Arkadaşlar merhaba. Yaklaşık 10 yıllık Iphone kullancısıyım. Geçtiğimiz günlerde 4 yıldır nice derdimi çekmiş Iphone 5s'im hakkı rahmetine kavuştu. Muhtemelen anakartı yandı. Sim kartı bulamıyor, aranıyor diyor, format attım, serverlar yoğun diyor falan. Telefonun ekranı da patlamıştı zaten canı ağzındaydı ve en nihayetinde patates oldu. Tamiratı için konuşmadım ama edilse bile bataryası da ölmek üzere olduğundan epey bir masraf çıkaracağı için yeni bir telefon bakmaya başladım.

Apple artık kur farkı yüzünden ve vergiler yüzünden benim için mümkün değil. Her yeni IOS sürümünde yavaşlayacak hatta kullanılmayacak 6, 7 falan da almayayım diyorum. Xiaomi ve Oneplus gibi telefonlar karşıma çıktı, sözlükte başlıklarını okudum. Güzeller, alınırlar yani alınmazlar değil. Xiaomi mi6 ve oneplus 5 şimdilik ana hedefimde lakin artı yönleri çok olduğu kadar eksi yönleri de var bunların. mi6 için jak girişi yok, toza toprağa karşı dayanıksız ya da oneplus için aşırı kaygan kasa, stereo olmayan hoparlörler gibi. 4/4'lük, sıfır hatasız telefon arayışında değilim. Elbette her telefonun bir kusuru olacak ama çıkış tarihleri de 2, 2.5 yıl kadar olduğundan insan biraz tereddüt ediyor. Daha yenisi, daha işlevlisini bulma derdinde oluyor.

Neyse daha fazla uzatmayayım. Fiyat aralığı max 2800'e falan çıkar. Bütçe sınırlı. Siz ne önerirsiniz, tavsiyeleriniz nedir? Donanımhaber ölücüsü değilim sadece android piyasasına epey uzak olduğum için bilgisizim. Şimdiden teşekkür ederim.

Yıllardır aynı işletim sistemi ile sorunsuz ilerliyordum taa ki bu geceye kadar. C'de SSD olduğu için alanım kısıtlı ve 2-3 haftada bir temizlik yapmam icap ediyor çok sık oyun indirip yükleyip sildiğim için. Neyse bu gece temizlik yaparken bir sağ bir sol tık yaptım sonra ne oldu bilmiyorum peş peşe oldu ve birden girmek istediğim hangi klasöre tıklarsam tıklayayım "Uygulama bulunamadı" hatası vermeye başladı. Klasör fark etmeksizin veriyor hepsi yüklü ve duruyor. İşin daha da komiği sağ tıklayıp "Aç" deyince açıyor adsljkaldjsadsa

Bu ne aq internetin altını üstüne getirdim böyle bir şeye çözüm bulamadım. Her şey çalışıyor ama inanılmaz can sıkıyor tıklandığına açılmayıp uyarı verdikten sonra sağ tıklayıp açmak. Microsoft'ta çok benzer olmasa da benzer bir hataya dair notepad ile fix.reg komutu ekleyip reboot yapmayı falan denedim o da işe yaramadı, 3-5 update vardı onları da denedim yine değişmedi. Sistem Geri Yükleme noktam yok bu olsa kesin çözüm olurdu ama maalesef yer kıtlığından onu da iptal etmiştim 40 yılın başı bir işe yarayacaktı mamafih o da ihtimal dışı. Klasör ve arama seçeneklerini de varsayılana döndürdüm yine bir değişme olmadı. İnanılmaz sinir oldum. Lütfen bir bilen, başına gelen varsa kurtarsın beni. Sonsuza kadar müteşekkir olacağım. Sadece klasörde böyle yapıyor onu da belirteyim. Oyundur, programdır, ıvırdır zıvırdır herhangi bir sorun yok.

cidden arada çok büyük fark mı? bazı oyunlar xbox'a ya da playstation'a özel çıkıyor. onun dışında ne gibi farklar var?

Ünlü half american, half turkish indie arabesk rock grubu olan ferhat chili peppers'ın albümlerini arıyorum. yardım edin yoldaşlar.

Yani en az onun kadar hamburger yese olur. Amacım burdan ekmek çıkarmaya yönelik değil moderatörleri saygıyla selamlıyorum. Erkek yazar kardeşlerimle bir beyin fırtınası döndermek istiyorum.

