eğer bir kıllık yapacak olurlarsa sonuçta faturalı ürün faturasını gösterirsin olmadı kredi kartı ekstresi, satış belgesi vs. gibi bişey al yanına.

daha karar veremedim :)

sizin verceğiniz faturaya bakmaz memur, kendisi o ürüne bir fiyat belirleyip onun üzerinden vergi alır.
oraya gittiğinizde, ahım şahım birşey değil ki bu dersiniz, ucuz çin malı bilgisayar deyip, dealextremein web sayfasını gösterirsiniz.
faturaya falan güvenmezler, ebayden 500$lık ürün alıp da faturaya 100-150$ yazdırıyor zaten herkes..

kredi kartı ekstresine bişey demez zannediyorum böyle yapanlar var ama, webden de gösteririm kabul etmezlerse.

bi kaç türkçe yoruma rastladım dealextremede, sorunsuz alanlar olmuş hep.

Geçmiş olsun. Aynısı bana da oluyor yılda en az bir kez. Ben ekmek için, leblebi ve sütün faydasını gördüm. Özellikle gece çok ağrı olunca kalkıp bir bardak süt bir parça da ekmek içi yemek rahatlatıyor.

buscopan daha çok kasık taraflarındaki spazmlara iyi gelir. sizin daha çok ılık-soğuk arası su içip karın bölgenizi sıcak tutmanız sizi rahatlatacaktır.

meteospasmyl belki işe yarayabilir. geçmiş olsun

gecmis olsun. oncelikle, mide spazminiza neyin yol actigini bilmek onemli. eger gidadan dolayi spazminiz varsa, spasmomen, meteospasmyl gibi ilaclar faydali olabilir. stres kaynakliysa papatya cayi, melisa cayi gibi mideyi sakinlestiren bitkilerden cay yapip, sekersiz ve ilik olarak icmenizi onerebilirim. bir de sik ve az, saglikli diye tarif edilen gidalar (haslama sebze, izgara et, sutlu tatlilar, vb.) alirsaniz, mideyi yormamis olursunuz.

Ben de white musk kullanıyorum. "Eau de toilette" değil de "eau de parfum" daha kalıcı. Hatta duşa girip çıkmama rağmen bileğimde kokusu kalmaya devam ediyor. Ancak daha pahalı tabi. Minnacık şişesi 48 milyon. Sıkmaya kıyamıyorum.

Öylesi var mıymış? Hiç görmemiştim de. Teşekkürler:)

şimdi, hanımlar, tabii ki eau de parfum daha kalıcı oluyor eau de toilette'e göre. tabi doğru orantılı olarak fiyatı da biraz daha pahalı oluyor.

yalnız biliyor musunuz bilmiyorum ama şöyle bir nokta daha var (bunu bir zamanlar tekin acar'da çalışan bir arkadaşım söylemişti) ; edt'yi giysinize, edp'yi ise teninize sıkmak lazımmış, ancak bu şekilde optimum randıman alınabiliyormuş..

bende de lacoste essential var mesela, edt, kokusuna bayılıyorum ama boynuma sıktığımda yarım saat sonra koku kalmıyor arkadaş!.. ancak sıfıra inmek gerekiyor yada elini boynuna sürüp koklayınca alabiliyorsun kokusunu..
ama giysilerime sıktıklarım kalıyor bak. 1 hafta sonra olsun yine kokuyor..
demek ki arkadaşımın dediği doğruymuş. bunu da dikkate almanızı öneriyorum.. ;)

cordiali saluti..

evet ben zamanında parfüm yağını kullanmıştım ama o da white musk kokusundan uzaktı sanki biraz. link için teşekkürler, cidden ucuzmuş fiyatı.

yağın parfüme göre kokusunun farklı gelmesi içinde alkol bulunmadığından.. çok derişik olduğu için farklı geliyor. birazcık sürün boynunuza filan birkaç dk sonra mis oluyor süper oluyor

cemenzar'dakini yakin bir zamanda acik gordugumu hatirliyorum

akaretlerdeki de açıktı en son

halitağa caddesinde sağdan 3. sokakta istanbul kariyerin altında vardı. bi de altıyoldan rıhtıma inerken sağda var. bunu geçen hafta açık gördüm. bi tane de bahariyeyi kesen bi sokakta vardı da hangisinde unuttum.

