aynı dertten ben de muzdariptim. ama benim teras basket sahası kadardı; para da boktu. yarı olimpik havuz, etrafına da değişik ebatlarda su kaydırakları yaptırdım. ben havuzda obua çalarken sözlük dilberleri rahat etsin diye de şezlongların yanı sıra bir miktar palmiye diktirip aralarına hamak gerdirdim. kalan alanı da mini golf sahası olarak kullanıyorum. idare ediyoruz işte...

@stopnsilence komiksin dostum...

@elxa

www.contemporist.com

bunu ben de sevdim.. tenk yu dostum

bir yerinde kesin barbeku olsun

ısı yalıtımı tırttır mesela. çok fena rüzgar alıyordur kuzeye bakıyordur. pek ısınamıyordur ki bu kötü bir şey?

sadece fikir şeyettim:)

yani buna bakmışsınızdır siz illa ki ama gözden belki kaçmıştır deeyu.

zemin katsa muhtemelen rutubet vardır. eğer direk sahibinden tuttuysanız, evi tuttuğunuz kişi evin gerçekten sahibi olmayabilir(gerçi bu seçenek emlakçı varken de mümkün ama sahibinden olunca daha bir mümkün sanki) siz yine de ev sahibine bir olta atın bakalım, neler çıkacak ortaya. mesela ya bu ev zeimn kat rutubet fln vardır diyin, zaten eğer azıcık vicdanlı bir adamsa ya aslında şöyle bir eksiği var ama çok da önemli değil gibi girer olaya ve gedikleri söylemeye başlar. ya da gerçekten çok iyi insanlar olabilir, ben bir kaç tane kiracı dostu ev sahibi gördüm şahsen, o yüzden bi olta atın bakalım.

bir de ben de ev arama sürecindeyim evi hangi şehirde nerde kaça tuttunuz acaba? :))

komşulara falan da sorun onlar da bilir bir bit yeniği varsa bence

yattı arkadaşlar, emlakçının öküzlüğünden kaynaklanan birşeymiş... ev sahibi 450, emlakçı 350 diyor. "350 de bağa verceeniz komüsyon olarakh soona birdeeğ doalgazı üstüğüze alacaanız 300 liraya" dedi. ben de "siktir git çay koy" dedim :)

eskişehir-tepebaşı

eskisehir.net'e baktınız mı? durum bu kadar acilse sanırım ordan daha kolay bulunabilir.

eskisehir.net'ten mutlaka iyi kötü birilerini bulursunuz.

Kurum Adı : Yunus Emre Öğrenci Yurdu
Telefon : 330 20 12
Faks:
Adres : A.Ü. Yunus Emre Kampüsü / ESKISEHIR

xilisoft video converter çok nefis

real alternative kur sonra kmplayerla izleyebilirsin sanırım. muhtemelen real codeclerini istiyor

vlc açar herhalde.
telefonun modeli ne bu arada.

kuru buza sıvı sabun dökünce olan..

ek: youtube'a dry ice yazarsan aynı türdeki diğer 904829084 video'yu da görebilirsin=)

Kuru buz?? Nası bişey o? Nerden temin edilir? :)) eğlenceli bişeye benziyo, türlü maymunluklar yapılabilir gibi:)

nereden temin edilir bilmiyorum (öğrenmeye de üşendim şu an) ama herkesin satın alabileceğini sanmıyorum. ne olduğunu öğrenmek için:

(bkz: kuru buz)
www.google.com.tr

madoda satarlardı bi zamanlar.başka şehre dondurmayı kurubuzla yollarlar çünkü.şimdi durum nasıl bilmiyorum bi sorun isterseniz.

Sudan ucuz diyebilirim, bir arkadaşım 2 hafta önce gitti. Toplam harcadığı para bir hafta için 500 ü bulmamış. İlk gece ilk buldukları otele yerleşip sonra gecesi 15 liraya lüks hostel ayarlamışlar. 10- 15 liraya gecelik kalacak yer, yiyecek içecek ulaşım da çok pahalı değil anladığım.

vay be
karikatür karşılığı yemek.

öğrenci bulursun bulursan.
hayat o kadar ucuz değil vesselam.

hayatın o kadar ucuz olmadığının farkındayım. karikatürü bir yemek karşılığı çizdirmeyi düşünmüyorum zaten. o gelin-damat adayının karikatüristle arasındaki konu. ben yanlızca aracı olarak kendisine bira ısmarlamayı taahhüt ettim...

ara'daki yazar arama kısmı çalışmıyor ondan bulamıyorsunuzdur. içerikle arama yapmak lazım.

internet kullanıcıları göremesin dediyseniz de internet kullanıcısı olarak girip bulamazsınız. yazar arama da çalışmadığı için bakamıyoruz. içeriği neydi bize de söylerseniz yazar olarak konudan arama yapıp bulursak buraya copy paste yapalım.

benimkiler falan kurtarmaz zira yazarolan sakingittarist ile internet kullanıcısı sakingittarist tamamen farklı kişiler şu durumda.

duyuru'da bi internet kullanıcısı olan sakingittarist (çitf t ile yazılmış) var, bu sizsiniz. bir de yazar olan sakingitarist (tek t ile yazılmış) var. yazar olan

yazar hesabı ile giren sakingitarist ile ilgili duyuruları arıyorsanız şu linke tıklayarak ulaşabilirsiniz:
www.eksiduyuru.com

internet kullanıcısı olan sakingittarist ile ilgili duyurular için ise:
www.eksiduyuru.com

powered by google.

kibritsuyu seni seviyorum dostum :))))

duyuru türündekiler siliniyor mu? aradığım duyuru yok!!! ağlayacam şimdi, bi tek o yok lan! :(

duyuru türündekiler 1 ay mı ne geçince otomatik siliniyor. konu neydi? belki hakikaten dışarıya kapalı diye göremiyorsunuzdur. bir de ben bakayım olmazsa.

1 ay geçince siliniyorsa kesin gitmiştir o:((
konu aradığım bir insanla ilgiliydi. izini kaybettiğim bir insan. sözlüktendi, izmirliydi vs. :(( önemliydi ya!!