Salute dostlar, selamlar jakoben ve elit arkadaşlarım. Sanatın ve sanatçının harman olduğu ; edebiyatın, müziğin, tiyatronun ve sinemanın beşiği, bağrından nice sanatçı ve sanatkarlar çıkarmış Avcılar'dan sizleri saygıyla selamlıyorum.

Son dönemlerde ; yaşlı amca(siyah beyaz), sümüklü çocuk, vapurdan atılan simite süzülen martı gibi übermensch kareleri fotoğraflayan, boş fabrikalara wayfarer gözlükler takarak gidip, fotoğraf çekildiğinden haberi olmayan adam pozu vererek fantastik fotoğraflara sahip olan dostlarımı görünce sinirden adeta çıldırdım. Özellikle "x photography" şeklinde fotoğraflar altında imzalar görünce sinirden kaç posta çavuşu tokatladım inanın hiç bilmiyorum.

Benim meyhanelerde, biranelerde ve Avcılar sahili'nde takılırken çektirdiğim fotoğrafların altına paint ile "hayrullah photography" yazsam da çok cacık olduğu için yüklemedim. En son 5-6 arkadaşımın ; Nikon ve Canon marka fotoğraf makinalarıyla fotoğraf çekiyormuş gibi yaparak poz verip, cep telefonuyla fotoğraf çektirmesine şahit oldum. Ve bunu büyük bir tutkuyla, fantastik arzuyla ben de gerçekleştirmek istedim. Lakin öyle bir makinam olmadığı için muvaffak olamadım.

Şimdi sizlere soruyorum, aranızda öyle makinası olan varsa bana verecek ve benim hususi nokia 6300 marka telefonumla, ben fotoğraf çekiyormuş gibi poz verirken fotoğrafımı çekecek. Böyle sanatsever ve babayiğit, gönlü zengin bir şahıs arıyorum. Yardımlarınızı esirgemeyin. Ayrıca bir günlüğüne kiralayabilirim de, hasırdan fötr bir şapka takıp, v yaka t-shirt giyip, bermuda şortumla fotoğraf makinasını boynuma asarak istiklal caddesi'nde 2-3 tur atmayı da çok istiyorum. Şimdiden teşekkür ederim.

Öncelikle şunu belirteyim ki, "sevgili arıyorum" veya "aha capsi bu, adı ne?" türevinde bir soru değil, moderatör kardeşler silmesin bu yüzden. sadece merakım şu :

1.80'den uzun hadi feragat edeyim 1.70'den uzun, üniversite mezunu, ciddi anlamda film kültürü olan ve en az 1000'den fazla film izlemiş, yine aynı şekilde kitap okumuş, oyun oynayan ve oyun dünyasını bilen, göbeği olmayan, hatta epilasyonunu düzenli yapan, zeki ve gerçekten suratına bakılabilir yani güzel olan bir hatun yaşıyor mu bu dünyada?

Yani daha önce gördünüz mü veya böyle birini tanıyor musunuz? He anlayışlı ve tipik türk kızı huylarından arınmış, saatlerce cep telefonunda konuşmak istemeyen, gün içersinde binlerce mesajlaşma hususuna uyuz olan, geç atılan mesaja trip yapıp küsmeyen özetle "ufff snne be slk .s .s" tribinde olmayan bu kızın yaşadığına inanarak hayatımın geri kalan süresini geçirmek istiyorum.

Özetle hiç değilse oralarda bir yerde var olduğunu bileyim, gün gelince ben kendim bir şekilde onu bulurum.

Bonjour, Monsieur ve Madamelar sizlere bu soruyu nice şairlerin aşkından öldüğü, uğruna onlarca şiir, deneme, makale, şarkı yazılan, binlerce film çekilen nam-ı diğer "City Of Angeles" veya "Love City" olarak bilinen İstanbul'un buram buram aşk kokan semti Avcılar'dan yazıyorum.

Avcılar medeniyetin beşiği, aşkın başkentidir beyler ve bayanlar. Metrobüste başlayan aşklar, meydandan yürürken apaçilerin laf attığı kızlar, sahilde kayalıklarda yiyişen liseliler tam bir aşk şehri. Neyse lafı uzatmayayım.

