa falan gitmiyorsan.

ertugrulhoca.tripod.com
0
astaroth
(08.08.13)
3 kulhü 1 elham
0
pek vokal
(08.08.13)
(7)

did see ve saw

dogabey
az önce dizi de duydum, i did see dedi, yani saw mu demek istedi burada. günlük kullanımda da teleffuz edilebiliyormu böyle sıklıkla. i did eat vs.
az önce dizi de duydum, i did see dedi, yani saw mu demek istedi burada. günlük kullanımda da teleffuz edilebiliyormu böyle sıklıkla. i did eat vs.
0
dogabey
(08.08.13)
Üstüne basarak gördüm demiş olmalı.
0
sehpa fx350
(08.08.13)
evet kullanılır özellikle vurgulamak içindir.
0
kediebesi
(08.08.13)
Genelde daha vurgulu soylenmek istenirse did see denilebilir.
0
crown
(08.08.13)
i love you derken de vurgulamak isterseniz i do love you dersiniz. Arkadaslarin dedigi gibi vurgulamak icin bu tarz kaliplar kullanilir.
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(08.08.13)
"anladıydım" demeye getirmek istiyor olmasın?

diyalog içinde duymak gerek.
0
late viper
(08.08.13)
gençlerini gramer bilgisine boğan ama zerre ingilizce öğretmeyen bir ülkede bu tip soruların olması normal.
0
biglord
(09.08.13)
frank sinatra'nın my way parçasında da geçer misal "yes, it was my way." der ve yanı sıra "i did it my way" de kullanır.
0
41
(09.08.13)
(4)

ingilizce bir soru

jack arabani
arkadaşlar şu soruyu çözemedim, cevap "whose" ama neden whose olduğuun anlayamadım biraz açıklarsanız sevinirim. teşekkürler.The social sciences are a range of disciplines within the arts and humanities ---- principal concerns are the study of various aspects of society. A-) what B-) whose C-) that
arkadaşlar şu soruyu çözemedim, cevap "whose" ama neden whose olduğuun anlayamadım biraz açıklarsanız sevinirim. teşekkürler.


The social sciences are a range of disciplines within the arts and humanities ---- principal concerns are the study of various aspects of society.
A-) what
B-) whose
C-) that
D-) how
E-) when
0
jack arabani
(07.08.13)
whose burada the social sciences'ı ifade ediyor.
0
baldur
(07.08.13)
"The social sciences' principal concerns " -> yani aidiyet var.
0
medievalman
(07.08.13)
Aidiyet var ama "the arts and humanities" kısmına var, "social sciences"a değil.

Çevirisi: Sosyal bilimler, temel ilgi alanları toplumun farklı yönlerinin incelenmesi olan sanat ve beşeri ilimlerin kapsamında yer alan bir takım disiplinlerdir.
0
sigaraicilmeyenevdekimahzunkultablasi
(08.08.13)
"whose", who ya da which gibi sıfat cümleciğinde bir iş yapmaz. o ismin sahip olduğu bir şeyden bahseder. yani ona yöneltilen iş-eylem olmaz. “whose”dan önce ve sonra kesinlikle bir isim olmalıdır. sonrasında bir zamir veya başka bir kelime gelmez. sonrasında gelen ismin önünde kesinlikle “the” artikeli yer almaz. bu özellik iyelikten kaynaklanmaktadır. bu sayede bazı sorularda eleme yapılabilir.
0
41
(09.08.13)
(2)

tezimin özet çevirisi

turqobull
arkadaşlar soru başlıkta. bitirme tezimin özetinin çevirisi lazım. yardımınıza ihtiyacım var. hiç olmazsa paragraf paragraf üstesinden gelin.ÖZETMotivasyon kavramında; bireyin bir ihtiyacının giderilmesine yönelik hareketin başlaması ve tamamlanma süreci ele alınmaktadır. İnsan hayatı boyunca ihtiya
arkadaşlar soru başlıkta. bitirme tezimin özetinin çevirisi lazım. yardımınıza ihtiyacım var. hiç olmazsa paragraf paragraf üstesinden gelin.

