Ekşi Duyuru

kısmet bu işler

inmesin zaten burası amele kaynıyo merak etme

10 ay once uye olup entry gırmıstım 54000lerdeydim o zaman. o zamandan berı hıc ugramamıstım gecen haftaya kadar. bir baktım 350. sıradayım. bir garip.

Sıranız 500'e kadar indiyse her an sıra gelebilir, online olmayı ihmal etmeyin.

Edit: 5 binmiş :o( En az 5 ay.

uyu bir saat, kalk kahve iç ders çalış. aynı durumdaydım uyudum uyandım kahve içiyorum şimdi de. şimdi çalışsan da faydalı olmaz pek.

1 saat ama çalar saat çalar çalmaz kalk sakın erteleme.

olm gayet eğlenceli zamanlar onlar. hiçbir fikrin olmayan derse çalışması gibi yok. relax iyice dinlen uyu sabah kalk ve eye of the tiger eşliğinde tüm konuları 1 günde bitir. bunu yapabileceğine inanırsan yaparsın. hatta benim şahsi fikrim ctesiye çok var. cuma günü bile yapsan bu dediğimi olur

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

youtu.be

www.youtube.com

ayrıca bu duyurudaki her linki playliste ekliyorum, link atıcam durulunca.

www.youtube.com

bu da tatli kontenjanindan :)
www.youtube.com

www.youtube.com

bunu siz istediniz aq

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

burada hazır yapılmışı var :) 8tracks.com

playlist, şarkılar paylaşılma sırasına göre eklendi.
www.youtube.com
last updated 00.46-13.11.13 anteelope_ ile.

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

Kagıda yaz önce, bitti oldu dediğin zaman bilgisayarda yaz. Hatalarını yerinde gör.

skydrive.live.com

benim oyle girdigim bir sinav var onu yollayabilirim ama ailemden scanlemelerini istemem lazim, umarim unutmam (Carnegie Mellon intro to java dersinin vize ve final sorulari)

Günümüz içindir ama geleceğin standartları altında olduğu için gelecek için de olabilir. Yani sonuçta ortada bir fiction var.

www.howtogeek.com

çek git bebeğim?

zorunda mıyım?

Asimov un I Robot isminde robot öykülerinin olduğu bir kitabı var. Tavsiye ederim.

seri üretimde aynı işi defalarca yapmanın insan üzerinde zararlı etkisi var. yani düşün günde 8 saat boyunca aynı hareketi tekrarlıyorsun. bu da bir zaman sonra performansının düşmesine, daha çok hatalı ürün çıkmasına neden oluyor. akıl sağlığına da negatif etkisi olduğunu düşünüyorum. bu işçilerin yerine robotlar kullandığında, çıkan ürünlerde daha tutarlı oluyor. yani bir insan kağıdı kesecek, diyelim birisinde eni 5 cm olur, diğerinde 5.2 cm. robot kullanımı bu standart sapmayı azaltır çünkü mekanik. öte yandan robotların işçilere oranla daha iyi iş çıkarması işsizliği arttırır. robotun sigortası yok, yaralanma riski yok, şikayeti yok vs.

mobilden görebiliyorum ben.

evet.

twtrland.com

yöetici yetkin yok.

çok az çalışmışsın sende.neyse sağlık olsun.

abi dersi derste dinlemek lazım gerçekten. bu haftadan itibaren ders kaçırmamam lazım artık :(

kaçırma tabi,düzenli git derslere,tekrar da yap.tembellik yapma :)

dersi kaçırsan bile ders notu al arkadaşlarından.

verirler

Hem de nasıl aldırır.Onlar yüzünden ayı gibi olmuştum zamanında.Light olanlarına yönelin illa yiyecekseniz.

Cheerios gibi seker olmayan yulafli cerealli oneririm. Yarim yagli sutle birlikte olculu olarak tuketirseniz bir sey olmaz.

bavul: İçine eşya konulan ve genellikle yolculukta kullanılan büyük çanta.
valiz: Genellikle yolculukta içine çamaşır vb. eşya konulan küçük el bavulu.
(bkz: tdk)

hemşerim memleket nire?

Buzdolabi var mi buzluk var mi?

Buzdolabı var ama biraz ufak derin dondurucu kadar :(

Yurt konserve barbunya pilaki. Bim'de satılıyor. Yemediysen ve barbunya seviyorsan mutlaka dene.

ev yapımı peynir götür. yurttaki en pratik şeylerden biri oluyor.

Kıyma kavurttur yarım kilo, koy bi saklama kabına. Yurtta istediğini yapar yersin, bozulmaz da. Kendin yapmak isteyince hem pahalı oluyor hem zahmetli.

tereyağ olabilir. hababam sınıfında yiyorlardı. :DDD

meyve marmelatlari olabilir. recel gibi
meyve kurusu ceviz, findik olabilir
pestil cevizli sucuk, kome olabilir
mutfaginiz varsa eriste kestirip goturebilirsin orada yaparsiniz makarna gibi

Ton balığı.

yapma. isitici metal parcayi bozarsin. cezve ya da kucuk tencere varsa sutu onda isit. soguk sutle daha lezzetli olur

kettle mundar etme

kellogs bilinen markadir.
ama bunlarin hepsi yapay gida cok fazla tuketmemek lazim gelir

1-kaynatılmasına kaynatılır da, yeri geldiğinde çelik cezveden bile çıkmayan sütü ketıldan temizlemeyi nasıl başaracaksınız orasını bilemem. çöpe atılacak bir ketılınız varsa deneyebilirsiniz.

