Ekşi Duyuru

toplu iftarlar böyle olacak diye bir şey yok, hayatını genel olarak bu şekilde yaşayanların bunu iftara yansıtmasıdır. insan merak etmiyor değil hangi okul diye...

ek: takkeyi şalvarı kanun yasaklasa bile, kıyafeti kanuna tabi tutmak ne çeşit bir gericiliktir onu bi düşünün. hele ki benim şalvar giymeye hazırlandığım hayatımın bu döneminde...

Mesele kanun ise birisine hacı, aga demek te kanuna aykırı
Türk harflerinin kabul ve tatbiki kanununa

Ayrıca rahatsız olunacak bir şey yok bence...
Eğitim değil iftar verilmiş yahu

rahatsız olmadım efendim. iftar güzeldir. sadece neden ayrı oturduklarını bilmiyorum ve soruyorum. burada rahatsız olabileceğim tek nokta kıyafeti değişik olan abimizin içeri sorgusuz sualsiz alındığını düşünmemdir. ve de normal mi diyorum. yorum yapmıyorum.

toplanma amacı eğitim olmadıktan sonra bir sorun yok
devlet daireleri tabu yapılıyor anladım da,
üniversiteler özgürlüklerin en geniş sınırlarıyla yaşandığı alanlar olmalı.
bunu sindirebilmeliyiz toplum olarak artık.

Söylemlerinizden onu çıkardım. Yanlış anlamışım o zaman...

İftar dini bir olay.

Oruç tutanların inandıkları din onları haremlik-selamlık oturmalarını istiyor.

Yarısını alıyım bir kısmını bırakayım şeklinde bir şey söz konusu değil.

takkeli şalvarlı kişi üniversite kadrosundan değil, halktan bir adam. O yüzden iftar etmesinde ne sakınca var anlayamadım? Üniversite eğitim için o adamı almıyor içeri, 2 saatlik bir yemek için gelmiş. Kılık kıyafet kanununda devrim kanunlarına göre şapka giymemenin asılmaya kadar yolu varki yakın zamana dek geçerliydi bu kanun.

Ki paşa ifadesi kullanmakta inkılâp kanunlarına aykırıdır, ama gazetelerde böyle bir şey yok.

yalnızca iftar yemeğinde değil, hiç bir yerde haremlik selamlık uygulanmasından hoşlanmam; rahatsız olurum.
Gelgelelim, orda ki kişiler, bunu doğru bulup; bundan rahatsızlık duymuyor olabilirler.
Eh, o zaman da alan memnun satan memnun durumu. O
Bu bağlamda, orada ki takkeli abi'nin de orada yemek yemesinde "abes" bir durum yok.

istediğiniz kararlar varsa ben yardımcı olabilirim

hukukla hic alakam olmadi ama turgut tan'in idare kitabini seven hukukcu arkadaslarim vardi.

günışığında yönetim.

hayalet kadın yatsa da sıkıntı olur, yatmaya kalksa da yatırma, kaldır.

harita.yandex.com.tr

burdan geze geze bul.

edit: olmadı pideciyi ara sor

çerezlerini sil, düzelir.

Bana da olmuştu geçen günlerde aynısı. Bir süre yükleniyor, açılmayınca sinir olup tekrar favicon'a basıyorum tam o sırada arayüz hemen gelip tekrar gidiyordu. Sana da tam böyle mi oluyor? Benim sorunum kendiliğinden düzeldi yalnız.

Kalan agdalarin uzerine islak bez koyup beklet eriyip cikar

banyoya gir ılık suyun altında takıl bi müddet.

Christian Louboutin yada convers al :D

(bkz: bambi)

kadıköyde enes var. fiyatları cok uygun ve cesit bol.
boganın ordaki mcdonaldsdan yukarı cıkıyorsun hemen önüne geliyor zaten.

Hotiç'e bakın derim.

kadiköy enestekiler tek kullanımlık rahat değil ordakiler

"napıyon sen,özürlü, silcem zaten bunu" diye anladım ben

lan öldürürüm ben bu cocugu ya.nasılda sinirlendım

firefox'da sağ tık>sayfa bilgilerini göster diyince değiştirme tarihinden görebiliyosun. Ancak çok da kesin olmayabilir.

hayır. parça başı alınıyor ücret . 5 parça 40 tl . sonrasi 4.25/ parça

Fırsat köşesi mi yoksa aldıgınız?

fırsat köşesi değil. çöp kovasına 11 tl çıkarıyor. başka bir ürüne 14 tl...

