Kartlar sahte olabilir mi?

diğer laptopta sorunuz çalışıyorlar. çalışan laptop win7 çalışmayan win10 bu sebepten olabilir mi acaba?

GB ile alakalı olabilir.

"Lenovo tech support told me today that IdeaPad 100s supports a maximum micro SD card size of 32G. "

forums.lenovo.com

15 yıldır bireysel olarak kod yazıyorum, mesleğim de bu, ama kendi şirketim var, yazılım firmasında ekip olarak kod yazma tecrübem yok. Ekiplikle ilgili soruların varsa yardımcı olamayabilirim ama programcı olarak yardımcı olurum.

Ek olarak, Robert McKee'nin "story" kitabını falan okudum, senaryo yazmaya ilgim var, denemelerim bile oldu. Ortalama bir programcıdan daha iyi anlarım senaryo kısmını, yani hikayeye uygun programcılık fikirleri verebilirim.

Tek sıkıntı, bugün biraz hastayım, uzun uzun telefonda falan konuşamam. İstersen yazışırız, istersen birkaç gün sonra skype'ta falan konuşabiliriz.

@harzem
çok tesekkur ederim. burdan ya da ozel mesajla mail adresini verirsen ana hikayeyi ve buna bağlantılı olarak sorularımı mail olarak atarım.

danışman edinp ona para ödemeniz gerekmez mi?

@fasulyek
Bütün senaryo süreci boyunca teknik yardım almam gerekse ve sahne sahne teknik uygun konrolü gibi şeyler talep etsem evet. Ama benim sorularım sadece ana hikayeyle alakalı ve sahnelerden bağımsız. Cevaplayacak kişinin en fazla 5 dakikasını alacak türden genel şeyler.

başka bir yerden daha fiyat alsan... aracın hacmi büyük ve normal bir aracın motorunu 4-5 binden başlıyor rektefesi...

kartal sanayide tanıdıktan bir usta buldum. p.tesi oraya götürcem. 3 bin lira işçilik çok değil mi yahu? bir de, yeni motor alsam zaten o fiyatlara gelmez mi?

yetkili servise götür bi de. motor bu, başka bi parçaya benzemez

net bir şey denemese de;

kazıklıyorsa da çok kazıklamıyor. fakat hasar dediği kadar olmayabilir. daha uygun bir şekilde toplanabilir. etrafa fiyat sormaya devam et. geçmiş olsun. arabayı satma ihtimalini de gözden geçir.

tv'de görüntü(ekran, resim vs. de olabilir) ayarlarında ekrana sığdır, 16:9, zoom vs. gibi seçenekler var. ben oradan düzeltmiştim.

not: samsung

@infernal majesty +1

Ben de o ayarlardan düzeltmiştim zamanında.

hepsini denedim :(

mobil görünümde ne var ki arama butonu olsun, sayfanın sonunda mobil görünümden çık ibaresi var, oraya tıklarsanız arama yapabilirsiniz,

a perfect lie +1

hayırlı olsun :) r25 çok güzel motosiklet.

mutlaka bilginiz vardır ancak hondanin kursuna gitmenizi tavsiye ederim. katılan arkadaşlar gayet faydalı bir tecrübe yaşadıklarını söylüyorlar.

ha bi de hangi renk? mavi mi?

Bir tane de bana alsaydın elin değmişken.

Tabii ki iyi yaptın! Ama ehliyetsiz, kasksız, montsuz, eldivensiz yola çıkmıyorsun kesinlikle. Yolun açık olsun. Her zamankinden on kat dikkatli ol.

yamaha riding academy'den ders alacağım.
renk siyah.

siten varsa önce site icinde, ya da semtinde tüm koruma takımları cekili bir bicimde bir kaç ay kendi kendine sürmelisin. ben bile site icinde 3-4 kez scooterdan dusmus biri olarak kesinlikle korumlarına zaman ve para ayır. uyluk sonradan cıkmıyor.

Onun dısında ben istanbul trafiğinde arabayla giderken bile emniyette hissetmiyorum....

çok iyi yaptın ya, her zaman tehlikeleri var 1.5 senede 3 kaza yaptım 2 si büyüktü gerçekten. 125r vardı bende o zaman 2005-2006 yılları. trafikte falan çok mutluydum zaten küçük motor kurye gibi salak salak aralardan geçiyordum. büyütme hevesim vardı motor çalındı. önce kendi güvenliğini sağla, kesinlikle bir kursa git. honda nın var mesela parasını çok takma, zorunluymuş gibi düşün, gerçekten çok acayip bir eğitim. sonrasında motorunun güvenliğini sağla, kapalı garaj falan idealdir. hem kış için hem de çalınması olayı yüzünden. benim ağzım yandı senin yanmasın. hayırlı olsun, iki terin düz bassın.

hemen her sabah bostancıdan beykoza gidiyorum arabayla ömrüm çürüyor. motosikletlere bakıyorum, emniyet şeridinden frensiz gidiyorlar temde. biraz da o yüzden gaza geldim. ama bugün tekrar baktım, sabah servisler, akşam kamyonlar psikopat gibi davranıyorlar.

son zamanlarda takip edemiyordum, hepten koptum.

izleyeceğim. yaren ve maşuka'nın hastasıyım.

tv'de denk gelirse severek izlerdim.
ama şimdi para verip izleyeceğimi hiç sanmıyorum.

İzlemedim henüz. Bakınca izlenme sayısı son bölüm 16000 küsürde kalmış. Bu sayılarda kalırsa uzun sürmeyecektir diye tahmin ediyorum.

ilk iki bölümü ücretsiz de ve kısa olmasından dolayı çok keyif almıştım. mesela artık kardeş payını çok uzun olduğu için izleyemiyorum. hele hele beş kardeşi izleyeyim dedim 2 saatten fazla sürdü vallahi darlandım. velasılkelam o kadar saat izlerken hem bana hem de sektör çalışanlarına yazık diyerekten dün sms ile ödeme yapıp izledim.

Diziyi takip ediyordum, bir süredir tüm dizilerimden kopmuştum yavaş yavaş toparlıyorum, Ulan İstanbul'a bugün ya da yarın başlayacağım kaldığım yerden..
Haftada iki lira gayet makul aslında özellikle süresi kısalmış ve sansürsüz hale getirilmiş olması çok önemli..

Fakat ne yalan söyleyeyim en büyük sebebi belki başka işlere de örnek olur, kimbilir belki ileride biten dizilerim bu şekilde geri döner, belli mi olur..

hiç başarılı bir fikir olduğunu düşünmüyorum. İzleyici kitlesi için uygun bir strateji değildi. Migros reklamıyla ve haftada 100 bin TL ile en fazla 3 bölüm daha devam eder. Uzun lafın kısası artık izlemiyorum.

otellerde kullanılması zorunlu program var. gelen vatandaşı bu programla sisteme girerler. poliste bu program kayıtlarını online olarak kayıtları takip eder.