çok teşekkürler her şey için

ben böyle araba aldım oradan, ikinci dediin yani çekiliş ile, gerçi parayı aldım ve başka arabaya geçtm. şansa ilk kurada çıktıydı :) sistem basit ama birileri en son çıkacağından boktan bir durum olabülüyor. güvenilir mi, öyle vur kaç yapacak şirket değil, ekstrem bir durum olmadıkca bişi olmaz.

ilk arabamızı ordan o şekilde almıştık biz 93 yılında ozamandan beri devam ediyorlar demekki aynı sisteme.

sondan bi önceki kasasını bende bayağı araştırmıştım kullancı yorumları olumlu(internetteki değil bizzat tanıdğım kullanıcılar) ama ikinci el piyasası düşük.

CVT'li modellerininde otomatik düşünebilirsiniz yoksa otomatik hiç düşünmeyin derim...

o maddeleri içermeyen yeni bir sözleşme yazdırmanız en sağlıklı ve güzeli olur. böyle bir şansınız yoksa ilgili maddelerin üstünü çizerek ve yanına imzanızı atarak ve isminizi yazarak "bu madde hükümsüzdür ve tarafımca kabul edilmemiştir" diye şerh düşebilirsiniz.

ya da yine maddelerin üstünü çizip, sözleşmenin en altına (tarafların imzalarının üstünde olmak şartı ile) "şu şu maddeler hükümsüzdür ve taraflarca kabul edilmemiştir" diye şerh düşebilirsiniz.

merak etmetiniz, ya telekom alır ya digitürk.
Başkası alamaz, %80 digitürk alır devam eder.

yayın ihalesi digiturk için 2009-2010 yılında bitecektir.yeni ihaleyse ocak'ta yapılacaktır.

ayrıca çok uzak bir ihtimal de olsa fesih durumunda size taahhüt bozma imkanı doğar.endişe etmenize gerek yok.

saykadellik

saykadelik gibi diyeyim.
ama daha detaylı olması açısından bayrakların üzerine tıklayarak duyabilirsiniz:
www.tureng.com
edit; üstte de yazılmış zaten bu

ayrica:
www.howjsay.com

saykodelik diye kullanılıyor sözlükte ama.
(bkz: saykodelik)

saykidelik... digerleri uydurma. hele "sayka" diyenler tam kiraathane isi.

dictionary.reference.com

a3 kağıdı al. araba falan tasarla..

gitar çal.

1-armorgames.com
2-takip edilesi bloglar

kitap oku, film izle
uzun zamandır görüşmediğin insanları ara hal hatır sor

yat uyu.

evi temizle. sonra duş al. akşam olur zaten ondan sonrada iki birayı haketmiş olursun zaten.

Bittorrent programını indir. bakabt.com'dan bir üyelik al. Gözüne kestirdiğin bir animeyi indir. DVD-Rip bir film olursa çabuk iner. İzle.

(bkz: porno)

bilimum tolkien kitapları oku.yoksa guitar hero çal oda yoksa extremefunnyhumora gir.duyuru oku(çok zevkli oluyor bazen).

(bkz: sourgaming)

(bkz: sıvaz)
gayet iyidir .elektriğini alır adamın.
not:erkek olduğunuz varsayılmıştır.

orman kebabi yap.

oku!

küweti doldur, mp3ünü kulağına tak, tütsü yak, peeling yap banyo sonrası krem sür,ılık süt iç, yat. film al, dondurma ye, ya da soğuk bi bira aç. boş bi kağıda durum değerlendirmesi yap, uzun zamandır yapmayı planlayıp, unuttuğun üşendiğin şeyleri yaz, başucuna as. dolabını aç, son bi senede giymöediğin ne varsa, emin ol bi daha da giymezsin, ayıkla, at, vereceklerini belirle, dolabında yer aç, neye ihtiyacın olduğunu belirle. yeni bi yemek dene, akşam ailene yedir ya da bi arkadaşını davet et...

yok mu lan koca ortamda bi bilen?

24.000 TL baz modeldir sanırım. Doğuş Oto herşeyi opsiyonel yaptığı çin arabayı almaya gittiğinizde araç birden 30-32 bin TL ye kadar çıkabiliyor.

Polo kullanıyordum 1-2 ay öncesine kadar. Yol tutuşu iyiydi. Virajlarda savrulma falan yaşamadım. Fakat yokuş çıkmada oldukça problemli arabaydı. Bir de klimayı açtıysan öldürsen hızlanamıyordu. TDI daha farklı olabilir tabi yokuş konusunda.

uno, tipo...

2. el bakınız. paranızı biriktirip peşin alınız. gittiğiniz yola göre benzinli diesel ayrımını siz yapın.büyük araç mı gerekli küçük araç mı? spor mu seversiniz honda gibi , peugeot gibi ,yoksa volkswagen gibi sağlamlılık mı ararsınız. biraz birikmişim var mini mi alayım dersiniz. keşke biraz daha detay verseydiniz.

bankalarla görüşüp kredi imkanlarını araştırın. 8000 civarında bir kredi çekebilirseniz alabileceğiniz arabalar var. gelir düzeyinize göre fiat almanız daha mantıklı, sorun çıkarırsa masrafı az olur.

@ykyt

Detay vereyim: Araba şöyle biraz ağır dursun, efendi olsun. Az biraz makyaj yapar, göze hoş görünür hale getirirm. Birikmişim yok, krediyle alacağım. ayda 800 lira taksit ödeyebilirim bir 3 yıl falan. o yüzden 5 yıldan fazla olmasın diyorum, borcu bittiğinde 10 yaşındaki arabayı satarken verem olmayayım istiyorum.

hangi ilde 400 ile rahat geçiniyorsunuz? vay be süper bir durum :) nasıl oluyor biraz ayrıntı alabilir miyiz?

fiat palio, renault clio, fiat siena/albea, dacia tarzı araçlara bakabilirsiniz

bence kredi de alıyor olsanız kenarda bir miktar paranız olmalı. zira hayatın size sunacağı kötü bir sürprizde taklaya gelebilirsiniz.

hakkaten ben de bu 400 e geçinme işine takıldım.benim kiram 550 zaten. oy istanbul can istanbul. iliğimi kuruttun.

güzel düşünceler bunlar. ama gelelim gerçeklere. ayda 800lira bir arabaya verebilirim demişsiniz. 3 yıl 800 lira bağlayacaksınız yani. bu zaman zarfında acil bir durum, işten ayrılma, evlilik zart zurt olmayacak diyorsun.

