Giriş
(7)

Youtube zararda mı?

uz
İlk açıldığı zamanlardan beri zararda diye duymuştum sonra satıldı filan. hala zarar mı ediyor bu adamlar? bu konuda bilgisi olan var mıdır? bir de bu siteye koyduğun video yu kendi sitende yayınlayabiliyorsun. böylece millet hiç youtube'a girmiyor ama youtube'dan faydalanabiliyor. çok mu iyi insan
İlk açıldığı zamanlardan beri zararda diye duymuştum sonra satıldı filan. hala zarar mı ediyor bu adamlar? bu konuda bilgisi olan var mıdır?
bir de bu siteye koyduğun video yu kendi sitende yayınlayabiliyorsun. böylece millet hiç youtube'a girmiyor ama youtube'dan faydalanabiliyor. çok mu iyi insan bunlar? nasıl kar edecek bu adamlar?
0
uz
(05.01.09)
senin sitene koydugun video eger ciddi anlamda hit aliyorsa o video uzerinde reklam yayimliyorlar, arti senin sitendeki videonun youtube'dan geldigi belli ondan marka degeri artiyor.
0
compumaster
(05.01.09)
google zararda mı?
0
vital
(05.01.09)
belki rastlamamışsındır ama video'larda reklam oluyor bazen. onun dışında bi ton anlaşması var firmalarla. internetten para kazanmak demek reklamdan para kazanmak demek.
0
abtash
(05.01.09)
Videoyu mantık olarak kendi sitenden yayınlamıyorsun, sadece gösteriyorsun. Onun izlenmeden kaynaklı hit'i yine de YouTube'a yazılır. Bu açıdan, dışarıdaki bir "şubesinden" de hit almakla aslında çok daha fazla kazanır Tube. Sonuçta genel olarak onun resmi ziyaretçi sayısı artar ve compu'nun dediği gibi senin hitine göre reklamı oraya yönlendiren bir sistemleri var. Yani dışarıdaki video aynı zamanda YouTube'un da bedava reklamı olarak reklam giderlerini azaltır ve bu şimdilerde azımsanmayacak boyutlarda. O videolara tıklayarak YouTube'un ana sayfasına gidenler de pek az değil. Şimdiki tek sorun telifli videoların silinmesi ya da teliflerinin ödenmesi. Canlı yayına tam geçtiklerinde asıl kar edecekler.
0
danimarkaprensi
(05.01.09)
ilk açıldığında senin benim gibi adamların giderleri karşılayacak sermayeye sahip olmamalarından dolayı zarardaydı. google'ın ise böyle küçük dertleri yok. adamlar ne kadar zarar etse de sırf prestij için sübvanse edecekelrdir.
0
darknum
(05.01.09)
basında çıkan haberlere göre youtube zarar ediyor. 2008 yılı gelir/giderleri ile ilgili bi haber şu şekilde;

News Coorperation ve NBC Universal tarafından desteklenen TV programları ve film gösterim sitesi Hulu, YouTube’a göre çok daha az trafik almasına rağmen YouTube kadar gelir elde edebiliyor. Financial Times’ın Screen Digest’in rakamlarına dayanarak yaptığı habere göre 2008 yılında Hulu’nun 70 milyon dolar, YouTube’un da 100 milyon dolar reklam geliri elde etmesi bekleniyor.
100milyon dolar gelir, sunucu giderleri yanında devede kulak kalacak bir rakam. Google belindeki youtube kamburu ile sürekli zarar ediyor. Screen Digest hulu ile youtube arasındaki kar farkının 2009 yılında kapanacağını ve her iki şirketin de 180 milyon dolar civarında bir gelir seviyesine ulaşacaklarını öngörüyor. Fakat en can alıcı nokta ise iki şirketin kârlılık oranları. YouTube zarar ederken, Hulu’nun 2008 yılında 12 milyon dolar kâr etmesi bekleniyor.
0
gsgsgsgsgsgsgsgs
(05.01.09)
youtube üzerinde tanıtım yapan kanal ve kuruluşlar var, belli bir mebla karşılığı yapıyorlar bunu. cbs'nin falan vardı en son gördüğüm kadarıyla. bu da büyük gelir kaynağı sonuçta. ama bu tip kanallar asıl yatırımı hulu'ya kaydırmış durumdalar, hulu daha değişik bir mevzu, tv olayını bitireceğini söyleyenler de var. kanallar tarafından sürekli destekleniyor ve şu an daha büyük yatırım çekiyor.
0
alchoburn
(05.01.09)
(9)

arama yapınca bağlanan internet

uz
ilginç bir bağlantı problemi yaşıyorum. internet bağlantım bir gelip bir gidiyor, doğru düzgün nete giremedim iki gün, destek için ttnet i aradığım sırada (henüz teknik desteğe ulaşamamıştım) bağlantım geldi ve o gece boyunca sorun çıkarmadı. ertesi gün tekrar aynı problemi yaşadım.internetin bağlı
ilginç bir bağlantı problemi yaşıyorum. internet bağlantım bir gelip bir gidiyor, doğru düzgün nete giremedim iki gün, destek için ttnet i aradığım sırada (henüz teknik desteğe ulaşamamıştım) bağlantım geldi ve o gece boyunca sorun çıkarmadı. ertesi gün tekrar aynı problemi yaşadım.
internetin bağlı olduğu telefon hattından herhangi bir numarayı arayınca bağlantımın stabil hale geldiğini keşfettim. bunu birkaç defa denedim ve her seferinde işe yaradı. açıp ttnetle muhattap olmadan buraya bir sorayım dedim.

nedir bu problem? modem ayarları ile ilgili midir? (ki modemi kırk kere restemişimdir bu problem esnasında)
0
uz
(06.12.08)
hattınıza bağlı paralel telefon varsa çıkartıp kontrol edermisiniz? telefonu ve modemi aynı anda kullanmanızı sağlayan parça (adı aklıma gelmedi) da sorun yaratmış olabilir, değiştirip deneyebilirsiniz, hâla sorun çözülmüyorsa telekom'dan hattınızın sinyal kalitesinin test edilmesi için ekip talep edebilirsiniz.
0
oligomer
(06.12.08)
sorunun cozumunu tam oalra kbilemeyecegim. zor bir seye benziyor. benim zamaninda bir modemim vardi bunun gibi, msnden kim sesli konusma baslatmak icin davet gonderse modem kendini resetlerdi. odemi degistirdik sorun duzeldi. seninde imkanin varsa baska bi modemle dene bakalim
0
sanio
(06.12.08)
modemle alakalı değil, oligomerin dediği gibi paralel hatla alakalı malesef. aynı problem bizde de var en başta deli gibi her seferinde ttnet destek hattını arıyordum sanki onlarla alakalıymış gibi daha sonra olayı çözünce kendi cebime çağrı bırakmaya başladım ev telefonundan. böylece faturaya bi şey yansımıyor en azından. bi de bizim modemin bağlı olduğu telefon bu 100 metre fln taşınan telefonlar var ya onlardan, adı aklıma gelmedi şimdi. eğer sizinki de öyleyse onla da alakalı olabilir. çünkü normal sabit telefonla böyle bi sorun olmuyordu sanki bizde. çözüm konusunda paraleli devre dışı bırakmak gerekiyor sanırım.
0
inkey
(06.12.08)
hatta bir dalgalanma varsa ki bu dalgalanma telefon tuşlayınca stabil hale geliyor olmalı. o yüzden olabilir. bana olmuştu 1 hafta sonra kendiliğinden geçti.
0
equbia
(06.12.08)
bağlantılar için splitter kullanın.
0
kimlanbu
(06.12.08)
aa bende de ayni problem oldu.. ne denediysem olmadi. modemi ve splitter'i kac defa degistirdik ise yaramadi.. sonunda ben okula gittim, telekom'dan adamlar disaridaki kabloyu degismisler duzelmis. simdi koparmaya calissam bile kopmuyor, gayet stabil baglantim :)
0
katafalk
(06.12.08)
katafalk'ın yazdığı gibi bu sorunun tek çözümü ttnet arıza servisinin gelip dışarıdaki kabloları düzeltmesi. bende de aynı problem vardı, ancak telefonla konuşurken bağlanıyordu internet. telefonum da paralel değil. ttnetteki görevliler de dahil kime anlatsam inanmadı telefonu açtığımda bağlantının sağlandığına. Ne ise ısrarla görevli isteyin, ileride daha kötü olacak çünkü bağlantı ve hattaki problem.
0
gulden kale
(06.12.08)
splitter kullanıyorum, paralel hat yok, telefon telsiz değil. sanırım en ii si ttnetçileri çağırmak bayram ertesi.

aslında daha iki yıl önce evdeki hattı telefon direğine kadar yenilemiştim ama bakalım artık. teşekkürler yanıtlar için.
0
🌸uz
(07.12.08)
splitter i degistirin
0
bryan fury
(07.12.08)
(14)

Sinema Kültürü Edinmek

uz
Son 6 aydır sinemayı yeniden keşfetmiş bulunmaktayım ki bu sürede 60 dan fazla film izledim. Daha önce sinema benim için para vermeye değmeyecek denk gelirse yapılacak bir aktiviteydi. Artık uzman bir izleyici olmak istiyorum. 1.Filmleri yönetmenine göre izleyeyim diyorum. Tüm filmlerini indirip sır
Son 6 aydır sinemayı yeniden keşfetmiş bulunmaktayım ki bu sürede 60 dan fazla film izledim. Daha önce sinema benim için para vermeye değmeyecek denk gelirse yapılacak bir aktiviteydi. Artık uzman bir izleyici olmak istiyorum.

1.Filmleri yönetmenine göre izleyeyim diyorum. Tüm filmlerini indirip sırasına göre izliyorum. Hangi yönetmenleri tavsiye edersiniz? Favori diyebileceğim yönetmenim Tim Burton, Kubrick'in tüm filmlerini izledim. Şu sıralar Coen kardeşler üzerinde çalışıyorum. David Lynch'de sırada.

2. İzlediğim her filmi imdb'de oyluyorum, bunun dışında neler yapılabilir? Bir de filmler hakkında kritikler de yazmak istiyorum. nasıl yapmalı? (sadece kendim için, belki sözlüğe de yazarım)

3. İmdb listesini word'e kaydettim, izlediklerimi işaretliyorum. tv'de bile bin kez gösterilen bir çok klasik filmi izlememiştim onları bitirdikten sonra güncele yetişirim diyorum. İmdb'de pek olmayan uzakdoğu ve avrupa sinemasıyla ilgili böyle bir liste bulabilir miyim?

4. Bağımsız sinema nedir? ucundan kıyısından yakaladığım çok farklı filmler oluyor bazen, biraz araştırınca bağımsız sinemanın müthiş örneği filan diyor. Bu filmlere nasıl ulaşılır, sanırım hollywood ve türk sineması bittikten sonra bu filmlere yöneleceğim.

ben böyle madde madde yazdım ama sorulara cevap olmasa da her türlü öneriye açığım,
teşekkür ederim.
0
uz
(05.12.08)
büyük film şerketlerine bağlı olmayan, kendi yağıyla kavrulan yönetmen ve yapımcıların yaptığı sinemaya bağımsız sinema deniyor.

haliyle bütçeleri ve teknik imkanları kısıtlı oluyor. daha sonra tanıtım ve dağıtım imkanları da öyle.

ne farkı var dersen tahmin edeceğin üzere ticarete yönelik olmayan, çok fazla gişe kaygısı ile çekilmeyen, büyük şirketlerin politikalarına uymayan, özgün ve orjinal filmler oluyor bunlar. kaliteleri çoğunlukla yüksektir.

ilk zamanlarda bağımsız filmler pek önemsenmezken şimdilerde desteklenmeye çalışılıyor. örneğin amerika'dan robert redford bağımsız filmlerin katıldığı bir festival düzenlemeye başladı bir süredir. sundance film festivali. niye desteklemek gerekiyor? çünkü arkalarında stüdyolar yok. tanıtım ve dağıtım imkanları yok. o yüzden tanınmıyorlar ve para kazanamıyorlar.

kısaca ve acele bunları yazıyorum. gerisini biraz internette arayarak bulabilirsin.
0
mea maxima culpa
(05.12.08)
hollywood'tan bana göre en izlenmeye değer yönetmeni izlemişsin zaten: kubrick. gerçi o filmlerinin çoğunu ingiltere'deyken çekmiştir. ayrıca evet david lynch'i de izlemelisin bence, her ne kadar hakkında bişey anlaşılmıyo bilmem ne diyen düz adamlar olsa da bunlara kulak asmamak lazım. onlar 2001: a space odyssey gibi bi şahesere de aynı yakıştırmayı yapmışlardır. ama kişisel düşüncem lynch ne kadar iyi olsa da kubrick'in yanına bile yaklaşamaz. gerçi böyle karşılaştırma olur mu işte. yani ben kubrick'ten aldığım zevki alamam ondan. bana göre tabi dediğim gibi. neyse burası biraz soruyla alakasız oldu.

bence hollywood'u bitiriym avrupa'ya geçeyimden ziyade direk avrupa'ya geçsen daha iyi olur. avrupa'dan da ilk tavsiye edeceğim ingmar bergman. bayma potansiyeli olmakla beraber ilgini çekecek bir alansa çektiği tarzda filmler gayet zevk alacaksındır. avrupa'dan diğer tavsiye edebileceğim isimler: andrei tarkovsky, luis bunuel, jean pierre jeunet.
0
psyche
(05.12.08)
1. Tarkovski. Daha güncel istersen guillermo del toro falan olur.
2. Blog aç.
0
sui
(05.12.08)
bende sinema kulturunu yeni edinemeye basladim. sana tavsiyelerde bulunayim az da olsa.
1- filmleri yonetmenlerine gore izlemek mantikli, bende oyle yapiyorum suan. ben turk yonetmenlerden basladim fakat. mesela zeki demirkubuz, nuri bilge ceylan gibi. sonra tavsiye edebilecegim ferzan ozpetek, roman polanski var.

2- bence ilk once kulturunu biraz gelistirmelisin bu is icin.