çeşme'de bu dönem bunları takip ederler mi dersin? bence hayır.

askerlik şubesine telefon edip sor.
ben her arayıp soru sorduğumda güzelce cevap verdiler.

sabah 7'de memur beyler uyandirir seni.

gecenlerde kusadasi'nda bi tanidigimin basina geldi.

tecil sonrası ilk seneden sonra asker kaçağı durumuna düşüyorsun.

tam emin olamadım ama sanırım en kötü senaryo; polisin sen oradayken durumu görmesi, seni bi askerlik şubesine götürmesi ve önümüzdeki ilk celp için askere alınman olur. ilk celbe kadar da sanrım serbest olursun, bi de para cezası ödersin.

@michael_knight
askerlik şubesine neyi sorayım? asker kaçağı olduğum bariz belli. arayıp uyandırmamak daha mantıklı değil mi?

göstermek zorundasınız. ama gününü ve saatini belirleyip, uygun olmayan ve beklenmedik zamanlarda gelmelerinin önüne geçebilirsiniz.

kira kontratınızın tapuya şerh verilmediğini düşünerek; satın alma tarihinden itibaren 1 ay içerisinde size çekeceği ihtarname ile 6 ay içerisinde evi boşaltmanızı talep edebilir yeni ev sahibi.

ama gelen adamlara evden çıkmayacağınızı hafiften sezdirirseniz kimse almak istemeyecektir muhtemelen sorunlu evi.

sen yasal olarak kontrat yaptıysan bir yıl boyunca çıkmama hakkına sahipsin.

b. Yeni malikin gereksinimi
MADDE 351- Kiralananı sonradan edinen kişi, onu kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut veya işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla, kira sözleşmesini altı ay sonra açacağı bir davayla sona erdirebilir.
Kiralananı sonradan edinen kişi, dilerse gereksinim sebebiyle sözleşmeyi sona erdirme hakkını, sözleşme süresinin bitiminden başlayarak bir ay içinde açacağı dava yoluyla da kullanabilir.

@arma aski
maddeden anladığım kadarıyla "ailesinden birinin konut ihtiyacı varsa" 6 ay sonra boşaltmam gerekiyor. doğru mu anladım? eğer böyleyse bunu kanıtlayamaz çünkü adam iş kurmak için satıyor. eğer kanıtlarsa da evden çıktıktan sonra takibini yapar evi sattırmam zaten.

yeni alan ev sahibinin, kendisinin ya da ailesinden birinin konut ihtiyacı olması demek o. yani satan kişinin niye sattığı önemli değil alan kişinin ne için aldığı önemli.

bu sebeple sizi çıkarırsa 3 yıl boyunca evi kiralayamaz zaten kimseye.

şimdi ben zaten evi kimseye göstermeyeceğim için ve kimse de sadece fotoğraftan gördüğü bir eve 300bin vermeyeceği için evin satılması söz konusu değil zaten. benim sorum şu anki ev sahibim bana nasıl bir yaptırım uygulayabilir evi göstermediğim için. dava açsa mahkeme kararıyla evden çıkarabilirler mi beni mesela?

Borçlar kanunu md 319 a göre "Kiracı, bakım, satış ya da sonraki kiralama için zorunlu olduğu ölçüde, kiraya verenin ve onun belirlediği üçüncü kişinin kiralananı gezip görmesine izin vermekle yükümlüdür." Yani yükümlülüğünüz kanundan doğuyor . Evi yeni alıcılara sizin de uygun olduğunuz zamanlarda göstermeniz gerekiyor. Satış gerçekleşirse Yeni malik otomatik olarak kira sözleşmesinin tarafı olur. Bu durumda da @arma aski ınn belirttiği gibi yeni malik ev gereksinimi varsa maddede yazılan koşul ve sürelerde sizi tahliye etmek için dava açabilir. Dava ortalama 1,5 sene sürer. Yeni malikin ev gereksinimi yoksa sözleşmeniz yeni malikle devam eder.

hala soruma cevap alamadım.
evi göstermek zorunda olduğumu biliyorum. soru şu:
ben evi kimseye göstermiyorum. ev sahibi bu konu hakkında ne yapacak? dava açsa beni evden bu sebeple çıkarabilir mi? kanunen çıkarabiliyorsa da bunun uygulamada karşılığı nedir? mesela dava yıllarca sürer mi?

ev sahibi evin alıcılara gösterilmesi amacıyla gün tespiti için mahkemeye başvurabilir. kiracım sözleşmeden doğan yükümlüğünü yerine getirmiyor. yeni alıcılara göstermem için bana gün tayin edin der. hangi şehirdesiniz bilmiyorum ama İstanbul'da dosyalar ortalama 1 buçuk 2 yıl sürüyor. evi göstermediğinizden bahisle tahliye edilmenizi ise isteyemez. kira kanunda fesih sebepleri sayılmıştır. evi yeni alıcılara veya kiracılara göstermemek bu sebeplerden değildir.

benim arkadasim var, mesajla sozlukten hatirlatirsaniz yarin sorayim.
gerci sehir belirtmemissiniz ama istanbul diyorum?

şehir neresi? ses sistemi yok ama dj controller mevcut :)

şehir belirtmeyi unutmuşum. 75 milyon türk vatandaşı gibi istanbul tabi ki :)

hard reset denediniz mi? Home+Lock tuşlarına basıp kapatmayı deneyin.
olmadı itunes'tan bir restore yapın. Eğer hala çözülmezse donanımdandır.

denedim. işe yaramadı.

Kilyos tarafındaki beach'lerde yapılıyor diye biliyorum. Organizasyon şirketine yeterince para döktüğünüzde olmaması için bir neden yok. Ancak insanları oraya getirip götürmek ve harcamalar acayip pahalıya çıkar. Naçizane tavsiyem, basit bir düğün yapıp o paraları balayında egzotik yerlere giderek harcamanızdır.

pariste bir röportajı var, youtubeda görebilirsin.

hiç sanmam yahu gününü gün ediyordur. ayrıca bu adam da derin mermerciyle birlikte değil miydi, karısını taktığını sanmam.

yok be. adam en son pariste şanzelizede sabah sporu yapıyordu. para yiyor anlayacağın.

hiç işi olmaz tayyiple falan

Şile ya da Kilyos

www.sefersaatleri.net

"Tepe Üstü" durağında in İkea 5 dk.

illegal kullanıyorum ne yazık ki. hatta öyle ki dizüstü aldım ve orjinal işletim sistemini formatlayıp ilaçlı kurdum. sana tavsiyem bu ve bunun gibi paket programların portable sürümlerini kullanman. herhangi bir key, crack ihtiyacı olmadığı gibi usb belleği takınca çalıştırırsın...

edit: özelden yolladım dosyayı.. ( .torrent )

(git: 536087)

Asla ama asla sahte kullanma, pişman oluyor insan sonra. Gerekirse genpaya yada o tarz bir firmaya ver telefonu ellerinde çıkma olabiliyor.

www.imdb.com

Hitchcock'un filmi - The Man Who Knew Too Much

Fas'ta geçiyor ancak 1956 yapımı olduğu için ihtiyacınızı karşılamayabilir.

Yine Casablanca da Fas'ta geçiyor ama çekimler hep iç çekim ve film siyah beyaz.

feta cheese mi? bildiğin beyaz peynir.

yok o yunan peyniriymiş. benim dediğim bi arap yemeği.

yurtdışında arap yemeği olarak falafel çok satılıyor, benzetmiş olabilirmisiniz.