2-o sütün ketıldan doğru düzgün temizleneceğine ihtimal vermediğim için kokabilir diyorum

corn flake konusunda bilgim yok.

Sütün dibi tutar, yanar, kettle leş gibi olur. Değmez.

kaynar sütle hamur gibi olur yiyemezsin. soğuk ya da soğuk yiyemiyorsanız ılık olmalı.

Kettle da süt yapisiyor dibi tutuyor. Tecrubeyle sabit.

Soguk ya da ılık sut kullan. Tercihen soğuk.

Gold flakes var mesela ballı seversen. Nesfit var cikolatali güzel. Dr oetker in cikolatalisi var corn flakes degil tam ama tam tahilli guzeldir. Doğadan dan ufak bademli cesitli tahıllar falan guzel guzel.

Ben bir kere sut kaynatmayi denemistim; kettle bozuldu.Icindeki aparatlardan biri yanmisti.

Ilık süt en iyisi bence, tek ısıtma şansınız da kettle ise su kaynatın onda, bir kaseye dökün, üzerine biraz daha geniş bir kase koyup sütü içine koyun. Buharla süt ılınır biraz.

her ne kadar sütün kaynama noktası suyla aynı olsada (100.1 oC)içindeki laktoz gibi enzim gibi maddeler rezistansa yapışır ve yanabilir. kötü koku çıkartır. kettle atılır ondan sonra .illa kaynatayım diyorsanız kettle a su koyup içine cam kavanoz yada şişede süt koyup öyle çalıştırın.su ısınırken şişe de ısınarak südü! ısıdır.

nasıl 2.8 yahu, 1.8 olmasın o?

Yok 2.8 özel bir durumum var bunu bilerek geldim bölüme :(

Sakin hacı. Okula dönünce not tutmuş ders çalışmış kadro ile irtibata geç evlerde ders çalışma organizasyonlarına katıl. O dersleri sana anlatsınlar. 2 hafta çalışmak için çok çok uzun zaman ileride çözeceksin zaten. Panik yok.

daha zor durumlar atlattım.Bir kaç kişiyle bir gecede 50 araba çalmak sadece filmlerde olur belki ama kısıtlı zamanda "yetişmez" denilen şeylerin yetiştiğine şahit oldum. uyku konusunda savurgan olmazsan ve gereksiz işlerden elini ayağını çekip zamanını programlarsan yetişir.Matematik dediğin limit, türev , fizik dediğin mekanik... zor değil yani. Sınav başarısı odaklı çalışacaksan ders notlarına çalış. içindeki "yetişmeyeceeek, s.çacaksıııın.." diyen sese " lbsg amk, yetişip yetişmeyeceği umrumda değil, ben bu işi becermek için, yetiştirmek için çabalıyorum,yetişmezse bile bu uğurda elimden geleni yapmış olacam lan" diyebilirisin.hemen yarın başla.

İşe koyulduğun zaman , zaman yavaşlıyor. o şeyleri gözünde fazla büyüttüğünü farkediyorsun. Zaten bitirememenin en büyük nedeni başlayamamaktır.

okula dönüncesi falan yok bunun. direkt şimdi başla çalışmaya. saçam sapan bir not sınırı yüzünden atılma okuldan. depresyona falan girme lüksün yok hacı. çalışırsan yaparsın bu kadar basit. çalışmamak için mazeretler uydurma.

yavaştan çalışmaya başla. az da olsa başla. böylece moralin düzelmeye başlar. rahatlarsın ve yavaş yavaş toparlarsın... 2.8 değil, daha iyisini de başarabilirsin.

ben de benzer bir durum yaşamıştım ve kendimi güzelce sakinleştirip çalışarak, en yüksek notu almıştım bir defasında...

2 haftada neler neler yapılır 1 dönemi 2 haftada okuyabilirsin. benim 4 gün var sınava, hala çalışmıyorum son 2 gün çalışacağım en az b alırım diye düşünüyorum.

Abi 2.8 ne gözünü seveyim ya. Ben kimya müh. başladım bu sene. Ben de henüz hiiiç kitap açmadım. Bu tatil çalışmam lazımdı, çalışmadım. Ama çalışınca olacak şeyler bunlar. Daha yeni başladık. Az şeyden sorulacak sınavlar, böyle düşün.

Havada karada yaparsın.

Xp rahatlatır ama mucize beklememek lazım. Malzeme belli.

çare lubuntu.

bence ram artırabilirsin. 1 gb ise 2 gb yaparsan hızlanır biraz.

yok yahu bişey olmaz. ama geçişi kapatmamasına özen gösterin

edit:japon askeri haklı yalnız,türkiye burası

ipneler çalabilir ayakkabıları.

"normalde" olmaz da üç haneli bir fiyat ödediğin ayakkabını acelen olduğunda bulamazsan şaşırma.

ayakkabılığın komple çalınma ihtimali de var.

Kat Mülkiyeti Kanununa göre evinizin giriş kısmı ortak kullanılan bağımsız alandır yani sizin değildir ve o bölüme ayakkabılık değil, ayakkabı bile koyamazsınız.

Eğer apartman yönetim planında bulunla ilgili bir karar alındıysa yani apartman sakinleri olağan ya da olağanüstü bir toplantıda kapı önüne ayakkabılık konulur diye bir karar alıp, karar defterine yazdıysa o zaman sorun yok ama aksi durumda Kat Mülkiyeti Kanunu geçerlidir ve ayakkabılık koyamazsınız.

