[]

denge sorusu

akla karanın bir arada olması doğanın dengesini sağlıyor, her ying'in içinde bir yang var, ve vice versa, ve öyle, ve böyle...
zıtlıkların birbirini dengelemesi fikrine yakın olanlara bu soru aslında, böyle olmadığını düşünen için bir şey ifade etmiyor olsa gerek.

bu zıtlıklar birbirini yok etmeye bu kadar hevesliyken nasıl bu kadar bir arada yaşayabiliyorlar? kendinden olmayana bu denli tahammül edemeyenler varken biri diğerine asla üstün gelemiyor mu? aslında onları bir arada yaşatan birbirlerine karşı olan bu nefretleri mi? bir taraf olmasa diğeri gerçekten olmaz mı? yoksa olmasının bir özelliği mi kalmaz?

NE DİYON OLM EDİTİ: atış serbest.

 
Bi maymunun bacağında 1037394 kıl vardır.


  • bigbadabum  (30.08.16 23:32:43) 
İyiyi ya da kötüyü şartlar sürekli oluşturuyor. Bilindik bir Türk filminde atom fiziğine de profesörlüğe de lanet olsun diyen Kadir İnanır, sözlerine kumarbazlığı, itliği, hergeleliği öğreneceğim diye devam ediyor. En küçük travmatik olayda bile insanlar kendilerini bir anda aşabiliyor. Hayat böyle.


  • dissendium  (30.08.16 23:33:33) 
[]

hasta oldum spora gideyim mi?

burnum akıyor boğazım ağrıyor, henüz halsizlik yok ama ilerlesin istemiyorum. hava da soğumuş zaten, gitmiyim dimi? :/




 
çok ağır olmamak kaydıyla yap bence iyi gelir.


  • dahili meddah  (24.08.16 14:35:50) 
Salonda sauna varsa kesin git, iyi geliyor.
Ayrıca hareket iyidir canlandırır ama kendini yorma normalin yarısı kadar yapsan yeter.

  • mutekebbir  (24.08.16 14:37:40) 
git git. çok yüklenmeden iyice bir ter at. üşümemeye dikkat et.


  • babilbaligi  (24.08.16 14:38:26) 
olm ben gitme diyin de kendime kızmıyım diye sordum, niye git diyonuz :(


  • baba jo  (24.08.16 14:40:57 ~ 14:41:12) 
buhar odası varsa mutlaka ona gir. hele mentol de koyulmuşsa; sinüsleri, tüm solunum yollarını feci açıyor..


  • holy diver  (24.08.16 14:41:05) 
halsizlikten ölmüyorsan git. iyi geliyor +1


  • manuel mandalina  (24.08.16 14:44:08) 
şifa bile olur git git.
çok yüklenme yeter.

  • skbn  (24.08.16 14:55:21) 
tamam olm gitme. sakin ol o dambılları yavaşça yere bırak. evde üstünü hafif ört, bi iki bölüm dizi falan izle. dinlen. ılık ıhmalur iç.


  • babilbaligi  (24.08.16 15:00:08) 
eh, madem gitme diyorsunuz, üst akılları dinlemek lazım dimi...


  • baba jo  (24.08.16 15:02:50) 
Ya belki iyi gelir ona bir şey demiyorum ama ben hastayken gitmemeyi tercih ediyorum zira kapalı ortamda spor yapıyorsunuz. Başka insanlara bulasabilecek bir hastalıksa hoş bir durum oluşmuyor. E aynı spor aletleri kullanılıyor; benden önce oksüren, burnu akan birinin kullandığını görünce ister istemez es geçiyorum o aleti.


  • fraise  (24.08.16 15:21:16) 
git, terleyince üşütmemeye dikkat et.


  • for day to break  (24.08.16 15:23:56) 
@fraise, bu dediğin konusunda çok haklısın, kimsenin aklına gelmemiş olsa gerek halbuki önemli bi detay.


  • baba jo  (24.08.16 15:30:29) 
[]

gerçekten kapsamlı gezi rehberleri olan blog-site

bilmiyorum bahsettiği her şehri aynı başarıda inceleyen bir gezi bloğu-sitesi var mı. çeşitli şehirler için gözden kaçmış, her turistin gitmediği yerleri de anlatan yazılar içersin istiyorum. sadece gezmelik değil, yeme-içme ve alışverişlik de olsun tabii. genelde karşılaştığım şu: xxgezi.com'da bayburt çok güzel anlatılmış, sonra kars'a bakıyorum aynı sitede, çok yavan. hepsini çok güzel anlatan, takip ettiğiniz ya da zamanında çok faydalandığınız bir site-blog önerebilir misiniz bana? her şehir için, aynı şeyi anlatan 305 tane ayrı rehberi arada yeni şey çıkar mı diye didik didik etmekten sıkıldım :(

özellikle şehir söyleyeyim, en azından "bu şehri güzel anlatmışlar" deseniz de yeter. roma ve floransa için gözden kaçmış yerlere ihtiyacım var, ilk gidişim olmayacak. milano ve napoli içinse anaakım yerler olmasında sakınca yok ama bir iki ufak sır olsa daha güzel olur. teşekkürler e mi!


 
Roma icin, brilo'da aperitivo.
B metrosuyla gidiliyodu.


Napoli icin gunduzleri kitapci aksam bar/dans bar olan libreria berisio.

Floransa'da gozden kacmis degil ama bi sandvicci var. adamlar bu dunyada en iyi sandvicleri yapiyolar. Hak etmekteler unlerini yani.
  • kuehles blondes  (23.08.16 20:07:44) 
[]

hesaplardaki tutarsızlık-ingilizcesi

"siz şöyle şöyle hesaplamışsınız ama dolar kurunu bizimkinden farklı almışsınız, bu yüzden hesaplarda tutarsızlık olmuş"

finansal dilde iki farklı hesaplamanın birbiriyle uyuşmamasının ingilizce karşılığı hangi kelimedir, biliyiniz mi? divergence olur mu?


 
inconsistent


  • eindaclub  (22.08.16 16:33:09) 
discrepancy


  • stavro  (22.08.16 16:33:52) 
neden match kullanmıyorsunuz? çok mu basit kalıyor. Due to change in currency blabla our calculations do not match.


  • wallcan  (22.08.16 16:34:19) 
@wallcan, evet resmi bir yazışma, o yüzden özellikle -varsa- terim kullanmak istiyorum.


  • baba jo  (22.08.16 16:35:47) 
[]

koku yapmayan bpa içermeyen içmesi kolay suluk/matara tavsiyesi

bisiklet için değil, o yüzden 88 saat soğuk tutmasına gerek yok. bütçe en fazla 50 tl. en az 750ml olsun, koku yapmasın, bpa içermesin(ne işe yaradığını bilmiyorum ama herkes övünmüş bpa'sızlıka eheh), içmek için kırk takla atmaya gerek kalmasın(bildiğimiz pet kapağı gibi olmasın yani) ve hafif olsun(opsiyonel).

aranızda suluk piyasasına hakim, güncel model ve teknolojileri takip eden biri olmadığını biliyorum; o yüzden kullandığınız ürünler üzerinden yürümenizi rica ediciim, teşekkürler.

bu vesileyle günlük su tüketim alışkanlığını edinmeniz için gereken uyarıyı da yapayım, hadi yine iyisiniz...

 
carrefour'da 20 liraya 10 numara cam bir matara almıştım. şimdi arayayım linkini umarım bulurum. ama tarifi şöyle: önünde bi yere tıklayınca tepesi açılıyor ve şişe ucu gibi bi yerden içiyorsun. koşarken falan rahat içebiliyorum yani öyle her tarafım su olmuyor. ayrıca dün migros'tan 12 liraya "my bottle bilmemne" diye bi cam matara daha aldım. henüz kullanma fırsatım olmadı

edit: www.carrefoursa.com

lan! indirime girmiş gidip 3 tane daha alayım :D
  • la noix  (16.08.16 09:52:03 ~ 09:53:00) 
Biz evde kullanıyoruz. Pratik ve sağlıklı bir ürün. www.decathlon.com.tr

* Alırsanız ürünün hassasiyeti bakımından buzdolabına koymanızı tavsiye etmem.
  • teknikekip  (16.08.16 11:09:52) 
SIGG. Biraz tuzlu ama tasarımları çok şık. Baktım şimdi bpa-free diyorlar.


  • pike  (16.08.16 11:34:59) 
[]

00:45 seanslı avm sinemasına girmek

geç seans için avm'ye girişi sağlarlar mı yoksa her türlü 10'dan sonra giriş yok mu? erkenden gitmek istemiyoz.




 
biletini gösterirsen güvenlik alır. 10da gidip beklemene gerek yok.


  • KidLazer  (12.08.16 12:10:45) 
[]

şu uçak bileti daha ucuza satılır mı?

14 ekim roma-istanbul uçuşu pegasus'la şu anda 67 avro, uçuşlar genelde son 1 aya kadar iyice ucuzlar diyorlar sağda solda ama ne kadar ucuzlar ya da ucuzlar mı bilemedim; sizin bu konuda bir yorumunuz olur mu, bekleyeyim mi eylül'e kadar? ucuzlasa da ne kadar olur ki, 3-5 avro için uğraşmaya değmez neticede dimi?




 
uçak bileti ucuzlar mı? bilmiyorum. ben öneri yazmaya geldim. 1 ay sonraki roma uçuşuna bak arada bariz fiyat farkı varsa beklersin. yoksa alırsın biletini. bu bir öneri tabi. pratikte farklı bir sonuç da çıkabilir.


  • eylul  (08.08.16 14:32:21) 
Bence iyi fiyat.


  • cakabo  (08.08.16 14:43:26) 
O koltuğun fiyatı 67 Euro, zamanla yükselebilir ama düşmez zira her zaman alıcısı çıkar.


  • angelus  (08.08.16 14:57:41) 
67 yuro iyi fiyat daha ne kadar düşecek ki? düşmez de zaten promosyonlu koltuklar bitince artar da.


  • cekilmis gayfe  (08.08.16 15:14:35) 
kamu çalışanlarının yıllık izin yasağı kalkarsa ucuzlamayabilir.
çünküğ aç köpekler gibi izin yasağının kalkmasını bekliyoruz ve uçakta ne kadar az koltuk kalırsa fiyat o kadar yükselir.

  • kayranin kedisi  (08.08.16 15:28:59) 
[]

IF yaparken spordan önce 3-5 badem yemek haram mıdır?

(bkz: intermittent fasting)
şindi bi nevi oruç ya bu nağne, yemee spordan soğna yiyin diyolla, ezan gibin. tut ki karnım acıktı 3-5 badem yedim, haram mıdır? badem olmadı bi dene çikite muz oldu, o da olumlu mu?

12 buçuktan spor yaptığım saat olan 6'ya kadar bişey yiyemiyorum(imkansızlıklar körolsun), spordan hemen önce atıversem ağzıma ölmeyeyim deyu, hı?

 
kahve versek spordan once tutmaz mi ?


  • lanc  (04.08.16 16:47:48) 
@lanc, kahve sevemiyorum be :/ sabahları açlığımı bastırsın diye gömüyordum başlamadan önce ama şimdi en azından yaktığımda enerji de vericek bişeyler olsun istiyorum.


  • baba jo  (04.08.16 16:52:03) 
Şekersiz kahve. Göm mecbur. Bu sporda neyi severek yiyoruz ki zaten. Yıldım mk.


  • gozu acik sevisen yahudi  (04.08.16 16:55:05) 
iş yerinde 12:30-13:00 gibi yemek yiyorum, 18:30'da spora başlıyorum, yaz vakti diye sıkıntı olmuyor, dayanıyorum suya.

Eğer çok acıkıyorsan spordan önce değil ama saat 3-4 gibi fındık, fıstık, badem göm gitsin.

Performansın etkileniyorsa (baş dönmesi, halsizlik) aç karnına gitme. "preworkout food" şeklinde arama yaparsan çıkıyor bir sürü sonuç. Damak tadına ve kalori limitlerine göre seçersin istediklerini.
  • kimlanbu  (04.08.16 17:15:17) 
IF uygulayanlar bildiğim kadarıyla ikiye bölünmüş halde bu konuya ilişkin olarak: Bir kısmı oruç süresince kalori içeren herhangi bir şeyin alınmasını tasvip etmezken bir kısmı 30-50 kalori içeren gıda ya da spor öncesi-esnasında BCAA alımına cevaz verir. İkinci yolu izleyenlerin argümanı kan şekerinde bir değişikliğe yol açmamasıdır, karar senin, çok da kafaya takma derim.

Baktın yine olmuyor, istediğin performansı yakalayamıyorsun, illa aç karnına -diğer bir ifadeyle oruç sonuna doğru- antrenman yapacan diye bir kaide yok. Saatlerle oynayabiliyorsan ya da koşulların imkan veriyorsa beslenme aralığında da antrenmanını gerçekleştirebilirsin.
  • candanag  (04.08.16 17:28:04 ~ 17:31:16) 
İf yapıyorum, Normalde aç gidiyordum, sıcaklar Bastırınca gözler kararır, ağırlıklar kalkmaz oldu. İki saat önce yiyorum. Güçlenme programı yaptığım için başka türlü verimli çalışamıyorum. Yağ yakmaya çalışıyorsan kalori hesabı yapacaksın. Böyle küçük hesaplar pek etkilemiyor bence. İf mucize değil herşey kalori hesabına bağlanıyor en sonunda. Spordan hemen önce yediğim bademler bi işe yaramıyordu bende. Spordan sonra yiyorum bikaç tane.


  • hasmetizm 2046  (04.08.16 17:56:04) 
Yersen yaptığın IF olmaz.


  • arnold schwarzeneger  (05.08.16 10:35:58) 
[]

güneş enerjili bahçe aydınlatma gereçleri

bu ürünlerden kullanan var mı? ışıkları muhtemelen güçlü değil ama zaten kullanım amacı da ışıldamak olsa gerek, zaten ben de sadece bahçede patikanın sınırlarını belirlemek için kullanacağım şu tarzda.
g02.a.alicdn.com

alırken neyine dikkat edeyim, kullanıp da herhangi bir yorum yapmak isteyen var mı? şunu gördüm mesela, 60 lira olmuş indirimde 3-4 paket almayı düşünüyorum; iş görür mü?
www.koctas.com.tr

bissürü seçenek var çünkü, en ucuzları dandiktir muhtemelen de, ne kadara kadarı değildir bilemedim. teşekkürler...

 
ahaha :) bunun aynısını ben praktikermiydi neydi oyle bi yer vardı 10 tanesini 20 liraya 2 kutu almıstım plastikleri falan cok sağlam değil kışın sokmen gerekiyo kapagını acıp kapadıkça biraz sert hareket edersen dişleri kırılıyo su sızıyo o aralardan fena ışık vermiyo aslında ışıldamanın bi iki üstü diyebilirim ama güzel oluyu tavsiye ederim bende aynı amac için kullanmıştım hava karardıktan sonra 5 6 saat kadar yanıyo.


  • topraam  (04.08.16 09:19:46) 
bunlar icin bisey diyemeyecegim ama alternatif olarak - eger calmazlarsa -

*isikli cadir kaziklari olabilir
www.aliexpress.com

*parti isigi olabilir
www.aliexpress.com

*bir de boyali taslar olabilir
www.aliexpress.com

www.aliexpress.com
  • jimicik  (04.08.16 09:33:10) 
koctas'tan boyle duz olan degil ama sekilli solar lambalardan aldim, buyuk bir balkonum var, aksam ustu ciceklerin otesinden berisinden hos bir aydinlatma oluyor, ben benimkilerden memnunum, herhalde alali 2 sene olmustur, simdilik bir problem yok, marka olarak cok dandik birsey alamyin diyebilirim.


  • mavicorap  (04.08.16 11:11:29) 
tchibo'dan aldım, çok memnunum, yaz kış duruyor daha da hiçbir şey olmadı. tchibo'nun elektronik her aleti çok anlamsız şekilde acayip sağlam çıktı.


  • kassiopeia  (04.08.16 11:19:40) 
[]

koşu bandından koşu ölçen fitness uygulamaları

runtastic olsun başka bi tanesi olsun, bunlar koşu bantlarında yapılan koşuları mesafe açısından ölçebiliyorlar mı? adımsayar bilekleğim yok, telefonun da özel adımsayarı yok. halledebilir miyiz bir şekilde?

şirketin global aylık en çok kim koşucak yarışması var ama gelen mail'de telefondaki uygulamaların ekran görüntüsü kabul olucak diyor, ben koşu bandında koşuyorum :(


 
Runkeeper diye bir program bunu yapiyor sanirim. Bir deneyin isterseniz. Ya da internette aratin.


  • yuzır  (03.08.16 14:38:27) 
Foot pod olmadan zor. Ancak adım sayısını alırsın ama onunla da direkt mesafeyi ölçen uygulama var mı, bilmiyorum.


  • arnold schwarzeneger  (03.08.16 15:47:29) 
[]

play store'daki oyun olmayan işlevsel ücretli uygulamalar

bir derde derman olan, bir sorunu çözen başarılı uygulamalar nelerdir? poweramp var, evernote var, swiftkey var; oyun olmayan diğer önerilerinize açığım. bilmem ne sitesinde bulunan hayırlı "en" listelerine de açığım, laf sokma saymam gönderin gelsin.

gençtürkcell'lilere de bu vesileyle duyurmuş olalım, 10 tl'lik play store harcaması veriyor mobil uygulaması. tabii karşılığında mobil ödemeye açtırıyor hesabınızı, belirtmiyor en başta, benden söylemesi.


