Üsküdar'da bir yer vardı. Bir abim götürmüştü.
Ben içine konan ekmeğin kızarıklığı da dahil olmak üzere bu kadar güzelini yememiştim. zeynep kamil olabilir adı. olmayadabilir.


not: adı da zeynep kamilmiş.

Semtin adi zeynep kamil olabilir, boyle dedin daha cok merak ettim simdi ya

Ümraniye Ülkem Kokoreç Sabri Usta. Devlet hastanesine yakın.

Araba kiralanırsa çok daha rahat olur. Bebek arabasını da götürebilirseniz yanınızda şu anki hayatınızdan pek farklı olacağını düşünmüyorum.

konaklama ve mekan oneriniz olursa memnuniyetle kabul ederim :)

Konaklama için kotoru seçmenizi önermem, tivat daha uygun. Araba ile kotor-tivat arası 45 dakika. Tivat'ın denizi çok güzel ve daha sakin. Eğer tivat'da kalacaksanız birinin telefonunu verebilirim ev için.

Yoğuşmalı kombi ise yoğuşma suyunun biriktiği bir hazne var kombi içinde orada biriktikten sonra gidere gidiyor belki oradandır
O hazne temizlenebilir yada yenisi alınabilir
Yada gider olan boru temizlenebilir.
Hazne için kombici lazım
Gider için tesisatçı lazım

Düzenli olarak diş fırçası ile fırçalamak yeterli hocam.

kullanmayı bırakalı 10 yıldan fazla oldu gerçi ama bildiğin diş fırçası ve macunuyla fırçalayıp duruluyordum o kadar.

yok diş macunuyla kesinlikle yıkama dedi de. Bu adını hatırlamadığım suya atılan şeyler Türkiye'de yok mudur acaba?

Benim hekim arkadaş 3 4 günde bir listerine yatır demişti. Güzel temizliyor.

Bana diş hekimim Corega'yı tavsiye etti, kullanıyorum. Eczanelerde veya internet sitelerinde bulabilirsin. Suda eriyor.

çok teşekkürler, aradığım corega sanırım

Diş macunu kullanmadan (diş macunu zarar veriyormuş sanırım), sıvı sabunla ve diş fırçasıyla temizleyebilirsiniz

ekim kasım gibi 300 liraydı özelde. telefonla arayıp sorabilirsin.

Link yok ama sen haklısın.

Hocam istersen Papua Yeni Gine Kina'sından geç. Sisteme yatırdığınız para Türk parası. Ne bozup gireceğiniz size kalmış.

sen haklisin ikisinden de denedim, dolarin varsa bozdulup tl'ye donuyor.
Tl varsa zaten tl durmaya devam ediyor.

Amac zaten seninle 3 ay dolar alma diye anlasmak.

Sen haklısın. Enpara'ya bakın.

1. Kur korumalı mevduat
2. Dönüşen kur korumalı mevduat

Olarak iki tür var. İlkine direkt tl yatırılıyor ikincisinde döviz bozuluyor.

Yüksek ısıda yıkamak çekmesine belki bir nebze yardımcı olabilir ancak yine de emin değilim sonra elinize cücük gibi pantolon almış olmayın.d

İki yandan 1’er santim girilecek. Başka çözümü yok. Çekmez.

Likralı pantolonlar zamanla esneyip çuval gibi oluyor. Yıkarsanız biraz toparlar, sonra yine esner.
Daraltmaktan başka yolu yok.

Likralı pantalonun likrası sıcak suda yıkarsanız bozulacağı için daha çok salmasına neden olursunuz. Sıcaktan koruyun daha sağlıklı.
Soğukla da yıkasanız sıcaklada yıkasanız yıkadıktan sonra bir kaç gün daha sıkı olacaktır.

En garantisi terzi.

Tam olarak karşılamasa da bloomberght izleyebilirsiniz. Kabaca olup biteni anlatıyorlar.

Cumartesiden sonra kapanmadıysa açık.

Önceden fotoğraf istiyor. Kaç parça vs ona bakıyor. Sonra taşımayı onlar mı yapcak yoksa siz mi onu soruyor. Onlar yaparsa teslim edilene kadar sigortalı oluyor. Eve geliyorlar her ürünü gifotoğraflayıp kod veriyorlar. Sonra koruyucu malzemelerle sarıp depoya götürüyorlar. Siz ihtiyacınız olan bir eşya olursa kodu söyleyip almak istediğinizi söylüyorsunuz. Ya da tamamen evinize getiriyorlar. 3 sene civarı tuttum depoda baya mamnun kaldım. Arada lazım olan şeyler oldu. Herhangi bir küf koku vs yok. Verdiğim gibi de aldım.

2017'de almıştım lastiği, bu sene lastikleri değiştirirken lastikçiye "değiştireyim mi bunu" diye sordum. Abi en az 2-3 yıl daha kullanırsın, hiç gerek yok dedi.

Gerçi ben az araba kullanıyorum, belki ondandır.

Hangi şartlarda kullanıldığı çok önemli. Bikaç senedir yasal düzenleme olduğu için 1 Nisan'a kadar araçta kışlık lastikle gezmek zorunda kaldım, havalar sıcakken kışlık lastikle arabayı kullanmak lastiğin ömrünü hızlı tüketiyor. Hava sıcak, lastik yumuşak hamur, en ufak bir devirli kalkışta lastiğin bi kısmını yerde bırakıyorsunuz, uzun kullanımlarda lastiğe el değmeyecek kadar ısınıyor vs.

Ben mümkün olduğunca lastiğin ömrünü anlamaya çalışıyorum, genelde diş derinliği ya da lastiğin yanaklarında çatlak vs durumuna göre yeni lastik arayışına giriyorum. Şu anda kullandığım kışlıkların rahat 4 yılı var ama önümüzdeki kışı çıkarmayacaklardır...

Sen ailenin homofobik bi aile olup olmadığını bilirsin, bilip de böyle yapıyorsan hata senin ev onların evi, kendi evin olmadığı için yapabileceğin bir şey yok en başta bu işe girmen hata. Ha bilmiyorsan öğrenmiş oldun, bir daha yapmazsın.

@kaleci: iş alanım zaten gey dominasyonunda ve çoğunu tanıyorlar hatta kendileri çağırıyor. Tek sıkıntı bu kişinin gey olduğu 50 metre öteden anlaşılıyor ve saklama gereği duymuyor. Buna yüzden olmasına gıcık oluyorum. Gey olduğu belli olmasa sorun yok yani.

Hiçbir şey yapmazdım, arkadaşıma yazlık o tarihlerde müsait değilmiş diyerek bir bahane sunardım. O yazlık benim yazlığım değil sonuçta. Keyfime göre insanları istediğim zaman orada ağırlamam doğru olmaz izin almadan. Anneniz görüşme bir daha dememiş, kendi evinde misafir istememiş. İnsanların dedikodusuyla uğraşmak istememesi de çok normal.

Hocam işte dediğim gibi ev ailenin evi yapacak bir şey yok, yani ben ailen haklı haksız demiyorum yanlış anlama, o ev anne-babana ait olduğu için yapacak bir şey yok diyorum sadece. Arkadaşına uygun bi dille bi bahane uydur geç, ben olsam ben de böyle yapardım çünkü başka ne yapacaksın zaten.