Valla googleda sadece fetta peyniri çıktığına göre, bi yanlışklık olsa gerek.. yoksa muhakkak görsellerde falan çıkardı diye düşünüyorum..

fetta: lezzetler.com

feta cheese, bizim de tükettiğimiz ve lezzet fakiri olduğumuzdan "beyaz" adını verdiğimiz peynirdir. Sanki tulum peynir pembeymişçesine saçmalayan atalarımıza selam.

senin dediğin fettah herhalde. www.recipage.com

ünlü arap yemeklerinden fellah köfte var. belkim de odur.

en yakın diyorsun, vermese ne olur... cevabı yazında gizli

Kendi ödeyemeyeceğinden fazlasını çekme. Ben ne kadar kazık yersem bana koymaz buna karar ver. Aylık şu kadar taksit ödesem beni zorlamaz kararı. Arkadaşına da banka bu kadarı onayladı dersin. Öderse senindir ödemezse zaten hiç senin olmamıştır. Kredi/borç mevzuu arkadaşlıklarda ve aile içinde bile olsa (kardeşler arasında da yani) ilişkileri ister istemez zedeliyor.

kendisi neden çekmiyor acaba? ya da ben mi yanlış anladım olayı?

arkadaşlığın paranın peşinde koşarken biteceğine vermediğin için bitsin bitecekse.

Hadi bir kaç bin tl tamam da oha 20bin tl, ev döşenir o parayla.

çekme derim. kazık olur sonra adı benden demesi..

hocam realist, düşünün duygusala bağlamayın. 20000tl az para değil bu devirde. sonra posta gazetesinde haber olursunuz..

biraz güzel düşünün yahu.
çek gitsin ver gitsin amınakoyım. yakın diyorsun, dost diyorsun onun için çekmeyeceksin de kimin için çekiceksin?
çekme diyenler yapmayın gözünüzü seviyim.
böyle bir durumda kalsanız arkadaşınızdan çekmesini isteseniz ve o çekmese ne düşünürsünüz?
-o parayla ev döşenir doğru ama o parayı verirsen dosttan öte bir insan kazanmış olursun.
tabi 20bin çok para ama düğünden sonra takıları satıcak diyorsun. hiç olmadı takılardan 10 milyar geleceğini düşün. 10bin çekip ver.
çevremdeki insanlar ki bizimkiler de dahil aile içinde bile para lafı yapıyorlar. üzülerek, tiksinerek izliyorum bunları. yapmayın etmeyin.

not: öğrenciyim ve kendi paramı kazanmıyorum. o yüzden bu kadar rahat konuşmuş olabilirim. ama ben olsam sikileceğimi bilsem de verirdim.

şimdi beni yanlış anlama ama. en yakın dostum dediğin bu adam eğer seni düşünüyor önemsiyor olsaydı böyle birşey istemezdi.

ha diğerlerinin de dediği gibi tuzu kuru bankada 100 bin lirası olan bir adamsan eğer evet arkadaşının sana sorması garip değil derdim. ama şu şartlar altında seni böyle bir yükün altına ve strese sokması pek doğru değil.

herkes gibi "önemli olan para değil, miktarı" diyosunuz yani.
burdaki yorumlar diyor ki paran varsa ver. yani televizyonda büyük ikramiye hedeflerini atlatan insanlar gibi bakıyorsunuz olaya. büyük ikramiye çıksa yarısını bağışlarım. şuan cebindeki paranın yarısını bağışlamayan adam büyük ikramiyeyi de bağışlamaz. kaldı ki bağışlasa da hiç bi sik yapmamıştır o adam.

dosttan bahsediyoruz burda. adam kendince nedenleri var ki 20bin istemiş.
ben olaya şöyle bakıyorum:
benim evimde digiturk+lcd varken benim dostuma digiturk hediye etmemin hiç bir değeri yoktur. onun da digiturk+lcd alması için gerekirse laptop veya internetimden vazgeçerim.

eğer snden bunu istediyse dostluğunu bile düşün derim...

belliki bu durum seni sıkıştıracak. ya parayı geri iade etmzse. veyahut taamam ay ay ödeyeyim hepsini birden vermeyeyim derse ve ay ay öderken sıkıntılar yaşanırsa?

bu arkadaşının anası babası, evleneceği kişinin anası babası yokmu? onlardan neden böyle bişey istemiyorlar.

dostluk meselesine gelince.
dostun senden birşey yapmanı ister sende İMKAN DAHİLİNDE yapmaya çalışırsın. köşede 20 bin tl vardır verirsin ama burda yasal bir borca giriyorsun. ya dostunun başına birşey gelirse?.

ben böyle bir örneği geçen hafta yaşadım

teyzem annemin kredi kartından yüklü miktarda alışveriş yapmak istemiş. annemde ne yapsın kardeştir diye söz vermiş. ben tabi karşı çıktım. evde kıyamet koptu. e sonra ne oldu? kredi kartı tekrar anneme lazım oldu ve kendisi için kullandı.. teyzem bana hala kızgın ama maddi konular duygusallıkla idare edilmez.

nickini vermek istemeyen üye, çalışıp da para kazanmamışsın hiç gibime geliyor. bi kere dostun böyle bir şey sorup başka bir dostunu sıkıntıya sokması çok büyük ayıp. cebinde parası yoksa bekler ve para biriktirir evlenmek için.

ki borç isteyen adamın gelen takılarla öderim borcu demesi gibi bi durum var, en sakat adam tipidir böyle borç isteyen biri.

"önemli olan para değil, miktarı" değil buradaki durum, eğer seffaf'ın cebinde parası varsa ve dostuna yardım ederken kendisi zora düşmeyecekse o zaman yardım etmesinde çok da sakınca olmayacağından dostluk faktörü pek ala kullanılabilir.

dediğim gibi gerek arkadaşlarınla henüz önemli tecrübeler yaşamamış genç biri hem de hiç maddi sorumluluk yüklenmemiş biri olarak hayal eedebiliyorum anca seni okuduklarımdan sonra.

en yakın dostum benden böyle bir şey istese ve 20 bin tl krediyi geri ödeyecek gücüm varsa çekerim. varsın vermesin parayı.

çok mu salağım bilmiyorum ama bırak kredi çekmemeyi, "geri ödeyebilir mi" diye bile düşünmem.

@madyb: kendi paramı kazanmadığımı söyledim. öğrenciyim.

şu yazıyı okuyanların çoğunun aklı 20binde. benim derdim bu. lütfen bi sakin olun, 2 dk. siktiredin parayı. 20bini görmeyin. burda 20bin çok sakın verme diyenler eminim 5lira borç verirken de düşünüyorlar.