Geçtiğimiz haftalarda minibüsle metrobüse doğru ilerlemekteydim. Minibüste göz gözü görmüyor, yerimi yaşlı bir teyzeye vermiştim. Ayaktaydım, o sıra bir afet-i devran minibüse bindi. Bana bakarak "Şurdan Bir Küçükçekmece uzatır mısınız?" dedi ve eli elime değdi. Göz göze gelmiştik. 2 lira verdi. Geri kalan 50 kuruşu, minibüsçü Nusret Dayı bana verdiğinde kalbim yerimden çıkacaktı. Zira ikinci kez ellerine dokunacaktım. Verdim, teşekkür etti ve gülüştük. Nusret Dayı parayı uzatanın ben olduğunu anlayınca "ooo Hayrullah gel lan ayakta kalma keranacı ehehe" diyerek beni "fites" diye tabir ettiğimiz minibüsteki paraların üzerinde bulunduğu motor kısmına oturttu...

O ana kadar Gary Oldman karizmasına sahip olan şahsım birden Timuçin Esen'e döndü. Hatun kişisi bana bakarak hunharca gülüyor, minibüsteki diğer kalabalık da ara ara göz atıp gülüyordu. Bazen vitesi ben değiştiriyordum aksiyon olsun diye. Fark etmeden köhne, ıssız ve tam bir suç kasabası olan Küçükçekmece'ye varmıştık. Ben metrobüste inecektim lakin öyle bir dalmışım ki Küçükçekmece'deydik. Tam hatun ile tekrar göz göze geldik. Nusret Dayı ben inerken elini omzuma atarak "Dur Oğul !" dedi. O an adeta karşımda kahvede okey masalarının aranan dördüncüsü Tozkoparanlı Nusret Dayı değil de bir Dede Korkut, ne bileyim bir Romen Diyojen hatta Faruk Nafiz Çamlıbel var sandım.

Bana ".mı olanın imanı olmaz. boşver, gel benim mesai bitene kadar içelim biranede." dedi. İçki deyince akan sular durur bende, kabul ettim. Bu kızla ara ara minibüste ve metrobüste karşılaşıyor ve birbirimize bakıp, utangaç utangaç gülüyoruz. Sizce Aşk mı bu? Tesadüf mü? Birbirini sever mi? Ben kıza yaklaşsam, ikinci gün sevişir miyiz? Bu gibi sorularıma yanıtlar istiyorum.

Rumuz: Romantik Serseri

Bu "açıl susam açıl" diye bir husus var ya. heh işte oradaki susam nedir bana bunun cevabını verir misiniz? şimdiden teşekkürler.

Lanet olsun ki medeniyetin beşiği Avcılar'da yaşayan bir insan evladıyım. bildiğiniz üzre istanbul'da son birkaç gündür feci bir kar yağışı olmakta. bu ızdırabını sevdiğimin liselileri hayatları boyunca bir tek beşikte kar gördükleri için vurmuşlar kendilerini sokağa.

kendime bir adet dizi günü yaptım bugün, verdim kendimi diziye. içki de içemiyorum aylardır(hastayım, ilaçlar vs) paso sinir, stres ve gerilim doluyum. lakin bu avradını eeee sevdiğimin liselileri(küfür edince modlar siliyor) yaklaşık 5 saattir hunharca kar topu savaşı yapıyorlar.

eyvallah çocuktur dedim, saat 9:30 oldu ulan git evine yemeğini ye uyu son 30 dakikadır bitmedi gitti. bir allah'ın kulu da mahalleden ses etmiyor. 5+1 ses sistemim, neredeyse son sese kadar açık fakat bu sıpaların seslerini işitebiliyorum ve rahatsız oluyorum. 3 seçeneğim var sizce hangisini yapmalıyım?

1-) üstüne ceketini giy, in aşağı hepsini yerleri kıpkırmızı edene kadar döv(kar yağınca ağız burun dağıtması daha zevkli oluyor)

2-) amcam nato görevindeyken bana almanya'dan bir adet h&k havalı tüfek getirmişti, özel yapım. yüzlerce bilyesi var. demir bilye. eğitim mermisinden daha beter acıtıyor. kendi bacağıma sıkmıştım ordan biliyorum. terasa çıkıp, pusuya yatarak liselileri kıç tarafından vurarak mı caydırsam?

3-) yoksa zor da olsa 30 dakika daha bekleyip, saat 22:00'a kadar durduktan sonra balkona çıkıp "kesin lan sesinizi indirmeyin beni aşağı !" diye mi kükresem?

15 yıldır bu mahalledeyim, herkes sözümü dinler. cidden ne yapayım?