ÖZET


Motivasyon kavramında; bireyin bir ihtiyacının giderilmesine yönelik hareketin başlaması ve tamamlanma süreci ele alınmaktadır. İnsan hayatı boyunca ihtiyaçlarını giderme peşinde koşar. İhtiyaçlarını giderebilirse mutlu, gideremezse mutsuz olur. İhtiyaçların bir amaca yönelik davranışa dönüşmesi sürecine motivasyon süreci denir.


İnsanların nasıl motive edilebileceği sorununu cevaplamaya yönelik olarak çeşitli motivasyon kuramları geliştirilmiştir. Bunlardan ilki bireysel ihtiyaçlara dayalı olarak geliştirilen kapsam teorileri, diğeri ise davranışın ortaya çıkışından durduruluşuna kadar geçen süre içinde ele alınan süreç teorileridir.


Çalışanların işe ilişkin davranışlarının uyarılması, yönlendirilmesi ve sürdürülmesi iş motivasyonu olarak tanımlanmaktadır. Çalışanın tatmininde etkili olan içsel ve dışsal güdüler bulunmaktadır. Yani bireyin işle ilgili davranışlarını başlatan ve bu davranışların biçimini, yönünü, yoğunluğunu ve süresini belirleyen bir grup içsel ve dışsal faktörler bulunmaktadır. Belli bir iş ilgi çekici, heyecan verici, geliştirici olduğu için yapılıyorsa, yani o işin bizzat kendisini yapmak ödüllendirici ise içsel motivasyonu; ama aynı işi para, terfi, şöhret gibi dıştan gelen bir ödül elde etmek için yapılıyorsa dışsal motivasyonu ifade etmektedir.
0
turqobull
(06.08.13)
2. paragraf:
theories of motivation have been develeoped to answer the question of how people can be motivated. (sorun ,soru? cümlenin türkçesinde bi düşüklük var sanki). the first one of these are content theories developed on the basis of individual needs, the other one are the process theories that have been dealing during the time between the emergence of behavior and the fading of the behavior.
0
dafaiss
(06.08.13)
In the concept of motivaton; the process from beginning to completion of the movement towards the fulfilment of the person's needs is handled. Humans run after fulfilment of their needs throughout their lives. If they can satisfy these needs, they feel happy; if not, they feel sad. The process of the needs turning into acts towards goals is called "the process of motivation".

There are many motivation concepts developed to answer the question of how people can be motivated. The first group is the coverage theories based on needs, and the other is the process theories which are handled from the beginning to the end of the actions.

Stimulating, directing, and continuation of the actions is called work motivation. Effective in the satisfaction of the worker are the inner and outer instincts. Meaning that there is a group of inner and outer factors which starts and determines the shape, direction, amount and duration of the person's actions related to work. If a work is being done because it is interesting, exciting, developing, meaning it is done because the work itself is the award, it relates to internal motivation; if it's done for an award that comes from the outside, such as money, promotion or fame, it is considered external motivation.
0
el desaparecido
(06.08.13)
(1)

yeminli tercümanlar bi gelin hele

sanat guresi
makale özeti çevirileri için fiks fiyat uygulamanız var mı? ya da nasıl yapıyorsunuz makale özetlerinde ücretlendirme işini? aklımda bir fiyat var da ne derece oturaklı bir fiyat, onu öğrenmek istiyorum. isterseniz mesaj yoluyla da ulaşın tabii.
makale özeti çevirileri için fiks fiyat uygulamanız var mı? ya da nasıl yapıyorsunuz makale özetlerinde ücretlendirme işini? aklımda bir fiyat var da ne derece oturaklı bir fiyat, onu öğrenmek istiyorum. isterseniz mesaj yoluyla da ulaşın tabii.
0
sanat guresi
(05.08.13)
Fiks fiyat uygulayanın olduğunu ben pek sanmıyorum. Genellikle çeviriler kaynak ya da hedef metindeki karakter ya da kelime sayısı üzerinden hesaplanır.

atıyorum elinizde 10000 karakterlik bir doküman var. 1000 karakteri 7 lira diyelim. 70 TL ödersiniz.

Saygılar.
0
the artful dodger
(06.08.13)
(1)

Ain't no thang?

napak panpa
Başlığın tercümesini yapabilir misiniz?
Başlığın tercümesini yapabilir misiniz?
0
napak panpa
(05.08.13)
sanırım outkast den duymuşsun :) "sorun değil" gibi bi anlama geliyor. yalnız argodur hani kullanacaksan bil..