2. el bakman için birikmişin olması lazım. zira bankalar 2. el değerinin yarısını kredi olarak veriyorlar senin diğer yarısını peşinat vermen lazım. yani elinde birikmişin olmalı.

senin için en mantıklısı 4 5 ay paranı biriktirip dod'a bakmak. orada 3-4 lira peşinat 600 ya da 700 lira taksitle jetta-golf-focus falan veriyorlar. ama dediğim gibi yani o kadar süre maaşını bağlamak mantıksız. ha sırtın sağlamdır unut bu dediklerimi. ben paramı biriktirdim çat diye aldım arabamı ayda 300 lira 36 ay. hatta 34 ay kaldı. öyle yani. benden söylemesi.

ben bir şeyi anlamadım bir de. 1200 lire maaşınız var, 400'ü size 800'ü araba taksitine diyorsunuz da arabanın kendisi başlı başına bir masraf. onun benzini olacak, bakımı olacak. ya kendinizden ya da araba taksitinden kısmanız şart bence.

400 lirayla nası geçindiğinizi açıklayın, ben uçan araba bile bulurum size. :)

evet 400 liraya nasıl geçindiğimi açıklıyorum arkadaşlar.

-ev kiram yok, ev kendi evim.

-evde iki yakın arkadaşımla kalıyorum, faturaları onlar ödüyor, kira vermiyolar, onların da işine geliyor benim de. (19 yıllık arkadaşım ikisi de, yemişim kirasını:)
-yemekleri kendimiz yapıyoruz. yeme-içmeye ayda 100 lira falan gidiyor cebimden.

-haftada bir sinemaya gideriz = 12 lira bilet, 12 lira yemek = 24 lira. 25 düz desek etti 100 lira.

-haftalık alkol tüketimi adam başı 20 liraya falan geliyor. (çok içmiyoruz, 70lik yetiyor üçümüze)80 de buraya etti 280.

-üç dört ayda bir kılık kıyafet ıvır zıvır alıyorum. taksit yaptırıyorum kredi kartına, genelde 4 ay falan 90-100 lira taksit ödüyorum. onun haricinde kredi kartı kullanmıyorum çok zorlanmadıkça.

-sigara içmiyorum

-sağlık harcamaları için zamanında bankaya bir miktar para atmıştım, bir şey olduğu zaman ordan karşılıyor, daha sonra üzerini tekrar tamamlıyorum. zaten sosyal sigortam var, fazla bişey gitmiyor.

-istanbulda ulaşıma para vermiyorum. işe servisle gidiyorum, otobüs kullanacağım zamanlarda ise beyaz kartım var. zaten arkadaşın arabası var, genelde onu kullanıyoruz.

Evet genele göre biraz şanslı gibi duruyorum hayatta. Evim falan var, kral gibi iki kankardeşim var vs. Ama bu şans, o beyaz kartı almama sebep olan durumu yaratan Tanrının, "senin de üzerine fazla gitmeyelim, efendi çocuksun, dur hadi al sana bi kıyak" demesinden mütevellit olduğunu düşünüyorum.

:) ay kis evırbadi :)

yalnız araba alınca o 400'e geçinme işi asma kabağı olacak, haberin olsun.

@blackdog
farkındayım, hesaplamalar yapıyorum :)

çocuğun abisi, kardeşini robot olduğuna ikna etmek için, dolgulu dişiyle alüminyum folyo da ıssırtıyo muydu ?

kanal D de oynamıstı bu =P

@bullet-tooth

Evet, evet o film:) hatta küçük olan, gerçeği bi uçakta adamın birinden öğreniyodu. neydi o filmin adı?

sanırım yolları güzel bir hatunla kesişiyordu. hatta bu hatun çocuğun kafasına ped yapıştırıyordu değil mi?

eğer oysa filmin adı, ben de anımsayamadım şimdi : )

ya güzel filmdi ama benim de aklıma gelmedi şimdi :)

Bende merak ettim nan :D
Saçma ve güzel konusu var hatırlayin da izleyek :D

beyler bu duyuru üste nası taşırız lan, çatlıycam hatırlamazsam. :) vardır belki adını bilen eden :))

türk telekom un yurtdışı çıkışlarında sorunlar var şu birkaç haftadır sık sık internette kopukluklar oluyor.

(bkz: 30 temmuz 2009 internet sıçışı)
(bkz: 3 ağustos 2009 semi gigantik internet kesintisi)

3 ağustostaki kesinti yurtdışı (romanya) kesintisiydi ve yaklaşık 60GBlik bir kesintiydi, saat 4 sularında meydana geldi. bölgesel olarak kullanıcılar sorun yaşadılar.
30 temmuzda ise Telekom'un yurtiçi omurga bağlantılarında sorun yaşandı, tüm ülkede hissedildi.(akşam saat 8 civarı)
Ondan önce de yine Romanya'da ciddi bir kesinti yaşandı. Ama bugün -en azından şimdilik- genel bir problem haberi yok gibi.

eminönüne tek erkek olarak bile gitmen bence sakıncalı ama bence sultanahmet taraflarına doğru çıkın. eminönünde de balık ekmek yiyebilirsiniz.

valla eminönünü boşver, hele ki pazar günleri bir acayip yarım hayalet oluyor, bir sakınca yok ama terkedilmiş meyve hali gibi; eğer kastın meydanın oralarsa. tavsiyem şu; kızla eminönünde buluşacaksan da onu al yürüyerek köprüden karaköye çık, merdivenlerden yürüyerek galataya git orada butik cafeler var.

kahve dünyası var, iyi oralar.. seviyorum ben eminönü'nü öyle kötü şeyler demeyin :(

eminonu yeni camii'in orda alt carsi var, oraya girin, ordatramvaya gecis var, tramvay'a binin, kabatas'ta inin, kahve dunyasinda boyle mum uzerinde eriyik cikolata, yaninda da muz, cilek meyveler(degisik bi ismi vardi) var, meyveleri cikolataya banip yiyin. sonra yine ayni sekilde donup eminonu'nden dagilabilirsiniz.

abi niye herkes oraya geç buraya geç demiş anlamadım. orada mis gibi galata köprüsü var arkadaşım, illa ki eminönü olsun der isen. yavaş yavaş ilerlerken mekanları süzerek sakin gördüğün bir yere oturabilirsiniz. çok lüks bir yer durmuyorsa fiyatlar az çok aynıdır ve makuldür.
veyahut eminönü'nü arkanıza alarak galata'nın sol üstünden giderken ortadan aşağı inip alttan yürümeye devam ederseniz on numara diye bir mekan vardı. güzeldir. ahanda link: www.onnumaracafe.com

cicek pazarinin hemen yanindaki cay bahcesine gidin, yani madem eminonu'nde bulusuyorsunuz, cafe gibi bir seye kapanmayin bence.