 
Facetune
Wolfram

  • alwayschargeneverbend  (28.07.16 22:16:27) 
yıllık 2,99tl bedeli/aidatı var o mobil ödemenin ben de onu söyleyeyim :) ama iptal ettirince ödemiyormuşsun sonra kullanmazsan iptal ettirirsin ben öyle yapacağım galiba. Yalnız bu bedeli sözleşmede bile açıkça yazmamışlar, sözleşmeden başka bi linke gidiyorsun da anca orada yazıyor tüketiciyi kandırmak aslında.

valla ben pokemon go'da coin aldım o 10tl ile :D uygulama içi satın almalarda çalışıyor bir de o açıdan bak, ne biliyim bedava uygulamanın reklamını mı kaldırırsın ek özellik paketini mi açarsın o tür şeyler de olabilir.
  • rodriguez2  (28.07.16 22:28:07) 
[]

vs. dedikten sonra cümleye başlamak

az çok bildiğimiz üzere bir cümle bitince nokta koyuyoruz sonuna. bi de cümleyi vs. ile bitirdiğimiz oluyor. vs. koyduktan sonra cümleye devam etme durumu da malum. ben şu kafa karışıklığını yaşıyorum:

örnek;
-bugün bizim çocuklarla takılıcam; remzi, kamil, mükerrem vs. hepsi geliyor.
kademe kademe gitmek gerekirse, bu cümlede vs.'nin doğru kullanıldığını düşünüyorum, böyle kullanıyorum. haklı mıyım, bu kullanım doğru mu? falan kelimesini kullanmayı çok sevmediğimiz için vs. tercih ediyorum.

eğer doğruysa şu ikilem oluşuyor;
vs'yi cümlenin sonuna koyup noktasını da koyduktan sonra yeni bir cümleye başlamak gerektiğinde vs'li cümle bitti mi yoksa devam mı ediyor karmaşası oluyor, en azından şeklen.
-bugün bizim çocuklarla takılıcam; remzi, kamil, mükerrem vs. hepsi çocukluk arkadaşımdır bu arada.
normalde hepsi ile başlayan kısım ayrı bir cümle ama şekil olarak oradaki noktayı cümle sonu değil vs kısaltmasının noktası olarak okunmaya müsait ve bence bu durum kafa karışıklığına sebebiyet veriyor.

bunun böyle olmaması gerektiğini düşünüyorum, o yüzden kendimi sorguladım vs. koyduktan sonra cümle devam eder mi diye. eder mi, kural kitabında var mı böyle bir şey? siz de benimki gibi bir kafa karışıklığı yaşıyor musunuz? yoksa sadece derdimi mi becermek istersiniz?

 
buyuk harfle başlarsa yeni cümledir, değilse devam ediyordur işte. yazılı ise anladığım bu yönde


  • safepassage  (27.07.16 08:46:24) 
@safepassage, evet ama sanal ortamlarda büyük harfle pek başlanmıyor ya, o yüzden belirtme gereği duymadım. makale okurken tamam ama mesela burada yazılan bir şeyde genelde büyük harfle başlanmıyor cümleye.


  • baba jo  (27.07.16 08:50:20) 
aslında cümle şöyle olmalı: bugün bizim çocuklarla takılıcam (remzi, kamil, murtaza vs.), hepsi çocukluk arkadaşımdır bu arada.

yani vs. ve saire anlamına geldiğinden, parantez içindeki örneklerin sonuna koyulur normalde. Bunun bir dilbilgisi kuralı var mı bilmiyorum da yorum olarak bunu yapabiliyorum şu anda. Normal cümle içerisinde çıplak şekilde kullanıldığını pek görmedim.
  • safepassage  (27.07.16 09:49:45) 
Kafa karışıklığı yaratacak bir durum yok aslında. Bilhassa örnek verdiğiniz cümlede; çünkü hepsi diye işaret ettiğiniz zaten bahsettiğiniz isimler. Vs.'nin açılımındaki sair, diğer anlamında; yani siz, birkaç isim saydıktan sonra vs. (ve diğerleri) diyerek zaten "hepsi"ni vurgulamış oluyorsunuz. Bu yüzden örneğinizde, hepsi ile başlayan kısım aslında ayrı bir cümle gibi durmuyor. İçerik olarak da şekil olarak da.

Yine de şekle bu kadar takılıyorsanız vs.'li söz öbeğini sona değil, başa veya ortaya almanız gerek ama ortada takılacak absürt bir durum yok gibi.
  • veronica supertramp  (27.07.16 21:16:51) 
[]

budget'tan ilk defa araba kiralıyorum, nelere dikkat etmeliyim?

daha önce herhangi bir kiralama işlemim olmamıştı, kurumsaldan sapmayalım dedik tercih ettik. internetten ön ödemeli kampanyadan yaralanıp rezervasyonu yaptırdım, cumartesi gidip alacağım arabayı. vuruk-çizik kontrolü yapmama gerek var mı? ya da mesela benzin işi nasıl oluyor, alırkenki seviyede mi bırakmak lazım? genel yapılması/dikkat edilmesi gerekenler ve varsa bu işin raconu hakkında bilgi verebilirseniz müteşekkir kalıciim sizlere, teşekkürler...




 
bilmiyorum ülkeden ülkeye değişiyor mu ama biz sırbistan'dan kiraladığımızda 1000 euro mu ne bloke koymuşlardı karta. daha az olabilir, tam hatırlamıyorum. Kartınızda para olsun yani :)


  • whoosie  (13.07.16 15:05:06 ~ 15:05:15) 
@whoosie, istanbul'dayım taksim şubesinden alıcam. ödemeyi yaptım çoktan, provizyona bakmıştım zaten önceden; teşekkür ederim.


  • baba jo  (13.07.16 15:09:46) 
Kredi kartiniza bir miktar bloke koyacaklar, kart limitinizin olmasi lazim. 1000tl falandir. Vuruk cizik kontrolu yapacaksiniz, size verilen formda belirtilmemis vuruk cizik varsa teslim almadan once tutanak tutturacaksiniz. Arabayi buyuk ihtimalle full depo verecekler, siz de full teslim edeceksiniz. Eksik teslim ederseniz eksik yakit bedelinin ustune bir de 50tl falan tazminat ekleyip sizden alirlar.
Gereken her seyi size soyleyecekler zaten teslim alirken.

  • stavro  (13.07.16 15:18:51) 
arabanın her yerini telefonun ışığından yardım alarak kontrol edin. yanınızda da budget yetkilisi olsun, ona her çiziği gösterin ve ona elindeki kağıttaki araba üzerinde işaretletin. bunu abartarak yapın, en ince detayına kadar.

bazı uyanık firmalar, size arabayı çarpık, çizik veriyor ve sizi sponsor olarak kullanarak arabayı bakıma sokuyor.

eğer internetiniz yoksa navigasyon düşünebilirsiniz. pahalı olacaktır. eğer internet yoksa gerek de yok.

biz benzini kendimiz doldurup götürmüştük, benzin parası almamışlardı. bence kendiniz fulleyip iade edin. arada fark olursa, tahsil ederler.
  • EasyTiger  (13.07.16 15:28:47) 
Kredi kartına bloke koyacaklarını herkes yazmış, şaşırma,
Vuruk çizik kontrolü yap ama çok da korkma kurumsal firma olduğu için,
Sigorta, full kasko, mini hasar almak ister misin diye soracaklar, şu şu kadara kadar kapsıyor bu böyle filan diye hızlıca söyleyiveriyor, far görmüş tavşan gibi kalıyor alıveriyor insan, her aldığımda pişman oluyorum, gereksiz.
Gerçi biliyorsundur ama söylemiş olayım aracı başkası da kullanacaksa onun da orada olması ve kayıt edilmesi lazım, ayrıca günlük bir ücret farkı da var,
Benzini genelde full depo veriyorlar full depo geri getiriyorsun, yoğunluk olduğu zamanlarda sana verdikleri kadar benzinle geri getirmeni istiyorlar,
  • michael_knight  (13.07.16 18:08:48) 
[]

öyle bir kramp girmek ki 13 saat sonra dahi acımak

dün gece yattığım yerde maçı izlerken tam sızma moduna geçmiştim ki gol oldu, bi hışmınan sevineyim diye yattığım yerden aniden kalkarken sol dizimin altındaki arka adaleye kramp girdi, diz kapağımın altındaki şerit gibi olan adale kasıldı. bir ara sürekli kamp girerdi, ağrısına alışığım ama bu seferki rahat 2 dakika kasılı kaldı, ölüyorum sandım. gece yürüyemedim resmen, yattım sonra bu halde. sabah kalktım ve dizimi ne tam bükebiliyordum ne de tam açabiliyordum; sonra yürüyünce geçti biraz ama şu saat oldu hala tam eğip bükme durumunda arka adale ağrıyor. cumartesi günü yoğun spor yapmıştım bayramın acısını çıkarabilmek için, onunla alakalı belki. bugün de gideceğim spora, yüklenmeyeyim mi dersiniz yoksa biraz yüklen ki esneyince geçer mi? etkisi bu kadar uzun süren bir kramp yaşamadım, herhangi bir hasar oluşmuş mudur, doktora gitmeme gerek var mı? ( buraya medikal sorusu soran herkes gibi ben de ilk etapta doktora gitmek istemiyorum)




 
doktor arkadaşlar daha iyi bilirler tabi ama, yüklenince iyice cortlayabilir. sıcak su ve masajla biraz rahatlatabilirsiniz.


  • evde liyakat kalmamis  (11.07.16 13:57:24) 
bacak ağrısından diyar diyar gezdim, mr, ultrason, ve bir sürü ilça her doktor bastı ilacı. tabi yine de en iyisini doktor bilir, ama sıcak su ve hafif masaj kadar iyi geleni olmadı.
ağrı hala tam geçmedi ama epey hafifledi.
bi de ağrıyan bacağa şu hareket: www.google.com.tr
  • seyduna6687  (11.07.16 14:05:48) 
Yakı deneyebilirsin. Kası ani zorlarsam öyle yapıyorum. ama ısındıktan sonra güzel bir esnetme açma germe gibisi yok. Ağırlık yükleme o halde dinlen bence de


  • hasmetizm 2046  (11.07.16 14:09:02) 
dinlenmeden geçmiyor hocam yüklenme dinlendikçe 2-3 güne geçer


  • basond  (12.07.16 03:56:27) 
[]

hayvanlar-eşitlik-samimiyet soruları

baştan belirteyim, biraz karışık olabilir çünkü henüz aydınlandığım ve kafama takılan bir konu, düzgün toparlayamayabilirim. soruya istediğiniz açıdan yaklaşabilirsiniz, hatta benim hiç bahsetmediğim bir açı olursa ufkum daha çok açılır, daha çok hoşuma gider. tek ricam niyet okumamanız; sorduğum sorular üzerinden bana saldırmayıp fikirleri değerlendirmenizi rica edeceğim çünkü ben bu soruları kendi fikrimi desteklemek ya da empoze etmek için değil, aklıma takıldıkları için soruyorum.

konu şuradan açıldı: yılan besleyen bir instagram kullanıcısını ihbar etmiş bir stk, yılanına canlı hamster yediriyor demiş, feysbuktan fotoğraf paylaşırken kullanıcının ismini kapatmamış. bana bunu atan kişiye dedim ki "bari ismini kapatsalarmış" o da neden dedi ofansif bi şekilde, ben de linççi misin dedim. o evet dedi, ben de ne farkın var o zaman kadından dedim.

bunu deme sebebim şu: bir insanın bir hayvanın ölümüne sebep olması o insanın linç edilmesini haklı çıkartır mı? burada tabii ki kadının sokakta yakılarak linç edilmesinden bahsetmiyoruz. yoksa bahsediyor muyuz? o kadın bunu o hayvandan güçlü olduğu için yapıyor, yapabiliyor diyoruz dimi. bu kadını linç etme isteğindeki insan da aynı şekilde o kadın kendisinden güçsüz olsa aynısını yapmaz mıydı? diğer bi deyişle, sırf aynı tür olduğu için linç edemiyor belki ama başka(güçsüz) bir tür olsa aynı gaddarlığı ona yapmaz mıydı?

yapabilirdi, bununla bir sorunum yok. yapan yapıyor zaten, kendi türüne bile yapanları; vahşice insan öldürenleri görüyoruz. asıl sormak istediğim şu: bi tarafa bu yapılırken durumdan şikayetçi olan insanın bir noktada aynı şeyi yapacak isteğe sahip olması o insanın samimiyeti açısından bir sorun yaratmaz mı? gaddarlığını kabul ettiğim gibi samimiyetsizliğini de kabul ederim insanların ama sadece samimiyetsiz olduğunu kendi de kabul ederse. hayvan haklarını savunup onlara işkence edenleri öldürmek isteyen insanın "benimle ne alakası var" cevabını duymak bende o insana karşı bir soğuma yaratıyor. ben etrafımdaki böyle insanlara sempati besleyemiyorum, benim için o insan hakkında bir sorun bu. sizin bu gibi "derin" samimiyet sorgulamalarınız var mı?

bahsettiğim insan çok sevdiğim bir insan ve ben onu böyle kabul ediyorum, zaten birini sevmek demek böyle bir şey. yani soğuyorum dediysem, insanlardan nefret ediyorum ikiyüzlü mahluklar :(( diye kanalizasyona kapatmadım kendimi. sadece; bu bir sorun benim için, ve sevdiklerim dışındakilerin böyle samimiyetsizliklerini görmek o insana tahammül etmeme engel oluyor. bu kişisel bir durum farkındayım, sanırım aranızda samimiyet konusuna bu kadar takık başkaları da var mı merak ettim. (normalde buraya gelmemesi gerekiyordu sorunun çünkü)

eşitlik konusu da var mesela; o hayvana bunu yapmak kötü ama insana yapmak da kötü, değil mi? bütün hayvanları seven bir insanın türcü olmadığını varsaymak yanlış olmaz sanırım, o halde niye insan bu bağlamın dışında değerlendiriliyor?

yoksa bütün bu bahsettiklerimi öfke ile mi açıklarsınız? insanlar o kadar uzun zamandır hayvanlara işkence ediyor ki artık öfkeden dolayı sakin kalamıyor mu bu insanlar? böyle olmaları onları haklı çıkartır mı? ceza hukukunda hafifletici sebepler olması ile açıklayabilir miyiz mesela bu durumu? örneğin kendi köpeğini öldüren bir adamı vuran bir kişi hafifletici sebeplerle yargılanabiliyor mu?

ya da mesela; birini ya da bir şeyi sevmek sevmediğimiz şeye kötü davranma hakkını bize verir mi? hayvan seviyoruz diye onlara kötü davrananlardan nefret mi etmeliyiz?

konuyu "hayvanseverler zaten şöyle" basitine indirgememinizi rica ediyorum, benim sorularım kavramlar üzerine. soyut olarak anlatacak kabiliyete sahip değilim, o yüzden mevcut somut konu üzerinden gittim. daha çok kavramlar üzerinden tartışırsak memnun olurum. teşekkür ederim...

 
- bir insanın bir hayvanın ölümüne sebep olması o insanın linç edilmesini haklı çıkartır mı?
"bence" çıkartır.

-o kadın bunu o hayvandan güçlü olduğu için yapıyor, yapabiliyor diyoruz dimi
hayır, bilinçsiz olduğu için yapıyor. o hayvandan güçlü olan herkes aynı şekilde davranmadığına göre güçlü olduğu için yapmıyor. yapabilmesine imkan sağlıyor, burası doğru.

- bu kadını linç etme isteğindeki insan da aynı şekilde o kadın kendisinden güçsüz olsa aynısını yapmaz mıydı?
yapabilirdi, ama "bence" yapmazdı.

- diğer bi deyişle, sırf aynı tür olduğu için linç edemiyor belki ama başka(güçsüz) bir tür olsa aynı gaddarlığı ona yapmaz mıydı?
aynı türde olabiliriz ama herkesin aynı bilinç seviyesinde olmadığı aşikar. bilinçli biri bilinçsiz birine aynı gaddarlığı "bence" yapmaz.

- bi tarafa bu yapılırken durumdan şikayetçi olan insanın bir noktada aynı şeyi yapacak isteğe sahip olması o insanın samimiyeti açısından bir sorun yaratmaz mı?
o insanın samimi görünmek gibi bir derdi olmaması onu samimi yapıyor. tutarsız yapar yapsa yapsa.

- sizin bu gibi "derin" samimiyet sorgulamalarınız var mı?
var. bir başkasını haksız çıkartarak kendisini haklı diye konumlandıran, böylece kendi egosunu besleyen insanların samimiyetlerini sorguluyorum.

- eşitlik konusu da var mesela; o hayvana bunu yapmak kötü ama insana yapmak da kötü, değil mi?
o hayvana yapılan onun canını almak. insanın canını almak da kötü evet, zaten ceza hukukunda yaptırımı da var.

- bütün hayvanları seven bir insanın türcü olmadığını varsaymak yanlış olmaz sanırım, o halde niye insan bu bağlamın dışında değerlendiriliyor?
ben insanın bu bağlam dışında değerlendirildiğinin hatalı bir varsayım olduğunu düşünüyorum. devlet o hamster'ın canını koruyor olsaydı o zaman bütün hayvanları seven bir insan da gider davasını açardı, kazanırdı, canlıyı öldüren cezasız kalmazdı, böylece de yoğun bir linç etme isteği ortaya çıkmazdı.

- yoksa bütün bu bahsettiklerimi öfke ile mi açıklarsınız? insanlar o kadar uzun zamandır hayvanlara işkence ediyor ki artık öfkeden dolayı sakin kalamıyor mu bu insanlar? böyle olmaları onları haklı çıkartır mı?
öfkenin nedeni, diğer yüzü korkudur. korkuyla açıklarım. o hamster'ın canını alan kadının bu yaptığının cezasını almayacağı korkusu. devletin o hayvanı korumayışından kaynaklanan korku ve öfke.

- ceza hukukunda hafifletici sebepler olması ile açıklayabilir miyiz mesela bu durumu?
kısmen evet.

- örneğin kendi köpeğini öldüren bir adamı vuran bir kişi hafifletici sebeplerle yargılanabiliyor mu?
evet.

- birini ya da bir şeyi sevmek sevmediğimiz şeye kötü davranma hakkını bize verir mi?
vermez.

- hayvan seviyoruz diye onlara kötü davrananlardan nefret mi etmeliyiz?
nefretin kimseye faydası yok.
  • whimsical  (09.07.16 18:55:26 ~ 18:56:31) 
Hayvanlara kötü davrananlardan nefret ediyorum, o konuda netim. Ama hayvanlara kötü davrananlardan nefret etmeyi hayvan sevmeye bağlaman bence sıkıntılı bir durum. Bir hayvanın yaşam hakkını savunmak o hayvanın kendisini savunamaması, kanunlarda da konunun yeterli olarak vurgulanmaması sonucu gelişen bir refleks bende. Sonuçta hayvanı kendi türünden başka bir hayvandan korumuyoruz, yaptıkları kanuna tabi olan ve bazen yaptığından zevk alan insanlardan koruyoruz. O kadın aynı şeyi bir insana yapsaydı "Ne manyaklar var." derdim ama bu hayvana olduğu kadar kanıma dokunmazdı çünkü kadın bir bedel ödemiyor. Amacım intikam almak değil, ama doğru dürüst bir yaptırımı olduğunu bilse o kadının onu yapmayacağını bildikçe kadının yaptığı şey için ceza almasını istememek zor. Aynı şekilde tecavüzler kanıma dokunuyor mesela, karısını öldüren adamlar kanıma dokunuyor, çocuklara tecavüz eden insanlar kanıma dokunuyor çünkü çok büyük olasılıkla yaptıkları yanlarına kalıyor.
"Birini ya da bir şeyi sevmek sevmediğimiz şeye kötü davranma hakkını bize verir mi?" Hayır neden versin? Ama kendini savunamayan bir insana ya da hayvana zarar vermek sevmek-sevmemek meselesi değil işte, üzerinde tartışılması bile saçma bir şey bana kalırsa. Konuyu soyut olarak irdelediğinin farkındayım ama somut durumla soyut durum arasında orantısızlıklar varken vardığın soyut sonuç somut duruma uymayacaktır.