Oyle bir tutarın olmaması lazım. Ben İkeada çalışıyorum , en cok sorulan sorulardan oldugu içn hakimim konuya :)

her magazada aynı diye biliyorum, fakat Ankara için kesin olarak diyebilirim ki ;
Ankara içi ise yani şehir içi nakliye de üste yazdıklarım geçerli.
Ama eğer farklı bir şehre gidecekse ürünler , bu sefer ürünlerin boyutlarına göre fiyatlandırma yapılıyor. Ürün artikelini DHL vermeniz yeterli tutar hesaplamak için

benim bildiğim internet şubesinde 6 (ya da 5) parçaya kadar 8 tl, sonrasında 16 tl .. diye gidiyor. Ancak kitaplık alacaktım, tek parça olmasına rağmen 16 tl nakliye ücreti söyledi. (ankara)

öğrenci işlerini arayın. tahminim notları oraya teslim etmiştir ancak sisteme girmeye üşenmiştir.

küçük bir ihtimal transkript e geçmiş olabilir hoca notları açıkladıysa. online olarak bakabiliyorsanız bir deneyin bakalım.

bütün gözlükçüler aynı, boşver. dükkan kirasının yüksek olması muhtemel yerlerden alma. pazarlık yap, yine pazarlık yap. pazarlık yapmayı unutma.. ben zamanında keskin optik ten almıştım. sadece bana verdikleri gözlüğün renk kodu ile katalogdaki renk kodunun uyuşmaması kıllandırmıştı beni. 009 renk kodu istemiştim T9 vermişler (camları değiştirmişler)

söğütlüçeşme camiisini soluna alıp hasanpaşa istikametine doğru yürürken kadıköy belediyesinin karsısında çetin optik var. güvenilir bir yer. kötü birşey kazıklamaya çalışmıyolar ve işlerini biliyolar. verdikleri camlar da sertifikasıyla, garantisiyle. ben gözlüklerimi hep ordan alıyorum. tavsiye ederim.

p1306.hizliresim.com

baroya telefon et hemen.

baroyla temasa geçmek en mantıklı yol.. dün arkadaşımı serbest bıraktılar nihayet..

the synthetic world that media presents and the viewer's captivity in this world (from the viewpoint of Frankfurt School) unavoidably reminds one of German philosopher Herbert Marcuse's views which explain the capitalist systems as the follow-up of totalitarian regimes. As a tool that keeps the system running, media keeps the viewers in front of the tv, directs them in the way it wants, guides them to think the same way and makes them buy the things it shows. so that in one sense, media redetermines the reality and makes it easy for the ones in charge to govern.

biraz kastı ama oldu gibi.

synthetic yerine artificial desen daha güzel olurdu cinsi kisi +1

tereyağı+domates salçası+biber salçası

tarif degil ama barilla'nin bolonez sosu ya da zeytinli sosu gayet basarili. ama turkiye'de var mi bilmiyorum vardir buyuk marketlerde

Pastavilla pesto

Knorr'un mantarlı makarna sosu alınır, için sotelenmiş tavuk parçaları katılır. Makarnanın üzerine dökülür, afiyetle yenir.

pesto (kirmizi olani daha makbuldur)

tereyağı ve domates rendesi. biz sosumuzu kendimiz yaparız efenim.

bir kere asla hazir sos kullanma bence, allaha sukur memlekette her turlu sebze meyve var iyisinden guzelinden, boz bulanik bir yerde yasamiyoruz ki paketli urun alalim, aciktim hizli olsun diyorsan, iki biber iki domates bir demet dereotu bir paket de kimyon al marketten, zeytinyaginda ince kiyilmis biberlerle domatesi pisir, en son kimyon ve dere otunu ekle, aralarda tavanin ustunu kapat ki sosun suyu kacmasin. hem saglikli hem lezzetli olur makarna yemegin, bir de mumkunse makarnayi cektirme yapmaya calis. bence daha lezzetli oluyor. en son ustune peynir de rendelersen daha bir super olur. oh mis!

mantar, domates ve üzerine rendelenmiş kaşar.

çatalla ezilmiş beyaz peynir + ketçap

yoğurt

kadıköyde boğanın çaprazındaki pasajın üst katı.

İçerebilirsin şeffaf bardaktan iç.

susamadıysan bile bardak durmalı. takıldığın, saçmaladığın yada south park sessizliği yaşattığın zaman o bardak kurtarıcın olur.

eğer çok rahatsızsan su kurtarmaz. eğer çok resmi bir sunumsa dinleyicilere durumu açıklayıp, izin isteyerek ıhlamur gibi sıcak ve boğazı yumuşatan birşey içmen daha iyi olur. öksürükten katılan birini dinlemektense ıhlamura izin vereceklerdir emin ol.
sunum öncesinde de bi ıhlamur götür. hatta varsa zencefilli falan olanlardan daha iyi yumuşatır. tabi her ikisi de çok sıcak değil, ılık-sıcak arası olmalı, yoksa daha çok rahatsız eder. varsa yakınlarda bi kutu streptekok ya da bepanthene boğaz pastili de al, at ağzına.

yok sadece su dersen soğuk olmasın. öyle bir ciddi sunumsa zaten önünde su ve bardak olacaktır muhakkak.

tabi içilir yahu. niye içilmesin. sahnede sunumun kralı cmylmz de en az 5 kere içiyor her gösterisinde. gayet normal yani.