3-

4- turk sinemasinda bagimsiz sinemaya en guzel ornekler nuri bilge ceylan ve zeki demirkubuzdur mesela.
0
sanio
(05.12.08)
- film festivallerine katil
- baska baska milletlerin filmlerini izle (uzakdogu yapimi, rusya yapimi gibi)
- sinema forumlarina katil, elestiri yaz
- son olarak da amator film cekmeyi ogren ve kendin bir film cek
0
ermanen
(05.12.08)
tarantino azıcık olsun hoşunuza gidiyorsa guy ritchie nin filmlerini izlemek lazım abukluk yerine daha ince espirilere sahip tarantinoya nazaran
(bkz: lock stock and two smoking barrels)
(bkz: snatch)
bir de revolver var gerçi ama ben izlemedim henüz bilemeyeceğim
0
yuto
(05.12.08)
psyche,sui: tarkovski'yi daha önce de önermişlerdi, kesinlikle izleyeceğim. direkt avrupa ya geçmeyi şimdilik düşünmüyorum, biraz daha abd filmlerine vakit ayıracağım :)

sanio: yeni nesil türk yönetmenleri avrupa sineması ile ele alıyım diyorum.

ermanen: film çekme kısmı haricinde varım.

yuto: aslında bütün bu sinema tutkusu tarantino ile başladı. aa bu film güzelmiş bakalım daha başka ne varmış derken..

bahsettiğin filmlerin üçünü de izledim, üçünü de çok beğendim, aynı elden çıktıklarını bilmiyordum, kesinlikle takip edeceğim o zaman.
0
🌸uz
(05.12.08)
sinema blogu & dergisi oku. criticker.com a üye ol. film oyla, karşılaştığın çok film izlemiş insanların izledikleri tavsiye ettikleri filmleri gör, bul ve izlemeye devam et.
0
nihilanth
(05.12.08)
"üçünü de izledim ama aynı elden çıktıklarını bilmiyordum" diyorsun. şayet bir sinema kültürü edinmek istiyorsan ilk ama ilk iş olarak izlediğin filmin yönetmeni kimmiş onu öğren.
0
coffee and cigarettes
(05.12.08)
hal hartley'in trust filmini izle. ekşiye bir film kritiği yaz. bilmem anlatabildim mi?
0
atmosphere
(05.12.08)
ayrica ben de o uc film hakkina bisi soyliyim, o uc filmi izledikten sonra (ki basrol oyunculari ve yonetmen ayni) ayni elden ciktigini anlamiyosan senin isin biraz zor. filmleri izlerken biraz daha dikkatli ol sadece izleme, yonetmenlerin tarzlarina da dikkat et. mesela snatch, revolver, bank job, lock stock and two smoking barrels gibi guy ritchie filmleri birbirine fazlaca benzer(iyi anlamda) yani baska bi guy ritchie filmini izlerken hemen anlarsin belirli isaretlerden...Yani kisaca biraz daha dikkatli izlemeye basla filmleri. sadece film adi ogrenip izlemekle sinema kulturu edinilmez.

edit: Bank job guy ritchie filmi degilmis ben de sicmisim orda..
0
blackworld
(05.12.08)
haklısınız, lock stock ve snatch ikiz filmler sanki ama oyuncu kadrosu aynı değildi sanırım bu ikisinde. bir de benim izlediğim film başka bir revolver'miş. o kadar da vahim değil durumum sanırım :)

bu tip konulara önceden hiç dikkat emiyordum tabi ama şimdi bakıyorum.

atmosphere: ben anlayamadım maalesef, gerçekten.
0
🌸uz
(06.12.08)
Holy shit!

Hayvan gibi yazdigim uzun mesaj gitti :( Gizle dedikten sonra tekrar cevapla diyince ucuyormus yazilanlar bugun bunu da ogrenmis oldum :(

Usengec bir insan oldugumdan daha kisasiyla tekrar yazacagim.

1) Yonetmen bazinda izleyerek kendinizi sinirlandirmayin. Once cesitliligi saglayin, sonra zaten film izledikce begendiginiz yonetmenlerin filmlerine ayri ilgi duymaya baslarsiniz.

2) ingilizceniz varsa imdbde oyrum yazin, eksi sozlukte yazin (cok geri donus beklemeyin), forumlarda yazin bir de cok istiyorsaniz blog acin.

3) diviks programlarini izlediginiz filmleri takip etme amacli olarak kullanabilirsiniz. Hem aklinizda kalan bazi seyleri oralara not alirsiniz, excelden daha kolaydir kullanimlari. IMDB de neredeyse yok yoktur, dogru arama kriterlerini girdikten sonra cogu film -hele ki festivallerde gosterildiyse- database'inde vardir. bunun disinda asya filmlerine ozgu listeler mevcut. asian movie database diye aratmaniz bile yeterli. avrupa icin zaten olmamasi gibi bir sey soz konusu degil.

4) bagimsiz sinemayi taki petmenin en iyi yolu divxtir. eger ingilizceniz varsa y.disindaki sitelerden dvd sini almaktir ama ingilizceniz yoksa altyaziya muhtac oldugunuzdan mecburi istikamet divxtir. bundan sonra festivaller gelir. istanbul veya diger buyuk sehirlerden birisinde yasiyorsaniz festival ve izleti gunlerini takip ediniz. ayrica hollywood bitmez.

bunlarin disinda;
- kendinize sinir koymayin.
- keskin hatlarla iyi kotu diye ayirmayin filmleri. iyisi olmadan kotusu, kotusu olmadna iyisi olmayacagini aklinizdan cikartmayin.
- ayrim yapmaksizin her tur filmi ilzeyin.
- yorumlari/elestirileri filmleri izlemeden okumak yerine, izledikten sonra okuyun.
- dp gibi sinema sitelerini takip edin. beyazperde gibi mal surulerinin cok oldugu yerlere aldiris etmeyin.
- yazili/online sinema dergilerini takip etmeye calisin. sinema dergisi bu bakimdan iyidir.
- eger bir janrdan hoslanmadiginiz hatta nefret ettiginiz bir film cikarsa o turden bir filmi hemen akabinde izlemeyin. biraz sure taniyin kendinize. yoksa o turden tamamen uzaklasabilirsiniz. bazen 2 tane ardarda kotu film cikmasi insanin sevkini feci sekilde kirabiliyor.
- cabuk pes etmeyin.
- etreafinizda sinemaya ilgi duyanlar varsa onlarla oturup filmler hakkinda konusun, tartisin.
- begenmediginiz bir seyi, koyun psikolojisine girmeden, begenmedim diyebilin. blade runner'dan nefret ediyorum diyebilin yani. bunun uzerine gelen yanitlari dinleyin, kendi kafanizdakileri iletin. belki gormediginiz veya anlamadiginiz seyleri bu sayede gorebilirsiniz.

daha cok sey yazmistim ama sabah erken kalkacagim, anca bu kadarini toparlayabildim.

iyi seyirler.
0
entrapmen
(06.12.08)
uzakdoğu sineması derseniz : kim-ki duk ve chan wook park 'la başlayabilirsiniz. enfesler.
0
brkylmz
(06.12.08)
(1)

Eksik partı tamamlamak

uz
elimde bir adet dokuz partlık film var. indirmiş, partları birleştirmişim.Film açılıyor ama son 9 dakikası kayıp. Bir de filmi açtığımda, oynatıcı şerit sanki yükleme yapıyormuş gibi yavaş yavaş doluyor, son 9 dakikaya gelince duruyor.şimdi elimde bir adet sonu olmayan film ve download linkleri var.
elimde bir adet dokuz partlık film var. indirmiş, partları birleştirmişim.
Film açılıyor ama son 9 dakikası kayıp. Bir de filmi açtığımda, oynatıcı şerit sanki yükleme yapıyormuş gibi yavaş yavaş doluyor, son 9 dakikaya gelince duruyor.

şimdi elimde bir adet sonu olmayan film ve download linkleri var. film 9 partmış, son part 28 mb. acaba son part ı dahil etmeden filmi birleştirmiş olmam mümkün mü? eğer öyle ise bu sadece bu partı indirip birleştirilmiş filme dahil etmem mümkün mü?

çok saçma şeylerden bahsetmiş olabilirim, teknik bilgim zayıf bu konuda, bilgi vereceklere şimdiden teşekkürler.
0
uz
(30.11.08)
Anladığım kadarıyla filmi HJSplit denen bir program veya benzeri ile birleştirdiniz. Yani film parçalarının uzantısı "filmimben.001" "filmimben.002" ... 009'a kadar gidiyor?

Eğer durum buysa, son parçayı indirin elinizdeki büyük parçaya uygun bir isim verin film.001 ve son parcaya film.002 deyin. Yine aynı programla birleştirin, her şey hallolacaktır.

Ancak filminiz RAR parçaları idiyse, ilk 8 parçaya ihtiyacınız olur son 9. parçayla beraber açabilmeniz için. Ama zaten RAR olsaydı, en başta açarken son parçaya ulaşamadığı için hata verirdi. Herhalde RAR değil.
0
silhouette
(30.11.08)
(1)

marmara üniversitesi anadolu hisarı kampüsü - anadolu yakası kapalı yüzme havuzu

uz
burada kapalı havuz varmış sanırım, sadece öğrenciler mi faydalanabiliyor? yoksa para ödeyip kullanabiliyor muyuz - üye olabiliyor muyuz?marmara mezunu olmam bir işe yarar mı?daha önce de sorulmuş, netten de araştırdım ama anadolu yakasında tavsiye edebileceğiniz kapalı havuzlar hangileri? burhan fe
burada kapalı havuz varmış sanırım, sadece öğrenciler mi faydalanabiliyor? yoksa para ödeyip kullanabiliyor muyuz - üye olabiliyor muyuz?
marmara mezunu olmam bir işe yarar mı?

daha önce de sorulmuş, netten de araştırdım ama anadolu yakasında tavsiye edebileceğiniz kapalı havuzlar hangileri? burhan felek iyi benim için ama oldukça pis olduğu söyleniyor, üyelik kabul eden otel havuzları da olabilir aslında.
0
uz
(27.11.08)
Yaz döneminde hem fitness salonunu, hem de yüzme havuzunu dışarıdan gelenlere kullandırtıyorlardı (geçen sene); ama o dönem okulun yoğunluğu çok değildi, şimdi ise iki tane bölümü buraya taşıdılar sanırım, dolayısıyla yoğunluk oluşuyor diye kullandırtmıyor olabilirler.


Anadolu yakası'nda biraz tuzlu olsa da acarlar colesium var benim bildiğim
0
zaugnakhaldun
(27.11.08)
(1)

Microsoft Flight Simulator X

uz
Bu simulatörün kontrollerinin bi listesi olsa şöyle çıkış alabileceğim şekilde ne güzel olurdu. eğer bulamazsam oyun içi panelden tek tek yazarak yapacağım, kurtarın beni.
Bu simulatörün kontrollerinin bi listesi olsa şöyle çıkış alabileceğim şekilde ne güzel olurdu. eğer bulamazsam oyun içi panelden tek tek yazarak yapacağım, kurtarın beni.
0
uz
(20.10.08)
Ucak panelinde bulunan tu$larin kimisi sizin icin hayati onem ta$imaktadir, kimisi ise normal hava ko$ullarinda parmaginizi dahi degmeyeceginiz tu$lardir. Yardim almak icin bana mesaj yolu ile ula$irsaniz msn uzerinden size gerekli bilgileri verebilirim.
0
independence
(19.11.10)
(12)

Film tavsiyesi istiyorum ben de izninizle,

uz
Şunları seviyorum mesela,Cassandras DreamThe Big NothingLittle Miss SunshineIn BrugesSix Shooter...Çok alakalı filmler değil ama böyle büyük hikayeleri olmayan, küçük insanlar küçük hikayeler anlatan filmlere bayılıyorum, kendimi buluyorum onlarda.
Şunları seviyorum mesela,

Cassandras Dream
The Big Nothing
Little Miss Sunshine
In Bruges
Six Shooter
...

Çok alakalı filmler değil ama böyle büyük hikayeleri olmayan, küçük insanlar küçük hikayeler anlatan filmlere bayılıyorum, kendimi buluyorum onlarda.
0
uz
(18.10.08)
(bkz: the truman show)
(bkz: elizabethtown)
(bkz: the number 23)

ilk aklıma gelenler bunlar oldu, izlemediysen bunlar iyidir bence.
0
rectoa
(18.10.08)
ravioli
(18.10.08)
küçük insanlar küçük hikayeler.
(bkz: magnolia)
0
insanimsi
(18.10.08)
(bkz: the straight story) adı gibi straight ama beklenmedik şekilde bir Lynch filmi. İzle pişman olmazsın.
0
sui
(18.10.08)
(bkz: lost in translation)
(bkz: miss potter)
(bkz: the mighty)
(bkz: frozen) (shirley henderson'in oynadigi)
(bkz: la femme de gilles)
(bkz: hours)
(bkz: i am sam)
(bkz: forrest gump) (bu son ikisini seyretmemis olamazsin ama yazayim yine de)
(bkz: shallow grave)
(bkz: rory o'shea was here)
(bkz: abandon)

neyse cok oldu bunlar hosuna giderse dahasini dusunurum :) ayrica yukarida belirtilmis elizabethtown ve high fidelity'nin de tekrar altini cizayim.
0
twodimensionprism
(18.10.08)
0
mea maxima culpa
(18.10.08)
urga
into the wild
eternity and a day
fried green tomatoes
0
goodbyecruelworld
(18.10.08)
geldiler
(19.10.08)
shane meadows filmlerini de izleyebilirsin.
0
cgcore
(19.10.08)
big fish tam senlik.
0
chaud
(19.10.08)
(bkz: garden state)
0
baal
(19.10.08)
station agent izle. tam senlikmiş.
0
goldenwand
(19.10.08)
(4)

Limewire ikame ürün

uz
bu limewire bende java sürümüyle ilgili bir sorun yüzünden çalışmıyor. versiyon 5 veya üstü yüklü olsun öyle çalışırım diyor ama halihazırda en son sürüm yüklü zaten.virüsünden otundan bokundan da bıkmış durumdayım ne kullanayım ben bunun yerine?kazaa ares filan kullandım önceden ama onlar bana tari
bu limewire bende java sürümüyle ilgili bir sorun yüzünden çalışmıyor. versiyon 5 veya üstü yüklü olsun öyle çalışırım diyor ama halihazırda en son sürüm yüklü zaten.