"bi yandan evlenmesi için elimden geleni yapmak istiyorum, bi yandan da onla arama böyle maddi bi mevzunun girmesini hiç istemiyorum. çok karasız kaldım.
siz olsanız ne yapardınız?"
mesele maddi durum, kredi bilmem ne değil. geri ödemeymiş, düğün takıları yetmezmiş falan hikaye. mesele herkesin aklına gelen: "ya ödemezse lan".
dost dediğin adama bunu düşünüyorsan orda bi yanlışlık vardır.

nickini vermeyen üye, öğrenci olman daha önce hiç para kazanmamış olman anlamına gelmiyor, belki bi dönem bi yerde çalışmış olabilirdin ama çalışmadığını tahmin ettim.

ve burada 20.000'i hala miktar olarak görüyorsun buradaki miktar değil büyüklük küçüklük oranı istenilen şeyin. seffaf zaten bunu rahatça karşılayabilecek bir adam olsa zaten kredi çekmez. sen daha paranın sorumluluğu altına girmemişsin bi de kredi gibi lanet bi şeye gözüm kapalı girerim diyorsun. asıl bunu isteyen insandan dost olmaz. büyümen ve para kazanman lazım burada yazılanları ve insanların "20.000 tl" miktarına takmalarını anlaman için.

illa yazdıracaksınız bunu...dün tuttum kendimi de artık zamanı geldi. bunun literatürde adı bile var

(bkz: el sikiyle gerdeğe girmek) !11!

@nickini vermek istemeyen uye;

bizim burda bekara karı boşamak kolay derler;

öğrenci hayatında bize de birçok şey daha farklı görünüyordu ama para kazanmaya başlayınca işler değişiyor. dostum o benim ya canım ciğerim değil sadece hayat. birçok etken var artık içinde ve sen bunların hepsinni düşünmek zorundasın.

bu lafa gıcık oluyordum bana da söylüyorlardı ama doğru diyorlarmış;
bazı şeyleri yaşamak lazım.

bütün düğün senin paranla yapılacak gibi görünüyor, kendisi neden çekemiyor, bu konuda mimli mi, 3-5 milyar neyse de, parası olmayan evlenmesin, kredi kazığı yemiş biriyim.

paraları yoksa nikah yapsınlar düğün yapıp neden altından kalkamayacakları masrafa giriyorlar. üstelk seni de zor durumda bırakıyorlar.
20bin verirsin sinir de olursun. kız tarafı bin küsur liralık makyaj malzemesi alır düğün saç baş paketi en pahalısından istenir.
gerek yok bence

efes mojo mix diye bişey çıkmış bimiyorum extra bişey var mı içinde ama sanırım bira ve mojito var sadece, ben denedim ve bayıldım resmen! onu yapabilirsin ya da uğraşmayıp direk alabilirsin :)

halep ve atlas pasajında stiklal caddesinde

kadıköy akmar.

180 liraya gayet ucuzmuş. Eğer şipşak bir şey arıyorsan alabilirsin. 5x zoom da fena değil kompakt cenahta.

hoş gibi duruyor. casio exilim serisi için iyi şeyler duydum heb.

benim de çantada taşımalık fotoğraf makinem casio exilim, çok memnunum. yakın fiyatlardaysa ona da bakabilirsiniz cedric'in dediği gibi.

zaten linkteki makine casio :/ ben mi anlamadım yea ?:/

linkteki makineye bakmadım cedric :))

ha okeyto

kesinlikle hayır. 20.000 e alabileceğin binlerce araba varken birdaha satamayacağın, piyasası olmayan bir arabaya o kadar para verme derim ben.

@tombalabala +1

stil olarak farklı bi araba dikkat çekiyor. ancak ne piyasası var ne de öyle ahım şahım yol tutuşu. stilo yerine yeni corsa 3 kapı alın. hem petrolun yolunu unutursunuz hem de bi arabadan nasıl zevk alınır onu görürsünüz

Hacı ilk gördüğümde ben de çok hoşlanmıştım; ama bir iki önceki arkadaşların da dediği gibi devir ekonomi devri, 2. el konusunda sıkıntı çekersin.20 bini zebil etme git Volkswagen al hem güzel hem de ikinci eli rahat.

sakın öyle bir hata yapmayın hocam, bir aralar ben de çok heveslenmiştim 3k olanlarına..Tipi çok hoşuma gidiyordu, ta ki bir kez kullanana kadar, performansı fena değil, ama konfor sıfır, özellikle araç içi malzemenin aşırı adi olmasından galiba çok fazla ses alıyor araç, her tarafından şangur şungur sesler geliyor..

oradaki şeytan diye bahsettiğinin melek olma ihtimali nedir?

Şeytan deyince direkt Faust geldi aklıma, belki modern bir uyarlaması falan vardır?

@bıdıbıdı
olabilir, mickey mouse bile olabilir zira fragmana dair hatırladığım tek şey fantastik bi durumlar dönmesi o kafede. zaten çok yarım yamalak izledim, bi daha da karşıma çıkmadı.

@uyku inadim inat

yok o değil.

supernatural'de vardı böyle bir bölüm, barda şeytan istediklerini dinleyip, ruhları karşılığında anlaşma yapıyordu ama supernatural cnbc-e'de yayınlanmıyor. kesin cnbc-e mi acaba ?

@ekaterina

supernatural değil. bu dizi benim dediğim öykünün üzerine kurulu anladığım kadarıyla. izlediğim kanalı da çok iyi hatırlamıyorum açıkçası, bana cnbce gibi gelse de tüm kanallar olabilir.

The Booth At The End
www.fxtv.com.tr/diziler/thebooth/izle

Buldukları yerde alırlar usta... Senin şef bakayaya kalmış kaçış yok askere gidilecek :)

çok bildiğimden değil ama,muhtemelen BAKAYA kalmıştır eve öyle bir yazı geldiyse,hoş bir miktarda para cezası ile cezalandırılmış olabilir muhtemelen ve eğer durum böyle ise herhangi bir kimlik kontrolünde iki inzibat kollarına girer doğru askerlik şubesine oradan da birliğine postalanabilir.

Geçmiş olsun..

edit: usta korkutmak gibi olmasında, şimdi ufak bir google araması yaptım merak edip durumu, BAKAYA kalanlar için Hukuki.net adlı site de şöyle bir şey yazıyordu.

BAKAYA suçunu Askeri Ceza Kanunu şöyle düzenlemiştir: Yedi gün içinde gelenler 1 aya kadar , yakalananlar 3 aya kadar , 7 günden sonra 3 ay içinde gelenler üç aydan bir yıla kadar , yakalananlar dört aydan birbuçuk yıla kadar , üç aydan sonra gelenler dört aydan iki yıla kadar hapis , üç aydan sonra yakalananlar altı aydan üç yıla kadar ağır hapis cezası ile cezalandırılırlar. Ceza tecil edilemez, şartları var ise paraya çevrilebilir.

Bu sürelere göre alacağınız cezanın miktarı Yedeksubay olma yeterliğini
kaybetmenize neden olabilir

ASAL'ın sitesinde de ilgili durum açıkça anlatılmış www.asal.msb.gov.tr

Vatandaşlıktan çıkarsa da Bulgaristan'da askerlik yapar zorunluysa.

mümkün olduğunca kaçsın. üniversiteye dönse bile 30 yaşını doldurduğu için askerliği tecil edemez. asayişle ilgili veya adli herhangi bir olaya karışmazsa yakalanma ihtimali yok. standart gbt taramasında asker kaçağı görünmüyor.