HASANPASA kurbagalıdere caddesinde var.bu yeni salıpazarına giden yolda.ışıkları geçtikten 100 mt sonra sağda

bir sapıtma bende de mevcut. istanbul-avrupa'dan bildirdim.

evet var. istanbul-bostancı.

istanbul- bahçelievler her şey normal.

ben de de kesin var, hatta gece kafayı yedim herşey normal fakat site mite açılmıyor birkaç dakika. online oyun oynuosan da kopuyorsun.

anadolu yakası evet.

var. özellikle otobüs yolculuklarında kusan çocuk vs olmasın diye dua ederim. öğürme sesi ve kusmuş sesi vs. hepsi insanı kusturuyo ööğğğğrrrk :P
iğrençti evet:D

ha onun dışında, arkadaşın bir an önce ayılsın diye boğazına parmağımı sokup kusturmuşluğum bile var. o zaman da ilk kusmak geldi içimden akabinde kustum zaten. kustuktan sonra kusturmaya devam ettim. böyleyken böyle..

refleks olarak birinin öğürdüğünü duysam ben de başlarım öğürmeye. ama kusmuktan kusasım gelmez sövesim gelir.

hah demek ki sorun bende değilmiş. yılbaşında bir arkadaşımız lavaboya kusmuştu sırf o görüntüyü görmemek için çişimi tutmuştum o derece.

ben eskiden böyle biriydim. bir keresinde lisedeyken kusmuştum, sonra takıntı oldu neredeyse her sabah kusardım. uzun zaman böyle devam etti. bu problemimi aşmamda hem zaman yardımcı oldu hem de jackass izleye izleye tiksinmemeye başladım. sağolsunlar onların sayesinde sıradan bir olay olmaya başlamıştı benim için.

insan icinde kusamamak ve birini kusarken gorunce igrenmek ve kusmak "emetophobia" oluyormus.

Birinin kustuğunu görmek sorun değil ama kokusu beni öldürüyor. Gece bar-disko vs. çıkışlarında haliyle zorla kusturduğum arkadaşlar da oldu, etkilemedi hiç. Ama otobüs yolculuğunda birisi kusarsa...Offf düşününce bile kalktı midem...

(bkz: my sassy girl)

plastik tabak dolusu sıcak sıcak kusmuğu koridor boyunca taşırken ben de öğürmüştüm. normalmiş demek ki.

problem çocuk 2'deki kusma sahnesini hatırlatmak isterim: www.youtube.com

ben kusanı görünce gülmeye başlıyorum, şimdi de gülüyorum hatta bunu yazarken. çok komik lan, böyle tihhehrehhrh, crieeeeeek fssss filan çok komik sesler çıkıyor :D

adres satırına daha önceden girdiginiz sitenin bikaç karakterini yazınca chrome otomatik tamamlıyor.

yada yeni bir sekme açtıgınızda en çok ziyater edilenler ve en son kapattığınız sekmeleri gösteriyor.

yani diyeceğim o ki siteleri ie de ki gbi göstermesine gerek kalmıyor.

www.ilknokta.com

4. kitabı da yazmış. Ben bıraktığımda 3 idi.

Bu iyidir. Öğrenmek amaçlı sorduğunu varsayıyorum.

bir kez ben şu yöntemle bulmuştum.
alttaki yorumları oku bazen bahsediyorlar.

8.31 de giren sarki

espagnolade - rubin steiner

album : paris-in the sex, sex city, The Mus

--- bu da teyid etmeniz icin gerekli parcayi dinleme linki
www.buy.com

@ground, evet çok denedim ve o klipteki şarkıların neredeyse tamamını buldum o son çalan haricinde çünkü yazmamışlar :(

@la traviata, çok teşekkür ederim vallahi bravo! :)

Oradan çıkartmak istiyorsa New York'a gitmek zorunda. Connecticut, Delaware, North-South Carolina ve Florida gibi eyaletlere New York'taki konsolosluk bakıyor.

