zor bir iş, kolay gelsin. bu konuda kendinizi geliştirmeniz gerek. bu konuda ve çocuk yetiştirme ile ilgili her konuda bolca okuyun. gerekirse uzmanlardan yardım alın. şu anki rahatsızlığı ilgili olarak da doktora götürün. tuvalet eğitimine daha sonra başlarsınız.

öyle çok aramadan bulduğum bir yazı, okuyun bakalım. oldukça doğru bilgiler vermiş. tekrar kolay gelsin.

www.annenotlari.com

bende mi bir mallık var anlamadım ama yaklasık 10 dakikadır bahsi geçen yaratığın insan yavrusu mu köpek yavrusu mu olduğunu çıkarmaya çalışıyorum. sanırım insan yavrusu bu canlı :)

buradan verilebilecek en akılcı ve yapıcı tavsiye doktoruyla görüşün olacaktır sanırım.

ben insan yavrusu diye anladım ve buna göre yazdım, değil mi yani?

@deliverance köpek değil gayet insan yavrusu bahsettiği.

çok garip olcak sözlükteki olaylardan sonra ama kadinlarkulubu.com'a bi bakmanı tavsiye ederim bi kaç yıldır orayı takip eden biri olarak.

Önce çocuk kaç yaşında? Erkek çocukları 3 yaşa kadar hazır olmayabilirler. Benim oğlum bıraktığında 27 aylıktı, kendi kendine oldu gibi diyebilirim, ama bütün süreç 7-8 ay kadar sürdü. Bu 7-8 ay içinde sürekli başa dönmeler, kaçırmalar, kasti olarak yapmalar, tuvaletle inatlaşma dönemleri falan da yaşadık. Tuvalet eğitimi zor bir süreç yani, çocuk hazır değilse zorlamayın, başınıza daha büyük bela alırsınız. Özellikle de bir kabızlık hikayesi var, daha kötü bir kabızlık durumu ile karşılaşabilirsiniz, bu bir kısır döngü halini alabilir (tuvaletten korkma, kakasını tutma, tuttukça kabız olma, kabız oldukça kıçının acıması, acıdıkça tuvaletten daha beter korkma şeklinde). Bunu yaşayan insanlar biliyorum, 1 hafta çocuğu tuvalete gitmediği için doktord lavmanla içi boşaltılan çocuklar var.

Diğer sorunlar içinse sakin olun. Mama vermeyin. Tutarlı olun. Mutlaka acıkacak. Hiç bir çocuk demek istemiyorum ama çocukların %99.9'u kendini açlıktan öldürmez merak etmeyin. Acıktıkça seveceği şeyler verin. Yemekleri eğlenceli hale getirin. Yemekleri önce ağız tadına göre hazırlayın, sonra yavaş yavaş normal şekline döndürün. Kastettiğim şu, misal çocuk yemeği tuzlu seviyor diyelim ve tuz zararlı. Önceleri tuzlu yapın, sonra yavaş yavaş tuzu azaltın gibi. Mesela benim oğlan et sevdiği için normalde etli pişirmediğim şeyleri bile etli yapardım, örn. kereviz, sonra içindeki etleri azaltıp zyağlıya döndürüyorum. İlk etapta kerevizin tadına alışıyor et derdine.. anlatabildim derdimi umarım.

Kolay gelsin. Çocuk büyütmek zor bir süreç, Allah yardımcınız olsun.

acikmasina musaade edin, birsey olmaz. boylece yedigi sey hosuna gidecektir. siz zorla yedirmeyin. kabizlik ihtimaline karsi sebze yemeklerini pure yapip yedirebilirsiniz. kac yasinda oldugunu soylememissiniz de... 1 yas civaridir, zannediyor, buna gore yaziyorum:

cis ve kaka zamanlarini biliyorsunuzdur, degil mi? yemek zamanlarinizi cesitlendirmemeye bakin ki, belli saatlerde ne yapacagini (cis icin zor, ama kaka icin degil) bilin. lazimlikta oldugunu unutturabilirsiniz, belki... yahut yemekten sonra lazimliga oturtursunuz, isi bittiginde "aferin" der kaldirirsiniz, mesela... alisir. inatlasiyorsa, dikkatini dagitin, ama isini bitirene kadar kaldirmayin, oyalayin. lazimlikli mama sandalyeleri isinizi gorebilir, bu arada...

1) Facebook'u nasıl kullandığınızla ilgili olarak değişir. Elbette çocuklar için yararlı tarafından bakmak ve değerlendirmek olgun birisine göre daha zor olacağından, çocuklar için kesinlikle zararlı durumda. (sms çılgınlığı yerine cep telefonlarında facebook çılgınlığı var)
2) Karşıyım, bence etmez, doğanın gücünü doğanın dengesini bozmadan kullanmak varken gerek yok, ihtiyaç yok. (yine de teorik bilginler daha iyi bilir)

1)zararlı tabi. bizim kuzenler başından kalkmıyor. yaşlı başlı kadınlar oyun oynayacam derken yemek yapmayı unutuyor ya. çocuğum facebook açsa çok kızarım heralde.

2) karşı değilim çok büyük destekçisiyim. ülkemizin ovaları termik santralle mahvolurken, köyler tarihi eserler hes yüzünden su altında kalıp, ekolojik sistem mahvolurken, karadenize rusya senelerce nükleer atıkları gömmüşken karşı olmak sadece saf bir çevreci tutumdan kaynaklanır. bunun yanında rusyaya azerbaycana irana ödediğimiz gaz paraları ortada. doğal gaz çıkarmayıp da bu kadar çok doğal gaz ile üretim yapan başka bir ülke yoktur heralde. sonra gelsin cari açık. bir nükleer tesis kurmak için gerekli paraya ne kadar rüzgar santrali güneş paneli yapılıyor bakılsın. gelişmiş bir ülke değiliz biz, her yıl milyarlarca lira temiz enerjiye harcayalım. ayrıca enerji güvenliği enerji üretimi farklılaştırma gibi konular yüzünden kesinlikle yapılmalı. yoksa her kış rusların ağız kokusunu çekmeye mecburuz.

3) genç işsizliğinin en temel nedeni bilinçsizlik. herkes dört yıllık mezunu ülkede. ve insanların kafa yapısı diyor ki üniversiteyi dört yıllık okursan işin hazır. hayır işte. ülkedeki çoğu üniversite lisenin devamından farklı değil. kalifiye duran ama kalifiye olmayan bir işgücüne sahibiz. ara eleman, tekniker bulmak çok zor. örnek vereyim, yapı ressamlığı. arkadaşım inşaat şirketine bir tane arıyordu. bulamadı. verdiği maaş ise şirkette çalışan mühendislerden fazlaydı. bir adam gelmiş başvurmuş. 3,5 maaşı beğenmemiş. sonra düşününce devletin plansız kapasite arttırımları hatta azaltmamaları var. öğretmenler işsiziz diye bağırıyorlar. bir sürü öğretmenlik açıldı, bir sürü insan da hala gidiyor. üstüne devletin yeterli atamayı yapamaması var. öğretmeni olmayan bir sürü yer varken hala atanmıyor gerekli öğretmenler. üstüne askerlik var. 2 yıl okuyup 12 ay yapacağıma 4 yıl okur 5 ay yaparım diyor insanlar. haklılar da. bunun neticesinde iş gücü kalitesizleşiyor. üstüne de insanların kendini bilmezliği var. bunu anlatmazsam çatlarım. benim denyo kuzenim ortalama bir üninin işletmesini bitirdi. üç yıl boş boş gezdi, işlere başvurdu alınmadı. sonradan öğrendik ki paşam mülakatlarda hangi pozisyonda çalışmak istersiniz sorusuna müdür yardımcılığı diyormuş. sonra torpil zart zurt girdi bir yere geçen sene.