üniveristeye gidip dersini versin mezun olsun. sonra da askerlik şubesine gitsin. bakaya kaldığı için para cezası vermişlerdir onu öder kısa dönem olarak askere gider.

sanırım yeni şef sen olacaksın.
şimdiden tebrikler.

öğrenci affından yararlansa tam süper olur. 6111 sayılı kanun diye google amcada aratırsanız gerekli bilgileri alabilirsiniz.

Vatandaslik cikmak oyuncak degil. cikarsa yabancilar gibi binbir tane izin almasi lazim calismak ve Turkiye de ikamet etmek icin. Cikinca tekrar girilmiyor sanirim.

alınmaz çakma mal onlar genelde

Hepsiburada'da çakma mal olacağını sanmıyorum.

@ssyumusakg
sen daha önce burdan parfüm aldın ve sahte mi çıktı? ya da alan biri sahte çıktığını mı söyledi sana?

bilginin kaynağını öğrenmeye çalışıyorum.

yorumlar orci olduğu yönünde. bilemedim

hepsiburada çakma satmaz.. ayrıca strawberry de de 78 lira, strawberrydekilerin farkı kokuların daha hafif olması, onlar da orjinal kokuyorlar.. ama dediğim gibi hepsiburada strawberry den alıp burada pahalıya satacak yer değil, 200 milyon ciro yapmışlar geçen sene..

gittigidiyor daki malların çok büyük çoğunluğunun çakma olduğuna şahit oldum. hepsiburada'da da vakti zamanında orda çalışmış bir tanıdığımın tecrübeleri zaman zaman sahte ürünlerin olabileceği yönündeydi. şahsen ben giysi ve parfümlerin internetten alınmalarını pek mantıklı bulmuyorum.

elden satın alabilecek birçok yer varken ufak farklar yüzünden sahte olma olasılığını düşünmeye değmez. genelde sahte demişim biraz karalama gibi olmuş ama işin aslı bu şekilde :)

hb'de çalıştım. Hatta kovuldum ama doğruyu söylemek gerek hb'de asla sahte ürün satıldığına şahit olmadım.

@ssyumusakg

hepsiburada için çakma ürün satıyor demek, idefix'te korsan kitap ya da korsan cd satılıyor demekle aynı şey.. arkadaşlarınızın her söylediğine inanmayın bence..

sahte değildir ama alternatifin varsa diğerini tercih et

hepsiburada'dan bvlgari blv almıştım ben de daha önceden. çakma falan değildi, aldığım sırada da piyasaya göre çok daha iyi bir fiyata veriyordu. ayrıca belirteyim bvlgari blv kadar güzel bir kokuyla da karşılaşmadım şu ana kadar.

Blues sayılmaz ama The Beatles-Love Me Do favorimdir.Tavsiye ederim..

www.youtube.com
pek anlamam ama bunu seviyorum :)

James Cotton - High Compression albümü.

slim harpo -Folsom Prison Blues.
Biz de Sinop, orada Folsom diye bi yer demek ki.

canned heat - on the road again
blues traveller - the hook

yazılı olarak itiraz edin, hemen yazınızı yazın. sürenin 45 yahut 60 gün gibi olması lazım ama siz bayram ertesinde itiraz edin hemen.

ödemek zorunda kalmıyorsunuz tabii, incelemenin uzun sürmesi bir şeyi değiştirmez. siz borcunuzu 30 lira eksik ödersiniz ve bunu da yazınızda belirtirsiniz. harcamayı geçici olarak iptal etmeleri lazım. inceleme bitince sonuca göre hareket edersiniz. tahminim lehinize sonuçlanacağı, ama aleyhinize olursa da tüketici mahkemesine gidersiniz.

ekleme yapayim, karti yanindan ayirmamaniz kopyalanamaz anlamina gelmiyor malesef. siz surekli kartin takildigi makinayi gordunuz mu kart ile odeme yaparken her alisveriste? yoksa arada bir kasiyerin sizden karti alip tezgahin arkasindaki makinaya takip odediginiz oldu mu?

benim de kartim kopyalanmisti yurt disinda ama 1-2 ay sonra banka supheli islem diye kendi karti bloke edip beni aramisti, sonradan ogrendim ki o alisveris merkezindeki kasiyerler yapiyormus bunu pos cihazinin yaninda baska bir alet ile, karti bir defa cekmesi yetiyor bilgilerin alinmasi icin demislerdi, sifreyi de siz girerken gorebiliyor nasilsa yapmak isterse. artik her nerede olursa olsun kart cekilirken bakiyorum pos cihazini gorebilecek sekilde ne yaptigina odemeyi alan kisinin.

@2pac
ta öğrenciliğim sırasında almıştım bu kartı çok uzun zamandır kullanıyorum. kesin olmuştur senin söylediğin tarzda bir şeyler. bundan sonra dikkat ederim o olaya da. ama burdaki durum kart sahteciliğinden daha çok bankanın yaptığı bir yanlış gibi gelmeye başladı bana. çünkü mağaza benim kartımın o gün orada kullanılmadığını söylüyor.

şöle durumlarda olabiliyo: adam alıyo trabzondaki posu getiriyo istanbul da ikinci açtığı işyerinde kullanıyo. örnekse beşiktaştaki künefis denen yerde yedikten sonra özetimde, "billur düğün salonu ..hatay" yazmıştı. sen o aradığın yeri ara sor istanbul da faaliyet gösteren şubemsi fln bi yerleri var mı diye

@ bunchof'un önerisiyle ilgili: eğer istanbuldaysanız; ekstredeki işletmenin adı ile ticari unvanı aynı ise tabii, ito.org.tr'den araştırabilirsiniz. bilgi bankasına girip ticari unvana göre arama yaparsanız merkez ve şube bilgilerini görürsünüz, tabii ticaret siciline tescil edilmişse. diğer yerlerdeki ticaret odalarının net üzerinden bilgi verip vermediğini bilmiyorum.

mahkemeye gitmeden önce il tüketici hakem heyetine de başvurulabilir gibi geldi bana.

benim de başıma şöyle bişey geldi, bir biletix şubesinden bilet aldım, hem de ankarada çok bilindik bir yer olan dost kitabevi'nin alt katındaki yerden. ama kredi kartı ekstremde hem aldığım bilet, hem de fb-gs maçına bir bilet vardı. o zamanlar daha şifre işlemleri yoktu, imza ile alışveriş yapıyoduk ve ben imzalamadığıma emindim. hemen bankayı arayıp itiraz ettim. bankalar bu konuda çok hassas davranıyomuş, şirketten imzalı slipi istiyomuş, böyle bişey tespit edilirse pos cihazını da hemen iptal ediyomuş. o zaman çok ilgilenmişlerdi ve parayı hemen bana iade etmişlerdi. ama şifre işi olunca nasıl olur bilmiyorum, kartı kopyalayan kişi belli ki şifresini de kopyalamış, o yüzden daha uzun bir süreç olabilir ama sonunda siz haklı çıkarsınız.

sadece ara'dan mı aradın, yoksa şuradan da göz attın mı?

www.eksiduyuru.com

ara'dan arayıp bulamamıştım. verdiğin linkten birini buldum, diğeri amacına ulaşıp silmiştir diye düşünüyorum. üste sabitlenmişti çünkü.

acaba sakinleştirici mi içsen öncesinde? muhtemelen sinirsel. ama tabii dişçide yapılan morfinle birlikte alınınca sakinleştirici ilaç dokunur mu onu tıptan anlayanlar söylesin ben emin değilim.