Adresi: Turkish Consulate General, 821 United Nations Plaza, 5th Floor, New York, NY 10017, USA

Bulamıyorsa Michael Scofield ve arkadaşları yardımcı olabilir.

orada hazırladıp yolladığı bir vekaletname ile mümkün olabilir diye biliyorum.

vekaletname verebilmesi için de konsolosluğa gitmesi lazım :) bir de biraz tuzlu bir fiyatı var sanırım.

rica minnet alabilirsiniz. durumu iyice anlatmanız lazım ama. abim hastanedeyken ben gidip çıkartmıştım onun kimliğini, baya uğraştırdılar, sorgu sual fln ama verdiler.

vekaletname vermek icin 1. konsolosluga gitmek zorunda 2. tc nufus cuzdanini konsoloslukta ibraz etmek zorunda :). pasaport suresini uzatan kurum da konsolosluk olduguna gore ablanizin zaten kimligi kayip olduguna gore oraya gitmesinden baska alternatif yok bence. nufus idaresi yeni kimligi sahibinden baskasina vermez, memurun insiyatifine de kalmis ama hic sanmiyorum vereceklerini. ben kardesiminkini 2 saat dil dokmeme ragmen alamamistim. bir de kimlik olsa pasaportu nasil uzatacakti postayla mi?

kanal d avrupa nin reklamlarinda cikiyo bu aralar sürekli. www.e-konsolosluk.net, bir göz atin isterseniz. biraz kurcaladim da isinize yarar gibime geldi

verdigim link, link olarak görünmüyor kopyala/yapistir yapmaniz gerekecek

suradan: magaza.hammaddeler.com

internetten almak istemiyorsaniz; boya ve insaat sirketleri boyalari renklendirmek icin, gida sirketleri de gida renklendirilmesi icin kullaniyor. bu durumda boya satan bir magazada bulabilmeniz lazim.

ayrica misir carsisi, tahtakale ve civarlarinda da arayabilirsiniz. gidip saga sola sorabilecek vaktiniz var ise en cabuk ve en az miktarda bulabileceginiz yer orasidir.

hatta butun bunlardan once bir de en yakin eczaciya sorun, ismarlama olarak getirebiliyor olmasi lazim sansli iseniz.

teşekkürler. o linke bakmıştım bugün ama hem çok pahalı hem de çok geldi. peki boya renklendirmesi ile gıda için kullanılan titanyum dioksit aynı mıdır?

evet, ayniymis gibi gozukuyor (lise kimya bilgim ile, Ti +4 iken oksijen in tanesi -2 oluyor, bu durumda TiO2'nin her halinin stabil olmasi lazim) ama belki saflastirma yapilirken kullanilan sulfur ya da klor kaciyordur arada sirada satilan pakedin icine.

beyaz dis macununuz var ise icinde titanyum dioksit bulunmasi lazim ayrica.. hos ev ortaminda onu oradan ayristirmak icin saglam distilasyon ekipmani gerekli, onlar da millet evinde "bogma raki" yapmasin diye yasak turkiye'de sanirsam..

cevaptan cok geyik yapmisim gibi geldi..

oyun nasıl, güzel mi? (soruna, soruyla yanıt verdim kusura bakma :] )

Oynayamıyoruz ki :P

www.mahalo.com

burda bişiler var ama aradığınızı bulur musunuz bilemedim.

morianın kapısından girmek için "mello" demen gerekli:P:P
bendede aynı sorun olmuştu 1.1 patchi indirip hallettim
www.middleearthcenter.com
linkteki patch neredeyse tüm single player buglarını(hem good hem evil campaign için) çözdü bende