virüsünden otundan bokundan da bıkmış durumdayım ne kullanayım ben bunun yerine?
kazaa ares filan kullandım önceden ama onlar bana tarih olmuş gibi geliyor.

tek derdim mad world ü indirmekti. şerefsiz limewire.
0
uz
(13.10.08)
Limewire'ı yüklemeden önce Java'yı kurup öyle yüklemeyi denediniz değil mi?
Denemediyseniz öyle deneyin. Hani o da olmazsa size google ipucu vereyim:

"Mad World Rapidshare"

yazıp google'da aratın. Bir sürü indirme adresi bulursunuz.
0
nuage
(13.10.08)
frostwire
0
buffy de vampir sayilir
(13.10.08)
bu tarz mp3 aramaları için şu siteyi öneririm:
www.skreemr.com

çıkan sonuçlara sağ tıklayıp kaydet diyerek kaydedebilirsin.

ben de cryllic gibi frostwire öneriyorum.

not: java yüklü demişsin. jre (java runtime environment) yüklü di mi?
0
edge_nabby
(13.10.08)
hiç duymamıştım bu frost u ama iki tavsiyede o olduğunu göre indireyim demekki fazla source sorunu olmuyor :)

googledan da mp3 bulunabiliyormuş yaw, eskiden bu siteleri hep gümletmişlerdi sanki.

bu arada ne güzel şarkıymış bu. herkes dinlesin, gitsin ilan-ı aşk etsin. :) çiçek çocuk olsun.
0
🌸uz
(13.10.08)
(8)

elektirik süpürgesi

uz
anneme süpürge alayım diyorum. evdeki hurda sayılır.300-400 tl civarı verebilirim.bizde on yıllık sulu bir model vardı ama onlar tam bir ömür törpüsü. her süpürmeden önce su koy,iş bitince boşalt..vs. bunlar sinir bozucu şeyler. en önemli husus pratik olması.güçlü olması güzel olurdu. pasaklı bir ai
anneme süpürge alayım diyorum. evdeki hurda sayılır.

300-400 tl civarı verebilirim.
bizde on yıllık sulu bir model vardı ama onlar tam bir ömür törpüsü. her süpürmeden önce su koy,iş bitince boşalt..vs. bunlar sinir bozucu şeyler. en önemli husus pratik olması.
güçlü olması güzel olurdu. pasaklı bir aileyiz.
kablosu dolanmayacak, aparatları iki günde aşınmayacak olsa da güzel olur.
halı yıkamasına gerek yok.

şimdi on yılda bir makina almak için el.süp. uzmanı olmak istemiyorum. biri şu iyidir al gitsin dese ne iyi olur.
0
uz
(09.09.08)
fiyatlarını bilmiyorum ama miele kullanıyorum ben. tavsiye ederim. biraz pahalı olabilir ama kaliteli.

eskiden oturduğum ev halı kaplı idi. annem bu rainbow marka şeylerden almış, kendi evinde bi sürü kir çıkmış, toplamış bir heves benim evimi de temizlemeye gelmiş. benim makine kuvvetli olduğu için pek bir kir çıkmamıştı netekim.
0
mea maxima culpa
(09.09.08)
PHILIPS MARATHON FC 9202-9210-9232 gibi 3 farkli modeli onerebilirim. bende 9202 var digerleri bunlardan sonra cikti. 9202 de tek problem filitre temizligi, o nedenle otomatik filitre temizligi olan modeli oneririm.

www.hepsiburada.com

olmadi 9210 modeli de iş görür.

www.hepsiburada.com
0
helenart
(09.09.08)
Philips al derim başka bir şey demem. Adamların 1000 W'lık makinesi, Beko'nun Arçelik'in 2000 W'lık makinesinden kat kat daha iyi çekiyor. En az 4 farklı modelinde gözlerimle gördüm bunu.
0
sui
(09.09.08)
helenart ve sui ye katılıyorum philips, kesinlikle.
0
merope
(09.09.08)
philips çok iyi bir marka, çok kaliteli.. arkadaşlara katılıyorum..
0
metox
(09.09.08)
dyson al ömürlük olsun diyeceğim de fiyatı gördüm son anda 1000 ytl civarı çok gelebilir. biz anneme aldık ve yeni temizlik yaptığı evden çıkan tozları gösterdik. ağlamaklı olmuştu :) alet her haltı topluyor olmaz böyle birşey yani.
0
ozdek
(09.09.08)
Dyson ve fakir çok iyidir. Evde hayvan da varsa.
0
felina
(09.09.08)
dyson ve fakir alerjik durum soz konusuysa evet ama philips marathon'da da zaten dyson'in gelistirdigi hepa filtre olayi var, teknojisini satin almislar. yari paraya cok yakin randiman icin marathon bence de. ( not: ikisini de kullanmaktayim su an, tecrubeyle sabit yani)
0
pyro clustic flow
(09.09.08)
(8)

güçlü bir karakter yaratmak

uz
hobi olarak birşeyler yazıyorum.hikayemin kahramanı sağlam karakterli, güçlü, kolay kolay boyun eğmeyen ve biraz da korkusuz olmalı. sin city'deki çavuş hartigan gibi mesela.hikaye çocukluğundan başlıyor. şimdi nasıl yapmalıyım da o küçük çocuk büyüyünce böyle bir insan olsun?getto'da-varoş'ta büyüm
hobi olarak birşeyler yazıyorum.

hikayemin kahramanı sağlam karakterli, güçlü, kolay kolay boyun eğmeyen ve biraz da korkusuz olmalı. sin city'deki çavuş hartigan gibi mesela.

hikaye çocukluğundan başlıyor. şimdi nasıl yapmalıyım da o küçük çocuk büyüyünce böyle bir insan olsun?

getto'da-varoş'ta büyümüş, yemek için dövüşmüş bir çocuk değil bu. (gerçi dayak yiyebilir, atabilir)
sıradan orta sınıflı bir ailden gelecek.

her türlü öneriye açığım. aklıma yatan üç-beş olayı uc uca ekleyerek bu adamı ortaya çıkaracağım ve asıl hikaye ondan sonra başlayacak. hayalgücünüzü zorlayın ama metafizik olmasa süper olur :)

not: çok parlak bir şeyler bulamazsam çocuğumuz askeri okula gidecek.
0
uz
(07.09.08)
güçlü bi karakter için (ruh+beden) zorluklar yasamıs olmalı ki olsun yani sevdiklerini ytirimiş olabilir mesela atıyorm trafik kazasında ailesini kaybeder bu sayede hem tek kaldığı için zorlu bi hayat yasar ve kendisini korumak için güçlenir hemde "tek tabanca" kaldığı içind korkusuz olur. hafifte arıza olabilr.
0
humin zararlisi
(07.09.08)
en sona yazdiginiz not'u okuyana kadar aklimda asker bir babanin yatili olarak askeri okulda okumu$ evladi hikayesi vardi, notu okuduktan sonra beynim durdu acikcasi. sanirim bu askeri okul olayi ilk aklan gelenlerden biri olacagi icin pek tercih edilmemesi lazim. ailesini kaybetmesi de yine kli$e bir$ey olur gibi geldi. sevgili manita olaylarina da baglamamak lazim. off.
0
dengesiz pamuk
(07.09.08)
kahramanını toplumdan ayrı kılan ancak ya$amını aslında o kadarda etkilemeyen bir özellikle doğurabilirsin. johnny cash'in parçalarından birinde adı sue olan bi adamın hikayesi anlatılırdı mesela.

a boy named sue
0
the neutron bomb
(07.09.08)
neden bu çocuk evden kaçıp kendince bir yol çizmenin derdine düşmez? sonra o yolu çizerken türlü zorluklarla karşılaşmak yerine adamakıllı bir insan evladı ile karşılaşmaz? ve o adamakıllı i nsan evladı bu çocuğun kendini fikren, ilmen ve ahlaken geliştirmesinin olanaklarını yaratmaz? bu arada çocuk kendi ailesini neden silmez? o nları neden zihinsel ölüme sokmaz?
ve sorunum şu: güçlü olması için asker vs mi olmalı? zorluklara mı gereksinmeli? bağımsız geliştirilen bir karakter etiği insanı güçlü yapamaz mı?
0
fempusay
(07.09.08)
daredevil, blade kokusu aldım ben o üsttekinden =) ya artık özgün karakterler yaratmak zor bea abi her$eyi kullandılar. film falan değil kitaplardada.
0
the neutron bomb
(07.09.08)
Özgün karakter yaratabilmenin en kolay yolu kendini objektif bir biçimde izlemektir.Büyük üstad Goethe "Benim eserlerim büyük bir itirafın parçalarıdır" der.Mesela Goethe'nin hayatını ve eserlerini okursan bunun zaten çok çabuk farkına varırsın(kendini taklit et demiyorum).Ama diyorsan ki yok ben tamamen ayrı bir olay sentezleyip farklı bir kişilik kurgusu oluşturucam o zaman bazı edebi kavramlar üzerine çalışman ve denemeler yazman lazım.
0
halef
(07.09.08)
the fountainhead oku bence
0
chavezding
(07.09.08)
mesela bu çocuğun sürekli rakip halinde olduğu bir sınıf arkadaşı ya da hep övülen bir abisi olabilir. bu çocuk da, o arkadaşını geçmek ya da abisini geçip ailesinin gözüne girebilmek için güçlü bir karakter yapmış olabilir kendine...

ayrıca ufak bir not haddim olmayarak: bazen olayın ne olduğu değil, senin onu nasıl anlattığın önemlidir. bunun en basit örneği masumiyet mmüzesi sanırım. basit bir aşk hikayesi çok iyi detaylar ve iyi bir dille süslenmiş...
0
kahvegibi
(07.09.08)
(3)

Mozilla içi Metin Arama

uz
Eskiden vardı galiba mozillada yada operada, klavyede noktaya basılı tutarak yazı yazmaya başladığımızda sayfa içindeki uyumlu kelimeler renkleniyordu. aradım bulamadım tarayıcı içinde böyle bir fonksiyon. buna benzer birşeyler yapabilecek bir eklenti var mıdır mozilla için? yoksa zaten varda ben mi
Eskiden vardı galiba mozillada yada operada, klavyede noktaya basılı tutarak yazı yazmaya başladığımızda sayfa içindeki uyumlu kelimeler renkleniyordu. aradım bulamadım tarayıcı içinde böyle bir fonksiyon. buna benzer birşeyler yapabilecek bir eklenti var mıdır mozilla için? yoksa zaten varda ben mi bulamadım?
0
uz
(12.08.08)
mozilla kullanmıyorum ama operada var. görünüm çubuğu içinde.
0
eskimo
(12.08.08)
Benim hatırladığım operadaki şekliymiş ama ctrl+f tam istediğim işi görüyor, teşekkürler.
0
🌸uz
(12.08.08)
Firefox/2.0.0.16 kullaniyorum ben. aradiginiz seyi direk klavyeye yazmaniz da mumkun. quick find olayi hemen buluyor. bu ozelligi de sagolsun kedim ogretti bana. bilgisayar kucagimdayken lonk diye atladi klavyeye, bi baktim quick find falan biseyler.
0
osuruklu
(12.08.08)
(2)

facebook sorusu

uz
Aslında bunu daha önce de sormuştum. Limited Profil olayı vardı önceden ama kaldırılmış.Yerine facebook tarafından başka bir şey de konmamış. Bunu yapabilecek kullanıcı yapımı bir app var mıdır?Ben bu siteyi sosyaleşmekten çok adres defteri ve kişisel fotoğraf arşivi olarak kullanıyorum. O yüzden fa
Aslında bunu daha önce de sormuştum. Limited Profil olayı vardı önceden ama kaldırılmış.
Yerine facebook tarafından başka bir şey de konmamış. Bunu yapabilecek kullanıcı yapımı bir app var mıdır?

Ben bu siteyi sosyaleşmekten çok adres defteri ve kişisel fotoğraf arşivi olarak kullanıyorum. O yüzden fazla samimiyetim olmayan insanların benim hakkımdaki veri paylaşımını sınırlamak istiyorum, bazı aile üyelerinin görmesi biraz sakıncalı fotolar yada yorumlar da olabiliyor. (ailenin efendi çocuğu imajı)
Arkadaşlık isteğini kabul etmemek de bir çözüm ama bu sefer de kendini beğenmiş-soğuk insan olunuyor ve adres defteri olarak kullanma şansımı yitiriyorum.

Madem sözlüğü de bıraktı Guru, buna bişey yapsın.
0
uz
(05.08.08)
privacy/search; orada altta bir yerlerde how can people contact you? diye soracak oradaki kutucuklardan ilkindeki ve üçüncüsündeki tiki kaldırırsan sanırım istediklerin olur.dilersen hepsini kaldır.
0
kazakesnekbankasi
(05.08.08)
friend list i bulmuştum ama ben ayarları malak gibi application sayfasından yapmaya kasıyordum, tabi bi sonuç çıkmıyordu.
Çok teşekkürler, iki dakka da halloldu istediklerim.
0
🌸uz
(06.08.08)
(9)

dolunay - koskocaman

uz
Burda bazı dolunay fotoğrafları var, bu kocaman ay görüntüsünü almak için nası bir yöntem kullanıyorlar. Yoksa photoshop olayı mı bu?http://farm1.static.flickr.com/107/263596399_46357e399c.jpg?v=0http://www.photomeeting.de/astromeeting/moon/080618moon1.htmhttp://www.utahskies.org/image_library/shall
Burda bazı dolunay fotoğrafları var, bu kocaman ay görüntüsünü almak için nası bir yöntem kullanıyorlar. Yoksa photoshop olayı mı bu?

farm1.static.flickr.com
www.photomeeting.de
www.utahskies.org
www.adkland.com
jmg-galleries.com



normalde böyle çıkması gerekmez mi?

johnstodderinexile.files.wordpress.com
0
uz
(04.08.08)
objektif

edit: 55mm objektif
axijazz.deviantart.com
0
axijazz
(04.08.08)
tamam ama ben o mekanın konumuykada alakalı olduğunu düşünüyorum

misal san diego da gördüğüm ay kocamandı türkiyede hiç benerini görmemiştim
0
demlikposet
(04.08.08)
google'da "photographing moon" gibi bir başlıkla aratırsan, birçok tekniğe, püf noktasına, kullanılan makinaların adlarına vs. ulaşabilirsin
0
ermanen
(04.08.08)
@demlikposet
Türkiye'de de olmakta, ama her zaman denk gelinmiyor... Misal vakt-i zamanında gecelerden bir gece Antalya'da linklerdeki gibi kocaman sarı/turuncu kıvamında görünmüştü ay. Yine Sinop'ta da çok güzel bir manzarasına denk gelmiştim. Zaten belli aralıklarla ay böyle, sarı/turuncu kıvamda, çıkıyor. Şansa uygun bir yerde denk gelirseniz öyle kocaman görebilmeniz mümkün...