Peki bu davranışlarından dolayı bir daha oraya gitmeme kararı alır mıydınız?

Benzer bi durumda gitmistim yazliga gay arkadasimla.
Babam kredi kartimi iptal etmisti. Sonra bi daha da cikarmadi ama yine olsa yine yaprim. (10 sene oncesinden filan bahsediyorum bu arada)

Hocam benim o noktada tadım kaçardı muhtemelen o nedenle gitmezdim; hayatımın o noktasından sonra da ailemin sahibi olduğu şeyler özelinde böyle durumlar yaşayacak isteklerde bulunmazdım.

Anan-baban çalışmış , para biriktirmiş yazlık almış.Anladığım kadarıyla sen de artık 18'ini geçmiş iş sahibi birisin.Kimin kalıp kimin kalmayacağına onlar karar verir. haksızsın bence.

Bu durumda ne ailemle kavga ederim ne de bir daha yazlığa gitmemezlik yaparım. Onlara kendinizi borçlu hissediyorsanız, bu borcu illa bu şekilde kavgayla karşılamanıza gerek yok. Ailenizle konuşursunuz eğer durumları varsa arkadaşınıza bir tatile hediye etmek istediğinizi maddi destek çıkıp çıkamayacaklarını sorabilirsiniz. Ben olsam kendimi borçlu hissediyorsam arkadaşıma tatil hediyesi ayarlardım.

Arkadaşınız zor durumdayken aileniz evini kapatmamış. Eğer arkadaşınız zor durumdayken evlerini açmasalar garip olurdu.

dikkat edersen sana burada arkadaşlık yapma demiyorlar. kendileri de dert etmiyorlar ama dert edenler başınıza dert olabilir diye çekiniyorlar. arkadaşın her ne kadar gay olursa olsun sonuçta erkek bedenine sahip, bir kadın bir erkeğin aynı evde olması da benzer sorunlar çıkartabilir, vs.

kavga etmek laf söylemek yerine e sizde gelin, kalabalık olur güzel de olur falandeseydiniz iyi olurmuş.

ev ailenizin, orada kimin kalip kalamayacagi onlarin karari bu elde var bir. ben bu karari homofobiklik olarak gormuyorum, farzet senin ebeveynlerin de gay, ve bir ortamda rahatsiz olacaklari icin girmek istemediler, insanlarin boyle kararlarina saygi duymak lazim, insan her yonunu her ortamda gostermek istemeyebilir. aileniz de yazligin bu arkadasi goturmek icin uygun bir ortam olmadigini dusunmus. dogrodur yanlistir, bu bagimsiz bir konu. isterseniz evin bir kisim hissesini satin alabilirsiniz kendilerinden ve ev de sizin de soz hakkiniz olur. ailenizle de yikici degil yapici bir konusmya girmek daha dogru olur, belki anneniz o arkadasinizi acik bir sekilde gay oldugu icin baska bir ozelliginden dolayi sevmiyor bile olabilir. bence sinirle iletisime baslamak o iletisimin devaminda basarisizlik yonunde astilmis bir adim. bir konusun ne diyecekler bakalim. o konusmaya gore alternatif baska ucuz bir tatil plani yapabilirsiniz veya yine de ailenin onayiyla beraber tatile gidersiniz. burada onemli olan nokta ailenizi anlamak, yargilamak kolay.

Hocam ailenin malı mülkü ne isterlerse o olur. Gıcık bi durum ama boşver paranızla gidin otele ya da kamp atın oldu bitti.

soru sahibi kadın değil miydi? bir kadınla bir gay'in arkadaşlık etmesinin kime ne zararı olur anlayabilmiş değilim. ilginçmiş.

Ailen homofobik, sen haklısın fakat onların evi emrivakiyle birini getirmemelisin.
Her şeyi ailenle, ailenin desteğiyle (konaklama, yeme içme vs vs) yapmak zorunda değilsin. Onay almak zorunda da değilsin. Kendi evine istediğini sokar istemediğini kabul etmezsin.

Arkadaşınız bu durumu bilseydi kesinlikle orada kalmak istemezdi. Ben de istenmediğim bir yerde bilerek ya da bilmeyerek konaklamak istemem.

Icha güzel demiş, ya bi otel ya da kamp ayarlayın takılın rahat rahat.

muhite bakar, ailenin evi sonucta ilerde komsularla papaz olmak istemeyebilirler, o yuzden ben olsam asiri tepki gostermem.

bende de benzer bir hikaye var, 4 sap erkek bizim yazliga gittik 2 hafta kaldik. elemanlardan biri uzun sacliydi, biraz da narin bir tiptir, bebek suratli vs. butun gece yoldaydik, sabah eve ulastik, daha evin kapisini yeni actim telefon caldi, annem yaninizda kiz varmis neden soylemediniz dedi. Valla dedim bildigim kadariyla hepsi erkek..Mevzu anlasildi ki bizim narin cocugu komsulardan biri hatun sanmis, senin oglan eve kiz getirdi haberin olsun diye aninda ispiyonlamis. Neyse, cocugu soyduk, $ort ile kaldi. Etrafta bir tur attirdim ki millet rahatlasin.

oranlar tutara ve vadeye göre değişiyor. Bir de bazen müşteri bazında değişiklik oluyor.
ben hesapkurdundan bakıyorum enpara şu an benim gördüğüm.

O reklamların bir yerinde (her ne kadar biz görmesek de) muhakkak oranların tutara ve vadeye göre değiştiğini belirten bir ibare, yazı vs vardır. Maaş alınan banka genel olarak diğer bankalardan daha uygun faizli kredi verir.

sitelerine girince öyle, şubeye gidince de farklı olur. şubeye gidip şartlarını göstermen gerekiyor, riskine göre sana farklı bir faiz oranı verirler her zaman.

Kredi skoru da etkiliyor.

Istanbulun neresi acaba, paylasim yapacagim

maltepe

ben göztepedeyim, apartmanda kedi doğurdu yangın merdiveninde kedilere süt veriyor. isterseniz getirebilirsiniz.

Yorumlara göre gidilmezmiş, ben gitmedim yorumlar yüzünden. En kötü Marvel filmi diyorlar.

Biz beleşe gittik, beleşe gidilecek filmdi. Para verilmez, çocuk eğlendirir.

Ben gittim, aksiyon sahneleri fena değil. Gemi sahneleri bana göre berbat çünkü dökme yük gemisinde uzay gemisi gibi büyük salonlar gösterilmiş.

Bunun dışında konusu çok kötü değil. Sonuç olarak 15 Lira vermiştim Cinemaximum'da, ondan birkaç saatlik eğlence gözüyle baktım.

siirtten.com

instagram.com

Bu eleman Siirt'te. İki kere aldım kullandım sabunu falan gayet iyi ama anlamsız derecede pahalı geliyor bana artık.

Denemedim ama bir kaç çeşidi olduğunu biliyorum, yatmadan önce kılınan bir namaz, duasını yapıp konuşmadan kıbleye doğru yatıyorsun.

İşte rüyanda olumlu şeyler görünce istihare yaptığın konuyu iyiye yoruyorsun, olumsuz şeyler olursa da kötüye, negatife yoruyorsun.