  • love my way  (17.07.16 01:50:25) 
[]

sgk'nın yaptığı teşvik uygulamasının ingilizce kelime karşılığı

buradaki teşvik için aşağıdakilerden hangisini kullansam daha uygun olur?

a-incitement
b-inducement
c-hepsi
d-hiç biri

ya da e, sizin dediğiniz. ben a diyeceğim ama emin olamadım, muhtemelen bilen çıkmaz ama yine de sorayım dedim...
(asıl incitement buna denir eki eki)

 
sgk'nın neye nasıl bir teşvik uyguladığını bilsek belki daha nokta atışı bir şey söyleyebilirdik.

misal kosgeb'den aldığın teşviğin ingilizce karşılığı subsidy.
  • evde liyakat kalmamis  (08.07.16 16:23:24) 
@evde liyakat kalmamis, onu güzel sordun bak. tek bi sebepten teşvik vermiyor sgk; asgari ücretli çalıştırdın diye ayrı, genç çalıştırdın diye ayrı, primleri düzenli ödedin diye ayrı, böyle çeşitli kalemler var. o sebeple daha genel bir teşvik kavramı bulmaya çalışıyorum.

subsidy daha çok parasal destek gibi olduğu için düşünmedim, neticede burada destekten biraz daha pasif ve genel bir durum var gibi. en azından; birinde para veren karşı tarafken diğerinde aynı taraf parayı az alıyor. aynı kapıya çıkıyor gibiler ama değil gibiler de sanki, bilemedim.
  • baba jo  (08.07.16 16:29:45 ~ 16:33:46) 
örneğin environmental economics literatüründe firmaları yeşil teknoloji konusunda "incentive(?)" vermeye çalıştıklarında inducement kullanılıyor.

subsidy ise daha direk anlamda policy intervention olarak anlamlı.

Fikir verebilir.
  • qazaqwsx  (08.07.16 16:31:11 ~ 16:37:43) 
incentive olabilir mi peki? benim aklıma ilk olarak o geliyor.

hatta social security incentive diye aratınca şöyle bir sayfa çıktı.

www.ssa.gov

edit: google'da bakana kadar @qazaqwsx başka bir şeyler yazmış bile.
  • maxc  (08.07.16 16:35:31 ~ 16:36:45) 
öyleyse promotion ve hatta incentive diyorum. promotion yerine incentive sanki daha uygun gibi.


  • evde liyakat kalmamis  (08.07.16 16:38:25) 
incentive olarak karar kıldım o halde, grazie mille!


  • baba jo  (08.07.16 16:43:02) 
  • 507  (09.07.16 01:16:21) 
[]

şişli veya civarında drone uçuracak yer

vır vır gezdirmiycez, arkadaşınkinde bi sıkıntı var ona bakıcam ben ama dji phantom olduğu için ööle ulu orta şeetmeyelim dedik. maçka parkı var da daha ağaçsız falan düşündüm, var mıdır aklınıza gelen; geniş olmasına da gerek yok üstü açık olsun tehlikesiz olsun yeter. maçka'da sıkıntı olur mu olmadı oraya gideriz?




 
cevahir avm'nin yan tarafları olabilir belki


  • hononu  (02.07.16 12:12:09) 
[]

nabız ölçmek için ne kullanıyorsunuz?

ucuz yollu bişey bakıyorum ama yok gibi. xiaomi mi band 1s alacaktım ama spor için önermiyorlar, sürekli ölçmüyormuş, 10 dakikada 1 bakıp söylüyormuş. şunu buldum, kullanan var mıdır?
www.decathlon.com.tr

100 liraya bile çıkmak istemiyorum ama bunlarla dağlar kadar fark olacaksa çıkabilirim. başka özelliği olmasa da olur, nabız ölçsün yeter. var mıdır öneriniz?

 
Spor için Nasıl olur bilmem ama bunu kullanıyorum genelde.
m.n11.com

  • Erensq06  (28.06.16 20:06:41) 
En güveniliri nabız saymak; 15'e kadar sayıp dörtle çarp. Yok illa alet alacaksan göğüs bantlı olanlardan al, gerçeğe en yakın sonucu onlar veriyor.


  • angelus  (28.06.16 21:09:36) 
Polar ft4 kullanıyorum, iki yıl oldu, yoğun kullandım, tık demedi.

Fiyatı açısından ft1/ft2'lere bakabilirsiniz, decathlon'da vardı bir ara.
  • crescendo  (28.06.16 21:31:36) 
[]

fasting blood glucose test

açlık kan şekeri dediğimiz testin ingilizcesi bu mudur?




 
Evet


  • nrmnm  (28.06.16 09:29:44) 
[]

game of thrones-varys sorusu ve dahası(spoylır)

spoylırspoylırspoylırspoylırspoylırspoylırspoylırspoylırspoylırburayakadarokuduysanhakediyorsunamkspoylırspoylırspoylırspoylırspoylırspoylırspoylır

şimdi bu varys olennaydı martelldi hepsini kafaladı da buluşturdu mu hemen ejderha gadınla? dorne o kadar yakın mı bunlara, geçerken mi aldılar? çok oldu bittiye gelmedi mi?
madem kış geldi niye white walker'la kapatmadılar bölümü, önümüzdeki sezon kış yayılmadan öncesinde mi geçicek? jon snow ve sansa kış geldi diye niye güldüler?

 
dorne westeros'un en guneyi. mereen de epey kuzeyde kaliyor karsi tarafta. enteresan oldu valla ben de anlamadim.


  • cilgin fantezilerin adami  (27.06.16 23:02:26) 
buluşmadılar bence
khalesi çıkartma yapınca bir olup saldırmak için hazır olacaklar
edit:birolup derken birden fazla cephe açabilirler.
  • basond  (27.06.16 23:02:43 ~ 23:03:09) 
Dizide zaman akisi stabil degil, bi' sahnede martell ve tyrell'leri bulusturdu, aradan zaman gecti ve yanilmiyosam gemiyle dany'e katildi bu hanedanlar. Tabi neler olup bittigini bilmiyoruz tam olarak, o acidan oldu bittiye geldi ama son 13 bolum artik. Bircok sey oldu bittiye gelecek gibi.


  • evde liyakat kalmamis  (27.06.16 23:09:11) 
son 13? 7 bölüm olacakmış son sezon


  • try again fail again fail better  (28.06.16 00:04:32) 
yakın değil ama dizide çok fazla mekan ve çok fazla karakter olduğu için zaman akışı bazen çok yavaş bazen de çok hızlı olabiliyor o yüzden o arada biz hissetmesek de belli bir zaman geçiyor. bu tarz şeylere çok takılmamak lazım.

white walkerlarla olacak olan bir kapanışı ben de isterdim açıkçası ama yine de çok güzel böülümdü:) önümüzdeki sezon niye kıştan öncesi olsun ki, ayın şekil devam edecek.

jon ile sansa stark'ların cümlesi olan ve babalarının sürekli söylediği "winter is coming" cümlesi yüzünden gülümsediler. eskiyi hatırlamak gibi.
  • elfangor  (28.06.16 00:08:40) 
@try again fail again fail better, 8. sezon da olacak, 6 bölüm.
variety.com

  • baba jo  (28.06.16 00:08:49 ~ 00:09:39) 
varys'in olayları son bölümde sıkıştırmaları hata oldu, zaman akışı sıkıntısı var+1
bi kaç bölüme yayıp anlatmaları daha iyi olurdu bence.

  • eksimeksi  (28.06.16 00:15:29) 
[]

personele hoşgeldin hediye kutusu hazırlama

yeni personele hoşgeldin mahiyetinde minik lezzet kutuları hazırlayacağım, içinde ne olsun? çok abartıya kaçmayacak ama güzel bi izlenim bıraktıracak önerilere ihtiyacım var, aklıma ilk toblerone geldi. konsepte hakim değilim, bu uygulamayı yapan yerler nasıl yapıyor ondan da bahsedebilirsiniz. içecek olmasın, şeker çikolata bisküvi gibi kuru gıdalar yeterlidir diye düşünüyorum. bütçe henüz belli değil, ben bişeyler sunucam ona göre karar verilecek ama 50 lira olmaz muhtemelen.

mesela bissürü ucuz şey mi daha makbuldür yoksa daha pahalı ama az şey mi? her türlü fikriniz işe yarar, yaratıcılığınızı konuşturabilirsiniz; teşekkür ederim.


 
2-3 tane makaron koyun bence. Renkli renkli sirin gorunuyorlar.


  • kuehles blondes  (27.06.16 16:00:55) 
içinde iki üç çeşit bir şey olması daha makul olur. örneğin biraz kuruyemiş, kuru meyve, ufak bir çikolata veya minik bir kurabiye gibi. ilk çayınız, kahveniz de bizden gibi poşet çay koyabilir, ya da şirketin çay odasına yönlendirecek minik bir kart koyabilirsiniz belki, bilemiyorum.


  • evde liyakat kalmamis  (27.06.16 16:08:09) 
makaron +1

hatta sadece renkli renkli bir kutu dolusu makaron bile yeterlidir.
  • seriouslysleepy  (27.06.16 16:14:30) 
bizim şirkette,
bir fotoğraf çerçevesi
bir kahve-çay kupası
3'ü bir arada kahve
hazır çorba
ve masa süsü sulu kum saati gibi birşey vardı
  • innerbliss  (27.06.16 16:25:35) 
bizim eski sirkette soyleydi hosgeldin kutusu
sirket ajanda ve kalemi
kart vizit kabi
sitket logolu mug
mug icinde milka napoliten cikolata
  • exlibris  (27.06.16 20:48:59) 
[]

pegasus kabin bagajına quechua easyfit 60lt sığar mı?

20 cm x 40 cm x 55 cm pegasus'un kabul ettiği kabin bagajı ölçüleri. çanta ise Y 69 X G 28 X D 28 cm şeklinde belirtilmiş dolu haliyle. www.decathlon.com.tr
pegasus en-boy-yükseklik diye vermiştir diye düşünüyorum, o halde çanta 28x28x69 oluyor. şimdi ben diyorum ki bu çantayı bu ölçülere gelecek şekilde (yarısını vs.) doldursam kabul ederler mi kabin bagajı olarak? mesela ryanair'deki şu aletler gibi bişey var mı, ne şekilde olursa olsun buna sığıyorsa alıyoruz diyorlar mı?
static.independent.co.uk

ya da elle mi ölçüyorlar, nasıl belirliyorlar? ağırlık konusunun daha önemli olduğunu düşünüyorum, 8 kg imiş sınır, onu geçmeyecek çanta; gerisine çok takarlar mı? kabindeki göze sığar neticede, gerisine bakarlar mı dersiniz?

"ben bu çantanın aynısını kabine soktum kardeş" diyen varsa hiç uzatmasın desin, ben bu kadar yazıyı boşa yazmış olmayı da göze alıyorum.

 
geçen hafta israile gittim pegasusla. bu çantayı soktum. artı mat da vardı.
www.decathlon.com.tr

seninkide girer bence.
  • al basmadan donu var  (27.06.16 00:52:39 ~ 00:53:03) 
[]

sondan 1 önceki yeni nesilde türeyen sondan 1 önceki heceye vurgu modası

sondan 1 önceki yeni nesil: 20-30 yaş arası
sondan 1 önceki heceye vurgu: hemen buradaki "tek varlık" ve 0:53'teki "annedir" youtu.be

önceden yoktu sanırım bu çünkü ben de bu nesle dahilim, fark ederdim diye düşünüyorum. tiki konuşması olan "taam mığ"yı biliyordum ama bu sanki yeni türedi. bana en yakın örnek; iş yerinde var 2 tane böyle kız, 89 ve 91'liler ve bu şekilde konuşuyorlar. öyle zengin züppe cahil kesim de değil, güzel bölüm okumuş etmiş tipler. onlar da böyle ön hecelerde yüksek vurgulu konuşuyorlar, bu nedir kanalındaki yeni arkadaşta kulağımı tırmaladığından beri dikkat edince fark ettim. var mıydı önceden bu tarz bi moda, ben mi kaçırmışım? yoksa algıda seçicilik mi yapıyorum?

kendi tespitimi de sıçayım: kibar konuşmaya çalıştıkça böyle bi hal almış bence dilleri.

 
o kıza özgü bir olay. herkes farklı.


  • bohr atom modeli  (25.06.16 00:07:41) 
[]

kardiyonun işe yaraması için nabzın hangi aralıkta olması lazım?

soru bu ama doğru bir soru mu bu?
spora yeni başladım, yağ oranımı ilk etapta %5 kadar düşürmek istedi antrenör, haliyle kardiyo ile başlıyorum antrenmana. nabzım ortalama 130 oluyor ama sanki bisikleti daha hızlı sürebilirim ya da daha hızlı koşabilirim gibi geliyor. yeni başladığım için çok hızlandırmadı antrenör ama sürekli başımda olmadığı için ben nabız kontrolüyle ne kadar hızlanmam gerektiğini ayarlayabilir miyim?

mesela; bisikletle 15km/s ile giderken 120'lerde başlayan nabzım 20 km/s'ye ulaşınca 130'ları geçiyor. bugün 140'lara çıktığında tam kararında hissettim ama 20 dakika boyunca o tempoda gidebilir miyim emin değilim. sanki bir yerden sonra nabzı fazla yükseltmenin olumlu bi katkısı olmadığını okumuştum, doğru mu hatırlıyorum? yoksa nabızla falan o kadar alakası yok mu bu işin, tamamen karıştırıyor muyum? teşekkürler...

 
(220-Yaş)*0,6 ~ 0,8 arası maksimum yağ yakımı.


  • Lim5  (24.06.16 22:05:22) 
Öncelikle gerçekçi olalım; 120 kiloluk steroidli müsabıklar bile yılın sadece birkaç ayı %5 yağ oranında takılıyorlar, yani o orana düşemezsin. Velev ki ki düştün, büyük oranda kas da kaybedersin, özellikle kardiyoya abandığında sana aylık 2,5 kilo kas kaybını garanti ediyorum. Onun dışında, yağ yakma bölgesi için nabız aralığı bulunurken pek çok kriterin hesaplanması gerekiyor ama 140/170 aralığı nabızda yağ yakarsın. Fakat bunlar çok kişisel olaylar dediğim gibi. Yani bu 130'a çıktığında yağ yakmazsın anlamına gelmiyor, senin oksijen tüketim sınırın neyse ona göre yağ yakarsın.


  • angelus  (24.06.16 22:05:22) 
@Lim5, hiçbişey annamadım :( (220-Yaş)*0,6 yaptım 117,6 çıktı, ne demek oluyor bu? :/
@angelus, yanlış belirttim sanırım, mevcut yağ oranı -5 olacaktı o; yoksa öyle bi kas üstüne gerilmiş deriye sahip olma amacım yok. peki o zaman ben gidebildiğim kadar gideyim mi, 140'larda takılmamın bir zararı olmaz sanırım?

  • baba jo  (24.06.16 22:08:36 ~ 22:12:22) 
Ben yanlış okumuşum evet. O kadar yağ kaybı için kardiyoya yine çok abanma, diyetle bile çözersin. Beslenmen iyiyse kas kaybını minimuma indirirsin ama amacın ağırlık çalışması da önce kardiyo yapıp yağ düşüreyim diyorsan direkt ağırlığa geç. Yok eğer amaç hep kardiyo takılmaksa düşük yoğunlukta takıl, anaerobik bölgeye çok geçme. Ben şahsen 20 dakika boyunca 20 km/s ile kardiyo yapmanı önermem. Kardiyoyu ya yüksek yoğunlukla aralıklı ya da düşük tempoda sürekli disiplininde yapmanı öneririm.


  • angelus  (24.06.16 22:14:27) 
@baba jo
lim5'in verdiği formülde bir de 0.8'e göre yapın işte çıkan iki değerin arasında tutmaya çalışın nabzınızı

  • nundu  (24.06.16 22:17:25) 
Bir de 0,8 ile çarp 0,6 yerine. İstediğin nabız aralığı o iki değerin arası. Hareket etmek her türlü işe yarar ama en verimlisi bu olur.


  • Lim5  (24.06.16 22:18:14) 
@lim5, nundu; oha direkt sorduğum formülmüş, süper! 156,8 çıktı, ben cevabımı aldım, teşekkürler <3
@angelus, aslında asıl amacım ağırlık değil, yağlarım gitsin istiyorum ama yağsızken çok cılız duruyorum, o yüzden biraz yağdan gitsin biraz kastan gelsin orta yolu bulayım derdindeyim. haftada 4 gün gidiyorum, 2 gün kardiyo+ağırlık 2 gün sadece ağırlık diye devam etsem olur mu dersin? bu arada; beslenmeme çok iyi dikkat edemiyorum, süper ideal besleniyorum denemez.

  • baba jo  (24.06.16 22:23:32 ~ 22:27:22) 
Düşük yağ ile, kas kütlen de düşükse eğer skinny oluyorsun, cılız görünmen normal o nedenle kas kütleni artırman iyi olur. Ben haftada 3 gün ağırlık çalışması öneririm ama 2 gün de hiç yoktan iyidir. Tabii ağırlık çalışması dediğim de 5*5 gibi güç programları.


  • angelus  (25.06.16 00:08:04) 
[]

hangi ülkelerin milli marşını biliyorsunuz?

yan sekmeden maçlardan birini açmıştım, o ara buraya bakarken çalan marşı duyup" şumiiii şumiiiii" diye bağırıp geçtim sekmeye, baktım valla da italyan marşı, ferrari sağ olsun.
sizin böyle duyup da tanımlayabileceğiniz milli marşlar var mı?



 
almanya.

bi de bosna-hersek marşını çok dinledim onu da herhangi bir milli maçta duysam tanırım hemen.
  • wilhelmwasmuss  (22.06.16 22:03:50 ~ 22:04:32) 
ingiltere ve yunanistan
ezberden okurum

haa bir de abd milli marşı tabi ki
  • cekilmis gayfe  (22.06.16 22:09:44 ~ 22:12:24) 
rus milli marşının ilk 2-3 dizesini ezbere biliyorum. gerisini karıştırıyorum, kelimeleri zor geliyor. kontinental hokey ligi sağolsun, yaz ayları haricinde her gün en az bir, genelde iki veya üç kez maruz kalıyorum. normalde bayılırım ve her gün dinlesem sıkılmam ama ukrayna yüzünden o kırgın ve kızgınım rasiya'ya, o yüzden şu ara saygı duymuyorum, okunurken kendimce yuhlayıp YA ALLAH BİSMİLLAH ALLAHUEKBER diyorum. 21 senede, üzerine koya koya, yedire yedire oluşturduğum rusya aşkını 1.5 senede falan nefret seviyesine getirmeyi başardı hırtolar.