galata köprüsünün altında bir sürü güzel mekan var hem deniz manzaralı

sultanahmete'e çıkarken solda, Ayasofya'nın arkasındaki sokakta caferağa medresesi var, sorun herkes gösterir. çok sakin sessiz ama şık, temiz bir yerdir. çay da vardır, yemek de, ama 6'da kapanır.

sirkeci metro istasyonunun hizasında mc donald's, Burger king, simit sarayı ve konyalı var. Buralar gayet uygun yerlerdir.

www.ieg.ee

cevap da bu.

kendiniz resim yapıp onu şaşırtabilirsiniz.

fotograf makinesi.

gift-ideas.misterart.com

her ne kadar kalbinizi kırarım dediysen de kaliteli güzel, ciltli bir eskiz defteri şahane bir armağan oluyor. bana vermişti zamanında bir iki kız arkadaşım, oradan biliyorum. yalnız mutlaka kağıdı kaliteli olsun, ciltli veya güzel kapaklı olsun ve asla spiral falan olmasın! eğer belirli bir gün için vereceksen sakın kendin resim yapma. önemli bir gün olmadan vereceksen resim şaşırtıcı olabilir ancak. aksi takdirde kendi emeğini vermeni değil de maliyetten kaçındığını aklına getirebilir. bunun dışında taschen'in vb. ressamlarla ilgili sanat kitapları var. en sevdiği ressamları biliyorsan oradan alabilirsin. özellikle hommer kitabevi, robinson crusoe'dan, pandora'dan bulabilirsin böyle kitapları. hommer'in yanındaki mektup kırtasiyede de dediğim eskiz defterlerini bulabilirsin. ayrıca ressam bir dişi güzel bir atkı, şal, fular vs. şeylerden çok hoşlanır. özellikle sadece dışarıda giyeceği değil de kapalı alanlarda da sanatçı kişiliğini dışavurmasını sağlayacak fular-atkı arası bir şey hoşuna gidecektir. ha bir de yky'den çıkma kimi sanat kitapları ve ressamların eserlerinden oluşan kalın ciltli özel basım kitaplar mevcut. misal bahadır baruter'in çizimlerinin olduğu bir kitap var. bunun dışında özgün olmak koşuluyla ressam, çizer vb. nin çerçevelenmiş- çerçevelenmemiş posterleri olabilir. ama mutlaka özgün bir şey olmalı. kitap fuarında penguen'in standında yine b. baruter'in çok güzel ve devasa boyuttaki sıkı taramalı ayrıntılı çizimleri vardı. şimdilik gustave klimt'in öpüşen sevgilileri gibi ayağa düşmüş durumda da değil. bence şahane olur.

Kendi isimlerinizi kendi elinle nakisladigin yesil mavi renkli bir yastik -renkler kararlilik mesajidir, ayrica bak bunu basarabilirsen hedefe az kalir dostum-,
yastiga ilisitirlmis Pink Floyd collection,
Guzel bir kirmizi sarap,
2 kadeh,
yarim kilo bitter cikolata...

süpersiniz... öpüyorum:)

bildiğim kadarıyla temmuz 2009'dan itibaren nargile kafeler de resmi olarak kapatılacak.

@conrad moricand

bunu bilmiyodum bak öğrendiğim iyi oldu. ama olsun nargile olmaz, çay olur, kaave olur, canlı müzik olur, tabu olur, jenga olur, okey, tavla batak allah ne verdiyse olur ya... öğrenci adama yapacak şey bol:))

çıplak araziye bina kondurmak sandığından çok daha meşakkatli olur. oraya yol/su/elektrik çekilecek, ruhsatı, inşaatı, dekorasyonu falan filan... kaldı ki daha kimin olduğu bile belli değil.

işin bir de rekabet boyutu var. verdiğin rakamlara göre pasta hızla büyüyecek. binanı sıfırdan yapacağını düşünürsek elini çabuk tutacak girişimcilerin sen daha temel atarken malı götürme ihtimalleri var.

kapalı mekanda sigara yasağı ile ilgili yasanın nasıl uygulanacağı meçhul, bu yüzden tütün tüketimiyle ilgili planlarının temmuzdan sonra değişmesi muhtemel.

çıkarılan yiyeceklerde ve sıcak içeceklerde belli bir standardı tutturman, yeri geldiğinde bir masayı 5 saat işgal etmelerine ses çıkarmaman gerek ki öğrenci milletini kafalayabilesin. bahsettiğin fakültenin içindeki yeme içme olanaklarını öğrenip ona göre fiyat/çeşit belirlemen faydana olacaktır. kampüste adam gibi yemek çıkmıyorsa açık büfe işine de girebilirsin.

tabi ordaki öğrenci profili 3 büyük şehirdeki gibi olmayabilir. örneğin koklaşan bir çifte müdahale etmediğin için bir kısım müşteri tarafından eleştirilebilir, hatta tehdit edilebilirsin. kısacası "oradaki öğrencilerin" halinden anlaman gerek.

valla hevesini kaçırmak istemem ama, bu problemde çok fazla kontrol edilemeyen değişken var sanki.

Seçime kadar hallettin halletin, yoksa zor...

listeler çoktan kaydedilmiş olduğu için şu saatten sonra değiştirmek seçimi etkilemeyecek diye biliyorum?

arkadaşım artık "adrese dayalı nüfus kayıt sistemi" olayına girildiği için istediğin yerde oy kullanmak o kadar kolay değil. öncelikle ikametgahını oy kullanmayı istediğin yere taşıtman, daha sonra yanılmıyorsam yeni muhtardan alacağın belge ile de ilgili ilçe nüfus müdürlüğüne başvurman gerekir. oy kullandıktan sonra ikametgahını tekrar gerçekte oturduğun yere taşıtmanın sıkıntısı bir kenara, baban bizzat aday olduğu için ve büyük ihtimalle mevcut muhtar da yeniden aday olacağı için, durum şikayet konusu olabilir.(ki emin ol baban kazanırsa mutlaka olacaktır) sonuçta muhtar senin normal zamanda o bölgede oturmadığını ve sırf oy kullanmak için taşınmış gibi yaptığını bilmektedir. bu durumda bir nevi resmi mercilere yalan beyanda bulunmuş olacağın için, hakkında suç duyurusunda da bulunulabilir gibi geliyor bana.
o yüzden bence sen yine seçimde babanın yanında ona destek ol ama bir oy fazla olsun diye durduk yere gereksiz bir risk alma.