Çıkacak diye bir şey yok, günlerce yapıp da ne olumlu ne olumsuz rüya görmeme ihtimali de var tabi ki.

Edit: Kafirun ve ihlas sureleri okunuyormuş, şimdi merak edip baktım.

yeşil renk görürsen olumlu bunu biliyorum.
çimen de oynayan çocuk.
rüzgarda sallanan ağaç dalları gibi

Universite sınavına gireceğim sene annem bir komsumuza rica etmiş o da rüyasında kocaman camları olan bir binada beni görmüştü sonra gerçekten de öyle büyük boydan boya cami olan bir okula gittim belki tesadüf belki tahmin belki gerçekten malum oldu bilemiyorum.

Zamanında bunu denediğim çok oldu hiçbir şey olmadı sonuç olarak.

Zaten önemli olan istişare, istihare değil.

Bir de bunu din ile bağdaştıramıyorum, gaybı yalnızca allah bilmiyor muydu?

istihare bu devirde herkesin yapabileceği bir şey değil. insanlar bunu artık fal bakmak misali oldugu sanrısına kapılıyor. öncelikle istihareye gelene kadar bu 'ritüelin' doğrusu;
1- istişare
2- istiharedir ve bunları yapmaya Allah'ı şahit tutup niyet edip yapıncada kanun gibi hükmü vardır. Yani istişare ve istihare sonucunu kaale almayıp tersini yaparsan da sonucuna katlanırsın.

İstişare, herkesle yapılmaz. Kalbi durumundan emin oldugunuz ağzı dualı ve deneyimli yani yaşça büyük biri diyelim, öyle biriyle istişare yapabilirsiniz. siz ve o niyeti doğru tutunca Cenabı Allah o kişinin kalbine cevabı doğurur. burada önemli olan o kişinin size vereceği nasihati tutup tutmayacağız? (bu beni korkutan bişidir ve ona çok sık cesaret etmem. ya kalbimin istediğinin tersini söyler de yapamazsam? ne halt ederim. bari kalbime doğanı yapıyım da kendim ettim, kendim buldum derim...)çünkü kader örüntüsüyle alakalı olarak ağızdan çıkan bir şey kader olarak işlemeye başlayacaktır ki bu istişare ise daha farklı. ağızdan çıkan o sonucu kabul etmezseniz bunun bir imtihanı olacaktır. istihare ise; siz istişare edip hala daha emin olamadınız ve bi durum oldu. o zaman yapılır. rüyada bir şey görmekle alakalı değildir. uyanınca kalbine gelen hisle alakalıdır. iyi bir şey görürsün ama kalbinde huzursuzluk varsa bu olumsuzdur diyebiliriz. yani aslında kalbin sana bildiriyor. (aslında şöyle de düşünebilirsin, istihareye niye gerek duyaruz, bir olumsuzluk, bi bit yeniği vardır. adı konmamıştır ama içine gelen bi his vardır. bu durumdaki rahatsızlıktan kurtulmak ve belki bu rahatsızlığın adını koymak içindir. ya da bariz olumsuz bişi vardır, olumlu çıkarsa toıpu buraya atmak içindir. ama olumsuz çıkarsa da yine yapılamaz sonra imithan olursun işte) Rüya ile amel edilecek devirde değiliz. öylesi safi kalbi olanı bulsanız zaten istihareye gerek kalmadan, istişare etmek için peşinde koşturursunuz. demem o ki, istihare peşinde koşmayın. ağzı dualı, sizin için kırılacağınızı bilse bile tarafsızca doığruları söyleyip Allah'ın yoluna uygun şekilde sizi yönlendirecek bir kişi bulun. He yoksa, yine tarafsız aile büyüklerinizden ya da aklı-kalbi bir tutabilen olgun birinden yardım alın.

Siz Allah adına niyet edip, Allah'ı şahit tutarak bir iş yapıp, ortada duran bariz cevaba rağmen tersini yaparsanız imtihan olursunuz, bilin be hey bre..:))

mesela istihare yapılması gereken bazı şeylerde, öncesinde o şeyi istediğinizi göstermenizi isterler. yani bir süreç geçirtirler. bakın bunun amacını düşününce nedir? aslında o çaba sırasındaki süreçte zaten işin eğrisini, doğrusunu idrak eder hale gelirsiniz. en en en son ihitmal o kalır. istihare ile alakalı biri bana sorsa, kalbine sor!derdim. sessiz sedasız bi kendinle başbaşa kalıp düşününce varsa o bit yeniği kendini gösterir. bunun dışında yapılan istihareleri fal bakmaya benzetiyorum

Önemli olan ne satacaksınız.

Ben satış kısmında şuna inanıyorum, satacağınız ürünün her şeyini bilmeniz lazım. Swot analizi mi diyoarlar, yani ürünün iyi, güçlü yönü neresi zayıf kısmı nedir. Bunlara hakim olunmadan o ürün satılamaz gibime geliyor.

satışta çalışan biri olarak masa başına geçme planındayım ev.et geliri daha fazla ancak sürekli seyahatler ve telefonlar, anlık programlamalar psikolojimi bozdu. özellikle pandemi sonrası nasılsa evdeyiz anlayışıyla haftasonu ve gece bile whatsapp ve telefonların susmaması bende son nokta oldu; prim, araba gibi avantajlarına rağmen değmediğine karar verdim. özellikle insanlarla iletişim konusunda bir süre sonra lütfen iletişmeyelim, mail gönderin moduna geçiliyor :)

Ben de mühendis olarak bu alana geçmek istiyorum. Geçen başvurduğum bir yer aradı ama iki ilin sorumluluğunu veriyor. Bir de araç veriyor. Sorumluluk tarafı aslında yüksek. Mantıklı olup olmaması sizin yapınıza göre değişir. İnsanlarla iletişim kurmayı seviyorsanız, araç kullanmayı seviyorsanız mantıklı. Ama bunlarla bitmiyor tabii ki.

yılların pazarlamacısı olarak söylüyorum;
iyi bir karar vermişsin.
ama bu işler hemen öyle şıp diye de olmuyor. ben hayatta masa başında veya sabit bir yerde çalışamam, çalışamadımda zaten.

Kendi köpeğime veriyorum. Hiçbir sorun yok, buna ek olarak arastirmalarimda da hiçbir sorun bulamadim. Veteriner tarafından önerildi zaten.
Insanlar kötü seylerden konuşur ama iyi şeyleri hiç konuşmaz. Benim kendi arastirmamda ciddi bir sıkıntı görmedim.

6 aydan öncesi gözükmez

coin sayfasında altta açık emirler ve bakiyeler var, daha sağında bir sayfa işareti var, oradan alım satım geçmişine girip filtreleyebilirsin.

Abi sertifikalı pırlantanın sahte çıkma ihtimali pek yok ama sahtesiyle gerçeğini ayırmak çok mümkün değil, yani öyle dışarıdan gözle yapılan kontrolle belli olmuyor makineye falan sokmak gerekiyor, baya sıkıntı yani.

@Kaleci Saçlı Forvet

Bazı yerlerde okudum, piyasa sahte sertifika doluymuş. O yüzden neye güveneceğimi tam bilemiyorum. Markalı yerler güvenilir mi onu merak ediyorum.