öksürük iğnesi>öksürük şurubu>sıcak içecek>su
Şeffaf bardakta su hasta olmasan da durur zaten. Ama en az bir şurup ayarla kendine.

sunuma başlamadan sıcak süte bal ve biraz karabiber koyup karıştır ve fondip yap. sunumda hala devam ederse sıcak ıhlamur dursun yanında

ne demek yahu ayıp olur mu?

bu tür sunum tarzı şeylerde su içmek çok laubali olmadığın sürece gayet rahat ve cool bir izlenim yaratır, bırak ayıp olmasını, yapılması gereken bir şey bu resmen.

hatta siseden ic diyorum, sunum boka sararsa, takilirsan konusa konusa kürsüye gider siseyi acar ve icersin ama bu sirada cümlenin devami su sonrasi gelicek seklinde icersen eger, karsindakilerin o boka saran sunum düsüncesi suya odaklanir ve sifirlanir.

sanki deney sonuclarim sonunda böyle cikmis gibi olmus, sadece ben öyle yapiyorum seyinde seyettim.

eritilmiş, ağzı yakmıycak sıcaklıktaki tereyağına karabiber ekleyip içersen (bir kaşık yeterli) bi yarım saat öksürmeden geçirirsin.

hiçbir zaman çocuk sahibi olmayı düşünmüyorum.çünkü biraz klişe olacak ama bu dünyaya çocuk getirilmez.şimdi çocuğu doğurdum diyelim.bunun bi sürü sıkıntısı var.öncelikle çok iyi bi anne olmayı başaramazsam,onu iyi bir okula gönderemezsem,iyi bi semtte iyi bi evde oturtamazsam,istediği şeyleri alamazsam,resim kursuna,baleye ,yabancı dil kursuna vs.gönderemezsem bunlar beni üzer.ayrıca beni en çok tedirgin eden ya onu tehlikelerden koruyamazsam.çocuğum engelli olursa ve ben ölürsem ona kim bakacak,birileri ona zarar verirse.bu arada çocuksuz çiftlerinde mutlu olabileceğini düşünüyorum.mutlu olmak çocuğa bağlı değil bence.tıpkı çocuk sahibi bütün herkesin mutlu olmadığı gibi.

bir yere kadar çıkarırlar. hani 50'sine kadar filan. çocuk sahibi olmadan ölmek kötüdür bence.

@rock n roll +1

Yazdıklarımın geneli Türkiye üzerinden örnekle ve genellemeler olacak, önceden belirteyim.
"Çocuğu olmayan çiftler hayatlarını tam olarak yaşayamazlar \ hayatın tadını çıkaramazlar." düşüncesine hiçbir zaman katılmadım. Aksine çocuğu olan çiftlerin hayatı kaçırdığını düşünüyorum. Hamilelik dönemi, sonrası, büyüme çağı, iyi ve düzgün bir terbiye verme çabaları, salt çocuğa odaklı kurulu bir düzen giriyor maalesef devreye. Onu büyütüp, adam edene kadar çiftler yaş alıyor ve yaşayamadıkları yığınla şey kalıyor geriye. Bu dönemde annelerin kalıplaşmış bazı düşünceleri/tabuları da ortaya çıkınca (sürdürülemeyen) seks hayatı da nasibini alıyor.

Bir kadının asli görevi evlenip, çocuk doğurmak, nesli devam ettirmeye yardımcı olmak değil. Biyolojik saat denen nane herkeste aynı işlemiyor. Kimi kadın annelik duygusundan yoksundur, zorla barınacak bir şey de değildir bu. Kimi kadında da doğuştan böyle bir duygu varolmuştur. Ama içinde annelik duygusu taşımayan bir kadının anne olması zaten gereksiz. Olanların da sonunu görüyoruz. Doğurup doğurup sokağa salmak, en mizahi haliyle Kaygısızlar dizisinde işlenmişti, hepimiz seyrettik. Aynı mantık erkekler için de geçerli. Hepsi babalık duygusu taşıyacak diye bir şey yok. Bunun da en iyi örneğini Californication dizisinin Hank karakterinde görüyoruz.

Bir de @rock n roll'un değindiği konular var elbette. En azından bu ülke için konuşayım. Refah seviyesi bu aralıkta seyrettiği müddetçe çocuk sahibi olmak akıl dışı. Bir de sosyal ortam var tabii. Yani maddi durum ne kadar elverse dahi, ben Türkiye'nin hiçbir yerinde çocuk yetiştirmek istemem. Buna İstanbul'un en elit semtleri ya da Türkiye'nin en yaşanılası diye tabir ettiğimiz şehirleri (Akdeniz, Ege bölgesi) de dahil. Varoşluk, her yerde aynı varoşluk bu ülkede. Bunun parayla da alakası kalmıyor bir yerden sonra. Para el değiştirdi çünkü. İnsan kalitesi düştü. Yaşam kalitesi düştü. Ve evet ben çocuğumu maddi-manevi en iyi koşullarda büyütemeyeceksem, bütün hayatımı ona adayıp, üç kuruş için kendimi paralayacaksam hiç gereği yok.