Y. Daniel Liang, Introduction to Java Programming, Compherensive Edition öneririm Türkçe bulamazsan düzgün.

www.yildiz.edu.tr

dostum sakın berbere bırakma işi... "o öyle bir yaratıktır ki ne tarif edersen et, ne gösterirsen göster şüphesiz ki kendi kafasına göre kesecek, seni bir apaçiye dönüştürecektir..."

Daha önce sakallarınıza kendiniz şekil vermeyi tecrübe etmediyseniz eğer hiç bulaşmayın siz, berberinize gidin ve ne istediğinizi anlatın. Hatta ellerinizi de kullanıp jest ve mimiklerle nasıl bir model istediğinizi üstüne basa basa belirtin. Misal berber koltuğuna oturduğunuzda "Sakalın yanlarını alın, ortası kalsın" demeyin direkt yanları üç numarayla alıp ortasını top sakal şeklinde bırakıp sakalınızı sabote edebiliyorlar. Bunun yerine, elinizle favorilerinizden aşağıya doğru inip "İnceden kalına doğru kısaltmadan uçlarını düzeltin" deyin. Bakın "Düzeltin" kısmı çok mühim. Zira "Düzeltin" yerine "Kısaltın" derseniz eğer yine sakalın yanlarını çok kısaltıp ortasını top sakal gibi bırakabilirler. Berberlerin çalışma prensibi sürekli olarak kısaltmaya yönelik olduğu için mümkün olduğunca kısaltmaya çalışırlar saçınızı sakalınızı. Bu nedenle berber koltuğunda kullanacağınız kelimeleri doğru seçmek çok önemlidir. Elinizi favorilerinizden çenenize doğru indirip "İnceden kalına doğru uçlarını düzeltin." Bu kadar. Geçmiş olsun.

xp yükle. windows dışında bir şey istiyorsan lubuntu'yu dene derim.

www.pcpro.co.uk
burdaki istatistiklere göre xp sp3 en uygunu netbook için.

xp

(bkz: before midnight)

moonrise kingdom

Melancholia. Sakin denebilir bence.

temple grandin

the man from earth

moonrise kindgom

edit: eheh yazılmış o zaman +1 oldu bu

europa 51. eskilerden.

aynı değil. arkadaşınızın türkiye'de ne içtiğine bağlı. pek de alakalı sigaralar değil.

gre writing gibiyise, makalenin sana sundugu bilgileri sorgulaman gerekiyor.

anketten bahsediyorsa anketin guvenilirligi
yanlis sebep->sonuc iliskileri
bahsedilmeyen ama inandiriciligi konusunda onemli olan noktalar

gibi seyleri incelemen gerekiyor olabilir.

convincing olmasi icin saglam referanslarla desteklenmesi ve karsi gorusun fikirlerinin de ele alinmasi gerekmekte

Anneanne-Dede dışındakilerle pek ilişkim yoktu. Zaman geçtikçe iyice koptu anne tarafındakileri görsem tanırım ama onlar beni tanımaz muhtemelen. Baba tarafından bir amcamı tanırım o da beni tanır ama diğerleri yok. Toplamda 9 kuzenim var ama hiç biri ile görüşmüyorum 8 yıldır. Oluyor öyle şeyler takma çok.

Yakın olduğum kuzenlerim dışında elimden geldiğince mesafeli olmaya çalışıyorum.

Baba tarafindan kimseyle gorusmuyorum, sifir. Anne tarafindan da 5-10 kisi var.

6 teyzem, 4 amcam, 4 halam, 1 dayım, 29 tane kuzenim var. Bense bu saydıklarımdan sadece iki kuzenimle görüşüyorum. Birisiyle ortalama altı ayda bir telefonla, birisiyle de ortalama yine altı ayda bir yüz yüze. Bu kadar. Onlarla da kendileri aradıkları için görüşüyorum, ben en son bi 3 sene önce aramışımdır kendiliğimden. Ha memnun muyum? Hem de çok. Bana uzak olsunlar da, kime yakın olurlarsa olsunlar.

annem babam sekizer kardeş.
bunların ortalama altışar çocukları onların ortalama dörder çocukları onların da (çoğunun) ortalama ikişer çocukları var. (baba tarafından sadece babamın çocukları bekar hemen hemen)
kısacası kuzenler-coçukları-onların çocukları bi de üstüne babamın annemin (ki zaten kendileri de kuzenler) benim yaş civarımdaki kuzenleri onların çocukları eklenince 600-700 kişi filanız. duyuruculara çok ilginc gelebilir de anadoluda durum bu.
neyse efendim ben bu 600 kişinin çoğunun düğününe gitmişimdir, çocuğunun doğumunu, okulunu, ev almasını, araba almasını, o arabayla kaza yapmasını vs vs biliyorumdur 17-18 yaşına kadar hayatım onlara endeksliydi. takdir edersiniz ki o kalabalıktan zaten başka bi ortama gerek bile olmuyordu, vakit de kalmıyordu.
sonra ben yurtdışında yaşamaya adapte olunca, siyseten flan bambaşka bri olunca (bu saydıklarımın %95i milliyetçi muhafazakar, büyük kısmı cemaat-tarikat) yavaş yavaş bitti bütün ilişkiler. Aralarında kafa dengim olan 2-3 kişiyle ara ara muhabbet ederim. Ankaraya geldiklerinde görüşürüm. Nadiren feysbuktan selamlaşırım.
Amcam teyzem olarak da 2-3 tanesine hürmet ederim bu kadar.
Dede-nine evinde köy yerinde büyümüş bir insan olarak ben bu durumdaysam herkesin mesafe koyabileceğine inanıyorum, normal geliyor.