@shameel

Teşekkürler bilgiler için... Şu anki muhtar Babamı destekliyor aday değil yani. Diğer adaylar ise zaten bizim bu yaptığımızı yapmışlar biz o sebepten böyle bir yola başvurduk. Yani diğer aday kim var kim yok getirmiş oraya. Şu anki muhtar öyle söylüyor. Biz de önlem olarak böyle bi yola başvurduk. sadece ben değilim aile halkı olarak toplamda 50 kişiye yakın bir oy potansiyelimiz var. zaten mahalle ufak bi anadolu kasabasında olduğu için toplamda 150 kişiyi falan geçmiyo seçmen sayısı. Düşündüğün için teşekkür ederim ama bir sorun çıkacağını sanmıyorum.

sevgilerimle:))

Bu soru ve bahsedilen yöntem, hakkında suç duyurusuna neden olabilecek ve soruşturmaya konu olabilecek bir durumdur.

Her şey bir yana ufak da olsa bir kentin demokratik seçimine dair yapılan, belki de topluma en ufak bir etkisi olmayacak bu şekildeki bir davranışın teamül hale gelmesi ve forum gibi tartışılması acı vericidir.

Bu suçu başkalarının işlemesi suçun niteliğini değiştirmez.

hayvan barınaklarına baktınız mı hiç? çoğu zaman cins köpekler oluyor. hem de hiçbir ücret ödemeden alıp köpüşlerden birini yuva sahibi yapabilirsiniz... golden en çok bakılan cinslerden biri olduğu için, sokağa atılanı da fazla oluyor ne yazik ki. belki bir fikir olarak benimkisi =)

@random blonde
istanbulun nerelerinde barınaklar var? bi de orda bakımları nasıl oluyor, aldığımda kanlı ishal vs. ölümcül bi hatalıkla beraber alırsam ve bende ölürse acaip pis üzülürüm ben...


@snowflake

ilk linkteki süper bişeye benziyo. yarın telefon edicem ilgili kişiye. çok saol:) olmazsa tekrar bi duyuru yaparım da hani olur da golden'i yavrulıycak olanlar olur, barınakta bi taane gördüm çok nefis bişe diyenler olur, aga bizim köyde bi köpekler var, dayıoğluna sööliim getirsin diyenler olur... :)))

zen spider'a mesaj atin eger bir sonuc alamazsaniz. barinaklarla baglantisi var, yardimci olacaktir.

yeri gelmişken ben de sorayım. ben de köpek arıyorum yavru yetişkin farketmez ama bahçede yaşamaya uygun bir köpek olması lazım. abantta yaşayacak köpekcik zira. iki tane bile olabilir. tek şartı saldırgan ve hastalıklı olmaması tabi. boyle buyuk kocaman kaslı olursa daha iyi olur. dayanıklı olması açısından. sozlukten ulaşabilirsiniz.

minikpati.com

bu siteye de muhakkak bakın. güzel ve kullanışlı bir site.

lütfen barınaklara da bakın. yazıktır cahil ve kötü kalpli insanlar cins kedi-köpekleri alıp sonra da sokağa atıyorlar. bir yavrunun hayatını kurtarırsınız.

Köpek konusu açılmış ben de yazayım. bu arada golden a para vericekseniz 200 hadi bilemedin 300 den fazla vermeyin sakın. hatta golden a para mı verilir lan :) her yer golden.

www.sahibinden.com

barınak konusunda korkunuzu anlıyorum şöyle diim kanlı ishal bile olsa ki benim kedilerim yavru iken olmuştu doğru tedavi ile hayat kurtarılabilir. ama bu zaten dışarıdan belli olan bişey. o kadar hasta görünen bir hayvanı almayabilirsiniz. birinin süper sağlıklı görünen yavrusunu alıp 2 sene sonra allah korusun kanser de olabilir o köpek çok gördüm böyle olaylar. bu biraz şans meselesi önemli olan bahçeli eviniz de varmış ne güzel. saldırgan olmayan iyi huylu bir köpek edinmek. bir hayvanın hayatını değiştirmek.

www.i-gunler.com
burda istanbulun belli başlı iyi kötü barınakları var gidip görmek lazım. hangilerinde golden var bilemiyorum. aslında gidip görünce kesinlikle barınaktan almak isteyeceksiniz. zaten aşıları tam mı vs. öğrenirsiniz gerekirse yaptırırsınız.

www.fatihbelediyesiyedikulehayvanbarinagi.com burada golden varmış mesela hala varsa... bi de hayvanların barınaktaki fotografları halleri sizi korkutmasın. ben sokaklardan ne haşat hallerde kediler kurtardım bir ayda pamuk gibi oluyorlar =)

süpersiniz:) hepinizi öpüyorum:)))

Imba-YO2 diyor otoriteler.

müthiş bir insanmışsınız sayın osuruklu.

teşekkürler

evet şikayet edebilirsin,seni almamaya hakkı yok kesinlikle devletin verdiği bi hak.cezası vardır ama nedir bilemiyorum.

heryere şikayet edebilirsin.
beyaz masayı ara, bağlı oldukları odayı ara.
ayrıca fiziksel engelliler vakfını ara. vakfın engellilere yardım etmek üzere kurulmuş online bir hattı var Mutlu Engelli Hattı 0212 444 60 00. Oradan sana böyle bir durumda ne yapabileceğini ve nereye şikayette bulunabileceğini de söylerler...

1. bimer e şikayet.
2. beyaz masa'ya şikayet. ibb.gov.tr üzerinden ulaşınız.
Saatini falan da not aldınız inşallah hatla beraber o gün kimin çalıştığı bellidir. Ceza alır merak etmeyin. Sürekli yaptığım şey. Fakat ibb için vaktiniz varsa gidip beyaz masalara şahsen ilgilenin. Üsküdar'da gördüm mesela bürolarını. Ayrıca sözlü değil dilekçeyle yapın başvurunuzu ve başvuru numarası alın.

sakingittarist

0212 444 6 000'yı ara. Fiziksel Engelliler Vakfı Mutlu Engelli Çağrı Hattı. Bu hatta hem bu sorunun hem de diğer sorularının cevabını alabilirsin.