Son olarak sözlükte yazdığım bir entry'yi paylaşayım, belki o da referans verir bu konuya dair neler düşündüğüme.

bir çocuğa yapılabilecek en büyük kötülük

onu bu dünyaya getirmek.

zaten yeterince üremişiz, bundan fazlasına gerek yok bence artık.
ama olur mu? üremezlerse maazallah ileride hastalıkta, yaşlılıkta onlara kim bakacak?
üremezlerse kim "ay maahmuut, düşünebiliyor musun senlen benden bir parça, onu şimdiden çok seviyorum" diye hayaller kuracak?
ama olur mu üremezlerse, kim kendinden zayıf birine hükmetmenin zevkini tadacak?

çocuk yapma mantığını anlayamıyorum, kusura bakmasınlar. onlar da benim düşüncelerimi anlamıyorlar, anlamayacaklar, anlamasınlar. çocuk yapma mantığını anlayamıyorum demeyeyim, yapma sebeplerini anlayamıyorum.

şimdi ben hiçbir zaman çocuk sahibi olmayacağım. bunu çevremdeki insanlar kanıksadı artık. ama yeni duyanlarla başım dertte. en büyük merak konuları da şu;

-aa olur mu hiç öyle şey? bunun yaşlılığı var, hastalığı var, kim bakacak sana o zaman?

kim bakacak sana o zaman...
vay be.
çocuğu getirip de böyle pis dünyaya atacak kadar sahip olduğunuz bencilliğinizi sikeyim.
çocuğu sevmediğiniz oradan belli.

kim bakacak sana o zaman?
ben sokaklarda ölmeyi düşünüyorum. doğmayan çocuğumu sizden daha çok seviyorum.

bugün mutlulukla ilgili bir yazı okurken alakalı bir bilgi okumuştum. Tadını çıkarmayla alakalı değil sanki, olabilir de. Çocuklu çiftlerin çektiği eziyet ve çocuk sahibi olma mutluluğu birbirini dengelediğinden çocuklu ve çocuksuz çiftlerin mutluluk oranları yakınmış gibi birşeydi. Yazarken pek de anlamamışım gibi geldi de aradım buldum tam olarak böyle diyormuş.
" Apparently, the joys and stresses of parenthood balance each other out, as people with and without children are equally happy (Argyle 2001)."

ayrıca linki de vereyim şahane yazılmış anlayan okusun derim.
lesswrong.com

indiğin nokta burası, aşağı kalan tarafta otobüs durakları.
goo.gl

arkadaşım bu kadar mı asosyal oldunuz yahu ? nasıl insanlarız artık biz. birine sor gösterir. yok dersen de dümdüz git sağa doğru dön göreceksin.

Metrobüsten Beylikdüzü yönünde geldiysen çıktığında sola dönmen lazım.İlerde bi köprü var onu geçince karşında bi Mado göreceksin.Mado'nun ordan sola dönüyorsun-Mado önünde kalıyor-Ya da orda bi otobüse binip gidebilirsin çünkü çok da yakın değil.Önemli olan Mado'nun önündeki o yolu takip etmen.

çay kahve içme , ayran iç yoğurt ye uyku getirir , biraz da psikolojik olarak rahatla uyursun herhalde.

ekleme:@afiyet doğru demiş şuan yorgunluktan ölüyorum spor yüzünden deli gibi uykum var. 00:00da işim var yapıp yatıcam.1 gün ara ile 3 gün koş tamam.

önce yoğurt ye ya da süt iç sonrasında bir film aç. en komedisinden altyazılı olsun ki gözlerin yorulsun hemencecik uykun gelsin. ya da birileriyle muhabbet et.

Ayni sorun bende de var,yukarida soylenenlerin hemen hepsini yapmis olmama karsin bir aydir uyumaktan korkuyorum resmen.

Unisom diye bir ilac tavsiye edildi ne kadar ise yarar bilmiyorum ama ben deneyecegim,siz de deneyin derim.

verilenler uyku getiren şeyler ama uykunun bölünmemesine ne kadar faydalı olur bilmiyorum.
ilaç tavsiye etmesini pek sevmesemde unisom bu durumlarda oldukça işe yarıyor.

new balance pembe ayakkabı

steam'den oyun alip gonderin mail adresine iste
store.steampowered.com

yukarida linkini verdigim bir katalogdan hosuna gidebilecek bir oyun secip yollayabilirsiniz. fiyatlar da cok yuksek degil

500 parca puzzle

hediyenin yanında, bir not mutlaka olsun ve notta kendisine sevginizi ifade edin. Hediye kadar mutlu edecektir o da zannımca. Gerçi bu standart bir şey belki ama kaynamasın:)

Aynısını dün DeFacto'da gördüm.
Tamam çok tırt marka ama siz de uzun vadeli değil de yazı geçireyim gözüyle bakarsanız, idare eder bence.

mango outlet.