(bkz: its no big deal)
0
mucaravci
(05.08.13)
(2)

Rusça'da "evin hangi kısımlarının fotoğrafını istiyorsunuz?"

husule getiren
nasıl ifade edilir?
nasıl ifade edilir?
0
husule getiren
(04.08.13)
какие части квартири вы желаете видеть на фотографиях?
0
sussipussi
(14.08.13)
"в доме какой уголок хотите с фотографировать?" çok mu hatalı bir tercih olur?
0
🌸husule getiren
(15.08.13)
(2)

Küçük bir çeviri

medievalman
"Bir İstanbul aşığı olan Annette"A lover of Istanbul ya da An Istanbul lover diyeceğim ama içime çok sinmedi. Admirer mı diyeyim?
"Bir İstanbul aşığı olan Annette"
A lover of Istanbul ya da An Istanbul lover diyeceğim ama içime çok sinmedi. Admirer mı diyeyim?
0
medievalman
(04.08.13)
"Annette, who is an İstanbul lover"

edit: bence lover gayet uygun.
0
letheavendangered
(04.08.13)
"Annette, an Istanbul admirer,..." gayet şık
0
nurigagarin
(04.08.13)
(4)

Bu kullanım doğru mu?

neverletyougodown
Bu kullanım doğru mu arkadaşlar, şimdiki zamanda bir istek yapmak için kulanılacak? Doğruysa neden yanlışsa neden? I was wondering if you might be able İSTEK?
Bu kullanım doğru mu arkadaşlar, şimdiki zamanda bir istek yapmak için kulanılacak? Doğruysa neden yanlışsa neden?

I was wondering if you might be able İSTEK?
0
neverletyougodown
(04.08.13)
i was wondering if you might be able to + fiil
0
patricia kitten
(04.08.13)
@patricia kitten şimdiki zamandaki istek için was lı cümle yapısı doğru mu diyorum?
0
🌸neverletyougodown
(04.08.13)
rica ederken evet, doğru
0
patricia kitten
(04.08.13)
rica ederken doğrudur. nativelerde böyle kullanıyor ama karşıdaki present anlayacaktır, past değil.
0
emesbin
(04.08.13)
(9)

if you gotta go, you gotta go high

lady montana
diyor o'reily abimiz.türkçe meali?
diyor o'reily abimiz.
türkçe meali?
0
lady montana
(03.08.13)
Gitmen gerekiyorsa en tepeye gitmelisin.

Güncelleme: "she was my baby" rumuzlu yazarımızın söylediği de doğru, zira "high" kelimesini kullanırken cümlede kastettiği yeri de önemli, çünkü bir çok anlama gelebiliyor.
0
cok sey hakkinda az sey bilen adam
(03.08.13)
eger (cekip) gitmen gerekiyorsa, kafayi da cekmen gerekir (kafayi bulmak, ucmak, vs.)
0
she was my baby
(03.08.13)
"eger gitmen gerekiyorsa, kafanın güzel olması gerek" gibi anladım la ben?
0
deliveryourvoice
(03.08.13)
Gereklilik ziyade ben şöyle anlıyorum:

Madem gideceksin gittiğin bir boka benzesin. Ha bir halt yiyorsun hedefini bari sağlam tut.

Bir yere ulaşacaksan ulaşacağın yer\kişi Nirvana olsun ^^

@inanmazsan inanma +1
0
quanche
(03.08.13)
işemen gerekiyorsa yukarıya doğru işe.
0
[silinmiş]
(03.08.13)
madem gidecen gittiğine değsin..
0
inanmazsan inanma
(03.08.13)
demek istediği şey "schillinger'ın zorla yaptırdığı pislikleri umursamamak istiyosan kafayı bulman gerekir". cidden de dediği gibi oluyor.
0
neil manke
(03.08.13)
kafayı çekmek get high,

1 numaranın dediği gibi
0
ayn-i cemin bülbülü
(03.08.13)
üstünden çok geçmiş ama genede yazıyorum tam manası boğulacaksan büyük denizde boğul amk dur.
0
karizmatik jojuk
(27.06.16)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.