Merhabalar, İstanbul'un ve aynı zamanda tüm Türkiye'nin belki de tüm dünyanın tırstığı ve tam bir suç şehri hatta sin city olarak bilinen aksiyon dolu kasabası Avcılar'da yaşayan bir rock'n'roll ve bira aşığı, motorsiklet ve tatoo manyağı, uzun ve yağlı saçlı, deri ceket aşığı bir gencim.

Lise yıllarımdan beri çeşitli sucularda servis elemanlığı, bazı lokantalarda paket servis elemanlığı yaptım. kurye konusunda kendimi sucu motoruyla geliştirdim. Çocukluğumda da bisikletle gazete dağıtırdım, atari salonlarında en sevdiğim oyun paper boy idi. Herkes street fighter oynarken, sıra beklerken ben paper boy oynardım. 2 tekere feci bir sempatim vardı.

İlerleyen yıllarda şiddete olan meyilimi keşfettim. sahilde ip üzerine kurulan balonlara havalı tüfeklerle ateş ederek patlatınca suç dünyası üzerine atılmayı düşündüm. Gta serilerinin azılı bir hayranıyım, kendimi türlü film ve kitaplarla komplo teorileri, polisten nasıl kaçma gibi hususlarda geliştirdim. Mahalle, bar, karı-kız kavgalarına katılarak tecrübe puanlarımı kazandım. Çeşitli façalar alarak dış görüntümü de cool bir şekilde aldım.

Tek başıma kurduğum çeteye henüz ad vermedim. Avcılar'ı bilenler bilir, düşman kasaba Esenyurt ile her an çatışma halindeyiz. Esenyurtluların da bir araba çetesi var. Motor değil çünkü beyaz şahin veya kırmızı şahin de ısrarcılar. Kendilerine Los Esenyurdos diyorlar. Tıpkı Sons Of Anarchy'deki Mayans grubu gibiler. Fakat ben President yeleğimle tek başıma kaldım. Çeteye gelecek olanlar burdan bana ulaşabilir, kendilerine birer adet yamazaki sucu motoru ve kuru sıkı tabanca kendim tarafından verilecektir. Muştanızı ve yeleğinizi evden getiriyorsunuz, baştan söyleyeyim. Yüzükler ise lise yıllarında pastanede eski sevgilinize taktığınız yüzükler olur.

arkadaş ciddi ciddi soru soruyorum niçin benim duyurularım siliniyor anlamış değilim. gerçekten verdiğim bir ilan silinmişti, sonra manita bulma amaçlı girdiğim ve kendi fiziksel ve ruhsal yeteneklerimi yazdığım bir soru daha silindi yetmedi sanat hayatımın doruk noktası bir filmi çekeceğim için sorduğum ayrı bir soru silindi.

bana kastın ne :( bari cevap gelseydi biraz bekleyeydiniz. moderatörlerin cevabını bekliyorum. kanzuk yazmazsa sevinirim.

Merhabalar, Rock müziğin beşiği ve ilk çıktığı yer olan İstanbul'un hardcore ve buram buram rockn roll kokan semti Avcılar'da yaşayan, tam bir İstanbul aşığı ve tatoo ve piercing manyağı bir gencim. Avcılarlı heavy gothic doom metal rock grubu Kardeşler'in vokali, elektrocusu ve söz yazarıyım. Maruzatım şu ki, bu rocker aleminde tattoosuz gezilmiyor. Saçlarım uzun ve yağlı, kuaför parasından yırtarak bir miktar birikim yaptım. Basur mememe taktırdığım piercing ile başladığım bu çılgın yola daha sonra koluma(ne alakaysa) ve sağ bacağımın arka baldırına birer adet piercing taktırarak başladım.

Lakin dövmeleri çok sevsem de henüz bir dövme yaptırma girşiminde bulunmadım. Kafamda 3-5 bir şeyler var. Sizce heavy gothic doom metal alemine damga vurup hem de marjinal kişiliğimi ortaya çıkarmak için boğazımın sol kısmına "500 t" dövmesi yaptırsam cool ve tam bir rocker manyağı olur muyum? 3-5 tane de kol dövmesi var. Sol koluma "only god can judge me" yazdırıp, sağ koluma da komple cehennem ateşinden ibaret bir garip tattoo yaptırmayı planlıyorum.