Ancak fotoğraflama kısmı başka bir iş, normal makinelerle iyi sonuç alamazsınız...
0
late viper
(04.08.08)
@late viper

eger ayi tam dogarken gozlemlerseniz turuncu renkte gorursunuz, neden bilmiyorum fakat ilk dogdugunda hep oyledir. misal temmuz ayinin hemen her aksamini tarlada gecirdim ve ayin dogusu kabak gibi izlenebilmekte. dolunay halinde iken hep o devasa ve turuncu renkte idi ufukta. yukseldikce beyazlasti ve ufaldi.

bu sekil hallerde kraterleri de ciplak gozle cok net bicimde gorulebilmekte.
0
no christ requiress
(04.08.08)
ay gerçekten de bukadar büyük gözüküyor mu hiç ben hep merak etmişimdir ecnebi memleketlerde ay devasa mı gözüküyor diye
0
yuto
(04.08.08)
doğarken kırmızımsı turuncu renk alması ışığın kırılması olayı yüzünden oluyor.
0
🌸uz
(04.08.08)
@nochristrequiress
işte o doğuş anında nerde olduğunuz ve tarih de önemli, dediğim gibi her yerden görülmüyor...
0
late viper
(04.08.08)
türkiye içinde ayı en eşşek kadar görebildiğim yer datça-palamutbükü'dür. Marmaris - Datça arasında Balıkaşıran mevkii'nde de aynı durum söz konusu. Ama orada ayın doğuşunu izleyebilmeniz pek mümkün değil.
0
galler prensi
(04.08.08)
(1)

basınç & ölüm

uz
patlayıcılar nasıl ölüme sebebiyet veriyor, hani parça tesirli olmayanlar. yoksa ben olayı yanlış mı anladım.bir de geçen yıl ıspartada düşen uçak parçalanmadığı, yanmadığı halde kurtulan olmamıştı. Bu olay basınçla mı ilgiliydi?
patlayıcılar nasıl ölüme sebebiyet veriyor, hani parça tesirli olmayanlar. yoksa ben olayı yanlış mı anladım.
bir de geçen yıl ıspartada düşen uçak parçalanmadığı, yanmadığı halde kurtulan olmamıştı. Bu olay basınçla mı ilgiliydi?
0
uz
(03.08.08)
kocaman ateş topu çıkıyor, ortalık toz duman "ve kahraman varsa kendini öne doğru savuruyor"... biz böyle bilirdik meğer basınçmış, iyi böyle olsun ama o zaman neden filmlerde buna dikkat etmiyorlar, şerefsiz holivud.
0
marmara34
(03.08.08)
(7)

nasıl yapmalı?

uz
Otostopçunun Galaksi Rehberi'nde kullanılan (kitaplarda filmde filan) simgeyi dövme yaptırmaya karar verdim. http://img391.imageshack.us/img391/2280/hitchhikersguidegalaxy2iv9.jpgbaşparmağımla işaret parmağım arasındaki bölgeye ufak bir şekilde kondurmak istiyorum. İlk sorum, oraya dövme olur mu? (b
Otostopçunun Galaksi Rehberi'nde kullanılan (kitaplarda filmde filan) simgeyi dövme yaptırmaya karar verdim.

img391.imageshack.us

başparmağımla işaret parmağım arasındaki bölgeye ufak bir şekilde kondurmak istiyorum. İlk sorum, oraya dövme olur mu? (biraz yumuşak bi bölge sanki)
İkinci ve asıl sorum; ne şekilde yaptırmalıyım bu dövmeyi?
sadece mavi şekili yaptırırsam biraz silik kalır gibi geliyor ama altta siyah kare zeminde dövme için garip olur diye düşünüyorum. nasıl bir çözüm önerirsiniz?

not: linki değiştirdim.
0
uz
(18.07.08)
ayni yerde yaklasik 7 senedir benimle olan dovmem var. oraya yaptirmayin derim.
0
trimpot
(18.07.08)
trimpod: want2die ın dediği gibi sık sık ne olduğu sorulacağı için mi?
want2die: aslında şekil hoşuma gittiği için değil de biraz memento misali bu kitabın bana verdiği hayat görüşünü hep hatırlamak için yaptırmak istiyorum bu şekli. dont panic aynı etkiyi yapmaz bende. ilk resimdeki dont panic yazısının altındaki şekildeki yıldızları da siyah olarak dahil etsem iyi olur galiba.
late viper: o dediğinden bende olmuyor. nedenini bilmiyorum.
0
🌸uz
(18.07.08)
Eğer gelecekte emir altında, rahat olmayan mekanlarda çalışma ihtimalin varsa bir daha düşün. Özellikle insanlarla iletişim kuracak çalışanların görünür yerlerinde herhangi bir dövme olmamasına falan baya dikkat ediliyor.

Ayrıca simgeyi biliyorum ancak verdiğin linkte bende de araba çıkıyor, aston martin.
0
kurukafa
(18.07.08)
bende de aston martin cikmakta. hani duzeltme adina, araya girmis gibi olmiyim ama.
0
la traviata
(18.07.08)
@uz;
1- kac yasindasin bilmiyorum ama ilerisi icin sakincalar arz edebilir.
2- afise olursun, kolay taninirsin ("elinin ustunde dövme olan cocuk" gibi)
3- sürekli görmekten bir süre sonra bikarsin.
4- önemli sahsiyetlerle tokalasmaktan bile cekinebilirsin.
5- bir de ben; sayet elime baston alip gezecek kadar yasabilirsem, o bastonu tuttugumda elimin üstünde bana dogru siritan bir dövme gördükce neler düsünecem acaba deyip dururum kendi kendime.

bence; bosver yaptirma oraya. kolda ya da bilekte bile güzel durur bu sekil.
0
trimpot
(18.07.08)
dövme'nin evrensel kurallarına göre sürekli göreceğin yerlere dövme yaptırılmaz :) sıkacağı için.
0
kokomichu
(18.07.08)
sakın yanlış anlama da
şekil de kötü yeri e kötü
baştan gözden geçir bence
0
demlikposet
(18.07.08)
(18)

alışveriş merkezi yorgunluğu

uz
şöyle oluyor; mesela hayvan gibi spor yapıp bünyeye yüklendiğimde dahi bu alışveriş merkezlerindeki iki üç saatlik gezintinin sonunda hissettiğim bitkinliği, taban ve bel ağrılarını hissetmiyorum. mesela karfur, işte kamyon, cevahir,kapitöl... nedir bu yerlerin kendinden menkul kerametleri?genelde i
şöyle oluyor; mesela hayvan gibi spor yapıp bünyeye yüklendiğimde dahi bu alışveriş merkezlerindeki iki üç saatlik gezintinin sonunda hissettiğim bitkinliği, taban ve bel ağrılarını hissetmiyorum. mesela karfur, işte kamyon, cevahir,kapitöl... nedir bu yerlerin kendinden menkul kerametleri?
genelde isteksiz gezdiğimi not düşebilirim.
0
uz
(26.05.08)
algılarının sürekli açık olması, karşı cins, yeni elbise, arabam otoparkta, akbilim bitti, ulan bir de yemek mi yesem, üst kat mı alt kat mı, uf hatuna bak.
0
thefirstfbli
(26.05.08)
evet, algıların sürekli açık olması, duyuların devamlı çalışması devamında da benzeri olmayan beden yorgunluğu.

aslında temel esas şudur; dikkat edilirse bu gibi mekanlarda(mağaza, alışveriş merkezi) "pencere" yoktur, etraf tamamen sizin algılamanız gereken ürünlerle bezelidir. sabahın köründe de girseniz, akşam vakti de olsa ışıklar deli gibi yanmakta, size zamanı hatırlabilecek etkenler(güneş ışığı, hava karartısı vs.) engellenir. zamanın nasıl geçtiği farkedilemez. dediğim gibi, temel esas müşteriyi içerde tutmak, algısını sürekli açık tutmaktır.

nihayetinde, zamanın nasıl geçtiğini farketmeyen algısı sürekli açık (potansiyel)müşteri bişey alsa da almasa da deli gibi gezer ve yorulur..
0
crayze horse
(26.05.08)
o tur binalarin yogun sekilde elektrik kablolandirilmalarindan kaynaklandigini saniyorum. hatun kismisi disinda bildigim herkeste goruluyor bu ve dogal.
0
sethi
(26.05.08)
bunu ben de cok dusundum. misal ayakkabi alcam. sadece o katta geziniyorum ve kafam cok karismiyor. hooop bakiyorum vitrine begenmiyorum, yurumeye devam vs.. simdi bu sekil 2 saat gecirince, istiklal'de 2 saat yurumem gibi olmuyor, cok daha yorucu. o sirada kiza, oglana da bakmiyorum, aklimda ayakkabi disinda baska bi sey yok. ama delicesine yorgunluk.. neyse duyguyu vermisizdir sanirim, ornegi cok uzattim.. iste dudun dusun neden vs derken suna kanaat getirdim. 2 ihtimal daha dogrusu:
1. temiz hava, oksiyen yok ortamda. yani ortamdaki hava klima, havalandirma gibi cihazlarla saglaniyor. tamam kulelerde de boyle ama ordaki insanlarda fiziksel atraksiyon yok, genelde masa basi.
2. alisveris turunda yurumek kadar sabit ayakta da cok dikiliyoruz. yurumeye oranla ayakta oylece dikilmek daha yorucudur derler.
bunlar benim sallamalarim, sizinkileri de merak etmekteyim.
neden?
0
pyro clustic flow
(26.05.08)
Temel sebep havanın temiz olmaması, yüksek karbondioksit oranı yorgunluk ve başağrısı yapıyor...
0
crown
(26.05.08)
isbu fikirlerin herhangi deneysel yapilandirilmasi bulunmamakta, tamamen sahsim uzerindeki gozlemlerime dayanmaktadir.

ben de cosmicstring'in fikrine benzer dusunuyorum. ornegin ben normalde oldukca hizli yuruyen biriyim, yurumeyi de cok severim. fakat alisveris merkezi turevi yerlerde insanin dikkatini ister istemez ceken bir cok etkenden oturu, bacak kaslarimizin alisilagelmis hareketlerden farkli ve duzensiz harekete maruz kalmasi sonucu bitap dusuyor olmasi kuvvetle muhtemel.
0
coldbound
(26.05.08)
akustik sorunununda büyük etkisi var. bu tarz yerler genelde bu gibi hesaplar devreye katılmıyo sanırsam.
0
la grande
(26.05.08)
ama bi kapalıçarşıda, bi külliyede, eski yapılmış müzede saatlerce gezilse böyle yorulmuyor. mimari olarak da birşeyler var sanki. hava akımları ferahlık da önemlidir.
0
efruz
(26.05.08)
sesten oluyor devamlı bi uğultu var, boşken git çok yorulmazsın.
0
sourlemonade
(26.05.08)
bi koşu gittim denedim, yorulmadım. bence psikolojik olabilir, 'yorulmam gerek...yoruldum...hmm sorun ne ola ki' gibi.
0
alchemistt
(26.05.08)
@alchemistt: :) ama bahsi gecen 20 dakkalik bi sure degil. gecirelen sure ve hissedilen yorgunluk oraninin diger ayni sureli aktivitelerde vuku bulmamasi ya da yorgunlugun daha cok olmasi.
0
pyro clustic flow
(26.05.08)
ben alışveriş merkezine girer girmez başlıyor bu yorgunluk. oradaki ışık kirliliğine bağlamıştım ben de. gündüz gittiğinizi varsaysanız bile etrafta gözünüzü kamaştıracak ve yoracak kadar fazla aydınlanmış nesne oluyor.
0
nihilanth
(26.05.08)
isteksizlik, tüm sayılan faktörleri 3 ile çarpıyor da ondan.

hep erkekler yoruluyor, niçün? hiçbir erkek 1 saatten fazla alışveriş merkezi gezmek istemez de ondan. bir tane hatun bulun "ay ben de çabuk yoruluyorum" diyen, torunlarımı keserim. keza hatun kişiyi alakası olmadıgı bir ayaklı şova götürün (autoshow vb). o da aynı fiziksel ve mental sonuçlarını dillendirecektir.
0
507
(26.05.08)
aynı mevzuyu her alışveriş merkezine gittiğimizde tartışırız.evet bir hatun kişiyim,alışverişin de hastasıyım lakin yok efendim en fazla 1 saate (misal ankamall denen ucubik yerde 1 katta) yoruluyorum. ayrıca yoğun bir göz ağrısı da yapıyor. elektronik mühendisi arkadaşa sorduk,hani bu alttan üstten kablo geçiyo ondandır,elektromanyetik alan sonuçta diye. kanıtlanmamış bir şeymiş bu da(yine de çok emin değilim tabi kendisinin görüşünden de :P ). yine en mantıklısı havalandırma sorunu ve ikide bir durmak olabilir bu ayak diz bel ağrısının.
0
kanuniye
(27.05.08)
alışveriş merkezi yerine, kalabalık bir yerde, mesela pazarda da deneseniz, aynı sonucu alırsınız, kalabalığı yarmadan, başkalarının temposunda hareket etmekle ilgili galiba, sürü içinde hareket eden davar gibi ayıptır benzetmesi, hele hele pazarlarda, üzerinize sürtünen muhtelif teyze organları da oluyor, göğüs olsun, kalça olsun, onlardan kaçacağım derken telef oluyor insan.
0
cedilla
(27.05.08)
benim de bi teorim var (çok mutluyum)

taban farkı, alış veriş merkezlerinin tabanları dümdüz ve kaygan, dışarıda böyle değil, ayaklarımız hep aynı şekilde yere basmaktan da etkileniyor olabilirler çünkü söz konusu yorgunluk benim hep ayak bileklerimde başlar bundan olduğunu düşünürüm... tabi yanlış düşünüyor da olabilirim...
0
huzursuz
(27.05.08)
işte çözüm: :D

www.coolest-gadgets.com

Bir de sevdiğin kişilerle, arkadaşlarınla gidince daha zevkli...
0
ermanen
(27.05.08)
renkler. parlak ve değişken renkler insanı felaket yoruyor. çok parlak ve sürekli değişen renkleri olan bir kısa filmin montajını yaptıktan sonra günlerce yorgun hissettiğimi hatırlıyorum.
0
s e ff a f
(27.05.08)
(4)