öncelikle her durumda çok feci kazıklanacaksınız, kabulse:

sertifikalı, sahte sertifikalı, sertifikasız vb, toplamda bir marka hariç hepsi piyasaya çok niteliksiz ve beyan edilenin çok altında kusur içeren taşlar veriyor, berraklık, renk, kesim ve karat ağırlığı en önemli 4 ayak. alınacak sertifika onaylanabilir olmalı ags ile gia yı öneririm arada tanıdık akraba falan koyarsanız o da insaflı davranırsa bir güzellik yapıp, ederinin 2-3 katına verebilir size. güle güle takın.

Güvendiğiniz, bildiğiniz bir kuyumcu yoksa mecburi istikamet marka. Bunu 20 seneden fazla bu sektörde çalışarak söylüyorum ki açıkçası markaları tavsiye etmem normalde zira evet marka olduğu için yüksek marjlar yazıyorlar ama zaten
1 marka olmalarının amacı bu
2 zaten hedef müşteri profillerinin içinde kuyumcu tanıdığı olmayanlar var zaten.

Begendigin bir tane tasa markanin sitesinden bak, sonra git dukkana incele.
Foto falan cekebilirsin sikinti yok.

Sonra mahalle kuyumcusuna git aynisini yari fiyatina alirsin, sertifikayi da salla cope gitsin. Geri goturunce yari fiyatina bile geri almayacaklar.
Inanmazsan letgo'da tektas ilanlarina bakabilirsin.
Bunun sahtesi gercegi yok hepsi degersiz.

@kumandanim
Artık kazıklanmayı bile göze aldım, marka yerlerden alsam onlarda da sahte çıkar mı onu düşünüyorum.

bir avm içindeki Atasay'dan almıştım ben. Artık ona da güvenemeyeceksek nereye güveneceğiz yahu. Taşın rengini vs. gözünle algılayabiliyorsun harflere göre kalitesi değişiyor (tabii yine pek bi değeri yokmuş gerçekte).

Markalardan al geç ortalama bir şey. Zaten bu temsili bir şey, yani o kadar önem vermeye gerek yok, tektaş var mı var.

Kadınım.

şayet temiz bir taş alma gibi niyetin yoksa, berraklık, o, bu, hiç birine takılmadan alabileceğin en büyük taşı al geç. Sertifika olayı ise uluslararası sertifika olması ama onda da yamuk çok. diğer tip sertifikayı zaten hepsi verir. uluslararası bazı sertfikalar ise 250dolar verince çıkar. bi kısımda öyleydi. hatta mahkemelikler sanırım. neyse, kısaca şahane büyük bir şey almayacaksan detaylara girmeden nişanlının parmağında kendini gösterir tipte bi ürün olsun kafi. bilen içinde zor ki, bazı değerler kuyumcuların anlayacağı şeyler değil. mesela bazıları büyük alıyor, nasılsa param olunca ben bunu şu karat daha büyütürüm diye. onu da napıyolar? o yüzüğü götürüyorlar ve aldıgın yer onu direkt parasından sayıp üst karat arasındaki farkı alıyor. bozdurursan %30 fark bulsan iyi. pırlantada işler böyle yürüyor. büyük karat almayacaksan bence direkt temsili şık bi tektaş al kafi. gülaylar'ı tavsiye ederim. Kapalıçarşı esnafı yalan dolan bu arada. he, oradan alınan fiyatla, mahalledeki kuyumcudan alınan arasında bayagı fark var. ben bi pırlantacıdan almıştım ama kuyumcudan o paraya daha büyük taş alabilirdim.

Marka yerleden aldıkların sahte çıkmaz büyük ihtimalle, marka böyle bi' şey yapmaya çok da cesaret edemez, ismi var sonuçta.

okuma odası, projeksiyon vs. sinema odası...

tabii ki spor odası <3

sırf bunu yazmak için online oldum.

airbnb'den kiraya verirdim sdjfsgjh

spor-hobi odası olurdu onun dışında.

Walk-in closet, giyinme, çamaşır asma, ütü odası.

Allam 4+1 evim olsun da giyinme odası yapayım.

Tarım yaparım ya da trendyol dükkan için depo

bira yapardım.

hobi, çalışma, oturma, okuma, oyun odası. Bunların hepsini içinde bardıran bir oda.

hastaneden alıyolar sanırım.

geçmiş olsun, hastaneden yaralamalı trafik kazalarına karışanların bilgisini satıyorlar avukatlara.

motor kazasında avukatlıktan aranıp sıkıştıran oldu mu çekinmeyin konuşabiliriz falan demişlerdi de moralim yerine gelmişti yalnız değilmişiz diye. şimdi bu konudan anlıyorum ki her şey çıkara dayalı :) ama kafaya takılacak şey değil. bardağın dolu tarafından bakılırsa verilerim sızdırılacaksa böyle bişey için sızdırılsın, bir yardıma ihtiyaç olabilir çünkü gerçekten.

Karşı tarafın avukatı da istihbarat çalışması yapıyor olabilir.

bu bir sektör. trafik kazası yapanların bilgilerin hastaneler vb resmi kurumlardan yasadışı toplayıp tazminat vaadiyle vekaletlerini alıp dava açıyorlar. tamamen yasadışı bir durum uzak durmanızı tavsiye ederim

2014'te geçirdiğim kaza sonrası daha bir hafta önce sigorta şirketleri arıyor. dava açalım, bir yara izi vs. kaldı mı diye. işin ucunda para var. ararlar tabii.

Kvkk kapsamında bu tarz bilgilerin paylaşımı yasak. Geçenlerde bu tür bir yapılanmaya operasyon düzenlendi. İtibar ermeyin şikayet edin

Çukka

Yaralanmalı trafik kazası var. Karşı taraf suçluysa adamın canına okuyacaklar. Sen tazminat alacaksın avukatta senden para alacak.

Böyle lanet bir sektör oluştu

Karşı taraf suçluysa hakkını ara tabii, tazminat alma hakkın doğuyor çünkü. Zaten parayı karşı tarafın trafik sigortası veriyor, adamdan tahsil etmiyorlar.

www.adilmatbaacilik.com

baski kaliteleri çok iyi. internet üzerinde zaman geçireceğinize arayın telefonla konuşun. aynı zamanı harcarsınız.

Set Pozitif Matbaacılık
İkbal hanım işini çok kaliteli ve özenli yapar. Firma sahibi olarak bizzat her sipariş ile kendisi ilgilenir. Şiddetle tavsiye ederim.
(0212) 283 72 01

buğday

Bence buğday nişastası ile güzel olur.

1- çok iyi bir yazılımcı
2- merkez bankası teftiş ya da yazılım
3- işbank teftiş
4- uluslararası şirketlerin junior manager tarzı pozisyonları

büyük yabancı şirketlerin görece daha küçük türkiye ofisinde çalışıp dolar/euro üzerinden maaş alanlar var. danışmanlık, pazarlama, yazılım alanlarında olma ihtimali var.

bir çok işte alınabilir.

satış, pazarlama, proje yöneticiliği vs. çok işte alınır yani. çevremdeki herkes de bu maaşın artı-eksi 5000tl civarında çalışıyor.

bizim ofis özelinde bakarsak 11kişinin 8'si bu rakamın üzerinde alıyor ama genel olarak baktığınızda istanbul'da çalışanların %5'i bile değildir bu maaşın üzerinde alan.

hangi işler bu maaşı alır? para kazanan bir şirkette, para kazanılan ürünün/hizmetin para kazanılabilir olmasını sağlayan ve bugün istifa ettiğinde yarın yerine yenisini getiremeyeceğiniz insanlar kazanır bu maaşı.