Biz herkesin ölüsüne dirisine düğününe ıvırına zıvırına koştuk.uzak olanlar zaten hep uzaktı,soğuktu.Yakın olanlar da hep yakındı.Çoğuyla siyasi görüş- dolayısıyla hayat tarzı- nedeniyle uzağız.Ama onların bile her şeyine koştuk akrabaları olarak.Ama eskiler, soy ağacının ağır topları ölüyor. Nesil yenilendikçe bir soğuma,uzaklaşma kesinlikle var evet.

Bayramdan bayrama...
Sadece Hala, Dayı, Teyze var. Onları görmeye gideriz. Onların çocukları da oradaysa aradan çıkar. Torunları da keza.
Arada yemeklerde falan buluşunca güzel oluyor tabi. Muhabbet iyi. Diğer yandan sanki her birimiz ayrı bir ülkeden göçedip gelmişiz gibiyiz...

Olmuyormuş, sordum böyle dediler emin değilim..

kaydedin, mesajı atın, sonra silin rehberden. konuşma aynen devam eder.

not: kaydettikten sonra whatsapp'teki listeyi güncellemeniz lazım.

numarayı yazınca(kaydetmeden) whatsapp seçeneği çıkıyor diye biliyorum.

48 saat sonra kullanamıycaksın senden kullanmak istiyosan x kadar para isteyecek.

10tl/ay spotify premium

spofity

Anyplay var, ben ücretsizken indirmiştim ama şimdi ücretlenmiş olabilir :/

o paraya ancak imitasyon

Bazı bölümleri YTÜ'nün üzerinde aldı diyeyim siz anlayın.

40 derecede yıkat birşey olmaz.
Edit:oups pardon yanlış okumuşum ben duyurunu bence atma kurutucu sıcak hava üflüyorsa ki geneli bu şekilde çalışıyor çekme yapabilir.

40 derecede yıkadım zaten şimdi çıkarıp kurutmaya atıcam bi sorun çıkmaz değil mi?

basket şortu makinede yakıyanıyor mu ya? ben de yıkayım yıkanıyorsa elimde yıkamaktan bıktım. tayfun marka basket şortu.

basket şortu dışarıda zaten çok çabuk kurur. bir de spor yaparken giyeceksen zaten terleyeceksin ıslak giysen de birşey olmaz, hiç riske atma bana kalırsa.

etiketlerinde yazar no tumble dry falan diye, bak bir onlara. belki kurutma makinesinin düşük derecesinde kurutursan hafif nemli çıkarlar ve dışarıdas daha kısa sürede kurutma şansına erişebilirsin (tehlikeye atmamak adına).

koladan daha masum gibi sanki. ama o içeceklerin her türlüsü şeker kandırmacası :(

tabii ki aldırır. Aldırmaktan öte (çünkü hiç bir şey yemiyorsundur sadece ice-tea içiyorsundur vs. onu bilemem) basit şekerden dolayı yağlanma yapar. zaten kilo almaktan çekinceniz yağ konusundadır diye düşünüyorum.

ice tea dedin ve birazdan compadrito gelecek. kilo da aldırır, çok da zararlıdır.

çok kilo, az kilo diye bir şey yok. günde 2000 kalori aldığınızı farzedelim. vücudunuz 1500 kalori yakıyorsa kilo alırsınız, 2500 kalori yakıyorsa kilo verirsiniz. ice tea kaç kalori bilmiyorum. diyelim bir kutusu 200 kalori olsun. besinlerden 2000 kalori aldınız, 2 ice tea içtiniz, 2400. 3000 kalori yakarsanız, kilo almaz hatta verirsiniz. 2000 kalori yakarsanız, kilo alırsınız.
sonuç olarak, ice tea kilo aldırır mı?
size bağlı.

konusu açılmışken sormamak olmaz;

kalorisi üzerinden yazan her şey kalorisi oranında kilo aldırıyor ancak bir de light zero vs. ürünler var.

sıfır kalorili içecekler.

bunları sabah akşam insanlıktan çıkmışçasına içsek bile kilo almıyor muyuz yani?

elbetteki sağlığa zararı olur sabah akşam hayvan gibi içmenin ama kilo alma açısından değerlendirince alır mıyız almaz mıyız

bu tip içecekler fazla tüketimde kilo aldırır.
şekersiz olması kilo aldırmadığı anlamına gelmez.

Ben yıllardır hemen hergun bir bardak icerim,kilo filan almadım ama cok şekerli oldugu icin saglıga zararlı olabilir.

ice tea bana çok şekerli geliyor ya soğuk su ekliyorum ya da maden suyu.

geldim vedatcim, sagol, eksik olma! Kasekabancim sana da cok tesekkurler!

@fuerteventura

bu konuda bilinclenmeye, (bkz: taze sıkılmış portakal suyu/@compadrito) yazisiyla baslayin lutfen.

isin ozeti:

su, ayran, kefir, sut disindaki iceceklerin tamami sagliga zararlidir. makul miktarda maden suyu icebilirsiniz.

kola, aysti, gazoz'un icinde, ya (bkz: yüksek fruktozlu mısır şurubu), ya da tatlandirici vardir.

ben ille de baska bisey icmek istiyom diye tutturursaniz, evde limonata yapin ve sekerini de ennn az duzeyde koyun.

ingilizceniz ve sabriniz varsa,

YouTube'da Sugar: The bitter truth isimli videoyu seyretmenizi tavsiye ederim.