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

ben de şunları pek severim;

o leyli
www.youtube.com

üryan geldim
www.youtube.com

yolumuz gurbete düştü
www.youtube.com

işte geldik gidiyoruz
www.youtube.com

kerkük zindanı
www.youtube.com

emmoğlu
www.youtube.com

çökertme
www.youtube.com

kardaşlar ve moğollar döneminde çıkardıkları plaklar genel anlamda bu sounddadır. gel efendim'le başlayınız

O anki azgınlık başlarına vurmuş bi şekilde bunu yapıyorlar, yoksa cesaret etme falan yok..

maymunlarla yaparsan var..aids böyle ortaya çıkmış deniliyor..bazı hayvanlar hepatit b,c gibi hastalıklar taşıyabiliyor.

farklı familyalar birbirini dölleyemiyor, mümkün olsaydı ülkemiz eşek-insan, köpek-insan vakalarıyla dolu olurdu.

Frengi hastalığı develerden geçmiş soljenitsin sana katılıyorum çok tehlikeli,
Bu işi yapan insanlar psikolojik sorunlu insanlardır cesaretle alakası yoktur. insan spermi/yumurtası ve/veya hayvan yumartası/spermi kromozom yapıları gereği döllenme gerçekleşemez

kendim için sormuyorum merak ediyorum. mümkün değilse türkler nasıl kurttan türediler?

türklerin kurtlardan türediği, türk mitolojisinde geçer dostum. mitolojideki her olay gerçek değildir.

"mümkün değilse türkler nasıl kurttan türediler"
bu sorunun cevabını bilim adamları hala bulamadı.

deneye gelince verdir ama aciklamazlar bunlari tepki ceker. ama afrikada ve diger gelismemis ulkelerde ve bazi issiz adalarda bu tip ve diger utopik deneylerin yapildigi soyleniyor. ben olduguna inaniyorum.

bu sacmaliklarin ve gizli tutmalarin sebebi aptal bir cenini genetik olarak urettigin icin onun insan sifati gormesi sacmaligi ve onu yoketmenin suc olmasi.

ayrica aids maymun duzmekten gecti denemz genelde eti yuzerken kanli doku eldeki kesikle temas ediyor deniyor fakat bu insanlar eskiden beri maymun yiyorlar veya sikiyorlar neden cok onceden aids olup yok olmadilar.

aids in cikisi ile ilgili 1950 de afrikada yapilan bir asi deneyi gosteriliyor, asilari uretirken maymun dokusu kullanmislar ve maymunlar hiv in atasi olan bbir virusu tasiyormus.

www.beastforum.com

sorunun cevapları burada.

iplikçi öte yandan Aids virusunun çıkış yeri afrika olarak biliniyor bu insanlar eskiden beridir dünyadan izole yaşıyorlardı taaa ki kölelik olana kadar, bence maymun siken afrikalı köleler modern dünyaya bu hastalığı bulaştırdılar,

Wikipediada afrikada maymun eti doğrarken geçtiği yazıyor ama 2 paragraf sonrası için aynı tanımlar kullanılmıyor ,Bu virüs oldukça hassastır ve vücut dışında havada ve suda uzun süre yaşayamaz. Bu nedenle bulaşması için vücut sıvılarının doğrudan teması gerekir. aids yalnızca kan ve kan ürünleri cinsel ilişki ile geçer deniyor.
Dolayısıyla ben bu durumda Afrikalıların maymun sikerek modern dünya insanına bu hastalığı bulaştırdığını düşünüyorum

Abi 10 günlük maymun leşi mi yiyor adam? Manyak mısınız nesiniz. Yeni öldürdüğü maymunu kesiyor. Elbette şartlar uygun. Yok ama illa maymun sikmekten olduğuna inanacaksınız ki arkadaşlara anlatacak hikaye olsun.

öncelikle türler arasında döllenme olmuyor çünkü kromozom sayıları falan tutmayınca embriyo yaşamıyor.
ikincisi, türkler kurtlardan gerçekten türeseydi ortalıkta zeus'un çocukları da dolaşırdı.
üçüncüsü, aids bulaşması için iki kişininde vücut sıvısının temas etmesine gerek yok, aidsli kan açık yara olmasa da tenine temas ederse bulaşma riski çok fazla. o yüzden maymunu avlayıp keserken bulaşabilir.

Türklerin kurtlardan türemesi tüp bebek yöntemi ile gerçekleşmiştir.

yahoo değil ama gmail in spam yönetimi iyi bence.
bir de gmailde şu alışveriş ıvır zıvır için dosyalama yaptım mesela, onlar orada bir dosyaya doluyor, canım isterse bakıyorum, arada yeni çıkıp inbox a düşerse de onu da kurala ekleyip yönlendiriyorum.
haftada 2den fazla spam gelmiyor..

Sadece iki belge arasında, sadece iki sayı değerini (o sayının bütün göründüğü yerleri) değiştireceksen:

Belge 1'e git:
ctrl+f -> Replace
Find what: "00:01:00"
Replace with: "00:01:23"
'Replace All'

efendim öncelikle kullandığınız ms office sürümünü belirtseydiniz çok iyi olurdu ama office 2010 kulandığınızı varsayarak CTRL+H kısayolundan bul ve değiştir penceresini açıyorsunuz. aranan değer kısmına 00:01:00, yeni değer kısmına 00:01:23 yazıyorsunuz ve hepsini değiştir diyorsunuz.

dipnot: önceki ms office versiyonlarında bul ve değiştir kısayolu CTRL+F olabilir.

jilet bıçağı makineden daha iyi. makinalar da sinek kaydı yapabiliyor ama eğimli yerde uğraştırabiliyor ve biraz acıtabiliyor. ustura olur belki.

ustura kullanabilirim dersen ben de onu tavsiye ederim. zamanında 2-3 yıl dayımın erkek kuaföründe çalışmıştım oradan biliyorum. çevrende böyle genç kuaförler değil de daha çok +40-50 yaşlarında berberlik yapan amcaların yanına bir uğra, onlar yardımcı olur mutlaka.

ustura.

sinek kaydı diyon da batık olayına da dikkat etmeni tavsiye ederim. ben de mesela çok fazla oluşuyor o yüzden jilet kullanmıyorum. makine takılıyorum.

Gillette fusion proglide power da kullandın mı? işe yaramaması imkansız gibi de.

kolpa plastik gillette tarzı şeylerle zor hacım.
şu siteleri incele
www.geltir.com
tiraskeyfim.blogspot.com

wilkinson sword classic gittigidiyor da 15 liraya filan bulabilirsin. markette falan daha ucuzdur ama bulabilirsen tabi.

Denedim verdiğiniz linki, wilkinson sword dan memnun kaldım. Hayatımın en rahat traşıydı.

Donanımhaber Konu Dışı'nı tavsiye ederim.

hayat kalitesi ile ilgili unisex siteler var ama genelde yabanci oluyor ozellikle turk erkegini hedefleyen bilmiyorum.
www.thesartorialist.com
bu ustteki gercekten cok tatli bir site, unisex sokak modasina yonelik.
daha turkiyeye ve diger ayrintilara yonelik FMH GQ falan gibi dergilerin internet sitelerine bakabilrisin.

Evet, yerli yabancı olabilir. Tavsiyeleri dinliyorum. Yalnız klasik 'erkek dergisi' olmasın. Gentlemen's Quartierly bile sıkmıştı birçok bölümünde.

gentlemeter.com

Bence en uygun çözümdür..

hisarüstü-zincirlikuyu otobüs
zincirlikuyu-şirinevler metrobüs
şirinevler-havalimanı metro

böyle tercih ediyordum ben öğrenciyken , daha kısa sürüyor.

adilyashar +1

Ben olsam Merter'de inerdim metrobüsten. Metrobüse en yakın metro istasyonu Merter diye biliyorum.

Bu arada elbette metrobüslü seçenek, tramvaylı değil..

Metrobüste aktarma için Şirinevler'de inin diyor ama?

her ikisi de olur farketmez.

bence şirinevler aktarması daha pratik ama metrobüs tıkabasa doluysa ve sıcaksa merter'de de inebilirsin. metro nispeten daha boş ve serin oluyor.