  • der meister  (22.06.16 22:10:56 ~ 22:11:20) 
amerika birleşik devletleri


  • nothing in my way  (22.06.16 22:25:42) 
Romanya


  • desktopu  (22.06.16 22:33:55) 
Kazakistan rusya abd marslarinin müziklerini biliyorum tanirim duysam.


  • nundu  (22.06.16 22:42:43) 
almanya - italya - ispanya - fransa - ingiltere..

formula 1 sagolsun, yillardir bu 5'linin marslarini ezberledik artik.

almanya = m.schumacher, s.vettel + mercedes f1 takimi

italya = ferrari takimi

ispanya = fernando alonso

fransa = renault f1 takimi

ingiltere = mclaren f1 takimi + lewis hamilton
  • wagner love  (22.06.16 22:47:52) 
Amerika. Hıyar herifler her NBA maçından önce çalıyorlar/söylüyorlar.


  • i was made for you  (22.06.16 22:52:16) 
Abd, avusturya, kanada


  • kuehles blondes  (22.06.16 23:34:06) 
Sovyet marşı. Üstüne tanımam www.youtube.com


  • Euxinos007  (22.06.16 23:39:45) 
abd


  • xenophobe  (23.06.16 01:19:47) 
[]

ismi chee cheng poh olan bir kadına resmi mail hitabı

singapurlu olsa gerek bu abla, mail hitabında dear ms. poh mu denir, cheng mi denir chee mi denir? soyadı poh mu bunun, ms. poh desem olur mu?




 
Dear Madam sanırım en güvenlisi olur. Bazen imzanın orada da hitap şeklini yazıyorlar, belki gözden kaçmıştır diye ekleyeyim dedim.


  • whoosie  (22.06.16 16:49:20 ~ 16:54:11) 
Şimdi bu kadın ama evli mi, emin miyiz? Bir de bunlarda soyadı başta oluyor bir kısmının, bir kısmınınki sonda oluyor. İlk isim en sonda da olabiliyor. Yani kadının bizim yazdığımız Ad-Soyad kullanımına göre kadının adı pek ala Poh Cheng Chee de olabilir, Cheng Poh Chee de, Chee Cheng Poh da. Sana yazdığı Romanize edilip gönderilmiş hali de olabilir, kendi dilindeki sırayı korumuş hali de. Muhtemelen adı Chee ve soyadı Cheng ama ne olacağı belli olmaz. Riske atmayıp Dear Chee Cheng Poh derdim ben, garanti olsun.


  • aychovsky  (22.06.16 16:51:27) 
how to address korean (chinese...) people in formal mails türü bir arama yapsan. zaten yapmışsındır muhtemelen de, hatırlatayım.


  • i ve been mistreated  (22.06.16 16:52:06) 
​Poh Chee Cheng yazmış imzaya da, soyadı yazılıyor galiba önce hı?
dear madam çok fazla resmi oluyor sanki, insanlara isimleriyle hitap etmek daha kibar bi davranış neticede, biraz da gözüne girme niyetim var çok soğuk durmak istemiyorum ^_^

  • baba jo  (22.06.16 16:52:34) 
@i ve been mistreated, yapmamıştım valla, yapıyım hemen.


  • baba jo  (22.06.16 16:53:34) 
Normalde soyadı önde ama belki bu kadın sana düzeltilmiş halini gönderdi, belki de düzeltmediği halini gönderdi.


  • aychovsky  (22.06.16 16:56:04) 
baba jo
dear ms chee cheng poh de gec.

  • kingcyrax  (22.06.16 16:57:59) 
Bence imzada nasıl yazdıysa öyle hitap et,

Dear Poh Chee Cheng
  • peggy  (22.06.16 16:58:36) 
kız minnoş bah hele deme.
soy ismi ile hitap et.

  • seyduna6687  (22.06.16 17:00:00) 
city manager dear chee cheng demiş başka mailden baktım, ben de dear ms. chee cheng diyim mi? :/


  • baba jo  (22.06.16 17:03:03) 
Dear Chee Cheng de o zaman sen de, ms falan karıştırma:D


  • peggy  (22.06.16 17:04:20 ~ 17:04:33) 
@peggy, öyle de çok asker arkadaşı gibi olur diye düşünüyodum, sonra ofisten yoğun baskılar geldi dear chee cheng olsun diye, sen de city manager'dan aşağıda mısın dediler beni gaza getirdiler!(aşağıdayım)

yolladım, hepinize katkılarınızdan ötürü teşekkür ederim derdimi sikmeyip yol gösterdiğiniz için. işten atılırsam hepinize tek tek cv yollıycam haberiniz olsun ^_^
  • baba jo  (22.06.16 17:07:33 ~ 17:10:18) 
Buyuk ihtimalle ilk ismi chee cheng ve soyadi poh.bazen ismin gecisinde soyadi one alinir ancak bunu singapur virgulle belirtir.ismin direk yazilisi,virgulsuz ise ve avrupa yazismasinda kullanilmissa ms,poh diyebilirsiniz,konusursanizda fu,fü arasinda telaffuz edersiniz..

Ekstra dear madam da olur,dear all name de olur.
  • duptıs  (22.06.16 17:09:16) 
Bunun için işten mi atılacaksın yahu yok artık?:)

Ms. karıştırma diye şundan dedim, belki kadın 50 yaşında, evli çocuklu falan, bu durumda Mrs. daha iyi olurdu.

Geçmiş olsun:)
  • peggy  (22.06.16 17:17:51) 
Ms. i hepsi için kullanıyoruz biz, yedi düvelden insan olduğu için hangisi evli hangisi bekar karıştırmıyoruz bilemeyeceğimiz için, global mail standartı olmuş artık herkes öyle yolluyor.

Neyse artık bi samimiyet oluşmuştur diye düşünüyorum fü'cüğüm ile aramızda. Düğüne hepinizi çağırabilirim ona göre pasaport masaport hazırlayın ^_^
  • baba jo  (22.06.16 17:24:47) 
peggy +1


  • lazpalle  (22.06.16 17:46:34) 
Cinicinicancon


  • brad pitt  (22.06.16 18:30:06) 
[]

aranızda ateist/deist/agnostik yetişen var mı?

insanların gelişme çağında dinsizlikle tanıştığında nasıl tepkiler verdiğini merak ediyorum. mesela bir çocuğa 4 yaşından beri allah yok din yalan desek, ana-babası inançsız olsa nasıl bi çocukluk geçirir; bunu tatbik etmiş aile var mıdır çevrenizde? teşekkürler...




 
normalde aileler dine inanmasa bile çocuklarını bu şekilde yetiştirmez. özellikle de çocuğun üstünde travmatik bir etki bırakmamak için.


  • tendra van case  (21.06.16 15:05:18) 
@mimikikili, hah mesela o da önemli bir konu, onu da merak ediyorum. o çocuğun psikolojisini etkiler mi bu durum eğer 4 yaşında da söylenirse? mesela 4 yaşındaki çocuğa dini açıdan yoğun bilgi yüklemesi yapılınca sağlıksız deriz ya bu duruma, aynısı tam tersi için de geçerli midir? çocuğun dinin baskıcı kurallarından tamamen bağımsız yetişmesini sağlar mı bu erken eğitim, hayata bakışını değiştirecek kadar katkısı olur mu?


  • baba jo  (21.06.16 15:05:36 ~ 15:06:24) 
anne tarafım (dede) namaz - oruç gibi yükümlülüklerini yerine getiren insanlardı
baba tarafım toptan deist/ateist
ama çocukken bana ne inan ne inanma dediler
sonra ben büyüdükçe "bu ne lan" diyip inanmamayı seçtim tabiki aklı çalışan herkes gibi.

yani 3 yaşındaki kızının başını kapatan bağnaz sapıklar gibi, inançsız insanlar da çocuklarına "hadi al domuz ye, hadi allaha şırk koş" falan diye baskı yapmıyor, şoko parti gerçek değil sakin ol
  • Corc  (21.06.16 15:10:38) 
@Corc, sakin olucak bir durum yok ki, öyle yaparlarsa ne olur, yapmış olan var mı diyorum.


  • baba jo  (21.06.16 15:12:34) 
"akli calisan herkes gibi inanmamayi secmek"

yani su cumleyi kuran insan inansa ne olur, inanmasa ne olur. once iyi insan olmaktir amac. ister inan ister inanma.
  • fayfim  (21.06.16 15:14:54) 
genelde dindar aileler baskıcı oluyor ve ters tepebiliyor.
atayizler pek karışmıyor ve dindar olan çocuklar olabiliyor.
bizimkiler hiç bir konuda bana müdahaleci olmadılar.
atayiz olduk ama bi boku açıklayamıyoruz.
  • seyduna6687  (21.06.16 15:16:04) 
@seyduna6687, heh mesela güzel bişey dedin. inançsız aileler çocuklarını bu konuda serbest bıraktıkları için mi o çocukların inançsız büyüyünce daha "özgürlükçü" olduğunu düşünüyoruz? bir çocuğa yetişme çağında "özgürlükçü olacaksın bak at gözlüğü falan takmak yok bağnaz olmak yok" desek bunun serbest bırakmaktan daha etkili olma şansı var mı? bu kavramlar bu şekilde öğretilebilir şeyler midir?

bu arada cevaplar geldikçe kaynak sorular soruyorum ama tamamen beyin fırtınası şeklinde, aklıma geleni ortaya yöneltiyorum; nick belirttim diye cevap vermek zorunda hissetmeyin ya da başkaları da üzerine alınabilir.
  • baba jo  (21.06.16 15:18:38 ~ 15:22:52) 
benim de aile durumum corc'un anlattığı gibiydi.
çocukken bana da kimse diretmedi inan ya da inanma diye.
sonra ben büyüdükçe 'doğru olan bu' diyerek inanmayı seçtim. inanırken de diğer insanları yaftalamadım aklı çalışıyor, çalışmıyor diye.

tabi bu benim ailede aldığım terbiye ile de alakalı olabilir.
  • mermize  (21.06.16 15:19:03) 
bizim kan bağı olan eş dost akraba müslüman oldukları iddiasında olsalar da bana bir yönlendirmede bulunmadılar. okuldan, mahalleden yönlendirenler, kendince korku salmaya çalışanlar da de köylü çapulcu cahil fakir tiplerdi, ciddiye almıyordum.

bir kere babama ya bizim mezhebimiz ne diye sordum, "sünni? sünni galiba?" demişti...

zaten otu boku sorgulayan biri olarak çelişkileri, gariplikleri, özgürlük sınırlayıcı sıkıntılı durumları bayağı erkenden fark etmem zor olmadı. iman denen şeyin ne olduğunu da çok geç öğrendim. zaten din de iman da bana göre değilmiş. sağlık olsun.

ama her zaman böyle olmaz. kimisi de atayiz propagandadan bıkıp müslümanlığa yönelebiliyor. en doğrusu rahat bırakmak bence. çocuğa tabula rasa gözüyle bakmamak lazım belki de. ne seviyorsa onu yapsın.
  • i ve been mistreated  (21.06.16 15:21:28) 
ailem bana bunu bir kere bile yapmadı. babaannem fısır fısır dua sayıklayıp bize daha ufacıkken dua etmemizi söylerdi, "babaanne allah her şeyi yaratmış ya e peki allah'ı kim yaratmış?" dediğimde "tövbe de" bilmemne tarzı cevap içermeyen yadırgamalardan beri gittikçe kendinden emin şekilde ateist oldum. ilkokul bittiğinde artık evrenin yaralı bir egosu olamayacağını da düşünür haldeydim.

ailemin eleştirdiğim pek çok şeyi olmuştur. ama sorularım hiçbir zaman geçiştirilmediği gibi nasıl düşünmem gerektiği asla söylenmedi. "neden şöyle? çünkü bilmem ne. neden böyle? sen neden olduğunu düşünüyorsun? neden öyle? neden değil? neden öyle? bilmiyorum." bu şekildeydi bizde.

bu tür kısıtlamalar bireysel hayatımda yapıldı daha ziyade. duygularımı değiştirmeye kalktıkları oldu ama düşüncelerime dokunmadılar.

çocuğuna bunu erkenden vermeye çalışan anne babalar vardır muhakkak. çocuk düşünmediği sürece onayladığı her şeyde bir yobaza dönüşür bana kalırsa.

not: 9 yaşımda "bence allah yok" dediğimde sınıf mümessili beni hocaya şikayet etti herkes içinde. o da "olur mu öyle şey, ney ayıp" diye beni azarladı. annem ve babamın da inanmadıklarını tam o zaman öğrendim sanıyorum, eve gidip onlara hocayı şikayet ettiğimde. beni şikayet eden arkadaş benimkine yakın olan evine benimle beraber dönerken sonraki bir sene boyunca başka bir arkadaşıyla beni inanmaya ikna etmeye çalıştı. bildiğin argümantasyon gerçekleşiyordu aramızda. dediklerimi mantıklı buluyor, ertesi gün yeni noktalarla geliyordu. "ama kuran böyle diyor" "e kuran zaten bunu söyleyen tek şey" bunu anlamıyordu mesela. "ama peynire bakarken de içindeki sütü görmezsin" ama yapan bensem görüyorumdur" anlamıyordu bunları. bu çocuk çok zeki bir çocuktu. ben programlanmanın diğer takımda çok beter olduğunu söylemek istiyorum. çocuğun anne-baba imajını da zorlamış olduğumu yıllar sonra algıladım.
  • godoşu beklerken  (21.06.16 15:40:41 ~ 16:07:10) 
Baba tarafım komple ateist (dedeler medeler, vb.), anne tarafım daha bir deist gibi ama bir felsefeye oturtmuş değiller. Çok da varmış yokmuş, umurlarında değil; "Allah varsa, iyi yani. Olabilir, olmayabilir; ne yapalım" ayarındalar. Bir de dede ve nineleri çok az gördüm. Anneannem ve annemin babası ben doğmadan ölmüşlerdi; baba tarafından dedem de ben çok küçükken öldü. Bir tek ağzı bozuk babaannemi birkaç kere gördüm ki, o da inançsızdı. Kapalı değildi ama başına yarım yamalak bir örtü takardı.

Büyürken garip şeyler yaşadım. Hiç evde din konuşulmadı. Kimse inanıyoruz, inanmıyoruz demedi; Allah'ın lafı açılmadı. Dünya tarihinde böyle bir şey yokmuş gibi büyüdüm. Sonrası travma oldu diyemem ama çok şaşırdığım dönemler oldu. Hiç din öğretmenim de olmadı mesela. İlkokul öğretmenim ateistti; ortaokulda din öğretmeni yoktu. Onun yerine Sosyal Bilimler ve Türkçe öğretmenleri girerdi. Onlarda da çoğunlukla Aziz Nesin, Muzaffer İzgü, vb. hikayeleri okutulurdu, sonra onları tartışırdık. Sadece ilk bir iki hafta dinle ilgili konuşulurdu. Lisede yine din öğretmeni yoktu son sınıfa kadar. Müzik öğretmenimiz din dersine girerdi ve klasik müzik eğitimi verirdi. Hafta sonu konçertolar olurdu. Dönem içinde iki haftada bir konçertolar olurdu. O konçertolara gittipimizde yoklama alınırdı. Kaç konçertoya gidersek o kadar yüksek not alırdık. Okul puanı ÖSS'de önemli olduğu için her konçertoya giderdik. Bir de bu hocaların hepsi sendikalılardı. Genelde müzik derslerinde okulun dertleri, toplum sorunları, vb. konuşulurdu. Son sınıfa doğru da test çözerdik. Bir tek lisede son sınıfta din öğretmenim oldu. O da "Bunlar ÖSS'ye girecek, test çözsünler" diye bırakmıştı bizi. Din derslerinde test çözerdik.

9 yaşına kadar dinle ilgili hiçbir şey duymadım. Karşı komşumuz kursa gittiğini söyledi. Biz de ne öğrendin diye sorunca "İmanın Şartları" yazılı bir kağıt çıkardı, onları okudum. Az çok orucu biliyordum sadece. Onu da pide ayı olarak biliyordum. Bir de bizim evde çok net Türkçe konuşulur; Arapça-Farsça kelimeler düzeltilir, babam kızar. O yüzden o kızın okuduğundan bir şey anlamamıştım. Başta iman ne demek onu bilmiyordum zaten. Hani, yarı İngilizce yarı Türkçe bir şey okusa anlardım ama anlamadım. Eve gelince anneme söyledim, o da "Kuran kursuna gitmiştir" dedi. Bir yandan da bulaşık yıkıyordu. Ben de baktım anlamadığım kelime sayısı artıyor, "İyi, peki" deyip konuyu kapattım.

İlkokul 4'te din dersinde Kelime-i Şahadet'ten not almıştık. Öğretmen sınıfta üç kez okuduktan sonra herkesten ezbere söylemesini isteyip not vermeye başladı. İlk başta ağladım, iki yanımda oturanlar biliyordu ama bir o kadar da bilmeyen vardı. Bana başlık bile bir şey ifade etmiyordu. Sıra bana gelene kadar ezberledim.

Ortaokul'da Tarih-Coğrafya hocasının girdiği derste de arada yarım saat ders kitabından bir şeyler okunuyordu. Orada "Hz. Muhammed son peygamberdir" diyordu. Bir arkadaş parmağını kaldırıp "Allah fikrini değiştirmiş olabilir mi?" diye sordu. Hoca "Allah fikrini değiştirmez" dedi. Arkadaş da "Fikrini değiştirdiyse nereden bileceğiz?" diye sordu. Girdiğimiz en dini muhabbet buydu. Orta 1'de gelen hoca ile hikayelerin arasında "Temiz olalım. Kimseyle dalga geçmeyelim. Yalan söylemeyelim." gibi daha çok ahlaka yönelik anlatımlar yapardı. Bir hafta temizlik konusuydu mesela. Temizlik nasıl yapılır, sabah kalkınca ne yapmalıyız, vb. vardı. Sonraki haftalarda "Kötü durumdaki insanlarla neden dalga geçmememiz gerek" gibi konuları işledik.