Ben de acı taraflarını belirteyim:
- İyileşmeyecek; egzersiz yaparsan ya da bilgisayar kullanmazsan ağrılar kaybolabilir ama bu iyileşti anlamına gelmez, eski düzenine geri döndüğün an yine başlar.
- Çok ilerlerse ameliyet ediyorlarmış, ama garantisi yok ilerde yine baş gösterebiliyormuş.

ciddiye alınması gereken bi rahatsızlık. sabahları 3-4 saati bulan el tutulmasına kadar varıyor işin sonu. sürekli uyuşma ve ağrı da cabası. ameliyatla sinir üzerindeki baskının kaldırılmasıyla son veriliyor. fakat tekrarlama ihtimali söz konusu.

siz bi emg çektirin. sinirlerin sinyal iletimindeki kaybı ciddi boyutlarda mı baksınlar.

want2die ın dediği gibi varlığından haberdar doktorlar powerball öneriyorlar. bir kaç kişi tanıyorum kullanan epey faydalı olduğunu söylediler.

Ben kullanıyorum powerball ve gayet yararlı arkadaşım..www.bunlardanistiyorum.com dan sipariş verebilirsn 50-60 kagit bişi

karpal tünel sendromu değil.
serçe-yuzuk-orta parmak uyusması+ dirsek belirtisini de yazdığına göre ulnar sinir sıkışması.
www.turanuslu.com

Sanirim benim bu sene telefon kaydim yok, kaydettirelim benim pasaporta oluyorsa..

ben 12 aralık 2007 de türkiye ye giriş yaptım. telefonu 4 şubat 2008 de açtırdım bi sorun olmadı.
neden öyle yapmışlar bir fikrim yok ama başka bir yere daha sorun derim.

sanırım son 1 buçuk veya 2 ay arasında giriş yapmış birisinin pasaportuna kaydedilmesi lazım. ayrıca pasaporta kaydedildikten sonra pasaport sahibi 2 sene süreyle yeni bir telefon kaydettiremiyor, yani 2 sene boyunca böyle bir niyeti olmayan birisini bulmanız laızm...

canlari isterse yni telefon kaydetmek icin gereken 2 yil sure daha cabuk dolsun diye onceki cikislara bile kaydediyorlar. telekomunikasyon kurumu'na bilgi edinme kapsaminda dilekce yazin, pasaport fotokopisi filan fakslarsiniz gerekirse. yonetmelikte telefonu su kadar sure icinde kaydettirin diye bir madde yoksa acmalari lazim. daha sonra satin almadiginiz ne malum derlerse, hangi imei numarasini ne zaman blokladiginizi bilmiyor musunuz dersiniz :) elinizde fatura vs olsa iyi olurdu tabii.

O zamanlar kanun eskiydi. Yeni kanuna gore, bakiniz;

Kayıt işlemini nasıl yaptırabilirim ve gerekli belgeler nelerdir?

Gümrükler Genel Müdürlüğü'nün 31.01.2008 tarih ve 2981 sayılı yazısı ile 01.02.2008 tarihinden itibaren yurt dışından 2 takvim yılında 1 adet cep telefonu getirilebileceği ve yurda giriş yapılan tarihten itibaren en geç 1 ay içerisinde kayıt altına aldırılması gerektiği hususlarında düzenleme yapıldığı bilgisi verilmiştir.

www.tk.gov.tr

yabancı dizileri filmleri falan alt yazısız izleyin bol bol böylede konuşma dilini de kaparsınız. altyazı beyninizi yormamanızı sağlıyor olabilir belki.

filmleri altyazılı izliyormuşsunuz. artık yavaş yavaş dikkatinizi altyazıdan çok konuşulanlara vermeye bakın. popüler amerikan dizilerinin çok temiz bir ingilizcesi var, lost, heroes, family guy gibi diziler gayet anlaşılır. eğer ingilizce verilen bir seminere katılma veya derse girme olanağınız varsa bunu yapın, kulağınız alışsın. eğer yabancı bir arkadaşınız varsa ne ala! onla takılıp kanka moduna girmeye bakın!