Helvacıoğlu. 120-140'a kaliteli bir şey alamazsınız, kusura bakmayın. Ya almışken kaliteli bir şey alalım demiycen ya da bütçeyi arttırıcan.

o bütçeyle blok flüt alın usta siz.

www.do-re.com.tr

o kadar pahalı mı ya?

kendimce Odtü,itü,boğaziçi,yıldız diyebilirim cv seçimi olarak. Başlama maaşı işe göre değişir okula göre çok oynamaz. X işi almak için y okuldan mezun olmak gerekebilir zaten cv seçimine döner geriye.

Eğitim olarak çok da değişmez aslında, üniversite size eğitim verilen bir yer değil eğitim alınan bir yer. Kısaca öğrenci isterse her türlü hakkıyla eğitim alır ve bizim meslekte iş piyasada öğrenilir temel okuldan alınır bu temeli genelde öğrenci iyiyse her üniversitede alabilir.

Mühendislik çoğunlukla sorun çözme üzerinedir. İnşaat mühendisliği hem şantiye, hem ofiste %100 problem çözme üzerinedir. Problem çözmeyi seven, çabuk karar alabilen, sosyal olan, işçisinden patronuna insanlarla anlaşabilen , bir miktar alfa erkeği/kadını olan , karizması olan, insanlar bu mesleği iyi icra edebilirler. Fiziği sevmenin hiç bir anlamı yok. Okurken bir miktar zorlanır meslekte farketmez.

İnsaat muhendisliginde is wallcan in da dedigi gibi okula degil ogrenciye bakar. Ne itu, bogazici mezunlari var, adamlar gercek hayatta bir beton dokumu bir hafriyat kazisi gormemis, sirf titriyle plazalar pesinde kosuyorlar. Gerci sonlari proje ofisleri veya yapi denetimlerde bitiyor o ayri. Neyse yine de bence siralama yaparsak itu odtu bogazici seklinde olur. İtu bu alanda bence ekol olusturmus bir okuldur ve istanbuldaki firmalar icin de tercih sebebidir. Ardindan odtu gelir ki gordugum cok basarili hocalar odtuden yetismedir. İns. muh. te bogaziciliye pek rastlamadim acikcasi.

Son olarak fizige olan ilgisi en fazla ilk 2 sinifta bikac derste isine yarayabilir. Bolumu okumak istiyorsa ya gunlerini santiyede toz toprak icinde gecirmeye razi olmali ya da projeye, yasarima ve yonetime yatkin olmali.

bi zamanlar şöyle geyik vardı yanlış hatırlamıyorsam; odtü'lü çizer,hesap eder, itü'lü şantiyede durur kontrol eder, boğaziçili davetiyelere katılır raks eder tarzı bi şeydi.

okuması en zor mühendislik dalıdır bana göre. @saint in de dediği gibi aslında okulun pek de bi etkisi yoktur. teknik üniversitelerin artısı gözlem,deney,analiz imkanlarının diğerlerine göre daha iyi olmasıdır yoksa göreceğin teorik bilgi aynı. okulu 4 senede derece ile bitirmiş adamın pilye ile etriyeyi bir tuttuğunu bilirim. iş tamamen kişinin kendisinde biten bi meslek.

insanlarla iyi anlaşabilmelisin. iyi anlaşma derken 'ya ben çok kafa dengi adamım her ortama ayak sağlarım' tarzında değil. yeri gelecek sabredeceksin güler yüzlü olacaksın, yeri gelecek elini vuracaksın masaya esip gürleyeceksin.

dengeli donatı oranından bi haber bi usta işine gelmediği zaman 'ya şefim iki demir eksik olsa ,fazla olsa ne olur yeaa' diye gevrek gevrek stem ederken farkını koyableceksn karsındakni kırmadan.
yani inşaat mühendisi sadece işin statiğiyle uğraşan kişi değildir. statikle uğraşmak insanlarla uğraşmanın yanında çocuk oyuncağı gibi olabiliyor bazen.

bu yüzden 'civil engineer' -medeniyet mühendisi deniliyor.

mucevher-saat.gittigidiyor.com
www.takisiparisi.com
www.shopmania.com.tr
www.erkekmekani.com

beyoglunda edo adli japon magazasi var...oradan istiklale inen yolda bir suru guzel kucuk dukkan var..orada bula bilirsin..ya da istiklalden karakoye inen yoda ekvadorlularin yaptigi el islerinin satildigi bir kac yer var. rengarenk...ben v kiz arkadasim ordan birkac tane bileklik almistik. baya da guzeller

ortaköy

martini

martini olabilir kadehin kendisi renkliyse, ki öyle duruyor.

ya da icinde bombay sapphire veya blue curacao olan bir cocktail olabilir.

martini değil diyorum, yeşil zeytinsiz martini olmaz gibi.

martini bianco

@thugster ya zeytini yemişse?

martini bence de.

bluecocktails.blogspot.com

Oasis kokteyli diye düşünüyorum.

(bkz: edith hamilton) her dönemde tek geçilir.

alakalı olur mu bilmiyorum ama "şartlı tehdit"in cezası daha yüksek diye biliyorum.
yani doğrudan "şöyle böyle yaparım"a verilen ceza her ne ise, "şunu bunu yapmazsan/yaparsan, şöyle böyle yaparım"a verilen ceza daha yüksek-galiba.

typo var sanki..
"someone" "stayed" "signed in" "on my phone"
birileri telefonumda kaydolmus olarak kalmis. Konsepte gore anlami degisir. Sen benim telefondan face e girersin logout yapmayi unutmustur. Oyle bi yerde olabilir

mustancu +1 ben de öyle olduğunu düşündüm

typo degil bence im ile kasti instant messaging. yani "birinin, telefonumdaki anlik mesajlasma programinda oturumu acik kalmis" gibi bir sey olsa gerek.

in on my phone diye bisey duymadim cunku.

in on my phone değil ki zaten, signed in on my phone (sign in)

var

95.211.34.35


ben login olamıyorum ama...

ben de bıkac gun once bır seyler unuttum. ucmus. gidip bi daha bakıcam, sorucam falan. bakarım istersen gri-siyah sırt çantası görürsem nabayım? alayım mı? sonraki günlerde hisarüstü'nden benden alman gerekir, bulabilirsem.

edit: ha bu arada kuzey study'den bahsedıyorum ben.

ben güneyden bahsediyorum :(

birden fazla temizlikçi var, senin konuştuğun değil de başkası almıştır belki. eğer onlardan biri aldıysa temizlikçi odasına değil de yurt müdürünün odasına bırakmıştır, müdüre bi sor okula gitme imkanın varsa.

diskoda nostalji(:

edit: moralim düzeldi yemin ederim.

www.youtube.com

çok kötü (:

Son iki gündür şu şarkı: www.youtube.com
Dinledikçe anlamsız bir şekilde gülümsüyorum. Ebleh olucam bu gidişle.

(bkz: kool and the gang)
(bkz: gloria gaynor)
(bkz: donna summers)
(bkz: abba)
(bkz: modern talking)
opus - live is life

tais toi

there ones.

L'auberge espagnol

Tipik bir fransız filmi değil ama Angel-a güzeldir dili de ağır değil.hatta biraz hollywood işlerine benzemiş.

Sınav bir bitsin, buralar hep duyuru kalacak panpa, sabır biraz.

boğaziçi rulez bence. bu arada doktor olamıyor mu doktor, boğaziçi'de inşaat okuyacağına anadoluda tıp okusun, bir inşaat mühendisi olarak hiç bu kadar ciddi olmamıştım.

valla boğaziçi'den mezun iki, itü'den bir arkadaşım var.

boğaziçililer planlamada çalışıyorlar. itülü proje mühendisi olarak. maaşlarını bilmiyorum ama boğaziçilinin çalışma şartlarının daha iyi olduğunu biliyorum.

Mühendis olmak istiyorsa teknik üniversite tercih etsin.
İtü, Odtü, Boğaziçi bitirmediyse zaten İstanbul ya da Adana'da okumuş bir farkı yok.

Fizik pek de lazım değil.
1. Sınıfta AA getitir en fazla.
3 boyutlu görebilme ve matematik bilgisi daha çok gerekli diye düşünüyorum.

itü falan olmazsa inşaat için ktü düşünülebilir. çok çok iyidir.