Bir de ben kitaplara meraklı olduğum için ders kitabından namaz diye bir şey öğrenmiştim. Bir iki kere elimi kolumu kaldıra kaldıra, toplam üç dua ile namaz kıldı. Evde kendi kendime namaz kılıyordum uyduruktan. Annem gördü, "Ne yapıyorsun" dedi, "Namaz kılıyorum" dedim. Sırıtarak mutfağa geçti. Birkaç kere kendi kendime namaz kıldım o şekilde. Sonra yaz geldi zaten, top oynamaya çıkmak daha çekici geldi. Hiç kimse inanmamız ya da inanmamamız gerektiğini söylemedi; öylece kendi halime bıraktılar.

Arkadaşlarımla yaptığım en dini muhabbet şuydu: 11-12 yaşındayken mahalledeki 7-8 çocuk oyun oynuyorduk. Konu bir şekilde Allah'a geldi. Bir arkadaşım "Bana Allah'a inanmayacaksın ama Matematik'ten geçeceksin deseler, bana uyar" demişti. Bir kişi "Matematiğe gerek de yok aslında" dedi. Bir iki kişi "Bana da uyar" dedi, bir iki kişi "Bana asla uymaz" dedi; ondan sonra da ne oynuyorsak ona devam ettik. 5 dakikayı geçmedi muhabbet.

Neyin ne olduğunu öğrenmem liseye dayanır. Belki arada küçük şoklar vardır ama hiç travmatik bir şey yaşamadım. Belki şu an unuttuğum bir şey vardır ama bulamadım. Şu an hatırladığım, 8-9 yaşında bir arkadaşımın Allah'ın her şeyi bildiğini ve gördüğünü, her yerde olduğunu söylediğini ve benim de onun üzerine bir süre banyoda üstümü çıkarırken çok çekindiğimi, Allah'a çok ayıp olduğunu düşündüğümü hatırlıyorum.
  • aychovsky  (21.06.16 15:40:57 ~ 16:06:13) 
"allah yok, din yalan" gibi bir eğitim verilmedi bana, ama bizim evde din eleştirilen, dalga geçilen bir şeydi. o kadar eskiyi hatırlamıyorum da 8-9 yaşlarımdayken babamın-dedemin haberleri, açık oturumları izlerken yaptığı eleştirileri, kendi kendilerine katılımcılara saydırmalarını, dindar akraba filan geldiğinde yaptıkları tartışmaları vs. hatırlıyorum. muhakkak etkilenmişimdir bunlardan. özellikle dedeme saygı duyduğumu hatırlıyorum çünkü. ortaokulda dalga geçerdim arkadaşlarla. lisede de din sınavlarında abuk-subuk, komikli cevaplar verirdim. neticede de bir dine inanmayan ve yaratıcı mevzuu ilgi alanına girmeyen biri oldum. şimdi tabii "keşke hacı dedem olaydı" diyorum, belki mutlu olma ihtimali daha yüksek biri olarak yetişirdim.


  • misterturist  (21.06.16 15:52:16 ~ 16:11:34) 
böyle allah yok diye yetiştirmeye gerek yok, dinden bahsedilmemesi gayet yeterli. dindar olması için mantığı gelişmeden önce yani yaklaşık 8 yaşından önce çocuğa dini empoze etmek gerekiyor, bu yapılmazsa zaten ateist ya da diyalektik materyalist olur. istisnalar vardır elbet ama hiçbir insan mantık dahilinde dini ya da ilahi bir güce inanmaz; istese de inanamaz. çocukluktan bilmemesi yeterli yani.
şahsi tecrübe ve görüşlerim bu şekilde.

  • tiny penny  (21.06.16 17:01:06) 
bir arkadaşımın babası koyu ateistmiş, öyle yetişmiş ama kendi ne-nasıl emin değilim.

ya aileler dinden hiç bahsetmeden yetiştirse bile arkadaşlar, çevre falan da çok etkili. Hele anadoluda bir şehirde yetişen çocuk hele bir de şimdiki elli tane din dersine bakınca... aile karışmazsa o çocuk lise civarında koyu müslüman olur, benim görüşüm bu.(en koyu dinciler, milliyetçiler vs. hep o yaştaki ergenlerdir bence) Bizde tek din dersi varken arkadaşlarımın bir kısmı dindardı ben pek takmıyordum ama arada cuma namazlarına gittiğim, cenabet olunca kendimi kötü hissettiğim falan oluyordu. Hep din eğitimi ve çevrenin etkisi işte. Üniversitede aştım bunları. Dediğim gibi şimdi çok daha fazla din dersi ve toplum baskısı var o zamana göre, şimdi çok daha fazla etkilenirler.

yumuşatarak din nedir ne değildir anlatmak lazım bence çocuğa.
  • rodriguez2  (21.06.16 17:16:21 ~ 17:17:56) 
bizim aile.

annem dinli bir insan.
babam pek sallamaz.
ben ve erkek kardeşim, babamın fikri basit geldiği için onu seçtik.
dolayısıyla, allah'a inanan fakat özünde iyi insan olduktan sonra ibadeti sallamayan bir babayı seçen iki çocuk olarak dinsiz olduk.

bizden 15 yaş küçük kardeşimiz haliyle anne ve baba yerine abla ve abisini örnek aldı.
sonuç itibarıyla;

-aşırı derecede hayvan haklarını savunan,
-lgbt bireylere laf ettirmeyen,
-bilime ilgili,
-kitap okumayı seven,
-ezberci eğitim ile ilgili öğretmenleriyle tartışan,
-hakkını yedirmeyen,
-sorgulayan,
-her soyut şeye karşı mantıklı ve elle tutulur argumanlar arayan,
-insanlara saygılı

çok tatlı bir insan oldu.
bu insan 13 yaşında.

bilmiyorum, ben onunla gurur duyuyorum.


erkek kardeşim ile ben ise din eksikliği hissetmedik.
aksine iyi ki bu şekilde yetişmişiz diyebiliyorum.
  • makarnacanavari  (21.06.16 17:18:19) 
Hep Ata ve Allah diye duyardım, 2sini 1 sanırdım.
Sorduğumda bizimkilere Allah diye değil de genel bir varlığı düşünmenin bizde yarattığı rahatlıktan vs bahsedip, kitapları inceden yerdiler.
Evde de kuran vardı kütüphanede, cinler minler diye minik beynimi yemişti arkadaşımın biri, ben de merak ederek cevabını o kitapda bulacağımı umuyordum.
Süslü otantik bir kapağı vardı, o yaşdaki çocuk için gizemler çok çekici.
Kitabı okurken babam elimden alıp 'yaşın bunun için erken ' dedi

Hiçbir dine inanca yakın hissetmedim, hiç takım tutmadım.
Ama inançlı olan insanlara özendim hep, onların birşeyleri vardı ve ben anlamıyordum.
Büyüdükçe ve yaşadıkça fikirlerim biraz değişse de herkesin hane aradığına inanıyorum, birileri, biryerler bir iş,
Dünyevi ve başka hayatlarda aidiyetlik bir çeşit.
Ve bunu bedelleriyle kabullenip senin için' iyi' olduğu inancını beslemek.
Bundan yok işte bende çok,
Karamsar değilim, gerçekçi değilim, kaderciyim de diyemem.
Benim kabullenişim insanlar üzerinden ve bu hane ve biriciklik hissetmek ihtiyaçları üzerinden de her din mantıklı geliyor.
Ve bana mantıklı gelen her olguyu kutsal kitaplarda da bulabilirim.
Haneyi korumak için yazılan, yol gösterici ve değerli bilgiler.
Eğer ailem dindar olsaydı, ben de olurdum.
Uyum sağlamak iyi hissettirir hep ( Kendi zamanının içinde )
Sıkıldığım halde herkes izliyor diye g.o.t izleyen bir insanım ben.
  • sadegazoz  (28.06.16 06:56:31) 
[]

gelmiş geçmiş en gerilimli savaş sahnesi değil miydi?

yoksa ben klostrofobik olmanın etkisiyle mi çok etkilendim, ne dersiniz çok gerçekçi değil miydi? böyle bildiğin kitlemişim kollarımı savaş bitince fark ettim.

-------------------
başlığa yazmak istemedim ama cevaplarda game of thrones spoylırı var.

 
Evet baya başarılıydı ama sonucunu tahmin edebildiğimiz için fazla stres yaratmadı. Sen biraz romantiksin galiba :D


  • agabel  (20.06.16 20:51:03) 
ben COK etkilendigimi soyleyebilirim, ki dizi-film yelpazemde cok fazla savas sahnesi var. atlarin su sahnede agir cekimdeki kosuslari: snag.gy ve sonrasindaki carpismalarla havada ucusan insanlar, jon'un tek plan sahnesi falan harikaydi. inanilmaz kareler.


  • hopeless  (20.06.16 21:08:20) 
evet yaa ama bence jennifer ölmemeliydi. yazık ettiler.


  • nathanieltroy  (20.06.16 21:08:40) 
hangi film bu?


  • mahone  (20.06.16 21:18:55) 
@agabel, sonuçtan öte sözlükteki hayvanatlar yüzünden sabaan köründe sözlüğe girip popülerde başlığı gördüm, ona rağmen baya etkiledi resmen. normalde film-dizilerden etkilenmem pek, o yüzden şaşırdım bi sorayım dedim ben mi abartıyorum diye.

@mahone, game of thrones-battle of bastards.
  • baba jo  (20.06.16 21:24:33) 
Ben Ramsay'e hayran kaldım, herif müthiş rol kesti, sonu da iyi bitseydi keşke. :(


  • i was made for you  (20.06.16 21:27:10) 
savaş sahnesi güzeldi fakat jon snow'un aptallıkları ve o kargaşada ölmemesi biraz saçma değil miydi? savaşın ilk sahnelerinde atlıların birbirine girdiği sahne ve sonrasında atılan okların hiç birinin gelmemesi vs vs.

bence ramsay daha fazla acı çekmeliydi en azından theon kadar çekmeliydi diye düşünüyorum
  • gilbeys  (20.06.16 22:02:58) 
@gilbeys, zaten oralara gelene kadar rickon'un çapraz koşamaması var, öeeh dedim. zaten diziye çok bağlı da değilim, bu sezonun alelaceleye geldiğini düşünüyorum ama hepsine rağmen içine aldı beni.


  • baba jo  (20.06.16 22:10:11) 
Ne gerilimi arkadaş, adamın üstüne yağmur gibi ok yağıyor bir tanesi bi sıyırır geçer en azından amk. Klasik hollywood aksiyon sahnesiydi işte.


  • noluyo yaa  (20.06.16 22:12:21) 
MÜTHİŞTi. BAYILDIM. bagıra bagıra izledim. hatta telefonda arkadasıma anlatırken tam olarak ' gelmiş geçmiş en ....... savaş sahnesiydi' cümleleriyle anlatmıştım.

edit: evet tabi ki mantık hataları vardı. ama o kadar etkileyiciydi ki onları göz ardı edebiliyorum.
  • yuvarlanantencereninkapagi  (20.06.16 22:13:44 ~ 22:15:44) 
@baba jo
ahhh sorma ya onu unutmuşum bak, ulan yeşilçamda cüneyt arkın kaçtane ok tan kurtuluyodu be hiç mi izlemediniz :)) o zaten en büyük saçmalıktı onu konuşmaya bile gerek yok.

  • gilbeys  (20.06.16 22:16:09) 
o okların tutmamasının nedeni bunu geri getiren ışık tanrılarının işi gibi, sanki galiba, efsunlamışlar bunu


  • selam  (20.06.16 22:22:29) 
duyurunun başlığına got spoiler filan yazsan iyi olur. ne hakkında anlaşılmıyor ve spoilerlar havada uçuyor. hiç olmazsa millet temkinli olur, spoiler almak istemeyen duyurunu açmaz vs..

yalnız bence de güzel bir savaş sahnesiydi, uğraştıkları çok belli. beni en çok etkileyen yığılan insan cesetleriydi. hani gerçek bir ortaçağ savaşına tanıklık etmedim ancak sahnelenen en gerçekçisi buydu sanırım. yani bence böyle bir savaşta yaşanacaklar böyle olurdu. beni tatmin etti.
  • air  (20.06.16 22:53:14 ~ 22:53:38) 
[]

amazon ürün iptali-para iadesi

YANLIŞLIKLA bir ürün almışım amazon'dan(fiyat kaç olucak şiping dahil onu görmek için gelip orada durmuştum nasıl oldu anlamadım asjkldas), telefonuma gelen "kartınızdan yapılan işlem" mesajını görür görmez götüm tutuştu. önce denizbank'ı aradım, habersiz işlem yapıldı dedim; hem kartı kapatıcaklardı hem de 1-6 ay arasında sürebilir ve olumsuz sonuçlanabilir dediği için ondan vazgeçtim, satıcıya iptal formu açtım. yarım saat olmadı satın alalı, bankayı arayıp o parayı vermeyin gavurlara desem daha hızlı mı olur, ya da diyebilir miyim böyle bişey? yoksa satıcının rızasına mı kaldım? amazon'un kendisi de değilmiş amuğa, dışarıdan bi tükan. sıkıntı çıkartır mı, paramı geri verir mi? süreç nasıl işler? :(
çocuğum benden habersiz almış dedim belki acır diye :/



 
Uzaktan satışta bizim ülkede bile koşulsuz iade var ise, amazon'da hayli hayli vardır.

Ürün iptal olur. Siz gerekli adımları izleyin sadece.
  • belkider  (20.06.16 16:26:33) 
amazon bu konularda sıkıntı yaşatmaz, sana tavsiyem amazon chat'le canlı görüşme yap.


  • funl  (20.06.16 16:31:47) 
Amazon üzerinden yapilan alisverislerde iptal durumunda cekilse bile geri yatirilir, eger gönderim yapildiysa, geri gönderildiginde, iadesi gerceklesir. Satici kim olursa olsun, amazon bunu sagladigi icin müsteri memnuniyeti sagliyor. Rahat ol. Iptal ettiysen siparisi, birkac is gününe geri yatar.


  • wiillii  (20.06.16 16:33:13) 
@wiillii, hemi de bikaç gün? :O
bi an panik yaptım, haklısınız hepiniz rahatladım teşekkür ederim. kur farkından bişeyler kazanırsam sakız alıcam size <3

  • baba jo  (20.06.16 16:37:25) 
Amazon dünya üzerinde seni bu konuda mağdur edecek son firma merak etme. Sakın bankayı arayıp işlemi ben yapmadım gibi bir beyanda bulunma yasal süreci araya sokman seni zararlı çıkartır. Sakin ol amazon ile görüş.


  • gozu acik sevisen yahudi  (20.06.16 16:39:12) 
Aga naptın? :) FBI'ı devreye sokmadığın kalmış. Help'ten Canlı Chat'e ulaş, "yanlışlıkla oldu, lütfen iptal edin" de anında ederler. Herkesin dediği gibi o ürün senin evine kadar bile gelse Amazon iade alır, adamlar mükemmel.


  • mimarbasi  (20.06.16 16:45:41) 
sevgili tomi bilhassa mail atarak "abi bizimkiler de öyle valla bu yeni neslin eline internet minternet vermiyceksin" diyip siparişimi iptal etti. çetteki kamila da "paran 2-3 güne yatar abicim, yaramazlara çok kötü davranma yapmışlar bi haytalık" diyerek cigerime su serpti. çok duygulandım bu sefer iptal etmemesine alıyorum!!


  • baba jo  (20.06.16 21:54:11 ~ 21:56:48) 
[]

bana menemenin aslında soğanlı olduğunu kanıtlayabilir misiniz?

şimdi biliyorsunuz bazı kendini bilmezler soğanı menemenin temel malzemelerinden sanıyor domates biber gibi. ben bunu kabul etmiyorum, hayatım boyunca soğanlı menemene denk gelmemiş olmamı kabullenemiyorum. aksini iddia edenler bana desin ki milattan önce 5. yüzyıla ait bulgular dönemin kezopotamya kralının mezarında domates biber ve soğan cücüğü karışımını ortaya çıkardı.

nerenizden uyduruyorsunuz böyle şeyleri ben anlamıyorum ki...


 
abi domates dediğin bizim bu taraflara 1800 lerden sonra geliyor aslında. ondan mezopotamya kralı zor bence:D

menemende soğan bence de olmaz. o tazelik ve kahvaltılık tadı yemeğe dönüştürüyor.

he soğanlı ayrı bir tat ama ben sevmem çok.
  • kurnaz  (19.06.16 00:33:07 ~ 00:33:48) 
tam olarak şuramdan.


  • Goddard  (19.06.16 00:35:31) 
@kurnaz, değiştirdim ulen, seni mi kırıcam!

ya lezzeti falan değil olay, isterse öylesini mişelinli lokantalarda dağıtsınlar; benim iddiam "bu mamanın orijinalinde soğan yok"tur. bana bunu yanlışlayın, ben bunu istiyorum.

arkadaşlar bu ciddi bi sorudur lütfen ciddi cevap verin de diyemiyorum ki...
neyse taam mecbur vericez tikleri.
  • baba jo  (19.06.16 00:35:57 ~ 00:38:00) 
menemen tek yöreye özgü bir yemek olmadığı için bence orijinali diye bir şey yok. o yüzden kanıt bulamazsınız.
ve soğansız sulu bişi oluyo, tatsız tutsuz bişi oluyo bence

  • red g  (19.06.16 00:46:46) 
kanıtlayamayız. çünkü menemen dediğin şey soğansız olur, soğan eklersen de başka bir şey olur. ayrıca sulu olmasın istiyorsan da ateşte biraz daha tutarsın ya da domatesini ona göre kullanırsın.


  • air  (19.06.16 00:52:22) 
geçenlerde ev arkadaşım soğanlı yapmış. önce biraz yedim, anlamadım neyin garip geldiğini. sonra fark ettim, yiyemedim. annem koymazdı, onun annesi de koymazmış. dolayısıyla ben de soğansız severim. bence bu işin bir kanıtı, kuralı yok. damak tadı ile ilgili.


  • mrsmoon  (19.06.16 00:52:27) 
valla bizim evde menemeni babam yapar, babam da diyarbakırlı, her şeyi soğanlı yapar.
ama egeliler soğansız yapar bence.
soğan iyidir soğan, bulgur pilavını da soğansız tatsız buluyoruz zati.
  • red g  (19.06.16 01:05:34) 
bu yaşıma kadar öyle şeyler öğrendim ki aslında öyle olmadığını bildiğim, dünyam yıkılacak sandım. "nasıl olur ya, hani böyleyken böyleydi..." dedikçe herkes ağız birliği yapmışcasına silip attı maziyi. tavuk dönerin üzerine default olarak ketçap mayonez sıkılan bi zamandan bahsediyoruz. tavuk eti ya. ketçapsız olsun demedin mi yandın. konudan biraz uzaklaştım ama hiçbir şeye körü körüne inanmamak lazım. belki de sen yanlış biliyor olabilirsin. ha, yanlış biliyosun diye menemeni artık soğanlı mı yiyeceksin? tabi ki hayır. o yüzden diğer fikirlere saygılı olup aynı saygıyı da onlardan beklemek lazım. çünkü biz "bakın jül sezar da kahvaltıda menemenini soğansız yediğini defaatle commentarii de bello civili eserinde belirtmiş." desek bu sefer soğanlı menemen severlerin kalbi kırılacak.