Buyuyunce o videoyu tercume edip altyaziyla YouTube'a koyabilsem keske! Hepimiz anlasak orada ne dendigini!


haber.gazetevatan.com

benim dedem seksen yasinda gunde bi paket Bafra iciyo geyigine girmeyelim. bu iceceklerin, fast foodun ve sigaranin, bu ulkeye, bu dunyaya verdigi zarari, savaslar bile veremiyor. cunku bunnar insanlari yavas yavas, caktirmadan, sinsice olduruyor.

hay Allah, hic bi seyi yoktu, niye diyabet olduysa diyoruz sonra. hay Allah 38 yasinda kalb krizi mi olurmus diyoruz. bunlar ne haberlere yansiyor, ne istatistiklere.

gidin bakin olum sebeplerine: kac tane kardiyopulmoner yetmezlik goreceksiniz?

bi akilli da cikip demez ki o anli sanli doktorlarimiza, gardasim kardiyopulmoner yetmezlik diye olum sebebi mi olur? bu hasta neden oldu? asil sebep ne?
arastirip baksan, trafik kazasi, kanser, diyabet komplikasyonlari, sigaraya bagli KOAH, sigaraya ve sacma sapan bi hayat tarzina bagli aterosklerotik kalb hastaligi cikar altindan.

ama oraya kardiyopulmoner yetmezlik yazan bilincsiz ve egitimsiz doktorlar yuzunden, istatistikler sikilip atiliyo. rakam yok lan elimizde!!!

olcmedigin seyi kontrol edemezsin olm!!!

hay sikeyim ben boyle isi yaaa!!!!!

doğallıktan yanayım ama şunu da göz ardı edemiyorum sevgili kardeşlerim. geçmişte insanların ortalama ömrü günümüze göre çok daha düşüktü. ve ölen insanların ne sebeple öldüğünün tespiti mümkün değildi ve dolayısıyla elde bi istatistik de yok.

hal böyle iken insan ömrü ortalama 40 yıldan ortamala 65 70 yıla kadar uzadı. bu noktada bazısı sağlıklı bir yaşlılık geçirirken bazısı cok fazla hastalıkla boğuştu kanser oldu vs. vs. birçok acı durum.

şu anki tabloya baktığımızda kola vs gibi gazlı içecekler dünyada 100 yıldır tüketiliyor. ülkemize girişi daha geç olsa da bu topraklarda da baya uzun süredir bu içecekler içiliyor. bu sürecin sonunda bu tip yapay ürünlerin insan sağlığını kısa vadede etkilemediğini görmek mümkün.

ayrıca şu da var, örneğin gdo lu gıdalar gündemde son yıllarda. gdo lu gıdalar olmadığını varsaydığım takdirde dünya nufusu bu seviyeye yükselmişken yaşanabilecek kıtlıklar kaçınılmaz olacaktır. yani elbette doğal bahçemizde yetişen domates cok hoştur vs ama kentli kitlelerin böylesi bi zevkti tatması imkansıza yaklaşmıştır.

tekrardan gdo suz ve yüksek yoğunluklu şeker içermeyen doğal bir gıda üretim tarzına dönüldüğünde hem gıda fiyatları maliyet artışından dolayı yüksek seviyelere cıkacak bir de bunun üzerine kıtlık ve açlıktan ölüm vakaaları şu anda olduğundan daha üst seviyeye cıkacaktır.

selamlar.

@kosun lan mevzu var

şu anki tabloya baktığımızda kola vs gibi gazlı içecekler dünyada 100 yıldır tüketiliyor. ülkemize girişi daha geç olsa da bu topraklarda da baya uzun süredir bu içecekler içiliyor. bu sürecin sonunda bu tip yapay ürünlerin insan sağlığını kısa vadede etkilemediğini görmek mümkün.


bu cumlelerle, kola, gazoz, aysti'yi beraat mi ettiriyosunuz yani?

hayır asla, ama bunların direkt zehir etkisi göstermediği de açık. yani bunlar geçmişte de içiliyordu. şu anda da içiliyor. son 10 yılda icat edilmiş şeyler değil.

@kosun lan mevzu var

amarigadaki okul mudiresinin dustugu hataya siz de dusuyosunuz.

su vending machine'leri kaldirin su okuldan, cocuklara bos kalori yukluyosunuz dedim de, "biz hepimiz onnarnan buyuduk" diye bi cevap aldim.

Evet madama! Sen onnarnan buyudun ama, o zaman bilgisayar, vidyogeym, ayfon yoktu. cocuklar, bisiklete biniyo, kosuyo, amarigan fitbolu oynuyodu.

sinerji diye bi sey duydunuz mu?

peki YouTube'da o bahsettigim videoyu seyrettiniz mi?

bu iceceklerin 100 yil icinde kac diyabet vakasina sebep olduguna dair bir rakam var mi elinizde?

olcmediginiz seyi kontrol edemezsiniz.

o iceceklere dair boyle bir arastirmaya girmeye kalksaniz, aninda sizi ortadan yok ederler... tuhaf bir kazaya kurban gidersiniz.

o iceceklerin ulkemizde ve dunyada kac diyabet vakasinin gercek sebebi ve kac diyabet vakasinin erken tetikleyicisi oldugu bilinmiyo.

sadece diyabet degil, aterosklerotik kalb hastaligi ve metabolik sendrom. bu da bilinmiyo.

peki o iceceklerin ambalaj hacimlerinin zaman icerisinde nasil buyudugunu, fiyatlarinin nasil sudan ucuz hale geldigini takip ettiniz mi?

zamaninda o icecekleri billboard, gazete v.s. reklaminda goren neslin gidip, simdilerde yerine seksen cesit medya aracindan, direkt ya da subliminal reklam bombardimanina tutulan bir nesil ya da nesiller geldigini gorebiliyo musunuz?

peki bu iceceklerin tuketimi artarak ilerlerken, bilgisayar, vidyogeym, ayfon ile hareketsizlesen, saatlerce yerlerine mihlanan bu neslin ve nesillerin sinerji nedeniyle nasil bir tehdit altinda oldugunun farkinda misiniz?

yani artan tuketim, sifira inen hareket sinerjisinden bahsediyorum.