Olabiliyorsa bence de doktor olsun, kürtaj yasaklanmayıp kendisi gündemde kalırsa bol olur doktor cinayetleri, stok olur gündeme kendisi.

ktü'ye kadar gitmesine gerek yok kocaeli'de gayet iyi eğitim olarak, hem arada sırada itü, odtü, boğaziçi, yıldız, kocaeli olması tercih sebebidir yazıyorlar sevinir yani, itü kocaeli öğrencisini de seviyor yüksek lisans için iyi bir ortalaması olursa yükseği de garantiler. puanı bi gelsin bence önce ama doktorluk da ısrar edin derim yine de.

Sınav zamanında subjektif yorumlar artıyor bildiğiniz gibi. Buradan sorularıma yanıt alabilirsem şimdi muhteşem olacak.

Allahını seviyosa ktüye gelmesin ki zaten gelmez.
Bence tıp yazsın, saçmalamasın :)

boğaziçini söyleyeyim; mezun olanların çoğu gidip mba yapıp bankalarda yönetimde falan çalışıyorlar. inşaatla ilgilendikleri yok. yani sahada çalışanlar da oluyor da azınlıktalar. maaşları da ilk giriş 2500-3000 civarıymış sanırım.

@even duyuruyu silmeyebilir misin? yanıtları ben de merak ediyorum ve favorilerime ekledim duyurunu!

şurada birşeyler karalanmış : en.wikipedia.org

www.google.com.tr

bence ilgi orospuluğu

cedricvolokine +1

Yıllardır benzer iddialar var, ateş olmayan yerden duman çıkmaz

Aslına bakarsanız kadın her yerde taciz ediliyor, ses çıkartınca bazı "insanlar" bunu ilgi orospuluğu olarak nitelendiriyorlar.

şu sıralar içip de bozutan çok kişi olmaya başladı okulda. bir ara kampüse alkol sokmak yasaklanmıştı hatta. şeytan diyor yasaklasınlar alkolü ama o zaman biz de içemeyeceğiz :)

bir konu hakkında bilgimin olmadan fikrimin olmasını sevmem ama "bence" küçük bir sarkıntılık olayını cinsel taciz olarak sunuyorlardır. veya hiç öyle bir olay olmadı sadece dikkat çekmek için yapıyorlar, çünkü "petekte cinsel taciz" "kütüphanede cinsel taciz" gibi türevleri de var. peteği de bir derece anlarım da kütüphanede o dedikleri imkansız :) kimse kafasını kitabından kaldırıp bakmıyor ki.

bu da "dikkat çekme" olasılığını arttırıyor. gidip böyle afişe edeceklerine soruşturma açsalar daha başarılı olurlar, başarısız bir "ilgi çekme"-"destekçi toplama" olarak görüyorum bu durumu.

valla biz ödemeden bulduk. referans daha önemli bence. bol referansın varsa(gerek kaldığın yerdeki couchlardan-gerek misafir ettiğin konuktan) o zaman kabul ediyorlar. tabii başka faktörler de var. kaç gün önceden talep gönderdiğin, kaç kişiye gönderdiğin, erkek mi kadın mı olduğun vs.

ne kadar önceden ne kadar çok kişiye talep gönderirsen ve de kadınsan yer bulursun büyük ihtimal. tabii diğer bilgilerini de ayrıntılı doldurur, bir de kişiye özel talep yazabilirsen tadından yinmez.

ancak couchsurfing projesinin devamı için bu para meselesine girilebilir. ben de kredi kartı aldığım gün-pek düşünmüyorum şu an için ama- verification yapmak istiyorum.

Ödeme hacım. O verification olayı bence misafr kabul ederken işe yarıyo. Onaylanmış üye lan bunda kalalım gibi..Sen requestini güzel hazırla kendin hakkında iyi bilgi ver,bol da fotoğraflarını koy güven verici olursun bence

verificationum yok. şu ana kadar 15 kişide kalmışımdır. referanslar iyi olduktan sonra sorun çıkmıyor

Ben aralık 2010'dan beri üyeyim. step 2'den step 3 e almadı beni daha nedense? parayı da ödemek onaylı üye olmak istememe rağmen?!

ve referansım, arkadaşım seyahatim olmamasına rağmen polonyalı birinden mesaj aldım kanepen uygun mu diye...

öncelikle bir web sitesi.
daha sonra o şehirden çıkmış kurum veya işadamlarından belli bir miktarda öğrenciye burs verme sözü.
bunları web sitesi üzerinden tanıtma.
üniversite kayıt esnasında da o şehirde okuyan başarılı öğrencilere burs verme.
başvuran öğrencileri derneğe kayıt etme.
bu öğrencilere ayda bir, iki ayda bir sosyal etkinlik düzenleme, onların derneğe aidiyet duymasını sağlama.
bu öğrenciler ile derneğe üye olan diğer kişiler arasında bir bağ kurma. örneğin öğretmen adayı olan öğrencilerle, üye olan diğer kişilerin çocuklarına uygun fiyata ders verme. bu şekilde hem öğrenciye bir harçlık, hem de derneğe üye olan diğer kişilere bir fayda sağlama..

gençler arasında yaygınlaşmak istiyorsan burs vereceksin. öncelik budur. daha sonrasında gençlik konserleri düzenlenebilir. öğrencilerin sorunları ile ilgili toplantılar yapılabilir. onlar için dernek üyesi iş adamlarının şirketlerinde stajlar ayarlanabilir, iş imkanları bulunabilir.

arafa +1
kısaca marketing.

hedef kitlenizi net ve doğru tanımlayın. sonra bu hedef kitleye marketing yapın.
dernek olduğunuz için fazla bütçeniz yoktur, o nedenle interneti bol bol kullanmanızı tavsiye ederim. email ve sosyal medya vazgeçilmeziniz olmalı...

x ili derneği başkan yardımcısıyım.
derneğinizde öncelikle işadamları avukatlar doktorlar akademisyenlerden kurulu bir yönetim oluşturun. böylece yeni üyeler iin bir cazibe ve çekicilik unsuru oluşsun. özellikle para konusunda işadamı elzem. bunlara makam, statü vs verin ve derneğe yardım etmelerini sağlayın. dernekte asıl amaç üye sayısını arttırmak, aidatlarla düzenli bir gelir oluşturmak çok önemli. daha sonra üyelerin katıldığı yemek ve diğer organizasyonlarla derneğe ek gelirler sağlayın. üyeler arasında dostluk dayanışma gibi şeyleri sürekli arttırın. sosyal medyayı sonuna kadar sömürün nasıl olsa beleş ve insanlara ulaşmak daha rahat. web sitesi olsun ama çok da abanmanıza gerek yok.kartopu gibi sürekli üye sayısını büyütün. gerisi gelir zaten.

1)Ferrari,Ford Mustang,Dodge Challenger

2)vardır ama orjinal değildir.

1- ford mustang 1995. chevrolet camaro 2010 da iyi.

1. kartal
2. var

reno spring+1

springler kartallar diyorsunuz. ben de m5'ler corvette'ler bekliyordum. enteresan.

1. mercedes s serisi
2. güzel parça arıyosan türkiyede zor, ama amerikada 5bin dolardan başlıyor piyasası

1- bence maskülen dendiği zaman, yeni camaro çok ayrı bir yerde.

2. soruya yanıt olarak 69 model GTO. mobilim link veremiyeceğim ama sex drive filminin baş rolüydü şu araba ve hastası olmuştum.

freeimagesarchive.com

ben begenmesem de neredeyse su olduguna eminim: ford shelby mustang gt500 :) gone in 60 seconds ile gormus dibim dusmustu.

1940'lardan? valla zor abi. 70'e dogru gittikce bulma sansin artar.

40'lardan zaten cok secenek yok. buick, lincoln falan. ustelik yuruyenleri falan zor is.

akla ilk muscle car olarak nam salmışlar geliyor ama sadece güç odaklı bakmak doğru mu?