şöyle birşey buldum ama mangoymuş :)www.fashiolista.com
bir de ultra alakasız olacak ama keten elbiselere bakarken denk gelmiştim lookbook.nu

çok bakındım ama tam anlamıyla dediğiniz şeyin türevlerini buldum. kısa ve elbise olmayan (trençkot) uzun ve içine bir şey ile giyilen bu tarz ürünler ile keten elbiseler dahil. buyrun:
www.defacto.com.tr
www.defacto.com.tr
www.defacto.com.tr
www.defacto.com.tr
www.defacto.com.tr
www.defacto.com.tr
www.defacto.com.tr
www.defacto.com.tr

ayrıca:

www.stradivarius.com
www.pullandbear.com
www.pullandbear.com
shop.mango.com

anekdot: keten elbise alacaksanız şöyle söyleyeyim sade olan, fazla cebi olmayan, kuşaksız(elbiseye yakışıyorsa iyidir) düz renk bir şey alın ya da eskiyi yansıtan vintage tarzı da denilebilir. yani daha şık ve hoş durur. örnekler verecek olursam:
lookbook.nu
lookbook.nu
lookbook.nu
lookbook.nu
lookbook.nu
lookbook.nu
lookbook.nu
lookbook.nu

marketlere stand gönderen ajanslar.

reklam ajansları onlara bağlı çalışıyorsun. onlar seni yönlendiriyorlar.

reklam ajansı daha profesyonelleri çalıştırıyor. burada bahsedilen ajanslar organizasyon şirketleri. genellikle öğrenciler oluyor çalışan işçiler ve 10 saat (sabah 9 akşam 8 gibi) ayakta insanlara hoş geldiniz, konferans şurada bilmem ne diyerek 50-60 lira arası bir para alıyorsun. ingilizce biliyorsan 70-80 tl'ye kadar verebiliyorlar ama en boktan tarafı bu ''ajansların'' paranı 1 ay sonra yatırıyor oluşu. az koşturmadım peşinde.

çay iç, şekersiz.

kahve iç sert olsun. nescafe değil yalnız.

Çok karanlık ya da gözünü alıcak şekilde şıklı bir ortamda bulunma mümkünse bilgisayar ekranına fazla bakma gözler için diyorum.

Karnını doyurup bir ağrı kesici içmeyi biliyosundur , kafanı fazla sağa sola sallama geçer.

Ama uyumak en iyi çözüm.

1,30 -2 saat uyusan sonra yapsan ne yapacaksan daha iyi olurdu.

gözünün üzerine çay koy evet. sallama çay poşetini koyabilirsin. o yoksa çayın posası mıdır nedir onu peçeteye sarıp koyabilirsin.

gözünü yoracak şeylerden de uzak dur.

soğuk suyla yüzünü yıka
ağrı kesici iç
midem alıyorsa aburcubur ye
duşa gir
film izle

elma ye, uyumanı engeller

apartmana dağıtmalık: aşure
sevinç kutlamalık: lokma:)

lokum olabilir

gönül isterdi ama çok kalabalıksınız :)

Her daireye iki cupcake.

sütlaç yapıp dağıtabilirsiniz

kerhane tatlısı yap. şaka şaka.

keşkül yapan kaldı mı ya bu devirde? hazır tozlardan alıp onlarla mı yapmayı planlamıştın anlamadım ki.. neyse, hava sıcak olursa hafif bişey yap sen yine. sütlü tatlılardan falan bişeyler işte. bak irmik tatlısı olur mesela. ben çok severim :( hatta bak etimekli bi tarifi var irmik tatlısının. alta etimekleri dizip çok hafif bi şerbet döküyosun, üstüne irmik tatlısı, onun da üstüne kremşantili bişey koyuyosun, en son üstünü süslüyosun. böyle büyük bi kapta yapıcaksın bunu bol miktar sonra kesip kesip dağıtacaksın. laan amma uzattım gece gece tatlı demeyin bana arkadaş :(

zeytinyapragi.blogspot.com şu kaselerle yaparsın hem.

lokma

lokma +1

keşkül çok alakasız bence de.
irmik/ un helvası.
sütlaç da olur.

kadayıf dolması yap dağıt bence...

kaynaşma açısından da iyi olur senn adına...hayır diyeceklerini sanmıyorum

yedekli mi acaba. tamamen erkeğim ve tamamen bilmiyorum ve tamamen fikir yürüttümi.

ikili paket = iki çift çorap. muhtemelen 1 tane fazla koymuşlar.

o kadar ince düşüneceğini sanmam pentinin de mantıklı tabi. yalnız, kaçacak türden bir çorap değil, dediğim gibi penye.

ikili paket -normal şartlarda- çoraplarda 4 tane tek çorap olması gerekir. herhangi bir mağazadan -giyim üzerine bir marka- tekli çorap asla satılmaz. ya 4 çift çorap satılır ya da sizin dediğiniz gibi kampanyalı ürünler satılır. 3 veya 5 gibi tek rakamlarla satılan ürün pek nadirdir. paketli ürünlerde yalnız. tecrübelerime dayanarak söylüyorum, yanılıyor da olabilirim.

www.penti.com

bu mudur aldığınız?

evet 3'lü konusunda yanılmışım. www.penti.com hanımefendiler işte. rakamlarda bile şaşırtıyorlar.

bir fazla koymuşlardır. gidin mağazaya bir sorun en mantıklısı budur.

moda migrostan çarşı tarafına doğru devam edin. berberleri geçtikten sonra çiğköftecinin yanında ufak bir dükkan olacak.