  • olutaklidi  (19.06.16 01:35:16) 
bana bunlarla gelin işte, sana helal olsun perihan!
göt olmuş olmam inanın önemli değil, hakikat tek amacımdı; şimdi rahatça karşı argümanlar üreterek soğanlı menemenin ne kadar iğrenç bişey olduğunu kanıtlayabilirim...
thestockmasters.com
  • baba jo  (19.06.16 02:05:13) 
menemende ne soğanı ya leş gibi. domatese soğan katıp kavurduysan üzerine biraz da et koy yemek olsun. menemeni hiç etme en azından.


  • bohr atom modeli  (19.06.16 03:39:30 ~ 03:39:43) 
Menemen kahvaltida mi yeniyormus? Ne duydum ne gordum.


  • alperz  (19.06.16 08:00:57) 
aslı nedir ne değildir bilmem de soğansız menemen benim kahvaltı keyfimi baya düşüren bir şey.

soğanlısına alışınca diğerinin tadı çok yavan geliyor. bir de menemenin sulusu daha makbul. sulu olacak, pul biberli. teşekkürler, öğle yemeğinde de menemen yapıcam şimdi.
  • patiska  (19.06.16 12:03:38) 
Benim bildiğim soğan konunca mıhlama oluyor.


  • i was made for you  (19.06.16 12:05:54) 
@i was made for you, konuya benden bile fransızının çıkması sevindirdi, çok yaşa!
@yaren güzel bi foşik üslup sergileyerek gönlümü kazandın, bunu savını tartışmalarımda kullanıcam, sen de çok yaşa.
@alperz reyizin ironi yapıp yapmadığının anlayamadığım için bişey diyemiycem, kendisini severim sayarım, ironi olmuş olmasını diliyorum o yüzden :/

neyse, damak tadı yerinde olan insan sayısının çok olduğunu görmek sevindirdi; varsın orijinali soğanlı olsun.
  • baba jo  (19.06.16 12:11:02 ~ 12:11:31) 
[]

magnum bozdu mu?

bademli bitti şimdi de antep fıstıklı ısırdım ablamdan; bişeyler eksik. böyle değildi sanki eskiden, hı?




 
Ben de sevmiyorum. Cornetto daha güzel geliyor, oysaki küçükken antep fıstıklı Magnum favorimdi. Neyse sonuçta ikisi de sütlü yağlı buz. Çok bir şey beklememek lazım.


  • Lim5  (16.06.16 22:54:13) 
minilerden al. baymadan bitiveriyor.


  • manuel mandalina  (16.06.16 22:59:11) 
Sadece şeker tadı geliyor bana. Bir de çabuk eriyor. Saçma ama eskiden daha geç erirdi. Çünkü sanırım eskiden daha yoğundu.


  • dissendium  (16.06.16 22:59:25) 
o değil de, vienetta çok bozdu :(


  • huznu gozlerinin arkasinda olan kiz  (16.06.16 23:02:22) 
geçen sene her gece alırdım kırmızı meyveli olanından, bu sene pek tat vermiyor bana da. aşırı şekerli geliyor.


  • anily  (17.06.16 00:24:31) 
Merhabalar,

Eskiden dondurma markaları büyük ölçüde süt ve pancar şekeri kullanırlardı. Talep arttığı için üretimi artırmaları ve bunu kısa sürede yapmaları gerekti zaman içinde. Bu sebepten süt tozuna ve glikoz şurubuna yöneldiler. Haliyle eski tatları alamaz olduk.
  • desdenova34  (17.06.16 00:40:02) 
[]

türkiye'nin en iyi işverenleri listesi 2016

www.greatplacetowork.com.tr

bu listede adı geçen firmaların herhangi birinde çalışmış/çalışıyor olan var mı? varsa düşüncelerinizi ve katılıp katılmadığınızı paylaşır mısınız?
diğerleri ise bu şirketler hakkında bildikleri/duydukları şeyleri söyleyebilir. burası yeterli örneği sunmaz biliyorum ama araştırmanın ciddiyetini merak ettim, ne kadar gerçeği yansıtıyor.

 
sahibinden
e&y bunları çok yakından biliyorum.

sahibinden'de maaşlar çok düşük, ortam da pek güzel değilmiş.
e&y nasıl o listede anlamadım bile :) maaşları düşük, mesai yükü çok fazla.
  • fakyoras  (09.06.16 12:23:46 ~ 12:24:10) 
bunların 2 tanesinde çalıştım fakat bence listede olmalarının sebebi internette gördüğümüz google kampüsü gibi ortam süper heyo ne kadar eğleniyoruz modunda takılanların yeri olduğu için değil.

microsoft hariç bu şirketlerde çalışanlarının yarısından fazlası çalıştığı yerden nefret ediyor. babasının şirketi gibi çalıştığı yeri sahiplenenleri zaten hiç anlamam.

fakat bu şirketlerde çalışmak güzel kazanç getiriyor, yan haklar vs iyi oluyor ya da cv'de ilerisi için çok büyük avantaj sağlıyor.
  • kafkef  (09.06.16 12:39:20 ~ 12:39:44) 
Decahtlon'u arkadaşımdan biliyorum deli gibi sirkülasyon olan kimsenin memnun olmadığı bir yer o da bıraktı gitti zaten bir süre sonra.


  • bay b  (09.06.16 13:02:34) 
- hilti muhteşem bir firma. hilti'ye sürekli üretim yapan bir firmayız ve kriterlerini sağlamak oldukça zor.

- novartis de akrabaların birbirini soktuğu bir şirket. tanıdığın olmadan girmen imkansız diyebilirim. kadınları çalıştırıyorlar ama çalıştırdıkları kadınları görmen lazım, anlatmama gerek bile yok. patatesi koy daha faydalıdır.
  • hakim oynayin dedi  (09.06.16 13:10:15) 
bu nasıl bir şişirme liste anlamadım.
sahibinden berbat.

  • seyduna6687  (09.06.16 13:17:47) 
e&y görünce doğrudan kolpa olduğunu anladım. e&y'un en iyi işveren olma ihtimali yok. Sıfır. 2000 tl maaşla kölesin. Bazen sen çok mesai yaptın git 1,5 ay tatil yap diyebiliyorlar ama sabah 4'te arayıp kalk ofise gel diyen şirket de yoktur herhalde.

Microsoft'ta maaşlar olağanüstü, insanlar çok güzel; büyük ihtimal sürekli birbirleriyle seks yapıyorlar. Yerinin etiler olması da trafik çilesini önlüyor.

Novartise iş görüşmesine gitmiştim, çok babacan bir insan kaynakları sorumlusu vardı. Ofis fena değil ama çok düz bir yerdi.
  • gates  (09.06.16 13:18:53) 
www.greatplacetowork.com.tr
Bu gibi ödüller iş yapılan/sponsor olan firmalara verilir. Körler sağırlar birbirlerini ağırlar. Linke bak ödüller kime gitmiş anlarsın.

  • rastinon  (09.06.16 13:25:36) 
Ben şahsen Türkiye'de iyi işveren ve mutlu çalışan olduğuna inanmıyorum. Bir kere ülkenin psikolojik durumu buna müsait değil. Her geçen gün artan bir sömürü düzeni var iş ortamlarında. İşsizlikteki artış da bunu tetikliyor tabi. Çalışma süreleri çok uzun, maaşlar buna göre düşük. Çok büyük bile olsalar, yerli firmalar bu sömürü mantığından uzaklaşabilmiş değil. Haketmeyen kişilerin yönetici pozisyonunda olması ve mobbing çok yaygın ayrıca. Yabancı firmalar ise ülkeye girdikten sonra türkleşiyor zaten. Yasalarda kendi lehlerine olan konuları çok güzel kullanabiliyorlar. Normalde kendi ülkelerinde yapamayacakları şeyler bunlar. Dışarıdan ne kadar iyi de gözükse, içine girildiğinde anlaşılıyor her firmanın esas olayı. Bu liste de belli ki şişirme ve gerçek dışı, ciddiyetsiz.


  • Thredith  (09.06.16 13:29:56) 
ben varım. personele anket gönderiyorlar (great place to work gönderiyor) çıkanb sonuçlara göre sıralıyorlar.

sorular da yöneticin seviyor musun fikrini özgürce ifade edebiliyor musun ik bik.

külliyen yalan bence.
  • kenarortay  (09.06.16 13:30:37) 
teb'in iyi olduğunu duymuştum bi tek


  • mutlu yillar sana  (09.06.16 13:59:50) 
[]

pass-ask-can't

bu kelimeleri nasıl telaffuz ediyorsunuz merak ettim.
pas-pes
ask-esk
kant-kent
(vurgu ve tonlama farklarını geçiniz, ağızdan çıkan ses olarak bakın)

bir kısmını a'lı bir kısmını e'li mi söylüyorsunuz yoksa tamamını aynı şekilde mi? aralarında herhangi birinin telaffuzunun nasıl olması gerektiğine kafa yordunuz mu, özellikle bir şekilde telaffuz etmek için uğraşıyor musunuz yoksa bir şekilde öğrendiğiniz gibi mi söylüyorsunuz?

 
pæs
æsk
kent daha iyi kant'ın başka anlamı da var.
  • cekilmis gayfe  (21.05.16 17:07:49) 
pas, ask, kant
ingiltere'den kalma alışkanlıklar :D

ask esk olabilir de pass ı pas olarak net duydum :D
  • passion rules the game  (21.05.16 17:12:06 ~ 17:12:55) 
bende de æ ilk ikisi. can't i de kent diye söylüyorum.


  • xenophobe  (21.05.16 17:34:29) 
[]

ups i-parcel incorrect address hatası

amazon'dan aldığım sipariş yola çıktığının 5. gününde, "Exported i-Parcel and in transit to country of destination" dedikten 1 gün sonra "Incorrect Address" uyarısı verdi ve 3 gündür herhangi bir hareket yok. adresi amazon'dan kontrol ettim, bi sorun görünmüyor. sadece; siparişi onayladıktan 5 dakika sonra adresi değiştirdim amazon üzerinden, yanlışlıkla ev adresimi vermişim iş olarak değiştirdim. amazon bi sıkıntı var demedi, acaba bundan mı çıkmıştır sorun?

başına böyle bişey gelen var mı, nasıl çözebilirim? teşekkürler


 
i-parcel, türkiye'de sürat ya da yurtiçi ile dağıtım yapıyor. bu iki firmadan birisi paketini alınca ref2 diye yeni bir takip kodu çıkıyor takip ekranında. o kod ile hangi firma aldıysa ordan takip edebilirsin.


  • battal gemalmaz  (20.05.16 10:15:49) 
pts.net 'ten sorgula bir bakalım


  • passion rules the game  (20.05.16 11:41:03) 
[]

dji phantom 3 görüntü sorunu

iş arkadaşım almış bundan, bana sordu ben de buraya sorayım dedim. belirli bir yükseklikten sonra telefona görüntü gelmiyormuş, normal mi diyor? bikaç anahtar kelimeyle deneyip bakındım google'a ama bulamadım net bişey, problem mi yoksa normal mi onu da anlayamadık çünkü. napalım nedelim, yardımcı olabilecek var mı?




 
başka telefonla deneyince sonuç?


  • theli  (17.05.16 13:45:52) 
bazen android versiyonlarında bile fark ediyor.
bir de litchi diye bir app var çok övüyorlar, belki o çözer sorunu. ama ben hiç denemedim, düşerse karışmam :)

  • passion rules the game  (17.05.16 13:52:44) 
Normaldir bende dji phantom 2 var 305 metreden sonra sinyal kayboluyor eve donus moduna aliyorum belli bir yukseklige gelince tekrar kontrolu ben aliyorum birkac farkli telefon ile denedim sonuc ayni telefonum ve kumandanin Wireless kapsama alani ile ilgili bir olay,dji ek aparatlar satiyor bununla ilgili onlara cok ihtiyac varsa bakabilirsiniz.ipad ile daha fazla yuksege cikiyor diye bazi yorumlar gormistum ama test etme sansim olmadi.


  • sealth  (18.05.16 11:22:34) 
[]

en çok reklamına rastladığınız ürünler-hizmetler nedir?

az önce dikkat ettim, tv'de galiba en çok banka reklamı dönüyor ya da bana öyle geliyor. hoşuma gitseler anlam vericem de, öyle bir durum yok. bankalarla sürekli bir işim de yok, algıda seçicilik de diyemedim. siz ne dersiniz?




 
ülker ürünlerinin reklamı aşırı derecede fazla.


  • Lola90  (15.05.16 22:08:47) 
unilever. Türkiyenin en baba reklam vereni.


  • rastinon  (15.05.16 23:12:33) 
ulker grubunun urunleri

bir de sabah saatlwrinde arka arkaya unilwver urunleri, adamlar resmen tum reklam kusagini kapatiyorlar

bu aralar en cok maltana reklamlarini sevdim, woody elinla ac elinla
  • exlibris  (15.05.16 23:20:04) 
Ben sanki sürekli ev reklamı görüyorum, buna takıldım bu arada, sürekli bilmem me evleri bilmem me inşaat.


  • turk kizi  (16.05.16 00:24:14) 
çare adblock :D

tv de izlemiyorum zaten. izleyeceğim programı/diziyi/filmi internetten izliyorum, reklamlara mağruz kalmıyorum.
  • air  (16.05.16 01:35:17) 
[]

yeni dolap aldım, rutubet olmasın istiyorum; napıyım?

oda rutubetli değil ekstra(duvarlarda küf müf bişey olmuyor mesela) ama gümbür gümbür hava akışı da yok; 1 ay piyasaya çıkartmadığım kıyafet rutubet kokuyor ve alerjim olduğu için o kokuyu alınca 2-3 saat hapşırıp duruyorum. bütün kıyafetlerimi baştan yıkmaya başladım dün, hepsini temiz koyucam içlerine; o yüzden öyle hemen rutubet kokmasınlar istiyorum.

şu yımırtaya benzeyen şeylerden gördüm ama işe yarayacak ya da pratik bir şeymiş gibi durmuyor, kullanan var mı?
www.indirdik.com

iki kilo devedikenini ısırgan özütüyle karıştırıp dolabın içine sür gibi pratiklikten yoksun geleneksel çözümlere pek açık değilim, "mucize rutubet giderici" bişey arıyorum yani.

100 liraya kadar çıkabilirim, gerçekten sıkıntı yaratıyor çünkü bana rutubet kokusu. asmalı bişeyler var mesela ama onlar sanki rutubet giderici değil de koku yayıcılar gibi. bu tip şeylerde kullanım tecrübesi olanlardan özellikle cevap rica ediciim, teşekkürler efenim.

 
bende de aynı sorun vardı. hem evimde hem dolabımda. kadıköyde yaşarken çok nem oluyordu. annem bana bu yumurtalardan gönderdi. hiç bir işe yaramadı evde. dolabın içine koymadım ama işe yarayacağını sanmıyorum. onun dışında kıyafetlerdeki kokuyu engellemek için www.bitenekadar.com şunlardan kullandım. işe de yaradı hem de çok. ama bunların kokusuz olanlarını bulman gerekiyor alerjin olduğu için. onun dışında kokusuz bir çözüm bilmiyorum. o yumurtalardan alma.


  • interview with the vampire  (13.05.16 09:28:05) 
O yumurtanın işlevi sıfır.
Şunlar güzel:www.hepsiburada.com

  • peggy  (13.05.16 09:55:02) 
bizim çamaşır kuruttuğumuz odada aynı sorun vardı. tavan kaç kere küflendi zor temizledik. çözümü şu tabletlerde bulduk:
www.sabanshop.com
kesinlikle tavsiye ederim. böyle teker gibi büyükcene bir şey, bunun şöyle
www.sabanshop.com
aparatı var içine yerleştiriyorsun. odadaki nemi çektikçe tablet eriyerek kutunun altına su olarak doluyor. sonra o suyu lavoboya döküyorsun. tablet tamamen eriyince sadece yedek tablet alıp gene aynı aparata koyuyorsun. tablet odanın m2 si ve nem duruma göre 1-2 ay gidiyor. bizim oda çocuk odası boyutunda 2,5 ay falan gidiyor genelde. koku rahatsız edici bir şey vs. kesinlikle yok. tabletin lavanta kokulusu falanda var sanırım ama biz kokusuz alıyoruz. biriken suyu gördükçe insan şaşırıyor.

edit: bence bunlardan alırsan küçük bir tablet(250gr) dolabın içine 500gr lıkta odaya dolabın üzerine falan koy. sonuçta küf falan görmesende odadaki nemden kaynaklanıyor dolabın rutubeti.

edit2: ayrıca direk sabanshoptan alabilirsin bir yıldır falan biz ordan sipariş veriyoruz memnunuz.
  • yue  (13.05.16 09:55:44 ~ 10:06:04) 
yue +1

ben de duyuruda gorup sabanshop'tan almistim. bunca zaman bosuna eziyet cekmisim, sahane bir sey. camasirlari yatak odasinda kurutuyorum ve oda kucuk oldugu icin bazi kalin giysiler zor kuruyor ve kururken kokuyorlar. bu nem emici tableti aldigimdan beri camasirlar kokmadan kuruyor kolayca. odadaki yuksek nemi de azaltiyor. bunun camasir askisi gibi asilabilenleri de var. yani giysilerin arasina asarsin. ama tekerden alirsan dolabin dibine koyabilirsin. o plastik kutuyu bir kere alacaksin zaten. plastigin bir ozelligi yok, sadece tekeri altta biriken sudan ayri tutmus oluyorsun.
  • jimicik  (13.05.16 10:10:06) 
[]

müdürle yardımcısı arasındaki maaş farkının standardı var mıdır?