Vakıf gördüğüm kadarıyla çok güçlü bir vakıf. Gerekirse otobüs firmasını bile paylayabilirler.

Çift anadal üniversiteye göre değişiyor diye biliyorum, zira alınan dersler değişiklik gösterebiliyor...
KOU'de kimya ya da inşaat mühendisliğinde ÇAP yapmak mümkün, yani ilk girdiğimde böyleydi şu an nedir ne değildir tam emin değilim.
Bu arada yapanı görmedim, yeterli notu olanlar çapla uğraşmayıp doğrudan bölüm(kimya, inşaat), hatta üniversite değiştirdiler...
Dur dur aklıma geldi; üniversite değiştirenlerden biri gittiği yerde(YTU), çap(yan dal da olabilir) yapmıştı ama ikinci dalı neydi unuttum...

itü'de herhangi bir bölümle çap yapabilirsin. ama çap'ın esprisi en mantıklı ve destekleyici bölümle yapmak.

yazacaklarım ODTÜ için geçerli, yandal imkanı çok değil ama, çift yapan var,misal makina; yalnız zor:))) yani ilk sene 4e yakın ortalama gerekiyor öyle bi işe girebilmek için; yahut kontenjan sınırı oluyor, bunun yanında dersleri alırken ortak dersinin çok olduğu ya da saydırabildiğin derslerin olduğu bir bölüm daha avantajlı tabi yoksa bitmez o okul,netekim alttan aldığın bir ders bile çakışabiliyo ve alamıyosun, kaldı ki fazladan 5-6 ders. ha yapanı gördüm,ama dediğim gibi bir çok şeyi göze almak gerekiyo. bi de hatırlayamadım ama yiğit özgür'ün bi karikatürü vardı, ilk sene ortalama yapıp başka bölüme geçeceğim diyenleri bi alana toplamışlardı filan.neyse :))))şurda tanıtım var,nedir ne değildir diye,bir de 27sinde tanıtım günleri var odtü'nün daha detaylı bilgi verirler tanıtım standlarında.

www.enve.metu.edu.tr

Bu arada ilk yanıtımı okudum da sanki böyle; "herkes çap yapabiliyor, isteyen üniversite değiştirebiliyor laylaylay!!!" bir havası var gibi, baştan söyleyeyim: "Yok böyle bir şey."
Ortam daha çok kanuniye'nin bahsettiği gibi; neredeyse herkes ortalama yapıp gitme derdindeydi(benim gibiler hâriç). Elbet öyle olmadı, bunu yapan en fazla 5 kişidir diyebilirim ki bu iyimser rakamdır zira hatırladığım 2 kişi var, hani belki unutmuşumdur diye +3 koydum...

öncelikle bilgisayarına hiç bir şey indirme veya kurma. kaybettiğin belgenin üzerine yazılabilir. bunun yanında kullandığım bi recovery programı vardı ama işte olduğum için ismine bakamıyorum. ondan memnundum ben. onun ismini söyleyeyim sana eve gidince.

edit: heh hatırladım galiba. buydu program: www.recovermyfiles.com

(bkz: getdataback)

dosyanın yazılı olduğu harddiski kesinlikle kullanma, eğer kullandığın c: sürücüsünde ise harddiskini sök, arama taramanı başka bilgisayarda, mevcut harddiskini ek bir sürücü olarak bağlayarak yap. Yoksa yüklediğin herhangi bir recovery programı bile, direk sildiğin dosyanın üzerine yazabilir. Kurtarmak imkansız olur.

daha iyi geri getirme programları kendisini kurmadan usb'den vs. çalışabiliyor.

malesef bir sürü program denedim ama olmadı. sanırım üstüne kuruldular. kurtuluş yok mudur bu durumdan? :(

sistem geri yüklemeyi denedin mi?

sistem geri yükleme dosyaları geri getirmez sistem ayarlarını geri getirir. benim tavsiyem easy recovery.

evet olabiliyor ama geldiği yer de önemli diye biliyorum, polis okulundan gelirse kesin olur, diğer türlü polis olanlar( mesela geçen senelerde üniversite mezunu binlerce polis almışlardı bunlar 2 yıllık eğitimden değil 6 aylık eğitimden geçiyorlar.) en fazla komiser yardımcılığına da yükselebilir komiser de olabilir. tabii hepsi komiserlik sınavlarıyla mümkün.

beyin ölümü -ne yazık ki- beyin hücrelerinin kalıcı fonksiyon kaybıdır. tıbbi olarak "ölüm"le eşdeğer olup, organ naklini bekleyen bir bedenden ibarettir.

üzgünüm, başınız sağolsun.

umut diye birşey yoktur. bahsedildiği gibi beyin hücreleri artık fonksiyonunu kaybetmiştir. tekrar kendilerini aktif hale getirmeleri/yenilemeleri/canlanmaları gibi birşey söz konusu değil. üzgünüm.

bu arada beyin ölümü hadisesi "bitkisel hayat" ile çok karıştırılır. onda işte geçerlidir "umut". bir gün mutlaka o hücreler tekrar kendini silkeler ve bitki gibi yaşayan kişi bir anda ayağa kalkar. belki bir gün belki de on yil sonra uykusundan uyanır kişi. hiç belli olmuyor.

Ennn kısa sürede, güvenilir bir veterinere (ki bazısı sadece kedi-köpek, bazısı büyük baş, bazısı tropik hayvanlara bakar, o bölümde uzmandır) götürün demek dışında mantıklı bir şey gelmiyor aklıma. Araştırın, kaplumbağa ve benzeri hayvanlarda uzman bir vet'e götürün.