Ali Eşref MÜEZZİNOĞLU hocamızı tavsiye ederim aynı sorunu abimde yaşamıştık bir iki kez terapi yaptı ve hipnozla abimin dişlerini tedavi ettirdik, tedavi sırasında hipnoz altında olduğunuz için hiçbir şekilde koku, acı vs duymayacaksınız...hatta hocamız abartıp dişinize kanamamasını söylerse kanamıyor bile:) şaka yapmıorum bu konuda gayet ciddiyim:)

@şarkılarıngünahıyok
psikoloğu son çare olarak düşünüyorum aslında. çünkü psikoloğa gitmeye başladığımda olay iyice içinden çıkılması güç bir hale gelecek. mide bulantısıyla ilgli paylaşabileceğiniz küçük hileleriniz falan varsa şu aşamada daha çok yardımcı olur bana.

psikolog değil zaten kendisi diş hekimi... 1991'de tıbbi hipnoz derneğini kurmuş bu konuda birçok çalışması var ve narkoza alerjisi olanlara, dişçi korkusu olanlara vs tedaviyi tamamlayabilmeleri için yardımcı oluyor...

anestezi, sedasyon değil. her seferinde sağlam uyuştursun olur

@radikalherif
bahsettiğin şey bildiğimiz uyuşturucu iğne değil mi? onu zaten yapıyorlar. etki etmiyor.

@şarkılarıngünahıyok
o doktorun iletişim bilgilerini paylaşabilir misin?

bence midem bulansın diye değil direk tedavimi olmalıyım diye gitmeyi dene ve gözlerini kapatırsan agzınıda sonuna kdr acarsan va sandalyede evt çok şanslıyım bunda daha beter birşey olabilirdi dersen bence tedavin biter ve sağlıkla gülümsersin

dilinin altına böle ağız tabanında dil köküne dooru bi tutam tuz koyuyoz bazen hastalara, bi de koltuktayken ayaklarını sırayla havaya kaldırıp 10a kadar saydırıyoz. üstüme kusan olmadı daha hafazanallah

he bi de emedur alıp ööle gidebilirsin, hem mışıl mışıl daa uyursun o koltukta

www.hepsiburada.com

biliumum doga sporlari ve avcilik firmalarindan bulabilirsiniz.

self-standing ve cift duvarli olmasina dikkat edin. ucuza ferrino cadirlar gelmisti bir aralar denk gelirse alin...

daha demin şokta gördüm. baya ucuzdu. almayanı dövüyorlardı.

decathlon da ucuzları da var.

üç kişilik çadırıma ancak sığıyorum. sevgili de sıkışıyor yana da kankayla falan olmaz yani. tavsiyem dört kişilik bir çadır alman yönünde.

bende var hocam satayım sana, zamanında hepsiburada dan almıştım ben de orta kalitede düzgün bişey.. hiç kullanmadım ayrıca herşeyi tam

bim'de var hocam 40 lira,güzel bişeye benziyor.

cadirda en buyuk sorun sicaklik oluyor. decathlon'da quenche, kendi markasinin yandan kanat gibi acilabilen cadirlari var.
biz 3 kisilik kadar genis bir tane aldik, 140 liraya. cift katli. bir kez alacaksin, bence havalanabilmesi onemli.

ne kadar etkileyici olur senin için bilemeyeceğim ama zamanında jim morrison da lisans eğitimini ucla'in film school denen yerinde yapmış ve öğrenciliği sırasında da iki film çekmiş :)

adslkota.turktelekom.com.tr çalışıyor.

bu tarifeyi ben de 3 aydır kullanıyorum ama hız düşmedi, düşeceği günü bekliyorum:(
ama son 1 aydır bağlantım çok kötü, hep kopuyor. bağlantı hızımı 512'ye düşürürler diye korkumdan arayıp şikayet edemiyorum, ilginç bi durum. kıfsmet :)

2010 Mart (217,208 GB)
2010 Nisan (125,417 GB)
2010 Mayıs (36,788 GB)

kota kontrol bende de açılmaya başlamış. 17 gb download etmişim bu ay. bence otomatikleşti bu sistem.

kafalarına göre takılıyor tt dekiler.bende geçtim 8 mbit e 2 3 ay sonra düşürdüler hızı tekrar 1 mbit e döndüm.ama hız hala aynı 800 900 indirme hızım var hiçde düşmedi arayıp soruyorum bir yanlışlık var herhalde benim hızım normal değil başıma iş açmayın diye yok sizin hızınız 1 mbit normal diyorlar.

ttnet bizi kayırıyor herhalde:)


birde ekleme ihtiyacı hissettim
benim down/upload bilgileri

2010 Mart 15.175.053.602
(14,133 GB) 93.715.537.048
(87,279 GB)
2010 Nisan 18.392.260.659
(17,129 GB) 134.199.592.315
(124,983 GB)
2010 Mayıs 11.943.454.888
(11,123 GB) 83.674.638.703
(77,928 GB)

düşmüyo benimkiside hiç.Bazen günde 15 Gb indiriyorum ama son 6 aydır tık yok.

bosch alın derim. servise ihtiyaç duymazsınız. bizim evdeki bocsh 1989 dan beri tık etmedi maşallah.

ben aşağıdaki bosch makineyi aldım yeni:
www.bosch-home.com
sitede 900 lira diyor, herhangi bir bosch bayiine giderseniz 790/12 taksit yapıyorlar.

birkaç sene evvel anneler günü hediyesi profilo'dan peşin 500'e almıştım bir tane. memnunuz ailecek.

ilk linktekini anneme aldık 1 ay oluyor. çok memnun.

bu gibi ürünlerde memnuniyetsizlik yaratacak bir durum olabileceğini sanmıyorum(aşırı üretim hataları haricinde). her ürünü kullanan beklentilerine karşılık alır. ama eğer ince eleyip sık dokurum ben diyorsan servis ağına bak. güç tüketimine bak. son teknolojiden az buçuk haberdansan teknolojilerini karşılaştır. elektrikten anlıyorsan makinelerin verimine bak. ne kadar ses çıkartıyor diye kontrol et. iç haznesinin ergonomik olup olmadığını kontrol et v.s


edit:aeg daha şuku gibi duruyor.

ben bosch kullanıyorum, aynen de bu modelini. bir buçuk yıldır gayet güzel. pratik, çok aşırı program karmaşası yok, net:)

temizleme performansından falan da memnunum, ama programların süreleri daha kısa olan modelleri varsa, onlara da bakın bana göre. (biraz daha araştırın bu aşamada) ben programın süresini biraz uzun buluyorum, daha kısa sürsün isterdim açıkçası. bir fikir olsun diye söylüyorum...