öyleyse mustang gt500 kıl payı alır dodge'dan. erkek gözüyle tabi..

e ama yanına bir hudson hornet parkederse:
static.cargurus.com


yok maskülen güzel olamaz demiyorsak ferrari testarossa yumuşak değil ya:
dayerses.com

gene de hepsi şunun yanında biraz ergen kalır:
"1930 ARMORED CADILLAC IMPERIAL SEDAN"
www.rtp3.com

("net!" diye bitiresim geldi lasdkjflaskdjf)

tabii kiii;

(bkz: beyaz toros)

soru 2 için:

eğer türkiyeden bahsediyorsak en kolay bulacağın 50 bin dolar altı klasik araba mustanglerdir. parçası ve toplaması da göreceli olarak kolaydır. ikinci seçenek SL serisi mercedesler.


benim favorim 56-57 corvette C1
en.wikipedia.org(C1)

1. ve 2. soruya cevabım; tek geçerim

www.sahibinden.com

www.seat61.com
trenle gidecekseniz istanbul'dan once bukres'e gidersiniz, oradan budapeste - viyana - zurih - lyon - marsilya rotasi bana mantikli geldi.

swift ile yaklaşık 75-100 TL ye patlar sana.
örnek hsbc www.hsbc.com.tr

WU ile de 50-60$ alırlar. www.westernunion.com.tr

hsbc sizden 45 TL swift ücreti alacak. Ve gönderdiğiniz miktara göre 35-350 TL arası ekstra para alacak. Ve en az gonderdiğiniz paranın %0.4 ünü alacak.

Yukarıda tahmin ederek 75-100 dedim. En net ücreti bankaya miktarı söyleyerek öğrenebilirsin.

ayrıca www.erasmusum.com

Hocam peki en çok ne kadarını alacak? Bu oranı bana net verebilir misin?
Çünkü meblağ değişebilir.

en temizi swift'dir. internet bankacılığınız varsa daha kraldır swift. 2000 euroluk swift 45 tl işlem ücreti istedi.

45 Tl dışında havale ücretinin ne kadarı oranında para istedi banka? bunu da bilmem gerekiyor.

Dostum yanlış algılamışım oradaki yazan tutarı.:( (Azami diyormuş asgari değil)

En az 35 TL alacak ve bu alacağı tutar gönderdiğiniz miktarın %0,4 ünden az olamaz.

Bu durumda sizden 45+35=80TL gibi bir ücret alacak. Çünkü 600 ün %0.4 ü çok daha az. (Sitedeki bilgiler bunu anlatıyor yani)

Tabi bir de karşı bankanın keseceği miktar var ki o konu hakkında bilgim yok. Kesmiyor da olabilir.

ptt'den upt yaparak 40 dolara halledebilirsiniz...

Ben garantiden swift yapmıştım 100dolar için 35 tl filan bayıldım sanırım.

paypal işinizi görmez mi?

vakti zamanında işim düşmüştü de bulamamıştım böyle bir programı.

calibre mi ne var o açabiliyordu sanki

calibre aciyor. fakat cok boktan ama daha iyisi yapilana kadar en iyisi bu.

dalai lama ile karşılıklı gözgöze bakmak, kendisi ile dünya gözüynen görüşmek.

Önümüzdeki 10 yılda en büyük deneyim kendi teknemi kullanarak açık denizlerde yol almak ve sırt çantamı alıp dünyayı gezmek olacaktır.

christian bale yada daniel craig ile aynı ortamda bulunmak, mümkünse onlarla bir sohbet (abart)

miranda kerr yanağıma öpücük kondururken fotoğraf çektirip nesilden nesile aktarmak.

yakın zamanda nasipse avustralya'ya gideceğim ve amcamın komşusu oluyor miranda. aynı vakitte denk gelebilirsek olacak. gitme amacım sırf bu. evet.

yapılan bir nostaljiyle şu zamanları hatırlayıp,neler başarmış olduğuma şaşırmak,gururlanmak ve yerde oyuncak bebeğiyle oynayan kızıma bakıp tebessüm etmek... ahh ule ahh :)

kendi başıma uçak kullanmak.

evlilik diyecektim ama çocuk sahibi olmak diyorum. hatta birden fazla çocuk sahibi olmak.

bir çok ülkeyi görme şansı bulmak büyük deneyim olurdu benim için. inşalah da olucak:)

aklımdaki projeyi faaliyete sokup dolar milyarderi olmak :)

uluslararası bir girişimcilik ödülü almak olurdu sanırım. bi de start up'ımın milyar dolara falan satın alınması. bakınız instagram. yeminlen bi başarı konuşması yapayım başka bişi istemiyorum lan. paranın da yüzde 10'unu aileme yüzde 85'ini roket adam vakfına bağışlayacağım. yeter ki başarılı hissedeyim kendimi.

bhutan'a yerleşip keşiş olmak.

hindistan'a gitmek, gezmek, görmek. 3-5 bollywood filmi izledim diye bir gazla 10 sene içinde yapacağım diye tutturdum. hatta bir ara maaliyet hesaplarına bile giriştim ama erken tabi.

durumum duyuru başlığıyla bir hayli uyumlu.

tamamen gerçekçi oluyorum, coachella'da, winter music conference'da veya tomorrowland'de onbinlerce kişiye çalmak. (dj olarak)

kilo vermis ve fit halimi uzun yillar devam ettirmis olmak.

Dünya bankasında çalışmak

Eve'in Son Yüzü

benim bitirmeye calistigim roman :) bir sene daha beklersen guzel bir ornegini okuyabilirsin.

en son güzel bir belgesel izledim ama kitap dediğin için yazmıyorum :)
sidney sheldon ın bir romanı vardı böyle, ama hangisiydi bilemiyorum, gugılla çıkar.

tinyurl.com

www.google.com.tr

Martin eden var ama onu biliyorsundur zaten. Bilmiyorsan sakın nette araştırma sonucu kötü olur.

nisan 2012vadeli dolar kontratında kısa pozisyon alıyorsunuz 1.804'ten. emir 1 gün içinde gerçekleşmezse iptal edilecek.

kısa pozisyon satmak demektir. pozisyonunuzu kapamak için alım yapacaksınız. 1.804'ten sattığınız kontratı, 1.75'ten alırsanız kar, 1.85'ten alırsanız zarar ediyorsunuz.

Yani bu işlemi yapan kişi, dolarda düşüş bekliyordur. 30 nisan 2012'de dolar 1.804'ün altında olursa kazanır, üstünde olursa zarar eder.

anlatayım tek tek ;

1- bu bi tablo değil emir ekranıdır.
2- kişinin toplam teminatı 40000 tl
3- sözleşme zayan yer işlem yapılan sözleşmenin seçildiği alandır. bu sözleşme listesine www.vob.org.tr den ulaşılabilir. elaman Nisan 2012 vadeli dolar sözleşmesini seçmiş. işlemi bu sözleşmede yapar.
5-işlem olarak short seçilmiş , yanı açığa satış yapılıyor.
6- Fiyat tipi ; limitli fiyat seçilmiş. bu sadece istenilen fiyatta satış yapılması demketir. ekranda 1,8040 dan satış yapılmak istendiği belirtilmiş. girilen emir bu kademeye girer. eğer bir karşı ayak bulunursa gerçekleşir. eğer fiyat bundan daha yüksekteyse o an için piyasada , yani 1,8050 de ise en iyi fiyattan gerçekleşir. 1,8040 verilmiş olsa bile. ama daha düşüğünden gerçekleşmez. piyasa fiyatı seçilmiş olsa idi en iyi alıcı hangi seviyede ise ona satış yapardı. yani o an için 1,7900 da alıcı varsa ona verir , 1,8010 da varsa ona verir gibi.. emir miktarı yuksekse emir adedini bitirene kadar tüm kademelere vererek satışı gerçekleştirir.
7- Miktar ; kontrat sayısının girildiği alandır. en düşük 1 kontratla işlem yapılır. işlem miktarı arttıkca ihtiyac duyacagınız teminat miktarı artacaktır. 1 dolar kontratı icin en son 180 tl teminat gerekiyordu. rakamlar +- 50 olabilir. son teminat tutarını hatırlayamadım.
8- emir türü ; veridğiniz emirin akıbeti ne olsuna verdiğiniz cevaptır. seçeneklere göz atarsan seçili olan "gerçekleşmezse iptal et" bu şu demek emiri piyasaya gönderir eğer o an için o fiyattan satış yapılmazsa emiri geçersiz sayar. satış gerçekleşirse burası işlevsizdir.
9-geçerlilik süresi ; emirin ne kadar süreyle piyasada durması gerektiğini belirler. seçili olan "günlük emir" bu şu demek bu emir sadece o gün için piyasada durur. eğer gün sonuna kadar gerçekleşmemişse ertesi güne devretmez. seans sonunda iptal olur. diğer seçenekler de gerçekleşene kadar iptal et var eğer onu seçersen kontrat sonu milad olmakla birlikte gerçekleşene kadar bu emiri piyasada tutar. gün tercihli seçenek ise sadece belirttiğiniz tarihte piyasaya emiri gönderir.