özel sektör için soruyorum; yardımcısı müdürün maaşının şu kadarını alır diye genel geçer aşağı yukarı bir oran var mıdır? sektöre, kişilerin vasıflarına göre çok değişir biliyorum ama aşağı yukarı bişeyler oluşsun istiyorum kafamda. bildiğiniz müdür/yardımcısı maaşlarını paylaşabilirsiniz mesela, isterseniz sektör ve vasıf durumu da belirtebilirsiniz; teşekkürler.




 
biri 3 alıyorsa diğeri 5 alır kabaca


  • eindaclub  (12.05.16 09:48:08) 
çalıştığım şirkette maaşlar asgari ücrete göre hesaplanıyor.

şefin maaşı asgari ücretin %600 fazlası, ondan sonraki sorumlu baş mühendisin maaşı asgari ücretin %500 fazlası. 1000-1500 tl arası fark var yani burada.
  • ufukcel  (12.05.16 09:50:21) 
bizde 500 lira fark var. 5 liraya 4,5 lira alıyorlar.


  • cekilmis gayfe  (12.05.16 09:51:47) 
[]

şarkı söylemeye başlamak/transpoze

sesimi çok çirkin bulurum, o yüzden 8-9 senedir gitar çalmama rağmen hiç çalıp şarkı söylemeye çalışmadım. kayıtlarda çok kötü çıkıyor ve bu konuda yeterince objektif olduğumu düşünüyorum. gel gelelim, sesi eğitmek diye bir şey olduğunu biliyorum ve bu uğurda kendi çapımda elimden neler gelir bilmek istiyorum. şan dersi aklımda var ama şu an için bir seçenek değil ne yazık ki.

benim ilk etapta yapmak istediğim şey şarkıları kendi söyleyebildiğim tona indirgeyip oradan yürümek. aklıma gelen ilk yol şu: şarkıyı olabildiğince zorlanmadan söylemeye çalışıyorum ve o şekildeyken tuner vasıtasıyla girişte hangi notayı vurduğumu tespit edip şarkıyı o notaya göre transpoze ediyorum. daha doğrusu böyle yapacağım, fikrim bu. kolay yolu bu mudur, şöyle yap diyeceğiniz bir şey var mı transpoze konusunda; ya da yanlış yolda mıyım?

bu arada niyetim artis olmak falan değil, kendimin tahammül edebileceği kadar doğru söylesem yeter bana. ilham geldi de, kaçmadan şeedebilirsek çogiyi olur :/

 
Bi de soyle dusun olay sadece tonu yakalamak degil sarki soylerken asil onemlisi ses rengin yani bildigin sesinin guzelligi iste. Sesini kullanmayi ogrensen bile biraz o kayitlarda duydugun tahammul edilemeyen ses degismeyecek ne yazik ki.


  • floydian  (10.05.16 19:55:08) 
www.youtube.com

Bunu izlemeni tavsiye ediyorum.
  • i was made for you  (10.05.16 19:56:23) 
@floydian, sesimin kötü olmasını aştım ben zaten, şarkıyı doğru okuyabilirsem bana yetecek.


  • baba jo  (10.05.16 19:56:49) 
@i was made for you, çok güzel başladı, aha dedim teknik falan gösterecek; kişisel gelişime bağladı. söyledikleri şeyler doğru ve ben de söylediklerini yapacağım ama benim sesimin kötü olduğunu düşünmemle sorunum yok. eğer bunun doğru okumakla ilgisi varsa ben de sesimin kötü olduğunu düşünmüyormuş gibi yapabilirim ama sanki doğru okumaya başladığımda zaten kötü gelmeyecekmiş gibi geliyor bana, yani en azından duymaya tahammül edebileceğim. ama teşekkür ederim, diğer videolarına bakacağım, eminim teknik da gösteriyordur; şirin bi ablamıza benziyor zaten.


  • baba jo  (10.05.16 20:08:13) 
Ben ücretli dersine kaydoldum, bayağı kapsamlı bir şey ama ücretsiz videoları da güzel, yardımı olacağına inanıyorum, dediğin gibi çok şirin biri.


  • i was made for you  (10.05.16 20:10:27) 
ya salla ses güzelliğini, o bizim bileceğimiz iş. üzerine şarkı da yazacaksan o söylediğin şeyi çoğu zaman yapıyorsun zaten sanırım yoksa 4 oktavlık sesin bile yetmediği şeyler yazılabilir herhalde :D, bir de yanlış hatırlamıyorsam, çılgınlar gibi solo atan bir arkadaş aynı aralıkta olmasa da aynı dizilimi çaldığının bir oktavın tam katı olacak şekilde alttan ya da üstten okumanın sırıtmayacağı gibi bir şey söylemişti sanki, tam hatırlayamıyorum ama sonuçta pitch ile tone farklı sen kendi piçini bulcan tonun da o olacak, şarkının yazıldığı ton değil o yani. (gitarist değilim bu herbokologluk çeşit çeşit konuşkan arkadaştan geliyor, ben de farklı şeyler söylenince seviyorum dinlemeyi, bazıları benim sorularıma cevaptı hatta)

sen teknik bilgileri buradaki bilgililerden al da bil ki başkalarının iğrenç sesli dediği ne çok insanı dinliyoruz özellikle rock gruplarında, bazı parçalar çirkin ses istiyor bir kere :) tom waits'in sesi öyle olmasa kim dinler mesela. duygu vericen, kendini cesaretlendir biraz. şan dersi sesini manipüle edebilmene yarayacağından ve daha çok ifade yakalayacağın için önemli ama, al gitsin işte.
  • godoşu beklerken  (10.05.16 20:19:50 ~ 20:21:00) 
@godoşu beklerken, okumanın sırıtmaması sorun değil de, benim okuyabilme kapasitemin sınırlı olmasından mütevellit transpoze çabalarındayım. şarkıyla alakası olmasa bile ben zorlanmadan doğru notalara vursam bana yetecek, zaten şarkı çalışırken sözlerle değil her vuruşun kendi notasıyla "vuu" diyerek çalışıyorum. nota geçişlerinde sesimi yettirebilmek ilk amacım oluyor mesela, o yüzden gamda bir oraya bir buraya yatan şaşkın olmayacak şarkılar tercih ediyorum.

zaten ilgim rock müzik türlerine olduğu için biraz kalkışır gibi oldum bu işlere, doğru okusam sevdiğim bissürü şarkıya eşlik edebileceğim; o yüzden çirkin sesim bi boka yaramaz demiyorum. gerçi yarar da demiyorum da, en azından sevdiğim şarkıları söyleyebilmek istiyorum. öz çaba yoksunu bir vatandaş olarak işin sonu bi öğretene dayanıyor zaten ama ne bileyim işte; belki biri çıkar da "kardeş şöyle şöyle yapınca oluyor" der diye bekliyorum belki de.
  • baba jo  (10.05.16 20:46:22) 
[]

çok acıkmadan erken yemek mi, acıkmayı bekleyip geç yemek mi?

öğlen 12'de yediğim yemekten sonra karnım 9 civarı acıkıyor ama 11 buçuk gibi yattığım için o saatte yemek yememeye çalışıyorum, ne kadar geç o kadar kötü diye düşünerek. ama acıkmadan yiyince de sanki fazladan yiyormuşum gibi hissediyorum, bi de sabah kalkınca aç oluyorum ve kahvaltı niyetine 2 poğaça yemek zorunda kalıyorum.

acıkmayı bekleyip 9 gibi mi yiyeyim yoksa geç olmasın, 6-7 gibi iyidir mi? çok acıkınca tokken yediğimden daha fazlasını yiyorum bi de.


 
Yatmak için minimum 1 saat bekleyeceksen eğer istediğin saatte yemek yiyebilirsin. Geç saatte yemek yemek sağlıksızdır kilo aldırır gibi bir olay yok; sistem çalıştığı için her zaman enerjiye ihtiyaç duyar. Bu enerjiyi istersen aç kalarak yağlardan temin edersin istersen yemek yiyerek. Sana kalmış.


  • angelus  (09.05.16 19:38:12) 
@signore, metabolizmam yavaş çalışıyor; 1 kase çorba, bi porsiyon sıcak yemek, 1 porsiyon pilav, arada tatlı yiyorum, ekmek salata falan yok. zaten sorma sebebim de bu biraz, metabolizmam yavaş çalıştığı için normal insanın 1 saatte yaktığını ben daha uzun sürede mi yakıyorum, öyleyse çok geç yemeyeyimdi. gerçi bu hızlanmış hali, günde tek öğünle yaşadığım dönemler de olmuştu.


  • baba jo  (09.05.16 19:42:14 ~ 19:43:47) 
hocam bu kadar az sıklıkta yemek yediğiniz için metabolizma bu kadar yavaşlamış olabilir. daha sık yemeyi yemeyin. Mesela öğlen pilav yemeyin. onun yerine aksam 3 de yoğurt yiyin. Aksam 7 de yemek yiyin. 9 da bir avuç kuru yemiş yiyin. daha da birşey yemeyin. O kadar süre bir şey yemiyor olmanız hiç sağlıklı değil


  • zimbirik  (09.05.16 20:08:00) 
@zimbirik haklısın ama öyle yapmaya başlayınca 5 kilo aldım. acaba metabolizmam hızlanıp rayına girerse sonra verir miyim diye düşündüm ama yok, 2 aydır aynı kilodayım veremiyorum. sporla desteklesem olucak belki ama hem motivasyonum yok hem de maddi önceliklerim arasına alamıyorum. gerçi illa salona gitmeye gerek yok biliyorum ama dedim ya, motivasyonum yok; denedim ama olmadı, dambıllar duruyor öyle.


  • baba jo  (09.05.16 20:15:48 ~ 20:16:40) 
Erken ye. 2 saatte katı gıdayı adam akıllı sindiremezsin. Kalkınca da poğaça falan yeme.


  • arnold schwarzeneger  (10.05.16 10:14:51) 
hocam bi de ben kahvaltı yaptığınızı düşünüyorum ama. İlk yediğiniz öğün saat 12de olan değil değil mi. Birde bu yediğiniz düzene ek öğün eklerseniz kilo almanız doğal. porsiyonları küçültüp ek öğün eklemeniz lazım.

Uyandığınızda aç olmanızdan daha doğal bir şey yok zaten. kahvaltı bunun için var. Ama kahvaltıda poğaça yemek gerçekten çok sağlıksız. birde uyandıktan sonra 2 3 saat yemek yemiyorsanız metabolizmanızı hızlandırmanız çok zor zaten.
  • zimbirik  (10.05.16 13:53:35) 
@zimbirik, kahvaltıda bişey yememeye çalışıyorum, 6.40'ta kalkıyorum 10'a kadar çok acıkmıyorum genelde ama 10'da açlık bastırıyor, 12'ye kadar bekleyebiliyorum akşam geç yediysem. akşam erken yiyince ertesi sabah 8 gibi karnım acıkıyor, çok erken kalktığım için düzgün kahvaltı yapacak zaman bulamıyorum, kahvaltı yapabilmek için yarım saat daha erken kalkmak zulüm :/ bi de kalkınca hemen açlık hissetmiyorum zaten.

ne emmeye ne gömmeye geliyorum, farkındayım :(
  • baba jo  (10.05.16 14:00:28) 
kahvaltıda bir şey yememeye çalışmak başlı başına çok büyük bir sorun. Kendinize iyilik değil çok büyük bir kötülük yapıyorsunuz. şimdi kahvaltının önemi ile ilgili konuşmaya gerek yok her yerde yazıyor.

Ama kahvaltı yapmadan metabolizmanızı hızlandıramazsınız. O yüzden bu kadar yavaşlamış demekki metabolizma. Çünkü 7 saat acıkmamak çok ciddi bir süre. Normalde Katı beslendiğinizde mideniz 5 saatte tamamen boşalıyor. Sıvı da tükettiyseniz daha erken. yani sizinki yaşam şeklinizden dolayı ciddi durumda berbat olmuş. İlerki yaşlarda çok sıkıntı çekersiniz.

İnternetten hızlı ve sağlıklı kahvaltılıklar aramanızı öneriririm. Ve de kolay ara öğünler, bir avuç kuru yemiş olur, bir porsiyon meyve olur, yoğurt olur, çeşitleri araştırabilirsiniz.

Malesef size söyleyeceklerim bu kadar. zaten biraz olsun alışkanlıklarınızı değiştirirseniz etkisini görürsünüz.
  • zimbirik  (10.05.16 23:09:57) 
[]

durup dururken eve pasta alır mısınız?

herhangi bir kutlama haricinde evinizde pasta yenme sıklığı nedir?




 
hep canım ister ama asla almam. sıfır yani.


  • trajikomix  (07.05.16 23:51:15) 
Bu aksam gelirken aldim,cok fena cok,cilekler kremalar.alirim haftada bir,

Basina spoiler yazsaydin gece milletin canini cektirip gunaha girmeyelim.
  • cizgilipijama  (07.05.16 23:51:47) 
canım istedikçe alırım, sıklığını bilemiyeceğim.


  • kuzey li  (07.05.16 23:52:38) 
anamın evinde kola bile içmiyoruz ama kendi evimde kendimi şımartmak için alırım arada pastaneye yolum düşerse.


  • olutaklidi  (07.05.16 23:53:08) 
Ayda 2-3.
Annem ve yeğenlerim seviyo, ben de seviyorum.

  • manuel mandalina  (07.05.16 23:53:20) 
Almadım hiç öyle.


  • bigbadabum  (07.05.16 23:55:31) 
kutlama ve dogum günlerinde alinmaz, dogum günü kutlamiyoruz da, eskiden random zamanlarda alinirdi.

oldukca uzun süredir hic alinmiyor.
  • portmanto  (07.05.16 23:56:42) 
Cheese cake alıyorum ben . A101 de cok güzel cis kek ler var


  • buffy de vampir sayılır  (07.05.16 23:59:03) 
geçende yapmaya calıstım evde başaramadım rezil oldu. gittim ufacık bişi aldım. ondan önce kim bilir kaç ay öncesiydi. harbi ya pasta o kadar güzel bişi iken neden az yeniyor vay anasnı güzel tespit.


  • noisette  (07.05.16 23:59:13) 
@buffy, bim'imkinden güzel mi? bim'imki kötü de bence.


  • manuel mandalina  (08.05.16 00:07:44) 
Annemle beraber 2-3 haftada bir yapıyoruz. Anne kız etkinliği gibi. Orta boyutlarda yapar süsler yarısını komşulara dağıtırız yarısını da biz yeriz.


  • jazzabel  (08.05.16 00:16:30) 
kutlama harici hiç almayız.


  • dedi ve gitti  (08.05.16 00:34:17) 
Eve kutlama varken de pasta almıyoruz ki. Çok uzun zamandır yaş pasta görmedim.


  • aychovsky  (08.05.16 01:03:39 ~ 01:04:04) 
çok sık olmamakla beraber alırım hatta mum alıp üflerim.


  • dedim ben sana  (08.05.16 01:08:55) 
Bimden pasta keki ve süt baska bi yerden dr ötker krem santi ile fakir pastami yapiyorum ben. Yani eve pasta almiyorum.


  • fatih baker  (08.05.16 05:26:32) 
biminkini yemedim ama a101 den limonlu ve frambuazlı aldım, limonlu baya güzel, frambuazluyu henüz yemedim. tavsiye ederim limonluyu :)


  • buffy de vampir sayılır  (08.05.16 16:04:03) 
[]

hotmail'de bissürü kişiye mail atma ama alıcıların birbirlerini görmemeleri

bcc diye bişey var ama onda alıcı bcc'yi göremiyor sanırım, dimi? ben istiyorum ki alıcıdakiler o mail bitek kendilerine atılmış sansın. bunun yolu yoksa "tek maili birden farklı adrese birden farklı mail olarak ama tek tuşla atsın" olayına da varım. napak?




 
Maili kendinize atin. Bcc ye digerlerini koyun.


  • jonturk  (06.05.16 21:27:52) 
bcc yapak.


  • lifeframe  (06.05.16 21:28:36) 
bcc'dekiler alıcı olarak bitek kendilerini mi görmüş olucak, direkt onlara atılmış gibi? bcc olanlar o mailin bcc'li atıldığını görmüyor mu, bitek alıcı kendine atılıyor sanmıyor mu?


  • baba jo  (06.05.16 21:31:11) 
Hayır, bcc atarsan alıcılar bcc atıldığını anlar. çünkü kime bölümünde sadece senin mailin olur.


  • himmet dayi  (06.05.16 21:35:25) 
@dayı, bcc atınca alıcılar anlıyorsa bcc atmamızın manası ne oluyor onu şeedemedim? :/ bcc'ler kendilerinin bcc'de olduğunu anlıyor mu yani?


  • baba jo  (06.05.16 21:42:00 ~ 21:42:19) 
Mail merge ile tek tek gönderin.


  • babilbaligi  (06.05.16 21:51:54) 
gönderen: ******* <****@***.com>
alıcı: Recep tayyip erdogan <XXX@ZZZ.com>
bcc: ASDF@QWERTY.com

birisi baskasina mail atarken seni BCC lediginde gelen mail boyle oluyor. Aynisini sana gondermis gibi olmuyor.

Google apps.
  • eksi sozlukte eksiyen adam  (06.05.16 22:51:08) 
[]

çeviri sorularına cevap verme-vermeme

belli başlı yazarların mütemadiyen çeviri sorusu sorduğunu fark etmişsinizdir. bu sorulara cevap verme aşamasında "bu da hepsini buraya soruyor yav" düşüncesi geliyor mu aklınıza? geliyorsa sonraki eyleminiz ne oluyor; salt yardımseverlik duygusuyla hareket edip bildiğinizi çeviriyor musunuz, yoksa ne çeviricem diyip yapabilecek olsanız bile çevirmemeyi mi tercih ediyorsunuz?




 
Geçen yaz bol vaktim varken hepsine cevap yazıyordum dilim elverdiğince, şimdi vaktim olmadığı için cevap yazamıyorum. Ancak soru soranlara karşı olumsuz bir yargım olmuyor, ya da kötü niyet sezmiyorum. O an yorgunluktn 1 cümlede takılıp kalmıştır vs. olabilecek şeyler.

Ama kocaman paragraf filan varsa ve mail yoluyla iletişim, resmi yazışma vs değilse oturup uzun uzun çevirmem, işine gelmeyen çevirmez zaten. Yardım etmek isteyen yine ediyor, olumsuz bir taraf görmüyorum ben.
  • neferkitty  (03.05.16 23:26:56 ~ 23:28:16) 
bu sira bakamiyorum ama bir ara -dedigine gore- isi cevirmenlik olan biri gunasiri kompleks paragraflar soruyordu, ona laf etmistim.


  • common of demons  (03.05.16 23:48:55) 
Anliyorsam ceviriyorum ama kısa olanları ceviriyorum. Paragraf paragraf yazanlara bakmiyorum, useniyorum. Yazarina da dikkat etmiyorum.