örnek veriyorum. kaynak ustasının yerine yarın yenisi gelir ama kaynakla yapılan hizmeti / ürünü dizayn eden mühendisin yerine yarın birini bulamıyorsanız, o mühendis bu parayı rahat rahat kazanır.

Kendi çalıştığım kurumda terfilerini zaman kaybetmeden alan ios/android developer, iş analisti, dba admin 28 yaşında 25k dolaylarında kazanıyor.

Yazılımcı geliyor akla ilk. Doktor da rahat alır ama sanırım doktor olmadığından eminsin :)

yurtdışına iş yapan küçük şirketler, herkesin ismini bildiği marka değeri çok yüksek şirketlere göre x2 x3 kat fazla maaş verir.

güzel bir şirkette güzel bir iş yapan, planlamacı da alır, ik cı da alır, satın almacı da alır vs vs.. pozisyonun illa teknik olmasına gerek yok.

Yemeksepeti banabi'de damla su 25TL şuan, istanbuldayım, belki şehirden şehire fiyat artıyor olabilir.

su lezzeti konusunda hassassanız buzdağı denemenizi tavsiye ederim.

hamidiye.

hatta hamidiye satış noktası bulursanız 5 litrelik sular bile daha ucuza geliyor, tadları da gayet güzel

Taşkesti'yi 22,5'a alıyoruz.

bisu biri ile gönderim yapanlar

Trendyolda bazı markalar farklı marka damacanayla değişim yapıyor bakabilirsiniz.

kuzeyden damacana bildiğim kadarıyla BPA'sız şeffaf. O sebeple mi almıyorlar?

Eğer sebep buysa, yemeksepeti banabi'den damla su sipariş edin, kuzeyden damacanayı alır onlar. sonra damla'nın klasik mavi renk damacanasını verip hamidiye'ye geçersiniz.

ikisi de aynı künye nasıl istediğinize göre değişiyor. sondaki 94-95 sayfa numarası

@belkider
Hocam ilkini kullanırsam sayfa 94-95 aralığında bir yerden atıf yapma durumunda kullanmam daha mantıklı değil mi? Oysa benim atıf kitaba dair genel bir yorum.

Eserin kendi künyesi "Van Gennep, A. (1909). Les rites de passage". Yani siz 1960 yılında yapılmış çeviriyi kaynak göstereceksiniz, Fransızca aslını değil. Eğer bu kitaptan faydalandıysanız çevirmeni eklmeniz şart, çünkü 1909 yılında yazılmış kitabın çevirmeni önemli burada. O yüzden ilki olacak, ama o sonraki sayfa sayısı sizinle ilgili değil.

Yani şöyle olacak: Van Gennep, A. The rites of passage, çev.: Monika B. Vizedom and Gabrielle L. Caffee. Chicago, 1960.

Eğer istiyorsanız yayınevini de ekleyebilirsiniz ama her zaman kullanılmıyor, kısa olması açısından bu şekli daha iyi.

@mantheman çok teşekkür ederim. sormak istediğim de buydu.

Gidip görmedim ama Google Maps ile bayağı yaşanabilecek bir yer olduğu gözüküyor.

www.google.com!3m7!1e1!3m5!1szmHzPWP10JteMfSYr0aiyQ!2e0!6shttps:%2F%2Fstreetviewpixels-pa.googleapis.com%2Fv1%2Fthumbnail%3Fpanoid%3DzmHzPWP10JteMfSYr0aiyQ%26cb_client%3Dmaps_sv.tactile.gps%26w%3D203%26h%3D100%26yaw%3D81.20855%26pitch%3D0%26thumbfov%3D100!7i13312!8i6656

zorba kitabının yazarı nikos kazancakis hayranıyım.onun mezarı da girit adasında ve uzun zamandır oraya ziyaret etme hayalim var.yunanistan'dan uçakla gidiliyormuş ben gemi ile gitmeyi isterdim ama malesef olmuyormuş.
adaya gidersen ya da yerleşirsen görmeni isterim.

melerence.blogspot.com

üzerinden çok yıllar geçti ama pire limanından kalkan yüksek hızlı feribotlarla gidilebiliyordu, hatta ben öyle gitmiştim. ne zaman diye sorarsanız, feribotta yabancı damat dizisi oynuyordu, o aralar işte :)
yerleşme konusunda yorum yapamam zira o çok kişisel bir şey ancak ada olduğu için ufak vs diye düşünmeyin, oldukça büyük bir ada. tatil için düşünülürse çok keyifli bir tatil geçirebilirsiniz.

giritlilerin yunanlılara benzemediğini okumuştum. hatta kuzeyinde bir türk mahallesi falanda varmış.

gönderdim. duyruyu silmeyin

merhaba, nasıl yardımcı olabilirim?

muhasebeleştirilemediği için ödeme olarak kabul edilemez, resmi gazete de açıklandı ama eylülden sonra kripto düzenlemesi ile beraber ve Türk Lirasının da dijitalleşmesi ile yani zamanla geçerli bir ödeme yöntemi olacaktır.

kripto para ile ödeme sittin sene gelmez daha.

teoride bir engel yok, tespit etseler belki ceza, vergi falan kovalarlar ama bireysel olarak sıkıntı yok işin içine resmiyet girmedikçe.

abd'de ve avusturalya'da kripto olarak ödeyen firmalar var.

Jlabs studio da fiyat performans olarak öneriliyor

Bende kullanmadığım temiz bir anker q10 var, ikinci el düşünürsen 400e verebilirim bir araştır istersen, sorun olursa mesaj atabilirsin

100tl daha veririm derseniz daha uzun yıllar kullanırsınız.

www.hepsiburada.com

Hayır. Belli başlı yerler senin yazdığın gibi görünür. Yani sen hangi dilde yazıyorsan öyle görünür ama linkedin'den gelen metinler kullanıcı hangi dilde kullanıyorsa öyle görünür.

Sen dili değiştirdiğinde sende dili değişen metinler sadece sende değişiyor ama örneğin ismin hemen altında yer alan;

"CFO at Microsoft" iş tanımı hangi dilde yazıldı ise o dilde kalır. Yani bu kısım "Microsoft'ta CFO" olarak yazıyorsa dili değiştirsen de Türkçe olarak kalır.

edit: çevirisini google translate gibi yapmıyor. Örneğin sen ilgi alanı seçerken "Üretim Sistemleri" diye aratıp bir yerden seçiyorsun. O seçtiğin metnin zaten diğer dillerde karşılığı önceden tanımlı. "Production Systems" diye çeviriyor. Ama bir yerden seçmeyip düz metin olarak yazarsan bunlar yazdığın gibi kalır.