Eskilerden bir fps savaş oyunu

uz
7-8 yıl önce bir savaş oyun vardı. galiba 2. dünya savaşında geçiyordu. rusları oynuyorduk. oyunun simgesi çekiç ve oraktı. oyunda gerçekçilik ön plandaydı, kafadan vurulursanız ölüyordunuz ya da bacağınızdan vurulursanız sadece sürünebiliyordunuz filan. neydi bu oyunun adı?
7-8 yıl önce bir savaş oyun vardı. galiba 2. dünya savaşında geçiyordu. rusları oynuyorduk. oyunun simgesi çekiç ve oraktı. oyunda gerçekçilik ön plandaydı, kafadan vurulursanız ölüyordunuz ya da bacağınızdan vurulursanız sadece sürünebiliyordunuz filan. neydi bu oyunun adı?
0
uz
(19.05.08)
soldier of fortune?
wolfenstein?
command and conquer - renegade?
0
safepassage
(19.05.08)
bunlar değil. hatırladığım bir diğer şey, bu bir macar ya da makedon oyunuydu.
0
🌸uz
(19.05.08)
2001 yılında piyasaya çıkan operation flashpoint: cold war crisis'den bahsediyorsun. oyun ikinci dünya savaşı değil soğuk savaş konuluydu ve rusları değil amerikalıları oynuyordun. sonra operation flashpoint: red hammer isimli ek paketi çıktı, bunda da rusları oynuyordun.
0
thechosenone
(19.05.08)
"red faction" var çekiç logolu.
0
hububrad
(19.05.08)
(4)

lg E500 Smart Cam sorunu

uz
bu laplopumla (dahili, 1.3 mp smart cam) msn de kameramı göndermeye kalktığım anda msn kapanıyor. karşıdakinin kamerasından görüntü alabiliyorum ama ben yollamaya kalktığımda program kapanıyor. msn i silip baştan kurdum düzelmedi. kamerayı silip baştan kurdum düzelmedi. gurbetteyim ailem beni görsün
bu laplopumla (dahili, 1.3 mp smart cam) msn de kameramı göndermeye kalktığım anda msn kapanıyor. karşıdakinin kamerasından görüntü alabiliyorum ama ben yollamaya kalktığımda program kapanıyor. msn i silip baştan kurdum düzelmedi. kamerayı silip baştan kurdum düzelmedi.
gurbetteyim ailem beni görsün istiyorum. annemle şöyle karşılıklı oturup bi konuşamadık. yardımcı olabilecek her türlü fikre açığım.
vista kullanıyorum.
0
uz
(27.04.08)
bir şey sormak istiyorum; bizde de E500 var, böyle bir sorunu yok, çok da memnunum ama sol hoparlörden tıkır tıkır sesler geliyor, hani eski gürültülü sabitdisk seslerine benzer. Sizde de var mı böyle bir şey? Servise versek uzun süre kalır diye vermek istemedim. Ama "daha sonra kötü bir soruna yol açar mı?" diye düşünmekteyim...
0
late viper
(27.04.08)
bende yok böyle bir sorun ama genel olarak ses kalitesinden memnun değilim. en yüksek seste bile film izlerken verim alamıyorum. Bence fazla vakit geçirmeden verin servise.
0
🌸uz
(27.04.08)
bende cam sorunu yok ama maden lg e500 konusu var bende gene burda sorayım, SP1 yüklediniz mi? ben günceleştirmeyi aldım, yükledi, sonra vista meftaa oldu, yeniden kurdum ama sp1 hala beklemede, kabul etmiyorum güncellemeyi....sizde durum nedir ?
0
alchemistt
(27.04.08)
forumda yazan acer sürücüsü kurma yolu işe yaradı, şu anda kamerayı msn de kullanabiliyorum.

ben lg güncelleştirmelerin açık tutuyorum ama ilk çektiğim güncelleştirme bana sorun yaşatmıştı. onu kaldırdım.
0
🌸uz
(27.04.08)
(8)

ordu ya takmak (kafa, göz)

uz
şimdi bu 319 dönem sonuçları olaki pazartesi açıklanırsa bende misilleme olarak bir iki gün geç giderek takmayı düşünüyorum. ama merak ettiğim bir şey var, bu iki güne karşılık misilleme olarak da ordu bana yedişer gün takar mı?yani isyan etmemek elde değil, nereye gideceğimızden geçtim ama en azınd
şimdi bu 319 dönem sonuçları olaki pazartesi açıklanırsa bende misilleme olarak bir iki gün geç giderek takmayı düşünüyorum. ama merak ettiğim bir şey var, bu iki güne karşılık misilleme olarak da ordu bana yedişer gün takar mı?
yani isyan etmemek elde değil, nereye gideceğimızden geçtim ama en azından süresi belli olsaydı şimdiye kadar. hayatımızı planlamaya çalışıyoruz ve hepi topu 50 bin kişinin hesaplaması bir haftada yapılamıyor, yapılsa da duyurulmuyor.
0
uz
(08.12.07)
neye itiraz ettiğinizi anlamadım. adamlar önceden demedi mi sonuçlar pazartesi açıklanacak diye? 50 bin kişinin hesaplaması 1 haftada yapılamaz mı falan demişsiniz ama bence 1 hafta gayet makul bir süre, çok da abartılı değil yani. sonuçta bunların sadece kaç doğru kaç yanlış yapıldığına bakılmıyor, kimin yedek subay olacağı kimin kısa dönem olacağı, hangi birliğin ne ihtiyacı var, girenlerden kimler bu ihtiyaçları karşılıyor bunlara bakılıyor. ayrıca asıl olay bu değil, acemilikten sonraki dağıtım. şu anda gideceğimiz yerlerde en fazla 2 ay falan acemilik yapıp ordan asıl görev yerlerimize dağıtılacağız. (evet ben de sonuçları bekliyorum) şimdiye kadar sabretmeyi öğretebilmiş olmalıydı ordu size (askerlik şubesinde, sınav kuyruğunda=) kendi adıma ben çok iyi öğrendim.
0
rentts1
(08.12.07)
valla bu mantıkla zor geçer askerlik.
0
darknum
(08.12.07)
ahah senin askerlik harbi zor geçecek. umarım uzun dönem yaparsın da bu kafayla min. zararı görürsün. acemilik kısa dönemde 28 gün falan .
0
ozdek
(08.12.07)
o tamamen komutanın insiyatifine bağlı. bizde de bir gün takan biri vardı, hiçbir şey olmadı. bizimle birlikte çıktı. ama ne oldu? biz gittiğimiz gün kamuflajlarımızı, malzemelerimizi aldık. depo sorumlusu haftada bir geliyormuş. adam onca askerin arasında uzaylı gibi bir hafta sivil gezdi.evet eğitimden falan da yırttı ama psikolojyi düşünemiyorum. herkesin takım elbiseyle gittiği bir düğüne kotla gidip bütün bakışları üzerine çeken dallama gibi kaldı bölükte.
0
kibritsuyu
(08.12.07)
illa diskoya duseceksiniz, hapise atilacaksiniz, sabah karsi kogusa su verilerek uyandirilacaksiniz, kufur ve hakaret dolu bir haftayla askerlige baslayacaksiniz diye bir kaide bulunmamakta. komutaniniz, yani askerliginiz suresince butun vucudunuzun yekpare sahibi olan kimse, size bu cezayi vermeye de bilir. her halikarda yedek subay da olsaniz askerlige baslama tarihiniz teslim oldugunuz tarihtir. teskereyi alirken de ona gore alirsiniz. yani misillemeniz askerliginizi uzatir.
askerlik kesinlikle parlak fikirlerin yeri degil malesef. gormek uzeresiniz, birkac gun var :)
buyuk gecmis olsun ...
0
detached
(08.12.07)
bildigim sudur: eger 6 günden fazla gecikirsen mahkemelere düşersin. sakata gelirsin. ama 6 günü geçmeyecek kadar gecikirsen sadece eksik olan günler askerligin bitisine ekler, terhisin geciktigin gün kadar uzar. tabi sana bilmedigin bişey daha söylemek lazım. herkes teskeresini alıp çıkarken seni bir saat bile fazla tutacak olsalar kafayı yersin. en güzeli zamanında gitmektir.
0
onsra
(08.12.07)
hiç bir cezası olmasa bile en kötü yatak, en dandik dolap vs. size kalır, boşu boşuna çile çekersiniz. hem küçük bir yere düşerseniz "1 gün geç gelen kıl tip" olarak mimlenirsiniz, acemilik bitene kadar sorun olabilir.
0
pispinti
(08.12.07)
kibritsuyu'nun bahsettiği olay gayet gerçektir. anlaşılan sık oluyor.
0
can see
(09.12.07)
(7)

radyo oyunu

uz
gözlerimi kötü bozmuşum, uzun süre ekrana bakamıyorum, kitap okuyamıyorum. radyo oyunları filan olsa da dinlesem ne hoş olur ama radyo olayına yabancıyım biraz. gün içinde radyo oyunu yayını oluyor mu? veyahut netten çekebileceğim ya da dinleyebileceğim yayın bilen var mıdır acep?benim aklıma bu gel
gözlerimi kötü bozmuşum, uzun süre ekrana bakamıyorum, kitap okuyamıyorum. radyo oyunları filan olsa da dinlesem ne hoş olur ama radyo olayına yabancıyım biraz. gün içinde radyo oyunu yayını oluyor mu? veyahut netten çekebileceğim ya da dinleyebileceğim yayın bilen var mıdır acep?
benim aklıma bu geldi, varsayalım görmeyen birine vakit geçirmek için başka ne tavsiye ederdiniz?
0
uz
(28.11.07)
görmeyen birine tavsiye derseniz konuşan kitap gibi bir proje vardı görme engelliler için. gönüllüler gidip kitabı seslendiriyorlar. hatta gözlerin iyileşince ankara milli kütüphanede siz de bir tane kaydedebilirsiniz.
0
can see
(28.11.07)
(git: 15330)
0
efruz
(28.11.07)
linki göremiyorum, ironik oldu ama öyle.
0
🌸uz
(28.11.07)
o duyuruya da ben cevap vermiştim, googledan "radyo tiyatrosu" diye aratınca çıkıyor.

dini kanallar yapıyor bu işi genelde. tgrt nin oyunları bazen arabesk kaçıyor ama burc fm in oyunları güzel olabiliyor. sonuçta yüzlerce oyun var, seçip güzel olanları alabilirsin. dünya klasiklerinden bile vardı sanırım
0
efruz
(28.11.07)
www.tgrt-fm.com.tr
bide www.burcfm.com.tr
linkten copy paste
0
sourlemonade
(28.11.07)
anatomik durus
(28.11.07)
türkce cok zor ama ingilizce audio book lar oldukca yaygin ve eger sansli iseniz yazarin kendi sesinden dinleyebilirsiniz. paylasim ortamlarinda bir dolu var.
0
atmacaged
(28.11.07)
(11)

4 kasım

uz
klonların saldırısı ile ilk gün çaylaklık entry lerini tamamlayıpda yazar olamayan kaldı mı?
klonların saldırısı ile ilk gün çaylaklık entry lerini tamamlayıpda yazar olamayan kaldı mı?
0
uz
(19.11.07)
ilk gün kaydolup 10 entry yazanlardan diyorsan evet.neden, kötü mü? tırstım şimdi..
0
vampyria
(19.11.07)
parmak kaldırıyorum

ve ekliyorum: arkadaşlar merak etmeyin. sabır ve huzur içerisinde olun. şimdi yazar olup 1 ay sonra uçmuş olan binlerce kişi olacak. arada kaynamak yerine 5 ay da olsa bekleyip sakin bir zamanda yazmaya başlamak daha iyi bir girizgah olur yazarlık hayatımızda
0
deckard
(19.11.07)
günde ortalama 700-800 çaylağa bakılıyor diye okumuştum bir yerlerde. bu hesaba göre ilk gün çaylaklık entrylerini tamamlayanlara sıra gelmesi gerekiyordu. sanırım 4000 civarı kişi tamamlamıştı ilk gün. bu hesapla 700 x 14= 9800 kişiye bakılsa, tabi her gün aynı performans olmaz ama yinede sıra gelir diye düşünmüştüm. neyse bekleyelim bakalım.
0
🌸uz
(19.11.07)
şöyle düşünmek lazım, moderatörler de insan. gündelik işler, kendi hayatları, entryleri okurken sıkılma payı vs.vs. bu iş bir hayli uzun sürecek. ayrıca ilk günden 10 entry girip bekleyenler sıranın önünde yer alıyor diye bir şey yok. ben ilk günden bekliyorum fakat 6 gün sonra üye olup yazarlığı kabul edilen bile var. tamamen düzenlemiş oldukları algoritmaya göre belirleniyor kısacası. günde 2 saat çaylak entryleri ile ilgilenseler aylarca sürebilir bu durum...