başka sormak istediğğin bişey olursa yaz açıklayayım.

bu işlemi yapan kişi dolarda düşüş bekliyordur. istediği an ters işlem yaparak yani alım yaparak pozunu kapatabilir.

ratso rizzo sçyle bi tanım kullanmış ;
"30 nisan 2012'de dolar 1.804'ün altında olursa kazanır, üstünde olursa zarar eder." bu tanım kısmen doğru eğer kontrata hiç dokunmazsanız kontrat kendisini 30 nisan 2012 de kapatacaktır ve uzlaşma fiyatından kapatır. ama bu tarihe gelene kadar kişi istediği an kontratı kapatabilir. misal 2 gün sonra fiyatın uygun seviyeye geldiğini düşünüyorsanız 1 adet kontrat alımı yapar ve pozunuzu kapatırsınız. aradaki tutar farkı hesabınıza + olarak yazılır. örnek vermek gerekirse 1 kontrat satış yaptınız 1,8040 dan aslında yaptıgınız işlem 1000 doları satmaktır. fiyatın 1,7950 ye dustugunu varsayalım . pozu kapatırsanız eger hesabınıza +9 tl yansır. eğer fiyat sizin seviyenizden yuksekken kapatırsanız - olarak yansır.

montaigne?

(bkz: françois-marie arouet de voltaire)

balzac?

jean-paul sartre?

victor hugo?

beyler hiçbiri değil... 3 kelimeden oluşuyor olabilir, veya 2 kelime ve soyadı çok uzun olabilir.
bacon ingiliz bu arada.

françois la rochefoucauld

charles-louis de secondat baron de la brede et de montesquieu..

emin değilim ama bu mu:

www.kitapyurdu.com

cok daha yenilerden bir kitap ama bir ihtimal aklinizda yanlis kalmisdir diye yaziyorum,
amak-i hayal olabilir mi?

ne sistemi?
edit: büyük ihtimalle pc sisteminden bahsediyosun ama her türlü teknolojik şeyle ilgili cevap bulabileceğin en büyük forumlardan birisi avforums.
www.avforums.com

trafikle ilgilenmesinlerde neyle ilgilenirlerse ilgilensinler:)

pek tasvip etmediğim bir durum olsa da. Anne baba çalışınca çocuklar ortada kalıyor. Aileyi göremiyor, anne baba hasreti oluyor, bakıcılar daha çok görüyor çocukları.

Anne evde olursa, hem çocuğuyla ilgilenir, hem ev işlerini halleder, hem de akşam kocası geldiğinde ona yemek hazırlar.

Tekrarlayayım, savunduğum birşey değil, aklıma gelenler bu kadar

"profesyonel hayat"ı okuyunca bi güldüm bi güldüm yok böyle bişi ama neyse. her kadının içinden aslında evde otursam çocuk büyütsem gibi şeyler geçer ama bunun ezikliği iğrenç bişi yani. doğru olanın evde oturmak olduğunu savunmuyorum. çünkü içinde bulunduğumuz koşullar çalışma zorunluluğu getiriyo.

iş hayatı diyeceğim. bence, maddi güvence önemli. özellikle kendi maddiyatı. çünkü bi başkasına muhtaç olma durumu var diğerinde.

normalde sanki part time çalışması en güzeli gibi. hollanda'da böyle yapan kadın sayısı çok fazla diye bi yazı okumuştum bi yerlerde. ya da öğretmen olsun o da part time gibi bişey.

profesyonel hayatı(?!) seçince aile ile ilgilenilemiyor mu yani
ikiside aynı anda gidebilir.çalışan erkekler aileleri ile ilgilenmemiş mi oluyor bu durumda?
şahsen evde oturan bir kadınla evli olmak istemezdim.iş sadece para kazanmak için değil insanın kendini çeşitli alanlarda geliştirmesi içinde bir yoldur.

bence ilk 1 yil dogum iznini kullanarak anne baba 6sar aydan dogum izniyle bakmali cocuga. He bu sekil dogum izni ne kadar mumkun Turkiye'de onu bilmiyorum.
sonra agir is olmamasi daha iyi tabi. cocuk 5e kadar kreste kalabilir. zaten bir kac yil sonra da anaokul/ilkokul basliyor ki pek farketmiyor. Ama bu gorevin(agir olmayan is) kadina yuklenmesi sacma. Nitekim bu yuzden baba rolu cok tirt bir rol ailelerde. ayni bag kurulamiyor genelde cunku baba hep calisiyor..

Bir de böyle bir sey var mesela: bizim sirkette bir bayan var; %75 calisiyor. 8-15..

İki çocuğum var ve çalışıyorum. Benim şansım kızlarıma annemin & ablamın bakıyor olmaları. Aklım kalırdı yoksa el kadar bebeyi bakıcıya bırakırken. Ama düşünüyorum da bırakırdım yine. Bu konu anneden anneye değişir muhakkak ama ben ilk kızımdan sonra işe döndüğümde işyerinde masamı öpecektim. İlk bir ay çalışırken bile kulağımda gerilerden bir ağlama sesi geliyordu. İş, huzur, dinginlik, ekonomik özgürlük. İş yerinde istediğin kadar didiş, akşam bilgisayarı kapatıp, ofis kapısını kilitlediğinde hepsi yarın sabahı bekliyor. Kafanı çalıştırıyorsun iş yerinde, çocuğuna ve kocana daha dengeli yaklaşıyorsun, kocanı kıskançlıklarınla bıktırmıyor, çocuğuna takık bir anne olarak çocuğun bağımlı olarak büyümemesini sağlayabiliyorsun.

6 aylık müşteriyim ve öğrenciyim, iyi müşteri ne demek?

iyi müşteri ayda en az 750-1000 tl alışveriş yapan demek. uçak bileti kampanyası sırasında almış olabilirsin. kampanyada kart alana tek yöne uçak bileti bedavaydı. bunlar da aidatı o nedenle yüksek tutumuştu. normalde aidatlar 30-40 tl civarı olması lazım. bilet almadıysan telefon aç ben bilet almadım falan de. belki indirim yaparlar ama iptal edeceklerini sanmıyorum.

telefon aç sor. bana iade ettiler. etmeyen 2 bankanın kredi kartlarını kapattım ki gold ve limiti 25 bin + olan kartlardı. Kafam rahat valla artık.

değilsin. mızlan. geri veriyorlar. ama gördüm kü 6 aylıksın. biraz zor. bu yıl ver gelecek senelere kesin ödememezsin.

valla arıcaksın bankayı iptal edin ücreti diceksin önce yok dicekler sonra kartı iptal edin diceksin paşa paşa ücret iptalini yapacaklar geçen gün bende aradım :)

çocuk saflığında olmalıdır bu tarife göre.

Nasıl yaşıyorsa öyle olmalıdır. Aşkı da kalıplara sığdırmayalım.

ciftelrin birbirleriyle gün boyu mesajlasmayip, saatlerce telefonda konusmayip, facede birbirlerinin hareketlerini takip etmedikleri,kisacasi birbirleri sikip bunaltmadiklari asktir.

Hayır hayır, istediğim bu değil. 'Erkek olmak'tan bahsetse miydim?