Örnek: i.imgur.com

Benim linkedin'in dili ingilizce mesela. Bu kişi Türkçe kullanıyor ama şirketteki ünvanını ingilizce yazmış. Haliyle "xxx şirketinde yyy" diye yazıyor. Buranın çevrilmemesinin sebebi düz metin olması. LinkedIn'i İngilizce kullanıp yeni işini ekleseydi o düz metin kısmında zaten yyy at xxx yazacaktı.

iğneada longoz, giderken yol üstünde çok güzel köyler var, dupnisa mağarasına da uğrarsınız araba varsa.
çok özel yerler değil ama havası ve doğası güzel, sessiz ve sakin ama bir yandan da turistik yerler.

bolu abant gölü ve çevresindeki yürüyüş parkurları olabilir, oralar haftasonu çok kalabalık oluyor gerçi.

bursa tirilye köyü olabilir, çok ufak bir köy, pek bir şey yok ama oturup rakımı içer kafamı dinlerim diyorsanız olabilir, ucuza gelir.

Şile/Ağva

Yurt dışında yaşayan oğlumun bir gardrop dolusu kıyafeti aşırı rutubetli bir odada bir yıl kapalı kaldı. O kıyafetlerin yıkanmaz olanlarını dahil iki defa çamaşır makinesinde yıkadım. Renkleri solana kadar güneşe serdim. defalarca salona balkona yayıp havalandırdım. Artık bitti dedikten bir süre sonra o iğrenç koku aynı şiddette geri geliyor.

Bir de içine süt dökülmüş arabanın iğrenç kokusuna tek çare arabayı satmaktır derler ki onu deneyimlemedim, duydum sadece.

Muhtemelen koktuğu için satıldı ya da bırakıldı. Aldığınız yerle konuşup, değiştirin ya da makul bir indirimle iade edin bence

depodan getirdilerse kokuyor olabilir. bana bi kere teşhir yatağı getirmişelrdi. yeddi cedlerine kadar gittim. iade aldılar. siz de iyi inceleyin belki teşhirdir?

aynı şey kıyafetlerimin başına gelmişti. koku ancak ve ancak kurutma makinesinde kurutma mendilleriyle birlikte kurutunca geçti hem de tamamen.
sizin bazanızı o şekilde temizleyecek bir sistem sanmıyorum olsun. çünkü @mirket' in dediği gibi güneşe çıkarılsa dahi gitmiyor o koku =(

gerçekten ceo ve üst düzey yöneticilerle çalışsan, çoğunun çok da zeki olmadığını göreceksin. zeka tek başına kesinlikle yetmiyor. adam çok zekidir ama disiplinsizdir, çalışmak istemiyordur, düzensizdir, geçimsizdir, vs zekasının hiç bir önemi kalmaz. yani bence düşüncen yanlış, yavaş kavrıyor olabilirsin ama bu başarısız olacağın manasına gelmez.

insan iyi olduğu alanı keşfedip, kralı olduğu ortamda takılmalı.

roket adam +1

görmediğiniz bir yanı da var: beni rahatsız ediyor mesela. hızlı, bitirici ve çok verimli oluyorsunuz ama genellikle insanların yavaş olması sizin çabuk sıkılmanıza sebebiyet veriyor. çoğu zaman çok daha hızlı bir dünyada yaşasaydım diyorum kendime.

bu noktada da xii +1 diyebiliyorum. gündelik yaşam benim için çok yavaş. telefonların hızı dahil.

o yüzden ne çok ileride ne çok geride tam orta şeker olmak lazım. biraz hızlanmaya çalışın fazlası kazanılan bir yetenek değil zaten doğuştan geliyor sanırım bu yönleri sorgulamak size birşey kazandırmaz. çıkın şu orta çağınızın karanlığından! ;) iyi günner.

roket adam +1

insanların en büyük hatalarından biri konumları ve o konumlardaki kişileri gözlerinde büyütmeleri.
unvana sahip olmak ayrı bir şey, zeki olmak ayrı bir şey.

üzülmeyin, hedef koyun ve ona yönelik çaba harcayın.

torpille gelmediyse ve toksik bir sirket degilse ceo ve ust yoneticilerin zeki olmamasi imkansiz. bence olaya su acidan bak. ayakkabi bagcigini baglayabiliyor musun? o zaman zeki olma potansiyelin var. ayakkabi baglamak diye gecme, bu tarz sıradan bir eylemi yapmak için aslında çok fazla sey donuyor arka planda. bagli olmadigini gormek, egilmek, nasil baglandigini hatirlayip baglamak, kontrol etmek, tekrar ayaga kalkmak vs..bu arada zeka yetersizligi hissetmek ve unutkanlik gizli depresyondan olabilir.

Abi niye herkes her şey olabilmek zorundaymış gibi düşünüyorsun ki?

Ben de hayvan gibi spor yapıyorum ama henry cavill olma ihtimalim yok mesela.

Satranç oynayan herkesin Kasparov ya da grandmaster olma ihtimali de yok.

Bu işler böyle yani. Ama emeğin boşa gitmez, en iyisi olmasan da çalışmadığın senaryoya kıyasla daha iyi bi noktada olursun. Grind'a devam.

dikkat eksikliği, motivasyon eksikliği gibi nedenler de olabilir anlama konusunda. sana bir şey ifade etmeyen bir alansa kendini veremeyebilirsin.

ayrıca zekanın sadece tek bir alanda kabul edilmesi saçma. yani ne bileyim neden bir ceo zeki iken nusret zeki olmuyor mesela? ya da messi?

şimdi sen ortalamayım diyip senden bir tık daha becerikli olduğunu düşündüğün kişinin (ceo vs.) kafanda puanını yükseltiyorsun. oysa onlar da aynı senin benim gibiler, sadece şimdi işten ayrılıp şu işi kursam güzel olur ama ya batarsam diye düşünmüyorlar, batarsam elbet çıkarım düzlüğe diyip dalıyorlar. cesaretleri yüksek.

şöyle düşün pegasuz'un kurulduğu yıllarda kanunlar aynı idi, yine havayolu kuracak para babası insanlar vardı. bir kişi kurdu, onun cesareti vardı, biraz hayal gücü ve elinde finans gücü vardı, kendisi ne pilot, ne hava yolu işletmiş biri. bundan para kazanılıyor sonuçta bende kazanırım dedi kuran kişi ve kurdu da.

sonraki başarısı tek başına ona ait değil bir ekibe ait.

konuya biraz gerçeklik getirmek lazım. ilk 100'e girenler kadar üniversite sınavına çalışmışım diyorsun. ayrıca, normal insanın 10 dkda anladığı şeyi 1 saatte anladığın abartı değilse ciddiye alınması gereken bir durum. belki de erken evre alzheimer var. belki de kan değerlerinde bir dengesizlik var.

üst düzey yöneticilerin çoğu ortalamadan zekidir arkadaşlar. sadece üst düzey yönetici değil, başarılı insanlar zekidir. sizin aklınıza zeki olmayan bir kaç tane geliyorsa bunlar da zaten uç örnekler olduğu için aklınıza geliyor. kolay anlamıyorsan başarısız olmayabilirsin değil, kolay anlıyorsan başarılı olursun. kural koymak için %90'a bakmak lazım, %10'a değil.

burada arkadaşın ciddi bir sorunu olduğunu görüyorum. neroloji, kan testleri vs. bir danış. kendini rahatlatırsın en azından. belki de bir bahaneyi ortadan kaldırırsın ve başarıya giden yolun başlangıcı olur.