Bu dillerin ozellikleri ve anadiline yakinligi ile ilgili birsey sanirim. Japonya'da sadece 12 gun kaldim, ama ben de kelimeleri anlayabilir duruma gelmistim, hatta konusmalardan anladiklarim bile vardi. Benzer birsey, ispanya'da da basima geldi. Ingilizce ise, oldukca iyi konustugum bir dil, amerika'da hic zorluk cekmiyorken, Dublin'de konusulanlari anlamak icin can kulagi ile dinlemem gerekiyordu konusan kisiyi, gerci bu da bir kac gun sonra gecti.

Tahminim, beynimizin dil konusunda secici oldugu yonunde, kendine yakin hissediyorsa, cabucak adapte olabiliyor.

büyük bi ihtimalle öğrenme şeklinizden kaynaklanıyordur. ingilizceyi ders olarak ve türkiyede öğrendiyseniz sıkmış olabilir diğer iki dili kendiniz ister istmez öğrenmişsiniz gibi anladım.. ingilizce anlarım konuşum ama şarkıları ben de dinlemem mesela ne diyo acaba diye. biri sorunca falan farkediyorum sözleri dinlemediğimi.. ingilizceyi ite kaka anlamya başladığım yıllara kıyasla ruscayı çok daha hızlı anlayabildiğimi farkettim(dili anlamaya başlama süresi olarak) ben de az bucuk pratikle. dilin yapısıyla alakalıdır belki..
bu arada anadili ingilizce olmayan biriyle, olan birine kıyasla daha kolay anlaşılabiliyor nedense bu da böle alakasız bi tespit oldu

aynı filmi bir kere alt yazılı bir kere alt yazısız izle.

pascha d, evet genellikle anadili ingilizce olmayan biriyle diyalog sorunu yaşamıyorum. bir tek finlandiyalı biriyle yaşamıştım o da sonradan düzelmişti.

bir teoriye göre yabancı dil anlamadaki en büyük sorun, kelimeleri birbirinden ayıramamaktır. bu yüzden çok hızlı konuşulduğunu düşünür, bildiğimiz kelimeleri bile algılayamaz, bir kelimenin nerede bitip, diğerinin nerede başladığını anlayamayız. bu yüzden dvd vs. izlereken ingilizce ses ile ingilizce alt yazının açılmasını öneriyorlar. bence bir denemekte fayda var. o zaman çok daha fazla şeyi anladığınızı fark eder ve ilerleme sağlayabilirsiniz.

mermaid, haklısınız sanırım. bir deneyeyim sizin ve diğer arkadaşların önerdiği yöntemleri.

mermaid'e katılıyorum, zamanında ispanya'da yaşarken, tv'yi, sağır-dilsiz altyazısından izliyordum, 555 mi, 888 mi, her kanalın teletextinde sabittir o numara. 3-5 ayda marketti kasaptı manavdı, kendim halleder olmuştum.

Ben hem japon hem çinlileri dinleyince şu kanıya ulaştım: Girtlak yapımız, bir dilin sesini çıkarmaya elverişli-yatkın değilse, dinlemede de sorun yaşıyoruz.
ingilizce bizim zor seslendirebildiğimiz bir dil, dinlerken de aynı şekilde zor anlayabiliyoruz. japonca gerçi bizle aynı dil ailesinden biliyorsunuz, ural altay, anlamamız normal. Ama, bizle aynı dil grubundan olmadığı halde ben de her zaman italyanca ve ispanyolcayı, net konuşulduğu için kolay öğrenebileceğimi düşünmüşümdür. Çinliler ise maalesef bana kedi mırlaması gibi gelen, gırtaktan gelen bir sesle konuşuyorlar. onları dinlerken içimden öfke ve kıskançlıkla "bunlar eminim ingilizceyi kolay öğreniyorlardır" diye düşündüm, bir japona bu konuyu sorduğumda bana yine biraz kıskançlıkla "evet, onlar bizim gibi değil, güzel ingilizce konuşurlar" demişti. tabii, tekil örnek verdim, doğru mudur, genellenebilir mi bilmiyorum.