@yattara valli;
ben de tam o yüzden aeg almaya karar verdim.
arçelik 130 dk.da yıkıyormuş, aeg 50 dk.da. Bosch u bilmiyorum.

hayırlı olsun:)

www.sulekha.com

bu mu

aslında bunun renklisiydi ama bu da çok işe yarar. valla çok teşekkür ederim ya, o kadar uğraşıp bulamamıştım bir türlü. çok iyi oldu. sağolasın.

google dns kullanıyorsan bir süredir durum böyle

google.us yazın sorun çözülecektir.

evet, ben buldum:)

google'da arama yapamamak ne pis bir şeymiş onu anladım bu 15 dakikalık süreçte. yahoo'da aradım, windows live'da aradım sanki bir şeyler eksik gibi bir his kaplıyor içimi. nasıl bir google bağımlılığındaysam artık. kendi dnsinin kendi sitesini açamaması da ayrıca güzel bir durum olmuş.

www.google.com

@depresyon
düzeldi hakkaten öyle yapınca.

fiyat ne diyor? 512 ekran kartlı olanı(paylaşımsız) casper için 1.300

romlü likörlü şekerlemeli çikolatalar vardır onlardan alabilirsin.
bi de (bkz: #15989920 )

belki alakasız ama bence viking line parti gemisi ile bir stockholm yada tallin turu yap. hem o gemideki freeshopuda kullanabilirsin.

tuzlu,naneli saçma bir şekerleri vardı onların. belki ilginç gelir.

ben de bi ara aşırı şekilde kan kokusu alıyordum(şaka değil) ama sonradan düzelmişti, sanırım benimki sinüzitten dolayıydı.

burun içi kılcal damarları hassas olan bireylerde (ben oluyorum bunlardan biri), burun içinde kanama olup(dı$arı gelmiyor genelde) kabuk bağladığında böyle deği$ik kokular olu$abiliyor ara sıra ama ben portakala da pek benzetemedim onu. en garantisi kbb'ye görünmek gibime geldi, ihmal etmeyin; geçmi$ olsun.

Sizi korkutmayı istemem ama; durduk yerde alakasız koku alma durumu beyinden kaynaklı bir probleme de işaret edebilir. lütfen kısa süre içinde önce kulak-burun-boğaz, ardından onların yönlendireceği yerlere bir görünün derim. umarım küçük bir problemdir.

ben parazit ilacı kullandığımda buna benzer bir şey yaşamıştım. bu aralar ilaç fln aldınız mı?

hocam bu markayı bilmiyorum ama çok bilinmedikse alma derim. ben kamasonic marka dvd çalarlı, direksiyondan kumandalı teyp almıştım. aynı gün dinlerken takılmaya başladı hemen götürdüm verdim. aynı fiyata pioneer'in bi modelini aldım çok memnunum.

bu paraya pioneer veya panasonic de bulursun. benzer özelliklerde hem de. üç büyük şehir için istikamet de vereyim:

istanbul: doğubank
ankara: ulus
izmir: çankaya

bunlar işini görüyor da 1 sene sonra ses tekeri gibi kısımları eskidiinden bozulabiliyor. tamir etmesi de zor oluyor küçük olduğundan.

1- genelde 700 devir yapar araba. bi fikir verir belki
2- yakıtı bilemem ama frenler açısından çok faydalı.

abi şöyle bi durum var:

araba gaza bastığın miktarda benzin yakar. yani rainbow'u ısıtırken jigle kullanıyorsan, ki bu arabalar jigleli sanırım, o kadar benzin yakar. 90km/h hızla 1km gittiğinden daha fazla yakacağını garanti edebilirim.

ayrıca her araba çalıştırışında ve motor soğuk oluşunda, zaten normale kıyasla daha fazla benzin yakıyorsun. yani ideal koşullar olmadığı için araba randımanlı çalışmıyor.

tam açık olmamış sanırım, şunu düzeltiyim:

90km/h hızla 5. viteste 1 dakika kullansan arabanı, bir de motor soğukken marşa basıp rölantide 1 dakika çalıştırsan, rölantide daha fazla yakar. taa ki motor nispeten ısınana kadar.

@andy

senin hesabına göre arabayı 10 dakika ısıtmam en az 1 liraya geliyor. hesap doğruysa durum çok vahim.

1) bazı araçların yol bilgisayarı araç rolantide çalıştığı zaman saatte yaktığı litreyi gösteriyor. tabiki rainbow değil bu araçlar ama yaklaşık sonuç vereceğini düşünüyorum.
1 saatte 1 litre yakıyor gösteriyor rolantide. seninki de o civarda olmalı..
yani benzin fiyatlarına göre 10 dakika için 40-50 kuruş yaktığı gibi çok kaba bir hesap yapabiliriz :)
2) yeni tip araçlar yokuş aşağı gaza basmıyorsan otomatik olarak gaz keser. karbüratörlü araçlarda bu tip bi özellik olduğunu sanmıyorum. ama aracı boşta kullanmak hep bir risktir. dolayısı ile tavsiye etmem..

bir kere yeni arabalarda ve motor sıcakken 1 dakika rölantinin masrafı 50kuruş olamaz. çok pahalı.

bak şimdi:
90km/h 1 dakika boyunca = 1.5 km yol katettin.

100km'de 7 litre benzin tüketen (gayet iyi durumda, bir depoyla 1000 km giden yani) bir araç için 90km/h hızda 1 dakikada tüketeceğin benzin miktarı 0,105 litre gibi bir şeydir.

yani 90 km ile giderken 10 dakikada yaklaşık bir litre tüketirsin. (ki bu çok iyi yakıt tüketimi olan bir araç için)

ben de diyorum ki,

10 dakika rölanti için, en az 1 litre benzin yakarsın, ki bence daha da fazladır. neden daha fazladır?

eski tip bir arabada ve motor soğuk ve üstüne üstlük jigle (otomatik gaz yani) olayı mevcutken bu çok daha artar, en az 2 katına çıkar diyorum. jigle diyorum alo. jigle demek, arabanın durduğu yerde 2000-3000bin devir dakika yapması demek. ekstra gaz veriyorsun arabaya yani.

yani 10 dakika boşa çalıştırma için derim ki, cepten 3 ytl yiyorsun rahat.

umarım açıklamıştır.

eski arabalarda yokus asagi bosa almak (bkz: peygamber vitesi) viteste durmaktan daha iyidir. karburator jetleri devamli yakit puskurttugu icin viteste bulunmak mantiksiz bir de. daha fazla yakit harcar yani vitesteyken.

refresh yap veya ctrl + f5 düzeliyor. olmadı tema değiştir.

bugün itibariyle iphone safari de de oluyordu o. düzeldimi acaba bakmak lazım. refresh işe yaramıyordu ama.

su an safaride de firefoxta da problem yok gibi.

arkadaşım "yanıt vermiyor" şeklinde donuyor mu, ben kimim e tıkladığında? bende de aynı sorun oluşuyor çözemedim. aynı sorun evdeki diğer bilgisayardaki firefoxta da oluşuyor, çözemedim.