Gabe h coud +1

Zeka başarı için yeterli değil. Ama kişileri bir adım öne geçiren çok önemli bir avantaj. Hafife almamak lazım.

Ama zeka tek ölçüt değil. İstikrar ve yılmazlık da büyük pay sahibi başarı olmakta.

Mesela 10 üzerinden 9 zeki bir insan sıkılgansa, motive olmakta, istikrarlı olmakta zorlanıyorsa o zaman büyük ihtimalle istikrarlı ve yılmaz olan bir 7-8 tarafından yönetilecek.
5 6 yönetici olmasa bile istikrarlı ve yılmaz olursa istikrarsız 7-8 den daha başarılı olabilir.
9-10 ların çoğunda da sosyal zeka eksikliği var mesela. Onun dezavantajını yaşıyorlar. Bir de günümüz toplumu kendine yönetici olarak istemeden de olsa narsistleri seçiyor. Bu nedenle yönetici vs olmaya takılma çok.

Kendi severek yaptığın alanı bul ve devam et. İstikrarını kaybetmeyeceğin alanı bulursan başarılı da olursun.

Çok Zeki değilim ama aptal da değilim. Hayatımın 40 yılını böyle geçirdim. Şikayetim yok ama zehir gibi olmayı ister miydim? Evet isterdim.

zeki olmak önemli değil, lanet gibi bir şey hatta.

önemli olan sosyal zekası yüksek biri olmak. o ceolar falan hep böyle.

kardeşimin üstün zekalı arkadaşı var. gerçekten üstün zekalı yani belgeli, türkiye dereceli, sabancı'da okuyor. ama sosyal fobisi var, insanlarla konuşamıyor, tek başına dışarı çıkamıyor.

genelleme yapmak iyi değil ama bu devir de laf pezevengi olmak gerek.

Valla beni de çok üzüyor. Hangi alandaki zeka şimdi o da önemli. Benim imrendiğim kısım pratik, yaratıcı zeka. Bir insanda sıfır yaratıcılık olabilir mi oluyor işte bende. Eğitim sisteminiz de sağ olsun buna alkış tutar nitelikte.

Zekiyim ama surekli aptal insanlarin beni kandirmaya calismalari sinirimi bozuyor laf sokup cevap versen dışlanıyorsun sürekli kafanin bir seylerle mesgul olmasi hayat kaliteni düşürüyor ayrica cogu sey aptalca geldiginden kendine yakıştıramıyorsun ve toplumda geri kalıyorsun .mesela bir instagram hesabi acip kendini rezil ede ede para kazananlardan.sonucta kazaniyor mu kazaniyor sen de otur hesap kitapla ugras

Ben ortalamanın üzerinde zekası olan biriyim ancak uç düzeyde değilim. Yani bazıları gibi çok kısa sürede şaşırtıcı öğrenme becerileri sergilemiyorum ama zeki olduğumu biliyorum. Birşeyleri anlamak, öğrenmek, ilişki kurmak bana kolay geliyor. Zekamı yaratıcı konularda gösterebiliyorum.

Dahi düzeyindeki zekiler gibi olmak beni üzmüyor çünkü ben onların yaşamlarını deneyimlemedim. Bu tür insanlar çok istisnai kişiler zaten. Bence önemli olan mevcut potansiyeli kullanabilmek ve bir noktaya kanalize edebilmek ki ben son zamanlarda bunun sıkıntısını yaşıyorum. Beni motive eden şeyler üretmek, birşeyler geliştirmek ve sonuç almak ancak şu aralar becerilerimi nerede kullanacağımı bulamıyorum. Ayrıca zeki birisiyim ama son zamanlarda keşfettiğim üzere olması gereken kadar akıllı birisi değilim. Sosyal olarak ve insan ilişkilerinde ilerlemenin kesinlikle önemli olduğunu farkettim çünkü bu günümüzün (aslında tüm insanlığın belki de) çok önemli bir parçası. Örneğin bir top oyunu olsa, Messi karşısındaki 3 oyuncuya karşı top kapmaca oynasa muhtemelen ayağından topu alamazlar. Ancak top 3 kişinin olduğu ekibe geçerse onlar akıllıca paslaşarak Messi'i rahatlıkla yenebilirler. Bu yüzden vardığım noktada şunu söyledim kendi kendime "Madem bu kadar zekiyim, öyleyse neden akıllı olmuyorum?"

Uzun sözün kısası zeka bir yetenektir ancak kesinlikle karakter ve akıl ile desteklenmeli. Günün sonunda çalışan, sabır ve istikrar gösteren bir sonuç alabiliyor. Belki çok zeki olan bunu daha kısa sürede elde etme potansiyeline sahip ancak yapmadıktan sonra hiçbir anlamı olmuyor.

gümüş fonu veya emtia fonu olabilir.

Biraz önce yaptığım bir hesaplamayı aktarayım. Belki bir faydası olur.
793.000 TL bugünkü değeri olan bir hisse senedi portföyü. Zaman içinde birikmiş. İyisi kötüsü çok düşünülmemiş. Tesadüfen büyük kısmı temettü veren hisselerden oluşmuş.
Bu yıl ne kadar temettü almış diye baktım. Şu ana kadar 49615 TL temettü almış. Aylık 4134 liralık gelir demek bu.
Konutlarda kira getirisinin evi kaç yılda amorti ettiği hesaplanır ya. Bunu hesapladım 16 yıl çıkıyor. Bu devirde 16 yılda amorti eden ev bulamazsın. Ev gibi toplu para da gerektirmez. Musluk bozuldu diye kapına dayanan kiracı derdi de yok. Bankaydı krediydi derdi yok. Her ay 3-5 kuruş at işte köşeye. Hissenin değeri dolar bazında kazandırıyor mu? Koç Holding'den, Erdemir'den bahsediyoruz. Bu sene, önümüzdeki sene kazanmaz da bi sonraki sene elbet kazanır. Batacak değil ya. Ben aldığım temettüye bakarım.

altın ve bist hisseleri aşırı şişmediler hatta tam tersi borsa çok düşük, altın da emtia olarak yeni yükselmeye başlayacak yakında, fiziksel olarak tutulabilir ya da güzel fonları var, borsadaki altın firmaları da yükselir muhtemelen ama onda başka etkenler de var, yine bilançoya falan bakmadan almamak lazım.
amerigan borsası şişik desen anlarım da Türkiye'de borsa çok düşük zaten.

Turnitin'in draft kontrol seyi var, database'ine atmiyor boyle olunca. Okulun oyle bir anlasmasi var mi diye bakabilirsin, veya danismanin da yardimci olabilir

Danışmanınıza gönderin depo yok seçeneği ile tarasın. Depo yok seçildiği sürece, tezin kaç kez tarandığının bir önemi yok.

Mehmet zaten bu üç çalışmadan çıkardığı sonuçtan bahsettiği için Mehmet'e referansla çalışmaların ... gösterdiğini söylersen diğer 3 kişiden bahsetmen gerekmez. Eğer sen bu üç kişiye ek olarak başka kaynaklar da bulduysan kendi kelimelerinle bulgunu yazıp Mehmet'i karıştırmadan 3 kişi + bulduğun 3 kişiye referans verebilirsin.