ABD'de 100 kisiden 30'u obes iken, bizim de dort nala bu orana dogru gittigimizi gorebiliyo musunuz?

diyabetin yayginlasmasina dair bir rakam var mi elinizde?

diyabetin bundan 50 sene onceki baslama yasiyla, simdiki baslama yasi arasinda bir mukayese yaptiniz mi?

olcmediginiz seyi kontrol edemezsiniz, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olamazsiniz.

neden bu kadar cok unlu pankreas kanseri oluyor?

steve reyiz, ufuk guldemir, mehmet ali birand aklima ilk gelen isimler... bi de gassarayin bi baskani vardi kaliba...

lutfen bu sorularin cevabini rakamlarla, ama dogru rakamlarla ortaya koymadan, bu konuda fikir yurutmeyin. haaa, o rakamlar var mi? maalesef yok!!!

e yoksa ben ne diye atip tutuyorum burda? cunku klinikte goruyorum, gozumle goruyorum neler olup bittigini...

yillar icinde de takip ediyorum...

bibip: insulin direncinin ne oldugunu ve nasil olculdugunu bilmeyen dahiliyeci var be! ben neden bahsediyorum???

değerli bilgiler verdin arkadaşım. ancak çözüm yolun neden özellikle çocuklar olmak üzere bütün insanları spor yapmaya hareketli yaşam tarzına tekrar alıştırmaya yönelik olmuyor da, hareketsizlik devam etsin sadece aldığımız şekerleri vs. engelleyelim tarzı bi bakış açısı sunuyor?

bu içecekler yiyecekler vs tümüyle piyasadan kalktığında, sofradaki normal şekeri çaya basıp içecek nesil yine aynı hareketsizlik ile şeker hastalığına potansiye şey ettirmeyecek mi?

ettirecek.

bu durumda geçen yüzyılda daha çok hareket ediyorduk ve bu tip içecekler şimdiki kadar dert değildi. şu an hareket etmiyosak bunların yasaklanması gerekiyor demek ne kadar gerçekçi? geçmişte hareket ediyorsak yine edelim? (bence insanların spora yönlenmesi, piyasadan bu tip ürünlerin çekilmesi rüyasından daha gerçekçi.)

burada sorulan soru aysti ve kilo oldugu icin, iceceklere saldirdim.

yasaklamak mumkun degil tabii ki! ama toplumu bilinclendirmek mumkun!

demin bi mesaj geldi, senin duyurulara verdigin cevaplarin tamamini nasil gorebilirim diyo bir sozlukcu... ciddi manada aydinlaniyorum diye de eklemis.

yani sayisi az da olsa, bu cabalarla, birilerini bilinclendirmek mumkun.

uzun suredir yol yurumekle ilgili bir entry yazmayi zaten dusunuyorum ama bi turlu elim degip firsat bulamadim.

bu icecekleri icmeyecegiz, bir de uzerine hareketsiz kalmayacagiz.

bunlarin ikisi de birbirinden onemli... ama bu soruda icecek soruldugu icin, icecek agirlikli bir cevap verdim.

ama yakinda yol yurumeyle ilgili bir entry de yazacam... o entry'yi de insulin direnci ile iliskilendirecem...

yumurta.

tavuk al, baharat al, fırın poşeti al. ne yapacağını anladın değil mi?
ayrıca aynı metodla sebze de pişirebilirsin.

Tavuh/hindi göğüs

1- ton balığını süzdürmen gerek uzun süre. o da kesmezse büyük süzgece atıp üstünden su geçir ama tad falan kalmaz bu sefer.

2- okul yemekhanelerinin yemeklerinde kalori hesabı yapılıyor diye biliyorum.

3- yiyecekten ziyade kahve ve yeşil çay öneririm pratiklik ve metabolizma hızını artırma etkilerinden dolayı.

Yoğurt, yulaf, fırında közlenecek sebzelerin üzerine zeytinyağı, sarmısak, yurt şartlarında mümkünse tabii, aralara kuşbaşı et de olur, imkân varsa.

Hergün iki yumurta...

sabahları süt+corn flakes kahvaltıyı (yumurtalı domatesli peynirli) akşamları ye. ama 2 gün de ev yemeği ye. çorba iç muhakkak.

korn flakes çok iyi bir fikir, hatta ayrıyetten yulaf ezmesi al korn flakesin içine karıştır. acıkınca ondan ye.
yumurta da iyidir, hem protein hem tok tutar

kimse de yazmamış: YAĞSIZ DİYET TON BALIĞI var arkadaşlar, ancak biraz pahalı -3 tanesi 10 liradan az oluyor genelde, tam hatırlayamadım 6-7 falandı sanırım- ondan da alabilirsin.

edit: normal ton balığı ile fiyatı yakın zaten, bence de fiyat olarak yumurta iyidir. mikrodalga da çok rahat yumurta pişirebilirsin. mikrodalgada çorba, makarna, bezelye yemeği -bildiğin salçalı, soğanlı, anne yemeği şeklinde- yapmış insanım, o konuda CV'im iyi, yardımcı olabilirim istersen? büyük boy bir borcam ya da ısıya dayanıklı seramik bir kapla fırında pek çok yemeği yapabilirsin zaten.