@mortifera

bence de filmi önce altyazılı sonra altyazısız izlemekte yarar var. ama bence o altyazı da ingilizce olmalı yani ingilizce filmi ingilizce altyazıyla izleyin derim önce.

Arkadaşların dediği gibi ingilizce filmleri/dizileri ingilizce altyazıyla izlemeye devam edin. Belli bir süre/birçok film sonra altyazıdan bağımsız da takip edebildiğinizi anlayacaksınız. Eğer istiyorsanız altyazıyı tamamen kapatıp da deneyebilirsiniz, özellikle popüler dizilerde zorluk çekeceğinizi sanmıyorum. Zaten popüler dizileri hemen izlemek isterseniz altyazısız izlemek zorunda kalıyorsunuz. Bu da bir motivasyon olabilir...

Kelime olayına gelirsek; siz "bildiğim kelimeler" demişsiniz ama yine de kelime dağarcığınız ne kadar zenginse cümleleri de o kadar rahat kavrayabileceğinizi ekleyebilirim. Hızla söylenmiş bir cümlede tam çıkarılamayan veya bilinmeyen bir kelime bazen akışı bozabiliyor, haliyle anlamakta güçlük çekebiliyorsunuz.

Ek olarak, the to of gonna wanna gibi kelimeler/kısaltmalar ve bunların "cümlede ilgili yerde bulunması gerektiğini" bilmek de faydalı olabilir. Yani illa to'yu duymanız şart değil, ama bağlamdan orada bir to olduğunu çıkarabiliyorsanız zaten işiniz kolaylaşacaktır. Bu zamanla (okumak, dinlemek, izlemek) otomatik bir hal alıyor. İşte "kulak dolgunluğu" denilen şey de bu sanırım. Üstüne de zengin bir kelime dağarcığı eklersek, sorun olacağını sanmam. Ama bir dil için en önemli şey pratik tabii ki...

Good Luck :)

metro gross market'te var. 3m migroslarda da bulunuyo olmasi lazim. ben metro'dan almistim. ha bi de muhtemelen carrefour'un alkol reyonunda kokteyller kisminda vardir.

Gittigidiyorda satılıyor, yiyecek içecek bölümününde olması lazım.

vanilya canavarotu sülalesinden bitkidir. Vanilin de hidroksil metoksibenzaldehid kimyasal yapısında vanilyanın meyvesinde bulunan şeker bazlı hoş kokulu maddedir.

Tariflerde iki şekilde kullanımı tamamen Mecazi mürsel yapmaktır. misal soba yanınca içeri ısındı gibi, oysa sobanın içinde yanar ne yanıyorsa soba yanmaz. Değil mi ama? aslı vanilin olması gerekir.

bilimsel cevap veremem ama "tariflerde" vanilya ektresi ve vanilin çok farklı şeylerdir. vanilya eksteresi, bir damlası tüm keke aroma verebilen bir şeydir. vanilin toz halinde yaklaşık iki kaşıklık paketlerde satılan bişey. miktar vanilin olarak belirtilmiş bi tarifte vanilya ekstesi kullanırsanız çok fazla olur.

10 kg kaynamis, sahlepli sutu vanilyali dondurmaya cevirmek icin 1 cay kasiginin ucu kadar gercek vanilya atildigina sahit oldum cogu kereler.

vanilya gercek, vanilin ise onun ozutu gibi bi sey iste.

izmit gençlik ve spor il müdürlüğünü aramak iyi bir başlangıç noktası olabilir...

Google a izmit olimpik buz pisti yazınca çıkan ilk sonuçta şöyle bişi var:

Daha detaylı bilgi için ilk olarak Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İnternet Sitesi nden ulaşabilirsiniz yada 0262 226 6096 numaralı telefondan direk Buz Pisti ile irtibat kurabilirsiniz.

www.akifozkaya.com

Çook teşekkürler.

fuarın içinde de bir tane buz pisti açılmış.orayıda deneyebilirsiniz.