Böyle bir hayvan'ın salam yemesi ve sonrası, pek iyi şeyler getirmiyor akla. :(

Neticede, doğada inekle beslenmiyorlar. :)

belki yardımcı olur;
www.akvaryum.com

bence vetereinere götür hemen :(
yani ben olsam öyle yaparım
işallah iyi olur geçmiş olsun

sıcaklıktan bahsetmeseniz, bahar da gelmiş olmasa kış uykusuna yatıyor derdim. akvaryumu güneşe koyabilirseniz belki iyi gelir.

ben de ekim ayından beri fıstık gibi iki adet su kaplumbağası sahibiyim, ilk söyleyeceğim şey eğer ısıtıcınız filtreniz akvaryumunuz, kuru bölgeniz ve kuru bölgeyi ısıtacak bir spot lambanız tamamsa hiç endişelenmeyin, eğer aldığınızda hareketliyse ve son 3 gündür yemeyi kesip hareketsizleştiyse stresten olabilir, inanmayacaksınız ama ben 2 adet almıştım bu yavruları, bir tanesi ilk günden itibaren haldır haldır yerken, diğeri resmen strese girdi tam 1 ay(evet 1 ay) toplam 2 tane yem yedi diyebilirim(sayıyla 2:)), en azından 1-2 hafta yememesi normal stres içindeyse, ben de tam ümidimi kesmek üzereydim ki bir gün yemeye başladığını farkettim yaklaşık 1 ay sonra birden iştahı açıldı, ki ortamlarında hiç bir değişiklik olmadı, ve şu anda ikisi de canavar gibiler, hatta yakında 1 metrelik bir akvaryuma geçmem gerekecek 6-7 ay içinde 7-8 cm e ulaştı canavarların ikisi de:) Bence en azından ilk 1-2 hafta içinizi ferah tutun, fakat su ısısını bir dereceyle kontrol edin, ve dediğim gibi kuru alan çok önemli, üstlerine 50-60 watt luk spot lamba koyarsanız(yaklaşık 20 cm uzaklıkta durmak kaydıyla) keyifle gerinip güneşlendiklerini görebilirsiniz, bu arada akvaryumu kesinlikle güneş altına koymayın, hem su anında yosunlanır hem de kaplumbağaları haşlama tehlikesiyle karşı karşıya kalırsınız, eğer güneşlendirmek istiyorsanız leğen ya da içinden çıkamayacakları bir kabın içine koyup, (kabın içerisinde çok ısındıkları zaman arkasına saklanabilecekleri kaya gibi bir şey olursa daha iyi olur) her gün yarım saat 45 dakika güneşlendirebilirsiniz, fakat söylediğim gibi ısı kontrol altında olduğu sürece sorun yaşamıyorsunuz benimkiler ekim ayından beri hava şartları ve evin zemin katta olması sebebiyle bir kere bile güneş görmediler fakat çok sağlıklılar:) Bu arada 1 hafta içinde kaplumbağanızın kabuğunu da kontrol edin, yumuşama olmadığı sürece sorun yoktur. Kaplumbağalar çok çabuk strese giren ve özellikle size alışamadıkları ilk 1-2 ay içerisinde hem sizden hem de ortamdaki diğer seslerden gürültülerden çok çabuk korkan canlılar, bu nedenle bulundukları ortamda mümkün olduğunca ani ses ve hareketten de kaçınmanızı tavsiye ederim. Benimkiler bana çok fazla alıştıkları halde, güneşlenirlerken orada olduklarını unutup aniden sağa sola döndüğümde suya atlıyorlar cup diye:) Kaplumbağalarınızın sağlıklı ve uzun bir ömüre sahip olması dileğiyle:)

Su kaplumbağaları özellikle bebeklik dönemlerinde etçil beslenirler, 3-4 yaşlarından sonra hem et hem ot ile beslenip özellikle ileriki yaşlarında tamamen ota dönüyorlar sanırım, fakat ilk 1 sene et türü şeyler vermemek gerek yine de, özellikle sera raffy p,sera reptil carnivor, sanyu karides yemi ve tetrafauna reptomin (ki bu da kapluşlarınızın otçul ihtiyaçlarını gidermelerine yarayacaktır) tavsiye ettiğim yemler, ben son 6-7 aydır bu 4 yemi değişimli olarak veriyorum, ayrıca çeşitli forumlardan da değişik beslenme önerilerine bakabilirsiniz ama çoğu kişi yavruluk dönemlerinde et verme taraftarı değil(ben de onlardan biriyim:)) Fakat 1 yaşlarını geçtikten sonra marul tarzı şeylerle yavaş yavaş yem dışında da gıda takviyesi içeren bir programa geçmeyi düşünüyorum. Bu arada yem konusu önemli, kaplumbağanız yemini sevmediği için de yemiyor olabilir, inanın bazıları çok seçici, ya da 1 ay önce ağzını sürmediği yemi şimdi çok iştahla yiyebiliyor, o yüzden özellikle sera'nın kaliteli yemlerinden vermenizi tavsiye ediyorum.

ben "lamba güneş ışığının yerini tutmaz" diye bir kuruntu ile kısmen güneş alacak şekilde tutuyordum akvaryumu, suyun va kayanın yarısı gölgede kalacak şekilde. biraz yosun oluyordu tabii ama yosunun çok sakıncası olmaz diye düşüyordum. ağırlıklı olarak kuru karides ve arada bir marul veriyordum.

Bazı üniversitelerin bahar şenliklerinde böyle atraksiyonlar olabiliyormuş.
Tam bir cevap olmadı ama hiç bir şey çıkmazsa şenlikleri takip et derim.

Bir de benzer bir soru var şurada:
(git: 15424)

parkorman'da var diye duymuştum.

Bu doktora sorulmasi gereken bir soru. Buradan doktor oldugunu soyleyen biri cevap verse bile gercek dunyada doktor oldugu bilinen birine sorulmali.

diyor ki, "gebelerde kullanım güvenliği tespit edilmemiştir".

www.ilacrehberi.com

yani kullanılmasa çok daha iyi. tabii hastalığk nedir, sadece burun tıkanması ya da nezle veya sinüzit midir yoksa başka bir şey mi bakılmalı..

arada ip'niz değişiyor ise bu doğaldır.

şunu deneyin: sözlüğe login olun. sonra browser'ı kapatıp yine açıp bakın, muhtemelen halen login olmuş vaziyettesiniz.

sonra modeminizi resetleyin, açın bakın sözlüğe, logout olmuşsunuz.

kafana takılan kolon mu? Adam gibi bir iki firmayla konuşun da güçlendirme tekliflerini alın(en az 3 teklif alın ki kazık yeme ihtimali azalsın-referanslarını da kontrol edin). Güçlendirme dediğin iş öyle kalfa hesabı şunu şunu güçlendir tamamdır usta gibi yapılmaz. bu işi alelade biri de yapmamalı o yüzden firmalarla görüşün. fiyatı bilemiyorum sektörde olmama rağmen güçlendirme işlerine yabancıyım.

evsizin
evsizin

evlendirme dairesi
sıcak oda

"sen de ev'len projesi"
"2yüz kisiye sicak yuva projesi" yüz kelimesi yerine gülen smiley konabilir, uctum

not: ailelerden biri olmaya talibim : )

büyük A ile/büyük A'ile

tabi baştaki b'nin küçük harfle yazılması acayip oluyor.

ailev
evreka
evim

türkiye istatistik en kurumuna internetten danış, ya da bilgi edinme formu doldur. gelir cevap

www.tuik.gov.tr

burda konut istatistikleri altında mülkiyet durumuna göre hanehalkı sayısı diye bi madde var, bi ihtimal. (içeriğine bakamadım taze formatlı makine - xls uzantısı açamıyo eheh)

tamamdır buldum!
teşekkürler.
ay kis evırbadi.