Erkek doğmak ve sonrasında 'adam olmak'. Erkek olmak benim için bu. Şimdi tekrar söyler misiniz nasıl olmalıdır erkeğin aşkı? Tanımlayamaz mısınız?

saçma nazlara,klişelere bogulmadan dediğin gibi vahşi olmaktır bence.

çocuk naifliğinde, yıkılma korkusu olmadan ama yıkılmaya hazır olmalıdır. yıkılmaya hazır olmaktan kastım yıkılması gereken durumlarda yıkılmamak.

Genel olarak
Bunun bir kalibi olamaz.Herkesin karekteri farkli...Herkes aski farkli yasar.

Bence:
Sevdigini göstermeyerek ama hissettirerek yasamali,kendini kaptirmamali.Olurda ask biterse bunalima girmeyecek sekilde.

niye erkek adam belli etmiyormus? adam sahipleir, sevdgi kadini mutlu etmek icin dusunur. kadin aski? o da aynisi. erkegimi nasl daha cok mutluederim diye dusunur. gerisi gelir zaten...

erkek adam böyle aşık olur! diye bir tanım olabilir mi yahu? olmaz olsun yani, kim karar veriyor ki bu tanıma? çoğunluğun olduğu gibi olmak zorunda değiliz hiçbirimiz. bizi var eden kendi özelliklerimiz zaten.
birçok adamla ilişkim oldu ve hepsi aynı değildi elbette, hepsi aynı olsa zaten herkes herkesle olabilir ve herkes aynı ilişkileri yaşar, seçmek diye bir şey de olmaz: (9gag.com)
toplumsal cinsiyeti de sikeyim hani. erkek olmak ya da kadın olmak sadece insan olmaktır.
hadi tüm bunları geçtim, aşkın net bir tanımı bile yok ki! sözlüğe bakın altında yüzlerce farklı tanım var.

OSHO - ERKEK

kitabini öneririm umdugunuzdan daha güzel bir kitapla karsilasacaksiniz.. ve tüm cevaplar orada..

ben en mıc mıc askı da suan da oldugu gıbıı cooook cool askı da yasıyorum wlla. guven varsa hıc bısey sorun olmamalı . sureklı msjlasmak , aramak , herseyı sorun yapmak cocukluktan baska bırsey degıl. bence ask olgunluktur. buyudugunun bılıncınde olup onun da kendının de hayatına saygı duymaktır . ne cok sıkmaktır karsındakını ne de cokk bası bos bırakmak.

ilişkilerin binbir türlüsünü yaşamış birisi olarak şunu söyleyebilirim.
baştan niyetini belli etmessen kaçırıyorsun, baştan niyetini belli etmek de o kadar korkunç birşey degil.

Sen kızla ilgilenirken, alaka gösterirken, kızın bir isim koyma çabası yaptıgı dönem vardır, senin güzel mesajlarına karşılık "sen benim için çok iyi bir arkadaşsın" falan gibi birşeyler yazmaya başlar.
Orada arkadaşın olmak gibi bir niyetim yok dersen AÇIK VE NET ya o zaman kusura bakma ben yanlış anladım diyip senden uzaklaşır, ya da tmm diyip devam eder. İki durum da arkadaş gibi gözüküp, aşık olmaktan daha iyidir.

Bir de ilişki sırasında dominant olman lazım.

Kız gibi erkek olma, ne kadar şu çok öküz, bu çok hayvan da deseler, sonra o hayvan ve öküz adamlara gidiyorlar, erkek erkek gibi, kız kız gibi olmalı, bu işin dogası böyle.

duygusal nedenler de var tabi

yoktur.

Air'de dvd okuyucusu yok.

air'de DVD okuyucu yok, ek olarak alman gerekiyor.fiyatı 99$'dı sanırım.

herhangi bi bilgisayarin dvd okuyucusunu kullanabilirsin ama wireless uzerinden oyle bi opsiyonu var. Eger oyun oynamiyosan ve film arsivlerimi harici bi diskte tutarim dersen bence hic dusunme al.

Al gitsin usta. Aldım, inanılmaz memnunum. Senin tek sorunun hayvani müzik arşivin ve torrentin. Bunların SSD'ler maksimum 256 biliyosun, hemen doluyo yani arşiv kasınca.

fiyat/verim ile piyasadaki ortalama fiyat/verim.

bunlari yapacak olsam air diil de macbook pro falan alirdim.

Ayrıca evet, 13 inçte film pek olmuyo o bi gerçek. MBP al bence 15 inçlik.

ssd kullandıkları icin fiyatlar yakınlarda pek dusmez gibime geliyor. ama cpuların fiyatları duserse ki dusecek(zira amd yeni işlemcileri ile atağa geçti) ultrabookların da fiyatları dusecektir, ama yine yakın bir zamanda diil bence.
bir de: (git: www.chip.com.tr)

MBA muhteşem bir alet, tek kelimeyle: hiç düşünme, lazımsa hemen al. Ha ağustos'a kadar beklerim dersen Ivy Bridge mimarisiyle MBA'lerin yenisi gelicek, onu alırsın.

Glengarry Glen Ross www.imdb.com
12 Angry Men www.imdb.com zaten bu konuda bu en iyi örnek olsa gerek

www.imdb.com persona
www.imdb.com rope
www.imdb.com sanatorium pod klepsydra

tirad ne demek bilmiyorum ama, kevin smith'in tüm filmlerinde yoğun konuşmalar/diyaloglar yer alır. mesela;
clerks 1

kader
masumiyet

www.imdb.com

çok benzemese de; www.youtube.com

kadınlar ezilmek değil, hayran olmak istiyor. kendinden daha aşağıda olan birine hayran olamazsın, o yüzden daha yukarıya bakıyoruz.

maddi açıdan rahatlık belli olmaz da;
yaşla, olgunlukla ilgili : gençlikte çömezliklerini yaşanacak dertleri yaşamış bitirmiş, öyle gelmiş olması tercihimdir. Bu yüzden olgun biriyle yaşamak güzel, kendiyle ilgili derdini yaşamaktan çok, hayattan keyif almaya, yaşamaya bakan adam..

iktidar olma, yahut tırnak içerisinde 'güç' aşkını mantıklı ve herkes için geçerli olması gereken birşey olarak kabul edersen ortada sıkıntı vardır. güç sahibi erkek kadını niye ezsin? diğer erkekleri ezer, kadının arkasında kuyruk bile olur.

ayrıca ben de zihnen olgun bir kadın tercih ederim. sanıyorum ki bana katılmayacak erkek azdır.

cevap fazlasıyla basit.
'erkekler kendinden güçlü bir kadın istemediği' için mecbur kalırlar bir yerde.

erkekten fazla maaş alırsın erkek ağlar
erkekten daha iyi bir pozisyonda çalışırsın erkek ağlar
sen üniversiteyi kazanırsın erkek kazanamaz erkek terkeder... uzar gider.

erkekler kendinden güçlü kadına tahammul ettiğinde kadınlar da ezilme korkusu yaşamayacak erkeklerle olur.

ezilmeyi nasıl tanımlıyorsunuz? yani hayat arkadaşının daha fazla kazanması, daha olgun olması kadının ezileceği anlamına gelmez. şu anki toplum düzeninde kadının bunu istemesi kendisini ezik görmesi anlamına gelmez. kadınların ve erkeklerin tamamen eşit bir dünya düzeninde yaşadığı bir dünyada yaşasaydık dediğin şey doğruyu.
düşünsenize hem erkek ve kadının eşit olmadığı bir dünya düzenindeyiz. erkekler daha fazla olanağa sahip hem de bu olanaklara sahip oldukları halde bir kadından her anlamda daha düşük seviyede. bu konu hakkında söylenecek çok şey var ama kadınlar buna katlanamaz çoğu zaman.