Sizce 500 t dövmesini yaptırmalı mıyım? Cevizlibağ-Tuzla arası çalışan bir otobüs olan 500 t, birçok insan tarafından bilinir. Sosyal duyarlılıkları olan bir heavy gothic melankolik rock aşığı genç olarak yorumlarınızı ve tavsiyelerinizi bekliyorum.

Rumuz: Keşke Ronny James Dio Yerine Yunus Bülbül ölseydi :(

Arkadaşlar merhaba, sadece İstanbul'un değil aynı zamanda tüm Avrupa'nın ve dünyanın gıpta ile baktığı eğlence ve kültür merkezi, çılgınlığın başkenti Avcılar'da yaşıyorum. Avcılar sahilde sıra sıra türkü evleri vardır, bilen bilir. İşte oranın bitimine farkını konuşturacak bir türkü bar açmak istiyorum ve ilk iş olarak dereden su içen ceylan motifli halı arıyorum.

Türkü barımızın şark köşesine bir adet bağlamayla asacağım bu mukaddes, müstesna halıyı nerden temin edebileceğimi bilen varsa lütfen yardımcı olsun. Türkü barımın açılışına çağırdığım sevgili Güler Duman "halı yoksa ben de yokum." diyerek beni bu duruma itti. Ne yapacağımı şaşırdım doğrusu.

Nerden temin edebilirim bu halıyı? Türkü barların olmazsa olmazıymış, bir de korg marka nadide org ile tüm türkü ve arabesk şarkıları bilen mümkünse synth pop aşığı bir adet orgçu arıyorum. Yeri gelecek müşteriye fidayda çalacak, yeri gelecek mekanı kapatınca içerde bize personal jesus çalacak. O kalifiyede bir orgçu aranızda varsa sınırsızca hatun araklamasına müessese olarak izin vereceğiz. Halı için tavsiyelerinizi bekliyorum, saygılarımla.

Rumuz : Avcı

Merhaba, medeniyetin beşiği Bağcılar'a yakın aynı zamanda da Zeytinburnu'na da yakın İstanbul'un aristokrat kasabası Avcılar'da yaşamaktayım. Mahallede çoban köpekleri ve terk edilmiş kırma cinsi köpekleri sahiplenerek Avcılar Sahili'nde türlü hatun araklama girişimlerim oldu fakat başarısız oldum.

Playboy bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine golden retriever isimli yaratığa kızların feci bir ilgisi olduğu duyumunu aldım. Bu playboy arkadaşım siyah bir Ranger Rover marka jeepe sahip, ayrıca kel ve uzun boylu. Caddebostan sahilinde köpeğini dolaştırma amaçlı pusuya yatarak günde en az sayıyla 5-6 harfle(beş-altı) kadın ile tanıştığını söyledi. Hatta bununla yetinmeyip, msn adreslerini de aldığını, msn'de kızlara cam açıp, golden retriever'ına wiskas'ın mamalarını yedirirken "bakın nasıl da hayvansever ve naif bir erkeğim." imajı verdiğini de sözlerine ekledi. Ben de bu cümlelerden sonra mahalledeki çomar, karabaş ismini verdiğim biri beethoven kırması, diğeri ise tarkan'ın filmlerinde kurt olarak kullandığı kurt köpeğine bakarak ağlamaya, onlarla sarılıp metin ışık'tan lay lay lom'u söylemeye başladık.

O esnada aklıma Ekşi Duyuru geldi ve derdimi buraya yazayım dedim. Kız tavlama tekniklerim sevgili dostunuz retriever ile de olmazsa artık sahil kasabası oğlancısı gibi zevke gelerek şiirler okuyup, şiir albümü çıkartmayı deneyeceğim. Ben de çareler tükenmez sevgili dostlar, yeter ki köpeği 1-2 günlüğüne bana teslim edin. Ayrıca bakarsınız araklayacağım hatunun da köpeği olur ve çiftleştiririz, böylelikle hem ben hem de sevgili dostumuz mutlu olur.

Hatun araklayamsam da köpek ile türlü fotoğraflar çekinip, türlü arkadaşlık sitelerine yükleyip hayvansever imajımı ortaya çıkarmayı planlıyorum. Bundan evvel muhabbet kuşu ve evcil sinek besleme deneyimlerine haizim, köpeğinizin başına bir şey gelmeyeceğine adeta bir türkiye cumhuriyeti milletvekili edasıyla namusum ve şerefim üzerine yemin ederim ! her ne kadar aylık 13.500 tl almasam da...