  • damdanakan  (03.05.16 23:49:02) 
geçen bi tanesi metnin fotoğrafını çekip koymuş mesela, yazmaya bile üşenmiş, öylesi de var.


  • theconqueror  (04.05.16 00:17:52) 
sürekli çeviri soranlara pek sıcak bakmıyorum açıkçası. belli ki karşılığında ücret aldıkları bir şey. en azından "iş" bellemişler. bir sorarsın iki sorarsın da yani bu kadar spesifik bir konu için duyuruya 5000 tane soru sorulmamalı bence. "la sie bebe her gün 50 tane duyuru açan ben miyim" diyebilirsiniz ama ben şimdi buz hokeyiyle ilgili bir şeyi hfboards'a soruyorum mesela duyuruya değil. eminim tercümanların takıldığı, bu dil işlerinin halldildiği bir forum/ortam vardır. her gün 50 kere çeviri sorusu sorman gerekiyorsa bunu oraya sorarsın. duyuru'dan çıkmıştır artık o.


  • der meister  (04.05.16 00:18:01) 
ceviri sorusu soranlar adam degildir mi diyorsun.


  • partizan  (04.05.16 00:18:10) 
kimin neyi kaç kere sorduğuna takılmıyorum.

neredeyse hiçbir çeviri sorusuna da cevap vermiyorum ama bunun nedeni sürekli sorması değil ya da ''arasın kendi bulsun ipne'' şeklinde bir motivasyonum yok. sadece zor geliyor artık, bir de çoğu zaman karşılığını bulamıyorsun. birkaç yıl önce öyle karşılıksız epey uzun bir çeviri yapmıştım burada. zamanım vardı, yaptım. neyse, herif bir sağol bile demedi ya, onu geçtim tik atmadı cevabıma :D ben zaman ayırdım saçma sapan bir şeyin çevirisini güzelce yaptım adama, adam dönüp bakmaya tenezzül etmedi.

öyle işte çeviri hatası yapan olursa ya da tavsiye vermek için filan cevap veriyorum artık.
  • air  (04.05.16 00:28:56 ~ 00:30:12) 
Zamanım oldukça çevirmeye çalışıyorum ama bu ara biraz kesat. Art arda soruda bir sıkıntı yok bence, o çalışması zordur ve yardıma ihtiyacı vardır; çaresizdir, yardım edilir, ne olacak. Benim dumura uğradığım tek bir durum oldu: Onda da 4-5 satırlık İspanyolca bir paragraftı, niş bir konuydu, zorlana zorlana ve bir arkadaştan da 'Doğru mu yaptım' diye sorarak çevirmiştim. Peşinden özel mesajla 4 sayfa daha gelmişti. Çevirmemin imkanı yoktu, o kadar zamanım yoktu zaten ve 4 sayfayı görünce afallamıştım. "Kaz buldu, yolsun tabii" demiştim ama durumunu anlattı ve gerçekten zor durumdaydı. 1-2 saat elimizden geldiğince birlikte uğraştık, artık ne kadarı olduysa. Demek istediğim şu ki, bazen üşengeçlikten değil, zor durumda kalmaktan böyle şeyler yapmak zorunda kalabiliyorlar. Sorularda nick'lere hiç bakmıyorum, bazen cevap güzel veya trollse "Aaa, kimmiş ki" diye bakıyorum. Dolayısıyla "mükerrer duyuru" değilse, çok soru soran biri için yardım edebilmem, tamamen o an zamanımın olup olmamasına bağlı.


  • aychovsky  (04.05.16 08:41:42) 
sürekli çeviri sorup bir de tiklemeyenlere cevap vermiyorum özellikle.


  • interview with the vampire  (04.05.16 08:57:51) 
[]

4g'ye geçtiniz mi?

ben geçmedim çünkü hattın sahibi değilim, sahibi uzakta. siz niye geçmediniz?




 
telefonum* 4g desteklemiyor, bir de şirket hattı olduğu için sim kart değiştirmekle uğraşmak istemedim.


  • inheritance  (22.04.16 10:27:56 ~ 10:28:22) 
Üşendim.


  • jazzabel  (22.04.16 10:34:40) 
Beleş internet veriyorlar diye, hem de bi neymiş diye bakmak için sim kartını değiştirdim ama 4g'yi kapalı tutuyorum gün içinde. Çok şarj yiyor çünkü.


  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (22.04.16 10:35:55) 
boyle isimi goruyom zaten. gecmek icin once 4g nin ne oldugunu ogrenmem fln gerek, ona useniyorum. zaten telefonum da cok dandik. 4g olsa ne yazar 1g olsa ne yazar..


  • jimicik  (22.04.16 10:36:25) 
geçmedim, gerek duymadım. bi yandan da sim kartı değiştirmeye üşendim


  • sta  (22.04.16 10:36:51) 
geçtim ama şarj mevzusu yüzünden kapalı tutuyorum. zaten bulunduğum yerde edge bile zor çekiyo.


  • rayde  (22.04.16 10:44:38) 
@douchebag; internet hızın yükseliyo, beleş, üzerine internet paketi falan da veriyolar.


  • baba jo  (22.04.16 11:00:55) 
Tam olarak arastirmadim ama sunu duydugum icin gecmedim"ne kadar hizli o kadar seri paketten yer" diye birseydi.. Ve suan icin gerekte yok. Uzayda üs kurmuyorum nasilsa alti üstü bi whatsapp ve burada takiliyorum.


  • Karaliktaki Hayalet  (22.04.16 11:12:23) 
Turkcell kullanıyorum, arkadaş Beşiktaş merkezde bile kimi zaman zar zor çekiyor, habire 3g-4g arası gidip geliyor, konuşurken bu ana denk gelirsen "aloo, aloeaaa" diye bağrışıyorsun karşındakiyle. Henüz erken gibi, ayarlardan 3g öncelikliye dönüş yaptım, rahatım.


  • diabolus79  (22.04.16 12:25:15 ~ 12:25:54) 
geçtim, çok da memnunum. türk telekom sporluyum. kullanım alışkanlığım değişmediği için aynı kota ile (4gb) idare edebiliyorum. şarj açısından olumsuz bir şey göremedim diyebilirim ama bulunduğum yerlerde hep full lte sinyali alabiliyor olduğu için olabilir.

3g'de iken de gayet hızlıydı fakat lte olunca ping süresi bariz biçimde düştüğü için surf yaparken çok daha fazla keyif veriyor, mal mal beklemiyor alet.

4g'ye geçmek için hat sahibine ihtiyacınız olmamalı, online işlemlerden yapabiliyor olmalısınız.
  • orient blue  (22.04.16 13:39:56) 
geçtik


  • porn star  (22.04.16 13:43:07) 
Gereksiz.


  • ThomasJefferson  (22.04.16 13:44:26) 
Geçtim, tek yaptığım mesaj atmaktı.


  • i was made for you  (22.04.16 13:46:06) 
sim kartı aldım telefonum da destekliyor ama geçmedim.


  • uuth  (22.04.16 13:52:49) 
hayır şarjı çok yediği için 3g'de kullanıyorum. zaten internetten 4k video izlemediğim için 4g'ye de gerek yok.


  • master of code  (22.04.16 13:55:07) 
Sim kartı da telefon da uyumlu ama geçmedim. Gerek duymuyorum.


  • köstebek kurabiye  (22.04.16 14:40:53) 
[]

Istiklal'deyim acil

Djarum almaya geldim bitmiş çiçek pasajının girişindeki yerde. Bildiğiniz başka biyer var mı satıldığı? Djarum bilmiyorsanız tobacco shop ya da free shop ürünlerinin satıldığı yerler de olur. Dikkatinizi suistimal ettiğim için bağışlayın...




 
yüzün ağa camiiye bakacak şekilde, ağa camii ve demirörenin ara sokağından dal içeriye.
taksi durağını görene kadar devam et
kafanı sağa çevir köşede yemen kahvecisi var. tütün ürünleri satıyor.
git bi çay iç, istediğin ne varsa al :)
  • mrtkbl  (18.04.16 17:46:24) 
atlas'ta yok muydu yau? hemen karşısında, bi sorun isterseniz


  • mula  (18.04.16 17:50:03) 
İkisinde de yoktu :( napıcam ben şimdi :(


  • baba jo  (18.04.16 18:19:36) 
mis sokak'tan gir. asagi dogru yuru biraz, sola don. bi tane tekel gorcen sagda. onun ust katinda var bi tutuncu-kahveci gibi bi yer. orda olabilir belki.


  • hopeless  (18.04.16 19:26:04) 
@hopeless, buldum neyse ki sağol. buldum ama sorduğum ONÜÇÜNCÜ tobacco shopta buldum. galata pera asmalı derken elit bebe sigarasını bulabileceğim elit bebe mekanı cihangir'de bile bulamıyodum az kalsın; her çeşidi var mentolü yok amuğa! dandik köşe başı tekelinde buldum...


  • baba jo  (18.04.16 20:33:54 ~ 20:34:17) 
karanfilli olanını tercih ediyorum ben, mentollü çok baskın oluyor :)


  • mrtkbl  (18.04.16 21:04:03) 
[]

farklı kimyasalların aynı kokuyu ortaya çıkarması mümkün mü?

peynirli doritos çorap kokuyor ya mesela, bunun sebebi minimum seviyede de olsa aynı bakterilere sahip olmaları mı yoksa tamamen farklı kimyasallar bir araya gelince çok benzer kokuları oluşturabilir mi? öyleyse bunun bir matematiği var mıdır, bir şeyin kokusu belirli bir amaç için manipüle edilebilir mi?




 
ben de bir örnekle katkıda bulunayım. yurtiçi kargo poşetlerinde çikolatamsı bir koku oluyor.


  • lazpalle  (16.04.16 11:23:27 ~ 11:23:44) 
aynı kokuyu bire bir çıkarma ihtimali çok zor ama standart bir insan çok farklı şeylerden aynı kokuyu alabilir.

kokunun matematiği ilginç bir sorgulama olmuş. koku biraz öznel bir kavram olduğu için matematiği olacağını sanmıyorum. burnun içindeki mukusların dahi insanın aldığı kokuda etkisi var.
  • victum  (16.04.16 11:30:21) 
İnsan burnunun koku seçme eşiği ile de alakalı olabilir.


  • utkumon  (16.04.16 11:34:10) 
[]

handikaplı 1

madrid'e handikap 1 oynamıştım, ronaldo öküzü üzerine alınmış sanırım. sorum şu ki, bu öküzler 2-3 tane daha atarsa benim bahis yatacak mı? handikap 1'de farkın 2 olması ile 3 olması fark ediyor muydu?

pardon handikap 2 oynamışım ^_^
4 fark atsalar yatacak mı diye düzelteyim.

 
hayır tabii ki. madrid 2 farkla kazanırsa senin kupon tutuyor.


  • naberabi  (12.04.16 22:07:03) 
etmiyor.


  • lafıolmaz  (12.04.16 22:07:31) 
ha 2-0 ha 10-0 farkmıyor handikap üçün


  • cekilmis gayfe  (12.04.16 22:13:12) 
handikap, zayıf takıma verilen gol avansıdır. bu durumda, senin yaptığın "handikap bahsi" önemli hale gelir.

sen eğer iki handikaptan "handikaplı 1" oynamışsan, bu demektir ki sen şunun bahsini yapmışsın: wolfsburg maça 2-0 önde başlar ama real kazanır. dolayısıyla, real madrid 9 gol atsa da senin bahsin kazanır, çünkü real maçı 9-2 kazanmış olur.

sen eğer iki handikaptan "handikaplı 0" oynamışsan, bu demektir ki sen şunun bahsini yapmışsın: wolfsburg maça 2-0 önde başlar ve maç berabere biter. bu durumda, real'in maçı 2 farkla kazanması gerekir. maç 3-1 biterse, handikapta sonuç 3-3 yani beraberlik olur mesela. bu şekilde kazanırsın.

sen eğer iki handikaptan "handikaplı 2" oynamışsan, bu demektir ki sen şunun bahsini yapmışsın: wolfsburg maça 2-0 önde başlar ve kazanır. bu durumda, bahsinin kazanması için ya real madrid'in tek farkla kazanması, ya maçın berabere bitmesi ya da wolfsburg'un kazanması gerekir. diğer tüm ihtimaller handikapta beraberlik veya handikapta real madrid galibiyetine çıkar çünkü.
  • der meister  (12.04.16 22:14:17) 
Der meister sen ne yapiyon haci ya.


  • brad pitt  (12.04.16 22:23:15) 
İcazetinizi aldığıma göre soruyorum: HIRISTİYAN RONALDO ADAM MIDIR??!! SEN KİMSİN FİLİSTİNE BAĞIŞ YAPTIN DİYE ADAM MI OLDUN?!!


  • baba jo  (12.04.16 22:25:40) 
[]

gözaltına alınma-avukat-acil

kızın ayak bileği çatlak alçıdaydı, bugün polis gelip almış nezarethaneye götürmüş, ailesine "bu gece burada kalacak, boşuna beklemeyin" denmiş. doğru düzgün oturamıyor bile yatması lazım, bu konuda bişey yapılamaz mı? suçu falan yok, üniversitede kp'nin eylemlerine katılıyordu okul içinde biyere birine zararı çatışması olmadı, zaten 3 haftadır yatıyor evde. nasıl bi şerefsizlik bu, yapılabilecek bir şey yok mu ayağı iyileşsin o zaman alsınlar gerekiyorsa. yardımcı olabilir misiniz?




 
bir şey var ki götürmüşler. biraz burnu sürter iyi olur.


  • pinman  (05.04.16 18:27:01) 
yapılacak bir şey olduğunu sanmıyorum, polisin şu an bakış açısı muhtemelen 'madem eyleme katılacak kadar sağlamdı, bir geceyi nezarette geçirecek kadar da sağlamdır'

keşke o ayakla eyleme katılmasına engel olsaydınız.
  • victum  (05.04.16 18:30:56) 
O ayakla katılmadı zaten, evden çıkamıyor 3 haftadır. yasadışı bir eyleme de katılmadı önceden, polisle çatışmışlığı falan da yok. 4-5 gün önce okulda olaylar çıkmış bunun arkadaşları da varmış ama bu evdeydi, okulda bile değildi.

Benim öğrenmek istediğim sağlık sorunu yüzünden gözaltına alınmama gibi bir yasal düzenleme var mı? Hastanede olsa alacaklar mıydı mesela? Yasal olarak ne yapılabilir onu öğrenmek istiyorum, götürülürken bileğine zarar gelmesi durumu bile var.
  • baba jo  (05.04.16 18:40:43) 
sağlık sorunları yüzünden gözaltına alınmama durumu var ama bu sağlık sorunlarının içerisine 3 hafta önce bacağın kırılması girmiyordur.
orada olmadığı kesinse zaten salarlar, başka bir olaydan dolayı almış olmasınlar.

  • kuzey li  (05.04.16 18:49:10) 
@kuzey li, salacaklar zaten polis de söylemiş bu gecelik burada diye ama o halde nasıl kalacak. ayağının alçıda olması ve yürüyememesi asıl sorun, ayağını ne zaman kırdığının önemi olmaması lazım.


  • baba jo  (05.04.16 18:55:51) 
Gözaltındayken yürümesi gerekmiyor zaten. Ayak bileğindeki kırık gözaltına alınmaya engel değil. Zaten koltuk değneği veriliyor ayağı alçıda olan hastalara, öyle seke seke yürüyorsun. Benim müzisyen bir yakın arkadaşım ayak bileğini kırıp alçıdayken turneye gitti, kızın durumunu abartmayın. :)


  • ambrosia  (05.04.16 19:13:52) 
polis sizin dostunuz kardeşinizdir. hiç bir şey olmaz


  • ermoo  (05.04.16 20:33:34) 
[]

uefa'ya dava açacak avukat aranıyor

el clasico'ya 3,5 üstü oynamıştım, 2-1 bitti ama bale'in nizami golünü annesi menkul bi hakem vermedi. kuponumdaki diğer iki maç son dakikalarda gelmişti ve bu maç da dahil çok fena manevi zarara uğradım; bunun yanında 230 lira kazancımdan oldum. hakemin hatasından ötürü uefa'ya 230 lira manevi tazminat davası açabilir miyim? bu konuda yardımcı olabilecek avukat arkadaşların yardımlarını bekliyorum, teşekkürler...




 
  • darksdantes  (02.04.16 23:31:06) 
uefa'ya açmayın hakem'e açın.


  • etsiz cig kofte olmaz  (02.04.16 23:53:52) 
Öyle bir dava söz konusu olsa "Ivan Bebek in" donuna kadar alirlardi.


  • VIPCH  (03.04.16 00:07:51) 
[]

science bitch!

şu tarz alakasız şeylerle yapılan "deney" videolarını çok seviyorum.
www.youtube.com

sizin çok sevdiğiniz, izleyince verilen tepkimeye şaşırdığınız videolar var mı böyle? borik asit ile plütonyumu karıştırınca(farz-ı misal) ortaya çıkan tepkime daha göz alıcı olsa da ben daha çok günlük şeylerle yapılanları seviyorum. ama çok paylaşmak isterseniz de bişey demem tabii ^_^

 
ee bunu yaptıda noldu şimdi?


  • dedim dedim de kime dedim  (31.03.16 10:42:29 ~ 10:42:45) 
  • baba jo  (31.03.16 10:51:23 ~ 10:56:47) 
mal değilim ama anlamadım.

neyi yaktı da erimiş ateş haline getirdi?
neden hindistan cevizi?
sonunda ortaya çıkan şeyin amacı ya da değeri nedir?
en sonda neden tarttı? neyi kanıtlamaya çalışıyor?
  • straples  (31.03.16 11:03:32) 
@straples, eriyik bakır o döktüğü, sebebi yok; adamın kanalı eriyik bişeyleri günlük başka bişeylerle karıştırıp tepkimeleri yayınlamak üzerine. başka bir amacı yok, çıkan tepkimeler benim gibi insanlara ilgi çekici geliyor, totalde 37 milyon izlenmesi var adam para kazanıyor bundan.


  • baba jo  (31.03.16 11:12:50 ~ 11:13:27) 
bence bu videolar manyaklık. bildiğin sorunlu adam. hasta yani.

youtu.be

şunu izlemek gibi bir şey hani 7 saat. bu kadar şeyin üzerine eriyik bakır döken biri yarın atın eşeğin üzerine de döker meraktan. sakat bence yani. ciddiyim. ban!

science porn falan diyecem buna ama dilim varmıyor söylemeye. onun bile bir mantığı var lan.

lafım sana değil baba jo!
  • dedim dedim de kime dedim  (31.03.16 11:27:17 ~ 11:27:47) 
1234567   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.