Moda meydanda var bir tane. Oyun atolyesine giden sokagin hemen basinda zemin katta.

Kesinlikle bagdat caddesindeki oktay kuafor (nezih kitabevinin yanindaki araliktan giriyosun) ama 40tlyi asabilir

eczanelerde mevcut. gratis'te de satılıyordu ama eczaneden alın siz.

ayakkabı tamircilerinde de satıyorlar

gratis veya watsons'lardakiler eczanelere göre daha ucuz, topuk, parmak arası, vs her yer için uygun modeli var.

etrafınıza bakın..

sosyal psikolojide çok var hofstede öneririm

Oturma işi uçuştan 1 gün önce, ya da uçuş günü düşüneceğin bir mesele.

Aynı anda 2 bilet alırsan fiyat artmaz, önce birini alırsan diğerinde fiyat artabilir, aynı da kalabilir.

o fiyattan iki yer yoksa zaten direk pahalı fiyatı gösteriyordur. o yüzden en iyi stratejin o bileti almak, sonra o adama da en kısa sürede bileti aldırmak olur.

eğer check-in'de koltuk seçimi için para alan bir havayoluyla uçmayacaksanız, iki ayrı biletle de çok rahat yan yana oturabilirsiniz.

biletleri aynı anda alamayız. bu fiyat neye göre değişiyor?

bilet fiyatları birçok şeye göre değişir ama bunlardan en kritik olanı uçakta satılmamış olan koltuk sayısıdır. bu koltuklar azaldıkça fiyat artar.

her fiyat için belli bir kontanjan vardır. örneğin 50 euroluk 10 koltuk, 60 euroluk 20 koltuk vs.

eğer beraber alamayacaksanız belli bir süre rezerve edebiliyorsunuz. bazıları ücretli rezervasyon yapabilir. hangi hava yolu?

kiddo yazıp aratacan başka çaresi yok mesela kiddo diye bi şarkıcı varmış ben baktım kliplendirilmiş bi şarkısı da şu;

www.youtube.com

turnusol falan değil arkadaşım, şarkı arıyoruz.

tesekkur ederim isildur. google ın altını üstüne getirdim , o arada başka şarkılar keşfettim fakat o değil.

hola. ben araştırdım. bunun where to? albümündeki üç şarkıyı söylemişler. adlarını yazayım, siz seçip beğenin.

“Fix Me”
“Lost Memory”
“Sunshine”

kaynak: www.sacksco.com

lost memory imiş.

yumuşak olmasının tek sırrı ununu az koymak

yeni yaptım. 3 yumurtayı çırp. üzerine 1 su bardağından biraz az toz şeker koy, çırp. üzerine 1 su bardağı süt koy çırp, 1 çay bardağı kadar sıvı yağ koy çırp. 1 paket kabartma tozu ve 2-3 su bardağı kadar un ekle (azar azar koyarak kıvamına bak aslında, boza kıvamında olacak işte) çırp çırp çırp. arada tadına bakabilirsin tabi.

sonra bunun yarısını ayır(ben biraz daha fazlasını ayırdım). içine kakao koyabilirsin ama ben nutella koydum 3 yemek kaşığı. rengine göre ayarladım onu da. iki kaşık tam karamel rengi olmuştu mesela.

kabı yağla ve unla yapışmasın diye. çikolata daha bir yapışkan oluyor. önce çikolatalıyı dök, sonra ortasından giderek sadesini dök, sonra corba kaşısgını farklı yerlerde ortadan daldırıp döndürerek çıkar, kekin içinde şekil olsun diye :)

170 dereceye ayarlayıp fırını keki de soğuk fırına at. erken açma kapağını, söner yoksa :)

cildin yenilenmesini hızlandırıyor. aslında soyma mantığıyla işliyor krem. yanıkta kullanılan bir krem ama sivilce izleri için kullanıyor birçok insan. sivilce izleri için önerdiğim arkadaşlarım vardı, hepsi memnun kaldı.

soyma mantığı? şimdi direk bunu eczaneden alıp yüzüme sürersem yüzüm soyulacak mı?

yok yahu. farketmezsiniz bile. ne için kullanacaksınız

soyulma derken ölü derilerin hızlıca vücuttan atılması ve yenilenmesi demek istenmiş

Cilt lekelerine fayfası olmaz.