Merhabalar, İstanbul'un elit semtlerinden Avcılar'da ikamet etmekte olan 24 yaşını devirmiş bir türk genciyim. Evvel zaman içinde çeşitli ilişki deneyimlerim oldu, türlü kadınlara aşık olup terk edilmişliğim var. Aşık olmadıklarıma ise adeta Don Juan De Marco edasıyla yaklaşmış, onları çok mutlu etmiş nev-i şahsına münasır müstesna bir kişiliğim.

Son ilişkimden evvel beni Facebook isimli zibidi sitesinde bir bayan ekledi. Tanımam etmem, lakin kadın diye kabul ettim. Böyle pis huylarım mevcuttur. Çirkin olsa kabul etmezdim, böyle de yavşağım. Neyse sadede gelelim. Bu hatun kişi farklıydı, tüm fotoğrafları birbirinden leziz ve profesyonel çekimdi. Ben bunu fake(sahte) zannettim, biri beni yiyor ve kekliyor diye düşündüm. Kendisi bana mütemadiyen yazmakta ve benden hoşlandığının imalarını dokundurtmaktaydı. Cool ruhaniyetimden ötürü kendisini pek sallamamış, bir adet sevgili edinerek hayatıma devam etmiş ve tekrar terk edilmiştim.

Geçtiğimiz günlerde fark ettim ki hatun fake değil. Ziyadesiyle üzülüp, fena halde sarsıldım. Ağlamaklı oldum, hatuna yazdım lakin cevap alamadım. Şimdi sevgilisi olduğunu da fark edince dünyam yıkıldı. Titredim ve üzüldüm hatta gözlerim doldu, monitöre kafa attım. Kendisinden hoşlandığımı fark edince koşarak evden çıktım. Yolda tıkanınca dizlerimin üzerine çöküp, ellerimi semaya kaldırıp adeta bir İbrahim Tatlıses gibi "Hayırrr !!!!!!" diye haykırdım, komşular polisi aradılar ve geceyi nezarette geçirdim. Gel gelelim olaya ; Sizce edebi yeteneklerimi kullanarak sevgilisinden ayırıp yazsam mı? Yoksa bu adiliği yapmadan yoluma Selami Şahin'in Banu Alkanlı filmlerinde olduğu gibi cool bir edayla yeni hatunlara mı yelken açmalıyım? Ayrıca hatun çok hoş ve tatlı, sempaatik.

Rumuz : Romantik Serseri

merhaba, benim bir yeğenim var henüz 14 yaşında. bu çocuk babası(ki abim olur) ve ben(amcasıyım) alakasız bir eleman oldu. çok afedersiniz saçlarını böyle dikip tavuk götü yapmalar, kıçtan aşağı doğru daralan ve kıçtan düşen pantolonlar giyiyor, tokio hotel ve justin bieber dinleyip, odanın her köşesine posterlerini asmış. bir şey deyince "kanks anan da öyle diyordu zaaaaaa xD" falan diyor.

şimdi ben bu çocuğu evin küçük tuvaletine(yatak odasında bulunuyor 2x2 kadar mimar arkadaşlar bilir) kitledim. sabah öğle ve akşam evdeysem şayet kayışla dövüyor ve günde 2 kez su, bir kere de yemek veriyorum. ritmli orglarla çalınan ortadoks ilahileri dinletip, tuvalette kaldığı odaya da bobby sands, william wallece ve güler duman gibi devrimci kişilerin posterlerini astım.

sizce ne kadar süre sonra bu allien'ı dışarı çıkardığımda insana dönüşür? ayrıca kalaşnikof kabzasıyla kafasına vurmak yerine ara ara ona küçük sürprizler mi yapsam? tavsiyeleriniz neler sevgili uzmanlar.

Briçte santuzu gibi bir soru var, adeta şok oldum. ne demek lan bu? lütfen yardım edin, 4 sayfa çengel bulmaca bitti ve sadece 2 harfli bu şey kaldı. elit ve entelektüel kişiliğime zarar veren bu soruyu bilene benden küçükçekmece gölüne nazır salaş bir yunan meyhanesinde 3 tane 50'lik bomonti birası kazanacak.

ayrıca şu anda tom waits dinlerken, süryani şarabı içip, ömer hayyam rubaileri okuyorum lakin duvarda dereden su içen ceylan halısı ambiyansı bozmakta. lütfen cevapları alalım. bu art of war'ın yazarı sun tzu ile alakalı bir şey mi?