istediğin her yere gidebilirsin kimse sana yazar/çaylak ayrımı yapmaz merak etme.

valla eğlenti konusu olursun söyleyim. mesela tanıştın, kaynaştın.. sonra senin nickini sorcaklar sen de söylücen.. sonra da çaylak modda olduklarını farkedecekler.. yani tamam kötü değil ama tuhaf bir durum olacak.. imkanı olduğu halde bir yığın yazar katılmazken, sen niye geldin.. gelme amacın farklı mı die düşünülür hakkında.. bi gıdım olur yani olmaz değil.d

haftasonu olursa gelebilirim belki de.

yarın zirve var ankarada limona bakarsanız

uzaktan bakarım giderim

Anıtkabir, ankara kalesi, kalecik, ulus semtinin tarihi...

www.odtuyayincilik.com.tr

burada a nkara'daki semtler ve bazı tarihi yerlerin isimleri ve tarihleri hakkında kısa bilgiler var.

envanter.gov.tr den de fikir alabilirsin belki

eksisozluk.com

konu: ankaranın kentleşmesi ve yabancı mimarlar.
ipucu: atatürk milletvekilleri ankarada yaşasın, istanbulda kalmasınlar diye ankarada imar ve planlama faaliyetleri başlatıyor. bildiğiniz, bugün gördüğüm tüm resmi kurumlar ve köşk, hitler almanyasından kaçan alman mimiarlar tarafından inşaa ediliyor.

misal alman okulunu yakın zamanda yıkacaklarmış onu yaz

Ankara aniti var roma doneminden kalma. Yasalar vs yaziyor ustunde. Ilginc olabilir

göremiyorsun. statigr.am tarzı sitelerden görebilirsin ancak.

statigr.am burayi oneririm istatistikleri baya iyi.

gri askılı, beyaz askılı, krem askılı, siyah askılı. ama ince askıları olanlardan değil kalın olanlardan ve göğüs kısmı güzel duranlardan. aynı renklerde dar gömlekler de olabillir.

kadın olarak düşünüp yazıyorum.

ben laciverte bal köpüğü rengini çok yakıştırıyorum.

straight +1
altına da kahverengi ya da krem tonu(dockers çok iyi olur mesela) pantolonun varsa giy, on numara olur.

okumalık olarak uçurtma avcısını tavsiye ederim.
tarih hakkında yansız hangisi veya hangileri vardır bende takipteyim.

Uçurtma avcısını okumuştum :(

hem yanlı,hem kalın maalesef.ama sıkmadan anlatıyor diye düşünüyorum.
öfkeli yıllar - altan öymen
ya da efendi - soner yalçın

ilber ortaylı yakın tarihin gerçekleri var 250 sayfa.

www.dr.com.tr

çok güzel bi kitap, aynı zamanda dünya da olanları da anlatıyor.

uçrutma avcısını okuduysanız Amak-ı Hayal var onu tavsiye edeyim.

ama yansız tarafsız kitap aramak yerine bir o taraftan bir diğer taraftan okuyun. çünkü kimse nesnel olamayabilir. yavuz bahdıroğlu var mesela kayıt dışı tarihimiz diye.

bir kitaba "yansiz" demek yazarina hakarettir.

modernleşen türkiye'nin tarihi


murat Belge nin kitabı var bir de geçen sene çıkmış ismini görünce anlarsın

sait faik'in herhangi bir eseri olabilir "gerçek hayattan bir şeyler barındıran" talebine örnek.
Tarih konusunda da bence internetten başla okumaya sıfır veya sıfıra yakın görüyorsan kendini tarih bilgisi olarak. wiki veya sözlükleri kullanabilirsin, bir tek olayların başlıklarına ayrı ayrı bakmak uğraştırıcı olabilir; o kısmı da gugıl halleder diye düşünüyorum.

Gerçek hayattan bir şeyler barındırsın istersen Muzaffer İzgü süperdir. Hem mizahi, kafa da yormaz.

www.kitapyurdu.com

el sabunu işini çok rahat görür. :)

asit borik

en az leş olanını al, sıcak su ısıtma imkanın var mı yurtta? sabun iş görür ama sıcak su bulursan daha bir mis olur.

bi de iyi havalandırarak kurutursan mis olur. duş jeliyle yıka.

kız yabani gibi olmayayım diye bir boşluğu bırakmamıştır.eğer sorsaydın selamlaşabilen iki insan olurdunuz.o kız senden hoşlanmıyor henüz.

yazdığından yola çıkarak, çekingen olabilirsin de mal değilsin.

ben yerine göre dünyanın en çekingen, en mal adamıyım. geçen sene "bu derslik mi bizimkisi?" dediğim çocuk bana arkasını dönüp panoya bakmaya başlamış, daha sonra dışarda selam verdiğimde de tek bir yüz kasını oynatmamıştı.

bu sene aynı şekilde, hocanın dediğine "tamam" diyen, sonra hoca sorduğunda "anlamamıştım ben..." diyen, verilen selamı almaktan, adını söylemekten aciz pek çok "genç" gördüm.

mallık başka bir şey.

kız açık açık seks teklif etmiş ama anlayamamışsın.

Sınıf yoğun değilse, normalde insanlar aralık bırakarak otururlar. Biraz da bakmışsa filan ilgisi olabilir.