Evet, hayatımda böyke bir insan tanıdım: Olay şöyle gelişir. ( Bazı safhalarına tanık oldum maalesef)
Gazetelerden lüks araba ilanı veren ve nispeten genç olmaya aday bir isim seçilir. Misal klasik bir isim değil ama diyelim ki Berk. Sonra bu numaraya şöyle bir mesaj atılır. ' Selam Selin, akşam kızlarla xxx'e(ciks mekan adı) gidiyoruz. Son durum nedir? Geliyor musun?' Sonra bu Berk kardeşimiz alemlere akan ve de aranan bir tipse tanışma amaçlı bir mesaj atar ya da telefon eder ama şöyle der 'Hık, bık yanlış numara vesaire de cart cur..t'. Sonra da kızlar 'ayyy çok pardon, çok özür dilerim, hık bık' tadında şeyler yazar. Sonra Berk: ' yok canım, rica ederim' vs , sonra kızlarımız' böyle ince erkekler hala var mı?' yazar, yazarlar karşılıklı.
Not: mesajı editlerken bir şeyler oldu buna.. yarısı silindi, ben bi şey yapmadım ama.. Neyse özetlersek.. Bu şekil tanışılır, koklaşılır vs vs..

Ekleme: @ egotm: Cicim güzel doğamızda evrimleşme kimi kadın kısmında farklı zuhul etmiş.. avcı olmuşlar. Bunlar, her an her yerdeler. Aydınlanın istedim. Güzel İstanbul'umuza b.k atmayalım lütfen ve tabii ki, zaman kötü, ...

sayin pyro bu olayda tanimis oldugunuz ve numarayi yapan kisi, yanlis anlamadiysam bir bayan, degil mi? eger oyleyse, hakkat istanbul'da kizlar teklif ediyormus! :P

hahahahahaahahah

pyrocum bu durumda ben gazeteye satılık motor ilanı verip ismimi de mete yaparsam gece dorock'ta takılmak üzere hatun düşürebilirim mi demek oluyor bu?

@ Yersen: I- ıh, Dorock olmaz, mekan için Etiler civarı gerekli sanırım. Ayrıca metalsever hanım kızlarımız öyle şeyler yapmaz. \m/

temel bilgisayar bilgin varsa CCNA yeterince başlangıç seviyesinde gelecektir zaten. CCNA için ekstra bir ön hazırlık yapmana gerek yok.

Muhtemelen haksızlıktır. Muhtemelen haksızlık olması ise, ekşisözlüğü çekip çevirenlerin, onun hayatta kalmasını sağlamaya çalışanların yazdığınızı riskli görmeleri durumundan daha çok önemli değildir (Burada sizi hedef almıyorum, bir tespitte bulunuyorum, lütfen yanlış anlamayın). O nedenle, aramıza yeni katılan arkadaşların, özellikle de rüştlerini ispatlamadan, riskli olabileceğini düşündükleri ya da hissettikleri şeyleri yazmadan önce bir kez daha düşünmeleri oldukça hayırlıdır.

Geçmiş olsun diyorum, belki moderatörlere durumu açıklayan bir şeyler yazarsanız durumunuzu gözden geçirmek isteyebilirler.

haksızlık deil, buna benzer bi sebepten biri -3. nesil üstelik bunun eskilikle yenilikle alakası da yok- çaylak olmu$tu. öle ki$ilerin lakabını bilmemnesini fln bile bkz verme yani açıkla de ki "bu ki$i böle böle yapmı$tır" ya da o ba$lığa "falanca ki$i bunu yaptıydı ehueh" yaz.
öf neyse salakça bi cvp oldu idare edin ama ciddiyim böle $eyleri götümüze girebilir diye siliyolar çaylak ediyolar. yaa yaa.

hede hödöyü isim vermeden buraya yazsanız ne olduğunu bilsek. bir de gündeme gelmek için bir manken "herkese verdim" derse, sizde gidip orospu baslıgına bunun bakınızını verirseniz siteden ucarsınız.

hmm modlog'dan baktım agır olmus bence caylaklık. harbi kim soyledi o sözü.

çaylaklık sebebini bir entry'e indirgemeyin derim ben. geçmiş olsun.

her şeyden önce götümüze girebilir konusunda diğer bütün entry silinme sebeblerinden daha hassas moderasyon. kullanıcıdan da bu hassasiyeti fazlasıyla bekliyorlar. şimdi siz bir kere çaylak yapıldınız ya, bir daha göte girme ihtimali olan entry yazarken iki kere düşüneceksiniz. mantalite bu olsa gerek.

modlog'a baktım da, yani modlog'u sizinki kadar işlek olmayan 4. nesiller tanıyorum. çaylak olma sebebiniz "sadece" bahsi geçen entry'den ötürü değil, geldiğinizden beri 5 tane göte girebilir ve diğer sebeplerden de birkaç tane entry'niz silinmiş.

bence moderasyon genelde size yine de insaflı davranmış, daha azı için doğrudan uçan yeni nesiller var. demek ki her ne kadar ateşle oynuyor olsanız da (göte girebilir durumunda) entry kaliteniz genelde iyiymiş ki sizi atmaya kıyamayıp titreyip kendinize gelin diye çaylak etmişler.

bu durumda şunu da bilmeniz iyi olacaktır, sözlük her daim göz önünde olduğundan ötürü bir takım "hassas" gruplarca medyada devamlı izleme altındadır ve bazı kesimler de sözlüğün hata yapması için fırsat kollamaktadalar. göte girebilir gerekçesine işte bu sebepten acımasız davranır moderasyon.

mesela ben 1 tane göte girebilir sebebiyle uçmuştum doğrudan, o gün isyanlarda olsam da ertesi gün adamlara hak verdim. yani göte girmesin politically correct olsun, bizden olsun diyorum.

güzel kokan supradyn var benim bildiğim