Kapali cizgileri secip yukarida fill renginden solid ya da gradient hatta desen doldurabilirsiniz. Fircayla falan serbest boyamak icin photoshopa gecmek lazim

Ülkeye göre değişir. Ülke belirtirseniz daha kolay cevap alırsınız. Mesela Hollanda’da bu mümkün erkek arkadaşınızı kaydettiriyorsunuz erkek arkadışınız olarak resmi mercilere daha sonra eşinizmiş gibi gelebiliyor.

Cesitli ulkelerde evli olmasaniz bile beraber yasadiginizi kanitlarsaniz es gibi vize alabiliyorsunuz.

Bunun somurulmesinden oturu bu vizeyi verirken insanin burnundan getiren ulkeler var uyarayim. Gideceginiz ulkenin Turk expat ve ogrenci gruplarina sormanizi oneririm.

Ulkeden ulkeye gidiyor, resmi evlilik yoksa beraber yasama kanitlari istiyor ingiltere. Evlilikle evlilik cuzdani ve 1-2 fotograf yetiyor genelde

ülkeye göre değişir ama evlenseniz daha kolay da olabilir. Resmi bir kanıt var çünkü. Diğer türlü common law falan diye geçiyor ama birkaç yıldır aynı evde birlikte yaşadığını kanıtlamanı istiyorlar. (böyle biriyle tanışmıştım, whatsapp mesajlarından bir sürü ortak faturaya, eski fotoğraflara kadar her şeyi yazdırıp paket yapmışlar :)

Nişanlılık vizesi uygulayan ülkeler var, gideceğiniz ülkede olup olmadığını araştırabilirsiniz.

iPhone ile mi alakalı bilemiyorum ancak bende de böyle maalesef. Dizüstü bilgisayardan bağlanmak durumunda kalıyorum bazen ve bahsettiğiniz gibi sürekli kopma yaşıyorum. Sorunuza bir yanıt olmadı belki ama sadece size özel değil bu durum.

ben de laptopa bağlanmak için telefonu modem olarak kullanıyorum ve başlarda bu durum bana da sürekli oluyordu. sonra tesadüfen telefonun ilk bağlantısını yaparken "kişisel erişim noktası" ekranından çıkmadıktan sonra kopmanın yaşanmadığını fark ettim. o günden beri bağlantıyı yapıp artık telefona dokunmuyorum bu işlemden sonra, ana ekrana dahi dönmüyorum.

siz de deneyin bunu belki faydası olur.

Bence Haziran'da 70 bin olacak

İndirim değil artış bekleyin

Her gun kafamda ayni soru. Ben de ayni seyi umuyorum.

ben 28 yıldır bu ülkenin vergisini ödeyen, kırmızıda geçmeyen, yolda karınca görse yolunu değiştiren 1 vatandaşıyım ve hiçbirşeye hiçbir zaman indirim geldiğini görmedim.

seçim sebepli beklentiniz varsa gelecek yıl sonunu bulur o. tecil varsa beklenebiliyorsa beklerdim.

ayrıca ben de çok bekledim. ümidimi kesip geçen yıl bu zamanlar verip, geçtiğimiz mart ayı (evet 11 gün önce) vatani görevi Burdur'da Komando olarak yapıp geldim.

Düşüncelerim halen idrak edebilmiş değil askerlik görevinin bittiğini. Psikolojiyi yönetemeyecekseniz, yapın gitsin.

bedelli en son indirim gelecek şeylerden biri olabilir.

daha temel gıda maddeleri, enerji, eyt, emekli maaşları gibi bir çok öncelik var hükümet için seçim öncesi.

@baldan kaymak

2023 sonuna kadar erteleyebilirim ama açıklanan enflasyon bile çok yüksek hissedileni geçtim. Bu yüzden çılgın zam gelir de bedelli gidemezsem askere gitmek benim için yıkım olur her açıdan :/

her seyin fiyatinin gercek disi arttigi bir ortamda indirim beklemek cok iyimser kaliyor. en iyi ihtimalle ayni fiyatta kalmasini umabilirsiniz.

Aslında zam gelmiyor. Tl değer kaybediyor. Döviz olarak son 3 senedir indirim yapılıyor zaten. Bir an önce yapıp dön, hem işinde hem özel hayatında çok rahatlarsın.

İndirim yapmazlar, haziranda 70+ olacak büyük ihtimalle. Zaten eşitliğe aykırı olan bir uygulama, indirim yapılırsa son çıkan bedelli ile askerliğini yapan herkes (bende dahil) mahkemelere koşacaktır. 30000 tl verip bedelli askerlik yapanlar 18000 ve 15000 lik bedelli askerlik uygulamaları çıktığında dava açmışlardı, dava şu anda aihm de .

barandogan.av.tr

Araya kaynak bir soru sorayim. Odemeyi yapip basvuruda bulununca cagirmalari ne kadar suruyor ortalama

Bundan belki 8 sene önce bedelli ücreti 32 bin tl civarında açıklanmıştı lakin birkaç aylık yaş farkıyla kaçırıp başımı taşlara vurmuştum. Takribi 1 sene sonra 18 bin liradan hiç askere gitmeden bedelli oldum.

Böyle bir durum oldu mu oldu, ama o dönemin şartları bambaşkaydı. 55 bin güncel tl alım gücüne göre hayli uygun bi rakam aslında, kaçırmayın bence.

Artış bile olabilir

@floydian arkadaşıma 1 yıl sonraya falan çıktı.

Dövizle olanına temmuz ayında zam gelecek: www.konsolosluk.gov.tr

Normaline de gelmeme ihtimali yok bence.

Maaşınızın enflasyondan fazla artacağına eminseniz beklenebilir. Ben şahsen 3 yılı doldurduğum gibi dövizlisini ödeyip kurtulacağım.

Gayrettepe Trattoria Carbonara. Fancy bi' yer değildir, eskisi kadar iyi olmasa da hala iyi, tavsiye ederim.

Geçen yaz il gusto'da pizza yedik, yemin ederim keşke dominostan söyleseydik sıfır şaka sıfır abartı

@kumandanim burayı dada salon'da bi gösteriye gittiğimizde öncesinde yemek yemek için bir yer ararken keşfetmiştim ve gerçekten de oldukça memnun kalmıştım. ancak beşiktaş'ın merkezinde buluşacağız. merkez civarında bir öneri var mıdır?

Antica Locanda - Arnavutköy
Pizano pizzeria - Ortaköy
En olmadı Eataly - Zorlu

ama Beşiktaş çıkmadı valla :) düşünüyorum.

kanyon'da nappo var. beşiktaş'a yakın sayıldığı için söylemek istedim.

Ben de Pizano'yu beğenmedim sıradan bir pizzaydı bence.

Merkezde pizzacı bilmiyorum Eataly ve Nappo önerebilirim.

Eately en risksizi olur

@kumandanim +1
Bir iki gün önce gittim. Ben pizza seven bir insan değilim ancak ziyadesiyle yatkın oldum. Çok çok lüks bir mekan beklemeyin ama kesinlikle ucuz bir görünümü yok. Hesap da çok ucuz değil zaten. Ama parasına degecegini düşünüyorum ben. Alkol de var eğer tuketiyorsaniz. Hassasiyetiniz varsa domuz ürünlü, yiyecekleri de var.

Gayrettepe Trattoria +1.

goo.gl

çok iyidir, yanında şarap içebilir