Dert etme. Bir sonraki derste karşılaşırsınız. Erken gidip otur. Yine yanına/yakınına oturursa ders hakkında bişey sormak için muhabbet aç. Gelip, seni görüp, uzak bir yere oturursa, ondan bir sonraki derse biraz geç gidip onun yanında tek sandalye boş bırakarak otur, gene benzer bir muhabbet kurmaya çalış.

Sonra selamlaşmalar, "naber"ler, "adın ne", "bölüm ne", "nasılsın".... gidişata göre ilgisi varsa anlayıp ona göre hareket edersin.

kimse kimseye durup dururken defalarca bakmaz, beğenmiştir seni. bi de bu işler en kolay lisede, üniiversitede oluyor. hele kızlar yanıyor. kaçırma böyle fırsatları :)

kız ilgi duymuş da olabilir ama sana bakması, yanına oturması ille bu anlama gelmez.mesela 3 senedir alıp geçemediğim bir ders var, o derste mümkün olan en çalışkan görünüşlü insanın bulabildiğim en dibine oturuyorum, ders boyunca da bir fırsatını kolluyorum sık sık bakıyorum boş bir anında yakalasam da dersle ilgili kaçırdığım hoca bir kitap tavsiye etmiştir, bu derse giren asistan kimdir gibi sorular sorsam diye.:)

bir kere denedik, olmadı de. tatsızlık çıkar ileride de. kimyalarımız uyuşmuyor de. hiç mi sevgilinden ayrılmadın b'ollum.

mevburiyetler söz konusu..
o zaten senin odana sonradan geldiği için bir süre ezik takılır sana karşı.. buzlar erir zamanla..
aynı odayı paylaşınca ortak nokta bulunur.. sen bu adamla hep muhattapsan orda burda karşılaşıyorsan boşa kendini kasma.. aradaki soğukluk boşa seni gerer şu an olduğu gibi..

hani ben küstüm ve bir yıl hiç konuşmadım ayrı.. benim yapım bu.. bence sen takarsın..

eğer odaya alıp da soğukluğu korursan eleman melek gibi olur sana karşı

O sana böyle bir teklifle geldiyse seninle barışmayı istiyormuş demek ki. Bence senin de gönlünü almaya çalışır bir sürü, büyüklük sende kalsın kabul et bence.

bir tane kalın kullan.

nasıl rahat ediyorsan öyle kullan dostum, bunun kanunu mu var. ayrıca hayırlı olsun üniversiten.

yav o kalın defterler de çok kalın cidden. ağırlık oluyor. ben hiç kullanmadım.

hafif ineklik var diyorsan her gün kağıtlara not al sonra temize çek. hem çalışmış olursun. :)

nasıl rahat edeceksen öyle tabii. tarzına bağlı bu. ben mesela sırt çantasız yapamam. yanımda yelek, mont vs. olduğunda ya da elime bir şey geçtiğinde hemen fırlatmak üzere sürekli sırt çantasıyla gezerim. dolayısıyla kallavi boyuttaki tek defter gayet rahat oluyor.

sen dersen ki ben hareketliyim, efendime söyleyeyim hayvan gibi defterle gezemem, alıver iki tane ince defter, onlarla gidiver.

her şeyini kaybediyosan küçük defterler daha avantajlı bi de tabii.

o kadar kocaman defteri koyacak kolcak bile bulamayabilirsiniz. favorim a5 boyutundaki üstten telli defterler. bütün dersleri de aynı deftere ve fakat güzelce tarih ve başlık belirleterek yazmanızı tavsiye ederim.

eğitim hayatımın son 9 senesinde (lise + 2üniv) hiç defter kullanmadım. hep sağdan soldan yaprak isteyim otlandım. sınavı zamanı aldım fotokopiyi çalıştım. tavsiye ederim

office.microsoft.com

1 ay ücretsiz deneyebilirsiniz.

openoffice var bir de ben beğenmedim ama herkes kullanıyor. ücretsiz yazılım. apache nin. aslında word'un aynısı tabii.

Kral arthur

warrior
the wrestler

izlemişsindir ama olsun diyeyim gitsin, pulp fiction.

Pulp fiction.
Carlito's way

anchorman, dün cnbc-e'de seyretmiştim oldukça keyifli.

ajeosii
www.imdb.com

nokta net.

kick-ass
kick-ass 2

senin ilacın demetevler gibi.

kızılay'da limon bazaar'da var. karanfil sokak'ta biliyorsundur.

ayrıca konur 2'de sokağın sonunda hosta piknik'in yanında ev aletleri satan bir yer var. büfenin hemen arkasında. orda hepsi ucuz ve her şey var.

143'e bin hocam. ceyhun atuf kansu'dan geçiyor maps'ten bakarsan yan yana olduğunu görürsün. yanda da cevizlidere caddesi var, oradaki dolmuşlar sıhhiye köprüsüne gitmiyor diye biliyorum o yüzden tekrar cevizlidere veya indiğin yerden (ceyhun atuf kansu) 143 veya 263'e bin. 263 gidiyor sıhhiyeye. ama 143 güven parkta duruyor. yürümen lazım uzak değil 5-10 dakikada gidersin. ha sıhhiyeye giderken 301'e de binebilirsin, o da direk geçiyor diye hatırlıyorum. sor ama yine de ona binmeden önce. öbürleri kesin. bir şey olursa mesaj at ya da sor buradan yardım ederim.

en iyi yolu haptır aga. aknetrent veya rakutan.

sivex kullan. sürümü zor değil kendi başına sürebilirsin.

sağdan soldan ilaç önerilerine kulak asma. herkesin vücudu kendine. bi dermatologa git, en iyisini o söyler.

yağlı yemeyi kes geçer