contractubex yara izlerini kapatmada kullanılan ilaç, lekelere faydası olmaz

su toplama acısı değil bu, ağrılı sızılı bir şey.

konusma zaten açıklamayı yapmış, bahsettiğin yer ayağın en zayıf noktalarından birisi. "sorun topuk değil" de denmiş ama topuklu ayakkabı o bölgeyi ağrıtmak için yapılabilecek tüm güzel hareketlere zemin hazırlar.

bir de "2 gündür topuklu ayakkabının üzerinde ayaktayım"dan, bir süredir giymediğin anlamını çıkardım. alışkın olsalar bile aranın ardından 2 gün boyunca giydikten sonra şişebilir, artistik yapabilir ayak. ben de 500 kez paten giydim ama hala kafam kadar oluyor ayağım patenden çıkarınca.

serçe parmağına çapraz bant falan yapıştırabilirsin, rahatlatır, ama çirkin görünür ya.

diyebilirsin. iyi bir terzi çok güzel de yapar.

hep oyle derler zaten. dersin. ama her turlu yirtmac olmaz...

terziye gidersin ''yaparız abla'' der. yapar ama iştediğin sonucu alma ihtimalin çok düşük olur. :)

Esnek bi kumaşsa beklediginiz sonucu vermez muhtemelen. Yirtmac isterken elbisenizden de olabilirsiniz yani.riskli biraz

It's yet to be decided. / It's still uncertain.

Yani 1 ayı geçirmeyin derim, sonra tadı kötüleşmeye başlıyor.

ikisinin arasında da hiçbir fark yok. ikisi de standart uyduruk kulaklık işte ucuz olanını al.

olmaz bir şey.

Bu konuda bir bilgim yok ama Dolorex'i denedin mi? İnanılmaz bir ağrı kesici, yarım saatte eser bırakmıyor bende.

dolorex kırmızı küçük yuvarlak olanlar ise evet. işe yaramadı ama.

Advil'i de tavsiye ederim. Benim sancım da çok oluyor. Resmen yürüyemiyorum. 2 tane Advil içince çok hafifliyor ağrım.
Dene istersen.

Yok Dolorex kırmızı değil, kahverengi. Normal hap boyunda.

arvales de yaptırabilirsin ama buna alışınca iğne yaptırmadığın zaman adet sancını daha şiddetli çekersin.

yaptır gitsin ya. reglden birkaç gün önce buscopan içmeye başlasan aslında çok faydasını görürsün. iğne yaptırmana da gerek kalmaz. ayaklarını da sürekli sıcak tut. yere terliksiz basma. bunun da çok faydası olur. dayanamayacak kadar ağrın varsa yaptır iğneyi. hiç acı çekmekle uğraşma.

Herkesin ayrı bir yolu vardır. Ben benimkini söyleyeyim. Ortaokuldan üniversiteye kadar çektim ben bu mereti. Ortaokulda annemi okula çağırırlardı. İlk gün revirlik olur ancak hemşirenin yaptığı iğne ile yatışırdı ağrım. Sonra tesadüf keşfettim ki yürümek iyi geliyor. O dayanılmaz ağrı başlayınca - biliyorum yere çökmek istiyorsun ağrından- yürüyeceksin. Gece yarısı mı başladı ağrı? Salonda dolap beygiri gibi en az 20 dakika durmadan yürüyeceksin. Bir şekilde hareket ve ayakta olmanın verdiği yerçekimi baskısıyla rahatlıyorsun. Tabii ki her zaman ayaklar sıcak tutulacak bir de kas gevşetici bir şeyler içebilirsin, ama yürümezsem bende sadece ilaç işe yaramıyordu.

bir fark yaratır mı bilmem ama annem benim kazağımı fairy'le çitilemiş sonra bol fairy döküp öyle suya ıslamış bekletmiş sonra çiti çiti yapmış tekrar biraz daha bekletip öyle yıkamış geçmiş.

ekstra annemin notu: ipekliyse zor gidermiş, tersinden bebe pudrası döküp üzerine karbon kağıdı konulması gerekiyormuş.

anneme sordum dedi ki;

yağın üzerine tuz döksün sonra onun üzerine kağıt havlu koysun ve ütülesin.o zaman çıkar dedi.

yukaridakileri deneyin. eger gecmezse tiner yada benzinli pamukla iyice ovun, sonra yikayin cikmasi lazim.

Konumdan hangisi oldugunu cikartip telefon acabilirsiniz belki:

goo.gl

eski kotonun bitişiğindeki di mi? rexe inerken hani?

pazarları kapalı bildiğim kadarıyla, ctsi belki açıktır ama?

o terzinin ismi hanna bey :) d.bakırlı bir abimiz gayrimüslimdir ve işinde inanılmaz titiz ve pahalıdır. ama herşeyimi ona yaptırırım :)

evet.
amazon.
anadil.

1-evet
2-nezih,remzi,amazon
3-kitabına göre değişir

evet
amazon
orijinal dilinde

1) Evet. Her ceviride bir miktar kayip oluyor. Ozellikle sanat alaninda orijinal dil her zaman en iyisi.