diye biliyorum
0
deckard
(19.11.07)
ben de sofistike maymun gibi düşünüyorum, sanmıyorum günde 2-3 saatten fazla vakit ayırabildiklerini.ben 1 ay diye tahmin etmiştim, ona göre hazırladım kendimi. :)
0
vampyria
(19.11.07)
Algoritmanın esasını takdir edersiniz ki bilemiyorum ancak bir tahmin üzerinden değerlendirmek gerekirse; 5 Kasım 2007 sabahı (sabaha karşı) 10 entry'yi tamamladım ben mesela -- henüz onaylanmış değil, hatta (bkz: #11500940)'daki duyurudan sonra -okuduğumda 17 adet entry yazmıştım- yedi tanesini sildim, sonra yine hafta içi sıkıntıdan bir üç entry daha girdim falan; şu an 13 entry ile onay beklemekteyim - acaba diyorum, hani tam 10 entry ve fazlası yahut entry'lerin toplamındaki karakter sayısına göre en azdan en çok olana doğru mu listeleniyor kullanıcılar? Hehe, yani nasıl bir kolaylık getirir orasını pek kestiremiyorum ama o kadar da mantıksız gelmiyor nedense.. Ya da kısaca sabretmeyi öğrenip pırıl pırıl kalmak en ferahı gibi. Ama hayır, biliyorum, vize haftasının ilk günü değerlendirmeye alınacak benim yazdıklarım muhtemelen, hayatım daha da şenlensin diye yapılıyor bunlar hep, farkındayım.
0
ike
(19.11.07)
sürüyle var.
0
can see
(19.11.07)
(tamamen tahmin) o gün ve sonrasında açılan hesaplara daha sonra geliyor. önceden olan ve aktif olarak kullanılan okur hesapları üste çıkıyor diye düşünüyorum yoksa şüpheniz mi var.
0
kofteburger
(19.11.07)
istatistiklere göre 12000 den fazla onay bekleyen çaylak var.
0
kurukafa
(19.11.07)
aslında entry tarihlerinden daha önemlisi nesildir bence. ben 2006'nın ilk günlerinden beri kayıtlı okurdum bu yüzden 4 kasımda saat 3 olmadan yazar oldum. benimle aynı özelliklere sahip başka bir arkadaşım da 1 hafta önce 10 tane entry girdirmemle beraber yazar oldu bir kaç saat içinde. ama ilk entry'sini 4 kasımda girip kış uykusuna yatmıştı. buradan anlaşılana göre nesil veya ilk entry girme tarihi pek önemli.
0
carnicero
(19.11.07)
uz

çaylaklar için ayda bir entry girme zorunluluğu var. unutma. kaydın silinir.
0
can see
(19.11.07)
(12)

nasıl pilot olunur?

uz
kaç para?kaç ay,yıl?sağlık denetimi, fiziksel görünüm şartları? (refleksler, gözler kilit rol oynar mı?)ingilizce dışında dil sorunu?yurt dışında yapılabilir mi?işe alınma süreci nedir, maaş ve kıdem süreci nasıl işler?not: sadece bir fantazi.
kaç para?
kaç ay,yıl?
sağlık denetimi, fiziksel görünüm şartları? (refleksler, gözler kilit rol oynar mı?)
ingilizce dışında dil sorunu?
yurt dışında yapılabilir mi?
işe alınma süreci nedir, maaş ve kıdem süreci nasıl işler?

not: sadece bir fantazi.
0
uz
(29.10.07)
yanıltıcı olmayayım ama 40-50 bin ytl gibi bir bedeli olduğunu duymuştum.
görünüm değil ama refleks, göz ve psikolojik bir takım testlerden geçeceğinize kesin gözüyle bakabilirsiniz.
0
can see
(29.10.07)
haberlerde 50 bin ytl diyordu evet. bunun için kredi veren bankalar da varmış hatta. sonuçta mezun olunca iyi bir gelire sahip olunuyor.

sağlık denetimi olarak hava harp okulu sınavına giren arkadaşları full check-up ve psikomotor testine tabii tutmuşlardı. piskomotor testi hem uçak kullandırmak hem de kafaya bir tava geçirip bazı hareketleri yaptırarak tepki sürelerini ölçme şeklinde. uçağı kullanırken kontrolleri ters çevirme geyikleri de var. yani kolu sağa çekince uçağın sola gitmesi filan.
0
cashkopat
(29.10.07)
thy nın bi egitimi vardı bi ara ilanı orda burda cıkmıstı, oraya sorun direk.
0
bryan fury
(29.10.07)
sadece doktor raporu bile 500ytl
0
sourlemonade
(30.10.07)
thy alim yapiyordu ama sadece muhendislik mezunlarini aliyordu bildigim kadari ile.
0
badseed
(30.10.07)
eğitim ne kadar sürüyor çok merak ediyorum? yani sıfırdan başlayan biri ne zaman boeing başına geçebiliyor acaba? bi de pilotların çalışma koşulları nasıl? haftada kaç saat uçar bu adamlar?
0
🌸uz
(30.10.07)
kursları var ve resmen ev fiyatı istiyorlar ücret olarak.
0
cha
(30.10.07)
peki ya f-4 pilotu olmak istersek.. yaşım 24, benden geçti mi?

yaş sorunsa f-5 de olabilir..
0
myfishbone
(30.10.07)
en son sivil havacılık kurumunda pilot sınavına girildiğini biliyorum (hadi ya..) hatta bugunlerde falandı sanırım sınavları.
0
nihilanth
(30.10.07)
pegasusun da ucu akademisi diye bir seysi var.universite mezunu olmak gerekiyor bildigim kadariyla.evet pahali ama bankalar kredi veriyor.maas guzel.
0
mcescher
(30.10.07)
en ucuz ve en kısayol bildiğim kadarıyla: "anadolu üniversitesi sivil havacılık okulu" renk körü iseniz unutun pilot olmayı..

ecas.anadolu.edu.tr
0
enola gay
(30.10.07)
40-50 bin dolar civarı olan cpl, yani ticari pilot lisansı.
10 bin dolar civarına ppl, yani özel pilot lisansı alınabiliyor. tek motorlu bir uçağı ticari amaç gütmeksizin uçurabiliyorsunuz böylece :)

bildiğim kadarıyla fizik çok önemli değil. obezite veya cücelik gibi durumlar haricinde sorun çıkmıyor. benim de niyetim var bir an önce bir ppl almaya ama, kısmet... gözlerden yırtıyoruz gibi ama, sağlık testlerinden geçebilir miyim bilemiyorum :)
0
actionary
(30.10.07)
(11)

Kuş kondursun istiyorum

uz
Taşınabilir olmalı, prizsiz çalışabilmeli.Divx izleyebilmeliyim.mp3 dinleyebilmeliyim.veri depolayabilmeliyim.bu dört özelliği bir arada bulunduran alltaki özelliklerdende varsa birkaçını içeren bir alet arıyorum. adını bilmiyorum bu zımbırtıların, bilen bilmiştir. En fazla bin yeni lira verebilirim
Taşınabilir olmalı, prizsiz çalışabilmeli.
Divx izleyebilmeliyim.
mp3 dinleyebilmeliyim.
veri depolayabilmeliyim.

bu dört özelliği bir arada bulunduran alltaki özelliklerdende varsa birkaçını içeren bir alet arıyorum. adını bilmiyorum bu zımbırtıların, bilen bilmiştir. En fazla bin yeni lira verebilirim, baktım uçuk bişey belki biraz daha fazla. var mı böyle bir alet? tavsiye?

olsa süper olurdu dediğim özelliklerden bir kaçı;

en azından eposta kontrol edebilecek kadar web'e bağlanma gücü.
pdf yada word dökümanı okuyabilmek.
iskambil, satranç gibi basit arayüzlü oyunlar.
kendi kalemi ile ekran üzerinden not alabilme.
9 mm li kurşun atabilme, cep telefonu, fotoğraf makinası, uçaksavar olarak kullanabilme.
0
uz
(26.10.07)
hp ipaq ler yapar hepsini
0
efruz
(26.10.07)
dokunmatik ekran olmazsa olmazınız ise aradığınız bir pda. yok çok önemli değil diyorsanız aradığınız şey bir smartphone. ucuz ama kaliteli bir smartphone olarak toshiba g500ü önerebilirim. pda'da ise daha fazla alternatif var ama fiyatlar daha uçuk.
ama bin lira veriyorsanız kaliteli bir pda alabilirsiniz. işlemcisinin 400mhz'den, raminin de 128mb'dan daha düşük olmamasına dikkat etmek lazım yalnız.
0
call of ktulu
(26.10.07)
psp.

ekrana not alabilme ve telefon yok da digerlerinin tamamı var.
0
bryan fury
(26.10.07)
ipod touch da olabilir. gerci veri depolama hakkinda tam bilgim yok ama harddisk olarak kullanilamiyo diye bilyorum( onun da bi caresini bulurlar kesin). eger acelen yoksa 2 hafta icinde bir ipod touch alacagim. sonra anlatirim bol bol aletin ozelliklerini. aaaaah ah bi de su elimdeki ipod nanoyu satabilsem( mesaj alindi insallah).
0
mandayuvasi
(26.10.07)
Pda lar çok profesyonel kalıyor, ben daha çok eğlence kısmındayım. psp ve ipod touch arasında kaldım ama iphoneların pil sorunu bunda da varsa çok kullanışsız olur yoksa yüksek gb lı hafızası ile psp den daha avantajlı gibi duruyor. bir de cehaletime verin ama ben sıradan bir divx filmi bu aletlere aktarıp izleyebilirim değil mi?
0
🌸uz
(26.10.07)
izleyebilirsin. ayrica pil sorunu derken, hatalar felan mi yoksa omurden mi bahsediyorsun. cunku 22 saat muzik ve 5.5 saat video vaad etmekte su an ipod touch.
0
mandayuvasi
(26.10.07)
iphone la hemen hemen aynı zımbırtı diye yazılmış sözlükte ben de bunun pil ömürleride aynı olur diye düşünmüştüm. sanırım son kararı iki ürünü de kurcalayınca vereceğim.
0
🌸uz
(26.10.07)
touch konusunu biraz açayım isterseniz,

divx oynatamazsınız, h264 formatina cevirmeniz gerekir. ancak sunu da belirteyim ki divx oynatip, bu dediklerinizi de yapan cihaz sayisi fazla degil. archos 604 geliyor mesela aklıma. wifi, divx, yüksek kapasite, gibi özellikleri var ama pda, doc acar mi bilmiyorum.

touch muhtemelen bulabileciginiz en iyi portable browser ile beraber geliyor.
touch kutudan ciktigi haliyle pek fazla fonksiyona sahip degil. eger jailbreak ile firmware ini kirip yeni yazilimlar yuklemeyi goze alirsaniz (ki pek riskli degil zaten bu is) inanilmaz bir potansiyeli var. tam bir kisisel bilgisayara donusuyor. email yazilimi yanilmiyorsam pdf ve doc acabiliyor. buna ilaveten google maps, notes, calendar gibi uygulamalar falan da var.
harici disk olarak kullanilamiyor.

sahsen ben de boyle bir cihaz ariyorum ve geldigi zaman ipod touch alip jailbreak ile kirmayi dusunuyorum. eksikleri olsa da bence su an icin cebine koyabilecegin en kaliteli donanim budur.
0
chavezding
(26.10.07)
Creative zen vision: m

Budur hocam...ilk 4 özelligin en krallari bunda var

30/60 GB secenekleri de mevcut
0
the man who hears deepest inquisitions
(26.10.07)
simdi oncelikle divx oynatabilirsiniz ipod touch ile. resmi sitesinde yazan su:160-Kbps ve 48KHz’e kadar AAC-LC stereo ses ile birleşik, 2,5-Mbps MPEG-4 ile kodlanmış, 640x480 çözünürlüklü, saniyede 30 kare video. ancak cevirme islemi gerekli mi bilmiyorum. ikincisi archos 605 wi-fi(604 degil) inanilmaz bir alet. 800x480gibi hayvan cozunurlugu bulunan 4.3" ekrani var.touch ile hemen hemen ayni seyleri yapabiliyor ancak iki eksigi var. birincisi boyutlari, ikincisi islemcisinin yavasligi. eger bunlar benim icin problem degil diyorsaniz -ki ben diyemedim- archos kagit uzerinde ipod touchtan cok daha iyi.muhtemelen 606 ciktiginda ipod touch a cok ciddi bir alternatif olacaktir.

bir de sunu ekleyeyim madem jailbreak olayina girilmis: jailbreak hadisesiyle beraber alete skype kurulabiliyor. mikrofonlu kulaklik takildiginda elimizde nurtopu gibi bir iphone doguveriyor. tabi ayrintilar icin henuz erken.teoride mukemmel ancak pratikte henuz test edilmis degil. bekleyip gorecegiz.
0
mandayuvasi
(27.10.07)
tamam şöyle düzeltiyim, avi uzantili divx calistirmiyor.
0
chavezding
(27.10.07)
(2)

.nrg uzantılı office 2007

uz
bir arkadaştan aldığım cd içinde office 2007 vardı (600 mb) bende kurmaya başlamadan önce bilgisayarımdaki office 2003 ü sildim. bunu kurmaya çalıştığımda tanımsız dosya olduğunu fark ettim. nasıl kurabilirim bu programı?
bir arkadaştan aldığım cd içinde office 2007 vardı (600 mb) bende kurmaya başlamadan önce bilgisayarımdaki office 2003 ü sildim. bunu kurmaya çalıştığımda tanımsız dosya olduğunu fark ettim. nasıl kurabilirim bu programı?
0
uz
(18.10.07)
nero image drive ile mount et.
0
sourlemonade
(18.10.07)
evet assert h ye katılıyorum .nrg uzantısı nero programına ait olan bir uzantı
0
gamlibaykus
(30.10.07)
(4)

veri hatası

uz
arşivimi güncelliyorum, cdlere çekilmiş dosyaları dvd lere topluyorum. birçok cd de bilgisayara kopyalarken "veri hatası (döngüsel artıklık denetimi)" gibi bir hata veriyor. hata verdiği dosyalar sanırım zarar görmüş ama dvd rom lar cd okurken arasıra böyle sıçabiliyor diye biliyorum. bu okuma hat
arşivimi güncelliyorum, cdlere çekilmiş dosyaları dvd lere topluyorum. birçok cd de bilgisayara kopyalarken "veri hatası (döngüsel artıklık denetimi)" gibi bir hata veriyor. hata verdiği dosyalar sanırım zarar görmüş ama dvd rom lar cd okurken arasıra böyle sıçabiliyor diye biliyorum. bu okuma hatasımı yoksa dosyalar gerçekten mortlamış mıdır?
0
uz
(17.10.07)
bu gibi durumlarda isobuster denen programı öneriyorlar.
0
kimlanbu
(17.10.07)
isobuster ile ne alakası var? yazarken verify edin cd/dvdleri. sonra kaliteli medya kullanın. philips/verbatim iyidir. philips bu aralar 100 tanesi 50 ytl altına düştü mesela taş gibidir.
0
ozdek
(17.10.07)
uz diyor ki CD deki arşivlerimi DVD ye çekiyorum, CD leri HDD ye atarken de bazen dongusel artiklik denetimi hatası alıyorum.