@netcrack:
olmuyor öyle. zaten kimlanbu'nun taktiği çözdü işi. ama aynı anda farklı pclerde firefoxun böyle yapması tuhaf hala.

isletim sisteminden olabilir mi?

amd işlemciden kaynaklı olması lazım. ilgili bir duyuru vardı ama dünkü aksaklığın kurbanı olmuş sanırım. çalıştığı diğer bilgisayarlar intel işlemcili ise dediğim gibidir. yaması varmış.

diğer işletim sistemleri de xp.

benim eski bilgisayarım da amd idi. ayrıca amd başka bilgisayarda problemsiz çalışıyor.

usb 1.1 in sagladıgı guc yetersiz kalıyor sanırım.

Başka PC'de çalışıyor mu? Eğer çalışıyorsa anakartta sorun var demektir. USB 1.1'dir ya da USB girişleri ağrızalıdır. PCI bir USB 2.0 kartı alabilirsin eğer öyleyse. $10 civarı olması lazım.

@metal revolution:
usb'ler başka hiçbir aygıtta sorun vermedi ama. öyle olsa flash disk falan takınca da sorun olması gerekmez mi?

evet evet benimde basima gelmisti. laptop usb 2.0 idi 500 gb hdd calisiyordu takir takir. masaustu usb 1.1 idi ayni sorunu veriyordu. iki bilgisayarinda anakart intel, islemciler intel, isletim sistemleri xp idi. usb 1.1 den olabilir o muhtemelen.

son lab ya da labs ile biten şeyler

atomlabs gibi mesela

kendi alanımla ilgili laboratuvar malzemesi sağlayıcılarının isimlerine özenerek:

-ulusal kimyasallar

gerçi şu anki siyasi ortamda yanlış anlaşılır, muhtemelen tutuklanırsınız

- Kimya laboratuar cozumleri A.S.

- Kimyasal, yani Kimyasal Lab. Malzemeleri A.S.

Surdaki kelimelerden begendiginiz birileri de olabilir, yani kimyayla ilgili bir isim ariyorsaniz.
www.kimyaevi.org

klasik olarak maklab/labmak mollab/labmol/molaritlab enformelab/labforme labozon - elektrolab allotlab -
/daha da sallamasyon: lutra - platform - anyon - foton- iyon

chemeq
(chemistry equipment i kısalttım halt ettim)

neolab
cyberlab
medilab
turklab
lifelab
medilifelab
techlab

radio'yu denedim, cillop gibi çalışıyor. sizin iş yerinin it personeliyle bir iletişime geçin isterseniz, belki onlar engellemişlerdir.

ha bir de (bkz: last fm)

vpn kullanabilirsin.

uygun mudur emin değilim ama şu adres yardımcı olabilir belki...

www.red.com

hvx200

hpx 500

Red'in hayalini herkes kuruyor ama çok pahalı mümkün değil malesef.

hvx200 ihtiyaçlarımızı pek karşılamıyor ama hpx500 güzel görünüyor. PMW-EX3'le karşılaştırıp seçim yapcaz. ikisini de kullanmış olan biri varsa deneyimleri çok yardımcı olur.

red için 2 senelik sıra var şu anda. yapacağınız iş ile bağlantılı olarak önerim değişir. ama marka tavsiyem kesinlikle ve kesinlikle panasonic'dir. ben de kendi kameralarımı hvx200 ile değiştirmeye hazırlanıyorum 3 vakte kadar. her ne kadar sabit tens gibi gözükse de oldukça ucuz (1200 usd) 35 mm çeviriciler ile dilediğiniz prime lensi, hatta nikon ya da canon bayonetli lensleri kullanabiliyorsunuz. bu şekilde sanırım 7-8 bin usd civarına mal olur kamera. 1000 usd civarında bir matte box ve remote ile toplam 9.000 usd maliyetle gayet eli yüzü düzgün, full hd bir yarı-profesyonel sinema kameranız olur. prime lens ler fiyata dahil değil tabi. günlük 300 ytl civarında ayırarak 6 lensten oluşan bir zeiss ya da arri set kiralamanız mümkün. hpx 500 ise biraz daha haber kamerası kafasında. sony'nin xdcam serisi gibi. eğer aktüel çekmler, haber-maç çekimleri türü işler yapacaksanız bu kamera daha uygun gibi. bu arada kamera konusunda, özellikle yarı-profesyonel kamera konusunda sakın sony'e bulaşmayın derim. türkiye ye gelen ilk 3 hvr-z1'den birisine sahiptim, çekmediğim kalmadı. bir de sony kamera'da 1/2 inch sensor var. bu anlamda daha çok hvx 200 ile kapışablir gibi gözüküyor aslında. ama bir de şöyle bir durum var; hvx200 4:2:2 sıkıştırma oranı ve 100 mb. data rate kullanıyor. bu da onu sıkıştırma oranı açısından ex3'den tam 3 kat daha iyi hale getiriyor. şöyle de diyebiliriz. ex3 daha çok pd170 e yakın bir sıkıştırma oranı kullanırken hvx digital betacam e yakın bir oran kullanıyor. tabii bu kadar az sıkıştırma kullanması sana maliyet olarak dönecektir hvx200 de. bu kamera kasede full hd kayıt yapmıyor maalesef. sadece p2 kart veya hdd kullanabilirsin eğer full hd çekim yapacaksan. kart fiyatları da baya tuzlu. 16 dakikalık bir kart 800 eu civarında. bu durumda ex3 daha çok lensinin değişebilmesi ile öne çıkıyor sanırım. eğer sadece film tanıtım filmi çekeceksen bunun çözümünü başta söylemiştim sana. sony daha düşük bütçeli tv-magazin kamerası gibi duruyor.

www.letusdirect.com adresinden bahsettiğim lens çeviricilere bakabilirsin. aradaki fiyat farkına da 1-2 sağlam lens alırsın ileride kameran değiştiğinde hiç olmazsa lenslerin sende kalır.

HPX-200 ve EX3'ü kullanmış biri olarak kendi tecrübemi değerlendireyim. sadece üretilen videoların dosya boyutlarına baktığınızda (yanılmıyorsam 2 katı kadar olacak)HVX-200 EX-3'den daha büyük dosya boyutu oluşturuyor, bu da video kalitesi hakkında fikir verebilir. Bu tür küçük kameralarda en sevmediğim özellik EX-3'de mevcut; yavaş zoom hareketi yapmanız imkansız,kademe yapıyor.
Benim tavsiyem 15000€'ya HPX-301 omuz kamerasıdır. Operatörlüğü de video kalitesi de EX-3'ten önde bir kameradır.
(not olarak şu bilgiyi de vermeliyim, eğer biraz daha çıkabiliyorsak HPX-500'ü tavsiye ederim. 2/3 sensörü ve bayoneti avantaj. Fiyatı da yurt dışı 20000$)

combofix diye bişey kullandım ben. sildi.
daha sonra tekrar bulaştı ama.
"silindi" diye uyarılar verdi program. acaba hiç mi silmedi yoksa tekrar mı bulaştı bilemiycem.

turkiye'de seks var mi ki bagimlisi olsun?

Türkiye'de bu iş zor derim. Bağımlılıktan kurtulmak için değil tam tersi bağımlı olanları toplamak için gruplar kurulur :)