2) Ben havaalanindaki kitapcida bulmustum, kitapevi olarak bilmiyorum.

3) Kitaba gore degisebilir fakat cogunlukla orijinal dilini tercih ederim.

evet.
artık e-kitap.
kitabına göre değişir bence de.
nadiren iyi çeviriler dışında, genel olarak her alanda çeviriler kötü. hatta bir "çevirgen" olarak yapılan hatayı da tahmin edebiliyorum çoğunlukla. kitap okurken bir de uğraşmak çok sıkıcı olabiliyor.

1) orijinal dili tercih ederim.
2) genelde okul kütüphanesinden faydalanıyorum ancak alacak olursam arkadaş kitabevinden alırdım herhalde, (şubeden şubeye değişiyor mu bilmiyorum ama) geniş bir arşivi var.
3) iki türlüsü de mutlu ederdi, ama orijinali daha güzel olurdu tabi ki.

Evet. internetten korsan. Anadil.

1-kitabına göre değişir, güzel bir çeviriyi türkçe okurum acımadan.
2-okulun kütüphanesi, az vakit, güzel çeviri.
3-orijinal dili tercih ederim.

muadilidir?
diane 35'te doğum kontrol hapı değildir gibi bir şey yazıyodu...

edit: www.eksisozluk.com

yasmin vermişlerdi bana, doğum kontrolü de sağlıyor.
herhalde yaşa, kiloya göre falan veriyorlardır. sigara içenlere yasmin vermiyorlar mesela.

evet diane 35 doğum kontrol hapı (oral kontralseptif) değildir yazıyor üstünde ama doğum kontrol için kullandığını çok gördüm.

yazz 24+4 yan etkisi en az olan sanırım. en pahalısı ayrıca.

ikisinin üreticisi de aynı ve 1'e 2,5 fiyatları olduğuna göre diane 35 doğum kontrol hapı değildir (heralde) diyebiliriz sanki.

bu ürünlerin hepsinin içeriği östrojen ve progesteron hormonlarından oluşur ama miktar ve kombineleri farklıdır. tabi ki size göre bir ilaç verecek. bu ilaçlar fsh, östrojen gibi hormon testlerinizin sonucuna göre veriliyor. herkesin hormon seviyesi aynı olmayacağından kişinin ihtiyacı olan miktar hormon içeren ürünler yazılıyor.

italiano'nunkiler fena değil.

Ay-yıldız'a bakabilirsin. Jartiyer çorapları orada Penti'ye nazaran biraz pahalı ama ben memnun kalmıştım.

bende calzedonia'nın var iki tane. bir tane siyah renkli bir tane de ten rengi. siyah renkli olandan pek memnun kalmadım. kayıyor gibi sanki. bilemiyorum belki de modelindendir. üstelik pahalı olmasına rağmen ve çok az kullanmama rağmen bir yerinde yırtık oluştu. dayanıksız da yani. markafonide bazen italiano'nun indirimleri oluyor. onları takip et. o kadar paraya değmiyorlar, çünkü çok kaliteli oldukları için değil ithal olduğu için o kadar pahalılar bence.

www.tamindir.com

programa gerek olmadan;

linux için: www.computerhope.com

windows için : www.pclabs.com.tr

Zamanlanmış Görevler (scheduled tasks) bu işler için.

denetim masasında bulduktan sonrası kolay.

aimpde seçenekler var. playlist bitince kapat 10 dakika sonra kapat 3 şarkı sonra kapat. yada beklemeye al şeklinde.

tanrıım! bu cevaplar benim için çok profesyonel. daha böyle anlaşılır şekilde. X for dummies gibi anlatımlara ihtiyacım var. gülmek yok :(

1 saat sonra kapatır
dl.dropbox.com

2 saat sonra kapatır
dl.dropbox.com

bu da iptal etmek için
dl.dropbox.com

bilgisayarınızın istediğiniz süre kadar sonra kapanması için, ilgili dosyaya çift tıklamanız yeterli. bu süre bitmeden 10 dk önce uyarı çıkaracaktır. yine kapanmadan önce bu işlemi iptal etmek için iptal.bat dosyasına çift tıklamanız yeterlidir.

NOT: bunlar .bat dosyasıdır, kendim de kullanıyorum. herhangi bir şekilde virüs içermez. rahat olun. yine de indirdikten sonra virüs taraması yapabilirsiniz.

her not açıklanma döneminde böyle oluyor zaten, kimse giremiyorsa sen de giremezsin boşuna uğraşma. bekleyeceksin.

ben de giremiyorum. hatta kimse giremiyor.

eğer direkt 12. bölümden başlamayı sağlayacak bi kod falan yoksa zor o iş.

kod varsa da bende yok. şöyle ki önceki bölümler kolay ve zevkli bence oynayıp 12. bölüme kadar gelmelisin.

aramaya inanmalısın www.youtube.com