ben de diyorum ki isobuster denen güzel program ise işte bu CD deki okunamayan dosyaları kendi okuma rutini sayesinde kurtarabiliyor.

alakasını hala anlatamadıysam pes ediyorum.
0
kimlanbu
(18.10.07)
döngüsel artıklık denetimi genelde ağır çizik ve darbe almış cd lerde görülen bir hatadır
0
gamlibaykus
(30.10.07)
(6)

dvd player da data disk

uz
netten çektiğim lost bölümlerini 12 lik paket halinde dvdlere data disc olarak kaydettim. Ancak dvd player bunları oynatmıyor. Bu diziyi tv ye bağlanan dvd playerda izlemem için yapmam gereken nedir? her bir bölümü yeni dvd disklere dvd film olarak tek tek mi kopyalamalıyım?
netten çektiğim lost bölümlerini 12 lik paket halinde dvdlere data disc olarak kaydettim. Ancak dvd player bunları oynatmıyor.
Bu diziyi tv ye bağlanan dvd playerda izlemem için yapmam gereken nedir? her bir bölümü yeni dvd disklere dvd film olarak tek tek mi kopyalamalıyım?
0
uz
(14.10.07)
firm guncellemesi dene bi ?
0
bryan fury
(15.10.07)
o zaman bu data diskleri normalde oynatması gerekiyor değil mi?
ben bu kayıt şekli ile oynatmanın mümkün olmadığını sanıyordum. gerçi şimdi düşündümde orjinal setlerde sonuçta 70 cd değil.
firmanın varsa web sitesine bakayım.
0
🌸uz
(15.10.07)
Dvd playerınızın divx desteği yoksa o şekilde izleyemezsiniz, dvd formatına çevirmeniz gerekiyor.
0
she runs away
(15.10.07)
sanırım DIVX videoları boş dvdlere çekip DVD PLAYER da oynatmaya çalışıyorsunuz (dvd başına 12 bölüm olmaz yoksa) dvd player bu videoları oynatmaz, oynatamaz. divx player gerekli.

ama üşenmeyip divxlerden dvd de yapabilirsiniz, ekşiduyuru da vardı konuyla alakalı bir kaç soru.
0
kimlanbu
(15.10.07)
en iyisi bir divx player almak galiba.
teşekkürler herbirinize.
0
🌸uz
(15.10.07)
marka yazmami$sin ama cogu dvd player divx player'a dondurulebiliyor. servisine gotur, elemanlari kafala yaparlar. yukluyorlar. vestel bile yapiyor yahu.
0
sourlemonade
(15.10.07)
(7)

poker

uz
Draw Poker, Texas Hold’em, Omaha Hold’em...abd de en geçerli oyun hangisidir?seven card stud diye tahmin ediyorum ama emin olmak istedim. bir de bizim memlekette en revaçta olan hangi türüdür?
Draw Poker, Texas Hold’em, Omaha Hold’em...
abd de en geçerli oyun hangisidir?
seven card stud diye tahmin ediyorum ama emin olmak istedim. bir de bizim memlekette en revaçta olan hangi türüdür?
0
uz
(25.09.07)
valla benim arkadaşlar tekas hold'em seviyor. açık poker oluyor di mi o? 5 kart filan yanlış hatırlamayayım da.
0
darknum
(25.09.07)
bildigim kadariyla world series of poker'te texas hold'em oynaniyor. dolayisiyla abd'de en populer tx holdem olabilir.
0
papado
(25.09.07)
halk arasında da texas mıdır acep? :)
hani evlerde, arkadaş arasında filan?
0
🌸uz
(25.09.07)
Evet, söylendigi gibi Amerika´da en poüpler olan Texas Hold´em. Benim kisisel tercihim ise 5 Card Draw. Ev ortamindayasa; oynanan insanlar, mekan vs. kafa ise her türlü zevkli olur merak etmeyin. Yalniz bastan ögrenilecekse Draw ile baslanmasini öneririm, böylece kart kombinasyonlari daha cabuk anlasilir. Zaten önemli olan kombinasyonlari bilmek, ihtimalleri görmek ve blöf yapabilmek..:)
0
raizti
(25.09.07)
filmlerde gördükleriniz texas hold'em dir. tv de yayınlanan poker turnuvalarının da neredeyse tamamı texas.

ama Türk Pokeri de geçerli.
0
kimlanbu
(25.09.07)
en populer poker turu texas hold em diyebiliriz. world series of poker'de sadece texas hold em degil obur poker turleri de oynanir. ama televizyonda en buyuk odullu olan texas hold em siklikla yayinlanir. tabi diger turler de zaman zaman yayinlanir.
0
celi
(26.09.07)
texas hold 'em.

tv showları da da texas hold 'em üzerinedir zaten. genelde.
0
ego maymunu
(27.02.08)
(7)

metafor

uz
time flows like a river in the night.ne demek bu? şair burda ne anlatmak istemiş?
time flows like a river in the night.

ne demek bu? şair burda ne anlatmak istemiş?
0
uz
(21.09.07)
Zaman gece(karanlıkta) bir nehir gibi akıyor.

Yani türkçesi; Farkında ol(a)madan zaman uçup gidiyor.
Şöyle ki nehrin aktığını biliriz ama gecenin karanlığında ne kadar hızlı aktığını anlayamayız.

Ya da ben tamamen yamuluyor olabilirim ve şair de bayrağa seslenmiş* olabilir;)
0
late viper
(21.09.07)
şair burada bayrağa seslenmiş...çevirisini soruyorsan şöyle bir şey oluyor;

"zaman gecenin içinde bir ırmak gibi akar"
0
alpinsamuray
(21.09.07)
valla motomot çeviri yapmazsak şair "geceleri zaman su gibi akıp gidiyor" demek istemiş.
0
kimlanbu
(21.09.07)
"a lot of water under the bridge" deyi$iyle ilintilidir..
0
ent2tel
(21.09.07)
erken boşalmadan bahsediyor olabilir. cümle içinde kullansak?
0
her kuyuya tas atan deli
(21.09.07)
"zaman, gece karanlıkta akan bir nehir gibi akıyor"

yani akıyor ama göremiyorsun aktığını, ama biliyorsun...

gibi bi şeyler
0
lord seithel
(21.09.07)
Şairimizin gece hayatı baya hızlıymış...
0
ermanen
(21.09.07)
(3)

hayvan ömürleri?

uz
Birçok hayvanın ortalama kaç yıl yaşadığını öğrenmek için kaynak bir kitap yada makale arıyorum.her bir hayvan için tek tek ansiklopedi karıştırmak müthiş yorucu oluyor, ki bana 100'den fazla hayvanın ortalama yaşam süresi lazım.teşekkürler.
Birçok hayvanın ortalama kaç yıl yaşadığını öğrenmek için kaynak bir kitap yada makale arıyorum.
her bir hayvan için tek tek ansiklopedi karıştırmak müthiş yorucu oluyor, ki bana 100'den fazla hayvanın ortalama yaşam süresi lazım.
teşekkürler.
0
uz
(12.09.07)
pyro clustic flow
(12.09.07)
Burası çok kapsamlı:

www.demogr.mpg.de

Click the book to enter dedikten sonra Tables kısmına bakıyoruz.
0
ermanen
(12.09.07)
Akvaryum balıkları:

freshaquarium.about.com
0
ermanen
(12.09.07)
(13)

Fantastik Romanlar Hakkında

uz
On yıl önce hobbit'i okudum, bir daha da durmadım üç yıl öncesine kadar. tolkienin yazdığı sipariş fişlerini bile okudum, yetmedi. Ejderha mızrağı'nın mevsimlerini bir bir yaşadım, sparhawk'la takıldım, ged'in yalnız seferlerini bir yerlerde saklanarak takip ettim. bundan sonrası tatmin etmedi, elri
On yıl önce hobbit'i okudum, bir daha da durmadım üç yıl öncesine kadar. tolkienin yazdığı sipariş fişlerini bile okudum, yetmedi. Ejderha mızrağı'nın mevsimlerini bir bir yaşadım, sparhawk'la takıldım, ged'in yalnız seferlerini bir yerlerde saklanarak takip ettim.
bundan sonrası tatmin etmedi, elric'in bunalımlarından sıkıldım, forgotten realms'in 'stat değerli' hikayeleri bana çok uzaktı,
snarra'nın kılıçları başta cazipti ama tutunca devamı çekilen dizilere döndü, bıraktım. gediksavaşları düz, dümdüzdü. Drizzt anayurdu dışında sayı kralı gibi birşeydi. salvatore ejderli romanlarında iyice cılkını çıkarmıştı, eddings belgariad'ı olduramamıştı. Uzun bir ara verdim, ne ejderha mızrağının yeni çakma kitapları ne de forgotten realms'in yakışıklı ciltli, içi boş romanları tatmin edebilmişti beni. cthulhu'nun çağrısı da cazip değildi, strahd'ı sevdim ama tek atımlık olduğunu farkettim. barış müstecaplıoğlu'nu da denedim, hiçfena sayılmazdı ama o da yetmedi.

yazılmış en iyi eserlerin zaten yüzüklerin efendisi ardından türkçeye çevrildiğini anlayınca iyi bir fantastik eser için uzun süre beklemem gerektiğini anladım.
Bekledim. kara kule için. geldi özümsedim ama artık bir buçuk yıl oldu o biteli ve ben yüzüklerin efendisinden pasajlar okumaktan yavaş yavaş sıkılıyorum.
Zaman çarkını bekliyorum tamamlandığında okuyacağım.
Buraya kadar okuyan sabırlı kişiler fantastik romanda nelere önem verdiğim anlamıştır, o yüzden sadede gelelim;
bütün bu romanlar içinde benim ıskaladığım iyi bir eser var mı? onu oku ki çember tamamlanmış olsun diyebileceğiniz?
Bi buldurun be, hasret kaldım o sihirli diyarlara.

not: bilim-kurguda benim için ilginç hiçbirşey yok.
0
uz
(02.07.07)
Karakılıç okudun mu? Ben beğenmemiştim fakat okumadıysan denemeye değer. Oldukça marjinal bir evreni vardır. Gerçi Tolkien'den sonrası fasa fiso geliyo belli bir yaşa erişince ya :)
0
fredi
(03.07.07)
0
strategic
(03.07.07)
yarim saattir konu$uyoruz bir kere terry pratchett demedik.

discworld'e dair tum kitaplarini $iddet ile tavsiye ediyorum; buyunun rengi ile ba$layin, mort ile devam edin... ithaki 7-8 tanesini cevirdi pratchett'in discworld romanlarinin.
0
jack o lantern
(03.07.07)
aslında tam olarak fantastik kurgu olmasa da the bernard cornwell'in "the warlord chronicles"ını bir oku derim. fr ,dragonlance vs. hakkında yazdıklarının hepsine katılıyorum, ve bu seri benim lotr'dan sonra okudugum en iyi uclemeydi. o kadar da buyuk konusuyorum...

turkceye de cevrildi phoenix yayinlari tarafindan, ilk kitap "kis krali", sonrasini zaten bulursun...
0
alpinsamuray
(03.07.07)
bir, zaman çarkı'na başla nasılsa ikinci kere de okuyacaksın. 11 cilt kitap artı bir de yan kitabı bulunmakta, yan kitap da yakında geliyor. 2009 başında 12. cilt çıkacak ve tahminen inşaat malzemesi sınıfına girecek boyutlarda olacak. ayrıca zaman çarkı bekletilmeyecek kadar süper bir seri.

iki, jack o lanternin de dediği gibi diskdünya gayet şık ve şiddetle tavsiye edilesi.