(bkz: kadınlarda güce tapma)

tamamen bencil bir istektir bu. kısaca verdiğinden daha fazlasını istemektir, ama sorsan onlara "çok masum bir istek" derler. kadınların istediği "güçlü erkek" tipindeki "güç" diye tanımlanan şey, kas gücünden, maddi güce kadar uzar gider. sosyal alanda kendisinden daha iyi ve güçlü erkek ister. bu da hiçbir açıklaması olmayan mantıksız bir bencilliktir. kimse burada "kendimden daha iyi birini istiyorum ne var bunda" diye boşuna savunma yapmasın. erkek ise kendinden daha güçlü bir kadın istemez, hatta çoğu zaman böyle durumlarda gururuna yediremez erkek kişisi kendinden daha güçlü bir kadını. durumu şöyle özetleyelim, erkekler adrina lima gibi sevgilileri olsun isterler ama olan sevgililerini adriana lima'ya benzetmeye çalışmaz, lima'ya benzemiyor diye onlardan ayrılmaz. kadınlar da ise durum tam tersidir.

Sen güçlü bir baban olmasından hoşlanmaz mıydın? Ezilmek mi istiyorsun? Bunu cevapla kendi kendine sorun kalmaz.

bir insanın karşısındakinin "olgun ve güçlü" olmasını istemesini ezilmek istemeyle bağlayabilen bir insanla hiçbir noktada anlaşamam,diye düşünüyorum. tamamen farklı bir mantalite.
sen ezileceksen,her şartta ezilirsin. Karşısında sağlam bir erkek istemesi kadının, ona karşı güç gösterisi yapması için değil, ayrıca gerçekten güçlü olan bunu karşısındakinin gözüne sokmaz. Yani kadının aradığı şey de bulunması zor gerçekten. (Tabii, kadın derken, yazar burada empati kapsamında kendinden bahsediyor)
ayrıca, normaldir istemek, herkes herşeyi istiyor. insan ister. buna bencil diyenler, victoria's secret mankenlerini bir tek ideal manken ölçülerinde adamlar mı istiyor? ben yeterince fit değilim diye bi kadını istemekten geri duranlar mı var? isteyen ister.
Aynı şekilde, kadın da kendisini mutlu edeceğini düşündüğü şartları ister. Heee, var mıdır, gerçek midir, aranır mı bunlar, o başka.

zor bisey bu.

her ülkenin okullarina tek tek bakman lazim.olanlarin cogu kalitesiz bu arada,arada iskandinav ülkelerinde iyi olanlar var nispeten ama oralarda da yasam pahali.

Almanya'da üniversiteler ücretsiz fakat ingilizce eğitim yapıyorlar mıi mesela Köln Üniversitesi sitelerinden anlaşılmıyor.

curriculum ya da studienplan kisminda yazar bölümlerde.

ek not

almanyada bir cok ünide egitim parali,200-500€ / per semester arasinda.

avusturya'dır aradığın,kardeş.

yalan söylediğim anlarda dahi her zaman gerçeği söylerim demiş. Yani karşı taraf yalan zanenderken söylediklerimi ben aslında o zaman gerçeklerden bahsediyorum falan herhalde bilemedim ki ya ama böyle olması lazım evet.

"Ben her zaman gerçeği söylerim, yalan atarken bile" falan diyor. Zaten her yalanda bi gerçeklik payı vardır diyorum bunu söyleyen abiye.

bu sözden ciddi bir felsefi anlam çıkarılabilir şöyle oluyor o da ya bir paradoks oluyor aslında karşındakine yalan söyleyince o yalan karşıdakine göre doğru oluyor veya ' ben hiç yalan söylemem içim dışım bir' gibi bir anlam ortaya çıkıyor
Not:alıntıdır !

yılların "this statement is false" meselesinden ekmek yemeye çalışan, paradoxu kullanarak artistik bir laf etmeye çalışan bir laf bana kalırsa.. sırf hava yani.

giritliyim diyor :)
(girit paradoksu, epimenides, vs. diye bir araştırın, tavsiye ederim)

yalancı yalanı ortaya çıkan adama denir, sözüne güvendiğin adama yalancı diyemessin çünkü yalanını söyleyebilmiştir. yalancılıkla ilgili paradoks yani. o mesele.

sony vegas.
time line'a bi video atın. sonra ikinci videoyu atın. ikici videonun event pan/crop ayarını seçin. diğer videonun neresine almak istiyorsanız küçültüp yerleştirin. tamamdır.

ben smyrna, dediğin pan/crop ayarını nereden yapıyoruz?
bir de birkaç değişiklik yapıp kadettiğimde .veg olarak kaydetti. bunu daha sonra açabilmem için sony vegas gerekcek mi?

evet. sizin yaptığınz kayıt projenin kaydı. videoyu o şekilde izleyemezsiniz. o video değil. file menüsünden render as ile size uygun formatta render yapmanız gerekir. ortalama render sd video için 1 saatlik videoda 1.5 saattir sıradan bir işlemci ile. hd videoda iki katı.
pan and crop her videonun sonunda i.imgur.com şu işaretlerin üstteki olanıdır. (capture saat koyunca biraz karmaşık olmuş ama anlarsın umarım)

dunyayı istemişsin,burada buna cevap verebilecek kadar zamanı olan sanırım yoktur.ben kısa cevaplar vereyim sen anahtar kelimeleri tara.

ab liderler zirvesi tamamlandı.alınan ekonomik kararları ingiltere veto etti.'ab liderler zirvesi 9 aralık'diye arattır.sonucu kısaca alınan onlemler yine yetersiz.avrupa halklarında kendi para birimlerine donus isteği var.almanya ve fransa pres yapmaya devam ediyor.

italya oyuncu değişikliği yaptı,yunanistan yine borcu kaptı.

çin krizden etkileniyor tabi ama olumlu yonde.anahtar kelimeler 300 milyar dolar kredi,fon,huamei fonu.avrupa cin den fon istedi.cin de amrika ve avrupa için fon hazırlamaya başladı.

baskanlar ne diyor. www.bloomberg.com

turkiye 2012 zor olacak gibi,mb turk lirasında kalın ısrarında,piyasalar dolar 2000 diyor

kesip, kırpma, geçiş efektleri için (bkz: windows media maker)
arka plana bir şey ekleme, hizalama vs.. için (bkz: flash)

kocayusuf windows movie maker demek istemiş ama dediği ile + flash ile arkaplana falan birşey ekleyemezsiniz. açıkçası yazdığınız cümlelerden bunu yapabilecek bilgiye sahip olduğunuzu sanmıyorum alınmayın ama.. ben bu tür şeyler için sony vegas ve avid kullanıyorum. biri başlangıç biri ileri seviye programlardır. adobe premiere de öneren olacaktır. ama o eşek gibi güçlü bir pc ister. bi de edius falan var. kurdum ve 10 dakika sonra sildim. önermem. en basiti sony vegas.

Dünya ve dünyada üretilen her şey size çok büyük, muhteşem geliyor olabilir ama uzaktan bakılınca hepsi toz tanesi kadar görünüyor.

aslında kainatta bir hiçiz, ama bazen kendimizi kainatın hakimi sanırız.

egonun ne kadar saçma sapan birşey olduğunu anlatıyor.
evren karşısından hepimiz "kocaman" bir hiçiz.
ve işin güzeli, bunun ayrımına varabilmek, insanı mutlu kılıyor.
(-:

hakaten lan. neyiz olm biz

duş alarak, ama eğer uzun sürerse dinlendirmek yerine daha da yoruyo tabi.

çivi çiviyi söker misali eve gelince dambıllarla kol, omuz göğüs falan çalışıyorum, eğer ağırlık çalışmak istemiyorsa canım, ip atlıyorum 300-500 tane
o da kesmesse burpees 30 tane falan yapsan yetiyor

yakın bi zamanda p90x e kesin olarak başlıcam

duş sonrası 2 şişe biranın yerini hiçbir şey tutmaz.

eve gelince biraz nete bakıyorum. üstümü değişip yemek yiyiorum ardından da annemle mutfakta çay keyfi yapıyoruz.biraz laflıyouz. çok dinleniyor muyum hayır ama yinede iyi geliyor:)zaman hemen geçiyor zaten bir bakmışım uykum gelmiş uyumuşum..

elimi yüzümü yıkayıp hatta duş alıp kitabıma kaldığım yerden devam etmek.eğer canım kitap okumak istemiyorsa en sevdiğim şarkıları açıp son ses dinlemek,hayal kurmak