üç, alpinsamuray'ın da önerdiği savaş lordu yıllıkları da süper bir üçleme ve phoenix tarafından türkçe'ye çevrildi.

dört, fantastik edebiyatta okunmamış kitap kalmadıysa yakın türlere ve yazarlara yönelmeni tavsiye ederim. misal -tahmin ediyorum okumuşsundur- ilyada ve odysseia mutlaka ama mutlaka okunmalıdır. hatta onun da devamı sayılabilecek vergilius'un aeneas da var. kütüphanede duruyor ama henüz okuyamadım gerçi :) sonracığıma fantastik edebiyat okurlarının pek bayıldığı üstün kişilik übermensch poe abimiz de var. orjinalinin zevkini vermese de ithaki güzel çevirmiş. son bir örnek daha vereyim, dante ve ilahi komedya'sı. gerçi okuması süper akıcı diyemeyeceğim ama takdirane bir eser.

beş, harry potter oku nıhaha :)
0
jesters cap
(03.07.07)
Vakti zamanında kapak resmini ve adını görünce, "Öff, fantastik kitaplar kervanından bir başka sevgili kitap..." diye küçümsediğim, daha sonra çok ilginç bir şekilde tanışıp kaynaşma fırsatı bulduğum Amber Yıllıkları'nı tavsiye ederim.Okuduktan sonra elf,insan,cüce ve türevlerinin anlatıldığı diğer fantastik kitap ailesi çok boş gözüktü birden gözüme.Roger Zelazny, bana yazdığı serinin bir ağırlığı olduğunu fazlasıyla hissettirdi.
Zevkler görecelidir elbette, ama en azından denemekten bir zarar geleceğini sanmıyorum.
0
fragman
(03.07.07)
1. kara kılıç konusunda çekincelerim var, bir kitabı göreyim karar veririm, :)
2. ölüm kapısı serisine hızlı bir ön bakış yaptım hiç gözüm tutmadı, hakkındaki eleştirilerde çok olumlu değil ama...
3. terry pratchett'i de denedim ama benim espri anlayışıma uygun kitaplar değildi. mort dedi mort(!)
4.the warlord chronicles; bir bakalım.
5.gedik savaşı serisini öyle bir gazladılar ki o gazla dört cildi birden aldım, sonuç hayal kırıklığıydı.
6. yakın yazarlarda tükeniyor, poe'yu ağzımdan aldın :) , yakında bakacağım. ilyada odissea bunlar, gılgameş.. bunlar biteli yıllar oldu :)
hayri pıtırın fırtınası dinsin, yorum yapacak zevzevkler kalksın piyasadan o zaman okurum :)
7. amber yıllıkları, bir başka çekinceli roman :)
deneyelim o zaman.

not: bi b.ku beğenmiyorum gibi gelebilir ama kitaplığım fantastik roman çöplüğüne döndüğü için bu şüphecilikte haksız sayılmam derim.
0
🌸uz
(03.07.07)
şu dakika itibariyle ideefixe.com'dan gelen e maile göre fantastik kurgu indirime girmiş falan filan bir bak derim.
0
darknum
(03.07.07)
ben de disk dünyası derim. bir de tabii le guin in fantastik mi bk mi belli olmayan romanlari ve hikaye derlemeleri var degisik bir sey istersen.
0
atmacaged
(03.07.07)
ekşi'de bahsedilen ve bu konuda yazan türk bir yazarı çok övüyorlardı. (ilgilendiğim bir konu değil ama) kimdi acaba?
0
can see
(03.07.07)
hoca bence zaman carkina basla son kitabin cikmasina ancak yetisirsin. eger ingilizce ile problemin yoksa ingilizcelerini tavsiye ederim.
yok turkce'sini okuyacagim diyorsan, cevirileri fena degil alismak biraz zaman aliyor (en azindan ingilizcesini okuyanlar icin) ama gene de okunabilirler, ustelik zaman carki serisi, sozlukte de soylemistim zaman carki tolkien'in eserlerini bile ilkokul kitaplarina ceviriyor. (ki cok severim tolkien'i orasi ayri) bence zaman carki serisi fantastik kurgu'da yazilmis en genis/detayli/guclulerden birisi.
0
rass
(03.07.07)
turk yazar yigit deger bengi var bir de, cift basli kartal diye bir kitabi var, guzel kitap, elf melf yok, anadolu efsaneleri temelli fantastik bit kitap.
0
alpinsamuray
(04.07.07)
arkadaşım, umarım hala buralardasındır. yazdıklarından, son derece güç beğenen biri olduğun sonucuna vardım, her ne kadar ölüm kapısı ve gedik savaşını nasıl beğenmediğini anlamasam da...
amber yıllıklarını okudun mu? çekinceli demişsin ama gereçekten güzel bir eserdir eğer okumadıysan. Michael Ende'nin "Bitmeyecek Öykü" kitabını okudun mu? fantastik edebiyatın başka bir türüne ait önerilerde de bulunabilirim, belki bunlar ilgini çeker. Zoran Zivkovic'in "Başka Zaman Kütüphaneleri" ve "Armağan Zamanlar", Jan Potocki'nin "Zaragoza'da Bulunmuş El Yazması", Italo Calvino'nun "Sıfır Zaman" ve "Kozmokomik Öyküler". Jorge Louis Borges de iyi bir yazardır.
Ayrıca İngilizce'n iyi ise sana Terry Goodkind'ın "Sword of Truth" serisini, George R.R. Martin'in 4 kitaplık "A Song of Ice and Fire" serisini önerebilirim.
0
kahlan amnell
(12.04.08)
(2)

my father was...

uz
bir tekerleme vardı, ya da yoktu bilmiyorum ne olduğunu. ya bir filmde duymuştum ya da bir kitapta okumuştum küçük bir kız çocuğu tekrarlıyordu sanki bunu;"my father was hundred penny not even worth a dollar"yada"my father was 99 cents not even worth a dollar" veyahut bunların başka bir varyasyonu i
bir tekerleme vardı, ya da yoktu bilmiyorum ne olduğunu. ya bir filmde duymuştum ya da bir kitapta okumuştum küçük bir kız çocuğu tekrarlıyordu sanki bunu;
"my father was hundred penny not even worth a dollar"
yada
"my father was 99 cents not even worth a dollar" veyahut bunların başka bir varyasyonu idi, hatırlayamıyorum.
sürekli aklıma gelip duruyor.
neydi bu?
0
uz
(27.04.07)
99 bottles of beer vardı?

#9623815
0
bordeaux
(28.04.07)
"in dreams" isimli filmde geçiyordu

My daddy is a dollar
I wrote it on a fence
My daddy is a dollar
not worth a hundred cents.
0
agharta
(28.04.07)
(9)

doğru düzgün yazma teknikleri

uz
zaman karmaşası yaratmadan, çok fazla tekrara girmeden, anlatılmak istenini fazla dolandırmadan, anlam kayması olmadan, doğru düzgün yazı yazabilmek için bir yol var mıdır ya da kurs?yurtdışında yazarlık kursları var ama ülkemizde ne var ne yok bilmiyorum.mektup yazmaktan, reklam metni yazmaya, maka
zaman karmaşası yaratmadan, çok fazla tekrara girmeden, anlatılmak istenini fazla dolandırmadan, anlam kayması olmadan, doğru düzgün yazı yazabilmek için bir yol var mıdır ya da kurs?
yurtdışında yazarlık kursları var ama ülkemizde ne var ne yok bilmiyorum.
mektup yazmaktan, reklam metni yazmaya, makale yazmaktan, ekşi'ye yazmaya kadar geniş bir yelpazeden bahsediyorum.
bahsettiğim "güzel" yazmak değil, "tutarlı" yazmak. bu anlamda bi ilaç prospektüsü bile yazılacağını varsayarak cevap veren olursa sevinirim.
(kompozisyonlarım hiçbir zaman beğenilmedi lisede)
kişisel önerilerde makbüldür.
0
uz
(02.04.07)
plan cıkar. giris gelisme sonuc genelde iyi bir yazıdır. klasık bilgi bu. argumanlarını iyi sec gelisme kısmında. bi de arastırmanı iyi yap. bu kadar. sonuc zaten girisin aynısı.
0
bryan fury
(02.04.07)
www.piartworks.com

burada Mario Levi yaratıcı yazarlık üzerine dersler veriyor. özel olarak senin dediğin gibi bir yazım değil ama yine de bu konuya da değinildiğini düşünüyorum... istiyorsan bana sözlükten de mesaj atabilirsin... mekanı tanıyorum da o açıdan.
0
muharrir
(02.04.07)
bati dili edebiyati bölümlerinin ilk senelerinde rhetorical skills yada essay writing dersleri verilir. eger dil sıkıntısı yoksa hocasindan rica edip katilabilirsin. duydugum bildigim bu isi en iyi gülriz büken in yaptigi ama sahsen ders almislar daha iyi yorum yaparlar tabii. turkce yazi dersini dogru duzgun veren bir bölüm duymadim görmedim ne yazik ki. varsa hemen söylesin.
0
atmacaged
(02.04.07)
www.bilgi-egitim.com
buradaki yazı atölyelerini bi incele istersen.
0
pyro clustic flow
(02.04.07)
benim belli bi site veya önerim falan olmayacak, lakin ingilizce derslerinin writing bölümünde öğrendiğim bazı kurallar var, ki orda problem solution'dır, argument şeysidir, summary'dir, cause-effect'tir, comparison-contrast'tır, critique'tir ayrı ayrı türleri oluyor konu olarak, dahası condensed paragraph ve essay olmak üzere iki belli yazı türü var mesela. condensed paragraph tamamen öz yazılmış, hiçbir ekstra cümle içermeyen paragraf/yazılar oluyor(ki genelde tek bir paragrafta anlatabiliyoruz derdimizi). essayler de(sanırım makale, kompozisyon olarak türkçeye çevirebilirim bunu) her paragrafı birbirine bağlayan cümleler, her paragrafın ayrı ayrı introduction, topic ve conclusion sentence'ları olan yazılardır. önce essay'den bahsetmeli

giriş paragrafından başlıyım. introduction cümlesi giriş cümlesidir, genel konu nedir ne değildir o yazılır. topic sentence introduction sentence ile birlikte yazılabileceği gibi yazının neden yazıldığına ve yazarın görüşünün ne yönde olduğuna dair bir fikir verir. sonra ne hakkında konuşulacaksa belli ana noktalar vardır bunlar yazılır. mesela problem solution tarzı yazılacaksa bu ana noktalar(major supporting point olarak geçer) belirlenen problemin çözümleridir. en sonda bir cümlede de ya sonraki paragrafa geçiş yapılır, ya da paragrafı kendi içinde bitiren bir cümle yazılır.

ikinci paragraf(ve genel olarak gelişme paragrafları, body paragraph olarak geçiyor) birinci paragrafta bahsedilen ana noktalardan birinin açılacağı paragraftır. ne kadar ana nokta varsa o kadar gelişme paragrafı olur.yine ilk cümle topic sentence olur(ki "ilk nokta şu ki.."falan türünde başlaması uygundur, lakin bağlaçlar çeşitlendirilebilir), sonra o nokta açılır, mesela problem solution yazılacaksa bu çözümün avantajları ve dezavantajları yazılır ya da minor supporting points dediğimiz yan noktalar yazılır(bir başlığın altına giren küçük başlıklar gibi). sonraki paragrafa geçerken(sonuç paragrafı değil de gelişme paragraflarına devam edildiği düşünülürse) bir yukarıdaki noktaya referans verilebilir(mesela "ikinci noktaya ek olarak..", ya da "yukarıdakine alternatif olarak.." denebilir). ama yanılmıyorsam türkçe kompozisyon yazılırken paragraflar bağlaçla ya da daha önceye referans vererek başlamıyordu, ama bence bu kural esnetilebilir bu kural çünkü daha akıcı oluyor.

en son paragraf da sonuç paragrafı. yine topic sentence bunda da geçerli. sonra bir şekilde üstte bahsedilen noktaları tekrar yazmak gerekiyor bir cümle içinde, detaya girmeden ana başlıklar olarak. ondan sonra opsiyonel olarak bir cümlede bu noktaların hangisinin en öncelikli olduğuna dair bişiler yazılmalı, sonra da bir cümleyle yazı bitirilmeli.

condensed paragraph yazması daha kolay, genel olarak yapı aynı, bir cümle topic sentence, sonra ana noktalar yazılır, çok kısa detaylandırılır, araya belki bir-iki cümle ekstradan girebilir(organizasyonu ve planı bozmadan ama)sonra da bir cümleyle sonuçlandırılır.

tabi bunlar çok kesin kalıplar ve advanced düzeyinde ingilizce gördüğümü belirtmeliyim, bu kadar abartmaya çok da gerek olmayabiliyor. mesela topic sentence yazmak bana hala zor geliyor:) ama genel olarak iki büyük ipucu verebilirim. bir organizasyon olmalı, sanırım bir yazıyı en okunur kılan şey bu. diğer ipucu da paragrafların ilk cümlelerinde neyden bahsedileceğini anlatmak(yani topic sentence). özetler de buna göre çıkarılıyor çünkü. isterseniz bu kurallara dikkat edilerek yazılmış yazılar gönderebilirim.aslına bakarsanız bu yazının kendisi de gayet güzel planlı bir yazı oldu gibi:)
0
namazu
(02.04.07)
ekleyeyim istedim, bunların dışında bazı yazım ve dilbilgisine dair ufak kurallar var. mesela aynı kelimeleri asla sık kullanmamak gerek, ne yazılırsa yazılsın. aynı kelimelerin eş anlamlılarını bulmak ve kullanmak yazıyı daha zengin gösterir. cümleler de beş kelimelik basit cümleler olmamalı eğer ciddi birşey yazıyorsanız, bağlaçlar ve yan cümleler kullanılabilir, çünkü bir bilgiyi ne kadar az cümleyle anlatıyorsanız o kadar iyidir. ama fazla virgül ve "ve" kullanarak aşırı uzun cümleler yazmak da iyi değildir, okuyucunun dikkati dağılır.
0
namazu
(02.04.07)
1. temel başlangıç için haklısın, teşekkürler.
2. bu kurslar ilginç görünüyor ama dönemi kaçırmışım. teşekkürler bu arada sözlükten mesaj atamıyorum okurum ben.
3.bu iyi bir fikir denemeye değer. türk dili ve edebiyatı yardımcı olmazmı ama?
4.aradığım türde bir kurs daha, teşekkürler.
5, 6. öyle strong bi presence'in varki bu konteks dahilinde olaya pek vakıf olamadım :)
gayet makul öneriler gibi geldi bana, dikkate alacağım teşekkürler.
ek not ta çok yardımcı oldu.


başka tavsiyesi olanlarda vardır umarım. (bilgiye susamak böyle olsa gerek)
0
🌸uz
(02.04.07)
imla kurallarını cok iyi ogren bir de, muthis derecede onemlidir. bir de kelime zengilnliği.
0
bryan fury
(02.04.07)
Ya önerebileceğim bir kurs değil, dolayısıyla soruna tam cevap olmadığını biliyorum, ama iyi yazmayı inanılmaz şekilde geliştiren tek bir şey varsa o da çok fazla kitap okumak. Bir süre sonra (yani bir hafta değil tabii), kelimelerin sırrına nail oluyor insan. Cümle yapılarına, hangi cümleden sonra nasıl bir dizi gelirse onun etkili olacağına falan. Sen gene kurs bulursan git, ama bol bol oku, bir kaç aya kalmaz farkı görürsün.
0
sui
(03.04.07)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.